ÜSTTE OLUMLU YAZILAR İCRAATLAR. ALT TARAFTA ELEŞTİRİLER.. AK PARTİ OLUMLU İCRAATLARI (Eleştiriler yazının devamında.

Transkript

1 KİME OY VERMELİYİZ? ŞUBAT 2011 Bu Dosya Resimle donanacak * Öncelikle Mevcut Hükümet olan AK PARTİ Hükümetinin icraatlarını açıklıyorum. Daha sonra eleştirilerim olacak. Ben eğriye eğri, doğruya doğru diyen bildiğimi okuyan biriyim. Bu nedenle aşağıdakiler saf,yalakalık katılmamış, düşmanını bile gerektiğinde tebrik etmesini bilen, tarafsız sadece Ülke Menfaatlerini gözeten siyasi yazılardır. Benim değerlendirmelerim sonucunda oy vermenizi tavsiye ediyorum. ÜSTTE OLUMLU YAZILAR İCRAATLAR. ALT TARAFTA ELEŞTİRİLER.. AK PARTİ OLUMLU İCRAATLARI (Eleştiriler yazının devamında.) 1: TOKİ EVLERİ : Eğer yapılmasında Yolsuzluklar yoksa, ihaleler yandaşlara verilmedi ise şahsen TOKİ EVLERİ PROJESİ ni takdir edenlerden biriyim. Türkiye de ev sayısı çoğaldı,bunun sonucunda boş ev bulamama sorunu ortadan kalktı. Emlak fiyatları çok miktarda olmasa da ucuzladı. Ev sahipleri her zaman kiracı bulabiliyordu ve evimden çık diyebiliyordu.şimdi ise sağlam kiracı bulmakta zorlanıyor çünkü ev boş ev çoğaldı. Kişi en fazla birkaç saatte boş ev bulup anlaşabilecek duruma geldi. Gelecektede bir çok siyasi partinin TOKİ evlerini çoğaltmak projeleri içinde. Eğer gelecekteki Hükümetler de ev yapmaya devam ederse ev sayısı çok fazla olacağından, Ev kira ve fiyatları adeta yerin dibine gömülecek çok ciddi miktarda ucuzlayacaktır. Ev fiyatları aşırı ucuzlayınca da, bazı kalemler mecburen ona indexlenip indirime girmek zorunda kalacak bu olay enflasyona da pozitif yönde etki edip, enflasyonun da aşağı çekilmesine neden olacaktır.şahsi kanaatim 2 Milyon Daire daha yapılmasıdır. TOKİ diğer İnşaat Şirketlerine de örnek olması ile İnşaat sektörüne öncüde olmuştur. 2: VİZELERİN KALDIRILMASI :

2 Vizerin kaldırılması benim senelerdir hatta AK PARTİ HÜKÜMETİ kurulmadan önce dahi söylediğim ve sitemde yazdığım bir projedir. Vizelerimizin karşılıklı olarak kaldırıldığı ülke sayısı her geçen gün artmıştır. Buda takdir ettiğim AKP Projelerinden biridir. 3: ULAŞIMA OLAN YATIRIMLAR : Ulaşıma olan yatırımlar kesinlikle masraf değildir. Çünkü, örneğin bir alt geçit sayesinde araçlar dur kalk yapmadan, tarafiğe takılmadan yoluna devam ederler. Buda araçların daha az yakıt yakmasına, daha az çevreyi kirlemesine, gideceği yere daha hızlı ulaşmasına neden olacağı için yapılan masraf birkaç senede çıkacaktır. Dolayısı ile yola yani uluşıma yapılan masrafı ben masraf olarak görmüyorum. Eğer ki, yapılmasında ihalelerinde ulaşım projelerinde Yolsuzluk olmadı ise tebrik ediyorum. Yolsuzluk oldu ise yapılan iş bir Hizmettir. Yolsuzluk yapanların bu dünyada yetişemesek de öbür tarafta hepimiz yakasında olacağız. Şahsen tek kuruş hakkımı helal etmiyorum. 4: HASTANELER ÖZEL HASTANE GİBİ OLDU : Hastaneler özel Hastahane gibi oldu. AKP nin hem Kemal Kılıçtaroğlu dönemindeki yönetimi eleştirip, çok zarar etti deyip. Hemde Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çeliğin Başbakana SGK nın çok açıkları olduğunu hatırlatmasını ve Başbakanın sağlık önemli demesini saymaz isek, Hastaneler özel hastane gibi oldu. Ancak, SGK önceden de açık veriyordu, Şimdide açık veriyor bu tartışılmaz bir gerçektir. Birini eleştirip daha sonra aynı olaya maruz kalmak çok saçma birşeydir. Özel Hastane gibi devlet hastaneri SGK da çok ciddi bütçe açıklarına neden olmuştur. Kurumların birleşmesi ile kolay Hasta bakımı kolaylaştı. SGK bütçe açıklarının basın toplantısında itiraf edilmesini saymaz isek, SAĞLIK PROJELERİ de başarılıdır. Tabi Yolsuzluklar konusunda SAĞLIK sektöründeki Yolsuzlukları da saymaz isek. Bütçe açıkları sadece, Özel Hastane gibi yapmakdan dolayı olmuyor en büyük sebebi Yolsuzluk. Yolsuzluklar sadece adam ve şirket kayırma olarak olmuyor. REÇETE ler üzerinde ilaç alımlarında oynayarak da Yolsuzluk direk çalarak yapılıyor. Başbakan Tayyip bey, SSK GENEL ESKİ MÜDÜRÜ şimdiki CHP Genel Başkanını SSK da ki açıklar üzerinden eleştiriyor. O dönem ki açık, 2 Buçuk Katrilyon. Şimdiki açık 28 buçuk katrilyon diğer değişle 28 buçuk Milyar TL civarında. Yani eski açığın 10 katından fazla şimdi ki SGK da açık oluşturan AKP nin eleştirisi çok komik. 10 Kattan fazla zarara uğrat, senin 10 da birinden daha az zarara sokanı eleştir 5: DIŞ POLİTİKADA TÜRKİYENİN İTİBARI ARTTI ONE MUNITE yani Van Munit, Türkçesi 1 Dakika çıkışı ile davosta, Tayip Erdoğan oralarda kişilere kendi mekanında postasını koydu.kralına maden suyu ısmarladı. Araplar Türkleri kısmen severdi, şimdi daha çok seviyorlar. Türkiye bir çok uluslar arası olayda, arabulucu yapılmak isteniyor. Özellikle ONE MUNITE olayı, en az 10 yıl daha unutulmayacağa benziyor. ONE MUNITE olayını tebrik ediyorum. Bazıları çeşitli uluslar arası ticaret ilişkilerinde çelişkiler oluyor, Tayyip Tiyatro oynadı desede, danışıklık dövüş deselerde ben katılmıyorum. Hiçbir Cumhurbaşkanı, kameralar önünde sırf başka Ülkenin Başbakanı takdir toplasın diye kendine bağırttırmaz. ONE MINITE olayı yapmacık değildir. O anda gelişmiş bir olaydır. 6: BARAJ SAYILARININ ÇOĞALTILMASI

3 Duyumlarıma göre baraj sayıları çoğaltılıyormuş. Her ne kadar deniz suyundan içme suyu elde edilebilse de, içme suyunun önemi çok yüksektir. Dolayısı ile baraj sayısını arttırmak hem elektrik üretimi hem içme suyu depolanması açısından çok önemli bir olaydır. Aynı nehir üzerine peşpeşe barajlar benimde savunduğum bir projedir. Ancak, bu süreçte tabiatın dengesini de korumak gerekir. Bu olaylardan dolayı çok sayıda balığın öldüğü tabiatın dengesinin bolzulduğu duyumlarımın arasındadır. Bununda çaresi her baraj kenarına ayrıca dev balık havuzlarının yapılması ve balıkların ayrıca bu havuzlarda bakılmasıdır. Havuzların dibine taş çakıl kum konularak balıkların doğallığı korunabilir. Ayrıca balığın içinde yaşadığı suyun içme suyu olarak kullanılmasını ben sağlıklı bulmuyorum. Devlet her yaptığı barajın hemen yanına barajdan da su alarak ve bir miktar sürekli akıtarak suyun yenilenmesini sağlayarak 500 Metre Kare büyüklüğünde dev balık havuzları yapmalıdır. 500 Metre Kare büyüklüğünde 4 Metre derinliğinde dev balık havuzları sanıyorum hayvan severleri memnun edecektir. Doğal yaşam tamamen korunacak diye baraj yapmamak ve elektirik üretememek çok kötü bir olaydır. Doğayı ek havuzlar ile korumak mümkün iken barajdan vaz geçmek saçmalıktır. Su ile elektrik üretmek aynı zamanda doğayıda korur. Su en temiz güneş rüzgar su ile elektirik üretilen 3 varlıktan biridir. Yani su ile elektrik üretmek, doğaya zarar değil faydadır. Sonuçta doğal gazla, kömürle, nükleer enerji ile üretilen elektrik her zaman zehirli atıklara sebep olur. Su ise en temiz üç maddeden biridir. Peşpeşe baraj yerine tek baraca ince uzun aparat yöntemi ile aynı su, çok sefer kullanılarak peş peşe barajlardan daha çok elektrik çok baraj yapmadan üretilebilir. Bu mümkün anlamayan bana gelsin tarif ederim. AKP YE ELEŞTİRİLER..

4 1: YOLSUZLUKLAR AKP İLE ARTTI. AKP Başkanı ve Başbakan bile Yolsuzluktan yargılanmış Akrabaları ta İstanbul Belediye Başkanlığı zamanında tutuklanmış biridir. Başbakan daha seneler önce bile dünürüne İhale vermekten yargılandı. Sonra nasıldır bilinmez, tabi birazda Milletvekili dokunulmazlığı sayesinde belediye Başkanlığı davalarından bir şey çıkmadı. Fakat, hiçbir şey değişmedi, Tayyip Erdoğan Başbakan olunca aynı olaya devam etti. Bu kadar tesadüf olmaz, benim dünürüm yazı yazmaktan başka bir şey yapmaz diyen Başbakanın dünürünün sitesi den aldığım bir alttaki resme bakarsanız, ALBAYRAK HOLDİNG hiçte sadece yazı yazan gazetecilik yapan bir kuruluş değil. Tıraktör Fabrikasından, iplik Fabrikasına, Müteahhitlikten otelciliğe birçok iş yapan ALBAYRAK HOLDİNG öyle Başbakanın seçmenlerine attığı yalan gibi hiçte basit bir kuruluş değil. Peki, nasıl oluyorda basit küçük bir Şirket devesa bir HOLDİNG haline gelebiliyor. Olay çok basit benzer şirketlere devlet ihalelerinde peşkeş çekiliyor. Benzer şirket yetkilileri tutuklansalar bile SAVCI, HAKİM ve BİLİRKİŞİ gibi yargı mensuplarına rüşvet veya avanta vererek kısa sürede serbest bırakılıyorlar. Hatta bir süre sonra temyizden beraat kararları çıkıyor. Rüşvet yemeyen Yargı Mensuplarını tenzih ederim, ama bir HORTUMCU nerede ise Dünyanın en temiz insanı çıkarılıyor berat ediyorsa bu elbetteki tesadüf olamaz? Hiçbir siyasetçi desteği almadan, kimse devlet ihaleleri ve özelleştirmelerde Milyar Dolarlık iş ve mal alamaz. Onun için ihaleleri hakkı ile kazandılar biz ihalelere karışmadık hikayesine kimse inanmaz. Tabi aklı olan ve gözünü kapamayan kimse. ALBAYRAK benzeri Firma olan YÜKSEL İNŞAAT Firması da Kocaeli de var. Daha birçok firmaya ihaleler peşkeş çekiliyor. Başbakan ispatlamayan şerefsizdir diyor. İşte alttaki resim ispati, dünürünün Holdinginin sitesinde. Bazı yalaka kişiler bu Albayrak o albayrak değil, tüm Albayraklar Tayyibin akrabası olacak değil diyorlar. Oysa siteyi bir gezen YENİŞAFAK GAZETESİ nin Albayrak Holdinge ait olduğunu görürler. Kimse başkasına ait şirketleri de kendi sitesine koymaz? YENİŞAFAK GAZETESİ nin AKP taraftarı ve Albayraklara ait olduğunu zaten herkes bilir? Dolayısı ile bu albayraklar o Albayraklar yani Başbakanın dünürü olan kişiler. Benzer Şirketler ilk kuruluşları zamanlarında ihaleler almaya başlıyorlar. İyice güçleniyorlar, daha sonra ihaleye fesat karıştırma gereği bile duymadan bazıları uluslar arası ihaleleri alabiliyorlar. Ama temel KARA PAR haksız kazanç? Adaletsiz gelir dağılımının ana kaynağı bu olaydır. İhaleleri hakkı ile kazanan alsa, Türkiye de fakir sayısı daha az olurdu. İş yapılması Yolsuzluk olmadığının kanıtı değildir. Önemli olan işi kimin yaptığıdır. Sen gidip Devlet ihalelerini 7 göbek sülalene verirsen, sadece akrabalarını zengin edip diğer şirketleri gariban bırakırsan, İş olsa dahi bu YOLSUZLUKTUR. Yolsuzluk sadece para çalmak değildir, Yolsuzluk hak etmeyene haketmediği işi vermektir. Yolsuzluk ihalelere fesat karıştırıp devlet işlerini akraba ve yandaşlara vermektir. Yolsuzluk naylon şirketlere ihaleleri vermektir. Yolsuzluk gereksiz iş yapmaktır. Yolsuzluk, faturalar üzerinde oynayarak devletten para çalmaktır. Yolsuzluk rüşvet yemektir. Yolsuzluk özelleştirmeler de Devlet Malını çok ucuza akrabaya yandaşa satmaktır. Bu ne yazık ki sadece Türkiye ye has bir durum değildir. Tüm Dünyada bir çok Ülkede Başbakan ve Cumhurbaşkanı ve Devlet Başkanlarının akrabları ve çevresi zenginler iken, ne yazık ki Dünya Fakirlemektedir. Yani, aynı sorun sadece Türkiye de değil tüm Dünya da var. Öyleki, artık Tunus ve Mısır gibi Ülkeler de, Halk işin gerçeğini görmüş altık Yönetime el koyma duruma gitmiştir. Bu sıralar Arap Ülkelerinden başladı belkide zamanla tüm Dünyaya yayılır Halk Ayaklanmaları var. 100 den fazla oda şimdilik, ölü söz konusu. Krizlerin de, Halk ayaklanmalarının da bence % de 99 nedeni Yolsuzluklardır. Yani Yolsuzluk Türkiyenin değil Dünyanın sorunu. Başbakan İspatlamayan şerefsizdir diyor. Yani, ben ve benim gibilere Yolsuzluk var diyenlere ispatlamazsanız şerefsizsiniz diyor. Ben aşağıdaki sadece iki resimle Türkiye ve Dünya da Yolsuzlukların olduğunu ispatladım. Şimdi ben bir şey diyorum, Yolsuzluk olmadığını söyleyen ve Yolsuzluk olmadığını kanıtlayamayan Dünyadaki herkez şerefsizdir diyorum. Ayrıca Başbakan Tayyip Erdoğanın AK PARTİ li Belediyelerde Başkan, Önceki AKP li Başkan, Çeşitli çalışan ve yetkililerin Yolsuzluktan tutuklandığını görmezden geldiğini diyorum. İspatlamayan Şerefsizdir diyorsun da, ispatlarlarsa ne yapacaksın o zaman kim şerefsiz onu demiyorsun?türkiye deki Yolsuzluk yapanların da Hacı ve Hoca ayaklarına,

5 Muhafezakar ayaklarına yatıp, insanların dini duygularını sömürdüklerini söylüyorum. Yolsuzluğun en büyük kanıtı benim. Kocaeli Büyükşehir Belediyesinde 5 sene çalıştım, Yolsuzluklar gördüm ve Yolsuzluk var dedim. Yüz yüze hiç dinlenmeden kovmaya kalktılar. Mahkeme işe geri verdi şuan Yargıtayda temyiz bekliyorum. Yolsuzluk var diyenler dinlenmeden Devlet Binalarından kovuluyorlar ise bu, Yolsuzluğun en büüyk kanıtlarından biridir. Kimse yüz yüze dinlemediği birinin, iftira atıp atmadığını onu dinlemden bilemez. Ayrıca ben profesyonel bir dövüşçüyüm,kimseye iftira etmeye ihtiyacım yok. Zarar vermek istediğim kişiye istediğim zaman zarar verebilirim. Yolsuzluk var diyen, benim haricimde Mühendis ve Profesör ayrıca bir Devlet Memuruna da aynı şeyi yaptılar. Profesörün Profesörlüğü düşürüldü, işten kovuldu. Mühendis dinlenmeden işten kovuldu. Bir memura Yolsuzluklara izin vermedi diye 16 kez sürgün verdiler. Ben konuları Başbakanlığa da ayrıca bildirdim, konuyu Valiliğe havale ettiler valilikten tek kişi gelip beni dinlemedi. Bu adamların dürüst olduğuna ancak yalakaları inanır? Dürüst insan Yolsuzluk var diyeni susturmaya kalmaz, onu dinler. Başkan arkadaşıma onamı kaldı bu işleri kurcalamak dedi. Başkanın Koruması cep telefonuma mesajlar çekip beni tehdit etmeye kalktı,daha sonra aradığında ağzının payını verdim ayrı konu. SAYIŞTAY hariç kimse konu ile ilgilenmedi. Sayıştayın istediği bilgi ve belgeleri de 100 sayfanın üzerinde gönderdim. CD artı 2 3 sayfa resimli imzalı mektup. Yani bu hacı ve Hocaların tek farkı var Solculardan daha fazla çalıyorlar. Tek fakları Hırsızlık kat sayıları fazla. Tabiki, çalmayanları tenzih ederim. Araştırmalarıma göreson 20 yılda, AKP gelmeden önceki, Yolsuzluk Rakamı 54 Milyar Dolardı, AKP geldi Yolsuzluk Rakamı 200 Milyar Dolar oldu. Yani azalmadı patladı. Dünya da ise en çok Yolsuzluk % de 71 ile RUSYA da var. En az Yolsuzluk ise JAPONYA da % de 10. Türkiye Uluslar arası resmi kurumlara göre % de 15 Yolsuzluğa sahip bir Ülke. Benim araştırmalarıma göre Yolsuzluk oranı % de 40. Yani Türkiye Ortanın biraz üstünde. Rusyaya acımamak elde değil? Başbakanın hem yolsuzluk yok, olsa hizmet olmaz demesi, mecliste de Yolsuzluk yapan tutuklandı demesi çok komik bir şey. Hem Yolsuzluk yok diyor hem var tutuklattık diyor. E hani yoktu? Başbakanın bir dediği bir dediğine tutmuyor. Aynı kişi hem kriz var işsizlik var diyor, daha sonra yine aynı kişi kriz teğet bile geçmedi diyebiliyor. Bu ne utanmazlık arlanmazlıktır anlamadım gitti? Hem Türkiye süper gidiyor, ekonomi süper diyorsun, hem asgari ücret ve emekli maaşı 1000 TL nin altında? Be ne çelişki? Hem Yolsuzluk yok diyorsun, hem mecliste yolsuzluk yapanı Benim Belediye Başkanım tutuklattı diyorsun. Hani yoktu? Ayrıca kaç AKP li Başkan Yolsuzluktan tutuklandı sayısı belli değil, tekini bile demiyorsun. Sadece ıspatlamayan şerefsizdir diyorsun. İftira diyorsun. Ne yani, tek başına iktidarsın güç sende, senin kendi adamlarını bile yargı laf olsun diyemi tutukluyor? Hadi hepsini geç ya gözle görülen Yolsuzluklar ne olacak? Kimse yolsuzluk yapmıyor ise son 20 Yılda 146 Milyar Doları AKP döneminde 54 Milyar Dolar öncekiler döneminde Yolsuzluk oldu neden denebiliyor?200 Milyar Dolar Yolsuzluk iftirasını kim atmaya cesaret edebilir ki? 200 Milyar Dolarlık iftira mı olurmuş Sanki dersin Albayrak Holding, Yüksel İnşaat gibi firmalara ihaleleri ben peşkeş çektim? Sanki dersin Özelleştirmelerde peşkeşi ben yaptım. Neymiş Yolsuzluk olsa iş olmazmış? Yahu, o işleri kimler yaptı onu neden söylemiyorsun. İhaleler kimlere peşkeş çekildi onları neden söylemiyorsun? İş olur tabi, ama işleri yapan AKP yalakaları ve yandaşları birazda akrabalar. Sonuç : Tayyip ve Yalakaları zengin, vatandaş açlıktan nalları dikecek durumda. İşime geri dönene kadar geçici olarak çalışmak için, 700 Civarı iş başvurusu yaptım sadece 2 tanesi işe çağırdı. Teki Belediye deki Hortumculardan bile daha dolandırıcı bana para vereceğine para almaya kalktı. Teki üç kuruşa haşatımı çıkardı. Ben bile zor şartlara alışkın olmama rağmen bu krizde iş bırakmak zorunda kaldım. Dayanamadım. Eğer tam adil gelir dağılımı olsa, sadece bazıları değil bir çok iş adamı zengin olurdu ve işsizlik olmazdı.senin gibilerin akrabaları ise, genelde yalaklarını çalıştırır benim gibi adamları sevmezler. İsteyen kusura baksın isteyen bakmasın. Yolsuzluklar ile kurulmuş ve büyümüş firmalarda çalışanları orada haksız kazanca ortak olanları ben yalaka olarak nitelendiriyorum. Dürüst olmak yetmez, devletin parası nerede çalınırsa çalınsın müdehale etmek gerekir.yani ha resmi kurumlarda çalışmış Yolsuzluğu görmezden gelmişsin, ha resmi kurumdan haksız ihale alan firmada çalışmış yolsuzluğu görmezden gelmişsin ikiside aynı şey.

6

7 Başbakanın dünürünün Holdingi. Başbakanın yalanına göre bu koca holding sadece yazı yazarmış?ya diğer Şirketler kimin benim mi? Traktör Fabrikası, Tırabzon Limanı,İplik Fabrikası, Villalar,Apartmanlar, Taşıma Filoları, TV ve Gazete, Albayrak Holdinge dev ihaleleri ben mi verdim? Gidip nerede ise 50 Milyar Dolarlık dev Bir Holdingi Şirketler Topluluğunu, sadece yazı yazarlar diyerek küçülterek ancak saf, sanan inanan insanları kandırırsın. Geçmişte bu saflar arasında bende vardım. 3 sefer AKP ye namaz kılıyor bunlar çalmaz diye oy verdim, bunların daha çok çaldığını AKP li Belediye de kadrolu olarak 3 sene çalışınca anladım. Şuanda Yolsuzluk var dedim diye beni dinlemeden kovdular mahkeme geri verdi şimdilik 1 buçuk senedir işe gitmiyorum. Yargıtayda 2 Milyon dosyanın arasında benimde dosyam onaylanmayı bekliyor. Elbette AKP de çalmayan çaldırmayan kendi Belediye Başkanına rapor hazırlayan AKP li yetkililer de var. AKP ye hırsız demiyorum, bazı AKP lilere Hırsız diyorum. Yoksa AKP ye 16 Milyon insan oy verdi. AKP deki hırsız sayısı 16 bini bile bulmaz. Ama en az AK PARTİ de Bin Hırsız var ve bin hırsız, milyarlarca dolar haksız kazanç elde ettiler. Buna yemin edebilirim. Bir şirket nerede ise tüm ihaleleri alıyor ise, zaten işin içinde iş olduğu gözle görülür bir gerçektir. Ama adamlar utanmadan sıkılmadan göz görünene bile iftira atıyorlar diyebiliyorlar. Şimdiye kadar kim çaldım demiş ki, bunlar diyebilsin. Buradan açık ve net olarak tüm Dünya ya söylüyorum. Yolsuzluk yapan, yaptıran, göz yuman, görmezden gelen, yolunu açan Dünyadaki herkes şerefsizdir ve Dünya Ahiret düşmanımdır. Bence Yolsuzluk Vatan Hainliğidir. SSK zamanında Yolsuzluk var diyen AKP lilere gülmek gerek Ya SGK zamanında ki Yolsuzluklar ne olacak? Birinde açık 2 Buçuk Katrilyon AKP dönemindeki açık eskinin on katından fazla 28 Buçuk Katrilyon diğer değişle 28,buçuk milyar civarı Hem Yolsuzluk yok diyorlar, hemde Yolsuzluklar Patlayınca göstermelik müdehale ediyorlar. Kendi adamlarını göstermelik tutukluyorlar. Yetkililer çalmasa sıradan memurlar Yolsuzluk yapabilirler mi? Adamlar sonrada utanmadan Kılıçtaroğlu döneminde Finansal açık çok oldu diyor. Yahu senin açığın Kemal Kılıçtaroğlu nın açığından yaklaşık 11 katı büyük. Ya o ne olacak. Gitmişler Kemal Kılıçtaroğlunun ihaleri akraba ve tanıdıklarına verdilerini söylüyorlar. Sanki Albayraklar,Yüksel proje gibi Firmalara İhaleleri ben verdim? AKP nin terk farkı var, daha büyük götürüyor. Ama lafa gelince çok dürüsler, o kadar dürüsler ki 7 göbek sülalerini haksız yere zengin ediyorlar. SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçtaroğlu döneminde Açık, 2,5 Katrilyon Civarı. AKP Hükümetindeki SGK açığı 28 Buçuk Katrilyon yeni tabirle 28,5 Milyar TL.11 Kat civarı daha fazla? Adamlar Kemal Kılıçtaroğlu CHP Başkanı olunca utanmadan SSK açıkları ile ilgili eleştiri yöneltiyorlar. Kendi dönemlerinde ise açık 11 kata yakın bir oran daha fazla. 28,5 Katrilyon sıfır atılmış hali ile, 28,5 Milyar TL civarı tonlarca Paranın ne kadarı Yolsuzluğa gitti meçhul. Yolsuzluklara giden rakamı HORTUMCULAR bile tam bilemez. Çünkü çalan tek kişi değil çok kişi. Birbirinden bağımsız çok kişi. Genelde ilaçlar ve Hastanelere makine alımı üzerinden Yolsuzluk oluyor. Bir kısmıda İhaleler üzerinden Yolsuzluk oluyor. Naylon Şirket Kurup, işleri naylon Şirketlere vermek, SGK da da var. Öyle ki

8 SGK da üç farlı naylon şirket kurup, ihaleye üç naylon şirketi ile giren, ve ihaleyi fesat karıştırarak her türlü haksız yere kazananlar bile oldu. Millet devlet hastaneleri Özel Hastane gibi oldu diyor, ama finansal açığın 11 kata yakın bir oranda arttığını kimse görmüyor yada görmek istemiyor. Bu açıktaki para keşke hepsi Hizmete gitse idi. Oysa Yolsuzluklara da çok paralar gitti ve gidiyor. Millet sadece gözünün gördüğüne bakıyor, oysa gözünün görmediği ne şerefsizlikler dönüyor kimse görüyor yada görmek istemiyor. Oysa 11 Kat artmış Finansal açığı er geç halk ödeyecek. Bir kurumu borçla açıkla büyütmek bir yere kadar geçerli olur. Borç er geç o kurumu gümletir ve o kurumun açıkları yine vergi olarak bizden çıkar. Özelleştimeden gelen paralar ile, borçla yapılan Hizmet hizmet değildir. Hizmet öz para ile yapılan iştir. Kocaeli Belediye Başkanı komik bir şekilde denizde bile korunuyor. Denizde kulaç atamayacak kadar yakın 5 koruma ile Madem Hacısın, Madem Hocasın Madem kadere de inanıyorsun da denizde bile 5 Koruma ile ne işin var? Amerikan Başkanı bile öldürüldü halen kesin failleri belli değil. Bir Belediye başkanı kimki Amerikan Başkanından daha iyi korunabilsin? Hacı Hoca dürüst adamın bu kadar korumaya ne ihtiyacı olabilir ki? Demek ki bizim de bilmediğimiz kaç kişinin canını yaktı? Sokak ortasında bir çok başkan kurşun yağmuruna tutulup öldürüldü. Dolayısı ile kimse süikastten kurtulamaz. Tedbir elbet iyidir, ancak tedbiri abartıyorsa birileri o kişilerde illaki kötü birşeyler vardır? En iyi tedbir Siyasilerin Yolsuzluk yapmamaları, yandaşlara peşkeş yapmamaları,hiçbir çalışanlarının canını yakmamalarıdır. Tedbir sıfır Yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma davasıdır. İşin gerçeği kaderinde varsa seni hiçbir koruma koruyamaz. Hadi suikastten ölmedin? Bir kalp krizi kadar işin var. Kalp krizi yada beyin kanaması geçirsen çevrendeki korumalar ne yapabilir ki? Ayrıca bu gün çevrende korumalar yalakalar hep olur, seçim

9 kaybettiğinde ise hiçbiri kalmaz. Siyasiler güvenlik önlemi arttıracaklarına, sadece adam olsunlar yeter.yolsuzluk yapmasınlar yeter.yolsuzluğa izin vermesinler yeter. Bakanlar Belediye Başkanları dövüldü yada öldürüldü. Türkiye gerçekten denildiği gibi güllük gülistanlık olsa ne diye insanlar Bakan yumruklasın?ne diye insanların sorunları yok ise bakanları milletvekillerini yumurta yapmuruna tutsun? İşten sebep hırsızlık olmadığı sürece çıkarılmasalar ne diye insanlar sokak ortasında, Belediye Başkanlarının kafasına sıkıp onlara infaz yapsın? Terör örgütlerini desteklemeseler ne diye Siyasiler insanların gözleri önünde yumruklansın? Demek ki herşeyin sebebi var. Müslüm Babanın şarkısında bile bu söz var. Son Pişmanlık Neye yarar? Herşeyin bir sebebi var. Güvenlik önlemi arttırmayın, sadece halkı kızdıracak şeyler yapmayın.

10 Verdiği sözü tutsa idi AKP li Bu başkan biçaklanırmıydı? Helikopter her ne kadar Hastaneye yetişmeyi hızlandırsa da, kan kaybınız çok ise sizi kimse kurtaramaz. OLAYIN SONUNU ARAŞTIR.

11 Yukarıda ki resmin alt tarafında gördüğünüz gibi ben Yolsuzlukları SAYIŞTAY Başkanlığına bildirdim. Görevi Kötüye kullanma ve Yolsuzluk davaları devam ediyor. Bakalım sonuç ne olacak? Ne hikmetse bana iftira attın diyenlerin Yolsuzluk ve Görevi kötüye kullanma davaları AKP hükümetine rağmen bitmek bilmiyor. Eski Van Valisi çalıştığım Kocaeli Belediyesinde Genel Sekreterdi, benim ayrıca ihbar ettiğim Yolsuzlukta ise ne hikmetse Proje Lideri. 37 Milyon TL Devleti zarara uğratmak, fazla para ödemek, kısaca Yolsuzluktan yargılanıyordu. Kaçak resmi Binadan ise şaşırtıcı bir şekilde Beraat ettiler. Özellikle bilir kişi Yolsuzluk yapanları adeta süt gibi tertemiz yapıyor. Bakalım bu davaların hepsinin temyiz sonraları da ne olacak? Şimdiki Van Valisi olan Münir Karaloğlu, eğer

12 4. duruşmayada katılmasa idi Polis zoru ile makamından alınacak Türkiye tarihinde ilk vali olacaktı. 3 Duruşmaya geldi katılmadı 4. duruşmaya katıldı ifade verdi. 5 Duruşma da karar çıkar sanıyorum 22 Şubat 2011 tarihinde. 27 kişi yargılanıyor.doğrusu sonucu merak ediyorum. Olayı daha soruşturma esnasında biliyordum. SAYIŞTAYA bu olay davaya dönüşmeden, savcılar soruşturuyormuş diye yazım diğer yazılarımın arasında idi. Sağolsun sevilen biriyim, dolayısı ile Yolsuzluk davalarını daha davaya dönüşmeden bile öğrenebiliyorum. Bağlantılarım sağolsun. Aradan zaman geçti diyor yazıyorum o dönem bildiklerimi hiçbir yere yazmamıştım. Beni binlerce insan interneti geçin şahsen tanıyor ve seviyor. Dolayısı ile benim kimin ne mal olduğunu bilmem den doğal ne olabilir? Başkan Karaosmanoğlu Kaçak Resmi Binadan şimdilik yırttı. Bakalım diğer davalar ve temyiz sonrası ne olacak? Duyumum Başkanın toplam 10 davanın beklediğidir. Şimdilik teki temyizde 2 dava başladı. ENFLASYON BAHÇE HORTUMU, ÇEŞME GİBİ AZ KULLANILAN MALZEME İLE HESAPLANIYOR. Hani derlerdi ya, eksi enflasyon enflasyon tek hane çıktı, yok efendim enflasyon % de 8 e indi. Falan filan diğe. Meğer hepsi püsküllü yalanmış Gidip binde bir kullandığımı Bahçe Hortumundan, enflasyon hesaplarsanız elbetteki eksi görünür. Neymiş çeşmeye zam gelmemiş. Çeşmeye zam gelmez tabi satılan sürekli lazım olan bir şey değilki. Milli gelir 15 Bin dolar oldu diyorlar Millet açlıktan nalları dikiyor. İhracaat patlamış güya, işsizlik aldı başını gidiyor. İşime geri dönmek için 700 civarı iş başvurusu yaptım sadece iki tanesi oldu. İkiside üçkağıtçı çıktı bu krizde iş bırakmak zorunda kaldım. Herifler sabahın köründen gecenin 2 lerine kadar çalıştırıyor tek kuruş mesai yok? Diğeri gitmiş para vereceğine para alıyor. Beni dolandırmaya kalkıyor. Nerde üçkağıtçı var sürekli personel arıyor. Yani olan işte genelde üçkağıtçıların elinde. Personelin adil olarak hakkını veren iş yerleri o kadar azki görünmez oldular. Oysa ekonomi gerçekten süper olsa, işçi iş bile aramaz, kendine adam lazım olan patron işçinin ayağına kadar gider. İşsizliğin sıfır olduğu bir Ülke düşünün, o ülkede işçiye kim yamuk yapmaya cesaret edebilir. Patronu işçiye mecbur bırakmak lazım, şimdi ise işçi patrona mahkum. İşsizlik sıfıra kadar insin, işçi nerede ise patrondan daha değerli hale gelir. Sonuçta çok büyük bir fabrikanız olsa dahi çalıştırmak için işçiye ihtiyacınız olur. Piyasada işsizlik yok ise, siz işçinin peşinden koşmak zorunda kalırsınız. Bir gün Türkiye de ne zaman ki, Patronlar işçileri işe almak için aralarında kavga etti, maaşta açık arttırma ile işçi alınıyor gibi hayali zor şeyler duyarsanız o zaman beni dürtün ki, Ekonomi harbiden süper diyebileyim. Milli gelir 15 Bin DOLAR de açlıktan halen ölenler olsun. Hadi len ordan. Sonuç olarak Yolsuzluğun acı tablosu Yoksulluk. Açlık Sefalet. Birileri kuru ekmeğe muhtaç iken, üstüne bir mont alamaz iken,ayağına bir ayakkabı alamaz iken. Başka birilerinin çaldıkları ve hak etmedikleri paraları kazanması

13 ile, devletten çaldığı ve hak etmediği paralarla saltanat sürmesidir. Yolsuzluğun acı sonucu budur. Yani gelir dağılımındaki adaletsizlik. Karnınızın doyması için, ya yalakalık yapacaksınız, ya çalacaksınız, ya siyasinin akrabası olacaksınız. O zaman sırtınız yere gelmez. Namusu ile para kazanan elbette çok var, ancak namusu ile para kazanmak artık iyice zorlaştı ne yazık ki? AKP yeni geldiği zamanlar, geçmiş yönetimleri eleştirir sizin döneminizde açlıktan ölen oldu derdi. Oysa şimdide açlıktan ölen var yoksul var fakir var. Kendini met ederken memleketi süper gösteren Başbakan, iş maaşlara zam vermeye, hak vermeye gelince kişileri nankörlükle suçluyor. İşine gelince kriz teyet geçti diyen Başbakan, Tekel İşçileri hakkını isteyince kriz var işsizlik var iş beğenmiyorlar diyebiliyor. Emekli maaşına gelince olan verilir olmayan verilmez diyebiliyor. Oysa kriz teyet geçti ise, ekonomi güzel ise para devlette bol olması ve maaşlara devletin iyi zam yapması gerekir. İLERİ DEMOKRASİ DİYE KONUŞ AMA, VATANDAŞA SERT VAVRAN OLMAZ. Aşağıdaki resimde gördüğünüz gibi. Başbakan çiftçiye racon kesiyor, Korumaları adamın ameliyatlı kolunu burkuyor. Belediye Başkanı şoförlere racon kesiyor. İddiaya göre Başbakan, 16 yaşında bir çocuğu seçim otobisüne çağırıp tokatlıyor. Milletvekilinin bile gözüne TEKEL işçilerini savunduğu için göz yaşartıcı sprey sıkılıyor, coplanıyor, Tekel işçilerinin üzerine kışın soğuk su sıkılıyor, buz gibi göle atlamak zorunda kalıyorlar. Sendikasını değiştirmek istemeyen işçi joplanıp hastanelik ediliyor. POLİS adeta tekel işçilerine işkence ediyor. Daha bilmediğimiz kimbilir neler var. Her kimki hakkın arıyor ise, AKP ona düşman. İllaki AKP yalakası olacaksını başka türlü olmaz. İlla hep alkışlıyacaksınız, hiç eleştirmeyeceksiniz.ekmeğinizi ağzınızdan alacaklar siz ses çıkarmayacaksınız. Adamlar halkın oyu ile gelip, halka racon kesebiliyorlar. Anketler umarım yalandır AKP tüm yaptıklarına rağmen 2011 de % de 50 civarı oy alacakmış. Halkımız ne yazık ki kendine yapılanları unutuyor. Belki de Tekel işçilerinden jop yiyenler üzerine su sıkılanlardan bile AKP ye oy verecek olanlar çıkar? mecliste bile sürekli kavga. Tartışma ve kavgada olur bunlar normal ama, halka Polisi kullanarak zulm şerefsizliktir. Kışın vatandaşı buz gibi suya atmak şerefsizliktir. Şerefsiz olan herkes üzerine alınabilir. Ben şerefsizlere söylüyorum, onlar kendilerini bilir. Madem zulm etmek ileri demokrasi ürünü bende ileri demokratik hakkımı kullanıyor halka zulm edene kısaca şerefsiz diyorum. Polisin PKK lıların kahraman gibi karşılanmasına izin verip, Tekel işçilerinin hakkını aramasına izin vermemesi de çok vahim bir durum. Tekelin mal varlıkları AKP yandaşlarına peş keş çekildi ve tekel işçileri yendi yutuldu gerçek bu.

14 Daha yeni duyumuma göre, TV de spiker yazarın haberini okudum. Biri bir yerde Başbakanı eleştirmiş, daha sonra Başbakanın Yalaka Korumaları (Yalaka olmayanların tenzih ediyorum) Kişiyi bir arabaya alıp kaçırmışlar. Arabada sürekli dövmüşler. Ölüm tehditleri savurmuşlar. Bunu medya bilmesine rağmen, üstünü kapadı. Bu ne derece doğrudur bilemiyorum. Ancak Başbakanın benim isviçrede param olduğunu söyleyen şimdi Ergenekon dan içerde lafı. Yukarıdaki resimdeki olaylar bu işin doğru olabileceğini gösteriyor. Şahsen Yolsuzluk yapıyorsunuz dedim diye Belediye Başkanının koruması da beni cep telefonu mesajları ile tehdit etmişti. Korumaya Başkana bir saldırı olmadığı sürece gerisi seni ilgilendirmez diyerek haddini sonradan bildirdim. Onlar istediklerine istediklerini yapacak, kimse bunlara bir şey demiyecek. Onlar Devlet kurumu yetkilisi olmak ile kendilerini evlet sanıyorlar. Oysa DEVLET bir kurumdur. DEVLET kişi değildir. Devlet görevlilileri de geçici olarak devleti yöneten kişilerdir. Beni mesajları ile tehdit eden koruma hakkında işlem yapıcam Başkanı tehdit ediyorsun demişti. Halen işlem yapacak. Bunlar herkesi Tekel İşçileri sanıyorlar. Tekel işçilerinden bu sıra ses seda çıkmıyor. Ne yazık ki onlarda baskıya boyun eydiler. Ama ben farklıyım baskı beni korkutmaz sadece kızdırır. Tehditlere güler geçerim. 10 Senedir PKK, DHKP-C ve daha birçok kurum ve kuruluş elemanlarından tehdit aldım, bu sıralar gelen tehditlerde kim olduklarını bile, neden bana düşman olduklarını söylemeyen kişiler ile dolu. 10 Seneyi aşkın bir zamandır terör örgütlerinden bile Milliyetçi olduğu için, tehdit alan biri Bir Belediye Başkanının korumasından neden korksun ki? İstediği işlemi yapabilir. Ayrıca zamanı geldiği zaman tanıştığımızda benle olan derdini yüzüme söylesinde görüşelim? Öyle telefonda

15 delikanlılık yapılmaz, sürekli devletin adını kullanarak devlet olunmaz. Devletin koruduğu birine neymiş ben öyle konuşamazmışım, yüzüne telefon kapayamaz mışım? İstediğimi yaparım Korumaya da soracak halim yok. Koruması gereken kişinin bir yumurta yağmurunda bile arkasına saklanan korumaları da çok gördük Bizden aldığı güçle bize artislik yapanlar gün gelecek sandığa gömüleceklerdir? Başbakanın her fırsatta, mecliste ve birçok yerde vatandaşa sert davranan POLİSLERİ sahiplenmesi, akla Bozacının Şahidi, Şıracı lafını getiriyor. Öbür Taraftan bakıyorsunuz PKK lılar kahraman gibi karşılanıyor POLİS te tık yok. Öğrenciye, Şehit Ailesine, Hatta Milletvekiline ser davranabilen POLİS, ne Hikmetse PKK lıya sert davranamıyor. Aynı Baklava çalana hapis, Hortumcuya hiçbir şey yok misali? Tabi görevini doğru ve iyi yapan Polisleri tenzih ediyorum. Hiçbir Polisin biz emir kuluyuz mazereti olamaz. Eğer ki, halk ve vatan için bir şey söz konusu ise, delikanlı isen emirlere uymazsın olur biter. Bende devlette çalıştım, ama kovulma pahasına Yolsuzlukları haksızlıkları görmezden gelmedim. Belediye Başkanının kızdım yüzüne telefon kapadım. Daire Başkanına bana haksızlık yaptığı için haddini bildirdim. Size öğrenciye, tekel işçisine sert davranın denildiğinde toplu olarak hepiniz kibar olsanız size kimse bir şey yapamazdı. En fazla açığa alınırsınız. Sizi işe AKP iş başında iken aldılar ise, kimsenin yalakası olmak zorunda değilsiniz. Yalaka olmayan Polisleri tenzih ediyorum. YARGIYI ÖZGÜRLEŞTİRCEZ, DEDİLER MAHKUM ETTİLER Adalet Bakanı HSYK dan çıkarılmak istenirken şimdi Personel Müdürlerini bile HSYK gibi Yargı Kurumunun içine ve Başına soktular. Lafa gelince Yargıyı Bağımsız yapacağız yapacağız demişlerdi. HSYK Başkanının siyasi olan Adalet Bakanı olması kadar saçma bir iş olabilir mi? Yargı hesapta bağımsız ama HSYK gibi yargının en üst düzeyde makamının Başkanı Adalet Bakanı o kim AKP li Bakan? E çüş. Bumu bağımsız yargı? Yargıyı CHP li olmakla suçla, AKP baskısı altında AKP li yapmak için elinden geleni yap. Gerçek Bağımsız yargıda Adalet Bakanı HSYK nın önünden bile geçmez. Bana görede ADALET BAKANLIKLARI kapatılmalıdır o ayrı konu. Siyasi Adalet sağlamayamaz. Neymiş Adalet Bakanının yetkisi HSYK da daraltılmışmış, lan kim yer onu? Madem yetkisinin daraltçan da ne diye adamı Başkan yapıyorsun? Normal şartlarda Adalet Bakanı bile bana göre olmamalıdır. Siyasi adalet sağlayamaz. Ben tüm Dünya da Adalet Bakanlıklarını kapatın, mahkemeleri ve Polisleri Yargıtaylara verin. Yüksek yargıya her etnik kökenden kura ve mülakatla 4 er bin yeni personel alın. Kararların gizli oylama ile ve % de 70 Kabul olyu gerekliliği ile alınmasını sağlayın. Siyasetçiye Yargı Kurumun

16 önünden bile geçmeyi yasaklayın. Bakın sonra, nasıl adil yargı oluyor? HSYK Başkanı Adalet Bakanı olacak, sonra utanmadan sıkılmadan yargıyı bağımsız yaptık diyeceksiniz? E çüşşşşşş Yargıda çeşitli Rüşvet olanlarının döndüğünü açık bir şekilde anlayabiliyoruz. Hortumcuların masum çıkartılmalarından anlaşılıyor. Adam Milyon TL leri götürüyor suçu gözle görünüyor. Ama tutuklansa bile bilirkişi Hortumucucu şerefsizi, elenmiş süt gibi tertemiz çıkartıyor. Elbetteki her Hakim,Her Savcı,Her bilirkişi rüşvet yiyor diyemeyiz. Benim Formülüm olan, Yargıya tüm yüksek yargı kurumlarına, 4 er bin kura mülakat ve tüm etnik kökenlerden 4 yıllık ünüversite mezunu alınırsa, kimse önceden akraba ve arkadaş olamayacağı için rüşvet zorlaşacaktır. Yani hem resmi kurumarda hem Yargıda rüşveti önlemek mümkün. Tam bağımsız yargı rüşvet yiyemez, çünkü birinin yediği rüşvete diğeri karşı çıkar. Hakimlerin rüşvet yediği için tutuklanmasına hemen Hükümet bak bizim başarımız der. Ama alakası yok, ceza vermek başarı değildir. Başarı suçun oluşmasını engellemektir. Zaten Rüşvet yiyene ceza versen ne yazar? Sen ihaleye fesat karıştırırken rüşvet yiyene ceza versen ne yazar? Ayrıca birçok Siyasi Adi şerefsiz Hortumcu beraat etti aklandı. Rüşvet vermeden bu mümkün mü? Tabiki Hayır. Her zaman derim, önemli olan suça ceza vermek değildir. Önemli olan suçun oluşumunu engellemektir. Bir çok siyasi partiye Yolsuzluğu önleyecek sıfıra yaklaştıracak yasa tasarısını internetten attım, tek kişi cebimi bile aramadı. Çünkü, biri Hükümet gitsin diye bakıyor ise, kendi çalmak içindir. Çalmamak için gelen, yada gelip çalmayan siyasetçilerin git gide azalması çok üzücüdür. Çalamamak mümkün. Kısaca Adalet Bakanlığı Kapanacak. Polis Yargıtaya, Mali Polis Sayıştaya verilecek. İhaleler spor salonlarında canlı yayın zorunluluğu ile halkın gözleri önünde ve halk oyu ile yapılacak. Yolsuzluk vatana ihanet suçu kapsamına alınacak. Torpille personel almak, yada sebepsi personel kovmak bile yolsuzluk sayılacak. SAYIŞTAY meclis dahil hiçbir devlet kurumuna bağlı olmayacak, bağımsız çalışacak. Yolsuzluk yapanlara özel SAYIŞTAY Mahkemeleri kurulacak. Hortumcu birkaç ayda kurtulamayacak, yolsuzluğun miktarına göre, afsız 2 yıl ila 30 yıl arası ceza alabilecek. Sayıştayın denetlemediği, giremediği devlet kurumu kalmayacak. Bunları birçok partiye tavsiye ettim? Hangisi şimdiye kadar parti programına almış. Yolsuzluğu önlemek kimse tam istemiyor. İstese kendi de çalamamaktan korkuyor. Yoksa yolsuzluğu % de 1 lere kadar

17 indirmek Mümkün. Şuan Dünya da en az Yolsuzluk JAPONYA da var onda bile % de 10. Türkiye de uluslar arası resmi rakamlar % de 15, bana göre % de 40. Rusya da ise rekor düzeyde % de 71. Bahsettiğim yargı reformu yapılsın, Dünya da Yolsuzluk tüm Ülkelerde % de 1 lere kadar inmez ise, beni istanbulda TAKSİM Meydanında assınlar. Cesedime de kurşun sıksınlar. Yolsuzluk % de 1 lere kadar inerse, zamanla sıfırlara kadar yaklaşır. Yolsuzluğun olmadığı ülke yok Dünya da her gün 1 Milyar insan aç yatıyor. 1 Milyar insan açlık yoksullukla boğuşuyor. Yolsuzluk tüm Dünya da sıfıra yaklaşsın eğer ki aç, tek insan kalırsa beni aç bıraksınlar, zindanlara atsınlar. SADECE YARGI DEĞİL, RESMİ KURUMLARIN TAMAMINDA RÜŞVET ÇARKI İŞLİYOR. Kadınların da kendilerine yakışmayacak bir şekilde rüşvet çarkının içine girmesi çok vahim bir durum. Devlette önemli kararları tek kişi verebilidiği ve tam denetlenemediği için rüşvet çarkı devam edebiliyor. Dolayısı ile, rüşveti önlemenin en iyi yolu kararları toplu almaktır. Bir savcı bir kişiyi tek başına suçlayabilse de, hakim tek başına son kararı verememelidir. Kararlar toplu alındığında devlette er yada geç, yanlış bir şey varsa karşı çıkan olacağı için kadar rüşvetsiz adil alınacaktır. Güzel Bayanlara Polislik yakışıyor, ama rüşvet yemek hiç yakışmamış. Demek ki dışı güzel olan herkesin içide güzel değilmiş.

18 ÖZELLEŞTİRMELER: Bir işin daha kaliteli olması için Özelleştirme gerekli bir şey gibi görünsede, aslında beceriksizliğin ürünüdür. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin zarar ettiği Personelinin çalışmadığı gerekçesi ile bir Devlet Kurumunu satması O anki Hükümetin beceriksizliğini açık bir delilidir. Nasıl oluyor da, özel sektör personelini çalıştırabilirken, Devlet çalıştıramayıp kurumu zarar ettirip kurumu satabiliyor. Görünen Hizmetlerin çoğuda devletin kendi parası değil, Özelleştirmelerden gelen paralarla yapılıyor. Vatandaş uyuyor. Bak AKP köprü yaptı diyor, oysa o köprü TÜPRAŞ,PETKİM gibi dev para basan bir kurumlar satıldı da yapıldı haberi yok. Devletin büyük güçsüz olacağına, küçük ama güçlü olması elbet güzel. Buda özelleştirme ile olur. Ama abartıp devletin varını yoğunu satmak da açık ve net olarak söylemek gerekirse. Devleti Babasının malı sanmaktır. Abartılmış Özelleştirme yerine, sıfır özelleştirme bin kat daha iyidir. Sekayı Sat kapa, Tekeli Sat kapa, Onu sat, bunu sat devletten ne kaldı? Efendim devlet o kurumlardan vergi alacak. Alırsın 1 Milyon TL vergi, çalıştırırsan kazanırsın 10 Milyon TL örneğin. Aldığın verginin 10 katını kazanmak varken, ne diye herşeyi satıyorsun. Satarken de akrabalara peşkeş çekilmesi değer altına satışlar o ayrı konu. Bu herifler boş yere yargıyı siyasallaştırmıyorlar? Yargı Siyasi olacak ki, adamlar rahatça çalabilsin. Türkiyenin varı yoğu satıldı. Çeşitli Bahaneler ile el konulan Şirketlerde satıldı. Yerli Sermayeye satılsa bir derece çoğu yabancılara satıldı.

19 Özelleştirmelerde çeşitli Devlet kuruluşları Akrabalara peşkeş çekildi. Devletin Milyarlaca dolarlık varlıklarını akrabalarına çok ucuza sattılar. Koskoca TC Devleti ne hikmetse Tekel gibi para basan kuruluşu çalıştıramadı, sattı. İşçilerinden haklarını arayanlar joplandı üzerlerine kışın su sıkıldı.

20 Zengin TC Devleti Krizlerde bile satmadığı mal varlıklarını AKP ile sattı. Devletin varı yoğu kime gitti belli değil. Şimdide Devletin arazilerine göz diktiler. Bilmem kaç B yasası ile hazine arazilerini de satmak istiyorlar. Oysa Yabancılar başkalarının üzerinden koca bir Ülkeyi satın alabilir? Hazine arazilerini satmak milli bir tehlikedir. Ak Parti Adını hak etmedi. Ben dahil geçmişte Adaletli Olur, dürüst olur diye oy verdiğimiz parti Yolsuzluklarda TC rekorları kırdı. İhale Yolsuzlukları AKP ile anılır oldu Seçimlerinde bu Hortumculara oy verirseniz Allah katında mesulsünüz.lafa gelince hepsine iftira diyorlar. Gözle görüneni bile inkar ediyorlar. Başbakan bile Belediye Başkanı iken Yolsuzluktan yargılanmış akrabalarından tutuklananlar olmuş biridir. Bakmayın dürüst davrandığını onun dürüstlüğü sadece dilde, lafla peynir gemisi yürümez. Dürüst konuşana değil Dürüst davranana oy verin