basamaklara yaklaşmaktadır. Fakat yeni doğmuş bir çocuk adult insanın küçültülmüş bir modeli değildir ve her bakımdan çok değişiktir ve dünyaya

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "basamaklara yaklaşmaktadır. Fakat yeni doğmuş bir çocuk adult insanın küçültülmüş bir modeli değildir ve her bakımdan çok değişiktir ve dünyaya"

Transkript

1 FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARI İÇİN İNSAN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ (DERS NOTLARI ) Prof. Dr. Mehmet ÇAKIR

2 GİRİŞ Anatomi insan vücudunun normal şekil, yapı ve vücudu oluşturan çeşitli organları ve bu organların arasındaki normal ilişkileri inceleyen bir bilimdir. Fizyoloji ise canlılarda vücut fonksiyonlarını inceleyen bilimdir. Fizyolojik incelemenin ön şartlarından biri morfolojik bilgiye yani Anatomi ve histoloji bilgisine sahip olmaktan geçer. Her hangi bir cismin şekil, yapı ve durumunun normal olup olmadığını tespit edebilmemiz için o cisimlerde normal olarak kabul ettiğimiz bir ölçüye sahip olmalıyız. Fakat insan topluluklarında çok küçük ortamda bile beraber yaşayan insanlar arasında ayrı ayrı fertlerin vücutları dışarıdan görülebilen çeşitli organların şekil ve büyüklükleri bakımından birbirinden çok farklı oldukları göze çarpmaktadır. Ortamı genişletir ve birbirinden uzakta çeşitli iklim çeşitli kıtalarda yaşayan insanları karşılaştırırsak bu ayrımlar daha fazla artar. İnsanlar arasında görülen bu ayrımlar yalnız dış görünüşle kalmıyor. Kadavra üzerinde veya ameliyat sırasında yapılan incelemeler, aynı organların çeşitli bireylerde bir çok bakımdan birbirinden az veya çok farklı olduklarını göstermektedir. Organların ayrıntılı yapısını incelerken aynı organların çeşitli insanlarda bu bakımdan da birbirinden farklı olduklarını görüyoruz. Hatta insan vücut yapı malzemesini oluşturan çeşitli maddelerin molekülleri bile bütün insanlarda aynı özellikleri taşımazlar. Çeşitli kan gruplarının varlığı albümin moleküllerinin de bütün insanlarda tamamıyla aynı özellikler taşımadığını açıkça göstermektedir. Variabilitet adı verilen bu özellik yani ayrı ayrı fertlerin gövde ve organlarının yapı ve şekil bakımından birbirinden farklı olması bütün canlılara has olan bir özelliktir. İnsan vücudunun en çok değişmeler geçirdiği devre intrauterin hayata aittir. Dokuz ay süren bu devre 200 mikron çapında olan aşılanmış yumurtadan 50 cm. uzunluğunda ve ortalama 3 ½ kilo ağırlığında bir insan yavrusu meydana gelmektedir. Küçük az gelişmiş ve fonksiyon bakımından da ya hiç veyahut çok az gelişmiş olmakla beraber dünyaya geldiği zaman insan yavrusunda bütün organlar oluşmuş durumdadır. Embriyonal hayatın ilk devrelerinde görülen ve çeşitli organların menşe yi olan çeşitli taslaklar şekil ve yapı bakımından sonra meydana getirdikleri organlardan çok farklıdır. Bütün gelişme süresince organların şekil yapı ve yerleri durmadan değişir. Çeşitli gelişme devrelerinde insan embriyosunun organlarını aşağı sınıflara mensup çeşitli hayvanların aynı cinsten daimi organları ile karşılaştıracak olursak, bir çok vaka da arada büyük benzerliğin bulunduğunu görebiliriz. Örneğin çok erken çağlarda insan embriyosunun iskeletini yalnız chorda dorsalis yapar. Aynı durum amphioxus larda hayatları süresince kalır. Bir müddet sonra chorda dorsalis yerine kıkırdak dokusundan yapılmış omurga meydana gelir. Bu durum amphioxus lara oranla daha yüksek sınıfa ait bazı balıklarda görülür ve ömürlerinin sonuna kadar kalır. Fakat insanlarda bu durum geçicidir ve Embriyonal hayatın üçüncü ayında omurların kemikleşmesi başlar. Başka organlarda da aynı durum görülmektedir. Yürekte insan embriyosunun çok erken çağlarında çok basit hayvanlarda olduğu gibi yalnız düz bir borudan yapılmıştır. Kısa bir zaman sonra yürek taslağı değişmeğe başlar ve çeşitli parçalarının farklı büyümesi ve durum değiştirmesi sonucunda yavaşça şeklini değiştirir ve boru boşluğunda meydana gelen bölmeler aracılığı ile başta iki, sonra üç ve en sonunda dört parçaya ayrılır. İnsan yüreğinin gelişme devresinde gösterdiği bütün bu çeşitli şekiller çeşitli sınıflara ait hayvanlarda görülen kalıcı şekillere benzerler. Özet olarak diyebiliriz ki, insan embriyosu dokuz ay gibi çok kısa bir zaman içinde filogenetik merdivenin birinci basamağından (yani tek hücreli durumda) başlayarak gittikçe yükselmekte ve en üst 2

3 basamaklara yaklaşmaktadır. Fakat yeni doğmuş bir çocuk adult insanın küçültülmüş bir modeli değildir ve her bakımdan çok değişiktir ve dünyaya geldikten sonra da çok değişik gelişme safhaları gösterir. Ekstruterin hayatta insanın gelişmesi ve olgunlaşması hayvanlara nazaran çok uzun sürer. Çocuk dünyaya geldikten sonra bir yaşına kadar olan devreye süt çocuğu çağı denir. Bu çağda çocuğun vücudunda ve çeşitli organlarında büyük değişiklikler meydana gelir. Boy ortalama % 50 oranında artar. Başta oturma sonra ayağa kalkması sonucunda omurganın eğrilikleri meydana gelmeye başlar nci aylarda süt dişleri çıkmaya başlar. Beynin gelişmesi ilerler ve bir çok merkezler çalışmaya başlar, görme ve işitme fonksiyonları gelişir. Çevre ile ilgilenmeye başlar bazı insan ve eşyaları tanır, bazı basit hareketleri amaca uygun bir şekilde yapmasını öğrenir. Bütün bu fonksiyonlarla ilgili olan organlar morfolojik bakımından da çok değişir. Bundan sonra gelen ve bir yaşından yedi yaşına kadar süren zamana oyun çağı denir. Bu çağın ilk yarısında tahminen dört yaşına kadar çocuklar yavaş büyür fakat daha fazla ağırlık artar. Dört yaşından yedi yaşına kadar büyüme hızlanır. Özellikle bu çağın sonuna doğru alt taraflar fazla büyür ve bacaklar ile gövdenin başka parçalar arasındaki oranlar değişir. Genital organlar farklı olmakla beraber, bu çağda erkek ve kız çocuklar arsında vücutça gelişmede çok fazla ayrım görülmez. Fakat çocukların karakter ve temayüllerinde iki cins arasında açık ayrımlar görülmeye başlar. Bu çağda çocukların çevre ile ilgileri çok daha fazla artar. Çocuklar bir çok yeni şeyler öğrenirler ve fonksiyonun artması sonucunda organlar şekil ve yapı bakımından da çok değişirler. 7 yaşından yaşına kadar okul çağı sürer. Bu çağın ilk kısmında erkeklerde 10-12, kızlarda 10 yaşına kadar vücudun büyümesi yavaş seyreder. Bundan sonra her iki cins çocukların gelişmesinde her bakımdan büyük değişmeler görülmeye başlar. Puberte denilen bu devrede genital organlar özellikle genital bezler gelişir ve çalışmaya başlar. Genital bezlerin salgılarının etkisi bütün organlar üzerinde kendini gösterir. Çeşitli organların gelişmesi, cinse göre belirli bir yön alır ve sekonder cinsi belirtiler denilen yalnız kadın veya erkek cinsine has olan özellikler meydana gelir. Bu gelişme ayrımları sonucunda birbirinden hem beden hem ruh bakımından çok farklı iki cinse mensup fertler ortaya çıkar. Puberte devresinde insan vücudunun büyümesi yeniden hızlanır. Yalnız bu hızlı büyüme devresinin süresi her iki cinste aynı olmadığı gibi çeşitli vücut parçalarının büyümesi de aynı oranda değildir. Hızlı büyüme süresi erkek çocuklarda kız çocuklara oranla daha geç başlar, fakat daha fazla sürer. Taraflar gövdeye oranla erkeklerde daha fazla büyür. Kız çocuklarda pelvis fazla genişler. Buna karşılık göğüs kafesi ve omuzlar daha dar kalır. Erkek çocuklarda puberte çağında gırtlak daha fazla ve daha çabuk büyür ve bundan dolayı sesleri kalınlaşır. Derialtı yağ dokusunun dağılışı da her iki cinste başka başkadır. Kasların ve kemiklerin genişlemesinde de iki cins arasında açık ayrımlar görülür. Bütün vücudun yapılış tarzına uygun olmak üzere bütün iç organlar arasında da büyüklük ve ağırlık bakımından az çok ayrımlar meydana gelir. Puberte çağı erkek çocuklarda 16-18, kız çocuklarda 15 yaşlarına kadar sürer. Fakat bu süre insanların mensup oldukları ırklara ve iklime göre değişir. Sıcak iklimde yaşayan insanlar genellikle daha çabuk yetişirler. Puberte çağından sonra olgunlaşma devresi gelir. Bu devre erkeklerde 25-28, kadınlarda yaşa kadar sürer. Bu çağda vücudun büyümesi devam eder, fakat çok yavaş seyreder. Bu devrede vücut ve çeşitli organlar büyüklük bakımından pek fazla ayrım göstermezler, fakat daha sağlamlaşır ve artan ihtiyaçları karşılayabilmek için fonksiyon bakımından daha fazla gelişirler. Bu devreden sonra olgunluk çağı başlar ve erkeklerde 50, kadınlarda yaşına kadar sürer yaş arasında kadınlarda genital bezlerin çalışmasının durması (klimakterium), şahsa göre çok değişik tarzda seyretmekle beraber kadının ruhu ve vücudu üzerinde çok büyük etki yapar. Menstruasiyonların kesilmesinden sonra kadınlar yavaşça ihtiyarlık devresine girerler. Erkeklerde 3

4 genital bezlerin çalışması daha uzun sürer ve yavaşça azalır. Bundan dolayı erkeklerde kadınlarda klimaktrium sırasında olduğu gibi kısa zaman içinde fazla değişmeler olmaz. Cins ve yaş ayrıntılarından sonra insan vücudununda şekil ve yapı bakımından görülen önemli ayrıntılar ırk ayrımlardır. Çeşitli iklimde çeşitli yaşama şartları altında yaşayan insanlar arasında özellikle dış görünüş bakımından önemli ayrımlar vardır. Bu ayrımlar özellikle vücudun büyüklüğü derinin rengi çeşitli organların şekil ve gövdenin çeşitli parçaları arasındaki oranlarda görülmektedir. Biz anatomi derslerimizde olgun çağda olan insan vücudunun normal şekil ve yapısını inceleyeceğiz. Fakat insanları yalnız cins, yaş ve ırk ayrımlarına göre gruplandırmak insan vücudu ve çeşitli organlarının büyüklük şekil ve yapı bakımından normal sınırlarını çizmek organların ve vücudun çeşitli parçaları arasındaki oranları tespit etmek için yeterli değildir. Bu büyüklük gruplar içinde çeşitli topluma ait insanları hatta küçük bir topluma mensup ayrı ayrı fertler arasında bile bazen önemli ayrımlar görülmektedir. Bu güçlükleri de yenebilmek için aynı cins aynı yaş ve aynı ırka mensup insanların kendi aralarında görülen en önemli ayrıntılara göre daha küçük gruplara tiplere ayrılmışlardır. Bu şekilde belirli bir tipe ait olan fertler arasında gövdenin ve çeşitli organların büyüklük şekil ve yapı bakımından normal sınırlarını çizmek daha kolay olmuştur. Fakat zorluk bu bölünme ile de tamamıyla giderilmemiştir. Aynı tipe ait insanlar arasında da bazı tipik benzer taraflar olmakla beraber bazen oldukça önemli ayrımlar da görülmektedir. Aynı cins, aynı yaş ve aynı ırka mensup insanları aralarında görülen önemli ayrımlara göre çeşitli tiplere ayırmak da kolay değildir. Bu hususta çeşitli prensiplere göre yapılmış bölüntüler vardır. Biz burada Kretschmer tarafından tespit edilmiş ve hekimlikte çok kullanılan bölüntüden bahsedeceğiz. Kretschmer insanları leptosom, atletik ve piknik olmak üzere üç tipe ayırmaktadır. Leptosom tipe ait olan insanlar uzun boylu ve dar gövdeli olurlar (leptos-dar). Bu insanların çeşitli vücut parçalarının ve bütün organlarının uzunlukları kalınlıklarına oranla fazladır. Yağ dokusu gövdenin bütün kısımlarında azdır ve insanlar bol besin aldıkları halde fazla şişmanlamazlar. Kafatasları dar, yanlardan basık, yüzleri oval biçiminde burunları ince çıkıntılı gözler arasındaki aralık dar, gür saçlı ve sakallı fakat gövdenin başka kısımlarında kıllar az olur. Göğüs kafesi uzun ve dar, bacak ve kollar uzundur. Bu tip insanlar iç organların şekil ve durumlarında kendilerine mahsus özellikler görülür. Örneğin yürek ortada ve vertikal durumdadır. Mide uzun ve dar olup, büyük bir kısmı vertikal durum alır. Böbrekler çoğunlukla düşük ve genellikle bütün iç organlar aşağı sarkmağa temayül gösterirler. Bu tip insanlar arasında daha az gelişmiş ve daha zayıf olanlarına astenik tip denir. Astenik tip insanların omuz ve göğüsleri dar olup omurganın göğüs parçasında arkaya doğru konvekslik gösteren eğriliği (kifoz) fazladır. Astenik kadınların çoğunlukla boyları da kısadır. Atletik tip insanların en karakteristik tarafları kemik ve kaslarının fazla gelişmiş ve kuvvetli olmasıdır. Boyları çoğunlukla orta ile uzun arasında geniş omuzlu, dar kalçalı, kalın bilekli ve elleri büyük olurlar. Extermite kasları fazla gelişmiş ve kuvvetlidir. Derialtı yağ doklusu az, deri kalın, gergin ve elastikidir. Piknik tip insanlar kısa boylu ve geniş gövdeli olurlar. Thorax (göğüs kafesi) kısa, fakat geniş ve yuvarlak şekildedir. Regio lumbalis (bel bölgesi) çok az belli olur. Thorax geniş ve yuvarlak abdomen le (karınla) devam eder, omuzlar ve göğüs karına nispeten dar olduğu için bütün vücut bir fıçı şeklini alır. Boyun kısa ve kalın, baş yuvarlak, yüz de geniş ve yuvarlak şekildedir. Kol ve bacaklar kısa eller geniş parmaklar kısa ve etraf kasları az gelişir. Piknik tip insanlarda 30 yaşından sonra yağ tabakası özellikle karın duvarlarında çoğunlukla fazla gelişir ve gövdenin genişlik nispeti daha fazla artar. Bazı insanlarda gövdenin, çeşitli kısımları şekil, yapı, durum ve fonksiyonda çeşitli tiplere benzeyen tarafları da görülmektedir. 4

5 İnsan vücudunu meydana getiren çeşitli organlar arasında en ince ayrıntılarına kadar görev bölümü vardır. Organlar şekil, durum ve yapıların gördükleri göreve göre ayarlanmıştır. İleride çeşitli organları ayrı ayrı anlatırken her bir organın morfolojik ve topografik özellikleri ile fonksiyonları arasındaki ilişkiyi açıklayacağız. Yalnız, bazı organların şekilleri ile yaptıkları görev arasında doğrudan doğruya bir ilgi tespit etmek güçtür. Örneğin karaciğer safra salgılanmasına, karbonhidrat metabolizmasına ve yaptığı başka görevleri aksatmadan diğer görevleri de yapabilir. Bu organın dış görünüşü ve makroskopik şekli ile, fonksiyonu arasında bir ilgi yoktur. Fakat organın başka özellikleri örneğin; rengi, sertliği ve yumuşaklığı, özellikle mikroskobik yapısı, karaciğerin yaptığı görevlere göre ayarlanmıştır. Karaciğerin şekline gelince; organın fonksiyonu ile ilgili olmakla beraber sebepsiz ve gelişi güzel meydana gelmiş değildir. Karaciğerin aldığı şekil, gövdede aldığı alan komşu organların etkisi ile ve gövdenin genel planına uygun olarak meydana gelmiştir. Başka organların şekilleri üzerinde de topografik ilgilerin az veya çok etkileri vardır. Çeşitli organların topografik durumları ve aralarındaki komşuluk ilgileri de çoğunlukla organların fonksiyonel ilgilerine göre ayarlanmıştır. Bu ilgi özellikle aynı sisteme ait ve aynı amaç için çalışan organlar arsında açıkça görülmektedir. Ayrı ayrı sistemlere ait ve başka başka görev yapan bazı organlar arasındaki topografik ilişki, örneğin barsaklarla karaciğer arasındaki ilişkideki gibidir. Fakat, insan vücudunu bütün olarak ele alırsak her bir organın aldığı durumun kendisinin beslenmesi, korunması ve fonksiyonu bakımından çok elverişli olduğu gibi komşu organlarına da zarar vermeyecek bir şekilde ve yapıda vücudun genel tarzına ve genel düzenine de çok uygun olduğunu görürüz. Şekil, yapı ve fonksiyon bakımından birbirinden farklı olmakla beraber, ayrı ayrı organlar hiçbir şey ifade etmezler ve yalnız genel plan içinde ve vücudun genel düzenine uygun durumlarını muhafaza ettikleri sürece insan vücudu için yararlı bir unsur olurlar. Organların başlıca iki türlü görevi vardır. Bunlardan birincisi insan vücudunun maddi varlığının, ikincisi neslin devamının sağlanmasıdır. İnsanın faaliyetine bağlı olan bütün başka olaylar yer yüzünde insanın varlığını sağlayan bu iki temel amaca bağlıdır. Vücudumuzu yapan bütün organlarımız da bu iki temel amacın yerine getirilmesi için elbirliği ile çalışmaktadırlar. Nispeten çok küçük olan insan vücudu çeşit ve kalite bakımından çok büyük işler başaran çeşitli organları barındırmaktadır. Bütün vücudun ve ayrı ayrı organların şekil, yapı ve durumlarını tespit eden genel planın genel prensibi en az madde kullanılarak en küçük alan işgal eden fakat en çok randıman veren bir makine meydana getirmektir. Bu maksimum-minimum prensibi doğanın her alanında vardır, fakat insan vücudunda bu prensip en iyi şekilde gerçekleşmiştir. Biz bu dersimizde; organları çeşitli gruplara ayırırken temel olarak organlar arasındaki fonksiyon bakımından görülen bağlılığı düşündük ve buna göre sistemlere ayırdık. Urogenital sisteme gelince, görev bakımından birbirinden farklı olan organların bir sistem içinde incelenmesinin sebebi bazı organların komşuluk bakımından çok yakın olması ve hatta bazılarının (örneğin erkek uretra sı gibi) aynı zamanda hem uriner organ ve hem de genital organ görevini yapmasıdır. 5

6 Anatominin Çalışma Yöntemleri: Canlının anatomisi: Yaşayan birey şu yöntemlerle muayene edilebilir. 1. İnspeksiyon: Bu kavram görerek kontrol veya gözlem gibi anlamlara gelmektedir. Vücudun genel durumu, doğal postürleri, vücut yüzeyindeki yapı ve ayrıntıların görünüşü hareketlerinin görümüne bakarak incelemektir. 2. Palpasyon: Anlamı dokunarak muayene dir. Bu yöntemle organ ve oluşumların çeşitli, sertlik-yumuşaklık, pozisyon, büyüklük, şekil, kayganlık ve hareketliliğine, ayrıca kardiovasküler sistemin nabzına ve kasların kasılma durumları ile ilgili bilgileri elde edebiliriz. 3. Perküsyon: vücudun bir yerine parmakla vurmaktır. Bu vuruşlar sonucunda derindeki dokunun fizik karakterlerine uygun boşluk veya dolgunluk (timpanik veya mat) sesler alınır. Bu yöntemle bir parmağın volar yüzeyi muayene edilecek vücut yüzeyine yerleştirilir ve bu parmağın üstüne diğer elin parmak ucuyla keskin çekiç darbeleri şeklinde vurulur. 4. Oskültasyon: Dinlemek anlamındadır. Genellikle steteskop adı verilen araç yardımı ile gerçekleştirilir. İç organlarda kan ve sıvı akımının çıkardığı sesler, kalbin darbeleri, hava akımının nefes alıp verme sırasında çıkardığı sesler dinlenerek sonuç çıkarılır. 5. Endoskopi: Bronkoskop, Laryngoskop, systoskop, Laparoskop gibi araçlarla vücudun derin kısımlarının ve iç organların içinin incelenmesidir. Örneğin; midenin, mesanenin iç yüzeylerinin incelenmesi gibi. 6. X-ışınları: Röntgen araçları ve bilgisayarlı tomogramlarla alınan filimlerin incelenmesi radyolojik anatominin temelini oluşturulur. Bunlar günümüzün tıbbında en değerli tanı araçlardır. X-ışınlarının geçirgenlik yeteneklerindeki farklara dayanarak kemiklerin, eklemlerin ve hemen tüm iç oranların pozisyonları, şekilleri, ilişkileri, dolup boşalmaları vb. konularda tanılar konulabilir. Bu saydığımız altı yöntem, tıpta büyük klinik öneme sahiptir. b. Makroskobik anatomi: Disseksiyon bu alanda en etkin çalışma yöntemidir. Disseksiyonda topografik biçimde çalışmak daha elverişlidir. Ancak sistemik biçimde de çalışılabilir. c. Mikroskobik anatomi: Histoloji ve sitoloji diye tanımladığımız bilim dallarının çalışma yöntemlerini kapsar. Mikroskobik anatominin bir parçasıdır. Bir çok durumlarda biraz mikroskobik bilgi fonu olmaksızın makroskobik yapıyı kavramak olanaksızdır. Bir yüzyıla yakın süre histoloji ışık mikroskobu ile yetinmek zorunda kalmıştır. Son yıllarda sahneye çıkan elektron mikroskop bu alandaki bilgilerde bir patlama yapmıştır. Daha da yenisi, skan elektron mikroskobu çalışma alanını gittikçe genişletmektedir. Mikroskobik anatominin bir diğer çalışma yöntemi histokimyadır. Kararlaştırılmış kimyasal reaksiyonlar klasik boya teknikleri yerine kullanılmaktadır. Otoradyografi histokimyanın özel bir dalıdır. Radyoaktif izotoplarla işaretlenmiş maddelerin hücre tarafından alınıp araştırmamızı olanaklı kılmıştır. Örneğin; DNA sentez eden hücre çekirdeğindeki tritium ile işaretlenmiş timidinin izlenmesi hücre proliferasyonunu anlamamızı sağlamıştır. c. Embriyoloji: Ovumun sperm ile döllenmesinden gelişkin bir organizma oluşuncaya (doğuma) kadar gittikçe ilerleyen değişiklikleri inceler. 6

7 Embriyolojik gelişme sırasında yalnızca hücrelerin toplam sayısında artma değil, hücrelerin çeşitliliğinde de bir artma söz konusudur. Hücrelerin bu farklılaşmasına histogenezis, hücrelerin özel yapıları oluşturmak için bir arada toplanmalarına organogenezis denir. Embriyoloji çalışmaları birçok normal gelişkin organların ilişki ve pozisyonlarına ait akılcı açıklamalar yapmamızı sağlar. Ayrıca bir çok anomaliler ve patolojik gelişimleri anlamamızda büyük değeri vardır. d. Deneysel yaklaşımlar: Sayısız histogenetik ve morfogenetik sorunlarda deneysel çözümler gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bu konuda her gün o kadar çok çalışma alanı açılmakta, o kadar çok yeni teknikler işin içine katılmaktadır ki bunların isimlerinin sayılması bile onca zaman alır. Doku kültürü yöntemleriyle hücrelerin gelişme ve farklılaşmalarına ait devamlı bilgi üretilmektedir. Örneğin; Yumurtayı tüpte döllemek ve blastosist evresine kadar tüpte yaşatmak olanağı vardır. Bu blastosisti bir konakçıya geçirerek gelişmesini tamamlamasını sağlamak atılımı insanda da yapılmış tüp bebek- ve başarılı olmuştur. İnsandan insana, hayvandan hayvana ve hayvandan insana organ ve doku transplantasyonları günlük olağan işler haline gelmiştir. Bugün kalb, akciğer, karaciğer, böbrek, kemik ve korneanın insandan insana transplantasyonlarını duymak heyecan bile yaratmamaktadır. Bir insanın hastalanmış karaciğer fonksiyonları geçici bir süre için bir maymunun sağlam karaciğerine yüklenebilmektedir. NOMİNA ANATOMİCA Anatomi bir tanım bilimidir. Vücudun bütününe ve yapıların birbirine göre pozisyonlarını belirtmek için tek anlamlı terimler kullanır. Anatomi bilim dalında kullanılan Latince terimleri gereği gibi anlayıp kavrayabilmek için kuşkusuz genel bir Latince bilgisine ihtiyaç vardır. Oysa ülkemizde orta öğretim döneminde (bazı okullar dışında) Latince dilbilgisi öğretimi yapılmamaktadır. Bu nedenle burada Latince dil bilgisi hakkında özellikle anatomi terimleri yönünden kısaca bilgi vermeyi uygun gördük. Lingua Latina Latince dili Kuzeybatı Avrupa dan İtalya yarımadasına göçerek Roma civarında Latium denilen bölgeye yerleşen göçmenlerin konuştuğu bir dil olan ve sonraları Romalılar tarafından da konuşma dili olarak kullanılan Latince zamanla batıda Akdeniz çevresindeki ülkelerden doğuda Karadeniz kıyılarına kadar yayılmıştır. Hint-Avrupa (Indogerman) dili grubuna dahil bir dil olan Latince Hitit, Hint, İran ve Grekçe ile birlikte bu grubun en eskilerinden birini teşkil eder ki ayrıca Germen dili ile de yakın akrabalığı vardır. İtalya ya göçerek Latium Bölgesine yerleşip ve Latin adını alan bu toplumun konuştuğu Latince dili Romalıların Roma yı işgal ettikten ve bu dili kullanmağa başlamalarından sonra gelişmiş ve ilişki kurdukları komşu toplumlardan da etkilenerek bir sürü yabancı kelimelerle özellikle Grekçe den aktardıkları kelimelerle gün geçtikçe zenginleşmiştir. Daha sonraları güncelliğini yitirerek bu gün her ne kadar ölü bir dil durumuna gelmiş ise de ve bilim dili olarak yaşamını sürdürmektedir. Latin Alfabesi Aslında 23 harften oluşan Latin alfabesine daha sonra iki harf (j ile v ) eklenmesiyle 25 harfe ulaşmıştır. Bunlar: 7

8 A, a G, g M, m S, s Z, z B, b H, h N, n T, t C, c İ, i O, o V, v D, d J, j P, p U, u E, e K, k Q, q X, x F, F L, l r, R y, Y Latince alfabe yukarda görüldüğü gibi sesli ve sessiz harflerden meydana gelmiş olup okunuşları hemen hemen Türkçe deki gibidir. Ancak aşağıdaki istisnalar vardır I) Sessiz harfler- a) Tek harfli sessizler - 1- C harfi sessiz ve a, o,u, gibi sesli harflerden önce gelirse k okunur. Örnek clava (klava), caverna (kaverna), columna (kolumna), cupula (kupula), causa (kavsa). Diğer taraftan e,i,ae,oe ve y harflerinden önce gelirse o zaman da s okunur. Örnek: cera (sera), cisternea), caecum (sekum), coeliacus (soliakuss), cymba (simba). 2- G harfi türkçede olduğu gibi okunur. Örnek: galea (galea); ancak e ve i harfleri önünde J gibi okunur. Örnek: galetina (jelatina), ama her zaman bu kural geçerli değildir. Zira gingiva Türkçede olduğu gibi yani (gingiva) okunur. 3 j harfi bir sesli harfin önünde ve özellikle kelime başında bulunursa y gibi okunur. Örnek: junctura (yunktura) gibi 4- q harfi ku ve kv olarak okunur. Aslında q harfini hemen daima u harfi izler. Örnek: aqua (akuva) gibi 5- t harfi genellikle Türkçedeki gibi okunur. Ancak ia, ie, io gibi çift seslilerden önce gelirse s gibi okunur. Örnek: Portio (porsiyo), adventitia (adventisiya) gibi 6- v harfi hem v ve hem de u sesi verir. Ancak bilim dilinde daima v olarak okunur. Örnek: vita (vita), vena (vena) gibi 7- x harfi ks gibi okunur. Örnek: flexura (fleksura), coxa (koksa) b) Çok harfli sessizler 1- Latince de tek sessiz harflerden başka birden fazla sessiz harf yan yana gelerek çok sessiz harfleri meydana getirirler. Bunlar özellikle Grekçe den Latince ye aktarılan kelimelerde bulunup Grek harflerinin Latinceleştirilmesi esnasında oluşmuşlardır. Ayrıca bilim dünyası da bilimsel bir terim meydana getirirken bazı terimleri Latince den olduğu kadar Grekçe den de türetmişlerdir. İşte bu Grek kökenli kelimeler Latinceleşme sırasında Grek alfabesine göre düzenlendiğinden ortaya çıkan kelimelerde birden fazla sessiz harfler bir araya gelerek çok harfli sessizleri oluşturmuştur: 8

9 Th t gibi okunur. Örnek: therapia (terapia), thorax (toraks). Rh r gibi okunur. Örnek: rhombus (rombus). ph f gibi okunur. Örnek: phobia (fobia), pharynx (farinks). Ch k gibi okunur. Örnek: chorda (korda), choana (koana). Ps ps gibi okunur. Örnek: psychologia (psükologia). Bu grekçe sessiz harflerin yanı sıra bilim dilinde yer alan bir başka çok harfli sessiz de Sch olup ş gibi okunur. Örnek: schizophrenia. Ancak, bu kural her zaman geçerli değildir. Örneğin: ischium (iskiyum) da olduğu gibi II Sesli harfler- 1- a, e, o harfleri Türkçe deki gibi okunurlar. 2- i harfi hem i ve hem de y gibi okunur. Şöyle ki sesli harflerden önce gelirse y gibi okunur. Örnek: iudex (yudeks); sessiz harflerden önce gelirse i gibi okunur. Örnek: individuum. 3- y harfi sesli olup aslında ü gibi okunursa da bilim dilinde i gibi okunur. Örnek: systema (sistema), syndesmologia (sindesmologıya). 4- u harfi türkçedeki gibi u okunursa da ng ve q harflerinden sonra gelirse v gibi okunur. Örnek: equinus (ekvinus). Yukarıda belirtilen tek sesli harfler dışında Latince de iki sesli harf yanyana gelerek tek sesli harf gibi okunan ve diphtongus denilen çift seslilerde vardır. 1. ae eski Latince de ay gibi okunur ama bilim dilinde e gibi okunur. Örnek: caecum (sekum), caesar (sesar), anaemia (anemiya). 2. au av gibi okunur. Örnek: auricula (avrikula), autonomicus (avtonomikus). 3. ei ey gibi okunur. Örnek: eiectio (eyeksio). 4. eu ev okunursa da bilim dilinde ö gibi okunur. Örnek: eucalyptus (ökaliptus),neurologia (nörologiya) 5. ce aslında oy okunur ama bilim dilinde ö olarak okunur. Örnek: cedema (ödema), coeliacus (söliyakus). Latince de yazma ve vurgulama. Latince de özel isimler büyük harfler yazılırlar. Özel isimlerden türetilen sıfatlar hem büyük hem de küçük harfle yazılabilir. 9

10 Vurgulama oldukça karışık olmasına rağmen aşağıdaki şekilde basitleştirilebilir. İki heceli kelimelerde ilk heceye; üç heceli kelimelerde orta heceye; çok heceli kelimle de ise sondan bir önceki heceye vurgu yapılır. Kelime Bölümleri (Partes Orationis) Latince de kelimeler sekiz bölüme ayrılır. 1) Nomen Substantivum (isim) 2) Nomen Adjectivum (sıfat) 3) Pronomen (zamir) 4) Verbum (fiil) 5) Adverbium (zarf) 6) Praepositio (edat) 7) Conjuctio (bağ) 8) İnterjectio (ünlem) Nomen Substantivum İsim Dilbilgisi bakımından isimler canlı ve cansız varlıklarla kavramların adı olan kelimelerdir ki bunlar da üç grup altında toplanır: a) Nomen Concretum- Canlı veya cansız somut bir varlığın adıdır. Bu ad sadece belirli ve tek tek varlıklara aitse o takdirde Nomen Proprium (özel isim); aynı cinsten bütün türü kapsarsa o zaman da Nomen Adjectivum (cins isim) olarak adlandırılır. b) Nomen Adjectivum- soyut bir varlığın adıdır. c) Nomen Collectivum- tekil olduğu halde bir çokluğu belirtir. Nomen Substantivum un özellikleri Latince de isimler üç özelliğe sahiptir: 1) Numerus (sayı) 2) Genus (cins) 3) Casus (hal) 1) Numerus (sayı)- Türkçede olduğu gibi Latince de de isim tekil (Singularis) ya da çoğul (Pluralis) dur. 2) Genus (cins)- Türkçeden farklı olarak Latince de isimlerin cinsleri vardır. Yani isimler Femininum (dişil); Masculinum (eril) veya Neutrum (cinssiz) olabilirler. 3) Casus (hal) 10

11 Türkçe de olduğu gibi ismin hali, bir ismin öteki kelimeler karşısındaki durumunu belirten özelliğidir. Yani isimler öteki kelime veya kelime gruplarıyla çeşitli ilişkiler kurduklarında hep aynı biçimde kalamazlar. Bu bakımdan isim in halleri, isim in ortaya çıkan değişik biçimleridir. İşte isim bu ilişki çeşitlerine göre bir takım ekler alırlar ki bunlara hal ekleri denir. Hal eklerinden Nominativus (yalın hali) ve Genetivus (-in hali) nomina anatomicada daha çok kullanıldığından örnrklede bu ikihal den verildi Latince de isimlerin öteki kelimelerle kurdukları ilişkilere göre altı hali vardır: Nominativus (yalın hali) Accusativus (-i hali) Genetivus (-in hali) Dativus (-e hali) Ablativus (-den veya de hali) Vocativus (çağrı hali) Nominativus (yalın hali)- İsim in bağımsız hali olup cümlede özne durumundadır. Accusativus (-i hali) İsim in cümledeki düz tümleç halidir. Yani cümlede fiilin doğrudan doğruya etki ettiği kelimedir. Genetivus (-in hali) Bir şeyin başka bir şeye sahipliğini bildiren halidir. Latince de isim tamlamalarında tamlayıcı durumundadır. Onun için de tamlama hali olarak da tanımlanabilir. Dativus (-e hali) Bir cümlede dolaylı tümleç halidir. Yani cümledeki fiilin dolayısıyla etkilediği haldir. Ablativus (-den veya de hali) Bazan tek başına bazan da edatlarla oluşturulan isim halidir. Vocativus (çağrı hali) Bilim dilinde kullanılmayan bir hal olduğu için hiç üzerinde durulmayacaktır. İsim çekimi (Declinatio) Bir isim bütün hallerinin önce tekil sonra çoğullarını birbiri ardınca sıralanmasına o ismin çekimi denir. Latince isimler bu bakımdan beş gruba ayrılmıştır. Veya bir başka deyişle isimlerin beş ayrı çekim grubu vardır. Bu gruplar isimlerin tekil genetivus larında aldıkları takılara göre oluşturulmuşlardır: 11

12 I. Çekim isimler tekil genetivus larında æ takısı alırlar. II. Çekim isimler tekil genetivus larında i takısı alırlar. III. Çekim isimler tekil genetivus larında is takısı alırlar IV. Çekim isimler tekil genetivus larında us takısı alırlar V. Çekim isimler tekil genetivus larında ei takısı alırlar Yukarıdaki bu beş isim çekimi isim gövdelerinin son harflerine göre de oluşturulabilir. Buna göre isim gövdesi a ile bitenler I. çekim; isim gövdesi o ile bitenler II. çekim; isim gövdesi sessiz harfler veya i,u ile bitenler III. çekim; isim gövdesi u ile bitenler IV. çekim ve isim gövdesi e ile bitenlerde V. Çekim grubunu temsil ederler. Birinci çekim isimler (prima declinatio) Bu gruba giren isimlerin tekil nominativus ları a ile biter ve büyük çoğunlukla dişi cinstendir. I. çekime giren bütün Latince isimler aşağıdaki örneğe göre çekilirler. Örnek: İnsula: ada İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus Genetivus insula insulae insulae insularum İkinci çekim isimler (secunda declinatio) Tekil nominativus larındaki bazı farklılıklar ve çekim sırasındaki bazı özellikler nedeniyle ikinci çekim isimler kendi içlerinde de dörde ayrılırlar: a) Tekil nominatavus ların -us ile bitenler. b) Tekil nominatavus ların -er ile bitenler. c) Tekil nominatavus ların -er ile bitenler. d) Tekil nominatavus ların -um ile bitenler. a) Tekil nominatavus ları -us ile bitenler- Bunların çekimi aşağıdaki örneğe göre çekilirler: Örnek: Dominus: efendi, bay İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus dominus domini Genetivus domini dominorum Bu türden olan isimler genellikle erildir. Bununla beraber kural dışı olanlar da vardır. 12

13 b) Tekil nominatavus ları -er ile biten ve e harfi diğer hallerde düşen II. çekim isimler- Bu gruba giren kelimelerin cinsleri daima eril olup aşağıdaki örnek gibi çekilirler. Örnek: magister: öğretmen İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus Genetivus magister magistri magistri magistrorum c) Tekil nominatavus ları -er ile biten ve fakat e harfi bütün hallerde düşmeyen II. çekim isimler. Bunlar genellikle eril olup aşağıdaki örnek gibi çekilirler. Örnek: puer: erkek çocuk İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus Genetivus puer pueri pueri puerorum d) tekil nominatavus ları -um ile biten II. çekim isimler. Bunlar cinssiz olup aşağıdaki örnek gibi çekilirler. Örnek: bellum: savaş İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus Genetivus bellum belli bella bellarum Burada hemen belirtmek gerekir ki yukarıdaki örnek gibi çekilen Grekçe den Latinceye aktarılmış isimlerin tekil nominativus ları um yerine -on la biterler. Örnek: encephalon (tüm beyin), colon (kolon), skeleton (iskelet), organon (organ). III. Çekim isimler (tertia declinatio) Bu çekimdeki isimler artan ve artmayan isimler olmak üzere iki bölüme ayrılırlar. Şöyleki; tekil genetivus larındaki hece sayısı tekil nominativus larındaki hece sayısından fazla olanlar III. çekim artan isimler (nominainparisyllaba)i, eşit hecesi olanlarda III. çekim artmayan isimler (nominaparisyllaba)i teşkil ederler. Bu çekime giren isimler hem her üç cinse aittirler ve em de son heceleri çok değişiktir. Bu nedenle artan ve artmayan isimleri ele alırken bunların farklı cins ve son hecelerini de hesaba katarak açıklamağa çalışacağız. Artan isimler Yukarıda belirtildiği gibi bu gruba giren ismlerin tekil genetivus larındaki hece sayısı tekil nominativus larındaki hece sayısından fazladır. Bu gruba giren isimlerin çekimi aşağıdaki örneğe göre yapılır: Örnek : radix: kök 13

14 İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus Genetivus radix radicis radices radicum Yukarıdaki örnekten de görüleceği gibi çekimi yapabilmek için ismin gövdesine tekil nomenativus dan sonra tekil haller için gen. de is, takısını; çoğul haller için de sırayla nom.da es, gen. de um, takılarını eklemek gerekir. Bu çekime giren isimlerin tekil nominativus ları çok çeşitlidir. Bu nedenle kelimenin son harf veya hecesine bakarak bunların cinslerini bir kurala bağlamak mümkün değildir. Buna rağmen bazılarını gruplar altında toplamak mümkündür. a) Tekil nominativus ları x ile biten isimler genellikle erildir. Örnek: apex; apicis (m): tepe cortex, corticis (m): kabuk thorax, thoracis (m): göğüs kafesi larynx, laryngis (m): gırtlak meninx, meningis (m): beyin-omurilik zarı b) Tekil nominativus ları or ile biten isimler genellikle erildir. Örnek: flexor, flexoris (m) : bükücü arrector, -oris (m) : kaldırıcı rotator, -oris (m) : döndürücü calor, -oris (m) : ısı tumor, -oris (m): şiş, tümör color, -oris (m) : renk c) Tekil nominativus ları o ile biten isimler genellikle dişildir. Örnek: regio, -onis (f) : bölge digesto, -onis (f): sindirim origo, originis (f): başlangıç, köken d) Tekil nominativus ları as ile biten isimler hemen tümüyle dişildirler. Örnek: cavitas, cavitatis (f) : oyuk, boşluk extremitas, extremitatis (f) : taraf, üye tberositas, tuberositatis (f): pürtük humanitas, humanitatis (f): insanlık e) Tekil nominativus ları es ile biten isimler erildir. Örnek: paries, parietis (m) : duvar pes, pedis (m): ayak 14

15 f) Tekil nominativus ları is ile biten isimlerden tekil gebetivus ları -eris olanlara -inis olanlar eril; -itis ve -idis olanlar da dişildir. Örnek: pulvis, pulveris (m) : toz sanguis, sanguinis (m) : kan epidermis, epidermidis (f) : üstderi, epiderm cuspis, cuspidis (f): sivri uç, kuspid g) Artan isimlerden cinssiz olanları da aşağıdaki şekilde çekilirler. Latince de bütün cinssiz isimlerde olduğu gibi tekil nominativus ları ile tekil accusativus ları birbirine benzerler ve çoğul nominativus ları ile accusativus ları daima a ile biterler. Örnek: corpus: cisim, gövde İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus corpus corpora Genetivus corporis corporum Bu çekim grubuna giren kelimelere örnekler: Tempus, temporis (n) : zaman,şakak Pectus, pectoris (n) : gögüs Abdomen, abdominis (n): karın Foramen, foraminis (n) : delik Derma, dermanis (n): deri Oedema, oedematis (n) : ödem Tuber, tuberis (n) : tümsek h) Artan isimlerin kurula uymayanları da vardır. Şöyle ki, eğer bir ismin tekil nominativus u tek heceliyse ve sonu da s harfi ile bitiyorsa ve bu s harfinden önce de sessiz harf varsa bu isim artan bir isim olsa bile artmayan bir isim gibi çekilir. Yani çoğul genetivus u um ile değil ium ile biter. Bunların cinsleri de ya eril veya dişil olabilirler. Örnek : dens: diş İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus Genetivus dens dentis dentes dentium Yukarıdaki örnek gibi çekilen isimlerden bazıları: Pons, pontis (m) :köprü Mons, montis (m): dağ Pars, partis (f) : parça, bölüm Glans, glandis (f) : meşe palamutu, glans Bütün bu yukardaki kural ve gruplara girmeyan kural dışı II.çekim artan isimler de vardır. 15

16 Örnek: os: kemik İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus Accusativus os ossis ossa ossium Yukarıdaki örnek gibi olan bazı isimler: Os, oris (n) :ağız Cor, cordis (n) : kalp Caput, capitis (n) : baş Hepar, hepatis (n) : karaciğer Vas, vasis (n) : damar (bunun çoğul genitivis u vasorum dur.) Ren, renis (m) : böbrek (bunun çoğulu ise renes dir) III: Çekim artmayan isimler- Bu çekim grubuna giren isimlerin tekil nominativus ları ile tekil genetivus lardaki hece sayısı eşittir ve çekimleri genellikle şöyle yapılır: Örnek: civis: vatandaş İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus civis cives Genetivus civis civium Artmayan isimler tekil nominativus larının son hecesine göre beş gruba ayrılırlar: 1) is, 2)- es, 3)-er, 4)-e, 5)-çeşitli 1) Tekil nominativus ları -is ile bitenler: Bunlar çoğunlukla dişildirler ve yukarda ki örnek gibi çekilirler. Birkaç örnek daha: avis, avis (f): kuş auris, auris (f): kulak bilis, bilis (f): safra pelvis, pelvis (f): leğen diagnosis, diagnosis (f): tanı basis, basis (f): taban, temel 2) Tekil nominativus ları es ile bitenler: Bunlar da dişil olup yukarda ki örnek gibi çekilirler. Nubes, nubis (f) : bulut İndoles, indolis (f) : yetenek 3) Tekil nominativus ları -er ile bitenler genellikle erildirler ve yukardaki örnek gibi çekilirler. 16

17 Venter, ventris (m): karın İmber, Uter, imbris (m): bora utris (m): tulum, kırba 4) Tekil nominativus2ları -er ile bitenler: Bunlar cinssiz olup aşağıdaki örnek gibi çekilirler. Örnek :rete :ağ İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus rete retia Genetivus retis retium 5) tekil nominativus ları al ve ar ile biten isimler de cinssiz olup yukarda ki örnekte olduğu gibi çekilirler. Calcar, calcaris (n) : mahmuz Animal, animalis (n) : canlı varlık, yaratık IV. çekim isimler (quarta declinatio) Bu çekime giren isimlerin tekil nominativus ları us veya u ile biterler ve tekil genetivus ları da us la sonlandırılırlar. Tekil nominativus ları us ile bitenler eril ve dişil cinsine, u ile bitenler de cinssizlere aittir. Sonu us la bitenlerin çekimi de aşağıdaki örnekte olduğu gibi yapılır. Örnek: gradus: derece İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus gradus gradus Genetivus gradus graduum Sonu u ile biten ve cinssiz olan isimlerin çekimi de aşağıdaki gibi yapılır. Örnek: genu: diz İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus Genetivus genu genus genu a genuum Bu çekime giren kelimelerden bazıları aşağıdadır. Meatus, -um (m): yol, mea 17

18 Arcus, -us (m) : kemer, yay (çoğ. abl. da ubus takısı alır) Plexus, -us (m) : damar veya sinir ağı Ductus,,-us (m) : boru, kanal Processus, -us (m) : çıkıntı Manus, -us (f) :el Cornu, -us (n) : boynuz V. çekim isimler (quinta declinatio) Bu çekime giren isimlerin tekil genetivus ları ei ile biterler ve aşağıdaki örnek gibi çekilirler. Örnek: dies: gün İsim in hali Singularis Pluralis Nominativus dies dies Accusativus dies dies Genetivus diei dierum Yukardaki gibi çekilen isimlere bazı örnekler: Dies, -ei (m) : gün Facies, -ei (f):yüz, yüzey Caries, -ei (f): çürük Species, -ei (f) : tür Res, -ei (f) : olay, nesne Materies, -ei (f) : madde İsimler bitirmeden önce Latince fiillerden de isim türetildiğine işaret etmek yerinde olur. Fiillerden türetilen bütün isimler aşağıdaki iki şekilde türetilir: a) fiillerin supinum gövdelerindeki -um ve ya us takısı getirilerek genellikle 3. Üçüncü çekim isimler elde edilir. Örnek: dilatare (genişletmek ) fiilinin supinum gövdesi dilatatum dır. Bundaki -um takısı yerine -or takısı getirilerek dilatator (genişletici) ismi elde edilir. Aynı şekilde; levare (kaldırmak) - levator (kaldırıcı) lovere (oynatmak) - motor (oynatıcı) extendere (germek, açmak) extensor (gerici) İsimleri türetilir. Veya aşağıdaki örnekte olduğu gibi -um takısı gelerek genellikle 4. Çekim bir isim elde edilir. Örnek: 18

19 Apparere, apparatum, apparatus (alet) b) fiillerin supinum gövdelerindeki -um takısı yerine -io takısı getirilmek suretiyle isimler elde edilir. Örnek: expirare (soluk vermek) fiilinin supinum gövdesi expiratum dur. Buradaki -um takısı yerine -io takısı getirilerek expiratio (soluk verme) ismi elde edilmiştir. Aşağıdaki isimler de aynı şekilde türetilmiştir. respirare (nefes alıp vermek) respiratio, -onis (nefes alıp verme) inserare (içeri sokmak, yerleştirmek) insertio, -onis (yapışma, tutunam) occludere (kapanmak, kapanmak) occlusio, -onis (kapanma, kapanış) Bu kurallar dışında kural dışı olmak üzere yine fiilden türetilmiş isimlerin mevcut olduğuna burada işaret etmekle yetineceğim. İsim tamlaması İsimler ve bunların çekimlerinden sonra bu konuyu kapatmadan kısaca da tıp da çok kullanılan isim tamlamasından da söz etmek yerinde olacaktır. Türkçede olduğu gibi Latince de de isim tamlaması hemen daima ismin genetivus haliyle yapılırr. Ancak isim tamlamasındaki tamlayan daima ve kesinlikle genetivus halindedir ve tamlanan durumunda olan kelimeler ise nominativus halindedirler. Örnek: gül veya gülün goncası isim tamlamasının latincesi gemma rosæ dir. Burada görüldüğü gibi tamlayan kelime olan gül rosa genitivus ve tamlanan kelime olan gonca da yani gemma nominativus halindedirler. Bir başka örnek: rima palpebrarum (gözkapakları aralığı) bu isim tamlamasında da görüldüğü gibi tamlayan genetivus halinde yani palpebrarum şeklinde ve tamlanan kelime olan rima ise nominativus halinde bulunmaktadır. Nomen adjectivum Sıfat Sıfatlar bilindiği gibi nitelik ifade den, bir ismi tanımlayan veya sınırlayan kelimelerdir. Latince de sıfatlar niteledikleri ismin cins, hal ve sayısında olmak zorundadır. Yani isim tekil ise tekil, çoğul ise çoğul ve cinsi de ne ise ona uymak zorunluluğu vardır. Böyle olunca Latince de sıfatların tıpkı isimler gibi cins, hal ve sayıları olup onlar gibi de çekilirler. Sıfat konusunu kapatmadan fiiller ve isimlerden türetilen sıfatlardan nasıl oluşturulduğunu da kısaca özetliyelim. a) Fiillerden oluşturulan sıfatlara türkçede sıfat fiiller denirki şöyle oluşturulurlar: Fiillerin şimdiki zaman gövdelerine ilave edilir. Örnek: abducere uzaklaştırmak, fiilini şimdiki zaman gövdesi olan abduc köküne ens takısı getirilerek abducens= uzaklaştırılan, sıfatı elde edilir. Aynı şekilde permanere=sürmek,devam etmek, fiilini şimdiki zaman gövdesi olan permane köküne -ns takısı eklenerek de permanes=sürekli sıfatı meydana getirilir. b) İsimlerden sıfat türetilmesi de şöyle yapılır: Herhangi bir isimden sıfat yapmak istenirse önce o ismin gövdesi bulunur. Bunun için de ismin tek.gen. takısı atılır. Böylece elde edilen isim 19

20 vücudunun sonu L harfi ile bitiyorsa buna -oris,-e takıları getirilmek suretiyle sıfat meydana getirilir. Örnek: Dens, dentis: diş bunun isim gövdesi dent dir ki buna da -alis,ale takılarını ilave edilerek dentalis (elis ve dişi için) dentale (cinsiz için) sıfatı oluşturulmuş olur. Bir başka örnek: mandibula, -ae (altçene) Bunun gövdesi de mandibul olacağına göre buna -aris veya are takıları eklenerek mandibularis (eril ve dişil için) mandibulare (cinssiz için) sıfatı elde edilmiş olur. Son olarak da isimlerden birleşik sıfatların oluşturuluşunu özetleyelim. Bunun için herhangi bir ismin tek.gen. takısına -formis e, takıları eklemek suretiyle yapılır. Örnek: pirum, -i (armut)-piriformis (armutsu), fusus, -i (iğ) fusiformis (iğsi, filum, -i (iplik) filiformis (ipliksi) Grekçe kökenli olup da Latinceye mal edilmiş isimlerden de üç takılı sıfatlar türetilmiştir ki onlar da aşağıdaki gibi oluşmuşlardır. Grek asıllı herhangi bir ismin tekil gen. Halini genitiv takısındaki -is yerine -eus takısı getirilmek suretiyle isimden sıfat oluşturulur. Örnek: mastos, mastoidis (meme) buradaki -is takısı yerine -eus getirilerek mastoideus, -a,-um: (mememsi) sıtafı elde edilir. Aynıyle laryngis, laryngis, (gırtlak)- laryngeus (gırtlağa ait) meninx, meningis (beyin-omurilik zarı)- meningeus (meninx e ait) caro, cornis (et) catneus (etli) Sıfatlarda derece Türkçede olduğu gibi Latince de sıfatların dereceleri olup positivus, conparativus, ve superlativus olmak üzere üç derecelidir. Sıfatların bu üç derecesi ya regularis veya irregularis olmak üzere iki şekil gösterir. 1. Şekil sıfatlarda derecelemede comparativus yapmak için sıfat köküne sıfatın cinsine göre - ior veya ius superlativus olmak üzere iki şekil gösterir. Örnek: durus (sert) in kökü dur olup buna ior takısı getirilerek durior, -ius (daha sert) comparativus; issimus getirilerek de durissimus (en sert) superlativus yapılır. Longus (uzun) = posituvus Longior, (daha uzun) = comparativus Longissinus (en uzun) = superlativus Latus (geniş)= positivus Latior, (daha geniş)= comparativus Latissimus (en geniş)= superlativus Ancak sonu er ile biten sıfatların superlativus dereceleri için issimus takısı yerine sıfatın tekil haline -rimus takısı getirilir. Örnek: Asper (kaba)= positivus Asperior, (daha kaba) = comparativus Asperrimus (en kaba)= superlativus Yine bazı sıfatların superlativus dereceleri için de -issimus takısı yerine -limus takısı getirmek gerekir. Örnek: 20

değildir ve her bakımdan çok değişiktir ve dünyaya geldikten sonra da çok değişik gelişme safhaları gösterir. Ekstruterin hayatta insanın gelişmesi

değildir ve her bakımdan çok değişiktir ve dünyaya geldikten sonra da çok değişik gelişme safhaları gösterir. Ekstruterin hayatta insanın gelişmesi SAĞLIK YÜKSEK OKULLARI İÇİN HUMAN ANATOMİ (DERS NOTLARI ) Prof. Dr. Mehmet ÇAKIR 2007 1 GİRİŞ Anatomi insan vücudunun normal şekil, yapı ve vücudu oluşturan çeşitli organları ve bu organların arasındaki

Detaylı

Anatomik Pozisyon

Anatomik Pozisyon Anatomik Pozisyon Ayakta dik duran, baş dik, yüz karşıya dönük, kollar iki yanda sarkık, avuç içleri karşıya dönük ve ayakların topuklardan bitişik olduğu pozisyona denir. 10.04.2018 65 Anatomik Düzlemler

Detaylı

VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ

VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ 1 Bu ana eksenler şunlardır: Sagittal eksen, Vertical eksen, Transvers eksen. 2 Sagittal Eksen Anatomik durumda bulunan bir vücut düşünüldüğünde, önden arkaya doğru uzanan

Detaylı

ANATOMİ. 1) Makroskopik Anatomi. 2) Mikroskobik Anatomi

ANATOMİ. 1) Makroskopik Anatomi. 2) Mikroskobik Anatomi ANATOMİYE GİRİŞ ANATOMİYE GİRİŞ Anatominin Tanımı: İnsan vücudunun normal şekil ve yapısını, vücudu oluşturan yapı ve organların birbirleri ile olan ilişkilerini ve bu yapıların çalışma şeklini inceleyen

Detaylı

Anatomi Terminolojisi ve Temel Bilgiler

Anatomi Terminolojisi ve Temel Bilgiler Anatomi Terminolojisi ve Temel Bilgiler Öğr.Gör.Dr. Nurullah YÜCEL Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Temel Anatomi ve Fizyoloji Dersi SBF 122 Anatomi Terminolojisi ve Temel Bilgiler

Detaylı

TEMEL İLK YARDIM VE ACİL MÜDAHALE

TEMEL İLK YARDIM VE ACİL MÜDAHALE 1 TEMEL İLK YARDIM VE ACİL MÜDAHALE GİRİŞ : Bir yaralı, hasta ya da kazazedeye ilk yardım yapabilmek ya da herhangi bir yardımda bulunabilmek için, öncelikle gerekenlerin doğru yapılabilmesi için, insan

Detaylı

Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır.

Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır. Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır. İskeletin önemli bir bölümüdür ve temel eksenidir. Sırt boyunca uzanır

Detaylı

10. SINIF ANATOMİ VE FİZYOLOJİ SUNULARI. Bu Sunu ya ait tüm Haklar Atlas Yayınevine aittir. Hiçbir şekilde üçüncü şahıslara verilemez

10. SINIF ANATOMİ VE FİZYOLOJİ SUNULARI. Bu Sunu ya ait tüm Haklar Atlas Yayınevine aittir. Hiçbir şekilde üçüncü şahıslara verilemez 10. SINIF ANATOMİ VE FİZYOLOJİ SUNULARI Bu Sunu ya ait tüm Haklar Atlas Yayınevine aittir. Hiçbir şekilde üçüncü şahıslara verilemez ÜNİTE 1 VÜCUDUN TEMEL YAPISI KONULAR 1. Anatominin Bölümleri 2. Tıbbi

Detaylı

İNSAN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ FBÖ331, Ders Notları. Dr. Aktan, iders Projesi Kapsamında Tasarlanmıştır

İNSAN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ FBÖ331, Ders Notları. Dr. Aktan, iders Projesi Kapsamında Tasarlanmıştır İNSAN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ FBÖ331, Ders Notları Dr. Aktan, iders Projesi Kapsamında Tasarlanmıştır DERS NOTU I - TANIM İnsan Anatomi ve Fizyolojisi Bir bilim alanı olarak anatomi canlıların vücut yapıları

Detaylı

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır.

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır. Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır. Burun boşluğu iki delikle dışarı açılır. Diğer taraftan

Detaylı

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI 1- Vücuda şekil vermek 2- Kaslara bağlantı yeri oluşturmak ve hareketlerin yapılmasına olanaksağlamak 3- Vücut ağırlığını taşımak 4- Vücudun yumuşak kısımlarını korumak

Detaylı

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN KAS (MUSCLE) Hareket sisteminin aktif elemanları kaslardır. Kasın Latincesi, küçük fare anlamına gelen Musculus sözcüğüdür.

Detaylı

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM ÜNİTE 1 VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ - 1 Ad :... Soyad :... Vücudumuzu ayakta tutan, hareket etmemizi sağlayan ve bazı önemli organları koruyan sert yapıya iskelet denir. İskelet

Detaylı

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan oluşur. Bu kemik ve kıkırdak yapılar toraks kafesini

Detaylı

MAKEDONYA BİYOLOGLAR BİRLİĞİ. Çözümler

MAKEDONYA BİYOLOGLAR BİRLİĞİ. Çözümler MAKEDONYA BİYOLOGLAR BİRLİĞİ Biyoloji dersinden 8.sınıflar için Belediye Yarışması TOPLAM PUAN 100 Çözümler 1. Verilen resimde insan vücuduna bulunan dokuz tane organik sistem gösterilmiştir. Her birinin

Detaylı

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji Kinesiyoloji insan hareketiyle ilgili mekanik ve anatomik ilkelerin incelenmesidir. Kinesiyoloji anatomi, fizyoloji ve biyomekanik

Detaylı

SPOR BiYOMEKANiĞiNiN BiYOLOJiK TEMELLERi

SPOR BiYOMEKANiĞiNiN BiYOLOJiK TEMELLERi SPOR BiYOMEKANiĞiNiN BiYOLOJiK TEMELLERi Anatomik referans duruşu; * ayaklar birbirinden biraz uzak, * kollar vücudun yanında serbestçe uzanmış, * avuç içlerinin öne baktığı,duruştur. Bu duruş, doğal dik

Detaylı

Anatomi Ders Notları

Anatomi Ders Notları REGİONES CORPORİS ( VÜCUT BÖLGELERİ) İ OLUŞTURAN OLUŞUMLAR Regiones capitis Regiones colli Regiones pectoris Regiones abdominis Regiones dorsi Regiones membri thoracici Regiones membri pelvini REGİONES

Detaylı

KEM K OLU UMU ki çe it kemik olu umu vardır. 1)Ba dokusu aracılı ıyla süngerimsi kemik olu umu 2)Kıkırdak doku aracılı ıyla sıkı kemik olu umu

KEM K OLU UMU ki çe it kemik olu umu vardır. 1)Ba dokusu aracılı ıyla süngerimsi kemik olu umu 2)Kıkırdak doku aracılı ıyla sıkı kemik olu umu Embriyonik evrede kıkırdak kökenlidir. Daha sonra kemiklesir. Ergin evrede bazı vücut kısımlarında kıkırdak olarak kalır (burun ucu, kulak kepçesi, soluk borusu) skelet sistemi kemikler, eklemler, ligamentler

Detaylı

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket VÜCUDUMUZDA SISTEMLER Destek ve Hareket DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ Vücudun hareket etmesini sağlamak Vücutta bulunan organlara destek sağlamak Destek ve Hareket Sistemi İskelet Sistemi Kaslar Kemikler Eklemler

Detaylı

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan oluşur. Bu kemik ve kıkırdak yapılar toraks kafesini

Detaylı

1. ÜNİTE VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

1. ÜNİTE VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM 1. ÜNİTE VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM Yandaki resimde hastalandığında hastaneye giden Efe nin vücudunun röntgen filmi verilmiştir. Röntgen filminde görülen açık renkli kısımlar Efe nin vücudunda bulunan

Detaylı

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur.

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur. KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER Canlılığın belirtisi olarak kabul edilen hareket canlıların sabit yer veya cisimlere göre yer ve durumunu değiştirmesidir. İnsanlarda hareket bir sistemin işlevidir. Bu işlevi

Detaylı

OSSA MEMBRİ İNFERİORİS ALT EKSTREMİTE KEMİKLERİ

OSSA MEMBRİ İNFERİORİS ALT EKSTREMİTE KEMİKLERİ OSSA MEMBRİ İNFERİORİS ALT EKSTREMİTE KEMİKLERİ Alt ekstremitelere, alt taraf veya alt yanlar da denir. Alt taraflar, pelvisin (leğen) her iki yanına tutunmuş sağ ve sol olmak üzere simetrik iki sütun

Detaylı

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistemler Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistem İskelet Sistemi İskeletin Görevleri Vücuda şekil verir. Vücuda destek sağlar. Göğüs kafes ve kafatası kemikleri

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ 8. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

SİNDİRİM SİSTEMİ 8. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN SİNDİRİM SİSTEMİ 8. HAFTA Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN SİNDİRİM SİSTEMİNİN İŞLEYİŞİ Canlı organizmaların hayatlarını devam ettirebilmeleri için enerji almaları gerekmektedir.

Detaylı

GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR GELİŞİM Büyüme, olgunlaşma ve öğrenme ürünü olarak sürekli ilerlemeyi kapsayan bir değişmedir. BÜYÜME Vücudun sadece boy, kilo ve hacim olarak artmasıdır. OLGUNLAŞMA

Detaylı

İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir?

İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? On5yirmi5.com İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? Yayın Tarihi : 16 Kasım 2012 Cuma (oluşturma : 1/4/2017) A. İSKELET ÇEŞİTLERİ Hayvanların çoğunda, vücuda destek

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI Canlılar hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ATP ye ihtiyaç duyarlar. ATP yi ise besinlerden sağlarlar. Bu nedenle

Detaylı

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar)

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar) VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar) 1)BAŞ a)yüz b)kranium (Kafatası) 2) GÖVDE a)toraks (Göğüs kafesi) b)karın 3) EKSTREMİTELER a)üst ekstremiteler b)alt ekstremiteler

Detaylı

Anatomi ve Kinesiyoloji. Tanımlar ve Terminoloji

Anatomi ve Kinesiyoloji. Tanımlar ve Terminoloji Anatomi ve Kinesiyoloji Tanımlar ve Terminoloji Anatomi Fizyoloji Nedir? İki Bilim Dalı Arasındaki Fark Nedir? Vücudumuzun yapı ve işleyişini anlamada temel bilgileri edinmemizi sağlayan iki bilim dalı,

Detaylı

OSSA CARPİ (El Bileği Kemikleri)

OSSA CARPİ (El Bileği Kemikleri) OSSA CARPİ (El Bileği Kemikleri) Distal yöndekiler, Lateralden-Mediale: 1) Os trapezium2) Os trapezoideum3) Os capitatum4) Os hamatum Proksimal yöndekiler Lateralden-Mediale: 1) Os scaphoideum2) Os lunatum3)

Detaylı

ANATOMİ ALT TARAF KASLARI. Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ

ANATOMİ ALT TARAF KASLARI. Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ ANATOMİ ALT TARAF KASLARI Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ ALT TARAF KASLARI Alt taraf kasları bulundukları yerlere göre dört gruba ayrılarak incelenir. 1-Kalça kasları (pelvis kasları) 2-Uyluk kasları 3-Bacak

Detaylı

İNSAN VÜCUDU Hücre: İnsan vücudunun en küçük yapı taşına hücre denir. Hücrenin beslenmesinde hücre zarı yardımcı olur. İnsan Yapısı: Hücreler birleşerek dokuları,dokular birleşerek organları, organlar

Detaylı

FEN VE TEKNOLOJİ. İskeletin Görevleri İskeletin Kısımları 4. SINIF. Soru 1: Vücuda şekil veren ve harekete yardımcı olan sert yapılar nelerdir?

FEN VE TEKNOLOJİ. İskeletin Görevleri İskeletin Kısımları 4. SINIF. Soru 1: Vücuda şekil veren ve harekete yardımcı olan sert yapılar nelerdir? 4. SINIF 1. İskeletin Görevleri İskeletin Kısımları Soru 1: Vücuda şekil veren ve harekete yardımcı olan sert yapılar nelerdir? 3. Soru 2: Uzunlukları ve şekilleri farklı kemiklerin bir araya gelmesi ile

Detaylı

Fizik Antropoloji Anabilim Dalına ait dersler, Antropoloji Lisans Programı dahilinde verilmektedir. Fizik Antropolojiye Giriş.

Fizik Antropoloji Anabilim Dalına ait dersler, Antropoloji Lisans Programı dahilinde verilmektedir. Fizik Antropolojiye Giriş. Fizik Antropoloji Anabilim Dalına ait dersler, Antropoloji Lisans Programı dahilinde verilmektedir. Fizik Antropolojiye Giriş Bu ders içerisinde, Fizik Antropolojinin tarihsel gelişimi, çalışma alanları,

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS. 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1

ADIM ADIM YGS LYS. 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1 ADIM ADIM YGS LYS 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1 EMBRİYONUN DIŞINDA YER ALAN ZARLAR Zigotun gelişmesi ardından oluşan embriyo; sürüngen, kuş ve memelilerde

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 COLUMNA VERTEBRALİS 2 COLUMNA VERTEBRALİS 1) Columna vertebralis pelvis üzerine merkezi olarak oturmuş bir sütuna benzer ve destek vazifesi görerek vücudun dik durmasını

Detaylı

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER A) BİYOLOJİK ETMENLER KALITIM İÇ SALGI BEZLERİ B) ÇEVRE A) BİYOLOJİK ETMENLER 1. KALITIM Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir.

Detaylı

3- Destek ve Hareket Sisteminin (Kasların) Çalışması :

3- Destek ve Hareket Sisteminin (Kasların) Çalışması : KAS SİSTEMİ İskelet sistemindeki kemiklerin üzerini örten, iç organların yapısına katılarak vücudun ve iç organların hareket etmesini sağlayan kasların oluşturduğu sisteme kas sistemi denir. a) Kasların

Detaylı

GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI (Zooloji) 1. Laboratuvar: Hayvan Sistematiği, Simetriler, Vücut Yönleri, Kesitler

GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI (Zooloji) 1. Laboratuvar: Hayvan Sistematiği, Simetriler, Vücut Yönleri, Kesitler B i y o 1 0 3. 0 1 G e n. B i y o. L a b. ( Z o o l o j i ) 1 GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI (Zooloji) 1. Laboratuvar: Hayvan Sistematiği, Simetriler, Vücut Yönleri, Kesitler Sistematik ve taksonomi nedir?...

Detaylı

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I DOKU BİYOLOJİSİ DERS KURULU. (26 Mart Haziran 2018)

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I DOKU BİYOLOJİSİ DERS KURULU. (26 Mart Haziran 2018) YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2017-2018 DOKU BİYOLOJİSİ DERS KURULU (26 Mart 2018-01 Haziran 2018) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Anatomi 68 18X 2 86 Biyokimya 7-7 Fizyoloji 19 2X 4 21

Detaylı

EVCİL HAYVAN BAKICILIĞI EĞİTİMİ

EVCİL HAYVAN BAKICILIĞI EĞİTİMİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI VETERİNER HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ EVCİL HAYVAN BAKICILIĞI EĞİTİMİ KEDİ VE KÖPEKLERDE GENEL ANATOMİ İSMEK Canlı vücudunu oluşturan

Detaylı

EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI ÖLÇÜMÜ

EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI ÖLÇÜMÜ EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI ÖLÇÜMÜ Lokomotor sistem muayenesi İnspeksiyon, Palpasyon, Eklem hareket açıklığı (EHA), Nörolojik muayene (kas testi, refleks muayene, duyu muayenesi), Özel testler, Fonksiyonel

Detaylı

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA KOLONİ VE DOKULAŞMA Yeryüzünde çok sayıda tek hücreli canlı vardır ve bunlar basit yapılıdır. Oysaki çok hücreli olmak gelişmiş canlı olmanın gereklerindendir. Çünkü tek hücreli bir canlı (örneğin Euglena

Detaylı

07.11.2014. fetal dönem denir. Fetal dönemde, embriyonal dönemde oluşan organ sistemleri gelişir. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı

07.11.2014. fetal dönem denir. Fetal dönemde, embriyonal dönemde oluşan organ sistemleri gelişir. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.) Göbek Kordonu 2.) Fetus ve Fetal Dolaşım Fizyolojisi 3.) Fetusun Aylara Göre Gelişimi Slayt No: 10 2 7.) FETUS Üçüncü gebelik

Detaylı

ANATOMİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İLE

ANATOMİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İLE ANATOMİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İLE İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ VE FIRAT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ANATOMİ ANABİLİM DALI ORTAK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Program Yürütücüsü : Prof. Dr. Davut

Detaylı

Kalça eklemi mekaniği ve patomekaniği

Kalça eklemi mekaniği ve patomekaniği Kalça eklemi mekaniği ve patomekaniği Kalça eklemi; Amphiartoz tip bir eklemdir. 3 düzlemde serbest hareketli 3 düzlemin kesişmesiyle kalça ekleminin hareket merkezi meydana gelir. Asetabulumun pozisyonu;

Detaylı

ADI SOYADI : OKUL NO : SINIFI : 4/ NOTU : FEVZİ ÖZBEY İLKOKULU FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILISI

ADI SOYADI : OKUL NO : SINIFI : 4/ NOTU : FEVZİ ÖZBEY İLKOKULU FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILISI FEVZİ ÖZBEY İLKOKULU FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILISI 1. Aşağıdaki iskeletin temel bölümlerinin isimlerini yazınız. İskeletin temel bölümlerinin görevlerini belirtiniz. ( 10 puan) Bölümleri

Detaylı

ÜREME SİSTEMİ (Systema genitalia)

ÜREME SİSTEMİ (Systema genitalia) ÜREME SİSTEMİ (Systema genitalia) Neslin devamında kadın genital organlarının görevi erkek genital organlarının görevinden daha komplekstir. Kadın üreme sistemine ait organlar hem dişi üreme hücresi olan

Detaylı

İneklerde Sütçülük özellikleri. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

İneklerde Sütçülük özellikleri. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ İneklerde Sütçülük özellikleri Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Herhangi bir sığırın verimliliğini belirleyen ekonomik ömür süresini etkileyebilme yeteneğine sahip ve kalıtım yolu ile generasyonlara belirli ölçülerde

Detaylı

Apertura thoracis superior (göğüs girişi) Apertura thoracis inferior (göğüs çıkışı) Toraks duvarını oluşturan tabakalar

Apertura thoracis superior (göğüs girişi) Apertura thoracis inferior (göğüs çıkışı) Toraks duvarını oluşturan tabakalar solunum sistemi 1 TORAKS (GÖĞÜS) DUVARI Toraks (göğüs) Apertura thoracis superior (göğüs girişi) Apertura thoracis inferior (göğüs çıkışı) Toraks duvarını oluşturan tabakalar Toraks duvarı kasları 2 SOLUNUM

Detaylı

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, MİTOZ Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, sitoplazma ve çekirdekten meydana gelmiştir. Hücreler büyüme ve gelişme sonucunda belli bir olgunluğa

Detaylı

EMBRİYOLOJİ VE GENETİK DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU

EMBRİYOLOJİ VE GENETİK DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU EMBRİYOLOJİ VE GENETİK 1 DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU 2/16 EMBRİYOLOJİ NEDİR? Embriyoloji; zigottan, hücreler, dokular, organlar ile tüm vücudun oluşmasına kadar geçen ve doğuma kadar devam

Detaylı

Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır.

Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır. Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır. Alt extremite kemikleri iki kalça kemiği ile omurganın kuyruk sokumu kemiği arasında oluşan pelvis (leğen kavşağı) ile başlar.

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten 2016 2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TIP 232 HASTALIKLARA GİRİŞ DERS KURULU YÜRÜTME KURULU

Detaylı

Prof. Dr. Gökhan AKSOY

Prof. Dr. Gökhan AKSOY Prof. Dr. Gökhan AKSOY * Çiğneme, Beslenme * Yutkunma, * Estetik, * Konuşma, * Psikolojik Kriterler * Sosyolojik Kriterler Mandibüler: alt çene kemiğine ait, alt çene kemiğiyle ilgili Örnek: * mandibüler

Detaylı

Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır.

Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır. Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır. Alt extremite kemikleri iki kalça kemiği ile omurganın kuyruk sokumu kemiği arasında oluşan pelvis (leğen kavşağı) ile başlar.

Detaylı

ANATOMİK TERMİNOLOJİLERLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER VE HATIRLATMALAR. YRD. DOÇ.DR. Kadri KULUALP YRD. DOÇ. DR. Önder AYTEKİN

ANATOMİK TERMİNOLOJİLERLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER VE HATIRLATMALAR. YRD. DOÇ.DR. Kadri KULUALP YRD. DOÇ. DR. Önder AYTEKİN ANATOMİK TERMİNOLOJİLERLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER VE HATIRLATMALAR YRD. DOÇ.DR. Kadri KULUALP YRD. DOÇ. DR. Önder AYTEKİN Kemiklerle İlgili Terimler Apex: Tepe Basis: Taban Canalis: Kanal Canaliculus:

Detaylı

Sağlık Bilimleri İçin ANATOMİ. Prof. Dr. Dr. Gürsel ORTUĞ

Sağlık Bilimleri İçin ANATOMİ. Prof. Dr. Dr. Gürsel ORTUĞ Sağlık Bilimleri İçin ANATOMİ Prof. Dr. Dr. Gürsel ORTUĞ 2018 Sağlık Bilimleri İçin ANATOMİ ISBN: 978-605-9160-67-4 Tüm hakları saklıdır. 5846 ve 2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasası gereği; bu kitabın

Detaylı

FEN BİLİMLERİ TESTİ 6. SINIF

FEN BİLİMLERİ TESTİ 6. SINIF 6. SINIF FEN BİLİMLERİ TESTİ Bu testte, Fen Bilimleri alanına ait 20 soru bulunmaktadır. Bu testin çözümü için önerilen süre 40 dakikadır. 3. 1. I. Hücrenin enerji ihtiyacını karşılar. II. Bitki ve hayvan

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

www.kanatlibilgi.com

www.kanatlibilgi.com www.kanatlibilgi.com TAVUK EMBRİYOSUNUN GÜNLÜK GELİŞİM SAFHALARI Kaynak: Dr Stephan WARIN, DVM, Avian Business Unit. CEVA Santé Animale, La Ballastiere, BP 126, 33501 Libourne Cedex, France Çeviren: Barbaros

Detaylı

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Özet: Göğüs duvarı anatomisi Kesitsel anatomi Varyasyonel görünümler Toraks

Detaylı

AMPHİOXUS TA ZİGOT TAN SONRAKİ GELİŞMELER

AMPHİOXUS TA ZİGOT TAN SONRAKİ GELİŞMELER AMPHİOXUS TA ZİGOT TAN SONRAKİ GELİŞMELER Amphioxus (Branchiostoma lanceolatum): Derin olmayan tuzlu sularda, kumda kazdıkları oyuklarda yaşar. Omurga ya da kafa bulunmaz. Çiftleşme mevsiminde bu oyuklardan

Detaylı

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu)

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu) Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu) Türkçede 8 tane ünlü harfin 4 tanesi kalın, 4 tanesi ince ünlüdür. Büyük ünlü uyumu bir kelimedeki ünlü harflerin ince veya kalın olmasıyla ilgilidir. Kalın Ünlüler:

Detaylı

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop:  Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir. Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Gözümüzle göremediğimiz çok küçük birimleri (canlıları, nesneleri vs ) incelememize yarayan alete mikroskop denir. Mikroskobu ilk olarak bir kumaş satıcısı

Detaylı

DERS TANITIM BİLGİLERİ

DERS TANITIM BİLGİLERİ DERS TANITIM BİLGİLERİ Dersin Kodu ve Adı Bölüm / Program Dersin Dili Dersin Türü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersle İlgili Görüşme Saatleri Dersin Amacı Öğrenme Çıktıları ve Alt Beceriler TF20501

Detaylı

MEMELİ HAYVANLARDA ZİGOTTAN SONRAKİ GELİŞMELER

MEMELİ HAYVANLARDA ZİGOTTAN SONRAKİ GELİŞMELER MEMELİ HAYVANLARDA ZİGOTTAN SONRAKİ GELİŞMELER MEMELİ HAYVANLARDA ZYGOTE TAN SONRAKİ GELİŞMELER Oligolecithal tip yumurta, lecithus (vitellusu) azdır, İsolecithal durum (vitellus eşit dağılır); Bölünme

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

Baleybelen Müfredatı

Baleybelen Müfredatı Baleybelen Müfredatı Dil veya Lisan, İnsanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal veya yapay bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, temeli tarihin

Detaylı

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı Pazar, 27 Eylül 2009 0949 - Son Güncelleme Pazar, 27 Eylül 2009 0950 TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı Dil İnsanların duygu, düşünce ve isteklerini anlatmak için kullandıkları ses ya da işaretler

Detaylı

Omuz kemeri kemikleri Clavicula (köprücük kemiği)

Omuz kemeri kemikleri Clavicula (köprücük kemiği) Üst ekstremite kemikleri omuz hizasında kürek kemiği ve köprücük kemiğinden oluşan omuz kemeri kemikleri ile başlar. Diğer üst ekstremite kemikleri, humerus (pazu kemiği, kol kemiği), antebrachium (radius

Detaylı

FEN BİLİMLERİ UYGULAMALI ÖĞRENME SETİ. Her Haftaya Bir Bölüm ÇEK KOPAR SINIF

FEN BİLİMLERİ UYGULAMALI ÖĞRENME SETİ. Her Haftaya Bir Bölüm ÇEK KOPAR SINIF FEN BİLİMLERİ 4 SINIF UYGULAMALI ÖĞRENME SETİ ÇEK KOPAR Her Haftaya Bir Bölüm Copyright Şifre Yayıncılık ve Eğitim Gereçleri Tic. A.Ş. Bu kitabın her hakkı Şifre Yayıncılık ve Eğitim Gereçleri Tic. AŞ

Detaylı

OMURGA Omurganın kavisleri Skolyoz Tipik Bir Vertebra da (Omur) Bulunan Anatomik Yapılar

OMURGA Omurganın kavisleri Skolyoz Tipik Bir Vertebra da (Omur) Bulunan Anatomik Yapılar iskelet sistemi 1 KAFATASI Kranyum kemikleri Calvaria (kafa kubbesi) kemikleri Arcus superciliaris (kaş arkı) Frontal kemik önden görünüm Etmoidal kemik ve ilgili yapılar Sfenoidal kemik üstten görünüm

Detaylı

Dr. Ayşin Çetiner Kale

Dr. Ayşin Çetiner Kale Dr. Ayşin Çetiner Kale Fascia superficialis- Camper fasyası Üst (dış) yaprak Yağ dokusundan zengin Scrotum da yağ dokusunu kaybeder ve düz kas liflerinden zenginleşerek, scrotum a buruşuk görünümünü veren

Detaylı

2017 / 2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 4 (TIP 142) TEMEL TIP BİLİMLERİNE GİRİŞ IV

2017 / 2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 4 (TIP 142) TEMEL TIP BİLİMLERİNE GİRİŞ IV 2017 / 2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 4 (TIP 142) TEMEL TIP BİLİMLERİNE GİRİŞ IV KURUL IV KOORDİNATÖRÜ: Yard. Doç. Dr. Aslı Zengin Türkmen Başlama Tarihi: 02.04.18 Bitiş Tarihi: 25.05.18 Kurul süresi

Detaylı

CAVITAS ABDOMINALIS (KARIN BOŞLUĞU) Karın boşluğunda yer alan organların görüntülenmesi Karın boşluğunda yer alan önemli organlar

CAVITAS ABDOMINALIS (KARIN BOŞLUĞU) Karın boşluğunda yer alan organların görüntülenmesi Karın boşluğunda yer alan önemli organlar sindirim sistemi 1 CAVITAS ABDOMINALIS (KARIN BOŞLUĞU) Karın boşluğunda yer alan organların görüntülenmesi Karın boşluğunda yer alan önemli organlar 2 CAVITAS ORIS (AĞIZ BOŞLUĞU) Vestibulum oris Labia

Detaylı

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I DOKU BİYOLOJİSİ DERS KURULU. (26 Mart Haziran 2018)

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I DOKU BİYOLOJİSİ DERS KURULU. (26 Mart Haziran 2018) YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2017-2018 DOKU BİYOLOJİSİ DERS KURULU (26 Mart 2018-01 Haziran 2018) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Anatomi 66 18X 2 84 Biyokimya 7-7 19 2X 4 21 Histoloji

Detaylı

Postür Analizi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker. Acıbadem Maslak Hastanesi

Postür Analizi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker. Acıbadem Maslak Hastanesi Postür Analizi Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Maslak Hastanesi Postür nedir? Postür l Vücut kısımlarının pozisyonu veya dizilimidir. l STATİK: Oturma, ayakta durma ve yatma sırasındaki postür l DİNAMİK:

Detaylı

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünya da henüz bilinmeyen çok sayıda canlı var. Bugün 1, 8 milyon farklı türün varlığı bilinmekte fakat, 3-10 milyon arasında farklı canlı türü

Detaylı

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı

Organizmaların vücuduna desteklik yaparak kendilerine özgü şekillerinin oluşmasını sağlayan yapılara destekleyici yapılar denir.

Organizmaların vücuduna desteklik yaparak kendilerine özgü şekillerinin oluşmasını sağlayan yapılara destekleyici yapılar denir. İSKELET SİSTEMLERİ Organizmaların vücuduna desteklik yaparak kendilerine özgü şekillerinin oluşmasını sağlayan yapılara destekleyici yapılar denir. A. İSKELET ÇEŞİTLERİ Hayvanların çoğunda, vücuda destek

Detaylı

12. SINIF KONU ANLATIMI 33 HAYATIN BAŞLANGICI

12. SINIF KONU ANLATIMI 33 HAYATIN BAŞLANGICI 12. SINIF KONU ANLATIMI 33 HAYATIN BAŞLANGICI Canlılar öldükten sonra yumuşak dokular saprofitler tarafından ayrıştırılır. Kemik ve kabuk gibi sert yapılar ise ayrıştırılamaz. Bu yapılar minerallerle kayaçlara

Detaylı

DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ

DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ DENEY HAYVANLARI DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ Deney Hayvanı: Hipotezi bilimsel kurallara göre kurulmuş araştırmalarda ve biyolojik testlerde kullanılan hayvanlardır. Günümüzde en sık kullanılan deney hayvanları;

Detaylı

OMURGA Omurganın kavisleri Skolyoz Tipik Bir Vertebra da (Omur) Bulunan Anatomik Yapılar

OMURGA Omurganın kavisleri Skolyoz Tipik Bir Vertebra da (Omur) Bulunan Anatomik Yapılar iskelet sistemi 1 KAFATASI Kranyum kemikleri Calvaria (kafa kubbesi) kemikleri Arcus superciliaris (kaş arkı) Frontal kemik önden görünüm Etmoidal kemik ve ilgili yapılar Sfenoidal kemik üstten görünüm

Detaylı

Mayoz Bölünmenin Oluşumu

Mayoz Bölünmenin Oluşumu MAYOZ BÖLÜNME NEDİR? 03 Ocak 2012, 23:39 Osman BEDEL MAYOZ BÖLÜNME NEDİR? Kromozom sayılarının nesiller boyu sabit tutulması mayoz bölünme ile sağlanır. Mayoz özel bir hücre bölünmesidir. Bu bölünme ile

Detaylı

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.-

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- 1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- Biyokimya sözcüğü biyolojik kimya (=yaşam kimyası) teriminin kısaltılmış şeklidir. Daha eskilerde, fizyolojik kimya terimi kullanılmıştır. Gerçekten de Biyokimya

Detaylı

İNSAN ANATOMİSİ BÖLÜM 1 GENEL ANATOMİ. Prof. Dr. Mehmet YILDIRIM. İstanbul 2005. İ.Ü.Cerrahpaşa TIP Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

İNSAN ANATOMİSİ BÖLÜM 1 GENEL ANATOMİ. Prof. Dr. Mehmet YILDIRIM. İstanbul 2005. İ.Ü.Cerrahpaşa TIP Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi İNSAN ANATOMİSİ BÖLÜM 1 GENEL ANATOMİ İstanbul 2005 1 Prof. Dr. Mehmet YILDIRIM İ.Ü.Cerrahpaşa TIP Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi GENEL TANIMLAR İNSAN ANATOMİSİ (anatomia humana) ana : artı,

Detaylı

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI *KÖK * YAPIM EKLERİ * ÇEKİM EKLERİ * YAPILARINA GÖRE SÖZCÜKLER K Ö K Sözcüğü oluşturan en küçük anlamlı dil birimine kök denir. Kök halinde bulunan sözcükler yapım eki almamıştır

Detaylı

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİLERİN MORFOLOJİLERİ Memeliler yaşadıkları çok çeşitli habitatlar ve fizyolojilerine uygun olarak çeşitli morfolojik adaptasyonlara sahiptirler.

Detaylı

PROF. DR. ERDAL ZORBA

PROF. DR. ERDAL ZORBA PROF. DR. ERDAL ZORBA Vücut Kompozisyonu Çocukluk ve gençlik dönemi boyunca beden kompozisyonu sürekli değişkenlik göstermektedir. Bu değişimler, kemik mineral yoğunluğundaki artış, beden suyundaki değişimler,

Detaylı

KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama

KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama CÜMLE YÖNTEMİ KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama Okulları için de kullanılmaktadır. Bu yöntemde

Detaylı

BİY455 OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ II

BİY455 OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ II BİY455 OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ II ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ BİYOLOJİ PHYLUM ARTHROPODA GENEL ÖZELLİKLERİ Günümüzde yaşayan canlılardan; yengeçler, karidesler, ıstakozlar, su pireleri, çıyanlar,

Detaylı

BİYOLOJİ SORU BANKASI

BİYOLOJİ SORU BANKASI BİYOLOJİ SORU BANKASI Bölüm: 1 Biyolojiye Giriş ve Bilimsel Düşünce ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ SORULAR 1. Biyoloji biliminin, bazı alt dallarına ait özellikler aşağıda verilmiştir; Hayatın başlangıcını

Detaylı

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM &ÖĞRETİM YILI DÖNEM II

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM &ÖĞRETİM YILI DÖNEM II T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ 2017 2018 EĞİTİM &ÖĞRETİM YILI DÖNEM II I. DERS KURULU (5 HAFTA) 1901201 KAS VE PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ DERS KURULU DEKAN DEKAN YRD. BAŞKORDİNATÖR

Detaylı

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018)

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018) 2017-2018 DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Anatomi 26 5X2 31 Biyofizik 4-4 Fizyoloji 22 5X2 27 Histoloji ve Embriyoloji 12 6X2 18 Tıbbi

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 EKLEM 2 EKLEM Vücudumuza stresle en çok karşı karşıya kalan yapılardan biri eklemdir. Kas fonksiyonundan kaynaklanan gerilim ve gravitasyonel reaksiyonlardan kaynaklanan

Detaylı

EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI MUAYENESİ (LOMBER VE ALT EKSTREMİTE) Dr. Arif GÜLKESEN

EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI MUAYENESİ (LOMBER VE ALT EKSTREMİTE) Dr. Arif GÜLKESEN EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI MUAYENESİ (LOMBER VE ALT EKSTREMİTE) Dr. Arif GÜLKESEN Günlük yaşam aktivitelerinin gerçekleştirilmesi, büyük oranda eklemlerde yeterli hareket açıklığının olmasına bağlıdır. Bu

Detaylı