MERAHABA. pecya. T. Yılmaz Öğüt

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MERAHABA. pecya. T. Yılmaz Öğüt"

Transkript

1

2

3 İÇİNDEKİLER 4-5 Haberler 6-7 Galilei Söyleşi: Kerim Afşar 8-9 Vanya Dayı *Söyleşi: Leonid Heifets 10 Venedik Taciri Söyleşi:Tunç Yalman 12 Fermanlı Deli Hazretleri Söyleşi Engin Uludağ 13 Düdüklüde Kıymalı Bamya Söyleşi: Can Gürzap Hizmetçiler - Söyleşi: Reha Erdem 16 Bize bina lazım, efendiler!.. Ali Taygun 17 Ne bitmez bir sorun, şu salonsuzluk Hadi Çaman 18 Tiyatroya zarar veren adam "Muhsin Ertuğrul" Zihni Küçümen 19 Baruthane çözüm olacak mi? Söyleşi: Zeliha Berksoy Gökkuşağı Oyuncuları Söyleşi: Cezmi Baskın 22 Vefasız sevgili uğruna 35 yıl Söyleşi: Tevfik Gelenbe 23 Tiyatrom *Berlin'de yaşamını sürdüren Türk Tiyatrosu Avrupa'nın en iyileri Yılmaz Onay Yıla merhaba Kent Oyuncuları 28 Çizgi Tiyatrosu Antalya'dan Çocuk Tiyatrosu 30 Kitaplar Haz.: Nalân Özübek KAPAK FOTOĞRAFI: Kerim Afşar Galilei, AST, (1984) Tiyatro... Tiyatro... AYLIK HABER TANITIM DERGİSİ SAYI : 9 / EKİM 1991 / 200 TL. MERAHABA Y eni bir tiyatro mevsimi açılırken dergimiz de yayıma yeni bir görünümle başlıyor; artık dergimiz dört renkli ve kuşe kağıda basılı olarak elinize ulaşacak. Sayfa adedimiz ayın oyun tanıtma yoğunluğuna göre, 32 veya 48 olacak. Ekim ayında özel tiyatrolar henüz perdelerini açamadıklarından, bu sayı için 32 sayfa yeterli oldu.. Dergimiz geçen yıldaki ilkelerini koruyarak yaşamını sürdürecek. Her sayıda; ayın 15'ine kadar çıkmış-çıkacak oyunları, tiyatro ayırımı yapmadan, tanıtmak; çocuk tiyatrolarına ve amatör tiyatrolara yer ayırmak; İstanbul, Ankara, İzmir'deki tiyatrolarda' dağıtılmak; gibi... Dergiyi düzenli izlemek isteyen okurlarımızın ve Anadolu'dan gelen dergi isteklerinin karşılanabilmesi için, ücretli abone kabulüne karar verdik. Dergimize yıllık abone olacaklara, dergimiz her ay sürekli, posta ile ulaşmış olacak. Bu sayıda Özel Tiyatroların oyunlarından söz edememenin üzüntüsünü duyuyoruz. Perdelerini erken açamamalarının, sonu gelmeyen bütçe sorunlarından kaynaklandığını biliyoruz. Özel tiyatroların çoğu perdelerini, Kasım, belki de Aralık ayında açabilecekler; belki bazıları da hiç açamayacak. Bunun başlıca nedeni Özel Tiyatrolara yapılacak Devlet Yardımı'nın, ilgili yönetmelikte 30 Eylül'e kadar toplanılması emredici hükmünün bulunmasına rağmen, hâlâ Değerlendirme Kurulu'nun toplanmamış olması. Ayrıca, bu yıl yapılan yardım, ülkedeki enflasyona göre daha fazla olması gerekirken, geçen yıla göre %50 daha az. Böylece tiyatrolar, geç ve az yardım alarak, iki kez cezalandırılmış oluyorlar. Seçim heyecanının arkasından sürüklenen bürokrat "erkân"ın, Özel Tiyatroların bu yaşamsal sorununa, bir an önce eğilmelerini diliyoruz. Yeni mevsimde hepinize bol seyirli günler... Sevgilerle... T. Yılmaz Öğüt Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni: Tem Yapım Yayıncılık Ltd. Şti. adına T. Yılmaz Öğüt Yayın Koordinatörü: Nalân Özübek Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Mustafa Demirkanlı Danışma Kurulu: Orhan Alkaya, Rutkay Aziz, Genco Erkal, Fikret İlkiz, Ali Taygun, Işık Yenersu Teknik Yönetmen: Sinan Şanlıer Basın ve Halkla İlişkiler: Enis Bakışkan Katkıda Bulunanlar: Faruk Boyacıoğlu, Hadi Çaman, Güzin Çorağan, Zihni Küçümen, Pınar Şenel, Rengin Uz, Ö.Levent Ülgen, Zeynep Üskül Ankara Temsilcisi: Koray Ergun İzmir Temsilcisi: Ali Rıza Özbilgiç Samsun Temsilcisi: Kaya Odabaşı Almanya Temsilcisi: Levent Beceren Ankara Bürosu: Ihlamur Sok. No:7 Yenişehir Tel: (9-4) İzmir Bürosu: 155. Sok5/A Hatay Tel: (9-51) Samsun Bürosu: İstiklal Cad. 64/5 Tel: (9-36) Berlin Bürosu: Rotunde-AlteJakop-strasse 12-lOOOBerlin 61 Tel: (9-9) Ofset Hazırlık: Tem Yapım Tel: Baskı: Mü-Ka Ofset: Tem Yapım Yayıncılık Ltd. Şti. Oba Sok. 9/1 Cihangir/İstanbul Tel: Fax: Abone Bedeli: Yıllık TL. Yurtdışı: 25 DM Banka Hes. No: T.İş Bankası-Cihangir Şb

4 4 YENİ MEVSİMDE TİYATROLAR İSTANBUL ÖZEL TİYATROLAR İstanbul'daki, Özel Tiyatrolar, biri dışında, Ekim ayında yeni bir oyunla mevsimi açamıyor. Tiyatrolarını açan Ortaoyuncular (Ferhan Şensoy), Enis Fosforoğlu ve Levent Kırca Tiyatroları geçen seneki oyunları ile perdelerini açacaklar. Enis Fosforoğlu Tiyatrosu bu yıl, Kadıköy'deki salonları onarımda olduğu için Koca Mustafapaşa'da Çevre Tiyatrosu'nda Kanlı Nigar'la yeni mevsime, 4 Ekim tarihinde girecek. Enis Fosforoğlu Tiyatrosu, iki aya yakın bir süre sürdürülmesi düşünülen bu oyundan sonra, uygun salon bulunabilirse yeni bir oyun sahneleyecek. Bu mevsime yeni bir oyunla başlayacak tek tiyatro olan Tevfik Gelenbe Tiyatrosu Kadıköy'deki kendi salonunda, 11 Ekim'de perdelerini Neden Olmasın adlı güldürü ile açacak. ÖDENEKLİ TİYATROLAR İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları: (Başlama tarihi 1 Ekim) Bu mevsime, Ekim ayında başlayacakları 6 yeni oyunla giriyor Şehir Tiyatroları. Bir de geçen Mayıs ayındaki 3. Uluslararası Tiyatro Festivali'nde ilk kez sahneledikleri Gogol'un Müfettiş adlı oyunu var. Yeni oyunlar Musahipzade Celâlin Fermanlı Deli Hazretleri, Çehov'dan Vanya Dayı, J.N. Ferwick'in Ödüller Kimin, Gülsün Siren'in Aile Şerefi, Yıldırım Keskin'in Çiçek Sepetli Kız ve J. Miller'in Şampiyonlar adlı oyunları Ekim'de sahnelenmeye başlayacak. Devlet Tiyatroları: (Başlama tarihi 1 Ekim) Devlet Tiyatrosu Mehmet Baydur'un Düdüklüde Kıymalı Bamya, Jean Genet'in Hizmetçiler, Shakespeare'in Fırtına, Nezihe Araz'ın Afife Jale, Haldun Taner'in Sersem Kocanın Kurnaz Karısı adlı yeni 5 oyunla mevsimi açıyor. Geçen yıldan kalmış olan Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Danto'nun Ölümü, Salıncakta İki Kişi, Hapşırık, Dün Gece Yolda Giderken, oyunları devam edecek. GÜLRİZ SURURİ TEKRAR SAHNEDE Gülriz Sururi'nin kendi yazdığı Tiyatrocu adlı oyunu Işıl Kasapoğlu yönetiyor. Oyunun müziğini Arif Erkin besteledi, şarkı sözleri Macit Koper'in. Koreografi Türkuaz Modern Dans Grubunun koreograflarından Dilek Evgin'e ait. Dekor: Duygu Sağıroğlu, kostüm: Naz Erayda imzasını taşıyor.' Oyunun afişini Mengü Ertel hazırladı. Karaca Tiyatrosu'nda 1 Kasım'da başlayacak olan oyunun on sekiz kişilik kadrosunda: Yaman Okay, Zuhal Gencer, İsmet Üstekin, Levent Yılmaz, Duygu Ankara, Merih Akalın Enis Fosforoğlu Tiyatrosu, "Kanlı Nigar-91" gibi isimlerin yanı sıra, Nuran Oktar ve Can Dirim yıllar sonra Tiyatrocu ile tekrar sahneye dönüyorlar. Dilaver Uyanık ve Nejat Öğünç dışında, Gökhan İçöz, Bekir Aksoy, Güven Kıraç, Filiz Coşkuner, Buket Dereoğlu, Haluk Toksöz, Naci Taşdöğen kadroyu tamamlıyorlar. Tiyatrocu, adından da anlaşılacağı gibi, tiyatro çevresinde geçen bir oyun. Tiyatrocu bir kadının yaşamından bir kesit. Oyunda yazarın eşi, kızı ve genç bir yönetmenle gelişen ilişkiler var; madalyonun öteki yüzünde ise acılarıyla, sevinçleriyle, güldürüleriyle, sürprizleriyle dopdolu bir tiyatrocu yaşamı bulunuyor. Gülriz Sururi İşıl Kasapoğlu

5 İZMİR ÖZEL TİYATROLAR İzmir Sanat Tiyatrosu, 91/92 mevsimine geçen yıldan kalan Haluk Işık'ın yazdığı Yarın Çok Geç Olacak isimli oyunla giriyor. Ali Rıza Özbilgiç'in yönettiği oyun Kasım ayından başlayarak İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde gösterime girecek. 91/92 mevsiminde ikinci oyun Melih Cevdet Anday'ın yazıp Mehmet Büyükağaoğlu'nun yönettiği İçerdekiler. 1 Aralık'tan başlayarak Ege turnesiyle seyirci karşısına çıkacak olan oyun, turneden sonra İzmir Sanat Tiyatrosu'nun kendi salonunda gösterimine devam edecek. İzmir Sanat Tiyatrosu Gençlik Sahnesi de sezona Hilmi Bulunmaz'ın yazdığı Savaş Bitti mi? adlı oyunla giriyor. Gençlik Sahnesi'nin ikinci tur oyunu da Peter Weiss'in yazdığı Kule adlı oyun olacak. Amatör Tiyatrolar, 91/92 mevsimine girilirken İzmir'deki Amatör toplulukların çalışmaları da şöyle; Konak Belediyesi Deneme Sahnesi geçen sezon oynadıkları "Pırtlatan Bal" ve "Sınırda - Duvar" isimli oyunlarına yeni bir Çocuk oyunu eklemiş. Oyun Ahmet Önel'in yazdığı, kollektif çalışma sonucunda üretilen Alacalı Şemsiye. Bu oyunlar, 12 Ekim 1991'den başlayarak her Cumartesi/Pazar sahnelenecek. Ayrıca Konak Belediyesi Deneme Sahnesi 91/92 sezonu içerisinde Müjdat Gezen'in Palyaço, Oktay Arayıcı'nın Rumuz Goncagül ve Erhan Gökgücü'nün Giordino Bruno isimli oyunlarını da Kasım ayından başlayarak sahnelemeyi hedeflemekte. İzmir PTT Tiyatrosu, Geçen sezonda Behlül Dal'ın yazıp Sönmez Atasoy'un tiyatroya uyarladığı Milli Mücadelede Türk Telgrafçıları, Ali Haydar Erçığ'ın yazıp yönettiği Aman Karım Duymasın ve Sabahattin Kudret Aksalınm yazdığı Kahvede Şenlik Var isimli oyunları sahneleyen İzmir PTT Tiyatrosu, yeni sezona Ahmet Nuri Sekizinci'nin Sekizinci isimli oyunuyla giriyor. Topluluk Ekim ayı içerisinde perde açacak. Tekel Tiyatrosu; İzmir'de çalışmalarını sürdüren bir başka topluluk da İzmir Sigara İşletmesi Müdürlüğü Tekel Tiyatrosu. 90/91 sezonunda Orhan Asena'nın Korku isimli oyununu oynayan topluluk, yeni sezona Jean Pierre Aumant'un Çin İmparatoru isimli komedisiyle girecek. Devlet Tiyatrosu İzmir Devlet Tiyatrosu 91/92 tiyatro mevsimine bu yıl Tunç Yalman'ın Venedik Taciri'ni 11 Ekim'de, Karşıyaka Sahnesi'nde gösterime sunuyor. İzmir Devlet Tiyatrosu perdesini daha önce 1 Ekim de Konak Sahnesi'nde Emmanuelle Robles'in Bir Ümit İçin isimli oyunuyla açtı. Ali Rıza Özbilgiç İzmir Sanat Tiyatrosu, İçerdekiler" İSEM-Gençlik Sahnesi, "Savaş Bitti mi?" ANKARA Özel Tiyatrolar Ankara'da Özel Tiyatrolardan Ekim'de sahne açacak olan tiyatro bulunmuyor. Yalnız 23 Eylül'de AST Salonunda, yeni kurulmuş olan Gökkuşağı Oyuncuları, Partimizin Adayı adlı oyunla mevsime başladı. Oyun Ekim'de de devam edecek. Cihat Tamer - Ercan Yazgan Tiyatrosu, İzmir'de başladıkları "Burası T.Ö.rkiye" adlı oyunlarına, 25 Ekim'de, Ankara'da bir ay süreyle Batı Sineması'nda devam edecekler. Ankara'da Yeni Tiyatro adı ile yeni bir topluluk, Kâzım Akşar'ın yönettiği Örümcek Kadının Öpücüğü adlı oyunla, sahne bulabilirse, Ekim'de perdelerini açacak. Devlet Tiyatroları Brecht'in Galilei'nin Yaşamı, Shakespeare'nin Beğendiğiniz Gibi, T.Williams'ın Düşler Yolu, Refik Erduran'ın Tamirci, A.R. Gurey'in Aşk Mektupları, Sevim Burak'ın Sahibinin Sesi, Yıldıray Şentürk'ün Kâzım ile Havva adlı 7 yeni oyunla yeni mevsime giriyor. Geçen yıldan kalan Kafesten Bir Kuş Uçtu, Sevinç ve Sevgi, Fil Adam, Kendi Gökyüzümüz, Tersine Dönen Şemsiye, Sular Aydınlanıyordu adlı oyunları dönüşümlü olarak gösterime devam edecek.

6 "Galilei benim son sevgilimdir" "Ben Galilei'yi bir Akdeniz'li olarak görüyorum. AST'da yaptığımız öyleydi. Bu yeni yaptığımız biraz Alman kaldı" Ö.Levent ÜLGEN A nkara Devlet.Tiyatrosunda geçen mevsimin sonunda, Mayıs ayında, dört kez sahnelenen Brecht'in Glalilei adlı oyunu, 1 Ekim'de Büyük Tiyatro'da tekrar oynanmaya başladı. Bu oyunda Galilei'yi oynayan ünlü tiyatro sanatçımız Kerim Afşar, 7 yıl önce, AST sahnesinde de bu rolü başarı ile canlandırmıştı. Aşağıda, Kerim Afşar, iki ayrı tiyatroda oynadığı iki aynı rolü ve iki yorumu karşılaştırıyor, anılarını anlatıyor... Galilei oyunu hakkında genel düşünceleriniz? Alman Kültür'deki bir toplantıya yönetmeni miz Uwe Haus ile birlikte ben de gitmiştim. Türkiye'de yaşayan bir Alman, niçin Galilei'yi seçtiğimizi sordu. Galilei'nin Brecht'in epik oyunlarından olmadığını, daha ziyade klasik formlarda yazıldığını söyledi. Yönetmen bu soruya benim yanıt vermemi istedi: "Bence büyük isabet var. Siz, Batılılar, Galilei oyununda değinilen sorunların birçoğunu halletmişsiniz. Ama biz hâlâ halledemedik. Siz artık kiliselerinizde Latince dua etmiyorsunuz, ama biz camilerimizde hâlâ Arapça dua ediyoruz. Bunun yanı sıra, dini inançları olmayan, ya da farklı olan insanları yakmıyorlar ama yakmaktan beter ediyorlar. Buna benzer bir sürü halledilmemiş sorunlarımız var bizim. Hâlâ üniversitelerimizin durumu, bilim adamları araştırmacıların durumu, Galilei'nin o dönemde şikayetçi olduğu durumun aynı. Böylece bu oyun, seyirciyi kanımca düşünmeye iten bir oyun. O yüzden bu oyunun seçimi isabetli bir karardır." dedim sezonu AST'ta oynadığınız Galilei ile D.T'nun Galilei'si arasında ne gibi farklılıklar oldu? AST böyle bir oyunu sahnelemekle büyük bir yükümlülük ve külfet altına girdi bir kere. Biliyorsun, oyunun seyircisi olduğu halde oyunu kaldırmak zorunda kaldık. Çünkü sahne üzerinde 46 kişi idik. Ve tiyatronun bütçesi bu yükü kaldıramadı, ödeyemedi. Öbür taraftan D.T'nın tabii maddi açıdan büyük olanakları var. Ama bence tiyatro sadece maddi olanak değildir. Tiyatronun olanağı Tiyatrodur zaten. Bu, özel tiyatroda da mümkündür, ödenekli tiyatroda da... Esas bu olanak olmayınca, maddi olanak hiçbir şeye yaramaz. Ayrıca şu var ki, yorum olarak ben öteden beri Galilei'yi evvela bir Akdenizli olarak gördüm, görüyorum. Bu Kerim Afşar Devlet Tiyatrosu'nda ki Galilei'de

7 Akdenizli ne demek? Şu demek; okuduğum kadarıyla da Brecht hiçbir Galilei'sini (yani Galilei'yi oynayan oyuncularını) beğenmemiş. Ne Amerika'da Charles Laughten'ı, ne de kendi damadını beğenmiş. Ve Brecht'in tarifi şöyle; ellerini, kollarını sallayarak hareket eder, konuşur. Yani bence Akdenizli'yi tarif ediyor. Bu iki oyuncunun biri İngiliz, biri Alman yani bunlar donuk. Nitekim, Brecht'in damadından ben de gördüm oyunu, donuk buldum; bizim AST'da yaptığımız sımsıcacık Akdenizliydi. Bu yeni yaptığımız galiba biraz Alman kaldı. Tabii rejisörün yorumu ile. Bu rejisör çok ustalıklı bir kesinti yaptı. (Belki biraz da fazla yaptı.) Mesela hikâyeyi 17 aktöre indirdi. Bu çok enteresan bir yaklaşım oldu ve oyunun içeriği aksamıyor. Bence bir tek kesinti yanlış yapıldı; Veba sahnesi. Bu sahne benim için şu yönden önemli: Galilei ölümden korkuyor mu, korkmuyor mu? Galilei ölümden korkmuyor, ama bir akıl adamı olduğu için, vebadan, binde bir de olsa, kurtulma ümidi olduğunu, oysa engizisyondan hiçbir kurtuluşu olmadığını biliyor. Galilei ölümden korkmuyor. Bu sahne bu yüzden önemliydi. Başka bir fark daha; AST'daki Galilei'yi saçlı-sakallı oynuyorduk, burada Alman istedi ki saçımızı adam akıllı, hatta usturayla kestirelim. Saç-sakal kısa oynuyoruz. Ama ben ona dedim ki, bizde sakalı bırakıp saçı kestirenler gericidirler. Sonunda beni Mevlüthan Bülbül Hocaya çevirdiler. Bir de oyununuzda "Papa" sahnesi var. Neden böyle gösterişli? Bu tür sahnelere çok önem veriyorlar. Örneğin Saura'nın yaptığı, Topol'un oynadığı Galilei filminde daha da muhteşem bu sahne. Çünkü bu, Hıristiyanlığın bir gösterisi, yani iktidarın... Bana göre lüzumsuz; ben, veba sahnesini koyardım. Bir Türk yönetmenin bir Alman oyununu yönetmesi ile bir Alman yönetmenin bir Alman oyununu yönetmesi arasında ne gibi farklar oluyor? Bence olmuyor. Ama tabii Brecht'i bizden çok iyi tanıyorlar. Brecht'le birlikte yaşamış birisi. Oyunlarını görmüş, çalışmalarına girmiş. Daha farklı yaklaşabiliyor. Ama lisan sorunu çıkıyor ortaya. Ben yabancı rejisörün çalışmasını şöyle tanımlıyorum; iyi bir orkestra şefi ama sağır. Yorum var, çaldırıyor enstrümanları, ama duymuyor. Duyamayınca bazı sorunlar çıkıyor ortaya. Örneğin sadece acting'e yöneliyor. Ve sessiz sahneler uzuyor, görselliği seviyor çünkü. Bu arada oyunun ritmi düşüyor tabii. Bazı sözler de tam yerine ulaşmıyor. Yine dil sorunundan kaynaklanıyor, oyunculuk biçimlerini de görsel ağırlıklı seçiyor. Galilei oyunu ile ilgili bir anınız? AST'da bir gece baktım ön sırada başörtülü bayanlar vardı. Galilei'nin Sagredo ile Jüpiter'in uydularını bulduğumuz bir sahnemiz var. Tanrı olayı. Sagredo esasında dindar bir adam. Onun, tabii bu arada bütün toplumun endişesi, dünya "Ben yabancı rejisörün çalışmasını şöyle tanımlıyorum; iyi bir orkestra şefi ama sağır. Yorum var, çaldırıyor enstrümanları, ama duymuyor. Duyamayınca bazı sorunlar çıkıyor ortaya. Örneğin sadece acting'e yöneliyor. " ne olacak Tanrısız? Tanrıyı nereye koyacağız diye sıkıştırıyor Galilei'yi. Ama Galilei'nin aklı bütün evrende, yıldızlarda olduğu için böyle şeyleri düşünmüyor bile. Nasıl parayı, giysisini, kızını, borçlarını düşünmüyorsa, din konusu da onun için o kadar enteresan değil. Ama sıkıştırılınca, Tanrı nerede diye sorulunca, "Ne bileyim ben, herhalde yıldızların ortasında değil. Orada da yaşam varsa onlar da Tanrıyı boyuna bizim dünyamızda aramasınlar, burada da yok öyle bir şey." diyor. "Ama olmalı" diye ısrar edilince, çok güzel bir cevap veriyor: "Ya içimizdedir Tanrı, ya da hiçbir yerde." Sonra ara verdik. Bir baktım ön sıra bomboş, başörtülüler gitmiş. Hangi Galilei? Çok farklı bir yorum yok temelde. Belki biçim olarak biraz var, ama hedeflenen noktalar sonuçta hep aynı. Ben de her ikisini de severek oynadım, oynuyorum. Galilei benim sanıyorum son sevgilimdir. Ben sevdiğim rollere "sevgilim" diyorum. Kolay kolay da sevemiyorum artık, aşık olamıyorum ben. Ne bir kıza, ne bir role... Zor iş, son sevgilimdir sanıyorum. Artık ben bu işle bağlarım gibi geliyor. Yoruldum da, usandım da...

8 Bir kır yaşamından sahneler Vanya Dayı Ülkemde insanlar artık tiyatroya gidemezler! Tiyatroya gitmenin zamanı değil şimdi. Şimdi sokaklar tiyatro, parlamento tiyatro... Zeynep ÜSKÜL Leonid Heifets, Cihan Ünal'la Vanya Dayı "nın provasında s ovyet yönetmen Leonid Heifets, Çehov'un Vişne Bahçesi, Üç Kızkardeş oyunlarından sonra Vanya Dayı adlı oyununu sahneye koymak üzere ülkemize geldi. Çehov'u ve onun eserlerini çok seven yönetmenle yaptığımız söyleşiyi sunuyoruz, Anton Çehov, gündelik yaşamı işleyen dramalarında yaşamı olduğu gibi anlatmaya çalışır, Vanya Dayıda da konuyu böyle mi ele almıştır? Çehov'un yaşamı olduğu gibi ele aldığı görüşüne katılmıyorum. Yaşamı olduğu gibi anlatanlar natüralist yazarlardır. Çehov natüralist değildir. Çehov şiirdir. Nesirle, düzyazıyla yazılmış şiirdir Çehov. Bu bakımdan da Vanya Dayı da tıpkı Vişne Bahçesi ve Üç Kızkardeş gibi, düzyazı olmasına rağmen, bir şiirdir. Çehov, Vanya Dayı'nın başlığının altına şöyle der: «Bir kır yaşamından sahneler». Adı düzyazısal bir ad: «Vanya Dayı», ama bu basit adın geri sinde büyük bir şiir var. Vanya Dayı, aşağı yukarı 100 yıl önce yazılmış bir oyun ve ben özellikle günümüzde bu oyunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar için sonsuz diye nitelendirilebilecek duygulardan söz ediyor; aşk, insanın duyduğu ve uğruna yaşamlarını, ideallerini verdikleri acılar, yıkılan idealler, yaşanan krizler, ne yapacaklarını bilemeyen insanlar... Ve Çehov, bu insanlara karşı sevgiyle, anlayışla yaklaşıyor, her şeye rağmen umut edilmesi gerektiğini söylüyor. İşte o bakımdan günümüze çok uygun. Çehov'un kahramanları, insanın acılarını yaşamın içinde varoldukları gibi, yani el kol hareketleriyle değil de, küçük bir ses değişimiyle, bir bakışla iletirler. Vanya Dayı'daki kişilikleri nasıl yansıttınız? Kuşkusuz, Çehov dramatürjisi derin insani duyguların vurgulandığı bir dramatürjidir. Çehov, dünyanın en derin yazarlarındandır. Ve insan ruhunun çok derinliklerine inmeyi başarmıştır. Eğer oyuncu, o derinlikli ruh durumlarını yakalayabilirse, elbette bu anlamı, bu derinliği yansıtacaktır. Bakış en önemlisi. Sovyetler Birliği'nde bir söz var: «Göz ruhun aynasıdır.» Sayın Heifets, yabancı olmanız nedeniyle bazı sorunlarla karşılaşıyor musunuz? Bir çevirmen aracılığıyla oyunu yönetmek işinizi zorlaştırıyor mu? Bu, benim İstanbul'daki üçüncü rejim. Demek ki bu konuda deneyimim var. Türk oyuncularını çok iyi anlayabiliyorum. İlk karşılaşmamızda birçok konu benim için meçhuldü. Şimdi duygularımla, kısmen de deneyimlerimle onları daha iyi anlayabiliyorum. Zaten, sanatçı insanları dünyanın çeşitli yerlerinden toplayıp bir yere koysanız birbirleriyle anlaşmanın yolunu çok çabuk buluverirler. Çünkü insan, sevdiği zaman, dünyanın her yerinde insandır. Yoksa hiçbir dilin yardımı yoktur ona. Ayrıca çevirmenin de büyük önemi var. Mazlum Beyhan hem oyunumuzu çevirdi, hem de bana bu oyunda yardım ediyor. Bu, onunla ikinci çalışmamız. Türk oyuncularıyla, Sovyet oyuncular arasında birtakım farklılıklar var mı? Evet, farklılıklar var; yaşamlarında, çalışma yöntemlerinde farklılıklar var. Ama işin özü değişmiyor. Eğer oyuncu, yaşamı derinlemesine duyumsuyorsa, Türkiye'de de, Sovyetler Birliği'nde de aynı oyunu çıkarır. Kendi ülkenizdeki değişiklikler hakkında ne düşünüyorsunuz?

9 Sovyetler Birliği'nde Tiyatro Sovyetler Birliği durumu ağır değil, çok ağır. Sovyetler Birliği'nde olup bitenleri dünya anlamıyor, sadece dünya değil, Sovyetler Birliği de anlamıyor. Sovyetler Birliği'ni çok korkunç günlerin beklediğini düşünüyorum. Neden derseniz, yaklaşık 300 milyon insan, 70 yıldır doğallığa aykırı koşullarda yaşadı. Bu kadar uzun zaman doğallığa aykırı durumda yaşamışken şimdi nasıl doğal duruma geçilecek? Çok zor. İnsanın değişmesi için çok büyük acılar çekilmesi gerekiyor, zaman da gerekiyor. Pek çok insan hâlâ eskisi gibi olsun istiyor, yeni koşullarda yaşamak istemiyor, yaşayamazlar da. Ben de herhalde yeni yaşama alışamayacak olanlardan biriyim. Çok zor, deriyi değiştirmek lâzım bunun için. Sovyetler Birliği'ndeki tiyatro yaşamı hakkında ne düşünüyorsunuz? Ülkemde çok yetenekli rejisörler, oyuncular var. İlginç arayışlar var. Ama insanlar artık tiyatroya gidemezler ki! Tiyatroya gitmenin zamanı değil şimdi. Şimdi sokaklar tiyatro, parlamento tiyatro. Yaşamı olduğu gibi anlatanlar natüralist yazarlardır. Çehov natüralist değildir. Çehov şiirdir. Nesirler düzyazıyla yazılmış şiirdir Çehov. Moskova'da tiyatronun aynı gecede perde açtığı doğru mu? Perestroykadan önce Moskova'da kadar tiyatro vardı. Aslında, halk yıllarca Moskova'da tiyatroları hep doldurdu. Sovyetler Birliği bir tiyatro ülkesi, halkı da teatral bir halk. Son yıllarda Moskova'da, stüdyolarla birlikte, 150 kadar tiyatro açıldı, özellikle stüdyolar çok fazla şimdi. Sovyetler Birliği'nde tiyatro biletleri ucuz mudur? Bilet, Sovyetler Birliği'nde her zaman ucuz olmuştur, Yalnız şimdi pahalanmaya başladı. Çünkü liberal ekonomi uygulanıyor. Ah kapitalizm!.. 9

10 10 İzmir'de bir Shakespeare yorumu Venedik Taciri Faruk BOYACIOĞLU G enç kuşağın, Vahşi Batı, Aç Sınıfın Laneti ve Aktör Kean gibi Şehir Tiyatrolarında sahnelenen oyunların yönetmeni olarak anıdığı Tunç Yalman, mevsiminde, İzmir Devlet Tiyatroları Karşıyaka Sahnesinde 34 kişilik kadro ile Shakespeare'in "VENEDİK TACİRİ" isimli oyununu sahneye koyuyor. Oyun 11 Ekim'de başlayacak. Aşağıda, arkadaşımızın Devlet Tiyatrolarının konuk yönetmeni Tunç Yalmanla, yorucu bir prova günü sonrasında yaptığı söyleşiyi sunuyoruz. "Venedik Taciri" yönetmene geniş yorum olanağı veren bir oyun değil mi? Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Venedik Taciri çok ilgi çekici bir oyun. Yönetmen oyuna istediği boyuttan yaklaşıp, istediği hedefe ulaşabilir. Yani sonuçta yönetmene büyük şanslar tanıyan bir teks. Ayrıca Yahudilerin Türkler tarafından kabul görüşünün 500. yılında, yapacağımız bu çalışmanın daha anlamlı olacağı inancındayım. Genelde Yahudi düşmanı diye biliner bu oyun incelendiğinde, asıl kötü davranışlara maruz kalan kişinin Shylock olduğu ortaya çıkar. Sayın Yalman, genelde Shakespeare oyunlarına klasik zihniyetle yaklaşılıyor. Ben, Peter Brook'un da dediği gibi Shakespeare'in bir model olduğunu düşünüyorum. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Evet biz de oyuna çağdaş anlamda yaklaştık. Oyuna baştan sona sinematik bir yorum egemen, oyunun akışını boş sahnede yakalamaya çalıştık. Sohbetimizin başında da söylediğim gibi oyun tamamen yoruma açık, bizler için ilginç bir çalışma oluyor. Projeyi Sayın Bozkurt Kuruç'a açtığımda, oyunun daha önce İzmir'de oynandığı gündeme geldi. Ancak projeyi detaylandırdığımızda, on yıl kadar önce yapılan çalışmadan farklı oluşuyla da ilgi çekeceği umuldu. Öyle sanıyorum ki, bu, seyircimiz için de iyi olacak; seyircimiz kısa bir zaman aralığında iki ayrı yorumlu Shakespeare oyunu izleme fırsatı bulacak. Oyunun şu anda akış provaları başlamadığı, bu yüzden de oyun yorumu hakkında çok net düşüncelere sahip olmadığımdan, söyleşimizi son aylarda teatral platformda sürekli tartışılan konulardan birine, Devlet Tiyatroları'nın özelleştirilmesi konusuna getirmek istiyorum. Sayın Yalman, bize bu konuda neler söyleyeceksin iz? Bu konuyu gündeme getirenler, Amerika'da egemen olan piyasa zihniyetiyle düşünüyorlar. Dünyanın bütün uygar ülkelerinde (ki bence bu anlamda Amerika, Avrupa ülkelerinden daha geridedir) tiyatro, eğitim, kütüphane, hastahane vb. kamu hizmetleri, devletin ya da kent yönetimlerinin halka sunmak zorunda olduğu hizmetlerdir. Türkiye'de de, 1915'den bu yana, bu anlayışla tiyatro hizmeti verilmektedir. Devlet Tiyatroları'nın özelleştirilmesi söz konusu olamaz. Sanata piyasa ekonomisi uygulanamaz. Madem öyle, okulları, kütüphaneleri, hastahaneleri de özelleştirelim. Sayın Yalman, daha önce Şehir Tiyatrolarında çalışmış bir yönetmen olarak, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda Repertuar Kurulundaki istifaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünyanın hiçbir yerinde tiyatrolar, artık kendi içindeki kurullarıyla yönetilmiyor. Şehir Tiyatroları kurulurken, o zamanki Fransız hayranlığımızdan dolayı, Comedy Française'in yapısı örnek alınmış ve uygulamaya geçmiş. Ancak, Muhsin Ertuğrul zamanında bu gibi kurulların ortadan kalktığını görüyoruz. Tiyatro, Genel Sanat Yönetmeni tarafından yönetilir. Buna benzer kurullar Genel Sanat Yönetmeninin çalışmasına köstek olur, onu verimsiz kılar.

11

12 12 Güzin ÇORAĞAN İ stanbul Şehir Tiyatroları Üsküdar- Musahipzade Celâl Tiyatrosu'nda, Musahipzade Celâl'in ( ), Fermanlı Deli Hazretleri adlı oyununu, Engin Uludağ'ın yönetimiyle 8 Ekim'de sahnelemeye başlıyor. Cumhuriyet Dönemi tiyatro yazarlarından olan Musahipzade, toplumun gelişmesini olumsuz yönde etkilemeye çalışan insan ve kurumları, geleneksel tiyatromuzun kendine özgü yergi ve güldürü kalıpları ile eleştiren oyunlar yazdı. Yazarın bu tür oyunlarından olan eseri sahneleyen Engin Uludağ, oyuna hangi yorumla yaklaştığını ve oyunu sahneye uygulama yöntemlerini anlatıyor. Engin Bey, sizinle ilgili konularla başlayalım söyleşimize. Kaç yıldır reji yapıyorsunuz? 1962'de Şehir Tiyatroları'na girdim. 1965'ten itibaren de reji yapıyorum. İlk sahneye koyduğum oyun, Turan Oflazoğlu'nun, Kezban adlı manzum tragedyasıdır. Tragedya kalıplarına göre yazılmış çok güzel bir Türk eseridir. Arkasından Necati Curnalı'nın Tehlikeli Güvercin'i, derken bugünlere kadar geldik. Genelde Türk piyeslerini sahneye koyduğum hakkında bir kanaat var. Oflazoğlu'nun beş ayrı oyununu, Necati Cumalı'nın oyunlarını sahneye koydum. Öyle olduğu için de Türk piyesleri sahneye koyan bir yönetmen olarak tanındım. Bundan kıvanç duyuyorum. Oysa iki tane Shakespeare, Ro- Geleneksel tiyatromuzdan çağdaş yoruma Fermanlı Deli Hazretleri bert Kohl, Neil Simon da dahil olmak üzere, pekçok yabancı oyun sahneledim. Muhsin Bey'in Türk Tiyatrosunu yaratma çabalan içinde, Türk oyun yazarlarını yaratmakla birlikte Türk rejisörlerini de oluşturma çabası vardı. Şu anda çalıştığınız oyun hakkında konuşalım. Ben, klasik Türk yazarlarından da birkaç oyun sahneye koydum. İlk Türk yazılı tiyatro eseri olan ve dekoru hâlâ muhafaza edilen Şinasi'nin Şair Evlenmesi'ni ve hatta o dönemin yazarlarından olan Ali Bey'in oyununu sahneledim. Bu yıl, Fatih Şehir Tiyatrosu'nun ve Üsküdar Şehir Tiyatrosu'nun, yani Musahipzade Celâl Tiyatrosu'nun 30. kuruluş yılı. Bu vesileyle repertuarımıza Musahipzade'nin Fermanlı Deli Hazretleri oyunu alındı. Bu oyun bana önerildiği zaman çok sevinerek kabul ettim. Musahipzade, benim oyun dağarcığımda bir eksiklikti. Musahipzade Celâl, bir Cumhuriyet yazarıdır. Daha önceki dönemleri içeren piyesler yazmış olsa bile olaylara Cumhuriyet mantığı ve mantalitesi içinde bakmış ve değerlendirmiştir. İleriye yönelik eserler yazmıştır. Oyuncu ve yazar Suat Taşer, Yahya Kemal'in "Kökü mazide olan ati" dizelerini Musahipzade için kullanmıştır. Oyuna ne tür bir yorumla yaklaştınız? Tabii 1924'te yazılan eserin ileriye dönüklüğünü vurgulamak da, biz, bugünkü yönetmenlerin görevidir. Bu perspektifle yaklaştım piyese. Ve o nedenle de klasik mizansenden daha değişik bir yöntem uygulamaya çalıştım. Bir defa Türk kültürünün geçmişine bakmak gerektiğini anladım, bu piyesi ele aldığım zaman. Kör inançların insanları, nerelerden nerelere getirdiği ve bir deyişle köşe kapmak için, makam kazanmak için, rütbe kapmak için İdare'ye veya Saray'a verilen tavizlerin, insanları nerelere taşıdığını gördüm. Bunun yanında insanların hâlâ günümüzde bile kör inançlara büyük bir bağlılığı ve ısrarı var. İşte bu ısrarı yakalayan bir yorumu elde etmeyi amaçladım. Bu yorumu sahne üzerinde verebilmek için nelere özen gösterdiniz ve hangi kaynaklardan yararlandınız? Bu inançların da temelini oluşturan, geçmişimizde birtakım vak'alar var. Yani İslâmiyet öncesi Şamanik bir dönem var. Bu piyesi Şamanik kurallar içinde sahnelemeye gayret ettim. O giysiler, o gelenekler içinde yansıtmaya özen gösterdim. Şamanik dönemlerimizden kalmış belgeleri inceledim. Aktüel bir tiyatro yapmaya çalıştım. Bunun biçimini ararken birçok kaynak buldum. Topkapı Sarayında Fatih Albümü denilen bir tomar var. Bunlar Şamanik dönemleri anlatan tasvirlerdir. Mezopatamya menşeli olan bir gök haritası var. Bunu da dekor olarak kullandık. Davullar, adaklar, püsküller, bütün bunlar, bütünleştirme içinde, ana görsel elemanlar olarak yer alıyor. Peki ya oyunculuk? Oyunculukta da aynı şeyleri yakalamaya çalıştık. Bugün bu oyunu her alanda, her meydanda oynayabilirsiniz. Ve inanıyorum ki, Türk Tiyatro Edebiyatı'nın vazgeçilmez eserlerini zaman zaman oynamak ve gelecek kuşaklara tanıtmak zorundayız. Musahipzade'nin kendi tiyatro anlayışına uygun olarak müzikli yaptık. Esin Engin modern karakterli ve Türk karakterli özgün bir müzik hazırladı. Oyuncular bu güzel şarkıları söylüyorlar.

13 İ stanbul Devlet Tiyatrosu, yeni tiyatro mevsimini, Mehmet Baydur'un yazdığı Can Gürzap'ın sahneye koyduğu 'Düdüklüde Kıymalı Bamya" oyunu ile 1 Ekim'de açtı. Sayın Gürzap, "Düdüklüde Kıymalı Bamya"yı, Baydur'un diğer oyunlarından ayıran bir özellik var mı? Bu oyunu okuyunca çok sevdim. Diğer oyunlarına göre, dramatik unsurlar ağırlıkta. Kemikli yapıya sahip bir oyun ama Baydur, o absürd anlatımına bu oyunda da yer vermiş. Hemen her oyununda, toplumun belirli bir kesimini eleştiren Baydur, bu oyunda zamanlarını sadece kendilerine ayıran, herhangi bir üretim içinde olmayan, lüzumsuz işlerle uğraşan, topluma hiçbir katkıları olmayan bir kadın kesitini ele almış. Buradan yola çıkarak da, çalışmadan, üretmeden, çeşitli yollardan söz sahibi ve zengin olan insanları anlatıyor. Bana göre müthiş ustaca yazılmış bir oyun. Oyunun kişilerini de tanıtır mısınız bize? Oyunun temel kadını Fazilet (Sevinç Aktansel Çetinok), anaç, yönlendiren, kocasını bir alet gibi kullanan bir kadın... Üst kattaki kiracı kadın İnci (Sıdıka Şenkan), ekonomik düzeyi biraz daha yüksek olmakla birlikte aynı tip bir kadın, Aynur'u (Tülin Oral) sinirli, pimpirikli dul bir kadın olarak görüyoruz. Hamiyet ise (Sevim Şenöz) bu kadınların tipiği, tam bir prototip. Nilgün (Seray Düşenkalkar), evin iki arada kalmış, kişiliğini arayan kızı. Oyunun en olumlu tipi, hizmetçi Cemile (Hanife Şahin). İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenen üç Mehmet Baydur oyununda da rol alan Sadrettin Kılıç'ın oynadığı Fahrettin, oyuna gerçek dışı giriyor. Herşeye çomak sokan, dalga geçen, çok görmüş geçirmiş biri. Baydur'un diğer oyunlarında da gördüğümüz bu gerçek dışı tip, bir yerde yazarın kendisi oluyor. Hüzünlü bir güldürü Düdüklü 'de Kıymalı Bamya Yazarın, acımasız ve alaycı yaklaştığı oyundaki hanımlara, yönetmen olarak sizin yaklaşımınız nasıl oldu? Ben oyundaki kadınlara daha da acımasız davrandım. Ortaya grotesk bir üslup çıksın istedim. "Düdüklüde Kıymalı Bamya", komedi, yer yer de fars oluyor. Ama güldürürken tırmalayan bir oyun... Mehmet Baydur: Sindirilmiş bir alaturkalık! Rengin UZ Son dönem Türk oyun yazarları arasında sıkça ürün veren Mehmet Baydur, Kadın İstasyonu adlı oyununu, Marsilya'da, Uluslararası Akdeniz Tiyatro Festivali etkinlikleri kapsamında "Electra Station" adı ile kendi sahneye koydu. Fransa'nın ünlü tiyatrolarından "Toursky Tiyatrosu"nda sahnelenen oyun, tiyatro adamları ve eleştirmenler tarafından çağdaş ve evrensel bulundu. "Düdüklüde Kıymalı Bamya", çalışmalarını yurtdışında ve Türkiye'de de sürdüren Mehmet Baydur'un, İstanbul'da sahnelenen altıncı oyunu. Önceki yıllarda, Devlet Tiyatrosu aynı yazarın "Limon", "Yangın Yerinde Orkideler" oyunlarını, Şehir Tiyatrosu "Cumhuriyet Kızı", Kent Oyuncuları "Yalnızlığın Oyuncakları" ve "Maskeli Süvari" oyunlarını sahneledi. Alaturka bir oyun yazma düşüncesinden yola çıkarak "Düdüklüde Kıymalı Bamya" oyununu yaratan Mehmet Baydur, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenen oyunu için şunları söylüyor: "Oyunun dokusuna, devinimine, iç mantığına sindirilmiş bir alaturkalık peşindeydim. Radyonun radyo olduğu günlerde (televizyonların düş kırıcı hamlığı hayâtımızı işgal etmeden önce) hüzzam, hicaz, kürdili hicazkâr, nihavent şarkıların, tencere yemeklerinin kokusuyla, çocuk sesleriyle, yoğurtçu sesleriyle, balkondan balkona sohbet eden kadın sesleriyle karıştığı zamanları anımsatan ama günümüzde yaşanan bir çeşit alaturkalıktan söz ediyorum. Hüzünlü güldürüsü içinde eski bir alaturka şarkı olarak düşündüm Düdüklüde Kıymalı Bamya'yı. Öyle yazdım. Oyundaki hanımlara biraz fazla alaycı, biraz fazla acımasız yaklaştığım söylenecektir. Ben öyle düşünmüyorum. Kırk yaşını aşkın herkes, sanırım annesinden, teyzesinden, yengesinden, halasından, baldızından, eltisinden, kaynanasından, komşusundan parçalar bulacaktır "Düdüklüde Kıymalı Bamya'nın içinde."

14 Reha Erdem'in yönettiği Hizmetçiler'de, oyuncular, sahnenin bir bölümü askıya alınarak, yokuş aşağı hale getirilen platformda oynamakta oldukça zorlanıyorlar. Kırmızı ve siyah üzerine oluşturulmuş bir "Genet "yorumu Hizmetçiler Zeynep ÜSKÜL stanbul Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesinde, Reha Erdem, Jean Genet'nin İ Hizmetçiler adlı oyununu sahneye koyuyor. Ekimin 15'inde sahnelenmeye başlayacak oyunun provaları devam ederken arkadaşımız, oyunun yönetmeni Reha Erdem'le konuştu. Sayın Erdem, Jean Genet'nin bu oyununu yönetmeyi siz mi istediniz, yoksa size önerildi mi? Ben teklif ettim, kabul ettiler, zaten 1964'den beri repertuarlarındaymış. Jean Genet'yi seviyorum, sadece oyunları değil, yazdıkları da beni çok ilgilendiriyor. Sanata gerçekçi olmayan bir bakışı var, bu oyun da Jean Genet'liğe Jean Genet'lik katıyor, Genet, çok küfür eden bir yazar. Batı tiyatrosuna da ikiyüzlülüğü, burjuvazinin kokuşmuşluğunu temsil ettiği için küfür ediyor. dolayısıyla bu oyun oldu. Jean Genet'nin romanlarında özyaşamını anlattığı ve oyunlarında ise yaşamla ilgili düşüncelerinin özünü dile getirdiği söylenir. Bu düşünceye katılıyor musunuz? O kadar net bir çizgi yok tabii. Oyunlarında da kendisi var. Hizmetçiler'de sözü geçen, aşığıyla sürgüne, Güyan'a gitmek onun önemli fantazmlarından biriymiş. Kendisi hapishanelerde kaldığı için, oyunda da hapishanelerden söz ediyor. Romanları da oyunları kadar otobiyografik, onlar da yalan dolan biraz. Jean Genet'nin oyunlarında kahramanlar mask takarlar, kılık değiştirirler, düşle gerçek arasında gidip gelirler ve Genet her zaman gerçeği yenik kılar. Bu, Hizmetçiler'de nasıl ortaya çıkıyor? Jean Genet, Batı Tiyatrosunu sürekli eleştiriyor, karşısına da alternatif olarak Doğu Tiyatrosunu koyuyor. Genet, çok küfür eden bir yazar, Batı Tiyatrosuna da, ikiyüzlülüğü, burjuvazinin kokuşmuşluğunu temsil ettiği için küfrediyor. Japon Tiyatrosuna ve masklara, oyunun içinde oyun olduğu için, gerçeği olduğu gibi yansıtmadığı için özeniyor. Genet'nin esin kaynağı Doğu Tiyatrosudur. Genet'nin, bu oyunda bir mesajı var mı? Öyle tek bir mesajı yok, olsaydı ruhu daha rahat bir adam olurdu. Hizmetçileri anlatmaya çalışmış, çünkü bu insanlar kendisine yakın olan insanlar. Hep hırsızlarla,

15 hizmetçilerle, kaçakçılarla, katillerle, eşcinsellerle birlikte olmuş. Evet, bir sanat çevresi var ama bunun ne kadar yaşamına yapıştığı tartışılır. Bu oyunun konusuna benzer bir olay Fransa'da yaşanmış. Birbirlerine aşık hizmetçi iki kızkardeş, hanımlarını parça parça doğruyorlar. Genet'nin toplumla inanılmaz bir uzlaşmazlığı var, asiliği var, o yüzden bu olay onu çok etkiliyor, sonunda ortaya "Hizmetçiler" çıkıyor. Oyunun metni kabuk gibi sert, katı ama derininde de inanılmaz bir hüzün var. Oyunun inceliği orada zaten, tek bir kelimeyle anlatılamayacak bir insaniliğinin olması. Jean Genet'liği de oradan geliyor. Reha Bey, sahnenin bir bölümü askıya alınarak havaya kaldırılmış ve oyuncular hafif yokuş bir platformun üzerinde oynuyorlar. Neden böyle bir biçim kullandınız? Jean Genet'nin gerçekçi olmayan bir bakış açısı var; onun tiyatro anlayışına uygun bir mizansen yapmak istedik, dekor da mizansenin bir özeti gibi. Bunu gerçekleştirebilmek için tiyatronunun belli elemanlarını kullandık, sahneyle oynadık ve ayrıca ışıklardan da yararlanacağız. Genet'in toplumla inanılmaz bir uzlaşmazlığı var, asiliği var. Bir olay onu çok etkiliyor, sonunda ortaya Hizmetçiler çıkıyor. Sahnenin üzerinde metinde geçen koltuk, yatak ve gardrop olmayacak mı? Hayır, olmayacak. Hiçbir aksesuar yok. Sadece elbiseler ve görüntüler var. Oyunda sadece iki renk var: Kırmızı ve siyah. Hanım ve perdeler kırmızı; hizmetçiler siyah. Dekor tehlikeli değil mi, oyuncular düşmüyorlar mı? Arkadaşlar inanılmaz bir özveriyle çalıştılar, çok uzun süredir de çalışıyoruz, zaten normal süreden de önce başladık. Yine de durmakta zorlanıyorlar ama oyundaki ruh hallerini yansıtabilmek için zorlanarak yaptıkları hareketleri benimsediler. Teknik olarak sahneyi böyle kaldırdığınız zaman, üç boyutlu olarak da kullanabiliyorsunuz.

16 BİZE, BİNA LAZIM EFENDİLER!.. Kuruyan, eriyen, yozlaşan kültür hayatımız adına hiç olmazsa bir fon kurulsun, yahut şart koşulsun; otel yapan bir de tiyatro salonu inşa etsin. Ali TAYGUN Atatürk Kültür Merkezi G enel bir kanı var: Türkiye'de güzel sanatlar Cumhuriyetin ilanından sonra serpilip gelişmiş ve hatta bazıları bu dönemde doğmuş veya icra edilmeye başlamıştır diye. Cumhuriyeti, sanatın beşiği kabul eden bir kam bu. Birçok bakımdan, doğrudur bu.-seyirlik sanatları ele alacak olursak, Türklerin opera, bale yapması, Türk kadınının sahneye çıkması, Devlet Tiyatrolarının kurulması, gerçekten, 1923'den sonra. Ama mekânı İstanbul şehri, konuyu tiyatro binaları olarak tanımlarsak, Cumhuriyet'in saltanat karşısında feci bir hezimete uğradığını görürüz. Modern Türkiye'nin kurucusu Atatürk, sanat aşığı İnönü, büyük imarcı Menderes... Zamanlarında devlet bu şehirde tek bir tiyatro binası olsun açmadı. Belediye dersek, 40'lı yıllarda temelini atıp 60'lı yıllara kadar bir türlü bitiremediği Taksim meydanındaki iskeleti, sonunda Bakanlığa devretti, onlar da tamamlayıp Cumhuriyet'in İstanbul tiyatro binalarına ilk ve tek katkısı olarak işletmeye koydular. Öte yandan belediye, Osmanlı'dan iki salon devralmıştı: Tepebaşı'ndaki Dram ve Komedi Tiyatroları. Bunları zaman içinde mahva terketmiş olmanın vebali boyunlarındayken, yerlerine verilmiş onca söze rağmen yenilerini yapmadılar. Otopark inşa ettiler, sergi salonu inşa ettiler. Özel kişi ve kurumların katkılarına gelince... Başta Perhan Şensoy gelir bence. Kadim Ses Tiyatrosu'nu, rüsum verip vergi ödeyerek, adım adım dolaştığı Anadolu'da topladığı bilet paralarıyla restore ettirdi. Yüz akımızdır. Bu arada Kültür Bakanlığı'nın da Yıldız Sarayı'ndaki minnacık tiyatroyu restore ettirdiğini unutmamalıyız. Salon olarak pek kullandırılmadığından akıldan çıkıyor! Tiyatro olarak inşa edilen ama bugün artık kullanılmayan Zincirlikuyu'daki salondan başka Baro'nun altında Dostlar'ın oynadığı, Şişli'de Gazanfer Özcan'ların oynadığı türden 'bodrum' mekânlar var. Harbiye'deki Yapı Endüstri'nin bodrumu da tiyatroculara hizmet edip emekli olanlardan. Ali Poyrazoğlu gece kulübünden dönme bir bodrumsalonda. Bir de Osmanbey'deki Samanyolu Sokak üzerinde Ümit Tiyatrosu vardı, garaj oldu galiba. Zeki ile Metin de geçen sezon sonunda bir garajdan tiyatro yaparak tiyatrocuların intikamını aldılar! Bodrumlardan 'tavanarası' na yükselirsek, 60'lı yıllardan iki tanesini hatırlıyorum: Yine Osmanbey'de Site Sineması'nın üst katındaki Site Tiyatrosu ile bugün yaşayan birçok topluluğun 'anası' kabul edilebilecek Arena Tiyatrosu. Bu ikincisi, Taksim'de Belçika Konsolosluğu'nun yanındaki apartmanın tepesindeydi, asansörle de çı Ve böylece yetmiş yıllık Cumhuriyet döne minde, devlet olsun, belediye olsun idare, 'score board' una tek bir gol yazabildi: AKM... Bu acıdır. Buna karşılık işe beş parasız başlayan iki oyuncu topluluğu kısa zamanda yemeyip içmeyip biriktirdikleri kuruşlarıyla dörtbaşı mamur iki ti yatro binası kattılar İstanbul'un salon envanterine Karaca ve Kenter Tiyatroları. Üstelik devleti vergi, belediyeye rüsum ödeyerek! Bunlardan birinin, sahibinin iflasıyla Sular İdaresi'ne devri, onların yıllarca burayı yemekhane olarak kullanmaları yenilerde düzeltilen bir ayıp olarak belediyemizin kısırlığına taç olmuştur, bu arada. İdare, bina inşa etmediyse hiçbir şey yapmadı değil. Bol bol salon uyarladı. Eldekilere bir göz atalım. AKM 'nin alt katında bir genişçe fuaye Oda Tiyatrosu 'na dönüştürüldü. Eski Maksim, yeni adıyla Venüs Sineması, Devlet Tiyatroları'nın kullanımı için düzenlendi. Şehir Tiyatroları'nın Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi vaktiyle, Sümerbank'ın sergi pavyonu idi; Dram Tiyatrosu boşaltıldığında bunu uyarlayıp verdiler. Sahne arkasından salona geçmek için sokaktan yürünmesi gereken bir yerdir! Fatih Reşat Nuri ve Üsküdar Müsahipzade Celal Sahneleri'ni '60 ihtilalinden sonra 'geçici olarak' Refik Tulga yerlerine kondurmuştu. Bunlar askeri barakaydılar. Kadıköy Haldun Taner Sahnesi ise, malûm, hal binasıydı, 'tiyatrolaştırıldı'. Özel tiyatro binası yapma çabaları

17 kılırdı. O apartman da yok şimdi. Apartmanların orta katlarından tek bir örnek var bildiğim: Gong Tiyatrosu. 'Lale Sineması' nın yanıbaşında mini minnacık bir salondu. Küçük Sahne de bir bakımdan bu kategoriye girebilir. Saltanattan birilerinin 'garsonyeri' olarak inşa edilmiş olan ve Atlas Sineması'nın olduğu yer de ahır olarak kullanılan bir binada, oturma odasıymış burası. M. Ertuğrul, ellilerde Yapı Kredi Bankası'nın desteği ile topluluğu kurduğunda tiyatroya 'uyarlanmış' tı. Sinemalar da tiyatro olarak epey hizmet verdiler. Bunlardan akla gelenler: Beyoğlu'nda Elhamra, Alkazar, Taksim'de yanan Şan, Pangaltı'nda İnci, Tan sinemaları. Feriköy'deki İdil ile İnci 'den gayrisi emekliye ayrıldı. Tiyatro iken sinemaya dönüşenlere örnek Kadıköy'deki Süreyya, Bakırköy'de bu yıl Adile Naşit. - Tiyatroluktan çıkan en önemli salon Beyoğlu'ndaki Yeni Komedi'dir sanırım. Sofitasıyla, 750 kişilik kapasitesiyle birinci sınıf bir oyun mekânı olan bu bina elden kaçırıldı, şimdi bir konfeksiyoncu dükkanı. Şehzadebaşı'ndaki Ferah, yine böyle bir trajedi yaşadı: Tiyatromuzun tarihine şahit bu bina önce sinemalığa düştü, şimdilerde depo imiş. En feci yazgı, yanan salonlarınki... Dram, Komedi, Şan 'dan başka Beyazıt'ta Azak Tiyatrosu, hep yandılar. Yönetimlerin katkıları gerekli Daha niceleri var bunlar gibi yok olan, unutulup giden. Ama maksat hasıl oldu sanırım: Cumhuriyet, hele şu son yirmi yıl, tiyatrolar dünyasına hiç de müşfik davranmamış. Bir tiyatro adamı olarak bu sanat dalının önemini vurgulamaktan hicap duyuyorum. Bunu bilinir kabul edelim. Ayrıca, çok söylendi ama yine de tekrarlayalım: Tiyatro, filmin, televizyonu^ kaynak sanatıdır. Bu ocaktan adam yetişmezse sinemanın da, ekranın da en azından dili tutulur. Bırakalım oynayacak adamı, seslendirecek elemanı bulamayız. Türkçe'nin nasıl konuşulduğu unutulur, TV'de uç vermeye başlayan garip bir telaffuz alır başını gider. Tiyatromuzun ayakta durması lazım. Bunun için de bina lazım. Bunun yükünü ekmekleri her geçen gün ufalan özel tiyatrocular kaldıramaz. İdarenin katkısı gerekir. Kamuya ait alanlar haraç mezat gidiyor, bunlara oteller, iş merkezleri yapılıyor. Kuruyan, eriyen, yozlaşan kültür hayatımız adına hiç olmazsa bir fon kurulsun, yahut şart koşulsun; otel yapan bir de tiyatro salonu inşa etsin. Ne yapılacaksa... Sultan Hamid'i aratmayın bize efendiler!. Türkiye'de Tiyatro denince ilk akla gelen şey salon. Daha doğrusu salonsuzluk. Hangi Tiyatrocuya nasılsın derseniz başlıyor anlatmaya... Gerçekten öylesine anlatıyorlar ki, televizyon seyreden, radyo dinleyen, gazete okuyan herkes ezberledi artık bu sorunu, devlet hariç... Dönemler yaşanıyor, hükümetler değişiyor, Kültür Bakanları, yerel yöneticiler geliyor, geçiyor ama bu sorun hep kalıyor, yerinde sayıyor... Sözler veriliyor, tarihler saptanıyor, yazılıyor, çiziliyor... Sonuç, yine salon yok Oysa o kadar çok ki... Hele büyük kentlerde. Örneğin İstanbul'da, Devlete ait kurumların elinde, yılda ancak birkaç kez kullanılan sayılamayacak kadar salon var. Üstelik bakımsızlıktan, ödeneksizlikten hepsi dökülüyor. Bir tek musluk, tek ampul alacak paralan yok bu kurumların... Ayrıca, salon sorunu, tek Özel Tiyatroların derdi de değil.. Bugün Devlet Tiyatroları bile kirada sürünüyor, örneğin İstanbul Devlet Tiyatrosu, Venüs Sahnesi... Yıllardır üstünde ısrarla durduğum bir projem var. Okul salonlarının hiç değilse hafta sonlan tiyatrolara kira karşılığı verilmesi... Üstelik son bir yıldır TİYAP aracılığı ile bu projenin üstüne gidiliyor. Sonuç mu? Sıfır.. Oysa sezon geldi, mutlu azınlık bazı tiyatrolar, perdesini açmak üzere... Geri kalanları, mevcudun çoğunluğu sokakta... Milli Eğitim Bakanlığı'nın okul müdürlerini bu sorumluluktan kurtarıp, en azından bu sorumluluğa ortak olmasıyla çözümlenebilecek bu olay. Sayın Avni Akyol'un bir işaretini bekliyoruz. Şu seçim arifesinde belki hiç zamanı olmuyor sayın Bakanın. Hükümet, tiyatroculann güçlü potansiyelinden hiç mi yararlanmayı düşünmüyor? Böyle sıcak bir yaklaşımın kamuoyunda yaratacağı atmosfere ihtiyacı yok mu acaba? Muhalefet Partilerinin seçim vaatlerinde de sanata ve sanatçıya hiç mi hiç rastlanmıyor. Hadi ÇAMAN Venüs Sineması Devletin kiralık tiyatro sahnesi Ne bitmez bir sorun, şu salonsuzluk

18 Tiyatroya "zarar veren"adam: Muhsin Ertuğrul Zihni KÜÇÜMEN Eylül sabahı Cumhuriyet gazetesinin Sanat ve Kültür sayfası 18 nı açtığımda tek sütuna bir haberin dört satırlık başlığını okumakta zorluk çektim. Bir kaç saniyelik bir duralamadan sonra şaşkınlıkla "M. Ertuğrul, tiyatroya zarar verdi"yi çözebildim. "Hadi bakalım, dedim, zarar verme şampiyonlarının revaçta olduğu bugünlerde M. Ertuğrul Hoca nasıl becerebilmiş, bu yaradılışına hiç uymayan işi?" Ve okumaya koyuldum. Meğer Metin And "Dekorasyon" dergisinin Eylül söyleşisinde "Muhsin Ertuğrul, Türk tiyatrosuna yalnız zarar vermiştir; hiçbir katkısı olmamıştır" diyesiymiş. Bu tezini de ileride bir kitapta kanıtlarıyla gösterecekmiş. "İnşallah fazla gecikmez de hemen o kitabı alır, bir an önce biz de hidâyete ereriz" diye düşündüm. 1975'te ben de Eskişehir Üniversitesi'nin düzenlediği l.ulusal Tiyatro Kongresi'nde, "Türk Tiyatrosunda Batı Aktarmacılığı" üzerine bir bildiri sunmuş ve hocamızın neden batı aktarmacılığına başvurmak zorunda kaldığını, dilimin döndüğünce, anlatmaya çalışmıştım. Ama bunun tiyatromuza zararlı değil, nice ve nite yararlı olduğu da, bildirimin bütününden anlaşılıyordu. Bir olguya parmak basmak başka bir şey, "...zarar verdi" diye yargılamak büsbütün başka bir şeydir. Bunu şunun için söylüyorum, yargı sahibi, sonra beni de kendine tanık göstermeye hiç heveslenmesin. İlk ses, hocayı çok yakından tanıyan Zeynep Oral'dan geldi. (Milliyet, 22/9/1991). Oral (kalem tutan elleri varolsun) "Tiyatronun içinde olanlar, Metin And'ın Muhsin Ertuğrul'a düşmanlığını zaten bilir" diyor ve hocanın katkılarını, köşesinin elverdiğince, başlıklar halinde sıralıyor. Ülkemizde abesle iştigâl artık umur-u 'âdi.-' yeden sayıldığı, hocanın Türk Tiyatrosuna katkıları nice araştırmalara, mezuniyet ve doktora tezlerine de konu olduğu için, kolları sıvayıp hocanın katkılarını sayıp dökmenin pek heves edilecek bir şey olmadığını da gördüm. Zaten Zeynep Oral bunu pek yetkin şekilde yerine getirmiş. Ama Cumhuriyet'in haberinde M.And'm bir cümlesi var ki, bir bilim adamına hiç mi hiç yakışmayacak bir dikkatsizlik anıtı olarak gözüme, diken misâli, battı durdu: "Müdürlüğü sırasında Şehir Tiyatrosu'na dört tane semt tiyatrosu yaptı, dört köşe binalar, hepsi aynı, hepsinin çağdışı bir mekân düzeni var." O zaman bu yanlışlığı düzeltmek farz oldu artık: 1. M.Ertuğrul'un tiyatro yaptıracak maddi gücü olmadığı için durmadan "Salon istiyoruz" çağrıları yapardı. Bu çağrılarına, görüp geçirdiği nice Belediye Başkanlarından birisinden, sadece Şefik Erensü'den cevap geldi. Erensü, biri Üsküdar'da, öteki Saraçhanebaşı'nda bugün de kullanmakta olduğumuz - dört değil- iki semt tiyatrosu yaptırdı.. 2. Bu iki tiyatronun da ne zorluklarla yapılabildiğine yakinen tanığız, Belediyenin tiyatro binası yapımına ayıracak kırk parası yoktu. Ş.Erensü önce Saraçhanebaşı'nda sonra da Üsküdar'da Belediyeye ait iki arsa gösterdi. Asker kökenli olduğu için, Amerikan yardımından vaktiyle elde edilen portatif, çelikten ve sahra koğuşları yapmak için hemen çatilabilecek iki adet konstrüksiyon buldu. Bu portatif karkaslar, hemen hiç para harcanmaksızm, o iki arsaya monte edildi. Karkasların araları tuğlayla örülüp sıvandı, çatısı kapatıldı. Bu kaba inşaattan sonra da boyası, badanası, doğraması tiyatrodaki özverili işçi arkadaşlarımızca dört ayda tamamlandı. Koltuklan, çok hesaplı olsun diye, Darülaceze atölyelerine yaptırıldı. Ve bu iki tiyatro, Belediyeye, bir apartman dairesi ederine, yetmişbeşerbin liraya maloldu. ( ) 3. Ne yapmasını istiyordu, M.Ertuğrul'un, Metin And? "Hayır, ben bu salonları beğenmedim; buralarda oyun oynatmam" demesini mi? Bilen bilmeyen de zanneder ki, tiyatro projeleri yarışması açılmış, Avrupa'da, Amerika'da, Sovyet Rusya'da bir çok yetkin tiyatro salonunu görmüş, tanımış hoca da hepsini elinin tersi ile iterek, bu koridor gibi dört köşe barakaları seçmiş! Oysa, onları gördüğü zaman, bize mürüvvete endaze olmaz diyebilmişti. Hoca hep şunu yinelerdi: "Kimse bizi 'tiyatro yapın' diye zorlamadı ki bugüne kadar. Hele, 'gelin istediğiniz tiyatro yapı biçimini söyleyin de hemen inşa edelim,' hiç denmedi bize. Tiyatro yapacağınız yerleri de siz bulup çıkarmak, yoktan var etmek zorundasınız." Ama işte şimdi ilk kez, Gaziosmanpaşa'da, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi özgün bir tiyatro binası yaptırarak, "Hadi gelin, burada da kültür ve sanat çalışmalarınızı sürdürün, tiyatro yapın" diyor. Hocamızı yâdecek bundan güzel bir şey olur mu? Koşa koşa gideceğiz tabii... Sadece Gaziosmanpaşa'ya değil, ne kadar semt tiyatrosu varsa hepsine... Yaz aylarında da Rumelihisarı'na, Yedikule'ye, Açıkhavaya, nerede tiyatro yapılabilirse oraya...

19 D aha önceki görüşmelerimizde, bize Ataköy 9. Kısım'da eskiden Baruthane olarak kullanılan bir binayı kültür kompleksine dönüştürmek çabasında olduğunuzu söylemiştiniz. Sayın Zeliha Berksoy, Baruthane ne zaman açılacak? Baruthane bitiyor. Sahnenin teknik eksiklikleri gideriliyor, sahne ve salon kısmının projelerini Metin Deniz hazırlıyor. Zannediyorum yılbaşında Baruthane'yi açabiliriz. Baruthane'de iki sahnemiz olacak. Bir tane İtalyan sahnemiz var, 350 kişilik, bir de stüdyo tiyatrosu gibi çok değişik amaçlarla kullanabileceğimiz bir deneme sahnesi var, 150 kişilik kadar. Orada modern denemeler yapmayı düşünüyoruz. Baruthane'de yalnızca biz oynamayacağız, yurtiçi ve yurtdışı sanatsal etkinlikleri getirmeye çalışacağız. Baruthane'de opera, konser, tiyatro, resitaller, sinema gibi birçok sanatsal etkinlikleri görebileceksiniz. Bu sene neler yapmayı düşünüyorsunuz? En geç Ekim'in 15'inde perdelerimizi Aziz Nesin Sahnesi'nde açacağız. Bunun yanında Karaca Tiyatrosu ve Yıldız Sarayı'nın içindeki Saray Tiyatrosu'ndan da oyun teklifi aldık. Devlet Tiyatrosu ile bir anlaşma yaparak Oda Tiyatrosu'nda oynadıkları oyunları buraya getirmeyi düşünüyoruz. Çocuk Tiyatrosu anlaşmamız da var. A. Nesin Sahnesi'nde ilk oyun olarak "İvan İvanoviç Var Mıydı Yok Muydu" oynanacak. Ayrıca bir prodüksiyon daha düşünüyoruz. Bir de İstanbul Festivali'ne hazırlanacağız. Ya Gençlik Festivali? Bu sene de Tiyatro Akademilerini davet edecek misiniz? Elbette, Gençlik Festivali düzenlemeyi düşünüyoruz. Biz bunu, Türk Tiyatrosu'nda gençliğin yeni yapılanması açısından ele alıyoruz ve buna çok önem veriyoruz. Bunu kapital olduğu zaman daha geniş kapsamlı da yapabiliriz. Seminerler düzenleyebilir, onbeş, yirmi günlük tiyatro kursları yapabiliriz. Oyunlar sergilenir, üzerinde tartışma geceleri yapılabilir. Ancak, Maliye Bakanı Kahveci'nin halen önünde tuttuğu tiyatromuzun kadrolarının vize problemi var. Bu, akan suya dur demek gibi birşey. Tiyatro öyle bir güçtür ki, böyle bentler ne yazık ki dayanamaz. Tiyatro antik çağdan beri yapılagelmektedir ve bizim bir çağdaş tavır olarak inandığımız ve savunduğumuz düşünce artık yerel yönetimlerin kültür meselesinde öncü olmalarıdır. Bütün gelişmiş toplumlarda da bu böyledir. Hiçbir Batı tiyatrosu ömrünü Champs- Elysee'nin göbeğinde geçirmez. O trafiğin içine, hiçbir büyük yönetmen, ya da sanatçı girmez. Herkes şehrin varoşlarında çalışır, 2-3 ay gelir merkezde oynar. Çünkü sanat dinginlik ister; kasetçilerle kebapçıların arasında sanat yapılmaz. Bu Batıda böyleyken ve sanatın gereği böyleyken, Bakırköy Belediyesi bu kadar Bakırköy'de salonsuzluğa Baruthane Çözüm olacak mı? profesyonel, üst düzey, olumlu bir sanat yatırımına giriyor, bütün ilçelere örnek oluyor, Sayın Kahveci de çıkıyor «imzalamam» diyor. Aklı selim sahibi olan bir insan hangi tarafı haklı bulur? Bu durumda, genç tiyatrocular ne yapacak? İstanbul gibi bir şehirde, Adalar dahil, tane tiyatronun perde açması lâzım. Bu kadar çok genç oyuncu var. Her yıl sadece İstanbul'da tiyatro bölümleri 35 mezun veriyor. Nereye gidecek bu çocuklar? Kahveci, "şirket olsunlar" diyor. Biz bu çocukları, sanatı piyasaya sürüp üzerinden para mı kazanacağız? Tiyatro bir kültürdür, ticareti yapılmaz. Bakırköy Belediye Tiyatrolarının biletleri yine ucuz olacak mı? Tabii. Baruthane açıldıktan sonra abone sistemine geçmeyi düşünüyoruz. Bu, Muhsin Bey zamanında da denenmiştir. Aylık programı çıkarıp, herkese dağıtacağız. Aboneler biletlerini aldıktan sonra, kalan biletler satılacak. Geçen sene oyunları izlemeye gelen insanlar hangi kesimdendi? Öğrenci kesimi de geliyor, halk da geliyor. Geçen sene Mine'yi matine suareye koyduk. Çok seçkin, çok değişik bir izleyici grubu vardı Mine'nin. Pazar günleri daha entellektüel, bilerek, seçerek gelen bir orta kesim geliyor. Zeynep ÜSKÜL Yapımı devam eden Baruthane'nin ilk hali. Buradan bir tiyatro salonu yükselecek.

20 Cezmi Baskın'ın yönettiği "Partimizin Adayı" oyunundan bir sahne. Ankara sahnelerinde yeni bir renk Gökkuşağı Oyuncuları Pınar ŞENEL A nkara'da yeni kurulan bir tiyatro, Gökkuşağı Oyuncuları, 23 Eylül'de, Ankara Sanat Tiyatrosu Sahnesinde, ilk oyunlarına başladı. Genç Topluluk, AST'ın başarılı oyuncusu Cezmi Baskın'ın yönetmenliğinde Romen yazar J.L.Caragiale'nin ( ) Partimizin Adayı (Kayıp Mektup) adlı oyununu sahneliyor. Aşağıda, yeni tiyatronun yapısı ve sahnelenen oyun üzerine, topluluğun kurucusu ve sanat yönetmeni Cezmi Baskınla, arkadaşımızın yaptığı söyleşiyi sunuyoruz. Ankara'nın "başkent"liği, ne yazık ki, yıllardır politik ve bürokratik olmaktan öteye gidemedi, Ankara, sanatta "başkent" olmaktan bugün çok uzak... Özel tiyatrolar açısından Ankara'nın yoksul bir kent olduğunu biliyoruz. Kurulacak herhangi bir tiyatronun, özel olarak da sizin tiyatronuzun ne gibi boşlukları dolduracağını düşünüyorsunuz? Ankara'nın "başkent'liği, ne yazık ki, yıllardır politik ve bürokratik olmaktan öteye gidemedi. Ankara, sanatta "başkent" olmaktan bugün çok uzak. Bu yüzden, sürekli olarak İstanbul başta olmak üzere, dışarıya bir sanatçı göçü veriyor Ankara. Bu, bir kısır döngü biçiminde böyle sürüp gidiyor.öncelikle bu kısır döngüyü kırma iddiasında olmadığımızı belirtmeliyim. Bu, bir kişi ya da grubun tek başına yapabileceği bir şey de değil zaten. Bunu ekonomik koşullar da hızlandırıyor. İşte bu yüzden Ankara'nın çok tiyatroya, çok tiyatro adamına, müzisyene, edebiyatçıya... çok, çok sanatçıya ihtiyacı var. Ve tabii pek çok yürekli çıkışlara, girişimlere... İşte bu anlamda, tüm sanatçılara ve hatta "seyirciyim" diyen herkese görev düştüğü inancındayım. Neden "Gökkuşağı Oyuncuları"? Biz yeni bir ekibiz. Tiyatroya yaşamsal bir değer veriyoruz. Bizim için tiyatro ekmek, su kadar gerekli. Grubumuzun adını tüm genç arkadaşlarla birlikte koyduk. Bizim için "Gökkuşağı", çok renklilik (sanatsal anlamda tabii), umut, aydınlık, estetik, uyum, değişim ve yaşam sevincini simgeliyor. Bu adın anlamını sahne üzerindeki üretime yansıtmak, tüm ekibin ortak sorumluluğu, ortak dileği ve umudu. Kadronuz şimdilik oldukça genç. Bunun özel bir nedeni var mı? Öz-biçim açısından, genç ve dinamik bir

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi 1990

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi 1990 AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Önder PAKER 2. Doğum Tarihi: 27.05.1960 3. Ünvanı : Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Tiyatro Dokuz Eylül Üniversitesi 1982 Yüksek Lisans

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

T İ Y A T R O, Ö T E K İ H A Y A T L A R D I R... Tiyatro Öteki Hayatlar, yeni oyunu Düriye Teyze ve geçen sezondan devam eden oyunları ile sezon boyunca Beyoğlu Oyuncular Kahvesi'nde... TİYATRO ÖTEKİ

Detaylı

dündündür 70. SANAT YILINDA B E D I A MUVAHHIT Büyükada'da unutulmaz çocukluk günleri Türk kadınının çalışma yaşamında yer alışının ilk adımları

dündündür 70. SANAT YILINDA B E D I A MUVAHHIT Büyükada'da unutulmaz çocukluk günleri Türk kadınının çalışma yaşamında yer alışının ilk adımları ŞUBAT 93 dündündür G Ö K H A N A K Ç U R A 70. SANAT YILINDA B E D I A MUVAHHIT Büyükada'da unutulmaz çocukluk günleri "Çok güzel bir hayatımız vardı. Büyükada'da güzel bir evimiz, arabamız, aşçımız, hizmetçimiz

Detaylı

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ 06-28 Şubat SERGİ Ege Üniversitesi Levanten Köşkleri Fotoğraf Sergisi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Levanten evleri İzmir in mimarlık tarihinin önemli

Detaylı

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ 07 Ocak, Pazartesi, 19:00 MÖTBE Konseri İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü * Etkinlik ücretlidir. Biletler için www.biletiva.com 30 Ocak, Çarşamba, 19:00

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri. - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri. - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ - Basın Toplantısı Haber Küpürleri - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel 13.01.2015 Salı Adana İşi nde acayip soygun Bir Acayip Soygun Adana İşi adlı uzun metraj filmin çekimleri

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

Bodrum a gönül veren ünlüler Trafo da buluştu

Bodrum a gönül veren ünlüler Trafo da buluştu Bodrum a gönül veren ünlüler Trafo da buluştu Bodrum Ticaret Odası (BODTO) ve Bodrum Belediyesi tarafından ortaklaşa düzenlenen organizasyon ile yaşamının bir bölümünü Bodrum da geçirmiş ve Bodrum a gönül

Detaylı

Sinema filmi yapmak istiyorum

Sinema filmi yapmak istiyorum On5yirmi5.com Sinema filmi yapmak istiyorum Türk tiyatrosunun en önemli artistlerinden biri olan Gülriz Sururi ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Yayın Tarihi : 7 Mart 2012 Çarşamba (oluşturma :

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

Tiyatro Salonları Adresleri

Tiyatro Salonları Adresleri On5yirmi5.com Tiyatro Salonları Adresleri Yurt genelinde perde açan sahneler... Türkiye'nin pek çok yerinde bir tiyatro sahnesi var. Bu listeyi görmeden yola çıkmayın! Yayın Tarihi : 19 Eylül 2009 Cumartesi

Detaylı

İnsanlarına yararlı olmaları. için onları düşünmeye. yaşamlarında daha iyiye, güzele ve doğruya ulaşmaları. gerektiğini söylüyorum.

İnsanlarına yararlı olmaları. için onları düşünmeye. yaşamlarında daha iyiye, güzele ve doğruya ulaşmaları. gerektiğini söylüyorum. Zeliha Berksoy Tiyatro Sanatçısı Usta şair Nazım Hikmet in dizelerine can vermekten hiç vazgeçmeyen değerli oyuncu ve bilim insanı Zeliha Berksoy ile tiyatroya yönelmesinde rol oynayan etmenleri, karakter

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Ünvanı: Prof.Dr. Öğrenim Durumu:

ÖZGEÇMİŞ. Ünvanı: Prof.Dr. Öğrenim Durumu: ÖZGEÇMİŞ Adı: Erhan TUNA Ünvanı: Prof.Dr Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Tiyatro Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya 1988 Fakültesi Yüksek Lisans Tiyatro Ankara Üniversitesi Sosyal

Detaylı

Geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi bu dönem de Sevgi Gönül Kültür Merkezimiz sanatla dolu bir sezon geçirdi.

Geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi bu dönem de Sevgi Gönül Kültür Merkezimiz sanatla dolu bir sezon geçirdi. Aylık Elektronik Haber Servisi Ocak 2012 Sanatla dolu geçen bir dönem daha: Sevgi Gönül Kültür Merkezi Geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi bu dönem de Sevgi Gönül Kültür Merkezimiz sanatla dolu bir sezon

Detaylı

BİZ KİMİZ? ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu, Atatürk ü ve ideolojisini daha iyi tanımak ve tanıtmak için 1989 yılında ODTÜ Kültür İşleri Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş olan bir düşünce topluluğudur. Atatürkçü

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

Orhan benim için şarkı yazardı

Orhan benim için şarkı yazardı 70'li yılların ünlü ses sanatçısı ve sinema oyuncusu Yıldız Tezcan, 21 yaşındayken Orhan Gencebay ile büyük aşk yaşadığını, ancak o dönem çöpçatanlıklarını yapan Sevim Emre'nin sonradan Gencebay'ı elinden

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.

Detaylı

TÜRK FİLİMLERİ HAFTASI EMEK ÖDÜLLERİ İLE SONA ERDİ

TÜRK FİLİMLERİ HAFTASI EMEK ÖDÜLLERİ İLE SONA ERDİ TÜRK FİLİMLERİ HAFTASI EMEK ÖDÜLLERİ İLE SONA ERDİ 6. Bodrum Türk Filmleri Haftası, sinema sektörüne emek vermiş usta isimler için düzenlenen ödül töreniyle devam etti. Bodrumda, bu yıl 6 ncısı düzenlenen

Detaylı

TÜRKİYE DE AVANGARD TİYATRO HATICE HAVVA YAZICI KEREMCAN DUM ENISE GOKBAYRAK 2008 ISTANBUL BILGI UNIVERSITESI

TÜRKİYE DE AVANGARD TİYATRO HATICE HAVVA YAZICI KEREMCAN DUM ENISE GOKBAYRAK 2008 ISTANBUL BILGI UNIVERSITESI TÜRKİYE DE AVANGARD TİYATRO HATICE HAVVA YAZICI KEREMCAN DUM ENISE GOKBAYRAK 2008 ISTANBUL BILGI UNIVERSITESI Avangard Tiyatro : Genel geçerlilik kazanmış anlatım tarzlarını yeni biçim ve anlatım denemeleriyle

Detaylı

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ 02 Ekim, Pazartesi, 10:00 TÖREN Ege Üniversitesi 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni Ege Üniversitesi Rektörlüğü 03-15 Ekim İpek Yolu Sakinleri Fotoğraf

Detaylı

BODRUM DA GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR

BODRUM DA GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR TİYATROHAYAL@ BODRUM DA GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR İstanbul dan gelip, Bodrum un Akyarlar Mahallesine yerleşen tiyatro sanatçıları Ececan Gümeci ve Aykut Ünal ın ilk projesi Şahin Örgel in yazdığı iki kişilik oyunu

Detaylı

Sonrası. Jewett, Keman. Özcan Ulucan, Keman. Tuba Özkan, Viyola. Ozan Tunca, Cello. Program ile ilgili detaylar ise

Sonrası. Jewett, Keman. Özcan Ulucan, Keman. Tuba Özkan, Viyola. Ozan Tunca, Cello. Program ile ilgili detaylar ise Işık Tünelinin Sonrası Fulya SanatMerkezinde birbirinden güzel etkinlikler sanatseverler ile buluşuyor. Aralıkayının ilk haftası yine yoğun programlarıyla FulyaSanat Merkezi odak noktasıydı. Bu etkinliklerden

Detaylı

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ 01 Nisan, Pazartesi, 10:00 SUNUM Topluma Hizmet Uygulamaları Kapsamında Gerçekleştirilmiş Sosyal Sorumluluk Projeleri Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu

Detaylı

ANTALYA ALTIN PORTAKAL'DA JÜRİ HEYECANI!

ANTALYA ALTIN PORTAKAL'DA JÜRİ HEYECANI! ANTALYA ALTIN PORTAKAL'DA JÜRİ HEYECANI! 51. ULUSLARARASI ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ'NİN ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI'NIN JÜRİSİ BELLİ OLDU Bu yıl 51.si düzenlenecek olan Uluslararası Antalya

Detaylı

KOMEDİ TRAJEDİ ...VE AŞK...VE İHTİRAS...VE SAVAŞ BİRAZ SENİN HİKÂYEN GİBİ... GERÇEK AŞK İÇİN HİÇ BEDEL ÖDEDİN Mİ?

KOMEDİ TRAJEDİ ...VE AŞK...VE İHTİRAS...VE SAVAŞ BİRAZ SENİN HİKÂYEN GİBİ... GERÇEK AŞK İÇİN HİÇ BEDEL ÖDEDİN Mİ? GERÇEK AŞK İÇİN HİÇ BEDEL ÖDEDİN Mİ? Geçmişine yolculuk yapan bir kadının gerçek aşkı bulma hikâyesi... TRAJEDİ KOMEDİ...VE AŞK...VE İHTİRAS...VE SAVAŞ KUĞU GÖLÜ VE İBRAHİM TATLISES, YILDIZ TİLBE VE CARMEN

Detaylı

Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği

Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği Yunanistan ın Kos Belediye Başkanı George Kritsis, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon u ziyaret ederek Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

ANAVARZA BAL ÇOCUK TİYATROSU

ANAVARZA BAL ÇOCUK TİYATROSU ANAVARZA BAL ÇOCUK TİYATROSU BASIN DAVETİ ÖRNEĞİ 2 3 ANAVARZA BAL HAKKINDA 1979 yılında Süleyman Sezen'in kurduğu Sezen Gıda Ltd. Sti., 1995 yılında Anavarza Bal markasıyla bal sektörüne giriş yaptı. Adana'nın

Detaylı

manzaraadalar.com.tr

manzaraadalar.com.tr manzaraadalar.com.tr 444 74 96 EVDE VAR EXTRA HAYAT! Manzara Adalar, HomeExtra konseptiyle dünyanızı genişletiyor. Eviniz bir evden çok daha fazlası oluyor, odalar dolusu extra yaşam sizi bekliyor. HOMEEXTRA

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Eskiçağ Dilleri ve İstanbul Üniversitesi 1999

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Eskiçağ Dilleri ve İstanbul Üniversitesi 1999 1. Adı Soyadı: Erdal Yıldırım 2. Doğum Tarihi: 1971 3. Unvanı: Öğretim Görevlisi 4. Öğrenim Durumu: Yüksek Lisans ÖZGEÇMİŞ Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Eskiçağ Dilleri ve İstanbul Üniversitesi 1999

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ 07 Kasım-08 Aralık SERGİ Renklerin Hikayesi Resim Sergisi Necla Coşkun Sergi Açılışı: 07 Kasım, Salı, 17:30 Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Necla Çoşkun

Detaylı

MATBAACILIK OYUNCAĞI

MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman 1. basım Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü:

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri Eflref Ar kan Bildiğiniz gibi Almanya aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda göç yasasında bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri eleştirenler ve olumlu görenler bulunmaktadır. Ben göç yasasının

Detaylı

Başkan Kocadon basına yemek verdi; tarafsızlığınızdan taviz vermeyin

Başkan Kocadon basına yemek verdi; tarafsızlığınızdan taviz vermeyin Başkan Kocadon basına yemek verdi; tarafsızlığınızdan taviz vermeyin Çalışan Gazeteciler Günü nde Bodrum da görev yapan gazeteciler Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon un Trafo Bodrum da düzenlediği

Detaylı

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi 80 EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi Sayın İnşaat Mühendisi Adayı, İnşaat Mühendisliği Eğitimi Kurulu, İMO 40. Dönem Çalışma Programı çerçevesinde İMO Yönetim Kurulu nca İnşaat Mühendisliği Eğitimi

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK! İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK! ALEM-İ İŞ, NE İŞ? Alem-i İştir kişinin lafa bakılmaz! diyoruz ve iş hayatında yaşadıklarımız konusunda bize, size, herkese esprili

Detaylı

SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin

SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin (kısa adı ile SAM-DER in) davetlisi olarak 2010 yılında kurulduğu dönemde Sam-der e geldim ve büyük

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

OPERA VE BALE MARDİN DE

OPERA VE BALE MARDİN DE OPERA VE BALE MARDİN DE Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz yıl aralık ayında Ankara Devlet Opera ve Balesi nin Mardin de sahnelediği dünyaca ünlü Azeri besteci

Detaylı

12. Uluslararası Bodrum Bale Festivali başladı

12. Uluslararası Bodrum Bale Festivali başladı 12. Uluslararası Bodrum Bale Festivali başladı Bodrum da, bu yıl 12 incisi düzenlenen Uluslararası Bale Festivali, Çalıkuşu isimli gösteri ile başladı. 19 Temmuz 6 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

KUKLA ÇOCUK TİYATROSU

KUKLA ÇOCUK TİYATROSU KUKLA ÇOCUK TİYATROSU +3 yaş çocuklara yönelik "Guguklu Saat isimli kukla tiyatro oyunumuzla buluşalım... Kelebek Kukla Hediyemiz! EKİM AYI OYUNLARI HEDİYELİ! Guguklu Saat isimli oyunumuzu sergilediğimiz

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi.

Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi. Uluslararası İzmir Film Festivalinin Tarihçesi Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi. İzmir Film Festivali, 11

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

Belmin Dumlu SAVAŞKAN, Belmin Dumlu SAVAŞKAN, 1973 yılında İstanbul da doğdu. Ortaöğrenimini Özel Fransız Lisesi Notre Dame Sion de tamamlamasının ardından, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema

Detaylı

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı. 2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı. Binanın açılış törenine Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul

Detaylı

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı Einstufungstest / Seviye tespit sınavı Dil: Türkçe Seviye: A1/A2 1. Günaydın, benim adım Lavin, soyadım Çeşme. (a) Günaydın ben adım Lavin, soyadım Çeşme. Günaydın benim ad Lavin, soyad Çeşme. 2. Ben doktorum,

Detaylı

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN Muğla Gazeteciler Cemiyeti 12. Seçimli Genel Kurulu Konakaltı İskender Alper Kültür Merkezinde gerçekleşti. 23 yıldır cemiyet başkanlığını yürüten duayen gazeteci

Detaylı

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ 03 Aralık, Pazartesi, 13:30 TÖREN Minik Sporcular Projesi Ödül Töreni ve Dünya Engelliler Günü Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 06 Aralık, Perşembe,

Detaylı

Onlar konuşur, AK Parti yapar

Onlar konuşur, AK Parti yapar Onlar konuşur, AK Parti yapar Nisan 21, 2015-8:15:00 AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin vadettiği şeyleri kesinlikle yapacağının altını çizdi. Davutoğlu, Ankara Atatürk Spor

Detaylı

HOLLANDALI ENGELLİ FUTBOLCULAR BODRUM DA DOSTLUK MAÇI YAPTI

HOLLANDALI ENGELLİ FUTBOLCULAR BODRUM DA DOSTLUK MAÇI YAPTI HOLLANDALI ENGELLİ FUTBOLCULAR BODRUM DA DOSTLUK MAÇI YAPTI Engelli futbolcular ın dostluk maçı Bodrum da, Hollanda dan gelen zihinsel engelli futbolcular takımı ile Dalaman, Ortaca Bölgesi Engelliler

Detaylı

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM ATATÜRK ANLATIYOR 1 2 1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM Sahibi Atatürkçü Düşünce Derneği adına: Tansel ÇÖLAŞAN Yazı Kurulu Ayşe Nejla ÖZDEMİR (ADD önceki GYK Üyesi, Matematik Öğretmeni ) Alaattin ATALAY

Detaylı

AKM restorasyonu için protokol imzalandı

AKM restorasyonu için protokol imzalandı AKM restorasyonu için protokol imzalandı Şubat 15, 2012-1:25:01 Atlas Pasajı'ndaki İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğünde düzenlenen imza töreninde Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Sabancı Holding

Detaylı

Festivalin Tarihçesi

Festivalin Tarihçesi Festivalin Tarihçesi Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi. İzmir Film Festivali, 11 yıl boyunca dünyadan ve

Detaylı

Benimle Evlenir misin?

Benimle Evlenir misin? Benimle Evlenir misin? Bodrum sokakları ilginç bir evlenme teklifine daha sahne oldu. Bodrumlu genç kaptan Ali Özbaylan 9 yıl önce tanıştığı kız arkadaşı Tuba Cihat a, Milta Marina da bulunan bir kafede

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ 20 Şubat, Çarşamba, 19:00 MÖTBE Konseri İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü * Etkinlik ücretlidir. Biletler için www.biletiva.com 23 Şubat, Cumartesi, 09:30-18:00

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nı kutladık. Halk ekmek fabrikası gezisine katıldık. TÜRKÇE * Dilbilgisi:

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nı kutladık. Halk ekmek fabrikası gezisine katıldık. TÜRKÇE * Dilbilgisi: Değerli Velilerimiz, 2017 yılının son ayında, güneşin hafifçe ısıttığı günlerdeyiz. Havalar hala, öğrencilerimizin bahçede neşeyle oynamalarına müsait. Palto giyme koşuluyla teneffüslerde temiz havada

Detaylı

DIRIM. kültür - sanat - güncel yaşam ISSN 0378-8628. Monet

DIRIM. kültür - sanat - güncel yaşam ISSN 0378-8628. Monet ISSN 0378-8628 DIRIM kültür - sanat - güncel yaşam Monet DİRİM/ocak-Şubat-Mart 2007 Kültür ve Sanat Küçük insanların Büyük Filmi: DONDURMAM GAYMAK Yerel bir masal... Yıl 1995, Ege'nin küçük bir kıyı kasabasında

Detaylı

''Hepimiz Atatürk'üz''

''Hepimiz Atatürk'üz'' ''Hepimiz Atatürk'üz'' Mustafa Kemal Atatürk tüm yurtta anıldığı gibi Beşiktaş'ta da törenlerle anıldı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal Atatürk'ün 74. ölüm yıldönümünü anma gününde özel bir mesaj

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

Jamie Foxx J

Jamie Foxx J Jamie Foxx J - - - - - - - - - - - - - 62 Corinne Foxx 63 Biz müzik ve sinemayı bir araya getiren bir aileyiz. Babam hem eğitimli bir müzisyen hem de bir oyuncu. Gerçekten çok şanslıyım! Corinne Foxx Jamie

Detaylı

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK? DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER SERBEST ZAMAN YAPTIK? Çocuklara sporun önemi anlatıldı ve her sabah spor yaptırıldı. Çocuklar ilgi köşelerinde öğretmen rehberliğinde serbest oyun

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK Sosyal ve siyasi yaşamda Bodrum un tanınmış simalarından biri olan Nuran Yüksel yaşamını kitap haline getirdi. Nuran Yüksel kitabının sadece kendi

Detaylı

Değerli Velilerimiz, İlkokul Eğitim Koordinatörü

Değerli Velilerimiz, İlkokul Eğitim Koordinatörü Değerli Velilerimiz, Güzel dilekler ve hayallerle girilen yeni yılın ilk haftasında derslerin yanı sıra etkinlikler, sınavlar ve uygulamalarımız vardı. Yetenekler Sahnede performans gösterisi için hazırlıklar

Detaylı

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum. Page 1 of 6 Edirne Valisi Sayın Dursun Ali Şahin, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Recep Zıpkınkurt, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası nın değerli üyeleri ve temsilcileri, Bilgi birikimi ve üslubunu,

Detaylı

KISA TARİHÇE : ŞEHİR ÖZELLİKLERİ :

KISA TARİHÇE : ŞEHİR ÖZELLİKLERİ : KISA TARİHÇE : Kadir Has Üniversitesi 1997 yılında da kurulmuş olan bir vakıf üniversitesidir. Altın Boynuz diye de anılan Haliç e birkaç metre uzaklıkta olan ve 1884 yılında Osmanlılar tarafından kurulan

Detaylı

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL OKAN İLKOKULU 2016 2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. Sayın Velilerimiz merhabalar, Okan Koleji İlkokulu olarak; bu yılı oldukça yoğun geçirdik. Sanat, spor, sosyal etkinlik ve akademik, açıdan birbirini izleyen

Detaylı

ikonu bir yeşilçam (ev dekorasyon)

ikonu bir yeşilçam (ev dekorasyon) (ev dekorasyon) bir yeşilçam ikonu Türk insanının hayatına girdiği 60 lı yıllardan bu yana zarafeti ve paylaşmaktan çekinmediği bilgi birikimiyle rol modeli olmuş Filiz Akın ın İstanbul a bir tepeden bakan

Detaylı

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR Bodrum a 3 günlük şirket etkinliğine gelen çalışanlar deniz dibi temizliği gerçekleştirdi. Otomotiv sanayinin köklü firmalarından Farplas, çalışanları için

Detaylı

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1 by Mehmet- omeruslu06 1 3. Bayrağımızdaki hangi renk daha fazladır? 1. Sınıfımızdaki arkadaşlarımızın her siyah A. B. kırmızı birinin farklı güçlü yanları var. Mesela, Elif. Çizdiği resimleri Ahmet beyaz

Detaylı

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında 23 Nisan 2014 Çarşamba 17:23 Devremülk Turizm inden Sağlık Turizm ine, madencilik ve mermerden gayrimenkule kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren

Detaylı

1989-1992 yılları arasında Tempo Dergisi, Aktüel Dergisi, Cosmopolitan Dergisi ve Oto Haber Dergilerinde çalıştı.

1989-1992 yılları arasında Tempo Dergisi, Aktüel Dergisi, Cosmopolitan Dergisi ve Oto Haber Dergilerinde çalıştı. GERÇEKTEN MAVİ ELVİN EKŞİOĞLU / Yönetmen (d. 13 Eylül 1966, İstanbul, Türkiye) Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema TV Bölümü nü bitirdi.

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Sanatın adresi Fulya!..

Sanatın adresi Fulya!.. Sanatın adresi Fulya!.. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat 2012-2013 sezonunu açtı. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile İstanbul Devlet Opera ve Balesi yine Beşiktaş'ta! Dünya kalitesinde tasarlanan Beşiktaş

Detaylı

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TARİH: / /2017 1. Öncelikle adınız nedir? Adınızın anlamı nedir? 2. Annenizden doğma, babanızdan olma, sizden başka evde yaşayan biri var mı? Varsa sizden büyük mü küçük mü?

Detaylı

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

Detaylı

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi Asuman Beksarı J. Keth Moorhead Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır. sözünü Asuman Beksarı için

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3 YAŞ GRUBU MAYIS AYI EĞİTİM PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3 YAŞ GRUBU MAYIS AYI EĞİTİM PROGRAMI 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3 YAŞ GRUBU MAYIS AYI EĞİTİM PROGRAMI Beni de bir ana doğurmadı mı? Türk anaları daha nice Mustafa Kemal'ler doğurur. TÜM ANNELERİMİZİN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN 2016-2017

Detaylı

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi OTELLO, Shakespeare in geleneksel

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi OTELLO, Shakespeare in geleneksel 30-31 MART 2013 0 212 260 23 60-0 212 260 52 29 %50 ye varan indirimler Otello Sahnede OTELLO, Shakespeare in geleneksel doğum günü tarihi olarak kutlanan 23 Nisan 2013 tarihlerinde saat 20.00'de Fulya

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı