24 Şubat 2014 Pazartesi

Transkript

1 24 Şubat 2014 Pazartesi 2004 yılından bu yana çok sayıda eğitim projesini hayata geçirerek tüm Türkiye ye örnek bir belediyecilik anlayışı sergilediklerini belirten AK Parti Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan, yeni dönemde de Denizli nin tamamında daha farklı eğitim projelerini gerçekleştireceklerinin müjdesini verdi DENİZLİ Yİ pek çok alanda olduğu gibi, eğitim alanında da örnek bir kent haline getirdiklerini ifade eden Osman Zolan, Biz Denizlimiz i geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızdan ve gençlerimizden emanet aldık. O nedenle bu emanete gözümüz gibi bakıyor, onlara parlak bir gelecek sunmak adına her türlü eğitim imkanını sağlıyoruz. Denizlimiz deki derslik ihtiyacını bir nebze de olsa karşılayabilmek adına Merkezefendi Mahallesi nde 32 derslikli Necip Fazıl Kısakürek İlköğretim Okulu nu inşa ettik. Öte yandan, yine ilkokul çağındaki çocuklarımızın sosyal hayatta bilinçli bireyler olarak y- er almaları için alanında Ege Bölgesi nin ilk, Türkiye nin ise sayılı tesislerinden biri olan Trafik Eğitim Parkı nı hizmete sunduk. Tüm bu projelerimizle birlikte Denizlimiz i eğitim alanında da Türkiye ye örnek bir kent haline getirdik dedi. devamı 10'da İzmir in yüzde 55'inin kaçak yapılardan oluştuğunu söyleyen MHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Taşer, İzmir in yüzde 60 binası risk altındadır yılları arasında İzmir e 283 bin konut yapmamız gerekiyor. Eğer bunlar hayata geçirilmezse kiralar yüzde 400 artacak" dedi devamı 8 de

2 SAYFA 2 S AH Ney yapımında kalitenin düştüğünü söyleyen İzmirli neyzen ve ney yapımcısı Karabulut: "Neyde en büyük sorunlardan biri, son yıllarda seri üretim adına ehil olmayan ellerde, rastgele seçilen kamışlardan neyler yaplması. Bu kaliteyi düşürüyor" dedi. Prof. Dr. Özbilgin de, muhtevanın kaybedildiğini dile getirdi Mevlana'nın "kamil insana" benzettiği ve Mesnevi'de "Allah aşkıyla yanıp tutuşan insan" şeklinde tasvir ettiği neye son yıllarda artan ilgi, tasavvuf müziğinin en özel enstrümanlarından neyin icrası ve yapımı konusunda riskleri beraberinde getirdi. Neyin artan popülaritesinden faydalanarak, seri üretimle uygun fiyata ney satmak isteyenlerin ortaya çıkması, neyin ruhuna inanan icracılar ile imalatçıları endişelendiriyor. Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Türk Halk Oyunları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öcal Özbilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de ve dünyada neye ve tasavvuf müziğine ilginin arttığını ifade ederek, bu ilginin bazı sıkıntıları da beraberinde getirdiğini söyledi. Yurt dışında yaptığı akademik çalışmalarda, yabancılara "Türk müziği adına ne biliyorsunuz?" diye sorduğunu, çok sık "sufi" ve "derviş" yanıtlarını aldığını belirten Özbilgin, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde de yer alan Mevlevi sema törenleri ve neyin bilinmesi ve tanınmasından mutluluk duyduklarını ifade etti.bu popülerliğin bazı riskleri de beraberinde getirmesinden yakınan Özbilgin, "Bazı öğrencilerim, alışveriş merkezlerinde, kalabalık caddelerde ve düğünlerde para kazanmak için ney taksimi ve sema ayini yapıyor. Ruh ve anlam bitti. Son yıllarda popülerliğinin artması, ne yazık ki böyle bir pazarın doğmasına neden oldu. Bu da kalitede birtakım düşmelere neden oldu" diye konuştu. İzmirli neyzen ve ney yapımcısı Ergin Karabulut da neyin popülerliğinin artmasından sonra ehil olmayan ellerde, seri üretimle, rastgele seçilen kamışlardan neyler yapıldığını kaydetti. Bunların kaliteyi düşürüp neyin ruhuna zarar verdiğini dile getiren Karabulut, şöyle devam etti: "Birkaç yıldır bu seri üretim bizim başımızı ağrıtıyor. Aynı zamanda ney dersleri de verdiğimiz için profesyonel ellerde yapılmış, doğru sesler veren neyler yerine, kötü açılmış neylerle ders vermesi gerçekten çok zor oluyor. Özellikle neyi yapan ustanın iyi bir icracı olması, ses nüanslarını fark edebilmesi ve akordunu iyi bilmesi gerekiyor. Çünkü neyin akordu sadece bir kez yapılıyor. Akordu ehil olmayan kişilerce doğru düzgün yapılmadığı zaman, ney baştan aşağıya yanlış sesler veren bir düdük oluyor. Türk müziğindeki o perdeleri vermesi imkansız oluyor ve ney öğrenmeyi de engelliyor."karabulut, seri yapılmış neylerden doğru ses almanın imkansız olduğunu, bu nedenle o neyleri evin bir köşesine süs olarak asmaktan başka çare olmadığını savundu. N- eye yeni başlayanlar için hangi neyin kaliteli 24 Şubat 2014 Pazartesi Tiyatrocu Emin Olcay ve eşi Hayat Olcay tarafından kurulan Atölye Sanat, tiyatrodan, kamera önü oyunculuğa, ebru ve hüsn-i hat sanatından miyatürün atası türkariye, piyano, keman, ney, bağlama, kemençe ve vurmalı çalgılardan Türk sanat müziğine 37 dalda, deneyimli hocalarla eğitim verecek Tiyatro sanatçıları Emin Olcay ve eşi Hayat Olcay tarafından kurulan "Atölye Sanat", Mart ayından itibaren, sanatçı olmak isteyenlere kapılarını açacak. İddialı sanatçılar yetiştirmeyi hedefleyen Atölye Sanat'ta, deneyimli hocalar tarafından, tiyatrodan, kamera önü oyunculuğa, ebru ve hüsn-i hat sanatından minyatürün atası türkariye, piyano, keman, ney, bağlama, kemençe ve vurmalı çalgılardan Türk sanat müziğine, senaryo ve oyun yazarlığından, vücut dili ve ikna psikolojisine kadar 37 dalda eğitim verilecek.atölyenin kurucusu Emin Olcay AA muhabirine yaptığı açıklamada; kendisinin 50, eşinin ise 45 yıldır tiyatro yaptığını belirterek, birikimlerini gelecek nesillere aktarmak istediklerini söyledi. Emin Olcay, "Bunca birikimi artık gençlere aktarmanın zamanının geldiğini anladık. Arkadaşlarımız, hocalarımız destek olacaklarını söyleyince, usta-çırak ilişkisini atölye ortamında gençlerimize sunmaya karar verdik. Geleceğin sanatçılarını, doğru bir biçimde yetiştirmek istiyoruz. Bu tür eğitim veren kurs gibi yerler var. Bizim iddiamız sanatçı yetiştirmek" dedi.kendini geliştirmek isteyenlere destek olacaklarını ifade eden Emin Olcay, böyle bir atölyenin ihtiyaç olduğunu düşünerek bu yola girdiklerini kaydetti. 2-3 aylık kurslarda eğitim aldıktan sonra "Ben hoca oldum" diyerek ders v- eren insanların bulunduğunu belirten Emin Olcay, "Biz bunca yılı, birikim olarak topluyoruz, ondan sonra hocalığa soyunuyoruz. Biz gerçek anlamda sanat eğitimi vereceğiz ve gerçek sanatçılar yetiştireceğiz" diye konuştu.emin Olcay, günümüzde medyanın ve magazinin bastırmasıyla, birden şöhret olan kişilerin ortaya çıktığını vurgulayarak, şunları anlattı: "Şöhret olmak yeterli mi? Sorun burada. Onlar, kendileri de anlıyorlar, şöhret olmanın yeterli olmadığını. Burada, bu tür şöhret olmuş 5 arkadaşımız gelip özel ders alacak. Bu atölye, bu eksikliği de kapatacak. Fakat yeterli olmadığının farkına varamayanlar da var. Onlar daha sonra daldan düşüyor. Bunu meslek olarak yaparsanız kalıcı olursunuz. Gelgeç düşüncelerle, sadece maddiyatı düşünerek yaparsanız, bu meslek adamı dışarıya iter."maltepe'deki Atölye Sanat'ın resmi açılışının 1-2 Mart'ta yapılacağını ifade eden Emin Olcay, açılışta verilecek eğitimlerle ilgili, hocaların çalışmalarına ilişkin kısa kesitler sunacağını söyledi. Olcay, günün saati açık kalacak atölyede ilk olarak 3 aylık eğitim sürecinin başlayacağını belirterek, "İlk e- tapta öğrenciler mesleği tanıyacaklar. Sanat, devam ettirmek için direnç gösterilmesi gereken bir konu. Sürdürmek için çaba sarf edilmesi gerekir. Burada önemli olan öğrencinin yetişmesi. Öğrenci istediği kadar eğitim alabilecek" dedi. Atölye Sanat'ta, tiyatro, ileri tiyatro, kamera önü oyunculuk olmak üzere üç ayrı oyunculuk atölyesi başta olmak üzere, bale, drama, salon dansları, dublaj sanatı, diksiyon ve fonetik, vücut dili ve iknanın psikolojisi, vurmalı çalgılar, ritm tiyatrosu atölyesi, ebru ve hüsn-i hat, Osmanlıca okuma ve yazma, süsleme, metal ve ahşap üzerine oyma şeklinde yapılan naht, ilk Türk resmi olarak bilinen ve minyatürün atası sayılan türkari, şan, solfej, piyano, keman, Türk halk müziği, Türk sanat müziği, ney, bağlama, klasik kemençe, hızlandırılmış nota okuma teknikleri, temel armoni, senaryo yazarlığı, oyun yazarlığı dersleri ve konservatuvara hazırlık dersleri verilecek.atölye sistemi ile kendi alanında önemli kişiler tarafından verilecek derslerin yanı sıra sahne çalışmaları da yapılacak. Üst kısmında Türk tiyatrosuna emek veren 210 sanatçının adının yazıldığı 60 kişilik sahnede çocuk oyunları, tiyatro oyunları ve konserler, dans performansları düzenlenecek. Türk sanatına eserler sunmuş sanatçıların " İz bırakanlar" günleri adı altında şiirsel toplantılarla anılacağı merkezde, bir çok misafir eğitmen ile work shop çalışmaları yapılacak. Yine Devlet tiyatroları sanatçısı Adnan Biricik, Orhan Veli'yi sahneye koyarken, Sönmez Atasoy ile vefatından önce 2 sene birlikte çalıştıkları Bizim Yunus adlı tek kişilik oyun da Emin Olcay tarafından Atölye Sanat'ta tiyatro severlerle buluşacak. Yıl: 3. Sayı: Şubat 2014 Pazartesi

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Şubat Pazartesi Perşembe Mahkeme bitmiş, cezam kesilmiş ama benim hiçbir şeyden haberim yok Edremit ilçesinde yaşayan bir vatandaş, kimlik bilgileri çalındıktan sonra aleyhinde mahkemelerde açılan 244 davadan 222'sinden beraat ettirildi. Geçkalan: "Kimlik bilgilerimi çalmışlar ve nasıl olduysa adıma inanılmaz işler yapmışlar. Bunu yapan kişilerden bazıları yakalanmasına rağmen halen bu davalarla uğraşıyorum. Milyonlarca lira borçlandırıldım" dedi Edremit ilçesinde yaşayan ve 2,5 yıldır işsiz olan Osman Geçkalan'ın (39) hayatı, 2009 senesinde kimlik bilgileri çalınınca adeta kabusa döndü. Geçkalan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010'da, borç nedeniyle açılan bir dava kapsamında evine gelen celple yaşamının değiştiğini söyledi. Hiç gitmediği İstanbul'daki bir banka şubesinden 2009'da çekilen krediyle borçlandırıldığını ve ödenmediği için hakkında dava açıldığını öğrendiğini belirten Geçkalan, bunun ardından sürekli davalarla muhatap edildiğini anlattı. Bazı illerde adına kurulan şirketler ve alınan krediler nedeniyle evine, otomobiline icra geldiğini dile getiren Geçkalan, şöyle devam etti: "Olaylar 2009'da başlamış, ben sonradan öğrendim. Kimlik bilgilerimi çalmışlar ve nasıl olduysa adıma inanılmaz işler yapmışlar. Bunu yapan kişilerden bazıları yakalanmasına rağmen halen bu davalarla uğraşıyorum. Milyonlarca lira borçlandırıldım. Hakkımda 244 dava açıldı, 222'sinden beraat ettirildim. Belki daha açılan var ama bilmiyorum. Çoğunlukla mahkeme celpleri beni bulmuyor. Bu nedenle gidemediğim mahkemeler hakkımda tutuklama kararları veriyor ve bu yüzden defalarca nezarethanede yattım. Hemen hemen her günüm adliyede geçiyor. Yaşadıklarımı kelimelerle anlatamayacak durumdayım. Hiçbir yerde çalışamıyorum. Girdiğim bir iş yerinde iki gün sonra maaşıma haciz geldiği söyleniyor. Böyle bir kişiyi iş yerlerinde çalıştıramayacaklarını söyleyerek işime son veriyorlar. 2,5 yıldır işsizim. Daha önceki iş yerimden de bu mahkemeler ve davalar yüzünden çıkmak zorunda kaldım." "Bu daha ne kadar devam edecek?" Geçkalan, ne yaparsa yapsın bir türlü adını temize çıkaramadığını bildirdi. Çek ve kredi borçları gibi birçok davayla uğraştığına dikkati çeken Geçkalan, hiçbir adli suça karışmadan, banka ya da benzeri bir kuruluşa borçlanmadan bunu yapmaktan yorulduğunu vurguladı. Geçen ay evinde yangın çıktığını ve eşyalarının küle döndüğünü ifade eden Geçkalan, E- dremit Kaymakamlığının bir miktar destekte bulunduğunu, bazı kişilerin de eşya yardımı yaptığını belirtti. Osman Geçkalan, iki çocuğunu okutmaya çalıştığını ancak yaşananlardan dolayı ailesinin psikolojisinin bozulduğunu dile getirerek, "Bu daha ne kadar devam edecek? Mahkeme kağıtları da adresime gelmediğinden hiç olmadık bir yerde polis geliyor, beni alıyor götürüyor. Mahkeme bitmiş, cezam kesilmiş ama benim hiçbir şeyden haberim yok. Hayatımız zehir oldu. Ailemi geçindirebilmek için iş istiyorum" diye konuştu. Şişli'de Hocalı Katliamı protestosu Ermenilerin 26 Şubat 1992'de gerçekleştirdiği Hocalı Katliamı nın yıldönümü yaklaşırken yüzlerce kişi Şişli de yürüyüş düzenledi. Grup üyeleri Türkiye nin soykırımı tanımasını istedi. Hocalı Katliamı nın yaklaştığı günlerde Şişli Camisi önünde toplanan grup, Taksim Meydanı na yürümek istedi. Ancak gruba polis Taksim e yürümeleri konusunda izin vermedi. Aralarında çok sayıda Azeri Türk ünün de bulunduğu grup Mecidiyeköy Meydan a doğru yürümeye başladı. Çeşitli sloganlar atan grup, Yaşasın Ogün Samastlar, kahrolsun Hrant Dink ler şeklinde pankart açtı. 26 Şubat ta Azeri kardeşlerimize çok ciddi bir katliam yapıldığını ifade eden Fatih Delibekiroğulları, Türkiye deki halkın bu konuya duyarsız kaldığını aktardı larda, Kosova da ve Hocalı da katliam yaşadıklarını belirten Delibekiroğulları, Türkiye Cumhuriyeti nde yaşayan herkesi daha duyarlı davranmaya çağırıyoruz. Dünyada en çok soykırıma uğrayan ama en az sesi çıkan ya da çıkarılmayan millet Türklerdir. Milletimiz kendine gelsin. dedi. Hocalı katliamında ağabeyi şehit olan Etibar Necefov, Ağabeyim gibi binlerce insan bir gecede parçalandı. Kadınların karınlarından çocukları alındı. Biz 100 sene öncesini değil, 20 sene öncesini konuşuyoruz. Türkiye den bu soykırımı tanımasını istiyoruz. diye konuştu. Grup, açıklamanın ardından olaysız dağıldı. (CİHAN) Yakını ile buluşmayı beklerken otomobil çarptı, hayatını kaybetti Ankara da Mevlana Bulvarı'nda yaşanan kazada, otomobilin çarptığı, yakını ile buluşmayı bekleyen vatandaş hayatını kaybetti. Kazada, otomobil sürücüsü ile yanındaki ismi öğrenilemeyen bir kişi yaralandı. Mevlana Bulvarı AŞTİ karşısındaki kazada; 06 EN 490 plakalı otomobili ile Ankara istikametine seyir halindeki Ahmet Şenol Narin, terminal karşısında yolcu indirdikten sonra hareket eden şehirlerarası yolcu otobüsüne çarpmamak için ani manevra yaptı. Narin idaresindeki otomobil, manevra ile önce yan yolda seyreden TIR'a çarptı. Çarpmanın etkisiyle hızlanarak savrulan otomobil, o esnada kaldırımda yakını ile buluşmayı bekleyen Mehmet Ali Özsoylar'a çarptı. Otomobil ile aydınlatma direği arasında ezilen Özsoylar, olay y- erinde hayatını kaybetti. Kazada, otomobil sürüsü ile yanındaki henüz ismi öğrenilemeyen bir kişi yaralandı. Kazayı gören vatandaşlar, polis, itfaiye ve sağlık ekiplerine haber verdi. İtfaiye ekipleri, otomobilde sıkışan Narin i çıkarmak için uzun süre uğraştı. Yarallar, Gazi Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Aydınlatma direği ile otomobilin arasına sıkışan Özsoylar'ın cansız bedeni de çekici yardımıyla bulunduğu yerden çıkarılarak, Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı. (CİHAN) DÜZELTME İLANI TIBBİ GÖRÜNTÜLEME HİZMETİ ALINACAKTIR KAMU HASTANE BİRLİĞİ (KUZEY) SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU TIBBİ GÖRÜNTÜLEME HİZMETİ ALINACAKTIR ihale edileceği ilan edilmiştir. Ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 26 ncı maddesine göre aşağıdaki hususlarda, düzeltme ilanı yayımlanmasına karar verilmiştir. Tekliflerin hazırlanması ve sunulmasında düzeltilen maddelerin esas alınması gerekmektedir. İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : Poligon Mah.123/11 Sok.No:6 Güzelyalı KARABAĞLAR/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik posta adresi : mali.satinalma@ikkh.gov.tr ç) Ön yeterlik/ihale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2- Düzeltmeye Konu İlanın Yayımlandığı a) Kamu İhale Bülteninin tarih ve sayısı: b) Gazetenin adı ve tarihi : SON DAKİKA (yayımlanmış ise) 3- Düzeltilen [madde/maddeler ] şunlardır İhale İlanının İhale konusu işin yerinegetirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özelolarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, "İstekliler Sağlık Bakanlığı ndan alınmış görüntüleme hizmetine ait çalışma belgesi(ruhsatı) teklif ekinde sunacaklardır." maddesi ilandan çıkarılmıştır. Sondakika 24/2 Basın:2210 Resmi İlanlar: de Polis operasyonu diyerek 700 bin liralık soygun yaptılar Üsküdar da maskeli ve silahlı şahıslar, işyeri çalışanını kelepçeleyip yaklaşık 700 bin liralık soygun gerçekleştirdi. Kelepçelenen Hasan A. şahısların kendilerini özel harekat polisi olarak tanıtıp operasyon yaptıklarını söylediğini iddia etti. Polis, soyguncuları yakalamak için çalışma başlattı. Olay, Kirazlıtepe Mahallesi 71 numarada bulunan işyerinde, saat sıralarında meydana geldi. İddialara göre, maskeli ve silahlı 5-6 kişi işyerinin depo giriş kapısının kilidini kırarak içeri girdi. Bu sırada içeride bulunan Hasan A. adlı çalışan, gürültü üzerine şahısların bulunduğu yere geldi. Siyah giyimli, maskeli ve silahlı şahıslar kendilerini özel harekat polisi olarak tanıtarak operasyon yaptıklarını söyledi. Hasan A. yı kelepçeleyen şahıslar, kasaları oksijen kaynağı ile açtı. Kasalarda bulunan yaklaşık 70 bin lira nakit para ile 600 bin lira civarında da çeki alan soyguncular, güvenlik kamerası kayıtlarının yer aldığı bilgisayar kasasını da alarak kaçtı. Olay, Hasan A. nın kolundaki plastik kelepçeyi gevşeterek yakınlarını aramasıyla olay ortaya çıktı. Söz konusu adrese gelen polis ekipleri detaylı inceleme yaptı. Polis, Hasan A. ile işyeri sahiplerinin ifadesi doğrultusunda soyguncuları yakalamak için çalışma başlattı. Olayı anlatan Hasan A., maskeli ve silahlı şahısların kapıya vurarak içeri girdiklerini ve polis olduklarını söylediklerini aktardı. Hasan A. daha sora kendisini kelepçelediklerini ve soygunu gerçekleştirdiklerini ifade etti. İşyeri çalışanlarından Yusuf Ziya Korkmaz da, şahısların işyerine depo girişinden girdiğini ve yaklaşık bin lira nakit para ile 500 bin liranın üzerine de müşteri çeki alındığı bilgisini verdi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. Hasan A. adlı çalışan, gürültü üzerine şahısların bulunduğu yere geldi. Siyah giyimli, maskeli ve silahlı şahıslar kendilerini özel harekat polisi olarak tanıtarak operasyon yaptıklarını söyledi. Hasan A. yı kelepçeleyen şahıslar, kasaları oksijen kaynağı ile açtı. Kasalarda bulunan yaklaşık 70 bin lira nakit para ile 600 bin lira civarında da çeki alan soyguncular, güvenlik kamerası kayıtlarının yer aldığı bilgisayar kasasını da alarak kaçtı. Olay, Hasan A. nın kolundaki plastik kelepçeyi gevşeterek yakınlarını aramasıyla olay ortaya çıktı. Söz konusu adrese gelen polis ekipleri detaylı inceleme yaptı.

4 SAYFA 4 SONDAKiKA GAZETESİ >>4 KONOM 24 Şubat 2014 Pazartesi Mobilyanın kalbi İzmir'de atacak! Çeyrek asırdır düzenledikleri organizasyon ile çok sayıda katılımcı firmanın Türkiye ve dünyanın dört bir yanında ticaret yaptıklarına dikkat çeken Efor Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele, 25. Gerçekleşecek fuarda katılımcı ve ziyaretçilerine yeni iş fırsatlarının sunulacağını vurguladı MUTSO Başkanı Karakuş: Enflasyon beklenenden yüksek çıkabilir Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Karakuş, faizlerin önümüzdeki dönemde daha da artacağını ve enflasyonun beklenenden yüksek çıkabileceğini söyledi. Odanın aylık olağan meclis toplantısı, Şükrü Altınay başkanlığında yapıldı. Toplantıya Karakuş'un yanısıra meclis üyeleri, yönetim kurulu üyeleri, meslek komite başkanları ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Denizli Bölge Müdürü Ali İhsan Yücedağ katıldı. MUTSO Başkanı Karakuş, aylık faaliyet raporu sunumunun ardından ekonomik gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Merkez Bankası'nın yüksek faiz artışına değinerek, bunun dolar ve euronun çok yükselmesini engellemek amacıyla yapıldığını söyledi. Bu amaç doğrultusunda gün içinde işe yaradığını ve dövizde yüzde 5 ile 7'lik düşüşler olduğunu belirterek, "Ancak son gelişmelerle dövizin tekrar çok yükseldiğini görüldü. Euro ve dolar, ciddi şekilde arttı. Gerek bu artış gerekse buna bağlı olarak üretilen mal ve hizmetlerin fiyatlarının artması, önümüzdeki dönemde enflasyonun beklenenden daha yüksek çıkmasına neden olabilir. Yani enflasyon artışı bekleniyor, faizlerin daha çok artması bekleniyor. Bu yine özellikle ABD'nin parasal genişleme politikasını bırakmasından kaynaklanan bir şey. ABD'de dolara verilen faiz arttığı için tüm dünyadaki, özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerdeki faizlerin de önümüzdeki dönem daha fazla artmasını bekliyoruz." dedi. (CİHAN) Üç kuzuyla sürü sahibi oldu Manisalı çiftçi, 3 yıl önce aldığı kuzu ve yavrularının her batında dördüz doğurmasıyla sürü sahibi oldu. Çiftçi Erkan Havaleoğlu, "İlk yıl şans dedik, ikinci yıl nasip dedik, üçüncü yıl da aynı gidiyor" dedi. Manisa Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Genel Sekreteri Yıldız,"Bu, çok nadir görülen bir durum" dedi. Manisa'nın merkeze bağlı Hacıhaliller beldesinde çiftçi Erkan Havaleoğlu, 3 yıl önce aldığı aldığı Sakız cinsi kuzu sayesinde kısa sürede sürü sahibi oldu. Havaleoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koyunların bir batında en fazla 2 yavru yaptığı ancak 3 yıl önce satın aldığı kuzu ile yavrusunun 3 kez doğum yaptığını ve her seferinde 4'üz yavrular dünyaya getirdiklerini anlattı. Havaleoğlu, "Bu kuzunun annesi de 4 yıldır benim ağılımda ve 4 yılda 15 kuzu yaptım. Kuzunun yavrusu da yaklaşık 20 ay içerisinde 3. kez doğum yaptı ve toplamda 12 kuzu yavruladı. Anne ve yavrusundan toplamda 4 yıl içerisinde yaklaşık 27 kuzulu sürü sahibi oldum. Bu normal bir şey değil, Sakız cins kuzular normalde bir batında en fazla 2 yavru yapar, 3 veya 4 yavru yapması çok nadir görülen bir durumdur. Ama benim kuzum 3 kez doğum yaptı ve normalde en fazla 6 yavru kuzu almamız gerekirken, toplam 12 yavru sahibi olduk" diye konuştu. Türkiye nin en kapsamlı Mobilya Dekorasyon Fuarı MODEKO 2014 İzmir de başlıyor. 26 Şubat ta 25. kez açılacak olan MODEKO, İzmir Uluslararası Fuar Alanı nda 5 verimli iş günü fırsatı sunacak. Efor Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele yerli üreticinin üretim ve pazarlama gücünü fuarda ortaya koyacağını söyledi. Yerli ve yabancı mobilya sektör profesyonellerinin büyük ilgi gösterdiği MODEKO İzmir Mobilya Fuarı için geri sayım başladı. İzmir U- luslararası Fuar Alanı nda kurulan birbirinden özel s- tandarda sergilenecek ürünler hala gizemini koruyor. Mobilya firmaları yılların bilgi birikimiyle oluşturduğu özel ekipleriyle yeni tasarımlarını ürüne dönüştürdü. Rekabetin yaşanacağı fuar alanında hangi ürünlerin hangi fiyatlarla görücüye sunulacağı sır gibi saklanıyor. Mobilya, Dekorasyon, Ev ve Büro Mobilyalarındaki son trendlerin sergileneceği MODEKO 2014 İzmir Mobilya Fuarı nda 5 gün süreyle sektörün nabzı atacak. 25. kez İzmir Uluslararası Fuar Alanı nda açılacak MODEKO İzmir Mobilya Fuarı nda 200 ün üzerinde firma ve marka ürün ve hizmetlerini sergileyecek. 25 bin metrekarelik fuar alanın tamamının kullanılacağı organizasyonda Modern ve k- lasik mobilyalar, Eskitme ve modüler mobilyalar, Masa, Sandalye, kanepe ve koltuklar, Bebek ve genç odaları, Yatak ve yatak setleri, Ofis mobilyaları, Mutfak mobilyası, Bahçe Mobilyaları, Ev dekorasyonu ve aksesuarları ile Aydınlatma ekipmanları sergilenecek. İşlevselliğiyle öne çıkan, özgün tasarım fikirleriyle hayat bulan mobilyaların geniş yer bulacağı Standlarda, fonksiyonellik, konfor, kalite, renk, detay, boyut ve farklı uygulamalarıyla mobilyalar göz kamaştıracak. Çeyrek asırdır düzenledikleri organizasyon ile çok sayıda katılımcı firmanın Türkiye ve dünyanın dört bir yanında ticaret yaptıklarına dikkat çeken Efor Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele, 25. Gerçekleşecek fuarda katılımcı ve ziyaretçilerine yeni iş fırsatlarının sunulacağını vurguladı. Eyigele, Sektör temsilcilerimizle yaptığımız sıkı işbirliği ile firmaların ihtiyaçlarını tam karşılayan organizasyonlara başarıyla imza attık. 25. Yılını kutlayacağımız MODEKO İzmir Mobilya Fuarı, yine katılımcılarını ve ziyaretçilerini memnun edecek. Yerli mobilya üreticilerimizin hak ettiği yere ulaşmaları amacıyla başladığımız fuar çıkış amacıyla örtüşen hedeflere yürüyor. Özellikle ekonomik buhranların yaşandığı dönemlerde önemini arttıran organizasyonumuz adeta ekonomik krizlere reçete yazılan bir merkeze dönüşüyor. Mobilyacılarımızın vizyon ve vitrin yeri olan fuarımıza Türkiye den seçtiğimiz iller ve belirlediğimiz 20 hedef ülkeden alım heyetlerinin katılımlarını sağlamak için çalışmalarımızı titizlikle gerçekleştirdik. İzmir Uluslararası Fuar Alanı ndaki organizasyonumuzda 1/A 1/B 2 ve 3 no lu sergi salonlarında fabrikasyon ev mobilyaları ve vıp hol dediğimiz 4 no lu sergi salonunda ise tasarım ağırlıklı klasik ve avangart mobilyalar sergilenecek dedi. Geçtiğimiz yıl düzenlenen fuarı, Libya, I- rak, İsrail, Filistin, Mısır, Ürdün, Lübnan, Tunus, Sudan, BAE, Yemen, Umman, Katar, Azerbeycan, Yunanistan, KKTC, Bangladeş, Pakistan, Romanya, Norveç, Kamerun, Almanya, Fransa ve ABD başta olmak üzere 24 ülkeden yerli ve yabancı yaklaşık 27 bin profesyonel ziyaret etmişti. MODEKO İzmir Mobilya Fuarı nı 30 bin profesyonelin ziyaret etmesi bekleniyor. Sektör profesyonelleri önceki yıllarda düğün sezonunun hemen öncesinde düzenlenen fuar tarihinin Şubat ayına öncelenmesinin yararlı olduğunu düşünüyor. Düzenleme tarihinin üç ay önceye çekilmesin sipariş alımlarını ve üretim planlamalarını olumlu yönde etkilediği vurgulanıyor. MODEKO İzmir Mobilya Fuarı 26 Şubat - 2 Mart 2014 tarihleri arasında İzmir Uluslararası Fuar Alanı nda düzenlenecek. Organizasyon 11:00 20:00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Kira geliri olanlara beyanname uyarısı TÜDER Emlak Komisyonu Başkanı Kolçak, "Kira geliri beyannameleri, 1-25 Mart arasında verilecek yılı konut istisna oranı 3 bin 200 lira, iş yerlerinde ise 26 bin lira oldu. Kira gelirlerinden bu oranlar düşüldükten sonra vergilendirilme yapılır"diye konuştu Tüketiciler Derneği (TÜDER) Emlak Komisyonu Başkanı Hatice Kolçak, kira geliri bulunanları uyararak, beyannamelerin her yıl 1-25 Mart arasında verileceğini bildirdi. Kolçak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl gayrimenkulunu kiraya verip, gelir elde etmiş olanların vergisini ödemekle yükümlü olduğunu söyledi. Bu çerçevede, kira geliri beyannamesi düzenlenmesi ve vergi dairelerine iletilmesi ya da internet üzerinden sunulması gerektiğini ifade e- den Kolçak, şunları kaydetti: "Kira geliri beyannameleri, 1-25 Mart arasında verilecek. Bu yıl mart ayında, 2013 yılında elde edilen kira gelirinin beyanı verilecek. 1 Martta başlayacak olan kira geliri beyan döneminde 2013 yılında konut, arazi, iş yeri kira geliri elde edenler beyan verecek. Maliye Bakanlığı, kira geliri olanları nüfus idaresi, banka, PTT, tapu, elektrik, doğal gaz ve su dağıtım şirketleri gibi kurumlardan aldığı bilgiler doğrultusunda belirliyor. Bu nedenle kira geliri olduğu halde beyan etmeyenler kolayca tespit ediliyor ve usulsüzlük, vergi ziyaı cezaları uygulanabiliyor." Kolçak, 2013 yılında 3 bin 200 lira ve üzeri mesken kira geliri olanlar ile brüt 26 bin liranın üzerinde iş yeri kira geliri olanların beyanname vereceğini vurgulayarak, "2013 yılı konut istisna oranı 3 bin 200 lira, iş yerlerinde ise 26 bin lira oldu. Kira gelirlerinden bu oranlar düşüldükten sonra vergilendirilme yapılır. Geçen yıl toplam konut kira gelirleri 3 bin 200 lirayı aşmayanlar kira geliri beyanı vermez. İş yeri kira geliri brüt 26 bin lirayı aşmayanlar da beyanda bulunmaz" dedi. Söz konusu geliri olanların, beyannamelerini internet üzerinden vergi dairesine gitmeden " adresinde "Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sistemi" ne giriş yaparak ya da vergi dairelerine giderek verebileceklerini dile getiren Kolçak, 60 yaşını doldurmuşlar ile engelli mükelleflerden, sadece kira geliri elde edip yaşlılığı, engelliliği veya hastalığı nedeniyle vergi dairesine gidemeyecek, beyanname dolduramayacak durumda olanların randevu almaları halinde adreslerine gidilerek beyannamelerini doldurmalarına yardımcı olunduğunu söyledi. Gelir idaresinin, kira gelirinin beyan edilmediği ya da eksik olduğunu tespit etmesi durumunda konut sahibinin, istisna tutarından (3 bin 200 TL) faydalanamayacağına dikkati çeken Kolçak, "Ayrıca iki kat birinci derece usulsüzlük cezası uygulanarak takdir komisyonuna gönderilir. Takdir komisyonu emsal kira değerini belirleyerek ona göre size gelir vergisi hesaplar ve bunun üzerinden vergi ziyaı cezası keser" ifadesini kullandı. - Hem konut hem iş yeri geliri varsa... Hem konut hem iş yeri kira geliri olanların sadece konut kira gelirindeki istisna oranından faydalanabileceğini belirten Kolçak, şöyle devam etti: "Birden fazla konutu olanlar sadece bir kere istisna oranından faydalanabilirler. Konutunu bedelsiz olarak çocuklarına, annesine, babasına ve kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi durumunda beyanname verilmez. Ancak bu kimselerinin her birinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmişse bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz. Yurt dışında 6 aydan fazla ikamet edenler ya da yurt dışında çalışma izni olanlar, Türkiye'deki iş yerlerinin kira gelirlerine ilişkin beyanname vermek zorunda değiller. Konut kira geliri için istisna haddinin üzerinde kalan rakam için beyanname vermek zorundalar."

5 SAYFA 5 SONDAKiKA GAZETESİ >>5 EKONOMİ Şubat Pazartesi Perşembe CHP'ye göre gerçek işsiz sayısı 4,7 milyon Ana muhalefet partisi CHP'nin iddiasına göre gerçek işsiz sayısı 4,7 milyon kişi. Resmi rakamlara göre 2013'ün Kasım ayında işsizliğin yüzde 9,9 a işsiz sayısının ise 2,8 milyona ulaştığının açıklandığını dile getiren CHP, iş bulma ümidini kaybedenler, ev kadınları gibi çeşitli sebeplerle iş aramayan ancak iş bulursa çalışmaya hazır olanların da h- esaba katıldığında rakamın 4,7 milyona çıktığını ileri sürdü. CHP tarafından yayınlanan 86. Ekonomik Görünüm Raporu'nda 2013 ün son çeyreğindeki işsizlik ve kısa vadeli dış borç rakamları değerlendirildi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)nun açıkladığı işsizlik verilerinin mercek altına alındığı raporda son verilere göre hem işgücüne katılanların, hem iş bulma ümidini kaybedenlerin azaldına dikkat çekildi. Ekonominin iş ve istihdam meydana getirmede ciddi şekilde zorlanmaya başladığı kaydedilirken, Ekonomi, 2013 ün son üç ayında 152 bin kişiye ilave istihdam sunabilmiş. Bu, 2012 nin son çeyreğinde yaratılan ilave istihdamın yani bir milyon 24 bin kişinin sadece yüzde 15 i. denildi. BANKALARIN KISA VADELİ DIŞ BORÇLARINA DİKKAT Raporda, ekonominin temel göstergelerinden kısa vadeli dış borçların 2013 te 28,6 milyar dolar artarak 129,1 milyar dolara ulaştığına dikkat çekilerek, bankaların kısa vadeli dış borçlarında yaşanan artışın kaygı verici olduğu belirtildi ve şunlar aktarıldı: "Reel sektörün döviz açık pozisyonu, bankacılık sistemi için halihazırda dolaylı bir tehdit içerirken; bir de bankacılık sisteminin kısa vadeli döviz yükümlülüklerinin hızla artıyor. Bu, bankacılık sisteminin giderek kısa vadeli dış borçlarla yurtiçine kredi açtığı veya mevcut dış borçlarını kısa vadeli borçlarla çevirdiği anlamına geliyor. Her iki durumda da sıkıntılı bir tablo ile karşı karşıyayız." Türkiye nin benzer ekonomilerle karşılaştırıldığında, kısa vadeli dış borcuna göre en düşük rezerve sahip ülke konumunda olduğu da aktarılan raporda, ayrıca şu ifadelere yer verildi: "Rezervlerin mevcut düzeyi ancak kısa vadeli dış borcu karşılayabiliyor. Oysa AKP iktidara geldiğinde rezervlerin düzeyi kısa vadeli dış borcun neredeyse iki katıydı. Türkiye cari açığı finanse etmek ve uzun vadeden kısa vadeye düşen borçlarını çevirebilmek için mutlaka dışarıdan borç bulmak zorunda. Bu, küresel sermayenin risk iştahının kaybolduğu, dış borçlanma maliyetinin arttığı bir dönemde Türkiye ye yönelik kırılganlık algısını canlı tutacak bir gelişmedir." (CİHAN) 36 milyar dolardı 12 yılda 152 milyar dolara çıkardık Ekonomi Bakanı Zeybekci, "Son 12 yılda inanılmaz başarılar sağladık. Yılda ortalama yüzde 15 civarında bir ihracat artışı sağlandı. Önümüzdeki dönemde de buna yakın bir performansla devam etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu Dış kaynak kullanımı cari açığı da artırıyor! KAYSO Başkanı Boydak, "Türkiye hala k- endi kaynakları ile büyümesini finanse edemediği için dış fonlamaya ihtiyacımız var. Dış kaynak kullandıkça cari açığımız artıyor. Cari açık konusunda rakam yüzde 5-5,5 gibi olursa makul gibi ifade ediliyor. Bu yukarı doğru çıktığı zaman risk unsuru oluşturabiliyor" dedi Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Başkanı Mustafa Boydak, ekonominin dünyadaki yaşanan her gelişmeden etkilendiğini belirterek, "Türkiye hala kendi kaynakları ile büyümesini finanse edemediği için dış fonlamaya ihtiyacımız var. Dış kaynak kullandıkça cari açığımız artıyor. Cari açık konusunda rakam yüzde 5-5,5 gibi olursa makul gibi ifade ediliyor. Bu yukarı doğru çıktığı zaman risk unsuru oluşturabiliyor" dedi. Boydak, KAYSO'da üyelere yönelik üyelik berat takdim töreninde yaptığı konuşmada Kayseri'nin sanayide iyi bir yeri olduğunu ifade etti. Kayseri'nin sanayi kültürünün, Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki yıllara dayandığına dikkati çeken Boydak, "Bugün Türkiye'nin ilk bin firması arasında 35 civarında Kayserili firma olduğunu görmekteyiz. Ben her zaman i- fade ettiğim gibi, bizim için firmalarımızın ciro büyüklüğünden ziyade şirketlerimizin verimli, karlı ve rekabetçi şirketler olması daha önemli. Çünkü şirketlerin sürdürülebilir olmaları için kar etmeleri gerekir. Kar edemezlerse faaliyetlerini sürdürmekte zorluklar olur" şeklinde konuştu. Sanayicilik yapmanın, istihdam oluşturmanın ve sağlanan işleri sürekli kılmanın kolay olmadığını belirten Boydak, ekonomideki iniş çıkışların ve makro ekonomideki dengelerin değişmesinin en temelde kendilerini etkilediğini, bunlardan etkilenmemek içinde bilgi ve sermaye birikiminin çok önemli olduğunu söyledi. Son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalara dikkati çeken Boydak, şunları kaydetti: "Son yıllarda ekonomik olarak yakaladığımız bir başarı hikayesi var. Çalışmalar hep büyüme yönünde devam etti. Dünyaya o kadar entegre olduk ki yaşanan gelişmelerden hemen etkileniyoruz. Türkiye hala kendi kaynakları ile büyümesini finanse edemediği için dış fonlamaya ihtiyacımız var. Dış kaynak kullandıkça cari açığımız artıyor. Cari açık konusunda rakam yüzde 5-5,5 gibi olursa makul gibi ifade ediliyor. Bu yukarı doğru çıktığı zaman risk unsuru oluşturabiliyor yılında bu rakam biraz yukarı doğru çıktı. İhracat rakamlarında da istediğimiz performansı yakalayamadık. Bu durumu tolere edebileceğimizi düşündük ama maalesef son dönemde çok ciddi bir faiz artışıyla birlikte gecelik faiz oranlarının yüzde 10'a çıkması hesaplarımızı bozdu diyebiliriz. Biz Türkiye nin dinamik yapısı ile bu süreci atlatacağını, makro istikrarı açısından bir risk oluşturmadan yolumuza devam edebileceğimizi söyleyebiliriz. Ne zamanki istikrarlı bir şekilde tekrar dengeler yerine oturmaya başlar o zaman tabi ki faizlerde düşüşler o- lacaktır." - KOBİ'lerin önemi KOBİ'lerin sanayici açısından son derece önemli olduğunu dile getiren Boydak, Türkiye'nin dengeli büyüyebilmesi için KOBİ'lerin çok önemli fonksiyonlarının olduğunu ifade etti. Bu dönemde küçük ve orta boy işletmelere bir takım kolaylıklar sağlanması gerektiğini belirten Boydak, "KOBİ'lerin finansal olarak rahat etmeleri için bankacılık sektöründe yapılması gereken bir takım düzenlemeler var. KOBİ'- lerimizin kredileri ile ilgili yeniden yapılandırma talepleri biraz daha kolaylaştırılmalı ve talepleri aracılık maliyetleri de sıfırlandırılarak daha hızlı yerine getirilmeli. BD- DK nın yapacağı düzenleme de bunu teşvik edici maddeler olmalı. Çünkü bu dönemde krediler hem pahalandı hem de imkanlar biraz daha daraldı. Bu dönemde KOBİ lerimizin yere düşmemsi lazım diye konuştu. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, son 12 yılda 36 milyar dolardan 152 milyar dolara gelinen bir süreçte, yılda ortalama yüzde 15 civarında bir ihracat artışı sağlandığını belirterek, "Önümüzdeki dönemde de buna yakın bir performansla devam etmemiz gerekiyor" dedi. Ekonomi Bakanlığı ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından ortaklaşa düzenlenen Sektör Değerlendirme 1. Toplantısı'nda konuşan Zeybekci, Türkiye'nin bugüne kadar ihracat artışında dünyada en fazla artış sağlayan ilk 3 ülkeden biri olduğunu kaydetti. Türkiye'de bir çok sektörün ve bir çok kentin inanılmaz başarılar sağladığını, bazı kentlerin katına kadar ihracat artışı gerçekleştirdiğini anlatan Zeybekci, Türkiye'nin 2023 ihracat hedefini ihracatçılardan aldıkları rakamlarla mütevazi bir şekilde oluşturduklarını ifade etti. Ekonominin tek başına bir bakanlığın işi olmadığını, topyekün, ülkenin tamamını ilgilendiren bir durum olduğunu belirten Zeybekci, 2014 ihracat hedefini hatırlatarak, "Son 4-5 yılda gördük ki bir rakamın etrafında fazla oyalanmaya, bir bölgede fazla durmaya başladık. Biz bu oyalanmamızı bir tehlike olarak görmüyoruz ama bir değerlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz" dedi. Son 12 yılda 36 milyar dolardan 152 milyar dolara gelinen süreçte, yılda ortalama yüzde 15 civarında bir ihracat artışı sağlandığına dikkati çeken Zeybekci, sözlerine şöyle devam etti: "Önümüzdeki dönemde de buna yakın bir performansla devam etmemiz gerekiyor. Bugüne kadarki ürün, pazar, hammadde ve enerji bileşenlerimizle bunu yapabildik. Ama hissettiğimiz kadarıyla, ben sizlerin de duygu ve düşüncelerini gayet iyi biliyorum, biraz tedirginiz. Bu 500 milyar dolarlık hedefle ilgili hafif tedirginliklerimiz var. Onun için bizim yeniden gerek hammadde, gerek enerji, gerek pazarlar, gerek tüketim alışkanlıkları, gerekse dağıtım ağları anlamında da yeniden değerlendirmek gibi çalışma yapmamız gerektiğine inanıyorum. Onun için bugün buradayım. Bugün herşeyi açık konuşacağız, herşeyi açık o- larak dokümanları kayıtlara geçireceğiz, aldığımız ödevleri bakanlıklar olarak çalışacağız." Toplantıda TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de sektörlerin ihracatla ilgili sorunlarını dinleyeceklerini söyledi. Tabela üniversitesi diyenleri bekliyoruz Tekstil sektöründen destek çağrısı Güneydoğu Pamukçular ve Tarım Ürünleri Derneği Başkanı Bingöl: "Türkiye'nin ihracatta lokomotif sektörü olan tekstilin her kademesinin desteklenmesi gerekiyor. Kurdaki hareketlilik ve buna bağlı faiz artışı pamuk sektörünü olumsuz etkiledi. Alınacak en acil önlem, çiftçinin mazot, gübre ve faiz girdilerini aşağı çekmektir" dedi. Güneydoğu Pamukçular ve Tarım Ürünleri Derneği Başkanı Burhan Cahit Bingöl, Türkiye'nin ihracatta lokomotif sektörü olan tekstilin her kademesinin desteklenmesi gerektiğini bildirdi. Bingöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurdaki hareketliliğin ve buna bağlı faiz artışının pamuk sektörünü olumsuz etkilediğini söyledi. Dolarla borçlanan, dolarla pozisyon alan ve dolara göre yatırım yapanların öngörülerinin tamamen altüst olduğuna dikkati çeken Bingöl, şöyle devam etti: "Ham madde ihtiyacı olanların durumları da zora girdi. Bunun önlemini alma adına yapılan faiz artımı da sektörü ikinci kez zora soktu. Türkiye'nin ihracatta lokomotif sektörü olan tekstilin her kademesinin desteklenmesi gerekiyor. Uluslararası piyasayla rekabet edebilmemiz için tekstilin ilk ayağı olan pamuğun en az yüzde 70'ni bizim üretmemiz gerekiyor." Ham madde ve yarı mamul noktasında da zorlu bir sürece girdiklerinin altını çizen Bingöl, Türkiye'nin yerel seçimleri atlatıp ardından ekonomik ve siyasi yapısal tedbirleri bir an önce alınması gerektiğine vurguladı. - İplik sektörü de olumsuz etkilendi Bingöl, 1,80 dolar olan pamuğun 2 doların üzerine çıkmasının iplik sektörünü de olumsuz etkilediğini söyledi. Kalkınma Bakanı Yılmaz: "Eski üniversite anlayışını bir kenera bırakmamız lazım. Etrafını yüksek duvarlarla örmüş, toplumdan, ekonomiden ve hayattan kopuk bir üniversitenin takdir edersiniz ki kalkınmaya çok bir faydası olmuyor" dedi Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Eski üniversite anlayışını bir kenara bırakmamız lazım. Etrafını yüksek duvarlarla örmüş, toplumdan, ekonomiden ve hayattan kopuk bir üniversitenin takdir edersiniz ki kalkınmaya çok bir faydası olmuyor" dedi. Yılmaz, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal'ı ziyaretinde yaptığı konuşmada, üniversiteler ilk kurulduğunda "tabela üniversiteleri olacak" diye eleştiride bulunanların olduğunu söyledi. "Böyle diyenler, gelip Karabük Üniversitesini gezsin, burayı görsün" diyen Yılmaz, "Karabük Üniversitesi her alanda kısa sürede olağanüstü atılım gösterdi" ifadesini kullandı. Şehirlerin planlamasını üniversiteyle yapmak gerektiğini belirten Yılmaz, "Artık ikisi iç içe, kaderleri bir. Sayının ötesinde üniversite-sanayi-toplum-yerel yönetim iş birliği çok önemli" diye konuştu. Üniversitelerin 3 işlevi olduğunu düşündüğünü ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Bunlardan bir tanesi eğitim, diğeri araştırma ve kalkınma. Üniversiteler sadece eğitim ve araştırma kurumları değil. Üniversitelerin kalkınmada lokomotif olduğunu vurgulamak istiyorum. Eski üniversite anlayışını bir kenara bırakmamız lazım. E- trafını yüksek duvarlarla örmüş, toplumdan, ekonomiden ve hayattan kopuk bir üniversitenin takdir edersiniz ki kalkınmaya çok bir faydası olmuyor. Belki iyi bir eğitim verebilir, araştırmalar yapabilir ama açık olmayan, girişimci olmayan bir üniversitenin kalkınmaya sağlayacağı katkılar da sınırlı olacaktır." Yılmaz, bu yönden Karabük'ü takdir ettiğini belirterek, "Kardemir'le yapılan iş birliği bölgeyi kalkındırmaktadır. Kalkınmanın anahtarı, bilgi ve teknoloji. En iyi ham maddemiz, bilgi ve teknoloji aslında. Katma değeri yüksek ürünler yapmak, yenilikçilik yapmak, girişimciliği geliştirmek... Bütün bu noktalarda üniversitemizin hayati bir rolü olduğunu özellikle belirtmek istiyorum" şeklinde konuştu. Bakan Yılmaz, daha sonra üniversite kampüsündeki Demir ve Çelik Enstitüsü ile stadı gezerek, yetkililerden bilgi aldı.

6 SAYFA 6 CHP'den bayrak şikayeti SONDAKiKA GAZETESİ >>6 SİYASET Şubat Pazartesi Perşembe İzmir de AK Parti nin, seçim yasaklarına rağmen Türk bayrağını siyasi propaganda amaçlı kullandığını iddia eden CHP harekete geçirdi. Gazi Osman Paşa Caddesi ile Şair Eşref Bulvarı nın birleştiği kavşakta parti bayrağı, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın fotoğrafı ve Türk bayrağından oluşan üçlü bir bayrak asıldığını gören CHP İl Başkanlığı, hem İzmir Valiliği ne hem de İl Emniyet Müdürlüğü ne şikayet dilekçesi verdiğini açıkladı. Türk bayrağının milletin ortak değeri olduğu, kanunlar ve YSK nin yasakları çerçevesinde seçim propaganda malzemesi olarak kullanılamayacağı belirtildi. Konuya ilişkin açıklamada bulunan seçim ve tanıtımdan sorumlu CHP İl Başkan Yardımcısı Altan İnanç, Türk bayrağının seçim malzemesi olarak kullanılmasına müsaade edemeyeceklerini söyledi. İnanç, Dilekçemizi yolladık, acilen gereğinin yerine getirilmesini bekliyoruz. Umarız diğer dilekçemiz gibi emniyette bekletilip AKP nin yasalara aykırı uygulamasına göz yumulmaz. Aksi takdirde artık İzmir de YSK nın yasaklarına kimse uymaz ve tam bir karmaşa yaşanır. Bunun sorumlusu da yasaları yerine getirmeyenler olur. dedi. (CİHAN) ÖNCELİĞİMİZ SORUNSUZ TRAFİK, 20 BİN UCUZ KONUT Kocaoğlu: İzmirliler AKP'den özür bekliyor İzmir e yakıştırılan sıfatları eleştiren Başkan Kocaoğlu, Başbakanı, genel başkan yardımcısı, adayı, o köşe yazarı, irfanı eksik diyen Diyanet İşleri Başkanı İzmir e ve İzmirlilerden özür dileyecek. İzmir den oy alabilmesi için İzmir den özür dilemek zorundadır. Bir yol tutturmuşlar, diyorlar ki oyu ver, hizmet al; oy vermezsen, hizmet yok. Bu tehdit, bu abanın altından sopa gösterme İzmir de sökmez" diye konuştu Balçova Ata Caddesi nde seçim bürosu açılına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 10 yıldır genelin yararına, hep insan odaklı çalıştıklarını hatırlatarak, Bizi biz yapan, sizlerin karşısına çıkartma cesaretini veren de budur. Hiçbir kararımız genelin dışında, şahıslara, yandaşlara, hısıma, akrabaya oğlana, kıza, geline, damada, amcaoğluna olmadı diye konuştu. Başkan Kocaoğlu, Balçova - da zor durumda olan İzmir Jeotermal A.Ş ye destek olmak hem de doğal kaynakların kullanımını yaygınlaştırmak için ortak olduklarını, bugün kapasitenin 2 mislinden fazla arttığını, Dikili ve Seferihisar da da jeotermal kaynaklardan yararlanmak için çalıştıklarını söyledi. İşin içinde rant var Geçtiğimiz günlerde bir yerel gazetede yayınlanan, Başkan Kocaoğlu Göztepe Stadını engellemek için jeotermal kuyu izni verdi haberine de gönderme yapan Başkan Kocaoğlu, Bizim böyle izin verme yetkimiz yok. İzni veren İl Özel İdare. İl Özel İdare bu konularda İzmir Valiliği ne bağlı. Neyse belgelerle beraber açıklandı. Orada kuyu kazan, sondaj yapma iznini alan şirket de açıkça neler olduğunu, izni kimin verdiğini anlattı. Belediye yi suçlamak için yapılan manipülasyon olduğu anlaşıldı. Esas önemli olan tarafı ise, burada İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak ortak olduğumuz İzmir Jeotermal A.Ş. var. Kasasında 14 milyon lira nakit para var. Siz bu kenti düşünüyorsanız, burada bu konuda uzman olmuş şirket dururken, kadro dururken, burada kuyu kazma, jeotermal kuyusu sondajı yapma iznini niye başka birilerine veriyorsun? Amacın ne? Hedefin ne? İşin bir çamur atma tarafı var bir de rant tarafı var diye konuştu. Balçova arsa mağdurlarına seslendi Balçova arsa mağdurları sorununa da değinen Başkan Kocaoğlu, belediye olarak tapusu olanlara karşı yetkili olduklarının bir kez daha altını çizerek, Tapusu olmayanlara bir af çıkarmak, bir gayrimenkulü başkasına vermek, geçmişte yapılan bir hatayı düzeltmek kanunla mümkün. Kanun da TB- MM den çıkıyor. Belediyenin burada yapacağı bir iş yok. Tapulu olanlarla ilgili olarak da Oyunlar Köyü nde ne imar varsa o imarı verdik, sorun çözülsün diye. Siz gelin yapın. Sonra TB- MM ye, bakanlara gidelim, bu tapusuzları anlatalım merhem olmalarını isteyelim dedik. Avukat yok oraya, yok buraya gideceğim diye bu insanları da oyalıyor, ortalığı da karıştırıyor. Burada 10 senedir başkanlık yapıp hayatta yalan söylemeyen bir kardeşiniz olarak diyorum ki, eşi dostu olanınız varsa uyarsın bu insanları; bu Balçova arsa mağdurları işini tapulu olanları halledelim ki, tapusuz olanlarla beraber kol kola girip onun da mücadelesini verelim dedi. İnciraltı nda ipe un seriyorlar İnciraltı nın sağlık konsepti ile planlanması gerektiğinin altını bir kez daha çizen Başkan Kocaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: 10 yıldır söylüyorum yılının 31 Martı nda, Paris te EXPO seçimini kaybettikten sonra ilk yaptığım açıklama, buranın turizm bölgesi olarak ilan edilmesi gerektiğiydi. Turizm Bakanlığı, İzmirli hemşehrilerimiz, odalarımızla birlikte kente yarar getirecek şekilde planlayalım istedik. Hem vatandaşlarımızın mağduriyeti giderirsin hem de dünyanın en güzel kara parçalarından birisi bu kentin kalkınması için planlanmış olsun. Yok Burada Ertuğrul Günay Bey in hakkını yememek lazım. Samimiyetle uğraştı ama AKP hükümetinin Turizm Bakanı olarak aşamadı. Sonra 2020 süreci başladı. Yine aynı film.. Gelin burayı sağlık konseptinde planlayalım, sağlık üssü yapalım dedik. Bir kısmı Avrupa nın en büyük kent ormanlarından birisi olsun istedik. Yine ses yok. Bütün mesele şu, CHP belediyeleriyle rant paylaşamayacaklarına göre ipe un seriyorlar. Ben başka bir anlam veremiyorum. İzmir e yakıştırılan sıfatları da eleştiren Başkan Kocaoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: Siz İzmir e gavur dediniz mi?, İzmir e eli yüzü sümüklü çocuk dediniz mi, köşe yazarınızla faşist İzmir dediniz mi? İzmir e irfanı eksik dediniz mi? Siz ey aday İzmir in milletvekili olmaktan hicap duyuyorum dediniz mi? Geçen hafta sayın Başbakan, İstanbul da İzmir Adalet Kalkınma Partisi ne muhtaç, İzmir Binali Yıldırım a muhtaç dedi mi? Gelecek Başbakanı, genel başkan yardımcısı, adayı, o köşe yazarı, irfanı eksik diyen Diyanet İşleri Başkanı İzmir e ve İzmirlilerden özür dileyecek. İzmir den oy alabilmesi için İzmir den özür dilemek zorundadır. Bir yol tutturmuşlar, diyorlar ki oyu ver, hizmet al; oy vermezsen, hizmet yok. Bu tehdit, bu abanın altından sopa gösterme başka vilayetlerde sökebilir, başka vilayetlerde oy getirebilir. Burası İzmir. İzmir de sökmez! Burası Türkiye nin en aydınlık kenti, burası Türkiye nin en aydınlık insanlarının yaşadığı kent. Burada bunlar sökmez. AKP nin, çöküş süreci İzmir de 30 Mart ta başlayacak. İzmir in yüzde 55'inin kaçak yapılar olduğunu söyleyen MHP adayı Taşer, İzmir in yüzde 60 binası risk altındadır yılları arasında İzmir e 283 bin konut yapmamız gerekiyor. Eğer bunlar hayata geçirilmezse yüzde 400 kiralar artacak" dedi Projelerimize kimse yetişemez, İzmir in kaynaklarıyla, İzmirli ye kazandıracak projelerimizle geliyoruz. İzmir çok zaman kaybetti, bunu telafi etmek için çok çalışacağız diyen Milliyetçi Hareket Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Taşer, Petrol- iş sendikasını ziyaret etti, şube temsilcilerinin sorularını yanıtladı. İzmir in yüzde 55'inin kaçak yapılar olduğunu söyleyen Taşer, İzmir in yüzde 60 binası risk altındadır yılları arasında İzmir e 283 bin konut yapmamız gerekiyor. Eğer bunlar hayata geçirilmezse yüzde 400 kiralar artacak, acil müdahale etmemiz gerekiyor. TOKİ amacından sapmış durumda. Biz İzmir e toplu konut hamlesi başlatacağız dar gelirli hemşehrilerimizin sahip olacağı 20 bin konut ilk beş yıllık planlarımızın içinde öncelikli projemizdir. Özel sektörü de boş bırakmam, özelsektöre imarlı inşaat yapabilecek arsalar verip her türlü desteği sunacağız. Öncelik konut, ulaşım, çevre düzenlemesi, kentsel dönüşüm ve adil paylaşımdır. dedi * Tarım Kampüsü Kuracağız Sendika temsilcilerinin sorularına cevap veren MHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Taşer; İzmir in bütün paydaşlarıyla tarama konferansları başlatmak istiyorum. Ege bölgesinde kalkınma planlarını hazırlamamız gerekiyor, İzmir için yıllık stratejik planların düzenlenmesi gerekiyor. İzmir tarım kenti deniyor fakat ne hükümet ne de belediye bu yolda hiçbir adım atmıyor. İzmir, tarımda çok önemli bir güç ama Türkiye de kurulan Tarım Organize Sanayi bölgelerinden nasibini almamış, İzmir e çok acil organize tarım sanayi bölgelerinin kurulması gerekiyor, İzmir e tarım kampüsünün kurulması gerekiyor. İşte biz bunları gerçekleştireceğiz. Unutulan, yok sayılan değerlerimizi ve kaynaklarımızı hizmete sunacağız, kullanıma açacağız. Sonuç olarak İzmir kendi kaynaklarıyla üretecek ve İzmirliler kazanacak. * Vizyonu olmayanlar, İzmir i tıkadı Bunlar tamamen vizyonsuz idarecilerin şehrimize verdiği zararlardır. Geleceği görememek, dünyayı anlayamamak, İzmir in büyüdüğünü ve geliştiğini görememek eşittir AKP ve CHP İzmir i diyebiliriz diye sözlerini sürdüren Taşer, İzmir de bir başka eksiklik de yüksek teknolojiye dayalı sanayiinin olmaması ve bu sanayi ile koordineli çalışacak üniversitelerin olmaması, bunları da getirmek, bu zemini oluşturmak zorundayız dedi. * Tarım Organize Sanayiler Getireceğiz MHP İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Murat Taşer, yaptığı konuşmada projelerinden bahsederek İzmir'in iki bölgesi var; Menderes ve Bakırçay. Bir bölgeye organize tarım sanayinin kurulmasını sağlayacağız, diğer bölgeye de benim düşündüğüm bir tarım kampüsü kurulmasını sağlayacağız. Bu tarım kampüsünde İzmir deki bütün tarım arazilerinin bir toprak analizinin yapılması İzmir de kullanılan bütün suların, su analizinin yapılması ve süt analizlerinin yapılması gibi konuları içerecek planların kurulması, işletilmesi ve hangi ürün nereye dikilmeli pazarlanması ne kadar sağlanabilir buna göre bu tarım kampüsünde bilim adamlarımızın toplantılarıyla gerçekleşecek. Hangi tohum daha sağlıklı, çiftçiye tohumu sağlıklı ve ucuz bir şekilde temin edilip sağlanması, tohum takas birimlerinin oluşturulması, tarım ve hayvancılık yapmak için hayvan sağımı konusunda kurslar ve sertifikalar verilmesi, Uluslar arası kongreler ve seminerlerin verileceği kongre salonlarıyla her türlü birliklerin sanayi ve ticaret odalarının üreticiyle tüketicinin karşılıklı bir araya geldiği bir yer düşünüyorum. * Türk Dünyası Pamuk Borsası Asıl iddialı olduğum konu İzmir in Türk dünyasının pamuk borsasının kurulduğu bir yer haline getirmek dünya domates üretiminde bir numaraya getirmek dünya domates ticaret borsasının bu bölgede kurulmasını sağlamak ana hedeflerim bunlardır. dedi. * Yap işlet, işlet Modeli MHP İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Murat Taşer, İzmir zaman kaybetmiştir bu zamanı kapatmak için çok sayıda proje yapmak zorundadır diye konuştu. Bu projeleri de belediye bütçesiyle yapmamız mümkün değildir diyen Taşer sözlerine şöyle devam etti. "Büyükşehir Belediyesinin yüzde 85'i iller bankası payından gelir. İzmir k- endisi bütçeye yüzde 15 katkı verebilir. Yap işlet işlet şekliyle yap işlet devret demiyorum o sıkıntı yaratır biz ona projeyi gösterelim bu projeyi gerçekleştirelim. İzmir e bir katkı konsun. Adam yapmak istiyorsa yapsın illa İzmir büyükşehir belediyesinden bütçe ayıracağım yapacağım böyle bir mantıkla bunu getirmek mümkün değil. Esnafımız ve her türlü özel sektörümüz sermayelerini birleştirerek, birçok iktisadi faaliyetin içine girebilmelidir. Biz bu imkânı sağlayacağız. Söylemek istediğim her şeyi belediye bütçesiyle yapmaya kalkarsanız İzmir in bu açığını kapatmanız mümkün değildir. İzmir çok geri kaldı bunu kapatmak için gerek yurtiçi gerek yurtdışı finansmanları işadamlarını getirmek lazım bunu yaparken de korkmamak lazım, ürkmemek lazım. Açık yüreklilikle herkesin gözü önünde bunları projelendirilip ilk önce İzmirli iş adamlarının çalışmasına sunacağız. Bizim bakış açımız bu şekildedir." diye konuştu. Çekilin İzmir in önünden AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Ödemiş in de İzmir gibi önünde duranlar nedeniyle ilerleyemediğini kaydetti. Belediye ile işi olanı sıkıntılı süreçlerin beklediğine dikkat çeken Yıldırım, Büyükşehir Belediyesi bildiğiniz duvar. Günümüze kadar ne bir ses verdiler ne bir yatırım yaptılar. Hemen seçim öncesi İzmir merkezde şakır şakır asfalt dökmeye, kaldırım yapmaya, Palmiye dikmeye başladılar. Çok da hızlı çalışıyorlar. Demek ki çalışanlarda bir sorun yok. Sorun idarecilerde. Buradan idare etmeyi bilmedikleri anlaşılıyor. Söyleyince de siz bizim işimize karışmayın derler. Ancak mı aklınız başınıza geldi? İnsanın keşke hep seçim olsa diyesi geliyor diye konuştu. Yöneticilerin hesaplarında İzmir in dışına çıkıp Ödemiş e hizmet getirmek gibi düşünceleri olmadığını sözlerine ekleyen Yıldırım, Birbirlerine çamur atmaktan başka bir projeleri var mı? Büyükşehir yasası çıktığından beri Ödemiş a çivi çaktılar mı? Çakamazlar proje hazırlamaktansa yakınmayı, beceriksizlerini örtmek için çamur atmayı tercih ederler dedi. Kavgaya gelmedik Binali Yıldırım, seçim çalışmalarına Ödemiş İlçesinde devam ediyor. Ödemiş Belediye Başkan Adayı Mahmut Badem in seçim koordinasyon merkezinin bulunduğu bölgede binlerce kişi tarafından alkışlarla karşılanan Yıldırım Binali sen bizim herşeyimizsin ve Yolların kıralı Binali Yıldırım sloganları ile karşılandı. Efelerin hediye ettiği mendili alarak sloganlara teşekkür eden Yıldırım, kimseyle kavga etmek niyetinde olmadıklarını da söyledi. Yıldırım, Biz Kavgaya gelmedik. Ne diyordu Koca Yunus, Ben gelmedim davi (kavga) için Benim işim sevi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim. Biliyoruz ki 4 Milyon İzmirli hemşerimizin her birinin gönlünde aslan olarak Ödemiş yatıyor. Ödemiş in gelişmesi için sizlerin sesine, isteklerine kulak verecek bir Büyükşehir Belediyesine ihtiyacı var. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin temelinde insan olan bir belediyecilik anlayışı ile yönetilmesi gerekiyor. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturuyla hareket etmesi gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı nda kimin olduğu sizler için çok daha önemli. Sizleri doğrudan etkileyecek bir karar vereceksiniz diye konuştu. Yaptıklarımıza bakın, yapacaklarımızı görürsünüz Yıldırım, Ödemişlilere hitaben yaptığı konuşmada şu cümlelere yer verdi; Ödemiş başta olmak üzere Türkiye'nin en verimli toprakları olan Küçük Menderes havzasını İzmir'in merkezine bölünmüş yollarla bağlamak için Torbalı-Ödemiş-Ödemiş-Kiraz Yolu Projesi'ni başlattık. Osmanlı nın ilk demir yollarından olan 1,5 asırlık Torbalı-Ödemiş Demiryolu yeniledik, günlük 4 olan sefer sayısını da 14 e çıkarttık. Şimdi de bu hattı duble hale getirilerek, 200 kilometre hıza uygun hale getirilecek Küçük Menderes Havzası'nı İzmir'e daha hızlı bağlamış olacağız. Bu toprakların verimini artıracak birçok proje başlattık de temeli atılan ancak temeli atıldığı gibi bırakılan Beydağ Barajı'nı 2006 yılında Hükümetimiz yatırım programına tekrar aldı, 26 ay gibi rekor zamanda bitirdi yılında temeli atılan Beydağ barajı sulama kanalları da kısmen kullanıma açıldı. 4 ay içerisinde de tamamen hizmete açılmışı olacak. Bademli ve Aktaş Barajlarını bu yıl içerisinde hizmete veriyoruz. Bademli Barajı'nın da sulama kanalları inşaatına başladık. Ödemiş İçme Suyu Barajı olan Rahmanlar Barajı'nın ihalesini yaptık, yakın zamanda da temelini atacağız. 260 yataklı Ödemiş Devlet Hastanesi inşaatı da tamamlanma aşamasına geldi. Umuyorum ki; hastanemizi Mayıs ayında sizlerin hizmetine birlikte vereceğiz.

7 SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >>7 SİYASET Şubat Pazartesi Perşembe Dersane yasası çıktı KPS devre dışı kaldı Dershanelerle ilgili düzenlemeler de içeren tasarı komisyonda kabul edildi. Dershane ve öğrenci etüt merkezleri, eğitim öğretim faaliyetlerine 1 Eylül 2015'e kadar devam edebilecek, 2018/2019 eğitim öğretim yılı sonuna kadar özel okullara dönüşecek. Dershanelerdeki eğitim personeli, KPS şartı aranmaksızın, sözlü sınavda başarılı olmaları kaydıyla öğretmen unvanlı memur kadrolarına atanabilecek Dershane ve öğrenci etüt merkezleri, eğitim öğretim faaliyetlerine 1 Eylül 2015'e kadar devam edebilecek, 2018/2019 eğitim öğretim yılı sonuna kadar özel okullara dönüşecek. TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda kabul edilen, Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'ya göre, dershaneler ve öğrenci etüt eğitim merkezlerinde çalışan ve emeklilik, yaşlılık, malullük aylığı almayan eğitim personeli, gerekli şartları taşımaları halinde öğretmen unvanlı memur kadrolarına atanabilecek. Atamalarda, KPS şartı aranmayacak, sözlü sınavda başarılı olmak yeterli sayılacak. Kadro ve ihtiyaçlar dikkate alınmak suretiyle, belirlenen hizmet bölge ve hizmet alanlarında istihdam edilecek eğitim personeli, sağlık özrü hariç 4 yıl süreyle başka bir yere atanamayacak. Bakanlıkta istihdam edilenleri, ayrıldıkları özel eğitim kurumlarından kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyecek. -Özel okul öğrencileri için eğitim öğretim desteği Özel ilkokul, özel ortaokul ve özel liselerde öğrenim gören öğrenciler için, resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre her kademede okulun öğrenim süresini aşmamak üzere, eğitim ve öğretim desteği verilebilecek. Bu kapsamda eğitim ve öğretim desteğinden özel okul öncesi eğitim kurumlarından eğitim alanlar da ay arasında olmak şartıyla en fazla bir eğitim öğretim yılı süresince yararlandırılabilecek. Eğitim ve öğretim desteği, Bakanlıkça eğitim kademelerine göre her bir derslik için belirlenen asgari öğrenci sayısının üzerinde ve derslik başına belirlenen azami öğrenci sayısını geçmemek üzere verilebilecek. Eğitim ve öğretim desteği; yörenin kalkınmada öncelik derecesi ve gelişmişlik durumu, öğrencinin ailesinin gelir düzeyi, eğitim bölgesinin öğrenci sayısı, desteklenen öğrenci ve öğrencinin gideceği okulun başarı seviyeleri ile öncelikli öğrenciler gibi ölçütler, ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak verilebilecek. Tır tartışmasına tepki gösteren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık,"Bu ülkenin insanları, Suriye'deki kardeşlerine yardım götürmek istiyor, bir bahaneyle yolu kesiliyor. Sen Türkiye'nin savcısı mısın, Suriye'nin savcısı mısın? Nedir derdin, oradaki Türkmen kardeşine erzak götüren tırı ne hakla durdurabilirsin?" dedi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Artık kimseye bu ülke üzerinde oyun oynamasına müsaade etmeyeceğiz. Artık hiç kimse, bu ülkenin enerjisini boşa harcamaya çalışmasın" dedi. Bakan Işık, Taşköprü ilçesinde yapımı tamamlanan atıksu arıtma tesisinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, toprağı, suyu ve havayı korumanın öncelikli görevlerinden olduğunu belirterek, tesisin yapımında emeği geçenlere teşekkür etti. Türkiye'nin istikrarlı bir şekilde yoluna devam ettiğini vurgulayan Işık, Türkiye'nin geçmişte de istikrarı yakaladığı zaman hızlı geliştiğini kaydetti. Türkiye'nin her istikrarı yakaladığında "başına çorap örülmeye" başlandığını i- fade eden Işık, şunları söyledi: "1960'larda Güney Kore açlık çekiyordu, fakirlik içerisindeydi ama Güney Kore gelişirken, güçlenirken biz önce sağ sol çatışmasıyla uğraştık daha sonra ülkemizde Alevi Sünni, ardından Kürt-Türk çatışması çıkarmaya çalıştılar. Biz hep enerjimizi kendi içerimizde harcadık. Bugün Güney Kore 35 bin dolar milli gelire geldi. Biz 3 bin 300 dolardan aldığımız milli geliri 10 bin 500 dolara çıkarabildik. Artık kimseye bu ülke üzerinde oyun oynamasına müsaade etmeyeceğiz. Artık hiç kimse, bu ülkenin enerjisini boşa harcamaya çalışmasın. Hiç kimse bu ülkenin müteşebbis insanının moralini bozmaya çalışmasın." - Durdurulan tırlar Bakan Işık, son dönemde Türkiye üzerinde büyük oyunlar oynandığını belirterek, "Bu ülkenin insanları, Suriye'deki kardeşlerine yardım götürmek istiyor, bir -Dönüşüm süreci Dönüşüm programı kapsamındaki kurumları, aynı amaç ve niteliklerinin korunması şartıyla devir alanlar, bu madde hükümlerinden bakanlığın izniyle yararlandırılabilecek. Dönüşüm sürecinin bitiminde, dönüşme talebinde bulundukları örgün eğitim kurumunun taşıması gereken şartları karşılayamayanların kurum açma izinleri iptal edilerek faaliyetlerine son verilecek. Bu durumdaki kurumlardan, teşvik uygulamaları kapsamında yararlandıkları eğitim ve öğretim desteği, istisna, muafiyet ve haklar ile diğer teşviklerin parasal tutarının, ilgili teşvikten yararlandırılma tarihinden itibaren hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte bir ay içerisinde ödenmesi yapılacak tebligatla ilgililerden istenecek. -Dershaneler 1 Eylül 2015'e kadar devam edecek Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte faal olan dershaneler ile bu kanunla yapılan düzenlemelere göre gerekli dönüşümü tamamlamayan öğrenci etüt eğitim merkezleri, eğitim öğretim faaliyetlerine 1 Eylül 2015'e kadar devam edebilecek. Milli Eğitim Bakanlığı, 1 Eylül 2015 tarihine kadar başvuranları, belirlenecek e- saslara göre uygun görülmesi halinde öğretim kurumlarına dönüşüm programına alacak. Dönüşüm programına alınan kurumların, eğitim öğretim yılının bitimine kadar mevzuatta öngörülen şartları karşılamaları kaydıyla dönüşebilecekleri okul ve diğer kurum türleri ile dönüşüm esas ve usulleri Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle düzenlenecek. Özel okullarda görev yapan öğretmenlerin haftalık ders saati sayısının 30 saati geçemeyeceği hükmü ile özel okullarda yöneticilik ve eğitim öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine göre dengi resmi okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemeyeceği yönündeki hüküm yürürlükten kaldırılacak. Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'ne verilen sınav faaliyetlerini yürütme görevi, Ölçme, Değerlendirme bahaneyle yolu kesiliyor. Sen Türkiye'nin savcısı mısın, Suriye'nin savcısı mısın? Nedir derdin, oradaki Türkmen kardeşine erzak götüren tırı ne hakla durdurabilirsin?" ifadelerini kullandı. "Balkan Üniversitesi'ne gönderilen parayı 'ayakkabı kutusundaki rüşvet 'diye Türkiye'ye yutturmak sana ne kazandıracak?" diyen Işık, konuşmasına şöyle devam etti: "Günlerdir bir ayakkabı muhabbeti gidiyor. Oradaki gençlere sahip çıkmak ne zamandan beri suç oldu. Türkiye'de bir yolsuzluk muhabbetidir gidiyor. Bakın AK Parti iktidarı yolsuzluk yapan bir iktidar olsaydı bugün Kastamonu Havalimanı açılamazdı. Eğer AK ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne bırakılacak. -Aday öğretmenler Aday öğretmenliğe atanabilmek için Devlet Memurları Kanunu'ndaki şartlara ek olarak, yönetmelikle belirlenen yükseköğretim kurumlarından mezun olma, Bakanlıkça ve ÖSYM tarafından yapılacak sınavlarda başarılı olma şartları aranacak. Aday öğretmenler, en az bir yıl fiilen çalışmak, performans değerlendirmesine göre başarılı olmak kaydıyla yazılı ve sözlü sınava girebilecek. Aday öğretmenler, bakanlıkça oluşturulacak komisyonca değerlendirilecek. Sınavda başarılı olanlar, öğretmen olarak atanacak, başarısız olanlar bir başka il veya ilçede görevlendirilecek, bir yıl içinde tekrar sınava girme hakkı tanınacak. Sınava girmeye hak kazanamayanlar ile üst üste iki defa sınavda başarılı olamayanlar aday öğretmen unvanını kaybedecek ve memuriyetle ilişiği kesilecek. Öğretim elemanları, memur ve diğer personele uygulanabilecek disiplin cezaları uyarma, kınama, yönetim görevinden ayırma, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma olabilecek. -25 yıl süreli irtifak hakkı Hazine'ye ait taşınmazlar üzerinde eğitim tesisi yapılması amacıyla, dönüşüm programına dahil dershaneler lehine, bedelsiz olarak en fazla 25 yıl süreli irtifak hakkı tesis edilebilecek. İrtifak hakkı, ilk yıl için yatırım konusu taşınmazın emlak vergisine esas asgari metrekare birim değerinin binde 5'i tutarındaki bedel üzerinden olacak. Birden fazla istekli olması halinde, bu bedelin dışında istekliler arasında bir defaya mahsus alınacak katılım payı üzerinden arttırma ihalesi yapılacak. İhale sonucunda en yüksek katılım payını teklif eden yatırımcı lehine irtifak hakkı tesis edilebilecek. Aynı taşınmaz için birden fazla irtifak hakkı tesis talebi olması halinde, dönüşüm programına alınan dershanelerden gelen Parti iktidarı yolsuzluk yapan bir iktidar olsaydı bugün Ilgaz Tüneli çalışmazdı. Bir zamanlar bu memlekette 'biz Bolu Tüneli'ni yapamayız, buraları patates deposu yapalım' diyorlardı. Bırakın Bolu Tüneli'ni en az 20 Bolu Tüneli yapılıyor. Yolsuzluk olan bir ülkede 20'den fazla tünel yapılabilir mi? Yolsuzluk olan bir ülkede yavrularımız okula başladığında kitapları önüne ücretsiz konur mu? Yolsuzluk yapılan bir ülkede tablet verilebilir miydi? Belli ki kurt kuzuyu yemeyi kafaya koymuş. Memleketin iyi gidişatını durdurmaya bahane arıyorlar ama durduramayacaklar." Türkiye'nin kalkınmaya devam edeceğine işaret eden Işık, "Bizim irtifak hakkı talepleri öncelikle değerlendirilecek. Aynı ilde ve bir başka dershanenin şubesi niteliğinde olmaksızın faaliyet gösteren birden çok dershanenin kurucusunun biraraya gelerek kurdukları şirket tüzel kişiliklerince, aynı taşınmaz için müracaat edilmesi durumunda bunların başvuruları öncelikli olarak değerlendirilecek. Mülkiyeti Hazine'ye ait ve bakanlığa tahsisli taşınmazlar üzerindeki okul binalarının tamamı veya bir kısmı ile bu binaların eklenti ve bütünleyici parçaları, eğitim ve öğretim faaliyetlerinde kullanılmak üzere, pazarlık usulüyle 10 yıla kadar bakanlıkça kiraya verilebilecek. - Kanundan dershane tanımı çıkarılıyor Tasarıyla, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'ndan "dershane" tanımı çıkarılıyor; bu şekilde Milli Eğitim Bakanlığı onayıyla ortaöğretime veya yükseköğretime giriş sınavlarına veya bu sınavlar kapsamındaki derslere hazırlık niteliğinde kurs açılması da imkan dışına çıkarılıyor. "Çeşitli kurslar" tanımı değiştirilerek, bu kursların ortaöğretime veya yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlık niteliğinde olmamak kaydıyla; kişilerin sosyal, sanatsal, sportif, kültürel ve mesleki alanlarda bilgi, beceri, dil, yetenek ve deneyimlerini geliştirmek, isteklerine göre serbest zamanlarını değerlendirmek amacıyla faaliyet gösterebilecekleri hükme bağlanıyor. Öğrenci etüt eğitim merkezleri, 12 yaş ve altındaki öğrencilere yönelik olarak faaliyet gösterecek şekilde yeniden düzenlenecek. Bu düzenleme kapsamındaki ilkokul, ortaokul, lise ve özel eğitim okulları için 1 Eylül tarihinden sonra verilen kurum açma izinleri, ertesi eğitim öğretim yılından itibaren geçerli o- lacak. Her ne ad altında olursa olsun, eğitim ve öğretim sunmak amacıyla yürütülen faaliyetler Milli Eğitim Bakanlığı'nın izin ve denetimine tabi olacak. Bu faaliyetleri yürütenler, özel öğretim kurumları için bu düzenlemede öngörülen kurallara uymakla yükümlü olacak. Artık bu ülke üzerinde oyun oynamasına izin vermeyeceğiz güvencimiz önce Allah sonra siz. Siz olup biteni görüyorsunuz. Siz bu milletin çektiği acıları biliyorsunuz aynı acılar tekrar çekilmesin diye gece gündüz demeden çalışan Recep Tayyip Erdoğan'ın gayretini de biliyorsunuz. İnşallah 30 Mart'ta bu tezgahlara, bu paralel yapılara, devlet içerisindeki devlet yapılanmasına en güçlü tepkiyi sandıkta sizler vereceksiniz" diye konuştu. Arıtma tesisinin açılışının yapılmasının ardından Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, Bakan Işık'a ahşap tablo ve Taşköprü sarımsağı hediye etti. Daha sonra Işık ve beraberindekiler, partilerinin ilçe seçim bürosunun açılışını yaptı. 5 puan indirin bakın Türkiye ne hale gelecek Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "40 gün sonra sandığa gideceksiniz, aslanlar gibi oyunuzu kullanacaksınız. 5 puan indirin onu bakın Türkiye ne hale gelecek" dedi. Seçim çalışmaları kapsamında Bahçelievler Mahallesi'nde bir düğün salonunun balkonundan halka hitap eden Baykal, oy kullanmanın milli bir görev olduğunu belirterek, herkes seçimde sandık başına davet etti. AK Parti'nin 2009 seçimlerinde aldığı oy oranının 5 puan altına çekildiği takdirde Türkiye'de yeni bir sayfa açılacağını dile getiren Baykal, "40 gün sonra sandığa gideceksiniz, aslanlar gibi oyunuzu kullanacaksınız. Bir 5 puan indirin onu bakın Türkiye ne hale gelecek" dedi. 17 Aralık 2013'te yaşanan olayların Türkiye'ye yakışmadığını ve bu operasyonlar sonucunda yaşanan atamaların, görev değişikliklerinin yargıya olan güveni sarstığını vurgulayan Baykal şunları kaydetti: "Bizim devletimizde cumhurbaşkanının çocukları bile yargılandı, bakanlar yargılandı. Mahkum olan bakanlar var, aklanan bakanlar var. Suat Hayri Ürgüplü yargılandı, beraat etti daha sonra başbakan oldu. Çünkü dürüst bir şekilde yargılandı. Herkes hakkında itham yapılabilir, iddia ortaya atılabilir ama yargı bunu irdeleyip, beraat ettirdiğinde buna saygı duyulurdu. Şimdi Türkiye'de güvenilir bir yargının olabileceğini düşünebiliyor musunuz. İstifa eden bakanlarla ilgili 4 tane fezleke hazırlandı. 2 ayı geçti ama hala, Meclis ile Adalet Bakanlığı arasındaki 800 metrelik mesafeyi o dosyalar kat edemedi. Fezleke gelmiyor, fezlekeden korkan hükümet var. Fezlekeden kaçan hükümet var." Hükumetin yargıyı siyasetin emri altına almaya çalıştığını ve bunun anayasal düzene aykırı olduğunu idia eden Baykal, son gelişmelerin devletin rejimini, anayasal düzenini, kuvvetler ayrılığını, hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını tehdit eden bir istikamete doğru sürüklediğini savundu Baykal, konuşmasının ardında, CHP Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sami Sözat, 6 Eylül Belediye Başkan adayı Mehmet Ali Çiçek ve Karesi Belediye Başkan adayı Ender Biçki'ye destek istedi. 30 Mart'ın tek galibi Büyük Birlik Partisi olacak BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, "30 Mart'ta hem oy oranını hem de belediye başkanlığı sayısını artırma anlamında seçimin tek galibi, Büyük Birlik Partisi olacaktır" dedi. Destici, partisinin Eskişehir'in Sivrihisar ilçesindeki seçim koordinasyon merkezinin açılışında yaptığı konuşmada, Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) 21 yıllık mazisinin tertemiz olduğunu ifade etti. Ülkenin bütün problemlerini kısa sürede çözecek projelerle ülkeyi yönetmeye talip olduklarını anlatan Destici, "30 Mart'ta hem oy oranını hem de belediye başkanlığı sayısını artırma anlamında seçimin tek galibi, Büyük Birlik Partisi olacaktır. Bundan zerre kadar şüphemiz yoktur. Büyük Birlik Partisi, bu başarıyı çoktan hak etmiş bir siyasi harekettir. Hani diyorlar ya, 'alternatif yok' diye. Alternatif var, Büyük Birlik Partisi. Yeter ki milletimiz, vicdanını dinlesin" diye konuştu. Destici, yerel yönetimlerde BBP'nin, Türkiye'nin en başarılı partisi olduğunu savunarak, şunları kaydetti: "Biz, 2009 yılında kazandığımız bütün belediye başkanlıklarının tamamına yakınını iktidar partisinden devraldık. Şimdi şöyle kara bir propaganda yapmaya çalışıyorlar. 'Belediye iktidarda olursa hizmet gelirmiş, iktidarda olmazsa hizmet gelmezmiş' diye. Bizden önce Sivas Belediyesi, AK Parti'deydi. Sivas'ı, 5 yıl onlar idare etti. Şimdi 5 yılda biz idare ettik. Onların dönemi ile bizim dönemimizi kıyaslayalım. Bir katı, iki katı değil, eğer üç katından az hizmet yapmışsak, ben adayımı çekeceğim, sizin adayınızı destekleyeceğim, var mısınız? Hodri meydan diyorum çünkü yerel yönetimlerde, 'at binenin kılıç kuşananın'dır. Partiniz başarılıysa, belediye başkanınızın arkasında duruyorsa, belediye başkan adayınız ehliyetli ve liyakatli gerisi hikaye. Onun için biz, Türkiye'nin her yerinde ehliyetli, liyakatli, gerçekten dürüst, çalışkan adaylarla milletimizin huzurundayız. Geçmişte de bu tür adaylarla çıktığımız için en başarılı belediyeler, Büyük Birlik Partili belediyelerdir." Destici, konuşmasının ardından merkezin açılışını gerçekleştirdi.

8 17 Şubat 2013 Perşembe 17 Şubat 2013 Perşembe 24 Şubat 2014 Pazartesi 24 Şubat 2014 Pazartesi İzmirgaz yetkilileriyle görüştüğünü belirten Sarıyer Mahallesi Muhtar Adayı Mehmet Çavultu, ''İmza toplayıp mahallemizin doğalgaz hasretine son vereceğim. Bu konuda İzmirgaz yetkililerinden söz aldım'' diye konuştu Mahalli seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte muhtar adayları birbirinden ilginç vaatleri ile boy göstermeye başladı. İzmir Karabağlar Sarıyer Mahallesi Muhtar adayı Mehmet Çavultu da bunlardan biri. Mahalleye doğalgaz getireceğini iddia ede Çavultu, "İzmirgaz yetkilileriyle yaptığım görüşmeye dayanarak söylüyorum. Sarıyer Mahallesi'nin doğalgaz sorununu çözeceğim. İzmirgaz ürününü satmak isteyen bir şirket. Bu işler, arz talep ilişkisine bağlı. Kendilerine niye doğalgaz alamadığımızı sorduğumda talep yok dediler. Hemen mahallemizde bir yoklama yaptım. Doğalgaz ne kadar isteniyor, İzmirgaz için bu sayı yeterli mi araştırdım. Mahallemize doğalgaz getirmek artık an meselesi. Seçildiğim gün, imzaları toplayıp İzmirgaz'a gideceğim. Doğalgaz sorununu çözeceğim" dedi Ayrıca, yardıma muhtaçların dermanı olacağını da dile getiren muhtar adayı Çavultu, "Mahallemizde yaşlı ve yalnız bakıma muhtaç kişilerin tespitini yapacak ve ihtiyaçlarının giderilmesi için canımızı dişimize katacağız. Yoksul öğrencilerin belediye ve diğer burs yardımlarından yararlanmasını sağlayacağız. Devlet ve Belediye hizmetlerinden mahallemizin en iyi şekilde yararlandırılmasını sağlayacak, mahalleliye oh dedirteceğiz. Sosyal yardımların adil bir şekilde dağıtılmasını sağlayacağız. Adam kayırmayacağız, mazlumun yanında olacağız. Yoksul çocukların toplu sünnetlerini yapacağız. Mahallemizin çöp sorununu kökünden temizleyeceğiz." dedi. Karabağlar Spor Kulübü yöneticiliği yaptığını hatırlatan Sarıyer Mahallesi Muhtar Adayı Mehmet Çavultu, "Çocuklarımızın, caddelerde top oynamasına daha çok göz yumamam. Ev hanımlarımızın spor yapacak bir alanı olmamasına daha çok göz yumamam. Seçilmemle birlikte mahallemize spor alanı yaptıracak, çocuklarımız için park alanları hazırlatacağım. " diye konuştu. Mehmet Çavultu Kimdir? 1966 Aydın Karacasu doğumlu, 3 çocuk babası Mehmet Çavultu, Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu, Bakanlığa, hekimlerin dinlenme haklarının ucu açık takdir haklarıyla sınırlandırılmaması, bu yönde mevzuat değişikliği yapılması, hekimlere aylık 130 saatten fazla nöbet yazılmaması konusunda sağlık mevzuatında düzenleme yapılarak aylık nöbet üst sınırının belirlenmesi önerisinde bulundu İzmir Doğal Yaşam Parkı ailesine minik bir yavru daha katıldı. Dişi puma Şila nın geçtiğimiz ay dünyaya getirdiği sevimli yavru, son 13 yılda İzmir de kedi türleri arasındaki ilk doğum olarak da kayıtlara geçti. İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, kendilerini özgür ve güvende hissetmedikleri sürece üremeyen birçok vahşi hayvan türü için mutlu aile yaşamının kapılarını araladı. Parkın 2008 yılında hizmete girmesinin ardından hızla üreyerek çoğalmaya başlayan ender türler arasına pumalar da katıldı. Geçtiğimiz ay dünyaya gelen, ancak bu süre içinde annesi Şila nın yanından hiç ayrılmayan ve barınak dışına dahi çıkmayan erkek puma yavrusu, ilk kez gün ışığıyla buluştu. Sağlık kontrolü için annesinin yanından alınan sevimli yavru, park çalışanlarını da mutluluğa boğdu. Yavru pumanın bir hayli sağlıklı olduğunu belirten İzmir Doğal Yaşam Parkı Müdürü Şahin Afşin, 2001 yılından beri kedi türlerinden yavru alamıyorduk. Parkımızdaki yaşam alanları, doğal yaşam ortamlarına uygun olduğu Asya filleri ve diğer birçok türde olduğu gibi pumalarda da ilk kez doğum gerçekleşti. Yavrumuz şu anda 40 günlük ve çok sağlıklı. Doğumundan bugüne kadar sadece bakıcı ve teknik personel yavruyu görebildi. Annenin yavruyu sağlıklı bir ortamda büyütebilmesi için yanından ayırmamak gerekiyordu. Sanıyorum 2-3 ay sonra İzmirliler yavru pumayı açık alanda özgürce hareket ederken görebilecekler dedi. 100 metreyi 4.7 saniyede koşabiliyorlar Yeni yavrunun da katılımıyla İzmir Doğal Yaşam Parkı ndaki pumaların sayısı 7 ye ulaştı. Doğumun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için tüm teknik personel ve bakıcıların çabalarıyla gerekli koşullar oluşturuldu. Annenin 2 hafta boyunca barınakta rahatsız edilmeden sessiz bir ortamda kalması sağlandı. Birkaç saniyelik gözlemler dışında anne puma sürekli yalnız bırakıldı. Sonunda sevimli yavru doğal ortamına uygun bir şekilde dünyaya geldi. Amerika kıtasında Kanada dan Arjantin e kadar uzanan bir coğrafyada yaşamlarını sürdüren pumalar, kediler arasında atlama şampiyonu olarak biliniyor. Pumalar, yerden 8 metre zıplayabiliyor ve 5 metre kadar yükseğe sıçrayabiliyor. Uzmanlara göre yetişkin bir puma, 100 metreyi 4,7 saniyede koşabilir ve uygun yükseklikteki bir noktadan 20 metre aşağıya kendilerini incitmeden atlayabilir. (HABER MERKEZİ) Adana Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan belediye otobüsü sürücülerinin neredeyse yarısını kadın şoförler oluşturuyor. Direksiyon başına geçen "ojeli kaptanlar", evlerinde de eşleri ve çocuklarını ihmal etmemek için gayret gösteriyor. Eşiyle aynı otobüsü kullanan Züleyha Arık: "Eşim, hem iş hem de hayat ortağım" dedi. Büyükşehir Belediyesi'nde görevli 129 kadın belediye otobüsü şoförü, ojeli elleriyle direksiyon başına geçiyor. Büyükşehir Belediyesi Otobüs İşletme Müdürlüğünde çalışan 360 şoförden 129 u kadınlardan oluşuyor yılında 2 kadın şoförle başlayan uygulamada bugün belediye otobüs şoförlerinin neredeyse yarısını kadınlar oluşturuyor. Yaklaşık 6 yıldır belediye otobüsü kullandığını ve Adanalıların kendilerine nazik davrandığını belirten Ceyda Ada, "Sabahları yolculara 'günaydın' dediğimizde, asık suratlı insanların bile yüzü gülüyor dedi. Hayalindeki mesleği yaptığı için mutlu olduğunu dile getiren Saadet Bilal de çocukken hep büyük araç kullanmayı hayal ettiğini, mesleği sayesinde amacına ulaştığını kaydetti. Mesleğe ilk başladığında yakınlarının tepkisiyle karşılaştığını aktaran Bilal, "Çocukken tencere kapağından direksiyon yapıp, oyun oynamışlığım bile vardır. Küçük bir yerde doğdum. Hayalimin gerçekleşebileceğini zannetmiyordum. Belediyeye iş başvurusu yaptığımda dönemleri arası Sarıyer Mahallesi'nde Gözde Berber olarak hizmet vermiştir. Çavultu, 2005 yılında pidecilik sektörüne girmiş ve halen Yeşilçam Pide Salonu'nu işletmektedir. Aynı zamanda Karabağlar Spor Kulübü yöneticiliği ve bir işçi derneğinde yönetici sıfatı ile bu dernekte Çevre Ağaçlandırma gençlerin kazanılması noktasında futbol turnuvaları ve madde bağımlısı gençlerin topluma kazandırılması noktasında bir dizi projeyle ilgilenmektedir. (HABER MERKEZİ) kardeşlerim karşı çıktı. 'O kadar büyük araçla Adana'nın trafiğinde yapamazsın' demişlerdi ama başardım. Beş yıl bitti, altıncı yılımdayım diye konuştu. Başörtülü olduğunu, bu duruma zaman zaman bazı yolcuların tepki gösterdiğini bildiren Bilal, daha önce yasak olduğu için çalışırken başını açmak zorunda kaldığını, bu sorunun ortadan kalkmasına sevindiğini dile getirdi. Bir aile yakının tavsiyesiyle mesleğe başladığını ifade eden Özlem Demirkol ise mesleğinde başta zorluk çektiğini ancak daha sonra sevdiğini anlattı.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10ÜNENLERİN DENİZLİ HABERLERİ DÜŞÜNCESİ 24 Şubat 7 Şubat Pazartesi Perşembe BU SEVGİ BİR BAŞKA AK Parti Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan Yenişehir'de binlerce kişinin katıldığı toplantıda projelerini ve hedeflerini anlattı. Yenişehir Pekdemir Düğün Salonuʼnda neredeyse bir düğün havası vardı. Coşkulu toplantıda Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan ve Merkezefendi Belediye Başkan A- dayı Muhammet Subaşıoğlu mahalle sakinlerinin yoğun tezahüratları eşliğinde salona girdi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan, "30 Mart tarihine kadar bu coşku hiç bitmeyecek. Biz sizin bir kardeşiniz olmak üzere yola çıktık. 2004ʼte yola çıktığımızda Denizlimizʼde kanalizasyonların açıkta aktığını biliyorsunuz. Kapalı Pazar yerleri yoktu. Masum bir yağmurda ortalık sel suları ile kaplanıyordu. Bu şehirde çocuklarımız sokak aralarında oyun oynuyordu. Şimdi yaptığımız parklarla, spor tesisleriyle, oyun alanlarıyla sizlerin nefes alabileceği birbirinden güzel mekanlar oluşturduk. Nazilli'ye, Aydınʼa imrenirken şimdi dünya kenti Denizli'ye kavuştuk. Hizmet aşkımız artarak devam edecek" dedi. Denizli Bize Emanet, Ona Asla Hıyanet Etmedik AK Parti Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan, 3 yıl önce aldığı emanete gözü gibi baktığını ve gece gündüz çalıştıklarını belirterek, "Hizmet etmek sevda ister, sorumluluk ister. Biz sabah ezanlarını Denizli Belediyesi'nde işimizi yaptığımızın haklı gururu ile çok dinledik. Destanlar böyle yazılır. Sevdalı olmayan, halkı anlamayan birileri kalkıp da bir şehre asla hizmet edemez. Her zaman söylüyoruz; Ayinesi iştir k- işinin, lafa bakılmaz. Şükürler olsun ki bizim ayinemiz Denizli" diye konuştu Denizli'nin Miladıdır 2004 yılında Yenişehir'e geldiklerinde hayata geçirdikleri ilk projenin Fatma Yıldız ve Hüseyin İnanç parkları olduğunu belirten Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan, "Hepinizin hatırladığı üzere Yenişehirimizʼin tam merkezi adeta mezbelelikti. Şimdi ise hepimiz burada rahat bir nefes alıyoruz. Yenişehirʼe kapalı Pazar yeri kazandırdık, yürüyüş yolları yaptık. Yenişehir bizim göz bebeğimiz, burada çok iş yaptık. Ayrıca şunun da müjdesini vermeliyim ki, burada boşalttığımız Bilgi Evi binasında e- meklilerimiz için özel bir proje hazırlıyoruz" dedi. Bu Seçimde Denizli Geleceğini Seçecek Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan, "Bu seçimi doğrudan başkanlık seçimi olarak görmemeliyiz. Bu seçimde kendi geleceğimizi seçeceğiz. Nasıl bir şehirde yaşamak istediğimizi tercihini yapacağız. Minik yavrularımızın geleceğinin nasıl şekilleneceğine karar vereceğiz. 30 Martʼta Merkezefendiʼyi ve Denizliʼyi teslim edeceğiniz kişiyi seçeceksiniz. Bu seçimde Büyükşehirʼin ve Merkezefendiʼnin temellerinin çok sağlam atılması gerekiyor" dedi. Yenişehir'de binlerce kişinin katıldığı toplantıda Merkezefendi Belediye Başkan Adayı Muhammet Subaşıoğlu da "Biz Osman Zolan Başkanım ve Hüseyin Gürlesin Başkanımla uyumlu bir şekilde çalışmaya söz verdik. Bize birlikte görev verin. İnşallah Merkezefendi, Pamukkale ve Büyükşehirʼde hizmet destanına sizlerle birlikte devam edeceğiz. Ak belediyecilik başarısını 10 yıldır Denizli görüyor ve yaşıyor, bundan sonra da aynı aşkla hizmetlerimize devam edeceğiz" dedi. EĞİTİM ALANINDA TÜRKİYE YE ÖRNEK OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ 2004 yılından bu yana çok sayıda eğitim projesini hayata geçirerek tüm Türkiye ye örnek bir belediyecilik anlayışı sergilediklerini belirten AK Parti Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan, yeni dönemde de Denizli nin tamamında daha farklı eğitim projelerini gerçekleştireceklerinin müjdesini verdi Geride bıraktıkları 10 yıllık hizmet döneminde Denizli yi Ak belediyecilik anlayışıyla yeniden dizayn ettiklerini ifade eden AK Parti D- enizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan, bu süreçte klasik belediyecilik hizmetleriyle yetinmediklerini, sosyal belediyecilik alanında da pek çok önemli projeyi hayata geçirdiklerini söyledi. Bu çerçevede eğitime ayrı bir önem verdiklerinin altını çizen Osman Zolan, bu konuya büyük hassasiyet gösterdiklerini ve çok sayıda eğitim projesini Denizlililer in hizmetine sunduklarını anlattı. Belediyeciliğin yalnızca yol, kaldırım, temizlik, ulaşım gibi hizmetlerden ibaret olmadığına işaret eden Osman Zolan, Sosyal belediyecilik anlayışıyla hareket etmeyen belediyeler başarısız olmaya mahkumdur. Sosyal belediyecilik hizmetleri, klasik belediyecilik hizmetlerinin tamamlayıcısıdır. Bu hizmetler aynı zamanda vatandaşlarla en çok iç içe geçen hizmetlerdir. Biz de bu anlayışla sosyal belediyecilik hizmetlerine ayrı bir önem veriyoruz. Buradan hareketle de, eğitim alanında her türlü desteği sağlıyoruz dedi. Hemşehrilerimizin Hiçbir Talebini Göz Ardı Etmedik Sosyal belediyecilik hizmetlerini yaparken Denizlililer den pek çok farklı talep aldıklarını dile getiren AK Parti D- enizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan, bugüne kadar daima insan odaklı bir şekilde hareket ettiklerini ve vatandaşlardan gelen hiçbir talebi göz ardı etmediklerini söyledi. Denizlililer in her türlü talep, öneri ve şikayetlerini titizlikle değerlendirdiklerini vurgulayan Osman Zolan, Özellikle eğitim konusunda çok sayıda talep ve öneri alıyoruz. Bunları da hassas bir şekilde ele alıp, en kısa sürede sonuca ulaştırıyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar pek çok eğitim projesini hayata geçirdik, geçirmeye de devam ediyoruz şeklinde konuştu. Denizlimiz i Eğitim Alanında da Örnek Bir Kent Haline Getirdik Denizli yi pek çok alanda olduğu gibi, eğitim alanında da örnek bir kent haline getirdiklerini ifade eden Osman Zolan, Biz Denizlimiz i geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızdan ve gençlerimizden emanet aldık. O nedenle bu emanete gözümüz gibi bakıyor, onlara parlak bir g- elecek sunmak adına her türlü eğitim imkanını sağlıyoruz dedi. Bugüne kadar hayata geçirdikleri eğitim projeleri arasında bazı projelerin devasa boyutta olduğunu belirten Osman Zolan, şunları söyledi: Denizlimiz deki derslik ihtiyacını bir nebze de olsa karşılayabilmek adına Merkezefendi Mahallesi nde 32 derslikli Necip Fazıl Kısakürek İlköğretim Okulu nu inşa ettik. Okulumuzun her türlü ihtiyacını ve spor alanlarını da tamamlayarak Eğitim Öğretim Yılı nda çocuklarımıza armağan ettik. Bununla da yetinmedik, bir zamanlar utanç yuvası o- larak hafızalarımıza kazınan eski cezaevinin bulunduğu alanda Hayme Hatun Anaokulu nu inşa ederek minik yavrularımızın modern bir mekanda eğitim hayatına başlamalarını sağladık. Dokuzkavaklar Mahallemiz de ise Ahmet-Hanife Paralı Anaokulu nun yapılması konusunda büyük destek sağladık. İlkokul ve ortaokul çağındaki çocuklarımızın derslerine ve k- işisel gelişimlerine katkıda bulunmak a- macıyla Pamukkale ve Merkezefendi ilçelerimizin farklı noktalarında tam 9 adet Bilgi Evi ve Kurs Merkezi ni hizmete sunduk. Bugün bu merkezlerimize gelen binlerce çocuğumuz, ücretsiz bir şekilde etüt ve kurs alarak özel dershaneye gitme derdinden kurtuluyor. Öte yandan, yine ilkokul çağındaki çocuklarımızın sosyal hayatta bilinçli bireyler olarak yer almaları için alanında Ege Bölgesi nin ilk, Türkiye nin ise sayılı tesislerinden biri olan Trafik Eğitim Parkı nı hizmete sunduk. Tüm bu projelerimizle birlikte Denizlimiz i eğitim alanında da Türkiye ye örnek bir kent haline getirdik. Yeni Dönemde Büyük Eğitim Projelerimizi Hayata Geçireceğiz Her alanda olduğu gibi, eğitim alanında da Denizli nin ihtiyaç duyduğu projeleri belirlediklerini vurgulayan AK Parti Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan, yeni dönemde farklı eğitim projelerini hayata geçireceklerini belirtti. Osman Zolan sözlerini şöyle tamamladı: Göreve geldiğimiz 2004 yılından bu yana büyük eğitim projelerini Denizlili kardeşlerimizin, çocuklarımızın, gençlerimizin hizmetine sunduk. Bunları yaparken de asla ama asla Eğitim işi belediyenin işi değil, bizi ilgilendirmez gibi bir düşünce içerisine girmedik. Hemşehrilerimizden ne talep geldiyse, tüm imkanlarımızı seferber ederek yerine getirdik. 30 Mart tan sonra başlayacak yeni dönemde de başta Pamukkale ve Merkezefendi ilçelerimiz olmak üzere, Denizlimiz in tüm ilçeleri için farklı eğitim projeleri hazırladık. İnanıyorum ki, değerli hemşehrilerimizin desteğiyle tüm Türkiye, eğitim alanında Denizlimiz i konuşmaya devam edecek.

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 GÜNCEL7 24 Şubat Şubat Perşembe Pazartesi Türkiye'nin "yaşam" ordusu Vatan savunmasında görevli Türk askeri, barış dönemlerinde de doğal afetlerle savaş veriyor. Afet ve Acil Durum Eğitimi Öğretmeni Yüzbaşı Oğuzhan Kızılin, "TSK'nın asıl görevi muharebe etmek ama barış zamanında da halkımızın yanındayız. Arama kurtarma faaliyetleri bu nedenle çok önem arz ediyor. TSK, savaşa hazırlandığı gibi doğal afetler durumunda vatandaşlarının yanında olmak için eğitim tesislerinde gerçekçi eğitimlerini sürdürüyor" diye konuştu Savaşta vatan toprağını korumak için düşmanla savaşan Türk askeri, barış zamanında da doğal afetlerle "savaşıyor". Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (T- SK) doğal afet arama kurtarma timleri, gerçeğini aratmayan parkurlarda, afetzedeleri yaşatmak için eğitim alıyor. Anadolu Ajansı, İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı'nın İzmir'deki Afet ve Acil Durum Eğitim Tesisleri'nde, savaş eğitimlerini aratmayan zorluktaki eğitimleri görüntüledi. Marmara Depremi'nden çıkarılan dersler sonucu, dünyadaki benzerleri incelenerek 2000 yılında oluşturulan 8 bin metrekarelik tesiste, savaş zamanında ulus topraklarını korumakla görevli askerlere, olası doğal afetlerde vatandaşların yardımına koşması için eğitim veriliyor. Önce teorik olarak afetleri tanıyan subay, astsubay ve uzman erbaş, afet bölgesinde nelerle karşılaşılacağını öğreniyor. Afet ortamına psikolojik olarak da hazırlanan askeri personele, arama kurtarma teknikleri, çalışmalarda kullanılan teçhizatlar uygulamalı olarak gösteriliyor. Arama kurtarma eğitiminden geçmiş köpeklerin de katıldığı derslerde, enkaza nasıl müdahale edileceği anlatılıyor. Gerçeğine uygun, karşılaşılabilecek en zor koşullar düşünülerek hazırlanan parkurlarda, teorik eğitimlerini tamamlayan askerlerden enkaz altındaki kişiyi kurtarmaları isteniyor. Eğitim sırasında koşulları daha zor hale getirmek için arama kurtarma çalışması yapan ekibin kullandığı cihazlara elektrik kesintisi uygulanıyor, alanda yangınlar çıkartılıyor. Askeri personel, depremin yanı sıra sel, toprak kayması, çığ ve yangına karşı da eğitim alarak, bir hafta sonunda tüm doğal afetlerde görev yapabilecek hale geliyor. -3 saat içinde havalimanında olmak zorundalar Doğal afet yardım birlikleri veya arama kurtarma timlerinde görev yapmak üzere yılda 400 askeri personelin yetiştirildiği tesiste, ilk müdahale timlerinde görev yapacak askerlere günün hangi saati olursa olsun görev çağrısı geldiğinde 3 saat içinde en yakın havalimanında olmaları gerektiği vurgulanıyor. Afet ve Acil Durum Eğitimi Öğretmeni Yüzbaşı Oğuzhan Kızılin, 1999'daki depremin Türkiye için milat olduğunu belirterek, "Askeri birlikler için de öyle oldu. TSK'nın asıl görevi muharebe etmek ama barış zamanında da halkımızın yanındayız. Arama kurtarma faaliyetleri bu nedenle çok önem arz ediyor. TSK, savaşa hazırlandığı gibi doğal afetler durumunda vatandaşlarının yanında olmak için eğitim tesislerinde gerçekçi eğitimlerini sürdürüyor" diye konuştu. Eğitime "barışta ter dökmeyen savaşta kan döker" anlayışının temel oluşturduğunu i- fade eden Yüzbaşı Kızılin, hedeflerinin afetzedelere en kısa zamanda müdahale etmek olduğunu söyledi. "Yürüyen kale"lerin görünmez kurtarıcıları Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Astsubay Meslek Yüksekokulundan mezun olan tırtırlı ve tekerlekli araçların bakım astsubaylarına, eğitimleri çerçevesinde "tank kurtarma" dersleri veriliyor Balıkesir'de, Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Astsubay Meslek Yüksekokulundan mezun olan tırtırlı ve tekerlekli araçların bakım astsubayları, aldıkları eğitim kapsamında "tank kurtarma" dersi görüyor. "Yürüyen kale" o- larak nitelendirilen tank ve obüslerin, saplandığı bataklık ya da çamurdan kurtarılma dersleri uygulamalı gerçekleştiriliyor. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Balıkesir'de 1987 yılında kurulan ve 2003'ten bu yana "Kara Kuvvetleri Astsubay Meslek Yüksekokulu" olarak yeniden yapılandırılan okuldan mezun olanlar, TSK'nın bakımcı astsubayı olarak ülkenin dört bir yanında görevlendiriliyor. Balıkesir Bakım Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı bünyesindeki bu okuldan mezun olanlardan "bakım astsubaylığı"nı tercih e- denler, branşlarına göre aldıkları eğitimle tekerlekli ve tırtırlı araç, silah, mühimmat, haberleşme ve elektro harp teknisyeni oluyor. Tekerlekli ve tırtırlı araçlar ile obüs, tank gibi silah bakımcıları, tanklardan kamyonlara, obüslerden hava savunmaya hemen hemen her askeri araç hakkında bilgi alıyor. Bu teknisyenler, bakım okulunda özel olarak araç kurtarma dersi de görüyor. "Yürüyen kale" olarak nitelendirilen tank ve obüsler ile diğer araçların, saplandığı bataklık ya da çamurdan kurtarılma dersleri uygulamalı yapılıyor. Rütbesine göre değişik sürelerde verilen kurtarma eğitimleri, zaman zaman gerçeği artamayacak ölçüde nefesleri kesiyor. Herhangi bir savaş durumunda karşılaşacakları benzer sorunlara karşı tam donanımlı hale getirilen askeri personel, araç kurtarma derslerini bakım okulunda özel bir alanda alıyor. - Kurtarma dersinden... Kurtarma tankı ve makaralarla 110 tonun üzerinde çekme kuvveti oluşturan astsubaylar, derin bir bölümde, 1 metre suyun bulunduğu çamur alana saplanan yaklaşık 50 tonluk tankı çıkardı. Söz konusu tankın ana vinci 40 tonluk çekme kapasitesine sahip ancak makara sistemi ile mekanik avantaj sağlayan bakımcılar, derinden çıkarılan tank üzerine binen diğer yükleri de hesap ederek 110 tondan fazla çekme kuvveti oluşturdu. Astsubaylar, bu çalışma sırasında bağlanan çelik halatların üzerine binen yük nedeniyle kopma tehlikesine karşı önlem almayı da ihmal etmedi. Başka bir alanda yine çamura saplanan 5 tonluk kamyonu, yere s- abitlenen bir çeşit çapa ve makaralar yardımıyla kurtaran bakımcılar, diğer alanda da arızalanan bir tankı başka bir tankla çekti. Buradaki eğitimlerini tamamlayan bakım astsubayları, ülkenin değişik yerlerindeki birliklerine araç kurtarma konusunda her türlü bilgi birikimine sahip olarak gidiyor. Balığın fiyatı sofraya gelinceye kadar katlanıyor İzmir Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifi Bölge Birliği Başkanı Yapıcı, "Halde yaklaşık 1,5 liradan satılan bir kilogram sardalyayı vatandaş tezgahta 5-6 liradan alıyor. Bizde fiyatlar 5-6 yıldır aynı ama vatandaş balığı pahalıya tüketiyor. Bu da aracıların yüksek karından kaynaklanıyor" dedi Balık fiyatları, av sezonunda olmasına rağmen denizden tüketiciye ulaştırılıncaya kadar birkaç kat artıyor. Fiyatlardaki bu farkın aracıların yüksek karından kaynaklandığı belirtiliyor. İzmir ve civarında denizden çekilen balığın ilk yolculuğu, köy kooperatiflerine oluyor. Balıkçıların bağlı bulundukları köy kooperatiflerine getirdiği tür tür balıkların bir bölümü düzenlenecek mezat için ayrılırken, diğer kısmı ise İzmir Balık Hali'ne yollanıyor. Urla'ya bağlı Özbek köyü de, haftanın 7 günü mezat yapılan balıkçı limanlarından biri. Günün öğle saatlerindeki mezata, ürünün fiyatı ve tazeliği nedeniyle vatandaşlar büyük ilgi gösteriyor. Mezat için ayrılan 60 k- ilograma yakın balık, açık attırmada bir kaç dakikada tükeniyor. İzmir Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifi Bölge Birliği Başkanı Ahmet Yapıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, balığın, avlanmasının ardından tüketiciye u- laşıncaya kadar yaptığı yolculukta, fiyatların türüne göre 5 katına kadar çıktığını söyledi. Balıkçıların bir kasa balığı sattığı fiyatı, tüketicinin 1 kilogram için ödediği dönemler de olduğunu öne süren Yapıcı, sektörde parayı avcıların değil, aracıların kazandığını savundu. Avcıların yaklaşık 12 kilogram gelen bir kasa sardalyayı ortalama 20 liradan, sarıkanat istavrit ise liradan sattığını bildiren Yapıcı, "Halde yaklaşık 1,5 liradan satılan bir k- ilogram sardalyayı vatandaş tezgahta 5-6 liradan alıyor. Yine kilogramı yaklaşık 7-8 liradan satılan sarıkanat istavrit ve gopez ise tüketiciye liradan veriliyor. Balık hallerinde kasası dönemine göre ortalama 5 ile 10 lira arasında satılan hamsinin kilogram fiyatı da 5 liranın altında hiç düşmedi. Hamsinin tezgahlarda kilogramının 12 liradan satıldığı dönemler oluyor. Tezgahta vatandaşın 5 lira vererek aldığı 1 kilogram hamsinin parası ile halde 12 kilo geren bir kasa alınabiliyor. Bizde fiyatlar 5-6 yıldır aynı ama vatandaş balığı pahalıya tüketiyor. Bu da aracıların yüksek karından kaynaklanıyor" dedi. Özbek Su Ürünleri Kooperatifi 2. Başkanı Turgut Koç da, üyelerin her sabah getirdikleri balıkların bir kısmını mezatta, kalanını da İzmir Balık Hali'ne sattıklarını dile getirdi. Kooperatife bağlı 45 üyelerinin bulunduğunu, üye olmayanlarla birlikte 75 civarında balıkçıya hizmet verdiklerini belirten Koç, tüketicilerin mezattan veya halden, piyasaya göre daha uygun fiyata balık alabildiğini bildirdi. Köyde her gün saat 12.00'da mezat olduğunu ve yaz döneminde , kış döneminde nüfusun düşmesiyle kilogram arasında balık satışı yaptıklarını i- fade eden Koç, mezatta satışı yapılacak kısmın ayrıldıktan sonra kalan balığın da hale gönderildiğini kaydetti. Soldan sağa 1. Dokularda genellikle yüzde, ellerde, ayaklarda ve bazı iç organlarda aşırı miktarda sıvı birikmesi... Resmî bir makama yazılan dilekçe yazısı (eski) Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam (eski)... Bir bilim alanında yazılmış temel kitap İkiden sonra gelen sayının adı... Canlı, neşeli, hayat dolu (eski)... Haydut Tereyağı... Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü... Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim Karakter... Hazır (eski)... Japon çizgi filmi Kalkan, zırh vb. korunma aracı... Nem Ayıklamak işi... Radyum elementinin simgesi... Kayınbirader (halk ağzı) Aksamak işi... İşe yaramaz, yıpranmış, eskimiş, bozulmuş (eşya) Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri, seyelan... Nikel elementinin simgesi... Arkalamak işi, müzaheret Sürekli kadın peşinde koşan, kadınlara düşkün (erkek), kadıncıl, keskin, zendost... İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı Erzurum iline bağlı ilçelerden biri... Fili andıran, file benzeyen, fil gibi... Bir tür büyüteç Galyum elementinin simgesi... Her yiyeceği canı çeken (halk ağzı)... Hekimliğin deri hastalıkları ile ilgili dalı, dermatoloji Kuruntuya düşürme (eski)... Aştırmak işi... Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, tümör, neoplazma Boncuk yapan veya satan kimse... Kertmek işi İstettirmek işi... Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen... Yukarıdan aşağıya 1. Önünden, çok uzak olmayan bir aralıkla... Çok çalışkan Uğramış, yakalanmış, tutulmuş (eski)... Tibet'te, Asya'nın bazı yörelerinde yabani veya evcil olarak yaşayan, kılları uzun öküz türü, Tibet öküzü, Tibet sığırı... Hanigillerden, Akdeniz ve Ege'de yaşayan lezzetli bir balık, kaya hanisi Olur, peki veya fena değil anlamlarında kullanılan bir söz... Dayının kızı... Tanrı yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı... Dingil... Farsça (halk ağzı) Bir şeyin fiyatı yükselmek, pahalılaşmak... Utanma duygusu Suçlama, suçlu görme... Amipler takımından, vücudunun biçim değiştirmesiyle oluşan geçici kollar veya ayaklar üzerinde sürünerek yer değiştiren, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan bir hücreli canlı... Yerinde konuşma veya davranma Ağarmak işi... Afiş yapan veya asan kimse Üç yaşına kadar olan at yavrusu... Yakarış... İran dan geçerek Kuzey Hindistan a yerleşen halk veya bu halktan olan kimse... Dolaşma İyilik, kayra, atıfet, ihsan, lütuf (eski)... Krallık yanlısı olan Veri... Soy, sülale (eski)... Bit, tahtakurusu vb.nin asalak böceklerin yumurtası Kar, süt vb.nin rengi, beyaz... Kabarabilmek işi Ateşli silahlarda hedefin uzaklığına ve bulunduğu yerin yüksekliğine göre namluya gereken yükseliş açısını veren, silahı bu hedefe doğrultmaya yarayan alet... Telefon konuşmasına başlarken kullanılan bir seslenme sözü... Vurma, dövme (eski) Baba... Ilımlı... Talyum elementinin simgesi Mevki, kat, yer... Ad... Uyumak durumu Salgın hastalık... Derviş... > > Dünkü bulmacanın cevap anahtarı

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Ankara'da faaliyet gösteren bir patent firması, geliştirdiği "Evime Yollar" markalı ürünle, kaybolan eşyaları PTT işbirliğiyle sahiplerine ulaştırıyor. Aristo Patent Yöneticisi Özgür Meriç Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, günlük hayatta birçok insanın, başta anahtarlar olmak üzere çeşitli eşyalarını kaybedebildiğini, bu eşyaların iyi niyetli kişilerce bulunsa da kime ait olduğu bilinmediği için sahibine geri dönmediğini söyledi. Bu tür mağduriyetlerin önüne geçebilmek için bir yöntem geliştirdiklerini anlatan Turan, yaptıkları işbirliği sonucu 200 PTT merkez şubesinde 10 bin anahtarlığı satışa sunduklarını belirtti. Sistem nasıl işliyor? Ürünün, satın alan kişiye tanımlanabilmesi için " internet adresinden kullanıcı numarası ve şifre ile giriş yapılması gerektiğini i- fade eden Turan, şunları kaydetti: "Anahtarlıkların arka yüzünde bir barkot ile ürünün PTT'ye ulaştırılması konusunda not bulunuyor. Anahtarlığın takılı olduğu eşyayı bulan kişi, üzerindeki yazıdan yola çıkarak eşyanızı herhangi bir PTT şubesine götürdüğünde ya da PTT posta kutusuna attığında, anahtarlığınızda bulunan "Evime Yollar Numarası" ile adresiniz tespit ediliyor ve eşyanız size kargoyla gönderiliyor. Eşya sahibine ise kargonun yola çıktığına dair SMS gönderiliyor. Sistemi teşvik etmek a- macıyla bulduğu eşyayı PTT'ye teslim Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, geçen hafta Macaristan'a gerçekleştirdiği ziyarette, Başbakan Viktor Orban tarafından eski İstanbul fotoğraflarının yer aldığı kitap hediye edildi. Kitap, Osmanlı İmparatorluğu döneminde fotoğraf denince akla gelen ilk isimlerden Pascal Sebah'ın stüdyosunun imzasını taşıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, geçen hafta Macaristan'a gerçekleştirdiği ziyarette, Başbakan Viktor Orban tarafından, eski İstanbul fotoğraflarının yer aldığı kitap hediye edildi. Kitap, Osmanlı İmparatorluğu döneminde fotoğraf denince akla gelen ilk isimlerden Pascal Sebah'ın stüdyosunun imzasını taşıyor. Cumhurbaşkanlığından alınan bilgiye göre, Budapeşte'deki temasları kapsamında Macaristan Başbakanı Orban ile bir araya gelen Gül, Orban'ın kendisine gösterdiği bir kitabı özel ilgiyle karşıladı. Dikkatle incelediği kitabın bir kopyasının olup olmadığını soran Gül'e, Orban, "Elimizdeki tek kopya bu, onu da hediye ediyoruz" diye yanıt verdi. Kitabın özelliği Osmanlı dönemine ait, 1800'lü yıllarda çekilmiş İstanbul fotoğraflarından oluşması ve zamanın en önemli fotoğraf -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe edenlere ise bir anahtarlık hediye ediliyor. Böylece onlar da sisteme dahil oluyorlar." Dünyadaki benzer uygulamaların sadece anahtarlar için düşünüldüğünü belirten Turan, sade bir anahtarlık o- larak tasarladıkları ürünün çok amaçlı kullanılabileceğini dile getirdi. Turan, ürünün evcil hayvanların tasmasına, Alzheimer hastalarının bileğine ya da çocukların okul çantalarına da takılabileceğini ifade etti. Cep telefonu, cüzdan ve notebook gibi eşyalar için farklı tasarımlar geliştirdiklerini belirten Turan, yanmayan, yıpranmayan, kazınmayan, suya dayanıklı malzemeden üretecekleri stickerların da yakında piyasaya çıkacağını söyledi. 24 Şubat 2014 Pazartesi Anahtar kaybetmeyi artık sorun yapmayın Ankara'da faaliyet gösteren bir patent firması, geliştirdiği "Evime Yollar" markalı ürünle, kaybolan eşyaları PTT işbirliğiyle sahiplerine ulaştırıyor. Aristo Patent Yöneticisi Turan, "İlk etapta hazırladığımız 10 bin anahtarlığı 200 PTT merkez şubesinde satışa sunduk. Çok amaçlı kullanım için tasarladığımız anahtarlıklar, evcil hayvanların tasmasına, Alzheimer hastalarının bileğine ya da çocukların okul çantalarına da takılabilir" diye konuştu stüdyolarından biri tarafından hazırlanması. Kitabı hazırlayan stüdyonun kurucusu, Suriyeli Katolik bir baba ile Ermeni annenin 1823'de İstanbul'da dünyaya gelen oğlu Pascal Sebah, 1857'de Pera'da "El Şark" isimli ilk stüdyosunu açtı. Polycarpe Joaillier ile 1885'te kurulan ortaklıkla "Sebah&Joaillier" adıyla faaliyetlerine devam eden stüdyoda, 1886'da Pascal Sebah'ın ölümünün ardından oğlu "Kamu güvenliği için PTT'yi tercih ettik" Turan, güvenilirlik açısından PT- T'nin iyi bir referans olduğunu vurgulayarak, "Kamu güvenliği için PTT'yi tercih ettik. PTT, eskiye göre çok daha iyi, çok daha hızlı, etki alanı çok daha geniş. Tüm kişisel bilgilerinizi, sizin aktif hale getirebileceğiniz ve değiştirebileceğiniz sistemimiz, maksimum güvenlik prensibiyle çalışıyor. İsviçre ve Singapur'da da bu uygulama var ancak oralarda PTT çalışanları kişisel bilgilere ulaşabiliyor. Şu an en güvenli sistem Türkiye'de" diye konuştu. PTT yetkililerinden alınan bilgiye göre, 3 Ekim 2013'te imzalanan protokol kapsamında "Evime Yollar" markalı ürünün konsinye usulü satışı 30 Aralık 2013 itibarıyla başladı. Gönderiler, ek hizmetler dahil yürürlükteki tarife üzerinden ücretlendirilirken, kargo masrafları firma tarafından karşılanıyor. Ürünlerin posta gönderisi olarak k- abul, sevk ve teslim edilmesine yönelik şartların belirlendiği protokole göre, getirilen ürünü teslim alan personel ve teslim edecek kişinin bilgileri sisteme girilerek, bir tutanak haline dönüştürülüyor ve ürünü getiren kişiye de bir tutanak veriliyor. Kimlik bilgilerini vermekten kaçınan şahıslardan ürün teslimi kabul edilmiyor. Cumhurbaşkanı Gül'e eski İstanbul fotoğrafları sürprizi Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center Jean Sebah çalıştı. Cumhurbaşkanı Gül'e hediye edilen "İstanbul'dan Hatıralar" isimli ve "Sebah&Joaillier" imzalı kitapta, Osmanlı İmparatorluğundaki günlük hayatı anlatan kareler yer alıyor. Gül ile Orban'ın tek tek incelediği kareler arasında, 1850'de Karaköy ve 1876'da Galata'da çekilmiş fotoğraflar da bulunuyor. Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 24 Şubat Perşembe Pazartesi Türkiye'de estetik olmak isteyen yüzde oranında belli bir yaş üstünün, özellikle çocukları ya da torunları istediği ve onlara kendilerini beğendirmek için bıçak altına yattığı bildirildi. Op. Dr. Cihantimur, "Ebeveynler, büyük anne ve büyük babalar, kendi isteklerinden çok, çocuklarının beğenisini düşünüyor" şeklinde konuştu Hacettepe Üniversitesi GEBAM Müdürü Prof. Dr. Kutsal, Ağrı şikayeti olan 65 yaş üzeri yaşlılarda nöropatik ağrı sıklığı yüzde 52.5 oranında saptandı. Kadınlarda, eğitim düzeyi düşük olanlarda, hareketsiz yaşayanlarda, romatizmal ve endokrin hastalığı olanlarda, çoklu ilaç kullananlarda nöropatik ağrı daha sık görüldü" şeklinde konuştu Denizli Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Tufaner, havaların bir soğuyup bir ısınmasıyla birlikle göz nezlesi vakalarının arttığını, önlem alınmaması halinde gözde uzun süren hasarlar meydana gelebileceğini söyledi. Göz nezlesinin, göz beyazı ve göz kapaklarının iç kısmını kaplayan zarın iltihaplanması sonucu oluştuğunu i- fade eden Tufaner kızarıklık, sulanma, kaşıntı, göz kapaklarının şişmesi ve yapışması gibi durumların bunun habercisi olabileceğini ifade etti. Uzm. Dr. Tufaner, Halk arasında göz nezlesi olarak bilinen konjonktivit, göz yüzeyinin bulaşıcı enfeksiyonlarından biridir. Yılın hemen hemen her döneminde ve her yaştaki kişide görülebilir. Virüsün göze alınmasından sonra iki üç haftalık süreçte diğer kişilere bulaşma riski de yüksektir. Başta okul, fabrika, hastane ve toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda virüsler, kişiden kişiye bulaşabilir. Göz nezlesinde öncelikle burun köküne yakın kısımda, sonra da dış kısımlarda batma hissi oluşur. Bir hafta içinde iki gözde şişlik, kızarıklık ve sulanmayla birlikte kornea denen saydam tabakada birikintiler, ışıktan rahatsızlık ve görme bulanıklığı başlayabilir. dedi. Havalardaki hızlı ve mevsime uymayan sıcaklık değişiklikleriyle vakaların arttığını belirten Gökhan Tufaner, Viral bir enfeksiyon sonucu özellikle ilerleyen durumlarda kornea tutulumuyla birlikte uzun süren ve ciddi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bulaşıcılığı yüksek olan bu hastalıktan korunmak için hijyen çok önemlidir. Bu yüzden eller, sık sık su ve sabunla yıkanmalıdır. Ellerle göze dokunmamalı ve ovuşturulmamalıdır. Hapşırırken ağız kapatılmalı ve eller yıkanmalıdır. Kullanılan havlular kişiye özel olmalı, kâğıt havlı ya da mendiller tek kullanımlık olmalıdır. Yastık kılıfı, gözlük, makyaj malzemesi, göz damlaları ve merhemleri ortak kullanılmamalıdır. şeklinde konuştu.(cihan) Doç. Dr. Kazımoğlu, "Uzun süreli uçak ve otobüs yolculukları, kas tutulmalarının yanı sıra Ekonomi Sınıfı Sendromu ile ölümlere dahi yol açabiliyor. Bunu önlemek amacıyla 2 saatte bir mola verilebilir, pıhtı oluşumunu engelleyen varis çorabı kullanılabilir" şeklinde konuştu

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 247ubat Şubat Perşembe Pazartesi Bir depremle yıkılanlara yeniden moral vermeyin! Başbakan Erdoğan, "Bir Sakarya depremi, bir Düzce depremi, bir Kocaeli depremi bunların işini bitirdi. Bizim dönemimizde de depremler oldu. Ama biz, ne Bingöl depremi ne Van depremi ne de Simav depreminde pes ettik'' şeklinde konuştu A K Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''(Devlet işçisine, memuruna borçlu olamaz) dedik. Maalesef bu ülkeyi bu hale getirdiler. Bunun içinde MHP'nin şu anda başındaki zat da vardı. Bakın 5 yıllığına seçildi MHP'nin başındaki zat. MHP ne kadar kaldı orada? 3,5 yıl kaldı. Niye 5 yılı doldurmadın? Millet seni 5 yıllığına seçmişti. Niye kaçtın gittin? Neden? Acz, acze düştüler, yönetemediler'' dedi. Başbakan Erdoğan, partisinin Yozgat Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingdeki konuşmasına kent halkını selamlayarak başladı. Erdoğan, ''Önce affınızı diliyorum. Huzurunuza gecikerek geldim. Zira gerçekten Sivas bugün bir başkaydı, orada da bir başka coşku vardı, yollarda, meydanda hakikaten Sivas bambaşkaydı. Siyasi hayatımda Sivas'ı bugünkü gibi hiç görmemiştim. İstikbal, istiklal yolculuğuna, bu mücadeleye, bu seçimde oradan başladık, Yozgat ile devam ediyoruz'' diye konuştu. Sivas'tan Yozgat'a kucak dolusu selam olduğunu belirten Erdoğan, ''Yiğidin harman olduğu Yozgat'ı, şehitler diyarı Yozgat'ı, kahramanlar diyarı Yozgat'ı, pehlivanlar diyarı, mert insanların şehri Yozgat'ı kalpten selamlıyorum. Gönül insanı, rahmetli Ahmet E- fendi'nin şehri Yozgat'ı muhabbetle selamlıyorum'' ifadesini kullandı. Bugün 30 Mart seçimleri için yeniden yola revan olduklarına değinen Erdoğan, Sivas'tan Yozgat'a geldiklerini, Anadolu'nun, Türkiye'nin kalbinden Orta Anadolu'nun cefakar, vefakar insanlarının arasından yola çıkıp bu kutlu yolda ilerlediklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bugün Yozgat'taki bu coşku, Türkiye'ye bir selamdır. Sizin bu birliğiniz, beraberliğiniz, kardeşliğiniz bizi duygulandırıyor. Biliyorum siz, bedduaya lanet diyorsunuz, biliyorum siz duaya Türkiye için, bu millet için 'evet' diyorsunuz. Bugün bir kez daha Yozgat'a, Yozgatlı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. 3 Kasım'da, 28 Mart'ta, 22 Temmuz'da, 29 Mart'- ta hep 'AK Parti' dediniz halk oylamasında yüzde 77 ile rekorların şehri oldunuz. 2011'de, 12 Haziran genel seçimlerinde yüzde 66 ile yine çok yüksek bir destek verdiniz. Aşkınız, sevdanız, ahde vefanız, bize olan itimadınız için sizlere çok ama çok teşekkür ediyorum. Bizler de size layık olmak için Yozgat'ı hak ettiği konuma yükseltmek için 12 yıl boyunca canla başla çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz.'' -''Yarınlara da sizinle güvenle bakıyorum'' Yozgat'ın 10 yıllar boyunca ihmal edilen bir şehir olduğunu belirten Erdoğan, Rabia işareti yaparak ''Bu, size neyi hatırlatıyor? Başka neyi hatırlatıyor? Esma. Şehidimiz Esma. İşte ben sizde onu görüyorum. Sizde o ruhu görüyorum, sizde o şahlanışı görüyorum ve yarınlara da sizinle güvenle bakıyorum'' dedi. Yozgat'ın hep adeta cezalandırılan, her türlü imkandan, fırsattan, yatırımdan uzak tutulan bir şehir olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: ''Bakın şurada, karşımızda AK Parti'nin Yozgat İl Başkanlığı var. O bina geçmişte neydi? Yozgat SSK Hastanesiydi. Bu küçük binada koskoca Yozgat'a unutmayın sağlık hizmeti verilmek isteniyordu. Cihaz yok, yeterli hasta yatağı yok, yeterli doktor, hemşire yok, ilaç yok. Sabahın erken saatlerinde benim Yozgatlı kardeşim sıraya giriyor, sıra kendisine gelirse ancak tedavi olabiliyordu. Kapıya sağlıklı gelenin hasta döndüğü bir sistem vardı. İşte şu anda CHPnin genel müdürü olan kişi de o günlerde SSK'nın genel müdürüydü. Benim Yozgatlı kardeşimi işte böyle kalitesizliğe, yokluğa, yoksulluğa mahkum ettiler.'' Ama şimdi Yozgat'ı modern, temiz, yeterli yatağı, doktoru, hemşiresi, cihazı olan hastanelere kavuşturduklarını belirten Erdoğan, hastanelerde kuyruklara, hastanelerde rehin olaylarına, hastane ve i- laç ayrımına son verdiklerini aktardı. Erdoğan, herkesin istediği eczaneden i- lacı alabildiğine işaret eden Erdoğan, ''İstediği hastaneye gidip tedavi olabiliyor mu? Çünkü insanımıza insan gibi muamele edilen, insanımıza değer verilen bir sağlık sistemini hem Yozgat'a hem Türkiye'ye temin ettik'' değerlendirmesinde bulundu. -''Bunun içinde MHP'nin şu anda başındaki zat da vardı'' ''Bakın şurada, yanı başımızda Ziraat Bankası var. Orada da çileler çekildi'' diyen Erdoğan, emekli vatandaşın maaş günü geldiğinde sabahın erken saatlerinde kuyruğa girdiğini ve uzun süre beklediğini anımsattı. Erdoğan, ''Emekliye zaten üç kuruş maaş veriyorlardı, onu da banka önlerinde metrelerce kuyrukta adeta zehir ediyorlardı. Hatta 2001 yılında bu banka e- mekliye verecek maaş bile bulamıyordu. Vezneye gelen benim yaşlı amcalarımı, yaşlı teyzelerimi boynu bükük geri gönderiyorlardı'' diye konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bunlar 'zorunlu tasarruf adı' altında benim emekli, memur, işçi kardeşimin maaşından kestiler mi? Ne kadardı bu biliyor musunuz bu para? 13.5 katrilyon. Başbakan olduğumda masamın üstünde bunu buldum, 13.5 katrilyon. Arkadaşlarıma dedim ki, 'yahu devlet memuruna borçlu olur mu, devlet işçisine borçlu olur mu, süratle bu borcu ödeyeceğiz' dedim. Çağırdık bütün ilgilileri, 13.5 katrilyonu süratle ödedik, işi bitirdik. Ama baktık ki bir başka sorun daha var. Bir de 'KEY' dediler, neymiş o? Tabi şimdi buradaki birçok gençler bunu bilmez, hani o Gezi için dolaşanlar vardı ya, onlar da bilmez, nedir o konut edindirme yardımı bilmez. 3.5 katrilyon da memur işçiden bunun için kestiler. Ödemediler paraları, onu da biz ödedik. Neden? 'çünkü devlet işçisine, memuruna borçlu olamaz' dedik. Maalesef bu ülkeyi bu hale getirdiler. Bunun içinde MHP'nin şu anda başındaki zat da vardı. Bakın 5 yıllığına seçildi MHP'nin başındaki zat. MHP ne kadar kaldı orada? 3.5 yıl kaldı. Niye 5 yılı doldurmadın? Millet seni 5 yıllığına seçmişti. Niye kaçtın gittin. Neden? Acz, acze düştüler, yönetemediler. Bir Sakarya depremi, bir Düzce depremi, bir Kocaeli depremi bunların işini bitirdi. O zamanda da yine biliyorsunuz her türlü numaraları oldu. Kaçıp gittiler. Bizim dönemimizde de depremler oldu. Allah muhafaza bunlar kolay iş değil. Ama biz ne Bingöl depreminde ne Van depreminde pes ettik ne Simav depreminde pes ettik. Oraları çok daha güzel hale getirdik. Adeta yeni şehirler inşa ettik. Çünkü biz yere sağlam basıyorduk, attığımız adımları sağlam atıyorduk, bu çarpık düzeni biz değiştirdik.'' Dershaneler rant kapısıydı AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Dershaneleri kaldırıyoruz. Devletin okullar var mı, var. Öyleyse dershane niye? Bizim vatandaşlarımızı hep bir meta o- larak gördüler, sürekli söğüşlediler. Orada çünkü büyük rant vardı, yılda 1 milyar dolar. Bu rant kaybedilir mi? Tabii bundan dolayı adımlar atıldı" dedi. Erdoğan, partisinin, Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitinginde yaptığı konuşmada, MHP yönetiminin, IMF'ye 23,5 milyar dolar borçla ülkeyi kendilerine devrettiğini söyledi. IMF'ye bu borçları AK Parti hükümetlerinin ödediğini dile getiren Erdoğan, "Geçen mayıs 14, bitirdik. Şimdi IMF bizden borç istiyor. Şimdi biz ona borç vereceğiz" diye konuştu. "Merkez Bankamızın kasasında, boşaltmışlardı kasayı, 27,5 milyar dolar vardı. Ey MHP, ey MHP'nin yönetimi, benim MHP'ye gönül v- eren kardeşlerim, ne olur başınızı iki elinizin arasına alın da bir düşünün. 'Gerçekten bu böyle miydi' diye sorun" ifadesini kullanan Erdoğan, böyle aldıkları Merkez Bankasının kasasında, şimdi 130 milyar dolar para olduğunu kaydetti. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Mesele, Türkiye'de faiz lobisinin çarkına çomağı soktuk ya o, rahatsız oldular. Onun için 3, 5, 10 ağaç sökülmesiyle bizi yıkmak istediler. Bu ülkede 3 milyar fidan ve ağaç diken bu iktidarı yıkabilir misiniz? Yıkamazsınız" "Devletin borcu neydi biliyor musunuz bunlardan devraldığımızda, milli gelire oranı yüzde 73. Şimdi yüzde 35. Nereden nereye. Bitmedi, enflasyon yüzde 30'du. Şimdi hamdolsun yüzde 10. Tek haneliye de düştük aslında, yine düşeceğiz. Devletin borçlanma faizi neydi biliyor musunuz? Yüzde 63. Şimdi tek haneli rakamda. Gayet güzel tespit etmişler. Mesele, Türkiye'de faiz lobisinin çarkına çomağı soktuk ya o, rahatsız oldular. Onun için 3, 5, 10 ağaç sökülmesiyle bizi yıkmak istediler. Bu ülkede 3 milyar fidan ve ağaç diken bu iktidarı yıkabilir misiniz? Yıkamazsınız. Şimdi de bir paralel yapı çıktı, bir paralel yapı. 17 Aralık'ta bir de baktık ki bunlar türedi. Bunlar başladılar bu iktidarı yıkmaya. Mesele ne, mesele başka, anladık. Burada da rant var. Hale bakın. Bakıyorsunuz çıkıyorlar, beddua. Bir Müslüman bir Müslüman'a beddua eder mi, böyle bir şey olabilir mi? Hale bakın. -"Furuat, bunu söylediler ve hiç bu konuda dertlenmediler" Yozgat'ta yanına bir grup genç kızın geldiğini anlatan Erdoğan, "Geldiler dediler ki 'Biz evlerde kalıyoruz, onların evlerinde. Bu evlerde bizi gece ibadete kaldırıyorlar ve bu gece saatlerinde bize size beddua ettiriyorlar. Hale bakın hale. Ablalar böyle istiyor, ablalar bunu söylüyor. Bir de iftiralar, ailemle ilgili iftiralar, şahsımla ilgili iftiralar, bunları anlatıyorlar çocuklara. 'Biz kahroluyoruz' dediler ve 'Bizi de tehdit ediyorlar.' Böyle bir şey olabilir mi, bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir yaklaşımdır" diye konuştu. "Bir yaklaşım da şu, diyorlar ki 'AK Parti'yi yıkmak için orada AK Parti karşısında en güçlü parti kimse, oyunuzu gidin ona verin" diye konuşan Erdoğan, "Bunlar bu ülkede üniversitelere girişte, 28 Şubat sürecinde başörtü sorunu olduğu zaman başörtüye furuat diyecek kadar ileri gitmişlerdir. Furuat, bunu söylediler ve hiç bu konuda dertlenmediler. Üniversitelere girerken, 'Nasıl girilmesi gerekiyorsa girin' dediler. Bunlarla kalmadılar, birçok bizler için meşru olmayan şeyleri bunlar meşru kabul ettiler ve daha da ileri gittiler, 'Amaç için her şey meşrudur' dediler" değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, 30 Mart'ın bir test olduğunu ve Yozgat'ın sandıkları patlatacağına i- nandığını vurgulayarak, "Çünkü biz buradan sadece belediye başkanı seçmeyeceğiz. Bu seçimin farklı bir özelliği var. Aynı zamanda Y- ozgat sandıklarında AK Parti'ye verilen oy, diğer partilere de bir ders olacaktır. Onun için şimdi onlar bu şekilde çalışıyor. Ben inanıyorum ki benim hanım kardeşlerim de kapı kapı dolaşacaklar, gençler kapı kapı dolaşacaklar, ana kademe kapı kapı dolaşacaklar ve sizler doğruyu anlatacaksınız. Sizler hizmetlerimizi anlatacaksınız, sizler eserlerimizi anlatacaksınız" dedi. -"Kızlarımıza ne çileler çektirdiler" "Soruyorum, şu kızlarımıza ne çileler çektirdiler" diyen Erdoğan, 2 kızının da bu çileyi, sıkıntıyı çektiğini, imam hatipte okumalarına rağmen derse giremediğini belirtti. Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu yavrularım üniversiteye gidemediler bu ülkede. Çünkü onlara dediler ki 'Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.' Bu muameleyi yaptılar. Geldik ama sabırla geldik, dikkatli geldik ve 'Sabrın sonu selamettir' dedik. Şimdi artık başörtülü olarak yavrularımız üniversitelere giriyor mu, imam hatiplere giriyor mu, devlet dairesine giriyor mu? Sabrın sonu selamettir, mesele bu. Ama şimdi sizden ben başka bir şey istiyorum, çok çalışacaksınız, çok gayret edeceksiniz. Evvelallah üniversiteleri de katsayıları da yok zaten, artık istediğiniz yere, en ideal yerlere de gireceksiniz. Bir şey daha istiyorum sizden. Dershaneleri kaldırıyoruz. Devletin okulları var mı, var. Öyleyse dershane niye? Yani bizim vatandaşlarımızı hep bir meta olarak gördüler. Sürekli söğüşlediler. Orada çünkü büyük rant vardı. Yılda 1 milyar dolar. Bu rant kaybedilir mi? Tabii bundan dolayı adımlar atıldı. Ve şimdi biz bütün imkanları seferber ettik. Size dedik '2015'in Eylül'üne kadar müsaade. 2015'in Eylül'üne kadar okul açarsanız açarsınız ama artık dershane bitiyor.' Biz devlet olarak hafta sonlarında da yavrularımıza istedikleri takdirde ücretsiz olarak okullarında kursları da vereceğiz."

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR 41bPr sebpr m20b40s1b32z2z07ui m20b40st b37z 7a m7 EURO 2016 Elemeleri'nde Türkiye'nin rakipleri tanıdık Fransa'nın Nice kentinde bugün gerçekleştirilen EURO 2016 Elemeleri Kura Çekimi sonucunda Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Letonya, İzlanda ve Kazakistan ile A Grubu'nda mücadele edecek olan A Milli Futbol Takımı'na tanıdık rakipler çıktı. A Grubu'nda mücademe edecek olan ay-yıldızlı ekipte 1. torbadan gelern Hollanda ile 2. torbadan gelen Çek Cumhuriyeti en güçlü rakipler olarak dikkat çekti. Türkiye, 2004 yılında Portekiz'de yapılan Avrupa Şampiyonası finallerine gitmek için eleme oynadığı Letonya ile yıllar sonra aynı gruba düşerken, uzun bir aradan sonra İzlanda ile de aynı grupta yer aldı. İşte Türkiye'nin EU- RO2016 Avrupa Şampiyonası Grup Elemeleri'ndeki rakipleri: HOLLANDA: A Milli Takımımız, teknik direktörlüğünü Louis Van Gaal'in yaptığı Hollanda ile 2014 FIFA Dünya Kupası Elemeleri'nde de aynı grupta yer almıştı. Hollanda, tarihinde 1 kez Avrupa şampiyonluğu yaşadı. 1988'deki turnuvada zafere uzanan Portakallar, toplam 9 kere de Avrupa Şampiyonası finallerine katılma başarısını gösterdi. Dünya Kupası finalleri tarihinde de 3 kere finalist olma unvanına sahip Hollanda, iç sahadaki karşılaşmalarını başkent Amsterdam'daki Amsterdam Arena'da oynuyor. Türkiye'nin Hollanda ile oynadığı maçlarda ilginç sonuçlar alındı. A Milli Takımımız, Hollanda ile bugüne dek 10 kez karşılaştı. Son Dünya Kupası Avrupa Elemeleri'nde de aynı grupta yer alan iki ülke milli takımları arasında bugüne dek yapılan 10 maçın 2'sini Türkiye kazanırken, 5 karşılaşmada ise Hollanda sahadan galip ayrıldı. 3 karşılaşmanın berabere bittiği rekabette Türkiye'nin 5 golüne, Hollanda 12 golle cevap verdi. Dünya Kupası elemelerinde yapılan iki maçı da Hollanda, 2-0'lık sonuçlarla kazandı. Türkiye ile Hollanda arasındaki 6 resmi karşılaşmanın tamamı Dünya Kupası eleme gruplarında oynandı. Bu karşılaşmaların 4'ünü Hollanda kazanırken, 1'inde ay-yıldızlılar galip geldi, 1 maç da berabere sonuçlandı. Türkiye ile Hollanda, Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde ilk kez eşleşti. İki ülke A milli takımları arasındaki son 5 maçın ikisi golsüz sona ererken, diğer üçünü Hollanda kazandı. ÇEK CUMHURİYETİ: Son olarak Şubat 2013'te Manisa 19 Mayıs Stadı'nda oynanan hazırlık maçında karşılaştığımız Çek Cumhuriyeti'ni Pavel Vrba çalıştırıyor. Çekoslovakya'nın dağılmasının ardından yaklaşık 20 yıldır uluslararası şampiyonalarda mücadele eden Çek Cumhuriyeti'nin Avrupa şampiyonası tarihindeki en büyük başarısı İngiltere'de düzenlenen EURO 96'da final oynaması. 5 kere mücadele ettiği Avrupa şampiyonası elemelerinin 5'inde de finallere yükselme başarısını gösteren Çek Cumhuriyeti, EU- RO 2004'te de yarı final oynama başarısı gösterdi. EURO 2008 finallerinde 2-0 öne geçtiği o unutulmaz son grup maçında Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim teknik direktörlüğündeki A Milli Takımımıza 3-2 mağlup olup şampiyonaya veda etmişti. Çek Cumhuriyeti ile 7 kez karşılaştık. A Milli Takımımız, Çek Cumhuriyeti ile daha önce 7 kez karşılaştı. Çek Cumhuriyeti ile şimdiye dek 6'sı özel, 1'i resmi olmak üzere 7 maç yaparken, bu müsabakaların 4'ünü kaybedip, 2'sini kazandık, 1'inde de beraberlikle ayrıldık. Bu maçlarda 8 gol atarken, kalemizde ise 18 gol gördük. Türkiye ile Çek Cumhuriyeti ilk ve tek resmi maçlarını 15 Haziran 2008 tarihinde yaptı. EURO 2008'de, Cenevre'de oynanan ve tarihe geçen maçta A Milliler, Koller ve Plasil'in golleriyle 2-0 yenik duruma düştü. Maçı son 15 dakikada Arda Turan ve Nihat Kahveci'nin (2) attığı gollerle 3-2 kazanan milliler, gruptan çıkıp, çeyrek finalde mücadele etme hakkını elde etti. İki ülke milli takımları son maçlarını ise 6 Şubat 2013'te Manisa 19 Mayıs Stadı'nda oynadı. Bu özel maçı Çek Cumhuriyeti 2-0 kazandı. LETONYA: Teknik direktörlüğünü Marians Pahars'ın yaptığı Letonya, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Avrupa şampiyonası tarihinde ilk kez EURO 96 Elemeleri'ne katıldı. Toplamda 5 kez Avrupa şampiyonası elemelerinde mücadele eden Letonya, 1 kere finallere yükselme başarısını gösterdi. EURO 2004 Play- Off'larında A Milli Takımımızla karşılaşan Baltık ekibi, kendi sahasındaki maçı 1-0 kazandıktan sonra İstanbul'da oynanan rövanş müsabakasından 2-2'lik beraberlikle ayrılınca tarihinde ilk kez Avrupa şampiyonası finallerine yükselme başarısını göstermişti. Letonya, iç saha maçlarını başkent Riga'daki Skonto Stadyumu'nda oynuyor. Letonya ile oynadığımız maçlar. A Milli Takımımız, Letonya ile daha önce 4 kez karşılaştı. A Milliler, Letonya ile daha önce yaptığı 2'si resmi, 2'si özel 4 maçtan 1'ini kazandı, 2'sinde berabere kaldı, 1'ini de kaybetti. Türkiye, bu maçlarda 8 gol atarken, kalesinde 7 gol gördü. İki ülke arasındaki ilk maç 22 Haziran 1924'te Riga'da yapıldı. Özel maçı Türkiye 3-1 kazandı, ay-yıldızlı ekibin gollerinin 3'ünü de Zeki Rıza Sporel attı Avrupa Şampiyonası Elemeleri play-off baraj maçlarında ise Letonya, 15 Kasım 2003 tarihinde Riga'da yapılan karşılaşmayı 1-0 kazandı. 19 Kasım 2003'te İstanbul'da, BJK İnönü Stadı'nda yapılan maçta İlhan Mansız ve Hakan Şükür'ün golleriyle 2-0 öne geçen Türkiye, üstünlüğünü koruyamadı ve kalesinde gördüğü 2 golle müsabaka 2-2 bitti. İki ülke milli takımları son olarak 28 Mayıs 2013'te Almanya'nın Duisburg kentinde özel maçta karşılaştı. Karşılaşma 3-3 berabere sonuçlanırken, Türkiye'nin gollerini Olcay Şahan, Selçuk İnan (penaltı) ve Veysel Sarı kaydetti. İZLANDA: Teknik direktörler Lars Lagerback ile Heimir Hallgrimsson'un birlikte çalıştırdığı İzlanda, 11 kere katıldığı Avrupa şampiyonası elemelerinde bugüne kadar finallere yükselme başarısını gösteremedi Dünya Kupası Finalleri'ne gitme şansını Play-Off'larda elenerek kıl payı kaçıran İzlanda ile A Milli Takımımız, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'in idaresinde tarihinde ilk kez Avrupa şampiyonası finallerine yükselme başarısını gösterdiği EURO 96 Elemeleri'nde aynı grupta yer almıştı. İzlanda, iç saha maçlarını başkent Reykjavik'teki Laugardalsvöllur Stadı'nda oynuyor. İzlanda ile oynadığımız maçlarda ilginç sonuçlar ortaya çıktı. A Milli Takımımız, İzlanda ile bugüne dek 7 kez karşılaştı. A Milliler, 6'sı resmi, 1'i özel olmak üzere yaptıkları 7 maçta 4 kez sahadan yenilgiyle ayrılırken, 1 kez de galip geldi. 2 karşılaşma da berabere sonuçlandı. İzlanda'nın attığı 13 gole A Milliler, 9 golle yanıt verdi. İlk olarak 24 Eylül 1980'de Dünya Kupası elemelerinde İzmir'de karşı karşıya gelen iki ülke Milli Takımları'nın maçını İzlanda 3-1 kazandı. Bu karşılaşmada millilerin tek golünü penaltıdan Fatih Terim attı. Bu maçın rövanşını da 2-0 kaybeden ay-yıldızlılar, 1988'de Dünya Kupası elemelerinde rakibiyle 1-1 berabere kalıp, rövanşı da 2-1 kaybetti. 1991'de yapılan özel maçı ise İzlanda 5-1 kazandı. İzlanda ve Türkiye son olarak 1994'te Avrupa şampiyonası elemelerinde eşleşti. İlk maçı 5-0 kazanan milliler, rövanşta ise golsüz berabere kaldı. KAZAKİSTAN: Bir önceki Avrupa Şampiyonası olan EURO 2012 Elemeleri'nde de aynı grupta yer aldığımız Kazakistan, bugüne kadar iki kez katıldığı Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nden finallere yükselme başarısı göstermedi. Teknik direktörlüğünü Rus Yuri Kraznozhan'ın yaptığı Kazakistan, iç saha karşılaşmalarını başkent Astana'daki Astana Arena'da oynuyor. Kazakistan ile oynadığımız maçlar. A Milliler, Kazakistan ile bugüne dek yaptığı 4 maçı da kazandı. Türk Milli Takımı'nın toplam 15 golüne karşın Kazakistan 1 gol bulabildi. Türkiye ile Kazakistan ilk kez 2006 Dünya Kupası elemelerinde gerçekleştirdi. 9 Ekim 2004 tarihinde Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yapılan maçı Türkiye, Gökdeniz Karadeniz, Nihat Kahveci ve Fatih Tekke'nin (2) golleriyle 4-0 kazandı. 8 Haziran 2005 tarihinde Almatı'da yapılan rövanş maçını ise Türkiye bu kez 6-0 kazanırken, gollerini Fatih Tekke (2), Tuncay Şanlı (2), İbrahim Toraman ve Halil Altıntop attı. İki ülke milli takımlarının yolları 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde yine kesişti. 3 Eylül 2010 tarihinde Astana'da yapılan maçı ay-yıldızlı ekip Arda Turan, Hamit Altıntop ve Nihat Kahveci'nin golleriyle 3-0 kazandı. Milliler, Türk Telekom Arena'da 2 Eylül 2011'de yapılan rövanşı ise Burak Yılmaz ve Arda Turan'ın golleriyle 2-1 galip tamamladı. (CİHAN) Federasyon Başkanı Çintimar: Hedefimize ilerliyoruz Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar, Uluslararası Balkan Salon Atletizm Şampiyonası nın istedikleri gibi geçtiğini ve 'hedef Rio' sloganıyla çıktıkları yolda çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Atletizm Milli Takımı'nın, sezonun ilk önemli şampiyonasında Aslı Çakır Alptekin Atletizm Salonu nda piste çıktığını belirten Başkan Çintimar, 15 ülkeden yaklaşık 300 sporcunun katıldığı şampiyonanın başarıyla gerçekleştirildiğini söyledi. Başkan Çintimar, "Hedef Rio sloganı ile yola çıktık ve bu yolda her şampiyona bizler için önemli. Sporcularımıza en iyi imkanları sunarak şampiyonalara katılmalarını sağlıyoruz. Bugün de toplamda 12 madalya kazanarak erkeklerde şampiyon olduk ve kadınlarda da ikinci sırayı elde ettik. Türk atletizmine kazandırdığımız ivme, inanıyoruz ki Rio 2016 da en yüksek seviyeye çıkacak." dedi. "TÜRK ATLETİZMİ GELİŞİYOR" Atletizm Federasyonu'nun ana sponsorlarından Turkcell Kurumsal İletişim ve İlişkilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler ise şampiyona ile ilgili yaptığı açıklamada, "Gençlik ve Spor Bakanlığı himayesinde Türkiye Atletizm Federasyonu ile yürüttüğümüz projede, önümüzdeki dönemde atletizmde fark yaratacak bir gelişme hedefliyoruz. Bu şampiyona işbirliğimiz sonrası güzel bir noktada olduğumuzu gösterdi. Milli sporcularımız şampiyonada 12 madalya kazanarak bizleri gururlandırdı. İlerleyen dönemde de millilerimizin ülkemize madalya kazandıracağından şüphemiz yok." dedi. BALKAN SALON ATLETİZM ŞAMPİYONA- SI'NDA TÜRKİYE 13 MADALYA KAZANDI Bu arada dün akşam sona eren Balkan Salon Atletizm Şampiyonası'nda Türkiye erkeklerde 2 altın, 2 gümüş, 1 bronz madalyayla şampiyonayı birinci sırada tamamladı. Türkiye, Kadınlarda ise 1 altın, 4 gümüş ve 3 bronz madalya alırken, Romanya'nın ardından ikinci oldu. Türkiye, 19. Balkan Salon Atletizm Şampiyonası'nda toplamda ise 13 madalya kazandı. Aslı Çakır Alptekin Atletizm Salonu'nda düzenlenen şampiyonada Türkiye erkeklerde 2 altın, 2 gümüş ve 1 bronz madalya ve 133 puanla birinci oldu. Türkiye'nin ardından ikinciliği 132 puanla Romanya elde ederken, Sırbistan 98 puanla şampiyonayı üçüncü sırada tamamladı. Kadınlarda ise 1 altın, 4 gümüş ve 3 bronz madalya alan Türkiye, 150,5 puanla birinci olan Romanya'nın ardından 138,5 puanla ikinci sırada yer aldı. Bayanlarda üçüncülüğü 84 puanla Bulgaristan elde etti. Erkeklerde 3 bin metrede Ali Kaya, 1500 metrede ise İlham Tanui Özbilen altın madalyanın sahibi oldu. 400 metrede Yavuz Can, 800 metrede de Halit Kılıç gümüş, 60 metrede ise Yiğit Can Hekimoğlu bronz madalya aldı. Kadınlar 3 bin metrede Emine Hatun Tuna altın madalya kazanan ilk isim oldu. 60 metrede Sibel Ağan, üç adım atlamada Büşra Mutay, sırıkla atlamada Buse Arıkazan ve 800 metrede Gamze Bulut gümüş, 400 metrede Emel Şanlı, yüksek atlamada Burcu Ayhan Yüksel, gülle atmada Emel Dereli ise Türkiye'ye bronz madalya kazandırdılar. ATLETİZMDE 2013 ÜN EN İYİLERİ BELİR- LENDİ Bu arada Türkiye Atletizm Vakfı nın bu yıl ilkini düzenlediği Türkiye Atletizm Vakfı Ödülleri 2013 te ödüller sahiplerini buldu. Yılın erkek atleti ödülünü kazanan İlham Tanui Özbilen e ödülünü Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar verirken, Emel Dereli yılın kadın atleti ödülünü, Türkiye Atletizm Federasyonu eski başkanı Mehmet Terzi den aldı. Yılın genç erkek atleti Ali Kaya ya ödülünü Türkiye Atletizm Vakfı Başkanı Ali Ergenç verdi. Yılın genç kadın atleti ödülünü kazanan Eda Tuğsuz da ödülünü TMOK Yönetim Kurulu Üyesi Oktar Tertemiz den aldı. Yılın atletizm kulübü ENKA ya da ödülü EAA Yönetim Kurulu Üyesi Salih Münir Yavaş takdim etti. (CİHAN)

15 SAYFA 16 Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, "İzmir Adnan Menderes Havalimanı iç hatlar terminali, mart ayında açılacak. Hizmete girecek iç hatlar terminali, yıllık 20 milyon yolcuya hizmet verebilecek. Avrupa nın çevreye en duyarlı havalimanı olma özelliğini taşıyor" diye konuştu 24 Şubat 2014 Pazartesi İZMİR ADNAN MENDERES AVRUPA'NIN EN İYİSİ OLACAK Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, 20 milyon yolcuya hizmet verecek İzmir Adnan Menderes Havalimanı iç hatlar terminalinin, mart ayında açılacağını bildirdi. Elvan, Yap-İşlet-Devret modeli ile 260 milyon avroya mal olan terminal ile birlikte Adnan Menderes'in Avrupa nın çevreye en duyarlı havalimanı olma özelliğini taşıdığını ifade etti. Bakan Elvan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 250 milyon avroluk yatırımla dış hatlar terminali 2006'da tamamlanan İzmir Adnan Menderes Havalimanı nda, iç hatlar da mutlu sona yaklaşıldığını söyledi. İç hatlar terminalinin mart ayı içinde açılacağını bildiren Elvan, yeni terminalin açılmasıyla havalimanının tam kapasiteyle hizmet vermeye başlayacağını belirtti. Adnan Menderes Havalimanı nın 2003'te yaklaşık 2 milyon 338 bin olan yolcu sayısının, 2013'te yüzde 337'lik artışla yaklaşık 10 milyon 209 bine çıktığını ifade eden Elvan, yıllık 20 milyon yolcuya hizmet verebilecek iç hatlar terminalinin açılmasıyla havalimanının yıllık yolcu kapasitesinin 30 milyona ulaşacağını kaydetti. Elvan, iç hatlar terminalinin 260 milyon avroya mal olduğunu belirterek, "Bu iş için devletin kasasından tek kuruş çıkmadı. Havalimanı Yap-İşlet-Devret modeli ile tamamlandı" dedi. Birçok ilke imza attı Bakan Elvan, İzmir Adnan Menderes Havalimanı nın birçok alanda da ilklere imza attığını söyledi. İzmir Havalimanı nın Avrupa Uluslararası Havalimanları Konseyi tarafından "Eko Yenilik Ödülüne" layık görüldüğünü hatırlatan Elvan, "Ayrıca, Birinci Seviye Karbon Salımı Doğrulaması Sertifikasının sahibi olan dış hatlar terminali, Yeşil Kuruluş unvanını da aldı. İç hatlar terminali ise dış hatlar terminalinden daha yeşil ve çevreci. Aynı zamanda 'Engelsiz Havalimanı' kuruluşu belgesini almaya hak kazanan bir havalimanıdır" diye konuştu. Adnan Menderes Havalimanı na yapılan yatırımların süreceğini belirten Elvan, havalimanı apronu ile bağlantı taksi yolları yapımı için de çalışmalara başlandığını kaydetti. Bakan Elvan, İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nın 2015 yılına kadar tüm işleri bitmiş, tam kapasite hizmet veren bir havalimanı olacağını söyledi. Havalimanının yeni haline kavuşmasında eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ın e- meğinin büyük olduğunu ifade eden Evlan, "Bu nedenle İzmirliler adına kendisine teşekkür ediyorum" dedi. Adnan Menderes Havalimanı Şehir merkezine 18 kilometre mesafedeki Adnan Menderes Havalimanı nda 3240x45m ebadında 2 adet pist ve 34 adet uçak park yeri olan 2 adet apron bulunuyor. Havalimanı ayrıca 7 bin 794 metrekare kapalı, 13 bin 525 metrekare açık olmak üzere toplam 21 bin 319 metrekare kargo terminaline sahip arasında Adnan Menderes Havalimanı na yapılan öz kaynak yatırımların toplamı, 2014 fiyatlarıyla yaklaşık 121 milyon lirayı buluyor. Aynı dönemdeki Yap-İşlet-Devret modelindeki yatırımların toplamı ise yaklaşık 385 milyon avro oldu. Toplam 203 bin 279 metrekare alana sahip yeni iç hatlar binasında 61 bin 536 metrekare oturma alanı yer alıyor Aralık itibariyle günlük 211 uçağın kullandığı Adnan Menderes Havalimanı, günde 27 bin 969 yolcuyu ağırlıyor. CHP'li Eroğlu da konut sözü verdi Cumhuriyet Halk Partisi Aliağa Belediye Başkan Adayı İnşaat Mühendisi Barış Eroğlu vatandaşla buluşmalarına Helvacı beldesinde devam etti. Gün içerisinde birçok görüşme ve ziyaret gerçekleştiren genç aday Eroğlu, Helvacıda fırtına gibi esti. İlk olarak Helvacı daki Belediye kreşini ziyaret eden Eroğlu, daha sonra esnafı ziyaret edip, pazarcı esnafıyla buluştu. Gördüğü yoğun ilgi ve coşku karşısında her geçen gün daha da güçlendiklerini dile getiren Eroğlu Helvacı ya en iyi hizmeti vereceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın dedi. İmar konusuna da değinen Genç Başkan adayı Barış Eroğlu, Vatandaşımızın imar konusunda sıkıntıları var. İnşaat mühendisi olduğumdan, vatandaşımızla sohbetlerimizde imar konusu ön plana çıkıyor. Helvacı konum olarak sanayi bölgesine çok yakın fakat burada konut üretimi yetersiz. Yeni imar planları ile beraber çok büyük ve ciddi çalışmalara yapılması gerekli. Helvacı nın içinde yapacağımız gibi Aliağa da da yeni konut alanları oluşturacağız. Şuanda daireler ateş pahası olma noktasına geldi. Ev yapacak arsa kalmadı. Vatandaş ev edinemez durumda. Şunu açık ve net söylemek istiyorum. Biz yapacağımız, planlarla hem müteahhitlere ucuza mal etme hem de halka ucuza konut alma imkânı sunacağız. Çünkü bizim ülkemizde vatandaşımıza hayaliniz nedir? Diye sorduğunuzda öncelik bir evim olsun der. Daha sonra da bir araba diye söyler. İşte biz vatandaşımızın O, ev hayalini çok uygun şartlarda sunacağız. dedi. (HABER MERKEZİ) TOKİ'den arsa yatırımcısına 2014'ün ilk fırsatı Başbakanlık Toplu Konut İ- daresi Başkanlığı, arsa y- atırımcısına 2014 ün ilk fırsatını sunuyor. İdare, aralarında Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Erzurum gibi büyükşehirlerin de bulunduğu 16 şehirdeki 55 arsayı açık artırma yöntemiyle satacak. Konut, ticaret, ilköğretim okulu, otel, spor tesisi, tarım ve eğlence alanı niteliğindeki arsalar, yüzde 10 peşin 120 aya varan vadelerle satışa sunulacak Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), aralarında Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Erzurum gibi büyükşehirlerin de bulunduğu 16 şehirdeki 55 arsayı açık artıma yöntemiyle satacak. TOKİ, Hazine'ye herhangi bir yük getirmeden, ihtiyacı olan finansmanı arsa ve iş yeri satışlarıyla kaynak geliştirme projelerinden elde ediyor. Böylelikle yoksul ve alt gelir grubundaki vatandaşların da kaliteli çağdaş ve güvenilir mekanlarda ikamet edebilmeleri sağlanıyor. İdare, arsa yatırımcısına 2014'ün ilk fırsatını 6 Mart'ta sunacak. Düzenlenecek açık artırmayla mülkiyetindeki 55 arsa satışa çıkarılacak. Müzayede, Eskidji firmasının İstanbul'daki merkezinde saat 14.00'te gerçekleştirilecek. TOKİ'nin Ankara Bilkent'teki merkez binasından müzayedeye canlı bağlantı yoluyla teklifler alınabilecek. Satışa çıkan arsalardan almak isteyenler ayrıca " internet adresinden de teklif verebilecek. Başkentte 15 arsa satışta Müzayedede, Ankara'da bulunan 15 arsa da satıcıya sunulacak. Sincan Temelli'de bulunan, konut alanı niteliğindeki 9 arsanın fiyatları 1 milyon 312 bin liradan başlıyor. Bu arsalar, yüzde 25 peşin 36 ay vadeyle satılacak. Esenboğa bölgesindeki konut arsası ise yüzde 25 peşin 36 ay vade, 700 bin lira muhammen bedelle alıcıya sunulacak. Mamak Yatıkmusluk'ta bulunan merkezi iş alanı niteliğindeki arsa 7 milyon 942 bin lira, Polatlı Hacıtuğrul'daki arsa 758 bin lira muhammen bedelle satılacak. Keçiören Şenyuva'da otel yapımına uygun 2 arsa 35 milyon ve 38 milyon lira bedelle satışa sunulurken, yine Keçiören Ayvalı'daki spor tesisi alanı ise 3 milyon 195 bin lira muhammen bedelle satışa çıkarılacak.keçiören'deki arsalar yüzde 10 peşin 120 ay vadeyle satılacak. İstanbul Başakşehir'deki 2 arsa da düzenlenecek açık artırmada satışa çıkarılacak taşınmazlar arasında yer alıyor. İkitelli'deki 2,3 dönüm büyüklüğündeki arsa, 5 milyon 876 bin lira, Hoşdere'deki 7,4 dönüm arsa ise 22 milyon 501 bin lira muhammen bedelle satılacak. Silivri Alipaşa'daki 319,9 dönümlük tarım alanı ise 15 milyon 995 bin lira muhammen bedelle açık artırmaya çıkacak. Kocaeli Derince'de 4 ayrı ticaret alanı yüzde 25 peşin 36 ay vadeyle satılacak. Antalya dünyanın en çok ziyaretçi çeken 3. şehri oldu Antalya, dünyanın en çok ziyaretçi çeken şehirleri sıralamasında Londra ve Paris'ten sonra üçüncü oldu. AA muhabirinin Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) tarafından hazırlanan 2013 Turizm Raporu'ndan derlediği bilgilere göre, zengin turistik değerleri ve destinasyonlarıyla Türkiye, her geçen gün dünya turizm liginde daha da yükseliyor. Antalya, dünya tuizm devleri sıralamasında yaklaşık 12 milyon yabancı ziyaretçi sayısıyla Londra ve Paris'in ardından üçüncü sıraya yerleşti. İstanbul da en çok ziyaretçi çeken ilk 10 şehir arasına girmeyi başardı. Asya ülkelerinden Bangkok, Singapur ve Hong Kong ise gelen turist sayısına göre, İstanbul'dan ön sıralarda bulunuyor. İstanbul'u, uluslararası kitap fuarlarıyla da turizmin yıl boyunca canlı tutulduğu Madrid, Dubai, Frankfurt, Seul, Roma ve New York izliyor.