KAFADAN K İÇİNDEKİLER

Transkript

1 İÇİNDEKİLER 1- Gizli Görev 2- Uçan Lastik 3- Zamazingo Başlasın! 4- Beklenmedik Bir Mola 5- Döndürün Tekerlekleri 6- Gizemli Yabancı 7- Denizkızı Tükürüğü 8- Haydi Limana! 9- Yüzme Bilmeyen Var Mı? 10- Çikolata Kaplı Bay Grunt 11- Cesur Jumbo 12- Kara Göründü! 13- Sürpriz! 14- Kötü Adamların Kötü Sonu 15- Eve Dönüş

2

3 bölüm 1 Gizli Görev Ahh! diye haykırdı Bay Grunt yatakta birden doğrularak. Kocasının yanında yuvarlanıp, üzerinde pireler uçuşan yorganı başının üzerine çekerken, Ne oldu yine? diye homurdandı uykulu Bayan Grunt. Bu sırada yamru yumru ayakları açıkta kalmış ve parmaklarının arasında uyumakta olan kulağakaçan böceği uyanmıştı. Biri bütün ampulleri çalmış! diye inledi Bay Grunt. Evde bir hırsız var! Bay Grunt ev derken o ve babası İhtiyar Bay Grunt ın yaptıkları ve şu an yıkık dökük olmuş, Bigg 7

4 Malikânesi nin uzun çimlerinde park eden sıra dışı karavandan bahsediyordu. Ha bu arada Bigg Malikânesi, içinde çok az insanın yaşadığı kocaman bir evdir. Bayan Grunt, Bizde ampul falan yok ki saftoroz, diye mırıldandı battaniyenin altından. Kodlasana! diye bağırdı Bay Grunt. Görünüşe göre bu çıkışı ikisini de şaşırtmıştı. Bayan Grunt üzerindeki battaniyeyi indirip kocasının yanında doğrularak oturdu. Ne? Saftorozu kodlasana diyorum, dedi Bay Grunt. Yeni bir kural koyuyorum. Birbirimize sadece yazılışını bildiğimiz kelimelerle hitap edeceğiz. Bunu şimdi uydurdun! dedi Bayan Grunt. Yine de bu bir kural. Olabilir ama aptalca bir kural. Sen ister beğen ister beğenme, kural kuraldır cadaloz kadın. KİM demiş? dedi Bayan Grunt. Ben dedim ve ben senden büyüğüm. Ayrıca pijamalarım var, diye yanıtladı Bay Grunt. Yani benim dediğim olacak. O hâlde bundan sonra seni pek konuşurken gö- 8

5 remeyeceğiz, öyle miii? dedi Bayan Grunt kıkırdayarak. Ne demek istiyorsun? Söyleyeceğin şeyleri kodlayabilmen gerekecek ya hani. HAH! Ne komik! dedi Bay Grunt. Bayan Grunt, kocası onu görmese de adamı kan çanağı gözleriyle süzdü. H-A-H diye yazılır, diye ekledi o sırada Bay Grunt. Bayan Grunt içinden saftorozun nasıl yazıldığını bilmeyi diledi. İçinde birden çok o olduğundan emindi aslında. Senin o aptal oyununu oynamıyorum yaşlı moruk! dedi. Bunu söylerken oldukça çirkin yüzündeki sarı ve yeşil dişlerini gıcırdatıyordu. Tıpkı bir uyurgezer gibi kollarını önüne uzatıp gerinen Bay Grunt, Şimdi tartışacak zaman değil, dedi. Işıklarımızı kimin çaldığını bulmamız lazım. Hâlâ anlayamadın mı? diye sordu Bayan Grunt gülerek. Neyi anlayamadım mı? dedi Bay Grunt. Gerçekten de ne olduğunu öğrenmek için can atıyordu. 9

6 Cevabı bildiğinizi düşünüyorsunuz değil mi? Bay Grunt ın etrafı görememesinin nedeninin hâlâ gece olması ya da havanın hâlâ karanlık olması falan olduğundan eminsiniz. Ha bu arada karanlık, k-a-r-a-n-l-ı-k diye yazılır. K-a-r-a-n-l-ı-k Ama bu durum Bay Grunt ı tam bir aptal durumuna düşürmez mi? Her neyse. Yanılıyorsunuz. Buyurun size sebebi. Sana neden etrafın karanlık olduğunu düşündüğünü söyleyeyim mi çok sevgili kocacığım? dedi Bayan Grunt. Gülmemek için kendini zor tutuyordu. Söyle bakalım kadın, dedi Bay Grunt şüpheyle. Gözlerin, dedi Bayan Grunt. Ne olmuş gözlerime? Kapalılar. Bay Grunt gözlerini açtı ve sabah ışığıyla karşıla- 10

7 şınca kırpıştırdı. Ah evet, dedi, hem rahatlamış hem de hâlinden memnun bir tavırla. Sonra birkaç dakika geçince yeniden öfkelendi. Bana bunu niye daha önce söylemedin ki? diye sordu. Neden bunu benden sakladın? Bayan Grunt gayet rahat, Gözlerin kapalı bir aptal gibi görünüyordun; onları açmak senin aklına neden gelmedi ki? diyebilirdi. Ama öyle demedi. Bunun yerine, Senin de BENDEN sakladığın şeyler var, dedi. Bay Grunt üzerindeki battaniyeyi fırlatıp bacaklarını yataktan aşağı sarkıttı. Ayağa kalkarken az kalsın yatağın yanındaki kavun kümesinin üzerine basıyordu. (Bu konu hakkında daha fazla bilgiyi ilerleyen sayfalarda vereceğim.) AHHHHH! diye bağırdı, tıpkı Sivrican isimli içi doldurulmuş kirpiye çıplak ayağıyla basmış bir adam gibi. (Çünkü sevgili narin okurlarım, gerçekten de adı Sivrican olan içi doldurulmuş bir kirpiye çıplak ayağıyla basmıştı.) Eğildi, Sivrican ı tek eliyle yerden aldı ve -Aah!- tüm gücüyle karavanlarının tıkış tıkış yatak odasının içinde bir yere fırlattı. 11

8 12

9 O sabah kahvaltı hazırlama sırası Bayan Grunt taydı. O, küçük mü küçük evinin her köşesinden yararlanmak için yatağının altında sakladığı geniş, su dolu leğenin içindeki tavayı dakikalar önce eline almıştı. Elinde suları damlayan tavayla yatakta tam doğrulmuş oturuyordu ki Sivrican havada onun olduğu yöne doğru, son sürat uçmaya başladı. Oysa Bay Grunt ın amacı kirpiyi ona atmak değildi. O, içi doldurulmuş ölü hayvana öfkelenmişti; Bayan Grunt a değil. Kendini savunmak için ellerini havaya kaldırınca elinde bir kirpi savar olduğunun farkına varan Bayan Grunt, kızartma tavasıyla Sivrican ı âdeta bir tenis topu gibi kenara savurdu. Daha, Aman dikkat! demeye kalmadan kirpi yatak odasının açık penceresinden dışarı uçuverdi. Bay Grunt da Bayan Grunt da çıt çıkarmadan şaşkın bir şekilde bu uçuşu izlediler. Sessizlik gelen, Aahh! haykırışıyla bozuldu. Sivrican ın yaraladığı ayaklarından birine masaj yapmakta olan Bay Grunt iki defa zıplayarak pen- 13

10 cereye ulaştı ve dışarı baktı. Bigg Malikânesi nin (eski) bahçıvanı Sack başını ovuşturuyordu. Eski derken, artık oranın bahçıvanı olmadığını söylemek istiyorum. Yani Sack, artık bu devasa, yıkık dökük evi çevreleyen dönüm dönüm arazinin bakımıyla ilgilenmiyordu. Bay Grunt parmağıyla adamı gösterip bir kahkaha patlattı. (Durumu kendisinden kötü olanları parmakla işaret edip gülmeyi çok severdi zaten.) Ne oldu kocacığım? diye sordu Bayan Grunt. Bu sırada pireli battaniyenin ucuyla elindeki tavayı kuruluyordu. Sivrican Sack e çarptı! dedi adam. Bayan Grunt gudubet bir kahkaha attı. İyi olmuş! dedi sonra. Bay Grunt, karısının kirpiden mi yoksa eski bahçıvandan mı bahsettiğini anlayamamıştı. Ayrıca umurunda da değildi zaten. Onun aklında başka şeyler vardı. Bayan Grunt haklıydı. Kocasının ondan sakladığı bazı şeyler vardı. Bu sırlardan bir tanesi, o 14

11 günün ilerleyen saatlerinde gizlice gerçekleştirmesi gereken çoook gizli bir toplantıydı. Bay Grunt kendisini, oturması söylenen yerde, yani yuvarlak bir çadırın içinde bulmuştu. Çadırın tam tepesinde bulunan delikten üzerine doğru sahne ışığına benzer bir ışık geliyordu. O anda çadırda kendisi dışında bulunan tek insana dönüp Neden başka bir yere oturamıyorum acaba? diye söylendi. Bay Grunt, halının üzerinde bağdaş kurmuş adamın tam karşısında oturuyor olmasına rağmen parlak gün ışığı, onun yüzünü görmesini imkânsız hâle getiriyordu. Adam sanki gölgelerin içinde saklanıyordu. Bay Grunt, adamın çok çirkin olduğu için böyle bir yola başvurduğunu düşündü. Ne de olsa herkesin Bayan Grunt kadar güzel olması beklenemezdi. Karısını düşünür düşünmez yüzüne bir gülümseme yerleşti. Hemen ardından bu gülümseme zaten endişeli görünen suratında daha da endişe dolu bir sırıtışa dönüştü. 15