Yabancı Erkeklerin şiddet eğilimi daha fazla Ausländische Männer sind öfter gewalttätig

Transkript

1 2013 ün dünyamıza barış, mutluluk ve insanca yaşama olanakları getirmesi dileğiyle okuyucularımızın yeni yılını kutlarız! AZB 4057 Basel Dezember/Aralık merhaba@bluewin.ch - Postkonto: Postfach 597, CH-4005 Basel Yabancı Erkeklerin şiddet eğilimi daha fazla Ausländische Männer sind öfter gewalttätig Avrupa da Irkçı Eğilimler Artıyor Basel und Bern bleiben Rot-Grün Filistin BM de Gözlemci Devlet Olarak Tanındı 25 İnsaf! Gözünüz doysun! Seid nicht 3-24 so habgierig! Habt Erbarmen! 06 Yurtdışını cepten aramak sadece 0 Rp./dk HADİ CANIM! Nerde? Sayfa 9 da 3 te CH_Turkish_Newspaper_Banne_v2r.indd 1 8/28/12 5:16 PM

2 Her zaman yanında Mazlum Kılınç Geschäftsleiter/Genel Yayın Yönetmeni Editorial İnsaf! Gözünüz doysun! Lebara Family. ÜCRETSİZ ARAMALAR Lebara dan Lebara yı arama her yüklemeden sonra * Bağlantı ücretsiz Lebara Mobile SIM kartları ve yükleme kartlarını online olarak lebara.ch adresinden veya partner mağazasından temin edebilirsiniz. YENİ *Bu kampanya aksi belirtilmediği takdirde, ila tarihleri arasında geçerlidir ( En az CHF 10 yüklediğiniz takdirde İsviçre dahilinde Lebara dan Lebara yı ücretsiz arama hakkı alacaksınız, bu aramalar her bir arama başına 200 dakika veya aylık olarak 3000 dakika ile sınırlıdır. Kullanılmayan ücretsiz dakikalar CHF 10 yüklendikten 7 gün sonra ve CHF 20 yüklendikten 14 gün sonra ve CHF 50 veya daha fazlasını yükledikten 30 gün sonra geçerliliğini yitirir. Yeni yüklemelerden kaynaklanan ücretsiz arama günleri geçerlilik süresi dahilinde bir araya getirilemez, bu sürelerden en uzun olanı geçerlidir. Ücretsiz aramaya izin verilen günler sona erdikten sonra Lebara dan Lebara yı aramalarda bağlantı ücreti konuşma başına 0,39 CHF dir. Ayrıca 31. dakikadan itibaren konuşma başına 0.45 CHF tahsil edilir. lebara.ch Bu yıl da İsviçre nin 300 Zengini daha da zengin oldu. Her yıl İsviçre nin 300 en Zenginini açıklayan Magazin Gazetesi Bilanz ın bu yılki Zenginlerin listesini yayınladı. 300 en Zengin İsviçrelinin her yıl kasalarını şişirmeye devam ettiği görüldü. 300 İsviçreli Zengin 512 Milyar Frank ın sahibi. Bu 300 Zengin bu yıl 31 Milyar daha parasını çoğaltmış. Dünya Krizle kavruluyor, ardı ardına Fabrikalar kapanıyor, yüzbinlerce İşçi sokağa atılıyor, Kriz dolayısıyla nerede ise ülkeler batıyor, çok sayıda ülke IMF, Dünya Bankası vb. kredi almak için ülkelerini sattı, Milyonlarca insan açlık ve yoksul duruma düştüğü için sokaklar da. Ama sadece İsviçre de 300 Zengin bir yılda eski parasına 31 milyar daha ekliyor. Demek oluyor ki, bu kriz Zenginlerin çıkardığı bir oyun ve yoksulu daha yoksullaştırma, işsizin, çalışanın, emeklinin, memurların boğazını sıkma krizi. El insaf, dünyada milyarlarca insan, işsizlikten, yoksuzluktan, susuzluktan, açlıktan, kimsesizlikten ve hastalıktan kırılırken, acı çekerken, hayatları zindan halindeyken, siz o Milyarları nasıl kazanıyorsunuz. O Milyarları nasıl yiyeceksiniz acaba? İsviçre küçük bir ülke olduğu için bu ve benzer adaletsizlikler daha net olarak görüle biliniyor. Ama bu manzara dahi, tüm dünyada adaletsizliğin, eşitsizliğin hangi boyutta olduğunu göstermeye yeterli. Ayni zamanda Zenginin insana ne kadar değer verdiğini, milyarlarca yoksul ve işsiz insanı ne gözle gördüğünün de kanıtıdır. Ama en açıklayıcı gerçek de, Avrupa ve ABD başta olmak üzere, dünya devletlerinin insana hiçbir değer vermediğini, tüm çabalarının Kapitalistlerin kasalarını doldurmak olduğununsa kanıtıdır. Kriz var herkes Kemer sıksın, tasarruf etsin palavrasının da çok Ikea-Gründer Kamprad bleibt der Reichste unter den Reichen Die 300 Reichsten der Schweiz sind dieses Jahr noch reicher geworden. Mittlerweile haben sie zusammen gemäss der alljährlichen Erhebung des Magazins «Bilanz» ein Vermögen von 512 Milliarden Franken, 31 Milliarden Franken mehr als noch vor einem Jahr. sahte ve ikiyüzlü bir yalan olduğunun da göstergesi. Çünkü Devletler Kriz var diyor, halkın ve çalışanların boğazını sıkarak, topladığı paraları götürüp Kapitalistlerin kaslarına, Bankaların kasalarına dolduruyor. Dünyada ki tüm örnekler bunu gösteriyor. Yazık değil mi, bu yoksul insanları iliğine kadar sömürmeniz, işsiz bırakmanız, kazanılmış hakları yok etmeniz! Ne için bu kadar eziyet, İsviçre de 300 kişi ve dünyada birkaç Milyon Zengini daha fazla zengin etmek için. Bu savaşa da ilke ve Memleket menfaatleri için, yani siz halkımız için yapıyoruz yalanıyla yapıyorlar. Sonra İsviçre de zenginlerin listesinin yayınlanması örneğinin açıklanmasında sonra bakıyorsunuz ki, söylenen her şey büyük bir yalan. O toplanan paralar buralara dağıtılmış. Yoksa 300 kişi nasıl 30 Milyar kazanır ki? Demek ki, Devlet halkı düşünen ve halkın çıkarları için çaba harcayan, Das Ranking der Superreichen, das sich zu einem grossen Teil auch auf Schätzungen abstützen muss, führt bereits seit über einem Jahrzehnt Ikea-Gründer Ingvar Kamprad an. Sein Vermögen schätzt die Bilanz auf 38 bis 39 Mrd. Franken. Innerhalb der vergangenen zwölf Monaten dürfte es um 3 Mrd. Fr. angestiegen sein. Zweitreichster Bewohner der Schweiz ist neu Jorge Lemann. Er vermochte sein Vermögen im Lauf des vergangenen Jahres um 10 Mrd. Franken auf 17 bis 18 Mrd. Franken zu steigern. Lemann hält je nach Schätzungen bis zu 15 Prozent am weltgrössten Braukonzern Anheuser-Busch In-Bev. Und dessen Aktien haben in den letzten Monaten haussiert. Platz drei nehmen gemäss des Bilanz -Ratings die Basler Familien Hoffmann und Oeri, welche den Pharmakonzern Roche kontrollieren. Sie können 16 bis 17 Mrd. Franken ihr Eigen nennen. Dahinter folgen der russische Industrielle Viktor Vekselberg mit einem Vermögen von 14 bis 15 Mrd. Franken. Der C&A-Gründerfamilie Brenninkmeijer gehören 12 bis 13 Mrd. Franken, den Bertarellis 10 bis 11 Milliarden. (sda) işsizi, işçiyi ve emekliyi düşünen bir devlet olsa, derki hey beyler biraz fedakârlık da siz yapın, o trilyonları Mezara mı götüreceksiniz, bakın memleket ve ulusal çıkarlar tehlikede, memleket giderse paracıklarınızda gider de ve o para babalarını da ulusal çıkarlar için fedakârlığa çağırır. Ama hayır, o devletin tek bir görevi var, varlık nedeni de zaten budur, o para babasının çıkarlarını korumak, kasalarını şişirmek. Öylede yapıyor. Halk artık ben fedakârlık yapmıyorum, fedakârlık adına boğazımı sıktın artık nefes alamıyorum diye sokağa çıktığında da Devlet Polis ve ordusuyla o gariban ve savunmasız üzerinde bombalarını yağdırıyor. Neden, sen neden fedakârlık yapmıyorsun, kemer sıkmıyorsun, devlete karşı çıkıyorsun diye. Ama rakamlarda da görüldüğü gibi. Esas sorun, ben devletim ve Para babasının çıkarını korurum, sen ona köle olmaya, onun kasasını doldurmaya mecbursun. Diyorlar. Avrupa da da, İsviçre de de, Yunanistan da da yani dünyanın her yerinde devletlerin yaptığı budur. Herkes Yunanistan ı tartışıyor, rakamları incelerseniz, orada da zenginler daha fazla zengin oldu ama fakir daha fazla fakir oldu. O ülke fakirinde zenginin değil mi? İsviçre de nasıl 300 kişi 30 milyar bir yılda kazanıyor da, yoksul ve çalışanın aldığı 3-5 bin Frank ı her gün eriyor. Nasıl oluyor toplumsal bir kriz ve yoksullaşma varsa bu zenginler bu toplumun bir parçası değil mi, bunlar uzayda mı yaşıyorlar? Manzara şu? İşsizlik artı, yoksulluk 1 Milyona dayandı, emeklilerin durumu daha da kötüleşti, sağlık alanında kısıtlamalara gidildi, eğitimde kısıtlamalar, çalışanların kazanılmış birçok hakkı geri alındı, emeklilik yaşı yükseltildi, alım gücü düştü ama ücretlerde düşmesine rağmen temel tüketim malları yükseldi, Vergiler ve Hastalık sigortaları aldı başını gidiyor... Listeyi uzatabiliriz. Demek ki gecen yıl ve yıllar insanlar için çok sıkıntılı ve faturası ağır oldu. Ama kimin tabiki sadece çalışanlar ve emekliler için. Ama bu fedakârlığa da değer çünkü 300 kişinin kasalarını daha da doldurduk. Bu fedakârlığa değer, hatta onlar için ölmeye de değer. Her ülke zengini için her şeyini veriyorsa İsviçre de vermeli! Değil mi? Anlaşılması zor bir durum değil mi? Ama hayır normalin de her şey acık. Tabiki gören gözler ve duyan kulaklar için! Sakın haa bunlara da ne vicdan varmış demeyin. Çünkü devletler ve dünyayı idare edenler Vicdanla değil cüzdanla dünyaya hükmediyorlar. Tabiki çalışan ve yoksulları uyutarak vatan millet, din iman, ulusal menfaatler vb. safsatalarıyla. Acı ama gerçek böyle. Yeni yıllar umarız dünyamızın kendi gözleriyle gördüğü, kendi çıkarlarıyla yürüdüğü, kendileri için var olan devletleriyle yaşadığı yıllar olur. Sağlık ve mutlulukla kalın (In Deutsch Seite 24) CH3275P_2a_Onnet Push Merhaba Ad_ Ethnic Media TK_285x208mm_16-10.indd 1 16/10/ :

3 Eric Weber, dessen Name nach den im Kanton Basel-Stadt durchgeführten Großrat- und Regierungsratwahlen häufig erwähnt wurde, wird in der letzten Zeit immer wieder mit Merhaba in Verbindung gebracht. Eric Weber, - so denken wir, erklärte um zu beweisen, dass er kein Ausländerfeind ist in einigen Reportagen und Ansprachen, dass er Mit Ausländern arbeite und erwähnte dabei als Beispiel die Merhaba Zeitung, mit der er anscheinend zusammenarbeiten würde. Einige Zeitungsmitarbeiter riefen uns daraufhin an und fragten, ob dies tatsächlich so sei.. Unsere Antwort ist klar und offen: Eric Weber hat niemals mit der Merhaba Zeitung zusammen gearbeitet, und dies wäre auch gar nicht möglich. Zudem kennt jeder die Veröffentlichungspolitik, nach der die Merhaba Zeitung seit 10 Jahren handelt. Die Zeitung wird niemals eine Beziehung zu einer Person oder Anstalt pflegen, von deren Aussagen und Haltung man entnehmen kann, dass sie fremdenfeindlich eingestellt sind. Wir kennen Eric Weber genauso gut, wie ihn jeder kennt und er hat ganz sicher nie eine noch so entfernte Beziehung mit unserer Zeitung gehabt. Wir möchten hiermit auch bekannt geben, dass wir gegen Anstalten, Zeitungen und Eric Weber den Rechtsweg eingehen werden, falls diese ohne unser WICHTIG: Erklärung an die Öffentlichkeit Eric Weber hat keinerlei Verbindung zu unserer Zeitung Merhaba Einverständnis Nachrichten veröffentlichen, die besagen, dass Eric Weber mit der Zeitung Merhaba zusammenarbeitete. Woran wir arbeiten, ist bekannt. Niemand darf die Merhaba Zeitung benutzen, um persönliche Vorteile daraus zu ziehen wie z.b. mit Personen, welche im Besitze eines krankhaften oder gar nationalistischen und menschenfeindlichen Gedanken, um Ihre Ziele auf diesem Weg zu erreichen. Denn die Merhaba Zeitung ist ein Mittel der Harmonie, Toleranz, Information und Kultur. In jeder Ausgabe werden die Namen der Personen, welche ehrenamtlich für die Merhaba Zeitung tätig waren, veröffentlicht. In dieser Liste ist kein solcher Name zu finden. Eric Weber wollte seine eigene Wahlanzeige unter dem Namen seiner Partei veröffentlichen lassen, sogar dies wurde wegen den rückschrittlichen und ausländerfeindlichen Aussagen abgewiesen. Wir haben diese Anzeige erst angenommen, nachdem sie unseren Anweisungen entsprechend angepasst wurde, und dies jedoch nur mit einem Bild und dem Namen darunter. Wie auch unsere anderen Leser hat uns Eric Weber des Öfteren Ausflugs- und Reklameschriften (Graubünden. Bad Kreuzingen) zugesendet. Ein paar von diesen Schriften, bei welchen es Nichts zu bemängeln gab, wurden auch veröffentlicht. Dass seine Schrift veröffentlicht wurde, gibt ihm nicht das Recht, zu sagen, er arbeite für die Merhaba Zeitung. Außerdem wurden diese zwei kleinen Texte vor den Wahlen veröffentlicht. Alle Zeitungen haben, wenn auch vielleicht aus anderen Gründen, mehrfach Reportagen und Nachrichten mit dieser Person erstellt. Auch uns haben ähnliche Anfragen erreicht, allerdings haben wir diese, weil seine Haltung bei den Anpassungsarbeiten und den Wahlvorbereitungen gegen die Anpassung und die Migration war, abgewiesen. Außerdem erhält die Zeitung von Hunderten von Personen Texte mit verschiedenem Inhalt. Wir veröffentlichen diese, wenn sie für die Adaption und das Zusammenleben von Nutzen sind. Wir haben jedoch niemals einen Text, eine Parole oder Aufforderung mit fremdenfeindlichem Inhalt, auch wenn dafür bezahlt wird, veröffentlicht und werden dies auch in Zukunft nicht tun. Unsere Veröffentlichungspolitik ist gut bekannt. Wer uns mit Eric Weber mit Merhaba in Verbindung bringen möchte, ist unverständlich und unakzeptabel. Viele Verantwortliche und Mitarbeiter der Ämter im Bereich Migration in allen Kantonen wissen, dass die Merhaba Zeitung ein Medienorgan ist, welches die Probleme von Migranten zur Sprache bringt. Die Merhaba hat es sich zur Aufgabe gemacht, ihre LeserInnen über Anpassung, Harmonie, Toleranz und das Land, in dem sie leben zu informieren. In vielen Kantonen haben viele Parteivorstehende, allen voran die der SVP, reagiert, indem sie Merhaba als links orientiert, oder sogar als Wort UBS in eski çalışanına 7 yıl hapis İsviçre bankası UBS in eski çalışanı Kweku Adoboli, yetkisiz işlemlerle bankayı 2.2 milyar dolar zarara uğrattığı için yedi yıl hapis cezası aldı. Adoboli nin İngiltere bankacılık tarihindeki en büyük ticari zarardan sorumlu olduğu belirtildi. führer der SP oder der Grünen bezeichneten. Wir haben oft die Anpassungsarbeiten freund-schaftlich kritisiert. Diese Kritiken haben vielfach die Annäherung der entsprechenden Ämter uns gegenüber beeinflusst und wir wurden in finanzieller Sicht im Stich gelassen. Doch das ist nicht so wichtig, die Anpassungspolitik unserer Zeitung wird nicht dadurch erstellt, dass wir jemandem Honig um den Mund schmieren, oder schmeicheln, Speichel lecken, oder dass wir ohne Kritik falsche Arbeiten unterstützen. Merhaba hat zu keiner Zeit Beziehungen zu Personen oder Anstalten gepflegt, die gegen die Gleichheit der Anpassung, gegen Respekt vor Migranten und gegen Toleranz stehen, es wird auch in Zukunft keine solchen Beziehungen geben. Das letzte Wort: Eric Weber hat niemals eine Beziehung zur Merhaba Zeitung gehabt und zu keiner Zeit für Merhaba gearbeitet. Zur Kenntnisnahme an die Öffentlichkeit. Mazlum Kılınç Geschäftsleiter und verantwortlicher Koordinator der Merhaba Zeitung İsviçre bankası UBS te çalıştığı dönemde yetkisiz işlemlerle bankayı 2.2 milyar dolar zarara uğratan eski çalışanı Kweku Adoboli, yedi yıl hapse mahkum edildi. 32 yaşındaki İngiliz vatandaşı Adoboli hakkındaki suçlamalar, 2008 ve 2011 yılları arasındaki işlemleriyle ilgili yılında bankada çalışmaya başlayan Adoboli, 15 Eylül 2011 de gözaltına alınmış ve hakkındaki suçlamaları reddetmişti. Mahkeme, Adaboli yi görevini kötüye kullanmak ve dolandırıcılık suçlarından mahkum etti. İNGİLTERE DE EN BÜYÜK TİCARİ ZARAR Hakim, Adoboli nin İngiltere bankacılık tarihindeki en büyük ticari zarardan sorumlu olduğunu belirtti. Ganalı bir diplomatın oğlu olan Adoboli; mahkeme jürisine, yaptığı işlemlerden tüm yöneticilerinin haberi olduğunu ve kendisini risk alması konusunda cesaretlendirdiklerini söyledi. Adoboli nin yaptığı yetkisiz işlem bankayı iflasın eşiğine getirmişti. UBS, yatırım kolundaki büyük zararlar yüzünden 2008 yılında batma aşamasına gelmiş ancak İsviçre devleti devreye girerek bankayı kurtarmıştı. > < ÖNEMLI: Kamuoyuna açıklamadır Eric Weber in Merhaba Gazetesi yle hiçbir bağlantısı yoktur Kanton Basel-Stadt ta yapılan Grossrat ve Regierungsrat seçimleri sonrasında adı sıkça anılan Eric Weber, son dönemlerde adı sıkça Merhaba ile ilişkilendiriliyor. Eric Weber, - sanırız yabancı düşmanı olmadığını kanıtlamak için- yaptığı birkaç Röportajlarda ve konuşmalarda Yabancılarla çalıştığı ve örnek olarak da Merhaba Gazetesi nde çalıştığı açıklamalarında bulunmuştur. Bir kısım gazete çalışanları bizi arayarak söz konusu kişinin Merhaba ile çalışıp çalışmadığını sormuşlardır. Bizim cevabımız açık ve nettir: Eric Weber, hiçbir zaman Merhaba Gazetesi yle çalışmadı ve çalışamaz da. Kaldı ki, 10 yıldır Merhaba Gazetesi nin yayın çizgisini herkes bilir. Yabancı düşmanı söylem ve duruş içinde olan hiçbir kişi ve kurumla ilişkisi olamaz. Eric Weber i biz de 3 Rappen den* başlayan fiyatlarla 33 ülke SIM kartlar ve cep telefonları buralardan temin edilebilir: herkesin tanıdığı kadar tanıyoruz ve kesinlikle gazetemizle uzaktan yakından bir ilişkisi olmamıştır. Bundan sonra bizim bilgimize başvurmadan Eric Weber in Merhaba Gazetesinde çalıştığının haberini yapan Kurum ve Gazeteler ve Eric Weber hakkında yasal yollara başvuracağımızı da duyururuz. Bizim ne yaptığımız bellidir. Merhaba Gazetesini hiç kimse kişisel çikarları, hastalıklı kafalarının milliyetçi ve insan karşıtı düşünceleri ve amaçları için kullanamaz. Çünkü Merhaba Gazetesi bir uyum, tolerans, bilgilendirme ve kültür aracıdır. Merhaba Gazetesi nde gönüllü olarak çalışanların isimleri her sayıda yayınlanıyor. Ve bu listede öyle bir isim hiç olmamıştır. Eric Weber kendi seçim ilanını partisinin ismiyle basmak istemiş, bu dahi gerici ve yabancı düşmanı söylemleri nedeniyle kabul edilmemiş, ilanı ancak bizim istediğimiz doğrultusunda düzelttikten sonra sadece altında ismi olan resmi yayınlanmıştır. Başka okuyucularımız gibi Eric Weber de bize kerelerce gezi ve tanıtım (Graubünden, Bad Kreuzingen) amaçlı yazılar göndermiş, bunlardan sakınca görülmeyen bir-iki yazısına yer verilmiştir. Yazısının yayınlanması ona Merhaba Gazetesi nde çalışıyorum deme hakkını vermez. Kaldı ki bu iki küçük yazı seçimlerden önce yayınlanmştır. Tüm gazetelere başka amaçlarla da olsa kerelerce ayni şahıs hakkında haberler ve Roportajlar yapmışlar. Bize de benzer istekler gelmiş, ancak uyum çalışmasına ve seçim çalışmasındaki tavır ve davranışının uyum ve Göçmen katrşıtı olması nedeniyle red edilmiştir. Ayrıca Merhaba gazetesine yüzlerce kişiden, çesitli konularda yazılar geliyor. Uyum ve kardeşliğe yararlı olanları yayınlıyoruz. Ama biz yabancı düşmanı hiçbir yazıya, parola ve çağrıya, paralı olsa dahi hiçbir ilana yer vermedik, vermeyiz de. Bizim yayın politikamız ortadayken kim, hangi amaçla Eric Weber i Merhaba ile ilişkilendiriyor, bunu da anlamış değiliz. Tüm kantonlardaki birçok uyum dairesi sorumlusu ve çalışanı da bilir ki, Merhaba Gazetesi, göçmenlerin sorunlarını dile getiren bir yayın organıdır, okuyucusunu uyum, tolerans ve yaşadığı ülke hakkında bilgilendirme görevini üstlenmistir. Birçok Kantonda başta SVP olmak üzere birçok parti yetkilisi Merhaba yı solcu, SP ve Yeşiller Türkiye de dahil! partisinin sözcüsü gibi gösterip tavır almışlardır. Bu tartışma daha bitmemişken Merhaba yı başka tartışmaların içine çekmek, göçmen karşıtı, uyum karşıtı bir çaba değilse, kötü niyetli bir tartışma olarak değerlendirmek gerekir. Çoğu zaman uyum çalışmalarını dostça eleştirdik ve bu eleştirilerimiz bazı Uyum kuruluşlarının bize yaklaşımlarını etkiledi ve maddi yönden yalnız bırakıldık. Ama olsun, gazetemizin uyum politikasını birilerine yağ çekmek, onlara yalakalık yapmak ya da kayıtsız şartsız onların tüm yanlış çalışmalarını desteklemek temeline oturtmuyoruz. Kim olursa olsun eksik ya da yanlış bulduğumuz çalışmaları -bize ekonomik baskı olarak geri dönse de- eleştirmekten geri durmayacağız. Merhaba nın hiçbir zaman uyumda eşitlikten, göçmenlere saygı ve toleranstan yana olmayan hiçbir kurum ve kişilerle bir ilişkisi olmadı ve bundan sonra da olamaz. Sonsöz: Eric Weber in Merhaba Gazetesi yle bir ilişkisi yoktur ve hiçbir dönem Merhaba da çalışmamıştır. Kamuoyuna önemle duyurulur. Mazlum Kılınç Merhaba Genel Yayın Yönetmeni Geschäftsleiter und verantwortlicher Koordinator * 0,03 CHF/dak. ya yallo kontörlü hat ile İsviçre den aş ağ ıdaki ülkelerde bulunan sabit hatlar aranabilir: Almanya, Avusturya, Fransa, İtalya, ABD, Arjantin, Avustralya, Belçika, İngiltere, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Dominik Cumhuriyeti, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, Kanada, Macaristan, Meksika, Norveç, Peru, Polonya, Portekiz, Romanya, Şile, Sırbistan, Slovakya, Tayland, Türkiye, Yunanistan. Mobil hatları arama: 0,25 CHF/dak. Isviçre içi aramalar: 0,05 CHF/dak. dan baş layan fiyatlarla. Tüm ülkelere SMS gönderimi: 0,10 CHF/SMS. Tüm bilgileri ve tarifeleri adresinde bulabilirsiniz center

4 Toplum ve Yaşam İsviçre Haberleri Toplum ve Yaşam İsviçre Haberleri Basler wählen wie erwartet FDP-Mann Baschi Dürr in die Regierung İsviçreli Polis Müdürünün Davasında Karar Çıkmadı FDP-Sitz verteidigt: Der frischgebackene Basler Regierungsrat Baschi Dürr Die Basler Regierung ist wieder komplett: Im zweiten Wahlgang sicherte Baschi Dürr den Freisinnigen erwartungsgemäss den einzigen vakanten Sitz in der siebenköpfigen Exekutive des Stadtkantons. Guy Morin von den Grünen wurde zudem als Regierungspräsident bestätigt. Baschi Dürr, der im ersten Wahlgang das beste Resultat aller Nichtgewählten erzielt hatte, stand in der zweiten Runde keine ernsthafte Konkurrenz mehr gegenüber. Der 35-jährige Ökonom und Präsident der grossrätlichen Finanzkommission erhielt am Sonntag Stimmen; die Stimmbeteiligung betrug 32,1 Prozent. Weit zurück lagen erwartungsgemäss die beiden weiteren Kandidaten: Damian Heizmann erhielt 3949 und Christian Müller 1418 Stimmen. Justiz und Sicherheit für den Neuen Dürr übernimmt in der Basler Regierung im Februar voraussichtlich das Justiz- und Sicherheitsdepartement. Dessen bisheriger Chef, Dürrs Parteikollege Hanspeter Gass, hört am Ende der laufenden Legislaturperiode auf. Von den sechs Bisherigen, die alle schon am 28. Oktober die Wiederwahl geschafft hatten, hat bisher niemand Lust auf einem Departementswechsel signalisiert. Baschi Dürr galt von Anfang an als Favorit für den einzigen vakanten Sitz in der Regierung. Im ersten Wahlgang distanzierte er seinen parteinternen Konkurrenten Christophe Haller um über 3500 Stimmen. Die beiden SVP- Kandidaten machten nicht einmal halb so viele Stimmen wie Dürr. Zugunsten des Regierungsamts verzichtete Dürr Anfang Oktober mitten im Wahlkampf auf den Einstieg in die Bundespolitik. Nach dem Tod des Basler FDP-Nationalrats Peter Malama hätte Dürr als erster Nachrückender dessen Sitz in der Grossen Kammer übernehmen können. Er verzichtete jedoch und liess Parteipräsident Daniel Stolz den Vortritt. Morin bleibt Regierungspräsident Gescheitert ist Dürr mit seinem Angriff auf Regierungspräsident Guy Morin: Der Grüne, der im ersten Wahlgang als Regierungsrat zwar bestätigt wurde, in der separaten Präsidiumswahl aber das absolute Mehr um 859 Stimmen verfehlte, schaffte nun die Wiederwahl mit Stimmen. Dürr kam auf Stimmen. Die Wahlbeteiligung betrug 34.2 Prozent. Der Arzt Guy Morin wurde 2004 in die Regierung gewählt wurde er in stiller Wahl erster Vorsteher des neugeschaffenen Präsidialdepartements. An der Zusammensetzung der Basler Regierung ändert sich in der neuen Amtsperiode nichts, Rot-Grün hat weiterhin die Mehrheit. Mit Eva Herzog, Christoph Brutschin und Hanspeter Wessels hat die SP drei Sitze. Grüne (Guy Morin), CVP (Carlo Conti), FDP (Baschi Dürr) und LDP (Christoph Eymann) haben je ein Mandat. (sda) Tatile geldiği Antalya dan ülkesine dönerken tarihi değeri olan taş parçasıyla yakalanan ve avukatının itirazı üzerine tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıp sınırdışı edilen İsviçreli polis müdürü 49 yaşındaki Christian Varone nin ikinci duruşmasında da bir karar çıkmadı. Tatile geldiği Antalya dan ülkesine dönerken tarihi değeri olan taş parçasıyla yakalanan ve avukatının itirazı üzerine tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıp sınırdışı edilen İsviçreli polis müdürü 49 yaşındaki Christian Varone nin ikinci duruşması Antalya 2 nci Ağır Ceza Mahkemesi nde yapıldı. Eşi Denise Varone ile birlikte Antalya ya tatile gelen İsviçre nin 13 şehirden oluşan Valais Kantonu Emniyet Müdürü Christian Varone, burada tarihi yerleri gezip, ülkesine dönmek için 31 Temmuz da havalimanına gittiğinde valizinde taş parçası bulundu. Yapılan incelemede, tarihi eser değeri taşıdığı belirlenen parça, el konularak Antalya Müze Müdürlüğü ne gönderildi. İsviçreli polis müdürü de nöbetçi mahkemece tutuklanarak Antalya L Tipi Cezaevi ne konuldu. Ülkesinde popüler olan polis müdürünün tutuklanması, İsviçre de günün konusu oldu ve medyada geniş yankı buldu. Avukatının itirazı üzerine Christian Vareno tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı, ardından sınırdışı edildi. ROMA DÖNEMİNE AİT SÜTUN PARÇASI Antalya Müzesi nde görevli Roma dönemi uzmanlarından 2 arkeoloğun 10 Eylül de yaptığı incelemenin ardından hazırladığı rapor, Antalya 2 nci Ağır Ceza Mahkemesi ne ulaştı. Buna göre Varone nin yurt dışına çıkarmak istediği ve çakıl taşı olarak lanse edilen eserin, Roma dönemine ait sütun parçası olduğu belirlendi. Arkeologlar, bu sütun parçasının ülkeden çıkartılması yasak kapsamındaki tarihi eser niteliğinde olduğuna dair görüş bildirdi. Davanın ikinci duruşması bugün Antalya 2 nci Ağır Ceza Mahkemesi nde görüldü. Duruşmaya Varone nin CMUK tan tayin edilen ve daha sonra vekilliğine devam eden avukatı Yasemin Mataracı ile hazine avukatı Filiz Sarkaya katıldı. Duruşmayı İsviçreli gazete ve televizyon muhabirleri de izledi. Varone nin avukatı Yasemin Mataracı, mahkemeye 4 sayfadan oluşan yazılı savunma dilekçesini sundu. Avukat Mataracı, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sümer Atasoy a hazırlattıkları ve yurtdışına kaçırılmaya çalışılan taşın tarihi eser niteliği taşımadığını belirten raporun kabul edilerek müvekkilinin beraat etmesini istedi. Mahkeme Başkanı Süleyman Teke, raporları ve savunma dilekçelerini kabul ettikten sonra Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü nden 3 kişilik bir heyet oluşturularak yeniden rapor alınmasına karar vererek duruşmayı 14 Şubat a erteledi. (Sondakika.com) Bern bleibt rot-grün mit Alexander Tschäppät als Stadtpräsidenten Reto Nause (CVP), Ursula Wyss (SP), Alexander Tschäppät (SP), Franziska Teuscher (GB), Alexandre Schmidt (FDP) Die Stadt Bern bleibt rot-grün und Alexander Tschäppät Berner Stadtpräsident. Bei dem Gemeindewahlen am Sonntag verteidigte das Rot-Grün-Mitte-Bündnis seine drei Sitze. Auch die CVP und die FDP konnten ihren Besitzstand wahren. Neu in die fünfköpfige Stadtregierung ziehen die beiden Nationalrätinnen Ursula Wyss (SP) und Franziska Teuscher (Grünes Bündnis/GB) ein. Ebenfalls neu ist der Freisinnige Alexandre Schmidt. Die beiden bisherigen, Alexander Tschäppät (SP) und Reto Nause (CVP), wurden wiedergewählt. Das beste Resultat machte Ursula Wyss mit Stimmen, gefolgt von Alexander Tschäppät mit Stimmen. Den dritten Platz holte Franziska Teuscher mit Stimmen, gefolgt von Reto Nause mit 9320 Stimmen und Alexandre Schmidt mit 8123 Stimmen. Allen Grund zum Jubeln hatte das Rot-Grün-Mitte-Bündnis, das gemeinsam zu den Wahlen antrat. Es konnte seine Position gegenüber den letzten Wahlen sogar noch festigen mit einem Stimmenanteil von 59 Prozent. Vor vier Jahren waren es 56 Prozent. Die bürgerliche Mitte konnte den Sitz von CVP-Gemeinderat Reto Nause halten. Im Vorfeld der Wahlen galt Nause am ehesten noch als Wackelkandidat. Ebenfalls einen Erfolg verbuchen konnte der jüngst nicht gerade erfolgsverwöhnte Freisinn. Die FDP behält ihren Sitz in der Stadtregierung. Mit Alexandre Schmidt, dem Direktor der eidgenössischen Alkoholverwaltung, zieht ein neues Gesicht in die Stadtberner Regierung ein. Schmidt war bisher erst zwei Jahre im Stadtparlament und hat nun bereits die Wahl in den Gemeinderat geschafft. Deutlich bekannter als Schmidt sind die beiden national bekannten Politgrössen Ursula Wyss und Franziska Teuscher, beides langjährige Nationalrätinnen. Die Wahlbeteiligung lag am Sonntag bei den Gemeindewahlen bei 37,6 Prozent. (sda) Ya şimdi ya hiç: CREDIT-now ile hayalleriniz çabucak gerçek oluyor no lu ücretsiz telefon hattını arayın ya da internet adresinden doğrudan sözleşme yapın. CHF tutarındaki bir kredi % 9.9 ile % 13.9 arasındaki bir efektif faizle 12 ay için CHF 521. ile CHF arasında toplam masraf yükü oluşturmaktadır. Yasal uyarı: Aşırı borçlanmaya neden olacağı durumlarda kredi verilmesi yasaktır (Haksız Rekabet Yasası UWG 3. md.) CREDIT-now, BANK-now AG, Horgen şirketine ait bir ürün markasıdır. CS_Ethno_INS_Merhaba_208x140_T_Geld_RZ1.indd :21

5 İsviçre Haberleri Toplum ve Yaşam Doris Leuthard ve Corine Mauch ile Başarılı Fikir-Öncüsü-Kadınların 2012 Toplantısı TÜRKİYE Yİ ARAMAK «Biz burada ağlamak için değil, birşey değiştirmek için bulunuyoruz.» şısında nasıl emin bir duruşla durulacağını ögrendiler. Bu toplantı seçilmiş makam sahipleri ve siyaset ile ilgilenen kadınlar için ayrıca önemli bir Networking forumu görevini gördü. Başarılı bir Networkun siyasette ne kadar önemli olduğunu Federal temsilci Doris Leuthard kapanış konuş- Zürih Kadınlar Merkezi hakkında açıklamalar: «Üçte bir yetmez». Bu ilke ile Zürih Kadınlar Merkezi uzun zamandan beri kadınların siyasetteki yeri için çalisiyor. Konfederasyonun en önemli görevleri arasında oylama kampanyaların ve seçim etkinliklerinin organizasyonu ve kadın adayların desteklenmesi bulunuyor. Yine siyasi alanda kariyer yapacak genç kadınların desteklenmesi de Zürih Kadınlar Merkezi için büyük önem taşiyor. Bu amaçla 2005 yı- kir bu, doğru kararları verebilmek adına iyi bir duruş için gerekli olan özgüveni sağlar.» Konuşmasından sonra Federal temsilci orada bulunan kadınların sorularını büyük bir açık yüreklilikle cevapladı. Aynı sabah ayrıca Corine Mauch da katılımcıları siyasi bir Rp görev veya bir kamu görevi için cesaretlendirmişti. Zürihli şehir başkanı, bir heyette belirli bir sayıda kadının bulunmasının önemini vurguladı. /dakika(1) «Yönetici pozisyonlarda kadınların az sayıda bulunmasının birçok sebebi var. Kadınların cesareti yok, güç kavgalarından kaçınıyorlar veya erkeklere nazaran eğitimlerini ve kariyerlerini daha çabuk bırakıyorlar deniyor. Bütün bu sebepler doğru olabilir.», diyor Corine Mauch. «Fakat deneysel araştırmalar aynı zamanda gösteriyor ki, kadınların azınlık olarak algılanmamaları ve kendilerini de azınlık olarak hissetmemeleri için yaklaşik %30 oranında kadın olması gerekiyor.» 100 =200 CHF lında Duopoly hamilik programını hayata geçirmiştir, bu programla genç, toplum siyaseti ile ilgilenen kadınlara günlük siyasi dünyası anlatılıyor yılından beri iki yılda bir Zürih Kadınlar Merkezi tarafından Zürih Üniversitesinde partiler üstü kadınlar toplantısı Fikir-Öncüsü-Kadınlar organize ediliyor. Bu toplantının da amacı, kadınların daha etkin bir şekilde siyasete girmeleridir. Aralık ayında Kadınların oarnı konusunda bir makalemiz yayınlanacaktır. +0 ORTEL DEN ORTEL E RP (nur für Aufladungen) (1) Verbindungsgebühr für alle Anrufe aus der Schweiz CHF 0,25 pro Anruf. Verbindungsgebühr für Anrufe aus dem Ausland CHF 0,59 pro Anruf. SMS für nationale und internationale Rufnummern: CHF 0,12. Anrufe werden pro Minute abgerechnet und sind inklusive der Mehrwertsteuer. Kostenlose Anrufe von Ortel zu Ortel sind innerhalb der Schweiz nach Swiss Ortel Mobilfunknummern für die ersten 30 Minuten pro Gespräch kostenlos, danach wird die nationale Gebühr in Höhe von CHF 0.19 pro Minute erhoben. Von der Schweiz nach deutschen, französischen, spanischen, belgischen und niederländischen Ortel-Nummern sind die ersten 15 Minuten pro Anruf kostenlos, danach gilt ein Preis von CHF 0.19 pro Minute. Die Preise gelten ab dem 1. August 2012 bis auf weiteres Aktuelle Informationen auf Es können keine Rechte aus dieser Mitteilung abgeleitet werden. Für die neuesten Werbeaktionen, Preise und weitere Informationen besuchen Sie uns bitte auf: EN ŞANSLI OLANLAR İSVİÇRE DE DOĞANLAR CH_Turkish_poster_A4_landscape.indd 1 Zürih Şehir Başkanını ve bir Federal Temsilcinin de bulunduğu yüksek kaliteli katılımcılar toplantıya bir ağırlık katmışlardır ve ziyaretçiler için de kişisel tanışma fırsatı doğmuştur, bu tanışmalar cesareti arttırıp başarıyı tetiklemiştir. Zürih Kadınlar Merkezi adına Sandra Plaza İletişim & Pazarlama Am Schanzengraben Zürich T (direkt) F CHF HER ZAMAN BEDAVA KONTÖR manda doğduğuna yönelik ifadesinden hareketle EIU, gelecek yıl doğulacak en iyi yerleri belirlemeye çalıştı. «Biz buraya ağlamak için değil, birşey değiştirmek için geldik», bu sözlerle Zürih Kadınlar Merkezinin Başkanı Andrea Gisler 2012 Fikir-Öncüsü-Kadınlar-toplantısını açmıştır, «Hedefimiz, kadınları ticarette ve siyasette anahtar rollerini üstlenmeleri konusunda motive etmektir.» Parlamento üyesi Kathy Riklin ve yayıncı Esther masında vurguladı: «Başarılı bir kariyer için iyi bir Network gerekiyor. Örnek insanlar veya bir tanrıça gerekiyor.» Kendisinin siyasi kariyeri boyunca her zaman onu destekleyen, çesitli siyasi görevleri ögreten ve doğru kişilerle tanıştıran bir kadın bulunuyormuş. Fakat iyi bir Networkün yanında, işinin ehli olmak da çok önemliymis. «Süreçleri, prosesleri ve hesap temellerini çok iyi bilmek gere- Yaklaşik 180 kadın partiler üstü toplantıya katıldı aralarında İsviçre Hükümet Bakanı bayan Doris Leuthard (solda) ve Zürih Şehir Başkanı Corine Mauch (sağda) da vardı. Cumartesi günü Zürih Kadınlar Merkezi ve Sozio-Consult dördüncü defadır Zürih Üniversitesindeki Fikir-Öncüsü-Kadınları-Toplantısını gerçekleştirdiler. 180 kadın geldi, şimdiye dek hiç ulaşilamayan bir rakam, ve İsviçre Hükümet Bakanı Doris Leuthard ve Zürih Şehir Başkanı bayan Corine Mauch gibi tanınmış politikacılardan kendi siyasi kariyerleri ve fikir-öncüsü olmak için öneriler ve teşvikler aldılar. Girsbergeribi uzmanların yönettiği Worksoplarda katılımcılar, siyasi platformda başarılı olmak için nelerin gerekli olduğunu ögrendiler. Motive olmuş kadınlar kişisel yeterliliklerini değerlendirip siyasi konular hakkında tartıştılar ve medya ile profesyonel anlamda nasıl baş edileceğini ve kamera kar İngiltere de yayımlanan The Economist dergisinin kardeş kuruluşu Economist Intelligence Unit in (EIU) yaptığı araştırmaya göre, 2013 te doğulacak en iyi yer İsviçre. İngiltere de yayımlanan The Economist dergisinin kardeş kuruluşu Economist Intelligence Unit in (EIU) yaptığı araştırmaya göre, 2013 te doğulacak en iyi yer İsviçre. Dünyanın önde gelen zenginlerinden Warren Buffett in doğru yerde ve doğru za Bu çalışma sırasında sadece ülkenin ekonomik zenginliği değil suç oranı, kamu kuruluşlarına güven ve sağlık gibi kriterler de göz önüne alındı. Bu kriterler çerçevesinde EIU, birinci sırada İsviçre nin çıktığını yazdı. İsviçre, 10 üzerinden 8.22 alırken Avustralya 8.12 lik puanla ikinci, Norveç 8.09 la üçüncü sırada yer aldı. Bu ülkelerin ardından sırayla İsveç, Danimarka, Singapur, Yeni Zelanda, Hollanda, Kanada ve Hong Kong geldi. EIU, Avrupa nın ekonomik krizin pençesinde olmasına karşın 2030 projeksiyonun iyi olduğu, bu nedenle Avrupa ülkelerinin önde çıktığını savundu. ABD nin 16. sırada kaldığı listede Japonya 25, komşu Yunanistan 34. sırada yerini aldı. Büyüyen ekonomisiyle dikkat çeken Türkiye ise 51. sırada kaldı. Listenin son üç sırasındaysa Ukrayna, Kenya ve Nijerya bulunuyor. (CİHAN) İnfobüro Türkei 9/7/ :38:59 AM Tercüme, Seyahat ve Muhasebe alanında 25 Yıllık Tecrübe ve Güven THY, Pegasus, EasyJet, Sunexpress v.d. hava yolları ile dünyanın her yerine şaşırtan fiyatlarımızdan siz de faydalanın. Çeyrek asırdan bu yana desteğini bizden esirgemeyen emekçi halkımıza sonsuz teşekkürlerimle Bilal Ekici Konsolosluk Yeminli Tercümanı Tel.Büro: Ev: Yeni adresimiz: Klybeckstrasse 88, CH-4057 Basel infobuero_tr@hotmail.com

6 Toplum ve Yaşam İsviçre Haberleri Yabancı erkeklerin şiddet eğilimi daha fazla Silvana Guanziroli Aile içi şiddet konusunda istatistiklerde göçmen aileler fazlasıyla yer alıyorlar bunu Basel polisinde mevcut sayılar belgelemektedir. Mahkeme psikyatristi Frank Urbaniok bunun sebeplerini açıklıyor yılında Basel Belediyesi Polisi her gün bir Ailede şiddet vakası için faaliyete geçmek zorunda kalmıştır. 310 vakada polis bir suç unsurunun mevcut olduğunu tespit etmiştir. Kurbanlar çoğunlukla kocaları veya partnerleri tarafından tehdit edilen, zorlanan, boğulan veya dövülen kadınlardan oluşuyor. Polis ilk defa hanede şiddet konusunda var olduğun tahmin edilen bir sorundan bahsetti: Kayıtlara geçen 310 vakaların %63 ünde suçlular yabancı kökenliydi. Ve yine kurbanların da %56 sı yabancı kökenli. Basel şehrinin nüfusunun %32 si yabancı kökenlidir. Basel Savcılığının sözcüsü Peter Gill, bunun önemli bir sebebini belirtiyor: «Bu kültür çevrelerinde aile içi şiddet konusunda daha farklı bir önem sıralaması mevcuttur.» Polis ve savcılık için aile içi şiddet konusu yüksek önem taşıyor den beri polis, bir aile içi şiddet vakasından haberdar olduğu anda yasalar gereği müdahale etmek zorundadır. Yani, üçüncü bir şahıs şikayette bulunduğu zamanlarda bile. Özellikle yabancı kökenli kadınlarda durum bazen bunu gerektirebiliyormuş: «Bizim kültürel çevremizden gelmeyen kadınların polisi haberdar etmekten daha çok çekindiklerini görüyoruz. Aileleri veya sülaleleri buna kadınların yaptığı bir ihanet olarak bakıyorlar.», diyor Peter Gill. «Eğer buna rağmen şikayette bulunuyorlarsa mutlaka uzun zamandır ağır bir şiddete uğruyorlardır.» Kadınların dominant kocaları çoğu zaman onların Basel de entegre olmalarını engelliyormuş. «Bu yüzden birçoğu kime başvurabileceklerini bilmiyorlar», diye açıklıyor Gill. Bu yüzden Basel Belediyesi savcılığı bilinenlerden çok daha yüksek bir sayı tahmin etmektedir. Resmileştirme sırasında Basel-Merkez Kantonu polis yasasını uyarlamıştır. 37a maddesine göre polisler, halen tehlikeli olduğu varsayılan bir kişiyi 12 gün boyunca evinden uzaklaştırabiliyorlar. Ve burada da sayıların verdiği mesaj açık: 2011 yılında 46 uzaklaştırma gerçekleşmiştir. Bunlardan 30 kişi yabancı kökenliydi. Basel Eyalet Kantonunda da durum buna benziyor. 81 uzaklaştırmadan 55 i yabancı kökenlilerle ilgiliydi. Dört suçludan üçü babalardır Ausländische Männer sind öfters gewalttätig Bei häuslicher Gewalt sind Migrantenfamilien statistisch übervertreten das belegen Zahlen der Basler Polizei. Gerichtspsychiater Frank Urbaniok erklärt die Gründe musste die Polizei Basel-Stadt täglich an einen Fall von häuslicher Gewalt ausrücken. In 310 Fällen stellten die Beamten strafbare Handlungen fest. Bei den Opfern handelte es sich mehrheitlich um Frauen, die von ihren Ehepartnern oder Lebensgefährten bedroht, genötigt, gewürgt oder geschlagen wurden. Erstmals äussert sich die Polizei zu einem vermuteten Problem im Bereich häuslicher Gewalt: Von den 310 registrierten Fällen waren 63 Prozent der Täter Ausländer. Und auch bei den Opfern sind 56 Prozent ausländischer Herkunft. In der Basler Wohnbevölkerung beträgt der Anteil der Ausländer 32 Prozent. Peter Gill, Sprecher der Staatsanwaltschaft Basel-Stadt, nennt einen entscheidenden Grund: «Die Gewalt hat in diesen Kulturkreisen innerhalb der Familie einen anderen Stellenwert.» Zürih Kantonu Nisan başında aile içi şiddet konusunda büyük bir araştırma yayınlamıştır. Bu araştırma İsviçre de bu konuda yapılmış olan en kapsamlı çalışmadır. Sonucu şöyle: Burada da %57 gibi bir oranla yabancı kökenlilerin yüzdesi oldukça fazla. Tanınmış Zürih li mahkeme psikyatristi Frank Urbaniok ve beraberindeki bilim adamları araştırmalarında aşağıdaki sonuçlara varmışlardır: > Suçluların yarısından çoğu evlidir, yaklaşık üçte biri babadır. > Müslümanlar ve konfesyonu olmayanların yüzdesi daha büyük. > Dört vakanın üçünde erkekler fiziksel şiddet uyguluyorlar. Aile içi şidde tin diğer şekilleri ise Stalking (Takip etme) ve tehditlerdir. > Her dört vakadan birinde alkolün etkisi var. > Suçluların %70 inden fazlasının önceki sabıka kayıtları mevcuttur. Polis bir gerileme tespit etmiştir Basel merkez sosyal demokrat partisi bu hafta Çarşamba günü yapılan büyük toplantıda aile içi şiddeti konu olarak ele aldı. SP müşaviri Beatriz Greuter hükümete, aile içi şiddet konusunda kaç tane uzaklaştırmanın savcılık tarafından kararlaştırıldığını sordu. Bu bilgi talebinin sebebi olarak vakaların çoğalmasını gösterdi. Ancak Basel-Merkez polisi aile içi şiddet olarak kaydedilen vakalarda bir azalma tespit etmiştir yılında 425 vaka kaydedilirken, 2011 yılında bu rakam 310 a gerilemiştir. Ayna tablo Basel eyaletinde gözlemlenmiştir. 497 vakadan bu sayı geçen sene 445 vakaya inmiştir. Ancak bu vakalardan mahkemelik olanlar çok cüzi bir oranda yılında sadece 10 şiddette başvuran erkek hakkında dava açılmıştır ve 27 vaka bir ceza emriyle sonuçlanmıştır. 185 vakada dava durdurulmuştur. Bunların 86 sında durdurulma sebebi kurbanın isteğidir, Ceza Kanunlarına göre belirli durumlarda bunu istemeye hakkı vardır. «Bir faktör kültürel çerçevedir» Mahkeme psikyatristi Frank Urbaniok yabancı kökenli kocaların neden daha fazla şiddete başvurduklarını açıklıyor Zürih kantonu bu ilkbahar aylarında aile içi şiddet konusunda bir araştırma yayınlamıştır. Bu konuda İsviçre de yapılmış en geniş kapsamlı araştırmadır Nisan ayı ve 2009 Aralık ayı arasındaki süre içerisinde meydana gelen 2800 vaka incelenmiştir. Bu bilimsel çalışmanın yazarlarından biri de tanınmış mahkeme psikyatristi Frank Urbaniok. Zürih Cezai Uygulamaları Dairesinin Psikiyatrik-Psikolojik Hizmetler bölümünün müdürü olarak cinsel ve şiddet suçlularının tedavi uygunluğuna dair karar vermektedir kendisi. Basler Zeitung gazetesi ile yaptığı söyleşide Urbaniok, aile içi şiddetin neden daha yok yabancılarla ilgili bir sorun olduğunu açıklıyor. >> Hauptsitz AG Lenzburgerstrasse Niederlenz Tel Fax M9 M11 Filiale ZH Wagistrasse Schlieren Tel Fax Filiale BE Solothurnstrasse Biel Tel Fax info@moebel-arredo.ch!!!spezialpreise gelten nur an Sonntagsverkäufe!!! Sonntag, 02. Dezember 2012, bis h Sonntag, 09.Dezember 2012, bis h Fr statt Fr M10 Schlafzimmer bestehend aus 6trg. Schrank, Bett 160x200cm, 2 Nachttische und Kommode mit Spiegel M12 Wohnwand in weiss / Taupe HG B290 cm M13 Ecksofa in Lederlook schwarz / weiss B270 T233. In diversen Varianten und Farben möglich. Fr statt Fr Fr statt Fr Alle Fotos ohne Bettinhalt und Deko. Nur solange Vorrat. Alle Preise sind Abholpreise.

7 Toplum ve Yaşam İsviçre Haberleri Yabancı erkeklerin şiddet eğilimi daha fazla Ve burada şunu gördük: Din konfesyonu olmayanların ve Müslümanların grubu daha büyüktü, bu sayıları nüfusun toplamına kıyasla değerlendirmek gerekir. Ancak bu bulguların yorumlanması konusunda çok dikkatli davranıyoruz. Zir bir yandan konfesyonu olmayanlar belirgin olmayan bir gruptur. Bu gruba, dini inançlarına dair bir bilgi olmayan kişileri de içeriyor. Diğer yandan İslam inancının mensupları olan suçluların sayısı çok fazla, ama bunun sebebi belirli kaynak ülkelerden daha fazla nüfus olması gerçeği de olabilir. Aile içi şiddet çok sayıda farklı suç unsurlarını içeriyor. Tehdit, fiziksel yaralamadan en büyük şiddet örneği olan cinayete kadar uzanıyor. Bir erkeğin ağır bir şekilde şiddet uygulamaya meyilli olduğunu nasıl anlayabiliriz? << 10 Bay Urbaniok, araştırmanıza göre yabancı kökenliler partnerlerine İsviçre lilere göre neredeyse dört kat daha çok şiddet uygulamaya meyilliler. Siz, istatistiksel olarak yabancı kökenliler ve şiddet arasında yüksek bir bağlantıdan bahsediyorsunuz. Araştırmanızın sonucunu nasıl yorumlamak istersiniz? Gerçek şu ki, migrasyon geçmişi olan suçlular gerçekten hem aile içi şiddet konusunda hem de cinayet vakalarında ciddi bir şekilde fazlalar. Bunun sebeplerine gelirsek, burada çeşitli açıklama olasılıkları var ve farklı görüşler de mevcut. Fakat bana göre bir faktör özellikle çok önemli: Kültürel çerçeve. Bazı kültür çevrelerinde aile içi rol dağılımına dair farklı anlayışlar mevcut. Burada erkeğin kadının üzerinde tam bir egemenlik kurması daha normal olarak kabul edilebilir. Bu şiddet vakalarının temeli buysa, biz buna suç eğilimini destekleyen dünya görüşü diyoruz. Şiddet uygulayan erkeklerin hangi kültür çevrelerine ait olduklarına dair bir sınırlama yapmanız mümkün mü? Bu araştırma, yabancı kökenli suçluların AB-Birliği içerisinden gelen yabancıların olmadığını gösteriyor. Özellikle çok belirgin kaynak ülkeler balkan ülkeleri, Türkiye ve Afrika ülkeleridir. Bütün bunlar, İslami inancın mevcut olduğu, hatta halkın çoğunluğu tarafından uygulandığı ülkelerdir. Aile içi şiddet konusunda dinin de önemli bir katkısı var mıdır? Araştırmamız çerçevesinde suçluların mensup oldukları dinleri de sorduk. Über die Hälfte der Täter sind verheiratet. Frauen protestieren mit rot gefärbigten Füssen gegen häusliche Gewalt. Biz kaba bir şekilde üç suçlu grubunu ayırıyoruz. İlk grupta ilişkilerinde meydana gelen bir problemden dolayı şiddete başvuran kişileri görüyoruz. Bu sorun çözülürse veya ilişki biterse, bu kişiler daha fazla şiddet uygulamıyorlar. İkinci grupta psikolojik olarak dikkat çeken suçlulardan bahsediyoruz. Bu gruba bir tedavi imkanı vermek şarttır. Biz üçüncü, asosyal olan gruba çok sorunlu olarak bakıyoruz. Bu suçlular işledikleri suçlar ile dikkat çekerler ve genel olarak kuralları ihlal etmeye meyilliler. Böyle bir kişi ayrıca aile içi şiddet uyguluyorsa, bu durumda çok büyük bir risk yatar. Burada, bu suçlunun çok ağır bir şiddet suçu uygulama tehlikesinin ne kadar büyük olduğu konusu dikkatli olarak cevaplanmalıdır. Aile içi şiddete karşı uygulanan önlemler yeterli midir? Günümüzde çok sayıda iyi önlem mevcut. Çok önemli bir nokta da, İsviçre de artık aile içi şiddetin bir bagatel olmadığı anlaşılmıştır. Bu resmileştirme gerekliydi. Bana göre çok önemli bir unsur da, bazı Kantonlarda bir Şiddete karşı korunma yasasının ve buna adanmış ve çok verimli çalışan uzmanların var olmasıdır.» Luxusuhren im Wert von über 27 Millionen Franken verkauft Diese Patek Philippe-Uhr erzielte mit 3,779 Millionen Franken einen neuen Rekordpreis für Uhren ohne Zusatzfunktionen. Bei einer siebenstündigen Auktion von Christie s sind am Montagabend in Genf Luxusuhren im Wert von 27,04 Millionen Franken verkauft worden. Den Höchstpreis machte eine mit Diamanten besetzte Platin-Uhr mit 3,779 Millionen Franken. Es handle sich um einen neuen Rekordpreis für eine Uhr ohne Zusatzfunktionen, teilte das Auktionshaus Christie s mit. Die Uhr war 1952 von Patek Philippe für den amerikanischen Sammler J.B. Champion angefertigt worden. Den Zuschlag erhielt eine in Luxemburg ansässige Investment-Firma. Eine zweite, 1987 gefertigte Uhr aus dem Hause Patek Philippe wurde bei 3,443 Millionen Franken einem Käufer aus Asien zugeschlagen. Verkäufer dieses wertvollen Stücks mit Mondphasen-Anzeige und anderen Extras war der Blues- und Rockgitarrist Eric Clapton. 96 Prozent der angebotenen Uhren fanden einen neuen Käufer. Laut Christie s existiert für wertvolle Uhren ein breiter, gesunder und wachsender Markt. (sda) Veranstaltung «Menschlichkeit ist nicht teilbar weltweite Herausforderungen HIV und Aids» Prominentes Engagement im globalen Kampf gegen HIV und Aids Die Direktion für Entwicklung und Zusammenarbeit (DEZA) und die Aids-Hilfe Schweiz (AHS) haben heute Abend in den ARENA Cinemas im Zürcher Sihlcity zur hochkarätig besetzten Veranstaltung «HIV/Aids Menschlichkeit ist nicht teilbar» geladen. Bundesrat und Gesundheitsminister Alain Berset, Martin Dahinden (Direktor der DEZA), Mario Gattiker (Direktor des Bundesamts für Migration), die Nationalrätin und Aids- Hilfe Schweiz-Präsidentin Doris Fiala und weitere prominente Gäste haben aus verschiedenen Perspektiven über die weltweiten und lokalen Herausforderungen mit HIV/Aids referiert, die sich insbesondere durch die globale Migration ergeben. Im Mittelpunkt stand die Frage, welche Unterstützung infizierte Migranten in der Schweiz brauchen und ob die bestehenden Systeme tragend sind. Als Präventionsbotschafter der aktuellen HIV-Krisenregion Russland/Ukraine plädierte die russische Eishockeylegende Wjatscheslaw Alexandrowitsch Fetissow, ehemaliger russischer Sportminister und Mitglied der russischen Delegation im Europarat für die Wich tigkeit von effizienten und länderübergreifenden Präventionsmassnahmen. In den letzten 30 Jahren wurden grosse Fortschritte in der Behandlung von HIV und Aids betroffenen Personen und der Prävention erzielt. Die Viruserkrankung stellt jedoch nach wie vor eine grosse Herausforderung für die globale Gemeinschaft dar: Aids ist weltweit immer noch die dritthäufigste Todesursache und bis heute haben nur rund die Hälfte aller infizierten Menschen Zugang zu einer Therapie. In der Schweiz sinkt zwar die Zahl der jährlichen Neuinfektionen seit 2009, aber es stecken sich pro Jahr noch immer rund 600 Personen neu mit dem Virus an. Das ist im Vergleich zu Westeuropa viel, was sich auch in der hohen Zahl aller HIV-positiven Menschen in der Schweiz niederschlägt. In der Schweiz leben schätzungsweise Menschen mit dem Virus, das heisst ca. jeder 4. von Tausend ist infiziert, in Westeuropa ist es ca. jeder 2. von Tausend. An der gut besuchten Veranstaltung zu den weltweiten und lokalen Herausforderungen der HIV-Arbeit war man sich einig, dass im Kampf gegen die heimtückische Infektionskrankheit noch viel zu tun ist. «Ich betrachte es als eine zentrale Aufgabe unseres Staates, dafür zu sorgen, dass in der Schweiz sowohl Präventionsmittel als auch die notwendigen Medikamente für alle zugänglich sind, die sie brauchen. Und der Bundesrat unterstützt die auf internationaler Ebene laufenden Bemühungen zugunsten einer Verbesserung der Situation», führte Gesundheitsminister Alain Berset aus.

8 Son günlerde Avrupa nın her tarafından aynı gerekçeler duyuluyor, devletler borç batağında, para bulamıyorlar! Çözüm ise gene her yerde ayni, çalışanların ve emeklilerin haklarını kısarak tasarruf sağlamak. Buna karşın sendikalar, yeterli paranın olduğuna dikkat çekmek için Kasım ayında tüm Avrupa da genel grevler ve eylemler düzenlediler. 14 Kasım da en üst noktasına çıkan bu eylemliliklere destek olmak için bir araya gelen Unia, Alman verdi ve Avusturyalı GPA ile birlikte, bu tasarruf önlemlerine karşı bir açıklama yaptılar. Üç ülkeden sendikanın bir araya gelerek 1 Kasım da başlattıkları bir kampanya çerçevesinde Yeterince para var, artık adalet zamanı sloganı ile bir dizi etkinlikler düzenlendi. Zürih te yapılan bir basın toplantısında Avrupa Birliği nin krize karşı yeni liberal politikalara başvurması eleştirildi. Unia sendikası eş başkanı Andi Rieger krize karşı en etkin yöntemlerin, kalıcı bir kalkınma, adil bir paylaşım, mali kazançların daha fazla Hazırlayan: Mehmet Akyol vergilendirilmesi, vergi kaçakçılığının önlenmesi ve tüm Avrupa da ortak bir sermaye vergilendirme sistemine geçilmesi olduğunu dile getirdi. İsviçre de Sorunun Bir Parçası Hükümet ve kanton yönetimleri tarafından yabancı holdingleri İsviçre ye çekmek için uygulanan vergi teşvik sistemi ile İsviçre bu sorunun bir parçası haline gelmiş durumda. Hükümet buna rağmen bu politikasından geri adım atmaya yanaşmamakta. Tam tersi sermaye için getirilen vergilerin %15 ten daha az olması için hazırlıklarını sürdürmekte. Oysa bu vergi indirimleri ile devlet bütçesinde ki açığın daha da fazlalaştığı gün gibi ortada iken. Yeterli Para Var! Ekonomik krizin bir kez daha servet sahiplerinin işine yaradığı gün geçtikçe daha fazla açığa çıkmakta. Krizden etkilenmek şöyle durdun, servetlerine servet katmakla meşguller. Bir yandan giderek İş ve Sendika Haberleri Krise in Europa, Europäischer Solidaritäts- und Aktionstag Kıyıma Karşı Dayanışma! büyüyen devletlerin dağ gibi mali açıkları, onun karşısında ise varlıkların dağ gibi büyüyen servetleri. O zaman para yok demenin hiçbir anlamı yok, para yeterince var, yeter ki kullanılmak istensin, bir yeniden paylaşım gündeme gelsin! Ortak Eylemler Her üç sendika tarafından Kasım ayı başından itibaren bu gerçekleri kamuoyuna sunmak için İsviçre, Almanya ve Avusturya da bir dizi ortak etkinlikler yapıldı. Özellikle Unia sendikası tarafından İsviçre de, İtalyan CGIL sendikası temsilcisi Walter Cerfreda, Portekizli CGPT sendikasından Manuel Correia ve Sérgio Graça nın katıldıkları toplantılar büyük bir ilgi gördü. 14 Kasım Genel Grevi Avrupa Sendikalar Birliği, çeşitli ülkelerde yoğunlaşan protesto eylemlerine tüm Avrupa çapında bir destek verme amacı ile 14 Kasım ı ortak eylem günü ilan etti. İspanya, Portekiz, Yunanistan, İtalya, Malta ve Kıbrıs ta sendikalar genel greve gittiler. Eylemlerin ortak talebi yıkıcı tasarruf önlemlerinden vazgeçilmesi oldu. Gerek İsviçre de gerekse de diğer Avrupa ülkelerinde bu genel grevlere destek eylemeleri yapıldı. Bern de Avrupa Birliği temsilciliği önünde yapılan bir eylemle, Unia sendikasını bir açık mektubu temsilciliğine verildi. Bu açık mektupta Unia sendikası gerek Avrupa da gerekse de İsviçre de sosyal adalet ve zenginliğin adaletli paylaşımı talebi dile getirildi. Portekiz elçiliğinde çalışana personelin bu protesto eylemine katılması ayrıca dikkat çekti. Cenevre de bankaların bulunduğu Place Bel-Air de yapılan bir gösteriden sonra İspanya, Portekiz, Yunanistan, İtalya temsilcilikleri önüne gidildi ve bu ülkelerin temsilciliklerine hükümetlerin yapmak istedikleri tasarruf önlemlerine karşı protesto mektupları iletildi. Anti-gewerkschaftlichen Kündigungen, ILO-Konvention Sendika Temsilcilerini Çıkışlara Karşı Koruma İsviçre de işçi temsilcilerinin çalışanların haklarını işverene karşı koruma istediklerinde çoğu zaman işini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı bilinmekte. İsviçre Sendikalar Birliği (SGB) bu konuda hazırlanan kara kitabı 5 Kasım da yaptığı bir basın toplantısında kamuoyuna tanıttı ve bu konuda daha önce Uluslar arası Çalışma Kurumu ILO nezdinde açtığı davayı yeniden aktif hale getireceğini açıkladı. Bir işçi temsilcisinin iş arkadaşlarının haklarını korumakla görevli olmasına karşın bunu yapmak istediğinde baskılara maruz kalması, uluslararası hukuk normları çerçevesinde kabul edilecek bir durum olmadığının dile getirildiği bu kara kitap ta ayrıca Anayasa ile garanti altına alınan sendikal hakların ayaklar altına alındığı da vurgulanmakta. İsviçre sadece insan haklarının bir parçası olan bu hakkı tanımamanın yanı sıra, gene sendikal hakları garanti altına alan uluslar arası anlaşmaları da imzalamış durumda. Başka bir deyişle işverenin bu durumda işçi temsilcilerine çıkış verilememesini sağlamakla yükümlü durumda. Dava yeniden aktif hale geliyor Bu konuda ilk girişimini 2003 yılında yapan ve ILO nezdinde İsviçre devletine karşı dava açan İsviçre Sendikalar Birliği, hükümetten sendika temsilcileri için daha aktif korunma önlemleri talep etmişti. Hükümetin bu konuda bir yasa önerisi hazırlama girişimi üzerine ise 2009 yılında söz konusu davanın askıya alınması için müracaat edildi. Ancak hükümet tarafından harılanan asgari düzeydeki yasa önerileri parlamento tarafından geçtiğimiz aylarda ret edildi. Söz konusu davanın tekrar aktif hale gelmesi ile ILO bu konuda en kısa zamanda bir araştırma yaparak önerilerini ILO nun yıllık toplantısına sunması gerekmekte İş ve Sendika Kurzmeldungen Migros ta Ücret Zammı Yok! Geçmiş yıllarda olduğu gibi İsviçre nin en büyük işverenlerinden biri olan Migros çalışanlarının sadece bir kısmına ücret zammı yapacağını açıkladı. Geçtiğimiz yıllarda sürekli olarak karını arttırmasına karşın Migros toplu çıkışlarla çalışanların sayısını azaltmış, bu şekilde daha fazla işi daha az çalışana yaptırma yolunu tercih etmişti. Unia sendikası bu yılda üyelerini temsil etmek için ücret zammı görüşmelerine katılamadı. Migros işyerinde çalışan sendika üyesi işçilerin çoğunluğu Unia sendikasına üye olmasına karşın işyeri Unia ile görüşme masasına oturmayı sürekli olarak ret etmekte. Uluslararası Temizlik İşçileri Günü No ABO NO ABO CHF 0.Rp/dk 0. Rp/dk PREPAID MOBILE... ve Ermenistan Ve Türkiye Azerbaycan muchomobile.ch * Bağlantı ücreti: 0.19 CHF/cevaplanan aramalar için. Hesap döngüsü her başlayan dakikayı kapsayacaktır. 0 CHF/Dakika tarifesi belirtilen ülkelere yapılacak olan sabit hat aramalarının ilk 15 dakikası için geçerlidir. Konuşmanızın 16. dakikasından itibaren seçilen ülke için belirlenen normal tarife uygulanacaktır. Bu teklif sadece gerçek şahıslar arasında yapılan konuşmalar için geçerlidir, ticari amaçlar için kullanılamaz tarihli tarifeleri değiştirme hakkımızı saklı tutuyoruz. Detaylı tarife bilgilerine ve genel koşulları muchomobile.ch web sayfasından öğrenebilirsiniz. Mobil hat Kazakistan Sabit hat Sabit hat Almanya Mobil hat Bulgaristan Mobil hat Rp/dk* Rp/dk* CHF 0Ṛp/dk Haberleri Her yıl olduğu gibi bu yılda 8 Kasım da Uluslararası Temizlik İşçileri Günü kutlandı. Temizlik işçilerinin emeğine saygı sloganı ile kutlanan günde kamuoyu temizlik işçilerinin sorunlarına duyarlı hale getirilmek istenmişti. Temizlik işinin sanıldığı gibi sadece bir süpürge ile etrafı temizlemek olmadığı, temizlik işinin toplum için ne kadar önemli olmadığı bu kampanya ile kamuoyuna ulaştırıldı. elvetino da Toplu İş Sözleşmesi Trenlerde yiyecek, içecek servisini sağlayan elvetino firmasında çalışan yaklaşık 1000 işçi için yapılan yeni sözleşme ile çalışanların ücret sistemi değişti ve pahalılık zammı yanı sıra 50 Frank ücret zammı elde ettiler. Bu şekilde ücretlerin reel olarak %1.7 oranında artması gerçekleşmiş oldu. Asgari ücret ise 25 Frank artarak 3700 Frank a yükseldi. Ayrıca ülkenin dillerinden birini veya İngilizce bilen her çalışan bildiği her dil için 20 Frank fazla ücret alacak. Saat ücreti ile çalışanlarda bu ücret zamlarından yararlanacak. Kısmi olarak, nacak yarım gündem fazla çalışanların aylık ücretleri garanti altına alınırken haftalık dinlenme günleri ve tatil zammı yeniden düzenlendi. Benzer şekilde çocuk sahibi olan babaların ücretli izin hakları da iki günden beş güne çıkarıldı. Yeni sözleşme 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girecek ve 2017 yılına kadar geçerli olacak. Swiss Amigo Mobil hat Kazakistan Mobil hat Azerbaycan Mobil hat Yunanistan Mobil hat Romanya Mobil hat İsviçrenin 5 Sabit hattı ve tüm MUCHO Numaraları

9 İş ve Sendika Haberleri Gastgewerbe, L-GAV Otel Lokanta Sözleşmesi 2015 yılı sonuna kadar uzatıldı Bu yılın sonunda süresi dolan Otel Lokanta işkolu Toplu İş Sözleşmesi nin yenilenmesi için sendika ve işverenler arsında süren görüşmeler sonunda mevcut sözleşmenin 2015 yılı sonuna kadar uzatılması kararlaştırıldı. Yeni bir Toplu İş Sözleşmesi için sürdürülen görüşmeler, işkolunun içinde bulunduğu zor şartların baskısı altında yapıldı. Ekonomik krizin yanı sıra İsviçre Frank ının Euro ya göre aşırı değerli bir durumda olması bu işkolundaki durumun kritik hala gelmesine neden olmuştu. Bu nedenle sözleşmeye imza atan taraflar, söz konusu kriz süresince işkolunda istikrarlı durumun devam etmesi için en iyi yolun, mevcut sözleşmenin uzatılması olduğu konusunda görüş birliğine vardılar. Görüşme Sonuçları İşverenlerin temsilcisi olan hotelleriesuisse, GastroSuisse ve Swiss Catering Association ile işçilerin temsilcileri olarak Unia, Syna ve Hotel & Gastro Union tarafından yürütülen görüşmeler sonunda aşağıda ki konularda görüş birliği sağlandı. - Bu yılın başında tüm çalışanlara 13. aylığın tama olarak verilmeye başlanması dikkate alınarak 1 Ocak 2013 te asgari ücretin arttırılmasından vazgeçildi. - Buna karşın 2009 ila 2012 yılları arasında yapılmayan toplam pahalılık zammı miktarının 2014 yılı başında yapılması kararlaştırıldı. - Ek olarak 2015 yılı başında 2013 ve 2014 yıllarında ki pahalılık asgari ücretlere yansıtılacak. - Toplu İş Sözleşmesinin geçerlilik süresi de 2015 yılı sonuna kadar uzatılacak. Olağanüstü Durum Bu anlaşma çerçevesinde, işkolunda olağanüstü bir durumun ortaya çıkması halinde sözleşme tarafları 2013 sonbaharında veya 2014 ilkbaharında bir kez daha bir araya gelerek sözleşme üzerinde olağanüstü değişiklikler yapılmasını görüşebilecekler. Ayrıca taraflar mevcut sözleşmeyi 12 ay önceden yılsonları için feshedebilecekler. Buna ek olarak yeni sözleşme için önümüzdeki yıldan itibaren görüşmelere başlanacak. Coop GAV, Lohnabschlüsse Coop İşyerlerinde Ücret Zammı Her yıl olduğu gibi bu yılda sendikalarla işverenler arasında ücret zammı konusunda yapılan görüşmeler oldukça sıkıntılı olarak yürütülüyor. Bu görüşmelerde ilk olumlu adım Coop işyerleri ile sendikalar arasında yapılan anlaşma oldu. Buna göre bu işyerlerinde çalışanların ücretleri yeni yılla birlikte reel olarak %1.5 oranında artacak. İsviçre nin en büyük perakende satıcılarından biri olan Coop işyerlerinde çalışan civarında işçilerin tümüne 1 Ocak 2013 ten itibaren %0.6 oranında ücret zammı yapılması söz konusu anlaşmanın en önemli maddesi. Buna ek olarak çalışmaların durumuna göre yapılacak zam oranı ise ortalama %0.4 oranında olacak. Özellikle uzun süredir Coop işyerlerinde çalışan kadın işçilerin bu zamlardan daha fazla yararlanacağı tahmin edilmekte. Varınla anlaşmaya göre asgari ücretlerinde 1 Ocak 2013 tarihi itibarı ile önemli oranda artması söz konusu. Buna göre en düşük ücret kategorisindeki asgari ücretler 100 Frank artarak 3800 Frank tan 3900 Frank a yükselecek. Herkese Ücret Zammı Unia sendikası adına görüşmeleri sürdüren Yürütme Kurulu üyesi Vania Alleva, gerçekleşen anlaşmanın ayni zamanda diğer ücret zammı görüşmeleri için olumlu sinyaller vereceğine de dikkat çekmekte. Bu anlaşma ile ücretlerin ortalama %1.1 oranında arttığını belirten Alleva, pahalılık zammının eksi %0.4 olduğuna dikkate alındığında ücret zammının reel olarak %1.5 olarak gerçekleştiğini belirtmekte. Bu sonucun ayrıca ekonomik zorluklara rağmen bir ücret zammının mümkün olduğunu göstermesi açısından sendikalar için önemi büyük. Yeni Sözleşme Söz konusu anlaşma Coop işçi temsilcilerinin katıldığı bir toplantı tarafından kabul edilmesi sonucu yürürlüğe girdi. Söz konusu toplantı ayrıca gelecek yıl başlayacak olan yeni bir toplu iş sözleşmesi için gerekli hazırlıklara başlanmasında kararlaştırdı. Anti-gewerkschaftlichen Kündigungen, ILO-Konvention Sendika Temsilcilerine Çıkışlara Karşı Koruma İsviçre de işçi temsilcilerinin çalışanların haklarını işverene karşı koruma istediklerinde çoğu zaman işini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı bilinmekte. İsviçre Sendikalar Birliği (SGB) bu konuda hazırlanan kara kitabı 5 Kasım da yaptığı bir basın toplantısında kamuoyuna tanıttı ve bu konuda daha önce Uluslar arası Çalışma Kurumu ILO nezdinde açtığı davayı yeniden aktif hale getireceğini açıkladı. Bir işçi temsilcisinin iş arkadaşlarının haklarını korumakla görevli olmasına karşın bunu yapmak istediğinde baskılara maruz kalması, uluslararası hukuk normları çerçevesinde kabul edilecek bir durum olmadığının dile getirildiği bu kara kitap ta ayrıca Anayasa ile garanti altına alınan sendikal hakların ayaklar altına alındığı da vurgulanmakta. İsviçre sadece insan haklarının bir parçası olan bu hakkı tanımamanın yanı sıra, gene sendikal hakları garanti altına alan uluslar arası anlaşmaları da imzalamış durumda. Başka bir deyişle işverenin bu durumda işçi temsilcilerine çıkış verilememesini sağlamakla yükümlü durumda. Dava yeniden aktif hale geliyor Bu konuda ilk girişimini 2003 yılında yapan ve ILO nezdinde İsviçre devletine karşı dava açan İsviçre Sendikalar Birliği, hükümetten sendika temsilcileri için daha aktif korunma önlemleri talep etmişti. Hükümetin bu konuda bir yasa önerisi hazırlama girişimi üzerine ise 2009 yılında söz konusu davanın askıya alınması için müracaat edildi. Ancak hükümet tarafından harılanan asgari düzeydeki yasa önerileri parlamento tarafından geçtiğimiz aylarda ret edildi. Söz konusu davanın tekrar aktif hale gelmesi ile ILO bu konuda en kısa zamanda bir araştırma yaparak önerilerini ILO nun yıllık toplantısına sunması gerekmekte

10 İş ve Sendika Haberleri 2 Fragen und 2 Antworten İki Soru İki Cevap Gece Çalışması Zammı Soru: Bir lokantada servis elemanı olarak çalışıyorum. Ayda üç veya dört gece ise büfede çalışmaktayım. Diğer çalışma arkadaşlarım benden daha az gece içinde çalışmakta ve çalıştıkları her saat için %25 oranında ücret zammı almaktalar. Ancak bana bu gece zammı verilmemekte. Bu durumu işyerinde ki şefime sorduğumda, her yıl 24 geceden daha fazla gece çalışması yaptığım için gece çalışması zammının bana verilmediğini söyledi. Bu doğrumudur? Cevap. Evet doğrudur. İş kanunun gece çalışması için iki ayrı biçimi öngörmektedir. Bunlardan ilki bir yıl içinde 25 veya daha fazla gece işinde çalışma, yasaya göre sürekli veya tekrarlanan gece çalışması olarak tanımlanmaktadır. Eğer bundan daha az gece çalışması söz konusu ise geçici gece çalışması anlamına gelmektedir. Yasa bu iki ayrı durum için farklı uygulamaları öngörmektedir. Geçici gece çalışması için yasa zorunlu olarak %25 oranında gece çalışması zammı verilmesini öngörmektedir. Sürekli veya tekrarlanan gece çalışması içinse yasaya göre bu gece çalışması zammı zorunlu değildir. Ancak bu durumda çalıştığınız her saat için size %10 oranında ek bir ücreti ödenen dinlenme zamanı verilmek zorunludur. Ayrıca İsviçre de esas olarak gece çalışması genel olarak yasaktır, ancak istisnai durumlarda, zorunlu işler için izin alınarak yapılır. Yasa ayrıca bazı işkolları için gece çalışma yasağının olmadığın öngörmektedir. Otel ve Lokanta işkolu bu işkolları arasında yer almaktadır. Çıkış aldıktan sonra hastalanma Soru: Çalışmakta olduğum işyerine kendim çıkış verdim. Ancak çıkış süresi içinde üç hafta boyunca hastalandım ve çalışamadım. İşyeri bu süre için, çıkış süresi bittikten sonra çalışmam gerektiğini söyledi. Gerçekten bu süre için çalışmak zorunda mıyım? Cevap: Hayır, çalışmak zorunda değilsiniz. Borçlar Yasasına göre bir işveren, deneme süresi bittikten sonra, hastalanarak çalışamayacak duruma gelen bir çalışana çıkış veremez. Bu süre içinde verilen çıkışlar geçerli sayılmaz, işveren yeniden çalışılacak duruma gelinince çıkış vermek zorundadır. Çıkış verildikten sonra bir çalışanın durumu ise farklıdır. Böylesi bir durumda, çıkış süresi kesintiye uğrar, yeniden çalışılacak duruma gelinince devam eder. Ancak bütün bunlar sadece işveren tarafından verilen çıkışlar için geçerlidir. Başka bir deyişle bu önlemler çalışanı hastalık durumunda çıkıştan korumayı amaçlar. Bu sınırlamalar işçi tarafından verilen çıkışlar için geçerli değildir. Sizinde belirttiğiniz gibi çıkışı kendiniz verdiğiniz için çıkış süresinin uzaması, ertelenmesi söz konusu olamaz. Çıkış verdiğiniz tarihte işyeri ile olan sözleşmeniz bitmiş sayılır. Özürlülere yardımcı katkı: Özürlü bir çocuğa sahip ailelere verilen yardımlar nasıl belirlenir? Bu yılın başında yürürlüğe giren Maluliyet Sigortasındaki değişikliklerle, özürlü çocuğa sahip ailelere verilen yardımcı katkıların nasıl verileceği açıklığa kavuştu. Buna göre özürlü çocuğun bakımı için ailelere bir veya birden fazla yardımcı bakıcı çalıştırma imkanı ortaya çıktı. Bu yardımcı hakkı esas olarak bakıma muhtaç insanlara bakıcı tutma imkanı vermekteydi. Yeni yasa ile bu imkan, okul eğitimi yapan özürlü çocukların aileleri içinde tanınmış olmakta. Ancak yasa bu tür yardımların verilmesi için söz konusu çocuğun aynı zamanda acizlik yardımı alması gerektiği ve maluliyet sigortası tarafından bakıma muhtaç olarak tanımlanmış olması gerektiğinin şart olduğunu belirlemekte. Maluliyet sigortasının diğer yardımları gibi yardımcı katkı için ayrıca bir başvuruda bulunulması gereklidir. Bunun ne kadar olacağı sigorta tarafından yapılan bir araştırma sonucu belirlenir. Bu çerçevede yapılacak yardım Frank saat ücreti ile ayda en fazla 240 saat olur. Buna ek olarak geceleri de bakıma muhtaç durumun olması halinde her gece için Frank ödenmektedir. Bütün bu yardımların toplamının ise ayda en fazla Frank olmaktadır. Özürlü olmayan bir çocuğun bakımı için gerekli olanlar içinse bir yardım yapılmaz. Bakım için gerekli olan tıbbı yardımlar ise Spitex tarafından yapılır. Yardımcı katkı için katı kurallar yoktur. Başka bir deyişle çocuğun anne veya babası bu bakımı kendileri üstelenebileceği gibi, başka bir bakıcıya da bu işleri yaptırabilirler. Böylesi bir durumda bakıcıya ödenen paraların makbuzlarının maluliyet sigortasına verilmesi gerekir. (Andrea Fischer) Yeni Yasalar Gündemde Adil Bir Vergi Politikası Unia sendikası yeni lanse edilen ve İsviçre de daha adaletli bir vergi politikasını hedefleyen halk inisiyatifini destekleme kararı aldı. Hükümetin daha önce varlıklı kişilere tanıdığı vergi kolaylıklarını yürürlükten kaldırmayı amaçlayan bu değişiklik önerileri ile vergi adaletsizliğinin kısmen de olsa ortadan kaldırılması amaçlanmakta. Sendikaların birlikte lanse ettikleri asgari ücretlerin yasalarla belirlenmesi yasa önerisine ek olarak söz konusu vergi politikasına yönelik halk inisiyatiflerini destekleme kararı alması birbirini tamamlayan girişimler olarak değerlendirilmekte. Miras vergisi Vergilendirme, elde edilen kazancın bir kısmının toplumun genel ihtiyaçları için verilmesi anlamına gelmektedir. Çalışarak gelir elde eden bir işçinin gelir vergisi ödemesi veya ikramiye kazanan birinin bunun bir kısmını vergi olarak ödemesi gibi. Buna karşın miras yolu ile elde edilen gelirlerden vergi alınmaması bu prensibe tamamen aykırı bir durum yaratmakta. Hükümetin yanlış ekonomi politikaları sonucu miras vergisinin geçtiğimiz yıllarda adım adım kaldırılması sonucu, milyarlık mirasa konan bir avuç milyonerin vergi ödememesi sonucunu ortaya çıkarmıştı. Bu durumu ortadan kaldırmak ve 2 milyondan fazla miras elde edilmesi halinde, bu gelirden vergi ödenmesini öngören bir yasa önerisi için toplanmaya başlanan imzaların 2013 yılı başında parlamentoya verilmesi öngörülmekte. Götürü Usulü Vergilendirme Ekim ayı sonuna kadar imza toplamanın sürdürüleceği diğer bir vergi değişikliği önerisi, varlıklı bazı yabancılara tanınan götürü usulü ile vergi ödeme kolaylığı. İsviçre de bazı kantonların varlıklı bazı yabancı milyonerleri kendi kantonlarında ikamet etmeye teşvik amacı ile getirdikleri bu yöntemle, vergi kaçakçılığının yasal hale getirilmesine karşı getirilen bu yasa değişikliği önerisi ile götürü usulü vergilendirme kaldırılmak istenmekte. Böylece tüm vergi mükellefleri için geçerli olan, ne kadar kazancın varsa o kadar vergi ödeme prensibi için bir istisna yapılması önlenmek istenmekte. (Aurora García) Yeni Opel AstrA limousine BAŞTAN ÇIKARTMAK İÇİN YAPILDI. Ayda 169. CHF den itibaren cazip leasing kampanyası. Opel Astra Limousine, 4 kapılı 1.4 ecoflex, 74 kw/100 PS, baz fiyat CHF, -Flex CHF, yeni araç satış fiyatı CHF, özel ödeme CHF, leasing taksiti 169. CHF/ay, yıllık efektif faiz oranı % 2,94. Leasing süresi 48 ay, yıllık ortalama kullanma km. Tam kasko sigorta zorunludur. GMAC, bu durum müşterinin aşırı borçlanmasına neden olabilecekse sözleşme yapmaz. Fiyatlar tavsiye niteliğindedir. 129 g/km CO 2 emisyonu, ortalama tüketim 5,5 l/100 km, enerji verimlilik sınıfı B. CO 2 emisyonu 159 g/km: İsviçre de satılan tüm yeni araçlarda ortalama değer. 053_OLCHKL12_SF_203x290_AstraLimousine_CH_TUR_Merhaba.indd :43

11 Toplum ve Yaşam Avrupa Haberleri Avrupa da işçiler hayatı durdurdu Milyonlarca çalışan 14 Kasım da Avrupa genelinde eşzamanlı grev ve eyleme giderek, işsizlik ile kemer sıkma politikalarını protesto etti. İspanya, Portekiz, Yunanistan ve İtalya da grev nedeniyle toplu ulaşım durdu; resmi kurumlar, hastaneler ve fabrikalar kapandı. İtalya ve İspanya da çatışma çıktı, Fransa da eylemcilerin sayısı 1 milyondu. Avrupa Birliği çapında işçiler 14 Kasım çarşamba günü eylem ve grevlerle artan işsizliği ve kemer sıkma önlemlerini protesto etti. Eylem ve Dayanışma Günü nde, hükümet liderlerine, büyüyen sosyal kaygıların giderilmesi ve kemer sıkma önlemlerinin terk edilmesi çağrısında bulunuldu. Grev ve protesto çağrısı, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ndan geldi. Borç krizindeki İspanya, Yunanistan, Portekiz ve İtalya da greve çıkılırken; Belçika, Almanya, Fransa ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinin aralarında olduğu yaklaşık 20 ülkede protestolar düzenlendi. Milyonlarca çalışanın katıldığı grevler nedeniyle birçok havayolu şirketi Avrupa daki uçuşlarını iptal etmek veya ertelemek zorunda kaldı. İspanya da etkili oldu Özellikle İspanya ve Portekiz de grevlerin etkili olduğu bildirildi. Her iki ülkede 24 saatlik genel greve gidildi. İspanya da demiryolu ve hava ulaşımının durdu, resmi kurumlar çalışmadı. İşsizliğin yüzde 25 e ulaştığı ülkede onbinlerce kişi sokağa çıkarak hükümetin kemer sıkma politikasını protesto etti. Resmi kurumlarının yanısı sıra ülkedeki otomotiv, inşaat, liman ve enerji sektöründe üretim durma noktasına geldi. İspanya da genel grev kapsamında çıkan olaylarda en az 32 kişi gözaltına alınırken, 12 kişi de yaralandı. Gözaltıların Valencia, Granada, Madrid, Zaragoza, Barcelona gibi şehirlerde meydana geldiği belirtildi. Madrid deki bir durakta otobüsleri engellemeye çalışan eylemcilerle polis arasında çatışma çıktı. Hükümet, elektrik tüketiminin yüzde 80 düzeyinde oluduğuna işaret ederek grevin etkili olmadığını savunuyor. Sendikalar ise, Danone ve Heineken in aralarında olduğu büyük şirketlerde de üretimin durduğunu belirtiyor. Portekiz de katılım yüzde 90 dı Portekiz de de birçok alanda yaşam durdu. Lizbon da toplu taşıma hizmetlerinin durdu, okulların ve devlet dairelerinin kapandığı açıklandı. Portekiz in en büyük işçi sendikası CGTP, 40 şehirde protesto gösterilerinin yapıldığını, genel greve katılımın yüzde 90 düzeyinde olduğunu, özellikle sağlık sektörünün tamamen durduğunu açıkladı. Başkent Lizbon da toplu taşıma hizmetleri ile sağlık hizmetleri tamamen durdu, okulların ve devlet dairelerinin kapandığı açıklandı. Doktorlar ile hemşireler başta olmak üzere sağlık alanında çalışanlar sokaklara dökülerek hükümet aleyhine gösteri yaptı. Dün sabah yapılan yürüyüşlerde AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası nı kınayan pankartlar taşındı. Bu 3 kuruluş, 78 milyar Euro luk kredi için Portekiz e esaslı bir kemer sıkma paketini şart koşuyor. Yunanistan da üçüncü grev Yunanistan da da işçiler, son iki aydaki üçüncü greve gidiyor. Başta kamu alanı olmak üzere birçok sektörde işçiler iş bırakırken, başkentte onbinlerce kişi Parlamento ya yürdü. Emekli maaşlarının üst üste beşinci kez kesilmesi, emeklilik yaşının artırılması ve sosyal yardım ödemeleriyle sağlık alanlarında kesinti planlarına öfte duyan Yunanistanlılar bir çok merkezde yürüyüş yaptı. Fransa da 1 milyonluk eylem Fransa da da memur, işçi ve öğrenciler alanlardaydı. Ülke çapında UNSA, CGT, Solidaire UNEF, UNEF ve CGTF adlı sendikaların çağrısıyla sağlık, ulaşım ve eğitim sektöründe çalışan emekçiler sokaklara çıktı. Sendikacılar, 1 milyondan fazla insanın 75 ayrı yerleşim biriminde sokağa çıktığını belirtiyor. Yine ülke genelinde eğitim, ulaşım ve sağlık sektöründe yapılan greve yüzde 75 oranında katılımın sağlandığı belirtildi. Marsilya, Paris, Strasbourg, Lion gibi kentlerde büyük eylemler düzenlendi. Paris te öğrenciler dikkat çekti Başkent Paris te Montparnasse Meydanı nda başlayan yürüyüşe 100 binden fazla emekçi katıldı. Üniversite öğrencilerinin de eyleme büyük oranda katılım sağladığı görüldü. Bakanlıkların yoğun olduğu caddelerden geçen eylemciler sık sık Çağın Kurbanı Olmayacağız, Krizin Kurbanı Olmayacağız, Sosyal Adalet İstiyoruz şeklinde sloganlar atarak, ortak bütçe ve kemer sıkma politikalarına olan tepkisini gösterdi. Belçika da ulaşım felç oldu Belçika da sendikalar genel greve git meseler dahi, özellikle demiryolu çalışanlarının iş bırakma ve yavaşlatma eyleminden dolayı Brüksel garlarında ciddi yığılmalar yaşanıyor. Brüksel Havalimanı Zaventem den de Portekiz ve İspanya ya gidecek uçuşların iptal edildiği duyuruldu. Demiryollarındaki eylemden Londra ve Paris e giden hızlı trenler de etkilendi. Brüksel de de Avrupa Komisyonu binası önünde de eylem yapan göstericiler burada bir basın bildirisi okudu. Bütün sendikalar, Almanya, İspanya, Yunanistan, Kıbrıs, Portekiz ve İrlanda nın Brüksel Büyükelçilikleri önünde yapılan eylemlere katılımın yüksek olduğunu duyurdu. İtalya da çatışma çıktı İtalya da ise ulaştırma işçileri ülke çapında 4 saatlik grev yaptı. Dün öğle saatlerine doğru çoğu öğrencilerden oluşan binlerce kişi Roma nın kent merkezinde toplanmaya başladı. Kitle sayısının büyümesiyle öğrenciler ve polisler arasında çatışmalar da başladı. Polis tazyikli su sıkarak yer yer gaz bombaları kullanırken, gençler de buldukları her şeyle polislere karşılık verdi. Almanya da uçaklar rötar yaptı Almanya da ise grevden dolayı birçok uçuş gecikmeli yapılabildi. Alman Sendikalar Birliği (DGB) Başkanı Michael Sommer, tasarruf paketleriyle krizin önünün alınamayacağına dikkat çekti. Sommer, Bizler bu krize karşı doğru yöntemleri istiyoruz. Kısıtlamalar yapmak yerine yatırım yapılmalıdır. Tasarruf paketleri anlamsız olduğu kadar tehlikelidir de diyerek kemer sıkma politikalarının Avrupa ülkelerini yok edebileceğini söyledi TASARUF HAFTALARI yerine ECHT HAKIKI LEDER DERI TOSKA Komple Köşeli Koltuk Takımı Tekstil-siyah Deri Kumaş ile beyaz / siyah Yatak fonksiyonlu Beyaz da mevcuttur 267x88x184 Yatak alanı 205x126 HINWIL Tel info@moebel-ferrari.ch moebel-ferrari.ch ÇALIŞMA SAATLERİ Pazartesinden Saliya kadar Cumartesi % Sıfır faizle direk Kredi Çok uygun fiyata yatak, yemek ve oturma odası mobilyaları. TEKSTIL - DERI/KUMAŞ ÇEŞITLI RENKLER LUNA Komple Koltuk Takımı siyah Deri 3lü 205x93x91 2li 161x93x yerine

12 Toplum ve Yaşam Avrupa Haberleri Toplum ve Yaşam Avrupa Haberleri AB Temel Haklar Ajansı: Nefret suçu AB nin bir gerçeği Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı(FRA), 27 Kasım 2012 tarihinde nefret suçları ile ilgili iki rapor yayınladı. Avrupa Birliği nde nefret suçlarını görünür kılmak: Mağdurların haklarını tanımak ve AB Azınlıkları ve Ayrımcılık Anketi Odak Verileri 6: Suç Mağdurları olarak Azınlıklar başlıklı iki rapor yayınlayan FRA, nefret suçlarının Avrupa Birliği nin bir gerçeği olduğunu belirtti. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, dinsel hoşgörüsüzlük veya bir kişinin engeli, cinsel yönelimi veya toplumsal cinsiyeti temelinde şiddete maruz kaldığını söyleyen FRA, nefret temelli saldırıların eşitlik ve ayrımcılık yapmama ilkelerine zarar vermekle kalmadığını, bununla birlikte bu ilkeleri hedef aldığını söyledi. Yunanistan, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı konulu çerçeve kararı ulusal mevzuatına aktarmadı İkinci raporunda FRA, hırsızlıktan ciddi tacize varan beş tip suç karşısında mağdur olmuş kişi ile görüştü. Raporun bir bölümü olarak ırkçı suçların mağduru olan azınlıklar ile konuşan FRA, etnik azınlıklar veya göçmen kökenli kişilerin ırkçılık temelli bir bakış açısı ile tehditlere veya ciddi tacizlere maruz kaldığını belirtti. FRA, iki raporun nefret suçları konusunda Avrupa daki kara figürü ortaya çıkardığını açıkladı. Nefret suçları alanında ulusal düzeyde veri toplanması konusunda sorunlar yaşandığını, bu nedenle üye devletlerde yaşanan nefret suçları konusunda çarpıtılmış bir resmin ortaya çıktığını belirten FRA, 2013 yılında üye ülkelerin 2008/913/JHA ırkçılık ve yabancı düşmanlığı konulu Çerçeve Kararı nı nasıl uyguladıklarını gözden geçirileceğini açıkladı. FRA, ırkçılık veya yabancı düşmanlığı temelinde işlenen suçların diğerlerinden daha sert şekilde cezalandırılması yönünde üye devletlerin gerekli önlemleri almasını gerektiren çerçeve kararı Yunanistan ın ulusal mevzuatına aktarmadığını ifade etti. Irkçı saldırıların kaydedilmesi için 2011 yılında oluşturulan sistem henüz resmi bir veri açıklamadı Yunanistan ın ırkçı ve yabancı düşmanı saik ile işlenmiş suçları cezayı ağırlaştıran neden olarak kabul ettiği belirtilen raporunda FRA, Yunanistan ın nefret suçlarına ilişkin olarak resmi rakamları genel olarak yayınlamadığını söyledi. FRA, Yunanistan da İnsan Hakları Ulusal Komisyonu ile BM Mülteciler Yüksek Komiserliği nin 2011 yılında ırkçı saldırıların kayıt edilmesine ilişkin bir sistem oluşturduğunu, ancak henüz hiçbir verinin açıklanmadığını ifade etti. Resmi veriler olmasa da FRA, Belçika, İspanya ve Danimarka ile Yunanistan da yaşayan göçmenlerin nefret suçlarının mağdurları olduğunu belirtti. FRA: Her 4 kişiden 1 i ırkçı temelli saldırılar nedeniyle mağdur oldu AB Azınlıkları ve Ayrımcılık Anketi Odak Verileri 6: Suç Mağdurları olarak Azınlıklar başlıklı raporunda ise FRA, her dört kişiden birinin son 12 ay içerisinde hırsızlıktan ciddi tacize uzanan beş suçtan birinden dolayı mağdur olduğunu açıkladı. Mayıs 2008-Kasım 2008 tarihleri arasında kişi ile görüşen FRA, Yunanistan da görüştüğü Romanlardan yüzde 54 ünün son 12 ayda bir suçtan dolayı mağdur olduklarını ifade ettiklerini belirtti. FRA nın görüştüğü Romanların yüzde 29 unun 12 ay içerisinde en az bir kere evlerinin soyulduğu belirtilen raporda her 100 kişinin 12 ayda 174 ciddi taciz olayı ile karşı karşıya geldiğini belirtti. Avrupa da ırkçılık artıyor Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı nın açıkladığı rapora göre Avrupa da ırkçılık eğilimi artıyor. Avrupa Birliği çapında 23 bin 500 kişiyle yapılan ankete göre, her 10 yabancıdan biri kökeni nedeniyle saldırı ya da aşağılanmaya maruz kalıyor. foto Ankete katılanların yüzde 12 si, geçtiğimiz bir yıl içerisinde bizzat ırkçı suç eylemlerine hedef olduğunu belirtirken, yüzde 82 si bu eylemleri ilgili mercilere bildirmediğini kaydetti. Anket sonuçlarının, AB ülkelerinin hemen hepsinde göçmenlerin sadece ayrımcı uygulamalara maruz kalmadığı, aynı zamanda kendilerine yönelik aşağılama ve saldırıları saklamayı tercih ettiğini gösterdiği belirtiliyor. Azınlık grupları arasında özellikle Romanların ırkçılığa ve ayrımcı muameleye maruz kaldığı, Romanların özellikle Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Yunanistan da kötü deneyimler yaşadıklarına işaret ediliyor. Ankete katılanların yüzde 55 i ırkçılığın Avrupa da büyük bir sorun olduğunu dile getirirken, yüzde 37 lik bir oranda kendisini ayrımcılık kurbanı olarak görüyor. Araştırmada, kendilerini hedef alan ırkçı saldırıları yetkili makamlara en az rapor eden azınlığın Türkler olduğu belirlendi. Bulundukları ülkelerde göçmenlerin ve etnik azınlıkların ayrımcılığa uğradığını düşünen Türklerin oranı ise Belçika da yüzde 69, Hollanda da yüzde 61, Danimarka da yüzde 58, Almanya da yüzde 52, Avusturya da yüzde 32 ve Bulgaristan da yüzde 15 düzeyinde çıktı. Türkler Irkçılığı Sineye Çekiyor Raporda, ırkçı ve yabancı düşmanlığının sıradan hale geldiği belirtildi. Avrupa Temel Haklar Ajansı, Irkçı ve yabancı düşmanlığı kaynaklı saldırıların Avrupa genelinde sıradan hale geldiğini belirtti. Ajans, raporunda Türklerin bu tür saldırıları en az şikayet eden millet olduğu tespitine yer verdi. Viyana merkezli Avrupa Temel Haklar Ajansı (FRA), nefret suçlarının AB nin bir gerçeği olduğu tespitinde bulundu. AB ajansının yayımladığı iki ayrı raporda, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ya da farklı dinlere hoşgörüsüzlükten kaynaklı fiziki ve sözlü saldırıların AB genelinde sıradanlaştığı belirtildi. Etkin mücadele için AB üyelerine nefret suçlarını daha somut tanımlamalarını ve sorumluları yargı önüne çıkarmalarını talep eden FRA, bu konuda daha güçlü siyasi irade gösterilmesi, cezaların ağırlaştırılması, kurbanların, haklarını aramaları konusunda teşvik edilmesi ve mağdurlara tazminat ödenmesi çağrısında bulundu. FRA tarafından yapılan anketlere göre, AB de yabancılar arasında nefret suçlarını ilgili makamlara en az şikayet eden grup Türkler. Irkçı saldırı ve tehditlerin yüzde 74 ü ve ciddi tacizlerin yüzde 90 ı Türkler tarafından rapor edilmiyor. Anketlere göre, AB genelinde Roman ve siyahların yüzde 18 i, Kuzey Afrikalıların yüzde 9 u, Türklerin yüzde 8 i, Orta ve Doğu Avrupalıların yüzde 7 si, Rusların yüzde 5 i ve eski Yugoslavların yüzde 3 ü son 12 ayda ırkçı motivasyonlu saldırı ya da tacize maruz kaldığını düşünüyor. Türkler arasında ırkçı suçlara hedef olanların oranı Danimarka da yüzde 15, Almanya da yüzde 13, Avusturya da yüzde 7, Hollanda ve Belçika da yüzde 5 olarak veriliyor Yunanistanda halk yeter! dedi! Yunanistan da tasarruf tedbirlerini protesto grevi hayatı felç etti. Yunanistan da kemer sıkma tedbirlerine tepki olarak gidilen grev dalgasının son halkası genel grev ülke çapında hayatı durma noktasına getirdi. Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ın, ülkesinin AB ve IMF den tahsis edilen kredinin 31,5 milyar avroluk yeni dilimini alabilmesi için 7 Kasım da parlamentodan geçirmesi gereken 13,5 milyar avroluk kemer sıkma önlemlerine tepkili onbinlerce kişi, parlamento binası önünde gösteri düzenledi. Yunanistan ın başkenti Atina daki parlamento binası önünde düzenlenen geniş çaplı protesto gösterisinde eylemciler polisle çatıştı. Parlamentoda oylamaya sunulan yeni ekonomik önlemlere karşı çıkmak için başlatılan gösterilere yaklaşık 100 bin kişi katıldı. Protestolar sırasında göstericiler ile polis arasında yoğun çatışmalar yaşandı. Binlerce protestocu, molotofkokteylleri, taş ve sopalar ile polislere saldırdı. Polisler ise eylemcilere gaz bombaları ile cevap verdi. Göstericiler meydandaki iki dükkanı da ateşe verdi. Yunanistan Kamu Çalışanları Federasyonu (ADEDY) ve Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu nun (GSEE) çağrısıyla 6 Kasım da başlatılan 48 saatlik genel grev çerçevesinde, kemer sıkma politikalarına tepki gösteren Yunanlar, hükümet ve kemer sıkma önlemleri aleyhinde slogan atarak Önlemleri onaylamayın çağrısında bulundu. Yunan bayrakları açan Yunanistan Milli Marşı nı seslendiren göstericilere, ana muhalefet partisi Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) milletvekilleri de katılarak, parlamento önüne hükümete hitaben, Ülkeyi mahvettiniz, şimdi hemen gidin yazılı pankart astı. Parlamento önündeki barikatı aşmak isteyen göstericilere polis gaz bombalarıyla müdahale etti. Göstericilerin arasından ayrılan, kendilerini, Anarşist olarak tanımlayan maskeli grupların parlamento ve bakanlıkları koruyan polislere taş ve molotof kokteylleriyle saldırması üzerine polis ses ve gaz bombaları kullandı.maskeli gruplar etrafı ateşe verirken, polisin müdahalesi sürdü. Öte yandan, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığına giden yolda barikatı aşmak isteyen göste ricileri dağıtmak için tazyikli su kullanıldı. Kemer sıkma önlemleri üzerinde milletvekillerinin tartışmaları sürerken, geniş güvenlik önlemleri çerçevesinde birçok kişinin gözaltına alındığı bildirildi.

13 Mazlum Kılınç Geschäftsleiter/Genel Yayın Yönetmeni Editorial Toplum ve Yaşam Dünyadan Auch dieses Jahr sind die 300 Reichsten der Schweiz noch reicher geworden. Die Magazinzeitschrift Bilanz, die jedes Jahr die 300 Reichsten der Schweiz vorstellt, hat auch dieses Jahr die Liste der Reichen veröffentlicht. Dabei wurde klar, dass die 300 reichsten Schweizer jedes Jahr ihre Kassen noch weiter füllen. Die 300 reichsten Schweizer besitzen 512 Milliarden Franken. Das Geld dieser 300 Reichen hat sich dieses Jahr nochmals um 31 Milliarden vermehrt. Die Welt windet sich unter der Krise, Fabriken schließen eine nach der anderen, Hunderttausende von Arbeitern werden auf die Strasse geschmissen, wegen der Krise gehen praktisch ganze Länder bankrott, viele Länder haben sich verkauft, um bei der IMF oder der Weltbank u.a. Kredite zu bekommen, Millionen von Menschen gehen auf die Strassen, weil sie an der Grenze von Hunger und Not sind. Aber dennoch hat sich, nur in der Schweiz, das Geld dieser 300 Reichen in diesem Jahr nochmals um 31 Milliarden vermehrt. Das bedeutet, dass diese Krise von den Reichen entfacht wurde, wie ein Spiel, um die Armen noch ärmer zu machen, eine Krise, um die Arbeitslosen, Arbeiter, Rentner und Beamten zu würgen. Haben Sie Erbarmen! Auf der Welt kämpfen Milliarden von Menschen mit Arbeitslosigkeit, Armut, Durst, Hunger, Einsamkeit und Krankheit, sie leiden, ihr Leben ist eine Qual, wie können Sie da diese Milliarden verdienen? Wie wollen Sie diese Milliarden denn ausgeben? Da die Schweiz ein kleines Land ist, können diese und ähnliche Ungerechtigkeiten besser erkannt werden. Sogar diese Aussicht reicht aus, um Seid nicht so habgierig! Habt Erbarmen! erkennen zu können, in welchem Masse die Ungerechtigkeit, Ungleichheit auf der Welt gestiegen ist. Gleichzeitig ist es auch der Beweis dafür, welchen Wert die Reichen den Menschen beimessen, als was sie die Milliarden Armen und Arbeitslosen ansehen. Doch die am meisten erleuchtende Wahrheit ist wohl die, dass, allen voran Europa und die USA, die Großmächte keinen Wert auf Menschen legen, alle Bemühungen drehen sich darum, die Kassen der Kapitalisten zu füllen. Es ist auch ein Anzeichen dafür, dass Sprüche wie Wir befinden uns in einer Krise, alle müssen ihre Gürtel enger schnallen, alle müssen sparen hinterhältige Lügen sind. Denn die Staaten sagen, dass es eine Krise gibt, dann aber werden das Volk und die Arbeitenden gewürgt, ihr schwer verdientes Geld gesammelt und in die Kassen der Kapitalisten und Banken gefüllt. Alle weltweiten Beispiele zeigen dies. Schämt Ihr Euch nicht, die Armen so auszunützen, ihnen die Arbeit wegzunehmen, verdiente Rechte zu ignorieren? Und diese ganze Qual ist für was? Um in der Schweiz 300 Personen und auf der Welt einige Millionen Reiche noch reicher zu machen. Und dann bekommen wir noch die Lüge aufgetischt, dass dieser Krieg aus Prinzip geführt wird, um die Heimat zu schützen, für das Volk. Und dann sehen wir nach der Veröffentlichung der Liste der Reichen in der Schweiz, dass alles eine große Lüge ist. Die gesparten Gelder gehen dorthin. Wie sonst können 300 Personen 30 Milliarden verdienen? Dass heißt, wenn der Staat ein Staat wäre, welcher an sein Volk denkt und sich für die Vorteile seines Volkes bemüht, ein Staat, der an die Arbeitslosen, die Arbeiter und Rentner denkt, würde er sich an die Reichen wenden und ihnen sagen Hallo, ihr Leute, Ihr könnt auch mal ein Opfer bringen, oder wollt Ihr die Trillionen ins Grab mitnehmen, die Nutzen der Heimat und Nation sind in Gefahr, wenn das Land bankrott geht, ist auch Euer Geld weg und die Reichen auch dazu aufrufen, für die nationalen Nutzen Opfer zu bringen. Doch nein, der Staat hat nur eine Einzige Aufgabe, das ist ja auch die Staatsräson, nämlich die Geldprotzen zu schützen, deren Kassen zu füllen. Und genau diese Aufgabe erfüllt der Staat. Wenn das Volk sagt Ich will keine Opfer mehr bringen, ich habe mir das Essen vom Mund abgespart, ich kann nicht mehr atmen und auf die Strasse geht, dann kommt der Staat mit seiner Polizei und seinem Heer und bombadiert die Armen und Verteidigungslosen. Die Begründung dafür lautet Warum bringst Du keine Opfer, warum schnallst Du deinen Gürtel nicht enger, warum wendest Du Dich gegen den Staat?. Wie man jedoch auch aus den Zahlen erkennen kann, ist das eigentliche Problem, die eigentliche Auffassung diese: Ich bin der Staat und ich schütze die Reichen, Du als Volk bist dazu verdammt, deren Sklave zu sein und deren Kasse zu füllen. Sagen sie. In Europa und auch in der Schweiz, in Griechenland, also eigentlich überall auf der Welt ist es das, was Staaten tun. Alle diskutieren über Griechenland, wenn Sie die Zahlen recherchieren, können Sie sehen, dass die Reichen dort noch reicher geworden sind, und die Armen ärmer. Gehört das Land nicht den Armen genauso wie den Reichen? Wie können in der Schweiz 300 Personen 30 Milliarden verdienen, während die 3-5 Tausend Franken der Armen und Arbeiter jeden Tag ein bisschen mehr schmilzen. Wie kann das während einer gesellschaftlichen Krise und einer Verarmung sein, sind die Reichen nicht Teil dieser Gesellschaft, oder wohnen sie etwa im Weltraum? Die Aussicht im Augenblick sieht wie Folgt aus: Die Arbeitslosigkeit hat zugenommen, die Zahl der Armen beträgt fast 1 Millionen, die Lage der Rentner ist noch schlechter geworden, im Gesundheitsbereich und im Bildungsbereich wurden Einschneidungen gemacht, viele den Arbeitern gewährte Rechte wurden zurückgenommen bzw. entzogen, das Rentenalter wurde erhöht, die Einkaufskraft ist gesunken, der Preis der Konsumgüter ist gestiegen obwohl die Gehälter reduziert wurden, Steuern und Sozialversicherungsabgaben steigen stetig... wir könnten die Liste noch erweitern. Das bedeutet, dass die letzten Jahre, besonders das letzte Jahr, für die Menschen sehr schwierig war und die Rechnung sehr hoch. Aber natürlich nur für die Arbeitnehmer und die Rentner. Aber das war die Opfer wert, denn wir haben die Kassen dieser 300 Personen noch mehr gefüllt. Es ist das Opfer wert und es wäre es sogar wert, für sie zu sterben. Wenn alle Länder für ihre Reichen alles geben, dann muss auch die Schweiz dies tun! Oder etwa nicht? Ist das eine schwer verständliche Situation? Aber nein, normalerweise ist das ganz einfach. Aber natürlich nur für sehende Augen und hörende Ohren! Denken Sie bloß nicht Was für eine Art von Gewissen haben die denn? Denn diejenigen, welche die Staaten und die Welt regieren, regieren nicht mit ihrem Gewissen sondern mit Geld. Und mit ihrem Palaver über Heimat, Religion, Glauben, nationale Vorteile usw., und um die Arbeitnehmer und die Armen einzulullen. Das ist zwar hart, aber das ist die Realität. Wir können nur hoffen, dass die Welt in den nächsten Jahren eine Welt wird, die mit eigenen Augen sieht, für ihre eigenen Vorteile eintritt und Staaten beherbergt, die für sich selbst existieren. Bleiben Sie gesund und glücklich Filistin BM de Gözlemci Devlet Oldu! BM Genel Kurulu, Filistin in gözlemci devlet statüsü başvurusunu kabul etti. Filistin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nda yapılan tarihi oylamada Üye olmayan gözlemci devlet statüsüne yükseltildi. Oylamada 138 ülke evet oyu kullanırken 9 ülke hayır oyu kullandı. 41 ülke ise çekimser kaldı. Filistin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ndaki oylamada Gözlemci Devlet olarak kabul edildi. Filistin`in BM`deki ``gözlemci kuruluş`` olan statüsü ``üye olmayan gözlemci devlet`` statüsüne yükseltildi. Yapılan oylamada 138 ülke evet, 9 ülke ise hayır oyu kullandı. 41 oy ise çekimser yönde kullanıldı. CLINTON: ÇÖZÜM NEW YORK`TA DE- ĞİL Filistin`in BM`ye başvurusuna karşı çıkan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da, Filistin halkının arzularını yerine getirecek iki devletli çözüme açılan yol, New York`tan değil, Kudüs ve Ramallah`tan geçer dedi. Kalıcı bir çözüme ulaşmanın tek yolunun doğrudan müzakerelere başlamak olduğunu ve buna olanak sağlayacak atmosferin oluşturulması gerektiğini belirten ABD Dışişleri Bakanı Clinton, İki tarafa da çözüme odaklı anlamlı müzakerelere geri dönülmesini zorlaştıracak adımlardan kaçınmaları çağrısında bulunduk şeklinde konuştu. ALMANYA ÇEKİMSER BM`de Filistin`e hayır diyecek ülkeler ise şimdilik İsrail`in yanı sıra ABD, Kanada ve Hollanda. Almanya oylamada çekimser kalacağını açıkladı. İtalya, Fransa, İsviçre, İspanya, Portekiz, Avusturya, Lüksemburg, Norveç ve Danimarka gibi Avrupa ülkeleri, Filistin lehine oy kullanacaklarını belirtmişlerdi. OLMERT: KARŞI ÇIKMAK İÇİN BİR NEDEN YOK İsrail eski başbakanlarından Ehud Olmert de, ülkesinin Filistin`e gözlemci devlet statüsü tanınmasına karşı çıkmasının doğru olmadığını söyledi. Filistin`e gözleci devlet statüsü tanınmasına karşı çıkmak için bir neden yok diyen İsrail eski Başbakanı Ehud Olmert, BM Genel Kurulu`nun Filistin e gözlemci devlet statüsü tanımasının iki devletli çözüm fikrinin temel taşlarından biri olacağını belirtti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, BM`nin kararının mevcut durumda hiçbir değişikliğe neden olmayacağını iddia etti. NETANYAHU: BM KARARI HİÇBİR ŞEYİ DEĞİŞTİRMEZ Filistin`in başvurusu öncesi açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise, BM`nin Filistin`e gözlemci devlet statüsü tanımasının bir Filistin devleti kurulmasına katkısı olmayacağını iddia etti. Netanyahu, BM`nin bugün vereceği karar hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Bir Filistin devletinin kurulmasına yardımcı olmayacak dedi. AŞRAVİ: SON ŞANS Filistinli yetkili Hanan Aşravi ise, BM`de Filistin`e gözlemci devlet statüsü tanınmasının iki devletli çözüm için son şans olduğunu belirtti. Aşravi, Ramallah`ta yaptığı açıklamada, Filistin`in Uluslararası Ceza Mahkemesi`ne başvuru hakkından da vazgeçmeyeceğini vurguladı. ABD ve İsrail, Filistin`e Uluslararası Ceza Mahkemesi`ne başvuru hakkı tanınmaması için mücadele veriyor. GÖZLEMCİ DEVLET STATÜSÜ NEDİR? İsviçre`nin 1946`da BM Genel Sekreteri tarafından daimi gözlemci statüsüne kabul edilmesiyle başlayan uygulama çerçevesinde, yıllar içerisinde Avusturya, Finlandiya, İtalya ve Japonya gibi pek çok gözlemci, BM`nin üyesi haline geldi. Örneğin İsviçre, yaklaşık 50 yıl gözlemci devlet olarak anıldıktan sonra 2002`de BM`nin üyesi oldu. VATİKAN TEK `GÖZLEMCİ DEVLET` Daimi gözlemciler kategorisinde, üye olmayan devlet ve kuruluşlar ile hükümetler arası kuruluşlar yer alıyor. Bu kategoride Vatikan, BM toplantılarına ve Genel Kurul çalışmalarına gözlemci olarak katılma hakkına sahip ve BM Genel Merkezi`nde daimi gözlemci misyonu bulunan üye olmayan gözlemci devlet olarak anılıyor. Vatikan, BM`de şu anda bu statüye sahip tek devlet. İSRAİL E ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ YOLU BM de üye olmayan gözlemci devletlerin egemenliği tanındığından, Filistin için bu sıfat büyük önem taşıyor. BM de şu anda üye olmayan gözlemci devlet statüsüne sahip tek devlet Vatikan. BM toplantılarına ve Genel Kurul çalışmalarına gözlemci olarak katılma hakkına sahip. Filistin in yeni statüsüyle BM kuruluşlarına katılımının önü açılıyor. Böylece İsrail in Batı Şeria ve Doğu Kudüs te yürütülen yerleşim faaliyetleri, askeri saldırıları gibi konularda Filistin e Uluslararası Ceza Mahkemesi ne başvurma imkânı doğuyor. 3

14 Toplum ve Yaşam Dünyadan Toplum ve Yaşam Türkiye Haberleri Ne güzel Adelet! Utanç davasında tutuklu kalmadı 14 yaşındaki Ö.C. ye cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla yargılanan 26 sı çocuk, 34 kişinin yargılandığı davada tutuklu bulunan 3 kişi tahliye edildi. Böylece tutuklu sanık kalmayan davada firari sanık polis halen aranıyor şandığı öğrenildi. Sanık aileleri, dosyada gizlilik kararı bulunmasına rağmen, mağdurenin kayıt altına alınan ifadesini izlediklerini, izlemeyenler de okuduklarını söyledi. Bir sanık yakını, Kızın ifade verdiği görüntüleri izlediniz mi? Biz izledik. Savcı ağzından kerpetenle laf alıyor dedi. Başka bir şehre gönderilmişti Sakarya da 2 si polis memuru 34 kişi hakkında 14 yaşındaki Ö.C. ye cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla dava açılmıştı. Davanın ilk duruşmasında 29 tutuklu sanık tahliye edilmişti. Sanıklardan polis memuru N.Ş. nin yurtdışına kaçtığı, diğer sanık polis E.T. nin ise başka bir ile tayin edildiği ortaya çıkmıştı. (Burcu Karakaş-Sakarya) Küçük kızın bu cesareti internette tıklanma rekoru kırıyor Ağabeyi gözaltına alınan küçük kız İsrail polisine ecel terleri döktürdü. Cesaretiyle taktir toplayan minik kızın isyanı görülmeye değerdi. İNTERNETHABER - Silahlı İsrail askerine kafa tutan küçük kızın videosu internette tık rekoru kırıyor. "Ağabeyim nerde hain adam!" diye İsrail askerine baş kaldıran küçük kız, cesaretiyle bir çok kişinin takdirini topladı. Saatlerce silahlı İsrail askerinin peşinde dolaşan ve bazen de tekme atan minik kız, izleyenleri hayretler içinde bırakıyor. İsrail askeri küçük kızdan kurtulmak için sürekli yer değiştiriyor. Her polisi teke tek yakalayan minik kız ise meydan okumaya devam ediyor. TEKME ATIYOR İsrail askeri uzun süre küçük kızın öfkeli fırçasından kurtulmaya çalışıyor. Ancak ağabeyinin hesabını soran kız, bir türlü pes etmiyor. Telefon: Adres: Hauingerstr Lörrach / Hagen 0041 (0) info@candugunsalonu.eu Bir ara askeri tekmeleyip yumruklamaya kalkan küçük kız, belki de olayı görüntüleyen kameralar sayesinde gözaltına alınmıyor. Günün izlenmeye değer görüntüsüne ibret almak için bakmanızı öneriyoruz. Babasının göz altına alınmasına kızan 10 yaşındaki küçük Filistinli kız, Arap Yahudisi İsrail askerine öfke kustu. Görüntülerde silahlı askerlere tekme bile atan kız askerlerin adeta nevrini döndürdü. Kameralar yüzünden küçük kızın kılına bile dokunamayan askerler ne yapacaklarını şaşırdı Sakarya da 14 yaşındaki Ö.C ye cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla 26 sı çocuk, 2 si polis memuru 34 kişinin yargılandığı davasının dünkü duruşmasında mahkeme tutuklu bulunan 3 kişinin tahliyesine karar verdi. Tutuklu sanığın kalmadığı dava kapsamında firari sanık polis N.Ş., cinsel ilişki kurmak suçuyla halen kırmızı bültenle aranıyor. Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi nde çocuk mahkemesi sıfatıyla görülen duruşma öncesi Kocaeli ve Sakarya Kadın Platformu ile Sakarya İnsan Hakları Derneği üyeleri, adliye binası önünde basın açıklaması yaptı. Etkin soruşturma yok Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukat Müşir Deliduman ise, Biz suça sürüklenen çocukları asalım keselim demiyoruz. Ancak çocukların devlet gözetimi altına alınmaları menfaatlerinedir dedi. Deliduman ayrıca, davanın güvenlik açısından başka ile alınması için başvuruda bulunacaklarını belirterek, Etkin soruşturma yapılmadı. Sakarya Valiliği nerede? Neden çocuklarla yetişkinler aynı mahkemede yargılanıyor diye konuştu. Duruşmada hazır bulunan, talimatla ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılarak Konya Emniyet Müdürlüğü ne atanan sanık polis memuru E.T. nin ise suçlamaları reddettiği öğrenildi. Mahkeme heyeti, Ekim ayında tutuklanan 3 sanık için suça sürüklenmiş çocuk hakkında tahliye kararı verirken, duruşmaya geldiği için hakkındaki tutuklama kararı kaldırılan suça sürüklenen bir çocuk da adli kontrol tedbiri kapsamında serbest bırakıldı. Yurtdışına kaçan ve kırmızı bültenle aranan firari sanık Sakarya Emniyet Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü N.Ş. nin ise Almanya da olduğu iddia edildi. Firari polis N.Ş. ye boşanma davası açan Sakarya Adliyesi nde görevli hakim eşinin ise İstanbul a tayin edildiği ve çiftin bo yılının tüm insanlığa, ülkemize barış, sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirmesini, her şeyin gönlünüzce olmasını ve tüm beklentilerinizin gerçekleşmesini diler, tüm dostların yeni yılını kutlarız. MASKAN GIDA Lebensmittel & Hausartikel Grosshandel Ailesi Adına Ali Maskan

15 Toplum ve Yaşam Türkiye Haberleri Toplum ve Yaşam Türkiye Haberleri 10 KASIM ANITKABİR ZİYARETİ AKP iktidarının korkusu ve 23 Ekim Cumhuriyet kutlamalarına şiddetle saldırmaları, halkın rekor bir katılımla 10 Kasımda Halkın Anıtkabir de toplanmasını engelleyemedi. Kimi kaynaklar 1. Milyon, kimi kaynaklar ise yarım milyon insanın AKP ye tepki olarak Ankara da Anıtkabir e gidip Atatürk ü andığı belirtiliyor. GEÇEN YIL 180 BİN ZİYARETÇİ GELMİŞTİ 10 Kasım 2011 de Anıtkabir e 180 bin 143 ü yerli, 921 i yabancı olmak üzere 181 bin 64, 2010 yılında ise 47 si yabancı olmak üzere 198 bin 544 kişi ziyaret etmişti. Anıtkabir i 2011 de yerli ve yabancı toplam 3 milyon 902 bin 194 kişi, son 7 yılda ise 50 milyon civarında ziyaretçi geldi. Ama sadece 2012 yılının son bir ayında 3 milyona yakın AKP iktidarına tepki amaçlı ziyaretçinin Anıtkabir i ziyaret ettiği belirtiliyor. Foto: Anja Gazeteciler ayağa kalktı: AKP elini medyadan çek Avrupa da her yıl 5 Kasım da Gazetecilik İçin Ayağa Kalk sloganıyla düzenlenen etkinlikler kapsamında, Gazetecilere Özgürlük Platformu nun (GÖP) öncülüğünde Taksim de Özgür Basın Varsa Özgür Toplum Vardır pankartıyla bir yürüyüş gerçekleştirdi. Gazeteciler, cezaevlerinde tutuklu bulunan meslektaşlarının serbest bırakılması talebiyletaksim Meydanı na yürüdü. eleştirmenin terör propagandası olarak yorumlandığına dikkat çekti. Abakay, Siyasi iktidar, yandaş olmayan, kendisine karşı görüşleri savunanlar üzerinde ağır baskı uygulamakta, bazılarının işlerine son verilmekte, işten atma tehditleri gündemde tutulmaktadır. Cezaevlerindeki meslektaşlarımız, dışarıdaki gazeteci ve yayıncılar için tehdit unsuru olarak da kullanılmaktadır. Sessiz olmazsanız siz de onlar gibi cezaevlerini boylarsınız algısı yaratılmaktadır dedi. kümet yetkililerinin cezaevlerinden yükselen sese kulak vermelerini bekliyoruz diye konuştu. Meslektaşlarımız suskunluklarına son versin Meslektaşlarına da seslenen Abakay, İktidar yandaşlığı yapan gazeteci ve yazarları, haksız ve hukuksuz şekilde cezaevlerinde tutulan meslektaşlarını, dolayısıyla mesleklerini savunmaya, sessizliklerine, suskunluklarına son Abakay, tutuklu gazetecilerin de derhal serbest bırakılmasını talep etti. Abakay, iktidar yandaşlığı yapan gazeteci ve yazarlara da, tutuklu gazetecilere ve mesleklerine sahip çıkma çağrısı yaptı. ÖLÜM HABERİ YAPMAYACAĞIZ Açlık grevlerine de değinen Abakay, gazeteciler ve yayıncılar olarak artık Fazıl Say: Beni zor hapse atarlar. Fazıl Say, hakkında açılan davayla ilgili olarak da 1,5 yıl hapis yatarak benim Allah a inanmamı istiyorlar dedi. Say Arabeski sevmek vatan hainliğidir sözleriyle de yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Ömer Hayyam a ait olduğu iddia edilen dörtlüğü Twitter hesabında paylaştığı için hakkında dini değerleri aşağılamak suçuyla dava açılan ve 1,5 yıl hapis istemiyle yargılanan Fazıl Say, dün gece CNN Türk te Enver Aysever in Aykırı Sorular adlı programına konuk oldu. Say, programda cumartesi günü Antalya Piyano Festivali nin açılışında çalacağı, başyapıtım diye nitelendirdiği eseri Mezopotamya Senfonisi ni anlattı. Dostlarım öldü Aysever in Sivas Katliamı yla ilgili sorusu üzerine Say, Madımak olaylarında hem babam Ahmet Say ın hem de benim dostum olan insanlar hayatını kaybetti. Konumuz sadece Sivas değil, edilen haksızlıklar. Niye Aleviler üvey evlat olarak görülüyor, özellikle günümüz hükümeti tarafından? Niye ateistler, deistler insan muamelesi görmüyor? İnsan olmayı ve hukuku hatırlatmak lazım dedi. Aysever in Soner Yalçın la ilgili bir sorusuna cevap veren Fazıl Say, Yalçın ın suçu olduğuna inanmadığını belirtti: Muhalif bir gazeteci olarak 2 yıldır hapiste olduğuna inanıyorum. Bir insanın hayatının 2 yılını tüketmek haksızlıktır. Bunu dünyaya bağırmak lazım. Suçunun ne olduğunu bile açıklamıyorlar. AKP den korkmuyorum Türkiye nin yüzde 50 sinin AKP ye oy verdiğini söyleyen Say, Diğer yüzde 50 yi korkutmaya yönelik gibi anlaşılıyor bütün bunlar dedi. Kendisinin AKP den korkmadığını söyleyen Say, Büyük bir problem olarak görüyorum bu baskıyı dedi ve hakkında açılan davanın da bununla ilgili olduğunu belirtti: Bir insanın Allah a inanıp inanmamasını bile hükümetimi tayin edecek? Benim içinde durduğum davaya baksana, bütün dünya gülüyor Türkiye ye. Hükümet bana suç duyurusu yapanların arkasında. Hükümet de dese ki, yanlışlık olmuş, retweet etmiş. Davanın savcılıktan geçmesi, davaya dönüşmesi, 2. celseye kalması hukukun 5 kere çiğnenmesi anlamına geliyor. Kültürlerarası elçiyim Bütün dünya suçsuz olduğumu biliyor diyen Say, konunun siyasi olduğunu vurguladı: Bir bakıyor arkasında AKP liyi buluyor. Kültür Bakanı halk Fazıl Say ı zaten cezalandırdı diyor vs. Hükümetten sesler çıkmaya başlıyor. Sanatçısını korumuyor. Burada yönlendirilmişlik de var. AKP ye Türkiye nin yarısı oy verdiyse, ben de 350 milyonluk Avrupa Birliği nin kültürlerarası elçisiyim. Ben de onların avukatıyım. Zor beni hapse atmaları, bu kadar basit Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) ün çağrısıyla Taksim Tünel Meydanında, bir araya gelen gazeteciler Türkiye de basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskılara dikkat çekti. Özgür basın varsa özgür toplum vardır pankartı arkasında Taksim Meydanına yürüyen gazeteciler, sık sık Özgür basın susturulamaz, AKP elini medyadan çek, Başka yerde arama örgütümüz burada sloganı attı. 5 Kasım Gazetecilik İçin Ayağa Kalk gününde dünyadaki meslektaşlarıyla aynı günde eylem gerçekleştiren gazeteciler, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve iktidarın basın üzerindeki baskılarının son bulması talepleriyle Taksim de eylem gerçekleştirdiler. ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay açıklama yaptı Taksim Meydanı nda gazeteciler adına açıklama yapan GÖP Dönem Sözcüsü, ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, Türkiye de 74 gazetecinin tutukluluklarına dikkat çekerek iktidarı Tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılmalı Cezaevlerindeki gazeteci arkadaşlarımız terörist olarak ilan edildiler, itibarsızlaştırılmaya çalışıldılar diyen Abakay, sözlerine şöyle devam etti: Gazetecilere Özgürlük Platformu olarak, hem iktidarın hem yargı kurumunun yetkililerini basın, düşünce ve ifade özgürlüğüne kavuşmaları konusunda duyarlı olmaya, gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz. Cezaevlerindeki meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, yargılanmaları tutuksuz sürdürülmelidir. Ölüm haberi yapmak istemiyoruz Cezaevlerinde devam eden açlık grevleri konusundaki endişelerini de dile getiren Abakay, Gazeteciler, yayıncılar olarak, yıllardır ölen, öldürülen vatandaşlarımızın haberlerini yapmaktan yorulduk. Bunlara bir de cezaevlerinde, açlık grevlerinde yaşamını yitirenlerin ölüm haberlerini eklemek istemiyoruz. Bu konuda hü vermeye davet ediyoruz dedi. EN HAFİF ELEŞTİRİ BİLE ÖRGÜT PROPAGANDASI SAYILIYOR Türkiye de basın ve ifade özgürlüğünün ağır baskı altında olduğuna vurgu yapan Abakay, OHAL dönemlerinde yürürlükte olan TMK yasası başta olmak üzere birçok yasayla iktidarı hedef alan en sıradan eleştiriler ve uyarılar bile örgüt propagandası ya da terör örgütü üyesi kapsamında yorumlanmakta ve cezaevleri gazetecilerle doldurulmaktadır diye tepki gösterdi. SESSİZ OLMAZSANIZ CEZAEVİ- Nİ BOYLARSINIZ Tutuklu gazetecilerin, dışarıdaki gazeteciler ve yayıncılar için tehdit unsuru olarak kullanıldığına da dikkat çeken Abakay, Biz de, sessiz olmazsanız siz de onlar gibi olur, cezaevini boylarsınız algısı yaratılmaktadır dedi. GÖP olarak hem iktidara hem de yargıya basın, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygılı olma çağrısı yapan ölüm haberleri yapmak istemediklerini söyledi. Hükümete seslenen Abakay, Cezaevlerinden yükselen soruna, sese kulak vermelerini bekliyoruz diye konuştu. Eyleme, GÖP Dönem sözcüsü ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Evrensel in Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Ertuğrul Mavioğlu, Odatv davasında tutuksuz yargılanan gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, hakkında 166 yıl istenen Azadiya Welat eski yazı işleri müdürü Vedat Kurşun, Musa Ağacık, Celal Başlangıç, Ayşenur Arslan, Lube Ayar ın aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katılırken, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, HDK İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Güven Gerçek, Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz da destek verdi. (Eyleme katılan gazeteciler konuşuyor. Sayfa 32)

16 Gesundheitsund Fürsorgedirektion des Kantons Bern Fachstelle Integration Gesundheitsund Fürsorgedirektion des Kantons Bern Fachstelle Integration Filmreihe im Rahmen der Kampagne «16 Tage gegen Gewalt an Frauen» im Kino in der Reithalle Starke Frauen regieren Staaten, führen Haushalte, arbeiten Vollzeit und noch ein bisschen mehr, organisieren, politisieren, kreieren, produzieren. Aber starke Frauen fehlen auf den Titelseiten. Die Medien reproduzieren die Rolle der Frau immer noch und immer wieder als Zierobjekt: Frauen werden auf ihr Aussehen reduziert, ihre Stimmen werden überhört im grossen Rausch der Bilder. Sexistische Witze sind salonfähig und unterwürfige, leichtbekleidete Girlies gehören in Musikvideos zum Standard. Und sie nähren Klischees und Vorurteile. Auch das ist eine Form von Gewalt an Frauen, die letztlich die Hemmschwelle für tätliche Anund Übergriffe senkt. Darum kommt dem alltäglichen Bild von Frauen in den Medien eine Schlüsselrolle zu. Um auf geschlechterspezifische Gewalt aufmerksam zu machen, setzt sich die Kampagne dieses Jahr explizit mit diskriminierenden Darstellungen von Frauen auseinander. Güçlü kadınlar devlet yönetirler, evlerini idare ederler, tam zamanlı çalışırlar ve bundan biraz daha fazlasını da yaparlar, organize ederler, siyaset yaparlar, yaratırlar ve üretirler. Ancak güçlü kadınlar baş sayfalarda eksikler. Medya hala kadınların rolünü tekrar ve tekrar süs objesi olarak reprodükte ediyor: Kadınlar görünüşleri ile sınırlandırılıp görüntü kalabalığının içerisinde sesleri duyulmamaktadır Cinsellik içerikli fıkralar artık açıkça anlatılabilir hale geldi ve müzik videolarında itaatkar, hafif giyimli kızlar standart olarak kabul ediliyor. Ve klişeler ve önyargılar bu şekilde besleniyor. Bu da bir şekilde kadınlara karşı şiddet olarak kabul edilmeli, ve sonuç olarak fiziksel şiddete karşı çekingenliğin ortadan kalkmasına sebep oluyor. Bu yüzden kadınların her gün medyada görünen resimler bir anahtar rolüne sahip. Cinsiyete dayalı şiddete dikkat çekmek için kampanyamız bu yıl özellikle kadınların ayrımcı sunuluş şekilleri ile ilgilenecektir. 16 gün kadınlara karşı şiddet Kampanyası Çerçevesinde Film Gösterimi 16 gün kadınlara karşı şiddet kampanyası çerçevesinde Bern Reithalle sinemasında bir film serisi gösterildi. Perşembe, tarihinden Cumartesi tarihine kadar Isa ve Fabrina ortak bir projede Reithalle deki sinemanın da desteği ile ortak bir projede, kadınların farklı hikayelerini ve yaşam ortamlarını aydınlatan üç filmeden oluşan küçük bir seçki sundular. Her filmden sonra seyricilerle söyleşiler yapıldı. Perşembe, , saat da Persepolis gösterisi yapıldı. Vincent Paronnaud, Marjane Satrapi, F/ USA 2007, 35mm, 96 dakika, OV/d. Bir kız çocuğu- bir savaş, bir devrim, üç kültür, ve yine de yüzünde bir gülümseme. Marjane İran daki hayatını anlatıyor, ailesini, Avusturya daki sürgün hayatı, ve daha iyi bir dünyaya dair özlemini ve ümitlerini anlatıyor. Marjane Satrapi ve Vincent Paronnaud Satrapi nin kült çizgi filmini ödüllü, siyah beyaz bir animasyon filmi olarak çektiler. Bir şaheser ve toleransın eğlenceli savunucusu. Cuma, , 20:30 da yapılan gösteride Rusalka-Deniz Kızı. Anna Melikian, Rusya 2008, 35 mm, 119 dakika, OV/d/f. Alisa taşrada yaşamaktan sıkılmıştır ve Moskova büyük şehrine taşınıyor. Şehirde afacan deniz kızı hayattan bezmiş, zengin bir iş adamını tüketim furyasında boğulmaktan kurtarıyor ve beyaz atlı prensini buluyor. Bu filmin konusu kadar Anna Melikian ın iç topraklara sürüklenen deniz kızının maceralarını anlattığı görsel tarz da büyüleyici. Cumartesi, , 20:30 da Duvara karşı. Fatih Akın, Almanya 2004, OV/d/f Ayyaş, kaderci, hayat tarafından hayal kırıklığına uğratılan Türk Cahit sebep olduğu bir araba kazasından sonra hastanede genç Türk kızı Sibel ile karşılaşır. Sibel, bir intihar girişiminden sonra hayatını radikal olarak değiştirmek istiyor. Damdan düşer gibi Cahit ten onunla evlenmesini ister. Sevdiğinden değil ama. Muhafazakar aile ve kültür ortamından kurtulmak istiyor. Cahit kabul eder ve yalandan bir düğün organize edilir. Fakat kısa bir süre sonra gerçek duygular oluşmaya başlar, mantık evliliği diye başlayan bu beraberlik deli bir aşk ilişkisine dönüşür. Hamburg ta yaşayan, 1973 yılında doğan Alman-Türk yönetmen Fatih Akın sürükleyici, güçlü seslere sahip ve çok iyi yorumlar alan bir melodram yaratmıştır. Daha detaylı bilgi için: Fotoğraf sergisi: Binational Fotoausstellung: Binational - verschiedene Herkunft, gemeinsame Zukunft Bis 21. Dezember 2012 zeigt frabina auf der Beratungsstelle in Bern die Fotos von Tine Edel zum Thema binationale Familie. Immer mehr Menschen aus verschiedenen Kulturen und Ländern begegenen sich, heiraten und gründen Familien. Die Ausstellung zeigt, welche Fragen und Herausforderungen den Lebensalltag von Paaren und ihren Kindern in der Schweiz begleiten. «Die Sprachenmischung bringt uns manchmal zum Lachen.» «Es ist schade, dass mein Enkelkind so weit entfernt lebt.» Wir unterstützen das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen Wir unterstützen das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen «Vielleicht lebe ich später im Heimatland meines Vaters.» «Mein Grosi sehe ich oft, meine Oma nur ganz selten.» «Vielleicht lebe ich später im Heimatland meines Vaters.» Ich unterstütze das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen Wir unterstützen das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen Farklı köken, ortak gelecek 21 Aralık a kadar Frabin a Kuruluşu Bern de Tina Edel in Binatıonal Aileler Fotograf Sergisi izleyenlerin görüşne sunacak. Fotograf sergisinde, Farklı kültürlerden ve ülkelerden gelen insanların evlilikleri ve Aile kuruluşları anlatılıyor. Sergi de daha fazla insan, evlenmesi ve ailelerin yaşamlarını anlatıyor. Fotograf Sergisinde sorunları ve zorlukları, İsviçre de çiftler ve çocuklarının günlük yaşamlarını Fotograflar eşliğinde tanımlar. İlgili olanlar seriyi izleyebilirler. frabina, Beratungsstelle für Frauen und binationale Paare, Laupenstrasse 2, 3008 Bern, , info@frabina.ch «Mit meinem Stiefvater verstehe ich mich gut.» «In unserer Familie haben zwei Religionen Platz.» «Wenn wir nicht heiraten, muss meine Freundin in ihr Heimatland zurück.» Wir unterstützen das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen Ich unterstütze das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen «Wir sind eine binationale Familie.» «Obwohl wir verschieden sind, glauben wir an das Gleiche.» «Wir müssen heiraten, damit ich in der Schweiz bleiben kann.» Wir unterstützen das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen Wir unterstützen das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen «Meine beste Freundin kommt auch aus einer binationalen Familie.» Ich unterstütze das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen Ich unterstütze das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen Wir unterstützen das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen Wir unterstützen das Engagement der Beratungsstelle für Familien Fotografie: Tine Edel, St.Gallen

17 Toplum ve Yaşam İ n t e r n e t Toplum ve Yaşam Türkiye Haberleri Gençler yataktan kalkmadan internete giriyor Türkiye nin 26 ilde 3 bin gençle yapılan araştırmaya göre, gençlerin yüzde 8,3 ü sabah kalktığında, tuvalete bile gitmeden internete giriyor. İşte gençlerin günün 24 saatini hatta mümkün olsa 25 saatini internette geçirmeyi tercih ettiklerini gösteren o araştırma Intel in yaptırdığı Genç Türkiye Araştırması nın sonuçları, kurumun Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın tarafından Mecidiyeköy deki Trump Towers ta düzenlenen basın toplantısında açıklandı arasında değişen kişilerle yüz yüze gerçekleştirilen araştırmaya göre, gençlerin yaşadığı hanelerin yüzde 71.4 ünde bilgisayar bulunuyor. Bu araştırmaya katılan gençlerin yüzde 8,3 ü sabah kalktığında tuvalete bile gitmeden internete girerken, yüzde 4,7 si ise yataktan kalkmadan internete girdiğini söyledi. Gençlerin yüzde 28,4 ü de evden çıkmadan internete girdiğini kaydetti. Gençlerin yüzde 44,5 inin masaüstü bilgisayarı, yüzde 40,1 inin dizüstü bilgisayarı, yüzde 25,7 sinin de akıllı telefonu var. Araştırmaya göre, masaüstü bilgisayarın en yaygın olduğu bölge yüzde 56,6 ile Orta Anadolu. Dizüstü bilgisayar da yüzde 51 lik oranla en çok Doğu Karadeniz de kullanılıyor. Türkiye de gençlerin yüzde 56,9 unun düzenli internet erişimi olduğu belirtilen araştırmada, kırsal kesimde her 5 gençten 2 sinin düzenli olarak internete girdiği kaydedildi. Gençlerin yüzde 92,4 ü, bilgisayarı kendi evlerinde, yüzde 12,5 i iş yerinde, yüzde 10,4 ü de internet kafede kullandıklarını belirtti. Araştırmaya göre, Türkiye nin yüzde 98 inde standart ya da akıllı telefon bulunuyor. En çok cep telefonu olanlar yüzde 96 lık oranla Doğu Karadenizli gençler iken, akıllı telefon yüzde 47 ile en çok İstanbul lu gençlerde var. Araştırmada, dar gelirli hanelerin yüzde 16 sında da akıllı telefon bulunduğu belirtildi. Çalışmada kadınların günde ortalama 104 dakikalık telefon konuşması yaptığı, erkeklerde ise bu oranın 110 dakikaya çıktığı belirlendi. 13- Araştırmaya göre, gençlerin yüzde 54.7 si interneti sosyal ağlara bağlanmak için kullanıyor. Gençler sosyal ağlarda günde ortalama 53,5 dakika geçiriyor. Bunu, haber okumak (yüzde 39,9) ve bilgi almak (yüzde 39,3) takip ediyor. Gençler e-posta kontrolü için günde sadece 18 dakika harcıyor. Araştırmada, Doğu ve Güneydoğu Anadolu da internet erişimi daha düşük olmasına rağmen, bu bölgelerde internet erişimi olan gençlerin, internette Türkiye ortalamasından 270 dakika daha fazla zaman harcadığı tespitine yer verildi. Gençlerin bilgisayar başında, günde 228 dakikası internette olmak üzere, ortalama 330 dakika geçirdiği belirtilen araştırmada, Doğu Karadenizli gençlerin 276 dakika, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ndeki gençlerin ise 264 dakikayı bilgisayar başında geçirdiği ifade edildi. 13 ile 17 yaşındaki gençler internette günde ortalama 222, yaş grubundaki gençler 210, yaş grubundaki gençler de 192 dakikayı internette geçiriyor. Araştırmaya göre, gençlerin yüzde 57 si bir ürün almadan önce mutlaka internette araştırma yapıyor. Gençlerin yüzde 61 i de interneti iş bulma ve ticaret yapma fırsatı olarak görüyor. Araştırmaya göre, gençlerin yüzde 47 si için internet vazgeçilmez nitelikte. Her 3 gençten 2 si, dijital cihazların sosyal statü gösterdiğini belirtirken, yüzde 53,9 u teknolojik cihazları kullanmayan kişilerin çağın gerisinde kaldığını düşünüyor. İnternette gençlerin en uzun süreli yaptığı eylemler arasında 42,7 dakika ile oyun oynama ve 28,2 dakika ile müzik/film indirme yer alıyor. Bilgisayar sahibi gençler günde ortalama 78 dakika bankacılık işlemi, 72 dakika eğitimle ilgili işlemleri gerçekleştiriyor. Araştırmada, Hatay daki gençlerin yüzde 7 sinin, Tekirdağ daki gençlerin de yüzde 4 ünün interneti hiç duymadığı tespitine yer verildi. Araştırmaya göre, internette en çok haber okuyan ve görüntülü konuşma gerçekleştiren Manisalı gençler olurken, Ağrılı gençler oyun ve şans oyunları oynuyor. Zonguldaklı gençlerin yüzde 60 ı da bankacılık ve online rezervasyon işlemleri yaparken, müzik ve film izlemek veya indirmek, yüzde 90 la en çok Gaziantepli gençlerce tercih ediliyor. Araştırmaya göre, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağları en çok kullanan gençler, yüzde 100 oranıyla Kastamonu da bulunuyor. Gençlere Dijital etik başlığı altında sorular da yönelten araştırmaya göre, gençlerin en çok rahatsız olduğu konular şöyle sıralandı: Toplu taşıma araçları veya mağazalar gibi halka açık alanlarda telefonla yüksek sesle konuşmak. Sosyal medyada biriyle ilgili resimleri, o anda bulunduğu yeri ya da benzeri kişisel bilgileri izinsiz yayınlamak. Rahatsız edici zil sesleri kullanmak veya halka açık alanlarda zil sesini çok açmak. Araç kullanırken dijital cihazlarla mesaj veya yazı yazmak Eyleme katılan bazı gazetecilerin görüşleri: Barış Pehlivan: İçerideyken 20 ay boyunca dışarıdaki gazeteci arkadaşlarımızın yürüyüşlerini izledik, içeride insanı güçlü tutan bu yürüyüşlerdi. Zindandakiler hala çıkmadı, içeriden dışarıya çıkan olaraa içeridekiler için yürüyorum. Artık inandırıcılıkları hiç kalmadı, gazetecilik faaliyetlerinden ötürü yargılandığımızı tüm dünya biliyor. Artık zulümdar olduklarını iyice tescil ettirdiler, hukuk tanımamazlıklarını tescil ettirdiler. Eskiden bizleri öldürüyorlardı, vuruyorlardı, yakıyorlardı, suikast düzenliyorlardı şimdi hapse atıyorlar. Şimdi meslektaşlarımızı oradan çıkarmamız lazım. Kesinlikle sadece gazetecilik yapsınlar gerçeğe olan tutkularından vazgeçmesinler, sadece gazetecilik yapsınlar, onları diriltmeye çalışsınlar. Nedim Şener: Türkiye de gerçeklerle toplum arasın Merhaba gazetesinin sürekli adresinize gelmesini istiyorsaniz, lütfen Abone ücreti olan CHF 30.- Postkonto: , Hallo Schweiz Merhaba, Postfach 597, 4005 Basel adresine ödeme yapmayı unutmayınız. da bariyer kurmak isteyen bir iktidar var bu bariyeri yıkmak için gazeteciler sokağa çıkıyor. Demokratik olarak haklarını arıyorlar. Çünkü Türkiye de yolsuzluklar dahi halkın bilmesi gereken çok gerçek var, insanları hapse tıkarak cezalandırarak işsiz bırakarak türlü sansür uygulanıyor. İşi otosansüre dönüştürerek bir baskı ortamı var, bunu yıkmaya çalışıyor gazeteciler. Meslektaşlarına hapis dahi hiçbir şeyden korkmamalarını tavsiye ediyorum. Şükran Soner: Türkiye de yaşananlara dair söylediklerimizi kulak ardı ediyor iktidar ama uluslarası standartlarda yaşadıklarımız tepki görüyor. Dünya bu yılı Türkiye gündemi yapma gereği duyuyor. Meslektaşlarımın bir sorunu var, işi olacaksa işte kalacaksa da program yapacaksa da eyleme gelemiyor. Görülmeyen otosansürün ne kadar çarpıcı olduğunu gösteriyor. Gazetecilerin patronlar tarafından cezalandırıldılar bu yüzden meslektaşlarımızın burada olma şansı kalmadı. TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi: İçeride olan, yargılanan, baskı altında olan bilim insanları, sendikacılar, öğrenciler, aydınlar, yazarlar, kısacası bütün halkın, ezilen halk kesimlerinin hak talepleri için ayağa kalktık. Halkın kendini ifade edebilmesinin, taleplerini dile getirebilmesinin en önemli araçlarından biri medyadır. Hem devlete hem de medya patronlarına karşı özgür ve bağımsız bir medya, halkın gerçekleri öğrenme hakkının da önünü açar. Dolayısıyla gazeteciler olarak verdiğimiz bu mücadelenin halk tarafından da desteklenmesi gerekiyor. Biz otosansür içeren, manipülasyon yapan, dezenformasyon amaçlı, insanların kişilik haklarına saldıran bir yayıncılık için mücadele vermiyoruz. Biz nitelikli yayıncılık için mücadele veriyoruz. Halkın, tüm ezilen kesimlerin bu mücadeleye destek vermesini istiyoruz.

18 Sağlık Sağlık Die Impfung gegen die Grippe - Gribe karşı aşı Grip, ağır komplikasyonlara yol açabilir. Risk grubuna özellikle yaşlılar ve kronik bir hastalığı olan kişiler dahildir. Sezonluk gripler sadece İsviçre de her yıl ila doktor muayeneleri, 1000 ila 5000 hastane yatışları ve 1500 e kadar ölüm vakasına sebep vermektedir. Komplikasyonlara karşı önlemler Bir grip hastalığı çok çeşitli komplikasyonlara sebep verebilir. Bunun sebebi ya influenza virüsünün kendisidir, veya bakteriyel bir ikincil enfeksiyon olabilir, örneğin orta kulak iltihabı, zatürree, veya kalp kası enfeksiyonları (Myokarditis). Grip aşısı sezon gribine ve onun olası komplikasyonlarına karşı en iyi korumayı sağlıyor. En iyi aşı zamanı şimdidir Bağışıklık sistemine, daha ilk grip dalgası başlamadan önce yeterince savunma oluşturması için fırsat vermek adına, Ekim ayının ortası ila Kasım ayının ortası arasında aşı yaptırmak gerekir. Mükemmel koruma seviyesine bir ila iki hafta sonra ulaşılır ve genelde dört ila altı ay kadar sürer. Sezon gribinin virüsleri her sene değiştiklerinden bu aşıyı her sene tekrarlamak gerekir. Yüzde yüz bir koruma değildir Aşı maddesi sadece influenza virüsünden korur, kış boyunca yayılan ve çeşitli soğukluk algınlıklarına sebep olan diğer hastalık mikroplarına karşı koruma sağlamaz. Ayrıca aşı olmuş bir kişi buna rağmen gribe yakalanabilir. Fakat bu durumda semptomlar Dr. Mehmet Öz den ömrü uzatacak tavsiyeler Ömrünüzü uzatacak 10 basit alışkanlık Tıptaki ve çağdaş yaşamdaki gelişmelerle 100 yaşına kadar yaşam artık uzak değil. Önerilerime kulak verin, yeter! *Diyete kırmızı yiyecekleri ekleyin Beslenme programınıza kırmızı renkli yiyecekleri eklemek tabağınıza renk katmakla kalmaz, aynı zamanda ömrünüzü belki de 100 yaşına kadar uzatmak için sağlığınızı korumaya yardımcı olur. Kırmızı lahana gibi turpgiller ailesine mensup sebzeler kansere karşı koruma sağlarken, pancar suyu damarları rahatlatan nitratlar içerir. *İngilizler gibi; her gün bir fincan çay için İngilizler ne kadar sever beş çaylarını! Kraliçe Elizabeth in bu yaşında bu kadar sağlıklı kalmasına yardımcı olan da bu alışkanlık olabilir. Araştırmalara göre günde bir fincan siyah çay kalp krizi ardından kurtulma oranını yüzde 28 e kadar artırıyor. *Her gün, hafızanızdan bir telefon numarası çevirin Zihninizi canlı ve aktif tutmanın kolay yolu, her gün en az bir numarayı hafızanızdan çevirmektir. Bu, beynin hafıza fonksiyonlarını güçlü tutmak adına yararlı. Yan etkisi arasında ezbere çevirdiğiniz numaranın eski sevgiliye ait olması olabilir, kimi aradığınızdan emin olmalısınız. daha hafiftir ve komplikasyon riski çok daha düşüktür. Romatizma hastalarına aşı? Grip, kronik hastalığı olanlar için ciddi bir sağlık riski oluşturur. Bu kişilerin aşı korumasına özellikle ihtiyacı vardır. Bağışıklığın etkisi hakkında emin olmadıkları için iltihaplı romantizm hastaları aşı tavsiyesine bazen şüphe ile yaklaşabilirler. Fakat *İlk sıradaki tuvaletleri kullanın Uzmanlar, umumi tuvaletlerde insanların mahremiyet nedeniyle girişe daha yakın bölmeyi geçip sonrakileri kullanma eğiliminde olduğunu söylüyor. Buna karşılık, ilk sıradaki tuvaletler daha az kullanıldığı için en az bakteri de buradadır. İlk sıradakini seçerek olası enfeksiyonlardan kaçının. *Çift basamak egzersizi Asansör yerine merdiven kullanmak zaten sağlıklı bir tercih. Peki, bu merdivenleri kendi spor salonunuza dönüştürmeye ne dersiniz? Kalça, üst bacak ve diğer kaslarınızı güçlendirmenin kolay yolu merdivenleri her kullandığınızda bir kerede iki basamak çıkmaktır. Bir seferde iki basamak fazla geliryorsa merdivenlerden iki kere çıkabilirsiniz. *Sıcak duş ve esneme hareketleri Vücudunuzu esnek tutmak genç kalmak için çok önemli. Esneme hareketlerini vücut ısınız artmışken uygulamak en doğrusu. Bu hareketler duruşunuzu düzeltir ve kas ağrılarını önleyerek sağlıklı hissetmenizi sağlar. *Bel çevirme Ellerinizi havaya kaldırın ve yavaşça sağa doğru, sonra da aşağı kadar esneyin. Aynı hareketi sol tarafla da tekrarlayın. Bu mini egzersiz ciğerlerinizdeki bütün keseciklerin açılmasına yardımcı olur. yapılmış olan bütün büyük aşı araştırmaları gösteriyor ki, ölü aşı maddeleri ile yapılan aşı (grip aşısındaki gibi) önemli riskler içermez. İsviçre Romatizma Ligi, aşının iltihabı fazlalaştırmasından veya akut bir döneme sebep vermesinden endişe eden tüm iltihaplı romatizma hastalarına, doktorlarına başvurmalarını tavsiye ediyor. 2 Kasım: ulusal grip aşısı günüydü Hastalık Sigortaları komplikasyon riski yüksek olan tüm kişilere, Franchise e ulaşılması koşuluyla, grip aşısının ücretini iade ediyorlar. Ulusal grip aşısı gününde (2 Kasım) çok doktor muayenehanesi kayıt olmaksızın ve indirilmiş fiyata grip aşısı sunuyorlar. İsviçre Romatizma Ligi Josefstrasse Zürich Telefon info@rheumaliga.ch *Ters savaşçı hareketi Yoganın faydaları çok ancak herkesin kendini adaması zor. Neyse ki şu vereceğim hareketi yaparak her yıl fazladan birkaç kilo verebilirsiniz. Ters savaşçı duruşunu uygulamak için sağ ayağınızla büyük bir adım atın ve sol ayağınıza dik doğrultuda çevirin. Sağ dizinizi kalçanız yerle paralel hale gelene kadar bükün (ileri hamle yapar gibi). Sağ avucunuz yukarı bakar şekilde sağ kolunuzu başınızın üzerinden yukarı kaldırın. Sol elinizi sol bacağınızın üzerine mümkün olduğunca aşağıya doğru kaydırırken sağ elinizi sol tarafınıza doğru yukarıya uzatın. 20 saniye bekleyin ve aynı hareketi sol taraf için uygulayın. *Lokmanızı 20 kere çiğneyin Yemeğinizin tadını çıkarın ve her lokmanızı yaklaşık 20 kez yavaşça çiğneyerek diyabet riskinizin artmasını önleyin. Yediklerinizi bu kadar çok çiğnemek yorucu geliyorsa, her lokmanızdan sonra çatalınızı elinizden bırakın. Hem daha yavaş hem de daha az yemiş olursunuz. *İştahınızı kontrol altına alın Yemeniz gereken şeylere karşı koymak genelde bir paket cips veya çikolatalı kurabiyelere karşı kaybedilen bir savaş. Bu cazibeye kapılmak yerine miktarları sadece yarıya düşürün. Bir tabak cipse dayanamıyor musunuz? Hepsini tabağa dökün ve sonra yarısını pakete geri koyun. Böylece kalorilerin yarısını almaz ve daha hızlı kilo vermiş olursunuz Çocuğunuz kendini ifade edemiyorsa... Çocuğunuz, içinde bulunduğu ortamda kendini yeterince iyi ifade edemiyor, diğer çocuk ya da baskın karakterli arkadaşlarının ilgi ve istekleri doğrultusunda davranmak zorunda kalıyor, hatta onlara yaranabilmek için kendi özel eşyalarını veriyorsa... Bir insanın herhangi bir olaya ya da bireye karşı geliştirdiği tutumlar, onun kişiliği doğrultusunda şekillenir. Kişilik, bir insanın tüm ilgilerini, tutumlarını, dış görünüşünü ve çevresine uyum biçimini kapsar. Okula başlama, çocuğun yaşamındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu süreç ve onun gerektirdiği uyum, çocuk yönünden belli düzeylerde zihinsel, duygusal ve sosyal olgunluğa ulaşmış olmayı gerektirir. Her şeyden önce çocuk o güne kadar son derece güvenli, her türlü kuralını, kendisinden nelerin beklediğini bildiği, her sıkıntılı durumda yanında anne ve babasını bulduğu bir ortamdan, hiç bilmediği bir ortama girmiştir. Çocuk için yepyeni bir çevre olan okulda uyulması gereken kurallar, yerine getirilmesi gereken görevler, yeni arkadaşlar ve öğretmenler söz konusudur. Özellikle okulöncesi dönemde yaşıtları ile yeterince ilişkiye girememiş çocuklar için okul, kendilerini göz önünde ve korunmasız hissettikleri bir ortamdır. Ailenin ve öğretmenlerin gerekli özeni göstermemeleri durumunda bu çocuklar utangaç, çekingen olabilir ve giderek içlerine kapanabilirler. Benlik imajı Çocukların benlik imajları, kendilerini nasıl düşündükleri ve hissettikleri ile ilgilidir. Benlik imajı, benliğin gerçekte ne olduğu değil, bireyin kendisi hakkındaki görüşlerini kapsar. Çocuğun gerçek benliğinin ne olduğu değil, onun kendi benliğini nasıl yorumladığı bilinirse davranışları daha kolay tahmin edilebilir ve denetlenebilir. Çocuğun kişilik, en önemlisi de benlik algısını etkileyen etkenlerden biri anne babası, diğeri arkadaşlarıdır. Hiçbir çocuk benlik kavramına sahip olarak dünyaya gelmez. Bunu doğduğu andan başlayarak ebeveynleri, kardeşleri ve çevresindeki diğer insanlarla ilişkileri sırasında edinir. Aile içi ilişkilerde doyum sağlayabilen, anne babası tarafından desteklenen çocuklar uyumlu bir kişilik geliştirerek toplumda olumlu ilişkiler kurup sürdürebilmekte, grup çalışmalarına katılabilmekte, öz saygılarını geliştirerek başkalarının haklarına saygı göstermeyi, sorumluluk alabilmeyi öğrenmektedirler. Yaşam boyu karşılaşılabilecek problemleri çözme konusunda kendine güvenen bir çocuk yetiştirmek her anne babanın isteğidir. Buna rağmen anne baba, bazen bu isteğe paralel gitmeyen tavırlar sergiler. Aşırı koruyucu ve kollayıcı tutum bunlardan biridir. Özgüven duyguları gelişmiş çocuklar arkadaş gruplarıyla ve yetişkinlerle uygun iletişim kurabilirler. Genelde sen bunu başarabilecek güçtesin, sana güveniyorum sözleri, anne babanın çocuklarına gerektiğinde söyleyebilecekleri sihirli sözlerdir. Çocuk başkalarına ve kendine dair yapıcı duygu ve düşünceleri bu biçimde geliştirebilir, sorumluluk alabilir. Bebeklikte sevgi, ilgi ve şefkat eksikliği, Anneden uzun süre ayrı kalmak, Anne babanın eğitimlerinde, baskıcı ve kısıtlayıcı olması, Anne babanın tehdit edici yaklaşımları (böyle yapmaya devam edersen seni bırakır giderim, başka çocukların annesi olurum vb ) Aile yaşantısının sürekli şikayetçi bir ortam İçinde, karşılıklı olumsuz davranış ve tavırlarla sürmesi, Otoriter, katı, hoşgörüsüz aile ortamı, Aşırı yardımcı bir tavırla çocuğunu kollayan ve onda yetersizlik yaratan bir tutum içinde bulunulması, çocukta güvensizlik yaratabilir. Anne babanın yanlış tutumu Çocuğun korkak, ürkek, çekingen olması, kolayca arkadaş edinememesi ya da güçlü olarak tanımladığımız bazı çocuklar tarafından ezilmesi, baskı altına alınması, büyüme ve kişilik gelişiminde çok önemli rolleri olan anne babasının tutumlarından kaynaklanabilir. Anne babalarda, çocuk yetiştirme konusunda genelde sık gözlediğimiz tutumlardan biri aşırı koruma ve kollamadır. Okul çağına kadar çocuğa ait her türlü sorumluluk ve görevi ona hiç fırsat vermeden ya da kendi kendine yapabilmesi yönünde gereken ilgiyi göstermeden onun yerine yapan ebeveynler, bu anlamda birer örnektir. Tüm hakimiyet ve sorumluluğun ebeveynde olduğu aile ortamında yetişen çocuklar, çoğunlukla ev dışına çıktıklarında kendi kanatları ile uçamaz hale gelir, ailelerinden ayrıldıklarında bocalarlar. Evde her dediğini yaptırabilen çocuklar ise arkadaşları arasında sinebilir, bir köşeye çekilerek, diğerlerine karışamayabilir ya da kendilerini yeterince koruyamayabilirler. Kimi zaman bunun tersi de söz konusu olabilir. Bazı ailelerde hiç sınır tanınmaması, çocuğun disiplin uygulanmadan büyütülmesi de onda birtakım davranış bozukluklarına ve uyumsuzluğa neden olabilir. Ona Nasıl Yardımcı Olabiliriz Çocuktaki olumsuz değişiklikleri dikkate almalı, bu olumsuzluğa neden olan kaynağı araştırmalıyız. Kaynak belirlendikten sonra, can sıkıcı durumun yerini, zamanını ve sıklığını araştırmalıyız. Çocuğun verdiği tepkileri belirlemeliyiz. Çocuğun durumdan duyduğu kaygıları önemsemeliyiz. Kaygısını ifade etmesine olanak sağlamalıyız. Tüm duygularını açıkça ifade etmesi için sabırla, konuşmasını beklemeli, ona cesaret vermeliyiz. Durumla ilgili çözüm önerilerini birlikte değerlendirmeliyiz. Ona güvendiğimizi göstermeli, cesaretlendirmeliyiz. Yaşadığı sıkıntıya duyarlı olmalı, hissettiklerini paylaşmalıyız. Kendisini ezen çocuğa aynı şekilde davranması yönünde öğütler vermemeliyiz. Sınıf içi (okul içi) arkadaşlık ilişkilerini gözden geçirmeliyiz. (Eğer çocuğun kendine güveni azsa ya da çocuk pasifse, tamamen aktif, güçlü çocukların arasına yerleştirilmesi hatalı olacaktır.) Onu, özgüvenini geliştirici spor, sanat gibi etkinliklere yönlendirmeliyiz. Anne baba ya da eğitimcisi olarak, çocuk yetiştirme tutum ve davranışlarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz. (Özel ALEV Anaokulu Rehberlik Servisi)

19 Sağlık Uyku şekliniz neler anlatıyor? Bilim adamları insanların uyurken aldıkları pozisyonların onların karakterlerini yansıttıklarını söylüyor. Konu üzerine araştırmalar yapmış Uyku Bilim Merkezi profesörü Chris Idzikowski insanlar arasındaki yaygın uyku pozisyonunu analiz etti ve uyku pozisyonlarının sadece insan sağlığını etkilemekle kalmadığını aynı zamanda insanların kişilik özellikleriyle de ilişkili olduğunu belirtti. Cenin pozisyonu: Pozisyon: Yan tarafınıza bükülerek aldığınız uyku pozisyonudur kişi üzerinde yapılan ankette %41 oranla en yaygın olan uyuma şeklidir. Karakter: Bu şekilde uyuyan insanlar dışa dönük bir imaj yaratsalar da içlerinde çok hassas ve utangaçtıl. İnsanlara alışmaları biraz zaman alabilir ama alıştıktan sonra sıcakkanlı karakterlerini hemen ortaya çıkarırlar. Sağlık: Sola bükülerek uyumak bazı sağlık problemlerine yol açabilir özellikle yaşamsal organlar olan akciğer, mide ya da karaciğerde. Bu yüzden cenin şeklinde uyuyanlar için uzmanların tavsiyesi sağa doğru bükülerek uyumaktır. Kütük pozisyonu (Ağaç gövdesi): Pozisyon: Her iki kolun da aşağı doğru pozisyon aldığı yan uyuma şeklidir. Karakter: Bu pozisyonda uyumayı tercih eden insanların dışa dönük ve uysal olduğu saptanmıştır. Bu insanların en zayıf noktaları herkese çok kolay güvenmeleridir. Hasret çekme pozisyonu: Pozisyon: Bu uyku şekli de yana dönük bir pozisyondur ama diğerlerinden farkı iki kolun da öne doğru uzatılmış olmasıdır. Karakter: Bu şekilde uyuyan insanlar genelde yeni şeylere açık olmakla beraber bir o kadar şüpheci ve eleştirel de olabilirler.karar almaları uzun sürer ama bir kere de karar verdiler mi hiç birşey onları fikirlerinden caydıramaz. Asker pozisyonu: Pozisyon: Sırtüstü uyku pozisyonu olup uyuyan kişinin kolları iki yanda konumlanır. Karakter: Asker pozisyonunda uyuyan insanlar sessiz ve içine kapanık bir kişiliğe sahiptirler.gerek kendileri gerekse yakınları için yüksek hayat standartları Sağlık: Bu şekilde sırtüstü uyumak nefes problemlerine ve horlamaya sebep olabilir özellikle de horlamanız yanınızda uyuyan kişilerin berbat bir gece geçirmesine yol açabilir. Yüzüstü yatmanız hem sizin için hem de yanınızda uyuyan insan için daha huzurlu olabilir. Serbest düşüş pozisyonu: Pozisyon: Midenin üzerinde, eller başın üstünde ve yastığın etrafında,başınız da sağ ya da sol yana dönük yatış pozisyonu. Karakter: Serbest uyku pozisyonunu tercih eden insanlar dışadönük ve atılgan olurlar. Her ne kadar küstah gözükseler de aslında kendilerine yöneltilen eleştirileri dikkate alırlar. Sağlık: Serbest düşüş pozisyonunda olduğu gibi uyku sırasında alınan diğer yüzükoyun pozisyonlar sindirim için olumlu etki yaparlar. Deniz yıldızı pozisyonu: Pozisyon: Sırtüstü ve kollar başın üstünde uyku pozisyonu. Karakter: Deniz yıldızı şeklinde uyuyanlar iyi bir dinleyici olup dolayısıyla da güvenilir arkadaşdırlar. Ayrıca başkalarına yardım etmekten hoşanırlar ama ilgi odağı olmak hoşlarına gitmez Sağlık: Asker pozisyonunda uyuyanlar gibi denizyıldızı pozisyonunda uyuyanlar da nefes problemi yaşarlar ve uyku esnasında horlarlar. Bu yatış şekli kişilerin daha az dinlenmiş uyanmalarına sebep olur Söyleşi 3 yaşındayken üvey ailesine HIV virüsü taşıdığı için en fazla 5 yaşında kadar yaşayabileceği söylenen Hydeia Broadbent, şu anda 28 yaşında. HIV/AIDS kampanyalarında yer alarak, toplumun AIDS li hastalara karşı önyargısını kırmak, insanları bilinçlendirmek ve HIV virüsünün yayılmasını engellemek için 6 yaşından beri savaşıyor. Kendisi de HIV virüsü taşıyan ve bunu siyahi veya kadın olması kadar normal bir durum olarak gördüğü için hiç bir zaman saklama ihtiyacı hissetmeyen Hydeia, Her sabah gözlerimi açtığımda bana bir gün daha bağışladığı için Tanrı ya bir kez daha minnettar oluyorum diyor. Yanlış ve eksik bilgilendirmeler sonucunda gereken hassasiyetin gösterilmediği, fakat tedbirler alınması durumunda yüzde yüz engellenebilir olan AIDS hastalığının sona ermesi için çocukluğundan beri mücadele ederek. toplumda bir çok kişiye örnek olması gereken Hyedia ile çocukluğuna, ailesine, sevgililerine, kampanyalarına ve daha da önemlisi, nasıl bu kadar cesur ve güçlü bir insan olduğuna dair sohbet ettik. İlk olarak üvey ailenden biraz bahseder misin? Seni evlat edinmeden önce AIDS li olduğunu biliyorlar mıydı? Biyolojik annem uyuşturucu bağımlısı olduğu için 6 aylıkken yetimhaneye bırakılmışım. 3 yaşına gelince, şimdiki üvey ailem bir eve ihtiyacım olduğunu düşünerek, beni evlat edinmeye karar vermiş. O zaman AIDS olduğumu bilmiyorlarmış. Fakat bir süre sonra, yetimhane kayıtlarının incelenmesi sonucunda, kardeşlerimden birinde enfeksiyon olduğu ortaya çıkınca, bu durum karşısında tedbir almak isteyen Nevada eyaletinin sağlık görevlileri üvey aileme ulaşarak, bana HIV/AIDS testi yaptırmaları gerektiğini söylemiş ve yapılan testler sonucunda benim AIDS li olduğum tespit edilmiş. AIDS li olduğunu üvey ailene söyleyen doktorlar, senin için, En fazla 5 yaşına kadar yaşar demişler. Şu an 28 yaşında güçlü bir kadınsın. Dünyada her sene yaklaşık 1.5 milyon kişi bu hastalık yüzünden hayatını kaybederken, sen bu kadar uzun bir süre nasıl hayatta kaldın? Evet, doktorların söylediğine göre, teşhis Örnek bir yaşam öyküsü - Hydeia Broadbent Cesur ve güçlü kadın: Hydeia Broadbent koyulduktan sonraki iki yıl içinde ölmem gerekiyordu. Fakat gördüğünüz gibi, aradan 25 yıl geçmesine rağmen hala hayattayım. Öncellikle, Tanrı nın benim hayatımı kurtardığına inanıyorum. Ayrıca, bana HIV/AIDS teşhisi konulduğu zaman, bu hastalığın tedavisi için sadece araştırma hastanelerine başvuruluyordu. Ailem de beni, Ulusal Sağlık Enstitüsü ne (NIH) götürerek orada deneysel bir tedavi görmemi sağladı. Bu kadar uzun süre hayatta kalmamın en büyük iki etkeninin bunlar olduğunu düşünüyorum. AIDS li olmanın gerçek anlamda ne demek olduğunu ilk kaç yaşında anladın? HIV virüsünü taşımam hiç bir zaman bir sır gibi saklanmadı. Ailem bana karşı her zaman çok dürüst oldu ve benden de etrafıma karşı dürüst davranmam istendi. Bu yüzden, bu gerçeği bilerek ve etrafımdakilerle paylaşarak büyüdüm. Kafamı karıştırmadan, her şeyi direkt olarak bana anlattılar. Doğuştan siyahi olmam gibi, doğuştan AIDS olduğumu bilerek büyüdüm. Ailene bu kadar açık oldukları için hiç sinirlendiğin oldu mu? Hayır, onlara asla kızmadım. Niçin HIV/AIDS eğitiminin bu kadar önemli olduğunu düşünüyorsun? İlk olarak şunu söyleyebilirim ki, bu hastalığa yakalanmak zorunda değilsiniz ama bu hastalık hakkında bilgi sahibi olmak zorundasınız. Benim gibi doğuştan AIDS li olmamanız, bu hastalığa hiç bir zaman yakalanmayacağınız anlamına gelmez. Bu yüzden, ben hep sesimi duyurmaya çalıştım. AIDS yüzde yüz engellenebilir bir hastalık. Maalesef insanlar bu konuda yeteri kadar bilinçli değil. Ayrıca, bu ülkede yaşayan insanlar, devlete ödedikleri vergilerin yüzde kaçının AIDS li hastalarının tedavileri için ayrıldığını ve ne tür haklara sahip olduklarını bilmiyor. Bu nedenlerden dolayı, HIV/AIDS eğitiminin öğrencilere liseden itibaren bir ders olarak verilmesi gerektiğini düşünüyorum ve bu düşünceyi savunan bütün kampanyalarda yer alıyorum. Artık hiç bir bebeğin AIDS li doğduğunu duymak istemiyorum. Sağlık sigortası olmayan bir AIDS li hastanın ABD de tedavi görmesi ne kadara mal oluyor? Şunu söyleyebilirim ki, doktoru sadece bir kez görmenin fiyatı yaklaşık 200 dolar iken, bir hapın fiyatı 400 dolar ile 500 dolar arasında değişiyor. Neden diğer AIDS li hastalar senin kadar cesur değil? Onların senin gibi ön planda mücadele etmesini engelleyen etkenler neler olabilir? Biri HIV taşıyorsa, o insana yanlış bir şey yapmış veya kötü bir insanmış gibi bakılıyor. Başka bir ifadeyle, o kişi sadece hasta olduğu için suçlu bulunuyor. Bu yüzden yapmamız gereken en önemli şeylerden biri, bu önyargıyı ortadan kaldırmak. AIDS li bir insan kirli bir insan demek değildir. Haksız yere vurulan bu damgayı ortadan kaldırdığımız zaman, benim gibi diğer AIDS lilerin de çekinmeden seslerini duyuracağına eminim. 25 yıl önceye baktığımızda, bu tür bir ön yargının büyük bir oranda azaldığını söyleyebilir miyiz? 1990 ların başında daha iyi bir durumdaydık. Fakat bilinçlenme konusunda, özellikle son yıllarda, gerilediğimizi düşünüyorum. Evet, artık ilaçlara ulaşmak daha kolay ve eskiye oranla daha az insan hayatını kaybediyor. Sonuç olarak, artık HIV/AIDS kontrol altında diyebiliyoruz. Fakat yeni jenerasyona baktığımda, hastalıktan korunmak için yeterince önlem almadığını gözlemliyorum. Bu yüzden de onların daha çok bilgilendirilmesi gerektiğini savunuyorum. Twitter da Sadece sıradan bir kız olmak istiyorum demişsin. Bunu biraz açıklar mısın? O sadece Chris Brown un söylediği bir şarkıydı. Keşke AIDS li olduğumu bilmeseydi dediğin biri oldu mu? Lisedeyken okul arkadaşlarım hasta oluğumu bildikleri için bana farklı davranıyorlardı. O zaman Keşke AIDS li olmasaydım demiştim. Fakat, daha sonra bu tarz düşünceleri kafamdan atarak, bana hasta olduğum için ayrımcılık yaptığını düşündüğüm kişilere Ben AIDS liyim ve gerçek olan da bu. Ne düşündüğünüz umurumda değil diye tepki vererek, hasta olmamı bir silah olarak kullanmaya başladım. Biraz da aşk hayatından bahsedelim. İlk sevgilin olduğunda kaç yaşındaydın? İlk erkek arkadaşım olduğunda 15 yaşındaydım. Bugüne kadar beraber olduğum insanların bazılarıyla güzel, bazılarıyla da kötü ilişkiler yaşadım. Hasta olduğum için benden utananlar olduğu gibi bana her zaman destek olanlar da oldu. Bir konuşmanda, erkek arkadaşına toplum ona seni bırakması için baskı yaptığı halde, her zaman senin yanında kaldığı için teşekkür etmiştin. Bunu biraz açıklar mısın? Hala aynı kişiyle mi berabersin? Hayır, aynı kişiyle beraber değilim. Fakat kendisi benim hala arkadaşım. Çevresindeki insanlar ona hep beni bırakması gerektiğini söylüyordu. O ise hep benim tarafımı tuttu. Eğitimli biri olduğu için AIDS ten nasıl korunması gerektiğini çok iyi biliyordu. Benimle bütün doktor randevularıma gelir ve bana ilaç saatlerimi hatırlatırdı. Bu yüzden ona teşekkür etme ihtiyacı hissettim. Kampanyalarınızda özellikle gençlere cinsel ilişkiye girmeden önce partnerlerinden HIV/AIDS testi istemeleri gerektiğini vurguluyorsunuz. Sizce karşımızdaki kişiyi bu testi yaptırması için nasıl ikna edebiliriz? Bence, kişinin sadece kendine saygı duyması, bu testi yaptırmaya ikna olması için yeterli bir sebeptir. Kampanyaların ve sosyal medyada sürekli sesini duyurmanın sonucunda artık tanınan biri olduğunu düşünüyor musun? Bence çok iyi tanınıyorum. Tabii ki bir sanatçı gibi ünlü değilim ama tanınan bir aktivistim. En çok sayıda insana ulaşmak istediğim için, sesimi duyurmak ve kendimi tanıtmak için elimden geleni yapıyorum. Sence Amerika da değil de başka bir ülkede yaşasaydın, sesini bu kadar çok duyulabilir miydin? Sanmıyorum. Ayrıca, başka bir ülkede yaşasaydım, ihtiyacım olan ilaçlara ulaşmam daha zor olabilirdi diye düşünüyorum. Son olarak bu röportajı okuyanlara iletmek istediğin bir mesajın var mı? Öncelikle, AIDS li insanlara ayrımcılık yapmasınlar. Bu herkesin, her an başına gelebilecek bir şey, lütfen bunun farkında olsunlar. Ayrıca, HIV/AIDS yüzde yüz engellenebilir bir hastalık. Bu yüzden, el ele vererek, herkesi bu hastalıktan korunmak için, gereken bütün önlemleri alması konusunda teşvik edelim. (Türkish Life News Özel Haber)

20 BULMACA SAYFASI Çengel Bulmaca AkmAn kredi Kredit ab 8.5% CHF kadar nakit para! İSVİçRE DE Sizlerin sayesinde yine 1 numarayız. Güvenilir en doğru adres. Acil durumlarda 10 dakikada cevap. En düșük faiz. Sınırsız limit. PrIvATkrEdIT HyPOTHEk LEASInG 8.5% 9.9% 10.5% 11.5% 11.9% 12.5% Privat kredi ve Leasing kullananların %75 i normal olarak ödenmesi gereken faizden çok daha fazlasını ödüyor! bütün ödemelerinizi tek bir yerde toplayın, karlı çıkın. ayrıca IV-emeklileri ve yeni oturumu olanlara Kredi olanağımız mevcuttur. die kreditvergabe ist verboten, falls Sie zur Überschuldung führt. (Art. 3 UWG) Sorunuz mu var? Her zaman bize ulaşabilirsiniz. Zürich Akman Finance Usteristrasse Zürich Tel (78) Mob zurich@akmanfinance.com Olten Akman Finance Ziegelfeldstrasse Olten Tel (51) Mob olten@akmanfinance.com Merhaba Impressum: Herausgeber:Verein Hallo Schweiz Geschäftsleiter-Verantwortlicher Koordinator: Mazlum KILINÇ ** Chefredaktor/Yazıişleri Md.: Bektaş PETEK Redaktion: Metin Ağbuga, Jürg Meyer, M.Kılınç, B. Petek BÖLGE TEMSİLCİLERİ: (Yazıların içeriğinden yazarları sorumludur.) Basel Baselland : Gülşen Kılınç ( ), Zürih ve Çevresi: Metin Ağbuga ( ) Schafhausen-Winterthur: İmam Bozacı ( ) Solothurn ve Çevresi: Engin Vurucu ( ) Bern ve Çevresi: Veysel Geçgel ( ), La Chaux de- Fonds ve Çevresi: Hasan Vurucu ( ) Erscheinungsweise: 11 x Jährläch Geht an alle Verein Schweiz Merhaba Mitglieder Hompage:Adil Bülbül Inseraten / Reklam (Türkçe): Merhaba Reklam Ajansı Baskı/Druck: Die Zeitungsdrucker Schweiz AG Layout/Grafik: Bektaş Petek Übersetzung/Çeviriler: Anja Neptun Dağıtım: Post - Preis: Fr. 3.- Abo-Preis: Fr (Jährlich) İletişim Adresi: Hallo Schweiz-Merhaba Postfach 597, CH-4005 Basel Postkonto:: Hompage: e-posta: merhaba@bluewin.ch basel Akman Finance Aeschenvorstadt Basel bern Akman Finance Spitalgasse Bern Tel (25) Mob basel@akmanfinance.com Tel (13) Mob bern@akmanfinance.com acil: 365 Gün/24 Saat Zug Akman Finance Innere Güterstrasse Zug Tel Mob zug@akmanfinance.com info@akmanfinance.com