ESKİ BİR HİKAYEYE YENİ BİR BAKIŞ OTİZMİN TEDAVİSİNDE ATA KINACI PROTOKOLÜ

Transkript

1 ESKİ BİR HİKAYEYE YENİ BİR BAKIŞ OTİZMİN TEDAVİSİNDE ATA KINACI PROTOKOLÜ

2

3 Dr. N. Cem KINACI IMC Hastanesi Nükleer Tıp Uzmanı ve Ata nın babası Önceki görevleri Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Bayındır Hastanesi Senior Nükleer Tıp Uzmanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı

4 Bu protokol ABD de Autism Research Institute tarafından oluşturulan DAN protokolünü büyük oranda içermektedir.

5 Burada sunulan bilgiler sadece bilgilendirme amacını taşımaktadır ve sadece uzman kişilerce veya onların denetiminde uygulanması gerekir.

6 Bu sunum otizm tedavi edilemez görüşünde olan ve klasik tedaviler ile yol almaya çalışanlara bir ışık tutmak ve otizmin aslında ne olduğunu ve nasıl tedavi edilebileceğini göstermek amacını taşımaktadır.

7 Recovery from autism is no longer a dream -- it is a reality! More progress has been made in the last 3 years than in the previous 3 decades! Autism IS Treatable! Recovery from Autism IS Possible! Bernard Rimland, Ph.D. President Autism Research Institute

8 Bu sunum Autism Research Institute tarafından Ekim 2005 tarihleri arasında California da düzenlenen FALL 2005 DAN Conference daki sunumlardan edinilen en yeni görüşlere ve araştırma sonuçlarına dayanılarak güncellenmiştir.

9 Dr. N. Cem KINACI National Autism Association ve European Underwater and Baromedical Society üyesidir

10 OTİZMİN NEDENLERİ

11 otizmin kalıtsal faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığı uzun zamandır kabul gören bir yaklaşımdır.

12 otizme yatkın olarak doğan çocuklar bağışıklık sistemlerinde yetersizlik, hormonal bozukluk, alerji, sindirim sistemlerinde bozukluklar ve buna bağlı beslenme yetersizlikleri ile dünyaya gelmektedirler.

13 bağırsak geçirgenliğinde ve bağırsak enzimlerinde doğuştan gelen bir bozukluk (leaky gut)

14 ağır metallerin yeterince atılamamasından kaynaklanan birikim nedeniyle kazanılmış enzim bozukluğu olabilmektedir.

15 Bağırsak florasında da anormallikler söz konusudur. Bu durum bazı çocuklarda mantar enfeksiyonu gelişmesine neden olabilmektedir. Candida mantarı en sık görülenidir.

16 vücuttan ağır metallerin atılmasını sağlayan bir enzim olan glutathione ve glutathione yapımında kullanılan cysteine düzeylerinin otistik çocuklarda normalden düşük düzeylerde olduğu saptanmıştır.

17 Cysteine, glutathione yapmak için bir ön maddedir, dolayısıyla cysteine seviyesinin düşük olması, düşük glutathione seviyesi ile sonuçlanır.

18 Ağır metaller normal olarak vücutta glutathione ile bağlanmakta ve safra yoluyla ince bağırsaklara atılmaktadır.

19 Bu sistemin aksaması, otizme yatkın olarak doğan çocukların beyin, karaciğer, böbrekler, bağırsaklar, kemik iliği ve kaslar gibi organ ve dokularında zehirleyici etkilere sahip civa,, kurşun, arsenik vb. ağır metallerin birikmesine yol açmaktadır.

20 AĞIR METALLER İLE OTİZMİN İLİŞKİSİ

21 Beyin yaklaşık %70 oranında yağ içermektedir. Bu oran toksik ağır metaller ile otizmin ilişkisini daha iyi anlatmaktadır.

22 Yaşam boyunca pek çok kaynaktan ağır metallerin alınması söz konusudur ve sanayileştikçe de bu kaynakların sayısı artmıştır.

23 Motorlu araçların yaydığı egzoz gazları ve kurşun borularla evimize ulaştırılan sular en başta sayabileceğimiz örneklerdir.

24 Pek çoğumuzun dişlerinde bulunan amalgam dolgular

25 Thimerosal içeren bazı aşılar

26 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK EĞİTİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE KAMU SAĞLIK ARAŞTIRMA PROGRAMI HAZİRAN 2005 ANKARA

27 Proje 48: Projenin tanımı (adı, amacı):toksikoloji Kronik hastalıkların Toksikolojik açıdan incelenmesi Gerekçesi: Kronik hastalıklar ( HT, Otizm, Diabet, Guatr, Maliğniteler,, Dolaşım Bozuklukları v.b.) ekonomik olarak ülkemize ağır bir yük getirmekte ve toplum sağlığımızı tehdit etmektedir. Bu bahsedilen hastalıkların zemininde genetik faktörleri, çevresel faktörleri, eğitimi, beslenme alışkanlıklarını, yaşam şeklini hep bildiğimiz etiyolojik faktörler olarak değerlendiririz. Ama toksikolojik faktörleri -ki çevresel faktörleri, beslenme alışkanlıklarını, yaşam şeklini de kapsayan- hep göz ardı etmişizdir.

28 Yine Diabet ile Krom madeninin, Guatrla İyotun,, Bakır ile damar duvar elastin bozukluklarının, Cıva ile nöropatilerin ve Otizm in ilişkisini bilimsel çalışmalar ortaya çıkarmıştır.

29

30 Avrupa ve Amerika bu aşıları yasakladı neyi tartışıyoruz? Otizm riskini artırdığı iddia edilen civalı karma aşıları Atatürk ve Mersin üniversitelerinde, Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı görevini yürütmüş ve kendisi de otistik bir çocuk sahibi olan Cem Kınacı'ya sorduk. Kınacı "Elbette aşı yapmalıyız ama bunu yaparken de çocuklarımızı riske edemeyiz diyor

31 Sağlık Bakanlığı dün bir yazılı açıklama yaparak, bundan böyle thimerosal içeriği düşük olan aşıların tercih edilmesi yoluna gidileceğini bildirdi. Havva KIZILIRMAK

32 gebelik sırasında karında çatlaklar oluşmasın diye kullanılan sıkılaştırıcı kremler güzellik uğruna sürülen kalıcı rujlar

33 evimizdeki civalı termometreler, hastanelerdeki civalı tansiyon aletleri,

34 çocuğumuzun zekası gelişsin diye bolca tükettiğimiz deniz ürünleri

35 Vinil okul çantaları ve ders araçları, tekstil boyaları, duvar boyaları ve daha pek çok ürün bu özel çocukları etkilemektedir.

36 Doğuştan gelen bir sorunu olmayan çocuklar bunları vücutlarından atabildikleri için etkilenme memektedir. mektedir.

37 Ancak bu çocuklardan hangilerinin özel (otizme yatkın) olduğunu önceden saptamak henüz mümkün olmadığından alınması gereken önlemler bütün çocuklarımızı kapsamalıdır.

38 Toksik ağır metaller yüzyılımızın en büyük sorunu olmaya adaydır.

39 AĞIR METALLERİN SAPTANMASI

40 Ağır metallerin varlığını saptamak için saç ve idrardan alınan örneklerin özel yöntemlerle incelenmesi gerekmektedir.

41 Saç yavaş gelişen bir doku olduğundan burada biriken ağır metallerin varlığını saptamak fikir verebilir.

42 Ağır metallerin nörotoksik yani sinir sistemine zarar veren yapıda oldukları tıpda bilinen bir konudur. Toksik ağır metaller özellikle yağdan zengin doku ve organları seçerler.

43

44 Unutulmamalıdır ki doğuştan gelen özellikleri nedeniyle otistik çocuklarda ağır metaller organ ve dokulardan atılamadığından dolayı birikmekte ve dolayısıyla kana karışmadıkları için saça ulaşamamaktadır.

45 Bu nedenle normal çocuklardan alınan saç örneklerinde referans aralıklarda (normal düzeylerde) ağır metallere rastlanırken, otistik çocuklarda bu düzey ya çok düşüktür ya da hiç gözlenmemektedir. Aynı şekilde idrarda da ağır metallere rastlanamaz.

46 Ancak DMSA gibi bir chelation ajanının uygun dozda verilmesini takiben en az 6 saat sonrasında alınan idrar örneklerinde toksik ağır metalleri saptamak mümkün olmaktadır (DMSA provocated urine toxic metals profile).

47

48

49

50

51 BEYİN FONKSİYONEL HASARININ ARAŞTIRILMASI

52 IMC Hastanesi Nükleer Tıp Ünitesi

53 Beynin kan dolaşımına ve fonksiyon düzeyine bağlı olarak görüntüleme olanağı sağlayan bir görüntüleme yöntemi olan Beyin Perfüzyon SPECT ile yapılan araştırmalarla beyindeki fonksiyonel hasar saptanabilmektedir.

54 Bu yöntem ile otistik çocuklarda özellikle konuşma ve algılamayı kontrol eden merkezlerin bulunduğu temporal bölgelerin azalmış aktivite gösterdiğini tüm olgularda saptamış bulunmaktayız.

55

56 Ancak burada daha önemli olan konu azalmış fonksiyona sahip bu alanın düzelebilir, geri kazanılabilir özelliğe sahip olup olmadığının araştırılmasıdır.

57 Bu aşamada Manyetik Rezonans Görüntüleme ile yapılacak ikinci bir değerlendirme eğer kalıcı bir hasar var ise bu hasarı belirleyebilmektedir.

58 MRG (-)( Beyin SPECT(-) ) = Normal MRG (+) Beyin SPECT(+) = kalıcı hasar MRG (-)( Beyin SPECT(+) = geri kazanılabilir

59 TOKSİK AĞIR METALLERİN VÜCUTTAN ATILMASI (CHELATION)

60 Chelation tedavisi, kısaca civa,, kurşun, arsenik ve benzeri toksik ağır metallerin vücuttan atılmasının sağlanması olarak özetlenebilir.

61 Bu tedavi sadece ağır metallerden etkilenen ve bu tedavinin uygulanabileceği özelliklere sahip (yani böbrek ve karaciğer hastalığı olmayan) çocuklara önerilebilir.

62 Chelation her otistik çocuğa uygulanabilecek bir tedavi yöntemi olmadığı gibi, deneyimli ve yetkin olmayan kişilerce uygulandığında ciddi zararlar verebilir.

63 Bu tedavi öncesinde bu tedaviye gerek olduğu mutlaka kanıtlanmalıdır.

64 Chelation tedavisi için en çok tercih edilmesi gereken chelation ajanı DMSA olmalıdır. (FDA onaylı)

65 DMSA nın (dimerkaptosüksinik asit) geniş bir yelpazedeki zehirli metalleri (kurşun, civa,, arsenik, kalay, nikel ve antimon) bağladığı ve vücuttan attığı ispat edilmiştir.

66 FAYDALI ELEMENTLERİN TAKİBİ

67 Çoğunlukla bağırsaktan emilimin yetersiz olması veya diğer yeterince anlaşılamamış faktörlerden dolayı otistik çocuklarda genellikle pek çok mineralin eksikliği söz konusudur.

68 Bunlar arasında ilk sırada çinko ve selenyum eksikliği sayılabilir. Ayrıca magnezyum, molibden, manganez, krom ve vanadyum da çoğunlukla eksiktir.

69 DMSA ile yapılan chelation tedavisi esnasında çinko boşaltımı hemen hemen iki kat artmaktadır. Bu nedenle çinko seviyesi tedavi öncesi ve esnasında izlenmeli ve normal seviyeyi koruyabilmek için çinko takviyesi yapılmalıdır.

70 DMSA demir, kalsiyum ve magnezyum boşaltımını etkilemez bakır boşaltımını artırmaktadır Bakır, otistik çocuklarda genellikle fazladır, bu yüzden bu atılım faydalıdır ancak bakır seviyesi tedavi öncesi ve esnasında yine de takip edilmelidir

71 CHELATION UN UYGULANIŞ BİÇİMİ

72 Chelation tedavisinde en çok tercih edilmesi gereken ilaç veriliş biçimi ciltten emilim yoluyla olmalıdır (transdermal) Bu en güvenli yoldur

73 Ağız yoluyla (oral) kapsül yutabilen çocuklarda ise bu yol da önerilebilir.

74 Tedavinin yavaş ve optimal dozlarda olması, ağır metallerle birlikte atılabilecek faydalı minerallerin yerine konulabilmesine de olanak sağlayacaktır.

75 Damar yolu ile yapılan (IV) chelation tedavisi önerilme memektedir. mektedir.

76 Chelation tedavisi öncesinde vücudun çeşitli fonksiyonlar için gereksinimi olan elementlerin düzeyi araştırılmalı, varsa eksikler yerine konulmalı ve tedaviye bundan sonra başlanmalıdır. Ayrıca tedavi süresince de çocuklara mineral ve vitamin desteği verilmelidir.

77 VİTAMİN-MİNERAL MİNERAL DESTEĞİ

78 Chelation tedavisi öncesinde saptanan eksiklikler multi-vitamin, multi-mineral mineral içeren şurup veya haplarla takviye yapılarak çoğunlukla giderilebilir.

79 Ancak bu takviye bakır içermemelidir. Çoğunlukla otistik çocuklarda fazla olan tek mineral bakırdır ve ek takviye sadece mevcut durumu daha da kötüleştirir.

80 Çok büyük bir eksiklik olduğunu gösteren kanıt yoksa, selenyum takviyesi de hekimin tavsiyesine göre sınırlandırılmalıdır.

81 Mineral takviyesine ek olarak yüksek miktarda C vitamini içeren geniş-yelpazeli bir multi-vitamin takviyesi pek çok uzman tarafından tavsiye edilmektedir.

82 B6 vitamini, glutathione için temel yapı malzemesi olan cysteine üretimi dahil bir çok reaksiyonda yer almaktadır.

83 İyi bir anti-oksidan olmasına karşın birçok E vitamini bütünleyicisi soya fasulyesinden hazırlanmakta olduğundan ve pek çok otistik çocukta da soya ürünlerine karşı hassasiyet bulunduğundan E vitamini önerilmemektedir.

84 GLUTATHIONE CHELATION TEDAVİSİ İLİŞKİSİ

85 Bir diğer önemli konu da Chelation tedavisi öncesinde glutathione seviyesini normal düzeye getirmektir. Aksi taktirde bu durum havuz problemi çözmeye benzer. Attığınızdan daha fazlası geri dönerse tedaviden yarar sağlamak güçleşir.

86 Glutathione un toksik ağır metalleri bağlayarak vücuttan atılmalarını sağlamak gibi çok önemli bir role sahip olduğu unutulmamalıdır.

87 CHELATION TEDAVİSİNİN OLASI YAN ETKİLERİNİN SAPTANMASI & ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

88 Karaciğer böbrek kemik iliği olumsuz etkilenebilmektedir.

89 DMSA temelde idrar yoluyla atıldığı için böbrek fonksiyonlarını kontrol etmek (üre, kreatinin)

90 kemik iliği baskılanmasına yol açabilme olasılığına karşın tam kan sayımı bulgularını kontrol etmek

91 karaciğere zarar verebilme olasılığına karşın da karaciğer fonksiyonlarını kontrol etmek (ALT, AST, GGT, ALP)

92 ve tedavi süresince de uygun aralıklarla takip etmek önemlidir.

93 HİPERBARİK OKSİJEN TEDAVİSİ

94 Otizmin tedavisinde, chelation tedavisi ile beynin ağır metallerden temizlenmesi işlemi genellikle tek başına yeterli olmamaktadır.

95 Ağır metaller nedeniyle, beyinde uzun süredir yetersiz ve düşük düzeyde canlılık gösteren hasarlı alanların yeniden aktive edilmesi gerekmektedir.

96 Hiperbarik Oksijen Tedavisi ile bu mümkün olmaktadır ve 1972 yılından beri ABD de Dr. Richard Neubauer tarafından başarı ile uygulanmaktadır

97 Hiperbarik Oksijen Tedavisi, adından da anlaşılacağı gibi yüksek basınç altında iken normal miktarlarda saf oksijen solunması yöntemidir.

98 Bu yöntem, normal basınçta yani 1 atmosferde çok miktarda oksijen alınması anlamına gelen hiperoksijenizasyon ile karıştırılmamalıdır.

99 Çok miktarda oksijen alınmasının beyin için zararlı olabileceği unutulmamalıdır ve evde oksijen tüpü ile çocuklara oksijen solutulması kesinlikle denenmemelidir.

100 Ayrıca bu tür bir uygulama hiperbarik oksijen tedavisi ile aynı anlama gelmemekte ve aynı etkiyi göstermemektedir. (Belgrad ormanında alınan oksijenin tedavi edici bir etkisi yoktur)

101 Hiperbarik Oksijen Tedavisi, bu dalda eğitim almış, hekim ve teknisyenlerce uygulanmalıdır.

102 Basıncın düzeyi (ATA) seans süresi seans sayısı Her çocuğun ihtiyacına göre belirlenmelidir

103 diğer amaçlar için belirlenmiş protokollere otistik çocuklar dahil edilmemelidirler.

104 Hiperbarik Oksijen Tedavisi, Boyle-Mariotte kanunu esasına dayanır.

105 Sabit sıcaklık altında, gazların hacimleri basıçlarıyla ters orantılıdır; basınç arttıkça gazların hacmi küçülür

106 Bu tedavinin uygulandığı kabinler küçük bir denizaltıya benzemektedir. Ancak bu kabinler (hyperbaric chamber) karada çalışmaktadır ve kabin içi basınç kopresörlerle arttırılarak sahte bir dalış işlemini gerçekleştirmektedirler.

107 Dalış süresince özel maskeler veya başlıklar vasıtasıyla %100 saf oksijen solunmasına olanak sağlanmaktadır.

108 Bu sayede normal şartlar altında havadan sağlanan oksijen molekülünün yerine, daha küçük çaptaki oksijen molekülünün beynin hasarlı alanlarındaki düşük fonksiyon gösteren hücreler tarafından alınmasına olanak sağlanmaktadır.

109 Böylece, sanki kış uykusuna yatmış durumda olan bu hücreler, seanslar süresince yavaş yavaş normal fonksiyonlarını görecek düzeye kadar getirilmektedir.

110 Bu hücreler normal atmosfer basıncında da havadaki oksijeni kullanma kapasitesine ulaştığında tedavi sonlandırılmaktadır.

111

112

113 HBOT ÖNCESİ SPECT BULGUSU HBOT SONRASI SPECT BULGUSU

114 HBOT ÖNCESİ SPECT BULGUSU HBOT SONRASI SPECT BULGUSU

115 HBOT ÖNCESİ SPECT BULGUSU HBOT SONRASI SPECT BULGUSU

116 DİYET

117 Hiperbarik oksijen tedavisi ve Chelation tedavisinin birlikte uygulanması tedavi etkinliğini arttırmaktadır.

118 Ancak gluten,, kazein ve soya dan yoksun diyet ve detoksifikasyon diyeti gibi diyetlerin Chelation + Hiperbarik Oksijen Tedavilerine destek olarak uygulanması pek çok otistik çocukta olumlu sonuç vermektedir.

119 Normal koşullarda, sindirim sistemi yoluyla alınan proteinler parçalanarak aminoasitlere dönüştürülmektedir.

120 Ancak bazı otistik çocuklarda, gluten,, kazein ve soyadan sağlanan proteinler aminoasitler yerine peptid denilen aminoasit kümelerine dönüşebilmekte ve bu peptidler kan-beyin bariyerini aşarak beyinde uyuşturucu etki yapan sinirsel uyaranlar gibi davranmaktadırlar.

121 İNEK VE KOYUN SÜTÜNDE A1 TİPİ KAZEİN VARDIR VE BU KAZEİN KAZOMORFİNE DÖNÜŞÜR OYSA KEÇİ SÜTÜNDE A2 TİPİ KAZEİN VARDIR VE BÖYLE BİR DÖNÜŞÜM OLMAMAKTADIR

122 İNTERNETDEKİ BİLGİ KAYNAĞINIZA DİKKAT

123 DAN doktorları, gluten,, kazein ve soya dan fakir diyetin otizmin tedavisinde önemli bir rol oynadığı görüşünü paylaşmaktadır.

124 ÖZEL EĞİTİM

125 özel eğitime tüm aşamalarda yer verilmelidir elidir

126 Çocuklarımızın tedavisi ile uğraşırken, bu tedavide en önemli görevi üstlenmiş olan ebeveynler çoğunlukla unutulmakta, onlarla ilgili hemen hiçbir uygulama yapılmamaktadır.

127 Oysa ebeveynlerin büyük bir çoğunluğunun aslında ciddi anlamda bir psikolog desteğine ihtiyacı vardır.

128 Ülkemizde özel eğitim merkezlerinin tamamında bir psikolog bulunması zorunlu tutulmaktadır.

129 Ancak ebeveynler kendileri yardım isteminde bulunmadıkları sürece psikoloğun tedaviye katkıda bulunması düşünülemez.

130 Bu yüzden çocuğunuza nasıl davranmanız gerektiğini öğrenirken kendiniz için de bir şeyler yapmalı ve mutlaka bir psikolog desteği alınmalıdır.

131

132

133

134

135

136

137 Biz çocuklarımız için ne yapıyoruz

138