PROF. DR. ABDURRAHMAN KÜÇÜK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "PROF. DR. ABDURRAHMAN KÜÇÜK"

Transkript

1 2 Bu kitabın tüm hakları yazarlarına ve yayıncısına aittir. TÜRKİYE DE DİNLER TARİHİ NİN KURUMSALLAŞMASI SÜRECİNDE PROF. DR. ABDURRAHMAN KÜÇÜK g Editör Prof. Dr. Ahmet Hikmet EROĞLU ISBN: Genel Yayın Yönetmeni Cuma AĞCA Sayfa Tasarım / Kapak Biçer YILDIRIM Baskı / Cilt Berikan Ofset Matbaacılık Matbaa Sertifika No: BERİKAN YAYINEVİ Cumhuriyet Mah. Bayındır 1. Sokak No: 15/1 2 Çankaya Kızılay/ANKARA Tel: (0312) Fax: (0312) ANKARA Kitap içerisinde yer alan her bir makalenin tüm sorumluluğu kendi yazarına aittir.

2 2 Bu kitabın tüm hakları yazarlarına ve yayıncısına aittir. TÜRKİYE DE DİNLER TARİHİ NİN KURUMSALLAŞMASI SÜRECİNDE PROF. DR. ABDURRAHMAN KÜÇÜK g Editör Prof. Dr. Ahmet Hikmet EROĞLU ISBN: Genel Yayın Yönetmeni Cuma AĞCA Sayfa Tasarım / Kapak Biçer YILDIRIM Baskı / Cilt Berikan Ofset Matbaacılık Matbaa Sertifika No: BERİKAN YAYINEVİ Cumhuriyet Mah. Bayındır 1. Sokak No: 15/1 2 Çankaya Kızılay/ANKARA Tel: (0312) Fax: (0312) ANKARA Kitap içerisinde yer alan her bir makalenin tüm sorumluluğu kendi yazarına aittir.

3 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 625 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNTÇE ESERLERDE HİNDU İNANÇ VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: MİRİGAVATİ ÖRNEĞİ Giriş g Cemil KUTLUTÜRK İslam, Hint alt kıtasına Muhammed b. Kāsım es Sekafî nin miladi yıllarında Sind bölgesini fethetmesiyle girmiştir. Onun kumandasındaki bu fetih hareketi daha çok Aror, Multan, Debal (Karachi) gibi yerleşim yerlerinde yaşayan Hinduları ahlaken terbiye etme ve bazı tedbirler alma amacına yönelik olmuştur (Nadvi 1934: 68; Bayur 1987: 93 94). O yüzden bu ilk fetih hareketlerinin kalıcı ve geniş çaplı olduğunu söylemek güçtür. Onuncu yüzyıldan itibaren başlayan Gazneli akınları, Hindistan da İslam ın yayılmasında önemli rol oynamış ve asırlarca sürecek Müslüman Türk hâkimiyetinin temellerini oluşturmuştur. Bu dönemde kuzey Hindistan da pek çok bölge ele geçirilmiştir. Buralara İran ve Orta Asya dan çok sayıda ilim adamı ve mutasavvıf gelerek yerleşmiştir. Gazneli akınları ile Lahor gibi bazı merkezlerde Müslüman orduları da kalıcı olarak yerleşmeye başlamıştır. Bütün bu gelişmeler Hint alt kıtasında İslam ın yayılış sürecini hızlandırdığı gibi bölgedeki fetih hareketlerini de kolaylaştırmıştır (Titus 1930: 6). Kuzey Hindistan ın Aligarh, Ecmir, Kuhram, Kalincar, Bihar gibi geri kalan bölgelerinin hâkimiyet altına alınması ise Gurlular dönemiyle gerçekleşmiştir. Gurlular ın on ikinci yüzyıldan itibaren başlattıkları bu geniş çaplı fetih hareketleri, bölgedeki Hint Müslüman toplumunun oluşumuna da zemin hazırlamıştır. Gurlular dan sonra kurulan Delhi Türk Sultanlığı ( ) ile Hindistan daki Müslüman Türk hâkimiyeti, Keşmir den Prof. Dr. Abdurrahman Küçük hocamın önce talebesi olma sonra da zât ı âlileriyle aynı odayı paylaşma bahtiyarlığı, hayatıma anlam katan nadide olaylardandır. Bu vesileyle gönül ve ilim ehli pek muhterem hocama hayırlı ve sağlıklı uzun ömürler dilerim. Yrd. Doç. Dr., Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi; cemilkutluturk@gmail.com

4 626 CEMİL KUTLUTÜRK güney Hindistan ın bazı bölgelerine kadar genişlemiştir. Delhi Türk Sultanlığı döneminde pek çok bölgesel devletçikler ortadan kaldırılarak merkezi idare geleneği tesis edilmiştir (Gupta 1984: 8). Delhi Türk Sultanlığı nın dağılmasından kısa bir süre sonra Babürlü Devleti nin kurulmasıyla ( ) Hindistan daki Türk İslam hâkimiyeti on dokuzuncu yüzyılın ortalarına kadar devam etmiştir (Bayur 1987: ; Abdurrahman 2008: ). İslam, Hindistan topraklarına girdiğinde karşısında dini inanç ve geleneklerine sahip çıkarak asırlardır varlığını sürdürmüş olan güçlü bir Hindu toplumu vardı. Bu toplum, kast sistemi gibi bir takım sosyo kültürel yapıları itibariyle dış etkilere karşı direnç gösterebilen ve avatara gibi bazı doktrinleri ile de gerektiğinde yabancı unsurları kendi içinde eritebilen bir yapıya sahipti (Kutluturk 2014: 53 54). Bu açıdan Hindu toplumunun içine nüfuz ederek onları dini ve kültürel anlamda etkilemek kolay olmamıştır. Fakat İslam kendine özgü bir takım özellikleri sayesinde bunu başarabilmiştir. Hint alt kıtasında İslam ın yayılmasında fetih hareketlerinin ve ihtidaların yanı sıra Orta Asya dan Hindistan a göç ederek devlet için gerekli idari kadroları sağlayan Müslüman ailelerin ve idareciler tarafından muhatap kitleyi tanıma ve gerekli bilgileri toplama amacıyla çeşitli yerlere gönderilen İslam bilginlerinin önemli katkısı olmuştur. Hiç şüphesiz bu süreçte sufilerin irşat ve tebliğ faaliyetleri de önemli rol oynamıştır. Sufilerin çeşitli yerlerde tesis ettikleri hankahlar, Hindular arasına karışarak onlarla yakın temas kurmaları, İslam ın evrensel mesajlarını bizzat yaşayarak göstermeleri ve en önemlisi de düşüncelerini aktarırken halkın anlayacağı dilde konuşmaları ve bazı eserlerini bölgesel dilde kaleme almış olmaları bu başarılarının altında yatan en önemli saiklerdendir (Nadvi 1934: 5; Cebecioğlu: 163 4). 1. Hint Sufi Metinleri Sufiler, irşat faaliyetleriyle Hindistan da tasavvuf alanında zengin bir literatürün ortaya çıkmasına öncülük etmişlerdir. Şeyhlerin sohbetlerinden derlenen eserler (melfuzat), mektubat, menakıpnameler ve şiirler bu zengin literatürün birer parçasıdır. Bölgedeki tasavvufi eserler Farsça, Arapça

5 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 627 ve bazı yerel dillerde yazılmıştır. Bunlar arasında Hindavi/Avadhi dilinde 1 kaleme alınmış olanların önemli bir yeri vardır. Dil, üslup ve içerik açısından Hint Sufi metinleri şeklinde kategorize edilen bu tür eserler, tasavvufi geleneğin daha geniş kesimlere ulaşmasında önemli rol oynamıştır. Bunlar aynı zamanda kullandıkları dil ve kurgu açısından erken dönem Hint literatürünün oluşmasına da öncülük etmiştir (Belh 2003: 180). Hint Sufi metinlerinin temel özelliği, yüce varlığa duyulan aşkı ve ona kavuşma arzusunu hikâye tarzında aktarmasıdır. Bu yapısından dolayı Hint Sufi metinleri için, aşk hikâyeleri anlamında premakhani tabiri de kullanılmıştır (Gupta 1967: 40 41). Premakhani teriminin başka kullanım alanları olsa da burada kastedilen sufizmle ilgili Hindavi dilinde yazılmış eserler ve bu eserlerin Hint literatüründeki yeri ve önemidir (Hines 1997: 33). Hintçe kaleme alınmış olan tasavvufi eserler, Delhi Türk Sultanlığı döneminde sarayla da irtibatı olan ilmi ve edebi yönü güçlü sufilerin öncülüğünde on dördüncü yüzyıldan itibaren Delhi, Jaunpur ve Bihar gibi Hindistan ın kuzey doğu kesimlerinde ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu tür eserlerin yazımı Ortaçağ dan modern döneme kadar devam etmiştir (Gupta 1967: 4 5). Hint Sufi metin geleneğinin öncüleri olarak kabul gören ve diğerlerine ilham kaynaklığı eden dört eser vardır. Bunlardan en erken tarihlisi 1379 yılında Mevlana Da ud tarafından yazılmış olan Çandayan adlı eserdir. Bunu sırasıyla Kutuban Sühreverdi nin Mirigavati (1503), Muhammed Cayasi nin Padmavat (1540) ve Manchan ın Madhumalati (1545) adlı eserleri takip eder. Hint literatüründe önemli bir yere sahip olan Hint Sufi metinleri arasında Şeyh Nabi nin, Gyandip (1618), Hüseyin Ali nin Puhupavati (1725) ve Nacaf Ali Saloni nin Akharavati (1809) adlı eserleri de vardır (Hines 1997: 39 40). 1 Hindavi terimi Delhi Türk Sultanlığı ve sonrasındaki dönemde özellikle kuzey doğu Hindistan bölgesinin yerel dillerini ifade etmek için kullanılmış olan şemsiye bir kavramdır (Shukla 1929: 39 48). Kuzey Hindistan bölgesinde konuşulan ve genel olarak Hindavi olarak adlandırılan bu dil, yapısal özellikleri bakımından Sanskritçeden ayrıdır. Bu ayrıma dikkat çekildiği noktalarda Hindavi terimi için bazen halkın konuştuğu dil anlamında bhaşa ifadesi de kullanılır (Williams 2008: 1097; Gupta 1967: 37 38). Avadhi terimi ise daha çok Ayodha, Allahabad, Jaunpur gibi kuzeydoğu Bihar bölgesinin belirli kesimlerinde konuşulan dili ifade eder. Hint Sufi metinlerinin dili, Hindavi/Avadhi dir. Örneğin makalemizde ele aldığımız Mirigavati adlı eserin müellifi Kutuban Sühreverdi, metnin dilinin Hindavi olduğunu belirtir (Mirigavati, 426.1). Modern Hintçe nin pek çok özelliğini ihitiva eden Hindavi/Avadhi dili, Hintçe nin gelişim sürecinde çok önemli rol oynamıştır. Aralarındaki bu yakın ilişkiden dolayı çalışmamızda Hint Sufi metinlerinin dilini ifade etmek için Hindavi/Avadhi yerine Hintçe ifadesi kullanılmıştır.

6 628 CEMİL KUTLUTÜRK Hint Sufi metinleri, İslam tasavvufu ile Hindu mistisizminin birbiri üzerindeki tesirlerini görebilmek için de önemli birer kaynaktır. Bu eserlerin başlıca yazılış amacı, Hindu inanç ve kültürünün yaygın olduğu çevrelerde genelde İslam dinini özelde ise tasavvufi düşünceleri tanıtma ve yerleştirmedir. Nitekim sufiler söz konusu eserlerinde İslam a ve sufizme ait değerleri yerel halkın anlayacağı şekilde aktarabilme yoluna gitmişlerdir. Bunun için onların inanç dünyasına ait kavramları ve metaforları zaman zaman kullanmışlardır. Dolayısıyla sufiler, asıl gayelerini gerçekleştirebilmek için muhataplarının sosyo kültürel arka planlarını da göz önünde bulundurarak Farsçadan, Sanskritçeden, bölgesel dillerden, içinde yaşadıkları toplumun gelenek ve temalarından ustalıkla yararlanmışlardır. Bu çalışmada Hint Sufi metinleri içerisinde önemli bir konuma sahip olan Kutuban Sühreverdi nin Mirigavati adlı Hintçe eseri ele alınmıştır. Bu eserde Hindu inanç ve kültürüyle ilgili öne çıkan kullanımlara örnekler verilmiş ve bunlar üzerinden Hindu Müslüman etkileşimi bağlamında bazı değerlendirmeler yapılmıştır. 2. Kutuban Sühreverdi ve Mirigavati Adlı Eseri Kutuban Sühreverdi hakkındaki bilgiler sınırlı düzeydedir. Mevcut bilgilere göre Kutuban, on beşinci yüzyılın sonu ile on altıncı yüzyılın başlarında Hindistan ın kuzey doğu bölgesinde yaşamıştır. Tasavvufi düşüncelerine yer verdiği Mirigavati adlı eserini 1503 yılında tamamlamıştır. Bu çalışmasını, günümüzde Hindistan ın Uttar Pradeş eyaleti sınırları içinde yer alan Jaunpur bölgesinin o dönemdeki yöneticisi Hüseyin Şah Şarki ye ithaf etmiştir. Hüseyin Şah, siyasi ve askeri alanda pek başarılı olamasa da edebi ve ilmi çalışmalara önem vermiş ve Kutuban a da hamilik etmiştir (Mirigavati, 10; Belh 2003: 183). Kutuban, Hindistan da tasavvufi düşüncenin yayılmasına öncülük etmiş önemli sufilerdendir. Yazdığı eserlerden onun tasavvuf alanında derin bir birikime sahip olduğu anlaşılmaktadır. Şüphesiz bu birikimi içinde yetiştiği tasavvufi çevrelerden edinmiştir. Fakat Kutuban ın hangi tasavvufi ekole bağlı olduğu hususunda kesinlik arz eden bir bilgi yoktur. Bu mesele ile ilgili Kutuban ın yaşadığı dönem ve eserleri dikkate alınarak bazı tahminler yapılmaktadır. Hint alt kıtasında İslam ın yayılış sürecinde etkili olan dört temel tasavvufi ekolden söz edilebilir. Bunlardan Çiştiyye ve Sühreverdiyye, Gazneliler ile birlikte bölgeye girmeye başlamış ve özellikle Delhi Türk

7 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 629 Sultanlığı döneminde etkili olmuştur. Diğer iki önemli tasavvufi ekol olan Nakşilik ve Kadirilik, Delhi Türk Sultanlığı sonrasına tekabül eden Babürlüler döneminde daha çok ön plana çıkmıştır. Dolayısıyla Kutuban ın yaşadığı dönem dikkate alındığında Çiştiyye ve Sühreverdiyye ekollerinin daha etkili odlukları görülür. Fakat Kutuban ın bunlardan hangisine iltisak ettiği meselesi tartışmalıdır. Nitekim o, eserinin giriş kısmında Şeyh Buddan ı manevi üstadı olarak tanıtır. Rizvi nin belirttiğine göre Şeyh Buddan, Çiştiyye tarikatından Jaunpur lu Şeyh Muhammed İsa Tac ın bir mürididir (1978: 367). Buddan, Çiştiyye tarikatına bağlı bir şeyhin müridi olsa da Kutuban eserinde onu bir Sühreverdi olarak takdim eder. Bu açıdan şeyh Buddan ın hem Çiştiyye hem de Sühreverdiyye den beslendiği söylenebilir. Kutuban, Sühreverdi olarak tanıttığı hocasına bağlanma hususunda hem kendisine hem de muhataplarına bazı telkinlerde bulunur (Mirigavati, 6.1 4). Fakat diğer taraftan eserinde her iki tasavvufi ekolün ortak düşüncelerine yer verir. Bu açıdan onun da hocası Şeyh Buddan gibi iki geleneğe yakın olduğu düşünülebilir. Kutuban ın tasavvuf alanında yazdığı Hintçe eserinin adı Mirigavati dir. Mirigavati, kelime olarak büyülü geyik anlamına gelir (Williams 2008: 1206). Mirigavati adlı eserde bu gizemli geyik, aşkın varlığa delalet eder. Geyiğin güzelliği ise aşkın varlığın güzelliğini temsil eder. Bu eserde Rackunvar adında bir prensin Mirigavati ye duyduğu manevi aşk ve ona ulaşmak için verdiği çetin mücadele anlatılır (Belh 2012: 9). Eserin giriş kısmında kısaca tasavvufa dair belli usullerden bahsedilir. Allah ın üstünlüğü vurgulanır ve sırayla Hz Peygamber ve dört halife methedilir. Ardından müellifin hocası Şeyh Buddan ın manevi kişiliği, hamisi sultan Hüseyin Şah ın askeri ve ilmi yönü anlatılır (Mirigavati, 1 12). Daha sonra eserin ana konusu olan hikâyeye geçilir. Mirigavati adlı eserde anlatılan hikâye kısaca şöyle özetlenebilir: Rackunvar adında bir prens arkadaşlarıyla birlikte avlanmak için ormana gider. Av esnasında uzak bir mesafede hafif parlayan yedi renkli bir geyik görür. Geyiğin güzelliği ve gizemli hali prensi cezbeder. Prens, keşke onu yakalayabilsem, eğer onu yakalayamazsam ölürüm (Mirigavati, 20.1) düşüncesiyle geyiği takip etmeye başlar. Geyiğin güzelliği ve cazibesi prensin aklını başından alır. Prens geyiğin peşine öylesine takılır ki diğer arkadaşlarını unutur ve onlardan uzaklaşır. Bir müddet sonra karşılarına bir göl

8 630 CEMİL KUTLUTÜRK çıkar. Prens tam geyiği yakalayacağı anda geyik önünde duran gölün içine atlar ve kaybolur. Prens biraz bekler ama geyik ortaya çıkmaz. Bunun üzerine o, görmüş olduğu bu gizemli varlığı bulmak ümidiyle göle atlar (Mirigavati, 13 vd). Aradığı varlığı bulamayan prens, saraya geri dönmez ve oracıkta beklemeye başlar. Mirigavati nin aşkından perişan olmuştur. Babası oğlunun bu haline dayanamaz ve gölün hemen kenarında prensin yaşayabileceği bir saray inşa ettirir. Prens burada Mirigavati yi tekrar görme umuduyla yaşamaya başlar (Mirigavati 42 vd). Bir gün gölde yıkanmak için yedi peri gelir. Bunlardan biri Mirigavati dir. Prensin yanında duran ve kendisine hemen her konuda rehberlik eden bakıcısı, kendisine Mirigavati nin aklını nasıl çelebileceğini ve diğer arkadaşlarından onu nasıl ayırabileceğini anlatır. Mirigavati gölde yıkanırken elbiselerini sessizce al. Bunu yaptığın takdirde Mirigavati bir takım özelliklerini kaybedecektir. Bir yere gidemeyeceği için senin yanında kalacaktır (Mirigavati, 75). Prens bakıcısının dediklerini yerine getirir ve böylece Mirigavati nin diğer arkadaşlarıyla birlikte geri dönmesini engeller. Mirigavati neden bunu yaptığını sorduğunda prens, iki yıldır kendisini beklediğini ifade eder. Bunun üzerine Mirigavati de kendi kimliğini açığa çıkarır. Prensin dikkatini çekebilmek ve peşine takabilmek için büyülü bir geyik kılığında gizlendiğini itiraf eder. Daha sonra ikisi bu sarayda evlenirler. Bir gün prens Rackunvar babasının davetine icabet etmek üzere saraydan ayrılır. Prensin yokluğunda Mirigavati elbisesini bulur. Onu giyerek uçma, şekil değiştirme ve görünmez olma özelliklerini tekrar kazanır. Bunu gören bakıcı, Mirigavati den sarayı terk etmemesini rica eder. Prensin bunu öğrenince çok üzüleceğini, onsuz yaşayamayacağını ve gitmesi halinde kahrından öleceğini söyler. Uçmak üzere havalanmış olan Mirigavati ye aşağı inmesi için yalvarır (Mirigavati, 97). Bunun üzerine Mirigavati prensin bakıcısına şunlar söyler ve ortadan kaybolur. Bu senin hatan değil. Prense selamımı ilet ve şu önemli mesajlarımı hemen kendisine ulaştır. Şundan emin olsun, benim de kalbim ona bağlı. Fakat bu sevgi ucuz yoldan elde edilmemeli ki değeri anlaşılsın. Buradan uçup gitmemin nedeni işte bu. Eğer o gerçekten beni seviyor ve bana ulaşmayı arzuluyorsa kendi mekânım olan Kancapur a doğru bir yolculuğa çıksın ve beni bu çileli yolda arasın (Mirigavati, 98).

9 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 631 Hikâyenin devamında prens, Mirigavati ye ulaşmak için meşakkatli bir yolculuğa çıkar. Bunun için bir yogi kılığına bürünür ve yedi aşamalı zorlu bir sınavdan geçer. Bu zahmetli ve çetin yolculuğun ardından Kancapur a (altın şehre) ulaşır ve burada eşi Mirigavati yi bulur. Mirigavati adlı metnin en temel özelliklerinden biri dini ve tasavvufi düşünceleri bir takım sembolik ve mecazi anlatımlar kullanarak aktarmasıdır. Örneğin burada prensin yaptığı yolculuk aslında kişinin nefsini temizlemek için yaptığı manevi yolculuğu sembolize eder. Nitekim metinde bu yolculuk tasvir edilirken her bir aşamada zikir, tevekkül, tövbe ve şehevi duyguları bastırma gibi hususlar ön plana çıkartılarak manevi arınma vurgusu yapılır. Bu çetin yolda karşılaşılan düşmanlardan birinin kişinin kendi nefsi olduğu ifade edilir. Burada da kişinin nefsi emmaresi ile olan mücadelesine ve bunu başardığı takdirde manevi olarak temizleneceğine işaret edilir (Mirigavati, 96 vd). Hikâyenin sonunda prens babasının yanında olmak ve ona bakmak için Chandragiri ye geri döner. Burada yine avlanma merakını sürdürür. Prens bir gün avdan dönerken kaza geçirir ve hayatını kaybeder. Bu haberi alan Mirigavati üzüntüden perişan olur. Prensin cenaze merasimine katılır ve burada kendini ateşe atar. Böylece Rackunvar ile Mirigavati arzuladıkları nihai aşka ulaşırlar. Hikâyenin sonunda her bir varlığın geçici olduğu, her şeyin aşkın varlıktan geldiği ve sonunda yine ona döneceği inancı vurgulanmış olur (Mirigavati, ). Hint tasavvuf düşüncesine dair önemli bilgiler ihtiva eden Mirigavati, öz itibariyle azimli ve zeki bir salikin nihayetinde Tanrı ya ulaşacağı mesajını verir. Bu temel mesajını sembolik anlatımlarla kurguladığı bir hikâye örgüsü içinde okuyucuya sunar. Nitekim Mirigavati, ilahi varlığın bir sembolü ve onun güzelliğinin bir yansımasıdır. Metinde kendi özünü idrak ederek belirli bir olgunluğa ulaşmış kimsenin ancak bu hakiki sevgiliyi doğru şekilde anlayabileceği vurgulanır. Bunun yol ve usulü, sembolik anlatımlar ve tasvirler kullanılarak izah edilir. Bu açıdan metin, zengin bir o kadar da komplike bir içeriğe sahiptir. Mecazi anlatımlarla dolu heyecan verici bir aşk hikâyesidir. Eser bireyin mistik arayışını, bu yolda karşılaştığı engelleri ve buna dair çözümleri anlatırken başta İslam geleneğinden zaman zaman da Hint kültür ve inanç dünyasından beslenir ve her iki unsura ait dini edebi motifleri ustalıkla kullanır.

10 632 CEMİL KUTLUTÜRK 3. Mirigavati de Hindu İnanç ve Kültürüne Ait İzler Hindu Müslüman ilişkileri, İslam dininin Hint alt kıtasında yayılmaya başlamasıyla birlikte hız kazanmıştır. İslami değerler Hindu toplumu arasında yayılırken Hindulara ait pek çok inanç da Müslümanlar tarafından yakinen bilinir hale gelmiştir. Bu süreçte Hindularla Müslümanlar arasında dini saha başta olmak üzere pek çok alanda karşılıklı etkileşimler yaşanmıştır. Müslüman ve Hindu düşünürleri tarafından Ortaçağ döneminde kaleme alınan pek çok eserde bu etkileşimin izlerini görmek mümkündür. Bunun en somut göstergelerinden biri çalışmamızın da konusu olan tasavvuf alanında yazılmış ilk Hintçe eserlerdir. Bu tür metinlerde Hindu inanç ve kültürüne ait unsurlara sıklıkla rastlanır. Bu durum belli bir tasavvufi çizgiden gelen müelliflerin içinde yaşadıkları Hindu toplumuna dini görüşlerini aktarma çabalarının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Nitekim söz konusu eserlerde Hindu inanç ve kültürüne ait unsurlar, sufilerin kendi düşüncelerine uygun olarak yeniden dizayn edilmiş ve bu şekilde İslami bir kılıfa sokularak aktarılmıştır. Dini ve tasavvufi düşüncelerin anlatılması amacıyla böyle bir metot takip edilmiş olması kuvvetle muhtemel olsa da bu durum Hint Sufi metinleri kaleme alan müelliflerin içinde yaşadıkları toplumun dini ve kültürel yapısından etkilendikleri gerçeğini değiştirmez. Tasavvuf alanında yazılmış ilk Hintçe eserlerden Mirigavati de buna benzer kullanımları görmek mümkündür. Eserde, Hindu inanç ve kültürüyle doğrudan ilgili olan kavramlara ve mitolojik anlatımlara yer verilir. Bu bağlamda vasuki, yudhişthira, hari, ravana, indra, kali, sita, hanuman, rudra, sarasvati, adharma, kali yuga, yogi, rasa, bhava, bhakti, om, sati, ekomkara, nama ve rupa ilgili eserde kullanılan dini ve mitolojik içerikli kavramlardan bazılarıdır. Bunun yanı sıra metinde bazı hikâyeler anlatılırken Hint kökenli Nath ve Bhakti gibi dini akımların bir takım görüşlerinden de yararlanılır (Mirigavati, 175, 210, 227 vb). Hindu inanç ve kültürüne ait unsurların en açık şekilde kullanıldığı yerlerden biri eserin giriş kısmında Hz. Peygamber in methedildiği ve onun vasıflarının verildiği dördüncü bölümdür. 2 2 Bu bölümün tamamının Hintçesi makalenin sonunda örnek metin olarak verilmiştir.

11 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 633 ४ प हल न र म ह द (1) क I प छ त ह क ज त सब च II १ लग आप ह परगट I सव (2) सक त (3) क न स द इ घट II २ रसन व ह न उ न आव I प वक जर म ख न ह प व II ३ न उ क बक त स न व I म क त ह इ इ दर (4) सन प व II ४ (1): Muhammad, (2): Şiva, (3): Şakti, (4): İndra Tanrı ilk olarak Muhammed in nurunu yarattı. Bilinmek istedi ve sonra onun hürmetine her şeyi var etti. İki ayrı bedeni, Şiva ve Şakti yi yarattı. Tanrı nın adını ağzına almayan ve onu zikretmeyen kimse ateşte yanacak ve asla kurtuluşa eremeyecektir. Kalbine Rabbi nin ismini yerleştir. Onun adını zikret. (Bunu yap ki) kurtuluşa er ve İndra nın hâkimiyet alanına gir (Mirigavati, 4). Tanrı ilk olarak Muhammed in nurunu yarattı. Bilinmek istedi ve sonra onun hürmetine her şeyi var etti. İki ayrı bedeni, Şiva ve Şakti yi yarattı. Tanrı nın adını ağzına almayan ve onu zikretmeyen kimse ateşte yanacak ve asla kurtuluşa eremeyecektir. Kalbine Rabbi nin ismini yerleştir. Onun adını zikret. Bunu yap ki kurtuluşa er ve İndra nın hâkimiyet alanına gir (Mirigavati, 4). Mirigavati, tasavvufa ilgi duyanlar için giriş mahiyetinde bir eserdir. Bu yüzden eserin giriş kısmında tasavvufi fikirler ve prensipler öncelikli olarak izah edilir. Örneğin yukarıdaki dizelerde tasavvufi çevrelerde yaygın olan Nur u Muhammedî veya Hakikat i Muhammedî düşüncesinin izleri görülür. Buna benzer bazı tasavvufi inanç ve düşüncelerin İslami gelenek içinde zaman zaman sorgulandığı ve eleştirildiği vakıadır (Ay 2010: 79 86). Fakat burada bu tür tartışma konuları bir kenara bırakılmış ve makalenin

12 634 CEMİL KUTLUTÜRK temel konusu olan Mirigavati adlı eserdeki Hindu inanç ve kültürüne ait kullanımların değerlendirmesi yapılmıştır. Yukarıda örnek olarak ele alınan dördüncü bölümde Hint mitolojisi ve tanrı düşüncesiyle doğrudan ilgili olan Şiva, Şakti ve İndra şeklinde üç temel kavram ön plana çıkmaktadır. Eserin giriş kısmında yaratılışla ilgili İslami gelenekte yaygın olan düşünce aktarılırken Hint inanç ve kültürüne ait kavramların araya sokulmuş olması dikkat çekicidir. Bu kavramlar kullanırken nelerin kastedildiği ve neden böyle bir metot takip edildiği çok önemlidir. Bu hususta doğru ve mantıklı çıkarımlarda bulunmak için hiç şüphesiz hem bu kavramların Hindu dini tarihinde neye tekabül ettiğini hem de metin içinde hangi bağlamda kullanıldığını tespit etmek gerekir. Şiva, Hindu dini tarihinde zamanla önem kazanmış tanrısal varlıklardan biridir. Nitekim erken dönem Veda metinlerinde Şiva nın önemine vurgu yapan ifadelere pek rastlanmaz. Bu metinlerde Şiva dan ziyade yok edici tanrısal varlık olarak Rudra dikkat çeker (Rigveda, ; ; Yacurveda, vb). Vedalar dönemi (M.Ö M.Ö. 400) sonrasında Rudra ya ait bereket ve yok edici özellikler tanrı Şiva ya atfedilmiş ve bu şekilde Şiva halk arasında popülarite kazanmıştır (Chakravarti 1994: 9). Özellikle Destanlar dönemiyle (M.Ö. 200 M.S. 300) birlikte Hindu dini geleneğinde yaratıcı tanrı olarak Brahma, koruyucu tanrı olarak Vişnu ve yok edici tanrı olarak Şiva ön plana çıkmıştır. Hindu dini tarihinde mezheplere göre tanrıların hiyerarşik yapısı ve onlara atfedilen özellikler değişkenlik göstermiştir. Örneğin Şivacılık Mezhebi nde en yüce tanrı Şiva dır. Nitekim bu mezhep taraftarlarınca günümüzde de geçerli olmak üzere Şiva nın bir adı olarak kullanılan Vişvanath (evrenin hâkimi), onun üstünlüğünü vurgulayan tanımlamalardan biridir (Sampurnananda 1964: 95; Moore 2001: ). Kutuban ın yaşadığı ve eserini kaleme aldığı muhit kuzey doğu Hindistan bölgesidir. Burada bulunan Benares gibi bazı yerler Şivacılık Mezhebi nin merkezlerindendir. O yüzden Kutuban ın çevresinde Şiva tanrısına tapınan Hinduların olduğu ve bunlardan belli ölçüde etkilendiği düşünülebilir. Fakat öte taraftan onun yaşadığı bölgede Şiva dışında başka tanrılara tapınan yoğun bir Hindu nüfusunun mevcut olduğu da göz ardı edilmemelidir. Bu açıdan söz konusu bölge Şivacılığın yanı sıra diğer mezheplerin de etkili olduğu bir alandır. Dolayısıyla Kutuban ın sadece tek bir akımdan

13 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 635 etkilendiğini veya tek bir mezhepsel görüşün hâkim olduğu çevrede eserini kaleme aldığını ileri sürmek doğru değildir. Kutuban yukarıda zikredilen dizelerde Hindular arasında itibar gören herhangi bir tanrısal varlığa değil de Şiva ismine yer vermiştir. Onun böyle bir tercihte bulunmuş olması, Hinduların Şiva kavramına yükledikleri anlamlarla ilgilidir. Nitekim Şiva tanrısal bir güç olmasının yanı sıra Hindular nezdinde erilliği de sembolize eder. Buna karşın dişiliği sembolize eden kavram ise Şakti dir. Nitekim Şakti, Şiva nın dişil enerjisine verilen isimdir. Hindu dini geleneğinde Şiva ve Şakti, üremeyi ve neslin devamını simgeler. Özellikle Yoga felsefesinin ön plana çıktığı dini geleneklerde yaratılış, söz konusu iki kavramla izah edilir (Moore 2001: 65 66). Kutuban yaratılış sürecini tasavvufi bir dille anlatırken erkek ve kadının yaratılışını, Şiva ve Şakti kavramlarıyla özdeşleştirmiştir. O, içinde bulunduğu halkın hem dini ve kültürel arka planını hem de konuştuğu dili göz önünde bulundurmuştur. Müellif, erkek ve kadının bedenini Hindu toplumundaki karşılığıyla vermiş ve böylece insanlığın ilk yaratılış aşamasını onların daha rahat anlayacağı dilde izah etmiştir. Kutuban, içinde yaşadığı toplumun dini inanç ve kültür yapısını çok iyi analiz etmiştir. Eserinde onlara ait kavramları kullanırken çok dikkatli davranmış ve kendi görüşüne uygun olarak bazı düzenlemeler yapmıştır. Örneğin, Hindular nezdinde özellikle Şivacılar arasında Şiva nın üstün tanrı olduğu fikri yaygındır. Bazı kutsal metinlerde Şiva ya atfedilen bu tür üstün nitelikler, Kutuban ın metninde devre dışı bırakılmıştır. Şiva veya Şakti denilince halkın zihninde canlanan erillik ve dişilik mefhumu ön plana çıkartılmıştır. Böylece Hindu toplumunda tanrı tasavvuru konusunda yaygın olan bir takım anlayışlar ve inanışlar belli ölçüde kırılmıştır (Belh 2003: 188). Dolayısıyla bize göre Kutuban ın bu eseri, gelişigüzel bir uğraş değil stratejik hamleleri olan planlı ve düşünsel bir çabanın ürünüdür. Mirigavati de, Hindu inanç ve kültürünün etkisi bağlamında dikkat çeken kullanımlardan biri de İndra kavramıdır. İndra, Hindular nezdinde öne çıkan tanrısal varlıklardan biridir. Özellikle erken dönem Veda metinlerinde kendisinden sıkça söz edilir. Onun gücüne ne insanların ne de tanrısal varlıkların ulaşamayacağı bildirilir (Sampurnananda 1964: 95). Fakat Vedalar dönemi sonrasında özellikle Destanlar döneminden itibaren Brahma, Vişnu ve Şiva nın ön plana çıkmasıyla İndra, Hindu toplumunda değer kaybetmiş ve geri planda kalmıştır. Bu durum Kutuban ın eserini

14 636 CEMİL KUTLUTÜRK derlediği Ortaçağ Hinduizm döneminde de devam etmiştir (Sampurnananda 1964: 97 98). Hindu toplumu arasında tapınma yönünden çok fazla bir karşılığı olmayan İndra kavramı, ilgili metinde zaman zaman kullanılmıştır. Farklı tanrısal ve metafizik varlıklar söz konusu iken Kutuban ın özellikle İndra yı tercih etmiş olması dikkat çekicidir. Muhtemelen o, bu yönde bir tercihte bulunmakla bir takım mesajlar vermek istemiştir. Bu hususta sağlıklı değerlendirmeler yapabilmek için yukarıda olduğu gibi söz konusu kavramın metin içinde hangi bağlamda kullanıldığının ve Hindu dini düşüncesinde neyi ifade ettiğinin ortaya konması gerekmektedir. Örnek olarak ele aldığımız bölümde Tanrı nın adını zikretmekle kurtuluşa erilebileceği ve böylece İndra nın hâkimiyet alanına ulaşılabileceği ifade edilir (Mirigavati, 4.4). İslami inanış dikkate alındığında kurtuluşa ulaşanların varacağı mekân cennet yurdudur. Dolayısıyla bu eserin İslami öğretileri benimsemiş bir sufi tarafından yazıldığı göz önünde bulundurulduğunda buradaki İndra nın hâkimiyet alanı ifadesi ile kurtuluş ve huzur diyarı olan cennet hayatı nın kastedilmiş olma ihtimali yüksektir. İndra nın gerek Hindu kutsal metinlerindeki vasıfları gerekse Hindu düşüncesindeki yeri bu yöndeki değerlendirmemizi destekler mahiyettedir. Nitekim erken dönem Veda metinlerinde İndra için kullanılan tanımlamalardan biri svargapatidir. Svarga, hayırlı ve güzel işler yapan ruhların ölümden sonra varacakları mutluluk diyarına verilen addır. 3 Pati ise, bir şeyin hâkimi, sahibi, koruyucusu veya bekçisi gibi anlamlara gelir (Williams 2008: 1872). Dolayısıyla İndra için kullanılan svargapati ifadesi, onun cennetin bekçisi ve mutluluk diyarının hâkimi olduğunu vurgulamak içindir. Buradan hareketle Kutuban ın eserindeki İndra nin hâkimiyet alanı ile kastedilenin muhtemelen İndra nın kontrol ettiği esenlik yurdu olan cennet hayatıdır. Metinde İndra kavramının kullanıldığı yer bütüncül bir bakış açısıyla ele alındığında, Tanrı nın adını zikretmekle elde edilecek manevi bir mükâfattan söz edildiği görülür. Bu mükâfat, dünyevi ve uhrevi olabilir. Uhrevi mükâfatın, cennet hayatında elde edilecek sonsuz nimetler olduğu açıktır. Dünyevi mükâfat ise kişinin bu dünyada mutlu bir yaşama kavuş 3 Hindu dini düşüncesinde kötü ameller gerçekleştirmiş olan ruhların gideceği mekân ise ızdırap yurdu olarak tarif edilen narakadır. Bu mekânların mahiyeti ve ruhların burada ebedi kalıp kalmayacağı konusunda ilk dönem metinler ile sonrakiler arasında bazı farklılıkların olduğu vakıadır (Atharvaveda, ; İşa Upanişad, 3; Bhagavadgita, 9.21).

15 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 637 masıdır. Yani kişinin maruz kalacağı kötülüklerden ve sıkıntılardan kurtulmasıdır. Bu bağlamda söz konusu metinde, İndra nın hâkimiyet alanına girme ifadesi ile kastedilen manalardan biri de dünyevi mutluluğu elde etme olabilir. Zira Hindu dini ve düşüncesinde svarga anlayışında olduğu gibi bu dünyada da mutluluğa ulaşma İndra ile ilgilidir. İndra, Hindulara göre insanları felaketlerden ve özellikle de afetlerden koruyan tanrısal bir varlıktır. Bu yönüyle o, bireylerin dünyada huzur içinde yaşamasını sağlar. Örneğin, erken dönem metinlerde İndra nın insanların refaha ve mutluluğa ulaşmasına engel olan kötücül varlık Vritra yı yendiğinden söz edilir (Rigveda, ). Sonuç olarak bu dizelerde İndra nın hâkimiyet alanı nı elde etmekle kastedilen genel mana, dünyevi ve uhrevi anlamda felaketlerden ve kötülüklerden korunmak ve bu şekilde manevi mükâfatlara erişmektir. Görüldüğü üzere Kutuban burada Tanrı nın adını zikretmekle elde edilecek dünyevi ve/veya uhrevi mutluluğu tasvir ederken Hindu inanç ve kültürüne ait bir kavramı özenle seçmiş ve bunu kendi düşüncesine uygun olarak metin içinde kullanmıştır. Böylece dini ve tasavvufi görüşlerini muhatap kitlesinin daha kolay anlayacağı dilden aktarma yoluna gitmiştir. Kutuban ın eserini kompoze ederken Hinduizm e ait dini kavramların yanı sıra Hindular arasında yaygın olan dini içerikli efsane ve hikâyelerden de zaman zaman yararlandığı görülür. Bu bağlamda Ramayana destanı ve Mirigavati de kullanılan ve benzer yönleriyle dikkat çeken büyülü geyik motifi, burada model olarak ele alınmış ve bunun üzerinden bazı değerlendirmeler yapılmıştır. Kutuban ın eserinin ana kahramanı olan Mirigavati, esasen Tanrı nın güzelliğinin bir sembolüdür. O, hikâyenin başında büyülü geyik şeklinde betimlenir. Hikâyeye göre prens, ormanda büyülü geyiği görür görmez ondan çok etkilenir ve onu elde etmek için büyük mücadele verir. Mirigavati nin güzelliği karşısında prensin aklı başından gider. Zihnen ve kalben tek düşündüğü o olur. Prens, bir an önce yakalamak arzusuyla onun peşine düşer ve bu yolda büyük bir mücadele verir. Ama geyik her seferinde onu atlatır. Ellerinin arasından kayıp gider. Onu elde etme arzusuyla prens arkadaşlarından uzaklaşır da bunun farkına dahi varmaz. Geyiğe tam yaklaştığı esnada, Mirigavati oracıkta bulunan göle atlar ve ortadan kaybolur. Prensin onu elde etme isteği artık kendisine zarar vermeye başlar. On

16 638 CEMİL KUTLUTÜRK dan başka bir şey düşünemez olur ve bütün hislerini yitirir (Mirigavati, 20 21). Mirigavati adlı eserde yer alan bu büyülü geyik motifi, Hinduların en önemli dini kaynaklarından biri olan Ramayana Destanı ndaki Maricha figürünü andırır. Ramayana Destanı nın ana konusu Rama ile Sita arasındaki sevgi, Sita nin kötü kral Ravana tarafından kaçırılışı ve Rama nın sevdiği eşini kurtarmak için verdiği mücadeledir. Destan da Maricha, kötü kral Ravana nın akrabası olarak görülür. Maricha, Sita nın kaçırılışında akrabası Ravana ya yardım eder. Maricha ilk başta Rama nın gücünden çekindiği için bu işe destek vermek istemez. Ama Ravana onu çeşitli vaatlerde bulunarak ikna eder. Ramayana Destanı ndaki anlatıma göre, bir gün Sita, Sita nın eşi Rama ve Rama nın erkek kardeşi Lakşamana gezintiye çıkarlar. Maricha, altın geyik şekline girerek Sita nın yakınına kadar ulaşır. Sita ondan hiç şüphelenmez. Bu alımlı ve güzel geyik, çiçek toplayan Sita nın dikkatini çeker. Onun parıltısı karşısında Sita dayanamaz ve eşi Rama dan bu büyülü geyiği ölü ya da diri yakalamasını ister. Rama, eşinin isteğini kırmamak için geyiğin peşine düşer. Geyik Rama nın aklını çeler. Onu her seferinde atlatarak Sita dan iyice uzaklaştırır. Sita, bir süre sonra endişelenir ve yanında bulunan Lakşimi ye gidip Rama ya yardım etmesini söyler. Onun da uzaklaşmasıyla Sita yalnız kalır. Bu esnada kötü kral Ravana, bir dilenci şeklinde ortaya çıkar ve bir takım entrikalar yaparak korumasız kalan Sita yı kaçırır (Ramayana, 3.5; Mani 1975: ). Görüldüğü üzere Ramayana destanı ile Mirigavati de anlatılan büyülü geyik motifleri arasında dikkat çeken benzerlikler söz konusudur. Özünde farklı olan bir varlığın büyülü ve güzel bir geyik şeklinde belirmesi, kendi hususi yapısını bu şekilde gizlemesi, güzelliği ve cazibesiyle birilerini peşinden sürüklemesi ve nihayetinde gerçek kimliğini izhar etmesi gibi hususlar her iki hikâyede de ortak temalardır. Mirigavati, Hindular arasında yaygın olan diğer bazı hikâyelerden de izler taşır. Bu hususta dikkat çeken örneklerinden bir diğeri de Krişna ile ilgili bazı efsanevi anlatımlardır. Ortaçağ Hint toplumunda ortaya çıkan gelişmeler neticesinde Krişna kültü ve ona tapınma biçimi hızlı bir artış göstermiştir. Bu bağlamda Krişna ile ilgili dini literatürde mevcut olan olağanüstü hikayeler halk arasında popülarite kazanmıştır. Nitekim Krişna nın çocukken yaptığı haylazlıklar, gerçekleştirdiği harikulade olaylar ve bunla

17 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 639 ra ilişkin mitolojik anlatımlar Keşmir den güney Hindistan a oradan Assam bölgesinin kuzey sınırlarına kadar ulaşmıştır (Thompson 1958: 325). Yaygın olarak anlatılan hikâyelerden biri Krişna nın gölde yıkanan bekâr kızların elbiselerini çalmasıdır. Krişna, onların kendisine olan bağlılıklarını ve sevgilerini test etmek için bunu yapar (Bhagavad Purana, ). Bu hikâye ile Kutuban ın eserindeki Rackunvar ın sevgilisi Mirigavati yi gölde yıkanırken görmesi ve onu elde etmek için elbisesini çalması (Mirigavati, 79) şeklindeki anlatım tarzı arasında bazı benzerlikler vardır. Kutuban eserini derlerken büyük ölçüde bağlı bulunduğu tasavvufi çizgiden beslenmiştir. Fakat içinde yaşadığı toplumun dini literatüründen ve kültürel birikiminden zaman zaman etkilendiği de açıktır. Mirigavati adlı eserin derlendiği kuzey doğu Hindistan, Rama ve Krişna ya tapınma kültünün yaygın olduğu bir alandır. Dolayısıyla halk bu tür hikâyelere aşinadır ve bunlarla anlatılmak istenen mesajlara az çok vakıftır. Kutuban halk arasında yaygın olarak anlatılan buna benzer efsaneleri kullanmış ve iletmek istediği mesajı halkın da yabancı olmadığı bir üslupla aktarma yoluna gitmiştir. Bu tür mitolojik anlatımları ve motifleri, kaleme aldığı eserde kendi düşüncesine uygun olarak yeniden uyarlamıştır. Kutuban ın eserini kompoze ederken Hint kökenli bazı dini akımlardan etkilendiği de görülür. Bunlardan biri onun yaşadığı çevrede etkili olan Nath geleneğidir. Nath, efendi ve dini önder anlamına gelir. Nath geleneği, özellikle Şivacılardan oluşan dokuz kişilik Nathlara ve onların dinifelsefi görüşlerine dayanır. Kurucuları olarak onuncu yüzyılda yaşadığı düşünülen Matsyendranatha kabul edilir. Fakat bu dini akımı sistemleştiren ve bunlara özgü pek çok uygulamayı formüle eden kişi on ikinci yüzyıl düşünürü Gorakhnath olmuştur. Nath geleneğinin öncüleri olan yogilerin temel amacı bireylere birer Nath olabilecekleri gerçeğini göstermektir. Onlara göre herkeste var olan bu cevhere ulaşmak bireylerin elindedir. Bedeni ve zihni sınırlayarak hakikati görmeye engel olan çeşitli sebepler vardır. Bunlardan kurtulmanın yolu yogilerin uygulamalarını takip etmektir. Dolayısıyla Nath geleneği yoga uygulamalarına ve riyazet usullerine önem vererek acı ve ızdıraptan kurtulmanın yollarını arar. Bu işe kendini vermiş yogilerin fiziki açıdan dikkat çeken en temel özellikleri, asketik yaşamlarının göstergesi olarak kulaklarına taktıkları ağır küpelerdir. Ayrıca bunlar kulaklarını delmeleri (kanphata) ve kulak memelerini uzatmalarıyla da meşhurdurlar (Dabistan 1843: ).

18 640 CEMİL KUTLUTÜRK Kutuban ın eserini kompoze ederken Nath geleneğinin öncülerinden Gorakhnath ın dini ve felsefi düşüncelerinden yararlandığı anlaşılmaktadır. Nitekim eserde prens, Mirigavati nin yaşadığı mekâna ulaşmak için Goraknath ın yolunu benimsemiş bir yogi kılığına bürünür. Bu şekilde belirli mertebeleri kat ederek Mirigavati nin huzuruna varır. Prens bu meşakkatli ama bir o kadar da ulvi yolculukta özellikle Nath geleneğinin temel prensiplerini kendine rehber edinir. Sadece dini pratikler anlamında değil küpe takmasından giydiği elbiseye kadar fiziki açıdan da Nath geleneğinin usullerini takip eder (Mirigavati, 106). Dolayısıyla Kutuban bireyin kendi özünü idrak etme, manevi kirlerden arınma ve ilahi aşka ulaşma evlerini anlatırken zaman zaman yoga felsefesine ve terminolojisine müracaat etmiştir. O, salikin ne aradığını ve nihayetinde neyi arzuladığını okuyucuya aktarırken yoga geleneğinin bir takım sembolik anlatımlarından istifade etmiştir. Yoga felsefesine ait bu tür tasvirleri kendi dini düşüncesine uygun şekilde uyarlayıp kullanmıştır. Bu anlatım şekli Kutuban ın yerel ve bölgesel unsurlardan belli ölçüde etkilendiğini gösterir. Onun, tasavvufi düşüncelerini Hintlilerin daha rahat anlayacağı bir tarzda aktarmak için böyle bir yöntem benimsemiş olabileceği de ihtimal dâhilindedir. Diğer taraftan Kutuban ın Hint kökenli unsurlara müracaat etmesi, tasavvufi düşüncelerinin kabul göreceği bir zemin oluşturma gayesiyle de ilgilidir. Zira o dönemde yaşadığı bölgede Müslüman sufiler ile Hintli yogiler arasında dini ve felsefi düşüncelerin aktarımı hususunda çetin bir mücadele söz konusu idi. Her iki kesim de taraftar kazanma ve alan hâkimiyeti kurma çabası içindeydi (Dabistan 1843: ). Kutuban bu rekabette kendi düşüncelerini daha fazla kesime duyurabilmek için muhataplarının gerek algı düzeylerini gerekse zihin dünyasını göz önünde bulundurmuştur. Bu amaç doğrultusunda halkın anlayacağı yerel unsurlardan gerektiğinde yararlanmıştır. Bu yapısıyla dikkat çeken Mirigavati adlı tasavvufi eseri, Hint kültürünün hâkim olduğu ve Hindu inançlarının yoğun olarak yaşandığı bölgelerde tutunabilmiş ve uzun yıllar okunarak günümüze kadar intikal etmiştir. Değerlendirme ve Sonuç Hint alt kıtasındaki İslam varlığı, miladi sekizinci asrın başlarına kadar uzanır. Bu tarihten itibaren İslam ın barış ve sevgi anlayışı, yaratan ile yaratıcı arasına hiçbir aracı koymaması, kurtuluşu herhangi bir zümreye veya gruba hasretmemesi, renk, dil, ırk ayrımı yapmaksızın herkese eşit

19 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 641 mesafede durması gibi temel özellikleri alt kasta mensup Hindular başta olmak üzere bölgede yaşayan toplum nezdinde dikkat uyandırmıştır. İslam ın evrensel değerlerinin yapı itibariyle tutucu ve kapalı olan Hindu toplumu arasında bilinir hale gelmesinde Müslüman idarecilerin tutum ve davranışları ile irşat faaliyetinde bulunan Müslüman âlim ve mutasavvıfların örnek yaşantıları etkili olmuştur. Müslüman Türk idareciler; Hint alt kıtasında fetih hareketlerinde bulunurken sufiler ile birlikte hareket etmişler ve pek çok meselede fikir alış verişinde bulunmuşlardır. Özellikle sufiler, yaşam tarzları itibariyle Hindu toplumunu daha yakından tanıma imkânı bulmuşlardır. Sufiler, Müslüman idarecilere diğer dini gruplara mensup kimselerin gönüllerini kazanmanın sevgi ve hoş görüden geçtiğini defaatle hatırlatmışlardır. Diğer taraftan İslam ı anlatmak üzere yetiştirdikleri talebelerine, yaratanı sevmenin yaratılanı sevmeye bağlı olduğu ilkesini öğretmişler. İslam dininin Hint coğrafyasında tanınır hale gelmesinde etkili olan bir diğer husus, çeşitli alanlarda kaleme alınmış olan ilmi eserlerdir. Bu eserler arasında özellikle Hint Sufi metinlerinin ayrı bir yeri vardır. Hinduların konuştuğu Hindavi/Avadhi dilinde kaleme alınmış olan bu eserler, İslami değerlerin ve tasavvufi düşüncelerin geniş kesimlere ulaşmasında etkili olmuştur. Hint Sufi metinlerinin yazım süreci on dördüncü yüzyılda başlamış ve modern döneme kadar devam etmiştir. Bu açıdan söz konusu eserlerin Hint literatürü içinde de ayrı bir yeri vardır. Bu eserler Hintçenin metin dili olarak ortaya çıkmasında ve gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Hint literatüründeki yeri ve önemine işaret edildiği durumlarda Hint Sufi metinleri için premakhani (aşk hikâyeleri) tabiri de kullanılır. Bu tabir söz konusu metinlerin üslubu ve içeriğiyle alakalıdır. Nitekim bunların ortak özelliği, yüce varlığa duyulan aşkı hikâye tarzında ve sembolik anlatımlar kullanarak aktarmasıdır. Tasavvuf alanında yazılan ilk Hintçe eserlerden biri Kutuban Sühreverdi ye ait olan Mirigavati dir. Mirigavati nin de içinde yer aldığı Hint Sufi metinleri, Müslümanlar ile Hindular arasındaki coğrafi ve kültürel yakınlaşmanın yoğun olduğu dönemde ortaya çıkmıştır. İki gelenek arasındaki bu yakınlaşma dini alanda da bir takım etkileşimlerin yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Bu etkileşimin izleri ritüel boyutta olduğu kadar yazılı kültürde de kendini göstermiştir. Bunun en somut örneklerinden biri 1503 yılında tamamlanmış olan Mirigivati adlı eserdir. Nitekim eserde bazı tasavvufi düşünceler Hint inanç ve kültürüne ait unsurlar kullanılarak akta

20 642 CEMİL KUTLUTÜRK rılmıştır. Eserin müellifi, içinde bulunduğu Hindu toplumunun sosyokültürel yapısını göz önünde bulundurmuştur. Bazı düşüncelerini Hindular arasında yaygın olan bir takım kavram ve hikâyelerle anlatma yoluna gitmiştir. Diğer taraftan o, eserini derlerken yaşadığı bölgede hâkim olan Nath ve Bhakti gibi Hint kökenli dini akımlarla da temas halinde olmuş ve zaman zaman onlara ait öğelerden yararlanmıştır. Bu bağlamda Mirigavati, bireyin kendi özünü idrak ederek ilahi aşka yönelme sürecini alegorik tarzda okuyucuya aktarırken İslami unsurlar başta olmak üzere Hint inanç ve kültüründen de izler taşır. Mirigavati de kullanılan bu tür kavram, hikâye ve semboller Kutuban ın eserini kompoze ederken bölgesel unsurlardan belli ölçüde etkilendiğini gösterir. Fakat metin bütüncül bir gözle okunduğunda müellifin, Hint inanç ve kültürüne ait bu tür motifleri kendi düşüncesine uygun şekilde yeniden dizayn ettiği görülür. Dolayısıyla Kutuban ın dini ve tasavvufi fikirlerini içinde bulunduğu Hindu toplumuna daha etkili yoldan ve onların anlayacağı dilden aktarmak için böyle bir yöntem takip etmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Böyle bir kanaate varmamamızda etkili olan en önemli hususlardan biri eserin sonunda yer alan şu ifadelerdir: Pek çok meseleyi nükteli şekilde izah ettiğim bu hikâye, deruni manalar ihtiva eder. Zekânı kullan ve dikkatlice okuma yap ki, bu ince nüansları kavrayabilesin Ben ezeli ve ebedi olan Allah a dayandım. O, bakidir. Beni sevmesi için Ona hizmet ederim. Rızasına ermek için daima Ona itaat ederim. Fuzuli işleri bırak. Gece gündüz Onun adını zikret. Her şeyin sahibi Odur. Dönüş ancak Onadır. Onun emirlerini yerine getiren kişi iki dünya saadetini kazanacaktır (Mirigavati, ). Mirigavati nin Müslümanların yanı sıra Hindular tarafından da bilinir hale gelmesinde etkili olan bir diğer husus, metinde kullanılan dildir. Hindavi olarak adlandırılan bu dil, kuzey Hindistan bölgesinde yaşayan halkın genelinin konuştuğu ve kullandığı bir dildir. Sanskritçe gibi yalnızca belli bir gruba has kılınmış ve bu yüzden unutulmaya yüz tutmuş değildir. Bölgede yaşayan hemen herkesin kolayca anlayabileceği ve okuyabileceği bir yapıdadır. Bu yapısından ötürü söz konusu eser, sadece Müslüman çevrelerde değil Hinduların da içinde bulunduğu ortamlarda okunmuş ve uzun yıllar dilden dile dolaşarak günümüze kadar intikal etmiştir. Sonuç olarak Delhi Türk Sultanlığı döneminde başlayıp on dokuzuncu yüzyıla kadar devam eden süreçte kaleme alınmış olan Hint Sufi metinleri, İslami öğretilerin ve tasavvufi değerlerin geniş kesimlere ulaşmasında önemli rol oynamıştır. Diğer taraftan Hintçenin metin dili olarak gelişmesi

21 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 643 ne de öncülük etmiş ve bu anlamda Ortaçağ Hint literatürünün temel yapı taşlarından birini oluşturmuştur. Bu metin türünün Delhi Türk Sultanlığı döneminde ortaya çıktığı ve ilk mimarlarından biri olan Emir Hüsrev in Türk asıllı bir ilim adamı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Hint kültür ve edebiyat tarihinin inşasında Müslüman Türklerin rolü ve katkısı ortaya çıkmış olacaktır. Örnek Metin ४ प हल न र म ह द (1) क I प छ त ह क ज त सब च II १ लग आप ह परगट I सव (2) सक त (3) क न स द इ घट II २ रसन व ह न उ न आव I प वक जर म ख न ह प व II ३ न उ क बक त स न व I म क त ह इ इ दर (4) सन प व II ४ रम छ ड़ क ह सय न I न उ भरम कस फर भ ल न II ५ जह लग सब सय स र रच य II ब त भ वन भ उ I ६ प छ प प र न ल I स र न स र उ II ७ (1): Muhammad, (2): Şiva, (3): Şakti, (4): İndra Tanrı ilk olarak Muhammed in nurunu yarattı. Bilinmek istedi ve sonra onun hürmetine her şeyi var etti. İki ayrı bedeni, Şiva ve Şakti yi yarattı. Tanrı nın adını ağzına almayan ve onu zikretmeyen kimse ateşte yanacak ve asla kurtuluşa eremeyecektir. Kalbine Rabbi nin ismini yerleştir. Onun adını zikret. (Bunu yap ki) kurtuluşa er ve İndra nın hâkimiyet alanına gir. Onun adını unutmuşsun, (bu yüzden) başıboş dolaşıyorsun. Hayali (şeyleri) bırak, şimdi hakikatin farkına var. Âlemler, Muhammed hürmetine yaratıldı. Kitabı okuduğunda Onun tek ilah ve hâkim olduğunu göreceksin (Mirigavati, 4).

22 644 CEMİL KUTLUTÜRK Kaynakça Abdurrahaman, Sabahauddin (2008). Hindustana ke Atita mem Musalamana Şasakom ki Dharmika Udarata. Ramapura: Ramapura Raza Laibreri. Ay, Mahmut (2010). İşari Tefsirlerde Hakikat i Muhammediyye Anlayışı. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi S. 23: Bayur, Y. Hikmet (1987). Hindistan Tarihi. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay. (3 cilt). Belh, Aditya (2003). The Magic Doe: Desire and Narrative. In India s İslamic Tradition. Ed. Richard M. Eaton. New York: Oxford University Press. (2012): The Magic Doe: Qutban Suhravardi s Mirigavati. Ed. Wendy Doniger. New York: Oxford University Press. Cebecioğlu, Ethem (1992). Güney Asya da İslâm ın Yayılmasında Sufîlerin Rolü. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi C.33: Chakravarti, Mahadev (1994). The Concept of Rudra Siva Through The Ages. Delhi: Motilal Banarsidass Publishers. Dabistan or School of Manner (1843). Çev. David Shea and Anthony Troyer, Paris. (3 cilt). Gupta, Nirmala (1984). Dilli ke Sulatanom ki Dharmika Niti, Varan asi: Ujjvala Prakaşana. Gupta, Parmeshwari Lal (167). Kutubana Kr ta Miragavati: Mula Paṭha, Varan asi: Vişvavidyalaya Prakaşana. Hines, N. Akhtar (1997). The Sufi Elements in the Indo Sufi Masnavi, with Specific Reference to Maulana Daud's Candayan. (Basılmamış Doktora Tezi). Washington: University of Washington. Kutluturk, Cemil (2014). Hinduizm de Avatara İnancı. (Basılmamış Doktora Tezi). Ankara: A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Mani, Vettam (1975). Puranic Encyclopedia. Delhi: Motilal Banarsidass Publishers.

23 TASAVVUF ALANINDA YAZILMIŞ İLK HİNÇE ESERLERDE HİNDU İNAN VE KÜLTÜRÜNE AİT İZLER: 645 Mirigavati, (1885). Ed. Şivagopal Mişra. Allahabad: Hindi Sahitya Sammelana. Moore, Edward (2001). The Hindu Pantheon. Delhi: Inological Book House. Rizvi, S. A. (1978). A History of Sufism in India. Delhi: Munshiram Manoharlal. Sampurnananda, D. (1964). Hindu Deva Parivar ka Vikas. Allahabad: Maya Press. Shukla, Ramchandra (1929). Hindi Sahitya Ka Itihas. Allahabad: Lok Bharatiya Prakashan. Thompson, Stith and Balys, Jonas (1958). The Oral Tales of India. Bloomington: Indiana University Press. Titus, Murray T. (1930). Indian Islam. A Religious History of Islam in India. London: Humphrey Milford. White, Charles S. J. (1965). Sufism in Medieval Hindi Literature. History of Religions C.5, S.1: Williams, M. Monier (2008). A Sanskrit English Dictionary. Varanasi: Indica Books. (2 cilt)

IX. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER

IX. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER IX. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Hindoloji Anabilim Dalı Doç. Dr. H. Derya Can Kaynakça Çağdaş, K. (1964). Kalidasa nın Gençlik

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 2 EDEBİ BİLGİLER (ŞİİR BİLGİSİ) 1. İncelediği şiirden hareketle metnin oluşmasına imkân sağlayan zihniyeti 2. Şiirin yapısını çözümler. 3. Şiirin

Detaylı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 EDEBİYAT TARİHİ / TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER 1.Edebiyat tarihinin uygarlık tarihi içindeki yerini.edebiyat tarihinin

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR 1. Edebiyat tarihinin incelediği konuları açıklar. 2. Edebî eserlerin yazıldığı dönemi temsil eden belge olma niteliğini sorgular 3. Uygarlık tarihiyle edebiyat

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Hayat Amaçsız

Detaylı

Müslüman Türklerin Hint Dili ve Literatürüne Katkısı: Hint-Sufî Metinleri

Müslüman Türklerin Hint Dili ve Literatürüne Katkısı: Hint-Sufî Metinleri 33-58 Müslüman Türklerin Hint Dili ve Literatürüne Katkısı: Hint-Sufî Metinleri Cemil Kutlutürk * Öz Gaznelilerle başlayıp Babürlü Devleti ile son bulan Hindistan daki Türk İslam hâkimiyeti yaklaşık sekiz

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com BUDİZM Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com BUDİZM Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com BUDİZM Memduh ÇELMELİ BUDİZM Budizm, MÖ 6. yüzyılda Buda nın (asıl adı: Siddharta Gautama) görüşleri çerçevesinde oluşmuş bir dindir. Buda, ilhama kavuşmuş, aydınlanmış demektir. Hindistan da ortaya çıkmıştır.

Detaylı

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır. İçindekiler 1 Efsane Nedir? 2 Efsanenin Genel Özellikleri 3 Efsanelerin Oluşumu 4 Oluşumuyla İlgili Kuramlar 5 Efsanelerin Sınıflandırılması 6 Efsanelerde Konu ve Amaç 7 Efsanelerde Yapı, Dil ve Anlatım

Detaylı

I. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER

I. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER I. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Hindoloji Anabilim Dalı Doç. Dr. H. Derya Can Kaynakça Kaya, K. (2003). Hint Edebiyat Seçkisi

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder.

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder. Hak dostlarından Üftâde Hazretleri(*), bir gün müritleriyle bir kır sohbetine çıkar. Emri üzerine bütün dervişler, kırın rengârenk çiçeklerle bezenmiş yerlerini dolaşarak hocalarına birer demet çiçek getirirler.

Detaylı

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ 1 2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ DÜZENLEYEN Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü SEMPOZYUMUN GEREKÇESİ Yüce Allah, tekamül ve gelişime

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır.

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır. Prana Sanskritçe den nefes-nefes alma ve devamlı hareket şeklinde çevrilir. Bu Hint felsefesinde-tıbbında ve teolojisinde genel bir anlamı ifade eder. Dil uzmanları kelimeye bu anlamları yanında hayat

Detaylı

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS. 226 652) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK Eski İran da Din ve Toplum (M.S. 226-652) Yazar: Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altungök Yayınevi Editörü: Prof. Dr. Mustafa Demirci HİKMETEVİ

Detaylı

ftyk xzkeh.k fodkl vfhkdj.k ] पटन

ftyk xzkeh.k fodkl vfhkdj.k ] पटन iapk;r % ब र य कण प र 1 म नप र ब रय स नव द व व0 स रज य दव 2 स पतचक पतप र र मब ल म झ ब म झ 3 ब रय फहड म झ स वर म झ 4 म नप र ब रय ल ल ठ क र व0 र घ ठ क र 5 ब रय म 0 उष द व व0 व ल क प डत 6 म नप र ब रय य मस

Detaylı

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri) ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve

Detaylı

Leela D Souza, Cultural History of India: Diversity, Syncretism, Synthesis, Jaipur: Rawat Publications, 2016, 395 s.

Leela D Souza, Cultural History of India: Diversity, Syncretism, Synthesis, Jaipur: Rawat Publications, 2016, 395 s. Iğd Üniv Sos Bil Der / Igd Univ Jour Soc Sci Sayı / No. 15, Temmuz / July 2018 Tartışma / Discussion: 531-535 Leela D Souza, Cultural History of India: Diversity, Syncretism, Synthesis, Jaipur: Rawat Publications,

Detaylı

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ Moro Müslümanları Üzerine 99 MÜCADELE AHLAKI KENDI LIDERININ KALEMINDEN BANGSAMORO MÜCADELESI Mücadele Ahlakı Kendi Liderinin

Detaylı

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI ALANLAR ve ÖNCELİKLER AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI 1- Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı na dair araştırmaları 1. Kur an tarihi 2. Kıraat

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI 4. DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 4.1. DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kültürler arası etkileşimin hızlandığı

Detaylı

İş Mektup. Mektup - Adres मह. ज. र ड स र ड स ऐ ड र ड स क र प. २१२ स ल वरब क ड र ईव क ल फ र न य स प र ग स स.ए. ९२९२६

İş Mektup. Mektup - Adres मह. ज. र ड स र ड स ऐ ड र ड स क र प. २१२ स ल वरब क ड र ईव क ल फ र न य स प र ग स स.ए. ९२९२६ - Adres Türkçe Bay J. Rhodes Rhodes & Rhodes A.Ş. 212 Silverback Drive Kaliforniya Springs CA 92926 Amerikan adres formatı: sokak numarası+sokak ismi ilçe ismi+il kısaltması+posta kodu Sayın Adam Smith

Detaylı

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI ŞEHİR TANITIM YAYINLARI 1 Yayın Adı: Şiir Şehir Urfa Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi Hazırlayan: Mehmet KURTOĞLU Sayfa Sayısı: 160 Toplam Baskı

Detaylı

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 1.VE EN YÜCESİ: Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 2.SEVİYE: Allah ın rızasını ve sevgisi kazanmak için 3.SEVİYE: Allah ın verdiği nimetlere(yaşam-akıl-yiyecekler

Detaylı

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz? DEĞERLER EĞİTİMİ SELAMLAŞMA Selam ne demektir? Selâm, kelime olarak; huzur, barış, sağlık ve iyi dileklerini sunma anlamlarına gelir. Selamlaşmak; insanların karşılıklı olarak birbirlerine sağlık, huzur,

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH 307 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

स म गल भव. Birlikte çok mutlu olmanız dileğiyle tebrikler. सग ई क ल ए म ब रक ह. भगव न त म ह सद स ख रख. Yeni nişanlanan bir çifti kutlarken

स म गल भव. Birlikte çok mutlu olmanız dileğiyle tebrikler. सग ई क ल ए म ब रक ह. भगव न त म ह सद स ख रख. Yeni nişanlanan bir çifti kutlarken - Evlilik Tebrikler. Dünyadaki tüm mutluluklar üzerinizde olsun. Yeni evli bir çifti kutlarken kullanılır Tebrikler. Size düğün gününüzde en iyi dileklerimi sunarım. Yeni evli bir çifti kutlarken kullanılır

Detaylı

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Yaratılış Mitleri Orta Asya ve Sibirya da yaşayan Türk toplulukları arasında yaygın olarak anlatılan efsaneler yaratılış mitlerini oluşturmaktadır. Daha çok Altay

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran Ay tanrıçası Selene, Yunan mitolojisinde, Güneş tanrısı Helios un kız kardeşidir. Ay ı simgeler. Selene de Helios gibi bir arabayla dolaşırdı. Selene nin arabasını iki at, katır ya da boğa çekerdi. Zeus

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : MEHMET ERKAN Eğitsel Performans Olay Çevresinde Oluşan

Detaylı

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ Kültürü sanatı ve gelenekleriyle çok köklü bir geçmişi olan İran Zerdüşt ve onun öğretisi Zerdüştlük e de ev sahipliği yapmıştır. Zerdüşt

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATININ OLUŞUMU CUMHURİYET

Detaylı

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? - Mutasarrıf demiş adam kabara kabara. - Sonra ne olacaksın? diye

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI KASIM EKİM 07-08 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı TARİH VE TARİH YAZICILIĞI

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TÜRK DİLİ II TRD103 2 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52 ASİLDER in organize ettiği ve çok sayıda genç üyemizin katılımı ile 2-16 Temmuz 2012 tarihleri arasında gerçekleşen ASİLDER Umre Organizasyonumuz güzel bir şekilde tamamlanmıştır. Rabbim, bu güzel organizasyona

Detaylı

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden Kavrama 1 ECE KAVRAMA 21102516 TURK 101 Ali TURAN GÖRGÜ SEVGİNİN GÜCÜ 1918 yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden biridir. Şiirlerinde genellikle değişim içinde

Detaylı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği

Detaylı

Ramazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR V İLH 403 7 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Yeşaya Geleceği Görüyor

Yeşaya Geleceği Görüyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Yeşaya Geleceği Görüyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Jonathan Hay Uyarlayan: Mary-Anne S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ KISA ÖZET

Detaylı

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) KODU DERSİN ADI T U Kredi AKTS İLH001 ARAPÇA 26 0 26 26 Konu

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S ) İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S. 226-652) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- Yazar: Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altungök Yayınevi Editörü:

Detaylı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders Dr. İsmail BAYTAK Orta Asya Tarihine Giriş Türk Adının Anlamı: Türklerin Tarih Sahnesine Çıkışı Türk adından ilk olarak Çin Yıllıklarında bahsedilmektedir. Çin kaynaklarında

Detaylı

DBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014.

DBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimince desteklenmiştir. Proje Numarası: 458 Kitabın Adı: Büyük Doğu Kapaklarında Portreler, Toplum ve Gençlik Yazarlar: Ahmet

Detaylı

DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No ISBN Baskı Mayıs Dizi Editörü Cahid Şenel

DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No ISBN Baskı Mayıs Dizi Editörü Cahid Şenel DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No 14420 ISBN 978-975-995-900-5 1. Baskı Mayıs 2018 Dizi Editörü Cahid Şenel Dizi Kapak Tasarımı Işıl Döneray Kapak Uygulama Ercan Patlak

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli

Detaylı

TÜRK EDEBİYATINDA 26 DURAK 254 ŞAİR VE YAZAR

TÜRK EDEBİYATINDA 26 DURAK 254 ŞAİR VE YAZAR LYS YE HAZIRLIK TÜRK EDEBİYATINDA 26 DURAK 254 ŞAİR VE YAZAR Ş. İBRAHİM YILDIRIM Beta Yayın No : 3350 2. Baskı Ocak 2016 - İSTANBUL ISBN 978-605 - 333-508 - 5 Cop yright Bu ki ta bın bu ba sı sı nın Tür

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH 427 7 3+0 3 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH 313 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

Azrail in Bir Adama Bakması

Azrail in Bir Adama Bakması Mevlâna (1207 1273) Güçlü bir bellek, çağrışım yeteneği, üretkenlik, olağanüstü görüş ve anlatım gücü, derin duygusallık ve hüzün, her yönüyle İslam kültürüne hâkimiyet... İşte Mevlâna deyince akla gelen

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin

Detaylı

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ! KİM BU ZINDIK! Hamd Allah ındır. O na hamd eder ondan yardım ve mağfiret dileriz nefislerimizin şerrinden amellerimizin kötülüklerinden ona sığınırız. Allah ın yol göstericilik ettiğini hiç kimse saptıramaz.

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK KÜLTÜRÜNDE HADİS (SEÇMELİ) Ders No : 0070040192 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü Selman DEVECİOĞLU Gönül Gözü SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ENGELLİLER BİRİMİ YAYINLARI Yayın No: 4 Editör Prof. Dr. Recep Toparlı Baskı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Matbaası Kapak ve İç Düzen Sivas Cumhuriyet

Detaylı

SEVGİ. Doğduğumuz gün içgüdüsel olarak annemize babamıza sarılır onların yanında olmak

SEVGİ. Doğduğumuz gün içgüdüsel olarak annemize babamıza sarılır onların yanında olmak Pekşen 1 Hakan Pekşen TURK101-Sec.43 21101395 Vedat Yazıcı 21.12.2014 SEVGİ Doğduğumuz gün içgüdüsel olarak annemize babamıza sarılır onların yanında olmak isteriz. Bu eylem sevginin en saf, en doğal ve

Detaylı

Tel: / e-posta:

Tel: / e-posta: 1-Sempozyuma Davet: ULUSLARARASI CÂMİ SEMPOZYUMU (SOSYO-KÜLTÜREL VE MİMARÎ AÇIDAN) 01-02/ Ekim/ 2018 Tarih boyunca câmiler Müslümanların itikat, ibadet, ilim, sosyal, kültürel ve mimari açıdan hayatın

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ A B KAZANIM NO KAZANIMLAR 1 11 30027 1 / 31 Kelimelerin anlam oluşturmada birbirleriyle ilişkilerini belirler. 2 12 30027 Kelimelerin

Detaylı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN 1303-7757 2003/2 Yıl: 2, Cilt: II, Sayı: 4 GAZI UNIVERSITY THE JOURNAL OF CORUM FACULTY OF THEOLOGY ISSN 1303-7757 2003/2 Year: 2, Vol.:II, Issue:

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İSLAM EĞİTİM TARİHİ ILA323 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

KURUMSAL REKLAMIN ANLATTIKLARI. Prof. Dr. Müge ELDEN Araş. Gör. Sinem YEYGEL

KURUMSAL REKLAMIN ANLATTIKLARI. Prof. Dr. Müge ELDEN Araş. Gör. Sinem YEYGEL I KURUMSAL REKLAMIN ANLATTIKLARI Prof. Dr. Müge ELDEN Araş. Gör. Sinem YEYGEL II Yay n No : 1668 flletme Ekonomi : 186 1. Bask - A ustos 2006 - STANBUL ISBN 975-295 - 561-4 Copyright Bu kitab n bu bas

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY EKİM HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI EDEBİYATININ OLUŞUMU ÖĞRETİCİ METİNLER 2 KAZANIMLAR 1. Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini belirler.

Detaylı

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim

Detaylı

Bu metin Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunca 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayılı karar ile öğrenci andı olarak uygulamaya başlanmıştır.

Bu metin Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunca 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayılı karar ile öğrenci andı olarak uygulamaya başlanmıştır. Bir vatandaşımız tarafından okullarda Öğrenci Andı nın okutulmaması için Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine Danıştay 8. Dairesi 2009/1614 Esas Sayı ile dava açılmıştır. Dava dosyasına konulmak üzere, Bakanı

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2018-2019 Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) KODU DERSİN ADI Kredi İLH001 ARAPÇA 26 0 26 26 Konu Başlıkları (Yıllık) T

Detaylı

25/12/2014 Bilgilendirme: Nur 24/35 Allah, semaların/boyutların ve arzın nuru/ışığı/enerjisidir. Onun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandile benzemesidir. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça,

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar Dualar Beddualar Çocuklara gösterilen sevgi, dua ile birlikte beden diliyle de gösterilmesi onların okul başarısını artıracaktır. Çocuklar okula giderken sarılarak ve dua ile yollanmalıdır. Bu, çocukların

Detaylı

Dinlerin Rengi Renklerin Dili

Dinlerin Rengi Renklerin Dili Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi Cilt 11, Sayı 1, 2011 ss. 261-265 Dinlerin Rengi Renklerin Dili Kadir Albayrak Sarkaç Yayınları, Ankara 2010, 118 s. On parmağımda on renk, her bir renk bir ömre

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH 210 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

KİM BU? HAZIRLAYAN : DİLEK MENKÜÇ

KİM BU? HAZIRLAYAN : DİLEK MENKÜÇ KİM BU? HAZIRLAYAN : DİLEK MENKÜÇ Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme Sevgi ile nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. Birisinden nefret ediyorsanız

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1 2

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

İslam ın Serüveni. İslam ın Klasik Çağı BİRİNCİ CİLT MARSHALL G. S. HODGSON

İslam ın Serüveni. İslam ın Klasik Çağı BİRİNCİ CİLT MARSHALL G. S. HODGSON İslam ın Serüveni BİRİNCİ CİLT İslam ın Klasik Çağı MARSHALL G. S. HODGSON 4 İçindekiler Tabloların Listesi... 6 Haritaların Listesi... 7 Önsöz... 9 Marshall Hodgson ve İslam ın Serüveni... 13 Yayıncının

Detaylı

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7 Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ Dr. Ahmet Emin Dağ İstanbul, 2015 Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU İLH322 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Sözlü Kompozisyon Teorisi DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Sözlü Kompozisyon Teorisi Teorinin ortaya çıkışı ve kavramsal yapının oluşumu Milman Parry ve Sözlü Kompozisyon

Detaylı

Hıristiyan İnanç Esasları Teslis Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adı altında üç kişilikte tek tanrıyı kabul ederler. Hıristiyan inancına göre baba kainatı ya

Hıristiyan İnanç Esasları Teslis Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adı altında üç kişilikte tek tanrıyı kabul ederler. Hıristiyan inancına göre baba kainatı ya Hıristiyan İnanç Esasları Teslis Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adı altında üç kişilikte tek tanrıyı kabul ederler. Hıristiyan inancına göre baba kainatı yaratmıştır. Tanrının inkarnasyonu olan oğul, günahın

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKYESİ 8 Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya

Detaylı

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya 80 Dinlerin Buluşma Noktası Antakya 81 82 Bu ay sizlere Anadolu nun en güzel yerlerinden biri olan Antakya yı tanıtacağız. Antakya Hatay ilimizin şehir merkezi. Hristiyanlığın en eski kiliselerinden biri

Detaylı

Kanatları Kırılan Çocuklar Cuma, 02 Ekim :21

Kanatları Kırılan Çocuklar Cuma, 02 Ekim :21 İnsanlara yardım etmeyi millet olarak çok severiz. Bazen üzerimize vazife olmayan görevleri de kendimize yükleyerek, sırf iyilik olsun diye insanlara yardım etmeye çalışırız. Bunu bazen o kadar abartırız

Detaylı

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.

Detaylı