HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY"

Transkript

1

2 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY

3 ÖNDER KİTAPLIĞI - BİYOGRAFİ 6 Eserin Adı Yayın Editörü Yazarı Yayına Hazırlık Hezarfen Mehmed Necmeddin Okyay ÖNDER Basın-Tanıtım Komisyonu Hüseyin Türkan İlke Yayıncılık / Baskı İstanbul, 2018 Baskı-Cilt İletişim Ravza Yayıncılık ve Matbaacılık Davutpaşa Cd. Kale İş Merkezi No. 51 Topkapı - İSTANBUL Tel: Alemdar Mah. Yerebatan Cad. Salkım Söğüt Sok. No:7 Fatih-İSTANBUL Tel.: 0 (212) Fax: 0 (212) onder@onder.org.tr

4 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY HÜSEYİN TÜRKAN

5

6 İÇİNDEKİLER HAYATI 7 Üsküdar da Bir Yıldız Doğuyor... 9 Hezarfenliğe Giden Yol Hocalık Yılları Son Yılları ve Vefatı SANATI ve KİŞİLİĞİ 17 Hezarfen Bir Şahsiyet Hattatlığı Ebruculuğu Kemankeşliği Gül Yetiştiriciliği Koleksiyonculuğu Eğitimciliği Ve Diğerleri... 29

7 ÖNDER KİTAPLIĞI ŞAHSİYETİNİN OLUŞMASINA ETKİ EDEN UNSURLAR 31 HAKKINDA SÖYLENENLER VE HATIRALAR 41 Prof. Emin Barın ( ) Mustafa Düzgünman ( ) Prof. Dr. Ali Alparslan ( ) Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre ( ) Prof. M. Uğur Derman (d.1935) Nezih Uzel ( ) Beşir Ayvazoğlu (d.1953) M. Necmettin Bardakçı (d.1957) Kaynakça 51 6

8 HAYATI

9

10 Üsküdar da Bir Yıldız Doğuyor M. NECMEDDİN OKYAY, hayatını, İslam medeniyeti içerisinde doğup gelişen fakat 20. yüzyılın başlarında bir kısmı kaybolmaya yüz tutmuş sanatlara vakfetmiş, ilgilendiği her sanat dalında yalnızca yaşadığı çağın değil, tüm zamanların en büyük ustalarından biri kabul edilmiş ve çok az kişiye layık görülen hezarfen 1 lakabıyla meşhur olmuş ender bir şahsiyettir. Mehmed Necmeddin Okyay, 28 Ocak 1883 tarihinde Üsküdar da dünyaya gelir. Doğumu öncesinde ailesi tarafından aktarılan ilginç bir olay yaşanmıştır: Said Paşa İmamı 2 lakabıyla anılan ve mecazib-i ilahiye den 3 olan mevlidhan Hasan Rıza Efendi, bir gün komşusu 1 Bin sanat sahibi 2 Mehmed Akif Ersoy un Safahat adlı eserinin 7. Kitabı olan Gölgeler de, Said Paşa İmamı adlı bir şiir bulunmaktadır. 3 Halk tarafından deli olduğu zannedilen, ancak Allah dostu oldukları ehlince malum olan kişiler için kullanılan bir sıfat.

11 ÖNDER KİTAPLIĞI Üsküdar Mahkeme-i Şer iyye Başkatibi ve aynı zamanda Yeni Valide Camii İmam-Hatibi olarak görev yapan Abdünnebi Efendi nin kapısını çalarak; Bir oğlun olacak; adını Necmeddin koy! der ve gider. Abdünnebi Efendi aynı gece rüyasında odasının penceresine bir kuyruklu yıldızın konduğunu görecek ve bu rüyadan dört ay kadar sonra da, eşi Binnaz Hanım bir erkek çocuk dünyaya getirecektir. Hezarfenliğe Giden Yol Doğumu bu şekilde müjdelenen Necmeddin Okyay, dört yaşına geldiğinde ilk eğitimini almak üzere Karagazi (Karakadı) mahalle mektebine gönderilir. Üç yıl sonra buradan mezun olur ve Atik Valide Camii imamı Kasabzade Mehmed Efendi gözetiminde hafızlık eğitimine devam eder. Daha sonra dönemin en iyi eğitim kurumlarından biri olan ve bugün Üsküdar da Halil Rüştü İlkokulu olarak hizmet veren Üsküdar daki Ravza-i Terakki nin ibtidaî kısmına üçüncü sınıftan kaydolur. Aynı yıl ibtidâî kısmı tamamlayarak orta kısma devam eder. Bu süreçte hıfzını, hocası Kasabzade Mehmed Efendi nin vefatı sebebiyle Ravza-i Terakki hocalarından Hafız Şükrü Efendi de tamam eder. Hafızlık çalışmalarının yanı sıra hat derslerine devam eden Okyay, çok genç yaşlarda, hocası Hasan Talat Bey den rik a, dîvânî ve celî dîvânî 4 yazılarında icazet alır. 4 Kitapta isimleri geçen rik a, dîvânî, celî dîvânî, sülüs, nesih, ta lik ve celî ta lik; hat sanatının türleridir. 10

12 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY Öğrencisinin hat konusundaki kabiliyetini fark eden hocası Talat Bey; onu, sülüs ve nesihte usta olan Filibeli Bakkal Ârif Efendi ye götürür (1902). Ravza-i Terakkî yi birincilikle bitiren Necmeddin Okyay, lise eğitimi için Üsküdar Îdâdîsi ne kaydolur. Ancak burada bir yıl eğitim aldıktan sonra, Ârif Bey in Nuruosmaniye Medresesi nde salı günleri verdiği derslere katılmasına izin verilmeyince bir tercihte bulunmak durumunda kalır. Bu noktada hüsnühattı tercih eden Okyay okulu yarıda bırakarak Üsküdar Îdâdîsi nden ayrılır. Bu süreçte eline geçen bir ebru kağıdından etkilenerek ebru sanatına ilgi duymaya başlayan Necmeddin Okyay, 1903 yılında, kaybolmaya yüz tutmuş bu sanatı icra eden neredeyse tek kişi olan Üsküdar Sultantepe deki Özbekler Tekkesi Şeyhi Edhem Efendi den ebru sanatını, kâğıt boyama ve âharlama 5 usullerini ve ince marangozluğu öğrenir. Ayrıca son dönemin en önemli ressamlarından olan komşuları Hoca Ali Rıza nın renk konusundaki birikimlerinden faydalanarak bu alandaki zevkini ve ebru sanatındaki ustalığını geliştirir. Gördüğü ta lîk hat ile yazılmış bir yazıdan çok etkilenen Okyay, bu yazıyı da öğrenmek ister ve o dönem ta lîk hattın en büyük üstadının Hattat Sâmi Efendi olduğunu öğrenir. Ancak Sami Efendi kısa süre önce genç yaşındaki kızını kaybetmiş ve ders vermeyi bırakmıştır. 5 Kâğıdın daha dayanıklı ve yazıya hazır hale gelmesi için yapılan birtakım işlemler için kullanılan âharlama tabiri ile ilgili detaylı bilgi, yazının ilerleyen bölümlerinde verilmiştir. 11

13 ÖNDER KİTAPLIĞI Bugün Necmeddin Okyay a dair bildiklerimizin büyük bir kısmını kendisinden öğrendiğimiz talebesi M. Uğur Derman, Okyay ın Sâmi Efendi den ders alma sürecini hocasının ağzından şöyle nakleder: Biz ta lîk yazmak istediğimiz sırada kendilerinin biricik kızı vefat etmiş, üzüntüsünden yazı göstermiyordu. Sultan Hamid irâde etse göstermez, lâkin bir reddedemiyeceği kimse Özbekler Şeyhi Edhem Efendi dir dediler. Hemen, ebrî hocamız olan Şeyh Efendi ye koştuk. Bizi Sâmi Efendi ye götürdü. Derse başladık. Ertesi hafta gittiğimizde, arkadaşım Abdülkadir in meşkine baktı, Bir daha böyle gelirsen, kendimi evde yok dedirtirim dedi. Benim meşkımi de şöyle elinde sallayıp: Al bir mel abe-i sıbyan (çocuk oyuncağı) daha! demez mi? Dünya başıma yıkıldı zannettim. Bir dahaki sefere çalışmaz mısın? Sonraki hafta korkudan titreyerek gittik. Meşke şöyle bir bakdı. Hımm, bizim tekdirin fâide-i azîmesi (azarlamanın büyük faydası) görülmüş dedi. Hazret in vefatına kadar on sene kendilerine devam ile çok feyz aldık. Osmanlı Devleti nin oldukça sıkıntılı bir süreçten geçtiği bir döneme ait bu hatıra, gelenekli sanatlarımız içerisindeki hoca-talebe ilişkisinin letafetini gözler önüne sermekte, bugün eğitim dünyamızda hasretini çektiğimiz bir anlayışı bizlere göstermektedir. Necmeddin Okyay 1905 yılında ta lîk yazıda Sâmi Efendi den icazet alır. Diğer yazı türlerinde de icazeti ve ustalığı olmasına rağmen, hocası Sami Efendi nin yönlendirmesi ile hayatı boyunca daha ziyade ta lîk ve celî 12

14 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY ta lîk hattıyla yazar ve eser verir. Hocasının vefat ettiği 1912 yılına kadar kendisinden ders almaya devam eden Okyay, sülüs-nesih icazetini de 1906 yılında alır. Öğrenme aşkı ve sanata olan büyük ilgisi sebebiyle durmak bilmeyen Necmeddin Okyay, Konyalı Mehmed Vehbi Efendi den is mürekkebi yapımını, Sultan Abdülaziz in okçubaşısı Seyfeddin Bey den de kemankeşliği 6 öğrenir. Büyük bir ilgi ve sevgiyle bağlı olduğu bu sporu uzun yıllar devam ettirmiş, bu sevginin bir göstergesi olarak, Soyadı Kanunu nun yürürlüğe girmesi üzerine Okyay soyadını almıştır. Kaptanpaşa Camii İmamı Hafız Nazif Efendi den aşere-takrîb, Çinili Camii İmamı Nuri Efendi den camii dersleri alarak ilmiye 7 icazetnamesine hak kazanan Okyay, babası Abdünnebi Efendi nin 1907 yılında vefat etmesi üzerine Üsküdar Yeni Valide Camii nde ikinci imam olarak başladığı görevini, daha sonra birinci imam olarak 1947 senesine kadar sürdürür. Hocalık Yılları Emek verdiği sanat dallarında genç yaşta ustalaşan Okyay, 1915 yılında Cağaloğlu nda açılan Medresetü lhattâtîn in mdürü Arif Hikmet Bey tarafından hoca olarak davet edilir. Fakat okula gittiğinde yanlışlıkla öğrenci olarak kaydedilmesi üzerine; Demek ki daha öğrenecek- 6 Okçuluk. 7 Osmanlı Devleti nde din, yargı ve öğretim işleriyle uğraşan devlet görevlileri sınıfı. 13

15 ÖNDER KİTAPLIĞI lerim var diyerek ses çıkarmayıp, bu medresede ders veren Osmanlı Devleti nin son tuğrakeşi İsmail Hakkı Altunbezer den celî sülüs ve tuğra öğrenir, sülüs hattını da Kâmil Efendi den ders alarak ilerletir da, yani mezuniyetinden iki yıl önce de, bu kurumda ebru ve âhar muallimliğine getirilir. Aynı dönemde okula gelerek kendisinden çiçekli ebru yapmasını isteyen birinin talebi üzerine deneme-yanılma yoluyla bunu da başarır ve bu tür ebruya daha sonra Necmeddin Ebrusu adı verilir. Daha sonra aynı kurumun mubassırlık 8 görevini de üstlenen Okyay, bu yıllarda Süleymaniye deki Kanuni Sultan Süleyman Mektebi ile Bostancı ve Erenköy mekteplerinde hat hocalığı da yapmıştır. Aynı zamanda büyük bir eğitimci olan Necmeddin Okyay, Medresetü l-hattâtîn deki görevini, kurumun isminin 1925 te Hattat Mektebi, 1929 da Şark Tezyînî Sanatlar Mektebi olarak değiştiği, ardından 1936 da Güzel Sanatlar Akademisi ne Türk Tezyînî Sanatları Şubesi adıyla bağlandığı dönemlerde de sürdürür. Bu yıllarda hat ve kitap sanatlarına dair ıstılahların tesbiti ile ilgili çalışmalarına başlamış ve ulaştığı bilgilerle çeşitli ansiklopedilere kaynaklık etmiştir yılında, eline geçen cilt kalıplarına ilgi duyarak bu kez ciltçiliğe merak salan Necmeddin Okyay, mücellid Bahaddin Efendi den ders alarak bu alanda da kısa sürede ustalaşır ve mükemmel seviyede ciltler üretir. Bu 8 Mubassır: Okullarda öğrencilerin durumu ile ilgilenen kimselere verilen ad. Günümüzde bu görevi rehber öğretmenleri üstlenmektedir. 14

16 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY alandaki yetkinliği de kısa sürede yaygınlaşan Okyay, 1927 yılında Mustafa Kemal Atatürk ün Nutuk adlı eserine, biri diğerine benzemeyen tarzda cilt desenleri hazırlamış; ayrıca 1930 lu yılların sonlarında Topkapı Sarayı Kütüphanesi nde tamire muhtaç eserlerin onarılması işini üstlenmiştir. Güzel olana ilgisi yalnızca klasik sanat alanlarıyla sınırlı kalmayan Okyay, 1926 senesinde Gülcü Şükrü Baba ve Tuğrakeş İsmail Hakkı Bey in teşvikiyle evinin bahçesinde gül yetiştirmeye başlar ve bu konuda da çok başarılı olur. Uğur Derman, onun Üsküdar Toygartepesi ndeki evinin 4000 m 2 lik bahçesinde 400 çeşit gül yetiştirdiğini, katıldığı çeşitli yarışmalarda madalyalar kazandığını, ayrıca yetiştirdiği güllerin her birinin Latince isimlerini bildiğini aktarır. Son Yılları ve Vefatı Güzel Sanatlar Akademisi ndeki görevinden 1948 yılında emekli olan Necmeddin Okyay, eski personel kanununa tabi olduğu için emekli maaşı alamayan az sayıdaki hocadan biridir. Bu mağduriyetin giderilmesi için, dönemin Maarif Vekili Hasan Âli Yücel in başlattığı bir uygulamayla, her ay 178 lira karşılığında bir eserini akademiye vermeye başlar ve böylece 1960 yılı sonlarına kadar 150 nin üzerinde yazısı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi nde toplanır. Necmeddin Okyay ın yanı sıra, dönemin diğer usta sanatkarlarından Beşiktaşlı Hacı Nuri Korman, Macit Ayral ve İsmail Hakkı Altunbezer'in çalışmalarının de yer aldığı ve Mimar Sinan Üniversitesi Rektörlüğü tarafından muhafaza edilen söz ko- 15

17 ÖNDER KİTAPLIĞI nusu eserlerin büyük kısmı 1999 yılında, muhafaza edildiği dolapla birlikte kaybolmuş ve uzun yıllar bulunamamıştır. Eserler 2012 yılında Mimar Sinan Üniversitesi'nin Fındıklı Kampüsü'nde yapılan deprem güçlendirme çalışmaları esnasında temele inilince molozların arasından çıkmış ve yeniden kültür mirasımız arasına dahil edilmiştir. Emekliye ayrılmasından sonra çalışmalarını evinde öğrencileriyle birlikte sürdüren Hezarfen Necmeddin Okyay, 1961 yılında hayatının büyük bölümünü geçirdiği Üsküdar Toygartepesi ndeki evinden Koşuyolu nda bir apartman dairesine taşınır. Eşi Seniye Hanım ın 1967 yılındaki vefatından sonra oğlu Sacit Okyay ın Üsküdar Doğancılar daki evine yerleşen Okyay, 1976 yılındaki vefatına kadar oğlunun yanında ikamet eder. Bu dönemlerde de kendisini ziyarete gelen misafirlerine birikimlerini aktarmaya devam eden Okyay, ilerleyen yaşının da etkisiyle hayatının son yıllarında pek çok hastalığa düçar olur. Gözlerindeki glokom ve katarakt hastalığı nedeniyle görme yetisini neredeyse tamamen yitiren Okyay, yaşamının son yıllarında çok sevdiği hat sanatını icra edemez. Nihayet bir asra yaklaşan fani ömrünü 5 Ocak 1976 tarihinde tamamlayan Necmeddin Okyay ın cenaze namazı, babasının ve kendisinin uzun yıllar imam-hatiplik görevini üstlendiği Yeni Valide Camii nde kılınır ve naaşı Karacaahmet Mezarlığı na defnedilir. 16

18 SANATI ve KİŞİLİĞİ

19

20 Hezarfen Bir Şahsiyet Yaklaşık bir asır süren bereketli hayatında, ilgi duyduğu ve emek verdiği her alanda ustalaşmakla kalmayıp onlara yeni açılımlar getiren ve yetiştirdiği talebeler aracılığıyla yaygınlaşmalarını sağlayan büyük sanatkâr Mehmed Necmeddin Okyay; hezarfen sıfatını fazlasıyla hak eden dopdolu bir ömür sürmüştür. Hattan ebruya, ciltçilikten gül yetiştiriciliğine, kemankeşlikten marangozluğa, imam-hatiplikten öğretmenliğe kadar pek çok alanda ömrü boyunca hizmet vermiş bu asırlık çınar, hezarfen lakabını liyakatle taşımıştır. Hattatlığı Hat sanatımızın 20. yüzyıldaki en önemli temsilcilerinden biri kabul edilen Necmeddin Okyay, Ravza-i Terakki Mektebi nin orta kısmında tanıştığı bu sanata adeta ömrünü adamıştır. Okulda rik a, divânî ve celî dîvânî türlerinde orta okul seviyesine göre eğitim görerek icaze-

21 ÖNDER KİTAPLIĞI tini alan Okyay, hocalarının bu konudaki yeteneğini görerek kendisini yönlendirmeleri ile önce Filibeli Bakkal Hacı Arif Efendi, ardından Sami Efendi ve Kamil Efendi (Akdik) gibi büyük üstadların elinde sanatını olgunlaştırmıştır yılında ta lîk, 1906 yılında sülüs-nesih yazılarında icazetini alan Necmeddin Okyay, hocası Sami Efendi nin yönlendirmesi ve isteği üzerine hayatı boyunca genellikle ta lîk ve celî ta lîk tarzında eser vermiştir. Necmeddin Okyay hat sanatında yalnızca verdiği mükemmel eserlerle değil, hat ustalarına ait imzasız eserleri tanıyabilmesiyle de meşhurdur. Birçok talebesi ve dostu, onun imzasız eserlerin kime ait olduğunu birkaç saniyede anladığını, hatta çok iyi tanıdığı bazılarının hangi yılda yazıldığını dahî bazen ayniyle, bazen de biriki yıl farkla tesbit edebildiğini kaydetmişlerdir. Onun bu alandaki bir diğer katkısı da, zor bir süreçten geçen hat sanatımıza ait eşsiz eserleri toplayarak kaybolmaktan kurtarması ve muhafaza etmesidir ki, onun bu özelliğine müstakil bir başlıkta değineceğiz. Ebruculuğu Bir kağıt bezeme sanatı olan ebruculuğun tarihi ve menşei hakkında kesin bilgiler bulunmamakla birlikte, onun bir Türk sanatı olduğu ve en azından 16. yüzyıldan beri bilindiği genel kabul görmektedir. Kimi rivayetler bu sanatın çok daha önceki yüzyıllara dayandığını öne sürse de, bu iddiaları kanıtlayacak yeterli bilimsel kanıta ulaşılamamıştır. 17. yüzyıldan itibaren Batı da da tanınarak 20

22 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY yaygınlaşmaya başlamışsa da, Türk ebruculuğu her zaman bu sanatın zirvesini temsil etmiştir. Bununla birlikte 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde ebru sanatı kaybolmaya yüz tutmuş ve birkaç kişi dışında bu sanatın temsilcisi kalmamıştır. İşte böyle bir ortamda ebru sanatı, Necmeddin Okyay ın ilgisi, gayreti ve yetiştirdiği talebeleri aracılığıyla yeniden canlanmış ve kendisinin ebru sanatı ile ilgilenmeye başladığı tarihten bir asır kadar sonra, bugün Türkiye nin her yerinde bilinen, ilgi gösterilen ve yüzlerce sanatkârla temsil edilen bir sanat dalı haline gelmiştir. Okyay ın ebru sanatını, Özbekler Tekkesi Şeyhi Edhem Efendi den öğrendiğini daha önce belirtmiştik. Uğur Derman, bu süreci kendisinden şöyle nakleder: Özbekler Şeyhi Edhem Efendi ye, arkadaşım Abdülkadir ile birlikte devam ettik ve ebrûculuğu öğrendik. Abdülkadir Efendi bir müddet sonra sıkılarak devamdan vazgeçti, ben ise sabırla yürüttüm. Ancak, Ramazan girince, camideki vazifem dolayısıyle hocamdan müsaade rica ettim. Bayramdan sonra da gidemedim. Hep yolumu gözlermiş, hattâ bir gün oğlu, Efendi baba, isterseniz çağırtalım deyince, Yarın nasıl olsa gelir cevabını vermiş. Ve ben ertesi günü, aldığım acı haber üzerine namazını kılmak için Tekke ye gittim. Bize ilk defa ebrû yapılmasını gösterdiği vakit duyduğum heyecanı unutamam. Teknedeki suyun üstünde yayılan renkler beni hayretlere garketmişti. O nun vefatından sonra, evimde yalnız başıma ebrû yapmaya başladım. Önce küçük bir teknede yaptım, tuttu. Büyük tek- 21

23 ÖNDER KİTAPLIĞI neye geçince boyalar akmaya başladı. Sanki evvelki ebrûları ben yapmamışım! Uğraştım, uğraştım ağlayacak hâle geldim. Neyse, yatsı vaktine doğru biraz yüz gösterir gibi oldu. Uykuyu terkederek çalıştım. Bir aralık kulağıma sesler geldi. O devirde, yangın çıktığı vakit, bekçiler yangın var diye bağırırlardı. Ben öyle zannettim, sokağa çıktım. Meğerse sabah ezanı okunuyormuş. Lâkin o gece fevkalâde ebrular zuhûr etti. Sonra ikinci bir defa yaptım, yine evvelki gibi akmaya ve tutmamaya başladı. Kıvamını bulana kadar neler çektim! Üstâdımın Ebru sihir gibidir, bazı tutar, bazı tutmaz sözünün ne demek olduğunu o zaman anladım. Necmeddin Okyay ayrıca çiçekli ve yazılı ebruyu bularak ebru sanatında yeni bir çığır açmıştır. Bu tarz ebruya öğrencisi Ahmed Süheyl Ünver in teklifi üzerine Necmeddin Ebrusu denmeye başlanmıştır ve bugün de hala bu isimle anılmaktadır. Onun bu tarzda ebru eserleri vermeye başlaması da ilginç bir hikâyeye dayanır. Kendisi bu hikâyeyi şöyle aktarmıştır: 1916 yılında Medresetü l-hattâtîn deki hocalığım sırasında bir şahıs medreseye gelerek; -Çiçekli ebru yapmanızı istiyorum, dedi. -Efendi beyim, bu sanatta öyle çiçek filan olmaz, gerçi eskiler tecrübe etmişlerdir ama, o da çiçeğe pek benzemez, dedim. -Hoca değil misiniz? Yapmanız lazım, dedi. Bunun üzerine eve geldim. Tekneyi kurdum, çiçek şekillerini çıkarmak için uğraşmaya başladım. O esnada bize çok sevdiğim arkadaşım Hattat Macid Ayral (

24 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY 1971) geldi. Ben lale yapmaya çalışıyordum. Macid im birden: -Birader, şu uçları yukarı doğru çeksene, dedi. Ben hayatta bir işi bilmeyenlerden o iş hakkında çok şey öğrenmişimdir. Bu da öyle oldu. Elimdeki tek atkuyruğunu teknenin içinden yukarıya doğru çekince, çiçek tıpkı laleye benzedi. Çok heyecanlandım ve büyük bir zevk duydum. Günlerden Cuma olduğu için camiye namaza indik. Namazdan sonra lale, sümbül, karanfil, o mevsimde hangi çiçekler varsa hepsinden aldım ve eve dönüşte onlara bakarak teknede aynını resmetmeye başladım. İşte Macid in o ikazı ve Rabbimin lütfu keremiyle bu iş oldu. Kemankeşliği Necmeddin Okyay, okçuluğa olan büyük ilgi ve sevgisi nedeniyle; henüz çok genç yaşlarda, Sultan Abdülaziz in okçubaşısı Seyfeddin Bey den kemankeşliği öğrenmiş ve bu sporu uzun yıllar devam ettirmiştir. Ancak Okmeydanı ndaki denemelerinde 680 gez lik mesafeye ok atabilmiş ve 800 gez (yaklaşık 500 metre) şartını yerine getiremediği için kabza (okçuluk icazeti) alamamıştır. Okyay ın okçuluğa olan ilgisi yalnızca bireysel alanda sürdürdüğü çalışmalarından ibaret kalmamıştır. O, vakıf arazisi olan Okmeydanı nın satışını engellemek için mücadele vermiş ve 1920 ve 1940 yıllarındaki iki satış girişimini durdurmayı başarmıştır. Ancak 1950 yılında gerçekleşen satışın kendisini çok üzdüğü ve bu konudaki 23

25 ÖNDER KİTAPLIĞI üzgünlüğünü sık sık dile getirdiği yakınları tarafından aktarılmıştır. Okyay, Okmeydanı nın satışına karşı tepkisini ve satışı engelleyen girişimini bir söyleşisinde şöyle anlatır: İstanbul işgal altında iken Okmeydanı nı Evkaf satmıya kalkıştı. Müdir-i Umûmîye gittim, satamazsınız, orası benimdir diye haykırdım. Koskoca Okmeydanı senin nasıl olur? dedi. Anlattım: Fatih İstanbul u alınca bu meydanı kemankeşlere vakfetmiştir. Vakfiyede der ki: Bu mahal bağ, bostan edilmesin, buralarda davar ve keçi sürülmesin, kerpiç ve tuğla yapılmasın, tırnaklı hayvan gezdirilmesin, çamurları, pislikleri Haliç sularını kirletmesin, havasından kuş uçmamasına itina edilsin, kemankeşlere tahsis edilsin, onlar ok atsınlar, sürüru neşat bulsunlar da temaşasıyla tesiri uyun etsinler. Vakfiyesini, kayıtların bulup Şurayı Devlet e müracaat ettik, hak kazandık. Onun bu sporun korunması ve yaygınlaşması için yaptıkları bunlarla da sınırlı kalmamış; yeni okçuların yetişmesini sağlayan Okspor Kulübü de bizzat kendisi tarafından kurulmuştur. Gül Yetiştiriciliği Dostlarının tavsiyesi üzerine Toygartepesi ndeki evinin 4 dönümlük bahçesinde gül yetiştirmeye başlayan Necmeddin Okyay, bu konuda da oldukça başarılı olmuştur. Öyle ki; yetiştirdiği güllerin çeşidi 400 e ulaşmış ve Avrupa daki birçok kataloğa Necmeddin Gülü adı verilen gül çeşitleri girmiştir. 24

26 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY Okyay güle olan sevgisini her fırsatta dile getirmiş ve fotoğraflarında genellikle elinde bir gül ile gözükmüştür. Kendisini ziyarete gelen dostlarına ve komşularına mutlaka bir demet gül hediye eden Okyay ın, ilerleyen yaşı nedeniyle güllere eskisi kadar ihtimam gösteremediği dönemde dahî bahçesinde 40 çeşit gül bulunduğunu bizzat talebelerinden Prof. M. Uğur Derman aktarmıştır. Koleksiyonculuğu Necmeddin Okyay ın diğer önemli bir özelliği de koleksiyonculuğu olmuştur. Başta hat olmak üzere, ilgilendiği pek çok alanla ilgili eser ve dokümanları genç yaşından itibaren toplamaya başlayan Okyay, geçen yıllar içerisinde, bugün bu alanlarda bizlere ışık tutan devasa bir koleksiyonun oluşmasını sağlamıştır. Bu konuda, onun, devrinin diğer koleksiyon sahipleriyle daima görüşüp konuştuğu ve kimde hangi hattatın yazılarının olduğunu bildiği söylenir. Eserlerin sahibini teşhis etmekteki benzersiz ustalığı nedeniyle; birçok koleksiyon sahibinin kendisine müracaat ederek hattatı ve tarihi belli olmayan eserler konusunda ondan yardım istediği bilinmektedir. Uzun yıllar içerisinde oluşturduğu koleksiyonunun büyük bölümü 1960 yılında Topkapı Sarayı Müzesi ne, kalanların bir kısmı 1974 yılında Ziya Aydın a geçmiş, metrukâtı ise 1977 yılında Türk ve İslam Eserleri Müzesi ve Türk Petrol Vakfı nda toplanmıştır. 25

27 Eğitimciliği ÖNDER KİTAPLIĞI Necmeddin Okyay, büyük bir sanatçı olmasının yanı sıra, büyük bir eğitimci olarak da hizmet vermiş; yetiştirdiği yüzlerce talebeyle hem içinde bulunduğu topluma hem de tüm insanlığa büyük bir hizmet sunmuştur. Necmeddin Okyay ın ilk öğrencileri arasında kendi evlatları zikredilebilir. Kısa süren ilk evliliğinden olan büyük oğlu Nebih Okyay ( ) küçük yaşlarda babasından ebru sanatını öğrenmişse de meslek olarak icra etmemiş, asıl ustalığını genç yaşlardan itibaren büyük bir merakla ilgilendiği oymacılıkta göstermiştir. Askerlik mesleğini tercih ettiği için 1960 yılına kadar Deniz Kuvvetleri nde hizmet veren Nebih Okyay, albay rütbesi ile emekli olduktan sonra tekrar altın oymacılığı ve tezyinata yönelmiş, bu alanda eserler vermiştir. Necmeddin Okyay ın ortanca oğlu Sami ( ), ilgi ve kabiliyeti ile öne çıkmış, kısa ömrüne rağmen bugün çok kıymetli kabul edilen eserler vermiştir. O da ağabeyi gibi önce babasından ebruculuğu öğrenmiş, ardından cildciliğe merak salarak bu konuda babasının talebesi ve yardımcısı olmuş, hatta bu sanatta terk edilmiş olan kimi tarzları yeniden ihya etmiştir. Prof. Dr. F. Çiçek Derman onun hakkında şu önemli tesbitleri yapar: Genç Sami, çok kısa süren sanat hayatında, duyup öğrendiklerini klasikden ayrılmadan yaptığı yeni motif ve renk denemeleriyle uygulama gayreti içinde oldu. Eğer yaşasaydı, bu farklı çalışma ve arayışları ile, uğraştığı sanat dallarına birbirinden âlâ eserler katacağı, babası 26

28 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY Necmeddin Okyay dan bize intikal eden çalışma örneklerinden anlaşılmaktadır. Öte yandan genç Sami, bütün çalışmalarına yer ve tarih bilgisi eklemiş, hocası Bahaeddin Efendi den öğrendiklerini, onun eserlere dair görüşlerini, tezhib ve cild sanatına dair kullandığı kavram ve tabirleri not etmiştir. Sanat tarihimiz açısından son derece önemli sayılabilecek bu katkıda onun merak ve ilgisi kadar, babası Necmeddin Okyay ın yönlendirmesi de etkili olmuştur. Sami Necmeddin 9, 1931 yılında mezun olduğu Şark Tezyinî Sanatlar Mektebi ne 1932 yılında minyatür hocası olarak tayin edilmiş, fakat bir yıl sonra yakalandığı bir hastalıkta uygulanan yanlış tedavi sebebiyle çok genç yaşta vefat etmiştir. Necmeddin Okyay ın en küçük oğlu Sacid Okyay ( ) da ağabeyleri gibi sanatçıdır. O da ebru, kağıt aharlama, şemse kalıp ve cilt kapları yapımını babasından öğrenmiş, 1936 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Türk Tezyînî Sanatları Şubesi nde ebru, ahar ve şemse cild hocası olmuştur yılları arasında bir süre Topkapı Sarayı mücellitliği görevini de vekaleten sürdürmüştür yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi nde cilt hocalığına başlayan Sacid Okyay, babası Necmeddin Okyay ın emekli oluşu üzerine 1948 de ebru hocalığını da üstlenmiş ve 1973 yılındaki 9 Genç sanatçı Soyadı Kanunu ndan bir yıl önce vefat ettiğinden, Sami Okyay olarak değil, babasına nisbetle Sami Necmeddin olarak anılmaktadır. 27

29 ÖNDER KİTAPLIĞI emekliliğine kadar toplamda 37 yıl bu kurumda hizmet vermiştir. Necmeddin Okyay ın öğrencileri arasında, hat, ebru, ciltçilik gibi sanat dallarının 20. yüzyıldaki çok önemli temsilcileri bulunmaktadır. Ord. Prof. A. Süheyl Ünver ( ), Şefik Bursalı ( ), Fatma Rikkat Kunt ( ), Bekir Pekten ( ), Dr. Sadi Belger ( ), Mustafa Düzgünman ( ), Prof. Dr. Ali Alparslan ( ), Niyazi Sayın (1927) ve Prof. M. Uğur Derman (1935) bunlardandır. Okyay ayrıca hocalık yılları boyunca bu sanat dallarında yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. Necmeddin Okyay, insan yetiştirmek konusundaki gayretleriyle adeta insan mühendisliği nin ne olduğunu bize göstermektedir. Bu konuda Uğur Derman ın naklettiği bir hatıra, onun insan yetiştirmek hususundaki yaklaşımını yansıtması bakımından da oldukça önemlidir: 1955 yılında kendisine hat eğitimi için müracaatta bulunmak üzere Yeni Cami kayyımı Saim Efendi tarafından götürülen Derman; Saim Efendi nin ders ücretini sorması üzerine, Necmeddin Okyay ın şaşkınlıkla; Biz parayla öğrenmedik ki, parayla öğretelim! Bu mevzulardan sakın bahsetmeyin şeklinde yanıt verdiğini aktarmaktadır. Başka bir zaman, Derman ın ikram olarak badem ezmesi götürmesi karşısında da benzer bir tavırla, Sizi böyle şeyler getirmekten men ederim evladım. Çünkü o zaman öğretişim hasbi olmaktan çıkar, bir karşılık almış olurum dediğini de yine bizzat Prof. Derman aktarmaktadır. 28

30 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY Necmeddin Okyay ın insana ve topluma karşı bu yaklaşımının temelinde, onun tasavvuf eğitiminin yattığı söylenebilir. Başta Aziz Mahmud Hüdai Tekkesi olmak üzere, Üsküdar ın manevî iklimi içerisinde yetişen ve ömrü boyunca gönül insanlarının sohbetlerine katılan Okyay; tarikat yolculuğunda da önce Nakşibendiyye tarikatına, daha sonra gördüğü bir rüya üzerine Galata Mevlevihanesi Postnişini Ahmed Celaleddin Dede ye intisab etmiş; ağabey diye zikrettiği Eşref Ede Efendi den de melametiliği öğrenmiş ve yaşamıştır. Ve Diğerleri Hezarfen Necmeddin Okyay bunların dışında ciltçiliğe ve kağıt âharlama sanatına merak duymuş, ayrıca is mürekkebi yapımını da öğrenmiştir. Kalemin kağıt üzerinde kolayca hareket etmesine, mürekkebin kağıt lifleri arasında dağılmasını önlemeye ve yapılan herhangi bir hatanın düzeltilmesini sağlamaya yarayan âharlama; şap ile kestirilmiş yumurta akının kağıt üzerine sürülmesi, kuruduktan sonra da mühre ile parlatılarak yazıma hazır hale getirilmesi işlemidir. Bu işlemi ince detayları ile bilen Okyay, yazdığı yazıların kağıdını kendi elleri ile hazırlayan ender sanatçılardan biri olmuştur. Okyay ın başka bir özelliği de Osmanlı topraklarında yaşayan halkların konuştuğu Türkçe yi lehçe farklılıklarını yansıtacak şekilde taklit etmesidir. Aynı şekilde, dönemin meşhur âlimleri ve sanatkârları olan hocalarının konuşma ve mimiklerini de başarıyla taklit ettiği söylenmiştir. 29

31 ÖNDER KİTAPLIĞI Çevresinde musiki sanatkarı pek çok dostu olmasına rağmen musiki ile pek ilgilenmemiş ve bu alanda herhangi bir eğitim almamıştır. Buna karşın, Kuran-ı Kerim i Üsküdar ağzı ile okuduğu ve etkileyici bir sesinin olduğu aktarılmıştır. Tarih düşürmek konusunda da oldukça başarılı olan Necmeddin Okyay, olaylar karşısında irticalen tarih düşürmesiyle çevresindekileri birçok kez şaşırtmış; bunu nasıl yaptığı merak edip sorulduğunda, eğer tarih düşürmek için uğraşırsa başaramadığını söylemiştir. 30

32 ŞAHSİYETİNİN OLUŞMASINA ETKİ EDEN UNSURLAR

33

34 Necmeddin Okyay ın hayatına, yetiştiği çevre ve şartlara, kendi eğitimi ile ilgili karar ve uygulamalarına bakıldığında bazı hususların öne çıktığı görülür. Bu hususların her biri, eğitimciler, ebeveynler, eğitim-öğretim misyonu olan ya da eğitim alanında faaliyet gösteren kurum-kuruluşlar ve nihayet bizzat gençler için son derece kıymetli ipuçları, yol haritaları barındırmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, Necmeddin Okyay henüz dört yaşında başladığı mahalle mektebinden itibaren düzenli bir eğitim almış, devam ettiği okulların yanı sıra, birebir derslerle de kendisini yetiştirmiştir. O, bir taraftan örgün eğitime devam ederken, diğer taraftan dinî eğitimini ve sanat eğitimini de farklı mecralarda eşzamanlı olarak sürdürmüştür. Ancak gerek devam ettiği okullar, gerek kendisinin hoca seçimi konusundaki tercihlerine bakıldığında, onun mevcut şartları içerisinde en iyilerle yol almaya özen gösterdiği dikkat çekmektedir. Öyle ki, ta lîk hatta bu alanın en büyük hattatlarından biri kabul edilen Sami Efendi den, sülüs hattı Bakkal

35 ÖNDER KİTAPLIĞI Arif Efendi ve Kamil Efendi (Akdik) gibi ustalardan, ebruyu o dönemdeki tek yetkin isim Hezarfen Edhem Efendi den, tuğra sanatını bu sanatın zirve ismi İ. Hakkı Altunbezer den, okçuluğu Sultanabdülaziz in okçubaşısı Seyfeddin Bey den, renk zevkini son dönem Osmanlı sanatının en önemli isimlerinden biri olan Hoca Ali Rıza dan öğrenmiş olması sanıyoruz tesadüf değildir. Öte yandan devam ettiği okullar da bu noktada önemli ipuçları vermektedir. Öyle ki, Üsküdar daki Ravza-i Terakki Mektebi, yarım bıraktığı Üsküdar İdadisi ve Eminönü ndeki Medresetü l-hattatin devrin kendi kategorilerindeki seçkin okullarındandır. Burada bir parantez açarak, onun sanatçı kişiliğinin oluşmasında önemli rolü olan Ravza-i Terakki Mektebi nden bahsetmeyi gerekli görüyoruz: 1887 yılında Eğinli Faik Bey tarafından kurulan Ravza-i Terakki, Osmanlı nın son döneminde ortaya çıkan özel okullardan biridir. Gayrimüslim ve misyoner okullarının çoğaldığı ve devletin zor durumda olduğu bu dönemde, söz konusu okullar eğitim alanında önemli bir işlev görmüştür. Faik Bey okulda belli bir düzen oturtmayı başardıktan sonra idareyi Halil Rüştü Bey e bırakmış ve kendisi Adapazarı na giderek orada başka bir özel okul açmıştır. Halil Rüştü Bey ise 1910 yılındaki vefatına kadar çeyrek yüzyıl okulu başarıyla yönetmiştir yılında İttihat ve Terakki yönetimi okula bir anlamda el koyarak ismini İttihat ve Terakki Mektebi olarak değiştirmiş, 1926 yılına kadar bu isimle eğitime devam edilmiş, daha sonra farklı isimler alan okula, bu okuldan 34

36 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY mezun olan Burhan Felek in girişimleri ile 1951 yılında Halil Rüştü nün ismi verilmiştir. Günümüzde bu okul halen aynı yerinde Halil Rüştü İlkokulu olarak eğitim vermeye devam etmektedir. Dönemin şartları içerisinde üst düzey bir eğitim imkanı sunan Ravza-i Terakki de Arapça, Fransızca, Farsça, güzel yazı, matematik, din eğitimi, tarih, coğrafya, fen, müzik, resim, el işleri gibi birçok ders okutulurdu. Bu müfredata tabi olan öğrenciler yaşıtlarına göre oldukça donanımlı bir şekilde yetişirlerdi. Nitekim Burhan Felek, Fransızcasını ilerletmek için girdiğini söylediği Saint Benoit Lisesi nin ilk senesinde okutulan kitabı, Ravza-i Terakki de henüz ilkokul üçüncü sınıfta iken okuduklarını aktarır. Öte yandan okulda ders veren hocalar da son derece donanımlı ve seçkin kimselerden oluşuyordu. Türkçe derslerine Peyami Safa nın babası Şair İsmail Safa, tabiat derslerine askerî hekim Tevfik Şükrü Bey, Farsça derslerine Mesnevihan Atıf Efendi, hat derslerine Talat Bey giriyordu. Okulun hocalarından bir kısmının ilerleyen yıllarda üniversitelerde görev almış olmaları da, bu bakımdan dikkate değerdir. Müfredatı, eğitimci kadrosu ve idaresindeki yüksek seviyenin yanı sıra, okulun disiplin anlayışı, güvenliği, sosyal imkanları, görevli ve müstahdemleriyle de takdire şayan bir sistemi olduğu bilinmektedir. Nitekim öğrencileri sabah evlerinden alıp okul çıkışında evlerine bırakan görevlilerin bulunması, Halil Rüştü Bey in velilere çocuklarının performanslarını içeren haftalık karneler 35

37 ÖNDER KİTAPLIĞI vermesi, başarılı öğrencilere törenle hediye verilmesi, öğrenciler arasında çeşitli yarışmalar yapılması gibi uygulamalar eğitim tarihimiz açısından iftihar vesilesi sayılabilecek niteliktedir. Öğrencilerine böyle bir ortam sunan Ravza-i Terakki Mektebi nden ülke tarihimizde önemli yeri olan pek çok isim yetişmiştir. M. Uğur Derman, mesleklerinin piri kabul edilen üç isme vurgu yapar ve Şeyhülhattatin M. Necmeddin Okyay, Şeyhülmuharririn Burhan Felek ve Reisülkurra Hafız Ali Üsküdari nin isimlerini zikreder. Okulun mezunları arasında eski başbakanlardan Şemsettin Günaltay, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ve Yeşilay ın kurucusu Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman, ünlü tiyatrocu İsmail Dümbüllü, bestekar Emin Ongan, Udi Besim Şerif Üstünöz, gazeteciyazar Abidin Daver, coğrafyacı Faik Sabri Duran ve daha pek çok isim yer almaktadır. Ravza-i Terakki Mektebi ne ilişkin öne çıkan bu olumlu tablonun, Okyay ın eğitim gördüğü diğer okullar için de söz konusu olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bu durum, bir sanatçının yetişme sürecinde, aldığı eğitimin ve devam ettiği okullardan elde ettiği kazanımların payının göz ardı edilemeyeceğini bize gösterir. Düzenli bir eğitim-öğretim imkanına erişemediği halde büyük sanatçı olmayı başarmış isimlerin varlığı da bu gerçeği değiştirmez. Necmeddin Okyay ın yetişmesinde öne çıkan ikinci husus, henüz çok küçük yaşlardan itibaren ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmesidir. Çocukluğun- 36

38 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY dan itibaren sanatın çeşitli dallarına ilgi duyan Okyay, ailesi ve hocaları tarafından uygun yerlere ve uygun ellere teslim edilmiş, böylece bu merak ve ilgisini derinleştirerek kendisini geliştirmesi sağlanmıştır. Onun kendisini yetiştirme ve sanat yolunda derinleşme sürecine etki eden en önemli özellik, merak ve medenî cesarettir. Hayatı boyunca uğraştığı alanlara bakıldığında, onun yıllar içerisinde azalmayan bir merak ve tecessüs, kibre yönelmeyen bir olgunluk, işin erbabını bulduğunda öğrenci olmaktan gocunmayan bir anlayışla hareket ettiği görülür. Öyle ki, hoca olarak çağırıldığı Medresetü l-hattatîn e öğrenci olarak kaydedildiğinde dahi, bunu bir fırsata çevirerek İ. Hakkı Altunbezer ve Kamil Akdik gibi ustalardan ders alıp sanatını bir adım ileri taşımasını bilmiştir. Okyay ın sanat yolculuğuna bakıldığında, onun adeta bir yapı inşa eder gibi, birbirini tamamlar mahiyete sahip ilim ve sanatlarla meşgul olduğu görülür. Çok küçük yaşta, henüz ilkokul sıralarında hüsnühatla başlayan bu yolculuk, ebrudan cildciliğe kadar geniş bir yelpazede gezinir, bu sanatları daha güzel icra edebilmek için gereken kağıt, boya, mürekkep gibi malzeme bilgisi ve bu malzeme üretiminin öğrenilmesi ile devam eder. İlgi ve merakı, kamil bir Müslüman sanatkarın nasıl olması gerektiği sorusuna bir cevap olarak, gelenekli sanatlar ve bu sanatları tamamlayacak estetik bilinç ve düşünce etrafında mekik dokur. Bir diğer özellik, onun kırılma anlarında, tercihini hayatını adadığı sanattan yana kullanması, gerektiğinde 37

39 ÖNDER KİTAPLIĞI bu noktada radikal sayılabilecek kararlar almaktan çekinmemesidir. Üsküdar İdadisi nde öğrenci iken, Filibeli Bakkal Arif Bey den hat dersi almak için okuldan bir gün izin istemesi, olumsuz yanıt alınca da tercihini hattan yana kullanarak okulu bırakması, ya da hoca olarak çağırıldığı Medresetü l-hattatin e talebe olarak kaydedildiğinde de Demek ki daha öğreneceklerim varmış diyerek okula öğrenci olarak devam etmesi bu tavrının en güzel örnekleridir. Necmeddin Okyay ın yetişmesinde, teneffüs ettiği maddî ve manevî atmosferin etkisi de tartışılmazdır. O yüzyıllar boyunca sanatla yoğrulan, bağrından nice büyük sanatkarlar çıkaran Üsküdar ikliminde doğup büyümüş, bu zengin birikimi tevarüs ederek yetişmiş, Üsküdar ın yetiştirdiği yüzlerce sanatçı, ilim adamı ve mutasavvıfla dostluk kurmuştur. Beslendiği isimler ve sahip olduğu tasavvuf zevki de, onun sanatkarane yaşamının adeta mayası olmuştur. Aynı zamanda ilmiye icazeti bulunan ve Üsküdar Yeni Valide Camii nde 40 yıl imamlık yapmış olan Necmeddin Okyay, aslında bugün topluma önderlik vazifesi ile yükümlü imamlar, din adamları için güzel bir örnek teşkil etmektedir. Onun sanatçı şahsiyetinin öne çıkan bir diğer özelliği ise hasbîliği, sahip olduğu bilgi birikimi talep edenlere öğretmekten, bilgi ve hünerini paylaşmaktan çekinmemesidir. Her ne kadar yaşadığı dönemin şartları içerisinde gelenekli sanatlara olan ilgi günümüzdeki kadar yaygın değilse de Okyay, bu sanatları yaşatacak ve gelecek nesillere aktaracak sanatçılar yetiştirmek için didinmiş- 38

40 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY tir. Ömrünün son demlerinde sağlığı artık sanatını icra etmesine müsaade etmediğinde dahi, bilgi ve tecrübesini sözlü olarak aktarmaya devam etmiş, hafta sonları gerçekleşen sohbetlerde evi adeta bir ilim ve sanat meclisi işlevi görmüştür. Bütün bunlara ilave edilmesi gereken, belki de tamamlayıcı mahiyetteki son bir husus da, Okyay ın rahlei tedrisinden geçen, yetişmesinde pay sahibi olduğu isimlerin de, zirve şahsiyetler olmasıdır. A. Süheyl Ünver den Mustafa Düzgünman a, Ali Alparslan dan M. Uğur Derman a, Rikkat Kunt tan A. Yüksel Özemre ye kadar, ondan feyz almış isimlere bakıldığında bu gerçek daha net görülecektir. 39

41

42 HAKKINDA SÖYLENENLER ve HATIRALAR

43

44 Prof. Emin Barın ( ) Ben Necmeddin hocanın bu büyük özellikleri dışında, iki ayrı yönünü belirtmek istiyorum. Biri, gördüğü herşeyin saklı esrarını çözmeye çalışan, cin gibi iki göz arkasında espri kaynağı pırıl pırıl bir zekâ; diğeri binlerce hattatın yazı karakter özelliklerini uzun yıllar barındıran olağanüstü bir hafıza İşte bu iki özellik, Necmeddin Okyay ı eski sanatlarımızın büyük ustası yapmıştır. Onun yazma bir eserin sonunda bulunan hattat adına bakmadan herhangi bir sayfasını besmeleyle açıp tetkik ederek yazan hattatın adını söylemesi yazı tarihinde pek az kimseye nasip olmuş bir haslettir. Bu haslet bilhassa imzasız veya başkaları tarafından tasdik edilmiş yazılarda çok büyük önem taşır. Necmeddin hoca bütün bir hat tarihinde bu konuda rakipsiz yegâne üstat idi. Mustafa Düzgünman ( ) Benim Almanya da ebrûculuğumu tanıyan kimseler vardır. Akademiler de falan. Bir Profesör Antes vardır. Bu ta bana kadar gelmiş, benden ebrû almıştır. Sonra Al-

45 ÖNDER KİTAPLIĞI manya dan bana bir sipariş verdi. 150 kadar ebrûyu hazırlamamı istedi. Ben de zaman istedim. Uzun zamanda ben bunu yaptım, gönderdim. Bana bir mektup gönderiyor, çok teşekkür ediyor. Diyor ki: Sizin ebrûculuğunuzu biz alamayız, zordur. Bu benim için büyük bir sürpriz oldu. Garpta da ebrû yapılıyor ve biz sizin ebrûculuğunuzu yapamayız, bu sanatı sizden alamayız diyor. Bu benim için büyük bir hatıra oldu. Memleketimizin şerefi olarak telakki ettiğim için çok mutlu oldum. Bunları da rahmetli Necmeddin Okyay a borçluyuz. Bu sanatın son mümessiliydi. Necmeddin Hoca hezârfan (bin hünerli) bir adamdı. On parmağında on marifet vardır. Kendisi bir kere hafız, imam, hatip Arapça, Farsça bilir. Sonra hattat, hem Talik, hem Sülüs icazetli. Sonra hattatlık başka, eleştirmek başka. İhtisasın en üst mertebesinde bana derdi ki: Oğlum sahaflar çarşısında bana göstermeden bir şey satmazlardı. Sonra gülcü. Gül bahçesinde gül yetiştirirdi. Antika güller yetiştirir. Mayıs ayında İstanbul daki gül otoriteleri hocayı ziyarete gelirlerdi. Güllerin üzerinde isimleri yazılırdı. Fransızca bilmemesine rağmen onları Fransızca okurdu. Sonra ebrûcu. Sonra bu tarz-ı kadim cildi ihya etmiştir. Bir de kemankeşti. Okçu Merhum Hafız Kemal le beraber ok sporunu kuranlardandı. Bünyesi de müsait, pehlivan gibi adamdı. Bir de cilt kabı yapmasını bilirdi. Bu kadar işi bir adamın yapması büyük bir iş. Biz ustayız falan diyoruz ama hala onun çırağıyız. 44

46 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY Prof. Dr. Ali Alparslan ( ) Necmeddin Efendi, XX. Yüzyılda hat sanatının en büyük temsilcisiydi. Hem nazari, hem ameli olarak bu sahada at koşturan yegâne kişiydi. Her hat (yazı) cinsini bilmesine rağmen, daha ziyade talik yazı üzerine eğilmişti. Geniş bir koleksiyona sahip idi. Devrinin diğer koleksiyon sahipleriyle daima görüşür, konuşurdu. Kimde hangi hattatın yazıları var bilirdi. Eserleri teşhis etmekte eşi emsali olmayan bir ustalığa ve bilgiye sahipti. Çoğu zaman şahit olmuşumdur; imzasız bir yazının hattatını kısa bir tetkikle (bazen derhal bazen yarım dakika içinde) tanırdı. Bazen de eserin yazıldığı tarihi bir-iki sene farkla söylerdi. Bu sebeple birçok koleksiyon sahipleri kendisine müracaat ederek elindeki, hattatı ve tarihi belli olmayan eserler için ondan yardım isterdi. Bugün İslam yazılarının bozulmadan, dejenere olmadan devam etmesi, büyük ustaların kurduğu mektep leri devam ettiren kudretli ustaların sayesinde olmuştur. Son devrin iki büyük hattatı olan Necmeddin Okyay ile Hâmid Aytaç Osmanlı-Türk hattatlar zincirinin son iki büyük halkasıdır. Bugün onların yetiştirdiği kişiler, yani onlardan icazetname alanlar, güzel yazı bayrağını muvaffakiyetle koşturmaktadırlar. Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre ( ) İmamların, kıldırdıkları namazın tavrına göre, cemaati fevkalâde tesir altında bırakabildiklerini, çocukluğumda Necmeddin Hoca ile Sâim Efendi Amca nın arka- 45

47 ÖNDER KİTAPLIĞI larında kılmış olduğum namazlardan, ve bilhassa terâvih namazlarından bilmekteyim. Kıldırdıkları namazla cemaate onlar kadar inşirâh, neş e ve letâfet bahşeden imamlara, maalesef bir daha hiç rastlayamadım. Onların arkasında namaz kılan bir insan, namazın bittiğine hayıflanırdı. Necmeddin Hoca Efendi ebrûyu kendisinden önceki statik kalıbından kurtarıp farklı tecdîd ve gelişme yolları açarak bu san ata apaçık bir dinamizm kazandırmış ve Modern Türk Ebrûsu nu ihyâ etmiş olan zâttır. Kendisinden önce pek naif bir tarzda yapılmakta olan çiçekli ebrûları geliştirmiş ve bugünkü nefis şekillerine kavuşturmuştur. Bundan ötürü bugün çiçekli ebrûlar Necmeddin Ebrûları diye anılmaktadır. Her ne kadar XVII. yüzyılda Hindistan da yapılmış olan yazılı ebrûya rastlanılmış ise de, Necmeddin Hoca Efendi nin açmış olduğu Yazılı Ebrû tarzını da bu tarzın tahakkuku için izlenen orijinal usûlü de Türk ebrûsunda bir yenilik olarak kabûl etmek gerekir. Necmeddin Hoca Efendi ye kadar ebrûculukta ustanın talebesine, hattatlıkta olduğu gibi yazılı bir icâzet vermesi geleneği yoktu. Nitekim kendisi oğullarına da hayrülhalefi olan Mustafa Düzgünman a da yazılı bir Ebrû icâzeti vermiş değildir. Fakat Süheyl Ünver beye verdiği bir icâzetnâme vardır ki hâlen Süheyl beyin kızı Gülbin Mesara nın kolleksiyonundadır. Necmeddin Efendi nin hangi sâiklerle Süheyl Ünver e Ebrû icâzeti vermiş ve bu icâzetten sonra hayrülhalefi Mustafa Düz- 46

48 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY günman da dâhil olmak üzere bir daha niçin kimseye icâzet vermemiş olduğu bir muammâdır. Prof. M. Uğur Derman (d.1935) Ebrûculukda kullanılan ve Hindistan dan geldiği için tedâriki zor olan, morumsu vişne çürüğü renkli lök boyasının Mısırçarşısı ndaki bir dükkânda bulunduğunu işiten Necmeddin Efendi bu boyanın peşine düşer. Lâkin o gün 13 Kasım 1918 dir ve 30 Ekim de imzâlanan meş ûm Mondros mütârekesini müteakip, gemilerle gelen İngiliz-Fransız kuvvetleri İstanbul u işgâle başlamışlardır. Lök boyasını temin eden ve başına bir iş gelmemesi için vapura binmeyip, sandal tutarak yabancı askerlerin arasından güçbelâ Üsküdar a dönen Necmeddin Hoca, evine zorlukla erişir. Aradan neredeyse beş yıl geçtikten sonra, 2 Ekim 1923 günü yabancı kuvvetlerin gemilerle İstanbul da ayrılışını, limanı gören bahçesinden dürbünle seyrederken, o neş e ile evine girip Gel keyfim gel celî ta lîkini ebrulu olarak yazar ve renkleri serperek işgal günü zorlukla bulduğu lök boyasını da bilhâssa kullanır. Tekneden çıkardığı eserini kurutup seyretmek maksadıyla önüne aldığında, bir yandan kahvesini yudumlarken, heyecanından fincanını Gel keyfim gel in üstüne döker; işte görülen lekeler bunlardır! Sanırım, Necmeddin Efendi çapında bir sanâtkâr için, gelişlerinde kendisiyle berâber bütün Türkleri hüzne boğan işgal kuvvetlerine karşı, gidişlerinde bundan daha keyifli ve san atkârca bir intikam düşünülemezdi! 47

49 Nezih Uzel ( ) ÖNDER KİTAPLIĞI Hoca ile neler konuştuğumuzu pek hatırlamıyorum. Konuşmaktan çok görüyor ve öğreniyorduk. Şimdi pek çok kimsenin ihmal ettiği bir öğrenim şekli ile öğreniyorduk. Ölçülerimiz gelişiyordu. Güzeli, iyiyi, ruh taşıyan şeyi her gün daha fazla tanıyor yeni örnekleri ile tanıyor ve her hafta eski zevkimize yeni bir şeyler ekliyorduk. Necmüddin Hoca gerçekten büyük bir san atkârdı. Güzele karşı sonsuz, doyulmaz, alabildiğine derin bir meclûbiyeti vardı. Yazının güzelini arıyordu, tezhibin güzelini arıyordu, ebrunun, cildin, kâğıdın güzelini arıyordu. Sonsuzluklara doğru uzanan güzellik anlayışı vardı. Mutlak güzele doğru aşikâne bir edâ ile yürüyordu. San atla tasavvuf, tasavvufla san at birbirine karışmıştı. Beşir Ayvazoğlu (d.1953) Hâtıralarının sonsuza kadar yaşatılması gerektiğine inandığım aziz ölüler vardır; Hezarfen Necmeddin Okyay gibi. Akılalmaz incelikteki Osmanlı zevkinin ve estetiğinin imbiğinden geçmiş o hârikulâde adam nasıl unutulabilir! Necmeddin Okyay, 5 Ocak 1976 da dünyaya gözlerini kapadığında sönen gerçekten bir kuyruklu yıldız ve göçen -herhangi bir fert değil- bir âlemdi. Çünkü Osmanlı irfanı, zevki, estetiği ve medeniyetimizin direniş gücü onun şahsında özetlenmiş gibiydi. 48

50 HEZARFEN MEHMED NECMEDDİN OKYAY M. Necmettin Bardakçı (d.1957) Hezarfen Mehmed Necmeddin Hoca Efendi, tasavvufun özü olan takvâ, ihlâs, verâ, sevgi ve hoşgörüyü şahsında toplayan bir güzel ahlak âbidesidir. Günümüzde ihtiyaç duyulan, kendini bulunduğu çağa göre hazırlayan bir din görevlisi modelidir. Dinin şekil yönüyle birlikte derûnî boyutuna da eğilerek camideki cemaatine sağlam bir benlik kazandırmaya çalışmıştır. İrşâd faaliyetleri camiyle sınırlı kalmamış, sosyal hayatla bütünleşmiştir. Sosyal ve kültürel hayata yaklaşımı, geniş ufku ve geleneksel Türk-İslâm sanatlarına vukûfiyetiyle bir misyon ve vizyon adamıydı. Yetiştiği çevrede teneffüs ettiği tasavvuf iklimi, gönül dünyasını bezeyip çalışmalarındaki üstün başarılarda motor gücü oluşturmuştur. Kendini bilen rabbini bilir sözünün şuurunda olarak kendisindeki kabiliyetleri geliştirerek akıl, zekâ ve hafızayı varabileceği en üst noktaya taşımaya çalışmıştır. 49

51

52 Kaynakça Ayvazoğlu, Beşir, Defterimde 40 Suret, Kapı Yayınları, İstanbul, Aksoy, Şule, Hezarfen Bir Hattat, Necmeddin Okyay: Hayatı ve Türk ve İslam Eserleri Müzesinde Bulunan Kitapları, M. Uğur Derman Armağanı/Altmışbeşinci Yaşı Münasebetiyle Sunulmuş Tebliğler, Der.: İrvin Cemil Schick, Sabancı Üniversitesi Yayınevi, İstanbul, Alparslan, Ali, Talik Yazısının Büyük Üstadı Hocam Hezarfen Necmeddin Okyay, Toplumsal Tarih, sy.96, s.25-28, İstanbul, Aralık Baltacıoğlu, İsmayıl Hakkı, Üstadlarla Konuştum, Yeni Adam, sy.447, s.8-11, İstanbul, 22 Temmuz Bardakçı, M. Necmettin, Cemâl-i İlâhîye Bir Yıldız: Mehmed Necmeddin Okyay, Tasavvuf: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, Yıl: 8 (2007), Sayı: 18, s Berk, Süleyman (Haz.), Vefatının 35. Yılında Hattat Necmeddin Okyay, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ, İstanbul, Derman, Çiçek, Hezârfen Hattat Necmeddin Okyay ın Sanatkâr Oğulları, Uluslararası Üsküdar Sempozyumu V 1-5 Kasım 2007 Bildiriler,

53 ÖNDER KİTAPLIĞI Ed.: Coşkun Yılmaz, Cilt: II, Sayfa: , İstanbul, Derman, M. Uğur, Ömrümün Bereketi: 1, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul, Derman, M. Uğur, Türk Sanatında Ebrû, Ak Yayınları, İstanbul, Eriş, Muin Nursen (Haz.), Mustafa Esat Düzgünman ve Ebru/Mustafa Esat Düzgünman and Ebru, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., İstanbul, İnal, İbnülemin Mahmud Kemal, Son Hattatlar, Milli Eğitim Bakanlığı, 2. Bs., Ankara, Kuşoğlu, M. Zeki, Gelenekten Geleceğe Köprü İnsanlar, L&M Yayınları, İstanbul, Özemre, Ahmed Yüksel, Üsküdar da Bir Attar Dükkanı, 3. Bs., Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul, Özemre, Ahmed Yüksel, Üsküdar da Ebrû San atı, Üsküdar Sempozyumu II: Mart 2004 Bildiriler, Ed.: Zekeriya Kurşun vd., Cilt: 2, Sayfa: , İstanbul, Yalçın Aydeniz, Tuğba, Üsküdar da Bir Meşhurlar Okulu: Ravza-i Terakki Mektebi, Uluslararası Üsküdar Sempozyumu VIII Kasım 2014 Bildiriler, Ed.: Coşkun Yılmaz, Cengiz Tomar, Uğur Demir, Cilt: 1; Sayfa: , İstanbul,

Medresetü l Hattâtîn Yüz Yaşında M.Uğur Derman, İstanbul, Kubbealtı Neşriyat, Mayıs 2015, 224 sayfa, ISBN: 978-605-4750-15-3.

Medresetü l Hattâtîn Yüz Yaşında M.Uğur Derman, İstanbul, Kubbealtı Neşriyat, Mayıs 2015, 224 sayfa, ISBN: 978-605-4750-15-3. M.Uğur Derman, İstanbul, Kubbealtı Neşriyat, Mayıs 2015, 224 sayfa, ISBN: 978-605-4750-15-3. Fatih ERBAŞ Kitabın yazarı M.Uğur Derman (5 Şubat 1935 Bandırma), hattat Necmeddin Okyay a (1883-1976) 1955

Detaylı

SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU

SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU SÜLEYMANİYE YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ KONSERVASYON VE ARAŞTIRMA MERKEZİ SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU HOCA ALİ RIZA BEY KİMDİR? Üsküdarlı Hoca Ali Rıza

Detaylı

bir güzel insan M. CELÂLEDDİN ÖKTEN

bir güzel insan M. CELÂLEDDİN ÖKTEN - onoec İMAM HATİPLİLER DERNEGİ bir güzel insan M. CELÂLEDDİN ÖKTEN Eserin Adı Yayın Editörü Yazarı M. Celâleddin Ökten ÖNDER Basın-Tanıtım Komisyonu Tahsin Yıldırım Tashih-Redaksiyon Vedat Ali Özkan Kayacı

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? On5yirmi5.com İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? İmam Hatip Liseleri Son günlerin en gözde hedefi Katsayı, Danıştay, ÖSS ve başörtüsüyle oluşan okun saplandığı tam 12 noktası. Kimilerinin ötekileri Yayın Tarihi

Detaylı

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM DETAYLARDAKİ ETKİLEŞİMLER Değerli hoca Şeref Akdik in yaktığı ışık ile sanatla tanışan ve lise çağlarında ressam olmaya karar veren Neslihan

Detaylı

Üsküdar ın Kültür Hayatı Çerçevesinde HEZARFEN NECMEDDİN OKYAY I ANLAMAK. Kübra BİLGİN *

Üsküdar ın Kültür Hayatı Çerçevesinde HEZARFEN NECMEDDİN OKYAY I ANLAMAK. Kübra BİLGİN * sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 17 / 2008, s. 171-188 araştırma notları Üsküdar ın Kültür Hayatı Çerçevesinde HEZARFEN NECMEDDİN OKYAY I ANLAMAK Kübra BİLGİN * İnsanların doğup büyüdükleri

Detaylı

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Eylül 2017 Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Aziz Ogan, 30 Aralık 1888 tarihinde Edremitli Hacı Halilzade Ahmed Bey'in oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Kataloglama

Detaylı

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ 17-26 MAYIS 2013 / CEMAL REŞİT REY SERGİ SALONU Başkan dan Yazı,

Detaylı

KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM. GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER

KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM. GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER Prof.Dr. Ufuk TANERİ, IOM, HE 2003-03-14 Eğitim-Öğrenim Doğuş anı ndan başlayıp Ömür Boyu süren bir Süreç, yüzyılımız ve gelecek nesiller beklentilerinin

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Tel: / e-posta:

Tel: / e-posta: 1-Sempozyuma Davet: ULUSLARARASI CÂMİ SEMPOZYUMU (SOSYO-KÜLTÜREL VE MİMARÎ AÇIDAN) 01-02/ Ekim/ 2018 Tarih boyunca câmiler Müslümanların itikat, ibadet, ilim, sosyal, kültürel ve mimari açıdan hayatın

Detaylı

HACI ARİF BEY ( )

HACI ARİF BEY ( ) HACI ARİF BEY (1831-1885) Asıl adı Mehmet Arif olan Hacı Arif Bey 1831 yılında İstanbul un Eyüp sultan semtinde doğdu.ilkokul çağlarında sesinin güzelliği çevresinin dikkatini çekmiş,o zamanlar pek genç

Detaylı

-rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER. Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98

-rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER. Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98 HALDUN TANER -rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98 I Kapak Düzeni: Dr. Ahmet SINAV ISBN 975-17-0262-3 Kültür ve Turizm Bakanlığı,

Detaylı

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 27 Aralık 1936 Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı nın yazarıdır. Vatan Şairi olarak anılır. Yahya Kemal Beyatlı

Detaylı

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. 1976 da Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi nin yayın kurulunda görev aldı. 1981 de doktorasını

Detaylı

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Medreseler çok güçlü yaygın eğitimi kurumu haline gelmiş ve toplumu derinden etkilemiştir.

Detaylı

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ 2 Meserret DĐRĐÖZ PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ ÖZGEÇMĐŞĐ: Enis Alapaytaç ve Hafize Hanım ın kızları olarak 1923 te Tarsus ta doğdu. Đlkokul ve ortaokulu Tarsus ta, liseyi de Đstanbul da Kandilli Kız Lisesi

Detaylı

Mehmet Necmeddin BARDAKÇI

Mehmet Necmeddin BARDAKÇI , ss. 103-111. CEMÂL-İ İLÂHÎYE AYNA BİR YILDIZ: MEHMED NECMEDDİN OKYAY (28 OCAK 1883-5 OCAK 1976) Mehmet Necmeddin BARDAKÇI Abstract A Star Reflecting the Divine Beauty : Mehmed Necmeddin Okyay Mehmed

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

BAHÇELİEVLER BELEDİYESİ İMAM HATİP ORTAOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ETKİNLİKLERİMİZ

BAHÇELİEVLER BELEDİYESİ İMAM HATİP ORTAOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ETKİNLİKLERİMİZ BAHÇELİEVLER BELEDİYESİ İMAM HATİP ORTAOKULU 2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ETKİNLİKLERİMİZ Kutlu Doğum Haftası Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.v) i hatırlama, anlama ve anlatma amacı ile düzenlediğimiz

Detaylı

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Yazar Mustafa Erdoğan ISBN: 978-605-9247-81-8 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

Şerif Kocadon için mevlit

Şerif Kocadon için mevlit Şerif Kocadon için mevlit 85 yaşında aramızdan ayrılan Bekir Şerif Kocadon için evinde mevlit okundu. Bodrum eşrafından merhum Mehmet Kocadon un oğlu, Fatma Kocadon un eşi; Bodrum Belediye Başkanı Mehmet

Detaylı

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun olduktan (1972) sonra bir süre aynı bölümde kütüphane memurluğu yaptı (1974-1978). 1976 da Türk

Detaylı

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sayın Kaymakamım, Sayın Milli Eğitim Müdürüm, Sayın Belediye Başkanım, Okul Aile Birliğimizin değerli yöneticileri, Saygıdeğer Velilerimiz, Sevgili öğretmenlerimiz ve yöneticilerimiz, Saygıdeğer Bağışçılarımız,

Detaylı

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar Tur Danışmanımız: Doç. Dr. Deniz Esemenli, Sanat Tarihçisi Buluşma Noktası: Üsküdar Meydanı, III. Ahmet Çeşmesi önü Tur başlama saati: 09.00 Gezimizin

Detaylı

M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ Neden M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ M.Emin Saraç Anadolu İmam Hatip Lisesi, Arapça, İngilizce ve Rusça hazırlık sınıfı olan, Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi Programı uygulayan Türkiye nin en seçkin

Detaylı

GELECEGIN MUCITLERI ROBOT YAPMAYI ÖGRENIYOR

GELECEGIN MUCITLERI ROBOT YAPMAYI ÖGRENIYOR GELECEGIN MUCITLERI ROBOT YAPMAYI ÖGRENIYOR Portal : www.haberinozu.com İçeriği : Gündem Tarih : 03.01.2016 Adres : http://www.haberinozu.com/genel/gelecegin-mucitleri-robot-yapmayi-ogreniyor-h303269.html

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

PT/Mo SA/Tu ÇA/We PE/Th CU/Fr CT/Sa PA/Su

PT/Mo SA/Tu ÇA/We PE/Th CU/Fr CT/Sa PA/Su (Ey Muhammed!) İman eden kullarıma söyle: Namazlarını dosdoğru kılsınlar, alışveriş ve dostluğun olmayacağı günün gelmesinden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) gizli-açık harcasınlar.

Detaylı

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı On5yirmi5.com Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı Türkiye ve İstanbul çapında verilecek olan Yaz Kur an Kursu eğitimlerini İstanbul Müftü Yardımcısı Mehmet Yaman ile konuştuk Yayın Tarihi : 15

Detaylı

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / 50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ

Detaylı

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU 1 2 Atatürk e göre; «Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade sözle olursa şiir, nağme ile olursa musiki, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur.» «Efendiler!

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...5 GİRİŞ...9 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...38 3 2. BÖLÜM ÖNCÜLER Necip Fazıl Kısakürek ve

Detaylı

İLAM AKADEMİ NİÇİN İLAM AKADEMİ?

İLAM AKADEMİ NİÇİN İLAM AKADEMİ? İLAM AKADEMİ İLAM Akademi programı 2005 yılından itibaren Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı bünyesinde Arapça, İslami İlimler, İmamet ve Hitabet Seminerleri vermektedir. Lisans dönemi öğrencilerine yönelik İslami

Detaylı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108 Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4 Fakrnâme Vîrânî Abdal Yayına Hazırlayan Fatih Usluer ISBN: 978-605-64527-9-6 1. Baskı:

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri Müdürlüğümüz bünyesinde faaliyet gösteren AKM Klasik Türk Sanat Müziği Korosunun Şef Mitat

Detaylı

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan 34467 İstanbul

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan 34467 İstanbul SAKIP SABANCI MÜZESİ TEKNİK GEZİ RAPORU Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Lisans Programı, MİM 103 Mimarlıkta Araştırma Yöntemleri dersi kapsamında, Sakıp Sabancı Müzesi teknik gezisi 20 Aralık 2012 tarihinde,

Detaylı

20 Derste Eski Türkçe

20 Derste Eski Türkçe !! 20 Derste Eski Türkçe Ders Notları!!!!!! Cüneyt Ölçer! !!! ÖNSÖZ Türk Nümismatik Derneği olarak Osmanlı ve İslam paraları koleksiyoncularına faydalı olmak arzu ve isteği île bu özel sayımızı çıkartmış

Detaylı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ 1 Değerli Velimiz, Geçtiğimiz hafta sonunda 2-6.sınıflardaki öğrencilerimizin

Detaylı

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer 17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel Sunum Metni Bilge Sumer BÖLÜM : I Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserinin İstanbul

Detaylı

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ Okulumuz 2012-2013 yılında Kevenli İmam Hatip Lisesi olarak Eğitim Öğretime başlamış ancak 2014 yılında yapılan teklifle Said Nursi Anadolu İmam-Hatip Lisesi olarak isim değişikliği yapılmıştır.okulumuz

Detaylı

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen Ekim 2017 Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen Boğaziçi Üniversitesi Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi nde bulunan, Haldun Özen tarafından bir araya getirilen Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu na

Detaylı

"15 Temmuz Şehidimiz hemşehrimiz Mustafa Cambaz ın kendisi artık belki aramızda değil, ancak onun Fotoğrafları Batı Trakya da sergileniyor.

15 Temmuz Şehidimiz hemşehrimiz Mustafa Cambaz ın kendisi artık belki aramızda değil, ancak onun Fotoğrafları Batı Trakya da sergileniyor. ŞEHİDİMİZ MUSTAFA CAMBAZ ARTIK ARAMIZDA DEĞİL AMA FOTOGRAFLARI MEMLEKETİNDE SERGİL "15 Temmuz Şehidimiz hemşehrimiz Mustafa Cambaz ın kendisi artık belki aramızda değil, ancak onun Fotoğrafları Batı Trakya

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NARLIDERE YATILI BÖLGE ORTAOKULU TC İNKILAP TARİHİ DERSİ AÇIK UÇLU DENEME SINAVI 1

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NARLIDERE YATILI BÖLGE ORTAOKULU TC İNKILAP TARİHİ DERSİ AÇIK UÇLU DENEME SINAVI 1 2017-2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NARLIDERE YATILI BÖLGE ORTAOKULU TC İNKILAP TARİHİ DERSİ AÇIK UÇLU DENEME SINAVI 1 1) Ali Rıza Efendi nin 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı nda Asakir-i Milliye Taburu ndaki geçici

Detaylı

UFA. islam. Rusya Federasyonu Başkırdistan Cumhuriyeti nde UFA İSLAM ÜNİVERSİTESİ YAPILIYOR. ÜNiVERSiTESi TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ

UFA. islam. Rusya Federasyonu Başkırdistan Cumhuriyeti nde UFA İSLAM ÜNİVERSİTESİ YAPILIYOR. ÜNiVERSiTESi TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ UFA islam ÜNiVERSiTESi Rusya Federasyonu Başkırdistan Cumhuriyeti nde UFA İSLAM ÜNİVERSİTESİ YAPILIYOR TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ İSLÂM IN ANLATILMADIĞI

Detaylı

Lütfi ŞAHİN /

Lütfi ŞAHİN / Lütfi ŞAHİN / www.lutfisahininsitesi.com Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş

Detaylı

EBRU YAPIMINDA KULLANILAN MALZEMELER VE EBRU TEKNİKLERİ Asiye Yaman

EBRU YAPIMINDA KULLANILAN MALZEMELER VE EBRU TEKNİKLERİ Asiye Yaman EBRU YAPIMINDA KULLANILAN MALZEMELER VE EBRU TEKNİKLERİ Asiye Yaman Tekne Su yüzeyinde yapılan bir sanat olan ebrûda kullanılan malzemelerden ilki içine kıvam arttırıcılı suyu koyacağımız ebru teknesidir.

Detaylı

Resim 170- Hattat Halim Bey in istifli celî sülüs besmelesi. Ýmza kýsmýnda Halim Bey, Hamid Bey in talebesi olduðunu belirtmiþtir. (Ýsmail Yazýcý Koleksiyonu) 133 Resim 171- Sivas Burûciye Medresesi nde

Detaylı

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına.

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına. Z NESLİ VE TORUNUM EZGİ! Değerli Okur! Bu köşe yazısı; Ülkemizde nüfusun üçte birini oluşturan geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklar(ımız) la ilgili neler yapıyoruz? Çocuklarımız bu zorlu yaşam yolculuklarında

Detaylı

Prof. Dr. FARUK TAŞKALE

Prof. Dr. FARUK TAŞKALE Prof. Dr. FARUK TAŞKALE EĞİTİM Nevşehir de doğdu. 1967 1972 Beşiktaş Anafartalar İlkokulu 1972 1975 Beyoğlu Fındıklı Ortaokulu 1975 1978 Beyoğlu Fındıklı Lisesi 1981 1986 İstanbul Üniversitesi Edebiyat

Detaylı

BATIKENT KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

BATIKENT KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ BATIKENT KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ Batıkent Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ne zaman açılmıştır? Okulumuz 2014-2015 Eğitim Öğretim yılında 5 şubede toplam 170 kız öğrenci ile eğitim/öğretim hayatına

Detaylı

H.CAHİT DERMAN 18. KİŞİSEL RESİM SERGİSİ 30 MART-13 NİSAN

H.CAHİT DERMAN 18. KİŞİSEL RESİM SERGİSİ 30 MART-13 NİSAN H.CAHİT DERMAN 18. KİŞİSEL RESİM SERGİSİ 30 MART-13 NİSAN 1987 Açılış: 17.00-19.00 Çiçek gönderilmemesi rica olunur. AZMİN ZAFERİ 1966 yılınınbireylül günü. Besim Usta'nm atölyesinde resim çalışıyordum.

Detaylı

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ... 15 MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 SAFAHAT TA DEĞERLERİMİZ... 41 Adâlet... 43 Adamlık... 47 Ahlâk... 50 Azim... 42 Birleştiricilik...

Detaylı

FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ

FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ 5-11 HAZİRAN 2013 / İSTANBUL TİCARET ODASI YENİ CAMİİ HÜNKÂR KASRI SERGİ SALONU Başkan

Detaylı

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ BAHARA MERHABA Toprağın ve suyun güneşle buluştuğu, doğanın canlandığı, aydınlık ve sıcak günlere kavuştuğumuz güzel bahar aylarına merhaba dedik. Baharın verdiği canlılık ve heyecanla eğitim- öğretim

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

DALGALANDIM DA DURULDUM. ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ

DALGALANDIM DA DURULDUM. ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ DALGALANDIM DA DURULDUM ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ DALGALANDIM DA DURULDUM ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA VE KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ 1-7 ŞUBAT 2013 / CEMAL REŞİT

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

İSMEK İN USTALARI DURUŞ İSMEK USTA ÖĞRETİCİLERİ EBRU, MİNYATÜR VE TEZHİP SERGİSİ

İSMEK İN USTALARI DURUŞ İSMEK USTA ÖĞRETİCİLERİ EBRU, MİNYATÜR VE TEZHİP SERGİSİ İSMEK İN USTALARI İSMEK USTA ÖĞRETİCİLERİ EBRU, MİNYATÜR VE TEZHİP SERGİSİ İSMEK USTA ÖĞRETİCİLERİ EBRU, MİNYATÜR VE TEZHİP SERGİSİ 3-10 Haziran 2014 / CRR Konser Salonu Fuayesi Başkan dan ni tarihe yazdırmış

Detaylı

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ İSMEK İN USTALARI ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ 10-17 MART 2014 / Dolmabahçe Sanat Galerisi Başkan dan eserlerin hiçbiri zahmetsiz,

Detaylı

Prof. Dr. K. Gülbün Baydur'a Armağan

Prof. Dr. K. Gülbün Baydur'a Armağan Prof. Dr. K. Gülbün Baydur'a Armağan Prof. Dr. K. Gülbün Baydur a Armağan Yayına Hazırlayanlar Özgür Külcü, Tolga Çakmak ve Nevzat Özel Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Ankara, 2012

Detaylı

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı. MUSA TAKCI KİMDİR? İyi bir öğretmen, koruyucu bir ağabey, saygılı bir evlat, şefkatli bir baba, merhametli bir eş, çok aranan bir kardeş, güçlü bir şair, disiplinli bir yazar, hayırlı bir insan, güzel

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

GİRİŞ. İstanbul Gençlik Festivali olarak,

GİRİŞ. İstanbul Gençlik Festivali olarak, İstanbul GENÇLİK FESTİVALİ Hattı Celi Sultanı Mustafa Rakım Efendi HAT VE TEZHİP YARIŞMASI ŞARTNAMESİ 2017 GİRİŞ İstanbul Gençlik Festivali olarak, Bizi biz yapan değerleri gençlerle birlikte yaşatmayı

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

Böylesine anlamlı ve sevinçli bir günde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Türkiye İş Bankası adına sizleri kutluyorum.

Böylesine anlamlı ve sevinçli bir günde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Türkiye İş Bankası adına sizleri kutluyorum. Sayın Kaymakam, Sayın Belediye Başkanı, Sayın Milli Eğitim Müdürü, Darüşşafaka Cemiyeti nin Sayın Başkanı ve Yöneticileri, Saygıdeğer Öğretmenlerimiz, Darüşşafaka daki temel öğrenimlerini başarıyla tamamlayıp,

Detaylı

Başarının Yöntem i İLKOKUL KOLEJİ.

Başarının Yöntem i İLKOKUL KOLEJİ. Başarının Yöntem i İLKOKUL www.konyayontem.com KOLEJİ Yönetim Kurulu Özel YÖNTEM Koleji, 20 yıldır eğitimin her kademesinde emek vermiş öğretmenlerin bir araya geldiği bir kurumdur. Milli Eğitim Bakanlığının

Detaylı

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ TÜRK-İŞ Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ 25-27 Mayıs 2012 Nova, İbis Hotel - İstanbul Oturumlar Panel

Detaylı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL 'T7 Ç>e T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL MÜZİK BALE TİYATRO RESİM EL SANATLARI GÜZEL KONUŞMA Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Meşelik Sokak Dünya Han 18 / 20 Kat: 4-5 Beyoğlu -TAKSİM / İSTANBUL TELEFON :

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI ESKİŞEHİR ODUNPAZARI MESERRET İNEL İLKOKULU ODUNPAZARI HALK EĞİTİM MERKEZİ TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU DESTEĞİYLE GURURLA SUNAR TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI KORO ŞEFİ Tülây TÜRKMEN SANAT DANIŞMANI Hüseyin

Detaylı

KARABÜK İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ 2018 YILI MAHALLİ HİZMETİÇİ EĞİTİM PLANI

KARABÜK İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ 2018 YILI MAHALLİ HİZMETİÇİ EĞİTİM PLANI OCAK Yangın Eğitimi Kursu Merkez Acil Durum Ekiplerindeki Görevli Kişiler Karabük Cumhuriyet Anadolu Lisesi 23.01.2018 23.01.2018 1 10 08.30-17.30 60 OCAK Özel Eğitimde Bütünleştirme Uygulamaları Kursu

Detaylı

ZEYYAT MANDALİNCİ OKULU ÖĞRENCİSİ

ZEYYAT MANDALİNCİ OKULU ÖĞRENCİSİ ZEYYAT MANDALİNCİ OKULU ÖĞRENCİSİ 9 YAŞINDAKİ BEREN, PAPATYA KIZ ADLI HİKAYE KİTABINI ÇIKARTTI Bodrum da ilköğretim öğrencisi 9 yaşındaki Beren Korkmaz, kitap yazdı. Turgutreis Mahallesi ndeki Zeyyat Mandalinci

Detaylı

DEDENİN ADAYI, ERDOĞAN BAŞEĞMEZ, PROJELERİNİ ANLATTI

DEDENİN ADAYI, ERDOĞAN BAŞEĞMEZ, PROJELERİNİ ANLATTI DEDENİN ADAYI, ERDOĞAN BAŞEĞMEZ, PROJELERİNİ ANLATTI Bodrum Çarşı Esnafı Erdoğan Başeğmez, Esnaf Odası Seçimlerinde Başkan adaylığını açıkladı. Bodrum Esnaf Odası önünde bir açıklama yapan Erdoğan Başeğmez

Detaylı

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece Esmâu l-hüsnâ Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece Değerler Eğitimi Merkezi Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları na aittir. Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları

Detaylı

Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir.

Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir. 1934 -. Akhisar dan Akın - Hakkı Babayı Anlatıyor- : Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir. Hakkı Baba 18

Detaylı

Bölge Uzmanı Nihai Form

Bölge Uzmanı Nihai Form Bölge Uzmanı Nihai Form KİŞİSEL BİLGİLER Ad: Cihat Soyad: Aydın TC Kimlik No: 10895195514 Uyruk: Türk Cinsiyet: Erkek Doğum Yeri: Hınıs Doğum Tarihi: 12/09/1996 Telefon: 05078390238 Eposta Adresi: cihat_ayd25@hotmail.de

Detaylı

Osmanlı dan Günümüze Kur an Ve Hüsn-İ Hat Sempozyumu 01-03 Kasım 2013, Amasya

Osmanlı dan Günümüze Kur an Ve Hüsn-İ Hat Sempozyumu 01-03 Kasım 2013, Amasya Osmanlı dan Günümüze Kur an Ve Hüsn-İ Hat Sempozyumu 01-03 Kasım 2013, Amasya Hat sanatı denilince öncelikle Kur an-ı Kerim harfleri ile yazılmış güzel yazı sanatı akla gelir. Bu sanat, Kur an harflerinin

Detaylı

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları 54 MİMARİ I FATİH SULTAN MEHMET İN SARAYLARI FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com Eski Saray (Beyazıt Sarayı) MİMARİ I FATİH SULTAN MEHMET İN

Detaylı

6. Bölüm. İdarî Yapı. Dünden Bugüne Antalya

6. Bölüm. İdarî Yapı. Dünden Bugüne Antalya 6. Bölüm İdarî Yapı 233 234 A L T I N C I Yat Limanı ve Kaleiçi - 2007 nın 5747 Sayılı Kanundan Önceki 14 İlçe İdari Haritası 235 A L T I N C I 236 A L T I N C I nın 5747 Sayılı Kanundan Sonraki 19 İlçe

Detaylı

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu Hüseyin Çınar* Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü nün son yıllarda vakıflar haftası çerçevesinde öne çıkardığı; çevre yılı, su yılı,

Detaylı

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL Sana dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfinle kurul Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer

Detaylı

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL OKAN İLKOKULU 2016 2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. Sayın Velilerimiz merhabalar, Okan Koleji İlkokulu olarak; Mayıs ve Haziran aylarını da planlanan konular ve belirlenen etkinlikleri gerçekleştirerek geçirdik.

Detaylı

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayın Kataloğu 2013 2 TAHRÎRU USÛLİ L-HENDESE VE L-HİSÂB EUKLEIDES İN ELEMANLAR KİTABININ TAHRİRİ Nasîruddin Tûsî (ö. 1274) Meşhur Matematikçi Eukleides in (m.ö.

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Kenan Erdoğan Unvanı Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri Manisa Daha Önce Bulunduğu Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Araştırma Görevlisi, Celal Bayar Üniversitesi

Detaylı

SARAY-I HÜMAYUN NAKKAŞHANESİ

SARAY-I HÜMAYUN NAKKAŞHANESİ SARAY-I HÜMAYUN NAKKAŞHANESİ İSMEK TÜRK İSLAM SANATLARI (Temel) KURS MERKEZİ HOCALARI VE KURSİYERLERİ GELENEKSEL EL SANATLARI SERGİSİ 28 Mayıs 4 Haziran 2013 / İstanbul Ticaret Odası Yeni Camii Hünkâr

Detaylı

40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj x 9 cm.

40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj x 9 cm. 40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj. 16.5 x 9 cm. 1.500.000 TL / u i 41. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, kırmızı pastel deniz kenarında figürlü ev ve yelkenli konulu

Detaylı

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) Yahya Kemal Beyatlı 2 Aralık 1884 tarihinde bugün Makedonya sınırları içerisinde bulunan Üsküp te dünyaya geldi. Asıl adı Ahmet Agâh tır. Şehsuvar Paşa torunlarından olduğu

Detaylı

Bölge Uzmanı Nihai Form

Bölge Uzmanı Nihai Form Bölge Uzmanı Nihai Form KİŞİSEL BİLGİLER Ad: AHMET ENES Soyad: BAŞKAYA TC Kimlik No: 65950093052 Uyruk: TÜRK Cinsiyet: Erkek Doğum Yeri: İSTANBUL Doğum Tarihi: 10/04/1995 Telefon: 5346552122 Eposta Adresi:

Detaylı

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR.YAPTIĞIN İŞİ ADAM GİBİ YAPMAYI VE GELİŞİMİN ÖNEMİNİ ONUN HAYATINDA ÖĞRENDİM SORU-Bize kısaca kendinizi

Detaylı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Camileri - Eski Cami Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Eski Cami (Cami-i Atik - Ulu Cami).............. 4 0.1.1 Eski Cami ve Hacı Bayram Veli Söylencesi.......

Detaylı

KOCALAR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TANITIM SUNUSU

KOCALAR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TANITIM SUNUSU KOCALAR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TANITIM SUNUSU ULAŞIM VE İLETİŞİM BİLGİLERİ ADRES: Cumhuriyet Mah. Barış Manço Cad. No: 7 Saray-Pursaklar/ANKARA Tel: 0 (312) 399 29 53 Fax: 0 (312) 399 29 52 E-Posta:973574@meb.k12.tr

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖRGÜN ve YAYGIN EĞİTİM KURUMLARI ÇALIŞMA TAKVİMİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖRGÜN ve YAYGIN EĞİTİM KURUMLARI ÇALIŞMA TAKVİMİ 2015 2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖRGÜN ve YAYGIN EĞİTİM KURUMLARI ÇALIŞMA TAKVİMİ SIRA NO 1. 2. 3. ÇALIŞMA KONULARI Mesleki Eğitim Çalışmaları ve Sene Başı Öğretmenler Kurulu Toplantısı(Örgün ve Yaygın Eğitim

Detaylı