Siyasi blokta %60CATLAK!

Transkript

1 EFSANE RÖPORTAJLAR Fiyatı 25 Kr Meskun mahal olmaktan çıkıyor mu? Siyasi blokta Salim %60CATLAK! Seçim sürecindeki söylemlerinde doğrudan AKP yi hedef alan ve 12 yıllık icraatları yerden yere vuran partiler, iş koalisyon hükümeti kurmaya gelince yan çizmeye, söylediklerini unutmaya, yutmaya başladı. Özellikle MHP ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli nin tavrı dikkat çekici derecede ilginç bir seyir izliyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun seçim meydanlarında verilen sözlerin gereği, AKP siz bir hükümet modeli için büyük bir fedakarlık göstererek Devlet Bahçeli ye başbakanlık teklif etmesi ve ret yanıtı alması siyaseten tartışılmaya, yorumlanmaya açık bir tutum ve söylem. HABERİ 12. SAYFADA Ensarioğlu na göre; Seçim, bomba, devlet, çatışma Üç dönem Diyarbakır Milletvekilliğinin yanısıra Devlet Bakanlığı da yapmış olan ve son seçimde AKP Diyarbakır 2. sıra milletvekili adayı olan, Ensarioğlu aşiretinin başındaki isim Salim Ensarioğlu bölgedeki, Türkiye deki gelişmeleri ve siyaset gündemini Efsane Güzeldereli ye değerlendirdi. Seçim sonuçlarını, Diyarbakır da patlayan bombaları ve bölgedeki çatışma ya da çatışmasızlığa dair olumlu, olumsuz ne varsa, tüm olaylara kendi penceresinden bakan Ensarioğlu, çok çarpıcı ifadeler kullandı. Efsane GÜZELDERELİ nin röportajı YARIN YediGün de İhracat olmazsa olmazımız Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Türkiye'nin muasır medeniyetler yoluna devam etmek ve 2023, 2053, 2071 hedeflerine ulaşmak istiyorsak, ihracat olmazsa olmazımızdır" dedi. HABERİ 12 DE Çatışma şiddetlendi Öncüpınar Sınır Kapısı'nın karşısındaki Es Selame Sınır Kapısı ile Halep'in Azez ilçesini ele geçirmek isteyen IŞİD militanlarının saldırısı sürüyor. Azez ve sınır kapısına doğu bölgesinden saldıran IŞİD militanlarına, muhalif gruplar oluşturduğu Fetih Ordusu karşılık veriyor. IŞİD ve muhalifler arasında sınır hattındaki Kızıl Mezra köyünde yoğunlaşan çatışmalar sırasında meydana gelen patlamaların ardından oluşan yoğun duman ve yaşanan tedirginlik Türkiye tarafından da görülüyor. Suriye'de birçok köy ve kasabayı elinde bulunduran IŞİD ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasında çatışmalar da devam ediyor. Suriye ordusuna ait helikopterin Halep'te muhaliflerin denetimindeki Kellase ile Kasile semtlerine varil bombalarıyla düzenlediği saldırılarda 14 kişi öldü, 20 kişi yaralandı. Ak Saray aklandı Muhalefet partilerinin seçim meydanlarındaki en önemli malzeme - lerinden biri olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Ak Saray ın kaçak olduğuna dair iddialar, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin, AOÇ nin Başbakanlık'a ayrılan belediye hissesini Cumhurbaşkanlığı adına tahsis etmesiyle halledildi. HABERİ 12. SAYFADA Fehmi Koru Üçüncü seçenek 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 19. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 17. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 17. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz ALIN SİZE İNSAN HAKLARI Yuh olsun sizin insanlığınıza İslam coğrafyası öylesine vahşet görüntülerine sahne oluyor ki; balinalar, foklar, ağaçlar için harekete geçen dünya, varil bombaları altında can veren çocukların vahşice katledilmesini görmezden geliyor. Hatta, bu vahşetin zeminin hazırlıyor, silahını sağlıyor Yuh olsun sizin insanlığınıza, demokratlığınıza Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi ANKARALILAR iftarda buluştu Ankaralı Dernekler Federasyonu'nun Keçiören de düzenlediği geleneksel iftar buluşması, Ankaralıları bir araya getirdi. İftar programına AK Parti Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Sağlık eski Bakanlarından Halil Şıvgın, Ankara Dernekleri Federasyonu Başkanı Celalleddin Uludağ, AK Parti Milletvekili adayları Ercan Kınacı, Adem Ceylan, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kenan ERGEN in haberi 5. SAYFADA

2 2 SİNEMA TV / MAGAZİN Ünlü saksafoncu Francesco Bearzatti, İstanbul da sahne aldı İSTANBUL - Yaşayan önemli saksafon sanatçılarından Francesco Bearzatti, Akbank Sanat Caz Günleri kapsamında konser verdi. Aksanat'ta verdiği "Monk'n Roll" isimli konserde sanatçıya, "Tinissima Quartet" grubu üyeleri trompet sanatçısı Giovanni Falzone, kontrbas, bas gitar ve bas flüt sanatçısı Danilo Gallo, davul ve perküsyon sanatçısı Zeno De Rossi eşlik etti. Sanatçı, konser öncesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçük yaşlarda müziğe başladığını anlatarak, caz kariyerine başlamadan pop, rock, folk, elektronik ve daha birçok türde müzik yaptığını dile getirdi. Bearzatti, müziğe ilgisi konusunda ailesinin kendisine saygı duyduğunu belirterek, "Klasik müzik eğitimi alırken, gerçekten saygı duyuyorlardı. Klasik müzikten ayrılıp caz ve blues müziğine yönelince, ilk başlarda çok karşı çıktılar. İlk saksafonumu aldığımda, amcamdan borç para almak zorunda kalmıştım. Çünkü ailem izin vermemişti. İyi bir saksafondu ve pahalıydı. Amcama parasını ödeyebilmek için bölgemizdeki halk müziği grubuna kaydolarak her hafta sonu çalıştım" ifadelerini kullandı. İstanbul'a ilk defa 2005'te gezmek için, 2010'da ise konser için geldiğini aktaran Bearzatti, "İstanbul'da olduğumuz için çok mutluyuz ve gurur duyuyoruz" dedi. En İyi Avrupa Müzisyen Ödülü'nün sahibi olan sanatçı, müzik otoriteleri tarafından kuşağının yetenekli saksafoncularından biri olarak gösteriliyor. Sanatçı, 2003'te İtalyan eleştirmenleri tarafından Caz dalında, "Genç Yetenek Ödülü" ile "En İyi Tenor Saksafon Ödülü"nü ardından ise Musica Jazz tarafından verilen "En İyi Saksafoncu Ödülü"nü kazanmıştı. Macaristan'da "Müzeler Gecesi" Etkinliği yapıldı BUDAPEŞTE - Macaristan'da "Müzeler Gecesi" etkinliği kapsamında başkent Budapeşte ve birçok şehirde yüzlerce müze ve sanat galerisi gece boyunca ziyaretçileri kabul etti. Müzeler Gecesi kapsamında Budapeşte'de faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü Budapeşte Türk Kültür Merkezi de çeşitli etkinlikler düzenlendi. Ege Üniversitesi dans oyunları grubu, Ege ve Karadeniz bölgesine ait halk oyunları gösterisi sundu. Gösteri sonrası ziyaretçilere Türk halk oyunları hakkında bilgiler verildi ve çeşitli figürler öğretildi. Elif sanatçısı Serhat Kula tarafından düzenlenen atölye ile elif sanatı tanıtıldı, tarihçesi hakkında bilgiler verildi. Macar ziyaretçiler tarafından ilgiyle izlenen Hacivat Karagöz gösterisi sonrası oyunun tarihçesi ve Türk mizah kültüründeki yeri anlatıldı. Misafirlere Türk çayı ve tatlıları ikram edildi. Macarlar, etkinlik kapsamında gece boyunca ülke genelinde saatlerinde, 300'ün üzerinde müze ve sanat galerisini tek bir biletle ziyaret etme imkanı buldu. Vizyona yeni girecek filmler "Jurassic World" Chris Pratt, Bryce Dallas Howard, Ty Simpkins ve Nick Robinson'un oynadığı "Jurassic World", haftanın bir başka aksiyon ve macera içerikli filmi. Çığır açan Jurassic Park serisinin uzun süredir beklenen yeni filmi Jurassic World'ün sorumlu yapımcılığını Steven Spielberg üstlenirken, filmin yönetmen koltuğunda Colin Trevorrow bulunuyor. "Ajan" Paul Feig'in yönettiği filmin başrollerinde Melissa McCarthy, Jason Statham, Jude Law ile Rose Byrne yer alıyor. Komedi türündeki filmin konusu şöyle: "Susan Cooper (Melissa McCarthy) masa başı çalışan alçak gönüllü bir CIA analisti, aynı zamanda en tehlikeli görevlerin ardındaki duyulmamış kahramandır. Ancak partneri (Jude Law) ve diğer gözde ajan (Jason Statham) deşifre olunca, öldürücü silah tüccarlarının dünyasına sızmak ve dünya çapında bir felaketi önleme görevi ona düşer." "Küçük Karmaşa" Kate Winslet, Matthias Schoenaerts, Alan Rickman ve Stanley Tucci'nin oynadığı filmin yönetmenliğini Alan Rickman yaptı. Rickman'ın hem yönetip hem rol aldığı film, Kral 14. Luis zamanında mesleğini icra etmek için sınıf ve cinsiyet ayrımlarıyla boğuşmak zorunda kalan bir kadın peyzaj mimarının (Kate Winslet) hikayesini anlatıyor. 06:18 İstiklal Marşı ve Günün 06:20 Pastane 07:05 Osmanlı Tokadı 09:05 Böyle Bitmesin 11:00 Benim Camim 11:10 Sofraya Buyurun 11:25 Değişen Hayatlar 12:00 Sen Olsan Ne Yapardın? 12:50 Yeşil Deniz 15:00 Pastane 16:00 Kıssalı Harikalar Kumpanyası 16:05 Seksenler 18:10 Gönül Köprülerimiz 18:45 Ana Haber Bülteni 19:00 Ramazan Sevinci 20:50 Zeyrek ile Çeyrek 22:00 Yunus Emre 23:30 Diriliş "Ertuğrul" 02:00 Sahur Bereketi 07:00 Çocuklar Duymasın 08:30 Hz. Ömer 09:25 Resulullah 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Çocuklar Duymasın 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 19:45 Nihat Hatipoğlu ile İftar 21:15 Döndür Şansını 23:30 Cevap Sende 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE DİZİ-TEKRAR 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI KADIN PROGRAMI-CANLI 15:00 DUDAKTAN KALBE 17:00 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:50 YABANCI SİNEMA SON OYUN 22:00 YABANCI SİNEMA 23:30 HAYATIN RENGİ 01:20 YABANCI SİNEMA TEKRAR 02:40 YABANCI SİNEMA TEKRAR 04:10 DÜNYAYI GEZİYORUM TEKRAR 05:10 BOKS GECESİ (TEKRAR) 05:00 İnsanlar Alemi 06:00 Küçük Kadınlar 07:00 Kadın İsterse 08:00 Dürüye'nin Güğümleri 10:00 Muhteşem Yüzyıl 12:30 Güzel Köylü 14:30 Ben Olsam 16:15 Sultan 18:30 Star Haber 19:15 Çarkıfelek 20:30 Hobbit: Beklenmedik Yolculuk 23:30 Yerli Dizi 01:30 Fatih Çıtlak ile Sahur 00:15 Ütopya 01:30 Ver Fırına 02:30 Aramızda Kalmasın 04:30 Şeffaf Oda 05:30 Para Bende 06:30 Oynat Bakalım 07:15 Disney Çocuk Kuşağı 08:15 Magazin 08:45 Aramızda Kalmasın 11:45 Oynat Bakalım 12:45 Para Bende 14:00 Kaçak Gelinler 15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 17:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 06:00 Geniş Aile GENİŞ AİLE 06:45 Günaydın 09:30 Alın YazımALIN 11:00 Bana Her Şey Yakışır 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Küçük Ağa 19:55 FİLİNTA Televizyon tarihinin ilk Osmanlı Polisiyesi olan Filinta, adalet, dostluk, kardeşlik kavramlarını ortaya koyan bir dizi. İlim irfan sahibi Kadılar, adaletin kılıcını 600 yıl Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'de taşımış, dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Osmanlı İmparatorluğu nun yüzyıllar boyunca dirliğini sağlamış, toplumda huzuru ihtisas etmişlerdir. Filinta işte bu nedenle, Osmanlı nın temel gücü olan hukuka bir saygı duruşudur. Hikaye Galata Kadısı Gıyasettin Hatemi ve onun yetiştirdiği Galata Amiri Filinta Mustafa ekseninde geçmektedir. Mustafa oldukça zeki, maharetli, yakışıklı bir gençtir. Kendisi gibi öksüz ve yetim olan en yakın arkadaşı Ali ile birlikte zaptiye olarak görev yapmaktadır. 19:50 SAVAŞ SANATI 2 Orjinal İsmi:The Art Of War II: Betrayal Yönetmen:Joseph Rusnak Oyuncular:Wesley Snipes, Lochlyn Munro, Ryan Macdonald Yapım Yılı:2008 Tür:Aksiyon/Gerilim Ajan Neil Shaw, akıl hocasının öldürülmesinden sonra intikam almak için geri döner; fakat kendini kuvvetli bir ihanet ve yozlaşma rüzgarının içinde bulur. Senatör adayı ve yakın arkadaşının emrinde çalışan Shaw, işleri yoluna koymakla görevlidir. Fakat ölü sayısı her geçen gün artmaya başlayınca bir çember içine alındığını fark eder. Şimdi yumruklarını, herkesin onun arkasında olduğunu düşündüğü bir suikast çemberini aydınlatmak için savuracaktır. Yapımı : ABD, YeniZelanda Tür : 3 Boyutlu, Fantastik, Macera Süre: 169 Dak. Yönetmen : Peter Jackson Oyuncular : Elijah Wood, Cate Blanchett, Hugo Weaving, Ian McKellen, Andy Serkis Senaryo : Peter Jackson, Guillermo del Toro, Fran Walsh, Philippa Boyens Yapımcı : Peter Jackson, Fran Walsh Bilbo Baggins sakin hayatını rutin bir şekilde sürdürürken kapısı çalınır ve içeriye Gandalf girer. Bilbo Baggins ve beraberinde 13 cüce, Ejderha Smaug un zamanında cücelerden çaldığı hazineyi kurtarmak üzere uzun bir macera için ilk adımlarını atacaklardır. 20:30 HOBBİT

3 bölge haberleri 3 İHH ramazanda 1 milyon insana yardım eli uzatacak KİLİS - İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, ''Bu ramazanda en az bir milyon insana ulaşacağız. 93 ülke ile Türkiye'deki 76 şehirde yardım faaliyetlerimiz olacak'' dedi. Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslam dünyasının bir ramazana daha kan ve gözyaşı içerisinde girdiğini söyledi. Onun için ramazanda yapılan yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmanın gayreti içerisinde olduklarını belirten Yıldırım, "Ama en önemlisi Suriye çünkü Suriye'de yardımlar azalmış durumda'' diye konuştu. Suriye halkının ihtiyacının her geçen gün arttığını dile getiren Yıldırım, ramazan vesilesiyle yardım yapacaklara destek için çağrıda bulundu. Yıldırım, şunları söyledi: ''Oradaki çocuklar, kadınlar, yaralılar ve ihtiyarlar bu yardımları bekliyorlar. Bize gelen yardım talepleri arttı. Bu da şunu gösteriyor ki dünyadaki yardımlar kısıtlanıyor. Şu anda Suriye halkı bir taraftan kendi malını, namusunu ve canını korumaya çalışırken diğer taraftan da kendisine gelen insani yardımların azlığıyla mücadele ediyor. Açlık ve susuzluk gerçekten büyük bir imtihan. Umarım bu imtihanı vermelerinde onlara yardımcı oluruz. Bu ramazanda en az bir milyon insana ulaşacağız. 93 ülke ile Türkiye'deki 76 şehirde yardım faaliyetlerimiz olacak. Her ramazanda yaptığımız gibi bu ramazanda da yoğun bir şekilde mültecilerin olduğu savaş bölgelerinde ve yoksulluğun kronikleştiği yerlerde yardımlarımızı dağıtacağız.'' Yıldırım, İHH'nın dünyanın birçok ülkesinde gönüllü çalışanlarının olduğunu, 10 bine yakın kişinin her tarafa yardım ulaştırabilmek için gayret göstereceğini söyledi. Suriye'de iç savaşın devam ettiğini anımsatan Yıldırım, muhalif grupların Suriye'de bazı yerleri alınca, rejim ve rejime yardım eden uluslararası güçlerin sivilleri bombalamaya devam ettiğini belirtti. Son zamanlarda bombardımanların yoğunlaştığını belirten Yıldırım, ''Bu nedenle göçler arttı. Şu anda Türkiye'ye gelmek isteyenler ile Suriye içerisinde iç göç hadisesi yoğunlaştı. Bu nedenle yardımlara ihtiyaç da arttı. Askeri açıdan muhalifler başarı kazanıyor ancak mültecilerin sayısı da artıyor" diye konuştu. Yaz Kur'an kurslarında hedef 5 milyon öğrenci SAKARYA - Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen ve 22 Haziran'da başlatılması planlanan yaz Kur'an kurslarında 5 milyon öğrenciye eğitim verilmesi hedefleniyor. Türkiye Camii ve Kur'an Kursu Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Recep Kıyak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okulların yaz tatiline girmesiyle Diyanet İşleri Başkanlığınca öğrencilere yönelik yaz Kur'an kursları düzenlendiğini söyledi. Kursların 22 Haziran'da başlayacağını, kayıtların bütün camilerde devam ettiğini belirten Kıyak, şunları söyledi: "Velilerimizden bu konuda duyarlı davranmalarını, çocuklarını Kur'an kurslarına yollamalarını istiyoruz. Bütün öğrenci kardeşlerimizi camilerimize bekliyoruz. Kurs hocalarımız ve imamlarımız, 15 Haziran'dan itibaren kayıtlara başladı. Türkiye genelinde şu anda 86 bin camimiz var, 40 bine yakın da Kur'an kursumuz var. Kurslarımızda herhangi bir sıkıntı yoktur. Diyanet İşleri Başkanlığımız da cami ve Kuran kurslarımızı yakın takibe aldı. Yeterli gelmeme gibi bir durum yok. Talep olduğu sürece Diyanet İşleri Başkanlığımızca buna cevap verecek şekilde yer tahsis edilecek." Yaz Kur'an kurslarına geçen yıl 3 milyon 154 bin 68 öğrencinin başvurduğunu ifade eden Kıyak, "Yıldan yıla artış var. Türkiye'deki cami dernek başkanlarımızın, kurslara gelen çocuklara hediyeler alıp teşvik edici çalışmalar yapmalarını istiyorum. Bu konuda çalışmamız da var. Cami derneklerimizi bu konuda uyardık. Hedefimiz 5 milyon. Cenab-ı Allah da inşallah bizleri mahçup etmez. 5 milyondan aşağı düşürmemeye çalışıyoruz" dedi. Demirel in hediye ettiği şapkaya gözleri gibi bakıyorlar Gaziantepli Ökkeş Titiz ile Bartınlı Yılmaz Kalafat yaşamını yitiren 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yıllar önce kendilerine hediye ettiği şapkaya gözü gibi bakıyorlar. GAZİANTEP - Türkiye Muhtarlar Federasyonu Başkan Yardımcılığı ve Gaziantep Muhtarlar Derneği Başkanlığı görevini yürüten Titiz, Demirel'e hayranlığıyla biliniyor. Savcılı Mahallesi'nde işlettiği otelin lobisini Süleyman Demirel ve diğer devlet büyükleriyle çektirdiği fotoğraflarla süsleyen Titiz, içerisinde Demirel'in imzası ve notu bulunan şapkayı, camdan yaptırdığı özel bölmede saklıyor. Titiz'in Demirel'e hayranlığını bilen yakınları, telefonla arayarak ya da ziyarete gelerek Titiz'e başsağlığı diliyor. Titiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 25 yıldır muhtarları temsil eden çeşitli görevlerde bulunduğu söyledi. Bu görevleri sırasında Demirel'i de ziyaret ettiğini, Gaziantep'e geldiğinde de karşıladığını anlatan Titiz, "Merhum cumhurbaşkanımızı hem makamında hem de konutunda defalarca ziyaret etme imkanı buldum ayrıca Gaziantep'e her geldiğinde de görüşürdük. Kente her gelişinde şapkasını bana hediye etmesini isterdim. Tam tarihi hatırlamıyorum ama 1994 veya 1995 yılındaki ziyareti sırasında, bana şapka hediye etmesi konusunda kendisinden söz aldım" diye konuştu. Aldığı sözün ardından yaklaşık 2 ay sonra Ankara'ya gidip Demirel'den randevu talep ettiğini belirten Titiz, bu ziyaret sırasında da Demirel'in içerisine el yazısıyla "En iyi dileklerimle, sevgi ve saygılar" yazıp imzaladığı şapkasını kendisine hediye İSTANBUL - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi'nin (UKOME) toplu taşıma araçlarını daha güvenli hale getirmek için aldığı karar üzerine, 30 Haziran'a karar bu araçların tümünde güvenlik kameralı sistem olacak. Belirtilen tarihe kadar GPS ve kamera uygulamasına geçmeyen esnafa, Çalışma Ruhsatı ve Güzergah Kullanım İzin Belgesi verilmeyecek. Mersin'de üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın, yolculuk yaptığı minibüsün şoförü tarafından hunharca katledilmesi toplu taşıma araçlarındaki güvenlik sorununu gündeme getirirken, UKOME'nin aldığı kararla İstanbul'da hizmet veren kamu, personel, okul servis araçlarına GPS ve dış kamera, diğer tüm toplu taşıma araçlarına ise GPS ve iç kamera takılması zorunlu hale getirilmişti. Toplu taşıma araçlarını güvenli hale getirmek için alınan karara göre, ay sonuna kadar tüm toplu taşıma araçlarına GPS ve dış kamera, diğer tüm toplu taşıma araçlarına ise GPS ve iç kamera takılacak. Uygulamayla ayrıca, toplu taşıma araçlarını kullanan özellikle kadınların sıklıkla yaşadıkları taciz ettiğini söyledi. Şapkayı çocuklarına miras bırakacağını aktaran Titiz, "Bu şapka benim için çok değerli. Benim gözümde Türkiye'nin bütçesi kadar değerli. Şu an tüm mal varlığım gitse, bu şapkanın kalması benim için yeterli. Çünkü bildiğim kadarıyla böyle imzalı şapka sadece bende var" dedi. Demirel'i "çok büyük bir devlet adamı ve milletin babası" diye nitelendiren Titiz, şunları söyledi: "Öldüğünü ilk duyduğumda çok üzüldüm ve saatlerce ağladım. Belki babam öldüğünde bile bu kadar ağlamamıştım. Demirel benim için çok kıymetliydi. Sadece benim için değil, Türkiye ve dünya için de önemli bir adamdı. Seçilmiş, 6 kere gitmiş 7 kez gelmiş bir adamdı. Mekanı cennet olsun, bizim gibi geride bıraktıklarına da Allah sabır versin." Titiz, merhum Demirel'in "Şapkayı kaptırmam" sözü hatırlatılınca, "Evet şapkasını kaptırmazdı ama ben bir anlamda kaptım. Bana güzel bir hediye verdi. Allah ondan razı olsun" dedi. BARTINLI YILMAZ KALAFAT, 29 YIL ÖNCE KENDİSİNE HEDİYE ETTİĞİ ŞAPKAYI ÖZENLE SAKLIYOR Bartınlı Yılmaz Kalafat, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 29 yıl önce kendisine hediye ettiği şapkayı özenle saklıyor. Kentte yaklaşık 60 yıldır sanayi sitesinde kaportacılık yapan ve Demirel'e hayranlığıyla tanınan 77 yaşındaki Kalafat, 1986 ara seçimleri nedeniyle miting için olaylarının da son bulması hedefleniyor. Son tarih olan 30 Haziran Salı gününe kadar, GPS ve kamera uygulamasına geçmeyen esnafa, Çalışma Ruhsatı ve Güzergah Kullanım İzin Belgesi verilmeyecek. Toplu taşıma hizmeti veren esnafa tanınan sürenin bitmesine günler kala, Harem Gebze Minibüsçüleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, şoförlerin ve yolcuların güvenliğini artırmak için hatlarındaki 376 araca güvenlik kamerası sistemi taktırmaya başladı. Bartın'a gelen Süleyman Demirel'den şapkasını istedi. Demirel'in elinden aldığı ve içerisinde imzası ve notu bulunan şapkayı 29 yıldır saklayan Kalafat'ın Demirel'e hayranlığını bilen yakınları, telefonla arayarak kendisine başsağlığı diliyor. Kalafat, gazetecilere yaptığı açıklamada, 28 Ekim 1986'da gerçekleştirilen seçimler öncesinde DYP Genel Başkanlığı döneminde Süleyman Demirel'in miting için kente geldiğini söyledi. Kendisinin de Demirel'e şehir stadyumundan miting alanına kadar şoförlük yaptığını ifade eden Kalafat, "Bende o dönemlerde de çok büyük bir Demirel hayranlığı vardı. Kendisini çok severdim ve o bizim babamızdı. Bartın'a geldiğim gün hayranlığımı kendisiyle paylaştım ve şapkasını hatıra için istedim. O da hiç itiraz etmedi ve bana 'şapkayı, mitingden sonra sana vereceğim' dedi ve verdi. O gün bugündür büyük bir özenle saklıyorum" dedi. Demirel'in vefatından büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Kalafat, "Öldüğünü ilk duyduğumda çok üzüldüm ve ağladım. Bizim babamızdı, biz ona 'baba' derdik. Benim için çok kıymetliydi. Demirel, insanlara tepeden bakan birisi değildi, içimizden biriydi. Allah nur içinde yatırsın. Cenazesine çok gitmek istiyordum ama maalesef şu anda sağlığım el vermiyor ama törenden sonra mutlaka gidip duamı edeceğim, namazımı kılacağım" diye konuştu. İstanbul'da kamerasız toplu taşıma aracı kalmayacak Dernek Başkanı Ramis Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm minibüslerine GPS ve 3G'li kamera sistem taktıklarını belirterek, UKOME'nin aldığı kararın doğru ve yerinde olduğunu söyledi. Sistemin, şoförlerle yolcularının can ve mal güvenliğini artıracağını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti: "Bu sistem toplu taşıma araçlarında olmazsa olmazdır. Özgecan cinayetinde de derin üzüntü duyduk. İnsanlık dışı bu cinayetin olmamasını isterdik. Minibüsçü olarak da kabul etmiyoruz. Bu tür olayların yeniden yaşanmaması için araçlarda güvenlik sistemlerinin olması gereklidir. Kameraların caydırıcı olacağını düşünüyoruz. Suç işlendiğinde de kimin suçlu olduğunu tespit etmek kolaylaşacak. Kamera takılan araçlarımızda suç oranının hemen hemen sıfıra indiğini gördük. Şoförlerimiz takip edildiğini bildiklerinden, hal ve hareketlerine daha dikkat edecektir. Bu da müşterilerimize yönelik hizmet kalitemizde artış sağlayacaktır. Güven ortamından dolayı yolcuların minibüsleri daha çok tercih edeceğini bekliyoruz." Beyşehirli balıkçılar Vira bismillah dedi KONYA - Türkiye'nin en büyük tatlı su gölünün bulunduğu Konya'nın Beyşehir ilçesinde balıkçılar sezonu açtı. Su ürünleri av yasağının son bulmasının ardından "Vira bismillah" diyerek Beyşehir Gölü'ne ağ sermeye başlayan balıkçılar, ilk gün mesaisinin ardından ağları toplayarak kıyıya döndü. Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Erol Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Mart'ta başlayan su ürünleri av yasağının 15 Haziran'da bittiğini söyledi. Türkiye'nin önemli tatlı su ürünü üretim merkezlerinden Beyşehir Gölü'nde daha önce 650 balıkçının faaliyet gösterdiğini ifade eden Erdoğan, bu yıl 320 balıkçı olacağını öngördüklerini dile getirdi. Bu sayının hasat dönemi dolayısıyla önümüzdeki günlerde daha da düşeceğine işaret eden Erdoğan, "Ama ilerleyen aylarda balıkçı sayısının artma ihtimali var" dedi. Yasak sezonda av yapmayarak kurallara uyan balıkçılara teşekkür eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu sezon balıkçıların büyük bölümü yasaklara uydu. Bu da üreme döneminde göldeki balık popülasyonuna olumlu etki yaptı. Serbest zamanda da yine kurallara uygun şekilde av yapmalarını bekliyoruz. Artık balıkçılarımız gölde daha bilinçli avcılık yapmaya başladı. Bu da bizleri sevindiriyor. Şu anda gölden tatlı su balığı olarak sazan ve levrek, az miktarda da kızılkanat çıkıyor." Beyşehirli balıkçı Hasan Katmerci de bu sene güzel bir sezon geçirmeyi umduğunu söyledi. Katmerci, "Yeni sezonda 'Vira bismillah' dedik, balıklarımız dükkanlarımıza gelmeye başladı. İlk gün avlanan balıklar fena değildi. Bu sezondan umutluyuz. Bu yıl inşallah özellikle ramazan ayında balık severlere, halkımıza daha uygun fiyatta balık yedirmek istiyoruz" diye konuştu. Jandarma 31 bin mağdur kadına yardım eli uzattı ANKARA - Jandarma Genel Komutanlığının "Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Önlenmesi" projesi kapsamında 31 binin üzerinde mağdur kadına ulaşıldı, 12 bin 500 tedbir kararı alındı. Jandarma Genel Komutanlığınca iki yıldır yürütülen "Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Önlenmesi" projesinin kapanış töreni gerçekleştirildi. Törene, Proje Lideri Jandarma Kurmay Albay Ahmet Özkurt, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Müsteşarı François Begeot, Proje Takım Lideri Marie-Ange Goessens, uzmanlar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Törende açıklanan proje sonuçlarına göre, iki yılda 31 binin üzerinde mağdur kadına ulaşıldı, 12 bin 500 tedbir kararı alındı. 30 pilot ilde uygulanan proje kapsamında, 200'ün üzerinde faaliyet gerçekleştirildi. Kadına yönelik aile içi şiddet ile mücadele, toplumsal cinsiyet eşitliği, ulusal ve uluslararası kanunlar, şiddetin çeşitleri gibi konularda 10 bin er ve erbaş ile 2 bin rütbeli personel eğitildi. Proje başında 14 olan Çocuk ve Kadın Kısım Amirlikleri 37'ye çıkarıldı. Jandarma içinden 20'si uzman eğitici olmak üzere kadına yönelik aile içi şiddetle mücadele konusunda 250 eğitici yetiştirildi. Törende konuşan proje lideri Jandarma Kurmay Albay Ahmet Özkurt, Türkiye genelinde kadına yönelik fiziksel veya cinsel şiddetin 2008'den itibaren düşme eğilimi gösterdiğini, ancak hala yüzde 37,5 gibi yüksek oranın olduğunu belirtti. Türkiye genelinde 2008'de yüzde 48,5 oranının, 2014'te yüzde 44,3'e indiğine dikkati çeken Özkurt, "Jandarma bölgesinde yaşadığı şiddeti gizleyen kadınların oranı, Türkiye geneline göre yaklaşık yüzde 10 daha fazla olduğu görülüyor" dedi.

4 4 ANKARA Altındağ Belediyesi, Ali Ersoy, Beşikkaya, Çamlık, Doğantepe, Feridun Çelik, Karapürçek, Sakarya, Gülpınar, Güneşevler Mahalleleri ne yaklaşık 60 bin metrekare yeni tretuvar taşı, 50 bin metre bordür döşüyor. Altındağ Belediyesi nin gerçekleştirdiği çalışmalarla cadde ve sokakların çehresi daha estetik bir görünüme kavuşurken, yayaların ulaşımı daha kolay bir hale geldi. Toplumsal duyarlılığıyla adından sıkça söz ettiren Altındağ Belediyesi, bu çalışmalar kapsamında engelli vatandaşları da göz ardı etmedi. Altındağ Belediyesi tarafından engelliler için yapılan kaldırımlar, Ankara daki ilçe belediyeler arasında bir ilk olma özelliğini taşıyor. Özellikle görme engelli vatandaşlar için kaldırımlara yerleştirilen tretuvar taşları, tam 60 bin metre uzunluğunda Altındağ Belediyesi, engellilere yönelik çıkarılan yasanın gereklerini de yerine getirerek, ilçe genelinde kaldırımları 15 santimetre yüksekliğinde yapıyor. Araçların özellikle engelli kaldırımlarının üzerine, geçişi ve yürümeyi engelleyecek biçimde park etmemesi ve yaya trafiğinin aksamaması için de gerekli önlemleri alan Altındağ Belediyesi, bu kapsamda belirli noktalara 5 bin adet de mantar yerleştirdi. Engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmak için önlemler almayı Altındağ Belediyesi, Ali Ersoy, Beşikkaya, Çamlık, Doğantepe, Feridun Çelik, Karapürçek, Sakarya, Gülpınar, Güneşevler Mahalleleri ne yaklaşık 60 bin metrekare yeni tretuvar taşı, 50 bin metre bordür döşüyor. Altındağ da kaldırım çalışması sürdüreceğiz. diyen Başkan Tiryaki, tüm Altındağlı vatandaşlardan bu konuda duyarlı olmasını istedi. Altındağ ın hızla geliştiğini ve gecekonduların yerini modern konutların aldığına dikkati çeken Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, imarı tamamlanan mahallelerde yeni yolların açılması ile de Altındağ ın görüntüsünün tamamen değiştiğini vurguladı. Yeni yol açımlarıyla birlikte asfalt ve kaldırım çalışmalarını da aralıksız sürdürdüklerini ifade eden Başkan Tiryaki, Altındağ ın her mahallesine girildiğini, açılan tüm yeni yolların hızla asfaltlandığını, eskiden iki arabanın zor geçtiği yolların bugün 30 metre genişliğinde bulvarlar haline geldiğini söyledi. Tretuvar çalışmalarına da büyük özen gösterdiklerini kaydeden Tiryaki, özellikle engelli vatandaşlara yaya ulaşımında kolaylık sağladıklarını söyledi. KUR-AN IN AYDINLIĞINDA Fazlı KILINÇ fazlikilic@mynet.com TEKEBBÜR SENDROMU'NUN İLACI İnsanoğlunun birlikte yaşamaya mecbur olduğu Korunmuş Tavan olan sema alemindeki büyük Atmosfer in altında boş bir seda değil hoş bir seda bırakmak için himmeti milleti olan şahsiyetlere ihtiyaç vardır. Hz. Peygamber in hadisi İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır, insanların en şerlisi ise insanlara zarar verendir. buyuruyor Yukarıdaki nebevi hakikat bizlere çok şey anlatmakta ve büyük dersler vermektedir. Yaşanan sorunların, var olan problemlerin çözümünde müracaat edilmesi gereken manevi tılsımı şu şekilde özetlemek mümkündür; Görevliye değil, adanmışa ihtiyaç var. Kimin himmeti milleti ise o tek başına bir millettir nurlu hakikati bencilliği, nemelazımcılığı, ataleti (tembelliği) red etmektedir. Yaşadığı Devr-i Acib te Vilayet-i Şarkiye yi dolaşan Bediüzzaman Hazretleri nin müşahede ve tecrübelerinden anlıyoruz ki memleket insanı dindar olmasa bile başındakini Salih ve mütedeyyin olarak görmek ister. Hz.İbrahimi in Haliliyet ve Hilletiyle manevi bereketini şerefle temsil eden halkımızın,kendisini yönetenlerin halkın değerleriyle barışık olmasını istemesi makbul dualara Âmin ruhunu ortaya koymaktadır. Mütevazı tavrıyla halktan biri gibi davranan şahsiyetlerin manevi dinamikleri referans alan uzlaşmacı tavırları toplum nezdinde memnuniyetle karşılanmaktadır. Halkın memnuniyetini temin edecek gayretlerin boşa gitmeyeceğini ve makbul duaların manevi koruması altında olacağını ümitle intizar etmekteyiz. Âdemoğlunun hepsinin hatakar olduğunu ve hata edenlerin en hayırlısının ise tövbe edenler olduğunu belirten Hz. Muhammed Aleyhisselam ın her asra hitap eden nebevi mesajından şu gerçeği anlamaktayız; Birbirimize hasenatın seyyiata rüchaniyeti cihetiyle yani iyiliklerimizin kusurlarımıza üstünlüğü yönüyle bakılması ve bu şekilde muamele edilmesi gerekmektedir. Su-i zanda isabet etmektense hüsn-ü zanda yanılmanın biri diğerine göre bir tercih nedeni olduğu asla unutulmamalıdır. Yaşar, yeni Müftü Can ı ziyaret etti Yenimahalle'de alt yapı çalışmaları Yenimahalle Belediyesi, ilçenin altyapı ve üstyapı alanında 2015 yılı 100 bin ton asfalt hedefi için dört koldan çalışıyor. İlk altı aylık dönemde yaklaşık 15 bin ton asfalt seren ekipler, 14 bin 977 metre bordür, 6 bin 202 metrekare de kilit taşı döşedi. Yağmurların sona ermesiyle birlikte çalışmalarına hız verecek olan Fen işleri Müdürlüğü personeli, kaliteli hizmete kilitlendi. Yenimahalle Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, yaz döneminde kaldırım ve asfalt çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Bölgedeki sokakları tek tek gezerek ihtiyaçları tespit eden ekipler, Yenimahalle nin yollarını ve kaldırımlarını yeniliyor yılında 106 bin asfalt serimi, 60 bin 115 metre bordür ve 37 bin 729 metrekare kilit taşı döşeyen belediye, 2015 hedeflerini de tutturmak için arı gibi çalışıyor. 381 personel ve 47 iş makinası ile Yenimahalle halkına hizmet veren Fen İşleri Müdürlüğü, kaldırımsız ve asfaltsız yol bırakmıyor. Batıkent, Şentepe, Varlık Mahallesi, Karacakaya, Yenimahalle merkezde çalışmalar yoğunlaşırken, ihtiyaca göre her bölgede altyapı hizmetleri yıl boyunca devam edecek. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Rize İl Müftü Yardımcısı iken Yenimahalle İlçe Müftülüğüne atanan Rüstem Can ı makamında ziyaret etti. Can a İlçemize hoş geldin diyen Yaşar, Yenimahalle de tüm kurum ve kuruluşların işbirliği içinde çalıştığını, bu huzur ortamının en çok da ilçe sakinlerini memnun ettiğini söyledi. Biz Yenimahalle Belediyesi olarak elimizden geldiği kadar camilerimize sahip çıktık. Bu sene de çalışmalarımız sürüyor ifadelerini kullanan Yaşar, Devletin kurumları işbirliği ile kolektif çalışırsa, şura senin alanın bura benim bölgem demeden nerede ihtiyaç varsa destek olunursa, halk da mutlu olur, tüm yöneticiler de daha rahat nefes alır. Belediye başkanı olarak bugüne kadar ilçemiz kamu görevlileriyle hiç sıkıntı yaşamadık. İlçemizde birliğimiz hiç bozulmasın. İnşallah sizinle de Yenimahalle mizde güzel hizmetlere hep birlikte imza atacağız dedi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren ve ilçe genelinde yaptığı hizmetler için Başkan Yaşar a teşekkür eden Müftü Can İlçemizi yaklaşık 4 aydır dolaşıyorum. Gördüğüm kadarıyla her yerde bir eseriniz var. Camilerimiz katkılarınızla pırıl pırıl. Daha önce görev yaptığım yerlerde de kapımız herkese açık oldu ve sorunların çözümü noktasında elimizden gelen gayreti göstermeye çalıştık, bundan sonra da böyle olacak. Yenimahalle de kurduğunuz bu güzel işbirliği benimle de devam edecek dedi. Yenimahalle'de sünnet heyecanı Yenimahalle Belediyesi, 3-10 yaş arası çocukları sünnet ettirmeyi sürdürüyor. Medikal Park Hastanesi ve Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi nin katkılarıyla sağlıklı ve hijyenik ortamda gerçekleşen sünnet merasimiyle Yenimahalle nin küçük beyleri erkekliğe adım atıyor. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, bu özel günde hem minikleri hem de aileleri yalnız bırakmıyor. Bu yıl toplam 500 çocuğu sünnet ettirecek olan Yenimahalle Belediyesi, Medikal Park ın ardından Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi nde sünnet törenlerine devam ediyor. Bugüne kadar 83 sünnetin gerçekleştiği Turgut Özal Üniversitesi Hastanesi nde toplam 300 çocuk sünnet edilecek. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar da hastaneye giderek, erkekliğe adım atacak Yenimahalle nin minik delikanlılarına destek verdi. Miniklerle yakından ilgilenen ve tek tek sohbet eden Yaşar, çocuklara korkmamaları konusunda telkinde bulundu. Yenimahallelilerin iyi, kötü gününde yanlarında olmaya devam ettiklerini kaydeden Yaşar, düzenlenecek sünnet şöleni ile çocukların sünnet düğünlerini de belediye olarak gerçekleştireceklerini müjdeledi.yaşar, projeye destek veren hastane yönetimine de teşekkür etti.

5 ANKARA 5 KENAN ERGEN- Keçiören Belediyesi ve Ankaralı Dernekler Federasyonu, Keçiören Halil İbrahim Sofrası nda iftar programı düzenledi. İftar programı Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. İftar programına AK Parti Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Sağlık eski Bakanlarından Halil Şıvgın, Ankara Dernekleri Federasyonu Başkanı Celalleddin Uludağ, AK Parti Milletvekili adayları Ercan Kınacı, Adem Ceylan, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programın eçış konuşmasını yapan Enkaralı Dernekler Federasyonu Başkanı Celalleddin Uludağ da, sivil toplum kuruluşlarının demokrasinin ve sosyal hayatın vazgeçilmezi olduğunu ifade ederek, Keçiören Belediyesi 6. Uluslararası Ramazan Etkinlikleri nde sahne KKTC nin oldu. Kalaba Kent Meydanı ndaki KKTC Güzelyurt gecesine AK Parti Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, KKTC Büyükelçisi Fazıl Can Korkut, Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Kılıçgil, Keçiören TOGEM Başkanı Ayten Aydın ve Ankara Dernekleri Federasyonu Başkanı Celaleddin Uludağ da katıldı. Program konser alanındaki KKTC Güzelyurt ve Ankara kültür evlerinin açılışı ile başladı. Kurdele keserek yapılan açılışta Başkan Ak a Milletvekili Ceylan da eşlik etti. KKTC li misafirlere tüm Keçiörenliler adına Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyen Başkan Mustafa Ak, sınırları aşan kardeşlikte sahne sırasının Kıbrıslılarda olduğunu belirterek Aslında bugün biz Kıbrıslılara misafir oluyoruz. Kıbrıs Güzelyurt belediyesi ile aynı zamanda kardeş belediyeyiz. Aramızda çok güzel bir işbirliği var, her sene heyetler karşılıklı olarak gidip geliyor. Onlar bizim Uluslararası Ramazan Etkinliklerimize katılıyorlar, biz de onların Portakal Festivali ne katılıyoruz. Böylece kardeşliğin, birliğin, beraberliğin yaşandığı en güzel örnekleri sergiliyoruz dedi. Büyükelçi Korkut ise, etkinliklerin üçüncü gününde Kıbrıs gecesi düzenlenmesinden çok mutlu olduğunu ifade ederek, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak a böyle güzel bir gece düzenlediği için teşekkür ediyorum. Aynı zamanda bu geceye katkı veren Güzelyurt Belediyesi ne de şükranlarımı sunuyorum. Bu kültür dayanışmasının güzel örneğinde sizler KKTC kültürünü tanıyacaksınız diye konuştu. "STK'lara verdiği destekten ötürü Keçiören Belediye Başkanına teşekkür ediyorum. Keçiören Belediyesi Ramazan'da düzenlemiş olduğu iftar ve Uluslararası Ramazan Etkinlikleri programları ile Türk-İslam kültürünün birlikte yoğrulmasına vesile oluyor" dedi. CEYLAN DAN AK A TEŞEKKÜR İftar sonrası konuşma yapan, Milletvekili Nevzat Ceylan, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak a STK'lara verdiği destekten ve başarılıçalışmalarından dolayı teşekkür ederek, Demokrasilerin güçlenmesinde en önemli unsur STK'lardır. Bizler Ankara'da yaşıyoruz. Ankara'ya doğduğumuz şehre sahip çıktığımız kadar sahip çıkmalıyız. Hepimiz Ankaracı olmalıyız. Ekmeğini yiyip suyunu içtiğimiz Ankaramıza hep birlikte hizmet etmeliyiz" dedi. İÇ MUHASEBE ZAMANI Keçiören Belediyesi ekipleri sokak sokak tarama yaparak asfaltlardaki yıpranmaları gidermek ve yolları daha güvenli ve daha sağlıklı bir görünüme kavuşturmak için bahar ayında başladığı çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Bağlarbaşı Mahallesi 445. ve Gülşen Sokağın asfalt serimini yapan ekipler, Ayvalı Mahallesi 178., 193., 199., 202., 203. sokaklarda ve K. Subayevleri Mahallesi Arif ile Köklü Sokaklarda asfalt serimine devam ediyorlar. Kalaba Meydanı Ramazan etkinlik alanı, Osmangazi Mahallesi Havran Sokak, K. Subayevleri Mahallesi Kış ve Kozanlı Sokak, Adnan Menderes Mahallesi ve Sokakta yama çalışması yapan ekipler, böylece araçlarda sarsıntıya yol açan ve kazalara davetiye çıkaran yıpranmışlığı giderdi. Keçiören Belediyesi ekipleri tüm mahalleleri tarayarak ihtiyaç görülen yerlere anında müdahale ediyor. Karakaya, Ayvalı, Ş. Kubilay, Sancaktepe ve Kanuni Mahallelerinde taramalarını tamamlayan asfalt ekibi, böylece bozuk ve kötü yollara geçit vermiyor. Keçiören Belediyesine bağlı ekipler yayaların can güvenliği ve estetik görünüm için tretuvar ve bordür çalışmalarını da hızlı bir şekilde sürdürüyor. Bağlarbaşı Mahallesi, 445., 444., 442., 428., 440. Sokaklar ile Gönen, Gülşen, Gamze, Güneşli, Delta Sokaklar, K. Subayevleri Mahallesi Kuşadası, Candan, Ankaralı Dernekler Federasyonu' nun Keçiören de düzenlediği geleneksel iftar buluşması, Ankaralıları bir araya getirdi. Ankaralılar iftarda buluştu KENAN ERGEN ÖZEL HABER Keçiören de Yavru Vatan coşkusu Başkan Mustafa Ak, "Bu mübarek ay geldiğinde hepimiz Ramazan'ın bize vermek istediği mesajı ve kazandırmayı hedeflediklerini anlamaya, idrak etmeye çalışıyoruz. Oruç tutmak sadece sahurdan iftara kadar aç ve susuz kalmak değildir. Özü budur, ama bir amacı daha vardır. Hepimiz iç muhasebelerimizi yapıp toplumsal sorumluluğumuzu da hatırlamalıyız" diye konuştu. Ramazan'da ailemize, komşularımıza, yoksullara, ihtiyaç sahiplerine ve dünya Müslümanlarına karşı olan sorumluluğumuzu da hatırlamak gerektiğine işaret eden Başkan Ak, "Cenab-ı Allah'a karşı olan sorumluluğumuzu da hatırlayıp görevlerimizi en iyi şekilde yerine getirmeliyiz. Biz bu bilinçle dünyanın dört bir yanından gelen Müslüman kardeşlerimizi ve Müslüman ülkeleri Keçiören'de ağırlıyoruz. Bu yıl Keçiören'de 6'ncısını düzenlediğimiz Uluslararası Ramazan Etkinlikleri'nde 18 ülkeyi misafir ediyoruz. Müslüman ülkelerinin Türkiye'yi, Ankara'yı ve Keçiören'i tanımaları ve Keçiören'deki Müslümanlarla iftar yapmalarının yanında Keçiören'de en fazla nüfus yoğunluğuna sahip olan 12 büyük ilimizle de hemşehri geceleri düzenliyoruz. Böylece uluslararası ve ulusal düzeyde bir birliktelik sergileyip kaynaşma sağlıyoruz" dedi. Keçiören de asfalt ve tretuvar çalışması Keçiören Belediyesi, asfalt ve tretuvar çalışmalarıyla cadde ve sokaklarını yenilemeyi sürdürüyor. Ayvalık, Arif Sokaklarda tretuvar ve bordür çalışmaları sona erdi. Ayrıca Çaldıran Mahallesi 524. Sokak, Osmangazi Mahallesi Paşakılıcı ve Sinanpaşa Sokak ile Esertepe Mahallesi 269., 283., 281., 298., 299., 300., 279., 282., 284., 280., 278/1. sokaklarda tretuvar çalışmaları tamamlandı. K. Subayevleri Mahallesi Kemallettin Sami Paşa Caddesi ile Er Sokakta çalışmalar devam ederken, Bağlarbaşı Mahallesi Gamze ve Güneşli Sokakta da tretuvar ekipleri çalışmalarını büyük bir gayretle sürdürüyor, çalışmalar sonrası bu sokaklara asfalt serimi yapılacak. Yol kaplaması yapılan sokaklar ise Köşk Mahallesi, Dadaş, Arlı Sokaklar, Subayevleri Mahallesi Kış, Kozaklı Sokaklar ve Esertepe Mahallesi 279. Sokak Pazar Yanı Bağlantı Sokak olarak sıralanıyor. İDDİA YOK Abdullah Cengiz Eğitimci/Yazar cengizicyer@hotmail.com DEMİREL İ NASIL BİLİRDİK? Türkiye nin siyasi tarihinde yarım asra yakın bir zaman diliminde çeşitli görevlerde -genel müdür, milletvekili, parti başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı- bulunan Süleyman Demirel bugün 19 Haziran Cuma günü Ankara Kocatepe Camii nde kılınan cenaze namazından sonra memleketi Isparta ya defnedilmek üzere gönderildi. Anlayacağınız dünya ona da kalmadı. Nasıl kalsın ki? Fani olan kime kaldı ki ona kalsın. Allah(c.c) amellerine ve niyetine muamele eylesin. Öğrencilik yıllarımızın hızlı dönemlerinden sokaklarda şöyle bağırırdık: Şah -İran şahını kastederek- Rüveyda -Şah zamanında başbakan- sıra bizim masonda Evet, bu sloganlarla şunu demek istiyorduk: İran Şahı ve onun Başbakanı yıkılıp gittiler. Şimdi de bizim ülkemizde Batı nın kuklası ve düzeninin savunucusu Süleyman Demirel de bir gün gelecek gidecek. Öyle de oldu. Bu sloganları Ankara sokaklarında attıktan kısa bir süre sonra Demirel 12 Eylül askeri ihtilalı ile başbakanlıktan gönderildi. Gönderildi gönderilmesine amma, yedi yıl sonra tekrar başbakan ve ardından Cumhurbaşkanlığına uzanan bir çizgiyle Türkiye nin en tepe noktasına kadar çıktı. Bu gösteriyordu ki onu siyasetten alıkoyanların, geri gelmesini engellemeye ya güçleri yetmedi ya da bütün bunlar danışıklı dövüşlerdi. Ben bu kısmına inanırım: Danışıklı dövüş Batı ve onun bir-iki asırdan beri bize dikte ettiği sistemi savunduğunuz ve sahiplendiğiniz sürece, içerideki ortakları ile anlaşarak size fazla karışmazlar. Ancak o sistemin tersi bir yol izlemeye başladığınızda hemen sopa göstermeye başlarlar. Demirel i yapıp ettikleri ile tanırdım. Fazla da yakınlığım ve alakam olmadı. 28 Şubat sürecindeki tavırları ve durumu hiç de hoş olan durumlar değildi. Başörtü ve benzeri konulardaki sözleri hakkında iyi şeyler söylememize engel olan söylemlerdir. Ülkeye faydalı şeyler yaptığını da söyleyebiliriz. Ancak şunu itiraf etmeliyim ki aklım erdiği günden beri gördüğüm, ülkenin iktidarları lastik gibi çekilip bırakılmaktadır: Anlayacağınız öyle bir gün geliyor, bakıyorsunuz suikastlar, kaos, sıkıntı ardından iktidara müdahale Sonra suri(geçici) bir rahatlama Ardından bir daha sıkıntı ve terör Sonra da ya cunta ya da benzeri bir müdahale ile farklı bir durumu Nerdeyse yıldır ülkede olanlar bu ve bezeri tiyatrolar Büyük bir bölümünde de Demirel vardı. Bütün bunlardan da anladığım şu: Bu millete iki-üç asırdan beri sistemlerini dikte eden bir kısım karanlık mahfiller, Batı ve onların ülkemizdeki temsilcileri kaz gelecek yerden tavuğu esirgememe ya da iki bardak çayı garanti etmeden bir bardağı vermeme mantığınca müdahalelerde bulunarak, millete kendilerini kabule zorlama senaryo ve dikteleri ile kargaşadan yaralanarak istediklerini yapmaktadırlar. Tanzimat tan sonra olanlara bakın hep bu süreçleri göreceksiniz. İşte bu süreçler tekerrür ederken Demirel bu işlerin bir tarafındaydı. Fakat millete olup bitenin doğrusunu söylemiyordu. Bu yönüyle Allah a(c.c) vereceği zor hesaplarının olacağı kanaatindeyim. Demirel, rahmetli Özal gibi bu ülkeye iyi şeyler yapmak isteyen, cuntayla hesaplaşma niyetindeki bir insanın bile ayağına, zaman zaman bağ olmaya çalıştı. Dolaysıyla televizyon haberleri ile cenaze törenlerinde gösterildiği gibi iyi niyetli düşünemiyorum Peki, insan bir sürü yanlıştan sonra tövbe edemez mi? Yahut tövbe ettiğinde Allah(c.c) kulunun tövbesini kabul etmez mi? Nasıl etmez? Elbette Rabbimiz(c.c) bir sürü günah ve hatalarımızdan sonra kusurlarımızı bağışlayacak rahmet, merhamet ve inayete sahiptir. Bu manada ümit varız Demirel böyle bir nedamete yöneldi mi yönelmedi mi? Bilemeyeceğim. Şayet yöneldiyse kurtulmuştur. Yok, yönelmediyse, yukarıda beyan etmeye çalıştığım şekliyle ötede işi zor olacaktır Yaptığı iyi işler elbette olmuştur. Yaptığı bu iyi işlerden dolayı niyetini en iyi bilen Allah(c.c) olacağından biz zahire göre karar veririz. Ülkenin başında olduğu yıllarda, birçok samimi Müslüman ın canının yandığını, zulme ve zorbalığa maruz kaldığını, haksızlıklarla hapislere girdiklerini nasıl unutalım? Yurtdışında inancımızı, milletimizi ve onun güzel değerlerini temsil adına açılan okullar ve benzeri müesseselerin açılışını teşvikte bulunması amellerine iyi not olarak kaydedilmiştir diye düşünüyorum. Birçok yere su götürmesi, barajlar ve yollar yaptırması, inşallah amellerinin hayır hanesine yazılmıştır. Cenazesine yüz binler katıldı. Bunlardan birkaç salih kul varsa ve bunların içten yapacağı bir duayı Allah(c.c) kabul ederse, bir ümit kurtulabilir. İşin doğrusunu Rabbimiz bilir. En başta dedim ya, Allah(c.c) niyet ve ameline göre muamele eylesin. Altıağaç-Karaağaç ta İFTAR COŞKUSU Mamak Belediyesi, Ramazan geleneğini yaşatmak ve ruhuna uygun toplumsal kaynaşmayı sağlamak amacıyla her yıl düzenlediği Mahallede İftar Var etkinliğini bu yıl yeniden başlattı. Mahallelerin ortak yerleri belirlenerek kurulan iftar sofralarının ilk adresi Altıağaç- Karaağaç Mahallesi oldu. Altıağaç-Karaağaç Kapalı pazaryeri ndeki iftar programına vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. İftar programına Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, Ak Parti Mamak İlçe Başkanı Muhammed Abdullah Özer, Meclis Başkanvekili Erdal Ak, Grup Başkanvekili Faruk Gültekin, Meclis 2.Başkanvekili Ali Aydın, meclis üyeleri, Başkan Yardımcısı Aydın Demir, birim müdürleri ve vatandaşlar katıldı. Akgül, iftar öncesi masaları gezerek vatandaşların Ramazan'ını kutladı. Ramazanlarda paylaşma duygusunun ön plana çıktığını kaydeden Akgül, etkinliklerin, sevginin, kardeşliğin ve paylaşmanın artmasına vesile olacağını söyledi. Vatandaşlarla birlikte aynı masada bir ekmeği bölüştüklerini belirten Akgül, Fakir-fukaranın, garip- gurebanın yer sofralarına konuk oluyor, vatandaşlarımızla mütevazı iftar sofralarında buluşuyoruz. Ramazan ın ruhu bu sofralarda yaşanıyor. İnsanlar bu sofralarda birbirleriyle kaynaşıyor.

6 6 ANKARA ASKİ Genel Müdürlüğü, sağanak yağışın getirdiği kumların tıkadığı mazgalları, özel vakumlu ekskavatör aracı sayesinde, rahatlıkla temizliyor. ASKİ den mazgal temizliği Güngörmüşler de iftar bereketi Sincan Belediyesi, güngörmüşlerin iftar çadırlarında sıra beklemeden bir arada orucunu açması için Güngörmüşler Konağı nda her akşam iftar yemeği veriyor. ASKİ Genel Müdürlüğü, sağanak yağışın getirdiği kumların tıkadığı mazgalları, özel vakumlu ekskavatör aracı sayesinde, rahatlıkla temizliyor. Mazgallardaki çöpleri ve malzemeleri temizleyen, kanallardaki tıkanıklıkları gideren ekskavatör, yeraltındaki hiçbir boruya ve altyapıya zarar vermeden kazısız bir şekilde toprağı vakumlayarak boşaltıyor. ASKİ yetkileri, vakumlu ekskavatörün, iş makinelerinin verdiği hasarları minimuma indirdiğini bildirerek, araç sayesinde zorlu hava koşullarına rağmen vatandaşa Mahalle de Şenlik Var panayırları başladı Ankara Büyükşehir Belediyesi Mahalle de Şenlik Var Panayırları, Başkentlilerin yaz akşamlarına renk katmaya başladı. Özellikle çocuklara tatil coşkusu yaşatacak olan ve bu yıl Sincan dan başlayan Panayırlar, Ramazan ayı gecelerini renklendirerek, büyüklerin de bu büyük eğlenceye ortak olmasını sağlayacak. Ramazan ayı ile başlayan ve 15 gün boyunca Sincan Fatih te ziyaretçilere doyulmaz eğlenceler yaşatacak olan panayırlar, daha sonra Altınpark ta misafirlerini onlarca değişik aktiviteyle ağırlamaya devam edecek. Heyecan verici sahne gösterileri, küçükler için lunapark, tiyatrosu, konseri ile sosyal yaşama renk katan, çocukları coşturan Mahallede Şenlik Var panayırları her gün saat da açtığı kapılarını iftar için verilen molanın ardından gece saat a kadar sürdürecek. Başkent in ilçe ve mahallelerini de gezerek, çocukların doyasıya çocukluğunu yaşadığı, mahallelerin nostaljik günlere kavuştuğu, komşuların bir araya gelip tanışma ve sohbet imkanı bulduğu Mahallede Şenlik Panayırı bu yılda eğlencenin adresi olacak. Büyükşehir Belediyesi nin geleneksel hale getirdiği Mahalle de Şenlik Var panayırları Ramazan ayının ilk 15 günü Sincan Fatih te Tuğra Anıtı nın arkasında, ikinci yarısından itibaren de Altınpark ta gerçekleştireceği gösterilerle, eğlenceyi Başkentlilerin ayağına taşımayı sürdürecek. Çankaya Belediyesi yeni merdivenli yollar kazandırırken bir yandan da mevcut merdivenli yolların bakım ve onarımını gerçekleştiriyor. Çankaya Belediyesi, ilçenin yüksek ve eğimli bölgelerinde oturan vatandaşların rahat yürüyebilmeleri için sokaklarda merdivenli yol yapımına hız verdi. Geçen yıl 16 mahalle, 39 sokakta 15 bin metre basamaklı merdivenli yol yapan Çankaya Belediyesi, mevcut yolların bakım ve onarımlarını da aralıksız sürdürüyor. Çankayalıların merdivenli yolları güvenle kullanabilmesi hizmet etmeye devam ettiklerini söyledi. ASKİ yetkilileri, tıkalı mazgal ve kanal açma çalışmalarında kolaylık sağlayan vakumlu ekskavatörle ilgili şu bilgileri verdi: Toprağa basınçlı hava vererek toprağı gevşetme özelliğine de sahip olan araç, kanalizasyon sisteminde tıkanıklıklara anında müdahale edebilecek her türlü donanıma sahip. Yerin altına yüksek basınçla hava gönderip toprağı yumuşatarak rahat çalışma sağlamaktadır. Aynı zamanda, içinde bulunan su jeti sayesinde basınçlı suyla çamur yumuşatılıp temizleniyor. Çankaya ya merdivenli yol Çankaya Belediyesi, ilçenin yüksek ve eğimli bölgelerinde oturan vatandaşların rahat yürüyebilmeleri için sokaklarda merdivenli yol yapımına hız verdi. için her türlü önlemi alan Çankaya Belediyesi, yeni yollarda 4 bin 500 metre uzunluğunda merdiven korkuluğu kullandı. Bu yılki hedefini 8 bin metre doğal taş kaplama merdivenli yol çalışması olarak belirleyen Belediyesi, sokaklarda kullandığı taşları da kendi tesislerinde üretiyor. Sincan Belediyesi, Ramazan boyunca her gün Güngörmüşler Konağı nda güngörmüşlere iftar veriyor. Tarihin gerçek tanıkları olan büyüklere gösterdiği saygıyı her fırsatta gözler önüne seren Sincan Belediyesi, güngörmüşleri Ramazan da da aynı sofrada buluşturuyor. Güngörmüşler böylece hem iftar çadırlarında sıra beklemeden masalarda huzur içinde orucunu açıyor hem de akranları ile bir arada olma imkanı yakalıyor. İftarlardaki ilgi ve alakadan oldukça memnun olduklarını söyleyen güngörmüş amcalardan Mustafa Eker, Belediyemize bu hayırlı hizmetinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Bu hayırlı hizmet dolayısıyla arkadaşlarımızla hem bir arada zaman geçiriyor hem de orucumuzu hep bir arada açıyoruz. Tüm arkadaşlarımız da iftardan memnun İlgi alaka ve özen bize kendimizi evimizde gibi hissettiriyor. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. dedi. Ramazan Ayı nın birlik ve beraberlik ayı olduğunun altını çizen Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Birlik ve beraberliğin aşılandığı bu kutlu aya ulaşmanın sevincini yaşıyoruz. Bu kutlu Ayda Güngörmüşler Konağımızda da büyüklerimize her gün iftar sofraları kuruyoruz. Büyüklerimiz her zaman başımızın tacı Onların hayır dualarını almak ve güzel temennileri duymak en güzel ödülümüz. Tüm büyüklerimizi Konağımıza bekliyoruz. dedi. Kaçak yapıya izin yok Çankaya Belediyesi, Beytepe Köyü nde özel bir firma tarafından yaptırılan 400 metrekarelik kaçak yapıyı yıktı. Çankaya Belediyesi ekipleri, ilçe sınırlarında gerçekleştirdikleri denetimlerle kaçak yapılaşmaya izin vermiyor. Baz istasyonundan balkon-terasa, gecekondudan ön cephe kapamaya hiç bir kaçak yapılaşmaya izin vermeyen Çankaya Belediyesi, son olarak Beytepe Köyü nde özel bir firma tarafından yaptırılan 400 metrekarelik yapıyı yıktı. Vatandaşlardan gelen şikâyet ve talepler üzerine kaçak yapıda denetim yapan ve özel firmaya kanuna aykırı yapının yıkılması nedeniyle süre tanıyan belediye ekipleri, verilen süre sonunda kaçak yapıda herhangi bir işlem gerçekleştirilmemesi üzerine yıkım işlemlerini gerçekleştirdi.

7 7 EKONOMİ Datça nın nurlu bademi markalaştı Datça'da yetişen nurlu bademinin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğünce "Nurlu35" ismi ile tescilinin yapıldığı bildirildi. MUĞLA - Datça Kaymakamı Hamdi Üncü, gazetecilere yaptığı açıklamada, Datça badem çeşitlerinin Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce 1999 yılında aşı kalemleri alınarak tohumluk ve tescil sertifikasyonu amacıyla gelişimlerinin takip edildiğini söyledi. Aşı kalemlerinden ekonomik değeri en yüksek olan "Nurlu badem" çeşidinin bölge için gelişiminin olumlu bulunduğunu bildiren Üncü, "16 yıldan beri fenolojik gelişimi takibe alınan Datça Nurlu Bademi'nin tescili, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğünce yapıldı. "Nurlu35" ismi verilen tür, milli çeşitlerimiz listesinde yerini aldı" dedi. Üncü, coğrafi işaret için müracaatın 2013 yılında yapıldığını, sürecin Muğla Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile Datça Kaymakamlığınca takip edildiğini dile getirdi. "Nurlu 35" badem çeşidinin Bakanlıkça "mavi sertifika" ile sertifikalandırıldığını ifade eden Üncü, sertifikalı fidan üretimi yapan kurum ve firmalara da bilgi verildiğini kaydetti. Datça'da yetiştirilen nurlu bademin yurtiçi ve yurtdışında lezzet bakımından tercih edilen ve bilinen bir çeşit olduğuna işaret eden Üncü, şöyle konuştu: "Bu tür, ilçemiz dışında ve yurtdışında yetiştiriciliği zor olduğundan Datça iklimi ile özdeşleşmiştir. Diğer çeşitlerden ayıran en önemli özelliği dane ağırlığı, iriliği, kabuğunun sertliği ve lezzetidir. 100 dane ağırlığı 200 gram civarındadır. Badem çeşitleri arasında en irilerinden biridir." Nurlu bademde çağlaların mart ayında, taze iç bademin de haziran ayında hasadının yapıldığını anlatan Üncü, kuru iç bademin ise ağustos ayında hasat edildiğini sözlerine ekledi. KARA CA İsmail KARA karözan@gmail.cöm DÜNYADA EMSALİ VAR MIDIR? Bugün, geçmişten bu güne gelen, mantıkla ve hukukla bağdaştıramadığım bir uygulama silsilesinden söz etmek istiyorum. Büyük kentlerde bir gecekondu sorunu yaratıldı ve yaşandı. Bir kısım kişiler belediyelere, ya da hazineye ait arsalar üzerine, bir gece gibi kısa bir sürede baraka ve benzeri çoğu salaş binalar yaparak bunları mesken olarak kullanmaya başladı. Üstelik belediyeler ve diğer kamu idareleri, gecekondulara elektrik verdi, su verdi, yollarını yaptı. Bir sürü hizmet sundu. Başta siyasî sebeplerle ilgili makamlar, bu yapılaşmaya göz yumdu. Böylece çarpık kentleşme nin önü açıldı. Gecekondular çığ gibi çoğaldı. Köyden şehre göç de arttı. Hoş olmayan manzaralar oluştu. Sonra ne oldu? Oy kazanma isteğiyle siyasî erk, bu yapıların sahiplerini hak sahibi yapan tahsis belgesi verdi. Bu da az geldi daha sonra Tapu senedi verdi. Tapu senediyle artık herkes, gecekondu mülkünün sarsılmaz bir sahibi haline dönüştürüldü. Dolayısıyla devlet, gaspçıları himaye etti. Durun daha bitmedi ve bu da yetmedi. Kentsel Dönüşüm Projeleri uygulaması başlatıldı. Bu projeler ile gecekonduların yerleri büyük apartmanlara dönüştü. Gecekondu sahipleri, artık bir veya birkaç dairenin sahibi oldular. Ne memleket ya?.. Dünyada başka emsali var mı acaba? Önce hazinenin, ya da belediyenin arsasını gasp edeceksin. Himaye edileceksin, hizmetin alâsını göreceksin. Sonra Sonra da o salaş barakan, dev gibi yükselen saraylara dönecek. Bunun yanında Millî Piyango ne ki? Gözünü açtıysan ve zamanında bir gecekondu dikebildiysen, en büyük ikramiye senin be kardeşim! Benim gibi hak-hukuk dediysen, gaspın g sını bilmediysen ne diyeyim ben? Ben gibi enayiymişsin sen! Ramazanın ilk günlerinde uyarısı DÜZCE- ÖMER ÜRER - Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Levent Küçük, ramazanın ilk günlerinde gıda fiyatlarının talebe bağlı olarak arttığını, bundan dolayı alışverişlerin ayın geneline yayılmasında fayda olduğunu söyledi. Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazan ayında özellikle gıda alışverişinde yoğunluk yaşandığını, herkesin bütçesini iyi hesap ederek harcamada bulunması gerektiğini belirtti. Tüketicilerin rahmet ve bereket ayını fırsata çevirmek isteyen kötü niyetli bazı satıcılara fırsat vermemesi gerektiğini vurgulayan Küçük, "Ramazan ayının ilk günlerinde talep artışı nedeniyle gıda fiyatları yükselebildiğinden tüketiciler ayın tamamını düşünerek harcama yapmalı. Gerekli mukayeseleri yaparak ihtiyaçlarına uygun mal ve hizmetleri satın almalı. İhtiyaçlarını önceden belirlenmeli ve bütçe aşılmamalı" diye konuştu. Küçük, oruçlu insanların alışveriş sırasında dalgın olabildiklerine işaret ederek, şunları söyledi: "Alışveriş sırasında ürünlerin raf fiyatları ile kasada ödenen miktar muhakkak kontrol edilmelidir. Eğer farklılık varsa tüketiciler düşük fiyatın kendilerine uygulanmasını istemelidir. Ödeme sırasında, kredi kartlarından tahsil edilen tutara da dikkat edilmeli. Son kullanma tarihleri geçmiş ürünler satın alınmamalı, alınmış ise derhal iade edilmelidir. Tüketicilerin ekonomik çıkarlarının korunması, satın aldıkları mal veya hizmetleri kolaylıkla seçmeleri bakımından, satışa sunulan ürün ve hizmetler üzerinde etiket veya fiyat listesi mutlaka bulunmalıdır. Bu konuda, belediye yetkilileri gerekli denetim yapmalıdır." Tüketicilerin standartlara uygun olmayan gıda ürünü imal eden, satışa sunan iş yerleriyle ilgili olarak "Alo Gıda 174" ve "Alo 153" telefon hatlarına, belediyelerin zabıta birimlerine ihbar ve şikayette bulunabileceğini aktaran Küçük, herkesi yasal haklarını bilen ve bunları uygulayan sorumlu birer vatandaş ve tüketici olmaya davet ettiklerini kaydetti. KARA KUVVETLERİ EDOK KOMUTANLIĞI ORGENERAL DOĞU AKTULGA KIŞLASINDAKİ DİSPANSER BİNASI BAKIM VE ONARIMI EDOK K.LIĞI MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK KARA KUVVETLERİ EDOK KOMUTANLIĞI ORGENERAL DOĞU AKTULGA KIŞLASINDAKİ DİS- PANSER BİNASI BAKIM VE ONARIMI yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : ÇETİN EMEÇ BULVARI TÜRKOCAĞI CADDESİ BALGAT ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : / 2704 İhale Komisyonu: K.K.EDOK K.lığı: c) Elektronik Posta Adresi : ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : 49 Kalem, Yapım İşi. Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : K.K. EDOK K.lığı Org. Doğu AKTULGA Kışlası Balgat - Çankaya / ANKARA c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 7 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 75 (YETMİŞBEŞ) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Etimesgut / ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. Resmi İlanlar Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya serbest muhasebeci, yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 50 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Yapım işlerinde İş Deneyiminde Değerlendirilecek Benzer İşlere Dair Tebliğde yer alan B/III grubu işler Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: İnşaat Mühendisi 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 1 TRY (Türk Lirası) karşılığı Zh.Brl.Okl. ve Eğt.Tüm.K.lığı İhale Komisyonu Başkanlığı Etimesgut / ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Zh.Brl.Okl. ve Eğt.Tüm.K.lığı İhale Komisyonu Başkanlığı adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1 Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir. Basın (

8 8 23 Haziran 2015 Salı EKONOMİ Milli Botanik Bahçesi tanıtıldı frankfurt ANKARA -Eker, Türkiye Milli Botanik Bahçesi'nin tanıtımı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında, bahçenin, Uluslararası Botanik Bahçelerini Koruma Birliğinin koyduğu kurallara uygun Türkiye'nin ilk botanik bahçesi olduğunu söyledi. Dünyada 3 binin üzerinde botanik bahçesi bulunduğunu ifade eden Eker, Milli Botanik Bahçesi için bölgenin 10 yıldır ağaçlandırıldığını belirtti. Eker, Milli Botanik Bahçesi fikrini oluştururken, Türkiye'nin 4 binin üzerindeki endemik bitki türünü koruma, kayıt altına alma, muhafaza etme, sergileme ve yaşam alanı halinde parka dönüştürme hedefiyle yola çıktıklarını dile getirdi. Türkiye'nin biyoçeşitliliğini koruma altına alan tesisler açtıklarını anlatan Eker, "Tohum Gen Bankasını kurduk. 117 bin 780 çeşit tohum özel alanlarda canlı olarak muhafaza edildi. Burası Türkiye'nin genetik varlığının sigortasıdır" dedi. Bu kapsamda Geofit Araştırma ve Tarımsal Biyoteknoloji Araştırma Merkezlerini açtıklarını hatırlatan Eker, Antalya'da Botanik EXPO düzenleneceğini, son 10 yıl içerisinde 450 milyon liralık yatırım ile 15 ileri araştırma merkezi açtıklarını hatırlattı. Eker, Botanik Bahçesi'nin toplam 2 bin 500 dönüm arazide kurulduğunu, bu arazinin bir kısmının Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi, bir kısmının da bakanlığa tahsisli milli emlak arazisi olduğunu ifade etti. Buranın, Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın 2'nci büyük botanik bahçesi olduğunu kaydeden Eker, "Proje için 303 milyon lira yatırım yapılıyor" dedi. Eker, bahçenin temelinin iki yıl önce kasım ayında atıldığına dikkati çekti. Bakan Eker, Milli Botanik Bahçesi için 20'ye yakın üniversitenin öğretim üyelerinden bilgi aldıklarını, yurtdışındaki botanik bahçelerini incelediklerini anlattı. Başta karaçam ve sedir olmak üzere 150 binin üzerinde fidan diktiklerini bildiren Eker, bu sayının 350 bine çıkacağını vurguladı. Eker, Türkiye'de yetişen tüm bitki örneklerinin botanik bahçesinde sergileneceğine işaret ederek, botanik bahçesinde bin 500 bitki türünün doğal olarak bulunduğunu, bu sayının 12 bine çıkacağını kaydetti. Giriş kompleksinin yüzde 65, seralar kompleksi ve üretim parselinin ise yüzde 80 tamamlandığına değinen Eker, yapıların bu yıl sonu itibarıyla biteceğini ve 2016 yılının ikinci Özgün Helikopter Projesi'nde CTS800 motorları kullanılacak Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülen ve ana yüklenicisinin Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş (TUSAŞ) olduğu Özgün Helikopter Projesi kapsamında geliştirilen hafif sınıf helikopterlerde Rolls-Royce ve Honeywell ortaklığıyla geliştirilen Light Helicopter Turbine Engine Company (LHTEC) CTS800 motorları kullanılacak. İSTANBUL - LHTEC'in açıklamasına göre TUSAŞ, Özgün Helikopter Projesi kapsamında üretilecek helikopterlere motor sağlamak üzere Rolls-Royce ve Honeywell International Inc.'in yüzde ortaklığıyla kurulan LHTEC'i seçti. TUSAŞ ve LHTEC yetkilileri Paris Havacılık Fuarı'nda mutabakat anlaşması imzaladı. Buna göre söz konusu kuruluşlar, helikopterlerde kullanılacak CTS800 motorlarına yönelik anlaşma için görüşmelere başladı. Proje kapsamında geliştirilecek 5 ton ağırlığındaki çift motorlu özgün helikopterler, Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı'nın sertifikasyonundan geçerek Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kullanımına sunulacak. Projede kullanılacak motorlar, Tam Donanımlı Bağımsız Dijital Motor Kontrol Ünitesi'nin (FADEC) ticari amaçla kullanılan versiyonuyla birlikte LHTEC'ın şu anda T129 ATAK helikopteri için ürettiği motorlarla aynı modelde olacak. Açıklamada görüşlerine yer verilen LHTEC Genel Müdürü Daryl Mastin, anlaşmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, LHTEC ortaklığının arkasındaki tecrübenin, helikopter üreticilerinin CTS800 motorlarına duyulan güveninin ve ihtiyaç duyulan her an verecekleri desteğin teminatı olduğunu bildirdi. CTS800'in 200 binden fazla uçuş saati, gelişen global filosu ile helikopter kullanıcılarına sağladığı hafif ve güçlü motor tasarımı ve düşük yakıt kullanımı sayesinde sınıfının tercih edilen motoru olduğunu aktaran Mastin, CTS800'nin dünya genelinde askeri helikopter üreticilerine düşük riskli ve uygun maliyetli motor çözümleri sunduğunu dile getirdi. Özgül yakıt tüketimi ve güç/ağırlık oranı alanlarında sınıfının lideri olan CTS800 motoru, ABD Ordusu, Federal Havacılık Kurulu ve Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı olmak üzere üç farklı kurum tarafından sertifikalandırıldı. İngiltere Ordusu'nun Lynx Mk9a, Super Lynx 300 ve AW159 modellerinde kullanılmakta olan motorlar, Mk21A Lynx modelinin geliştirme programında değerlendirilmek üzere Brezilya Ordusu tarafından da tercih ediliyor. CTS800, Japon ShinMaywa Us-2 arama ve kurtarma uçağının sınır tabaka olgularında kompresör görevini yaparak Sikorsky X2'ye güç veriyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Türkiye Milli Botanik Bahçesi" projesinin Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın 2'nci büyük botanik bahçesi olduğunu belirterek, "2 bin 500 dönüm arazide kurulan proje için 303 milyon lira yatırım yapılıyor" dedi. yarısında bahçenin bir kısmının halka açılacağını ifade etti. Milli Botanik Bahçesi içindeki Bitki Sarayı'nın yapımına bu yıl başlayacaklarını bildiren Eker, "Sarayda çöl bitkileri, ekvator bitkileri, su içerisinde yaşayan bitkiler, bozkır, step bitkileri ve endemik bitkilerin tamamı doğal olarak yetiştirilebilecek. Türkiye'de yetişmeyen kahveden, kaktüse kadar farklı bitki türleri burada yer alacak" diye konuştu. Eker, Milli Botanik Bahçesi'nde yer alacak diğer alanlar hakkında şu bilgiyi verdi: "Giriş kompleksi, karşılama ve ziyaretçi merkezi, gelişim alanı, arboretum, doğal çayır, etkinlik çayırı, teknif ofis, sera ve bitki üretim alanı, endemik bitki ve araştırma geliştirme parselleri, tematik sera, büyük ve küçük gölet, bitki ve hediyelik eşya merkezi, botanik galerisi, eğitim merkezi, herbaryum, çocuk oyun ve eğitim merkezi, peyzaj tasarım stüdyosu, seyir ve dinlenme alanı bulunacak. Milli Botanik Bahçesinde yaya veya elektrikli ring araçları ve bisiklet ile dolaşılabilecek. Bahçede engelliler için de özel araçlar bulunacak." Fed, faiz artışını kademeli yapacak WASHINGTON - ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen, Fed'in ilk faiz artışına ne zaman başlayacağına dair karar almadığını belirterek, "Ben ve meslektaşlarım, ilk çeyrekte hayal kırıklığı yaratan ekonomik performansın büyük oranda geçici olduğunu düşünsek de faiz artışına başlamadan önce ılımlı büyümenin süreceğine yönelik kesin veriler görmek istiyoruz" dedi. Janet Yellen, Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) 2 gün süren toplantısının ardından basın konferansı düzenleyerek, alınan kararları değerlendirdi. FOMC üyelerinin faiz artışı için gerekli şartların henüz sağlanmadığına karar verdiğini belirten Yellen, piyasaların ilk faiz artışına gereğinden fazla önem verdiği eleştirisinde bulunurken, "İlk faiz artışının zamanlamasına gereğinden fazla önem verildiğini vurgulamak istiyorum. Faiz artışında izlenecek genel yol piyasalar için daha önemli olmalı" ifadelerini kullandı. Yellen, bununla birlikte birçok FOMC üyesinin faiz artışına bu yıl içinde gidilmesinden yana görüş bildirdiğini anımsatarak, bunun büyümenin yılın ikinci yarısında hızlanacağı öngörüsüne dayandığını kaydetti. Öte yandan, faiz artırım kararının beklentilere değil, verilere bağlı olacağının altını çizen Yellen, "Ben ve meslektaşlarım, ilk çeyrekte hayal kırıklığı yaratan ekonomik performansın büyük oranda geçici olduğunu düşünsek de faiz artışına başlamadan önce ılımlı büyümenin süreceğine yönelik kesin veriler görmek istiyoruz" şeklinde konuştu. Yellen, Fed'in enflasyon hedeflerinde kısmi ilerleme sağlandığını ve bunda enerji fiyatlarının istikrar kazanmasının önemli rol oynadığını dile getirdi. Buna ilaveten, geçen yazdan bu yana ciddi değerlenme yaşayan doların dengelemeye başladığına işaret eden Yellen, "Dolar, ekonominin görünümünü etkileyen bir faktör, ancak doların değerine yönelik bir hedefimiz yok. Dolardaki hareketleri ve bunun ekonomiye etkilerini izliyoruz. Fakat, Komite, ekonominin dolardaki değerlenmeye rağmen sıkılaştırmaya bu yıl içinde başlanmasına yetecek kadar iyi durumda olacağını düşünüyor" dedi. Avro Bölgesi'nde enflasyon Mayıs ta arttı - Avro Bölgesi'nde mayıs ayında enflasyon, yıllık bazda yüzde 0,3, aylık bazda ise yüzde 0,2 arttı. Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) nihai verilerine göre, 19 üyeli Avro Bölgesi'nde mayıs ayında enflasyon yıllık bazda yüzde 0,3, aylık yüzde 0,2 artış kaydetti. Piyasalarda enflasyonun mayıs ayında aylık yüzde 0,2 ve yıllık yüzde 0,3 artması bekleniyordu. Böylece bölgede enflasyon, beklentiler paralelinde gerçekleşirken, nihai enflasyon verisi daha önce 2 Haziran'da açıklanan öncü veriyi teyit etti. Bu yılın mayıs ayında, Avrupa Birliği'nde (AB) 8 ülkede negatif enflasyon oranı belirlendi. Negatif enflasyon sıralamasında, en düşük oran 1,7 ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde ölçüldü. Bunu yüzde 1,4 ile Yunanistan ve yüzde 0,8'le de Slovenya izledi. AB'de en yüksek enflasyon oranına sahip ülkeler ise yüzde 1,3 ile Romanya ve Malta oldu. Bunları yüzde 1,2 ile Letonya takip etti. AB'de nisan ayına kıyasla yıllık enflasyon 2 ülkede azalırken, 3 ülkede değişmedi ve 23 ülkede artış gösterdi. Avro Bölgesi enflasyona en fazla yukarı yönlü etki sebze, restoran ve kafeler ve tütün ürünlerinden gelirken, taşımada kullanılan yakıt, kalorifer yakıtı ve gaz enflasyona en fazla aşağı yönlü etkiyi yaptı. Bölgede mayıs ayı çekirdek enflasyon ise yıllık yüzde 0,9 artış kaydetti. Öte yandan, açıklanan enflasyon rakamları Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) fiyat istikrarını sağlamak için hedeflediği yüzde 2'ye yakın seviyenin oldukça altında gerçekleşti. ECB Başkanı Mario Draghi, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde düzenlenen basın toplantısında devlet tahvili satın alımını da kapsayan aylık 60 milyar avroluk tahvil alım programına (parasal genişleme) 9 Mart'tan itibaren başlayacaklarını açıklamıştı. Bu tarihte başlayan söz konusu program kapsamında banka, Avro Bölgesi'nde fiyat istikrarını sağlama ve talebi canlandırmayı hedefliyor. Ar-Ge ye geçen yıl 5,6 milyar lira harcandı ANKARA - Türkiye'de merkezi yönetim bütçesinden araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri için geçen yıl 5,6 milyar lira harcama gerçekleştirildi, bu yıl için ise 5,8 milyar lira başlangıç ödeneği tahsis edildi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Merkezi Yönetim Bütçesinden Araştırma Geliştirme Faaliyetleri İçin Ayrılan Ödenek ve Harcamalar, " verilerini yayımladı. Merkezi yönetim bütçesi üzerinden gerçekleştirilen hesaplamalara göre, Ar-Ge için geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 3,73 azalışla 5 milyar 611 milyon lira harcama yapıldı. Bu sonuca göre, 2014 merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge faaliyetleri için gerçekleştirilen harcamaların Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içerisindeki oranı yüzde 0,32, merkezi yönetim bütçe harcamaları içerisindeki payı ise yüzde 1,12 oldu. Bu oranlar, 2013 yılında sırasıyla yüzde 0,37 ve yüzde 1,28 idi. 2015'TeKİ BAşLANGIç ödeneği 5,8 milyar LİRA Bütçe başlangıç ödenekleri esas alınarak yapılan tahmini sonuçlara göre de 2015 yılı merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge için tahsis edilen başlangıç ödeneği 5 milyar 850 milyon lira oldu. Ar-Ge faaliyetlerine yönelik vergi indirim ve istisnalarının toplamı ise geçen yıl 1 milyar 360 milyon lira olarak gerçekleşti. Dolaylı Ar-Ge desteği, bu yıl için ise 1 milyar 491 milyon lira olarak tahmin edildi. en fazla ödenek üniversite fonlarina Merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge için ayrılan başlangıç ödenekleri sosyo-ekonomik hedeflere göre sınıflandırıldığında, 2014 yılı için en fazla ödeneğin yüzde 38 ile genel bilgi gelişimi (genel üniversite fonlarından finanse edilen) için tahsis edildiği görüldü. Bunu yüzde 24,5 ile savunma, yüzde 16 ile endüstriyel üretim ve teknoloji, yüzde 10,5 ile de genel bilgi gelişimi (diğer kaynaklardan finanse edilen) takip etti.

9 KÜLTÜR-SANAT 9 KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN hayrettinivgin@gmail.com GÖNLÜNÜ DİYARBAKIR'A VEREN ADAM: DR. ŞEVKET BEYSANOĞLU Bazı kişiler vardır ki doğduğu ve büyüdüğü şehirle özdeşleşir. Şehirini söylersiniz adını hatırlarsınız, adını söylersiniz, şehrini hatırlarsınız. Folklor camiasında da böyle kişiler vardır. Meselâ, İrfan Ünver Nasrattınoğlu - Afyon, Feyzi Halıcı - Konya, Âşık Ali Çatak-Develi, Salih Zeki Kutucuoğlu - Bolu, Abdullah Satoğlu - Kayseri, İbrahim Aslanoğlu - Sivas. Şevket Beysanoğlu'nun adını anınca Diyarbakır'ı hatırlamamak mümkün değildir. Çünkü, Beysanoğlu «Diyarbakır'ı Tanıtan Adam» olarak bilinir. Bütün ömrü Diyarbakır'ı ve Ziya Gökalp'i tanıtmakla geçmiştir. Yazdığı 400'e yakın yazısı ile 30'u aşkın kitabının konu ağırlığı Diyarbakır ve Ziya Gökalp'tir. Şevket Beysanoğlu'nun ilk yazısı 1938 yılında Karacadağ Dergisinde yayımlanmıştır. Bu yazıyı yayımladığında henüz 18 yaşında idi. İlk kitabı, 2 ciltlik «Diyarbakır Folkloru» adını taşıyor. Bu kitabın 1. cildi 1943, 2. cildi 1946 yılında Hakevleri Yayınları arasında çıktı. Şevket Beysanoğlu, 1920 yılında Diyarbakır'ın Karacadağ'ın Kamerseki yaylasında doğdu. Diyarbakır Lisesi'ni 1938'de, Ankara Hukuk Fakültesi'ni 1942'de bitirdi. Hâkim olarak adalet teşkilatımıza atandı. Bir süre hakim ve savcı olarak çalıştı. 1950'den sonra avukat olarak serbest çalışmıştır. Evli ve 4 çocuk babası olan Beysanoğlu, 1978'de avukatlığı bırakmış, kendisini kültür çalışmalarına, araştırmaya ve sosyal çalışmalara vermiştir. Çok değişik ve çeşitli faaliyetlerde bulunan Beysanoğlu, gazetecilik yapmış, çeşitli dergiler çıkarmış, çeşitli dernekler kurmuştur. Yazı hayatına atıldığı tarihten itibaren Diyarbakır ve Ziya Gökalp'le ilgili bütün kültür hareketlerinin içinde olmuş, bizzat çalışmalarda bulunmuştur. Yaptığı hizmetler bir makale yazısının kapsamına sığmayacak kadar çok ve çeşitlidir. Şevket Beysanoğlu 1950'den bu yana Diyarbakır'da bir üniversite kurulması konusunda çalışmalar yapmış, sosyal faaliyetlerde bulunmuş bu konuda dernekler kurmuş, mücadeleler vermiş bir kişidir. Bugün, 1981 yılında kurulan Dicle Üniversitesi onun sayesinde gerçekleşti sayılabilir. Bu üniversiteye 4773 adet çok kıymetli kitaplığını bağışlamıştır. Şevket Beysanoğlu pek çok ödül, şükran belgesi, onur ve teşekkür belgesi almış bir kişidir. Önemli ödüllerden birisi Folklor Araştırmaları Kurumu tarafından kendisine 1987 yılında verilen «İhsan Hınçer Türk Folkloruna Hizmet Ödülü dür. Diyarbakır'a, Türk Folkloruna, Türk diline yaptığı üstün hizmetlerden ve Dicle Üniversitesinin kurulması ve yaşatılması konusunda yaptığı çalışma ve çabalardan dolayı, Dicle Üniversitesi Senatosu kendisine 1990 yılında «Fahri Edebiyat Doktoru» unvanını vermiştir. Dr. Şevket Beysanoğlu için «70 Yaş Armağanı» 1991 yılı içinde Ankara'da yayımlandı. 23 bilim adamı ve uzmanın yazılarının yer aldığı bu armağan kitap 406 sayfalık büyük bir cilttir. Kitapta; folklorla, Diyarbakır'la, Diyarbakır'ın yetiştirdiği ünlü kişilerle ilgili yazılar ve kendisi hakkında yazı ve bibliyografya bulunmaktadır. Dr. Şevket Beysanoğlu Ziya Gökalp Derneğini 1973 yılında kurmuştu. Ben de bu derneğin üyesiydim. Bu dernek kısıtlı imkânlarla 16 kitap ve 98 sayı dergi çıkarmıştı. Ziya Gökalp Dergisi adını taşıyan dergi bir folklor külliyatıdır. Dr. Şevket Beysanoğlu, Ankara da 23 Nisan 2003 tarihinde vefat etti. Mezarı Ankara dadır. Ölümünün 13. yılında ona, Allah tan rahmet diliyoruz. Karadeniz yaylaları şenlenecek TRABZON - Türkiye'nin önemli doğa ve yayla turizm merkezlerinden Doğu Karadeniz'de, haziran ve ekim ayları arasında 150'nin üzerinde yayla şenliği ve festival gerçekleştirilecek. Trabzon Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, alternatif turizm hareketlerini tercih eden yerli ve yabancı turistlerin en önemli uğrak noktaları arasında artık Doğu Karadeniz'in yer almaya başladığını belirtti. Doğu Karadeniz'in dağ ve yaylalarının özellikle son yıllarda Arap turistler tarafından büyük ilgi gördüğüne dikkati çeken Kansız, "Doğu Karadeniz, vadileri, yüksek dağları, buzul gölleri, zümrüt yeşili yaylaları, tarihi kemer köprüleri ve kaleleri, doğası, yöreye has gelenek ve göreneklerin yaşatılmaya çalışıldığı yayla şenlikleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Doğu Karadeniz yaylaları, her yıl yüz binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor" diye konuştu. Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane, Giresun ve Bayburt'ta bin ile 2 bin 500 rakımlı 2 bini aşkın yaylanın 150'den fazlasında haziran-ekim döneminde geleneksel yayla şenlikleri ve festivaller düzenleniyor. Doğal zenginliklerinin tanıtımında önemli paya sahip yayla şenlikleri kapsamında, uzun burun, atma türkü, tahta biçme, çay ve fındık toplama, yüzme, en uzun horon halkası, kuşdili kullanarak haberleşme, balık tutma, ses yarışması, yayla güzeli, fındık güzeli, çeşitli spor yarışmaları, boğa güreşi, güzel atmaca, cins köpek ve buzağı, çorap örme, bal, yöresel yemek ve yöresel giysi yarışmaları da yapılıyor. Bölgede, Rize'de Ayder, İkizdere Dağ Horozu, Anzer, Güneyce Varda, Güneysu Handüzü, Ardeşen Golazeno şenliklerinin yanı sıra, diğer illerin de düzenlendiği etkinlikler şöyle: "Trabzon'da, Şalpazarı Ağasar, Kadırga, Sis Dağı, Sultan Murat, Akçaabat Hıdırnebi, Çaykara Kuşmer, Tonya Kadıralak, Düzköy Karadağ Yaylası şenliği, Artvin'de, Kafkasör, Sarıgöl Boğa Güreşleri, Borçka Kafkas Arı ve Bal Festivali, Yusufeli boğa güreşleri, Çamlıbel, Arhavi Kültür ve Sanat Festivali, Ardanuç Efkari Aşıklar Şenliği ve Karakucak Güreş Festivali, Giresun'da Kümbet, Bektaş, Sis Dağı, Karaovacık ve Aksu yayla şenliği, Gümüşhane'de Zigana, Kuşburnu ve Pestil Şenliği, Kadırga, Kazıkbeli ve Güvende yayla şenliği, Bayburt da ise Dede Korkut, Soğanlı ve Kopuz köyü yayla şenlikleri." Gümüşlük Klasik Müzik Festivali 3 Temmuz'da DÜZCE - Düzce'nin Akçakoca ilçesinde çivi kullanılmadan "çandı" MUĞLA - Bodrum ilçesinde 12. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali düzenlenecek. Bodrum Belediyesinin destekleriyle bu yıl 12'ncisi gerçekleştirilecek festival, 3 Temmuz-8 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilecek. Festivalin ilk günü Bodrum Antik Tiyatro'da, şef Rengim Gökmen yönetimindeki Karşıyaka Oda Orkestrası ve ünlü piyanist Gülsin Onay, sanatseverlere müzik ziyafeti sunacak. Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, basın toplantısında yaptığı konuşmada, ilki 2004 yılında yapılan festivalin her geçen yıl büyüyerek devam ettiğini söyledi. Festival tarihlerinde ilçedeki turist sayısının da artacağına işaret eden Kocadon, insanları bir araya getirmenin en iyi yolunun sanattan geçtiğini vurguladı. Devlet sanatçısı piyanist Gülsin Onay da festivalde dünya çapında sanatçıları ağırlayacaklarını belirtti. Etkinliklerde dünyaca ünlü solistlerin konserler vereceğini ifade eden Onay, "Çok önemli bir görevimiz de genç yeteneklerimizi bu büyük sanatçılarla buluşturup, onlardan yararlanmalarını sağlamak" dedi. Bu yıl Adnan Saygun Piyano Yarışması'nın da üçüncüsünü düzenleyeceklerinin altını çizen Onay, bütün genç yeteneklerin bir araya geleceği bir festival gerçekleştirileceğini söyledi. Festival kapsamında Karşıyaka Oda Orkestrası, Bülent Evcil ile Phillip Moll, Trio Klavis, Martin Roscoe ve Kronos Quartet gibi ünlü gruplar sahne alacak. Yeşil kentin tarihi camileri ilgi görüyor yöntemiyle inşa edilen tarihi Cuma ve Orhangazi camileri ile dünyada bir benzeri sadece Pakistan'da bulunan, Selçukluların kıl çadırı görünümündeki Akçakoca Merkez Camisi, özellikle ramazan ayında ziyaretçi akınına uğruyor. Osmanlı Padişahı 2. Mahmud tarafından 1834 yılında Hemşin köyünde inşa edilen Cuma Camisi, çivisiz, birbirine geçirilme yöntemine göre kesilmiş kerestelerden oluşan yapısıyla görenleri adeta büyülüyor. İki katlı caminin alt kısmı yığma taşlardan, üst kısmı ise ahşaptan inşa edilmiş. 179 yıl önce inşa edilen, çevre köylerin cuma namazı için toplandığı özel bir ibadet mekanı olan cami, restorasyonun ardından yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açıldı. Orhan Gazi döneminde "çandı" yöntemiyle inşa edilen Orhangazi Camisi ise ilçedeki tarihi ibadet mekanları arasında yer alıyor. Çayağzı köyündeki Osmanlı Mezarlığı'nda 1323 yılında inşa edilen tarihi cami, 2009 yılındaki restorasyonun ardından yeniden ibadete açıldı. Enine 8 metre olan 12 metre yüksekliğindeki Orhangazi Camisi, özellikle ramazan ayında ziyaretçilerin akınına uğrayan mekanlar arasında bulunuyor. Akçakoca ilçesinde yapımı 15 yılda tamamlanan, tek benzeri ise Pakistan'da bulunan Akçakoca Merkez Camisi de Selçukluların kıl çadırı görünümlü mimarisiyle ilgi çekiyor. Cami, 5 bin kişinin ibadet edebildiği alanıyla, "Onbir ayın sultanı" ramazanda özellikle gidilen ibadethaneler arasında yer alıyor. Efes Müzesi'nde tarihi eser sayısı 5'e katlandı İZMİR - Teşhir ve tanziminin yenilenmesi amacıyla 2012 yılında geçici olarak kapatılan ve geçen ay Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik tarafından yeniden açılışı yapılan Efes Müzesi'nde sergilenen tarihi eser sayısı, önceki haline göre yaklaşık 5 kat arttırıldı. Yenilenen müzenin kapıları, bu kez Anadolu Ajansı için açıldı. Baştan aşağıya yenilenen, eserleri ve buluntuları ön plana çıkaran renklerin ve aydınlatmaların tercih edildiği müzeye yeni salonlar da eklendi. Daha önce sergilenmemiş 3 binden fazla buluntu da müzedeki yerini aldı. Müzenin müdür vekili Halil Bölge, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzenin girişine, Efes'in milattan önce 7 binli yıllarda yapısallaşması ve çağlar boyu değişimini anlatan bir tanıtım filminin gösterildiği bilgilendirme salonu yapıldığını söyledi. Buradan çeşme buluntuları salonuna geçildiğini aktaran Bölge, burada da Efes kazılarında ortaya çıkarılan su çeşmelerindeki heykeller ile Efes antik kentinin su yollarıyla ilgili bir planın sergilendiğini ifade etti. Halil Bölge, Efes antik kentinde "Yamaç Evler" diye bilinen, zenginlerin yaşadığı tahmin edilen evlerde bulunan kalıntıların ilk kez bu kadar geniş kapsamlı sergilendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Yamaç Evler, buluntu salonumuzda müzenin en önemli eserlerinden biri olan fil dişinden yapılmış, çok küçük parçalardan oluşan ve bu parçaların tek tek bir araya getirilerek restore edilmesiyle tamamlanmış, İmparator Traian'ın barbarlara karşı savaşa hazırlık sahnesini içeren bir friz bulunmakta. En değerli eserimiz, 'Efes' denildiğinde insanların aklına gelen dünyanın 7 harikasından biri kabul edilen 'Artemis Tapınağı'nın simgesi 'Büyük ve Güzel Artemis Heykelleri'dir. Bu iki eserimiz şu an içinde bulunduğumuz salonda sergileniyor. Eski müzede Artemis Tapınağı buluntuları pek sergilenmemişti. Bu müzede, Artemis salonunda yaklaşık 400 kadar Artemis Tapınağı buluntusu sergiliyoruz." Müzede, arkeolojik kazılarda bulunan veya satın alma ya da bağış yoluyla kazandırılan 3 binden fazla sikkenin kronolojik sırasına göre sergilendiğini anlatan Bölge, "Yeni müzemizde eskisine oranla teşhir edilen arkeolojik eser sayısı yaklaşık 5 kat arttı. Daha önce olan eser sayısı, şu an 4 bin civarında. Ayrıca müzeye yeni bir salon ilave ettik. Bu salonda Efes ören yerinin milattan önce 7 binli yıllardan başlayan tarih akışında Bizans dönemine kadar gelen bulgular sergileniyor" dedi. Halil Bölge, müzeye gelenlerin Efes'teki 8 bin yıllık tarihin tüm dokularını, Efes halkının nasıl yaşadığını, nelere ilgi duyduğunu, eski çağlardaki moda kültürünü, tıp biliminin geçmişi ve günümüzle bağlantısını, ana tanrıça kültürünün Anadolu'da nasıl yayıldığını ve günümüze kadar nasıl geldiğini görebileceğini de sözlerine ekledi. MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER GÜVERCİN KANADI Ben sana değil; kendime kırıldım yâr Yine aşka serenat yapasım var; yine kırılgan yüreğim şimdilerde; yine aklım ikindilerde Hayallerim mahşere dâir dünyalık değil; dünyalık ne kaldı ki ben de? Aşkı bekleye bekleye vazgeçtim heveslerden; susa susa sükûta gerdim hayatımı ve bekliyorum ölümü, kaderimi tevekkülle Güvercin kanadı gibi narin içim; kırılgan, küskün ama hep tebessüme meyilli... Kadere teslimim ben sonsuzluk arzusuyla. İçimdeki çağlayanlar sana akıyor; bazen boşa mı akıyor zaman, fuzuli mi nefesler diye düşünmüyor değilim İsyana düşmekten korkuyorum yâr ama hep senin uçurumunun kenarında yüreğim mütemadiyen titriyor işte Nasıl gemiler yaşlanınca bir limana çekilir ve parçalara ayrılacağı günü beklerse; ben de dünyada aşk ve teslimiyetle çekileceğim limanı bekliyorum işte. Dünya, içinde hasreti ve acıyı barındıran bir diyar Sonlu bir âmâ; görmüyor bendeki aşkı ve harareti Yanardağlar benden alıyor sıcaklığını ve gemiler sevda denizinde benim esmemi bekliyorlar sabırsızca. Bilmiyorlar beni yâr; bilmiyorlar Kimseler bilmiyor beni. İçimde kopuyor fırtınalar; içim senle ve Rabbimle dolu Hep şükürdeyim lakin bende de bir nefis var işte Bir gün bir gün diyorum; işte o bir gün için yaşıyorum. Ellerim ayrılığı kucaklıyor üşüyerek; yüreğim titriyor seni kırarım diye; üzerine titriyorum yâr; gücenmeyesin, hep huzurlu ve mutlu olasın diye Dünyadaki kadere teslimim ben ama mahşerde sınırsızı; sonsuzu yaşama iştiyakımı büyütüyorum içimde gizli gizli. Hayallerimin ateşinde ısınıyor sana ait yüreğim. İçimde sana dâir biriktirdiklerimi almayacak dünya artık; vazgeçmek istesem de hayattan, gülüşünle bağlanıyorum tekrar tekrar yaşama. Seviyorum ben seni yâr; Rabbimden sonra en çok çok tan da çoklardan da çok Bu gece yine ağlayasım var Kırıldı içimdeki hayaller ve sükûtu soludu düşüncelerim ama ben sana değil; kendime kırıldım yâr Sadece kendime GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Ne oldu bana birden; vazgeçemem ben bir den. Vicdan herkesi yener; şükür Rabbe merdiven. Aşk rüzgârı estikçe gönlüm coşuyor aşka Sevda gemiyse eğer mahşerde ona yelken.

10 10 SAĞLIK Türkiye'de 2 milyon kişi aşırı terleme hastası İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Kliniği eğitim sorumlusu Prof. Dr. Şemsettin Karaca, yaz aylarında "çekilmez" hale gelen aşırı terlemenin tedavi gerektiren bir hastalık olduğunu belirterek, "Çok sık konuşulmasa bilinmese bile toplumun yüzde 3'ünü tehdit ediyor. Bu oran da Türkiye'de yaklaşık 2 milyon kişiye denk geliyor" dedi. İZMİR - Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vücut ısısının ayarlanmasını sağlayan terlemenin türleri olduğunu kaydetti. Vücuttan su, tuz ve başka maddelerin atılımını sağlayan terlemenin nörolojik, hormonal, kardiyolojik nedenleri bulunabileceğini bildiren Prof. Karaca, bazen bu durumun enfeksiyon bulgusu ya da kanser habercisi de olabileceğini dile getirdi. Hiçbir probleme bağlı olmadan el, ayak ve koltuk altı terlemesinin hastalık boyutuna varabildiğini ve "aşırı terleme" hastalığı olarak adlandırılabileceğini anlatan Karaca, şu bilgileri verdi: "Aşırı terleme, kişinin uyanık olduğu durumlarda ortaya çıkıyor. Stres, korku veya aşık olma gibi kişinin duygu durumu da bu hastalığı tetikliyor. Hasta patronunu ya da istemediği birini gördüğünde korku filmi seyrettiğinde el, ayak, koltuk altında aşırı terleme söz konusu oluyor. Çok sık konuşulmasa bilinmese bile toplumun yüzde 3'ünü tehdit ediyor. Bu oran da Türkiye'de yaklaşık 2 milyon kişiye denk geliyor." Tedavi edilmeyen aşırı terleme hastalarının sosyal yaşamdan izole olduğunu ifade eden Karaca, toplumdan uzak kalmaya çalışan kişilerin iş hayatında da zorluklarla karşılaşabildiğini belirtti. Bir öğrencinin aşırı terleme nedeniyle sınavda başarısız olabileceği gibi bir polisin silahını kavramakta zorlukla karşılaşabileceğini kaydeden Prof. Karaca, "Sempatik sinir sisteminin aşırı aktivasyonu nedeniyle oluşan bu hastalıkta kişi içe kapanık oluyor. Strese uzun süre maruz kalırsa günlük yaşama daha geç dönüyor" dedi. Yaz aylarında ise aşırı terlemenin "çekilmez" hale geldiğine işaret eden Karaca, "Aşırı terleme hastası özellikle sıcak havalarda otobüse binemiyor, üzerindeki kıyafeti taşımakta bile zorluk çekiyor" diye konuştu. Yaptıkları bilimsel çalışmalarda bu vakalarda kalp ve damar sistemi, ter bezi sayısı ve fonksiyonu ile kişilik özelliklerinde soruna rastlamadıklarını anlatan Prof. Dr. Şemsettin Karaca, ailesinde benzer sorun bulunanlarda ve kadınlarda bu rahatsızlığı daha sık gördüklerini belirtti. Prof. Karaca, hastalığın çocuk yaşlarda ortaya çıktığını, ileri yaş dönemlerinde ise etkilerinin azaldığını söyledi. Hastanın durumuna göre tedavi basamakları olduğunu bildiren Karaca, ter kanallarını tıkamaya ve ortadan kaldırmaya yönelik uygulamalar yapılabildiğini, botoks ve cerrahi yöntemlerin devreye sokulabildiğini ifade etti. Bazı hastaların "galvanik akım cihazları" ile tedavi edilebildiğini aktaran Prof. Dr. Şemsettin Karaca, bu cihazların evde de kullanılabildiğini söyledi. Son dönemlerde göğüs kafesine küçük bir kesiyle girilerek aşırı terlemeye yol açan sinir düğümünün etkisiz hale getirildiği "endoskopik torasik sempatektomi" yönteminin sıklıkla uygulandığını ve yüz güldürücü sonuçlar alındığını anlatan Şemsettin Karaca, 6-9 ay etkili botoksun da hastanın durumuna göre kullanılabileceğini, aşırı terlemeden kurtulmak isteyenlerin mutlaka bir dermatoloğa başvurması gerektiğini sözlerine ekledi. Mideye hazım için zaman verin AFYONKARAHİSAR - Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezgin Yılmaz, "Hem iftarda hem de sahurda alınacak gıdalar yavaş ve iyice çiğnenerek yenilmesi gerekiyor. Böylelikle mideye hazım için zaman kazandıracak şekilde, sık aralıklarla tüketilmelidir" dedi. Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazan ayının her şeyden önce insanın açlıkla sınanmasından daha önce nefsin ve iradenin sınanması olduğunu belirterek, "Bu açıdan bakıldığında yaklaşık saat süren açlığın sona ermesi de aynı çerçevede değerlendirilmesi gereken bir olaydır. Gerek iftar, gerekse sahur olsun her ikisi de aynı ölçü içerisinde, aşırıdan uzak abartısız bir şekilde eda edilmesi gereken durumdur" diye konuştu. İftarda, uzun bir açlığın neticesinde kendini kontrol altına alan midenin aniden ağır bir yemekle yüklenmesinden kaçınılması gerektiğine işaret eden Yılmaz, "İftara başlangıçta bir bardak kadar hafif ılık bir su ve bir iki adet hurmayla ya da her neviden olmak kaydıyla ılık bir çorba ile iftara başlamak uygun olur. Başlangıçtaki bu hafif gıdalardan ana menüye geçmeden önce en az dakika kadar bir dinlenme molası verilmeli ve yemeğe daha sonra geçilmelidir" ifadesini kullandı. Yılmaz, iftardan sonra yenilecek meyvelerin tatlı ihtiyacını gidermek amacıyla tüketilmesi gerektiğini söyledi. Güllaç, muhallebi gibi hafif sütlü tatlıların da tercih edilebileceğini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: Azra bebek ilik nakliyle hayata tutunacak "En son öğünden sonra en az bir saat geçtikten sonra yatılması rahat bir uyku sağlanması açısından önemlidir. Hem iftarda hem de sahurda alınacak gıdalar yavaş ve iyice çiğnenerek yenilmesi gerekiyor. Böylelikle mideye hazım için zaman kazandıracak şekilde, sık aralıklarla tüketilmelidir. Özellikle gaz yapıcı ve asitli gıdalardan ANTALYA - Antalya'da vücudun bağışıklık sistemini bozan Hemofagositik Lenfohistiositoz (HLH) hastalığıyla mücadele eden 9,5 aylık Azra Sultan Şanlı, sağlığına kavuşmak için ilik nakli olmayı bekliyor. Baba Hakan Şanlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kızının dört aylıkken ateşinin çıkması üzerine başvurdukları Malatya'daki özel bir hastaneden, kan değerlerinin düşük çıkması üzerine "Kanı azaldı değerleri ondan düşmüştür" denilerek evlerine gönderildiklerini söyledi. Azra'nın 9 aylıkken tekrar ateşinin çıktığını, aynı hastanedeki değerlendirmede kan değerlerinin yine düşük bulunması üzerine bazı testler yapıldığını belirten Şanlı, kızının hastalığının HLH olduğunun tespit edildiğini dile getirdi. Bunun üzerine başvurdukları Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde yapılan testlerde hastalığın genetik HLH olduğunun anlaşıldığını ifade eden Şanlı, kızının halen Antalya'da özel bir hastanede kemoterapi gördüğünü kaydetti. Hastalık nedeniyle Azra'nın dalak ve karaciğerinde büyüme olduğunu anlatan Şanlı, "Kızım 8 haftalık kemoterapi tedavisinin üçüncü kürünü aldı. Ondan sonra kesinlikle kemik iliği nakli yapılması lazım. Doktorlar kemoterapi tedavisinden sonra ilik nakli olmazsa kızımın 2 ila 5 ay arasında yaşayacağını söylüyor" dedi. Şanlı, Türk Kızılayı tarafından oluşturulan Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezine (TÜRKÖK) kızı Azra için Malatya ve Antalya'da sosyal medya üzerinden başlatılan kampanyalarda yaklaşık 2 bin kişinin bağışta bulunduğunu belirterek, şunları söyledi: "Diğer ülkelerde 5-6 milyon kemik iliği vericisi varken TÜRKÖK'de 50 bin verici bulunuyor. Türk halkının bu projeye duyarlı olmasını istiyorum. Sadece kızım Azra için değil tüm Azralar için TÜRKÖK Projesine destek çıkmamız lazım. Azra'ya kemik iliği bulunmazsa zamanı çok kısıtlı. Onun için Sağlık Bakanlığından gerekli mercilerden yardım bekliyoruz. İstediğimiz sadece uygun kemik iliği bulunması ve nakli." mutlaka kaçınılmalı ve mümkün olduğu kadar yapay katkı maddeleri içermeyen doğal gıdalar alınmalıdır." Yılmaz, ayrıca, iftardan sonra en az yarım saat dinlenilmesini, uzun süreli olmayan yürüyüşlerin yapılmasını ve ağır sporlardan kaçınılmasını istedi. Kan kanserine karşı günde 1 avokado ANKARA - Günde bir avokadonun kan kanseriyle mücadele etkili olabileceği belirlendi. Kanadalı bilim adamlarının araştırması, avokadonun içindeki yağ molekülünün ölümcül kan kanseri türü olan akut myeloid lösemiye (AML) yol açan kök hücreleri hedef aldığını gösterdi. AML hastalarında beyaz kan hücrelerinden olan granülositlerin ve monositlerin blast adı verilen öncü hücrelerin olgunlaşma sürecinin bozulduğuna dikkati çeken bilim adamaları, avokadodaki avokatin B yağ molekülünün bu süreci durdurabildiğini belirtti. Bilim adamları sonuçların, avokado içeren bir ilacın geliştirilmesinin ve AML hastalarının yaşam kalitesinin artırılmasının önünü açtığını vurguladı. Araştırmanın sonuçları "Cancer Research" dergisinde yayımlandı. Türkiye'de 700 bin epilepsi hastası var İSTANBUL - Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Candan Gürses, Türkiye'de her yıl 30 bin kişiye epilepsi teşhisi konulduğunu belirterek, ''Türkiye'de 700 bin civarında epilepsi hastasının bulunduğunu tahmin ediyoruz" dedi. Gürses, Türkiye ve dünyadaki epilepsi verileriyle epilepsi hastalarına dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Epilepsiye Objektif Ol" fotoğraf yarışmasının tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında, sara hastalığı olarak da bilinen epilepsinin, beyin damar hastalıklarından sonra dünyada en yaygın görülen nörolojik bozukluklardan biri olduğunu kaydetti. Epilepsi hastalarının, sosyalleşme, evlenme, okula gitme gibi konularda ayrımcılığa uğradığını dile getiren Gürses, hastaların yüzde 95'inin tedaviye cevap verdiğini, ömür boyu sürmeyen bu hastalığın doğru tedavi yöntemleriyle tamamen tedavi edilmesinin mümkün olabildiğini ifade etti. Gürses, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre epilepsinin dünyada 150 milyondan fazla insanı etkilediğini anlatarak, "Dünyada her yıl ortalama 2,4 milyon, Türkiye'de ise 30 bin kişiye epilepsi teşhisi konuyor. Avrupa'da 6 milyon, Türkiye'de ise 700 bin civarında epilepsi hastasının bulunduğunu tahmin ediyoruz. Epilepsi en çok yaşamın ilk yılları ile 60 yaş sonrasında görülüyor. Epilepsi, çocukluk ve ergenlik çağında en sık, erişkinlerde ise beyin damar hastalıklarının ardından ikinci en sık rastlanan nörolojik hastalık olarak tanımlanıyor" diye konuştu. Gelişmemiş ve az gelişmiş ülkelerde "erken doğum, doğum travması, bebeklerin bir takım hastalıklarla doğmaları ve akraba evlilikleri" gibi sebepler bebeklerde epilepsi görülme sıklığının arttığını belirten Gürses, hastaların, uygun tedaviyi almaları durumunda normal bir yaşam sürebileceğini aktardı. Gürses, hastalığın tedavi edilmemesi durumda olumsuz sonuçların ortaya çıkabildiğini vurgulayarak, epilepsi hastalarında işsizlik oranının normal nüfustan yaklaşık 3 kat daha fazla olduğunu anlattı. Hastalığa dikkat çekmek ve insanları epilepsili hastalarla empati kurmaya çağırmak için Sanofi Türkiye ile "Epilepsiye Objektif Ol" fotoğraf yarışması düzenlediklerini belirterek, bu konuda duyarlı olunması çağrısında bulundu. Sanofi Türkiye Pazarlama Müdürü Merve Mıhçakan da yarışma hakkında bilgi vererek, epilepsiyle mücadeleye destek olmak ve epilepsi konusunda farkındalık ve duyarlılık yaratmak için yarışmayı düzenlediklerini anlattı. Yarışmanın, hastalıkla ilgili ön yargıların yıkılmasına katkı sunmasını istediklerini dile getiren Mıhçakan, şu bilgileri verdi: "Yarışmaya, 6 yaşından büyük herkes, epilepsi hastalarının ihtiyacı olan 'sevgi, dayanışma, yardımlaşma, destek, dostluk ve mutluluk' gibi temalardaki fotoğraf karesiyle başvuruda bulunabilir. Yarışmaya, Mehmet Turgut jüri üyesi olarak destek veriyor. Son başvuru tarihi 31 Temmuz 2015 olan yarışmaya, ' adresinden ve posta yoluyla başvuru yapılabiliyor. En fazla üç fotoğrafla katılabilinen yarışmada, her kategorinin birincisine 2.500, ikincisine 2.000, üçüncüsüne ise TL ödül verilecek.''

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA İmam Tunç, geliştirdiği teknikle öğrencilerine iki günde Kur'an-ı Kerim okumayı öğretiyor Yenibosna Selçuk Hatun Camisi Başimam Hatibi İbrahim Tunç, Kur'an-ı Kerim öğreniminde geliştirdiği görsel hafıza teknikleri ve makamla okuma yöntemleri sayesinde öğrencilerine iki günde Kur'an-ı Kerim öğretiyor. İSTANBUL - Tunç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okulların tatile girmesi dolayısıyla yaz aylarında öğrencilere yönelik Kur'an-ı Kerim eğitimi vereceklerini söyledi. Kur'an eğitiminde uygulanan klasik yöntemlerin öğrenmeyi zorlaştırdığını savunan Tunç, "Kuran eğitiminde her harfin bir hikayesini oluşturduk. Harflerin kısa sürede ezberlenmesini ise resimler üzerinden melodiyle anlatarak sağladık. Böylelikle iki günde Kur'an-ı Kerim'i okutabilmeyi başardık" dedi. Türkiye'de Kur'an eğitiminin bir aylık süreye yayıldığına ve öğretimde yanlış metotların uygulandığını savunan Tunç, sürenin uzamasının öğrenimde sıkıntılara yol açtığını öne sürdü. Tunç, Kur'an kurslarına devamlılığın esas olduğuna işaret ederek, "Ülkemizde Kur'anı Kerim'in okunurluğu çok az. Yıllarca okunması öğretilmesi zormuş gibi sunuldu. Bu yüzden halkımızın çoğu maalesef kutsal kitabımızı okuyamıyor. Bunun en önemli sebebi Kur'an öğretiminde pratik bir sistemin geliştirilmemiş olmasıdır. Günümüzde hala bir takım teşvikler veya yöntemler geliştirilse de materyal ve eğitimde eksiklikler mevcut" diye konuştu. Başimam ve Hatip İbrahim Tunç, Kur'an eğitimini kolaylaştırmada öğrenme teknikleri ve mühendislik bilgilerinden yararlandığını aktardı. Eğitimlerde kullandıkları bütün materyalleri kendisinin tasarladığını ve bunları Türkiye, erozyonla mücadelede dünya lideri katılımcılara ücretsiz sunduğunu belirten Tunç, Kur'an eğitiminde kullanılan mevcut elif-ba'ların yeniden elden geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Amacının Kur'an-ı Kerim'in okur sayısını arttırmak olduğunu söyleyen, Tunç, şunları anlattı: "Arapça, İngilizce eğitimlerinde görsel hafıza teknikleri kullanılıyor. Biz de bunu acaba Kuran eğitimine nasıl yansıtırız diye düşündük ve çalışmalara başladık. Eğitimde mühendislik bilgilerinden faydalandım, Görsel çalışmalarla elif-ba kitabını zenginleştirdik ve farklı bir tasarımla kursiyerlerimizin algısına hitap ettik. Mesela 'elif, be, te, se'yi tek hece, 'cim, ha, hı'yı ANKARA - Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşarı Lütfi Akca, Türkiye'nin, erozyonla mücadelede dünya lideri olduğunu söyledi. Akca, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü dolayısıyla ATO Congresium'da düzenlenen programda yaptığı konuşmada, çölleşmenin, iklim değişikliğinin ve tabii kaynakların azalmasının günümüzün en önemli küresel problemlerinden biri olduğunu vurguladı. Bunların çözümü için uluslararası çabaların önemine dikkati çeken Akca, bakanlık olarak çölleşme, tabiatın ve biyoçeşitliliğin korunmasının yanı sıra küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin de en önemli paydaşlarından biri olduğunu dile getirdi. "Bizden önce şehir ormanı yoktu" ifadesini kullanan Akca, şu anda ülke genelinde 127 şehir ormanının bulunduğunu, Türkiye'yi bal ormanlarıyla da tanıştırdıklarını bildirdi. Akca, bunun yanında ülkede ilk defa, İzmir Balçova ve Narlıdere'de terapi ormanı kuracaklarını, daha sağlıklık ve tabiat sevgisine sahip kuşaklar yetiştirmek için de çocuk ormanları tesis edeceklerini aktardı. Türkiye'nin, çölleşme ve erozyonla mücadele alanında önemli çalışmalara imza attığını belirten Akca, ekim ayında düzenlenecek Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Taraflar Konferansı'da (COP 12) bu tecrübelerin diğer ülkelerle de paylaşılacağını ifade etti. Akca, Türkiye'nin erozyonla mücadelede dünya lideri olduğunun altını çizerek, "Yaptığımız bu çalışmalar neticesinde, 1970'li yıllarda erozyon ile bir yılda ülkemizden denizlere taşınan toprak miktarı 500 milyon ton olarak BUL- MACA Soldan sağa: 1. Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı... Yaşanılan çevre ve zamanda karşılaşılan olayların tümü Samanla karışık tahıl (halk ağzı)... Közlenmiş patlıcan, sarımsaklı yoğurt ve kıyma ile yapılan bir çeşit yemek Kobalt elementinin simgesi... Bala olma durumu... Kalın değnek Acil olma durumu... Ses, ahenk, nağme (eski)... O gösterme sıfatı (eski) Bir tür büyüteç... Yer yuvarlağının içindeki ısı... Ulamak işi Bir işi yapma, yerine getirme (eski)... Başarma işi Titreşim sayısı az olan ses... Kurçatovyum elementinin simgesi... Kuyruk sokumu kemiği, pöç (halk ağzı) Geçirimli kayaç ve katmanlardan sızarak yer çekiminin de etkisiyle yer altına inen ve orada akarak veya birikerek yeni bir düzen kuran sular Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm... Lityum elementinin simgesi... Ateşkes Takım... Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde Genellikle kumaş üzerine renkli iplikler veya sırma ve sim kullanarak elle, makineyle yapılan işleme, el işi... İki elemanlı mermer yapıştırıcısı... Birden sonra gelen sayının ad İplik... Yıldız... Pembeye çalan beyaz tüylü, kanatları gri renkli, alt gagasında deriden bir kesesi olan iri kuş, kaşıkçı kuşu Ağaç, kumaş vb.nden yapılmış bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan perde... İkilem (eski)... Hassiyum elementinin simgesi Namlusu genellikle yivli, kısa ve hafif bir tüfek... Bedevilik tarikatından olan derviş Alakalanmak işi... Edirne iline bağlı ilçelerden biri... Yukarıdan aşağıya: 1. Amca olma durumu... Âlâ Maoculuğu benimsemiş veya Maoculuk yanlısı olan... Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi... Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak Ülkenin vali yönetimindeki bölümü, vilayet... Az ışıkla yanmak (halk ağzı)... O yer Davul (eski)... Fırıl fırıl... Dişi at Ekonomik ve mali konuları çözümleyen uzman... Baryum elementinin simgesi Gelgit olayının belirgin olduğu yerlerde, bu olaydan doğan akıntıların etki yaptığı kıyılarda akarsu ağızlarının huni biçiminde genişlemiş durumu... Ödeme belgesi... Adaletle iş gören, adaletten, doğruluktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren, adaletli Bir iş veya durumun sonu, sonuç... Yat limanı Köpek ve sığırlara yedirilmek için un ve kepekle hazırlanan yiyecek (halk ağzı)... Kokuşmak, tefessüh etmek (halk ağzı)... Ulan Alınma işi veya durumu... Kılıksız ve uyuşuk, sümsük (kimse) Et, ekmek, peynir vb.nde parça, lokma, dilim (halk ağzı)... İveğen... Kaynak, pınar Dokuzdan sonra gelen sayının adı... Vurulabilmek işi Kasası olan... İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe... Alınmış bir şeyi geri verme Yunan rakısı... Aşure dağıtmaya yarayan kap... Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik Yağ uru... Yok, olmaz anlamında kullanılan bir söz (halk ağzı)... Kök boyasıgillerden, sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç Ukala bir biçimde... Ekini olmayan... Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu tek hece şeklinde öğretince, 28 harfi 16 gruba düşürmüş oluyoruz, ayrıca buna melodi ve ritm de katıyoruz. Sırf öğretme değil, beraberinde yazıyla da eğitimi destekliyoruz. Bu şeklide Kur'an eğitiminde her harfin bir hikayesini oluşturduk. Harfleri resimlerle ve melodiyle anlatmayı sağlayarak ezber işini kolaylaştırdık. Böylelikle iki günde Kur'an-ı Kerim'i okutabilmeyi başardık." Türkiye'de Kur'an bilenlerin sayısının az olduğunu, fakat vatandaşın öğrenmek için çaba sarf ettiğini belirten Tunç, eğitim süresinin kısaltılmasının kursiyerlere cazip geldiğini söyledi. hesaplanırken, bu miktar 2014 yılında 168 milyon tona inmiştir" dedi. Orman Genel Müdürü İsmail Üzmez, ormanların, 6 binin üzerinde faydasının bulunduğunun bilimsel çalışmalar sonucu ortaya çıkarıldığını anımsattı. Bunlar arasında en önemli görevin ise toprağı korumak olduğunu belirten Üzmez, "Tarımın sigortası ormanlardır" diye konuştu. Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdür Yardımcısı İsmail Belen de günümüzde çölleşme ve arazi bozulmasının, 4 milyar hektar alanı ve 1.2 milyar insanı doğrudan etkileyen bir sorun olduğuna dikkati çekti. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdür Yardımcısı Ömer Özdemir, 2014 sonu itibarıyla yapılan 77 içme suyu tesisinden 3,53 milyar metreküp içme ve kullanma suyu sağlandığını aktardı. ÇÖZÜMÜ BUGÜN 13. SAYFADA 11 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com SAHİH DEĞERLER ÜZERİNE KURGULANAN BİLGELİKLER ŞİİRİ İsmet Bora Binatlı, şiiri ciddiye alan, hayatını şiire ayarlayan, yaşanan zamandan nasıl şiir damıtabilirim kaygısında olan, uçup giden önemli önemsiz yaşamaları, olayları, durumları, olguları âdeta şiirle anlamlandırmaya çalışan sahih bir Türk şairidir. Sahih nitelemesi özellikle önemli. Çünkü o, şiirde sahteliğe, yapmacıklığa, gibi görünmeye iltifat ve itibar etmiyor. Şiirlerinin tamamı sahih yaşamalarından süzülmüş birer usaredir. Yaşantı, tecrübe, gözlem ve izlenimlerinden elde ettiği hikmet özlerini mısralara dökmede son derece sahici bir duruş sergiliyor. Binatlı nın şiirlerini okurken onlarla aramızda bir sıcaklık, bir ünsiyet, bir yakınlık bulmamızın sebebi gerçeklik, samimilik, hasbilik ve sahihlik duygusunu sezmemizdir. İsmet Bora Binatlı, günümüz Türk edebiyatında bir ana damar olarak duran hakîmane şiir vadisinin öne çıkan temsilcilerinden biridir. Adeta ömrünün, tecrübelerinin, yaşantılarının bir muhasebesi, bir semeresi olan şiirleriyle şair, okuyucunun duygu, düşünce ve davranışlarını terbiye edecek, insanı zarif bir kıvama getirecek bilgelikler demeti sunmaktadır. Şair, gerek ferdî, gerek millî, gerekse evrensel nitelikli şiirlerinde yapıcı, olumlu, faydalı, iyi, güzel doğrultusunda artı değer üretme kaygısındadır ki bu onun şair sorumluluğunun bir gereğidir. Ferdî bağlamdaki aşk duyarlılıklarında bile iki insanın birbirlerine karşı duruş, tavır alış, davranış biçimlerini terbiye edecek bilgelikler üretebiliyor. Hele vatan, millet, bayrak gibi temel millî değerlerimiz üzerindeki hassasiyeti son derece içten, son derece hasbî ve derinlikli duyarlıkları ifade eden duygulardır. Yüzeysel, yoz, yavan ve baştan savma vatan millet edebiyatı yapmaktan oldukça uzaktır. Tamamen sahih bir milliyetçi Türk yaklaşımı var ki bu metinleri, Türk milletine millî hassasiyetler üzerine titreme konusunda nasıl kılavuzluk edileceğini en güzel şekilde gösteriyor. Ayrıca toplumsal sorunlarımızı ustalıkla tahlil edip yanlışları tashih etmede ve doğru değerleri göstermede de son derece etkili bir üslup sahibidir. İnsanlararası ilişkilerdeki yozlaşmayı, kabalaşmayı, insanlık erdemine yakışmayacak davranışları sergilemede; bu bağlamdaki toplumsal hastalıklarımıza parmak basmada titiz ve dikkatli bir bakış açısına sahip. İsmet Bora Binatlı, şiirleriyle günümüz Türk milletinin vicdanı olabilmiş aksakallarımız arasında yer alacaktır. Özellikle Türk gençliği, onun şiirleriyle kendisini terbiye ederek, ferdî, millî ve insanî kimliğini doğru bir biçimde oluşturmada temel beslenme kaynaklarından birine sahip olacaktır. Şair, kolay, rahat, açık, sade bir dil ve üsluba sahiptir. Bu da onun aslında şiirinin meselelerini kendi içinde iyice hazmetmiş, içselleştirmiş olmasının bir neticesidir. Şiirinin sıhhat noktalarından biri de budur. Şair ele aldığı konuyu kendi içinde yaşamış, onu meselesi olarak kabul etmiş, kendi dünyasında iyice tahlil edip bir terkibe kavuşturmuş; ondan sonra rahat bir söyleyişle dile dökmüştür. Bu anlamda bir sehl-i mümteni, günümüzün bazı kabızlık çeken Türk şairleri için çok lazım. İsmet Bora Binatlı nın şiirinde elbette yaşanmışlıkların, hatıraların içimizi saran duygusal titreşimlerini görebiliyoruz. Şair, somut yaşantı ve hatıraları bizi etkileyecek kertede soyut duygusal ifadeye dönüştürmede oldukça başarılı. Bununla beraber şair, şiirini örmede sadece ferdî yaşantılarla yetinmiyor; bunları hem dinî hem de millî bilgi birikimiyle destekliyor, besliyor, perçinliyor. Nitekim güncel anlamdaki pek çok sorunumuzu, durumumuzu peygamberler tarihinden tutun da millî tarihimize dönük pek çok göndermeleriyle irtibatlandırıyor. O bakımdan Binatlı nın şiirini salt yaşantı, gözlem, izlenim, sezgi ve duygu şiiri değil; aynı zamanda derin bir arka planı olan kültür şiiri olarak da görmek mümkündür. İkizler dereceyle mezun oldu ZONGULDAK - Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesinde birlikte öğrenim gören tek yumurta ikizlerinden Kürşat Karaman birincilikle mezun olurken, kardeşi Fatih Karaman ise üçüncü olarak diploma aldı. BEÜ Farabi Kampüsü Spor Salonu'nda düzenlenen törende, 50 öğrenci mezuniyet heyecanı yaşadı. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, diplomalarını alan öğrencilerinin ülkenin sağlık ordusuna katılacağını söyledi. Bayraktaroğlu, fakülte olarak her zaman insan haklarını gözeten, milli ve manevi değerlere bağlı, ekip ruhuna sahip, araştırmacı, sosyal ilişkileri güçlü ve yüksek donanımlı bireyler olarak öğrencilerini yetiştirmeyi hedeflediklerini dile getirdi. Konuşmanın ardından dereceye giren öğrenciler, isimleri okunarak diploma, plaket ve ödüllerinin verilmesi için oluşturulan platforma davet edildi. Tek yumurta ikizlerinden okul birincisi Kürşat Karaman, üçüncü olan kardeşi Fatih Karaman ve ikincilikle mezun olan Ceyda Gündüzoğlu büyük sevinç yaşadı. Fakülte birincisi Kürşat Karaman'a diplomasını vermek için platforma çıkan Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ikizleri karıştırdı. Akdemir'in, Kürşat Karaman'ın diplomasını kardeşi Fatih Karaman'a vermek üzereyken görevliler tarafından uyarılması ilginç görüntüler oluşturdu. Diplomasını alan Kürşat Karaman'ın mezuniyet kütüğüne plaket çakmasının ardından öğrenciler hekimlik yemini etti. Bazı öğrencilerin "Sağlıkta Şiddete Hayır" yazılı pankart açtığı tören, keplerin atılmasıyla sona erdi. Kürşat Karaman (24), törenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, fakülteye başladıkları günlerde arkadaşları tarafından ikiziyle sürekli karıştırıldıklarını anlattı. İkiziyle aralarında rekabet olmadığını vurgulayan Kürşat Karaman, "Lisede de kardeşimin önündeydim ama üniversite sınavında beni bir puanla geçmişti. Aramızda geride kalma ya da önde olma gibi bir durum olmadı. Aksine bu durum bizi daha da geliştiriyor. Bilmediğimiz şeyleri iyi öğrenmemizi sağlıyor. Hekimlik hayatımızda aynı branşı şu an için düşünmüyoruz ama aynı hastane ya da aynı eğitim kurumunda çalışmak hedeflerimiz arasında" diye konuştu. Fatih Karaman da kardeşiyle her zaman birbirlerine destek olduklarını, okuldan dereceyle mezun olmanın sevincini yaşadıklarını ifade etti. Kürşat ve Fatih'in emekli astsubay babaları Yunus Karaman ise tarif edilemeyecek bir mutluluk içerisinde olduğunu ve çocuklarıyla gurur duyduğunu kaydetti.

12 12 haber Durmaya bile tahammül yok Ak Saray, aklandı! İSTANBUL- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkenin değil gerilemeye, durmaya dahi tahammülü yok. Etrafı adeta ateş çemberi içinde olan Türkiye'nin hem kendisinin bundan zarar görmemesi hem de kardeşlerine yardım elini uzatması ve güçlü olması şart. Bunun için de seçim sonrasının geçiş dönemini süratle tamamlayıp, Türkiye'nin yönünü yeniden geleceğe çevirmek mecburiyetindeyiz" dedi. Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) 22. Olağan Mali Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "İhracat Şampiyonları Ödülleri"ni almaya hak kazanan tüm firmaları, iş adamlarını kutladı. TİM üyelerinin, kendilerinin 12 yıllık mücadelelerinin yakın şahidi olduğunu belirten Erdoğan, iş adamlarıyla beraber yüzlerce seyahate çıktıklarını, adeta dünyayı dolaştıklarını ifade etti. Erdoğan, gittikleri her yerde Türkiye'nin potansiyelini, gücünü, imkanlarını anlattıklarını ve ihracatçıların meselelerini en üst düzeyde dile getirdiklerini aktararak, şöyle devam etti: "Çözüm talep ettik, verilen sözlerin takipçisi olduk. Sadece bu alana yönelik çalışan bir bakanlık kurduk. Bu bakanlığa sizlerin meselelerini bilen, sizinle aynı dili konuşan arkadaşlarımızı görevlendirmenin gayreti içinde olduk. Her ay, bir önceki ayın ihracat rakamlarının açıklanmasını heyecanla bekledik. Beklentilerin üzerindeki artışlarla da sevindik. Açıklanan rakamlar beklentimizin altında kaldığında hemen sebebini araştırdık. Gereken tedbirleri aldık. İhracatçılarımızın her meselesini kendi işimiz gibi gördük, o şekilde takip ettik. Ülkemizin ihracatını işte böyle yoğun bir çaba neticesinde 12 yılda, 36 milyar dolardan 158 milyar dolara çıkardık. Tabii bu başarıda asıl pay sizlerin, iş adamlarımızın, ANKARA- Başbakan Ahmet Davutoğlu İstanbul'da Darülaceze'deki iftar programına katıldı. Başbakan Davutoğlu iftar öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başbakan Davutoğlu, "Tavrımız çok açıktır. Milletimiz, milli iradenin bir tecellisi olarak koalisyon ile hükmedilmesine karar verdi. Bunun için bizim kapımız herkese açık. Herkesle her şeyi konuşuruz ve bu konuda da ahlaki, siyasi açıdan da en doğru yerde durmaya kararlıyız" dedi. Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin koalisyon açıklamalarına ilişkin, "Biz, resmi görev Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bize tevdi edildiği zaman da zaten çalışmalara başlayacağız. O ana kadar kapımız ve istişarelere herkese açıktır. Bütün parti genel başkanları ile tam bir açık yüreklilikle konuşacağım, görevi devraldığım zaman. Gidip, bu konuları kendileriyle bizzat en üst düzeyde konuşacağım. Bunun dışında çıkan haberlerin tümü sadece yorumdan ibarettir. Tabii bu yorumlar yapılabilir ama bizzat benim zikretmediğim hiçbir düşünce AK Parti'nin görüşünü temsil etmez" değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Davutoğlu şunları kaydetti: "Şu ana kadar yapılanlar, söylenenler bazıları temenni, bazıları zemin yoklama olabilir ama herkesin o gün geldiğinde, görüşmeler başladığında iyi niyetle ve ciddiyetle yaklaşmasını diliyorum. Bu çerçevede Sayın Bahçeli'nin açıklamaları da dahil olmak üzere, bütün bu açıklamaların esas itibarıyla o görüşmelerde netliğe kavuşacağını ifade etmek isterim. Bizim yaklaşımımız, ilk günden itibaren açıktır. Hiç kimseye kapıyı kapatmadık, İSTANBUL- Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Türkiye'nin muasır medeniyetler yoluna devam etmek ve 2023, 2053, 2071 hedeflerine ulaşmak istiyorsak, ihracat olmazsa olmazımızdır" dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) 22. Olağan Genel Kurulu ve 2014 İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni, TİM Başkanı Mehmet Büyüyekşi'nin ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Burada konuşan Ekonomi Bakanı Zeybekci, Türkiye'nin ihracatta her türlü övgüyü hakeden bir performans gösterdiğini belirterek, "1923'teki 50 milyon dolarlık ihracat, 1 milyar doların üzerine ancak 1973 yılında çıkarılabildi. Şu anda ise 158,6 milyar dolarlık bir ihracatımızın olduğu görülüyor. Serbest bölgeler ve bavul ticaretimizi buna eklendiğimizde Türkiye'nin ihracatı 171,6 milyar dolara ulaşır" diye konuştu. Bu yılın ilk 5 ayında ihracatın yüzde 8,3'lük bir gerileme ile toplamda 61 milyar 296 milyon dolar ihracatçılarımızın. Çünkü sizler hiçbir zorluktan yılmadınız. Cesaretinizle, aklınızla, enerjinizle sürekli yeni yollar, yeni yöntemler, yeni pazarlar bularak, bu yolculuğu kesintisiz devam ettirdiniz. Avrupa'da sıkıntı çıktığında, Afrika'ya, Asya'ya yöneldiniz. Herhangi bir ürünle ilgili sorun çıktığında hemen yeni alternatifleri dikkate soktunuz. Burada onları devreye alışınız, o açığı kapama fırsatını bizlere verdi. Sizler karşınıza çıkan dağlar ne kadar yüksek olursa olsun, dağ kenarında mutlaka bir yol buldunuz. Başarınızla ülkemizi bayram yerine döndürdünüz. İhracat, ülkemizin geçtiğimiz 12 yılda ortaya koyduğu büyümenin amiral gemisi oldu. İnşallah 2023 hedeflerimizin de amiral gemisi yine ihracatımız, hiçbir spekülasyona mahal vermedik." Başbakan Davutoğlu, "Ülkeyi iyi niyetle ve etkin bir şekilde yönetebilecek bir hükümet oluşturabilmek için elimizden geleni yapacağız. Kapımız da hiç kimseye kapalı değil, zihnimiz kapalı değil, olarak gerçekleştiğini hatırlatan Bakan Zeybekci, bu daralmayı öngördüklerini de vurguladı. Bakan Zeybekci, cari açığın ocaknisan döneminde yüzde 13,4 gerileyerek 14,5 milyar dolar olduğunu, nisan ayında ise 31'lik gerileme başarısını gösterdiğini vurgulayarak, 2015 yılında Türkiye için cari açığın önemli konular arasında yeri olmayacağı temennisinde bulundu. Türkiye'nin geçen yılki yüzde 2,9'luk büyümesinin yüzde 1,8'lik kısmının ihracat vasıtasıyla gerçekleştirdiğinin altını çizen Zeybekci, "Türkiye olarak eğer biz ihracata dayalı bir büyüme gerçekleştirmezsek, büyümemizin gerçek anlamda milli olduğunu söylememiz zor. İç piyasaya dayalı büyüme sürdürülebilir ve gerçekçi değildir. Türkiye'nin muasır medeniyetler yoluna devam etmek ve gerçek anlamda 2023, 2053, 2071 hedeflerine ulaşmak istiyorsak ihracat olmazsa olmazımızdır. Bunun için de 2023 hedefimizi mutlaka gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı. ihracatçılarımız olacaktır. Erdoğan, bu yılın ilk çeyreğinde ihracatta yaşanan daralmanın, küresel konjonktürden kaynaklandığını vurgulayarak, "Küresel krizin dünya ticaretinde yol açtığı daralmayla karşılaştırdığımızda biz yine de iyi bir durumdayız. Ülkemizin dünya ihracatındaki payı artmaya devam ediyor. Yaşanan bu daralmanın da geçici olduğuna yürekten inanıyorum" diye konuştu. Bir yandan ihracatçıların daha çok gayret göstermesiyle, diğer yandan devletin desteğiyle kısa sürede yeniden arzu edilen büyüme rakamlarına ulaşılabileceğini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, ihracatıyla, büyümesiyle, turizmiyle, üretimiyle pek çok defa tahminleri, öngörüleri aşan bir performans ortaya koymuştur. Önümüzdeki aylarda da benzer bir gelişmeyi, sürprizi hem kendi ülkemize hem de tüm dünyaya yaşatabileceğimizi ümit ediyorum. Bu konuda ihracatçılarımıza güveniyorum. Türkiye'nin bugünlere gelmesinde çok büyük emeği, katkısı olan ihracatçılarımızın yeni Türkiye'nin inşasında da aynı öncü rolleri üstleneceğine, sürdüreceğine inanıyorum. Esasen bu konuda önümüzde çok somut bir örnek de mevcut." Erdoğan, 2008 küresel krizinin tüm dünyayı etkilediğini belirterek, "O dönemde ben bu krizin ülkemizi teğet geçeceğini söylemiştim. Bu yüzden beni eleştirenler oldu. Halbuki ben Türkiye'nin potansiyeline, iş adamlarımızın azmine, milletimizin çalışkanlığına inandığım için böyle bir değerlendirme yapmıştım" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, nitekim 2009'da yüzde 22,6 oranında düşen ihracatın, ekonomide yüzde 4,8 oranını bulan küçülmeye rağmen 2010'dan itibaren yeniden yükselişe geçtiğini dile getirdi. Başbakan Davutoğlu: Kapımız herkese açık kulağımız kapalı değil, gönlümüz kapalı değil. Ramazanın güzel atmosferi içinde yürüyecek koalisyon görüşmelerinin, ramazanın ruhuna da aykırı düşen tavırlardan uzak kalınmasını diliyorum" diye konuştu. Zeybekci: İhracat olmazsa olmazımız ANKARA- Muhalefet partilerinin seçim meydanlarındaki en önemli malzeme lerinden biri olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Ak Saray ın kaçak olduğuna dair iddialar Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet ve AK Partililer tarafından yalanlansa da ortada bir kafa karışıklığı vardı. O kafa karışıklığı sürerken, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi olağanüstü toplandı. Toplantıda, Atatürk Orman Çiftliği'nin, Başbakanlık'a ayrılan belediye hissesinin, Cumhurbaşkanlığı adına tahsis edilmesi kararlaştırıldı. Meskun mahal olmaktan çıkıyor mu? Siyasi blokta % 60 çatlak! ANKARA (ÖZEL)- Seçim sürecindeki söylemlerinde doğrudan AKP yi hedef alan ve 12 yıllık icraatları yerden yere vuran partiler, iş koalisyon hükümeti kurmaya gelince yan çizmeye, söylediklerini unutmaya, yutmaya başladı. Özellikle MHP ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli nin tavrı dikkat çekici derecede ilginç bir seyir izliyor. TEKLİF VE GELİŞMELER CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun seçim meydanlarında verilen sözlerin gereği, AKP siz bir hükümet modeli için büyük bir fedakarlık göstererek Devlet Bahçeli ye başbakanlık teklif etmesi ve ret yanıtı alması siyaseten tartışılmaya, yorumlanmaya açık bir tutum ve söylem. Kılıçdaroğlu, eğip-bükmeye meydan vermeyecek bir netlikte yaptı Bahçeli ye teklifini: Gel başbakan ol. Bu fedakarlığa varım. Ben ateşten gömleği giymeye hazırım İyi de, Bu dönemde iktidar olmak ateşe girmek gibi bir şey diyen Kılıçdaroğlu neden yaptı böyle bir teklifi. Şundan: Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır İlk tepki MHP İstanbul Milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu'na rozetini takan MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu ndan geldi. Halaçoğlu, koalisyon için CHP ve MHP'nin milletvekili sayısının yeterli olmadığını söyledi. Yani, böyle bir hükümet için HDP nin desteği gerekir, biz de böyle bir hükümette yer almayız dedi Bahçeli adına da şunu açık-seçik dile getirdi: Devlet Bey'in Başbakan olmak için ilkelerinden vazgeçti dedirtmesi mümkün değil " DEVLET BAHÇELİ Siyasi nezakete azami özen gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kendisinden beklenmeyen bir üslupla reddettiği teklifi Çin malı na benzetti. Daha sonra yaptığı açıklamada ise sert ifadelerle yine şaşırttı herkesi. Vehimli ve telaşlı bir ruh haliyle mezun olmadıkları koltuk ikramına meyledenler, sanıyorum hırslarına yenilenler, ilkeleri çoraklaşanlardır. Koltuk bir amaç değil, vasıtadır. Ülküsüz bir koltuk, ilkesiz ve iradesiz bir duruş akıllıya deli, alime cahil, kahramana korkaklık yaftası vurmaktır diyen Bahçeli, Acaba diyorum, koltuk tedarikçiliğine heveslenenler, mevki düşkünlüğüne kapılanlar hayat ve siyasetin hakkını layıkıyla verebilirler mi? sorusunu yöneltti. Bununla da yetinmeyen Bahçeli, Gün aşırı taktik hamlelerle ön almaya çalışan çürük koltuk imalatçılarına önceliğimizin ne olduğunu tarihe bakarak öğrenmelerini tavsiye ederim diyerek şu ifadeleri kullandı: Unutmayalım, küçük adamlarla, güdük adımlarla büyük hedeflere varılamaz. Bir ülküsü olanlar nefsine aldanmaz, ucuz istismarlara kanmaz. KILIÇDAROĞLU NUN YANITI GECİKMEDİ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, koalisyon tartışmalarıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada,, "bir sonraki seçimi hesapladıkları için AK Parti'siz bir seçeneği hayal dahi edemez durumda" dedi ve ekledi: Bizim için kriter ilkeler ve halka verdiğimiz sözlerdir " Devlet Bahçeli nin kabul etmediği yüzde 60 lık blok ifadesine açıklık getiren Kılıçdaroğlu, seçimin ardından yaptığı açıklamadaki, "Yüzde 60'lık blok" şeklindeki sözleriyle halkın kendilerine verdiği sorumluluktan bahsettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "yüzde 60'lık blok" derken, kimsenin kimseyle bir arada olmasını, bir siyasi ortaklığı değil, Türkiye'nin önceliği hukuk ve demokrasi üzerindeki tahribatın giderilmesi için halkın kendilerine verdiği sorumluluğu anlatmaya çalıştıklarını kaydetti. GÜRSEL TEKİN DE ELEŞTİRİ GETİRDİ Bahçeli nin ağır ithamları karşısında sessiz kalmayan bir başka isim de CHP İstanbul Milletvekili ve CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin oldu. Tekin, "Sayın Bahçeli de bütün Türkiye de bilmelidir ki sadece genel başkanımızın değil CHP'nin fıtratında koltuk sevdası yoktur" dedi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tekin, CHP'nin MHP'ye götürdüğü koalisyon teklifiyle ilgili "Adımız Hıdır, tekliflerimiz budur" ifadesini kullandı.

13 dış dünya 13 Dünyada yerinden edilenlerin sayısı 60 milyona ulaştı CENEVRE - Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) 2014 Küresel Eğilimler Raporu yayımlandı. BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında raporu tanıtan BMMYK Komiseri Antonio Guterres, "Dünyadaki bütün çatışmaların kurbanlarını destekleyecek kaynağımız yok ve artık bütün yaraları sarabilecek durumda değiliz. İhtiyaçlar her geçen gün artıyor ve 2015 bütçemiz geçen yıla göre milyon dolar daha az" dedi. Rapora göre, 2014'te savaşlar ve çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilenlerin sayısı rekor seviyede arttı ve 13,9 milyon kişi zorla yerlerinden edildi. Son dört yılda evlerini terk ederek başka yerlerde sığınma aramak zorunda kalanların sayısının dört kat arttığı ifade edilen raporda, geçen yıl her gün ortalama 42 bin 500 kişinin yerlerinden edildiğine dikkati çekildi. BAĞDAT - Irak'ta Bağdat Operasyonlar Merkezi Komutanı Korgeneral Abulemir el-şammari, ramazan ayında terör saldırıları önlemek için üst düzey güvenlik tedbirleri alacaklarını bildirdi. Şammari, başkent Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında ramazan ayı boyuna kentte düzenlenecek terör olaylarını önlemek için yeni bir güvenlik planını devreye soktuklarını belirterek, "Ramazan ayında Bağdat Operasyonlar Merkezi'ne bağlı tüm emniyet birimleri, ibadet yerleri ve halkın yoğun olduğu çarşılarda üst düzey güvenlik tedbirleri alınacak. Vatandaşlarımız müsterih olsun" dedi. DAEŞ ile mücadeleye de değinen Şammari, Bağdat'ın batısında yürüttükleri operasyonların devam ettiğini, Ceziret'ül Garma ve Dicle'nin kuzey bölgelerini kurtardıklarını dile getirdi. Şammari, operasyonları Şii milislerden Dünya genelinde yerlerinden edilen yaklaşık 60 milyon kişinin 19,5 milyonunu mülteciler, 38,2 milyonunu ülke içinde yerlerinden edilenler, 1,8 milyonunu ise sığınmacılar oluşturuyor. Rapora göre, dünyadaki mültecilerin yüzde 86'sına gelişmekte olan ülkeler evsahipliği yapıyor. Son dönemde sınırdaki çatışmalardan kaçanlara Türkiye'nin bir kez daha cömertçe kapılarını açtığını ve şimdiye kadar hiçbir yardım almaksızın Suriyeli sığınmacılara kendi bütçesinden 6 milyar dolardan fazla para harcadığını ifade eden Guterres, "Dünyada en fazla sayıda sığınmacıya evsahipliği yapan ülke Türkiye. Uluslararası dayanışma, Türkiye'nin çabalarının yanında çok zayıf kaldı" dedi. Rapora göre, Pakistan ise 1,51 milyon kişiyle en fazla sığınmacıya evsahipliği yapan ikinci ülke. Pakistan'ı sırasıyla Lübnan (1,15 milyon), İran (982 bin), Etiyopya (659 bin 500) ve Ürdün oluşan Haşdi Şabi birlikleriyle ortak yürüttüklerini aktararak, "Ele geçirdiğimiz bölgelerde dev bir silah ve patlayıcı Dünya genelinde geçen yıl zorla yerlerinden edilen, mülteci konumuna düşen ve sığınma arayan kişilerin sayısının rekor seviyede artarak yaklaşık 60 milyona ulaştığı açıklandı. (654 bin 100) izliyor. Rapor, Suriye'deki insani krizin boyutunu gözler önüne seriyor. Dünyadaki mültecilerin yüzde 53'inden fazlası sırasıyla Suriye, Afganistan ve Somali'den geliyor. Dünyadaki mülteci nüfusunun yüzde 51'ini ise çocuklar oluşturuyor. Suriye nüfusunun yüzde 40'ı yani 7,6 milyon kişi halen yerlerinden edilmiş durumda ve 3,88 milyon Suriyeli ise mülteci konumunda. Irak'ta ise geçen yıl 3,6 milyon kişi yerlerinden edildi. Sahraaltı Afrika'da ise geçen yıl ülkelerinde yerlerinden edilenlerin sayısı yüzde 17 artış göstererek 11,4 milyona ulaştı, 3,7 milyon kişi ise mülteci konumuna düştü. Etiyopya, Afrika'nın en çok mülteciye evsahipliği yapan ülkesi oldu. Asya'da ise geçen yıl yerlerinden edilenlerin sayısı yüzde 31 artarak 9 milyona ulaştı. Bağdat, ramazanda daha sıkı korunacak malzeme fabrikasıyla çok sayıda bomba yüklü hummer ve iş makinesini ele geçirdik" diye konuştu. Şammari, Bağdat'ın bazı bölgelerinde son zamanlarda artan kaçırma olaylarına ilişkin ise kaçırılan vatandaşların ailelerinin, güvenlik güçlerini bilgilendirmeden önce fidye verdiğini dile getirdi. Şammari, alınan tedbirler sayesinde geçen aya oranla haziranda kaçırma olaylarında azalma yaşandığını kaydetti. Korgeneral Abulemir el-şammari, "Savunma Bakanı Halit el-ubeydi'nin, Enbarlı aşiret mensuplarının, DAEŞ'e karşı kuracağı askeri birliğin silahlandırılmasını onayladığı" bilgisini paylaştı. Basın toplantısının ardından Bağdat'taki adam kaçırma ve bazı otellere saldırı düzenleme suçundan yakalanan zanlıların itiraflarından oluşan görüntüler izletildi. Yemen'de dang humması salgını ADEN - Yemen'de her gün onlarca kişinin Dang humması nedeniyle hayatını kaybettiği bildirildi. Kızılhaç örgütünden yapılan açıklamada, ülkenin Kreyter, El-Mualla, Hor Mekser ve Et-Tevahi kentlerinin son günlerde hızla artan "dang humması" nedeniyle salgın hastalık bölgesi ilan edildiği belirtildi. Açıklamada, mayıs ayından itibaren etkili olan salgın nedeniyle Aden kentinin güneyinde her gün onlarca kişinin hayatını kaybettiği ifade edildi. Aden kentinde Ensarullah Hareketi (Husiler) ile Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi yanlısı Halk Direnişi Güçleri arasındaki çatışmaların salgın hastalıkların yayılmasına zemin hazırladığını savunan sağlık kaynakları ise son iki ayda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 300 kişinin salgın nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti. Bölge sakinleri de okuldan hastaneye dönüştürülen bir binada hastalara müdahale edildiğini ancak elektrik, tıbbi malzeme ve personel yetersizliği nedeniyle sağlık hizmetlerinde ciddi sıkıntılar yaşandığını dile getirdi. Sivrisineklerden bulaşan virüsün neden olduğu "dang humması" vakaları, genellikle yağışın sıkça görüldüğü mevsimlerde, özellikle LONDRA - Dünyada son bir yılda Birleşik Krallık'ta Müslümanlara yönelik nefret suçlarında artış yaşandığı ortaya çıktı. Ülkede Müslümanlara karşı nefret suçlarını izleyen "Tell Mama" kuruluşunun yayımladığı raporda, Paris, Kopenhag ve Sydney gibi şehirlerde yaşanan son terör saldırılarının ardından, İngiltere'deki Müslümanlara yönelik taciz ve nefret suçlarının arttığı bildirildi. Tell Mama Başkanı Shahid Maliksaid, "Rapor, kamuoyunun Müslümanlar ile terörizm arasında haziran ve eylül aylarında artış gösteriyor. Bilim adamları, yüksek sıcaklık ve uzun süren yağışların sıtma ve dang humması taşıyan sivrisineklerin artmasına sebep olduğunu ifade ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), nisan ayında yaptığı yazılı açıklamayla, hayati öneme sahip ilaçların ve sağlık malzemelerinin eksikliği, uzun süreli elektrik kesintileri ve jeneratörlerin çalıştırılması için gerekli yakıtın bulunamaması gibi nedenlerle Yemen'deki sağlık hizmetlerinin "çökmek üzere" olduğunu duyurmuştu. Halk Sağlığı ve Nüfus Bakanlığı da ülkedeki önemli hastanelerin pek yakında acil sağlık ve insani hizmet sağlamaktan aciz kalabileceğini, böbrek ve kalp gibi kronik hastaların ihtiyaç duyduğu ilaçların eksikliği nedeniyle sağlık programlarının aşamalı şekilde çökebileceğini ve kan bankalarındaki stoklarda tehlikeli şekilde azalma meydana geldiğini açıklamıştı. Devrimin ardından siyasi istikrarın sağlanamadığı Yemen'de yönetime bağlı birliklerle çatışan Husilerin ilerleyişini durdurmak için Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon mart ayında, söz konusu gruba yönelik operasyon başlatmıştı. İngiltere'de Müslümanlara yönelik nefret suçunda artış kaydedildi bağlantı kurma hatasına düştüğünü ortaya koymuştur. Bu durum, basın, siyasetçiler, sivil toplum ve özellikle de Müslümanlar için zorluk yaratmaktadır. Bu yanlış algıyı kırmadıkça masum Müslümanlar sıkıntı çekmeye devam edecektir" dedi. Tell Mama'ya, internet üzerinden tacizden tehdide, sokakta tacizden şiddete kadar son bir yılda toplam 548 bildirimde bulunuldu. Müslüman kadınlara yönelik tacizin genellikle giydikleri kıyafetlerle bağlantılı olduğu belirtildi. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ KERKÜK - Irak'ta DAEŞ'ten kurtarılan Tikrit iline dönüşler sürüyor. Kerkük'te kalan 400 aile daha Tikrit'e uğurlandı. Sığınmacılar, zafer işaretleriyle mutluluklarını dile getirdi. Kerkük'ün 25 kilometre kuzeydoğusundaki Leylan Çadır Kampı'ndan kalan aileler, memleketlerine uğurlandı. Bir Haziran Kontrol Noktası'nda toplanan Irak'ta eve dönüş sevinci aileler, evlerine dönmenin sevincini yaşadı. Araçlarına Irak bayrağı asan Tikritli sığınmacılar, zafer işareti yaparak mutluluklarını dile getirdi. Güvenlik güçlerinin eşlik ettiği sığınmacılar, Kerkük-Tuzhurmatu güzergahından Tikrit'e ulaşacak. Tikritli aileleri uğurlayan Kerkük Göç ve Göçmenler Müdürü Ammar Sabah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bugün 400 aileden oluşan bin 200 kişiyi memleketlerine uğurladık. Bu dönüşler, Kerkük ile Selahaddin vilayeti yerel yönetiminin koordinasyonuyla gerçekleşiyor. Bu vatandaşlarımızın yol güvenliğini Kerkük Polis Müdürlüğü ile Tikrit yerel yönetimi sağlayacak. Kısa sürede tüm Tikritli sığınmacıların evlerine döneceklerine inanıyoruz" dedi. Tikritli İsmail Ali, bir yıldır görmediği memleketini çok özlediğini dile getirerek, "Tikrit'i kurtaran Haşdi Şabi ve Irak ordusuna teşekkür ediyorum. İnsanın memleketi gibisi yok. Gurbet çok acı. Komşularımızı, akrabalarımızı ve arkadaşlarımızı özledik" dedi. Abdullah Raba da muhacir hayatının zor olduğunu, evlerine dönecekleri için şükrettiğini ifade etti. Salime Ahmet ise mutluluğunu anlatmanın zor olduğunu belirterek, "Hala evime döneceğime inanamıyorum. Gider gitmez ilk işim toprağı öpeceğim" diye konuştu. Bir başka Tikritli Ömer Ahmet de kendilerini misafir eden tüm Kerküklülere şükran borçları olduğunu dile getirerek, "Bize çok iyi davrandılar. Sürekli yanımızda oldular. Hepsine teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı

14 14 TURİZM Efes'te "UNESCO" için geri sayım Çinli turizmcilerden "Budist tapınağı" talebi ANTALYA - Çinli seyahat acentelerinin temsilcileri, ülkelerinden gelecek turistlerin ibadetlerini yerine getirebilmeleri amacıyla Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel'den Budist tapınağı yapılmasını talep etti. Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) ve Air Arabia firması işbirliğinde Çin Urumçi bölgesindeki seyahat acentelerinin temsilcilerinden 15 kişi, Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel'i ziyaret etti. Yüksel, ziyarette yaptığı konuşmada, Antalya'nın bir turizm kenti olduğunu hatırlattı. 2012'de Türkiye'ye 114 bin Çinli turistin geldiğini ve bu sayının geçen yıl 199 bine çıktığını kaydeden Yüksel, "İyi bir artış. Antalya'ya gelen Çinli turist sayısı bin 230 civarındayken 2014'te yaklaşık 2 bin 280'e çıktı. Yani yüzde 100'den fazla artış olmuş. 2015'te de bu artışları görüyoruz" dedi. Yüksel, Çin'e giden Türk sayısında da artış olduğunu bildirdi. Antalya'nın 12,5 milyon kadar yabancı, 4,5 milyon civarında da yerli turist ağırladığına değinen Yüksel, kentte yaklaşık 200'e yakın ülkeden turist görmenin mümkün olduğunu kaydetti. Antalya'nın turizm, tarım ve tarihi açısından önemli bir kent olduğunu söyleyen Yüksel, heyet üyelerini, gelecek yıl düzenlenecek dünya botanik EXPO'suna davet etti. Antalya'da yaşayan, iş yapan Çinliler bulunduğunu vurgulayan Yüksel, ileriki yıllarda daha fazla Çinlinin Antalya'da olabileceğini ifade etti. Heyet üyelerinin sorularını da yanıtlayan Yüksel, Çinlilerin dini açıdan ibadetlerini yapabilmelerine kolaylık sağlanması yönünde gelen bir talep üzerine, Türkiye ve Antalya'da Müslümanların çoğunlukta olduğunu ancak başka inançlara sahip kişilere de ibadetlerini yapabilecekleri imkanlar sunulduğunu anlattı. Yüksel, şöyle konuştu: "Kendiliğinden bunu yapmamız gerçekçi olmaz. Burada yaşayan Budistler varsa ve onlar 'Bizim ibadet yapacağımız bir Budist tapınağına, mekanına ihtiyaç var' derlerse mevzuatımız çerçevesinde 'Kendi ibadethanenizi oluşturun' diyebiliriz. Yoksa hiç talep yokken, 'Bir Budist tapınağı veya ibadet yeri açtık, gelsinler' diyemeyiz. Bu gerçekçi olmaz, doğru da olmaz. Buna birilerinin sahip çıkması, istekte bulunması lazım." Antalya ile Çin arasındaki uçak seferlerinin artırılması yönündeki talebe de Yüksel, havayolu firmalarının talep doğrultusunda hareket ettiklerini, bu konuda seyahat acentelerine büyük görevler düştüğünü söyledi. Çin heyetinin başkanı Gangduo Long ise Antalya'yı gezdiklerini ve kent hakkında güzel görüşlere sahip olduklarını dile getirdi. Türkiye Çin Halk Cumhuriyeti İşadamları Dostluk ve Dayanışma Derneği Başkanı Kemal Koçak da Antalya'da yaşayan Çinliler hakkında bilgi verdi. ISSN GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Mat. Yay. Bil. Med. San. ve Tic. A.Ş. adına Nizamettin ÖLMEZ Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Şevket Kalaycı, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Rüzgarlı Caddesi Plevne Sokak No:14/4 Ulus - ANKARA Tel: Fax: Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Yıl: 45 Sayı: Haziran 2015 Salı Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir İZMİR - Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı, Efes Antik Kenti'nin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınması konusundaki oylamanın 5 Temmuz'da yapılmasını beklediklerini ve sevindirici bir karar çıkacağına inandıklarını söyledi. Bakıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Efes'in UNESCO Dünya Miras Listesi adaylığında son aşamaya varıldığını, Selçuk halkında UNESCO adaylığı konusunda önemli bir farkındalığın oluştuğunu dile getirdi. Efes'in adaylığı konusunda Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi'nden (ICOMOS) kendilerine farklı tarihlerde iki ayrı rapor geldiğini belirten Zeynel Bakıcı, "O raporlarda olumlu sonuç elde edileceğiyle ilgili izlenimler vardı. Artık sürecin tamamlanmasına yönelik bekleyiş içindeyiz" dedi. Oylamayı Almanya'nın Bonn kentinde düzenlenecek 39. Dünya Mirası Komitesi Oturumu'nda takip edeceklerini kaydeden Bakıcı, "Oturum 3 Temmuz'da başlayacak ama gündem yoğun. Efes'in adaylığı 38'inci gündem maddesi, yani son sıralarda. Allah kısmet ederse 5 Temmuz'da oylanacak, sonuç olarak olumlu bir karar çıkacağından endişemiz yok" diye konuştu. Belediye Başkanı Bakıcı, olumlu bir sonucu heyetle Türk bayraklarıyla kutlayacaklarını, Selçuk'a döndüklerinde ise ayrı bir kutlama programı hazırladıklarını bildirdi. Efes'in UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girmesinin öneminin ilçedeki tüm kesimlerce algılandığı dile getiren Bakıcı, "UNESCO Efes'e çok şey kazandıracak. Örneğin, Efes'in alan yönetimiyle ilgili gerçekleştirilmesi gereken projeler hızlı bir şekilde devreye konulacak. Efes kentinin çok daha modern, çağdaş hem geçmişi hem de bugünü yakalayan bir şekilde düzenlenmesi ve bütünüyle kullanımı söz konusu TKDK turizme de destek sağlıyor BALIKESİR - Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) İl Koordinatörlüğü, Balıkesir'de 5 kırsal turizm projesine 1,5 milyon liralık hibe desteği sağladı. TKDK İl Koordinatörü Mehmet Zahid Döğdü, Havran ilçesinde hibe desteği verdikleri kır bahçesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, Balıkesir'in kırsal turizm için çok uygun bir coğrafyaya ve alana sahip olduğunu söyledi. Kırsal turizme yüzde hibe desteğinde bulunduklarını ifade eden Döğdü, "Balıkesir'de kırsal turizm anlamında 5 proje aldık. Bu projelerin yatırım tutarı 3,5 milyon lira. Bunun yüzde 50'sinin hibe olduğunu düşünürsek 1,5 olacaktır. Zaten istenen de budur" ifadelerini kullandı. Zeynel Bakıcı, Selçuk halkında ve esnafında, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girilmesinin ardından ilçedeki ziyaretçi sayısının artması yönünde beklenti olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Ziyaretçi sayısının çok üst noktalara çıkmasıyla ilgili beklentilerimiz var. Sadece ziyaretçi sayısının değil, tanınırlığın daha yukarı çıkması yönünde de beklentilerimiz var. Esnaf, iş hacminin ve gelirinin artacağı beklentisi içinde. Bu doğru bir bakış açısı ve biz bunu haklı görüyoruz. Selçuk esnafı turizmden yeteri kadar faydalanamıyor. Bu bir eksikliktir, bununla ilgili çalışmalarımız var. UNESCO adaylığı da bunun bir milyon lira gibi destek sağlamış olduk" dedi. Döğdü, destekledikleri işletmeler ve projeler hakkında bilgi verdi. Birçok alana yönelik çalışmaları bulunduğunu belirten Döğdü, şöyle konuştu: "Hibe desteği alt sınırımız yüzde 50 ancak özelikle et ve süt üretiminde yatırım yapılacak yer dağlık alanda ise yani rakımı bin metre üzerindeyse yüzde 60'a çıkıyor. Yatırımcı 40 yaşının altında ise yüzde 5 daha kazanıyor. Yani en yüksek destek limiti yüzde 65 oluyor. Edremit'te 18 odalı bir butik otel, Altınoluk'ta 25, Avşa Adası'nda 17 ve 9 odalı iki ayrı konaklama tesisine destek sağladık. ayağıdır." Bakıcı, Selçuk'ta Antik Yunan, Helenistik, Roma, Bizans, beylikler ve Osmanlı dönemi eserlerinin bir arada bulunduğuna da dikkati çekerek, "Efes denildiği zaman burayı dar anlamda ele almamak lazım. Efes geniş anlamıyla değerlendirildiğinde, içerisine Ayasuluk, Artemis, Saint Jean, Çukuriçi Höyüğü'nü de alan geniş bir alan. UNESCO Dünya Miras adaylığı içindeki alan, büyük bir yere yayılan, Pamucak'a kadar inen antik liman yolunu da kapsayan geniş bir alan. Yani Efes dediğimiz şehir, zamanında 200 bin nüfuslu geniş bir kent olarak ifade ediliyor. Efes bütün ögeleriyle UNESCO'ya girecek" şeklinde konuştu.

15 Şampiyonlardan "kondisyon" uyarısı BAKÜ- Türkiye Güreş Federasyonunun davetlisi olarak 1. Avrupa Oyunları'nda (Bakü 2015) milli takım sporcularının maçlarını izleyen eski şampiyonlar Tevfik Kış, Mustafa Dağıstanlı, Bayram Şit ve Yaşar Yılmaz, genç güreşçilere daha dayanaklı olmaları tavsiyesinde bulundu. Güreş müsabakalarının yapıldığı Haydar Aliyev Arena'da 6 gün milli takım sporcularının maçlarını takip eden Kış, Dağıştanlı, Şit ve Yılmaz, gözlemlerini AA muhabirine değerlendirdi. Avrupa, dünya ve olimpiyat şampiyonu Tevfik Kış, Türk güreşçilerin "iyi yolda" ilerlediklerini söyledi. Sporcuların tekniklerini beğendiğini anlatan Kış, "Taktiksel hatalar yapıyorlar" dedi. Kış, millilerde öz güven eksikliği bulunduğunu belirterek, "Taktik hatası yapmaz ve kendilerine güvenleri artarsa hepsi şampiyon olur. Maçı yüzde 100 kazanacağız diye mindere çıkmıyorlar. Gençlerbirliği amatör futbolcuların umudu oldu Ramazanda spora iftardan 2-3 saat sonra başlayın ANKARA - Gençlerbirliği, Ankara Bölgesi 1. Amatör Küme takımlarından Tunç Altındağ'dan sol bek Cihat Karakuş'u transfer ederek, zor şartlarda spor yapan amatör futbolcuların umudu oldu. İsveç'ten kaleci Per Johannes Hopf, defans Walid Atta, ön libero Panajotis Dimitriadis, Romanya'dan sol bek Lasmin Latovlevici ve Danimarka'dan orta saha oyuncusu Martin Spelmann'ın başkent temsilcisinin kadrosuna katılmasında önemli rol oynayan kırmızı-siyahlı kulübün antrenörlerinden Mustafa Kaplan, amatör sporcuları heyecanlandıracak bir transfere imza attı. Ankara Bölgesi 2. Amatör Küme takımlarından Tunç Altındağ'da oynayan 1997 doğumlu Cihat Karakuş'u 19 Mayıs dış sahalarda oynanan 1. Amatör Küme'ye çıkma maçlarında izleyen Kaplan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bizim için iyi oyuncu olsun da amatör küme, Almanya, yurt dışı fark etmez. Sonuçta amacımız Gençlerbirliği'ne oyuncu kazandırmak" dedi. Tunç Altındağ'ın oynadığı 1. Amatör Küme'ye yükselme maçlarında sol bek Cihat Karakuş'u 3 kez izlediğini dile getiren Kaplan, "Dikkatimizi çekti, kulübümüze, alt yapımıza kazandırmayı düşündük. Cihat'ın iyi oyuncu olacağından eminim, zaten emin olmasak almazdık" şeklinde konuştu. Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav'ı örnek aldığını belirten Kaplan, "Başkanımız da geçmişte böyle yapmış, ben de şimdi aynısını yapıyorum" diye konuştu Transfer edilen yabancı oyuncuları da kendisinin izlediğini ve alınması yönünde başkan Cavcav'a rapor sunduğunu belirten Kaplan, "Gençlerbirliği ve Hacettepe'de yaptıklarımız ortada" ifadesini kullandı. Cihat Karakuş, yükselme maçlarında Gençlerbirliği Kulübü tarafından izlendiğini bildiğini ve buna göre performans sergilediğini söyledi. Her zaman Gençlerbirliği gibi büyük kulüplerde oynamayı hedeflediğinin altını çizen Cihat, "Hedefime ulaştım, bu kulübe büyük hizmetler vereceğime inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu. Genç futbolcuyu yetiştiren antrenör Yusuf Aytekin ise daha önce de bazı futbolcuları Gençlerbirliği'ne verdiğini kaydederek, "Amatörde sporcu yetiştiriyorum. Ankara'da Gençlerbirliğimiz var. Kaleci Ramazan olsun, Cem Can olsun, daha önce de bu kulübe futbolcu verdim. Gençlerbirliği'ne futbolcu verdiğim ve bu gençleri Türk futboluna kazandırdığım için gururluyum. Gençlerbirliği'ne teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. KOCAELİ - Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Müdürü Prof. Dr. Yavuz Taşkıran, oruç tutup akşamları spor yapmak isteyenlerin iftar sonrasında yeterli sıvı almaları ve 2-3 saat sonra egzersize başlamaları gerektiğini bildirdi. Prof. Taşkıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, profesyonel spor yapanların oruç tutması halinde iftardan 3 saat sonra antrenmana çıkması gerektiğini belirtti. Bu dönemde özellikle sıklete (ağırlık) göre spor yapanların gıda tüketiminde dikkatli olmasının öneminini vurgulayan Prof. Taşkıran, "Bazıları sahura kalkmayıp, o dönemi atlıyor. Bu dönem gıda ve sıvı alımı açısından önemli. Oruç tutup akşamları spor yapmak isteyenlerin, iftar sonrasında yeterli sıvı almaları ve 2-3 saat sonra egzersize başlamaları gerekir. Nabız çok önemli, spor yaparken nabzın 120'yi geçmemesi gerekiyor. Bunu kontrol edecek. Yemekten sonra hemen spor yapılması kalbi yarar" şeklinde konuştu. Kadınların fizyolojik ve biyolojik avantajlarından dolayı erkeklere göre spor sürelerini biraz daha uzun tutabileceğini anlatan Prof. Yavuz Taşkıran, spor yapıp oruç tutan yaşındaki çocukların da sahura mutlaka kalkmak kaydıyla protein, yağ ve karbonhidratı dengelenmiş gıdalar tüketmesini istedi. Prof. Taşkıran, yürüyüşün kolaylıkla yapılabilecek bir spor olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Yürüyüşte kalp atım hızımız, örneğin dakikada 70 atıyorsa bunu 100 nabızdaki bir tempoda yürünülmeli. O zaman inaktif durumdaki kılcal damarlar aktif duruma gelebilecektir. İmkanımız varsa yüzmek, uygun yer varsa bisiklet sürülebilir. Bisiklet, yüzme ve yürüyüş yapmak ramazan ayında yapılabilecek en iyi sporla arasında gösterilebilir. Belirli bir sporu yapanlar varsa yüksek yüklenmeler altında değil de en uygun tempoda spor yapmalı. Güreşirken her şeyi unutuyorum BAKÜ - 1. Avrupa Oyunları'nda (Bakü 2015) serbest stil 125 kiloda altın madalya kazanan milli güreşçi Taha Akgül, maç başladığında her şeyi unuttuğunu ve ailesini bile düşünemeyerek rakibine konsantre olduğunu söyledi. Taha Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye 3 Avrupa şampiyonluğu unvanıyla geldiğini anımsatarak, altın madalyaya odaklandığını ve bunu başardığını anlattı. Minderde güreşirken tezahüratları duyduğunu ve bunun kendisini ayrıca motive ettiğini dile getiren Taha, "Güreşirken hakem düdüğü çaldığında her şeyi unutuyorum. Her şeyi bırakarak rakibinle baş başa kalıyorsun. Ailemizi bile düşünemiyoruz. Profesyonel sporcu olarak antrenör bulunduğu köşeyi, dinliyoruz" diye konuştu. Son düdük çaldığında ve kazandığı zaman ilk ailesinin aklına geldiğini ifade eden Taha Akgül, "Heyecandan tekrar unutuyoruz. Açıkçası o esnada ne yaptığımızı bilmiyoruz" dedi. Milli güreşçi, Avrupa Oyunları'nda tarihi bir başarıya imza attığını anlatarak, şunları kaydetti: "Oyunlardaki altın madalya benim için çok önemli. Çünkü 4. kez üst üste bir ilki gerçekleştirdim. Daha önce bu başarıyı serbest stilde gösteren kimse yoktu. Oyunlar elçisi olmam bunu daha da unutulmaz yaptı. Bu spor kariyerimde çok anlamlı oldu. Kardeş ülkede kazanmış olmam dünya şampiyonası altın madalyasından sonra ayrı bir anlam taşıyor." Çok sayıda başarı elde etmesine karşın, unutamadığı maçlar arasında olimpiyatların yer aldığını anlatan milli güreşçi Taha Akgül, "2012 Londra Olimpiyatları'ndaki yenilgiyi unutamıyorum. Olimpiyatlarda yenilince çok üzüldüm. Çünkü 4 yılda bir geliyor. O zaman genç ve tecrübesizdim. Dört yıl geçti neredeyse ve hala olimpiyatları bekliyorum Rio Olimpiyatları'nı kaçırmamak istiyorum. Bu beni hırslandırıyor" ifadelerini kullandı. Oyunların Türkiye'de spor elçisi seçildiğini ve tanıtımlara katıldığını anımsatan Taha, "Bu nedenle burada birinci olmam gerekiyordu. Bakü'ye gelmeden önce kazanmam halinde Türk ve Azerbaycan bayrağıyla minderde tur atacağıma yönelik söz vermiştim. Bu sözümü yerine getirdim. Türk ve Azerbaycanlı kardeşlerime mahcup olmadım. Hatta Azerbaycanlı güreşçiyle maç yaptım. O da üçüncü tamamladı. Podyumda iki Türk olarak yer aldık, İstiklal Marşımızı okuttuk" ifadelerini kullandı. Avrupa Oyunları'nda iyi neticeler aldık BAKÜ- Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de gerçekleştirilen 1. Avrupa Oyunları'nda başarılı neticeler aldıklarını ve bunu dünya şampiyonası ile 2016 Rio Olimpiyatları'na taşımak istediklerini söyledi. Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bakü'deki Haydar Aliyev Arena'da gerçekleştirilen güreş müsabakalarını 2 altın, bir gümüş ve 7 bronz madalyayla tamamladıklarını anımsattı. Oyunlarda elde edilen neticelerden memnun olduğunu belirten Aydın, "İlk kez yapılan Avrupa Oyunları'nda milli takımımız iyi sonuçlar aldı. Bundan sonra önemli olan olimpiyatlar" dedi. Bütün ülkelerin artık 2016 Rio Olimpiyatları'na kota almak için çalışacağını anlatan Aydın, şöyle devam etti: "Herkes kota almak için dünya şampiyonasına hazırlanacak. Şampiyona çok zor olacak. Herkes bir yıl önceden kota alıp, olimpiyatlara daha rahat hazırlanmak isteyecek. Biz de bunun bilincinde çalışma programı yapacağız. Çocukların durumunu biliyoruz. Daha çok çalışacağız. ABD'de düzenlenecek dünya şampiyonasında ilk altıya girip kota almanın planlarını yapıyoruz."

16 Avrupa Seçkin Destinasyonlar (EDEN) Projesi kapsamında "mükemmeliyet" ödülü alan Nemrut Krater Gölü, el değmemiş doğası ve eşsiz doğa güzellikleriyle fotoğraf tutkunlarının ilgi odağı oluyor. Nemrut Krater Gölü nde Gün doğumu büyülüyor BİTLİS- Avrupa Seçkin Destinasyonlar (EDEN) Projesi kapsamında "mükemmeliyet" ödülü alan Nemrut Krater Gölü, el değmemiş doğası ve eşsiz doğa güzellikleriyle fotoğraf tutkunlarının ilgi odağı oluyor. Dünyanın ikinci büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü'nün yanı sıra irili ufaklı soğuk ve sıcak su kaynaklarını bünyesinde barındıran Nemrut Kalderasında buz mağaraları ve buhar bacaları da doğaseverlere farklı güzellikler sunuyor. Ahlat ilçesinden gece saatlerinde tırmanışa geçen ve yaklaşık 4 saat süren zorlu yolculuğun ardından Nemrut Kalderasının zirvesine ulaşan Ahlat Selçuklu Fotoğrafçılık Kulübü Başkanı Üzeyir Akçelik ve kulüp üyeleri, gün doğumuyla oluşan eşsiz manzarayı fotoğrafladı. Akçelik, yaptığı açıklamada, ilçedeki fotoğrafçılarla her yıl haziran ayında Nemrut Kalderasına gezi düzenlediklerini belirterek, sosyal medya sayfalarında paylaştıkları fotoğraflarla doğaseverlerin ilgisini yöredeki doğal güzelliklere çekmeye çalıştıklarını söyledi. Bu tür çalışmalarla kentin tanıtımına bir nebze de olsa katkıda bulunduklarını vurgulayan Akçelik, yaz mevsimi süresince bu tür etkinliklerinin devam edeceğini bildirdi. Fotoğrafçılardan Halil Ülker ise Nemrut Kalderası'ndaki eşsiz gün doğumu manzarasını görüntülemek için gece saatlerinde yola çıktıklarına değinerek, 4 saatlik bir tırmanışın ardından zirveye ulaştıklarını ve Nemrut Krater Gölü'ndeki gün doğumunu fotoğrafladıklarını dile getirdi. Origami robot dönemi başlıyor Bilim insanları, manyetik alanlar ile kontrol edilen, yüzebilen, tırmanan 1 santimetre büyüklüğünde ve 1 gramdan hafif robot yaptı. ANKARA- ABD'deki Massachusetts Institute of Technology'de görevli bilim insanlarının çalışmasının, gelecekte araştırma faaliyetleri açısından bambaşka formasyonları da beraberinde getireceği öngörülüyor. Bilim insanları, denemelerde her bir kenarında manyetik alan bulunun dikdörtgen biçiminde bir alana yerleştirdikleri robotun, manyetik alanları kontrol ederek istenilen her köşeye gidebilmesini sağladı. Bir gramın üçte bir ağırlığındaki robotun arkasında küçük bir mıknatıs bulunuyor. Robotun hareketleri harici manyetik alanlar ile kontrol ediliyor. Robot manyetik alanla etkileşime girdiği anda ayak ve bacak bölümleri katlanıyor ve geri kalan vücudun yerden yükselmesini sağlıyor. Robotun taşıdığı mıknatıs, manyetik alanların etkisi ile ayak ve bacakların etkileşime girmesine ve robotun ileri doğru hareketine olanak tanıyor. Robotun çalışan başarılı tasarımı aynı malzemeden hazırlanan ilaç yüklü parçacıkların manyetik alanlar vasıtası ile insan vücudu içerisinde ilerletilerek örneğin kanserli hücreleri yok etmede kullanılması konusunda ilham verdi. Bilim insanları, söz konusu parçacıkların suda eriyebilen formları üzerinde de çalışıyor. Kendini havada tamir edebilen uçak kanadı yapıldı İngiliz bilim insanları, hasar gördükten sonra kendini havada tamir edebilen uçak kanatları üretti. Kanatlar uçuş esnasında meydana gelen çatlakları kapatabilecek. ANKARA- Independent gazetesinin haberine göre, Bristol Üniversitesi'nden bir grup bilim insanı, karbon fiber kompozit malzeme kullanarak uçuş sırasında kendini tamir edebilen uçak kanadı yaptı. Çalışmayı yapan ekipten Profesör Duncan Wass, üniversitedeki uzay mühendisleriyle yürüttükleri çalışmada, uçuş sırasında uçağın kanatlarında ve gövdesinde meydana gelen küçük çatlakları önlemenin bir yolu olup olmadığını araştırdıklarını söyledi. Ekibin geliştirdiği teknoloji sayesinde uçağın kanatlarında kullanılan karbon malzemeye gözle görülemeyecek boyutta mikro küreler ekleniyor. Bu küreler katı bir cisme çarpmaları durumunda kırılarak tamir edici bir sıvı salıyor. Sıvı, hasar gören yüzeydeki çatlakların içine sızıyor ve kimyasal bir tepkimeye girerek sertleşiyor. Sertleşen malzeme, böylece eskisi kadar güçlü hale geliyor. Wass, bu teknolojiyi geliştirirken, yaralandıktan sonra kanayan ve ardından kabuk bağlayan insan cildinden ilham aldıklarını belirtti. Tamir süresinin, dışarıdaki havanın sıcaklığına göre değişeceğine işaret eden Wass, sıcaklık arttıkça bu sürenin kısaldığını kaydetti. Benzer teknolojinin çatlayan cep telefonu ekranları, raketler, yüksek performans bisikletlerinin tekerlekleri için de kullanılması bekleniyor. Bu teknolojiyi mümkün kılan ilk keşif, 2001'de kendini tamir edebilen plastik yapılmasıyla ortaya çıkmıştı. Aynı ekip, geçen yıl da üç santimetreye kadar boşlukları doldurabilen polimer üretmişti.