YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ"

Transkript

1 ISSN: YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES HAKEMLİDERGİDİR YIL/YEAR : 2012 SAYI/ NUMBER : 23 KIŞ / WINTER

2 YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ Sahibi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Adına Doç. Dr. Zeki TAŞTAN Editör Doç. D. Hasan ÇİÇEK Doç. Dr. Zeki TAŞTAN Yayın Kurulu Enstitü Yönetim Kurulu Prof. Dr. Abdülhamit TÜFEKÇİOĞLU Doç. Dr. Zeki TAŞTAN Doç. Dr. Erdal BAYKAN Yrd. Doç. Dr. Gülsen BAŞ Yrd. Doç. Dr. Abdulmenaf TURAN Yrd. Doç. Dr. M.Akif ARVAS Danışma Kurulu Prof. Dr. Abdulbaki GÜNEŞ Prof. Dr. Ali Fuat DOĞU Prof. Dr. Alâattin KARACA Prof. Dr. Arif ÜNAL Prof. Dr. Bülent KARAKAŞ Prof. Dr. Hasan BOYNUKARA Prof. Dr. Mustafa OFLAZ Prof. Dr. M. Ruhi KÖSE Prof. Dr. Recai KARAHAN Doç. Dr. Bedri SARICA Doç. Dr. M. Salih ARI Doç. Dr. Ramazan ALTINAY Doç. Dr. Şakir GÖZÜTOK Doç. Dr. Vefa TAŞDELEN Doç. Dr. Yaşar ŞENLER Yrd. Doç. Dr. Abdulkerim UZAĞAN Yrd. Doç. Dr. Ahmet YAYLA Yrd. Doç. Dr. Ercan TOMAKİN Yrd. Doç. Dr. Handan TUNÇ Yrd. Doç. Dr. M. Salih MERCAN Yrd. Doç. Dr. Rafet ÇAVUŞOĞLU Yrd. Doç. Dr. Sait EBİNÇ Yrd. Doç. Dr. Serap YÜKRÜK Yrd. Doç. Dr. Yılmaz ÖNAY Yrd. Doç. Dr. Zafer KANBEROĞLU Sekreterya Ercan ÇALIŞ Ahmet KÖKLÜ Dizgi / Baskı Baranoğlu Ofset Matbaacılık VAN Yazışma Adresi Doç. Dr. Hasan ÇİÇEK Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü / VAN Tel: /2002- Fax: İleti Adresi: sbedergisi@yyu.edu.tr Baskı Yılı: 2012

3 İÇİNDEKİLER Dil ve Edebiyat/Language And Literature Doç. Dr. Zeki TAŞTAN -Cumhuriyet'in Yalnız Kuşağı ve Tanpınar Dr. M.Halil ERZEN -Karamanlı Nizâmî Dîvânı'ında Teşbih ve İstiare Sanatlarının Kullanımı Yrd. Doç. Dr. M. Metin BARLIK Mehmet Ali KAYA -Reactıonal Death And Vengeful Rebırth In Sılvıa Plath's Lady Lazarus Yrd. Doç. Dr. Mehmet Recep TaŞ Okt. Bülent ALAN Öğr. Gör. Zeki EDİS -Good And Evıl In Wıllıam Goldıng's Lord Of The Flıes Eğitim Bilimleri/ Education Sciences Yrd. Doç. Dr. Aynur İLHAN TUNÇ -Eğitim ve Etik 87 Güzel Sanatlar/ Fine Arts Yrd. Doç. Dr. Ruhi KONAK Hünernâme I.Cilt Minyatürlerinde Kompozisyon Düzeni 133 İktisadi ve İdari Bilimler/ Economic And Admiwistrative Sciences Yrd. Doç. Dr. Zafer KANBEROĞLU -Kobi'lerin Bölgesel Kalkınmadaki Rolü 165

4 Yrd. Doç. Dr. Şenay SABAH KIYAN Dr. Sonyel OFLAZOĞLU -Sosyal Ağların Etkisinde Din ve Girişimci Odaklılık İlişkisi 185 İlahiyat (Din Bilimleri)/ Teologie Doç. Dr. M. Salih ARI -Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzî'nin Hayatı, Eserleri ve Tarih Metodolojisi Yrd. Doç. Dr. Arif GEZER Kurtubîye Göre Sünnet Kur'an İlişkisi Dr. Ali HATALMIŞ -İslam'ın İlk Dönemlerinde Ekonomik Hayatta Köle ve Cariyeler

5 HAKEMLER Prof. Dr. Yakup ÇELİK Prof. Dr. Hasan BOYNUKARA Prof. Dr. Mehmet TAKKAÇ Prof. Dr. Muhsin MACİT Prof. Dr. Recai KARAHAN Doç. Dr. Erdal BAYKAN Doç. Dr. Hasan ÇİÇEK Doç. Dr. Mehmet AYGÜN Doç. Dr. Mehmet DEMİRTAŞ Doç. Dr. M.Salih ARI Doç. Dr. Murat AKIN Doç. Dr. Nevzat TARTI Doç. Dr. Nihat YATKIN Doç. Dr. Osman GÜRBÜZ Yrd. Doç. Dr. Abdulmenaf TURAN Yrd. Doç. Dr. Ahmet YAYLA Yrd. Doç. Dr. Aydın GÖRMEZ Yrd. Doç. Dr. Emre Şahin DÖLARSLAN Yrd. Doç. Dr. M.Metin BARLIK Yrd. Doç. Dr. Mehmet KULAZ Yrd. Doç. Dr. Ömer DEMİRBAĞ Yıldız Teknik Üniversitesi Namık Kemal Üniversitesi Atatürk Üniversitesi Karabük Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bitlis Eren Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Niğde Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Atatürk Üniversitesi Atatürk Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Karatekin Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi

6 CUMHURİYET İN YALNIZ KUŞAĞI VE TANPINAR Doç. Dr. Zeki TAŞTAN Cumhuriyet'in Yalnız Kuşağı ve Tanpınar Özet Cumhuriyet dönemi her açıdan irdelenmesi gereken önemli bir zaman dilimidir. Bu dönemde tarih, edebiyat ve kültür sahasında başlayan köklü değişiklikler yeni bir kuşağın oluşmasına zemin hazırlar. Batılı bir hayat tarzını benimseyen yeni bir kuşak eskisinden farklı bir biçimde hayatı sorgulamaya başlarlar. Özellikle bazı aydınlarımız Türk toplum yapısının en önemli kurumlarından olan evlilik müessesesine pek sıcak bakmazlar. Bunun birçok farklı sebepleri de olabileceği gibi bazı edebiyatçı veya aydınlar ölene kadar evlenmeyip bekâr kalmayı ve yalnız yaşamayı tercih ederler. Bunlar arasında modern Türk şiirinin kurucularından Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar ı anabiliriz. Hatta son döneminde zımnen evlenen Ahmet Haşim i de bu kategoriye dâhil edebiliriz. Biz bu makalede Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin bu üç önemli şairinin evlilik hayatlarını sorgulayacak özellikle Tanpınar özelinde niçin bekâr yaşadıklarını araştıracak ve bu konuda yaşadıkları yalnızlığın şiirlerine yansıyıp yansımadığını incelemeye çalışacağız. Anahtar Kelimeler: Evlilik, Tanpınar, şiir, Ahmet Haşim, Cumhuriyet, Yahya Kemal. THE LONESOME GENERATION OF REPUBLIC AND TANPINAR Abstract Turkish Republic is an important time period that should be analyzed from all perspectives. The radical changes during this period caused a new formation in history, literature and culture. The new generation that has adopted the western way of life begins to question the life in a different way. Some intellectuals does not lean towards marriage which the most important institution of Turkish society. There can be many reasons for this approach, some of the letters or intellectuals remain single and prefer to live

7 alone. The founders of modern Turkish poetry, Yahya Kemal and Ahmet Hamdi are among them. We can include Ahmet Hasim to this category who has implicitly married during his last period of his life. In this article, we will try to look into the marriage lives of these three poets and we will mainly focus on Tanpinar and quest the reasons for their bachelorhood and look whether these facts have been mirrored in their poetry. Key Words: Marriage, Tanpinar, poetry, Ahmet Hasim, Commonwealth, Yahya Kemal. Giriş Türk toplumunda evliliğin; bununla birlikte aile ve yuva kurma düşüncesinin çok köklü bir geçmişi ve kendine özgü bir kutsiyeti vardır. Bu kutsiyetin oluşmasında İslâmiyet in evliliğe verdiği değerin de rolü büyüktür. Tanzimat tan sonra ise birçok meselede olduğu gibi evlilik konusunda da bakış açısı değişmeye başlar. Daha çok kolektif ve toplumsal bir yönü olan; dini hayata ve geleneğe bağlı olarak devam eden evlilik düşüncesinde zamanla bireysellik öne çıkar. Kimi aydınlarımız bu müesseseyi sorgulamaya ve zamanla bekâr bir yaşam tarzını benimsemeye başlarlar. Cumhuriyet ten sonra kimi yazarlarımız, evlilik fikrine sıcak bakmadıkları gibi onu sorgulamaya ve eleştirmeye başlarlar. Hatta kimisi daha da ileri giderek gayr-ı meşru ilişkileri teşvik eden öyküler de kaleme alır. Hikmet Feridun Es in bine yaklaşan öykülerinde, evlilik düşüncesi asla öne çıkmaz. Onun öykülerinde kahramanların pek çoğu; aşkı ve cinselliği önceleyen, çok çabuk ilişki kuran, tanıştığı gün karşı cinsle birlikte olan, gayr-ı meşru ilişkiler yaşayan, birbirini aldatan erkek ve kadınlardan oluşur 1. Cumhuriyet döneminde aydınlarımızın önemli bir kesimi Hikmet Feridun gibi öyküler yazmaz elbette. Bu dönemde evliliği kutsal addeden ve aile yaşantısını önemseyen, bunu eserlerine yansıtan aydınlarımız da vardır. Ancak bu bakış açısına rağmen hiç evlenmeyen şair ve yazarlardan da söz edilebilir. Cumhuriyet döneminde, hiç evlenmeyen yazarlarımız arasında Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar ı anabiliriz. Hatta son döneminde zımnen evlenen Ahmet Haşim i de bu kategoriye dâhil edebiliriz. Bunun yanında kısa bir evlilik hayatı olan Cahit Sıtkı, erken vefat eden Orhan Veli veya Sezai Karakoç u da kadroya dâhil ederek 1 Bk. Suzan Demirci, Hikmet Feridun un Öyküleri Üzerinde Bir İnceleme, YYÜ. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Van, 2009.

8 listeyi genişletebiliriz. Ancak burada üzerinde asıl durmak istediğimiz Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin üç önemli ismidir: Oh Be! Arkamdan Ağlayan Birini Bıraktım!.. Dalgın suya baktım ve dedim ki âh ölebilsem Mademki yok ağlayacak mevtime kimsem Ahmet Haşim, hayatı boyunca kendisini derin bir yalnızlık içinde hissetmiş bir isim. Etrafına pek güvenmeyen ve alıngan bir tabiata sahip olan Haşim, değişken ruh hali ve ani kararlarıyla dostluklarında istikrarlı olamamış ve kendisini hep yalnızlığa itmiştir. Bir kez nişanlılık nişanlanan Haşim, hayatının sonlarında da zımni bir evlilik yapar. Ahmet Haşim in ruh hâli gönül meselelerinde de dengesizdir. Bir türlü istediği aşkı bulamaz. Bulduğu sandığı aşkıyla tam evlenecekken son anda vazgeçer. Birkaç kez evliliğin kıyısından döner. Nişanını, kaynanasının görgüsüzlüğünü bahane ederek bozar. Bu anlamda yalnızlığı, sadece dostlarından uzak kalışıyla değil düzenli bir ilişki ve ev hayatı kuramayarak da hisseder. Kendisini yakından tanıyan Yakup Kadri, Haşim in bu durumunu şu sözleriyle özetler: Ahmet Haşim, yalnız arkadaşlarıyla, dostlarıyla münasebetlerinde mi böyle idi? Heyhat, onun gönül bağlılıkları da hep bu itiratsızlık içinde düğümlenip çözülür, çözülür düğümlenirdi. Kaç defa sevdiği bir kızla hemen evlenmek üzere iken irkilerek geri basmış hem de birkaç gün önce yanıp tutuştuğu o kızı terk mi etti Leyla sını Mecnun mısrasındaki hüznün bir zerresini kalbinde duymaksızın kalbinden söküp atmıştır. Neden? Çünkü ya onun bir sözünden alınmış ya da kaynanası olacak kadının bir tavrını, bir hareketini bayağı bulmuştur ve böylece, bütün ömrü hep yarım kalmış aşklar ve sonu gelmeyen evlenme teşebbüsleri içinde geçmiştir 2. Ahmet Haşim, hayatının son deminde, Kadıköy deki evinde kendisine bakan Zarife Özgünlü adlı dul, çirkin fakat duygulu ve sevecen bir kadınla evlenir. Evlilik işlemleri, arkadaşları tarafından 17 Mayıs 1933 te yerine getirilir 3. Bu evlilik Haşim in bir ay sonra vefatıyla son bulur (4 Haziran, 1933). Ahmet Haşim, Yahya Kemal e ve Tanpınar a göre yalnızlığını daha derinden yaşayan ve çirkinliğini de bahane ederek çoğunlukla içine kapanmış biridir. Bu derin yalnızlık şiirlerinde farklı şekillerde 2 Yakup Kadri, Edebiyat ve Gençlik Hatıraları, İstanbul 2003, s Âsım Bezirci, Ahmet Hâşim, İstanbul 1986, s.16

9 ortaya çıkar. Ancak bizim burada asıl üzerinde duracağımız, Haşim in evlenememekten dolayı yaşadığı yalnızlığıdır. Bu anlamda onun şiirlerinde aile düşüncesi, yuva kurma hayalinin de izlerini arayacağız. Ahmet Haşim, gençlik dönemi şiirlerinden biri olan Şeb-i Nisan da; gelmeyen sevgiliye seslenirken, ayın, yıldızların, ağaçların birliktelikleriyle kendi yalnızlığını mukayese eder. Kamerin bile çift olduğunu vurgulayan şair, buna rağmen kendisinin evlenmemiş ve bekâr olduğunu üzülerek belirtir. Bu durumu asla kabullenemeyen şair, yalnız yaşamaktansa ölümü tercih eder. Hep çift idi karşımda Kamer, encüm ü eşcar Bendim yalnız ordaki bî-hemser ü bîdar Durgun suya baktım ve dedim ki âh ölebilsem Madamki yok ağlayacak mevtime kimsem 4 Şeb-i Nisan, Ahmet Haşim in gençlik şiirlerindendir. Ancak Haşim in bu dileği ömrünün sonuna kadar gerçekleşmeyecektir. Haşim her zaman yalnız ve düzensiz bir hayat yaşayacaktır. O nedenle bilinçaltında her zaman bir ev kurma hayali vardır. Evim adlı şiirde bu duygu yine beklenen sevgiliyle anlam kazanır. Şiirlerinde genellikle doğayla yalnızlığı arasında karamsar bir bağ kuran Haşim, Evim de ise şen ve ümitli bir tablo çizer: Sevimli ev Bugün altında aşkı bekliyorum, O penbe tıfl-ı melek-çehre nerdedir? diyorum 5 Ev, ailenin, yuva kurmanın ve birlikte yaşamanın en belirgin mekânıdır. Bu anlamda Ahmet Haşim in bir macera aramadığını söyleyebiliriz. O, hep ömrünü birlikte geçireceği bir eş aramış ve hep onu hayal etmiştir. Evlendikten sonra kendisine atfedilen; Oh be! Ben de öldüğüm zaman arkamdan ağlayan birini bıraktım. 6 sözleri; bir bencillik olarak algılansa da Haşim in yaşadığı derin yalnızlığı özetlemesi açısından da manidardır. 4 Ahmet Haşim, Bütün Şiirleri, (Hazırlayan: İnci Enginün), İstanbul, 2003, s Ahmet Haşim, Bütün Şiirleri, (Hazırlayan: İnci Enginün), İstanbul, 2003, s =2360:kim-demi-bekarlk-sultanlk-diye&catid=68:huzurlu-aileyuvas&Itemid=75

10 Evleniniz. İnsanlığın En Nefis Sesini İşiteceksiniz Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim gibi kısa süreli de olsa hiçbir evlilik yapmaz. Hatta nişanlılık teşebbüsü de yoktur. Ancak onun da başından ciddi aşk maceraları geçmiştir. Birçok kaynak, özellikle de dostları Yahya Kemal in Celile Hanım la en ciddi aşkı yaşadığı konusunda hemfikirdirler. Bu kaynaklara göre Yahya Kemal, Celile Hanım la büyük bir aşk yaşamış ancak şairin bazı çekinceleri yüzünden bu aşk evlilikle neticelenmemiştir. Yahya Kemal, ölümüne kadar bir aile hayatından ve düzenli bir yaşantıdan mahrum kalır. Yurt dışından İstanbul a döndüğü günlerde; Şefik Esat ın Divanyolu ndaki konağıyla Kıbrıslıların Kandilli deki yalısı arasında parasız ve yersiz yurtsuz bir kimsenin hayat şartları içinde 7 yaşamıştır. Yine Milli Mücadele yıllarında şairin, kiralık odalarda, pansiyonlarda ve otellerde yaşadığı; yani yerleşik bir düzene geçemediği görülür 8. Park Otel de uzun yıllar kalan Yahya Kemal, 1950 den itibaren sağlık sorunlarıyla boğuşmak zorunda kalır. Bu tarihten vefat ettiği 1 Kasım 1958 e kadar da yalnız yaşamaya devam eder. Tanpınar ın şu sözleri, hocasının son zamanlarında Park Otel de yaşadığı derin yalnızlığı ve mahrumiyeti özetler gibidir: Yahya Kemal, kitapsız, kâğıtsız, bavullarıyla ve yalnızlığıyla hiçbir kımıldanacak yeri olmayan, bir masadan dahi mahrum tek bir odada yaşıyor 9. Yahya Kemal in evliliğe en çok yaklaştığı isim Celile Hanım dır. Bu büyük aşk, Yahya Kemal in çeşitli endişeleri yüzünden bir türlü mutlulukla sonuçlanmaz. Yahya Kemal i ve Celile Hanım ı çok yakından tanıyan Yakup Kadri, evliliğin gerçekleşmeyişinin en büyük sebebini Yahya Kemal in kendi karakterinde görür. Ona göre bu aşk, onda yıllarca türlü ruh ve kıskançlık krizlerine sebep olmuştur. Daha da önemlisi Yahya Kemal, Celile Hanım la ilgili çıkan dedikodulardan etkilenmiş ve bu konuda kendisine yöneltilecek suçlamalardan çekindiği için evliliğe yanaşmamıştır. Yahya Kemal in, Yakup Kadri ye söylediği; Bu kadar dile gelmiş bir kadınla ben nasıl evlenebilirim? 10 sözleri de bunu işaret eder. Yakup Kadri nin deyişiyle Darülfünun Müderrisliği gibi yüksek ve itibarlı bir mevkide olan Yahya Kemal, evlilik meselesinde gönlünün eğilimlerine göre değil de 7 Kâzım Yetiş, Yahya Kemal in Hayatı, İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, İstanbul, 1998, 1.baskı, s Yetiş, age, s Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s Yakup Kadri, Edebiyat ve Gençlik Hatıraları, İstanbul 2003, s. 141

11 içinde bulunduğu cemiyetin gelenek ve göreneklerine göre davranmayı tercih etmiştir. Yahya Kemal, bildiğimiz kadarıyla Celile Hanım la yakaladığı evlilik fikrini başka kimseyle yaşamaz. Ancak Sermet Sami Uysal, Yahya Kemal in gizli bir aşkından daha bahseder ki iddiaya göre o kişi, eski cumhurbaşkanlarından Fahri Korutürk'ün eşi Emel Korutürk'ün teyzesi Melek Keçeci dir. Sermet Sami ye göre Yahya Kemal, en büyük aşk şiirlerini Celile Hanım a değil Melek Hanım a hitaben yazmış ve şair, bu aşkı yıllar yılı sır gibi saklamıştır 11. Yahya Kemal, etrafında çok sevilen, sohbetleri özlenen, hep aranılan ancak görebildiğimiz kadarıyla aile saadeti açısında hep yalnız kalmış bir isim. Bu yalnızlık ise ilginç bir şekilde şiirlerine yansımaz. Onun şiirlerinde; aile, çocuk, yuva kurma gibi kavramlar pek yoktur. Yalnızlık, daha çok yaşlılık, ölüm, gurbet gibi temlerin arka plânında karşımıza çıkar 12. Ancak bu Yahya Kemal in evlilik hakkında herhangi bir değerlendirmesi olmadığı anlamına gelmez. Düz yazılarına göz attığımızda Yahya Kemal in şiirlerinin aksine oldukça duyarlı davrandığını görürüz. Onun evliliğe bakışını değerlendirmek için Türk Evi ve Türk Kızları, Türk Gençleri yazılarına göz atmak gerekir. Yahya Kemal, Türk Evi nde; evliliği öğütler ve ev in insan hayatındaki önemine değinir. Son zamanlarda çevresinden sık sık; Ah, bir evim olsa! Hayatta bir şey istemezdim! temennisini işiten Yahya Kemal; Bizim ki lisanımızda izdivaç kelimesi ev lenmek mastarıyla ifade olunur. İzdivaç etmiş kadına ve erkeğe ev li denilir, ev bark hayatta en güzel kıymeti ifade eder. Ev kadını kadınlığa izafe edilen en yüksek sıfattır 13. sözleriyle evliliğin kutsiyetini ve ev in insan hayatındaki önemini vurgular. Hayatının önemli bir kısmını otel odalarında geçirmiş biri için ev ve evlilik bu anlamda çok değerli olmalıdır. İkinci yazıda, bir kadının ağzından Avrupa ya tahsil için giden ve orada evlenerek geri dönmeyen veya kolunda Avrupalı bir genç kızla ülkesine geri gelen Türk gençleri ve bunların Türk kızlarına bakışları eleştirilir. Türk kızlarının Batılı kadınlardan çok daha değerli oldukları belirtilen yazıda, gençlerimize Türk kızlarıyla evlenmeleri öğüt verilir ve evlilik yüceltilir: Evleniniz, insanlığın en nefis sesini işiteceksiniz Sermet Sami Uysal, Şiire Adanmış Bir Hayat, İstanbul, 2006, 570 s. 12 Bkz: Yahya Kemal, Kendi Gök Kubbemiz, İstanbul, 1995, s.49, 109, Yahya Kemal, Mektuplar, Makaleler, İstanbul 1990, s Yahya Kemal, Mektuplar, Makaleler, İstanbul 1990, s. 161

12 Evlilik Ebedi Bir Şifadır Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal in izinden yürüyerek hiç evlenmemiş ancak yalnızlık konusunda hocasından daha mustarip bir hayat yaşamış biri. Evlilik konusunda zaman zaman farklı görüşler ileri süren; bazen bekârlığı bazen de evliliği yücelten Tanpınar, ömrünün son demlerine kadar yoğun bir parasızlık ve derin bir yalnızlık içinde cebelleşip durmuştur. Ahmet Hamdi Tanpınar, aşk, genç kız, kadın, evlilik, yalnızlık, sağlık, para gibi konularında en samimim itiraflarını günlüklerinde yapar yıllarına dair izlerin, duygu ve düşüncelerinin yer aldığı notlarda Tanpınar ın kendisiyle baş başa çok samimi itiraflarda bulunduğunu görürüz. Bu nedenle Tanpınar ın evlilik, kadın, aşk, bekârlık meselelerindeki bakış açısını, hatıralardan veya başka kaynaklardan değil bizzat şairin kendi ağzından dinleyerek ortaya koymaya çalışacağız. Kadın ve Yalnızlık Ahmet Hamdi Tanpınar, hiç evlenmez ama ömrünün son zamanlarına kadar da karşı cinsi hep önceler. Denilebilir ki, onun yaşantısının her safhasında mutlaka bir kadın veya kadın hayali vardır 15. Tanpınar, genç kızlarla ve kadınlarla yakından ilgilenmiş bir isimdir. Ömrünün son demlerinde, -İnci Enginün ün deyişiyle- müthiş bir cinsi açlığın içinde olan Tanpınar, kadını çoğu zaman cinsel bir objeden ibaret görür. Altmış yaşına yaklaştığı bir zamanda yazdığı; müthiş bir kadın ihtiyacı gece beni rahatsız etti 16 sözleri, Tanpınar ın bu hususta yaşadığı sıkıntıyı ve kadınsızlıktan dolayı içine düştüğü derin yalnızlığı ifade eder. İnci Enginün e göre günlüklerdeki Tanpnar; kız öğrencilerine veya sokakta gördüğü genç kızlara da cinsel nesne olarak bakmaktadır 17. Adalet Cimcoz a yazdığı bir mektupta Lolitacılığı ayıplamayı benden bekleme. İçim gidiyor vallahi. Ne var ki yaş geçtikçe insanda haysiyet fikri artıyor 18 diyen Tanpınar, bir taraftan genç kızlara duyduğu ilgiyi anlatırken diğer taraftan az da olsa- yaşını hatırlayıp bunu haysiyet meselesi de 15 Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 13, Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 13, Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 13, Tanpınar ın Mektupları (Haz: Zeynep Kerman), Dergâh Yayınları, İstanbul, 1992, s. 136

13 yapmaktadır. Ancak günlüklerinde kadın yokluğundan dolayı dile getirdiği şikâyetleri daha fazladır 19. Tanpınar, ömrünün son zamanlarında genç kızlara ilgi duymakla birlikte daha çok kadınlardan hoşlanan ve bir müddet sonra gençlerden sıkılan birisidir. Özellikle evli hanımlar Tanpınar ın daha çok ilgisini çeker. Evli hanımlar yavaş yavaş güzelleri, gençleri uzaklaştırdılar 20 diyen Tanpınar, bazen de arkadaşlarının eşleri hakkında duygularını dile getirmekten çekinmez: Mimarın karısı Fahriye nin sesi hâlâ içinde bir musiki gibidir 21. Aşk ve Yalnızlık Ahmet Hamdi Tanpınar, hayatı boyunca âşık olmayı arzulamış, aşkı öncelemiş, âşık olmuş, bu nedenle acı çekmiş ve yine derin bir yalnızlık içinde kalmış bir şahsiyettir. Ancak ister yaşasın ister yaşamasın tüm acılığına rağmen aşk, onu dirilten ve hayata bağlayan yegâne kaynaklardan biridir. Umutsuzluğa ve bedbinliğe düştüğü zamanlarda beni ancak aşk diriltebilir diyen Tanpınar, aşkta bulamadığını ve yaşadığı boşluğu kendisini yazılarına vererek gidermeye çalışır. Ahmet Hamdi Tanpınar, zaman zaman ah bir kadına âşık olabilsem diye feryat eder 22. Bir gün bu duası kabul olarak büyük bir aşka tutulur ancak bu aşk onun hayatını alt üst eder. Günlüklerine bu konu hakkında samimi itiraflar yapan Tanpınar, ilgi duyduğu diğer kadınlara da vurgu yapar: Bilhassa bir kadını sevdim, çok ıstırap çekmekle beraber hakikaten mesut oldum, birkaç kadın da beni sadece tatmin ettiler. İki kadın muhayyileme çok tesir etti. Birisi yakın bir dostla evlendi. Lüzumundan fazla ahmak ve iyi buldum. Öbürünü hiç tanıyamadım 23. Hakikat şu ki: bu kadın hakikaten hayatımda bir rol oynadı diyen Tanpınar, o kadınla yaşadığı aşk sayesinde yazdığı eserleri tek 19 Kadın yokluğunun acısı. Dün akşam gördüğüm genç kızlar, kadınlar Budalalık, ben budalayım. (Tanpınar ın Mektupları (Haz: Zeynep Kerman), Dergâh Yayınları, İstanbul, 1992, s. 151) 20 Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 13, Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 13, Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 93, Tanpınar ın Mektupları (Haz: Zeynep Kerman), Dergâh Yayınları, İstanbul, 1992, s. 332

14 tek sıralar 24. Tanpınar a ilham veren ve kendisini kendisinin sevdiğinden daha fazla sevdiğini söylediği kadının adını ise hiçbir zaman açıkça zikretmez. Öğrencisi ve daha sonra dostu olan Tatyana Moran, bu kişinin evli bir kadın olduğunu ve Tanpınar ın onun yüzünden intiharı bile düşündüğünü belirtir: Hamdi sık sık âşık olurdu ama bir ara başına büyük bir iş açtı, evli bir kadına fena halde tutuldu. Kadının kocası da arkadaşımızdı. Bu aşk yüzünden hasta oldu, intihar etmeyi bile düşünmeye başladı ama kadın kocasından boşanmıyordu. Bu aşkın diğer bir ürünü Türk romanının şaheserlerinden Huzur olduğunu düşünürsek Tanpınar ın, yaşadığı yalnızlığa ve acılara rağmen hayatında aşkın oynadığı rolün büyüklüğü daha iyi anlaşılacaktır 25. Evlilik Ebedi Bir Saadet mi Bekârlık Sultanlık mı? Ahmet Hamdi Tanpınar, bu kadar yoğun bir şekilde kadın arzularken neden evlenemez? Acaba bu konuda neler düşünmektedir. Ona göre evlilik ebedi bir saadet midir yoksa bekârlık sultanlık mıdır? Doğrusu bu konuda Ahmet Hamdi nin kesin bir fikre sahip olduğunu söylemek zor. Ahmet Kustsi Tecer e yazdığı bir mektubunda evlen, Kutsi evlen Ebedî bir şifadır evlenmek diye öğüt veren Tanpınar, kendisinin de; ümit etmekten bıktığı için evlenmeğe derhal hazır olduğunu belirtir 26. Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi ye yazdığı mektubunda kendisinin de evliliğe sıcak baktığını ve yakın dostunun evliliğinden sonra etrafına daha dikkatli bakmaya başladığını yazar. Onun, İstanbul da evlenebileceği yedi sekiz kadın vardır: Senin evlenmen beni de bu meseleyi ciddiyetle derpişe sevk etti. Şimdi artık etrafıma alıcı gözle bakmağa başladım. Ve kadınları evlenilebilir ve evlenilemez diye ikiye ayırmağa başladım. Netice İstanbul da evlenebileceğim yedi-sekiz hanım buldum. Şimdilik bu kaba tasniften ileriye gidemiyorum 27. Tanpınar, son zamanlarında ise evlilikten ümidini kesmiştir. Ancak artık evlenmeyişine bazı bahaneler de üretmeye başlar. Mina 24 Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 93, Tatyana Moran, Bu Aşkı Yaşamasaydım, Huzur u Yazamazdım, Kitaplık, Mart-Nisan 2000, (VII). 26 Tanpınar ın Mektupları (Haz: Zeynep Kerman), Dergâh Yayınları, İstanbul, 1992, s Tanpınar ın Mektupları (Haz: Zeynep Kerman), Dergâh Yayınları, İstanbul, 1992, s. 32

15 Urgan a kadın dırdırı dinlememek için bekâr kaldım 28. diyen Tanpınar, günlüklerinde ise bu işi genç kızların tecrübesizliğine bağlar: Genç kızlar daima beni alakadar ettiler. Müthiş şekilde cazibelerine kapıldığım oldu. Fakat daima, kadını sevdim. Evlenmediğimin sebebi belki de biraz budur. Sonunda her genç kız bana can sıkıntısı verdi 29 Peki, Tanpınar, evlenmediğinden dolayı pişman olmamış mıdır? Zaman zaman evet. Hatta bu konuda kaçırdığı fırsatlardan dolayı kendisine de kızar. Ancak aşağıya aldığımız ve Tanpınar ın 60 yaşında söylediği sözleri, onun evliliği ebedi bir şifa olarak görmediğini her şeye, yaşadığı derin yalnızlığa rağmen bekârlıktan hoşlandığını göstermektedir: Bekârlık ne saadet ne akıllılık. Dün gece yapayalnız ateş başlayınca aksini düşünüyordum 30. Ya Rab Ne Kadar Yalnızım! Ahmet Hamdi Tanpınar, bütün bu gel gitlere rağmen yalnızlıktan, çevresizlikten ve özellikle de parasızlıktan son derece şikâyetçidir. Denilebilir ki, onun günlüklerinde parasızlık en çok tekrarlanan kelimelerdendir. Ev konusunda da mustarip olan yazar, bir gün evsiz kalacağımı, evsiz ihtiyarlayacağımı hiç aklıma getirmemiştim diyerek, eve ve aileye duyduğu ihtiyacı dile getirmiş hatta bunu bir oğlum olsaydı, iki dil, felsefe ve riyaziye öğretseydim! sözleriyle çocuğa olan özlemini de vurgulamıştır 31. Tüm bunlar Tanpınar ı derin yalnızlığa iten meseleler. 60 yaşında yerinde haykırdığı; Ya Rab! Ne kadar yalnızım. Sadece entelektüel ve yalnız başına sözleri 32, Cumhuriyet döneminin bu çok önemli siminin yaşadığı dramı özetler mahiyettedir. Enginün ise konuyu daha genelleyerek bu yalnızlığa şöyle vurgu yapar: Hastalıkları, sevdiği kadına karşı hiç bitmeyen özlemi, cinsel kıvranışları, en yakın çevresindekilere karşı beslediği şüpheleri, 28 Mina Urgan, Kadın Dırdırı dinlememek için bekâr kaldım, Kitaplık, Mart-Nisan 2000, (VII). 29 Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 13, Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 13, Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 13, 159, Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 13, 203, 207

16 dedikodu merakı, para sıkıntıları, aile fertlerinin hiç bitmeyen ihtiyaçları, borçla kapatılan borçların etrafında ördüğü duvar, dinmeyen okuma merakı, onun son yılının hatıralarını dolduran büyük yalnızlığı ifşa eder 33. Sonuç Cumhuriyet dönemi yazar ve şairler içinde Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar ile kısa bir evlilik yapmış olan Ahmet Haşim, evlilik düşüncesiyle zaman zaman haşır neşir olmalarına rağmen yalnızlığı ve yalnız yaşamayı her zaman tercih etmiş kişilerdir. Modern şiirimizin bu üç önemli ismi, bazı aşklar yaşamış olmakla beraber bir türlü düzenli bir hayata geçememişlerdir. Ahmet Haşim, içine kapalı ve arkadaşlarının deyişiyle alıngan bir karaktere sahiptir. Çirkinliğini de bahane ederek kendisini sevecek bir kandının varlığına inanmaz. Bu onda derin bir yalnızlığı doğurur. Nitekim şiirlerinde eve ve aile saadetine duyulan özlem bunun açık göstergesidir. Yahya Kemal Beyatlı, diğer şairlere göre etrafında daha çok aranan ve her zaman kendi sohbet ortamını yaratmış bazı büyük aşklar yaşamış ancak buna rağmen o da evlenmeye yanaşmamış biridir. Tanpınar ın da ondan arta kalır yanı yoktur. Her ikisi de çevrelerindeki dostluk ve arkadaşlık ilişkilerine rağmen ömrünün sonlarına kadar yalnızlığı derin bir şekilde yaşamıştır. Özellikle Ahmet Hamdi Tanpınar, ömrünün son anında dahi derin bir yalnızlık içinde cebelleşmiş ve kadın konusunda bir türlü mutluluğu yaşayamamıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar ın kadınlarla ilgisi bir yönüyle onun eserlerinin ortaya çıkışına da etki eder. Günlüklerinde geçen ancak ismini vermediği bir kadına duyduğu büyük aşk sayesinde hangi eserleri kaleme aldığını veya bu aşkın eserlerine nasıl ilham olduğunu açıkça belirtir. Ayrıca Türk edebiyatının şaheserleri arasında olan ve Tanpınar deyince ilk akla gelen romanlarından olan Huzur dahi yaşanılan bir aşktan izler taşır. Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Yahya Kemal dışında Cumhuriyet döneminin birçok şair ve yazarının evlilik konusunda isteksiz olduklarını ve bekâr yaşamayı buna tercih ettiklerinin söyleyebiliriz. Bu tercihin Batılı bir hayat tarzının getirdiği bir yaşam biçimim mi veya kişilerin kendi tercihleri doğrultusunda mı ortaya çıktığı veya sosyolojik, psikolojik, tarihsel ve daha başka faktörlerin 33 Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün- Zeynep Kerman), İstanbul 2007, s. 13, 349

17 de bunda rol oynayıp oynamadığı kapsamlı bir araştırmayla ancak ortaya çıkartılabilecek gerçeklerdir. Kaynakça Âsım Bezirci, Ahmet Hâşim, İstanbul Ahmet Haşim, Bütün Şiirleri, (Hazırlayan: İnci Enginün), İstanbul, Günlüklerin Işığında Tanpınar la Baş başa, (Hazırlayan: İnci Enginün-Zeynep Kerman), İstanbul Kâzım Yetiş, Yahya Kemal in Hayatı, İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, İstanbul, Mina Urgan, Kadın Dırdırı dinlememek için bekâr kaldım, Kitaplık, Mart-Nisan 2000, (VII). Sermet Sami Uysal, Şiire Adanmış Bir Hayat, İstanbul, Suzan Demirci, Hikmet Feridun un Öyküleri Üzerinde Bir İnceleme, YYÜ. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Van, Tanpınar ın Mektupları (Haz: Zeynep Kerman), Dergâh Yayınları, İstanbul, Tatyana Moran, Bu Aşkı Yaşamasaydım, Huzur u Yazamazdım, Kitaplık, Mart-Nisan 2000, (VII). Yakup Kadri, Edebiyat ve Gençlik Hatıraları, İstanbul Yahya Kemal, Kendi Gök Kubbemiz, İstanbul, Yahya Kemal, Mektuplar, Makaleler, İstanbul 1990.

18 KARAMANLI NİZÂMÎ DÎVÂNI NDA TEŞBİH ve İSTİARE SANATLARININ KULLANIMI Dr. Mehmet Halil ERZEN Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Rektörlük Türk Dili Bölümü Özet Geleneğin belirlediği kalıplar çerçevesinde teşekkül eden divan şiirini, tekdüzelikten kurtaran ve ona estetik bir değer kazandıran temel unsurların başında edebî sanatlar gelir. Divan şairlerinin renkli hayaller icat etmede başvurduğu edebî sanatlar, üslûpların şekillenmesinde de önemli rol oynamıştır. Edebî sanatlar içerisinde, şaire geniş bir ifade imkânı sunması bakımından, teşbih (benzetme) ve istiare sanatlarının ayrı bir yeri vardır. 15. yüzyıl divan şairlerinden Karamanlı Nizâmî nin Divanı, teşbih ve istiare sanatlarının kullanımındaki sıklık ve orijinallik yönünden dikkat çeken zengin bir özelliğe sahiptir. Bu çalışmada, Karamanlı Nizâmî Divânı nda söz konusu sanatların kullanıldığı beyitler tespit edilerek bu sanatların şairin üslûbuna katkısı örneklerle ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Divan şiiri, edebî sanatlar, teşbih, istiare, Karamanlı Nizâmî THE USE OF THE ARTS OF THE SIMILITUDE AND İSTİARE IN THE DIVAN OF KARAMANLI NIZAMI Summary For Divan poetry which is formed around the patterns that the tradition determined, the literary arts come at the begining of the basic elements saving it from the uniformity and bringing an aesthetic value for it. The literary arts that the Divan poets refered in order to invent the colorful dreams have also played an important role in shaping of the styles. The arts of the similitude and istiare have a different place within the literary arts in terms of the presentation of a wide range of expression for the poet. Of the

19 15 th century Divan poets, the Divan of Karamanli Nizami has a rich content attracting attention in terms of the frequency and originality in the use of the arts of the similitude and istiare. In this study, the contribution of these arts to the poet's style in the Divan of Karamanli Nizami has been tried to put forward with the examples by determining the couplets that those arts were used. Keywords: Divan poetry, literary arts, similitude, istiare, Karamanlı Nizami Giriş Zekânın dil üzerindeki tasarrufları sonucunda meydana gelen söz güzelliklerinin, sonradan belâgatçiler tarafından isimlendirilmesiyle oluşan edebi sanatlar, ortaya çıkışlarını içinde doğdukları dile, isimlerini belâgatçılara, gelişimlerini ise şairlere borçludurlar. 1 Edebi sanatların, edebi metinlerin açıklanmasında çok önemli bir yeri vardır. Özellikle de divan şiirinin iyi bir şekilde açıklanabilmesi ve anlaşılması edebi sanatların iyi bilinmesine bağlıdır. Çünkü divan şairleri sanatlı söyleyişe büyük önem vermiş olup şiirlerinde birçok edebi sanatı bir arada kullanmışlardır. Söz sanatları; edebî metinlerin anlam zenginliğine bürünmesini sağlayan, şaire yeni olanaklar tanıyan, üslup zenginliğine, etkili ifadeye imkân veren önemli yapısal unsurlardır. Ayrıca estetik biçimin oluşmasında da ciddi katkıları vardır. Kişinin ve toplumun estetik değer kazanması özellikle şiirde ortaya çıkarken şiirin de estetik değere ulaşması edebî sanatlar vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Bir eserin diğer eserlerle benzerlik ve farklılıklarının ortaya konmasında da önemli bir etkiye sahip olan sanatlar, şiirin okuyucunun zihninde yeniden inşa edilmesine olanak tanır. Edebi ürünler aslında içinde oluştukları toplumun ve sanatçısının düşünce yapısını da ele verir. Bu açıdan bakılırsa divan şairlerinin kullandıkları edebi sanatların arka platformunda divan şairinin ve o dönem Osmanlı toplumunun düşünce yapısını bulmak da mümkündür. Öyleyse Osmanlı toplumunu tanımak için divan şiirinin, bu şiirin etrafında şekillenen imaj dünyasının ve edebi sanatların iyi çözümlenmesi gerekmektedir. Bir metni değerli kılan, içinde barındırdığı edebi sanatlardır. Çünkü edebi sanatlar, metni yavan bir söyleyişten kurtarıp şiirsel ruhun ülkesinde dolaştırmaya muktedir asıl özdür. Okuyucuya yeni dünyalar yakalama şansını, uçsuz bucaksız hayaller denizinde 1 Menderes Coşkun, Klasik Türk Şiirinde Mürekkep İstiare, Temsilî İstiare ve Alegori, Bilig: yaz/2006 sayı:38, s.51.

20 gezinme fırsatını ve şairin, şiirini yazarken taşıdığı duyguları tatma olanağını veren yine edebi sanatlardır. Belâgâtçiler; anlamı bir dilbere, edebi sanatları da onun giyinip kuşandıklarına, takındıklarına ve süründüklerine benzetmişlerdir. Doğadaki varlık ve olaylar kendi durumları içinde ne kadar hoşa gidici olsalar da onları bu halleriyle konu edinmek, bir güzeli sadece örtünmesi gereken yerlerini örterek ortaya getirmek anlamına gelmektedir. Göz önünde olan şeylerin tekrarının bir orijinallik oluşturmaması ve bir varlığı herkesçe bilinenden başka bir biçimde sunma ihtiyacı, sanat dairesi içinde yaratma eylemini söz konusu etmektedir. 2 Teşbihin bu hayal âlemini yaratmada kullanılacak olması da kaçınılmazdır. Teşbih, varlık ve durumların ardındaki gizli birliği araştırmak anlamına gelir. Esasen teşbihin tabii sonucu olan mecaz ile sembol ve allegorie ile arasında pek fark yoktur. Kelime mecaz haline geldiği zaman, birbirine benzetilen şeylerin sınır çizgileri belirsizleşmekte, iki şey garip bir şekilde birbirine karışarak zengin ve müphem bir çağrışımlar dizisi meydana getirmektedir. 3 Bu çalışmada, teşbih ve istiare çeşitlerinin edebi üslûp oluşturmadaki kullanım sıklıklarının incelenebilmesi amacıyla, Osmanlı şiirinin önemli bir ivme kazandığı 15. yüzyıl şairlerinden Karamanlı Nizâmî (d ? ö ?) nin Divanı nı ele aldık. 15. yüzyılda Konya da yaşamış olan Karamanlı Nizâmî, eserlerinden de anlaşıldığı kadarıyla dönemin ilimlerini iyi öğrenmiş donanımlı bir şairdir. Zaten Sehî Bey, onun daha çok genç yaştayken babası tarafından İran a gönderilip temâm-i mürâd üzre tekmîl-i ulûm idüp her fende mâhir ve her ilmde kâdir olarak döndüğünden bahsetmektedir. Karaman Beyleri ne çeşitli kasideler sunmuş olan Nizâmî, Fatih Sultan Mehmed in Karaman Beyliği ne son vermesinden sonra hem şiirdeki ustalığını ortaya koymak, hem de Ahmed Paşa yla kıyas ölçüsü oluşturmak üzere Fatih e övgü amacıyla Paşa nın bazı kaside ve gazellerine nazireler ve bir de Nergis kasidesi yazarak padişaha göndermiştir. Bilgin ve sanatkârları İstanbul a çağıran ve onları meclisinde bulundurup muhabbet etmekten zevk alan Fatih Sultan Mehmed in huzuruna çıkmak ve eserlerini sunmak amacıyla İstanbul a doğru yola çıkan Nizâmî nin, 2 Mehmed Çavuşoğlu, Divan Şiiri, Türk Dili Aylık Dergisi-Türk Şiiri Özel Sayısı II (Divan Şiiri), Ankara, 1986,s.3. 3 Beşir Ayvazoğlu, Aşk Estetiği, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2002, s.175

21 yoldayken rahatsızlanıp vefat ettiği neredeyse bütün tezkirelerde belirtilmektedir. 4 Çalışmamızda öncelikli olarak teşbih ve istiareyi, yapılan çeşitli çalışmalar ve belagat kitaplarından da yararlanarak belirli bir sınıflamaya tabi tuttuk, Karamanlı Nizami Divanı ndan seçilen beyit örneklerinden hareketle bilgiler verdik. Böylelikle Karamanlı Nizami Divanı nda teşbih ve istiarenin yeri ve önemini tespit etmeyi amaçladık. 5 Şiirdeki teşbih ve istiarelerin sağlıklı bir şekilde tespit edilebilmesi amaçlandığından alıntılanan beyitlerin fonetik özelliklerine dokunmadık. 1.TEŞBİH Teşbih, aralarında bir veya birden fazla vasıfta benzerlik bulunan iki şeyin birini diğerine benzetmektir. Teşbihin tarafları olarak adlandırılan iki unsurdan biri müşebbeh (benzeyen), diğeri müşebbehünbih (kendisine benzetilen)dir. Bu iki unsurun müşterek oldukları vasıflara vech-i şebeh (benzeyiş yönü) denir. Teşbih heyecana bağlı bir sanattır, bir mecaz sanatı değildir. Çünkü sözcükler gerçek anlamlarında kullanılır. Sanatkâr kendisini etkileyen bir olay veya varlık karşısında heyecanlanır, bu heyecânını daha kuvvetli ve tesirli anlatabilmek için, o ruh halini okuyucuda daha iyi canlandırabilecek benzetmeler yapma yoluna gider. İşte bu ruhî faaliyet sonucu teşbih sanatı meydana gelir. 6 Recâizâde Mahmud Ekrem, teşbihin ifadedeki fonksiyonuna şu şekilde temasta bulunur: Şiirin en zengin kaynaklarından olan teşbih, fikri daha gösterişli ve renkli bir şekilde arz eder; aynı zamanda hayalin icât ettiklerini tasvîr hususunda güzel bir vâsıtadır. Nesirde, şiirdeki kadar revaçlı olmamakla beraber, fazla kullanılmamak şartıyla üslûba gereğince süs kazandırmayı sağlar. Üslûba parlaklık ve güzellik kazandıran teşbihin güzel bir te sir yaratabilmesi için doğru, tabiî, açık ve münâsebetli olmasına, değerini kaybedip ibtizâle düşmemesi için haddinden fazla 4 Ahmet Atillâ Şentürk, Osmanlı Şiiri Antolojisi, YKY, İstanbul 2006, s.32,33 5 Bu çalışmada Haluk İpekten in hazırlamış olduğu Karamanlı Nizami Divanı esas alınmıştır: Haluk İpekten, Karamanlı Nizami: Hayatı, Edebi Kişiliği ve Divanı, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Ankara, İsa Kocakaplan, Açıklamalı Edebî Sanatlar, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1992, s.161

22 kullanılmasına; zoraki, köhne, süflî hayallerden kaçınılmasına dikkat etmek lâzımdır. 7 Teşbih sanatına daha çok şiirde başvurulmuştur. Nesirde, şiirdeki kadar çok kullanılmadığı gibi makbul da sayılmamıştır. Fakat fazla kullanılmaması şartıyla mensur eserlerde de teşbihe müracaat, üslûbu güzelleştirme yolu olarak görülmüştür. 8 Teşbihten umulan başlıca yarar, anlatımı somut hale getirmek ve iletilmek istenilen düşünce ve duyguyu dinleyiciye etkili şekilde sunmaktır. Aslında benzetme, dilin tabii bir fonksiyonudur. Bir kısmı dilde yerleşmiş bir şekilde bulunur. Dolayısıyla benzetmeler her zaman zorunlu olarak sanat değeri olan bir beceriyi ve hüneri yansıtmazlar. Ancak şahsî bir tasarrufu yansıtan etkileyici ve doğru benzetmeler sanatla ilişkilendirilebilir. 9 Bir teşbihin başarılı ve güçlü kabul edilmesi için kendisine benzetilenin benzeyenden daha fazla bilinip tanınması gerekmektedir. Teşbih sanatında dört unsur bulunmaktadır. Teşbih sanatı, bu unsurların varlığına ve sayısına göre çeşitli başlıkları altında gruplandırılır. Ancak öncelikli olarak teşbihi meydana getiren unsurları tanıtmak faydalı olacaktır: 1.1. TEŞBİHİN UNSURLARI: Yukarıda da belirttiğimiz gibi teşbihin dört unsuru vardır. 1)Müşebbeh (Benzeyen): Aralarında benzerlik bulunan unsurlardan zayıf olanıdır. 2)Müşebbehünbih (Kendisine benzetilen): Aralarında benzerlik bulunan unsurlardan güçlü olanıdır. Benzeyen ve kendisine benzetilen, teşbih sanatının asıl unsurlarıdır. Bu iki unsur için tarafeyn-i teşbîh ismi de kullanılır. Bu iki unsurdan biri kaldırılırsa teşbih, teşbih olma fonksiyonunu korumakla birlikte istiare adını alır. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır; teşbihin iki unsurunun bulunması demek onların bizzat söylenilmeleri, metinde yer almaları demek değildir. Cümlede özne, kim ve ne olduğu belli olma şartı ve bir sebep dolayısıyla 7 Kâzım Yetiş, Talîm-i Edebiyat ın Retorik ve Edebiyat Nazariyâtı Sâhasında Getirdiği Yenilikler, AKM Yayınları Sayı:104, Ankara 1996, s Numan Külekçi, Açıklamalar ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akçağ Yayınları, Ankara 1999, s.28 9 M. A. Yekta Saraç, Klâsik Edebiyat Bilgisi Belâgat, Gökkube Yayınları, İstanbul 2004, s.119

23 kaldırılabilir. Ve kaldırılan bu unsur müşebbeh/benzeyen olabilir. Bunu istiarenin tarifindeki teşbihin iki unsurundan birinin kaldırılması ile bir tutmamak gerekir. 10 3)Vech-i Şebeh (Benzetme Yönü): İki önemli unsur olan benzeyen ve kendisine benzetilen arasındaki ortak noktadır. Benzetmedeki amaç da zaten bu yönü ortaya koymaktır. Bu yön tek veya çok taraflı olabilir. Yüzü güle teşbih ederken yalnız gülün penbeliği düşünülür ve tekildir. Ancak aya teşbih edildiği durumda benzetme yönü çoktur. Hem yuvarlaklık hem de parlaklık yönüyledir. 11 4)Edat-ı Teşbih (Benzetme Edatı): Benzeyen ve kendisine benzetilen arasında benzetme ilgisi kuran ve karşılaştırma olanağı sağlayan kelime ve eklerdir. Teşbihte çok fazla kullanılan kelime ve ekler şunlardır: gibi, bigi, tek, sanki, nitekim, çü, çün, kimi, tıpkı, -âsâ, -vâr, -veş, âdetâ, andırır, benzer, gûyâ, gûne, gûyiyâ, mânend, meğer ki, misâl, misl, sıfat, nisbet Bunların dışında yine benzetme edatı görevi gören başka sözcük ve ekler de vardır: benzemek, dönmek, sanmak, zann olun-, - ce, -ca, -casına, -cesine, -cileyin,- cılayın, -layın, -leyin Teşbih sanatı yukarıda bahsettiğimiz unsurlara bağlı olarak çeşitli esaslar da göz önüne alınarak belirli bazı başlıklar altında sınıflandırılmıştır: 1.2. ÖĞELERİNİN SAYISINA GÖRE TEŞBİH ÇEŞİTLERİ Teşbih-i Mufassal: Belâgat açısından makbul sayılmayan bu teşbih türü, dört unsurun da kullanılmasıyla yapılır. Teşbihte daha az sözle daha çok şey ifade edebilmek makbul sayıldığından bu teşbih türü usta şairler tarafından çok fazla kullanılmamıştır. Şairler bu teşbihi kullanırken söylemek istediklerini daha etkili bir biçimde söyleyebilmek için ya çok orijinal yönler yakalamışlardır ya da mufassal teşbihin yanında başka söz sanatlarından da faydalanmışlardır. 10 M. A. Yekta Saraç, age, s Numan Külekçi, Açıklamalar ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akçağ Yayınları, Ankara 1999, s.30

24 Nice dilber ki yüzi şem ine eylerse nazar Yandurur şevk ile pervâne gibi per nergis (K.5/B.23) Bu beyit sevgilinin fiziksel güzelliği üzerine kurulmuştur. Şair sevgilinin güzelliğini anlatırken mufassal bir teşbihe başvurmuştur. O, öyle gönül çelen bir sevgilidir ki nergis bile onun mum gibi parlak olan yüzüne nazar eylediğinde pervane gibi aşk ile kanatlarını mumun(sevgilinin yüzü) ateşine yandırır. Şair bu beyitte benzetmenin 4 unsurundan da faydalanarak mufassal(ayrıntılı) teşbih yapmıştır: Benzeyen: Nergis Kendisine Benzetilen: Pervane Benzetme yönü: Per(ini) şevk ile yandırmak Benzetme edatı: Gibi Tıfl-ı mektep gibi başını öñine bırağur Gözlerüñ şîvesi vasfın ider ezber nergis (K.5/B.32) Nergis tıpkı okuldaki küçük bir çocuk gibi başını önüne bırakıp sevgilinin gözlerinin edasının özelliklerini ezberlemektedir. Bu beyitte de şair yine teşbihin 4 unsurundan faydalanmıştır: Benzeyen: Nergis Kendisine Benzetilen: Tıfl-ı mektep Benzetme yönü: Başını önine bırağur Benzetme edatı: Gibi Ayrıca teşbihin yanında, nergisin boynunun bükük olmasını da sevgilinin gözlerinin edasını düşünmesi gibi güzel bir nedene bağlayarak bir hüsn-i talil yapmış, böylelikle teşbihin daha etkileyici olmasını sağlamıştır. Şöyle hayrân itdi kaddüñ servi ey Leylî-hırâm Kim başında yapdı Mecnuñ gibi kuşlar âşiyân (G.88/B.2) Leyla yürüyüşlü sevgili, servi ağacını öyle hayran etmiştir ki tıpkı Mecnûn gibi kuşlar başında yuva yapmıştır. Şair, bu beyitte sadece mufassal teşbihten yararlanmamış aynı zamanda servi ağacının üstünde kuş yuvası olmasını da sevgiliye hayran olması gibi güzel bir

25 sebebe bağlayarak sevgilinin yürüyüş ve endamının güzelliğini güçlü bir şekilde hissettirmiştir. Aynı zamanda Leyla ve Mecnûn aşkını ve kuşların Mecnûn un başında yuva yapması olayını da hatırlatarak telmih sanatından da faydalanmıştır. Teşbih-i mufassalı oluşturan öğeler şunlardır: Benzeyen: Serv Kendisine Benzetilen: Mecnûn Benzetme yönü: Başında yapdı kuşlar âşiyân Benzetme edatı: Gibi Leşger-i düşmen ne deñlü çoğ ise yıldız gibi Âfitab-ı tal atuñ gördükce olur târmâr (K.11/B.11) Nasıl ki güneşin doğuşuyla yıldızlar ortadan kaybolur, tıpkı bunun gibi düşman askerleri de her ne kadar yıldızlar gibi çok ise de sevgilinin yüzünün güneşini görünce darmadağın olurlar. Şair, sevgilinin yüzünün güzelliğini ön plana çıkarmak için güneş ve yıldız benzetmelerinden faydalanmıştır. Teşbih-i mufassalı oluşturan öğeler şunlardır: Benzeyen: Leşger-i düşmen Kendisine Benzetilen: yulduz Benzetme yönü: Çoğ (olması) Benzetme edatı: Gibi Teşbih-i Mücmel veya Muhtasar (Kısaltılmış Teşbih): Benzetme yönü (vech-i şebeh) söylenilmeden yapılan teşbihtir. Vech-i şebehin söylenilmemesi müşebbeh ile müşebbehünbih arasındaki benzerliğin kolay anlaşılmasına bağlıdır. 12 Bu teşbih türünde benzetme yönü söylenmediğinden mufassal teşbihe göre daha az sözle daha çok şey ifade etmek anlamı taşır. Bunun için de tam teşbihten daha üstün görülmüş ve daha fazla tercih edilmiştir. Pür hışm çeşmüñi çûn kaşuñ içinde gördüm Sandum ki eylemişdür Mirrîh kavsı menzil (K.6/B.4) 12 Numan Külekçi, age, s.32

26 Şair, sevgilinin gözlerinin kaşları içindeki öfkeli durumunu, Mirrih yıldızının yayı menzil tutması olayıyla ilişkilendirmiştir. Bu durumda gözleri Mirrih e, kaşları da yaya benzetmiş, benzetme edatı göreviyle de sandum sözcüğünü kullanmıştır. Gözlerin Mirrih e teşbihi, sevgilinin gözlerindeki öfkeyle doğrudan alakaldır. Çünkü eskiler bu yıldızın etkisi altında doğan insanların kuvvetli, öfkeli ve sert bir yapıya sahip olduklarına inanırlarmış. 13 Sevgili de zaten âşığa zulm eden acımasız ve öfkeli özellikleriyle öne çıkar. Beyitteki teşbihte benzetme yönü vurgulanmadığından mücmel teşbihe örnektir. Sen zer ü sîm ile sayd olduğunı işideli Gözlerüm gümüşe döndi yüzüm altun gibidür (G.10/B.4) Sevgilinin gümüş ve altına av olduğunu işittiğinden beri âşığın gözleri gümüş, yüzü ise altın gibi olmuştur. Böylece benzetme yönünün ne olduğu söylenmeyip mücmel teşbih örneği yapılmıştır. Benzeyen: göz/yüz Kendisine Benzetilen: gümüş/altın Benzetme edatı: gibi Gitse gözümden olur gözüme âlem karañu Ol ki alnı aya beñzer yanağı gün gibidür (G.10/B.6) Alnı ay, yanağı gün gibi olan sevgili, gözden gitse âşığın gözüne âlem karanlık gelir. Karanlığı aydınlığa çeviren ışıktır, bu da sevgilin alnı ve yanağındadır. Yitirilmiş olan bu unsurlardan dolayı âlem karanlığa gark olmuştur. Şair benzetmeyi oluştururken unsurlar arasındaki benzetme yönünden(ışık yayma) bahsetmeyerek mücmel teşbih oluşturmuştur. Benzeyen: alın/yanak Kendisine Benzetilen: ay/gün Benzetme edatı: benzer/gibi Anberîn beñlerüñe beñzedügi ni metine Şükr idüp el yüze sürmekdür işi her megesüñ 13 İskender Pala, Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü, Akçağ Yayınları, Ankara 1989, s.352

27 (G.59/B.4) Şair, yiyeceği sevgilinin anber kokulu saçlarına benzediği (için) her sineğin işinin şükredip ellerini yüze sürmek olduğunu söylemektedir. Böylece megeslerin ni meti sevgilinin anber kokulu saçlarına benzetilmiş, ancak benzetme yönünden bahsedilmeyerek mücmel bir teşbih örneği verilmiştir. Teşbih öğeleri şunlardır: Benzeyen: Ni met Kendisine Benzetilen: Anberîn beñ Benzetme edatı: Beñzedügi Teşbih-i Müekked (Pekiştirilmiş Teşbih): Benzetme unsurlarından edat-ı teşbihin kullanılmadığı teşbihlerdir. Yani benzeyen, kendisine benzetilen ve benzetme yönünden müteşekkil teşbih çeşididir. Hâlûn ol Hindû ki Rûm ilinde tutmışdur vatan Zülfüñ ol tâvûs kim gülşende olmışdur mukîm (G.73/B.6) Beyitte sevgilinin güzelliğini oluşturan unsurlardan bahsedilmiş, benler Rûm (Anadolu) ilini tutmuş Hindû ya benzetilirken zülüf, gülbahçesinde oturan tâvûsa teşbih olunmuştur. Benzetmede benzetme edatı bulunmadığından müekked teşbih yapılmıştır. Benzeyen:Hâl/Zülüf Kendisine Benzetilen:Hindû/Tâvûs Benzetme yönü: Rûm ilinde tutmışdur vatan/ Gülşende olmışdur mukîm Ey Nizâmî ol sanemden kaçsa zâhid tâ ñ degül Neylesün huffâşdur hûrşîd-i tâbândan kaçar (G.26/B.7) Şairin sevgilinin güzelliklerini ön plana çıkarırken farklı bir yol izlediğini görürüz. Sevgilinin güneş gibi parlak olan yüzünü anlatabilmek için zâhid-huffâş benzetmesinden faydalanmıştır. Aslında dinen yasak olduğu için zâhidin sevgiliden kaçması olayını da güzel bir hüsn-i talille süsleyerek vermiştir şair. Yarasalar doğası

28 gereği gün ışığından kaçarlar, ona göre zâhid de yarasa gibi olduğundan sevgilinin parlak yüzünden kaçmıştır. Tabii zahid yarasaya benzetilirken şair, yarasaların kör olmaları durumuna atıfta bulunmuş, sevgiliden kaçtığı için onun da kör olduğunu vurgulamıştır.benzetmenin öğeleri şunlardır: Benzeyen: Zâhid Kendisine benzetilen: Huffâş Benzetme yönü: Hûrşîd-i tâbândan kaçar Göñlini yıkma Nizâmî nün ki yapılmaz dahi Şîşe kim uşansa kimdür eyleyen anı dürüst (G.6/B.9) Şişe ve gönül kırılması arasında ilgi kuran Nizâmî, sevgiliyi bir konuda uyarmak istemektedir. Nasıl ki şişe kırıldığında bir daha eski haline getirilemiyorsa Nizâmî nin gönlü de kırıldığında bir daha eski şekline dönüştürelemeyecek. Gönül, kırılganlığı yönüyle şişeye teşbih olunmuş, teşbih edatı kullanılmamıştır. Müekked teşbih örneği verilmiştir: Benzeyen: Gönül Kendisine benzetilen: Şişe Benzetme yönü: Uşanmak (Kırılmak) Uyutmaz beñlerüñ fikri beni kim Meges çog olsa gelmez göze uyhu (G.91/B.3) Bu beyitin, şairin gözlem yeteneğinin bir sonucu olduğunu görmekteyiz. Aynı zamanda meges in bu kadar yoğunluklu kullanılması bize şairin yaşadığı yerin coğrafyasının da bir sonucu olduğu ipucunu vermektedir. Sevgilinin benlerinin düşüncesi sineklerin çok olduğu zamanlarda insanı rahatsız edip uyutmaması gibi şaire rahat vermemektedir. Aslında rahatsızlık verici bir durummuş gibi görünen bu durumdan şair şikayetçi değil, bilakis memnundur. Beñler fazla ve siyah olmaları yönüyle megese teşbih olunmuş olup edat kullanılmamıştır. Benzeyen: Beñ Kendisine benzetilen: Meges Benzetme yönü: Çoğ olması

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

S A I15 NUMBER Y I L08

S A I15 NUMBER Y I L08 S A I15 Y NUMBER Y I L08 Y E A R Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi Divan Edebiyatı Vakfı (DEV) yayınıdır. Yayın Türü Dizgi-Mizanpaj Baskı-Cilt Kapak Tasarım İlmî ve Edebî Divan Edebiyatı Vakfı Dizgi

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana.

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana. Konu: "Woyzeck ve "Matmazel Julie Adlı Eserlerde Kullanılan İmge ve Simgelerin Eserlerin Tezlerine Katkısı Adı-Soyadı: Halil İbrahim Yüksel No: 149 Sınıfı: 11-D WOYZECK VE MATMAZEL JULIE DE İMGE VE SİMGE

Detaylı

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$ ilk yar'larımızın değerli dostları, çoktandır ekteki yazıyı tutuyordum, yeni gönüllülerimizin kaçırmaması gereken bir yazı... Sevgili İbrahim'i daha önceki yazılarından tanıyanlar ekteki coşkuyu çok güzel

Detaylı

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan. TANITIM: 1912 den sonra şiir ve dil üzerinde yoğunlaşan Yahya Kemal, tarih, dünya görüşü ve aşk konuları çerçevesinde eserini oluşturdu. Mükemmel ve öz şiir anlayışını benimseyen şairin şiirlerinin sayısı

Detaylı

Makbul Re y Tefsirinin Yöneldiği Farklı Alanlar. The Different Fields Twords That The Commentary By Judgement Has Gone

Makbul Re y Tefsirinin Yöneldiği Farklı Alanlar. The Different Fields Twords That The Commentary By Judgement Has Gone Ahmet ALABALIK *1 Özet Bilindiği üzere re y tefsiri makbul ve merdut olmak üzere iki kısma ayrılır. Bu makalede makbul olan re y tefsirlerindeki farklı yönelişleri ele aldık. Nitekim re y tefsiri denildiğinde

Detaylı

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden Kavrama 1 ECE KAVRAMA 21102516 TURK 101 Ali TURAN GÖRGÜ SEVGİNİN GÜCÜ 1918 yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden biridir. Şiirlerinde genellikle değişim içinde

Detaylı

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU CHP BODRUM İLÇE BAŞKANLIĞINA YENİLİKÇİ VE BAŞARI ODAKLI BİR SİYASET İÇİN ADAY OLDUĞUNU AÇIKLADI Emre Köroğlu 29 Kasım 2015 Pazar günü yapılacak

Detaylı

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ KISA ÖZET

Detaylı

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: 11.10.1979. 3. Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: 11.10.1979. 3. Unvanı: Yrd. Doç. Dr. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER 2. Doğum Tarihi: 11.10.1979 3. Unvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili Ve Edebiyatı Marmara 2000 Y. Lisans Yeni Türk Edebiyatı Marmara

Detaylı

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin AŞKIN ACABA HÂLİ Varoluştan bu yana herhangi bir metoda uydurulup bu doğrultuda devam edilemeyen belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin hatlarla

Detaylı

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE Ekim 2013 Sayı 1 Yazar; HARUN ŞEN 1 İçindekiler KALDIRIMLAR 1... 3 DİYET... 4 ÇOCUKLARINIZA ZAMAN AYIRIN... 5 2 KALDIRIMLAR I Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ Ahmet AKDAĞ 1. Dr. Özer ŞENÖDEYİCİ : Şenödeyici, 1981 yılında Kocaeli de doğdu. İlk ve ortaöğrenimi bu şehirde tamamladıktan sonra 1999 yılında

Detaylı

Ders seçimi; öğrencilerin ilgi, yetenek ve yaşamdan beklentilerinin değerlendirilmesini gerektiren zor bir süreçtir.

Ders seçimi; öğrencilerin ilgi, yetenek ve yaşamdan beklentilerinin değerlendirilmesini gerektiren zor bir süreçtir. Değerli Anne ve Babalar, Anne-baba olarak ders seçimi aşamasında etkimiz ne kadar olmalı?, Çocuğumun ilgi ve yeteneklerini nasıl belirlerim?, Çocuğuma uygun meslek grupları nelerdir?, ve Ders seçimi sürecinde

Detaylı

FOCUS ON LANGUAGE and MULTI MEDIA LANGUAGE ASSISTANT

FOCUS ON LANGUAGE and MULTI MEDIA LANGUAGE ASSISTANT June21,2011 ADEEPAPPROACH TOTURKISH SUGGESTIONCARDFORSELF DIRECTEDLEARNING CARDNUMBER:7 THEME:DİNVEFELSEFE RELIGIONANDPHILOSOPHY (Sufilik,İslâmiyeteGiriş,FârâbiveÇokkültürlülük) (Sufism,IntroductiontoIslam,Farabiand

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

- Kurslara, seminerler katılın, farklı mekanlar keşfedin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır.

- Kurslara, seminerler katılın, farklı mekanlar keşfedin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır. Lilay Koradan www.gencgelisim.com - Bir ara sinemaya ya da tiyatroya gidelim mi? demek yerine, iki kişilik bilet alın. Ona Sürpriz, yarın akşam sinemaya gidiyoruz dediğiniz zaman sizinle gelecektir. -

Detaylı

Kategori: EDEBİYAT Öngörülen ders saati: 60 Alt Kategori Program İçeriği Özel Hedefler Kazanımlar. Edebiyatına

Kategori: EDEBİYAT Öngörülen ders saati: 60 Alt Kategori Program İçeriği Özel Hedefler Kazanımlar. Edebiyatına 23 Kategori: EDEBİYAT Öngörülen ders saati: 60 Alt Kategori Program İçeriği Özel Hedefler Kazanımlar 1. Edebi Türler Batı Etkisinde Gelişen Türk - Batı nın Türk Öğrenci: na - Türkçe yayınlanan ilk 2. Edebi

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845)

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845) AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845) C. Yunus Özkurt Osmanlı döneminde ilk genel nüfus sayımı, II. Mahmud döneminde 1831 (Hicri: 1246) yılında alınan bir karar ile uygulanmaya başlamıştır (bundan

Detaylı

Program. AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu

Program. AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu Program AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu TEBLİĞLER 15-17 EKİM 2014 İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Konferans Salonları KAPANIŞ OTURUMU 17 Ekim

Detaylı

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer 17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel Sunum Metni Bilge Sumer BÖLÜM : I Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserinin İstanbul

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

Adjectives in Turkish Language. . Abstract

Adjectives in Turkish Language. . Abstract [433] Adjectives in Turkish Language Abstract Adjectives in Turkish Language come before the nouns An adjective is known by the word which explains the meanings of nouns, its characteristics and things

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

İLKNUR HATİCE ÖNAL HALİKARNAS BALIKÇISI T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI

İLKNUR HATİCE ÖNAL HALİKARNAS BALIKÇISI T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI İLKNUR HATİCE ÖNAL HALİKARNAS BALIKÇISI T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI T Ü R K B Ü Y Ü K L E R İ HALİKARNAS BALIKÇISI CEVATŞAKIR KABAAĞAÇLI Hayatı-Kişiliği-Eserleri ~TT-U?Uc*- tt.c.kültür BAKANLIĞI YAYINLARI /

Detaylı

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý Ö m e r A y h a n Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý Tanzimat edebiyatýnýn düzyazý yazarlarý, öyküden çok romana eðilmiþ, öykü türündeki verimleri, neredeyse romana yaklaþan oylumlarýyla

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...5 GİRİŞ...9 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...38 3 2. BÖLÜM ÖNCÜLER Necip Fazıl Kısakürek ve

Detaylı

Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE. Enes PALA

Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE. Enes PALA Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE Enes PALA Tam adı Fatma Aliye Topuz dur. 1862 yılında İstanbul da doğmuştur. Ahmet Cevdet Paşa nın kızıdır.

Detaylı

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( ) (1874-1931) Servet-i Fünun akımının önemli romancılarından biri olan Mehmet Rauf, 1875 de İstanbul da doğdu. Babası Hacı Ahmet Efendi, bir sağlık kurumunda çalışan bir memurdu. Önce Balat ta ki Defterdar

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? Kişisel gelişim, insanın gelişimi merak etmesi, yeni insanlar tanıması, gazetede güzel yazı yazan veya kitap yazmış insanları merak ederek onları tanımak, sadece yazılarından

Detaylı

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye Zehra Aydüz, 1971 Balıkesir de doğdu. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü nü bitirdi. Özel kurumlarda Tarih öğretmenliği yaptı. Evli ve üç çocuk annesi olan yazarın çeşitli dergilerde yazıları

Detaylı

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 27 Aralık 1936 Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı nın yazarıdır. Vatan Şairi olarak anılır. Yahya Kemal Beyatlı

Detaylı

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN 2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN (28 Ekim 2013-13 Aralık 2013) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında 28 Ekim 2013-13 Aralık 2013 tarihleri arasında işlediğimiz

Detaylı

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir.

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir. Evlilik öncesi cinsel ilişki, bir mesele olarak, pek çok insan açısından spesifik bir önem taşımamaktadır. Ancak, konuyla ilgili bana gelen sorular, psikolojik danışma seanslarında karşılaştığım hikâyeler,

Detaylı

Yahya Kemal Beyatlı 100. Yıl İlkokulu Gazetesi. Okulumuzdan Haberler

Yahya Kemal Beyatlı 100. Yıl İlkokulu Gazetesi. Okulumuzdan Haberler Yahya Kemal Beyatlı 100. Yıl İlkokulu Gazetesi B ü l ten Ta r ihi:04. 04.2 0 16 Cilt 1, Sayı 1 M ü dü rü n Adı : Hasa n CE Rİ T M ü dü r Ya rdı mc ı sı nı n A dı : Şe no l T ÜM TA Ş Okulumuzdan Haberler

Detaylı

MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI

MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen projede mart ve nisan ayı Değerler Eğitimi konusu: Empati Öğrencilerimiz mart ve nisan ayları

Detaylı

fizik güncesi ALBERT EINSTEIN DAN 10 HAYAT DERSİ Haftalık E-bülten MARMARİS KAMPÜSÜ

fizik güncesi ALBERT EINSTEIN DAN 10 HAYAT DERSİ Haftalık E-bülten MARMARİS KAMPÜSÜ fizik güncesi MARMARİS KAMPÜSÜ Haftalık E-bülten Sayı: 3 / 13.03.2015 Hazırlayanlar Defne TÜRKER Herkes zekidir. Ancak bir balığı ağaca tırmanma kabiliyetine göre değerlendirirseniz tüm hayatını aptal

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

TÜRK DİLİ-1. Yrd.Doç.Dr.Öğ.Yb. Ertan EROL

TÜRK DİLİ-1. Yrd.Doç.Dr.Öğ.Yb. Ertan EROL I TÜRK DİLİ-1 Yrd.Doç.Dr.Öğ.Yb. Ertan EROL Astsubay Meslek Yüksek Okulu Komutanlığı Balıkesir-2012 II III ÖN SÖZ Günümüzde dile hâkim olmak, dilin imkânlarından yararlanmak ve mesleğin gerektirdiği bütün

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI.

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI. İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi nin

Detaylı

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN 4. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (19 Ekim - 04 Aralık 2015 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ Her yönüyle edip (edebiyatçý) ve öðretmen Ýbrahim Zeki Burdurlu nun ölümsüz bir yapýtý elinizi öpüyor. Burdurlu bu çalýþmasýnda, cennet Anadolu nun deðiþik yörelerinden

Detaylı

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BU ÖDEVİN HAZIRLANMASINDA MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BURCU OLGUN GÜLŞAH GELİŞ VE FATMA GEZER TARAFINDAN ORTAK HAZIRLANMIŞTIR. BİLGİSAYAR 1 DERSİ PROJE ÖDEVİ NURAY GEDİK

Detaylı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN 1303-7757 2003/1 Yıl: 2, Cilt: II, Sayı: 3 GAZI UNIVERSITY THE JOURNAL OF CORUM FACULTY OF THEOLOGY ISSN 1303-7757 2003/1 Year: 2, Vol.:II, Issue:

Detaylı

2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2

2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2 2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2 Sayın Veli, Bu mektubumuzda, 2015-2016 Eğitim - Öğretim yılı MEV Koleji Özel Güzelbahçe İlkokulu,3. Sınıflar sınıf öğretmenleri zümresi

Detaylı

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları. HASTA İŞİ İnsanların içlerinde barındırdıkları ve çoğunlukla kaçmaya çalıştıkları bir benlikleri vardır. O benliklerin içinde yaşadıkları olaylar ve onlardan arta kalan üzüntüler barınır, zaten bu yüzdendir

Detaylı

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI AHMET HAŞİM ( 1884 1933 ) Fecriati topluluğunun en önemli şairi olup modern Türk şiirinin kurucularından biridir. Türk edebiyatında akşam şairi olarak da tanınır. Sanat

Detaylı

Eyup AKŞİT. arapcadersi.com

Eyup AKŞİT. arapcadersi.com Sözlük Anlamı: Birinden bir şeyi ödünç isteyip almaktır. Terim Anlamı: Temel öğelerden (benzeyen, kendisine benzetilen) sadece biri söylenerek yapılan benzetmeye istiare denir. Eyup AKŞİT arapcadersi.com

Detaylı

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER İnsana eliyle kazandığından başkası yoktur. Simyacılık gafil işidir HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER BU BÖLÜMDE: Kim vardı diyâr-ı kîmyâya (Ayrıca bakınız: Gaflet içinde yaşamak) Allah bes, baki

Detaylı

NECİP FAZIL KISAKÜREK

NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK kimdir? Necip fazıl kısakürekin ailesi ve çocukluk yılları. 1934e kadar yaşamı 1934-1943 yılları hayatı Büyük doğu cemiyeti 1960tan sonra yaşamı Siyasi fikirleri

Detaylı

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? TLL1004 4. Uygulama 38. Aşağıdakilerden hangisinin türü ötekilerden farklıdır? D. Ötelerin Çocuğu Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? E) Tekniği kusursuz

Detaylı

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI ŞEHİR TANITIM YAYINLARI 1 Yayın Adı: Şiir Şehir Urfa Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi Hazırlayan: Mehmet KURTOĞLU Sayfa Sayısı: 160 Toplam Baskı

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems: Hoca Dehhânî yi iyle : 1 ÖZET Mücahit KAÇAR 2, kaside Dehhân neredeyse bütün antoloji ve edebiyat tarihi söz konusu görülmektedir. Oysaki hem atfedilen gazellerine yeniden Anahtar Kelimeler: Dehhânî, Kemâl

Detaylı

ERSOY ve. Bakıslar. Genc. Mehmet Akif. İstiklal Marşı na. Sempozyumu 1 2-1 3 M a r t 2 0 1 1 / B A R T I N. İstiklal Marşı nın Kabulünün

ERSOY ve. Bakıslar. Genc. Mehmet Akif. İstiklal Marşı na. Sempozyumu 1 2-1 3 M a r t 2 0 1 1 / B A R T I N. İstiklal Marşı nın Kabulünün İ B A R T I N Ü N İ V E R S İ T E S BARTIN ÜNİVERSİTESİ İstiklal Marşı nın 90 Kabulünün Yılında Mehmet Akif ERSOY ve İstiklal Marşı na Genc Bakıslar Ulusal Öğrenci Sempozyumu 1 2-1 3 M a r t 2 0 1 1 /

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR

ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR BİRLİK BULAMACI YERİNE GERÇEK BİRLİK A. GİRİŞ Başlangıçta,eşler arasındaki farklar bazen heyecanlı olabilir. Kendinde olmayan özellikleri eşinde bulunca yaşama renk katacağı olur

Detaylı

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi Çocukları çocuk bakım evi yolunda olan ebeveynlere Århus Kommune Børn og Unge Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi Tyrkisk, Türkçe 2-3 yaşındaki çocuk hakkında durum ve gelişim görüşmesi Çocuk bakım

Detaylı

Bu sayının editörleri: Doç. Dr. Üzeyir ASLAN Dr. Ümran AY

Bu sayının editörleri: Doç. Dr. Üzeyir ASLAN Dr. Ümran AY S A I11 Y NUMBER Y I L06 Y E A R PROF. DR. ORHAN BİLGİN ARMAĞAN SAYISI 1 Bu sayının editörleri: Doç. Dr. Üzeyir ASLAN Dr. Ümran AY Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi Divan Edebiyatı Vakfı (DEV) kuruluşu

Detaylı

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan YAYIN KURULU Hazırlayanlar Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan YAYINA HAZIRLAYANLAR KURULU Kurumsal Yayınlar Yönetmeni Saime YILDIRIM Kurumsal Yayınlar Birimi Dizgi & Grafik Mustafa

Detaylı

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. Adı Soyadı Ünvan Doğum Yeri Bölüm E-posta : Bülent AKOT Doç. Dr. Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. bulentakot@hotmail.com EĞİTİM BİLGİLERİ Derece Bölüm Program Üniversite

Detaylı

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan 2011. 134 ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy. 2366 görüşme

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan 2011. 134 ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy. 2366 görüşme ARAŞTIRMANIN KAPSAMI Saha Tarihi: 9-10 Nisan 2011 35 il 134 ilçe 200 mahalle/ köy 2366 görüşme ARAġTIRMANIN KAPSAMI Türkiye nüfus 73,7 milyon 15-30 YaĢ nüfus 17,3 milyon Araştırma saha uygulama Araştırma

Detaylı

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Yıl 3 Sayı 1 Mayıs 2010 .. / Özet: Hadislerin anlaşılmasında aklın putlaştırılması Batıyla geniş bir etkileşim

Detaylı

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23) Dedikodu (Gıybet) Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis,

Detaylı

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com GÜNLÜK (GÜNCE) 1 GÜNLÜK Öğretmeye bağlı, gerçekçi anlatım türlerinden biri olan günlükler, bir kişinin önemli ve kayda değer bulduğu olayları, gözlem, izlenim duygu düşünce ve hayallerini günü gününe tarih

Detaylı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Yasemin ERTEK MORKOÇ Unvanı Görev Yeri Daha Önce Bulunduğu Görevler Anabilim Dalı Yabancı Dili Akademik Aşamaları Yrd. Doç. Dr. Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Hiroşima da büyüdüm. Ailem ve çevrem Budist ti. Evimizde küçük bir Buda Heykeli vardı ve Buda nın önünde eğilerek ona ibadet ederdik. Bazı özel günlerde de evimizdeki

Detaylı

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ (DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI) 50-KAF SURESİ Mekke'de inmiştir. 45 (kırkbeş) âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1.

Detaylı

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayın Kataloğu 2013 2 TAHRÎRU USÛLİ L-HENDESE VE L-HİSÂB EUKLEIDES İN ELEMANLAR KİTABININ TAHRİRİ Nasîruddin Tûsî (ö. 1274) Meşhur Matematikçi Eukleides in (m.ö.

Detaylı

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) Yahya Kemal Beyatlı 2 Aralık 1884 tarihinde bugün Makedonya sınırları içerisinde bulunan Üsküp te dünyaya geldi. Asıl adı Ahmet Agâh tır. Şehsuvar Paşa torunlarından olduğu

Detaylı

DĠYARBAKIR DA YETĠġEN KÜLTÜR VE SANAT ĠNSANLARI: 2 ULUSLARARASI SEZAĠ KARAKOÇ SEMPOZYUMU (5-7 NĠSAN 2012/DĠYARBAKIR)

DĠYARBAKIR DA YETĠġEN KÜLTÜR VE SANAT ĠNSANLARI: 2 ULUSLARARASI SEZAĠ KARAKOÇ SEMPOZYUMU (5-7 NĠSAN 2012/DĠYARBAKIR) Değerli Akademisyenler, Sezai Karakoç, günümüz Türk edebiyatının en önemli isimlerindendir. 1950 den bu yana yazdıklarıyla, özellikle genç şairler üzerinde önemli bir iz bırakmıştır. Sezai Karakoç un şiirindeki

Detaylı

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır. Dersin Adı Tema Adı Kazanım Konu Süre : İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi : İnsan Olmak : Y4.1.2. İnsanın doğuştan gelen temel ve vazgeçilmez hakları olduğunu bilir. : Doğuştan Gelen Haklarımız :

Detaylı

ISSN 2146-7846 ISSN 2146-7846

ISSN 2146-7846 ISSN 2146-7846 ISSN 2146-7846 J ISSN 2146-7846 J Yayınlayan Kurum / Publishing Institution: Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi / Bozok University Revelation Faculty Dil/Language: Türkçe, İngilizce, Arapça, Almanca,

Detaylı

TURKCEDERSĠMĠZ.COM 2014-215EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI TÜRKÇE DERSĠ 5. SINIF ÜNĠTELENDĠRĠLMĠġ YILLIK PLANI KAZANIMLAR METİNLER ÖLÇME DEĞ.

TURKCEDERSĠMĠZ.COM 2014-215EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI TÜRKÇE DERSĠ 5. SINIF ÜNĠTELENDĠRĠLMĠġ YILLIK PLANI KAZANIMLAR METİNLER ÖLÇME DEĞ. BİREY VE TOPLUM 15 26 EYLÜL (12 SAAT) PARA CÜZDANI (ÖYKÜLEYİCİ METİN) OKUMA KONUŞMA YAZMA DİL BİLGİSİ 11. Kurallarını Uygulama 1. k için hazırlık 2. amacını belirler. 3. amacına uygun yöntem belirler.

Detaylı

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ ÇUKUROVA ÜNĐVERSĐTESĐ ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 11 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2011 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN: 1303-3670 Sahibi

Detaylı

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında 23 Nisan 2014 Çarşamba 17:23 Devremülk Turizm inden Sağlık Turizm ine, madencilik ve mermerden gayrimenkule kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren

Detaylı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI 13.00-14.15 Sarf ve Nahiv 13.00-14.15 İmla İnşa ve Okuma 1-A-B-C SINIFLARI (NORMAL VE

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ KENDİMİZİ DÜZENLEME BİÇİMİMİZ (24 Mart 2014 9 Mayıs 2014)

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ KENDİMİZİ DÜZENLEME BİÇİMİMİZ (24 Mart 2014 9 Mayıs 2014) ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ KENDİMİZİ DÜZENLEME BİÇİMİMİZ (24 Mart 2014 9 Mayıs 2014) Sayın Velimiz, PYP çalışmaları kapsamında hazırladığımız, 24 Mart 2014 9 Mayıs 2014 tarihleri arasındaki beşinci temamıza

Detaylı

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü Yirminci asrın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa da ortaya çıkan felsefi bir akımdır.

Detaylı

Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe?

Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe? Ekşi, 1 Buse Ekşi 21502152 TURK 101-74 Ali Turan Görgü Final Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe? Yaşadıkları çevrenin sorunları ile ne kadar ilgili hiç düşündünüz

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

Bu sayının editörleri: Doç. Dr. Üzeyir ASLAN Dr. Ümran AY

Bu sayının editörleri: Doç. Dr. Üzeyir ASLAN Dr. Ümran AY S A I12 Y NUMBER Y I L07 Y E A R PROF. DR. ORHAN BİLGİN ARMAĞAN SAYISI 2 Bu sayının editörleri: Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi Divan Edebiyatı Vakfı (DEV) kuruluşu olan DEV İktisadi İşletmesi yayınıdır.

Detaylı

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

3. Yazma Becerileri Sempozyumu 3. Yazma 3. SAYFA HABERİNDEN ŞİİRE 3. Sayfa Haberinden Haydar ERGÜLEN İN «Elmanın E si» Adlı Şiire SERDAR SOLKUN GALATASARAY LİSESİ TDE ÖĞRETMENİ Grup: Ortaöğretim öğrencileri ( Hazırlık sınıfları ve 9.

Detaylı

WORLD OF LANGUAGE ACADEMY IELTS SINAVI ÖNEMLİ TAVSIYELER. www.wola.com.tr

WORLD OF LANGUAGE ACADEMY IELTS SINAVI ÖNEMLİ TAVSIYELER. www.wola.com.tr IELTS SINAVI ÖNEMLİ TAVSIYELER IELTS TAVSİYE : Genel Okuma-Araştırma Bir konu hakkında daha fazla bir şey öğrenmek için araştırma yapmak anlamına gelir. İnternet arama motorları bu konuyu oldukça kolay

Detaylı

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: 1975 3. Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: 1975 3. Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu: ÖZ GEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: 1975 3. Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Erciyes Üniversitesi 1998 Y. Lisans Yeni

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları

Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları Mehmet Nuri Çınarcı Ankara 2016 Türkçe Şair Tezkirelerinin Kaynakları Yazar Mehmet Nuri Çınarcı ISBN: 978-605-9247-46-7 1. Baskı Aralık, 2016 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir? Tanrı Tasavvuru Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir? Peker e göre: Kişinin bebekliğinden itibaren, zeka gelişimine, edinmiş olduğu bilgi ve yaşantısına göre, Tanrı yı zihninde canlandırması, biçimlendirmesi

Detaylı

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır. TÜRKİYE'DEKİ GÖÇLER VE GÖÇMENLER Göç güçtür.hem güç ve zor bir iştir hem de güç katan bir iştir. Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri

Detaylı

2. Yıl / III. Dönem (Second Year Third Semester)

2. Yıl / III. Dönem (Second Year Third Semester) 1. Yıl / I. Dönem (First Year First Semester) TDE101 Osmanlı Türkçesi I (Ottoman Turkish I) 4 1 7 Tr AZ TDE103 Türkiye Türkçesi I: Ses Bilgisi (Turkish Language: Phonology) 3 0 5 Tr AZ TDE157 Türk Edebiyatı:

Detaylı