Yıl: 4, Sayı: 15, Aralık 2017, s

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Yıl: 4, Sayı: 15, Aralık 2017, s"

Transkript

1 Arife ÜNAL SÜNGÜ 1 İBN SÎNÂ DA FELEKLER NAZARİYESİ VE İŞRÂKÎ FELSEFE İLE MUKAYESESİ 2 Özet Gezegenlerin içinde hareket ettikleri sfer anlamına gelen felekler konusunda İslâm filozofları, Platon, Aristoteles ve Batlamyus un fikirlerinden oldukça etkilenmişlerdir. Meşşâî felsefenin temsilcisi İbn Sînâ ve İşrâkî felsefenin kurucusu Sühreverdî nin sudûr anlayışında önemli bir yere sahip olan felekler, akıl ve nefisleri olan varlıklardır. Onlar zorlamalı değil, irâdeli şekilde hareket ederler. Onların hareketleri dâimîdir, asla kesintiye uğramaz. Tabiatının en yüksek mükemmelliğine sahip olan felekler, yeryüzüne etki ederek birtakım değişikliklere neden olurlar ancak kendileri hiçbir şekilde değişime uğramazlar. Felekler, şekillerin en mükemmeli olan küre şeklindedir. İşrâkî felsefede ise genellikle berzah olarak isimlendirilen feleklerin, onları yöneten nefisleri müdebbir nurlar şeklinde isimlendirilir. Bu çalışmada İbn Sînâ nın felekler hakkındaki görüşleri incelenerek İşrâk filozofu Sühreverdî nin düşünceleri ile mukayese edilecektir. Sühreverdî feleklerin nefis sahibi canlı varlıklar olmaları, dairevî hareket etmeleri, hareketlerinde yeryüzü olaylarını etkilemeleri gibi konularda İbn Sînâ ile benzer düşüncelere sahip olmasına rağmen feleklerin yüce akılların herhangi birinden meydana gelmesinin mümkün olmayışı gibi konularda İbn Sînâ dan farklı düşünmektedir. Anahtar sözcükler: İbn Sînâ, Sühreverdî, Felek, Berzah, Nefis. 1 Dr. MEB, Öğretmen, asungu07@hotmail.com 2 Bu makale, Ekim 2017 tarihinde düzenlenen II. INES Sosyal Bilimler Sempozyumunda sunulan sözlü bildirinin gözden geçirilmiş ve geliştirilmiş halidir.

2 Arife Ünal Süngü THINKING OF SPHERES IN AVICENNA AND COMPARISON WITH ILUMINATIONIST PHILOSOPHY Abstract The philosophers of Islam were highly impressed with the ideas of Plato, Aristotle and Ptolemy about spheres which mean the orbits of the planets. The spheres, which have an important place in the emanation perspective of Peripatetic and Iluminationist philosophy are the beings that have minds, souls. They are not enforced but they act willingly. Their movements are continuous and never being interrupted. The spheres which have the highest perfection, affect the earth and cause changes there but in no way change themselves. They have the most perfect spherical shape. The spheres are called barrier in Iluminationist philosophy. Barriers souls which rule them, are named as managing lights in the Iluminationist system. In this study the views of the Peripatetic philosophers such as al-fârâbî and Avicenna will be examined and then compared with the thought of Suhrawardi, the founder of Iluminationist. Suhrawardi despite having similar thoughts with Ibn Sînâ in such matters as spheres have mind and soul, move circularly, affect the earth events, he thinks differently from Avicenna in such matters as spheres the impossibility of occurrence from dominating lights. Key words: Avicenna, Suhrawardî, Sphere, Barrier, Soul. GİRİŞ Felek, astronomide yıldızların döndüğü yer anlamında kullanılır. Ortaçağ İslâm kozmolojisinde ise felekler yıldızları taşıdığına ve hareket ettirdiğine inanılan şeffaf gök küreleri ve gezegenlerin yörüngeleri olarak düşünülmüştür (Kutluer, 1995: 303). Felekler konusunda İslâm filozofları Aristoteles ve Batlamyus un fikirlerinden etkilenmişlerdir. Özellikle Aristoteles in felsefe ve fizik alanındaki görüşleri kendisinden sonra hem Hristiyan hem de İslâm dünyasında büyük ölçüde etkili olmuştur. Aristoteles âlemi, merkezinde yeryüzünün hareketsiz olarak yer aldığı bir felekler kümesi olarak düşünür. Bu kümenin en dışında sabit yıldızlar feleği en içerde ise ay feleği bulunur. Aristoteles, sabit yıldızlardan ay feleğine kadar olan kısmı ay üstü âlem, ay feleğinin altında bulunan kısmı ise ay altı âlem şeklinde isimlendirmiştir. O, ay üstü âlemde bulunan feleklerin, toprak, su, hava ve ateşten farklı olarak beşinci unsur olan ether (esîr) den meydana geldiği görüşündedir. Bu durum feleklerin ay altı âlemdeki varlıklardan farklı özelliklere sahip olmalarına neden olmaktadır. Örneğin, ay altı âlemde bulunan varlıklar değişirken feleklerde değişme, başkalaşma, bozulma (fesad) olmaz, onlar kendi kendine hep aynı kalır. Aristoteles, en dıştaki sabit yıldızlar feleğinden başlayarak basit cisimlere varıncaya kadar âlemde ezelî ve ebedî bir hareketin mevcut olduğunu ve bu hareketin kaynağının ise kendisi hareket etmeyen İlk Muharrik (İlk Hareket Ettirici) olduğunu düşünmektedir. Hareket, dört unsurun etkisi altındaki varlıklarda biri arzın merkezine doğru, diğeri ise yukarı doğru olacak şekilde dâimâ düz, feleklerde ise dairesel şekilde gerçekleşir. Aristoteles e göre hareketlerin en mükemmeli dairevî harekettir ve âlem en mükemmel şekil olan küre şeklindedir. Aristoteles, ay üstü âlemde bulunan feleklerin hareketlerinin ay altı âlem üzerinde birtakım etkileri olduğunu düşünmektedir. Ay altı âlemdeki tüm oluş ve bozuluşlar, bitkiler, üremeler doğum ve ölümler 45

3 İbn Sînâ da Felekler Nazariyesi ve İşrâkî Felsefe İle Mukayesesi ay üstü âlemde bulunan feleklerin etkisiyle meydana gelir (Aristoteles, 2010: 1073b; Aristoteles, 2013: 48-50, 52-54; Cevizci, 2010, ; Kaya, 1983: , ; Erdem, 2014: ). Felekler, İslâm felsefesinde ve özellikle Fârâbî nin ortaya koyduğu sudûr teorisinde de önemli bir yer tutar. Fârâbî, sudûr teorisine göre İlk Mevcud dan sudûr eden ilk akıldan, başka bir aklın ve en yüksek feleğin (el-feleku l-a lâ) meydana geldiğini ifade eder. Ona göre her akıldan başka bir aklın ve feleğin meydana geldiği sistem faal akla kadar devam eder. Fârâbî, feleklerin sayısını tam olarak bilemeyeceğimizi ancak faal akıla kadar olan kısmı idrak edebileceğimizi ve feleklerin sayısının burada tamamlandığını belirtir. Dolayısıyla ona göre feleklerin sayısı bilemeyeceğimiz kadar çok olsa da onların birbirinden sudûr edişi sonsuza kadar sürüp gitmeyecektir (Fârâbî, 2010: ). Fârâbî, sudûr teorisinde küre ya da gök cisimleri (ecrâmü s-semâvât, el-ecrâmü ssemâviyye) olarak isimlendirdiği felekleri akıl ve nefisleri olan, dâirevî hareket eden varlıklar olarak tanımlamıştır. Feleklerin hareketleri dâirevî (devrî) yani başı ve sonu olmayan bir hareket olduğu için dâimîdir ve asla kesintiye uğramaz. Onlar, oluş-bozuluş gibi ay altı âleminin değişim kanunlarına tâbi olmadığı için eksiklikten uzak mükemmel varlıklardır. Fârâbî, Aristoteles gibi mükemmel varlıklar olarak gördüğü feleklerin ay altı âleme etki ettiğini düşünmektedir (Fârâbî, 2012: 67-70). Fârâbî de Arau Ehli l-medineti l Fâzıla eserinde yedi feleğin ismini zikretmiş, onlara sema ve sabit yıldızlar feleğini dâhil ederek ilk mevcud dan sudûr eden toplam dokuz feleğin var olduğunu ifade etmiştir. Fârâbî feleklerin, İlk aklın iki yönlü düşünmesinden meydana geldiğini belirtir. Her bir akıl kendini ve kendinden önceki varlığı aklederek kendinden sonraki aklı ve bir küre meydana getirirler. Bu şekilde ortaya çıkan varlık süreci onuncu akla kadar devam eder ve göksel akıllar ve felekler onuncu akılda tamamlanır (Fârâbî, 2001: 33). 46 Fârâbî ye göre ay üstü âlemde en mükemmelden daha az mükemmele doğru bir sıralama vardır. Bu şekilde sıralanan gök cisimlerinin en mükemmeli Sema, en az mükemmeli ise Kamer dir. Fârâbî nin kozmolojik sisteminde yer alan on akıl, kendi zâtını ve ilk neden i akleder. Akıllar, ilk nedenin fazilet ve üstünlüğünden dolayı O na âşıktır. İlk Mevcud, İlk Sevilen ve İlk Âşık Olunan dır. Dolayısıyla Fârâbî ye göre hem akılların hem de gök cisimlerinden her birinin hareketleri daima bir amaç için gerçekleşmektedir ve onların hareketlerinin devamlılığını sağlayan şey aşktır (Fârâbî, 2001: 28, 37-38). Fârâbî, hareketleriyle ay altı âlemdeki değişimlere sebep olan feleklerin, tümüyle ortak bir tabiata sahip olduklarını belirtir. Felekler bu tabiat sayesinde ilk cismin hareketiyle hareketlenirler ve onların hareketleri zorlamalı şekilde meydana gelmez. Çünkü semavî hiçbir şey, zorla ortaya çıkmaz (Fârâbî, 2001: 44). Sonuç itibariyle Fârâbî ye göre felekler; akıl ve nefis sahibidir, dairevî bir şekilde hareket ederler. Oluş ve bozuluşa tabi değillerdir. Onların hareketleri zorlamalı değil, irâdî şekilde gerçekleşmektedir. Aristoteles ve Batlamyus un fikirlerinin etkisinde kalan bir diğer İslâm filozofu ise İbn Sînâ dır. İbn Sînâ nın görüşlerini incelediğimiz zaman onun düşüncelerinin Aristoteles ve Fârâbî nin görüşlerine benzerliği dikkat çekmektedir. İbn Sînâ, âlemin meydana gelişi sırasında tüm mertebelerin İlk Neden in ilmine bağlı olmakla beraber yeryüzünün, feleklerin hareketlerine göre şekillendiğini belirtir. Ona göre dört unsurun birbirine dönüşebilme

4 Arife Ünal Süngü kabiliyetleri, yıldızlarla gezegenlerin ve güneşin hareketleri, yeryüzünün dengesini sağlayarak ona daire şeklini kazandırmıştır (İbn Sînâ, Metafizik II, s. 155; İbn Sînâ, Risaleler, s ). İbn Sînâ feleklerin yeryüzü olaylarını etkileme ve dairesel hareket etme özellikleri olduğunu ifade etmektedir. Aristoteles ve Fârâbî de olduğu gibi İbn Sînâ ya göre feleklerin hareketleri yeryüzündeki oluş ve bozuluşun temel sebepleridir. Bu hareketlerin tekrarı da kaçınılmaz şekilde oluş ve bozuluştaki zincirin tekrarlanmasına neden olmaktadır. İbn Sînâ oluşan şeylerden bazılarının oluşumlarında feleklerin daha fazla hareketine ihtiyaç duyduklarını bazıları için ise az hareketin yeterli olduğunu belirtir. Oluş ve bozuluşun gerçekleşmesinde hangi varlığın ne kadar devrî harekete ihtiyaç duyduğu konusunda net bir bilgi olmamasına rağmen İbn Sînâ düşüncesinde varlıkların seçim ve istekleri de dâhil olmak üzere yeryüzünde meydana gelen her türlü hadisenin feleklerin hareketlerine bağlı olduğu söylenebilir. Dolayısıyla bir düzen içerisinde gerçekleşen yersel hareket ve durağanlıklar niyeti ortaya çıkarır ve bu, İbn Sînâ ya göre kaza nın gerektirdiği kader olarak tanımlanmaktadır. Âlemdeki oluş ve bozuluşun maddî, sûrî, fail ve gaye gibi birtakım sebepleri olabilir. Ancak oluş ve bozuluşun tamamı semavî feleklerin hareketleri ile gerçekleşir (İbn Sînâ, 2008: 104, 107, 108, 110). Bütün felek ve yıldızların dairevî bir şekilde hareket ettiklerini belirten İbn Sînâ ya göre küresel yüce cisimlerin felek ve gezegenlerin sayıları çoktur. Bunlardan her birinin merkezle örtüşen yeryüzüyle örtüşen veya merkezin dışında bir feleği ya da dairevî hareketin ilkesi olan bir gezegeni vardır (İbn Sînâ, 2005: 153.) Ancak oluş ve bozuluşu kabul eden her cisimde doğrusal bir hareket vardır. Doğasında dâirevî bir hareket bulunan bir cismin doğasında aynı şekilde doğrusal bir hareket bulunması imkânsızdır. Çünkü cisimler sadece tabiî mekânlarına ve tek bir yöne doğru, tabiî bir hareketle hareket ederler (İbn Sînâ, 2005: 101). Ay üstü âlemdeki gök cisimlerinin müşterek bir mâşuku (âşık olunanı) arzulayarak dairesel şekilde hareket ettiklerini belirten İbn Sînâ ya göre gök cisimleri, kendilerini hareket ettiren nefislerine, nefisler akıllara, akıllar ise Zorunlu Varlık a karşı büyük bir arzu ve aşk duymaktadır. İbn Sînâ gök cisimlerinin bu dairesel hareketlerinin sebebinin onları hareket ettiren nefislerin akıllara, akılların ise mutlak iyi olarak nitelenen Zorunlu Varlık a duyduğu aşk ve sevgi olduğunu ifade etmektedir. İbn Sînâ, tüm varlık mertebelerinde Zorunlu Varlık a karşı bir aşkın var olduğundan bahsetmiş ve bu aşkın O na benzeme arzusu olduğunu belirtmiştir (İbn Sînâ, 2005: ). Bilkuvve olanı bilfiil hale geçirmek ve olgunlaşmamış olanı mükemmelleştirmek için duyulan istek ve arzu evrendeki hareketi meydana getirir. Bununla birlikte felekler şekil ve varlık bakımından bir potansiyele sahip değildirler. Fakat onlar, şekillerin en mükemmeli olan küre şeklinde olup etraflarını aydınlatmaları nedeniyle bir asalet taşırlar. Onların sahip olmadığı tek özellik, sabit olmalarıdır. Onlar sürekli olarak bir yerden diğerine geçerler ve mümkün olduğunca az yer değiştirirler. Onların doğrusal hareketin aksine sürekli ve değişmeyen bir şekilde devam edebilen dairesel harekette bulunmalarının sebebi budur (İbn Sînâ, 2013: 244; Nasr, 1985: 264). Görüldüğü gibi İbn Sînâ, feleklerin en mükemmel şekil olan küre şeklinde olduklarını ve hareketlerin en mükemmeli olan dairesel harekete tabi olduklarını ifade etmektedir. Fârâbî de olduğu gibi İbn Sînâ da da felekler yeryüzünün oluş ve bozuluş kanunlarına tâbi değillerdir fakat hareketleriyle yeryüzüne etki ederler. 47

5 İbn Sînâ da Felekler Nazariyesi ve İşrâkî Felsefe İle Mukayesesi En-Necat isimli eserinde hareketin tanımını yapan İbn Sînâ, cisimde karar kılmış halin bir şeye doğru yönelmek suretiyle yavaş yavaş değişmesine hareket denildiğini ve her bir hareketin eksilme ve artmayı kabul edici şekilde ortaya çıktığını belirtir. Ona göre hareket, mekânda, nicelikte, nitelikte ve konumda bir değişimin meydana gelmesidir (İbn Sînâ, 2013: 95-97). Verdiği hareket tanımında her bir hareketin değişime neden olduğunu belirten İbn Sînâ, tabiatlarının en yüksek mükemmelliğine sahip olan feleklerin yeryüzüne etki ederek orada değişikliklere neden olduklarını fakat hiçbir şekilde kendilerinin değişime uğramadıklarını ifade eder. Ay altı âlemdeki dört unsurdan meydana gelen cisimlerin aksine gökyüzündeki felekler, beşinci unsur olan ether (esîr) den meydana gelmiştir ve dört unsura nispet edilen ağırlık, hafiflik, sıcaklık, soğukluk gibi özellikler feleklerde bulunmaz (İbn Sînâ, 2005: 127). Kutluer, 1995, s. 305). İbn Sînâ ya göre oluş ve bozuluş kabul etmeyen, içine aldığı merkeze doğru doğal olarak hareket eden, küre şeklinde basit bir cisim olan (İbn Sînâ, 2013: 44) felekler dâirevî ve dâimî bir şekilde hareket ederler; oluş ve bozuluş onlar için geçerli değildir. Onların özlerinde zıtlık yoktur, onlar başka bir varlığın zıddı değildir ve hareketleri asla kesintiye uğramaz (İbn Sînâ, 2010: 28-38). Dolayısıyla İbn Sînâ ya göre dairevî hareket ettikleri için feleklerin hareketleri asla kesintiye uğramamaktadır. İbn Sînâ da feleklerin bir başka özelliği ise nefis ve akıl sahibi olarak görülmeleridir. Aristoteles ten gelen bir görüş ile Fârâbî ve İbn Sînâ gök küreleri, felekler ve gezegenlerin bir ruha ve akla sahip olduğunu düşünmüşlerdir. İlk ve ortaçağ astronomisinde maddenin çekim kanunu henüz bilinmediği için feleklerin düzenli dairesel dönüşünü sağlayan şeyin nefis gücü olduğu düşünülmüş ve felekler canlı ve insandan daha akıllı varlıklar olarak kabul edilmiştir. Buna göre feleklerin nefisleri, tabiî cismin ilk yetkinliği olup bilfiil meydana gelen tümel akledişi izleyen sürekli idrak ve hareket sahibidir şeklinde tanımlanmıştır (İbn Sînâ, 2013: 239; Türker, 2006: 529). 48 İbn Sînâ nın yeryüzündeki varlıkları oluşturan dört unsurdan daha üstün olan esir den (ether) meydana geldiğini söylediği felekler canlı bir varlık gibi hareket eder. Gökteki nefisler feleklerle, insan nefsinin bedeniyle olan ilişkisi gibi bir ilişki içindedir. Hareket, kemal (olgunluk) özelliğine sahip nefsin isteği ile meydana gelir. Felekler ezelî bir âlemde oluş ve bozuluş âleminin üstünde yer alan dengede bulunurlar ve dünyevî bölgeyi düzenlerler (İbn Sînâ, M. II, 2005: 125, ; Nasr, 1985: 264). Daha önce belirttiğimiz gibi İbn Sînâ nefis sahibi olan feleklerin yeryüzü olaylarını etkilediğine inanmaktadır. Fakat o, bu etkinin astrologların iddia ettiği gibi olmadığını düşünerek astrolojiye şiddetle karşı çıkmıştır. Hatta o, bu ilmi kınayan ve şiddetli bir biçimde eleştiren Nücum Bilimi ve Vargılarının Yanlışlığını Saptamaya Yarayan Kanıtlar isimli bir risale kaleme almıştır. 3 İbn Sînâ bu risalede dünya, yeryüzü ya da ay feleğinin iç kısmı veya kevn fesad âlemi değimiz âlemde olup biten şeyler üzerinde feleklerin birtakım etkilerinin olduğunu kabul etmekle birlikte, bu etkilerin insanlar tarafından tam olarak neler olduğunun 3 Fârâbî de Risale fi mâ yasihhu ve ve mâ lâ yasihhu min ahkâmi n nücûm isimli risalesinde gökyüzündeki cisimlerin yeryüzündeki varlıklar üzerinde etkide bulunduğunu ifade eder. Ancak bu etki güneşin hareketleriyle yeryüzünü aydınlatması veya ısıtması türünden etkilerdir. Güneşin doğuşu ve batışı esnasında bir insanın doğması ve ölmesi gibi durumlar rastlantı olarak nitelenen olaylardır ve bu tür olayların sebebi gökcisimleri değildir. (Fârâbî, 2010: )

6 Arife Ünal Süngü saptanması ve ne düzeyde gerçekleştiğinin belirlenmesinin imkânsız olduğunu söylemektedir (İbn Sînâ, M. II, 2005: 125, ; Nasr, 1985: 264). İbn Sînâ bu risalede soğukluk ve sıcaklığın dört temel ögeye ve bunların bileşiminden oluşan dünyamız nesnelerine özgü nitelikler olduğunu, fakat gök cisimleri ve feleklerin bunların karşıtı bir mahiyet taşıdığını ifade etmektedir. İbn Sînâ ya göre gök cisimleri bu niteliklerle ilişkili olmadığı gibi ay altı âleminin temel ögelerinden de oluşmamıştır. Aksine gök cisimlerinin ana maddesi beşinci unsurdur. Aristoteles en büyük muharrik olarak Tanrı nın sadece evrene hareket verdiği görüşündedir. Bunun aksine İbn Sînâ, göklerin hareketinin tamamen Tanrı ya bağlı olduğunu vurgulamaktadır. Ona göre gök küreleri, hem basit hem de çok yönlü olarak hareket ederler ve onların birlikleri Tanrı dan, çok yönlü oluşları ise akıllar ve nefislerinden kaynaklanır. Gök kürelerinin hareketi doğal ve doğuştan değildir. Aksine her kürenin nefsinin isteği doğrultusundadır. Akıllar hareketin asıl sebebi iken nefisler, aracı olarak rol alırlar (İbn Sînâ, 2013: 237; İbn Sînâ, 2004: 105; Nasr, 1985: ). İbn Sînâ nın sudûr nazariyesinde bahsettiği gök akılları ve gök nefislerinin dinî literatürde melek olarak ifade edilen ruhânî varlıklar olduğu iddia edilmektedir. Bunlardan gök akılları cisimle hiçbir ilişkiye girmedikleri için Tanrı ya daha yakın varlıklardır ve bu nedenle mukarreb ve kerubiyyûn melekler olarak isimlendirilirler. Gök nefisleri ise gök cisimlerini hareket ettirerek onlarla belli bir ilişkiye girdikleri için amele ve müvekkel melekler olarak isimlendirilirler (Durusoy, 2012: 102). Dolayısıyla İbn Sînâ sisteminde Tanrı nın kendi zâtını akletmesi sonucunda ve bir sudûr süreci içerisinde meydana gelen onuncusunu faal aklın teşkil ettiği semâvî akıllar ve gök cisimlerine bitişen semâvi nefisler, hiyerarşik bir yapı arzedecek şekilde sırasıyla ruhânî melekler ve işçi melekler olarak anılırlar (Kutluer, 2008: 194). İbn Sînâ melekleri basit, hayat sahibi, aklî, natık, ölümsüz bir cevher olarak tanımlar. O, meleklerin Tanrı ile yeryüzündeki varlıklar arasında bir aracı olduğunu, bir kısmının aklî, bir kısmının nefsî olduğunu belirtir (İbn Sînâ, 2013: 44). Buna göre İbn Sînâ nın hem akılları hem de nefisleri melek olarak düşündüğünü söyleyebiliriz. 49 İşrâkî Düşüncede Felekler Felekler konusu İslâm felsefesinin en önemli düşünce hareketlerinden biri olarak kabul edilen İşrâkîlik ve bu düşünce sisteminin temsilcilerinde ise Fârâbî ve İbn Sînâ gibi Meşşâî düşünürlerin görüşlerine benzer şekilde ele alınmıştır. İşrâkî felsefede felek kavramı berzah kavramıyla karşılanır. İşrâkîlikte berzah kavramı anlam olarak, nurun zıddı olan karanlık ve cisim karşılığında kullanılmaktadır. Canlı ve ölü berzah şeklinde iki türlü berzah vardır. Canlı berzah felekler, ölü berzah ise doğası gereği karanlık olan fakat nura kavuşması sayesinde aydınlanabilen cisimlerdir (Vural, 2011: 80). İşrâkî felsefenin en önemli temsilcisi Sühreverdî berzahı cisim olarak tanımlamıştır. Ona göre berzah, bir cisim ve işaretle gösterilebilen cevher dir. Bazı berzahlar nuru olmayan, karanlık cevherlerdir. Bunun yanı sıra güneş gibi nuru hiç kaybolmayan berzahlar da mevcuttur. Bu tür berzahlar karanlık cevherler ile berzah olma yönünden ortak olsalar da sürekli olarak nurun taşıyıcısı olma yönüyle diğerler berzahlardan ayrılırlar. Dolayısıyla Sühreverdî ye göre her berzah aynı zamanda karanlık bir cevherdir. Sühreverdî berzahların heyet (miktar, şekil) gibi özelliklere sahip olup birbirinden farklı olduklarını ifade eder. Ona göre soyut nurlar bu tür özellikleri kabul etmedikleri için özlerinde

7 İbn Sînâ da Felekler Nazariyesi ve İşrâkî Felsefe İle Mukayesesi hiçbir farklılık yoktur ancak berzahların (cisimlerin) şekil, ölçü gibi kendileri vasıtasıyla birbirinden ayrıldıkları birtakım özellikleri vardır. Onlar bu özelliklere zâtî olarak sahip değillerdir ve bu özellikler başkasından kaynaklanmaktadır. Çünkü berzahları (cisimleri) birbirinden farklı kılan miktar ve şekil (heyet) gibi özellikler kendilerinde tam anlamıyla var olmuş değildir. Sühreverdî ye göre eğer berzahlar bu özelliklere zâtî olarak sahip olsalardı onların varlık bakımından cisme bağımlı olmaları gerekmezdi ya da varlıklarının gerçeklik kazanması için bu özelliklere ihtiyaç duymazlardı. Bu nedenle berzahlar bu özelliklerden soyutlanamaz, zaten soyutlanabilselerdi onlarda çokluk meydana gelmezdi (Sühreverdî, Hİ- 1375: 109; İF-2009: 119; İF-2015: ). 4 Görüldüğü gibi Sühreverdî nin metafizik sisteminde Tanrı dan sonra varlık kazanan soyut nurlar ve berzahlar birbirinden farklıdır, hakikatleri birdir ve onlar yalnızca sahip oldukları mükemmellik ve eksiklik bakımından birbirlerinden farklıdırlar (Sühreverdî, Hİ-1375: 119; İF- 2009: 129; İF-2015: 334). Varlığa gelen şeylerin önce en yakın nur, hâkim nurlar, felekler ve nefisleri şeklinde üstünlük sıralamasına göre meydana geldiğini belirten Sühreverdî, Tanrı dan sudûr eden varlıkları ikiye ayırmaktadır. İlki, Tûlî akıllar olarak bilinen ve anneler (ümmehat) olarak da adlandırılan asıl akıllardır. Bu akıllar boylamsal (dikey) düzeyde bulunan etkin akıllardır. İkinci kısım akıllar ise türlerin efendisi olan Arzî akıllar dır. Bu akıllar ise Platon un ideleri soyut akıllar ve türlerin efendileri olarak adlandırılan yatay tabakadaki akıllardır. Türlerin efendileri, maddi varlıkların koruyucusu ve canlı varlıkların nefisleri ile irtibat halinde olan yöneticiler olmasına karşın bizzat kendileri nefis değildir (Sühreverdî, Hİ-1375: 179; İF-2009: ; İF-2015: 462; Erdoğan, 2005: , 140). Yukarıda belirtildiği gibi İşrâkî düşüncede Nûru l Envâr dan sudûr eden varlıklar yatay ve dikey olarak iki mertebeye ayrılmaktadır. Dikey tabakada yer alan nurların muhtaçlık, sevgi ve hükmetme gibi özellikleri arasındaki etkileşme ile kendilerinden yatay tabakadaki nurlar meydana gelir. Sühreverdî, sabit yıldızlar feleği dâhil olmak üzere diğer feleklerin de dikey tabakada yer alan nurlardan meydana gelmeyeceğini düşünmektedir. Sühreverdî, sabit yıldızların yer aldığı feleğin en yakın nurdan sudûr etmesinin mümkün olmadığı konusunda Meşşâî felsefenin görüşüne itiraz eder. Ona göre yedi feleğin her birinde bir gezegen vardır. Sadece sabit yıldızlar feleğinde sayılamayacak kadar gezegen bulunur ki Sühreverdî bu çokluğun en yakın nurdan ve birbirinden sudûr eden dikey sıradüzenli yüce nurlardan sudûr etmesini mümkün görmez. Çünkü bu yüce nurlarda zorunluluk ve mümkünlük yönü dışında başka bir yönün bulunmasını gerektirir ki bu yüce nurlar için imkânsızdır. Ancak Fârâbî ve İbn Sînâ nın sudûr sisteminde sabit yıldızlar feleği ve ondaki çokluk ilk akıldan değil ondan sudûr eden ikinci akıldan sudûr etmektedir. Sühreverdî ye göre ise sabit yıldızlar feleği dikey tabakadaki yüce hâkim nurlardan değil yatay tabakadaki nurlardan meydana gelmiştir (Sühreverdî, Hİ-1375: 139; İF-2009: ; İF-2015: ). Hikmetü l İşrâk ta Sühreverdî akılların sayısı konusunda Meşşâî filozoflardan farklı düşünmektedir. Buna göre Fârâbî ve İbn Sînâ varoluşta ilk akıldan sonra faal akıl a kadar devam eden on akıl ve dokuz felek sıralaması yaparken İşrâk filozofu Sühreverdî, soyut nurların 50 4 Burada Sühreverdî nin Hikmetü l İşrâk isimli eserinin 2009 ve 2015 yıllarında yayınlanan iki farklı tercümesi kullanılmıştır, esere ve tercümelere dair ayrıntılı bilgi kaynakçada verilmiştir.

8 Arife Ünal Süngü sayısını on ile sınırlı tutmayarak silsilenin sayıca çok olduğunu vurgulamıştır. Ona göre sudûr, Meşşâî lerin ortaya koyduğu on akıl ve dokuz felek düzenine göre gerçekleşmez. Yüce hâkim nurlar onla sınırlı olmayıp sayı itibariyle daha fazladır ancak Sühreverdî yüce hâkim nurların bazısından felek sudûr etmeyeceğini ve feleklerin gezegenlerden daha az olduğunu ifade eder (Sühreverdî, Hİ-1375: 140; İF-2009: 145; İF-2015: 382). Sühreverdî nin felekler konusunda Meşşâî felsefeye itiraz ettiği bir diğer nokta ise feleklerin hepsinin hareketlerinde tüm yönleriyle bir birlik oluşturmayacağı meselesidir. Ona göre felekler pek çoktur ve hareketleri de birbirinden farklıdır. Sühreverdî düşüncesinde feleklerin hareketleri Meşşâîlerin iddia ettiği gibi tek bir soyut akla benzemek için değildir. Onların farklı hareketleri mâşukları olan hâkim nurların aralarındaki münasebetlerinden kaynaklanır. Sühreverdî Meşşâîlerin bu düşüncelerinin daha önce karşı çıktıkları idealar nazariyesini kabul etmeleri anlamına geldiğini belirtir (Sühreverdî, Hİ-1375: 176; İF-2009: ; İF-2015: ). Dolayısıyla Sühreverdî ye göre feleklerin hareketlerinin mâşuku tek değildir, eğer böyle olsaydı onlar hareketlerinde birbirine benzerlerdi. Feleklerin Hareketinin İradî ve Dairevî Oluşu Sühreverdî ye göre birer canlı berzah olan feleklerin hareketlerinin bir zorlayıcısı yoktur, onların hareketleri zorlamalı hareket değildir. Felekler kendi iradeleri ile hareket ederler. Ayrıca yukarıdan aşağıya sıralanmış felekler silsilesinde altta olan felek üstünde bulunan felek üzerinde bir egemenlik kuramaz. Sühreverdî feleklerin zorlama ile değil, iradî bir şekilde hareket ettiğini belirterek onların her birinin kendi yerinden ayrılmadıkları için hareketleri esnasında aralarında bir çekişme (itişme) veya rekabet olmadığını ifade eder. Felekler hareketleri sırasında birbirlerini sıkıştırmaz ve itmezler. Onlar günlük harekete ortaklaşa dâhil olurlar ancak her birinin ayrı hareketi vardır. Bu nedenle Sühreverdî ye göre onların arasında birbirlerini zorlama gibi bir şey söz konusu olamaz (Sühreverdî, Hİ-1375: 131; İF-2009: 138; İF-2015: 362). 51 Sühreverdî, eğer feleklerin zorlamalı hareket etmiş olsalar, hareketlerinin farklı olmayacağını ve onların tek bir harekette ortak olacaklarını belirtir. Felekler aynı anda hem zorlamalı hem de birbirinden farklı hareketlere zatî olarak sahip olamazlar. Sühreverdî ye göre günlük hareket, zorlama ile oluşmaz. Feleklerin her birinin kendine ait başka bir hareketi olduğu halde onların ortaklaşa yaptıkları günlük hareket kuşatıcı berzahın etkisiyle gerçekleşir. Nasıl ki bir cisim tek bir durumda iki farklı şekilde hareket etmiyorsa felekler de hem zorlamalı hem de iradî olarak iki farklı şekilde hareket etmez. Onların hareketlerinin bir kısmı bizâtihî bir kısmı ise bilaraz şekilde gerçekleşir. Geminin hareketinin tersine yürüyen gemideki yolcu buna örnek olarak söylenebilir. Çünkü bu insan bir hareketi zâtî olarak diğer hareketi ise içinde bulunduğu durum aracılığı ile gerçekleştirmektedir (Sühreverdî, Hİ-1375: 131; İF-2009: 138; İF-2015: 362). Feleklerin Canlı Oluşu Birçok İslâm filozofu gibi Sühreverdî de feleklerin canlı olduğunu düşünmektedir. Ona göre her felek, kendi iradesiyle hareket eder ve onu yöneten bir nefsi vardır. Sühreverdî bu yönetici nefse müdebbir nur ismini verir. Nitekim onun sisteminde felekler ve yıldızların nefisleri ulvî müdebbir nurlar şeklinde isimlendirilirken insanî nefisler süflî müdebbir nurlar olarak isimlendirilmiştir (Ebu Reyyan, 1959: ).

9 İbn Sînâ da Felekler Nazariyesi ve İşrâkî Felsefe İle Mukayesesi Müdebbir nurlar cisimleri yöneten (yönetici nurlar), insanların ve feleklerin idarecisi (isfehbed i) olan nurlardır. (Sühreverdî, Hİ-1375: 232; İF-2009: 206; İF-2015: 574). Onlar, birer nefs-i natıkadır (düşünen nefs) ve berzahlarla birleşmeksizin berzahları yöneten nurlardır. İşrâkî felsefede insan nefsi yani nefs-i natıka kavramına karşılık olarak kullanılan İsfehbed tabiri Türkçe ye Emredici/Komutan Nur olarak çevrilmiştir. İsfehbed-i Nâsût, bedenin Kumandanı ya da insanlığın komutanı olan yönetici nurdur (Sühreverdî, Hİ-1375: 201; İF-2009: 186; İF- 2015: 398, 510). Sühreverdî nin en önemli yorumcusu Kutbüddîn Şîrâzî de Hikmetü l İşrâk şerhinde İsfehbed kelimesinin, Fars dilinde ordunun lideri ve reisi anlamına geldiğini belirtir. Şîrâzî, nefsi natıka nın da komutan nur şeklinde isimlendirilmesinin sebebi olarak, bedenin ve ondaki kuvvelerin reisi konumunda bulunmasını işaret eder (Şîrâzî, 2002: 342). Sühreverdî ye göre müdebbir nurlar canlı ve aynı zamanda irade ile dairesel harekette bulunan feleklerin de yöneticisidir. Buna göre feleklerin onları idare eden ve onlar üzerinde tasarrufları olan nefisleri vardır. Ancak bu nefisler onların varlığa gelişlerinin sebepleri değildirler. Bu durumun iki nedeni vardır; 1- Müdebbir nurlar aydınlıktır, felekler ise karanlıktır. Dolayısıyla nurlu bir sebebin karanlık bir cevher (cisim) ile tamamlanması düşünülemez. Çünkü sebebin sebepliden daha üstün, diğerine göre daha kâmil ve daha özel olması gerekir. Fakat feleklerin nefisleri olan müdebbir nurlar, ancak bedenleriyle yani feleklerle birlikte kâmil olurlar ve bu nedenle onlar, feleklerin varlığının sebebi olamazlar. 2- Sebebin sebepliye hâkim olma yani hükmetme özelliği vardır. Nurlu ve aydınlık olma özelliğine sahip olan müdebbir nurun, karanlık bir cevher olan felekle ilişkisi sebebiyle onun hâkimiyeti altına girmesi mümkün değildir. Bu yüzden müdebbir nur, karanlık cevherin yani feleğin sebebi olamaz (Sühreverdî, Hİ-1375: 147; İF-2009: 149; İF-2015: 398; Şîrâzî, 2002: 342). Sühreverdî, feleklerin hareketlerinin iradî olması için onların hareket ettiricilerinin de canlı olması gerektiğini belirtir. Dolayısıyla ona göre feleklerin hareket ettiricisi (feleklerin nefisleri) bizzat canlı olan soyut nurdur (Sühreverdî, Hİ-1375: 132; İF-2009: 139; İF-2015: 362). Sühreverdî feleklerin canlı ve iradeli varlıklar olmalarının yanı sıra devamlı olarak dairevî harekette bulunduklarını ifade eder. Dairevî harekette bulunmaları nedeniyle felekler bozulmaz ve yok olmazlar, onların hareketlerinin başlangıcı ve sonu yoktur. Onların hareketleri doğrusal harekete benzemez. Çünkü doğrusal hareket oluşla yani parçaların toplanmasıyla başlar, bozulmayla yani parçaların dağılmasıyla sona erer (Sühreverdî, Hİ: 131; İF-2009: 139, 167; İF- 2015: 364, 454; Ebu Reyyan, 1959: 235). Sühreverdî ye göre felekler arzu ve öfke ile hareket etmez. Feleklerin hareketi, berzahın kendisine ait bir amaçla değil aksine küllî, aklî ve nurdan kaynaklanan bir amaçla gerçekleşir. Dolayısıyla onların hareketleri nurlu bir amaç içindir. Sühreverdî nin yorumcusu Şîrâzî de Hikmetü l İşrâk şerhinde feleklerin gerçekleşmesi mümkün olmayan tikel bir şey için değil, aklî ve tümel olan nurlu amaç için hareket ettiklerini belirtir. Şîrâzî, böyle olmasaydı feleklerin o şeye ulaşma ümitlerini kaybedeceklerini ve hareketlerinin duracağını ifade eder (Sühreverdî, Hİ-1375: 132; İF-2009: 139; İF-2015: 364; Şîrâzî, 2002: 322). Sühreverdî, felekler için oluş ve bozuluşun olmadığını onların basit unsurlardan oluşmadığını belirtir. Çünkü oluş, bozuluş ve birleşme hâdis (sonradan olan) bir sebebi gerektirir. Hâdis olanlar ise feleklerin hareketleri sonucunda meydana gelenlerdir (Sühreverdî, İF-2009: 177; Ebu Reyyan, 1959: ). Feleklerde oluş ve bozuluş yoktur. Çünkü onlar 52

10 Arife Ünal Süngü basit cüzlerden (parçalardan) meydana gelmemiştir. Oluş, bozuluş ve birleşme için hâdis bir sebebin varlığı gereklidir. Hâdis varlıklar ise yalnızca feleklerin hareketleri sonucunda ortaya çıkar. Felekler dâirevî hareket ederler ki onların bu hareketleri aynı zamanda iklimler üzerinde önemli değişikliklere ve nebâtî hayatın ortaya çıkmasına neden olur. Bir başka ifade ile felekler unsurlar âlemine göre hâkim berzahlardır ve onların hareketleri hâdislerin (sonradan var olan şeylerin) sebebidir (Sühreverdî, İF-2009: 168, 176; Ebu Reyyan, 1959: 239). Sühreverdî ye göre toplam yedi tane gezegenin (Güneş ve ay ile birlikte Zuhal, Müşteri, Merih, Zühre, Utarit) yavaş ve hızlı olarak çeşitli şekillerde hareketleri vardır. Onların farklı hareketlerinden berzahlar (cisimler) meydana gelir. Bu berzahlardan hiç biri mükemmel (gânizengin) değildir ve onlar varoluşları ve mükemmelliğe ulaşmaları bakımından soyut nura muhtaçtırlar (Sühreverdî, Hİ-1375: 132; İF-2009: 139; İF-2015: 364; Ebu Reyyan, 1959: ). Sühreverdî ye göre farklı hareketlere sahip olan felekler, tabiatlarına uygun olan bir şeye ulaşmak için hareket ederler, ulaştıkları zaman da hareketleri kesilir. Bu nedenle felekler uygun özelliklerini yani tabiî hallerini kaybetmedikleri sürece doğaları gereği hareket edemezler. Felek, kendisine uygun olan tüm özelliklere sahip olduğunda ve varlığının tercih ettikleri birlikte bulunduğunda hareket etmez. Çünkü felek, varlığının kendisi için tercih etmediği şeyi istemez (Sühreverdî, Hİ-1375: 173; İF-2009: 167; İF-2015: 452). Feleklerin hareketlerinin onların nefisleri olan müdebbir nurlardan kaynaklandığını belirten Sühreverdî, müdebbir nurların dikey tabakada bulunan yüce hâkim nurlardan daha aşağı olduğunu ifade eder. Sühreverdî ye göre yüce berzahlar yani feleklerin hareketleri kendilerinden aşağıda bulunan varlıklar için değildir. Bu hareketler müdebbir nurların hâkim nurlardan elde ettikleri nurlu bir maksat sebebiyledir. Feleklerin hareketleri sonsuzdur ve bu hareketler sonsuz olarak yenilenen ve kutsal ve haz veren bir nur sebebiyledir. Dolayısıyla feleklerin hareketleri sürekli bir aşk ve şevkin kontrolü altındadır (Sühreverdî, Hİ-1375: 183; İF-2009: ; İF- 2015: ). 53 SONUÇ Görüldüğü gibi Sühreverdî nin semâvî felekler konusu ile ilgili düşünceleri İslâm felsefe tarihinin iki önemli filozofu Fârâbî ve İbn Sînâ nın konuyu ele alınış biçimlerine oldukça benzer nitelikler taşımaktadır. İbn Sînâ da olduğu gibi İşrâkîliğin kurucusu Sühreverdî ye göre canlı berzah olan felekler iradî ve dairevi şekilde hareket ederler, aynı zamanda onlar nefs sahibi canlı varlıklardır. Feleklerin her biri varoluşu bakımından başka bir varlığa ihtiyaç duyan mümkün varlıklardır. Onların hareketleri daima bir amaç için gerçekleşir ve hareketlerinin devamlılığını sağlayan şey aşktır. Onlar kendilerinden aşağı olana fayda vermek için değil, kendisine benzemek istedikleri şey için hareket ederler. Sühreverdî feleklerin müdebbiri yani yöneticisini, maddeden soyutlanmış onlarla ilgisi olmayan soyut nur olarak görmektedir. Felekler konusunda Meşşâî ve İşrâkî felsefe arasındaki farklardan biri, Sühreverdî nin Nuru l Envâr dan sudûr eden nurları dikey ve yatay sıradüzenli nurlar şeklinde ikiye ayırması ve Meşşâî sudûr sisteminde sekizinci sırada yer alan sabit yıldızlar feleğinin dikey sıradüzenli nurlardan meydana gelmesini mümkün görmemesidir. Ayrıca yatay tabakadaki nurları ifade eden türlerin efendileri meselesi de, Meşşâî ve İşrâkî

11 İbn Sînâ da Felekler Nazariyesi ve İşrâkî Felsefe İle Mukayesesi felsefenin görüşleri arasında en önemli fikir ayrılıklardan biri olarak görülmektedir. İbn Sînâ ya göre ay üstü âlemde akıllar, felekler ve nefisleri olmak üzere üç farklı varlık grubu bulunurken, on akıl ve dokuz felek sıradüzeninde gerçekleşen Meşşâî sudûr sistemini eleştiren Sühreverdî nin sudur sisteminde nurlar, felekler, nefisler ve misalleri olmak üzere dört farklı varlık grubu yer almaktadır. KAYNAKLAR Aristoteles, (2010). Metafizik, (trc. Ahmet Arslan), Sosyal Yayınları, İstanbul. Aristoteles, (2013). Gökyüzü Üzerine, (trc. Saffet Babür), Bilgesu Yayınları, Ankara. Cevizci, A. (2010). Felsefe Tarihi, Say Yayınları, İstanbul. Durusoy, A. (2012). İbn Sînâ Felsefesinde İnsan ve Âlemdeki Yeri, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul. Ebu Reyyan, (1959). Muhammed Ali, Usûl el-felsefet al İşrâkiyye, Kahire. Erdem, H. (2014). İlkçağ Felsefe Tarihi, Hü-Er Yayınları, Konya. Erdoğan, İ. (2005). İşrâkî Düşüncede Türlerin Efendileri Meselesi, Dinî Araştırmalar, C. VIII, ss , Ankara. Fârâbî, (2010). Uyûnu l-mesâil, Felsefenin Temel Meseleleri, İslâm Filozoflarından Felsefe Metinleri (içinde), (trc. Mahmut Kaya), Klasik Yay., İstanbul, ss Fârâbî, (2010). Risale fi mâ yasihhu ve ve mâ lâ yasihhu min ahkâmi n nücûm, Astroloji Hakkında Doğru ve Yanlış Bilgiler, İslâm Filozoflarından Felsefe Metinleri (içinde), (trc. Mahmut Kaya), Klasik Yay., İstanbul, ss Fârâbî, (2012). es-siyasetü l-medeniyye veya Mebâdî ül-mecûdât, (trc. Mehmet S. Aydın/M. Rami Ayas/Abdülkadir Şener), İstanbul. Fârâbî, (2001). el-medinetü l Fâzıla, (trc. Nafiz Danışman), el-medinetü l Fâzıla, MEB Yayınları, Ankara. Kaya, M. (1983). İslâm Kaynakları Işığında Aristoteles ve Felsefesi, Ekin Yay., İstanbul. Kutbüddîn Şîrâzî (2002). Şerhu Hikmeti l İşrâk, nşr. Abdullah Nûrânî, Mehdi Muhakkık. Müessese-i Mütâlaât-ı İslâmî Danişgâh-ı McGill, Tahran. Kutluer, İ. (1995). Felek, DİA, C. XII, İstanbul, s Kutluer, İ. (2008) Ruh, DİA, C. XXXV, İstanbul, s İbn Sînâ, (2013). Kitâbu l-hudûd, Tanımlar Kitabı, (trc. Aygün Akyol-İclal Arslan), Elis Yayınları, Ankara. İbn Sînâ, (2013). en-necat, Felsefenin Temel Konuları, (trc. Kübra Şenel), Kabalcı Yay., İstanbul. İbn Sînâ, (2004). Risaleler, (trc. Alparslan Açıkgenç, M. Hayri Kırbaşoğlu), Kitâbiyat Yayınları, Ankara. İbn Sînâ, (2005). Kitâbu ş-şifâ, Metafizik II (trc. Ekrem Demirli-Ömer Türker), Litera Yayıncılık İstanbul.

12 Arife Ünal Süngü İbn Sînâ, (2008). Kevn ve Fesad, Oluş ve Bozuluş, Muammer İskenderoğlu, Litera Yayıncılık, Istanbul. İbn Sînâ, (2010). Tabiîyyât, Sema ve Âlem, (trc. Harun Kuşlu-Muhittin Macit), Litera Yayıncılık, İstanbul. İbn Sînâ, (2013). Kitâbu l-hudûd, Tanımlar Kitabı, (trc. Aygün Akyol-İclal Arslan), Elis Yayınları, Ankara. İbn Sînâ, (2005). İşaretler ve Tembihler, (trc. Ali Durusoy-Muhittin Macit-Ekrem Demirli), Litera Yayıncılık, İstanbul. Nasr, S. H. (1985). İslâm Kozmoloji Öğretilerine Giriş, (trc. Nazife Şişman), İnsan Yayınları, İstanbul. Sayılı, A. (2014). İbn Sînâ da Astronomi ve Astroloji, İbn Sînâ Doğumunun Birinci Yılı Armağanı, Türk Tarih Kurumu, 2. Baskı, Ankara. Sühreverdî, Hikmetü l İşrâk, Mecmua-i Musannefat-ı Şeyh-i İşrâk içinde, tashih ve mukaddime Henry Corbin, Seyyid Hüseyin Nasr, Necefkulî Habîbî, C. II, Müessese-i Mutala ât ve Tahkîkât-ı Ferhengî, Tahran Sühreverdî, (2009). İşrâk Felsefesi, (trc. Tahir Uluç), İz Yayıncılık İstanbul. Sühreverdî, (2015). İşrâk Felsefesi, (trc. Eyüp Bekiryazıcı), Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, İstanbul. Türker, Ö. (2006). Nefis, DİA, C. XXXII, İstanbul. Vural, M. (2011). İslâm Felsefesi Sözlüğü, Elis Yayınları, Ankara. 55

İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI

İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ Sayı: 9, Cilt: 9, 2000 İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI Hidayet Peker * İbn Sina'nın bilimler sınıflaması, müstakil olarak bu konuya ayrıdığı "Aklî Bilimlerin

Detaylı

Sultantepe Mah. Cumhuriyet Cad. Fısatıkağacı İş Merkezi, No 39/1, Üsküdar İstanbul

Sultantepe Mah. Cumhuriyet Cad. Fısatıkağacı İş Merkezi, No 39/1, Üsküdar İstanbul Klasik İslam Düşüncesinde İnsan Tanımları Çalıştayı Kütahya da Gerçekleştirildi Klasik İslam Düşüncesinde İnsan Tanımları Çalıştayı, İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi kapsamında, İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği,İlmi

Detaylı

insan toplum Değerlendirmeler

insan toplum Değerlendirmeler insan toplum Değerlendirmeler the journal of humanity and society Cahid Şenel, Yeni Eflâtunculuğun İslâm Felsefesine Yansımaları, Dergâh Yayınları, İstanbul, 2017, 331 s. Değerlendiren: Hatice Toksöz Ülkemizde

Detaylı

KUTBÜDDÎN ŞÎRÂZÎ NİN TANRI ANLAYIŞI

KUTBÜDDÎN ŞÎRÂZÎ NİN TANRI ANLAYIŞI Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 2017/4, Sayı:29, s.113-142 Journal of Süleyman Demirel University Institute of Social Sciences Year: 2017/4, Number:29, p.113-142 KUTBÜDDÎN

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. BÖLÜM İSLÂM FELSEFESİNE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. BÖLÜM İSLÂM FELSEFESİNE GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 1. BÖLÜM İSLÂM FELSEFESİNE GİRİŞ / Ömer Mahir Alper 1. İslâm Felsefesi nin Mâhiyeti ve İslâm Felsefesi Tabirinin Kullanımı...13 2. İslâm Felsefesinin Alanı ve Kapsamı...18 3. Felâsife

Detaylı

İBN RÜŞD PSİKOLOJİSİ -Fizikten Metafiziğe İbn Rüşd ün İnsan Tasavvuru- Atilla ARKAN, İz yay. 376 s. Sadi YILMAZ

İBN RÜŞD PSİKOLOJİSİ -Fizikten Metafiziğe İbn Rüşd ün İnsan Tasavvuru- Atilla ARKAN, İz yay. 376 s. Sadi YILMAZ sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 15 / 2007, s. 203-208 kitap tanıtımı İBN RÜŞD PSİKOLOJİSİ -Fizikten Metafiziğe İbn Rüşd ün İnsan Tasavvuru- Atilla ARKAN, İz yay. 376 s. Sadi YILMAZ Gerek

Detaylı

Aristoteles (M.Ö ) Felsefesi

Aristoteles (M.Ö ) Felsefesi Aristoteles (M.Ö. 384-322) Felsefesi -Aristoteles 17-18 yaşlarındayken Platon un Akademisine girmiş ve filozofun ölümüne kadar (367-347) 20 yıl onun derslerini dinlemiştir. Platon un öğrencisi iken ruhun

Detaylı

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL. İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya ISBN 978-605-4829-05-7 869 sayfa, 45 TL. VII. yüzyılın başlarında kadim medeniyet havzalarında canlılığını neredeyse kaybetmiş olan felsefe,

Detaylı

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı,

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı, FARABİ DE BEŞ TÜMEL Yakup ÖZKAN Giriş Farabi (ö. 950) ortaçağın en önemli felsefecilerinden biridir. Eserlerinin arasında Mantık Bilimi ile ilgili olanları daha fazladır. Farabi, mantıkçı olarak İslam

Detaylı

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİĞİN İNCELEME ALANI. Yakup ÖZKAN. Giriş

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİĞİN İNCELEME ALANI. Yakup ÖZKAN. Giriş İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİĞİN İNCELEME ALANI Yakup ÖZKAN Giriş Bu araştırmamızda İbn Sina metafiziğinin inceleme alanlarının (konu ya da sorun) neler olduğunu belirlemek istiyoruz. Ancak bundan önce,

Detaylı

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ, Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Ders No : 0070040072 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ

FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ Yakup ÖZKAN Giriş Bu kavramlardan ilk olarak Aristoteles söz eder. Ona göre etkin (faal) ve edilgin (heyulani) akıl arasındaki ayrım ruhun alanına aittir. Bu,

Detaylı

İSLÂM FELSEFESİ. TARİH ve PROBLEMLER. editör M. Cüneyt Kaya

İSLÂM FELSEFESİ. TARİH ve PROBLEMLER. editör M. Cüneyt Kaya İSLÂM FELSEFESİ TARİH ve PROBLEMLER editör M. Cüneyt Kaya İSAM Yayınları 152 İlmî Araştırmalar Dizisi 63 İSLÂM FELSEFESİ Tarih ve Problemler editör M. Cüneyt Kaya Bu kitap İsam Yönetim Kurulunun 21.10.2011

Detaylı

FELSEFENİN TEMEL MESELELERİ* Çev. Mahmut Kaya

FELSEFENİN TEMEL MESELELERİ* Çev. Mahmut Kaya FELSEFENİN TEMEL MESELELERİ* Çev. Mahmut Kaya 1 [Kavram ve Önerme Bilgisi] Bilgi, sırf kavram ve kavramı tasdik (önerme) olmak üzere ikiye ayrılır. Sözgelimi güneşin, ayın, akim ve nefsin birer kavram

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 6. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü A r i s t o (Aritoteles) (M.Ö. 384-322)

Detaylı

25/12/2014 Bilgilendirme: Nur 24/35 Allah, semaların/boyutların ve arzın nuru/ışığı/enerjisidir. Onun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandile benzemesidir. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça,

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

İSLAM FELSEFESİ DOKTORA YETERLİLİK OKUMA LİSTESİ

İSLAM FELSEFESİ DOKTORA YETERLİLİK OKUMA LİSTESİ İSLAM FELSEFESİ DOKTORA YETERLİLİK OKUMA LİSTESİ I. Klasik Metinler 1. Kindî, Felsefî Risaleler, Mahmut Kaya (İstanbul: Klasik, 2013). 2. Âmirî, Kitabu l-emed ale l-ebed: Sonsuzluk Peşinde, çev. Yakup

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir. ÖRNEKLER DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHL. BİLGİSİ ÜNİTE: 1. ÜNİTE (KADER İNANCI) KONU: KAZA VE KADER İNANCI KADER: Kelime olarak KAZA: Kelime olarak kader; bir şeye gücü kaza, hükmetmek, - Su 100 yetmek, biçimlendirmek,

Detaylı

FÂRÂBÎ FELSEFÎ SİSTEMİNDEKİ YENİ PLATONCU UNSURLAR HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME

FÂRÂBÎ FELSEFÎ SİSTEMİNDEKİ YENİ PLATONCU UNSURLAR HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME FÂRÂBÎ FELSEFÎ SİSTEMİNDEKİ YENİ PLATONCU UNSURLAR HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME Burhan KÖROĞLU Bahçeşehir Üniversitesi Giriş İslâm dünyasında Kindî ile başlayan sistemli felsefi hareketin oluşturduğu Meşşâî

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV 2+0 2 2 Ön Koşul Dersler Yardımcıları Amacı Öğrenme Bu dersin genel amacı; felsefe adı verilen rasyonel faaliyetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı,

Detaylı

KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi

KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi Fizikçiler ismi ile de tanınan bu felsefe akımı Batı Anadolu kıyılarında, İzmir in güneyinde, Söke-Milas yolu üzerindeki bugünkü Balat köyünün

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

İslâm Felsefesi Tarihi 2

İslâm Felsefesi Tarihi 2 İslâm Felsefesi Tarihi 2 Genel Editör ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Eyüp Baş Editör Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya Yazarlar Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar Prof. Dr. Süleyman Hayri

Detaylı

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim

Detaylı

Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh)

Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh) Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh) Anadolu da yaşayan evliyânın ve ulemânın büyüklerindendir. Babası Osman Efendi de evliyâdan bir zât idi. İbrâhim Hakkı 1115 (m. 1703) senesinde Erzurum un Hasankale

Detaylı

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Yazarlar Prof.Dr. Kemal Sözen Prof.Dr. Mevlüt Uyanık Doç.Dr. Aygün Akyol Doç.Dr. Hasan Akkanat Doç.Dr. İbrahim Çetintaş

Detaylı

ARİSTOTELES VE FİZİK Ömer Faik ANLI *

ARİSTOTELES VE FİZİK Ömer Faik ANLI * ARİSTOTELES VE FİZİK Ömer Faik ANLI * Antik Yunan Uygarlığı nda hareket ya da yer değiştirme kavramları daha genel bir kavram olan değişim kavramı bağlamında ele alınmıştır. Varlığı genel olarak kendisine

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 10. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü RÖNESANS Fransızca da yeniden doğuş

Detaylı

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Yazarlar Prof. Dr. Kemal Sözen Prof. Dr. Mevlüt Uyanık Doç. Dr. Ali Kürşat Turgut Doç. Dr. Aygün Akyol Doç. Dr. Hamdi

Detaylı

ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s.

ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s. sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 18 / 2008, s. 195-201 tanıtım-değerlendirme ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s. Bayram KURT * Ortaçağ

Detaylı

1. LİDER 2. LİDERLİK 3. YÖNETİCİ LİDER FARKI

1. LİDER 2. LİDERLİK 3. YÖNETİCİ LİDER FARKI YÖNETİCİ-LİDER FARKI VE LİDERLİĞİN YÖNETİMDEKİ ÖNEMİ Ahmet VERAL (Rapor) Eskişehir, 2011 1. LİDER Genel bir kavram olarak ele alındığında lider, bir grubun hedef oluşturma ve bu hedeflere ulaşma ve ilerleme

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

İbn Rüşd ün İbn Sina yı Eleştirisi

İbn Rüşd ün İbn Sina yı Eleştirisi T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Cilt: 17, Sayı: 1, 2008 s. 283-296 İbn Rüşd ün İbn Sina yı Eleştirisi Oya Şimşek Yüksek Lisans Öğrencisi, U.Ü. İlahiyat Fakültesi Yaşar Aydınlı Prof.

Detaylı

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.40-46

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.40-46 Madde ve Sûret Anlayışı Aristo, Metafizik'in VIII. kitabında daima sorulmuş olan "varlık nedir?" sorusunun aslında "cevher nedir?" sorusundan ibaret olduğunu söylüyordu." 9 Bu bakımdan cevher aynı zamanda

Detaylı

FOCUS ON LANGUAGE and MULTI MEDIA LANGUAGE ASSISTANT

FOCUS ON LANGUAGE and MULTI MEDIA LANGUAGE ASSISTANT June21,2011 ADEEPAPPROACH TOTURKISH SUGGESTIONCARDFORSELF DIRECTEDLEARNING CARDNUMBER:7 THEME:DİNVEFELSEFE RELIGIONANDPHILOSOPHY (Sufilik,İslâmiyeteGiriş,FârâbiveÇokkültürlülük) (Sufism,IntroductiontoIslam,Farabiand

Detaylı

İslâm Felsefesi El Kitabı

İslâm Felsefesi El Kitabı İslâm Felsefesi El Kitabı Genel Editör ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Eyüp Baş Editör Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya Yazarlar Prof. Dr. Ali Durusoy Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya

Detaylı

FÂRÂBÎ VE İBN SÎNÂ YA GÖRE MEÂD MESELESİ

FÂRÂBÎ VE İBN SÎNÂ YA GÖRE MEÂD MESELESİ , ss. 125-141. FÂRÂBÎ VE İBN SÎNÂ YA GÖRE MEÂD MESELESİ Aygün AKYOL Özet Fârâbî ve İbn Sînâ ya Göre Meâd Meselesi Bu çalışmada insanî nefislerin bedenden ayrılışı sonrası durumu Fârâbî ve İbn Sînâ ya göre

Detaylı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından

Detaylı

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. Adı Soyadı Ünvan Doğum Yeri Bölüm E-posta : Bülent AKOT Doç. Dr. Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. bulentakot@hotmail.com EĞİTİM BİLGİLERİ Derece Bölüm Program Üniversite

Detaylı

Dünya, Güneş ve Ay'ın Şekli;

Dünya, Güneş ve Ay'ın Şekli; Dünya, Güneş ve Ay ın şekilleri hakkında eski çağlardan bu yana çeşitli fikirler öne sürülmüştür. Hatta günümüzden binlerce yıl önce insanlar Dünya mızın düz, Güneş ve Ay ın yuvarlak bir tepsi gibi olduğunu

Detaylı

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin

Detaylı

MEVLÂNÂ DÜŞÜNCESİNDE TANRI-EVREN İLİŞKİSİ

MEVLÂNÂ DÜŞÜNCESİNDE TANRI-EVREN İLİŞKİSİ T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI İSLÂM FELSEFESİ BİLİM DALI MEVLÂNÂ DÜŞÜNCESİNDE TANRI-EVREN İLİŞKİSİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Saim GÜNDOĞAN

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU İLH322 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze

Detaylı

İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi

İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi Ahlâk Düşüncesi Projesi İSLAM İSLAMAHLÂK AHLÂKDÜŞÜNCESİ DÜŞÜNCESİ PROJESİ PROJESİ düşüncesi düşüncesiiçerisinde içerisindepek pekçok çokdisiplin disiplintarafından tarafındantartıtartışılagelmiş şılagelmiş

Detaylı

Metafizik Üzerine Büyük Şerh: Büyük Alfa Kitabı, C *

Metafizik Üzerine Büyük Şerh: Büyük Alfa Kitabı, C * / Iğdır University / Journal of Social Sciences Sayı / No. 7, Nisan / April 2015: 09-24 Metafizik Üzerine Büyük Şerh: Büyük Alfa Kitabı, C.29-31 * İBN RÜŞD Çevirenler İLYAS ALTUNER Arş. Gör., İlahiyat

Detaylı

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ 7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ Estetik ve Sanat Felsefesi Estetiğin Temel Soruları Felsefe Açısından Sanat Sanat Eseri Estetiğin Temel Kavramları Estetiğin Temel Sorunlarına Yaklaşımlar Ortak Estetik

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER. Murat DEMİRKOL. Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969.

ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER. Murat DEMİRKOL. Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969. ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER Adı-Soyadı: Unvan: Doğum Yeri ve Yılı: Bölüm: Murat DEMİRKOL Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969 Felsefesi) Tlf: 0312 324 15 55 Cep tlf: 0545 467 10 87 E-Posta: m.demirkol@ybu.edu.tr

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi Y. Lisans Sosyal Bilimler Enstitüsü ANKARA Üniversitesi 1989

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi Y. Lisans Sosyal Bilimler Enstitüsü ANKARA Üniversitesi 1989 ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ Adı Soyadı: Nuri ADIGÜZEL Doğum Tarihi: YAHYALI 13 MART 1962 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi 1985 Y. Lisans Sosyal Bilimler

Detaylı

Nurun Işımaları, Sıcaklığın Değişimleri: İşraki Hareket Kavramı

Nurun Işımaları, Sıcaklığın Değişimleri: İşraki Hareket Kavramı Nurun Işımaları, Sıcaklığın Değişimleri: İşraki Hareket Kavramı İshak Arslan İstanbul Şehir Üniversitesi, Felsefe Bölümü ishakarslan@sehir.edu.tr Öz İşraki felsefe, nur kavramına dayalı ontolojisi, miktar

Detaylı

İbrahim Kalın Knowledge in Later Islamic Philosophy: Mulla Sadra on Existence, Intellect, and Intuition. Sümeyye PARILDAR

İbrahim Kalın Knowledge in Later Islamic Philosophy: Mulla Sadra on Existence, Intellect, and Intuition. Sümeyye PARILDAR tığa yer verilmemektedir. Mantık bölümü olan eserlerde ise mantıktan sonra, varlık araştırmasına bir giriş olarak değerlendirilebilecek umûr-ı âmme başlığı bulunmaktadır. Bu başlıkta varlığın bölünebileceği

Detaylı

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU. Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s.

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU. Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s. İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s. Yakup ÖZKAN İbn Sina hem felsefesi hem de etkisi bakımından İslam düşüncesinin en önemli şahsiyetlerinden

Detaylı

Kindî nin Nefs Algısının Ahlak Anlayışına Tesiri

Kindî nin Nefs Algısının Ahlak Anlayışına Tesiri Kindî nin Nefs Algısının Ahlak Anlayışına Tesiri Kindî nin Nefs Algısının Ahlak Anlayışına Tesiri Ümran Kayaalp* Öz: İnsan yapısı ve doğası gereği âlemdeki diğer varlıklardan daha şerefli bir mertebeye

Detaylı

İbn Sînâ, (ty.). Dânişnâme-i alâî:riyâziyyât, Tahrân: Kitâbhâne-i Millî-yi Cumhûr-i İslâmî, no: 1414, s

İbn Sînâ, (ty.). Dânişnâme-i alâî:riyâziyyât, Tahrân: Kitâbhâne-i Millî-yi Cumhûr-i İslâmî, no: 1414, s Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 9 Sayı: 43 Volume: 9 Issue: 43 Nisan 2016 April 2016 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 MAKÂSIDU L-FELÂSİFE

Detaylı

İbn Sînâ'nın Metafizik Sisteminde İrade ve İnsanın Özgürlüğü Problemi

İbn Sînâ'nın Metafizik Sisteminde İrade ve İnsanın Özgürlüğü Problemi İbn Sînâ'nın Metafizik Sisteminde İrade ve İnsanın Özgürlüğü Problemi Hatice TOKSÖZ * The Problem of Freewill Concept and Free Actions in the Metaphysical System of Avicenna Citation/ : Toksöz, Hatice,

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI Ahlak ve Etik Ahlak bir toplumda kendisine uyulmaya zorlayan kurallar bütünü Etik var olan bu kuralları sorgulama, ahlak üzerine felsefi düşünme etkinliği. AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI İYİ: Ahlakça

Detaylı

İSLAM FELSEFESİ. Hafta 8. Doç. Dr. Kemal BATAK SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

İSLAM FELSEFESİ. Hafta 8. Doç. Dr. Kemal BATAK SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SAKARYA ÜNİVERSİTESİ İSLAM FELSEFESİ Hafta 8 Doç. Dr. Kemal BATAK Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan bu

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İSLAM EĞİTİM TARİHİ ILA323 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü *BE6PBEU9V* Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı Sayı :72907556/105.04/E.81294 14/09/2017 Konu :Ders Programları SOSYAL

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 İçindekiler Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 Ebû Mansûr el-mâtürîdî 1. Hayatı 21 2. Siyasî ve İlmî Çevresi 25 3. İlmî Şahsiyeti 28 4. Eserleri 31 4.1. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 31 4.2.

Detaylı

Osmanlılarda Bilimsel Düşüncenin Yapısı

Osmanlılarda Bilimsel Düşüncenin Yapısı Osmanlılarda Bilimsel Düşüncenin Yapısı Remzi Demir (1963-); Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi, Felsefe Bölümü, Bilim Tarihi Anabilim Dalı nda profesör. Ortaçağ İslâm dünyası ve Osmanlı

Detaylı

YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ

YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ Mevlüt UYANIK Prof.Dr. Hitit üniversitesi 1 YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN

Detaylı

ŞEHREZURÎ VE ADALET ANLAYIŞI

ŞEHREZURÎ VE ADALET ANLAYIŞI , ss. 97-111. ŞEHREZURÎ VE ADALET ANLAYIŞI Aygün AKYOL * Özet Şehrezurî ve Adalet Anlayışı Adalet kavramı İslam felsefesinde ahlak ve siyaset felsefesinin konusu olarak kabul edilmektedir. Şehrezurî İşrakî

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

FÂRÂBÎ DE İDEAL İNSAN

FÂRÂBÎ DE İDEAL İNSAN T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (İSLAM FELSEFESİ) ANABİLİM DALI FÂRÂBÎ DE İDEAL İNSAN Yüksek Lisans Tezi Nurfadiye KARA Ankara-2016 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

İbn Sînâ da İnsanın Varlığa Dair Bilgisinin Nefsin Yetkinliğiyle İlişkisi

İbn Sînâ da İnsanın Varlığa Dair Bilgisinin Nefsin Yetkinliğiyle İlişkisi İBN SÎNÂ DA İNSANIN VARLIĞA DAİR BİLGİSİNİN NEFSİN YETKİNLİĞİYLE İLİŞKİSİ Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2014/2 CİLT: 1 SAYI: 1 s. 103-118 İbn Sînâ da İnsanın Varlığa Dair Bilgisinin

Detaylı

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır.

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır. Prana Sanskritçe den nefes-nefes alma ve devamlı hareket şeklinde çevrilir. Bu Hint felsefesinde-tıbbında ve teolojisinde genel bir anlamı ifade eder. Dil uzmanları kelimeye bu anlamları yanında hayat

Detaylı

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE 1 Dersin Adı: Ortaçağ ve Rönesans ta Felsefe 2 Dersin Kodu: FLS 1012 3 Dersin Türü: Zorunlu 4 Dersin Seviyesi: Lisans 5 Dersin Verildiği Yıl: 6 Dersin Verildiği Yarıyıl: 7 Dersin

Detaylı

Hudud Risaleleri Çerçevesinde KĐNDĐ ve ĐBN SĐNA FELSEFESĐNĐN TEMEL KAVRAMLARI Enver UYSAL, Emin Yayınları 2008, 264 s.

Hudud Risaleleri Çerçevesinde KĐNDĐ ve ĐBN SĐNA FELSEFESĐNĐN TEMEL KAVRAMLARI Enver UYSAL, Emin Yayınları 2008, 264 s. sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 18 / 2008, s. 231-235 tanıtım-değerlendirme Hudud Risaleleri Çerçevesinde KĐNDĐ ve ĐBN SĐNA FELSEFESĐNĐN TEMEL KAVRAMLARI Enver UYSAL, Emin Yayınları 2008,

Detaylı

ASTRONOMİ TARİHİ. 3. Bölüm Mezopotamya, Eski Mısır ve Eski Yunan da Astronomi. Serdar Evren 2013

ASTRONOMİ TARİHİ. 3. Bölüm Mezopotamya, Eski Mısır ve Eski Yunan da Astronomi. Serdar Evren 2013 ASTRONOMİ TARİHİ 3. Bölüm Mezopotamya, Eski Mısır ve Eski Yunan da Astronomi Serdar Evren 2013 Fotoğraf: Eski Yunan mitolojisinde sırtında gök küresini taşıyan astronomi tanrısı, ATLAS. Daha modern nesil

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 4. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Antik Yunan Bilimi Sokrat Öncesi Dönem

Detaylı

Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar

Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar İnsanoğlunun yıldızları izleyip anlamaya çalıştığı ilk zamanlarda; bazı yıldızların farklı hareketler yaptığını fark etmesiyle başlayan bir hikaye gök mekaniği. Farklı

Detaylı

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ BAHAR YARIYILI OKUTULACAK MATERYAL LİSTESİ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ BAHAR YARIYILI OKUTULACAK MATERYAL LİSTESİ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2018-2019 BAHAR YARIYILI OKUTULACAK MATERYAL LİSTESİ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ Öğretim Bilim Okutacağı Ders ve Derste Takip Edilecek Materyaller Ali KAYA Hadis

Detaylı

V. Descartes ve Kartezyen Felsefe

V. Descartes ve Kartezyen Felsefe V. Descartes ve Kartezyen Felsefe Rönesans tan sonra düşüncedeki salınım birliğe kapalılığa doğru bir yol aldı. Descartes la birlikte bilgi felsefesi ön plana çıktı ve kapalı bir sistem meydana geldi.

Detaylı

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ KONULAR A.GÖKYÜZÜ MACERASI B. DÜNYA VE AY IN HAREKETLERİ A.GÖKYÜZÜ MACERASI Güneş, Dünya ve Ay ın Şekli Yıllar önce insanlar Dünya, Ay ve Güneş'in

Detaylı

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ FELSEFE Felsefe, kavramlar yaratmayı içeren bir disiplindir.

Detaylı

UZAY VE ZAMAN NEDİR? İnsanın var olduğundan beri kendine sorduğu kendineve evrenedair en önemli soru!

UZAY VE ZAMAN NEDİR? İnsanın var olduğundan beri kendine sorduğu kendineve evrenedair en önemli soru! UZAY VE ZAMAN NEDİR? İnsanın var olduğundan beri kendine sorduğu kendineve evrenedair en önemli soru! Giordano Bruno, Galileo Galilei, Nicolaus Copernicus, Johannes Kepler, René Descartes ARİSTO (ARİSTOTELES)

Detaylı

Mehmet Zahit Tiryaki *

Mehmet Zahit Tiryaki * Jari Kaukua. Self-Awareness in Islamic Philosophy: Avicenna and Beyond. Cambridge University Press, 2015, X+257 sayfa. ISBN 978-1-107-08879-5. Mehmet Zahit Tiryaki * Jari Kaukua nın 2007 yılında Jyväskylä

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi 2015

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi 2015 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı ve Soyadı: 2.Doğum Tarihi: 29 Ocak 1978 3.Ünvanı : Doç. Dr. 4.Öğrenim Durumu: Doktora DERECE ALAN ÜNİVERSİTE YIL Lisans İlahiyat Ankara 2000 Yüksek Lisans Doktora ve Din Bilimleri (İslam

Detaylı

İnsan Doğası Temelinde Fârâbî nin Toplum ya da Devlet Görüşü

İnsan Doğası Temelinde Fârâbî nin Toplum ya da Devlet Görüşü İnsan Doğası Temelinde Fârâbî nin Toplum ya da Devlet Görüşü Hatice UMUT Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Öğrencisi Özet Bu makalede Fârâbî nin, insanî var oluşta mündemiç bulunan

Detaylı

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) 10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) Estetik, "güzel in ne olduğunu soran, sorguluyan felsefe dalıdır. Sanatta ve doğa varolan tüm güzellikleri konu edinir. Hem doğa hem de sanatta. Sanat, sanatçının

Detaylı

Doğu-Batı Felsefi Etkileşiminde İbn Rüşd ve St. Thomas Aquinas Felsefelerinin Karşılaştırılması

Doğu-Batı Felsefi Etkileşiminde İbn Rüşd ve St. Thomas Aquinas Felsefelerinin Karşılaştırılması Doğu-Batı Felsefi Etkileşiminde İbn Rüşd ve St. Thomas Aquinas Felsefelerinin Karşılaştırılması, A. Gülnihâl Küken İstanbul: Alfa Basım Yayım Dağıtım, 1996. X+281 sayfa. Eser Giriş, altı bölüm, Sonuç ve

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2016-2017 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 7. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Romalılar Döneminde Bilim (devam) Romalılar

Detaylı

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016 On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016 Yenilik Çabalarının, Keşiflerin, İcatların, Buluşların Kaynağı Tin kendisini kendinde

Detaylı

VARLIK ve ZAMAN - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

VARLIK ve ZAMAN - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Doç.Dr. Haluk BERKMEN 1 / 9 Varlık hakkında eskiden beri varlık birçok düşünce üretilmiştir. konusu hakkında Felsefenin konuşmak temel Ontoloji demek konularından varlık bilimi biri yao Töz Nedir? Duyularla

Detaylı

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde

Detaylı

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) A. KAVRAM, TERİM - Kavramlar Arası İlişkiler - İçlem - kaplam ilişkisi - Beş tümel - Tanım B. ÖNERMELER - Önermeler Arası İlişkiler C. ÇIKARIM Ve Türleri - Kıyas

Detaylı

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler İçindekiler xiii Önsöz ı BİRİNCİ KISIM Sofistler 3 1 Giriş 6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler 17 K a y n a k la r 17 Sofistlerin G enel Ö zellikleri

Detaylı

ĐBN SÎNÂ DA RUH-BEDEN ĐLĐŞKĐSĐ VE RUHUN ÖLÜMSÜZLÜĞÜ PROBLEMĐ

ĐBN SÎNÂ DA RUH-BEDEN ĐLĐŞKĐSĐ VE RUHUN ÖLÜMSÜZLÜĞÜ PROBLEMĐ T. C. ULUDAĞ ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ FELSEFE ve DĐN BĐLĐMLERĐ ANABĐLĐM DALI ĐSLAM FELSEFESĐ BĐLĐM DALI ĐBN SÎNÂ DA RUH-BEDEN ĐLĐŞKĐSĐ VE RUHUN ÖLÜMSÜZLÜĞÜ PROBLEMĐ (YÜKSEK LĐSANS TEZĐ) Aynur

Detaylı

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar 2.Sanat ve Teknoloji 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 5.Işık ve Renk 6.Yüzey ve Kompozisyon 1 7.Görüntü Boyutu

Detaylı

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim. 4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim. Kazanımlar: 1- Immanuel Kant ın etik görüşünü diğer etik görüşlerden ayıran

Detaylı

Fal-Büyü-Astroloji-Burçlar

Fal-Büyü-Astroloji-Burçlar Fal-Büyü-Astroloji-Burçlar Fal Fal bakmak gibi işlerle uğraşan insanlar geleceği bildiklerini iddia ederler. Dini açıdan, eğlence maksadı ile bile olsa bundan uzak durmak gerekir. Gaybı ne insan ne melek

Detaylı

PLOTINUS VE İBNİ SİNA NIN FELSEFİ SİSTEMLERİNDE SUDUR NAZARİYESİ

PLOTINUS VE İBNİ SİNA NIN FELSEFİ SİSTEMLERİNDE SUDUR NAZARİYESİ Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:33, Erzurum 2010 PLOTINUS VE İBNİ SİNA NIN FELSEFİ SİSTEMLERİNDE SUDUR NAZARİYESİ Mohammed Noor NABİ Çev.: Osman ELMALI H. Ömer ÖZDEN Aristoteles in

Detaylı

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK DERS PROGRAMI (İNG. KAPANDIKTAN SONRA)

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK DERS PROGRAMI (İNG. KAPANDIKTAN SONRA) İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK DERS PROGRAMI (İNG. KAPANDIKTAN SONRA) BİRİNCİ YARIYIL DERSLERİ 101 Felsefeye Giriş I Z 2 2 0 2 5 103 İlkçağ Felsefesi I Z 3 3 0 3

Detaylı

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.46-53

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.46-53 Güç-Fiil Anlayışı Aristo bundan önceki bahiste, madde için gerçekleşmesi gereken bir güç ve imkân, form için de maddedeki güç'ü gerçekleştiren bir prensip demişti. Şimdi form'un madde'de gerçekleşmesini

Detaylı

İbn Sînâ Felsefesinde Metafizik Bilginin İmkânı Sorunu

İbn Sînâ Felsefesinde Metafizik Bilginin İmkânı Sorunu Kitap Tanıtımı / Book Review İbn Sînâ Felsefesinde Metafizik Bilginin İmkânı Sorunu Ömer Türker, İstanbul: İSAM Yayınları, 2010, 272 s. ISBN: 978-605-5586-28-7 KAMURAN GÖKDAĞ Arş. Gör. Mardin Artuklu Üniversitesi,

Detaylı