İNEKLER sizden. Sinek için 11 milyon

Transkript

1 SAYFA 01 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Böyle şölen görülmedi Uluslararası Dil ve Kültür Festivali kapsamında İzmir'de düzenlenen Kültür Şöleni, son gününde de büyük ilgi gördü. Şölen, aynı zamanda sosyal medyada da Trend Topic listesine girdi Kültür Şöleni tek kelimeyle MÜKEMMEL Dünyanın 140 ülkesinden 2 bin öğrencinin katıldığı etkinlik, sosyal paylaşım sitesi Twitter da en çok konuşulan konu oldu. İki günde yaklaşık 25 bin kişi 100 bine yakın tweet mesajı attı. Şölen, iki gün boyunca Türkiye gündeminde üst sıralara yükselerek Trend Topic listesine girdi. İlk gün 'renklerinbuluşması' etiketiyle 4 bin 500 kişi 13 bin civarında mesaj atarak, şölenle ilgili görüşlerini dile getirdi. İkinci gün ise 'kültürşöleni' ve 'İzmirdeolsam' etiketleriyle 15 bin kişi 50 binden fazla tweet attı. Etkinliğin son günü ise a kadar 'renklerinkuşağı' sloganıyla 3 bin kişi 20 bine yakın mesaj atarak, şölen heyecanını sosyal medya takipçileriyle paylaştı. Türkçe Olimpiyatları Kültür Şöleni Sosyal Medya Koordinatörü Kesen, etkinliğin, sosyal paylaşım sitesi Twitter da yoğun ilgi gördüğünü söyledi. Ziyaretçilerin, daha çok standlarda çektikleri fotoğrafları paylaştığını belirten Kesen, Şölen, toplumun her kesiminin ilgisini çekiyor. Ziyaretçiler, çektikleri renkli görüntü ve fotoğrafları paylaşıyor. Pasaportsuz, vizesiz 140 ülkeyi geziyorlar. diye konuştu. devamı 2 de 11. Türkçe Olimpiyatları öncesinde İzmir'de düzenlenen Kültür Şöleni'ni ziyaret eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "140 ülkenin burada buluşması ve stantlarda gençlerimizin çocuklarımızın Türkçe konuşması zaten işin, olayın büyüklüğünü anlatıyor. Bize de minnet duymaktan başka bir şey kalmıyor." dedi. 2 de İNEKLER sizden elektrik EÜ'den! Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü, 5 ineği olan köylünün, ısınma, gaz ve elektrik ihtiyacını hayvan dışkısından karşılamasını sağlayan tesis kurdu. Sistem, İzmir'in 12 köyünde uygulanıyor Türkiye'de ilk kez İzmir'in 12 köyünde uygulanan proje ile kırsal kesimde enerji devrimi yaşanıyor. İnşaat teknikerliğinden emekli olduktan sonra Torbalı ilçesine bağlı Eğerci Köyü'ne dönerek hayvancılığa başlayan Dayar çifti, 2007 yılında Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü'nden gelen bir araştırma görevlisinin kendisine projeden bahsettiğini, söylediklerini mantıklı bulunca projeye tereddütsüz destek olmaya karar verdiğini söyledi.dayar, "Gübreden enerji elde edilebileceğini daha önce duymuştum. Ama ortada somut bir örneği yoktu. E.Ü ekibi sayesinde, hayatımız değişti. Isınma, serinleme, elektrik masrafımız yok artık" diye konuştu. Komşularının ilk yıllarda biyogaz projesine inanmadığını, projeye alaycı yaklaşanlar olduğunu anlatan Dayar, sistemin getirdiği fayda görüldükten sonra herkesin kendi bahçesine de sistemi kurmak istediğini, hatta kendi tesisinden boruyla hat çekerek gaz almak isteyenlerin dahi çıktığını anlattı. Selma Dayar ise geçmişte her gün yakacak hazırlamak zorunda kaldıklarından, odun kömür maliyetinin yanında çok emek sarfettiklerini belirterek, "Eskiden doğalgazı var diye şehirdeki evlere imrenirdik. Şimdi hayvanlarımız sayesinde bizim de doğalgazımız oldu. Biyogaz tesisi özellikle kadınların yükünü önemli ölçüde hafifletiyor. Üstelik gaz ve elektrik bedava" dedi. 8 de Maliyeti 13 bin lira Kentkart tan bir müjde daha İzmir Büyükşehir Belediyesi, 90 dakika içinde ilk binişten sonraki tüm binişlerin ücretsiz olduğu uluslararası ödüllü uygulamasını geliştirdi. Yeni uygulamayla Kentkartlarını validatörlere okutan yolcular, kalan bakiyelerinin yanı sıra, 90 dakikalık aktarma süresi içinde kalan zamanı da öğrenebiliyor. devamı 5 te Dünya sakinleri Seferihisar da Türkiye nin Sakin Şehir Başkenti Seferihisar, 7-9 Haziran 2013 tarihlerinde 27 ülkeden 167 Sakin Şehrin temsilcilerinin katılacağı uluslararası Cittaslow Genel Kurulu na ev sahipliği yapacak. Etkinliğin önemine değinen Başkan Soyer, Amerika dan Afrika ya, Asya dan Avrupa ya bütün kıtalardan 150 den fazla belediye başkanının katılacağı genel kurul çok renkli bir kültürler buluşması olacak. dedi. Genel Kurul programı içerisine İzmir in EX- PO 2020 adaylığı ve İstanbul un 2020 Yaz Olimpiyatları adaylığını sunumlarını ekledik" dedi. Açılışı, Kılıçdaroğlu yapacak. devamı 8 de Rakibim çok projeleri yok Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle partisinden belediye başkanlığına soyunan isimleri eleştiren Başkan Tatı, bir dönem daha Buca'ya hizmet vereceğini söyledi. Başkan Tatı, "Proje açıklamak yerine gecegündüz beni eleştiriyorlar. Böyle aday olmaz. Ben y- oluma devam ediyorum. Bir yıl önce hedefimi açıklamıştım. dedi. 4 te Sinek için 11 milyon İzmir Büyükşehir Belediyesi, 12 ay boyunca sürdürdüğü haşere ile mücadele çalışmalarına destek için ileri teknolojiye sahip 2 adet yeni ilaçlama makinesi aldı. Sinekler havadayken avlanabiliyor Büyükşehir Belediyesi, ileri teknolojiye sahip, daha geniş alanlarda etkili olacak, çok amaçlı ilaçlama makinelerini özellikle yerleşim alanlarının dışındaki yeşil ve sulak alanlar ile kanallarda kullanacak. Mikrodozajlama özelliği sayesinde ilacın miktarını kendisi ayarlayan soğuk sisleme cihazları, elektrostatik özellikleri sayesinde de sinekleri havada yakalayarak etkisiz hale getiriyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilaçlama çalışmaları için yaklaşık 11 milyon TL bütçe ayırdı. Büyükşehir Belediyesi nin biri acil durumlara müdahale etmek üzere olmak üzere toplam 18 ekip ve 180 kişiyle haşere mücadele çalışmalarını yürüttüğünü hatırlatan Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Yıldız Sezgin, Haşere ilaçlamalarımızda doğal dengeyi gözeterek, çevre ve insan sağlığına zararsız biyolojik ürünleri tercih ediyoruz. İlaçlama programımızı doğaya en az ilaç salacak şekilde, ağırlıklı olarak yani larva ilaçlaması yapıyoruz" diye konuştu. devamı 4 te

2 SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Türkçe sayesinde Drakula bile değişti Türkçe Derneği ile İzmir Kültürlerarası Diyalog Merkezi tarafından, 11. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları kapsamında düzenlenen şölende Drakula rolüne soyunan Roman öğrenci Adriyan, "Türk okullarını tanıdıktan sonra kan almaya değil kan vermeye başladım" dedi Kültür Şöleni tek kelimeyle harika İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 11. Türkçe Olimpiyatları öncesinde İzmir'de düzenlenen Kültür Şöleni'ni ziyaret etti. Kültürpark'ta Afrika ülkelerinin stantlarının olduğu Afrika Salonu'nu gezen Başkan Kocaoğlu, misafir öğrencilerle tek tek sohbet edip fotoğraf çektirdi. Afrika ülkelerinin yerel çalgısını çalan Kocaoğlu, başka bir ülkenin standında da çalışan müzik ve öğrencilerin dansına alkışlarla eşlik etti. Afrikalı öğrenciler, Başkan Kocaoğlu'na çeşitli hediyeler takdim etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu daha sonra Romanya standına geçti. Kocaoğlu'nu burada Romanya Aile ve Sosyal Diyalog Bakanı Adriana Pana ve Romanya Lumina Eğitim Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Gürsoy karşıladı. Başkan Kocaoğlu ve Bakan Pana bir süre sohbet etti. Lumina Eğitim Kurumları Başkanı Gürsoy da, Romanya'da bulunan okullarla ilgili Başkan Kocaoğlu'na bilgi vererek Romanya'ya davet etti. Ziyaretin sonunda Kültür Şöleni için, "Tek kelimeyle harika, çok güzel olmuş" diyen Kocaoğlu, tüm emeği geçenlere teşekkür etti. İzmir'deki Kültür Şöleni nin ikinci gününde de yoğun bir katılım yaşandı. Uluslararası Türkçe Derneği (TÜRKÇEDER) ile İzmir Kültürlerarası Diyalog Merkezi (İZDİM) tarafından, 11. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları kapsamında Kültürpark ta düzenlenen şölen için saat den itibaren on binlerce kişi kapı önlerinde uzun kuyruklar oluşturdu. 140 ülkeden gelen 2 bin öğrenci, ülkelerini tanıtırken İzmirlilerle Türkçe sohbet etti. Yabancı öğrencilerle fotoğraf çektirme yarışına girenler din, dil ve renk ayrımının kalktığı bir ortamda kaynaşma imkanı buldu. DRAKULA ŞAŞIRTTI Ülkelerini açtıkları stantlarda tanıtan öğrenciler, ilginç gösterilere de imza attı. Bunda Romanya dan gelen öğrenciler başı çekti. Drakula nın şatosu olarak bilinen Bran Şatosu nda tabut içinde yaşayan temsili Drakula kostümü giyen Toma Adriyan, Türk okullarını tanıdıktan sonra kan emmekten vazgeçtim. Artık yararlı bir insan olmaya ve ben de kan vermeye karar verdim. diyerek, takma vampir dişlerini çıkarıp şölen alanında bulunan 112 Acil Sağlık ambulansına giderek temsili olarak kan verdi. Adriyan, tabutun içindeyken aralarında Küçükbay A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay'ın da bulunduğu vatandaşlarla fotoğraf çektirdi. Romanya da 2000 yılından bu yana faaliyet gösterdiklerini söyleyen Lumina Eğitim Kurumları'na bağlı Spektrum İlköğretim Okulu Müdürü Ali Rıza Karagöz ise bu ülkede 13 yılda 11 okul ve bir üniversite kurduklarını kaydetti. Türk okullarının çok kaliteli eğitim verdiğini, bu sebeple ülke halkı tarafından sevildiğini aktaran Karagöz, şölen kapsamında da hem Romanya yı temsil ettiklerini hem ülkeler arasında dostluk köprülerinin kurulmasına katkı sağladıklarını anlattı. DEVEKUŞU YU- MURTASI Güney Afrikalılar ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı İzmir'e HAYRAN kaldılar Türkçe Olimpiyatları nın barış elçileri, Kültür Şöleni nin ikinci gününde İzmir i turladı. Ürdün, Kenya, Romanya, Endonezya, Bosna Hersek gibi ülkelerden bir grup öğrenci Kordon boyunda turlayıp, Kemeraltı nda alışveriş yapıp, şehrin tarihi ve kültürel zenginliklerini gezdi. İzmir'in simgesi Konak Meydanı nda Saat Kulesi nin önünde kuşlara yem atan çocuklar, halkın büyük ilgisi ile karşılaştı. İzmirliler, Türkçe Olimpiyatları'na katılan çocuklarla bol bol fotoğraf çektirdi. Burada bazı vatandaşlarla öğrenciler arasındaki futbol sohbeti ise dikkatlerden kaçmadı. Daha sonra Kemeraltı Çarşısı'nda tarihi Konak Şerbetçisi'nde uğrayan çocukların Türkçe konuşması esnafı da şaşırttı. "İlk defa bu kadar güzel Türkçe konuşan yabancı görüyorum." diyen esnaf, "Aslında onlar yabancı değil bizim misafirimiz, yavrularımız." dedi. Kordon boyunda denizin tadını çıkaran çocuklar, balık tutan balıkçılara "Rastgele." dedi. Aziz Kocaoğlu na birer sürpriz hazırladı. Afrika yı temsilen gelen öğretmen Tayfun Aldanmaz, Türkçe Olimpiyatları ve Kültür Şöleni'ne 33 öğrenciyle geldik. Boş gelmedik, çok farklı el sanatları getirdik. Bunların içinde en önemlisi, bu sene sürpriz olarak getirdiğimiz devekuşu yumurtaları oldu. Devekuşu yumurtasının Güney Afrika da çok önemli bir yeri var. İnsanlar böcek ve haşerelerden uzak durmak için kullanıyor. Yumurtaların üzerine devlet büyüklerimizin fotoğraflarını resmettik ve kendilerine hediye etmek için getirdik. Fotoğraflar, yumurtaların üzerine özel bir teknikle işleniyor. Yumurtaların içi ve dışı çok dikkatli bir şekilde temizlendikten sonra cilalama ve yapıştırma işlemi yapılıyor. Bu iş, yaklaşık 8-10 gün sürüyor. dedi. HATASIZ KUL OLMAZ Güney Afrika dan gelen Muhammed Alaatta da, Olimpiyatlar için Güney Afrika dan geldim. Turne grubunda şarkı söylüyorum. Hatasız Kul Olmaz şarkısını söylüyorum. Türkiye yi çok seviyorum. İki yıl önce Türkiye ye, Malatya ya geldim. İnsanlarınız çok yardımsever, onları çok seviyorum. dedi. AKIN AKIN KÜLTÜR ŞÖLENİ'NE Geçen yıl İzmir de düzenlenen Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na geldiğini, bu yıl ise açılışın şölenle yapıldığını aktaran İzmirli Sema Çiftçi ise şunları söyledi: Türkçe Olimpiyatları'nı geçen yıl bir arkadaşımın davetiyle tanıdım. İyi ki tanımışım, bu yıl da şölenlerin İzmir de yapılacağını duyunca çok sevindim ve ikinci gününde ziyaret edebildim. Gördüğüm atmosfer mükemmel. Her milletten insan var. Hepsiyle Türkçe konuşmak çok güzel. Türkçemizin bu konuma getirilmesinde emeği geçenlere sonsuz teşekkür ediyorum. Manisa dan gelen Ali Çakar da organizasyonun gerçek manada bir şölen havasında geçtiğini kaydetti. 140 ülkeden gelen 2 bin öğrencinin renkli bir gösteri sunduğunu aktaran Çakar, Günler öncesinden organizasyonun yapılacağını duydum ve arkadaşlarımla birlikte şölen gününü iple çekmeye başladık. Türkçenin evrensel bir dil haline gelmesinin yanısıra ülkeler arasında kardeşlik köprülerinin de kurulmasına adeta şahitlik etti. dedi. Denizli den Ali Kayadibi, Eşim ve çocuklarımla geldim. Çocuklarımın zenci veya çekik gözlü öğrencilerin Türkçe konuşmasına bir hayli şaşırması beni ayrıca sevindirdi. Ülkemizin gücünü gösteriyor. İ- nanıyorum ki bir dönem gelecek, İngilizceyi bile geçeceğiz. ifadelerini kullandı.(cihan) Garo Mafyan: Tadı damağımda kaldı İzmir de düzenlenen 11. Türkçe Olimpiyatları nın Kültür Şöleni ni müzisyen Garo Mafyan da ziyaret etti. Önceki yıllarda Türkçe Olimpiyatları nda jüri üyeliği yapmanın keyfini hala unutamadığını ifade eden Mafyan, "Onun keyfini ve lezzetini damağımda hep hissedecek bir insanım. Bana kalırsa Türkiye nin bütün şehirlerinde olması gereken bir organizasyon bu." dedi. Mafyan, insanların birbirlerini tanıdıkça sorunların hallolacağını ifade etti. Ünlü müzisyen, olimpiyatların en güzel yanının bütün dünyaya Türkçe öğretmek olduğuna dikkat çekti. Garo Mafyan, fuar alanındaki ülke stantlarını da gezdi. BORNOVA DA festival zamanı Bornova Belediyesi nin bu yıl ilk kez düzenlediği Bornova Homeros Festivali, kardeş kentlerden gelen konukların da katılmıyla gerçekleşen kortej yürüyüşüyle büyük bir coşkuya sahne oldu Nihal Özken Bornova Cumhuriyet Meydanı nda düzenlenen Amatör Müzik Grupları Yarışması büyük coşkuya sahne oldu. Dereceye giren gruplara ödüllerini Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır verdi. Eğlence, ünlü sanatçı Aydilge nin verdiği konserle doruğa çıktı. Bornova Belediyesi nin düzenlediği Bornova Homeros Festivali nin ikinci gününde Amatör Müzik Grupları Yarışması ve Aydilge konseriyle Cumhuriyet Meydanı nda büyük bir coşku yaşandı. Anadolu Ateşi Grubu nun Troya Dans Gösterisi yle başlayan Bornova Homeros Festivali nin ikinci gününde, Bornova nın kardeş kentlerinden gelen konukların da katıldığı, renkli görüntülere sahne olan kortej yürüyüşü yapıldı. Bornova Şehir Stadı ndan Bornova Cumhuriyet Meydanı na kadar yapılan yürüyüşe katılan binlerce Bornovalı festival coşkusunu yaşadı. Etkinliğe Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, belediye meclis üyeleri ve Bornova nın kardeş kentlerinden gelen heyetlerinin yanısıra binlerce Bornovalı da katıldı. Bornova Homeros Festivali ne katılan Bornova nın kardeş kentlerinden katılan heyetler, Bornova Kaymakamı Hakkı Uzun a ve Başkan Sındır a nezaket ziyaretinde bulundu. Bornova Cumhuriyet Meydanı nda yapılan Amatör Müzik Grupları Yarışması nda finale kalan 9 grup performanslarını sergiledi. Jüri üyeliklerini Tülay İlter, Ömür Gidel, Ertürk Çağlar, Ufuk Algan ve Ümit Tuncağ ın yaptığı yarışmada, ödülleri en iyi yorum dalında Grup Fondip, en iyi beste dalında Canoğul Adlığ, en iyi bayan solist dalında Gizem Ural, en iyi erkek solist dalında Canoğul Adlığ, en iyi orkestra dalında da Grup Fondip aldı. Amatör Müzik Grupları Yarışması nın ardından sahne alan ünlü sanatçı Aydilge, hareketli şarkılarıyla Bornovalıları coşturdu. Yıl: 2 Dağıtım: Yayın türü:. Sayı: 573. İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Hakkı SARIÖZ Yerel - Süreli (Pazar günleri yayımlanmaz) Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3

4 SAYFA 04 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SAYFA 05 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI gündem 4 gündem 5 ÜÇ ŞEHİT ÜÇ KAHRAMAN Şükran KAHRAMAN sukrank196074@hotmail.com Türk demokrasi tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan Adnan MENDERES ve yol arkadaşları Hasan POLATKAN ile Fatin Rüştü ZORLU'nun demokrasi adına şehit oluşlarının ellinci utanç yılı. Milletlerin tarihinde bazı dönüm noktaları vardır. Bir lider bazen milletin tarihini değiştirir. Türk demokrasi tarihi için dönüm noktası da Adnan MENDERS'tir. Seçimleri kazanarak adeta beyaz ihtilâl gerçekleştiren Menderes, demokrasi, özgürlük ve halk iradesini isteyenlerin taleplerini ifade ediyordu. 10 senelik iktidarı boyunca sanayileşme ve şehirleşme hamlesini başlattı, köye makine girdi. Ulaşım, enerji, sağlık, sigorta ve bankacılık yeniden başladı. Türkiye kalkınma kavramı ile tanıştı. On senelik tek başına iktidar döneminde ülkeye damgasını vurdu. Sahici, sorun çözecek ve toplumu da peşinden sürükleyecek siyaset gerçekten çok zor. Risk almayı, mücadeleyi, geriye bakmamayı ve muhakkak bir çözüm vizyonunu gerektirir. Cumhuriyet tarihinin yalnızca üç dönemi bu sahici siyasetle geçmiştir. Menderes-Özal ve Erdoğan. Değiştirici idare ve değişim bu üç liderin iktidar döneminde var olmuştur. Ülkemizin önde gelen gazetelerinde birkaç gündür bir sivil toplum örgütü tarafından tam sayfa reklâm yayınlanmaktadır. T.B.M.M 'nin üstüne konmuş Menderes- Özal ve Erdoğan. Bu fotoğrafın sembolik çözümü; ismi geçen liderlerin, var olan siyasal gerginlikten soyutlanarak duygusal bir atmosfere bir gönderme bulunan 'kendini feda etme' vurgusunu içermektedir. Menderes'in idamı; Özal ın şüpheli ölümü ve Erdoğan'ın 'ya tarih yazacağız, ya tarih olacağız' söylemi kendisini millete feda eden kahraman lider imgesine gönderme yapmaktır. Türkiye elli yıldan sonra darbelerden kurtulmanın mücadelesini veriyor. Bugün devam etmekte olan demokratikleşme, ekonomik kalkınma, dış politika etkinliği ve buna karşı yürütülen siyasi tartışmalar DP 'nin iktidarda olduğu on yıllık süreçle şaşırtıcı benzerlikler gösteriyor. Bununla birlikte arada çok önemli bir fark daha var. Bugün iktidar ve toplumsal irade 27 Mayıs devletini de yıkıp 'yeni Türkiye' yi inşa ediyor. Ve artık darbeciler bu ülkede hesap veriyor. Türkiye elli yıl gecikmelide olsa yaralarını sarıyor sarmalısına' da ancak; darbecilerin miras bıraktıkları asla kabuk bağlamayacak yaralarda var. Boynuna yağlı urgan geçirilmiş bir başbakan ve yol arkadaşlarının vicdanlarda sükunet bulmayacak görüntüleri 27 Mayıs; Türk silahlı kuvvetlerini ülke üzerinde hakim kılmak için emir komuta zinciriyle hazırlanmış sistematik bir harekettir. Halkın iradesini ve halkın iradesiyle iktidara gelen Menders'i istemeyenler 1958 de kurdukları cunta ile Menderes'in kalemini o zamandan kırmışlardır Menderes'in idamı; demokrasi tarihimizin kırılma ve dönüm noktası olup, o dönemi sorgulama ve darbecilerle hesaplaşma hakkını vermiştir. Menderes demokrasinin simgesidir. Özal, özgüvenin simgesidir. Türk insanına 'bende yapabilirim' hissini kazandırmıştır. Erdoğan, samimiliği ile halkın sevgisini kazanmış, masumiyeti; karşısına çıkan engelleri tek tek kaldırmış. Türk siyasetinin bu üç süper isminin ortak yönü üçü de; iktidar oldukları dönemde ülkeyi emeklemekten koşar adıma getirmişlerdir. Atamızın hedef gösterdiği muhasır medeniyetler seviyesine erişme yolunda üçünün de siyasi dehası gözleri kamaştırdı. Karanlıklar içinde kalmış gericilerin, sözde aydınların üçüne de; kalemle, fikirle karşılık verilemeyince rakipleri tarafından silah gösterildi. Üçü de %90'ı Müslüman olan ülkede dindarca yaşadı. Dindar oldukları için dini istismar ediyorlar iftirası atıldı. Üçü de çok başarılıydı. iki Menderes; bu ülkenin demokrasinin ayıbı olarak utanç verici şekilde asıldı. İkincisi Özal; sır dolu bir ölümle gitti. Üçüncü kahraman Erdoğan; bu ülke için çırpınıyor, böyle evlatlar olduğu sürece bu ülke batmaz. Ellinci utanç yılında demokrasi şehitlerimizi rahmetle anarken diyorum ki; darağaçlarında katledilen aslında demokrasiydi, katledilen özgürlüktü, katledilen anayasaydı, katledilen hukuktu, katledilen milli iradeydi, katledilen adaletti. Durak'tan yaz okulu müjdesi Haşere mücadele çalışmalarını sadece yaz aylarında değil, yıl boyunca düzenli olarak sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilaçlamayı daha etkin yapabilmek amacıyla iki yeni ilaçlama makinesini hizmete aldı. Büyükşehir, ileri teknolojiye sahip, daha geniş alanlarda etkili olacak, çok amaçlı ilaçlama makinelerini özellikle yerleşim alanlarının dışındaki yeşil alanlar, sulak alanlar ile kanallarda kullanacak. Sinek ve sivrisineklere karşı Büyükşehir Buca Muhtarlar Derneği düzenlediği kahvaltıda Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı yı konuk etti. Buluşmaya Bulgaristan ın Kırcaali Milletvekili Erdinç Hayrullah katıldı. Atlı Spor Kulübü tesislerinde gerçekleşen buluşmada Belediye Başkan yardımcısı Suat Nezir, Muzaffer Kater ile bazı belediye bürokratları da katıldı. Buca Muhtarlar Derneği Eşfak Yurdanur, 11 ay önce Belediye Başkanı ile bir arada olduklarını hatırlattı, Bu çağrımıza icabet eden Buca Belediye Başkanımıza teşekkür ediyoruz dedi. Yurdanur, seçildiği günden beri Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı nın muhtarların yanında olduğunu anımsattı, talep ettikleri çalışmalar konusunda belediyenin desteğini aldıklarını söyledi. Yurdanur, Bucalı Muhtarlar olarak kendisine teşekkür ediyoruz. Önümüzdeki seçimde de kendisinin yanında olacağımızı belirtmek istiyorum dedi.buca Belediye Başkanı Ercan Tatı ise seçimi kazandığı günden itibaren çok şey yaşandığına dikkat çekti. Tatı, tüm İzmir in ilçelerinde Buca daki muhtar belediye başkan ilişkilerinin konuşulduğunu ve örnek gösterildiğini ifade etti. Buşkan Tatı şunları söyledi: Bunu ben yaratamadım. Bunu sizler yarattınız. Hepinize bu yüzden çok çok teşekkür ederim. Özellikle bu günü yaratan ki diğer ilçelerde böyle bir şey yok. Sevgili muhtarlar derneği başkanımın söylediği gibi 9-10 ay sonra yine bir seçim var seçim bize bahşedilen Karşıyaka Belediyesi yaz okulu açıyor. Yaz tatilini hem eğlenceli, hem de sosyal geçirmek isteyen çocuklar için farklı dallarda ücretsiz kurlar açılacak. Zübeyde Hanım Mahallesi ndeki İsmail Cem Kültür Merkezi ile Cumhuriyet Mahallesi Bülent Ecevit Kültür Merkezi ve Bahçelievler Mahallesi KARGEM salonlarında düzenlenecek etkinlikler 7-13 yaş grubuna yönelik olacak. Resim, satranç, masa tenisi, basketbol, futbol, gitar, yüzme, kültür sohbetleri ve rehberlik, ilkyardım (afet bilinci), heykel atölyesi, mental matematik, fotoğrafçılık, ebru, drama, maket uçak yapımı kursları ile geziyoruz-eğleniyoruz-öğreniyoruz grupları oluşturulacak, sinema günleri düzenlenecek. Yaşam boyu eğitim felsefesini benimsediklerini hatırlatan Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Bu nedenle de, yaşamın her döneminde vatandaşlarımıza eğitim imkanı sunuyoruz. Bu imkanları sınırlamıyor, aksine, destekleyici aktivitelerle de geliştiriyoruz. Önceliğimiz tabi ki, çocuklarımız oluyor. Yaz Okulu ile da, özellikle, çeşitli nedenlerle tatil olanağı bulamayan çocuklarımıza hem eğlenceli hem de sosyal açıdan geliştirici bir tatil yaşatmış olacağız dedi. (HABER MERKEZİ) demokratik bir yöntemdir. Herkesin aday olma şansı vardır ve herkesin de gelip gitme şansı vardır. Ama aday olurken ama muhtar adayı, ama meclis üyesi adayı, ama milletvekili adayı ama belediye başkanı adayı kim aday olacaksa olsun insanlar yapacaklarını anlatır. O mahalle için o ilçe için o il için hatta o ülke için yapacaklarını anlatır. Bizde Buca Gölet te yaşanan ve Bakan Eroğlu'- nun da tepki gösterdiği elektrik kesintisi ile ilgili açıklama yapan Buca Belediye Başkan Yardımcısı Suat Nezir, AK Parti İzmir Milletvekili Rıfat Sait i yalanladı. Elektrik kesintisi skandalında Buca Belediye Başkan Yardımcısı Suat Nezir'in, "Elektrik kesme talimatını Başkan Tatı verdi" şeklinde açıklama yaptığını ileri süren Sait'in doğru söylemediği iddia edildi. Konu hakkında bir açıklama yapan Nezir, Rıfat Sait o gün beni aradı. maalesef tarsine oluyor. Ben aday adaylarının bir şeyler söylemesini bekliyorum ne yapacağına dair. Ancak, yapılacaklardan ziyade (Biz olsaydık şunu yapardık Ercan Tatı şunu yaptı bunu yaptı) diyenler var. Peki Ercan Tatı ne yaptı; 38 trilyon devraldığı borcu 14 trilyona indirdi. Pazaryerleri yapılıyor. (HABER MERKEZİ) Ancak bahsettiği gibi bir konuşma yapmadık" dedi. Suat Nezir, aralarında ki konuşmayı şöyle aktardı: RS: Suat, Gölet te ki etkinlikte elektriği kesmişsiniz. Bakan gelip konuştu. Elektrik kesilmez ki SN: Biz Gölet e başkan ile gittik. Belediye Başkanımız, dernek yöneticilerine yaptıklarının etik olmadığını söyledi. Bu konu ile ilgili olarak da Başkanımız Ercan Tatı yı aramanız daha doğru olur. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 90 dakika içinde ilk binişten sonraki tüm binişlerin ücretsiz olduğu uluslararası ödüllü uygulamasını geliştirdi. Yeni uygulamayla Kentkartlarını validatörlere okutan yolcular, kalan bakiyelerinin yanı sıra, 90 dakikalık aktarma süresi içinde kalan zamanı da öğrenebiliyor. Toplu taşımacılıkta yaptığı yeniliklerle sadece Türkiye'de değil dünyaya da örnek olan İzmir Büyükşehir Belediyesi, yeni hayata geçirdiği uygulamasıyla yolculara büyük kolaylık sağlıyor. İzmirliler tarafından büyük beğeni toplayan 90 dakika İzmir Büyükşehir Belediyesi, 12 ay boyunca sürdürdüğü haşere mücadele çalışmalarına destek için ileri teknolojiye sahip 2 adet yeni ilaçlama makinesi aldı. Larva ilaçlamasında etkin olan yeni makineler, elektrostatik özellikleri sayesinde sinekleri havada yakalayarak etkisiz hale getiriyor Kentkart tan bir yenilik daha! Sinekle mücadeleye TEKNOLOJİK DESTEK! Salih Aslan Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Haşere Mücadele Şefliği ekipleri tarafından İzmir metropol alanda 21 ilçede yürütülen mücadele kapsamında kullanılacak olan iki yeni makine, hem insektisit (uçkun ilacı), hem de larvasit (larva ilaçlaması) ilaçlaması yapabilecek. Mikrodozajlama özelliği sayesinde ilacın miktarını kendisi ayarlayan soğuk sisleme cihazları, elektrostatik özellikleri sayesinde de sinekleri havada yakalayarak etkisiz hale getiriyor. Büyükşehir Belediyesi, söz konusu iki yeni makinenin yanı sıra, larva ilaçlaması yapmak için 2 adet de tanker aldı. Çevreye zarar vermiyor Büyükşehir Belediyesi nin biri acil durumlara müdahale etmek üzere olmak üzere toplam 18 ekip ve 180 kişiyle haşere mücadele çalışmalarını yürüttüğünü hatırlatan Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Yıldız Sezgin, sivrisinekle mücadelede en önemli faktörün sinek larva halindeyken ilaçlama yapmak olduğunu kaydetti. Sezgin, Haşere ilaçlamalarımızda doğal dengeyi gözeterek, çevre ve insan sağlığına zararsız biyolojik ürünleri tercih ediyoruz. İlaçlama programımızı doğaya en az ilaç salacak şekilde, ağırlıklı olarak yani larva ilaçlaması yapıyoruz. Hizmete aldığımız iki adet çok amaçlı ilaçlama makinemizle haşere mücadele çalışmalarımıza hız vereceğiz. Bu yeni cihaz, başlıklı püskürtücüsünün yanısıra tabancasıyla da insanların girmekte zorlandığı alanları da verimli şekilde ilaçlamaya imkan verecek dedi. 11 milyon TL bütçe ayrıldı İzmir Büyükşehir Belediyesi, sorumluluk alanındaki 21 ilçede gerçekleştirdiği ilaçlama çalışmaları için yaklaşık 11 milyon TL bütçe ayırdı. Büyükşehir, 2013 yılı boyunca haşere mücadele çalışmalarında 15 ton larvasit, 13 ton insektisit (uçkun ilacı), yaklaşık 10 ton fare zehiri ile 1 ton kara sinek yemi kullanmayı planlıyor. Havaların ısınmasıyla birlikte 2013 yılının başından bu yana vatandaşlardan gelen yaklaşık 3 bin 500 şikayeti değerlendiren Belediye, 2012 yılında da toplam 12 bin 253 şikayete yanıt vermişti da ayrıca, 13 ton larvasit, 10 ton fare zehiri ile 12 ton insektisit, 1 ton kara sinek yemi kullanılmıştı. Kış ve bahar ayları için potansiyel üreme alanı olarak foseptik, PTT menholü, sulu bodrumlar, kanal kapakları ve ızgaralar, sivrisineklerin üreme ortamı oluşturabileceği alanları belirleyerek haritalandıran ekipler, kış aylarında sineklerin üreme alanları göz önüne alınarak kapalı ve sulak alanlarda larva mücadelesi yapıyor. Ekipler, yaz aylarında artan sıcaklarla birlikte ise haşere mücadele çalışmalarını açık alanlarda gerçekleştiriyor. RAKiPLERiMDE hiç iş yok Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle partisinden belediye başkanlığına soyunan isimleri eleştiren Başkan Tatı, "Proje açıklamak yerine gece-gündüz beni eleştiriyorlar. Böyle aday olmaz" dedi Sait YALAN söylüyor Yavuz Atalay Burkina Faso'dan İZSİAD'a altın çağrı Ülkesinin altın, demir ve mangan rezervleri bakımından zengin olduğnu belirten Burkina Faso Dışişleri Bakanı'nın eşi ve Milletvekili Rossaile Kando, "Hammadde bizden üretim sizden" dedi Şermin Sezginer Burkina Faso Dışişleri Bakanı'nın eşi ve Milletvekili Rossaile Bassole Kando, ülkesinin altın, demir ve mangan rezervleri bakımından zengin olduğnu belirterek, Türk işadamlarını yatırıma davet etti. Kando, ayrıca ülkelerinde petrol de bulunduğunu vurguladı ve "Pamukta yüksek kaliteye sahibiz. Yağlı tohum ve deri de fazlasıyla mevcut ancak bunları işleyecek güç ve imkanımız yok." diyerek, diğer yatırım imkanlarına işaret etti. Milletvekili Kando ile beraberindeki heyet, İzmir İş adamları Derneği (İZİAD) nin misafiri oldu. Ziyarette ikili ilişkiler ve yatırım imkanları konuşuldu. İZİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ruhi Ünalan, yaptığı açıklamada Burkina Faso ile ilgil bilgi verdi. Ülkenin yüzde 60'ının fakir, yüzde 20'sinin görünmeyen zenginlerden oluştuğunu ifade eden Ünalan, "Yer altı ve yer üstü kaynakları konusunda yatırım için Afrika'nın en cazip ülkelerinden biridir. Ekonomik büyüme pamuk sektörünün düzelmesi, madencilik sektörüne yapılan yatırımlar ve altın üretimindeki artışa bağlanmaktadır. Burkina Faso ayrıca Batı Afrika Ekonomik ve Parasal Birliği (UEMOA) ne üyedir. Birliğin ortak para birimi CFA Frankı kullanılmaktadır. Batı Afrika nın önde gelen ülkelerinden biri olan, istikrarı ve demokratik uygulamalarıyla bölgesinde örnek teşkil eden Burkina Faso ile ikili ilişkilerimiz, büyükelçiliğimizin bu ülkede 2012 yılı başında faaliyete geçmesiyle hızlı bir ilerleme sürecine girmiştir." bilgilerini verdi. Milletvekili Kando da 'dost ülke' diye tanımladığı Türkiye ile ülkesi arasında 2010 yılında 55 milyon dolar olan ticaret hacminin son 2 yılda 5 misli artarak 250 milyon dolara ulaştığını vurguladı. İki tarafın da ilişkilerin her alanda benzer şekilde artması için ciddi çaba harcadığını aktaran Kando, şunları söyledi: "İhracatımızda Uzakdoğu ülkeleri, ithalatta ise Fransa ve bölge ülkeleri ilk sıralardadır. Altın, demir ve mangan rezervlerimiz fazlasıyla mevcut. Petrolümüz de bulunmakta. Pamukta yüksek kaliteye sahibiz. Yağlı tohum ve deri de fazlasıyla mevcut ancak bunları işleyecek güç ve imkanımız yok. içinde ikinci ve daha sonraki binişlerin ücretsiz olduğu uygulaması kapsamında hayata geçirilen yeni uygulama, ücretsiz binişin gerçekleştirileceği süreyi gösteriyor. "Kentkart"larını toplu ulaşım araçlarındaki (otobüs, vapur, metro, banliyö) validatöre (kart okuyucu) okutan yolcular, ekranında 90 dakika aktarma sürelerinden ne kadar dakika kaldığı bilgisini görebiliyor. Sorgulama için kullanılmayacak olan uygulamada, binişten sonraki dakikaların görülerek bir sonraki yolculuk için geçecek sürenin bildirilmesi esas alındı. Yeni uygulama, vatandaşlar tarafından çok beğenildi. (HABER MERKEZİ) Egeli ihracatçılar Bremen'e göz dikti Nihal Özken Almanya Bremen Eyaleti Başbakanı Jens BÖHRNSEN in ülkemize gelişi kapsamında, 24 Mayıs 2013 tarihinde İzmir e yapılan ziyaret kapsamında, Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanlarının katılımlarıyla düzenlenen öğle yemeğinde Bremen-İzmir ticari ilişkileri konuşuldu. Ege İhracatçı Birlikleri tarafından Bremen Eyaleti Başbakanı Jens Böhrnsen onuruna verilen yemekte, Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları, Böhrnsen in beraberindeki Bremen Politik Heyeti ve Bremen Ticari Heyeti, Almanya Federal Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Margit Haeberle ile basın mensuplarının katılımlarıyla öğle yemeğinde bir araya geldi. Organizasyonun açılış konuşmasını yapan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, Ege İhracatçı Birlikleri olarak ihracatı artırıcı niteliği olan faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Ege Bölgesi ihracat yapabilme potansiyeli çok yüksek bir bölgemiz. Türkiye nin Almanya ya olan ihracatı 12,9 milyar dolar. İhracatçı Birlikleri olarak Almanya ya gerçekleştirdiğimiz ihracat rakamı ise 1,1 milyar dolardır. Almanya yla olan ticari ilişkilerimizi artırmak ve işbirliğimizi her geçen gün daha ileri seviyeye taşımaya çalışıyoruz şeklinde konuştu. Bremen in İzmir le kardeş şehir olmasından dolayı 1995 yılından bu yana güzel ilişkiler yürütmenin verdiği memnuniyeti dile getirdi. Türk balıkları POLONYA sofralarını süsleyecek Salih Beşir Türkiye de 2000 yılı sonrasında ihracatın yıldız sektörleri arasında yer alan Su Ürünleri Sektörü, Polonya atağına kalktı. Su Ürünleri Tanıtım Grubu, Mayıs 2013 tarihleri arasında Polonya ya düzenlenen Polfish 2013 Fuarı na katılarak Türk su ürünlerinin ihracatını arttırmak için katıldı ve Türk balıklarının tanıtımını yaptı. Polonya nın ekonomisinin son yıllarda başarılı bir grafik izlediğini bu nedenle dünya ekonomisindeki öneminin ve payının arttığını belirten Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Polonya ekonomisindeki olumlu gelişmeden Türk su ürünleri sektörü olarak daha fazla pay almak istediklerini, bu nedenle Polfish 2013 Fuarı na katıldıklarını söyledi. Polfish Fuarı ve bununla eşzamanlı düzenlenen fuarlara 20 ülkeden 186 katılımcı ve 4 binin üzerinde ziyaretçinin geldiğini anlatan Kızıltan, Polfish 12. Kez düzenleniyor. Su Ürünleri Tanıtım Grubu olarak ilk defa katılıyoruz. Alabalığa yoğun talep var. Polonya ya 2013 yılının ilk 4 aylık döneminde yaptığımız balık ihracatı yüzde 36 lık artışla 2 milyon 643 bin dolardan, 3 milyon 590 bin dolara ulaştı dedi. Tuz gölü Tuz gölü olalı hayatında ilk defa bu yıl fazla verecek. Sağlık Bakanlığının birkaç gün önce yayınladığı bir bildiride artık satılan tuz paketlerinin üzerine sağlığa zararlı olduğu yazılacak. Tıpkı sigara paketleri üzerinde yazılan yazılar ve paketlere bastırılan fotoğraflar gibi. Ak Parti Hükümeti 10 yılı geçen iktidar süresinde birçok ilk e ve birçok rekora imza attı. Bu imza attığı rekorların başında da Recep Akdağ döneminde sağlıkta yapılan devrimler ve Binalı Yıldırım ın Ulaşım konusunda yaptığı çalışmalar gelir. Bunlar Ak Parti Hükümetinin yaptığı ama herkesin takdir ettiği şeylerdi. Şüphesiz ki Ak partinin yaptıkları sadece bunlardan ibaret değil ama halkın bütün kesimlerinin takdirle karşıladığı konuların başında bu iki alan geldiği için bende bu iki alanda yapılan yeniliklerle yazıya giriş yapayım dedim. Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi başta sağlık ve ulaşım olmak üzere sırasıyla Ekonomi, Sanayi ve özellikle savunma Sanayisi, Eğitim ve tabiki Üniversite sayısındaki artış ve yurtdışına eğitim için gönderilen öğrenciler, Dış politikadaki başarı (son zamanlarda bazı tahminler tutmasa da yine de Avrupa ülkeleri karşısındaki itibarımızın yükselmesi ve örnek olma yolunda kat edilen yol büyük bir başarıdır.), İnsan Hakları ve benzeri gibi alanlarda ciddi gelişmelere imza attı. Bütün bu gelişmelerin yanında birde hala sağlam adımlar atamadığı bazı konuların da olduğunu söylememiz gerekiyor. Bunların konuların başında Yeni Anayasa konusu ve Kamusal alanda Başörtüsü serbestliği konusu Bu girişi yaptıktan sonra aslında şunu demek istiyorum. Acaba diyorum Ak parti ülkemizin bütün büyük sorunlarını çözdü ve artık çözülecek konu kalmadı da mı tuz ve benzeri konulara eğildi. Yoksa kabine değişikliği ters mi tepti? Bilindiği üzere bundan birkaç ay önce Kabinede bir revizyon yapılmıştı ve bu revizyonun içinde Sağlık alanında ciddi devrimler gerçekleştiren Sağlık Bakanlığı eski Bakanı Recep Akdağ da vardı. Tabi bu geri tepme konusunu sadece Sağlık Bakanlığı açısından ele alıyorum. Beni böyle düşünmeye iten sadece iki nedenden bahsetmek istiyorum. Birincisi Sağlık Bakanlığınınbirkaç gün önce artık tuz paketlerinin üzerinde Sağlığa Zararlıdır gibi uyarıcı bir ibarenin yazılacağını bildirmesidir. Tamam, vatandaşların sağlığı önemlidir ama artık hayatın bir parçası haline gelmiş olan tuz konusunda böyle bir çalışma yapmanın ne kadar önemli olduğunu siz değerli okuyuculara bırakıyorum. Madem tuz konusunda böyle bir çalışma yaptınız aynı şekilde şeker konusunda da böyle bir çalışma yapmak icap etmez mi? Çünkü insan sağlığını tehdit eden üç beyaz olarak isimlendirilen Tuz, Şeker ve un neredeyse aynı etkiyi yapan ürünlerdir. Şunu da biliyoruz ki sadece Tuz konusunda değil başka konulara da el attı yeni sağlık bakanımız. Son günlerin en çok tartışılan SARHOŞ EŞEKLER ZAMANI Abdülhak Tutuş konusu olan Alkollü içeceklerle alakalı olarak yapılan yeni düzenleme yeni sağlık bakanımızın çalışmalarından biri olsa gerek. Çünkü Bakan Müezzinoğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Anayasamızın 58 inci maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri, gençliğini kötü alışkanlıklardan, alkolden, uyuşturucudan korur ve korumak ile sorumludurlar. Ülkemizde alkol kullanma yaşının 14 yaşına indiği yönünde elimizde veriler var. Kanser ve kronik hastalıklarda en önemli etkenlerin başında, tütün mamulleri, alkol ve tuz kullanımı geliyor. Dolayısıyla toplumu bilinçlendirmek Tabi bu konularda bir tek Sağlık bakanı değil hükümetin atadığı bazı devlet yöneticileri de etkili olmakta. Nitekim birkaç ay evvel, daha önce İstanbul Emniyet Müdürü olan ve Osmaniye Valiliğine atanan Celalettin Cerrah kendisine teklif edilen Kaçak Çayı geri çevirmiş ve kaçak çay polemiğinin başlamasına sebep olmuştu. Olay şöyle gelişmişti: Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, 30 Ağustos Zafer Bayramı törenleri sonrasında vatandaşlarla sohbet edip çay içmek için, protokol üyeleri ile birlikte tören alanının yanında bulunan İbrahim Karaoğlanoğlu Parkı'na gitti. Parktaki çaycının, "Sayın Valim, kaçak çay içer misiniz?" diye sormasına çok sert cevap veren Vali Cerrah, "PKK'ya yardım etmek istiyorsanız, Türk polisini öldürsün, Türk askerini öldürsün istiyorsanız, Türk vatandaşlarını öldürsün istiyorsanız kaçak çay ve sigara için, kaçak benzin kullanın daha ne diyeyim size... Böyle bir Türk vatandaşı olur mu?" dedi. (Kaynak, Sabah Gazetesi) Bu kaçak çay polemiğinden sonra tıpkı Sinan Çetin in bir kısa filminde Her yasak kendi isyancısını çıkarır. dediği gibi neredeyse tüm Türkiye de bir kaçak çay tartışması başlamıştı. Ve bu muhabbet de insanların daha fazla kaçak çay tüketmesine sebep olmuştu. Şimdi ben muhafazakâr bir insan olarak Hükümetin iyi niyetini anlıyorum ama herkes bu iyi niyeti anlamayabilir. Anlamaması için de yeterince argüman var. Mesela bundan birkaç ay önce Türk Hava Yollarının bazı uçuşlarda alkollü içecek satışını yasaklaması insanların bu yeni düzenlemeyi farklı algılamasına sebep olabilir. Her ne kadar niyet onların sağlığını korumak olsa da! Tabi ülkede Lokum Büskevit siyaseti yapan; alkollü mekân bulamadığı için belediye başkanlarına verip veriştiren; komisyon çalışmalarında milli içeceğimiz(!) olan ayranı dağıtan, bir elinde soğan bir elinde sarımsakla meclise gelen muhalefet partileri olunca hükümette politikalarının seviyesini düşürmüş. Sonuç itibari ile bundan sonra Tuz Gölünde ve Ege deki üzüm bağlarında üretim fazlası olacağı kanaatindeyim. Bu üretim fazlalıkların israf olmaması için de tuzu kurbanlıklara yedirerek; Üzümü de eşeklere hoşaf yaparak (ki meşhurdur, eşekler hoşaftan anlamaz) engelleyebiliriz. Ne de olsa her yıl kesilen kurban sayısında artış oluyor.

5 SAYFA 06 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Obezite hastalıklara davet çıkarıyor Opr. Dr. Aytaç Sayın, obezitenin birçok hastalığın temeli olduğunu kaydetti. Sayın, "Obezite, hastalıklara neden olan ayrı bir rahatsızlık olarak görülmeli ve önemsenerek tedavi edilmeli. Obezite, vücudu doğrudan ve dolaylı etkiliyor. Diğer rahatsızlıklara da zemin hazırlıyor. En çok eklem, damar ve kalp rahatsızlıklarıyla şeker hastalığına yol açıyor." diye konuştu Medical Park Sağlık Grubu Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Sayın, obezitenin uyurken nefes alamama gibi şikayetlere de yol açtığını olduğunu dile getirdi. Kişinin yaşam konforunu düşürdüğünü belirterek, "Ayrıca solunum, kalp ve eklem problemleriyle kişinin ilk etapta hastalanmasına, konforunun azalmasına ve ilerleyen dönemde de bunlara bağlı gelişen sıkıntılarla ölüme neden olabiliyor. Çağın gereği olarak insanlar, daha az hareket etmeye ve daha fazla kalorili ürün tüketmeye başladı. Alkol tüketiminin artması, yağlı gıdalar yenmesi, fastfood tarzı beslenmenin artması nedeniyle az ürünle çok kalori olmaya başladık. Ayrıca her tarafa araçlarla ulaşır olduk. Asansörler, yürüyen merdivenler ve otomobiller, kalori yakmamızı en az seviyeye indirdi. Bu nedenle obezite toplum içinde yaygınlaşmaya başladı." şeklinde konuştu. Obezite cerrahisinde birtakım riskler bulunduğunu ancak hastanın aşırı kilolu olarak yaşamına devam etmesinden daha riskli olmadığını vurgulayan Aytaç Sayın, hastaların 150 kilo olarak hayatına devam etmesi halinde birkaç senede diyabetin getirdiği sıkıntılar ve bir açık kalp ameliyatıyla karşı karşıya kaldıklarına dikkat çekti. Sayın, obez olmamak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: "Çağın hastalığıyla karşı karşıya kalmamamız için yaşam dengemizi iyi kurmamız gerekiyor. Dengeli ve makul şekilde beslenmemiz lazım. Düzenli egzersizlerimizi, günlük aktivitelerimizi sürdürmemiz ve bunu yüksek boyutlarda tutmamız gerekiyor. Bunlar zayıf birisinin obez olmaması için yeterli ancak aşırı kilolu bir kişinin zayıflaması için her zaman yeterli değil. Bu noktada cerrahi seçenekler devreye giriyor. Bunlardan birincisi, mide hacmini küçülten ve erken doymayı sağlayan ameliyat grubu. Bunun başında tüp mide ameliyatı geliyor. İkinci ise emilimi azaltarak hastanın zayıflamasını sağlayan grup. Başlıca yapılanlar arasında gastrik by-pass, mini gastrik by-pass ve duodenal switch grup geliyor." Opr. Dr. Sayın, birinci planda tüp mide ameliyatını tercih ettiklerini belirterek şunları söyledi: "Çünkü bu cerrahi müdahale, süre olarak daha kısa. Hastanın hastanede yatma süresini de kısaltıyor ama ileri derece kilolulara ikinci seansta duodenal switch şeklinde bir devam prosedürü ekleyerek ameliyatı tamamlıyoruz. Bu cerrahi müdahale, kilonun üzerindeki hastalar için geçerli. Hastalarımızın yüzde 90 ında, kalıcı zayıflığı tüp mide ameliyatı sağlamakta. (CİHAN) Klima gözlere zararlı Türk Oftalmoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, klima ve benzeri ısı değişikliği sağlayan cihazların çeşitli göz hastalıklarına yol açtığını söyledi Egzersiz yapın gebeliği atlatın Egzersizin oluşturacağı faydalar şu şekilde özetlenebilir: Kan dolaşımını ve iştahı düzenler, yiyeceklerin iyi sindirilmesini, zararlı maddelerin atılmasını, bağırsakların daha iyi çalışmasını sağlar, daha dinlendirici bir uyku oluşturur ve zihnen rahatlama sağlar. Bir gebenin yapabileceği en kolay ve en yararlı egzersiz yürüyüştür. Rahat giysiler giyerek, günde 30 dakikanızı yürüyüşe ayırınız (yaklaşık km).bu kadarına zaman ayıramıyorsanız bile, en azından günaşırı 20 dakika yürüyünüz. Eğer ev işleri veya başka nedenlerle çok yorgunsanız, o gün yürüyüş yapmayabilirsiniz. Yürüyüş için günün sıcak saatlerini tercih etmeyin ve yorulursanız kısa molalarla dinlenin. Yaz aylarında imkanınız elveriyorsa, yüzme en güzel egzersizdir. Ama kramplara karşı hazırlıklı olun, derin yerlerde yüzmeyin ve daima yanınızda biri olsun. Ayrıca evde yapabileceğiniz bazı pozisyon ve hafif aerobik egzersizleri de vardır. Bu egzersizler kan dolaşımınızı artırır, bel ve sırt ağrılarınızı hafifletir ve vücudunuzu doğuma hazırlar. Eklemlerinizin ve bacaklarınızın elastikiyetini artırarak ve bazı kasları güçlendirerek, doğumunuzun kolaylaşmasına, doğum ağrılarına dayanıklılığınızın ve doğum olayına konsantrasyonunuzun artmasını sağlar. Bu hareketlere gebeliğin haftasından itibaren başlamak en idealidir. Gebeliğinizin artık sonuna yaklaşmışsanız da henüz geç kalmış sayılmazsınız, başlayabilirsiniz. Egzersizleri yaparken bazı hususlara dikkat etmeniz faydalı olur: Kendinizi zorlamayın ve aşırı yorulmayın. Herhangi bir ağrı veya zorlanma hissettiğinizde derhal hareketi bırakın. Egzersiz esnasında rahat giysiler giyin ve öncesinde mesanenizi boşaltın. İlk başlarda 5-10 dakika yeterli olup, sonra bu süreyi dakikaya çıkarabilirsiniz. Ayrıca bu egzersizleri gün içinde fırsat buldukça yapabilirsiniz, hepsini aynı anda yapmanız şart değildir. Yani bunu bir yaşam şekline dönüştürmeniz mümkündür. Örneğin, tv izlerken, hatta o- tobüs-dolmuş beklerken kegel egzersizlerini yapabilirsiniz. Sandalyeye otururken kendinizi bırakmak yerine, bacak kaslarınızı kullanarak, kalçanızı kontrollü bir şekilde bırakmanız ve kalkarken de önce kalçanızı öne kaydırıp, bacak kaslarınızı kullanarak kalkmanız iyi birer egzersiz olacaktır. Gevşeme Egzersizi: Düz bir zemin üzerine uzanıp, kollarınızı ve bacaklarınızı yana açın. Nefesinizi içinizde tutup, kollarınızı ve bacaklarınızı çekiliyormuş gibi 8-10 sn süreyle ileri doğru itin (gerinme hareketi). Sonra yavaş yavaş nefes verirken, tüm konsantrasyonunuzla gevşeyin. Tüm uzuvlarınızı adeta cansızmış gibi hissedene kadar gevşeyin. Bu egzersizi kendinizi gergin ve sinirli hissettiğiniz zamanlarda da yapabilirsiniz. Kegel Egzersizi: Bazen tuvaletiniz gelir ve tutmak zorunda olduğunuz durumlar vardır. İşte, o esnada yaptığınız kasma hareketleri bu egzersizin esasını teşkil eder. Bu egzersizi her pozisyonda yapabilirsiniz (ayakta dururken, otururken). Sanki idrarınızı ve büyük tuvaletinizi tutar gibi makat, vajina ve idrar borusu civarındaki kaslarınızı sıkıp, 5-10 sn sonra gevşeyin. SOLUNUM EGZERSİZLERİ Solunum egzersizleri size doğum esnasında yapmanız gereken solunum hareketlerini öğretmeyi a- maçlar. Bu sayede, doğum ağrıları esnasında panikleyip, kontrolsuz hareketler yapmak ya da bağırmak yerine, bilinçli o- larak nasıl davranacağınızı bilebilirsiniz. Normal doğum yerine sezeryanla doğum yapacaksanız bu bölümü geçebilirsiniz. (HABER MERKEZİ) Türk Oftalmoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte serinlemek amacıyla kullanımı yaygınlaşan klimanın bazı göz hastalıklarına da yol açtığı uyarısında bulunarak şunları söyledi: "Klima ve benzeri ısı değişikliği sağlayan cihazlar,göz yaşı filminin incelmesine, yaşın buharlaşmasına yol açar ve gözde kuruluklar ortaya çıkar. Gözyaşının kuruması da kızarıklığa, batma, yanma gibi rahatsızlıklara yol açar. Bunlar bazen günlük hayatımızı ve yaşam kalitemizi olumsuz yönde etkiler." Klimalı ortamla birlikte bilgisayar ve televizyon başında vakit geçirilmesinin, düzensiz ve az uykunun göz rahatsızlığını artırdığını vurgulayan Kaynak, "Gözyaşı buharlaşmasını arttıran risk faktörlerinden biri ekran veya yakın mesafeye bakmaktır. Klimalı ofis ortamında televizyon ve bilgisayar başında vakit geçirilmesi, düzensiz az uyku bu rahatsızlıkları arttırır. Bu rahatsızlıklarla karşılaşmamak için ortam ısısının ve hava hareketlerinin mümkün mertebe ayarlanması, havalandırma yapılması, bilgisayar ya da televizyon ekranı başından belli aralıklarla kalkılması, bol su içilmesi ve suni göz yaşı damlasının kullanılması gerekiyor" dedi. Hayatımıza ilk defa yüzyıl önce giren klimalar, evlerde, iş yerlerinde, arabalarda yaz aylarının vazgeçemediğimiz serinleticileri oldu. İçecek ayranımız olmasa oluyor ama, klimasız yaşayamıyoruz. Herkes sıcaktan bunalırken, terlerken, oflayıp puflarken... serin bir ortamda çalışmak, yaşamak elbette çok iyi de, klimaların bazı rahatsızlıklara yol açabileceğini de bilmek lazım. Klima çarpması Klimanın üflediği serin havanın karşısında durmak pek doğru değil; hele de dışarıdan terlemiş olarak gelmişseniz. Terin üzerinizde aniden soğuması klima çarpmasına' sebep olabilir. Boynunuz tutulabilir, başınızı çeviremezsiniz; nefes alırken göğsünüzde bıçak batar gibi ağrılarınız olabilir. Havanın doğrudan vücudunuza gelmemesi için klimaların ayarlanabilen kanatçıklarından yararlanabilirsiniz. Klimayı çok düşük değerlere ayarlamak sağlık için doğru değil. İdeali, ısının derece arasında, nispi nemin de %40-50 arasında olacak şekilde ayarlanmasıdır. Klima ateşi Klimaların ve diğer merkezi havalandırma sistemlerinin neden olduğu önemli rahatsızlıklardan biri tıp dilinde humidifier fever Türkçe' de klima ateşi ismiyle bilinen hastalıktır. Klima ateşine, air-condition sistemlerinden başka, evlerde kullanılan ve halkımızın kısaca soğuk buhar' diye bildikleri nem yapıcı aletler ile akciğer hastalarına solunum yoluyla ilaç vermeye yarayan nebülizatör denilen aletler de neden olabilirler. Hastalık, bu tür aletlerin su haznelerinde üreyen çeşitli bakteri ve mantarların veya bunlara ait çeşitli toksinlerin, özellikle de endotoksinlerin solunum havasına karışması sonucu ortaya çıkmaktadır. Klima ateşi, gerçek bir enfeksiyon hastalığı olmayıp vücudumuzun çeşitli bakterilere karşı gösterdiği bir tür aşırı duyarlılıktan kaynaklanan bir tablodur. Hastalık, mikroplarla kirlenmiş air-condition veya nemlendirme sistemlerine maruz kalındıktan birkaç saat sonra ateşli bir hastalık gibi başlar. Belirtilerin ortaya çıkması nadiren 12 saati de bulabilir. Şikáyetler genellikle hafta başında veya tatil veya dönüş günlerinde görülür. Bir süre kullanılmayan klimaların ilk çalıştığı günlerde de belirtiler daha fazladır. Hastalarda ateş, titreme, kas ve eklem ağrıları, yorgunluk, hálsizlik, bitkinlik... gibi daha çok gribi hatırlatan şikáyetler vardır. İş yerine geldikten birkaç saat sonra başlayan belirtiler akşama doğru şiddetlenir ve gece eve döndükten sonra da devam ederse de, hastaların çoğu saat içinde tamamen düzelirler. Bazı hastalarda nadiren şiddeti çok fazla olmayan öksürük, nefes darlığı ve çarpıntı gibi yakınmalar da o- labilir. Klima ateşi, bu belirtileri ile soğuk algınlığı, grip, bronşit ve zatürree gibi solunum yolları enfeksiyonları ile karıştırılabilir. Zatürree ile aralarındaki en önemli fark, klima ateşi olan hastaların akciğer röntgenlerinin normal olmasıdır. Klima ateşi, hastanın klima bulunan ortamdan uzaklaştırılması ile düzelir. Antibiyotik veya başka bir ilaç tedavisi gerekli değildir. Alerjik zatürree Klimalaın sebep olduğu alerjik zatürree çocuklarda da görülebilirse de, daha çok 50 yaşın üzerinde olanlarda ve diğer akciğer hastalıklarının aksine sigara içmeyenlerde daha çok saptanır. Tıp dilinde ventilasyon pnömonitisi olarak isimlendirilen alerjik zatürreeye, air-condition sistemlerinin nemlendirme bölümünde üreyen ve küf mantarları ve bazı bakteriler neden olmaktadır. Alerjik zatürreenin, ani(akut) ya da sinsi(kronik) başlayan olmak üzere iki türü vardır. Akut alerjik zatürree, içinde küf mantarları bulunan havanın solunmasından 4-6 saat sonra ateş, baş, kas ağrıları ve halsizlik ile gribal bir enfeksiyon gibi başlar. Daha sonra öksürük, balgam, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi... gibi akciğerlere ait belirtiler ortaya çıkar. Ateş yüksekliği ile beraber, kalp hızı ve solunum sayısı da artmıştır. (HABER MERKEZİ)

6

7 SAYFA 8 SAH