SIĞIR KOYUN VE KEÇİLERİN ÜRİNER SİSTEM MAST HÜCRELERİ ÜZERİNDE HİSTOLOJİK ÇALIŞMALAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SIĞIR KOYUN VE KEÇİLERİN ÜRİNER SİSTEM MAST HÜCRELERİ ÜZERİNDE HİSTOLOJİK ÇALIŞMALAR"

Transkript

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SIĞIR KOYUN VE KEÇİLERİN ÜRİNER SİSTEM MAST HÜCRELERİ ÜZERİNDE HİSTOLOJİK ÇALIŞMALAR Tuğrul ERTUĞRUL HİSTOLOJİ-EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Nevin KURTDEDE ANKARA

2 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SIĞIR KOYUN VE KEÇİLERİN ÜRİNER SİSTEM MAST HÜCRELERİ ÜZERİNDE HİSTOLOJİK ÇALIŞMALAR Tuğrul ERTUĞRUL HİSTOLOJİ-EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Nevin KURTDEDE ANKARA

3

4 iii İÇİNDEKİLER Kabul ve Onay İçindekiler Önsöz Simge ve Kısaltmalar Şekiller Çizelgeler ii iii v vi vii xi 1.GİRİŞ Üriner Sistem Böbrekler İdrarı İleten Organlar Üreterler İdrar Kesesi Üretra Mast Hücreleri 7 2. GEREÇ VE YÖNTEM Hayvan Materyali Tespit ve Boyamalar Hücre Sayımı ve İstatistiksel Analiz BULGULAR Işık Mikroskopik Bulgular Böbrek Üreter 33

5 iv İdrar Kesesi Üretra İstatistiksel Bulgular TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER 57 ÖZET 59 SUMMARY 60 KAYNAKLAR 61 ÖZGEÇMİŞ 67

6 v ÖNSÖZ Tarih boyunca sığır, koyun ve keçinin eti, sütü ve derisinden yararlanılmıştır. Ayrıca koyun yapağısı ve keçi kılından da faydalanılmıştır. Bu verimleri ile sığır, koyun ve keçi insan yaşamında vazgeçilmez bir yere sahiptir. Üriner sistem metabolizma sonucu oluşan son ürünlerin kandan süzülmesini ve dışarı atılmasını sağlar. Bu nedenle üriner sistem organları sürekli çeşitli fiziksel ve kimyasal etkiye sahip maddelerle temas halindedir. Ayrıca üriner sistem dış ortamla ilişkide olması nedeniyle enfeksiyon girişine açık bir sistemdir. Kemik iliğinden köken alan mast hücreleri dolaşıma öncü hücreler olarak girer, değişik dokulara yerleşerek farklılaşır ve karakteristik granüllü hücrelere dönüşür. Mast hücreleri bazik boyalarla boyanan belirgin granüllere sahiptir. Bu hücreler, çeşitli fiziksel, kimyasal ve biyolojik uyarılarla önceden yapılmış olan veya yeni sentezledikleri mediyatörleri salgılarlar. Mast hücreleri sadece allerjik ve immunolojik reaksiyonlarda değil inflamasyon olaylarında da rol alan hücrelerdir. Ayrıca mast hücreleri, doku tamiri, fagositoz ve antijen sunma gibi işlevler de görmektedir. Mast hücreleri çevredeki mikroorganizma ve allerjenlerle yakın temasın olduğu deri, solunum ve sindirim sistemi gibi vücudun dış ortamla ilişkide bulunduğu yerlerde daha fazla sayıda bulunurlar. Mast hücrelerinin, intersitisyel sistit ve böbrek hastalıklarında aktive olduğu ve bu hastalıkların etiyolojisinde rol aldıkları düşünülmektedir. Bu araştırmada sığır, koyun ve keçi üriner sistem mast hücrelerinin yerleşim yerleri, heterojenitesi ve sayısal dağılımlarının belirlenmesi sağlanarak bu alanda yapılacak olan histolojik ve patolojik çalışmalara ışık tutması amaçlanmıştır. Bu tez çalışmamda deneyimlerinden yararlandığım danışman hocam sayın Prof. Dr. Nevin KURTDEDE ye, çalışmamın çeşitli aşamalarında öneri ve katkılarda bulunan Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU na, değerli hocalarıma ve çalışma arkadaşlarıma, doktora tez çalışmam süresince özveri ile destek olan değerli babam ve değerli anneme teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.

7 vi SİMGELER ve KISALTMALAR AB : Alcian Blue AB/SO : Alcian Blue/Safranin O ADP : Adenozin Difosfat Bcl-2 : B hücre lenfoma 2 Ca : Kalsiyum CD : Farklılaşma Yığılım Molekülleri CTMC : Bağ Dokusu Mast Hücresi FcR :İmmunglobulin Reseptörü IFAA : İzotonik Formaldehit Asetik Asit IgE : İmmunoglobulin E IL : İnterlökin LT : Lökotrien MC T : Triptaz Taşıyan Mast Hücresi MC TC MMC mrna PGD samp SCF SRS-A SO S x : Triptaz ve Kimaz Taşıyan Mast Hücresi : Mukozal Mast Hücresi : mesajcı Ribonükleik Asit : Prostaglandin : siklik Adenozin Monofosfat : Kök Hücre faktörü : Anaflaksinin Yavaş Etkileyen Maddeleri : Safranin O : Standart Hata Th 2 : Yardımcı T lenfosit 2 TLR : Toll Benzeri Reseptör TNF : Tümör Nekrozis Faktör TX : Tromboksan UP : Üroplakin µm : Mikrometre x : Aritmetik Ortalama

8 vii Şekil 3.1. Şekil 3.2. Şekil 3.3. Şekil 3.4. Şekil 3.5. Şekil 3.6. Şekil 3.7. Şekil 3.8. ŞEKİLLER A: Koyun böbrek korteksi. Triple. X270. B: Keçi böbrek medullası. Triple. X270. A: Koyun üreter, Triple. X220. B: Sığır üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X270. C: Koyun üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, TM: tunika muskularis. Triple. X270. D: Keçi üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, TM: tunika muskularis. Triple. X270. A: Sığır idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X270. B: Keçi idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza. Triple. X270. C: Keçi idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Triple. X550. D. Koyun idrar kesesi, TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Triple. X550. A: Koyun üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X1100. B: Koyun üretra, SM: submukoza, TM: tunika muskularis, Triple. X 270. Keçi idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. Sığır idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X2700. Koyun idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. A: Sığır formol tespitli böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Koyun formol tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X Şekil 3.9. Sığır IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Böbrek medullası, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Şekil Koyun IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: Böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X

9 viii Şekil Keçi IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, yıldız: damar, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: Böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X Şekil A: Koyun IFAA tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X600. B: Koyun formol tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X Şekil A: Sığır IFAA tespitli böbrek kortesi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Alcien blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X Şekil A: Sığır formol tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Koyun formol tespitli üreter, SM: submukoza, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X Şekil Sığır üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X450. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X Şekil Koyun üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X Şekil Keçi üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X Şekil Şekil Keçi formol tespitli üreter, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. A: Sığır IFAA tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, yıldız, damar, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Koyun IFAA tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X

10 ix Şekil A: Keçi formol tespitli idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X1100. B: Koyun formol tespitli idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X Şekil Sığır idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X Şekil Koyun idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X Şekil Keçi idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X Şekil A: Koyun IFAA tespitli idrar kesesi, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. B: Koyun formol tespitli idrar kesesi, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X Şekil A: Sığır IFAA tespitli idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X Şekil Koyun formol tespitli üretra. A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550 B: Üretra submukozası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X Şekil Sığır üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X

11 x Şekil Koyun üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X Şekil Keçi üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X Şekil A: Sığır IFAA tespitli üretra, Ok başlar: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Sığır formol tespitli üretra, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X Şekil A: Sığır IFAA tespitli üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X

12 xi ÇİZELGELER Çizelge 3.1. Çizelge 3.2. Sığır, Koyun ve Keçi böbrek korteksindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Sığır, Koyun ve Keçi böbrek medullasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ) Çizelge 3.3. Çizelge 3.4. Çizelge 3.5. Çizelge 3.6. Çizelge 3.7. Çizelge 3.8. Çizelge 3.9. Sığır, Koyun ve Keçi üreter lamina propriyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi lamina propriyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Sığır, Koyun ve Keçi üretra lamina propriyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Sığır, Koyun ve Keçi üreter submukozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi submukozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Sığır, Koyun ve Keçi üretra submukozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Sığır, Koyun ve Keçi üreter tunika muskularisindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ) Çizelge Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi tunika muskularisindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Çizelge Sığır, Koyun ve Keçi üretra tunika muskularisindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Çizelge Sığır, Koyun ve Keçi üreter tunika adventisyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Çizelge Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi tunika serozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x ). Çizelge Sığır, Koyun ve Keçi üretra tunika adventisyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (x ± S x )

13 1 1. GİRİŞ 1.1. Üriner Sistem Üriner sistem, metabolizma sonucu oluşan son ürünlerin kandan süzülmesini ve dışarı atılmasını sağlar. Bu sistem, idrarı oluşturan böbrekler ve idrarı ileten organlar olan üreterler, idrar kesesi ve üretradan oluşmaktadır (Samuelson, 2007; Telser ve ark., 2007) Böbrekler Vücutta su ve bütün elektrolitlerin miktarları arasındaki denge önemli ölçüde böbrekler tarafından sağlanır. Böbreklerin başlıca görevleri, vücut sıvılarının osmolalitesi, elektrolit yoğunluğu, kan basıncı ve asit-baz dengesinin düzenlenmesi, yabancı maddelerin ve metabolik artıkların atılması ve glukoneogenezis olarak sayılabilir. Böbrekler en önemli fonksiyonlarını plazmayı süzüp oluşan ultrafiltrattan organizmanın ihtiyacına göre maddeleri vücuttan değişik hızlarda uzaklaştırarak yaparlar (Guyton ve Hall, 1996). Ayrıca böbreklerden eritropoietin ve renin hormonları salgılanır. Eritropoietin, eritrositlerin kemikiliğinden üretilmesini stimüle eder, renin ise kan basıncının kontrolünde önemli bir yere sahiptir (Fawcett ve Jensh, 2002; Telser ve ark., 2007). Böbrekler, abdominal boşluğun dorsalinde ilk birkaç bel omurunun hemen altında sağlı sollu olarak yerleşmişlerdir (Frandson ve Spurgeon, 1992; Colville ve Bassert, 2002). Hayvan türlerine bağlı olarak değişik şekil ve büyüklüktedirler (Eurell ve Frappier, 2006; Samuelson, 2007). Böbrekler başlıca kollagen iplikler ve çok az düz kastan oluşan bağ dokudan bir kapsül ile sarılıdırlar (Eurell ve Frappier, 2006). Kapsül böbreğin hilus denilen içbükey kısmından organın içine girer ve böbreğin intersitisyumunu oluşturur (Tanyolaç, 1999). İntersitisyum ve intersitisyum

14 2 içinde bulunan parenşim ünitelerinin böbrek dokusundaki yayılışı böbrekte korteks ve medulla olmak üzere iki bölge ayırt edilmesini sağlar (Samuelson, 2007). Korteks, dışta koyu kırmızı görülen bölgeyi, medulla, içte açık renkli görülen bölgeyi oluşturur. Korteks ve medulla arasındaki sınır, girintili çıkıntılıdır. Bunlar medullaya doğru uzanan kortikal labirintler ile kortekse doğru uzanan medullar radiyuslardır (Gartner ve Hiatt, 2007; Samuelson, 2007). Böbrek, embriyonal dönemde birbirinden ayrı lopcuklar (böbrek piramitleri) halinde şekillenir. Böbrek piramitleri, korteks ve medullada birbiriyle kaynaşarak küçük ruminantlar, karnivorlar ve equide de bulunan dış yüzü düz ve tek papillalı böbreklerin oluşmasını sağlar. Büyük ruminantlarda, böbrek piramitlerinin medullakorteks bölümleri gruplar oluşturacak şekilde birbirleriyle kaynaşması ile çok papillalı ve dış yüzünde yarıklar bulunan böbrek şekillenir. İnsan ve domuzda bulunan dış yüzü düz fakat çok papillalı böbrekler ise böbrek piramitlerinin sadece kortekste birbirleriyle birleşmesi ile oluşur (Tanyolaç, 1999; Samuelson, 2007). Böbreğin parenşimini oluşturan üniteler, idrarı oluşturan en küçük yapılar olan nefron ve nefronlarda üretilen idrarı toplayarak, böbrek pelvisine ileten toplayıcı borucuklardır (Fawcett ve Jensh, 2002; Gartner ve Hiatt, 2007). Böbrekler, nefron adı verilen yüzbinlerce mikroskopik filtre, rezorbsiyon ve salgı sistemlerinden oluşur. Nefron, böbreğin temel fonksiyonel ünitesidir. Canlı türlerine bağlı olarak böbreklerde ikiyüzbin ile dörtmilyon arasında değişen sayılarda nefron bulunmaktadır (Colville ve Bassert, 2002). Nefron; korpuskulum renis, tubulus proksimalis, Henle kulpu, tubulus distalis ve tubulus konnektivus bölümlerinden, toplayıcı borucuklar ise tubulus kollektivus ve duktus papillaris bölümlerinden oluşur (Young ve Heath, 2000; Ross ve Pawlina, 2006). Kortekste yer alan korpuskulum renis, glomerulus ve Bowman kapsülünden ibarettir (Colville ve Bassert, 2002; Eurell ve Frappier, 2006). Aorta abdominalisden dallanan renal arter, hilusdan böbreğin içine girerek alt dallara ayrılır, bu damarlar da daha küçük kılcal damarlara dönüşerek afferent arteriyolleri oluşturur. Bu kılcal damarlar yumak oluşturarak glomerulusu şekillendirir. Glomerulusdan süzülen kan

15 3 eferent arteriyol ile glomerulusu terk eder (Colville ve Bassert, 2002). Glomerulusu oluşturan aferent ve eferent arteriyollerin bulunduğu kısma damar kutbu, onun tam karşısında süzülen sıvıyı ileten glomerular kapsülün tubulus proksimalise açılan kısmına ise idrar kutbu denir (Eurell ve Frappier, 2006; Samuelson, 2007). Bowman kapsülü iki yapraktan oluşur. İçte viseral yaprak adı verilen katman glomerulusu oluşturan kılcal yumağa sıkıca yapışmıştır (Fawcett, 1994; Colville ve Bassert, 2002). Viseral yaprak glomerular kapillardan plazmanın filtrasyonuna katılan ve podosit denilen epitelyal hücrelerden oluşur (Telser ve ark., 2007). Dıştaki katman ise pariyetal yaprak adını alır. Bu iki yaprak arasında kılcal yumaktan süzülen sıvının bulunduğu kısma Bowman aralığı denir (Fawcett, 1994; Colville ve Bassert, 2002). Tubulus proksimalis, glomerulusun idrar kutbundan başlayan nefronun en uzun parçasıdır ve bu yüzden histolojik kesitlerde kortekste en sık görülen bölümdür. İlk çıkan kısmı kıvrımlıdır (proksimal convulated tubul), kortikal labirinte doğru uzanır ve medullar radiyuslara girdiğinde düz (proksimal straight tubul) bir şekil alır (Eurell ve Frappier, 2006). Lümenini döşeyen epitel hücrelerinin apikal yüzleri fırçamsı kenar görünümünde mikrovilluslara sahiptir (Frandson ve Spurgeon, 1992; Eurell ve Frappier, 2006). Tubulus proksimalis, Bowman aralığına geçen ultrafitratın geri emiliminin büyük ölçüde sağlandığı bölümdür (Samuelson, 2007). Henle kulpu, proksimal tubulun devamı olarak başlar inen ve çıkan olmak üzere iki kol halinde seyreder. Primer idrarın hipertonik durumdaki sekonder idrara dönüşmesinde görevli yoğunlaştırıcı bölümdür (Tanyolaç, 1999). Su ve daha az olarak da suda çözünen maddeler için geçirgendir (Samuelson, 2007). Medullada bulunan inen Henlenin lümenini yassı ve çekirdekleri lümene doğru şişkinlik yapan hücreler döşer (Eurell ve Frappier, 2006). Çıkan Henle de medullada bulunur, inen Henleden daha geniş çaplıdır ve duvarını oluşturan kübik epitel hücrelerinin sınırları belirgin değildir (Tanyolaç, 1999). Tubulus distalis, kortekste bulunur, lümeni döşeyen hücrelerin sitoplazmaları asit boyalarla soluk boyanır ve sınırları belirgin değildir (Tanyolaç, 1999). Tubulus distalis, iyon değişiminin gerçekleştiği yerdir. Aldosteron yoğunluğu yeterince

16 4 yüksek olduğunda, sodyum emilir potasyum iyonları dışarı verilir. Tubullerdeki idrara hidrojen ve amonyum iyonları salınır, böylece asit-baz dengesinin korunması sağlanır (Janqueira ve Carneiro, 2005). Tubulus proksimalise göre daha geniş bir lümene sahiptir. Tubulus distalisin aferent arteriyol ile temas ettiği kısım, makula densa adını alır. Burada lümeni döşeyen hücrelerin boyları uzar, daha yoğun boyanırlar ve idrardaki sodyumklorür içeriğini denetlemekle görevlidirler (Telser ve ark., 2007). Tubulus konektivus, korteks medulla sınırında bulunur ve duvarını sınırları belirgin soluk boyanan kübik hücreler oluşturur (Tanyolaç, 1999; Eurell ve Frappier, 2006). Toplayıcı borucukların ilk kısmı olan tubulus kolektivus medullar radiyuslardan başlar. Başlangıç kısmında duvarını basık pirizmatik epitel hücreler oluştururken, pelvis renalise doğru epitel hücreleri yüksek pirizmatik şekil alır. Duktus papillaris, tubulus kolektivusların birleşmesiyle oluşur ve duvarı tek katlı ve çok yüksek pirizmatik hücrelerden oluşur (Tanyolaç, 1999; Eurell ve Frappier, 2006) İdrarı İleten Organlar Böbrekte şekillenen idrar, çok papillalı böbreklerde duktus papillarislerden kaliks renalislere geçer. Tek papillalı böbreklerde bu geçiş, duktus papillarislerin doğrudan pelvis renalise açılmasıyla gerçekleşir (Tanyolaç, 1999; Zık, 2008). Pelvis renalis, böbreğin sinus renalis inde yeralan, üreterin başlangıç kısmının huni tarzında genişlemesinden oluşmuş bir yapıdır (Dursun, 2008). Kaliks renalis, çok papillalı böbreklerde görülür. Her papilla ayrı ayrı bu oluşumlarla çevrilidir. Bunların her biri küçük birer pelvis renalis karşılığıdır (Tanyolaç, 1999). Papilla renalisleri çepeçevre kuşatarak onu içine alan küçük kaliks renalisler ve bu kalikslerin açıldığı kanallar birleşerek biraz daha büyük olan kanalları oluştururlar. Büyük kanallar da aralarında birleşerek üreteri oluşturur (Dursun, 2008). Hem kaliks renalis hem de pelvis

17 5 renalislerin lamina epitelyalisi tranzisyonel epitelden oluşur (Gartner ve Hiatt, 2007; Samuelson, 2007) Üreterler Pelvis renalisin devamı olarak başlayan ve idrarı böbreklerden idrar kesesine taşıyan, sağlı sollu boru şeklinde organdır. Üreter, idrar kesesinin kas tabakasını önce verev delerek geçer sonra kas ile mukoza tabakaları arasında seyrederek ostium ureteris adı verilen önden mukoza kıvrımı ile sınırlanmış bir delik ile idrar kesesine açılarak sonlanır (Dursun, 2008). Ostium ureteriste üreterin oblik bir açıyla idrar kesesine açılması nedeniyle idrarın üreter içerisine geri dönüşünü engelleyen bir kapak şekillenmiş olur (Reece, 1997). Üreterin duvarı lümenden itibaren tunika mukoza, tunika muskularis ve tunika adventisya katmanlarından oluşmaktadır. Lamina epitelyalis tranzisyonel epitelden oluşur (Young ve Heat, 2000). Tunika muskularis içte longitudinal, dışta sirküler düz kas hücrelerinden oluşmaktadır. Buradaki kasların kontraksiyonu ile idrar, peristaltik hareketlerle idrar kesesine iletilir (Samuelson, 2007). Bağ dokudan oluşan tunika adventisya idrar kesesi yakınında tunika seroza adını alır (Tanyolaç, 1999) İdrar Kesesi Büyüklük ve konumu içerdiği idrarın miktarına bağlı olarak değişen idrar kesesi boş ve büzüşmüşken kalın duvarlı, armut benzeri yapıda ve pelvisin tabanında yer alan kassel bir organdır. İdrarla dolduğu zaman duvarı incelir ve abdominal boşluğun içinde yer değiştirir (Frandson ve Spurgeon, 1992). İdrar kesesinin duvarı tunika mukoza, tunika muskularis ve tunika seroza ana katmanlarından oluşur. Lamina epitelyalis, tranzisyonel epitele sahiptir. Lamina propriyada kollagen ve elastik iplikler ile kapillar damarlar bulunur (Zık, 2008). Belirgin bir lamina muskularis vardır, tunika muskularis güçlü düz kas hücreleri katıdır bu yüzden bu katmana

18 6 detrusor muscle da denilmektedir (Reece, 1997; Eurell ve Frappier, 2006; Samuelson, 2007). İdrar kesesinde en dış katman peritonun visseral yaprağından şekillenir bu nedenle tunika seroza adını alır (Tanyolaç, 1999; Fawcett ve Jensh, 2002). İdrar kesesinde özellikle hacimsel olarak büyük değişiklikler gözlenmesi nedeniyle organ dolduğunda ve boşaldığında oluşan histolojik farklılıklar belirgin şekilde ayırt edilebilir (Fawcett, 1994). Basınç altında hacimlerini değiştirebilme özelliğine sahip alt üriner sistemin organlarının içini döşeyen epitele tranzisyonel epitel adı verilir (Eurell ve Frappier, 2006). Son yıllarda tranzisyonel epitel için idrarı ileten organların lümenini döşemesi nedeniyle üroepitelyum ya da ürotelyum isimleri daha sık olarak kullanılmaktadır (Fawcett, 1994; Apodaca, 2004; Staack ve ark., 2005). Üroepitelyum bazal hücreler, intermediyer hücreler ve süperfisiyal hücreleri içeren üç hücre katmanından oluşmaktadır. En alt sırada bulunan bazal hücreler bazal membrana otururlar. Ortadaki intermediyer hücre katmanı bazal hücrelerin üstünde yerleşirler. Bu katman poligonal şekilli hücrelerin oluşturduğu iki veya daha fazla hücre tabakasından oluşur. En dıştaki katmanda süperfisiyal hücreler bulunmaktadır (Apodaca, 2004). Süperfisiyal hücrelere şekilleri nedeniyle şemsiye hücreleri de denilmektedir. İntermediyer hücrelerin oluşturduğu katmanın üzerinde şemsiyeye benzerler ve birden fazla intermediyer hücresinin üzerini örtebilirler (Fraser ve ark., 2002). Şemsiye hücre tabakası çok büyük hekzagonal hücrelerden oluşmaktadır ve hücrelerin çapları µm arasında değişebilmektedir (Apodaca, 2004; Birder, 2005). Tranzisyonel epitelde bulunan bu üç hücre katmanının kalınlığının epitelin anatomik olarak bulunduğu yere göre değiştiği saptanmıştır (Staack ve ark., 2005). Epitelin özelliği, fonksiyon durumuna bağlı olarak hem yüzeysel hücrelerin şekil değişikliğine uğramaları hem de poligonal hücrelerin birbirleri üzerinde sağlı sollu kayabilmeleri sonucu epitel katmanının kalınlığında azalıp çoğalma olmasıdır (Sağlam ve ark., 2008).

19 7 Şemsiye hücrelerinin apikal membranları fonksiyonları gereği menteşe alanları ve plak alanları olmak üzere iki özel yapıdan oluşmaktadır (Fawcett, 1994; Lewis, 2000; Apodaca, 2004). Menteşe alanları idrar kesesi boşaldığı sırada membranın bir bölümünün körüklü akordion gibi katlanmasına derin yarıkların şekillenmesine sebep olur. İdrar kesesi dolduğunda ve epitel tam gerginleştiğinde ise menteşe alanları açılarak şemsiye hücrelerinin lüminal yüzeyinin artmasını sağlar (Young ve Heath, 2000). Plak alanlarında asimetrik ünit membran yapısı gözlenmektedir (Veranic ve ark., 2003; Apodaca, 2004). Asimetrik ünit membranın lüminal yüzeyi, glikozaminoglikan tabakası ile kaplıdır (Apodaca ve ark., 2007; Birder ve De Groat, 2007). Bu katman sayesinde idrar kesesi üroepitelyumunun yüzeyi, idrar içerisindeki potansiyel zararlı maddelere karşı korunmuş olur (Parsons ve ark., 1988) Üretra İdrar kesesinin üretraya açıldığı kısımda, kas katmanları dairesel biçimde dizilerek idrarın üretraya geçişini kontrol eden sfinkteri oluştururlar (Frandson ve Spurgeon, 1992). Üretra, memelilerde erkekte ve dişide ayrı özellikler taşır. Erkekte, prostatik üretra, membranöz üretra ve penil üretra olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Dişide tamamı idrar boşaltma yolu olarak görev yapan tek parça üretra bulunur (Fawcett, 1994). Lamina epitelyalis tranzisyonel epitelden ibarettir, sıkı bağ dokudan oluşan lamina propriyada elastik iplikler bulunur. Tunika muskulariste düz kas katmanı içte sirküler dışta longitudinal seyirlidir (Eurell ve Frappier, 2006) Mast Hücreleri Mast hücreleri ilk olarak 1863 yılında Von Recklinghausen tarafından kurbağa mezenteryumunda granüllü hücreler olarak tanımlanmıştır. Bu hücrelerin asıl klasik tanımlamasını ise 1879 da Paul Ehrlich yapmıştır. Mast hücrelerinin sitoplazmalarında iri ve belirgin granüller içermesinden dolayı bu hücrelere Almanca

20 8 iyi beslenmiş hücre anlamına gelen mastzellen adı verilmiştir (Archer, 1980; Bloom, 1984). Mast hücreleri bağ dokusunun yağ hücrelerinden sonra en iri hücreleridir (Sağlam ve ark., 2008). Büyüklükleri yaklaşık olarak µm arasında değişmektedir (Ross ve Pawlina, 2006; Gartner ve Hiatt, 2007). Işık mikroskopik incelemelerde, mast hücrelerinin büyüklüklerinin türlere ve bulundukları dokulara göre değiştiği görülmüştür. Genellikle yuvarlak veya oval olan bu hücreler, yerleşimlerine bağlı olarak mekik şeklinde de gözlenebilir (Banks, 1986; Chen ve ark., 1990a, b). Sitoplazmalarında çok sayıda, yuvarlak ve irili ufaklı salgı granülleri bulundururlar (Eurell ve Frappier, 2006; Sağlam ve ark., 2008). Salgı granüllerinin, çoğu canlı türlerinde heterojen kuruluşta olduğu görülür (Sağlam ve ark., 2008). Granüller membranla çevrilidir ve kristalize, lameller ya da ince granüler yapıdadırlar (Eurell ve Frappier, 2006). Mast hücreleri büyük, polimorfik, yuvarlak veya oval şekilli, hücre merkezine yerleşmiş belirgin bir çekirdeğe sahiptir (Eurell ve Frappier, 2006). Çekirdek çoğunlukla sitoplazmada bulunan granüller tarafından örtülür (Ross ve Pawlina, 2006). Sitoplazmalarında mitokondriya, bağımsız ribozomlar ve endoplazmik retikulum azdır. Buna karşılık iyi gelişmiş Golgi aygıtı bulunur (Eurell ve Frappier, 2006; Sağlam ve ark., 2008). Mast hücreleri, deri, solunum ve sindirim sistemi gibi vücudun dış ortamla ilişkide bulunduğu yerlerde çok sayıda bulunurlar (Hofmann ve Abraham, 2009). Bu durum mast hücrelerinin yabancı madde girişine karşı savunma mekanizmasında bulunan ilk hücre grupları arasında olmasından kaynaklanır (Crivellato ve ark., 2004). Ayrıca genital sistem ve üriner sistemde bağdokusunda bulunan kan damarlarının ve periferal sinirlerin çevrelerinde yerleşirler (Galli, 1993). Mast hücreleri timusta bol miktarda bulunurken, daha az sayıda olmak üzere diğer lenfoid organlarda da görülür (Ross ve Pawlina, 2006). Diğer sistemlerden farklı olarak mast hücreleri merkezi sinir sisteminin tüm bölgelerinde bulunmaz (Ross ve Pawlina, 2006; Samuelson, 2007). Mast hücreleri, merkezi sinir sistemini saran zarlarda

21 9 bulunurken bu sistemin organları içindeki kılcal damarların çevresinde bulunmaz. Bu şekilde, beyin ve omurilikte allerjik reaksiyonların önüne geçilerek, ödemin merkezi sinir sistemi organlarında yapacağı yıkıcı etkilerin önüne geçilmiş olunur (Ross ve Pawlina, 2006; Ergün, 2011). Bazofil granülositler ile mast hücreleri benzer yapı, içerik ve aktivasyon mekanizmaları nedeniyle birlikte düşünülmüş ve mast hücrelerine doku bazofilleri denilmiştir. Yapılan çalışmalar sonrasında her ikisinin de tamamen farklı birer hücre olduğu anlaşılmıştır (Eurell ve Frappier, 2006; Ross ve Pawlina, 2006). Hem mast hücreleri hem de bazofil granulositler aynı pluripotent kök hücresinden (CD34 + ) gelişirler. Bazofil granulositler farklılaşmalarını kemik iliğinde tamamladıktan sonra kan dolaşımına geçer, mast hücreleri ise kemik iliğinden, granülsüz hücreler olarak kan dolaşımına ve oradan da bağ dokusuna göç edip burada farklılaşarak karakteristik granüllü hücrelere dönüşür (Arinobu ve ark., 2009). Mast hücreleri mitoz bölünme ile çoğalabildikleri halde bazofil granülositler mitoz bölünme yapamaz ve yaşam süreleri kısa olup günlerle sınırlıdır (Eurell ve Frappier, 2006). Mast hücreleri, mitozla çoğalabildikleri gibi, mezenkim hücreleri ile fibroblastlardan da farklılaşabilirler (Sağlam ve ark., 2008). Bazı sitokinler ve stromal hücrelerin sentezledikleri mediatörlerin etkisi altında olgunlaşırlar (Arda ve ark., 1998). Bu hücrelerin gelişiminde, farklılaşmasında, çoğalmasında, adhezyonunda, dokulara göçünde, aktivasyonunda ve canlılığını sürdürmesinde kök hücre faktörü (Stem cell factor [SCF]) ve IL-3 önemli yer tutar (Wasserman, 1990; Abbas ve ark., 2007). Koyun fötus derisinde yapılan çalışmada, mast hücrelerinin ilk olarak fötal dönemin 83. gününde alınan deri örneklerinde ayırt edilebildiği görülmüştür. Bu hücrelerin dermisin stratum superfisiyale katmanındaki kan damarlarının ve kıl foliküllerinin yakınında yerleştikleri bildirilmektedir (Aktaş ve Dağlıoğlu, 2009). Mast hücrelerinin fagositoz yaparak bakterileri öldürebildiği bilinmektedir fakat geleneksel fagositoz yapan hücrelere göre fagositozda etkinlikleri daha azdır.

22 10 Bunun yanı sıra bakterileri ve antijenleri işleyerek antijen sunan hücreler gibi de işlev görebildikleri bildirilmektedir (Abraham ve Malaviya, 1997; Galli ve ark., 1999). Ayrıca mast hücrelerinin yara iyileşmesinde de önemli rol oynadığından söz edilmektedir (Abraham ve Malaviya, 1997; Erol ve Özdemir, 2011). Mast hücreleri, travma ve güneş ışığı gibi fiziksel, immunoglobulin E (IgE), komplement ya da sitokinler gibi immunolojik ve nöropeptidler gibi nörojenik faktörler tarafından uyarıldıklarında granül içeriklerini boşaltarak aktive olabilirler (Eurell ve Frappier, 2006). Bunlara ek olarak endojen ve ekzojen peptidler, kemokinler, kimyasal ajanlar ve IgG mast hücrelerini aktive edebilirler (Metz ve Maurer, 2007). Ayrıca polymxin-b, Opiates, Theophiline gibi maddelerle nonimmunolojik olarak, FcεR lere karşı hazırlanmış anti FcεR antikorlar ve anaflatoksinler de (C5a, C3a) degranulasyona yol açabilirler (Arda ve ark., 1998). Mast hücrelerinin yüzeyinde, plazma hücrelerinden salgılanan IgE adı verilen antikorların bağlanabildiği özel reseptörler bulunur. Vücuda, bir antijen (polen, mantar sporları ya da böcek ve yılan toksini gibi) girdiğinde immun sistem hücreleri çoğalıp farklılaşır ve antijenlere karşı antikor üretmeye başlar (Ross ve Pawlina, 2006). Böylece IgE ler mast hücrelerinin yüzeyindeki FcεR lerle bağlanırlar. Bu bağlanma IgE lerin Fc-porsiyonları ile olur ve Fab-kısımları dışarıda kalır. Aradan belli bir süre geçtikten sonra tekrar homolog allerjenin ikinci defa girmesi halinde antijen mast hücrelerinin yüzeyindeki IgE lerin Fab-kısımları ile çapraz bağlanır (Arda ve ark., 1998). Sonuçta ani gelişen aşırı duyarlılık reaksiyonları adı verilen alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir (Janqueira ve Carneiro, 2005). Çapraz bağlanma ile membrana bağlı reseptörler başlıca 3 önemli biyokimyasal reaksiyonun başlamasına neden olur. İlk olarak sitoplazmadaki kalsiyumunun serbest kalması ve protein kinaz C nin aktive olması sekonder mesenger görevi yaparak mast hücre çekirdeğini uyarır ve mediyatör sentezi için gen düzeyinde bir reorganizasyonun başlamasına neden olur. Böylece yeni mediyatörler için mrna sentezi artar. Daha sonra, bu aktiviteye paralel olarak lipid metabolizmasında ve lipid metabolitlerinin sentezinde artmalar gözlenir. Bunlardan en etkin ve önemli olanı araşidonik asit

23 11 metabolizmasıdır. Biyokimyasal olayların üçüncüsü ise mast hücre degranulasyonudur (Arda ve ark., 1998). IgE lerin Fc reseptörleri ile çapraz bağlantı kurmaları sonucu adenilat siklaz enzimi aktive olur, bu enzim adenozin difosfatı (ADP) siklik adenozin monofosfat a (samp) dönüştürür, samp nin artması hücre içinde depolanmış kalsiyumun salıverilmesine yol açar (Gartner ve Hiatt, 2007). Antijen antikor birleşmesi ile de mast hücrelerinin zarında kalsiyum geçirgenliği artar, böylece hücreye giren kalsiyuma ek olarak samp ve esterazlar, ekzositoz işleminin gerçekleşmesi için gerekli olan mikrofilaman oluşumunu teşvik ederek salıverilme işlemine katkıda bulunur (Pirinçci, 2007). Hücrenin sitoplazmasında bulunan salgı granülleri, birbirleri ile birleşir, hücre yüzeyine doğru kanallar oluşur ve sonrasında da plazma membranı ile kaynaşarak içeriklerini dışarıya boşaltırlar; bu işleme birleşik ekzositoz adı verilir (Crivellato ve ark., 2004; Telser ve ark., 2007). Ekzositoz sonrasında, granül membranının, hücre membranıyla kaynaşması sonucu mast hücre membranında karakteristik yüzey kıvrımlarını şekillenmiş olur (Metcalfe ve ark., 1997). Hücre zarındaki bu ekzositoz işlemi hücreye zarar vermez, hücre yaşamını sürdürür ve yeni granüller sentezlenir (Janqueira ve Carneiro, 2005). Bazı ilaçlar allerjik reaksiyonu çeşitli evrelerinde durdurabilirler. Örneğin, sodyum kromoglikat mast hücresine kalsiyum girişini bloke ederek degranulasyonu önleyebilir. Kortikosteroid hormonlar granüllerin hücre yüzeyine doğru hareketini, dolayısıyla degranüle olmayı önleyebilir (Noyan, 1999). Mast hücrelerinin Ig lerin aracılığı olmadan da aktive olabileceği anlaşılmıştır. İnsan ve fare mast hücrelerindeki Toll-like reseptörlerin (TLR), çeşitli viral, bakteriyal ve fungal molekülleri tanıyarak sitokin yapımını ve yangısal cevabı uyardığı bildirilmiştir (McJurdy ve ark., 2001). TLR sayesinde mast hücreleri, degranulasyona neden olmadan seçici bir şekilde sitokin ve kemokinleri salgılamaktadır (Metz ve Maurer, 2007).

24 12 Apoptozis, mast hücrelerinin sayı ve fonksiyonlarını ayarlayan en önemli faktörler arasındadır. Normalde mast hücreleri uzun ömürlüdür ve dokularda değişik yoğunlukta bulunurlar. İnsan ve rodent mast hücreleri Bcl-2 ailesini eksprese eden gruptadırlar. Hücre içi hem ölüm agonisti hem de antagonisti olarak görev alan Bcl-2 ailesine bağlı proteinler mast hücrelerin apoptozisinde görevlidir. Sitokin ve büyüme faktörleri ile mast hücrelerinin yaşaması veya ölümünü ayarlarlar (Lin ve Befus, 2002). Mast hücre granüllerinde bulunan başlıca etkin maddeler; önceden sentezlenip granüllerde depolanan maddeler (primer mediyatörler) ve uyarımdan sonra sentezlenen maddeler (sekonder mediyatörler) olmak üzere iki ana grup içinde toplanırlar (Arda ve ark., 1998; Ross ve Pawlina, 2006; Gartner ve Hiatt, 2007). Primer mediyatörler: Bu mediyatörler granüllerde depolanmıştır ve mast hücresi aktive olduktan sonra ekstraselüler matrikse salınırlar. Bunlar: heparin, histamin, kondroitin sülfat, aril sülfataz, nötral proteazlar (Gartner ve Hiatt, 2007), eozinofil kemotaktik faktör, nötrofil kemotaktik faktör (Ross ve Pawlina, 2006) ile fare ve sıçan gibi kemiricilerde serotonindir (Arda ve ark., 1998; Sağlam ve ark., 2008). Bunlara ek olarak kalpte mast hücreleri renin salgılar (Silver ve ark., 2004; Le ve Coffman, 2006). Heparin: Heparin, mast hücreleri ve bazofil granülositlerin granüllerinde bulunan heparan sülfatlı proteoglikan olup antikoagulant fonksiyona sahiptir (Eurell ve Frappier, 2006; Sağlam ve ark., 2008). Heparin antitrombin III ve platelet faktör IV ile beraber, çok sayıda koagulan faktörlerini bloke edebilir. Ayrıca, fibroblast büyüme faktörü ile de etkileşir. Fibroblastlardaki heparin reseptörlerine bağlanarak sinyal iletimine neden olur (Eurell ve Frappier, 2006; Ergün, 2011). Kılcal arter ve lenf damarları etrafında toplanan mast hücrelerinden dolaşıma geçen heparin, kanın pıhtılaşmasını önleyerek sirkülasyonu kolaylaştırır. Bağ dokudaki şekilsiz temel madde, mast hücrelerinin bu özelliklerinden dolayı koyulaşmadan sol halinde kalır. Bu durum, bağ dokusunda madde ve sıvı

25 13 transportunun gerçekleşmesi ve çeşitli hücrelerin bu dokularda hareket edebilmesinde büyük önem taşır. Eklem boşlukları ile, kalp, göğüs ve karın boşluklarının ıslak ve kaygan kalabilmeleri de, eklem kapsüllerinde ve boşlukları çevreleyen seröz zarlarda bulunan mast hücrelerinden salınan heparinin, bu boşluklarda eriyik halinde bulunan proteinlerin koagule olmalarını önlemeleri ile mümkün olmaktadır (Sağlam ve ark., 2008). Histamin: Histamin, mast hücrelerinde histidin dekarboksilazın aracılığında histidin dekarboksilasyonu ile sentezlenir. Mast hücrelerindeki histaminin sentezlenip salıverilme hızı yavaş ve histidin dekarboksilazın etkinliği düşük olduğundan, biyolojik yarı ömrü 4 gün dolayındadır. Histaminin salıverilmesi hem metabolik hem de hücre içi kalsiyum düzeyinin artmasına bağlıdır (Pirinçci, 2007). Histamin, kan damarlarında özellikle postkapillar venüllerde genişleme ve geçirgenlik artışına neden olur (Janqueira ve Carneiro, 2005). Bronşlarda mukus üretimini artırır, başta bronşiyollerde bulunan düz kaslar olmak üzere, gastrointestinal sistem, uterus ve idrar kesesindeki düz kasların kontraksiyonunu sağlar (Diker, 1998). Ayrıca gastrik sekresyonu, lakrimasyonu ve salivasyonu uyarır (Tizard, 1984). Kaşıntı ile karakterize deri reaksiyonları ve dokularda ödem şekillendirir (Ross ve Pawlina, 2006). Histamin ile birlikte açığa çıkan asetil-gliserileter fosfokolin, trombositlerin kümeleşmesine, granül içeriklerinin salıverilmesine ve tromboksan A 2 nin açığa çıkmasına neden olur. Disodyum kromoglikat, lodoksamin, olopatidin ve ketotifen gibi maddeler mast hücre zarının dayanıklılığını artırarak, histaminin salıverilmesini ve hücre içinde samp düzeyini yükselterek kalsiyum girişini önlerler (Pirinçci, 2007). Memeliler gibi kuşlar ve reptiller de mast hücre granüllerinde histamin içermektedir (Chiu ve Lagunoff, 1972). Kondroitin sülfat: Kondroitin sülfat da bir proteoglikandır. Proteoglikanlar osmotik basıncı etkileyerek mast hücre granüllerinin şişmesi, füzyonu ve

26 14 ekzositozunda rol oynarlar (Salman, 1991). Kondroitin sülfatın histamini inaktive edici etkisi vardır (Gartner ve Hiatt, 2007). Aril sülfataz: Lökotrien C 4 ü inaktif hale getirir ve böylece yangısal cevabı sınırlandırır (Gartner ve Hiatt, 2007). Nötral proteazlar: Bunlar triptaz, kimaz ve karboksipeptidazdır (Gartner ve Hiatt, 2007). Triptaz, histamin ile birlikte salgılanır ve mast hücre aktivasyonunun belirleyicisi olarak görev yapar (Ross ve Pawlina, 2006). Mast hücrelerinden salgılanan triptazın, fibrinojenin fonksiyonunu sınırlandırdığı ve tam kanıtlanmış olmasa da anjiotensin 1 in anjiotensin 2 ye dönüştürülmesinde rol oynadığı düşünülmektedir (Gurish ve Austen, 2001). Epitel hücreleri, fibroblastlar ve solunum sistemindeki düz kas hücrelerinin büyüme faktörlerine etkilidir. Aktive olmuş mast hücrelerinden salınan triptaz yakındaki mast hücrelerinin sekresyon yapmasını stimüle edebilir (Payne ve Kam, 2004). Kimaz, vaskuler doku zedelenmesine yanıt olarak, anjiotensin 2 nin üretiminde önemli rol oynar. Mast hücre kimazı, özellikle aterosklerotik lezyonlu bölgelerde, vasküler düz kas hücrelerinin apoptozisine neden olur (Ross ve Pawlina, 2006). Heparin proteoglikanın kimaz ile olan ilişkisi, enzimin katalitik aktivitesini güçlendirir ve enzimleri degranulasyon sonrasında inhibe olmaktan koruyarak yaşam sürelerinin uzun olmasını sağlar (Pejler ve Berg, 1995). Nötrofil, eozinofil gibi yangısal olaylarda görev alan hücrelerin yangı alanına toplanmasında, mukus salgısının uyarılmasında ve nöropeptidlerin parçalanmasında görev alır (Gurish ve Austen, 2001). Karboksipeptidaz A, anjiotensin 2 sentezi ile bradikinin ve substans P gibi peptidlerin moleküllerinin ayrılmasında görevlidir (Molderings, 2010). Eozinofil kemotaktik faktör: Mast hücre zarları üzerinde IgE antikorları ve antijenlerin birleşmesi sonucunda salgılanır (Arda ve ark., 1998). Eozinofil granülositleri yangı bölgesine çeker (Gartner ve Hiatt, 2006; Ross ve Pawlina, 2006). Eozinofil granülositlerin salgısı, histamin ve lökotrienlerin etkilerini ortadan kaldırır (Ross ve Pawlina, 2006).

27 15 Nötrofil kemotaktik faktör: Nötrofil granülositleri yangı bölgesine çeker (Ross ve Pawlina, 2006). Serotonin: Fare ve sıçan gibi kemiricilerde mast hücre granülleri vazoaktif amin olan serotonin taşır. Serotonin, kapillar geçirgenliğinde artma, düz kaslarda kasılma ve kapillar daralmasında rol oynar (Arda ve ark., 1998; Sağlam ve ark., 2008). Ayrıca, anaflaksi olaylarında rol oynar, kalbi uyararak vazokonstruksiyona ve kan basıncının artmasına neden olur (Arda ve ark., 1998). Renin: Mast hücrelerinde, degranulasyon olduğu zaman hızlı ve etkin bir şekilde salınan renin böbreklerdeki mekanizmaya benzer şekilde anjiotensinojeni anjiotensin 1 e dönüştürür. Mast hücrelerinden salgılanan kimaz ile birlikte anjiotensin dönüştürücü enzim, anjiotensin 1 i anjiotensin 2 ye dönüştürür. Böylece sempatik sinir uçları etkilenir, norepinefrin salgılanır ve kardiak aritmi şekillenir (Le ve Coffman, 2006). Sekonder mediyatörler: Bu maddeler hücrenin granüllerinde depolanmazlar, mast hücresi aktive olduktan sonra sentezlenirler ve hemen ekstraselüler matrikse verilirler (Gartner ve Hiatt, 2007). Sekonder mediyatörler daha çok hücre zarı fosfolipidlerinden sentezlenirler (Janqueira ve Carneiro, 2005). Bunlar lökotrienler (C4, D4 ve E 4 ), prostoglandin (PGD 2 ) ve tromboksanlar (TXA 2, TXB 2 ) ile granüllerde bulunan enzim aktivitesiyle şekillenen bradikinin ve fosfolipaz A 2 aktivitesi ile şekillenen platelet aktive edici faktörlerdir. Bunlara ek olarak büyüme faktörleri (tümör nekrozis faktör α [TNF-α]) ve interlökinler (IL-4, IL-5, IL-6 ve IL- 8) sekonder mediyatörler arasındadır (Gartner ve Hiatt, 2007). Lökotrienler (C 4, D 4 ve E 4 ): Lökotrienlere anaflaksinin yavaş etkiyen substansları (SRS-A) denir. Alveollerde permeabilitenin artması ve düz kas kontraksiyonları şekillendirirler (Arda ve ark., 1998). İmmun cevabı ve anjiogenezisi ayarlarlar (Marshall, 2004). Histamine benzer şekilde akciğer hava yolundaki düz kasların kasılmasını tetikleyerek bronkospazma neden olurlar (Ross ve Pawlina, 2006; Gartner ve Hiatt, 2007). Bu kasılma antihistamin tedavisi ile de giderilemez

28 16 (Arda ve ark., 1998; Ross ve Pawlina, 2006). Vasküler permeabiliteyi arttırır, histaminden yüzlerce kat daha fazla vazoaktif etkiye sahiptirler (Gartner ve Hiatt, 2007). Prostoglandin (PGD 2 ): Düz kasların kontraksiyonu ve damar permeabilitesi üzerinde etkisi vardır (Arda ve ark., 1998). Bronkospazma ve bronşiyal mukozadaki mukus sekresyonunun artmasına neden olur (Gartner ve Hiatt. 2007). Tromboksanlar (A 2 ve B 2 ): Tromboksan A 2 kan pulcuklarının bir araya toplanmasını sağlayan aynı zamanda vazokontraksiyona da neden olan mediyatördür. Hızlı bir şekilde inaktif formu olan tromboksan B 2 ye dönüşür (Gartner ve Hiatt, 2007). Bradikinin: Peptid yapısında olup, histamin benzeri bir maddedir. Düz kaslarda yavaş fakat uzun süren kasılmalar meydana getirir. Kapillar geçirgenliği ve mukoza salgı bezlerinde salgılama aktivitesinin artışına neden olur (Arda ve ark., 1998). Acı duyusundan sorumludur (Gartner ve Hiatt, 2007). Platelet aktive edici faktör: Nötrofil ve eozinofilleri çekici etki yapar, vaskuler permeabilitede artışa ve bronşiyal düz kasların kasılmasına neden olur (Gartner ve Hiatt, 2007). Kan pulcuklarının bir araya gelmesini ve içeriklerinin salıverilmesini sağlar. Eozinofillerde bulunan enzim fosfolipaz D ile inaktif hale gelir (Tizard, 1984). Tümör nekrozis faktör α: Nötrofilleri aktive edip, diğer efektör hücreleri topladığı ve kemokin sentezini arttıran öncül mediyatörler olarak salındığı, aynı zamanda diğer sitokin ve kemokinlerin geç faz mediyatörü olarak öncülük ettiği bildirilmektedir (Metcalfe ve ark., 2009). Dentritik hücrelerin olgunlaşmasında rolleri vardır (Hofmann ve Abraham, 2009). Endotelyal ve epiteliyal adhezyon moleküllerini düzenler (Prussin ve Metcalfe, 2006).

29 17 İnterlökinler (IL-4, IL-5, IL-6 ve IL-8): Mast hücre proliferasyonu, IgE üretimi, mukus sekresyonu (Abbas ve ark., 2007), lökosit üretimi, proliferasyonu, aktivasyonunda (Molderings, 2010) ve yardımcı T lenfosit 2 lerin farklılaşmasında görevlidir (Prussin ve Metcalfe, 2006). Yukarıdaki mediyatörlerin yanı sıra sığır mast hücreleri dopamin de içermektedir (Chiu ve Lagunoff, 1972; Schwartz ve Austen, 1984). Mast hücreleri orijinleri, morfolojik özellikleri, histokimyasal farklılıkları, içerdikleri mediyatörler, salgılatıcı ajanlara verdikleri yanıtlar, içerdikleri proteoglikanların yapı ve içeriği gibi unsurlar göz önüne alındığında alt gruplara ayrılmaktadır (Lin ve Befus, 2002). Buna göre mast hücreleri, mukozal mast hücresi (MMC) ve bağdoku mast hücresi (CTMC) olmak üzere iki alt gruba ayrılmaktadır (Enerback, 1966a; Lin ve Befus, 2002; Telser ve ark., 2007). İnsanlarda mast hücresi heterojenitesi, mast hücre granüllerinin triptaz ve kimaz içermesine göre iki gruba ayrılır. Bunlar, sadece triptaz içeren mast hücreleri (mast cell-tryptase MC T ) ve hem triptaz hem de kimaz içeren mast hücreleri (Mast Cell Tryptase/Chymase MC TC ) olarak adlandırılırlar (Marshall, 2004; Karaca ve Yörük, 2005; Stone ve ark., 2010). MMC lerinin granüllerinde bol miktarda kondroitin sülfat bulunurken çok az miktarlarda histamin bulunur ve gelişimleri T hücre sitokini IL-3 e bağımlıdır. İnsanlarda sadece triptaz içeren MC T ler, granüllerinde triptaz bulunması ve diğer nötral proteazların olmayışı ile MMC lere karşılık gelir. MMC leri en fazla bağırsak mukozalarında ve akciğerlerde alveolar duvarda bulunurlar. CTMC lerin granüllerinde ise fazla miktarda heparin proteoglikanı ve histamin bulunur. MMC lerin aksine CTMC ler T hücrelerine daha az bağımlıdırlar. Akciğer ve vücut boşluklarındaki serozalarda bulunurlar. İnsanlarda CTMC lerin karşılığı olan mast hücreleri, triptaz, kimaz ve karboksipeptidaz içeren MC TC lerdir. CTMC insanda en fazla deri ve intestinal submukozada bulunur. Kemik iliğinden MMC olarak ayrılan mast hücreleri CTMC hücrelerine dönüşebilir (Abbas ve ark., 2007). MMC ler CTMC lere oranla daha küçüktür ve sitoplazmalarında daha az sayıda granül içerirler (Kitamura ve ark., 2007).

30 18 Mast hücrelerinin rutin histolojik preparasyonlarda fark edilebilmesi için özel tespit solüsyonları kullanılması gereklidir (Ergün, 2011). Granüllerinin boyanma özelliği, kullanılan fiksatiflere göre farklılık gösterir. CTMC, %4 lük formaldehit içeren birçok fiksatife karşı dirençli iken, MMC çok az bir fiksatif grubuyla gösterilebilir. Bunlar Carnoy s solüsyonu, Mota gibi kurşun tuzu içeren solüsyonlar ve IFAA gibi düşük konsantrasyonlu formaldehit ve asetik asit solüsyonlarıdır (Enerback, 1966a). Mast hücresi granülleri asit karakterde olduklarından bazik boyalarla kolaylıkla boyanırlar (Sağlam ve ark., 2008). Hücrelerin granülleri toluidin blue, azure A, Bismark Brown ve thionin boyaları ile bu boyaların rengi olan mavi değil de mor-kırmızı renkte boyanırlar (Bancroft ve Gamble, 2002). Bu olgu metakromazi adını alır. Metakromazi hücrelerin boyandıkları boyanın renginden farklı renkte görülmesidir (Sağlam ve ark., 2008). Metakromazi, katyonik boyaların sülfatlı glikozaminoglikan, nükleik asitler ve bazı yüksek moleküllü lipidler gibi polianyonik moleküllerle birleştiği zaman, boyanın absorbsiyon spektrumunda şekillenen değişim olarak tanımlanabilir. Bu boyaların en tipik özelliği, renk tonlarının solusyonda bulunan boya miktarı ile ilişkili olmasıdır. Seyreltik solüsyonlar mavi renk verir iken boyanın konsantrasyonu arttıkça renk mordan kırmızıya doğru değişir. Boyanın metakromatik biçimi, ortokromatik (monomer) formun, dimer veya polimer forma dönüşmesiyle ilişkilidir. Monomerik form mavi, dimerik form mordur. Polimerik form ise kırmızıdır ve ancak yüksek boya konsantrasyonlarında gözlenir. Bu gözlemlere dayanarak histokimyada metakromazinin iki türü tanımlanmıştır. Bunlardan birincisi gama (kırmızı) metakromazidir. Daha çok dokudaki sülfat esterlerinden kaynaklanır ve alkole dirençli bir metakromazidir. İkinci tip olan beta (mor) metakromazi alkole daha az dirençlidir. Mast hücreleri içerdikleri asit nitelikli glikozaminoglikanlardan dolayı gama metakromazi gösterirler (Bancroft ve Cook, 1984). Farklı fiksatifler kullanılarak ve farklı boyama metodları uygulanarak mast hücrelerindeki histokimyasal heterojenitenin belirlenebileceği bildirilmiştir

31 19 (Enerback, 1966a, Chen ve ark., 1990a, b). Mast hücreleri metakromazi gösteren boyaların yanı sıra Alcian blue (AB) gibi granül spesifik boyalarla da boyanabilir. Alcian blue metodu, tek başına kullanılabildiği gibi Safranin O (SO) ile kombine olarak da kullanılır. Bu boyamada, proteoglikan çeşidi ve proteaz içeriğine göre CTMC granülleri kırmızı, MMC granülleri ise mavi olmak üzere farklı şekilde boyanırlar (Bancroft ve Cook, 1984). MMC nin formole duyarlı ve alcian blue/safranin O (AB/SO) kombine boya metodunda sadece AB (+) olarak boyanan granüller içerdiği, CTMC nin ise formole dirençli ve SO (+) olarak boyanan granüllere sahip olduğu belirtilmiştir (Enerback, 1966b; Chen ve ark., 1990a). Berberin sülfat, bazik fluorescent bir boyadır ve bu boya ile tespite bağlı olmaksızın CTMC ler parlak yeşil boyanır iken MMC ler ise boyanmamaktadır (Enerback, 1981). Mast hücreleri bazik boyaların yanı sıra immunohistokimyasal teknikler kullanılarak da gösterilebilirler (Eurell ve Frappier, 2006; Ergün, 2011). Böbreklerde mast hücrelerini araştırmak için yapılan çalışmada sağlıklı böbrek dokusunda çok seyrek olarak rastlanan mast hücrelerinin bazı böbrek hastalıklarında sayıca artış gösterdiği bildirilmektedir (Holdsworth ve Summers, 2008). Mast hücrelerinin sağlıklı böbrek dokusunda çoğunlukla, korteks ve medullada intersitisyumda bulunan kan damarlarının ve renal tubüllerin çevresinde bulunduğu belirtilmektedir (Ehara ve Shigematsu, 2003). İnsanlarda yapılan araştırmalarda glomerular ve tubulointersitisyel hastalıklar gibi çeşitli böbrek hastalıklarında böbreğin intersitisyumunda mast hücrelerinin sayısında artış gözlendiğinden bahsedilmektedir (Rangan ve Harris, 2003). Reflü nefropatili hastalarda yapılan çalışmada, mast hücrelerinin kontrol grubuna göre daha fazla sayıda olduğundan söz edilmektedir (Solari ve ark., 2004). Ratların böbreğinde yapılan çalışmada magnezyumdan eksik beslenen ratlarda glomerulus ve böbrek tübüllerinin çevresindeki intersitisyumda sayıca daha fazla mast hücrelerine rastlandığı bildirilmektedir (Blank ve ark., 2007). İdrar kesesinde, intersitisyel sistit infeksiyonlarında mast hücrelerinin sayısal olarak artış gösterdiği yapılan çalışmalarda bildirilmektedir (Hofmeister ve ark.,

32 ; Sant ve ark., 2007; Rudick ve ark., 2008). İntersitisyel sisititli hastalardan alınan doku örneklerinin incelendiği çalışmalarda, mast hücre sayısının tunika mukoza ve tunika muskularis katmanlarında kontrol gruplarına oranla belirgin derecede artış gösterdiği belirtilmektedir (Larsen ve ark., 1982; Yamada ve ark., 2000). Bu araştırma sığır, koyun ve keçilerin üriner sisteminde bulunan mast hücrelerinin sayısal dağılımı, histokimyasal özellikleri ve heterojenitelerini ortaya koymak amacıyla yapıldı.

33 21 2. GEREÇ VE YÖNTEM 2.1. Hayvan Materyali Çalışmada, Ankara çevresindeki mezbahalardan sağlanan 10 ar adet erişkin ve sağlıklı dişi Holştayn sığır, Akkaraman koyun ve kıl keçisine ait böbrek korteks ve medullası, üreter, idrar kesesi ve üretra dan alınan doku örnekleri materyal olarak kullanıldı Tespit ve Boyamalar Işık mikroskobik incelemeler için alınan doku parçalarının bir kısmı %10 formol de tespit edilip yıkandıktan, diğer kısmı ise izotonik formaldehit asetik asit (IFAA, ph 2,9) te 12 saat tespit edilip %70 alkolde 12 saat bekletildikten sonra dereceli alkoller, metil benzoat ve benzol serilerinden geçirilerek paraplastta bloklandılar (Enerback, 1966a). Hazırlanan bloklardan 30µ arayla 5µ kalınlığında 10 ar adet seri kesitler alındı. Aynı hayvana ait olan %10 formol ve IFAA da tespit edilmiş dokulardan alınan birer kesit aynı lam üzerine konuldu. Bu kesitler, Mc Ilvaine nin sitrik asit disodyum tamponunda hazırlanan %5 lik toluidin blue solüsyonunda 10 dakika süreyle (Enerback, 1966b) boyandı. Mast hücrelerinin alt tiplerini ve dokulardaki dağılımlarını belirlemek amacıyla %10 formol ve IFAA da tespit edilmiş dokulardan hazırlanan her bloktan 30µ arayla 5µ kalınlığında kesitler aynı lam üzerine alındı ve alcian blue/safranin O (AB/SO) kombine boya metodu (Enerback, 1966b) ile boyandı. Bu boya yönteminin kontrolü amacıyla MMC için ratların barsaklarından, CTMC için ratların derisinden alınan doku örnekleri kullanıldı.

34 22 Bu boya metodlarının yanında, sığır, koyun ve keçilerde üriner sistemin genel yapısını incelemek amacıyla %10 formolde tespit edilen böbrek, üreter, idrar kesesi ve üretraya ait doku örneklerine Mallory nin trichrom boya yöntemi uygulandı (Crossmon, 1937) Hücre Sayımı ve İstatistiksel Analiz Mast hücrelerinin sayısal dağılımını belirlemek amacıyla hazırlanan seri kesitlerde hücre sayımları 100 kare oküler mikrometre (eyepiece graticule) ile yapıldı. Objektifin 40 lık büyütmesi ile oküler mikrometrenin 100 kare birim alanındaki mast hücreleri sayıldı. Böbrekten alınan kesitlerde korteks ve medullanın rast gele seçilen 10 ar değişik bölgesinde hücre sayımı yapıldı. Üreterler, idrar kesesi ve üretra da ise lamina propriya, submukoza, tunika muskularis ve tunika seroza katmanlarından rast gele seçilen her bir bölgeden 10 büyütülmüş alanda hücre sayıldı. Seri kesitlerin sayılması sonucu bu rakamların aritmetik ortalaması alındı. Böylece 100 kare oküler mikrometrenin kapsadığı alandaki ortalama mast hücresi saptandı. Mikrometrik lam yardımıyla 40 lık objektif büyütme için 100 kare oküler mikrometrenin alanı hesaplanarak elde edilen tüm veriler, 1 mm 2 lik birim alandaki mast hücre sayısına dönüştürüldü (Böck, 1989). İstatistiksel analizlere geçmeden önce veriler parametrik test varsayımları yönünden incelendi. Normallik varsayımı için Kolmogorov-Smirnov testi, varyansların homojenliği varsayımı için ise Levene testi kullanıldı. IFAA ve %10 formol ile tespit edilen dokulardaki mast hücre sayısı bakımından hayvan türleri arasındaki farklılığın istatistiksel açıdan anlamlılığına varyans analizi ile bakıldı. İstatistiksel açıdan farklılığı anlamlı bulunanlar için ileri aşama testi olarak Tukey testi yapıldı. Her hayvan türü için ayrı ayrı böbrek, üreter, idrar kesesi ve üretradan yapılan kesitlerden elde edilen mast hücre sayıları bakımından solüsyonlar arasındaki farklılığa Student T-test ile bakıldı. Her hayvan türü, organ ve solusyonlar için mast hücre sayıları bakımından kesitler arası farklılığa Varyans Analizi ile bakıldı. İstatistiksel açıdan anlamlı farklılık bulunanlar için ileri aşama testi olarak Tukey

35 23 testi yapıldı (Özdamar, 2003). Tüm istatistiksel analizler minimum %5 hata payı ile değerlendirildi. İstatistiksel analiz için SPSS 14.1 paket programından yararlanıldı.

36 24 3. BULGULAR 3.1. Işık Mikroskopik Bulgular Sığır, koyun ve keçilerde üriner sistemin histolojik yapısını tanımlamak için, Mallory nin üçlü boya yöntemiyle hazırlanan preparatlar incelendiğinde böbreğin korteks ve medulladan oluştuğu gözlendi. Kortekste glomerulus, Bowman kapsülü ve böbrek tubulleri (Şekil 3.1A), medullada ise böbrek tubulleri ve toplayıcı borucuklardan oluşan paranşim üniteleri ile karşılaşıldı (Şekil 3.1B). Tüm bu paranşim ünitelerinin bağ dokudan bir intersitisyum ile sarılı olduğu gözlendi. Şekil 3.1. A: Koyun böbrek korteksi. Triple. X270. B: Keçi böbrek medullası. Triple. X270.

37 25 Lumeni yıldız şeklinde olan üreter (Şekil 3.2) ile idrar kesesi (Şekil 3.3) ve üretrada (Şekil 3.4) tunika mukozada lamina epitelyalis, lamina propriya ve submukoza görüldü. Lamina epitelyalisi oluşturan tranzisyonel epitelin, bulunduğu yere göre kalınlığının değiştiği dikkati çekti. Lamina propriyanın sıkı, submukozanın gevşek bağ dokudan oluştuğu ve bağ doku içerisinde kan damarlarının dağınık şekilde bulunduğu belirlendi. İdrar kesesinde yer yer lamina muskularis görüldü. İdrar kesesinin tunika muskularisi oluşturan detrusor muscle da denilen güçlü düz kas hücrelerinden oluştuğu saptandı (Şekil 3.3C,D). Tunika adventisyanın ise gevşek bağ dokudan şekillendiği gözlendi. Şelil 3.2. A: Koyun üreter, Triple. X220. B: Sığır üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X270. C: Koyun üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, TM: tunika muskularis. Triple. X270. D: Keçi üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, TM: tunika muskularis. Triple. X270.

38 26 Şekil 3.3. A: Sığır idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X270. B: Keçi idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza. Triple. X270. C: Keçi idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Triple. X550. D. Koyun idrar kesesi, TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Triple. X550. Şekil 3.4. A: Koyun üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X1100. B: Koyun üretra, SM: submukoza, TM: tunika muskularis, Triple. X 270.

39 27 Her üç hayvan türünde de, formol ve IFAA ile tespit edilmiş dokularda mast hücreleri bulundukları yere göre farklı büyüklüklerde (Şekil 3.5A) yuvarlak (Şekil 3.5A), oval (Şekil 3.6A,B) ya da mekik (Şekil 3.5B) şeklinde gözlendi. Merkezi veya ekzantrik konumda yerleşmiş olan çekirdek, çoğu hücrelerde granüller tarafından örtülmüş durumdaydı. Formol tespitli dokulardaki mast hücreleri daha soluk boyanmışlardı ve genellikle granülleri seçilebiliyordu (Şekil 3.5A, 3.6A, 3.7A). IFAA tespitli dokularda ise mast hücreleri daha koyu boyanmışlardı ve çoğunlukla granülleri seçilemiyordu (Şekil 3.6B, 3.7B). Şekil 3.5. Keçi idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700.

40 28 Şekil 3.6. Sığır idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X2700. Şekil 3.7. Koyun idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700.

41 Böbrek Sığır, koyun ve keçide, böbrek dokusunda %10 formol (Şekil 3.8A,B) ve IFAA solüsyonlarında (Şekil 3.9A,B) tespit edilip toluidin blue ile boyanan kesitlerde mast hücreleri belirgin şekilde metakromazi göstermeleri ile ayırt edildiler. Mast hücreleri böbrek dokusunda oldukça az sayıda bulunmaktaydı. Formol ile tespit edilmiş dokularda IFAA ile tespit edilmiş dokulara oranla daha az sayıda mast hücresine rastlandı. Böbrek korteksinde glomerulusların, böbrek tubullerinin ve kan damarlarının çevresindeki intersitisyumda mast hücreleri görüldü (Şekil 3.10A, 3.11A). Medullada, böbrek tubulleri ve toplayıcı borucuklar çevresindeki intresitisyumda mast hücrelerine rastlandı (Şekil 3.10B, 3.11B). Mast hücreleri kortekse oranla medullada daha az sayıda gözlendi. Şekil 3.8. A: Sığır formol tespitli böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Koyun formol tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X1100.

42 30 Şekil 3.9. Sığır IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Böbrek medullası, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Şekil Koyun IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: Böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X270.

43 31 Şekil Keçi IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, yıldız: damar, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: Böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X270. AB/SO kombine boyamasında, her iki tespit solüsyonunda da AB(+)/SO(-) mast hücrelerine rastlandı. AB(+) mast hücreleri IFAA tespitli dokularda %10 formol tespitli dokulara oranla fazla sayıda ve koyu boyanmış olarak gözlendi (Şekil 3.12A,B). AB(+) mast hücreleri, böbrek korteksinde glomerulus, böbrek tubulleri ve kan damarları (Şekil 3.13A,B), medullada ise böbrek tubulleri çevresindeki intersitisyumda dağınık şekilde bulunmaktaydı (Şekil 3.12A,B).

44 32 Şekil A: Koyun IFAA tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X600. B: Koyun formol tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. Şekil A: Sığır IFAA tespitli böbrek kortesi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Alcien blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550.

45 Üreter Her üç hayvan türünde de mast hücreleri, %10 formol ve IFAA ile tespit edilip toluidin blue ile boyanan kesitlerde metakromazi göstermeleri ile kolaylıkla ayırt edildi. Formol tespitli dokulardan alınan kesitlerde mast hücreleri (Şekil 3.14A,B). IFAA ile tespit edilenlere göre (Şekil 3.15 A,B) daha soluk ve daha az sayıda gözlendi. Üreterde mast hücreleri, lamina propriya katmanında özellikle subepitelyal yerleşimli ve kan damarlarının çevresinde gözlenirken, bağ dokusunda da dağınık şekilde görüldü. Submukozada da çoğunlukla kan damarlarının çevresinde olmak üzere bağ dokuda tek tek veya gruplar halinde mast hücrelerine rastlandı (Şekil 3.15A, 3.16A, 3.17A). Tunika muskularis içerisinde kas demetleri arasındaki bağ dokuda mast hücreleri görüldü. Tunika adventisya katmanında diğer katmanlara oranla daha az sayıda mast hücresine rastlandı. Burada mast hücreleri bağ doku içerisinde dağınık olarak gözlenmekle birlikte özellikle kan damarlarının yakınında yer aldıkları dikkati çekti (Şekil 3.15B, 3.16B, 3.17B). Şekil A: Sığır formol tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Koyun formol tespitli üreter, SM: submukoza, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X1100.

46 34 Şekil Sığır üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X450. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X450. Şekil Koyun üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550.

47 35 Şekil Keçi üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. AB/SO kombine boyamasında her iki tespit solüsyonunda tespit edilen dokularda AB(+)/SO(-) hücrelere rastlandı. %10 formol ile tespit edilen dokularda (Şekil 3.18), IFAA tespitli dokulara (Şekil 3.19A,B) oranla çok daha az sayıda ve daha soluk boyanmış şekilde AB(+) mast hücreleri belirlendi. AB(+) mast hücreleri lamina propriyada bağ doku içerisine dağılmış, subepitelyal yerleşimli ve kan damarlarının çevresinde gözlendi. Submukoza katmanında AB(+) mast hücreleri bağ doku içerisinde özellikle kan damarlarının çevresinde görüldü. Tunika muskularis katmanında kas demetleri arasındaki bağ dokuda ve tunika adventisyada yine bağ dokuda düzensiz yerleşimli AB(+) mast hücrelerine rastlandı.

48 36 Şekil Keçi formol tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. Şekil A: Sığır IFAA tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, yıldız, damar, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Koyun IFAA tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550.

49 İdrar Kesesi Sığır, koyun ve keçide her iki tespit solüsyonunda da toluidin blue ile boyanan kesitlerde mast hücreleri metakromazi göstermeleri ile kolaylıkla ayırt edildi. Mast hücreleri formol tespitli dokulardan alınan kesitlerde daha az sayıda ve soluk renkli görüldü (Şekil 3.20A,B). Lamina propriyada farklı büyüklükteki mast hücreleri bağ dokuda dağınık olarak, özellikle subepitelyal yerleşimli ve kan damarlarının yakınında gözlendi. Submukozada başta damarların etrafında olmak üzere bağ doku içerisinde tek tek veya gruplar halinde mast hücrelerine rastlandı (Şekil 3.21A, 3.22A, 3.23A). Mast hücreleri, tunika muskulariste kas demetleri arasındaki bağ dokuda dağınık şekilde gözlendi. Tunika serozada, mast hücreleri diğer katmanlara oranla daha az sayıda ve bağ dokuda genellikle damarların çevresinde gözlendiler (Şekil 3.21B, 3.22B, 3.23B). Şekil A: Keçi formol tespitli idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X1100. B: Koyun formol tespitli idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550.

50 38 Şekil Sığır idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. Şekil Koyun idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550.

51 39 Şekil Keçi idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. İdrar kesesinde, AB/SO kombine boyamasında her iki tespit solüsyonu ile tespit edilen dokularda AB(+)/SO(-) hücrelere rastlandı. %10 formol ile tespit edilmiş dokularda (Şekil 3.24B) nadir olarak rastlanan ve soluk boyanan AB(+) mast hücrelerinin, IFAA ile tespit edilmiş dokularda (Şekil 3.24A, 3.25A,B) sayıca daha fazla olduğu ve daha koyu boyandığı görüldü. Lamina propriyada bağ doku içerisinde dağınık şekilde, subepitelyal yerleşimli ve damarlar çevresinde AB(+) mast hücreleri gözlendi. Submukozada özellikle damarların çevresinde bulunan mast hücreleri, bağ doku içerisinde dağınık şekilde bulunmaktaydı (Şekil 3.25A). Tunika muskulariste (Şekil 3.25B) kas demetleri arasındaki bağ dokuda ve tunika adventisyada, bağ dokuda dağınık ve kan damarları çevresinde AB(+) olarak boyanan mast hücrelerine rastlandı.

52 40 Şekil A: Koyun IFAA tespitli idrar kesesi, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. B: Koyun formol tespitli idrar kesesi, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. Şekil A: Sığır IFAA tespitli idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550.

53 Üretra Üç hayvan türünde de üretradaki mast hücreleri her iki tespit solüsyonunda metakromazi göstermeleri ile kolayca ayırt edildi. Mast hücrelerinin %10 formolde tespit edilen dokularda daha az sayıda oldukları ve daha soluk boyandıkları gözlendi (Şekil 3.26A,B). Büyüklükleri birbirinden farklı mast hücrelerine lamina propriyada bağ dokuda dağınık şekilde veya subepitelyal yerlesimli ve kan damarları çevresinde rastlandı. Submukozada mast hücreleri, hem bağ doku içerisinde hem de damarların çevresinde tek tek veya gruplar halinde görüldü (Şekil 3.27A, 3.28A, 3.29A). Tunika muskulariste, farklı büyüklüklerde mast hücreleri kas demetleri arasındaki bağ dokuda yerleşmiş olarak gözlendi. Mast hücreleri tunika adventisya katmanında bağ doku içerisinde dağınık şekilde ve damarların çevresinde bulunuyordu (Şekil 3.27B, 3.28B, 3.29B). Şekil Koyun formol tespitli üretra. A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550 B: Üretra submukozası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X1100.

54 42 Şekil Sığır üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. Şekil Koyun üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550.

55 43 Şekil Keçi üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Üretrada, mast hücrelerinin dokulardaki heterojenitesini belirlemek amacıyla %10 formol ve IFAA ile hazırlanan AB/SO kombine boya metodu ile boyanmış preparatlar incelendiğinde, IFAA tespit solüsyonunda daha fazla olmak üzere AB(+)/SO(-) mast hücreleri görüldü (Şekil 3.30A,B). AB(+) mast hücrelerine lamina propriyada subepitelyal (Şekil 3.31B) ve lamina propriya ile submukozada bağ doku içerisinde dağınık ve damar çevrelerinde rastlandı (Şekil 3.31A,B). Tunika muskularisi oluşturan kas katmanlarının arasındaki ve tunika adventisyadaki bağ dokuda AB(+)/SO(-) mast hücreleri gözlendi.

56 44 Şekil A: Sığır IFAA tespitli üretra, Ok başlar: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Sığır formol tespitli üretra, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X700. Şekil A: Sığır IFAA tespitli üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550.

Üriner sistem: İdrarı oluşturan (böbrekler) İdrarı ileten organlar (Üreterler, vezika ürinarya ve üretra). Sistemin organları, organizmada

Üriner sistem: İdrarı oluşturan (böbrekler) İdrarı ileten organlar (Üreterler, vezika ürinarya ve üretra). Sistemin organları, organizmada ÜRİNER SİSTEM Üriner sistem: İdrarı oluşturan (böbrekler) İdrarı ileten organlar (Üreterler, vezika ürinarya ve üretra). Sistemin organları, organizmada metabolizma sonucu oluşan son ürünlerin kandan süzülmesini

Detaylı

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir)

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir) Bağ doku Mezodermden köken alır En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir) Bağ dokunun Fonksiyonları Diğer organ ve dokuların Fonksiyonal ve yapısal desteğini sağlar. kan damarları aracılığı

Detaylı

ABSTRACT ANAHTAR SÖZCÜKLER / KEY WORDS

ABSTRACT ANAHTAR SÖZCÜKLER / KEY WORDS I ÖZ Bu çalışmada Kepez/AYDIN dan Haziran 2005 tarihinde toplanan 10 yetişkin L. stellio nun (5, 5 ) sindirim kanalının bir bölümünü oluşturan ince barsak ve kalın barsağının genel histolojik yapısı ortaya

Detaylı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ

Detaylı

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 Lenfoid Sistem Lenfositlerin, mononükleer fagositlerin ve diğer yardımcı rol oynayan hücrelerin bulunduğu, yabancı antijenlerin taşınıp yoğunlaştırıldığı, Antijenin

Detaylı

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

HİSTOLOJİ ATLASI UYGULAMA KILAVUZU

HİSTOLOJİ ATLASI UYGULAMA KILAVUZU HİSTOLOJİ ATLASI UYGULAMA KILAVUZU Dağıtım ve Pazarlama Adresleri http://www.fenomenyayincilik.com/ http://www.akcag.com.tr/ http://www.tumkitaplar.com/kitap/index.pl?yayinevi=153 http://www.idefix.com/kitap

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su KAN DOKUSU Kanın Bileşenleri Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08 Plazma :%55 Hücreler : %45 Plazmanın %90 su Kan Hücreleri Eritrosit Lökosit Trombosit Agranulosit Lenfosit Monosit Granulosit Nötrofil

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

Örtü Epiteli Tipleri:

Örtü Epiteli Tipleri: Tek Katlı: Tek Katlı Yassı Epitel Tek Katlı Kübik Epitel Tek Katlı Prizmatik Örtü Epiteli Tipleri: Basit Kinosilyalı Çizgili Kenarlı Yalancı Çok Katlı( Psödostratifiye) Prizmatik Epitel Çok Katlı: Çok

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

Omurgalılarda Boşaltım Organı (Böbrekler) Pronefroz böbrek tipi balıkların ve kurbağaların embriyo devrelerinde görülür.

Omurgalılarda Boşaltım Organı (Böbrekler) Pronefroz böbrek tipi balıkların ve kurbağaların embriyo devrelerinde görülür. Omurgalılarda Boşaltım Organı (Böbrekler) Omurgalıların boşaltım organları böbreklerdir. Ancak omurgalılarda pronefroz, mezonefroz ve metanefroz olmak üzere üç tip böbreğe rastlanır. Pronefroz böbrek tipi

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 ADIM ADIM YGS LYS 184. Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 2) Geri Emilim (Reabsorpsiyon) Bowman kapsülüne gelen süzüntü geri emilim olmadan dışarı atılsaydı zararlı maddelerle birlikte yararlı maddelerde kaybedilirdi.

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine EPİTEL DOKU EPİTEL DOKU Birbirine bitişik hücrelerden yapılmıştır. Hücreler arası madde çok azdır. Ektoderm, mezoderm ve endoderm olmak üzere her üç embriyon yaprağından köken alır. Epitel dokusu mitoz

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

Boşaltım Sistemi Fizyolojisi = Üriner Sistem Fizyolojisi

Boşaltım Sistemi Fizyolojisi = Üriner Sistem Fizyolojisi Boşaltım Sistemi Fizyolojisi = Üriner Sistem Fizyolojisi Boşaltım Sisteminin Görevleri Vücut sıvılarının hacmi ve içeriğinin korunması, kan basıncının dengede tutulması, ph ının dengede tutulması, su-tuz

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

MEZODERMDEN MEYDANA GELENLER

MEZODERMDEN MEYDANA GELENLER MEZODERMDEN MEYDANA GELENLER ÜROGENİTAL SİSTEMİN GELİŞMESİ İntermedier mezodermin ürogenital plak adı verilen bölgesinden meydana gelir.( Sidik kesesi ve üretra epiteli hariç ) Önce üriner sistem sonra

Detaylı

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI TİP I TİP II TİPII TİPIII TİPIV TİPIV TİPIV İmmün yanıt IgE IgG IgG IgG Th1 Th2 CTL Antijen Solübl antijen Hücre/

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer Solunum sistemi farmakolojisi Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 Havayolu, damar ve salgı bezlerinin regülasyonu Hava yollarının aferent lifleri İrritan reseptörler ve C lifleri, eksojen kimyasallara,

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM HİSTOLOJİSİ. Prof.Dr.Yusuf NERGİZ

ÜRİNER SİSTEM HİSTOLOJİSİ. Prof.Dr.Yusuf NERGİZ ÜRİNER SİSTEM HİSTOLOJİSİ Prof.Dr.Yusuf NERGİZ SUNUM PLANI Üriner sistem hakkında genel bilgi Böbrek kan dolaşımı Böbrek histofizyolojisi Böbreklerin morfolojik yapısı (Kapsula,korteks,medulla nefron ve

Detaylı

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite Prof.Dr. Yılmaz Akça Prof.Dr. Feray Alkan Prof.Dr. Aykut Özkul Prof. Dr. Seval Bilge-Dağalp Prof.Dr. M. Taner Karaoğlu Prof.Dr. Tuba Çiğdem Oğuzoğlu DOĞAL SAVUNMA HATLARI-DOĞAL

Detaylı

Boşaltım Sistemi Fizyolojisi

Boşaltım Sistemi Fizyolojisi Boşaltım Sistemi Fizyolojisi 1 Boşaltım sistemi (üriner sistem) Homeostasise katılan en önemli organ sistemlerinden biridir. Vücut sıvılarının hacim ve içeriğinin kontrolü Kan basıncının düzenlemmesi ph

Detaylı

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli Endotel, dolaşım sistemini döşeyen tek katlı yassı epiteldir. Endotel hücreleri, kan damarlarını kan akımı yönünde uzunlamasına döşeyen yassı,

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU Fizyolojiye Giriş Temel Kavramlar Fizyolojiye Giriş Canlıda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişikliklerin tümüne birden yaşam denir. İşte canlı organizmadaki

Detaylı

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal

Detaylı

BAĞ DOKUSU. Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu

BAĞ DOKUSU. Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu BAĞ DOKUSU BAĞ DOKUSU Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu Yağ Dokusu Kan Dokusu Müköz Bağ Dokusu Destek Bağ Dokusu Kıkırdak Dokusu (Hiyalin, Elastik, Fibröz) Kemik

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI Canlılar hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ATP ye ihtiyaç duyarlar. ATP yi ise besinlerden sağlarlar. Bu nedenle

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM 1-BÖBREK(2) 2-ÜRETER(2) 3-İDRAR KESESİ 4-ÜRETHRA

ÜRİNER SİSTEM 1-BÖBREK(2) 2-ÜRETER(2) 3-İDRAR KESESİ 4-ÜRETHRA ÜRİNER SİSTEM 1-BÖBREK(2) 2-ÜRETER(2) 3-İDRAR KESESİ 4-ÜRETHRA ÜRİN Üre Ürik asit Kreatinin Belirli yabancı maddeler ve onların parçalanma ürünleri Elektrolitler Su(Değişik miktarda) BÖBREĞİN ÖNEMLİ Ürin

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

EPİTEL DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

EPİTEL DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN EPİTEL DOKUSU Prof. Dr. Levent ERGÜN https://www.google.com.tr/search?q=centrosome&espv=2&biw=1280&bih=918&source=lnms&tbm=isch&sa=x&ved=0ahukewjvgupqk7dsahvrd5okhsgcc- 0Q_AUIBigB#tbm=isch&q=epitehelial+cell+types&*&imgrc=leEWEd2z9XOqMM:

Detaylı

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya HEMATOPOETİK SİSTEM Hematopoetik Sistem * Periferik kan * Hematopoezle ilgili dokular * Hemopoetik hücrelerin fonksiyon gösterdikleri doku ve organlardan meydana gelmiştir Kuramsal: 28 saat 14 saat-fizyoloji

Detaylı

Boşaltım Sistemi Fizyolojisi

Boşaltım Sistemi Fizyolojisi Boşaltım Sistemi Fizyolojisi 1 Boşaltım sistemi (üriner sistem) Homeostasise katılan en önemli organ sistemlerinden biridir. Vücut sıvılarının hacim ve içeriğinin kontrolü Kan basıncının düzenlemmesi ph

Detaylı

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU EXTRAEMBRİYONAL KESELERİN MEYDANA GELİŞİ Zigottan sonraki gelişmelerle uterusa ulaşmış olan blastosist in intrauterin tesirlere ve dış basınçlara karşı korunması gerekir.

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR ADIM ADIM YGS LYS 174. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR Dolaşım Sisteminde görev alan damarlar şunlardır; 1) Atardamarlar (arterler) 2) Kılcal damarlar (kapiller) 3) Toplardamarlar (venler) 1) Atardamar

Detaylı

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN KAN DOKUSU Prof. Dr. Levent ERGÜN 1 Kan Dokusu Plazma (sıvı) ve şekilli elemanlarından oluşur Plazma fundememtal substans olarak kabul edilir. Kanın fonksiyonları Transport Gaz, besin, hormon, atık maddeler,

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

ÜRİNER SİSTEMİ. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

ÜRİNER SİSTEMİ. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN ÜRİNER SİSTEMİ Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN ÜRİNER SİSTEM Vücutta, hücresel düzeyde gerçekleşen kimyasal olaylar sonucunda ortaya çıkan başta üre olmak üzere diğer atık maddeler

Detaylı

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Düz Kas Mesane Uterus İnce bağırsak Düz Kas İşlevleri İstemsiz kasılma Bazı düz kas hücreleri kollajen, elastin, glikozaminoglikan,

Detaylı

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER Boşaltım Sistemi İNSANLARDA BOŞALTIMIN AMACI NEDİR? VÜCUDUMUZDAN HANGİ ATIK MADDELER UZAKLAŞTIRILIR? İDRAR SU TUZ KARBONDİOKSİT BESİN ATIKLARI ÜRE ATIK MADDELERİ VÜCUDUMUZDAN HANGİ

Detaylı

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU EXTRAEMBRİYONAL KESELERİN MEYDANA GELİŞİ VE GÖBEK KORDONU Zigottan sonraki gelişmelerle uterusa ulaşmış olan blastosist in intrauterin tesirlere ve dış basınçlara karşı

Detaylı

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast hücreleri) Kompleman sistemi(direkt bakteri hücre membranı parçalayarak diğer immün sistem hücrelerin bunlara atak yapmasına

Detaylı

MİDE (Gaster-Ventrikulus )

MİDE (Gaster-Ventrikulus ) MİDE (Gaster-Ventrikulus ) Besin maddelerinin toplandığı geniş boşluklu bir organdır. Organ duvarının lumene bakan bölümü (tunika mukoza), evcil hayvanlarda farklı yapısal özellikler gösterir. Buna göre

Detaylı

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri KAS DOKUSU Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri Kasın Fonksiyonu Hareket Solunum Vücut ısısının üretimi İletişim Organların kontraksiyonu

Detaylı

HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI. Doç. Dr. Meltem KURUŞ Yrd.Doç. Dr. Aslı ÇETİN

HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI. Doç. Dr. Meltem KURUŞ Yrd.Doç. Dr. Aslı ÇETİN HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI Program Yürütücüsü Programın Kadrolu Öğretim Üyeleri : Prof. Dr. Nigar VARDI : Doç. Dr. Mehmet GÜL Doç. Dr. Meltem KURUŞ Yrd.Doç. Dr. Aslı ÇETİN Programa Kabul İçin

Detaylı

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ Hücre içi ve hücre dışı sıvılar bileşimleri yönünden oldukça farklıdır. Hücre içi sıvı intraselüler sıvı, hücre dışı sıvı ise ekstraselüler sıvı adını alır.

Detaylı

Böbreklerin İşlevi. D Si C Dr. Sinan Canan Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

Böbreklerin İşlevi. D Si C Dr. Sinan Canan Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. Boşaltım Fizyolojisi Böbreklerin İşlevi D Si C Dr. Sinan Canan Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. scanan@baskent.edu.tr Böbrek İşlevi: Genel Bakış ş İdrar oluşumunun merkezi Homeostatik

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ 4. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL 1 Dolaşım Fizyolojisi Kan Kan, vücutta damarlar içinde devamlı halde dolaşan bir dokudur. Kan, plazma içinde süspansiyon halinde bulunan eritrosit

Detaylı

Adrenal Korteks Hormonları

Adrenal Korteks Hormonları Adrenal Korteks Hormonları Doç. Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji AD Bu derste öğrencilerle Adrenal korteks hormonlarının (AKH) sentez ve salgılanması, organizmadaki hücre, doku ve sistemlerde genel fizyolojik

Detaylı

Bio 103 Gen. Biyo. Lab. 1

Bio 103 Gen. Biyo. Lab. 1 GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI 4. Laboratuvar: KAN DOKU Kan dokusunun görevleri 1 Kan dokusunun yapı elemanları 2 Kan grupları 12 İnce yayma kan preparatı tekniği 15 1. GİRİŞ Kan doku, atardamar, toplardamar

Detaylı

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU Doç.Dr. Engin DEVECİ İMMÜN SİSTEM TİPLERİ I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast

Detaylı

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016 ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016 Herhangi bir çözeltinin asitliği veya bazlığı içindeki hidrojen iyonunun (H + ) konsantrasyonuna bağlıdır. Beden sıvılarının asit-baz dengesi

Detaylı

solunum >solunum gazlarının vücut sıvısı ile hücreler arasındaki değişimidir.

solunum >solunum gazlarının vücut sıvısı ile hücreler arasındaki değişimidir. GAZ ALIŞVERİŞİ O2'li solunum yapan canlıların bazılarında O2'in alınıp CO2'in atılmasını sağlayan yapılar bulunur.bu yapı ve organlar solunum sistemini oluşturur. solunum ------>solunum organlarıyla dış

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD HÜCRE İÇİ MİKROBA YANIT Veziküle alınmış mikroplu fagosit Sitoplazmasında mikroplu hücre CD4 + efektör

Detaylı

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır.

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır. SOLUNUM SİSTEMLERİ Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır. 1. Dış Solunum Solunum organlarıyla dış ortamdan hava alınması ve verilmesi, yani soluk alıp vermeye

Detaylı

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistemler Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistem İskelet Sistemi İskeletin Görevleri Vücuda şekil verir. Vücuda destek sağlar. Göğüs kafes ve kafatası kemikleri

Detaylı

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

ÜRİNER SİSTEM FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN ÜRİNER SİSTEM FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Üriner Sistem Üriner sistemi iki böbrek, iki üreter, vesica urineria (idrar kesesi) ve üretra oluşturmaktadır Böbrekler kanın süzme işini yaparak idrarı

Detaylı

Hümoral İmmün Yanıt ve Antikorlar

Hümoral İmmün Yanıt ve Antikorlar Hümoral İmmün Yanıt ve Antikorlar H. Barbaros ORAL Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Anabilim Dalı Edinsel immün sistemin antijenleri bağlamak için kullandığı 3 molekül sınıfı: I.Antikorlar,

Detaylı

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) 11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN yasemin sezgin Inflamasyon Hasara karşı vaskülarize dokunun dinamik yanıtıdır Koruyucu bir yanıttır Hasar bölgesine koruma ve iyileştirme mekanizmalarını getirir İnflamasyonun

Detaylı

LENF DÜĞÜMÜ DR. OKTAY ARDA

LENF DÜĞÜMÜ DR. OKTAY ARDA LENF DÜĞÜMÜ DR. OKTAY ARDA 2 GENELYAPI KAPSÜLLÜ KÜREMSİ (BÖBREK GİBİ) 3 NEREDE? KOLTUK ALTI KASIK BOYNUN BÜYÜK DAMARLARI ETRAFINDA TORAX ABDOMEN MEZENTER 4 DOKU SIVISI LENF 5 DOKU SIVISI LENF FİLİTRELERİ

Detaylı

Boşaltım Fizyolojisi. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Boşaltım Fizyolojisi. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Boşaltım Fizyolojisi Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. BÖBREĞİN GÖREVLERİ: Metabolizma sonucu meydana gelen artıkları ve zararlı maddeleri boşaltma Su ve plazma volümünü

Detaylı

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL HASTALIKLARDA İMMÜNİTE Virüsler konak hücreye girdikten sonra çoğalır ve viral çoğalma belirli bir düzeye ulaştığında hastalık semptomları

Detaylı

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD Doğal bağışıklık Edinsel bağışıklık Hızlı yanıt (saatler) Sabit R yapıları Sınırlı çeşidi tanıma Yanıt sırasında değişmez Yavaş yanıt (Gün-hafta)

Detaylı

SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker

SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker Safra Kanal Sistemi; Safranın hepatositten safra kesesine Safra kesesinden bağırsağa aktığı Çapı giderek artan kanallar sistemi En küçük dalı,

Detaylı

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. Tüm hayvanlar besinleri sindirmek için enzimleri kullanırlar. Bunlar hem hayvanın kendi sentezlediği hem de bünyelerinde

Detaylı

GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ

GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ MEKANİK DUYULAR İnsanlarda dokunma, basınç, sıcaklık ve ağrı gibi bir çok duyu bulunmaktadır. Bu duyulara mekanik duyular denir. Mekanik duyuların alınmasını sağlayan farklı

Detaylı

T Lenfositleri. Dr. Göksal Keskin

T Lenfositleri. Dr. Göksal Keskin T Lenfositleri Dr. Göksal Keskin Lenfositlerin ortak özellikleri-1 Kazanılmış bağışıklık sisteminin en önemli elemanlarıdır Spesifite özellikleri var Bellekleri var Primer lenfoid organlarda üretilirler

Detaylı

Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Histoloji Embriyoloji Anabilim Dalı. Histoloji I Hücre. Doç.Dr. Nejdet ŞİMŞEK

Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Histoloji Embriyoloji Anabilim Dalı. Histoloji I Hücre. Doç.Dr. Nejdet ŞİMŞEK Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Histoloji Embriyoloji Anabilim Dalı Histoloji I Hücre Doç.Dr. Nejdet ŞİMŞEK HÜCRE *Organizmanın özel yapı ve fonksiyonuna sahip olan **dış ortamdan aldığı maddeleri

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden

Detaylı

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Fen ve Teknoloji 1. Ünite Özeti Hücre Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme. *Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. *Hücrenin temel kısımları: hücre zarı, sitoplâzma ve

Detaylı

Gaz Alışverişi, İnsanda Solunum Sistemi

Gaz Alışverişi, İnsanda Solunum Sistemi A. GAZ ALIŞ VERİŞİ Gaz Alışverişi, İnsanda Solunum Sistemi Canlılarda hayatsal olayların sürdürülebilmesi için gerekli olan enerji hücresel solunumla elde edilir. Genellikle oksijenli olarak gerçekleşen

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Şahin A. Sırmalı / Histoloji ve Embriyoloji Başkan Yardımcıları: Doç. Dr. Ayşegül Çört / Tıbbi Biyokimya / Üyeler: Prof. Dr. İlker Saygılı / Tıbbi Biyokimya / / Dersin AKTS

Detaylı

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.)İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 2.) İLAÇLARIN VERİLİŞ YOLLARI VE ETKİSİNİ DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER Slayt No : 13 1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 4) Mide Tek gözlü torba şeklinde olan, kaburgaların ve diyaframın altında karın boşluğunun sol üst bölgesinde, yemek borusu ve ince

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 1) Bakterilerin gerçekleştirdiği, I. Kimyasal enerji sayesinde besin sentezleme II. Işık enerjisini kimyasal bağ enerjisine dönüştürme III. Kimyasal bağ enerjisini ATP enerjisine

Detaylı

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ İNFLAMASYON VE ONARIM İNFLAMASYON Yaralanmaya karşı dokunun vaskülarizasyonu yolu ile oluşturulan bir seri reaksiyondur. İltihabi reaksiyon.? İnflamatuar

Detaylı

DİŞİ ÜREME ORGANLARI

DİŞİ ÜREME ORGANLARI DİŞİ ÜREME ORGANLARI Dişi üreme organları dişi gamet hücresi ovumu (yumurtayı) üreten ovaryumlar ile ovumun döllendiği, döllenme sonrasında gebeliğin şekillendiği ve gelişen yavrunun dışarı çıkarıldığı

Detaylı

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ADRENAL BEZ MEDULLA BÖLGESİ HORMONLARI Böbrek üstü bezinin öz bölgesi, embriyonik dönemde sinir dokusundan gelişir bu nedenle sinir sisteminin uzantısı şeklindedir. Sempatik

Detaylı

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Dr. Lale Sever 9. Ulusal Çocuk Nefroloji Kongresi, 24-27 Kasım 2016 - Antalya Glomerülonefritlerin pek çoğunda (patogenez çok iyi bilinmemekle birlikte)

Detaylı

8 Boşaltım Sistemi Fizyolojisi

8 Boşaltım Sistemi Fizyolojisi ÜNİTE 8 Boşaltım Sistemi Fizyolojisi Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Amaçlar Nefronların yapısını ve idrar oluşumunu, Glomerul filtrasyon hızı ve klirens kavramını, Jukstaglomeruler aparatus ve renin-anjiotensin

Detaylı