Kılıçdaroğlu İzmir'de İhsanoğlu'na destek istedi

Transkript

1 Kiraz'dan Selçuk'a Küçükmenderes'in sesi / 30 Kuruş (KDV Dahil) 19 Temmuz 2014 Cumartesi / Sayı: 3489 Kılıçdaroğlu İzmir'de İhsanoğlu'na destek istedi BU TOPRAKLARDA BEREKETİ, BARIŞI, KARDEŞLİĞİ EKTİK. ONUN İÇİN DİYORUM Kİ; EKMEK İÇİN EKMELEDDİN Ceren Atmaca / Serhat Yıldız İzmir'de Türkiye'nin en büyük tam otomatik 280 araç kapasiteli 11 katlı ve 4 asansörlü otoparkının açılışına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anadolu toprakları bereketli topraklardır. Bu topraklarda bereketi, barışı, kardeşliği ektik. Onun için diyorum ki; ekmek için Ekmeleddin dedi. Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek turu kapsamında İzmir'e gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaretinin ardından Türkiye'nin en büyük tam otomatik 280 araç kapasiteli 11 katlı ve 4 asansörlü otoparkının açılışına katıldı. Başbakan Erdoğan'a sık sık 'Bir belediye hizmeti nasıl verilmek isteniyor senin belediye başkanların öğrenmek istiyorsa onları İzmir'e göndereceksin' dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, Hizmet veriliyor ama kaça veriliyor çok önemli. İzmir'de yaşıyorsunuz, İzmirli olmak güzel bir şey. 81 ilden yurttaşımız var. Huzurun ve barışın kenti gibi İzmir. Anadolu'nun batıya açılan kapısı. İzmir pek çok şeyde ilk imzayı atan şehirdir. Kentli olmak kolay bir şey değil. İlk otomobil üretildiğinde herhalde hiç kimse park sorunu çıkacak diye düşünmemiştir. Ama en temel sorun olarak karşımıza çıkıyor ama yaratıcı bir belediye başkanı bu sorunu çözmeye çalışır. Sayın Kocaoğlu, birçok önemli projeye imza attı. Güzel bir tesisi hep beraber açacağız. "İzmir bir başkadır" 280 araç burada kalacak ve araç sahipleri araçlarını güven içinde buraya bırakacaklar. Anadolu toprakları bereketli topraklardır. Bu topraklarda bereketi, barışı, kardeşliği ektik. Onun için diyorum ki; ekmek için Ekmeleddin diye konuştu. UYGULAMALI OLARAK GÖSTERİLDİ Açılışta konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise İzmir'de eleştirilere neden olan aktarmalı ulaşım sistemi hakkında konuştu. Otobüs sayısını neredeyse 3'te 2 oranında azalttıklarını belirten Kocaoğlu şöyle konuştu: Trafik rahatladı ama bunun ceremesi de sevgili hemşehrilere bir defa inip binmeye mal oldu. AVRUPALI ÖĞRENCİLER İZMİR'İ KEŞFETTİ Avrupa Perspektifinden Sanatta Kültürel Kodlar projesi farklı kültürlere sahip üniversite öğrencilerini İzmir'de buluşturdu. Proje kapsamında kentin kültürel mirasını keşfeden yabancı öğrenciler, geleneksel keçe ve ebru sanatıyla da tanıştılar. FARKLI KÜLTÜRLER BULUŞTU Avrupa Perspektifinden Sanatta Kültürel Kodlar projesi, Yaşar Üniversitesi ev sahipliğinde İzmir'de gerçekleştirildi. Grafik Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kahyaoğlu koordinatörlüğünde Hemşehrilerimiz şu anda bizi sahiplendi. Alışıyoruz ama biz de ekibimizle birlikte istatistikleri masaya yatırıp nerede sıkıntı var gidermeye ve hemşehrilerimizi daha hızlı, konforlu ve güvenli ulaştırmaya çalışıyoruz. Alsancak'ta ciddi bir otopark sıkıntımız var. Bunu hızlı bir şekilde aşıp hem trafik problemini, hem de otopark problemini sağlamaya çalışıyoruz. Bize 3. dönem verdikleri desteğin hakkını vermeye çalışıyoruz. Konuşmaların ardından Kılıçdaroğlu, milletvekilleri, belediye başkanları ve vatandaşlar tarafından otoparkın açılışı yapıldı. Daha sonra araçların nasıl park edileceği uygulamalı olarak gösterildi. tamamlanan proje kapsamında Finlandiya, Portekiz, İspanya ve Türkiye'den toplam 24 öğrenci iki hafta boyunca sanat, kültür, tasarım ve yeni medya uygulamaları üzerine teorik derslerin yanı sıra çeşitli atölye çalışmalarında uygulama yapma olanağı buldular. EBRU SANATINI TANIDILAR Keçe ve ebru sanatı üzerine atölye çalışmaları gerçekleştiren öğrenciler, İzmir, Tire, Birgi ve Seferihisar'da da çeşitli çalışmalara katıldılar. Ayrıca sualtı çekim atölye çalışmasıyla da farklı ortamlarda görüntüleme üzerine deneyim kazandılar. Son iki yılda Türkiye ortalamasına göre genelleme zeytin üretiminin 165 bin ton olduğunu ve 600 milyon dolar bütçenin olduğunu belirten Pirgion Balabanlı yolu sürücülere zor anlar yaşatıyor Soğuk İşlem Zeytinyağı İşletmesinin sahibi Kerem Çakıroğlu zeytinin ve zeytinliklerinin korunması gerektiğinin altını çizdi. 3'te Ödemiş-Balabanlı yolunda Küçük Menderes yatağının değiştirilmesi sonrası yenilenen köprü sürücülere zor anlar yaşatıyor. 5'te SAVAŞ ÇOCUKLARI Melek Göztepe sayfa 2'de Kızamık ve tifüs derdi!

2 2 19 Temmuz 2014 / Cumartesi Kızamık ve tifüs derdi! D ünyanın 2. Dünya Savsşı'nda ( ) bu yıllarda, Kızamık ve Tifüs, bit ve böceklerden geçen, can alıcı bu dertler, o yıllarda yurdumuza bunların Mısır ülkesinden geldiği söylenirdi. Yurdumuzda bu menhu (uğursuz dertler) çok canlar aldı. 2. Dünya Savaşı, gençlik yıllarım! Ondört-onbeş yaşlarındayım. Herkeste bit, pire, yavşak, sirke, tahtakurusu vardı. Bunlar, kişi ile birlikte yaşam sürüyorlardı. Tifus hastalığı yaygınlaştı. Genelde, bitten geliyor, denildi. Mısır ülkesinden geliyormuş, dendi. Çöl rüzgarı yurdumuza çölden doğru getirdi, dendi. Tifusun diğer adı lekeli humma idi. İnsan vücudunda küçük kuşların gözleri kadar kırmızı benekler oluşturur, aynı kızamık hastalığı gibi. 1940'lı yıllarda, adı Türk sahibi Fransız Honero Dumas vardı. Kızamık: Genellikle iki veya dört yılda bir salgınlığa neden olur, sıklıkla çocuklarda oluşur, görülür. Bir kez kızamık geçiren çocuk, geçirmediği ise çocukluğunda, büyüdüğünde de görülür. Bir kez tutulup geçiren bu Kızamık hastalığını bir daha geçirmez, bağışıklık kazanır, virüs kökenlidir. Kırmızı benekler bütün vücutta oluşur! Tifüs benekleri gibi oluşan beneklerin süresi on veya on iki gündür. Her iki dert de, 2. Dünya Savaşı'nda oluşmuş, çok canlar almış. Bit, Sirke, Yavşak, Pire, Tahtakurusu her kişide oluşmuş, fakir, zengin dememiş kişilerde oluşmuştur. Kişi ile yaşamışlardır. Sonra Amerika Birleşik Devletleri DDT adında bir toz ilaç icat edip üretmiş. Bu Mel'hus (uğursuz) drtler kökünden yok edilmişti. Tütün şirketinin dış ilişkiler satış temsilcisi, İtalyan Valori idi. Otuz yaşlarında, otuzbeş-otuzaltı kilo, idi ve pek sağlıklı değildi. Babam Beşikçi dükkânlarımızın (sırasıra- bitişik altı dükkân) kasaphanenin batısında idi. Dükkânlar, belediyece istimlâk olup kapatılınca Hacı Sadık Akseki Kardeşi Ali Molla Akseki, Ödemiş'in tam ortasında tam betonarme dört katlı lüks otel yaptırmışlardı. Şimdi oluğu yerde Vakıflar Bankası var. 1930'lu yıllar yapısı otel yıkılmıştı. Yerine bu Vakıflar Bankası yapılmıştı. Babam, Beşikçi Mehmet Nuri Erdal, 1940'lı yılların da, bu oteli altı yıl kadar kiralamıştı. Otelin adı Merkez Oteli idi. Tütün şirketleri sahipleri otele gelirlerdi. Yıllar, yazdığım gibi Tifüs, Kızamık, Tüberkilos, Sıtma yılları. En zararlısı, bitten gelen Tifüs hastalığı idi. Daha önce yazdığım gibi, kızamıkta olduğu şekilde küçük kırmızı benekler oluşurdu. Ödemiş Hekim bakımından fakirdi. Hekim olarak eşraftan hekim, sevgili saygın meddep sima (terbiyeli kişi) Avukat Erdal Güren Bey'in babası rahmetli Rıza Güren ile, Operatör (o zamanları cerrah derdik) hem de Kaymakçı bucağında eşinin işlettiği değirmenci Hekim Muhittin Bey ve tütün tüccarı Hekim Hüsnü Seymen. Ve bir de Ödemiş Uzun Sokak'ta Arap Hekim dediğimiz Nurettin Bey vardı. (Soyadı Adıson) Ninem Ayşe Çelikkol beni bu Arap Nurittin Hekime götürdü. Ondört-onbeş yaşlarındayım. Kulağımı çekti. Nineni üzme, bir daha gelme sağlansın! dedi. 19 Temmuz BÜTÜN Eczanesi 20 TemmuzEVİN Eczanesi Mustafa ERDAL Verdik üç lira ayrıldık. Ege Tütün şirketi sahibi Honera Dumas babama, Baban hatırı ile ananla küsme, ananın hatırı için babanla küsme, İzmir'de Büyük Hastane baştabibine gidin, Valori'ye muayene ettirin! diyor. Baştabib Hüsamettin Petek, insan mı insan! Hekimliğinden önce insan! 1950'li yılların başında Demokrat Parti'den Meb'us milletvekili adayı oldu. İki kez oldu, kazanamadı. Bu kadarına kibar insan Başhekim Hüsamettin Petek. Okuyunuz, kendileri duymasın Nev/Yeni Dostum Hekim Rıza Güren Bey'in oğlu Avukat Erdal Güren baban 'siluetini' gönderdi. O yıllar biz onaltı kişi, kayıtsız-şartsız Demokrat Parti Gençlik Birliği'yiz. Altı ayda bir aramızda seçimsiz başkan oluyoruz. Aramıza, sonraları isi devre Belediye Başkan olan Muzaffer Gönen, Demirci Halil Mızrak'ın oğlu Kemal Mızrak (Ateşin Kemal!) gibi İzmir Lisesi'nden mezun olan mezunlar vardı. Bu nedenle, Ödemiş-Birgili Koca doktor Mustafa Enver'in inşaa ettirdiği, Ege bölgemize hizmet veren fakir-zengin hastanesi ünlü Bahribaba Parkı'nın doğusunda Baştabib Hüsamettin Petek Bey'in yanına Valori ile birlikte gittik sabah sabah. Başhekim Hüsamettin Petek bey ayağa kalktı, ceket düğmesini ilikledi, buyur etti, bana: Erdal oğlum hayrola? Hüsamettin Bey ağabey, arkadaşım Valori Tifüs olmuş, baktırmaya geldik! dedim. Makamıda büyüteçlerle baktı, tifüs değil, kızamık geç kalmış, amma geçer. On-oniki gün sürer dedi. Bir nostalji sizlerle saygılı okuyucularım. Farklı Bakış B ir çocuk yüzü görüyorum ekranımda kanlar içinde. Gözleri açık ama bakışları donmuş. Büyümek isterken büyümüş olanların hışmına uğramış. Oynarken ölüm yakaladı diyor açıklamalarda. Geleceğe dair hiçbir planı olmayacak onun. Ona dair ailesinin de. Savaş çocuğu bu. Savaş büyümesini beklememiş. Ama büyümeden, büyük işler başarmadan poz vermiş sanki ekranlara ve ders çıkarmak isteyenlere. Savaşın kazanı yoktur. Savaş beraberinde onulmaz acıları getiriyor, yitimleri, yetimleri, acıları, umut SAVAŞ ÇOCUKLARI bitimlerini, dağılmış yıkılmış bir toplumu bırakıyor ardında. İnsanlığın dibe vurduğunun kanıtı, çocukların hedef alınması Zaten savaşta insanlık ve mantık aramada belki de yanlışlık. Söyleyecek çok şey var ama söyleyemiyorum. Çocuklar sözün bitirildiği nokta Ağlıyorum adını bile bilmediğim bir küçük yavruya Savaş çığırtkanlığı yapan büyüklere inat tertemiz yürekleriyle çırpınan bakışlarında derin göllerin sessiz karanlığı kıyameti muştular gibi keskin nefretin en koyu uğultusu süzülmüş o bakışlardan bir baş kaldırı belki yaşananlara belki sessiz direniş ya da ölüme meydan okuyuş savaş çocukları bunlar oyun nedir bilmeden özgürce koşmadan geleceğe dair umut büyütmeden sümbüllenmeden toprağa düşen anaların yüreklerini yakan barut kokulu savaş çocukları ağlıyorum adını dahi bilmediğim savaş çocuklarına Bölgedeki tüm gazete bayilerinde e mail: kucukmenderes@hotmail.com Yayın Hakkı Sahibi Şükran Berber Sor. Yazı İşl. Müdürü Sermin Akçakmak Genel Koordinatör Osman Berber Başar Uçar Haber koordinatörü Kerem Karamanlıoğlu foto: studyo35mm Sayfa editörü Şakir Keskin Muhabir YÖNETİM YAZIŞMA ADRESİ Cumhuriyet Cad. 2 / Ödemiş Dağıtım

3 3 19 Temmuz 2014 Cumartesi ÖDEMİŞ'İN İLK TÜRK ZEYTİNYAĞCI AİLESİNİN DÖRDÜNCÜ KUŞAĞI KEREM ÇAKIROĞLU ZEYTİNLİKLER İÇİN TEKLİF EDİLEN YASA HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER YAPTI Bu bir soykırımdır Kerem Karamanlıoğlu - Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanarak meclise sunulan zeytinliklerin ıslahı ve yabanilerin aşılattırılması hakkındaki kanun değişikliği hakkında tartışmalar devam ediyor. Tasarının içeriği tam olarak kamuoyu ile paylaşılmasa da Türkiye'nin gündeminde olan değişiklik teklifinde 25 dekarın altında olan zeytinliklerin koruma dışı bırakılarak maden aramalarına ve imara açılması konuları gündemdeki yerini koruyor. Bu konuda Türkiye'nin en çok ege bölgesinin etkileneceğini söyleyen zeytincilik sektörü mensupları Türkiye'nin diğer bölgelerinde zeytinlerin üreticilerin kendi eli diktiğini ege de ise zeytinliklerin maden araması yapılmak istenilen yerlerde dağlık bölgelerde küçük zeytinlilerden oluştuğunu belirtiyorlar. SON İKİ YILDA TÜRKİYE'DE ORTALAMA 165 BİN TON ZEYTİN ÜRETİLDİ 600 MİLYON DOLAR BÜTÇESİ VAR Son iki yılda Türkiye ortalamasına göre genelleme zeytin üretiminin 165 bin ton olduğunu ve 600 milyon dolar bütçenin olduğunu belirten Pirgion Soğuk İşlem Zeytinyağı İşletmesinin sahibi Kerem Çakıroğlu zeytinin ve zeytinliklerinin korunması gerektiğinin altını çizdi. TÜRKİYE'DE 170 MİLYON ZEYTİN AĞACI VAR Şuan için Türkiye'de 170 milyon zeytin ağacının olduğunu söyleyen Kerem Çakıroğlu zeytinin 3 büyük inancın kitaplarında da zeytinin kutsal bir meyve olduğunu dikkat çekti. ÖDEMİŞ VE BİRGİ'NİN İLK TÜRK ZEYTİNYACILARI Ödemiş ve Birgi'nin ilk Türk zeytinyağcı ailenin dördüncü kuşağı olan Zeytinyağcı Kerem Çakıroğlu, Küçükmenderes havzasının da kadim zenginliğinin zeytin olduğunu belirtti. Konu ile ilgili olarak bilgi veren Çakıroğlu şunları söyledi: Zeytin öncelikle tarihi geçmişi olan ve insanlığa en büyük miras olan kutsal önemli meyvelerden birisidir. Üç büyük inancın kitaplarında da zeytinden övünülerek bahsedilir. Tarihe baktığımızda egeli Homeris zeytinyağı için sıvı altın derken hekimlerin atası Hipokrat'ta zeytin için en iyi ilaç zeytinyağıdır demiştir. ZEYTİN; İLAÇTIR, YEMEKTİR, ŞANDIR, BARIŞTIR KÜLTÜRDÜR Bölgemizin de en önemli tarım ürünlerinden birisi de kadim zeytindir. Zeytin aynı zamanda ilaçtır, yemektir, sağlıktır, şandır, barıştır ve en önemlisi tarihi bir kültürdür. Şair Nazım Hikmet'te zeytin ile ilgili olarak şöyle der yani öylesine ciddi alacaksın ki yaşamayı yetmişinde bile zeytin dikeceksin der. ZEYTİN İNSANLIĞA BIRAKILMIŞ MİRASTIR Ödemiş ve Birgi'nin ilk Türk zeytinyağcı ailenin dördün kuşağı olarak zeytin benim için insanlığa bırakılmış en büyük mirastır. Bugün bizlerin en büyük görevlerinden birisi bize miras kalan zeytin ağaçlarını en iyi şekilde bakarak gelecek nesillere aktarmaktır. İnanıyorum ki eski Türklerin olduğu yâda Kızılderililerin yaşadığı yerde zeytin olsaydı o insanlar zeytine tanrı kabul ederlerdi. Bizler zeytin ağacının meyvesinden, yağından, çalısından, yaprağından, prinasından yararlanmaktayız. Zeytinden inanıyorum ki en azından bir bu kadar daha bilmeden yararlandığımız konular vardır. Zeytin bölgemizde de atalarımızdan bize kalan mirastır. ZEYTİN TAŞINMAZ MÜLK KADAR DEĞERLİDİR Zeytin bir kültür ve zenginliktir. En az taşınmaz bir mülk gibi değerlidir. Böylesine övünerek bitiremediğimiz bir zenginlik varken bunu ortadan kaldırma girişimlerini nedir anlamış değilim. Meclise sunulan yasa değişikliği hakkında halkımızın da bildiğini inanıyor ve bu durumun düzeleceğine inanıyorum. ÜLKEMİZDE YER ÜSTÜ ZENGİLİĞİ YAR ALTI ZENGİNLİĞİNDEN ÇOK FAZLA VE DEVAMLILIK ARZ EDİYOR Başta bölgemizde olmak üzere Türkiye'nin birçok bölgesindeki yer üstü zenginliği yeraltı zenginliğinden daha çok fazla olduğunu ve devamlılık arz ettiğini hepimiz biliyoruz. Topraktan maden bir kere çıkarılır ama toprak üzerindeki ürünün yıllar boyunca hasadı yapılır. Ülkemizde tarım politikasında sıkıntılar var. Tarımda en büyük engellerden biride miraslarla birlikte toprağın bölünmesidir. Büyük tarımın yapılamaması toprakların sürekli kardeşler arasında bölünmesidir. Parselli hisseli arazilerde büyük tarım maalesef oluşmuyor. Bunun içinde zeytinliklerde sürekli bölünüyor. BÖLGEMİZDE 25 DEKARIN ÜZERİNDE ZEYTİNLİK YOK GİBİ Kuzey ve güney ege de neredeyse 25 dekarın üzerinde zeytinlik yok gibi. Bu anlamda meclise sunulan yasada en çok etkilenecek alanın üzerindeyiz. Sadece Ödemiş ve bölgesinde 20 tane zeytinyağı fabrikası var. Bu fabrikalarda birçok işçi çalışmakta bu işten birinci ve ikinci derece birçok insan evine ekmeğini zeytinden elde ettiği gelir ile götürmekte. 25 dekarın altına olan zeytin alanlarını korumadan çıkarmak demek üreticilerimizin de az olan gelirlerini tamamen yok edilmesi demektir. BANA GÖRE BU İŞ SOYKIRIMDIR Bu işi cinayettir diyenlerin az bir şey dediğini söylüyorum. Bana göre bu iş bir soykırımdır. Benim doğmamış çocuğumun rızkının alınması demektir. Tarımda ciddi reformlar beklerken böyle bir yasanın teklif edilmesine anlam bulamıyorum. Bölgemizde zeytin üreticiliği ile ilgilenen üreticimiz aynı zamanda tarımın diğer dalları ile de ilgilenmekte. Tarımın tüm dallarlında daha iyi yönetimin olacağı bir tarım reformunun yapılması gerekiyor. Örneğin Gıda Tarım ve Hayvancılık ülkemizde birbirine bağlı halkalar. Bu üç ismin ayrı ayrı bakanlıklar olarak değil de tek bakanlık olması daha uygun hale geldi. Zeytinin de 25 dekar altı değil her zeytin ağacının korunmasını istiyorum. Zeytinlerin birçoğu biz dünyada yokken vardı. KENDİ İŞLETMEMDEKİ ZEYTİNLERİ SONUNA KADAR KORUYACAĞIM Ben kendi işletmem de 1200 yaşındaki bir zeytin ağacımı koruyabilmek için fabrikamın imarında değişiklik yaptım. Yine bahçemde kuruyan bir zeytin ağacını kesmeyerek dibinden yeni çıkan dalları aşılama yolu ile yeni zeytin ağaçlar üretmeye çalışıyorum. Zeytin biz insanlık için bu kadar Her nevi karton, demir, defter, kitap alımı yapılır.

4 4 10 Temmuz 2014 / Cumartesi Kapatılan Özel İdare'nin iş makineleri Bayındır Belediyesi'ne Bütünşehir Yasası ile kapatılan İl Özel İdaresi'ne ait iş makinelerinin devir işlemleri devam ediyor. Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu kararıyla daha önce Karayolları'na devredilen bazı iş makineleri Bayındır Belediyesi'ne devredildi. Bayındır Belediyesi'nden konuyla ilgili yapılan açıklamada, İl Özel İdaresinden öncelikle Karayollarına devredilen araçlardan tarih ve Bereket Ekspresi pazartesi Tire'de 2005 yılında Bayrampaşa Belediyesi tarafından Kardeşlik Sınır Tanımaz sloganıyla başlatılan ve her yıl Ramazan Ayı boyunca süren Anadolu'da Ramazan programı bu hafta Tire'de gerçekleşecek. Bereket Ekspresi, pazartesi akşamı Tire'ye konuk olacak. 77/A devir tasfiye ve paylaştırma komisyon kararıyla Bayındır Belediyesine devredilen araçlar; 1 Adet lastik tekerlekli kepçe, 1 Adet ekskavatör, 1 Adet greyder, 1 Adet kamyon, 1 Adet asfalt distribütörü, 1 Adet mıcır serici verildi ifadeleri kullanıldı. Daha önce de Müftülük'e tahsis edildiği açıklanan Ergenli köyü kaplıca tesislerinin işletmesi, valilik kararıyla Bayındır Belediyesi'ne verilmişti. Bayrampaşa Belediyesi ve Tire Belediyesi'nin işbirliğiyle Tire Garı ve Tire Belediyesi Hangar Çok Amaçlı Salonu'nda yapılacak olan etkinlikte yaklaşık 3 bin kişiye yemek verilecek. İftar programında ayrıca, interaktif çocuk gösterileri, HacivatKaragöz, Tasavvuf Müziği ve Sema Gösterisi, Kur'an-ı Kerim Tilaveti, Fasıl, Türk Halk Müziği Konseri ve Folklor gösterileri de yer alacak. KOSGEB GİRİŞİMCİLİK KURSLARI İŞYERİ AÇMAK İSTEYEN VATANDAŞLARA DESTEK VERMEYE DEVAM EDİYOR Öyküm Şanoğlu - KOSGEB'e başvurarak eğitimlere katılmaya hak kazanan Ödemişli kadın girişimci Ömriye Ay KOSGEB'den aldığı belge ve destek ile Ödemiş'te kendi işyerini kurdu. Ödemiş'in Akıncılar Mahallesi Zafer Caddesi'nde Aymoda Butik ile vatandaşlara hizmet vermeye başlayan Ömriye Ay kadınların iş hayatında olmasını kadın girişimcilerin cesaretli olmasını ekonomiden kadınların da paylarını alması gerektiğini vurguladı. KOSGEB'in desteğiyle kendi işletmesini kurdu Ömriye Ay yaptığı açıklamada, İşyeri açmaya karar verdiğinde maddiyatın olsa bile insan her şeyden önce manevi desteğe ihtiyaç duyuyor. Bu işle ilgili hiçbir fikrim yoktu. Üniversite yıllarımdan beri özendiğim bir işti. Bu işyerini açmak için yeterli birikimi sağladıktan sonra KOSGEB girişimcilik kurslarını duydum ve bu kursa başvurdum. Başvurumdan 2 hafta sonra eğitimlerimiz başladı. Bu eğitimlerde bir işletmecinin işyeri açması ve bu işyerini yönetmesine dair bütün bilgiler bize verildi. Bu kurs benim cesaretimi daha da arttırdı. Kurstan 2 ay sonrasında da Ödemiş'te Zafer Caddesi'nde işyerimi açtım. Tire Ticaret Odası'na ve Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çapkınoğlu'na, eğitmenimiz Pınar Adanalı'ya ve Tire Ticaret Odası sekreteri Sibel Ergi'ye bana olan desteklerinden dolayı sonsuz teşekkürler dedi.

5 5 10 Temmuz 2014 / Cumartesi Balabanlı köyü muhtarı Şakir Karataş: Ödemiş-Balabanlı yolunun zaten dar ve virajlı olduğuna dikkati çekerek, Menderes yatağının değişmesi sonrası yapılan köprü henüz asfaltlanmadı. Özel İdarelerin de kapatılması sonrasında bu yolla ilgili hiçbir somut adım atılmadı 19 Temmuz Cumartesi 04:10 Ö demiş-balabanlı yolunda Küçük Menderes yatağının değiştirilmesi sonrası yenilenen köprü sürücülere zor anlar yaşatıyor. Yaklaşık 4,5 aydır hizmette olan köprünün giriş ve çıkışlarının henüz asfaltlanmaması kazalara 13:22 17:12 20:38 22:12 Op. Dr. Ziya Yurdakonar: Tomografi cihazımız işbaşında Balabanlı yolu sürücülere zor anlar yaşatıyor Ö KÜÇÜK MENDERES ÜSTÜNE İNŞA EDİLEN YENİ KÖPRÜ ASFALT BEKLİYOR 05:54 davetiye çıkarırken, araçlara da büyük zarar verir. Toprak bölümde oluşan çukurlar özellikle gece saatlerinde yolu kullanan sürücüler için kötü bir sürprize dönüşüyor. ÖdemişTire arasında yoğun olarak kullanılan güzergahlardan biri olan Balabanlı yolundaki bu sıkıntıya yaklaşık 4 aydır müdahale edilmediğini belirten sürücüler, köy yolları ağındaki yol için hizmet bekliyor. Balabanlı köyü muhtarı Şakir Karataş, Ödemiş-Balabanlı yolunun zaten dar ve virajlı olduğuna dikkati çekerek, Menderes yatağının değişmesi sonrası yapılan köprü henüz asfaltlanmadı. Özel İdarelerin de kapatılması sonrasında bu yolla ilgili hiçbir somut adım atılmadı. Köprüye gelen sürücüler hızlarını düşürmezlerse kaza ile sonuçlanabiliyor. 4 aydır durum böyle. Yoldaki çukurlar araçlara büyük zarar veriyor. Toprak yoldan kalkan toz da üreticiye sıkıntı yaşatıyor. Bir an evvel İzmir Büyükşehir Belediyesi veya İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı yetkilileri gelip burada inceleme yapmalılar. Çok zor bir iş yok, sadece asfaltlanması gerekiyor. Köprünün genişlemesine ve yenilenmesine sevindik ama aylardır sürücüler adeta çile çekiyor. Yolumuzun ayrıca dar olması da ayrı bir handikap diye konuştu. Başar Uçar Hamamköy'ün yeni ilkokulunun ihalesi 14 Ağustos'ta Başar Uçar - Ödemiş'e bağlı Hamamköy mahallesinde inşa edilecek yeni ilkokulla ilgili ihale tarihi belli oldu. Eski ilkokul binasının yerine inşa edilecek 14 derslikli Hamamköy İlkokulu'nun 14 Ağustos Perşembe günü gerçekleştirilecek. Yer tesliminden itibaren 300 gün içerisinde tamamlanarak eğitime başlaması planlanan Hamamköy İlkokulu'nun ihalesine İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı'nca ihalesine çıkılacak. İhale 14 Ağustos Perşembe günü saat 10.00'da Konak'taki Yatırım İzleme Müdürlüğü'nde açık ihale usulü ile yapılacak. Ödemiş Kaymakamı Abdullah Dölek, Hamamköy ve çevre köylerine hizmet verecek ilkokulun bölge açısından önemine vurgu yaptı. Dölek yaptığı açıklamada, Hamamköy ve çevresindeki köylerimizin yararlanacağı 14 derslikli ilkokul binamız şimdiden hayırlı-uğurlu olsun. Yeni yasa ile Köylere Hizmet Götürme Birliği bünyesinde okulumuzun ihalesini gerçekleştirmeyi çok istemiştik ancak yetişmemişti. İhaleyi ve takibini Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığımız yapacak. İhale sürecinin tamamlanarak yer tesliminin sorunsuz şekilde yapılmasını ve inşaatın da sağlıklı ve sorunsuz şekilde ilerlemesini diliyorum ifadelerini kullandı. demiş Devlet Hastanesi'nin geçtiğimiz 3 Temmuz 2014 gününde arıza veren tomografi cihazı yeniden işbaşı yaptı. Tomografi cihazının arızasından dolayı basında çıkan haberlerin devamında Ödemiş Devlet Hastanesi Yöneticisi Op. Dr. Ziya Yurdakonar konu ile ilgili olarak basın açıklaması yaparak tomografi cihazının arızasının giderilmesi için gece gündüz çaba sarf ettiklerini belirtmişti. Arıza veren parçalarının Japonya'dan geldiğini belirten Ziya Yurdakonar yaklaşık 200 bin TL'ye aldıkları parçaların kurulumu ve düzenlenmesi için mühendislerin iş başında olduğunu kaydetmişti. Geçen hafta İstanbul'dan gelen firma mühendislerinin yoğun uğraşı sonucu cihazın iki inverter parçası ile iki tüpü değiştirildiğinin uyum sağladığı içinde sorunsuz bir şekilde çalıştığı belirtildi. Yönetici Op. Dr. Ziya Yurdakonar, Ödemiş Devlet Hastanesi tomografi cihazımız ben ilk yönetici olduğumda alınmıştı. 10 yıldır hizmet veren cihazımız geçtiğimiz hafta arıza vermişti. Arızanın giderilmesi biraz zaman aldı. Yeni parçalar geldiğinde uyum problemi yaşandı. Daha sonra İstanbul'dan gelen mühendis ve teknik heyet tomografi cihazımızı çalışır hale getirdiler. Geçen hafta Çarşamba gecesinden bu yana tomografi cihazımız çalışmakta. Şuan hastalarımız tomografi cihazından yararlanıyorlar. Tomografinin arızalı olduğu günlerde hastalarımızı komşu ilçe Tire'ye götürdük getirdik. Şimdi yeniden hastanemizin tomografisinde işlemlerimizi hallediyoruz. Ödemiş Devlet Hastanemize bakanlığımız yeni bir tomografi cihazı da aldı. Yeni tomografi cihazımızı yeni yapılan devlet hastanesi binamıza kurduracağız. Yeni cihazımızı buraya kursak sonra yeni binaya kurulum yapsak kurulumu sadece 50 bin TL'lik bir maliyeti var. yeni hastanemizde de hastalarımız yeni tomografi cihazında bakılacaklar. Herkese sağlıklı günler diliyorum Kerem Karamanlıoğlu

6 yılı yapımı bir İngiliz filmi vardı. İsmi Tepeden İndim Dağa idi. 1. Dünya Savaşı devam etmekte iken kasabalarındaki dağın yüksekliğini ölçmeye gelen harita mühendisi esas oğlan Hugh Grant ve kasaba haklı arasında geçen romantik komedi tarzında bir film. Filmin teması kasabalarının yakınında bulunan bir dağın aslında bir tepe olduğunu öğrenen halkın mücadelesi sırasında yaşanan aşkın hikayesidir. Yüz yıllardır dağ olarak kabul ettikleri yükseltinin aslında birkaç metre eksik olması sebebiyle coğrafya kurallarına göre tepe durumuna düşürülmesine hayli şaşırır ve sinirlenirler. Dağın yüksekliğini en son metotlarla ölçen yabancı adam köyden ayrılmadan yerli halk tepenin tekrar dağ olarak tescil edilmesini ister. Esas oğlan Hugh; kasabanın güzel kızı ile arasında filizlenen aşkla kasabada bir süre daha kalmayı kabul eder. Bu arada hancının gayretleri ile tüm kasaba halkı zirveye toprak taşıyarak yüksekliği arttırmak çabasındadır. Tam başarıya ulaşacakken şiddetli yağmurlarla topraklar tepeden akar. Neyse, kasabalı vazgeçmez ve sonunda yığdıkları toprak sayesinde tepeleri tekrar dağ olarak tescillenir. Filmin sonunda oğlanla kızı evlenir ve mutlu son. Anadolu, tarihin bütün zamanlarında medeniyetlerin uğrak yeri ve baş mekanı olmuş. Yeryüzünde var olan hemen hemen tüm kavimler bu toprakları ele geçirmek ve hüküm sürmek için birbirleri ile mücadele etmiş. Kimler gelip geçmemiş ki; Milattan önce 2000'lerde Hititler gelmiş. Tarihte kalın bir iz bırakan Hititleri Asurlular, onları da Persler ortadan kaldırıp hakimiyet yaşamışlar. Daha sonra gelen Frigyalılar ve Lidyalılar da Pers güçlerine boyun eğmişler. Urartu ve Asur medeniyetlerinden sonra İskender ve Roma İmparatorlukları bölgeye kendi motiflerini kazımışlar. 19 Temmuz 2014 Cumartesi TEPEDEN İNDİM DAĞA... Bütün bu kavimler tarihte kendi medeniyetleri ile anılan bir şeyler icat etmişler, gelişim göstermişler tarihinden itibaren Türkler Anadolu'ya gelmişler ve burasını bir Türk toprağı yapmışlar. Bu tarihten sonra küçük beylikler şeklinde yönetilen bu topraklarda yaklaşık yirmi yedi civarında devletçik kurulmuş. Bu arada Türk ve Müslüman olmayan beş tane de farklı devlet varmış. Şimdi film anlatırken tüm bu tarih dersinin amacı neydi diyeceksiniz. Biraz sabır. Yukarıda belirtmiştik. Anadolu'daki beyliklerin çokluğundan bahsetmiştik. İşte bu beyliklerden biri de Başkenti Birgi olan Aydınoğulları Beyliği'dir. Yüz yılı aşkın bir zaman bölgemizde hakimiyet sürmüş, Asya'nın ortasından gelmiş bir kavmin ilk denizcilerini yetiştirmiş, ilk Türk hekimi burada doğmuş ve okumuş, şehzade eğitmenleri buradan İstanbul saraylarına gönderilmiştir. Tüm bu özel durumlarına rağmen Birgi dünyanın en talihsiz kentlerinden birisidir. Çünkü tarihte ve yeryüzünde hiçbir şehir; içindeki yaşam hiç kesilmeden devam ederken başkentlikten mahalle statüsüne düşmemiştir. Gerçekten, tarihteki diğer tüm devletlerin başkentlerine bakın: o baş şehirler günümüzde de en azından il olarak kalmışlar, ya da o devletle birlikte yok olup gitmişlerdir. İçinde yaşam belirtisi hiç kesilmemiş ama aynı zamanda mahalleye dönüşmüş başka bir şehir yoktur. Binlerce yıllık tarih, dört büyük mahalle, 2 bin altı yüz nüfus, bin yedi yüz seçmen ve özellikle son dönemlerde beldenin aldığı yatırımlarla yaptığı atılımlar fayda etmedi. Bir zamanlar bölgenin en büyük, zengin ve gelişmiş şehri olan Birgi'de 1530 tarihli Gelirler kayıt defterinde 345 dükkan, 47 adet un değirmeni, yedi tane de okul olduğu yazılıdır. Bu tarihte İzmir'deki dükkan sayısı sadece 50'dir. Çevresi kestane ve ceviz ormanları ile çevrili olan kentte tarımsal ürünler de bol ve kalitelidir. Nif türü kirazları birer keklik yumurtası kadardır. Bilim adamları Evliya Çelebi'nin yöreye geldiği on yedinci yüzyılda nüfusun yaklaşık on beş bin civarında olduğunu tahmin ediyorlar. Bugün mahalle olması reva görülen Birgi'de bulunan binaların hemen hemen hepsi tarihi yapılardır. Halen kullanılmaya devam etmektedir. Yapılan restorasyon ve bakım çalışmalarıyla kurtarılmaya çalışıldı. Ancak şimdi geleceği belirsiz bir şekilde kaderini beklemekte. Depremler, sel baskınları, eşkiyaların, voyvodaların, derebeylerin baskıları, en sonunda da Kurtuluş Savaşı sonunda kaçan Yunan ordusunun katliamı ve şehri yakması ile gittikçe küçülen şehir, şimdilerde küllerinden yeniden doğmaya çalışıyor. Tarihinin nereye kadar gittiği, hatta nerede hangi tarihi yapılarının olduğu Sakız Adası'nda Pirgi Kasabasının evleri. bile bilinmeyen bu gizli hazine kendisini keşfedecek kurtarıcılarını bekliyor. Değil Türkiye'de dünya üzerinde bile tarihi dokusu bu kadar az bozulmuş başka bir şehir/mahalle yok. Ama maalesef biz yine her şeyde olduğu gibi Birgi'nin de kıymetini bilmiyoruz. İnşallah onu tamamen kaybetmeden sahip çıkarız. Yunanistan'ın Ege Denizindeki adalarından biri olan Sakız Adası, Çeşme Limanı'na otuz dakikalık bir mesafede bulunuyor. Zamanında karaya yani Türkiye'ye bağlıyken, depremler sebebiyle ana karadan kopmuş ve ada olmuş. Adanın en büyük şehirlerinden birisinin adı PİRGİ. Yunancada kule anlamına geliyormuş ve adanın en büyük kilisesi bu şehirde bulunuyor. Kilisenin çan kulesi kare tabanlı ve adanın en yüksek binası durumunda. Bu kulenin b ir benzeri Birgi'de de var ve adı da Küp Uçuranlar Kulesi. Bunu niye anlattığıma gelince; Bu Pirgi'deki bütün evler beyaz kireç boyalı. Dış cephelerde iki farklı renkte sıva harcı kullanılmış. Altta koyu renk, üstte ise açık renk sıva harcı var. Üstteki açık renkli sıva üçgen ve kare şeklinde geometrik şekillerde kazınarak duvarlar adeta fayans kaplanmış gibi bir görünüme kavuşturuluyor. Evlerin tamamı böyle yapılmış ve hala da böyle yapılmaya devam ediliyor. Ada meclisinin aldığı karar gereği başka renk ve modelde ev yapmak yasak. Böylece doğal ve kültürel yapıyı bozmadan turizm gelirlerini arttırmışlar. Köyün geçinmek için sadece iki kaynağı var: Sakız ağaçları ve turizm. Birgi'nin de kendine özgü bir mimarisi var. Tarihi filmlere mekan olan bu şehir/mahalle doğru kullanılırsa turizm cenneti olur. Benden söylemesi. En azından dış cephe ve sokaklarının özgün halinde kalması için elimizden ne geliyorsa yapmak zorundayız. Yeni yapılacak her türlü binanın; çevrenin özgün dokusuna uygun olması gerekmektedir. Halen uygun olmayan binaların da bir an önce elden geçirilmesi, çirkinliğin ortadan kaldırılması gereklidir. Fakat aslına uygun restore edilmeyecek ise lütfen bırakın eski haliyle kalsın. Birgi'nin ileri gelenleri, sözü geçen, çevresi geniş halktan bir komite oluşturulabilir. Yönetsel kararlar alamazlar ama, en azından kamuoyunda ve gerekli mercilerde bir baskı grubu oluşturabilir, gündemdeki konulara ve sorunlara dikkat çekebilirler. Mesela şehirde bir kooperatif kurabilir, yöresel ürünlerin satışını yapabilirler. Bu asil, verimli, tarihi şehri kaybetmek istemiyorsak; dağımızın bir tepeye dönüşmesini istemiyorsak, gazi şehrimiz Birgi'mize sahip çıkalım. Serin gölgelerinde çay sohbetlerine bekleriz efendim. ŞİİR KÖŞESİ son umut kırılmıştır kaf dağı'nın ardındaki ne selam artık ne sabah kimseler bilmez nerdeler namlı masal sevdalıları evvel zaman içinde kalbur saman ölür Atilla İlhan GÜLELİM KUTUP Yavru kutup ayısı annesinin yanına gelir ve sorar: Anne biz gerçek kutup ayısı mıyız? Anne evet yavrum der. Peki dedemler, büyükannemler, onlar da mı? Anne Evet çocuğum onlar da der. Yavru kutup ayısı bir kez daha peki amcamlar, dayımlar teyzemler de mi kutup ayısı? Annesi meraklanır. Neden soruyorsun yavrum? Küçük ayı cevap verir: Donuyorum anasını satayım.

7 77 19 Temmuz 2014 / Cumartesi HİZMET EVLERE KADAR YAPILIYOR Ulus meydanın da geçtiğimiz aylarda hizmete giren '' Köy Sofrası ve Doğal Ürünler'inin '' üreticisi Necati Özgün, kısa sürede Ödemişlilerin gösterdiği ilgiden memnun olduğunu söyledi. Kimyasal kirlenmenin ve bilinçsizce kullanılan tarımsal ilaçların yol açtığı rahatsızlıkların artmasıyla doğal ürünlere doğru bir yönelmenin olduğunu ifade eden Necati Özgün, '' Tarhanadan tutun da bulgura kadar hatta makarnaya kadar her türlü köy ürününü satıyoruz. Ayrıca doğal ürünlerle yaptığımız börek çeşitlerimiz de var. Ödemişli müşterilerimizin açacağı bir telefonla hizmetimizi evlerine kadar götürüyoruz.'' dedi İNEK KADAR SÜT VERİYOR Türk tipi inek, Türk tipi tavuk derken Ege Üniversitesi de 'Türk tipi keçi' üretti. '' İzmir Saanen'i (Türk beyaz keçisi) adı verilen keçiler normal keçilere göre 5 kat daha fazla süt veriyor. Geliştirilen yeni tip keçilerle ilgili uygulama projesi de yürüten EGÜ Ziraat Fakültesi, Kemalpaşa İlçe Tarım Müdürlüğü ile işbirliği yaparak Kamberler Köyü'nde Tomris Eroğul'a ait işletmede '' damızlık süt keçisi '' yetiştiriciliği yapmaya başladı. Ziraat Fakültesi Zootekni ve Süt Teknolojisi Bölümleri işbirliği ile yürütülen damızlık üretimi yapılan çiflikteki Yosma isimli keçi, verdiği süt miktarıyla projenin göz bebeği oldu. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Yosma'nın yerli ırk bir inekten bile daha verimli olduğunu söyledi Eleman Aranıyor 2 yıllık elektronik mezunu, askerliğini yapmış, seyahat engeli olmayan eleman aranıyor. Müracaatların şahsen yapılması rica olunur. DUMANLI TARIM Umurbey Mah. Sanayi Cad. No:28 Ödemiş Tesisattan anlayan erkek eleman aranıyor Lise mezunu tesisattan anlayan erkek eleman aranıyor Müracaat: Oluşum Koleji Hürriyet Mah Sok. No:72 Ödemiş/İzmir Tel: Hazırlayan: Ece Köseoğlu BİRGİVİ KOLEJİ E-BİKO'DA DÜNYA 3.'SÜ Ödemiş Özel Birgivi İlköğretim Okulu Müdürü Cafer Soyman, Ankara'da düzenlenen 5. Uluslar arası E-Biko ''Eğitimde Bilişim Kültürü Oluşumu'' Olimpiyatın da dünya 3. olduklarını söyledi. Soyman yaptığı açıklamada Atlantik Eğitim Kurumları'nın Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı ile birlikte organize ettiği olimpiyata 32 ülkenin 755 okulundan 4 bin 609 projenin katıldığını belirterek, '' Finale çıkan okulumuz Özel Birgivi İlköğretim Okulu, '' Eğitimde Bilişimin Yeri '' kategorisinde hazırladıkları '' Sessiz Sınıfta Ders '' projesiyle Dünya 3.'lüğünü kazandı. Bronz madalya ile ödüllendirilen 7. Sınıf öğrencimiz Rüveyda Güven ile 6. Sınıf öğrencimiz Betül Türktemiz ilçemizin gururu oldu'' dedi. Proje danışmanı olarak öğrencilere rehberlik eden bilgisayar öğretmeni Atilla Güven şunları söyledi: '' Özveri ve azimle çalışmanın sonucunda bu başarıyı elde ettik. Prpjemizin her aşamasında bizi destekleyen velilerimize ve okul idaresine teşekkür etmek istiyorum. Bizde bu istek ve azim devam ettiği sürece daha güzel başarılara ulaşırız.'' dedi. HALK EĞİTİM MERKEZİ GEÇİCİ YERİNE TAŞINDI Faaliyetlerine Ödemiş ilköğretim okulu bahçesindeki tarihi ortaokul binasında sürdüren Ödemiş Halk Eğitim Merkezi, geçici yerine taşındı. Ödemiş Milli Eğitim Müdürü Cevdet Ünlü, binanın onarım çalışmaları nedeniyle boşaltıldığını belirterek, '' Halk Eğitim Merkezi bundan böyle idari işlerini Ticaret Odası'nın üçüncü katında sürdürürken, faaliyetlerini de yine Halk Eğitim Merkezi yakınında bulunan başka bir binada sürdürmeye çalışacağını söyledi. Hizmet binası için Ödemişli Yanbastı ailesinin anlayış gösterdiğini ve üç katlı binayı ücretsiz olarak Milli Eğitimin hizmetine sunduğunu belirten Ünlü, aileye teşekkür ederken, halk eğitim çalışmalarının aksamaması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Aynı bina içindeki Kültür Bakanlığı'na bağlı ilçe halk kütüphanesinin de yer arama çalışmalarının devam ettiğini belirten Ünlü, sorunun kısa sürede çözülmesini beklediklerini söyledi Eşek sütü bulunur. Tel: Ödemiş Bozyaka Mahallesi s D Çocuk bakılır Ön muhasebede deneyimli bayan personel alınacaktır. Müracaat: İstikbal-Ataç Ltd. Şti. Saraçoğlu Cad. No:17 Ödemiş Kayıp İlanı DEVREN SATILIK Nüfus cüzdanımı, İş Bankası Kredi Kartımı ve nolu ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. Yapıcı Oto Yıkama devren satılıktır. Sanayi Sitesi. 12. Sok. No:14 Ödemiş Hayrettin SÖNMEZ Müracaat Tel: SAHİBİNDEN ACELE SATILIK L * Bengisu Mah. Yola cepheli merkezi ısıtma, kaloriferli 130m23+1 zemin kat sıfır lüks daire TL satılıktır. * Bozdağ Sağlık Ocağı karşısında 273,5 m2arsa ve müstakil ev TL satılıktır. * Aktaş Barajı şantiye karşısında içinde 400 adet zeytin, 200 adet armut 4 adet kiraz, 100 adet kavak ağacı, 100 tonluk sulama havuzu ile akıllı damlama sulama sistemi ve şebeke suyu olan asfalt yol kenarında 10 dönüm bahçe TL satılıktır. * Çaylı beldesi Tepe Gazinosu altında Kiraz yolu kenarında içinde 300 adet incir ağacı olan imarlı 14 dönüm bahçe satılıktır. ZERDALİ Tel: Süleyman Kolu Rıfat EROL Sanayi Sitesi 9. Sokak No:30 ÖDEMİŞ Gsm: çevreden ulaşım Ödemiş-İzmir-Ödemiş Tren Saatleri Ödemiş'ten İzmir'den 05:20 06:15 07:00 09:30 08:50 12:25 12:05 15:05 15:00 17:10 17:45 20:00 19:20 21:30 Ödemiş Gar Şefliği: Ödemiş Otogarı Tire Otogarı Selçuk Otogarı İzmir Otogarı Salihli Otogarı Alaşehir Otogarı Aydın Otogarı Nazilli Otogarı İstanbul Otogarı Ankara Otogarı : : : : : : : : : : İzmir Seyahat Ödemiş:

8 Küçük Menderes'in spor nabzı, Küçükmenderes'te atar 19 Temmuz 2014 Cumartesi / Sayı: 3489 Kaf-Kaf'ın Gölcük mesaisi doludizgin Spor Servisi - PTT 1. Lig'in İzmirli temsilcilerinden Karşıyaka'nın Gölcük kampı dolu dizgin sürüyor. Yeni sezon için Gölcük Yaylası'nda güç depolayan Karşıyaka'da teknik direktör Yusuf Şimşek kampın iyi gittiğini ve iyi bir takım olduklarını dile getirdi. Yusuf Şimşek, "Takımda herkes birbirine sevgi ve saygı gösterecek. Kavga edenin gözünün yaşına bakmam" dedi. Oyuncularıyla toplantı yapan Şimşek, "İyi bir takım olduk ve bunu ligde göstereceğinize inanıyorum. Sizden isteğim henüz sezon başından ipleri sıkı tutarak çok çalışmanız. En önemli kuralım, sevgi, saygı, arkadaşlık. Benim takımımda antrenmanda kavga, tartışma olmayacak. Kavga eden olursa ağzını açmadan eşyalarını toplayıp ayrılsın" şeklinde konuştu. Öte yandan yeni sezon öncesi takım kaptanlığına Mustafa Sevgi ve Brezilyalı Kahe getirildi. Yusuf Şimşek, Tekden Denizlispor'dan öğrencisi olan Kahe'yle yakından ilgilenirken, vatandaşı Juninho'ya da kavuşan Kahe, fazla kilolarından kurtulmak için yoğun çaba harcıyor. 25 Temmuz'a kadar Gölcük Yaylası'nda çalışmalarını sürdürecek olan Karşıyaka'ya, Gölcük sakinleri de yoğun ilgi gösteriyor. İdmanları takip eden Gölcük sakinleri, teknik direktör Yusuf Şimşek'le de bol bol hatıra fotoğrafı çektiriyor. Kulüp Başkanı Özkan, Başkan Bakıcı'ya üzerinde ismi yazılı kulüp forması hediye etti. Altınordu Spor ve Sosyal Girişimi Selçuk Belediye Başkanı Dr. Dahi Zeynel Bakıcı'yı makamında ziyaret etti. Yapılan ziyarette Selçuk için spor okulu müjdesi verildi ve bu konuda fikir alışverişi yapıldı. Altınordu Spor ve Sosyal Girişimi Başkanı Mehmet Özkan beraberinde kulüp müdürü Tuncay Dalgıçer, Altınordu Spor Okulları İdare Müdürü Mahmut Gözüaçık, Yeşilyurt Merkez Spor Okulları Direktörü ve Milli sporcu İsmail Sütçü Selçuk Belediye Başkanı Dr. Zeynel Bakıcı'yı makamında ziyaret etti. Selçuk Belediye Başkan Yardımcıları Dr. Bülent Cinel ve Atilla Aksoy da hazır bulunduğu ziyarette Selçuk için oldukça sevindirici SELÇUK'A SPOR OKULU YAPMAK İSTİYORUZ Futbolda öz kaynağa çok önem veren bir kulüp olduklarını, kendi öz kaynak yönetimiyle birlikte Başkan Bakıcı'yı ziyaret ettiklerini ifade eden Altınordu Spor ve Sosyal Girişimi Başkanı Mehmet Özkan; "Selçuk'ta da diğer tüm ilçelerde ve merkezde olduğu gibi 38 ayrı bölgede futbol okullarımız var. Başkanımızın da onayı ve desteğiyle Selçuk'ta da futbol ve spor eğitimiyle ilgili çocuklarımıza kurs vermek istiyoruz" dedi. Çocukların ve gençlerin spor eğitimi yoluyla tüm hayatlarını pozitif yönde ilerleyeceğini dile getiren Özkan; Bizim sloganlarımızdan birisi de 'Çocuklarımız hayatımızı bu toprakların çocuklarına adadık. Bunu da Altınordu arması altında yapıyoruz. İnşallah Selçuk'ta da önemli bir yatırımımız olacak. Bu ilçenin çocuklarına hem sportif eğitim, hem iyi birey, hem de iyi vatandaş olma yolunda da eğitim vermek istiyoruz diyerek, Başkan Bakıcı'ya görevinde başarılar diledi. BAKICI'DAN SPORA TAM DESTEK Yapılan bu ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Bakıcı ise; Kulüp Başkan Mehmet Özkan'ın hayatını futbola adamış bir isim olduğunu, ayrıca Altınordu Spor ve Sosyal Girişimi tarafından Selçuk'a yapılması istenilen futbol okulunun Selçuk'a bulunan Başkan Bakıcı; "; Kulüp Başkan Mehmet Özkan'ın spor alnındaki başarılarını daha önceki kulüplerden de biliyoruz. Selçuk'ta Altınordu Spor Kulübü olarak yatırımlarda bulunacaklar. Projeleri hazır. Belediye başkanı olarak bana düşen görev böylesine güzel ve faydalı getirisi olan bir projeyi yapmak isteyen kuruluşları desteklemektir. Bu anlamda Kulüp Başkanı Mehmet Özkan'ın projelerini Selçuk'ta hayata geçmesini çok önemsiyoruz. Selçuk'un gençlerinin Altınordu Spor Kulübü'nün olanaklarından en üst seviyede faydalanmasını istiyoruz şeklinde konuştu. Kulüp Başkanı Özkan, Başkan Bakıcı'ya üzerinde ismi yazılı kulüp forması