SOFRADAKİ FRANKEŞTAYN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SOFRADAKİ FRANKEŞTAYN"

Transkript

1 YAS M 50 İ S T A N B U L S E R B E S T M U H A S E B E C İ M A L İ M Ü Ş A V İ R L E R O D A S I İ K İ A Y L I K Y A Y I N I A SAYI SOFRADAKİ FRANKEŞTAYN l DOSYA: BORCUMUZ VE BUNALIMIMIZ ARTIYOR l GYİAD BAŞKANI BURCU AKDARI TOPRAK İLE SÖYLEŞİ l KARİYER: ÇEVRE EDİN, BAŞARILI OL l CNBC-e GENEL YAYIN YÖNETMENİ YILDIRIM İLE RÖPORTAJ l GURME HAMBURGERCİLER l ENDÜLÜS TE ÜÇ ŞEHİR l ŞİFA YURDU AFYON

2 ODEABANK, KURULALI HENÜZ 1,5 YIL OLSA DA ODEABANK

3 ba?kandan Sevgili İSMMMO Ailesi, Ülke ve iş gündeminin yoğunluğu içinde bazen temel meseleleri unutuyoruz Ama unutmamak ve unutturmamak bizim insani ve mesleki görevimiz 17 Ağustos gelmeden de ülkemizin deprem gerçeğini hatırlaması gerekiyor. Biz unutsak da deprem zaten kendini hatırlatıyor. En son 24 Mayıs ta merkez üssü Kuzey Ege'de olan ve 11 ilde hissedilen 6.5 büyüklüğündeki deprem bize gerekli uyarıyı bir kez daha yaptı. Biz de bu uyarıyı dikkat alarak, Türkiye nin depreme ne kadar hazır olduğunu araştırdık. Depreme hazırlık karnemizin zayıflarla dolu olduğunu üzülerek belirtmemiz gerekiyor. Sağlıklı yapılarda yaşamamız gerektiği kadar sağlıklı beslenmemiz de şart. Oysa sofralarımıza kadar sızan gıda terörünün adı; GDO Süper güçler GDO yu, insanlığı açlıktan kurtaracak formül olarak sunsalar da uzmanlar GDO lu ürünlerin ekolojik denge, insan ve hayvan sağlığı için birçok tehditler içerdiğini belirtiyorlar. Kapak haberimizde GDO gerçeğini detaylı olarak işledik. Üzülerek gördük ki, Türkiye de bürokrasi dolambaçlı yollar deneyerek GDO lu gıdalara kapılarımızı açmaya çalışıyor. Ne yaman çelişki ki Türkiye de yasaklı GDO ların tümünü analiz edebilecek bir laboratuvar bile yok! İSMMMO Yaşam Zirvedekiler sayfasında TEMA Vakfı nın ilk kadın Başkanı Deniz Ataç ı ağırlıyor. Türkiye nin en yaygın sivil toplum örgütü olan TEMA nın faaliyetlerini anlatan Ataç, meslek mensuplarımızı da Türkiye nin çöl olmaması için vakfa destek vermeye davet etti. Sanat dünyasından konuğumuz, oyuncu Fırat Tanış. Oyunculuğunun yanına bir de yönetmenliği ekleyen Tanış ile ilk filmi Karınca Kapanı nı ve bundan sonraki planlarını konuştuk. Ekonomi gazetecisi, manset.at sitesinin kurucusu Tarık Yılmaz, internet medyasının yükselişini kendi girişim hikayesi üzerinden İSMMMO Yaşam okurlarına anlatırken 32 yılllık meslek mensubumuz Süreyya Özkan hayatını zenginleştiren farklı hobilerini bizlerle paylaştı. Gezi sayfalarımız aracılığıyla Türkiye nin en modern şehirlerinden biri olan Eskişehir e ve Uzakdoğu nun egzotik adası Phuket e gitmeye ne dersiniz. Buralarda tarih, kültür ve doğal güzellik adına keşfedilecek o kadar çok güzellik var ki Eğitim sayfalarımızda çocuklarımıza kitap okuma alışkanlığını nasıl kazandırabileceğimiz konusunda öneriler bulabilirsiniz. Sağlık sayfalarımızda çocukları aşırı korumaya çalışan evhamlı annelere yönelik uzmanların değerlendirmelerini okuyabilirsiniz. Kariyerden modaya sinemadan kültür sanata kadar birbirinden farklı konulardaki haberlerle hayatınıza değer katmayı amaçlıyoruz. Dilerim sizlere faydalı olabiliriz. Dergimizi huzurlu ve keyifli günlerde okumanız dileğiyle Sağlıcakla kalın dostlar Yahya Arıkan İSMMMO Mayıs - Haziran 2014 SAHİBİ İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Adına Yahya Arıkan Kurtuluş Cad. No: 114 Kurtuluş-Şişli / İSTANBUL SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Zehra Yılmaz Işıloğlu YAS M A YAYINA HAZIRLAYANLAR Hasan S. Keseroğlu, Ayşegül Emir, Defne Doğan, Gülşen Kandemir basin@ismmmo.org.tr, yasamdergi@gmail.com Kurtuluş Cad. No: 114 Kurtuluş-Şişli / İSTANBUL l DANIŞMA KURULU Yahya Arıkan, Yücel Akdemir, Ali Altun, Metin Bayar, Yılmaz Bolgün, Ayla Büyükhan, Murat Ceyhan, Mustafa Çaya, Fuat Çiftçi, Ayhan Çorapçı, İrfan Demirci, Erol Demirel, Yrd. Doç. Dr. Zekeriye Demir, Burhan Eray, Ertuğrul Erdem, Mithat Erdoğan, Mehmet Eren, Saadet Gencoğlu, Metin Gökdağ, Özlem Gül Er, Tayyar Güler, Haluk Gülsoy, Adnan Gün, Nadir Hikmet Güneş, Ayşin Hangül, Hasan Ildır, Funda İzi, Hüseyin Kaleli, Turgay Kanarya, Şahin Kandıralı, Turan Kaşıkçı, Nedim Kaya, İlhan Kırcaoğlu, Coşkun Kolso, Sabahaddin Kunaçaf, Cemile Kuzu, Kazım Mermer, Arif Mert, Kenan Mülayim, Muhammed Öncül, Hayrettin Özbakır, Serdar Özkan, Gülgün Öztürk, Emine Öztürk, Veysel Karani Palak, Nevzat Pamukçu, Bahriye Payal, Fahrettin Ravanoğlu, Orhan Sarıgene, Süheyla Öztürk Selçuk, Hüsniye Sezgin, Gülay Süren, Dr. Abdülkadir Şahin, Sevim Şahin, Nurettin Tan, Feyzullah Tanyer, Ali Haydar Tunç, Abdulaziz Ural, Turgut Uysal, Mehmet İhsan Yalçın, Hüseyin Yerli l BASILDIĞI YER: Express Basımevi İkitelli OSB Deposite İş Merkezi A4 Blok K.3 No.309 Küçükçekmece-İstanbul (0212) , (0212) l Yayın Türü: İSMMMO Yaşam; yaşam, kültür ve güncel haber dergisidir. Yerel süreli yayındır. İki ayda bir yayımlanır, adet basılır. Dergimizde yer alan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. l Yönetim Yeri ve Yazışma Adresi: Kurtuluş Caddesi, No: 114, Şişli- İSTANBUL Telefon: (0212) ,

4 K A P A K Sofrada tehlikeli konuk Dünyada milyonlarca insanın pençesinde kıvrandığı açlık sorununa da çözüm olacağı gerekçesiyle yaygınlaşan GDO lu ürünler Türkiye nin de gümrük kapılarını zorluyor... Türkiye Mayıs ayının sonlarında yönetmelik değişikliği yaparak "GDO bulaşanı" tanımı formülüyle gıdalarda yüzde 0.9 oranında GDO lu ürün kullanımının yolunu açtı İ Ç İ N D E K İ L E R Z İ R V E D E K İ L E R TEMA nın Toprak Ana sı Deniz Ataç, TEMA nın ilk kadın başkanı de dernekle yolları kesişmiş ve bir daha kopamamış. Ataç, Kamuya mal olmuş bir sivil toplum kuruluşu olan TEMA daki görevimi ülkeme hizmet olarak görüyorum diyor. 10 D O S Y A Deprem geliyorum demez! Son yaşanan küçük boyutlu deprem, ne İstanbul un ne de Türkiye nin depreme hazır olmadığını gösterdi. 17 Ağustos depreminin ardından hızlanan afet yönetim çalışmaları zamanla unutulmuş gibi görünüyor. Oysa deprem Türkiye nin gerçeği ve her an kendini hatırlatabilir. Büyükşehirlerde gelinen son noktada rant kaygısı can kaygısının önüne geçmiş durumda. İşte deprem gerçeği 24

5 G Ü N D E M İ N S E S İ İnternet, Türk basını için fırsat Gazeteci Tarık Yılmaz, kağıt gazeteciliğinin biteceğine inanmasa da bülten haberciliğinin hakim olduğu Türk basını için internetin büyük bir fırsat olduğunu belirtiyor. 20 Y A Ş A M I N P O R T R E S İ K A R İ Y E R Dizileri bıraktı, sinemaya sarıldı! Oyuncu Fırat Tanış, Karınca Kapanı filminde yönetmen olarak karşımıza çıktı. Dizi oyunculuğunu Gezi sürecinde penguen medyası nı protesto etmek için bırakan Tanış, ilk aşkı tiyatrodan ise vazgeçmiyor. 30 R E N K L İ Y A Ş A M Tek hobiyle yetinmiyor 32 yıllık meslek mensubu Süreyya Özkan, farklı alanlardaki hobileriyle öne çıkıyor. Saz çalıyor, türkü söylüyor. Kara kalem ve yağlı boya resim yapıyor. Özkan ın nadir bulunan 255 parçalık lamba koleksiyonunu büyütmek için çabalıyor. İ S M M M O H A B E R 8 EĞİTİM G Ü N 6 36 S A Ğ L I K 38 D O S T L A R I M I Z 40 L E Z Z E T 42 M O D A 44 E V İ M E V İ M 46 G E Z İ - D Ü N Y A 48 G E Z İ - T Ü R K İ Y E 52 K Ü L T Ü R - S A N A T 56 Saygılıyım, saygılısın, saygılı İş ortamlarında nezaket ve saygı yoksunluğu giderek büyüyen bir sorun Davranışlara ve kullanılan dile dikkat etmemek verimi düşürürken motivasyonu olumsuz etkiliyor. 34 S İ N E M A - D V D 58 K İ T A P 60 T E K N O - Y A Ş A M 62 M İ Z A H 64

6 IŞİD, Türkiye yi işitmedi bile Dünya ve Türkiye, Irak Şam İslam Devleti (İŞID) örgütünü son aylarda sıkça duyar oldu. Irak ın Musul kentini ele geçirdikten kısa bir süre sonra, 31 Türk şoförü rehin alan radikal IŞİD, Türkiye Başkonsolosluğu nu basarak Başkonsolos Öztürk Yılmaz ve iki çocuğun da aralarında bulunduğu 49 kişiyi rehin aldı. Başkonsolos Öztürk Yılmaz, Musul a atanmadan önce Erdoğan ın da danışman kadrosunda yer alıyordu. Terör estiren İŞID tehdidine karşı ABD Başkanı Barack Obama, kara operasyonu hariç, olası önlemlerin masada olduğunu birkaç kez telaffuz ederken rehin alınan Türkler için Türkiye nin Bağdat Büyükelçiliği ve Ankara arasında acil temas kuruldu. Ancak hala somut bir gelişme sağlanabilmiş değil HÜKÜMET HATALI İŞID tehdidiyle zirveye ulaşan Irak krizinde uzmanlar hükümetin dış politikasını eleştirdi. Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi TÜRKSAM ın Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Celalettin Yavuz, hükümetin İŞİD e terör örgütü bile diyemediğini söyledi. Irak Musul Başkonsolosluğu nda yaşananlar için her şeyin daha önceden uyarı niteliğinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu na bildirildiğini söyleyen Yavuz; Hükümet rehine değil, alıkoyma diye düzeltti! Sanki rehin alınanlar 5 yıldızlı otel konforuyla ağırlanıyor. Buna milleti kandırmak denir. Musul Valisi Nuceyfi Türk Başkonsolosluğu nu IŞİD tehdidi karşısında defalarca uyarmış. Dışişleri Bakanı Davutoğlu da yurt dışına uçmadan önce Musul da merak edecek bir şey yok. Her şey kontrolümüz altında! demişti. IŞİD, bu sözleri işitmedi. Hatta 32 tır şoförünü de alıkoydu. AKP iktidarı ve Başbakan Erdoğan IŞİD e terör örgütü bile diyemedi dedi. Anneler çocuklarının peşine düştü 6 2. G Ü N 20 Mayıs tan itibaren Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde oturma eylemi yapan anneler, PKK nın elindeki çocuklarını geri istiyor. Bu süreçte başka illerden de destek alan anneler, hem PKK dan hem hükümetten destek bekliyor. İmralı da hapis cezasını çeken Abdulllah Öcalan ın çocukların bırakılmasına dönük çağrısının karşılık bulup bulmayacağı merak edilirken aileler çocuklarının kandırıldığının altını çiziyor. Son verilere göre son 2 yılda yaşları arasında değişen çocuk örgütün dağ kadrosuna alındı. Bu çocukların yüzde 70 i, 16 yaşın altında. Güvenlik güçlerinin yaptığı çalışmalara göre, Suriye de çıkan olaylardan sonra PKK, insan kaynağını artırabilmek için çocuklara yöneldi. Bir kısmını kaçırarak, bir kısmını da kandırarak kadrosuna kattı. İstihbarat birimlerinin yaptığı çalışmalara göre örgüte küçük yaşta katılımların en yoğun olduğu il ise İstanbul. İkinci sırada İzmir, sonra Adana ve dördüncü sırada Mersin geliyor. 6 l İSMMMO YAŞAM

7 301 ölü, milyonlar yaralı Türkiye, 13 Mayıs 2014 te büyük bir faciaya uyandı. Manisa nın Soma ilçesinde kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madenci yaşamını yitirdi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan madencilik kazası olarak kayıtlara geçen olayda TKİ nin ve madeni işleten şirketin ağır ihmallerine dikkat çekildi. Madeni işleten şirkete yönelik davaların sürdüğü Soma da patlama sırasında 787 işçi yer altındaydı. Son yıllarda olağan koşullarda çıkarılması gereken kömür miktarının kat kat üstünde kömür çıkarıldığı, iş güvenliği için alınması gereken önlemlerin alınmadığı ve daha önce kapatılmak zorunda kalınmış olan sahalarda da üretim yapıldığı iddialarıyla sarsılan Türkiye, yangın faciasının ardından madende denetimlerin de göstermelik yapıldığını tanıkların ifadelerinden öğrendi. ERDOĞAN A PROTESTO Türkiye de madenciler 2013 sonunda ülkedeki tehlikeli çalışma koşullarını protesto etmişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi, ilgili madenin güvenliğinin araştırılmasına yönelik CHP li Özgür Özel in önerisini AKP oyları ile faciadan sadece yirmi gün önce reddetmişti. Muhalefet başta olmak üzere pek çok kesimden istifaya çağrılan hükümet, Soma faciasının siyasi sorumluluğu üstlenmedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma da büyük protestolarla karşılaşırken korumaları protestoculara saldırdı. Çözüm paketi pazarlık masasında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kritik HDP oylarını da almak isteyen hükümet zamanlamasını da doğrudan seçime ayarladığı çözüm paketini TBMM Başkanlığı na sundu. Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesi başlıklı yasa tasarısı hükümete geniş yetkiler veriyor. Hükümet, çözüm sürecinde siyasi, hukuki, sosyoekonomik, psikolojik, kültür, insan hakları, güvenlik ve silahsızlandırma alanlarında ve bunlarla bağlantılı konularda atılabilecek adımları belirleyecek. Bakanlar Kurulu, kararları almaya yetkili olacak. Gerekli görülmesi halinde yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla temas, diyalog, görüşme ve benzeri çalışmalar yapılmasına karar verecek ve bu çalışmaları gerçekleştirecek kişi, kurum veya kuruluşları görevlendirecek. Silah bırakan örgüt mensuplarının eve dönüşleri ile sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirleri alacak. Kandil, İmralı ve terör örgütünün Avrupa kanadıyla hükümete doğrudan görüşme olanağı tanıyan tasarıya göre, genel yetkiyi alacak olan hükümet TBMM yi devre dışı bırakarak yönetmelik ve benzeri uygulamalarla aldığı kararları yürürlüğe koyabilecek. Tasarının gerekçesine Abdullah Öcalan ın süreçle ilgili dile getirdiği dinamik bir süreç, halkın ve sivil toplumun sürece aktif katılımı vurgusunun girmesi de dikkat çekti G Ü N İSMMMO YAŞAM l 7

8 Bağımsız denetim hakkımızı kısıtlamayın İ S M M M O H A B E R 3568 Sayılı Serbest muhasebecilik, Serbest muhasebeci mali müşavirlik ve Yeminli mali müşavirlik Kanunu nun kabul edilişinin üzerinden 25 yıl geçti. 13 Haziran 1989 da kabul edilen bu yasa ile mesleki gelişimin önü açılırken, meslek mensupları stajyer ve büro çalışanlarıyla birlikte Türkiye genelinde 260 bin kişilik dev bir camiaya dönüştü. Yaklaşık 34 bin üyesi ile Türkiye nin en büyük akademik meslek örgütü İstanbul Serbest muhasebeci mali müşavirler Odası nın (İSmmmO) Başkanı Yahya arıkan meslek yasalarının kabul edilişinin 25 inci yıldönümünde yaptığı açıklamada, meslektaşlarının bağımsız denetim hakkı üzerindeki kısıtlamaların acilen kaldırılmasını istedi. mâli ve siyasi iradenin işbirliği ve çözüm önerilerine artık duyarsız kalmaması çağrısında bulunan arıkan, özellikle Kamu Gözetimi, muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu nun (KGK) genç meslektaşların önünü tıkayan yaklaşımından vazgeçmesi gerektiğini belirti. Türkiye de yaklaşık 500 bin işletmeyi ve meslektaşlarını ilgilendiren bağımsız denetim konusunun büyük bir yaraya dönüştüğünü anımsatan arıkan, Gençlerin önünün tıkanarak yeni sınav yapılmaması, engellerin kaldırılması, mevcut eğitimlerin yeterli görülmesi, genç meslektaşlara getirilen engellerin kaldırılması, çatı örgüt TÜrmOB la işbirliği yapılması taleplerini yineledi. KGK nın taleplerine sırtını döndüğünü vurgulayan arıkan, mevcut yönetmeliğin bu haliyle, Türkiye deki firmaların gerçek bir bağımsız denetiminin yapılmasının imkanı kalmadığını belirtti. Yolsuzlukların konuşulduğu bir dönemde sorunun ilacının denetim olduğunu ifade eden arıkan, meslek camiasının KGK dan bağımsız denetim için taleplerini ise şöyle açıkladı: Denetim yapacak meslek mensuplarımıza, yeniden sınav zorunluluğu getirilmesin. mesleki eğitim, ücretlendirme, denetim ve disiplin gibi Birliğimizin kuruluş yasasında yer alan yetki ve sorumluluk alanlarına müdahale etmeyin, gerekli durumlarda çatı örgütümüzle işbirliği yapılsın. Unvanlar arasında ayrımcılık yapılmasın ve eşit davranılsın. meslek mensubu olmayanların denetim yapmasına müsaade edilmesin. TÜrmOB eğitimleri kabul edilsin. Harç, hizmet bedeli, mühür ve benzeri konularda yasal dayanağı olmayan yetkiler kullanmaktan vazgeçilsin, paydaşların katılımına ve denetimine açık bir yönetim tarzı sergilensin. Gençlerin geleceğini çalınmasın. En önemlisi de; tüm dünyada olduğu gibi, asli işi olan sadece gözetim işi yapılsın. İŞTE TalEplErİmİz İSmmmO Başkanı Yahya arıkan, meslek Yasası nın kabul edilişinin 25. yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada maliye ve Vergi İdaresi ile ilişkilerde çözülmesi gereken sorunlar bulunduğunu da anımsattı. İşte mali müşavirlerin maliye den talepleri: Ücret tarifemiz; Yeni Türk Ticaret Kanunu uygulaması da dikkate alınarak, zamana endeksli bir ücret tarifesine dönüştürülmeli ve bağımsız denetim ücretlerini de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmeli. müşterilerimizle yapılan sözleşmeler; Damga Vergisi nden istisna edilmeli. Serbest meslek faaliyetlerinde KDV yüzde 18'den yüzde 8'e indirilmeli. Tahsil etmediğimiz gelirin, KDV sini ödemek istemiyoruz. Bu nedenle KDV'yi doğuran olay tahsilâta bağlanmalı. müşterileri ücretlerimizin tahsilatı, banka aracılığı ile yapılması zorunlu hale getirilmeli. meslektaşın ağır hastalığı ve ölümü, mücbir sebep sayılmalı. Serbest meslek yıpranma indirimi, yani beyin amortismanı uygulaması getirilmeli. Bilgisayar ve yazılım giderleri 2 yıl içinde amorti edilmeli. Serbest meslek giderleri yeniden düzenlenmeli. Beyan süreleri düzeltilmeli ve angaryalar bitmeli. 8 l İSMMMO YAŞAM

9 Soma nın sorumluları cezalandırılmalı İstanbul Serbest muhasebeci mali müşavirler Odası (İSmmmO) Başkanı Yahya arıkan, Soma da maden ocağında meydana gelen katliam gibi kazanın, artık Türkiye de çalışma şartlarının yeniden sorgulanmasına ve yapılanmasına yol açması gerektiğini belirterek, Sorumlular mutlaka hukuk önünde ağır bir şekilde cezalandırılmalı değerlendirmesini yaptı.. İstanbul da 34 üyenin yanı sıra, stajyerler, çalışma arkadaşları ve aileleriyle birlikte sayıları 250 bine ulaşan mali müşavirlik, muhasebe camiasının büyük tepkisini dile getirmek ve ülkedeki derin acıyı paylaşmak adına basın açıklaması yaptıklarını vurgulayan arıkan, Bu acıların sonlanması için siyasi iktidara da büyük sorumluluk düşüyor diye konuştu. Türkiye de 1.4 milyon işletmeyi ve 11 milyon çalışanı kapsama alan, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hakkında İSmmmO nun yasal düzenleme ve uygulamadan kaynaklanan sorunlara 2013 yılı ortasında dikkat çektiğini anımsatan arıkan, açıkladıkları çözüm önerileriyle Türkiye nin daha az iş kazası yaşanan bir sürece hızlı geçiş yapılabileceği uyarısında bulunduklarını belirtti. Bugüne kadar yaşanan ve Soma daki dramatik ölümlerle zirve yapan iş kazalarının temelinde özelleştirme ve taşeronlaştırma politikalarının da önemli etkisi olduğunu açıklayan arıkan bu zihniyetin artık değişmesi gerektiğini söyledi. İSmmmO Başkanı arıkan, Soma daki maden ocakları hakkında bundan birkaç ay önce araştırma yapılması için TBmm de soru önergesi verilmiş olduğuna dikkat çekerek, buna duyarsız kalınmasının ise kabul edilebilir bir yaklaşım olamayacağını ifade etti. Yabancılaşan bankalar kâr yarışında İSmmmO Türk Bankacılık Sisteminde Yabancı laşma adlı raporunu mayıs ayı içinde kamuoyuna sundu. rapora göre, Türk bankacılık sisteminde yabancıların toplamdaki payı yüzde 25 lere yaklaşırken, Borsa İstanbul un yabancı hisse sahiplik oranına göre bu oran yüzde 42 yi geçti. Son 13 yıldır yabancılar, katılım bankaları dahil 49 bankadan 37 sinde hisse sahibi oldular. Türkiye Bankalar Birliği, İstanbul Borsası, TBmm Soru Önergeleri ne verilen yanıtlar, yerli ve yabancı çeşitli araştırma şirketlerinin verilerinden yararlanarak yapılan çalışmaya göre, yabancı yatırımcılar 2001'de başlayan süreçte bankalara ortak olmak veya tamamını satın almak için 20.5 milyar dolar sermaye getirdi. Temmuz 2001'de Demirbank'ın HSBC Bank'a 350 milyon dolara satılması sonrası gerçekleşen en yüksek tutarlı satış ise Türkiye'de Citibank adıyla yabancı bir banka olarak yer alan Citigroup un akbank'ın yüzde 20'sine 3.1 milyar dolar vermesi oldu. Küresel devlerin Türk bankalarını satın almalarındaki etkenlerin başında ise yüksek büyüme ivmesinin yakalanması oldu. Türkiye de patlayan EN ÇOK KÂR EDEN YABANCI ORTAKLI BANKALAR Banka Adı (Milyon dolar) HSBC Koçbank/YKB Garanti Bankası Finansbank Denizbank Akbank kredi talebinin yanı sıra, kredi kartı gibi henüz bakir olan ve büyük potansiyel taşıyan ciddi kârlı alanlardan elde edilen gelirler ile bankalar hızla büyüdü. raporda bankaların faiz dışı gelirleri her geçen gün artarak 2013 sonunda toplam yıllık gelirinin 33 milyar lirasına ulaşırken, faiz dışı hizmetlerden alınan ücretlerde adeta rekor kırıldığı 12 yıllık kâr da vurgulandı. rapora ilişkin değerlendirmede bulunan İSmmmO Başkanı Başkanı Yahya arıkan, Türkiye de bankacılık sisteminin özelleşmediğini, kelimenin tam anlamıyla yabancılaştığını belirtti. arıkan yabancı bankaların sadece kâr zihniyetiyle çalıştığına vurgu yaparak, yabancıların sistemdeki payının bu kadar yükselmesinin piyasalarda olası manipülasyonlara zemin hazırladığını belirtti. arıkan, Biliyoruz ki, transfer edilen kârlar cari açığı olumsuz etkiliyor. Gelişmiş batı ülkelerinde bu oranlarda bir yabancılaşma görmek mümkün değil. Yakında Türkçe isimli bankamız kalmazsa kimse şaşırmamalı. Yabancı Damat lara artık dur denilmeli ve denetimler de artmalı diye konuştu. İ S M M M O H A B E R İSMMMO YAŞAM l 9

10 Deniz Ataç, TEMA nın ilk kadın başkanı. Ataç, Kamuya mal olmuş bir sivil toplum kuruluşu olan TEMA daki görevimi ülkeme hizmet olarak görüyorum diyor. Ataç, meslek mensuplarına da TEMA da yer almaları çağrısı yapıyor. Z İ R V E D E K İ L E R TEMA nın Toprak Ana sı 10 l İSMMMO YAŞAM

11 G Ü L Ş E N K A N D E M İ R Bundan 22 yıl önce Hayrettin Karaca ve Nihat Gökyiğit gibi işadamları öncülüğünde kurulan TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma) Vakfı bugün 530 bin gönüllüsüyle Türkiye genelinde örgütlenmiş, ünü Türkiye yi çoktan aşmış bir sivil toplum kuruluşu Türkiye Çöl Olmasın sloganı ile yaptığı çalışmalarla toplumda da büyük yankı uyandıran TEMA nın başkanlığını 21 Ocak 2013 ten beri Deniz Ataç yürütüyor. Ataç, akademisyen olmayı hayal ederken, 1980 sonrasından üniversiteden ayrılmak zorunda kalmış. Uzun yıllar bankacılık yapan ve İş Bankası nın el koyduğu Fora Zeytincilik in 9 yıl genel müdürlüğünü yürüten Ataç, Türkiye nin ilk kadın ihracatçılar birliği başkanı unvanına da sahip. Zeytin sanayicisi olduğu yıllarda, TEMA ile bozuk orman arazilerinin zeytinlik olması konusunda karşılaşan Ataç ile vakfın yolu 2008 de yeniden kesişti yılları arasında kısa bir dönem TEMA nın genel müdürlüğünü yürüten Ataç, Mart 2009 dan beri gönüllü olarak yönetim kurulu başkan yardımcısı oldu. Aralık 2011 de Mütevelliler Heyeti Üyesi seçilen Ataç, geçen yıl başında da TEMA nın ilk kadın başkanı oldu. Deniz Ataç ile TEMA nın yeni dönemdeki projelerini ve hedeflerini konuştuk. İş hayatına bankacı olarak mı başladınız? Ben Eskişehirliyim. Bir dönem akademisyen olarak çalıştım. Boğaziçi Üniversitesi nde İşletme Fakültesi nden 1980 de mezun oldum. Mezuniyetten sonra Eskişehir e dönüp doktoraya başladım. Daha sonra Boğaziçi ne dönüp master ımı yaptım. Hayatımı Eskişehir de kurmaya çalışıyordum. Ancak 1980 darbesiyle birlikte YÖK krizinden sonra kendisiyle çalışmak istediğim hocam üniversiteden ayrılınca ben de akademisyenlikten vazgeçtim. Aslında benim hayalim akademisyen olmaktı ama bırakmak zorunda kaldım; İstanbul da iş baktım. O yıllarda en yükselen sektör bankacılıktı ve yabancı bankalar Türkiye ye gelmeye başlamıştı. O dönem çok gözde olan Citibank ta işe başladım. Fon yöneticiliği yaptım. Daha sonra da hep yabancı bankalarda devam ettim. Fon yönetimini bırakıp, kredi öğrenmek için Saudi American Bankası na geçtim. Amacım tam bankacı olmaktı ama İstanbul üzerime geldi ve İzmir e taşındık; 11 yıl İzmir de yaşadım. İzmir de yaşarken mi İMKB de başkan yardımcısı oldunuz? Evet 1995 te Borsa nın Karaköy den İstinye ye taşındığı dönemdi. O zamanlar başkan Tuncay Artun arkadaşımdı. Onun ısrarlarına dayanamayarak tam bir yıl İstanbul-İzmir arası gittim geldim. Bu özverili bir çalışmaydı. Tuncay la da yönetimsel olarak anlaşmazlık yaşayınca bıraktım. İzmir de iş bulmak çok zordu. İki yıl Ege Seramik te çalıştım. O sırada af çıktı. Ben doktora tezimi yazmak için Amerika ya gittim, 3 ay kütüphaneye kapandım. Geri dönüp tezimi yazmaya hazırlanırken annem düştü, kalçasını kırdı. Benim tez yine kaldı. Annem daha önemli tabii.. Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir deniliyor ya Yaş ilerledikçe şunu gördüm ki bazen çok da zorlamamak gerekiyor. Peki nasıl zeytinci oldunuz? Tez olmayınca İstanbul da ne yapabiliriz diye bakıyordum. O sırada İş Bankası nın Fora işi geldi. Aslında çok kritik bir dönemdi. İş Bankası, Erol Evcil in Eze Zeytincilik şirketine el koymuştu. O işi yönetecek biri aranıyordu. O işi getiren ya- BİR FİDAN BAĞIŞI SADECE 5 LİRA TEMA nın ağaçlandırma faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Bu sene ağaçlandırma faaliyetlerimizde beklemediğimiz bir artış var. İlk beş ayda ağaçlandırma çalışmalarında hedeflerin yüzde 50 üzerinde gidiyoruz. Türk insanı ağaç dikmeyi seviyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı nın desteği olmazsa bu işler daha zor olur. Bu iş büyük bir teşkilat. Sadece dikmekle iş bitmiyor; üç yıl fidanın bakımının yapılması gerekiyor. Eğer tutmazsa da yeni bir fidanla onun değiştirilmesi gerekiyor. Biz halkla Orman Bakanlığı arasında bir köprü oluyoruz. Yeri Bakanlık gösteriyor. Ne tarz fidanlar dikileceği belirleniyor; ağaçlandırma sahasında bir fidan da alabilirsiniz. Bir tabela koymak istiyorsanız şahıslar 2 bin tane, şirketlerinde 5 bin tane diktirmesi gerekiyor. Bunun için ağaç başına bize yapılması gereken bağış 5 lira. Fidanları 10 yıl takip ediyoruz. Z İ R V E D E K İ L E R İSMMMO YAŞAM l 11

12 Z İ R V E D E K İ L E R MESLEK ÖRGÜTLERİ ÇOK ÖNEMLİ İSMMMO ile ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Ben sivil topluma ve meslektaşların bir araya gelip hizmet etmelerine çok inanıyorum. Türkiye de en önemli eksiklerimizden biri bu; birlikte hareket etmeyi bilmiyoruz. Halbuki bir masanın etrafına birden fazla beyni koyduğunuz zaman çok daha fazla fikirler ve sinerji çıkıyor. Bu sinerjinin bilincinde değiliz. Meslektaşların bir araya gelip kamu ve özel sektörle ilişkilerini belli bir çatı altında götürüyor olmalarını gerçekten çok önemsiyorum. Herkesin de burada görev alması ve işlerin belli insanların üzerine bırakmaması gerektiğine inanıyorum. kın arkadaşım ve İş Bankası adının olması nedeniyle o riski aldım. Her gün Erol Evcil in manşetlerde olduğu bir dönemdi. Ben İş Bankası nı güvenilir bir kurum olarak gördüğüm için zeytin işine başladım. Bu konuda hiç mütevazı olamayacağım; iyi de zeytinci oldum. 9 yıl çok ciddi bir tempoda çalıştım. Biz küçük bir ekip bu işe inandık. İş Bankası bunu yapamaz gibi genel bir kanı vardı. Bazen Ben bu ithamı kişisel aldım diye dalga geçiyorum. Zeytin ile aramızda bir aşk oluştu. İş Bankası nın da markasını üzerinde taşıyacağı bir marka yaratmak için çalıştık nin Ağustos unda ayrıldım. Çünkü tansiyon problemim başlamıştı. Çalışmayı tadında bırakamayan bir insanım. Peki TEMA ile yollarınız nasıl kesişti? Eskişehir de Yılmaz Hoca (Büyükerşen) ile çalışırken TEMA peşime düştü. Aslında benim ihracatçı birliği başkanlığım döneminde TEMA ile ters düşmüştük. Bozuk orman arazilerinin zeytinliğe açılması konusunda TEMA dava açıp, o düzenlemeyi durdurmuştu. Bizim de derdimiz daha fazla zeytin üretimi olduğu için ters düşmüştük. Ona rağmen Biz TEMA ya genel müdür arıyoruz dediler. Ben de Yılmaz Hoca ya sözüm var dedim. Onlar bu işin peşini bırakmadılar ve Yılmaz Hoca yı da ikna ettiler. Haziran 2008 de TEMA da genel müdür olarak işe başladım. O arada Hayrettin Karaca Bey ile de konuştuk. Bana dedi ki, Sen zeytinciymişsin. O zaman TEMA ile ters düştünüz. Herhalde senin fikrin değildi dedi. Ben ise Yoo ben de öyle düşünüyordum; inanmadığım şeyi yapmam dedim. Ondan sonra aramız çok daha iyi oldu. TEMA da işe başlarken gördüm ki, benim bakış açıma göre buraya çok vakit harcamam gerekiyor. O zamanlar çok çabuk tansiyonum yükseliyordu, ayrıldım. Ne zaman TEMA ya başkan oldunuz? 2013 galiba İnanın ki buradaki görevinin ne olduğunu hiç önemsemiyorum. TEMA da olabilirdim, başka bir sivil toplum kuruluşunda da olabilirdim. Ben hayatımın bu dönemindeki görevi ülkeme hizmet olarak görüyorum. Gönüllü de olabilirim, yönetim kurulu üyesi de başkan da olabilirim. Ama TEMA gibi bir sivil toplum kuruluşunda başkan olmak ciddi bir mesai ve sorumluluk istiyor olmalı. Haftanın 5-6 günü buradayım. Tabii şu anda biz farklı bir dönem geçiriyoruz çünkü şubat ayından bu yana genel müdürümüz ayrıldı. Acele etmiyoruz; içeride yapılacak bazı işler var onları yapıp yılbaşına doğru bir genel müdür bulmak istiyoruz. Genel müdürleri STK larda rahat ettirmek de bir mesele çünkü STK larda çok iş var. Türkiye de TEMA gibi büyük ve yaygın STK yok herhalde. TEMA açık ara önde. 80 ilde, 250 nin üzerinde ilçede örgütlüyüz. 112 üniversitede varız. 530 bin gönüllüye ulaştık. Fiilen maaşlı çalışan çekirdek ekip ise 60 kişi. Bu dönem yoğunlaştığınız TEMA projeleri hangileri? 12 l İSMMMO YAŞAM

13 TEMA İŞBANKASI KARTI ALIN TEMA nın yıllık bütçesi ne kadar? En çok hangi faaliyetlerden gelir elde ediyorsunuz? 20 milyon TL bütçemiz var. Genellikle gelir gider dengemizi tutturuyoruz. Biz küçük küçük birçok şeyden kazanıyoruz. İktisadi işletmeden gelirimiz var. Çelenk hizmeti yapıyoruz. Fidan bağışları var. Bizim düzenli küçük bağışları güçlendirmemiz gerekiyor. İş Bankası nda TEMA kredi kartımız var. O önemli bir gelir olmaya başladı. Kart sahibine hiçbir yükü yok. Bir TEMA Maximum kart alırlarsanız harcamalarınızın bir kısmını bile oradan yapsanız TEMA ya endirekt bir şekilde önemli bir bağış oluyor. Şimdi onun şirket kartı da çıktı. Gelecek sene üniversite öğrencileri için genç TEMA kartı çıkacak. TEMA başından beri eğitime çok önem veriyor. Aslında bunu çok öne çıkarmamış ama TEMA nın bu kadar bilinir olmasının nedenlerinden biri de eğitim çalışmaları. Son dört senedir eğitim programlarını ciddi bir şekilde ele alıp, yeni baştan oluşturduk. Ana hatlarla götürdüğümüz eğitim programlarını daha yapısal hale getirdik. Ortaokul öğrencileri için Yavru TEMA diye bir programımız var. Bir yıl boyunca öğretmene kendi müfredatına uygun bir şekilde hangi konuyu işlerken hangi etkinlikleri yapabileceğini program olarak veriyoruz. Aslında bunu ilk olarak Minik TEMA da yaptık. Bu sene 58 bin öğrenciye ulaşıldı. Biz artık büyükleri kaybettik diye görüyoruz. Büyüklerin alışkanlıklarını değiştirmek çok zor. Çocukların da erken yaşta bir şeyleri öğrenmesi ve sonra onu davranış haline getirmesi önemli. Okul öncesi çalışmalarda çok başarılı olduğumuzu gördüğümüz için bunu ilkokul ve ortaokula yaydık. Eylülde ise liselere yönelik programı devreye sokacağız. Buna Genç TEMA Lise diyeceğiz. Üniversitelerle nasıl bir çalışma yöntemi izliyorsunuz? Üniversitelerde kulüp adı altında sürdürülen çalışmalara bir yıllık program veriyoruz. Örneğin bu ay sulak alanlar günü var. Sulak alanlara gidin; şunları çalışın diye yönlendiriyoruz. Halen 112 üniversitede TEMA ya da başka kulüp adlarıyla çalışılıyor. Bu sene çok güzel bir şey yaptık. Adım Adım oluşumuna Dünyayı Kurtaran Adım diye bir proje verdik. O oluşumun oluşturduğu fonla gençleri toplayıp Antalya da bir haftalık ekolojik okuryazarlık eğitimi yaptık. Onlar illerine döndüler; kendi illerinde kendi akranlarına bu eğitimi veriyorlar. Bunun sonunda 5 bin gence ulaşacağız. Bu çalışmalarda Milli Eğitim Bakanlığı nın rolü ne? Bunların hepsini Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği protokolleriyle götürüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı olmazsa okullara giremezsiniz, faaliyetlerimiz de bu kadar yaygınlaşmaz. Bu işbirliğinden çok memnunuz. Tabii şu var; TEMA nın hiçbir şekilde bir siyasi duruşunun olmaması gerekiyor. Bizim tüm siyasi kuruluşlara eşit mesafede durmamız gerekiyor çünkü burası önceliği doğa ve toprak olan bir STK. Bu hassasiyetleri faaliyetlerde koruduğunuz zaman sıkıntı olmuyor. En önemli paydaşlarınızdan biri Orman ve Su İşleri Bakanlığı. Geçmişte davalık da olmuştunuz. Şimdi ilişkileriniz nasıl? Zaman zaman ters düşüyoruz. Ben şöyle diyorum; bizimkisi aşk ve nefret ilişkisi İşin şakası ama hem birbirimizi seviyoruz; hem kızıyoruz. Bizim bir gezegenimiz ve bir ülkemiz var. Hep beraber bunların sağlığı için uğraşmak zorundayız. Eğer doğa ile bu kadar zıtlaşmaya devam edersek, biz olmadan da gezegen var olmaya devam eder. Belki de son şanslarımızı kullanıyoruz. Üçüncü köprü ve havaalanı konusunda değerlendirmeleriniz nelerdir? TEMA bütün faaliyetini iki bacağa oturtmaya çalışıyor. Biri bilim; diğeri hukuk. Biz yaptığımız her işin yasal olmasına özen gösteriyoruz. İkincisi bilimsel yaklaşıma önem veriyoruz. TEMA nın öncülüğünde bir grup bilim adamı tarafından 7 ay süren bir çalışma yapıldı. O çalışmada sadece üçüncü köprü değil hem havaalanı hem Kanal İstanbul değerlendirildi. Üç proje birden yapılırsa özel bir coğrafya olan ve çok büyük yük taşıyan İstanbul a muhtemel etkilerinin neler olacağını da bir kitapla kamuoyu ile paylaştık. Köprü konusunda çok değişik görüşler var. 10 sene sonra köprü de yetmeyebilir. Bunun sonu yok. Ama bizim derdimiz köprü değil. Köprüden sonra bağlantı yolları ile birlikte etrafına yapılacak olan yerleşim. Köprüyü tek başına yapsalar, viyadüklerle geçip gidilse, bağlantı yolları verilmese Köprünün ilk yapılması gereken çözüm olduğuna inanmıyoruz. Çok daha uzun vadeli ve emanet aldığımız doğanın haklarını da dikkate alır bir şekilde analizlerin yapılması gerekiyor. Oradaki derdimiz kuzey ormanları. Köprü ile birlikte o ormanlar da yerleşime açılacak. Birileri orada para kazanacak diye çoluk çocuğumuzun geleceğini yok etmememiz gerekiyor. Ben insanoğlunun betonların içerinde yaşasın diye yaratılmadığını düşünüyorum. Bu arada şunu da eklemek istiyorum; TEMA kamuya mal olmuş bir sivil toplum kuruluşu. Onun için de diyorum ki, serbest muhasebeci mali müşavirler de vakıfta yer alsınlar, sahip çıksınlar. Tüm illerde oluşumumuz var; temsilcimiz olsunlar, gönüllümüz olsunlar. Bu röportajı da bir çağrı fırsatı olarak görüyorum. Z İ R V E D E K İ L E R İSMMMO YAŞAM l 13

14 Sofrada tehlikeli konuk Dünyada milyonlarca insanın pençesinde kıvrandığı açlık sorununa da çözüm olacağı gerekçesiyle yaygınlaşan GDO lu ürünler Türkiye nin de gümrük kapılarını zorluyor... Türkiye Mayıs ayının sonlarında yönetmelik değişikliği yaparak "GDO bulaşanı" tanımı formülüyle gıdalarda yüzde 0.9 oranında GDO lu ürün kullanımının yolunu açtı... K A P A K F E R İ D E A Y Dünyada her yıl milyonlarca insan açlıktan ölüyor. Yaklaşık 2 milyar kişi yetersiz beslenme ve yoksulluğun pençesinde yaşam mücadelesi veriyor. Türkiye de ölümcül bir açlık sorunu yaşanmamasına karşın dengesiz ve yetersiz beslenme sorunu büyüyor. Ülkemizde yeterli miktarda gıdaya ulaşamayan insan sayısı 13 milyon dolayında. Halen yaklaşık 6.5 milyon kişi proteinsiz, 10 milyon kişi de düşük kalorili gıdalarla besleniyor Açlık sorununun kaynak kıtlığından çok, adil bölüşüm sorunu olduğunu savunan kesimler, çözümü de; israfın önlenmesi, silahlanma bütçesinin bir bölümünün adil bölüşüm için kullanılması, siyasi irade kararlığı gibi başlıklar altında topluyor Artan nüfus ve yeryüzünde tarıma elverişli toprakların sınırlı oluşu gibi faktörleri öne süren kesimler ise açlık sorununun çözümü için bio-teknolojide ısrar ediyor. Bio-teknolojik yöntemlerle kendi kültürü dışındaki bir türden gen aktarılarak belirli özellikleri değiştirilmiş bitki, hayvan ya da mikroorganizmalara genel olarak Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (Genetically Modified Organisms) adı veriliyor. Türkiye nin yeni yeni yasal düzenlemeler için kolları sıvadığı GDO lu ürünler, ortalama yıldır dünyanın en sıcak gündem maddeleri arasında yer alıyor. Gen teknolojilerinin dünyanın hızla artan nüfusunun açlık sorununa çözüm olacağı gerekçesiyle ABD başta olmak üzere bazı ülkeler, tarımının yaygınlaşmasını destekliyor. Bazı ülkeler ise ABD li şirketleri çıkar sağlamaya çalışmakla suçlayarak, GDO nun yan etkilerini de sıralayarak karşı çıkıyor. Bü- 14 l İSMMMO YAŞAM

15 tün bu tartışmalar devam ederken ve Türkiye henüz konuyu anlamaya çalışırken GDO uygulamaları tarımda aldı başını gidiyor. Bio-teknolojinin günümüzde en çok kullanıldığı alanlardan biri bitki ıslahı oldu. Transgenik tohum kullanılarak sırasıyla en çok mısır, soya, pamuk ve kanola üretilse de domatesten en masum görünümlü sebzelere kadar her üründe yaygınlaşıyor. GDO lu ürünler, dünyada sık sık protesto konusu da oluyor. ÇARE OLDU MU? Birleşmiş Milletler e bağlı Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Dünya Gıda Programı na göre geçen yıl gıda fiyatları, son 20 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Bunun sonucunda da 200 milyonu beş yaşın altında olmak üzere 1 milyarı aşkın insan için açlık tehdidi büyüdü. Gıda krizine ekonomik bunalımın da eklenmesiyle tablonun daha da vahim hale geldiğini belirten FAO, gidişatı Tahammül edilemez olarak değerlendiriyor. Açlıkla mücadele konusunda 1980 ler ile 1990 larda dönemsel başarılar elde edilse de dünya genelinde sorun 1995 te ağırlaşmaya başladı. FAO ya göre, acil ve radikal önlemler alınmazsa önümüzdeki yıl için belirlenen açların sayısını azaltma hedefine ulaşılamayacak. Peki açlığın sebebi ne? Artık pek çok sofraya giren ya da girme riski olan GDO lu ürünler, bu küresel soruna çözüm olabilir mi? Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer; açlığın bu boyutlara ulaşmasında çözüm olacağı savunulan GDO lu ürünlerin rolü olduğunu savunuyor. Özer, son yılda kazananın sadece bir elin parmakların geçmeyecek sayıdaki tohum şirketleri olduğunu belirtiyor. Özer, Özellikle ABD tarafından genetiği değiştirilmiş tohumlar yani GDO lu ürünler açlığa çözüm olarak sunulmuş ve yeryüzündeki açlık sorunu bu yolla çözüleceği iddia edilmişti. Aradan 30 yıl geçmesine dünya tarımının en az yüzde 50 si GDO lu tarım olmasına karşın vaat edilenlerin hiçbiri gerçekleşmedi diyor. BU ÜRÜNLERE DİKKAT Dünyada genetik yapısı değiştirilmiş canlıların ve bunlardan elde edilen gıdaların dağılımı hızla artıyor. Mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu, sakkaroz, fruktoz içeren gıdalar; bisküvi, kraker, pudingler, bitkisel yağlar, bebek mamaları, şekerlemeler, çikolata ve gofretler, hazır çorbalar, mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvanlardan elde edilen gıdalar ile pamuk GDO lu olma riski taşıyan tarımsal ürünlerin başında geliyor. Yakın zamanda Türkiye de satılan bir bebek mamasında GDO bulundu. Uzmanlar, tohum yoluyla da pek çok sebzede kontrolün yeterli olmadığını da savunuyor. EKİM ARTTI, AMA... Kemal Özer, son yıllardaki gelişmeleri şöyle değerlendiriyor: GDO lu ekimlerden sonra daha az alanda değil daha fazla tarım alanında ekim yapılır hale geldi. Ama GDO lu tohumların ekildiği birçok alanda artık tarım yapılamaz durumda. Dünyada açlık iki kat arttı. Ne çiftçilerin ne de ülkelerin ekonomik sevilerinde artış oldu. Sadece Hindistan da GDO lu ekim nedeniyle son 10 yılda 250 binden fazla çiftçi intihar etmek zorunda oldu. Dünyanın en büyük tohum şirketi Monsanto ya borçlarını ödeyemediği için 1 milyondan fazla çiftçi karın topluğuna Monsanto nın modern köleleri durumunda. Kazananlar bir elin parmaklarını geçmeyen tohum devleri oldu. Dünyada açlık sorununun nedeni, ekim alanları ya da üretim yetersizliği değil. Nedeni adil bölüşüm yapılamaması. Bugün dünyada bir milyardan fazla kişi açlıkla karşı karşıya iken gelişmiş ülkelerde 183 milyon ton buğday, 95 milyon ton pirinç fazlası var. Bu güçler hem açlıkla pençeleşen insanların topraklarını hem de devletlerin kaynaklarını sübvansiyon adı altında sömürüyor. Açlığa GDO değil adil dağılım ve bölüşüm çözüm olur. GDO lu ürünlerin insan sağlığına etkileri konusunda ise araştırmalar ikiye bölünüyor. Ancak iki taraf, bu ürünlerin uzun vadeli etkileri konusunda net bir bilgi vermekten geri kalıyor. Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Moleküler Biyoloji Anabilim Dalı ndan Venhar Çelik ve Yıldız Teknik Üniversitesi, Kimya-Metalurji Fakültesi, Biyomühendislik Bölümü nden Dilek Tur- K A P A K İSMMMO YAŞAM l 15

16 DÜŞÜNMESİ BİLE ÜRKÜTÜCÜ! K A P A K Özellikle türler arasındaki gen kaçışının doğal ekosistemde oluşturacağı risklerle ilgili senaryolar saymakla bitmiyor. Bu riskler, onlarca başlığa bile sığdırılmayacak kadar fazla. Ancak insan sağlığı açısından somut araştırmalara da dayandırılarak dile getirilen riskler öncelikli önem taşıyor. Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Moleküler Biyoloji Anabilim Dalı ndan Venhar Çelik ve Yıldız Teknik Üniversitesi, Kimya- Metalurji Fakültesi, Biyomühendislik Bölümü nden Dilek Turgut un yaptığı analize göre GDO lu ürünlerin kısa vadede insan açısından en önemli etkilerinden biri de antibiyotiklere direnç düzeyinin yükselmesi. Bu durum, pek çok hastalık açısından vahim sonuçlara yol açabilir. Söz konusu uzmanlar en çok tartışılan bu olasılığı şöyle açıklıyor: Gıda ürünleri ile birlikte DNA nında vücuda alındığı bir gerçek. Vücuda alınan DNA sindirim sisteminde parçalayıcı etkiye sahip olan çeşitli parametrelere maruz kaldığı için parçalanıp sindirildikten sonra vücuttan dışarı atılabiliyor. DNA, memeli bağırsağında genellikle hızla parçalanmakla birlikte bu parçalanma tamamen ve bir anda olmazsa DNA stabil/kararlı kalabilir. Eğer GDO lu gıda, DNA parçalanmadan ince bağırsağın son kısmı, körbağırsak ve kolon gibi DNA parçalama aktivitesinin en az olduğu kısımlarına ulaşırsa mikrofloranın çıplak DNA yı hücre içine alma olasılığı / riski var. Mikrofloradaki bakteriler yabancı DNA yı atacak mekanizmaya sahip olsa da bakteriyel kökenli genlerin bakteriler tarafından yapıya alınması teorik olarak mümkün. GDO üretimi sırasında markır gen olarak kullanılan antibiyotik direnç genleri çoğunlukla bakteriyel kökenli ve bu açıdan en çok tartışılan olasılık. GDO ürünlerin tüketilmesi ile bu antibiyotik direnç genlerinin insan bağırsak mikroflorasına veya patojen mikroorganizmalara aktarılması doğada zaten yaygın bir olgu olan antibiyotiğe karşı direnç düzeyinin artmasına yol açabilir. Bu durum patojenik mikroorganizmaların tedavisi için antibiyotiklerin terapötik değerlerini ortadan kaldırarak insan ve hayvan sağlığı için bir risk oluşturabilir Tüketilen GDO gıdalardaki DNA nın memeli hücrelerine aktarılması ve böylece yatay gen transferinin insana sıçraması gıda güvenliği açısından ele alınan diğer bir konu. Gıdalardaki çeşitli kökenden DNA parçacıklarına maruz kalan bağırsak astarındaki hücrelerin, devamlı olarak dökülmesi ve yenilenmesi ile vücuttan atılacağı ve bu nedenle sağlık açısından önemli bir risk oluşturmayacağı düşünülüyor. Ancak yapılan çalışmalar, mısırla beslenen sığır ve tavuklarda mısır kloroplast DNA sının çeşitli dokulara girdiğini gösteriyor. Yine fareler üzerinde yapılan deneysel araştırmalarda çift zinzirli M13 bakteriyofaj DNA ile beslendikten birkaç saat sonra incelenen farelerde DNA fragmentlerinin tamamen parçalanmadığı, kan dokusu ve diğer çeşitli dokulara ulaştığı ve fare DNA sına kovalent olarak bağlandığı tespit edildi. 16 l İSMMMO YAŞAM

17 gut un yaptığı araştırmaya göre, ABD de özellikle soya ve mısır içeren işlenmiş gıdaların yüzde 60 ından fazlası GDO lu ürün içeriyor. Ancak bu durum tüketici tarafından kabul edildiklerini göstermiyor. Tüketicinin ne yediğini bilmediğine dikkat çeken Çelik ve Turgut, ülkede 1997 den beri yapılan pek çok anketin etiketleme isteğini ortaya koyduğunu, halkın etiketleme yapılması halinde ise GDO lu ürünü tercih etmeyeceğini gösterdiğini belirtiyor. Çelik ve Turgut, üreticilerin yürüttüğü etiketleme karşıtı lobinin, tüketicinin arzularını bastırdığına dikkat çekiyor. Avrupa da da GDO gündemini takip eden ve bu ürünlere karşı olduğunu belirten tüketicilerin oranı, anketlere bakılırsa düşse de ve ekim alanları İspanya, Romanya ile Almanya da genişlese de durum çok farklı değil. TÜRKİYE DE BASKI Türkiye de GDO lu ürün üretimi yasak olmasına karşın, 1998 den itibaren alan denemeleri yapılmaya başlandı. Bu süreci, ürünlerin tescili, üretime sokulması ve gıda zincirinde kullanılması yönünde yasal düzenleme yapma çabası izliyor. İç piyasada işlenerek ürün halinde pazara sürülen hammadde veya yurtdışından ithal edilen işlenmiş ürünlerden önemli bir kısmının GDO içeriğine sahip olduğu ileri sürülüyor. Özellikle mısır ve soyanın büyük bir kısmı ABD ve Arjantin den ithal ediliyor ve neredeyse tamamının GDO içerikli olduğu savlanıyor. Ayrıca 20 ye yakın ilin pazarlarından alınan domates ve patateslerin GDO ürün olduğu saptanmıştı. Bunların hemen hemen hepsi tohumların hiçbir denetime tabi tutulmadan tarla ve seralarda ekilmesi sonucunda üretiliyor. GDO ları destekleyen özel endüstriyel üyeleri, gıda teknolojisi uzmanları, işleyicileri ve bilim insanları; dünyadaki fakir ve aç insanlara da yarayacak biçimde genetik mühendisliği teknolojisinin geliştiğini savunuyor. ETİKETLEME TARTIŞMASI Avrupa Birliği yönetmelikleri herhangi bir gıda ürününün geleneksel benzerlerinden farklılaştığı anda GDO kökenli olduğunun etiketlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. ABD de ise gıda kaynaklarının güvenirliği ve sağlıklı olması (et ve kümes hayvanları hariç) ABD Gıda ve İlaç İdaresi (US FDA) tarafından düzenleniyor ve bu ajans GDO ların etiketlenmesine karşı. Çevre Koruma Ajansı (EPA) gıda güvenliği açısından GDO lara karşı tüketicilerin korunmasına özel önem verilmesi gerektiğini belirtirken, Amerikan Tıp Birliği (AMA) bu ürünlerin etiketlenmesinin zorunlu olmasını ve genetiği değiştirilmiş gıdalar için tüketici güvenliğinin henüz açık olmadığının belirtilmesi gerektiğini savunuyor. Eleştiriciler, GDO ürünlerin etiketlenmesinin tüketilen belirli gıdaların beklenmeyen neticelerini izlemek için tüketiciye yardım edeceğini, bu ürünleri tüketmek istemeyenlere şans tanıyacağını belirtiyor. Etiketleme karşıtları ise tüketicide yanlış anlama ve tedirginlik uyandıracağını savunuyor. Ayrıca gıda karışımında da bulunabileceğinden büyük zorluk ve maliyet yaratacağını gerekçe olarak gösteriyor. K A P A K İSMMMO YAŞAM l 17

18 Son yıllarda bu teknolojiyle gerekli olan gıda ve ilacın büyük boyutta üretilmesinden yanalar. Bu tezlerinin gerekçeleri ise başta açlığın yok edilmesi olmak üzere; besin kalitesinin arttırılması, meyve ve sebzelerin raf ömrünün uzatılması, verimin yükseltilmesi, yenilenebilir aşı ve ilaç üretimi, hastalıklarla mücadele, tarımsal amaçlı bitkilerin çoğunun genetiği değiştirilerek virüsler, böcekler, yabani otlar gibi çevresel etkilere karşı dirençlerinin arttırılması gibi başlıklardan oluşuyor. Günümüzde bitkilerin topraktan daha fazla azotu doğrudan kendilerinin alabilmesi için genetiği değiştirilmiş bitki üretimi arttırılıyor. Bu da buharlaşarak veya nehir ağızlarına sürüklenip su kirliliğine neden olarak çevreyi tehdit eden kimyasal gübre gereksinimini azaltacağından çevre için yararlı bir uygulama olarak kabul ediliyor. SAĞLIĞA ZARARLI MI? GDO ların potansiyel riskleriyle ilgili tartışmalar ise devam ediyor. GDO ları eleştiren tüketici ve sağlık savunma grupları, çevre ve gıda savunma örgütleri, bilim insanları ve organik tarımcılar, insan gıdasında genetik mühendisliği tekniklerinden kaçınılmasını savunuyor. GDO ların olası faydalarının güvenlik, etik, dini ve çevreci kaygıların gölgesinde kaldığını düşünüyorlar. Özellikle AB ülkelerindeki muhalifler, bu teknolojinin dünyanın tarımı, sağlığı ve ekolojisini tehdit ettiğini düşündüğünden Frankeştayn Gıdalar olarak nitelendiriyor. Örneğin İngiltere de Salmonella salgını ve deli dana hastalığı gibi gıda güvenliğinde halk güvenini aşındıran olaylar yaşandı. Bilim insanları Venhar Çelik ve Dilek Turgut un araştırmasına göre, GDO larla ilgili potansiyel riskler var, ancak etkileri ve boyutları konusundaki bilgi yetersiz. Gıda ürünlerine aktarılan transgenler, bazı besin değerlerinin düzeyini arttırırken diğerlerinin düzeylerini azaltarak tahmin edilemeyen bir şekilde besinsel özellikleri değiştiriyor. Bitkisel ve hayvansal gıdaların besin içeriklerindeki değişimlerin besin etkileşimleri, besin-gen etkileşimi, canlıda besinin varlığı, besin gücü ve besin metabolizması üzerine etkisi hakkında henüz yeterli bilgi yok. Gıda ürünlerine aktarılan genlerin insan bağırsak mikroflorasında veya insan ya da hayvan genomunda yer alıp almayacağı ve bunun sonuçlarının ne olacağı önemli bir soru ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü nden Prof. Dr. Hüseyin Avni Öktem de bazı konvansiyonel gıda ürünlerinde olduğu gibi GDO ların da tüketicide alerjik reaksiyon oluşturma riski olduğunu belirtiyor. Bu nedenle ürünlerin ticarileşip tüketim zincirine girmeden önce bazı ülkelerde detaylı olarak toksisite, alerjenite gibi etkiler açısından bağımsız otori- 18 l İSMMMO YAŞAM

19 telerce analiz edildiğine ve kullanımına ona göre izin verildiğine dikkat çekiyor. Türkiye de ise halen mevzuat olmadığını, gümrük kapılarında rutin analizin yapılmadığını ifade ediyor. YEMEZLER KAMPANYASI Dünya genelinde GDO karşıtı kampanyalarıyla dikkat çeken Greenpeace in Türkiye de de yoğun çabaları ve destekçileri bulunuyor. Bu çerçevede Türkiye de GDO lu ürünler için yasal altyapı hazırlanması ve piyasada serbestçe satılmasına karşı çıkan Greenpeace Türkiye, 2012 de Yemezler kampanyasıyla sofraları korudu. Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker in daha önce Ben de GDO ya karşıyım sözünü anımsatan Greenpeace Türkiye, 326 bini aşkın kişiden destek alarak yüzde 0.9 oranında GDO kullanımını engelledi. Aradan iki yıl geçtikten sonra, bu yıl Gıda ve Tarım Hayvancılık Bakanlığı nın GDO ların yolunu tekrar açtığını belirten Greenpeace Türkiye, yönetmelik değişikliği ile yine kapı aralanmasına tepkili. Bu yıl bakanlık, GDO yu düzenleyen yönetmelikte yapılan değişiklikle GDO Bulaşanı diye bir tanım üretti. Buna göre, yeni yönetmelikle yüzde 0.9 sınırını aşmadığı sürece GDO lu ürünler insani tüketim amaçlı ürünlerin içinde yer alabilecek. Türkiye de GDO yu analiz edecek laboratuvar bile bulunmadığını kaydeden Greenpeace a göre; bu ürünler bir kez ülke sınırlarından içeri girdi mi, bunun geri dönüşü olmaz. Gıdada sadece yüzde 0.9 oranında kullanılacaksa da GDO ya her zaman Yemezler demek lazım. Greenpeace in verdiği bilgiye göre, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı dört akredite, üç de özel laboratuvarın kimliklendirme ve miktar analizi yapabildiğini ifade ediyor ancak bunların izinli GDO ları mı, yoksa yasaklı olanları mı analiz edebildiğine değinmiyor. ANLAYAMAZSINIZ! Greenpeace Gıda ve Tarım Kampanyası Yöneticisi Tarık Nejat Dinç, bakanlığın bu tespitlerine yanıt verdiğine değinirken aslında iddialarının doğrulandığını ifade ediyor. Dinç, Biz bakanlığa bağlı dört laboratuvarın izinli GDO ları analiz edebildiğini açıklamıştık. Bakanlığın açıklamaya cesaret edemediği ve halkın asıl merak ettiği şey, Türkiye de yasaklı olan GDO ların kaç laboratuvarda test edilebildiği... Yasaklı GDO ların listesi ve laboratuvarların akreditasyon bilgilerini karşılaştırdığımızda, Türkiye de tüm yasaklı GDO ları analiz edebilen bir tane bile laboratuvar olmadığı gerçeğiyle yüzleştik. Eğer yasak olan bir nesneyi tanımlayamazsanız, onu tespit edemezsiniz, dolayısıyla engelleyemezsiniz. Bu yapıyla bakanlığın yönetmelik değişikliğiyle uygulamaya soktuğu binde 9 eşik değerini ölçebilme imkanı ortadan kalkıyor. Milupa Aptamil mamada GDO tespiti ile ilgili kamuoyunu bilgilendiren Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi, 29 Mayıs tarihli Resmi Gazete de yayımlanan GDO yönetmeliğine iptal davası açtı. Gıda Hareketi, 2009 da yayınlanan yönetmeliğe iptal davası açmış ve iptal edilmesini sağlamıştı. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu na aykırı olarak yüzde 0.9 luk GDO yu, GDO bulaşanı masalıyla meşrulaştıran yönetmelik değişikliğine iptal davası açtıklarını söylüyor. Danıştay da açılan davanın dilekçesini paylaştıklarını ifade eden Özer, Dava açmak isteyen kişi ve kurumların aynı veya benzer gerekçelerle dava açmalarında yarar var diyor. Doç. Dr. Işıl Ergin de GDO lu ürünlerin kullanımını düzenleyen yönetmelikte yapılan değişikliği şöyle özetliyor: Yem amaçlı tüketim için Biyogüvenlik Kurulu ndan onay almış bir gen, yeni yönetmelikle yüzde 0.9 sınırını aşmadığı sürece insani tüketim amaçlı ürünlerin içinde yer alabilecek. K A P A K İSMMMO YAŞAM l 19

20 G Ü N D E M İ N S E S İ İnternet, Türk basını için fırsat F E R İ D E A Y Ekonomi Gazetecileri Derneği nin (EGD) Ekonomi Basını Başarı Ödülleri bu yıl 19 Haziran da dağıtılırken yeni bir kategori dikkat çekti: İnternette En İyi Tasarım (infografik) Ödülü. İnternet artık yaşamımızın ayrılmaz bir parçası. Haber dünyası için de böyle. Zamanla yarış anlamına gelen haber dünyasında, gazeteleri geride bırakarak neredeyse televizyon kanallarıyla boy ölçüşen internet sitelerinin en büyük handikapı ise Gazeteci Tarık Yılmaz, kağıt gazeteciliğinin biteceğine inanmasa da bülten haberciliğinin hakim olduğu Türk basını için internetin büyük bir fırsat olduğunu belirtiyor. Kurucusu olduğu manset.at sitesini kopyala-yapıştır habercilikten uzak tutan Yılmaz, bunun karşılığını da alıyor. zayıf içerik oluyor. EGD Ödülü, işte bu dezavantajı daha kurulduğu anda aşan manset.at haber sitesine verildi. Sitenin fikir babası ve editörü ekonomi dünyasının yakından tanıdığı bir isim; Tarık Yılmaz. Siteyi kurarken kopyala yapıştır gazetecilikten uzak duracağını taahhüt etmişti Yılmaz. Gerçekten de bu sözünü tuttu. Siteye bir kere yolu düşenler, manset.at ın müdavimi oldular. Çünkü burada okudukları, yararlandıkları özel ve detaylı ekonomi haberleri başka bir haber mecrasında yok... Tarık Yılmaz, manset.at kurulalı henüz sadece 1 yıl olmasına karşın gazete, televizyonlarda 20 l İSMMMO YAŞAM

21 onlarca haberi alıntılandı. İnfografiklerimiz gazetelerde çok sık yer buluyor sözleriyle özgün çalışmalarıyla ilgili haklı gururunu dile getiriyor. Gazetelerle rekabet konusunda ise ilginç bir değerlendirme yapıyor: Hep derler ya Kağıt gazeteciliği bitiyor diye Hala inanmıyorum kağıdın biteceğine ancak ekonomi haberciliği şu anda şirketlerin egemenliğine teslim olmuş durumda. Bülten haberciliği diye bir anlayış yerleşti basına... Eleştiri, şüpheci yaklaşım gitti yerini Aman boşver ben mi kurtaracağım, zaten yapınca da haberi koymuyorlar, riskli haber yaparsan işten atıyorlar anlayışı geldi. Böyle olunca en sağlamı bülten haberciliği Kimseyi incitmiyor. Patronu, gazete yönetimini, ekonomi müdürünü ve gazeteciyi Ayrıca düşünsenize yıllık tecrübesi olanlar Erdoğan dan, Babacan dan başka ekonomiyle ilgili birini görmedi. Onların da eleştiriye tahammülü yok... İnternet haberciliği ise Türk basın sektörü için gerçekten büyük bir fırsat... Ben de şimdi özgür biçimde tek bildiğim işi, haberciliği yapıyorum. Türkiye de ekonomi haberciliğini internet dünyasına taşıyan, çok detaylı ekonomi haberleriyle fark yaratan manset.at ın Kurucusu ve Editörü Tarık Yılmaz, İSMMMO Yaşam ın internet gazeteciliğine yönelik sorularını yanıtladı: Öncelikle kendinizi tanıtabilir misiniz? Deneyimlerinizi paylaşır mısınız? Cumhuriyet i başlangıç olarak kabul ediyorum. Birkaç aylık Dünya Gazetesi bünyesindeki bir dergideki deneyimi saymıyorum. Klasik olacak biliyorum ama 1996 da başladığım Cumhuriyet bir okul oldu benim için. 5 yıllık çalışma sonrası Milliyet ten teklif geldi. Orada da 5 yılım geçti. Muhabirlik, editörlük yaptım. Ama masa başında oturmak bana göre değil. Hatta Milliyet teyken ekonomi müdürüm Artık editörsün dediği günün akşamı istifa mektubu yazdığımı hatırlıyorum. Milliyet te muhabirlik dönemi benim en zevkle, en çok gazetenin birinci sayfasına haber verdiğim dönem oldu. Yıl 2001 ve bankalar birer ikişer battığı için malzeme boldu. O dönemi iyi değerlendirdiğime ve tecrübe kazandığıma inanıyorum. 5 yılın sonunda Sabah gazetesinden teklif geldi. Kabul edip geçtikten sonra beni işe alan ekonomi müdürü Yavuz Semerci ayrılınca dengeler değişti ve Milliyet te oturmadığım masa başına mecburen oturmak zorunda kaldım. Sabah a başladığımda Turgay Ciner patrondu. Sonra TMSF el koydu ve Ciner Habertürk ü kurdu. Ekonomi Servisi toplu halde oraya geçti. Ben ve iki arkadaş daha kaldık. O dönemde Çalık Grubu, Sabah gazetesini almıştı. Ahmet Çalık ve yönetim ekibi Habertürk e geçince ekonomi müdürü aramaya başladı. Hiç unutmuyorum ekip ayrıldığı biz 3 kişi kaldığımız gün 15 Eylül 2008 di. Bu tarihin önemi şu; O gün dünya krizinin miladı olarak sayılan Lehman Brothers batmıştı. Ergun İSMMMO MEDYADA HAK ETTİĞİ YERİ BULMALI Gazeteci Tarık Yılmaz, İSMMMO nun faaliyetlerini değerlendirirken çok büyük bir kesimi temsil eden Oda nın ana akım medyada yeterince yer bulmadığına işaret ediyor. Yılmaz, Meslek içi eğitim faaliyetleri ve gündemlerini çok yakından takip edemiyorum. Ancak gördüğüm kadarıyla ana akım medyada görünürlüğün yeterli olduğunu düşünmüyorum. Oysa Oda çok büyük kesimi temsil ediyor. Önemli araştırmalarla medyada da hak ettiği yeri bulması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin muhasebeci ve müşavirlerin eğilim anketleri yapılabilir, enflasyonu ölçülebilir. En önemlisi vergi, sigorta gibi halkın anlamadığı konularda çok basit ama hızlı bilgilendirmelerle medyada etkin olunabilir değerlendirmesini yapıyor. Babahan Genel Yayın Yönetmeniydi. Lehman ın batışını Yüzyılın krizi diye manşet yapalım diye ısrar ettim. Babahan kabul etti. Servise dönerken nasıl toparlayacağız bunca sayfayı diye soruyordum kendi kendime Sonuç; o gün ana akım medyada Lehman ın batışını manşetten veren tek gazete olduk Sabah ta Ekonomi Müdürlüğü de yapmıştınız, değil mi? Evet. İşte küresel ekonomik krizin başladığı günlerden itibaren 2 ay, 3-4 kişi gecelere kadar çalıştık. Bu süreçte 5 kilo verdim. Kriz bizim kurtarıcımız oldu. Başka haber yapacak kadro yoktu ve zaten kimse farklı bir haber oku- G Ü N D E M İ N S E S İ İSMMMO YAŞAM l 21

22 ÇOK YOĞUN ÇALIŞIYORUM Tarık Yılmaz ın Azra adında bir kızı var. Eşi Müjgan hanım ve kızı Azra ile birlikte yüzmeyi sevdiklerini, evde vakit geçirmekten, sinemaya gitmekten çok keyif aldıklarını söylüyor. Yılmaz, manset.at a yoğunlaştığı son bir yılda uzun saatler boyunca çalıştığını da anlatırken dinlenmeye yeterli zamanı ayıramadığından yakınıyor. G Ü N D E M İ N S E S İ mayı talep etmiyordu. 3 ayın sonunda Ahmet Çalık beni çağırdı; Dışarıda çok aradık ama hiçbiri senin yapacaklarının üzerine koyacak görünmedi dedi ve müdür olarak atadı. Birkaç ay vekaleten ekonomi servisine nezaret ederim sonra da bir müdür getirirler diye düşünüyordum. Ancak inanması zor ama 1.5 yıl kadar kimsenin içişlerimize karışmadığı bir müdürlük dönemi yaptım. Ancak az kadro çok yoğun iş fazla sürdürülebilir değildi. Biraz da ailede sağlık sorunları yaşanmasının ardından müdürlükten ayrıldım. Yönetim benimle yolları ayırmak istemedi. Yönetim her zaman yapıcı oldu benimle. Sabah ta yazarlık dönemi başladı. Ancak hiçbir zaman köşede ahkam kesen biri olamadım. Yerime gelen müdürle anlaşma yaptık ve servisi önemli işlerde temsil görevini istedim. Böylece iş dünyasının önemli toplantılarına katılıp izlenim/analiz adıyla köşe yazmaya başladım. 2-3 yıl kadar sürdü. Mart 2013 te ayrıldım ve altyapısını yavaş yavaş hazırladığım adlı internet sitesini kurdum. Sürekli haber heyecanıyla çalışmışsınız. Gazeteciliğe başlarken sizi etkileyen insanlar oldu mu? Tek bir isim. Rahmetli hocamız Prof. Dr. Türkel Minibaş Onun sayesinde bu alana girdim. Ekonomi gazeteciliği Türkiye de kabuk değiştiriyor. Bülten haberciliğinin okuru tatmin etmediğini ve bir arayış olduğunu gözlemliyoruz. Ekonomi gazeteciliği nereye gidiyor? Hep derler ya Kağıt gazeteciliği bitiyor diye Hala inanmıyorum kağıdın biteceğine ancak ekonomi haberciliği şu anda şirketlerin egemenliğine teslim olmuş durumda. Haklısınız, bülten haberciliği diye bir anlayış yerleşti basına. Şirket bülten gönderiyor, cümleleri biraz toparlayıp gazeteye koyuyorsunuz. Kimin umurunda!.. Gazetecide de haber yapma isteği kalmadı. Niye olsun ki! İşini yapanı işten atan bir sistem var. Trajikomik bir durum ama sektör bu halde. Eleştiri, şüpheci yaklaşım gitti yerine Aman boşver ben mi kurtaracağım, zaten yapınca da haberi koymuyorlar, riskli haber yaparsan işten atıyorlar anlayışı geldi. Böyle olunca en sağlamı bülten haberciliği Kimseyi incitmiyor. Patronu, gazete yönetimini, ekonomi müdürünü ve gazeteciyi Düşünsenize yıllık tecrübesi olanlar Erdoğan dan, Babacan dan başka ekonomiyle ilgili birini görmedi. Onların da eleştiriye tahammülü yok. Peki ya internet? İnternet haberciliği Türk basın sektörü için gerçekten büyük bir fırsat. Bizim gibi tek başına, birkaç gazeteci birleşerek internet haberciliği yapanların kimseye eyvallahı yok. Ancak çok tık alan internet sitelerinin de sıkıntısı var. Kaynak ihtiyaçları var, tek kaynak reklam. Siteye ilan almaya başlıyorlar ve sistem onları şirket haberlerine zorluyor. Yine yavan ekonomi haberlerinin olduğu bir internet sitesi haline geliyorlar. Zaten internette haber sitelerinin yüzde 99 u ekonomi sayfaları için adam istihdam etmiyor. Ajanslardan gelen rutin haberleri ve bizim gibi internet sitelerinin haberlerini kopyalıyorlar. Kurucusu olduğunuz manset.at haber sitesi, ekonomi özel haberlerinde iddialı ve Türkiye de kendi alanında ilk... Böyle bir site kurmak fikri nereden çıktı? Ekonomi gazeteciliğinin evrildiği noktayla çok ilgili. Bizim gibi sitelerin rutini yakalama kaygısı olmuyor. Özgür olunca özgün lük geliyor. sitesi ise hemen bir internet sitesi kurayım, ilan alır keyfime bakarım telaşıyla çıkmadı. Çok fikir vardı kafamda Hala da var. Ancak ilk etapta gazetedekinden daha rahat yazabileceğim bir analiz imkanı yakalamak istedim. Tek bildiğim işi haberciliği yapmaya başladım. Arkasını önünü, kime dokunacağını düşünmeden... İyi de oldu. Gazetecilikteki kadar önemli haberlere imza attığımı düşünüyorum. Sonra gazetedeki arkadaşlardan da haberlerimi kullanma talepleri gelmeye başladı. 1 yıl sonunda basılı gazetelerde çıkan haberler Sabah ya da Milliyet te çalışırken 1 yılda gazeteye yazabildiklerim kadar oldu. Belki abartıyorum ama ekonomi servisleri için referans sitelerinden biri olduğuma inanıyorum. Çok taze bir örnek; Soma da 301 canın hayatını kaybettiği gün dünyanın en büyük maden felaketleri ni içeren bir infografik yaptım. Habertürk, Milliyet, Posta ve Akşam gazeteleri yarım sayfa kullanıldı. Daha sonra artı1 kanalında infografikle ilgili 1 saatlik bir programda grafikteki bilgileri anlatıp düşüncelerimi paylaştım. 22 l İSMMMO YAŞAM

23 TüRKİYE SIKINTILI BİR SüRECE GİREBİLİR Türkiye ekonomisi konusunda kısa ve orta vadede beklentileriniz ne yönde? Değerlendirebilir misiniz? Türkiye ekonomisinin ipleri kesinlikle ABD ve AB Merkez Bankalarının elinde. ABD de tahvil azaltım programı hızla devam ediyor. FED her ay bankalara 85 milyar dolar veriyordu. Azaltım programı sonunda 35 milyar dolara kadar indi. Yakında sıfırlanacak ve ondan sonra sıra faiz artırımına gelecek. İşte bu Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için pek iyi bir gelişme değil çünkü para tekrar gelişmiş ülkelere dönecek. Türkiye, parayı elde tutmak için daha fazla faiz vermek zorunda kalacak. Türkiye buna hazır mı? Sanmıyorum. Her yıl 200 milyar dolar taze paraya ihtiyacı olan bir ekonomiyiz. Sadece cari açık değil, şirketlerin, bankacılık sisteminin finansman ihtiyacı var. Eğer para merkez ülkelere dönerse Türkiye sıkıntılı ve maliyetli bir sürece girebilir. İşte orta vadedeki gelişmeleri Türk ekonomisinin bu döneme yapacağı hazırlıklar belirleyecek. Ne yazık ki ben bu süreci Türkiye nin çok iyi değerlendirdiğine inanmıyorum. Bu kadar seçim atmosferinin olduğu yerde bu da normal bir gelişme. Ama özel habercilikte yola devam edeceğimin taahhüdünü verdim başta. Sadece çok önemli olaylarda (gezi parkı, büyük yolsuzluk operasyonu gibi) açıkça söylüyorum kopyala-yapıştır yaptım. Onu da her bir haberi tık almak yerine günü kaçıranların tek bir haberde topluca okuyabilmesi adına özet olarak yaptım. Sonra koca koca sitelerde de benzerlerinin yapıldığını gördüm. Okuyucu bazlı düşünce her zaman taraftar buluyor. Nasıl tepkiler alıyorsunuz? Manset.at takipçileri, okurları sizden ne bekliyor? Ne vermeye çalışıyorsunuz? Gelen olumlu tepkilere inanamıyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Okurların istediğine gelince; yalınlık, özgünlük, kısa ve anlaşılır haber talep ediliyor. Ancak büyük sitelerde kayboluyorsunuz. üstelik hepsi foto haber deyip güzel resimler eşliğinde bir haberi parçaya bölüp tık alma uğruna insanların vaktini çalıyor. Bu bence haksızlık İkinci olarak rutin gelişmeleri veren yüzlerce site var. Ben bunlarla neden rekabete gireyim ki... Onun için ekip lazım. üstelik diğerinin aynısı olan bir bilgiyi ilgilisi neden sizden okusun? Ancak farklılaştırabiliyorsanız iş farklı. İnsanlar karmaşık bir yasa, bir sermaye artırımı gibi herhangi bir gelişme olduğunu da ne anlama geldiğini hızlıca öğrenmek istiyor. Bunu sağlamaya çalışıyorum. Mesela vergi affı, kaya gazı Bakın sitelere metrelerce yazılmış haber var. Ancak hiçbir şey anlaşılmıyor. manset.at sitesinde bir grafikle kısaca her şey anlaşılır hale getirilmeye çalışılıyor. Vergi affını, kaya gazının nasıl çıkarıldığını bir grafikle öğrenebilirsiniz. Bu da okurun istediği en önemli şey Endekslemelerde bu tür bilgiler sayesinde ilk sıralarda manset.at ı görebiliyorsunuz. Şirketlerin tepkisi nasıl? Şirketlerin de bakışı çok olumlu. Habere olan açlığın farkındalar. Hatta şirketlerden infografik yapma teklifleri geliyor. Taleplerini yetiştirmek için makine yatırımı yapmak zorunda kaldım. Sendikalar, meslek örgütleri ve bağımsız sivil toplum kuruluşlarının da halkın haber alma hakkı ve kendi seslerini duyurma konusunda bağımsız haber mecralarına açlığı olduğunu düşünüyoruz. Bu alandan nasıl tepkiler alıyorsunuz? Farkındalık oluşuyor mu? THY grevini, BMC de el koyma durumu çok yakından takip ettim. Onlarca haber yaptım. Halen görüştüğüm çalışanlar var. Bana bilgi veriyorlar, bayram kandil kutluyorlar. Sendikalar, sivil toplum örgütleri internet sitelerinin gücünü henüz anlamış değil. Herkes yazılı ve görsel basında olmamaktan şikayetçi. Ama internetin gücünü hala anlamış değiller. Özellikle sendikaların çoğunun başkan ve yöneticileri tribüne oynuyor. Bir kısmı ise hükümete yakın. Sivil toplum örgütleri ise bu konuda daha iyiler. Ancak onlar da siyasi konularda çok suskun kalıyorlar ve çoğu örgüt elini sıcak sudan soğuk suya sokmuyor. İnfografikleriniz ekonomiyi anlatacak özel bir dile sahip. Bu fikir nereden çıktı? İnfografikler dünyada yaygın kullanılan bir anlatım biçimi. Gerçi onlar ağırlıklı olarak şirketlerin sponsorluğunda hazırlanıyor. Ben siteyi kurduğumda infografiği bir anlatım biçimi olarak kullanabileceğimi düşünüyordum. Amatörce başladım. Amacım haberleri daha anlaşılabilir hale getirmekti. Çok olumlu tepkiler aldı. Kısa zamanda gazetelerden de talep görmeye başladı. Her infografik sosyal medyada yüzlerce paylaşım alıyor. Basın sektöründe dostlar beni gördüğünde ilk sordukları infografikler oluyor. G Ü N D E M İ N S E S İ İSMMMO YAŞAM l 23

24 Deprem geliyorum demez! D O S Y A Son yaşanan küçük boyutlu deprem, ne İstanbul un ne de Türkiye nin depreme hazır olmadığını gösterdi. 17 Ağustos depreminin ardından hızlanan afet yönetim çalışmaları zamanla unutulmuş gibi görünüyor. Oysa deprem Türkiye nin gerçeği ve her an kendini hatırlatabilir. Büyükşehirlerde gelinen son noktada rant kaygısı can kaygısının önüne geçmiş durumda. İşte deprem gerçeği G A Y E D E L E N Ege Denizi ve Çanakkale de meydana gelen son sarsıntı, Türkiye deki deprem gerçeğini tekrar gündeme getirdi. 6.5 büyüklüğünde olan ve yaklaşık 40 saniye süren deprem yakın bölgelerde hissedilirken depreme hazırlık konusunda gene sınıfta kaldığımız ortaya çıktı. 17 Ağustos depreminin yıldönümüne günler kala deprem gerçeğiyle yeniden yüz yüzeyiz depremi sonrasında bu konuda oluşan bilincin ve alınması gereken önlemlerin de unutulmuş olduğu görülüyor. Ne yazık ki, son yaşanan küçük boyutlu deprem, ne İstanbul un ne de Türkiye nin depreme hazır olmadığını gösterdi. Büyük depremin üzerinden de 15 yıl geçti, peki bu süreçte yapılanlar ve yapılmayanlar neler? İstanbul depremine dair nasıl bir ders çıkartıldı, nasıl hazırlıklar yapılıyor? Deprem gerçeğini araştırdık. KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNEMLİ Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. 24 l İSMMMO YAŞAM

25 Dr. Şükrü Ersoy, insanlar unutsa da depremin kendisini unutturmadığını vurguluyor. Ersoy, Eğer iyi bir kamuoyu baskısı olursa deprem tehlikesi gündemden düşmez. Bu baskıyı hisseden karar vericiler, siyasetçiler, müteahhitler, mühendisler rahat hareket edemez. Bu konuda sivil toplum ve meslek örgütleri bir baskı unsuru olmalıdır. Medya uyarıcı görevini sürdürmelidir diyor. Şu sıralar gündemde olan kentsel dönüşümün önemine de işaret eden Ersoy, sözlerini şöyle sürdürüyor: Çok akıllıca uygulanmalı. Bu çalışma iyi uygulanmazsa yani rantsal dönüşüm haline gelirse sonuç alınamaz. Bir daha yakamızı da kurtaramayız. Rüzgâra esme, sulara akma, depreme oluşma diyemeyiz. Doğa işini yapacak, biz de üzerimize düşenleri yapacağız. Önleyemeyeceğimiz tehlikelere karşı kendimizi korumalı, hiç değilse zararlarımızı aza indirecek önlemler almalıyız. Doğa olaylarını bir afete dönüştürmek insanın kendi elindedir. Doğayı suçlamak ya da hiçbir şey yapmadan kaderci bir yaklaşım sergilemek çağdaş insana yakışmaz. Doğayla savaşmadan barışmasını öğrenmeliyiz. Aksi takdirde afetlerden zarar görmeye devam edeceğiz. DEPREM YAKLAŞIYOR Şükrü Ersoy, Türkiye nin batıda Atlantik ten, doğuda Endonezya ya kadar uzanan genç Alp-Himalaya dağ kuşağı üzerinde yer aldığını anımsatıyor ve Türkiye deki deprem riskiyle ilgili şunları söylüyor: Yaklaşık 180 milyon yıl önce başlayan bu dağ oluşum süreci halen devam ediyor. Bu yüzden bu kuşakta deprem DOLAPLAR DUVARA MONTE EDİLMELİ Depreme engel olmak mümkün değil ancak depremin zararlarını en aza indirmek için gerekli önlemler mutlaka alınmalı. Bu önlemler şöyle: l Öncelikle yerleşim bölgeleri titizlikle belirlenmeli. İmar planında konuta ayrılmış yerler dışındaki yerlere ev ve bina yapılmamalı. l Büyük binalar betonarme şeklinde ve sağlam yapılmalı. l Binaların yapımında depreme dayanıklı kaliteli malzeme kullanılmalı. l Mevcut binaların dayanıklılığı arttırılmalı. l Yapılar yapım sırasında denetlenmeli ve kaçak yapılaşmaya izin verilmemeli. l Evler tek veya iki katlı olmalı. l Evlerde banyo ve mutfaktaki dolapların kapaklarına sürgü takılmalı, odalardaki dolap, raf, gibi duvara monte edilip sabitlenmeli. l Ağır çerçevesi olan tablo ve aynalar yataklardan, sandalyelerden ve koltuklardan uzak bir yere asılmalı ve duvara yerleştirilmeli. l Yataklar cam kenarından, asılı eşya ve cisimlerden uzaklaştırılmalı. l Kalorifer radyatörü, kombi, avize gibi araçların duvar bağlantıları sağlamlaştırılmalı. l Evde yangın söndürme aleti bulundurulmalı, nasıl kullanılacağı öğrenilmeli. l Acil durum çantası hazırlanmalı. Çantada nüfus cüzdanı, nakit para, kredi kartı, düdük, telsiz, cep telefonu, telefon defteri, itfaiye, ambulans, polis telefon numaraları, el feneri, ışıldak, portatif radyo, yedek pil, ilkyardım malzemesi, ilaç, adres defteri, plastik bardak, tabak, su, kuru gıda, konserve, konserve açacağı, mevsimine uygun kıyafet, diş fırçası, macun, sabun, havlu gibi eşyalar bulunmalı. l Evde/işyerinde/okulda yaşam üçgeni alanı oluşturulmalı. l Ulusal/uluslararası kurtarma ve deprem ekipleri ile sürekli bilgi alışverişinde bulunulmalı, bu ekiplerle birlikte geniş kapsamlı deprem tatbikatları yapılmalı. l Deprem sonrasında aile bireyleri için toplanma noktası/alanı belirlenmeli. l Sigorta sistemine dahil olunmalı. D O S Y A İSMMMO YAŞAM l 25

26 D O S Y A İNSANLAR KADERİYLE BAŞ BAŞA BIRAKILIYOR Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı İlter Çelik ise, deprem olasılığı görülen Marmara için halen birçok soruna çözüm üretilmediğini öne sürüyor. Çelik, şunları dile getiriyor: İstanbul başta olmak üzere deprem bölgesindeki okullar, hastaneler ve diğer kamu yapıları bilimsel olarak incelenmemiş, dolayısıyla can güvenliği için gerekli önlemler alınmamıştır. Kentsel yaşamda rant kaygısı, can kaygısının önüne geçmiştir. İyimser olmak, alındığı söylenen önlemlere inanmak oldukça zor. Milyonlarca insan kaderiyle baş başa bırakılmış, temel bir insan hakkı olan sağlıklı ve güvenli yaşam ortamları yerine can güvenliğinin olmadığı mekanlarda yaşamaya adeta terk edilmiş durumda. Deprem riski, kenti patlamaya hazır bomba haline getirmekte, yaşam güvenliğini ortadan kaldırmaktadır. Sanayi, depolama, liman gibi tesislerin ve altyapı tesisleri ile ulaşım hatlarının yer aldığı bölgelerin, deprem açısından da risk taşıyor olması pek çoğunun fay hatları üzerinde bulunması tehlikenin boyutlarını arttırıyor. Söz konusu oluşumların her biri için mevcut riskler, bilimsel araştırmalar sonucunda ortaya konulmuş ve tanımlanmış olmakla birlikte bunlara yönelik olarak hiçbir önlem alınmamakta olduğu da bilinen bir gerçektir. Afetlere karşı hazırlıklı olmak, afet öncesi riskleri görmek ve bunlara karşı can güvenliğini sağlayacak önlemleri almak birincil önceliğe sahiptir. Çelik, temel insan hakkı ve anayasal bir hak olan can güvenliğinin olduğu sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının sağlanması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: l Okul ve hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının tespiti için konunun uzmanı mühendisler tarafından kontrolüne yönelik olarak valilik koordinasyonuyla çalışma başlatılmalı, bu çalışmanın içerisinde üniversiteler, TMMOB ye bağlı ilgili meslek odaları ve belediyelerin yer alması sağlanmalıdır. l Deprem bölgesinde endüstriyel kazalara karşı önlemler gündeme getirilmelidir. Bölgede bulunan LPG depolama ve dolum tesisleri gibi tüm endüstriyel tesislerin risk analizlerinin yapılması sağlanmalı. Ayrıca akaryakıt istasyonları için de geçerli olmak kaydıyla, bu tür tesislerin güvenlik mesafelerinin taşıdıkları risklere göre yeniden belirlenmesi zorunluluktur. l Afet bölgesindeki orta hasarlı olup onarılmayan binaların yıkım kararları alınmalı. Ağır hasarlı olup halen yıkılmamış olan binalar ise bir an önce yıkılmalı. l Depremlerden mağdur olan vatandaşlarımızın barınma-konut- kira ve çalışma-işsizlik işyeri konularında desteklenmelerine yönelik olarak yeniden yapılanma ve kalkınma projesi oluşturulmalı. ve volkanlar aktif. Bu dağ oluşum süreci kıtaların birbirine doğru hareketi ve sıkışmasıyla oluşmaktadır. Bu sıkışma yer kabuğunda gerilmeleri ve depremleri de birlikte meydana getiriyor. Şu anda Türkiye, kuzeyde Avrasya levhası ile güneyde Afrika ve Arabistan arasında sıkışan Anadolu bloğu üzerinde. Bu sıkışma Türkiye nin kader çizgileri olan bazı fay zonlarını yarattı. Fay zonları genel olarak aynı sıkışma içinde olmalarına rağmen farklı mekanizmalarla bağımsız olarak çalışır ve deprem üretirler. Bu fay zonlarında depremini bekleyen pek çok sismik boşluk vardır. Hatta bunların bir kısmı gecikmiştir. Biz depremin süre olarak yaklaştığını bilimsel olarak söyleyebiliriz ama ne zaman olacağı konusunda kesin bir tarih veremeyiz. Peki, depreme hazırlıkta ne durumdayız? Prof. Dr. Şükrü Ersoy, bu konuda şu görüşleri dile getiriyor: Ülke olarak 1999 depreminden sonra bir hayli yol aldık. Yeni örgütler, anlayışlar ve yönetmelikler hazırlandı. Ama henüz yeterli düzeyde değil. Kaderci anlayışımızla birlikte yapı sektöründe büyük bir fırsatçılık ve rant anlayışı oluştu. Bu anlayış gözümüzü karartıyor ve deprem gerçeğinden uzaklaşıyoruz. Deprem için gerekli zemin etütleri bile usulen yapılıyor. Belediyeler bu işin çözüm yeri. Ama teknik olarak donanımlı değiller. Kanun ve yönetmelik çıkarmakla iş bitmiyor. Bu kuralları uygulayacak siyasi ve idari erk gerekiyor. Afet konusunda örgütler arasında işbirliği az. Sağlam yapıların oluşturulmasında en önemli uygulama yeri belediyelerdir. Belediyeler, teknik olarak daha da güçlendirilmelidir. Denetimler artırılmalı. İmar aflarına son verilmeli. Depremlerde en güvenilir yerler evlerin içi olmalı. En küçük köyden en büyük kente kadar yapılacak çok şey var. Bir yerde bir şeyler yapar, diğer yerlerde umursamaz ve bir şeyler yapmazsanız iş eksik olur. Her şeyi bir bütün olarak ele al- 26 l İSMMMO YAŞAM

27 mak gerekir. Her yaptığımızı geriye bakmayacak şekilde sağlam ve iyi yapmalıyız. TEK BAŞINA TEKNOLOJİYLE ÇÖZÜLEMEZ İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise, afet yönetiminin aslında önemli bir kalkınma problemi olduğunu da vurguluyor. Kadıoğlu, Fakat ülke olarak kalkınmada, yoksulluğun ortadan kaldırılmasında ve zenginliğin yaygınlaştırılmasında en büyük engel olan afetleri yeterince dikkate almamaktayız. Ülkemizde afet riskini uygun şekilde ele almayı başaramayan kalkınma çalışmaları, insanların ve geçim kaynaklarının zarar görebilirlik riskini artırmaktadır değerlendirmesini yapıyor. Depreme ve afetlere hazırlıkta en büyük sorunun teknoloji hayranlığı ve teknoloji fetişizmi olduğuna da dikkat çeken Kadıoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor: Öyle ki ülkemizde alan uzmanı olmadan bilgisayar, elektronik mühendisleri tarafından hazırlanan algoritmalar, bilgisayar programları ve kurulan sensörlerden oluşan projelerden çok şey bekliyoruz. Böylece AFAD ve AKOM müdürlükleri uzay üssü gibi merkezlere dönüştürüyor, yengeç yürüyüşü yapan araçlara kamyon dolusu para veriyor ya da yeni bilgisayar algoritmalarının hayallerini kuruyoruz. Büyük kaynakların ve zamanın heba edildiği bu tür teknolojiler gösterişten öteye bir işe yaramıyor. Sonuç olarak Türkiye de insandan daha çok teknolojiye yatırım yapılıyor ama geldiğimiz nokta ortada. Aynı zamanda katma değer üretemediğimiz teknolojinin mezarlığı olduk. Şimdi bilgisayar programı, algoritmalar hazırlıyoruz. Düğmeye basınca afetlerde kimin ne yapacağı belli olacak gibi açıklamalar var yılında beri bilgisayar başındayım ama böyle bir düğme göremedim. ABD de ve Japonya da da böyle bir düğme yok... Eğitimin ve doğru bir sistemin varlığından ziyade ölümünü haykıran müdahalede teknoloji şart tekerlemesi aşırılaştırılarak yineleniyorken, yoğun bir biçimde yaşamakta olduğumuz afetler bir yandan önlem almak için bir fırsata da dönüşememekte. Olmayan gerçek ve doğru bir afet yönetim sistemimize uzay teknolojisini getirsek ne yazar? Bilim ve toplum temelli olmayan afet ve acil durum yönetimimize dünyanın en iyi teknolojisini boca ederek dünyaya örnek olmak da ham bir hayal. TÜRKİYE NİN DEPREM TARİHİ Türkiye'de, ölçümlerin yapılmaya başladığı 1900 yılından bu yana en şiddetlisi 7.9 olarak kaydedilen 90 büyük depremde, resmi verilere göre 82 bin 372 kişi hayatını kaybetti. Bu depremler şöyle: l 28 Nisan 1903-Malazgirt: Sismik aletlerle ölçülen ilk depremlerden biri olan bu depremde 2626 kişi yaşamını yitirdi. Depremin büyüklüğü 6.7 olarak belirlendi. l 9 Ağustos 1912-Mürefte: Büyüklüğü kişi öldü, 466 kişi yaralandı. l 6 Mayıs 1930-Hakkâri: 7.2 lik depremde 2514 kişi öldü. l 26 Aralık 1939-Erzincan: Türkiye nin bu yüzyılda yaşadığı en şiddetli deprem. Kışın en şiddetli günlerinde Erzincan halkını vuran felakette ölü sayısı 32 bin 962. l 20 Aralık 1942-Niksar/Erbaa: Büyüklüğü 7.0 olan bu depremde 3 bin kişi öldü, 6300 kişi yaralandı. l 26 Aralık 1943-Tosya/Ladik: 2824 kişinin yaşamına mal olan bu depremin büyüklüğü 7.2 olarak ölçülmüştü. l 1 Şubat 1944-Bolu/Gerede: 7.2 büyüklüğündeki depremde 3959 kişi öldü, çok sayıda insan evsiz kaldı. l 31 Mayıs 1946 Varto/Hınıs: 839 kişi öldü. l 19 Ağustos 1966-Varto: 2394 kişi öldü, 1489 kişi yaralandı. l 28 Mart 1970-Gediz: 7.2 büyüklüğündeydi: 1086 ölü, 1260 yaralı. l 6 Eylül 1975-Lice: 2385 kişi öldü, 3339 kişi yaralandı. Şiddeti: 6.9. l 24 Aralık Çaldıran/Muradiye: Şiddeti 7.2. Can kaybı 3 bin 840'tı. l 30 Kasım 1983-Erzurum/Kars: 6.8 şiddetindeydi ölü, 1142 yaralı. l 13 Mart 1992-Erzincan: Erzincan ile birlikte Tunceli'yi de vuran bu deprem 6.8 büyüklüğündeydi. 653 kişi yaşamını yitirdi. Yaralı sayısıysa 3850 olarak belirlendi. l 1 Kasım 1995-Dinar: 5.9 büyüklüğündeki depremde ölü sayısı 94. l 27 Haziran 1998-Ceyhan: 6.3 büyüklüğündeki depremde 84 kişi öldü. l 17 Ağustos 1999-Kocaeli: 7.4 büyüklüğündeki depremde 17 bin 400 civarında vatandaşımız hayatını kaybederken, 50 bine yakın kişi yaralandı. l 12 Kasım 1999-Düzce: 7.2 büyüklüğündeki depremde 850 civarında kişi öldü, 5 bine yakın kişi yaralandı. l 6 Haziran 2000-Çankırı: 6.1 büyüklüğündeki deprem de 2 kişi hayatını kaybetti ama binin üzerinde yaralı vardı. l 1 Mayıs 2003-Bingöl: 6.4 şiddetinde depremde 176 kişi öldü, 520 kişi yaralandı. l 23 Ekim 2011-Van-Erçiş: 600 e yakın kişi öldü binlerce kişi yaralandı. D O S Y A İSMMMO YAŞAM l 27

28 Tek hobiyle yetinmiyor R E N K L İ Y A Ş A M 32 yıllık meslek mensubu Süreyya Özkan, farklı alanlardaki hobileriyle öne çıkıyor. Saz çalıyor, türkü söylüyor. Kara kalem ve yağlı boya resim yapıyor. Nadir bulunan 255 parçalık lamba koleksiyonunu büyütmek için çabalayan Özkan, sıra dışı bir mali müşavir portresi çiziyor. A Y Ş E G Ü L E M İ R Süreyya Özkan Yoğun iş temposuna pek çok hobiyi sığdırmayı başaran bir mali müşavir ve bağımsız denetçi. Müzik, resim ve koleksiyonerlikle ilgileniyor Çocukluğundan beri halk müziğine merakı var. Türkülerden hiç uzak kalmamış. Halen Erenköy Gönüllüleri Türk Halk Müziği Korosu ve Kartal Yurttan Sesler Türk Halk Müziği Korusu nda haftada birer gün korist olarak çalışmalara katılıyor. Koro olarak İstanbul birincilikleri ve Türkiye beşincilikleri de bulunuyor. O, aynı zamanda amatörce saz çalıyor. Özkan, Nota bilmem. Orta Anadolu da kara düzen denilen tarzda çalarım. Bozlak tutkunuyum. Bozkırı çok severim. Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş türküleri ile büyüdüm. Büyük ustanın dediği gibi nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur, kötülerin türküleri olmaz. Onun için müzikle haşır ne- 28 l İSMMMO YAŞAM

29 şir olan insanda kötülük olmaz diyor. Süreyya Özkan, aslen Ankaralı yılında Karacaören köyünde doğmuş. Ama 1965 den beri İstanbul da yaşıyor. İstanbul Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi nden 1985 yılında mezun oldu. İki yıl kadar da Almanya da yüksek lisans eğitimi aldı. Ancak eğitimini bitirmeden ülkeye geri döndü. KARA KALEM VE YAĞLI BOYA Üniversite öğrencisiyken 1982 yılında Beyoğlu nda okul harçlığını çıkarmak için başladığı muhasebe bürosuyla mesleğe adım atmış. Tam 32 yıldır da meslekten hiç kopmamış. Özkan, küçüklüğünde subay ya da öğretmen olmayı hayal ettiğini ancak hayat şartlarının getirdiği seçimle mali müşavir olduğunu dile getiriyor. Boş vakitlerini değerlendirerek pek çok hobi edinen Özkan ın diğer bir ilgi alanı ise kara kalem ve yağlı boya resim yapmak. Hem arşiv hem de resim atölyesi olarak kullandığı bir mekanı var. Süreyya Özkan, şunları anlatıyor: Fırsat buldukça kendimi oraya atar, kah resim yaparım, kah saz çalar, türkü söylerim. Resim yeteneğim olduğunu bilmiyordum. 6-7 yıl önce tamamen rastlantı sonucu rehabilitasyon amaçlı resimlerle oynamaya başladım. Baktım bir şeyler oluyor devam ettim. Herhangi bir eğitimini almadım. O günden beri resim hayatımın bir parçası oldu. Ofisindeki tabloların tamamını da kendisi çizmiş. Özkan ın anlattığına göre, ofisine gelenler muhasebe ofisine mi yoksa başka bir yere mi geldiklerine inanamıyorlar. Çalışma ofisimize değişik bir hava vermeye ve bildik ofis ortamını aşmaya çalışıyoruz diyen Özkan, sözlerine şöyle devam ediyor: Ortalıkta fazla evrak ve dosyanın olmadığı, bir muhasebe ofisinden ziyade sanat galerisi havası yaratmaya çalışıyoruz. Rengarenk çiçek bahçesi gibi bir ortam yarattık. Ekibim çok uyumlu ve harika güzel insanlardan oluşuyor. Dört elemanım var, hepsi birbirini çok sever, yardımlaşma ve dayanışma çok güzel. Yoğun çalışan Özkan, bütün hobilerine vakit ayırmaya özen gösteriyor. Süreyya Özkan, İş bittiğinde ne kadar yorgun olsam da halk müziği çalışmasına koşarak gidiyorum. Çünkü orası aslında benim için bir terapi merkezi oluyor. Mesleğin stresinden uzaklaşıp 2-3 saat türkülerle haşır neşir olmak rahatlatıyor. Resim yaparken de aynen öyle. Tatil günümde koleksiyondaki lambaları tek tek silmek, tozlarını almaktan çok hoşlanıyorum. Onları gözden geçirmek, incelemekten mutlu oluyorum diye anlatıyor Özkan, meslek mensuplarına mutlaka kendilerine bir hobi edinmelerini de şiddetle tavsiye ediyor: Aksi takdirde bu mesleğin sonunda hasta, posası çıkmış bir insan oluyorsunuz. Hobilerimin bana en büyük yararı bedava psikolog ve psikiyatr görevi görmeleri. Terapi seansları gibi çok rahatlatıyorlar. Hayatın basit ve güzel şeylerle daha mutlu yaşanabileceğini öğretiyorlar. Günümüzde canavara dönüşen harcama ve tüketme hastalığından koruyorlar. Böylece işinizde daha rahat olabiliyorsunuz. LAMBA KOLEKSİYONU DA VAR Meslek mensubu Özkan, aynı zamanda da bir koleksiyoner. Türkiye de çok ender bulunabilecek 255 parçadan oluşan lamba koleksiyonu bulunuyor. Özkan, koleksiyonu hakkında şu bilgileri veriyor: Tamamı orijinal ve çalışır durumda. 150 yıllıktan yeni 2014 modeline kadar var. Lambaların tamamı farklı. Birbirinin aynı olan lambayı koleksiyonuma almıyorum. Bana göre ve antikadan anlayanlar için koleksiyonumun içinde paha biçilmez parçalar var. Onlar bize emanet; ben de sonraki sahibine teslim edeceğiz. Nereye gitsem gözlerim her yerde lamba arar. Türkiye de de bu kadar zengin lamba koleksiyonu olan az insan var. Amacım bin adedi yakalayıp yıllarca muhafaza edilebilecek bir kültür müzesine bağışlamak. MESLEK DANIŞMANLIĞA DOĞRU İLERLİYOR Süreyya Özkan, artık mesleğin muhasebecilikten danışmanlığa doğru hızla ilerlediğini vurguluyor ve sorunlarıyla ilgili şunları söylüyor: Sorunların en başında bir araya gelip birleşmeyi yapamama, kurumsallaşamama meselesi var. Artık bu meslek tek başına yapılacak iş değil. Alt konularda uzmanlaşmış çok sayıda arkadaşın bir araya gelerek kurumsal bir kimlik altında bu işi yapması gerekiyor. Mesleğimizin diğer bir sorunu tahsilat meselesi. Almadan vermek Allah a mahsus, karşılığını alacağız ki kaliteli hizmeti verebilelim. Mali müşavirlerin tahsilat sorununa çözüm bulunmadığı sürece çok şeyi aşamayız. Her türlü angarya ve sıkıntıyı bizim üzerimize atan, bizleri Maliye Bakanlığı nın bedava memuru gibi kullanan devlet, meslek camiasına yeterli ilgiyi göstermiyor, desteği vermiyor. R E N K L İ Y A Ş A M İSMMMO YAŞAM l 29

30 Y A Ş A M I N P O R T R E S İ Dizileri bıraktı, sinemaya sarıldı! Oyuncu Fırat Tanış, Karınca Kapanı filminde yönetmen olarak karşımıza çıktı. Dizi oyunculuğunu Gezi sürecinde penguen medyası nı protesto etmek için bırakan Tanış, ilk aşkı tiyatrodan ise vazgeçmiyor. Tanış, finansman bulursa ikinci filme de yeşil ışık yakıyor. B A N U B O Z D E M İ R Fırat Tanış ı geniş kitleler dizilerdeki rolleri ile tanıdı ama tiyatro severler onu 1990 ların sonlarından itibaren takip ediyor yılları arasında Şehir Tiyatroları oyuncularından biri olan Tanış, 2001 de Yeditepe İstanbul dizisiyle televizyona, 2002 de de Sır Çocukları filmi ile sinemaya adım attı. Sır Çocukları ndaki Velid rolüyle birçok festivalde en iyi erkek oyuncu ödülüne layık görülen Tanış, geçen zaman içinde de ilk aşkı tiyatrodan hiç kopmadı. Oyuncu kimliğiyle tanıdığımız Fırat Tanış, bu kez Karınca Kapanı filminin yönetmeni olarak karşımıza çıktı. Filmde aynı zamanda oyunculuğunu da sergiliyor Tanış. Karınca Kapanı, Cüneyt Uzunlar ın yazdığı bir tiyatro oyunundan uyarlama. Bir işadamı, karısı ve kadın tarafından bulunan bir katil arasında geçen hikayede yaşananlar, üçlü- 30 l İSMMMO YAŞAM

31 nün hikayesi olmaktan çıkıp ülke meselesi haline geliyor. Filmdeki tiplemeler ve yaşananlar tanıdık geliyor; aradan kadına şiddet meselesi de sızıyor. Filmi ve daha birçok şeyi Fırat Tanış ile konuştuk Karınca Kapanı filminin senaryosu size ait değil ama filmin sürecinin nasıl şekillendiğini merak ediyorum. Evet senaryo bana ait değil ama kalem oynattım. Filmimizde Güven Sarıselimoğlu karakterini oynayan, benim de liseden arkadaşım, abim Cüneyt Uzunlar ın yazdığı bir oyun. Özel bir tiyatroda da oynandı. Sonra hep beraber bir film çekmek istedik. Yeni bir metin yazmaktan ya da birinin yazdığı senaryo üzerinden hareket etmektense ne anlattığını bildiğimiz, inandığımız bir tiyatro metnini sinemaya uyarlamanın daha iyi olacağına inandık. Senaryoyu sinemaya uyarlarken tiyatral tarafını nasıl yok ettiniz? Aslında tiyatro ve sinema oyunculuğunu birbirinden ayıran büyük farklar yok. O yüzden tiyatral oyunculuklar olmadı ama bir sanat dalını, bir uyarlama haline çevirdiğin zaman belli sıkıntılar olabilir. Biz biraz fantastik, masalsı bir dünya yaratmaya çalıştık. Bu bizim çok işimize yaradı. Gerçi oyunda da söz konusu olan şey buydu. Tabii oyunda olmayan sahneler var. Oyun beş sahnelik bir oyun. Ama biz sahneler ekledik tabii Filmin ana ekseninde bir karı koca ve kiralık katil olarak da siz varsınız Kiralık katil demek doğru olmaz, kadının gözünden kiralık katil ama bir mafya babası diyelim daha doğru olur. Peki üçlünün etkileşiminden ülke gündemine varan, onu etkileyen nasıl bir sonuç çıkıyor? Kadın ve kocası pek de sıradan insanlar değil. Adam ülkenin en büyük holdinginin sahibi... Adam hayırsever, büyük yatırımlara imza atmış bir inşaatçı. Çok tanıdık geldi bana bu tipleme (Gülüşmeler) LİSEDE TİYATROYA BAŞLADı Fırat Tanış 1975 doğumlu Annesi ve babası terzi olan Tanış, ailenin en küçük çocuğu. Ailesi Gürcistan ın Ahıska bölgesinden göçmüş. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunu olan sanatçı, tiyatroya lise döneminde Mehmet Beyazıd Lisesi'nde başladı. O günleri Tanış şöyle anlatıyor: Orada ünlü bir tiyatro kolu vardı. Doğrusunu söylemek gerekirse öğrendiğim ne varsa orada öğrendim. Devlet Konservatuarının bir iki sağlam dost ve üç beş anıdan başka çok büyük bir katkısının olduğunu görmedim diyor. Bir süre Şehir Tiyatrosu'nda görev yapan Tanış ın Acaba kim? Kadın da kendi iç dünyasında tam bir Mr. Hyde ve aynı zamanda şiddet mağduru Burasına kadar gelince bir intikam alma duygusu oluşuyor. İntikam almak için de zaten adama bilenmiş, takık, solcu mafya gibi (solcunun mafyası olur mu bilmem ama) bir adamla konuşunca ve bu adama da kiralık katil muamelesi çekince ve adam da ben kiralık katil değil, senin ortağınım deyince işler değişiyor. yılları arasında Başar Sabuncu, Mehmet Ulusoy, Kemal Kocatürk gibi yönetmenlerle çalıştığını belirtelim. Müzik alanında da çalışmaları olan sanatçının sözü-müziği kendine ait olan çalışmaları Emre Altuğ, Levent Yüksel, Gülay gibi yorumcular tarafından seslendirildi. 1 Ekim 2012'de kurulan günlük sol Gazetesi'nin kültür sayfasında 3 Aralık 2012'den itibaren köşe yazarlığı yaptı. 10 Haziran 2013 itibari ile dizi oyunculuğunu bıraktığını açıklayan Tanış, buna sebep olarak televizyon kanallarının 2013 Taksim Gezi Parkı protestolarına yeterli yayın saati ayırmamasını gösterdi. Kadına şiddeti daha alt kültürde görürüz ya da öyle olduğunu düşünürüz de holding sahibinin karısına şiddet uygulayacağını düşünmeyiz. Ya da kadın neden çekip gitmek yerine kocasını yok etmeyi seçiyor? Adam öyle kadını kolay kolay bırakacak birisi değil. Başarısını üzerine inşa ettiği bazı zafiyetleri var ve kadın bunu biliyor. Medeni iliş- YA Ş A M I N P O R T R E S İ İSMMMO YAŞAM l 31

32 GEZİ AŞKıNA DİZİLERİ BıRAKTı Fırat Tanış a Dizilerde oyunculuk yapmayı bıraktınız mı? diye soruyoruz. Gezi döneminde penguen medyasına verdiğim bir tepkiydi ama bundan sonra devam edecek gibi görünüyor diyor. Hiçbir şeyin bir yıl önceki gibi olmadığını ekleyen Tanış, bu konuda bir tek kendinin tepki koyduğunu ama tek kişiyle değişen bir şey olmayacağının da altını çiziyor. Tanış a yalnız bırakıldığını hissedip hissetmediğini sorduğumuzda ise yanıtı şu oluyor: İyi ki yalnızım; o konuda bir sıkıntım yok. Tiyatroya da devam edeceğim. Seneye nerede hangi oyun olduğunu henüz bilmeden oyun oynamak istiyorum. Y A Ş A M I N P O R T R E S İ kinin sınırları çoktan aşılmış, bağımlılık hali var. Kadın şiddete uğradıktan sonra başına ızbandut gibi bir bekçi dikiliyor ki kadın gidip gazeteci arkadaşlarına ötmesin diye Peki holding sahibinin daha çok inşaatçı yönüne takıldım. Filmde kentsel dönüşüm etkileri var mı? Kentsel dönüşümle ilgili bir şey yapalım, bunu da vurgulayalım gibi bir şey planlamadık. Zaten oyun 2012 yılında yazıldığında biz daha Şehir Tiyatroları Özelleştirilemez noktasındaydık. Bu üniteye gelmemiştik daha. Kanunu bizim tarihimizi yansıtmıyor, kürtaja karşıyız gibi bir gündem vardı. Elbette adamın inşaat sektörüyle ilgili yatırımcı olması Tuhaf ki filmde bir gökdelen sahnesi var. Galip ofisinin en üst katında düşünür haldeyken bir plan çektik hakikaten de öyle bir gökdelenin altında öyle bir ağaç vardı ki orası kaçmazdı. Sanat muhaliftir; öyle olmak zorundadır ya. İktidarın bunu sürekli gölgelemesi daha fazla bir muhalefet mi yaratıyor yoksa sanat buna uyum mu sağlıyor? TÜSAK (Türkiye Sanat Kurulu) mesela Bütün sanat kurumlarını tekel altında, parasal bir kaygıyla kıskaca aldığı iddia edilen ve bundan yakınılan bir şey. Buradan sadece kurumlar zarar görür ama sanat böyle şeylerden zarar görmez. Sanat yaban otu gibidir bir yerde biter. Bu ülkede iyi tiyatro yapılmıyor niye çünkü TÜSAK var. Hayda konu niye buraya geldi. Opera izlenmiyor TÜSAK var. Öyle mi acaba? Kültür Merkezleri kapanmasın deniyor. Kültürü neden merkezlerde toplayalım. Devlet Tiyatrosu, Kültür Merkezi nedir arkadaş? Ne yazık iktidar bu tartışmaları kendi aramızda sağlıklı yapmamızı sağlayacak zamanı bırakmıyor. İktidar öyle büyük bir yerden baskı yapıyor ki sıtmaya razı oluyoruz. Filminizin birtakım yaş gösterim aralıkları alacağını düşündünüz mü? Onur Abi nin (Ünlü) İtirazım Var filmi 18+ aldı yani. Hiç +18 alan film görmedim. Onur abinin insan onuruna aykırı davranışı ne olabilir ki? İmam aykırı bir karakter, faizden, dinler arası geçişten bahsediyor! Tamam onları anladım diyelim onlara yapılmış onur kırıcı bir hareket var mı? Biz insan değil miyiz yani, onu mu demeye getiriyorlar? Çok şaşırdım ne alakası var. Konu buraya geldiği için söylüyorum Onur Ünlü sadece sinemacı olduğu için değil aynı zamanda çok sevdiğim bir şairdir. Festivallere katılacak mısınız? Adana ya katılacağız galiba. Başka insanlar izlediklerinde eğlenecekleri (gülme ve eğlenme anlamında değil), heyecan duyacakları, merakla izleyecekleri ve kendilerine kalmış bir fikirle sinemadan çıkacakları bir film çekmeye çalıştım. Bir sinema filmi dünya biletidir bunu biliyorum ama. İlk filminiz olduğu için soruyorum; filmi izlediğinizde neler düşündünüz, olmuş mu? Ya çok ilginç, setten çıktığım zaman yüzde 80 i dedim. Montaja oturduğumda yüzde 40 dedim. Benim için içime sinmiş olmasından ve iyi bir filmle çıktım demekten öte başarı kriterleri sözkonusu. Hiç bilmediğim bir şeyin içine atladım. Kameranın önünden arkasına geçtim. Benim için inanılmaz eğiticiydi. Yardımcı olan birisi var mıydı, ilk filmde genelde bir dirsek teması oluyor 32 l İSMMMO YAŞAM

33 ROL ALDığı TİYATRO OYUNLARı Testosteron (oyun) Hırçın Kız Barış (oyun) Woyzeck SıR ÇOCUKLARı FİLMİYLE ALDığı BAZı ÖDÜLLER 14. Ankara Film Festivali, 2002, Umut Veren Yeni Erkek Oyuncu 39. Antalya Film Festivali, 2002, En İyi Erkek Oyuncu İskenderiye Film Festivali, 2003, En İyi Erkek Oyuncu 22. İstanbul Film Festivali, 2003, En İyi Erkek Oyuncu 24. Siyad Türk Sineması Ödülleri, 2002, Umut Veren Genç Oyuncu FİLMOGRAFİSİ Karınca Kapanı Sürgün İnek F Tipi film 2012 Bir Zamanlar Osmanlı: Kıyam 2012 Bir Zamanlar Anadolu'da 2011 Devrimden Sonra 2011 Vay Arkadaş 2010 Geniş Aile 2009 Dilber'in Sekiz Günü 2008 Beyaz Melek 2007 Menekşe ile Halil 2007 Felek Ne Demek? 2006 Tramvay (film) 2006 Yolda / Rüzgar Geri Getirirse 2005 ıhlamurlar Altında 2005 Aşka Sürgün 2005 Şeytan Ayrıntıda Gizlidir 2004 Sır Çocukları (Velid) 2002 Yeditepe İstanbul Elbette, görüntü yönetmeni Vedat Özdemir in varlığı müthişti. Sonra montajda Yücel Kurtul inanılmazdı. Ufuk açan bir adam oldu. Olumsuz dahi olsa o anda öyle bir etki yaratmış gibi görünse de onlar benim biricik kazanımlarım. Başarı bir şeyler öğrenebilmekti ben de öğrendiğime inanıyorum. İkinci film var mı kafanızda, oluştu mu bir şeyler? Evet var. Kendimi (filmi aslında) ifade etmenin yolu neyse, kaç yolu varsa deneyeceğim. Ama sinema iki heves bir kalas olacak bir iş değil. Elbette ki paraya ihtiyaç oluyor. Yazan çizen biri olarak son dönem yaşanlarla ilgili kafanızda bir şeyler oluştu mu? Çekmek ister miydiniz bu süreçle ilgili film? Söylemek istediklerimi de söyledim aslında. Bir süre Sol da ve Karşı da yazdım. Elbette Gezi nin içinde olup da burada ne hikayeler çıkar dedik, ağzımız sulandı ama ilk kime piyango vuracak bilmiyorum. O kadar zengin bir malzeme var ki orada bunu yapan ilk kişi bir barem belirlemiş olacak. Herkes rölantide ama bence düşünmeden yapmak lazım. SANAT BUGÜNÜ ÖNGÖRÜR Karınca Kapanı nın da Onur Ünlü nün İtirazım Var filmi gibi yıllar önce yazılmasına rağmen gündeme denk düşen göndermeleri var mıydı? Bu soruyu kendisine yönelttiğimizde Fırat Tanış Sanat öngörür, bu bizim bir mucizemiz değil diyerek sözlerine başlıyor ve şöyle devam ediyor: Mesela TOKİ nin 2011 yılında açtığı bir fotoğraf yarışmasında birinci olan fotoğrafın ismi; huzur. Matrix in pil tarlaları gibi... Aklıma gelen bir film Black Mirror mesela. Sosyal medyanın, teknolojinin etkilerinin önceden neler olabileceğini gören bir film. Bu süreçte olanlardan etkilenmemeniz mümkün değil. Bu yaşananların toplamından aldığımız tarih bilgisiyle baktığımızda böyle başa böyle tarak gelebilir diyoruz. Y A Ş A M I N P O R T R E S İ İSMMMO YAŞAM l 33

34 İş ortamlarında nezaket ve saygı yoksunluğu giderek büyüyen bir sorun Davranışlara ve kullanılan dile dikkat etmemek verimi düşürürken, kişi ve kurumları da olumsuz etkiliyor. Bir saygısızlıkla karşılaştığınızda neler yapmanız gerektiğini de bilmeniz gerekiyor. Saygılıyım, saygılısın, saygılı K A R İ Y E R A Y Ş E G Ü L E M İ R Saygı ya da saygı yoksunluğu Günümüzde birçok işyerinde önemli bir sorun. İş bulmanın zorluğu, aşırı rekabet, farklı karakterlerin bir araya gelmesi ve kurum kültürü olmayışı iş ortamlarındaki saygı seviyesinin düşmesine neden olabiliyor. Hem işyerlerinde hem de işyerlerinin dışında saygı ve nezaket yoksunluğunu gösteren birtakım davranışlarla karşılaşıyoruz. Yapılan araştırmalar ve anketler çalışanların nezaket ve saygı yoksunluğunu ciddi ve giderek büyüyen bir sorun olarak gördüğünü gösteriyor. Bu tür bulgular, böyle davranışların verimi körelttiğine ve gerek kuruluşları gerekse toplumu olumsuz olarak etkilediğine dikkat çekiyor. VERİMİ DÜŞÜRÜYOR Peki, bu sorunu azaltmak için yapılması gerekenler neler? Profesyonel nezaket uzmanı ve imaj danışmanı Yaprak Yaprak Tecir Tecir, birlikte daha iyi çalışmak için herkesin saygılı davranışın ne olduğu konusunda aynı bilinçte olması gerektiğini vurguluyor. Tecir, Saygı sözcüğünü sürekli kullanırız ama bunu yaparken derin ve gerçek anlamını bilmeden hareket edebiliriz. Kısaca saygı ve saygınlık birbirimizle nasıl ilişki kurduğumuzla ilgili bir konu diyor. Günaydın demek ama bunu gerçekten dilemek. Lütfen demeyi, teşekkür etmeyi hatırlamak... Bunların hepsi sıradan gelebilir ama yavaş yavaş anlamlarını yitiriyorlar. Özellikle de işyerlerinde kayıp hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Tecir, kullanılan dil konusunda dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulunuyor. Aksi halde bu tür basit gibi görünen konularda başarısızlık yavaş yavaş gelen bir saygısızlığın göstergesi olabiliyor. Yaprak Tecir, duyguları yönetmek ve kontrol etmenin bizi saygısızlık tuzağına düşürecek hareketlerden koruduğunu belirtiyor. Saygı, davranışlardan ve uyumdan ibaret değil. Takdir edilme, etkileşim ve güçlü bir kurum kültürü oluşturma konularında da kilit bir role sahip. Saygı bir tavır olmanın yanı sıra ayrıca kişisel bir niteliktir diyen Tecir, iş arkadaşlarına saygı göstermenin çok önemli olduğunu altını çiziyor. Tecir, Çalışanlar birbirine karşı kaba ve bencil olursa saygı ortadan kalkmış demektir ve çalışmadan verim elde etmek güç bir hal alır diyor. 34 l İSMMMO YAŞAM

35 Tecir in anlattığını göre, sizden pozisyon olarak daha yukarıda olanlara saygı göstermeniz de önemli. Yöneticiniz, patronunuz sizden daha çok yetkiye sahip ve iş yaşamınızda çok büyük değişiklikler yapabilirler. Bu tür kişilere saygı göstermeniz sahip olduğunuz ve olacağınız işler açısından da önemli. İş arkadaşlarınıza, patron ve yöneticinize saygı gösterirken, kendinize saygı göstermeyi de unutmayın. Tecir, Kendinizi sürekli geliştirmelisiniz. Bunu ister bir eğitime katılma şeklinde isterse rahatlık bölgenizi terk edip gönüllü olarak yeni görevlere katkıda bulunma şeklinde yapabilirsiniz diye konuşuyor. DAVRANIŞLARINIZI GÖZDEN GEÇİRİN Yaprak Tecir, saygısız bir davranışla karşılaşılınca yapılması gerekenlerle ilgili de şunları söylüyor: Proaktif olun. Sorunu doğrudan sorun yaşadığınız kişiyle çözmeye çalışın. Tekrar gerçekleşene kadar beklemeyin ya da sorunun kendiliğinden ortadan kalkacağını düşünmeyin. Sizi rahatsız hissettiren kişiye yaklaşın ve bundan nasıl etkilendiğinizi açıklayarak buna bir son vermesini istediğinizi belirtin. İç sesinizi dinleyin. Kendinizle yüzleşerek dürüst bir şekilde davranışlarınızı gözden geçirin ve karşınızdakine de böyle yapmasını söyleyin. 24 saat bekleyin. Karar verirken acele etmeyin, düşünceli olmanın gücünden yararlanın. Bir ekiple çalışırken alınan kararlar her zaman sizin istediğiniz şekilde olmayabilir. Grup lideriyle ya da grupla saygı çerçevesinde anlaşıp alınan karara uyum sağlayarak başarılı adımlar atabilirsiniz. Sözünüzde durun. Bir şeyi teslim etmeye söz verdiyseniz zamanında teslim edin. Sözünüze sadık kalın. Bu şekilde güvenirliğiniz sayesinde saygı kazanabilirsiniz. SAYGINLIK İÇİN BUNLARI YAPIN l Harekete geçmeden önce sözcüklerinizin ve eylemlerinizin başkaları üzerindeki etkisini göz önünde bulundurun. l Sözlü iletişim, beden dili ve dinleme gibi tüm iletişim alanlarında gösterdiğiniz saygı konusunda kendinizi denetleyin. l Öfkenizi harekete geçiren hassas noktalarınızın farkında olun. Sizi neyin öfkelendirdiğini bilmek tepkilerinizi kontrol etmenizi ve uygun tavırlar geliştirmenizi sağlar. l Hareketlerinizden sorumlu olduğunuzu unutmayın. l Çatışmaları çözümlemede olumlu ve çözüm odaklı bir yaklaşım geliştirin. l Tahminlerden çok gerçeklere güvenin. l Başkalarının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak onlara da odaklanın ve kendinizi dünyanın merkezinde zannedermiş gibi görünmeyin. l Örnek olun-saygılı davranış için bir model oluşturun. l Eleştiri ve yargılardan etkilenmeden adil davranın. l Bağ kurun, ilgi gösterin, hal ve hatır sorun. l Takdir etmesini bilin. l Hatalı olduğunuz da söyleyin, saklamayın. YAPILMAMASI GEREKENLER l Yüksek sesle telefonla konuşmak. l Toplantılara geç katılmak. l Başkasının bilgisayar ekranını gözetlemek. l İş arkadaşınızın masasında ona ait gereçleri kullanmak. l Lütfen ve teşekkürler demeyi ihmal etmek. l Çok aşırı parfüm sıkmak. l Yüksek sesle sakız çiğnemek. l Sona kalan bir şeyi yerine yenisini koymadan bitirmek. l Birinin arkasından konuşmak. l Hata sizdeyken suçu başkasına atmak. l Birinden sizin için yalan söylemesini beklemek. l Başkasının başardığı bir işi kendiniz yapmış gibi göstermek. l Birinden görevi olmayan bir işi yapmasını rica etmek. l Başkalarını sizinle aynı politik görüşü paylaşmaya zorlamak. l Başkasına ait bir postayı açmak. l Uygunsuz şakalarda bulunmak. l Ortak kullanım alanlarında sigara içmek, l Sorumluluklarınızı bilmemek. K A R İ Y E R İSMMMO YAŞAM l 35

36 Önce oku, sonra okut! E Ğ İ T İ M Okuma alışkanlığı "çocukluk döneminde" kazanılıyor. Uzmanlara göre anne-babaların küçük yaştaki çocuklarının okuma gelişimine yapacakları en büyük katkı model olmak. İşte çocuklara kitabı sevdirecek birkaç taktik C A N K I Z I L D A Ğ Günümüzde ebeveynlerin en çok şikayet ettikleri konulardan biri, çocuklarının kitap okumamaları... Halbuki okuma alışkanlığının temeli aile içinde atılıyor. Uzmanlar; okumayan ebeveynlerin çocuklarının gerçek anlamda okuma alışkanlığına sahip olmasının beklenemeyeceğine dikkat çekiyor. Çocukların erken yaşta kitap okuma alışkanlığı kazanması için ailenin model olmasının önemli olduğunu kaydeden Pedagog Öznur Simav, "Ebeveyn çocuğu ile paylaşımcı şekilde, merak duygusunu uyandırarak, alışkanlık kazandırma çabası içinde olmalıdır" diyor. Kitap okuma alışkanlığının temellerinin neredeyse bebeklik çağında atılmaya başladığını belirten Simav şöyle devam ediyor: "Bebek elleri ile kavrama yapabildiğinden kumaş gibi malzemelerden yapılmış, yuvarlak hatlı bir-iki yapraklı kitaplar verilebilir. Banyoda oyun ve yıkanma bir arada düşünülerek naylon malzemelerden yapılmış, suya dayanıklı kitaplar 1-2 yaşlar için uygundur. 3-4 yaşlarında sayfa sa- 36 l İSMMMO YAŞAM

37 yıları artar, renk ve figür sayısı biraz daha çoğalır. Çoğunlukla objeleri ve bazı kavramları tanıtan bu kitaplarda her sayfada birer sözcük kullanılabilir. Çocuk harfleri de görsel olarak tanımaya başlar." Okulöncesi dönemde kısa öykülerin ve masalların çocukların ilgisini çektiğini anlatan Simav, çocukların bu dönemde anlatılan öyküleri dinlemekten büyük zevk aldıklarını kaydediyor. ÖYKÜ KİTABI HAZIRLAYIN Çocuklarla öykü oluşturma ve yarım bırakılan öyküyü birlikte tamamlamanın önemine dikkat çeken Simav, "Öykülerin ses tonuna, noktalama işaretlerine, mimiklere dikkat edilerek okunması ve anlatılması çok önemlidir. Çocuğun okunan ya da anlatılan öyküyü çok iyi anlaması gerekir ki bundan zevk alabilsin" diyor. Çocukla birlikte öykü kitabı hazırlama etkinliği yapılabileceğini belirten Pedagog Öznur Simav, çocuğun böylece kendisinin bir eser ürettiğinden mutlu olacağını söylüyor. Simav, "Kitap, değişik malzemeler kullanılarak kolaj şeklinde hazırlanabilir. Anne ya da baba ile birlikte üretilen öykünün resimlenerek hazırlanması şeklinde de olabilir. Çocuğun değişik zamanlarda yaptığı resimler derlenerek birlikte bir öykü üretilerek kitap da hazırlanması da çok ilgisini çekebilir" şeklinde konuşuyor. TELEVİZYONA DİKKAT! Kitap sevgisi kazandırmak için çocuğunuzun odasında küçük ve sevimli bir kitaplığa yer verilebilirsiniz. Hatta kitaplığı çocuğunuzla birlikte tasarlanıp, boyayabilirsiniz. Bunları KİTABI SEVDİRME TAKTİKLERİ Çocuğunuzu, doğum günü gibi özel günlerinde kitapla ödüllendirin. Ona ve arkadaşlarına hediye seçiminde hep kitabı öncelikli olarak sunun. Aile sohbetlerinde okunan kitaplar ya da yazılarla ilgili yorumlar paylaşın. Bir kitapla ilgili konuşarak onun merakını uyandırmaya çalışın. İlköğretim çağında çocuğunuzu uygun dergilere abone yapın. Evde, sınıfta ya da bir yerde beklenirken kitap okuyarak çocuğunuza örnek olun. Evinizi çocukların kitaplara kolay ulaşımını sağlayacak şekilde dizayn edin. yapsanız da çocuğunuz kitap okumaya ilgi duymayabilir. Zira günümüzde televizyon ve bilgisayar gibi görsel kullanımlı araçlar kitap okumanın önünde en büyük engeller Pedagog Öznur Simav, "Bu araçların kullanımında, yarar en üst düzeyde düşünülerek, programlar seçilmeli. Kitap okumayı sevdirecek, kitaba ilgi uyandıracak program seçimleri, ebeveynlerin üzerinde önemle duracakları hususlar olmalı" diye görüşlerini özetliyor. Evde, bahçede, sınıfta, bekleme gerektiren yerlerde mutlaka gazete, dergi, kitap gibi okumayı çağrıştıracak kaynakların bulundurulmasına dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Simav, kolay ulaşılırlık sağlanan kitapların merak duygusu uyandırabileceğini ifade ediyor. YAŞA UYGUN KİTAP Kitap seçiminde yaş ve gelişim seviyesine uygunluğunun çok önemli olduğunu belirten Simav, şöyle konuşuyor: "Çocuğun yaş, beğeni ve gelişim seviyesine uygun kitap seçimi de okumaya ve kitaba ilgiyi doğru orantılı olarak etkiler. Çocuğun zevk alamayacağı bir kitap, okuma isteğini köreltir. Gelişim seviyesinin altında bir kitap ilgi çekmez, yine gelişim seviyesinin üstünde bir yayın da algılama problemi yaratacağından sıkıntı yaratabilir" diyor. E Ğ İ T İ M İSMMMO YAŞAM l 37

38 Evhamlı anne sendromu S A Ğ L I K Çocuklarını korumak için fazla evham yapan anneler, istemeden onlara zarar veriyor. Kendisine evhamlı anneyi rol model olarak seçen çocuklar; kaygılı, çekingen, hatta korkak olabiliyor. Uzmanlar evhamlı annelere kendilerini rahatlatacak alternatif düşünceler geliştirmelerini öneriyor. I L G I N Ş E N Y Ü Z Sağlık bir bütün Hem ruh hem de beden sağlığına sahip olanlar mutluluğu ve huzuru yakalayabiliyor. Sağlıklı nesillerin yetişmesi, sağlıklı ebeveynlere bağlı Anne ve babaların tutumları çocukların ruh sağlıkları üzerinde son derece etkili oluyor. Halk arasında evham denilen kaygı durumunu kontrol edemeyen anne ve babalar çocuklarına istemeden kötülük yapıyorlar. Özellikle annelerde yoğun olarak görülen kaygılar çocuklar üzerinde olumsuz psikolojik etkilerin oluşmasına zemin hazırlıyor. Aşırı kaygılar; çocuklarda özgüven eksikliği, içe kapanıklık gibi durumların ortaya çıkmasına neden oluyor. REEM Nöropsikiyatri Merkezi nden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, evhamlı annelerin çocuğun her adı- 38 l İSMMMO YAŞAM

39 mını kontrol etmeye çalıştığını, çocuğunun başına sürekli kötü bir şey gelecekmiş hissine kapılıp bunu tutum ve davranışlarında gösterdiğini belirtiyor. KURDUĞUNUZ CÜMLELERE DiKKAT! Dr. Mehmet Yavuz un anlattığına göre; evhamlı anneler sık sık kaygılarını içeren cümleler kuruyor. Aman dikkat et, Düşersin, Canın yanar gibi cümleleri kuran anne, çocuğuna aslında şu mesajı veriyor: Hayat tehlikeli, güvende değilsin ve her an başına bir şey gelebilir! Çocuğun 3 yaşından itibaren anneden ayrı bir birey olmaya başladığını belirten Dr. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürüyor: Bu yaşlarda sosyalleşmeye başlayan çocuk, ebeveynlerinden ve çevresinden hayatın nasıl olduğuna dair fikri edinmeye başlar. Kendisine rol model seçebilir. Bu rol modeli seçerken etrafı gözlemler. Çocuk kendisine evhamlı anneyi rol model olarak seçebilir. Bu da kaygılı, çekingen, hatta korkak çocuklar yaratır. Anneler istemeden de olsa bireyselleşemeyen, annenin yanından ayrılamayan, yeni arkadaşlıklar kurmakta zorlanan, annenin yanında olmadığı durumlarda terk edildiğine dair kaygılar yaşayan şüpheli çocuklar yetiştirebilir. Ebeveynlerin aşırı koruyuculuğu çocuğun okul başarısını ve okula uyumunu da olumsuz etkiliyor. Aşırı koruyucu ortamda yetiştirilerek bir anlamda büyümesine izin verilmeyen çocukların toplum içindeki gelişimi de engellenmiş oluyor. Bu da onların arkadaş ilişkilerini olumsuz etkilerken, kimi zaman arkadaşları tarafından dışlanmasına yol açıyor. ALTERNATiF DÜŞÜNCE GELiŞTiRiN Peki evhamlı anneler kendisini nasıl rahatlatıp, tutum ve davranışlarını değiştirebilir? Evhamlı annelerin kaygı yüklü düşünce ve görüntüler ile başa çıkabilmesi için alternatif bir düşünce ya da görüntü üretip odaklanması öneriliyor. Örneğin kaygılı bir anne, Çocuğum defalarca sokakta oynadı ama başına bir şey gelmedi., Ona sokakta oynarken dikkat etmesi gereken şeyleri öğrettim, kendini koruyabilir., Sokakta oynaması onun gelişimi için önemli derken aklına da çocuğunun sokakta oynarken mutlu olduğu görüntüsünü yerleştirebilir. Dr. Mehmet Yavuz bu konuda önerilerini şöyle sürdürüyor: Burada annelerin yapabileceği bir başka şey de, aksattıkları diğer rolleri hatırlamaları ve dikkatlerini başka yöne çekme denemeleri yapmaları. Örneğin; annenin bir spor etkinliğine ya da sosyal sorumluluk projesine yönelmesi, kendine vakit ayırması doğru olabilir. Dışarısı tehlikeli gitme, evde otur gibi yaklaşımlar sağlıklı bir ego gelişimi engeller. Buradaki kritik nokta, çocuğu korurken ona psikolojik bir zarar vermemek. Anne evhamın kendi problemi olduğunu, tehlike olasılığının hesapladığından çok daha düşük olabileceğini bilmeli. KAYGILI ANNELERE ÖNERiLER Annelik sürekli bir endişe halidir diyenlere inanmayın. Gerçek annelik yaşadığınız endişeyi çocuklarınıza yansıtmamak ve birey olmalarını sağlamak. Çocuğunuz parkta düştüğünde panik olmayın. Eğer onu umursamazsanız oyuna devam eder. Panik olursanız, düşen çocuk korkudan ağlar çünkü kaygınız ona geçmiştir. Evhamlı anneyseniz alternatif düşünce geliştirin. Çocuğum sokakta oynarsa başına bir şey gelebilir düşüncesi yerine; Çocuğum defalarca sokakta oynadı ama başına bir şey gelmedi., Sokakta oynaması onun gelişimi için önemli diye düşünün. Çocuğunuzun sokakta oynarken çok mutlu olduğunu hatırlayıp, onun mutluluk görüntüsünü gözünüzün önüne getirin. Aşırı evhamlıysanız kendinize de zaman ayırın. Yeni bir hobi edinin ya da spor yapın. Sosyal sorumluluk projelerine katkıda bulunmak da size iyi gelecektir. Eşinizden ve yakın çevrenizden çocuk bakımı konusunda yardım istemekten çekinmeyin. Tüm çabalarınıza rağmen aşırı kaygılanmaktan kurtulamıyorsanız profesyonel destek alın ve bunun tedavi edilebilir bir durum olduğunu aklınızdan çıkarmayın. S A Ğ L I K İSMMMO YAŞAM l 39

40 Büyük ırktan gelen köpekler 6 yaşından, küçük ırklar ise 8-9 yaşından sonra yaşlılık belirtileri gösteriyor. Yaşlandığında çabuk yorulan, iyi göremeyen, duyamayan dostunuzun son yıllarını iyi geçirmesi için özel bir bakıma ihtiyacı var. Yaşlı köpeklere özel bakım D O S T L A R I M I Z I L G I N Ş E N Y Ü Z En uzun yaşayan köpeğin 29 yaşında öldüğünü biliyor musunuz? Ancak bu nadir bir durum Genellikle küçük köpekler daha çok yaşasa da bir terrier in ömrü ortalama 15 yılı ancak buluyor. Boxer cinsi bir dostumuz ise genelde 9 yaşında bizlere veda ediyor. Kangal cinsi köpeklerin ise ortalama ömürlerinin 11 yıl olduğu saptanmış. Genelde büyük ırklar 6 yaşından, küçük ırklar ise 8-9 yaşından sonra yaşlılık belirtileri gösteriyor. O hoplayan, zıplayan enerjik ve neşeli dostumuz gidiyor; yerine çabuk yorulan, iyi göremeyen, duyamayan, hatta tuvaletini kaçıran size muhtaç bir canlı geliyor. Dostlarımıza bu yaşlılık günlerinde özel bakım gerekiyor. Bu bakımın detaylarına geçmeden önce belirtmeliyiz ki, yaşlılık günlerinde sağlık kontrollerini aksatmamak çok önemli. Yaşlı köpeklerin yılda iki kez kan ve idrar tahlillerinin yapılması gerekiyor. YAVAŞ VE UNUTKAN Veterinerler köpeklerin yaşam sürelerinin genetik yapılarına, bakım ve beslenmesindeki özene, egzersiz kalitesine, aşılama ve sağlık kontrollerinin düzenli yapılmasına ve ona gösterilen sevgiye bağlı olduğunu söylüyorlar. Yaşlanan dostlarımızın genellikle hareketleri yavaşlıyor, merdivenleri 40 l İSMMMO YAŞAM

41 bile duraksayarak çıkıyor, yürüyüşleri giderek kısalıyor. Yaşlanan köpekler unutkanlaşıyor ve daha sık hastalanıyorlar. Yaşlı dostlarımızın doğru beslenmesi onların ömürlerini uzatıyor. Genellikle yaşlanan köpeklerin aktivitesi azaldığı için metabolizmaları yavaşlıyor. Bu da aşırı kilo almaya hatta obeziteye yol açabiliyor. Birçok hastalığın kilo ile yakın ilişkisi olduğu muhakkak. Düşük kalorili, selüloz oranı yüksek ve kaliteli protein içeren gıdalarla yaşlı köpekleri günde iki kez beslemek yeterli 8 yaşın üzerindeki köpeklere, kaliteli bir markanın, yaşlı hayvanlara özel yapılmış mamalarını yedirebilirsiniz. Bu tür mamaların yağ oranı oldukça düşürülmüş. Böbrekleri ve karaciğeri zorlamayan bu mamalar, eklem desteği sağlayan vitaminler de içerdiğinden muhtemel sıkıntıları önlüyor. Tüm köpeklere olduğu gibi yaşlı dostlarımıza da evde pişen yiyeceklerden vermemek gerekiyor. Mutlaka elden bir şeyler yedirip iletişim kurmak istiyorsanız, günde bir tane havuç ya da yarım elma verebilirsiniz. Muz, portakal gibi asit oranı yüksek gıdaları ise kesinlikle vermeyin çünkü bunların mide kanaması riskini artırdığı biliniyor. AŞIRI SU İÇİYOR MU? Peki yaşlanan dostlarımızda daha çok hangi sağlık problemleri ortaya çıkıyor? Yaşlı köpeklerde en çok eklem rahatsızlıkları, karaciğer, böbrek yetmezlikleri görülüyor. Bunlar da genellikle beslenme hatalarından kaynaklanıyor. Köpeğinizin beslenme alışkanlıklarını bilir, hareketlerini tanırsanız ondaki değişimleri daha rahat takip edebilirsiniz. Eğer köpeğiniz aşırı su içiyor, kilo kaybediyorsa böbrek ve karaciğerlerde sorun olabilir. Aşırı su içmeye bağlı idrar artınca proteinler de vücuttan dışarı atılır. Bu da adele kaybına yol açabilir. Gerek böbrek, gerekse karaciğer rahatsızlıklarının tanısı veterinerdeki kan ve idrar tahlili ile rahatlıkla konulabiliyor. Bu nedenle yılda iki kez yaşlı köpeklerin düzenli teste girmesinde fayda var. Ayrıca tuz, protein ve şeker düzeyinde azalma bu hastalıkların gelişimini yavaşlatır. Zaten veterinere gittiğinizde dostunuza uygun "diet" de verir. EKLEM RAHATSIZLIKLARI Yaşlı köpeklerde şişmanlık da ciddi bir problem Şişmanlık kalp ve akciğer hastalığı riskini arttırırken eklemlerin üzerine ekstra ağırlık bindirerek ağrıya neden oluyor. Ağrı ya da eklemlerdeki bozulma dostunuzun hayat kalitesini düşürüyor. Eklemlerdeki kayganlığın azalması sürtünmeyi arttırıyor. Eklemler genellikle sertleşerek şişiyor. Böylece köpek topallamaya başlıyor. Göz şeffaflığının erken tespiti de önemli Göz lenslerindeki katarak görüş kaybına neden olduğu için tedavi edilmesi şart. Ancak yavaş ilerleyen bir rahatsızlık olduğunu da belirtelim. UYKUCU VE UNUTKAN Yaşlı köpeklerin görme, işitme, koklama ve tat alma duyuları zayıflıyor. Dostlarımız artık daha unutkan oluyor. Bu nedenle çevrelerine ilgileri azalırken, komutlara yanıt vermekte zorlanıyorlar. Günün büyük bölümünü uyuyarak geçiren dostlarımızın uyku kaliteleri de düşüyor. Bu nedenle bazen sinirli olabiliyorlar. İdrar kaçırma ve kabızlık gibi rahatsızlıklara yaşlı dostlarımızda daha çok rastlanıyor. Oluşan eklem rahatsızlıkları onların zor hareket etmesine neden oluyor. Diş eti problemleri de görülüyor. Derileri kalınlaşan köpeklerde küçük et benleri de oluşabiliyor. Bu benlerin veteriner hekime gösterilmesinde fayda var. Tüylerde matlaşma ve renk değişikliği de olabiliyor. Koyu renkli tüyleri olanların tüylerinde beyazlama olurken, açık renkli köpeklerin tüyleri ise kahverengine dönüşebiliyor. D O S T L A R I M I Z İSMMMO YAŞAM l 41

42 Manastırda bir restoran L E Z Z E T Zeytinburnu nda tarihi bir binada hizmet veriyor. Tarihi bir atmosfer ve kuş cıvıltıları içinde bir bahçe sunmasının yanında lezzetli yemekleri de müdavimlerini çekiyor. En çok köftesi ve et şişleri ilgi görüyor. G A Y E D E L E N Tarihi bir bina, kuş sesleri, yemyeşil çimenler ve kocaman lavanta bahçesi Adeta geçmişe götürüyor. Sanki İstanbul un merkezinde değilsiniz de tarihi bir mekanda yolculuğa çıkmışsınız gibi Eski İstanbul u aratmayan bir atmosfer. Zeytinburnu ndaki Manastır Cafe&Restaurant tayız Balıklı Rum Vakfı na ait eski ve yıkık durumdaki bir manastırın bahçesinde restore edilen bir binada hizmet veriyor. İki yıl önce faaliyete başlayan şirin bir restoran. Güzel ve sıra dışı atmosferinin yanında tertemiz bir ortam, bol çeşit ve uygun fiyat sunuyor. Zeytinburnu Merkezefendi de, Silivrikapı Yolu üzerinde Mübadele sonrasında terk edilen eski manastırın binası ve çevresi zamanla mermerci ve hurdacıların faaliyet alanı olmuş. Derme çatma yapılara karşı mühendis Erol Yümlü ve mimar İlhami Kurt bir restorasyon çalışması hazırlamış. Anıtlar Kurulu ta- 42 l İSMMMO YAŞAM MART-NİSAN 2014

43 rafından da onaylanan proje sonrasında restoran yapılması için kollar sıvanmış. Tarihi iki katlı bina harabelerden kurtarılarak gerçek kimliğine kavuşturuldu. Herkesin uğrak noktası olan bir restoran artık burada hizmet veriyor. Mekanın işletmesini Erol Yümlü nün eşi Simge Yümlü yapıyor. KÖFTE VE ŞİŞİ MEŞHUR Simge Yümlü, 2007 yılında restorasyon projesine başlanan yapının inşaatının 2010 da tamamlandığını belirterek, aynı yıl faaliyete geçtiğini ancak 2012 yılında işletmeyi kendisinin devraldığını söylüyor. Dünya mutfaklarından örnekler sundukları restoranda menüdeki bütün yemekleri katkı maddesi içermeden, dokuz çalışanıyla beraber bizzat hazırlıyor. Her damak tadına hitap eden bir menüleri var. Bir vejetaryen de istediğini bulabiliyor, et seven biri de Yümlü, en çok köfte ve et şişlerinin ilgi gördüğünü aktarıyor. Hazırladığı köfteye müşterileri Anne Köftesi adını koymuş. Salatalardan da Yunan salatası ilgi görüyor. Spesiyalleri olan iki çeşit de tatlıları bulunuyor. Sadece kendi restoranlarında yapılan tatlılar Manastır Spesiyal ve Milföy tatlısı. Yümlü, Türkiye de gerçek Frappe içilen tek yer olduklarını da iddialı bir şekilde vurguluyor. Fiyat skalaları da herkesin erişebileceği ortalamada. Köfte ve tavuk yemekleri 14 TL, et yemekleri 16 TL. Yani TL arasında güzel bir yemek yiyip üzerine tatlı ve kahvenizi içebilmeniz mümkün. Yümlü, sabahları kuş sesleri arasında yeşillikler içinde kahvaltı etme imkanı da sunduklarını belirtiyor. Manastır Cafe&Restaurant ın hafta içi yoğunlukla hedef kitlesi tıbbi mümessiller, doktorlar, öğretmenler ve civardaki tekstil firmalarının çalışanlar. Hafta sonu ve akşamları ise çoğunlukla aileleri ağırlıyorlar. Bununla beraber eski manastır olması nedeniyle başta Yunanlılar olmak üzere Rus, Bulgar ve Romenlerden oluşan yabancı misafirleri de oluyor. Ramazan dolayısıyla iftar yemeklerinde de kalabalık grupları ağırlıyorlar. ÜNLÜ İSİMLER AĞIRLADI Manastır ın kapasitesi kışın 60 üst, 20 alt katta olmak üzere 80 kişi. Yazın bu kapalı mekana ilaveten bahçesiyle beraber 100 kişiyi ekleyebiliyorlar. Organizasyonlara da açıklar. Simge Yümlü, başta Georgia Senatörü olmak üzere birçok milletvekili ve belediye başkanını ağırlamış olmanın da gururunu yaşadıklarını kaydediyor. Bu aynı zamanda Yümlü nün ilk restoran deneyimi. Menü seçiminden yapılan tüm yemeklerin tarifine kadar her şey ona ait. O, yaşadığı deneyimleriyle ilgili şunları anlatıyor: İlk zamanlar insanlara kendimizi ifade etmekte zorlandık çünkü bir manastırın karşısında ve turistleri de ağırlayınca yemekle ilgili 150 YILLIK BİNADA HİZMET Manastır Cafe&Restoran ın faaliyet gösterdiği binanın geçmişi 150 yıl önceye gidiyor. Simge Yümlü, Manastır ın tarihi hakkında şu bilgileri veriyor: Aslında birbirine yapışık iki binamız var. Biri yaklaşık 150 yıllık. Büyük bir restorasyon gördü. Çünkü çok kötü durumdaydı. Restorasyonu eşim Erol Yümlü yaptı. Bina fırın olarak hizmet vermiş yıllarca. Yapıldığı dönemde sur dışında olduğu için sur içine ekmek yapıp dağıtırmış.1970 lere kadar da hizmet vermeye devam etmiş. Ancak kuyu suyu kullanıldığı için o dönemde kapatılmış ve daha sonra mermerciler tarafından kiralanmış. Yan bina yanmış ve çökmüş. Orada şimdi yeni bir bina var. Önceden tam bir harabe halindeydi. dini sorularla çok karşılaştık. Özellikle domuz etiyle ilgili olarak... Şimdi kendimizi iyi ifade ettiğimizi görüyorum. Hizmeti sektörü çok zor. İnsanlar kişilere bağımlı aslında. Bir gün olmasam misafirlerim olmadığım günü biliyorlar. Aranıyor olmak güzel ancak gerçekten de her şeye yetişmek zor. Bununla beraber her zaman aynı tadı tutturmak ve insanlarla ilişkilerinizin süreklilik göstermesi de önemli. Çünkü onlar geldiği sürece ayakta kalabiliyorsunuz. Keyifli bir ortamda çalışmaya devam etmeyi hedeflediklerini dile getiren Yümlü, eşinin kendisini yeni yerler açma konusunda teşvik ettiğini de belirtiyor. O, Manastır ı açılması ve buranın yapılmasında en büyük katkıyı Balıklı Rum Vakfı Başkanı Sayın Dimitri Karayani nin verdiğini anımsatıyor. Restorasyondan sonra ise en büyük destekçilerinden biri de Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın olmuş. İkisine de müteşekkir olduğunu belirtiyor. L E Z Z E T MART-NİSAN 2014 İSMMMO YAŞAM l 43

44 Ayaklarda yaz bayramı Bu sezon daha büyük bir ayakkabı dolabına ihtiyacınız olacak. Sivri burun modası geri dönerken, üzeri boncuklu ve payet işlemeli babetler, kır çicekli dolgu topuk ayakkabılar, etnik desenlerle süslenmiş sandaletler Birbirinden farklı ayakkabı, sandalet ve terlik tasarımları vitrinlerde boy gösteriyor. M O D A C A N K I Z I L B A Ğ Yaz mevsiminin şifresi "özgürlük" ve "rahatlık"tır. Bu yaz tıpkı kıyafetlerde olduğu gibi ayakkabı, sandalet ve terlik modellerinde rahatlık ve şıklık ön planda. Farklı trendlerin yer aldığı 2014 yaz sezonunda topuksuz düz ve genellikle metalik, taba renkleri hâkim olan modeller yer alırken bununla birlikte topuklu giymekten vazgeçemeyenler için kullanımı kolay dolgu topuklu sandaletler de vitrinlerde boy gösteriyor. Sandaletler, sade modellerin yanı sıra renkli ve hareketli tasarımlar, narin detaylarıyla sezon trendlerini yansıtıyor. Bu sezonun ayakkabı, sandalet ve terlik tasarımlarını İSMMMO okuyucuları için araştırdık... KIR ÇİÇEKLERİNDEN ESİNTİLER Moda dünyasında bir kaç sezondur önemli bir yeri olan sivri burun ayakkabılar bu sezon da revaçta. Sivri burunlu topuklu ayakkabıların yanı sıra, sivri burunlu babetler de dikkat çekiyor. Son yıllarda üst üste moda olmayı başaran ve pek çok kadın tarafından sevilerek kullanılan dolgu topuk ayakkabılar bu sezon da trend olmaya devam edi- 44 l İSMMMO YAŞAM

45 yor. Topuklu ya da topuksuz pek çok tasarımda bilekten bağlı modeller dikkat çekiyor. Bu sezon çiçek desenli keten kumaşlar ve hasır tabanlar popüler. İri çiçekli desenler dışında, küçük kır çiçeklerinden esinlenilen ayakkabılar da elbise ve eteklerin altında estetik ve romantik bir görünüm yaratıyor. Üzeri boncuklu veya payet işlemeli modeller, transparan modeller kadar jean kumaşından yapılan ayakkabılar da yazlık giysilerle kombin yapmak isteyenlere zengin fırsatlar sunuyor. DAHA ŞIK VE SÜSLÜ Yaz mevsiminin vazgeçilmezi olan sandaletler bu sezon daha şık ve daha süslü... Zımba, toka ve etnik desenlerle süslenmiş sandaletler sezonun en fazla tercih edilecek modellerinden olmaya aday. Bu yaz sandalet tipi bantlı terliklere de çok popüler. Özellikle altın, gümüş ve bakır tonlarını daha çok görecekseniz. Firmaların bu sezon vitrinlerine taşıdığı tasarımları ise şöyle: Natürel renkler her zamanki gibi vazgeçilmez seçenekler sunsa da Nine West te bu sezon parlak ve canlı renkler, metalik pırıltılar, karışık desenli baskılar da natürel koleksiyon kadar ilgi çekiyor. Yaz sezonunun olmazsa olmazları yüksek topuklu sandaletler, bantlı modeller, açık burunlar ve babetler koleksiyonda dikkat çekiyor. Mango koleksiyonunda bu sezon dolgu ayakkabı modelleri, topuklu sandalet modelleri, stilettolar, günlük sandaletler yer alıyor. Koleksiyonda siyah, bej, kırmızı, mavi, yeşil ve sarı gibi renkler öne çıkıyor. Sade ve modern çizgisini her bir tasarımda sunan Reef, yazın enerjisini parmak arası terlik koleksiyonuyla sahillere taşıyor. Koleksiyonda egzotik yaz renkleri buluşuyor. Polaris koleksiyonunda siyah, beyaz, mercan, yeşil gibi tonlarla renklenen kelebek ve çiçek detaylı parmak arası terlikler öne çıkıyor. Topuklu veya topuksuz olarak püsküllü sandaletleri bu yaz sıkça görüyoruz. Sezonun trendlerinden olan püsküller Gucci koleksiyonunda dikkat çekiyor. Twigy'de dolgu topuklu sandalet modelleri öne çıkıyor. Stella McCartney, sandalet koleksiyonunda altın, gümüş ve krokodil detaylı modeller yer alıyor. Sandaletlerde metalik detaylar dikkat çekiyor. Dünyaca ünlü markalar olan Ancient Greek Sandals, Giuseppe Zanotti ve Paul Andrew'in sandaletlerinin satışa sunulduğu Beymen'de birbirinden şık ve zarif tasarımlar bulunuyor. Rahatlığın ön planda olduğu, Antik Yunan esintilerini günümüze taşıyan gladyatör sandalet modellerine yer veren Ancient Greek Sandals, farklı renklerde derilerle rafine ve sade bir şıklık sunuyor. Altın, taş ve deri birlikteliğinden doğan Giuseppe Zanotti'nin sandalet tasarımlarında, yaz davetleri için zengin alternatifler bulunuyor. Sıra dışı tasarımlara imza atan Paul Andrew ise transparan kumaşlar, ışıltılı taşlar ve tüy detaylarıyla oluşturduğu sandalet koleksiyonuyla, fark edilmeyi sevenler için çekici tasarımlar ortaya koyuyor. M O D A İSMMMO YAŞAM l 45

46 Salonda gökyüzünün özgürlük haykıran genişliği, yatak odasında çağlayan şelalenin ferahlığı ve huzuru, mutfağa gülümseyen yıldızlar, banyoda rahatlatan bir aydınlatma Bütün bu güzellikleri dekoratif tavan panelleri ile evlerde yaratmak mümkün Evinizin ufku genişlesin E V İ M E V İ M F E R İ D E A Y Evin havasını en etkili biçimde değiştiren, deyim yerindeyse evde yepyeni bir dünya yaratan tavan panelleri geniş bir hayal dünyası sunuyor. Akustik, aydınlatmada seçenekler, asma özellikleri ile geniş bir yelpazede alternatiflerinin sunulduğu tavan dünyası, adeta evlerdeki ortamı da yeniden şekillendiriyor. 3D duvar ve tavan resimlerinin de artık kullanılabildiği modellerde, bir şelalenin ortasına uzanan yatakta uyanmak da salonda ya da mutfakta yıldızların altında yemek yemek de,mümkün 3 boyutlu olması nedeniyle tercih edilen ortamı eve, insanın ruhunu da o ortama taşıyan tasarımlar bu yıl daha da iddialı Evde her detaya özen gösterenlerin imdadına yetişen tavan dekorasyon örnekleri, teknoloji ile birleştiğinde hem fonksiyonel hem de daha da göz alıcı hale geliyor. Özellikle aydınlatmada tavanın önemi çok büyüktür En fazla zaman geçirilen ve ziyaret edilen bölüm olan salonda aydınlatma dekorasyonun gizli kahramanı gibidir. Burası için seçilen tavan tasarımı, alçıpan asma özellikleriyle oldukça geniş alternatifler sunuyor. Görünüm açısından etkileyici olan modeller, en uygun bütçe ile radikal değişiklikler vaat ediyor. L MUTFAK İÇİN L mutfak, son yıllarda özellikle yeni binalarda oldukça yaygın kullanıldı. Tavan sistemi düşünülen mutfak eğer Amerikan modelse, oturma odası ile farklı bir ambiyans yaratmak için asma tavan kullanılabilir. Ancak tavan yüksekliği az olan mutfaklar için bu seçenek pek tavsiye edilmiyor. Tavan yüksekliği iyi sayılabilecek ölçülerde olan evlerde, ortama güzellik katan ve mekanı kullanıma uygun olarak bölmüş hissi yaratan asma tavan, yüksek olmayan mekanları ise olduğundan da dar gösterebilir. Tavan tasarımları, yatak odalarında da oldukça farklı havalar yaratan modellerle iddialı. Yatak odalarında gözü hiç rahatsız et- 46 l İSMMMO YAŞAM

47 meyecek bir ışık yansıması içeren modellerde aydınlatma, dekorasyonu tamamlayan unsurların başında geliyor. ASMA TAVAN VE GİZLİ IŞIKLANDIRMA Geometrik ve yuvarlak hatların hakim olduğu, asma tavanlar, iki-üç parçadan oluşabileceği gibi tek ve büyük bir göbekten de oluşabilir. Ufak boşlukların bırakıldığı ve LED aydınlatmanın öne çıktığı tasarımlarda gizli ışıklandırma seçeneği de bulunuyor. Genellikle duvarların bir kısmı ile aynı renkte boyanarak farklı bir dekorasyon seçeneği yaratılan tavan modellerinde dikkat edilecek husus, uzman bir ekip desteği ile tasarlanıp uygulanması. Esasen klasik ve uygulanmaya hazır modellerde seçenek bol, her zevke hitap eden tasarımlar var. Ancak evin tavan yüksekliğine, uygulanmak istenen odanın genişliği ve şekline göre arzu edilen tasarımlar da yaşama geçiriliyor. Hayalleri yaşama geçirmekte ustalık kazanan ekipler, önerilerin yaşama geçirilmesinde ideal uygulamayı bulmakta zorlanmıyorlar. ÖNCE BİLGİSAYAR ORTAMINDA GÖRÜN Modern ev dekorasyonunda tavan en önemli unsurlardan biri Ev dekorasyonunun sabır isteyen, zorlu bir süreç olduğunu düşünürsek tavan konusunda acele etmemek gerektiği kesin. Evin her köşesinin güzel görünmesi istenebilir, ancak tavana ayrı bir özen göstermek ve yorucu da olsa pek çok alternatifi değerlendirerek karar vermekte büyük yarar var. Germe, asma tavan dekorasyonlarının uzun yıllar kullanılacağı hesaba katılmalı. Tavan seçimi, aydınlatmada da büyük rol oynayacağından özellikle salonda eşyalar ile uyumu da gözetilmeli. Salon tavan modellerinde bu doğrultuda seçici davranmak istenen sonucun elde edilmesini kolaylaştırabilir. Alçıpan tavan modelleri LED aydınlatma ile iyi bir dekorasyon seçeneği. Germe tavanlar da çok ilgi görüyor. Bu seçenekleri değerlendirirken mümkünse uygulanmış seçenekleri görmek de büyük fayda var. Bazı şirketler, bilgisayar ortamında canlandırma da yapabiliyor. Böylece uygulanmak istenen mekanın nasıl görüneceği konusunda somut fikir alınabiliyor. E V İ M E V İ M İSMMMO YAŞAM l 47

48 G E Z İ - D Ü N Y A Muhteşem koylar, palmiye ağaçlarıyla süslü beyaz kumsallar, pırıl pırıl deniz, konuksever insanlar, lezzetli deniz ürünleri Bunlar için Tayland ın ünlü adası Phuket e gitmeniz gerekiyor. Asya nın incisi Phuket, doğa, deniz ve macera sevenler için inanılmaz seçenekler sunuyor Tropik bir cennet: Phuket Adası A Y Ş E G Ü L E M İ R Güneydoğu Asya ülkesi Tayland ın dünyaca ünlü turizm adası, Phuket Deniz, güneş ve kum tatili yanında renkli Uzakdoğu kültürüyle dünyanın olağanüstü cennet köşelerinden biri Muhteşem koylar, palmiye ağaçlarıyla süslü beyaz kumsallar, pırıl pırıl deniz, konuksever insanlar, lezzetli deniz ürünleri Uçağımız Phuket Uluslararası Havalimanı na inerken, egzotik adayı görmek için sabırsızlanıyorum. Havaalanında karşılaştığımız insan kalabalığı adanın ne kadar popüler olduğunun adeta bir kanıtı. Dışarıda ise insan kalabalığının boyutu ar- 48 l İSMMMO YAŞAM

49 tıyor. İlk defa gördüğüm Tuk Tuk denen üç tekerli kamyonetler adeta her yeri istila etmiş. Bir arı kovanına girmiş gibiyim. Devamlı bir şeyler satmaya çalışan yerli halk da çabası. Ve her tarafı saran ağır bir koku. İlk tespitim bu ağır kokunun açıkta satılan yemeklerden geldiği konusunda. Güç bela yolumuzu bulup otelimize varıyoruz. Otelimiz merkezi bir yerde. Şehrin eğlence hayatının aktığı Patong denilen bölgede. Odadan gördüğüm dağ manzarası yol yorgunluğunu kısa sürede unutturmaya yetiyor. Ama aniden başlayan gök gürültüsü ve yağmurla neye uğradığımızı şaşırıyoruz. 15 dakika boyunca iyice bir yağmur yağıp bütün çevreyi temizliyor. Rehberin uyarısıyla tropik iklimde olduğumuzu hatırlıyorum. Çok sıcak bir günde bile her an yağmur yağabilir. Kısa bir süre sonra ise her şey hiçbir şey olmamış gibi normale dönüyor. Seyahat boyunca bunu sık sık yaşayacağız sanırım. ŞAŞIRTICI GÜZELLİKLER Hava kararmaya duruyor. Eğlence merkezi Patong da barları keşfetmeden olmaz. Meşhur barları Go- Go lar birbiri ardına sıralanmış. Bir hayli kalabalık ve çılgın eğlencelerin yaşandığı mekanlar. Dansçı kızlar büyüleyici ama kadın olarak da çok da bu konseptten hoşlanmıyorum. Sanırım daha çok erkeklere hitap ediyor. Ertesi günkü deniz ve doğa programı için enerji toplamak üzere erkenden otele dönüş yapıyorum. Adada yapılacak şeylerin başında denize girmek ve egzotik turlara katılmak geliyor. Turu bir ertesi güne bırakırken kumsalda güneşlenmek için bütün günümü vermeye razıyım. Patong çok şehir merkezi ve gürültülü, en kalabalık plajlardan birine sahip. O nedenle turdaki tercihe uyarak Kamala Beach, Kata Beach ya da Surin Beach i tercih etmek gerekiyor. Biz Kata Beach teyiz. Enfes bir kumsal, ilginç bir doğa ve şahane bir güneş. Bembeyaz bir kumsal, yakıcı güneş ve huzurlu bir deniz. Bütün gün ıstakoz gibi yatabilirim. Andaman Denizi nde yer alan kayalıklar, uzun ve geniş kumsallar, uçurumlar, tepeler, lagünler ve her çeşit tropik bitki örtüsüyle hayal gücüm genişliyor. Tam bir tropik adadayım. Nefes kesici bir görsel şölen. Doğa ananın sunduğu efsane bir tablo. Kata Plajı ile Phromthep arasındaki güney kıyısı gezintisinde gördüğüm manzaraları ömrüm boyunca unutmam mümkün değil. Her dinlenme yerinde durarak olağanüstü manzarayı beynime nak- G E Z İ - D Ü N Y A İSMMMO YAŞAM l 49

50 G E Z İ - D Ü N Y A 50 l İSMMMO YAŞAM

51 NE ZAMAN GİTMELİ? Tayland ın Phuket Adası na yılın her döneminde gidilebiliyor. Ancak en kalabalık olduğu zaman ekim sonu ile nisan arası. Bu dönemde gideceklerin mutlaka yer ayırtması gerekiyor. Bu dönemde plaj, hava dalış ve yelken için de çok ideal. Eğer Phuket i yılın farklı zamanlarında ziyaret etmek isterseniz daha uygun konaklama ve hizmet fiyatlarından yararlanırsınız. Temmuz dan Ekim e kadar süren muson yağmurları dönemi boyunca, bol seçenekli açık hava faaliyetlerinden de faydalanmak mümkün. şediyorum. Her şey o kadar büyüleyici ki... Manzara ve deniz keyfinin ardından günümüzü Phromthep Burnu nda günbatımı izleyerek sonlandırıyoruz. Deniz ürünleri ağırlıklı akşam yemeğimiz de günün mükafatı oluyor. Deniz ürünü sevdiğim için yemekler konusunda sıkıntı çekmiyorum. Yerel Thai mutfağıyla beraber dünyanın ünlü mutfaklarından seçenekler var. Ama dışarıda yerken çok dikkatli olmak gerekiyor sanırım. Çünkü ülkede ciddi bir hijyen sorunu var. HER ÇEŞİT TUR VAR Tayland daki üçüncü günümüzde ise bu adaya gelen herkesin yapması önerilen Phi Phi adası turuna katılıyoruz. Zaten ada adeta bir tur cenneti, aklınıza gelebilecek her konuda tur var. Fil safarisi, kauçuk toplama, çeşitli doğa sporları, fil şovu, yılan şovu Phi Phi Adaları, bembeyaz plajları, turkuaz deniziyle şahane. Leonardo Di Caprio nun başrolünde oynadığı The Beach filmiyle çok ünlendi. Yerleşimin olduğu ana ada Koh Phi Phi Don. Phi Phi Leh ise günlük tekne turlarıyla görülebiliyor deki tsunamide çok zarar görmüş. Koh Phi Phi Don da yüzme, bisiklet, kano, kaya tırmanışı, dalış gibi aktivitelere de katılmak mümkün. Yine harika bir deniz ve kumsala sahip olan Khai Island, vahşi maymunların olduğu Monkey Beach, James Bond Adası, Maya Beach ve daha niceleri. Maceracı ruhlu gezginler için çok şey vaat eden bir bölge. Doğaya ve zengin ekolojiye doyuyoruz resmen. Adada başlıca görülebilecek yerler ise büyük Buda heykeli, Kata manzara noktası, Nai Harn manzara noktası, Chalong Tapınağı, Phuket akvaryumu, Koh Si Re Adası, Kelebek Bahçesi, Kaho Phra Milli Parkı KIRAN KIRANA PAZARLIK Katıldığımız turlarda pek çok hediyelik eşya alsak da kendimizi Patong daki alışveriş merkezine saklıyoruz. Onlarca hediyelik eşya dükkanı olan merkezde ülkenin her yerinde olduğu gibi kıran kırana pazarlıklar yaparak bir şeyler alabiliyoruz. Yerel kıyafetler, renkli mücevherler, seramik ürünler, deniz kabukları ve işlenmiş inci ülkede alınabilecek eşyalardan. Ağır pazarlık kültürünün olduğu Tayland ve adalarında alışveriş yapmak bir yerden bir yere gitmek resmen eziyet gibi. Pazarlık da yapmazsanız kazıklanma olasılığınızın çok yüksek olduğunu belirtelim. Ülkede turlardan tutun bakkala markete, Tuk Tuk lara kadar her konuda pazarlık etmeniz şart. Yoksa maliyetinin üç katını ödemek zorunda kalıyorsunuz. Son günümüze bir de meşhur Thai masajını sığdırıyoruz. Sokaklar masajcı dolu, yüz, boyun, sırt, ayak masajı hepsini yapıyorlar. Ama daha klas bir yerde masajımızı yaptırarak seyehatin yorgunluğunu atmış bir şekilde dönüş için valiz toplama işine koyuluyoruz. Dört günlük rüya gibi bir tatilin sonuna yaklaşıyoruz. MUTFAĞI ÇOK ZENGİN Türkiye deki algının aksine Tayland mutfağı çok zengin. Dünyanın en beğenilen mutfakları arasında bulunuyor. Köpek ve böcek yedikleri yönündeki bilgiler yanlış. Ülke mutfağında baharatlar çok yaygın kullanılıyor. Diğer Asya mutfaklarında olduğu gibi Taylandlı şefler de yemeklerde denge, detay ve çeşitliliğe çok önem veriyor. Tayland yemeklerinde, her bir yemekte ya da tüm sofrada, ekşi, tatlı, tuzlu ve acı olmak üzere dört ana lezzetin dengesi gözetiliyor. Hindistan usulü köriler ve Çin usulü soteleme teknikleri var. Tavuk, sebze, et ve deniz mahsullerinden yemekler yapılıyor. Her damak zevkine uygun bir yemek bulunuyor. G E Z İ - D Ü N Y A İSMMMO YAŞAM l 51

52 Anadolu nun kalbindeki modern şehir Eskişehir, tarihten gelen değerlerini modern bir şehir kültürüne taşımış. 50 bin öğrenci nüfusuyla dinamik bir görünüme sahip Eskişehir, gezip görmek isteyenlere eski ve yeni adına çok seçenek sunuyor. G E Z İ - T Ü R K İ Y E G Ü L Ş E N K A N D E M İ R Arkadaşlarımdan biri evlendikten sonra eşi ile birlikte Eskişehir e yerleşmeye karar verdi. Israrlı davetine rağmen bir türlü bu güzel şehre gitmek kısmet olmamıştı. Sonunda nisan ayının son haftasında bir cuma akşamı iş çıkışı Eskişehir in yolunu tuttuk. İstanbul trafiğinde köprüyü geçmemiz bir saat aldı ama bunun keyfimizi kaçırmasına izin vermedik. Sapanca da geç bir akşam yemeği yedikten sonra Bilecik, Bozüyük üzerinden 5 saatte Eskişehir merkezdeki arkadaşımın evine vardık. Eskişehir in en eski alışveriş merkezlerinden biri olan Espark AVM ye yürüyüş mesafesinde olan evi, gece yarısı yaklaşırken bulduk. Vakit uzun uzun hasret gidermek için geç olduğundan hemen kendimizi yatağa attık. Ertesi gün kahvaltımızı yapıp, iki gün Eskişehir in altını üstüne getirmek için kısa bir plan yapıp yola düştük. İlk durağımız, Eskişehir in gerçekten eski halini gösteren Odunpazarı Mahallesi... LÜLETAŞI PİPOLAR Birçok butik otelin bulunduğu bölgede, Kurşunlu Camii ve Külliyesi nin yakınına aracımızı park ettik. Önce, Osmanlı vezirlerinden Çoban Mustafa Paşa tarafından yılları arasında yaptırılan bu külliyenin içindeki Lüle Taşı Müzesi ni geziyoruz. Eskişehir e has ve çok kolay işlenen bu taştan yerli ve yabancı sanatçıların yaptığı şaheserler, özellikle de pipolar bizi çok şaşırtıyor. Zaten lületaşı dünyada daha çok pipo yapımında kullanılıyormuş çünkü nikotini iyi emiyormuş. Külliye nin içinde birçok oda var. Burada belediye çeşitli el sanatları kursları düzenliyormuş. Açık olan birinde kadınların yaptığı el işi hediyeliklere göz atıp, hediyelik lüle taşlarının satıldığı bölümden kendime bir kolye aldım. Külliye deki Mevlevihane de şansımıza bir tasavvuf müziği gösterisine rast geliyoruz. Daha sonra ise Külliye nin giriş kapısına yakın olan Cam Atölyesi ne yürüdük. Camı her haliyle seven ben burada yapılan hediyelik eşyalara hayran aldım. Bugünün anısına buradan da bir cam yüzük almayı ihmal etmedim. Sıcak cam üfleme atölyesinin solunda bulunan Çağdaş Cam Sanatları Müzesi ni de keyifle gezdik yılında açılan, 60 a yakın yerli ve yabancı sanatçısının eserlerinin bulunduğu müzeye giriş ücretsiz. Çİ BÖREK SEANSI Külliye ve çevresindeki geçimizden sonra oldukça acıktığımızı fark ediyoruz. Eskişehir e gelip de çi börek yememek olmaz. Odunpazarı nda açılan el işi sergilerinin arasından geçerek börekçiye gidiyoruz. Biz çiğ börek diye biliyoruz ama doğrusunun çi börek olduğunu öğreniyoruz. Çi börek,tatarca çok lezzetli anlamına geliyor. Kızgın yağda yapılan bu börekleri sıcak sıcak mideye indiriyoruz. Sıcak çayla da çi börek çok iyi gidiyor doğrusu 52 l İSMMMO YAŞAM

53 Odunpazarı nda görmek istediğim yerlerden biri de Balmumu Müzesi ydi. Bu müzeye girmek biraz sabır istiyor. Yaklaşık bir saat kuyruk bekleyerek müzeye giriyoruz ama beklediğimize değiyor. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen in elinden çıkmış şaheserleri görme olanağımız var. Atatürk dahil 160 tarihi şahsiyetin balmumu heykelleri var bu müzede. Hepsi de canlı gibi Onlarla bol bol fotoğraf çektiriyoruz ve Eline sağlık Yılmaz Hoca diyoruz. GENÇLERİN ADASI Eskişehir in simgelerinden olan Porsuk Çayı şehri boylu boyunca ikiye bölüyor. Porsuk u en güzel yaşayabileceğiniz bölge ise; Adalar Bu bölgede su boyu üzerinde ve bu bölgedeki ara sokaklarda onlarca kafe, restoran ve bar bulunuyor. Şehirdeki öğrenci nüfusunun yoğunluğunu burada gözlemlemek mümkün. Anadolu da şehircilikle ön plana çıkan illerden biri olan Eskişehir adeta bir öğrenci kenti. Anadolu Üniversitesi nin bulunduğu bu şehirde 50 bin üniversite öğrencisinin bulunduğu biliniyor. Gençlerin enerjisi adeta şehre sinmiş. Her yer cıvıl cıvıl. HAMAMYOLU NDAKİ HAMAMLAR Eskişehir modern bir şehir görünümünde ama bu şehrin kadim bir de tarihi var. Porsuk ve Sakarya nehirlerin beslediği bir verimli topraklara sahip olan bu şehir M.Ö yılları arasında Hitit Medeniyeti ne ev sahipliği yapmış. Ardından Frig lerin hüküm sürdüğü topraklar en parlak dönemini Roma ve Bizans döneminde yaşamış. Eskişehir, 1176 yılında Selçuklular ın hakimiyeti altına girmiş. 19. yüzyılda Kırım, Balkan ve Kafkaslardan yoğun göç alan bu şehrin kültürü göçmenlerin kültüründen de etkilenip adeta bir mozaik oluşturmuş. Eskişehir Merkez de yerli halkın en çok gezdiği Sıcak Sular Bölgesi ve Hamamyolu Caddesi ne de uğruyoruz. Tarih boyunca birçok uygarlı- G E Z İ - T Ü R K İ Y E İSMMMO YAŞAM l 53

54 ESKİŞEHİR E ÖZGÜ LEZZETLER! Eskişehir e gelip çi börek yememek olmaz. Bu şehrin güzel bir köftesi de var. Balaban Köfte Minik minik kesilen pide parçalarının üzerine et suyu, yoğurt, sos ve tereyağın eklenmesinin ardından, ızgarada pişirilen balaban köfteler konuluyor. Porsiyonlarından dolayı Tatarca da çok anlamına gelen Balaban Köfte deniliyor. Bu leziz köfteleri Büyükşehir Belediyesi nin arkasında, esnaf lokantası tarzında olan ünlü Abdülselam Köftecisi nde ya da Sazova Park dönüşünde yol üstünde bulunan İstasyon Köfte Evi nde yiyebilirsiniz. Eskişehir e özgü met helvasını da hem burada yiyip, hem de dönüşte hediye alabilirsiniz. Sıkıştırılmış pişmaniyeyi andıran bu helvanın sade, kakaolu ve fıstıklı gibi çeşitleri var. G E Z İ - T Ü R K İ Y E ğın yerleşiminde büyük etken olan termal sular, Eskişehir in de önemli değerlerinden biri. Frigler zamanında Şifalı Frigya olarak kabul edilen bölge, Roma ve Bizans Dönemi nde hak ettiği değeri bulmuş. Sıcak sular bölgesinde halen 15 hamam hizmet veriyor. Halk bu hamamları halen kullanıyor. DEVRİM İN HAZİN SONU Cumartesi günü şehirde son olarak devrim arabası nı göreceğiz. Türkiye nin ilk vagon fabrikası olan Tülomaş 1894 te Eskişehir de yapılmış. Şehrin gelişiminde önemli bir kilometre taşlarından biri olan Tülomsaş ın bahçesinde mahsun bir şekilde duran bir otomobil var. Camekan içine alınmış bu otomobil hazin bir hikaye barındırıyor. İsteyenler bu hikayeyi, arabanın yanında bulunan elektronik bilgilendirme panosuna tıklayarak okuyabiliyor ya da videosunu izleyebiliyor. Türkiye nin ilk yerli otomobili olan Devrim 1961 de Türk mühendisleri tarafından 4.5 ayda geceli gündüzlü çalışılarak üretilmiş. İmkansızı başaran mühendislerimiz iki devrim otomobilini alıp 29 Ekim 1961 de Türkiye Büyük Millet Meclisi nin önüne götürüp Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel e sormuşlar. Zaten hikayenin trajedisi de burada başlamış. Otomobile benzin koyulması unutulmuş. Tören başladığında Cemal Gürsel arabaya binmiş ama bir süre sonra araba durmuş. Gerçi benzin olmadığı fark edilmiş ama bu projenin rafa kalkmasını engelleyememiş. KENTPARK TA HAFTASONU Eskişehir deki ilk günümüz oldukça yoğun geçiyor ve yoruluyoruz. Karanlık bastırmadan kendimizi eve atıyor ve akşam yemeği hazırlama telaşına düşüyoruz. Güne erken bir kahvaltı ile başlayacağız ama kahvaltımızı yapmak için Kentpark ı seçiyoruz. Buradaki yapay göletin etrafında kahvaltı yaparak güne başlıyoruz. Zaten Eskişehir halkı burayı spor yapmak ve hava almak için kullanıyor. 300 dönümlük park, özellikle yazın çok popüler. Türkiye nin ilk yapay plajı da burada bulunuyor. Plaj biz gittiğimizde açılmamıştı ama arkadaşım yazın gençlerin burada çok eğlenceli saatler geçirdiklerini anlatıyor. SAZOVA DA MASAL DÜNYASI Kentpark tan ayrılıp soluğu Sazova Kültür ve Sanat Parkı nda alıyoruz. Bu muhteşem park Odunpazarı na araba ile 15 dakika uzaklıkta, Kütahya yolu üzerinde bulunuyor. Toplam 400 dönümlük bu parkta bir gölet, gerçeğine çok benzeyen bir korsan gemisi, masal şatosu, bilim merkezi, uzay evi, amfi tiyatro, gezi alanları ve restoranlar bulunuyor. Burada insanın çocuk olası geliyor. İlk bakışta Disneyland ın şatosunu andıran masal şatosu, küçük büyük herkesin çok ilgisini çekiyor. Henüz şatonun içi gezilemese de etrafında gezinip resim çektiriyoruz. Parkta özellikle çocukların en fazla ilgi gösterdiği bir diğer bölüm, korsan gemisi. Atlas Okyanusu nu aşan May Flower gemisinin bir kopyası olan gemide bulunmak bizi çok eğlendiriyor. Sazova da geçirdiğimiz saatlerden sonra öğlen yemeği zamanını aştığımızı ha- 54 l İSMMMO YAŞAM

55 İNSANİ GELİŞMİŞLİK AÇISINDAN ÜÇÜNCÜ İLİZ Eskişehir de meslek mensupları Eskişehir Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası çatısı altında toplanmış durumda. Oda ya kayıtlı 794 üyenin, 420 si bağımsız, 374 i ise bağımlı olarak çalışma hayatını sürdürüyor. Eskişehir SMMM Odası nın başkanlığını 20 yıldır İlker Özokçu yapıyor. 32 yıllık meslek mensubu olan Özokçu, yasaların çok sık değişmesinin meslek mensuplarının iş yükünü her geçen gün daha da artırdığını söylüyor. Özokçu nun verdiği bilgiye göre, Eskişehir in demir ve karayollarının kesişim noktasında olması, ildeki ticaret ve sanayinin gelişmesine katkı sağlamış. Zengin maden yatakları bulunan ilin ekonomik büyüklüğünün yüzde 60 ını ticaret ve hizmetler, yüzde 30 nu sanayi, yüzde 10 nu ise tarım oluşturuyor. Türkiye nin en geniş OSB sinin bulunduğu il, Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde ve Devlet Planlama Teşkilatı nın yayınlarında endüstri, sosyal ve ekonomik hayat ölçütü ile 81 il içinde 7 inci sırada yer alıyor. CNBC-E İşletme Raporu na göre ise Eskişehir insani gelişmişlik açısından Türkiye nin 3 üncü şehri olarak belirlenmiş. Eskişehir SMMM Odası Başkanı İlker Özokçu ya İliniz turizmden hak ettiği payı alabiliyor mu? diye soruyoruz. Üniversite öğrencileri açısından yaşanabilir kentlerden olan Eskişehir in turizmde son 10 yılda atak yaptığını belirten Özokçu, Turizm gelirlerimiz sürekli yükselen bir trend izliyor. Turizmden hak ettiğimiz payı şehir turizm yatırımları, özellikle de termal yatırımlar tamamlandıktan sonra alacağımızı düşünüyorum diyor. tırlıyoruz. Dönüş yolu üzerindeki İstasyon Köfte Evi ne uğrayıp Eskişehir e özgü Balaban Köfte yiyoruz. SEYİT BATTAL GAZİ Eskişehir de görmek istediğimiz bir yer daha var. O da Seyit Battal Gazi Külliyesi Seyitgazi ilçesindeki bu külliyenin olduğu bölgeye bir saatlik yolculuktan sonra ulaşıyoruz. Halen restorasyon çalışmalarının devam ettiği külliye Anadolu nun Bizans hakimiyetinde bulunduğu yıllarda büyük kahramanlıklar gösteren Seyit Battal Gazi ye ithafen yapılmış. Seyit Battal Gazi, 720 yılında şehit düşmüş. Külliye yılları arasında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat ın annesi Ümmühan Hatun tarafından yaptırılmış. Bizans, Selçuklu ve Osmanlı izleri taşıyan bu Anadolu mirasında Kadın Ana da denilen Ümmühan Hatun un da türbesi bulunuyor. Külliye deki görevli ile uzun uzun sohbet edip, bize ikram edilen çaylarını keyifle içiyoruz. Dönüşte ise hatıra havlulardan alıp külliyeye bağışta bulunuyoruz. Külliye nin biraz dışındaki alanda insanlar piknik yapıyor. Belirli zamanlarda kurbanlarını kesip burada yemekler de veriyorlarmış. Külliye nin kendi başına terk edilmemiş bir tarihi miras olduğuna seviniyor ve Seyit Battal Gazi ye veda edip İstanbul a doğru yola çıkıyoruz. G E Z İ - T Ü R K İ Y E İSMMMO YAŞAM l 55

56 Turkcell Yıldızlı Geceler başlıyor K Ü L T Ü R - S A N A T Paris ten bir misafirimiz var İstanbul Fransız Kültür Merkezi, 2 Nisan - 31 Ağustos 2014 tarihleri arasında, 1978 yılından bu yana Paris te çalışmalarını sürdüren sanatçı Selçuk Demirel in yılları arasında basında yer alan çizimlerinden yapılmış bir seçkiyi İnsanoğlu Kuş Misali başlığı altında sergiliyor. Bu retrospektif sergi izleyicileri sanatçının son kırk yılda dünya gündemine ilişkin özgün bakışını keşfetmeye davet ediyor. Sergi 31 Ağustos a kadar Taksim İstiklal Caddesi ndeki Fransız Kültür Merkezi nde gezilebilir. Portishead ilk kez İstanbul'da! Bristol un dünya müziğine kazandırdığı efsanevi İngiliz grup Portishead, ilk kez Türkiye de konser vermeye hazırlanıyor. Ünlü grup, 20 Ağustos Çarşamba günü İstanbul da eşsiz bir performans sergileyecek yılında Geoff Barrow ve Beth Gibbons tarafından kurulan Portishead, 23 yıllık kariyerlerine birbirinden özel üç başyapıt sığdırdı. İsmini, Barrow un doğduğu şehirden alan grup, 1994 yılında Dummy, 1997 yılında grupla aynı ismi taşıyan Portishead ve 2008 yılında Third isimli albümlerini piyasaya sürdü. Müzik akımı başlatan ender gruplardan biri olan Portishead, 20 Ağustos ta GNL organizasyonuyla KüçükÇiftlik Park ta gerçekleştirilecek Midtown Fest sahnesinde olacak. İngiltere den Savages ve Thought Forms un yanı sıra Türkiye den The Ringo Jets, The Away Days ve Telepotik grupları, KüçükÇiftlik Park sahnesini Portishead ile paylaşacak. Türkiye'nin lider iletişim ve teknoloji şirketi Turkcell, ağustos ayında İstanbul'u yıldız yağmuruna tutacak. Türkiye'nin en uzun süreli konser serisi olan Turkcell Yıldızlı Geceler, Turkcell in 20. kuruluş yıldönümü olan bu yıl olağanüstü bir atmosfer ve heyecanla gerçekleşecek. Yalnızca İstanbul'un değil, Türkiye'nin de en ünlü ve prestijli sahnesi olan Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu, Turkcell'in 20. yılı şerefine birbirinden ünlü yerli ve yabancı sanatçılarla dolup taşarken ilk kez özel sahne gösterilerine de ev sahipliği yapacak. Turkcell Yıldızlı Geceler konserleri 1 Ağustos ta Ajda Pekkan konseri ile başlayacak. Konserler 31 Ağustos ta 2Cellos diye bilinen genç Hırvat müzisyenler Luka Sulic ve Stjepan Hauser un çelloyla yaptıkları müzik ziyafetiyle sona erecek. YILDIZLI GeceLer in takvimi Ajda Pekkan Emma Shapplin Sertap Erener Aşka Dair Şarkılar Serdar Ortaç Birsen Sezer-Bülent Ortaçgil MFÖ-Senfonik Konser Iyeoka Karadeniz Gecesi Şevval Sam-Kurtalan Ekspress Mustafa Ceceli Sibel Can Erol Evgin Ferhat Göçer Yavuz Bingöl-Öykü Gürman-Serkan Çağrı Söz Müzik Ali Kocatepe Kenan Doğulu Funda Arar Hande Yener Volkan Konak Nükhet Duru-Timur Selçuk Yasmin Levy George Dallaras Şebnem Ferah 2Cellos 1 Ağustos 2 Ağustos 3 Ağustos 4 Ağustos 5 Ağustos 7 Ağustos 8 Ağustos 9 Ağustos 11 Ağustos 12 Ağustos 13 Ağustos 14 Ağustos 15 Ağustos 16 Ağustos 18 Ağustos 20 Ağustos 22 Ağustos 23 Ağustos 25 Ağustos 26 Ağustos 27 Ağustos 28 Ağustos 29 Ağustos 30 Ağustos 31 Ağustos 56 l İSMMMO YAŞAM

57 Çocuklara özel bir cumhuriyet Dünyanın 1 numaralı çocuk cumhuriyeti KidZania artık İstanbul da KidZania, dünyanın önde gelen, eğlendirirken bilgilendiren deneyimsel bir tema parkı. Sektörünün dünyada en hızlı büyüyen ve sayısız ödül almış tek çocuk markası olan keşif ve eğlence cumhuriyeti KidZania, 4-14 yaş arası çocuklara, iç mekanda kendilerine göre ölçeklendirilmiş tematik parkta farklı roller üstlenerek oynamalarına olanak veren güvenli, benzersiz ve gerçekçi bir çocuk dünyası! KidZania, itfaiyesi, bankası, hastanesi, süpermarketi, stadyumu ve arkeoloji müzesiyle çocuklar için özel bir dünya sunuyor. Çocuklar 60 tan fazla aktivite alanında, kendi becerilerine ve ilgi alanlarına yanıt verecek farklı düzeylerde 90 dan fazla rol üstlenme imkanına sahip oluyor. İstediği mesleği seçen çocuklar, bu konuda bilgilendiriliyor ve gerçek bir üniforma giyip işbaşı yapıyor. Pilotlar uçak kullanıyor, gizli ajanlar sır perdelerini aralıyor, arkeologlar kazı yapıyor ve şefler pizzadan dondurmaya kadar leziz yiyecekler hazırlıyor. Yaptıkları iş karşılığında çocuklar KidZania nın resmi para birimi olan KidZos ları kazanabiliyor ve harcayabiliyor. Dünyanın her yerindeki KidZania larda geçerli olan KidZos, ürün ve hizmet satın almak için de kullanılabiliyor. Akasya Acıbadem Yeni Nesil Yaşam Kompleksi nde bulunan KidZania giriş biletleri Biletix de Gezi ve Soma için Ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan, Fransa nın Cannes şehrinde Mayıs ta düzenlenen 67 inci Cannes Film Festivali nde Kış Uykusu filmi ile Altın Palmiye ödülünü Türkiye ye getirdi. Ceylan, Türkiye den en son 1982 yılında Yılmaz Güney in Yol filmi ile kazandığı Altın Palmiye yi Gezi ve Soma şehitlerine adadı. Nuri Bilge Ceylan, ödülünü alırken yaptığı konuşmada "Bu ödülü Türkiye de son bir yıl içinde ölen gençlere ve Soma da hayatını kaybeden madencilere adıyorum" dedi. K Ü L T Ü R - S A N A T İSMMMO YAŞAM l 57

58 Cesur Zebra Orijinal adı: Khumba Tür: Animasyon/Macera Yönetmen: Anthony Silverston Senaryo: Raffaella Delle Donne, Anthony Silverston l Vizyona 3 boyutlu olarak girecek animasyon filmde, sürüsü tarafından reddedilen bir zebranın cesaret dolu ökyüsü anlatılıyor. Khumba, vücudunun sadece ön bölümünde zebra çizgileri olan ve zebra çizgilerine takıntılı bir sürüde doğan talihsiz bir hayvandır. Küçük zebra, kısa süre içerisinde bu haberin duyulmasıyla lanetli olarak addedilir. Sürüdeki diğer zebralara göre, yaşadıkları Great Karoo'da meydana gelen ve tüm canlı yaşamını tehdit altına alan susuzluk Khumba'nın yüzündendir. Zira bu bölgeye çok uzun zamandır yağmur yağmamaktadır. Söylentiler hızla yayılır ve artık sürünün lideri olan öz babası dahi Khumba'nın lanetli olduğuna ve bölgeyi terk etmesi gerektiğine karar verir. Baskılara karşı koyma gücü olmayan Khumba, kaybolan diğer çizgilerini bulmak için cesaret gerektiren bir yolculuğa çıkacaktır. Anormal Aktivite 2 S İ N E M A - D V D l "Korkunç Bir Film"in (Scary Movie) yaratıcıları "korku bir nevi komedidir" şiarıyla çıktıkları yolda Paranormal Activity serisine el atmaya devam ederek filmi artık fazlasıyla aşina olduğumuz bir tarzda 'ti'ye alıyorlar. Ülkemizde de Orijinal adı: A Haunted House 2 Tür: Komedi/Korku Yönetmen: Michael Tiddes Senaryo: Marlon Wayans, Rick Alvarez Oyuncular: Marlon Wayans, Jaime Pressly, Dave Sheridan, Essence Atkins, Affion Crockett vizyona giren Anormal Aktivite filminin devamı niteliğindeki korku parodisi filmin konusu şöyle: Çok sevdiği Kisha yı bir trafik kazasında kaybeden Malcolm, hayatında yeni bir sayfa açarak iki çocuk annesi Megan ile evlenir. Olaylar günlük paranormal düzenine geri döner. Tüm sıra dışı şeyler onların evini ve çocuklarını bulur. Fakat bu sırada canlanarak hayata geri dönen Kisha nın mahalleye taşınması hayatlarını alt üst edecektir! 58 l İSMMMO YAŞAM

59 Keşke Burada Olsam Orijinal adı: Wish I Was Here Tür: Dram/ Komedi Yönetmen: Zach Braff Senaryo: Zach Braff, Adam J. Braff Oyuncular: Ashley Greene, Kate Hudson, Jim Parsons, Zach Braff, Josh Gad, Donald Faison Zach Braff'ın yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerinde Josh Gad, Kate Hudson, Ashley Greene ve Jim Parsons yer alıyor. 30'lu yaşlardaki Aidan Bloom, para kazanabilmek için çabalayan bir aktör ve iki çocuklu bir aile babası olsa da halen daha gerçek kimliğini bulabilmenin peşindedir. Tek ihtiyacı yaşamak için gerçek bir amaca sahip olabilmekken çocuklarının eğitiminden doğan maddi sıkıntı, onu çocuklarını evde eğitmeye kadar götürür. Bu eğitimi çocuklarının gerçek hayatı tanıması ve öğrenmesi için bir yol olarak görse de zaman içerisinde keşfettiği ve tanıdığı şey bizzat kendisi olur. D V D S E P E T İ l Bana Şans Dile İçe kapanık, iletişimsiz, sakar lise öğrencisi Bahadır bir sabah uyandığında dünyayı değiştirmeye karar verir. O sabah okula giderken beline taktığı tabancayla sınıf arkadaşlarını rehin alarak korkulu anlar yaşatacak olan Bahadır, onlardan hayatları boyunca kendilerini en çok yaralayan anılarını anlatmalarını ister. Öğrencilerin anlattıkları hikayelerden yola çıkan Bana Şans Dile aile içi şiddet, sevgisizlik, iletişimsizliği anlatan aksiyon-gerilim türünde bir film. l Kediler ve Köpekler Kediler ve köpekler arasındaki dünya hakimiyeti mücadelesi şimdiye kadar pamuk ipliğine bağlı bir anlaşmayla kontrol altında tutulmuştur. Ancak bu barış dönemi son bulmak üzeredir. Güç delisi bir İran kedisi olan Mr. Tinkles insan ırkının can dostu köpeklere karşı toplu bir kedigiller hareketi başlatmak üzeredir. İnsan ırkını koruyan üstün nitelikli köpek ajanlarının ise başı derttedir. Üst düzey bir yetkilileri görevinden uzaklaştırılmıştır ve onlar çaylak bir yavru köpeği göreve getirmek zorunda bırakılırlar. l Kapıdaki Düşman Nazi'lere karşı kaybedilen bir dizi çatışmadan sonra Sovyetler Birliği çöküşün eşiğine gelmiştir ve Stalingrad'ın kaybedilmesi Avrupa'daki Nazi'ler için nihai zafer olacaktır. Rus ve Nazi askerlerinin dayanması güç mücadelesi devam ederken tüm dünya korku dolu gözlerle Stalingrad savaşının sonucunu beklemektedir. Bu sırada ünü her yana yayılmış Rus keskin nişancısı Vassili Zaitsev düşmanını tek tek sessizce avlamaktadır. Fakat Vassili bu ünü yüzünden Nazi'lerin en iyi keskin nişancısı olan Binbaşı Konig'in hedefi haline gelecektir. S İ N E M A - D V D İSMMMO YAŞAM l 59

60 K İ T A P Kayıp Sicil: Erdoğan ın Çalınan Dosyası l Yazar: Soner Yalçın l Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi l Sayfa sayısı: 412 Ergenekon davası kapsamında 1 yıl 10 ay Silivri Cezaevi nde tutuklu kalan ve 27 Aralık 2012 de tahliye edilen gazeteci Soner Yalçın, Kayıp Sicil, Erdoğan ın çalınan dosyası başlıklı kitabında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın geçmişi ve siyasi hayatı hakkında ayrıntılı bilgileri paylaşıyor. Yalçın, Erdoğan ile ilgili çok önemli ve özel bilgilerin bulunduğu bir defter ve dosyanın evindeki arama sırasında çalındığını söylüyor. Hırsızın kim olduğunu sorgulayan Yalçın, Bize komplo kuranlar, insanların evlerine sözde delil koyanlar, ileride lazım olur diye bazı bilgi ve belgeleri de çalmış olamaz mı? Bal gibi olur. Eminim; o dosyayı ve o defteri çalanlar bize komplo kuranlardı diyor. Aşkın İstilası Yol l Yazar: Metin Hara l Yayınevi: Destek Yayınları l Sayfa sayısı: 407 "Aşkın İstilası" üç kitaptan oluşacak bir seri. "Yol" serinin ilk kitabı. Kitapta, kendi başına yapılabilecek pratik uygulamalardan nefes egzersizlerine, chi enerjisinin kullanımından yetenekleri hayallerinin ötesine taşıyacak ödevlere, gülümsemeyle okunacak sayfalardan hüngür hüngür ağlanacak hikâyelere kadar pekçok dikkat çekici başlık yer alıyor... Yol, bir aşk yolculuğu; kendinde başlayıp yine kendinde biten... Bir çırağın yola düşmesi, bir neyzenin nefesi, bir âşığın kalp atımı, bir çocuğun gülümsemesi, bir tohumun toprağa kavuşması... Bir Nefeste Dünya Mitolojisi l Yazar: Mark Daniels l Yayınevi: Maya Kitap l Sayfa sayısı: 222 "Bir Nefeste Dünya Mitolojisi" mitolojinin şaşırtıcı dünyasında öğretici ve bir o kadar da keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Mitolojinin kültürümüz ve günlük yaşantımız üzerindeki etkisi, sandığımızdan çok daha fazla. Sinema, müzik ve edebiyat eserleri, yüzlerce marka ve pek çok insan, isimlerini dünya mitolojisinden almış. Bütün dünyada çok beğenilen Yüzüklerin Efendisi serisi İskandinav Mitolojisi'nden esinlenirken, kullandığımız burç isimlerinin kökleri, Yunan Mitolojisi'nde takımyıldızlara verilen adlara uzanıyor... EN ÇOK SATANLAR l Kayıp Sicil: Erdoğan'ın Çalınan Dosyası l Aşkın İstilası Yol l Bir Nefeste Dünya Tarihi l Bir Nefeste Dünya Mitolojisi l İsim Şehir Artist l Kırmızı Pazartesi l Kocan Kadar Konuş l Kur'an İle Var Olmak l Mevlana ve Şems'ten Yüreğinizi Isıtan Hikayeler l Rothschild Hanedanlığı ŞİİR GİDİŞİNİ ANLATIYORUM Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için Saçlarını, gözlerini, ellerini Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak Termometrede yükselen çizgi çizgi Kim bilir nerelerde soğuyorsun Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen İnsan insan bakan gözbebeklerin Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder Ne gelirse onlardan gelir bana Çalışma gücü yaşama direnci Mutluluk gibi kazanılması zor Mutluluk gibi yitirilmesi kolay Bir açarsın ki mutluyum Bir kaparsın her şey elimden gitmiş RIFAT ILGAZ l Remzi Kitabevi (Haziran 2014) 60 l İSMMMO YAŞAM

61 Mevlânâ ve Şems ten Yüreğinizi Isıtan Hikâyeler l Hazırlayan: Ender Haluk Derince l Yayınevi: Yakamoz Yayınları l Sayfa sayısı: 408 Sen elini uzattığın ele mi dargınsın, yoksa onu tutmayacak birine uzattığın için kendine mi kızgınsın? diyen Mevlana için aşka ulaşmak bir olmaktır. Bir olmak, yok olmak ve yokluğun varlığının huzurunda Allah ı bulmaktır. Bütün dünyada tanınan, okunan hayranlık duyulan; onun "Bırakın beni güneş gibi dünyayı aydınlatayım" sözüne karşılık Doğudan doğan ikinci güneş diye anılan Mevlânâ nın ve onun yoldaşı yareni Şems-i Tebrizî nin eserlerinden özenle seçilmiş hikâyeleri ve onları bize anlatan hikâyeleri bu kitapta bulabilirsiniz. Peter Pan Ölmeli l Yazar: John Verdon l Yayınevi: Koridor Yayıncılık l Sayfa sayısı: 528 John Verdon'un şimdiye dek yazdığı bu en şaşırtıcı romanında, her olayı bulmaca çözer gibi ele alan Dave Gurney, polisin belirttiği şekilde işlenmesi imkansız olan bir cinayeti sıra dışı dehasıyla çözmeye uğraşıyor. Varlıklı bir işadamı, annesinin cenazesinde suikasta kurban gitmiştir. Suçlu bulunan karısı tutuklanır ve ömür boyu hapse mahkum edilir. Onun masum olduğuna inanan sürgündeki dedektif Hardwick, bu esrarı çözebilecek dahi dedektif DaveGurney'in kapısını çalar. Gurney, soruşturma için delilleri toplamaya başladıkça birbiri ardına tuhaflıklar olduğunu fark eder ve çok geçmeden tehlikeli bir adamın şeytani hamleleriyle karşı karşıya kalır. Sabri Ülker'in Hayat Hikayesi l Yazar: Hulusi Turgut l Yayınevi: Doğan Kitap l Sayfa sayısı: 736 Usta gazeteci Hulusi Turgut "Ülker" markasının kurucularından Sabri Ülker'in hayat hikâyesini kaleme aldı. Sabri Ülker; 93 Harbi, Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı ve Bolşevik İhtilali'nin Türkiye'den Kırım'a, Kırım'dan Türkiye'ye savurduğu bir ailenin üyesiydi. Kırım'da doğdu, Türkiye'de büyüdü. Daha küçük yaşlardan itibaren çalışmaya başladı; kimi zaman çıraklık, kimi zaman seyyar satıcılık yaptı yılında, İstanbul Sirkeci'de şekerleme imalatı ve satışı yapmak amacıyla ağabeyi Asım Ülker'in kurmuş olduğu, mütevazı bir dükkânda işe başladı. İşte o dükkândan dev bir marka doğdu... ÇOCUKLARA ÖZEL KİTAPLAR Hınzır Kedi Toful'un Günlüğü Yazar: Anne Fine Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları Sayfa sayısı: 52 Konu Toful'sa hiçbir şey göründüğü gibi değildir! Sıkı durun! Karşınızda hem bilgiç hem hınzır hem de komik bir kedi var. Adı Toful. Tamam, evet, kuşu o öldürdü. Doğru, eve de ölü bir fare getirdi. Ama konu bu değil ki! Onun asıl anlayamadığı, kedi kapısından büyük uğraşlar vererek geçirdiği tavşanı gören "ailesinin" kopardığı yaygara. Bütün gerçekler Hınzır Kedi Toful'un Günlüğü'nde! Zeynep Benim Güzel Kızım Yazar: Filiz Özdem Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları Sayfa sayısı: 38 Zeynep hayvanları çok sever. Evinde zürafa, kaplan, zebra olsun ister. Ama günün birinde, bu hayvanların yaban hayatın içinde yaşayabileceğini, onları olsa olsa hayvanat bahçesinde görebileceğini kabul eder. Ağabeyi bir gün evlerinin bahçesine iki köpek getirir: Pestil ile Püskül. Zeynep bu kurt köpeklerini yakından tanıdıkça, onların sevgi ve bağlılık duygularını gördükçe, hayvan sevgisinin boşuna olmadığını anlar. K İ T A P İSMMMO YAŞAM l 61

62 Dizüstü mü, tablet mi? Bilgisayar satın alacaksınız ancak tablet mi, dizüstü bilgisayar mı olsun karar veremiyorsunuz. Pil ömrü, fiyat, depolama kapasitesi, işlevsellik ve ağırlık bakımından iki cihaz birbirinden ayrılıyor. Tablet ve notebookların artı ve eksilerini araştırdık. T E K N O - Y A Ş A M A Y Ş E G Ü L E M İ R Notebooklar yani dizüstü bilgisayarlar günümüzde tahtlarını tabletlere kaptırıyor. Daha taşınabilir cihazlar olan tabletler kısa sürede ciddi mesafe almış durumda. Cihaz çeşidi arttıkça bilgisayar alacak olanlar da tablet ve notebook arasında kalıyor. Pek çok insanın hangisini tercih etmesi gerektiği konusunda kafası karışık. İki cihaz arasında kalanlar için tablet ve notebook un artı ve eksilerini masaya yatırdık. l Tablet ve notebook arasındaki en önemli farklılık klavyenin olmayışı. Tabletler çoğunlukla ekranlarında dokunmatik klavyeye sahipler. Bu klavye sadece bir dosyayı açma, sürükleme için yeterli oluyor. Uzun yazılar yazan dosyalar düzeltmesi gerekenler için notebook daha ideal görünüyor. l Boyut da iki cihaz arasındaki tercihte önemli etkenlerden. Tabletler çok küçük boyut ve 900 gramın altında ağırlığa sahipler. Çoğu dizüstü ise halen daha büyük ve daha ağır. En küçük ultra taşınabilir olanları bile 900 gramın üzerinde. l Pil ömrü cihazlar için çok önemli. Bir tabletin iç kısmının çoğunu pil kaplıyor. Notebook lar ise daha güçlü donanıma sahip. Laptopların pil ömürleri tabletlerden daha uzun değil. Bir laptop ortalama 3-4 saat arasında bir pil özellikte notebook lar öne çıkıyor. ömrü sunuyor. Tabletler bu konuda daha avantajlı. l Çoğu tablet son derece düşük güçlü işlemcilere sahipken konu hesaplama görevlerine geldiğinde çoğu notebook ların arkasında kalıyor. Çoklu görev veya grafik performansı, bir notebook ta şu anda daha iyi görünüyor. Yeni model tabletler de bu performansa yaklaşıyor. l Boyutlarını ve maliyetlerini düşük tutmak için tabletler, program ve verileri saklamada harici belleklere güveniyor. Çoğu tablet GB arasında depolama alanına sahip. Dizüstülerin çoğu ise halen geleneksel hard diskleri kullanıyor ve bundan çok daha fazlasını saklayabiliyor. Bu FİYAT SKALASI FARKLI l Tabletler göreceli olarak pazarda yeni. Fiyatları ilk başlarda daha yüksek olsa da şu anda özellikle giriş seviyesi tabletlerin fiyatları dizüstü bilgisayarların fiyatlarının altına inmiş durumda. Dizüstüler için ortalama fiyat bin TL arasında olurken, bu tabletlerde bin 200 TL arasında yer alıyor. l Kullanım alanına, hediye alınacak kişinin ihtiyacına ve bütçeye göre karar vermekte yarar var. Günümüzde tabletler temel olarak eğlence ve internete giriş amaçlı kullanılıyor. Halen ikinci cihaz gibi düşünülüyor. Dizüstü bilgisayarlar ise bu görevlerin haricinde uzun saatler kullanım ve zor dosyalar için daha ideal görünüyor. 62 l İSMMMO YAŞAM

63 Taşınabilir şarj cihazı Sony nin yeni CP-V3A taşınabilir şarj cihazı, kullanıcıları şarjsız kalma endişesinden kurtarırken kompakt tasarımı ve 3.000mAh lik yüksek pil kapasitesini bir araya getirip canlı renk seçenekleriyle sunuyor. Yeni şarj cihazında bulunan ve Sony tarafından üretilen Lityum iyon pildeki Sony hibrit jel teknolojisi, pilin şarjda kapasitesinin yüzde 90 ından fazlasını korumasına imkân veriyor. Hızlı enerji desteği için 1.5A lik yüksek çıktı ile CP-V3A USB taşınabilir şarj cihazı paketinden çıkar çıkmaz kullanıma hazır olduğundan, dışarıdayken pilinizin bitmek üzere olduğunu fark ettiğinizde, acil enerji ihtiyacınızı, ürünü alır almaz karşılayabileceksiniz. Lenovo dan yeni tablet Ultra büyük ekranlı telefon Xperia ailesine yeni katılan Sony Xperia T2 Ultra, HD ekranı ve yüksek çözünürlüklü kamerası ile geniş ekranlı akıllı telefonlar kategorisinde yerini aldı. Eğlenceyi 6 inç ekran boyutuyla sunan T2 Lenovo Miix 11, çalışırken bir dizüstü bilgisayar, eğlencede ise tablet olarak kullanabilecek. 11 inç ekranıyla keyifli bir kullanım imkanı sunan Miix, AccuType klavyesi sayesinde ise dokunmatik ekranda yeterince hızlı yazamama derdine son veriyor. Klavyesi ile de beraber satılan Intel işlemcili Lenovo Miix i hem iş hem de evde rahatça kullanmak mümkün. Sadece 780 gram hafifliğinde ve 11 mm inceliğindeki tabletin, 3G bağlantısı ve JBL hoparlörün yanı sıra yüksek çözünürlüklü ön ve arka kameraları bulunuyor. 8 saate varan pil ömrüne sahip olan Miix 11, mini HDMI portları, SD ve micro SD kart okuyucusu ve micro USB portu ile de bağlanma, depolama ve içerik taşımayı kolaylaştırıyor. Ultra, tek elle de rahat bir kullanıma sahip. 7.6 mm inceliği ve 173 gram ağırlığı sayesinde ceket cebine bile kolayca sığabiliyor. T2 Ultra nın içinde Sony nin en iyi dijital görüntüleme teknolojilerini ve Sony nin akıllı sosyal kamera ekosistemini bir arada sunan 13 Megapiksellik bir kamera yer alıyor. Exmor R özelliğine sahip 1.1 Megapiksel ön yüz kamerası var. Dört çekirdekli 1.4 GHz işlemciye ve Android işletim sistemine sahip. Renkli kapaklı Lumia 630 Nokia Lumia 630 daha fazla kişiselleştirme, hızlı işlemci, yeni deneyimler sunan Windows Phone 8.1 işletim sistemi, performansı ve fiyatı ile dikkat çekiyor. Lumia 630, Mayıs sonu itibariyle de Türkiye de satışa çıktı. Lumia 630, ekranın arkasına fotoğraf konularak kişiselleştirilebilmesi, dört çekirdekli işlemcisi, rengarenk kapakları ve ergonomik tasarımıyla öne çıkıyor. Yeni deneyimler sunan Windows Phone 8.1 işletim sisteminin son sürümü de ilk kez bu cihazlarda kullanılacak. Nokia Lumia 630, 4.5 inçlik ekran ve üstün fotoğraf deneyimi için 5 MP kamera barındırıyor. T E K N O - Y A Ş A M İSMMMO YAŞAM l 63

64 l K O M İ K R E S İ M L E R M İ Z A H GERİ ALINAN SAATLER Dursun saatlerin geri alınacağını duyunca evdeki saatleri toplayıp tamirci Temel e götürmüş. - Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de saatleri senden satın alduğumuz için sana geturduk. Bunları geri alacaksun da Temel kendinden emin bir şekilde: - Öyle yağma yok. Ben de duydum ama sadece bir saat geri alınacakmış. Bir tanesini alurum diğerlerini almam. BAŞBAKAN Fransa başbakanı iş gezisi için Türkiye dedir. Bazı kurumlara ziyaretlerde bulunurken yolu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde düşer. Orada incelemelerde bulunurken akıl hastalarından birisiyle diyalog kurmaya çalışır ama bir türlü başaramaz. Hasta başbakanı sürekli terslemektedir. Fransa başbakanı dayanamaz: - Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Benimle böyle konuşamazsın. Akıl hastasının cevabı çok basittir: - İlk zamanlar ben de kendimi senin gibi başbakan zannediyordum. NERESİNDEN GİTMELİ Bir cenaze esnasında toplanan kalabalıktan bir sözcü Nasrettin Hoca ya sormuş: - Hocam cenazeyi taşırken tabutun neresinden gitmek lazım önünden, sağından, solundan? Hoca cevap vermiş: - Valla tabutun içerisinde gitme de neresinde gidersen git. KLASİK TÜRK YALANLARI l Ben de tam seni arayacaktım. l Valla sarıda geçtim memur bey. l Önemli olan yarışmaya katılmaktı, kazanmak önemli değil. l Şu anda 70 milyon bizi izliyor. l Bu son sigaram. l İki saat kapıda bekledim açan olmadı. l Sen bir de beni gençliğimde görecektin. l Akşama erken geleceğim. l Ben almayayım, rejimdeyim. l O elinizdeki tek kaldı, başka yok. l Bizi de davet ettiler ama biz gitmedik. l Senin annen bir melekti yavrum. l Evi boşaltın Almanya dan oğlum geliyor. l Formu doldurun biz sizi ararız. l Arkasından konuşmuyorum ki burada olsa yüzüne de söylerdim. l Aradım yoktun. l Bu kızı kimler istedi kimler. l Çok kolay bir ders ben 100 almıştım. l Bu konuda elimizden geleni yapıyoruz. l Orijinal yedek parça bu abi. l Sadece arkadaşız. l Hiç bozukluk yok. 64 l İSMMMO YAŞAM

65 l İNTERNETTE BUNLAR VAR :) ANLAMLI SÖZLER l Fuzuli ye sormuşlar. Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi? l Sevmek demiş. Çünkü sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın. l İnsanlar sizi eskisi gibi kullanamadıklarında değiştiğinizi söylerler. l İyi geçinmek insanların kusursuz olmasıyla değil. Birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur. l Çok uğraştım insanların söküklerini dikmek için. Ama beceremedim. Anladım ki sökük kişilikteyse dikiş tutmuyor. l Bir insana tamamen güvendiğinizde iki sonuçtan birini elde edeceğiniz kesindir. Ya yaşam boyu bir dost. Ya hayat boyu bir ders. l Açık sözlü olmak iyidir. En kötü ihtimalle sonradan kaybedeceklerini en başta kaybedersin. l Mekan her zaman bulunur da huzur veren insan her zaman bulunmaz. l Ya av olacaksın ya da avcı. Ama asla avı avcıya götüren köpek olmayacaksın. l Bir tek akla nazar değmezmiş. Neden mi? Çünkü kimse kimsenin aklını beğenmezmiş. l Erkeğin vedası devrim gibidir yenilikleri getirir. Kadının vedası darbe gibidir her şeyi bitirir. l Arkanızdan konuşuluyorsa bilin ki öndesiniz. l Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun martı sevdiği denizden asla vazgeçmez. l Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin hem de dostunu. l Başlamak için mükemmel olmaz zorunda değilsin. Ama mükemmel olmak için başlamak zorundasın. ÜÇ ÇOCUK Bir adamın üç tane oğlu varmış. Bunların isimleri; sanane, banane ve terbiye imiş. Adam iki oğlunu bakkala göndermiş. Bakkal sormuş: - Oğlum senin adın ne? Çocuk cevap vermiş; - Sanane. Bakkal: -Peki oğlum kardeşinin adı ne? Çocuk yine cevap vermiş: -Banane. Bakkal en sonunda çocuğum sizde hiç terbiye yok mu diye sinirlenmiş. Çocuk: - O da evde yatıyor AŞIRI HIZ Adam trafikte 'alçaktan uçarak' giderken polise yakalanır, kenara çeker arabadan iner: - Buyurun Memur Bey! - Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım, ehliyetiniz lütfen? - Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular Memur Bey. - Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim? - Araba benim değil Memur Bey çaldım ben bu arabayı. - Torpido gözünde ruhsat olacaktı. Silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bir şey gördüm galiba. Polis iyice şaşırır: - Torpido gözünde silah mı var? - Evet Memur Bey, bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koydum... Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar. Ekipler amiri adamın ehliyetini ister, adam ehliyetini çıkarır ki ehliyet geçerli, temiz, hiçbir anormallik yok. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister, adam çıkartır ruhsatı da verir, ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait. 'Sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bir kadına ait olduğunu söylemişsiniz. Kadını öldürüp cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz... Adam güler: - İnanamıyorum... O şimdi benim için 'aşırı hızlı gidiyordu' da demiştir! ÇOCUK BİLMECELERİ 1-Uzaktan baktım bir kara taş, yanına gittim dört ayak bir baş 2-Ne kanı var ne canı, beş tanedir parmağı 3-Gökte gördüm köprü, rengi yedi türlü 4-Dalda durur, elde durmaz 5-İncecik beli, elimin eli 6-Karşıdan baktım al, ağzıma attım bal 7-Çocukların yuvası, bilgi doludur orası 8-Salkımda tane tane, tadı da pek şahane 9-Yazın giyinir, kışın soyunur Cevaplar 1-Kaplumbağa 2-Eldiven 3-Gökkuşağı 4-Kuş 5-Çatal 6-Kiraz 7-Okul 8-Üzüm 9-Ağaç YAVRU FARE Yavru fare annesine sorar. -Şu dünya ne tuhaf değil mi anne? -Neden? -Biz kedilerden korkuyoruz, kediler köpeklerden korkuyor. Köpekler, insanlardan, insanların erkekleri kadınlardan. Kadınlar ise bizden korkuyor İSMMMO YAŞAM l 65

66 K A R E B U L M A C A H A R F L E R L E S U D O K U Z O R K O L A Y SOLDAN SAĞA 1. Popülerlik, rağbette olma. 2. Şişmanlık Hz. Muhammed in bayraklarından birinin adı. 3. Kuzu sesi Yalnızlık korkusu. 4. Kabile bölümü Kış mevsimi Bir takımın gözde oyuncusu. 5. Canlı Bir anda. 6. Tavlada bir sayı Emanet İstatiksel bir seride en çok tekrarlanan terim. 7. Azerbaycan parası Hastalıklı. 8. Adaletli Gülde olur. 9. Uyma, uygun gelme Anlak. 10. İlave Hava basıncı birimi Bir köpek türü. 11. Anlam Çıplak Ucu yanık odun. 12. Uzlaştırıcı Mısır ın plaka işareti. 13. Kustal ışık Terazi. 14. Anlaşma, uyuşma Manevi yönden. 15. Hamamböceği Kayıkta dümen kolu. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. Merhem Riyaziye. 2. Erkek deve Kuyumcu taslakçısı Uzaklık anlatan sözcük. 3. Peru nun plaka işareti Lenf düğümleri iltihabı Bir alay işareti. 4. Bir şeyin yukarı bakan yanı Gemi mürettebatının anlaşamaması. 5. Mitolojik bir çalgı Mason töreni Baryumun simgesi Asya ile Avrupa yı ayıran sıradağlar. 6. Ateşli, coşkulu Statik Bir nota. 7. Bir iskambil oyunu Hatay da bir ova Müslüman ülkelerde yaşayan Yunan asıllı kimse. 8. Şifalı otlarla tedavi etmek Bir tür ip. 9. Nuh Peygamber zamanında yağdığı ve bütün dünyayı su baskını altında bıraktığı anlatılan şiddetli yağmur Menteşe Feza. 10. Yankı hıyanet olmaz (atasözü) Kasık. 11. Siyah renkli bir tahta Maaşlardan yapılan kesinti. 12. Okyanusların en derin ve karanlık yeri Tecim Neonun simgesi. Z O R K O L A Y YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. Pomat-Matematik. 2. Oben-Sadekar-Ta. 3. Pe- Adenit-Nanik. 4. Üzeri-Alababula. 5. Lir-Rit-Ba-Ural. 6. Ateşin-Dural-Fa. 7. Remi-Amik-Rum. 8. Otamak-Sicim. 9. Tufan-Reze-Uzay. 10. Eko-Emanete-Ane. 11. Abanoz- Kesenek. 12. Abis-Ticaret-Ne. 66 l İSMMMO YAŞAM SOLDAN SAĞA 1. Popülarite. 2. Obezite-Ukab. 3. Me-Eremofobi. 4. Anar-Şita-As. 5. Diri-Anen. 6. Se-İnam-Mot. 7. Manat- Marazi. 8. Adil-Diken. 9. Tetabuk-Zeka. 10. Ek-Bar- Seter. 11. Mana-Ari-Ese. 12. Arabulucu-Et. 13. Nur-Mizan. 14. İtilaf-Manen. 15. Kakalak-Yeke. HAZIRLAYAN: İLKER MUMCUOĞLU

67

Sofrada tehlikeli konuk

Sofrada tehlikeli konuk Sofrada tehlikeli konuk Dünyada milyonlarca insanın pençesinde kıvrandığı açlık sorununa da çözüm olacağı gerekçesiyle yaygınlaşan GDO lu ürünler Türkiye nin de gümrük kapılarını zorluyor... Türkiye Mayıs

Detaylı

oda kurullari:layout 1 2/3/11 5:40 PM Page 19

oda kurullari:layout 1 2/3/11 5:40 PM Page 19 oda kurullari:layout 1 2//11 5:40 PM Page 19 YÖNETİM KURULU DENETLEME KURULU DİSİPLİN KURULU TESMER İSTANBUL ŞUBESİ HAKSIZ REKABETLE MÜCADELE KURULU MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU YAYIN KURULU MESLEKİ

Detaylı

Bankalar da, kârlar da yabancıya teslim

Bankalar da, kârlar da yabancıya teslim Tarih: 11.05.2014 Sayı: 2014/07 İSMMMO DAN TÜRK BANKACILIK SİSTEMİNDE YABANCI LAŞMA RAPORU: Bankalar da, kârlar da yabancıya teslim İSMMMO nun Türk Bankacılık Sisteminde Yabancı laşma adlı raporuna göre,

Detaylı

2013 YILI Faaliyet. Raporu. 1 Mart Muhasebe Günü. 1 Mart Muhasebe Günü

2013 YILI Faaliyet. Raporu. 1 Mart Muhasebe Günü. 1 Mart Muhasebe Günü YILI YILI R a proayili rpuo r u 188 Raporu 188 YILI Raporu 1 MART MUHASEBE GÜNÜ (1 MART ) Mali Müşavirler 1 Martta Siyahlara Büründü Muhasebe Haftası nedeniyle Takѕim'de beş bin dolayındaki Mali Müşavіr

Detaylı

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Doğal Ürünler! Bu ürünler tamamen doğal koşullarda üretilen ürünlerdir. Kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanmadan, doğal tohumlarla üretilirler. Organik Ürünler!

Detaylı

Bir yandan bu katkı maddelerinin bulunmadığı yiyecekleri. Sağlıklı Olmanın Yolu, Doğal Beslenmeden Geçiyor. Derleyen: Mustafa Koç

Bir yandan bu katkı maddelerinin bulunmadığı yiyecekleri. Sağlıklı Olmanın Yolu, Doğal Beslenmeden Geçiyor. Derleyen: Mustafa Koç Sağlıklı Olmanın Yolu, Doğal Beslenmeden Geçiyor Derleyen: Mustafa Koç Son zamanlarda daha çok gündeme gelen konuların başında doğal gıdalarla beslenme alışkanlıkları geliyor. Bilim adamlarını dinlersek

Detaylı

2014 YILI FAALİYET RAPORU 2014 YILI FAALİYET RAPORU DANIŞMA MECLİSİ. Danışma Meclisi

2014 YILI FAALİYET RAPORU 2014 YILI FAALİYET RAPORU DANIŞMA MECLİSİ. Danışma Meclisi 2014 YILI FAALİYET RAPORU DANIŞMA MECLİSİ Danışma Meclisi 23 BAŞKAN BAŞKAN YARDIMCISI SEKRETER ADI SOYADI YAHYA ARIKAN TURGAY KANARYA MEHMET İHSAN YALÇIN EROL DEMİREL CEMİLE KUZU ORHAN SARIGENE MUSTAFA

Detaylı

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler VI. ULUSAL MOLEKÜLER BİYOLOJ VE BİYOTEKOLOJİ KONGRESİ Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler Yrd. Doç. Dr. Yılmaz Kaya Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji

Detaylı

Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı - Ekonomik krizin şiddeti devam ederken, krize borçlu yakalanan aileler, bu dönemde artan işsizliğin de etkisi ile

Detaylı

Çevre ve tarım sorunu üzerine Ahmet Atalık ile söyleşi

Çevre ve tarım sorunu üzerine Ahmet Atalık ile söyleşi Çevre ve tarım sorunu üzerine Ahmet Atalık ile söyleşi Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, GDO ya hayır Platformu nun kurucularından ve Türkiye deki tarım ve hayvancılık sorunlarını

Detaylı

2015 YILI FAALİYET RAPORU BIR SES DE SEN VER KAMPANYASI ODA FAALİYETLERİ

2015 YILI FAALİYET RAPORU BIR SES DE SEN VER KAMPANYASI ODA FAALİYETLERİ BIR SES DE SEN VER KAMPANYASI ODA FAALİYETLERİ İSMMMO nun da içinde olduğu SMMM Odaları Platformu, meslekte kronikleşen sorunların başında gelen beyanname sürelerinin son dakikada uzatılması ve meslek

Detaylı

2012 YILI. Danışma Meclisi. Faaliyet Raporu

2012 YILI. Danışma Meclisi. Faaliyet Raporu 2012 Danışma Meclisi YAHYA ARIKAN TURGAY KANARYA MEHMET İHSAN YALÇIN EROL DEMİREL TAYYAR GÜLER KAZIM MERMER ADEM ÇALIŞKAN RECEP YÜKSEL MUSTAFA UĞURLU MUHAMMET ÖNCÜL DENETLEME ŞENOL KOKAL DENETLEME ADNAN

Detaylı

Değişen Dünya ve GDOlar

Değişen Dünya ve GDOlar Değişen Dünya ve GDOlar Prof. Dr. Selim ÇETİNER Sabancı Üniversitesi cetiner@sabanciuniv.edu 13 Kasım 2014 Biyoteknolojinin Gelişimi Modern Biyoteknoloji Monoklonal antikor üretimi Hayvanlarda embriyo

Detaylı

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek Tarih: 19.01.2013 Sayı: 2014/01 İSMMMO dan Türkiye nin Yaratıcı Geleceği / Y Kuşağı Raporu Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek İSMMMO nun Türkiye nin Yaratıcı Geleceği / Y Kuşağı adlı

Detaylı

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata 02.12.2016 / Ankara TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata 1/6 geçirilecek olan KOBİ lere Nefes Kredisi için imzalar, Başbakanlık Çankaya Köşkü nde düzenlenen lansman

Detaylı

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI AKP, Kendinden Önceki 42 Hükümetin, 56 Yılda Kullandığı Paranın 2 Katından Fazla Parayı 10,5 Yılda Kullandı Türkiye de, çok partili

Detaylı

2014 YILI FAALİYET RAPORU 2014 YILI FAALİYET RAPORU ODA YAYINLARI

2014 YILI FAALİYET RAPORU 2014 YILI FAALİYET RAPORU ODA YAYINLARI 2014 YILI FAALİYET RAPORU ODA YAYINLARI 312 YIL: 24 YEAR: 24 OCAK - ŞUBAT 2014 JANUARY - FEBRUARY 2014 MART - NİSAN 2014 MARCH - APRIL 2014 122 120 ISSN 1303-5444 120 120 121 ISSN 1303-5444 MAYIS - HAZİRAN

Detaylı

Oda Yayınları İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ISTANBUL CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS

Oda Yayınları İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ISTANBUL CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Oda Yayınları 756 Oda Yayınları ODA YAYINLARI - 2013 757 ODA YAYINLARI - 2013 758 Oda Yayınları ODA YAYINLARI - 2013 759 ODA YAYINLARI - 2014 KASIM - ARALIK 2013 NOVEMBER - DECEMBER 2013 OCAK - ŞUBAT 2014

Detaylı

Çevre Dostu Ambalajları Yeniden Oluşturma

Çevre Dostu Ambalajları Yeniden Oluşturma Paylaşılan İçerik Çevre Dostu Ambalajları Yeniden Oluşturma Kaynak: Güzellik Ambalajı 29.04.2015 http://www.beautypackaging.com/issues/2015-04-01/view_features/rethinking-eco-responsible-packaging/ Güzellik

Detaylı

ULAŞTIRMA BAKANI YILDIRIM: BAŞBAKAN IN İLETİŞİM VERGİSİNDE KAMUYA VERDİĞİ BEYANAT, BİZİM İÇİN BİR

ULAŞTIRMA BAKANI YILDIRIM: BAŞBAKAN IN İLETİŞİM VERGİSİNDE KAMUYA VERDİĞİ BEYANAT, BİZİM İÇİN BİR ULAŞTIRMA BAKANI YILDIRIM: BAŞBAKAN IN İLETİŞİM VERGİSİNDE KAMUYA VERDİĞİ BEYANAT, BİZİM İÇİN BİR Kasım 09, 2006-12:00:00 ULAŞTIRMA BAKANI YILDIRIM: ''BAŞBAKAN'IN İLETİŞİM VERGİSİNDE KAMUYA VERDİĞİ BEYANAT,

Detaylı

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı, AHMET BAHA ÖĞÜTKEN 24.DÖNEM İSTANBUL MİLLETVEKİLİ TEŞKİLAT BAŞKAN YARDIMCISI 1961'de İstanbul, Fatih te doğdu, Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini

Detaylı

Geçen iki sayımızda genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) Doğaya Meydan Okuma mı? Doğa ile İşbirliği mi? Doğanın Gizemi Yücel Aksoy

Geçen iki sayımızda genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) Doğaya Meydan Okuma mı? Doğa ile İşbirliği mi? Doğanın Gizemi Yücel Aksoy Doğanın Gizemi Yücel Aksoy Doğaya Meydan Okuma mı? Doğa ile İşbirliği mi? GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR (3) Geçen iki sayımızda genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) konusunu işlemiş, tanımını

Detaylı

ADANA SANAYİ ODASI MECLİS TOPLANTISI

ADANA SANAYİ ODASI MECLİS TOPLANTISI ADANA SANAYİ ODASI MECLİS TOPLANTISI 25.08.2016 2016 Ağustos Ayı Faaliyet Raporu 25 Temmuz 25 Ağustos 2016 Tarihleri Arasında Odamızca Gerçekleştirilen Faaliyetler 15 Temmuz da milli iradeye yönelik yapılan

Detaylı

2014 dünyanın en sıcak yılı olabilir

2014 dünyanın en sıcak yılı olabilir 2014 dünyanın en sıcak yılı olabilir Prof. Dr. Etem Karakaya: Ocak itibariyle neredeyse hiç kar yağmadı. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) 2014 Mayıs ayını dünyanın en sıcak ayı ilan etti. Bu yıl dünya tarihinin

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 CHP Genel Başkan yardımcısı Faruk Loğoğlu ndan AKP Hükümeti ne soru üstüne soru; El Nusra Cephesi isimli örgüt, bir terör örgütü müdür? Tarih : - Atadığınız bir büyükelçi El Kaide bir terör örgütü değildir

Detaylı

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ BASIN BÜLTENİ TÜRMOB DAN MALİYE BAKANI NA ZİYARET

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ BASIN BÜLTENİ TÜRMOB DAN MALİYE BAKANI NA ZİYARET T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ BASIN BÜLTENİ SAYI : 2016/150 TARİH : 29.01.2016 TÜRMOB DAN MALİYE BAKANI NA ZİYARET TÜRMOB, 76. Başkanlar

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi CHP ile, üniversitelerde okuyan gençlerin temsilcileri bir araya geldi, 15 sorun belirledi ve bu sorunların nasıl çözüleceği konusunda görüş birliğine vardı. Tarih : 04.12.2014

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

2014 YILI FAALİYET RAPORU 2014 YILI FAALİYET RAPORU MEDYADA ODAMIZ. Medyada Odamız

2014 YILI FAALİYET RAPORU 2014 YILI FAALİYET RAPORU MEDYADA ODAMIZ. Medyada Odamız 2014 YILI FAALİYET RAPORU MEDYADA ODAMIZ Medyada Odamız 325 2014 YILI MEDYADA ODAMIZ 20.01.2014 AYDINLIK - Türkiye nin geleceği 25 milyonun elinde 20.01.2014 CUMHURİYET -Türkiye nin geleceğini Y Kuşağı

Detaylı

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi Emine OLHAN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü GDO GMO Transgenik Biyoteknolojik yöntemlerle

Detaylı

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Şubat 03, 2017-5:56:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi'nin ve yapımı tamamlanan

Detaylı

Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor

Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor Aralık 16, 2011-11:17:31 Deprem Danışma Kurulu toplantısına katılan Atalay, Van'daki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Van'daki depremden sonra yaklaşık

Detaylı

YENI TTK DA BUDAMA VE BAĞIMSIZ DENETIM DE TARIHI SORUMLULUK

YENI TTK DA BUDAMA VE BAĞIMSIZ DENETIM DE TARIHI SORUMLULUK YENI TTK DA BUDAMA VE BAĞIMSIZ DENETIM DE TARIHI SORUMLULUK Yahya ARIKAN * Yeni Türk Ticaret Kanunu nda taşıyıcı ana kolonlara vurulan darbeyle yapılan budama, ekonomide güç kaybı yaratacak. Bugün ise

Detaylı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU 136 Temmuz 2015 İKV DEĞERLENDİRME NOTU YUNANİSTAN REFERANDUMU: YUNANİSTAN HALKI KEMER SIKMA PAKETİNE HAYIR DEDİ Büşra ÇATIR, İKV Uzman Yardımcısı 0 İKTİSADİ KALKINMA VAKFI www.ikv.org.tr YUNANİSTAN REFERANDUMU:

Detaylı

GENEL BAŞKANIN MESAJI

GENEL BAŞKANIN MESAJI GENEL BAŞKANIN MESAJI Küresel ekonomik kriz, ekonomiyi kalıcı olarak küresel dünyanın birinci önceliği haline getirdi. İkibinli yılların ilk dönemine yıkıcı bir savaş olan ABD nin Irak işgali damgasını

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

8. Türkiye Avrupa'nın en önemli ülkesi

8. Türkiye Avrupa'nın en önemli ülkesi 8. Türkiye Avrupa'nın en önemli ülkesi 1 8. Türkiye Avrupa'nın en önemli ülkesi Kamuoyuna Galatasaray'la yaptığı ortaklıkla gelen American Finans kuruluşu AIG'nin Türkiye Genel Müdürü Paolo Zapparoli,

Detaylı

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı Mart 08, 2012-7:46:36 Bakan Eker, tarımın zannedildiği gibi sadece üreticilerle değil, gıdadan dolayı toplumun tamamını ilgilendiren bir konu olduğunu,

Detaylı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bakım ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak dünya standartlarında bir tesis haline getirilen Bodrum Belediyesi

Detaylı

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya Zirveye, aralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Obama nın da bulunduğu 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanı katılıyor. 09.07.2016 / 10:21 Türkiye'yi Cumhurbaşkanı

Detaylı

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı? Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Amerika Başkanı Donald Trump ilk kez Beyaz Saray'da biraraya geldi. 22.05.2017 / 10:49 Washington Türk-Amerikan

Detaylı

2 3 4 5 6 2006 2007 2008 2009 2010 Antalya, Isparta, Burdur 3.996.228 4.537.170 4.742.685 5.210.194 7.465.360 Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak 4.711.300 4.924.994 6.127.161 6.408.674 7.107.187 Adana, Mersin

Detaylı

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!- 03.09.2014

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!- 03.09.2014 1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!- 03.09.2014 Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu ve Değerlendirme Toplantısı, Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği alanında Türkiye'nin en

Detaylı

Sosyal Faaliyetler. Ankara Sanayi Odası. 2008 Yılı Faaliyet Raporu

Sosyal Faaliyetler. Ankara Sanayi Odası. 2008 Yılı Faaliyet Raporu Sosyal Faaliyetler 29 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından Türkiye deki oda ve borsalar arasında düzenlenen futbol turnuvası nın Ankara bölgesi grup maçları Odamızın ev sahipliğinde 15 Mart 2008

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

http://m.iha.com.tr/istanbul-haberleri/gunaydin-grouptan-demiryolu-atagi-1757210/ Lojistik sektörünün güçlü kuruluşu Günaydın Group, Balıkesir Lojistik Köyü nde üçüncü demiryolu lojistik merkezini açtı.

Detaylı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı Çalışma hayatında barış egemen olmalı Ocak 19, 2012-3:31:16 olduğunu belirtti. olduğunu belirterek, ''Bu bakış açısı çerçevesinde diyalog merkezli çalışmalarımızı özellikle son 7 aydır yoğun bir şekilde

Detaylı

SOMALİ YE YAPILAN YARDIMLARIN İNDİRİMİ

SOMALİ YE YAPILAN YARDIMLARIN İNDİRİMİ Sirküler Rapor 12.08.2011/ 102-1 SOMALİ YE YAPILAN YARDIMLARIN İNDİRİMİ ÖZET : 2011/ 2047 sayılı BKK uyarınca Somali ye yapılan yardımların tamamını gelir vergisi beyannamesi veren gerçek kişiler ile yıllık

Detaylı

5 milyon kişi online ticarete 31 milyar lira harcıyor

5 milyon kişi online ticarete 31 milyar lira harcıyor Tarih: 06.10.2013 Sayı: 2013/16 Türkiye de e-ticaret Raporu na göre online alışveriş beş yılda 3 e katlandı 5 milyon kişi online ticarete 31 milyar lira harcıyor İSMMMO nun Türkiye de e-ticaret adlı raporuna

Detaylı

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER DUNYA GIDA GUNU ACLIGA KARSI BIRLESELIM Dr Aysegul AKIN FAO Turkiye Temsilci Yardimcisi 15 Ekim 2010 Istanbul Bu yılki kutlamanın teması, ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde dünyadaki açlıkla mücadele

Detaylı

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. 1976 da Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi nin yayın kurulunda görev aldı. 1981 de doktorasını

Detaylı

GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI

GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Genel Sekreteri Kaan Sidar, Dünya'da 2 milyar insanın yeterli beslenemediğini ve 10 milyon insanın açlıktan

Detaylı

8. Kamu Yönetimi Sempozyumu

8. Kamu Yönetimi Sempozyumu 8. Kamu Yönetimi Sempozyumu Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Türkiye Belediyeler Birliği nin işbirliği ile Yönet imi Sempoz yumu Antakya Ottoman Palace ta çok sayıda davetlinin katılımı

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 16 Ekim Dünya Gıda Günü Herkesin gıda güvenliğine ve besleyici gıdaya ulaşma

Detaylı

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı Tarih: 16.01.2011 Sayı: 2011/01 Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı 2003-2010 yıllarını kapsayan 8 yılda, şirketlerin kâr aktarımı, faiz ödemeleri ve portföy yatırımları aracılığıyla,

Detaylı

SIRA SAYISI: 679 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

SIRA SAYISI: 679 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ YASAMA DÖNEMİ YASAMA YILI 24 5 SIRA SAYISI: 679 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Arasında Üçüncü Taraf Maliyet Paylaşımı Anlaşmasının

Detaylı

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi A.Ş. Cinnah Caddesi No: 67/18 06680 Çankaya/ANKARA Tel: (312) 441 4600

Detaylı

GÖREVDAŞLIK VE ARTI GÜÇ ZAMANI

GÖREVDAŞLIK VE ARTI GÜÇ ZAMANI GÖREVDAŞLIK VE ARTI GÜÇ ZAMANI İSMMMO seçimlerinin ardından; mesleğin ve meslektaşın geleceğine pozitif katkı sağlamak için yoğun enerji harcanacak bir eşiğe girildi. Tespitler, projeler, yaklaşımlar ve

Detaylı

SİRKÜLER İstanbul, 18.03.2014 Sayı: 2014/058 Ref: 4/058

SİRKÜLER İstanbul, 18.03.2014 Sayı: 2014/058 Ref: 4/058 SİRKÜLER İstanbul, 18.03.2014 Sayı: 2014/058 Ref: 4/058 Konu: BAĞIMSIZ DENETİME TABİ OLMASI ZORUNLU ŞİRKETLERİN KAPSAMI 1 OCAK 2014 TARİHİNDEN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE GENİŞLETİLMİŞTİR 14.03.2014 tarih ve 28941

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

CEZAYİR SEKTÖREL AÇILIM GEZİSİ

CEZAYİR SEKTÖREL AÇILIM GEZİSİ CEZAYİR SEKTÖREL AÇILIM GEZİSİ Sayın Cumhurbaşkanımızın 2014 yılı Kasım ayında yapmış oldukları Cezayir gezisi sırasında, Cezayir le ticaret hacminin arttırılmasına yönelik yapmış oldukları irade beyanının

Detaylı

Metodoloji Türkiye Ne Diyor?

Metodoloji Türkiye Ne Diyor? HAZİRAN 2013 Metodoloji Türkiye Ne Diyor? Araştırması İNC Araştırma ve İletişim Danışmanlığı tarafından 24-29 Haziran 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın alan uygulaması NUTS 2 sınıflamasına

Detaylı

Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri

Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri www.pwc.com.tr. 12. Çözüm Ortaklığı Platformu Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri İçerik 1. 2013 Nasıl Geçti? 2. 2014 e İlişkin Beklentiler 3. Makroekonomiyle Vergi

Detaylı

Sağlıklı Tarım Politikası

Sağlıklı Tarım Politikası TARLADAN SOFRAYA SAĞLIKLI BESLENME Sağlıklı Tarım Politikası Prof. Dr. Ahmet ALTINDĠġLĠ Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ahmet.altindisli@ege.edu.tr Tarım Alanları ALAN (1000 ha)

Detaylı

TEMMUZ 2014 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ A. GÜL ÜN CUMHURBAŞKANLIĞI PERFORMANSI 22 TEMMUZ POLİS OPERASYONU ARAŞTIRMA GRUBU

TEMMUZ 2014 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ A. GÜL ÜN CUMHURBAŞKANLIĞI PERFORMANSI 22 TEMMUZ POLİS OPERASYONU ARAŞTIRMA GRUBU TEMMUZ 2014 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ A. GÜL ÜN CUMHURBAŞKANLIĞI PERFORMANSI 22 TEMMUZ POLİS OPERASYONU ARAŞTIRMA GRUBU Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Doç. Dr. Sıtkı YILDIZ

Detaylı

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ BASIN BÜLTENİ

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ BASIN BÜLTENİ T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ BASIN BÜLTENİ SAYI : 2016/145 TARİH : 07.01.2016 TÜRMOB HEYETİ, GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI TÜFENKCİ'Yİ ZİYARET

Detaylı

Türkiye de çocuk, çocuk olmak ve. Türkiye de Çocuk Çalışmaları Konferansı 25.01.2013, ODTÜ Emrah Kırımsoy

Türkiye de çocuk, çocuk olmak ve. Türkiye de Çocuk Çalışmaları Konferansı 25.01.2013, ODTÜ Emrah Kırımsoy Türkiye de çocuk, çocuk olmak ve Türkiye de Çocuk Çalışmaları Konferansı 25.01.2013, ODTÜ Emrah Kırımsoy Türkiye de çocuk, çocuk olmak ve Mitler «Gelecek nesil!» «Bugünün küçüğü yarının büyüğü.» «Çocuklar

Detaylı

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili 1 CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Mezitli CHP İlçe Örgütü ve Belediye Başkan

Detaylı

COĞRAFİ ETİKETLİ ÜRÜNLERE İLİŞKİN TÜKETİCİLERİN TUTUM VE DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

COĞRAFİ ETİKETLİ ÜRÜNLERE İLİŞKİN TÜKETİCİLERİN TUTUM VE DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ COĞRAFİ ETİKETLİ ÜRÜNLERE İLİŞKİN TÜKETİCİLERİN TUTUM VE DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ Dr.Aslı ZULUĞ Prof. Dr. Bülent MĠRAN 7. Gıda Mühendisliği Kongresi 24-26 Kasım Ankara Coğrafi Etiketli Ürünler TUTUM

Detaylı

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 İnsan yaşamı ve refahı tarihsel süreç içinde hep doğa ve doğal kaynaklarla kurduğu ilişki ile gelişmiştir. Özellikle sanayi devrimine kadar

Detaylı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği

Detaylı

Türkiye birden fazla yerli araç üretecek kabiliyette

Türkiye birden fazla yerli araç üretecek kabiliyette Türkiye birden fazla yerli araç üretecek kabiliyette Ocak 18, 2012-12:42:00 Otomobil sektörünün Türkiye'deki durumuyla ilgili önceden çok kapsamlı açıklamalar yaptıklarını ve bu dönemde hükümet programında

Detaylı

MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi A.Ş. Cinnah Caddesi No: 67/18 06680 Çankaya/ANKARA Tel: (312) 441 4600 Faks: (312) 441 7490

MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi A.Ş. Cinnah Caddesi No: 67/18 06680 Çankaya/ANKARA Tel: (312) 441 4600 Faks: (312) 441 7490 MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi A.Ş. Cinnah Caddesi No: 67/18 06680 Çankaya/ANKARA Tel: (312) 441 4600 Faks: (312) 441 7490 www.metropoll.com.tr Yerel seçimlerden sonra ülke gündeminde

Detaylı

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak BİZ KİMİZ? Dağ Ortaklığı bir Birleşmiş Milletler gönüllü ittifakı olup, üyelerini ortak hedef doğrultusunda bir araya getirir.

Detaylı

TOPLUMSAL RAPORLAR CEZALANDIRILIYORUZ (22.08.2010) Türkiye nin cezalı kentleri

TOPLUMSAL RAPORLAR CEZALANDIRILIYORUZ (22.08.2010) Türkiye nin cezalı kentleri TOPLUMSAL RAPORLAR CEZALANDIRILIYORUZ (22.08.2010) Türkiye nin cezalı kentleri Devlet, 2006 ve 2009 yılları arasında vergi, yargı, idari ve diğer para cezası olarak 59.8 milyar liralık cezasının yüzde

Detaylı

: Hasan Hüseyin ELVERİŞLİ, İbrahim Ethem ÖZKAN, Abdullah ÜNLÜ, Gökhan GÖKKAYA, Ali ÇETİN

: Hasan Hüseyin ELVERİŞLİ, İbrahim Ethem ÖZKAN, Abdullah ÜNLÜ, Gökhan GÖKKAYA, Ali ÇETİN İL İLÇE PROJENİN ADI PROJEDEN SORUMLU BİRİM PROJE KOORDİNATÖRÜ PROJE YÜRÜTÜCÜSÜ PROJE EKİBİ : Tekirdağ : Şarköy : Gündem Eğitim : İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü : Zekeriya GÜNEY_Kaymakam : İrfan BALLI_İlçe

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI 7 Ocak 2015 İstanbul, Sabancı Center Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Detaylı

MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİKÇİ (MOLEKÜLER BİYOLOG)

MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİKÇİ (MOLEKÜLER BİYOLOG) TANIM Canlı hücre içindeki malzemeleri (DNA, Protein, Enzim vb.), hücre yapısının işlevini ve hücreler arasındaki etkileşimi laboratuvar ortamında inceleyerek ortaya çıkaran kişidir. A- GÖREVLER - Canlıları

Detaylı

MAYIS AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI

MAYIS AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI MAYIS AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI HAZİRAN AYI FAALİYETLERİ ODAMIZ MESLEK KOMİTELERİNİN HAZİRAN AYI TOPLANTILARINDA TOPLAM 13 GÜNDEM MADDESİ GÖRÜŞÜLMÜŞTÜR. 1. MESLEK KOMİTESİ KARARLARI HAYVANCILIK VE TARIMSAL

Detaylı

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN Muğla Gazeteciler Cemiyeti 12. Seçimli Genel Kurulu Konakaltı İskender Alper Kültür Merkezinde gerçekleşti. 23 yıldır cemiyet başkanlığını yürüten duayen gazeteci

Detaylı

TOBB, SELİMİYE Yİ KORUYUP YAŞATMAK İÇİN VAKIF KURDU

TOBB, SELİMİYE Yİ KORUYUP YAŞATMAK İÇİN VAKIF KURDU TOBB, SELİMİYE Yİ KORUYUP YAŞATMAK İÇİN VAKIF KURDU Yap-işlet-devret modeliyle sınır kapılarını modernize etmek üzere TOBB ile 137 oda ve borsanın ortaklığı ile kurulan Gümrük ve Turizm İşletmeleri Ticaret

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Demiröz, 25 dönüm zeytinliği yok ettiğiniz zaman size hiç kimse bir şey söylemiyor Tarih : 19.06.2014 Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, Zeytin sahasına hayvan

Detaylı

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/113 Ref: 4/113

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/113 Ref: 4/113 SİRKÜLER İstanbul, 30.04.2013 Sayı: 2013/113 Ref: 4/113 Konu: VARLIK KİRALAMA ŞİRKETLERİ TARAFINDAN YURT DIŞINDA İHRAÇ EDİLEN KİRA SERTİFİKALARINA SAĞLANAN GELİRLER STOPAJ KAPSAMINA ALINMIŞ OLUP, STOPAJ

Detaylı

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı. Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Konuklar, İstanbul, 14 Temmuz 2008 Öncelikle Real Hipermarketleri Türkiye Genel Müdürü olarak gerçekleştirdiğimiz ilk basın toplantımıza katılımınız için çok teşekkür

Detaylı

1- Ziraat, 100 milyon Euro kaynak sağlayacak - Dünya 03.12.2014

1- Ziraat, 100 milyon Euro kaynak sağlayacak - Dünya 03.12.2014 1- Ziraat, 100 milyon Euro kaynak sağlayacak - Dünya 03.12.2014 2- Sanayinin Sorunlarını üniversite çözecek Hürriyet- 02.12.2014 Ankara Üniversitesi bünyesinde yeni kurulan Teknoloji Transfer Ofisi (TTO)

Detaylı

APPLE BİLGİSAYARI İCAT EDEN TEKNİSYEN: STEVE WOZNIAK

APPLE BİLGİSAYARI İCAT EDEN TEKNİSYEN: STEVE WOZNIAK APPLE BİLGİSAYARI İCAT EDEN TEKNİSYEN: STEVE WOZNIAK Steve Wozniak, hesap makinası üreten bir firmada teknisyendi. Tek başına, 1976 da Apple-I ve 1977 de Apple-II bilgisayarlarını icat etti ve satış rekorları

Detaylı

ZİRAAT MÜHENDİSİ (TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ)

ZİRAAT MÜHENDİSİ (TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ) TANIM Tarımsal Biyoteknoloji, bitki, hayvan ve mikrobiyal organizmaların genleri, hücreleri, proteinleri, kültürleri ve dokuları üzerinde çalışarak, tarımsal üretimi, kaliteyi, verimi arttırmayı amaçlayan

Detaylı

R A P O R. Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL. Mayıs 2015

R A P O R. Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL. Mayıs 2015 R A P O R 1 Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL Mayıs 2015 Sunuş 4.264 kişi ile yüz yüze görüşme şeklinde yapılan anket bulgularına dayanan bu rapor, Mart- Nisan 2015 tarihinde Sakarya ilinin

Detaylı

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE 20 Eylül 2013, İstanbul DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ 1 Sayın Maliye Bakanım, Yurt dışından gelen değerli misafirlerimiz,

Detaylı

MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİKÇİ (MOLEKÜLER BİYOLOG)

MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİKÇİ (MOLEKÜLER BİYOLOG) MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİKÇİ (MOLEKÜLER BİYOLOG) TANIM Canlı hücre içindeki malzemeleri (DNA, Protein, Enzim vb.), hücre yapısının işlevini ve hücreler arasındaki etkileşimi laboratuar ortamında inceleyerek

Detaylı

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Sayın Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu TUSAF yönetimi başta olmak üzere, kongremizin

Detaylı

Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor

Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor Kasım 07, 2013-9:12:39 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ürün Doğrulama ve Takip Sisteminin yılbaşı itibarıyla bebek maması, bitkisel sıvı yağlar,

Detaylı

En yüksek enflasyonu orta direk hissediyor

En yüksek enflasyonu orta direk hissediyor 02/10/2008 2008/17 BASIN BÜLTENİ En enflasyonu orta direk hissediyor Türkiye de ağustos itibariyle resmi enflasyon yüzde 11.77. Ancak nüfusun en fakir yüzde 20 lik kesimi enflasyonu yüzde 13.84 hissediyor.

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

Bakan Güler, "Türkiye rüzgar enerjisinde AB ülkeleri arasında 1'inci, olacak" dedi

Bakan Güler, Türkiye rüzgar enerjisinde AB ülkeleri arasında 1'inci, olacak dedi Türkiye'de 3 bin enerji yatırımcısı var Bakan Güler, "Türkiye rüzgar enerjisinde AB ülkeleri arasında 1'inci, olacak" dedi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Türkiye'de enerji yatırımcısı sayısının

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI 26.04.2017 Ekrem DEMİRTAŞ İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı 16 Nisan da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ni getiren Anayasa Değişikliği ile ilgili referandum

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu

Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu Kasım 14, 2016-5:20:00 Başbakan Binali Yıldırım, "Hayvancılıkta açığımızı et ithal ederek sürdürülebilir hale getiremeyiz. Mutlaka ve mutlaka

Detaylı

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Bülteni

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Bülteni Kurumsal Sosyal Sorumluluk Bülteni Şubat 2018 kpmg.com.tr Merhaba, KPMG Türkiye olarak, eğitim, çevre ve toplum olmak üzere üç alanda kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Projelerimizin

Detaylı