YEDEK ÜYELERDEN ASİL PARASI ALAN BAŞKAN BUNU DOĞRULADI. 27 Aralık 2014 Cumartesi BİZE SORMALARI LAZIM

Transkript

1 SAYFA 1 Asil üye olmak üzere birliğe başvuran yedek üyeleri hem asil üye yapmadı hem de asil üyeymiş gibi para aldı YEDEK ÜYELERDEN ASİL PARASI ALAN BAŞKAN BUNU DOĞRULADI 27 Aralık 2014 Cumartesi Manisa ilinde yaşanan bir gelişme, yok artık dedirtecek cinsten Manisa merkezli olan Manisa İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yüksel Duman ın, asil üye olmaya hak kazandığı iddia edilen 2 bini aşkın üyeyi asil yapmayıp yedek bıraktığı ve buna mukabil yedek üyelerden asil üyeymiş gibi aidat ücreti aldığı iddia edildi. İddianın merkezinde bulunan Birlik Başkanı Yüksel Duman, yedek üyelerden ÖZEL asilmiş gibi HABER aidat kestiği iddialarını doğrularken, kesilen bu aidat paralarının aldıkları yönetim kurulu kararı ile geri ödeneceğini ifade etti. Birlik Başkanı Yüksel Duman, öte yandan, 2 bini aşkın yedek üyenin asil olmaya hak kazandığı halde yedek olarak bırakıldığı iddialarına ise; Bunu kimden öğrendiniz? Siz nereden biliyorsunuz asil üye olmaya hak kazandıklarını? Şu an müsait değilim. Sonra konuşalım şeklinde cevap verdi. 16 da Kocaoğlu da İzmirlilerin de HABERİ YOK Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, İzmir de sağlık turizmine yönelik yatırımların 5 inci bölge teşviklerinden yararlanabildiğini ancak ayrılan fonların kullanılmamasından konunun yeteri kadar anlaşılamadığını anladıklarını ifade etti. İzmir in Sağlık Turizmi ndeki Yeri konulu panelde konuşan Ekonomi Bakan Yardımcısı Yıldırım, İzmir de termal turizm için konaklama tesisleri yaparsanız Tunceli de yatırım yapıyor gibi teşvik alabiliyorsunuz. Bu teşviklerin çok iyi anlaşılmadığını, bu iş için ayırdığımız fonların kullanılmadığını görüyoruz 9 da Rant vergisine hayır İZTO Başkanı Demirtaş, Orta Vadeli Program ile resmiyet kazanan rant vergisine karşı çıktı. Rant vergisini geçmiş hükümetlerin de zaman zaman gündeme getirdiğini hatırlatan Demirtaş, "Rant vergisi ne kadar gerçek olur bilemiyorum ama rant diye bir o- lay var. Rantın olmadığı yerde ticaret olmaz, sanayi olmaz. Elbette rant olmalı ama buradaki doğan ranta, kazanca devletin ortak olmasının bir mantığı yok. Tabii ki şehirler gelişiyor. Şehrin kenarında bir arsa aldıysanız, imar açıldıysa, 'Ben açtım, ben imzaladım' diye bu gelire ortak mı olmak gerekiyor? Buna karşı bir tavır almamız lazım ama basında buna hiç karşı duruş yok, sanki herkes k- abullenmiş gibi. şeklinde konuştu. 14 te RES REST çekti Kısa adı RES olan rüzgar enerjisi santrallerinde planlama hatalarının büyük olduğuna dikkat çeken Kocaoğlu, Rüzgar türbinini hayvan damının dibine, köyünün yakınına koyarsanız vatandaş da ister istemez karşı çıkacaktır" dedi BİZE SORMALARI LAZIM Ege Bölgesi Sanayi Odası nın 2013 Çevre Ödülleri toplantısına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, RES projelerini yerel yönetimlerle birlikte hazırlanması gerektiğini açıkladı. Kocaoğlu, "Öyle bir yerde RES ya da balık çiftliği kuruyorsunuz ki, olmuyor! Nereye rüzgar türbini dikildiğini taşeron firmadan gayrısı bilmiyor. Kağıt üzerinde birisi planlıyor. Köyün orada ağılı mı var, damı mı var haberi yok! Lisans alan kişi onu taşerona havale ediyor. Taşeron da bir an önce işimi yapayım, paramı alayım gideyim diye bakıyor. Bu yatırımlar yerel yönetim ile yapılmalı" VATANDAŞI DİNLEMİYORLAR Rüzgardan enerji üreten tesislerinin yapılmasını desteklediklerini söyleyen Başkan Kocaoğlu, RES i destekliyoruz. Çünkü düğmeye bastığımız zaman elektriğe, enerjiye ihtiyacımız var. Ama bunların planlamasında bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Karaburun da, Urla da RES e niye karşı çıktılar, bileniniz var mı? Yanlış planlamadan dolayı karşı çıktılar. Kimse enerji yatırımına karşı değildir. Eğer siz doğru planlama yapmayıp rüzgar türbininizi vatandaşın hayvan damının dibine, köyünün yakınına koyarsanız, gidecek başka yeri olmayan vatandaş da ister istemez karşı çıkacaktır 16 da DELİKANLIYSAN ÇIK ORTAYA AÇIKLA AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül kendisini eleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu na sert tepki gösterdi. Şengül, Benim hakkında ikide bir ağzına dolamış ne yaptığını biliyoruz diye ithamlarda bulunuyor. Bizde o- Serinhisar arıtma tesisine kavuşuyor Serinhisar Atıksu Arıtma Tesisi, Denizli Büyükşehir Belediyesi DESKİ Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmanın ardından faaliyete geçecek. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Geleceğe yatırım anlamında olağanüstü çaba sarf ediyoruz" 10 da nun neler yaptığın çok iyi biliyoruz. Sözlerini aynen iade ediyorum Yürekli olan elinde belgesi olan çıkar delikanlı gibi ortaya koyar. Sözünün eriysen çık ortaya koy adam gibi nerde ne var yok bizde sana gerekli cevabı verelim diye konuştu. 14 te Kocaoğlu köstek OLMA DESTEK OL İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grupbaşkanvekili Doğan, Başkan Kocaoğlu'nun kente yapılacak yatırımlara destek değil engel olduğunu ileri sürdü AVRUPA'DA VAR Buna örnek olarak Karşıyaka Stad Projesi'ni gösteren Doğan, "70 milyon lira harcanarak hayata geçirilecek stadın ihalesi TOKİ tarafından yapılmıştır. Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce açılan davalar sonucunda yapım işi bir türlü başlayamamaktadır. Bugüne kadar 3 tane farklı dava açılmıştır. S- tadın Yalı'ya yapılacak olması bütün İzmirliler için önemli bir hareket olacaktır. Zaten Avrupa da da buna benzer birçok stad var. Bu statlar çevreye ekonomik ve sosyal anlamda çok ciddi katkılar koymaktadır" 16 da İstemezükçülere HODRİ MEYDAN EBSO çevre ödül töreninde konuşan Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Balta, RES projelerine karşı çıkanlara tepki gösterdi. Balta, "Türkiye'de her şeye karşıyız anlayışı var. Enerji ihtiyacımız olmasına rağmen hidroelektrik santrallerine karşıyız, güneş santrallerine karşıyız, hidroelektrik santrallerine karşıyız, nükleer santrallere karşıyız. E bu işi nasıl çözeceğiz. Formülü varsa birilerinin ortaya koyması lazım" 8-9 da Özcan PEHLİVANOĞLU yazdı...türk MİLLETİ GERÇEĞİ! >>10 da Timuçin GÜNDEM yazdı STALİN İN TAVUĞU >> 9 da Sabit İNCE yazdı ALMANYA NEDEN BİZE DÜŞMAN?>> 8 de

2 SAYFA 2 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 27 Aralık 2014 Cumartesi BEYAZ PERDEDE rekor üstüne rekor Sinema seyircisi sayısının 60 milyonu aşmasının beklendiğini söyleyen Sinema Genel Müdürü Erkul, "Beyaz perdedeki 50 haftayı aşan vizyon yolculuğunda sinema gişelerinde, 58 milyona yakın bilet kesildi" dedi Seyirci ilgisinin her geçen gün arttığı sinema sektörü, yerli yapımların da etkisiyle 2014'ü tüm zamanların rekoruyla kapatıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Cem Erkul, AA muhabirine sinemanın 100. yılında elde edilen büyük başarıları ve geride bırakılan 1 yılı değerlendirdi. Erkul, bir asrın geride bırakıldığı bu yılın başında, sinemada 2. yüzyıla iyi bir başlangıç yapmayı hedeflediklerini belirterek, "Beyaz perdedeki 50 haftayı aşan vizyon yolculuğunda sinema gişelerinde, 58 milyona yakın bilet kesildi. Hem yerli hem de yabancı yapımların görücüye çıktığı bu sürede, bilet satışlarından yaklaşık 618 milyon lira hasılat elde edildi. Türk filmleri ise sektöre 345 milyon hasılat getirdi. Toplam film hasılatında yerli filmlerin payı yüzde 56'ya ulaştı" diye konuştu. -Yerli filmleri 35 milyon kişi izledi Erkul, seyircinin büyük ilgisiyle karşılaşan yerli yapımlar için bu yıl 35 milyondan fazla bilet satıldığını bildirdi. Erkul, şunları söyledi: "3 Ocak-18 Aralık tarihleri arasında 103'ü yerli olmak üzere 341 yeni film gösterime girdi. Beyaz perdeye gelen tüm filmlerin içinde yerli film izleme oranı yüzde 59 oldu. Ayrıca yerli film seyirci sayısı geçen seneye göre yüzde 30 arttı. Yine bu yıl en çok izlenen 10 film listesinin tamamı yerli filmlerden oluştu. Şahan Gökbakar'ın yönetmenliğini üstlendiği Recep İvedik, 4 ilk sırada gelirken onu sırasıyla Ata Demirer ile Demet Akbağ'ın başrollerini paylaştığı Eyvah Eyvah 3, geçtiğimiz yıl vizyona giren Düğün Dernek, Cem Yılmaz imzalı Pek Yakında, Unutursam Fısılda, Birleşen Gönüller, Deliha, İncir Reçeli 2, Patron Mutlu Son İstiyor, Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı takip etti. En çok izlenen yabancı filmler ise başrolünde Russell Crowe'un yer aldığı Nuh: Büyük Tufan ile Karlar Ülkesi oldu." -13 film 1 milyon sınırın aştı Cem Erkul, bu yıl gösterime giren yapımlardan 11'i yerli olmak üzere 13 filmin 1 milyon izleyici sınırını aşmayı başardığını da belirtti. En çok izlenen ilk 10 filmin, Türk filmi olduğunu dile getiren Erkul, 1 milyon sınırını aşan yerli yapımların bir kısmının da yılın bitmesine az süre kala "seyirci kaygısıyla" vizyona geldiğini kaydetti. Sinema Genel Müdürü Erkul, "Bizim sinema seyircimiz hala kışın film izlemeyi, yazın izlemeye tercih ediyor. Biz renkli bir ülkeyiz, hem iklim hem de yaşam olarak. Yazın daha az izlenmesini çok da yadırgamıyorum ama muhakkak bu kadar çok vizyon baskısı altında bir sektörün de vizyon tarihlerini biraz daha genişletmesi izleyicinin de buna inşallah adapte olmasını gerekir. Böyle olsaydı rakamlar en az yüzde 20 daha fazla olabilir." -"Bütün hedeflerimizi tutturduk" Temel hedeflerinde şu ana kadar sektör olarak başarılı olduklarını anlatan Erkul, "Temel hedefimiz ilk olarak sinema seyirci sayımızı 60 milyona çıkarabilmekti. Bu rakamın en az yüzde 60'ının yerli olmasını sağlamaktı. Vizyona giren yerli filmler içinde bakanlık destekli filmlerin en az yüzde 30 pay almasını sağlamak ve en çok izlenen ilk 10 filmin de yerli filmler olmasını sağlamaktı. Bütün hedeflerimizi tutturduk" değerlendirmesinde bulundu. -Bakanlık sektörden desteğini esirgemedi Yıl sonunda vizyona giren film sayısının toplamda 348 olacağını anlatan Cem Erkul, bunlardan 32'sin Bakanlık destekli olduğunu dile getirdi. Erkul, bunlar arasında "Kusursuzlar, Ferahfeza, Yunus Emre: Aşkın Sesi, Daire, Şarkı Söyleyen Kadınlar, Mavi Dalga, Köksüz, Soğuk, Mavi Ring, Peri Masalı, Mandıra Filozofu, Lal, Cennetten Kovulmak, Bensiz, İksir, Kış Uykusu, Göl Zamanı, Toprağa Uzanan Eller, Biz Babasız Büyüdük, Ben O Değilim, Balık, Hay Ekrem Yelmaz İzmir kültürlerarası diyalog korosu bir hafta boyunca İtalya nın farklı şehirlerinde verdiği konserlerle gönülleri fethetti. Üç semavi dinin ibadete çağırma usüllerini ve ilahilerini seslendiren koro İtalya da 6 farklı şehirde kalabalık topluluklara konser verdi. İlgiyle izlenen koro gönüllüleri yaptıkları icraata gösterilen ilgiden çok memnun kaldıklarını belirtti. Koro koordinatörü Hasan Aksoy; gönüllü sanatçılardan oluşan İzmir kültürler arası diyalog korosunun kuruluş amacı; çeşitli kültür ve inançlarda olan insan topluluklarının inanç ve değerlerini dile Way Zaman: Dersim in Kayıp Kızları, Sivas, Unutma Beni İstanbul, Deniz Seviyesi, Annemin Şarkısı, Kumun Tadı, Asfalt Çiçekleri, Seni Seviyorum Adamım, Fakat Müzeyyen Bir Derin Tutku, Yağmur Kıyamet Çiçeği, Evliya Çelebi" gibi yapımların bulunduğunu bildirdi. -"Türk sineması 100. yılında mührünü bastı" "Türk sineması 100. yılın sonunda mührünü sinema sanatına bastı" diyen Erkul, sektörle belirledikleri hedefleri gerçekleştirmekten son derece mutlu olduklarını söyledi. Satılan bilet sayılarının gerçekten bir rekor olduğuna dikkat çeken Erkul, şöyle devam etti: "Yeşilçam'ın 'altın çağında' bile böyle bir şey yok. İnsanlar her gün değişik bir film izleme şansına sahip oldu. Sinemalarda dünya kültürünün örneklerini gördü vatandaşlar ama kendi duygularımızın, kendi kültürümüzün beyaz perdeye yansımasını da görme imkanı bulduk bu yıl. 109 yerli filme baktığınızda da neredeyse 2,7 güne 1 yerli film düşüyor. Bizim seyircilerimizin alışkanlığının senede 1,4 kere sinemaya gitmek olduğunu düşünürseniz, sinemaya gitme potansiyeli sunan anormal bir sunum var. Bu kendi arzını üretecek inşallah. Beklentimiz de bu yönde. Bizim koyduğumuz 2023 hedefleri arasında 100 nitelikli film. Bunu söylerken gişe filmlerinin hepsini dahil etmiyoruz. Bunlar 'Hababam Sınıfı' gibi olsun, insanların gönlüne dokunabilmiş, yüreğinde yer edinebilmiş, uzun yıllar sonra da tekrar tekrar izlenebilecek nitelikte filmler olsun. Bunun yanında gişeye de yönelik olarak yapılabilmiş insanların eğlence ihtiyacını da karşılayabilecek bir eser, bunun yanında 100 milyon seyirci hedefimiz var. Sektörle birlikte çalışmayı sürdürebilirsek bu hedeflere daha erken ulaşabileceğimizi düşünüyoruz." Yerli yapımların gişedeki başarısının yanı sıra yurt dışında önemli festivallerde ödüller aldığına değinen Erkul, Türk filmlerinin özgün senaryolarının Anadolu dışında bulunmasının mümkün olmadığını söyledi. Erkul, "Türkiye'nin jeopolitik konumundan, siyasi duruşundan, 2023 hedeflerinden, büyük ülke hedeflerinden bahsedilen bir dönemde sinemanın da bu hedeflere kendisini yerleştirmiş olması ve bunu da kendi dili, etiği ve kaygılarıyla gerçekleştiriyor olması bence son derece anlamlı" ifadelerini kullandı. (AA) İzmir Kültürlerarası Diyalog Korosu İtalya'da gönülleri fethetti getirerek birbirlerini tanımalarına yardımcı olup herkesi kendi konumunda Kabul edip, herkesin kutsalına ve kültürüne saygı duymak farklı din ve kültürden insanların hoşgörülü bir şekilde birlikte yaşamalarına katkıda bulunmak olduğunu söyledi. Aksoy bu şekilde insanları ön yargıdan uzaklaştırarak kavgasız bir dünyanın varlığına hizmet etmeye çalışıyoruz Program süresi boyunca farklı kültürlere mensup insanların birbirini kabul edip dinlemelerinin ne kadar önemli olduğunu gördüklerini belirten Aksoy biz söylerken dinleyenler ağlıyordu onlar duygularını dile getirirken biz ağlıyorduk. İtalya nın önemli sosyologlarından Prof. Enzo Pace böyle bir çalışma dünya barışı adına çok önemli bir adım.bugün farklı kültürler inançlar bir arada ama herkes herkesi dinliyor ve saygı duyuyor. İşte insanlığın ihtiyacı olan bu" Prof. Enzo Pace bugün burada Yunus Emre ler, Mevlana lar ve onun çizgisini devam ettirenler sevgi temalarını seslendirdiler sevgi tohumları ektiler diyerek teşekkürlerini bildirdi. İmperya Psikoposu "başta ben niye bu programa gidiyorum düşüncesindeydim program sonrasında iyi ki gelmişim dünya insanlığının bu programlara ihtiyacı var Padova üniversitesi Teoloji Fakültesinden Don Roberto Ravazzalo dinlerin ortak sesi olan müzik günümüz ayrışma ve şiddet anlayışına karşı en güzel cevaptır.bunu başardığınız için sizleri tebrik ediyorum Prof.Dr Pavlo Branka; bu faliyeti eksiksiz ve mükemmel değerlendirerek (Allah güzeldir güzelliği sever ) hadisini okudu. Çağdaş Türk edebiyatı tarihi yeniden yazılacak AKM Başkanı Prof. Dr. Karataş, "Özellikle 1860'lardan bugüne 150 yıllık çağdaşlaşma döneminin edebiyat tarihini sistemli şekilde içeren bir kitap hazırlayacağız" dedi Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Başkanı Prof. Dr. Turan Karataş, son dönem Türk edebiyatı tarihini anlatan bir kitap çalışması içine girdiklerini belirterek, "Özellikle 1860'lardan bugüne 150 yıllık çağdaşlaşma döneminin edebiyat tarihini, sistemli şekilde içeren bir kitap hazırlayacağız. Çünkü Türk edebiyat eserlerinin çevrildiği ülkelerdeki okuyuculardan çok sayıda talep geliyor bu konuda" Karataş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığının, Türk Edebiyatının Dışa Açılımı (TEDA) Programı kapsamında Türk edebiyat eserlerinin yabancı dillere tercüme ettirilerek, dünya okurlarıyla buluşturulduğunu hatırlattı. Bu vesileyle Türk yazarların ve Türk edebiyatı eserlerinin dünyada daha da çok tanınır hale geldiğini kaydeden Karataş, söz konusu tanınırlıkla beraber edebiyatımıza olan ilginin de arttığını vurguladı. Karataş, "Türkiye büyüdükçe, komşularımızla ilişkilerimiz arttıkça, Kültür ve Turizm Bakanlığının TEDA projesiyle yazarlarımız farklı dillere çevrildikçe bize hem akademi dünyasından hem de yurtdışından böyle bir kaynağın hazırlanması yönünde çok fazla talep gelmeye başladı" diye konuştu. Prof. Dr. Karataş, geçmişte benzer eserlerin hazırlandığını ancak bunların ihtiyaca cevap veremediğini dile getirerek, şunları söyledi: "Özellikle 1860'lardan bugüne 150 yıllık çağdaşlaşma döneminin edebiyat tarihini, sistemli şekilde içeren bir kitap hazırlayacağız çünkü Türk edebiyat eserlerinin çevrildiği ülkelerdeki okuyuculardan çok sayıda talep geliyor bu konuda. Orhan Pamuk'u okuyan kişi evveliyatındaki sanatkar ve eserlerimizi de bilmek; Oğuz Atay kimdir, kimlerden etkilenmiştir, bunu öğrenmek istiyor. Çeviriler arttıkça bizim yeni zamanların edebiyat tarihine de bir ilgi oluştu. Bunları karşılayacak nitelikte bir edebiyat tarihi kaynağımız, kitabımız yok. Biz kurum olarak bunu yazdıralım, yazalım, destekleyelim istedik." -Konuya ilişkin yarın bir çalıştay düzenlenecek Karataş, esere destek verecek akademisyenleri ve edebiyatçıları yarın çalıştayda bir araya getireceklerini ve gün boyu konuyu bir münazara etrafında değerlendireceklerini kaydederek, "Çalıştayın sonunda yapılacak genel değerlendirmede modern edebiyat tarihinin hangi ilkelerle yazılacağının şekillenmesini diliyoruz. Bu çalıştay bize yol gösterecek" ifadelerini kullandı. Dileyen tüm edebiyatçıların ve akademi dünyasından isimlerin öneri, görüş ve fikirlerine açık olduklarını kaydeden Karataş, bunları da değerlendireceklerini belirtti. Bugün, AKM Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek "Türk Edebiyatı Tarihi Yazımı Çalıştayı"nda, "Türk edebiyatının eleştirel bir tarihini yazmak", "Türk modernleşmesi zihniyetinin edebiyat tarihlerine yansıması", "Yakın tarih ve edebiyat tarihi yazıcılığı", "Tarih dışı estetik kategoriler var mıdır?", "Edebiyat tarihlerinde modern Türk şiiri ve süreli yayınlar", "Edebiyat tarihlerinde roman türünün yeri", "Türkiye'de tiyatro tarihi yazımı" gibi konular ele alınacak. (AA) Yıl: 4. Sayı: Aralık 2014 Cumartesi Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Şubat Aralık Perşembe Cumartesi Danıştay 6. Dairesi'nin verdiği acele kamulaştırmanın iptali kararı sonrası köylüler, kesilen ağaçlarla ilgili tazminat davaları açmaya hazırlanıyor. Muhtar Akın: "Alınan kararlarla burada bir santral kurmak artık mümkün değil, ancak Zeytincilik Yasası değişirse şirket burada bir deneme daha yapabilir" dedi Zeytinkeser firmaya tazminat davası Soma'nın Yırca mahallesinde kurulması planlanan termik santralle ilgili acele kamulaştırma kararının Danıştay 6. Dairesi kararıyla iptal edilmesi sonrası Yırca'da bayram havası yaşanıyor. Yırca Muhtarı Mustafa Akın, dün akşam u- laşan kararla köylünün büyük sevinç yaşadığını, kasım ayından bu yana sürdürdükleri mücadelenin zaferle sonuçlanmasının mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. Aylardan köylüler üzerinde baskı kurulduğunu ama insanların haklı olduklarından emin olarak mücadeleye devam ettiğini anlatan Akın, "7 Kasım günü ağaçların kesildiği gün durdurma kararı çıkmıştı, dün akşam da iptal kararı geldi. Ağaçlarımız gitti belki ama topraklarımızı kazandık, haklılığımızı gösterdik. Köylü çok mutlu, gözyaşlarımızı tutamadık. Artık önümüzdeki sürece bakacağız kesilen ağaçların yerine mart sonu gibi ağaçlandırma yapacağız. Kesilen 6 bin 600 ağaç yerine dikmek üzere elimizde 8 bin fidan var. Bir bu kadar daha lazım. Sivil toplum kuruluşlarından fidan desteği bekliyoruz" Bölgede santral yapmanın mevcut kararlarla mümkün olmadığını ancak TBMM'de alt komisyonlarda Zeytincilik Kanunu'nda değişiklik yapılmasıyla ilgili bir çalışma bulunduğuna dikkati çeken Akın, "Zeytincilik Yasası değişirse şirket burada bir deneme daha yapabilir. Çünkü taslağa göre 25 dönümün altındaki zeytinlikler, zeytinlik alan tanımından çıkarılıyor. Köylüler, bugüne kadar hukukun k- endilerine verdiği hakları kullanarak mücadele verdi. Yasa çıkarılırsa da iptali için mücadele veririz. Ama burada bir termik santral istenmediğini aylardır anlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu, Muhtar Akın, termik santral kurmak isteyen şirketin Soma'da hediye kolileri dağıttığını, başka bir bölgede santral kurma planlarının olduğunu duyduklarını belirterek, "Şirket Soma'da uygun bulduğu başka bir y- erde termik santral kurabilir ama biz burada bir santral yapılmasına hukuk çerçevesinde müsaade etmeyeceğiz" "Verilen karara itiraz olursa üst mahkemede görüşülür" Yırca Mahallesi sakinlerinin avukatlığını yürüten Greenpeace Avukatı Deniz Bayram ise Danıştay'ın verdiği kararda Zeytincilik Kanunu'nun referans gösterildiğini, zeytinlik alanlara 3 kilometre mesafe içinde kimyevi atık bırakan enerji ve sanayi üretiminin yapılamayacağını belirttiğini ifade etti. Acele kamulaştırma seçeneğinin termik santral yapımında kullanılamayacağının belirtildiği kararda EPDK'nın da ilgili kanunun imara açılabilme konusunda istisna hükümlerin bulunduğu görüşlerine yer verildiğini kaydeden Bayram, mahkemenin bu savunmaya karşı enerji üretim santrallerinin bu istisnaları kapsamadığına dikkati çektiğini belirtti. Müdahil şirketin projeyle ilgili ÇED kararının onaylandığını belirtmesine karşı da mahkemenin, köylülerin ÇED kararına karşı Manisa İdare Mahkemesi'nde açtığı ve yürütmeyi durdurma kararı verilen davaya atıfta bulunduğunu söyleyen Bayram, "Verilen kararın gerekçeleri çok güçlü. İtiraz olursa üst mahkemede görüşülür" Greenpeace'in Zeytincilik Kanununda değişiklik öngören çalışmaya da dikkati çekmek üzere bir kampanya başlattığını ifade eden Bayram, "Burada yaşananlar bu yasanın neden değişmemesi gerektiğini açık bir şekilde gösteriyor. Eğer yasal değişiklik olursa da bunun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırılığı konusunda gerekli çalışmaları yapacağız" diye konuştu. Zararın tanzimi için suç duyurusu Avukat Deniz Bayram, Danıştay'ın kararı sonrası kesilen 6 bin 600 ağaç için ve başvurularına rağmen işlem yapmayan kurumlar için suç duyurusunda bulunduklarını, köylülerin de zararlarının tazmini için suç duyurusunda bulunmaya başlayacağını belirtti. Verilen kararı sevinçle karşıladıklarını söyleyen köy sakinlerinden Fatma Saygılı, "Zeytinlerimiz gitti ama toprağımızı geri kazandık. Tekrar dikeceğiz, büyüteceğiz. Bu karar çocuklarımız için çok iyi oldu. Bu kararı veren Danıştay'ı alkışlıyorum" Hacer Özdemir ise termik santrali yapmak isteyen şirketi buradan göndermenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, "Bizim zaten havamız kirli. 2 tane santral var burada. Çok isteyen varsa tarlasına toprağına santrali kurdursun, çalışsın. Biz burada santral istemiyoruz" (AA) Danıştay'dan ikinci müjde Greenpeace ve Yırca Mahallesi sakinlerinin avukatı Deniz Bayram, Danıştay'ın, Soma ilçesindeki Yırca Mahallesi'nde kurulması planlanan termik santralle ilgili kamulaştırma kararını iptal ettiğini öğrendiklerini söyledi. Bayram, yaptığı açıklamada, akşam saatlerinde Danıştay 6. Daire'nin Yırca zeytinliklerinde termik enerji santrali kurulması için almış olduğu acele kamulaştırma kararını iptal etmiş olduğunu öğrendiklerini ve tebliği aldıklarını kaydetti. "Bu karar Yırcalıların ve bizlerin mücadelesinin haklı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor" i- fadesini kullanan Bayram, şöyle devam etti: "Acele kamulaştırma kararı esasta iptal edilmiştir. Termik santral projesinin çevreye, insan sağlığına ve Yırcalılara vermiş olduğu zarar, Yırcalıların zeytincilik yapmaya devam etmek istemesiyle artık proje tamamen iptal edilmelidir. Ve Yırcalıların zararı tanzim edilmelidir. 6 bin ağacın kesilmesinden sorumlu olan hem şirket yetkilileri hem de bu kesime engel olmayan, gerekli tedbirleri almayan idari birimler hakkında gerekli soruşturmalar yapılmalı ve cezalar verilmelidir." Yırca Mahallesi muhtarı Mustafa Akın da karara çok sevindiklerini belirterek, şunları söyledi: "Biz sürecin başından beri hep haklı olduğumuzu iddia ettik. Her platformda haklı olduğumuzu söyledik. Bugün akşam geç saatlerde aldığımız haberle Danıştay'ın Bakanlar Kurulu'nun acele kamulaştırma kararını iptal ettiğini de öğrendik. Bütün köy halkı gece yarısı buraya toplandı. Çok mutluyuz. Bizi itham edenlere, 'bu davayı kaybedeceksiniz' diyenlere söyleyecek bir sözüm yok. Danıştay'a teşekkür ediyorum. Hala vicdanının sesini dinleyen hakimler olduğu bir kez daha ortaya çıktı." Akın, kesilen 6 bin ağacın yerine en az 16 bin zeytin fidesiyle bölgeyi donatıp, örnek bir zeytinlik yapacaklarını sözlerine ekledi. Öte yandan söz konusu Danıştay kararı camiden anons yapılarak köylülere bildirildi. Köy meydanında toplanan Yırca sakinleri ateş yaktı, sevinç gösterisinde bulundu. Avukat Bayram, 15 Aralık'ta Yırca Mahallesi'nde kurulması planlanan termik santralle ilgili olarak yürütmenin durdurulması yönünde karar verdiğini bildirmişti. (AA) PERSONEL VE ARAÇ KİRALAMA HİZMETİ ALINACAKTIR BORNOVA BELEDİYESİ ETÜT PROJE MÜDÜRLÜĞÜ Bornova Belediyesi Etüt Proje Müdürlüğü faaliyetleri ile ilgili hizmetlerde çalıştırılmak üzere, vasıflı işçilik hizmet alımı işi ve ilgili işlerde kullanılmak üzere 1(bir)adet araç kiralama Hizmet alımı işi hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : KAZİM DİRİK MAHALLESİ FEVZİ ÇAKMAK CADDESİ 38/ BOR- NOVA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : etutproje@bornova.bel.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği : internet adresi 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 1teknisyen 2tekniker ve 1araç kiralama ile hizmet alımı Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Bornova Belediyesi sınırları c) Süresi : İşe başlama tarihi , işin bitiş tarihi İhalenin a) Yapılacağı yer : BORNOVA BELEDİYESİ ENCÜMEN TOPLANTI SALONU Kazımdirik Mah. Fevzi Çakmak Cad. No: Bornova-İZMİR b) Tarihi ve saati : :00 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, İstekliler bu hizmet alımı işi içinde kullanılacak kendi malı araçlar için T.C.Ulaştırma Bakanlığı Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 6. Maddesinde belirtilen yetki belgelerinden, işin iştigal konusuna göre yapılacak hizmet türüne uygun olan K1,C1,C2 belgelerinin, biri veya birkaçının aslını veya noter onaylı suretini teklifleri kapsamında vereceklerdir Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Kamu Kurum ve Kuruluşları veya özel sektörde gerçekleştirilmiş olan; "İhale konusu hizmet işinde niteliği belirtilen teknik personel çalıştırılması işleri" benzer iş olarak kabul edilecektir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Bornova Belediyesi Etüt Proje Müdürlüğü Kazımdirik Mah. Fevzi Çakmak Cad. No:38/1 K: Bornova- İzmir adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar BORNOVA BELEDİYESİ ENCÜMEN TOPLANTI SALONU Kazımdirik Mah. Fevzi Çakmak Cad. No: Bornova-İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (yüzyirmi) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Sondakika: 27/12 Basın: Resmi İlanlar: de DÜZELTME İLANI İzmir İli Kamu Hastaneleri Birliği Kuzey Genel Sekreterliği Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi TABLET TUZ ALIMI ihale edileceği ilan edilmiştir. Ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 26 ncı maddesine göre aşağıdaki hususlarda düzeltme ilanı yayımlanmasına karar verilmiştir. [Başvuruların/Tekliflerin] hazırlanması ve sunulmasında düzeltilen maddelerin esas alınması gerekmektedir. İhale kayıt numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : İzmir İli Kamu Hastaneleri Birliği Kuzey Genel Sekreterliği Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi b) Telefon ve faks numarası : /666 faks c) Elektronik posta adresi : tepeciksatinalma@hotmail.com 2-Düzeltmeye konu ilanın yayımlandığı a) Kamu İhale Bülteninin tarih ve sayısı : b) Gazetenin adı ve tarihi (yayımlanmış ise) : 9 EYLÜL VE SON DAKİKA İhaleye gelene itirazlar uzman üyelerce değerlendirilmiş olup, itirazda belirtilen maddelerin ihaleyi yapmaya engel olması nedeniyle ihale teknik şartnamesi düzeltilmiş buna bağlı olarak isteklilere yeterli süre kalmaması nedeniyle aşağıdaki maddelerde değişiklik yapılmıştır. Teknik şartname 2 madde Tablet tuz göl tuzundan veya kaya tuzundan imal edilmiş olmalıdır. 2 kere yıkanmış fırınlanmış olmalıdır. İdari şartname 3. maddesi d) bendi (ihale ilanı 3-b maddesi) d) ihale (son teklif verme) tarihi : idari şartname 26.3 maddesi 26.3 geçici teminat olarak sunulan teminat mektuplarında geçerlilik tarihi belirtilmelidir. Bu tarih tarihinden önce olmamak üzere istekli tarafından belirlenir. Sondakika: 27/12 Basın: Resmi İlanlar: de

4 27 Aralık 2014 Cumartesi Bazı Avrupa ülkelerindeki tavuklarda görülen kuş gribi vakalarının, ihracatta Türk yumurta üreticileri için önemli fırsat oluşturabileceği bildirildi Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği eski Başkanı Güreli, "Üreticiden bidonla alıyorlar. Hem daha hesaplı olduğu için hem de 'tanıdığımız kişi hile hurda yok' diye düşünüyorlar. Markette 20 lira olan yağı üreticiden 10 liraya alıyorlar" dedi Zeytinyağı tüketicisinin büyük bölümü yağını "tanıdık" üreticilerden alıyor. Üreticide kilogramı 10 lira olan zeytinyağı, market raflarında yüzde 100 daha pahalıya satılıyor. Üretici ile market fiyatları arasındaki büyük fark, tüketicileri zeytinyağını bidonda üreticiden almaya yönlendiriyor. Derlenen bilgilere, Türkiye'de 201 bin 196 tonla en yüksek zeytinyağı rekoltesinin elde edildiği sezonunda ürünün 92 bin tonu ihraç edildi. Rekoltenin 160 bin ton olduğu geçen sezonda ihracat 22 bin ton oldu. 1 Kasım'da başlayan sezonda 190 bin ton rekolte beklenirken, ihracat kasım, 20 Aralık döneminde geçen sezonun ayı dönemine göre yüzde 67 geriledi. Sektör temsilcilerinin verdiği bilgiye göre, iç piyasada tüketilen zeytinyağının yüzde 50'den fazlası direk üreticiden tüketiciye gidiyor. Büyükşehirlerde yaşayanlar zeytinyağını üretici bölgelerindeki tanıdıklarından teneke veya bidonla alıyor. Zeytinyağı ihtiyacını üreticiden temin edenlerin başında turistik oteller geliyor. Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin, zeytinyağında en büyük tüketicinin üreticinin kendisi ve yakınları olduğunu söyledi. Üretim bölgelerinden şehirlerde oturan üreticinin eş, dost ve akrabalarına önemli miktarda zeytinyağı gönderildiğini belirten Çetin, "Zeytinyağını üretici ve yakınları kadar kimse tüketmez" Çetin, yaz tatilinde üretici bölgelerine gelenler ile buralarda görev yapan devlet memurlarıyla kurulan dostlukların ticarete dönüştüğünü ifade ederek, şunları söyledi: "Yaz tatili için Ayvalık'a, Edremit'e, Marmaris'e veya başka üretim bölgesine gelenler, bu yerlerde devlet memuru olarak görev yapanlarla üreticiler arasında ciddi dostluklar kuruluyor. Tatile gelenler giderken genellikle zeytinyağı alarak dönüyor. Yağ güzel çıkınca her yıl yeni sipariş veriyor. Bu bölgelerde devlet memuru olarak görev yapanlar da gittikten sonra görev yaptıkları süre içinde kurdukları dostlukları devam ettiriyorlar. Üretici ile tüketici arasında kurulan dostluklar ticarete dönüşüyor. Ayvalık'tan, Edremit'ten yıllardır İstanbul, Ankara veya başka şehirlerde yaşayan akraba, eş ve dostlarına yağ gönderen üretici var." Çetin, üreticinin asla kendi ürettiği zeytinyağına ihanet etmeyeceğini, sattığı yağda hilenin olmadığını bilen tüketicinin de yağını üreticiden almayı tercih ettiğini ifade etti. Çetin, "Eğer satın alınan ürün direkt üreticiden alınıyorsa bu ürünlerin kalitesiz olması ya da karışım içermesi mümkün değil. Üretici olmayan üretici gibi görünen kişiler için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Köylüde hile yoktur" diye konuştu. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği eski Başkanı Ali Nedim Güreli, zeytinyağını üretici bölgelerindeki eş, dost ve akrabalarından temin edenlerin sayısının her geçen gün arttığını söyledi. Üretici ile market fiyatları arasındaki büyük farkın, tüketicileri zeytinyağını üreticiden almaya yönlendirdiğini belirten Güreli, "Üreticiden bidonla alıyorlar. Hem daha hesaplı olduğu için hem de 'tanıdığımız kişi hile hurda yok' diye düşünüyorlar. Markette 20 lira olan yağı üreticiden 10 liraya alıyorlar. Kimler alıyor, üreticilerin akrabaları, üretici bölgelerinde bir dönem kamu görevi yaptıktan sonra tayin olanlar, o dönemde kurdukları ilişkilerini devam ettiriyor. Telefonla her yıl yağ siparişi veriyorlar" Güreli, zeytinyağı ihtiyacını üreticiden temin edenlerin başında turizm tesislerinin geldiğini, bu kesimin bir yıl boyunca otelde tükettiği zeytinyağını hasat sezonunda satın aldığını kaydetti. (AA)

5 1Şubat 27 Aralık Perşembe Cumartesi Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye nin bu sene cari açığın milli gelire oranına hedef olan 6,4 ün çok altında revize ederek yüzde 5 ler seviyesinde kapatacağını belirtti. Zeybekci, bunun ülke için çok önemli başarı olduğunu söyledi Dicle Elektrik Dağıtım AŞ (DEDAŞ) Sözcüsü Gökay Üstün, "Türkiye'deki abonelerin yaklaşık yüzde 4'ü bizde ama elektriğin yüzde 12'sini kullanıyoruz. Türkiye ortalamasının bayağı üzerinde, yaklaşık 2,2 katı civarında bir tüketim eğrisine sahibiz. Abone başına tahsilatta ise çok çok daha aşağılardayız" Point Hotel Barbaros'ta düzenlenen basın toplantısında, DEDAŞ'ın elektrik dağıtım bölgesi olan Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak'ta yıl içinde yapılan çalışmalar ve yatırımlarla şirketin 2014 yılı faaliyetleri hakkında bilgi verildi. Toplantıda konuşan DEDAŞ Sözcüsü Gökay Üstün, Dicle bölgesinin yüz ölçümü bakımından Türkiye'deki en büyük elektrik dağıtım bölgesi olduğunu ve buna paralel Türkiye'de en fazla elektriği tüketen bölge olduğunu belirtti. Türkiye'deki toplam tüketimin yüzde 11,76'sının Dicle bölgesinde gerçekleştiği bilgisini veren Üstün, "Abone sayımız takriben 1 milyon 400 binlerde. Türkiye'deki toplam abone sayısının yüzde 3,67'si. Abonelerin yaklaşık yüzde 4'ü bizde ama elektriğin yüzde 12'sini kullanıyoruz. Burada paralel gitmeyen bir şeyler hemen göze çarpıyor" diye konuştu. Üstün, Türkiye'de abone başına tüketim yaklaşık 556 kilovat/saat seviyelerinde olmasına rağmen kendi bölgelerinde bin 234'lere ulaştığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Tüketici o- larak bayağı fazla tüketiyoruz. Bölgemizin yapısını da göz önünde bulundurunca Türkiye'nin birçok bölgesi sanayileşme konusunda ortalama olarak bizim bölgemizin üzerinde. Sanayi tesislerinin ve elektriği fazla kullanan tesislerin olduğu bölgelere rağmen biz Türkiye ortalamasının bayağı üzerinde, yaklaşık 2,2 katı civarında bir tüketim eğrisine sahibiz. Abone başına tahsilatta ise çok çok daha aşağılardayız." Üstün, bölgelerindeki bedelsiz kullanım oranının şu anda yüzde 75 seviyelerinde olduğunu belirterek, bunun yüzde 15 olan Türkiye ortalamasının beş katına çıktığını vurguladı. Dicle bölgesinde, yıllık yaklaşık 20 milyar kilovat/saat elektrik tüketildiğini anlatan Üstün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bedelini ödemeden kullanılan tüketimin arkasından, normal olmaması, kolay kolay kabul edilememesi gerekirken ne yazık ki normalleşmiş bir israf söz konusu. Uluslararası bir danışmanlık firmasına yaptırdığımız çalışma sonucunda, bu 20 milyar kilovat/saat'in 8 milyar kilovat/saati'inin israf edilerek, gerekli olmadığı halde tüketilerek harcandığı ortaya çıktı. Bu bölgede kullanılan elektriğin yüzde 40'ı israf ediliyor. Aslında aynı işi yaparak yalnızca 12 milyar kilovat/saat'le bölgenin ihtiyacı karşılanabilir. Ama bedeli ödenmediği zaman 8 milyar kiovat/saat'i 'ne de olsa parası ödenmiyor', 'ne de olsa bedeli yok' diyerek israf edilerek kullanılıyor. Bunun parasal karşılığı da bizi ilgilendirdiği kadar bir sonraki adımda herkesi ilgilendiriyor. Yaklaşık 2 milyar 720 milyon lira bölgeden tahsil edilmediği için faturalara yansıyor." Üstün, dağıtım bölgesinde bu yılın ekim ayında 27 bin megavat elektrik enerjisi kullanılırken, bu gün tüketimin yüzde 211 artarak 57 bin megavata ulaştığına işaret etti. Bunun, bölgede elektrik enerjisinin kış döneminde ağırlıklı olarak kayıt dışının da etkisiyle ısınmada kullanılmasından kaynaklandığını anlatan Üstün, "Yaz döneminde de bu değişimi tarımsal sulama nedeniyle yaşamaktayız. Ne yazık ki kışın ısınma, yazın ise tarımsal sulama nedeniyle yaşanan aşırı tüketim dağıtım bölgemizdeki elektrik şebekesinin verimli kullanılmasını engellemekte, sık sık istenmeyen arızalara neden olmaktadır" şeklinde konuştu. Üstün, bölgedeki 6 ilde ve bu illere bağlı ilçe ve köylerde geçen yıl bin 384 trafonun aşırı yüklenme sonucunda yandığını ya da patlayarak kullanılmaz hale geldiğini aktardı. Geçen yıl kış aylarında bölgede bin 500 trafonun aşırı yüklenme dolayısıyla patladığını ve kullanılamaz hale geldiğini belirten Üstün, bu kış mevsiminde de aşırı tüketimin bu şekilde devam etmesi halinde patlayan trafo sayısının 2 binlere ulaşmasını beklediklerini söyledi. Üstün, yaptıkları bir araştırmayla ısınmak için doğalgaz, sıcak su için güneş enerjisi kullanan ve kullanmayan aynı donanımlara sahip 3+1 iki dairenin giderlerini karşılaştırdıklarını dile getirerek, şunları kaydetti: "Bunun sonucunda, doğalgaz ve güneş enerjisi kullanan dairenin bir aylık elektrik kullanım bedeli 422 kilovat ve karşılığı 105 lira olurken, doğalgaz gideri 300 lira, toplam gideri ise 453 lira oldu. Doğalgaz ve güneş enerjisi kullanmayan ve ısınmasını elektrik ile gerçekleştiren dairenin ise elektrik kullanım bedeli 3 bin 758 kilovat ve karşılığı 938 lira oldu. Bu dairenin doğalgaz gideri 25 lira olurken, dairenin toplam gideri ise bin 11 lira olarak gerçekleşti." (AA)

6 Genel seçimlerden beklentisi ve başarı kıstası sorulan Kılıçdaroğlu, çok güzel projelerle vatandaşın karşısına çıkacaklarını aktararak, "Başarısız olursanız oyunuz düşerse illa ben koltuğumda kalacağım diye bir düşüncem yok. Biz başarılı olmaya mahkumuz. Başarılı olmak zorundayız" dedi Sanatçı Hülya Avşar ile yaşadığı polemik ve Avşar'ın açtığı davalar hatırlatılarak, "Yalakadan sanatçı olmaz dediniz. Bu sözlerin arkasında mısınız?" diye sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Dava açabilir. O çok önemli değil benim açımdan ama o dosyayı kapatalım" Sanatçıların cumhurbaşkanıyla da başka bir kişilerle görüşebileceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Sarayla ilgili kullandığı ifadeler... Saray, kaçak saray. Adalet Bakanı, sarayın kaçak olduğunu TBMM kürsüsünde söyledi. Bir sanatçı kaçağı savunmamalı. Kaçağı savunduğunuz andan itibaren yasa dışı işlemleri ben savunuyorum anlamına gelir bu. Hele hele göklere çıkarmak gibi bir ifadeyi hiç kullanmamalı. Şu çok önemlidir; Şunu söyledi; AKP'li sanatçı olmaz mı? Elbette olur. Biz illa sanatçının siyasi görüşü olsun ya da olmasın diye. Anamuhalefete sempati duyanlar da var, kızanlar da var. Beni eleştirenler de var bunların hepsine saygı duyarız zaten. Sanatı ben farklı bir şekilde anlıyorum. Sanatçıyı da farklı anlıyorum. Sanatçı, aykırı insandır. Doğası gereği aykırı insandır. Yani, rüzgara karşı yürüyen insandır. Nazım Hikmet'in mezar taşında Nazım'ın rüzgara karşı yürüdüğü resmedilmiştir. Sanatçı olduğu için. Yoksa bir kişi gider romanını yazar, sinemasını yapar, karikatürünü çizer, makalesini yazar, sanatçıyı ben farklı görüyorum. Aykırılıkların uyumudur aslında sanat. Son tanımı böyledir sanatın. Dolayısıyla siz aykırı değilseniz, aykırılığı seslendirmiyorsanız toplum önünde ses getiren sanatçı olamazsınız. Bu bütün dünyada böyledir." Kılıçdaroğlu, Süheyl Batum un partiden ihraç edilmesi ve Birgül Ayman Güler ile Hüseyin Aygün ün disiplin kuruluna sevkedilmeleriyle ilgili soru üzerine, Kurultayda delegelere söz verdim. Parti içinde kabul edemeyeceğimiz türden açıklamaların yapılmasına izin vermeyeceğimi dile getirdim. Sözün arkasında da durmam gerekirdi. Partiyi rahatsız eden, kafa karışıklığına yol açan söylemlerde kim bulunursa gereğini yapacağız" diye konuştu. - Şişli Belediyesinde yaşananlar Şişli Belediyesinde başkan yardımcısı Emir Sarıgül'ün istifasıyla sonuçlanan tartışmayla ilgili soru üzerine de Kılıçdaroğlu, Şu anda bir sorun yok" "Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü'nün CHP'li 29 Belediye Meclis Üyesinin desteğine sahip olmamasını" nasıl yorumladığına ilişkin soruya Kılıçdaroğlu, Bunların hepsi düzelir" yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu tartışmanın kaynağıyla ilgili soru üzerine "Çıkışına bakmamak lazım. Sonuçlanması bence çok daha önemli. Sonuçlandı" diye konuştu. Şişli Belediyesinde tarafları dinlediğini belirten Kılıçdaroğlu, Tabii bu aile için bir tartışma. Televizyon ekranında bunu tartışmak istemem. Sorun büyük ölçüde aşıldı zaten ifadesini kullandı. Hayri İnönü'nün tehdit edildiği yönündeki açıklamaları hatırlatılan Kılıçdaroğlu, "Eğer tehdide uğrayan birisi varsa ki bunu açıkladı, herhalde savcılığa gidip şikayetini yapmıştır Kılıçdaroğlu, "Emir Sarıgül ün istifasını siz mi talep ettiniz?" sorusuna, Kendi arzusuyla istifa edeceğini ifade etti, önceden bana bilgi verildi" yanıtını verdi. Başbakan Davutoğlu nun kendisine yönelik "Önce Şişli'yi hallet" sözlerini de yorumlayan Kılıçdaroğlu, "Bizi eleştireceği tek alan olarak, Şişli Belediyesi olarak mı görüyor bizi? Bu da kendisinin ne kadar küçük düşündüğünü gösteriyor. Şişli'de bir belediye başkanımız var. Halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanımız var. Şişli Belediyesi'nin halka dönük yönetiminde herhangi bir sorun yok. Parti içinde var olan sorun da çözüldü" değerlendirmesinde bulundu. "Silahlı terör örgütü" iddialarıyla ilgili delillerin ortaya konulması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Delilerini koyduktan, mahkemeye sevk ettikten sonra ve mahkeme de siyasi iktidarın sopası olmamak kaydıyla, yani vicdanıyla karar veren yargıçlar olduğu sürece bizim itiraz edeceğimiz bir şey yok zaten. Bakarız olaya" diye konuştu. (AA) 1Şubat 27 Aralık Perşembe Cumartesi Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Şimdi barışı, hakkaniyeti, adaleti, vefayı, ihsanı ve insanlığı yüreğinde hisseden ve bunu ciddi şekilde uygulayan insanların yer yüzüne söyleyeceği çok şeyinin olduğu bir dönemdeyiz" dedi

7 27 Aralık ubat Perşembe Cumartesi Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ekonomimiz ve güvenliğimiz ortaktır. Bize yönelik tehditler ortaktır. Biz Irak ta Türkiye nin güvenliğine önem vermekteyiz. Türkiye nin güvenliğine herhangi bir halel gelmesine müsaade etmeyiz" dedi TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı, AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti kadrolarının dik duruşu karşısında Aralık darbe girişimi püskürtülmüş demokrasi rayına oturtulmuştur" İşler yaptığı yazılı açıklamada, Aralık'ta yaşananların, devlet içinde kümelenmiş "paralel ihanet çetesinin" millete, demokrasiye, hükümete ve Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik dış destekli açık bir darbe girişimi olduğunu ifade etti. "Hizmet hareketi" olarak kendilerini lanse ederek, saf ve temiz duyguları istismar edenlerin gerçek yüzünün Aralık ta ortaya çıktığını kaydeden İşler, "Din alimi kisvesi altında Pensilvanya'daki şahsın yaptığı bedduaları milletimiz unutmadı. Yüce dinimiz ve Hz Peygamber tarafından yasaklanan bedduaları yapanları nihayetinde bedduaları dönüp dolaşıp vurmuştur" değerlendirmesinde bulundu. Millet olarak samimiyet ve sadakat sınavından geçildiğini, bu sınavı Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere AK Parti kadroları ve aziz milletin kazandığını belirten İşler, şunları kaydetti: "Demokrasi, milli irade ve sandık hırsızlığı yaparak seçilmiş iktidarı devirmeyi hedefleyen paralel ihanet çetesine karşı milletimiz 30 Mart ve 10 Ağustos seçimlerinde hem paralel yapıya ve hem de onun destekçisi olan CHP ve MHP'ye bir Osmanlı tokadı aşk ederek gereken cevabı vermiştir. Paralel Yapı nın dış güçlerin taşeronluğunu yaparak giriştiği Aralık süreci ile AK Partisiz ve Recep Tayyip Erdoğan sız bir Türkiye hedeflenirken, milletimiz iradesine, kendi içinden çıkan iktidarına sahip çıkarak dünyaya hem milli i- rade hem de demokrasi dersi vermiştir." (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Aralık Şubat Cumartesi Perşembe 27 Aralık 2014 Cumartesi SONDAKiKA GAZETESİ >> 9 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com ALMANYA NEDEN BİZE DÜŞMAN? Türkiye nin yeni sorunu Almanya. Sözde dost ve müttefik görüntüsü verseler de bugün sorunların büyük bölümü Almanya - dan besleniyor.peki Almanya bize neden düşmanlık ediyor. Sorun sadece Alman ırkçılığı mı? Almanlar neden bize karşı böyle bir tavır takındılar ve aleyhte politikalar üreterek bize karşı bu politikalarını uygulamaya çalışıyorlar? Almanlar, ülkelerindeki Avrupalı Türklere dil ve kültür baskısı yapıyorlar. Ermeni soykırımı iddialarına büyük destek veriyorlar. Türkiye nin içini kaşıyıp duruyorlar. Alisiz Alevilik diye bir inanışı yaymaya çalışıyorlar. Bunun için orada yaşayan Alevi vatandaşlarımıza büyük destek veriyorlar. Çünkü Alevilerin Avrupa da güçlenmesi ve ilerde türkiyeye karşı alevilerin kullanlılması en büyük kozlarından biri. Zaten PKK sorunu bitince bana göre ilk denenecek kaşıma da Alevilik-Sünnilik çatışması olacaktır. Ayrıca PKK terör örgütünü legalleştirme çabalarıyla öne çıkıyorlar.yıllardır PKK terör örgütünü destekleyen en büyük güçlerden birisi de Almanya değil mi? Ne zaman Türkiye de bir gerilim yaratılmaya çalışılsa en önde almanyayı görürsünüz. Bizim Hükümet Sözcümüzden önce Alman İnsan Hakları Sözcüsü açıklama yapar, ardından yine Almanların kontrolünde bulunan Avrupa Birliğinden emirler ve talimatlar yağmaya başlar. Henüz meselenin ne olduğu anlaşılmadan Türkiye yi suçlamalar, şunu yapın, derhal bunu durdurun türü emirlerini şimdiye kadar çok gördük biz. İşte son Avrupa birliği çıkışında da bunu görmek lazım. Çünkü o tatile çok meraklı ve işlerine gelmediği zaman biz tatiliz gerekçesini öne süren AB bu sefer tatil gününde bile çalışmayı tercih ediyor, Neden? Hani siz tatili severdiniz, tatil de çalışmazdınız ya? Kıbrıs sorununun arkasına sığınan da yine Almanlar değil mi? AB müzakerelerini durmadan torpilleyen almanya değil mi? Çünkü rahatsızlar. Çıkarları zedeleniyor. Bu yüzden de müzakereleri yavaşlatmaya çalışıyorlar.55 yıldır sürdürülen oyalama taktikleri devam ediyor. Yok şunu yapın, yok bunu yapın türü talimatlar ve bunların bazılarını türkiye sırf onlar istedikleri için değil, kendi çıkarları ve demokratik gelişmesine katkısından dolayı yapıyor ama buna rağmen başka gerekçeler ve istekler ile bu oyalama 55 yıldır sürdürülüyor. Bunun nedeni orta da. Türkiye gelişiyor, Afrika ve Ortadoğu da epey yol aldı. epey nüfuzu var, etkili ve yetkili bir ülke durumunda. Mısır'ın zayıflaması ve rakip olmaktan çıkması da ayrı bir konu. Eğer Türkiye AB üyesi olursa, Almanların koltukları sallanacak, Ab de tek söz sahibi olmaları sona erecek. Karşılarında güclü bir rakip ve engel Türkiye olacak. Biz de nüfusumuz ve yüzölçümümüz sebebiyle onlarla eşit şartlara sahip olacağız. AB den Türkiye nin evet demediği hiçbir karar çıkamayacak, istedikleri ve kendi ırkçılıklarına ve menfaatlerine uygun kararları artık çıkaramayacaklar. Almanlar, AB nin lokomotifi unvanını kaybedecek. İsterler mi Türkiye yi? İstemezler elbet! Bugün Batı da yaşadığımız problemin arkasında büyük ölçüde Alman hazımsızlığı ve ırkçılığı var. Türkiye büyüdü ve daha da büyüyecek. İşte bütün korkular bundan. ABD'nin ve Avrupa Birliğinin de tüm korkusu ve endişesi bundan. Üstelik Türkiye son yıllarda doğu batı dengesini de iyi korumaya başladı. Hatta bazılarına göre türkiye artık doğu ülkelerine yönelmeye başladı. Bu ABD'nin çıkarlarına ters geldiği gibi, ülkemizin de çıkarlarına uygundur. Çünkü bunu Rahmetli İnönü de bir zamanlar denemiştir. Hatta Menderes'in idamına da bence Rusyaya doğru yönelme ve yapılan anlaşmalardır. Tayyip Erdoğan ve ekibi de aynı metodu denemektedirler. İşte Türkiyedeki karışıklığın, sokakların hiç olayız geçmemesinin, öğrencilerin ve üniversitelerin karışıklığı yine bundan değil mi? Siz ne dersiniz? Aliağa'ya 'süper itfaiye' geliyor İzmir Büyükşehir Belediyesi nin Aliağa ilçesinde yapımını tamamladığı itfaiye binası, 27 Aralık 2014 Cumartesi günü törenle açılacak. Şehrin kuzey ilçelerine hizmet verecek yeni itfaiye, Aliağa ve çevresindeki sanayi tesislerinin yoğunluğu sebebiyle özel donanıma sahip olacak. Modern tesisleri, teknolojik donanımı ve eğitimli personeliyle Türkiye nin en güçlü itfaiye teşkilatını oluşturmak üzere adımlar atan Büyükşehir Belediyesi, 13. itfaiye binasını da tamamladı. Aliağa da Kuzey Bölge Amirliği olarak hizmet verecek yeni bina, sanayi tesislerindeki yangınlara da etkili müdahale edebilecek şekilde donatılıyor. Görev alanı Aliağa nın yanısıra Menemen, Foça, Dikili, Bergama ve Kınık gibi kuzey ilçelerini kapsayan Kuzey Bölge Amirliği için inşa edilen bina, donanımıyla çağın ihtiyaçlarını karşılayacak. 4 bin 500 metrekare alan üzerinde kurulan tesiste, 30 personel aynı anda görev yapacak. Garajında ise endüstriyel afetlere müdahaleye uygun tipteki araçlar yer alacak ve Türkiye nin önemli sanayi tesislerinin bulunduğu Aliağa ve çevresinde yaşanabilecek yangınlara en güçlü şekilde müdahale imkanı sunacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından alınan ve üretim aşamasındaki müdahale aracı, petrokimya tesislerindeki endüstriyel yangınlara etkili müdahalede kullanılacak. Uzaktan kumanda edilebilen insansız (robotik) araç da yakında Aliağa İtfaiyesi nin filosuna dahil olacak. Tesiste, yeni araçlarıyla birlikte AKS 110 birimi de görev yapacak. Doğalgaz ve güneş enerjisinin karma olarak kullanılacağı yeşil bina teknolojisiyle inşa edilen tesis jeneratörü, su depoları ve personelin bütün ihtiyacını giderecek donanımıyla kendine yetebilen özellikte olacak. Günün 24 saati yaşamın süreceği tesiste, itfaiye personeli için spor salonu da bulunuyor. Yenişehir deki merkez binanın dışında Gaziemir, Narlıdere, Karabağlar, Eskiizmir, Gümüldür, Menemen, Selçuk, Seyrek ve Bayındır itfaiye merkezleriyle Karabağlar ve Toros İtfaiye eğitim tesislerini hizmete alan belediye, Aliağa binasıyla tesislerinin sayısını 13 e çıkardı. Kemalpaşa Ören deki merkezin yapımı, ayrıca Torbalı, Menderes ve Seferihisar'da da itfaiye binası yapılması için çalışmalar devam ediyor. (CİHAN) Karşıyaka parklarına 300 bin çiçek dikiliyor İzmir'in Karşıyaka Belediyesi, kış aylarının gelmesiyle birlikte ilçeyi mevsime uygun bitkilerle donatmaya başladı. Bayındır ve Ödemiş teki kooperatiflerden 270 bin adet çiçek satın alan belediyenin kendi üretimleriyle birlikte toplam 300 bin çiçek parkları, cadde, sokak ve refüjleri süsleyecek. Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Hem ilçemizi çiçeklerle süslemeye hem de köy kooperatiflerine destek olmaya devam edeceğiz. İlçe genelinde toplam 1 milyon 205 bin metrekarelik 315 park, yeşil alan ve refüj çuha, godetya, sıklamen, aslanağzı ve menekşelerle süslenecek. Ayrıca Park ve Bahçeler Müdürlüğü, kendi imkânları ile ürettiği 30 bin adet menekşeyi de dikmeye. Belediye seralarında üretilen çiçeklerin, özel bakım yöntemleriyle korunduğu ve kış boyunca ilçenin dört bir yanını süsleyeceği belirtildi. Başkan Akpınar, Daha temiz, daha güzel bir Karşıyaka yaratmak için çiçek alımlarımıza bundan sonra da devam edeceğiz. Kentin güzelleşmesinin, insanları mutlu ettiğine inanıyorum. Yeşil alan oranımızı arttırmaya, daha çok alana ağaç dikmeye ve kentimizi yılın her döneminde çiçek gibi yapmaya özen göstereceğiz. (HABER MERKEZİ) Aktarma istasyonlarında perişan olan İzmirliye zam ikinci darbedir SP İzmir İl Başkanı ve Genel İdare Kurulu Üyesi Bayram Sakartepe, aktarma istasyonlarında perişan olan İzmirliye ikinci şok ve darbenin, toplu ulaşıma zam yapılması olduğunu söyledi. 1 Ocak 2015'ten itibaren uygulanacak zam hakkında basın toplantısı düzenleyen Sakartepe, bu ulaşım hizmetinin bu parayı hak etmediğini belirtti. İl başkanlığında bin basın açıklaması yapan Bayram Sakartepe, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu nun, zammı geri alarak aktarmalı ulaşım sisteminde de ciddi iyileştirmelere gitmesi gerektiğini savundu. Bütün dünyada petrol fiyatları düşerken İzmir'de toplu ulaşım ücretlerine zam yapan Büyükşehir Belediyesi'ni anlamanın mümkün olmadığını vurgulayan İl Başkanı Sakartepe, Herkes gider Mersin e, Büyükşehir gider tersine. Mazot fiyatlarının gerilediği bir zamanda fiyat artışı yapılmasını iyi niyetli olarak değerlendiremiyoruz. Böyle bir dönemde uygulamaya koyulacak olan ulaşım zammı, en başta dar gelirliler olmak üzere İzmirlilere darbe vurdu. Zam kararı alındıktan sonra Kocaoğlu'nun zamla ilgili vatandaştan destek istemesini ise nasıl nitelendireceğimizi bilemiyoruz. şeklinde konuştu. (CİHAN) Yargı kararına EPDK da uymalı GÜNDEME Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Küçük, "Yargıtay'ın elektrik abonesinden kayıp-kaçak parası alınamayacağına dair verdiği karar kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. 10 yıllık kesintilerin geri alınabilmesi için EPDK düzenleme yapmalı" Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Levent Küçük, Yargıtay'ın "elektrik abonesinden kayıp-kaçak parası alınamayacağına" dair verdiği kararın kamuoyunda büyük yankı uyandırdığını, hak sahiplerinin tüketici hakem heyetlerine ve tüketici mahkemelerine başvurmadan geriye dönük 10 yıllık kesintilerini geri almaları için EPDK'nın düzenleme yapması gerektiğini söyledi. Küçük, bir İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak Tarmvay Projesi'nde hat geçiş güzergahında değişiklik yapılmasına yönelik TMOBB tarafından yöneltilen eleştirilere ilişkin, herkesin fikirlerini aldıklarını ve buna göre bir karar vardıklarını belirterek, "Büyükşehir belediyesinin büyük bir erdemli davranışla yaptığı değişikliği, büyükşehir belediyesine suç yükleme aracı olarak kullanılıp basın bültenlerinde göstermenin bu kente ve kimseye, onu yapana da yaptırana da faydası olmadığını biliyorum" Kocaoğlu, İzmir Kent Koleji protokol imza töreninin ardından gazetecilerin soruları üzerine, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin son dönemde tartışma yaratan projelerine ilişkin açıklamalarda bulundu. TMMOB'un Konak Tramvav Projesi'nde güzergahın Mustafa Kemal Sahil Bulvarı'ndan Mithatpaşa'ya alınmasına yönelik eleştirilerini değerlendiren Kocaoğlu, görevde bulunduğu 11 yıllık süreçte genel çalışma kuralı olarak hata yapmamaya özen gösterdiklerini belirtti Kocaoğlu, iş yoğunluğunun getirdiği hatalar olmuşsa bundan geri adım atmasını bilecek kadar erdem sahibi olduklarını ifade ederek, şunları söyledi: "Biz akla ve bilime saygılıyız, her branştan, her meslek odasından, ilgili her kişiden kenti yönetmek için yaralanıyoruz. Bunların bir çok örneği biliniyor. Kenti, katılımcı bir yönetim anlayışıyla yönetiyoruz ve onların bilgilerine başvuruyoruz ve bunları değerlendiriyoruz. Bu da böyle bir projedir. Burada, 'niye Mithatpaşa'ya aldı, bana sormadı' deniliyor, herkese soruyoruz, herkese sormak zorundayız. Bütün Uyardılar düzelttik hala konuşuyorlar İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, "Konak Tramvay Projesi konusunda fikirlerini sorduk, çok değerli katkılarda bulundular, isteklerine göre değişiklik yaptık ama hala karşı çıkıyorlar. Bu davranış şekli kimseye yarar sağlamaz" dedi EBSO çevre ödül töreninde konuşan Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Balta, "Türkiye'de her şeye karşıyız anlayışı var. Enerji ihtiyacımız olmasına rağmen hidroelektrik santrallerine karşıyız, güneş santrallerine karşıyız, nükleer santrallere karşıyız. E.. bu işi nasıl çözeceğiz. Formülü varsa ortaya koynması lazım" dedi Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta, "Türkiye'de her şeye karşıyız anlayışı var. Enerji ihtiyacımız olmasına rağmen hidroelektrik santrallerine karşıyız, güneş santrallerine karşıyız, hidroelektrik santrallerine karşıyız, nükleer santrallere karşıyız. E bu işi nasıl çözeceğiz. Formülü varsa birilerinin ortaya koyması lazım" Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) 2013 yılı Çevre Ödülleri sahiplerini buldu. EBSO'da düzenlenen törene, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta, Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Büşükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve sanayiciler katıldı. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta, törende yaptığı konuşmada, çevre denince sanayicilere, yatırımcılara, üretenlere potansiyel suçlu olarak bakıldığını, bakanlık olarak bu kesimi suçlu olarak değil, ülkenin önemli birer değeri olarak gördüklerini söyledi. Türkiye'nin ekonomik gelişiminde hedeflerine ulaşmada sanayicinin lokomotif görevi üstlendiğini belirten Balta, "Sizlere güvenerek biz 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz. Bu hedefte en büyük güvencemiz sizlersiniz. İşsizlik hedeflerine ulaşmada yine en büyük görev sizlere düşüyor. Onun için sizlere farklı bakıyoruz. Bu ülke kalkınacak, bu ülke kalkınırken elbette ki çevreyi kirletmeden yolumuza devam etmeliyiz" diye konuştu. - "Herşeye karşıyız anlayışı var" Türkiye'nin çevreyi koruyarak gelişimini sürdürmesi gerektiğini anlatan Muhammet Balta, şöyle konuştu: "Türkiye'de her şeye karşıyız anlayışı var. Enerji ihtiyacımız olmasına rağmen hidroelektrik santrallerine karşıyız, güneş santrallerine karşıyız, hidroelektrik santrallerine karşıyız, nükleer santrallere karşıyız. E bu işi nasıl çözeceğiz. Formülü varsa birilerinin ortaya koyması lazım." Türkiye'nin uluslararası sözleşmelere taraf olarak çeşitli imzalar attığına işaret eden Balta, "Düşüncemiz şu, bu ülke kalkınacak. Bu ülke kalkınırken elbette ki çevresel sorunları çözerek, kirletmeden yolumuza devam etmeliyiz. Gelişmiş ülkeler dünyada çevreyi kirletmiş, çevreyi perişan etmiş, parayı kazanmış, şimdi temizleyelim diyorlar. Biz de diyoruz ki siz çevreyi daha fazla katlettiniz. Daha fazla ödenek ayıracaksınız ondan sonra bizimle konuşacaksınız. Biz elbetteki uluslararası standartlarda yasaları yönetmelikleri hazırlayacağız" Çevre sorunlarını halletmiş bir ülke hayal ettiklerini anlatan Balta, düşünceleri, bütün eleştirileri de bir potada eritip en doğrusunu yapmak zorundayız. Biz icra makamıyız, iş üretmek zorundayız. Fikirlerini sorduk, çok değerli katkılarda bulundular ona da saygı duyuyoruz ama ama büyükşehir belediyesinin büyük bir erdemli davranışla yaptığı değişikliği, büyükşehir belediyesine suç yükleme aracı olarak kullanılıp basın bültenlerinde göstermenin bu kente ve kimseye, onu yapana da yaptırana da faydası olmadığını biliyorum" - Karşıyaka'da ağaçlar kesilmeyecek Kocaoğlu, Karşıyaka Tramvay Projesi'nde ağaçların kesileceği yönündeki söylemlerin ise gerçek dışı olduğunu belirterek, "Karşıyaka bölümünde ağaçlar kesilmiyor, ağaçlar taşınacak" Bu tür eleştirilerin milletvekilliği seçimleri arifesine girilmesinden kaynaklandığını savunan Kocaoğlu, şunları söyledi: "Milletvekilliği seçimleri arifesinde, milletvekilliğine öykünen, milletvekili olan bir daha seçilmek isteyen arkadaşların, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ya da bağlı belediyelere eleştiri bombardımanı yaparak, yukarılarda bir yerlere mesaj verme istekleri yoğunlaşmıştır, giderek de yoğunlaşacaktır ama bizler işe, projeye endeksli çalışıyoruz kent içinde birlik beraberlik içinde çalışıyoruz. Bu dönem de geçecektir biz 30 belediye başkanı ile hiç ayrım yapmadan kenti yerelde kalkındırmak için çalışmalarımızı şunları söyledi: "Katı atık bertaraf tesisi yapacağız kimse kabul etmiyor. Bu çevresel sorunları acaba devletin kontrolünde belirli bir alanlarda depolayarak orada bertaraf etmek mi yoksa gelişi güzel her tarafa yayılmış bir vaziyette serbest bırakmak mı önemli? Hayır, belediyelerimiz bu konuda çalışmalar yapıyor, Bakanlık olarak bizler çalışmalar yapıyoruz. Bu iş belli bir kontrol içinde olacak." Türkiye'de 2002'de atıksu arıtma tesislerinin belediye sınırları içindeki nüfusun yüzde 32-33'üne hizmet verdiğini, bugün bu oranın yüzde 76'lara çıktığını kaydeden Balta, atıksuların arıtarak doğaya bırakıldığını vurguladı. Balta, hedeflerinin 2023'te bütün atık suların arıtılarak doğaya salınması olduğunu aktardı. Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım ise bakanlık olarak ihracatçının çevre belgelendirmelerine destek verdiklerini, desteklerin yüzde 50 oranından başlayıp, belge başına 25 bin dolara kadar çıkabildiğini söyledi. İthalat yapan ülkelerin aldıkları ürünlerde çevreye yönelik bazı taleplerinin olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Çevre, ihracat stratejilerinin oluşumunda ve dünya talebinin oluşumunda önemli bir yer tutuyor. Dünyaya mal satarken, ülkelerdeki kurallar gereği belli dokümanlar aranıyor. Sadece kuru mal satmıyorsunuz, malın 'kafa kağıdı' denilen, aranan belgeler var. O konularda sanayicilerin belgelendirmelerle ilgili yükleri finanse ediyoruz. Bazı belgelerde tamamen bazılarında kısmen sürdürüyoruz." - Menderes'te evsel atık bertaraf tesisi kurulması planı Aziz Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Menderes ilçesinde evsel atık bertaraf tesisi kurmak üzere yer arayışında olması nedeniyle oluşan tepkilere ilişkine de kurmayı istedikleri tesislerin, çevre kirliliği yaratan çöp depolama alanları değil, evsel atıkları değerlendirilerek ekonomiye kazandırılacağı ve çevreye hiçbir zarar vermeden bertaraf edileceği yerler olduğuna dikkati çekti. İzmir'in evsel atık sorununu çözmek için 7-8 yıldır büyük bir çaba harcadıklarını ama kendilerini aşan bir konu olan yer sorununu çözemedikleri için bir türlü bunu yapamadıklarını anlatan Kocaoğlu, şunları kaydetti: "Yer probleminin çözümü büyükşehir belediyesinin uhdesinde olsaydı, biz bunu şimdiye kadar zaten halletmiş ve İzmir'in bugün evsel atık problemi olmayacaktı. Onun için bize izin verilsin; 'orası uygun değil, burası uygun değil', uygun olan yer söylensin. 7-8 senedir yer bulmak için çırpınıyorum, uygun olan yer söylensin. 'Orası uygun değil' diyen milletvekili, yönetici, siyasetçi, belediye başkanı, her kimse, uygun olan yeri söylesin, biz yapacağız, biz buna muktediriz yapabilecek güçteyiz." (AA) İstemezük zihniyeti ile bu soruna çare bulamayız üstlendiğimiz yükler var" Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'ne imza atan firma sayısının 200 olduğunu kaydeden Yıldırım, Türkiye'de İSO standart belgesi alan firma sayısı da 415 olduğunu ifade etti. İzmir Valisi Mustafa Toprak ise, çevreyi iyi bir şekilde kullanma ve koruma dengesi içinde gelecek nesillere bırakılması gerektiğini vurgulayarak "Sanayicilerimiz ibadet hükmünde iş yapıyor. Sanayicilerimiz bu konuda düne göre bugün daha duyarlı olduğunu görüyorum ve mutluluk duyuyorum. Sanayiciler artık bir birini denetler hale gelmiştir. Üretmeden gelişen kalkınan bir ülke gösteremezsiniz. Dikkat etmezsek çevre felaketiyle karşı karşıya geliriz. Her şeye karşı diye bir fikir olmaz. Eve gittiğimizde şartele dokunduğumuzda lambanın yanmasını istiyoruz. Bunlar nasıl olacak? Enerji lazım." EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise sanayi yatırımlarının ülke ekonomisi ve istihdamı için büyük önem taşıdığını, çevresiz bir sanayinin olamayacağını söyledi. Çevrenin önemini her fırsatta dile getirdiklerini anlatan Yorgancılar, çevre ödülü alan bir oda olduklarını ifade etti. Yorgancılar, çevreden kaçan sanayiciler olmadıklarını, çevreyi korumanın herkesin sorumluluğu olduğunu aktardı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da belediye olarak çevreyi korumaya yönelik önemli yatırımlar yaptıklarını söyledi. (AA) Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, İzmir de sağlık turizmine yönelik yatırımların 5 inci bölge teşviklerinden yararlanabildiğini ancak ayrılan fonların kullanılmamasından konunun yeteri kadar anlaşılamadığını anladıklarını ifade etti. Ege Sağlık ve Turizm Derneği (ESTUD) tarafından İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi nde İzmir in Sağlık Turizmi ndeki Yeri konulu bir panel düzenlendi. Panelde ESTUD dan İzmir'e Katkı Ödülü plaketini alan Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, yaptığı konuşmada sağlık turizmi konusundaki hedeflere bakanlık olarak destek vermeye hazır olduklarını belirtti. İzmir in sağlık turizm potansiyelinin dünyada daha iyi tanıtımı için Ekonomi Bakanlığı nın düzenlediği dış gezilerin aktif olarak kullanılabileceğini, ticaret müşavirliklerinin de bu konu için çalışmaya yönlendirilebileceğini kaydeden Yıldırım, hedef ülke ve kentlerin belirlenmesi halinde İzmir e bu noktalardan doğrudan uçuş sağlanması noktasında da çaba gösterebileceklerini söyledi. Türkiye nin hizmet ihracatından 50 milyar dolara yakın gelir elde ettiğini, yüksek katma değer nedeniyle bu alandaki gelişmeye büyük önem verdiklerini ifade eden Yıldırım, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci nin İzmir in sağlık ve serbest bölgeler kenti olması konusunda yönlendirmelerinin bulunduğuna dikkati çekti. Sağlık Bakanlığı nın bir sağlık serbest bölgesi konusunda çalışmalarının olduğunu, bu çalışmaya Ekonomi Bakanlığı olarak destek vermek istediklerini, proje hazırlanırken dünyada da marka olan Ege Serbest Bölgesi nin tecrübelerinden yararlanılması gerektiğine işaret eden Yıldırım, Bu konuda belli çalışmalar olmuş. Ama düğmeye basınca hayata geçebilecek konumda değil. Sağlık Bakanlığı ile bu konuyu daha yakından çalışalım İzmir in komşusu Manisa dan daha az yatırım teşviki aldığı eleştirilerinin bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, İzmir e sağlık turizmi gibi bir çok alanda 5. bölgelere sağlanan teşviklerin sağlandığını, ancak yeteri kadar kullanılmadığını ifade etti. Bakan Yardımcısı Yıldırım, Teşvik rejimi bölgesel desteklerden ibaret değil, burada 5 tane program var. Örneğin İzmir de termal turizm için konaklama tesisleri yaparsanız Tunceli de yatırım yapıyor gibi teşvik alabiliyorsunuz. Bu teşviklerin çok iyi anlaşılmadığını, bu iş için ayırdığımız fonların yeterince kullanılmadığını görüyoruz - İnciraltı projesi Vali Mustafa Toprak ise İzmir in sağlık turizminde iddialı olduğunu, ancak pastadan yeteri kadar pay alamadığını, sağlık turizmi kapasitesinin yüzde unu kullanabildiğini, bu konuda tarihsel olarak bir otorite olan kentin harekete geçmesi gerektiğini dile getirdi. Sağlık turizmi hedefleri açısından çok önemli olan İnciraltı bölgesi konusunda mesafe alınamadığını ifade eden Toprak şunları söyledi: İnciraltı meselesiyle uğraşıyoruz, didiniyoruz. Birisi çıkıyor, dava açıyor, engel ortaya çıkıyor. 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl geriye gidiyoruz. İşin doğrusu İzmir i engellemeye çalışan yok, biz kendi elektrik abonesinin, faturada kayıp-kaçak bedeli adı altında ödenen ücrete ilişkin açtığı davada Yargıtay Hukuk Dairesi'nin verdiği kararı AA muhabirine değerlendirdi. Çıkan kararın aboneler için emsal niteliğinde olduğunu bildiren Küçük, bu karara dayanarak elektrik abonelerinin geriye dönük 10 yıllık kayıp kaçak kesintilerini geri alma hakkına kavuştuğunu ifade etti. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararı bağlayıcı olmasına rağmen her bir tüketicinin kendisinden yapılan kesintiyi geri alması için ya mahkemeye ya da tüketici hakem heyetlerine başvurması gerektiğini bildiren Levent Küçük, 36 milyona yaklaşan abonenin "iade" talebiyle tüketici hakem heyetleri ve tüketici mahkemelerine başvurması halinde oluşacak iş yoğunluğuna dikkati çekti. Bankaların dosya masraflarından yaptığı kesintileri geri alma başvuruları sebebiyle tüketici hakem heyetleri ve mahkemelerin iş yükünün bir hayli fazla olduğunu, bu kurumların yoğunluk sebebiyle çalışamaz hale geldiğini vurgulayan Küçük, "Zaten tıkanan bu kurumlar, yeni bir yoğunluğu kaldıramaz" EPDK nın elektrik faturalarındaki kayıp-kaçak bedelini kaldırmasını, ayrıca her bir abonenin geriye doğru 10 yıllık hakkını almasına sağlayacak düzenlemenin yapılması gerektiğini ifade eden Küçük, geri ödemenin elektrik aboneliği devam tüketicilerde "mahsuplaşma" şeklinde olabileceğini belirtti. Küçük, şunları söyledi: "Yargıtay'ın elektrik abonesinden kayıp-kaçak parası alınamayacağına dair verdiği karar kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Hak sahipleri, tüketici hakem heyetlerine ve tüketici mahkemelerine başvurmadan geriye dönük 10 yıllık kesintilerini geri almaları için EPDK düzenleme yapmalıdır." Levent Küçük, son dönemde yapılan itirazların ardından faturalarda kayıp-kaçak ücret bilgisinin yazılmadığını, bu yüzden tüketicinin kayıp-kaçak bedelini geri isterken sorun yaşayabileceğine dikkati çekti. Tüketicilerin bu ücreti almak için yapacakları müracaatta "hukuki haklarını kullanma" olacağından kesintiyi yapan şirketlerin gerekli belgeleri verme zorunluluğunun bulunduğunu vurgulayan Küçük, "Kesinti miktarını geri almak için temel sorun ispat yükümlülüğü olacak. Tüketicinin karşılaşacağı en büyük mağduriyet bu. Şirketlerde bu kayıtlar var. Ticaret Kanunu hükümleri gereğince geriye dönük 10 yılı saklamak zorundalar. İşletmelerin bu belgeleri tüketicilerin kullanımına sunmaları gerekiyor" ifadesini kullandı. (AA) Termal turizme Tunceli teşviği İzmir in Sağlık Turizmi ndeki Yeri konulu panelde konuşan Ekonomi Bakan Yardımcısı Yıldırım, İzmir de termal turizm için konaklama tesisleri yaparsanız Tunceli de yatırım yapıyor gibi teşvik alabiliyorsunuz. Bu teşviklerin çok iyi anlaşılmadığını, bu iş için ayırdığımız fonların kullanılmadığını görüyoruz dedi kendimizi engelliyoruz. Yola çıkıldığında problem, olumsuzluk varsa tartışacağız. Kimsenin tartışmayacağız diye bir fikir öne sürmesi mümkün değil. Tartışarak birlikte çözümü ortaya koymalıyız. Çözüm ortaya koymadan bir tıkama durumu olursa o zaman memleket kaybediyor, geriye gidiyoruz larda, 70 lerde ülkemizde turizm yokken İzmir de vardı. Bugün niye bu noktadayız, istediğimiz mesafeyi neden alamadık, bunları gözden geçirmemiz lazım. İzmir de turizm alanında hayata geçirilmek istenen projeler konusunda çeşitli tıkanıklıkların yaşanabildiğini ifade eden Toprak, bazı kesimlerin benim içinde olduğum, yönettiğim konu olursa bu iyidir, güzeldir, benim içinde olmadığım hiçbir şey doğru ve yolunda değildir gibi kanaatlere sahip olduğunu, bunun kentin mesafe almasını engellediğini de sözlerine ekledi. - "Fizan'dan hasta getirdik" ESTUD Başkan Yardımcısı Veysi Kubba, Türkiye nin Avrupa sağlık turizmde ilk 4 içinde bulunduğunu, iyiye doğru gidişin söz konusu olduğunu, 2013 yılında 484 bini kayıtlı olmak üzere toplam 600 bine yakın yabancının şifa bulmak için Türkiye ye geldiğini, 2014 için öngörülen 550 bin kayıtlı hasta hedefinin ise yakalandığını kaydetti. Türkiye nin 2020 de sağlık turizminden 10 milyar dolar gelir elde etmeyi hedeflediğini, bunu yapmanın zor olmadığını ifade eden Kubba, Kültür ve Turizm, Ekonomi ve Sağlık Bakanlığı koordinasyonuyla yeni bir yol haritası çıkarılması gerektiğini ifade etti. Türkiye ye gelen sağlık turistlerinin yüzde 70 inin İstanbul u tercih ettiğini, İzmir in payının artırılması için hastane olarak geçmişte büyük çaba gösterdiklerini anlatan Kubba, Libya nın Fizan bölgesinden hasta getirebilmek için savaş şartlarında oraya giderek yetkililerle görüştük. Sadece İstanbul u tanıyorlardı. Buraya davet ettik. Kenti ve hastaneleri çok beğendiler. Fizan dan üç aktarma uçakla hastalar buraya gelmeye başladı. Onları getirebilmek için karlarımızdan önemli oranda fedakarlık yaptık. Uçak biletlerini ve konaklama giderlerini biz temin ettik. Halen İstanbul a gelen bir hasta 10 birim hasıla yaratıyorsa biz burada 5 birime razı olarak mücadele veriyoruz. Bugün itibarıyla ayda arası hastayı İzmir e getiriyoruz itibarıyla şehir otellerinde 23 bin gecelemeyi gerçekleştirdik. Özellikle Ortadoğu ülkelerinden direkt seferlerin başlaması halinde bu gecelemelerin yüz binlere ulaşacağına derinden inanıyoruz Kubba, İzmir in sağlık turizmine yönelik teşvikler getirilmesi ve özellikle ulaştırma ve konaklama giderleri konusunda destek sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi. Ege Turistik Otelciler Birliği Derneği Başkanı Mehmet İşler da İzmir in sağlık turizmi için altyapısı en uygun kent olduğunu, İstanbul ve Antalya da artık yatak kapasitesinin kalmadığını ifade etti. İzmir İl Sağlık Müdürü Bedia Türkyılmaz ise İzmir in sağlık turizmi noktasında ulaştığı hasta sayısının 4 binlerden bu yıl 25 bine ulaştığını, kamu hastanelerinin de bu konuda aktif rol alması için alt yapılarına güçlendirmek istediklerini kaydetti. (AA) DAİR Timuçin GÜNDEM tgundem64@hotmail.com STALİN'İN TAVUĞU Zaman zaman masallara ve kısa hikâyeciklere köşemde yer veririm. Oldukça ilgi görürler. Fazla laf kalabalığına gerek duymazlar. Okuyanını bezdirmezler. Duru ve sadedirler. Mesajını kısa yoldan, en etkili şekilde verirler. Herkese bir hisse mutlaka düşer. Bir iki cümleden dev boyutlarda dersler çıkartırlar. Dünyanın gidişatına bakıldığında yönetenler sanki halk arasından seçilmemiş gibi dururlar. Vekildirler lakin müvekillerini gün gelir tanımaz olurlar. Görmez, duymaz olurlar. Hallerinden bi haber, iter kakar olurlar. Manzara dünyanın hemen her ülkesinde üç aşağı beş yukarı böyledir. Milletlerin hop oturup hop kalkmasından bellidir bu. Özellikle refah, sosyal paylaşım, hukuk devleti, adalet ve diğer tüm şaşalı sözlerle ifade edilen menemlerde denge tümüyle onlardan yanadır. Güçlü olan insan toplulukları değildir. Gücü elinde tutanlardır. Bu zatlar azda olsa sıkıştıkları anda önceden uygulanan mühendislik harikası taktikleri arar, bulur ve uygulamaya korlar. Konuyu aydınlatacak binler arasından küçük ve manidar bir tanesini masal kıvamında sizlerle paylaşmak istiyorum. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken... Evvel emirde insanlık tarihinin en sadist, en despot liderlerinden olan Stalin adında zalim bir Rus lider varmış. Onun dönemi için dilden dile dolaşan acımasızlık ve hunharlık konusunda binlerce katliam hikâyeleri mevcutmuş. Bu menşurun birde zavallı tavukları varmış de Sovyet Devrimi ni yapan Lenin in ölümünden sonra iktidarı ele geçiren Stalin günün birinde, Komünist Parti ileri gelenleri ile çalışma odasında içki masasındaymış. Peş peşe içilen votka ile kafalar iyice dumanlanmış. Stalin bir ara elindeki çatalı önündeki votka şişesine vurup, herkesi dikkatle kendisini dinlemeye davet ederek, demiş ki; Bana şu sorunun cevabını kim verecek, Halkın yönetime kayıtsız şartsız itaat etmesi ve liderin her dediğini onaylaması nasıl sağlanabilir? Tamamı çakırkeyif olmuş parti yöneticilerinin her biri kendince cevaplar vermişler. Kimisi disiplin ve sertlikten, kimisi adalet ve eşitlikten, kimisi sürgün ve hak mahrumiyetlerinden, kimisi zorbalıktan, kurşuna dizmenin caydırıcılığından ve toplu katliamlardan söz etmişler. Ancak Stalin verilen cevapların hiçbirini beğenmemiş. Yönetimi eline geçiren hükümdarın Tanrıdan pek farkı yoktur! Halk onu öyle görür. Önce bunu bilin. Halkın, karşınızda baş eğip durması için ne yapmanız gerektiğini durun da şu beyinsiz kafalarınıza çivi gibi çakayım...! Diyerek haykırmış. Hakaret ağır olmasına ağırmış elbet, gelgelelim herkes memnun mutlu sırıtmış. Stalin den hakaret işitmek bile onlar için iltifattan sayılırmış. Stalin, masanın karşısında hazır ol da bekleyen Kızıl Ordu muhafızına sert bir emir vererek - Çabuk bana tavuklarımdan bir tavuk getir demiş. Emir derhal yerine getirilmiş. Kısa sürede tavuk Stalin in kucağına bırakılmış. Stalin, adamlarının gözünün içine baka baka başlamış tavuğun tüylerini canlı canlı, bir bir yolmaya. Feryadına aldırmadan tüm tüylerini yolarak cascavlak bıraktığı tavuğu odanın ortasına salıvermiş. Ahaliye dönerek, Şimdi dikkatle izleyin tavuğu demiş. Bakalım nereye gidecek? Zavallı tavuk bu azaptan kaçıp kurtulayım diye can havliyle dışarı kaçmış. Dışarının soğuğundan tir tir titreyerek gerisin geri içeriye dönmüş. Bir o masanın bir bu masanın altına girip çıkmaktan, bir o duvar, bir bu duvar dibine koşuşturmaktan bitap düşmüş. Neticede teleksiz, tüysüz vücudu ve kanatları yara bere içinde kalmış. Usulca köşede yanan şömineye yaklaşmış. Bu kez de sıcaktan tüysüz derisi kavrulan tavuk buradan da uzaklaşmış. Bu arada Stalin cebinden bir avuç mısır tanesi çıkarıp birer birer tavuğun önüne atmış. Tavuk çar naçar biraz önce tüylerini yolan Stalin in bacakları arasına girip sığınmış. Stalin in elinden yemlenen tavuk artık o nereye yönelse peşi sıra gitmeye başlamış. Manzarayı hayretler içinde izleyen Komünist Parti Polit büro üyelerine dönen Stalin gevrek gevrek gülerek, Gördünüz mü? Halk dediğiniz toplulukta böyledir. Tüylerini yolup al ve serbest bırak. O zaman onları bir avuç darıyla yönetmek mümkün olur demiş. O gün bugünde bütün diktatörler masum halk kitlelerini hep tüyleri yolunacak tavuklar gibi görmüşler. Hulasa-i kelam, gökten üç elma düştü birisi yiğit olanların başına, birisi bu masalı dizip koşana, biriside dinleyenlerin başına olsun. Şen ve esen kalınız

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ 971Şubat 27 Aralık Cumartesi Perşembe Özcan PEHLİVANOĞLU KOMÜNİSTLERİN AĞZINDAN TÜRK MİLLETİ GERÇEĞİ! Biraz sonra yazacaklarım beni çok şaşırttı. Demek ki, bazı gerçekler ne kadar inkar edilse de hiç bir şeyi aslından döndürebilmek mümkün değil. Tarihe gömülmeye çalışılan bir halkın (Türklerin) tarihe sarılarak ben varım deme çabalarını dikkate almak ve bu çabaları daha da bilimsel bir şekilde tamama erdirmek devrimcilerin görevidir,... Tarihi yapanlar safında durarak tarihe yaklaştığımızda Türk Milleti gerçeği somut bir hal almaktadır.. Etrak-ı Biidrak (İdraksiz Türkler) hakaretleri ile anısı, zihni, yetenekleri çiğnenen ve siyasal mücadelesi sekteye uğratılmaya çalışılan bir halka özgüven verme ve düşmanları karşısında edinmek istediği konumu destekleyen çalışmalar üretme çabası ırkçılıkla yaftalandı.. İnsanın komünistlerin ağzından böyle sözler duyması, acaba kıyamet mi yaklaşıyor dedirtiyor! Yine eski tüfek merhum Mihri Belli 1969 da yazdığı bir makalede Millet gerçeği, çağımızın en büyük gerçeğidir. İçinde yaşadığımız tarihi dönem, halkların uzlaşma sürecinin dünya ölçüsünde yer aldığı dönemdir ve devamla Gerçekten Türk Milliyetçisi, Türkiye nin bugünkü bağımlı, geri durumunu hazmedemeyen ve Türkiye nin insanının başı dik, insanca bir yaşantıya kavuşması için tek çıkar yolu, bilimin ve gerçeklerin emrettiği yolu devrim yolunu tutmak kavrayış ve yürekliliğini gösteren kimsedir. Ve bu milliyetçilik, Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan Türkiye vatandaşlarının ve Türkiye ile doğal bağları olup bunun bilincinde olanların eylemleri ile ispat edenleri kapsar. demektedir. Şaşırıyorsunuz değilmi? Ama isterseniz devam edelim; Hiç şüphe yok ki; o aşamada, çağın uygarlık düzeyine çoktan ulaşmış ve ulusal kültürünü tam olarak geliştirmiş Türk ulusu ile, dünyadaki öteki gelişmiş Türk toplulukları arasında tabii bir yakınlaşma, bir kaynaşma yer alacaktır. O şartlarda, tarih boyunca Türk kavimleri içinde en büyük hayatiyeti göstermiş olan büyük bir tarihin, büyük bir kültürün mirasçısı olan Türkiye nin Türklerine, Doğu halkları/ İlk milli kurtuluş savaşında emperyalizmi yendiğimiz ve milli kurtuluşlar çağını açtığımız zamanki gibi sevgi ile saygı ile bakacaklardır.. Mihri Belli önemli şeyler söylemeye devam ediyor Hiç şüphe yok ki, Şeyh Sait isyanı, dolaylı olarak da olsa, İngiliz emperyalizminin çıkarları paralelinde bir irtica hareketiydi... Bir milli kurtuluş savaşından muzaffer çıkmış olan Mustafa Kemal Türkiye sini parçalamayı ve zamanın tek sosyalist ülkesi Sovyetler Birliği çevresinde Batılı emperyalistlerin kurmaya çalıştıkları Sıklet Kordonu bir tampon devletle güçlendirmeyi amaç edinen emperyalizmin desteklediği bir hareket, milli bir hareket değildir. Şeyhlerin, İngiliz muhibbi seyitlerin önderliğinde milli hareket olmaz.. Evet komünistliği tescilli merhum Mihri Belli bunları tam 45 yıl önce yazmış. Ancak dün emperyalist bugün küresel güç dediğimiz güçlerin politikaları hiç değişmemiş. Pkk nın taaruzu, Yeni Türkiye yalanları, Anayasa yapma zırvalıkları, Türk düşmanlığı yapan dinci örgütlenmeler, ekonomik çöküş, siyasete dışarıdan yön verme çabaları hep 1884 te İkonomos Müfredatı nda yazılı olan Türk hükümranlığını baltalamak amacına yöneliktir. Gerçekçi olmayan bir komünizm felsefesine i- nanan insanların bile gördüğü bu gerçekleri, halen kendini milli ve mütedeyyin olarak gören insanlarımızın görmemesi, kimin daha samimi olduğunu göstermek bakımından çok acıdır. Ancak görülen o ki; Türk Milleti kendi kaderini tayin etmek için kısa bir süre içinde milliyetçisi, liberali, demokratı, solcusu, komünisti ve dincisi ile birleşmek zorunda kalacaktır. Yukarıda bir komünistin kalemi ile yaptığı izahatlar, Türk Milliyetçiliği fikriyatının haklı çıkması bakımından çok ilginçtir! Serinhisar arıtma tesisine kavuşuyor Serinhisar Atıksu Arıtma Tesisi, Denizli Büyükşehir Belediyesi DESKİ Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmanın ardından faaliyete geçecek. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Geleceğe yatırım anlamında olağanüstü çaba sarf ediyoruz" dedi Denizli Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (DESKİ) Genel Müdürlüğü, Serinhisar Atıksu Arıtma Tesisi'nin bir an önce aktif hale geçmesi için harekete geçti. Denizli merkezde olduğu gibi ilçelerde de alt yapı çalışmalarını aralıksız olarak sürdüren Denizli Büyükşehir Belediyesi DES- Kİ ekipleri kanalizasyon atıklarının modern bir tesiste arıtılacağı Serinhisar Atıksu Arıtma Tesisi için bir süre önce çalışma başlattı. Hanelerde oluşan atık suyun arıtma tesisine ulaşmasını sağlayacak 7 bin 200 metre, 600 lük atık su hattı döşeme projesine başlayan Denizli Büyükşehir Belediyesi DESKİ, çalışmanın büyük bir kısmını tamamladı. Serinhisar Atıksu Arıtma Tesisi'nin deşarj hattı ve 7400 metrelik açık kurutma kanalı imalatı da Denizli Büyükşehir Belediyesi DESKİ Genel Müdürlüğü tarafından bitirildi. Projenin tamamlanmasıyla birlikte Serinhisar, uzun süredir aktif hale gelmesi beklenen Serinhisar Atıksu Arıtma Tesisi'ne kavuşacak. Denizli örnek olmaya devam edecek Denizli merkezde yapılan çalışmaların ilçelere de yayılacağının altını çizen Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Bu güne kadar çevreye olan hassasiyet ve yaptığı çalışmalar ile birçok ödül alan Denizli Büyükşehir Belediyemiz, merkezde yaptığı projeleri ilçelerde de hayata geçirecek. Denizli çevre hassasiyeti konusunda Türkiye'ye örnek olmaya devam edecek" Bu ve benzeri yatırımlarla daha sağlıklı ve daha temiz bir çevrede yaşamanın Sloganı Sağlık ve Mutluluk olan Merkezefendi Belediyesi, sağlıklı nesillerin yetişmesi için obeziteyle mücadele edecek projeyi geliştirdi. Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu na Kasım Ayı Meclis toplantısında projenin yürütülmesi için protokol imzalama yetkisi verilmişti. Başkan Subaşıoğlu, projeye kaynak oluşturacak GEKA ile görüşmeler sonunda Sağlıklı Nesiller İçin Merkezefendi Obezitenin Farkında isimli projenin onaylandığını duyurdu. Bir Dünya Sorununa Çözüm Üretiliyor Projenin önemiyle ilgili bilgiler veren Başkan Muhammet Subaşıoğlu, Obezite dünyada özellikle gelişmiş ülkelerin en önemli sağlık sorunlarından bir tanesi. OECD (Ekonomik Is birliği ve Kalkınma Örgütü) nin raporuna göre OECD ülkelerinde yaşayan pek çok insan ya kilolu ya da obez. Obezitenin sosyal ve ekonomik sonucu ise giderek artan, diyabet, kanser ve kalp krizi gibi hastalıkları tetikliyor olması. OECD ortalaması yüzde 15 iken ülkemizde bu oran yüzde 16,9. Gelecek nesillerin daha sağlıklı ve mutlu yaşamalarını amaçlıyoruz. Bu projeyle belediyemizin vizyonuna uygun hareket ederek obezite hakkında farkındalık oluşturacağız Başkan Subaşıoğlu konuşmasının devamında; Merkezefendi Belediyesi olarak sağlıklı nesiller için Merkezefendi Obezitenin Farkında adlı bir proje hazırlamıştık. Güney Ege Kalkınma Ajansı nın Doğrudan Faaliyet Destek programından faydalanılarak projemize 85 Bin 500 liralık kaynak sağlandı. Her şeyden önce ilçemiz sınırlarındaki okullarımızda obezite ile ilgili bir envanter çalışması yürüterek okullarımızdaki risk haritasını çıkaracağız. Proje kapsamında hedef kitle ilçemiz sınırları içerisindeki 42 okulda 4-10 yaş mutluluğunu hep birlikte yaşayacaklarını vurgulayan Başkan Zolan, şöyle konuştu: "Gelecekte daha sağlıklı bir ortamda yaşamak adına en büyük sorumluluğumuz olan çevre yatırımlarını tüm ilçelerimizde gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak geleceğe yatırım anlamında olağanüstü çaba sarf ediyoruz. Çevreye olan bu hassasiyetimizden şehrimiz, ülkemiz, dünyamız ve dolayısıyla insanımız kazanacak." (HABER MERKEZİ) Sağlıklı nesiller için Merkezefendi obezitenin farkında gurubu üzerinde uygulanacak. 40 Bin öğrencimizin obezite risk envanterlerini çıkararak riskin en yüksek olduğu 10 okulda beslenme uzmanı ve çocuk psikoloğu tarafından, çocuklara ve aile bireylerine eğitimler verilecek. Proje kapsamında İl Sağlık Müdürlüğümüz ve İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle de ortak çalışacağız. Geleceğimizi sağlam temeller üzerine oturtmak amacıyla Sağlıklı Nesiller İçin Merkezefendi Obezitenin Farkında sloganıyla bu çalışmayı gerçekleştireceğiz diye konuştu. Merkezefendi Obeziteye Karşı Yürüyüşte Ayrıca projenin ilerleyen aşamalarında tüm halkımızın katılımını beklediğimiz Merkezefendi Obeziteye Karşı Yürüyüşte etkinliği ile dikkatleri iyice bu konuya çekeceklerini belirten Başkan Muhammet Subaşıoğlu, projeyi hazırlayan strateji birimi başkanlığında kurulan proje ekibine teşekkür etti. Yeni kurulan proje ekibi tarafından ilerleyen günlerde birçok projeye imza atacaklarını söyleyen Başkan Subaşıoğlu, Merkezefendi İlçesi için projesi olan vatandaşların Merkezefendi Belediyesi Stratejik Plan birimine başvurmalarını belirterek uygun görülen projelerin hayata geçirilmesi için birlik içerisinde çalışacaklarını söyledi. (HABER MERKEZİ) PAMUKKALE BELEDİYESİ GERİ DÖNÜŞÜM PROJESİYLE ÇEVREYE VE EKONOMİYE KATMA DEĞER SAĞLAMAYA DEVAM EDİYOR Pamukkale Belediyesi geri dönüşüm projesiyle çevreye ve ekonomiye katma değer sağlamaya devam ediyor. Pamukkale Belediyesi ile DEN- ÇEV Geri Dönüşüm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Pamukkale ilçe sınırları içersinde bulunan mahallelerde geri dönüştürülebilecek nitelikteki atıkların ayrıştırılmasını sağlamak amacıyla sözleşme imzaladı. Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, DENÇEV Geri Dönüşüm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Adına Mustafa Erdoğan, işbirliği protokolünü imzaladı. Buna göre, tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği gereği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca getirilen yasal sorumluluk çerçevesinde, DENÇEV Geri Dönüşüm şirketi ile imzalanan ikili bir protokolle Pamukkale ilçe sınırları içersinde bulunan bölgelerde geri dönüştürülebilecek nitelikteki atıkların ayrıştırılmasını sağlamak amacıyla 2017 yılı sonuna kadar 3 (üç) yıl geçerli olmak üzere geri dönüşüme uygun atıkların toplanması, ayrıştırılması, çevre ve ekonomiye katma değer sağlanacak. Başkan Gürlesin, imza sonrası yaptığı açıklamada, Pamukkale Belediyemiz kendine yakışanı yaparak, çevreye, ekonomiye dünyaya ve yarınlara karşı sorumluluğunu yerine getiriyor. Doğal kaynakların hızla tükendiği dünyamızda, var olan kaynaklarımızı özenle kullanmamız bir zorunluluk haline gelmiştir. Ambalaj atıklarının geri kazanımı doğal kaynakların tüketiminde önemli bir tasarruf yapılması anlamına gelmektedir. Çöpe giden ambalaj atıklarını tekrar ekonomiye kazandırmanın yanı sıra çevre kirliliğini de önlemek için bu projeyi başlattık. Geri dönüşüm ile doğal kaynaklarımızı koruyarak ülke ekonomisine katkı sağlancacığı gibi çevre kirliliğini önler. Yüzlerce yıl yok olmayan ve çevreyi kirleten plastik, naylon, cam gibi atıklar artık çöpe gitmeyecek. Bu önemli çalışma enerji tasarrufu ve istihdam sağlarken, küresel ısınmayı da yavaşlatacaktır. Ayrıca katı atık depolama alanlarımız daha sağlıklı, verimli ve uzun süreli kullanılacak ve enerji tasarrufu sağlanacaktır. Ülke ekonomisine ve ilçe ekonomisine değer katacak bu projeye halkımızın desteklerini bekliyoruz Çevre konusuna özel önem verdiğini vurgulayan Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, konuşmasını şöyle sürdürdü: Ambalaj atıklarının geri dönüştürülebilmesi için kaynağında, çöpten ayrı olarak toplanması ve temiz bir şekilde geri dönüşüm endüstrisine ulaştırılması gerekiyor. Konut sakinleri, işyeri sahipleri, kamu kurum ve kuruluşlarının çalışanları ile öğrencilere yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına da başladık. Bağımsız atık toplayıcılarının sisteme entegre edilmesi, istihdam ve sağlık gibi konularda da başarı getireceğine inanıyoruz. İlçe sakinlerinden değerlendirilebilir atıklarını ayrı toplamalarını rica ediyoruz. Geleceğimiz için geri dönüşümü seçin diyoruz. (HABER MERKEZİ)

10 17 Şubat 2013 Perşembe 27 Aralık 2014 Cumartesi Fotoğraf: Zeynel Abidin Dağtekin

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 Dünya AKS Acil Yardım 112 Bankas Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 Dünya Bankas Çok Tarafl Yat r m YANGIN TELEFONLARI Garanti Ajans MIGA n n cra Kurulu Ba kan İzmir 110 (CEO) Karşıyaka Keiko Honda, zmir Büyük ehir Kadifekale Belediye Ba kan Kocao lu nu Bornova ziyaret etti. 388 Honda, Sizinle Bostanlı birlikte çal t k 386 ve gelecekte Buca de çal aca z Bize 61 i birli i Karabağlar f rsat verdi iniz için te ekkür Çamdibi ederiz. Ziyarette MIGA Çiğli Risk Yönetimi Üst 376 Düzey Balçova Yetkilisi Franciscus Linden, K demli Evka Sigorta Uzman Christopher Evka Millword, Gaziemir Dünya Bankas Uluslararas Finans Hatay Kurulu u (IFC) Avrupa, Narlıdere Ortado u ve Kuzey 238 Afrika Yat r mlar Sorumlusu Güzelbahçe 234 Elif 25 Çevik 34 ile Büyük ehir Belediyesi bürokratlar da HASTANE TELEFONLARI haz r bulundu. -Devlet Hastaneleri- Büyük ehir Belediyesi nin çe itli projeleri Aliağa için IFC den kredi N.S. İşgören Alsancak ald n hat rlatan Honda, Alsancak Acil Servis Size nas l daha iyi hizmet veririz, Ağız ve Diş Sağlığı onun Alsancak için buraday z. Diş Hast. diye 464 konu tu Dünya Atatürk Bankas n n Devlet misyonu hakk nda Behçet Uz bilgi veren Honda, zmir e Bornava Dev. daha Hast. önce kredi 375 verdi imiz gemi, Bozyaka tramvay Eği. Hast. ve trafik sistemi gibi 50 projeler Buca S.D. var. Hastanesi Gelecekte de çal aca z. Çeşme A. Çizgenakat Bize i birli i f rsat verdi iniz Foça için 812 te ekkür ederiz. Göğüs Hastanesi Dünyada sadece üç33 Konak Diş Hastanesi belediyeyle çal t klar n Karşıyaka belirten CEO Honda, bunlar n Sao Çiğli Dev. Hastanesi Paulo, Menemen stanbul Dev. Hast. Büyük ehir ve59 zmir Nejat Hepkon Büyük ehir oldu unu aç. Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için enerjiye ihtiyaç olduğunu söyleyen AK Parti Manisa Milletvekili Yurttaş, "Sanayi için enerji şart. Aksi takdirde imalat olmaz ve büyüme hızımız istediğimiz gibi gitmez" dedi Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş, ülke ekonomisi ve sanayisi büyüdükçe enerji ihtiyacının arttığını ve bunu karşılayabilmek için tüm enerji kaynaklarını harekete geçirdiklerini söyledi. 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için sanayi imalat oranının artması gerektiğini belirtti. Yurttaş açıklamasında Sanayi imalatımız arttıkça yeni enerji kaynaklarını ortaya koyduk. Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji gibi kaynaklarımızdan faydalanmaya başladık. Yeşil enerji dediğimiz ve çevreye etkisi en az olan kaynakların tümünü devreye koysak bile ancak enerji ihtiyacımızın % 15 ini karşılayabiliriz. O nedenle hidroelektrik santralleri, termik santralleri ve nükleer enerji santrallerini de yapmalıyız AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş Türkiye de nükleer santral kurulmasına yönelik tartışmalar yapılırken, dünya devleri enerjisini bu kaynaktan sağlıyor. G-20 ülkeleri başta olmak üzere 33 ülkede nükleer enerji santralleri bulunuyor. Dünyada işletme halindeki nükleer santral sayısı toplam 435 iken, inşaat halindeki nükleer santral sayısı ise 72. Petrol, doğalgaz ve kaya gazı kaynaklarıyla dikkat çeken ABD de 100, Fransa da 58, Almanya da 9 nükleer santral bulunuyor. Avrupa da pek çok ülkede nükleer santraller var iken bizim ilk santrali yapmamıza karşı çıkıyorlar. Dünyada en güvenli yöntemlerle nükleer santralleri nasıl devreye koyuyorlarsa bizim de aynı yöntemlerle nükleer santralleri harekete geçirmeliyiz Yurttaş, Halen Amerika da 5, Fransa da ise 1 nükleer santralin inşaatı sürüyor. Zengin enerji kaynaklarına sahip G. Afrika, Birleşik Arap Emirliği, Brezilya gibi ülkelerde ise ya nükleer santral var ya da inşaat halinde bulunuyor. Türkiye yıllık 60 milyar dolara yaklaşan enerji faturasını Cinemaximum (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center Aralık 2014 Cumartesi Büyümek istiyorsak projelere destek olun ve bu faturaya bağlı olarak cari açığını düşürmenin hesabını yaparken, farklı kesimler tarafından nükleer santrale yönelik karşı çıkmaları anlamıyorum. Bu karşı çıkmaların perde arkasında Türkiye nin petrol ve doğalgaza mahkum edilmesini isteyenlerin olduğunu düşünüyorum Türkiye nin enerji açığını kapatma ve kaynakları çeşitlendirmeye yönelik yapılan Akkuyu Nükleer Santrali, 1200 Megavatlık (MW) dört üniteden oluşacak ve toplam 4800 MW kurulu güce sahip olacak. Bu rakam da Türkiye nin kurulu gücünün yaklaşık yüzde 9 luk bölümüne denk geliyor de faaliyete geçecek Akkuyu Nükleer Santrali Projesi inşaatında ise 4 bini Rus, 8 bini Türk olmak üzere yaklaşık 12 bin kişinin çalışacağı hesaplanıyor (HABER MERKEZİ) -Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Süt üreticisine tam destek -Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi Manisa Gıda Tarım ve inek sütü için ,69 TL, Üreticileri Birliği ne ,74 Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi, ,43 litre soğutulmuş Birliği ne ,20 TL, Mani- ÜNİVERSİTE TELEFONLARI yetiştiricimize TL, Selendi İlçesi Süt Üreticileri 2014 yılı 3. dönem inek sütü için ,73 TL, sa İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği ne ,30 Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Seferihisar Hastanesi çiğ süt desteklemeleri hakedişlerinin 22 Aralık litre keçi sütü için ,30 TL, Manisa İli Köy-Koop ve Or- 228 yetiştiricimize ,50 Merkezi Selçuk Dev. Hast tarihinden itibaren üretici TL, 122 yetiştiricimize Koop Birliği ne ,00 TL, Dokuz Eylül Ünv Ba kan Urla Dev. Kocao lu Hastanesi ise, 752 Finans il üst örgütlerinin hesaplarına ,00 litre koyun sütü için S.S. Manisa ve Uşak Bölgesi Tarım Kooperatifleri Üst Birliği ne Karşıyaka Polik Dokuz Eylül Üni. yap s n belirli Tepecik Dev. Hast. bir noktaya aktarılmaya başlandığını açıkladı. Üretici il üst örgütlerinin 7 iş lam yetiştiricimize ,08 TL ve Manisa İli Da ,00 TL, olmak üzere top- getirmeden, kendi Ege Üniversitesi günü içerisinde yasal kesintileri ,95 litre çiğ süt için mızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği özkaynaklar n zla -Belediye Hastaneleriyat r m yaptıktan sonra net destekleme ,72 TL brüt destekleme hakedişi yapılmıştır tekleme ödemesi yapılmıştır Ege Üni.Uyg.ve üyelerine ,73 TL des- İlaç ve Zehir Dan yapmadan Eşrefpaşa zaten Bel. Hast. dünya 293 kredi sahnesine tutarlarının yetiştiricilerin şahsi hesaplarına aktarmakla yükümlü olduklarını ifade eden İl Müvancılık üst örgütlerine göre Yetiştiricilerimizin destekle- Hakedilen bu tutarın ilimiz hay- ç ans n z yok. Bizim de bir Araş.Merkezi Özel Hastanelerhaz rl k evremiz oldu, bugünlere dürü Çebi, destekleme miktarlarına da değindi. Çebi, 2014 mirci İlçesi Süt Üreticileri Birlilanabilmeleri için dikkat etme- -Doğum Evleridağılımını da belirten Çebi, Demelerden azami oranda yarar- Anadolu Tıp Merkezi kolay gelmedik. Finans ve borç Agora Tıp Merkezi yılı 3. dönem temmuz, ağustos ği ne ,63 TL, Kula İlçesi leri gereken hususları da hatırlatan Çebi, "Yetiştiricilerimizin Konak Doğum Evi Ege Üni. Tıp Fak yap m za Atakalp Kalp özen Hastanesi gösterdik. 483 Kararl ve eylül ayları için yetiştiricimize ,00 litre sıcak ,00 TL, Manisa İli Süt müstahsil makbuzu veya fatu- Süt Üreticileri Birliği ne ve Atakent istikrarl çal malar m z Tıp Merkezi ralarını bağlı oldukları üretici il Tepecik Doğum Hast sonras nda Atagöz Göz art k Hastalıkları Hazine ye 435 vadesi üst örgütü veya kooperatiflere geçmi borcumuz Atafizik, Fizik Ted. Mer. kalmad. 231 Bugün zamanında ve başvuru dilekçesi -Kan Merkezleriçok Batıgöz farkl bir Hastanesi noktaday z. 489 diye ile birlikte teslim etmeleri gerekmektedir. Kızılay konu tu. Bornova Tıp Kocao lu, Merkezi tüketim 388 için İşletme sahibinin vefatı halinde işletmenin, varislerden bi- Ege Üni Çocuk Hastanesi Bornova Özel Tıp Mer kredi almad klar n, sadece Bornova Özel ri tarafından devralınması ve finansal geri dönü Tepecik Kan Merkezi Sağlık Tıp Merkezi vefat eden yetiştirici adına Buca Tıp Merkezi ölüm tarihinden sonra belge ULAŞIM TELEFONLARI klar n ve daha dü düzenlenmemesi gerekmekte Buca Sağlık Merkezi olup; yetiştiricilerin, işletmelerindeki hayvan alımı, satımı, ke- THY Rezervasyon Denizyolları nda Central Hospital kredi almaya çal t klar n kaydetti. Can Tıp Merkezi simi ve ölümü gibi hayvan hareketlerini ve durum değişiklikle- Basm. Rezervasyon Kocao lu, Caner Göz Dünya Merkezi Bankas heyetine rini 7 gün içerisinde işletmelerinin bulunduğu İlçe Müdürlükle- Santral Garaj Alsancak Gar Büyük ehir Çağdaş Tıp Merkezi Belediyesi nin 285 önemli projeleri Çankaya hakk nda Tıp Merkezi bilgi de 425 sundu rine bildirmeleri şarttır" Çesav Tıp Merkezi Yetiştiricilerimizin sağlık -Körfez Ulaşım İskeleler- Dünyaca Çeşme Sissus ünlü uluslararas kredi Has ve mutlu bir yıl geçirmelerini temenni eden Çebi, "Ürününüz Konak Çınarlı Hastanesi derecelendirme kurulu u Moody s, bol kazancınız bereketli olsun" Karşıyaka Çiğli Özel Sağ temmuz ay sonunda Alsancak Diyabet Hastanesi (HABER MERKEZİ) Bostanlı yay mlad son raporunda Diamed Dah. Dal Mer Bayraklı İskele zmir Doğa Tıp Büyük ehir Mer. Belediyesi nin Pasaport İskele ulusal Dr. Sıhhat ölçek Tıp kredi Merkezi notunu Aa3, küresel 47 ölçekte kredi notunu Baa3 olarak aç t. zmir, Moody s taraf ndan verilen söz konusu notlar iki Göztepe y ld r İskele korumay -Türk Telekom- Avşar Palmiye Sema Sineması ba ar yor. Efes K.B.B. Merkezi Raporda zmir 446 Büyük ehir in güçlü faaliyet marjlar, dengeli nakit ak n n ba ar l yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini Üçkuyular finanse İskele etme kapasitesi Arıza 121 Cinemaximum Konak Sineması sa lad ve Ege Sağlık Hastanesi bu durumun, geçen 00 be y l Bilinmeyen içinde Numara toplam gelirlerinin 11811yakla k Cinemaximum yüzde 4 üne denk 446 gelen finansman Desem fazlal ndan Sineması 422 da anla ld ifade edilmi ti. Moody s, belediyenin Ege Tüp Bebek bugüne Merkezi kadar bütün borçlar n n 45 Danışma anapara ve faiz geri 444 ödemelerini fazlas yla kar lamaya yeterli miktarda Karşıyaka nakit Sineması rezervi bulundurdu unu, bunun da -Elektrik istikrarl bir Arıza- nakit yönetimi Egeria Çocuk stratejisi Sağlık izlemesinden kaynakland n vurgulam t. İzmir Sİneması Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Aralık Şubat Cumartesi Perşembe Hastalık riski var Sütün bağırsaklarda gizli kanama, demir eksikliği ve kansızlık yapabileceğine ifaden eden Dr. İncilay Üstündağ, Alerjik hastalıklara yakalanma riskinde artış nedeni olabilir. Ayrıca D vitamini, iyot, çinko, Omega yağ asitleri gibi birçok besin ögesi bakımından yetersiz olması ve fosfor, protein gibi bazı maddeleri ise fazla içermesi nedeniyle tercih edilmemelidir. bilgisini verdi Bunları SAKIN YAPMAYIN Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü nden Uz. Dr. İncilay Üstündağ, bebeklere 1 yaşına kadar verilmemesi gereken gıdalar konusunda önemli açıklamalarda bulundu."çocuklar ilk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenmelidir." diyen Uz. Dr. İncilay Üstündağ, Bebek sağlığı konusunda uzmanlar ve anne babaların özenle üzerinde durduğu en önemli nokta ilk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenmedir. Ancak bu aylardan sonra ek gıdaya geçildiği dönemde bebeklere özellikle verilmemesi gereken besinler konusunda e- beveynlerin bilinçli olması gerekir. ifadelerini kullandı. Uz. Dr. İncilay Üstündağ, bebeklere 1 yaşına kadar verilmemesi gereken gıdaları sıraladı. Sütün bağırsaklarda gizli kanama, demir eksikliği ve kansızlık yapabileceğine ifaden eden Dr. İncilay Üstündağ, Alerjik hastalıklara yakalanma riskinde artış nedeni olabilir. Ayrıca D vitamini, iyot, çinko, Omega yağ asitleri gibi birçok besin ögesi bakımından yetersiz olması ve fosfor, protein gibi bazı maddeleri ise fazla içermesi nedeniyle tercih edilmemelidir. bilgisini verdi. Fazla tuzun böbrek yükünü artırdığını aktaran İncilay Üstündağ, Böbreklerden tuz atılımı o- ranı ilk 1 yaşta düşüktür. 1 yaş altında önerilen ve günlük ihtiyacı karşılayacak tuz miktarı, aldığımız gıdalarda yeterince mevcuttur. Fazla tuz, böbrek yükünü Uzmanlar, bebeklerin beslenmesi konusunda; mamasına tat vermek için tuz dökme, şeker serpme ve emziğine bal sürme gibi davranışlardan uzak durulmasını tavsiye ediyor. Beslenmede bilinçsiz yaklaşımlar ve daha pek çok yanlış davranışın bebekleri hasta edebileceği uyarısında bulunuyor artırır ve ileriki yaşlarda hipertansiyon riskine neden o- labilir. Şekerin hiçbir besleyici değeri olmadığını belirten Üstündağ, Obezite, iştahsızlık, i- leriye dönük yanlış beslenme alışkanlığı ve kalp damar hastalıkları gelişimine zemin hazırlar. şeklinde konuştu. Yumurta akının yüksek oranda alerjik özelliği olduğunu ifade e- den Üstündağ, Protein yapısı nedeniyle yüksek oranda alerjik özelliği vardır. 9. aydan itibaren azar azar denenebilir diye konuştu. Margarin gibi katı yağların emilimin zor olduğunu belirten Üstündağ, Emilimi zordur. İçerdiği doymuş yağ asitleri ileri ki yaşlarda damar sağlığını tehdit eder. 9. aydan sonra kahvaltıya tereyağı eklenebilir. ifadelerini kullandı. Balın doğal ve besleyici özelliğinin yanında alerjik bir besin olduğunu söyleyen Üstündağ, Doğal ve çok besleyici bir gıda olmasına rağmen hem alerjik bir besindir hem de clostridium botulinum adlı bir spor içerdiğinden bebeklerde çok tehlikeli olabilecek bir tür gıda zehirlenmesine yol açabilir. Bir yaş sonrası bebeğin bağırsakları bu s- porlarla baş edebilecek olgunluğa erişir. Çay, kahve, çikolata, kakao gibi gıdaların bebekler için sağlıklı olmadığına vurgu yapan Dr. İncilay Üstündağ, Bu gıdaların içeriğindeki kafein bebek için sağlıklı değildir. Kalsiyum emilimi azalır. Çay da demir emilimini bozarak kansızlığa yol açar. şeklinde konuştu. Patlıcan ve bakla çok ciddi hastalıklara yol açtığını söyleyen İncilay Üstündağ, Patlıcanın besleyici değeri yoktur ve nikotin içermektedir. Bakla ise nadir de olsa favizm adı verilen ciddi bir hastalığa yol açabileceğinden 1 yaş altında önerilmez. diye konuştu. Kabuklu deniz ürünleri Midyenin bebeklere yedirilmemesi gerektiğini aktaran Üstündağ, 9.aydan sonra balık ızgara-buğulama olarak verilebilir. Ancak kabuklu deniz ürünleri yüksek alerjen özellikleri ile bilinmektedir. Midye ise civa içerebileceği için bebeğe yedirilmemelidir. ISPANAK, CEVİZ VE DOMATESE DE DİKKAT! Bu yasaklı gıdalar haricinde verilirken dikkat edilmesi gereken yiyeceklerin de olduğunu söyleyen Üstündağ, Örneğin ıspanak nitrit içermesi nedeniyle 8. aydan sonra bekletmeden, günlük taze hazırlanıp verilmelidir. Ceviz alerjik gıdalar arasında sayılmakla birlikte çok iyi bir doğal omega desteği olması bakımından iyice ezilerek az az verilebilir. Domates de alerjik ve asitli bir gıda olmakla birlikte pişirilerek verilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta sebze ve meyveleri mutlaka mevsiminde tüketmek olmalıdır. Konserve ve paketlenmiş hiç bir ürün kullanılmamalıdır. Şoklanarak saklanan gıdaların kullanılmasında ise herhangi bir sakınca yoktur. UZMAN YARDIMI ALIN Uzman yardımı alınması gerektiğine vurgu yapan Üstündağ, Bebek bakımı konusunda tecrübeli olmayan anne babalar beslenme konusunda özellikle uzman doktorlara danışmalıdır. Bu sayede bebeğin hastalıklardan uzak, sağlıklı bir büyüme gelişme dönemi geçirmesi mümkün olabilmektedir. ifadelerini kullandı. (AA) İleri evre prostat kanserine Restoran menülerine "alerjen madde" ayarı geliyor atom tedavisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Uzmanı Prof. Dr. Levent Kabasakal, dünyada bazı sağlık merkezlerinde, ileri evre prostat kanseri hastalarına atom tedavisi uygulandığını belirterek, "Biz de Türkiye'de ilk kez, bu durumdaki hastalara Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde üretilen i- laçla atom tedavisi uygulamaya başladık" Kabasakal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de prostat kanserinin erkeklerde görülen en sık ikinci kanser türü olduğunu i- fade ederek, bu hastaların büyük kısmının, cerrahi, ışın ve ilaç tedavisiyle kolaylıkla sağlığına kavuştuğunu söyledi. Ancak, hastaların bir kısmında bu tedavilere rağmen kanserin ilerleyebildiğine dikkati çeken Kabasakal, "Dünyada bazı sağlık merkezlerinde, çaresiz kalan ileri evre prostat kanseri hastalarına 'radyoaktif lutesyum-177' dediğimiz akıllı molekül verilerek atom tedavisi uygulanabiliyor. Biz de Türkiye'de ilk kez, ileri evre hastalara Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde üretilen ilaçla akıllı molekül atom tedavisi uygulamaya başladık" diye konuştu. Kabasakal, tedavide kullanılan akıllı molekülün radyoaktif bir madde olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Bu radyoaktif madde PSMA denilen moleküle bağlanıyor. PSMA, damardan verildikten sonra vücuttaki prostat kanseri hücrelerini bularak yapışmakta. Beraberinde bulunan Lu- 177, PSMA ile prostat kanserine giriyor ve kanser dokusunu ışınlıyor. Ayırca kanser dokusunu ışınlarken diğer dokulara zarar vermez. Bu yöntem şu an sadece Almanya'- da üç merkezde ve ülkemizde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı'nda uygulanmaktadır." "Tedavinin hastaya mali bir yükü yok" Kabasakal, akıllı moleküllerle atom tedavisinin 5 yıldan daha uzun süredir başka kanser türlerinde uygulandığına işaret ederek, "Bu süre zarfında binden fazla tedavi uygulaması yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Bu tedavi uygulamaları sırasında hastaların yaşam kalitesini bozan hiçbir yan etki gözlenmemişti. Şimdi bu uygulamalarımızı prostat kanseri tedavisinde yapmaya başladık" Tedavide kullanılan ilaçların, TÜBİTAK ve Avrupa Birliği'nin araştırma fonlarından alınan destekle üniversitede kurulan laboratuvarda üretildiğini aktaran K- abasakal, merkezde hem görüntüleme hem de tedavi yapıldığı için ülkenin sağlık ekonomisine de önemli katkıda bulunulduğunu belirtti. Kabasakal, tedaviyle hastalara da önemli kazanımlar sağladıklarını dile getirerek, şöyle devam etti: "Tedaviler SGK kapsamında olduğu için hastadan hiç para almıyoruz. Hastaya mali yük getirmiyor. Tedavi alan hastayı bir veya i- ki gün özel odalarda yatırıyoruz. Sonra da normal yaşamlarına dönüyorlar. Kişiler yakın çevrelerine önemli miktarda radyasyon da vermedikleri için izole edilmeleri de gerekmiyor." "Tedaviyle kanser geriliyor" Kabasakal, tedaviyi ilk uyguladıkları hastanın 2008'de prostat kanseri tanısı aldığını anlatarak, "60 yaşındaki hastamız radyoterapi ve ilaç tedavisi alıyor. Buna rağmen hastalık ilerliyor. Onun üzerine bize geldi. Tedavi öncesinde ilacın kansere gittiğini görüyoruz ve bu k- işide yöntemin uygulanabileceğini anlıyoruz. Bunu yaptıktan sonra da hastanın tedavisine başlıyoruz" şeklinde konuştu. Süresi, kişinin kanser seviyesine göre belirlenen tedavinin ortalama 2-6 seans sürdüğünü ifade eden Kabasakal, tedaviyle kanserin gerilediğinin tespit edildiğini kaydetti. (AA) Alerjen maddelerin toplu tüketimin olduğu cafe ve restoranlarda sunulan gıdalarda yer alması durumunda bu işletmelerin menülerine uyarılar eklenecek. Türkiye, AB'ye uyum sürecinde gıda güvenliği anlamında birçok yeniliğe gidiyor yılında yayımlanan 5996 sayılı "Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu" kapsamında 100'ün üzerinde düzenleme gerçekleştirildi. AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, oluşturulan mevzuatlar AB'deki uygulamalara bire bir uyumlu olarak gerçekleştiriliyor. AB Gıda Güvenliği konusunda yeni önlemlere ilişkin bir düzenleme daha getirdi. 13 Aralık 2016 tarihine kadar süre verilen bu düzenlemelerin bir kısmı Türkiye'de zaten hayata geçmiş durumda, bir kısmına benzer düzenlemeler de kapıda bekliyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca etiketlere besin değerlerinin yazılması zorunluluğuna ilişkin bir çalışma yürütülüyor. Tamamlanmak üzere olan çalışma 2015 yılının başında ilgili kurumların görüşüne açılacak. Düzenleme sayesinde tüketiciler, gıda içerisindeki protein, yağ ve karbonhidrat değerlerinin ne kadar olduğunu etiketlerden öğrenebilecek. Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği'nde alerjen bileşenler veya alerjen işlem yardımcılarının hazır ambalajlı ürünlerde bildirim zorunluluğu getirildi. Gluten, soya, süt ürünleri, yumurta, hardal, susam, kükürt dioksit gibi 14 madde Zatürre de erken teşhis hayat kurtarıyor hazır ambalajlı ürünlerde belirgin bir şekilde yazılıyor. Kesimhanelerde kesimi yapılacak hayvanlar için gıda kimlik bilgisi istenecek. Bu bilgiler olmadığı zaman kesim yapılmayacak, gerekirse imha edilecek. Bakanlık bunun yanısıra alerjen maddelerin sadece hazır ambalajlı ürünlerin etiketinde değil, toplu tüketimin olduğu cafe ve restoranlarda sunulan gıdalarda da alerjen maddelerin yer alması durumunda menülere uyarılar eklenecek. Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bölümü doktorlarından Prof. Dr. Fazilet Karakoç, gelişmekte olan ülkelerde her yıl 150 milyondan fazla çocuğun zatürreye yakalandığını söyledi. Karakoç, zatürrenin erken teşhisle önlenebildiğine dikkat çekti. Zatürreyi, çocuklarda en önemli önlenebilir hastalık olarak tanımlayan Prof. Dr. Fazilet Karakoç, erken teşhis ve aşılamanın hayat kurtardığını söyledi. Dünya genelinde her yıl milyon çocuğun zatürre (pnömoni) nedeniyle hastaneye yatırıldığını kaydeden Karakoç, Bunlardan 2 milyondan fazlası yaşamını yitirmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün son raporuna göre; 5 yaş altında her yıl gerçekleşen 10,5 milyon çocuk ölümünün yüzde 19'u zatürreden kaynaklanıyor. Sağlık Bakanlığı'nın verilerini aktaran Karakoç, şöyle devam etti: Bir yaşından küçük bebek ölümlerinin yüzde 48,4 üne, 1 4 yaş grubu çocuk ölümlerinin yüzde 42,1 sine ise zatürre sebep olmaktadır. Bu veriler, gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de özellikle 5 yaş altı çocuklarda başta zatürre olmak üzere, alt solunum yolu enfeksiyonlarının yüksek ölüm oranlarına yol açan önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu göstermektedir. Çocuklarda, dereceye çıkan titremeli ateş, yoğun öksürük, göğüs ağrısı, karın ağrısı ve nefes darlığı gibi belirtilerde doktora başvurulmasını isteyen Karakoç, Zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarında erken tanı konulması ve doğru tedavinin sağlanması oldukça önemlidir. Zatürre, erken tanı ve tedavi sağlandığında özel durumlar dışında kalıcı bir sağlık sorununa yol açmamaktadır. Ancak erken tanı sağlanmadığı ya da tedavi edilmediğinde "Gıda kimlik bilgisi" konusu genişletiliyor Bununla birlikte bakanlık "gıda kimlik bilgisi" konusunu da genişletiyor. Bu çalışma da 2015'in sonunda yürürlüğe girecek. Kesimhanelerde kesimi yapılacak hayvanlar için gıda kimlik bilgisi istenecek. Bu hayvana hangi aşılar uygulandı, hangi veteriner kontrol etti, hayvanda hastalık olup olmadığı gibi bilgiler kesimhaneye sunulacak. Bu bilgiler olmadığı zaman kesim yapılmayacak, gerekirse imha edilecek. -AB'de gıda güvenliği konusunda yeni önlemler AB'nin gıda güvenliği konusunda yayımladığı yeni önlemlerden bazıları şöyle: "- Gıda etiketlerindeki bilgiler genişletilecek, paketlenmiş gıda etiketlerine alerjen maddeler bulunması halinde açık şekilde yazılacak. - Paketlenmeden satılan yiyeceklerde de örneğin restoranlarda sunulan yiyeceklerde alerjen olması durumunda bilgi verilmesi zorunlu olacak. - Et ürünlerinin paketlerinde ürünlerin nereden sağlandığı bilgisinin yer alması zorunlu olacak. - İçeriğinde nanoteknoloji ile üretilen maddeler olması durumunda bu maddelerin belirtilmesi zorunlu olacak. - Rafine edilmiş yağların ne tür bilgilerden elde edildiğinin bilgisi etiketlerde yer alacak. - Bu etiketlendirme kuralları online, uzaktan ve normal satışların hepsinde geçerli olacak. - Tüketicileri yanlış yönlendirici uygulamaların engellenmesi çalışmaları güçlendirilecek." -AB nin gıda güvenliğinde yeni açılım Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AB nin gıda güvenliğinde tüketici için gerçekleştirdiği yeni açılımın Türk gıda mevzuatına uygun olduğunu söyledi. Artık, Türk Gıda Kodeksi (TGK) Etiketleme Yönetmeliği ile son tüketiciye ve toplu tüketim yerlerine arz edilen gıdaların genel ve belirli özel etiketleme kurallarını, beslenme yönünden etiketleme kurallarını, tanıtımı ve reklamına ilişkin belirli kuralları ve gıdalardaki beslenme ve sağlık beyanlarına ilişkin kuralları belirlediğini hatırlattı. (AA) de hayatı tehdit eden bir hastalık haline dönüşebilmektedir. Hastalığın tedavisi için muayeneler önemlidir. Gerekli durumlarda akciğer filmi çekilir, balgam ve kan tahlilleri yapılmaktadır. Zatürre olan bir çocuk, erken tanı aldığında ve uygun bir şekilde tedavi edildiğinde tamamen iyileşebilmektedir. ANNE SÜTÜ ALMAYAN ÇOCUK- LAR RİSK ALTINDA Özellikle iki yaşın altındaki çocukların zatürre açısından daha fazla risk altında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karakoç, Erken doğan, yeterli beslenemeyen, kalabalık ortamlarda yaşayan, altta yatan başka hastalığı olan, sigaraya maruz kalan, anne yaşı küçük ve anne eğitimi az olan çocuklarda zatürre daha sıklıkla görülmektedir. Yine anne sütü almayan çocuklar da zatürre açısından risk grubundadır." diye konuştu. Karakoç, bazı zatürre hastalarının antibiyotikler ile bazılarının ise solunum desteğine ihtiyacı olduğu için yoğun bakımda tedavi edilebildiğini söyledi. (CİHAN)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 27 1ubat Aralık Perşembe Cumartesi Kemeraltı için özel kanun şart Kemeraltı Günleri kapsamında gerçekleştirilen Kemeraltı nda Ticaret ve Yönetim adlı panelde konuşan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Tarihi Çarşı nın özel bir yasayla koruma altına alınması gerektiğini belirterek, İzmir'in tarihini, kültürünü gelecek kuşaklara aktarmak için Kemeraltı'nı korumamız gerekiyor İzmir in en önemli tarihi mekanlarından biri olan Kemeraltı Çarşı sını yeniden hatırlatmak ve eski günlerindeki canlı atmosferine kavuşturmak amacıyla Konak Belediyesi ile Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği nin ortaklaşa düzenlendiği Kemeraltı Günleri, vatandaşların ve esnafın fikrini dile getirdiği Kemeraltı nda Ticaret ve Yönetim adlı panel ile sürdü. Panelde söz alan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş da, Tarihi Kemeraltı Çarşısı nın sadece esnaf ve zanaatkar için değil aynı zamanda İzmir için korunması gerektiğini söyledi. İzmir için Kemeraltı'nın büyük önem taşıdığına dikkat çeken Pekdaş, Geleceğimiz için, İzmir'in tarihini, kültürünü gelecek kuşaklara aktarmak için Kemeraltı nı korumamız gerekiyor. Bugün biz Kemeraltı'ndan para kazanamayabiliriz ama gelecekte bu Kemeraltı'nın İzmir için ciddi bir ekonomik değer olmasına yönelik tedbirler için bugünden çalışmamız lazım HERKES TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMALI Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi nde olduğu gibi Kemeraltı nda da benzer bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Başkan Pekdaş, Agora, Kadifekale, Kemeraltı ve çevresi sadece İzmir için değil, Türkiye için önemli. Bu yerler için "Gördünüz mü yerel yönetim aciz" demek yerine, onu başarısız kılmak için bir hesaplaşma alanı yapmak yerine, biz burayı birlikte geleceğe nasıl taşırız, sorusunun cevabını aramak gerekir. İzmir'in ekonomik anlamda cendere altına alınması, yoğun göçlerle karşı karşıya kalması karşısında sorunlarını sadece kendi imkanlarıyla çözmesini beklemek büyük bir haksızlık olur. Dolayısıyla tarih projesine hükümet bütçe ayırmak zorundadır. O bütçeyi kent, yerel yönetimlerin dinamikleriyle birlikte hem merkezi hükümet, hem yerel yönetimler, hem sivil toplum örgütlerinin birlikte planlayarak kullanılmak zorundadır. Sınırlı bütçeyle altından kısa sürede kalkılabilecek düzeyde küçük bir yer değildir bu bölge. Bu bölge bütünüyle büyük bir yerdir ve özel düzenlemelere, özel kanunlara, özel bütçelere ihtiyaç duyan bir yerdir. Dolayısıyla İzmir için hep birlikte taşın altına elimizi koymak zorundayız. Biz bu yerleri birlikte koruyarak, bütün dünyaya birlikte tanıtarak bu yeri korumak ve dünya için kazandırmak zorundayız diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Anneler eğitimde, çocukları oyun odasında Karabağlar Belediyesi, sosyal belediyecilik anlayışıyla gerçekleştirdiği çalışmalarda kadınlara ve çocuklara da çok önem veriyor. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü, kadın ve aile danışmanlığı hizmeti alan ve eğitim seminerlerine katılan kadınların çocukları için oyun odası oluşturdu. Anneleri eğitimdeyken çocukları da oyun odalarında hoşça vakit geçiriyor. Anneler ayrıca çocuklarını nereye bırakacakları konusunda endişe yaşamazken gönül rahatlığıyla da belediyenin tanıdığı bu hizmetten faydalanıyorlar. Bozyaka da hizmet veren Sosyal Yardım İşler Müdürlüğü başlattığı yeni bir uygulamayla kadınların hayatlarını kolaylaştırıyor. Şimdiye kadar çok sayıda kadın için eğitim seminerleri düzenleyerek onlara danışmanlık hizmeti veren Karabağlar Belediyesi, şimdi de oluşturulan çocuk oyun odasıyla psikolojik ve hukuki danışmanlık hizmeti almaya ve eğitim seminerlerine katılmaya gelen kadınların çocuklarına hizmet veriyor. Rengarenk boyanan ve çocukların hoşça vakit geçirip oyunlar oynayabilmeleri için düzenlenen çocuk oyun o- dasında annelerini bekleyen çocuklar, çocuk gelişim uzmanı eşliğinde resimler yapıyor, farklı arkadaşlıklar edinerek onlarla kaynaşıyorlar. (HABER MERKEZİ) Oda ve borsaların kapatılıp kapatılmamasıyla ilgili tartışmalar devam ederken İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Ekrem Demirtaş tan bu konuda bir açıklama geldi. Aralık ayı meclis toplantısında konuşan Demirtaş, Odalara karşı bazı tehditler var. Aidat zorunluluğunu kaldırmak gibi düşünceler var. Munzam aidatlar kaldırılırsa bütçemizin yüzde 25 i gidiyor. Bir gecede torba yasa ile Kaldırdık dedikleri zaman ne olacak? Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ne (TOBB) bağlı 365 oda ve borsada büyük tedirginlik yaşanıyor. Hükümetin, daha önce gündeme gelen oda ve borsaları kapatma yönünde girişimler için düğmeye bastığı belirtiliyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 12 Kasım 2014 tarihinde Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi üyeleriyle biraraya geldiği toplantıda işareti vermişti. Odalara ve borsalara zorunlu aidatı, dolayısıyla zorunlu üyeliği kaldırmayı öngören Yürekliysen çık ortaya açıkla AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül kendisini eleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu na sert tepki göstererek, Benim hakkında ikide bir ağzına dolamış ne yaptığını biliyoruz diye ithamlarda bulunuyor. Bizde onun neler yaptığın çok iyi biliyoruz. Sözlerini aynen iade ediyorum Yürekli olan elinde belgesi olan çıkar delikanlı gibi ortaya koyar. Sözünün eriysen çık ortaya koy adam gibi nerde ne var yok bizde sana gerekli cevabı verelim diye konuştu. K- endine yapılan eleştirilerin arkasına sığınarak bahane üretmeyi alışkanlık halin getirdiğine dikkat çeken Şengül şu açıklamalarda bulundu: Eleştirilerimizden ciddi rahatsız oldu canını acıttı. Gerçekler ve doğrular canını acıtıyor. Sürekli arkasına sığındığı hükümet izin vermiyor çalışamıyoruz diyerek kendi beceriksizliğini kapatmaya her şeyi hükümete yıkmaya çalışıyor. Daha öncede belirttim İzmir in çöp tesisine ihtiyacı var. Ancak Aziz Kocaoğlu nun geçmişi bu konuda s- abıkalı. Çünkü harmandalı örneği ortada. Yıllardır Aziz Kocaoğlu bu konuda bir şey yapmadığı için herkes harmandalıyı örnek alıyor. Her yerin Harmandalı gibi olacağı sanılıyor. Biz bu tesisler yapılmasın demiyoruz. Gizli kapılar arkasında Oda ve borsalardaki binlerce çalışan işsizlikle karşı karşıya Oda ve borsalarda aidatların iptal edilmesine karşı çıkan İzmir Ticaret Odası Başkanı Demirtaş, Munzam aidatlar kaldırılırsa bütçemizin yüzde 25 i gidiyor. Bir gecede torba yasa ile Kaldırdık dedikleri zaman ne olacak? Bütçemiz giderek küçülüyor dedi yapılmasın. Seçim zamanı çıkıp vatandaşa vaad verirken, kenti halkla sivil toplum örgütleriyle birlikte yöneteceğiz diye söylüyor. İş icraata gelince kapalı kapılar ardından gizli işler çevirmeye kalkıyor. Sen bu sorunu çözmek istiyorsan alternatif yerleri belirlersin bizde e- limizi taşın altına koyarız. Bu yerlerle ilgili kentin dinamikleriyle resmi kurumlar ile görüşürüz en uygun yeri hep birlikte belirleriz. Ama Kocaoğlu kapalı kapılar ardında bir fikrim var diyerek çıkıyor. Bir gün Menemen e bir gün Yamanlara bir gün Menderes e çöp tesisi yapıyor Kocaoğlu nun hükümetin ve bakanların yeni düzenlemeyle özellikle Anadolu daki yüzlerce küçük oda, en büyük gelirleri olan munzam aidatlardan mahrum kalacak. Büyük odalar ise küçülecek, etkinliklerini yitirecek. Oda ve borsalardaki binlerce çalışanı ise işsizlik tehlikesi bekliyor. O- dalar da şimdiden küçülme girişimlerine başladı, ayrılan personelini teşvik etmek için çeşitli uygulamalar gündeme getirdi. Ayrılmak isteyenlere tazminatları yüzde 50 zamlı şekilde başlanırken yerlerine yeni personel alınmıyor. İZTO NUN ÜYE SAYISI AZALDI, BÜTÇESİ İLK KEZ KÜÇÜLDÜ İZTO nun üye sayısı düştü yılında üye sayısı 77 bin 248 iken 23 Aralık 2014 tarihi itibariyle 73 bin 282 ye geriledi. Odanın bütçesi de ilk kez küçüldü. Demirtaş, konuyla ilgili şunları söyledi: "Üzülerek ifade ediyorum ki ilk defa küçülen bir bütçeyle karşınızdayız. Kapasite raporu sorunları çözmesini istemediğini ifade e- den Şengül Eğer işlerin çözüldüğünü görür ise İzmir halkı ona neden yapamadın neden beceremedin diye sorar diye sürekli olarak yapılan eleştirileri, hep engellediği algısı oluşturmak için kullanıyor (HABER MERKEZİ) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: gelirleri azaldı. Askıda olan üyelerden aidat alamıyoruz. Bu durum, yıllık milyon lira gelir kaybına yol açıyor. Faiz ve kira gelirleri eksildi. İhracat belgelerinden gelen gelirler azaldı. Eleman arttırmıyoruz, hattâ emekli olacak personelin yerine de personel almıyoruz. Burslara son kez 1 milyon lira ayırıyoruz. Yine yeni bütçede, bu yılki bütçedeki kadar fuar desteklerimiz var. Komite ihtiyaçlarına aynı miktarda para ayırdık. Bu yıl 12 milyon lira tasarruf ettik, bu kaynağı kullanmadık başında 28 milyon lira paramız vardı, şu an 40 milyon lira ile yılı kapatacağız." DEVLETİN KAZANCIMIZA ORTAK OLMASI MANTIKLI DEĞİL İZTO Başkanı Demirtaş, Orta Vadeli Program ile resmiyet kazanan rant vergisine de karşı çıktı. Rant vergisini geçmiş hükümetlerin de zaman zaman gündeme getirdiğini hatırlatan Demirtaş, Yine Orta Vadeli Program ile bu konu dillendirilmeye başlandı. İmar değişikliğiyle veya kamu yatırımları sonucu oluşan değer artışlarından kamunun pay alması düşünülüyor ama bu ne kadar doğru? Atasından gelen ya da alınteriyle alınan bir gayrimenkule, değeri arttı diye devletin ortak olmasına her zaman olumlu bakmamıştık. Rant sonucu doğan kazanca devletin ortak olmasının bir mantığı olmadığını savunan Demirtaş, Rant vergisi ne kadar gerçek olur bilemiyorum a- ma rant diye bir olay var. Rantın olmadığı yerde ticaret olmaz, sanayi olmaz. Elbette rant olmalı a- ma buradaki doğan ranta, kazanca devletin ortak olmasının bir mantığı yok. Tabii ki şehirler gelişiyor. Şehrin kenarında bir arsa aldıysanız, imar açıldıysa, 'Ben açtım, ben imzaladım' diye bu gelire ortak mı olmak gerekiyor? Buna karşı bir tavır almamız lazım ama basında buna hiç karşı duruş yok, sanki herkes kabullenmiş gibi. şeklinde konuştu. (CİHAN) 1. Pirinçle pişirilen bir tür yemek. Yüzük yapımında kullanılan bir tür parlak ve değerli taş. 2. Tanrıtanımaz dinsiz. Hastalık, illet. 3. Bir ilçenin en büyük yönetim görevlisi. 4. Hiçbir zaman. Altın kökü. 5. Ödenti. Üzerine yazı yazmak için tabaklanmış ceylan derisi. 6. Pişirilerek hazırlanmış yemek. Şarkı, türkü. Uluslararası Güreş Federasyonunun kısaltması. 7. En çok atlarda görülen, çok bulaşıcı ve öldürücü bir hastalık, sakağı. Havagazı, elektrik, su gibi şeylerin kullanım miktarını gösteren alet. 8. Genellikle tek parçalı kadın giyeceği. Bağırsaklar. 9. yerine koyma, yerine kullanma. Lahza. 10. Eski dilde göz. Türk müziğinde bir makam. 11. Türk müziğinde bir makam. Köpek. 12. Kuzu sesi. Görevden alma. Renyumun simgesi. 13. telli balıkçıl. Bir halk sazı. 14. El ile bir çeşit dantel örmek için kullanılan silindir biçimli araç. 15. TARIK ( Sinema sanatçımız ). Fakültenin yönetiminden sorumlu profesör. 16. Büyük kötülük. matematikte sabit bir sayı. 17. Görevlilerin aylıklarından her ay belli oranda kesilip bir sosyal güvenlik kurumuna yatırılan para. 18. Titanın simgesi. Çocuk sahibi olmuş kadın. 19. Bakımlı küçük orman. Çabuk ve kolay kavrayan. 20. Çanakkale ilinin bir ilçesi. Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Evlere su taşımayı meslek haline getirmiş kişi. Boğa güreşi alanı. Mevki, kat, yer. Baş çoban. 2. Eski Türklerde kutsal sayılan hekim. Yol-Su-Elektrik Kurumunun kısaltması. 106 taşla oynanan bir şans oyunu. Basit şekerlerin genel adı. 3. Eski dilde yatılı. Avrupa da bir başkent. Silis grubundan değerli bir mineral. Çıplak, özgür, hür. 4. ilkbaharda kırlarda yetişen, ufak yeşil yapraklı, ıspanak gibi yenilen bir bitki. Geviş getiren hayvanların ayaklarının arkalarındaki körelmiş tırnak. Öğütülmüş tahıl tozu. 5. Gözleri görmeyen. Utanma, utanç duyma. Oruç tutulan ay. Kesintilerden sonra geri kalan miktar, safi. 6. Mukavele, sözleşme. Yüz, çehre. İrade dışı, gayriiradî. 7. Negatif fotoğraf. Bir nota. Topluluk, cemaat. Yağlı, mayalı ya da mayasız hamurdan yapılan, külde pişirilen çörek. İlave. 8. Süslü çardak. Bir çalgı. Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi. Dişi deve. 9. Bir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet. Mürekkep balığının bir türü. Arjantin in plaka işareti. Avrupa da bir dağ sırası. 10. Eşek. Yavşan otu.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Aralık Şubat Cumartesi Perşembe Passolig: Süreç, yargılama usulüne uygun rutin ve olağandır Passolig, Anayasa Mahkemesi'nin "Tüketici Mahkemesi nden gelen iptal talebini, iptali istenen hükmün tüketici mahkemesinde görülen davada uygulanacak bir hüküm olup olmadığı noktasında usuli bir karar vererek esastan incelenmesine karar vermiştir." şeklindeki kararıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, sürecin yargılama usulüne uygun rutun ve olağan olduğunu bildirdi Passolig'den yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Anayasa Mahkemesi Tüketici Mahkemesi nden gelen iptal talebini iptali istenen hükmün tüketici mahkemesinde görülen davada uygulanacak bir hüküm olup olmadığı noktasında usuli bir karar vererek esastan incelenmesine karar vermiştir. Bu süreç yargılama usulüne uygun rutin ve olağan bir süreçtir. Bilindiği üzere Ankara 16. Tüketici Mahkemesi Hakimi Sayın Atilla Pınar'ın Passolig sistemi ilgili bazı değerlendirmeleri birkaç gün önce basında yer almıştır. HSYK Kurul Başmüfettişliği görevine 20 Mart 2014'te atanan, daha sonra yine aynı yıl içinde Ankara 16. Tüketici Mahkemesine atanan Hakim Pınar'ın Anayasa Mahkemesi'ne yapmış olduğu başvuru dilekçesinde Passolig'in ikram kültürünü öldürdüğü, futbol maçı izlemek isteyenlerin istediği zaman maça gidemeyeceği gibi talihsiz açıklamalar yer almaktadır. Öncelikle belirtmeliyiz ki, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ile uygulamaya alınan Elektronik Kart ve Elektronik Bilet Sistemi ile sporda şiddet olaylarının azaltılması, insanların küfür ve şiddetin olmadığı tribünlerde karşılaşmaları seyredebilmesi, biletsiz seyircilerin giriş yapmasının önlenmesi, çocuk ve kadınların daha çok stadyumlara gelmesinin sağlanması, şiddete ve olumsuz tezahüratlara sebep olan bireylerin tespit edilerek müsabakalardan men edilmesi ve karaborsa bilet satışının engellenmesi amaçlanmaktadır. Türk futbolunun gelişmesindeki en büyük engel olan şiddet ve düzensizliğin engellenmesi ile birlikte, tribünlerde özlenen o renkli günler, kardeşçe yan yana izlenen müsabakalar ve sadece futbolun konuşulduğu ortam geri gelecektir. Passolig sistemi kurulurken hem Türk futbolundaki ikram kültürü (arkadaşları maça davet etme geleneği), hem de kurumsal taraftarların (sponsorlar, loca sahipleri, VIP koltuk sahipleri) ihtiyaçları göz önünde bulundurularak sistemde önemli teknolojik geliştirmeler yapılmıştır. Passolig ile bilet transferi internet ortamında çok kolay bir şekilde yapılabilmekte, bilet sahibi bir yakınının yahut arkadaşının Passolig Kart ına saniyeler içinde biletini transfer edebilmektedir. Futbolseverler yine üzerinden kombine transfer tanımlamalarını da saniyeler içerisinde gerçekleştirebilmekte ve bu şekilde yakınlarını ve arkadaşlarını maça kolayca götürebilmektedir. Kurumsal müşteriler de loca ya da VIP koltuklarını Passolig Kart sahiplerine tanımlayarak birçok kişiyi aynı anda futbol keyfine davet edebilmektedir. Maça davet edilen ve Passolig üyesi olmayan taraftarlar, maç gününde dahi istediklerinde internetten, cep telefonundan, stat gişesinden ya da Türkiye nin 5500 noktasında bulundan N Kolay iş yerlerinden Passolig e üç dakika içinde üye olup, tek geçişlik kartları ile maça giriş sağlayabilmektedir. Dolayısıyla Hakim Atilla Pınar ın Anayasa Mahkemesi ne yapmış olduğu başvuru dilekçesinde yer alan Passolig in spor müsabakalarına gitmeyi zorlaştırdığı ve ikram kültürünü öldürdüğü ifadeleri gerçeği yansıtmamaktadır. Passolig bu kültüre hizmet ettiği gibi, ana misyonu olan sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine yönelik çalışmalarda üzerine düşenleri yapmaya devam etmektedir. Passolig, Türk futbolunu şiddetten arındırmak, tribünlerin daha medeni bir şekilde futbol müsabakalarını izlemesini sağlamak, stadyumları dolduran yüzbinlerin kombine konforunda spor keyfini yaşatmak için büyük bir hız ve kararlılıkla çalışmalarını sürdürmektedir. Passolig kesintisiz olarak yoluna devam etmektedir. (CİHAN) Aziz Yıldırım: Gerçekleri ortaya çıkarmak için uğraşıyoruz Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Genel Sekreter ve Basın Sözcüsü Mahmut Uslu ile asbaşkanlar İlhan Ekşioğlu, Selim Kosif ve yönetim kurulu üyesi Yalçın Haker antrenman öncesi teknik heyet ve futbolcularla sohbet etti. Yıldırım, teknik heyet ve futbolculara moral verdi Başkan Aziz Yıldırım, oyuncuların yeni yıllarını kutladıklarını belirterek, onlara ve ailelere mutluluk sağlık diledi. Fenerbahçe Televizyonu'na açıklamalarda da bulunan Yıldırım, "3 Temmuz u yaşadık, 3 Temmuz u herhangi bir kulüp yaşasaydı hiçbiri ayakta duramazdı. Biz haklı olduğumuzu hep söyledik daha belgeler çıkacak yılında Devrimci Karargah ile beraber futbolda suç olmamasına rağmen şikeyle ilgili şiddet ve ekonomik kazanç sağlama dinleme kararları almışlar. Telefonların numaraları yok diğer telefonları belirleyen bilgiler adı altında başka isimlerle dinleme kararları almışlar. Hatta sezon sonuna kadar bazı bakanlar çıktılar, 2010 yılında Fenerbahçe son maçta şampiyonluğu kaybetti, daha öncesi için şaibe olduğunu söylediler, 1 hafta sonra Fenerbahçe kaybedince şaibe de bitti bütün alınan telefon tapeleri her şey kayboldu, onlar bir gün çıkacak, bir gün çıkartmak için çalışıyoruz. Fenerbahçe kaybedince şaibe de bitti, bir gün çıkacak bir gün çıkartmak için de her türlü mücadeleyi vereceğiz." şeklinde konuştu. "3 TEMMUZ DA BİZE YAPILANLAR ŞU ANDA FUTBOL TAKIMINA YAPILMAYA BAŞLANDI" '3 Temmuz da yaşadıklarımızın bugün de futbol takımı yaşamaya başladı.' diyen Yıldırım, "Bir algı operasyonu yapılıyor. Biz yeniliyoruz Ne rezillik diye haber yapıyor. Herkes bilsin ki Fenerbahçe nin kupada iddiası yok. Biz oyuncularımıza da antrenörümüze de anlattık. Fenerbahçe her oynadığı maçta 250 bin Euro futbolcularına maç başı ödüyor. Bunun karşılığında yenerseniz 40 bin dolar alıyorsunuz. 6 maçta sadece futbolculara ödenen para 1.5 milyon Euro. Grupta tüm maçları kazanırsanız alacağınız para 240 bin dolar. Sakatlıklar ve diğer olayları da yaşarsanız büyük takımlar için handikap. Türkiye Kupası yeniden organize edilmesi lazım eleme usulüne getirmek lazım. Bizler gibi büyük kulüplerin az maç yaparak bu işi bitirmesi lazım. Biz gençleri oynatmak, oynamayan sakat oyuncuların kupada maç eksiğini gidersin diye hoca oynatıyor hazırlamaya çalışıyor. Beraberlik mağlubiyet bizim için önemli değil. Biz geçen seneden önceki son 2 yılın Türkiye Kupası şampiyonuyuz. Bir esprisi vardı, 25 sene almamıştık bir espri vardı o espri de kayboldu artık." ifadelerini kullandı. YILDIRIM'DAN TÜRKİYE KUPASI STATÜSÜNE ELEŞTİRİ Aziz Yıldırım, Türkiye Kupası statüsünü de eleştirdi. Yıldırım, "Bir tarafta kulüplere borcu olmayacak diyorsun bir taraftan da borç yaratmak için böyle bir sistem koyuyorsun. Böyle bir saçmalık olmaz. Ben futbolcuya ödeyemeyeceğim parayı neden Türkiye Kupası nda oynatıp bankadan borç alıp futbolculara dağıtayım. Federasyon buna çare bulacak. Benim stadımda maç yapıyorum Kayserispor Altınordu geliyor seyirci gelmiyor bin kişi o da kombine sahibi olanlar. Bilet de satmıyoruz o stadın açılıp kapanması 500 bin TL. Kulüplere borç yapma diyorsun bir taraftan da borçlandırmak için her şeyi yapıyorsun." diye konuştu. Geçen senenin şampiyonu olduklarını hatırlatan Yıldırım, "Aynı kadrosunu korumuştur. Bir tek Diego yu transfer etmiştir. Bunu yaparken de UEFA TF F kriterleri maddi anlamda açık vermemek için bu sistemde lige başlamıştır. Ligin 3 sü ve liderin 2 puan gerisindedir. Beşiktaş G.Saray ve Trabzon ile de deplasmanda oynamıştır. İçerideki iki maçımızı Mersin ve Başakşehir maçlarını alırsak alacağız ben çocuklara inanıyorum. İlk yarıyı lider bitireceğimize inanıyorum. İkinci yarıda avantajlarımız var. Oyuncular 2 maçı da rahat geçecekler, ikinci devre iyi hazırlanacağız ve şampiyon olacağız rahat olsunlar. Oynayarak ama oynamadan kazanamazsınız." şeklinde konuştu. (CİHAN) Kupada tarihinin en farklı galibiyetini alan Trabzonspor'da gözler lige çevrildi Trabzonspor, Türkiye Kupası B Grubu nda PTT 1. Lig ekibi Manisaspor karşısında elde ettiği 9-0 lık galibiyetle tarihi bir skora imza attı. Zayıf rakibi karşısında adeta gol oyup yağan bordo-mavililer, tarihindeki en farklı galibiyetin sevincini yaşıyor. Manisa maçındaki kazanma isteğini her maça yansıtmaları gerektiğini belirten teknik direktör Ersun Yanal, farklı skorun da kendilerini yanıltmaması gerektiği uyarısında bulundu. Kupada 2 kritik maç daha oynayacaklarını ifade eden tecrübeli hoca, önümüzdeki hafta deplasmanda Manisaspor ile ardından da kendi sahalarındaki Keçiörengücü maçını kazanıp gruptan çıkmayı garantilemeleri gerektiğini vurguladı. Yanal, bu işi gruptaki son karşılaşmaları Akhisar Belediye maçına bırakmamaları gerektiğini kaydetti. Manisaspor karşısındaki oyun felsefesini her zaman uygulamaları gerektiğinin altını çizen başarılı teknik adam, sözlerini şöyle sürdürdü: Bu skor bizi kesinlikle yanıltmamalı. Bu felsefeyi en zorlu karşılaşmalarda da ortaya koymalıyız. Skor olarak değil tutum olarak bunu söylüyorum. Bir felsefe olarak, bu felsefeyi her yerde ortaya koyacak bir tutum sergilemeliyiz. Yanal, 9-0 lık farklı galibiyetle kulüp tarihinin gol rekorunun kırılmasıyla ilgili de, Kişisel rekorlardan çok keşke takım olarak tarihe geçsek. Takım olarak tarihe geçmek gerekiyor. değerlendirmesini yaptı. GÖZLER ESKİŞEHİR MAÇINA ÇEVRİLDİ Kupadaki farklı ve ilk galibiyeti ile moral bulan Trabzonspor da gözler pazartesi günü ligde oynanacak Eskişehir maçına çevrildi. Bordo-mavililer, o maça kadar yapacağı antrenmanları da basın ve taraftara kapalı gerçekleştirecek. Fırtına, ligde zirve yarışında geri kalmamak için taraftarı önünde oynayacağı müsabakaya da galibiyet parolasıyla hazırlanacak. (CİHAN) İlhan Cavcav: İstiklal Marşı, lig maçlarında okunmasın Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, İstiklal Marşı nın lig maçlarında değil sadece milli maçlarda söylenmesi gerektiğini söyledi Geçtiğimiz günlerde bir futbol karşılaşmasında İstiklal Marşı nın ıslıklanması ve yuhalanması üzerine Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav dan çözüm önerisi geldi. Bu konuda konuşmaya kimse cesaret edemediğini ifade eden emektar başkan Cavcav, kendisini cesaretle konuştuğunu vurguladı. Cavcav, "Milli Marşı n söyleneceği yer maç başlarken sporcuların veya seyircilerin söyleyeceği yer değildir. Spor bakanımız, federasyon başkanımız bu maçlarda söylenen İstiklal Marşı nı liglerde kaldırmaları lazım. Milli maçlarda söylenmesine saygı duyuyorum. 3. Ligde maç oynanıyor İstiklal Marşı. Gazetede okudum İstiklal Marşımıza ıslıklar çalınmış. Pek tabi bu milletin evladı olarak, bu milletin içinde çalışan bu memleketin selameti için uğraşan bir sanayici olarak yarın bir gün bu olayların çoğalması ülkemizde daha büyük kargaşalara sebebiyet verir diye düşünüyorum. Bu itibarla acilen bu bir örnektir bu bilerek veya tesadüfen yapılmış bir şeyde olsa bu kadar yerinde bir olay olmaz. Mutlaka gerekirse başbakanımız talimat vererek maçlarda söylenen İstiklal Marşı nın sadece milli maçlarda söylenmesi aksi halde liglerde yasaklanması gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu. "SARAY ÇEVRESİNDE BULUNAN TESİSLERİN KİMSEYE ZARARI OLMAZ" Beştepe ye yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı sonrası çevresinde bulunan bazı spor tesislerinin kaldırılacağı konuşulmaya başlanmıştı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yakın bir mesafede bulunan Gençlerbirliği Kulübü ne ait İlhan Cavcav Spor Tesisleri nin belirtilen sınırlarda kalması konusunu da Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav değerlendirdi. Bu konuda devletin alacağı her karara saygılı olacaklarının altını çizen Cavcav, "Cumhurbaşkanımızın yaptığı bu 1150 yataklı köşkü Cumhurbaşkanı kendisine yapmadı. Bu Türkiye Cumhuriyeti hükümeti adına yapılmış hükümetimiz içinde böyle bir yerin olması şahsi fikrim onuru guru meselesi. Bu sarayın buraya yapılması iyi düşünülmüş bir karar. Ancak çevresinde bulunan tesislerin kaldırılmasına muhalifim. Gençlerbirliği Kulübü 1923 te Ankaragücü kulübü 1910 da kurulmuştur. Yan tarafımızda Atlı Spor Kulübü ve Gazi Orduevi var. Ankara mız geniş burada bulunan tesislerin hiçbir zararı yok. Spor centilmenlik demektir. Centilmen olan bir camianın içinde köşkümüzün bize yakın olması bize onur ve guru verir." şeklinde konuştu. "19 MAYIS STADI BİR AN ÖNCE GÜNDEME ALINMALI" Ankara ya yapılacak yeni stadyum ile ilgilide görüşlerini paylaşan Başkan İlhan Cavcav, Ankara 19 Mayıs Stadı ile ilgili Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek in güzel bir fikri olduğunu altını çizdi. Cavcav, bu konu üzerinde zaman kaybedilmeden durulması gerektiğini savunarak şunları kaydetti: "Onu okuduğum zaman çok samimi olarak söylüyorum böyle bir tesisin yapılmasının Ankara ya gurur vereceğini düşünüyorum. Atatürk Kültür Merkezi ve 19 Mayıs Stadı nın mevcut alanını komple spor merkezi olursa ve orada bize dönüm yer verilirse ve tüm tesisleri orada birleşirse Ankara ya ayrı bir hava verir. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Spor Bakanımızın büyüğü ve dostu olarak bir an evvel Ankara 19 Mayıs Stadı nın gündeme alıp bunu gerçekleştirmelerini temenni ediyorum." (CİHAN)

15 SAYFA 16 Asil üye olmak üzere birliğe başvuran yedek üyeleri hem asil üye yapmadı hem de asil üyeymiş gibi para aldı YEDEK ÜYELERDEN ASİL PARASI ALAN BAŞKAN Manisa ilinde yaşanan bir gelişme, yok artık dedirtecek cinsten Manisa merkezli olan Manisa İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yüksel Duman ın, asil üye olmaya hak kazandığı iddia edilen 2 bini aşkın üyeyi asil yapmayıp yedek bıraktığı ve buna mukabil yedek üyelerden asil üyeymiş gibi aidat ücreti aldığı iddia edildi. İddianın merkezinde bulunan Birlik Başkanı Yüksel Duman, yedek üyelerden asilmiş gibi aidat kestiği iddialarını doğrularken, kesilen bu aidat paralarının aldıkları yönetim kurulu kararı ile geri ödeneceğini ifade etti. Birlik Başkanı Yüksel Duman, öte yandan, 2 bini aşkın yedek üyenin asil olmaya hak kazandığı halde yedek olarak bırakıldığı iddialarına ise; Bunu kimden öğrendiniz? Siz nereden biliyorsunuz asil üye olmaya hak kazandıklarını? Şu an müsait değilim. Sonra konuşalım şeklinde cevap verdi. İddialardan birini (yedek üyelerden asil üyeymiş gibi aidat kestiği) doğrulayan ancak diğer iddiayı yanıtsız bırakan Manisa İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yüksel Duman, telefon görüşmesini sonlandırdı. Görüşmenin sona ermesinin ardından, Duman ın avukatı gazetemizden Yavuz Atalay ı aradı. İddiaları sormak üzere; ÖZEL HABER Birlik Başkanı çok iyi (!) bir girişimci; avukatı ise çok hayalperest bunu doğruladı gazeteci olduğunu belirterek, Yüksel Duman ı arayan Yavuz Atalay ı arayan Duman ın avukatının; Gazeteci Yavuz Atalay a kullandığı i- fadeler bir hayli ilginçti. Yüksel Duman ın telefonundan arayan Avukat Hanım, Gazeteci Yavuz Atalay a; Sizin hattınızla ilgili bilgilere ulaştım. Siz Trabzon Merkezdesiniz. Neden bu haberle, İzmir deki bir gazete veya Manisa daki bir gazete ilgilenmiyor da Trabzon daki bir gazete ilgileniyor anlamadım Enteresan ve asılsız iddialarına devam eden Avukat Hanım; Neden gazeteden resmi üst yazı yazmıyorsunuz da telefonla soruyorsunuz diye de ekledi. Hâlbuki Yüksel Duman telefonunu açtığında; Yavuz Atalay, Yüksel Duman a aynen şu i- fadeleri kullanmıştı: Merhabalar Yüksel Bey. Ben İzmir Sondakika Gazetesinden Yavuz Atalay. Bir haber yapacağız. Hakkınızda iki iddia var. Size sormak istiyoruz. Müsait misiniz? Duman ın, Buyurun. Müsaitim demesi üzerine iki iddiayı da Duman a yönelten Atalay, Duman ın verdiği cevapları not aldı. RES e evet ama.. Kısa adı RES olan rüzgar enerjisi santrallerinde planlama hatalarının büyük olduğuna dikkat çeken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Kimse enerji yatırımına karşı değil. Ama siz doğru planlama yapmayıp rüzgar türbininizi vatandaşın hayvan damının dibine, köyünün yakınına koyarsanız, gidecek başka yeri olmayan vatandaş da ister istemez karşı çıkacaktır. Nereye rüzgar türbini dikildiğini taşeron firmadan gayrısı bilmiyor. Kağıt üzerinde birisi planlıyor. Köyün orada ağılı mı var, damı mı var haberi yok! Dolayısıyla bu enerji yatırımlarının yerel yönetimlerle birlikte planlanması lazım diye konuştu. Ege Bölgesi Sanayi O- dası nın 2013 Çevre Ödülleri toplantısına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, önemli açıklamalarda bulundu. Rüzgardan enerji üreten tesislerinin yapılmasını desteklediklerini ancak bu projelerin yanlış planlamalar nedeniyle kamuoyunda k- abul görmediğinin altını çizen Başkan Kocaoğlu, RES i destekliyoruz. Çünkü düğmeye bastığımız zaman elektriğe, enerjiye ihtiyacımız var. Ama bunların planlamasında bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Karaburun da, Urla da RES e niye karşı çıktılar, bileniniz var mı? Yanlış planlamadan dolayı karşı çıktılar. Kimse enerji yatırımına karşı değildir. Eğer siz doğru planlama yapmayıp rüzgar türbininizi vatandaşın hayvan damının dibine, köyünün yakınına koyarsanız, gidecek başka y- eri olmayan vatandaş da ister istemez karşı çıkacaktır Hiçbir yöneticinin, planları doğru yapmak kaydıyla enerji yatırımlarına karşı olmadığına dikkat çeken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı şöyle devam etti: Öyle bir yerde planlıyorsunuz ki, öyle yerde RES ya da balık çiftliği kuruyorsunuz ki, olmuyor! Ben açıkça söylüyorum, nereye rüzgar türbini dikildiğini taşeron firmadan gayrısı bilmiyor. Kağıt üzerinde birisi planlıyor. Köyün orada ağılı mı var, damı mı var haberi yok! Lisans alan kişi onu taşerona havale ediyor. Taşeron da bir an önce işimi yapayım, paramı alayım gideyim diye bakıyor. Bu enerji yatırımlarının yerel yönetim ile birlikte planlanması lazım. Ankara nın İzmir i Büyükşehir Belediyesi kadar bilmesi mümkün değil. Büyükşehir Belediyesi nin de Aliağa yı Aliağa Belediyesi kadar bilmesi mümkün değil. Yani yerelin görüşünün nazarı dikkate alınması, y- erelle paydaş olarak konuların paylaşılması gerekir. Böyle olmaması lazım Başkan Aziz Kocaoğlu iki çevre projesi konusunda yaşadıkları sıkıntıları da dile getirerek şunları söyledi: Evsel atık bertarafı için yer arayış çalışmalarımız, yılan hikayesini misli misli geçmiştir. Ve sürekli nereye bakarsak bakalım olmadı. Gökdere ye baktık, siyasete kurban gitti. Taşkesik e baktık, siyasete kurban gitti. Parayı bulmuşuz, kaynağı bulmuşuz, teknolojiyi geliştirmişiz ve sürekli izliyoruz ama proje kaldı. Bunun böyle olmaması lazım. Bizim bulduğumuz yerler, bu kentin Büyükşehir bürokrasisi olarak, aklı ve bilimi rehber alarak bulduğumuz yerlerdir. (HABER MERKEZİ) Bayraklı, 11 bin kişinin iş bulmasına aracı oldu İzmir'in Bayraklı Belediyesi, İş-Kur Masası ile işsiz vatandaşlara uygun şartlarda iş bulmaya devam ediyor. Bu yıl bin 927 kişi iş sahibi olurken toplam sayı 10 bin 650 olarak kaydedildi. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Osmangazi Hizmet Binası yanında bulunan İş- Kur Masası'nı ziyaret etti. Burada çalışanlarla bir süre sohbet edip gelinen noktayla ilgili bilgi aldı. İş-Kur Masası'na iş başvurusunda bulunan vatandaşlarla yakından ilgilenen Başkan Karabağ, kayıt da aldı. Kimlik numarası, iletişim ve eğitim gibi temel bilgilerin kaydedildiği sistemde İş-Kur ile yapılan protokol uygulanıyor. Belediye, işçi arayan kurumların isteklerine göre vatandaşların cep telefonlarına gönderilen mesajla iş bulmalarına aracı oluyor. (CİHAN) 27 Aralık 2014 Cumartesi 'Zehirli ayakkabı' skandalı yerli üreticiye yarayacak İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Yalçın Ata, Türkiye gündemini meşgul eden Çin malı zehirli ayakkabı skandalının, kısa vadede yerli üreticiye yarayacağını söyledi. Ata, Bu fırsatı, hem biz ayakkabıcılar hem de vatandaşlarımız çok iyi değerlendirmeli. İnsan sağlığına zararlı içerik kullanılarak imal edilen Çin malı ayakkabılar, yerli üreticiler için bir çıkış olabilir. Uzakdoğu dan getirilen ve gümrükte imha edilmeyi bekleyen ayakkabıların kanunsuz yollarla piyasaya sürüldüğünü ifade eden Oda Başkanı Ata, bakanlığın açıklamasına göre 33 bin çift civarında ayakkabının piyasada çıktığını ancak çok daha fazlasının piyasada olabileceğini söyledi. Bu olayla birlikte artık gümrüklerde çok daha sıkı önlemler alınacağının altını çizen Ata, şöyle devam etti: Bakanlığın sınırlarımızdaki denetimleri daha da artacak. Bu da kaçak ithal ayakkabının önünü bir nebze olsun kesecek. Sonuçta ithal ayakkabı, bizim istemediğimiz bir durum. Yıllardan beri biz üreticiler olarak, Yerli malı, yurdun malı sözünü savunuyoruz. Yaşanan bu olaylar, yerli üreticinin önünü açtı. Özellikle 2015 yılında üretici kardeşlerimizin işlerinin çok iyi olacağını düşünüyorum. KÖTÜDEN DERS ÇIKARMALIYIZ Yerli üreticilerin de bu konudan kendilerine bir ders çıkarması gerektiğini söyleyen Yalçın Ata, Çin den gelen her ürünün zararlı olduğu tabii ki düşünülemez ancak şu anda öyle bir rüzgar e- siyor ki vatandaş, PRC etiketli ayakkabıya elini bile sürmek istemiyor. Bu yüzden üreticiler o- larak üzerimize düşen görev, böylesine büyük infial yaratacak haberlere konu olmayacak şekilde ürünlerimizi, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da yapmayı sürdürmek. Bir yanlış, yüzlerce doğruyu yanında götürüyor. Buradan tüm imalatçı dostlarımıza, kaliteden şaşmayın önerisinde bulunuyoruz. diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Sayın Aziz Kocaoğlu: Köstek olma destek ol Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından konusunda birleşmiştir. Bakanımızla görüşmüşlerdir. yaklaşık 70 milyon lira harcanarak hayata geçirilecek stadın ihalesi bilindiği yerinde yapılması için üzerine düşen Kocaoğlu başta İzmirli hemşerilerimizi Karşıyaka taraftarları bu stadın mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz gibi TOKİ tarafından yapılmıştır. Ancak görevi 15 bin imza toplayarak yerine ve Karşıyaka taraftarlarını yanıltarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce açılan getirmiştir. Buradan Karşıyaka taraftarlarına statlarına sahip çıktıkları için dönümü İzmir Büyükşehir Belediye- yapmayı planladığı stadı Çiğli'de 5 Kocaoğlu aylardır davalar sonucunda yapım işi bir türlü başlayamamaktadır. 15 bin kişi kapasiteli Karşıyaka Stadı ve Sosyal Tesisleri tadın aynı yerde yapılması konusunda hazineye ait kısmın ESHOT Garajı teşekkür ediyoruz. Taraftarlar bu s- si'ne ait olan, kalan 65 dönümlük Karşıyaka da yapılması planlanan stadın inşaatına karşılık bugüne kadar 3 tane sürecin takipçisi olacaklarında altını yapılması amacıyla tahsisli alana yapmak istemektedir. Ancak işi farklı dava açılmıştır. Bu davalardan ikisinde mahkeme yetkisizlik kararı ver- Türkiye nin en uzun görevde kalmış ve bürokrasiye atarak plan, projeler ve i- yapımını engelleyerek kalın çizgilerle çizmişlerdir. erek davayı Danıştay'a havale etmiştir. en başarılı bakanlarından olan Eski U- marla ilgili düzenlemeleri de zaman yayarak stad işini savsaklamaktadır. Oysa İzmir gündemini hak- Son olarak Ankara 15. İdare laştırma Denizcilik ve Haberleşme Mahkemesi'nde açılan dava yetkisizlik Bakanımız, AK Parti İzmir Milletvekilimiz Sayın Binali Yıldırım, AK Parti İzmir proje ve başta Çiğli Belediye ve İzmir sız yere meşgul et- Çiğlideki statla ilgili olarak ruhsat, plan, kararı nedeniyle İzmir'e gönderilmiştir. İzmir 4. İdare Mahkemesi Milletvekilimiz Sayın Hamza Dağ, Sayın Büyükşehir Belediye Meclislerinden tarihinde bu davayı da yetkisizlik nedeniyle reddetmiştir. Bunun üzerine konunun yakın takipçisi olarak stadın Görüldüğü gibi burada da topu taca olmak üzere bütün İzmirlilere zarar Aydın Şengül ve diğer milletvekillerimiz geçirmekten hiç söz etmemektedir. mektedir davanın hangi mahkemece bakılacağı Yalı'da yapılması konusunda Gençlik ve atarak stat yapımını bir bilinmezlik verilmektedir. konusu üzerine yürütmeyi durdurmaksızın dava Danıştay'a gönderilmiştir. olmayan bir safa ya sokmak is- stad olarak görülen Yalı'da ki arazinin i- Spor içerisine atmaktadır. Süreci belli Bütün İzmirlilerin bildiği gibi planda da Ayrıca Karşıyaka Belediyesi'nce de temektedir. halesi zaten yapılmıştır. Konunun bu Ankara 3. İdare Mahkemesi'nce açılan Stadın Yalı'ya yapılacak olması kapsamda değerlendirilerek açılacak davada da benzer bir karar verilmiştir. ağır borç yükü altındaki Karşıyaka Spor Kulübü ne ayda 8 10 önüne alınırsa en makul olan stadın in- olan davalarında uzun süreceği göz Mahkeme, dava dosyasının son olarak açılan dava ile bağlantısı olup olmadığının incelenmesi ve yürütmeyi cektir. Stadın kimin tarafından Buradan İzmir Büyükşehir Belediye milyon Türk Lirası gelir getireşaatının Karşıyaka Yalı da yapılmasıdır. durdurma hakkındaki karar verilmesi engellendiği açılan davalarla ortadadır. KSK stadın yapımının esleniyoruz. Gelin bu stadı biran önce Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu'na s- için Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne göndermiştir. Ankara Bölge İdare tamamlanmasıyla şanlı tarihinde olduğu gibi artık kaldırın. Taraftarların ve İzmirlilerin se- İzmir'e kavuşturun. Önündeki engelleri Mahkemesi yetkisizlik nedeniyle açılan bu davaların İzmir'e gönderilmiş olması nedeniyle incelemeden reddet- büyük takımlarla eş çok kısa kurtarın. İzmirlinin stadına kavuşması- Galatasaray, Beşiktaş gibi sine kulak verin. İzmir'i bu belirsizlikten miştir. Stad inşaatını engellemek için Ancak görüyoruz ki stadın na artık engel olmayın. Yapmış İzmir Şehir Plancılar Odası İzmir 5. İ- yapımı Kocaoğlu tarafından olduğunuz engellemelerle kaybeden dare Mahkemesi'ne davanın incelenmesi için başvuru yapmıştır. Ancak Burada her ne kadar Stadın Yalı'ya yapılacak olması bütün açılan davlarla engellenmekte. İzmir ve İzmirli hemşerilerimiz oluyor. hukukçular sonucun daha önce açılan hükümetin bir icraatı engellenmek istense de başta KSK liler caktır. (HABER İzmirliler için önemli bir hareket ola- 2 davadan farklı olamayacağı MERKEZİ)