(Geçen Ay ın Devamı) Taklit Vaciptir
|
|
- Duygu Arıkan
- 7 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 (Geçen Ay ın Devamı) Taklit Vaciptir Selefi: Siz bu ifadelerle taklidi teşvik ediyorsunuz. Halbuki bütün bunlar ahad haberdir. Yani zannidirler. Taklidi yeren ayetler ise Kur an-ı Kerim de mevcuttur. Yani en azından vurutları katidir. Katiyet ifade eden deliller bağlamında şu ayetleri zikredebiliriz: Onlara Allah ın indirdiğine uyun denildiği zaman Hayır Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız derler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler? 12 Biz babalarımızı bir din üzere bulduk, biz de onların izlerine uyarız / 26
2 Bu ayetler, Yüce Allah ın hükümlerini terk edip atalarının geleneğine uyanları yermektedir. Mukallitlerde bu kapsamda değerlendirilir. Çünkü onlara bir problemin çözümü için Allah ın ayetleri ya da Hz. Peygamber in sünneti önerildiğinde Kur an ın bağlayıcılığını, hadislerin sahihliği ve otoritesini bildikleri halde- sadece mezheplerine muhalefet gerekçesiyle Kur an ın ilahî hükmünü ve Peygam-berin sünnetini kabul etmeye yanaşmazlar.14 Bunun içindir ki, Kur an ın zemmettiği taklidin caiz olması, temel referansları Kur an ve Sünnet olan fıkhın genel kabulleriyle çelişir.15 Diğer taraftan Kur an, (Ey Muhammed) dinleyip de, sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah ın hidayet edip doğru yola ilettiği kimseler onlardır. İşte onlar akıl sahipleridir. 16 ayetiyle de taklidi reddedip tefekkür ve araştırmaya yönelenleri övmektedir. Hanefi: Ben taklidi teşvik etmiyorum. Sadece manzaraya ait fotağrafı gösteriyorum. Eğer buna teşvik diyorsanız. Bu kelime vakıayı ifade etmede yetersiz kalır. Müsaade ederseniz ifadenizi, avamın mukallidi taklit etmesi gereklidir şeklinde tashih edeyim. Çünkü Sünnet ve Cemaat Alimleri avamın müçtehidi taklit etmesini teşvik etmiyor bizzat vacip olduğunu söylüyorlar. Ashabın avam kadrosuna dahil olanlarının müçtehitleri taklit ettiğini gösteren rivayetleri ahad olmasından dolayı reddetmeniz ise makul gerekçelerden yoksundur. Çünkü ulema ahad haberle amel etmenin vacip olduğu hususunda fikir birliği içerisindedir.17 Ahad Haber 2 / 26
3 Ahad haber, zan ifade etmesine rağmen, müçtehit için nasıl bağlayıcı oluyorsa, ona dayanan bir içtihatta mukallit için aynı derecede bağlayıcıdır. Ayrıca Haberi ahad niteliğindeki bir rivayetin ibadetle ilgili konularda bağlayıcı olduğu bizzat Hz. Resulullah ın sünnetiyle sabittir. Nitekim Efendimiz (s.a.v.) tek bir kişinin sözlerinin zan ifade ettiğini bilmesine rağmen yine de çeşitli bölgelere ibadet vb. konulardaki hükümleri öğretmeleri için tek tek öğreticiler göndermiş ve bölge halklarının gönderilen öğretici/sahabiyi taklit etmelerini taleb etmişti. Allah Resulunün bu talebi Haber-i ahadın bağlayıcı olduğuna işaret etmektedir.18 Hakikat bu minval üzere iken sizin zan nı gerekçe göstererek taklidin terk edilmesini iddia etmeniz anlamsız bir kaygıdır. Ayetlerin Yanlış İzahı Taklidin haram olduğuna delil olarak getirdiğin söz konusu ayetler, nuzûl sebepleri, tarihi, tabiî ve sosyo-kültürel bağlamları dikkate alınarak değerlendirildiğinde, davanızın lehine değil aleyhine delildir. Çünkü ayetlerde yerilen taklit İslam öncesi kadim geleneğe ait atalar diniyle alakalıdır.19 Müctehit İmamlar 3 / 26
4 Bu ayetleri Ebu Hanife (ya da Malik, Şafii, Ahmed b. Hanbel) gibi müçtehitleri taklit eden Müslümanlar aleyhine delil olarak kullanmanız cehaletten değilse ihanetten mütevellittir. Çünkü bu bakış açısı zımnen de olsa Ebu Hanife ya da diğer müçtehit imamların (haşa) Kur an dan daha farklı bir kitaplarının olduğuna ve insanları ona çağırdıklarına işaret etmektedir. Tabakat kitapları -takvalarını tartıştığınız- müçtehit imamların Kur an ve Sünnet e bütün varlıklarıyla nasıl bağlı olduklarının tanıklarıyla doludur. (Konuşmanın akışını bozmaması için örnek olarak sadece bir tanesinden bahsedeyim.) İbn Hacer, Ebu Hanife nin hayatıyla ilgili kaleme aldığı Hayratu l-hısan adlı eserinde İmam ın züht ve takvasına dair şunları nakleder: Sabahlara kadar uyumadan namaz kılardı, Bağdat ta kaybolan koyunun etinden yememek için -çok sevmesine rağmen- yedi yıl ağzına koyun eti koymadı, Allah Resul ünün fayda sağlayan her borç faizdir. hadisine muhatap olmamak için güneşin kavurucu sıcağında bekledi fakat borç verdiği adamın evinin gölgesine yaklaşmadı. Allah ın Kur an ın da Belhum edal diye nitelediği müşriklere uymayla Ebu Hanife Hazretlerini taklit etmeyi eşdeğer kabul edip ikisi içinde haram hükmünü vermek hakikaten esef verici bir durumdur. Atalar Dini Ebu Hanife nin ictihatlarını taklit etmeyi Kur an ın yerdiği atalar dini ne uymakla özdeştirilmek her şeyden önce ömrünü o anlayışı reddetmeye adayan İmam a haksızlıktır. O, Hz. Resulullah tan gelen bütün sahih rivayetleri baş tacı yapmıştır. Öyle ki Efendimiz- den rivayet edilen hadislerle içtihatları çeliş-tiğinde Hadis sahih oldu-ğunda biliniz ki benim mezhebim odur. diyerek kesin tavrını koymuştur. Bu yüzden Ebu Hanife ya da diğer müçtehit imamları taklit etmekle müşrik atalara uymayı aynı katagoride kabul etmek bir müslümana yöneltilebilecek en büyük iftiradır. Hadise karşısında söy-lenebilecek en güzel söz, Haricilerin 4 / 26
5 Hüküm yalnız Allah ındır. Ayetiyle istidlal edip Hz. Ali ye karşı gelmeleri sürecinde Halife nin; İfade doğru fakat onunla batıl bir anlam hedeflenmektedir. tesbitinden öte birşey olamaz. Zümer süresi (39/18) ile de istidlal etmeniz de doğru değildir. Çünkü mukallit Kur an dan istinbat edilen sözler içinden en güzele uyunca neticede uymuş olduğu bu sözü taklit etmiş olur. Bu durumda söylenenler içinde en güzele tabi olmak da bir taklittir. En güzelin tesbiti içtihatla olur. Avamda söz konusu içtihadı taklit eder. Bu ayet lehinize değil aleyhinize bir delildir. Çünkü burada en güzelin taklit edilmesi istenmektedir. Kanaatimce sizin asıl öğrenmeniz gereken mesele mukallidin güzel ya da en güzel içtihat sahibinin kim olduğunu nasıl tespit etmesidir. Ayrıca Fadıl/daha üstün müçtehit varken Mefdul/üstün müçtehidi taklit etmenin caiz olup-olmaması ile alakalı hükümleri de etraflıca bilmeniz gerekir. Müctehit Nasıl Bilinir? Bir metni doğru okuyup-anlamaktan aciz, usul ve furu fukarası adamlar anlaşılan senin zihnini de iğdiş etmişler. Ben tez hazırladığım konuda mutlak müçtehidim ifadeleriyle seni sahih 5 / 26
6 gelenekten koparmışlar. Bu durumda sana müçtehidin kim olduğunu ve nasıl tesbit edilebileceğini anlatmam gerekir. Mesele üzerinde ihtilaf eden alimler, farklı bakış açılarından hareketle şu esasları belirlemişlerdir: Mukallit, müçtehidin fetvâ vermeye ehil olduğunu, ona fetvâ sorma hususunda ittifak eden insanları görerek anlar.20 Çünkü, insanların müçtehide yönelmesi, aynı zamanda onun ilim ve takva sahibi olduğuna işaret eder. Bu yüzden, -Gazzali, Âmidi ve İbn Hacib gibi fakihlerin de belirttiği gibi- yaşadığı toplum tarafından bilinmeyen müçtehitlerden fetvâsıyla amel edilmez. Zira, bu durumdaki bir müçtehidin kim olduğu, içtihat ehliyetine gerçekte sahip olup-olmadığı meçhuldür.21 Beydâvi başta olmak üzere bir grup muhakkik fakihe göre, mukallit farklı konularda müçtehidi imtihan eder, ona bir takım sorular yöneltir. Eğer müçtehit olduğunu iddia eden kişi, verdiği cevaplarda isabet ederse mukallit, onun müçtehit olduğuna hükmeder.22 Bir grup Şafii alime göre ise, kişinin müçtehit olduğu, insanlar arasında müçtehit kimliğinin şöhret bulmasıyla bilinir.23 6 / 26
7 Ebû İshak Şirâzi ye göre ise; mukallit bir fakihin ictihat eden kişinin fıkıh bilgisi ve emanetinden haber vermesi müçtehit olduğunun kanıtlanması için yeterlidir. Çünkü; müçtehidin kim olduğunu tespit etmek habere dayanır.24 Haberde de ise tek kişinin şahadeti yeterlidir. Bütün bu görüşler içinde kanaatimizce en doğru olanı, Şirazi nin yaklaşımıdır. Çünkü avama mensup bir mukallit, müçtehidin ilmini ölçemez. Bu yüzden mukallit fakihlerin beyanını dikkate almalıdır. Selefi: Deliller içerisinde hangisini daha kuvvetli bulursam onunla amel ediyorum. Müçtehide ihtiyacım olmadığından söylediklerin benimle alakalı değil. İstersen tekrar taklidin haram olduğuna işaret eden ayetlere dönelim. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah a ve Rasul e götürün (onların talimatına göre halledin) 25 ayeti, anlaşmazlık durumunda Kur an ve Sünnet dışında bir başka otoriteye başvurmanın uygun olmadığını ifade etmektedir. Taklitte müracaat edilen makam ise ne Kur an ne de Sünnettir. 26 Bu yüzden Ebu Hanife, İmam Malik ya da diğer müçtehitler meselelerin çözüm merkezi kabul edilip taklit edilemezler. Sözde Red Amelde Taklit 7 / 26
8 Hanefi: Satın alınan bir malı görme muhayyerliği, şart muhayyerliği vb. hususlarda nasıl amel ettiğini sorduğumda, cevap olarak Ebu Hanife nin ictihatlarını söyledin. Bildiğim kadarıyla ticaretle de ilgileniyorsun. Taklidi reddeden bir selefi olarak niçin yaptığın akitlerin meşruiyetiyle alakalı delilleri araştırmadın? Taklide karşı çıkıyorsun fakat Ebu Hanife yi hükümde taklit ediyorsun. Halbu ki senin tenkit ettiğin fakihler müçtehit imamları delilde taklit ediyorlar. Zeylai nin Nasbu r-rayesi, Tahanevi nin İ lau s-sunen i Ebu Hanife nin yaptığı ictihatların delili olan hadislerle doludur. Yani Hidaye okuyan bir medrese talebesi bile senin üstatlarından daha fazla hadis bilir. Fakat onlar bütün bunların yanında bir de hadlerini bilirler. Sense hem cahilsin hem de cahil olduğunu bilmiyorsun. Bu yüzden taklit ettiğin müçtehitleri ümmetin taklit etmesinin haram olduğunu iddia ediyorsun. Aklın ilminle müsavi olmadığından sözlerin havada kalıyor. Ayetleri davama delil getireyim derken kabulü gayri mümkün tevillere gidiyorsun. Yukarıdaki ifadelerin sahibi olmanız hasebiyle gerçekten sizden şunu öğrenmek istiyorum; herhangi bir problemin çözümü için Kur an ve Sünnet i iyi bilen bir alime başvurmak, o meseleyi Allah ve Rasulü nün hükümleri doğrultusunda halletmek değilmidir?! Sonra Kur an ve Sünnet açıklayıcılar olmaksızın anlaşılsay dı Allah Resulü Necran a Yemen e ya da diğer bölgelere sadece Kur an ı gönderirdi. Fakat öyle yapmadı. Bu bölgelere Hz. Ali gibi Muaz b. Cebel gibi müçtehit sahabileri gönderdi. Kur an ın müfessirlerle gönderilmesi Onun ancak açıklayıcılarla anlaşılabileceğini göstermektedir. Kur an ve Sünnet in müfessirler olmadan anlaşılabileceğini iddia etmek insanlara kapasitelerinin üzerinde bir sorumluluk yükleyecektir. Avam böylesine ağır bir yükün altından kalkamaz. Bunun içindir ki, istidlal ettiğin ayet taklidin haram oluşunun değil, bizzat gerekliliğinin delilidir.27 Çünkü anlaşmamazlık durumunda meseleyi Kur an ve Sünnet e arz edip neticelendirmek ancak müctehitlerin yapabileceği bir ameliyedir. Karşılaştığı bir problemin cevabını ilmihal kitabından dahi bulup almada güçlük çeken insanları direkt olarak Kur an la amel etmeye davet etmek Allah Resulünün (s.a.v.) uygulamasına muhalifdir. 8 / 26
9 Eğer bu yaklaşımınız doğru olsaydı, herhangi bir problemin çözümünü Buhâri ve Müslim gibi hadis mecmualarında araştırmak da yanlış bir tavır sayılırdı. Selefi: Peki şu ayete ne diyeceksiniz: (Yahudiler) Allah ı bırakıp hahamlarını; (hırıstiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih i rablar edindiler. Halbuki hepsine de, tek Allah a kulluk etmekten başka bir şey emrolunmadı 28 Ayette bahsi geçen bu iki millet, gerçekten alimlerine ibadet etmiyor, sadece onların helal gördüğünü helal, haram saydığını haram kabul ediyorlardı. Ebû Hanife, İmam Malik ve Şafi yi taklit edenlerin konumu da tıpkı bunlar gibidir. Çünkü onların haram gördükleri, yalnız imamlarından haram olduğu nakledilen, helal gördükleri de yalnız imamlarından helal olduğu rivayet edilen meselelerdir.29 Örneğin Hanefiler, köpeğin satışından elde edilen parayı Ebû Hanife nin içtihadıyla amel ederek, -Hz. Peygamber in (s.a.v.) haram olduğunu bildiren hadisine rağmen- helal kabul etmişlerdir. Bu kabulleriyle Allah Resulünün (s.a.v.) köpeğin satışından kazanılan paranın caiz olmadığını bildiren hadisini reddetmişlerdir.30 Müctehit İmamların Sünnet Anlayışları Hanefi: Müçtehitleri taklit etmeyle dinlerini tahrif eden Yahudi ve Hıristiyan bilginlere uymayı eşdeğer kabul etmek ve ayetin kapsamını mukallitlerle birlikte müçtehitleri de kapsayacak şekilde genişletmek doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü taklit, tarihi olguların da teyit ettiği gibi sahabeden günümüze kadar devam edegelen kadim bir gelenektir.31 Diğer taraftan, taklit noktasında müçtehitlerle ahbar ve ruhban arasında da bir bağlantı yoktur. Çünkü, Yahudi ve 9 / 26
10 Hristiyanlar bilginlerini helal ve haram kılmada tek otorite olarak kabul ediyorlardı. Fakat mukallitler müçtehitleri böyle değerlendirmiyorlar. Bilakis, onların sözlerine, Allah ve Rasulü nün ifadelerindeki kapalılıklara açıklık getirip onları anlaşılır kıldıklarından değer veriyorlar.32 Ayrıca bütün müçtehit imamlar sözlerinin ancak Allah ve Resulünün sözüne muvafık olması durumunda bir önem kazanacağını aksi takdirde duvara çalınmayı hak ettiğini ilan etmektedir. Malik b. Enes, müçtehit de olsa kimsenin masum olmadığını ifade ederken şunları söylemektedir: Allah Resulü dışında ki herkesin sözü kabul ya da reddedilebilir. 33 Bakış açıları İmam Malik le ayniyet arz eden Ebû Hanife de; hadis sahih olduğunda bilin ki benim mezhebim odur. 34 buyurmaktadır. Ebû Yusuf, İmam Malik le karşılaştığında ona, bir ölçü birimi olan sa ğ ın miktarı, vakıf konusu ve bir de taze sebzenin öşrü hakkında ne bildiğini sorar. İmam Malik bu konulara ışık tutan hadisleri tadat edince Ebû Yusuf, şöyle der: Ey Ebû Abdullah (İmam Malik)! Senin, hadislere dayanan görüşüne döndüm, benim gördüğüm bu delilleri, hocam Ebû Hanife de görmüş olsaydı, tıpkı benim önceki görüşümden döndüğüm gibi, o da görüşünden dönerdi. 35 Görüldüğü gibi müçtehit imamlar, içtihat ettikleri konuyla ilgili daha sonra farklı bir hadis-i şerife rastladıklarında, hemen görüşlerinden vazgeçer ve hadise göre fetvâ verirlerdi. Hadise rağmen bir hüküm belirtmişseler, ya o hadis kendilerine ulaşmamış, yahut da onun senet veya metninde bir problem görmüşlerdir. Aksi takdirde, kendi görüşlerinden ya da bağlı bulundukları müçtehitlerin (müntesip müçtehit olanlar) görüşlerinden dönmüşlerdir. Bu hususta Şafii şunları söylemektedir: Benim görüşümün zıddına sahih bir hadis bulduğunuzda alın görüşümü duvara çalın. Yol üzerine terkedilmiş (amel edilmeyen) bir hadis gördüğünüzde bilin ki benim görüşüm, o hadistir / 26
11 Aynı şekilde Ahmed b. Hanbel de insanlara mutlak doğru olarak yalnız Kur an ve Sünneti kabul etmeyi tavsiye etmektedir: Ne beni ne Malik i ne de Evzai yi olduğu gibi taklit edin. Onlar hükümleri nereden aldılar ve nasıl çıkardılarsa siz de aynı yolu takip edin. 37 Müçtehit imamları Kur an ve Sünnet i hevalarına göre tefsir eden kişiler olarak kabul etmek sonrada bu kabul üzerine onları taklit etmenin caiz olmadığı görüşünü ikame etmek her yönüyle tashihe muhtaç bir düşüncedir. Ebû Hanife nin köpeğin satılmasına ilişkin görüşüne gelince, iddia edildiği gibi bu içtihadın hadis inkarıyla hiçbir şekilde ilişkisi yoktur. Hanefilerin bu konudaki yaklaşımı, onların hadisleri anlama ve değerlendirmedeki metodolojileriyle alakalıdır. Nitekim, Hanefiler, bu hadisin Ebu Hureyre nin rivayet ettiği başka bir hadisle tahsis edildiğini içtihat ve araştırmanının vacip olduğuna, bunların karşıtı taklidin ise caiz olmadığına delalet etmektedir. Hanefi: İstidlal ettiğiniz bu hadis konuştuğumuz konuya delil olabilecek bir özellikte değildir. Çünkü mesele, fikhî hükümler noktasındaki taklitle alakalıdır. Halbuki istidlal ettiğiniz hadiste geçen ilim kelimesinden maksat, ne içtihatta ne de taklitte aranmayan zorunlu (yakin) bilgidir / 26
12 Hanefi, Maliki Gibi Nisbeler Ümmeti Böler mi? Selefi: Müslümanlar müçtehit imamlara nisbet edilerek farklı isimlerle anılıyorlar. Böyle bir nisbet yek vücut olması gereken ümmetin bölünmesine yol açıyor. Halbuki Efendimiz (s.a.v.) zamanında Sahabi olmadan gayri bir nisbe yoktu. Gerekli olduğunu söylediğin taklit Müslümanları farklılaştırmaktadır. Farklı müçtehitler farklı nisbeler, farklı hükümler bütün bunlar nasıl izah edilebilir. Hadise, Kur an ın şu ayetiyle ne kadar da örtüşmektedir: Dinlerini parça parça edip, gruplara ayrılanlar varya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. 41 Hanefi: Efendimiz (s.a.v.) zamanında sahabi olmadan öte bir nisbe yoktu; bu doğrudur. Fakat bununla istidlal etmeniz yanlıştır. Çünkü saadet asrında yaşayanlar Efendimiz e arkadaş olarak nisbelerin en üstününe ulaşmışlardır. En üstünü terk edip başka bir nisbe ya da adla anılmak mükemmeli basit muşahhasla değiştirmek anlamına gelir. Sahabe içerisinde abitler, zahitler hatta Hasan Basri nin Müçtehit imamların farklı bölgelerde ikamet etmeleri birbirlerinden istifade etmelerine engel olmadı: Ebu Hanife, Hz Ali ve İbn 12 / 26
13 Mesud un irfanla doldurduğu şehir; Küfe de yaşamasına rağmen ben oldum demedi İmam Malik in kitaplarını mutalaa ettti. İmam Malik te Hicret yurdu; Medine nin müctehidi olmasını gurur vesilesi yapmaksızın, Medine ye her gelişinde Ebu Hanife yi buldu ve meseleleri ona arz etti. Öyle ki İmam Malik in yanında Ebu Hanife ye ait altı bin fetva vardı. Mezhepler arasında usulde ihtilaf yoktur. Furu da ise ittifak edilen hususlar ihtilaf edilenlerden daha çoktur. Fıkhi meselelerin üçte ikisi mezhepler arasında ayniyet arz eder. Geri kalan üçte bir ise belli bir mezhepte takva dairesinde ele alınırken başka bir mezhepte fetva dairesinde değerlendirilmektedir. Yani hadiseye bir mezhep ihtiyatla bakarken başka bir mezhep kolaylık ekseninde yaklaşmaktadır. Farklı isimler altında muazzam bir birliktelik vardır. Müçtehit imamların farklı bölgelerde ikamet etmeleri birbirlerinden istifade etmelerine engel olmadı: Ebu Hanife, Hz Ali ve İbn Mesud un irfanla doldurduğu şehir; Küfe de yaşamasına rağmen ben oldum demedi İmam Malik in kitaplarını mutalaa ettti. İmam Malik te Hicret yurdu; Medine nin müctehidi olmasını gurur vesilesi yapmaksızın, Yusuf, İmam Muhammed ve Şafi ye talebelik yaptı. Müctehit imamlar birbirlerinin eserlerini dikkatle okudular. Gençler, yaşca büyük olanların ders halkalarına oturdu. Yeri geldiğinde de hiç yüksünmeden büyük olanın azametini ifade ettiler. İmam Malik Ebu Hanife için; Ben öyle bir adam gördüm ki, eğer şu odun direğin altın olduğunu iddia etse muhakkak ki onun altın olduğuna dair delilleri ikame edebilir. Şafii ise; Fakihler Ebu Hanife nin çoluk çocuğu mesabesindedir. buyurmaktadır. 13 / 26
14 Bütün bu ilişkiler müçtehit imamların bir aile olduklarını, birbirlerinden istifade ettiklerini göstermektedir. Hakikat bu minval üzere iken mezhepler birbirine karşıdır, nevinden mesnetsiz ifadeler sarf etmek, ezbere konuşmaktan öte bir anlam taşımaz. Yahudi ve Hristiyanların dinlerini parça parça edip gruplara ayrılmalarını Hanefi, Maliki ya da Şafii olmakla eş değer kabul etmeniz ise kıyas meal farık tır. Çünkü -yukarıda da izah edildiği gibi- mezheplerin görüşleri büyük oranda aynıdır. Dört mezhepte Allah Resulunun Ma ene aleyhi ve ashabi/ben ve ashabımın üzerinde olduğu yol ifadelerinde kendini bulan Sünnet ve Cemaat anlayışı üzerine bina edilmiştir. Her bir mezhebin müntesibi diğerinin arkasında namaz kılar, mezhepler arası geçişi meşru kabul ederler. Çünkü özde tamamı Kur an ve Sünnetten neşet etmiştir. Selefi: Taklidin meşru olması halinde Ömer b. Hattab (r.a.) (ö. 23/644), Ali b.ebi Talib (r.a.) (ö. 40/661), İbn Mesud (r.a.) ve diğer fakih sahabilerin taklit edilme hususunda sonraki dönem müçtehitlerinden daha üstün bir konuma sahip olmaları gerekir. Bir başka deyişle, eğer taklit caiz olsaydı, elbetteki bu fakih sahabilerden her biri, kendilerine uyulmaya müçtehit imamlardan daha layık olacaklardı.42 Hanefi: Konuşmanın akışı içerisinde defalarca Saadet Asrındaki müçtehitlerin sayıca sınırlı olduğunu, ashabın çoğunluğunun onları taklit ettiğini ve müçtehit sahabilerin de samimi bir şekilde içtihatlarını mukallitlere bildirdiklerini kaynaklarıyla arz ettim.43 Bütün bunlardan sonra hala müçtehit sahabilerin avam tarafından taklit edilmediklerini iddia ediyorsanız malumatınızın tarihi gerçeklerle örtüşmediğini söylemeden öte size ne diyebilirim ki?! 14 / 26
15 Niçin Aynı Ayetten Farklı Hükümler Çıkar? Selefi: Bir önceki fasılda mezhepler arasında muazzam bir birlikteliğin mevcudiyetinden bahsettiniz. Bütün mezheplerin Kur an ve Sünnetten neşet ettiğini söylediniz. Peki şu örneklere ne diyeceksiniz: Abdest alınırken başa mesh edilmesi hadisesinde her mezhep farklı bir hüküm beyan ediyor. Yine Lamestumu n-nisa/kadınlarla cinsel ilişkiye girdiğiniz zaman ayeti Hanefilerle Şafiler arasında derin ihtilafların nedeni Zannediyorum bu örneklerin esasta birliktelik adına söylediklerinizle bağdaşmadığını kabul ediyorsunuzdur? Hanefi: İfadelerinde bir reddediş var. Birilerinin oyununa gelip Sahih Geleneği reddetmenin hazzını yaşıyorsun. Kendine göre açıklar tesbit edip saldırıyorsun. Ne var ki zayıf gördüğün hususlar muhkem kaleler gibi sağlam esaslar üzerine ikame edilmiştir. Fakat hükümlerin delillerden nasıl istinbat edildiğini bilmeyişin seni yanıltmaktadır. Bu yanılgı neticesinde mezhepleri farklı doğruları olan oluşumlar olarak değerlendiriyorsun. Yani azizim yine sevinemeyeceksin. Çünkü Maide süresinin 6. ayetinde emredilen mesh ile alakalı mezheplerin farklı hükümler vermesi Kur an-ı Kerim in anlam zenginliğinden kaynaklanmaktadır. Başınızı meshedin. Ayetindeki bi ruisikum kelimesinin başında yer alan ba harfi cerri Ebu Hanife ye göre İlsak/yapıştırma, dokundurma anlamındadır. Mesh aleti eldir. Alet olan el miktarı kadar bir bölgeyi mesh etmek gerekir. Elde başın dörte birine tekabul eder. Gördüğün gibi Ebu Hanife nin ictihadı Kur an a dayanmaktadır. 15 / 26
16 Şafi ye göre ba harfi cerri teb iz/bölümlere ayırma anlamındadır. Buna göre kişinin başının üç tane tüyüne mesh etmesi yeterlidir. İmam Malik ve Ahmed b. Hanbel e göre ise ba zaittir. Dolayısıyla mükellefin başının tamamını mesh etmesi gerekir. Lamestümü n-nisa ayeti ile alakalı mütalalarınız da hadiseyi gereği gibi ifade etmekten acizdir. Taşların yerli yerine oturması için öncelikli fakihlerin bu konudaki içtihatlarını hatırlamamız gerekmektedir. Fukaha kadına el ya da diğer duyu organları ile dokunan kişinin abdestinin bozulup-bozulmaması noktasında farklı görüşler beyan etmiştir. Bu doğrudur. Nitekim Şafilere göre erkek ve kadın arasında perde ya da örtü gibi engelleyici nesneler olmaksızın dokunma gerçekleşirse bundan lezzet alınsın ya da alınmasın ittifakla dokunanın bir rivayete göre de dokunulanın abdesti bozulur. Kadını öpmekte ona dokunmak gibidir.44 Ahmet b. Hanbel kadına dokunma ve öpmenin mahiyetine bakar; Erkeğin kadına şehvetle dokunması ya da onu öpmesi abdesti bozar, dokunma şefkatle olursa bozmaz diyor. İmam Malik öpme ile mutlak olarak abdestin bozulacağını söylerken dokunmanın şehvete yönelik olmasını şart koşar. Hanefilere göre ise hiçbir şekilde kadını öpme ya da ona dokunma abdesti bozmaz / 26
17 Bu konuda birden fazla görüşün oluşmasının arka planında dokunma anlamına gelen Lems kelimesinin Arap dilinde müşterek lafız olması yatmaktadır. Usul ilmine göre Kur an ya da Sünnet te yer alan bir lafız, sözlük anlamıyla ıstılah anlamı arasında müşterek olursa ıstılah anlamına göre anlaşılması gerekir. Eğer lafız iki ya da daha çok sözlük anlamı arasında müşterek olursa bu takdirde müçtehit tarafından bir takım deliller kullanılarak lafzın tek bir anlama indirgenmesi sağlanır. Müşterek bir lafız iki ya da daha çok kaç anlama geliyorsa, lafızdan anlamların hepsini almak doğru değildir.46 Çünkü böyle bir ameliye karışıklığa sebep olur. Burada müşterek lafzın ikinci boyutu vardır. Yani lems lafzındaki iştirak (müştereklik) sözlük anlamları arasındadır. Müçtehitlerin bir bölümü lems kelimenin elle dokunma anlamını içerdiğini söylerken Hanefiler lems in cinsel ilişkiden kinaye olduğunu ileri sürmektedirler. Buna göre abdest ayetindeki lamese den maksat kadınlara dokunmak değil, onlarla cinsel ilişkiye girmektir. Yani Hanefi fakihlere göre ayetteki müşterek lafız cinsel ilişki, diğer meşhur üç mezhep imamına göre ise dokunma anlamındadır.47 Üzerinde konuştuğumuz abdest meselesi dahil mezhebler arasında ihtilafa medar olan bütün hususlarda telfike düşmeme şartıyla Selefi: Hem avamın müçtehidi taklit etmesinin gerekliliğinden bahse-diyor hem de bir nevi taklit olan telfikin haram olmasından söz ediyorsun. Bu bir tezat değil midir? Hanefi: Telfik yapılarak ulaşılan hüküm eğer hiçbir mezhepte mevcut değilse bu durumda mukallit içtihat yapmış olur. İçtihat için gerekli malumata sahip olmayan kişinin içtihat yapması ise haramdır. mukallitlerin farklı mezheblerin içtihatlarından istifade etmeleri caizdir. Eğer aralarında usulde bir ihtilaf olsaydı şüphesiz bu caiz olmazdı. Hadiseyi daha anlaşılır bir hale getirmek için müşterek bir lafız olan lems kelimesinden hareketle bir örnek verelim: Şafii mezhebine bağlı bir mukallit, şehvet amacı ile olmayan bir dokunma ile abdestin bozulmayacağını söyleyen İmam Malik i, Onun abdest için ön gördüğü başın tamamını mesh etme, tertip ve uzuvları peşi sıra ara vermeden yıkama gibi vaciplere riayet ederek48 taklit etse, caiz-midir? El-Cevap caizdir. Yani bu durumdaki bir Şafii, abdestin bozulmaması noktasında İmam Maliki taklit edebilir. Telfik Niçin Haram? 17 / 26
18 Selefi: Hem avamın müçtehidi taklit etmesinin gerekliliğinden bahsediyor hem de bir nevi taklit olan telfikin haram olmasından söz ediyorsun. Bu bir tezat değil midir? Hanefi: Telfik yapılarak ulaşılan hüküm eğer hiçbir mezhepte mevcut değilse bu durumda mukallit içtihat yapmış olur. İçtihat için gerekli malumata sahip olmayan kişinin içtihat yapması ise haramdır. Hadiseyi şöyle bir örnekle izah edeyim: Abdest alan kişi vücudundan kan aktığında, kanın akması abdeste engel değildir diyen İmam Şafi yi, kadına dokunduğunda ise; kadına dokunmayla abdest bozulmaz diyen Ebu Hanife yi taklit ederek hükümde telfik yapsa, böyle bir ameliye caiz değildir. Çünkü hem kanın akması hem de kadına dokunma ile abdestin bozulmayacağını söyleyen hiç bir müçtehit olmadığından ortaya çıkan yeni hüküm bir içtihat olur. Sahibi de içtihada ehil olmadığından harama irtikap etmiş addedilir. Görüldüğü gibi tezat, teflikle taklit arasındaki münasebette değil, doğru bilgi ile senin arandadır. Selefi: Müçtehit imamların mesh ile alakalı hükümlerde ya da diğerlerinde farklı içtihatlara ulaşmalarının arka planında ilmi hakikatlerin olduğunu anladım. Fakat şunu merak ediyorum: Serahsi gibi bazı muhakkik fakihler müçtehit imamların aynı konularda farklı içtihatlara ulaşmalarına etki eden başka amillerden de bahsediyorlar, siz bu söylenenleri ilmi buluyor musunuz? İnsan Hayatının Mükemmel Okunuşu: İctihat 18 / 26
19 Hanefi: Müçtehitler her hangi bir konuda hüküm verirken nassın müsaade ettiği ölçüde insanların maslahatını dikkate almışlardır. Bunun içindir ki İmam Şafii Mısır a gittikten sonra halkın ihtiyaçlarını dikkate alarak bazı fetvalarında değişikliğe gitmiştir. Hadiseyi bir örnek bağlamında izah edersek şunları söyleyebiliriz: Nisa 4/43 de teyemmümü gerektiren haller bahsinde zikredilen ve kadına dokunma anlamına gelen lamese kelimesini Ebu Hanife nin cinsel ilişki, İmam Şafii nin ise kadına dokunma anlamında algılamalarına ayet lafzının yanı sıra yaşadıkları çevrenin coğrafi ve sosyo-kültürel şartlarıda etki etmiştir. Genellikle kırsal bölgelerde yaşayan insanlara hitap eden İmam Şafii nin lamese kelimesini kadına dokunma anlamında algılaması insanlara artı bir meşakkat getirmediği gibi onları kadınlarla halvet olup kötü yollara düşmekten de alıkoymaktadır. Dağlarda ya da geniş arazilerde yaşayan insanların abdestli hallerinde birbirlerine değmeleri mümkün değildir. Hadisenin bu boyutu kolaylığı temin eder. Ayrıca nüfüs yoğunluğu itibariyle sayıları az olan insanların yaşadıkları geniş arazilerde (kadın-erkek) birbirlerine yaklaşmaları/dokunmaları şehevi duyguların tetiklenmesine sebep olur. Bu açıdan da içtihat koruyucu bir anlam içermektedir. Şehir kültürünün hakim olduğu bir ortamda yaşayan Ebu Hanife nin ise lamese kelimesini cinsel ilişki anlamında alması, fukahanın fıkhi meseleleri tasavvur ederken maslahatı ne derece dikkate aldıklarını göstermektedir. Medeni (şehirli) insanlara hitap eden Ebu Hanife, muhataplarının dar mekanlarda/caddelerde izdiham halinde yaşadıklarına tanık olduğundan kadına dokunmayla abdestin bozulmayacağını söylemiştir. Aksi takdirde camiye gitmek için insan yoğunluğu olan bir caddeden geçmek zorunda olan ve bu geçiş esnasında gayri ihtiyari olarak bir kadına dokunan (ya da tavaf esnasında kadına değen) herkes yeniden abdest almak 19 / 26
20 zorunda kalacaktı. Aynı bakış açısını diğer ihtilaflı meselelere de teşmil edebilirsin. Selefi: Nasıl yani? Hanefi: Mesela imamın arkasında cemaatin fatiha yı okuyup-okumaması hadisesi Ebu Hanife nin okumama, Şafi ninse okuma yönünde içtihat etmelerine ayet ve hadislerin49 yanı sıra insanların sosyo-kültürel durumu da etki etmiştir. Şöyle ki, Hanefiler şehirlerde toplumsal bilincin egemen olduğu bölgelerde yaşadıklarından sorunlarını cemaat şuuru içerisinde çözmeye çalışırlar. Bir hadise karşısında tek tek konuşma yerine sözcüler /mümessiller/dernekler vasıtasıyla sorunlarını arz ederler. Şafilerse genellikle köylerde ikamet ettiklerinden sıkıntılarını ferden ferda arz etme yolunu tercih ederler. Ancak böyle tatmin olabilirler. Namaz da, bütün sorunları çözen Allah Teala ya halleri arz ediştir, münacattır. Ebu Hanife ye göre imam bütün cemaat adına Allah Teala ya münacaatta bulunur. Cemaat bunu yeterli bulur. Fakat İmam Şafii aralarında yaşadığı insanların halet-i ruhiyelerini dikkate alarak ayrı ayrı fatiha okumayı, ferden ferda münacatta bulunmayı uygun görür. Tabi ki müçtehitler bütün bu açılımları nassların müsaade ettiği sınırlar çerçevesinde yaparlar. Selefi: Bu söylediklerin müçtehitlerin bir takım ferdi ve ictimai kriterleri dikkate alarak Kur an ın hakikatini değiştirdiklerine işaret etmektedir. Böyle bir yaklaşımın neresine fıkıh diyebiliyorsun? 20 / 26
21 Hanefi: Söylenenleri anlamamakta ısrar ediyorsun. Ben müçtehitlerin içtihat ederken Kur an ve Sünneti mutlak anlamda bağlayıcı kabul ettiklerini, maslahatı ise sadece Kur an ve Sünnet in müsaade ettiği meşru ölçüler dahilinde dikkate aldıklarını söyledim. Aksi bir maslahat şer i dilin ifadesiyle; maslahat-ı mülga dır ki ona hiçbir müçtehit itibar etmemiştir. Muhammed Bakır ve Ebû Hanife Müçtehit imamların maslahatı dikkate alarak içtihatta bulunmalarını Kur ani ifadeleri değiştirmek olarak telakki etmek zati alileriniz adına ciddi bir bilgi fukaralığına işaret etmektedir. Fakat fukaralıkta yalnız değilsin, kadim zamanlara değin dostların var. Çünkü müçtehit imamlar hakkında bu nevi ifadeler sarf eden ne ilk ne de son kahramansın! Örneğin Ebu Hanife hakkında benzer ithamları gündeme getirenlerin nesebi ta Muhammed Bakır a (r.a.) (ö. 114/732) (Aslında Muhammed Bakır burada masumdur. Çünkü Onun sorgusu, Ebu Hanife yi tanımamasından kaynaklanmaktaydı.) uzanır. İki imam arasında ki konuşma eğer dikkatle dinlersen senin için de efradını cami ağyarını mani bir cevap olacaktır: Muhammed Bakır a, Ebû Hanife nin taabbudi hükümler üzerine kıyas yaparak İslam ın özüne muhalif bir tavır içinde olduğu anlatılır. Bir gün Muhammed Bakır Medine de Ebû Hanife ile karşılaşır ve ona, sen kıyasla amel ederek dedem Hz. Peygamber in (s.a.v.) sünnetine muhalefet ediyorsun öyle mi, diye sorar? 21 / 26
22 -Ebû Hanife; bu ithamdan Allah a sığınırım. Sen konuşmana dikkat et ki; ben de sana karşı üslubuma dikkat edeyim. Çünkü Allah Resulunün (s.a.v.) ashabına üstünlüğü gibi, seninde diğer insanlara üstünlüğün var Bu ifadeler üzerine Ebû Hanife, Muhammed Bakır a; Sana üç tane soru soracağım bana cevap ver der. Verdiğim cevaplar aklı mı dinin emrine yoksa dini mi aklın tasarrufuna teslim ettiğimi kanıtlayacaktır. -Erkek mi yoksa kadın mı daha güçsüzdür? -Kadın. -Mirasta erkeğin payı ne kadar kadının ki ne kadardır? -Kadının payı erkeğinkinin yarısı kadardır. - Eğer bu konuda kıyasla hüküm verseydim erkeğe kadının payının yarısını verirdim. Çünkü kadın daha güçsüzdür. 22 / 26
23 - Namaz mı oruç mu daha üstündür? - Namaz. - Eğer kıyasla hüküm verseydim, bu konudaki nassa muhalefet eder hayızlı bir kadına orucu değil namazı kaza etmesini emrederdim. - İdrar mı yoksa meni mi daha pistir? - İdrar. - Eğer kıyasla hükmetseydim, gusül abdestinin, meninin çıkmasından dolayı değil de idrarın çıkmasından dolayı gerektiğini söylerdim. Karşılıklı bu soru cevap faslından sonra Muhammed Bakır, Ebû Hanife yi alnından öperek kutlar / 26
24 Ebu Hanife ile Muhammed Bakır arasında cereyan eden konuşmada da görüldüğü gibi müçtehit imamlar Kur an ve Sünnet i tartışmasız mutlak ölçü kabul etmişlerdir. Hayata göre bir İslam değil İslam a göre bir hayatın mücadelesi içerisinde yer almışlardır. Onların içtihatlarında akıl, peşinden gidilen değil, İslam ın peşi sıra gidendir. Hadise Rağmen Taklit Mümkün Mü? Selefi: Mukallit fakihlerin hadise rağmen bağlı bulundukları mezhep imamlarının görüşlerini tercih etmeleri ve bunu Mecamiu l-hakaik müellifi Hadimi gibilerin akval-i fukaha nususa müreccehtir. şeklinde bir kaide çerçevesinde sunmaları sizce ne kadar İslami dir? Hanefi: Mukallit fakihler hadisle, taklit ettikleri müçtehitlerin içtihatlarının çeliştiği durumlarda taklidi terk edip hadisle amel etmişlerdir. Nitekim Hanefilerden Kasani, Bedaiu s-senai de hacamat yaptıran kişi, orucum bozuldu zannıyla yiyip-içse ona keffaret gerekir mi51 meselesini tahlil ederken fukahanın hadisin zahiriyle amel etmesinin vacip olduğunu söylemektedir. Hadimi nin Fakihlerin içtihatları nasslara tercih edilir sözü ise avam için geçerlidir. Avam, hadisle müçtehidin içtihadının bir birine muvafık olmadığını gördüğünde yine müçtehidi taklit 24 / 26
25 etmeye devam eder. Çünkü O, şer i nassların ve hadis-i nebevilerin manalarını, tevillerini, rivayet edilen hadislerin sıhhat derecelerini, neshle ilgili olup-olmadıklarını bilemez. Muhtemeldir ki ictihatla çelişen hadisler haddi zatında sahih hadis değillerdir. Zayıf ya da mevzudurlar. Ya da zahir anlamları kast edilmemektedir, müevveldirler. Belki aynı hususta onlardan senedi daha sağlam olan bir hadisle tearuzları söz konusudur. Bu yüzden o hadislerle amel edilmemiştir. Avam ile avam hükmünde olanların bunları bilmeleri mümkün olmadığından onlar için her halukarda en uygun olan bir müçtehidi taklit etmektir. İstismar Edilen Mektup Selefi: Söylediklerinizin önemli bir bölümü hakikati yansıtmamaktadır. Buna delil olarak şu hadiseyi nakletmem yeterli olur kanaatindeyim: İmamü l-harameyn in (ö.478/1085) babası Abdullah b. Yusuf el-cüveyni (ö.438/1046) el-muhıt adında bir fıkıh kitabı yazmaya başlar, eseri kaleme alırken de sahih hadislere bağlı kalmaya özen gösterir. Kitabın ilk üç bölümünün müsveddelerini tamamladığında onları tahlil ve tashih etmesi için hadis alimi Beyhagi ye (ö.458/1066) gönderir. Ne var ki Beyhagi hadislerle istidlal edip İmam Şafii ye muhalefet eden Cüveyni yi bu kitabı tamamlamaktan vazgeçirir. Hanefi: Hadiselere Bektaşi mantığıyla yaklaşıyorsunuz. Halbuki ilmin ahlakı her şeyden önce sadakat ister. Eğer sizde ilme karşı bir sadakat olsaydı hadiseyi bir bütün halinde naklederdiniz. 25 / 26
26 Selefi: Nasıl yani? Hanefi: Sizinde iyi bildiğiniz gibi Beyhagi, Cüveyni nin müsveddelerini okuduktan sonra Ona uzun bir mektup yazar. Mektubunda Cüveyni nin hatalarına işaret eden Beyhagi: İmam Şafii nin terk ettiği yani amel etmediği, delil olarak kullanmadığı hadislerin gizli kusurlarının olduğunu bir bir isbat eder. Bu mektubu kendi için rehber kabul eden Cüveyni de İmam Şafi yi taklide devam eder ve eserini tamamlamaktan vazgeçer.52 Söz konusu olayda bir hadis allamesi olan Beyhagi, Cüveyni nin hadislerini tahlil ediyor ve hadisle ilgili kriterleri de dikkate alarak ona bir takım tavsiyelerde bulunuyor. Bu, sahasında uzman olan her alimden beklenen tabii bir tavırdır. Hadiseyi farklı mütalalara malzeme yapmak doğrusu anlaşılır gibi değildir. (Devam edecek) 26 / 26
Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:
Sorularlarisale.com "Kur'an ın her kelamı üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, bu Allah ın kelamıdır. İkincisi, Allah ca murad olan mana budur. Üçüncüsü, mana-yı murad budur..." İzah eder misiniz? "Kur'an
DetaylıAcaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?
Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası
Detaylıİslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen
İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu
DetaylıEHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.
EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha
Detaylı1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.
İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.
DetaylıŞüphesiz ki Allah a, ahiret gününe iman edenlerle Allah ı çok anan kimseler için Allah ın elçisinde güzel bir örnek vardır.
İlk insan ve Peygamber Adem babamızla başlayan güzel ahlakı inşa etme vazifesi Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v.) ile tamamlandı: Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerindesin.(kalem, 68/4) Şüphesiz ki Allah
DetaylıİLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür
İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında
Detaylıİmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]
K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç
DetaylıO, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.
İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.
DetaylıAsr-ı Saadette İçtihat
Mehmedkirkinci.com Asr-ı Saadette İçtihat Sual: Hazret-i Peygamber zamanında içtihat yapılmış mıdır? Her güzel şey, her hayır Nebi ler eliyle meydana geldiği gibi, küllî bir hayır olan içtihadı da ilk
DetaylıBuyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.
BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise
DetaylıHÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI
HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com
DetaylıSelefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1 Müslümanlar farklı kültürlerle olan ilk karşılaşmalarında -müktesabatı geniş alimler vasıtasıylafarklılaşmadan var olmayı başardılar. Başka milletlerin medeni birikimlerini
DetaylıMezhep Meselesi ve Fıkhî İhtilaflar
Mezhep Meselesi ve Fıkhî İhtilaflar Ebu l-feth el-beyânûnî Tercüme ve Notlar: Ebubekir SİFİL Rıhle Kitap, İstanbul 2013 (2. Baskı), 197 sayfa. Tanıtan: Fatih KARATAŞ* Mezheplerin ortaya çıkış sebepleri,
DetaylıİÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan
İÇİNDEKİLER Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah ın Açıklaması İmam Buhari Ve Teveffi
DetaylıAbdullah b. Abdurrahman el-cibrîn
RAMAZAN GECELERİNDE KILINAN NAMAZIN CEMAATLE EDÂSININ MEŞRULUĞU ] ريك Turkish [ Türkçe Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 2011-1432 وعية اجلماعة يف قيام رمضان»
DetaylıAbdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid
Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م ملسح القبعة والكوفية
DetaylıFIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal
FIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal dayanışma ve İslamî değerlerin mali olarak desteklenmesi
DetaylıTAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla
TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde
DetaylıLİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)
Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,
DetaylıEvlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?
Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe
DetaylıALİMLERİN TAKLİDİ YEREN SÖZLERİ KİMLERE HİTAP ETMEKTEDİR?
ALİMLERİN TAKLİDİ YEREN SÖZLERİ KİMLERE HİTAP ETMEKTEDİR? www.tavhid.org 1 ر ر ز ي ر ز ي ل Taklid; İbn Kudame el-hanbeli nin tarifiyle- bir kimsenin sözünü delilsiz olarak kabul etmek manasına gelmektedir.
DetaylıHilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin
Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح
DetaylıBir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)
1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı
DetaylıAbdest Gusül Teyemmüm
Abdest Gusül Teyemmüm Memduh ÇELMELİ ABDEST Farz ve Sünnetleriyle Abdestin Alınışı 1- Niyet edilir. Euzü-Besmele çekilir. 2- Eller bileklere kadar yıkanır. Abdestin Farzları 1) Yüzü yıkamak 2) Elleri dirseklerle
DetaylıEbû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu
Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu Cilt/Volume: II Sayı/Number: 1 Yıl/Year 2016 Meridyen Derneği hadisvesiyer.info Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları 2012, 472 sayfa.
DetaylıÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI
EYLÜL EKİM KASIM İBADET VE MÜKELLEF T E M İ Z L İ K 1.İbadetin (Salih Amel) Tanımı 2.Amacı ve Önemi: İbadet Bize Ne Kazandırır? 4.Temizlik-İbadet İlişkisi 9 2 NAMAZ 1.DÖNEM 1. DÜZEY (KUR 1) 3. Temel İbadetler
DetaylıÜnite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR
Celâleyn Tefsiri Ünite 1 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I Doç. Dr. Recep DEMİR 1 Ünite 1 CELÂLEYN TEFSİRİ Doç. Dr. Recep DEMİR İçindekiler 1.1. CELÂLEYN TEFSİRİ... 3 1.2. CELALÜDDİN
DetaylıOrucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.
Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.
DetaylıTeravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi
Niçin Teravih Namazı denilmiştir? Ramazan ayında yatsı namazından sonra kılınan namaz. "Teravih" kelimesi Arapça, "Terviha"nın çoğuludur ve "oturmak, istirahat etmek'" anlamına gelmektedir. Teravih namazı
DetaylıHac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti
Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti İnanç odaklı bir firma olarak biz, Hz. Allah ın ve Resulullah Efendimiz in (s.a.v.) misafirlerine hizmet etme şuuruna sahibiz 29 yıllık tecrübemiz ve yüksek ilmi değerlerle
Detaylıİsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.
Alıntı; FarukBeşer İsra Suresi hicretten bir yıl önce indirilmiş. Yani Hicret yakındır ve artık Medine de Yahudilerle temas başlayacaktır. Sure sanki her iki tarafı da buna hazırlıyor gibidir. Mescid-i
DetaylıSabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)
Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,
DetaylıHİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi
HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com Hikmet Yurdu, İmam Matüridî ve Matürîdîlik Özel Sayısı, Yıl: 2, S.4 (Temmuz-Aralık 2009), ss. 235-239 Kitap
DetaylıGerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]
Şimdi de hızlıca Müteşabihat hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. Deniliyor ki Kur ân da hem Muhkemat hem Müteşabihatlar vardır. Bu durumda Kur ân a nasıl güvenebiliriz? Gerçek şudur ki bu konu doğru
DetaylıALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN
KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,
DetaylıArap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.
Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor. Bugün her şeyi sorgulayan genç beyinlere ikna edici cevaplar
DetaylıVeda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.
Veda Hutbesi Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki: Hamd, Allahü Teâlâya mahsûstur. O'na hamd eder, O'ndan yarlığanmak diler ve O'na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından
DetaylıQuestion. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?
Question Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Answer: Dört ana kaynağa yani Kur an a, sünnete, akıla ve icmaya dayanarak Masumların velayet hakkına
Detaylı11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi
11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Prof. Dr. Köse: Organ Bağışının Dinen Sakıncası Yoktur İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir İl Müftülüğü ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi
DetaylıAcaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır?
Question Acaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır? Kur an-ı Kerim'in tahrif edilmediğinin delilleri nedir? Answer: Kur an-ı Kerim in tahrif edildiğini
Detaylıİmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma
Question İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafı hakkındaki sözleri idi. Allah-u Teâlâ tarafından Hz. Fatıma Zehra (s.a)'ya ilham edilen
DetaylıEğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ
Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders
DetaylıMuhterem Hayrettin Karaman Hocam,evvela selam eder,saygılar sunarım. 1974 yılı İmam-Hatib talebeliğimden beri sizleri duyduk ve istifade ettik.
HAYRETTİN KARAMAN HOCAMA CEVAB Muhterem Hayrettin Karaman Hocam,evvela selam eder,saygılar sunarım. 1974 yılı İmam-Hatib talebeliğimden beri sizleri duyduk ve istifade ettik. Ancak sizlerin bazı noktalarda
DetaylıKURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ
KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya
DetaylıSöylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.
Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece
DetaylıŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU
e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,
Detaylı(KADINLARIN) HAYIZ, NİFAS VE İSTİHAZA HALLERİ. Kan Çeşitleri. Kadınlardan hayız, nifas ve istihaza (olmak üzere üç türlü) kan gelir.
(KADINLARIN) HAYIZ, NİFAS VE İSTİHAZA HALLERİ Kan Çeşitleri Kadınlardan hayız, nifas ve istihaza (olmak üzere üç türlü) kan gelir. Hayız: Âdet görmekten kesilme yaşına (sinn-i iyasa) [1] [1] henüz gel
DetaylıMurabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek?
Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek? Murabaha Nedir sorusuna lügâvi manasında cevap çok kısa olabilir ama burada daha çok günümüzdeki fiilî durumunu ele almak faydalı olacak. Bahse konu yöntemden,
Detaylı1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar
1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.
Detaylıİlmihal 1 Siyer 1 Ahlak 1 İlmihal 2 Siyer 2 Ahlak 2 İlmihal 3 Siyer 3 Ahlak 3 İlmihal 1 Siyer 1 Ahlak 1 İlmihal 2 Siyer 2 Ahlak 2 İlmihal 2 Siyer 3
İçindekiler İlmihal 1 Öğretici Notları...4 Siyer 1 Öğretici Notları... 38 Ahlak 1 Öğretici Notları... 56 İlmihal 2 Öğretici Notları... 98 Siyer 2 Öğretici Notları...114 Ahlak 2 Öğretici Notları...148 İlmihal
Detaylıİslam hukukuna giriş (İLH1008)
DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İslam hukukuna giriş (İLH1008) KISA
Detaylıİslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.
Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı
DetaylıKur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok
Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere
Detaylı7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız
4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir
Detaylıel-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ
el-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ Muhammed Hüseyin ez-zehebî, Mektebetü Vehbe, 3. Basım, 1406/1986, 112 s. Harun ABACI* Bu kitapta yazar, eski ve yeni yazılmış
Detaylı3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler
3. ÜNİTE: EN GÜZEL ÖRNEK HZ. MUHAMMED İN İBADETLERİ 3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler KAZANIMLARIMIZ O Bu ünitenin sonunda öğrenciler Hz. Muhammed'in: O 1. Öncelikle bir kul olarak davrandığını kavrar.
DetaylıKAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ TG 6 ÖABT DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ TG 6 ÖABT DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin
DetaylıOkul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar
Dualar Beddualar Çocuklara gösterilen sevgi, dua ile birlikte beden diliyle de gösterilmesi onların okul başarısını artıracaktır. Çocuklar okula giderken sarılarak ve dua ile yollanmalıdır. Bu, çocukların
DetaylıÇukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri -Ders Planı- Dersin konusu: islamda kadının giyim-kuşamı [tesettür- örtünme] Ön hazırlık: İlgili tezler: ismail yıldız nesibe demirbağ
DetaylıOrucun Manevi Hayatımıza Katkıları
Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine
DetaylıİÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular
İÇİNDEKİLER Takdim. 9 İTİKAD ÜNİTESİ Din Din Ne Demektir?... Dinin Çeşitleri... İslâm Dininin Bazı Özellikleri... I. BÖLÜM 11 11 11 II. BÖLÜM İman İmanın Tanımı... İmanın Şartları... Allah'a İman... Allah
DetaylıAİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL
AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun
DetaylıTEFSİR TARİHİ VE USULÜ
TEFSİR TRİHİ VE USULÜ DİKKT Bu testte 25 soru bulunmaktadır. Cevaplarınızı, cevap kâğıdınızın Tefsir Tarihi ve Usulü testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. 1. yet sayısı yüzden az olan surelere verilen
Detaylıİslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /
İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR / Çıra Yayınları, İstanbul, 2006/240 sayfa Tanıtan: Muzaffer BARLAK 1 İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Yüce Allah, ilahi hitabının birçok yerinde
DetaylıAllah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.
İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara
DetaylıKur'an ve Anlam. Yazarlar Mürsel Ethem Yusuf Topyay Mehmet Akın. Editörler İsmet Eşmeli Mehmet Akın ISBN:
Kur'an ve Anlam Yazarlar Mürsel Ethem Yusuf Topyay Mehmet Akın Editörler İsmet Eşmeli Mehmet Akın ISBN: 978-605-2233-19-1 1. Baskı Aralık, 2018 / Ankara 2000 Adet Yayınları Yayın No: 284 Web: grafikeryayin.com
DetaylıEY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın
EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın Ey iman edenler! Allah'ın emrine uygun yaşayın, O'na (yakın olmaya) vesile/imkan arayın. O'nun yolunda (malınızla, canınızla) cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.
Detaylı5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.
TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu
Detaylıİçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15
İçindekiler Önsöz 11 Kısaltmalar 15 EBÛ MANSÛR EL-MÂTÜRÎDÎ 17 Hayatı 17 Siyasî ve İlmî Çevresi 20 İlmî Şahsiyeti 22 Eserleri 25 a. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 25 b. Usûl-i Fıkıh 29 c. Tefsir ve Kur an İlimleri
Detaylıİçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17
İçindekiler Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17 BİRİNCİ BÖLÜM MUHAMMED EBÛ ZEHRE NİN HAYATI, İLMÎ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ I. MUHAMMED EBÛ ZEHRE
DetaylıTürkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları
Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, Nesai, Edebu l-mufred, Muvatta, İbn Carud, Taberani (Mucemu s-sagir) İçindekiler 1- Sünenu İbn
DetaylıTOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)
TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV (Panel Tanıtımı) Mehmet DEMİRTAŞ * Bir şehri kendisi yapan, ona şehir bilinci katan unsurların başında o şehrin tarihî ve kültürel
DetaylıHindistan ın Pencap bölgesinde bulunan Kadiyan adlı yerden şöyle bir ses yükseldi:
Hindistan ın Pencap bölgesinde bulunan Kadiyan adlı yerden şöyle bir ses yükseldi: Canım elinde bulunan Yüce Rabbimin (cc) adıyla yemin ederim ki, Hz. Resulüllah ın (sav) haber verdiği Mesih-i Mev ud benim.
DetaylıNAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil
NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ حكم الصلاة مع الجماعة ] باللغة التركية [ Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid ألفه الشيخ: محمد صالح المنجد Terceme edenler Muhammed Şahin ترجمه: محمد
Detaylı2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.
Duası müstecap, günü bereketli, kalbi mutmain, huzurlu, umutlu, salih bir mü min olabilmek için helal yeme-içme ve helal yaşama ölçülerimizin bilinmesi gerekiyor. Her imtihanımızda ve hayatımızın her kesitinde
DetaylıDr. Mehmet Sürmeli tarafından yazıldı. Perşembe, 07 Ekim :45 - Son Güncelleme Perşembe, 21 Ekim :00
4 Sahabe gibi Kur'an-ı kerim'i ve İslam'ı yaşayabilmenin sırrı - Tefsir - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web si Tüm emir ve yasakların amacı, insanı Allah a giden yolda dosdoğru olarak tutabilmek ve ilerlemesini
Detaylı1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.
İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler
Detaylıبسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/
بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/256-259 Şeyh Hamd bin Atik (V. 1301) kardeşlerinden birisine hitaben şöyle
DetaylıDOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ
DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح
Detaylıİsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.
Müminlerin annesi... İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular. Hazret-i Meymune, Hazret-i Abbas ın hanımı Ümm-i Fadl ın kızkardeşi idi. İlk
DetaylıHz. Mehdinin (A.S.) geleceği ile ilgili olarak üzerinde durmamız gereken bir konu daha vardır.
Hz. Mehdinin (A.S.) geleceği ile ilgili olarak üzerinde durmamız gereken bir konu daha vardır. Bilindiği gibi bugün Müslümanların çoğu Hazret-i İsa nın (A.S.) hâla yaşamakta olduğuna ve gökte bulunduğuna
DetaylıKURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)
KURAN YOLU- DERS 3 (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) DERSTE GEÇEN KAVRAMLAR 1) Mübin : Açık ve Açıklayan. Kur an ın sıfatlarındandır. Kur an sadece
DetaylıErken Dönem İslâm Hukukçularının Sünnet Anlayışı
Erken Dönem İslâm Hukukçularının Sünnet Anlayışı İshak Emin AKTEPE İnsan Yayınları, İstanbul 2010, 343 sayfa. Tanıtan: Mehmet Sait UZUNDAĞ* İslâm ın Kur an dan sonra ikinci kaynağı olan sünnetin mâhiyeti,
DetaylıKur an ın Bazı Hikmetleri
Kur an ın Bazı Hikmetleri Allah Teala kıble hususunda derin tartışmalara giren insanların görüşünü: İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. ayetiyle reddetmiştir. Ki onların bir kısmı,
Detaylı(A) Cinsellik ve onunla irtibatlı duygular ve eylemler peygamberler dâhil bütün erkekleri kuşatıcıdır.
Bülûğ (ergenlik) çağına ulaşan her erkekte cinsel duygular, tatmin edilmek istenen cinsel arzular oluşur. Bu bir ilâhî kanundur. Bu kanunla çatışmak insanla çatışmakdır. Bu gerçeği, yürürlükten düşürülmüş
DetaylıDİB Ali Bardakoğlu aykırı görüşleriyle gündeme gelmeyi seven ve düşünen birisidir.bunu baştan söylemiştim ve bundan sonra da devam edecektir.
ALİ BARDAKOĞLU NUN ÇIKIŞI DİB Ali Bardakoğlu aykırı görüşleriyle gündeme gelmeyi seven ve düşünen birisidir.bunu baştan söylemiştim ve bundan sonra da devam edecektir. Dinin topluma uydurulması ayrı şeydir,toplumun
DetaylıKadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn
Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م مسح ا ىلع مخارها يف الوضوء» اللغة
DetaylıTÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI
TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 ع لكمة الطاغوت» باللغة الت ية «مد صالح املنجد رمجة: ممد مسلم شاه مراجعة:
DetaylıYaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.
Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Kur'an-ı Kerimde bir kimseye hayat vermenin adeta bütün insanlara hayat verme gibi
DetaylıCİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.
UMRE DİNİ SUNUM UMRENİN FAZİLETİ CİHADA DENKTİR Hz. Aişe (r.a) Efendimiz e (s.a.v) sorar: Ey Allah ın Resulü, kadınlara da cihad var mıdır? Efendimiz (s.a.v): Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki
DetaylıUMRE YAPMANIN FAZİLETİ
UMRENİN FAZİLETİ UMRE YAPMANIN FAZİLETİ İbn Mâce deki rivayet şöyledir: Hz. Aişe (r.a) der ki: Ey Allah ın Resulü, kadınlara da cihad var mıdır? Efendimiz (s.a.v): Evet, içinde savaş olmayan bir cihad
DetaylıTürkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.
Mustafa Bülent Dadaş, Dr. 1979 da Adana da doğdu. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ni bitirdi (2002). Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü nde Mecelle de Bulunan Hukuk-Dil İlişkisine Yönelik
DetaylıQuestion. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?
Question Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi? Answer: Muhammed b. el-hasan el-saffar ın gulat ve müfevvize olmadığını birkaç delil ve karineye dayanarak söyleyebiliriz:
Detaylıİlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.
İlmi olmayan kimsenin dünyada da ahirette de hiç kıymeti yoktur. Ahmed-i Bedevî İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir. Abdülvehhab-ı Müttekî İnsanlar, ilmi büyüklerinden
DetaylıKUR AN I KERİM HAKKINDA KISA BİLGİLER. Soru 2 : Allah(c.c.) ın dilediği şeyleri Peygamberlerine bildirmesine ne denir? Cevap : Vahy denir.
KUR AN I KERİM HAKKINDA KISA BİLGİLER Soru 1 : Kur an ı Kerim kaç yılda inmiş, tamamlanmıştır? Cevap : Kur an ı Kerim 22 sene, 2 ay, 22 günde inmiştir. Soru 2 : Allah(c.c.) ın dilediği şeyleri Peygamberlerine
Detaylıİşin Başı İslam, Direği Namaz, Zirvesi Cihaddır Perşembe, 17 Mayıs :08
Cihad, beden ile ve mal ile yapılan bir ibadettir. Cihada soyunan bir mümin canını, malını ve her şeyini ortaya koymalıdır. Çünkü cihad, bu yolda yürüyeni zirveye çıkaracak bir ibadettir. Biz, bu gerçeği
Detaylı7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)
7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: SINIFI: NO: 1 1. ETKİNLİK: BOŞLUK DOLDURMA ETKİNLİĞİ AYET-İ KERİME SÜNNET KISSA CENNET TEŞVİK HAFIZ 6236
DetaylıGÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler
GÜNAH ve İSTİĞFAR Israr etmek kişiyi nasıl etkiler Peygamber (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Hiçbir küçük günah yoktur ki, ısrarla işlenilmeye devam edildiği halde büyümesin. Ve
Detaylışeyh Muhammed Salih el-muneccid
Abdest Alırken Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin Allah Katındaki Makamı ile Dua Etmek لاعء أثناء الوضوء ب ا ه ليب ص االله عليه وسلم ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ
Detaylı