Demokrasi hikaye insan hakları sıfır!

Transkript

1 3 Haziran 2015 Çarşamba Fiyatı 25 Kr Emlakçılar Kralı Salim Taşçı yı dinleyin MMK'dan uzak durun Emlakçılar Kralı Salim Taşçı, Efsane Güzeldereli nin röportaj konuğu oldu. Gayrimenkul alırken ya da satarken nelere dikkat edilmesi gerektiği konularında önemli tüyolar veren Taşçı, MMK'dan uzak durun dedi. NMK ne mi? Efsane Güzeldereli nin röportajı 13. SAYFADA Söz konusu Müslümanlar olunca Demokrasi hikaye insan hakları sıfır! Fransız yazar Sophie Ansel, bu insanların çaresiz biçimde çıktıkları göç yolculuğunda, "bir cehennemden başka bir cehenneme geçtiklerini" ve "köle olarak satıldıklarını" belirtti. Arakanlı Müslümanlar köle olarak satılıyorlar İslam coğrafyasında kan ve gözyaşı dinmek bilmiyor. Emperyal güçler İslam ülkelerinin kaynaklarını acımasızca sömürürken, demokrasi ve insan hakları adına ne varsa ayaklar altına alınmasını ya destekliyor ya da görmezden geliyor. Ülkesini terk eden Arakanlı Müslümanlardan Habiburrahman'ın Arakan'da son üç yılda yaşananları kaydettiği notları kendisiyle paylaşması üzerine, "Biz Tarifsizler, Bir Myanmar Tabusu" adlı kitabı yazan Ansel, AA muhabirine Myanmar'da yaşanan etnik ve dini zulümle ilgili değerlendirmelerde bulunurken çarpıcı ifadeler kullandı. Arakanlı Müslümanların (Rohingyalar) maruz kaldıkları şiddeti kendi ağızlarından anlattıkları ilk kitabın Fransız yazarı Sophie Ansel, bu yöndeki bir gerçeğe dikkat çekti. Ansel, bu insanların çaresiz biçimde çıktıkları göç yolculuğunda, "bir cehennemden başka bir cehenneme geçtiklerini" ve "köle olarak satıldıklarını" belirtti. Arakanlı Müslümanlara Budistler tarafından yapılanların kökeninde siyasi bir manipülasyonun yattığını ifade eden Ansel, Myanmar hükümetinin Arakan'da gücünü korumak için iki dini birbirine düşman ettiğini belirtti. Arakanlı Budistlerin Myanmar'dan ayrılıp bağımsız devlet kurma talepleri olduğunu anımsatan Ansel, "Myanmar devleti, Arakan'da hakimiyetini sağlamak için iki dini birbirine düşürüyor. Budistleri kendine çekmeye çalışıyor. Arakan'da sadece Budistler olsaydı devletin bu kadar kontrolü olmazdı" dedi. Bu doğrultuda Müslümanlara karşı nefretin devlet tarafından körüklendiğinin ve Budistlerin devlet tarafından üstün tutulduğunun altını çizen Ansel, "Eğer devlet Müslümanlara yönelik bir apartheid uygulamasaydı, Arakan'da iki dini topluluk bir arada yaşayabilirdi" ifadesini kullandı. Myanmar'da genel olarak Arakanlı Müslümanlara karşı önemli ölçüde tepki olduğunu ve birçok insanın Arakan'a yardım götürülmesini dahi engellemeye çalıştığını söyleyen Ansel, "Müslümanlara karşı ırkçılık 50 yıllık diktatörlüğün eseri, bu nefretin geçmesi için en az bir iki yeni kuşak lazım" şeklinde konuştu. Ülkelerini terk eden Arakanlı Müslümanların çaresiz biçimde çıktıkları göç yolculuğundaki dramlarının komşu ülkelerde de devam ettiğine dikkati çeken Ansel, "Arakanlı Müslümanlar göçle bir cehennemden başka cehenneme geçiyor" yorumunda bulundu. Güneydoğu Asya ülkeleri yetkililerinin bu köle ticaretinden haberdar olduğunu, kimisinin görmezden geldiğini, kimisinin ise doğrudan sürece dahil olduğunu ifade eden Ansel, "Arakanlı Müslümanların zayıflıklarından istifade ediliyor. Bölgedeki ülkeler ekonomilerini Arakanlılara dayanarak geliştiriyor" değerlendirmesini yaptı. Erdoğan: Milleyetçilik halka hizmet etmektir Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milliyetçiliği halka hizmet olarak değerlendirdi. 12 DE Fehmi Koru Turizm bu yıl sinyal veriyor 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada Davutoğlu: CHP MHP, HDP çete Başbakan Davutoğlu, "Şimdi de çatı bir çete kuruyorlar. Bunun adı çatı çete. CHP, MHP, HDP. Birbirlerine söz ettiklerini gördünüz mü" dedi. HABERİ 12 DE www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz BİRİNCİ SINIF demokrasi vaadi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hükümetin milletten koptuğunu belirterek, "O nedenle ben size birinci sınıf demokrasi vadediyorum" dedi. 12 DE ü dan takip edebilirsiniz Bahçeli: 'Herkes bu milletin evladı MHP Genel Başkanı Bahçeli, MHP'nin kucaklayıcı olduğunu herkesi büyük Türk milletinin saygı değer bir evladı olarak gördüklerini söyledi. HABERİ 12. SAYFADA Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi Demirtaş, dağdan kuş sesi gelecek! İstanbul da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Dağlardan kurşun sesi değil, kuş sesi gelinceye kadar uğraşacağız" ifadelerini kullandı. 12 DE Başkan Yaşar, seçim çalışması için Beypazarı ve Ayaş taydı HABERİ 4. SAYFADA

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN 3 Haziran 2015 Çarşamba Şarkıcı Hadise, Kırklareli de hayranlarını coşturdu... KIRKLARELİ -Şarkıcı Hadise, bu yıl 25'incisi düzenlenen Kırklareli Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali kapsamında konser verdi. Festival Alanı'ndaki konser, Erdem Kınay ile Merve Özbey'in sahne almasıyla başladı. Gecenin ilerleyen saatlerinde şarkıcı Hadise hayranlarıyla buluştu. Hadise, eski ve yeni albümlerinde yer alan eserleri seslendirdi. Yaklaşık bir saat süren konserde Hadise'ye Kırklarelililer de eşlik etti. Şarkıcı, konser sırasında zaman zaman "Kocaeli" dediği için Kırklarelililerden özür diledi. Konser sonunda Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu, Hadise'ye çiçek takdim etti. (AA) Ünlü oyuncu Beren Saat Kösem Sultan'ı canlandıracak İSTANBUL - Timur Savcı'nın yeni projesi Kösem Sultan'ı kimin oynayacağı belli oldu! Eylül ayında başlayacak dizinin, uzun süredir karar verilemeyen başrol oyuncusu belli oldu: 'Kösem Sultan' karakterini Beren Saat canlandıracak. Eylül ayında başlayacağı konuşulan 'Kösem Sultan' dizisinin başrol oyuncusu belli oldu. İddiaya göre dizinin yapımcısı Timur Savcı, Kösem Sultan rolü için Beren Saat le anlaştı. Kösem Sultan rolü için Meryem Uzerli, Bergüzar Korel ve Tuba Büyüküstün gibi oyuncuların da isimleri geçmişti... Hülya Avşar da Kösem Sultan'ın annesi Safiye Sultan ı canlandıracak. Osmanlı devlet yönetiminde etkin bir rol oynamış Haseki Sultan ve Valide Sultan. Osmanlı padişahı I. Ahmed'in eşi olup, padişah IV. Murad ve I. İbrahim'in annesidir. Osmanlı tarihinin en güçlü kadın sultanlarından biridir.hayatı romanlara, tiyatro oyunlarına, opera eserlerine konu olmuştur. Valide-i Muazzama, Sahibet-ül Makam, Valide-i Kebire sıfatlarıyla da anılan Kösem Sultan, oğulları IV. Murad ve İbrahim ile torunu IV. Mehmed döneminde uzun yıllar devlet yönetiminde etkili olmuş bir Hanım Sultan'dır. Vizyona yeni girecek filmler "San Andreas Fayı" Brad Peyton'un yönettiği ve Dwayne Johnson, Alexandra Daddario, Carla Gugino ile Colton Haynes'in oynadığı "San Andreas Fayı", aksiyon meraklılarının ilgisini çekmeye aday filmlerden. Başrolünde Dwayne Johnson'ın ve Kylie Minogue'nun da rol aldığı felaket filminin konusu şöyle: "Kötü şöhreti ile bilinen San Andreas Fayı'nın kırılması ile 9 şiddetindeki bir depremle Kaliforniya sallanır. Bir arama kurtarma pilotu ve artık araları pek de iyi olmayan eşi, Los Angeles'tan San Fransisco'ya, tek kızlarını kurtarmak için yola çıkarlar ancak kuzeye yaptıkları bu tehlikeli yolculuk, henüz sadece bir başlangıçtır. "Savaşçı" James Rolleston, Lawrence Makoare, Xavier Horan, Rena Owen, Te Kohe Tuhaka ile Raukura Tarei'nin oynadığı filmin yönetmenliğini Toa Fraser yaptı. "Apocalypto", "Son Mohikan" ve "Conan" gibi filmlerin izinden giden "Savaşçı", izleyiciye Maoriler'in dünyasında epik ve yenilikçi bir aksiyon sunuyor. Eski bir dönemde geçen filmde, babası ve tüm kabilesi öldürülen genç bir savaşçının intikam hikayesi işleniyor. "İyi Bir Yalan" Oscar adaylı Philippe Falardeau'nun yönettiği filmin başrolünde Oscar ödüllü Reese Witherspoon oynuyor. Sudanlı 3 gencin hayatta kalma ve zafer hikayesini konu alan filmde başrol oyuncusu Reese Witherspoon'a, çocukluklarında filmde gösterilenden pek de farklı olmayan bir iç savaş geçirmiş Sudanlı aktörler Arnold Oceng, Ger Duany, Emmanuel Jal ve Kuoth Wiel eşlik ediyor. 05:23 İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 05:25 Sarayın Doktoru 06:30 1'de Sabah 09:00 1'de Bugün 09:15 Avrupa Avrupa 11:00 İyi Fikir 12:45 Böyle Bitmesin 14:30 Beni Böyle Sev 16:35 1'de Bugün 16:50 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Diriliş Ertuğrul 23:00 Yedikule Hayat Yokuşu 01:05 Beni Böyle Sev 03:05 1'de Bugün 03:20 Dizi Klip 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:55 Atv Ana Haber 20:00 Kara Para Aşk 23:40 Kim Milyoner Olmak İster? 00:55 Bitmeyen Şarkı 02:20 Aşk ve Ceza 03:50 Beyaz Gelincik 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DİLARA KOÇAK İLE İYİ YAŞAM 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI 15:00 DUDAKTAN KALBE 17:00 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:45 YABANCI SİNEMA ZORRO EFSANESİ 21:50 YABANCI SİNEMA 23:10 BUNU KONUŞALIM YAŞAM-CANLI 00:00 YABANCI SİNEMA TEKRAR 01:30 YABANCI SİNEMA TEKRAR 06:00 Dila Hanım 07:00 Aşkın Bedeli 07:45 Deniz Yıldızı 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 12:00 En Güzel Bölüm 12:30 Aşkın Bedeli 14:30 Benim Kuaförüm 16:00 En Güzel Bölüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:30 Güzel Köylü 23:30 Aşktan Kaçılmaz 07:30 Aile Doktoru (Yeni) 08:45 Magazin 8 09:00 Aramızda Kalmasın 11:45 Sekizde 8 12:30 Ütopya Panorama 13:45 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 15:30 Bu Tarz Benim (Yeni) 18:30 Ütopya 20:00 Survivör 23:15 3 Adam 01:15 İşte Benim Sitilim 04:45 Ver Fırına 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın 11:00 Aşk-ı Memnu 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Hayat Yolunda 23:15 Yerli Dizi 01:30 Abbas Güçlü ile Genç Bakış 19:55 DİRİLİŞ ERTUĞRUL 13. Yüzyıl Dünya yeni kudretini arıyordu. Ve Anadolu, emperyallerin kavgaya tutuştuğu bir diyardı de Türklerin girdiği bu topraklara şimdi, Haçlılar ve Moğollar da ortak olmak istiyordu. Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar, Kafkasya ve Mezopotamya yeni sahibini arıyordu. İşte bu yangın yerinde, bizim hikayemizin kahramanı Ertuğrul da, 400 çadırlık obasına bir yurt arıyordu. Yıllardır yersiz ve yurtsuz kalan Kayılar, Ertuğrul dan acılarına, çilelerine ve yolculuklarına son verecek. 19:45 ZORRO EFSANESİ Orjinal İsmi:The Legend Of Zorro Yönetmen:Martin Campbell Oyuncular:Antonio Banderas, Catherine Zeta-Jones, Giovanna Zacarias, Raul Mendez, Adrian Alonso Yapım Yılı:2005 Tür:Aksiyon / Macera / Western Don Diego de la Vega, istediğini elde etmiş ve bir serseriden bir halk kahramanı yaratmıştı. Yeni Zorro, Alejandro de la Vega, düşmanlarından intikamını almış ve artık güzeller güzeli karısı Elena ve oğlu Joaquin ile huzurlu bir hayat yaşamaya başlamıştır. 10 yaşında zeki bir çocuk olan Joaquin hala babasının gizli kimliğinden habersiz olarak yaşamaktadır. Karısını ve oğlunu bu belalı hayattan uzak tutmak isteyen Alejandro çok başarılı olamaz, çünkü çoktan yeni bir düşman edinmiştir bile; Armand. Kaan ın oyunu ortaya çıkacak mı? Gül ün kafası karışıyor. Gül ve Cemal'in evine kadar gelen Nina ve çocuğu, Niyazi usta bir manevrayla oradan uzaklaştırmayı başarır. Cemal'i kurtarmak için çocuğun kendisine ait olduğunu söyler. Ancak Sultanana'nın vereceği tepkiyi hiç düşünmemiştir. Sultanana küplere biner. Bir biçimde Niyazi Sultanana'yı ikna eder ancak Gül'ün kafası karışmıştır. Kaan ise bu işin peşini bırakmamaya kararlıdır. Çocuğun Cemal'e ait olduğunu Gül'e ispatlamak için elinden geleni yapacaktır. 20:30 GÜZEL KÖYLÜ

3 bölge haberleri 3 Haziran 2015 Çarşamba 3 Yenimahalle kaymakamı Mustafa Dündar: Aile yapısına önem vermeliyiz ANKARA-İsmail Kara - Yenimahalle Kaymakamı Mustafa Dündar ı AGİKAD Ankara Girişimci Kadınlar Derneği yönetiminden bir heyet makamında ziyaret etti. Yenimahalle Kaymakamı Mustafa Dündar ı ziyaret eden Ankara Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı İnsaf Kılıç ve arkadaşları, derneğin Türk Sanat Müziği Konserinde sunulmak üzere hazırlanan teşekkür ve şükran plaketini makamında Dündar a sundular. Dernek faaliyetleri hakkında bilgi alan Dündar, Kadın Sığınma Evleri aile içi şiddet ve son zamanlarda artan boşanmalar üzerinde durdu ve Kılıç ve arkadaşlarıyla fikir teatisinde bulundu. Eski aile yapımızın giderek bozulduğunu, eşlerin birbirine eskisi kadar tahammül etmediğini, bu yüzden ayrılıkların ve boşanmaların arttığını, yuva yıkılmalarından en çok çocukların ve kadınların mağdur olduğunu belirten. Dündar sözlerine şöyle devam etti; Milletimizin temel taşları ailelerdir. O halde, yuvaları bugün ve gelecekte sağlam temeller üzerine kurmak için hep birlikte azamî gayreti göstermeliyiz. Aksi takdirde bugünkü ortam sürecek, boşanmalar giderek daha da artacak, olan yine başta kadınlarımız ile binlerce masum çocuğa olacaktır dedi. Çözüm olarak eğitim üzerinde duruldu. Evlenecek gençlere, evlilik öncesi seminerlerin verilmesinin de yararlı olacağı vurgulandı. Kayseri'deki radar uygulamaları kazaları yüzde 9,5 azalttı KAYSERİ - Kayseri Valisi Orhan Düzgün, hız ihlaline yönelik denetimlerin ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarında yılın ilk 4 ayında yüzde 9,5'lik azalma sağladığını belirterek, şehrin bu düşüşle kazaların en çok azaldığı 7'nci il konumuna yükseldiğini bildirdi. Valilikten yapılan yazılı açıklamaya göre, İl Emniyet Müdürlüğündeki Karayolu Trafik Güvenliği İl Koordinasyon Kurulunda konuşan Düzgün, vatandaşların can ve mal güvenliğinin her şeyin üstünde olduğunu vurguladı. Kayseri'de 321 bin araç, 480 bin de sürücü bulunduğunu kaydeden Düzgün, geçen yıl trafiğe çıkan araç sayısının yüzde 11 artığı bilgisini paylaştı. Araç ve sürücü sayısının hızla artması nedeniyle kazalardaki can ve mal kayıplarının en aza indirilmesinin önemine dikkati çeken Düzgün, bunun eğitim, trafikte saygı, kurallara uyma ve denetimlerle mümkün olacağını aktardı. Düzgün, Kayseri'de geçen yıl meydana gelen kazalardaki kusur nedenleri araştırıldığında hız ihlalinin yüzde 34'le ilk sırada yer aldığını ifade ederek, buna yönelik denetimleri kararlılıkla sürdüreceklerini belirtti. Düzgün, şunları kaydetti: "Kimi zaman vatandaşlarımız hız ihlaline yönelik kontrollerden şikayetçi olsalar da bu kontrollerin vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamaya yönelik olduğu açıktır. Nitekim, kentimizdeki ölümlü ve yaralamalı kazalarda yılın ilk 4 ayında yüzde 9,5'lik azalma yaşanmıştır. 2014'ün ilk 4 ayında 3 bin 386 kaza meydana gelirken, bu yıl bu rakam 3 bin 64'e gerilemiştir. Yakaladığımız yüzde 9,5'lik gerilemeyle de Türkiye genelindeki kazalarda en çok azalmanın yaşandığı 7'nci il konumuna yükseldik." Vali Orhan Düzgün, ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarında azalışta denetimler kadar vatandaşların kurallara uyma konusunda gösterdiği özenin de katkısı bulunduğunu vurgulayarak, hassasiyetleri dolayısıyla vatandaşlara teşekkür etti. Emniyet kemeri kullanımına yönelik çalışmalara da değinen Düzgün, Kayseri'de 30 kavşakta buna ilişkin kameralı denetim yapıldığını, bu uygulamanın da emniyet kemeri takmanın alışkanlık haline getirilmesine yardımcı olduğunu aktardı. (AA) İHH Genel Başkanı Yıldırım: İslam dünyası doğum sancısı çekiyor İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, İslam dünyasında yaşanan sıkıntıları değerlendirirken, "Müslümanların yaşadığı, doğum sancısıdır. Müslümanlar artık yeraltı kaynaklarını kimseye sömürtmek istemiyor. Kendi imkan ve kaynaklarıyla kalkınmaya çalışıyor. Bu nedenle İslam dünyasında diktatörlere karşı bir bahar havası esti" dedi. KONYA - Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Müslümanların yaşadığı coğrafyada açlık, savaş, zulüm ve baskı görüldüğüne işaret ederek, sıkıntıların yaşandığı Afrika, Ortadoğu ve Asya'daki Müslümanların çetin imtihanlar verdiğini söyledi. Son yıllarda her İslam ülkesinde farklı trajediler yaşandığını belirten Yıldırım, "Müslümanların yaşadığı doğum sancısıdır. Müslümanlar artık yeraltı kaynaklarını kimseye sömürtmek istemiyor. Kendi imkan ve kaynaklarıyla kalkınmaya çalışıyor. Bu nedenle İslam dünyasında diktatörlere karşı bir bahar havası esti fakat Müslümanların bu özgürleşme ve bağımsızlaşma süreci Batılıları rahatsız etti. Süreç içerisinde ne yazık ki Mısır, Tunus ve Yemen'e saldırılar gerçekleştirilmiş oldu" diye konuştu. Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanının darbeyle indirilmesini "geçici bir durum" olarak niteleyen Yıldırım, darbecilerin iktidarının uzun soluklu olmayacağını ifade etti. Yıldırım, İhvan-ı Müslim'in dünyada etkisi büyük bir sivil toplum hareketi olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu: "Dünyada 100 milyondan fazla Müslüman'ı harekete geçirme kabiliyetine sahiptir. Bunu da biliyorlar. O yüzden bunlara karşı baskılar var. Mısır'da bir iç savaş çıkmaması için İhvan, Sisi'den daha duyarlı davranıyor. Yavaş hareket ediyor. Bütün zulüm, baskı ve idamlara rağmen halkın daha çok bedel ödememesi ve Mısır'ın imarının yerle bir edilmemesi için iç savaşa yönelik herhangi bir hamleye girmiyor. ANKARA - Türk üniversiteleri, ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesinde yer alan University Ranking by Academic Performance (URAP) Araştırma Laboratuvarınca açıklanan "en iyi 23 alan sıralaması"nın 13'ünde yer alma başarısını gösterdi. ODTÜ Enformatik Enstitüsü URAP Laboratuvarı'nın, üniversitelerin güçlü ve geliştirmeye açık yönlerine dikkati çekmek için hazırladığı alan sıralamasında, dünyadaki en iyi üniversiteleri 23 farklı alana göre listeledi. Alanlara göre açıklanan üniversite sayısı, o alanda yayınlanan makale yoğunluklarına göre, 50 ila 1000 arasında değişiyor. URAP'ın 23 alanı kapsayan sıralamasının 16'sında ABD üniversiteleri dünya birincisi oldu. İngiltere üniversiteleri iki alanda dünya birincisi olurken, Çin, Danimarka, Hollanda, Singapur, İsviçre üniversiteleri ise birer alanda dünya birinciliğine yerleşti. Süreç içinde ne olacağını söylemek çok zor. Çünkü insanlar bir yere kadar zulme dayanır. Önümüzdeki günlerde Mursi'ye yönelik idam kararının durdurulacağını düşünüyorum. Çünkü Suudi Arabistan ve Katar, Mısır üzerinde etkili. Bu idam kararı durdurulmazsa o ülkelerde hareketlilik olacaktır. Bunu göze alamazlar." İdam kararının Mısır Müftüsünün onayına sunulduğunu hatırlatan Yıldırım, "Müftünün belirli isimler dışında fetva verebileceğini düşünmüyorum. Bazıları hakkında idama fetva verebilir. Siyasi kimliği olmayanlara fetva çıkmazsa bu hedef saptırma olabilir. Orada idamla yargılananların hepsi bizim kardeşimizdir ve korunmalıdır. Türkiye halkı ve devleti olarak buna dikkat etmeliyiz" ifadesini kullandı. Yıldırım, Suriye'de son zamanlarda önemli gelişmeler yaşandığına dikkati çekerek, muhaliflerin birçok bölgeyi ele geçirdiklerini söyledi. Muhaliflerin Halep'i ele geçirmek için çabalarını artırdığını anımsatan Yıldırım, "Suriye'de Esed rejimi zayıflamış durumda. Önümüzdeki günlerde belki muhaliflerin zaferini görebiliriz" dedi. Yıldırım, iç savaşın çıktığı günden beri halkın zor günler yaşadığını vurgulayarak, son aylarda Türkiye'den Suriye'ye giden insani yardımlarda azalma görüldüğünü bildirdi. Türkiye'deki seçim atmosferi ve bazı negatif kampanyaların, halkın yardım etme duygusunu olumsuz etkilediğine değinen Yıldırım, "Buradan çağrıda bulunuyoruz. Suriye halkını, kadınları ve çocukları unutmayın. Orada insanlar bir öğün bile yemek bulamıyor. İsraf etmeyin. İHH olarak 3-4 ay içinde 3 bin tır hedefleyen insani yardım hamlesini başlatıyoruz. Bu yardım organizasyonuna vatandaşlarımızın ilgi göstermesini bekliyorum" şeklinde konuştu. (AA) Üniversitelerin en iyi alanları açıklandı Türk üniversiteleri, açıklanan 23 alan sıralamasının 13'ünde yer alma başarısını gösterdi. ODTÜ, 23 alanın 9'unda sıralamada yer aldı. İstanbul, İstanbul Teknik, Ege, Atatürk ve İhsan Doğramacı Bilkent üniversiteleri 7'şer alanda listelere girdi. Ankara ve Gazi 6, Hacettepe ve Erciyes 5, Boğaziçi, Çukurova, Selçuk ve Süleyman Demirel üniversiteleri 4 alan sıralamasında listede yer aldı. Alan sıralamalarının 3'üne ismini yazdıran 8 Türk üniversitesi, Dokuz Eylül, Fırat, İzmir Yüksek Teknoloji, Koç, Marmara, Ondokuz Mayıs, Uludağ ve Yıldız Teknik üniversiteleri oldu. Diğer üniversitelerden 14'ü, 2 alan sıralamasına ve 12'si de bir alan sıralamasına girdi. Boğaziçi Üniversitesi, fizikte dünyada 165'inci olarak tüm alanlar içinde en iyi dereceyi elde eden Türk üniversitesi oldu. Bu alanda, ODTÜ 171 ve İTÜ 223'üncü olma başarısını gösterdi. Mühendislik alanında açıklanan dünya üniversiteleri arasında 30 Türk üniversitesi yer aldı. Bu alanı 26 üniversite ile matematik, 25 üniversite ile fizik, 23 üniversite ile tıp ve sağlık alanları takip etti. Kimya alanında 15 Türk üniversitesi dünya alan sıralamasında yer alırken, biyoloji alanındaki üniversite sayısı 8 oldu. Tarım ve veterinerlikte 5, bilgisayar ve enformatik alanında 4 üniversite sıralamada yer buldu. URAP alan sıralamasında en az bir üniversitesi olan ülke sayısı 90 olarak açıklandı. 23 alan sıralamasında, üniversitelerin yüzde 23,1'i ABD, yüzde 8,6'sı Çin, yüzde 7,6'sı İngiltere'den yer aldı. Türk üniversitelerinde bu rakam yüzde 1,2'de kaldı. Açıklanan 23 alan sıralamasının tümünde üniversitesi olan ülkeler, ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Hollanda oldu. Türk üniversiteleri ise açıklanan alanların 13'ünde yer aldı. URAP Başkanı Prof. Dr. Ural Akbulut, alan sıralamalarının THE, QS, ARWU, NTU, Leiden ve URAP gibi kuruluşlar tarafından yapıldığını hatırlattı. URAP alan sıralamasında, makale ve atıf konusunda güvenilir kaynaklardan biri olan InCites verilerinin kullanıldığını, anket ve benzeri yöntemlerle elde edilen verilerin değerlendirmeye alınmadığını anlatan Akbulut, üniversitelerin makale ve atıfları, bu makale ve atıfların ilgili alan içindeki etkisi ile uluslararası işbirliği oranının URAP alan sıralamasında ölçüt olarak kullanıldığını söyledi. (AA) Fehmi KORU fkoru@gmail.com fkoru@htgazete.com.tr Turizm bu yıl sinyal veriyor MARMARİS ten Datça ya doğru yol alırken, sağda, üzerinde Bördübet yazan, sanki göze çarpmamak için özellikle küçültülmüş bir işaretle karşılaşıyorsunuz. Sapmadan önceki çift yol o noktadan itibaren yerini sıradan bir asfalta bırakıyor. Sabırla 20 dakika kadar giderseniz, sonunda hiç beklemediğiniz güzellikte bir tesise ulaşıyorsunuz... En kalabalık döneminde bile sadece 40 aileye hizmet veren bir tesis burası. Kapısından girdiğimde yalancı cennet tanımını düşündüren bir manzarayla karşılaştım: Göz alabildiğine yeşilliğin hâkim olduğu, azraklar ve ağaçlar arasında yer alan, hepsi tek katlı küçüklü büyüklü ahşap evler... Önlerinde istirahat mahalleri ve bir de hamak... Karşı adada plajı da var. Tesisin sahibi Uyar Ailesi nden Şebnem Hanım, Çoğu konuğumuz buraya kafasını dinlemek ve okuyarak dinlenmek için geliyor dediği için, ilk evin önündeki hamakta elindeki kitaba yoğunlaşarak kaykılmış birini görünce şaşırmıyorum. Uyar Ailesi, benim böyle bir yerim olsa sadece kendime ve yakınlarıma açık tutacağım bu güzellikleri, 18 yıldır, tabiatın değerini bilen herkes için erişilebilir kılmış. GoldenKey in konuk listesi bayağı zengin. Göz zevkini doyurmakla kalmıyor tesis, mutfağı da damak zevki sahiplerine hitap ediyor... Son birkaç günü Marmaris çevresinde geçirdim ve her gelişimde mütebessim görmeye alıştığım turizmci dostları bu yılın hayal kırıklıklarıyla baş etmeye çalışır buldum. Marmaris e her ülkeden turist geliyor. Bir gelen her yıl yeniden gelmek istediği için otel sahipleri ve çalışanları çoğunu tanıdıkları konuklara muhatap. Bildik yüzlere her yıl yenilerinin eklenmesine alışmış otelciler, turizm mevsiminin açıldığı şu günlerde, hüzünlü bir görüntü veriyorlar. Uzun yıllardır gelenler yine geliyorlarmış; ancak Marmaris i birkaç yıldır tatil mekânı seçenlerden bazısı bu yıl başka ülkeleri tercih etmişler; yeni gelmesi beklenenlerin bir bölümü de son anda rezervasyon iptaline gitmiş... Cazip kampanyalar ile yerli konuk çekmeye çalışıyoruz dedi bir turizmci... Neden? Ruslar ekonomik kriz sebebiyle gelemiyor, ama bu daha çok Antalya nın sorunu. En fazla vurgulanan sebep, ülkemizin dış görüntüsünün son zamanlarda aldığı darbeler... Fenerbahçeli futbolcuların bindiği otobüse Rize çıkışında ateş açılması Hollanda da şok etkisi yapmış mesela. Bir dostum, İnanmayacaksınız ama dedi, Bizlerin gülüp geçtiğimiz olaylar Çin basınında bile ciddi haber konusu oluyor... Batı basınında yer alan haber ve yorumlar ise vatandaşları tatil için Marmaris i tercih eden Avrupa ülkelerinde etkili olmuş. Bir Fransız bisikletçi, çıktığı dünya turu kapsamında, Marmaris yolundayken, bir aracın arkadan çarpmasıyla hayatını kaybetmiş... Fransız basını araç şoförünün mahkeme tarafından serbest bırakılmasına ayaklanmış... Biri, Şimdi Fransa dan da iptaller başlar dedi. Zengin turistleri Marmaris e getiren mega yatlar ve tekneler de bürokrasi yüzünden buraya uğramaz olmuş... Henüz tek tük ailelerin bir-iki odasını pansiyon olarak ziyaretçilere kiraladığı 1960 lardan, çok sayıda lüks otelin müşterilerle dolup taştığı günümüze kadar, defalarca gelip kaydedilen gelişmişliği yakından müşahede ettiğim bir yer Marmaris... Turizmin değiştirip dönüştürdüğü bir yer. Sakinlikten hoşlananlar için GoldenKey varsa, muhafazakâr kesim için Angel s Peninsula da var, kalabalıktan hoşlananlar için sahilinde sayısız başka tesis de. Bu mevsim daha çok yerlilere çalışacaklarına göre, henüz ayak basmamış olanlarınız da Marmaris i tanıma şansı bulabilecek. 2 Haziran 2015/ HABER TÜRK Anadolu Lisesi öğrenciler bomba imha robotu yaptı SAMSUN - Samsun'da lise öğrencilerinin geliştirdiği "Terme-Natör" ile bomba imhası, insana ihtiyaç duyulmadan yapılabilecek. Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından Çanakkale'de düzenlenen 9. Uluslararası Robot Yarışması'nda, Terme Mesleki Teknik Anadolu Lisesi Elektrik Bölümü öğrencileri "Terme-Natör" projesiyle ikincilik ödülü aldı. Projenin danışman öğretmeni Ramazan İnan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerinin başarısından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye dahil 4 ülkeden, 271 üniversite ve bin 212 ortaöğretimden toplam bin 483 öğrencinin katıldığı yarışmada, serbest kategoride 2. olan "Terme-Natör"ün bomba imha robotu olduğunu anlatan İnan, projeye "Terminatör" filminden esinlenerek Terme'de geliştirilmesi nedeniyle bu ismi verdiklerini söyledi. Bomba imhasında istenmeyen kazalar yaşanabildiğini, can ya da uzuv kayıpları olduğunu anımsatan İnan, "Terme-Natör" ile insana ihtiyaç duyulmadan bombanın bulunup imha edilebileceğini bildirdi. (AA)

4 43 Haziran 2015 Çarşamba Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nün denetim elemanları, işletmede paketlenip piyasaya sürülmek üzere bekletilen son kullanma tarihi geçmiş 100 teneke ağzı açık küflü peynirlere imha etmek üzere el koyarken, işletmeye de idari para cezası uyguladı. Ankaralıların güvenilir gıda tüketmesi için denetimlerin tüm titizliğiyle aralıksız sürdüğünü belirten Ankara Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muhsin Temel, hiçbir işletmenin denetimden kaçamayacağını vurgulayarak, tüm gıda Olağan Genel Kurulda yeniden Elektrik Malzeme Satıcıları ve İşadamları Derneği (EMSİ- AD) Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen Ahmet Soylu, yeni yönetim kurulu üyeleriyle birlikte ilk ziyareti Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar a yaptı. Ziyarette Soylu, Yaşar a derneğin onur üyesi rozetini de taktı. Yenimahalle Belediyesi nin derneklerine her zaman destek verdiğini hatırlatan Soylu, Sizinle bir gönül bağımız var. Desteklerinizi hep hissettik. Bundan dolayı ilk ziyareti de size gerçekleştirmek istedik dedi te kurulan EMSİAD ın tüm Türkiye nin derneği olma yolunda ilerlediğini kaydeden Soylu, yeni yönetim kurulu üyelerini Yaşar a tanıttı.yaşar ise EMSİAD ın onur üyesi olmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek yeni yönetime başarı dileklerini iletti. Örgütlenmenin önemine dikkat çeken Yaşar, Örgütlü toplum olursa demokrasi rayına oturur. Ülkenin geleceği için daha sağlıklı adımlar atılır. Sizler ne kadar güçlü olursanız Türkiye ekonomisi de o kadar güçlü olur. Keşke bütün sektörlerin sizin gibi güçlü dernekleri olsa. İnşallah hem mesleğinize hem de ülkemize hayırlı işler yaparsınız diye konuştu. Sivil toplum örgütlerinin eleştirmekten çekinmemesi gerektiğine de vurgu yapan Yaşar, STK ların yanlışa karşı dik durması, doğruyu alkışlaması gerekir. İşte o zaman demokrasi daha da güçlenir ifadelerini kullandı. Ziyaretin sonunda Soylu, Yaşar a derneklerine desteklerinden dolayı bir teşekkür plaketi takdim etti. işletmelerini mevzuata uygun hareket etmeleri, aksi takdirde yaptırımla karşılaşacakları konusunda uyardı. Yapılan denetimler hakkında da bilgiler veren İl Müdürü Temel, 2015 yılında şimdiye kadar denetim gerçekleştiğini ve denetimlerde 319 işletmeye bir milyon 650 bin TL idari para cezası uygulandığını söyledi. Denetimlerin her yıl bir önceki yıla göre artmasına rağmen cezaların azaldığını kaydeden Temel, bunun gıda işletmelerindeki iyileşmenin bir göstergesi olduğunu ancak bu tür olumsuz örneklerle de Kadınlar Hentbol Süper Ligi nde, son üç yılın şampiyonu Muratpaşa yı deplasmanda mağlup ederek, seriyi 3-1 e getiren Yenimahalle Belediyespor, ipi göğüsledi ve tarihinde ilk defa şampiyonluğa ulaştı. Sezona damga vurarak mücadele ettiği tüm kupalarda zafere ulaşan Yenimahalle Belediyespor, ismini hentbol tarihine altın harflerle kazıdı. Sezona, teknik direktör Yrd. Doç. Dr. Serdar Eler in komutasında, Süper Kupa moraliyle başlayan Başkent temsilcisi, Spor Toto Türkiye Kupası nı da kazanarak spor camiasında büyük sükse yarattı. Bu başarıları, Süper Lig şampiyonluğuyla taçlandıran Yenimahalle de zafer şarkıları hep bir ağızdan söyleniyor. Muratpaşa Süleyman Evcilmen Spor Salonu nda oynanan karşılaşmayı, Özgür Benli ve Savaş Yüksek yönetti. Şampiyonu belirleyen, bu nefesleri kesen mücadeleye Yenimahalle Belediyespor, Anca, Lenche, Esra, Marina Tantaskaya, Yeliz, Chumak ve Dmitrovic yedilisiyle çıktı. Maça her zaman olduğu gibi baskılı karşılaşılabildiğini ve böyle durumlarda da gerekli yaptırımların uygulandığını söyledi. Gıda denetimlerde en büyük yardımcılarının tüketiciler olduğunun altını çizen Temel, tüketicilerden gördükleri olumsuzlukları 174 Alo Gıda Hattı na bildirmelerini isteyerek, şimdiye kadar bu hatta başvuru yapıldığını ve bu şikayetler sonucunda yaklaşık 425 bin TL idari para cezası uygulandığını söyledi. Tüketicilerin 174 Alo Gıda Hattı nı benimsediğini dile getiren Temel, Ankaralılara bu konudaki duyarlılıklarından dolayı teşekkür etti. başlayan Muratpaşa, ilk dakikaları hem skor hem de oyun olarak önde geçti. Ancak çabuk toparlanan Yenimahalle Belediyespor, Dmitrovic in üst üste bulduğu gollerle maçta dengeyi sağladı. Heyecanın ve gerilimin bir saniye olsun düşmediği karşılaşmada takımlar soyunma odasına, eşitlikle girdi. İkinci devrenin başlamasıyla beraber Muratpaşa ev sahibi avantajı kullanmaya başladı. Seyircisinin desteğiyle rüzgarı arkasına alan Antalya temsilcisi, aradaki farkı 4 e kadar çıkardı. Maçın kırılma anı ise Yenimahalle Belediyespor teknik adamı Serdar Eler in aldığı mola oldu. Bu moladan sonra silkinen Yenimahalle, kısa süre içerisinde farkı kapattı ve öne geçmesini bildi. Son dakikaları takımındaki tecrübeli ve yıldız isimlerin ön plana çıkmasıyla daha rahat geçen Başkent temsilcisi, karşılaşmayı kazanarak şampiyonluğa ulaştı. Marina Dmitrovic in 12 golle yıldızını parlattığı maçta, Chumak 7, Marina Tantaskaya ise 6 golle şampiyonluk maçının yıldızları oldular. Yenimahalle'de denetim yapan Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ne bağlı denetim ekipleri, peynir paketleyip satan bir firmada son kullanma tarihi geçmiş ve bozulmuş kg peynir ele geçirdi. Küflenmiş peynirler imha edildi Başkan Yaşar, EMSİAD ın ilk onur üyesi oldu Yenimahalle kupayı üçledi Ankara nın uzun süren şampiyonluk hasretine son verildiği karşılaşmaya, Yenimahalle Belediyesi adeta çıkarma yaptı. Başkan Vekili Mehmet Kartal, Başkan Yardımcıları Başar Bal ve Yaşar Neslihanoğlu nun yanı sıra 2 otobüs taraftar da takımlarını yalnız bırakmadı. Karşılaşma sonunda takımla bütünleşen Yenimahalle Belediyesi bürokratları ve taraftarlar görülmeye değer sevinç gösterilerine imza attı. Kadın hentbolunu uzun yıllar boyunca domine eden, son üç yılı şampiyon olarak tamamlayan Muratpaşa hegomonyasına, Yenimahalle Belediyespor son verdi. Bu sezon oynadıkları 8 karşılaşmada rakibine sadece bir kez boyun eğen Başkent temsilcisi, 6 galibiyet, 1 beraberlik ve 3 kupa zaferiyle kadın hentbolunda rüzgarı değiştirdi ve dikkatleri Ankara ya çekmeyi başardı. Unutulmaz bir sezon geçiren 3 kupalı şampiyon Yenimahalle Belediyespor un kısa sürede bu başarılara ulaşması potansiyelini ortaya çıkarırken, hentbolseverler şimdiden gelecek sezonu heyecanla beklemeye başladı. ANKARA Başkan Yaşar, Beypazarı ve Ayaş ta Cumhuriyet Halk Partisi Ankara 2 inci Bölge Milletvekili Adayları Ali Rıza Erbay, Murat Emir ile Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Beypazarı ve Ayaş ta ziyaretlerde bulundu. CHP Beypazarı İlçe Başkanlığına giderek, seçim çalışmalarına destek veren Yaşar, burada partililerin ve Beypazarlıların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Vatandaşın seçimle ilgili görüşlerini alarak konuşma yapan Başkan Yaşar, ülkenin içinde bulunduğu tabloya dikkat çekerek Herkesin eşit yurtaş olarak muamele görmesini, bu ülkenin kuruluş felsefesi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün bize emanet ettiği cumhuriyetin değerlerinin korunmasını, hukukun üstünlüğünün sağlanmasını, emeğe saygı duyulmasını ve alın terinin değerinin verilmesini yüce Allah tan diliyorum dedi. Emir ise 7 Haziran seçiminin ne kadar önemli olduğuna değindi ve Gerici bir zihniyet Türkiye yi 13 yıldır yönetiyor. Bütün kurumların ekonomisini ve dış politikasını çökertti. Bugün insanlarımız bu iktidarın yönetimi altında eziliyorlar. Bu yüzden CHP iktidarına acilen ihtiyaç var. Başkanımız burada diye demiyorum, Yenimahalle Belediyesi nde ne yapıldıysa biz de onu yapmak istiyoruz. Bir Yenimahalle Belediyesi Türkiye ye yetmiyor. Vatandaşın daha çok hizmete ihtiyacı var. Bizler de Yaşar gibi ayrımcılık yapmadan, vatandaşın sorunlarına odaklanarak, herkesi severek ve saygı göstererek hizmet edeceğiz diye konuştu. Beypazarılarla sohbet ederek destek isteyen Erbay da, Bizler gücümüzü tarihin derinliklerinden alan, geleceğe umutla bakan bir partinin mensuplarıyız. Biz CHP liyiz. Geçmişimizle gurur duyuyoruz, gurur duymaya da devam edeceğiz. CHP her zaman ilkleri başarmıştır. Cumhuriyeti biz kurduk, tek partili dönemden çok partili döneme biz geçtik, ülkeye sosyal demokrasiyi biz getirdik, kurtuluşta vardık kuruluşta vardık. Bu ülkenin gerçek sahibi biziz. Onun için biz eğer bu ülkenin gerçek sahipleriysek, yönetimde de olmalıyız. İşte fırsat, işte CHP nin projeleri. Bunları hep beraber tüm halkımıza anlatabilirsek, 8 Haziran da iktidar olamamamız için hiçbir sebep yok. Yolsuzluğu kaldıracağız, siyasi ahlak yasasını getireceğiz. İşte o zaman bunlar çalamayacaklar diye ifade etti. Ardından CHP Ayaş İlçe Başkanlığını ziyaret eden ekip, burada da alkışlarla karşılanarak, vatandaşın tek tek sorunlarını dinledi. Sizlere sorun yaşatanlara sandıkta cevap vereceksiniz diyen Yaşar, siyasete kin ve nefretin karışmaması gerektiğini ve dinin siyasete alet edilmemesi gerektiğini vurguladı. Yenimahalleli aşçı Türkiye 1'incisi oldu Ankara Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu tarafından bu yıl ilki düzenlenen Başkent Ulusal Aşçılar Şampiyonası nda, Yenimahalle Belediyesi Mutfak Şefi Ali Çok, Türkiye 1 incisi oldu. Geçtiğimiz yıllarda Metro Gastro Mutfak Akademisi'nde hünerlerini sergileyen Yenimahalle Belediyesi nin lezzet şefi, bir yarışmaya daha adını altın harflerle yazdırdı. Ankara Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu tarafından düzenlenen yarışmaya Osmanlı- Saray Mutfağından padişahlara sunulan Kuzu Tuhaffiye isimli yemekle katılan Ali Çok hem kupayı, hem madalyayı Yenimahalle ye getirdi. İstanbul, Ankara, Antalya, Eskişehir, Kayseri, Konya, Sakarya, Denizli ve Katar dan Usta şeflerin kıyasıya yarıştığı şampiyonada, Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu, Euro- Toques Türkiye ve yarışma jürisi tarafından Türkiye 1 inciliğine layık görülen Yenimahalle nin hünerli aşçısı Çok, kupayı Ankara Profesyonel Aşçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Dursun un elinden aldı. Ali Çok, yarışmanın ardından Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ı makamında ziyaret ederek, kupa ve madalya coşkusunu paylaştı. Yenimahalle de her gün yeni bir başarının konuşulduğunu vurgulayan Başkan Yaşar, Büyük bir titizlikle, personelimize birbirinden leziz yemekler yapan ustamız, bu kez marifetlerini ulusal bir platformda sergiledi. Aynı zamanda belediyemizi de Türkiye 1 incisi olarak başarı ile temsil etti. Kendisini tebrik ediyorum. dedi.

5 ANKARA TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken: Ramazan ayı münasebeti ile iftar sofrası kuracakların harcamalarının normalden yüzde 30 daha fazla olduğunu söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Bereket ayı Ramazan da ette, şarküteri pastırma ve sucukta, unlu mamullerde, bakliyatta, meyve ve sebzede tüketim yüzde 30 civarında artmaktadır. Bilhassa bakliyat arzında sıkıntı yoktur. Esnaf ve sanatkarlar olarak mevsimsel Pursaklar Belediyesi Nezaket Okullarında eğitim gören yüzlerce öğrenci mezun olarak Nezaket Elçileri kervanına katıldı. Öğrenciler karnelerini Başkan Çetin den aldı. Pursaklar Belediyesi bünyesindeki, Türkiye nin ilk ve tek Nezaket Okulları, geleceğin hanımefendileri ve beyefendilerini yetiştirmeye devam ediyor. Adab-ı muaşeret eğitiminden arkadaş edinmeye, çevre bilincinden hayvan sevgisine, güzel konuşmadan beden temizliğine kadar yoğun ve eğlenceli bir eğitim dönemi geçiren yaklaşık 800 öğrenci, belgelerini alarak mezun oldu. Pursaklar Belediyesi Selçuklu Kültür ve Kongre Merkezi nde düzenlenen Nezaket Okulları Yıl Sonu Töreni ne Belediye Başkanı Selçuk Çetin, İlçe Milli Eğitim Müdürü Adnan Gürbüz, Belediye Başkan Yardımcıları Nedim Erçetin, Seyit Mehmet Gümüş, AK Parti Pursaklar İlçe Başkanı Mehmet Kabasakaloğlu, AK Parti Ankara milletvekili adayları, belediye meclis üyeleri, Nezaket Okulları Müdürü Hazım Öztürk, belediyenin birim müdürleri ve çok sayıda davetli katıldı. Bin kişilik salonu tıklım tıklım dolduran veliler de öğrencilerin heyecanına ortak oldu. Mezuniyet töreninde konuşan Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin Bugün burada hep birlikte bu mutluluğu yaşıyoruz. Öncelikle bu güzel yavrularımıza teşekkür ediyorum. Emeği geçen öğretmenlerimize, personelimize ve bizlere güvenerek çocuklarını gönderen değerli hemşerilerime teşekkür ediyorum. Pursaklar Belediyesi olarak geleceğin nezaket elçilerini yetiştirmeye devam edeceğiz dedi. Belgelerin dağıtılmasının ardından folklor ve mehteran gösterisi yapan minikler, salonu coşturdu. etkilerin olumlu olması sebebiyle fiyatların düşmesini bekliyoruz. Bu Ramazan spekülatörlerin hevesi kursağında kalacak diye konuştu. Hububat üretiminde artış olacağı beklentisi bulunduğunu ifade eden, Palandöken, TÜİK verilerine göre 2015 yılında üretim bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 9.6, meyvelerde yüzde 6.1, sebzelerde yüzde 3.2 oranında artacakmış. Kuru fasulye üretimi de yüzde 7.9 artışla 215 Gençleri sokağın kötü etkilerinden ve madde bağımlılığından uzak tutmak amacıyla Gençlik ve Spor Müdürlüğü'nü kuran Keçiören Belediyesi, "Gençliğini Uyuşturma" temalı Gençlik Yürüyüşü düzenledi. Gençlik Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen yürüyüşe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Yeşilay, STK'lar ve amatör spor kulüpleri de destek verdi. Ankara Büyükşehir Belediyesi Mehteran Ekibi'nin öncülük yaptığı yürüyüş kortejinde Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, AK Parti Ankara 2'nci Bölge Milletvekili Adayı Nevzat Ceylan ve Belediye Meclis Üyeleri de yer aldı. Çok sayıda Keçiörenli gencin katıldığı yürüyüşte ayrıca Yunus Emre Gençlik Kulübü İzci Grubu, Büyükşehir Belediyesi Kayak Takımı, Okullar Ligi'nde mücadele eden ortaokul ve lise öğrencileri de hazır bulundu. Gençlik Yürüyüşü'ne katılan herkese Keçiören bin tondan 235 bin tona yükselecekmiş. Sebze ürünleri üretim miktarı 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3.2 oranında artarak yaklaşık 29.5 milyon tona çıkacakmış. Domates üretimi yüzde 5.5, kuru soğan yüzde 8.1, Meyve üretiminde yüzde 6.1 oranında, elmada yüzde 2.2, şeftalide yüzde 0.9, kirazda yüzde 16.9, mandalinada yüzde 2.3, fındıkta yüzde 42, Antep fıstığında ise yüzde 100 artış bekleniyor. Böyle bereket varken zam olur mu? Olursa art niyet aranır dedi. Belediyesi tarafından tişört, şapka, Türk bayrağı ve su verildi. Kuyubaşı Fatih Stadı'ndan başlayan bir kilometrelik yürüyüş parkuru Kalaba Kent Meydanı'nda sona erdi. Gençliğin enerjisini yansıtan neşeli ve coşkulu yürüyüş korteji geçtiği güzergahtaki vatandaşlardan alkış aldı, Başkan Ak da alkışlara selamla karşılık verdi. Ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyen gençler Başkan Ak'a da sevgi gösterilerinde bulunarak "Mustafa Ak başkan, seninleyiz her zaman", "Her zaman her yerde bu gençlik seninle" diye tezahürat yaptılar. Yürüyüş sırasında taşınan pankartlarda "Gençliğini uyuşturma", "Hayat dönmez geri, Tıpkı gençliğin gibi", "Spora evet, uyuşturucuya hayır", "Maddeye sarılma, hayata darılma" yazıları yer aldı. Kalaba Kent Meydanı'nda kurulan platforma çıkarak gençlere hitap eden Başkan Mustafa Ak, "Güzel bir yürüyüş gerçekleştirdik. Yürüyüşümüzün amacı TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Ramazan ayı yaklaşırken her yıl olduğu gibi bazı fırsatçıların fiyatları artırmak için spekülasyon yaptıklarını belirterek, Vatandaş zam lafı duymak istemiyor. TÜİK açıklamalarında hububatta, meyve ve sebze üretiminde bu yıl artış bekleniyor. Bakliyatın, meyve ve sebzenin artık bollaşacağı zaman fiyat artışları oluyorsa bunda art niyet aranır. Vatandaşımız merak etmesin Ramazan ayı rahat geçecek dedi. Ramazan ayı rahat geçecek Nezaket öğrencileri mezun oldu Bağımlılığa karşı yürüdüler uyuşturucu ile mücadele etmekti. Gençlik Haftamızda başta spor faaliyetleri olmak üzere birçok etkinlik yaptık. Uyuşturucu toplumları çürüten büyük bir beladır. Değerli gençler, uyuşturucu ile hep birlikte mücadele edelim. Buradaki yürüyüşümüze katılan genç kardeşlerimizin kendilerini uyuşturucuya karşı koruduklarını biliyorum. Ama bu yetmez. Arkadaşlarınızı, dostlarınızı toplumu çürüten bu illetten kurtarmak için de mücadele etmeliyiz" diye konuştu. Hükümetin son çıkardığı yasalarla uyuşturucuya yönelik cezaları artırdığını vurgulayan Başkan Ak, "Yürüyüşümüz Ankara'ya örnek oldu. Keçiören yine öncülüğünü gösterdi. Keçiören gençliği yine kendine yakışanı yaptı. Türkiye'nin en büyük ilçesi olarak hep birlikte uyuşturucuya 'dur' diyeceğiz" mesajlarını verdi. Başkan Ak daha sonra yürüyüşe destek veren STK temsilcilerine katılımlarından dolayı plaket takdim etti. 3 Haziran 2015 Çarşamba5 Dedeler ve neneler 2. bahara koştu Pursaklar Belediyesi 9. Dedeler ve Neneler İkinci Bahar Koşusu renkli görüntülere sahne oldu. Pursaklar Belediyesi nin geleneksel hale getirdiği Dedeler ve Neneler İkinci Bahara Koşuyor Spor müsabakasının bu yıl 9 uncusu yapıldı. Bahar Şenlikleri kapsamında yapılan için bin 500 dede ve nene kayıt yaptırdı. Belediye tarafından spor malzemelerini ücretsiz alan dede ve neneler, Hicret Camii önünden Pursaklar Belediyesi Şehit Salim Akgül Parkı na kadar yürüdü. İlçe Kaymakamı İhsan Kara, Belediye Başkanı Selçuk Çetin de ihtiyarlarla birlikte yürüd. Yürüyüşün sonunda çekilen kura sonucu iki aileye Umre ziyareti, 20 aileye Şanlıurfa gezisi ve 40 aileye de Kızılcahamam kaplıca tatili hediye edildi. Pursaklar Belediyesi 1. Bahar Şenliği nin ikinci gününde Dedeler ve Neneler İkinci Bahar Koşusunun yanı sıra aralarında Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, Kırgızistan ın da bulunduğu uluslararası halk dansları gösterisi, yöresel oyunlar, Pursaklar Halk Oyunları gösterisi ve Peçenekli Süleyman konseri ile keyifli anlar yaşandı. Şehit Salim Akgül Parkı yarı açık amfi tiyatroda hemşerilerine hitap eden Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin, 9 yıldır bu yürüyüşü düzenlediklerini belirterek Yağmurlu hava olmasına rağmen bizleri yalnız bırakmayan hemşerilerime teşekkür ediyorum. Pursaklar ı tebessüm şehri haline getirdik. İhtiyarlarımız hep unutulur. Biz dedik ki ihtiyarlarımızı unutmayacağız, unutturmayacağız. Özellikle şunu istirham ediyorum; gençler, torunlar, dede ve neneleri ile olan bağlarını kopartmasın dedi. Programın sonunda Başkan Çetin ve beraberindeki protokol, yapılan kura çekilişlerinde hediye kazanan talihlilere sertifika verdi. Yaşar, hemşerileriyle bir araya geldi HABER MERKEZİ- CHP Afyon İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Geleceği birlikte kuruyoruz Afyon buluşması konulu toplantısına katılan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, burada bir konuşma yaptı. Afyon İl Başkanı Nevzat Ercan ın ev sahipliğinde Güral Otel de düzenlenen toplantıya, Milletvekili adayları Burcu Kayıkçı, Bekir Kasap, Sultandağlı Belediye Başkanı Osman Acar, Dazkırı Belediye Başkanı İsmail Taylan, Evciler Belediye Başkanı Saim Özer ile Afyonlu işadamları ve sivil toplum örgütlerinin liderleri katıldı. Afyonlulara seslenen Yaşar Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Demokrasinin bütün kuram ve kurallarıyla işlemesi için de basının özgür olması lazım, demokratik kitle örgütlerinin korkmadan, yılmadan ülkenin gerçeklerini söyleyebilmesi lazımdır. Ülke hepimizin ülkesi, siyasi partilere üye olan ya da olmayan bütün yurttaşlarımız bu ülkenin eşit yurttaşlarıdır. Biz bu gün bulunduğumuz noktalarda isek hepimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına borçluyuz. Bizim yeni diktatörlere, yeni halifelere, yasama, yürütme, yargı hepsini ben idare ederim diyenlere söyleyecek tek sözümüz var Biz demokrasiyi sevdik ve demokrasiyi bu ülkede eninde sonunda tüm kuram ve kurallarıyla mutlaka işleteceğiz dedi. Başka ülkelerde de seçimler yapıldığını hatırlatan Yaşar İktidar çıkıp yaptıklarını anlatıyor, muhalefet kendi düşüncesini aktarıyor, medya özgür şekilde olanları halka yansıtıyor, vatandaşta o sandığa giderken her şeyi öğrenerek vicdanına göre karar veriyor. Türkiye bugün geldiği noktada ekonomik olarak, demokrasi olarak, adalet olarak tıkanmıştır. Eğer ülkemizde gelecek kuşaklara, torunlarımıza güzel bir Türkiye bırakmak istiyorsak sandıkta bu hesaplar görülmelidir. Bu iktidar yorulmuştur. Yaptıkları güzel şeylere teşekkür ediyoruz, çünkü bizim kaynaklarımızı harcadılar. Ama bugün geldikleri noktada artık kendi içlerinde bile tartışılan ve yanlış yaptık diyen sesler yükseliyor dedi.

6 6 ANKARA 3 Haziran 2015 Çarşamba Ankara Ticaret Odası, (ATO) Arabuluculuk Sistemi ne katkı sağlamak üzere önemli bir adım attı. ATO Yönetim Kurulu Salonu nda gerçekleşen i Arabuluculuk Sistemi protokolü imza töreninde bir konuşma yapan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci, Arabuluculuk sayesinde mahkemelerin yükü azalacak. Belki de bir yılda bitecek olan dava bu sistem sayesinde 1 haftada çözüme kavuşacak dedi. Mahkemelerin iş yükünün sürekli arttığına dikkat çeken Bezci, Attığımız bu imzayla üyelerimiz öncelikli olarak arabuluculuk sistemine yöneleceği için, mahkemelerin yükü nispeten de olsa azalacak dedi. ATO üyelerine arabuluculuk hizmeti verebilmek için çalışmalar yürüttüklerini bildiren Bezci, Bu protokol, üyelerimize karşı önemli bir hizmet olacak. Mahkemelerde uzun zaman harcayan üyelerimiz, vereceğimiz bu arabuluculuk hizmeti sayesinde, hukuki anlaşmazlıklarını günlük sürelerde çözüme kavuşturabilecek ve buradan mutlu bir şekilde ayrılacak dedi. Bezci, işçi-işveren, işveren-işveren, esnaf-tacir, kiracı-kiralayan, alacaklı-borçlu, tüketici-esnaf, davalı-davacı arasındaki hukuki uyuşmazlıkların arabuluculuk sistemiyle kolaylıkla çözülebildiğine dikkat çekti. Arabuluculuk sistemin 160 ülkede uygulandığını ve Türkiye nin arabuluculuk sistemi uygulayan 161. ülke olduğunu bildiren Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı Hakim Hakan Öztatar, Arabuluculuk sistemi zaten bizim kültürümüzde olan bir sistemdir. Bu sistem ahilik sistemimizin hukuka uyarlanmış halidir dedi. Ankara Ticaret Odası yla imzalanan protokolle arabuluculuk sistemini yaygınlaştırma arzusunda olduklarını kaydeden Öztatar, Adalet Bakanlığı olarak arabuluculuğu bir hak olarak görüyoruz dedi. Arabuluculuk sisteminin en modern ve barışçıl sistem olduğunu vurgulayan Öztatar, "Bu sistemde uyuşmazlık yaşayan taraflar çözümü de kendileri üretiyorlar. Arabuluculuk süreci gizlidir. Gizlilik ihlal edildiğinde 6 ay hapis cezası vardır. ATO üyelerinin gizlilik içinde ticari itibarlarını, sırlarını koruyarak bu süreçten yararlanmasını istiyoruz diye konuştu. Arabuluculuk Sistemi nin uygulanmaya başlamasından bu yana maddi tazminattan, iş kazasına, işçi işveren uyuşmazlığından nafaka konularına kadar pek çok sorunun anlaşmayla sonuçlandığını bildiren Öztatar, başarı oranının yüzde 98 olduğunu kaydetti. Öztatar, Uyuşmazlıklar arabululculuk sistemi sayesinde çözülürken hem zamandan tasarruf sağlanıyor, hem de yargının iş yükü azalıyor dedi. Necip Fazıl, Sincan da anıldı Sincan Belediyesi nin düzenlediği programda, Sincanlılar şiirleri ve fikirleri ile bir döneme damgasını vuran Merhum Necip Fazıl Kısakürek i andı. MİHRİBAN DEMİREL-Necip Fazıl Kısakürek, ahirete intikalinin 32. yıldönümünde Sincan da rahmetle anıldı. Ustada kalırsa bu öksüz yapı, onu sürdürmeyen çırak utansın dizeleri ile yeni nesile olan umudunu dile getiren Büyük Şair, gençlerin yoğun katılımı ile düzenlenen anma programında yad edildi. Hayatı, kişiliği ile herkese örnek olan Necip Fazıl ın şiirleri de salonda yankılandı. Yoğun bir katılımın gerçekleştiği anma programında, Kaldırımlar dan Çile ye, Sonsuzluk Kervanı ndan Sakarya Türküsü ne kadar pek çok şiiri, hayatı ve eserleriyle Necip Fazıl Kısakürek adeta yeniden Sincanlılar ile buluştu. Dursun Ali Taşçı nın konuk olduğu programda, Necip Fazıl'ın çocukluğundan gençliğine, hayatındaki muhteşem değişime, yazdığı şiirlere, aile yaşantısına, arkadaşlarına kadar birçok yönü gençlere anlatıldı. Büyük Şair in 79 yıllık hayatı boyunca Türk Edebiyatı için geride ölümsüz eserler bıraktığını hatırlatan Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna; Üstad Necip Fazıl, yirminci yüzyılda düşünce dünyamıza engin dehası, sanatı, kişiliği ile Türk insanına yol göstermiş büyük bir sanat ve fikir adamıdır. Bize düşen, onun engin fikir, düşünce ve mücadelesini iyi okuyup istifade etmek ve onun yarım bıraktığı binayı tamamlamaktır. dedi. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci ve Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar, arabuluculuk faaliyetlerinin tanıtılması, takibi, desteklenmesi amacıyla bir Arabuluculuk Protokolü imzaladı. ATO da arabuluculuk protokolü Toplumda çatışma değil, uzlaşı kültürünün artması açısından Arabuluculuk Sistemi nin çok önemli olduğuna dikkat çeken Hakan Öztatar, İşçi ile işverenin, iki esnafın ya da işadamının, komşuların anlaşabildiği bu yönteme dünyada alternatif çözüm yöntemi deniyor ama biz buna daha çok dostane çözüm yöntemi diyoruz dedi. Mahkemeye yansıyan her davada husumet olduğunu ve kararın bu husumeti ortadan kaldırmadığına dikkat çeken Öztatar, arabuluculuk sisteminde amacın barışçıl bir yöntemle çözüm üreterek anlaşma sağlamak olduğunu söyledi. Öztatar, Arabuluculuk Sistemi nin mahkeme masraflarıyla kıyaslandığında da çok ekonomik bir yöntem olduğunu ifade etti. Öztatar, ATO ile imzalanan protokolün önemine de değinerek şunları söyledi:"ato ailesi bugün bizimle bu anlaşmayı yaparak, toplumsal barıştan yana olduğunu, sorunları iletişim kurarak hep beraber çözmek istediğini ortaya koymuştur. Bizler artık Türkiye'de toplumsal barışın egemen olmasını istiyoruz. 100 yıldır hukuk fakültelerinde hep çatışmayı öğrettiler. Mutlaka mahkemeye giderek bu çatışmanın önleneceğini söylediler. 100 yıl sonra biz uzlaşarak da arabuluculuk yoluyla sorunların çözülebileceğini söylüyoruz. Bu adım hayırlı bir adımdır. Ben inanıyorum ki ATO üyeleri bundan fayda elde edecektir." Kızılcahamam'da sergi açılışı NECATİ PARMAK- Kızılcahamam Halk Eğitimi Merkez Müdürlüğü tarafından eğitimi yıl sonu belge ve sergisinin açılış töreni yapıldı. Halk eğitim merkez müdürlüğü binasında yapılan törene İlçe Kaymakamı Mehmet Yıldız, Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney, Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Muşmal, Belediye Başkanımız Muhittin Güney in Eşi Ayşe Güney, İlçe Milli Eğitim Müdürü Burhan Aycan, okul müdürleri davetliler, kurum yöneticileri ve kursiyerler katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan program kursiyerler tarafından düzenlenen çeşitli etkinlikler sergilenerek, kursiyerlere belgeleri verildi. Sergi açılışının ardından Kızılcahamam Halk Eğitimi Merkezi Yılsonu sergisi gezilerek ikramların ardından program sona erdi. Halk eğitim merkezi Müdürlüğü tarafından açılan el emeği göz nuru bir yılın eseri ürünler bir hafta boyunca ilçe halkı için ziyarete açık kalacağı belirtildi. Büyükşehir personeline yangın eğitimi verildi Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, Büyükşehir Belediyesi nde görev yapan personele Yangınla Mücadele eğitimi verdi. Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Eğitim Merkezi nde gerçekleştirilen eğitimlere katılan Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı personeli, yangın anında neler yapılması gerektiği konusunda eğitim aldı. Yangın Eğitim uzmanları Cihan Kaplan ve Faruk Aslan tarafından verilen eğitimde, personele yangınla mücadelenin temel kuralları teorik ve pratik olarak aktarıldı. Eğitimlerde özellikle yangının; maddenin ısı ve oksijenle birleşmesi sonucu meydana gelen kimyasal bir olay olduğunu anlatan uzman eğitmenler, oksijenin bulunduğu yani yaşamın her alanında yangın tehlikesi olduğuna dikkat çektiler. Uzmanlar, yangını gören kişinin ilk olarak alarm zili veya mevcut imkanlarla çevredeki insanları uyarmasının ve ardından hemen Alo 110 Yangın İhbar telefonunun aranması gerektiğini vurguladılar. Uzmanlar, itfaiyenin olay yerine en çabuk şekilde ulaşması için, Alo 110 arandıktan sonra görevliye yangın yerinin adresinin referans noktası verilerek en kolay tanımlanmasının önemine dikkat çektiler. Bir yangında başlangıç aşamasında yapılacak etkin müdahale ile yangının tamamen söndürülebileceğini veya kontrol altına alınabileceğini belirten uzmanlar, şu uyarılarda bulundular: Yangının konumuna, türüne göre ateşin oksijen ile ilişkisini kesmek gerekir. Bunun için su, ıslak battaniye gibi benzeri araçlarla müdahale edilmelidir. Eğer alevlere müdahale imkanı yoksa kapı ve pencereler sıkı sıkı kapatılarak, oksijen girişinin engellenmesi ve yangın yerinin terk edilmesi gerekir. Eğitim programında katılımcılara öncelikli olarak, yangın çeşitleri, yangınların çıkış nedenleri ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verildikten sonra, itfaiyenin görevleri, yangın halinde yapılması gerekenler, yangın söndürücü maddeler, yangın söndürme prensipleri, yangın söndürme cihaz ve dolaplarının kullanılması konuları teorik olarak ayrıntılı şekilde anlatıldı. Daha sonra itfaiye eğitim uzmanlarının rehberliğinde gerçekleştirilen yangın söndürme tatbikatlarında, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler personeli yanmakta olan mutfak tüplerini, yangın söndürme cihazı, su dolu kova kullanarak söndürdüler. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı yetkilileri, talepte bulunan tüm Ankaralılara yangınla mücadele de teorik ve pratik eğitim verdiklerini kaydettiler. Okul, kamu kurum ve özel şirketlerden gelen talepler doğrultusunda yangınla mücadele eğitimlerinin verildiğini kaydeden yetkililer, İtfaiye Daire Başkanlığı olarak belirlenen program çerçevesinde; özellikle ilk, orta ve lise öğrencileri başta olmak üzere kamu kurumlarında görev yapanlara eğitimler veriliyor. Ayrıca özel şirketlerden gelen talepleri de geri çevirmeyerek, onlara da yangınla mücadele konusunda teorik ve uygulamalı olarak yangınla mücadele eğitimleri veriyoruz dediler. Güreş Milli Takımı'ndan Başkan Güney'e ziyaret Türkiye Yıldız Serbest Güreş Milli Takım antrenörleri, Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney'i ziyaret etti. ŞENOL GÜNÜÇ-Türkiye Yıldız Serbest Güreş Milli Takım antrenörlerinden Gökhan Yavaşer, Halil Yılmaz, Adem Yılmaz, Ziyami Dağlar, Sıddık Demir, İsmail Toz, Erdoğan Akkuş, Masör Osman Ok ve İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Nahit Şahin Belediye Başkan Muhittin Güney i makamında ziyaret etti. Kızılcahamam Belediyesi Muhsin Yazıcıoğlu Spor kompleksinde yaklaşık 1 hafta kamp yapan Türkiye Yıldız Serbest Güreş Milli Takım Uluslararası Şampiyona öncesinde Kızılcahamam kampında çok iyi hazırladıklarını belirterek, tesisin yeni olmasından dolayı eksikliklerinin olduğunu ve Türkiye Milli güreş takımlarını için çok ideal bir tesis olabileceğini belirten Antrenörler tercihlerini Kızılcahamam dan yana kullanarak daha çok sporcuyla gelebileceklerini belirttiler. Milli takım Antrenörleri Kamp için sağladığı imkandan dolayı Belediye Başkanı Muhittin Güney e teşekkür etti.

7 7 EKONOMİ 3 Haziran 2015 Çarşamba Çalıştıracak işçi bulamayınca, yurtdışında eleman arıyorlar Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), mayıs ayında ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 19 gerileyerek 10 milyar 819 milyon 450 bin dolar olduğunu bildirdi. larak gerçekleşti. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, otomotiv sektöründeki iş bırakma eylemlerinin üretim ve ihracatı olumsuz yönde etkilediğini belirterek, "Yaptığımız hesaplamalara göre yan sanayide 250, ana sanayide 300 milyon dolarlık ihracat ve üretim kaybı olduğunu görüyoruz. Yani kayıplar 500 milyon doları aştı, aylık ihracata 4 puan negatif etki oluştu" dedi. ÇANKIRI - ÖZGÜR ALANTOR - Çankırı'daki granit fabrikası için 1100 lira başlangıç ücretiyle çalışacak bine yakın personel aranmasına rağmen istihdam edecek işçi bulunamıyor. Kurşunlu ilçesinde yaklaşık 1 milyon 200 bin metrekare kapalı alana sahip granit fabrikasında, verilen iş ilanlarına yeterli müracaatın olmamasının sıkıntısı yaşanıyor. Fabrikanın üst düzey yöneticisi Kenan Çebi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 660 kişinin çalıştığı fabrikada acil olarak bin kişiye daha ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bölgede personel konusunda ciddi sıkıntı yaşadıklarına işaret eden Çebi, "Çankırı, Karabük ve Kastamonu ile ilçelerinden eleman bulmaya uğraşıyoruz. Türkiye İş Kurumu aracılığıyla 81 ilde yaptığımız duyurulardan sonuç alamadık, Gürcistan'dan bile işçi getirmeye çalışıyoruz. Amacımız, bu tesisi tam kapasite çalıştırmak" diye konuştu. Otomotiv grevi ihracatı vurdu İLAN T.C. ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2015/147 KARAR NO : 2015/130 Davacı FERUDUN OKTAY tarafından davalı Nüfus Müdürlüğü aleyhine açılan nüfusta İsim düzeltilmesi davası sonunda verilen karar sonucunda; Davanın kabulü ile; Ardahan ili, Çıldır ilçesi, Dedekorkut Mahallesi/Köyü, Cilt No:3, Hane No:18, BSN: 1 de nüfusa kayıtlı Zülfikar ve Gülfüz'den olma, 29/06/1938 doğumlu TC kimlik numaralı Feridun Oktay'ın isminin Ferudun olarak düzeltilmesine, karar verilmiştir. İlan olunur. Resmi İlanlar Basın ( FİDAN ÜRETİCİLERİ ALT BİRLİĞİ MALİ GENEL KURUL İLANI Birliğimizin Olağan Mali Genel Kurulu 27 Haziran 2015 Cumartesi Günü aşağıda belirtilen gündem gereğince Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Uluslararası Tarımsal Eğitim Merkezi Müdürlüğü Toplantı Salonu, İstanbul Yolu üzeri Tarım Kampüsü içi Yenimahalle - ANKARA adresinde Saat: 10.00'da yapılacaktır. İlk toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde Genel Kurul Toplantısı 25 Temmuz 2015 Cumartesi Günü aynı yer ve saatte, aynı gündemle yapılacaktır. Yasa gereği ilanen duyurulur. Fidan Üreticileri Alt Birliği Yönetim Kurulu GÜNDEM 1. Açılış 2. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı 3. Genel Kurul Divan Heyeti'nin seçilmesi ve Genel Kurul tutanaklarını imzalama yetkisinin verilmesi 4. Yönetim Kurulu Başkanı'nın konuşması 5. Misafirlerin konuşmaları 6. Faaliyet raporunun okunması ve ibrası 7. Mali raporun okunması ve ibrası 8. Denetim Kurulu raporunun okunması ve ibrası yılı bütçesinin görüşülmesi ve karara bağlanması 10. Birlik Tüzüğü, Mali İşler Yönetmeliği ve Personel Yönetmeliği'nin görüşülüp onaylanması 11.İstifaların kabul edilmesi 12. Birliğimize borcu olan üyelerimizin, üyeliklerinin düşürülmesi için Yönetim Kurulu'na yetki verilmesi. 13. Dilek ve temenniler 14. Kapanış Resmi İlanlar Basın ( KOCAELİ - TİM'in mayıs ayı ihracat rakamlarına ilişkin yaptığı açıklamaya göre, yılın ilk 5 ayında toplam ihracat yüzde 8,3 gerilemeyle 61 milyar 296 milyon 205 bin dolar olarak gerçekleşti. Geçen yıl ilk beş ayda 66 milyar 869 milyon 199 bin dolar düzeyindeydi. Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,7 azalarak 151 milyar 725 milyon 75 bin dolar oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, otomotiv sektöründeki iş bırakma eylemlerinin üretim ve ihracatı olumsuz yönde etkilediğini belirterek, "Yaptığımız hesaplamalara göre yan sanayide 250, ana sanayide 300 milyon dolarlık ihracat ve üretim kaybı olduğunu görüyoruz. Yani kayıplar 500 milyon doları aştı, aylık ihracata 4 puan negatif etki oluştu" dedi.(aa) Çebi, kent dışından gelecek işçilerin barınma sorununun da olmadığına belirterek, şöyle konuştu: "İnsanlar 'iş bulamıyoruz' diyor, biz de çalıştıracak personel bulamıyoruz. Nasıl işsizlik var anlayamadık? Fabrikamızdaki tesislerde yaklaşık 300 kişiyi barındırabilecek konutlarımız var. Gelecek işçilerin konaklaması için TOKİ 900 konutluk proje başlattı. Kalacak yer problemi yok. İşçilerin hepsi sigortalı. Fabrikada tecrübesiz eleman bin 100 lira maaşla başlıyor. Kalifiye elemanlara da bin 500 lira ödüyoruz. İnsan arıyoruz, vasıflı ya da vasıfsız önemli değil. Biz burada bir nevi okul gibiyiz, gerekirse personeli yetiştiririz." Mühendislere de ihtiyaçları olduğunu dile getiren Çebi, "Teknoloji ağırlıklı bir fabrikayız. Mühendislere de iş imkanı sağlamak istiyoruz. Kimya, elektrik, elektronik, makine, endüstri, çevre ve seramik mühendislerine ihtiyacımız var. Mühendislerin tecrübesiz olanlarına 2 bin lira, tecrübelilerine 3 bin lira maaş veriyoruz" ifadesini kullandı. (AA) KEÇİÖREN OSMANLI PAZARI ESNAFLARI YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNDEN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL İLANI kütük numaralı Keçiören Osmanlı Pazarı Esnafları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğimizin Olağanüstü Genel Kurul toplantısı, tarihinde saat: 10:00 da Pınarbaşı Mahallesi Atlas Sokak Osmanlı Halk Pazarı 8. Peron No:29 Keçiören/ANKARA (Dernek Merkezi) adresinde yapılacaktır. Yasal çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantımız tarihinde çoğunluk aranmaksızın aynı saat ve aynı adres olan Dernek Merkezinde yapılacaktır. İlgililere ve üyelere duyurulur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM 1. Yoklama, Açılış ve Saygı duruşu, 2. Divan Başkanlığı oluşturulması, 3. Yönetim ve Denetim Kurulu Raporlarının okunması ve görüşülmesi, 4- Hesap Raporlarının okunması görüşülmesi ve kabulü, 5- Yönetim ve Denetim Kurulunun ibrası, 6- Derneğin Faaliyetine devam etmesine imkan kalmadığından dolayı Derneğin Feshinin görüşülüp karara bağlanması, 7- Derneğin Feshinin gerçekleşmesi durumunda Dernek Tasfiye Kurulunun oluşturulması, 8- Dilek ve öneriler kapanış. KAMERA GÖZETİM SİSTEMİ YAPTIRILACAKTIR TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU DESTEK HİZMETLERİ BAŞKAN YARDIMCILIĞI REFİK SAYDAM KAMPÜSÜ IP TABANLI CCTV KAMERA GÖZETİM SİSTEMİ YAPIM İŞİ yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Sağlık Mahallesi Adnan SAYGUN Caddesi Sıhhiye ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : satinalma@thsk.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : 1 KALEM - YAPIM İŞİ Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı Refik Saydam Yerleşkesi, Sağlık Mahallesi Adnan Saygun Caddesi No: Sıhhiye - Çankaya / ANKARA c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 3 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 120 (yüzyirmi) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Destek Hizmetleri Başkan Yardımcılığı Satınalma ve İdari İşler Daire Başkanlığı Toplantı Salonu ( Refik Saydam Yerleşkesi Sağlık Mah. Adnan Saygun Cad.No: 55 A Blok Sıhhıye-Çankaya/ANKARA) b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde Resmi İlanlar bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 70 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: YAPIM İŞLERİNDE BENZER İŞ GRUPLARI TEBLİĞİ; EK-1:YAPIM İŞLERİNDE BENZER İŞ GRUPLARI LİSTESİ (E) ELEKTRONİK VE İLETİŞİM İŞLERİ IV.GRUP ÖZDENETİMLİ BİNA VE ALAN OTOMASYON SİSTEMLERİ BENZER İŞ OLARAK KABUL EDİLECEKTİR Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ VEYA ELEKTRİK ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ FAKÜLTESİ MEZU- NİYET BELGELERİ 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açık olup Kamu İhale Kurumu tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde yerli istekliler lehine % 15 oranında fiyat avantajı uygulanacaktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Sağlık Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü Konur 2 Sok. No:37 Kızılay ANKARA adresine doküman bedeli yatırılması durumunda Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Destek Hizmetleri Başkan Yardımcılığı Satınalma ve İdari İşler Daire Başkanlığı İhale Birimi (Refik Saydam Yerleşkesi Sağlık Mahallesi Adnan Saygun Cad. No:55 A Blok Sıhhıye/ANKARA) adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Destek Hizmetleri Başkan Yardımcılığı Satınalma ve İdari İşler Daire Başkanlığı İhale Birimi (Refik Saydam Yerleşkesi ) Sağlık Mahallesi Adnan Saygun Caddesi No:55 Sıhhiye Çankaya/ ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (yüzyirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1 Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir. Basın (

8 83 Haziran 2015 Çarşamba EKONOMİ Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Ekonomi Başdanışmanı ve AK Parti Eskişehir milletvekili adayı Prof. Dr. Emine Nur Günay, "Yılın ikinci yarısıyla beraber yeni yatırımlar gerçekleşecek ve bunlar da istihdam yaratacak. Yabancı yatırımcının seçim sonrası için algısı pozitif" dedi. Yabancı yatırımcının seçim sonrası için algısı pozitif İStANBUL - Ümİt ÇEVİK - AA muhabirine AK Parti'nin ekonomi politikaları ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Günay, AK Parti'nin ekonomik hedeflerini "Ekonomik istikrar tamam, şimdi refah zamanı" sözleriyle tanımladı. Ekonomide "Birinci atılım dönemi" ve "İkinci atılım dönemi" hakkında görüşlerini paylaşan Günay, birinci atılım döneminde temel makroekonomik istikrarı sağlayacak her alanda yeniden yapılanmanın gerçekleştiğini ve dolayısıyla ekonominin çok sağlam temeller üzerinde olduğunu vurguladı. Günay, ikinci atılım döneminde ise "Bu sağlam temeller üzerinde halkın refahını nasıl artırabiliriz? Daha fazla nasıl üretim, ihracat yaparak gelir elde edebiliriz? Bu elde ettiğimiz gelirleri de halkımızla eşit şekilde nasıl paylaşabiliriz? Özellikle alt gelir gruplarına refah artırımı anlamında daha fazla aktarım nasıl yapabiliriz?" sorularına cevap bulacaklarını söyledi yılları arasında genellikle gelir dağılımına yönelik politikalarda bir aktarım söz konusu olduğunu anlatan Günay, Türkiye'de yoksulluktaki belli eşikleri güzel bir şekilde aştıklarını ifade etti yılında nüfusun yüzde 20'sinin kişi başına günlük geliri 1 doların altında iken, bu oranın 2013'te sıfıra düştüğünü anımsatan Günay, günlük geliri 4,3 dolar olan kişiler 2002'de nüfusun yüzde 30'unu oluştururken, 2013'te bu oranın yüzde 2'ye gerilediğini ve bu dönemde kaynakların eğitime, ulaştırmaya, altyapıya ve sağlık hizmetlerine aktarılarak en alt gelir grubuna dahi her türlü temel hizmetlerin sağlandığına dikkati çekti. Şu anda vergi gelirlerinin yüzde 23'ünün eğitime harcandığını, 2002 yılında ise bu oranın yüzde 11,3 olduğuna işaret eden Günay, şunları kaydetti: "Bu, eğitimde altyapıyı geliştirmemizi sağladı. Son 12 yılda 234 bin derslik açıldı. 473 bin öğretmen atandı. Bu öğretmen ataması çok önemli. Toplamda 400 bin civarında öğretmen varken, bu sayı ikiye katlandı. Şu anda 900 binin üzerinde öğretmen var ve atamalar devam edecek. 1,9 milyar adet ücretsiz kitap dağıtıldı. Bunlar hep altyapıya yönelik yatırımlardı. Şimdi 'eğitim reformu' diyoruz ve eğitimin içeriği ile ilgili reform seçimlerden sonra gündeme gelecek. Kaliteli, nitelikli insan gücü yetiştirme anlamında Türkiye büyük bir adım atmış olacak." Emine Nur Günay, 2002 yılında sağlığa 13,6 milyar TL harcanırken, şu anda bu rakamın 81 milyar TL'ye ulaştığını ve bunun halka yansımasının çok net gözüktüğünü söyledi. Yaptıkları ev ziyaretlerinde sırf bu nedenle AK Parti'ye oy verdiğini söyleyen vatandaşların olduğunu anlatan Günay, "Şimdi hiç sıra beklemeden muayenemi oluyorum, çok cüzi rakamlara ilaçlarımı alabiliyorum, eskiden randevu almak için bile sabah 04.00'lerde kuyruklara girerdik" diyen çok sayıda vatandaş bulunduğunu ifade etti. Türkiye'nin ikinci atılım döneminde verimlilik, inovasyon ve Ar-Ge'ye dayalı üretime odaklanacaklarını, bu alanlarda istihdam yaratacaklarını ve bunu da ihracata çevirip daha fazla gelir elde edeceklerini belirten Günay, "Bu elde ettiğimiz geliri nasıl dağıtacağız? Esas burası önemli. Bu güne kadar sosyal politikalarla destek verilen alt gelir gruplarına yönelik projelerle istihdam yaratarak, onların refah düzeyini, gelir düzeyini artırarak bunu başaracağız. Buna kapsayıcı büyüme diyoruz. İkinci atılım döneminde tamamen kapsayıcı büyümeyi hedefleyen bir model ile çalışıyoruz" dedi. (AA) "İkinci el otomobil"de dolar ve avro kurundaki yükseliş nedeniyle yılbaşından bu yana fiyatlara yaklaşık yüzde 10 dolayında zam geldiği, internet ortamındaki sanal fiyat artışlarının ise yüzde 40'lara vardığı ve piyasayı "sanal zam"ların yükselttiği bildirildi. İkinci el otomobilde piyasayı yükseltiyor BURSA - HALUK YÜKSEL - İnternetteki satışların önemli bir bölümünün, bahar aylarındaki hareketliliği "yüksek kar marjı"yla fırsata dönüştürmeyi amaçladığını söyleyen ikinci el oto galericileri, tüketicileri "sanal zam"larla aldatılmamaları konusunda uyardı. Bursa Oto Galericiler Odası Başkanı Hakan Yanık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ikinci el otomobil satışlarının, yılın ikinci çeyreği itibarıyla hareketlendiğini ve bu hareketliliğin en azından Ramazan Bayramı'na kadar sürmesini beklediklerini söyledi. Yanık, dolar ve avrodaki fiyat artışlarının, sıfır otomobillere hemen yansıdığını, kullanılmış otomobillerin fiyatlarında da buna paralel olarak bir miktar yükseliş yaşandığını belirterek, ikinci el piyasasında ciddi fiyat dengesizliklerinin söz konusu olduğuna dikkati çekti. "Gerçek" ve "sanal" olmak üzere iki ayrı piyasanın oluştuğunu vurgulayan Yanık, "Yılbaşına göre kullanılmış araçlarda aslında yüzde 10 dolayında artış oldu. Model ve versiyonlarına göre bin ila 4 bin lira aralığında zam söz konusu. İnternette ise yüzde 40'lara varan fiyat artışları var. İkinci el otomobilde piyasayı 'sanal zam' yükseltiyor" diye konuştu. "ARABAYı görün, dokunun, BİR UzmANıNA BAKtıRıN" Yanık, internetteki araç fiyatlarının çok abartılı olduğunu işaret ederek, şunları ifade etti: "Dolar, avro ve altındaki oynamalar, ikinci el araç fiyatlarını artırdı, bu doğru. Ama, fiyatların abartılı şekilde artmasını etkileyen asıl neden internetteki dengesiz fiyat sistemi, sanal artış. Sanal fiyat artışları piyasayı, fiyat çıtasını yukarı çekiyor. Oysa, altının bir borsası var, borsaya göre hareket edersin. Arabanın borsasını şu anda millet internete dökmüş. Oysa arabada fiyat verirken üç tane bizim için önemli olan şey var; birincisi yürüyen aksam, motor, kaporta. Bunlara göre biz arabanın fiyatını çıkartıyoruz. Bunları göstermeyen, bilmeyen bir adam internet üzerinden arabasına fiyat biçiyor. Örneğin, bir arabaya biz '14 bin lira' diyoruz, adam diyor ki; 'İnternette benim arabamın aynısından 20 bin liraya var.' Var ama nasıl bir araba?" İnternetteki satışların önemli bir bölümünün, bahar aylarındaki hareketliliği "yüksek kar marjı"yla fırsata dönüştürmeyi amaçladığını ifade eden Yanık, tüketicileri "sanal zam"larla aldatılmamaları konusunda uyarırken, "Gidin, satın alacağınız arabayı görün, dokunun, bir uzmanına baktırın ondan sonra karar verin" önerisinde bulundu. Yanık, ticari araçlardan ziyade binek araçlara daha çok talep olduğunu vurgulayarak, tüketicilerden, internet üzerinden yapılan satışlarda "kapora" dolandırıcılığına karşı da dikkatli olmalarını istedi. (AA) AB den Türkmen gazına tam destek Avrupa Birliği Komisyonu Enerji Birliği Başkan Yardımcısı Maros Sefcoviç, Türkmen doğalgazının Hazar Denizi'nden Avrupa'ya geçişine, AB olarak tam destek verdiklerini söyledi. ANKARA- Sefcoviç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Azerbaycan vetürkmenistan arasında yaşanan Hazar Denizi'ndeki kıta sahanlığı sorununun, Türkmen gazının taşınmasına yönelik bir problem olarak görülmediğine, aksine bu projenin, bölgede kemikleşmiş sorunlarda çözümün bir parçası olabileceğine işaret etti. Türkmenistan'da mayıs ayı başında yapılan Türkiye-Türkmenistan-AB-Azerbaycan Dörtlü Görüşmesi'nin bir benzerinin Temmuz ayı başında Kazakistan'nın başkenti Astana'da gerçekleştirileceğini hatırlatan Sefcoviç, "Çok açıktır ki hem Türkmenistan tarafı, hem Azerbaycan tarafı Türkmengazının Avrupa'ya, Hazar Denizi içerisinden Türkiye yoluyla taşınması konusunda hemfikir, bu iş birliği bölgedeki havayı daha da olumlu hale getirecek, Avrupa Birliği olarak biz de bu gelişmelere tam destek veriyoruz" dedi. "RUSYA İLE İLİşKİLER olması gerektiği gibi dengeli VE şeffaf" Sefcoviç, Rusya ile olan ilişkilere de değinerek, "Rusya için gazın piyasasını zenginleştirmek ne kadar önemli ise AB için de enerji kaynaklarını çeşitlendirmek o kadar önemli, bu bağlamda Rusya ile ilişkilerimiz olması gerektiği gibi dengeli ve şeffaf" diye konuştu. KARA CA İsmail KARA karozan@gmail.com OKUMAMA KÜLTÜRÜ Yazıma bu başlığı verirken aklıma hemen üstat Aydın Karasüleymanoğlu geldi. O nun bana da imzalayıp verdiği, Kültürsüzlük Kültürü adlı eseri vardır. Okumama kültürü de işte onun gibi bir şey İşimize gelip giderken yıllarca bir sokaktan geçeriz. Fakat, kafamızı kaldırıp bir kere bakmayız, merak da etmeyiz; ya hu bu sokağın adı ne? Ya da beyin denen bilgisayarın bir köşesine yazmış oluruz ama arama motoru bir türlü bulamaz veya bulmakta zorluk çeker. Gün gelir birisi bize o sokağı sorar da o zaman anımsamaya çalışırız belki Yolun, sokağın, caddenin her ne ise bir yerinde beklemeye başlarsınız. Orada bir tabela olsa, örneğin Burada beklemek yasaktır yazsa hiç oralı olmayız. Çünkü, o tabelayı başımızı kaldırıp okumayız. Metroya binenler görürler; otomatik açılan kapıların üzerinde Dikkat kapıya yaslanmayın yazısı vardır. Fakat, sık sık gördüğümüz üzere birileri gelir aksine yaslanır. Metro dedikte hani kapı yanlarında ikişer beyaz koltuk vardır ve üst kısımda Bu koltuklar gazi, engelli, hamile ve yaşlılara ayrılmıştır yazısı bulunur çoğunlukla Ama durumu bunlara uymayan gencecik insanlar, gelirler ve lap diye o koltuklara otururlar. Neden? Çünkü, söz konusu yazıyı okuma zahmetinde bulunmazlar. Geçen de iki genç kız aynı şekilde tahsisli koltuklara oturmuşlar. Kızım dedim onlar bana bakarken ben de yazıya bakıp Affedersiniz, hamile misiniz? Ne demek istediğimi anladılar ve hemen kalkıp dikilmekte olan yaşlılara yerlerini terk ettiler. Belki rencide ettim amma en azından bir ders vermiş de oldum. Bunun gibi daha neler var neler?.. Okumama kültürü bizde oldukça yaygın. Şair dostlarım, şiirlerini kitap çıkararak daha geniş kitlelere iletmek istiyorlar. 75 milyonluk ülkede okunsun diye 500 adet, 1000 adet ancak bastırıyorlar. Bir yılda basılan kitap adedi ise ülkede ortalama Oysa ki, hemen yanıbaşımızda bulunan Azerbaycan nın nüfusu iken, bir kitabın baskı adedi leri buluyor. Örneğin Mümin Sekman ın hazırladığı Hayat Bilgeleri adlı eserin ilk baskısı bile dir. İngiltere ve Fransa da kitap okuma oranı % 21, Japonya da % 14, Amerika da % Türkiye de ne biliyor musunuz? % 0,01. Hele hele internet yaygınlaşalı, okuma oranı daha da düşmüştür. İnsanlarımız işin kolayına kaçıyor ve çok şeyi internette arıyor. Öte yandan günde ortalama 5 saatten fazla TV izliyoruz. ASO, asgari ücretin artırılmasına karşı ANKARA - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, "Asgari ücretin artırılması yerine istihdam üzerindeki yüklerin azaltılması gerekir" dedi. Özdebir, düzenlediği basınla sohbet toplantısında, 7 Haziran seçimleri ve sonrası ile partilerin vaatlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Seçim sonrası koalisyon çıkacağına inanmadığını, yaşanılan tecrübelerle koalisyon hükümetlerinde kararların hızlı alınamadığını ve birtakım tavizler verildiğini anlatan Özdebir, "Her halükarda tek parti hükümetlerinde de bakanlıklar arasında ayrı imparatorluklar gibi güç çekişmeleri yaşanabiliyor ama bunlar koalisyon hükümetlerinde çok daha keskin oluyor" dedi. Başkanlık sisteminin güzel tasarlanması halinde başarılı olabileceğini ifade eden Özdebir, bir soru üzerine, "Hükümet ile Cumhurbaşkanı arasında gerginlik olduğunu düşünmüyorum. Ama Abdullah Bey döneminde olduğunu düşünüyorum. Yürütmenin başı, devletin başı gibi iki baş var. Bu sürtüşmelere ve zaman kayıplarına neden oluyor. Daha yalın bir yönetim olması lazım. Böyle olmadığı takdirde hükümet ile saray arasında çatışma olacak" yanıtını verdi. Anayasa'nın baştan yazılması gerektiğini ifade eden Özdebir, "Hepimiz bu ülkede yetiştik, başka ülkede insanlar nasıl yaşıyor, onu çok bilmiyoruz. O anlamda Türkiye devleti ceberut bir devlet. 2008'e kadar birtakım reformlar yaptık biraz nefes aldık. Halkına, iş adamına zulmeden ne kadar ceberut bir devlete sahip olduğumuzun farkında değiliz. Bu ceberut devlet anlayışının kalkması lazım. Vatandaşın merkeze konduğu bir yapının olması lazım" diye konuştu. Özdebir, 7 Haziran seçiminden sonra, namuslu vatandaşlara göre Anayasa yazacak, bu iklimi değiştirecek, özgürlükleri artıracak bir hükümet kurulmasını istediklerini kaydetti. CHP'nin Merkez Türkiye Projesi'ni değerlendirerek, benzer bir projenin eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan tarafından önerildiğini söyledi. Çağlayan'ın 2011'de Mersin ve Adana'yı içine alan bir proje önerdiğini bildiren Özdebir, projenin Bakanlar Kurulu gündemine geldiğini ancak hayata geçirilmediğini kaydetti. Özdebir, CHP Ankara milletvekili adaylarının ASO'yu ziyaretinde söz konusu merkezin başkentte olması için öneride bulunduklarını belirtti. Ankara'da Kızılcahamam'dan Sincan'a kadar geçen Ovaçayı deresinin önüne bir bent yapılmasıyla oldukça uzun bir kıyı şeridi oluşturulabileceğini belirten Özdebir, bunun etrafında Ar- Ge merkezlerinin, konut alanlarının, alışveriş merkezlerinin kurulabileceğini söylediklerini ancak CHP'lilerin sıcak bakmadığını söyledi. (AA)

9 KÜLTÜR-SANAT 3 Haziran 2015 Çarşamba9 KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN hayrettinivgin@gmail.com HALK ŞİİRİ ve ÂŞIK EDEBİYATI Halk şiiri, âşık edebiyatı ve halk edebiyatı konuları genellikle birbirleriyle karıştırılır. Birbirinden farkının ne olduğu pek bilinmez. HALK ŞİİRİ: Halk şiiri; halkın içinden yetişmiş kişilerin -ki bunlar âşıklar ve ozanlardır- ya da adları bilinmeyen halk sanatçılarının millî ölçü ve özel biçimlerde ortaya koydukları manzum ürünlerdir. ÂŞIK EDEBİYATI VE HALK EDEBİYATI: Bazıları halk şiiri terimini; mani, türkü, ağıt, ninni gibi yalnız Halk Edebiyatı için kullanmayı tercih etmektedirler. Âşıkların, saz şairlerinin, kalem şûaralarının ortaya koydukları ürünler de Âşık Edebiyatı kavramı içinde düşünülmektedir. Folklorun (Halk Bilimi) içinde anonim kültür ürünleri bulunmaktadır. Yaratıcısı belli halk sanatçılarının manzum ürünlerini âşık edebiyatı kavramı içinde düşünürsek; edebiyat ile âşık edebiyatını birbirinin içinde kabul etmek gerekir. İş böyle olunca folklor ve edebiyatın sınırlarını nasıl çizeceğiz? İşe şöyle yaklaşmak gerekir, manzum halk edebiyatı ürünleri anonim nitelikli halk şiirleridir, âşık edebiyatı ürünleri de sanatçısı belli halk şiirleridir. Demek ki halk şiiri, halk edebiyatının bir dalıdır. Ve halkbilim (folklor) içinde düşünmek gerekir. Halk edebiyatında da âşık edebiyatında da türlerin özelliklerinin aynı olduğunu gördüğümüz için bu manzum ürünleri halk şiiri kavramı içinde mütalâa etmekteyiz. ESKİ HALK ŞİİRİ: Türklerin tarihleri kadar da eski bir edebiyatı vardır. Yazının bilinmediği zamanlarda bu edebiyat sözlü idi. Gerçi Türkler in yazıyı kullandıkları tarihler sırasında ve ondan bir süre sonra da edebiyat ürünlerinin büyük bir bölümü sözlü nitelik taşıyordu. İslamlıktan önceki Türk Edebiyatı bir bütündü. Yani, aydınlar için bir edebiyat, halk için bir edebiyat yoktu. Çünkü konuşma dili ile yazı dili birdi. Ozanların, kamların, baksıların deyişlerindeki, şiirlerindeki dil, o çağın halkının ve milletin dili idi. Aydınlar da bu dili kullanıyorlardı. Manzum ürünlerin de biçimleri, türleri, ölçüleri aynıydı. Kısaca tek bir edebiyat görülüyordu. Gerçekten de bugün genel edebiyatı tasnif ederken bu dönemlere tek bir ad verilir. İslamlığın Kabulünden Önceki Türk Edebiyatı. Yüksek tabaka ve halk için iki ayrı edebiyat, İslamlığın kabulünden sonra ortaya çıkar. İşte bu sebeble; halk şiiri bu dönem edebiyatının manzum ürünleridir. Bu dönem edebiyatta başka şiir türleri aramaya gerek yoktur. OZAN, ÂŞIK, KALEM ŞÛRASI, HALK ŞİİRİ: Ozan kelimesinin kaynağı üzerinde pek çok görüş var. Ozan kelimesi bugünkü saz şairi kelimesinin karşılığıdır. Bugün ozan ile şair kelimesini aynı anlamda kullananlar vardır ki son derece yanlıştır. Dediğim gibi bugünkü saz şairinin görevini yapan, eski dönemlerdeki sanatçıların adıdır ozan. Âşık kelimesinin de nereden çıktığı henüz ispatlanmamıştır. Ama âşık ile saz şairi kelimeleri anlamdaşdır, aralarında ayrım yoktur. Âşıklar, yani saz şairlerinin bir kısmı okuma yazma bilmezler, öğrenim görmemişlerdir. Saz çalmasını bilirler, şiirlerini saz eşliğindi söylerler. İrticâl, yani hazırlıksız şiir söyleme özelliklerine sahiptirler. Şiirlerini hece ölçüsüyle söylerler. Bir kısmı ise, belirli bir öğrenimden geçmiştir. Saz çalmasını bilirler, şiirlerin hem hece, hem de aruz ölçüsü ile söylerler ve yazarlar. Barışın heykelleri Ankara da görücüye çıktı ANKARA- Fas'ta 35 yıldır yaşayan Tunus asıllı sanatçı Sahbi Chtioui, 42 parçalık bronz heykel koleksiyonunu Ankara da sergiliyor. Resim Heykel Müzesi Fahri Korutürk sergi salonunda görücüye çıkan heykellerin çiziminden dökümüne kadar bütün aşamalarında Sahbi Chtioui'nin emeği var. Barış kanadım, sevgi silahımdır sloganını tercih eden sanatçı, eserleriyle evrensel barışa ve dostluğa hizmet ettiğini belirtiyor. Fas Kültür Haftası etkinliği çerçevesinde düzenlenen serginin açılışı, Fas Krallığı Ankara Büyükelçisi Lotfi Aouad, Tunus un Ankara Büyükelçisi Mohamed Salah Tekaya, Türkiye nin Fas Büyükelçisi Uğur Arıer, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel sanatlar Genel Müdür Yardımcısı Nihat Değirmenci, Ankara Resim Helkel Müze Müdiresi Ayşegül Canan, sanatçı Sahbi Chtioui ve davetlilerin katılımıyla yapıldı. Açılışta konuşan Fas Krallığı Ankara Büyükelçisi Lotfi Aouad, sanatçı Sahbi Chtioui nin eserlerindeki emeği, mesajları, ülkesinin sanatına katkıları anlattı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel sanatlar Genel Müdür Yardımcısı Nihat Değirmenci ise sergiye ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Sanatçı Sahbi Chtioui ise konuşmasında Fas, Tunus, Libya, Moritanya gibi ülkelerin de içinde bulunduğu Mağrip coğrafyasını temsil ettiğini belirtti. Sahbi'nin çalışmalarının odağında insan figürleri yer alıyor. Dini motifleri de tercih eden sanatçı, ayrıca başları göğe yönelmiş atları kullanıyor. (CHA) İstanbul Müzik Festivali nde 27 KONSER VERİLECEK 43. İstanbul Müzik Festivali, besteci, keman virtüözü ve şef Hasan Niyazi Tura'nın, "Şehidin Türküsü" eserinin dünya prömiyeriyle başladı. Festival kapsamında 27 konserin gerçekleşeceğini kaydeden Eczacıbaşı, klasik müziğin yıldız solistlerinden, kariyerinin başındaki genç yeteneklere kadar, Türkiye ve yurtdışından 600'e yakın sanatçının müzikseverlerle buluşacağını aktardı. İLESAM dan anlamlı yarışma... İLESAM, Tüm Ortaokul ve Lise Öğrencileri İçin Esere Saygılı Korsana Karşıyız Ulusal Slogan ve Logo Yarışması başlattı ANKARA - Burcu KERİM - İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız,"T.C. Kültür ve Turizm ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın katkılarıyla bütün Ortaokul ve Lise öğrencilerine yenilik açtığımız Esere Saygılı, Korsana Karşıyız Ulusal Slogan ve Logo Yarışması sanatı, sanatçıyı, yapımcıyı, yayıncıyı kısacası tüm sanat camiasını koruyan, İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız devletimizin vergi kaybını önleyecek ve insanlarımızın her türlü korsan eserden uzaklaşacağı uzun soluklu olsa da zaman içinde yükselen bir değer haline gelecek yarışmadır dedi. Parmaksız, yarışma şartnamesine herkesin adresinden ulaşılabileceğini ve ödül töreninin Kasım 2015 içinde Ankara'da düzenleneceğini" sözlerine ekledi. Panmaksız: Esere Saygılı, Korsana Karşıyız Ulusal Slogan ve Logo Yarışması nın, eser kavramını öğrencilere öğretmek ve halkımızı özellikle Ortaokul ve Lise öğrencileriyle beraber Eğitim-Öğretim çalışanlarını 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanuna göre her türlü korsana karşı bilinçlendirmeyi amaçlayan birinci boyutu bilgilendirme seminerleri; ikinci boyutu korsanla ilgili slogan ve logo yarışması olan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve T.C. Milli Eğitim Bakanlığı nın katkılarıyla gerçekleşen bir sosyal sorumluluk projesidir. şeklinde konuştu. ESERE SAYGILI, KORSANA KARŞIYIZ ULUSAL SLOGAN ve LOGO YARIŞMASI ŞARTNAME 1.Yarışmaya Türkiye deki tüm Ortaokul ve Liselerde okumakta olan öğrenciler katılabilir. 2.Yarışmaya her okuldan slogan ve logo alanından en çok 3 öğrenci katılabilecektir. 3. Katılımcı öğrenciler hem slogan hem de logo yarışmasına katılabilir. Logolar A- 4 kağıdına çizilecek ve renkli de olabilir. 4.Slogan ve logolar Okul Müdürlüğünün resmi yazıları ile İLESAM a gönderilecektir. 5.Slogan ve logolar öğrencilerin kendi ürünleri olacaktır ve herhangi bir yerde yayımlanmamış olmalıdır. 6.Yarışmayla ilgili her türlü bilgiye ve daha önceden yapılan yarışmalardaki örnek eserlere adresindeki web sitesinden ve İLESAM Genel Merkezi aranarak ulaşılabilir. 7. Yarışmacılar, belirlenen ödüller dışında herhangi bir telif hakkı talep etmeyecektir. Yarışmaya katılan slogan ve logoların kullanım hakkı İLESAM a ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü ne aittir. Yarışmaya katılanlar bu şartları kabul etmiş sayılır. DEĞERLENDİRME : 1. Slogan ve logolar, İLESAM tarafından oluşturulacak ön seçici kurul tarafından ön elemeden geçirilecek daha sonra asıl seçici kurul tarafından dereceye girenler belirlenecektir. 2. Yarışma sonunda dereceye giren ve katılan eserler kitaplaştırılabilir ya da yarışma sonrası herhangi bir yerde kullanılabilir. Katılımcılar eserleri hakkında herhangi bir telif ücreti istemeyeceklerini yarışmaya katılmakla kabul etmiş sayılır. 3.Asıl Seçici Kurul aşağıdaki isimlerden oluşur: Asıl Seçici Kurul İLESAM ın belirleyeceği 3; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü nün bildireceği 2 ve Milli Eğitim Bakanlığı nın bildireceği2 toplamda 7 isimden oluşacaktır. YARIŞMA TAKVİMİ: 1.Yarışmaya son katılım tarihi 16 Ekim 2015 tir. 2. Yarışma sonuçları Ekim 2015 sonuna kadar adresindeki İLESAM ın web sitesinde açıklanacak ve ödül töreni Kasım 2015 sonuna kadar Ankara da yapılacaktır. Yarışmada dereceye giren öğrencilerin ve refakatçilerinin yol, konaklama ve iaşe bedelleri İLESAM tarafından karşılanacaktır. YARIŞMAYA KATILIM BİÇİMİ : Okullar yarışmaya katılacak öğrencilerin slogan ve logolarını resmi yazı ile İLESAM a (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) gönderecektir. İLESAM Adres: İzmir 1. Cadde, No:33/16, Aydın Apartmanı, Kat:4, Kızılay/Ankara Tel: Belgeçer: ORTAOKUL SLOGAN VE LOGO DALIN- DA ÖDÜLLER : BİRİNCİYE : Dizüstü Bilgisayar + Plaket ve Katılım Belgesi+Kitap Seti İKİNCİYE : Tablet Bilgisayar+ Plaket ve Katılım Belgesi+Kitap Seti ÜÇÜNCÜYE : Dijital Fotoğraf Makinesi + Plaket ve Katılım Belgesi+Kitap Seti LİSE SLOGAN VE LOGO DALINDA ÖDÜLLER : BİRİNCİYE : Dizüstü Bilgisayar + Plaket ve Katılım Belgesi+Kitap Seti İKİNCİYE : Tablet Bilgisayar+ Plaket ve Katılım Belgesi+Kitap Seti ÜÇÜNCÜYE : Dijital Fotoğraf Makinesi + Plaket ve Katılım Belgesi+Kitap Seti İSTANBUL - İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Borusan Holding sponsorluğunda düzenlenen 43. İstanbul Müzik Festivali'nin açılış töreni, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapıldı. Törende konuşan İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, bu yılki teması "Kültürel Manzaralar" olan festivalin 43 yıldır, yazın başlangıcını renklendirdiğini söyledi. Eczacıbaşı, festivalin, dünyaca ünlü başarılı bestecilere eser siparişi verdiğine de dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: "Festival, bu yıl da 2 önemli besteci, Hasan Niyazi Tura ve Tigran Mansurian'ın festival siparişi eserlerinin dünya prömiyerlerine ev sahipliği yapacak. Besteci, keman virtüözü ve şef Hasan Niyazi Tura'ya, Çanakkale Savaşı'nın 100. yılı sebebiyle sipariş edilen, senfonik şiir Şehidin Türküsü'nün dünya prömiyerini bu akşam açılış konserimizde hep birlikte dinleyeceğimiz için büyük bir heyecan duyuyoruz." Festival kapsamında 27 konserin gerçekleşeceğini kaydeden Eczacıbaşı, klasik müziğin yıldız solistlerinden, kariyerinin başındaki genç yeteneklere kadar, Türkiye ve yurtdışından 600'e yakın sanatçının müzikseverlerle buluşacağını aktardı. Törende, çok sesli Batı müziğinin gelişip yaygınlaşmasına yönelik çalışmalarıyla Türkiye'nin kültürsanat hayatına kattığı değer ve 50 yılı aşan eğitimci kimliğiyle birçok müzisyen ile müzikoloğun yetişmesindeki emekleri dolayısıyla Prof. Filiz Ali'ye "Onur Ödülü" takdim edildi. Ödülünü Bülent Eczacıbaşı'nın elinden alan piyanist, müzikolog, müzik eleştirmeni ve yazar Ali, 50 yılı aşkın süredir çok sesli müziğin, gelişmesi, yeşermesi ve çoğalması için yaşamını vakfettiğini belirterek, çok sesli müziğin Türkiye'de değer bulup, ödüle layık görülmesinin önemine işaret etti. Törende ayrıca, Başbakanlık Tanıtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyoğlu, Adalar, Kadıköy ve Beşiktaş belediyelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi ve kuruma, festivale katkılarından ötürü plaket verildi. Törenin ardından Sascha Goetzel yönetimindeki Borusan Filarmoni Orkestrası ve tenor Serkan Bodur, festival için sipariş edilen, "Şehidin Türküsü"nü seslendirdi. Orkestra daha sonra, Mussorgsky'nin "Bir Sergiden Tablolar" adlı eserini ve piyanist Can Çakmur'la da Shostakovich'in 2. Piyano Konçertosu'nu yorumladı. Berlin Filarmoni Orkestrası'nın viyolonsel grubundan oluşan 12 çellist, 1 Haziran'da Aya İrini Müzesi'nde dinleyicilerle buluşacak. Bach'tan Fransız şansonlarına ve Piazzolla'ya uzanan konserde ayrıca Cemal Reşit Rey'in öğrencisi, besteci Tayfun Erdem'in Mavi Kelebeklerin Marşı'nın Türkiye prömiyeri de yapılacak. Festival kapsamında 2011 İstanbul Müzik Festivali Yaşam Boyu Başarı Ödülü sahibi Gidon Kremer ve Kremerata Baltica, 2 Haziran'da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda konser verecek. (AA) MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER AŞKI YARALAMAK... Aşk âteşi hasretle harlanır; hasret çeken beden ve ruh hasretle darlanır... Aşkı yaralamak, Rabbimi yaralamak; Hüdâ'yı ve bir kul için en önemli olan Mevlâ'nın rızasını unutmak, âlemlerin Rabbini kırmaktır... Dünya; sürgünler sürgününde yaşanan sonlu olandır. Hasret mekânı olarak bilinen ve imtihan için geldiğimiz bu diyarın tek bir silahı vardır ki; onun adı da "hasret". Hasret çekmek zor olan... Hasrete talip olmak; ölmeden ölmeye hem de binlerce defa ölmeyi göze alabilmek demektir. Aşk âteşi hasretle harlanır; hasret çeken beden ve ruh hasretle darlanır... Hasret imtihan dünyasında bir bakıma bir lütuf; bir taraftan da bir cezadır. Nasıl ki gerçek diye bilinenlerden bazıları bakış açımıza göre şekillenirse, hasrette âşığın ve "aşk" adlı lütfu dileyen kulun arzusu, teslimiyeti ve tevekkülüyle bazen en çok yakan bir ateş; bazen de bir mükâfata dönebilir... O yüzden aşkı yaralamak, Rabbimi yaralamak; Hüdâ'yı ve bir kul için en önemli olan Mevlâ'nın rızasını unutmak, âlemlerin Rabbini kırmaktır... Kaderi çizen; her şeyin sahibi O değil mi? En güzeli, en doğruyu O ndan başka kim bilebilir? Aşkı arzulamak güzel de; hasretten şikâyet niye? İmtihan için geldiğimiz sonlu olan dünyada mutlak mutluluk yok ki Bu gerçeği bile bile yaşadığımız olumsuzluklar ve çektiğimiz ıstıraptan müşteki olmak niye? Dünya hasret adlı silahını ateşleye dursun; elimizde şükür adlı kalkanımız varken sızlanmak, sitem etmeye ne gerek var? Şükür, ferahlatan bir rüzgârdır; hasretin yakıcılığı karşısında Öylesine güçlüdür ki; içten, samimi ve halisane çok şükür diye çekilen bir nefes hasretin nârını; o yürekteki yangını gülleri kırmızı bir gülistana çevirebilir Yeter ki Rabbim ol desin Yeter ki isteyelim O ndan; yeter ki canı gönülden aşkla, teslimiyetle, tevekkülle dua edelim Hüdâ ya İmtihanı ve O nu unutmayanı Rabbim unutmaz çünkü Sevdiğinin yüreğini kırmaktan korkan Rabbini kırmaktan niye korkmaz? Belki korkar da; bu gerçeği idrak etmesi gerekiyordur zamanla. Rüyadayız bu dünyada; hiç uyanmayacakmışız zannederiz ya; gerçek uyanınca başlayacak aslında. Gerçeği arayanlar hasretten ve kaderden razı olandır Gerçeği arayanlar imtihan dünyasında olduğunu unutmayanlardır Çok şükür yaratılışın sırrına erenlere Çok şükür her şartta ve durumda çok şükür Yarabbim diyenlere Yaşamak, bir anlamda ölecek olduğumuz gerçeğini kabullenmek değil mi? Öyleyse ölmek için yaşıyoruz; mutlak gerçeğe, mahşere ulaşmak için Sonludan geçmeden sonsuza erişilmez ki Sonlu olan dünyadaki imtihanını veremeyen; sonu sonsuzluğa ulaşan hayat adlı merdivenin basamaklarını çok şükür demeden çıkmaya çalışanlar, cennete ulaşamaz ki Söyleyin bana; cennet o kadar ucuz mu? Hayat, ezel ve ebed arası bir göz kırpması Sonsuzun sonluya oranı bu Budur büyüttüğümüz dünya; budur büyüttüğümüz hasret çünkü dünya, sonsuzluğun bir salisesi kadardır desem yine de abartmış olmam; hatta eksik bile söylemiş olurum gerçeği Gerçeği bildikten ve gerçeğe erdikten sonra hadi yaralayın aşkı yaralayabilirseniz GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Teslim oldum zamana; mevsim, yazlar geçiyor Kabullenince insan zevkler hazlar geçiyor. Üşüyor hep yüreğim yıldızsız gecelerde, Mahşeri düşününce o ayazlar geçiyor.

10 103 Haziran 2015 Çarşamba Anne karnındaki bebek ameliyatla yaşama tutundu İdrar kanalının kapalı olması nedeniyle mesanesi, mesane ile böbrekler arasındaki kanalları ve böbrekleri genişleyen, doktorlarca annesine "gebeliği sonlandırması" tavsiye edilen 27 haftalık bebek, anne karnında yapılan başarılı bir ameliyatla hayata tutundu. İZMİR - Antalya'da yaşayan Hanife Sönmez'in (25) bebeğine, gebeliğinin 18. haftasında "Posterior üretral valv" tanısı konuldu. Bebeğin idrar çıkış kanalının kapalı olduğu ve idrarını yapamadığı, bu yüzden mesane, mesane ve böbrek arasındaki kanallar ile böbreklerinin genişlediği belirlendi. Aileye, "Bebeğin böbrek yetmezliği sorunuyla doğacağı, hayatta kalma ihtimalinin çok düşük olduğu" belirtilerek, gebeliğin sonlandırılması tavsiyesinde bulunuldu. Benzer rahatsızlıklarla ilgili araştırma yapan Sönmez ailesi, İzmir'de gebelik sırasındaki problemleri teşhis eden ve gerektiğinde tedavi uygulayan perinatoloji uzmanlarından bilgi aldı. Ailenin kararıyla, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tahliller yaptırıldı. Tahliller sonucunda bebeğin böbrek fonksiyonlarını henüz kaybetmediği tespit edildi. Bunun üzerine, bebeğe anne karnında ameliyat yapıldı. Hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Perinatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sefa Kelekçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastalık nedeniyle anne karnındaki amniyon sıvısının azaldığını belirtti. Bu sıvı azaldığında bebekte kemik ve kaslarda problem, akciğerde tedaviye cevap vermeyen gelişme geriliği yaşandığını anlatan Prof. Kelekçi, bu bebeklerin doğduktan sonra genellikle kısa süre sonra kaybedildiğini, yaşayabilenlerin ise ya böbrek nakline ihtiyaç duyduğunu ya da sürekli diyalize bağlı hasta olduğunu kaydetti. Kelekçi, yapılan tahlillerde bebeğin böbrek fonksiyonlarını henüz kaybetmediğinin görülmesi üzerine ameliyat için hazırlandıklarını vurgulayarak, şunları söyledi: "Bu hastalıkta erken tanı çok önemli. Böbrek fonksiyonunu kaybettiğinde ameliyatın bir önemi kalmıyor. Hastamızda erken teşhis edilmişti. Bebeğin mesanesi ile etrafındaki amniyo sıvısı arasına bir kanal koyduk. İdrarın dışarı atılmasını sağladık. Şu anda sağlık durumu çok iyi. Bundan sonraki amacımız, şantın (kanal) devamını sağlamak ve zamanlı bir şekilde doğurtmak." Hastalığın 40 bin gebelikte bir görüldüğünü ifade eden Prof. Kelekçi, hayatın doğumla değil, anne karnında ilk döllenmeyle başladığına, bu nedenle anne karnındaki bir problemin orada halledilmesinin hayati önem taşıdığına dikkati çekti. 25 dakikalık ameliyatla bebeğin hayatının kurtarıldığını belirten Kelekçi, Türkiye'de perinatolojinin yeni bir uzmanlık olduğunu, bu nedenle anne karnındaki bebeğe operasyon yapabilecek birkaç merkez bulunduğunu sözlerine ekledi. Anne Hanife Sönmez de 6 yaşındaki oğullarının ardından ikinci çocuğu istediklerini, gebeliğin başlangıcında bir sorun olmadığını anlattı. Sönmez, "Sonra öğrendiğimizde kötü olduk, çok üzüldük. Aldırmamız gerektiğini, tedavinin mümkün olmadığını söylendi. Sonra Sefa Hocamızı bulduk, bize çok yardımcı oldu. Böbreklerinin şant takılmasına uygun olduğunu söyledi. Kanal takıldı ve bir sorun kalmadı. Ağrım, sızım yok, bebek de iyi. Mutluyuz" diye konuştu. Hanife Sönmez, ameliyatın ardından 32 haftalık olan bebeğine yaklaşık bir ay sonra doğduğunda, doktorunun ismini (Sefa) vermeyi planladıklarını bildirdi. (AA) Milyonda bir görülen hastalığa şifa arıyorlar MERSİN - Mersin'de, çift taraflı doğumsal kaval kemiği eksikliği (Tibial Hemimelia) hastası bir yaşındaki Furkan Eymen'in anne babası, çocuklarının yürüyebilmesi için destek bekliyor. Mersin'de özel bir firmada çalışan Furkan Eymen'in babası Semih Yıldızçelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlunun rahatsızlıkla dünyaya geldiğini söyledi. Doktorların hastalığın milyonda bir görüldüğünü ifade ettiğini aktaran Yıldızçelik, çocuğunun ayak diz kapaklarının altındaki kemiklerde eksiklik ile deforme bulunduğunu, için bacaklarının ve ayaklarının düzgün gelişmediğini anlattı. Furkan Eymen'in üç yaşına kadar ameliyat edilmezse ömür boyu yürüyemeyeceğini belirten Yıldızçelik, şunları söyledi: "Tedavi için yaptığımız araştırmalar neticesinde bu tür ameliyatlarda tecrübesi olan Prof. Dr. Michael Weber'e ulaştık. Kendisinin özel işleri için Türkiye'ye geldiğini öğrendik ve burada oğlumuz Furkan Eymen'i muayene ettirme şansımız oldu. Weber, Furkan Eymen'in tedavisinin mümkün olacağını, ayrıca bu tür ameliyatları dünyada sayılı birkaç hekimin gerçekleştirebildiğini söyledi. Weber, ekibiyle Türkiye'de belirleyecekleri bir hastanede bu ameliyatı yapabileceklerini söyledi. Ancak ameliyatlar için istenen tutarı aile olarak bizim karşılayabilmemiz mümkün değil. Bundan dolayı biz, oğlumuzun yürüyebilmesi için destek istiyoruz." Anne Şeyma Yıldızçelik de oğlunun durumunu beş aylık hamileyken öğrendiklerini ve yıkıldıklarını anlattı. Yıldızçelik, "5 aylıkken almak için çok geç kalındığını da belirttiler. Ancak biz zaten öyle bir düşünce içerisinde olmadık. Furkan Eymen dünyaya geldiğinde bize, öncelikle kaval kemiği değil de yürümesini sağlayan arka kemiğin eksik olduğunu ve bunun herhangi bir zararının olmadığını söylediler. Ancak, çocuğumuz büyüdükçe yürümesini sağlayan öndeki kemiğin olmadığı anlaşıldı" diye konuştu. Hastalığı öğrendikten sonra tedavi yöntemleri konusunda araştırma yaptıklarını söyleyen anne Yıldızçelik, Mersin'de konuyla ilgili uzman doktorlara gittiklerini ve tedavinin burada gerçekleştirilemeyeceği bilgisini aldıklarını kaydetti. İstanbul ve Ankara'da da birçok hastaneye başvurduklarını dile getiren Yıldızçelik, şöyle konuştu: "Burada gittiğimiz doktorlar bu hastalığın milyonda bir görüldüğünü ve ayaklarının önündeki kemiklerinin eksikliğinden çocuğun kesinlikle normal insanlar gibi yürüyemeyeceğini belirttiler. Yaptığımız araştırmalarda dünyada bu şekilde çocukların olduğunu gördük. Bunların küçük bir bölümünün de tedavi edilebildiğini duyduk. Bu bizim için bir ümit ışığı oldu. Araştırmalarımız neticesinde, tedavi için yaklaşık 230 bin doların gerektiğini gördük. Bu bizim için büyük bir rakam. Biz tabi ki çocuğumuzun yürümesi için elimizden geleni yapacağız. Yine de bu miktar bizim karşılayabileceğimizin çok çok üstünde. Bu yüzden biz, Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan ve duyarlı insanlardan yardım bekliyoruz. Çocuğumuzun ayağı kesilsin istemiyoruz. Çocuğumuz, yürüsün istiyoruz. Biz bunun için her şeyimizi ortaya koyduk. Oğlumuz yeter ki yürüsün." Yıldızçelik ailesi, ameliyat için gereken parayı derleyebilmek için krediyle aldıkları evlerini satılığa çıkardıklarını da belirtti. Tedavi sürecini izleyen İstanbul Bilim Üniversitesi Şişli Florence Nightingale Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü doktoru Burak Abay, hastalık çok nadir görüldüğü için tıp literatüründe de oldukça az bilindiğini ifade etti. Abay, rahatsızlığın tedavisinin oldukça zahmetli olduğunu ve ameliyatın uzman ortopedi cerrahları tarafından yapılması gerektiğini ifade etti. Abay, "Bu hastalarda yüz güldürücü sonuçlar elde edilmesi için uzun süre, hastaların sabırlı olarak bu işin ehli insanlar tarafından tedavi görmesi gerektirmektir" dedi. (AA) Saraçoğlu: "Bilim insanı doğal yaşamdan uzaklaştırıyor KARABÜK - Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, bilme fazla güvenilmemesi gerektiğini belirterek, "İnsanoğlu, Allah'ın yarattığı nimetleri değiştirerek bilim gücüne inanıp, ilmi bir tarafa terk edip bir şeyler yaptığını zannediyor" dedi. Safranbolu Kültür ve Eğitim Merkezi (SAKEM) Yıl Sonu Etkinlikleri kapsamında Sunal Tülbentçi Öğretmenevi'nde konferans veren Saraçoğlu, günümüzde insanların hastalandıktan sonra ölene kadar ilaç kullandığını bildirdi. Hastalıklarda kullanılan ilaçların insanlara belli bir müddet şifa verdiğini vurgulayan Saraçoğlu, "Belli bir müddet siz o ilacı kullanırsınız şifa bulursunuz ama bugün maalesef onlarca hastalık tedavi edilemiyor. İnsanoğlu bilimde çok fazla ilerlediğini zannediyor. Bilimde ilerledikçe ilimde geri kaldı. Çünkü kazandığı bilim ile Allah'la azamet yarışına girdi" diye konuştu. Bilimin yaptığı çoğu şeylerin zararlı olduğunu belirten Saraçoğlu, cep telefonu örneği vererek, cep telefonun insanı sevgiden ve özlemden uzak tuttuğunu savundu. Saraçoğlu, şunları kaydetti: "Bilimin insanı doğal yaşamdan uzaklaştırıyor. Önceden insanların 6 saat çalışır, kişilik nüfusa bakardı. Bereket vardı, bolluk vardı, Detoksla yaza sağlıklı girin HABER MERKEZİ - Mevsim değişiyor, gün ışığından yararlanma saatleri ile birlikte hava sıcaklıkları artıyor. Yeni mevsime hazırlanmak için en iyi yöntem ise doğayı taklit etmek olarak tanımlanıyor. Sabahın ilk ışıkları ile uyanmak, mevsime göre giyinmek, açık havanın keyfini çıkarmak ve mevsimin sunduğu taze sebze ve meyveleri tüketmek kışın rehavetini üzerimizden atıp yenilenmemizi sağlıyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji Bölümü nden Prof. Dr. Erol Bolu, baharda sağlıklı ve zinde kalmak için önerilerde bulundu. Yazın gelmesi ile birlikte gün ışığına maruz kalış süresindeki artış hormonal değişikliklere neden olmaktadır. Eğer kişi bu gece gündüz arasındaki gün ışığının değişimlerine uyku saatlerini adapte edemezse kortizol ve üreme hormonlarının gün içindeki salınım grafiği de gün ışığı sürelerine uyum gösteremez. Bu hormonlar anabolizan; yani bizi güçlü olmaya beslenmeye, üreme fonksiyonlarında artışa teşvik eden hormonlardır. Bu huzur vardı. Peki şimdi onun yerini ne aldı? Bütün aile bireyleri çalışıyor, huzur da yok, para da yetmiyor, bereket de yok. Bu nasıl iş? Hani bilim ilerlemişti? Demek ki bunlar ilimden nasibini almamış olan insanlar. Şimdi bilimle ilim tamamen farklı şeylerdir. Bilim insanoğlunun elinden çıkan fizik, kimya, matematik, biyoloji, tıp, felsefe gibi bilim dallarıdır. İnsanoğlu, Allah'ın yarattığı nimetleri değiştirerek bilim gücüne inanıp, ilmi bir tarafa terk edip bir şeyler yaptığını zannediyor. Hiç bir şeye güvenmesin. Küçük bir grip virüsü geliyor. Musallat oluyor binlerce insan ölüp gidiyor. Hani insanoğlu bu kadar güçlüydü. İnanmayın siz güce. Çünkü güç dediğimiz şey haktandır. Yani hak güçte değil, güç haktandır. Bunu unutmayın." (AA) hormonların mevsimin değişmesi ile birlikte sabah saatlerindeki doğal artışları gecikir ya da beklenen dönemlerde salınım şiddetini kaybeder. Böylece sabahtan başlayan ve gün boyu devam eden bir yorgunluk hali oluşur. Egzersiz için güçlerinin olmadığı görülür ve zamanla bu kısır döngüye kendilerini bırakırlar. Beslenme davranışları değişir, kilo kontrolü zorlaşır. Bu kısır döngüye düşmemek ve inatla vücudumuzun kabul edebileceği şiddette egzersize yönelmek gereklidir. Mevsim değişimlerinde yeterince ve kaliteli uyku önemlidir. Uyuma ortamında yeterli karanlık olmasına da özen göstermek gerekir. Mevsim değişimleri sırasında hormon değişimlerine ek olarak ortaya çıkabilecek immün sistemimizdeki değişimlerde enfeksiyon hastalıklarına yakalanma konusunda hassas bir pencere dönemi oluşturabilir. Bunun için çevredeki enfekte kişilerden ve kapalı ortamlardan uzak durmak uygun olacaktır. SAĞLIK Prof. Dr. Sağlam: Yazın sıcakta sigara içmek daha tehlikeli ERZURUM - Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Leyla Sağlam, yazın sıcakta sigara içmenin daha tehlikeli olduğunu belirterek, "Tansiyon, kalp damar hastaları hem sıcakta risk altında hem de sigara içtikleri zaman riskleri katlanıyor" dedi. Sağlam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü'nün 31 Mayıs'ı sigarasız gün olarak kabul etmesiyle her yıl özel bir konuya dikkat çekildiğini, bu yılki konunun da "tütün ürünlerinin yasa dışı ticareti" olarak belirlendiğini söyledi. Yapılan çalışmalarda sigara kullanımında yasal olmayan yollarla temin edilen sigara kullanım oranının yüzde 10 kadar olduğunun tahmin edildiğini anlatan Sağlam, ülkelere göre bu oran değişmekle her ülkede bu sorunun yaşandığını belirtti. Sağlam, sigaranın neden olduğu hastalıkların başında akciğer kanseri, kalp damar hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları geldiğini ifade ederek, sigara içme süresinin önemli olduğunu çünkü ne kadar uzun yıl içilirse hastalık risklerinin o kadar arttığına dikkati çekti. Sigara kullanımının vücutta geri döndürülemez zararlara neden olduğunu dile getiren Sağlam, "Akciğer kanseri başta olmak üzere tüm organ kanserleri riskini artırıyor. Özellikle idrar kesesi kanserlerini arttırıyor" ifadesini kullandı. Sağlam, sigara kullananların verdiği zarar bakımından özellikle çocukların mağdur olan grubu teşkil ettiğinin altını çizerek, "Çünkü sigara nedeniyle oluşan ölümlerin yüzde 10'unu çocuklar oluşturmaktadır. Çocuklar, sigara içmedikleri halde sadece sigara dumanına maruz kalarak böyle bir sonuçla karşı karşıya gelmeyi hiç hak etmiyorlar. Bu nedenle sigara içen erişkinlere, anne-babalara, rol modellere, doktorlara, öğretmenlere çok büyük sorumluluklar düşmektedir" şeklinde konuştu. Herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği zaman daha sağlıklı, huzurlu, mutlu ailelere, ülkeye sahip olunacağını belirten Sağlam, şöyle devam etti: "Tansiyon, kalp damar hastaları, hem sıcakta risk altındadır hem de sigara içtikleri zaman riskleri katlanıyor. Onun için yazın sıcakta sigara içmek daha tehlikeli. Ayrıca, sigara kadınlara daha çok zarar veriyor. Ciltlerinin yaşlanmasına, kısırlığa da neden olabiliyor. Kadınların genetik yapısından dolayı sigara daha çok zarar veriyor. Kadınlarda sigara içme oranı daha düşük olduğu için de kadınlar sigara üreticilerinin hedef kitlesi haline gelmektedir. Sigara kullanımın cazip hale getirmek için her türlü yolu deniyorlar. Sigara içmeleri için hangi maddeler bağımlılık yaparsa onları da katıyorlar." (AA) İyot eksikliği çocuklarda zeka geriliği nedeni HABER MERKEZİ - Dünyada 130 ülkede önemli bir sağlık sorunu olan iyot yetersizliği, çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği, yetişkinlerde guatr hatta meme kanseri gibi ciddi problemlere yol açabiliyor. Vücudun iyot açığı kapatılarak önlenebilen iyot yetersizliğinde altın kural, sofrada "iyotlu tuz" kullanılması olarak tanımlanıyor. 1-7 Haziran İyot Yetersizlikleri Haftası öncesi Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, iyot yetersizliğinin önlenmesi hakkında bilgi verdi. İyot, insan vücudunda başta beyin olmak üzere tüm organların düzenli büyümesi, gelişmesi için gerekli hormonların yapımında önemli bir elementtir. İyot yetersizliği pek çok ülkede sosyal ve ekonomik gelişme için tehlike oluşturmaktadır. Yaklaşık olarak 1,5 milyar kişi iyot yetersizliğinin olduğu riskli bölgelerde yaşamaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, ortalama günlük ihtiyaç olan 150 mikrogram iyot yeterince alınamadığı için 740 milyon insanın guatr, dünya nüfusunun %54 nün ise iyot yetersizliği hastalıklarından etkilenmektedir. Ülkemizde de iyot yetersizliğine bağlı guatr önemli bir sağlık problemidir. İyot eksikliği; çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği, zeka düzeyinin yaşıtlara göre düşük olması, öğrenme güçlüğü ve okul başarısında azalma gibi sorunları da beraberinde getirebilmektedir. Son verilere göre her yıl doğan yaklaşık 40 milyon çocuk, annelerinin diyetinde yeterince iyot bulunmaması yüzünden farklı ölçülerde zihinsel geriliği riskiyle karşı karşıyadır.

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Geyik Kanyonu doğaseverleri ağırladı Ula ilçesine bağlı Arıcılar köyü sınırlarında yer alan 20 kilometre uzunluğundaki Geyik Kanyonu'nda yürüyüş düzenlendi. MUĞLA - Son yıllarda doğa sporcuları ve fotoğrafçıların ilgi gösterdiği Geyik Kanyonu, irili ufaklı şelaleleri, bitki örtüsü, yaban hayatı ve parkurları ile Muğla'nın "gizli doğa cenneti" olarak anılıyor. Muğla Valisi Amir Çiçek, Milletvekili Nurettin Demir, Vali Yardımcıları Mevlüt Kurban, Fikret Çavuş, Fatih Ürkmezer, Ula Kaymakamı Ali Yılmaz, Menteşe Kaymakamı Zeki Arslan, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Halil Çelik, Ula Belediye Başkanı Ümit Karaarslan, Gençlik Merkezi ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Dağcılık Topluğundan sporcularla kanyonda yürüyüş yaptı. Yürüyüş öncesi gruptakilere, köylüler tarafından hazırlanan yöresel ürünlerin yanı sıra pilav, kavurma, gözleme, ayran ve çay ikramında bulunuldu. Vali Çiçek, ilçede alternatif turizm potansiyeli bulunduğuna dikkati çekerek, "Ula'da tarihin, denizin, kumun, su sporlarının yanında oksijeni bol, içerisinde değişlik hayvan türleri bulunan, insanın stresini atarak sağlıklı yaşamasını sağlayan bir kanyon var" dedi. Kalabalık bir grupla kanyonda yürüyüş yapıp "doğal cennet"in güzelliklerini keşfedeceklerini söyleyen Çiçek, "Bugün buraya spor yapmak, yürümek için geldik. Geyik Kanyonu'nu biliyorsunuz ama daha iyi tanıtılması gerek. Valilik olarak alternatif turizm üzerinde duruyoruz, Geyik Kanyonu'nu da alternatif turizm içerisine koymak şartıyla, daha iyi tanıtılması, buraların turizme açılması konusunda bir dizi çalışma daha yapacağız" diye konuştu Kobani'nin hayat pınarı Türkiye Yürüyüşe katılan Ula Kaymakamı Ali Yılmaz, Ula'nın Muğla'nın tarihi ve kültürel değerler açısından en zengin ilçelerinden biri olduğunu söyledi. Geyik Kanyonu'nun zengin faunası, eşiz görünüme sahip şelaleleri, irili ufaklı mağaraları, endemik bitkileri ve yaban hayatıyla ilçenin önemli turizm merkezi olduğunu anlatan Yılmaz, şöyle konuştu: "Kaymakamlık olarak alternatif turizm değerlerimizi sağlıklı şekilde planlayıp tanıtmaya ve ziyaretçilerin asgari taleplerini karşılamaya yönelik projeler üretmeye devam ediyoruz. Kaymakamlığımız tarafından hazırlanan 'Doğal Cennet Geyik Kanyonu' projesi 2013 Yılında Güney Ege Kalkınma ŞANLIURFA - Ülkelerindeki çatışmalardan kaçan 200 bin civarında Suriyeli Kürt'e kucak açan Türkiye, sınırın ötesinde bulunan mağdur insanların da umudu olmaya devam ediyor. Terör örgütü DAEŞ ile bazı Kürt gruplar arasında yaklaşık 4 ay süren çatışmaların ardından harabeye dönen Kobani'nin çöken altyapısı nedeniyle zor günler geçiren Suriyeli Kürtlerin imdadına, savaş esnasında kucak açan Türkiye yetişti. Suruç ilçesindeki Mürşitpınar Sınır Kapısı'nda başta temel gıda malzemeleri olmak üzere ilaç ve giyim yardımlarından oluşan tır dolusu malzemeler, kontrol sonrası Kobani'ye ulaştırılıyor. Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sığınmacıları en iyi şekilde ağırlayan Türkiye'nin, BUL- MACA Soldan sağa: 1. Öğrenci. İsyan eden, başkaldıran. 2. Yönetimsel. Tanrıtanımaz, dinsiz. 3. Tellal ile duyurma, çağrı. Büyük tren istasyonu. Kuzu sesi. 4. Asya da bir göl. 5. Radyumun simgesi. Hayvanın erkekliğini gidermek, hadım etmek. 6. Mantık. Doğu Anadolu da bir ırmak. 7. Bağımlı. Bir pamuk türü. 8. Motorlu taşıtlarda fren yapmayı sağlayan, tekerlek mili üzerine yerleştirilmiş, yarım ay biçimindeki alet. Bir renk. 9. Milli İstihbarat Teşkilatının kısaltması. Balık yumurtası ile yapılan bir tür meze. 10. Dünyanın uydusu. Ev işlerinde çalışkan ve becerikli kadın. 11. Gök, gökyüzü. Binek hayvanı. 12. Verme, ödeme. Sermaye, kapital. 13. Alkollü, sert bir içki. Olumsuzluk anlatan önek. 14. Demirin simgesi. Tutu, rehin. 15. İdare lambası. 16. Serbest bırakma. Canavar düdüğü. 17. Alüminyumun simgesi. Gemilerde oda. 18. Müstahkem mevki. Elma, armut gibi meyvelerin kurutulmuşu. 19. Kanın içinde dolaştığı kanal. Nakit, akçe. 20. Yiyeceği ortaklaşa sağlanan toplantı. Gerekenden eksik. Yukarıdan aşağıya: 1. Kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği. İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan. Nazi Hücum Kıtasının kısaltması. Evin bir bölümü. 2. Etrafı suyla çevrili kara parçası. Sinirlilik. Ziyan. 3. Antalya ilinde dünyaca ünlü bir plaj. Boyutlar. En yüksek askeri unvan. Bir nota. 4. Rütbesiz asker. Kum falı. Kabaca evet. Köpek. Bir masal dağı. 5. Eski dilde yabancı, ilgisiz. Soyundan gelinen kimse. Dualardan sonra söylenir. Renklerin en koyusu, siyah. 6. Ağaçlıklı yol. Rus Kazaklarda başkan. Kir. 7. Güzel sanat. Üzerine iplik, tel gibi şeyler sarılan ekseni boyunca ortası delik silindir. Yaratıcısının adı bilinmeyen eser. Peru nun plaka işareti. 8. Astatinin simgesi. Eskiden Beyoğlu na verilen ad. Polisin kuşkulu gördüğü kimseler üzerinde bıçak, silah, esrar gibi yasak şeyler araması. 9. Ağı, zehir. Bir tür etli ve büyük zeytin. At oturmalığı. Arjantin in plaka işareti. 10. Notada durak işareti. Engelli, özürlü. Arnavutluk un para birimi. İslam ın beş şartından biri. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu Ajansına (GEKA) sunuldu ve başarılı projeler arasında değerlendirilip maddi destek almaya hak kazandı. Proje kapsamında, kanyonun başlangıcında mesire alanı, peyzaj düzenlemesi ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kurulumlar inşa edildi ve mesire alanının elektrik ve su altyapıları tamamlandı. Yine proje kapsamında kanyonun tanıtımına yönelik, projenin basına tanıtılması, organizasyonlar, broşür ve tanıtım filmi, turizm rehberi el kitapçığı hazırlanması ve basımı faaliyetleri, gerçekleştirildi. Geçimini arıcılıktan temin eden yöre halkına yönelik, arıcılık, turizm, iletişim ve İngilizce kursları verildi." (AA) yardımlarını sınırın ötesine de ulaştırmayı ihmal etmediğini söyledi. Türkiye'nin savaş boyunca Kobani'nin tek hayat damarı olduğuna dikkati çeken Çiftçi, "Bugün eğer Kobani ayaktaysa ve direnebiliyorlarsa en büyük sebep Türkiye'nin varlığıdır" dedi. Sınır kapısının yaklaşık iki yıldır insani yardım ve yaralıların tedavisi amacıyla kullanıldığını anımsatan Çiftçi, Kobani'nin insani noktadaki her türlü ihtiyaçlarının bu şekilde sağlandığını kaydetti. Sınır ötesine yardımların ulaştırılmaya devam edildiğini dile getiren Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çatışmalardan önce karşıya 815 tır insani yardım gönderdik. Savaş sırasında da hem insani yardımın karşıya geçirilmesi hem de yaralıların tedavi edilmesi sağlandı. Yine gerek Peşmerge birliklerinin gerekse de Özgür Suriye Ordusu'nun Kobani'ye geçiş noktası olduk. Savaştan sonraki süreçte insani yardımların ulaştırılması, hastaların tedavi amaçlı tekrar Türkiye'ye gelmesi gibi bütün faaliyetler buradan yapıldı. (AA) ÇÖZÜMÜ BUGÜN 12. SAYFADA 11 3 Haziran 2015 Çarşamba TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com SİBEL UNUR ÖZDEMİR İN SEVDALIYIM SANA TÜRKİYE M ADLI ŞİİRİNİN BENDEKİ ÇAĞRIŞIMLARI Vatan sevgisi, Türk edebiyatında de büyük bir sevda doğurmuş, nazlı yoğunluklu olarak üzerinde durulan bir sevgilisi olan vatanına bir baba, bir konudur. Yüzlerce şairimiz, Türk vatanına anne şefkatiyle eğilmiştir. Şairin dair sevgi ve bağlılık duygularını Türkiye yi herkesten kıskandığını ifade değişik boyutlarda dile getirmişlerdir. etmesi özellikle bugünlerde çok anlamlı. Fakat vatan şairlerimizin çoğu Türk Zira vatanın kıymetini bilmeyen, vatanının bir ya da birkaç boyutu üzerinde vatan sevgisinin kültürel, ruhanî, dinî durmuştur. Sibel Unur ise bu şii- temellerine vakıf olmayan yöneticiler rinde bütünlüklü bir vatan sevgisi ortaya vatan topraklarını hoyratça yabancılara koyuyor. Yani Türk vatanının sade- peşkeş çekmekteler, bu vatanın bütün ce coğrafî, tabiî güzelliklerini değil, nimetlerini yabancılara sunmaktalar. aynı zamanda sosyal ve kültürel güzelliklerine Kahrını çeken vatan evlatları yerine de temas ediyor. düşmanca gözlerle bakan yabancılara Türk vatanı, Allah ın Türk milletine teslim etmektedirler. Bu bakımdan bahşettiği eşsiz güzellikle coğrafî ve Sibel Unur un: tabiî zenginliklere sahiptir. Bu güzellik Kıskanırım seni ben, ben olmayan hem bizim, hem bütün dünyanın takdir her şeyden. ettiği gibi destanî bir yapıya sahiptir. Mısraı çok anlamlı ve güncel boyutuyla Denizle karanın bu kadar ahenkli bir da çok işlevsel bir öneme sahip- birliktelik sergilediği, her türlü meyve tir. ve sebzenin yetiştiği, yedi bölgesinin Sibel Unur un bu şiirinde üzerinde de hem tabiî imkânları, hem kültürel, yoğunlaştığı bir başka husus, vatanın toplumsal imkânları ortaklaşa paylaştığı millî ve dinî kültürel değerlerle bir başka bir ülke zor bulunur. anlam kazanacağıdır. Bizim olan Dört mevsimin bir arada yaşandığı değerlerimizin yaşandığı, yaşatıldığı bu Türk vatanının doğal olarak barındırdığı coğrafya ancak kutsal olabilir. bütün tabiî ve coğrafî imkân ve Vatan bizim için sadece karnımızı güzellikleri yeterince koruyup değerlendirmemiz, doyurduğumuz, yeyip içtiğimiz, gezip milletimize azamî ölçü- tozduğumuz, yatıp uyuduğumuz bir lerde faydalandırmamız, bütün millet kuru toprak parçası değildir. Bizim için olarak üzerimize düşen temel bir borçtur. vatan, siyasi, ekonomik, kültürel ve askerî istiklâlimizin sembolü olan bay- Türklerde vatan sevgisinin çok köklü rağımızın özgürce semalarımızda dalgalandığı, olmasının, bu sevginin dualarla anılmasının dinimizin sembolü olan eza- bir sebebi vardır. O da Türk nımızın gürce yankılandığı bir kutsal milleti olarak bizim milliyetimizin, yuvadır. kişiliğimizin, kimliğimizin, kendimize Batı emperyalizmi bizi bu değerlerin ait olan bütün tasarruf haklarının bize hâkim olduğu bağımsız Türk vatanını ait olduğu bu vatan topraklarında oluşması, ortadan kaldırmak için her türlü meydana gelmesidir. Bizim için modern Haçlı saldırılarına devam edi- vatan ana vatan dır. Vatan anadır. yor. Biz de bu oyunların farkında olarak Çünkü Türk ü yetiştiren, besleyip vatanımıza, kimliğimize, değerleri- büyüten, ona Türk şahsiyetini veren mize sahip çıkma kararlılığımızı ortaya kendi vatanıdır. Yani kendi bağımsız koyuyoruz. İşte Sibel Unur, bu şiiriyle vatanında özgürce yaşaması, kendi bizim bu hassasiyetimize tercüman millî kültürünü, dilini, dinini, geleneğini, oluyor. Bu bağlamda Türk vatanını göreneğini, törenlerini, bayramını, gâvura çiğnetmemekteki kararlılığını seyranını yaşaması ve yaşatması, ancak şu önemli beytiyle dile getiriyor: bağımsız vatanı sayesindedir. Titrer bedende canım, o mübarek Türk vatanı hem tabiî, coğrafî güzellikleri, ezanla hem kültürel değerleri bakımın- Gerekirse yazarım tarihi tekrar dan hakikaten dünyanın gıpta; hatta kanla. haset ettiği eşsiz bir ülkedir. Bu vatanın Sibel Unur un olduğu gibi bütün bizim hayatımıza kattığı anlam ve Türk milletinin de en önemli dileği, değer, duygularımızla en derinden hissedeceğimiz emeli, amacı kendi vatanında kendisi ölçüde yüksek bir kıymete olarak kalmak, kendi hür vatanına sahiptir. sahip çıkmak, kendi özgür vatanında Kına ve mahya, Türk millî kültürünü kendi Türk-İslam kimliğini yaşamak, temsil eden iki önemli nesnedir. bu kimliğin temel unsurları olan örf, Kına, Türk ün geleneğini, göreneğini, âdet, gelenek, Türkçe gibi bizi biz âdetini, düğününü, töresini temsil eden yapan değerleri korumak ve bunlarla millî kültür değerlerinin simgesidir. huzurlu bir hayat yaşamak ve gönül Mahya da dinî kültür değerlerin simgesi huzuruyla bu yapı içinde son nefesi olarak alınmış. Böylelikle Sibel vermektir. İşte bu duyarlılığı ifade Unur, Elimdeki kınaya, sinemdeki eden veciz beyti de şiirin makta beytidir: mahyaya mısraıyla Türk-İslam kültür yapısını çok çarpıcı ve veciz bir ifade Örf, âdet, geleneğim, ana dilim, içinde sunmaktadır. temelim Dünyaya nakşettiği Türkiye nin kudreti, Dalmak senin koynunda son uykuma bu iki temel değerdeki tılsımdadır. emelim. Yani biz yüzyıllar boyunca bu vatanda, Sibel Unur un bahsi geçen şiiri bize ait çok yüksek düzeyde ve çok şudur: derin bir estetik yapı içinde bütün dünyanın gıpta ettiği büyük bir Türk-İslam SEVDALIYIM SANA TÜRKİYE M medeniyeti inşa ettik. Bütün dünya bu Sibel Unur Özdemir medeniyet birikimine yüzyıllarca gıpta Destandır güzelliğin, yok sana cihanda eş ile baktı. Hatta Avrupa da saraylarda, Kıyın denize komşu yedi bölgen de kardeş yüksek zümrelerde uzun yıllar Türk modası yaşandı. Dillerde dualarda dolaşır şanlı adın Şair, ney, Mevlana, Yunus Damağımdan kalbime akar o eşsiz tadın Emre ve Veli ye özellikle vurgu yapıyor. Bu arada Veli kelimesiyle Elimdeki kınaya, sinemdeki mahyaya ustaca iki önemli Türk büyüğüne gönderme Nakşettim Türkiye min kudretini dünyaya yapıyor. Bunlar Hacı Bektaş Veli ve Hacı Bayram Veli dir. Her iki Neyzenin dudağında aşkı üfleyen neye Türk büyüğünü de karşılamak üzere Kurbanım Mevlana ya, Veli ye ve Emre ye. Veli unvanını zikretmekle yetiniyor. Dünya çapında destansı bir niteliğe Özleminle acıkıp varlığınla doyanım sahip Türk-İslam medeniyetinin temelini Hak vaki olana dek sende nefes alanım. insanlık medeniyeti oluşturur. Yani her ne kadar millî bir kaynağa ve zemine Diksem gönül bağına sevdamın bayrağını dayansa da Türk-İslam medeniyeti Yayılsa aşk örtüsü yeşertse meşk dağını. aslında bütün insanlığa hitap eden evrensel bir medeniyettir. Nitekim Gülistanda al gülün, gonca veren dalıyım Batılılar bunu keşfettikleri için Ezeldendir Türkiye m tek sana sevdalıyım. Mevlana, Yunus Emre ve iki velimizde yüksek insan severlik değerlerini bulmuşlar Doğudan ve batıdan, kuzeyden ve güneyden ve önemle üzerlerinde durup Kıskanırım seni ben, ben olmayan her şeyden. bunları işlemişlerdir. Hem biyolojik varlığımıza, hem Yüreğimde derdiğin sevginin çiçekleri ruhumuza ve gönlümüze hitap eden bu Müjde verir vatana barış kelebekleri. güzel Türk vatanı, elbette özlemiyle acıktıracak, varlığıyla doyuracaktır. Titrer bedende canım, o mübarek ezanla Türk milleti olarak biz de son nefesimizi Gerekirse yazarım tarihi tekrar kanla. verinceye kadar sadece bu vatan- da yaşama arzusundan başka bir istek Örf, âdet, geleneğim, ana dilim, temelim taşımayacağız. Dalmak senin koynunda son uykuma emelim. Bu vatan toprakları Türk ün gönlün Aşk engel tanımadı ORDU - Ordu'da Kuran kursunda tanışan görme engelli çift, düzenlenen nikah töreniyle hayatlarını birleştirdi. Altınordu ilçesinde yaşayan Özen Kontaş (37), Kur'an kursunda tanıştığı kendisi gibi görme engelli Arife Yılmaz (45) ile evlendi. Çifti nikah töreninde aileleri ve arkadaşları yalnız bırakmadı. Özen Kontaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğuştan görme engelli ve Judo Milli Takımının sporcusu olduğunu söyledi. Kursa Braille alfabesi ile Kur'an-ı Kerim öğrenmek için devam ettiğini, gelin Arife Yılmaz ile burada arkadaşları vasıtasıyla tanıştığını anlatan Kontaş, bir süre sonra evlilik kararı aldıklarını belirtti. Ailelerinin de buna olumlu yaklaştığını dile getiren Kontaş, bir yıl nişanlı kaldıklarını kaydetti. (AA)

12 12 haber 3 Haziran 2015 Çarşamba Milleyitçilik halka hizmettir ERZURUM- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum İstasyon Meydanı'nda vatandaşlara hitap etti. Erzurum'a yapılan hizmetleri anlatan Erdoğan, "12 yılda Başbakanlığım döneminde Erzurum'a 13.2 katrilyon liralık yatırım yapıldı" dedi. 2002'de Erzurum'da 49 kilometre bölünmüş yol varken, buna 512 kilometre bölünmüş yol ilave ettiklerini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: "Halep orada ise arşın Erzurum'da. Öyle birileri atıyor kurusıkı. Milliyetçilik öyle olmaz. Milliyetçilik halkına hizmetle olur. Bunlar kafatası milliyetçisi, hizmet milliyetçisi değil. Erzurum'la Rize arasında Ovit Tüneli'ni yapıyoruz, dağları deliyoruz dağları. Milliyetçilik ne biliyor musunuz? Ferhat olmaktır; millet şirin sen de ferhat olacaksın, şirine ulaşacaksın, olay bu. Asıl milliyetçilik, asıl milleti sevmek bu. Biz efendi olmaya değil, bu aziz millete hizmetkar olmaya geldik, farkımız bu." İstismar siyaseti yapıldığını belirten Erdoğan, "Türkiye'de iki grup oluştu; bir siyasi Kürtçüler, bir de siyasi Türkçüler oluştu. Bizim için ne siyasi Kürtçüler ne de siyasi Türkçüler. Biz, biraz sonra rabiada söyleyeceğim. Tek millet. Allah bizleri kavimler halinde yarattı, birbirimizle iyi tanışalım anlaşalım diye. Üstünlük ne Türk olmaktadır, ne Arap olmaktadır, ne Kürt olmaktadır, ne siyah ne beyaz, ne acem ne şu ne bu... Üstünlük sadece takva iledir. Kim Allah'tan daha çok korkuyor, Allah'a daha çok ibadet ediyorsa, üstünlük orada. Yani kulluk meselesi, ubidiyyet meselesi, asıl mesele bu" dedi. Hukukta iddia sahibinin iddiasını ispatla mükellef olduğuna yönelik kaide bulunduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Şimdi ha Kılıçdaroğlu ha Bahçeli ha diğeri. Bunların birbirinden farkı var mı? Hepsi aynı. Şimdi çıkmış Kılıçdaroğlu, şu edepsizliğe bak ya. Diyor ki Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki klozetler altınmış, altın kaplamasıymış. Dün akşam TRT'de canlı yayında açıkladım, dedim ki- bu sabah mektup hemen gönderdim. Yazılı mektup gönderdim- bunu ispatlamakla mükellefsin. Davet edin, gelsin, gezsin bakalım nerede bir altın kaplama klozet var. Çünkü benim vatandaşım bazen saflığı tutuyor, bu tür yalancılara da inanıyor. Bana cevap geliyor. Cevap ne biliyor musunuz? Onun genel sekreteri, attığı cevap şu. 'Kaçak sarayı önce kaçak olmaktan çıkar' diyor. Danıştay buranın kaçak olmadığını defaatle açıkladı ve biz de bunu yayınladık. Ama bunlar hukuktan falan anlamaz ki. Bunun o cevabını yazan kişisi zaten cahili cühela. Bunlar Danıştay kararı da dinlemez. Bunlar en sonunda bana şunu dedirtecekler, ey Kılıçdaroğlu ne zamandan beri Beytepe Külliyesi'nin tuvaletlerini gezdin veya oralarının temizliğini yaptın da bunların altın suyuna batırılmış klozet olduğunu öğrendin. İstemiyor mu bunu? O zaman bunun kılavuzu berbat. Kılavuzu karga olanın vay haline. Kargaya da hakaret etmiş oluyoruz ya. Bunların durumu bu." Erdoğan, yeni Türkiye'nin önünü kesmek istiyenlerin nasıl biraraya geldiğinin millet tarafından görüldüğünü kaydederek, "Yeni Türkiye'nin önünü kesmek isteyenler kimler, nasıl biraraya geliyor görüyor musunuz? Bunlara desek ki 'Erzurumlunun şöyle bir derdi var, gelin destek verin çözelim' inanın gelmezler. Ama mesele yeni Türkiye'nin önünü kesmek olunca, bir anda aynı hizaya diziliyorlar. Hakkari havaalanı iki yıl ertelendi, müteahhidi tehdit ettiler; iş makinelerini yaktılar. Bundan dolayı gecikti. Hakkari'ye bu havalimanını yapan biz, Ağrı'ya, Iğdır'a, Kars'a, Muş'a yapan biz. Burada Kürt kardeşlerim var diye biz bu hizmetleri aksattık mı? Ya seviyoruz ya...biz Kürdünü de seviyoruz, Zazasını da seviyoruz, Türkünü de seviyoruz, hepsini seviyoruz, Arabını da seviyoruz. Yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Ama beni bu Kürt kardeşlerim anlamayacak mı diye de dertleniyorum, onu da söyleyeyim" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fetih kutlamasına gelenlere 'Bizans'ın son kalıntısı' diyecek kadar kendi tarihinden, kendi köklerinden kopmuş olanların milliyetçilik lafını ağızlarına dahi almaya hakları yoktur" dedi. Davutoğlu na göre, 'CHP, MHP, HDP çatı çete ANKARA- AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisince Sincan'da düzenlenen mitingde halka hitap etti. 28 Şubat günlerini unutmadıklarını, milleti savunmak için yola çıkması gereken tankların, Sincan'da millete meydan okuduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu: "Halbuki şimdi o darbe günlerinden nereye geldik. Şimdi Türk yapımı Altay tankları yürüyor ama milleti savunmaya yürüyor, Cumhuriyeti savunmaya yürüyor. Yabancı yapım tanklarla Türkiye'de 10 yılda bir darbe yapanlar, 27 Mayıs'ta tanklarla caddelere inenler, 12 Mart'ta muhtırayla demokratik olarak seçilmiş iktidarı düşürenler, 12 Eylül'de tankları şehirlere salanlar, 28 Şubat'ta yine tanklarla şehre girenler artık bilsinler ki şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk yapımı Altay tanklarıyla sadece vatan savunmasındadır, millet savunmasındadır. Çünkü artık milli irade egemendir. Başbakan Davutoğlu, hiçbir engele boyun eğmediklerini, bütün zorlukları aştıklarını ifade ederek, şunları söyledi: "Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir çatı aday üzerinde anlaşıp hep birlikte geldiler ama onlara gerekli dersi verdiniz. 'Cumhurbaşkanı olamaz' dedikleri Recep Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanı yaptınız, Allah razı olsun. Şimdi de sadece çatı aday değil, çatı bir çete kuruyorlar. Çatı çete, bunun adı çatı çete. Nasıl bir çatı çete biliyor Demirtaş, dağlardan KUŞ SESİ getirecek! BİTLİS- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dağlardan kurşun sesi değil, kuş sesi gelinceye kadar uğraşacaklarını belirterek, "İlk işimiz Ortadoğu'da, Filistin'de ve Yemen'e kadar her yerde barışı sağlayacağız" dedi. Partisince Eski Sanayi Sitesi'nde düzenlenen mitingde halka hitap eden Demirtaş, kendilerine "Müslüman" diyenlerin, meydanlarda HDP'ye "zerdüşt" diyerek hakaret ettiğini öne sürdü. Her gün bunun yapıldığını ve inançlarının yuhalanarak oy toplanmaya çalışıldığını iddia eden Demirtaş, şöyle devam etti: "Bunların kimlerin yolundan gittiğini anlatmaya çalıştım. Bunlar Hazreti Muhammed'in yolundan değil, Yezid'in yolundan gidiyorlar. Özellikle bu kadar zorlu bir tarih, baskı ve zulme rağmen, bir arada durmayı başardık. Bugün Bitlis'in bu heyecanı, gençleri ve kadınlarının bu mücadelesi, inşallah 7 Haziran'daki seçim zaferinin müjdecisidir. Bu manzara ezilenlerin mücadelesinin fotoğrafıdır. Elbette Meclis'e gireceğiz. Bir kez daha sizler, bizler Meclis'te olacağız. Olmamız gerekiyor." Her rengin ve dinin Meclis'te kendisini temsil etmesini istediklerini ifade eden Demirtaş, bütün partilerin Meclis'te olması gerektiğini vurguladı. Demirtaş, "Özgürlüğe ve adalete inanmış bir parti olarak sadece HDP'yi değil, herkesi parlamentoya taşımaya çalışıyoruz. Bugün ramazan ayının müjdecisi Berat Kandili'dir. Bugünde saf ve inanarak yapacağınız dualarınız kabul edilir. Hem barışa hem de kardeşliğe özgürlüğe vesile olsun istiyoruz. Allah dualarınızı kabul etsin, emeğimizi boşa çıkarmasın" diye konuştu. Müslüman, Alevi ve Yahudi ayırımı yapmadıklarını dile getiren Demirtaş, şunları kaydetti: "Hepsi insandır. Hepsinin hakkını savunacağız. Bu bizim insanlık görevimizdir. Biz kime karşıyız? Zalime, hırsıza, emek hırsızlarına karşıyız. İnsanların dinine hakaret etmeyiz. Ankara'da da Edirne'de de aynı söyleriz. Bizim savaşa, kana, gözyaşına son dememiz lazım. Bunun yolu herkesin eşitliğinden geçer. Biz sessiz kalırsak dilsiz şeytan olmaz mıyız? Bunların yeni icat ettiği bir şey var. 'AKP'li değilsen, Müslüman değilsin' diyorlar. Maalesef kendi kafalarından İslam'ın yeni şartı diye bir şey uydurdular. AKP'ye biat etmeyen din düşmanıdır. Meydanlarda ikisi de ağlaya ağlaya dolaşıyor. Bak az kaldı. Şimdi kaybedeceklerini anladıkça dini, inancı nasıl sömürüyorlar. Neredeyse sahneye seccade serip 'bakın biz namaz kılıyoruz' diyecekler." Demirtaş, her şeye rağmen ilk görevlerinin barışı hayata geçirmek olduğunu vurgulayarak, "Dağlardan kurşun sesi değil, kuş sesi gelinceye kadar uğraşacağız. İlk işimiz Ortadoğu'da, Filistin'de ve Yemen'e kadar her yerde barışı sağlayacağız. musunuz? Üç tane muhalefet partisi CHP, MHP, HDP. Birbirlerine daha hiç söz ettiklerini gördünüz mü? MHP hiç HDP'ye dönüp 'Bu millet, bu vatan bölünmez otur oturduğun yere' diyor mu? HDP, MHP'ye dönüp 'neden geçmişte şunları yaptın' diye soruyor mu? CHP, HDP'ye laf ediyor mu? CHP zaten MHP ile zaten ortak. Peki dertleri kimle? Dertleri AK Parti ile. Ama esas dertleri milletle. Sadece onlar mı, eskiden CHP'nin ulusalcıları paralelcilere, 'f tipi' derdi, şimdi paraleli onlar savunuyor, onlar paraleli savunuyor. HDP ile paralel perde gerisinden konuşuyor, Kandil'le paralel arasında irtibat var. Kandil-paralel- DHKP-C-CHP-MHP-HDP hepsi aynı yerde. Buna çatı çete derler. Temel nerede, millette. Millette temeli olmayanlar, çatı da çete kursalar, koalisyon kursalar milleti durdurabilirler mi?" Davutoğlu, "7 Haziran'da ya özgürlüklerimizi, demokrasiyi koruyacağız ya da 28 Şubat zihniyetini geri getirecekler. 7 Haziran'da mührü AK Parti'ye vurmak, tarihe de milletin mührünü vurmaktır" dedi. Kılıçdaroğlu: 'Birinci sınıf demokrasi vadediyorum" SİNOP- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, 7 Haziran'da yeni bir sürecin başlayacağını söyledi. Sinop'tan iki milletvekili sözü isteyen Kılıçdaroğlu, ''7 Haziran'da tavrımızı koyacağız. Demokrasiden yana mıyız? Baskından mı yanayız? Basın özgürlüğünden yana mıyız? Basın özgürlüğü üzerindeki baskıdan mı yanayız?" diye konuştu. Sinop'un doğa harikası bir il olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Yüzde 64'ü orman. Olağanüstü güzel bir doğası var. Getirdiler 'Nükleer santrali buraya kuracağız' diyorlar. Sizden izin aldılar mı, Referandum yaptılar mı? Ama şunu düşündüler 'ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım, nasıl olsa Sinop'un oyları çantada keklik, bir milletvekili çıkarırız, idare ederiz' Buna izin verecek misiniz? Ben sizden bir değil, iki milletvekili istiyorum. İki milletvekili verin Sinoplu bakan sözünü de ben size veriyorum." Türkiye de 17 milyon yoksulun bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, ''O Ankara'daki beyler var ya, onlar sizden koptular. 2002'de oy verdiğiniz parti, bugün iktidarda değil. O parti ile bu parti arasında dünya kadar fark var" dedi. "Aranıza girmeye bile cesaret edemiyorlar" "Onlar sizi unuttular, halkı unuttular, sizin aranıza girmeye bile cesaret edemiyorlar" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Herhangi bir caddeden rahat yürüyemiyorlar. Bir şey olduğu zaman hakaret sayıyorlar. Hiçbir eleştiriye tahammül edemiyorlar. Bu yanlıştır arkadaş, 'doğrusu şudur' dediğiniz zaman doğru derdest edip karakola götürüyorlar. Bunlar milletten koptular, milletin en temiz duygularını sömürdüler. O nedenle ben size birinci sınıf demokrasi vadediyorum. Sinop'tan Türkiye'deki 11 milyon emekliye sesleniyorum; 11 milyon emekliden 8 milyonu ayda bin liranın altında aylık alıyor." (AA) Bahçeli: 'Biz herkesi Türk milletinin evladı gibi görürüz' KIRKLARELİ- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP'nin kucaklayıcı olduğunu belirterek, "Kimsenin kökeniyle ilgilenmiyoruz. Bize göre bütün vatandaşlarımız, Cenab-ı Allah'ın bir emanetidir. Biz herkesi büyük Türk milletinin saygı değer bir evladı olarak görürüz" dedi. Bahçeli, partisinin Lüleburgaz Kongre Meydanı'nda düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmaya, tüm vatandaşların Berat Kandili'ni kutlayarak başladı. AK Parti'nin yanlış politikaları nedeniyle vatandaşların mağdur olduğunu savunan Bahçeli, tarım alanlarının "yandaşlara ve büyük işletmelere" satıldığını ileri sürdü. Devlet Bahçeli, çiftçilerin geçim sıkıntısı çektiğini anlatarak, şöyle devam etti: ''MHP olarak sıkıntıları iyi biliyoruz. Her zaman yanınızdayız. Sorunlarınızı çözmek için geliyoruz. Roman kardeşlerimizin ellerinden tutmak, istismar edilmelerinin, önüne geçmek için yürüyoruz. Kimseyi ayırmadan hiç kimseyi yabancı ve hakir görmeden, kardeşlik hukukumuzla, Türkiye'ye sahip çıkmak için yürüyoruz. Vatandaşlarımızın sorunlarına duyarsız kalamayız. İşsizlik bunalımlarına sessiz duramayız. MHP kucaklayıcıdır. Kimsenin kökeniyle ilgilenmiyoruz. Bize göre bütün vatandaşlarımız, Cenab-ı Allah'ın bir emanetidir. Biz herkesi büyük Türk milletinin saygı değer bir evladı olarak görürüz. Havuz medyasının karartması altında henüz MHP'yi tanımamış, vatandaşlarımız çağrım sizleredir; hükümetin propagandası ile MHP'ye henüz yakınlaşmamış aziz kardeşim çağrım sizleredir; bu yıl ilk kez, seçme hakkını kullanma yaşına gelerek henüz bir karar vermemiş genç arkadaşım çağrım sizleredir. Kısaca aziz vatandaşlarımız sözüm hepinizedir. Yüreği vatan için çarpan herkesi, MHP'nin iktidar yürüyüşüne davet ediyorum. Kavgadan, karışıklıktan, çatışmadan bıkan herkesi, MHP ile yürümeye davet ediyorum." BULMACANIN ÇÖZÜMÜ

13 3 Haziran 2015 Çarşamba13 EFSANE RÖPORTAJLAR Emlakçılar Kralı Salim Taşçı yı dinleyin MMK'dan uzak durun Efsane GÜZELDERELİ başınız ağrımasın -1- Emlakçılar Kralı Salim Taşçı, Efsane Güzeldereli nin röportaj konuğu oldu. Gayrimenkul alırken ya da satarken nelere dikkat edilmesi gerektiği konularında önemli tüyolar veren Taşçı, Türkiye nin konut politikasını da değerlendirdi. MMK'dan uzak durun diyen Salim Taşçı, Nedir MMK? diyerek izahını şöyle yaptı: Maket, makyaj, köpük. Taşçı şunları söyledi: Aslında köpük kazık da, ben kibarlık yapıp köpük diyorum. Maketten alırken, 20. kat diye söyleyip, gösteriyorum. Elinde de bir çubuk. Maketten, bitmemiş bir yerden konut alacaksan; Sağ yanına avukatını, sağ yanına mali müşavirini, önüne de emlak müşavirini alıp, o koymuş oldukları sözleşmeyi, bu üç kişiye okutmadan sözleşme yapmasınlar. İşte Efsane Güzeldereli nin soruları ve Salim Taşçı nın yanıtları GAZETECİYDİ, TESADÜFEN EMLAKÇI OLDU... E.G: Tercüman gazetesinde son derece de başarılı röportajlara imza atarken emlakçılığı neden tercih ettiniz? S.T: Tamamen tesadüf oldu. Anadolu'dan bir beyefendi gazeteci ağabeyimize, öğrenci çocuğunu göndermiş. O da bana; ''Tanıdığın var mı'' dedi. Ben de Yozgatlı bir emlakçıya götürdüm. O tarihte o, 150 TL komisyon aldı. Ev de 150 TL'ye tutuldu. Şöyle bir düşündüm. ''Bu iş iyiymiş'' dedim. Ondan sonra bu işi öğrenmeye başladım. 69 yılına gelirken tam öğrendim bu işi. Allah, Ankara'nın en büyük arsalarını satmayı nasip etti. En büyük işim de gazete ilanıyla bir banka satışı oldu 1986'da. Hürriyet Gazetesi sürmanşetten verdi. E.G: ''Bankayı portakal satar gibi sattım'' haberini kastediyorsunuz. S.T: Evet. Ondan sonra yolumuza devam ettik. Dünya Federasyonu 2. Başkanlığı, Uluslararası Emlakçılar 2. Başkanlığı ile dünyaya da açıldık. Emlakçılık bir sektör oldu. GAZETE İLANIYLA BANKA SATIŞI..KRALLIĞA ADIM... E.G: Size neden emlakçılar kralı diyorlar? S.T: Valla basındaki arkadaşlar kolaylıkla krallık tacı takmazlar. Yaptığım işlerden dolayı herhalde. Mesela gazete ilanıyla banka satışı dünyada olmayan bir şey. Bu krallığa bir adımdır. ET BALIK KURUMUN'NUN SATIŞINI İPTAL ETTİRDİM... E.G: Evet. İlkleri siz gerçekleştirdiniz. S.T: Evet. Zamanın iktidarları döneminde diğerleri peşkeş çekerken bunlara karşı çıkıp iptal ettiren bendim. Et Balık Kurumu'nun satışını ben iptal ettirmiştim. Bu Türkiye için çok iyi oldu. Bunun gibi pek çok ilki yapan benim. Krallık tacı verilmez. Alınır. Tabi basındaki arkadaşlarımın da bana çok emekleri vardır. OFİSTE KURUFASULYE PAR- TİLERİ... E.G: Haftasonları ofisinizde kurufasulye partileri yaptığınızı biliyoruz. S.T: Tabi. Dost meclisi. Gönül, ne çay ister, ne kahve. Gönül, sohbet ister. Kahve bahane. E.G: Müdavimler kimler? S.T: Ankara basınındaki en ağır topları düşünün. Hemen hemen hepsiyle burada toplanırız. Bizim burası bir dost dergahıdır. Benim gönlüm de dosttan dolayı yolgeçen hanıdır. KAHVE PROFESÖRLERİMİZ ÇOKTUR BİZİM... E.G: Son yıllarda herkes emlakçılık yapmaya başladı. Özellikle emekliler ya da mal sahibini tanımalarından mütevellit kapıcılar v.s. Emlakçılık bu kadar kolay bir iş mi? S.T: Çok zor bir iş. Ama her Türk vatandaşı, anasından emlakçı doğar. Aklına gelebilecek meslek gruplarından emlakçılık yapmayan yok. Ben terzilik yapabilir miyim? Ben berberlik yapabilir miyim? Yapamam. Bu toplum herşeyi bilir. Haddini bilmez. Herkesin herşeyi yaptığı bir toplum. Kahve profesörlerimiz çoktur bizim. Ama bizim kulvarımız, herkesin, herşeyi bilirim, yaparım diye koştuğu bir kulvar. Ama bu o kadar kolay değil. Bir masa, bir telefon koyup değil ciddi yapacaksan bu iş çok zor bir iş. Yaptığım meslekler içerisinde en zor olanı budur. ''HER TERZİYE ELBİSE Mİ DİKTİRİYORSUN?'' E.G: İnsanlardan en kıymetli şeylerini, paralarını bir yere bağlamalarını istiyorsunuz. Elbette zor. S.T: Bir eşya alırsın TL, bir araba alırsın TL bağlamalarını istersin. Ama başını sokacak bir ev Salim Taşçı KİMDİR? O bir gazeteci; 16 kitabı yayımlanan bir yazar ve şair. O, ormanların babası bir doğa dostu... O, futbol ve boks dalında bir sporcu... O 44 yıllık birikimiyle, bir Tarih uzmanı... O, eski bir Belediye Başkanı... O, ticarette örnek, dürüstlük abidesi bir Emlâk müşaviri... O, Tüsiav Emlak Sektörü Kurul Başkanı... O, Uluslar Arası Emlak Uzmanları 2. Başkanı... O, Atatürk ün yolunda; gerektiğinde Türk ün, bilenmiş bir öfkesi... O, mütedeyyin, gerçek bir dindar; Yunus Emre gibi düşünen; Hoca, gerekse var bin Hacca, hepisinden de yüce, bir gönüle girmektür diyen; ama Hac farzını da yerine getiren bir gönül eri. Kral lakabını aldığı emlakçılığına gelince; Bürosuna bildirilmiş hiçbir gayrimenkulü fiyatı ne olursa olsun almaz ve almamıştır. Kendisinin aldığı tüm gayrimenkulları başka emlakçılardan %2 komisyonu ödeyerek almıştır. Bürosuna gelen mülkleri müşteriye arz etmiştir.. İcra, ihale vs den mülk almaz. Bu gibi yerlerden olan müşteri gayrimenkulüne aracılık yapmaz..hiçbir emlakçının elinde olan mülke el atmaz, kimsenin işini bozmaz.. Hiçbir müşterinin kaporasını yakmamıştır.. Emlakçılığa başladığından itibaren, şu ana kadar, alıcı veya satıcıyla hiçbir konuda anlaşmazlığa düşmemiştir 'den aşağı değil. Onun için de mülkü alanın dikkat etmesi lazım. Her terziye gidip elbise mi diktiriyorsun? Her berberin usturasının altına mı oturuyorsun? Hayır. Tanıdığın, bildiğin, güvendiğin birine gidiyorsun. 10 TL'LIK MALA 5 LİRA... E.G: ''Satılık Dünya'' adlı bir kitabınız var. Şu dünyada, satamam, kiraya veremem dediğiniz bir şey var mı? S.T: Değerini bulduktan sonra satılamayacak bir şey yok. Fakat bizim millet, 10 TL'lık malına, 20 TL ister. Alıcı da, 10 TL'lık mala, 5 TL vermek ister. Biz de bu piyasada rızkımızı ararız. GAYRIMENKULDE GÜVEN, SLOGANIMIZ... E.G: Nasıl ikna ediyorsunuz tarafları? Sırrınız nedir? S.T: Taraflar için malın ekspertizini yaparım. Derim ki; Sizin mülkünüzün değeri bu. Bu değeri kabul ediyorsanız malınızı satarım. Alıcıya da gerçek değerinin üzerinde mal satmam. Onun için de güvenerek geliyor. Gayrımenkulde güven. Sloganımız odur. EV VE İŞYERİ KİRALARKEN... E.G: Bir ev ya da bir işyeri kiralarken nelere dikkat etmemiz lazım? S.T: İşyeri derken; dükkan ya da mağaza olabiliyor. Bir; tapusuna bakarak, burası taşınmaz olarak, işyeri, mağaza, dükkan tabirine bakılmalı. Neden? Çünkü, giriş daireyi, dükkana, mağazaya çeviriyorlar. Yarın, ileride, ruhsat almak için belediyeye gittiğinde problem olur. Başka sorunlar da çıkar. Hele hele alışlarda mağaza alıyorum diye gider daire alır. Ev kiralarken de; önce, elektrik, su, doğalgaz, aidatın sıfırlanmış olduğunun belgelerini görmek lazım. Sonra kontratı alıp üzerinize geçirmek için gidiyorsunuz elektrik borcu çıkıyor. Mukavele yaparken de arttırıma dikkat etmek gerekiyor. Yeni arttırımlar da yıllık ÜFE'dir. Bu oranı geçemez. EV, İŞYERİ, ARSA ALIRKEN... E.G: Peki bir ev, işyeri, arsa alırken neleri göz önünde bulundurmalıyız? S.T: Bir arsa ister imarlı ister imarsız olsun, hiç bir şey demeden, bağlı bulunduğu kadastro müdürlüğüne tapuyla birlikte gidip bir dilekçe vereceksiniz. Diyeceksiniz ki; Ben şu ada şu parsel bir yer alıyorum. Yeri bilmiyorum. Emlakçı ya da mal sahibinin gösterdiği yeri de işte burası demeyecek kadastroya. Harcı yatıracak ve kadastro memuruyla gidecek. Kadastro memuru arsayı kazıklayacak. Baktı ki mal sahibinin gösterdiği yer doğru, ondan sonra muamelesini yapacak. Tapu sahibiyle birlikte tapuya gidip arsanın üstünde ipotek v.s bulunup bulunmadığı da kontrol edilmeli. Eğer arsa imarlıysa belediyeye gidip arsanın imar durumuna, çapına bakılması da gereklidir. Çünkü mal sahibi, zemin artı 10 veya zemin artı 6 der. Doğru mu? Değil mi? Oraya gidip teyit ettirilmeli. E.G: Ev ve işyeri satın alırken nelere dikkat edelim? S.T: İşyerinde mutlaka tapuya gidip daireden dönme mi yoksa mağaza mı baktırılmalı. Daire alırken mal sahibinin daha önce apartmana borcu var mı bakılmalı. Çünkü mükellefiyetleriyle almış olacak daireyi. Elektriğe bakılmalı. Çünkü bir servet kadar elektrik borcu birikmiş olabilir. Yöneticiden ''hiç bir borcu yoktur yazısı'' alınmalı. Ardından elektrik, su, doğalgaz için sıfır belgesi alacak. Tapuda malın üzerinde herhangi bir şey var mı diye bakılmalı. Mal sahibi bakabilir ancak. O da yanında olacak. Ondan sonra gönül rahatlığıyla tapusunu alabilir. E.G: Güvendiğimiz bir emlakçıya gittiğimiz zaman tüm bu işlemleri bizim adımıza yapıyor. S.T: Elbette. Müesseseleşmiş tüm arkadaşlarımız güvenle gidilecek kapılardır. MMK'DAN UZAK DURUN!!! E.G: Son yıllarda maketten, köpükten ev alma furyası başladı. İnsanlar son derecede yüksek fiyatlarla henüz ortada bile olmayan sadece maketini gördükleri bir şeye alıcı oluyorlar. Bu mantıklı mı? S.T: MMK'dan uzak durun. Nedir MMK? Maket, makyaj, köpük. Aslında köpük kazık da, ben kibarlık yapıp köpük diyorum. Maketten alırken, 20. kat diye söyleyip, gösteriyorum. Elinde de bir çubuk. Maketten, bitmemiş bir yerden konut alacaksan; Sağ yanına avukatını, sağ yanına mali müşavirini, önüne de emlak müşavirini alıp, o koymuş oldukları sözleşmeyi, bu üç kişiye okutmadan sözleşme yapmasınlar. Bir de burada devamlı olarak mahkemelere giden bir konu var. Mesela gazetede bir ilan gördü. Sahibinden. Gitti. Bir inşaat gördü. 10 kat. Kaç kat yapıyorsun?20 kat. Sizin daireniz hangisi? Ben müteahhitim. İstersen 20. kattan al. İstersen 5 ya da 6. İyiyimiş. Anlaştık parada da. Tapuya gittiniz. Tapuyu aldınız. Tapuyu alırken, arsa tapusu üzerinden alıyorsunuz. 10. kattan sonra, 20. kata devam edemeden müteahhit kaçtı diyelim. Eyvah! Eğer müteahhit, kat karşılığı yapıyorsa burayı, arsa sahipleri tapu iptal davası açıp, senin elinden bu daireyi çatır çatır alır. Bu kimsenin bildiği bir konu değil. İlk size söylüyorum. Eğer bir müteahhit kat karşılığı bir yer yapmışsa ve kendine düşen daireyi satıyorsa kat yapım sözleşmesini, avukatınla, mali müşavirinle, emlakçınla gidip, incelettikten sonra daire almalısınız. Bundan başka; Diyelim ki yüzde 95'i bitti. Kaldı yüzde 5. Müteahhit yapmazsa o yüzde 5'i. Bir şey alırken hangi firma olursa olsun işini sağlam yapacaksın. YARIN: AVM ler 10 yılda hastane olur

14 14 3 Haziran 2015 Çarşamba TURİZM Adrasan eski güzelliğine 60 yıl sonra kavuşacak Kütahya daki Alaaddin Keykubat Camisi asırlara meydan okuyor ISSN KÜTAHYA - Selçuklu sultanlarından 1. Alaaddin Keykubat adına, 1233 yılında Kütahya'da yaptırılan cami ve hamam, aradan geçen yaklaşık 8 asıra karşın, dimdik ayakta duruyor. Sultan 1. Alaaddin Keykubat döneminde, sarayın ileri gelenlerinden Gülümser Hatun, hastalığına şifa bulduğu Kütahya'nın Yoncalı Mahallesi'nde bir cami ve hamam yaptırdı. 1. Alaaddin Keykubat Camisi ve Hamamı zaman zaman restorasyon geçirse de yaklaşık 8 asırdır kentteki varlığını sürdürüyor. Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Güneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hamamın üzerinde bulunan Arapça yazılı kitabenin yıllar önce kendileri tarafından Türkçe'ye çevrildiğini ve ilgililer tarafından asıldığını söyledi. "Atalarımızın, şifalı sularıyla bilinen Yoncalı'ya yaklaşık 800 yıl önce yaptırdığı cami ve hamam medeniyetin alametidir'' diyen Doç. Dr. Güneş, "1. Alaaddin Keykubat Camisi ve Hamamı, Türk ve İslam medeniyeti açısından çok önemli bir eserdir. Bu ve buna benzer eserler iftihar tablomuzdur'' diye konuştu. Caminin sade ve güzel bir mimariye sahip olduğunu dile getiren Güneş, kubbelerin halen orijinalliğini koruduğunu bildirdi. Söz cami ve hamamın Selçuklu sarayının ileri gelenlerinden Gülümser Hatun tarafından yaptırıldığını ve Sultan 1. Alaaddin Keykubat'ın adının verildiğini anlatan Güneş, şöyle devam etti: "Bir rivayete göre 'Gülmüş Hatun' olarak da ifade edilen Gülümser Hatun buraya gelmiş ve burada hastalığına şifa bulmuş. Bu önemli mekana da bir cami ve hamam yaptırılmasına önayak olmuştur. Selçuklular'dan kalan bu eser, bugüne kadar pek çok restorasyon geçirmiştir ama asırlar boyunca burada dimdik ayaktadır." Selçuklu medeniyetinde mimari eserlerin bir bütünlük içinde düşünüldüğünü, medrese, cami ve hamam gibi medeniyetin önemli unsurlarının bir arada yapıldığını anlatan Güneş, şunları söyledi: "Burada, caminin yanı sıra Tarihi Büyük Hamam olarak bilinen yer de bugüne kadar ayakta kalan bir eserdir. Hamam yıllar önce faaliyetteydi ama şimdi yılların verdiği aşınma nedeniyle tamirata alındı. Bu hamam yaklaşık 800 yıl, halkın maddi ve manevi kirlerinden arınması için hizmet vermiştir. Hamamın biri erkekler diğeri de kadınlar için olmak üzere iki girişi bulunmaktadır. Camide olduğu gibi hamamın da klasik bir kubbesi vardır." (AA) GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Ahmet Serkan Küçük Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Şevket Kalaycı, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: Fax: Yıl: 45 Sayı: Haziran 2015 Çarşamba Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT NEVŞEHİR - Kapadokya'da, Brezilyalı sporcu Luigi Cani, yaklaşık bin metreden sıcak hava bolunuyla wingsuit (yarasa kanat) atlayışı yaptı. Kapadokya'da ilk kez düzenlenen etkinlikte wingsuit yarış pilotu ve hava kameramanı James Boole ile Bytterfly Balloons firmasıyla havalanan sporcular, bin metre yükseklikten 200 kilometre hıza ulaşıp paraşütlerini açarak atlayış gerçekleştirdi. Firmanın şef pilotu Mike Gireen, sporun Kapadokya'da ilk kez yapıldığını belirterek, "Atlayış için yerden bin metre yükseldik. Atlamadan sonra sporcular yükseleceği için biz de yükseldik. Bu atlayış için, öncesinde ANTALYA - "Turizmin başkenti" Antalya'nın önemli turistik bölgelerinden Adrasan'daki ormanlık alanda çıkan yangında zarar gören yıllık ağaçların yerine fidan dikildi, tohum ekildi. Antalya Orman Bölge Müdürlüğünce geçen yıl 28 Haziran'da çıkan ve ancak 24 saatte kontrol altına alınabilen yangında zarar gören 140 hektarlık alan, tohum ve fidanlarla yeniden yeşillendirildi. Antalya Orman Bölge Müdürü Mustafa Türk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kumluca ilçesine bağlı Adrasan'ın önemli turizim merkezlerinden biri olduğunu bildirdi. Türk, yaklaşık bir yıllık çalışmada sahanın ormanlaşması konusunda önemli mesafenin kat edildiğini söyledi. Yangın z ormanlık alanın sınırlarının yeniden belirlendiğine işaret eden Türk, bölgenin telle çevrildiğini belirtti. Yangından sonra alanda temizlik çalışmalarının başladığını, ardından da fidan dikilip tohum ekildiğini anlatan Türk, "Zarar gören bölgede 40 hektarlık alanda Kapadokya'da balonla "wingsuit" heyecanı Sivil Havacılık'tan gerekli izinleri aldık. Oldukça başarılı ve güvenli bir atlayış oldu" dedi. Brezilyalı sporcu Luigi Cani de Türkiye'deki atlayışı için peribacaları ile ünlü Kapadokya bölgesini seçtiklerini söyledi. Brezilya, ABD, İsviçre, Malezya ve dünyanın birçok ülkesinde wingsuit atlayışı gerçekleştirdiğini anlatan Cani, ancak Kapadokya'da ilk defa gerçekleştirdiği atlayışın çok özel olduğunu dile getirdi. Yarasa adam kıyafeti giyen Cani, yaklaşık bin metre yükseklikten sıcak hava balonuyla wingsuit atlayışı yaptı. (AA) yaklaşık 30 bin zakkum, keçi boynuzu, selvi, fıstık çamı gibi yangına dirençli fidanlar dikildi. Geri kalan kısımda bin 400 kilogram kızılçam tohumu ekildi" dedi. Türk, alanın eski haline gelebilmesi için teşkilat olarak üzerlerine düşen görevi yerine getirdiklerini belirterek, "Yanan ağaçlar yaklaşık yaşlarında kızılçam ağaçlarıydı, dolayısıyla o yaşa gelmesi için o kadar süre gerekiyor. Sahanın eski haline gelebilmesi için uzun bir süre gerekiyor" diye konuştu. Yangın sonrası bölgede otel yapılacağı yönünde iddiaların ortaya atıldığını hatırlatan Mustafa Türk, "Bugün yapılan çalışmalar bu iddiaların ne kadar asılsız olduğunu gösteriyor. Bir santimetrelik alan bile kimsenin uhdesine geçmedi" ifadesini kullandı. (AA) Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 3 Haziran 2015 Çarşamba Mersin İdmanyurdu'nun "rekor" sezonu MERSİN - Mersin İdmanyurdu, 14. kez mücadele ettiği Süper Lig'de en çok puan aldığı, en çok gol attığı ve en çok maç kazandığı sezonunu geride bıraktı. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 2011'de 28 yıl aranın ardından çıktığı Süper Lig'de iki sezon kaldıktan sonra küme düşen Mersin ekibi, sezonunda PTT 1. Lig play-off finalinde başarılı olarak Süper Lige bir yıl aranın ardından yeniden döndü. Bu sezona 16 yeni ismi kadrosuna katarak başlayan Mersin ekibi, takımın başına ise Rıza Çalımbay'ı getirdi. Lige Mersin Stadyumu'ndaki zemin sorunu sebebiyle sıkıntılı başlayan kırmızı-lacivertli takım, dönem dönem yaşadığı maddi sorunlara rağmen iç sahadaki başarılı performansıyla ilk yarıyı 22 puanla 9. sırada tamamladı. Cimbom Duble hedefliyor Gaziantepspor'un en istikrarlısı Chico İSTANBUL - Spor Toto Süper Lig'de sezonu şampiyon tamamlayan Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası finalinde bugün Bursaspor ile karşılaşacak. Ziraat Türkiye Kupası'nda 21. finaline çıkacak olan sarı-kırmızılı ekip, ev sahibi durumunda bulunan Bursaspor'u saf dışı bırakarak hem bu kulvarda 16. şampiyonluğunu elde etmek hem de sezonu çifte kupayla tamamlayabilmek için mücadele verecek. Kupanın son şampiyonu olan ve bu kulvarda 15 kez mutlu sona ulaşarak rekoru elinde bulunduran "Cim Bom", başarılarına bir yenisini daha eklemek istiyor. Bursa Atatürk Stadı'nda saat 20.30'da başlayacak mücadeleyi hakem Bülent Yıldırım yönetecek. Yıldırım, sezonunda Bursaspor ile Fenerbahçe arasında Ankara'da oynanan Ziraat Türkiye Kupası finalinde de düdük çalmıştı. Bu karşılaşmayı sarı-lacivertliler 4-0 kazanmıştı. Galatasaray, bu sezon sergilediği performansla elde edilen lig şampiyonluğuna büyük katkı sağlayan kaleci Fernando Muslera'yı kupa finalinde kullanamayacak. Copa America organizasyonu öncesi Guatemala ile özel maç yapacak olan Uruguay Milli Takımı'nın kampına çağrılan Muslera, hem Galatasaray Kulübü'nün hem de kendisinin talebine karşın izin verilmemesi nedeniyle ülkesine gitti. Galatasaray, yarın Bursaspor'u yenmesi durumunda, tarihinde 6'ncı kez bir sezonu hem lig hem de kupa şampiyonu olarak tamamayacak. Son olarak sezonunda hem lig hem de Türkiye Kupası'nı kaldırarak "duble" yapan "Cim Bom", aradan geçen 15 yılın ardınan bu başarısını tekrarlama fırsatı yakaladı. Sarı-kırmızılılar, , , , ve 'de sezonu iki kupayı birden kazanarak tamamladı. Galatasaray'da hem futbolcu hem de teknik adam olarak şampiyonluk yaşayan ilk isim unvanını kazanarak tarihe geçen teknik direktör Hamza Hamzaoğlu, Ziraat Türkiye Kupası finalinin kazanılması halinde bir unvanı daha elde edecek. Sarı-kırmızılı ekipte forma giydiği sezonunda hem lig hem de kupa şampiyonlukları kazanan Hamzaoğlu, bu başarıyı hem oyuncu hem de teknik adam olarak elde eden ilk isim olarak bir kez daha kulüp tarihinde yerini alacak. (AA) GAZİANTEP - Spor Toto Süper Lig'i 40 puanla 10. sırada tamamlayan Gaziantepspor'un en istikrarlı futbolcusu, Grando Chico oldu. Sezon başında kiralık olarak takıma katılan Chico, 33 maçta forma giyip, 2 bin 970 dakika sahada kaldı. Brezilyalı futbolcu, sadece ligin 26. haftasındaki Akhisar Belediyespor maçında sarı kart cezası nedeniyle takımını yalnız bıraktı. Şenol Can, 33 maçta 2 bin 924 dakikayla en çok forma giyen ikinci futbolcu olurken, Barış Yardımcı da 2 bin 574 dakikayla üçüncü sırada yer aldı. Gaziantepspor Teknik Direktörü Okan Buruk, bu sezon 31 farklı futbolcuya forma şansı verdi. Kırmızı-siyahlılar, bu sezon 31 kez gol sevinci yaşadı. Muhammet Demir 10 golle, takımın en golcü ismi olurken, Chibuike 6, Chico ise 5 golle takımlarına katkıda bulundular. Gaziantepspor'da diğer goller, Şenol Can (4), Camara (2), Mustafa Durak(2) ve Oğulcan Çağlayan'dan (2) geldi. Kara Kartal bu sezon Seyyah oldu İSTANBUL- Spor Toto Süper Lig'i 69 puanla üçüncü sırada tamamlayan Beşiktaş, sezonunda stadının olmamasının sıkıntısını yaşadı. Siyah-beyazlılar, geride kalan sezonda Süper Lig, Avrupa kupaları ve Ziraat Türkiye Kupası'nda toplam 55 maça çıkarken, bunları 28 farklı statta oynamak zorunda kaldı. Stadı Vodafone Arena'nın yapım aşamasında olması nedeniyle iç saha maçlarını da farklı statlarda yapan "Kara Kartallar", ev sahibi olarak Atatürk Olimpiyat Stadı, Ankara Osmanlı Stadı, Başakşehir Fatih Terim Stadı, Yusuf Ziya Öniş Stadı ve Konya Büyükşehir Belediyesi Torku Arena'yı kullandı. Beşiktaş, 55 resmi maçın 27'sini ev sahibi, 28'ini ise deplasman takımı olarak oynadı. Beşiktaş, iç saha olarak kullandığı Atatürk Olimpiyat Stadı'nda sezonunda Süper Lig, Avrupa kupaları ve Ziraat Türkiye Kupası'nda toplam 14 maça çıktı. Siyah-beyazlılar, bu 14 karşılaşmanın 6'sını kazanırken, 4 beraberlik aldı, 4 kez de sahadan yenilgiyle ayrıldı. Beşiktaş, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda 7 Avrupa, 5 Süper Lig, 2 de Ziraat Türkiye Kupası maçı yaptı. Beşiktaş, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Feyenoord, Arsenal, Çaykur Rizespor (2), Asteras, Eskişehirspor, Fenerbahçe, Partizan, Tottenham, Galatasaray, Sarıyer, Bursaspor, Liverpool ve Club Brugge maçlarını oynadı. "Kara Kartallar", Ankara'daki Osmanlı Stadı'nda ise Süper Lig maçlarının bir bölümünü oynadı. Osmanlıspor'un kullandığı statta 8 lig maçına çıkan siyah-beyazlılar, 5 galibiyet, 2 beraberlik, 1 de mağlubiyet aldı. Beşiktaş, Osmanlı Stadı'nda Medicana Sivasspor, Mersin İdmanyurdu, Balıkesirspor, Kayseri Erciyesspor, Kardemir Karabükspor, Gaziantepspor, Torku Konyaspor ve Gençlerbirliği ile karşılaştı. Beşiktaş, diğer iç saha maçlarında ise Başakşehir Fatih Terim, Büyükşehir Belediyesi Torku Arena ve Yusuf Ziya Öniş Stadı'nı kullandı. Siyah-beyazlılar, ev sahibi olarak Başakşehir'de 3 Süper Lig, Yusuf Ziya Öniş'te 1 Ziraat Türkiye Kupası, Torku Arena'da ise 1 Süper Lig maçı yaptı. Başakşehir Fatih Terim Stadı'nda İstanbul Başakşehir, Kasımpaşa ve Akhisar Belediyespor ile karşılaşan Beşiktaş, Yusuf Ziya Öniş Stadı'nda Adana Demirspor'u, Konya'da da Trabzonspor'u ağırladı. "Kara Kartallar", ayrıca deplasman takımı olarak da Rize ve Kayseri'de ikişer maça çıktı. Ayrıca iç saha olarak kullandığı Başakşehir, Yusuf Ziya Öniş ve Konya'da da birer kez deplasman takımı oldu. Beşiktaş, 55 maçının 23'ünü İstanbul, 32'sini ise İstanbul dışında oynadı. Siyah-beyazlılar, İstanbul'da Atatürk Olimpiyat Stadı, Başakşehir Fatih Terim ve Yusuf Ziya Öniş statlarının yanı sıra birer kez de Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu, Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan ve Türk Telekom Arena'da sahne aldı. (AA) "Milli takımda forma giymek gurur verici" BAYBURT- Almanya Birinci Futbol Ligi (Bundesliga) takımlarından Bayer Leverkusen'de forma giyen milli futbolcu Hakan Çalhanoğlu, zor bir dönem geçirdiğini ancak genç yaşta bunları atlatıp, milli takıma döndüğünü söyledi. A Milli Futbol Takımı kampı öncesinde tatilini geçirmek için baba ocağı Bayburt'a gelen Hakan Çalhanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, milli takımda forma giymenin kendisi için gurur verici olduğunu ifade etti. Milli takımda oynamanın sevincini yaşadığını belirten milli futbolcu, "Genç yaşta zor bir dönem geçirdim ama bunları atlatıp, yine milli takıma döndüm. Milli takımda forma giymek gurur verici. İnşallah ülkemi iyi bir şekilde temsil ederim. Avrupa Şampiyonası elemelerinde Kazakistan'a karşı oynayacağız. İnşallah onları yenip, diğer maçlarda da korkmadan hareket ederek, hedefimize ulaşırız" şeklinde konuştu. Hakan Çalhanoğlu, milli takımın mücadele ettiği gruptan çıkma şansının olduğuna inandığını dile getirerek, "Önemli olan zoru başarmak. İnşallah gruptan çıkıp Avrupa Şampiyonası'nda oynarız. Bunu çok istiyoruz. Elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Ümidimiz büyük, inşallah hedefimize ulaşırız" diye konuştu. (AA)

16 3 Haziran 2015 Çarşamba TCG GEDİZ fırkateyni, Ertuğrul fırkateyninin Japonya seferinin 125 inci yıldönümü anısına çıktığı seferinin son durağı olan Japonya ya ulaştı. Türk fırkateyni Gediz, Japonya da yoğun ilgi ile karşılandı ŞİMONOSEKİ - TCG GEDİZ fırkateyni, Ertuğrul fırkateyninin Japonya seferinin 125 inci yıldönümü anısına çıktığı seferinin son durağı olan Japonya ya ulaştı. Şimonoseki de yerel halkın yoğun ilgi gösterdiği GEDİZ için limanda karşılama töreni düzenlendi. TCG GEDİZ, 1 Nisan da başladığı yolculukta sekiz ülke ve dokuz limanın ardından İstanbul ile kardeş şehir olan Şimonoseki kenti limanına yanaşırken, gemiye Japonların ilgi ve alakası renkli görüntüler oluşturdu. Karşılama töreninin ardından gemide resepsiyon düzenlendi. Resepsiyona Türkiye nin Tokyo Büyükelçisi Ahmet Bülent Meriç, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanı Tuğamiral Namık Alper, Japonya Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık Bakanı Yoşimasa Hayaşi ile Japonya Başbakanı Şinzo Abe nin eşi Akie Abe katıldı. Türk fırkateyni, Şimonoseki de bir gün durakladıktan sonra Ertuğrul fırkateyninin battığı Kuşimoto ya geçti. Burada bugün düzenlenecek anma törenine TBMM Başkanı Cemil Çiçek de katılacak. TCG GEDİZ, Japonya daki görevini tamamladıktan sonra 9 Haziran da Türkiye ye dönmek üzere bu ülkeden ayrılacak. Gediz Fırkateyni, Sultan. Abdülhamid'in emri ile 1890 yılında Türkiye'den Japonya'ya giden ve bu ülkenin Kuşimoto kıyılarında batan Ertuğrul fırkateyninin güzergahında sefere çıkmıştı. (AA) Irak ta kültür defilesi... Bu çanta 220 bin dolar Irak'ın başkenti Bağdat'ta 'Lamasat İrakiyye' adlı defile düzenlendi. Bağdat'taki Darü'l Eziya el-irakiyye (Irak Giyim ve Kıyafet Evi) tarafından Şair Cavahiri Salonu'nda düzenlenen defilede, Irak'ın farklı kültür ve folkloruna ait kıyafetler sergilendi. Bağdat'taki Darü'l Eziya el-irakiyye (Irak Giyim ve Kıyafet Evi) tarafından Şair Cavahiri Salonu'nda düzenlenen defilede, Irak'ın farklı kültür ve folkloruna ait kıyafetler sergilendi. BAĞDAT - Irak'ın başkenti Bağdat'ta 'Lamasat İrakiyye' adlı defile düzenlendi. Bağdat'taki Darü'l Eziya el- İrakiyye (Irak Giyim ve Kıyafet Evi) tarafından Şair Cavahiri Salonu'nda düzenlenen defilede, Irak'ın farklı kültür ve folkloruna ait kıyafetler sergilendi. AA muhabirine konuşan Bağdatlı moda tasarımcısı ve defilenin organizatörü Sinan Kamil, "10 yıllık kesintinin ardından böyle bir defileye yeniden imza atıyoruz. Ramazan ayında da çok sayıda gösterimiz olacak" dedi. Kamil, Irak'a ait farklı kültürleri yansıtmaya çalıştıklarını dile getirerek, "Bunlar Darü'l Eziya el- İrakiyye'ye ait özel tasarımlı kıyafetler ki tüm dünyayı 40 yıl boyunca büyülemişti ve Latin Amerika, Japonya ve diğer birçok bölgede gösterime girmişti" diye konuştu. Defileye Enbar'da DAEŞ terör örgütü tarafından öldürüldüğü öne sürülen 'Nurhan Ali Assaf' adlı Iraklı kız çocuğun adını verdiklerini de anlatan Kamil, "Terörün ülkemiz insanı ve kültürel mirasımıza yönelik yaptıklarını unutmayacağız ve buna karşı bu gibi aktivitelerle direniş göstereceğiz" ifadelerini kullandı. (AA) Fransız modaevi Hermes'in ürettiği "Birkin" model çanta, Hong Kong'da yapılan açık artırmada rekor fiyata satıldı. Christie's Müzayede Evi, açık artırmada fuşya rengi çantanın 222 bin dolara alıcı bularak şimdiye kadar en yüksek fiyata satılan çanta olduğunu açıkladı. HONG-KONG- Fransız modaevi Hermes'in ürettiği "Birkin" model çanta, Hong Kong'da yapılan açık artırmada rekor fiyata satıldı. Christie's Müzayede Evi, açık artırmada fuşya rengi çantanın 222 bin dolara alıcı bularak şimdiye kadar en yüksek fiyata satılan çanta olduğunu açıkladı. Timsah derisinden elde üretilen çantanın üzerinde beyaz altın ve elmastan süslemeler bulunuyor. Hermes'in yine Birkin model, timsah derisinden kırmızı renkli bir çantası da 2011'de 203 bin dolara alıcı bulmuştu. Adını İngiliz aktris Jane Birkin'den alan çantalar, ilk kez 1984'de Hermes'in Üst Yöneticisi Jean-Louis Dumas tarafından ünlü oyuncu için tasarlanmıştı. Kullanılan malzemeye göre 10 bin ila 100 bin dolara satılan çantalar sınırlı sayıda satışa sunuluyor. Her bir çanta Fransa'da işinin ehli ustalar tarafından elde üretiliyor. Çantalar, 1800'lerden bu yana kullanılan özel bir tarzda dikiliyor. Dana, deve kuşu, timsah ve kertenkele derisinden parlak renklerde tasarlanan çantalardan almak isteyenler, kimi zaman yıllarca beklemek zorunda kalıyor.