Der neue Sultan Yeni Padişah

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Der neue Sultan Yeni Padişah"

Transkript

1

2 Titel Diese Titelgeschichte erscheint auch auf Türkisch wie schon jene zu den Protesten in Istanbul vor einem Jahr. Nicht etwa, weil es den fast drei Millionen Deutschtürken an Sprachkenntnissen fehlen würde. Es geht anlässlich der Wahl um eine Geste an die größte Einwanderergruppe in Deutschland und an die Leser in der Türkei. Kapak Kapak yazımız, Türkçe yayınlanıyor, aynen bir yıl önce İstanbul'daki direniş hakkındaki yazılar gibi. Almanya'daki Türkiye kökenli yaklaşık üç milyon insanın Almancasının yetersiz olduğunu düşündüğümüz için değil. Cumhurbaşkanlığı seçimi vesilesiyle ülkemizdeki en büyük göçmen grubuna ve Türkiye'deki okurlarımıza yönelik bir jest olarak. Der neue Sultan Yeni Padişah Türkei Premier Erdoğan begann als demokratischer Reformer, doch im Kampf gegen die alten Eliten und die Gezi- Demonstranten entwickelte er sich zum Patriarchen. Jetzt will er sich zum Präsidenten wählen lassen. Wird er damit zum Despoten? Türkiye Başbakan Erdoğan demokratik reformlarla çıktı yola, ancak eski dönemin seçkinleriyle ve Gezi Parkı direnişçileriyle mücadelesinde hükümdara dönüştü. Şimdi kendisini cumhurbaşkanı seçtirmek niyetinde. Despot mu olacak bu sefer de? Scharfschützen wachen auf den Dächern, und Hubschrauber kreisen über dem Platz, auf dem die Menge rote Fahnen mit Halbmond schwenkt. Tausende sind gekommen, aus Istanbul, aus Ankara und vom Schwarzen Meer, hierher, in die Kleinstadt Yozgat in Zentralanatolien. Sie haben stundenlang in der Hitze gewartet, um ihn zu feiern. Sie skandieren seinen Namen, aus den Lautsprechern dröhnt die Hymne seines Wahlkampfes: Mann des Volkes, Recep Tayyip Erdoğan. Als der türkische Premier auf die Bühne tritt, brechen Frauen mit Kopftuch in Tränen aus, bärtige Männer fallen auf die Knie. Erdoğan hebt die Hände und brüllt: Sind wir Geschwister? Sind wir Türken? Die Masse antwortet: Tayyip, wir gehen bis in den Tod für dich! Es ist Wahlkampf in der Türkei, aber das drückt nicht aus, was hier passiert, und deshalb hat Erdoğan seine Kampagne als Befreiungskrieg beschrieben. Seine Wähler sind seine Truppen, die ihn nun zum Präsidenten machen sollen. Befreiungskrieg, so nannte Mustafa Kemal, genannt Atatürk, vor 95 Jahren den Feldzug gegen die westlichen Alliierten, der zur Gründung der türkischen Republik führte. Erdoğan reist jetzt in seinem Wahlkampf die Orte ab, von denen dieser Krieg ausging. Und wie ein moderner Atatürk brüllt er ins Mikrofon: Wir werden nicht zulassen, dass fremde Kräfte der Türkei schaden! Er meint die Studenten, die den Gezi-Park besetzten, die säkulare Opposition, Europa. Seit elf Jahren regiert Erdoğan, 60, und da er nach drei Amtszeiten nicht mehr als Premier antreten darf, will er sich am 10. August zum Präsidenten küren lassen. Am liebsten aber will er Herrscher auf Lebenszeit werden; zumindest bis zum Jahr 2023, wenn sich die Staatsgründung zum 100. Mal jährt. Er spricht oft von 2023, auch auf den Wahlkampfplakaten prangt die Zahl. Die Türkei hat während seiner Amtszeit einen enormen Wandel durchgemacht, vom Krisenland zur Regionalmacht. Auch Erdoğan hat sich gewandelt, vom religiösen Fundamentalisten zum demokratischen Reformer, der die Eliten entmachtete, einen Wirtschaftsboom entfachte und die konservativ-fromme Mehrheit des Landes aus der Armut und politischen Sprachlosigkeit befreite. Mit jedem Wahlsieg jedoch wurde er autoritärer. Er ließ Proteste niederschlagen und Kritiker verhaften, setzte nach und nach islamische Moralvorstellungen durch. Der Reformer wurde zum Patriarchen, aus dem Hoffnungsträger wurde ein Risiko. Als Erdoğan sich in Yozgat von seinen Fans verabschiedet, 68 DER SPIEGEL 32 / 2014 Keskin nişancılar çatılarda bekliyor, büyük bir kitlenin, ay yıldızlı kırmızı bayraklar salladığı meydanın üzerinde helikopterler daireler çiziyor. Yozgat'a, Anadolu'nun merkezindeki bu küçük şehre İstanbul'dan, Ankara'dan, Karadeniz'den, binlerce insan akın etmiş. Cayır cayır yakıcı sıcakta saatlerce beklemişler, onu karşılamak için. Hep bir ağızdan adını söylüyorlar, hoparlörlerden, karşıladıkları insanın seçim kampan - yasının marşı çalıyor gümbür gümbür: Halkın adamı Recep Tayyip Erdoğan. Başbakan sahneye adım atıyor ve başörtülü kadınlar ağlamaya başlıyor, sakallı erkekler dizlerinin üzerine çöküyor. Erdoğan kollarını kaldırıp haykırıyor: Hepimiz kardeş miyiz? Hepimiz birlikte Türkiye miyiz? Kitle cevap veriyor: Tayyip, senin için ölmeye hazırız! Türkiye'de seçim mücadelesi sürüyor, ama bu ifade, burada olanları anlatmaya yetmiyor. İşte bu yüzden Erdoğan kampanyasına İstiklal Savaşı adını takmış. Ordularsa onu cumhurbaşkanı yapacak olan seçmenleri. İstiklal Savaşı ; Mustafa Kemal Atatürk 95 yıl önce Batılı müttefik güçlere karşı yürüttüğü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlanan mücadelesine bu adı vermişti. Şimdi Erdoğan seçim mücadelesinde bu savaşın to - humlarının atıldığı yerleri dolaşıyor. Ve modern bir Atatürk gibi kükrüyor mikrofona: Dış güçlerin Türkiye'ye zarar vermesine izin vermeyeceğiz! Bu cümlenin bir ok gibi yöneldiği hedef, Gezi Parkı'nı işgal eden üniversiteliler, muhalif laikler ve Avrupa. Erdoğan onbir yıldır iktidar koltuğunda oturuyor ve üç seçim döneminden sonra bir kez daha başbakanlığa aday olamayacağı için, 10 Ağustosta cumhurbaşkanı seçtirmek istiyor kendisini. Aslında ona kalsa, hayatı boyunca hükmetmeyi yeğleyecek; ama hiç değilse cumhuriyetin kuruluşunun yüzüncü yılına, yani 2023 yılına kadar kalmak istiyor. Nitekim, sıkça sözünü ettiği 2023 tarihi, seçim afişlerine de koskocaman yazılmış. Türkiye, onun iktidarı döneminde müthiş bir değişim geçirdi; bir kriz ülkesiyken bölgesel bir güce dönüştü. Erdoğan da değişim geçirdi; köktendinci bir siyasetçi iken, demokratik reformlar yapan, elitlerin gücünü kıran, ekonomik atılımı körükleyen ve ülkesinin inançlı muhafazakar çoğunluğunu yoksulluktan ve siyasal suskunluktan kurtaran bir insan haline geldi. Kazandığı her seçim zaferinden sonra bir kat daha otoriterleşti. Protesto gösterilerini şiddetle bastırttı, iktidarını eleştirenleri tutuklattı ve islami ahlak tasavvurlarını adım adım yerleştirdi. Reformcuyken hüküm- FOTO: UMIT BEKTAS / REUTERS

3 Politiker Erdoğan Siyasetçi Erdoğan

4 hebt er die Hand zum Gruß der Muslimbrüder und ruft: Unsere Mission hat gerade erst begonnen. Um zu erahnen, was Erdoğan antreibt, was er will und wohin er sein Land führen könnte, hilft es zurückzublicken, auf den Aufstieg dieses Mannes. Die Geschichte einer Verwandlung in fünf Akten. Der Aufstieg: Istanbul Im Istanbuler Hafenviertel Kasımpaşa sind die Haustüren aus den Angeln gerissen, unter den Brücken schnüffeln Obdachlose Klebstoff. Hier ist Erdoğan aufgewachsen, hier liegen seine Wurzeln. Der jugendliche Erdoğan war ein Schwarztürke, ein Außenseiter, sein Vater Ahmet verdiente sein Geld damit, Güter über den Bosporus zu schiffen. Der junge Erdoğan lernte früh, sich durchzusetzen. Er verkaufte Sesamkringel auf der Straße, und wenn ihn jemand prellte, schlug er angeblich zu. Die Alten hier erinnern sich an einen Jugendlichen voller Zorn: Tayyip ging keiner Prügelei aus dem Weg, sagt ein Mann. Er kletterte auf das Dach der Moschee und zitierte Verse aus dem Koran. Erdoğan war Stürmer bei dem lokalen Fußballverein Erokspor, besuchte eine religiöse İmam-Hatip-Schule, studierte Betriebswirtschaft und arbeitete als Buchhalter in einer Wurstfabrik. Und er trat der islamistischen Refah-Partei bei, wo er seine Frau Emine kennenlernte. Mit 40 Jahren war er ganz oben, wurde er zum Bürgermeister von Istanbul gewählt. Die Eliten verachteten ihn, doch Erdoğan regierte effizient, baute den Nahverkehr aus, verbesserte die Wasserversorgung und ließ die Straßen reinigen. Istanbul Schon als Jugendlicher ist Erdoğan besessen von dem Gedanken aufzusteigen. Ankara Kasimpaşa Die Verachtung, die er zu Beginn seiner Karriere durch das säkulare Bürgertum erfährt, verbittert ihn und treibt ihn an. Erdoğan hat den Ehrgeiz und die Ausdauer, die nur Außenseiter mitbringen, sagt der 70 DER SPIEGEL 32 / 2014 Rohbauten in Istanbul: Wir haben Malls, Malls, Malls, vor allem die Bauindustrie boomt İstanbul da kaba inşaatlar: Her taraf AVM, her taraf AVM, hele inşaat sektörü patladı dara dönüştü, vaktiyle kendisine büyük umutlar bağlanırken, risk olarak görülmeye başlandı. Bugün de, Yozgat'ta taraftarlarına veda ederken, elini Müslüman Kardeşler'in selamıyla kaldırıyor ve Bitmedi, bu daha başlangıç diye sesleniyor onlara. Erdoğan'ı kamçılayan şeyi, amacının ne olduğunu ve ülkesini nereye götürebileceğini tahmin edebilmek için, geçmişe dönüp, bu insanın yükselişine bakmak yerinde olur. Beş perdede bir dönüşüm öyküsü bu. Schwarzes Meer TÜRKEI Yükseliş: Istanbul İstanbul'un liman semti Kasımpaşa'da, kapılar menteşelerinden sökülmüş, köprü altlarında evsiz barksız insanlar tiner çekiyor. Erdoğan burada yetişmiş, kökleri burada. Delikanlılığında siyah Türk idi Erdoğan, dışarıda tutulandı, babası Ahmet, Boğaz'da yük taşıyarak kazanırdı hayatını. Genç Erdoğan, boyun eğmemeyi erken yaşta öğrendi. Sokakta simit satıyordu ve kendisine yamuk yapan olursa, rivayet o ki, yumruğu yiyordu. Bu semtin yaşlılarının aklında öfkeli bir genç kalmış: Tayyip kavgadan hiç kaçmazdı, diyor semtin bir sakini. Caminin damına çıkar, Kur'an'dan sureler okurdu. Erdoğan yerel futbol takımı Erok Spor'da forvet olarak oynadı, imam hatip okuluna gitti, işletme okudu ve bir sucuk fabrikasında muhasebecilik yaptı. Ve islamcı Refah Partisi'ne üye oldu, orada müstakbel eşi Emine'yle tanıştı. 40 yaşına geldiğinde zirvedeydi, İstanbul'un belediye başkanı seçilmişti. Seçkinler onu küçümsüyordu, ama Erdoğan verimli çalışan bir belediye başkanıydı. Şehir içi toplu taşımacılığını geliştirdi, şehrin su ihtiyacının daha iyi karşılan- Yozgat masını sağladı ve caddeleri temizletti. Diyarbakır Erdoğan delikanlılığından beri yükselme fikrine tutkundu. Kariyerinin başlarında 350 km laik orta sınıf tarafından küçümsenmek, onu öfkeyle doldurdu ve kamçıladı. Er- FOTOS: GEORGE GEORGIOU

5 Titel Anwalt Turgut Kazan, der den Premier seit Jahren kennt. Erdoğan ist auch als Politiker ein Straßenkämpfer geblieben. Die Menschen in Kasımpaşa sind arm, aber voller Stolz, und so ist auch Erdoğan. Schau, wie Erdoğan geht, wie er redet, das ist Kasımpaşa, sagen sie hier. Stolz bedeutet aber auch, dass er jede Kritik an seiner Regierung als persönliche Beleidigung sieht und als Aufforderung zurückzuschlagen. Wer Erdoğan enttäuscht, der wird von ihm bestraft und verfolgt. Erdoğan ist ein begnadeter Populist, ein Menschenfänger, der Massen für sich einnehmen kann. Aber er hat keine Übung darin, seine Ziele durch Diplomatie zu erreichen. Beim Weltwirtschaftsforum in Davos stürmte er 2009 während einer Diskussion vom Podium, als er sich von dem israelischen Präsidenten Schimon Peres herausgefordert fühlte. Der Premier sei nun mal ein Kasımpaşalı, ein Draufgänger, entschuldigen ihn seine Berater. Seine Wähler lieben ihn für solche Auftritte. Erdoğan ist so, wie viele Türken gern wären: selbstbewusst, dominant, furchtlos. Aber der Premier hält auch viel auf Gehorsam und Loyalität. Er ist dem Friseur seiner Jugend stets treu geblieben, heute schneidet ihm dessen Sohn die Haare. In dem Salon von Yaşar Ayhan in Kasımpaşa hängt sein Foto an der Wand. Tayyip hat seine Herkunft nie vergessen, sagt Ayhan. Er wird auch bei der Präsidentenwahl für Erdoğan stimmen. Tayyip lässt uns stolz sein auf Kasımpaşa, auf unser Land, unsere Religion. Der Höhenflug: Kayseri Bevor die AKP an die Macht kam, lebten in Kayseri etwa eine halbe Million Menschen. Jetzt sind es mehr als doppelt so viele. Die Stadt steht für den wirtschaftlichen Erfolg der Türkei; sie ist das Zentrum der anatolischen Tiger, jener Aufsteigermetropolen, in denen der türkische Wohlstand der vergangenen Jahre entstanden ist. Die Stadt liegt am Fuß des 3916 Meter hohen Vulkans Erciyes, und oben, auf dem Gipfel, wo sechs Monate im Jahr Schnee liegt, hat gerade ein neues Resort mit Sessellift, Pisten und Restaurants eröffnet. In der Innenstadt reihen sich Fast- Food-Restaurants und Filialen europäischer Modeketten aneinander, und vor den Vorstadtvillen stehen Limousinen und Geländewagen von Mercedes, BMW und Audi. Hunderte neue Firmen sind hier entstanden, Textilfabriken, Maschinenhersteller, international tätige Konzerne wie die Boydak Holding, zu der eine Bank, eine Kabelfabrik und die größte türkische Möbelfirma Istikbal gehören. Nahezu alle Sofas, Schrankwände und Einbauküchen des Landes werden hier gebaut, auch europäische Unternehmen lassen in der Stadt fertigen. Kayseri ist das Schwaben der Türkei, sagt Şafak Çivici. Die Menschen sind konservativ, fleißig und bescheiden. Die 50-jährige Unternehmerin ist in Stuttgart aufgewachsen, dann zog es sie in die Heimat ihrer Eltern eröffnete sie mit ihrem Mann eine Holzwerkstatt, inzwischen hat ihr Unternehmen 60 Mitarbeiter und produziert Stühle für Europa. Das ist auch ein Erfolg von Erdoğan, sagt Çivici. Vor seiner Amtszeit betrug die Inflation über 40 Prozent. Die Regierungen waren chaotisch und korrupt, ständig gab es Streit in den Koalitionen, auf nichts war Verlass. Viele ihrer Freunde, sagt Çivici, hätten Erdoğan und seine AKP aus Protest gewählt. Seit seinem Amtsantritt ist die türkische Lira relativ stabil und hat sogar an Wert gewonnen. Zuvor wurde die Wirtschaft von der kemalistischen Elite kontrolliert, doch Erdoğan öffnete die Märkte für Unternehmer aus Anatolien. Er privatisierte große staatliche Unternehmen wie Türk Telekom, die Öl- und Gasindustrie, Häfen und Flughäfen; er liberalisierte den Arbeitsmarkt, reformierte den Banken- und Kreditsektor und förderte die Wirtschaft. Zu Beginn der AKP-Ära wuchs die Wirtschaft jährlich um bis zu neun Prozent. Ausländische Anleger investierten von 2003 bis 2012 rund 400 Milliarden Dollar. In den 20 Jahren zuvor waren es lediglich 35 Milliarden gewesen. So stiegen unbedeutende Orte in Zendoğan, sadece dışlananların sahip olabileceği bir hırsa ve azme sahip diyor Başbakan'ı yıllardır tanıyan avukat Turgut Kazan. Erdoğan siyasetçi olarak da sokak savaşçısı olmayı sürdürdü. Kasımpaşalılar yoksul, ama gururlu insanlar. Erdoğan da öyle. Erdoğan'in yürüyüşüne bak, konuşmasına bak, işte Kasımpaşa bu! diyor burada insanlar. Ama gurur, hükümetine yönelen her eleştiriyi, şahsına yapılmış bir hakaret olarak görmesine ve bunu, karşı darbeyi indirmek için bir kışkırtma olarak yorumlamasına da yol açıyor. Erdoğan'ı hayal kırıklığına uğratanlar, cezalandırılıyor ve onun gazabından kurtulamıyor. Erdoğan mükemmel bir popülist, kitleleri peşinden sürükleyebilen bir insanlı köyün kavalcısı. Ama hedeflerine diplomatik yollardan ulaşma konusunda tecrübesiz. 2009'da Davos Dünya Ekonomi Forumu'nda bir tartışma esnasında İsrail Başbakanı Şimon Peres tarafından kışkırtıldığı duygusuna kapılmış ve sahneyi paldır küldür terketmişti. Ne yapalım, başbakan Kasımpaşalı, serde kabadayılık var ne de olsa, diye durumu açıklamıştı danışmanları. Seçmenleriyse, bu çıkışlarından dolayı seviyor onu. Erdoğan, birçok Türkün olmayı isteyip de olamadığı bir adam: kendinden emin, duruma hakim, gözüpek. Ama başbakan sadakate de çok önem veriyor. Halen, delikanlılık döneminin berberine gidiyor. Kasımpaşa'da Yaşar Aydın'ın berber salonunun duvarında fotoğrafı asılı. Tayyip köklerini hiç unutmadı diyor Ayhan. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Erdoğan'a oy verecek. Tayyip sayesinde Kasımpaşa'yla, ülkemizle, dinimizle gurur duyuyoruz, diye devam ediyor. Zirveye Tirmaniș: Kayseri AKP iktidarından önce Kayseri'nin nüfusu yarım milyon kadardı. Bugünse, bunun iki katından fazla. Bu şehir, Türkiye'nin ekonomik başarısının simgesi. Türkiye'de geçtiğimiz yıllarda yükselen refahın doğduğu, Anadolu kaplanları olarak anılan metropollerin merkezi. Şehir, metre yüksekliğindeki Erciyes yanardağının eteklerine kurulmuş. Senenin altı ayı karlarla kaplı zirvedeyse, teleferikler, pistler ve restoranlarla donanmış yeni bir kış sporları tesisi açıldı. Çarşıda fast food lokantaları ve Avrupa moda zincirlerinin şubeleri yanyana sıralanıyor, şehrin kıyısındaki villaların önündeyse Mercedes, BMW ve Audi limuzinleri ve cipleri park etmiş. Burada yüzlerce yeni şirket kuruldu, tekstil fabrikaları, makina imalatçıları, Boydak Holding gibi uluslararası alanda çalışan ve çatısı altında bir bankayı, bir kablo fabrikasını ve Türkiye'nin en büyük mobilya şirketi İstikbal'i de barındıran şirket grupları buraya yerleşti. Türkiye'de kullanılan koltukların, vitrinli dolapların ve ankastre mutfakların neredeyse tamamı burada üretiliyor. Avrupa şirketleri de bu şehirde üretim yapıyor. Almanya'da Suebya neyse, Türkiye'de de Kayseri o diyor Şafak Çivici. Buranın insanı muhafazakar, çalışkan ve mütevazıdır. 50 yaşındaki bu iş kadını Stuttgart'ta, yani Suebya bölgesinde yetişmiş, ardından, ebeveyninin memleketine yerleşmiş. 1997'de eşiyle birlikte bir kereste imalathanesi açmış. Bugün şirketi 60 eleman çalıştırıyor ve Avrupa pazarına sandalye üretiyor. Bu aynı zamanda Erdoğan'ın da başarısı, diyor Çivici. Erdoğan iktidara gelmeden önce enflasyon yüzde 40'ın üstündeydi. Hükümetlerde kaos ve yolsuzluk egemendi, koalisyonlarda habire birbirlerine girerlerdi, hiçbir şeye güvenemezdiniz. Çivici, birçok arkadaşının Erdoğan'a ve AKP'ye oy vermelerinin bir protesto olduğunu söylüyor. Erdoğan iktidara geldiğinden beri Türk Lirası oldukça istikrar kazandı, hatta değeri de arttı. Daha önce ekonomi Kemalist seçkinlerin denetimindeydi, ancak Erdoğan pazarı Anadolu işadamlarına açtı. Türk Telekom gibi büyük kamu şirketlerini, petrol ve doğal gaz sanayiini, liman - ları ve hava limanlarını özelleştirdi, istihdam piyasasını liberalize etti, banka ve kredi sektörünü reforma tabi tuttu ve ekonomiyi destekledi. AKP döneminin başlarında ekonomi yılda yüzde dokuza DER SPIEGEL 32 /

6 tralanatolien zu Industriestädten auf es entstand eine neue Mittelschicht: das islamisch-konservative Bürgertum, wohlhabend und fromm zugleich. Zugleich wurden im ganzen Land Neubausiedlungen für die zugezogene arme Landbevölkerung errichtet. So wie Kayseri stellt sich Erdoğan die ganze Türkei vor. In den Restaurants wird kein Alkohol ausgeschenkt, viele Frauen tragen Kopftuch, fast jede Firma verfügt über einen Gebetsraum. Glaube und Leistung, sagen sie hier, ergänzten sich. Islamische Calvinisten werden sie von Soziologen genannt. Die AKP bekommt bei Wahlen regelmäßig bis zu 70 Prozent der Stimmen. Kayseri ist ein Ort, an dem es für Erdoğan wenig Widerworte gibt. Zumindest bis jetzt. Doch ganz langsam und leise ändert sich das. Erdoğan sei nicht mehr so unumstritten wie noch vor ein paar Jahren, sagt Çivici. Sein harsches Vorgehen gegen die Gezi- Demonstranten und kritische Journalisten sei ihr unverständlich, ebenso seine Abkehr vom Reformkurs und seine Abwendung von der EU. Und auch Erdoğans wichtigstes Fundament bröckelt: Die Wirtschaft wuchs 2013 nur noch um drei Prozent. Der IWF warnte, die Türkei sei der fragilste aller Schwellenmärkte. Denn der Erfolg täuschte lange Zeit über ein strukturelles Defizit hinweg, das die AKP noch befördert hat. Die Türkei importiert seit Jahren deutlich mehr Güter, als sie exportiert und häuft so Schulden an. Das Handelsbilanzdefizit stieg unter Erdoğan von 16 Milliarden auf 84 Milliarden Dollar im Jahr Ausländische Geldgeber hätten zudem nur kurzfristig investiert, sagt Çivici. Kaum begann die weltweite Finanzkrise, haben sie ihr Kapital wieder abgezogen. Nachhaltig sei die Entwicklung daher nicht. Wir haben Malls, Malls, Malls, vor allem die Baubranche boomt, sagt die Unternehmerin. Eine solide Industrie oder einen langfristig erfolgreichen IT-Sektor gibt es nicht. Die Versöhnung: Diyarbakır Noch vor zehn Jahren herrschte in der größten kurdischen Stadt der Ausnahmezustand. Heute kommen Touristen in die Stadt 72 DER SPIEGEL 32 / 2014 Café im kurdischen Diyarbakır: Noch vor zehn Jahren herrschte hier der Ausnahmezustand Kürt şehri Diyarbakır da bir kahve: Daha on yıl önce burada olağanüstü hal vardı varan büyüme hızlarına ulaştı. Yabancı yatırımcılar 2003 ile 2012 yılları arasında yaklaşık 400 milyar dolarlık yatırım yaptı. Daha önceki 20 yıl içinde yapılan yabancı yatırımlarsa sadece 35 milyardı. Böylece Orta Anadolu'da vaktiyle önemsiz olan yerler sanayi kentleri haline geldi ve yeni bir orta sınıf doğdu, müslüman ve muhafazakar, hem zengin, hem dindar olan bir orta sınıf. Aynı zamanda ülkenin tamamında, şehirlere göç eden yoksul köylüler için yeni yerleşim bölgeleri inşa edildi. Erdoğan bütün Türkiye'nin Kayseri gibi olmasını hayal ediyor. Burada lokantalarda alkollü içki yok, birçok kadın başörtülü ve neredeyse bütün şirketlerde mescit var. İman ve zenginlik birbirini tamamlar, diyorlar burada insanlar. Müslüman Kalvinistler diyor sosyologlar bu kesime. AKP her seçimde yüzde 70'e varan oy oranlarına ulaşıyor. Erdoğan'a karşı çıkanların az olduğu bir yer burası. En azından şimdilik. Ama yavaş yavaş, alttan alta değişmeye başladı bu durum. Erdoğan artık birkaç yıl önceki kadar benimsenmiyor, diyor Çivici. Gezi direnişi sırasında ve muhalif gazetecilere karşı sergilediği hırçın tutumunu, reform çizgisinden ayrılmasını ve AB'ye sırt çevirmesini anlamadığını söylüyor. Erdoğan'ın ayağını bastığı zemin de sarsılıyor bu arada. Ekonomi 2013 yılında sadece yüzde üçlük bir büyüme gösterdi. İMF, Türkiye'nin gelişmekte olan tüm piyasalar içinde en kırılganı olduğu uyarısını yaptı. Çünkü başarı, uzun bir süre boyunca, AKP'nin daha da keskinleştirdiği yapısal bir sorunun farkedilmesini engelledi. Türkiye yıllardır, ihraç ettiğinden fazla mal ithal ediyor; dolayısıyla daha fazla borçlanıyor. Erdoğan'ın iktidarında dış ticaret açığı 16 milyar dolardan, 2012 rakamlarıyla 84 milyar dolara tırmandı. Çivici, ayrıca yabancı sermayenin kısa vadeli yatırımlar yaptığını söylüyor. Dünya mali krizi patlak verir vermez, sermayelerini çektiler. Bu yüzden, gelişmenin kalıcı olmadığını belirtiyor. Her taraf AVM, her taraf AVM, hele inşaat sektörü patladı. Ama ortada ne sağlam bir sanayi var, ne de başarılı bir bilişim sektörü. FOTO: EREN AYTUG / NAR PHOTOS / DER SPIEGEL

7 Titel am Tigris, Hilton hat ein Hotel eröffnet, der Flughafen wird zu einem der größten des Landes ausgebaut. Wo früher Soldaten patrouillierten, verkaufen heute Händler T-Shirts mit dem Porträt des PKK-Führers Abdullah Öcalan. Bis 2004 war es verboten, Kurdisch zu sprechen, kurdische Bücher zu lesen oder kurdische Musik zu hören. Doch Erdoğan entschuldigte sich als erster türkischer Regierungschef für die Verbrechen des Staates an den Kurden. Die Regierung handelte einen Waffenstillstand aus, sie lockerte das Sprachverbot und förderte die Wirtschaft in der Region, inzwischen gibt es sogar kurdischsprachiges Fernsehen. Uneigennützig war das alles nicht, denn damit erschloss Erdoğan sich eine neue Wählerschicht. Erst Ende Juni brachte die Regierung ein Amnestiegesetz für PKK- Kämpfer ins Parlament ein, ein Wahlgeschenk an die Kurden, deren Stimmen er für eine Mehrheit im ersten Wahlgang braucht. Denn Erdoğan konkurriert mit einem kurdischen Präsidentschaftskandidaten, dem ersten überhaupt. Selahattin Demirtaş ist hier im Südosten aufgewachsen, er erlebte als Kind, wie türkische Soldaten Dörfer niederbrannten und die Bewohner hinrichteten, angeblich, weil sie PKK-Kämpfer waren oder sie versteckten. Heute ist Demirtaş der Spitzenkandidat der kurdischen Partei HDP, unterstützt wird er auch von jungen und liberalen Türken. Meinungsumfragen sehen ihn bei nur etwa zehn Prozent, doch allein seine Kandidatur ist eine Sensation. Erdoğan hat das Land verändert, gibt Demirtaş zu. Aber er sagt auch: Unter Erdoğan ist eine demokratische Türkei nicht möglich. Er will eine linksliberale Opposition etablieren, für Kurden und säkulare Türken. Wir träumen von einer pluralistischen Türkei, die nicht nur Kemalisten oder konservativen Sunniten gehört. Der Machtkampf: Ankara Wirtschaftsleistung Veränderung des BIP in Prozent gegenüber 2002 Ekonomik Performans 2002 yılına göre GSYİH değişim oranı ,3 Inflationsrate in Prozent Enflasyon Oranı ,3 Quelle: IWF Keine Angst! Treten Sie ein!, ruft Abdüllatif Şener. Seine Stimme wird von einer Bohrmaschine übertönt, Bauarbeiter schleppen Schutt durchs Treppenhaus. Şener hat kein besseres Büro gefunden, Hauseigentümer in Ankara weigern sich, an den Wirtschaftsprofessor zu vermieten. Dabei hat er einst die AKP mitgegründet, er war Finanzminister und Vizepremier. Doch 2008 hat er die Partei im Streit verlassen. Şener knetet eine Gebetskette. Erdoğan, erzählt er, sei unter den AKP-Gründern umstritten gewesen. Er habe kein politisches Konzept gehabt, geradezu provinziell sei er gewesen. Doch Erdoğan war der populärste muslimische Politiker des Landes, vor allem, seit er 1997 vom Militärregime verhaftet und zu zehn Monaten Haft verurteilt wurde weil er in einer Rede aus einem Gedicht den als islamistischen Aufruf verstandenen Satz zitiert hatte: Die Moscheen sind unsere Kasernen, die Minarette unsere Bajonette. Die Haftstrafe machte Erdoğan zum Märtyrer. Die AKP-Gründer wollten, dass ihre Partei als moderate Kraft erschien, erzählt Şener. Forderungen wie die Einführung der Scharia oder die Abkehr vom Westen wurden daher aus taktischen Erwägungen gestrichen. Wir benutzten die säkulare Rhetorik, um das Militär zu besänftigen. Nachdem der erste islamistische Premier Necmettin Erbakan von der Refah-Partei, aus der die AKP hervorging, 1997 aus dem Amt geputscht worden war, wollte man vorsichtiger vorgehen. Aber wir haben unsere religiösen Überzeugungen nicht verworfen, sagt Şener. Wir haben begriffen, dass wir die Gesellschaft nur langsam verändern können. Die säkular-kemalistischen Militärs beobachteten den Premier mit Sorge, doch lange reagierten sie nicht, auch weil Erdoğan die Annährung an die EU vorantrieb und den Verdacht der Islamisierung nicht bestätigte. Doch spätestens im Jahr 2007 merk- Barişma: Diyarbakir 2014 Prognose projeksiyonu + 73, Prognose projeksiyonu 7,8 Daha on yıl önce en büyük Kürt şehri Diyarbakır'da olağanüstü hal egemendi. Bugün, Dicle kıyısına turistler geliyor, Hilton burada otel açtı ve hava limanı genişletilerek, ülkenin en büyüklerinden biri haline getiriliyor. Vaktiyle askerlerin devriye gezdiği yerde şimdi PKK lideri Abdullah Öcalan'ın portresinin basılı olduğu tişörtler satılıyor yılına kadar Kürtçe konuşmak, Kürtçe kitap okumak, Kürtçe müzik dinlemek yasaktı. Ama Erdoğan, devletin Kürtlere karşı işlediği suçlar için özür dileyen ilk Türk başbakanı oldu. Hükümet ateşkes için uzlaşmaya vardı, dil yasağını hafifletti ve bölgede ekonomiyi teşvik etti; bugün Kürtçe televizyon bile var. Bunlar sadece alicenaplık olsun diye yapılmadı, çünkü Erdoğan bu sayede yeni bir seçmen kesimi kazandı. Hükümet, Haziran sonunda meclise PKK saflarında savaşmış olanlara yönelik bir yasa tasarısı sundu. Bu Kürtlere seçim öncesinde verilen bir hediyeydi, zira Erdoğan ilk turda çoğunluğu sağlayabilmek için Kürtlerin oylarını da almak zorunda. Cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan'ın karşısında bir Kürt rakip var, ilk Kürt cumhurbaşkanı adayı. Selahattin Demirtaş bu bölgede büyümüş, daha çocukken, Türk askerlerinin köyleri yakmasına ve PKK üyesi oldukları ya da onlara yatak - lık ettikleri gerekçesiyle köylüleri öldürmesine şahit olmuş. Demirtaş Kürt partisi HDP'nin cumhurbaşkanı adayı, ayrıca genç ve liberal Türklerden de destek görüyor. Kamuoyu araştırmalarında oy oranı yüzde ondan ibaret görünüyor, ama aday olması bile kendi başına bir olay. İktidar Mücadelesi: Ankara Korkmayın! Buyrun, gelin! diye sesleniyor Abdüllatif Şener. Sesi elektrikli bir matkabın gürültüsünde kayboluyor, inşaat işçileri merdivenlerden molozlar indiriyor. Şener daha uygun bir ofis bulamamış, Ankara'da bu iktisat profesörünü kimse kiracılığa kabul etmemiş. Halbuki AKP'nin kurucularından biri Şener, maliye bakanlığı ve başbakan yardımcılığı yapmış. Ama 2008'de partiden kavgalı ayrılmış. Tesbih çekerek anlatıyor. Erdoğan, diyor, AKP kurucuları arasında tartışmalı bir isimdi. Siyasi bir tasarısı yoktu, düpedüz taşralıydı, diyor. Ama ülkenin en popüler Müslüman siyasetçisiydi, hele 1997'de askerleri vesayet rejimi tarafından tutuklandıktan ve on yıl hapse mahkum edildikten sonra. Yaptığı bir konuşmada, bir şiirden alıntı yapmış ve bu alıntı İslamcı bir kışkırtma olarak yorumlanmıştı: Camiler kışla, minareler süngü. Hapse girince kahraman oldu Erdoğan. AKP kurucuları, partilerinin ılımlı bir siyasi güç olarak görülmesini istiyordu, diyor Şener. Bu yüzden şeriatın getirilmesi ya da Batı'dan uzaklaşma gibi taleplerden taktik nedenlerle vazgeçildiğini söylüyor. Askerleri kızdırmamak için laik bir üslup kullanıyorduk. İlk İslamcı başbakan Necmettin Erbakan darbeyle indirildikten sonra, daha temkinli davranmaya karar verdiklerini anlatıyor. Erbakan, AKP'nin de kaynağı olan Refah Partisi'nin başbakanıydı. Ama dini inançlarımızdan vazgeçmedik. Yalnız, toplumu değiştirmenin zaman alacağını kavradık. Laik Kemalist ordu başbakanı endişeyle izliyordu, ancak uzun bir süre tepki göstermedi; Erdoğan'ın AB'yle ilişkileri geliştirmesi ve ülkeyi İslamileştireceği yolundaki kuşkuları haklı çıkarmaması da bunda rol oynadı. Ancak generaller en geç 2007 yılında, güçlerinin ciddi bir tehdit altında olduğunu farkettiler. Zira Erdoğan, kendi partisinden Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı seçtirmek istediğini açıkladı. Generaller darbe yapmayı planladı, ama Erdoğan askerlerin tehditlerine cevap vermekte gecikmedi. DER SPIEGEL 32 /

8 Festgenommener Demonstrant in Istanbul: Wer gegen die Türkei arbeitet, wird vor Angst zittern İstanbul da gözaltına alınan bir gösterici: Türkiye aleyhine çalışanlar korkudan titreyeceklerdir ten die Generäle, dass ihre Macht ernsthaft gefährdet war. Anlass war Erdoğans Ankündigung, seinen Parteifreund Abdullah Gül zum Präsidenten machen zu wollen. Die Generäle planten einen Putsch, doch Erdoğan reagierte schnell auf ihre Drohungen. Er kanzelte die Militärführung öffentlich ab und installierte Gül drei Monate später als Präsidenten. Der Kämpfer aus Kasımpaşa hatte die Generäle überlistet und sich durchgesetzt. Nachdem Erdoğan die Kraftprobe gewonnen hatte, begann er, die staatlichen Institutionen von der alten Elite zu säubern. Die Staatsanwaltschaft leitete Ermittlungen gegen die sogenannte Ergenekon-Gruppe ein, die angeblich den Putsch gegen die Regierung geplant hatte. Erdoğan stellte sie als Rückgrat des tiefen Staats dar und versprach, deren Verbrechen aufzuarbeiten. Mitglieder dieses tiefen Staats hatten in den Achtzigerjahren, zum Teil im Auftrag der Regierung, vermeintliche Staatsfeinde verschleppt. In der Ergenekon-Anklageschrift fand sich jedoch nichts davon. Stattdessen schwadronierten die Ermittler über vermeint - liche Anschlagspläne, die Vorwürfe stützten sich auf anonyme Zeugen, und entscheidende Dokumente stellten sich oft als Fälschungen heraus. Hunderte Offiziere, Akademiker und Journalisten wurden verhaftet und in Schauprozessen zu langen Haftstrafen verurteilt. Die Vorwürfe waren offensichtlich frei erfunden, sagt Riza Türmen, ein früherer Richter am Europäischen Gerichtshof für Menschenrechte. Erdoğan hat nie beabsichtigt, gegen die Verbrecher des tiefen Staates vorzugehen. Er hat den Prozess missbraucht, um Kritiker auszuschalten. Zwischen 2001 und 2011 wurden weltweit Menschen wegen Terrorverdachts verhaftet, davon allein in der Türkei. Der Ergenekon-Prozess hat Erdoğan das Gefühl gegeben, allmächtig zu sein, sagt seine einstige Vertraute Nazlı Ilıcak. Seitdem glaubt er, an Gesetze nicht mehr gebunden zu sein. Manche Politiker werden mit wachsendem Erfolg gelassener und souveräner. Erdoğan jedoch wurde machtgierig und dünnhäutig. Als Nächstes griff der Premier seinen einstigen Verbündeten an: den Prediger Fetullah Gülen, der 1999 vor dem Militär in die Ordu yönetimini kamuoyu önünde azarladı ve üç ay sonra Gül'ü cumhurbaşkanlığına getirdi. Kasımpaşa'lı savaşçı generalleri devre dışı bırakmış ve amacına ulaşmıştı. Erdoğan bu güç mücadelesini kazandıktan sonra, devlet ku - rumlarını eski seçkinlerden temizlemeye girişti. Savcılık, Ergenekon olarak adlandırılan gruba karşı, hükümeti devirmek için darbe planladıkları gerekçesiyle soruşturma başlattı. Erdoğan Ergenekon'u derin devletin belkemiği olarak niteledi ve işledikleri suçların aydınlatılacağını vaadetti. Bu derin devletin üyeleri seksenli yıllarda, kısmen hükümetin de verdiği görevle, devlet düşmanı olduğu öne sürülen insanları kaçırmışlardı. Ancak Ergenekon iddianamesinde bundan tek kelimeyle bile bahsedilmedi. Soruşturmayı yürütenler suikast planları yapıldığını geveleyip durmakla yetindiler; iddialarını gizli tanıklarla gerekçelendirdiler ve önemli belgelerin çoğunun sahte olduğu ortaya çıktı. Yüzlerce subay, akademisyen ve gazeteci tutuklandı ve göstermelik duruşmaları takiben uzun hapis cezalarına çarptırıldı. Belli ki, suçlamalar uydurmaydı diyor Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski hakimi Rıza Türmen. Erdoğan'ın amacı hiçbir zaman, derin devletin suçlularını cezalandırmak olmadı. Bu davayı, muhaliflerini devre dışı bırakmak için istismar etti ile 2011 yılları arasında terör kuşkusuyla dünyada toplam kişi tutuklandı; bunların 'si Türkiye'de tutuklanmıştı. Ergenekon süreci Erdoğan'a mutlak güç sahibi olduğu duygusunu verdi, diyor bir zamanlar başbakanın yakın çevresinde bulunmuş olan Nazlı Ilıcak. O zamandan beri, kanunların artık kendisini bağlamadığını zannediyor. Bazı siyasetçiler, başarıları arttıkça daha rahat ve kendine güvenli hale gelir. Erdoğan ise gittikçe daha iktidar tutkunu ve alıngan bir insan oldu. Başbakan, bir sonraki hamlede eski bir müttefikine karşı hücuma geçti. 1999'da askerlerden kaçmak için ABD'ye giden cemaat lideri Fetullah Gülen'i hedef almıştı. Gülen başbakana dindar seçmenlerin desteğini sağlıyor, Erdoğan da buna karşılık olarak Gülen cemaatinin ticari çıkarlarını koruyordu. Erdoğan Ergenekon davasını, üyelerini adalet mekanizmasına sızdırmış olan FOTO: EMIN OZMEN 74 DER SPIEGEL 32 / 2014

9 Titel USA geflohen war. Gülen sicherte dem Premier die Unterstützung frommer Wähler, Erdoğan schützte dafür die Geschäfte von dessen Gemeinde. Den Ergenekon-Prozess hätte Erdoğan nicht ohne die Hilfe der Gülen-Gemeinde führen können, die ihre Leute auf Posten in der Justiz geschleust hatte. Doch nachdem er die Parlamentswahl im Juni 2011 gewonnen hatte, wollte sich Erdoğan von der Bewegung befreien, weil er deren Forderungen nach Ämtern und Aufträgen nicht mehr erfüllen wollte. Im Herbst 2013 forcierte er den Machtkampf, indem er ankündigte, Gülen-Nachhilfeschulen schließen zu lassen. Kurz darauf verhafteten Polizisten mehr als 50 AKP-Politiker, Unternehmer sowie die Söhne dreier Minister wegen des Verdachts auf Korruption. Staatsanwälte, die offenbar Gülen verbunden waren, leiteten die Ermittlungen, die schließlich sogar auf Erdoğans Sohn Bilal ausgedehnt wurden. Erdoğan tauschte zwar sein halbes Kabinett aus, aber er weigerte sich, die Affäre aufzuklären. Und er tat so, als hätte er nie mit Gülen zusammengearbeitet. Im Frühjahr wurden etliche Ergenekon-Beschuldigte freigelassen; der Premier nannte den Prozess nun ein Komplott der Gülen-Bewegung gegen die Armee. Vor elf Jahren trat Erdoğan mit dem Versprechen an, die Türkei zu demokratisieren. Tatsächlich schaffte er die Todesstrafe ab, liberalisierte das Strafrecht, erlaubte Studentinnen und Staatsbediensteten das Tragen von Kopftüchern und räumte Christen und Juden mehr Rechte ein denn je. Doch die Institutionen hat er nicht reformiert, sondern selbst besetzt. Nicht viel anders als die Kemalisten vor ihm missbraucht er Justiz, Geheimdienst und Polizei, um Kritiker zu beseitigen. Der Inlandsgeheimdienst MİT wurde von Erdoğan mit nahezu uneingeschränkten Befugnissen ausgestattet; er kann ohne richterlichen Beschluss Telefone abhören, auf Daten von Behörden und Unternehmen zurückgreifen. Wer sich der Regierung widersetzt, wird als Staatsfeind verfolgt. In den vergangenen Monaten wurden Hunderte unliebsame Staatsanwälte, Richter und Polizisten versetzt. Journalisten, die kritisch berichteten, wurden verhaftet oder entlassen. Studenten, die während einer Rede Erdoğans ein Banner mit der Forderung nach freier Bildung entrollten, wurden wegen der Mitgliedschaft in einer Terrorgruppe angeklagt. Twitter, Facebook und YouTube wurden immer wieder gesperrt. In der Türkei sind manchmal andere, weniger feine Mittel als in Europa geboten, um politische Ziele zu erreichen, verteidigt der AKP-Politiker Osman Can das autoritäre Gebaren. Erdoğan scheint sich um die Meinung im europäischen Ausland nicht mehr zu scheren. Anders als zu Beginn seiner Amtszeit, als er den EU-Beitritt nutzen wollte, um die Macht des Mili tärs zu beschränken, ist er nicht länger auf Brüssel angewiesen. Und auch in der Bevölkerung ist die Begeisterung für Europa gesunken. Die halbherzigen Beitrittsgespräche haben viele Türken frustriert. Noch vor zehn Jahren befürworteten 73 Prozent einen EU-Beitritt. Heute wünschen sich dies nur noch 44 Prozent. Europa sei ein Verlierer und steuere auf den Kollaps zu, sagt heute Erdoğans Chefberater. Die Türkei sei auf dem Weg zu einer Weltmacht und stehe bald auf einer Stufe mit China und den USA. Die Krise: Gezi-Park Eigentlich war dieser Park am Taksim-Platz nur eine Fußnote in Erdoğans großen Plänen. Der Premier will einen dritten Flughafen in Istanbul bauen, dreimal so groß wie der in Frankfurt; eine dritte Bosporus-Brücke mit den mächtigsten Pfeilern und eine Moschee mit den höchsten Minaretten der Welt. Geplant ist auch ein Kanal zwischen Marmara- und Schwarzem Meer, so absurd und teuer, dass selbst die Regierung ihn ein verrücktes Projekt nannte. Gigantische Motoren der Bauwirtschaft, vor allem aber Denkmäler für Erdoğan. Und dann dieser winzige, gar nicht idyllische Park, der einem Einkaufzentrum weichen sollte. Gülen cemaatinin desteği olmadan yürütemezdi. Ancak 2011 yılında genel seçimi kazandıktan sonra cemaatten kurtulmaya karar verdi, çünkü artık cemaatin yetkili makamlara adam yerleştirme ve ihale alma taleplerini yerine getirmek istemiyordu sonbaharında Gülen'in dersanelerini kapatacağını açıklayarak güç mücadelesini körükledi. Bundan kısa bir süre sonra emniyet görevlileri, aralarında AKP'li siyasetçilerin, işverenlerin ve üç bakanın oğullarının yeraldığı 50'den fazla kişiyi yolsuzluk kuşkusuyla gözaltına aldı. Soruşturmalar, Gülen'e bağlı oldukları tahmin edilen savcılar tarafından yürütüldü ve sonunda Erdoğan'ın oğlu Bilal'e kadar uzandı. Erdoğan kabinenin yarısını değiştirdi değiştirmesine, ama olayı aydınlatmaya yanaşmadı. Ve sanki, hayatında Gülen'le hiç işbirliği yapmamış gibi davrandı. İlbaharda bütün Ergenekon sanıkları serbest bırakıldı; başbakan bu sefer de davayı Gülen hareketinin orduya karşı giriştiği bir komplo olarak takdim etti. Erdoğan onbir yıl önce, Türkiye'yi demokratikleştirme vaadiyle yola çıkmıştı. Gerçekten idam cezasını kaldırdı, ceza hukukunu liberalleştirdi, üniversite öğrencisi ve devlet memuru olan kadınlara başörtüsü takma hakkını verdi ve Hıristiyanlara ve Musevilere daha önce hiç sahip olmadıkları kadar hak tanıdı. Ama ku - rumlarda reform yapmak yerine, buralara kendi adamlarını yerleştirdi. Kendisinden önce Kemalistlerin yaptığına benzer bir şekilde adaleti, istihbaratı ve emniyeti, muhaliflerini devre dışı bırakmak için kullandı. Milli İstihbarat Teşkilatı neredeyse sınırsız yetkilerle donatıldı; bugün MİT hakim kararı olmadan telefon dinleyebiliyor ve devlet kurumlarının ve şirketlerin verilerine ulaşabiliyor. Hükümete karşı gelenler devlet düşmanı muamelesi görüyor. Geçtiğimiz aylar içinde yüzlerce savcı, hakim ve polisin görev yeri değiştirildi. Muhalif gazeteciler tutuklandı ya da işten çıkarıldı. Erdoğan'ın bir konuşması sırasında ücretsiz eğitim hakkı için pankart açan üniversite öğrencileri hakkında terör örgütüne üye oldukları gerekçesiyle dava açıldı. Twitter, Facebook ve You- Tube defalarca kapatıldı. Türkiye'de siyasi hedeflere ulaşmak için bazen Avrupa'dakinden daha az ince usuller kullanmak gerekebiliyor diyor AKP'li siyasetçi Osman Can bu otoriter tutumu açıklamak için. Erdoğan Avrupa ülkelerinde ne düşünüldüğünü umursamaz gibi. İlk göreve geldiği dönemlerde, ordunun iktidarını sınırlamak için AB üyeliğini kullanmak istiyordu; ama artık Brüksel'e ihtiyacı kalmadı. Halkın Avrupa şevki de kırıldı. Gönülsüzce sürdürülen üyelik müzakereleri birçok Türkte hayal kırıklığı yarattı. Daha on yıl önce nüfusun yüzde 73'ü AB üyeliğini savunuyordu. Bugün bunu isteyenler, yüzde 44'ten ibaret. Erdoğan'ın başdanışmanı Avrupa'nın iflas ettiğini ve çöküşe doğru gittiğini söylüyor bugün. Ona göre Türkiye dünya çapında bir güç olma yolunda ve yakında Çin ve ABD ile aynı seviyede olacak. Kriz: Gezi Parkı Aslında Taksim Meydanı'ndaki bu park Erdoğan'ın büyük planları içinde bir dipnottan ibaretti. Başbakan, İstanbul'da, Frankfurt'takinin üç katı büyüklüğünde bir havalimanı, bugüne kadar görülen en muazzam ayaklara sahip bir üçüncü Boğaz köprüsü, dünyanın en yüksek minarelerine sahip bir cami yapmak niyetinde. Marmara Denizi ve Karadeniz arasında bir yapay kanal planı da var, öylesine absürd ve pahalı bir tasarı ki, bizzat hükümet bile çılgın proje" diyor buna. Bunlar inşaat sektörü için dev motorlar ve her şeyden önce Erdoğan için dikilen birer anıt. Bütün bunlar varken, bu el kadar, üstelik hiç de doğal cennet filan olmayan, yerini alışveriş merkezine bırakması tasarlanan park çıktı ortaya Haziranında İstanbul'da yüzbinlerce insan, parkın yıkılmasını engellemek için sokaklara döküldü. Ancak olay kısa bir süre içinde hükümete karşı bir isyana dönüştü, çünkü polis DER SPIEGEL 32 /

10 Lachprotest gegen Vizepremier Arinç in sozialen Medien: Ist weibliche Heiterkeit in der Öffentlichkeit ein Laster? Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç a kahkahalı protesto: Kadınların herkesin içinde neşelenmesi iffetsizlik midir? Hunderttausende Menschen gingen im Juni 2013 in Istanbul auf die Straße, um seinen Abriss zu verhindern. Doch schnell wurde daraus ein Aufstand gegen die Regierung, denn die Polizei schlug die Proteste brutal nieder, setzte Gasgranaten und Wasserwerfer ein. In diesen Tagen erhielt İpek Akpınar einen Anruf. Frau Professorin, was können wir tun?, fragte eine Beraterin des Premiers. Wie bringen wir diese Leute zur Besinnung? Die Architektin Akpınar hatte die Proteste mitinitiiert, sie antwortete: Erklären Sie dem Premier, er soll auf die Demonstranten zugehen. Erdoğan war da gerade auf Staatsbesuch in Nordafrika. Doch als er nach Istanbul zurückkehrte, ignorierte er den Rat. Noch am Flughafen hielt er eine hasserfüllte Rede, in der er die Demonstranten Plünderer und Terroristen nannte. Wer gegen die Türkei arbeitet, rief er, wird vor Angst zittern! Auf dem Höhepunkt der Proteste lud Erdoğan einige der Aktivisten nach Ankara ein, auch Akpınar war dabei. Im Gespräch wirkte der Premier abwesend, bis eine junge Architektin mit Kopftuch fragte: Herr Premier, warum hassen Sie uns? Erdoğan sprang auf und brüllte: Warum verleugnest du deine Identität? Landesweit wurden Hunderte Demonstranten verhaftet, viele zu langen Haftstrafen verurteilt. Erdoğan sprach von einer Verschwörung gegen seine Regierung. Er polarisierte damit sein Land; seine Gegner und Unterstützer sind seitdem radikaler geworden. Und je mehr Erdoğan unter Druck geriet, desto mehr schlug er um sich. Das zeigte sich auch bei der Korruptionsaffäre und dem Scheitern seines Traums von einem neuen Osmanischen Reich. Bei seiner Wiederwahl im Juni 2011 hatte er gesagt: Sarajevo hat heute ebenso sehr gewonnen wie Istanbul, Damaskus ebenso wie Ankara. Nach dem Arabischen Frühling hoffte der Premier, mit den in Ägypten regierenden Muslimbrüdern eine sunnitische Allianz bilden zu können. Doch der ägyptische Militärputsch vereitelte den Plan. Auch das Engagement für die syrischen Rebellen, die die Türkei in ihrem Kampf gegen das Assad-Regime unterstützte, brachte wenig Erfolg der Bürgerkrieg destabilisiert stattdessen zunehmend die Türkei selbst. göstericilerin üzerine acımasızca bir şiddetle, gaz fişekleri ve TOMA'larla yürüdü. O günlerde İpek Akpınar'a bir telefon geldi. Başbakanın kadın danışmanlarından biri Sayın profesör, ne yapabiliriz?" diye soruyordu. Bu insanları nasıl sakinleştirebiliriz?" Mimar Akpınar protestolara önayak olanlardan biriydi. Cevabı şu oldu: Başbakan'a, göstericilerle diyalog kurması gerektiğini söyleyin." Erdoğan o sırada Kuzey Afrika'da resmi ziyaret yapmaktaydı. Ancak İstanbul'a döndüğünde bu öğüdü kulak arkası etti. Daha havalimanındayken nefret dolu bir konuşma yaptı ve göstericileri yağmacı" ve terörist" olarak niteledi. Türkiye aleyhine çalışanlar korkudan titreyeceklerdir!" dedi. Erdoğan protestoların zirveye tırmandığı bir sırada bazı eylemcileri Ankara'ya davet etti, aralarında Akpınar da vardı. Başbakan görüşme boyunca dalgın görünüyordu, ta ki başörtülü bir eylemci Sayın Başbakan, neden bizden nefret ediyorsunuz?" diye soruncaya kadar. Bu soru üzerine Erdoğan ayağa fırladı ve haykırdı: Sen neden kimliğini reddediyorsun?" Ülke çapında yüzlerce gösterici tutuklandı, birçoğu uzun hapis cezalarına çarptırıldı. Erdoğan, hükümetine karşı bir komplo kurulduğundan sözetti. Böylece ülkesini ikiye böldü; o günlerden beri onu destekleyenler ve ona karşı olanlar daha da radikalleşti. Ve üzerindeki baskı arttıkça sağa sola daha fazla saldırır hale geldi. Yolsuzluk skandalında ve yeni bir Osmanlı İmparatorluğu düşünün iflas etmesinde de aynı tutumu sergiledi. 2011'de yeniden seçildiğinde şöyle demişti: Bugün İstanbul kadar Saraybosna kazanmıştır, Ankara kadar Şam kazanmıştır." Arap Baharı'nın ardından, Mısır'da iktidara gelen Müslüman Kardeşler'le bir Sünni ittifak kurabileceğini ummuştu. Ama Mısır'daki askeri darbe bu planın önünü tıkadı. Türkiye'nin Esad rejimine karşı mücadelelerinde destek verdiği Suriye muhaliflerinden yana alınan tavır da pek olumlu sonuçlar doğurmadı. Suriye'deki iç savaş Türkiye'nin de istikrarını giderek daha fazla tehdit etmeye başladı. Bir dönem Türkiye'nin yoğun bir işbirliği yaptığı İsrail'le de FOTOS QUELLE: TWITTER 76 DER SPIEGEL 32 / 2014

11 Titel Und mit Israel, einst enger Partner der Türkei, zerstritt sich Erdoğan und schürt seither den Antisemitismus seiner Wählerschaft. So trat er Ende Juli in seiner letzten Parlamentsrede als Premier mit einem Palästinensertuch vor die Abgeordneten. In einem Interview sagte er: Das, was Israel den Palästinensern antut, übertrifft die Verbrechen Hitlers an den Juden. *** Erdoğan beschwört den wirtschaftlichen Fortschritt, aber das wachsende Bedürfnis vieler Türken nach einem selbstbestimmten Leben will der Premier nicht wahrhaben. Widerspruch kann er nicht ertragen. Mit dem Gezi-Aufstand wurde Erdoğan endgültig zum autoritären Patriarchen. Und dieser Patriarch möchte alles kontrollieren, bis ins Privatleben der Bürger hinein. Das Abtreibungsrecht wurde in den vergangenen Jahren verschärft. Der Ausschank von Alkohol wurde eingeschränkt, öffentliche Werbung für Bier oder Wein ist untersagt. In der U-Bahn in Ankara ist das Küssen verboten. Männliche und weibliche Studenten sollen künftig nur noch in getrennten Wohnheimen leben. Erdoğans Stellvertreter Bülent Arinç behauptete vergangene Woche sogar, weibliches Lachen in der Öffentlichkeit sei ein Laster: Wo sind unsere Mädchen, die ihren Kopf senken und die Augen abwenden, wenn wir in ihre Gesichter schauen? Daraufhin posteten Türkinnen auf Twitter Bilder, die sie lachend zeigen unter dem Hashtag #direnkahkaha ( Lachprotest ). Aber nicht nur die Bürger, auch seine Partei kontrolliert Erdoğan mittlerweile vollständig. Er bestimmt jeden Abgeordneten, jeden Gouverneur. Etliche Weggefährten haben mit dem Premier gebrochen. Wirtschaftsminister Ali Babacan hat seinen Abschied angekündigt, Abgeordnete haben aus Protest die Fraktion verlassen. Fähige Berater hat er durch loyale Jasager ersetzt. Selbst Noch- Präsident Abdullah Gül will sich womöglich aus der Politik zurückziehen. Die Mehrheit der AKP unterstützt dennoch Erdoğan. Sie fürchten, ohne eine Führungsfigur würde die Partei zerfallen. Und nun will Erdoğan Präsident werden, und es gilt als sicher, dass er gewählt wird. Die Opposition ist geschwächt, die einst einflussreiche Republikanische Volkspartei CHP hat kaum mehr Einfluss und Unterstützer. Ihr Kandidat Ekmeleddin İhsanoğlu ist ein nahezu unbekannter Diplomat. Als Staatsoberhaupt werde Erdoğan auch die letzten Kontrollmechanismen lahmlegen, warnt der Präsident der türkischen Anwaltskammer, Metin Feyzioğlu. Seinem Despotismus sind dann keine Grenzen mehr gesetzt. Bislang sind die Aufgaben des türkischen Präsidenten weitgehend auf Zeremonielles beschränkt. Doch Erdoğan plant, seine Befugnisse auszuweiten. Und ist er erst Präsident, gibt es auch keinen mehr, der sein Veto gegen neue Gesetze einlegen könnte. Als Präsident sei Erdoğan niemandem mehr Rechenschaft schuldig, sagt Feyzioğlu. Sein Nachfolger im Amt des Premiers werde bestenfalls eine Marionette sein. Das Verfassungsgericht, das Erdoğan immer wieder allzu große Eigenmächtigkeit untersagte, dürfte als Korrektiv künftig ausfallen. Denn der Präsident ernennt die Richter. Für den Istanbuler Rechtsprofessor Bertan Tokuzlu ist die Abstimmung am 10. August daher die wichtigste Wahl in der jüngeren Geschichte der Türkei. Sollte Erdoğan zum Präsidenten gekürt werden, gebe es kein Zurück mehr. Dann baut er das Land endgültig in einen Ein-Mann-Staat um. Erdoğan selbst macht keinen Hehl daraus, wie er künftig regieren will. In einem Fernsehinterview kündigte er Ende Juli an, ein Präsidialsystem einführen zu wollen, als Vorbilder nannte er China und Russland. Die Regierungsgeschäfte, so Erdoğan, würden durch Oligarchen in der Bürokratie behindert, unser Weg wird durch Hürden unterbrochen. Im Erdoğan-Staat soll es keine Hürden mehr geben. Hasnain Kazim, Maximilian Popp kavgaya tutuştu Erdoğan ve o günden beri seçmenleri arasında antisemitizmi körüklüyor. Temmuz sonunda başbakan olarak mecliste yaptığı son konuşmada Filistin şalı vardı boynunda. Şöyle dedi bir röportajda: İsrail Filistinlilere karşı barbarlıkta, Hitler'i geçti." *** Erdoğan habire ekonomik gelişmelerden dem vuruyor, ama Türklerin giderek büyüyen, hayatlarını bizzat belirme ihtiyacının farkına varmaya yanaşmıyor. Kendisine itiraz edilmesine tahammülü yok. Gezi direnişiyle birlikte de nihai olarak otoriter bir hükümdara dönüştü. Ve bu hükümdar herşeyi denetlemek istiyor, insanların özel hayatına varıncaya kadar. Geçtiğimiz yıllarda kürtaj yasaları sertleştirildi. Alkol satışına sınırlamalar getirildi, bira ya da şarap reklamı yapmak yasaklandı. Ankara metrosunda öpüşmek yasak. Erkek ve kadın üniversite öğrencileri artık ayrı yurtlarda kalacak. Vekili Bülent Arınç geçen hafta, kadınların herkesin içinde kahkaha atmasının iffetsizlik olduğunu söyleyecek kadar ileri gitti: Nerede öyle yüzüne baktığımız zaman yüzü hafifçe kızarabilecek, boynunu öne eğebilecek kızlarımız?" Bunun üzerine Twitter'de Türk kadınları, kahkaha atarken çektikleri fotoğrafları paylaştılar. Hashtag'ları şuydu: #direnkahkaha Erdoğan artık sadece yurttaşları değil, kendi partisini de sıkı denetime almış durumda. Her bir milletvekilini, her bir valiyi kendisi belirliyor. Bütün yol arkadaşları yollarını ayırıyor ondan. Ekonomi Bakanı Ali Babacan istifasının işaretlerini verdi, milletvekilleri protesto ederek partiyi terketti. İşinin ehli danışmanlarının yerine sadık evet efendim'ciler aldı. Halen cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül bile siyasetten çekilebileceğini söylüyor. Ama AKP'nin çoğunluğu Erdoğan'ı desteklemeye devam ediyor. Güçlü bir lider olmazsa partinin dağılacağından korkuyorlar. Erdoğan şimdi de cumhurbaşkanı olmak istiyor ve seçileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Muhalefet zayıf, bir zamanların etkili bir siyasal gücü olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin etkisi ve destekçisi neredeyse kalmadı. Adayları Ekmeleddin İhsanoğlu, neredeyse kimsenin tanımadığı bir diplomat. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olarak son denetim mekanizmalarını da felce uğratacağını söylüyor. O zaman despotizminin hiçbir sınırı kalmayacak." Şimdilik Türkiye'de cumhurbaşkanının görevi büyük ölçüde temsili. Ama Erdoğan, cumhurbaşkanının yetkilerini artırmayı planlıyor. Ve cumhurbaşkanı olduğunda, yeni yasaları veto edebilecek kimse de kalmayacak. Feyzioğlu, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olarak kimseye hesap vermek zorunda olmayacağını söylüyor. Başbakan olarak yerine geçecek kişinin de olsa olsa bir kukla olacağını. Erdoğan'ın aşırı keyfiliğini defalarca sınırlamış olan Anayasa Mahkemesi, gelecekte düzeltici bir güç olma özelliğini kaybedebilir. Çünkü hakimleri cumhurbaşkanı atıyor. Bu yüzden İstanbullu hukuk profesörü Bertan Tokuzlu 10 Ağustos seçimini Türkiye'nin yakın tarihindeki en önemli seçim" olarak görüyor. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde geri dönüşün mümkün olmadığını söylüyor. O zaman Türkiye'yi tek adam devleti haline getirecektir." Erdoğan da kendisi için planladığı iktidar tarzını gizlemeye gerek duymuyor. Televizyonda Temmuz sonunda yapılan bir röportajda, başkanlık sistemini getirmeyi amaçladığını söyledi, örnek olarak da Çin ve Rusya'yı verdi. Hükümetin icraatlarının Video: Zu Besuch bei Erdoğans Friseur spiegel.de/app322014erdogan oder in der App DER SPIEGEL bürokratik oligarşi" tarafından engellendiğini savundu, yolumuza engeller konuyor", dedi. Erdoğan devletinde artık hiçbir engel kalmayacak. Hasnain Kazim, Maximilian Popp Übersetzung/Çeviri: Recai Hallaç, Melek Korkmaz DER SPIEGEL 32 /

12 Titel Für ihn oder gegen ihn Ya ondan yana, ya da ona karşı Deutschtürken Der Hannoveraner Ilhami Oğuz verehrt Premierminister Erdoğan, Alp Kale in Castrop- Rauxel bekämpft ihn. Eine Reise durch den sechstgrößten türkischen Wahlbezirk die Bundesrepublik Wenn der türkische Staatsgründer Atatürk noch lebte, würde er eine Gasmaske tragen und mit ihnen demonstrieren, am Taksim-Platz in Istanbul. Er würde sie anführen in ihrem Kampf gegen Premier Erdoğan. Alp Kale ist sich sicher. Er zeigt auf sein weißes T-Shirt. Den Aufdruck hat er selbst gezeichnet: Atatürk mit Gasmaske, darunter kleine Figuren, für Kale symbolisieren sie seine ideale pluralistische Türkei. Alp Kale ist 31, Grafikdesigner, geboren im Evangelischen Krankenhaus in Castrop-Rauxel, im Herzen des Ruhrpotts, er sitzt auf einem Metallstuhl auf der Terrasse seines besten Freundes und erzählt seit Stunden von seiner Türkei. Seit den Protesten um den Gezi-Park im vergangenen Jahr versucht er zu verstehen, was los ist in dem Land, das seine Eltern vor mehr als 30 Jahren verließen, das sie bis heute Heimat nennen, in dem er jeden Sommer verbracht hat seit seiner Kindheit. Er und sein bester Freund Fikret erzählen Geschichten aus den Heimatdörfern ihrer Eltern. Sie wollen damit erklären, wie Recep Tayyip Erdoğan an die Macht kommen konnte. Sie reden von systematischem Wahlbetrug, staatlichen Subventionen für den Stimmenfang, armen Bauern, die mit Goldtalern und Reissäcken an die Urne gelockt wurden, damit sie ihr Kreuz für Erdoğan machten. Seit den Protesten von Istanbul macht sich Alp Kale Sorgen. Er will keinen Premier, dessen einzige Errungenschaft wirtschaftliches Wachstum ist. Er findet, ein Mann dürfe nicht so viel Macht haben. Er findet es erschreckend, dass ein Premierminister bestimmen will, ob seine Bürger Raki trinken, wie viele Kinder sie kriegen oder ob sie sich tätowieren lassen. Für mich ist Erdoğan ein Diktator in Ausbildung, sagt er. Zu absolut, zu totalitär dieser Regierungsstil. Zu einheitlich diese Türkei von Erdoğan, die Alp Kale immer fremder wird. Am Wochenende durften türkische Staatsbürger zum ersten Mal im Ausland ihren Präsidenten wählen 3 Millionen Menschen türkischer Herkunft leben in Deutschland, 1,4 Millionen von ihnen sind wahlberechtigt. Damit wäre die Bundesrepublik der sechstgrößte Wahlbezirk der Türkei. Es sind die Kinder und Enkel der Gastarbeiter, junge Menschen wie Alp Kale, die in Deutschland geboren und aufgewachsen sind. Es sind aber auch über 60-Jährige, die das erste Mal in ihrem Leben überhaupt ein Kreuz bei einer Wahl setzen. Alp Kale will die Türkei von Erdoğan befreien. Der Zeitungsmacher Ilhami Oğuz in Hannover dagegen bewundert ihn, kann seine Erfolge aufzählen und wünscht sich ihn noch lange an der Macht. Und in Berlin freut sich der Anwalt Ekrem Özdemir, örtlicher Vorsitzender der größten türkischen Oppositionspartei CHP, dass seine Landsleute endlich wählen dürfen. Auch er will nicht, dass Erdoğan die Wahl gewinnt selbst wenn es aussichtslos scheint. Almanyalı Türkler Hannoverli İlhami Oğuz Başbakan a hayranlıkla bağlı iken, Castrop-Rauxel de yaşayan Alp Kale ona karşı mücadele ediyor. Türklerin altıncı büyük seçim bölgesinden, Almanya Federal Cumhuriyeti nden, izlenimler. Atatürk bugün yaşıyor olsaydı eğer, mutlaka gaz maskesini takar, göstericilerle birlikte İstanbul da, Taksim Meydanı nda olurdu. Başbakan Erdoğan a karşı sürdükleri mücadelelerinde öncülük ederdi. Alp Kale nin hiç şüphesi yok. Kendi tasarımı olan beyaz tişörtünün baskısını gösteriyor. Gaz maskeli bir Atatürk resminin altında, Kale nin idealindeki çok sesli ve çok renkli Türkiye yi simgeleyen küçük figürler yer alıyor. Grafik tasarım eğitimi alan 31 yaşındaki Alp Kale Castrop- Rauxel Protestan Hastanesi nde, Ruhr bölgesinin merkezinde dünyaya gelmiş. En yakın arkadaşının terasında oturuyor ve saatlerdir benim Türkiye m olarak tanımladığı idealini paylaşıyor. Anne ve babasının 30 yıl önce ayrılmış olmalarına rağmen vatanları olarak gördüğü, çocukluğundan bu yana her yıl yaz tatilini geçirdiği ülkede geçtiğimiz yıl başlayan Gezi olaylarından bu yana, olup bitenleri anlamaya çalışıyor. En yakın arkadaşı Fikret le birlikte ailelerinin geride bıraktıkları köylerinden hikayelerle Recep Tayyip Erdoğan ın hükümete nasıl geldiğini açıklamaya çalışıyorlar. Sandıklardaki sistematik usulsüzlüklerden, oy kazanmak için devlet ödeneklerinin istismar edilmesinden, Erdoğan için oy kullansınlar diye altınlar ve çuvallar dolusu pirinç ile sandık başına çekilen yoksul köylülerden söz ediyorlar. İstanbul daki gösterilerden bu yana Alp Kale kaygılı. Tek kazanımı ekonomik büyüme olan bir başbakan istemiyor. Ayrıca bu denli geniş yetkilerin tek kişide olmasini sakıncalı buluyor. Vatandaşın rakı içip içmeyeceğine, sahip olacağı çocuk sayısına, hatta dövme yaptırıp yaptırmayacağına karişmasını dehşet verici buluyor. Erdoğan ın diktatörlükte çıraklık döneminde olduğunu düşünen Alp Kale iktidar tarzını fazlasıyla mutlakiyetçi ve totaliter buluyor. Onun yaratmaya çalıştığı tek tip ülke Alp Kale ye gittikçe yabancılaşıyor. Yurt dışında Türk vatandaşları Haftasonu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk defa sandık başına giderek oy kullandılar. Almanya da yaşayan üç milyon Türk kökenli içinde yaklaşık 1,4 milyon seçmen bulunuyor. Almanya Federal Cumhuriyeti bu özelliği ile Türkiye nin altıncı büyük seçim bölgesi. Seçmen kitlesini oluşturan konuk işçilerin çocukları ve torunları, yani Alp Kale gibi Almanya da doğup yetişen gençlerin yanında, hayatlarında ilk defa oy kullanan 60 yaş üstü seçmenler de var. Alp Kale Türkiye yi Erdoğan dan kurtarmayı hedefliyor. Hannoverli gazete sahibi İlhami Oğuz ise aynı Erdoğan a büyük bir hayranlık besliyor, başarılarını uzun uzun anlatıyor ve daha yıllarca iktidarda kalmasını diliyor. Ana muhalefet partisi CHP nin Berlin başkanı avukat Ekrem Özdemir öncelikle, yurttaşlarının nihayet seçim hakkından istifade edecekleri için mutlu.erdoğan ın kazanmasını o da istemiyor, fakat imkansız olduğunu da biliyor. Erdoğan Almanyalı Türkleri de ayırmış durumda. Ya ondan yanalar, ya da ona karşı. Başka bir seçenek yok. Aynı durum, Al- 78 DER SPIEGEL 32 / 2014

13 FOTO: SASCHA SCHUERMANN / GETTY IMAGES Erdoğan-Anhänger bei dessen Auftritt in der Kölner Lanxess-Arena im Mai: Auch Fans in der zweiten und dritten Generation Köln Lanxess Arena da Mayis ayında Erdoğan taraftarları: İkinci ve üçüncü kuşaktan da destekleyenler var Die Frage, wie man zu Erdoğan steht, spaltet die Türken in Deutschland. Man ist für ihn oder gegen ihn, dazwischen gibt es nichts, und das gilt auch für jene, die nicht wählen können, weil sie den deutschen Pass angenommen haben. Die einen standen jubelnd in der Menge, als Erdoğan Ende Mai vor Fans in Köln sprach. Die anderen hielten bei den Demonstrationen in Berlin, Frankfurt und Hamburg Plakate hoch, auf denen stand: Kriegsverbrecher gesucht, darüber das Bild Erdoğans. Wie die Türkei selbst ist die türkische Community in Deutschland sehr heterogen, sie besteht aus Türken, Armeniern und Kurden, sie sind Christen, Aleviten und Sunniten. Einige sind den politischen Auseinandersetzungen der vergangenen Jahrzehnte entflohen, dem Militärputsch in den Achtzigern, dem Kurdenkonflikt in den Neunzigern. Doch die meisten entstammen der ersten Gastarbeitergeneration der Sechzigerjahre. Zu ihnen gehören die anatolischen Bauern, die in Dorf - verbänden in die Zechensiedlungen von Nordrhein-Westfalen zogen sie sind es, die Erdoğan mit seiner nationalislamischen Agenda vor allem anspricht. Aber es sind nicht nur die Ungebildeten: Erdoğan hat auch Fans in der zweiten und dritten Generation, bei Leuten mit Schulabschluss, Ausbildungsplatz oder Job. Wie kommt es, dass der Wahlkampf in der Türkei viele Menschen, die hier seit Jahrzehnten leben oder gar in Deutschland geboren sind, mehr bewegt als die Bundestagswahl? Alp Kale hat sich registriert, auch er hat gewählt, genau wie seine Eltern, auch sie sind gegen Erdoğan. Doch seine Gründe für die Ablehnung sind egoistischer, deutscher als ihre. Sie haben mehr mit Castrop-Rauxel zu tun als mit Ankara. Es sind die Nachbarn und die Biodeutschen, wie er sie nennt, die ihn immer fragen: Was ist da eigentlich los bei euch? Warum schlagt ihr eure Frauen? Warum gibt es bei euch Ehrenmorde? Die ihn jahrelang als diplomatische Vertretung der Türkei betrachteten. Bis Alp wurde, was alle in ihm sahen, ein Türke. Alp Kale sagt, dass er in der Pubertät ein Prolltürke war, der türkischen Rap hörte, nationalistische Anhänger trug, man pasaportu taşıdıkları için seçim hakkı olmayanlar için bile geçerli. Mayıs ayında Köln de hayranı ile bir araya geldiğinde bir kesim onu coşkuyla karşılamak için toplanırken, diğer kesim ellerinde Erdoğan ın resminin yer aldığı Savaş Suçlusu Aranıyor yazılı pankartlarla Berlin, Frankfurt ve Hamburg gibi metropollerde gösteriler düzenlemişti. Almanya da yaşayan Türkiye kökenliler, Türkiye gibi heterojen bir toplum. Türklerin yanında, Ermeniler ve Kürtler. Aralarında Hıristiyanlar, Aleviler ve Sünniler var li yıllardaki askerî darbe veya 1990 lu yıllardaki Kürt sorunu bağlantılı çatışma ve siyasi gerilim ortamlarından kaçanlar da var. Yine de çoğunluğu, 1960 lı yıllarda ülkeye göç eden birinci kuşak işçiler, onların burada yetişen çocukları ve torunları oluşturuyor. Aralarında Anadolu daki köylerini toplu olarak geride bırakıp madenci lojmanlarına yerleşenlerde var. Erdoğan ön planda tuttuğu milliyetçi-islamî vurgusuyla öncelikli olarak onlarin beğenisini kazanıyor. Fakat destekleyicileri sadece eğitimsizlerden oluşmuyor: İkinci ve üçüncü kuşağa ait, diploma, meslek veya kariyer sahibi olanların arasında da Erdoğan ı savunanlar var. Peki Türkiye deki seçim sürecinin, onlarca yıldır bu ülkede yaşayan, hatta bu ülkede dünyaya gelen insanları, Almanya genel seçimlerinden daha fazla heyecanlandırması nasıl açıklanabilir? Seçmen kütüğünde kaydını yaptıran Alp Kale de oy kullandı, kendisi gibi Erdoğan a karşı olan anne ve babası da. Fakat Alp Kale nin gerekçeleri daha farklı, daha kişisel, daha Alman. Onun gerekçeleri Ankara dan çok Castrop-Rauxel ile bağlantılı. Komşuları, yani kendi deyimiyle organik Almanlar sorumlu. Geçmişte sürekli, Neler oluyor sizin oralarda?, Kadınlarınızı neden döversiniz siz?, Sizde namus cinayeti neden işlenir? gibi sorulara muhatap olmuş. Kale ye yıllardır Türkiye nin diplomatik temsilcisiymiş gibi bakmışlar. Ve Alp en sonunda, zaten herkesin onda gördüğü kimliğe bürünmüş ve Türk olmuş. Ergenlik çağını kendi deyimiyle maganda Türk olarak geçirmiş. Türkçe rap dinlemiş, boynuna milliyetçi zincirler takmış, oruç tutmuş. DER SPIEGEL 32 /

14 Zeitungsmacher Oğuz in Hannover, Grafikdesigner Kale in Castrop-Rauxel: Haben die Leute keine Ahnung von Politik? Hannoverli gazete sahibi Oğuz, Castrop-Rauxel den Grafik tasarımcısı Kale: Siyasetten anlamaz mı bunlar? fastete und zum türkischen Militär wollte. Der seine Freundin einen Monat lang nicht küsste, weil das anständige Türken so machten. Alp trägt viele Widersprüche in sich, heute wie damals. Der Held seiner Kindheit war Atatürk. Atatürk war damals auf einem Poster mit seinen Eltern nach Castrop-Rauxel gekommen, einer Zechenstadt bei Recklinghausen. Die Männer gingen unter Tage, Atatürk blieb im Wohnzimmer und wachte über Alp. Heute weiß Alp, dass der Staatsgründer nicht immer ein Held war, aber als Kind bedeutete Atatürk für ihn Identität. Einer, der den Westen nach Anatolien gebracht und den Weg seiner Eltern nach Deutschland geebnet hatte. Auf ihn konnte er stolz sein. Alp, der zur deutschen Marine ging und nur noch Kale hieß, weil es klingt wie Kalle, und trotzdem in der deutschen Uniform an der Klubtür in Stralsund scheiterte. Dessen Herz bis heute nicht richtig klopfen will, wenn die deutsche Nationalelf im Finale der Weltmeisterschaft steht. Der Alp, der sich nie deutsch fühlte, sich aber auch nicht mehr mit der Heimat seiner Eltern identifiziert, wo keiner verstand, dass Bier nur mit Schaum schmeckt. Der in Deutschland geboren ist und von sich selbst sagt: Ich bin Ruhrpott-Türke. Erst im vergangenen Sommer fühlte sich Alp Kale zum ersten Mal angekommen. Als in Istanbul der Gezi-Protest losging, sah er im Fernsehen Türken in seinem Alter. Es waren Rechte und Linke, Muslime und Transvestiten, die gemeinsam kämpften, gegen Erdoğan. Alp Kale sagt: Auch ich bin Gezi. Er selbst war nie da, aber mit keinem Ort identifiziert er sich so sehr wie mit diesen wenigen Quadratmetern Park in der Ferne. Er hatte ein Gefühl der absoluten Heimat. Endlich waren die Türken nicht mehr rückständig und unkultiviert. Sie warfen Tulpen auf Wasser - werfer, tanzten Tango gegen Pfeffergas. Für Alp war es seine ideale Heimat. Doch Premier Erdoğan ließ sie räumen, bezeichnete sie als Hort von Terroristen und ließ die Demonstranten hinter Gitter sperren. Seit jener Zeit redet Alp Kale fast täglich mit seinen Freunden über diesen machtbesessenen Politiker. Seitdem veranstalten sie Demonstra- Çocukluk kahramanı Atatürk. Annesi ve babası Castrop- Rauxel e yerleştiklerinde, yanlarında getirdikleri posterde Atatürk de onlara eşlik etmişti. Erkekler maden ocaklarına iner, ama salonda asılı duran portredeki Atatürk hep orada kalır ve gözlerini Alp in üzerinden ayırmazdı. İdolünün her dönem kahraman olmadığını Alp bugün biliyor. Fakat çocukluk yıllarında Atatürk onun için kimlik demekti. Anadolu yu Batı ile kavuşturan, anne ve babasının Almanya yolunu açan, gurur duyabileceği bir isim. Alman Deniz Kuvvetlerinde görev yapan Alp e herkes Kale dermiş. Fakat Alman üniformasına rağmen Stralsund da bir diskoteğin kapısından geri çevrilmiş. Alman Milli Takımı Dünya Kupası nda finale kaldığında bir türlü heyecan duyamamış. Kendisini hiç bir zaman Alman gibi hissetmemiş. Ama öte yandan ailesinin vatanı ile de özdeşlik kuramamış. Almanya da dünyaya gelen, kendisini Ruhr Türkü olarak tanımlayan Alp. Geçen yaz nihayet ona ait duygusu verebilecek mekânı keşfetti. İstanbul da Gezi olayları patlak verdiğinde televizyonda yaşıtı olan Türkler gördü. Aralarında sağcısı da vardı, solcusu da, Müslümanlar da, travestiler de. Hep birlikte Erdoğan a karşı mücadele ediyorlardı. Alp Kale Ben de Gezi yim diyor. Bir Ruhr Türkü olarak, hiç görmediği parktan daha fazla ait hissedebileceği başka bir yer yoktu. Vatanını bulduğunu hissetti. Gerici ve kültürsüz değildi artık Türkler. TOMAların üstüne lâle atan, biber gazına karşı tango yapanlar vardı ekranlarda. Ama Alp in sonunda kavuştuğunu düşündüğü ideal vatanı Başbakan Erdoğan tahliye ettirmiş, terör yuvası olarak nitelendirmiş, eylemcilerini de hapse attırmıştı. Olayların patlak vermesinden bugüne kadar Alp Kale nın gündeminde artık her gün Erdoğan var. Almanya da ona karşı gösteriler düzenliyor. Onlara göre karşılarında, gözünü iktidar hırsı bürümüş, yurt dışı Türklerine seçim hakkını sırf kendisine oy vermeleri için sağlayan bir diktatör var. Alp Kale nin anne ve babası Almanya ya göç ettiklerinde en önemli temel haklarından biri olan seçim haklarını Türkiye de bir birakmışlardı. Almanya ya yerleştikten sonra da misafirldu- FOTO: STEFAN THOMAS KROEGER (L.) 80 DER SPIEGEL 32 / 2014

15 Titel tionen gegen Erdoğan in Deutschland, suchen akribisch seine Fehler. Sie sehen in ihm einen Mann, der immer nur nach Macht lechzt, auch in der Ferne. Der den Auslandstürken nur das Wahlrecht gewährt, um noch mehr Stimmen zu erhalten. Beim Umzug nach Deutschland hatten Alp Kales Eltern damals eines ihrer Grundrechte in der Türkei geparkt, das Recht zu wählen. In Deutschland waren sie Gäste, für die sich in den ersten Jahrzehnten keine deutsche Partei interessierte und die Parteien in der Türkei auch nicht. Sie waren die Vergessenen. Als Alp 13 Jahre alt war, änderte sich in der Türkei die Verfassung, die Auslandstürken sollten in Zukunft berücksichtigt werden, kaum ein Politiker kümmerte sich darum, es umzusetzen. Erst Erdoğan erkannte das Potenzial dieser Stimmen sie machen insgesamt fünf Prozent der Wahlberechtigten aus. Er wusste, dass viele Auslandstürken zu seinen Wählern zählen würden. Auch wenn es Türken wie Alp Kale die Laune verdirbt, müssen sie anerkennen, dass die Erdoğan-Anhänger in der Mehrheit sind nicht nur in der Türkei, auch in Deutschland. 190 Kilometer nordöstlich von Alp Kale, in Hannover, sitzt Ilhami Oğuz an seinem Schreibtisch und ärgert sich über Leute wie Kale. Ich verstehe diese Menschen nicht, sagt er. Haben die keine Ahnung von Politik? Wissen die nicht, was ein Diktator ist? Der türkische Zeitungsmacher runzelt die Stirn. Oğuz trägt Jeans und Hemd, die kinnlangen Haare hat er sich hinter das Ohr gestrichen. Es ist kurz nach halb vier, fast 30 Grad zeigt das Thermometer an diesem Nachmittag, es dauert noch Stunden, bis er etwas essen oder trinken darf. Als gläubiger Muslim fastet Oğuz während des Ramadan. Adolf Hitler war ein Diktator. Saddam Hussein auch. Aber Tayyip! Ernsthaft?, fragt er. Das ist doch verrückt. Wenn ein Politiker von der Mehrheit seines Volkes gewählt werde, dann nenne man das Demokratie, nicht Diktatur. Ilhami Oğuz blättert durch seine Unterlagen. Er hat Informationsmaterial ausgedruckt, um Erdoğans Erfolge zu belegen. Zahlen zur Arbeitslosigkeit, zur Exportentwicklung und zur Inflation. Mit grünem Textmarker hat er die wichtigen Stellen angestrichen. Er schwenkt ein Blatt Papier in der Luft. Das lässt sich doch alles nicht einfach so wegreden. Der gelernte Konstruktionstechniker war jahrelang bei VW, bis er sich mit einer Werbeagentur selbstständig machte und mit Freunden die türkische Gratiszeitung Imaj gründete, heute ist er ihr Chefredakteur. Sie erscheint monatlich und berichtet über die Aufstiegschancen des Fußballvereins SV Melle Türkspor, über Polizeikontrollen in niedersächsischen Moscheen oder darüber, wie man sich für die erste türkische Präsidentschaftswahl auf deutschem Boden anmelden kann. Das war kompliziert, vor allem für Ältere. Sie mussten sich per Internet im Wählerverzeichnis eintragen, jeder bekam einen Termin zugewiesen und hatte vier Stunden, um in einem der deutschlandweit sieben Standorte zu wählen. Ilhami Oğuz, 41, betreibt neben seiner Zeitung ein eigenes Blog, darin hat er nicht nur Fotos seiner Pilgerfahrt nach Mekka veröffentlicht, sondern auch ein Foto von sich und Erdoğan. Bei Facebook ist er Fan von Seiten wie Lider Recep Tayyip Erdoğan. Er postet Bilder des türkischen Staatspräsidenten Abdullah Gül im Rennwagen. Den findet Ilhami Oğuz so gut, dass er ihm geschrieben hat, um nach einem Foto mit persönlicher Signatur zu fragen. Güls Mitarbeiter haben ein Porträt geschickt, leider ohne Unterschrift, sagt Oğuz. Er hat es rahmen lassen und in sein Büro gehängt. Für Ilhami Oğuz ist Erdoğan eine Art Nelson Mandela der Türkei, eine Friedensfigur. Er habe zum Beispiel endlich den Kurdenkonflikt in den Griff bekommen. Er bewundert Erdoğan auch für dessen Wirtschaftspolitik. Seitdem Tayyip das Sagen hat, geht es der Türkei viel besser als noch vor zehn Jahren, sagt er. Er rechnet fest damit, dass die Mehrheit der in Deutschland lebenden Türken für Erdoğan ist. Viele hier sind eher klarından, onlarca yıl hiç bir Alman partisi kendileriyle ilgilenmemişti tıpkı Türkiye deki partiler gibi. Unutulmuşlardı. Alp 13 yaşına geldiğinde Türkiye de anayasa değişikliğine gidilerek, yurt dışı Türklerinin artık göz önünde bulundurulması öngörülmüştü. Yine de siyasetçiler uygulanmasını umursamadı. Genel seçmen sayısının yüzde 5 ini oluşturan, bu oy potansiyelini ilk defa Erdoğan keşfetti. Yurt dışı Türklerinin büyük bir çoğunluğunun kendisine oy vereceğinin bilincindeydi. Alp Kale gibi düşünen Türklerin keyfini kaçırsa da, Erdoğan taraflarlarının çoğunlukta olduklarını onlar da kabul ediyor. Bu hem Türkiye, hem Almanya için geçerli. Alp Kale den 190 kilometre kadar uzakta, Hannover de İlhami Oğuz ise, Kale gibilerine anlamıyor. Bu insanları anlamakta güçlük çekiyorum diyor ve devam ediyor, Hiç mi siyasetten anlamazlar? Diktatörün ne olduğunu bilmez mi bunlar? Türkçe yayınlanan bir derginin sahibi. Adolf Hitler bir diktatördü. Saddam Hüseyin de. Ama eğer Tayyip için öyle diyorlarsa bunu ciddiye almak mümkün değil! diyor ve devam ediyor Çılgınlıktır bu. Eğer halk oyların çoğunluğu ile bir politikacıyı seçmişse Oğuz a göre bunun adı diktatörlük değil, demokrasidir. İlhami Oğuz Erdoğan ın başarılarını ispatlamak için bir takım yazıların çıktılarını hazırlamış. İşsizlik rakamları, ihracat hacminin gelişimi ve enflasyonun azalmasına ilişkin olan yazılarda önemli bulduğu bölümleri fosforlu kalemle işaretlemiş. Elindeki bir sayfayı havada sallarken sözlerine devam ediyor: Bunları kimse yok sayamaz. Aslen konstrüksiyon Teknikeri olan Oğuz yıllarca VW de çalıştıktan sonra kendi reklam ajansını kurmuş ve daha sonra ücretsiz dağıtılan İmaj isimli bir dergi yayınlamaya başlamış. Genel yayın yönetmenliğini yapıyor. Ayda bir kez yayınlanan dergide yerel futbol kulübü SV Melle Türkspor un yükselme şansı, camilere uygulanan polis kontrolleri gibi yerel haberlerin yanında, Almanya da ilk defa gerçekleşecek olan Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kayıt işlemleri gibi bilgilendirici bölümler de var. Özellikle ileri yaştakiler için zor bir prosedür. Sanal ortamda seçmen kütüğüne kaydını yaptıran her seçmene bir randevu veriliyor. Seçmen, Almanya daki yedi seçim noktalarından birinde oyunu kullanmak için dört saatlik bir süreye sahip. 41 yaşındaki İlhami Oguz kendi gazetesinin yanında oluşturduğu kişisel bloğunda da yazılar yayınlıyor. Örneğin hacca gittiğinde çektirdiği fotoğraflarının yanında Erdoğan la çekilmiş bir 1,4 der Millionen in Deutschland lebenden türkischen Staatsbürger sind wahlberechtigt. Somit wäre Deutschland der sechstgrößte Wahlbezirk der Türkei. Quelle: ZfTI 1,4 milyon: Almanya da yaşayıp, seçme hakkına sahip Türk vatandaşları. Böylece Almanya, Türkiye nin altıncı büyük seçim bölgesi konumunda. resim de var. Facebook ta Lider Recep Tayyip Erdoğan gibi sayfaları takip ediyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün bir yarış arabasında çekilmiş resimlerini yayınlıyor. İlhami Oğuz Cumhurbaşkanı nın özel kalemine yazılı olarak başvurarak, kendisine imzalı bir resim gönderilmesini bile rica etmiş. Gül ün personeli tarafından gönderilen portrenin ise ne yazık kı imzasız olduğunu sözlerine ekliyor. Yine de çerçeveletmiş ve ofisine asmış. İlhami Oğuz a göre Erdoğan barışın önemli bir aktörü, Türkiye nin Nelson Mandela sı. Ekonomideki başarısından ötürü Erdoğan a hayranlıkla bakıyor. Tayyip başa geldiğinden beri Türkiye bugün, on yıl öncesine göre çok daha iyi bir konumda diyor. Almanyalı Türklerin büyük çoğunluğunun Erdoğan a oy vereceğine kesin bakiyor. Burada yaşayanların çoğu muhafazakâr eğilimlidir diyen Oğuz çifte vatandaş olduğunu, Almanya dahil asla oy kullanmayı ihmal etmediğini, burada genelde Yeşiller e veya sosyal demokrat SPD ye oy verdiğini belirtiyor. Hannover doğumlu dört çocuk babası İlhami Oğuz çocuklarıyla evde sadece Türkçe konuştuğunu söylüyor. Her iki dili iyi derecede öğrenmelerini önemsiyorum diyor. DER SPIEGEL 32 /

16 konservativ, sagt er. Oğuz hat die doppelte Staatsbürgerschaft. Eine Wahl würde er niemals verpassen. Auch keine deutsche. Oğuz wählt die Grünen oder die SPD. Ilhami Oğuz ist in Hannover geboren. Mit seinen vier Kindern spricht er nur Türkisch. Mir ist es wichtig, dass sie beide Sprachen richtig lernen, sagt er. Oğuz Frau trägt Kopftuch, genauso wie die beiden Töchter. Eine seiner Töchter hat in diesem Sommer endlich einen Ausbildungsplatz als Zahnarzthelferin gefunden. Für Frauen, die Kopftuch tragen, ist das in Deutschland nach wie vor nicht einfach. Selbst in der Türkei hatten Kopftuchträgerinnen lange Zeit deutliche Nachteile. Es ist schön, dass Frauen, die Kopftücher tragen, endlich mehr Freiheiten haben, sagt Oğuz. Das ist ein Zeichen dafür, dass die Türkei immer demokratischer wird. Seine Eltern kommen aus der Nähe der türkischen Hauptstadt Ankara. In den Sechzigerjahren kamen sie nach Hannover, wo der Vater als Straßenbahnfahrer arbeitete. Mittlerweile sind sie in die Türkei zurückgekehrt und verbringen ihren Urlaub in Deutschland. Oğuz sagt, er fühle sich in Hannover zu Hause. Wenn er ein paar Wochen lang in der Türkei sei, bekomme er jedes Mal Sehnsucht nach Deutschland. Hier ist er aufgewachsen und zur Schule gegangen. Er hat in der Milli-Görüş-Moschee in der Nähe des Hauptbahnhofs den Koranunterricht besucht und dorthin geht er auch noch heute zum Freitagsgebet. Die Gezi-Demonstranten kritisiert Oğuz hart. Sie verstehen nicht, was Demokratie bedeutet, sagt er. Sie gehen auf die Straße und glauben, dass sie einen vom Volk gewählten Politiker so stürzen können. Für Oğuz dürfe man Erdoğan zwar kritisieren, aber alles habe seine Grenzen. Bei Erdoğans Besuch in Köln seien sie überschritten worden. Wie die deutschen Medien darauf reagiert haben, hat uns sehr enttäuscht. Er habe das Gefühl bekommen, sein Premier sei hier nicht erwünscht. Erdoğans Rede war ein Wahlkampfauftritt, aber nicht offiziell. 82 DER SPIEGEL 32 / 2014 Oppositionspolitiker Özdemir vor dem Berliner Olympiastadion: Ausweg aus der modernen Sklaverei Ana muhalafet politikacısı Özdemir Berlin Olimpiyat Stadı nın önünde: çağdaş kölelikten çıkış yolu Video: Deutsche Türken vor der Wahl spiegel.de/app322014trdwahl oder in der App DER SPIEGEL Oğuz un eşi ve iki kızı tesettürlü. Kızlarından birinin bu yaz diş hekimi yardımcısı olarak meslek eğitimi yapıcağına seviniyor. Başörtülü kadınların Almanya daki günlük yaşamları hâla kolay değil. Türkiye de dahi başörtülü kadınlar kısa süre öncesine kadar hissedilir dezavantajlarla karşı karşıya kalıyordu. Başörtülü kadınların geniş özgürlüklere kavuşmuş olmaları güzel tabii diyor Oğuz. Türkiye nin modernleştiğinin bir göstergesidir bu lı yıllarda göç eden ailesi, Hannover e yerleşmiş, baba burada tramvay şoförü olarak çalışmış. Artık Türkiye ye kesin dönüş yapan anne ve baba tatil için Almanya ya geliyor. Oğuz, ne zaman Türkiye de birkaç hafta geçirse Almanya yı özlediğini de sözlerine ekliyor. Çocukluğunun geçtiği, eğitimini gördüğü şehirde yaşıyor. Geçmişte Kur an kursu için gittiği Millî Görüş Camisi ne artık Cuma namazına gidiyor. Sert bir dille eleştirdiği Gezi eylemcileri için Demokrasinin ne olduğunu kavrayamayanlardır bunlar diyor. Sokaklara çıkarak halkın seçtiği bir siyasiyi devirebileceklerini zannediyorlar. Oğuz, Erdoğan ın eleştirilebileceğini, ama herşeyin bir sınırının olduğunu, Erdoğan ın Köln ziyaretinde ise bu sınırın aşıldığını savunuyor. Alman medyasının yaklaşımı bizde büyük bir hayal kırıklığına yol açmıştır diyor. Kendi başbakanının burada istenmediği duygusuna kapıldığını da ekliyor. Erdoğan ın Köln deki konuşması seçim konuşmasıydı, resmi olmasada. Türk yasaları yurt dışında seçim çalışmalarına izin vermiyor. Tanıtım ve kampanyalar Türk gazeteleri ve kahveleri ile sınırlı. Almanları rahatsız etmek istemeyiz diyor İlhami Oğuz. Kendi aramızda yürütüyoruz. Sessiz, sakin. 250 kilometre ötede avukat Ekrem Özdemir Berlin de, Kreuzberg deki evinin mutfağında oturuyor. Türk kimliğini hiç bir zaman sorgulama ihtiyacı duymamış olan Özdemir Hatay da büyümüş, Ankara da hukuk eğitimi almış, 1999 yılında da Berlin e yerleşmiş. Kız arkadaşıyla birlikte şehrin Kreuzberg semtinde oturan 44 yaşındaki avukatın müvekkilleri Almanya da yaşayan, Türkiye de dava ve takipleri olan FOTO: AMIN AKHTAR

17 Titel Nach türkischem Recht sind Wahlkampagnen im Ausland verboten. Geworben wurde nur in den türkischen Zeitungen, in den Teestuben. Wir wollen die Deutschen nicht stören, sagt Ilhami Oğuz. Wir machen das unter uns. Schön ruhig. 250 Kilometer entfernt sitzt Rechtsanwalt Ekrem Özdemir in Berlin-Kreuzberg an seinem Küchentisch. Özdemir hat nie nach seiner Identität gesucht. Er ist Türke. Aufgewachsen ist er in Hatay, in Ankara hat er Jura studiert, 1999 ist er nach Berlin gekommen und geblieben. Heute ist er 44, lebt mit seiner Freundin in Kreuzberg und vertritt mit seiner Anwaltskanzlei Türken aus Deutschland vor Gerichten in der Türkei. Wenn sie geerbt haben, wenn sie sich scheiden lassen oder von türkischen Scheinfirmen um ihr Erspartes gebracht werden. Er ist der Vorsitzende der türkischen Oppositionspartei CHP in Berlin, es ist die Partei von Staatsgründer Atatürk, vor zwei Jahren gründete Özdemir ihre Vertretung hier. Er ist sich sicher, wenn das Wahlrecht nicht gekommen wäre, würden türkische Abgeordnete heute nicht deutsche Städte besuchen. Und dann würden sie sich auch nicht um die Menschen kümmern, die sie jahrzehntelang vernachlässigt haben. Ekrem Özdemir versteht nicht, warum den Türken in Deutschland Integrationsverweigerung vorgeworfen wird, wenn sie den türkischen Präsidenten wählen. Man kann eine emotionale Bindung nicht auf Knopfdruck unterbrechen, sagt er. Er glaubt nicht an eine hohe Wahlbeteiligung der Türken in Deutschland, aber auch Ekrem Özdemir hat Angst um seine laizistische Türkei. Ihm gefällt nicht, dass Erdoğan in der Rede, mit der er seine Kandidatur erklärte, in den ersten vier Minuten 18- mal das Wort Allah einbaute. Man könnte glauben, Allah hat ein Parteibuch der AKP in der Tasche, sagt Özdemir. Für ihn sind die Politiker der AKP Gesellschaftsingenieure. Sie basteln sich eine sunnitische, eine einheitliche Türkei. Er mag deren Türkei nicht, in der es selbstverständlich sei, dass es Juden - feindlichkeit gebe, Christen nicht erwähnt würden, Atheisten diskriminiert. Auch über das Amt für Auslandstürken redet er, das Erdoğan gründen ließ, obwohl es doch die Konsulate gibt. Dieser Kummerkasten für Türken sei eigentlich nur das Instrument eines machtgetriebenen Premiers überall wolle er seine Parallel - systeme aufbauen, um die Kontrolle zu bewahren. Und vielleicht auch Einfluss zu nehmen auf die Landsleute in der Ferne. Dennoch bedeutet für Özdemir das Wahlrecht im Ausland den Ausweg aus der modernen Sklaverei. Die Demokratisierung von Menschen, die nie an Politik teilnehmen durften, wenn sie sich nicht für die deutsche Staatsbürgerschaft entschieden hatten. Sie sollten arbeiten und das Geld rüberschicken, sagt Özdemir. Und es funktionierte. Für Özdemir sind die Auslandstürken die größte finanzielle Investition der Türkei in den vergangenen 50 Jahren. Mit ihrem Weggang sank die Zahl der Arbeitslosen. Sie brachten die Deutsche Mark aus der Zeche in ihre türkischen Dörfer, fuhren Opel, bauten dort Häuser, zahlten ihr Erspartes in die türkische Staatskasse ein und brachten deutsche Radios nach Anatolien. An Ekrem Özdemirs Küchentisch diskutieren er und seine Freunde darüber, warum es eigentlich nur sieben Wahllokale gab und der Termin jeweils nur auf vier Stunden beschränkt war. Einer der Wahlhelfer fragt, warum es denn in Hamburg kein Wahllokal gab. Vielleicht zu links, die Türken in der Hansestadt, für den Premier? Ekrem Özdemir weiß, dass Erdoğan bei dieser Präsidentschaftswahl nicht zu stoppen ist. Und dennoch wird er diese Woche, nachdem die türkischen Berliner ihre Stimme abgegeben haben, im Berliner Olympiastadion ihre Stimmen abzählen, die geschlossenen Umschläge in Kisten packen und in die Türkei zur Auswertung schicken. Pakete der Hoffnung, aus 2000 Kilometer Entfernung, 50 Jahre nach Ankunft. Katrin Elger, Özlem Gezer Türklerden oluşuyor. Örneğin miras, boşanma ya da Türk firmaları tarafından dolandırıldıkları davalarda onları temsil ediyor. Özdemir aynı zamanda CHP nin Berlin başkanı. Seçim yasası değişmemiş olsaydı, Türk milletvekilleri bugün Alman şehirlerine kadar gelerek, onlarca yıl ihmal ettikleri insanlara nihayet olması gereken ilgiyi yine göstermeyeceklerdi, Özdemir bundan emin. Almanyalı Türklerin, Türkiye de cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullandıkları için entegrasyon karşıtı olmakla itham edilmelerine Ekrem Özdemir anlam veremiyor. İnsanların duygusal bağlarını bir anda kesemezsiniz diyor. Seçime buradan yüksek bir katılım olmasını beklemiyor. Yine de laik Türkiye adına Ekrem Özdemir de endişeli. Erdoğan ın adaylığını açıkladığı konuşmasının ilk dört dakikasında tam 18 kez Allah veyat Rabbim adını zikretmiş olmasından hoşlanmıyor. Yani sanki Allah da AKP ye kayitli üyemiş gibi bir algı yaratılıyor diye eleştiriyor Özdemir. AKP siyasetçilerini, sünni ve tek tip bir Türkiye yaratmaya çabalayan toplum mühendisleri olarak görüyor. Yahudi düşmanlığının gayet olağan olduğu, Hıristiyanların esamesinin okunmadığı, ateistlerin dışlandığı AKP Türkiye sinden hoşlanmıyor. Konsoloslukların varlığına rağmen, Erdoğan ın girişimiyle kurulan Yurtdışı Türkleri Başkanlığı na da değiniyor. Türkler için bir tür Dert Köşesi olarak düşünülen bu oluşumun arka planında aslında, Başbakanın sınır tanımayan her şeyi kontrol etme hırsının yattığını, bu yüzden her yerde kendi paralel sistemlerini oluşturmak istediğini ve gurbetteki vatandaşlar kontrol etme arzusu olduğunu düşünüyor. Fakat her şeye rağmen yurttaşlarının seçim haklarını çağdaş kölelikten çıkış yolu olarak değerlendiriyor. Alman vatandaşlığına sahip olmayan, siyasi arenaya katılımlarına izin verilmeyen insanların demokratikleşmesi olarak değerlendiriyor. Çalışsınlar ve para göndersinler, eskiden tek istenen buydu diyor Özdemir. Öyle de oldu. Özdemir e göre yurt dışı Türkleri Türkiye için, son 50 yılın en önemli finans yatırımını oluşturmuş. Onların ülkeden ayrılmaları sonucunda işsizlik oranında düşüş gerçekleşmiş. Üstelik maden ocaklarında kazandıkları Alman Marklarını doğrudan Türkiye deki köylerine göndermiş, Opel arabalar satın almış, eski vatanlarında konut yaptırmış ve biriktirdikleri paralarını Türk hazinesine yatırmışlar. Anadolu ya Alman radyolarını getirmışler. In 7 können Wahllokalen die türkischen Wähler ihre Stimme abgeben. In Hannover, Berlin, Essen, Düsseldorf, Frankfurt am Main, Karlsruhe und München. 7 seçim merkezi: Türk seçmenlerinin oy kullanmaları için kurulan seçim merkezleri Hannover, Berlin, Essen, Düsseldorf, Frankfurt am Main, Karlsruhe ve Münih de bulunuyor. Ekrem Özdemir ve arkadaşlarının girdiği sohbet koyulaşırken farklı sorular gündeme geliyor. Örneğin sadece yedi seçim yerinin bulunması, oy kullanmak için her seçmene sadece dört saat gibi kısa bir sürenin ayrılması ve tüm bunların olası nedenleri tartışılıyor. Seçim görevlilerinden birisi, Hamburg da seçim sandığının kurulmamasının muhtemel nedenlerini gündeme getiriyor. Başbakan, Hamburglu Türkleri fazlasıyla sol görüşlü buluyor olmasın? Erdoğan ı durdurmanın mümkün olmadığını Ekrem Özdemir de biliyor. Yine de Berlinli Türkler Cumhurbaşkanlığı seçimi için Olimpiyat Stadı nda sandık başına gidecekleri zaman o da aralarında olacak. Oy pusulalarını sayacak, kapalı zarflar içinde sandıklara aktaracak ve nihai değerlendirme için Türkiye ye gönderecek. Göçün üzerinden 50 yıl geçtikten sonra, çok uzaklardan, 2000 kilometre öteden gönderilen umut dolu paketler. Katrin Elger, Özlem Gezer Übersetzung/Çeviri: Recai Hallaç, Melek Korkmaz DER SPIEGEL 32 /

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2014/22

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2014/22 ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2014/22 Der neue Sultan Von Hasnain Kazim und Maximilian Popp der Spiegel, 04.08.2014 Premier Erdoğan begann als demokratischer Reformer, doch im Kampf gegen die alten

Detaylı

Scharfschützen wachen auf den Dächern, und Hubschrauber. Keskin nişancılar çatılarda bekliyor, büyük bir kitlenin, ay

Scharfschützen wachen auf den Dächern, und Hubschrauber. Keskin nişancılar çatılarda bekliyor, büyük bir kitlenin, ay Titel Diese Titelgeschichte erscheint auch auf Türkisch wie schon jene zu den Protesten in Istanbul vor einem Jahr. Nicht etwa, weil es den fast drei Millionen Deutschtürken an Sprachkenntnissen fehlen

Detaylı

Der kleine Hase möchte lesen lernen

Der kleine Hase möchte lesen lernen Der kleine Hase möchte lesen lernen Der kleine Hase kann nicht lesen. Er will es aber lernen. Doch wie lernt man lesen? Er geht zum dicken Bären, der in einem Baum lebt. Der kleine Hase fragt den dicken

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11.05. Görevini tamamlamak için 65 dakikan var.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11.05. Görevini tamamlamak için 65 dakikan var. Bölüm 14 Gelecek Đçin Geçmişe Anna zaman makinesini bulur ve teröristlerin tarihi bir olayı silmek istediklerini öğrenir. Ama hangi olayı? Oyuncu onu 1961 yılına gönderir. Sadece 60 dakikası vardı. Rahibe

Detaylı

VORSCHAU. Önsöz. zur Vollversion

VORSCHAU. Önsöz. zur Vollversion Önsöz Bu kitap, Almanca dersinin yanı sıra gramer açıklamaları ve alıştırmalarına ihtiyaç duyan temel seviyedeki Almanca öğrencileri için hazırlanmıştır. Kitaptaki örnek ve alıştırmalarda kullanılan kelimeler

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 22 Harekete Geç

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 22 Harekete Geç Bölüm 22 Harekete Geç Anna 1989 yılınin Berlin ine gönderilir. Orada duvar yıkıldığı için büyük sevinç yaşanıyordur. Anna insan kalabalıklarının arasından geçerek kutuyu almak zorundadır. Bunu başarabilecek

Detaylı

Bald komm ich in die Schule. Anregungen zur Vorbereitung auf die Schule für Kinder und Eltern

Bald komm ich in die Schule. Anregungen zur Vorbereitung auf die Schule für Kinder und Eltern Bald komm ich in die Schule Anregungen zur Vorbereitung auf die Schule für Kinder und Eltern 1 Liebes Kind, Anna und ihre Freunde freuen sich auf die Schule! Sie zeigen dir hier, was sie schon alles können.

Detaylı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 19 Sahtekarlık ortaya çıkar

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 19 Sahtekarlık ortaya çıkar Ders 19 Sahtekarlık ortaya çıkar Tarladakı esrarengiz şekilleri çiftçiler yapmış olsalar da, UFOların varlığına inanır. ve köylülerle konuşmak için köy birahanesine giderler. ve buğday tarlalarındaki şekillerle

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI (MAZERET)

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI (MAZERET) ALMANCA 2016 A SORU SAYISI : 20 T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI (MAZERET) 18 ARALIK 2016 Saat:

Detaylı

FLASHBACK: Die Kantstraße? Mädchen, die ist im Westen, verstehen Sie? Da können Sie jetzt nicht hin.

FLASHBACK: Die Kantstraße? Mädchen, die ist im Westen, verstehen Sie? Da können Sie jetzt nicht hin. Bölüm 16 Eski Tanıdıklar Anna 1961 yılında da silahlı motosikletliler tarafından takip edilir. Bu tehlikeli durumda tanımadığı bir kadın Anna ya yardım eder. Ama kadın bunu neden yapar? Anna ona güvenebilir

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 26 Zaman Deneyleri

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 26 Zaman Deneyleri Bölüm 26 Zaman Deneyleri Anna şimdiki zamana dönünce Paul ile birlikte zaman makinesini bloke etmeye çalışır. Ama bunun için gerekli şifreyi bilmiyordur. Anna müziği takip eder ve kırmızılı kadın ortaya

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve iki canın var, ve biri seni tanıyor.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve iki canın var, ve biri seni tanıyor. Bölüm 06 Kırmızılı Kadın Anna panayırda kendisiyle 1961 yılında arkadaş olduğunu iddia eden bir kadınla karşılaşır. Ayrıca kırmızılı bir kadının kendisini takip ettiği haberini alır. Anna yı her köşede

Detaylı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 26 Ayhan a veda

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 26 Ayhan a veda Ders 26 a veda Üzücü bir haber: Türkiye ye taşınacağı için Radio D ye veda eder. Radio D çalışanları a bir sürpriz hazırladıkları halde, veda eğlencesi neşeli geçmez. sabah büroya geldiğinde bir parti

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım 1989, akşam saat Görevini tamamlamak için 15 dakikan kaldı. Ama hala dikkatli olmak zorundasın.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım 1989, akşam saat Görevini tamamlamak için 15 dakikan kaldı. Ama hala dikkatli olmak zorundasın. Bölüm 24 Zaman Geçiyor Anna 1961 yılında sakladığı metal kutuyu bulur ama kutu paslandığı için açamaz. Açmayı başardığında içinde eski bir anahtar bulur. Bu, sırrın anahtarı mıdır? Zaman su gibi akıp gider

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI ALMANCA 2016 A SORU SAYISI : 20 T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI 24 KASIM 2016 Saat: 11.20 Adı ve

Detaylı

Junis putzt zweimal am Tag seine Zähne. Aber warum?, fragt er seine Mutter. Mama erklärt ihm: Alle Menschen müssen Zähne putzen, ansonsten werden die Zähne krank. Sie können kleine Löcher kriegen und das

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e 20 var. 70 dakikan ve bir canın kaldı. Acele etmen gerekiyor. Seni kim takip ediyor?

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e 20 var. 70 dakikan ve bir canın kaldı. Acele etmen gerekiyor. Seni kim takip ediyor? Bölüm 09 Eksik Đpuçları Anna tiyatrodan kaçar ama kırmızılı kadın onu Paul un dükkanına kadar takip eder. Heidrun un yardımı sayesinde Anna tekrar kaçabilir. Şimdi elinde yapbozun bir parçası vardır, ama

Detaylı

Bald komm ich in die Schule. Yakında Okula Başlıyorum

Bald komm ich in die Schule. Yakında Okula Başlıyorum Bald komm ich in die Schule ist der Text: Yakında Okula Başlıyorum ald komme ich in die Schule ϝ ΧΩ ϑϭ γ Ύ Α ϳέ ϗ Δ γέω ϣ ϟ ϝ ΧΩ Δ γέω ϣ ϟ ϑϭ γ Ύ Α ϳέ ϗ nregungenanregungen zur Vorbereitung auf die Schule

Detaylı

BÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

BÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! B KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF ALMANCA 2015 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZİ ORTAK SINAVI 26 KASIM 2015 Saat: 11.20

Detaylı

CÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

CÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! C KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF ALMANCA 2015 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZİ ORTAK SINAVI 26 KASIM 2015 Saat: 11.20

Detaylı

Marie hat Heimweh. Sevgi evini özler

Marie hat Heimweh. Sevgi evini özler Marie und Charly Da kommt ein anderer kleiner Marienkäfer vorbei. Er hat auch einen Malkasten und einen Pinsel und trägt eine viel zu große Mütze. Er sagt zu Marie: Hallo Marie. Ich bin Charly und ein

Detaylı

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! A KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF ALMANCA 2015 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZİ ORTAK SINAVI 26 KASIM 2015 Saat: 11.20

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 25 Đşler sarpa sarıyor

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 25 Đşler sarpa sarıyor Bölüm 25 Đşler sarpa sarıyor Zaman daralıyordur ve Anna 9 Kasım 2006 ya dönmek için Paul a veda etmek zorundadır. Özel görevini tamamlamak için sadece 5 dakikası vardır. Bu yetecek midir? Oyuncu Anna ya

Detaylı

Die alttürkische Xuanzang-Biographie V

Die alttürkische Xuanzang-Biographie V VERÖFFENTLICHUNGEN DER SOCIETAS URALO-ALTAICA Herausgegeben von Cornelius Hasselblatt und Klaus Röhrborn Band 34 Xuanzangs Leben und Werk Herausgegeben von Alexander Leonhard Mayer und Klaus Röhrborn Teil

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 21 Yeni Bir Plan

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 21 Yeni Bir Plan Bölüm 21 Yeni Bir Plan Anna 2006 yılına geri döner. Rahip Kavalier kırmızılı kadın tarafından kaçırılır. Anna, rahibin nerede olduğunu ortaya çıkaramadığı için 9 Kasım 1989 a, Berlin duvarının yıkıldığı

Detaylı

Schuljahr. Herkunftssprache Türkisch

Schuljahr. Herkunftssprache Türkisch / Schule / Name Schuljahr Allgemeine Arbeitshinweise Trage bitte auf diesem Blatt und auf deinen Arbeitspapieren deine Schule und deinen Namen ein. Kennzeichne bitte deine Entwurfsblätter (Kladde) und

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 10 u 20 geçiyor. iki canın ve 95 dakikan var. Mesaj ne anlama geliyor?

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 10 u 20 geçiyor. iki canın ve 95 dakikan var. Mesaj ne anlama geliyor? Bölüm 05 Tanışıyor muyuz? Anna müzik kutusunu tamir etmesi için saatçiye götürür. Ama bu Paul Winkler için işin ötesinde bir anlam taşıyordur. Anna yi eskiden tanıdığını iddia eder. Ama nasıl olur? Anna

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 15 Zamanda Yolculuk

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 15 Zamanda Yolculuk Bölüm 15 Zamanda Yolculuk Anna ikiye bölünmüş Berlin de doğudan batıya geçme zorundadır. Ama bu da yetmez. Sadece 55 dakika içinde RATAVA nın hangi olayı silmeyi planladığını da ortaya çıkarmak zorundadır.

Detaylı

"Allah Adına Şiddete Hayır! Barışın Savunucuları Olarak Hıristiyanlar ve Müslümanlar"

Allah Adına Şiddete Hayır! Barışın Savunucuları Olarak Hıristiyanlar ve Müslümanlar "Keine Gewalt im Namen Gottes! Christen und Muslime als Anwälte für den Frieden" Erklärung des Gesprächskreises "Christen und Muslime" beim Zentralkomitee der deutschen Katholiken "Allah Adına Şiddete

Detaylı

Atatürk bugün yaşıyor olsaydı eğer, mutlaka gaz maskesini. Wenn der türkische Staatsgründer Atatürk noch lebte,

Atatürk bugün yaşıyor olsaydı eğer, mutlaka gaz maskesini. Wenn der türkische Staatsgründer Atatürk noch lebte, Titel Für ihn oder gegen ihn Ya ondan yana, ya da ona karşı Deutschtürken Der Hannoveraner Ilhami Oğuz verehrt Premierminister Erdoğan, Alp Kale in Castrop- Rauxel bekämpft ihn. Eine Reise durch den sechstgrößten

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 10 u 10 geçiyor. Almanya yı kurtarmak için 120 dakikan ve üç canın var. Komisere güvenebilir misin?

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 10 u 10 geçiyor. Almanya yı kurtarmak için 120 dakikan ve üç canın var. Komisere güvenebilir misin? Bölum 03 Kant Sokağı na giderken Anna Kant Sokağı na doğru yola çıkar, ancak yolu bilmediği için adresi sormak zorunda kalır. Siyah kasklı motosikletliler yeniden ortaya çıktığında ve ona ateş ettiklerinde

Detaylı

GÜÇ KOŞULLARDAKİ BİREYLERİ DESTEKLEME DERNEĞİ (GÜÇKOBİR) (Supporting Association for the Individuals in Difficult Condition)

GÜÇ KOŞULLARDAKİ BİREYLERİ DESTEKLEME DERNEĞİ (GÜÇKOBİR) (Supporting Association for the Individuals in Difficult Condition) GÜÇ KOŞULLARDAKİ BİREYLERİ DESTEKLEME DERNEĞİ (GÜÇKOBİR) (Supporting Association for the Individuals in Difficult Condition) [EKİM 2013]SINCE 2002 Unser Verein wurde 2002 zur Unterstützung von Kindern

Detaylı

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Almanca-Türkçe

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Almanca-Türkçe Dilekler : Evlilik Herzlichen Glückwunsch! Für Euren gemeinsamen Lebensweg wünschen wir Euch alle Liebe und alles Glück dieser Welt. Tebrikler. Dünyadaki tüm mutluluklar üzerinizde olsun. Yeni evli bir

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 19 Soğuk Savaş ta Aşk

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 19 Soğuk Savaş ta Aşk Bölüm 19 Soğuk Savaş ta Aşk Sadece 40 dakika: Anna ve Paul kırmızılı kadından kaçarlar ve Batı Berlin e gelirler. Paul Anna ya aşkını ilan ederek durumu daha da komplike hale getirir. Bu bir şans mıdır,

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah, saat dakikan ve iki canın kaldı. Ayrıca sana yardım

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah, saat dakikan ve iki canın kaldı. Ayrıca sana yardım Bölüm 07 Meçhul Düşman Anna motosikletlilerden kurtulmak için bir variété tiyatrosuna saklanır. Orada Heidrun la karşılaşır ve Komiser Ogur dan RATAVA nın kendisini takip ettiğini öğrenir. Oyuncu Anna

Detaylı

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! A KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 2015 8. SINIF 2. DÖNEM DERSİ MERKEZİ ORTAK (MAZERET) SINAVI 17 MAYIS 2015 Saat: 11.20 Adı ve

Detaylı

24) a) helfe b) teile c) behandle d) greife

24) a) helfe b) teile c) behandle d) greife 1. 20. sorularda, cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun düşen sözcük ya da ifadeyi bulunuz 1) Ich möchte gerne wissen, es hier auch Sprachkurse gibt. a) wohin b) ob c) dass d) wenn 2) Meine Eltern haben

Detaylı

Almanca yapısal kalıp kavram sözlüğü Deutsches Konjunktionen Wörterbuch [Mevlüt Baki Tapan]

Almanca yapısal kalıp kavram sözlüğü Deutsches Konjunktionen Wörterbuch [Mevlüt Baki Tapan] 0 2015 Mevlüt Baki Tapan. Tüm hakları saklıdır. Bu ekitap, Mevlüt Baki Tapan (yazar) tarafından publitory.com da yaratılmış ve yazarın kendisi tarafından Creative Commons Attribution- NonCommercial-NoDerivs

Detaylı

ALMAN-TÜRK-1. Burada yaşadıklarım. Was ich hier erlebt habe. Projektzeitung der deutsch-türkischen Jugendbegegnung

ALMAN-TÜRK-1. Burada yaşadıklarım. Was ich hier erlebt habe. Projektzeitung der deutsch-türkischen Jugendbegegnung ALMAN-TÜRK-1 Projektzeitung der deutsch-türkischen Jugendbegegnung Alman-Türk gençlik buluşmasının proje gazetesi Burada yaşadıklarım Ahmet (2. v. rechts) spielt mit seinen neuen Freunden. / Ahmet (Sağdan

Detaylı

Almanca aile birleşimi sınavı dört bölümdür: 1-Dinleme, 2-Okuma, 3-Yazma, 4-Konuşma

Almanca aile birleşimi sınavı dört bölümdür: 1-Dinleme, 2-Okuma, 3-Yazma, 4-Konuşma Almanca aile birleşimi sınavı dört bölümdür: 1-Dinleme, 2-Okuma, 3-Yazma, 4-Konuşma ALMANYA VİZESİ İÇİN GEREKLİ, AİLE BİRLEŞİMİ YAPACAKLARIN ALMANCA SINAVI SORU ÖRNEKLERİ KONUŞMA BÖLÜMÜ (SPRECHEN): Almanca

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 17 Barikat Đnşası

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 17 Barikat Đnşası Bölüm 17 Barikat Đnşası 50 dakika vardır: Oyuncu herşeyi tehlikeye atarak kasiyere güvenmeye karar verir. Radyoda doğu alman askerlerin barikatlarından söz edilir. RATAVA nin silmek istediği olay bu mudur?

Detaylı

TÜRKISCH. NIE MEHR SPRACHLOS! Zeigebilder: praktisch beim Einkaufen Umgangssprache: extra Slang-Kapitel Tipps: Fettnäpfchen vermeiden

TÜRKISCH. NIE MEHR SPRACHLOS! Zeigebilder: praktisch beim Einkaufen Umgangssprache: extra Slang-Kapitel Tipps: Fettnäpfchen vermeiden SPRACHFÜHRER TÜRKISCH NIE MEHR SPRACHLOS! Zeigebilder: praktisch beim Einkaufen Umgangssprache: extra Slang-Kapitel Tipps: Fettnäpfchen vermeiden Mit SPICKZETTEL für den Geldbeutel In Zusammenarbeit mit

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 20 Zamandan Zamana

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 20 Zamandan Zamana Bölüm 20 Zamandan Zamana Anna bilmecenin çözümüne hala yaklaşamamıştır. RATAVA hangi olayı engellemek istiyordur? Oyuncu Anna nın 2006 yılına döndükten sonra 1989 yılına gitmesini ister. Ama bu zaman yolculukları

Detaylı

3. Neujahrsball der Deutsch-Türkischen Wirtschaft. Alman- Türk Ekonomisinin 3. Yeni Yıl Balosu

3. Neujahrsball der Deutsch-Türkischen Wirtschaft. Alman- Türk Ekonomisinin 3. Yeni Yıl Balosu 3. Neujahrsball der Deutsch-Türkischen Wirtschaft Alman- Türk Ekonomisinin 3. Yeni Yıl Balosu 14.01.2012 3. Neujahrsball der Deutsch-Türksichen Wirtschaft am 14.01.2012 / Türk-Alman Ekonomisi nin 3. Yeni

Detaylı

Bu dersimizde Bayan Graf bir eğitim kursuna gitmek istiyor. Bu konuyu bir arkadaşıyla görüşüyor.

Bu dersimizde Bayan Graf bir eğitim kursuna gitmek istiyor. Bu konuyu bir arkadaşıyla görüşüyor. Der Computer-Kurs Bu dersimizde Bayan Graf bir eğitim kursuna gitmek istiyor. Bu konuyu bir arkadaşıyla görüşüyor. 2/5 Frau Graf: Ist das Ihre Zeitung? Könnte ich die kurz haben? Herr Müller: Ja, gern.

Detaylı

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! A KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF ALMANCA 2015 8. SINIF 2. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZİ ORTAK SINAVI 30 NİSAN 2015 Saat: 11.20

Detaylı

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Türkçe-Almanca

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Türkçe-Almanca Dilekler : Evlilik Tebrikler. Dünyadaki tüm mutluluklar üzerinizde olsun. Herzlichen Glückwunsch! Für Euren gemeinsamen Lebensweg wünschen wir Euch alle Liebe und alles Glück dieser Welt. Yeni evli bir

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e çeyrek var. 65 dakikan ve bir canın kaldı.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e çeyrek var. 65 dakikan ve bir canın kaldı. Bölüm 10 Çıkmaz Sokakta Oyuncu 13 Ağustos 1961 in Berlin Duvarı nın inşaat tarihi olduğunu, 9 Kasım 1989 un da duvarın yıkıldığı gün olduğunu ortaya çıkarır. Özel görev bu iki tarihle yakından alakalıdır.

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU YABANCI DİL (ALMANCA) YETERLİK SINAVI A

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU YABANCI DİL (ALMANCA) YETERLİK SINAVI A DNN MENDERES ÜNİVERSİTESİ YBNCI DİLLER YÜKSEKOKULU YBNCI DİL (LMNC) YETERLİK SINVI DI SOYDI FKÜLTE / YÜKSEKOKUL : ÖĞRENCİ NO GENEL ÇIKLMLR VE SINVL İLGİLİ KURLLR 1. Bu soru kitapçığının türü dır. Bunu

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve bir canın kaldı.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve bir canın kaldı. Bölüm 12 Kilise Müziği Anna nın 65 dakikası vardır. Kilisede müzik kutusunun, orga ait eksik bir parça olduğunu keşfeder. Kırmızılı kadın gelir ve ondan bir anahtar ister. Ama nasıl bir anahtar? Kilise

Detaylı

HSK Unterricht in Heimatlicher Sprache und Kultur Ana dili ve Kültür Dersleri

HSK Unterricht in Heimatlicher Sprache und Kultur Ana dili ve Kültür Dersleri Amt für Volksschule HSK Unterricht in Heimatlicher Sprache und Kultur Ana dili ve Kültür Dersleri Informationsflyer mit Anmeldeformular Deutsch Türkisch Başvuru Formları ile Birlikte Bilgi broşürü Almanca

Detaylı

DÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

DÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! D KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF ALMANCA 2015 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZİ ORTAK SINAVI 26 KASIM 2015 Saat: 11.20

Detaylı

Smartphone-Funktionen

Smartphone-Funktionen Smartphone-Funktionen 1 2 3 4 15 1 1 14 13 12 5 8 9 10 11 22 21 20 18 19 1. Ohrhörer 2. Kopfhöreranschluss 3. Display 12. Senden/Antworten 13. Menü/Linksauswahl 14. USB-Anschluss 4. Messaging/Menü Bildlauf

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 2. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 2. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI LMNC 2017 SORU SYISI : 20 T.C. MİLLÎ EĞİTİM BKNLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 2. DÖNEM LMNC DERSİ MERKEZÎ ORTK SINVI 27 NİSN 2017 Saat: 11.20 dı ve Soyadı :... Sınıfı

Detaylı

Konjunktiv 1 (Dolaylı Anlatım)

Konjunktiv 1 (Dolaylı Anlatım) Konjunktiv 1 (Dolaylı Anlatım) Konjunktiv I dolaylı anlatımlarda kullanılır. Birinin söylediği sözleri bir başkasına aktarılırken kullanılır. Özellikle gazetelerde ve televizyon haberlerinde kullanılır.

Detaylı

İçindekiler. Çözüm Anahtarı... 102 Sözcük Listesi... 103. Copyright 2002 Max Hueber Verlag. ISBN 3 19 007470 4, 1. Auflage 1.

İçindekiler. Çözüm Anahtarı... 102 Sözcük Listesi... 103. Copyright 2002 Max Hueber Verlag. ISBN 3 19 007470 4, 1. Auflage 1. 1 Guten Tag oder Hallo!... 6 Merhaba! 2 Wer ist der Herr da rechts?... 10 Sağdaki bey kim? 3 Kennen Sie unsere Familie?... 14 Ailemizi tanıyor musunuz? 4 Haben Sie kein Auto?... 21 Arabanız yok mu? 5 Wie

Detaylı

Ich bin ein Baum, einer von in dieser Stadt. Jeder einzelne von uns ist wertvoll. Ben bir ağacım, bu şehirdeki değerli ağaçtan biriyim.

Ich bin ein Baum, einer von in dieser Stadt. Jeder einzelne von uns ist wertvoll. Ben bir ağacım, bu şehirdeki değerli ağaçtan biriyim. Ich bin ein Baum, einer von 80.000 in dieser Stadt. Jeder einzelne von uns ist wertvoll. Ich schütze dich vor Straßenlärm, Staub, Wind und Regen. Deshalb brauche ich deine besondere Aufmerksamkeit! Ben

Detaylı

Öğrenci Kitabı BEN DE BAŞARIRIM! telc TÜRKÇE B1 OKUL. www.telc.net

Öğrenci Kitabı BEN DE BAŞARIRIM! telc TÜRKÇE B1 OKUL. www.telc.net Öğrenci Kitabı BEN DE BAŞARIRIM! telc TÜRKÇE B1 OKUL B1 www.telc.net İÇİNDEKİLER 1. Ünite Gelecekten Beklentilerimiz 1 Hayal ve Hedefler... Gençlerin Düşleri...5 Değişik Meslek Türleri...6 İş ve Kariyer...6

Detaylı

Auszug aus dem Türkisch-Deutschen Lukasevangelium by Peter J. Ischka 73099 Adelberg, 07166-91930, peter@ischka.de. Hagia Sophia, Ayasofya, Istanbul

Auszug aus dem Türkisch-Deutschen Lukasevangelium by Peter J. Ischka 73099 Adelberg, 07166-91930, peter@ischka.de. Hagia Sophia, Ayasofya, Istanbul Auszug aus dem Türkisch-Deutschen Lukasevangelium by Peter J. Ischka 73099 Adelberg, 07166-91930, peter@ischka.de Hagia Sophia, Ayasofya, Istanbul 126 127 Türkiye, ilk Hıristiyan topluluklar için en önemli

Detaylı

http://www.an-online.de/news/wirtschaft-detail-an/1884995?_link=&skip=&_g=deutsch-tuerkischer- Wirtschaftstag-lotet-Chancen-aus.

http://www.an-online.de/news/wirtschaft-detail-an/1884995?_link=&skip=&_g=deutsch-tuerkischer- Wirtschaftstag-lotet-Chancen-aus. Pressemeldungen vom 28.-29.11.2011 http://www.an-online.de/news/wirtschaft-detail-an/1884995?_link=&skip=&_g=deutsch-tuerkischer- Wirtschaftstag-lotet-Chancen-aus.html Deutsch-türkischer Wirtschaftstag

Detaylı

Emekli Hocamız Prof. Dr. Melikşah YILDIRIM a Armağanımızdır.

Emekli Hocamız Prof. Dr. Melikşah YILDIRIM a Armağanımızdır. Emekli Hocamız Prof. Dr. Melikşah YILDIRIM a Armağanımızdır. ' Prof. Dr. Melikşah YILDIRIM (1949 - ) / SERİ CİLT SAYI SERIES a VOLÜME *q NUMBER ^ -jq q q SERIE M BAND HEFT 1, y y y SERIE TOME FASCICULE

Detaylı

HAZIRAN AYI ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2010/32

HAZIRAN AYI ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2010/32 HAZIRAN AYI ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2010/32 Türkei macht sich von EU immer unabhängiger Die Presse, 03.07.2010 Ankara sucht sich Alternativen mit Partnern wie Russland und Iran. So wird versucht

Detaylı

telc Türkisch-Zertifikate: Für alle, die mehr können www.telc.net

telc Türkisch-Zertifikate: Für alle, die mehr können www.telc.net telc Türkisch-Zertifikate: Für alle, die mehr können www.telc.net B1 Okul sınavı hiç de zor değildi. Yakında B2 Okul sınavına da girmek istiyorum. Alina Çelebcigil, hat mit Erfolg die Prüfung telc Türkçe

Detaylı

Herzlich willkommen! - Hoş geldin! ÜBUNGEN / ALIŞTIRMALAR. Ergänze den Dialog! / Diyaloğu tamamla!

Herzlich willkommen! - Hoş geldin! ÜBUNGEN / ALIŞTIRMALAR. Ergänze den Dialog! / Diyaloğu tamamla! 4. UNGEN / ALIŞTIRMALAR Ergänzungsübungen / Boşluk doldurmaca M1 Ergänze den Dialog! / Diyaloğu tamamla! A: geht Ihnen? B: Danke, geht es gut. Und? A:, mir geht auch. A: geht dir? B: Danke, geht es gut.

Detaylı

Weiße Türken, schwarze Türken Beyaz Türkler, siyah Türkler

Weiße Türken, schwarze Türken Beyaz Türkler, siyah Türkler Titel ZUM ERSTEN MAL erscheint eine SPIEGEL-Titelgeschichte auch auf Türkisch nicht weil es den fast drei Millionen Deutschtürken an Deutschkenntnissen fehlen würde, sondern um ein Zeichen zu setzen. Denn

Detaylı

Antrag auf Erteilung/Verlängerung einer/eines İlk izin / Uzatma başvurusu

Antrag auf Erteilung/Verlängerung einer/eines İlk izin / Uzatma başvurusu Der Antrag ist auf Deutsch und leserlich auszufüllen: Başvuru Almanca ve okunaklı olarak doldurulmalıdır: Antrag auf Erteilung/Verlängerung einer/eines İlk izin / Uzatma başvurusu Aufenthaltserlaubnis

Detaylı

HERE COMES THE SUN. 6. September bis 31. Oktober 2010 Uferhallen, Berlin-Wedding

HERE COMES THE SUN. 6. September bis 31. Oktober 2010 Uferhallen, Berlin-Wedding HERE COMES THE SUN Eine Ausstellung für Energieforscher, Sonnenanbeter und Lichtscheue ab 7 Jahren, Familien und Schulklassen im Wissenschaftsjahr 2010 Die Zukunft der Energie 6. September bis 31. Oktober

Detaylı

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2014/10

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2014/10 ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2014/10 Flüchtlinge aus Syrien: Angespannte Solidarität von Jürgen Gottschlich Die Tageszeitung, 23.04.2014 Die Türkei wird mit den Flüchtlingen aus Syrien alleingelassen.

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 04 Uyarı Sinyalleri

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 04 Uyarı Sinyalleri Bölüm 04 Uyarı Sinyalleri Anna Kant Sokağı nda bir saatçi bulur. Ama dükkan kapalıdır. Dükkanın sahibinin bir kafede olduğunu öğrenir. Birbirlerini tanıyor gibidirler. Anna nın 100 dakikası kalmıştır.

Detaylı

Tavsiyeniz için 60, EUR ya varan primler. Arkadaşınıza tavsiye edin ve primlerden faydalanın

Tavsiyeniz için 60, EUR ya varan primler. Arkadaşınıza tavsiye edin ve primlerden faydalanın Tavsiyeniz için 60, ya varan primler Arkadaşınıza tavsiye edin ve primlerden faydalanın 2 3 Dost tavsiyesi Dosta tavsiye size prim Size tavsiyemiz: Bizi tavsiye edin. Eş, dost, akraba, arkadaş ve iş arkadaşlarınıza

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 02 Firarda

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 02 Firarda Bölüm 02 Firarda Anna komiserin sorularını yanıtlar, ama sorgulama motosiklet gürültüsü ve silah sesleriyle bölünür. Anna kaçar ve müzik kutusunun üzerinde bir adres keşfeder. Bu ipucu ona yardımcı olacak

Detaylı

Reisen Unterwegs. Unterwegs - Ort. Du weißt nicht, wo Du bist. Onun haritada nerede olduğunu bana gösterir misiniz?

Reisen Unterwegs. Unterwegs - Ort. Du weißt nicht, wo Du bist. Onun haritada nerede olduğunu bana gösterir misiniz? - Kayboldum. Du weißt nicht, wo Du bist Onun haritada nerede olduğunu bana gösterir misiniz? Nach einem bestimmten auf der Karte fragen ı nerede bulurum? Nach einem bestimmten fragen Kayboldum. Onun haritada

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11. Sadece 60 dakikan kaldı, ve ek bir canın yok.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11. Sadece 60 dakikan kaldı, ve ek bir canın yok. Bölüm 13 - Đlahi Yardım Kilise bilgi toplamak için dogru mekana benzer. Rahip Anna ya melodiyi anlatır ve bunun bir zaman makinesinin anahtarı olduğunu söyler. Ama nasil bir makineden söz ediyordur? Anna

Detaylı

Mehrsprachiger Elternabend

Mehrsprachiger Elternabend Mehrsprachiger Elternabend zum Zweitspracherwerb Ein Beispiel aus dem Regionalen Bildungs- und Beratungszentrum Hamburg Wilhelmsburg Standort Krieterstraße 1 Wie helfe ich meinem Kind dabei, in der deutschen

Detaylı

Klappo sucht sein Zuhause. Tako evini arar

Klappo sucht sein Zuhause. Tako evini arar Lolita lernt Marie kennen Lolita schwirrt über den Teich und taucht kurz ins Wasser ein. Sie taucht wieder auf und schüttelt sich die Wassertropfen ab und fliegt zurück zu ihrem Bruder Nicki. Da fällt

Detaylı

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! A KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF ALMANCA 2016 8. SINIF 2. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI (MAZERET) 15 MAYIS 2016 Saat:

Detaylı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 16 Đkarus

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 16 Đkarus Ders 16 Đkarus Đki gazeteci Yunan mitlojisinin trajik kahramanı Đkarus un hikayesinden çok etkilenir. Ama dinleyiciler Đkarus un kim olduğunu biliyorlar mı? Muhabirler dinleyicileri aydınlatmak için Đkarus

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 18 - Saklı Kutu

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 18 - Saklı Kutu Bölüm 18 - Saklı Kutu Anna kırmızılı kadının RATAVA nın lideri olduğunu öğrenir. Sadece 45 dakika vardır. Anna nın elindeki en önemli ipucu kırmızılı kadının sakladığı bir kutudur. Anna o kutuyu bulabilecek

Detaylı

Offener Brief von Kadir Ugur, CEO BENTOUR REISEN, an den türkischen Minister für Kultur und Tourismus Mahir Ünal

Offener Brief von Kadir Ugur, CEO BENTOUR REISEN, an den türkischen Minister für Kultur und Tourismus Mahir Ünal Offener Brief von Kadir Ugur, CEO BENTOUR REISEN, an den türkischen Minister für Kultur und Tourismus Mahir Ünal Zürich 07.03.2016 Sehr geehrter Herr Kultur und Tourismus Minister Mahir Ünal, vor ca. 4

Detaylı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 17 Tarladaki şekiller

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 17 Tarladaki şekiller Ders 17 Tarladaki şekiller ve Philipp buğday tarlalarında ortaya çıkan esrarengiz şekilleri araştırır. Bu şekiller bir UFO nun tarlaya inmesi sonucunda mı oluşmuştur, yoksa birileri bu şekilleri görmeye

Detaylı

Auswandern Studieren. Studieren - Universität. Bir üniversiteye kaydolmak istiyorum. Angeben, dass man sich einschreiben will

Auswandern Studieren. Studieren - Universität. Bir üniversiteye kaydolmak istiyorum. Angeben, dass man sich einschreiben will - Universität Bir üniversiteye kaydolmak istiyorum. Angeben, dass man sich einschreiben will ders almak istiyorum. Angeben, dass man sich für einen anmelden möchte lisans seviyesinde lisans üstü seviyesinde

Detaylı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 21 Hamburg da köpekbalığı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 21 Hamburg da köpekbalığı Ders 21 Hamburg da köpekbalığı Dayanılmaz sıcaklıktaki havada, deniz kenarında bir görev Radio D çalısanlarının işine gelir. ve Hamburg a giderler. Hamburg limanında bir köpek balığı gözlenmiştir., ve

Detaylı

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2013/10

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2013/10 ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2013/10 Braindrain in Richtung Türkei Deutsche Welle, 10.04.2013 Die Türkei wirbt um die gut ausgebildeten Deutschtürken. Und viele Fachkräfte folgen dem Ruf: Sie ziehen

Detaylı

HAMDİ ŞAHİN EINE NEUE GRABINSCHRIFT AUS SELEUKEIA AD CALYCADNUM. aus: Epigraphica Anatolica 39 (2006) 117 120. Dr. Rudolf Habelt GmbH, Bonn

HAMDİ ŞAHİN EINE NEUE GRABINSCHRIFT AUS SELEUKEIA AD CALYCADNUM. aus: Epigraphica Anatolica 39 (2006) 117 120. Dr. Rudolf Habelt GmbH, Bonn HAMDİ ŞAHİN EINE NEUE GRABINSCHRIFT AUS SELEUKEIA AD CALYCADNUM aus: Epigraphica Anatolica 39 (2006) 117 120 Dr. Rudolf Habelt GmbH, Bonn EINE NEUE GRABINSCHRIFT AUS SELEUKEIA AD CALYCADNUM * Im Rahmen

Detaylı

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2011/16

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2011/16 ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2011/16 Der Sultan von Istancool Spiegel, 06.06.2011 Von Steinvorth, Daniel und Zand, Bernhard Während Europa um seine Zukunft ringt, hat sich das Land zu einer dynamischen

Detaylı

Derdini söylemeyen derman bulamaz.

Derdini söylemeyen derman bulamaz. Derdini söylemeyen derman bulamaz. Uyuşturucu sorunu ile karşılaşan veliler için bilgilendirme broşürü Eine Drogeninformationsbroschüre für Eltern Es ist schwer, jemandem zu helfen, der nicht sagt, was

Detaylı

Yurt dışı eki tarihli Alman çocuk parası başvurusu için Anlage Ausland zum Antrag auf deutsches Kindergeld vom

Yurt dışı eki tarihli Alman çocuk parası başvurusu için Anlage Ausland zum Antrag auf deutsches Kindergeld vom Başvuran kişinin soyadı ve adı Name und Vorname der antragstellenden Person Çocuk parası No. F K Kindergeld-Nr. Yurt dışı eki tarihli Alman çocuk parası başvurusu için Anlage Ausland zum Antrag auf deutsches

Detaylı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 18 Gece takibi

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 18 Gece takibi Ders 18 Gece takibi ve esrarengiz şekillerin gerçek nedenini araştırmaya karar verir ve tarlayı gözetlerler. Buldukları şey, bunun uzaylıların işi olmadığını ortaya çıkarır. Kurnaz tarla sahibi gündüz

Detaylı

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2015/16

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2015/16 ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2015/16 Land der Fairness Von Boris Kálnoky Die Welt, 10.06.15 Der türkische Staatspräsident Recep Tayyip Erdogan redet gerne von einer "Neuen Türkei". Die entsteht

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin, 9 Kasım, sabah saat 10. Berlin e hoşgeldin. Kahramanın kim olsun? Berlin e hoşgeldin. Kahramanın kim olsun?

COMPUTER: Mission Berlin, 9 Kasım, sabah saat 10. Berlin e hoşgeldin. Kahramanın kim olsun? Berlin e hoşgeldin. Kahramanın kim olsun? Bölüm 01 Kötü Uyanış Anna nın görevi Almanya yı bir felaketten korumak. Bilmeceyi çözmek ve kim olduğu bilinmeyen motosikletli adamlara dikkat etmek zorunda. 130 dakika zamanı var. Ama ilk ipucu nerede?

Detaylı

Kişisel hesap müşterek hesap Çocuk hesabı döviz hesabı kurumsal hesap öğrenci hesabı Aylık kesintiler var mı? Fragen, ob für das Konto monatliche Gebü

Kişisel hesap müşterek hesap Çocuk hesabı döviz hesabı kurumsal hesap öğrenci hesabı Aylık kesintiler var mı? Fragen, ob für das Konto monatliche Gebü - Allgemeines [ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Fragen, ob Gebühren anfallen, wenn man in einem bestimmten Land Geld abhebt Başka bankamatikleri kullanırsam ne kadar komisyon

Detaylı

Bejahte Aussage im Futur

Bejahte Aussage im Futur Das Futur Mit dem Futur drückt man ein zukünftiges Ereignis aus. Je nach Kontext kann ein türkischer Satz im Futur auch mit müssen, wollen oder sollen übersetzt werden. Das Futur wird im Türkischen häufig

Detaylı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 20 Dinleyici anketi

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 20 Dinleyici anketi Ders 20 Dinleyici anketi ve dinleyicilerin fikirlerini sorarlar: Programın konusu: Yalan söylemek günah mı? dır. Dinleyiciler, çiftçilerin yaptığı sahtekarlıkla ilgili düşüncelerini söyler, ve çiftçilerin

Detaylı

[ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Fragen, ob Gebühren anfallen, wenn man in einem bestimmten Land Geld abhebt

[ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Fragen, ob Gebühren anfallen, wenn man in einem bestimmten Land Geld abhebt - Allgemeines [ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Fragen, ob Gebühren anfallen, wenn man in einem bestimmten Land Geld abhebt Başka bankamatikleri kullanırsam ne kadar komisyon

Detaylı

Forum Demenz / Alzheimer Wie gehe ich damit um? Sylvia Kern, Geschäftsführerin 1

Forum Demenz / Alzheimer Wie gehe ich damit um? Sylvia Kern, Geschäftsführerin 1 Forum Demenz / Alzheimer Wie gehe ich damit um? Sylvia Kern, Geschäftsführerin 1 Sylvia Kern, Geschäftsführerin 2 Bakım uygun olmalı herkes için Kültüre uygun yaşlılar bakımı ile ilgili bilgilendirme günü

Detaylı

Auswandern Studieren. Studieren - Universität. Angeben, dass man sich einschreiben will. ders almak istiyorum.

Auswandern Studieren. Studieren - Universität. Angeben, dass man sich einschreiben will. ders almak istiyorum. - Universität Ich möchte mich an der Universität einschreiben. Angeben, dass man sich einschreiben will Bir üniversiteye kaydolmak istiyorum. Ich möchte mich für den anmelden. Angeben, dass man sich für

Detaylı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 22 Kayıp sörfçü

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 22 Kayıp sörfçü Ders 22 Kayıp sörfçü ve köpek balığının izini ararken tuhaf birşey bulurlar: Limanda üzerinde sörfçü olmayan bir sörf tahtası ve kafaları karıştıran bir gazete haberi dikkatlerini çeker. Đki muhabir kalabalıktan

Detaylı

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2011/08

ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2011/08 ALMANYA BASIN DEĞERLENDİRMESİ TS-BER/2011/08 Die Integrationsdebatte übersieht Millionen Zuwanderer, die sich gegen die Zwangsislamisierung in der Türkei wenden: die Aleviten. Die Welt, 05.03.2011 Nein,

Detaylı

Reisen Unterkunft. Unterkunft - Finden. Unterkunft - Buchen. Nach dem Weg zur Unterkunft fragen

Reisen Unterkunft. Unterkunft - Finden. Unterkunft - Buchen. Nach dem Weg zur Unterkunft fragen - Finden Wo kann ich finden? Nach dem Weg zur fragen Nereden bulabilirim?... ein Zimmer zu vermieten? kiralamak için... oda? Art der... ein Hostel?... bir hostel? Art der... ein Hotel?... bir otel? Art

Detaylı