Tabloid habercilik. Ayşe İnal

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Tabloid habercilik. Ayşe İnal"

Transkript

1 Tabloid habercilik Ayşe İnal Tabloidler, küçük boyutta düzenli olarak çıkan gazetelerdir. Sayfa sayılarının az olması, kolay erişime sahip olmaları, kısa zamanda okunup tüketilmeleri, resimler ve çarpıcı başlıklarla haberlerin sunulması, tabloid basını ciddi/fikir gazetelerinin (prestige press) alternatifi haline getirmiştir. Bugün tabloid sözcüğü, bu küçük boyutlu gazetelerin yaptıkları habercilik biçimini işaret etmek için kullanılır hale gelmiştir. Peter A. Bruck un (1992: 111) belirttiği gibi, gazetelerin hangi ölçekte çıktıkları onların bir kültürel biçim olarak nasıl bir habercilik yaptıklarının tek göstergesi değildir. Örneğin bir Alman gazetesi olan Bild Zeitung un sayfa boyutları büyük ve sayfa sayısı fazla da olsa dünyanın en çok satan tabloidlerinden biri olmuştur. Ayrıca sayfa büyüklüğü bakımından tabloidlere benzer olan, ancak yaptığı habercilik dikkate alındığında ciddi/fikir gazeteleri olan yayınlar da mevcuttur. Burada önemle üstünde durulması gereken konu, tabloid sözcüğü ile nasıl bir habercilikten söz edildiğidir. Ünlü kişilerin özel yaşamları hakkındaki dedikodular, kısa sürede zengin olma, ünlü olma öyküleri, çarpıcı felaket haberleri, bireysel suç öyküleri, tabloid gazetelerle ortaya çıkan ancak bugün başta televizyon olmak üzere farklı iletişim ortamları içine sızan habercilik biçimine dönüşmüştür. Bir dizi haber değeri, bu habercilikle birlikte yaygınlaşmış ve neredeyse tüm dünyada kabul görür hale gelmiştir. Bu nedenle tabloid basın sözcüğünden çok tab- Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 163

2 loid formatlar dan söz etmek daha anlamlı ve kapsayıcı bir yaklaşım oluşturmaktadır. Tabloid formatların temel özelliği olayları haberleştirirken, izleyicinin ilgisini çekecek, izleyicide merak uyandıracak yönlerini öne çıkartarak, olayları seyirlik bir anlatıya dönüştürmeleridir. Bu seyirlik öyküler çoğunlukla ünlülerin özel yaşamlarına odaklansalar da, günümüzde sokaktaki insanın başına gelen felaketler gittikçe daha fazla tabloid formatların konusunu oluşturmaktadır (Garnham, 2000). Bugün Türkiye de yayın yapan özel televizyon kanallarının izlencelerine baktığımızda, sokaktaki sıradan insanların yaşantılarının farklı türler içinde gittikçe daha fazla yer bulduğu gözlenmektedir. Bu televizyon türleri, gündüz kuşağında yer alan kadınlara yönelik programlar olabildiği gibi, şans üzerine kurulu yarışma programları da olabilmektedir. Nicholas Garnham ın (2000) da belirttiği gibi, kişilere, özel yaşama, ünlülerin nerelere gidip, neler giyip nasıl eğlendiklerine duyulan ilgi gün geçtikçe daha da artmaktadır. Tabloidleşme olgusuna olumlu yaklaşanlar, bu haber değerleri dolayımı ile sıradan insanların daha görünür olduklarına işaret etseler de, bu görünür olma biçiminin ardında ciddi etik ve politik sorunlar mevcuttur. Sorgulamaya, medyanın işlevlerine ilişkin şu basit soru ile başlamak etik sorunları çerçevelemek açısından yararlı olacaktır: Medya insanları, yaşamlarındaki sorunlardan kaçmak, uzaklaşmak için eğlendirmeli mi, yoksa bu sorunlar ve çözüm yolları hakkında bilgilendirip, düşündürüp, harekete mi geçirmeli? Medyanın işlevlerini sıraladığımızda her ikisinin de aynı önemde olduğu düşünülse de, bugün karşımıza çıkan tablo ikincisinin neredeyse unutulduğunu göstermektedir. Gece geç saatlerde yayına giren birkaç tartışma programı dışında, güncel siyasal, ekonomik ve sosyal sorunları etraflı biçimde ele alan hemen hiçbir programın olmadığı görülmektedir. Tabloid basınla ortaya çıkan anlatı biçimi, günümüzde egemen anlatı biçimine dönüşmüştür. Bu anlatı biçimi, izleyicinin medyadan beklediklerini, okuma ve anlamlandırma süreçlerini de büyük ölçüde biçimlendirmektedir. 164 > Televizyon haberciliğinde etik

3 Tabloidleşme olgusunun toplumsal bağlamı Tabloid basının yerleştirdiği haber değerleri ve anlatı biçiminin bu kadar yaygınlaşmasının nedenlerine iki açıdan yaklaşmak mümkündür. Birincisi, daha çok satma veya izlenme kaygıları ile biçimlenen yayın politikaları, diğer bir deyişle reklam pastasından alınan payı arttırmanın yolu tabloid formatları yaygınlaştırmaktır. On yıllardır, izleyiciye talep ettiklerini sunuyoruz anlayışıyla kendisine yöneltilen eleştirilerden kurtulmaya çalışan medya kuruluşları, yaptıkları haberciliği ve diğer seçimleri liberal piyasa mantığı içinde haklılaştırmaya çalışmışlardır. Ekonomik sermayenin yanı sıra, kültürel sermayenin de eşitsiz dağılımı dikkate alındığında, medya kuruluşlarının bu savunma mantığının içi boş bir yaklaşım olduğu açıktır. Liberal düşünce ve ifade özgürlüğünü, faydacı yaklaşım içinden savunan John Stuart Mill e kulak verirsek, yapılan seçimleri etik olarak desteklenir hale getirenin, sonuçları itibariyle yaratacakları toplumsal çıkar (public good) olduğuna işaret ettiğini görürüz. Bu yaklaşım, seçimi yapan kişiye etik bir sorumluluk yükler. Piyasa mantığına sığınmaksa, tam tersi, etik tartışmayı dışlar, seçimi yapanı sorumluluktan muaf tutar ve seçimi doğrudan taleple açıklar. Burada, 19. ve 20. yüzyıllarda gelişen siyasal liberalizm tartışmaları ile ekonomik liberalizmin üzerine kurulu olduğu mantığın kısmi bir kopuşunun izini sürmek mümkündür. İkinci olarak, sansasyonel, özel yaşama odaklanan ve bireye ait durum ve yaşantıları seyirlik hale getiren bir habercilik (programcılık) biçiminin rağbet görmesi, talep edilip çokça tüketilmesi, sadece ekonomik dinamikler ve çıkarlarla açıklanamayacak siyasal/kültürel bir sorundur ve etik açıdan bu toplumsal bağlam içinde sorgulanmalıdır. Bu sorunu açmak ve daha ayrıntılı bir biçimde anlamak istiyorsak, haber anlatısını daha geniş ve bütünlüklü bir bakış açısıyla ele almamız gereklidir. Haberin nasıl bir anlatı olduğuna ilişkin temel ilke, haber anlatısının bir olaya dayanması (facticity) ilkesidir. Bu ilke aynı zamanda yerleşik liberal gazetecilik etiğinin temel önermesidir. Hangi olayların haber olacağı ise, yaygın biçimde kabul gören haber değerlerinin süzgecinden geçerek belirlenir. Haber değerleri, yayın kuruluşları ile izleyicilerin buluş- Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 165

4 tukları yerde oluşur ve biçimlenir, haber anlatısı da öyle. Tuchman ın (1978) belirttiği gibi, olay haber olurken, anlatılırken (resimler, görüntüler seçilirken, başlıklar atılırken vb.), gazeteciler haber değerlerini de oluştururlar. Gazeteci, çalıştığı ekonomik ve kültürel ortama ne kadar duyarlıysa, uyumluysa, okuyucu ve izleyicisinin ne kadar- sesi ve sözü olabiliyorsa o kadar başarılıdır. Diğer bir deyişle, haber değerleri var olan değer yargıları ve yaşamı anlamlandırma biçimlerinin içinden süzülür. Etik açıdan uygun, sorumlu bir habercilik hangi haber değerlerine dayanmalıdır? sorusu, ne gazetecilerin, ne editörlerin, ne de yayın kuruluşlarının mülkiyetini elinde bulunduranların kafasını fazlaca meşgul eden bir soru olmamıştır. Haber değerlerini masaya yatırarak etik açıdan bir arayışa girmek yerine, ardına sığınılan, gazetecilerin bireysel yetenekleri olmuştur. To have a nose for news ifadesi, batı kaynaklı habercilik pratikleri içinde biçimlenmiş bir ilke olsa da Türkçe de de ifadesini bulmuştur: Gazeteciler haber kokusu alırlar. Bugün tabloid haberciliğin müşterisine dönüşmüş kitlelerin günlük yaşamlarını, dünyayı anlama, anlamlandırma biçimlerini dikkate aldığımızda, bu insanların pek çoğunun çevrelerinde yaşayan diğer insanların özel yaşamları ile fazlaca ilgili olduklarını görmek şaşırtıcı değildir. Oturdukları apartmanda, mahallede yaşayan diğerlerinin, çalıştıkları kurumdaki diğer insanların ne yapıp ettikleri; ar, namus, iffet vb. kavramları etrafında yaşamlarını nasıl biçimlendirdikleri, pek çok insanın günlük yaşamlarında yaptıkları haberciliğin temel haber değerleridir. İşi gücü bir tarafa bırakıp aşağı mahalledeki yangını izlemeye gitmek; bir patlamanın üstüne, yıkıntıları göreyim diyerek yaşamını tehlikeye atmak; her akşam, acaba bu yarışmacı ne kadar şanslı, ne kazanacak? diyerek ekranın önünde mıhlanıp kalmak sıkça rastladığımız durumlar değil midir? Tabloid habercilik ve tabloidleşmenin içine sızdığı programlar, günlük yaşamın, günlük iletişimin üzerine kurulu olduğu haber değerlerini kullanır. Kısaca söylemek gerekirse, tabloid basının haber değerlerini gazeteciler keşfetmemişlerdir. Onlar kültürün içine gömülü olana kulak vermişler, izleyicinin neyi seyretmek, gözetlemek istediğini hissetmişler, anlamışlar ve bunu pekiştirecek bir haberciliği seçmişlerdir. 166 > Televizyon haberciliğinde etik

5 Kültürün içine gömülü haber değerlerini bulup, bunları kullanarak okuyucu ve izleyici sayılarını arttırmaya yönelik bu tarz bir habercilik medyayı etik sorgulamadan elbette muaf tutmaz. Varlığını liberal demokratik değerlere yaslayarak, bir yandan dördüncü kuvvet olarak çoğulculuğun savunusunu yapan, diğer yandan, yasama ve yürütmeyi denetleyip kontrol ettiğini iddia eden medya, insanları düşündürmek yerine bütünüyle eğlendirmeye yönelik bir habercilik için etik açıdan meşru bir zemin bulamaz. Tabloidleşme ile karşımıza çıkan etik sorunlar Burada karşımıza çıkan etik ve politik sorunları yine iki boyutta tartışmamız gereklidir. Öncelikle bu sorunlar, yukarıda da belirtildiği gibi, bir yönü ile kişisel (yaşamı anlamlandırma biçimlerimize dair) sorunlardır. Diğer yandan, tarihsel olarak ele alınması ve anlaşılması gereken sorunlardır. Etik sorunlar bireyseldir. Her insan çevresinde olup bitenleri öğrenmek ve öğrenirken eşzamanlı olarak anlamak, yorumlamak ve bir özne olarak iyi/kötü, doğru/yanlış ekseni içinde konumlanmak ister. Diğer bir deyişle medyaya ilişkin etik sorunları ele alırken izleyici ve okuyucuları psişik ve bilişsel (cognitive) boyutlar içinde ele almamız gerekir. Stephanie Morgenstern in (1992) belirttiği gibi herkesin kendi yaşamına dair kuramları vardır. Bu kuramlar, akademik kuramlardan daha az sistematik olsalar da, öznelerin yaşama dair anlamlarının içinde örüldüğü bakış açılarıdır. Pek çoğumuz, bu anlamları sarsıp yerinden edecek iletişim biçimleri yerine bunları onaylayıp pekiştirecek iletişim ortamlarını tercih ederiz. Mahalle haberciliği (dedikodusu) bu varoluş biçimi içinde işlevsel ve önemlidir. Tabloid habercilik de, öznenin yetişip büyüdüğü, biçimlendiği ortamlar içinde yaşama dair doğru/yanlış, iyi/kötü, namuslu/namussuz, kabullenilir/dışlanması gereken vb. zihinsel örüntülerini pekiştirecek, onaylayacak ve destekleyecek biçimde işler. Bir ünlünün nereye gittiği, nasıl eğlendiği, kimlerle gezdiği, nasıl bir rezalet çıkardığı vb., tabloid basının ve tabloid haber değerleri üzerine kurulu diğer türlerin temel Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 167

6 odak noktalarından birini oluştururken, izleyiciye iki yönlü bir seçim sunulur. Gözetleyin ve yargılayın (kınayın, dışlayın) veya öykünün (siz de bir ünlü olma şansı yakalamaya çalışın) ya da ikisi birden. Seyirlik anlatılar karşısında, izleyenin/gözetleyenin özdeşleşme biçimi kaygan bir zeminde oluşur (Ellis, 1982; Boileau, 2007). Hem olmak istemek, hem de olamadığı için kınamak ve dışlamak. Tabloid haber değerleri, izleyici ve okuyucusunu bu kaygan zeminde konumlandırırken, ondan etik bir duruş beklemek yerine, kendisini metnin hazzına bırakmasını ister. Ancak bu haz, Barthes ın jouissance kavramı ile işaret ettiği sarsıcı bir deneyim değil, popüler metinlerin tüketilmesinde ortaya çıkan ve izleyiciyi ideolojik olarak rahatlatan bir zevk alma biçimidir (1976). Mahalleliden ünlülere (ya da ötekilere) kaydırılan bu ilgi öylesine sınırlanamaz boyutlara varır ki, Diana yı takip eden paparazziler izleyicinin gözü olur. Medya okuyucusu, bir yandan, çok sevildik bir insanın hayatını kaybetmesine neden olan bu kişileri kınarken, diğer yandan için için- olayla ilgili son dakika görüntülerini merakla bekler. Diğer bir deyişle, tabloid haberciliğin izleyiciden beklediği iki yüzlü bir tavırdır. Bir yandan her şeyi göreyim ve sonuna kadar izleyeyim, diğer yandan izlediğim bu olayın sorumlusu ben olmayayım. Ancak benim yerime başkaları olsun Burada; onu benim yerime izleyen paparazziler Ünlülerin özel yaşamları ile performansları arasındaki sınırın, 1970 lere kadar kısmen de olsa korunduğunu varsayabiliriz. Örneğin Elvis, yaşamının sonuna dek mahremiyetini korumaya çalışan, belki de geçen yüzyılın en popüler kişisiydi. Monroe ise bu sınırı korumayı beceremeyen bir ünlüydü. Sonuçta, her ikisi de, tabloid habercilik karşısında yenik düştüler. Ölümlerinden sonra, mahremiyete dair, ulaşılan her bilgi, tabloid habercilik içinde kullanıldı lerin tam ortasında, mahremiyetin bu denli gözler önüne serilmesi, neredeyse ters döndü ve ölümlerinden sonra onları ölümsüz yaptı. Popüler kültür içinde ünlü olmaya dair bu bilgiyi bilinçli biçimde ve endüstrinin faydası için kullanan figür Madonna oldu. Madonna, 1980 lerde özel yaşamını seyirlik bir anlatıya dönüştürürken, Elvis ve Monroe gibi bir kurban değil, gittikçe tabloidleşen medyanın bilinçli bir metin yazarıydı. 168 > Televizyon haberciliğinde etik

7 Tabloid basının ilgisini oluşturan, ister bir ünlü, ister gittikçe daha fazlasokaktaki insanın yaşamı olsun, izleyici, öteki insanların özel yaşamlarına neden bu kadar teklifsiz bir merak duyuyor ve niçin özel yaşamın korunmasına ilişkin liberal demokratik prensiplere ilişkin hiçbir kaygı taşımıyor? sorusu, endüstri ile izleyicinin buluştuğu, ancak etik açıdan sorunlu bir durumu sorgulamaya açar. Bu soru, bizi diğer bir soruya götürecektir; Bireycilik (individualism) üzerine kurulu liberal düşünce, bir yandan mahremiyeti yasal olarak korur gibi gözükürken, diğer yandan tabloidleşme ile birlikte, mahrem olanın görünür olmasına kayıtsız mı? Bu soruları yanıtlarken, gazetecilik etiği içindeki tartışmaların nereye odaklandığının izini sürmekte yarar vardır. Haber yapılan olay, sıradan insanların yaşamı ise durum farklıdır. Ancak Andrew Belsey in de belirttiği gibi demokrasilerde güç sahibi olanlar, yaşamlarının özel ve kamusal alanları arasında sınırın nerede biteceğine kendileri karar veremezler. (1998: 103). Ancak ironik olan şudur: Siyasal, askeri ve ekonomik seçkinler ve kısmen sınırlı da olsa büyük ölçüde sembolik seçkinler, iletişim kanallarını kontrol etme ve kendi özel yaşamlarını kamudan uzak tutma gücünü de yine en fazla ellerinde bulunduranlardır. Basit bir örnek vermek gerekirse, çocuğu, ebeveynleri ile kötü bir kavga sonucu evden kaçan kişi, toplumsal konumu itibariyle etkili bir kişi ise, iletişim kanallarını çeşitli biçimlerde kontrol ederek bu konunun haber yapılmasını engelleyebilirken, sıradan insanların böyle bir kontrol gücü yoktur. Bir başka somut örnek ise, Türkiye de gece yarıları yapılan arama operasyonları ile sanık olarak karakola, sorguya alınan insanların durumudur. Bu sanıklar eğer, bir banka yolsuzluğu veya sürmekte olan Ergenekon operasyonu gibi kamuoyunun bildiği konulardan dolayı bu davranışlarla karşılaşmışlarsa, yandaşları, kendi görüşlerini paylaşanlar, ortak çıkar grupları tarafından medyada korunmuşlar, bu kişiler ya da doğrudan gazeteciler, yapılan haksızlığın altını çizmişlerdir. Ancak hepimiz biliyoruz veya bilmeliyiz ki, Türkiye de on yıllardır gece evlerinden alınıp sorgulanan sıradan insanların, gençlerin hakları medya tarafından benzer biçimde korunmadığı gibi, çoğu zaman bu olayların Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 169

8 üstü örtülmüş ve olaylar medya tarafından kamu vicdanının dışına atılmaya çalışılmıştır. Bu olayların hiç mi haber değeri yoktur? Tabloid basının haber değerleri içinde kurulan haberlerde de, bunun dışında kalan sosyal ve siyasal konulara odaklanan haberlerde de karşımıza benzer bir olgu çıkmaktadır. Haber medyası sıradan insanların özel yaşamlarına hiçbir sosyal sorumluluk anlayışı içinden destek bulamasa da- daha kolay müdahale edebilmekte, tam tersi, özel yaşamları, kamuya mal oldukları için daha aleniyet kazanması düşünülebilecek kişilere ise daha az dokunabilmektedir. Etik açıdan savunulamaz durumdaki bu yaygın pratik, bizlere, medyaya ilişkin etik tartışmaların medya ile ilgili diğer sorunlardan ve genel olarak siyasal kültür içinde yerleşmiş yaygın pratiklerden, diğer bir deyişle siyasal etikten ayrılmayacağını sergilemektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, özel yaşama yönelik ilgi sadece kültürel değil tarihsel bir olgudur. Bunu daha iyi anlamak ve tabloidleşme olgusunu tarihsel bağlamına oturtmak için, anlatıların tarih içindeki işlev ve konumlarına dikkatimizi yöneltmemiz gerekir. Her çağ, her siyasal düzen, her kültür, kendi anlatısını oluşturmuştur. Ancak, bu tarihsel bağlamlarının sınırlarını aşarak, insana ilişkin evrensel olan değer ve çelişkileri temsil eden anlatılar kalıcı olabilmiş ve edebi geleneğin köşe taşlarını oluşturmuşlardır. Tabloid anlatıları, hem popüler kültür hem de kitle kültürü içinde anlamamız gerekir. Sözlü kültür içinde üretilen anlatılar ancak uzlaşımsal bir anlatıya veya bir türe dönüştüklerinde kalıcı olur. Buradan yola çıkarak eski çağların, sözlü kültürü içine yerleşmiş, sosyal kontrol aracılığı yapan anlatılarına ulaşmamız ikinci el kaynaklar dışında mümkün değildir. Çağımızın ilkel toplulukları üzerine yapılan çalışmalar, mitlerin nasıl bir toplumsal kontrol işlevine sahip olduğunu göstermiştir. Sözlü kültür içinden gelen mitler ve epik anlatılar, bireye ait olan duygu, düşünce ve yaşantılardan çok topluma ait olan ortak anlamlara odaklanır. Yeni gelişmekte olan edebi türlerin habercisi sayılabilecek örneklerden biri olan Bocaccio nin Dekameron hikayeleri, özel yaşama ilişkin genelleşmiş olayları anlatır. Özel hayatın ve bireyin anlatısı olan romanın 170 > Televizyon haberciliğinde etik

9 arayış döneminde ise yazar, anlattığı olaylar karşısında kendi yargısını gizlemez, kahramanını nesnelleşerek mesafelendirmez. Nihayet, 19. yüzyıl romanında anlatının birey üzerine odaklandığını ve yazarın nesnel bir mesafeden kahramanlarının başına gelenleri anlattığını görürüz. Günümüzün tabloid haberciliğinin köklerini de burada aramalıyız. Çünkü aynı yüzyılda gazeteler kapitalist birer işletme gibi örgütlenmeye başlandığında günümüz haberciliğinin ve haber değerlerinin de temelleri atılmıştır. Murat Belge nin işaret ettiği gibi roman edebiyatın, genelden özele, evrenselden tikele dönüşümü sonucunda ortaya çıkmış bir türdür (2006: 34). Romanın özü, bireysel kişi ve olayları, bir gerçeklik ve edimlilik (actuality) havası içinde anlatmaktır. (35). Roman, burjuvazi ile birlikte ortaya çıkmıştır. Felsefi kökleri, türe özgü olan bireycilik ve özel olanın sergilenmesi, liberalizmin sözleşme fikrinde gömülü olan mülkiyete dayanan bireycilik anlayışı içinde aranmalıdır. Nasıl günümüzde egemen olan basın ve düşünce özgürlüğü düşüncesinin köklerini sözleşme fikrinde arıyorsak, tabloid basının özel yaşantılara odaklanmasının, özeli önemli kılmasının ardında da aynı gelenek vardır. Ancak burada yine karşımıza bir çelişki ve etik sorun çıkmaktadır. Sözleşme düşüncesine dayanan liberal özgürlükler bir yandan liberal bireyciliğin temelini atarak bireye ait olan özel yaşantıları önemli kılıyorsa, diğer yandan, özel yaşamın korunması düşüncesi de aynı liberal felsefede mevcuttur. Medya bu ikincisini çoğu zaman gözden kaçırmakta ve habere konu olan, siyasal ve hukuksal haklarından habersiz, bunları korumak için gereken olanaklara sahip olmayan sıradan insanlar olduğunda, bu hakları kolayca çiğneyebilmektedir. 19. yüz yılın bir başka özelliği burjuva gerçekçiliğinin yaygın bir yazma biçimine dönüşmesidir. Gerçekçilik edebiyat kaynaklı olsa da, zaman içinde popüler türlerin içine yerleşmiştir. Haber de gerçekçi gelenek üzerine oturmuş bir türdür. Bu kitapta yer alan bir diğer yazıda da belirttiğimiz gibi, gerçekçi metinlerde gösteren, doğrudan göndergeyi ( gerçeği ) temsil ediyor izlenimi yaratılır. Dolayısıyla, yazılı basında ya da televizyonda, özel yaşama (veya başka konulara) dair olayların üzerine kurulan haberlerde, izleyici ve okuyucular, adeta komşunun Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 171

10 kapısını gözetler gibi, ünlülerin veya olağandışı olaylar yaşamış sıradan insanların yaşantılarını gözetleme fırsatı bulabilmektedir. Bruck (1992), televizyonun gerçeklik etkisinin altını çizerken, pek çok izleyici için görmenin inanmak olduğunun altını çizer. Tabloidleşen formatlar ise yarattıkları kriz ve skandallarla izleyiciyi seyretmenin hazzı içinde konumlandırmaktadır. Elbette bir edebi anlatı olan roman ile kitleye yönelik olan ve satılmayı amaçlayan haber arasında benzerlikler olsa da önemli farklılıklar da mevcuttur. Yine de her ikisinin de, bireyin yaşantılarına odaklandığını ve bu yaşantılara aleniyet kazandırdığını yadsıyamayız. Roman, yazarın kişisel yaşantı ve gözlemlerinin, birikiminin zihinsel süzgecinden geçerek anlatılmasıysa, haber doğrudan gerçek olayları, gazetecilerin, yeniden kurarak bizlere anlatması ile oluşur. 19. yüzyıl yayın geleneği, bu yüzyılda ortaya çıkan haber değerleri ve tabloid basın üzerine kurulan tabloid formatlar özel yaşamı seyirlik hale getirmektedirler. Suç, özellikle cinsellik içeren suçlar, yine cinsellik içeren aykırı davranışlar ve bunlarla birlikte kadın bedeninin teşhiri, tabloidleşmeyle eşzamanlı gelişen haberciliğin bir sonucudur. Tabloid formatlar içinde biçimlenen haber değerleri dolayımıyla, bireye ait olan (suç, cinsellik, skandallar vb.) haber yapılırken, haber olan olayın toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel bağlamı gözlerden silinir. Roman ise en azından popüler olmayan klasik yapıtlar haberin tersine, roman kişisinin yaşadığı toplumun siyasal, ekonomik ve sosyal sorunlarını sergiler. Burada karşımıza çıkan etik sorunlar iki boyutta ele alınabilir. Birincisi, yukarıda da değindiğimiz bilindik etik tartışmadır: Medya bireyin özel yaşamına ne kadar girebilir ve neleri sergileyebilir? İkincisi, etik sorunlar kapsamına çokça alınmayan, ancak haber medyası üzerine yapılan eleştirilerde sıkça altı çizilen bir konudur: Medya, olayları ve özellikle de suç olgusunu kişiselleştirerek, toplumsal sorumluluğunu ne ölçüde yerine getirebilmektedir? Diğer bir deyişle, olayların toplumsal bağlamlarından yalıtılarak ele alınması sonucunda, kişisel olanın, siyasal ve sosyal olandan ayrılması sorunludur. 172 > Televizyon haberciliğinde etik

11 Dünyanın en önemli ve hemen her yere erişimi olan iki büyük haber kanalı CNN ve BBC World, Uzak Doğu da yaşanan tsunami felaketi sonrasında, bu felaketin sorumlularını sorgulayan tek bir program dışında, olayı eleştirel biçimde ele alan haber veya program yapmamışlardır. Türkiye gibi uzak ülkelerde olan depremlerin şiddetini, Kandilli kadar ya da ondan daha yüksek kesinlikle ölçen ABD ve kendisi tsunamilerden mağdur olup ayrıntılı ölçüm teknikleri geliştiren Japonya nın, neden denizin ortasında olan bu yer sarsıntısını belirleyip yetkilileri bilgilendirmedikleri sorgulanmamıştır. Dalgaların vurduğu ve binlerce insanın öldüğü yerleşim yerlerine, neden resmi kanallar tarafından bilgi ulaştırılmadığı yine hiçbir haber ve programda araştırılmamıştır. CNN de yayınlanan tek bir programda, BBC ve CNN den birer yetkili çağrılarak düşünceleri sorulmuş, onlar da eğer kendilerinden istenmiş olsaydı yayınlarını durdurarak bu felaketten yöre halkını haberdar edeceklerini bildirerek, sorumluluğu üzerlerinden atmaya çalışmışlardır. Felaketin üzerinden günler geçtikçe, kanallarda (özellikle CNN de) bireysel kurtarma/kahramanlık öyküleri daha sık yer almaya başlamış ve bu kadar önemli bir doğal felaket, bağlamından yalıtılarak ve kişisel yaşantılar üzerine kurularak tabloid formatların içine sıkıştırılmaya çalışılmıştır. Felaket anı amatörlerce yakalandığından, içinden fazla öykü üretilemese de, olay, sonuçları itibariyle seyirlik bir anlatıya dönüştürülmüştür. Benzer bir sorunu, Türkiye de yaşanan 17 Ağustos depremiyle ilgili haberlerde de gözlemek mümkündür. Kurtarma sırasında yaşanan kahramanlıklar ve mucizeler, yaralılara ve yakınlarını arayanlara ilişkin öyküler, bireysel ve toplumsal yardım girişimleri, deprem sonrasında gözlediğimiz haberlerin konusunu oluşturmuştur. Medyamızda deprem, toplumsal, kültürel, yönetsel, ekonomik bir sorun olarak ele alınmazken, konu sorumlu tutulan birkaç yap-satçı ya ve İstanbul da acaba kaç şiddetinde bir deprem olacak? merakına kilitlenmiştir. Sonrasında da her önemli toplumsal felaket gibi- unutulmuştur. Kişiselleştirilen deprem öyküleri bir kahramanı da üretmiştir; sevimli deprem dede Ahmet Mete Işıkara. Işıkara, depremin ona sağladığı popülerlikle ilerleyen yıllarda milletvekili adayı olmuştur. Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 173

12 Yukarıda özellikle seçtiğimiz iki örnekte de, günümüzde medyada gittikçe yaygınlaşan tabloidleşme eğilimi sonucunda, son derece ciddi ve önemli iki olay kişisel öykülere dönüştürülmüş ve sorumlu bir gazetecilik anlayışının dışına taşınmıştır. Toplumsal ve siyasal sorunlar ve sorumluluklar sorgulanmazken, kişisel olan yaşantılar ön plana çıkartılmıştır. Her iki olay da, medyadaki yaygın tabloidleşme eğiliminden kurtulamamıştır. Bugün tabloid formatların içine giren, kimi zaman yoksul bir simitçinin milli piyangodan milyarlar kazanmasıysa, kimi zaman bir ünlünün aşk skandalıysa, kimi zaman da, kişiselleştirilmiş bir suç veya yukarıdaki gibi bir kurtarma/kahramanlık serüvenidir. Olayların arka planına ve bağlamına yer verilmediği sürece, konu ister Britney Spears ın boşanması sırasında yaşadığı sıkıntılar olsun, ister sıradan insanların aile içi şiddet davranışları olsun, ister tsunami sonrasında, içinde yaşadığı topluluğu uyararak dağlara çıkaran gencin kahramanlık serüveni olsun, hepsi aynı düzlemde aynı etik sorunları içeren haberlerdir. İlkinde, medya endüstrisinin şişirip üzerinden para kazandığı bir genç kızın ruh haline, ikincisinde, ekonomik ve kültürel sorunlar içinde boğulmakta olan insanların durumuna, üçüncüsünde de, binlerce insanın ölümüne neden olan ihmallere dikkat çekilmezken, bireye ait olan, kişisel olan öne çıkartılmış ve izleyiciye içinde yaşadığı toplumu, ekonomik sistemi, kültürü, dünyayı sorgulamaya yöneltecek bir çerçeve sunulmamıştır. İzleyicilere istediklerini veriyoruz anlayışı üzerine kurulu bir piyasa mantığı, medyanın bu vurdumduymaz tutumunu etik açıdan haklılaştırabilir mi? İzleyiciyi suç ortağı yapmak mı? Düşündürmek mi? Tabloid basın ile birlikte gelişen ancak bu gün tabloidleşen diğer formatların/türlerin içine sızan habercilik anlayışı, yukarıda da altı çizildiği gibi izleyiciyi bir ötekinin yaşamını seyreden olarak konumlandırır. İzleyici ve magazin muhabirleri, izleyici ve kadınlara yönelik gündüz programlarının sunucuları, izleyici ve adli olayları araştıran muhabirler aynı gözetleme olgusunun suç ortaklarıdır. Tabloid haberciliğin öne çıkardığı olumsuz olayların (negativity) haber değerine sahip olduğu anlayışı, izleyici ve haberci/programcıların buluştuğu haber değeridir. Yine yuka- 174 > Televizyon haberciliğinde etik

13 rıda belirtildiği gibi, izleyici, kendi günlük yaşamında ötekiler in özel yaşamında olumsuz olanı merak eder ve günlük iletişim ortamlarında bu olayları aktararak yeniden üretir. Bu yeniden üretme sürecinde, olayı yorumlar; değerlerinin, ideolojisinin süzgecinden geçirir ve aktörleri yargılar. Tabloid basın ve bu haber değerlerinin içine sızdığı diğer programlar da, benzer biçimde, kişisel olanı, özel yaşama dair olanı alenileştirir ve bunu yaparken yaygın değer yargılarını yeniden üretir. Tsunami sonrası köyünü kurtaran genç kahramanlaşır, evinden kaçan, babasına başkaldıran genç kız ise kınanır ve dışlanır. Ünlülerin yaşamı seyirlikleştirilirken, izleyici bir yandan öykünür, diğer yandan bazı olaylar karşısında onları yargılar, kınar. Sonuçta, tabloid haber değerleri dolayımıyla toplumsal olan kişiselleştirilir. Bu yazının başında tabloidleşme olgusunu kavramak için sormamız gereken sorunun medyanın işlevlerine dair bir soru olduğunu belirttik. Medya insanları sadece eğlendirmeli mi, yoksa onları düşündürmeli mi? Ya da en azından, onları eğlendirirken bir yandan da düşündürmeli mi? Tabloid formatlar, eğlenmek, hoşça zaman geçirmek, en fazlası başlarına kötü yaşantılar, bireysel felaketler gelmiş olanlara acıyarak, üzülerek bakmak içindir. Olayların toplumsal bağlamından yalıtılarak kişiselleştirilmesi izleyiciyi düşündürmez. İzleyici, rahat, korunaklı evinde hayatı seyreder ve haline şükreder. Ötekileri yargılarken, seyrettiği olayların içinde geliştiği siyasal, ekonomik ve kültürel ortam hakkında düşünmez. Seyrettiği, çoğu olumsuz olayların arkasında kendisinin de bir payı, sorumluluğu olduğunu aklına getirmez. Tabloidleşme olgusu ile birlikte, izleyici yabancılaşır, politik bir duruş geliştirme kaygısından arınır ve uyku durumuna itilir. Ötekilerin yaşamını izleyerek yargılamak, ötekilerin yaşamı hakkında sorumluluk taşımaktan çok daha kolay ve daha az rahatsız edicidir. Bugün, Türkiye deki özel kanalların süren seriallere yaptığı yatırımın ve diğer program seçimlerinin hangi önceliklerle ve hangi kültürel değerler bağlamında oluştuğunu düşündüğümüzde, tabloidleşme olgusunun aslında metinlerarası bir işleyişinin olduğunu kolayca görebiliriz. Burada kurmaca Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 175

14 olan ve olmayan arasındaki yaygın ayrım yapay bir ayrımdır. Her ikisi içine yerleşen türlerin ortak paydası, kişisel olanı, uzağımızda akıp giden yaşamları yanı başımıza getirmek ve seyirlik bir anlatıya dönüştürmektir. Bireysel olan üzerine kurulu anlatıların edebiyat geleneği içindeki örneği roman olsa da, klasik edebi yapıtlar, bireysel olanı aşar ve bireyi toplumsal bağlamı içinde ele alır. Kırmızı ve Siyah ta Stendhal, Vadideki Zambak ta Balzac, Genç Werther in Acıları nda Goethe, Karamazov Kardeşler de Dostoyevski, Yüzyıllık Yalnızlık ta Marquez, bireysel yaşam öykülerinin ardında duran toplumsal ve siyasal yapıya bakarlar, bireysel yaşantılarda görünür olan toplumsal sorunları günışığına çıkartırlar. Tabloid formatlar ise, toplumsal olanın üstünü örterek sorunları bireysel olgulara indirger. Olayları kişiselleştirirken bize hep aynı şeyi söyler: İyi ve kötü insanlar vardır, doğrular, yanlışlar; güzeller, çirkinler; namuslu ve ahlaksızlar vardır Anlatılansa hep aynı çocuk masalıdır: Kırmızı başlıklı kız annesini dinlemezse kurda yem olur; Hansel ve Grethel in kötü kadınla evlenen babası onları ormana bırakır; Pinokyo babasının sözünü dinlemelidir; Ağustos böceği de karınca gibi kapitalist etik içinde kafasını kaldırmadan çalışmalı, bütün kız çocukları önce Peter Pan ı, sonra da onları sonsuz uykularından öperek uyandıracak beyaz atlı prensi beklemelidir. Başlangıçta çok yakışıklı gözükmese de, size ait olunca, kurbağa da prens olabilir Enrico Morresi (2006) habercilik etiği üzerine yaptığı tartışmada felsefenin sosyoloji karşısında gerileyişi gibi, etiğin de tekniğin karşısında gerilediğine dikkat çekiyor. Başarı nın, en çok izlenecek/okunacak haberi veya programı üretmekle ölçüldüğü bu metinlerarası çıkmazda, etik açıdan bizlere yol gösterici olabilecek örneklerin sayısı parmakla sayılabilecek kadar azdır. Bir kültürel biçim olarak televizyon, kendi anlatı biçimini oluştururken, farklı türlerin içine, süren serialleşmeyi de yerleştirmektedir. Başı sonu olmayan ve uzatılmış bir orta dan oluşan süren serialler, başkalarının hayatını seyirlik hale getirirken, tabloidleşen diğer türler de benzer biçimde işlemektedir. Kevin Robins (1999: 32)., yeni iletişim teknolojileri içinde üretilip yayılan görüntünün çevremize mesafe koymanın, dünyayla doğrudan bağlan- 176 > Televizyon haberciliğinde etik

15 tı kurmanın ürkütücülüğünden kendimizi uzak tutmanın, tecrit etmenin özel olarak modern bir yolu biçiminde geliştiğinin altını çiziyor. Robins e göre asıl mesele, gerçekliğin ürkütücü yanlarından ayrılıp uzaklaşmanın mümkün olup olmadığı değil, gerçekliği giderek görüntü alanımızın dışında kalan, artık gerçek olarak görmediğimiz bir dünyayla yeniden birleşmemizin mümkün olup olmadığıdır (1999: 34). Richard Keeble (2009), tabloidleşme olgusuna karşı bir metin olarak Michael Moore un belgesellerini gösterirken, onun farklı türler arasında kurulan hiyerarşik ilişkiyi aşarak ciddi siyasal eleştiriyi haberin dışına taşıdığına işaret eder. Belki de gelecekte, belgesel sinema, habercilerin yapamadıklarını gerçekleştirecek ve izleyiciyi siyasal eleştiriye davet edecektir. Türsel uzlaşımlar, üretime katılanları yönlendirirken, izleyiciyi de metinlerarası bir okumaya yöneltmektedir. Moore un yaptığı ise, haber olmayan bir anlatı içinde habercilik girişimidir. Doğru etik duruş, politik bir yaklaşım ve bunun için de mücadele gerektirir. Bu mücadele ise, kökenleri tabloid basında da olsa, bugün farklı türlerin içine sızmış anlayışa karşı yeni tür arayışları veya var olan türlerin farklı amaçlar için kullanımı ile mümkündür. Kaynaklar Barthes, Roland (1976). Pleasure of the Text. Çev. Richard Miller. Londra: Jonathan Cape. Belge, Murat (2006). Edebiyat Üstüne Yazılar. İstanbul: İletişim. Belsey, Andrew (1998). Mahremiyet, Aleniyet ve Siyaset. Medya ve Gazetecilikte Etik Sorunlar. A. Belsey ve R. Chadwick (der.) içinde. Çev. Nurçay Türkoğlu. İstanbul: Ayrıntı Boileau, Laurent D. (2007). Psikanaliz ve Dilbilim. Çev. Mehmet Baştürk. Ankara: De Ki. Bruck, Peter A. (1992). Crisis as Spectacle: Tabloid News and the Politics of Outrage. Media, Crisis and Democracy: Mass Communication and the Disruption of Social Order. M. Raboy ve B. Dagenais (der.) içinde. Londra: Sage Ellis, John (1982). Visible Fictions: Cinema: Television: Video. Londra: Routledge and Kegan Paul. Garnham, Nicholas (2000). Emancipation, the Media, and Modernity. Oxford: Oxford University Press. Keeble, Richard (2009). Ethics for Journalist. New York: Routledge. Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 177

16 Morgenstern, Stephanie (1992). The Epistemic Autonomy of Mass Media Audiences. Critical Studies in Mass Communication 9: Morresi, Enrico, (2006). Haber Etiği: Ahlaki Gazeteciliğin Kuruluşu ve Eleştirisi. Çev. Fırat Genç. Ankara: Dost. Robins, Kevin (1999). İmaj: Görmenin Kültür ve Politikası. Çev. Nurçay Türkoğlu. İstanbul: Ayrıntı. Tuchman, Gaye (1978). Making News: A Study in the Construction of Reality. New York: The Free Press. 178 > Televizyon haberciliğinde etik

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Medya ve Toplumsal Cinsiyet

Medya ve Toplumsal Cinsiyet Medya ve Toplumsal Cinsiyet Medya: Haberleşmenin büyük insan gruplarına aktarımını sağlayan araçlar Televizyon Sinema Radyo Kitaplar Gazeteler, dergiler ve çizgi romanlar Bilgisayar ve internet Televizyon

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Televizyon Eleştirisi RTC

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Televizyon Eleştirisi RTC DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Televizyon Eleştirisi RTC 532 1 3 + 0 3 6 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü Doç.

Detaylı

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda!

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda! SUNUMUMUZA HOŞGELDİNİZ Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda! Haber ve bilgi verme amacı başta olmak

Detaylı

AÇI OKULLARI ETİK MANİFESTOSU

AÇI OKULLARI ETİK MANİFESTOSU AÇI OKULLARI ETİK MANİFESTOSU DEĞERLERİMİZ 1. Dürüstlük 2. Saygı 3. Sorumluluk 4. Üretkenlik 5. Farkındalık 6. Hoşgörü EVRENSEL DEĞERLERİMİZ 1. Evrensel kültür birikimine değer veririz. 2. Evrensel ahlak

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ Doç. Dr. O. Can ÜNVER 15 Nisan 2017 BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ KAMU DİPLOMASİSİ SERTİFİKA PROGRAMI İletişim Nedir? İletişim, bireyler, insan grupları,

Detaylı

İLETİŞİM VE TOPLUM B A H A R D Ö N E M İ N İ S A N D E R S S U N U M U

İLETİŞİM VE TOPLUM B A H A R D Ö N E M İ N İ S A N D E R S S U N U M U İLETİŞİM VE TOPLUM İ S T A N B U L T İ C A R E T Ü N İ V E R S İ T E S İ 2 0 1 4-2 0 1 5 B A H A R D Ö N E M İ M E D E N İ Y E T V E T O P L U M R E K T Ö R L Ü K D E R S İ 20-2 1 N İ S A N 2 0 1 5 D O

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I Eleştirel Düşünme Nedir?... 1 Bazı Eleştirel Düşünme Tanımları... 1 Eleştirel Düşünmenin Bazı Göze Çarpan Özellikleri... 3 Eleştirel Düşünme Yansıtıcıdır... 3 Eleştirel Düşünme Standartları

Detaylı

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

Doğal Afetler ve Kent Planlama

Doğal Afetler ve Kent Planlama Doğal Afetler ve Kent Planlama Yer Bilimleri ilişkisi TMMOB Şehir Plancıları Odası GİRİŞ Tsunami Türkiye tektonik oluşumu, jeolojik yapısı, topografyası, meteorolojik özellikleri nedeniyle afet tehlike

Detaylı

Müze eğitiminin amaçları nelerdir?

Müze eğitiminin amaçları nelerdir? Müze eğitiminin amaçları nelerdir? Sergilenen nesnelerle insanlar arasında köprü kurarak nesnelerin onların yaşantıları ile bütünleşmesini sağlamak; Nesnelerin maddi ve ideal değerleri ile algılanması

Detaylı

1. Hafta: Giriş ve İletişim, Teknoloji ve Toplum İlişkisine Dair Temel Yaklaşımlar

1. Hafta: Giriş ve İletişim, Teknoloji ve Toplum İlişkisine Dair Temel Yaklaşımlar İletişim Teknolojileri ve Toplum Dersin Adı İletişim Teknolojileri ve Toplum Düzeyi Lisans Öğretim Elemanı Doçent Dr. Funda Başaran Özdemir Dersin Amaçları Teknolojik gelişmenin getirdiği, başta internet

Detaylı

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989.

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989. Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, Temmuz-Aralık 2002 KİTAP TANITIMI Yrd. Doç. Dr. Hasan KAYIKLIK Çukurova Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological

Detaylı

KADIN CİNSELLİĞİNİN SÖYLEMSEL İNŞASI VE NAMUS CİNAYETLERİ: ŞANLIURFA ÖRNEĞİ

KADIN CİNSELLİĞİNİN SÖYLEMSEL İNŞASI VE NAMUS CİNAYETLERİ: ŞANLIURFA ÖRNEĞİ T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI KADIN CİNSELLİĞİNİN SÖYLEMSEL İNŞASI VE NAMUS CİNAYETLERİ: ŞANLIURFA ÖRNEĞİ Doktora Tezi Ayşe Nevin Yıldız Ankara-2009 i İÇİNDEKİLER

Detaylı

UZMANLIK DERNEKLERİ ETİK KURULLAR KILAVUZU. TTB-UDEK- Etik Çalışma Grubu

UZMANLIK DERNEKLERİ ETİK KURULLAR KILAVUZU. TTB-UDEK- Etik Çalışma Grubu UZMANLIK DERNEKLERİ ETİK KURULLAR KILAVUZU TTB-UDEK- Etik Çalışma Grubu 31 Ekim 2009 TTB-UDEK Etik Çalışma Grubu UZMANLIK DERNEKLERİ ETİK KURULLARI GENEL OLARAK ETİK KURULLAR Etik Kurullar: Tanım Etik

Detaylı

Sinema ve Televizyon da Etik. Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği

Sinema ve Televizyon da Etik. Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği Sinema ve Televizyon da Etik Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği Etik ve Ahlâk Ayrımı Etik gelenek anlamına gelir ve törebilim olarak da adlandırılır. Bir başka deyişle etik, Bireylerin doğru davranış

Detaylı

Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi 07-08 Mayıs 2016, Batman ve Hasankeyf En az 12 bin yıllık sürekliliği olan, doğa, kültür ve insanın bütünleştiği, dünyada eşi benzeri olmayan bir kültürel

Detaylı

fizik güncesi ALBERT EINSTEIN DAN 10 HAYAT DERSİ Haftalık E-bülten MARMARİS KAMPÜSÜ

fizik güncesi ALBERT EINSTEIN DAN 10 HAYAT DERSİ Haftalık E-bülten MARMARİS KAMPÜSÜ fizik güncesi MARMARİS KAMPÜSÜ Haftalık E-bülten Sayı: 3 / 13.03.2015 Hazırlayanlar Defne TÜRKER Herkes zekidir. Ancak bir balığı ağaca tırmanma kabiliyetine göre değerlendirirseniz tüm hayatını aptal

Detaylı

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi Murat Çokgezen Prof. Dr. Marmara Üniversitesi 183 SORULAR 1. Ne zaman, nasıl, hangi olayların, okumaların, faktörlerin veya kişilerin tesiriyle ve nasıl bir süreçle liberal oldunuz? 2. Liberalleşmeniz

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADINLARA DESTEK MEKANİZMALARI ONLİNE KİTAPÇIĞI Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Gençlik Topluluğu 2015-2016 İÇİNDEKİLER 1. Giriş 2. Kadın Dostu Akdeniz Projesi 3. Projenin

Detaylı

İletişim Fakültesi(İ.Ö.) Gazetecilik Lisans 2011 Yılı Müfredatı. Genel Toplam Ders Adedi : 60 T : 158 U : 5 Kredi : 113 ECTS : 240 T+U : 163

İletişim Fakültesi(İ.Ö.) Gazetecilik Lisans 2011 Yılı Müfredatı. Genel Toplam Ders Adedi : 60 T : 158 U : 5 Kredi : 113 ECTS : 240 T+U : 163 Genel Toplam Ders Adedi : 60 T : 18 U : : 11 : 20 T+U : 16 YABANCI DİL HAZIRLIK T U 1 HAZ001 HAZIRLIK SINIFI 0 0 0 0 1. YARIYIL T U L 1 2220201E YABANCI DİL I 0 0 1111 2 2220201T TÜRK DİLİ I 2 0 0 2 2

Detaylı

YouTube Türkiye Verileri

YouTube Türkiye Verileri YouTube REKLAMLARI YouTube Türkiye Verileri Aralık 2013 verilerine göre; Türkiye de YouTube tekil kullanıcı sayısı 24.9 milyon kişi İzlenen video sayısı 3,5 milyar video İzleyici başına video 142,4 adet

Detaylı

Yazılı Basında Çocuk Haberleri Üzerine Bir Analiz

Yazılı Basında Çocuk Haberleri Üzerine Bir Analiz Yazılı Basında Çocuk Haberleri Üzerine Bir Analiz Aslı TUNÇ Çocuk haberlerinin sunumu ve çerçevelenmesi bağlamında 31 adet ulusal gazete üzerinden üç günlük içerik analizi yapılmıştır. 16 Nisan, 20 Nisan

Detaylı

ADIGÜZEL REHBERLİK. Rehberlik Postası. 2015/Sayı:2

ADIGÜZEL REHBERLİK. Rehberlik Postası. 2015/Sayı:2 1 VERİMLİ DERS ÇALIŞMASI KONUSUNDA VELİLERE ÖNERİLER Anne, baba ve öğretmenlerin öğrenciden genel beklentisi, onların "derslerine çok çalışıp, başarılı olmaları" yönündedir. Beklenti böyle olunca başarısızlığın

Detaylı

ŞEFFAFLIK VE ETİK KÜLTÜRÜN GELİŞTİRİLMESİ

ŞEFFAFLIK VE ETİK KÜLTÜRÜN GELİŞTİRİLMESİ ŞEFFAFLIK VE ETİK KÜLTÜRÜN GELİŞTİRİLMESİ Doç.Dr. Uğur ÖMÜRGÖNÜLŞEN omur@hacettepe.edu.tr Hacettepe Universitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü 1 Şeffaflık Şeffaflık, en basit anlamıyla, devletin

Detaylı

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014 BİLİMKURGU: BAŞKA BİR VAROLUŞ MÜMKÜN Bilimkurgu bir bakışa göre Samosata lı Lukianos tan (M.S. 2. Yüzyıl) bu yana, başka bir bakışa göre ise 1926 yılında yayımcı Hugo Gernsbeack in scientifiction kelimesini

Detaylı

3-6 Yaş Grubu Çocukların Medyaya Erişiminde Aile Profilleri: Anne Babalar Engel mi, Yoksa Rehber mi?

3-6 Yaş Grubu Çocukların Medyaya Erişiminde Aile Profilleri: Anne Babalar Engel mi, Yoksa Rehber mi? 7. Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı Çocuk Medyasında İçerik Seçimi ve Ekran Süresi Yönetimi 3-6 Yaş Grubu Çocukların Medyaya Erişiminde Aile Profilleri: Anne Babalar Engel mi, Yoksa Rehber mi? Dr.

Detaylı

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ. (30 Mart 15 Mayıs 2015)

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ. (30 Mart 15 Mayıs 2015) 3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (30 Mart 15 Mayıs 2015) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken Engin Deniz İpek 21301292 Üniversite Üzerine Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken formüllerden ya da analitik zekayı çalıştırma bahanesiyle öğrencilerin önüne

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ 2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ (16 Aralık 2013-24 Ocak 2014) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında 16 Aralık 2013-24 Ocak 2014 tarihleri arasında

Detaylı

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

İletişim Fakültesi(İ.Ö.) Radyo-Televizyon ve Sinema Lisans 2011 Yılı Müfredatı

İletişim Fakültesi(İ.Ö.) Radyo-Televizyon ve Sinema Lisans 2011 Yılı Müfredatı 11 Yılı Müfredatı Genel Toplam Ders Adedi : 55 T : 1 U : 5 : 97 : T+U : 17 YABANCI DİL HAZIRLIK T U 1 HAZ1 HAZIRLIK SINIFI 1. YARIYIL T U L 1 11E YABANCI DİL I 1119 11T 1111 TÜRK DİLİ I 11T ATATÜRK İLKELERİ

Detaylı

INDUSTRIAL TRAINING LOGBOOK

INDUSTRIAL TRAINING LOGBOOK GÖRSEL İLETİŞİM BÖLÜMÜ VISUAL COMMUNICATION HALKLA İLİŞKİLER VE REKLAMCILIK BÖLÜMÜ PUBLIC RELATIONS and ADVERTISING TELEVİZYON HABERCİLİĞİ VE PROGRAMCILIĞI BÖLÜMÜ TELEVISION NEWS REPORTING and YENİ MEDYA

Detaylı

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Medya Ekonomisi Kavram ve Gelişimi Ünite 1 Medya ve İletişim Önlisans Programı MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 1 MEDYA EKONOMİSİ KAVRAM VE GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

MEB kitaplarının yanında kullanılacak bu kitap ve dijital kaynakların öğrencilerimize;

MEB kitaplarının yanında kullanılacak bu kitap ve dijital kaynakların öğrencilerimize; Sayın Veli, Yeni bir eğitim öğretim yılına başlarken, öğrencilerimizin yıl boyunca öğrenme ortamlarını destekleyecek, ders kitaplarını ve kaynak kitapları sizlerle paylaşmak istedik. Bu kaynakları belirlerken

Detaylı

GÜVENLİ YAŞAM 4/A EBRAR TEKİN

GÜVENLİ YAŞAM 4/A EBRAR TEKİN GÜVENLİ YAŞAM 4/A EBRAR TEKİN KAZA Dün öğretmenimiz okula gelmemişti Hepimiz çok meraklanmıştık. Ertesi gün öğretmenimiz geldiğinde çok üzgündü. Okula gelirken bir çocuk topun peşinden koşarak caddeye

Detaylı

II) Hikâye Dışı düzlemi

II) Hikâye Dışı düzlemi HİKÂYE ETME DÜZLEMLERİ Prof. Dr. Rıza FİLİZOK Günümüz edebiyat araştırmalarında yeni bir bilim anlayışının derin izleri vardır. Özellikle yapısal metin analizinde artık temel kavramlar görecelilik ve fonksiyon

Detaylı

OĞUZHAN TAŞ Gazetecilik Etiğinin Mesleki Sınırları

OĞUZHAN TAŞ Gazetecilik Etiğinin Mesleki Sınırları OĞUZHAN TAŞ Gazetecilik Etiğinin Mesleki Sınırları OĞUZHAN TAŞ 1979 Ankara doğumlu. 2004 yılından bu yana Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümünde öğretim elemanı. Başlıca

Detaylı

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

3. Yazma Becerileri Sempozyumu Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi MEDYA OKURYAZARLIĞINI EĞİTİMDE UYGULAMAK Terakki Vakfı Okulları 19.12.2015 MEDYALANMIŞ DÜNYA MEDYA ÇALIŞANLARI YURTTAŞ: kişi/ meslek/

Detaylı

KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan

KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan USTALARA SAYGI-ANMA SOKAK AÇILIŞI F.DOSTOYEVSKİ SÖYLEŞİ / DİNLETİ - İMZA ATAOL BEHRAMOĞLU

Detaylı

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır. Dersin Adı Tema Adı Kazanım Konu Süre : İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi : İnsan Olmak : Y4.1.2. İnsanın doğuştan gelen temel ve vazgeçilmez hakları olduğunu bilir. : Doğuştan Gelen Haklarımız :

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

Sütlüce YERLEŞKESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ. Halkla İlİşkİler Bölümü Görsel İletİşİm Tasarımı Bölümü Medya ve İletİşİm Sİstemlerİ Bölümü Reklamcılık Bölümü

Sütlüce YERLEŞKESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ. Halkla İlİşkİler Bölümü Görsel İletİşİm Tasarımı Bölümü Medya ve İletİşİm Sİstemlerİ Bölümü Reklamcılık Bölümü Sütlüce YERLEŞKESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ Halkla İlİşkİler Bölümü Görsel İletİşİm Tasarımı Bölümü Medya ve İletİşİm Sİstemlerİ Bölümü Reklamcılık Bölümü Bilginin sürekli bir gelişme içinde bulunduğu ve bilgi

Detaylı

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES (1899-1986) ARJANTİNLİ ŞAİR, DENEME VE KISA ÖYKÜ YAZARIDIR. 20. YÜZYILIN EN ETKİLİ

Detaylı

1.Yönetim ve Yönetim Bilimi. 2.Planlama. 3.Örgütleme. 4.Yöneltme. 5.Denetim. 6.Klasik Yönetim. 7.Neo-Klasik Yönetim. 8.Sistem ve Durumsallık Yaklaşımı

1.Yönetim ve Yönetim Bilimi. 2.Planlama. 3.Örgütleme. 4.Yöneltme. 5.Denetim. 6.Klasik Yönetim. 7.Neo-Klasik Yönetim. 8.Sistem ve Durumsallık Yaklaşımı 1.Yönetim ve Yönetim Bilimi 2.Planlama 3.Örgütleme 4.Yöneltme 5.Denetim 1 6.Klasik Yönetim 7.Neo-Klasik Yönetim 8.Sistem ve Durumsallık Yaklaşımı 0888 228 22 22 WWW.22KASİMYAYİNLARİ.COM 1 Dersin Adı :

Detaylı

İletişim Fakültesi Radyo - Televizyon ve Sinema Lisans 2011 Yılı Müfredatı (Radyo - Televizyon ve Sinema B)

İletişim Fakültesi Radyo - Televizyon ve Sinema Lisans 2011 Yılı Müfredatı (Radyo - Televizyon ve Sinema B) 11 Yılı Müfredatı ( B) Genel Toplam Ders Adedi : 55 T : 1 U : 5 : 97 : T+U : YABANCI DİL HAZIRLIK T U 1 HAZ1 HAZIRLIK SINIFI 1. YARIYIL T U L 1 8111 6 TÜRK DİLİ I 811 6 ATATÜRK İLK.VE İNKILAP TARİHİ I

Detaylı

Toplumsal cinsiyet, davranışalar, tutumlar, ilgiler, amaçlar, değerler vb. düzleminde kadınsı (dişil) ve erkeksi (eril) olarak ayrılan

Toplumsal cinsiyet, davranışalar, tutumlar, ilgiler, amaçlar, değerler vb. düzleminde kadınsı (dişil) ve erkeksi (eril) olarak ayrılan Toplumsal cinsiyet, davranışalar, tutumlar, ilgiler, amaçlar, değerler vb. düzleminde kadınsı (dişil) ve erkeksi (eril) olarak ayrılan sınıflandırılan her şeydir(esen, 2015, s.16). Ayrancı, Köşgeroğlu

Detaylı

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (10 Eylül - 19 Ekim 2018 )

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (10 Eylül - 19 Ekim 2018 ) 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (10 Eylül - 19 Ekim 2018 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi: 07/12/ Unvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu:

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi: 07/12/ Unvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Hale Yaylalı 2. Doğum Tarihi: 07/12/1970 3. Unvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Radyo-Televizyon Bölümü İstanbul Üniversitesi 1992 Y. Lisans

Detaylı

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK 3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? 04 22 OCAK TÜRKÇE ÖĞRENME ALANI: DİNLEME 1. Dinleme Kurallarını Uygulama 1. Dinlemeye hazırlık yapar. 2. Dinleme amacını belirler. 3. Dinleme amacına uygun yöntem belirler.

Detaylı

Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU

Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU İletişim Nedir? Değişen İletişim Kavramı Yalnızlaşma ve Yabancılaşma Yüzeysel Etkileşim İlgi Eksik Etkileşim Otomatik Etkileşim İletişim Herşeydir! Değişen

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir. Yapılandırmacılık, pozitivist geleneği reddetmekte; bilgi ve öğrenmeyi Kant ve Wittgeinstein'nın savunduğu tezlerde olduğu gibi özneler arası kabul etmektedir. Bu bakış açısından yapılandırıcı öğrenme,

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Psikoanalitik Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Psikoanalitik Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri Kurucuları ve Okullar ( W. Wundt Okulu,

Detaylı

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz: METİN ÇÖZÜMLEME METİN NEDİR? Bir olayın, bir duygunun bir düşüncenin yazıya dökülmüş haldir. Metin öncelikle yazı demektir. Metin kavramı aynı zamanda organik bir bütünlük demektir Metin kavramı öncelikle

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA KİTABIN YAZARLARI Prof. Dr. AŞKIN KESER Lisans, yüksek lisans ve doktorasını Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü nde

Detaylı

Uluslararası Sempozyum Duyurusu KADIN ESERLERİ KÜTÜPHANESİ VE BİLGİ MERKEZİ VAKFI VE YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TARİH BÖLÜMÜ

Uluslararası Sempozyum Duyurusu KADIN ESERLERİ KÜTÜPHANESİ VE BİLGİ MERKEZİ VAKFI VE YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TARİH BÖLÜMÜ Uluslararası Sempozyum Duyurusu KADIN ESERLERİ KÜTÜPHANESİ VE BİLGİ MERKEZİ VAKFI VE YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TARİH BÖLÜMÜ 19 20 Nisan 2014/İstanbul /Yeditepe Üniversitesi KADIN HAYATLARINI YAZMAK: OTO/BİYOGRAFİ,

Detaylı

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş Çoğuldizge Kuramı Ünal Yoldaş* Giriş Kuram, çeviribilimin en temel unsurlarındandır. Dünyada çeviribilim üzerine çalışan birçok insan mutlak suretle ortaya konulan temel çeviribilim kuramlarından faydalanmakta,

Detaylı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından

Detaylı

Erken (Filizlenen) Okuryazarlık

Erken (Filizlenen) Okuryazarlık Erken (Filizlenen) Okuryazarlık Hazırlayan: Berrin Baydık Hazırlayan: Berrin Baydık 1 Okul ve okul sonrası başarı için gerekli. 0-8 yaş Doğumdan okul yaşına kadar geçen sürede yalnızca okuma değil, yazma

Detaylı

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2 HAFTA 2 Bu haftaki ders önü sorularımız: 1. Size göre hak kavramı nedir? Çocukluğunuzu da göz önünde tutarak sahip olduğunuz/olmadığınız veya kullanabildiğiniz haklarınızı tartışınız. 2 Geçmişte çocuklar

Detaylı

www.turkceciler.com Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

www.turkceciler.com Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi www.turkceciler.com Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi OKUMA GELİŞİM DOSYASI 204 OKUMA ALIŞKANLIĞININ KAZANDIRILMASI Okuma; kelimeleri, cümleleri veya bir yazıyı bütün unsurlarıyla görme, algılama, kavrama

Detaylı

HABERCİLİĞİN TEMEL KAVRAMLARI

HABERCİLİĞİN TEMEL KAVRAMLARI HABERCİLİĞİN TEMEL KAVRAMLARI HABER KAVRAMI Haber, insanoğlunun yakın ve uzak çevresiyle iletişiminde ilgisini çeken olayları öğrendiği bir olgudur, bir yazı biçimidir, bir ifade şeklidir. Bu bağlamda

Detaylı

6. Hafta: Farklı Devlet Oluşumu Yaklaşımları-2

6. Hafta: Farklı Devlet Oluşumu Yaklaşımları-2 6. Hafta: Farklı Devlet Oluşumu Yaklaşımları-2 İktidar Yoğunlaşması Merkezli Yaklaşımlar Tarihsel olarak Avrupa da Orta Çağ sona ererken oluşmaya başlayan ilk merkezi otoritelerin ortaya çıkışı ile ilgili

Detaylı

..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ ÇERÇEVE PLANI

..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ ÇERÇEVE PLANI SÜRE YÖNTEM- TEKNİKLER ETKİNLİKLER ARAÇ- GEREÇLER GEZİ- GÖZLEM- İNCELEME ATATÜRKÇÜLÜK ÖLÇME- DEĞERLENDİRME..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; 1.-2.-3.-4

Detaylı

21.Yüzyıl Öğrenenleri İçin Standartlar

21.Yüzyıl Öğrenenleri İçin Standartlar 30.10.2012 21.Yüzyıl Öğrenenleri İçin Standartlar GENEL DEĞERLER Okuma dünyaya açılan penceredir. Okuma öğrenme, kişisel gelişim ve zevk için temel beceridir. Öğrencilerin bütün içeriklerde ve formatlarda

Detaylı

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN ve ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN ve ZAMAN 1.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (28 EKİM -13 ARALIK 2013) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında 28 Ekim 2013-13 Aralık 2013 tarihleri arasında işlediğimiz ikinci temamıza ait bilgiler,

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI! Türkiye nin gündemine damgasına vuran önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı

Detaylı

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül 2014 17 Ekim 2014 )

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül 2014 17 Ekim 2014 ) 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül 2014 17 Ekim 2014 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

SAĞLIKTA İLETİŞİM DR. İLKER TELLİ SAĞLIK-DER GENEL MERKEZ

SAĞLIKTA İLETİŞİM DR. İLKER TELLİ SAĞLIK-DER GENEL MERKEZ SAĞLIKTA İLETİŞİM DR. İLKER TELLİ SAĞLIK-DER GENEL MERKEZ İLETİŞİM NEDİR? Genel anlamda insanlar arasında düşünce ve duygu alışverişi olarak ele alınmaktadır. İletişim iki birim arasında birbirleriyle

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

EK2: GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GAZETECİLİK BÖLÜMÜ DERS LİSTESİ

EK2: GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GAZETECİLİK BÖLÜMÜ DERS LİSTESİ EK2: GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GAZETECİLİK BÖLÜMÜ DERS LİSTESİ 1. SINIF 1. DÖNEM YDBİ101 İngilizce- I OZ 2 0 2 2 TURK101 Türk Dili I OZ 2 0 2 2 TDP101 Toplumsal

Detaylı

Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini

Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini öne sürmektedir. Her düzey kendi içinde iki ayrı aşamada

Detaylı

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor?

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor? Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor? Gezi olaylarından bu yana Hükümetin dikişlerinin tutmadığını ve sadece patronlar tarafından değil, çeşitli cemaatler ve muhafazakar sektörler

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 26 Kasım 2014 İstanbul, Sabancı Center TÜSİAD İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye de

Detaylı

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri Eflref Ar kan Bildiğiniz gibi Almanya aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda göç yasasında bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri eleştirenler ve olumlu görenler bulunmaktadır. Ben göç yasasının

Detaylı

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Aralık 2015-15 Ocak 2016) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe?

Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe? Ekşi, 1 Buse Ekşi 21502152 TURK 101-74 Ali Turan Görgü Final Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe? Yaşadıkları çevrenin sorunları ile ne kadar ilgili hiç düşündünüz

Detaylı

ZANAATLA TEKNOLOJİ ARASINDA TIP MESLEĞİ: TEKNO-FETİŞİZM VE İNSANSIZLAŞMIŞ SAĞALTIM

ZANAATLA TEKNOLOJİ ARASINDA TIP MESLEĞİ: TEKNO-FETİŞİZM VE İNSANSIZLAŞMIŞ SAĞALTIM ZANAATLA TEKNOLOJİ ARASINDA TIP MESLEĞİ: TEKNO-FETİŞİZM VE İNSANSIZLAŞMIŞ SAĞALTIM Prof. Dr. Ali ERGUR Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Türk Toraks Derneği XVII. Kış Okulu Antalya 14.02.2018 ZANAATLA

Detaylı

Medyada Riskler. Öğr. Gör. Dr. Deniz Sezgin Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi dsezgin@media.ankara.edu.tr

Medyada Riskler. Öğr. Gör. Dr. Deniz Sezgin Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi dsezgin@media.ankara.edu.tr Medyada Riskler Öğr. Gör. Dr. Deniz Sezgin Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi dsezgin@media.ankara.edu.tr Plan Tarihsel arka plan: Çocukların medya kullanımı Günümüzde medya ve çocuk Medyada çocukları

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017 ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017 Ağustos Böceği ile Karınca Hafta Sınıf Düzeyi ve 4. Sınıf Süre Yöntem ve Teknik 40 Dakika drama, beyin fırtınası KAZANIM SÜREÇ Araç - Gereç Çizgi film CD si veya Masal kitabı Karınca

Detaylı

Yaz l Bas n n Gelece i

Yaz l Bas n n Gelece i Emre Aköz Yeni Okur-Yazarlar ve Gazetelerin Geleceği ABD li serbest gazeteci Christopher Allbritton õn yaşadõklarõ bize yazõlõ medyanõn (ki bu tabirle esas olarak gazeteleri kastediyorum) geleceği hakkõnda

Detaylı

Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu

Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu Cahit Kişioğlu, İzmir 9 Eylül Lions Kulübü ÖZET: Lion ve Leo iletişiminde kullanılan eleştirel veya koruyucu yetişkin tarzını yetişkin boyutuna taşıyarak, Lion - Leo

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUK HAKLARI

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUK HAKLARI rt O ku ao l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUK HAKLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - ARALIK 2015 ÇOCUK HAKLARI 10 Aralık 1948 de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi nin kabulüyle birlikte 10

Detaylı

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir.

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir. Haziran 25 Medya ve Güven 2013 Tüm hakları gizlidir. Gündem 1. Yöntem Bu araştırma Xsights Araştırma ve Danışmanlık, bu konu hakkında online araştırma yöntemiyle, toplamda 741 kişi ile bir araştırma gerçekleştirmiştir.

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans. Ankara Üniversitesi 1991 Lisans İletişim Fakültesi/Gazetecilik Gazi Üniversitesi 1995

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans. Ankara Üniversitesi 1991 Lisans İletişim Fakültesi/Gazetecilik Gazi Üniversitesi 1995 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Derya Erdem 2. Doğum Tarihi : 20.09.1972 3. Unvanı 4. Öğrenim Durumu : Yrd. Doç. Dr. : Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Ankara Üniversitesi

Detaylı

İnternetin Gerçekleştirdiği Dönüşümün Sonucunda Şeffaflık ve Bilgi Kirliliği Arasında: Yurttaş Gazeteciliği

İnternetin Gerçekleştirdiği Dönüşümün Sonucunda Şeffaflık ve Bilgi Kirliliği Arasında: Yurttaş Gazeteciliği İnternetin Gerçekleştirdiği Dönüşümün Sonucunda Şeffaflık ve Bilgi Kirliliği Arasında: Yurttaş Gazeteciliği Özet: F. Çağdaş İslim* Cansu İslim * İnternet yaşadığımız çağın şüphesiz en temel gerçeklerinden

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

DİNİ GELİŞİM. Bilişsel Yaklaşım Çerçevesinde Tanrı Tasavvuru ve Dinî Yargı Gelişimi

DİNİ GELİŞİM. Bilişsel Yaklaşım Çerçevesinde Tanrı Tasavvuru ve Dinî Yargı Gelişimi DİNİ GELİŞİM Bilişsel Yaklaşım Çerçevesinde Tanrı Tasavvuru ve Dinî Yargı Gelişimi Bilişsel Yaklaşımda Tanrı Tasavvuru 1. Küçük çocuklar Tanrı yı bir ruh olarak düşünürler, gerçek vücudu ve insani duyguları

Detaylı

KIRGIZİSTAN TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ HALKLA İLİŞKİLER VE REKLAMCILIK BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI BİRİNCİ YIL

KIRGIZİSTAN TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ HALKLA İLİŞKİLER VE REKLAMCILIK BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI BİRİNCİ YIL BİRİNCİ YIL KODU BİRİNCİ YARIYIL BES - 105 Beden Eğitimi ve Spor 0 2 0 GZT - 101 Temel Gazetecilik 3 0 3 GZT - 105 Yazılı ve Sözlü Anlatım 2 2 3 HİL - 107 İşletme Bilimine Giriş 3 0 3 HİL - 111 Sosyal

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATININ OLUŞUMU CUMHURİYET

Detaylı

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya MOTİVASYON Nilüfer ALÇALAR 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya Motivayon nedir? Motivasyon kaynaklarımız Motivasyon engelleri İşimizde motivasyon

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AY EKİM KASIM HAFTA DERS SAATİ 1 2 2 2 3 2 4 2 1 2 2 2 3 2 4 2 KONU ADI KAZANIMLAR 1. İletişim sürecini oluşturan ögeleri ve iletişimde dilin işlevini belirler. 2. Dil ve kültür arasındaki ilişkiyi 1.

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı