KARAÇAY-MALKAR SÖZLÜK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KARAÇAY-MALKAR SÖZLÜK"

Transkript

1 KARAÇAY-MALKAR SÖZLÜK Karacay Malkar Agbasi Sozluk

2 Kaynak: A 1. a ya, ise anlamında Karaçay-Malkar Türkçesi'ne özgü bir ek. Ünlü ile biten kelimelerden sonra "va" şeklinde gelir. a mümkün mü?, olur mu? anlamında bir ek. Ornekler: sen a nek kelmeyse; ya sen niye geliniyorsun. anı va çırtda körmegenme; onu ise hiç görmedim. men tohta deyme, sen a callab barasa; ben dur diyorum, sen ise sıvışıp gidiyorsun.; men kadahb işleyme, sen a?; ben harıl harıl çalışıyorum, ya sen?; barmay a, barmay amalıbız cokdu; gitmemek olur mu, çaresiz gideceğiz, a dilek bildiren bir ek. ' aytsang a; söylesene. berseng a; versene. 0.6 KB 2. Abacırık örtüsü açılmış, biçilmiş, çıplak Ornekler: ~ cer: çıplak yer 3. Abacırıklık çıplaklık, örtüsüzlük 4. Abadanlık büyüklük, irilik, yükseklik Ornekler: ~ıŋı körgüzt: büyüklüğünü göster 5. Abadanırak büyükçe, irice, yüksekçe Ornekler: ~ söleş: yüksekçe konuş, ~ın ber: iricesini ver, meni caşım anıkından ~dı: benim oğlum onunkinden büyükçedir 6. Abazakoyan ebegömeci bk. adaygüttü. 7. Abaçı öcü, gulyabani 8. Abdez abdest Ornekler: ~ almak: abdest almak, ~ buzmak: abdest bozmak, ~ suv: abdest suyu 9. Abdezli abdestli 10. Abezek kol kol üstüne konularak grup halinde oynanan bir karaç-malk. halk oyunu Ornekler: ~ge bardırmak: abezek oynatmak. 11. aba anne 12. abadan büyük, iri, yaş ve boy itibııriyle büyük Ornekler: abadan caşım üydedi; büyük oğlum evdedir, gakkını abadanın sayla;; yumurtanın irisini seç. 13. abadanlık irilik, büyüklük yaş itibariyle büyüklük. Ornekler: caşlanı ortasında; abadanlıgın esge alıb söleşdi;; gençlerin ortasında yaşını; dikkate alarak konuştu 14. abadarlak daha kuvvetli, daha büyük, daha gür 15. abaçı cin, hortlak öcü 16. abrek eşkiya,haydut 17. abıcırık toprak 18. Aç-calanŋaç karnı aç-üstü yalın (aç-sefil) 19. Aç-tok aç-tok 20. Açaytmak acıktırmak 21. Açaytıv acıktırma 22. Açdırmak açtırmak 23. Açdırıv açtırma 24. Açha akçe, para Ornekler: Altın ~: altın akçe, kağıt ~: banknot, ~ hurcun: para kesesi, ~ bölmek: para bozmak, bölünŋen ~: bozuk para, col ~: yol parası, önküç ~: ödünç para, uvak ~: ufak para, ~ beriv: para verme, tıyılğan ~: kesilen para, boluşluk ~: yardım parası, ~ avuşduruv: para değiştirme, ~ğa boçha azmıdı?: akçeye bohça (kese) az mıdır? 0.4 KB 25. Açha-boçha akçe-bohça Ornekler: Açhası-boçhası igidi: akçesi-bohçası çok. 26. Açha-maçha para-mara 27. Açhalay para olarak, akçe olarak 28. Açhalı paralı Ornekler: ~nı kolu oynar, ~sıznı közü oynar: paralının eli oynar, züğürtün gözü oynar 29. Açhalılık paralılık

3 30. Açhasız parasız, züğürt 31. Açhasızlık parasızlık, züğürtlük 32. Açhaçık akçecik, paracık 33. Açhıl ekşi Ornekler: ~ suv: maden suyu. 34. Açhıllık ekşilik 35. Açhıç anahtar Ornekler: ~ orun: anahtarlık, anahtar deliği, ~ıŋı birgeŋe al: anahtarını yanına al, kiritni ~ı kaydadı?: kilidin anahtarı nerede? 36. Açköz aç gözlü, doymak bilmeyen. 37. Açlay aç olarak, aç halde. Ornekler: Sabiyle ~ cathandıla: çocuklar aç halde yattılar, ~ ölgün!: aç olarak ölesice! 38. Açlık açlık Ornekler: ~ı belgilidi: açlığı belli oluyor, ~ sınamak: açlığı sınamak, açlığı tecrübe etmek, ~, calanŋaçlık, işsizlik: açlık, sefalet, işsizlik, ~ cetgen zamanda: açlık eriştiği zaman, Allah ~ sınatmasın: Allah açlık sınatmasın, Allah açlıkla terbiye etmesin. 0.3 KB 39. Açmak açmak Ornekler: Eşikni ~: kapıyı açmak, kiritni ~: kilidi açmak, col ~: yol açmak, kıyırın ~: kenarını açmak, kazavat ~: savaş açmak, etin ~: çıplak yerini açmak, betin ~: yüzünü açmak, keŋine ~: ardına kadar açmak, karab közüŋ körmeydi, eşik açarğa erinmeydi: bakıp gözün görmüyor, kapı açmaya üşenmiyor (bilmece/rüzgar), için ~: içini açmak, içini dökmek, avuzun açıb karaydı: ağzını açıp bakıyor, orunuŋu aç da cat: yatağını aç da yat, üsüŋü aç: üstünü aç, içki til açar: tatlı dil (her kapıyı) açar, ötürügün ~: yalanını ortaya çıkarmak. 0.6 KB 40. Açteper haris, aç gözlü, hırslı. 41. Açteperlik harislik, aç gözlülük, hırslılık. 42. Açı acı, ekşi, hüzün, acı, keskin, şiddetli, sert Ornekler: ~ şibiji: acı biber, ~ tatıv: acı tat, süt ~dı: süt ekşidi, ~ cılamuk: acı gözyaşı, ~ iyis: ekşi koku, ~ cel: keskin rüzgar, ~ avruv: şiddetli hastalık, ~ cuvab: sert cevap, ~ tilli: keskin dilli, ~ kıyınlık: şiddetli felaket, ~ duşman (tuşman): şiddetli düşman, ~ kazavat: şiddetli savaş, ~ küreş: sert mücadele, ~ boyav: keskin renk, ~ kızıl: açık kırmızı, ~ kızıl ceŋil oŋar: açık kırmızı çabuk solar, şibijini ~sı: biberin acısı, ~ bolsa da açık söz aşhı: acı olsa da açık söz yahşi, açı kızıl terk oŋar, bek süygen terk döŋer: açık kırmızı çabuk solar, çok seven çabuk usanır (a.s.), turu söz ~: doğru söz acı (gelir) (a.s.). 0.8 KB 43. Açık açık, vazıh vokal, sesli harf Ornekler: Eşik ~dı: kapı açık, ~ eşik: açık kapı, ~ aytıv: açık söyleme, ~ cağa: açık yaka, ~ cara: açık yara, ~ köllü: açık kalpli, misafirperver, cömert, ~ köllü konakbay: misafirperver konakbay, ~ çöb atıv: açık kura çekme, ~ söz: açık söz, anlaşılır söz, ~ etmek: açıklamak, ~ bolmak: ayan beyan olmak, meydana çıkmak, süymekliğin ~ etmek: ilan-ı aşk etmek, sevgisini açıklamak, kimge da ~ zat: kime de belli olan şey, herkesçe bilinen, ~ köten: götü açık, aşırı cömert, çıplak, züğürt, ~ körünmek: belli olmak, açık görünmek, ~ carağa tuz sebgença: açık yaraya tuz serpmiş gibi.; ~tavuşla: sesli harfler, tar ~: dar sesli, keŋ ~: geniş sesli, cumuşak ~: yumuşak sesli, ~ bölüm: açık hece, sesli harfle biten hece, katı ~: sert sesli. 0.9 KB 44. Açıklanıv açıklanma, izah edilme 45. Açıklav açıklama, izah Ornekler: İşni bolumun ~: işin vaziyetini izah, muratın ~: gayesini açıklama. 46. Açıklavçu açıklayıcı, niteleyici, belirleyici Ornekler: ~ boysunŋan aytım: belirleyici yan cümlecik, belirleyici bağımlı cümle. 47. Açıklık açıklık, berraklık, netlik Ornekler: İşni ~ı: işin açıklığı, suratnı ~ı: resmin netliği, künnü ~ı: günün berraklığı, söznü ~ı: sözün açıklığı, cürekni ~ı: kalbin açıklığı, candanlık, içtenlik. 48. Açılmak açılmak Ornekler: Eşik açıldı: kapı açıldı, kirit açılmaydı: kilit açılmıyor, açılıb turmak: açılıp durmak, keŋine ~: ardına kadar açılmak, sonuna kadar açılmak, közü ~: gözü açılmak, gözü görmeye başlamak, kazavat açılğandı: savaş açıldı, avruvdan ~: hastalıktan kurtulmak, Teyri eşik açıldı: Tanrı nın nuru göründü, ilahi ışık tecelli etti. 0.4 KB

4 49. Açılmazça açılmayacak şekilde Ornekler: Terezeni ~ begitmek: pencereyi açılmayacak şekilde sıkı kapatmak. 50. Açılğan açılan, açık Ornekler: ~ eşik: açılan kapı, açık kapı, eki ~ eşik: iki tarafa açılan kapı, mektapnı ~ künü: okulun açıldığı gün, ~ kolayaz kuru cabılmaz: açılan el boş yumulmaz, dilenen el boş çevrilmez 51. Açılık acılık, şiddetlilik, sertlik Ornekler: Şibijini ~ı: biberin acılığı, kazavatnı ~ı: savaşın sertliği.; Açılıv açılma, görünme. 52. Açılıv açılma, görünme 53. Açılıvçu açılıcı, açılan, açılabilen. Ornekler: Tartılıb ~: çekilerek açılabilen. 54. Açıma ekşi, tehammür etmiş Ornekler: ~ süt: ekşi süt. 55. Açımak acımak, acı duymak, üzülmek acımak, ekşimek, mayalanmak, tehammür etmek. Ornekler: Kolum açıydı: elim acıyor, cüregi ~: kalbi acı duymak, açımay: acımadan, acımaksızın, açır közüvü bolur edi: üzüleceği varmış, acı çekme sırası varmış, adam açımasın ansı!: insan üzülmeye görsün yoksa!, açırıknı kuvutdan tişi tüşer: acı çekecek (olanın) kavut (yerken) dişi düşer; Süt açığandı: süt ekşimiş, tılı açığınçı sabır bol: hamur mayalanana kadar sabret. 0.5 KB 56. Açımağan acımayan, ekşimeyen, mayalanmayan Ornekler: ~ gırcın: mayasız ekmek, ~ tılı: mayalanmayan hamur, ~ boza: tehammür etmeyen boza. 57. Açınmak sempati duymak, içten ilgilenmek, kalpten alaka duymak, samimiyetle ilgi göstermek. 58. Açınıv samimi ilgi gösterme 59. Açıthı maya, hamur mayası. 60. Açıtmak acıtmak, canını yakmak mayalandırmak, tahammür ettirmek, ekşitmek Ornekler: Açıtıb turmak: acıtıp durmak, canını yakıp durmak, açıtırça: acıtacak şekilde, canını yakacak kadar, açıtmazça: acıtmayacak kadar, ana kolu açıtmaz: ananın eli acıtmaz.; Tılı ~: hamuru mayalandırmak (daha ziyade hamur yoğurmak anlamına kullanılır), sütnü ~: sütü ekşitmek. 0.4 KB 61. Açıtılmak ekşimeye bırakılmak, acıtılmak, mayalanmak Ornekler: Tılı açıtılğandı: hamur mayalanmaya bırakıldı (hamur yoğuruldu anlamına da gelir ki, en çok da bu anlamda kullanılır). 62. Açıtılıv acıtılma, mayalanmaya bırakılma. 63. Açıv açma acı, üzüntü, keder, acıma, üzülme öfke, sinir, kızgınlık Ornekler: Tükenni ~: dükkanı açma, col ~: yol açma, köz ~: göz açma, gözü açma.; ~ sınamak: acı sınamak, acı çekmek, ~ körme!: acı görme, hüzünlenme!, ~ cılamak: acı gözyaşı dökmek, ~ cılamuk: acı gözyaşı, cüregine ~ tüşmek: kalbine acı girmek.;. ~ bolmak: asabını bozmak, ~ etmek: sinirlendirmek, canını sıkmak, ~u üsünde: öfkesi üstünde, ~una ketmek: canı sıkılmak, ~un almak: öfkesini gidermek, kızgınlığını çıkarmak, ~uŋu tıy: asabına hakim ol, öfkeni tut, ~u burnunu uçundadı: öfkesi burnunun ucunda, ~ eter üçün: sinirlendirmek için, çatlatmak için, senŋe ~ğa: sana inadına, seni kızdırmak için, ~ğa etgença: kızdırmaya yapmışçasına, inadına yapmış gibi, ~u sınŋandan sora: öfkesi geçtikten sonra, ~ tiymek: acı girmek, cüregine ~ tiygendi: kalbine acı düştü, ~ söz: kızdırıcı söz, ~dan carılmak: öfkeden çatlamak, ~u burnuna çabdı: acısı burnuna aksetti, öfkesi burnuna vurdu, ~ etgen: sinirlendiren, ~ duşman, akıl tos: öfke düşman, akıl dost, ~ birni horlar, akıl miŋni horlar: öfke birini yener, akıl binini yener, ~ ne ullu bolsa da tavnu buzmaz: öfke ne kadar büyük olsa da dağı dağıtamaz 1.3 KB 64. Açıvlandırırça sinirlendirecek gibi, kızdıracak gibi. 65. Açıvlandırıv sinirlendirme, kızdırma, öfkelendirme. 66. Açıvlanmak kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek Ornekler: Açıvlanıb karamak: sinirlenerek bakmak, bek ~: çok kızmak, açıvlanıb turmak: sinirlenip durmak, açıvlanarak bolmak: öfkelenir gibi olmak. 67. Açıvlanıv öfkelenme, kızma, sinirlenme

5 68. Açıvlanıvuk,Açıvlanıvçu kızıcı, sinirlenici, çabuk kızan, öfkelenici Ornekler: Sen bir ~sa: sen çabuk öfkelenen birisin. 69. Açıvlanışıv (birbirine) kızışma, öfkelenişme 70. Açıvlanŋan öfkelenen, sinirli, kızan, köpüren Ornekler:. ~ közüvümde: kızdığım sırada, meni ~ım seni üçündü: benim kızgınlığım senin yüzünden, asırı ~dan ne eterin bilmeyedi: aşırı sinirlenmekten ne yapacağını bilmiyordu, ~nı tili burnuna ceter: öfkelenenin dili burnuna erişir 0.3 KB 71. Açıvlu öfkeli, kızgın, sinirli, acılı, kederli. Ornekler: ~nu allına turma: öfkelinin önüne çıkma, ~ başda akıl cok: kızgın başda akıl yok, ne ese da ~ kanıŋ bardı: nedir bilmiyorum ama, kederli yüzün var, ala ataları ölgen sebebli ~ bolub turadıla: onlar babalarının ölümü sebebiyle acı içinde bulunuyorlar. 0.3 KB 72. Açıvluk acı verecek, kederlendirecek. Ornekler: ~ ne bardı?: kederlendirecek ne var?, ~ bir zat bolmağa edi: acı verecek bir şey olmasaydı. 73. Açıvluluk kızgınlık, sinirlilik, öfkelilik, kederlilik, üzüntülülük. 74. Açıvsamak acımtırak olmak, biraz öfkelenmek. 75. Açıvsunmak sinirine dokunmak, biraz kızmak, biraz tasalanmak. 76. Açıvsunŋan biraz sinirlenmiş, biraz tasalanmış, biraz kızgın. Ornekler: ~ adam: biraz sinirlenmiş adam, açıvsunub aytmak: biraz sinirlenerek söylemek, sinirine dokunarak söylemek 77. Açıvsuz üzüntüsüz, kedersiz, dertsiz, zararsız, tasasız, sinirsiz, öfkesiz, acısız Ornekler: ~ nakırda: zararsız şaka, ~ cıl: kedersiz (dertsiz) yıl, ~ boluğuz: tasasız olunuz. 78. Açıvsuzluk acısızlık, kedersizlik 79. Açıvtaş şap 80. Açıvçu acıyıcı açıcı, açmaya yarayan. Ornekler: ~ ayağım: acıyıcı (her zaman acıyan) ayağım.; Kitab ~: kitap açıcı. 81. Açığan acımış, acılaşan, ekşiyen acıyan, üzülen, üzüntü Ornekler: ~ süt: ekşiyen (kesilmiş) süt, ~ tılı: ekşimiş hamur, ~ bışlak: ekşiyen peynir.; ~ın belgili etmedi: üzüntüsünü belli etmedi, canı ~: canı acıyan, ölgenŋe ~: ölene üzülen. 0.3 KB 82. Açığavuz ağzı açıklık, şaşkınlık. 83. acal ecel 84. acaş- yolunu şaşırmak Ornekler: ol acaştı çegette (ormanda yolunu kaybetti) 85. acır aygır 86. açaymak acıkmak 87. açayıv acıkma 88. açha akçe,para Ornekler: açha hurcun (para kesesi) 89. açhıç anahtar 90. açı acı 91. açı- acımak, acılaşmak 92. Adabiyat edebiyat, literatür. 93. Adaka horoz. 94. Adalat adalet. 95. Adalatlı adaletli 96. Adalatlık âdillik. 97. Adalatlılık adaletlilik. 98. Adalatsız adaletsiz. 99. Adam adam, insan Ornekler: işekli ~: şüpheli adam, bir kavum ~: bir kısım insan, birbir ~la: bazı insanlar, ~ bolmak: insan olmak, kucur ~: acayip adam, ~ başına: adam başına, ~ söz: insan sözü, ~ hak: kişi hakkı, insan hakkı, ~ kıyın: insan emeği, ~ladan ayrılmak: insanlardan ayrılmak, ~ karamazlık: insan yüzüne bakılmayacak derecede, ~ katında ösmegen: insan yanında büyümeyen, ~ ortası: insan ortası, ~ ulu: insan oğlu, Teyri ~ı: (bir yemin şekli), karaçay ~: karaçaylı, karaçay insanı, bir ~ keledi: bir adam geliyor, demeŋili ~: sağlam adam, ~ canından ülüş eterça: insan canından hisse verircesine, ~nı adamlığı kıyınlık cetgen kün belgili

6 bolur: insanın insanlığı felaket gününde belli olur, ~nı adamlığı nögerinden tanılır: insanın insanlığı arkadaşından anlaşılır, ~ adargı bolsa da amallıdı: insan güçsüz olsa da çare bulmayı bilir, ~lanı akılları bir bolsa, bazar bolmaz edi: adamların akılları bir olsa, pazar kurulmazdı, ~ akıl neden da küçlüdü: insan aklı hrşeyden güçlüdür, ~nı amanı ~nı beti bile oynar: adamın kötüsü insanın yüzüyle oynar, ~nı bağasın ~ bilir: insanın kıymetini insan bilir, ~ı bolğan mal eter, çibini bolğan bal eter: adamı olan mal üretir, arısı olan bal üretir, ~ bolluk sıfatından belli: adam olacak yüzünden belli, ~nı canı topurak, terekni canı capırak: adamın canı toprak, agacın canı yaprak, ~ körgenin aytır, tavuk körgenin çöpler: adam gördüğünü söyler, tavuk gördüğünü yer, ~ körürün körmey körüne kirmez: insan göreceğini görmeden mezara girmez, ~ karğasa bir palah, el karğasa min palah: insan kargarsa bir felaket, halk kargarsa bin felaket, ~ tabmasan börk ağaç bıla keŋeş: adam bulamazsan börk ağacına danış (müzakere et), ~ turğan cerine, it toyğan cerine: insan doğduğu yere, it doyduğu yere. 1.9 KB 100. Adamlı adamlı Adamlık insanlık. Ornekler: ~ı bolğan: insanlığı olan Adamlıklı insaniyetli Adamlıksız insaniyetsiz Adamça adam gibi, insanca Adamçık adamcık, insancık Adargı küçük, çelimsiz, az Ornekler: ~ hak: cüz i ücret, ~ zat: küçük şey, ~ zatnı berdi: az şey verdi, ~ adamçık: çelimsiz adamcık Adargıdan çaresizlikten, azdan. Ornekler: meşinanı tübüne tüşerge ~ kaldı: makinanın altına düşmeye azdan kaldı, ~ aytadı alay: çaresizlikten söylüyor öyle Adargılı çaresiz Ornekler: ~ bolup aytama: çaresizlikten söylüyorum Adargılık azlık, çelimsizlıik, çaresizlik, cürmü küçük olmaklık Aday güttü ebegömeci Adeb terbiye, saygı, nezaket, edep, ahlâk, haya Ornekler: ~i bolmağan: terbiyesi olmayan, ~ etgen: sayan, hürmet eden, ~ etmek: saymak, ~ni tuthan: nezaket gösteren, nazik, ~ üretmek: terbiye etmek, ~ üretiv: terbiye etme, eğitme, ~ni asırı bek tuthan: saygıda aşırı giden, çok saygı gösteren, ~ge kelişmegen: ahlâka uymayan, edebe sığmayan, ~ni adebsizden üren: hayayı hayasızdan öğren, ~ cokda namıs cok: edebi olmayanda namus olmaz, ~ etmegen ~ körmez: saygı göstermeyen saygı görmez. 0.5 KB 112. Adeb-namıs edep-namus, ar-haya Adebdeça usulü dairesinde, nezaket ölçüsü içinde, âdâba uygun Adebiça âdâbına göre, nazik bir şekilde, edep ölçülerine göre Adeblev saygı gösterme, haya etme Adebli terbiyeli, saygılı, ahlâklı, nazik, edepli Adeblilik terbiyelilik, ahlâklılık, edeplilik Adebsiz terbiyesiz, ahlâksız, saygısız, edepsiz Adebsizleniv terbiyesizlenme, edepsizlenme Adebsizlenmek edepsizlenmek, huysuzlanmak, terbiyesizlenmek Adebsizlik terbiyesizlik, hayasızlık, ahlâksızlık, saygısızlık Adebsizça terbiyesizce, saygısızca, edepsizce Adej arkaya alma, arkası sıra götürme, arkasına atma. Ornekler: ~ at: yedekte götürülen at, atnı ~ge tartmak: atı yedekte götürmek, cavluknu ~ atmak: şalı arkasına atmak, başörtüsünü omuzlarından arkaya atmak, tonnu ~ kaplamak: kürkü omuzlarınaatmak. 0.3 KB 124. Adejlemek peşi sıra götürmek, refakatine almak Adejlev peşine alma, arkasına takma Ornekler: atnı ~: atı yedeğe alma Adet adet, töre, örf, usül, alışkanlık, teamül, gelenek. Ornekler: ~ bolup kelgen: teamül haline gelen, alışkanlık, ~de corukdaça: yolu yordamınca, adeti usulünce, alışıldığı şekilde, örf-adette olduğu gibi, ~ deça: adetince, usulüne uygun, örfte olduğu gibi, teamülünce, ~de bolmağan: adette olmayan, örfte olmayan, ~i alaydı: usulü öyle, ~inde: sınırında, usulünde,

7 ölçüsünde, ~ni buzmak: adeti bozmak, töreyi bozmak, teamülü bozmak, aman ~: kötü adet, carağan ~: faydalı adet, karaçay ~: karaçay töresi, karaçay örfü, burunŋu ~: çok eski adet, eskiden kalan adet, har elni ~i başha: herköyün adeti başka, igi ~ge üretiv: iyi alışkanlık öğretme, ol ~lerini koy: o alışkanlıkarını bırak, toy ~: düğün örfü, üyleniv ~: evlenme geleneği, ~ni buzmaz üçün: adeti bozmamak için, alaydı: usül öyle, ~den çıkmazğa kerekdi: töreden ayrılmamak gerek, usulden dışarı çıkmamak lâzım. 1.0 KB 127. Adetiça usulünce, teamüle göre, örfe uygun Adetlemek örnek olmak, adete uymak Ornekler: Igini körsen adetle: iyiyi görürsen örnek al Adetlev örnek alma, adete uyma Adetli adetli, gelenekli, örflü Adetlik adet, örf, gelenek (az kullanılır) Ornekler: munda ~ ne bardı? bunda adet denecek ne var? 132. Adetlilik adetlilik, alışıklık, usullülük, örflülük, geleneklilik Adetsiz adetsiz, örfsüz, geleneksiz Adetsizlik adetsizlik, örfsüzlük, teamülsüzlük Adil âdil, hakkaniyetli Adilli adaletli, hakka saygılı Adillik adaletsizlik, doğruluk. Ornekler: ~i bolmağan: adaletliliği olmayan, haksız Adilsiz adaletsiz, haksız Adilsizlik adaletsizlik, haksızlık 140. Adres adres Adurhay Karaçay-malkarların cet atalarından birinin adı Adıgey adige, Batı Kafkasya da yaşayan çerkez kabilelerinin genel adı Ornekler: ~ til: adige dili Adıgeyli adige, adige halkına mensup Adıgeyça adigece, adige lisanı Adırgı adargı Afendi din adamı, hoca, efendi. Ornekler: Elni ~si: köyün hocası, anı ~ge sorayık: onu hocaya soralım, rais ~: reis efendi, Kadı Cağafar ~: Kadı Cafer Efendi Afendilik din adamlığı, hocalık, efendilik. Ornekler: ~ etmek: hocalık yapmak 148. Aferim aferin, bravo 149. Agurça salatalık, hıyar Ağartıv ağartma, beyazlatma Ağartıvçu beyazlatıcı Ağartıvçuluk beyazlatıcılık Ağarğan ağaran, beyazlaşan. Ornekler: ~ çaç: ağaran saç, çaçı ~: saçı ağaran Ağarğınçı ağarıncaya kadar. Ornekler: ~ cuvmak: ağarıncaya kadar yıkamak Ağarıv ağarma, beyazlaşma 156. Ağaz gelincik. Ornekler: ~ cürügen cerde çıçhanŋa orun kalmaz: gelincik yürüyen yerde fareye yer kalmaz, ~nı öltürgen sav kalmaz: gelinciği öldüren sağ kalmaz Ağaç ağaç Ornekler: ~ kabuk: ağaç kabuğu, ~ carğan: ağaç dilen, ağaç yaran, ~ carmak: ağaç yarmak, ~ carıvçu: ağaç yarıcı, ~ bit: ağaç biti, ~ at: tahta at, ~ cıkkır: tahta fıçı, ~ çavul: ağaç yığını, ~ çelek: ağaç kova, ~ işlemek: ağaç işlemek, ~ kakkıç: su değirmeni taşının üzerinde bulunan tak tak ağacı, ~ kalak: tahta kürek, ~ kaşık: tahta kaşık, ~ kesivçü: ağaç kesici, ~ kesmek: ağaç kesmek, ~ kıyır: tahta kenar, tahta köşe, ~ kotur: ağaç yumrusu, ağaç uru, ~ koyan: sincap (zoo.), ~ kulak: ağaçlıklı vadi, ormanla kaplı vadi, ~ kömür: ağaç kömürü, ~ kurt: ağaç kurdu, ~ senek: ağaç diren, ~ tavuk: ağaç kakan (zoo.), ~ tokmak: ağaç tokmak, tahta çekiç, ~ tük: yosun, ~ usta: dülger, marangoz, köçer ~: eksen, dingil, çepken ~: dokuma tezgahı, sal ~: tabut, suv ~: kovayla su taşımak için boyuna asılan iki ucu çengelli ağaç, asmak ~: darağacı, köt ~: dipçik, ~ atha minmek: omuz atına binmek, tabuta konulmak, ~ kişi: tahta adam, yalnız

8 yaşayan vahşi adam, ~ha baltasız barma: ormana baltasız gitme, ~ı başın kesseŋ tübü kalır: ağacın başını kesersen dibi kalır, ~ cerni cırayı, kiyim erni cırayı: ağaç yerin güzelliği, giyim erkeğin güzelliği, ~ha örten tüşse kurğağı, çiyi da canar: ormana ateş düşse kurusu, yaşı da yanar, ~nı uzunu arkav bolur, adamnı uzunu calkav bolur: ağacın uzunu kiriş olur, adamın uzunu gevşek olur, ~ halkğa altındı, issilikge salkındı: ağaç halka altındır, sıcaklığa gölgedir, ~ çirise özeginden çiriydi: ağaç çürürse özeğinden çürür. 1.6 KB 158. Ağaçlı ağaçlı, ormanlık 159. Ağaşcı ağaçcı, ağaçla uğraşan, oduncu Ornekler: ~nı üyü ağaçdan: oduncunun evi ağaçtan, ~nı üyü otunsuz kalır: oduncunun evi odunsuz kalır 160. Ağım akış Ornekler: Zamannı ~ı: zamanın akışı Ağıv akma, damlama, dökülme, boşalma Ağızmak akıtmak, düşürmek, dökmek. Ornekler: terekle capırakların ağızdıla: ağaçlar yapraklarını döktüler, cerge suv ağızma: yere su dökme, maravçula eki cavnu urub ağızdılar: nişancılar iki düşmanı vurup yere serdiler, budaynı colga ağızıp kelgendi: buğdayı yola döküp gelmiştir, içine ağızdı: içine akıttı, cuvurtnu suvun kisege salıb ağızdı: yoğurdun suyunu keseye koyup akıtı. 0.4 KB 163. Ağızıv akıtma, dökme, düşürme Ah! Ah!, oh!. Ornekler: ~ anasına va!: ah anasını sattığım!, ~ igi sağan!: ah keşke!, ~-oh ete baradı: ah oh ede gidiyor, ~ demegen oh demez: ah demeyen oh demez, ~ degenlikge dükküç artık carılmaz: ah demekle kütük fazla yarılmaz. 0.3 KB 165. Ahdüger örtü, mahfaza, cul, barınak Ahlav ruh hali, huy, maneviyat. Ornekler: ~u tüşüb turadı: hayal kırıklığına uğramış, ruhen çökmüş Ahlı(ahlu) akraba, yakın, mensup, ehl. Ornekler: Payğambarnı ~ları: Peygamberin ehl-i beyti, din ~: din mensubu, ~ların cıyıb aythandı: yakınlarını toplayıp söyledi, ~suna aman, kimge da aman: akrabasına kötü, herkime de kötüdür 0.2 KB 168. Ahlılık (ahluluk) yakınlık, aidiyet, mensubiyet Ornekler: ~uŋu tavıt: yakınlığını tavıt Ahlısız (ahlusuz) yakını olmayan, kimsesiz Ahlısızlık (ahlusuzluk) kimsesizlik Ahmadiy ahmak, aptal Ahsınmak iç çekmek, ahsınmak, of çekmek. Ornekler: Teren ~: derin iç çekmek, nek ahsınasa?: niçin iç çekiyorsun?, ahsınıb turma!?: oflayıp durma!, erinmegen ahsınmaz: üşenmeyen oflamaz 173. Ahsınıv iç çekme, oflama, poflama, inler gibi derin nefes alma Ahsınıv-tıksınıv oflama-poflama 175. Ahtiyar keçe, aba Ahuvul akıntıyla gelen buz, kayan buz, hareket eden buz Ornekler: ~ keltirib kalağan buzla: kayan buzların getirip yığdığı buzlar Ahval (ahuval) durum, vaziyet, hal. Ornekler: ~ıŋ kalaydı?: durumun nasıl? 178. Ahır ahir, son, nihayet. Ornekler: ~ sünnet: son sünnet, ~ı cokdu: sonu yok, boluş ~!: yardımcı ol nihayet!, ~ sözleri: son sözleri, ~-aval: ahir-evvel (evvel-ahir), ~da da: en nihayet, oldu olacak, ~ına cetmek: sonuna erişmek, gücünü tüketmek (mec.), tüfeği çama dayamak, canım ~ıma cetgendi: canım burnuma geldi, canım çıkmak üzere. 0.4 KB 179. Ahırat ahiret, öte dünya Ornekler: ~ azab: ahiret azabı, ~ına col işlemek: öte dünyasına yol yapma, ~ azabdan dünya namıs küçlü: ahiret azabından dünya namusu güçlü (a.s.), ~ honşu: ahiret komşusu Ahıratlık ahiretlik, öte dünyalık Ornekler: ~ neŋ bardı?: öte dünyalık neyin var? 181. Ahıratsız ahiretsiz, öte dünyası karanlık olan, günahkâr Ahıratsızlık günahkârlık, ahiretsizlik Ahırda sonda, ahirde Ornekler: ~ da: öyleyse, oldu olacak Ahırlık sonluk, ahirlik

9 185. Ahırsız sonsuz, ahirsiz Ahırsızlık sonsuzluk, ebedi, ahirsizlik Ahırzaman ahir zaman Ornekler: Aldanmağız ~ dünyağa: aldanmayın ahir zaman dünyaya Ahırğı ahirki, sonki, son Ornekler: ~ söz: sonki söz, son söz, ~ haparla: sonki haberler, son haberler Ahırı sonu, ahiri Ornekler: ~na deri: sonuna kadar, söznü ~: sözün sonu, ~na cetginçi: sonuna kadar, sonu gelinceye kadar, tözümnü ~ı: tahammülün sonu, sabrın sonu, ~na çıkmak: bitirmek, tüketmek, sonuna çıkmak, açhabıznı ~na çıkdık: paramızı tükettik, caşavnu ~ı: hayatın sonu, ~sı: sonu, ~sı kıshası: eninde sonunda, önünde sonunda, kısacası, kestirmesi, açıkçası, ~sı kıshası men keteme: açıkçası ben gidiyorum, ~sı kıshası ne eterge bilmeyme: sözün kısası ne yapacağımı bilmiyorum. 0.5 KB 190. Ahırında sonunda, ahirinde Ahırındağı ahirindeki, sonundaki ahsın inlemek, oflamak, ıstırap çekmek Ornekler: ne üçün ahsındığ 193. Ajdağan dev, iri yapılı, bahadır, yiğit Ornekler: ~ kibik: dev gibi, iri-yarı, ol kaynaydı, ~la kibik üç caşı: onun nesi var, dev gibi üç oğlu Ajdağanlık yiğitlik, bahadırlık Ajım şüphe, ihmal, kaygı Ajım etmek şüphelenmek, ihmal etmek, nedamet duymak, ihmaline üzülmek, kaygılanmak, endişe etmek Ornekler: Caşçıknı kesi caŋız ketgenine ~ etib turama: oğlancağızın yalnız başına gittiğine endişelenip duruyorum 197. Ajımlı şüpheli, endişeli Ornekler: ~ etmek: ihmal etmek, kuşkulu durumda bırakmak, kaygılanmak, üzüntü duymak, koylarını suvukdan kırılğanına ~ etdik deb kıynaladıla: koyunlarının soğuktan telef olmasına, ihmal ettik diye üzülüyorlar, ~ bolmak: ihmale uğramak, tüzün aytsak atasını bağılğanı ~ bolğandı: doğrusunu söylemek gerekirse babasının tedavisi ihmale uğramış, ~ ölmek: şüpheli ölmek, ihmalden ölmek, ~ ölgen eki ölür: şüpheli ölen iki kere ölür 0.5 KB 198. Ajımlılık şüphelilik, ihmallilik 199. Ajımsız şüphesiz, kat i, kesin. Ornekler: ~ma: şüphem yok, buyruknu ~ toltur: verilen emri eksiksiz yerine getir, ~ kellikdi: muhakkak gelecek, cumuşuŋu ~ tındır: görevini eksiksiz yap Ajımsızlık kesinlik, kat ilik, şüphesizlik Ajımçı şüpheci, vesveseci 202. Ak ak, beyaz süt. Ornekler: ~ boyav: beyaz renk, ~ cuva: ak mantar, ~ şinli: beyaz benizli, ~ boyalğan: beyaza boyanmış, ~ kala: ak kale, ~ kalada sarı biyçe: ak kale, ak kalede sarı prenses (bilmece/yumurtanın sarısı), sırt üstünde ~ biyçe: tepe üstünde beyaz prenses (bilmece/baca), sırtı kazandan kara, tübü kardan ~: sırtı kazandan kara, altı kardan beyaz (bilmece/kırlangıç), beti ~ uçhun bolmak: yüzü solmak, rengi gitmek, ~sakal: aksakallı, ~çaç: ak saçlı, közüne ~ tüşgen: gözüne ak düşen, ~ baş: ak başlı, ~ bet: ak yüzlü.; ~ cıyıv: süt mamülleri üretme, ~ı bolmağan kara şay içer: sütü olmayan çay içer, ~ı bar üyde bereket da bar: sütü olan evde bereket de var. 0.8 KB 203. Akbar ekber, büyük Ornekler: Allah ~: Allah-ü ekber Akbet beyaz yüzlü (insan) Akbörk beyaz takkeli, ak börklü Akcal (akçal) beyaz, kır (at rengi) Akka dede, büyükbabanın babası. Ornekler: Mukkur ~la olturadıla: beli bükülmüş dedeler oturuyorlar, ol sabiy barıb tohtağan ~dı: o çocuk tam bir dededir (kart sözlü) Akka-amma dede-nine Akkalanmak dedelenmek, yaşından büyük laf etmek, kart sözlü olmak Akkalanıv dedeleşme, kart sözlü olma.

10 211. Akkalay alüminyum Akkalık dedelik Ornekler: ~ğa caşa: dede oluncaya kadar yaşa Akkıl şüphe, tereddüt, kararsızlık. Ornekler: ~ bolmak: şüpheye düşmek, tereddüte düşmek, ~ etmek: tereddüte sevketmek, ~ bolub aşasaŋ, aşağanıŋ haram: şüphelenerek yersen, yediğin haramdır Akkıl-tekkil mütereddit, kararsız Akkıllandırmak şüphelendirmek, tereddüte düşürmek Akkıllandırıv şüphelendirme, tereddüte düşürme Akkıllanmak şüphelenmek, tereddüte düşmek Akkıllanıv şüphelenme, tereddüte düşme Akkıllı şüpheli, mütereddit, kararsız. Ornekler: ~ adam: mütereddit adam, ~ iş: şüpheli iş, ~ bolmak: tereddüte düşmek, ~ bolmay: tereddütlü olmadan Akkıllı-tekkilli şüpheli-müpheli, kararsız-mararsız Akkıllık kararsızlık, müteredditlik Akkıllılık şüphelilik, tereddütlülük Akkılsınmak şüphelenmek, tereddütlenmek Akkılsınıv şüphelenme, tereddütlenme Akkılsız şüphesiz, tereddütsüz, kesin 226. Akkılsızlık şüphesizlik, tereddütsüzlük Akkılça şüphelice, tereddütlüce. Ornekler: ~ körünedi: şüphelice görünüyor 228. Aklamak Aklamak, beyazlaştırmak, temize çıkarmak, ibra etmek, temizlemek. Beyaz badana yapmak, kireçlemek. Ornekler: Üynü aklarğa kerekdi: evi beyaz badana yapmak lazım Aklanmak Temizlenmek, aklanmak. Kireçlenmek, badanalanmak. Ornekler: Kesin akladı: kendini temize çıkardı.; Üy aklanıb boşaldı: ev badanalanıp bitirildi Aklanıv Temize çıkma, aklanma. Badanalanma, kireçlenme Aklav Aklama, temize çıkarma. Badanalama, badana yapma, kireçleme Aklı-köklü aklı-mavili Ornekler: Süygenibiz süyünsün, ~ kiyinsin: sevdiğimiz sevinsin, aklı-mavili giyinsin 233. Aklık aklık, beyazlık Ornekler: Tavnu többesindegi ~ kar cavğanına işandı: dağın tepesindeki beyazlık, kar yağdığına delildir, tişirıv betine ~ cakğandı: kadın yüzüne aklık sürmüş Akmak akmak, damlamak, dökülmek, boşalmak. Ahmak, kafasız, divane, aksi. Ornekler: Üynü başı ağadı: evin çatısı akıyor, közlerinden cılamukla ağadıla: gözlerinden yaşlar damlıyor, çelekden ayran akıb boşalğandı: kovadan ayran damlayarak boşalmış, terekden almala akğandıla: ağaçtan elmalar dökülmüş, çaçım ağıb baradı: saçım dökülüp gidiyor, Koban Azav Teŋizge ağadı: Koban Nehri Azak Denizi ne dökülüyor, köb künle akdıla, birbirin kuvuşub: çok günler geçti birbirini takip ederek.; ~ akıl etginçi, akıllı işin bitdirir: ahmak akıl erdirene kadar, akıllı işini bitirir, ~, turğan cerin unutur: ahmak, doğduğu yeri unutur 0.7 KB 235. Akmakbaş kaz kafalı, taşkafa Akmaklanmak ahmaklık etmek, delilik etmek, aksilenmek Akmaklanıv ahmaklanma, delilenme, aksilenme Akmaklık ahmaklık, delilik, aksilik Akmakça ahmakça, divanece Akmıyık ak bıyıklı Akrab akrep Ornekler: ~ kabhan sav bolmaz: akrep ısıran iyileşmez, ~la kemirlik etiŋi: akrepler kemiresice etini 242. Aksakal Ak sakallı Tırpanla ot biçen işçilere yorgunluklarını unutturmak için çeşitli kılıklara girerek nükteli oyunlar çıkaran adam, maskara. Ornekler: ~nı kiyiz kamçisi: aksakalın keçe kırbacı, ~nı kaç kapçığı: aksakalın güz dağarcığı, ~nı atçısı: aksakalın atçısı. 0.3 KB

11 243. Aksüyek asil, soylu, aristokrat. Ornekler: ~ tukum: asil sülale, ~ kavum: soylular sınıfı, ~le: soylular Aksıl beyazımsı, akımsı, akca, açık renkli Aksıl bavur beyaz karınlı, beyazımsı karınlı Aksıl baş beyazımtırak başlı, açık saçlı. Ornekler: ~ ögüz boynun burmay suv içmez: beyazımsı başlı öküz boynunu bükmeden su içmez (gösterişli öküz boynunu kıvırmadan su içmez) 247. Aksıl boz açık boz 248. Aksıl kök açık mavi 249. Aksıldım beyazımtırak, beyaza çalan Ornekler: ~ koŋur: beyazımtırak inek Aksıllık açık renklilik, beyazımsılık Aksılsıman açık benizli Aksıman soluk, açık benizli Aksız sütü olmayan, sütsüz. Ornekler: ~ bolduk: sütsüz kaldık, sütümüz kalmadı Aksızlık sütsüzlük Ornekler: Bıyıl ~ canıbızğa cetdi: sütsüzlük (sağılacak hayvan olmayışı) bu yıl canımıza yetti Aktamak ak damaklı, sansar, edebiyatta selvi boylu dev gibi güzel kadını ifade etmek için kullanılır, ak gerdanlı Akterek kavak ağacı Akçık sevimli ak, küçük ak Ornekler: ~ım: benim küçük ak benizli bebeğim Akğan akan, damlayan. Ornekler: Teŋizğe ~: denize akan, ~ çelek: akan kova, ~ çayır: damla sakızı, ~ çalkı: (mec.) keskin tırpan Akıl akıl, fikir. Ornekler: ~ı bolmağan: aklı olmayan, ~ı cartı: yarım akıllı, ~ı cetmegen: aklı yetişmeyen, ~ı türlene turğan: aklı gidip gelen (deliliğin eşiğinde olan), kel-ket ~lı: aklı gidip gelen, ~ töbe: akıldânâ, akıl dolu, ~ cıydırmak: aklını başına toplatmak, ~ına cıymak: aklına sokmak, kafasına sokmak, alay bolur deb ~ıma kelgenedi: öyle olur diye aklıma gelmişti, ~dan taymak: aklını oynatmak, tavuş etmey söleşgen, halkğa ~ üretgen: bağırmadan konuşan, halka akıl öğreten (bilmece/kitap), ~ıŋ kalaydı?: fikrin nasıl?, ~ğa tüzetgen: akıl veren, fikir veren, boş ~: boş akıl, meni bir ~ım bardı: benim bir fikrim var, ters ~: ters akıllı, ~ tabmak: akıl öğrenmek, akıl danışmak, alğın ~ım alay edi: eskiden fikrim öyleydi, keter ~ğa kirğendi: gitmeyi kafasına koymuş, keter ~ı cokdu: gitmeye niyeti yok, kimni ~ına kellik edi?: kimin aklına gelirdi?, okur ~ım bardı: okumaya niyetim var, ~ bölmek: kendini (bir şeye) vermek, ~ından keter: aklından çıkart, ~ğa keltirmek: akla getirmek, ~ baylık: akıl zenginliği, ~ğa kelmezlik söz: akla gelmeyecek söz, ~ğa sıyınmağan: akla sığmayan, akılla bağdaşmayan, ~ıŋı başıŋa cıy: aklını başına topla, ceti cuklab ~ımda da cok edi: yedi kere uyusam aklıma gelmezdi, ~ıŋa sohan tuvrayım: aklına soğan doğrayım, ~ azdırmaz, bilim tozdurmaz: akıl azdırmaz, ilim tozutmaz, ~ı aznı azabı köb: akılı azın azabı çok, ~ bazarda satılmaydı: akıl pazarda satılmaz, ~ bıla adeb teŋ: akıl ile terbiye denktir, ~ı bolmağanŋa sakalı boluşmaz: akılı olmayana sakalı yardım etmez. 1.6 KB 260. Akıl-balık aklı baliğ olan, erişkin, sinni rüşt olan, buluğa eren. Ornekler: ~ bolmak: buluğa ermek, aklı baliğ olmak, ~ bolğunçu: buluğa erinceye kadar, ~ bolmağan: buluğa ermeyen Akıl-balıklık buluğa ermişlik, erişkinlik Akıllandırıv akıllandırma Akıllanıv akıllanma Akıllaşmak birbirinden akıl almak, danışmak. Ornekler: Bizdegi üybiyçe bıla da bir akıllaşayık: bizim hanımla da bir danışalım Akıllaşıv akıl alışverişinde bulunma, danışma, karşılıklı akıl verme, istişare etme Akıllı akıllı. Ornekler: Kesin ~la sanağan: kendini akıllı sanan, keter ~: gitmeye niyetli, bir ~: aynı fikirde, durus ~: doğru fikirli, dürüst fikirli, citi ~: sivri akıllı, teren ~: derin akıllı, aklı çok olan, çok akıllı, eter ~: yapmaya niyetli, ~nı allı bıla oz, akılsıznı artı bıla oz:

12 akıllının önü sıra geç, akılsızın ardı sıra geç, ~ altın tokmak: akıllı altın tokmak gibidir (deyim), ~nı asılını telini katında bilinir: akıllının değeri delinin yanında bilinir, ~ğa bir ayt, telige miŋ ayt: akıllıya bir söyle, deliye bin söyle, ~nı caŋılğanı telini ozar: akıllının yanlış hareketi delininkinden beter olur, ~ seni da aldamaz, kesin da aldatmaz: akıllı seni de kandırmaz, kendini de kandırmaz, ~dan teli zavuk: akıllıdan deli mutludur, ~ el iyesi, teli va el balası: akıllı toplumun sahibi, deli ise toplumun çocuğu, ~ erkişi atın mahtar, teli erkişi katının mahtar: akıllı erkek atını över, deli erkek karısını över. 1.0 KB 267. Akılman akla uygun, mâkul, mantıklı Akılmanlık mantıklılık, mâkullük Akırtın yavaş, aheste, durgun Akırın yavaş, aheste, durgun. Ornekler: ~ barıv: yavaş gitme, ~ boluv: yavaş olma, ~ bolmak: yavaş olmak, yavaşlamak, ~ aytmak: yavaş söylemek, ~ etmek: yavaş yapmak, ağır hareket etmek, ~ ayak tab basar, ceŋil ayak bok basar: yavaş yürüyen yere basar, hızlı yürüyen boka basar, ~nı aşıkğan cetmez: aheste gidene acele giden yetişemez, ~ barsaŋ uzak barırsa, cenil barsaŋ colda kalırsa: aheste giden uzun yol alır, çabuk giden yolda kalır, ~ bashan tab basar: aheste basan sağlam basar. 0.5 KB 271. Akırın-akırın yavaş yavaş, yavaşca Akırınlamak yavaşlamak Akırınlatıv yavaşlatma Akırınlav yavaşlama Akırınlaşıv yavaşlaşma, durgunlaşma 276. Akırınlık yavaşlık 277. Akırınçık yavaşçacık aksakal yaşlılar, toplumun ileri gelenleri Al ön, cephe, ilk, yüz Ornekler: ~ ayak: ön ayak, ~ canı: ön tarafı, ön cephesi, ~ burun (alğı burun): ilk önce, evvela, ~ közüvde: başlangıçta, ilk önce, ilk anda, ilk sırada, ~dan artha deri: başlangıçtan sona kadar, cılnı ~ ayları: yılın ilk ayları, sürüvnü ~lı köründü: sürünün önü göründü, ~ söz: önsöz, ~lı aylanŋan: iyiliği tutan, iyi ilişki kurmaya hazır görünen, ~lı aylanŋan cerge ketgen: yüzünün döndüğü yere giden, düşünmeden hareket eden, ~lın almak: önünü almak, önüne durmak, ~ bermezge deb küreşedile: fırsat vermemek için uğraşıyorlar, ~ bermek: fırsat vermek, imkân vermek, birbirlerine ~ berlik tüldüle: birbirlerine üstünlük vermeyecekler, ~lı aylanmak: (yapmaya) iştahlanmak, gönüllenmek, iyiliği tutmak, atamı at alırğa ~lı aylanŋandı: babamın at almaya iştahı kabarmış, ~lın aylandırmak: önünü dönmek, yüzünü döndürmek, önünü çevirmek, ~lın burmak: yönelmek, iştahlanmak, ~ kününde: arefe gününde, bir önceki günde, ~ tabhanı: ilk doğurduğu, ~ tişle: ön dişler, ~ kabınıŋ tatlı bolur: ilk lokman lezzetli olur. 1.1 KB 280. Al-art ön-arka Ornekler: ~ deb karamay: ön-arka deyip bakmaksızın Ala Onlar Ala (renk) a doğru. Ornekler: ~ kayğılı bolma: onları dert etme, ~ amaltın: onlar için, onların yüzünden, meni eki zatım bardı da, ~ cetmegen cer cokdu: benim iki şeyim var ki, onların yetişmediği yer yok (bilmece/gözler), ~ ketedile: onlar gidiyorlar.; ~ tavuk: ala tavuk, ~ it: ala köpek, ~ kiyiz: ala keçi, üy başında ~ küyüz: dam başında ala halı (bilmece/gökyüzü ve yıldızlar), ~ közle: ala gözler, ~ kolan: ala benekli, ~ kıtay: basma (kumaş), ~ kök: ala gök.; İŋir ~: akşama doğru, caz ~: yaza doğru, taŋ ~sında: tan ağarmasına yakın, bir ~: bazı, bazen, arada bir, ~ igi ~ aman körünedi: bazen iyi bazen kötü görünüyor, bir ~da bir: arada sırada bir, kırkta yılda bir, ol bir ~da bir keledi: o kırkta yılda bir geliyor. 0.8 KB 282. Ala-kula ala-kula, karışık ala renk Ornekler: ~ kumaç: karışık ala kumaş Ala-çola ala-mala, alaca-belece, şöyle böyle, yarım yanlış. Ornekler: ~ eşitgenme: yarım yanlış duydum Alabaş ala başlı, kır saçlı Aladan onlardan Alagoca eski-püskü, kaba, hantal.

13 287. Alahotalanmak nazetmek, kırıtmak Alaköz alagözlü, alagözlü olan, çakır 289. Alam âlem Ornekler: Onsegiz miŋ ~: onsekiz bin alem 290. Alaman Alacağım deyip durması Alman. Ornekler: Katın ~ı tohtamaydı: karı alacağım deyip durması bitmiyor Alamat üstün, mükemmel, enteresan, ilginç, şahane, takdire şayan. Ornekler: Ol ~ adamdı: o mükemmel adamdır, asdofirla, ~ adamsa!: hayret doğrusu, enteresan adamsın!, kalay ~dı: nasıl da mükemmel, ~ üy: şahane ev, ~ cer: güzel yer, ~ hapar: ilginç haber, asırı ~: çok mükemmel, kesin cürüte bilgeni ~dı: kendini taşıması takdire şayandır, ~ pahmu: mükemmel zekâ, çok güzel anlayış gücü, mükemmel feraset, közüme bek ~ körünŋendi: gözüme çok güzel göründü, ~ zat: alâmet şey, başıbız salamat, işibiz ~: işimiz iyi olursa, başımız selamet olur. 0.6 KB 292. Alamatlık alâmetlik, iyilik, mükemmellik, ilginçlik, şahanelik Alamatı en iyisi, en güzeli, en ilginci. Ornekler: Em ~ı: en güzeli, kızladan em ~ın sayladım: kızlardan en güzelini seçtim, ~ı nedi deseŋ?: ilgi çeken yanı nedir desen? Alan Alan Hey (sen)!, dost, arkadaş Ornekler: ~la: alanlar, ~la Şimal Kafkasya da caşağandıla: alanlar Kuzey Kafkasya da yaşamışlar, ~ til: alan dili, ~ça: alanca.; Oy ~, ketme!: hey arkadaş, gitme!, ~ Soltan, kayrı barasa?: hey Soltan, nereye gidiyorsun?, ~la!: hey ağalar!, hey dostlar!. 0.3 KB 295. Alanı onları 296. Alanıkı onlarınki Ornekler: Bu iyneklede ~la cokdula: bu ineklerin içinde onlarınki yok Alas-bulas alaca bulaca Ornekler: Közlerim ~ köredi: gözlerim alaca bulaca görüyor Alav efsanevi bir yiğit, dev, gulyabani Alavğan kafkas nart efsanelerinde sık sık adı geçen dev adamlardan biri Ornekler: Karasam, bir ~: baktım, bir dev, ~ŋa katın bolma, katın bolsaŋ bek çıda: Alavğan a karı olma, olursan çok dayan (tahammüllü ol) Alay öyle, o kadar, böyle Ornekler: ~ alaysız da: öyle de öylesiz de, ~ aytma: öyle deme, ~ aman tüldü: o kadar kötü değil, ~ bıla: öylece, ~ mıdı?: öyle mi?, ~ köreme!: öyleymiş!, ~ oğunadı: öylesidir, tam öyledir, ~ ese: öyleyse, ol ~ akıllı tüldü: o, o kadar akıllı değil, ~ cigit eseŋ: öyle yiğitsen, ~ a: öyle de, öyle olsa da, fakat, ama, izledim, ~ a tabmadım: aradım, ama bulamadım, ~ bolsada: öyle olsa da, öyle olmasına rağmen, öyle olmakla beraber, ama, lâkin, fakat, ~ bolğanlıkğa: öyle olmasına rağmen, buna rağmen, böyle olmasına mukabil, ama, fakat, lâkin, kün suvukdu, ~ bolsa da colğa çığarıkbız: gün soğuk, buna rağmen yola çıkacağız, ~ demeklik: yani, cerde, suvda da caşağandıla, ~ makala : karada, suda da yaşayanlar, yani kurbağalar, alğın oylab, ~ söleş: önce düşün, sonra konuş, ~ degen nedi?: o da ne demek?, öyle şey olur mu?, ~ tukum: esaslı şekilde Alay-alay öyle öyle, böyle böyle Ornekler: ~ aytığız: öyle öyle söyleyiniz 302. Alay-bılay öyle böyle, şöyle böyle Ornekler: ~ demey: şöyle böyle demeden Alayda orada 304. Alaydan oradan 305. Alaydı öyledir, öyle Ornekler: Kerti ~: gerçekten öyle, adet ~: adet öyle, bizni akılıbız ~: bizim fikrimiz öyle, ma ~: işte öyle Alayla oralar Ornekler: ~rı bizni tüldü: oraları bizim değil, mal küterge ~rı caramaydı: hayvan gütmeye oraları elverişli değil Alaylada oralarda Ornekler: ~ hava kalaydı?: oralarda hava nasıl? 308. Alaylay öylece, meççane, bedava, olduğu gibi, karşılıksız Ornekler: İşni ~ koyduk: işi olduğu gibi bıraktık, ~ oğuna bereyim: meççane bile veririm, cuk almadı, ~ berdi: bir şey almadı, karşılıksız verdi Alaylık öylelik, böylelik Ornekler: ~ına ajım cokdu: öyle olduğuna şüphe yok, ~ bıla ızıbızğa kaytdık: öylelikle geri döndük.

14 310. Alaysız öyle olmadan, böyle olmadan, öylesiz, böylesiz. Ornekler: ~ tabarık tülse: öyle olmadan bulamıyacaksın, ~da: öyle olmadan da, ~da sözümü etib turadıla: öyle olmadan da dedikodumu yapıp duruyorlar Alaytın oradan Ornekler: Tavğa ~ çığığız: dağa oradan çıkınız, biz da ~ keldik: biz de oradan geldik Alayğa oraya 313. Alayı orası Ornekler: ~ suvğa cuvukdu: orası suya yakın, ~ menikidi, bılayı senikidi: orası benimkidir, burası seninkidir 314. Alayına Bedava, meççane, karşılıksız Öyle derken, öylesine Orasına Ornekler: ~ tabılğan zat: bedelsiz bulunan şey, ~ berdim: bedava verdim.; ~ bir boran keldi!: öyle derken bir fırtına çıktı!.; Arbanı ~ sal: arabanın orasına koy. 0.3 KB 315. Alayıça orası gibi Ornekler: ~ cer körmedim: orası gibi yer görmedim Alağa onlara 317. Alaşa At Alçak, kısa, bodur. Ornekler: Arba ~: koşum atı, cük ~: yük atı, kotur ~: uyuz at, minŋen ~: binek atı, tuban tübünde corğa ~: sis içinde yorğa (rahvan) at (bilmece/kurt), ~sın kızdırıb keledi: atını çatlatırcasına sürüp geliyor, atını kızıştırıp geliyor.; ~ adam: kısa adam, bazık ~: kalın ve kısa, ~ boylu: kısa boylu, ~ kişiçik balçıkğa batıb turadı: kısa adamcık çamura gömülüp duruyor (bilmece/turp), ~ hunağa kim da miner: alçak duvara herkes çıkar. 0.5 KB 318. Alaşatın alçaktan Ornekler: ~ uçadı: alçaktan uçuyor Alban arnavut 320. Albanlı arnavut, albanyalı 321. Albança arnavutça 322. Albermez kimseyi öne geçirmeyen,(mec.)inatçı, boyun eğmeyen, nezaketsiz Albota önlük 324. Albuğartmak çekinmek, sakınmak Albuğartıv çekinme, sakınma Ornekler: İşden ~: iş yapmaktan sakınma Albuğartışıv birbirinden çekinme Alcamak şaşmak, yanılmak, kafası karışmak, şaşkına dönmek. Ornekler: Tanıyma deb alcadım: tanıyorum diye yanıldım, ne eterin bilmey alcaşıb turadı: ne yapacağını bilemeden şaşırıp duruyor, alcağan türsün: şaşkın çehre, coldan alcağan: yolu şaşıran, akılından alcağandı: aklını kaybetmiş, korkub alcaşğandı: korkup şaşkına dönmüş, ol alcaşıb turadı: o şaşkına dönüp duruyor, o şaşırıp duruyor. 0.5 KB 328. Alcatmak şaşırtmak, yanıltmak, aklını karıştırmak, şaşkına döndürmek. Ornekler: Carlı sabiyni tüye tüye akılından alcatğandı: zavallı çocuğu döve döve şaşkına çevirmiş (aklını oynatmış), cavnu ~: düşmanı şaşırtmak, coldan ~: yoldan çıkartmak (yolunu kaybettirmek). 0.3 KB 329. Alcatıv şaşırtma, (aklını) oynattırma, yanıltma, aklını karıştırma, şaşkına döndürme Alcav şaşırma, şaşma, yanılma, karmakarışık olma, şaşkına dönme, aklını yitirme Alcavlu telaşlı, şaşkın, ihtiyarı elinden gitmiş, çaresiz Alcavluk şaşkınlık, çaresizlik, aklını yitirmişlik. Ornekler: ~ bolğun!: çaresizlik içinde kıvran!, şaşkınlık içinde kal! 333. Alcavsuz şaşırmaksızın, telaşsız, yanılgısız, kafası karışmadan. Ornekler: Kart adam ~ üyün tabdı: yaşlı adam şaşırmaksızın evini buldu Alcavsuzluk telaşsızlık, iradesine hakim olmaklık, soğukkanlılık Alcaşdırmak kaybetmek, şaşırtmak, telaşlandırmak, yanıltmak Alcaşdırıv kaybetme, şaşırtma, yanıltma Alcaşmak şaşırmak, kendini kaybetmek, şaşkına dönmek, aklını oynatmak, kaybolmak, yanılmak Alcaşıv şaşırma, kendini kaybetme, şaşkına dönme, aklını kaybetme Alda önde, ileride, âtide, istikbalde Ornekler: Seni caşavuŋ alkın ~dı: senin hayatın henüz istikbaldedir, ~ kelgen: önde gelen, ilk gelen, ~ barmak: önde gitmek, ~ bolmak: önde

15 olmak, ~ barğan adam: önde giden adam, ol senden ~ kelgendi: o senden önce geldi, mından ~: bundan önce. 0.3 KB 340. Alda-artda önde arkada Ornekler: ~ deb karamay: önde arkada diye bakmadan Aldam yalan 342. Aldamak yalan söylemek, hile yapmak, kandırmak Ornekler: Aldab almak: yalan söyleyip almak, aldab iymek: yalan söyleyivermek, savurmak, aldarğa ürenmek: yalan söylemeye alışmak, kuru da ~: daima yalan söylemek, kesi kesin ~: kendi kendini yalancı çıkarmak, kendini kandırmak, kıznı ~: kızı kandırmak, sabiyni ~: çocuğu kandırmak, aldaysa!: yalan söylüyorsun!, aldab tuzakğa cıymak: hile ile tuzağa düşürmek. 0.4 KB 343. Aldamay yalan söylemeden Ornekler: ~ ayt: yalan söylemeden söyle Aldan-alğa gittikçe, önden öne Aldanmak aldanmak, tuzağa düşmek, kanmak Ornekler: Ariv sözğe ~: güzel söze kanmak, dünyalıkğa ~: dünyevi hayata aldanmak, sözüne ~: sözüne aldanmak Aldanırça aldanılacak gibi, kanılacak gibi Ornekler: ~ bir tuzak: aldanılacak gibi bir tuzak Aldanıv aldanma, kanma Aldası ilki, önde olanı, öndekisi Ornekler: ~ bılay ese, artdası kalaydı?: öndekisi böyleyse, sondakisi nasıldır? Aldatmak aldatmak, kandırmak Ornekler: Kesi kesin ~: kendi kendini kandırmak, kuka sözge kesin ~: güzel söze kendini kandırmak (tatlı söze kanmak), kesin ibilisge aldatıb aylanadı: kendini şeytana kandırıp dolaşıyor Aldatıv aldatma, kandırma Aldav yalan, kandırma Ornekler: ~ sözle: yalan sözler, baş ~: kendini kandırma, köz ~: göz bağı, sihir, göz kandırma, illüzyon Aldavlu yalanlı, kandırmaca, yalancı Ornekler: ~ baylık: yalancı zenginlik, ~ sözle: kandırmaca sözler Aldavluk yalan, kandırıcı, aldatıcı Ornekler: ~ bıla: yalan ile, ~ adeb: kandırıcı terbiye, aldatmaca edep, mürai terbiyelilik gösterme, ~ zat: kandırıcı şey Aldavluksuz yalansız, dürüst, kandırmacasız Ornekler: ~ işlegen sıy tabar: dürüst çalışan itibar kazanır Aldavluluk kandırmacalık, yalanlılık, aldatıcılık. Ornekler: Adamnı kuka sözlerini ~u belgilidi: adamın güzel sözlerinin kandırmacalılığı bellidir Aldavsuz yalansız, aldatmacasız Ornekler: Bazar ~ bolmaz: pazar aldatmacasız olmaz, ~ işleseŋ ne bollukdu?: yalansız (hilesiz) çalışsan ne olur? Aldavsuzluk yalansızlık, aldatmacasızlık Aldavuk yalan, kandırıcı, aldatıcı, hilekâr Ornekler: Bu ~du: bu yalandır, ~ kün: aldatıcı güneş, ~ haparla: aldatıcı haberler, yalan haberler, kuruğun sen ~!: kuruyasın sen yalancı! Aldavukluk yalancılık, aldatıcılık, kandırmacalık, aldatmacalık Aldavukçu yalancı, aldatıcı, kandırıcı, hilebaz Ornekler: ~nu işi küçü aldavuk: yalancının işi gücü yalan, ~ adam: yalancı adam, ol ~nu biridi: o yalancının tekidir Aldavukçuluk yalancılık, kandırıcılık Aldavçu yalancı, hilekâr, aldatıcı Aldavçuluk yalancılık, aldatıcılık, hilebazlık Aldağı öndeki, gelecekteki, istikbaldeki Ornekler: ~ at: öndeki at, ~ caşav: istikbaldeki hayat, ~na karab pikir et, artdağına karab şukur et: istikbaldekine bakıp fikret, mazidekine bakıp şükret, ~ süyelgen: önde dikilen. 0.2 KB 365. Aldır yüze gülen, mürai, dalkavukça, dalkavuk Ornekler: ~ sözle: dalkavukça sözler, ~ adam: dalkavuk adam Aldır-güldür yere bakan Ornekler: ~ adam: yere bakan adam.

16 367. Aldırlanmak yüze gülmek, dalkavuklanmak, mürailenmek, tabasbus etmek, pohpoh çekmek Aldırlanıv mürailenme, yüze gülme, dalkavuklanma 369. Aldırlanıvçu yüze gülücü, dalkavukluk edici, mürai, pohpohçu Aldırlı komplimanlı, pohpohlu, hoş Aldırmak aldırmak, kabul ettirmek Ornekler: Önŋelegen iynekge buzovun ~: buzağısını reddeden ineğe buzağısını yeniden kabullendirmek, birevge bazardan aşarık ~: başkasına pazardan yiyecek aldırmak, iç ~: kürtaj yaptırmak, çocuk aldırmak. 0.3 KB 372. Aldırğıç yüze gülücü, dalkavuk, yağcı, mürai Aldırıv aldırma, kabul ettirme Ornekler: İç ~: çocuk aldırma Aldıv-gıldıv eski-püskü, yırtık-pırtık Alese (alay ese) öyleyse, öyle ise Algüzür kocaman, iri yarı, hantal, çam yarması Algüzürlük kocamanlık, hantallık, iri yarılık Algıbıt göbekli, şiş karınlı, şişko Algınnı eski, önceki, sabık Ornekler: ~ tirligim kalmağandı: eski diriliğim kalmadı, ~ direktor: sabık direktör, önceki direktör Alham Elham Ornekler: ~nı okuy bilmegen: elhamı okumasını bilmeyen Alhamdulillah elhamdülillah Alim alim, ilim sahibi kimse, bilgili. Ornekler: Ullu ~le: büyük alimler, ~ bilimden toymay: alim ilime doymaz (a.s.), ~ bolsaŋ alam seniki: alim olursan alem (herşey) senin, alimden hat kalır, temirden tot kalır: alimden hat (yazılı eser) kalır, demirden pas kalır 0.3 KB 383. Alkın daha, henüz Ornekler: ~ ertdedi: henüz erken, sen ~ caşsa: sen daha çocuksun (gençsin), ~ sen kara iynekni boğun basmağansa: henüz sen kara ineğin pisliğine basmadın (henüz sen dünyayı tanımıyorsun), karnaşımı kaytırına ~ köb bardı: kardeşimin avdetine henüz çok var. 0.3 KB 384. Allah Allah, tanrı, ilah Ornekler: ~ğa iynanmağan: Allah a inanmayan, ~ aytmasın!: Allah söylemesin (Allah göstermesin)!, ~ aytsa: inşaallah, Allah izin verirse, ~ım ayıb etmesin!: Tanrı ya güç gitmesin!, ~ğa amanat bol: Allah a emanet ol, ~ bergença: Allah vermiş gibi, ~ bergin: Allah versin, ~ bıla tilemek: can-ı gönülden dilemek, Allah için yalvarmak, ~nı buyruğu: Allah ın emri, ~ buyurğannı körlükbüz: Allah ın takdir ettiğini göreceğiz, ~nı cazıvu: Allah ın takdiri, alın yazısı, ~ cazıksınsın: Allah acısın, ~ carathan: Allah ın yarattığı, ~ col açıklığı bersin: Allah yol açıklığı versin, ~ coluna allanığız: Allah yoluna yöneliniz, ~nı cükge ber: Allah ile teminat ver, ~nı igiliginden: Allah ın yardımıyla, Allah ın iyiliğinden, ~dan kelgen: Allah tan gelen, ~ köredi: Allah görüyor, ~nı künü sayın: her Allah ın günü, ~dan kaytsın: karşılığını Allah versin, ~ karğağan: Allah ın bedduasına uğrayan, ~ urğan: Allah vurmuş, Allah kahretmiş, ~nı küçü bıla: Allah ın gücüyle (Allah ın yardımıyla), ~nı kulu: Allah ın kulu, ~ oŋartsın: Allah kutsasın, Allah takdis etsin, ~saklasın!: Allah korusun!, ~ğa sözüm ullu barmasın: Allah a büyük söylemeyim, ~ğa turumak: Allah a yönelmek, sözüm ~ğa turudu: sözüm Allah a açık, ~ hakına: Tanrı hakkı için, ~nı çamlandırma: Allah ı gazaba getirme, ~ şağatımdı: Allah şahidimdir, amin ~: amin Allah ım, bir ~!: Allah bir!, ~ ~!: Allah Allah! (şaşkınlık ifadesi), ay medet ~!: ey Tanrım medet!, ya ~!: ey Allah ım!, sıylı ~: Hazreti Allah, mukaddes Tanrı, yarabbin ~!: Allah ım yarabbim!, ~ bıla, adam bıla da tiledim: Allah ı da, insanları da araya koyarak yalvardım, ~ sen süy deb : Allah sen sev diye ( Allah razı olsun diyecek ), ya meni carathan ~!: ey beni yaradan Allah ım!, ~ğa işanmak: Allah a güvenmek, ~sız: Allahsız, ateist, Allahsızlık, ateizm, ~ bergen da 2.1 KB 385. Allandırmak yönlendirmek, cesaretlendirmek, iştahlandırmak, ikna etmek, kandırmak, yöneltmek. Ornekler: Kesin işlerğe allandırğandı: kendini çalışmaya yöneltti, calınıb kelirge allandırdık: yalvararak gelmeye ikna ettik, nögerleri anı amanlıkğa allandırğandıla: arkadaşları onu kötü yola yönlendirmişler. 0.3 KB 386. Allandırıv yönlendirme, ikna etme, kandırma, yöneltme.

17 387. Allanmak yönelmek, iştahlanmak, niyet etmek, karar vermek, kafasına koymak. Ornekler: Üy alırğa allanŋandı: ev almaya karar vermiş, işge allanŋandı: çalışmaya iştahlanmış, caz soluvda tenŋiz cağağa barırğa allanŋandı: yaz tatilinde deniz kenarına gitmeyi kafasına koymuş, Tavkan üyünden çığıb sizge tuvra allandı: Tavkan evinden çıkarak size doğru yöneldi. 0.4 KB 388. Allanıv yönelme, iştahlanma, karar verme, kafasına koyma Allanıvçu çabuk karar veren, aceleci Allay öylesi, onun gibi, o kabilden, ona benzer, öyle, öyle şey, aynı, benzer. Ornekler: ~la: öyleleri, andan başhası ~la aytsa..: ondan başkası o kabilden sözler söylese.., Soslan ~la aythanlıkğa..: Soslan öyle şeyler söylese de.., ~ zatla: öyle şeyler, o kabilden şeyler, ~ı barmıdı?: ona benzeyeni var mı?, kallay ese, ~: nasılsa, öyle, ~ bir: o kadar bir, ~ bir zamannı kayda ediŋ?: o kadar zamandır neredeydin?, ~ birni kim da tabar: onun gibi birisini herkes bulur, ~ birge: onun gibi birisine, tuvra ~nı kim körgendi!: tam onun gibisini kim görmüştür (hayret ifadesi)!, kelse ~ğa kelsin: gelirse öylesine gelsin, ~ ariv kız kayda?: öylesine güzel kız nerede?, ~ kıyınlıklanı köb sınağanbız: onun gibi felaketleri çok sınadık, ~ bir zat aythan edi: ona benzer bir şey demişti. 0.8 KB 391. Allay-bıllay öyle-böyle, onun gibi-bunun gibi, şöyle-böyle, öylesi-böylesi Ornekler: ~ deb turma: öyle-böyle deyip durma Allaylık onun gibi, ona mümasil, aynısı, aynı durum, aynı hal. Ornekler: Biz da ~ bolğanbız: biz de onun gibi olduk (bizim başımıza da aynı hal geldi) Allayın onun gibi, onun (dediği) gibi, onun (yaptığı) gibi, tam onun gibi. Ornekler: Seni cavuŋ da ~ bolsun: senin düşmanın da onun gibi olsun (düşmanının başına da onun başına gelen gelsin), Soslan üy işley kelib cartı koyğan edi, men da ~ boldum: Soslan ev inşa etmeye çalışarak yarıda bırakmıştı, ben de tam onun gibi oldum (onun durumuna düştüm). 0.4 KB 394. Allı önü, başlangıcı, cephesi, ön yüzü, ön tarafı, başı. Ornekler: Künnü ~: günün önü, günün başlangıç bölümü, üy ~: evin önü (bahçesi anlamına da gelir), eşik ~: eşik önü, evin bahçesi, ~ aylanŋan: önü dönen, bir şeyi yapmaya iştahlanan (mec.), kışnı ~ cumuşak bolsa, artı zıbır boladı: kışın başı yumuşak olursa, arkası sert olur (halk deyimi), bayramnı ~: arefe günü, bayramdan önceki gün, bayramın başlangıcı, ~ bıla: önü ile, üynü ~ bıla ozdula: evin önü sıra geçtiler, ~nda: başında, iptidasında, ön kısmında, başlangıç kısmında, kazavatnı ~nda: savaşın başında (iptidasında), ~ndan artına deri: başından sonuna kadar, amma ~ında gikka oynar: (bilmece/iğ), kıyını ~ndadı: zoru önündedir, bütev baylığım ~ğızdadı: bütün servetim (zenginliğim) önünüzdedir, ~ alğışlık, artı karğışlık: önü dualık, arkası beddualık, ~ barnı artı bar: başı olanın sonu da vardır, ~ alınırğa kerekdi: önü alınması lazım, ~ artına aylannık!: önü arkasına dönesice! (kızgınlık ifadesi, küfürle karışık), ~na tübegenŋe aytadı: önüne gelene söylüyor, ~nda aytılğanıça: başlangıçta söylendiği gibi 1.2 KB 395. Allı-artı önü arkası, başı sonu. Ornekler: ~ da birdi: başı sonu da bir, ~ cok adam: önü arkası olmayan adam Allıbızdağı önümüzdeki, gelecek. Ornekler: ~ kün: önümüzdeki gün, gelecek gün, ~ colnu ahırında: önümüzdeki yolun sonunda, ~lanı boşayık: önümüzdekileri bitirelim Allık alacak, alacak olan. alacak Ornekler: ~ adam oldu: alacak adam odur, kıznı ~ caş keledi: kızı alacak olan delikanlı geliyor.; ~ı: alacağı, andan ~ım bardı: ondan alacağım var, ~ım beş somdu: alacağım beş kaimedir, bizni birbiribizge ~ıbız, berligibiz cokdu: bizim birbirimize alacağımız, vereceğimiz (borcumuz) yoktur. 0.4 KB 398. Allın-artın önünü arkasını, başını sonunu. Ornekler: ~ eslemey cürügen: önünü arkasını dikkate almadan hareket eden (düşüncesizce hareket eden) Allına başına, önüne, öne doğru, karşılamaya. Ornekler: Konaklanı ~ çığığız: misafirleri karşılamaya çıkınız, sabiyni ~ barığız: çocuğun önüne gidiniz, bar, ~ kara: git, önüne bak, iş ~ baradı: iş öne doğru gidiyor (iş karlı gidiyor, gelişiyor), tirmeni ~ aylanadı: değirmeni öne doğru dönüyor (deyim), kesi ~: kendi başına, kendi kendine, kesi ~ küledi: kendi kendine

18 gülüyor, ~ süyelmek: önüne dikilmek, carlını aşı ~ kelse burnu kanar: fakirin aşı önüne gelse burnu kanar, ov seni anaŋ ~ alsın!: hay seni anan önüne alsın! (beddua/ölünü önüne uzatsın anlamında), ~ barmak: öne gitmek, ilerlemek, gelişmek, kızçıknı ~ barğan zamandı: kızcağızın büyüyüp gelişme zamanıdır. 0.8 KB 400. Allında baş tarafta, başında, başlangıcında, önünde. Ornekler: İşlegeni ~ aman edi, artda egi boldu: çalışması başlangıçta fena idi, sonunda iyi oldu, ~ aytılğanıça: başında söylendiği gibi, üynü ~: evin önünde, mejgitni ~ tabışayık: mescidin önünde buluşalım Allından önünden, önceden Ornekler: Üynü ~ karab kördüm: evin önünden bakıp gördüm, anı ~ aytırğa keregeŋ: onu önceden söylemen gerekirdi, ~ men anı bilmey edim: önceden ben onu bilmiyordum Allındağı önündeki, başındaki, önde giden Ornekler: ~ arba: önündeki araba, martnı ~ ay: martın önündeki ay, şubat, kazavatnı ~ künlede: savaşın başındaki günlerde, ~ adamnı eslemedi: önündeki adamı farketmedi Allıntın önünden, önü sıra Ornekler: Tiziv terekleni ~ ozduk: dizi ağaçların önünden geçtik.; Alma elma. ~ terek: elma ağacı, sokur ~: bozuk elma (üzerinde kör çukurlar olan kalitesiz elma), sokur ~ kibik: kör çukurlu elma gibi, ~ tereginden keri ketmez: elma ağacından uzağa gitmez, köz ~: göz yuvarlağı. 0.3 KB 404. Alma-kertme elma-armut Almak almak, çıkarmak, zaptetmek. Ornekler: Askerge ~: askere almak, allın ~: önünü almak, atnı avuzluğun ~: atın gemini almak, bir canına ~: bir tarafa almak, atnı cerin ~: atın eğerini almak, örge ~: yukarı almak, kolğa ~: ele almak, koyunŋa ~: koynuna almak, kan ~: kan almak, ortağa ~: ortaya almak, hıysabha ~: hesaba almak, hesaba katmak, dikkate almak, esge ~: akla almak, kafaya sokmak, erinçekni er almaz: tembeli er almaz (erkek tembel kadınla evlenmez), cürüse can sala, tohtasa can ala: hareket ederse can verir, durursa can alır (bilmece/kan dolaşımı), calğa ~: ücret vererek almak, ücretle adam kiralamak, önküç ~: ödünç almak, ħauħ ~: kullanmak için almak, kaymağın ~: kaymağını almak, bağa ~: pahalıya almak, alim at ~: alim ünvanını almak, ustalık ~: ustalık icazeti almak, ondan beşni alsaŋ, beş kaladı: ondan beşi çıkarırsan, beş kalır, şaharnı ~: şehri zaptetmek, soluv ~: nefes almak, solumak, ayıb ~: ayıplanmak, lekelenmek, ülgü ~: örnek almak, davlab ~: hak iddia ederek almak, sıyırıb ~: sıyırıp almak, saylab ~: seçip almak, satıb ~: satın almak, sermeb ~: kapıp almak, sıdırıb ~: kazıyıp almak, alıb boşamak: alıp bitirmek, alıb bermek: alıp vermek, alıb salmak: alıp koymak, alıb çıkmak: alıp çıkmak, alıb cetmek: alıp yetişmek, alıb koymak: alıvermek, asıv ~: asığ almak, faydalanmak, avrıvun ~: hastalığını almak, açıvun ~: acısını çıkartmak, hıncını almak, örlük ~: üstünlük almak, muzaffer olmak, kef ~: keyif almak, karıv ~: güç almak, horlam ~: başarı kazanmak, zafer kazanmak, söz ~: söz almak, alıb karamak: alıp bakmak, ala-bere bilmegen, berse közüne cuku kirmegen: almasını vermesini bilmeyen, verse de gözüne uyku girmeyen, alırın bilgen, beririn da bilir: almasını bilen, vermesini de bilir, almay sokuranŋandan ese, alıb sokuran: almadan pişman olmaktansa, alarak pişman ol 1.9 KB 406. Almastı yaşlı kadına benzeyen karışık uzun saçlı efsanevi bir mahluk (masallarda geçer, çocukları korkutmak için söylenir) 407. Almastılık bakımsız uzun saçlılık Almayır ağır kanlı adam, hantal adam Almayırlık ağır kanlılık, hantallık Almazlık almıyacak, alınmıyacak. Ornekler: Munu ~ nesi bardı?: bunun alınmıyacak nesi var? 411. Almaş değişik, çeşitli, münavebeli. zamir Ornekler: Betlevçü ~: şahıs zamiri, körgüzüvçü ~: işaret zamiri, soruvçu ~: soru zamiri, baylavçu ~: bağlayıcı zamir, begitivçü ~: güçlendirme zamiri, oğaylavçu ~: olumsuzlaştırıcı zamir, belgilevçü ~: belirleyici zamir, belgisiz ~: belirsiz zamir. 0.3 KB 412. Almaşdırmak değiştirmek, münavebe yaptırmak. Ornekler: Saklavullanı ~: nöbetçileri değiştirmek, kiyim ~: elbise değiştirmek, açhanı ~: para değiştirmek.

19 413. Almaşdırıv değiştirme Almaşmak değişmek, münavebe yapmak. Ornekler: Ekibiz almaşıb işleybiz: ikimiz münavebe ile çalışıyoruz Almaşınmak değişmek, değişime uğramak. Ornekler: Keçe bıla kün cerni aylanŋı üçün almaşınadıla: gece ile gündüz yerin dönmesinden dolayı değişiyorlar Almaşınmay değişmeksizin, sabit şekilde, mütemadi surette, tıpkısı Almaşınmağan değişmeyen, sabit, şaşmayan, tam tamına, tıpatıp. Ornekler: ~ kesi: tıpatıp kendisi Almaşınıv değişme, değişim Ornekler: Açha ~: para değişimi Almaşıv değişme, münavebe Alohatalanıv nazlanma, kırıtma Alsaŋ alsan, alırsan, çıkarırsan Ornekler: Beşden üçnü ~: beşden üçü çıkarırsan Alsız-artsız önsüz arkasız, dalı kolu olmayan, kimsiz-kimsesiz. Ornekler: ~ adam: kimi-kimsesi olmayan adam Altav altı kişi, altılı. Ornekler: ~ ayrı bolsa, aradağın aldırır, ekev bir bolsa töppedegin endirir: altı kişi ayrı olsa aradakini aldırır (kaptırır), iki kişi bir olsa tepedekini indirir Altavlan altı kişi, altı adam, altı arkadaş Altayak hareketli, daldan dala atlayan, kurnaz, becerikli, açıkgöz. altı ayaklı Altağaç bir oyunun adı Altıgran altı köşeli 428. Altılamak altı parçaya bölmek, parçalamak. Ornekler: Mıllıknı ~: (hayvan) ölüsünü parçalamak Altılav altıya ayırma, altılama Altımüyüş altı köşeli Altın altın Ornekler: Sırma ~: sırma altın, suv ~: altın suyuna batırılmış altın, altın kaplanmış, kaşıkla suv ~dıla: kaşıklar altınla kaplanmışlar, ~ cüzük: altın yüzük, ~ betli: altın renkli, ~ suv içirmek: altınla kaplamak, ~ hazırla: altın fişenklikler, künnü ~ tayaklıkları: güneşin altın renkli hüzmeleri, ~ tüken: sarraf, ~ berib alğan şohuŋ kıyınlı künüŋde başıŋı keser: altın verip aldığın dostun, zor gününde başını keser, ~ etegiŋe başım kordu: altın eteğine başım kurban olsun (deyim/kadınlara söylenen bir kompliman), ak ~: beyaz altın, doppak ~: bronz, ~ alma, alğış al: altın alma, dua al, ~nı alma da akılnı al: altını alma da akılı al, ~dan artık, adeb: edeb, altından kıymetlidir, ~ açhıç temir kalanı açar: altın anahtar demir kaleyi açar, ~ buruvğa salsaŋ da bulbul tal terekni unutmaz: altın muhafazaya koysan da bülbül söğüt ağacını unutmaz, ~da cerinde sıylı: altın da yerinde değerlidir, ~nı kirge atsaŋda cıltırar: altını pisliğe atsan da parlar, ~nı taba bilgen, asray da bilir: altını bulmasını bilen, saklamasını da bilir, ~nı tabhan tınç, asrağan kıyın: altını bulmak kolay, saklamak güç, ~ çögüç kurçnu da sındırır: altın çekiç çeliği de kırar, ~-kümüş taşdı, arpa-buğday aşdı: altın-gümüş taşdır, arpa-buğday aşdır. 1.4 KB 432. Altınçaç altın saçlı, sırma saçlı Altıyıklık altı haftalık Alçaymak ölmek Ornekler: Ok tiygenley börü alçayıb cığıldı: kurşun değince kurt ölerek yere yığıldı Alçaytmak öldürmek, birbirinden ayırmak, vurup öldürmek. Ornekler: Atıb duşmannı alçaytdı: atıp düşmanı öldürdü, butların alçaytdı: bacaklarını (birbirinden) ayırdı Alçaytıv öldürme, birbirinden ayırma Alçayıv Alçayıv 438. Alçü eğri, inatçı Ornekler: ~ ögüz: inatçı öküz 439. Alçü-gülçü eğri-büğrü, tepetakla Ornekler: ~ aylanıb ketdi: tepetakla yuvarlanıp gitti Alçı öncü, yol gösterici Ornekler: Bizni alçılarıbız: bizim öncülerimiz, ~ adam: yol gösterici adam, aman işde ~ bolma: kötü işde öncü olma, ~ işni alğa tolturur: öncü işi önde bitirir, berçi belin sındırır, ~ tilegin tındırır: verici belini kırar, öncü dileğini yapar 441. Alçı! alsana! (emir).

20 442. Alçılık öncülük Ornekler: ~ etmek: öncülük etmek, ~nı almak: öncülüğü almak, elge ~ eterge bilimli bir adam kerekdi: halka öncülük yapacak bilimli bir adam gerek Alğa öne, ön tarafa, ileriye, ilk, erken. Ornekler: ~ da barma, artha da kalma: ileri de gitme, geri de kalma, ~ çıkmak: öne çıkmak, ~ barmak: öne gitmek, sağatım ~ baradı: saatim öne gidiyor, ~ kelgen: ilk gelen, bolcaldan ~: gününden önce, vadesinden önce, senden ~ öleyim!: senden önce öleyim! (çocukları severken söylenir), neden da ~: her şeyden önce, andan köb ~: ondan çok önce, ~ kelgen alma alır: erken gelen elma alır, ~ kelgen atnı başı artık: önde gelen atın başı öndedir, ~ kıçırğan guguk ~ ölür: ilk seslenen baykuş ilk önce ölür, ~ çıkğan kulaknı artha çıkğan müyüz ozar: önce çıkan kulağı, sonra çıkan boynuz geçer (boynuz kulağı geçer), ~ sürünmek: öne (doğru) sürünmek, ~ salmak: öne koymak, ~ turmak: öne durmak, ~ süyelmek: öne dikilmek. 0.8 KB 444. Alğa-artha öne arkaya 445. Alğadan önceden Ornekler: ~ belgili edi: önceden belli idi Alğalık öncelik, imtiyaz, erken oluş. Ornekler: Caznı zamanından ~ı igi tüldü: yazın vaktinden önce gelişi iyi değil, anı senden ~ı cokdu: onun senden önceliği yok, ~lı kavum: imtiyazlı sınıf Alğan alan Ornekler: Cüregimi korkuv ~dı: yüreğimi korku aldı, aythanıŋı ~ edi: dediğini almış idi, bazardan ~ım budu: pazardan aldığım budur, medal ~: madalya alan Alğarak biraz önce, biraz ileri, biraz önde, biraz öne Ornekler: ~ çık: biraz öne çık, ~ kelğendi: biraz önce geldi, ~ atla: biraz öne adım at Alğarakda biraz ileride, biraz önde, biraz önce Ornekler: Bu andan ~ bolğandı: bu ondan biraz önce olmuş, ~ da tur: biraz ileride tur Alğarakdan biraz önceden, erkence Alğaraktın biraz önceden, erkence. Ornekler: ~ kayğısın körügüz: erkence çaresine bakınız Alğasab kalmak şaşırıp kalmak, paniğe kapılmak, ürkmek, telaşlanıp kalmak Alğasamak gevşemek, tavsama, (mec.) şaşırmak, telaşlanmak, paniğe kapılmak Alğasav gevşeme, tavsama, (mec.) şaşırma, teşevvüş, telaş, panik Alğasağan gevşeyen, tavsayan, (mec.) şaşkın, telaşlı, paniğe kapılmış, ürkek. Ornekler: ~ koy: ürkek koyun Alğatın önceden, evvelden Alğı önceki, evvelki, ilk Ornekler: ~ burun: ilk önce, ~ colda: önceki kez, ~ğa ber: öncekine ver, ~ sabiyi: ilk çocuğu, ~ kün: önceki gün, evvelki gün Alğın önce, evvela, eskiden, önceleri, eski (kadîm) Ornekler: ~ oylab, alay söleş: önce düşünüp öyle konuş, ~ alay tül edi: eskiden öyle değildi, ~ barğan edim: eskiden gitmiştim, ~ zamanda: eski zamanda, em ~: en önce, ~lada: çok eski zamanlarda. 0.3 KB 459. Alğında eski zamanda, çok eskilerde Alğından önceden, eskiden Ornekler: ~ kelgen aded: eskiden gelen adet Alğıntın evvela, önce Ornekler: ~ munu eteyik: önce bunu yapalım Alğınça eskisi gibi Ornekler: ~ caşayık: eskisi gibi yaşayalım, ~ eteyik: eskisi gibi yapalım Alğıç alıcı Ornekler: Köl ~: gönül alıcı Alğış alkış, dua, iyi dilek, iyi temenni, tebrik, kutlama Ornekler: ~ etmek: iyi dilekte bulunmak, duada bulunmak, kutlamak, ~ğa barmak: kutlamaya gitmek, ~ ayak: dua çanağı, dilek çanağı, ~ ayak, bal ayak-kolubuzğa alayık-calınayık, calbarayık-sıylı Allah dan kelir kıyınlıkdan-keŋde kalayık : dilek çanağı, bal çanağı-elimize alalım-yalvaralım, yakaralım- Yüce Allah tan gelecek felaketlerden-uzak kalalım (gelin eve girerken usta bir dilekçi tarafından irat edilen uzun bir duanın başlangıç kısmı), ~ı da karğışı da kerek tüldü: duası da bedduası da lazım değil, ~ kabıl bolsun: dilek kabul olsun, bu üyden ~ ketmesin: bu evden dua gitmesin, ~ ayrılmağız: duadan ayrılmayınız. 0.7 KB

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Walt Whitman - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yasal Uyarı: Bu ekitap, bilgisayarınıza indirip kayıt etmeniz ve ticari olmayan kişisel kullanımınız için yayınlanmaktadır.

Detaylı

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN 978-975-07-0762-9

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN 978-975-07-0762-9 OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7 PARMAKKIZ Andersen ISBN 978-975-07-0762-9 Tasarım: Erkal Yavi Tasarım Uygulama: Gelengül Çakır Baskı ve Cilt: Türkmenler Matbaası 1. Basım: 2007 3. Basım: Eylül 2011 Can Sanat

Detaylı

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir. Gasl, yıkamak demektir. Gusül ve iğtisal da, yıkanma anlamını taşır. Din deyiminde gusül: Bütün bedenin yıkanmasıdır, boy abdesti alınmasıdır. Buna taharet-i kübra (büyük temizlik) denir. Böyle bir temizliği

Detaylı

Cümlede Anlam İlişkileri

Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede anlam ilişkileri kpss Türkçe konuları arasında önemli bir yer kaplamaktadır. Cümlede anlam ilişkilerine geçmeden önce cümlenin tanımını yapalım. Cümle, yargı bildiren,

Detaylı

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ HÜKMÜ ŞARTI ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

Detaylı

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ DUYGU UYSAL 0852051 19 ARALIK 2011 PAZARTESİ Bugün sabah 9 dan akşam 10 a kadar dışarıda kalacaktım. Bu yüzden evden çıkmadan çok fazla parfüm sıkmıştım. Evden çıkarken ablam bütün evin benim parfümüm

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

İstek Özel Kemal Atatürk Anaokulu. Kanaryalar Sınıfı

İstek Özel Kemal Atatürk Anaokulu. Kanaryalar Sınıfı Okyanus, Yaşam İçin Gereklidir Ve Doğal Dengesinin Korunması İçin İnsanların Çaba Göstermesi Gereklidir Neler Biliyoruz? İpek A.: Okyanusun mavi ve yeşil su olduğunu biliyorum. Deniz Can K: Yunuslar karaya

Detaylı

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ ΙV ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70013 Γ) HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK DİNLEYELİM

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi : 2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ Anayasa nın 49. Maddesi : A. Çalışma Hakkı ve Ödevi Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,

Detaylı

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ SAYI : BİR 7-11 MAYIS 2009 ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ Ben siyasi hayatım ve ülke sevdamla ilgili olarak tüm Türkiye yi memleketim bilirim ancak Çemişgezek benim doğup, büyüdüğüm yer. Elazığ Valisi Muammer

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

"Demiri demirle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu, insanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu."

Demiri demirle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu, insanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu. "Demiri demirle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu, insanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu." "Her yıl yapılan 'en iyi buğday' yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu.

Detaylı

RUSYA FEDERASYONUN DI POL T KASINI EK LLEND REN EOPOL T K KURAM: NEO-AVRASYACILIK ÖRNE Dr. Aidarbek Amirbek

RUSYA FEDERASYONUN DI POL T KASINI EK LLEND REN EOPOL T K KURAM: NEO-AVRASYACILIK ÖRNE Dr. Aidarbek Amirbek ank a a k n n lu la a a A a a a 3(2) RUSYA FEDERASYONUN DI POL T KASINI EK LLEND REN EOPOL T K KURAM: NEO-AVRASYACILIK ÖRNE Dr. Aidarbek Amirbek Özet Ru a a l k anla n l m n n a lma n a n m kab l m k.

Detaylı

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları. HASTA İŞİ İnsanların içlerinde barındırdıkları ve çoğunlukla kaçmaya çalıştıkları bir benlikleri vardır. O benliklerin içinde yaşadıkları olaylar ve onlardan arta kalan üzüntüler barınır, zaten bu yüzdendir

Detaylı

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu. Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu. Önündeki deftere, son yazdıklarına baktı ve sayfayı delmeye kararlıymış gibi, bastıra bastıra sildi. Az ötede duran kitabı önüne çekti ve elindeki kurşunkalemi

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler 1.Temel Kavramlar Abaküs Nedir... 7 Abaküsün Tarihçesi... 9 Abaküsün Faydaları... 12 Abaküsü Tanıyalım... 13 Abaküste Rakamların Gösterili i... 18 Abaküste Parmak Hareketlerinin Gösterili i... 19 2. lemler

Detaylı

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu. BASIN BÜLTENİ Selçuk Üniversitesi Akören Ali Rıza Ercan Meslek Yüksekokulunda 01.04.2015 tarihinde 100. Yılında Çanakkale yi Anlamak adlı konferans düzenlendi. Şehitlerimiz anısına yapılan saygı duruşu

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Gelişim psikolojisi, bireylerin yaşam boyunca geçirdiği bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal

Detaylı

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir. YGS / LYS SÖZLÜĞÜ OBP (ORTA ÖĞRETİM BAŞARI PUANI): Öğrencinin diploma notunun diğer öğrencilerin diploma notlarına oranıdır. En az 100 en çok 500 puan arasında değişen bu değer, öğrencinin başarısı okulun

Detaylı

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR? Zeki Aslan YILDIZLAR NASIL OLUŞUR? Yıldız nedir sorusunu insanlık yüz binlerce belki de milyonlarca yıldır soruyordu? Fakat yıldızların fiziksel doğası ve yaşam çevrimleri ancak 1900 lü yıllardan sonra

Detaylı

Yel kenin Everest Tepesi olarak kabul edilen Vendee Globe a katılmaktı ve bu umudun peşinde soluğu Fransa da almıştı.

Yel kenin Everest Tepesi olarak kabul edilen Vendee Globe a katılmaktı ve bu umudun peşinde soluğu Fransa da almıştı. 6.50 metrelik mini teknelerle yapılan ve Fransa dan başlayıp Atlantik geçişi ile Brezilya da sona eren Mini Transat ın startı ile 85 tekne denize açıldı. Türk yelkenci Tolga Pamir de aralarında olacaktı

Detaylı

Yanlış Anlaşılan Faizci

Yanlış Anlaşılan Faizci Yanlış Anlaşılan Faizci Aslam Effendi Başka bir gün Tota 1, faizci Sherzad ile karşılaştım. Bu herif hasta olmalı. Düşünsene, para ödünç vererek faiz temin ediyor. Din bu işi yasaklıyor ama yine de aramızda

Detaylı

Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı

Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı Fatih Projesi kapsamında Atatürk Anadolu Lisesi 9.Sınıf öğretmen ve öğrencilerine Tablet Bilgisayarları, binasında yapılan törenle dağıtıldı.

Detaylı

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim 2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim (TÜSİAD ve UNFPA Ortak Raporunun Değerlendirilmesi) Prof. Dr. Zafer Öztek 27 Kasım 2012 Fütürist Prof. David Passig 2050 adlı eserinde Türkiye nin 2050 yılında Dünyadaki

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Ekim 14, 2011-2:43:35 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ''Bedensel, işitme ve görme özürlüler kendi içinde sınava tabi tutulacak. 2012 yılının ilk çeyreğinde

Detaylı

KULLANIM ÖMRÜNÜN SONUNA GELMİŞ GEZİNTİ TEKNELERİ İLE İLGİLİ TAMİR VE ONARIM TESİSLERİ İÇİN ESASLAR REHBERLERİ

KULLANIM ÖMRÜNÜN SONUNA GELMİŞ GEZİNTİ TEKNELERİ İLE İLGİLİ TAMİR VE ONARIM TESİSLERİ İÇİN ESASLAR REHBERLERİ KULLANIM ÖMRÜNÜN SONUNA GELMİŞ GEZİNTİ TEKNELERİ İLE İLGİLİ TAMİR VE ONARIM TESİSLERİ İÇİN ESASLAR REHBERLERİ Tümhaklarısaklıdır Bu doküman, BOAT DİGEST Konsorsiyumu nunyazılıizniolmaksızınherhangibirnedenlekopyanalanamaz,

Detaylı

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ; 1 BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ; O gece en güzel yıldızlar kaydı, Nereden geliyordu bu aydınlık? Neydi insanları bu denli mutlu

Detaylı

Mutfak Etkinliği. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Şarkı. Kek yapıyoruz.

Mutfak Etkinliği. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Şarkı. Kek yapıyoruz. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Şarkı Mutfak Etkinliği Sohbetler Yaşayan değerlerimizden Görevlerimizi Bilmek ile ilgili sohbet ediyorum. Görevlerimizi yerine getirme konulu sohbet ediyorum.

Detaylı

Nejat Yalkı'yı kaybettik. Acı haberin kısa zamanda duyulması tüm meslektaşlarda ve kendisini tanıyanlarda derin, unutulması güç acılar yarattı.

Nejat Yalkı'yı kaybettik. Acı haberin kısa zamanda duyulması tüm meslektaşlarda ve kendisini tanıyanlarda derin, unutulması güç acılar yarattı. BÜYÜK KAYBIMIZ Prof. Dr. SeLihattin Nejat Yalkı 22 şubat i 974 günü hocamız, değerli insan Prof. Dr. Selahattin Nejat Yalkı'yı kaybettik. Acı haberin kısa zamanda duyulması tüm meslektaşlarda ve kendisini

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun? Minti Monti Çocuklar için eğlenceli poster dergi Ücretsizdir Kış 2014 Sayı:12 ISSN: 2146-281X Kızak Keyfi Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

Detaylı

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor Kadınların Yaşam Koçu Tuğba Güneş, kadına şiddetti ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldıracak önlemler alınması gerektiğini söyledi. Kahramanmaraş ın tek yaşam ve wellness

Detaylı

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet 57 Yrd. Doç. Dr. Yakup EMÜL, Bilgisayar Programlama Ders Notları (B02) Şimdiye kadar C programlama dilinin, verileri ekrana yazdırma, kullanıcıdan verileri alma, işlemler

Detaylı

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri.

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri. Patoloji Dernekleri Federasyonu Başkanlığına, Son yıllarda patoloji kongrelerinin katılım ücretlerinin çok yüksek olduğu yakınmaları arttı. Bu nedenle kongrelerimizi daha ucuza yapmaya çalıştık. Hemen

Detaylı

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor The study underlying the results published in this paper was conducted as part of research financed under the Research and Technology Innovation Fund (KTIA_AIK_12-1-2013-0043) called Adaptation and ICT-supported

Detaylı

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU DİN HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TİREBOLU MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU MUTLULUĞUNUZA REHBERLİK EDER Yüce Allah ın aileye bahşettiği sevgi ve rahmetin çeşitli unsurlarla beslenmesi gerekir. Bunların

Detaylı

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di -gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di ne: Sen gü neş li so kak lar da do laşı yor sun, is

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 TÜRK MİTOLOJİSİNDE ÖNEMLİ RENKLER DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 RENKLER Türk mitolojisinde renklerin sembolik anlamları ilk olarak batılı Türkologların dikkatini çekmiş ve çalışmalarında bu hususa işaret etmişlerdir.

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

DENİZYILDIZI GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ NİSAN AYINDA NELER ÖĞRENDİK? Çiçekleri tanıdık. Çiçekleri gözlemledik. Çiçek türlerini isimlendirdik. Çiçeklerin birer canlı olduğunu öğrendik. Farklı çiçeklerin bakımını

Detaylı

Alem:Animalia(Hayvanlar) Şube:Chordata(Kordalılar) Sınıf:Mammalia(Memeliler) Alt Sınıf:Metatheria (Keseliler) Üst takım:australidelphia (Avustralya

Alem:Animalia(Hayvanlar) Şube:Chordata(Kordalılar) Sınıf:Mammalia(Memeliler) Alt Sınıf:Metatheria (Keseliler) Üst takım:australidelphia (Avustralya Alem:Animalia(Hayvanlar) Şube:Chordata(Kordalılar) Sınıf:Mammalia(Memeliler) Alt Sınıf:Metatheria (Keseliler) Üst takım:australidelphia (Avustralya keselileri) Takım:Dasyuromorphia(Yırtıcı keseliler) Familyalar:

Detaylı

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/printnews.aspx?docid=30285714

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/printnews.aspx?docid=30285714 1 / 5 2015/10/13 10:43 Gündem 11 Ekim 2015 Tek dilekleri barıştı TÜRKĐYE de en büyük terör saldırısı olarak tarihe geçen saldırıda ölenler arasında yurdun dört bir yanından barış ve demokrasi için Ankara

Detaylı

Başkan Kocadon Muğla basınını Bodrum da ağırladı

Başkan Kocadon Muğla basınını Bodrum da ağırladı Başkan Kocadon Muğla basınını Bodrum da ağırladı Başkan Kocadon : Artık hep beraber diyoruz ki Muğla aşkıyla yanıp tutuşalım Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle

Detaylı

ÖNEMLİ NOT: 2016 BÜTÇESİ HAZIRLAMA ÇALIŞMASI. NYC Nilgün Yetiş Koçluk ve Danışmanlık. Gözden Geçirme Tarihi:

ÖNEMLİ NOT: 2016 BÜTÇESİ HAZIRLAMA ÇALIŞMASI. NYC Nilgün Yetiş Koçluk ve Danışmanlık. Gözden Geçirme Tarihi: ÖNEMLİ NOT: Bütçe kısıtlamalar için değil, sizi arzu ettiğiniz hayatı yaşamanız ve hedeflerinize ulaşmanız için yapıldığı zaman oldukça anlamlı ve faydalıdır. Bu çalışmayı yıl başında yapmanız ve 3 er

Detaylı

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ 1-2 Kasım 2013 tarihlerinde TED Okulları nda görev yapan müdür yardımcılarına yönelik olarak Antalya da bir hizmet içi eğitim gerçekleştirilmiştir. 25 TED Okulu ndan

Detaylı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı Ocak 15, 2013-3:55:02 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın himayesinde kurulan ''İşte Eşitlik Platformu'' tanıtıldı. Toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikle mücadele

Detaylı

Ahlak gelişimi; Ahlaki duygular; Ahlaki akıl yürütme; heteronom/bağımlı ahlak otonom ahlak

Ahlak gelişimi; Ahlaki duygular; Ahlaki akıl yürütme; heteronom/bağımlı ahlak otonom ahlak , Ahlak gelişimi; insanların diğer insanlarla ilişkilerinde ne yapması gerektiğine dair kurallar ve geleneklere dair duygular, düşünceler ve davranışların geliştirilmesini içerir. Önde gelene gelişim kuramları,

Detaylı

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

Doç. Dr. Orhan YILMAZ Yazar Ad 151 Doç. Dr. Orhan YILMAZ İnsanda iletişimin en önemli araçlarından biri olan ses, kişinin duygusal yapısını yansıtan bir olaydır. Yaş ilerledikçe tüm organlarda görülebilen yaşlanma konuşma

Detaylı

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) A. KAVRAM Varlıkların zihindeki tasarımı kavram olarak ifade edilir. Ağaç, kuş, çiçek, insan tek tek varlıkların tasarımıyla ortaya çıkmış kavramlardır. Kavramlar genel olduklarından

Detaylı

Bu feryadımı askeriyeden atılan subayların feryadına bir tercüman olması hasebiyle dile getiriyorum.

Bu feryadımı askeriyeden atılan subayların feryadına bir tercüman olması hasebiyle dile getiriyorum. KADER BUNA MÜSAADE ETMEZ Zulüm zulümdür.herkim tarafından ve nerede yapılırsa yapılsın.allah zulmü imhal etsede yani mühlet tanısa da ihmal etmez.kolay kolay neticesini âhirete bırakmaz.bu O nun adaletinin

Detaylı

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Araştırma sonucu Göteborg daki anaokulları ve aile yuvaları ( familjedaghem) faaliyetlerinde kalitenin geliştirilmesinde kullanılacaktır. Soruları ebeveyn veya veli olarak

Detaylı

AİLELERİN YAŞADIKLARININ BETİMLENMESİ

AİLELERİN YAŞADIKLARININ BETİMLENMESİ 134 AİLELERİN YAŞADIKLARININ BETİMLENMESİ ÇİZELGE 122 Ailelerin Çocuğunuzda Bazı Sorunlar Olduğunu Nasıl Anladınız? a) Yürümede gecikme olduğunda 8 16 b) Görme bozukluğu fark edildiğinde 1 2 c) Hastanede

Detaylı

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI FATİH ACAR: - 2008 YILINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TEMELLERİ ATILDI - İLAÇ VE TIBBİ MALZEME KONUSUNDA

Detaylı

Türkiye`nin yeni ve genç caz festivali Bursa Nilüfer Uluslararası Caz Tatili Festivali`nden ilk notlar Burak Sülünbaz`ın kaleminden yayında.

Türkiye`nin yeni ve genç caz festivali Bursa Nilüfer Uluslararası Caz Tatili Festivali`nden ilk notlar Burak Sülünbaz`ın kaleminden yayında. Cazkolik.com "Jazz"lı Gündem Jazzlı Gündem Türkiye idealist, heyecanlı ve pırıl pırıl insanlardan oluşan bir ekibin hazırladığı yeni bir caz festivali kazandı. Burak Sülünbaz Cazkolik için izledi ve yazdı.

Detaylı

FRANCHISE. Technokids nedir

FRANCHISE. Technokids nedir Technokids ne yapar Technokids nedir Technokids, Teknoloji ve bilgi çağının sunduğu olanakları çocuklarla paylaşan, geleceğin yaratıcı beyinlerini ortaya çıkaran, yeteneklerini keşfeden, onlara yeni yetenekler

Detaylı

NİSAN 2013 SAYI:16 ŞEHİRLER ÇOCUKLARIMIZA GÖRE OLSUN

NİSAN 2013 SAYI:16 ŞEHİRLER ÇOCUKLARIMIZA GÖRE OLSUN NİSAN 2013 SAYI:16 ŞEHİRLER ÇOCUKLARIMIZA GÖRE OLSUN S Ö Y L E Ș İ Avrupa Birliği Yatırımları Daire Bașkanı Okuyucularımız için Avrupa Birliği Yatırımları Dairesi Bașkanlığı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Detaylı

FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009

FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009 FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009 Hazırlayan: Sümer ÖZVATAN sumerozvatan@yahoo.com Ahmet BOZKURT önderliğinde iki araç ile yola çıktık. Bu defa rotamız Çamlıdere ilçesinin güneyi.

Detaylı

ÇİÇEK GRUBU 2013-2014 EĞİTİM DÖNEMİ EKİM AYI BÜLTENİ 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI DÜNYA HAYVANLAR GÜNÜ DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ DÜNYA EL YIKAMA GÜNÜ KULELER Atatürk ün hayatını öğrenme Atatürk ün ülkemize kazandırdıkları

Detaylı

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ Ray KLINGINSMITH U.R. Başkanı 2010 11 Kemalettin ERBİLGİN U.R. 2430. Bölge Guvernörü 2010 11 Ertuğrul KAYA 14. Grup Guvernör Yardımcısı Tuban GÜÇLÜ (Başkan) Mustafa CİVELEK (Asbaşkan) Melisa KARA (Kulüp

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

MÜSİAD Kadın Girişimciler Zirvesi. Kapanış Konuşması. 27 Mayıs 2016. İş Dünyamızın, STK'ların Değerli Bşk ve Temsilcileri,

MÜSİAD Kadın Girişimciler Zirvesi. Kapanış Konuşması. 27 Mayıs 2016. İş Dünyamızın, STK'ların Değerli Bşk ve Temsilcileri, MÜSİAD Kadın Girişimciler Zirvesi Kapanış Konuşması 27 Mayıs 2016 Saygıdeğer (Emine Erdoğan) Hanımefendi, Sayın Bakanım, (Fatma Ramazanoğlu), İş Dünyamızın, STK'ların Değerli Bşk ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı

Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı Antalya Toros Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (TODOSK) tarafından düzenlenen 22. Kızlarsivrisi Yaz Dağcılık Şenliği ne katılmak

Detaylı

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Değerli konuklar, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) çalışmaları kapsamında düzenlediğimiz Kurumsal Yönetim konulu toplantımıza hepiniz hoş geldiniz. 11 Aralık 2001 tarihli Bakanlar

Detaylı

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri,

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri, 3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (09 Eylül 2013 25 Ekim 2013 ) Sayın Velimiz, Sizlerle daha önce paylaştığımız gibi okulumuzda PYP çalışmaları yürütülmektedir. Bu kapsamda; PYP disiplinler üstü temaları ile

Detaylı

SORU- Neden sosyal hizmetler? Neden Sivas? Bu okulu yazmadan önce ve su an duygularınız arasında ne farklar var?

SORU- Neden sosyal hizmetler? Neden Sivas? Bu okulu yazmadan önce ve su an duygularınız arasında ne farklar var? Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Hizmet Uzmanlığı Bölümü Öğrencisi Suat Abdan Sosyal Hizmet Uzmanlığı İnsanlara Yardım etmeyi sevenler için ideal bir bölümdür. SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Detaylı

Cümlelerin mantıksal özellikleri

Cümlelerin mantıksal özellikleri Cümlelerin mantıksal özellikleri Cümleler (önermeler) arasındaki mantıksal ilişkiler Gerektirme ör. P Q Bu bir köpektir. Bu bir hayvandır. Can arıyı öldürdü. Arı öldü. Tüm köpekler mordur. Köpeğim mor.

Detaylı

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler Endüstri Mühendisliğine Giriş Jane M. Fraser Bölüm 2 Sık sık duyacağınız büyük fikirler Bu kitabı okurken, büyük olasılıkla öğreneceğiniz şeylere hayret edecek ve varolan bilgileriniz ve belirli yeni becerilerle

Detaylı

Van da Deprem Sürüyor! Barınma Sorunu, Açlık Grevi ve İlgisizlik 500 Çocuğun Yaşamını Tehdit Ediyor

Van da Deprem Sürüyor! Barınma Sorunu, Açlık Grevi ve İlgisizlik 500 Çocuğun Yaşamını Tehdit Ediyor Van da Deprem Sürüyor! Barınma Sorunu, Açlık Grevi ve İlgisizlik 500 Çocuğun Yaşamını Tehdit Ediyor VAN DA 26 AĞUSTOSTAN BERİ BARINMA VE İŞ OLANAĞI TALEPLERİ İLE AÇLIK GREVİNDEKİ DEPREMZEDE AİLELERİNİN

Detaylı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal

Detaylı

Öncelikle mübarek KURBAN BAYRAMINIZ kutlu olsun.

Öncelikle mübarek KURBAN BAYRAMINIZ kutlu olsun. DEĞERLİ VELİLER Öncelikle mübarek KURBAN BAYRAMINIZ kutlu olsun. Bayram tatilinde verilen bu ödevlerin günlük olarak(üzerindeki tarihe göre) yaptırılmasını rica ediyorum. Ödevleri öğrendiğimiz konuların

Detaylı

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Enerji ve Kalkınma Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Kırılma Noktası Dünyanın gerçeklerini kırılma noktalarında daha iyi kavrıyoruz. Peşpeşe gelen, birbirine benzer damlaların bir tanesi bardağın

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-14/2/2014-28913) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim

Detaylı

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri Kur an ın Bazı Hikmetleri Allah Teala kıble hususunda derin tartışmalara giren insanların görüşünü: İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. ayetiyle reddetmiştir. Ki onların bir kısmı,

Detaylı

Womb Blessing with Miranda Gray

Womb Blessing with Miranda Gray Rahim Kutsaması na katılacağınız için çok mutluyum. Bu kutsamanın amacı yalnızca kendi rahminizle ve dişiliğinizle bağlantı kurmanıza ve şifalanmanıza yardımcı olmak değil; aynı zamanda herkesin içindeki

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

Genel bilgiler Windows gezgini Kes Kopyala Yapıştır komutları. 4 Bilinen Dosya Uzantıları

Genel bilgiler Windows gezgini Kes Kopyala Yapıştır komutları. 4 Bilinen Dosya Uzantıları İÇERİK 2 Dosya ve Klasör İşlemleri 3 Giriş BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE UYGULAMALARI Windows 7 - Devam ÖĞR. GÖR. HASAN ALİ AKYÜREK http://www.hasanakyurek.com Sürümler Sürüm Karşılaştırmaları Masaüstü Görev

Detaylı

Ümmü Kühhâ. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül 2009 09:26

Ümmü Kühhâ. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül 2009 09:26 Ümmü Kühhâ radıyallahu anhâ hakkında ferâiz âyetleri nâzil olan bir hanım sahâbî... Cahiliye devrinin kötü âdetlerinden birinin ortadan kalkmasını sebeb olan bir bahtiyar... Mirastan, hanım ve kızlara

Detaylı

Ağaç işleme makinaları. Quality Guide. Takımın değeri

Ağaç işleme makinaları. Quality Guide. Takımın değeri Ağaç işleme makinaları Quality Guide Takımın değeri 2 QuALiTy GuiDe Takımın değeri Kullanılan takım ve aletlerin birbirine çok benzediği günler artık geride kalmıştır. Günümüzde farklı uygulamalar için

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama DE/11/LLP-LDV/TOI 147 420 Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama 1. Adınız: 2. İşletmenin Adı: 3. Tarih: Evet Hayır Bilmiyorum 1. Mevcut işinizde mesleki eğitim fırsatlarına erişebiliyor musunuz?

Detaylı

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI İlk insanlar Taş Devri boyunca, çoğu Avrupa da olan mağara resimleri yaptı. Dinsel amaçlı olduğu sanılan resimlerde, hayvan ve insan figürleri vardır.

Detaylı

DERS 1. Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek. DÜZEY: 3. Sınıf

DERS 1. Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek. DÜZEY: 3. Sınıf DERS 1 Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek DÜZEY: 3. Sınıf Kazanımlar: 1. İnsanların benzer ve farklı fiziksel özellikleri ve buna bağlı olarak farklı ihtiyaçları olduğunu fark eder. 2. Engellilerin toplumsal

Detaylı

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ 8 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29261 YÖNETMELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA BİRİNCİ

Detaylı

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU Hazırlayan Sosyolog Kenan TURAN Veteriner Hekimi Volkan İSKENDER Ağustos-Eylül 2015 İÇİNDEKİLER Araştırma Konusu

Detaylı

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz? Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz? Şebnem BORAN 1.Dünya Hububat Pazarı Günümüzde dünyanın stratejik ürün grubunu oluşturan hububat pazarında önemli gelişmeler yaşanıyor. Dünya toplam hububat üretimine

Detaylı

KON O U N ŞMA M ZEVKĐ K peuters&kleuters@2008

KON O U N ŞMA M ZEVKĐ K peuters&kleuters@2008 KONUŞMA ZEVKĐ peuters&kleuters@2008 1. Konuşma zevki Çocuklar konuşmayı dili işiterek ve taklit ederek öğrenirler. Çocuklar konuşmayı tekrarlayarak öğrenirler. Çocuklar konuşmayı günlük uğraşları arasında

Detaylı

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI Yrd.Doç.Dr. Kemal ÜÇÜNCÜ Orman Endüstri Makinaları ve İşletme Anabilim Dalı 1. Proje Konusunun

Detaylı

KARADENİZ BÖLGESİ NDE BEŞİK / BEŞİK YAPIMI

KARADENİZ BÖLGESİ NDE BEŞİK / BEŞİK YAPIMI KARADENİZ BÖLGESİ NDE BEŞİK / BEŞİK YAPIMI Giriş: Prof. Dr. Necati DEMİR Beşik, Türkçe bir kelime olup: Süt çocuklarını yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta ve demirden yapılmış sallanır bir

Detaylı

Bölgeler kullanarak yer çekimini kaldırabilir, sisli ortamlar yaratabilirsiniz.

Bölgeler kullanarak yer çekimini kaldırabilir, sisli ortamlar yaratabilirsiniz. Bölge (Zone) Bölge nesnesi kullanılarak tapınak çevresinde gölgeli, ürpertici bir ortam yaratılmış. Yine bölge nesnesi kullanılarak mağara ortamının karanlık olması sağlanmış. Bu da ortamının gerçekliği

Detaylı

ELITE A.G. KS100/HEFM SICAK-SOĞUK ETĐKET BOY KESME VE ĐŞARETLEME MAKĐNASI KULLANIM KILAVUZU

ELITE A.G. KS100/HEFM SICAK-SOĞUK ETĐKET BOY KESME VE ĐŞARETLEME MAKĐNASI KULLANIM KILAVUZU ELITE A.G. KS100/HEFM SICAK-SOĞUK ETĐKET BOY KESME VE ĐŞARETLEME MAKĐNASI KULLANIM KILAVUZU ANA EKRAN Makinenin şalteri açıldığında 5 sn boyunca açılış ekranı gelir. Daha sonra ana ekrana geçilir. Bu ekranda

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR YAZ KURSLARI BAŞLIYOR Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü Emin Geçin, basın mensuplarına yeni eğitim ve öğretim çalışmaları konusunda açıklamalarda bulundu. Toplantıya,

Detaylı

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN SOSYAL ŞİDDET Süheyla Nur ERÇİN Özet: Şiddet kavramı, çeşitli düşüncelerden etkilenerek her geçen gün şekillenip gelişiyor. Eskiden şiddet, sadece fiziksel olarak algılanırken günümüzde sözlü şiddet, psikolojik

Detaylı

DERS. BÜYÜKLER ve KÜÇÜKLER

DERS. BÜYÜKLER ve KÜÇÜKLER DERS 1 BÜYÜKLER ve KÜÇÜKLER Rabbin unlar emretti: Allah tan ba kas na kulluk etmeyin. Anne ve baban za iyi davran n. Onlardan biri veya her ikisi senin yan nda ya lan rsa onlara sak n öf bile deme ve onlar

Detaylı