BALON ANJİYOPLASTİ UYGULANAN TAVŞANLARDA TAURİNİN LOX-1 RESEPTÖR EKSPRESYONU ÜZERİNE ETKİLERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BALON ANJİYOPLASTİ UYGULANAN TAVŞANLARDA TAURİNİN LOX-1 RESEPTÖR EKSPRESYONU ÜZERİNE ETKİLERİ"

Transkript

1 T. C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BALON ANJİYOPLASTİ UYGULANAN TAVŞANLARDA TAURİNİN LOX-1 RESEPTÖR EKSPRESYONU ÜZERİNE ETKİLERİ Farmakoloji Programı DOKTORA TEZİ Uzman Eczacı Göksel GÖKÇE İZMİR 2008

2 T. C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BALON ANJİYOPLASTİ UYGULANAN TAVŞANLARDA TAURİNİN LOX-1 RESEPTÖR EKSPRESYONU ÜZERİNE ETKİLERİ Farmakoloji Programı DOKTORA TEZİ Uzman Eczacı Göksel GÖKÇE Danışman Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha KERRY İZMİR İİI

3 İİİ II

4 İV

5 ÖNSÖZ Çalışmamın her aşamasında değerli bilgi ve yardımlarıyla beni yönlendiren ve destekleyen tez danışmanım değerli hocam, sayın Prof. Dr. Zeliha KERRY ye, Araştırmamın gerçekleşmesi için gerekli olanakları sağlayan değerli hocam, sayın Prof. Dr. Aslı ÖZER e, Çalışmamda kullandığım girişimsel yöntemi öğreten ve ilerleyen süreçte her açıdan desteğini aldığım değerli hocam, sayın Prof. Dr. İsmail ORAN a, Roma Üniversitesi Tıp Fakültesi Genetik Departmanı nda çalışma olanağını bana sağlayan ve çalışmadaki katkısı tartışma götürmez olan sayın Prof. Dr. Giuseppe NOVELLI ye ve Patoloji Departmanı ndaki çalışmalarımı bizzat yönlendiren sayın Prof. Dr. Augusto ORLANDI ye, Socrates/Erasmus Programı sürecindeki katkısı ve motive edici desteği için değerli hocam, sayın Doç. Dr. Metiner TOSUN a ve E.Ü. Rektörlüğü Uluslararası İlişkiler Ofisi ne, Projeyi destekleyen E.Ü. Rektörlüğü Araştırma Fonu na (05-ECZ-017), EBİLTEM e (2007-BİL-006) ve TÜBİTAK a (SBAG-K-70), Yararlandığım yurtdışı bilimsel araştırma bursu için Türk Farmakoloji Derneği ne, Laboratuvar çalışmalarımda bana yardımcı olan Yrd. Doç. Dr. Gülnur SEVİN e ve Araş. Gör. Dr. Gönen Ö. SÖZER e, teşekkürlerimi sunarım. İzmir 2008 Göksel GÖKÇE V

6 İÇİNDEKİLER 1 GİRİŞ VE GENEL BİLGİLER GİRİŞ GENEL BİLGİLER Oksijen Toksisitesi ve Serbest Radikaller (261) Oksijen Molekülünün Radikal Özellikleri Reaktif Oksijen Türlerinin Temel Özellikleri Hücrede ROT Oluşumunun Gerçekleştiği Temel Bölgeler Hücresel Yapılar ve Oksijen Radikalleri Arasındaki Reaksiyonlar Membran Hasarı: Lipid ve Lipid Peroksi Radikallerinin Oluşumu Protein ve Peptidler DNA Nitrojen Toksisitesi ve Nitrik Oksid Nitrik Oksidin Oluşturduğu Direkt Toksik Etkiler RNOT Toksisitesi Fagositoz ve İnflamasyon Sırasında Serbest Radikallerin Oluşumu NADPH oksidaz Myeloperoksidaz ve HOCl RNOT ve İnflamasyon Oksijen Toksisitesine Karşı Savunma Mekanizmaları Süperoksid Dismutaz Katalaz Glutatiyon Peroksidaz ve Glutatiyon Redüktaz Glutatiyon Hücre ve Plazmada Glutatiyon Glutatiyon Biyosentezi GSS ile GSH Sentezinin Düzenlenmesi GSH Sentezinin Amino Asidler ile Düzenlenmesi GSH nin Organlara Taşınması Düşük Yoğunluklu Lipoproteinlerin Oksidasyonu Okside LDL nin Aterojenik Özellikleri LDL Oksidasyonun İn Vivo Kanıtları Klinik Yaklaşım Evrimsel Olarak Süpürücü Reseptörlerin Varolma Nedenleri Süpürücü Reseptörler SR-AI/II Kolajen Yapılı Makrofaj Reseptörü CD SR-BI/CLA SR-CI MAKROSİALİN/CD EHESR LOX Oks-LDL Reseptörü LOX-1'in Tanımlanması İnsan LOX-1 Geninin Yapı, Düzenleniş ve Promoter Analizi LOX-1 Proteininin Yapısı ve Fonksiyonu LOX-1 Polimorfizmleri LOX-1 Gen Ekspresyonunun Düzenlenmesi ve Mekanizmaları Renin-anjiyotensin sistemi, dislipidemi ve LOX-1 ekspresyonu Oksidatif Stres ve LOX-1 Ekspresyonu...47 Vİ

7 LOX-1'e bağlı hücre içi sinyal yolakları LOX-1 in patolojik durumlarla ile ilişkisi Ateroskleroz Hipertansiyon Tromboz ve Myokard İskemi Reperfüzyon Hasarı Diabetes Mellitus İnflamasyon ve İmmun Yanıt Perkütanöz Transluminal Balon Anjiyoplasti (PTCA) ve Balon Hasarı Bütiyonin Sülfoksimin ile in vivo Oksidatif Stres Oluşturulması Taurin DENEYSEL BÖLÜM DENEY HAYVANLARI Deney Hayvanlarının Gruplandırılması GEREÇ VE YÖNTEM Balon Hasarının Oluşturulması Kan Basıncı Ölçümleri Kan Örneklerinin Alınması İndirgenmiş Glutatiyon (GSH) Ölçümleri Okside Glutatiyon (GSSG) Ölçümleri Glutatiyon Peroksidaz Ölçümleri Katalaz Ölçümleri Malondialdehid (MDA) Düzeylerinin Ölçülmesi Damar Dokularının İzolasyonu ve Fiksasyonu İmmunohistokimyasal Boyamalar Dokuların Parçalanması/Homojenizasyonu ve Protein İzolasyonu Western Blot Elektroforez ve SDS-PAGE Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) RNA izolasyonu Reverse Transkriptaz (RT)-PCR Real-Time PCR (Kantitatif PCR) Verilerin analizi BULGULAR KAN BASINCI Sistolik Kan Basıncı Diastolik Kan Basıncı Ortalama Arteriyel Basınç Kalp Hızı BİYOKİMYASAL PARAMETRELER İndirgenmiş Glutatiyon (GSH) Okside Glutatiyon (GSSG) İndirgenmiş Glutatiyon (GSH) / Okside Glutatiyon (GSSG) Oranı Glutatiyon Peroksidaz (GP) Katalaz Malondialdehid (MDA) MORFOMETRİK ANALİZLER Bağıl İntimal Yoğunluk ve Stenoz Yüzdesi İMMUNOHİSTOKİMYASAL BOYAMALAR Alfa-aktin Ekspresyonu LOX-1 Ekspresyonu Vİİ

8 3.5 LOX-1 EKSPRESYONU TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER ÖZET ABSTRACT KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ Vİİİ

9 TABLO LİSTESİ Tablo 1-1. Oksidatif stres ile ilişkilendirilen hastalıklar ve patofizyolojik değişimler... 4 Tablo 1-2. Reaktif oksijen türleri (ROT) ve reaktif nitrojen-oksijen türleri (RNOT)... 6 Tablo 1-3. Ateroskleroz tedavisinde olası hedefler Tablo 1-4. Süpürücü reseptörler Tablo 1-5. LOX-1 gen ekspresyonunda artışa neden olan in vivo ve in vitro uyaranlar Tablo 2-1. Çalışmada kullanılan ilaçlar ve üretici firmalar İX

10 ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1-1. Oksijenin dört elektron indirgenmesi sonucu oluşan ürünler...5 Şekil 1-2. Serbest radikallerin neden olduğu hücresel hasar....9 Şekil 1-3. Lipid peroksidasyonu...10 Şekil 1-4. Nitrik oksid sentetaz (NOS) ve bir serbest radikal NO nun oluşumu...12 Şekil 1-5. NO dan reaktif nitrojen-oksijen türlerinin (RNOT) oluşumu...14 Şekil 1-6. Aktive nötrofillerin fagositoz sonrasında oluşturduğu solunumsal yıkım...15 Şekil 1-7. Serbest radikallere karşı hücresel savunmanın kompartmentalizasyonu Şekil 1-8. Glutatiyon redüktaz...19 Şekil 1-9. Glutatiyon molekünün yapısı...20 Şekil Glutatiyonun sentez edilişi ve kullanılışı...22 Şekil Normal ve oksidatif olarak modifiye edilmiş LDL...28 Şekil Ateroskleroz süreci Şekil LOX-1 mrna sı tarafından kodlanan LOX-1 proteininin domain yapısı Şekil İnsan LOX-1 inin temel yapısı Şekil 2-1. Deney hayvanları ve uygulanan ilaçlar Şekil 3-1.Tavşanlarda kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının sistolik kan basıncı üzerine etkileri...85 Şekil 3-2. Tavşanlarda kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının diastolik kan basıncı üzerine etkileri...86 Şekil 3-3. Tavşanlarda kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının ortalama arteriyel basınç üzerine etkileri...87 Şekil 3-4. Tavşanlarda kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının kalp hızı üzerine etkileri..88 Şekil 3-5. Tavşanlarda kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının plazma GSH düzeyinde oluşturduğu etkiler...90 Şekil 3-6. Tavşanlarda kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının plazma GSSG düzeyinde oluşturduğu etkiler...91 X

11 Şekil 3-7. Tavşanlarda kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının plazma GSH/GSSG oranında oluşturduğu etkiler...92 Şekil 3-8. Tavşanlarda kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının eritrosit GP düzeylerinde oluşturduğu etkiler...93 Şekil 3-9. Tavşanlarda kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının kan katalaz düzeylerinde oluşturduğu etkiler...94 Şekil Tavşanlarda kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının MDA düzeylerinde oluşturduğu etkiler...95 Şekil Tavşanlarda ilyak arterde balon hasarı oluşturulması sonrasında kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının bağıl intimal yoğunluk üzerine etkileri...98 Şekil Tavşanlarda ilyak arterde balon hasarı oluşturulması sonrasında kronik BSO ve/veya taurin uygulamasının stenoz yüzdesi üzerine etkileri Şekil LOX-1 mrna ekspresyonundaki artış Şekil LOX-1 protein düzeylerindeki artış Xİ

12 RESİM LİSTESİ Resim 2-1. Tavşan ilyak arter (A) ve femoral arter (B) anjiyogramı...60 Resim 2-2. Branül yardımı ile femoral artere girilmesi...61 Resim 2-3. Balon kateterinin damar içerisinde kılavuz tel yardımı ile ilerletilmesi...61 Resim 3-1. Eozin ve hematoksilin ile boyanmış tavşan ilyak arter kesitleri Resim 3-2. Neointimal hiperplazide α-aktin Resim 3-3. İmmun olmayan keçi serumu (A) ve poliklonal LOX-1 antibody (B) ile boyanmış ilyak arter kesitleri (orijinal büyütme x4/0,1) Resim 3-4. İmmun olmayan keçi serumu (A) ve poliklonal LOX-1 antibody (B) ile boyanmış ilyak arter kesitleri (orijinal büyütme x10/0,25) Resim 3-5. LOX-1 e özgül antibody ile boyanmış balon hasarı oluşturulmamış (kontrol) ilyak arter kesiti Resim 3-6. Plasebo grubuna ait ilyak arter kesitinde LOX-1 konumlanışı Resim 3-7. Taurin grubuna ait ilyak arter kesitinde LOX-1 konumlanışı Resim 3-8. BSO grubuna ait ilyak arter kesitinde LOX-1 konumlanışı Resim 3-9. BSO+taurin grubuna ait ilyak arter kesitinde LOX-1 konumlanışı Xİİ

13 1 GİRİŞ VE GENEL BİLGİLER 1.1 GİRİŞ Okside düşük-yoğunluklu lipoproteinlerin (Oks-LDL), endotelde oluşturduğu aktivasyon, disfonksiyon ve hasar ateroskleroz patojenezinin anahtar basamaklarıdır (248). Oluşumuyla ilgili bilgiler sınırlı olmakla birlikte, Oks-LDL nin insan plazmasında, az miktarda olsa da, bulunduğu görüşü kabul görmektedir (125). Endotel hücrelerinin, makrofaj süpürücü reseptörlerinden bağımsız olarak, Oks-LDL yi aldığı, internalize ettiği ve metabolize ettiği bilinmektedir. Bununla ilgili olarak endotel hücrelerinin farklı bir reseptör aracılığıyla bu sürece katılabileceği düşüncesi ortaya atılmıştır de, Sawamura ve grubu sığır aort endotel hücrelerinde lektin benzeri okside LDL reseptörü (lectin-like oxidized LDL receptor, LOX-1) adını verdikleri yeni bir reseptör tanımlamıştır (255). Anılan çalışmada Oks- LDL nin endotel hücrelerine bağlanmasından sorumlu olan temel reseptörün LOX-1 olduğu görüşü vurgulanmaktadır. Ardıl çalışmalarda ateroskleroz, hipertansiyon, myokard iskemisi, iskemi-reperfüzyon hasarı ve diabet gibi hastalıklarda LOX-1 ekpresyonunun mrna ve protein düzeyinde arttığı bildirilmiştir (53, 195). Çeşitli araştırmacılar LOX-1 in kardiyovasküler hastalıkların patojenezinde, özellikle de aterosklerozda çok önemli bir role sahip olduğu noktasında birleşmektedir (7, 53, 195, 286). Perkütanöz transluminal koroner anjiyoplasti (PTKA) kateteri kullanılarak damar endotelinde hasar oluşturulması, ilaçların antiaterosklerotik etkilerinin değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılan bir deneysel modeldir. Balon hasarı sonrasında oluşan neointimal hiperplazi düz kas hücresi proliferasyonu ve migrasyonuna bağlı olup, aterosklerotik

14 dokularda rastlanan temel özellikleri yansıtmaktadır. Çalışmamızda, tavşan ilyak arterinde oluşturulan balon hasarı sonrasında, oksidatif stresin ve bir antioksidan olan taurinin neointimal hiperplazi ve LOX-1 ekspresyonu üzerine etkileri incelenmiştir. İn vivo oksidatif stres şartları, glutatiyon (GSH) sentezinin selektif bir inhibitörü olan bütiyonin sülfoksimin (BSO) kullanılarak oluşturulmuştur. 2

15 1.2 GENEL BİLGİLER Oksijen Toksisitesi ve Serbest Radikaller (261) Oksijen (O 2 ) insan ve pek çok canlı türü için yaşamın sürdürülmesinde zorunlu olan, bununla birlikte toksik özellikler taşıyan bir moleküldür. Adenozin trifosfat (ATP) üretimi, detoksifikasyon ve biyosentez yolaklarındaki oksidasyon reaksiyonları O 2 varlığına bağlıdır. Ancak O 2 nin tek elektron alarak indigenmesi hücredeki lipid ve protein molekülleri ile DNA da hasar oluşmasına neden olan yüksek oranda reaktif moleküllerin oluşmasına neden olur. Reaktif oksijen türleri (ROT) hücrelerde çoğunlukla enzimatik reaksiyonlar aracılığıyla sürekli olarak üretilen moleküllerdir. Normal fizyolojik koşullarda hücresel etkinliğin doğal bir sonucu olararak oluşan ROT un düzeyleri, endojen antioksidan savunma mekanizmaları aracılığıyla organizmada zararlı etkiler oluşmasını engelleyecek şekilde sınırlandırılmaktadır. Bununla birlikte ROT oluşumu ve antioksidan savunma arasındaki dengenin bozulmasının pek çok hastalığın patojeneziyle ilişkili olduğu bilinmektedir (Tablo 1-1). Özellikle, ateroskleroz, hipertansiyon ve diabet gibi kalp-damar sistemi hastalıklarında, oksidatif stres olarak tanımlanan ROT oluşumundaki artışın rolünün bulunduğu (12, 22, 210, 273), örneklendirilemeyecek sayıda ve çeşitlilikteki deneysel ve klinik çalışmaların ortak bir sonucu olarak genel-geçer bir kabul edilirlik taşımaktadır Oksijen Molekülünün Radikal Özellikleri Kimyasal açıdan radikaller, yörüngelerinde eşlenmemiş bir elektron taşıyan moleküllerdir. Bununla birlikte serbest radikal terimi bağımsız olarak varolma yetisine sahip radikal molekülleri ifade eder. Bir reaksiyon sırasında enzim aktif bölgesinde oluşan radikaller, diğer moleküllerle etkileşmek üzere bağlı oldukları proteinden ayrılmadıkça (dissosiasyon) serbest radikal olarak kabul edilmezler. Radikaller yüksek oranda reaktif

16 moleküller olup, komşu moleküllerden elektron alarak eksik yörüngelerini tamamlar ve zincir reaksiyonların başlamasına neden olurlar. Her ne kadar demir (Fe), bakır (Cu) ve molibden (Mo) gibi geçiş metalleri yörüngelerinde tek elektron taşısalar da, görece kararlı olmaları, zincir reaksiyonlar başlatamamaları ve hücrede proteinlere bağlı halde bulunmaları nedeniyle serbest radikal olarak adlandırılmazlar. Tablo 1-1. Oksidatif stres ile ilişkilendirilen hastalıklar ve patofizyolojik değişimler Aterojenez Emfizem bronşit Duchenne tipi kas distrofisi Gebelik pre-eklampsi Serviks kanseri Alkole bağlı karaciğer hastalığı Hemodiyaliz Diabet Akut böbrek yetmezliği Yaşlanma Retrolental fibroplazi Serebrovasküler hastalıklar İskemi - reperfüzyon hasarı Nörodejeneratif hastalıklar Amyotrofik lateral skleroz Alzheimer Down sendromu Mitokondriyal DNA hasarı Multipl skleroz Parkinson hastalığı Hipertansiyon Oksijen atomu farklı yörüngelerde iki tek elektron taşıması nedeniyle bir biradikaldir. Bu elektronlar aynı yönde dönmekte olduklarından (paralel spin) aynı yörüngede bulunamazlar. Oksijenin termodinamik açıdan çok reaktif olması, taşıdığı bu iki eşlenmemiş elektronun organik moleküllerin kovalent bağlarında bulunan eşlenmiş elektronlar ile hızlı bir şekilde reaksiyona girmesini engeller. Bu nedenle O 2, enzim gerektiren reaksiyonlar aracılığıyla başka moleküllerden yavaş bir şekilde elektron alabilir. O 2, toplamda dört elektron alarak suya (H 2 O) indirgenebilir (Şekil 1-1). O 2 nin tek elektron alması süperoksid (O 2 - ) oluşumuna neden olur. O 2 - eşlenmemiş bir elektron taşıdığından hala bir radikaldir. O 2 - oluşumu, elektron sağlayabilecek koenzim Q-H (KoQ-H) gibi indirgen bir ajanın varlığını gerektirdiğinden termodinamik açıdan gerçekleşme olasılığı düşük olan bir reaksiyondur. Süperoksidin bir elektron daha alması ise bir radikal olmayan 4

17 hidrojen peroksidin (H 2 O 2 ) oluşmasına neden olur. Bir sonraki tek elektronluk indirgenme basamağının ürünü hidroksil radikalidir (OH ). Son olarak, dördüncü elektronun da alınması OH nin H 2 O ya indirgenmesiyle sonuçlanır. Şekil 1-1. Oksijenin dört elektron indirgenmesi sonucu oluşan ürünler ve bu ürünlerin neden olabileceği reaksiyonlar (261) Reaktif Oksijen Türlerinin Temel Özellikleri Reaktif oksijen türleri (ROT), oksijen taşıyan serbest radikalleri ve bu serbest radikallere dönüşebilen bileşikleri kapsamaktadır. Oksijenin elektron alarak indigenmesi sonucu oluşan ana metabolitler olan O - 2, H 2 O 2 ve OH, ROT içinde sınıflandırılır (Tablo 1-2). 5

18 Tablo 1-2. Reaktif oksijen türleri (ROT) ve reaktif nitrojen-oksijen türleri (RNOT). Reaktif Türler O 2 - Süperoksid H 2 O 2 Hidrojen peroksid OH Hidroksil radikali RO, R ve R-S Organik radikaller RCOO Peroksil radikali HOCl Hipokloröz asid O 2 Singlet oksijen NO Nitrik oksid ONOO - Peroksinitrit Özellikler Elektron transport zinciri reaksiyonlarıyla oluşur. Oluşma alanından daha uzak yerlere diffüze olamaz. Diğer reaktif türlerin oluşmasına neden olur. Bir serbest radikal olmamakla birlikte geçiş metalleri aracılığıyla serbest radikal oluşumuna neden olur. Hücre membranından geçebilir. Biyolojik moleküller için en saldırgan reaktif türdür. Fe +2 ve Cu + varlığında Fenton reaksiyonu aracılığıyla H 2 O 2 den üretilir. Alkol, alkil ya da tiol yapılarına OH atağı sonucu oluşurlar. Lipid metabolizması sırasında oluşur. Özelikle nötrofillerde, mikroorganizmaların oksidatif yıkım ile yok edilmesi sırasında oluşur. Toksisitesinin nedeni halojenlenme ve oksidasyon reaksiyonlarıdır. Atak grup OCl - dir. Oksijenin yörüngelerindeki iki elektron zıt spinlere sahiptir. Mor ötesi (UV) ışığın absorbsiyonu sonucu oluşan yüksek oksijen gerilimiyle ortaya çıkmaktadır. Hızla metabolize edildiğinden in vivo toksisite açısından önem taşımaz. Bir reaktif nitrojen-oksijen türüdür (RNOT). Endojen olarak nitrik oksit sentetaz enzimi araclığıyla üretilir. Metal iyonlarına bağlanır. O 2 ve oksijen taşıyan radikaller ile birleşerek diğer RNOT un oluşmasına neden olur. Bir reaktif nitrojen-oksijen türüdür (RNOT). Serbest radikal olmamakla birlikte güçlü bir oksidandır. Bir radikal olan nitrojen dioksidin (NO 2 ) oluşmasına neden olur. Serbest radikaller diğer bileşiklerden elektron kopararak (genellikle hidrojen atomlarını) kendi yörüngelerini tamamlarlar ve böylelikle serbest radikal zincir reaksiyonları oluştururlar. Lipid peroksidleri ve organik radikallerin oluşmasına neden olabilen OH, ROT içinde en potent molekül olarak göze çarpmaktadır. O - 2 de yüksek oranda reaktif bir molekül olmakla birlikte yağdaki çözünürlüğünün düşük olması nedeniyle oluşum alanından uzağa diffüze olamaz (140). Bununla birlikte O - 2 Haber-Weiss reaksiyonu ile OH oluşmasına (69) neden olabilir (Şekil 1-1). Gerçek bir radikal olmayan H 2 O 2 zayıf bir oksidan olmasına rağmen, OH oluşumuna neden olduğu için reaktif türler içinde sınıflandırılmaktadır (69). Fe +2 ve Cu + gibi geçiş metalleri, Fenton reaksiyonuyla H 2 O 2 den, OH oluşmasında katalizör olarak görev yaparlar (Şekil 1-1). H 2 O 2 yağda çözünen bir molekül olduğundan membranlardan geçerek, mitokondri gibi Fe +2 ve Cu + içeren bölgelerde OH oluşumuna neden 6

19 olabilir. H 2 O 2 ayrıca, fagositoz yapan hücrelerde endojen ve enzimatik olarak üretilen güçlü bir oksidan olan hipokloröz asidin (HOCl) prekürsörüdür (70). Organik radikaller, O 2 - ve OH radikalinin diğer moleküllerden çok sayıda ve raslantısal olarak elektron koparmasıyla oluşur. Organik peroksi radikalleri (RCOO ), lipid peroksidasyonu gibi zincir reaksiyonlara neden olan moleküllerdir. Oksijen yanısıra nitrojen de taşıyan reaktif türler (RNOT), endojen olarak nitrik oksit sentetaz aracılığıyla üretilen bir serbest radikal olan nitrik oksidin (NO) türevleridir. NO, oksijen ve O - 2 ile birleşerek diğer RNOT un oluşmasına neden olur (273) Hücrede ROT Oluşumunun Gerçekleştiği Temel Bölgeler Tükettiğimiz oksijenin yaklaşık olarak % 3-5 i serbest radikallere dönüşmektedir. Bu radikallerin bir kısmını, normal enzimatik reaksiyonlar sırasında metal içeren enzimlerin aktif bölgelerinden raslantısal olarak kaçan moleküller oluşturmaktadır. H 2 O 2 gibi bazı reaktif türler ise, peroksizomlardaki oksidazların fizyolojik ürünleridir. İnflamasyon, iyonize edici radyasyon ve çeşitli kimyasallar hücrelerdeki serbest radikal üretimini artırabilmektedir (287, 292). - Mitokondriyal elektron transport sisteminde yer alan koenzim Q (KoQ), O 2 oluşumunun gerçekleştiği temel bölgelerdendir. KoQ nun indigenmiş formu olan KoQ-H membran içinde serbest olarak bulunduğundan, çözünmüş haldeki O 2 ye bir elektron transfer ederek O - 2 oluşmasına neden olabilir. Hücredeki oksidaz, peroksidaz ve oksijenazların büyük bir kısmı O 2 ye bağlanarak, geçiş metalleri aracığıyla O 2 ye elektron transfer ederler. Bu tip reaksiyonlar sonucu oluşan serbest radikaller bazan indirgenme henüz tamamlanmadan salıverilebilirler. Sitokrom P450 enzimleri serbest radikallerin bu reaksiyonlardan kaçabilmesinin temel nedenidir. Anılan enzimler O 2 ya da organik bir substrata elektron transferine aracılık ettiklerinden, serbest radikallerin oluşma ve oluşma bölgesinden başka bölgelere sızma olasılığı daha yüksektir 7

20 (22). P450 enzimlerinin alkol, ilaçlar ya da toksik kimyasallar tarafından uyarılması hücresel hasara neden olmaktadır. P450 enzimlerinin miktarının normal substratlar ortamda olmadığı halde artması, ilgili genlerin baskılanmasına ve sonuçta serbest radikallerin inaktif metabolitlere indirgenememesine neden olmaktadır. H 2 O 2 ve lipid peroksidleri, peroksizom, mitokondri ve endoplazmik retikulumdaki çeşitli oksidazların katalizörlüğünde ana reaksiyon ürünleri olarak oluşmaktadır. Dopaminin oksidatif olarak yıkılmasında rol alan monoamin oksidaz, nöronların mitokondriyal membranında H 2 O 2 oluşmasına neden olmaktadır. Çok uzun yağ asidi zincirlerinin oksidasyonu sırasında peroksizomlardaki oksidazlar, oluşturdukları FAD(2H) den daha fazla H 2 O 2 oluşturmaktadırlar. Diğer yandan, purin metabolizmasından sorumlu bir enzim olan ksantin oksidaz, sitozollerde O 2 yi O 2 - ve H 2 O 2 ye dönüştürerek iskemi-reperfüzyon hasarında rol oynamaktadır. Lipid peroksidleri ayrıca lökotrienler ve prostaglandinler gibi pek çok eikozanoidin sentezlenmesinde enzimatik olarak oluşabilmektedir (113, 137). Dünyaya ulaşan kozmik ışınlar, radyoaktif kimyasallar ve X ışınları oluşturdukları iyonize edici radyasyon nedeniyle ROT oluşumunu artırabilmektedir. İyonize edici radyasyon, su molekülünü OH ve hidrojen radikaline çevirebilecek enerji düzeyine sahip olduğundan, mutasyonlar, kanser ve hücre ölümü gibi etkilere neden olabilmektedir. İyonize edici radyasyon ayrıca, hücresel yapıları direkt olarak etkileyerek organik radikallerin oluşmasını da tetikleyebilmektedir Hücresel Yapılar ve Oksijen Radikalleri Arasındaki Reaksiyonlar Oksijen radikalleri lipidler, proteinler, karbohidratlar ve DNA ile etkileşerek onlardan elektron koparması hücrede fonksiyon bozukluklarına ve hatta hücre ölümüne neden olabilmektedir (Şekil 1-2). Sayıca yüzden fazla farklı hastalıkta hücresel radikal hasarının oluştuğu bilinmektedir. Bu hastalıkların bazılarında serbest radikal hasarı hastalığın temel nedenini oluştururken, bazılarında hastalığın komplikasyonlarını şiddetlendirmektedir. 8

21 Protein hasarı Membran hasarı Mitokondri hasarı DNA hasarı Nukleus DNA Lipid peroksidasyonu Hücrenin su alarak şişmesi Membran geçirgenliğinde artış Ca 2+ girişinde artış Şekil 1-2. Serbest radikallerin neden olduğu hücresel hasar. Süperoksid ve hidroksil radikali hücre, mitokondri, nukleus ve endoplazmik retikulum membranlarında lipid peroksidasyonunu başlatmaktadır. Hücre membanının geçirgenliğinin artması, hücre içi kalsiyum konsantrasyonunu artırarak mitokondrilerde oluşan hasarı şiddetlendirebilir. Proteinlerdeki sistein sülfhidril grupları ve diğer amino asitler oksidatif hasar sonucu yıkıma uğramaktadır. Oksidatif hasar sonucu nukleus ve mitokondri DNA zincirinde kırılmalar oluşabilmektedir. Reaktif nitrojen-oksijen türleri de benzer nitelikte etkiler oluşturmaktadır (261) Membran Hasarı: Lipid ve Lipid Peroksi Radikallerinin Oluşumu Membranlarda lipid serbest radikallerinin ve lipid peroksidlerinin oluşmasına (145, 259, 271) neden olan zincir reaksiyonlar ROT ile tetiklenen oksidatif hasarda çok önemli rol oynar (Şekil 1-3). Fenton Reaksiyonu yoluyla lokal olarak oluşan OH gibi bir radikal özellikle çoklu-doymamışlık taşıyan yağ asitlerinin çifte bağlarından bir hidrojen kopararak zincir reaksiyonunu başlatabilir. O 2 nin gruba bağlanarak peroksil radikallerini ve lipid peroksidlerini oluşturması reaksiyonun ilerlemesine neden olur. Sonuç olarak, lipid yıkımı gerçekleşir ve malondialdehid (MDA), etan ve pentan molekülleri oluşur. Kan ve idrardaki MDA düzeyi, serbest radikal hasarı sonucu gerçekleşen lipid peroksidasyonunun bir belirteci 9

22 olarak kullanılmaktadır. Lipid moleküllerinin peroksidasyonu, moleküler yapıda çeşitlilikler gösteren hasarlara neden olur. Bunun yanısıra reaksiyon sırasında oluşan aldehidler proteinler ile çapraz bağlar oluşturabilmektedir. Hasar görmüş lipidlerin biyolojik membranların yapısında yer alması, çift tabakalı lipid membranın kohesiv özelliklerini ve kararlı yapısını bozmaktadır. Mitokondri membranında oluşabilecek bozulmalar daha fazla serbest radikal üretimine neden olabilir. (A) (B) (C) Şekil 1-3. Lipid peroksidasyonu: Bir serbest radikal zincir reaksiyonu. (A) OH radikalinin çoklu doymamışlık taşıyan bir yağ asidinden (LH) elektron koparmasıyla lipid peroksidasyonunun başlatılması ve lipid radikalinin oluşumu (L ). (B) Oksijenin katılmasıyla lipid peroksil radikali (LOO ) ve lipid peroksidin oluşumu (LOOH). (C) Lipid degradasyonu ve malondialdehid oluşumu (261) Protein ve Peptidler Proteinlerde, prolin, histidin, arjinin, sistein ve metiyonin gibi amino asidler oksidatif hasara en fazla uğrayan yapılardır. Serbest radikaller proteinlerin parçalanmasına ya da amino asidlerin başka amino asidlerle çapraz bağlar yapmalarına neden olabilir. Proteinlerdeki sistein gruplarına serbest radikal atağı, oluşan çapraz bağlar sonucu degradasyonu çok güç olan protein agregatlarının oluşmasına neden olabilir. Bununla birlikte oksidatif hasar diğer proteinlerin proteolitik yıkımını kolaylaştırmaktadır. Bir tripeptid olan glutatiyon molekülündeki sistein sülfhidril grubunun oksidasyonu hücrelerdeki oksidatif hasarı 10

23 artırmaktadır (133, 182, 258). Glutatiyon, serbest radikal hasarına karşı hücresel savunma mekanizmasının ana öğesidir DNA ROT un neden olduğu hasardan etkilenen bir diğer biyolojik molekül DNA dır (155). DNA da oksidatif hasarın neden olduğu yaklaşık 20 tip değişim kaydedilmiştir. Fe +2 iyonunun DNA ya gelişigüzel bağlanması, lokal OH üretimini artırarak DNA yapısında baz değişmelerine neden olmaktadır (155). Bu durum deoksiriboz yapısında zincir kırılmalarına yol açabilmektedir. Hücre oluşan DNA hasarını bir noktaya kadar tamir edebilmekte, ya da apoptoza uğramaktadır Nitrojen Toksisitesi ve Nitrik Oksid Oksijen taşıyan bir serbest radikal olan nitrik oksid (NO), O 2 gibi yaşamsal öneme sahip olaması yanısıra toksik bir moleküldür (69). Bir serbest elektronu olduğundan, eşlenmemiş elektron içeren diğer bileşiklere bağlanabilir (Fe +3 taşıyan proteinler gibi). Bir gaz molekülü olarak sitozol ve lipid membranlardan hücre içine girebilmektedir. Düşük konsantrasyonlarda, bir nörotransmiter olararak endotele bağlı gevşeme yanıtları oluşturur. Bununla birlikte yüksek konsantrasyonlarda O 2 veya O - 2 ile birleşerek nitrojen ve oksijen taşıyan reaktif türlerin (RNOT) oluşmasına neden olabilmektedir. RNOT un Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklarda ve romatoid artrit gibi kronik inflamatuvar hastalıklarda rolü olduğu bilinmektedir. NO, nitrik oksid sentetazlar tarafından arjininden sentez edilmektedir (Şekil 1-4). NO, hedef hücrelerdeki fizyolojik etkilerini guanil siklaz enzimindeki Fe-hem grubuna bağlanarak ve bunun sonucu olarak sinyal iletim kaskadını etkinleştirerek oluşturur (69). Bununla birlikte, NO in seçimsiz olarak farklı moleküllere bağlanarak etkinsizleşmesi, NO üreten hücrelerin hedef hücrelere yakın konumda bulunmasını gerektirmektedir. 11

24 Vücudumuzda her biri farklı genler tarafından kodlanan, dokuya-özgün üç farklı NO sentaz bulunmaktadır (31): nöronal NO sentaz (nnos, izoform I), indüklenebilir NO sentaz (inos, izoform II) ve endotelyal NO sentaz (enos, izoform III). nnos ve enos etkinliği hücre içi kalsiyum konsantrasyonu ile düzenlenir. Bununla birlikte makrofajlar gibi immun sistem hücreleri ve beyindeki glial hücrelerde bulunan inos un etkinliği transkripsiyonel olarak düzenlenmektedir. Mikroorganizmalar gibi etmenlere karşı savunma mekanizmasının bir öğesi olarak, inos gen ekspresyonu ve sonuç olarak NO üretimi artmaktadır NO konsantrasyonunu artıran bu gibi faktörler RNOT oluşumunu tetiklemekte ve NO toksisitesinin neden olmaktadır. Nitrojenin toksik etkileri iki ana başlık altında incelenebilir: 1) Nitrik oksidin (NO) demir taşıyan proteinlere bağlanması sonucu oluşan direkt etkiler 2) NO nun O 2 ya da O - 2 ile birleşerek reaktif nitrojen-oksijen türlerini (RNOT) oluşturmasından kaynaklanan indirekt etkiler. Şekil 1-4. Nitrik oksid sentetaz (NOS) ve bir serbest radikal NO nun oluşumu. NOS, serbest elektronların NADPH den O 2 ye taşınmasında Fe-hem, FAD ve FMN moleküllerini kullanmaktadır (261) Nitrik Oksidin Oluşturduğu Direkt Toksik Etkiler Bir serbest radikal olarak NO direkt toksik etkilerini, serbest elektron bulunduran yapılar olan Fe grubu içeren yapılarla birleşerek gösterir. Atağa uğrayan temel bölgeler arasında Fe-S grupları (elektron transport zincir kompleksleri I-III ve akonitaz) ve Fe-hem proteinleri 12

25 (hemoglobin ve elektron transport zincirindeki sitokromlar) bulunmaktadır. Bununla birlikte oluşan hasar minimal düzeydedir, çünkü ortamda bulunan NO konsantrasyonu, Fe-hem gruplarıyla karşılaştırıldığında çok düşük miktardadır. Ancak, oksidatif fosforilasyondaki bozukluklar ve iskemi gibi patofizyolojik durumlarda, NO hücre solunumunu direkt olarak inhibe ederek ciddi hasarlara neden olabilir RNOT Toksisitesi İnflamasyon gibi çok yüksek konsantrasyonlarda olduğu durumlarda, NO, O - 2 veya O 2 ile enzim aracısız birleşerek sirasıyla peroksinitrit (ONOO - ) ve azot trioksid (N 2 O 3 ) oluşmasına neden olur (Şekil 1-5). Bir serbest radikal olmamakla birlikte, ONOO - kararlı bir oksidan ajandır (17). Lipid membranlardan geçebildiği için proteinlerdeki metiyonin ve tiyol (-SH) grupları gibi pek çok hedef molekül ile etkileşebilir. Peroksinitritin degradasyon ürünleri arasında lipid peroksidayonunun güçlü bir başlatıcısı olan serbest radikal nitrojen dioksid (NO 2 ) bulunmaktadır. Peroksinitritin degradasyon ürünleri ayrıca aromatik halkaları nitratlayarak, nitrotirozin ve nitroguanozin gib yapıların oluşmasına neden olmaktadır. NO 2 veya nitritten türeyebilen N 2 O 3, hücrede sülfhidril gruplarının nitrozillenmesinden sorumlu olduğu için nitrojen stresi ya da nitrozatif stres olarak adlandırılan patofizyolojik duruma neden olan temel ajandır. Nitrozillenme, protein ve lipidlerin normal fonsiyonlarını sürdürmelerini engelleyen bir reaksiyondur. Bu nedenle, RNOT, biyolojik moleküllerin nitratlanması ve nitrozillenmesi aracılığıyla en az ROT kadar hücresel hasara neden olmaktadır (273). Özetlenecek olursa, RNOT oluşumu, çok sayıda enzimin inhibe olmasını, mitokondride lipid peroksidasyonunu, elektron transport zincirinin inhibisyonunu ve DNA zincirinde kırılmaları ile baz değişmelerini beraberinde getirmektedir. 13

26 Fagositoz ve İnflamasyon Sırasında Serbest Radikallerin Oluşumu Enfeksiyöz ajanlar ve antijenler gibi etkilere karşı immun sistemde yer alan fagositöz özelliğine sahip hücreler (nötrofiller, eozinofiller ve monosit/makrofajlar) solunumsal yıkım adı verilen hızlı bir O 2 tüketimi sergilerler. Solunumsal yıkım, hücrede O - 2, H 2 O 2, OH, HOCl radikalleri (35, 70, 190, 275) ve RNOT un oluştuğu ana reaksiyonlardır. Serbest radikaller insan antimikrobiyal savunma sisteminin bir parçası olup, mikroorganizmalar ve tümör hücreleri gibi yabancı hedeflerin yok edilmesi amacına yönelik hareket ederler. Şekil 1-5. NO dan reaktif nitrojen-oksijen türlerinin (RNOT) oluşumu. Gösterilen nitrojen-oksijen içeren bileşiklerden sadece nitrat (NO 3 ) toksik özellikler taşımaz (261). 14

27 NADPH oksidaz Solunumsal yıkım, indirgenmiş nikotinamid adenin dinükleotid fosfattaki (NADPH) bir elektronu O 2 ye aktararak O 2 - oluşmasına neden olan NADPH oksidaz enziminin aktivitesinden kaynaklanmaktadır (Şekil 1-6). NADPH oksidaz, mikroorganizmaları hapseden fagolizozom membranı içindeki sitozol ve membran proteinlerinden sağlanır (120). NADPH oksidaz katalizörlüğünde oluşan O - 2, fagolizozomun iç membran aralığına salıverilir, ve burada H 2 O 2 ve diğer reaktif türlere dönüştürülür. H 2 O 2 oluşmasından sorumlu olan süperoksid dismutazın (SOD), fagositoz yapan hücreden geldiği ya da işgalci mikroorganizma tarafından salgılanabileceği düşünülmektedir. Nötrofil sitoplazmik membranı Şekil 1-6. Aktive nötrofillerin fagositoz sonrasında oluşturduğu solunumsal yıkım sırasında reaktif oksijen türlerinin oluşumu. (1) NADPH oksidazın plazma membranın dış tarafında aktive olarak solunumsal yıkımı ve süperoksid oluşumunu başlatması. Fagositoz sırasında plazma membranı kıvrımlar oluşturarak süperoksidin vakuol boşluğu içine salıverilmesini sağlar. (2) Spontan olarak ya da SOD aracılığıyla H 2 O 2 nin oluşması (3) Fagolizozom içine myeloperoksidaz içeren granüller salıverilir, HOCl ve diğer halojenli türevler oluşur. (4) H 2 O 2, Fenton reaksiyonu ile OH oluşmasına neden olabilir. (5) inos un aktive olarak NO oluşumunu artırması. (6) NO nun süperoksidle birleşerek peroksinitrit (ONOO - ) ve diğer reaktif nitrojen-oksijen türlerini oluşturması. Sonuç olarak fagositozla alınan hücrenin membranında ve diğer yapılarında oksidatif hasar oluşması ve hücrenin lizise uğraması (261). 15

28 Myeloperoksidaz ve HOCl Hidrojen peroksidden, hipokloröz asid (HOCl) oluşması myeloperoksidaz enzimi katalizörlüğünde gerçekleşmektedir (22, 70, 186, 275, 291). Myeloperoksidaz hem grubu içeren bir enzim olup sadece immun sistem hücrelerinde (özellikle nötrofillere) bulunmaktadır. HOCl, bakterileri halojenleme ve oksidasyon reaksiyonları sonucu birkaç saniye içinde etkisiz hale getiren potent bir oksidandır. Fe ve S içeren grupların (sülfhidril grupları, demir-sülfür merkezleri, ferredoksin, hem proteinleri, metiyonin) oksidasyonu, proteinlerin oksidatif dekarboksilasyonu ve deaminasyonu ve peptid bağlarının yıkılması gibi önemli etkiler oluşturur. Aerob bakteriler HOCl varlığında, olasılıkla ATP sentetaz ya da elektron transport zincirinde oluşan hasar sonucu, mebran transportu yeteneklerini kaybederler RNOT ve İnflamasyon Nötrofiller aktive olarak NO üretmeye başladıklarında NADPH oksidaz enzimi de aktive olmaktadır (186, 190, 291). Oluşan NO nun süperoksidle reaksiyona girmesi peroksinitrit ve diğer reaktif nitrojen-oksijen türlerinin oluşmasını tetiklemektedir. NO ayrıca çevreleyen dokuya salıverilebilmekte ve hedef hücrelerde süperoksid ile birleşebilmektedir. Pek çok hastalıkta, inflamasyon sırasında nötrofil ve makrofajlardan salıverilen serbest radikallerin komşu bölgelerde hasar oluşumuna neden olduğu bilinmektedir. İnme ve myokard infarktüsünde, ölen hücreleri ortadan kaldırmak üzere iskemik bölgeye göç eden fagositoz özelliği taşıyan hücreler, infarkt alanı ve oluşan hasarın büyüklüğünü artırmaktadır. 16

29 1.2.3 Oksijen Toksisitesine Karşı Savunma Mekanizmaları Oksidatif hasara karşı savunma mekanizmalarını; antioksidan enzimler, diyetle alınan ya da endojen olarak üretilen serbest radikal süpürücüleri, hücresel kompartmentalizasyon, metallerin sekestre edilmesi ve hasar görmüş hücresel yapıların onarılması oluşturmaktadır (261). Antioksidan enzimler, ROT ve serbest radikallerin neden olduğu zincir reaksiyonlarda oluşan hücresel ürünler ile etkileşerek toksik olmayan metabolitler oluşmasını sağlarlar. Vitamin E ve flavonoidler gibi diyetle alınan antioksidanlar ve ürik asit tuzları gibi endojen antioksidanlar ise serbest radikal zincir reaksiyonlarının oluşmasını engellemektedirler. Antioksidan savunma içinde hücresel kompartmentalizasyon, ROT üretimi ile bağlantılı bölge ve moleküllerin hücrenin diğer kısımlarından izole edilmesini ifade etmektedir (Şekil 1-7). Buna örnek olarak H 2 O 2 üreten enzimlerin, antioksidan enzimler ile birlikte peroksizomlar içine sekestre edilmesi verilebilir. Metallerin kan ve hücreler içindeki proteinlere bağlanmış halde bulunması, onların Fenton reaksiyonuna girmesini engellemektedir. Ayrıca, DNA da oluşan hasarın onarılması ve membrandaki okside yağ asitlerinin ortmadan uzaklaştırılması hücrenin oksidatif hasara karşı korunma mekanizmaları içinde yer almaktadır. Proteinlerdeki okside amino asidler protein degradasyonu içinde devamlı olarak onarılmakta ve yeni proteinler sentezlenmektedir Süperoksid Dismutaz Süperoksid anyonun (O 2 - ), süperoksid dismutaz (SOD) tarafından hidrojen peroksid ve O 2 ye dönüştürülmesi, oksidatif strese karşı birincil savunma mekanizması olarak görülmektedir. Çünkü O 2 - zincir reaksiyonların başlamasına neden olan güçlü bir aktivatördür. SOD üç izoenzim şeklinde bulunur (22). Sitozolde Cu + -Zn 2+ formu, mitokondride Mn 2+ formu, hücre dışı alanda Cu + -Zn 2+ formu bulunmaktadır. Cu + -Zn 2+ SOD un aktivitesi süperoksid anyon üretimini artıran kimyasallar ya da şartlar ile artmaktadır. 17

30 Şekil 1-7. Serbest radikallere karşı hücresel savunmanın kompartmentalizasyonu. Mitokondri ve peroksizom yapıları açısından zengin olan karaciğer, adrenal bezler ve böbrek antioksidan enzimlerin en yoğun olarak bulundukları organlardır. Süperoksid dismutaz (SOD) ve glutatiyon peroksidaz farklı kompartmanlarda izozimler olarak bulunabilmektedir (261) Katalaz Hidrojen peroksid, Fenton ya da Haber-Weiss reaksiyonlarına girerek OH radikali oluşturmadan H 2 O ya indirgenmesi gereken önemli bir reaktif türdür (Şekil 1-1). Bu indirgenme reaksiyonunu gerçekleştirebilen enzimlerden biri katalazdır (84). Katalaz hücrede yoğun olarak peroksizomlarda bulunmakla birlikte, daha düşük miktarlarda sitozol ve mikrozomal fraksiyonda bulunabilmektedir. Yüksek katalaz aktivitesine sahip olan dokuların böbrek ve karaciğer olması, bu organların sahip oldukları yoğun peroksizom yapısından kaynaklanmaktadır. İmmun sistem hücreleri olan nötrofil ve makrofajlarda, katalaz anılan hücreleri kendi oluşturdukları solunumsal yıkımın etkilerine karşı korumaktadır Glutatiyon Peroksidaz ve Glutatiyon Redüktaz Glutatiyon peroksidazların (GP) katalizörlüğünde gerçekleşen reaksiyonlarda, glutatiyon (GSH) molekülündeki reaktif sülfhidril grupları hidrojen peroksidi H 2 O ya, lipid peroksidleri ise toksik olmayan alkollere indirgemektedir (22, 84). Bu reaksiyonlarda iki GSH 18

31 molekülü okside olarak glutatiyon disülfidi (GSSG) oluşturmaktadır. Sülfhidril grupları ayrıca organik radikallerle etkileşerek, enzim katalizörlüğü gerekmeksizin, zincir reaksiyonlarının oluşmasını engelleyebilmektedir. GP selenyum taşıyan enzimler ailesinden olup, farklı dokularda ve özelliklerde bulunmaktadır. Hücre içinde temel olarak sitozol ve mitokondrilerde yer alan GP, peroksizomların dışında oluşan H 2 O 2 nin indirgenmesinde ana rolü üstlenmektedir. Yapısında taşıdığı selenyum atomu nedeniyle, GP, diyetle alınması gerekli olan selenyum miktarına katkıda bulunmakta, bu bağlamda selenyumun serbest radikal hasarı üzerine olan koruyucu etkisini açıklamaktadır. GSSG oluşumunun ardından, redoks döngüsü içinde, glutatiyonun sülfhidril formuna dönüştürülmesi, glutatiyon redüktaz (GR) katalizörlüğünde gerçekleşmektedir (Şekil 1-8). GR, flavin adenin dinukleotid (FAD) molekülünü kullanarak, NADPH deki elektronu GSSG deki disülfid bağına taşır. Bu nedenle NADPH, serbest radikal hasarına karşı savunma mekanizmaları içinde serbest elektron sağlayarak çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu reaksiyondaki NADPH nin kaynağı pentoz fosfat yolağıdır. Şekil 1-8. Glutatiyon redüktaz katalizörlüğünde okside glutatiyondan (GSSG), indirgenmiş glutatiyon oluşması (261) Glutatiyon Glutatiyon (γ-glutamil-sisteinil-glisin, GSH) vücudun oksidatif hasara karşı korunmasında temel moleküldür (98, 133, 181, 182). Glutamat, sistein ve glisinden oluşan bir 19

32 tripeptiddir. Sisteindeki amino grubu ile glutamatın karboksil grubu arasında bir peptid bağı bulunmaktadır (Şekil 1-9) Hücre ve Plazmada Glutatiyon GSH hayvan hücrelerindeki en yaygın, düşük molekül ağırlıklı tiyoldür (0,5-10 mmol/l). Hücredeki GSH nin %85-90 ı sitozolde bulunmakta olup, kalan kısım mitokondri, nükleer matriks ve peroksizomlarda yer almaktadır (181). Safra asidinin 10 mmol/l gibi yüksek sayılabilecek GSH düzeylerine sahip olabilmesinin aksine, GSH nin hücre dışı konsantrasyonları genellikle düşüktür (2-20 µmol/l plazma). Taşıdığı sistein grubu nedeniyle serbest radikaller, ROT ve RNOT gibi elektrofilik molekülller tarafından ve enzim aracısız olarak oksidlenerek GSSG ye dönüştürülmektedir. Protein malnütrisyonu, oksidatif stres ve çeşitli patolojik koşullar tarafından hücre GSH konsantrasyonunu düşürmektedir (181). GSH + 2 GSSG hücredeki total glutatiyon içeriğini ifade etmektedir. Total glutatiyonun yaklaşık olarak % 15 i proteinlere bağlı olarak bulunmaktadır. GSH/GSSG oranı hücredeki redoks düzeyinin bir belirtecidir. GSH/GSSG oranı hücrenin antioksidatif kapasitesini belirleyen temel redoks çifti olmakla birlikte, NADPH/NADP+ ve indirgenmiş/yükseltgenmiş tiyoredoksin oranının da etkili olduğu bilinmektedir (133). Şekil 1-9. Glutatiyon molekünün yapısı ve glutatiyon peroksidazın glutatiyon molekülündeki (SH gruplarındaki) elektronları H 2 O 2 ye aktarması. 20

33 Glutatiyon Biyosentezi GSH biyosentezi (Şekil 1-10), sitozol enzimleri olan γ-glutamilsistein sentetaz (GSS) ve GSH sentetaz katalizörlüğünde gerçekleşmektedir. Anılan reaksiyonlar neredeyse tüm hücre tiplerinde gerçekleşmekle birlikte, GSH sentezinin gerçekleştiği temel organ karaciğerdir. GSS katalizörlüğünde, glutamattaki karboksil grubu ile sisteindeki amino grubu arasında oluşan peptid bağı molekülün hücre içindeki peptidazlar tarafından hidrolizini engeller. Oluşan γ-glutamilsistein molekülü, γ-glutamilsiklotransferaz enziminin de substratıdır. Ancak hayvan hücrelerinde, GSH sentetaz enziminin daha yüksek afinite ve aktivitesi nedeniyle reaksiyon GSH sentezi yönüne kaymaktadır (97). Memelilerdeki GSS, katalitik olarak aktif bir ağır alt-ünite (73 kda) ve düzenleyici bir hafif alt-üniteden (31 kda) oluşmaktadır (181). Ağır alt-ünite substrat bağlayıcı bölgeleri içerirken, hafif alt-ünite substrat ve inhibitörlere karşı afiniteyi düzenlemektedir. GSS nin glutamat ve sistein için Km değerleri sırasıyla 1,7 ve 0,15 mmol/l dir. Bu değerler karaciğerdeki glutamat ve sistein konsantrasyonuyla paralellik göstermektedir. Allosterik bir enzim olan GSH sentetaz bir homodimerdir (52 kda/alt-ünite) ve γ-glutamilsistein substratının glisine bağlanmasını sağlamaktadır (215). ATP ve glisin için GSH sentetazın Km değerleri sırasıyla 0,04 ve 0,9 mmol/l olup, karaciğerdeki ATP ve glisin konsantrasyonuyla karşılaştırıldığında oldukça düşüktür. Sıçanlarda GSS ve GSH sentetazın alt-üniteleri klonlanarak dizi analizleri yapılmış (97) ve GSH nin de novo sentezinde GSS nin hız sınırlayıcı enzim olduğu gösterilmiştir (181). In vivo GSH biyosentezi ile bilgiler, kullanılan substratların kompartmentalizasyonu ve bu substratların organ ve subselüler düzeylerdeki metabolizmaları nedeniyle sınırlıdır. Bu duruma örnek olarak ince barsak ve böbreklerde GSS oluşumu için kullanılan glutamat kaynağının farklı olması verilebilir. Karaciğerdeki GSH sentezi başat olarak perivenöz hepatositlerde, da az olarak da periportal hücrelerde gerçekleşmektedir (18). Bu nedenle plazma GSH düzeyleri farklı hücrelerde gerçekleşen GSH sentezinin miktarını 21

34 yansıtmayabilir. Sağlıklı bireylerde GSH nin kullanılma hızı 25 µmol/kg saat olup (182), hücreye alınan sistein miktarının (38,3 µmol/kg saat) % 65 ini oluşturmaktadır. Bu bulgu GSH nin sistein için temel bir taşınma yolu olduğunu göstermektedir. Diyetle alınan sistein miktarı 9 µmol/kg saat düzeyindedir (182). Bu nedenle, endojen GSH sentezi için kullanılan sisteinin büyük bir kısmının hücre içi protein degradasyonu ile karşılandığı düşünülmektedir. γ-glutamil-aa 2 AA Met 5-Oksoprolin ATP 3 ADP+P i KG ZAA ZKA 10 Sistin 19 Arjinin 14 1 Sisteinil-Glisin 20 NAS 18 6 Sistein 3 OTK Glutamat Gln NH H 2 O KG Ser 21 AA NH 3 NO 4 Glkn-6-P 13 GS-NO Glutatiyon (GSH) ADP +P KS i 15 5 ADP+P i ATP LOOH 17 2H + O 2.- Glisin GSH-KS ATP γ-glutamil-sistein NADP + NADPH+H + 9 H 2 O 2 R R Pentoz yolağı F-6-P Glukoz R-5-P H 2 O e O 2 LOH GSSG Şekil Glutatiyonun sentez edilişi ve kullanılışı. Enzimler: 1) γ-glutamil transpeptidaz, 2) γ-glutamil siklotransferaz, 3) 5-oksoprolinaz, 4) γ-glutamilsistein sentetaz, 5) glutatiyon sentetaz, 6) dipeptidaz, 7) glutatiyon peroksidaz, 8) glutatiyon redüktaz, 9) süperoksid dismutaz, 10) zincir amino asid transaminaz, 11) glutaminaz, 12) glutamat dehidrogenez, 13) glutamine:fruktoz-6-fosfat transaminaz, 14) nitrik oksid sentaz, 15) glutatiyon S-transferaz, 16) NAD(P)H oksidaz ve mitokondri solunum kompleksleri, 17) glikoliz, 18) glutatiyona bağımlı tiyodisülfid, tiyoltransferaz veya enzimatik olmayan reaksiyonlar, 19) transülfürasyon yolağı, 20) deaçilaz, 21) serin hidroksimetiltransferaz. Kısaltmalar: AA, amino asid; ZKA, zincir α-ketoasidler; GlcN-6-P, glukozamin-6-fosfat; GS-NO, glutatiyon-nitrik oksid kompleksi; KG, α-ketoglutarat; LOO -, lipid peroksil radikali; LOOH, lipid peroksid; NAS, N-asetilsistein; OTK, L-2-oksotiyazolidin-4-karboksilat; R, radikal gruplar; R, radikal olmayan gruplar; R-5-P, ribuloz-5-fosfat; X, elektrofilik ksenobiyotikler. 22

35 Karaciğer hücreleri dışında, eritsositler de oldukça yüksek bir GSH üretim/tüketim hızına sahiptir. Sağlıklı bireylerde kandaki GSH nin tamamının 1,5 gün içinde yenilendiği gösterilmiştir (182). Eritrositler insanlardaki total GSH biyosentezinin yaklaşık % 10 undan sorumludur (182) GSS ile GSH Sentezinin Düzenlenmesi Oksidatif ve nitrozatif stres, inflamatvar sitokinler, kanser, kemoterapötik ajanlar, iyonize edici radyasyon, GSH yıkımı ve konjugasyonu, prostaglandin A 2, ağır metaller, antioksidanlar ve insülin pek çok hücrede GSS üretimi ya da aktivitesini artırmaktadır (181). Bunların aksine, proteinden fakir diyet, deksametazon, eritropoietin, tümör büyüme faktörü-α, hiperglisemi ve GSS fosforilasyonu, GSS nin üretimini ve aktivitesini azaltır. Oksidatif stres, inflamatuvar sitokinler ve bütiyonin sülfoksimin (BSO) ile oluşturulan GSH sentez inhibisyonu, nükleer faktör-κb aracılığıyla GSS ekspresyonunda upregülasyona neden olmaktadır (181, 283). GSS aktivitesinin, enzimin sülfür grubunun NO donörleri tarafından nitrolanması sonucu azaltması, NO ve GSH metabolizması arasındaki ilişkiye dikkat çekmektedir (181). inos aktivitesine bağlı olarak NO üretiminde meydana gelen artış, nöronlarda ve sitokinler tarafından aktive edilen makrofajlarda GSS inhibisyonuna ve sonuç olarak GSH sentezinde azalmaya neden olmaktadır (34). Bu bağlamda, glukozamin, taurin, fitoestrojenler, polifenoller ve karotenoidler gibi inos ekspresyonunu inhibe edebilen moleküllerin (295), hücre GSH düzeyini azalmasını engelleyebileceği önerilmektedir (294). Yağdan zengin diyet, uzun zincirli doymuş yağ asidleri, düşük yoğunluklu lipoproteinler (LDL), linoleik asid ve demir gibi inos ekspresyonunu ve NO üretimini artıran moleküller ise hücrelerdeki GSH kaybını artırmaktadır (295) GSH Sentezinin Amino Asidler ile Düzenlenmesi GSH yapısındaki amino asidlerden biri olan sisteinin hücre içindeki düzeyleri, GSH ile taşınan sistein ile karşılaştırıldığında oldukça düşüktür (62). Güncel çalışmalarda sisteinin 23

36 GSH sentezinde hız sınırlayıcı amino asid olduğu gösterilmiştir (62, 126, 182). Hücrelere sist(e)in alınmasını artıran faktörlerin hücre içi GSH konsantrasyonunu artırdığı bilinmektedir (181). Ayrıca, sistein ya da prekürsörlerinin oral yoldan veya intravenöz olarak verilmesi GSH sentezini artırmakta olup, çeşitli nütrisyonel ve patolojik şatlarda ortaya çıkabilen GSH yetmezliğini engelleyebilmektedir (283). Sistein temelde hepatositlerde, transsülfürasyon yolağı ile metiyonin katabolizması sonucu üretildiğinden, diyetle alınan metiyonin miktarının artırılması in vivo GSH sentezini destekleyebilir (294). Sistein, ekstraselüler sıvılarda okside olarak sistine dönüşmektedir. Bu nedenle sisteinin plazma konsantrasyonu (10-25 µmol/l), sistine göre ( µmol/l) oldukça düşüktür. Sistein ve sistin farklı tipte membran taşıyıcıları ile hücre içine alınabilmektedir (181). Bununla birlikte, hepatositlerin ekstraselüler sistini hücre içine alma yetileri çok sınırlıdır. Karaciğerden salıverilen GSH, hücre membranının dışında sistini sisteine indirgeyerek hepatositler tarafından alınabilmesini sağlamaktadır. Endotel hücreleri gibi diğer hücre tipleri ise sistini hücre içine alma yetisine sahiptir (Şekil 1-10). Hücre içine alınan sistin daha sonra sisteine indirgenmektedir. Hücre içinde ve dışında oluşan glutamat GSH sentezinde kulanılabilmektedir (242). Diyetle alınan glutamat neredeyse tamamen ince barsaklar tarafından kullanıldığı için, plazmada bulunan glutamat temelde de novo sentez edilerek ya da protein yıkımı ile elde edilmektedir. Fosfata bağımlı glutaminaz, prolin-5-karboksilat dehidrogenaz, zincir amino asid transaminaz ve glutamin/fruktoz-6-fosfat transaminaz glutamat üretiminde katalizör enzimlerdir (Şekil 1-10). Bununla birlikte bu enzimlerin önemleri hücre ve doku tiplerine göre değişkenlik gösterebilmektedir. Glutamin enterositler, sinir hücreleri, hepatositler ve lenfositler gibi pek çok hücre tipinde, GSH sentez edilmesinde kullanılan glutamatın prekürsörüdür (131). Parenteral beslenme çözeltilerine glutamin eklenmesi reperfüzyon hasarı, iskemi, asetaminofen toksisitesi, kemoterapi, inflamatuvar stres ve kemik iliği nakli 24

Ateroskleroz ve Endotel Disfonksiyonu. Prof. Dr. Zeliha KERRY Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi

Ateroskleroz ve Endotel Disfonksiyonu. Prof. Dr. Zeliha KERRY Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Ateroskleroz ve Endotel Disfonksiyonu Prof. Dr. Zeliha KERRY Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 1 2 3 4 5 Oksidatif stres İntimal hiperplazi LOX-1 reseptörü İntimal hiperplazi Perkütanöz transluminal

Detaylı

Serbest radikal. yörüngelerinde) eşleşmemiş tek. gösteren, nötr ya da iyonize tüm atom veya moleküllere denir.

Serbest radikal. yörüngelerinde) eşleşmemiş tek. gösteren, nötr ya da iyonize tüm atom veya moleküllere denir. Superoxide Dismutase Hazırlayanlar: Funda İLHAN (050559017) Ebru KORKMAZ (050559021) Mehtap BİRKAN (050559008) Nihan BAŞARAN (050559007) Prof. Dr. Figen ERKOÇ Gazi Eğitim Fakültesi GAZİ İ ÜNİVERSİTESİİ

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

OKSİDAN- ANTİOKSİDAN SİSTEM PROF.DR.GÜLER BUĞDAYCI

OKSİDAN- ANTİOKSİDAN SİSTEM PROF.DR.GÜLER BUĞDAYCI 1 OKSİDAN- ANTİOKSİDAN SİSTEM PROF.DR.GÜLER BUĞDAYCI Amaç 2 SR oluşturdukları hasar ve ilişkili hastalıklar Vücuttaki oksijen kaynakları Radikal hasara karşı koruyular; antioksidan sistem GİRİŞ Aerobik

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın Mitokondri, ökaryotik organizmanın farklı bir organeli Şekilleri küremsi veya uzun silindirik Çapları 0.5-1 μm uzunlukları 2-6 μm Sayıları

Detaylı

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Nihal Özkayar 2,Bayram İnan 1, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2, Nisbet Yılmaz 1 1 Ankara Numune

Detaylı

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi 1. Termometre Çimlenen bezelye tohumlar Termos Çimlenen bezelye tohumları oksijenli solunum yaptığına göre yukarıdaki düzenekle ilgili, I. Termostaki oksijen miktarı azalır. II. Termometredeki sıcaklık

Detaylı

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA ESER ELEMENTLER İnsan vücudunda en yüksek oranda bulunan element oksijendir. İkincisi ise karbondur. İnsan vücudunun kütlesinin %99 u sadece 6 elementten meydana gelir. Bunlar:

Detaylı

SERBEST RADİKALLER, OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDAN SİSTEMLER

SERBEST RADİKALLER, OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDAN SİSTEMLER SERBEST RADİKALLER, OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDAN SİSTEMLER SERBEST RADİKALLER Serbest radikaller dış yörüngelerinde eşlenmemiş elektron bulundurmaları nedeniyle diğer bileşiklerden farklı kimyasal bileşiklerdir.

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

Suyun Radyasyon Kimyası

Suyun Radyasyon Kimyası Suyun Radyasyon Kimyası Radyobiyolojide ve reaktör teknolojisinde kimyasal işlemlerde su ve sulu çözeltilerin önemi nedeniyle suyun radyasyon kimyası deneysel ve teorik çalışmalarda esas konu olmuştur.

Detaylı

Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemleri

Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemleri Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemleri Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemlerine Giriş Doç. Dr. Bahar Tunçtan ME.Ü. Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Ab.D. ME.Ü. Tıp Fakültesi

Detaylı

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler MBG 111 BİYOLOJİ I 3.1.Karbon:Biyolojik Moleküllerin İskeleti *Karbon bütün biyolojik moleküllerin omurgasıdır, çünkü dört kovalent bağ yapabilir ve uzun zincirler

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

BİYOLOJİK OKSİDASYON. Doç.Dr.Remisa GELİŞGEN

BİYOLOJİK OKSİDASYON. Doç.Dr.Remisa GELİŞGEN BİYOLOJİK OKSİDASYON Doç.Dr.Remisa GELİŞGEN OKSİDASYON-REDÜKSİYON REAKSİYONLARI Elektronların bir atom veya molekülden bir diğerine geçişleri redoks reaksiyonu olarak adlandırılmaktadır. Redoks : e-transferi

Detaylı

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu)

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D. Yağ Asitleri Uzun karbon zincirine sahip

Detaylı

Hücre solunumu ve fermentasyon enerji veren katabolik yollardır. (ΔG=-686 kcal/mol)

Hücre solunumu ve fermentasyon enerji veren katabolik yollardır. (ΔG=-686 kcal/mol) hücre solunumu Hücre solunumu ve fermentasyon enerji veren katabolik yollardır. (ΔG=-686 kcal/mol) C 6 H 12 O 6 + 6 O 2 6 CO 2 + 6 H 2 0 + enerji (ATP + ısı) Hücre solunumu karbonhidratlar, yağlar ve protein

Detaylı

OKSİJENLİ SOLUNUM

OKSİJENLİ SOLUNUM 1 ----------------------- OKSİJENLİ SOLUNUM ----------------------- **Oksijenli solunum (aerobik): Besinlerin, oksijen yardımıyla parçalanarak, ATP sentezlenmesine oksijenli solunum denir. Enzim C 6 H

Detaylı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR

Detaylı

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin yapısında, çoğunlukla oksijen yer almaktadır. (reaktif oksijen türleri=ros) ROS oksijen içeren, küçük ve oldukça reaktif moleküllerdir.

Detaylı

SERBEST OKSİJEN RADİKALLERİ VE ANTİOKSİDANLAR

SERBEST OKSİJEN RADİKALLERİ VE ANTİOKSİDANLAR SERBEST OKSİJEN RADİKALLERİ VE ANTİOKSİDANLAR Yard.Doç.Dr Doç.Dr.. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ Tıp Fakültesi Biyokimya AD AYDIN-2000 1 Sunum Planı Oksijen, reaktif oksijen türleri (ROS) ve serbest radikaller

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 1 METABOLİZMA Hücrede meydana gelen tüm reaksiyonlara denir Anabolizma: Basit moleküllerden kompleks moleküllerin sentezlendiği enerji gerektiren reaksiyonlardır X+Y+ENERJİ

Detaylı

BİYOİNORGANİK KİMYA. Prof. Dr. Ahmet KARADAĞ

BİYOİNORGANİK KİMYA. Prof. Dr. Ahmet KARADAĞ BİYOİNORGANİK KİMYA Prof. Dr. Ahmet KARADAĞ 2018 Biyoinorganik Kimya 10.HAFTA İÇİNDEKİLER 1. Asit Katalizi İşleten Enzimler 2. Demir-Kükürt Proteinler ve Hem dışı Demir 1.Asit Katalizi İşleten Enzimler

Detaylı

MİTOKONDRİ Doç. Dr. Mehmet GÜVEN

MİTOKONDRİ Doç. Dr. Mehmet GÜVEN MİTOKONDRİ Doç.. Dr. Mehmet GÜVENG Hemen hemen bütün b ökaryotik hücrelerde ve ökaryotik mikroorganizmalarda bulunur. Eritrositlerde, bakterilerde ve yeşil alglerde mitokondri yoktur. Şekilleri (küremsi

Detaylı

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi Hücre solunumu ve fermentasyon enerji veren katabolik yollardır. Organik moleküllerin atomları enerji depolamaya müsaittir. Hücreler enzimler aracılığı ile organik

Detaylı

Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN G.Ü. Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN G.Ü. Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı YAĞ ASİTLERİNİN OKSİDASYONU Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN G.Ü. Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı YAĞ ASİTLERİNİN ADİPOSİTLERDEN MOBİLİZASYONU ATGL; adiposit triaçilgliserol lipaz, HSL; hormona duyarlı

Detaylı

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0 2 5 Enstitünün Belirlediği

Detaylı

OKSİDATİF FOSFORİLASYON. Prof. Dr. Yeşim ÖZKAN

OKSİDATİF FOSFORİLASYON. Prof. Dr. Yeşim ÖZKAN OKSİDATİF FOSFORİLASYON Prof. Dr. Yeşim ÖZKAN Canlı organizmalarda; Biyosentez Aktif Transport Hareket gibi süreçlerde enerjiye ihtiyaç vardır. Bu enerji tüketilen yiyeceklerden sağlanmaktadır. Enerji

Detaylı

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin HÜRESEL BOYAMANIN TEMEL PRENSİPLERİ Hem fiziksel hem kimyasal faktörler hücresel boyamayı etkilemektedir BOYAMA MEKANIZMASı Temelde boyanın

Detaylı

Yağ Asitlerinin β Oksidayonu. Prof. Dr. Fidancı

Yağ Asitlerinin β Oksidayonu. Prof. Dr. Fidancı Yağ Asitlerinin β Oksidayonu Prof. Dr. Fidancı Yağ Asitlerinin Beta Oksidasyonu Yağ asitlerinin enerji üretimi amacı ile yıkımında (yükseltgenme) en önemli yol β oksidasyon yoldudur. β oksidasyon yolu

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Mustafa Altay 1, Nihal Özkayar 2, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Murat Alışık 4, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2 1 Ankara Numune Eğitim

Detaylı

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Mekanizması

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Mekanizması ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Mekanizması Absorbsiyon İlaç hedefleri Dağılım Hastalıkla ilgili Metabolizma yolaklar Atılım Farmakokinetik

Detaylı

Referans:e-TUS İpucu Serisi Biyokimya Ders Notları Sayfa:368

Referans:e-TUS İpucu Serisi Biyokimya Ders Notları Sayfa:368 21. Aşağıdakilerden hangisinin fizyolojik ph'de tamponlama etkisi vardır? A) CH3COC- / CH3COOH (pka = 4.76) B) HPO24- / H2PO-4 (pka = 6.86) C) NH3/NH+4(pKa =9.25) D) H2PO-4 / H3PO4 (pka =2.14) E) PO34-/

Detaylı

Farmasötik Toksikoloji

Farmasötik Toksikoloji Farmasötik Toksikoloji 2014 2015 4.Not Doç.Dr. Gül ÖZHAN BİYOTRANSFORMASYON Endojen maddelerin ve ksenobiyotiklerin metabolizma reaksiyonları ile suda çözünen bileşiklere dönüştürülmesi. Biyotransformasyon

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Yöntemleri Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0

Detaylı

Solunumda organik bileşikler karbondioksite yükseltgenir ve absorbe edilen oksijen ise suya indirgenir.

Solunumda organik bileşikler karbondioksite yükseltgenir ve absorbe edilen oksijen ise suya indirgenir. Solunum bütün aktif hücrelerde oksijenin absorbe edilmesi ve buna eşdeğer miktarda karbondioksitin salınması şeklinde sürekli olarak devam eden bir prosestir. Solunumda organik bileşikler karbondioksite

Detaylı

İal-biyoloji METABOLİZMA/SOLUNUM. 1.Metabolizma ölçümünde dikkate edilecek koşullar nelerdir?

İal-biyoloji METABOLİZMA/SOLUNUM. 1.Metabolizma ölçümünde dikkate edilecek koşullar nelerdir? METABOLİZMA/SOLUNUM 1.Metabolizma ölçümünde dikkate edilecek koşullar nelerdir? 2.Solunum evrelerinde elektron vericiler (giren madde) ve elektron alıcıları (son) yazınız Evreler Elektron vericiler Elektron

Detaylı

METABOLİZMA REAKSİYONLARI. Hazırlayanlar Prof. Dr. Ayşe CAN Prof.Dr. Nuriye AKEV

METABOLİZMA REAKSİYONLARI. Hazırlayanlar Prof. Dr. Ayşe CAN Prof.Dr. Nuriye AKEV METABOLİZMA REAKSİYONLARI Hazırlayanlar Prof. Dr. Ayşe CAN Prof.Dr. Nuriye AKEV METABOLİZMA Canlı sistemde maddelerin uğradığı kimyasal değişikliklerin hepsine birden metabolizma, bu değişiklikleri meydana

Detaylı

Kolesterol Metabolizması. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D.

Kolesterol Metabolizması. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D. Kolesterol Metabolizması Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D. Steroidler Steroidlerin yapı taşı birbirine yapışık 4 halkalı karbon iskelehdir, bu yapı

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2015-2016 DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2015-2016 DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2015-2016 DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV (5 Hafta) (04 Ocak-26 Şubat) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Biyokimya 36 10 46 Tıbbi Genetik 18 10

Detaylı

HÜCRE YAŞLANMASI Prof.Dr. T. Ulutin

HÜCRE YAŞLANMASI Prof.Dr. T. Ulutin HÜCRE YAŞLANMASI Prof.Dr. T. Ulutin HÜCRE YAŞLANMASI Hücrenin biyosentez mekanizmalarındaki hatalar toplamıdır Hücresel metabolizmanın yavaşlaması sonucu geri dönüşü olmayan olaylar toplamıdır Yaşlılık

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 2 ATP-2

11. SINIF KONU ANLATIMI 2 ATP-2 11. SINIF KONU ANLATIMI 2 ATP-2 Fotosentez ve kemosentez reaksiyonları hem endergonik hem ekzergonik reaksiyonlardır. ATP molekülü ile hücrenin endergonik ve ekzergonik reaksiyonları arasında enerji transferini

Detaylı

Metabolizma. Metabolizmaya giriş. Metabolizmaya giriş. Metabolizmayı tanımlayacak olursak

Metabolizma. Metabolizmaya giriş. Metabolizmaya giriş. Metabolizmayı tanımlayacak olursak Metabolizma Yaşamak için beslenmek zorundayız. Çünkü; Besinlerden enerji elde ederiz ve bu enerji; Hücresel faaliyetleri sürdürmemiz, Hareket etmemiz, Taşınım olaylarını gerçekleştirebilmemiz, Vücut sıcaklığını

Detaylı

Biyolojik Oksidasyon. Yrd.Doç.Dr.Filiz Bakar Ateş

Biyolojik Oksidasyon. Yrd.Doç.Dr.Filiz Bakar Ateş Biyolojik Oksidasyon Yrd.Doç.Dr.Filiz Bakar Ateş Canlı hücreler, dışarıdan aldıkları kimyasal veya fiziksel enerjiyi, geliştirdiği bir sistemle, ATP ile taşınan biyolojik enerjiye çevirirler; ATP yi kullanarak

Detaylı

2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur.

2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur. Enerji Dönüşümleri Enerji Enerji; bir maddeyi taşıma veya değiştirme kapasitesi anlamına gelir. Enerji : Enerji bir formdan diğerine dönüştürülebilir. Kimyasal enerji ;moleküllerinin kimyasal bağlarının

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI I. YARIYILI T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI B 601 Temel Biyokimya I Zorunlu 3 0 3 4 B

Detaylı

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş KİMYA-IV Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş Organik Kimyaya Giriş Kimyasal bileşikler, eski zamanlarda, elde edildikleri kaynaklara bağlı olarak Anorganik ve Organik olmak üzere, iki sınıf altında toplanmışlardır.

Detaylı

BİTKİ BESLEME DERS NOTLARI

BİTKİ BESLEME DERS NOTLARI BİTKİ BESLEME DERS NOTLARI Dr. Metin AYDIN KONYA 2011 BİTKİ BESİN ELEMENTLERİNİN GÖREVLERİ, ALINIŞ FORMLARI ve KAYNAKLARI Besin Elementi Bitkideki Görevi Alınış Formu Kaynakları Karbon (C) Karbonhidratların

Detaylı

Yağ Asitlerinin Biyosentezi. Prof. Dr. Fidancı

Yağ Asitlerinin Biyosentezi. Prof. Dr. Fidancı Yağ Asitlerinin Biyosentezi Prof. Dr. Fidancı Yağ asitlerinin sentezi özellikle karaciğer ve yağ dokusu hücrelerinde iki şekilde gerçekleşir. Bu sentez şekillerinden biri yağ asitlerinin, hücrenin sitoplazma

Detaylı

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ Çok hücreli organizmaların kompleks omurgalılara evrimi, hücreler birbirleriyle iletişim kuramasalardı mümkün olmazdı. Hücre-hücre Hücre-matriks etkileşimini

Detaylı

ĐÇERĐK. Vitamin B6 Formları. LOGO www.themegallery.com. Tarihsel Bakış. Yapısal Formüller. 4 Piridoksin Piridoksal Piridoksamin Piridoksal-fosfat

ĐÇERĐK. Vitamin B6 Formları. LOGO www.themegallery.com. Tarihsel Bakış. Yapısal Formüller. 4 Piridoksin Piridoksal Piridoksamin Piridoksal-fosfat LOGO ĐÇERĐK Tarihsel Bakış B6 Vitamininin Genel Özellikleri Kimyasal Ve Biyolojik Fonksiyonları Biyokimyasal Fonksiyonları YRD. DOÇ. DR. BEKİR ÇÖL SUNAN: DUYGU BAHÇE Emilim, Transport ve Metabolizma İmmün

Detaylı

6. glikolizde enerji kazanım hesaplamalarında; Substrat düzeyinde -ATP üretimi yaklaşık yüzde kaç hesaplanır? a. % 0 b. % 2 c. % 10 d. % 38 e.

6. glikolizde enerji kazanım hesaplamalarında; Substrat düzeyinde -ATP üretimi yaklaşık yüzde kaç hesaplanır? a. % 0 b. % 2 c. % 10 d. % 38 e. www.lisebiyoloji.com ayxmaz/biyoloji Test Çoktan Seçmeli 1. Hangi terim moleküllerin parçalanması ile açığa çıkan enerjinin depolandığı metabolik yolları ifade eder? a. anabolik yollar b. Katabolik yollar

Detaylı

Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI

Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI 13. Hafta: Vitaminler ve Koenzimler: Vitamin tanımı, vitaminlerin görevleri, vitaminlerin sınıflandırılmaları, koenzim tanımı, önemli vitaminler, suda çözünen vitaminler, yağda çözünen vitaminler, vitaminlerin

Detaylı

21.11.2008. I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI.

21.11.2008. I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI. Hazırlayan: Sibel ÖCAL 0501150027 I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI. Eksikliği 1 2 Pantotenik asit (Vitamin

Detaylı

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1 FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1 1 İlaçların,öncelikle yararlı etkileri için kullanılmaktadır. Ancak bazen ilaç kullanımı yan etkiler gösterebilmektedir. Bazı hastalarda aynı ilaç için

Detaylı

REAKSİYON KİNETİĞİ, REAKSİYONLARLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE METABOLİZMA. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2004

REAKSİYON KİNETİĞİ, REAKSİYONLARLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE METABOLİZMA. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2004 REAKSİYON KİNETİĞİ, REAKSİYONLARLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE METABOLİZMA Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2004 1 Reaksiyon (tepkime) türleri 1 Gerçekte tüm organik tepkimeler dört sınıftan

Detaylı

9- RADYASYONUN ETKİ MEKANİZMALARI 9.1- RADYASYONUN İNDİREKT (DOLAYLI) ETKİSİ

9- RADYASYONUN ETKİ MEKANİZMALARI 9.1- RADYASYONUN İNDİREKT (DOLAYLI) ETKİSİ 9- RADYASYONUN ETKİ MEKANİZMALARI 9.1- RADYASYONUN İNDİREKT (DOLAYLI) ETKİSİ Radyasyonun indirekt etkisi iyonlaştırdığı su moleküllerinin oluşturdukları serbest radikaller aracılığıyla olmaktadır. Çünkü

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı Dönem I. 2. Ders Kurulu II. HÜCRE BİLİMLERİ-I Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Prof. Dr. Alirıza ERDOĞAN Yrd. Doç. Ders Kurulu

Detaylı

Doymamış Yağ Asitlerinin Transformasyonu. Prof. Dr. Fidancı

Doymamış Yağ Asitlerinin Transformasyonu. Prof. Dr. Fidancı Doymamış Yağ Asitlerinin Transformasyonu Prof. Dr. Fidancı Bir hücre bir uyarıya yanıt verdiğinde biyoaktif mediatörler sıklıkla zarlardaki lipidlerden oluşur. Biyoaktif mediatörlerin bir grubu, 20 karbonlu

Detaylı

AZOTLU BİYOMOLEKÜLLERİN METABOLİZMASI. Protein Metabolizması Doç. Dr. A. Eser ELÇİN

AZOTLU BİYOMOLEKÜLLERİN METABOLİZMASI. Protein Metabolizması Doç. Dr. A. Eser ELÇİN AZOTLU BİYOMOLEKÜLLERİN METABOLİZMASI Protein Metabolizması Doç. Dr. A. Eser ELÇİN Proteinler Makromoleküldür. Karbon, Hidrojen, Oksijen, Azot ve Kükürt içerir. Azot %16 sını içerir. Anorganik azottur.

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

Sitrik Asit Döngüsü. (Trikarboksilik Asit Döngüsü, Krebs Döngüsü)

Sitrik Asit Döngüsü. (Trikarboksilik Asit Döngüsü, Krebs Döngüsü) Sitrik Asit Döngüsü (Trikarboksilik Asit Döngüsü, Krebs Döngüsü) Prof. Dr. İzzet Hamdi Öğüş hamdiogus@gmail.com Yakın Doğu Ünversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı, Le>oşa, KKTC Sir Hans

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ 05-06 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 0: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcıları: / Histoloji Embriyoloji Yrd. Doç. Dr. Bahadır Murat Demirel / Üyeler: / Tıbbi / Dersin AKTS

Detaylı

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır 9.Sınıf Biyoloji 1 Akıllı Defter vitaminler,hormonlar,nükleik asitler sembole tıklayınca etkinlik açılır sembole tıklayınca ppt sunumu açılır sembole tıklayınca video açılır 1 VİTAMİNLER ***Vitaminler:

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

BİY 315 BİYOKİMYA GİRİŞ. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi

BİY 315 BİYOKİMYA GİRİŞ. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi BİY 315 BİYOKİMYA GİRİŞ Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ 2008-2009 Güz Yarı Dönemi 1 Anlatım Planı 1. Makromoleküller ve Su 2. Amino asitler ve Peptidler 3. Proteinler 4. Enzimler 5. Karbohidratlar 6. Nükleik

Detaylı

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.-

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- 1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- Biyokimya sözcüğü biyolojik kimya (=yaşam kimyası) teriminin kısaltılmış şeklidir. Daha eskilerde, fizyolojik kimya terimi kullanılmıştır. Gerçekten de Biyokimya

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ)

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ) T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3

Detaylı

Canlılarda Enerjitik Olaylar, Fotosentez ve Kemosentez, Aerobik Solunum ve Fermantasyon

Canlılarda Enerjitik Olaylar, Fotosentez ve Kemosentez, Aerobik Solunum ve Fermantasyon Canlılarda Enerjitik Olaylar, Fotosentez ve Kemosentez, Aerobik Solunum ve Fermantasyon SOLUNUM İki çeşit solunum vardır HÜCRE DIŞI SOLUNUM: Canlıların dış ortamdan O 2 alıp, dış ortama

Detaylı

YAĞ ASİTLERİNİN OKSİDASYONU

YAĞ ASİTLERİNİN OKSİDASYONU YAĞ ASİTLERİNİN KSİDASYNU Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN G.Ü. Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı YAĞ ASİTLERİNİN ADİPSİTLERDEN MBİLİZASYNU Adrenalin Glukagon İnsülin reseptör Adenilat siklaz G protein ATP

Detaylı

Fibrinolytics

Fibrinolytics ANTİPLATELET İLAÇLAR Fibrinolytics Adezyon Aktivasyon (agonist bağlanma) Agregasyon Aktivasyon (şekil değişikliği) Antiplatelet İlaçlar Antiplatelet ilaçlar Asetilsalisilik asit (aspirin) P2Y12 antagonistleri

Detaylı

GLİKOJEN METABOLİZMASI

GLİKOJEN METABOLİZMASI METABOLİZMASI DİLDAR KONUKOĞLU TIBBİ BİYOKİMYA 8.4.2015 DİLDAR KONUKOĞLU 1 YAPISI Alfa-[1,6] glikozid Alfa- [1-4] glikozid bağı yapısal olarak D-glukozdan oluşmuş dallanmış yapı gösteren homopolisakkarittir.

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA (TIP) ANABİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA (TIP) ANABİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA (TIP) ANABİLİM DALI OKSİDATİF STRES BELİRTEÇLERİNİN VE HYALURONİK ASİTİN KORONER ARTER HASTALIĞININ ANJİOGRAFİK YAYGINLIK VE CİDDİYETİ İLE İLİŞKİSİ

Detaylı

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir.

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir. Biyokimya sınavı orta zorlukta bir sınavdı. 1-2 tane zor soru ve 5-6 tane eski soru soruldu. Soruların; 16 tanesi temel bilgi, 4 tanesi ise detay bilgi ölçmekteydi. 33. soru mikrobiyolojiye daha yakındır.

Detaylı

Atomlar ve Moleküller

Atomlar ve Moleküller Atomlar ve Moleküller Madde, uzayda yer işgal eden ve kütlesi olan herşeydir. Element, kimyasal tepkimelerle başka bileşiklere parçalanamayan maddedir. -Doğada 92 tane element bulunmaktadır. Bileşik, belli

Detaylı

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU 13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU Laktik Asit Fermantasyonu Glikozdan oksijen yokluğunda laktik asit üretilmesine LAKTİK ASİT FERMANTASYONU denir. Bütün canlılarda sitoplazmada gerçekleşir.

Detaylı

Sperm DNA Yapısı Değerlendirilmesi. Prof. Dr. Esat Orhon

Sperm DNA Yapısı Değerlendirilmesi. Prof. Dr. Esat Orhon Sperm DNA Yapısı Değerlendirilmesi Prof. Dr. Esat Orhon DNA kırıklarının nedeni nedir? Unpaired Electrons Serbest radikal nedir? Çift oluşturamamış, tek kalmış elektron veya elektronlar içeren atomlar

Detaylı

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü

Detaylı

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a) - Azotlu bileşikler Su ürünleri yetiştiricilik sistemlerinde oksijen gereksinimi karşılandığı takdirde üretimi sınırlayan ikinci faktör azotlu bileşiklerin birikimidir. Ana azotlu bileşikler; azot gazı

Detaylı

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar 5.111 Ders Özeti #12 Bugün için okuma: Bölüm 2.9 (3. Baskıda 2.10), Bölüm 2.10 (3. Baskıda 2.11), Bölüm 2.11 (3. Baskıda 2.12), Bölüm 2.3 (3. Baskıda 2.1), Bölüm 2.12 (3. Baskıda 2.13). Ders #13 için okuma:

Detaylı

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR ANTİOKSİDANLAR Aktif oksijen türevleri (ROS) normal metabolizma sırasında vücudumuzun ürettiği yan ürünlerdir. Ancak bazı dış kaynaklardan da serbest

Detaylı

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar Aysun Manisalıgil, Ayşegül Yurt Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Medikal Fizik Anabilim Dalı Hücre ve Moleküller

Detaylı

-- Giriş -- Enzimler ve katalizörler -- Enzimlerin isimlendirilmesi -- Enzimlerin etki mekanizması -- Enzimlerin yapısı -- Enzimler ve prostetik

-- Giriş -- Enzimler ve katalizörler -- Enzimlerin isimlendirilmesi -- Enzimlerin etki mekanizması -- Enzimlerin yapısı -- Enzimler ve prostetik -- Giriş -- Enzimler ve katalizörler -- Enzimlerin isimlendirilmesi -- Enzimlerin etki mekanizması -- Enzimlerin yapısı -- Enzimler ve prostetik gruplar -- Enzimlerin sınıflandırılması -- Önemli koenzim

Detaylı

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır Fosfor alımı ve taşınımı Kök hücreleri ve > Bitkide Fosfor ksilem özsuyunun P kapsamı > toprak çözeltisinin P kapsamı (100-1000 kat) P alımı aktif alım şeklinde gerçekleşir Aktif alım açısından bitki tür

Detaylı

TRANSLASYON ve PROTEİNLER

TRANSLASYON ve PROTEİNLER TRANSLASYON ve PROTEİNLER Prof. Dr. Sacide PEHLİVAN 13 Aralık 2016 mrna daki baz sırasının kullanılarak amino asitlerin doğru sıra ile proteini oluşturmasını kapsayan olayların tümüne Translasyon veya

Detaylı

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır.

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır. Seçmeli Ders: Dokular ve Organlar Arası Metabolik İlişkiler 1.HAFTA Normal metabolizmada aktif olan günlük akış; Yaşamak için gerekli olan enerji akışı, dışardan alınan gıdalardan elde edilir. Kullanılan

Detaylı

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı Kolesterol Metabolizması Prof. Dr. Fidancı Kolesterol oldukça önemli bir biyolojik moleküldür. Membran yapısında önemli rol oynar. Steroid hormonların ve safra asitlerinin sentezinde öncül maddedir. Diyet

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. BÖLÜM 1. I. Adaptasyon II. Mutasyon III. Kalıtsal varyasyon Bir populasyondaki bireyler, yukarıdakilerden hangilerini "doğal seçilim ile kazanır? D) I veii E)

Detaylı

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ DNA replikasyonu DNA nın replikasyonu, DNA molekülünün, sakladığı genetik bilgilerin sonraki nesillere aktarılması için kendi kopyasını

Detaylı

OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDANLAR

OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDANLAR OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDANLAR Oksidatif Stres Analiz Parametreleri ve Oksantest Oksante Ar-Ge Laboratuvarı 2012 OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDANLAR Serbest radikaller, besinlerin oksijen kullanılarak

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ Oluşturacağı her 1 g organik madde için bitkinin 500 g kadar suyu kökleriyle alması ve tepe (uç) noktasına kadar taşıyarak atmosfere aktarması gerekir. Normal su düzeyinde hayvan hücrelerinin

Detaylı