4 Ağustos 2014 Pazartesi

Transkript

1 4 Ağustos 2014 Pazartesi Gündoğdu Meydanı'nda konuşan Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan," Ne diyor CHP'nin genel müdürü? 'Tıpış tıpış gidecek, bu adaya oyunuzu vereceksiniz' diyor. Ey CHP genel müdürü, sana bir aday dayattılar ama sen bu monşer adayı millete dayatamazsın. CHP'nin de MHP'nin de bünyesi, böyle bir adayı kaldırmaz. İzmir'e soruyorum, kaldırır mı? İzmir, dayatmayı kabul eder mi?"dedi Kuşadası'nda 5 metrekarelik dükkanlarında el emeğiyle yemeni üreterek bu geleneği sürdürmeye çalışan iki kardeş, "görüntü kirliliği yaratacağı" gerekçesiyle belediyeden olumsuz yanıt alırken, Dublin Belediyesi'nden "size yer verelim gelin bize öğretin" daveti aldı Belediyisi'n- F.Altay ve Poligon metro istasyonlarını hizmete alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, diğer taraftan metroyu Bornova merkeze ulaştırabilmek için de uygulama projelerini hazırlıyor. Kısa sürede tamamlanacak projeye göre, Evka 3 İstasyonu ndan başlayacak 1163 metrelik tünel ve yapılacak istasyon ile metro, Bornova merkeze ulaşacak

2 SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 4 Ağustos 2014 Pazartesi İzmir in Dikili ilçesine bağlı Bademli Mahallesi nde bu yıl ilki gerçekleştirilen Çevre ve Yaşam Hakları Festivali ne Dikili Belediyesi ile Mudanya Belediyesi nin dayanışması damgasını vurdu Çevre FESTiVALiNDE DİKİLİ-MUDANYA Karabağlar da türkü gecesi Karabağlar Belediyesi Kültür Sanat Müdürlüğü tarafından Bozyaka Kültür Merkezinde düzenlenen Türk Halk Müziği (THM) konserine vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Erzurum yöresi halk oyunu gösterisiyle başlayan gecede Karabağlar Belediyesi Halk Müziği korosu sahne aldı. Şefliğini Erkan Çakıllı nın yaptığı THM korosu, solo ve koro çalışmalarını seslendirdi. Türk Halk Müziği Sanatçısı Saime Cantürk ün konuk sanatçı olarak katıldığı konserde salonu dolduran vatandaşlar türkülere eşlik etti.karabağlar Belediye Başkan Vekili Latif Büyükdağ, Ege Bölgesi Erzurum Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Muzaffer Okumuş un yanı sıra belediye meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleşen konserin sonunda THM sanatçısı Saime Cantürk e Karabağlar Belediyesi Kültür Müdürü Salim Çetin tarafından teşekkür belgesi veridi. Tuncay Özkan Karşıyaka da Gazeteci Yazar Tuncay Özkan, Karşıyaka da düzenlenen söyleşi ve imza gününde okuyucuları ile buluşacak. Karşıyaka Belediyesi nin ev sahipliği yapacağı etkinlik, 4 Ağustos Pazartesi günü, saat da Latife Hanım Anı Evi'nin bahçesinde gerçekleştirilecek. Uzun yıllar cezaevinde kalan ve geçen Mart ayında tahliye edilen Tuncay Özkan, cezaevi günlerinde yaşadıklarını sevenleri ve okucularıyla paylaşacak. Özkan, ülke gündemine ilişkin değerlendirmeler de yapacak ve okuyucularının sorularına yanıt verecek. Ötekiler, Anne Hiç Canım Acımadı, Hapiste Yatacak Olanlara Öğütler ve Zorbalığın Pençesinde gibi pek çok kitabı bulunan Tuncay Özkan okuyucularının özlemini giderecek. DAYANIŞMASI İzmir in Dikili ilçesine bağlı Bademli Mahallesi nde Mahalle Muhtarlığı ve Kültür Sanat ve Gelişim Derneği tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen Çevre ve Yaşam Hakları Festivali nin açılış gününde Dikili Belediyesi ile Mudanya Belediyesi nin dayanışması damga vurdu. Çevre yürüyüşü ile başlayan festivale katılan Mudanya Belediye Bandosu çaldığı şarkılar ile Dikili halkının adeta sevgilisi oldu. Fehmettin Bahçuvancı şefliğinde Dikili nin Bademli Mahallesi nde gerçekleşen festivale katılan Mudanya Belediye Bandosu çaldıkları marş ve özgün müzikler ile Mudanya Poyraz ını Dikili ye taşıdı. TOSUN, DOĞAMIZI PEŞKEŞ ÇEKTİRMEYECEĞİZ Festival programına Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ın yanı sıra Bademli Mahallesi Muhtarı Neslihan Kutlu Maraş, çok sayıda yerli ve yabancı turist ile Dikili halkı katılım sağladı. Festivale emeği geçenlere teşekkür Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, Barış ve Kardeşlik üzerine gerçekleştirecekleri projeleri anlattı. Göreve geldikleri günden beri kimseyi ayrıştırmadan hizmet etmeye çalıştıklarını ifade e- den Torun, Doğal kaynaklarımızı, doğamızı, sahillerimizi kimseye peşkeş çektirmeyeceğiz. Dayanışma içerisinde sorunlarımızı çözüyoruz dedi. MUDANYA DA Kİ GÜNEŞ DİKİLİ DE DE DOĞMUŞ 30 Mart ta Mudanya da güneş doğdu baktım ki Dikili de de aynı güneş doğmuş diyerek sözlerine başlayan Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, kendine özgü konuşmasıyla insanların sevgisini kazanmayı başardı. Mudanya da gerçekleştirecekleri projelerden bahseden Türkyılmaz, Mütareke Festivali nden bilgiler aktardı. Biz Mustafa Kemal Atatürk ü sevdik diyerek sözlerine devan eden Türkyılmaz, festivalde emeği geçenleri kutladı. BANDO VE GÖSTERİLER İLGİYLE İZLENDİ Mudanya Belediye Bandosu nun mini konserinden sonra minik balerinler sahne aldı. Dikili Belediyesi Halk Oyunları ekibinin yörelerine ait sergiledikleri gösteri büyük alkış alırken, festivalin ilk günü resim ve fotoğraf sergisi ile devam etti. Etkinliklerin sonunda Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz a katkılarından dolayı plaket ile teşekkür etti. Ayrıca festival programı boyunca Bademli Mahallesi nin meşhur Koruk Şurubu katılanlara ikram edildi. Asırlık lezzeti, demirci ustası yaşatıyor Doğu Anadolu'nun eski tatlarından olan ve Osmanlı topraklarından önce İtalya'ya sonra tüm dünyaya yayıldığı bilinen asırlık demir tatlısı, unutulmaya yüz tutan lezzetler arasında yer alıyor. Özellikle Erzurum'un yöresel lezzetlerinden olan demir tatlısının sofraları süslemesi için demirden özel kalıplar yapılıyor. Lezzetini ve şeklini demirden alan tatlının kalıbını yapabilmek için bükülen demir perçinleniyor. Erzurum'da e- mekli olduktan sonra söz konusu tatlının unutulmaması için evinin bir bölümünü atölyeye çeviren 80 yaşındaki Talat Dürüst, talebe göre demirden kalıplar yaparak 37 yıldır bu lezzeti yaşatmaya çalışıyor. Dürüst, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçmiş yıllarda demir tatlısı kalıbının dökme demir kullanılarak yapıldığını ve her ailenin kendine özgü bir demir kalıbının bulunduğunu söyledi. Tatlının kalıbını yapacak kimsenin bulunmadığını ve bu lezzetin unutulmaya yüz tuttuğunu dile getiren Dürüst, şunları kaydetti: "Demir tatlısının unutulmaması için bu mesleği sürdürüyorum. Bunu benden sonra yapacak kimse şu an yok. Ben de bunu gelecek nesillere aktarmak için bu mesleği sürdürüyorum. Zahmetli bir iş. Demiri yuvarlak bükerek birleştiriyorum. Sonra birbirine geçirerek, perçinliyorum. Tatlı kalıplarını 4 farklı şekilde yapıyorum. Günde ancak 10 tane yapabiliyorum. Talebe göre, kalıpların büyüklüğünü farklı yapıyorum. Zahmetli bir iş. Bazıları kaynaklı yapıyor a- ma tatlı demire takılıyor ve şeklini bozuyor." Demir tatlısı geleneğinin devam etmesi gerektiğinin altını çizen Dürüst, "Türkiye'nin birçok ilinde benim yaptığım kalıplar var. Hatta yurt dışından da zaman zaman talep oluyor. dedi. (AA) Beçin Kalesi'nde kazı çalışmalarına başlandı Milas ilçesindeki 600 yıllık Beçin Kalesi'nde kazı çalışmaları başladı. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Kadir Pektaş, yaptığı açıklamada, bu yılki kazı çalışmalarında 40 kişilik ekibin görev alacağını söyledi. Pektaş, çalışmalara Beçin iç kalesinde temizlik yaparak başladıklarını belirterek, ilerleyen günlerde kazı ve restorasyon çalışmalarının başlayacağını anlattı. Çalışmalar kapsamında Beçin kentindeki yapıların restorasyonu ve konservasyonu gerçekleştirilip koruma faaliyetlerine ağırlık verileceğini vurgulayan Pektaş, "Bu yıl altyapı çalışmalarına devam edeceğiz. Kazı evi ve kazı deposuyla ilgili eksikliklerin giderilmesi çalışmalarımız da devam edecek" dedi. Kazı başkanlığının yürüttüğü çevre düzenlemesi projesinin koruma kurulundan geçirilerek bakanlığa teslim edildiğini ifade eden Pektaş, projenin uygulanmaya başladığına işaret etti. Pektaş, "Buranın kontrol altına alınması, giriş çıkışlarının düzenlenmesi ve devlete gelir getiren bir yer haline gelmesi bizim isteğimiz. Çevre düzenleme çalışmaları bu yıl tamamlanır" diye konuştu. Pektaş, kazı çalışmalarının aralık ayına kadar süreceğini kaydetti. Milas-Ören yolunda, ilçe merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıktaki Mutluca Beçin köyünde bulunan kale, Bizans döneminde inşa edildi. Yöreye hakim olan Menteşeoğulları döneminde onarımdan geçen kalenin, kule ve burçları halen ayakta. (AA) Yıl: 4 Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilcisi Sayı: Ağustos 2014 Pazartesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 47 Ağustos Şubat Perşembe Pazartesi Şehzadeler ilçesinde baz istasyonuna tırmanıp, burada alkol alan ve uyuya kalan kişi, itfaiye ekiplerinin 3 saatlik çabası sonucu bulunduğu yerden indirildi. Ahmet Bedevi Mahallesindeki yapımı devam eden baz istasyonuna bir kişinin tırmandığını ve alkol aldığını gören vatandaşlar, durumu polise ve itfaiyeye haber verdi. Olay yerine gelen ekipler, isminin Ersin Çevik (40) olduğunu belirlediği alkollü kişinin 50 metre yüksekliğindeki direğin 30'uncu metresine kadar tırmandığını ve burada uyuya kaldığını gördü. Çevik, kurtarma ekiplerinin çabalarına rağmen aşağıya inmek istemedi. Direğe tırmanan ekiplere zorluk çıkaran ve yaklaşık 3 saat boyunca inmemekte direnen Çevik, olay yerine çağrılan bir yakını tarafından sakinleştirildi. Bulunduğu yere itfaiyenin merdiveni yeterli gelmeyince, sedyeye sarılı ip ve vinç yardımı ile aşağıya indirilen Çevik'in baz istasyonuna neden çıktığı anlaşılamadı. Çevik, daha sonra Manisa Devlet Hastanesi'ne götürüldü. (AA) İzmirli sanatçıların da aralarında bulunduğu bir grup Çeşme'de bonzai kullanımının artışına ve zararlarına dikkati çekmek için pakart açtı, davul eşliğinde dans etti. "Mikrop Hikmet" adıyla sahne alan sanatçı Durmuş, "Bonzai uyuşturucu değil, bir kimyasal bomba" diye konuştu Bursa'da, insan vücudunda büyük tahribata yol açan sentetik uyuşturucu bonzaiden ölümlere bir yenisi daha eklendi. Bonzai sebebiyle en çok can kaybı yaşanan iller arasında olan, son zamanlarda 3 kişinin hayatını kaybettiği Bursa da bir genç daha hayatını kaybetti. 19 yaşındaki Furkan Karataş da bonzai kullandığı boş bir binada, arkadaşları tarafından ölü bulundu. Edinilen bilgiye göre; Merkez Yıldırım ilçesi Beyazıt Mahallesi'nde uyuşturucu alan iki genç, aldıkları bonzai maddesini içmek için saat sıralarında Güler Sokak'ta bulunan boş bir binaya girdi. İçeriye giren gençler yerde hareketsiz yatan arkadaşları 19 yaşındaki Furkan Karataş ile karşılaştı. Arkadaşları Furkan K. yı uyandıramayan gençler, durumu 112 Acil Servis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, Furkan Karataş'ın öldüğünü belirledi. Olay yerinde inceleme yapan polis ekipleri, Karataş'ın yanında bonzai içiminde kullanılan çeşitli düzenekler buldu. İncelemede, Furkan Karataş'ın, yaklaşık 10 saat önce öldüğü tespit edilirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. İnceleme sonunda Furkan Karataş'ın cenazesi, o- topsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp kurumu morguna kaldırıldı. (CİHAN) Taksim'deki yeraltı tünelinde dört kişi oldukları tahmin edilen gaspçılar, Dubaili turist aileye saldırdı. Genç kızın çantasını gasp eden hırsızlar, kızı yerde sürüyerek yaralanmasına sebep oldu. Olay yeraltı tünelinde İETT durağı önünde yaşandı. İddialara göre plakası öğrenilemeyen bir otomobille yer altı tünelinde bekleyen hırsızlar, Dubaili turist ailenin çantalarına göz dikti. Aileye yaklaşan hırsızlar, önce genç kızın çantasını aldı. Kız çantasını vermek istemeyince yere düştü. İkinci çantayı da almaya çalışan hırsızlar, yardım çığlıklarının artması üzerine geldikleri otomobille olay yerinden hızla uzaklaştı. Yaralı kıza ilk müdahaleyi çevredeki güvenlik görevlileri yaptı. Olay yerine daha sonra polis ekipleri geldi. Gaspçıların eşkal bilgisini alan polisler güpegündüz turistlere saldıran ve paralarını çalan hırsızları arıyor. Olay yerine gelen ambulansla yaralı genç kız hastaneye sevk edildi. Çalınan paranın ise 3 bin 500 dolar olduğu öğrenildi. Turist aile ise olayın şokunu bir süre üzerinden atamadı. Polis ekipleri ailenin ifadesine başvurmak üzere emniyete götürdü. Genç kızın ise hastanede tedavisinin devam ettiği durumunun iyi olduğu öğrenildi. Gaspçıların onlarca kişinin beklediği İETT durağının önünde gasp yapması görenleri hayrete düşürdü. (CİHAN) Seyir halindeki otomobil yandı Nazilli de seyir halindeki otomobil yanarak kullanılamaz hale geldi. Edinilen bilgiye göre, Ertan Avcı'nın kullandığı 09 PN 777 plakalı otomobil, Turan Mahallesi'nde seyir halindeyken henüz belirlenemeyen bir nedenle alev alarak yanmaya başladı. Avcı ve eşinin otomobilden inerek yangın tüpüyle söndürmeye çalıştığı araç, itfaiyenin müdahalesiyle söndürüldü. Tamamen yanan otomobil kullanılamaz hale geldi. (AA) Kayalıklara düşerek öldü Tokat'ın Turhal ilçesinde yamaç paraşütü yaptığı sırada kayalıklara düşerek hayatını kaybeden Cenay Altuntaş'ın (25) cenazesi, memleketi Denizli'ye getirildi. Çal ilçesine bağlı Mahmutgazi Mahallesi nüfusuna kayıtlı Altuntaş'ın (25) cenazesi, Pamukkale Üniversitesi Hastanesi morguna kaldırıldı. Cenazenin, Ulu Cami'de öğleyin kılınanacak cenaze namazının ardından Servergazi Mezarlığı'nda defnedileceği bildirildi. Tokat'ın Turhal ilçesine bağlı Şenyurt beldesinde düzenlenen XC Open 2014 Mercimek Tepe Yamaç Paraşütü Mesafe Yarışması'na Denizli'den katılan Cenay Altuntaş, paraşütüyle kalkış yaptıktan kısa süre sonra kontrolü kaybederek kayalıklara düşmüştü. Turhal Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Altuntaş, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. (AA) Öğretim üyesi kalp krizi sonucu öldü Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Karatepe, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Honaz ilçesindeki evinde akşam saatlerinde kalp krizi geçiren Karatepe, 112 Acil Servis ekiplerince PAÜ Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Karatepe, burada yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. (AA)

4 4 Ağustos 2014 Pazartesi Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Temmuz'da karpuz fiyatlarının en fazla artış gösteren ürün olduğunu bildirdi. Bayraktar, "Çilekte sezonun sonuna gelinmesine bağlı olarak arzda görülen daralma fiyatlarda artışa yol açtı"şeklinde konuştu TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Domates, salatalık, biber, kabak, patlıcan gibi ürünlerde görülen fiyat artışında mevsim itibarıyla örtü altının bitmesi ve arzın tarladan sağlanmaya başlaması etkili oldu. Üreticilerde fiyatı düşen ürünlere baktığımızda havuçta talepte görülen daralmaya bağlı olarak fiyatlar geriledi. Yumurta fiyatlarında yaşanan düşüşte Irak'taki olaylar nedeniyle ihracatta yaşanan sıkıntılar ile yaz aylarında talepte yaşanan azalma etkili oldu. Patateste görülen fiyat düşüşünde hasat edilen ürün miktarındaki artışın etkisi görülüyor." diye konuştutürkiye Ziraat Odaları Birliğinin (T- ZOB) araştırmasına göre, temmuz ayında market fiyatlarında en fazla fiyat düşüşü yüzde 11,49 ile kuru üzümde, en fazla fiyat artışı yüzde 33,77 ile limonda görüldü. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, birlik olarak ramazan ayı boyunca fiyatları yakından izlediklerini, uyarılarda bulunduklarını, bunun sonucunda spekülatif artışlar görülmediğini ifade etti. Temmuz ayında beklentilerin aksine dana eti fiyatlarında bir artış olmadığına dikkati çeken Bayraktar, market fiyatlarına bakıldığında 9 üründe fiyat değişimi görülmediğini, 11 üründe azalma, 18 üründe ise fiyat artışı olduğunu belirtti. Temmuz ayında marul, maydanoz, kuru soğan, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, dana eti, zeytinyağı ve pirinç fiyatlarında değişim görülmezken, en fazla fiyat düşüşünün yüzde 11,49'la kuru üzümde olduğuna değinen Bayraktar, şunları kaydetti: "Kuru üzümdeki fiyat düşüşünü yüzde 10,58 ile havuç, yüzde 8,21 ile Antep fıstığı, yüzde 6,83 ile yeşil soğan, yüzde 6,66 ile kabak izledi. Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 33,77 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 33,09 ile çilek, yüzde 30,6 ile sivri biber, yüzde 24,57 ile kiraz, yüzde 17,88 ile kuru kayısı, yüzde 15,38 ile karpuz, yüzde 13,57 ile yeşil fasulye, yüzde 10,79 ile domates takip etti. Temmuz'daki üretici fiyatlarına bakıldığında, 13 üründe fiyatlar bir ay öncesine göre değişmedi. 4 üründe azalma, 17 üründe artış oldu. Temmuz'da, yeşil fasulye, maydanoz, yeşil soğan, kuru soğan, kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru üzüm, kuru incir, zeytinyağı ve fındık fiyatlarında değişim meydana gelmedi. Fiyat düşüşü yüzde 32,50 oranı ile en fazla havuçta görüldü. Havuçtaki fiyat düşüşünü, yüzde 16,67 ile yumurta, yüzde 7,33 ile patates, yüzde 4,76 ile Antep fıstığı i- zledi. En fazla fiyat artışı yüzde 30,37 ile karpuzda oldu. Karpuzdaki fiyat artışını yüzde 14,71 ile kırmızı mercimek, yüzde 13,29 ile k- abak, yüzde 10,05 ile çilek, yüzde 9,52 ile süt, yüzde 9,02 ile marul, yüzde 8,99 ile kavun i- zledi. Bayraktar, Temmuz'daki seçilmiş ürünlerde üretici ve market fiyatları arasındaki fark incelediğinde, en fazla farkın yüzde ile maydanozda görüldüğünü, sivri bibere yüzde , salatalıkta yüzde , limonda yüzde , kuru soğanda yüzde fiyat farkı bulunduğunu kaydetti. Üreticilerde fiyatı artan ürünlere bakıldığında fiyatı en fazla artan ürünün karpuz olduğunu ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti: "Karpuzda görülen fiyat artışında, örtü altı üretimin bitmesi ve arzın açıkta yetiştirilen ürünlerden sağlanmasıyla birlikte arzdaki daralmanın yanı sıra mevsim itibarıyla yaşanan talep artışı etkili oldu. Kırmızı mercimekte üretici fiyatı yeni sezon fiyatıdır. Bundan dolayı geçen sezona göre fiyatlarda bir miktar atış yaşandı. Çilekte sezonun sonuna gelinmesine bağlı olarak arzda görülen daralma fiyatlarda artışa yol açtı. Domates, salatalık, biber, kabak, patlıcan gibi ürünlerde görülen fiyat artışında mevsim itibarıyla örtü altının bitmesi ve arzın tarladan sağlanmaya başlaması etkili oldu. Üreticilerde fiyatı düşen ürünlere baktığımızda havuçta talepte görülen daralmaya bağlı olarak fiyatlar geriledi. Yumurta fiyatlarında yaşanan düşüşte I- rak taki olaylar nedeniyle ihracatta yaşanan sıkıntılar ile yaz aylarında talepte yaşanan azalma etkili oldu. Patateste görülen fiyat düşüşünde hasat edilen ürün miktarındaki artışın etkisi görülüyor. Market raflarında fiyatı en fazla artan ürünlerden limonda, depodaki ürünün azalması ile arzda yaşanan sıkıntı fiyatlara yansıdı." Bayraktar, genel o- larak değerlendirdiklerinde arz ve talepteki değişime ve ürünlerin hasat dönemlerine bağlı olarak fiyatlarda azalış ve artışların meydana geldiğini belirtti. (CİHAN - AA) Gemi ve yat sektörünün ihracatı, yılın 7 ayında, geçen senenin aynı dönemine nazaran yüzde 1,1'lik düşüşle 685 milyon 209 bin dolara geriledi. Sektörde söz sahibi illerden İstanbul, bu dönemde gemi ve yat ihracatının yüzde 64,39'unu tek başına karşıladı, Yalova'nın payı ise yüzde 27,47 oldu Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) yayımladığı "İnsani İlerlemeyi Sürdürmek: Kırılganlıkları Azaltmak ve Dayanıklılık Oluşturmak" başlıklı 2014 İnsani Gelişme Raporu'na göre Türkiye nüfusu 2030'da 86,8 milyona ulaşacak

5 1Şubat 4 Ağustos Perşembe Pazartesi Son yıllardaki kentsel dönüşüm projeleri ve çevre ülkelerdeki yeniden yapılanma faaliyetlerinin iş ve inşaat makineleri yedek parçası sektörüne önemli katkı sağlaması bekleniyor.ostim İş ve İnşaat Makineleri (İŞİM) Küme Koordinatörü Fevzi Gökalp, yaptığı açıklamada, sektörün küresel büyüklüğünün 300 milyar doları aştığını, Türkiye'nin dünya ticaretindeki payının yüzde 2,5 civarında olduğunu söyledi Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, yoksulluk sınırı olan günlük 2,15 dolarla geçinmek zorunda olan insan sayısının 2,5 milyar olduğu belirterek, "Türkiye'de 2002 yılında bu kategoriye giren insan oranı yüzde 3 idi. 2012'de bu oran binde 20'ye geriledi" şeklinde konuştu Yalvaçlılar Derneği'ni ziyaret eden Yazıcı, Türkiye'nin son 10 yılda geçirdiği değişim, dönüşüm ve iktidar partisi olarak yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Eskiden Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) ekonomik vesayeti altında olan bir Türkiye varken, bugün IMF'ye olan borcunu sıfırlamış bir Türkiye olduğunu belirten Yazıcı, "O gün 27 milyar dolar olan Merkez Bankası rezervlerimiz bugün 135 milyar dolar düzeyinde" dedi. Dünyada 7 milyar insan olduğunu anımsatan Yazıcı, Dünya Bankası verilerine göre 1,1 milyar kişinin ise açlık sınırı olan günlük 1,15 doların altında olan bir para ile geçindiğini, Türkiye'de ise böyle bir kesimin olmadığını kaydetti. Yoksulluk sınırı olan günlük 2,15 dolarla geçinmek zorunda olan insan sayısının ise 2,5 milyar olduğu bilgisini veren Yazıcı, Türkiye'de 2002 yılında bu kategoriye giren insan oranının yüzde 3 olduğunu, 2012'de bu oranın binde 20'ye gerilediğini dile getirdi. Bakan Yazıcı, Türkiye'nin çevresinin ateş çemberi olduğunu belirterek, Türkiye'nin bunlara insani değerler kapsamında sesini yükselttiğini söyledi.temel hak ve özgürlüklerin Paris'te ne ise Şam'da da öyle olması gerektiğini vurgulayan Yazıcı, insanlık tarihi yazılırken Türkiye'nin insan odaklı duruşunun çok kıymetli olduğuna vurgu yapılacağını kaydetti. Halka "birbirinizi sevin" tavsiyesinde bulunan Yazıcı, "Kusurlarımızı söylerken gece gibi olalım. İyilikler konusunda gündüz gibi olalım" ifadelerini kullandı. Eskiden toplantılarda bu tür ifadeleri kullanamadıklarına dikkati çeken Yazıcı, "Birisi siyasi kimliği ile yaptığı bir toplantıda bir ayet meali okusa, hemen Ankara'da birileri ayağa kalkar, laikliğe aykırı eylemler odağı iddiasıyla siyasi partinizi Anayasa Mahkemesi'nde bulurdunuz. Parti değilseniz de kendinizi mahkemede bulurdunuz" şeklinde konuştu. Türkiye'nin artık bu tür yapay sorunları tasfiye ettiğini belirten Yazıcı, "Peki bu yapay sorunları tasfiye ettik de laiklik elden mi gitti? Var mı öyle bir sorun? Bu topraklarda kim yaşıyorsa, 77 milyonun hukukunu korumak mecburiyetindeyiz" dedi. Yazıcı, Cumhurbaşkanı seçiminde kullanılacak oyun Türkiye'nin geleceğini ne denli etkileyeceğinin muhasebesinin yapılarak kullanılması gerektiğini vurguladı.yazıcı, konuşmasından sonra vatandaşların sorularını da yanıtladı. Bir vatandaşın, "Suriyeliler'in gelmesiyle birlikte hırsızlıkların arttığı ve ev kiralarının yükseldiği" sözleri üzerine Yazıcı, Suriye'de hayati tehlikeden dolayı Türkiye'ye sığınan insanlara "gelme" denilemeyeceğini ifade etti. "Bu konuda biraz large davranmış olabiliriz" diyen Yazıcı, Türkiye'ye sığınan Suriyeliler'in sayısının 1 milyon 200 bin civarında olduğunu belirtti. Bunlardan dolayı yaşanan sorunları bildiklerini aktaran Yazıcı, bu konuların takip edildiğini ve önleyici tedbirler geliştirildiğini dile getirdi. Sokakta dilencilik yapan Suriyeliler'in toplanıp mülteci çadırına götürülebileceğini vurgulayan Yazıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Doğru, biz Suriyeliler'e misafirperverliğimizi göstereceğiz, ama o misafirlerin oluşturduğu riskleri vatandaşımıza yüklemeden ve bunların gittikleri yerlerde çok sayıda insanın bir evde yaşaması suretiyle konut üretimini dikkate aldığımızda kiraların artışına da sebep olduklarına ilişkin bilgiler bize ulaşıyor. Dolayısıyla bizim gündemimizde."gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, "Bizim kaynaklarımızı büyüten yani millete ait kasayı büyüten esnaf ve sanatkarımız, tüccar ve sanayicimizdir. Bunlar ne kadar çok kazanırsa o kadar çok vergi öder, verginin çoğalması millete ait kasanın büyümesi demektir. Büyüyen kasanın da hizmete dönüşmesi yaptığımız projelerin gerçekleşmesi için finansman kaynağını karşılaması demektir" dedi. Bakan Yazıcı, Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim çalışmaları için hazırlanan otobüste, AK Parti'ye üye olmak isteyen vatandaşların formlarını doldururken Eminönü'nde sağanağa yakalandı. Seçim otobüsünün içine giren Bakan Yazıcı, yağışın sona ermesini bekledi. Yağışın azalmasının ardından Yazıcı, Mısır Çarşısı'nda esnafı ziyaret ederek, sorunlarını dinledi. Yazıcı, ziyaretine ilişkin yaptığı açıklamada, kendilerinin hep halkla, esnaf ve sanatkarla, sanayicilerle birlikte olduklarını belirterek, şunları kaydetti: "Türkiye ekonomisinin aktörleri olan esnaflarımız, tüccar ve sanatkarlarımız son derece önemli. Biz bu ülkede yatırım yaparken, değişim ve dönüşümü sağlarken Marmaray gibi devasa bir projeyi gerçekleştirdik. Bunu kaynaklarımızla yapıyoruz. Elbette ki bunda yabancı sermayenin de katkısı var, ancak bizim kaynaklarımızı büyüten yani millete ait kasayı büyüten esnaf ve sanatkarımız, tüccar ve sanayicimizdir. Bunlar ne kadar çok kazanırsa o kadar çok vergi öder, verginin çoğalması millete ait kasanın büyümesi demektir. Büyüyen kasanın da hizmete dönüşmesi yaptığımız projelerin gerçekleşmesi için finansman kaynağını karşılaması demektir." Yazıcı, elbette ki esnaf sanatkarın, çalışan kesim, yani ekonominin tüm aktörleri ve aktif unsurlarının bütün sorunlarını hallettikleri şeklinde bir iddia içinde olmadıklarını ifade ederek, "Ancak gidişimiz doğru, imkanlar ölçüsünde çalışan, üreten, pazarlayan kesimin önündeki engelleri kaldırıyor ve onların üzerindeki yükleri azaltmaya çalışıyoruz. Çünkü dünyada çok keskin bir rekabet var. Rekabet ortamında Türk müteşebbisinin bize ürettiğini pazarlama noktasında rekabet gücünü artırıcı önlemler alıyoruz. Dolayısıyla hal hatır soruyoruz hasbihal ediyoruz" diye konuştu. (AA) Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sason ilçesinde çilek üreticileriyle bir araya gelerek, "Bazı ürünler eskisi gibi tat vermiyor. Güzel görünebilir ama tat vermiyor ancak Sason ilçesinde üretilen çilekler alternatif ürün noktasında yakalanmış bir başarıdır" dedi Sason ilçesindeki Yeniköy'de çilek tarlalarını gezen Bakan Şimşek çilek üretimi hakkında üreticilerden bilgi aldı. Şimşek, Sason'da üretilen çileklerin tadının çok güzel olduğunu ve üretiminde ilaç kullanılmadığına dikkati çekerek, "Bin dekar alanda yaklaşık 350 aile geçimini sağlıyor. Burada alternatif ürün noktasında başarının yakalandığı bir ilçeden bahsediyoruz. Bu çok önemli. Başlangıçta devletin rehberliğinde alternatif ürün geliştirildi. Sonrasında ise başarı bu kardeşlerimizindir" diye konuştu. Alanın 5 bin dekara çıkarılması gerektiğini belirten Şimşek, "Organize Sanayi Bölgesi'nde fabrikalar kuruluyor. Üretim çok fazla olduğunda fabrikalara verilebilir. Bu mesleğin ideali taze taze tüm Türkiye'ye dağıtmaktır. Bazı ürünler eskisi gibi tat vermiyor. Güzel görünebilir ama tat vermiyor ancak Sason ilçesinde üretilen çilekler alternatif ürün noktasında yakalanmış bir başarıdır" ifadelerini kullandı. Bakan Şimşek'in ilçe gezisine AK Parti Batman Milletvekili Ziver Özdemir ve Vali Azmi Çelik ile partililer eşlik etti. (AA)

6 17 4 Ağustos ubat Per Pazartesi embe 11'ncisi düzenlenen Arguvan Türkü Festivali'ne onur konuğu olarak katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Önümüzde seçimler var. Gelin Anadolu toprağına barışı, birliği, beraberliği, huzuru; Ekmeleddin'i ekelim." şeklinde konuşutu Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek turu kapsamında Manisa'ya gelen DP Genel Başkanı Uysal, partisinin il başkanlığı binasında basın toplantısı düzenledi. Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, AK Parti hükümetinin tavrını kurtla yiyen, kuzu ile ağlayan bir anlayış olarak ifade etti Burada konuşan Uysal, Türkiye nin kritik bir eşikte bir cumhurbaşkanlığı seçiminin arifesinde olduğunu söyledi. Uysal, Manisa nın Soma da ilçesindeki maden ocağı faciasında 301 işçinin acılarını paylaşmak üzere oraya gelmiş madencilerin haklı protestolarına yumrukla, tokatla karşılık veren bir anlayışın açığa çıktığı siyasi bir tavırla Türkiye nin karşı karşıya olduğunu belirtti. Uysal, İşte bu iklim içerisinde Türkiye nin tarihi yürüyüşüne uygun olarak kendisine tarihi bir eşikte bir rol tarifi mecburiyetiyle karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Bu anlamda demokratik değerlere, Cumhuriyetin değerlerine bu milletin müştereği yaptığı milli ve dini değerlerini merkeze alan bu ortak paydada milletimizi bir ve beraber yapabilecek anayasal çerçeveden başlayarak çözüm kapasitesi düşük bu modelle Türkiye nin dünyada yerini geçmişine uygun bir şekilde alabilmesi mümkün değildir. dedi. AK Parti hükümeti sayesinde Türkiye nin 800 bin k- ilometrekarelik sınırları içerisinde bile hükmü geçmeyen bir devlet haline geldiğini belirten Uysal, Milliği egemenliğini bu 800 bin kilometrekarenin her köşesine yayması gereken devlet bugün neredeyse egemenliğini PKK terör örgütü ile cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde bir pazarlık meseli olara ortaya atılmış, çözüm adı altındaki teşebbüsle beraber egemenliğini paylaşır hale gelmiştir. Bu ülkenin insanları insanlarını etnik siyasete mahkum ederseniz, bu ülkenin insanlarını geçmişte bu ülkede milli birlik ve beraberlikten yana tavır koymuş insanlarımızı terör örgütünün kucağına atarsanız Türkiye nin zor günlerinde, yarınlarda birlik ve beraber olma noktasında mücadele edecek insanları bulmakta zorlanırsınız. Bütün bunlara rağmen Türkiye büyük bir ülkedir. Bundan eminiz milyonluk nüfusuyla dünyada üreten bir Türkiye olduğu takdirde donanımlı insan gücüyle beraber hak ettiği yeri alacağına inancımız tamdır. Bu anlamda coğrafyamızda gelişen hadiselere de Türkiye kayıtsız kalamaz. Bu bölgenin istikrarı, huzuru, güveni bizim ülkemizin milli güvenliğinin birlik ve beraberliğinin teminatı iken maalesef AK Parti eliyle 12 yıldır bilinçsiz şekilde uygulanılan dış siyasetimizle beraber bugün Türkiye Irak ın bölünmesini teşvik eder, Suriye nin bölünmesini teşvik eder, doğrudan ve dolaylı siyasi tercihlerle bu bölgede adeta depremin merkez üstüne doğru Türkiye nin ilerlemesi için yol aldırmışlardır. diye konuştu. Uysal şöyle devam etti: "Biz biliyoruz ki millet önünde malifasyon yapanların uluslar arası alandan başlayarak ticarette, politika, bu bölgede Suriye den başlayan ilişkilerimizin kötüye gitmesiyle beraber İsrail in alanının her alanda genişlediği bir sürece beraber şahitlik etmekteyiz. Bu anlamda bu iktidarın tavrını deyim yerindeyse Anadolu tabiriyle kurtla yiyen, kuzu ile ağlayan bir anlayış olarak ifade edebiliriz. Yere geldi millet ile gözyaşı döken Gazze diyen, Hamas diyen ama öte tarafta da cesaret ödülü sorulduğunda iade etmeyeceğini söyleyenler, bugün kendisinden geri istenildiğinde alın başınıza çalın deme noktasına bu sahtelikleriyle beraber geldiklerini görüyoruz. İşte bu iklim içerisinde Türkiye nin biriktirdiği meselelerini çözebilmesi noktasında kendi insanlarının taleplerini, devletin imkanları ve kolluk kuvvetleriyle, istihbarat kuvvetleriyle bir yanda sopa göstererek, öbür yanda ikbal, makam ve menfaat dağıtarak insanlarımızın iradelerinin, sadakatlerinin satın alınmaya çalışıldığını görüyoruz."uysal, "Hiçbir kompleks duymadan Türkiye nin bugün yolsuzluk ithamlarıyla karşı karşıya kalmış milyarlarca doları evinde saklayan bir kişiye mahkum edilmemesi adına Demokrat Parti olarak açık yüreklilikle tavrımızı koyduk. Bu iddialardan hukuk önünde hebasını vermeden bırakınız aday olmayı aklından bile geçirmemesi gerekenleri büyük bir cesaret ve cüretkarlık örneği olarak bu milletin önünde insanlarımızın çok farklı siyasi partilerden gelen insanların ortak bir anlayışla demokrasinin iyiyi arama satanı olduğu gerçeğinden hareketle ortaya koyduğu i- radeyi bir şerh ittifakı olarak yaftalamaya gayret gösterdiklerini görüyoruz. Ama bu çabalar nafile çabalardır. (CİHAN) BBP İzmir İl Başkanı İsmail Gider, Başbakan, BBP sana göre küçük bir parti olabilir ama o küçük partinin yüreği ve bileği geniştir. Alperenlerin ağırlığı altında ezilirsin Sayın Başbakan. Bu sebeple sabrımızı bir daha asla ve asla sınama. dedi

7 7 4 Ağustos Şubat Perşembe Pazartesi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na soru önergesi verdi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, bu dönemde Anayasa'yı değiştiremediklerini belirterek, "2015 seçimlerinden sonra ilk gündem maddesi yeni Anayasa olacaktır, belki de tek gündem maddesi olacaktır" dedi Şentop, çeşitli konulara ilişkin sorularını yanıtladı. "Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yeni Hükümet kurulacak. Hükümetin yapacağı ilk iş yeni Anayasa değişikliği mi o- lacak?" sorusu üzerine Şentop, Anayasa değişikliği için Meclis'te belli bir milletvekili çoğunluğu gerektiğini söyledi. Şentop, "Bunu bugün bu aşamada yapabilmemiz mümkün değil. Muhalefetle beraber yapmaya çalıştık, ancak uzlaşma olmadı. Dolayısıyla, fevkalade gelişmeler sadece bizde değil, muhalefet partilerinin yaklaşımlarında da olmazsa, 2015 seçimlerinden önce zor gözüküyor. Ancak seçimden sonra olabilir" ifadelerini kullandı. Şentop, "Çok açık söyleyeyim: Her halükarda 2015 seçimlerinin temel motifi yeni Anayasa olacaktır seçimlerinden sonra ilk gündem maddesi yeni Anayasa olacaktır, belki de tek gündem maddesi olacaktır" diye konuştu. Milletvekilliği seçimlerinin erkene alınıp alınmayacağının sorusuna Şentop, "Yok, hayır, erken seçim olmaz. Biz AK Parti olarak seçimlerin zamanında yapılması konusunda kararlılığı olan bir partiyiz. Türkiye tarihinde, 2002'den bu yana seçimler vaktinde yapılıyor. Türkiye'de seçimlerin erkene alınması ile ilgili bir gerekçe ve bunu zorlayacak bir husus da yok. Seçimler vaktinde yapılır, bunun dışında bir düşüncemiz yok" yanıtını verdi. Mustafa Şentop, muhalefetin, "Başbakan Cumhurbaşkanı seçildiği zaman, Başbakanlık görevi otomatik olarak sona erer" iddiasında bulunduğunun anımsatılması üzerine, Anayasa'nın 101. maddesinde, "Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesiliyor" denildiğini aktardı. - "Seçim sonuçlarının ilanı ile mazbatanın verilmesi arasında zaman farkı yoktu" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanlığı ne zaman kesinleşir? Acaba seçim sonuçlarının kesinleşmesini mi anlıyoruz, mazbatanın kendisine verilmesini mi anlıyoruz ya da yemin etmesini mi anlıyoruz. Burada doğru olan zaman, mazbatanın verildiği gündür. Mazbatanın ne zaman verileceği de kanunda belli. İlgili kanunun 21. maddesinde, 'mazbata yeminin yapılacağı oturumda verilir" deniliyor. Yani tutanağın verildiği oturumda yemin yapılır. Yemin ne zaman yapılır? O da kanunda belirlenmiş. 'Mevcut Cumhurbaşkanının görev süresinin sona erdiği son gün yapılır.' Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresi 28 Ağustos'da sona eriyor. 28 Ağustos'da yemin yapılacak ve o gün mazbata, tutanak verilecek. Peki seçim sonuçları erken açıklanırsa, seçim sonuçlarının kesinleşmesinden sonra durum ne olur? Süleyman Demirel ve rahmetli Turgut Özal'ın seçimleri örnek olarak söyleniyor. Fakat, burada ciddi bir hata var, o hata da şudur: Her iki Cumhurbaşkanı da Parlamento tarafından seçilmişti. Parlamento'da seçim sonuçlarının alınmasıyla, mazbata ve tutanağın verilmesi arasında bir zaman farkı yoktu. Aynı gün seçim yapılıyor, sonuç ilan edildikten 10 dakika sonra da mazbatayı veriyorlardı. Seçim sonuçlarının ilanı ile mazbatanın verilmesi arasında bir zaman farkı yoktu. Halbuki bu seçimlerde seçim sonuçları muhtemelen ayın 15'i gibi ilan edilecek, fakat mazbata verilemeyecek, istesek de veremeyiz. Mazbata ancak 28'in de verilebiliyor kanun gereği. Mazbatayı YSK vermiyor, hazırlıyor, Meclis'e gönderiyor; mazbata Meclis Başkanı tarafından veriliyor. Dolayısıyla kıyaslama yaparken, birbirine benzeyen durumların kıyaslanması gerekir. Birbirine benzemeyen, farklı olan durumlarla kıyaslama yapmak yanlış olur. O bakımdan bu seçimde Cumhurbaşkanı statüsünü kazanma durumu, Turgut Özal ya da Süleyman Demirel ile kıyaslanmamalıdır, kıyaslanırsa hata olur." Mustafa Şentop, "Bunu iddia edenler, 15'inde sonuçlar açıklanırsa Cumhurbaşkanı seçilmiş olur diyor. Seçilmiş ne demek? Cumhurbaşkanı statüsünü kazanmak demek. Peki o zaman 15'inden 28'ine kadar Türkiye'de iki tane Cumhurbaşkanı mı olacak? Abdullah beyin görev süresi 28'ine kadar devam ettiğine göre, Türkiye'de ondan başka bir Cumhurbaşkanı olamayacağına göre, Cumhurbaşkanı statüsünü kazanacak bir başka kişi 28'ine kadar Cumhurbaşkanı o- lamaz. Dolayısıyla, bu bakımdan seçim sonuçlarının açıklanacağı 15'i makul gözükmüyor" diye konuştu. Başbakanlığın sona ermesinin, milletvekilliğin sona ermesi ile gerçekleştiğine dikkati çeken Şentop, "(Başbakanlık sona erer) denmiyor, 'milletvekilliği sona erer' deniyor. Milletvekilliği sona erince, Başbakanın milletvekili olması gerektiği için, Başbakanlık da sona eriyor" dedi. Mustafa Şentop, şunları kaydetti: "Milletvekilliği niye sona eriyor? Bir başka statü kazanıldığı, iki statüye aynı anda sahip olunamadığı için sona eriyor. Bu statü de Cumhurbaşkanlığı statüsü. Yani milletvekilliği başka bir nedenle sona ermiyor. Milletvekili olan kişinin bir başka statüyü kazanması ve o statü ile milletvekilliğinin birarada olamaması nedeniyle sona eriyor. Başbakanlığın son ermesini ancak Cumhurbaşkanı statüsünün kazanılmasına bağlayabiliriz, bu gerçekleşirse ancak sona erer. Bu bakımdan Başbakanlığın sona ermesinin hukuken ve mantıken en makul tarihi ayın 28'idir. Mazbata verilir, yemin edilir ve o gün itibarı ile siyasi parti ile ilişiği son erer ve milletvekilliği de sona erer." (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL 417 Ağustos Şubat Perşembe Pazartesi SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL 417 Ağustos Şubat Perşembe Pazartesi İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com BU ARINÇ NE YAPIYOR?? Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç NTV de katıldığı proğramda ilginç açıklamalar yaptı. Öncelikle Arınç ın çıkışlarıyla hep gündemde kalmayı, hatta Tayyip beye popülerlik konusunda sanki bir yarış içinde izlenimi verdi hep. En son Namus ve Kahkaha ile ilgili yaptığı açıklamalar oldukça dikkat çekici ve kamuoyu tarafından yadırganan açıklamalardı. Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor, bu ülke de kimse kimsenin yaşantısını, nerede ve ne kadar güleceğine, Tv yayınlarının birilerinin istediği biçimde yapılacağı görüşüne kimsenin katılmadığını, ama Arınç ın özellikle bu konularda açıklamar yapmayı tercih etmesi benim hep aklıma acaba Tayyip bey ve ak partiye karşı olanların eline birer koz mu verdiği, bakın işte endişelerimizde haklı değil miyiz dedirtecek biçimde konuşmayı yeğlediğini hepimiz görüyoruz. Yorum ve düşünce yürütme sizin. Ben diyeceğimi dedim. Gelelim şu cemaatle ilgili açıklamalarına. Bu kadar gelişme ve ülkeye ihanetleri artık ortaya konulmaya başlandığı bir dönemde bu açıklamalar neyin nesi Allah aşkına??? Yok haber göndermiş de, yok bunlar bizden değil deyin kurtulun gibi umut ve yeniden barışma temayülleri sanki Başbakana karşı bir karşı çıkış ve Gül ün suskunluğunun değişik bir ifade tarzı gibi geliyor bana.. Bakın şimdi söylediklerine ve siz yorumlayın. Ben başka bir şey demeyeceğim: Bugüne kadar hep Cemaat'e bir açık kapı bırakmayı tercih eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cemaat'le arasındaki gemileri yaktı ve artık barışın zor olduğunu söyledi. Daha önce Cemaat mensuplarının hükümetten af dilemesi durumunda barış olabileceğini belirten Arınç, Cemaat'e yaptığı çağrıya yanıt gelmediğinden, iki taraf arasında artık barışın gözükmediğini söyledi. NTV'de katıldığı bir programda konuşan Arınç, daha önce yaptıkları çağrılar geri çevrildiği için bu noktadan sonra hükümetle Cemaat arasında yumuşama olamayacağı belirtti. "'Bizim içimizde yanlış yapanlar vardır ve bizim artık bunlarla ilgimiz yoktur' denmesi yönünde yaptığım çağrıya yanıt gelmedi... Bu olmadıkça gerilim artacak gibi görülüyor." diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "En önemli kişilerine 'yazık olur bu kitleye, şunu yapın' diye haber gönderdim. Yapmaları gereken şey, 'Bize aidiyet gösteren bazı kişiler siyasi amaçlarla yanlış işler yapmışlarsa, bizden değildirler, reddediyoruz deyin' dedim. Onları ortada bırakın ki biz üzerlerine gidelim... Bu kadar masum isteği bile kabul etmediler." Bu nedenle iki taraf arasındaki gerilimin daha da artabileceğini söyleyen Bülent Arınç, başlatılan soruşturmayla ilgili de "Tek dileğimiz adil ve uzatılmadan yargılanmaları, Balyoz'da Ergenekon'da olduğu gibi beş seneye varmamalı" ifadelerini kullandı. Gözaltına alınan emniyet mensuplarına yapılan muameleyi hoş görmediğini de belirten Arınç "Emniyet müdürlüğü, polis şefliği yapmış insanların ellerine, hem de arkadan kelepçe takılımış olması insani ve hoş değil. Cinayet zanlısı gibi kelepçeleme, küçük düşürme veya fena muamele hoşuma gitmedi." ifadelerini kullandı. - "Ne kadar muhalif varsa, ne kadar kendileri gibi düşünmeyen varsa, inancına, fikrine, zikrine bakmadan bir dosyaya doldurmuş hapse atmak için hazırlık yapmışlar. İşte beni dinlemişler, başbakanlık konutuma, ofisime böcekler yerleştirdiler, oraları da dinlediler. Kardeşlerim, Rabbim düşmanın bile ahlaklısını versin" - "Baykal hala başka yerlerde dolaşıyor. Baykal başka yerde dolaşma, bu işin üstadı, piri bunlar ve sana bu kumpası kurdular ve ondan sonra senin ziyaretine geldi. Ziyarete geldikten sonra 'Aday olmayacağım' dedi, 24 saat geçmeden bu Kılıçdaroğlu CHP'nin başına aday oldu. Bunda yalan çok, bunda dürüstlük yok" "30 Mart'ta, sandıkta milletten cevaplarını aldılar ama uslanmadılar. Şimdi de 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimi için bir kez daha karşımıza Pensilvanya adayı çıkardılar. Bir kez daha CHP ve MHP'yi esir aldılar. Bakın buradan İzmir'den sesleniyorum; bu monşer aday, CHP'nin MHP'nin değil, Pensilvanya'nın, onunla iş tutan medyanın, onların ipini tutan uluslararası çevrelerin adayıdır"yalçin AİLESİ YARDIM BEKLİYOR Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "30 Martta, sandıkta milletten cevaplarını aldılar ama uslanmadılar. Şimdi de 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimi için bir kez daha karşımıza Pensilvanya adayı çıkardılar. Bir kez daha CHP ve MHP'yi esir aldılar. Bakın buradan İzmir'- den sesleniyorum, bu monşer aday, CHP'nin, MHP'nin değil, Pensilvanya'nın, onunla iş tutan medyanın, onların ipini tutan uluslararası çevrelerin adayıdır" dedi Erdoğan, cumhurbaşkanı seçim kampanyası kapsamında İzmir Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen mitingde, vatandaşlara hitap etti. Konuşmasına, "Sizleri hasretle, muhabbetle selamlıyorum" diyerek başlayan Erdoğan, "Ege'nin, Akdeniz'in incisi, efeler diyarı İzmir'e, İzmir'deki tüm kardeşlerime buradan selamlarımı sevgilerimi yolluyorum" dedi "İzmir bugün yine çok farklı, İzmir yine kabına sığmıyor, İzmir maşallah o tarihi mitingimizi aratmıyor" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, 16 Mart'ta İzmir'de dünyanın gıptayla izlediği bir miting gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Yerel seçimlerde İzmir'de yüzde 36 oy aldıklarını ve bu oyun yerel seçimlerde İzmir'de alınan en yüksek oy oranı olduğunu belirten Erdoğan, "İzmir adım adım hizmet siyasetine yaklaşıyor. İzmir proje siyasetine, eser siyasetine doğru koşuyor. İzmir'de aynen çalışmaya devam edeceğiz, hatta daha çok çalışacağız. Kendimizi daha çok anlatacağız ve değerli kardeşlerim farkımızı ortaya koyacak, inşallah gelecek seçimde İzmir'i de AK Parti belediyeciliğiyle tanıştıracağız. Buna hazır mıyız, buna hazırlanıyor muyuz? Mesele yok" diye konuştu. "Gereken dersi hukuk içinde veririz" Erdoğan, 30 Mart yerel seçimlerini Yeni Türkiye'nin istiklal mücadelesi olarak gördüklerini belirterek, şöyle devam etti: "Hatırlayın paralel ihanet şebekesi 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerini yaparak Türkiye'de hukuka, demokrasiye, özellikle de milli iradeye karşı, ahlak dışı bir saldırı başlatmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi bu ahlak dışı saldırının vasıtası oldu. Milliyetçi Hareket Partisi bu ahlak dışı saldırının aracı oldu. Pensilvanya Türkiye'nin milli kurumlarına, milli çıkarlarına, milli değerlerine saldırırken CHP ve MHP de buna çanak tuttu. Kardeşlerim, bizim paralel yapıyla mücadelemizin sebebi nedir? Ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm unsurlarla sonuna kadar mücadele. Bu mücadeleyi yapacağız. Bu can bu tende oldukça bu mücadeleyi yapacağız. Çünkü biz, bu milleti parçalatmayız, bu ümmeti parçalatmayız, biz bu bayrağa gölge düşürtmeyiz, biz bu vatanın toprakları üzerinde operasyon yaptırmayız, biz devletin içinde paralel devlet kurmaya gayret edenlere gereken dersi hukuk içinde veririz." "Şu anda verilen mücadele budur" diyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "(İnlerine gireceğiz) dedik mi? Şu anda girdik mi? Şimdi şovmenler ecel terleri döküyor. Daha çok şeyler çıkacak, daha işin başındayız, şimdi siz seyredin. Geçenlerde bir tanesi diyor ki onlardan, üst düzey görünenlerden 'Üstlerimiz Başbakana bu konuyla ilgili bilgi veriyorlardı'. Şimdi ben buradan tekrar sesleniyorum, eğer sen dürüstsen, eğer sen namusluysan hangi üstlerin bana nerede bilgi vermiş onu açıkla. Bu kadar açık konuşuyorum. Bunlarda takiyye var, bunlarda yalan var, bunlarda iftira var, bunların sadece Allah bir dediğine inanın. Çünkü Allah bir. Bunun dışında her şey bunlarda maalesef yalan. Bütün iftiralarına, yalanlarına, alçakça ve ahlak dışı saldırılarına rağmen Türkiye yüzde 45,5 oy oranıyla milletin partisine, AK Parti'ye destek verdi. Şu anda milletten aldığımız bu güçlü destekle, sözümüzü tutuyoruz, inlerine girdik, giriyoruz. Kardeşlerim nice pislikleri ortaya döküldü, daha da niceleri ortaya dökülecek." "Herkesi dinlemiş, kaydetmişler" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, gazetecilerin, sanatçıların, akademisyenlerin, sivil toplum örgütlerinin, sendikaların dinlendiğini ve kaydedildiğini belirterek, şunları söyledi: "CHP yi MHP yi, onların milletvekillerini, il başkanlarını belediye başkanlıklarını dinlemiş ve kaydetmişler. Bakanları, Genelkurmay başkanlarını, kuvvet komutanlarıyla beraber başbakan ve cumhurbaşkanını dinlemiş, devletin en mahrem görüşmelerini kaydetmişler. Şimdi çıkmışlar utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan, 'Biz haram yemedik' diyorlar. Kardeşlerim bunlar haramı hamuduyla götürdüler, tehdit ederek. Paralel yargıdakiler, 'Senin şu işini çözeriz ancak şunu vereceksin, şuraya şunu yapacaksın'. İşadamlarına aynı şekilde 'Senin şu işini görürüz ama şunu şuraya vereceksin', bu şekilde diyerek iş adamlarının hepsi bir korku kumpası içerisine girdi. Siz daha ne yiyeceksiniz ya, en büyük haramı yemişsiniz, kul hakkına girmişsiniz, vatanınıza ihanet etmişsiniz, ülkenizi milletinize ihanet etmişsiniz, insanların İzmir, TIPIŞ TIPIŞ değil "Rabbim düşmanın bile ahlaklısını versin" Erdoğan, şunları kaydetti: "Ne kadar muhalif varsa, ne kadar kendileri gibi düşünmeyen varsa, inancına, fikrine, zikrine bakmadan bir dosyaya doldurmuş hapse atmak için hazırlık yapmışlar. İşte beni dinlemişler, başbakanlık konutuma, ofisime böcekler yerleştirdiler, oraları da dinlediler. Kardeşlerim Rabbim düşmanın bile ahlaklısını versin. Bunlarda ahlak yok, bunlarda edep yok, bunlarda vatan, millet, bayrak sevgisi yok. 30 Mart'ta sandıkta milletten cevaplarını aldılar ama uslanmadılar. Şimdi de 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimi için bir kez daha karşımıza Pensilvanya adayı çıkardılar. Bir kez daha CHP ve MHP'yi esir aldılar. Bakın buradan İzmir'den sesleniyorum, bu monşer aday, CHP'nin MHP'nin değil, Pensilvanya'nın, onunla iş tutan medyanın, onların ipini tutan uluslararası çevrelerin adayıdır. Bu ithal aday, yerli değildir, milli değildir, ülkesine milletine yabancı bir adaydır. Bu aday siyaset bilmez, bu aday Türkiye'yi de Türkiye'nin sorunlarını da bilmez. En azından İstiklal Marşı'nı bilseydi." Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda, 3 yaşında, 4 yaşında, 5 yaşındaki yavrular, bunun 10 kıtasını evelallah gümbür gümbür okuyor. Fakat dedim ya yabancı, Türkiye'ye yabancı, değerlerimize yabancı, İstiklal Marşımıza yabancı" dedi. Erdoğan, Gündoğdu Meydanı'nda halka hitap etti. Bekri Mustafa'nın, "Öbür dünyaya gittiğinde, bu dünyada ne var ne yok, sorduklarında ne dersin" sorusuna, "Bana, Münker Nekir melekleri bunu sorduğu zaman vereceğim cevap şu: Bekri Mustafa Süleymaniye'de cenaze namazı kıldırdı" yanıtını verdiğini aktaran Erdoğan, "Çünkü bu işlerle alakası olmayan birisi" dedi. Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Edirnekapı Şehitliği'ni ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu şehitliği ziyareti esnasında, gerçekten dürüst, muhterem bir babaları vardı ama baba ile evlat, çoğu zaman aynı olmuyor. Babası, CHP zulmünden Mısır'a kaçmıştır, Kahire'ye gitmiştir. Diyor ki 'Mehmet Akif, babamın arkadaşı.' Doğrudur fakat kitabede bir dörtlük yazıyor. 'Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' Şimdi, CHP'nin, MHP'nin, o irili ufaklı yüzde 1'i bile bulmayan partilerin adayını Edirnekapı Şehitliği'nde dinleyelim." Erdoğan'ın bu sözlerinin ardından İhsanoğlu'nun Edirnekapı Şehitliğini ziyareti sırasında İstiklal Marşı'nın dizelerini okuduk- hür iradesiyle oy verecek tan sonra "Çanakkale Şehitleri şiirinden herhalde" ifadelerinin bulunduğu bancı olanlara oy verir mi? (Alandakilerin hayır demesi üzerine) İşte, bu. görüntüleri sinevizyonla alandakilere gösterildi. Erdoğan, daha sonra şunları Görüyorum ki İzmir, tıpış tıpış değil, gönüllü olarak sandığa gidecek, hür söyledi: "Ne diyor, 'Herhalde Çanakkale Şehitleri şiirinden' diyor. İzmir, iradesi ile oyunu kullanacak. Buna hazır mıyız, İzmir? Yeni Türkiye diyor görüyorsunuz değil mi? Çanakkale şehitlerine aitmiş. Şu anda, 3 yaşında, 4 muyuz, İzmir? Büyük Türkiye diyor muyuz, İzmir? Öncü Türkiye diyor yaşında, 5 yaşındaki yavrular, bunun 10 kıtasını evelallah gümbür gümbür muyuz, İzmir? Türkiye'nin gücüne güç katıyor muyuz, İzmir? Milletin okuyor. Fakat dedim ya yabancı, Türkiye'ye yabancı, değerlerimize yabancı, İstiklal Marşımıza yabancı. Şimdi ben, CHP'ye gönül veren kardeş- bitmiştir, Allah'ın izniyle" adayına oy veriyor muyuz, İzmir? Kim o aday? Kim o aday? İzmir'de bu iş lerimize sesleniyorum, böyle bir insanın peşinden nasıl gideceksiniz? MHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, siz böyle bir adamın peşinden nasıl gideceksiniz? BBP, Saadet Partisi, tüm bunlara gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, değerlerine bu kadar uzak bir insana acaba nasıl oy vereceksiniz? İnanıyorum ki 10 Ağustos Pazar günü, aklıselim galip gelecek. Gördünüz, daha ülkenin milli marşını dahi bilmiyor, tanımıyor, o kadar monşer ki, İstiklal Marşımıza o kadar Fransız ki, halkına o kadar yabancı ki birilerine yaranmak, birilerinin gözüne girmek adına her yola başvuruyor. Bunun amiri de tıpkı bunun gibiydi. Kim bunun amiri? CH- P'nin genel müdürü. O da Ankara caddelerinde dolaşırken bozkurt işareti yapıyordu. Hatırlıyorsunuz, değil mi? Sonuç, 30 Mart'ta sandıkta hezimeti gördü." İzmir Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen mitingde, vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İzmir, dayatmalara boyun eğmez. İzmir, tıpış tıpış değil, hür iradesi ile sandığa gider. İnşallah, 10 Ağustos'ta İzmir, farkını bir kez daha farkını ortaya koyacaktır. Ben buna inanıyorum" dedi mahremine girmişsiniz, yatak odaklarına kadar girmişsiniz, şantaj yapmışsınız ve bu şantajlar sebebiyle konuşamayanları, değerli kardeşlerim, deşifre ettik, bunları söyledik." "Kılıçdaroğlu o şantajlar neticesinde CHP'nin başına geldi, kaset genel başkanı oldu" şeklinde konuşan Başbakan Erdoğan, "Sayın Baykal'ın başına olaylar geldi. Sayın Baykal hala başka yerlerde dolaşıyor. Baykal başka yerde dolaşma, bu işin üstadı, piri bunlar ve sana bu kumpası kurdular. Ondan sonra senin ziyaretine geldi. Ziyarete geldikten sonra 'Aday olmayacağım' dedi, 24 saat geçmeden bu Kılıçdaroğlu CHP'nin başına aday oldu. Bunda yalan çok, bunda dürüstlük yok. Ben işte İzmirli kardeşlerime sesleniyorum. Bunların peşinden artık gitmeyi bırakın. Düzgün siyaset, doğru siyaset, buna sahip çıkalım" diye konuştu. "Bunların tek derdi var, o koltuğa oturmak" Yerel seçimlerden önce, "Eğer AK Parti birinci olmazsa partimin genel başkanlığından çekileceğim" dediğini aktaran Erdoğan, "Ama Kılıçdaroğlu, birinci olamazsa çekilecek mi dedim, cevap yok. Bahçeli, olamazsa çekilecek mi dedim, cevap yok. Niye? Çünkü bunların iktidar olmak gibi bir derdi yok. Bunların tek derdi var, o koltuğa oturmak ve oturdukları o koltuğu korumak, sadece dertleri bu. Bunların hizmet diye bir derdi de yok. Kardeşlerim, hizmet bizim işimiz. Biz, bu millete aşığız, bu millete sevdalıyız, sevdalı. Bizim derdimiz var. Biz, bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. bizim derdimiz, bu." "30 Mart, nasıl yeni Türkiye'nin istiklal mücadelesi olduysa 10 Ağustos da yeni Türkiye'nin zaferinin inşallah ilan edildiği tarih olacak" diyen Erdoğan, 10 Ağustos'ta demokrasinin ve özgürlüklerin güç kazanacağını, Türkiye'nin gücüne güç katacaklarını ifade etti. Tüm İzmirliler'e seslendiğini dile getiren Erdoğan, "CHP'ye, MHP'ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum. BBP'ye, Saadet Partisi'ne, diğer partilere oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum. İzmir, inanıyorum ki bu proje adayına oy vermeyecek. İzmir, bu ithal, bu memleketine yabancı monşer adaya destek vermeyecek. İzmir İstiklal Marşı ile Çanakkale şiirini birbirinden ayıramayan, kendi ülkesinin milli marşını dahi tanımayan bu adaya inşallah aldanmayacak. Ne diyor CHP'nin genel müdürü? 'Tıpış tıpış gidecek, bu adaya oyunuzu vereceksiniz' diyor. Ey CHP genel müdürü, sana bir aday dayattılar ama sen bu monşer adayı millete dayatamazsın. Ey Devlet Bahçeli, boynunu büktün,bu adayı sen de kabullendin ama MHP'li kardeşlerime bu adayı dayatamazsın. CHP'nin de MHP'nin de bünyesi, böyle bir adayı kaldırmaz. İzmir'e soruyorum, kaldırır mı? İzmir, dayatmayı kabul eder mi? İstiklal mücadelesinin şehri İzmir, ülkesine ya- "İzmir, tıpış tıpış değil, hür iradesi ile sandığa gider" Erdoğan, İzmir'in Menderes'in şehri olduğunu belirterek, Menderes'in "Yeter, söz milletin" dediğini, kendilerinin ise "Yeter, söz de milletin, karar da milletin" dediklerini ifade etti. İzmir'in sadece İstiklal Mücadelesinin değil, istikbal mücadelesinin de şehri olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "İzmir, CHP zulmünü, CHP'nin tek parti dönemi baskılarını iliklerine kadar yaşamış bir şehirdir. 1930'daki çok partili siyasi hayat denemesinde de İzmir, CHP'ye karşı tek yürek olmuştur. Merhum Menderes'i bağrından çıkaran İzmir, merhum Menderes'in hatırasına, partisine sahip çıkan bir şehirdir. 1946'dan 1958'e kadar her seçimde merhum Menderes'e en güçlü desteği veren şehirlerden biri İzmir'dir. Merhum Turgut Özal'a en güçlü desteği veren şehirlerden biri İzmir'dir. İzmir, dayatmalara boyun eğmez. İzmir, tıpış tıpış değil, hür iradesi ile sandığa gider. İnşallah, 10 Ağustos'ta İzmir, farkını bir kez daha farkını ortaya koyacaktır. Ben buna inanıyorum." (AA) Sizleri hasretle, muhabbetle selamlıyorum Ali GÜRBÜZ aligurbuzgayrımenkul@gmail.com PARÇACIKLAR Her nesnenin parçacıkları vardır. Genelde parçacık kavramı atom elementi için söylenir ama, tüm nesnelerin ve canlı varlıkların parçacıkları vardır. İnsanlık var olduğundan bu yana parçaları bütünlemek için mücadele vererek, yeni keşiflere buluşlara imza atmıştır. Gelelim konumuza, yaşanan güncel olayları izleyince,özellikle İsrail denilen haydut,cani,katil,hayasız devlete bakınca bende bir şeylerin parçasını arar oldum. Siyonist kan emici İsrail dünyanın gözü önünde, müslümanların en anlamlı zamanı olan ramazan ayında ve en kutsal günleri olan ramazan bayramında, müslümanları adeta yer yüzünden yok etmenin derdinde. Parçalanan müslüman çocukların cesetleri,başlarına yıkılan evleri,bulunmayan su elektrik ve en önemlisi İNSANLIK. İslam devletlerine bakıyorum parçalara bölünmüşler tık yok. Ümmet diye bilinen kardeşliğe bakıyorum ses yok. Alev saçan günlerde, kızgın lavlar gibi yağan bombaların altında yok edilmeye çalışılan filistin değil, öncelikli olarak müslümanlık, ikincisi insanlık. Yürekleri dağlayan çığlıklara kulak tıkayan insanlık nerede? Kardeşi boğazlanırken dili yok,gözü kör,kulağı sağır müslümanlık nerede?.. Bolivya devlet başkanı isyan ediyor İsrail katil devlet diyor,terörist devlet diyor, aynı kıbleye yönelen,aynı kur anı okuyan, peygamberin baba ocağı olan ve islamın beşiği suudlardan tek cümle yok. Hani derlerya eski bayramlar yok,eski komşuluk yok,eski dostluklar yok, hepsi kayboldu denirya, hayır kaybolan bunlar değil kaybolan ve yitip giden İNSANLIK. Parçacıklara bölünen İslam ümmeti,islam kardeşliği,islam devletleri, yer yüzünde 15 milyon yahudiye kafa tutamaz oldu. Parçalanan cesetlere,ağlayan bebeklere bakan müslümanlar suskun dilsiz şeytan oldu. Gece gündüz dualar ediyorun mevlama bu kaybolan,yan yana gelemeyen,birlik olma bilincinden yoksun islam parçalarını birleştir diye. Geceleri yolları kapayan,tencere tava çalan,vuvuzela öttüren çağdaç kadınlar ve çevreciler nerede? Kopan insan bedenleri kırılan dallardan dahamı değersiz? Çığlık atan ve ırzına geçilen kadınların feryadı,bebeklerin ağıtları kopan dallardan dahamı kıymetsiz?.. Uyan ey islam,uyan ey insanlık,uyan ey uygarlık,uyanın ne olur. Bir millet yok ediliyor,insanlık katlediliyor,müslümanın ırzına geçiliyor,her şey paramparça edilip sokaklara saçılıyor uyanın ne olur. Bir haydut devlet,kana susamış halk, zafer naraları atan fahişe zihniyetli israil kadınları vahşetin hazzını yaşarken, parça parça olup dağılan islam ümmeti ve devletleri neredeler şimdi?... Bir israil askeri esir alındı diye hamas a kafa tutan, içinin rengi yüzüne vurmuş Obama denilen kökü sözde müslüman olan kişi adından utan. Vahşet karşısında dili lal olan Arap devletleri müslümanlığınızdan utanın.tüm dünyada aynı kitabı okuyan, aynı peygambere inanan, aynı secdeye rüku eden müslümanlar insanlığınızdan ve ümmeti olduğunuz peygamberden utanın.. Mollalar,islam alimleri,hocalar,şıhlar,dervişler, sözde aydın islam bilginleri tahsil ettiğiniz ilimden utanın. Aklı fikri yalan dünyanın yalancı sefasında olanlar,hiç ölmeyecek gibi suretlere tapınanlar,varlığını kendisinden menkul sayanlar,eğlence ve şafşataya secde edenler,varlıkları karşısında rüku etmeye çalışanlar utanın be utanın. Elbet bir gün hesap var,elbet bir gün kabir var,elbet bir gün sual var, elbet bir gün mahkemeyi kübra var, en önemlisi bütün bunların üstünde en büyük olan ALLAH cc var.. Sanmayın bunlar yanınıza kar kalacak,sanmayın bu dağılan parçalar toz toprak olacak,sanmayın mazlumun ahı yapana kar kalacak,sanmayın kirlenen iffetler soysuzlara meze olacak. Keser dönecek sap dönecek, bir gün olacak hesap dönecek,soysuzların dinsizlerin,vicdansızların,şerefsizlerin, gün olacak nevri dönecek.. Artık İzmir'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak AK Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı seçimlerinin eski ve yeni Türkiye arasındaki seçim anlamına da geleceğini söyledi. Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gündoğdu Meydanı'ndaki mitingi öncesinde bir konuşma yapan Yıldırım, 10 Ağustos'ta Türkiye'de yeni bir gün doğacağını, bunun aynı zamanda yeni Türkiye'nin habercisi olacağını belirtti. İzmir'i, "ilklerin şehri, istikbalin şehri, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş destanının yazıldığı şehir" olarak nitelendiren Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İzmir'i kör ideolojiden kurtarmak ve hizmet vermek için 30 ilçede çalıştık, 1 milyona yakın İzmirli hemşehrimiz bize güvendi, inandı. Oyumuzu yüzde 58 arttırdık. Artık İzmir'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hizmet siyasetinin temellerini attık. İzmir bu şehre hizmet etmeyenlere daha fazla kredi tanımayacak. İzmir ilk seçimde yerel yönetimlerde de AK Parti, hizmet diyecek ve hep beraber İzmir'in bulunduğu durumdan ancak hizmet siyasetini bilen, marka şehirler yapan AK Parti iktidarı, İzmir'i marka şehir yapar." Konuşması, "Başbakan Binali" sloganlarıyla kesilen Yıldırım, şöyle devam etti: "Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı, İzmir'in seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı yapacağız. 10 Ağustos'ta sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi yapmıyoruz. Bir seçim daha yapıyoruz. Yeni Türkiye ile eski Türkiye'nin seçimini yapacağız. Ya vesayet, krizler, darbeler devam edecek ya millet iradesi olacak. Eski Türkiye dünyaya kapalı. Yeni Türkiye'de darbeler, krizler olmayacak. Yeni Türkiye, büyük Atatürk'ün bize işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefidir. " Delican'ın konuşması AK Parti İl Başkanı Bülent Delican da konuşmasında, İzmir'in düğün gününü yaşadığını, sıcak havaya rağmen çok sayıda kişinin Gündoğdu Meydanı'na geldiğini belirtti. İzmir'de hizmete susadıklarını ifade eden Delican, AK partinin vesayet yönetimine direndiğini söyledi. Bu arada miting öncesinde Gündoğdu Meydanı'na AK Parti bayrağı ve Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dev posterlerini taşıyan tekneler yanaştı. Mitinge, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de katıldı.

9 SAYFA 10 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER 497 Ağustos Şubat Perşembe Pazartesi Özcan PEHLİVANOĞLU HERKES HER ŞEYİ BİLİYOR! Türkiye denilen Türk topraklarında yüzyıllardır ilginç şeyler oluyor. İstikrarlı (!) bir şekilde her yıkandığında çeken pamuklu kumaşlar gibi topraklarımız küçülüyor ve insanlarımız eksiliyor. Bunun farkında olanlarda avazları çıktığınca bağırarak, Türk Milleti ni uyandırmaya ve aydınlatmaya çalışıyor. Bu uyandırma ve aydınlatma işi, cumhuriyet döneminde Atatürk le başlamış ve halen de sürmektedir.. Bu meyanda Mustafa Kemal Atatürk, her gittiği y- erde yaptığı konuşmalarla ve nihayet Nutuk adlı eseri ile Türk Milleti ne yaşadığı olayların analizini yaparak, geleceğe dair tavsiyeler de bulunmuştur. Peki bunları anlayan var mı? Bana göre var. Herkes herşeyi teşbihte hata olmaz, tabiri caiz ise eşek gibi anlıyor. Ama anlamak, türlü nedenlerle bu şahısların işine gelmiyor. Ben il, ilçe, kasaba ve köy demeden Türkiye yi biraz fazla dolaşan bir adamım. Bunun özel bir nedeni yok. Allah bize de her halde Evliya Çelebi gibi seyahat demiş! Bu sebeple, bir çok insanımızla sohbet ediyor ve onları dinliyorum. Özellikle de Türkiye nin karşı karşıya olduğu tarihsel sorunlar ile onların günümüze yansımalarına karşı, ne düşündüklerini öğrenmeye çalışıyorum. Bugün Türkiye nin köylü, işçi, memur, emekli, işsiz, öğrenci gibi değişik sosyal katmanlarına mensup insanlarımızla bir araya geldiğimizde; onların çok derin felsefi düşüncelere sahip olduklarını, belirli ahlaki ölçülerde davrandıklarını ve siyaseti çok iyi bildiklerini gözlemliyorum. Öyleyse, bu insanları hiçbir şey yada bir çok şeyi bilmemekle suçlamak çok yanlış olur diye düşünüyorum. Eğer her şeyi bildiklerini kabul edersek yaptıklarını da bilerek yaptıklarını kabul etmemiz gerekir. Peki niçin bilerek yapıyorlar? İşte bunun cevabını ülkeyi, devleti ve Türk Milleti ni sevenler olarak bulmalıyız. Mesela kendisi de bir Türk olan fakat yaşamını, ekonomik ve sosyal ilişkilerini; kürtlük ve kürtçülük üzerine oturtmuş olan AKP kurucusu Dengir Mir Mehmet Fırat, AKP den pkk-hdp li Selahattin Demirtaş a destek olmak için istifa etti. Adam bunu hiçbir zaman saklamadı. Bu böyleyse, Türk olanlar; Dengir lerin çokça bulunduğu ve de güce hakim olduğu bir AKP ye, neden oy verdi ve veriyor? Çevreye, mekana ve güce göre şekil almak, Türk olmanın en büyük özelliklerinden biri! Bir dostum geçenlerde şöyle söyledi: Devlet güçlü olunca hepimiz Türk oluyoruz, devlet zayıflayınca hepimiz farklılaşıyoruz. Tıpkı bir çok Dengir gibi Şeyh Sait İsyanı nın ardından kurulan İstiklal Mahkemesi nde yargılananlardan biri İ- zol aşireti reisi Hacı Kaya dır. Mahkeme resi Mazhar Müfit, Hacı Kaya ya, kürtmüsün Türk müsün diye sorar. Hacı Kaya çok ilginç bir cevap verir: Ben Türk ün Kürdüyüm. Doğrudur, devlet güçlü ise Türk üz zayıfsa kürdüz. Bunu başka kelimelerle de dillendirebiliriz. Kürt sözüne takılmayın! yılları arasında Edirne de doğmuş ve Türkiye e de yaşamış olan Ermeni edebiyatının toplumsal sorunlara değindiği bilinen ismi Hagop Baronyan ın İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti adlı kitabını 2014 te okuduğunuzda, kişisel ve toplumsal davranışlarda pek fazla bir şeyin değişmediğini şaşkınlıkla görüyorsunuz Toplum ve toplumu oluşturan fertler, her şeyin farkındadır ama kendilerini ilgilendiren özel nedenlerle gidişatı değiştirmek açısından kıllarını bile kıpırtdatmamışlardır. Aynen bugün olduğu şekilde Bir insan kendini hem Türk hissedip hem de bırakın AKP li olmayı AKP ye oy bile veremez. Öyleyse nasıl oluyorda AKP Türklerin oyu ile iktidar oluyor? Emin olun Akp ye oy atan her Türk ün kendine göre bir nedeni var. Ve kendilerine göre de haklılar! Mesela cumhuriyet döneminde Balkanlardan Türkiye ye göç edenler, adeta yalvarırcasına Türk olduklarını söyleyerek buralara geldiler. Hazır bir devlet buldular. Atatürk Türkiyesi nde rahat ettiler, zengin oldular, dinlerini, mallarını, canlarını ve namuslarını korudular. Şimdi bazı Türk olanları bile AKP nin ve Aday Erdoğan ın yanındalar. Bu büyük bir çelişki ve vefasızlık değil mi? Adam hem Atatürkçüyüm diyor hem AKP yi destekliyor! Akp zihniyeti de Atatürk ü iki ayyaş tan biri olarak görüyor. Bu nasıl olur diye insan kendi kendine soruyor. Ama insanlarımızı tanıyınca bunun olabileceğini biliyorsunuz. İstiklal Mücadelesi nde de böyle yaptılar. Çoğunluk perdenin arkasına gizlendi ve Atatürk kazanınca onun yanında gözüktü. Yarın da yeni kazananın yanında ben seni destekledim diye y- er alacaklar. Böyleyiz işte Bazı tarihçiler, müslümanlara karşı yapılan Haçlı Seferleri nde bile, Müslümanlarla Haçlılar arasında, güç ve iktidar adına yapılan siyasi ittifaklardan bahsetmektedir. Yani siyasi ve ekonomik gereksinimlerin etrafında, karşılıklı çıkar ilişkileri gelişmiştir. Halbuki Haçlıların, müslümanların etinden kebap yapıp yediklerini biliyoruz. Onun için günümüzün Haçlı Seferi nin bazı insanlarımız tarafından desteklenmesini yadırgamamalı ve sadece iyi anlamalıyız. Bugün hepimiz 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tarihi önem taşıdığını biliyoruz. AKP ye oy verecek olanlarda biliyor. Başımıza nelerin geleceğinden onlarda haberdarlar. Ancak ruhsal yapıları yanlış yapmalarına ve kendilerine düşmanlık edecek olanlarla ittifak kurmalarına engel olmuyor. Bu sebeple benim Etkisiz Türklük olarak tanımladığım durum ortaya çıkıyor Devlet yine güçlü olursa merak etmeyin bizden fazla Türk ve bizden fazla Atatürkçü olacaklar. Ama şimdilik böyle davranmak istiyorlar. Yoksa AKP % 5 ten fazla oy alamaz. Çünkü 2002 den önce böyle bir parti ve görüş yok. Bu sebeplerle, siz siz olun herkesin her şeyi bildiğini ve tercihlerini bilerek yaptığını bilin. Bunlar o kadar çok bilgilidir ki; tedbirsiz yakalanırsanız size de külahı ters giydiriverirler! 1000 yıllık çınara gençlik aşısı İzmir Büyükşehir Belediyesi, Buca Kaynaklar da, aralarında 1000 yaşındaki çınarın da bulunduğu 6 tescilli ağacı özel dolgularla kurtardı Yapılan çalışmalar, asırlık çınarları adeta gençleştirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Buca Kaynaklar Köyü Meydanı'nda bulunan birisi tescilli 6 adet çınar ağacını korumak ve bakımını yapmak için başlattığı çalışmaları tamamladı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile işbirliği yapan Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmaları sonunda ağaçlar adeta gençleşti. Büyükşehir Belediyesi ve Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı öncülüğünde tamamlanan çalışmalarla asırlık ağaçlar, önce zarar veren bakterilerden arındırıldı ve çürüyen kısımları özel ilaçlarla tedavi edilerek kontrol altına alındı. Bu kapsamda böcek tahribatına maruz kalan alanlar özel macun ile kapatıldı, i- htiyaç duyulan yerlerde güçlendirme ve gerdirme çalışmaları yapıldı. Önümüzdeki süreçte başlayacak olan çevre düzenlemesinin ardından çınar ağaçları ve Kaynaklar Meydanı, daha uzun yıllar tarihe tanıklık etmeye devam edecek. Neler yapıldı? Ölmüş dokuları ortadan kaldırıp canlı dokuya ulaşmak için öncelikle kazıma işlemi yapıldı. Diş çürüklerinde yapıldığı gibi, çürük ve ölü dokular titizlikle temizlendi, bitkinin uzun yaşamasını sağlayan, çürüklere karşı önlem alan, özel dolgular uygulandı. Ağaç yüzeyindeki açık kavuklar hava almayacak şekilde paslanmaz çivi, tel ve su bazlı özel alaşımla kaplanarak gövde dokusu koruma altına alındı. Statik olarak dengesizlik yaşayan, çürümüş ana dallarda temel budamalar yapıldı. Rüzgardan sıkıntı yaşayacak dallar için de çelik tellerle gergi şeklinde statik koruma yapıldı. Çalışmaların ardından asırlık ağaçların dallarına kuş yuvaları asıldı. Kaynaklar Merkez Mahallesi Meydanı nda bulunan 30 metre boy ve 4 metre çapındaki anıt çınar ağacının (Kunduracı Çınarı-Platanus orientalis) yaşının 1000 e yakın olduğu biliniyor. Ağaç, Orman Bakanlığı Milli Parklar Genel Müdürlüğü İzmir Başmühendisliği tarafından Eylül 1994 yılında tescillenmişti. Kaynaklar'ın simgesi olan 1000 yaşındaki Kunduracı Çınar'ı, adını içindeki kovukta ayakkabı tamirciliği yapılmasından alıyor. Menderes Sahilleri Mavi Bayraklı Menderes'e bağlı Gümüldür Plajı, Orta Mahalle Plajı ve Çukuraltı Plajı mavi bayrak alarak Ege bölgesinin en temiz plajları arasında yer aldı. Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV)'in Türkiye'deki toplam 397 plajda her yıl sürekli olarak yaptığı iki aylık denetimleri Menderes'te de gerçekleşti. Yapılan çalışmalar sonunda Gümüldür Plajı, Orta Mahalle Plajı ve Çukuraltı Plajı Ege Bölgesi'nin en temiz plajları arasında yer aldı. Sürekliliği olacak Özdere Gençlik Parkı'nda düzenlenen Mavi Bayrak töreninde konuşan Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu, " 43 kilometrelik sahil şeridimizde 11 tane mavi bayraklı plaj bulunuyor. Belediyemizin bünyesinde bulunan Gümüldür, Orta Mahalle ve Çukuraltı Plajları da mavi bayrak almaya hak Sosyal projelerde sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç var Uluslararası Rotary Bölge Federasyonu Bölge Rotaract Temsilciliği Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu nu ziyaret etti. Kurumsal İletişim ve Tanıtım Koordinatörü Alp Özdemir, rotarylerin yeni döneminde çeşitli kültürel ve sosyal projelerde işbirliği yaparak toplumun her kesimine ulaşmayı hedeflediğini söyledi. Özdemir bu kapsamda Karabağlar da da çalışmalar yapmak istediklerini belirtti. Başkan Selvitopu ise, ilçede kadınlara, çocuklara ve gençlere yönelik yapılacak kültürel ve sosyal çalışmalarda sivil toplum örgütleriyle hareket etmekten mutluluk duyacaklarını söyledi. Uluslararası Rotary Bölge Federasyonu Bölge Rotaract Temsilciliği Kurumsal İletişim ve Tanıtım Koordinatörü Alp Özdemir ile Bilişim Hizmetleri Koordinatörü Arda Özkan Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu nu makamında ziyaret ederek ilçede yapılacak sosyal ve kültürel çalışmalarla ilgili fikir alışverişinde bulundu. Başkan Selvitopu na çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Özdemir, özellikle sosyal sorumluluk projeleri, meslek edindirme kursları ve mahallelerde yapılacak kültürel çalışmalarla ilgili projelerini anlattı. Projelerini anlattılar Gençlerin sosyal ve kültürel gelişimlerine yönelik mahallelerde çeşitli çalışmalar yapmayı hedeflediklerini belirten Özdemir, Karabağlar da insanların sosyal ve kültürel etkinliklere ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bu kapsamda biz de bu bölgeye yönelmeyi amaçlıyoruz. Bizim Mahalle, Atık Pil Toplama, Meslek Edindirme, Gezici Kütüphane gibi projeleri Karabağlar Belediyesi nin desteğiyle hayata geçirmeyi planlıyoruz. Yeni çalışma dönemimizde birlikte hareket ederek Karabağlar da yaşayan, özellikle sosyo- ekonomik durumu kötü olan bölgelerdeki insanların hayatlarını güzelleştirmek istiyoruz. diye konuştu.. kazanan plajlardan. Menderes Belediyesi o- larak bunun haklı gururunu yaşarken, devamlılığı içinde gerekli adımları atacağımızın sözünü veriyoruz. Bundan sonra göndere çektiğimiz mavi bayrağı bir daha indirmeyeceğiz " dedi. İzmir'in en temiz plajları TÜRÇEV Ege İlleri Mavi Bayrak Koordinatörü Doğan Karataş da, İzmir'deki plajlar arasında en temiz plajların Menderes'te bulunduğunu kaydederek, " 2 ay süren denetimlerde 8 ayrı ölçüm merkezinden numuneler toplantı. Yapılan denetimler sonunda Menderes Belediyesi'nin halka hizmet alanı içerisinde yer alan plajları en temiz sonuçları ile Mavi Bayrak almaya hak kazandı. İzmir'deki diğer plajlar arasında da en iyi sonuçları ile plajlar dikkat çekti. Kültürlerin kaynaşmasına ihtiyaç var Başkan Selvitopu ise Karabağlar da ciddi anlamda sosyal sorunlar olduğunu, bunları yerinde tespit ettiklerini ve yerel yönetimler olarak sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte el ele vererek bu sorunları en aza indirmeyi planladıklarını dile getirdi. Karabağlar ın sosyal yönden çalışmalara muhtaç bir bölge olduğunu özellikle gençlerin ve çocukların gelişimlerine katkı sağlamak gerektiğini belirten Selvitopu, İnsanların gelişimine, kültürlerini birbirleriyle buluşturarak da katkıda bulunabiliriz. Kültürlerin birbirini tanıması, birbiriyle kaynaşması gerekiyor. Karabağlar da Türkiye nin 81 ilinden insan var. Bizim yapmamız gereken bu farklı kültürlerdeki insanların birbiriyle kaynaşmasını sağlamak. Bu kaynaşmanın, birlikteliğin oluşması için sizlerle birlikte, diğer sivil toplum kuruluşlarıyla kültürel ve sosyal etkinlikler düzenlemeye i- htiyaç olabilir. diye konuştu. Menderes Belediyesi'ni çevreye gösterdiği duyarlılıktan dolayı kutluyorum " dedi. Çevre yönetimi kriterleri, güvenlikle ilgili kriterler ve sağlıkla ilgili temel kriterleri sağlayan plajlara Mavi Bayrak verilmesine onay veriliyor. Mayıs ayında verilen Mavi Bayrak Belgesi'nin ardından Türk ve yabancı yetkililer, kriterlerin yerine getirilip getirilmediğine yerinde yaptıkları denetimlerle karar veriyor. Son olarak plajdaki sancağa Mavi Bayrak çekilmesi töreniyle de süreç tamamlanmış oluyor. Dünya geneline bakıldığında Mavi Bayrak uygulamasında Türkiye, İspanya ve Yunanistan'ın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Son yıllarda Türkiye'de hızla artan Mavi Bayraklı plaj sayısıyla İzmir ise, Antalya ve Muğla'dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. (HABER MERKEZİ) Metroda yeni rota Bornova Merkez F.Altay ve Poligon metro istasyonlarını hizmete alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, diğer taraftan metroyu Bornova merkeze ulaştırabilmek için de uygulama projelerini hazırlıyor. Evka 3 ile Bornova merkez arasındaki 1163 metrelik tünel 1.5 dakikada aşılacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, metro sistemini Bornova Merkez e uzatmak için uygulama projesi çalışmalarını sürdürüyor. Kısa sürede tamamlanacak projeye göre, Evka 3 İstasyonu ndan başlayacak 1163 metrelik tünel ve yapılacak istasyon ile metro Bornova merkeze ulaşılacak. Daha önceki projesinde geniş kesitli tek tünel olarak planlama yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi, hat üstündeki binaların güvenliği açısından yeni projeyi daha dar kesitli çift tünele dönüştürerek hazırlıyor. Evka 3 ve Ege Üniversitesi istasyonlarının açılması ile özellikle öğrencilerin, bu bölgede oturan veya çalışan vatandaşların metro konforu ile yolculuk olanağına kavuşmasının ardından, yeni hat ile Evka 3 den Bornova merkeze gidiş 1.5 dakika, Fahrettin Altay Meydanı ndan Bornova merkeze gidiş ise 33 dakika gibi kısa bir zamanda gerçekleşecek. Raylı sistem entegrasyonu İzmir, raylı sistem yatırımları açısından son yıllarda büyük bir ivme kazandı. İZBAN, 80 kilometre hat uzunluğu, 32 istasyonuyla kentin kuzey ve güneyine; İzmir Metrosu ise şu anda 20 kilometre üzerindeki 17 istasyon ile doğu-batı yönlerine uzanıyor. İzmirliler F. Altay- Evka 3 arasında yarım saatte yolculuk yapabiliyorlar. İZBAN hattı ise 30 kilometre ve 6 istasyon ile Torbalı ya uzanacak. Her iki raylı sistem ulaşımı da Halkapınar ve Hilal aktarma istasyonlarıyla birbirine entegre olmuş durumda. İZBAN ın Torbalı ya uzaması ile raylı ulaşım sistemi daha çok İzmirliye hizmet verir hale gelecek.

10 SAYFA 11 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ 417 Ağustos Şubat Perşembe Pazartesi Acaba ördekler de mi Yunan adalarına gittiler Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Yatların "Yazlık Bodrumlular"ın hayat tarzlarını nasıl değiştirdiğini, her rastladığınız k- işinin bir gün önce gittiği bir Yunan adasını anlatmasından anlayabilirsiniz. Bodrum'un Türkbükü'nü bilenler, sürekli d- enize girip çıkan ve lokantalardan atılanlarla beslenen ördekleri hatırlarlar... Geçen akşam Türkbükü'ne 5 yaşındaki torunum Can'la gittim. Daha önce de geldiği için hemen Türkbükü'nün demirbaşları olan ördekleri aradı... Ama ördekler ortada yoktular o akşam... Can "Acaba ördekler de mi Yunan adalarına gittiler" diye sordu bana... Eski Yeniköy'ün yalılarını düşündüm... Yaz gelince bu yalıların rıhtımları denize girenlerle dolu olurdu. Kimsenin bir Akdeniz kıyısı kentinde tatile gitmek ya da Güney Fransa sahillerinde tatil yapmak gibi bir alışkanlığı yoktu... En azından dövizi yoktu Türkiye'nin ve yurt dışına çıkmak kolay değildi. Antalya'da, Bodrum'da falan oteller, tatil köyleri hayallerde bile yoktu... Yürü ya kulum... Derken Özal reformları ile konvertibilite ve dünyaya açılma politikaları geldi... Turizm hamlesi başlatıldı... Şimdi yalı sahipleri yaz mevsimini Yeniköy yalılarının rıhtımlarında geçirmiyorlar... Bu kesimden Bodrum'a gelenler de, yatları ile Yunan adalarına açılmaktalar... Sahip oldukları yatların milyon dolarla ölçülen değerlerine veya o yolculuğu yapmak için ne kadar mazot yaktıklarına bakmayıp, "Ama Yunan adalarındaki lokantaların fiyatları Bodrum'dakilerden daha u- cuz" diye anlatıp duruyorlar. Bu "Zengin olmak" denilen şey herkes tarafından farklı yorumlanır... Hani Allah Temel'e "Yürü ya kulum" deyince Temel arabasını satıp yürümeye başlamış ya... Bunun gibi bir şey bu zenginlerin farklı davranışları. Parası olan yir 'lerde Marshall yardımı ile Türk tarımına Amerikan traktörleri girmişti. Kore savaşı ile de tarım ürünlerinin fiyatları artınca, o dönem Beyaz Türklerinin "Hacı Ağa" olarak niteledikleri pamuk ve buğday zengini çiftçiler ortaya çıkmıştı. Bunlardan biri traktörü ile Adana'daki barın kapısına park etmiş. Barda çalışan bir konsomatris hanımı alıp otele götürmüş. Otelin banyosundaki küveti şampanya ile doldurmuş ve beraberindeki kadını da, şampanya dolu küvete sokmuş... Bu çiftçi ile yapılan bir gazete röportajında muhabir "Neden böyle yaptınız" diye sormuştu... Adamcağız da yörenin lehçesi ile "Parası olan yir" diyerek tek cümle ile cevap vermişti. Bu dönemde ise parası olan önce bir yat alır sonra da Yunan adalarındaki bir meyhanede ne bulursa "Yir"... Kazanmak ve harcamak Kısacası parayı harcamak bazen kazanmaktan daha zordur... Kadınınıza mavi ya da sarı pırlantayı, Tiffany'den mi, Harry Winston'dan mı alacağınız sorunsalına takılmışken gazetelerin hafta sonu eklerinden "En iyi 10 kebapçı"yı veya "En iyi 10 köfteci"yi arıyorsanız, bu zorluğu daha derinine hissedersiniz. Hem az para harcayıp hem de en zenginlerin tükettiği markalara takılmak, ancak votka ile mümkündür. Votka çok pahalı olmayan, ama çeşitli markalar söz konusu olduğunda en zenginler tarafından da aranılan bir içkidir. Votkanın en pahalı markaları dolar arasında satılıyor. Öğleyin içmeyin Bilinen en iyi marka votkalardan bazıları da şunlar: Belvedere ( Polonya), Boru (İrlanda), Chopin (Polonya), Ketel One (Hollanda), Level (İsveç), Stolichnaya Gold (Rusya), Ston (Estonya), Türi (Estonya), Vox (Hollanda), Wyborowa (Polonya). En zenginlerle masaya o- turduğunuzda, bu markalardan birini seslendirip, "Ben başka votka içmem" derseniz, etki yaratabilirsiniz. Ancak votkayı öğle yemeklerinde içmeniz pek tavsiye edilmez. Kokmadığı için, kimse sizin sarhoş olduğunuzu anlamaz, sizi aptal sanabilirler Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ Seçimlere Az Bir Zaman Kala CHP ve MHP, şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası sonuçlara ilişkin yapacakları açıklamalar üzerinde çalışıyorlar.. Evet, kendi tabanlarına ne diyecekler? Onlar da biliyor ki, Erdoğan ilk turda %54.6 ile %58.9 arasında bir oy alacak.. BDP nin oyu %4-6 arası olacak.. Çatının oyu CHP+MHP yani % = %44 de! AK Parti almıştı.. SP bu seçimde görüş belirtmedi. BBP, çatı adayına yakın dursa da, oylar bölünecek. Söyleyeyim, CHP ve MHP den seçime katılmama oranı çok yüksek olacak. Yurt dışında da katılım yüksek olmayabilir.. Son yerel seçimde seçimlere katılım %89.4 seviyesinde oldu. Bana kalırsa bu seçimlerde seçmen katılımı %70 civarında kalacak.. CHP+MHP ve Cemaat ortaklığının başını çektiği çatı en fazla %38.8 alır.. %35 e takılabilirler de.. CHP lilerin taktiği şöyle: Erdoğan cumhurun başkanı değildir diyecekler.. Niye derseniz, seçime katılmayan bir %25-30 luk kütle var.. Çatı bu seçimde %35-40 alsa etti mi Erdoğan %60 da alsa, hayır diyecekler, sen Cumhurun başkanı olamazsın.. Yani minareyi çalmaya hazırlanan şimdiden kılıf uydurma telaşına düşmüşler sanki.. Akla ziyan yorumlarla, halkı kandırmaya çalışacaklar.. İlk önce şuna bakacaklar.. Eğer çatının oyları ile Demirtaş ın oyları %45 in üstüne çıkıyorsa, sandığa gitmeyen ya da iptal edilen oyları da kendi hanelerine ekleyip yine yaygara çıkartacaklar.. Erdoğan ın oyunu şöyle hesaplayacaklar.. Erdoğan varsayalım %60 oy aldı. Hayır diyecekler. Sen %70 ini, %60 ını aldın.. Yani senin gerçek oyun %60 değil %42 diyecekler.. Ama kendi oylarını hesaplarken bizim oyumuz %45, BDP nin oyu %5, bir de seçimlere katılmayan ya da iptal edilen oylar var, onlar da eder %25, Bu ülke halkının %75 i sana oy vermiyor diyecekler.. Kıyısız deniz özlemi Nuriye Akman ZAMAN GAZETESİ Adam balıkçı adayıdır. Açılmak istediği denizin kıyısı olmadığından ona nasıl ulaşılır bilmemektedir. Aramış aramış bir türlü bulamamıştır. Artık dualarında denizin onu bulmasını dilemektedir. Kayığına yaslanmış, umutla beklemektedir. ABD de bulunan Farnsworth sanat müzesinden Andrew Wyeth imzalı bir resim. Genç balıkçı, kayığına yaslanmış. Ortada ne deniz var, ne de kürekler. Kayık karaya bağlanmış ama ipi kopmuş gibi görünüyor. Bu haliyle iki dünya arasında asılı kalmış gibi. Balıkçının gözleri kayıp denizin ufkuna kilitlenmiş. Düzgün kıyafetiyle artistik bir duruş sergiliyor bedeni. Sanki balıkçılık faslını kapamış a- ma başka bir deniz bulamamış kendine. Balıkçılığı hikmet deryasından nasiplenme olarak y- orumlarsak, resimden yayılan gerilim başka türlü de okunabilir: Adam balıkçı adayıdır. Açılmak istediği denizin kıyısı olmadığından ona nasıl ulaşılır bilmemektedir. Aramış aramış bir türlü bulamamıştır. Artık dualarında denizin onu bulmasını dilemektedir. Kayığına yaslanmış, umutla beklemektedir. Öylesine dalmıştır ki hayallerine, başka s- esleri duyamaz. Sırtını döndüğü dünyadan birisi yaklaşmaktadır oysa. Yüreğinde bir deniz, elinde iki kürek... İHTİŞAM İHTİYACI İspanya dan bir kare. Aziz John yortusunda şaha kalkmış ata tezahürat yapan insanlar. İhtişam i- htiyaçları o an karşılanıyor. Daha önce de başka nesnelerin cazibesine kapılmışlardı. Kim bilir yarın heyecanlarını neye yönlendirecekler. Arabalar, evler, eşyalar, sanat eserleri... Oyuncular, şarkıcılar, mankenler, politik ve dinî liderler... Vaadler, hikâyeler, programlar, gösteriler... Yeter ki büyük, pahalı, parlak, sıra dışı, önemli olsun. Gündelik rutini kırsın, oyalasın, eğlendirsin, kanat takıp uçursun, acıları unuttursun. Halbuki alkışların bu şekilde harcanması yorgunluk ve tatminsizlik getirir sadece. Varoluşun ihtişamı es geçilmiştir çünkü. Gözler aynı anda iki noktaya birden odaklanamadığı için hiçbiri diğerine benzemeyen kar tanelerine, sese ve söze duyarlı suya, gökten bomba değil pamuk gibi inen damlalara, içinde koca bir ağacı taşıyan tohuma, doğacağı ve batacağı zamanı hiç şaşırmayan güneşe, yörüngelerinden çıkmayan ve çarpışmayan yıldızlara, her bölünüşünde binbir farklı hücre üreten döllenmiş yumurtaya ve d- enizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa say say bitmeyecek diğer cazibe merkezleri ilgi alanlarına giremez. Girebilmesi için, kalabalıkların şamatasından uzaklaşmak gerekir. Kalp sakinleşecek ki bütün vücut göz kesilsin... ZAMANE AŞKLARI Aşk ateşi hiç sönmesin istenir ama ocağa odun atmaya yanaşılmaz, bir ömür kendi kendine yanması beklenir. İlişkiye geçmekte acele edilir ama iletişim kurmada gevşek davranılır. Mümkün olduğunca çok almak, mümkün olduğunca az vermek marifet sanılır. Haz şartken, sorumluluk istisnadır. Bana benzesin, ben gibi olsun diye yola çıkılır, sonra aynaya bakmaktan usanılır. Sultan alınır cariye yapılır. Sultana varılır hükümsüz kılınır. Söz vermede cömert, yerine getirmede cimri davranılır. Kim seçilirse akıl diğerlerinde kalır. Herkesi kıskandıracak bir eş aranır sonra o eş kıskançlıkla canından bezdirilir. Sevgili önce özelleştirilir, sonra genelleştirilir. Hizmet etmekten çok, hizmet edilmeye gönül verilir. Sevgili önce güldür, sonra diken. Âşık olmaya can atılır, aşk olmaktan bucak bucak kaçılır. Maşuğa deli olunur ama aşktan habersiz kalınır. Maşuk parlak olduğu için sevilir, sonra parlamasından rahatsızlık duyulur. O kadar çok sevilir ki onu veren unutulur. Çift olmaya öyle kaptırılır ki asıl ulaşılacak birlik fikri kaybolur. Vareden e Beni sensiz bırakma diye yakarılmaz maşuka yalvarıldığı kadar. Âşıkla maşuk arasına bir kıl bile sığmaması gerekirken aralarına derin uçurumlar kurulur Bu hesabın matematik bilimi ile alakası yok.. Kullanılmayan oyların AK Parti ye karşı olduğuna kim nasıl karar veriyor? Zaten eğer çatı ve BDP nin oyu, bu hesaba göre, Erdoğan ın oyundan katılmayanların oranı kadar düşürüldükten sonra, zaten yine %50 nin altına düşecek.. Dertleri, hesapları şu, bu memlekette sana oy vermeyenlerin sayısı verenlerden fazla, onun için sen cumhurun başı değilsin ve olamazsın.. Aynı formülü çatıcılara uygularsak ne olur?. %60 AK Parti, % 5-6 BDP, etti mi %65.. Siz %40 alsanız, sandığa gitmeyen seçmenin oyunu düş bu hesaptan, yani %40 ın %25 ini düşün. Sizin karşınızda o hesaba göre, %70 var demektir.. Türkiye de seçimlerde en düşük katılım % Ekim 1969 genel seçimlerinde, en yüksek katılım % Kasım 1987 genel seçimlerinde alınmış.. Geçen seçimlerde ortalama 7 milyon kadar seçmen sandığa gitmedi. Bu sene bu rakam 10 milyonu aşacağa benziyor.. CHP liler de MHP liler de bu işten fevkalade rahatsız.. Nereden bulduk bu adamı diyor bir çoğu. Kimileri, Cemaat, CHP, TSİP, BTP ile kolkola girmenin ne alemi vardı diyor.. Bir düzineye yakın partinin desteklediği adayın aldığı oya bakın diyecekler.. Zaten berbat bir seçim kampanyası yürüttüler.. Öfkeleri akıllarından büyük olduğu için de çuvalladılar.. 11 Ağustos günü pişkin bir eda ile gülerek, o muhteşem zekası ve ikna kabiliyeti ile Kılıçdaroğlu buna benzer yorumlar yapacak.. Kazananın İhsanoğlu olduğunu söyleyecektir herhalde.. Devlet Bahçeli zaten şimdiden cepheyi terketti.. Cemaat açıkça ve doğrudan süreçte yer almıyor.. Ekmel İhsanoğlu için hava hoş. Centilmence bir yarış oldu, herkese teşekkür ediyorum diyecek, Erdoğan a başarılar dileyip tatile çıkacaktır herhalde.. Sütten ağzı yandığı içinde, bundan sonra yoğurt üfleyerek yiyecektir.. Gelinen bu noktadan sonra bir daha kimsenin kendine görev teklif edeceğini ya da kendinin talip olacağını sanmıyorum. Hani, gelecek milletvekili seçimlerinde bağımsız aday olacak olsa, bu tanışıklıktan sonra kendisine kimsenin kayda değer bir oy vereceğini de sanmıyorum.. Böylece Ekmel bey kısa süren siyasi kariyerini de hüzünlü bir biçimde noktalamış olacak. Eski döneme ilişkin ilişkileri ve bu ilişkilerin gelecekte de değerlendirilmesi gibi bir şey de artık hayal.. Zatı alilerinin torunlarına vakit ayırması gerekecek bundan sonra.. Belki bu noktadan sonra yapacağı en iyi şey, hatıralarını yazmak olacaktır.. Seçimler şimdiden sonuçlandı.. Seçim bitecek ama göreceksiniz bu tartışma bitmeyecek. Ekmel bey giderken, arkasında uzun sürecek bir kavga bırakacak.. AK Parti yi dizayn etmek isteyenler, CHP ve MHP yi yeniden dizayn etmek için düğmeye basacaklar.. CHP ve MHP nin sınırları, rejimleri ve lider kadrosu yeniden şekillendirilecek.. Bu arada gümrük kapılarında oy verme işlemi başladı ya, yurt dışında kullanılan oy sayısında ciddi bir seviyeye ulaşılamayacak.. Mesela vatandaşımızın yaşadığı bir avrupa şehrinde, civarında seçmen olduğu biliniyor.. Bunların yarısı şu anda Türkiye de. Sürekli gidip geliyorsa, kaydı varsa ya kendi köyünde kullanacak, ya gümrük kapısında. Çalıştığı konsolosluk bölgesindekilerin 6066 sı konsolosluktan oy kullanmak için randevu almış. Konsolosluk, bu durum karşısında herkese otomatik randevu vermiş de öyle gelse, oy kullanan sayısı 9-10 bine ulaşacak.. Yani katılım %30 larda kalacak gibi. Tabi kendi memleketinde kullanacak olanlar ve gümrük kapılarında kullanacak olanlarla %50 ye çıkabilir.. Trajikomik olayların yaşandığı bu siyaset sahnesinde Perde! Yeni oyunlar, yeni sahnede, yeni bir eser ve yeni siyaset aktörleri ile oynanacak.. Selam ve dua ile

11 SAYFA 12 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Sağlık Bakanlığı'nın ''2014 Mali Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu''nda, Bakanlığa bağlı birimlerin ilk yarıda gerçekleştirdiği faaliyetler hakkında bilgi verilirken, ikinci yarıda gerçekleştirilmesi düşünülen faaliyetlere yer verildi. Buna göre, Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğünce, 2014 yılı sonu itibariyle, yatırım programında yer alan projelerden toplam 34 hastane, hastane yeni bloğu, 12 entegre ilçe hastanesi, 9 ağız ve diş sağlığı merkezi, 28 sağlık o- cağı, sağlık evi, Aile Sağlığı Merkezi ve Toplum Sağlığı Merkezi inşaatının tamamlanması sağlanacak. Yatırım programında yer alan hastane, sağlık ocağı hizmet binası için ikinci altı aylık dönemde 30 adet proje alımı gerçekleştirilecek. Sağlık Bilgi Sistemleri Müdürlüğünce de gerçekleşen randevu oranlarının artırılması ve hastanelerde randevu kapasitelerinin yüzde 70'in üzerine çıkarılması sağlanacak. Randevu hatırlatma hizmeti ülke genelinde uygulanacak ve bu sayede randevulu muayene olma oranı yükseltilecek. Çağrı merkezleri süreçlerini iyileştirmeye yönelik eğitimler düzenlenecek. Vatandaşlara Merkezi Hekim Randevu Sistemi ( MHRS) Memnuniyet Anketleri yapılmaya devam edilecek. Tele- Tıp ve Tele-Sağlık'ın başlangıç aşaması olan ''e-radyoloji'' projesinin geliştirilmesi ve uygulamaya geçirilmesi a- macıyla standartlar belirlenecek. e- Radyoloji çalışması, Bakanlığa ait kurumlara yaygınlaştırılacak. Ek Ödeme Takip Sistemi Sağlık NET kapsamına alınacak. -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Ağustos 2014 Pazartesi SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Sağlık Bakanlığı, randevulu muayene oranını artıracak Sağlık Bakanlığınca gerçekleşen randevu oranlarının artırılması ve hastanelerde randevu kapasitelerinin yüzde 70'in üzerine çıkarılması sağlanacak. Türkiye genelinde randevu hatırlatma hizmeti uygulanarak, bu sayede randevulu muayene olma oranı yükseltilecek -Vatandaş sağlık verilerini takip edebilecek Vatandaşların sağlık verilerini takip edecekleri ''Vatandaş Sağlık Portalı'' geliştirilecek. Ek ödeme takip sistemi Sağlık NET kapsamına alınacak. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce de Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Takip Sistemi'nin (UETS) gerekli altyapı çalışmaları ve planlamaları yapılacak. Ruhsat Çalışması devam etmekte olan 5 bölge kan merkezi ve 1 kan bağışı merkezinin kalıcı ruhsatlarının 2014 yılı sonuna kadar tamamlanması sağlanacak. 16 bölge kan merkezi, 60 kan bağışı merkezi ve 67 terapötik aferez merkezleri ile 12 terapötik aferez eğitim merkezlerinin denetimleri yapılacak. Yataklı Sağlık Tesislerinde Yoğun Bakım Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ kapsamında yoğun bakım ünitelerinin seviyelendirme ve tescil işlemleri yapılmaya devam edecek. Geleneksel tıp uygulamaları Türkiye'de geleneksel, tamamlayıcı tıp uygulamalarının yaygınlığı, kullanım sıklığı ve geleneksel tıpla ilgili resmi verilere ulaşmak amacıyla, 14 ilde 5 bin kişiye ulaşmayı hedefleyen bir anket çalışması yapılacak. Geleneksel, tamamlayıcı tıp uygulamalarıyla ilgili hizmet kalitesini arttırmak, uygulama hatalarından kaynaklanacak hasta güvenliğiyle ilgili risk faktörlerinden korunmak a- macıyla denetim standartlarının oluşturulması, bu konuda hizmet sunucularının ve sağlık denetçilerinin eğitimine yönelik "Denetim Çalıştayı" planlanacak. Geleneksel, tamamlayıcı tıp uygulamalarıyla ilgili kanıta dayalı bilimsel araştırmalar yapılmasına yönelik "Kanıta Dayalı Geleneksel, Tamamlayıcı Tıp Çalıştayı'' da yapılacak. Kemik İliği Nakli Merkezleri ve Kemik İliği Nakli Bilgi İşlem Merkezleri Yönergesi ile ilgili güncelleme çalışmaları tamamlanarak yayınlanacak. Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center TÜRKÖK Projesi Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) Projesi ile ilgili o- larak, Doku Tiplendirme Laboratuvar İ- halesi 2014 yılı içinde tamamlanarak, 35 bin civarında doku tipleme analizi yapılması hedeflenecek. Türkök Yazılım O- tomasyon Sistemi, doku tiplendirme laboratuvarına gelen analizler ile kemik iliği nakil merkezinin taleplerini eşleştirecek olan yazılım sistemi 2014 yılı içinde tamamlanacak. Yeni bir Kordon Kanı Bankası açılma başvurusu değerlendirme sürecinde olup, tamamlanacak. Ayrıca Kordon Kanı Bankacılığı Yönetmeliği revize edilecek. Kornea nakillerine ilişkin ilk 6 aylık istatistikler istenerek değerlendirilecek, ayrıca taslağı oluşturulmuş olan Göz Bankaları Yönergesi ile ilgili çalışmalar tamamlanarak yayınlanacak. Acil Sağlık Hizmetleri Acil Sağlık Hizmetleri kapsamında da hava ambulansları için yeni teknik şartnameler hazırlanıp yeni ihale süreci başlatılacak. Hava ambulansı mevzuatı güncellenecek. Ambulanslar ve Acil Sağlık Araçları 112 ÇKOS yazılımı üzerinden dijital olarak Türkiye haritası üzerinde takip edilecek. Ambulans ve Acil Sağlık Araçlarının içerisinden hasta bulgularının 112 Sağlık KKM ve Kardiyoloji Merkezlerine gönderilmesi çalışmasına devam edilecek. İlgili kurum ve kuruluşlarla Suriyeliler'e sunulan sağlık hizmetleri kapsamında ihtiyaçları belirlemeye ve çözüm bulmaya yönelik koordinasyon toplantıları yapılacak. Soma'da meydana gelen maden kazası sonrasında olay yerinde görev alan tüm 112 ve UMKE ekiplerine yönelik "Çalışanlar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği " uygulanırken, çıkan sonuçlara göre gerek duyulan personele psiko-sosyal destek sağlanacak. Emniyet Genel Müdürlüğü ile 112 acil sağlık hizmetleri personelinin adli vakalarda maddi delillere yaklaşım eğitim ve işbirliği protokolü hazırlık çalışmaları tamamlanacak ve ülke genelinde yaygınlaştırılacak. JEMUS projesi kapsamında 13 İl daha sayısal telsiz haberleşmesine entegre edilerek kontrolleri yapılacak. 665 adet panelvan tıbbi donanımlı ambulans, 10 adet k- abinli kar motosikleti alınacak. -Obezitenin önlenmesi için ışıklı top alınacak Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğünce de Türk halkının organ bağışına bakışı anketi yapılacak sağlıklı yaşam ve hareket yılı çerçevesinde obezitenin önlenmesi için ışıklı top alımı yapılacak. Bağımlılıkla mücadelede eğitim ve kapasite geliştirme toplantısı organizasyonu yapılacak. Sağlıkta 2023 vizyonu basın toplantısı düzenlenecek. (AA) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 4 Ağustos Şubat Perşembe Pazartesi Tarihi M.Ö 3000'lü yıllara dayanan dövme günümüzde de ilgi gören meraklısı giderek artan bir akım olmaya devam ediyor. Mitolojik tanrılara bağlılığı vurgulamak onlara şirin gözükmek için başlayan bu akım günümüzde geçici ve kalıcı olmak üzere iki şekilde uygulanıyor Yaz aylarında özellikle çocukların serinlemek ve oyun oynamak için girdikleri süs havuzlarının, çeşitli hastalıklara hatta ölüme bile sebep olabileceği bildirildi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Bayazıt İlhan, yaptığı açıklamada, yaz aylarında çocukların meydan, cadde ve mahallelerdeki süs havuzlarına oyun oynamak için girebildiğine işaret etti. Süs havuzlarının serinlemek için kullanılmasının kişi sağlığı ve toplumsal düzen açısından riskler oluşturduğunu belirten İlhan, "Bu havuzlarda çok önemli hijyen sorunları vardır. Havuzlar, gözde, ciltte ve vücudun birçok yerinde enfeksiyon yaratan mikroplar barındırıyor. Bu yönüyle girilmesini kesinlikle önermiyoruz" diye konuştu. İlhan, havuzlarda ışıklandırma nedeniyle elektrik akımı da olabileceğini söyledi. "Işıklandırmalardan kaynaklanan elektrik kaçakları havuzlarda tehlike yaratıyor. Elektrik çarpması gibi riskler var" diyen İlhan, havuzlardaki mimari gereği var olan sivri taşların da çocukların yaralanmasına yol açabileceğini vurguladı. İlhan, "Hatta 'Caddelerdeki süs havuzlarına girilmesi öldürebilir' diyebiliriz" dedi. (AA) Tedavilerdeki gelişmeler meme kanserinden ölümü azaltsa da yine de kadınlardaki kanser ölümlerinin en sık görülen ikinci sebebi. Her 8 kadından birinin meme kanserine yakalandığı düşünülürse kadınlardaki en sık görülen kanser türü demek de yanlış olmaz Özel Ortadoğu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Bayrak, kişinin kendi meme muayenesini yapabileceğini belirtti. belirtti. Kadınların kendi meme muayenesini ayda bir yapmaları gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. Mehmet Bayrak, bu konuda şu bilgileri verdi: 20 yaşından sonraki her kadın mens ten bir hafta sonra ve menopoz sonrası ile belirli bir günde yapılmalıdır. Önce ayna karşısında memede, ciltte bir değişiklik, cildin içine çökmesi ya da ciltte tümseklik bu muayene ile görülebilir. Daha sonra ise uzanarak meme muamelesi yapılabilir. Her ay düzenli olarak kendi meme muayenesini yapan kadınlarda meme kanseri teşhisi daha erken konulmakta ve yaşam süresi daha uzun olmaktadır. Amerikan Kanser Topluluğu nun 20 ve 30 yaşlardaki her kadının en az 3 yılda bir klinik muayene olması gerektiğini öngördüğünü belirten Op. Dr. Mehmet Bayrak, aynı topluluğun 40 yaşındaki kadınlarda ise her yıl tarama testi kullanılmasını önerdiğini söyledi. Op. Dr. Mehmet Bayrak, meme kanserindeki risk faktörlerini de şöyle açıkladı: Meme kanserinin sebebi tam olarak bilinmese de hastalığa sebep olan bazı risk faktörleri bilinmektedir. Bazı faktörler bizim tarafımızdan değiştirilemez (yaş, cinsiyet, genetik, aile hikayesi gibi). Diğer bazı faktörler ise örneğin sigara, alkol ve diyet kişi tarafından engellenebilir. Op. Dr. Mehmet Bayrak meme kanserinin tedavisi konusuyla ilgili o- larak ise şunları söyledi: Lokal tedavi vücudun diğer yerlerine yayılmamış tümörü tedavi etmek için kullanılır. Cerrahi ve ışın tedavisi sistematik lokal tedavidir. Sistematik tedavi meme dışına yayılan tümörlerde geçerlidir. Kemoterapi, hormon tedavisi ve ışın tedavisi sistemik tedavidir. Cerrahi tedavide ise amaç mümkün olduğunca tümörün hepsini çıkarmaktır. Erken evre tümörlerinde meme koruyucu cerrahi ve ışın tedavisi artık başarı ile uygulanmaktadır.

13 SAYFA 14 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 SPOR7 47ubat Ağustos Perşembe Pazartesi Bodrum'da Akdeniz foku görüntülendi Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayımlanan "Kırmızı Liste"de soyu kritik derecede tehdit altında olan tür olarak sınıflandırılan, dünyada sadece Doğu Akdeniz de ve Doğu Atlantik kıyılarında yaşadığı tespit edilen Akdeniz foku Bodrum'da görüldü. Demirciler Koyu'ndaki kıyıda farkedilen Akdeniz fokunun öldüğünden şüphelenen bölgedeki balıkçılar durumu Doğa Koruma Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerine bildirerek yardım istedi. Doğa Koruma Milli Parklar Şube Müdürü Kamil Uslu, yaptığı açıklamada, Demirci Koyu nda yaralı Akdeniz Foku nun karada bulunduğu yönünde yöresel balıkçılardan yapılan ihbar üzerine bölgeye gittiklerini söyledi. Koyda yapılan incelemede, yaklaşık kilogram ağırlığında yetişkin bir Akdeniz fokunun koy içerisindeki bir kaya oyuğunda dinlenmekte olduğunu tespit ettiklerini belirten Uslu, "Akdeniz foku, ekiplerimiz tarafından da tespit edilerek görüntülenmiştir. Yapılan kontrolde Akdeniz fokunun herhangi bir yaralanmaya maruz kalmadığı anlaşılmıştır. Görüntüleme esnasında fok ürkerek doğal yaşam ortamı olan denize tekrar dönmüştür" dedi. "Dünyada 500 Türkiye'de 100 tane kaldı" Akdeniz fokunun Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayımlanan "Kırmızı Liste"de de soyu kritik derecede tehdit altında olan tür olarak sınıflandırıldığını vurgulayan Uslu, şöyle konuştu: "Türün dünyadaki en büyük popülasyonu Ege Denizi ndedir. Dolayısıyla Akdeniz fokunun soyunu sürdürebilmesi ve ekosistemde varlığını koruyabilmesi esas olarak Türkiye ve Yunanistan ın elindedir. Tüm dünyada yaklaşık 500 kadar fokun yaşadığı tahmin edilirken, Türkiye popülasyon tahmini ise 100 kadardır. Bu nadir deniz canlısı bugün dünyada sadece Türkiye, Yunanistan ve Moritanya kıyıları ile Portekiz in Madeira Adaları olmak üzere yeryüzünde dört ülkede yaşamaktadır. Ülkemizde yaklaşık 100, Yunanistan da ise civarında bir popülasyona sahiptir" Uslu, Mayıs ayında da Bodrum'da Muğla Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yaralı olarak bulunan bir Akdeniz fokunun tedavisinin yapılarak tekrar doğaya kazandırıldığını, bu fokun görüntülenmiş olmasının Türkiye'nin biyoçeşitliliğinin zenginliğinin tespiti ve korunması açısından son derece önemli olduğunu dile getirdi. "Türün korunması için eylem planı hazırlandı" Muğla da türün korunması için Orman ve Su İşleri Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü IV. Bölge Müdürlüğü, Muğla Şube Müdürlüğünce çalışma yürütüldüğüne işaret eden Uslu, "Gerek uluslararası yükümlülüklerimiz, gerekse ulusal mevzuatımızdan kaynaklanan sorumluluklarımız gereği; korunması gereken Akdeniz fokunun neslinin devamını tehdit eden faktörler ve bu faktörlerin ortadan kaldırılması için alınması gereken önlemleri belirlemek üzere Muğla'da Tür Eylem Planı'nın hazırlanması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda türün yoğun olarak yaşadığı ve ürediği Bodrum-Milas ilçeleri kıyı şeridinde ilk çalışmalar başlatılmıştır yılında çalışma Muğla ili geneline yayılacaktır" diye konuştu. Çalışmada türün popülasyon büyüklükleri, üreme ve beslenme alanlarının özellikleri ile yaşam alanına ve türe yönelik tehditler ve tehdit düzeylerinin belirleneceğini belirten Uslu, "Bu özellikler kayıt altına alınacaktır. dedi. (AA) Çeyrek asırlık çevre savaşı Marmaris'te çeyrek asırdır çevrenin korunması için verdiği mücadeleyle tanınan Filiz Ersan, bu süre zarfında birçok çevre olumsuzluğunun yanında, yakalandığı kanser hastalığını da yenmeyi başardı Türkiye'nin gözde turizm merkezi Marmaris'in doğal güzelliklerinin korunması için çalışan Marmaris Çevre ve Turizm Gönüllüleri Grubu'nun başkanı 74 yaşındaki Filiz Ersan, çevreye karşı duyarlılığı nedeniyle zamanla ilçenin en tanınmış kişilerden birisi haline geldi. Ünü Marmaris sınırlarını aşan Ersan, turistik ilçede 1989 yılından beri sürdürdüğü çevreyi koruma mücadelesini Anadolu Ajansı muhabirine anlattı. Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu'ndan mezun olduktan sonra İstanbul Üsküdar Kız Türk Koleji'nde öğretmenlik yaptığını belirten Ersan, ardından Ersan Çocuk Yuvası'nı kurduğunu söyledi. Yaklaşık 14 yıl çocuk yuvasında müdür olarak çalıştığını ifade eden Ersan, çevre sorunlarıyla mücadeleye o dönemlerde başladığını söyledi. Daha sonra emekli olup Marmaris'e yerleştiğini anlatan Ersan, "1989 yılında dönemin kaymakamı ve belediye başkanının da desteğiyle Marmaris'te ilk çevre hareketini başlattık. O zamanlar Çevre Bakanlığı bile yoktu. İlk yaptığımız iş sahipsiz köpekleri korumaya alarak barınağa yerleştirmek oldu. Mahalle ve köyleri dolaşarak vatandaşlara eğitimler verdik, çevre kültürü ve ahlakını yaygınlaştırdık" dedi. Çevre Bakanlığının kurulmasıyla birlikte "Çevre Gönüllüsü" misyonunu aldıklarını dile getiren Ersan, resmi kurumların da desteğiyle bölgedeki ilk deniz dibi temizliği çalışmalarını başlattıklarını ve her yıl periyodik olarak sürdürdüklerini kaydetti. Ormanları korumak için büyük çaba harcadıklarına değinen Ersan, Atatürk, Cumhuriyet, çocuk ve turizm ormanları oluşturdukları bilgisini verdi. Turizmin etkisiyle kısa sürede büyüyen Marmaris'te rant düşüncesinin ön plana çıktığını savunan Ersan, "Eskiden Marmaris'te yapacak iş bulamazdık. Sokakları çiçeklerle süsler, en güzel sokağı seçerdik. Daha sonra ise Marmaris'e zarar verenler ve geleceğiyle oynayanlarla, sürüdürülebilir turizm için savaş vermek zorunda kaldık. Rant ekseninde çalışan kişilere karşı mücadele ettik. Birçok yerde doğa cellatları, doğa mafyaları yeşil alanları yok ettiler ama biz Marmaris'e, Milli Park alanlarımıza dokundurtmadık" diye konuştu. Marmaris'te maden aranması için 42 ruhsat verildiğine dikkati çeken Ersan, maden ocaklarının açılmaması ve ruhsatların iptali için hayatının en büyük mücadelesini verdiğini söyledi. Daha sonra halkın bazı kurumlarının da mücadeleye katılmasıyla rahatladıklarını belirten Ersan, ilçenin "maden kabusunu" henüz atlatamadığını dile getirdi. Marmaris Limanı'nın büyütülmesi projesinin iptal edilmesi için 2005'ten beri mücadele ettiklerini anlatan Ersan, söz konusu projenin çevre ve deniz trafiği bakımından güvenli olmadığını iddia etti. Yıllardır devam eden bir diğer mücadelelerinin ise Kızkumu Plajı olduğunu ifade eden Ersan, efsanevi olduğuna inanılan plajın korunması için UN- ESCO'ya başvuru aşamasında olduklarını bildirdi. Ersan, köylerin kanalizasyon sorununun çözümü ve İçmeler Mahallesi'ndeki termal suyun turizme kazandırılması konularında da kamuoyu oluşturarak yetkililerin dikkatini çekmek için çalıştıklarını kaydetti. "Üniversiteye karşıyız, çünkü eylemler oluyor" Daha önce Marmaris'e üniversite kurulmasına karşı çıktığı için bazı kişiler tarafından eleştirildiğini hatırlatan Ersan, bu düşüncesinde bir değişiklik olmadığının altını çizdi. Turizm merkezi olan Marmaris'te nüfusun çoğalması yerine azalması için adımlar atılması gerektiğine işaret eden Ersan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversiteye 'hayır' diyoruz. Üniversiteyi daha farklı yerlerde yapsınlar. Turizmci olan bazı kişilerin bile Marmaris'e üniversite açılmasını desteklemesini hayretle karşılıyorum. Burada üniversite olursa, okumaya gelen çocukların korunması çok zor olur. Turistleri ancak koruyoruz. Üniversitelerde eylemler oluyor, bu doğaldır. Ancak turizm merkezinde böyle bir şey olamaz. Turistlerin içinde TOMA'ların, gaz bombalarının olmasını istemiyoruz. Biz sakin ve huzurlu bir tatil kenti istiyoruz." Çevre yüzünden kanser olduğunu iddia etti 2000 yılında meme kanseri rahatsızlığına yakalandığını anlatan Ersan, hastalığına neden olan stresin esas kaynağının ailevi konular değil Marmaris'in çevre sorunları olduğunu iddia etti. Bu rahatsızlığa yakalandıktan sonra hiç pes etmediğini ifade eden Ersan, şöyle devam etti: "Hastalığıma 'Sen çok yanlış bir kapı çaldın, sert bir kayaya çarptın, sen kimsin?' dedim. 'Nelere karşı mücadele etmişim sen mi beni yeneceksin? Çık git dünyamdan' dedim. Ve gitti bir daha da gelmedi. Hastalığım sırasında çevreyle olan meşguliyetim devam etti. Zarar verilmemesi için çırpındığım çevre sorunlarının stresi beni hasta yaptı ancak çevre sayesinde de beni meşgul ettiği için sıkıntılarımı unuttum. Ondan sonra k- endime çok iyi baktım. Periyodik olarak kontrollerime gittim. Kemoterapi gördüm, saçlarım döküldü, sürekli öksürük tutmasına rağmen çevreyle ilgili konferanslara ve panellere katıldım. Kapının kenarında oturuyordum ve öksürük tuttuğunda elimi ağzıma kapatıp dışarı çıkıyordum. hiçbir şeyi aksatmadım, perukla da saçımı kamufle ettim. Hiç de üzülmedim saçlarım daha iyi çıktı." Filiz Ersan, çevre grubu ve basın toplantılarını evinin salonunda gerçekleştirmesiyle ilgi çekiyor. Çevre sorunlarıyla ilgili kamuoyu oluşturmak amacıyla düzenli olarak basın toplantıları düzenleyen Ersan, konuklarını salonunda ağırlıyor. Oldukça sıcak bir ortamda geçen toplantılardan sonra Ersan, konuğu gazetecilere ve grup üyelerine evde yaptığı kek, börek ve kurabiye gibi yiyecekler ile çay ikram ediyor. Toplantının ardından katılımcılar ve gazeteciler, ilçedeki çevre sorunlarıyla ilgili fikir alışverişinde bulunuyor. (AA) 30 bin kişi tiyatro izledi Kültür ve sanat faaliyetlerine önem veren Karşıyaka Belediyesi, tiyatro dalında da önemli bir ivme kazandı. 18 yıldır faaliyette olan Karşıyaka Belediye Tiyatrosu, sezonunda sergilediği 104 oyunla 30 bin izleyiciye ulaşarak kendi rekorunu kırdı. Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar Karşıyaka'yı sanatın başkenti haline getireceğiz" dedi. ÜÇ SAHNEDE 104 OYUN Karşıyaka Belediye Tiyatrosu, sezonunda üç ayrı sahnede sergilediği 104 oyun ile 30 bin izleyici rakamına u- laşarak kendi rekorunu geçmeyi başardı. Genel Sanat Yönetmeni Zekeriya Hocalar önderliğindeki ekip; sahneye koydukları Çizmeli Kedi, Ahududu, Çirkin Ördek Yavrusu ve Tersine Dünya isimli oyunlarıyla tiyatroseverlerin büyük beğenisini kazandı. ÖDÜLE DOYMADILAR Ekibin başarıları, sezon boyunca elde ettikleri ödüllerle de tescillendi. Çizmeli Kedi ve Çirkin Ördek Yavrusu oyunları, ekibe En İyi Yapım ödülünü getirdi. Belediye Tiyatrosu nda görev yapan Günnur Orhon Ahududu ile En İyi Sahne Tasarımı ödülüne ulaşırken, oyunculardan Atilla Acar da Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri nde, Komedi Dalında Yılın Erkek Oyuncusu ödülüne layık görüldü. MEYDANLARA TAŞINACAK Karşıyaka Belediyesi Genel Sanat Yönetmeni Zekeriya Hocalar ve oyuncuları makamında kabul eden Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, ekibin başarılarını pasta keserek kutladı. Akpınar Karşıyaka nın kültür, sanat, turizm ve s- porla öne çıkmasını istiyoruz. Bu hedefimize çok önemli bir katkı sağlayan Karşıyaka Belediye Tiyatrosu na emek v- eren herkesi kutluyorum. Başarılarınızın daha da artması için her zaman yanınızda olacağız. Etkinliklerimizi gelecek dönem meydanlara, açık alanlara da taşıyarak farklılık yaratacağız dedi. Dünkü bulmacanın cevapları Soldan sağa: 1. Efsane. 2. Ülkemizin plaka işareti. Avrupa dil ailesinden olan. Mikroskop camı. 3. Kedi, köpek yavrusu. Yücelme, yükselme. 4. Kekemelik. 5. Bir sayı. Öğe, unsur. 6. Fakat, ama. Rusçada evet. 7. Piston. Önder, lider. 8. Artırma, katma. Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı. 9. Düzenli ekilen tarla. Eşi olmayan, biricik, yegâne. 10. Eski bir uygarlık. Uluslararası Çalışma Örgütünün kısaltması. 11. Gerekenden eksik. Herhangi bir sanat eserinde işlenen konu. 12. Pey akçesi. Eski dilde göz. 13. Akdeniz bölgesinde bir dağ sırası. 14. Kiloamperin simgesi. Piyangoda kazanılan en küçük ikramiye. 15. Garson yamağı. Başlıca içeceğimiz. 16. Örnek, kalıp. Bir nota. Yabancı bir haber ajansının kısaltması taşla oynanan bir şans oyunu. Ilgın, pusarık. 18. Eşlik etme, birlikte bulunma. 19. Yapılan iş, edim, fiil. Bir şeyin nicelik bakımından erişebileceği en son nokta veya yer. 20. Kâtibiadil. Olumsuzluk anlatan önek. Yukarıdan aşağıya: 1. Her türlü mikroptan arındırılmış. Akarsu yatağı, mecra. Pulluk, büyük saban. 2. Misal. Başa kakma, serzeniş. Yüzük yapımında kullanılan parlak ve değerli bir tür taş. Molibdenin simgesi. 3. Tarlayı iki kere sürmek. Eski dilde ayak. Eğlenceli, hafif konulu, içinde bestesiz konuşmalar bulunan sahne eseri. 4. Bir tür zamklı cila. İki tarla arasındaki sınır. Bitmemiş, eksik, tamamlanmamış. At, aslan gibi hayvanların ensesinde bulunan uzun kıllar. 5. Rütbesiz asker. Kesik kesik konuşan. Dul kadınlar. 6. Kalite. Japonların ulusal giysisi. Başlıca, temel niteliğinde olan, esasi. 7. Meyvelerin yenen bölümü. Lantanın simgesi. Klavyeli bir çalgı. Tahılın tarladaki adı. 8. Bir göz rengi. Derebeyi konağı. Madun. Bulmaya çalışma. 9. Kars yöresinde tek kişi tarafından oynanan bir halk oyunu. Rey. İskambil kâğıtlarında sineğe verilen bir ad. 10. Tembih sözü. Geçinmek için gerekli olan para. Çıplak vücut resmi. Bir cetvel türü.

14 SAYFA 15 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR 417 Ağustos Şubat Perşembe Pazartesi Bornovalı sporcuların kupa heyecanı Bornova Belediyesi Spor Kulübü nün voleybol, hentbol ve basketbolda elde ettikleri başarılarla ilçenin gururu olan bayan sporcuları, heyecanlarını Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ile paylaştı. Kazandıkları kupaları Başkan Atila ya getiren sporcular verdiği destekler nedeniyle teşekkür etti. Bornova Belediyesi Spor Kulübü nün başarılı s- porcuları kazandıkları kupalarla ilçenin gururu haline geldi. Voleybol da yıldız kızlar İzmir 6 ıncısı, miniler İzmir 3 üncüsü oldu. Hentbol da minik bayanlar İzmir 2 inciliğini, küçük bayanlar İzmir 3 incülüğünü elde etti. Alanya daki Ramazan Demirci Turnuvası nda ise minik hentbolcular 2 inciliği kazandı. Minik Bayanlar Alanya daki Türkiye Şampiyonası nda ise 3 üncülük kupasını Bornova ya getirdi. Minik bayan basketbol takımı da İzmir 3 üncüsü olarak başarılarına yenisini ekledi. Sezon boyunca Bornova Belediyesi nin sağladığı imkanlarla çalışarak katıldıkları müsabakalarda başarıdan başarıya koşan bayan takımlarının sporcuları, teşekkür etmek için kazandıkları kupaları Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ya getirdi. Bornova Belediye Spor Kulübü bünyesinde spor yapmaktan duydukları mutluluğu dile getiren sporcular, başarılarında verilen desteklerin öneminin büyük olduğunu söyledi. Sporcular ayrıca Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ya, kendilerine sunulan müze gezileri gibi imkanlar için de teşekkür etti. Sporcuları tek tek tebrik eden Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, hem amatör hem de profesyonel spor dallarını desteklediklerini söyledi. Daha geniş kitlelerin spor yapması için çalışma yaptıklarını da belirten Başkan Atila, Daha sağlıklı bir toplumun yaratılmasında sporun önemi büyük. Biz de belediye olarak insanlarımızı spor yapmaya teşvik edecek hür türlü olanağı sağlamaya devam edeceğiz dedi. ALTINORDU'YA Barcelona modeli Altınordu çatısı altındaki tüm ekiplerin aynı sistemin bir parçası olmasını sağlayacak zincir teknik-taktik modeli, Eroğlu yönetiminde uygulamaya geçti. Türkiye'nin en büyük özkaynak projesini hayata geçirmek üzere y- ola çıkan PTT 1. Lig ekibi Altınordu, Katalan devi Barcelona'nın yılladır başarıyla uyguladığı zincir modelinin startını verdi. A takımın oyun sistemi, teknik taktik organizasyonları, antrenman metot ve planlamaları ile fiziksel çalışmaların tüm altyapı ekiplerinde, hazırlayıcı takım ve pilot takımlarda aynen uygulanmasına dayanan sistemin detayları, yapılan toplantıyla Altınordu çatısı altındaki tüm teknik ekiplere verildi. Sistem çalışmaya başladığında Elit Gruplar (U ), Altınordu Futbol Eğitim Kurumu (U ) ve Altınordu Futbol Meslek Okulu'nda (U ) tek tip antrenman programları uygulanacak. Bu sayede A takım düzeyine yükselen bir oyuncu, mevkisiyle ilgili her türlü teknik-taktik donanımına sahip olacak. Adaptasyon sürecini ortadan kaldırmaya yönelik sistem teknik direktör Hüseyin Eroğlu tarafından kontrol edilecek. Barcelona ve Ajax'ın uyguladığı modelin iki sezondur kısmen uygulandığını ancak yeni dönemde tamamen oturacağını belirten Eroğlu, "Teknik kadrolar sürekli iletişim halinde olacak. A takım teknik ekibi, Altınordu çatısı altındaki diğer ekiplerin maçlarını sürekli izleyecek, antrenmanlarda zaman zaman uygulayıcı olarak görev alacak. Sürekli gelişecek bu model, sadece İzmir değil Türk futbolun da yeni bir dönem başlatacak." dedi. RAKİP TURGUTLUSPOR Bu arada sezonunda mücadele edeceği PTT 1. Lig'e ilk kez çıkan Altınordu'- da hazırlık maçları da devam ediyor. İzmir ekibi, 3. hazırlık maçını bugün Turgutluspor ile oynayacak. Turgutlu Stadı'ndaki maç saat 18.00'de başlayacak. Sakatlığı süren Murat Cömert, bu karşılaşmada forma giyemeyecek. (CİHAN) Alex futbola veda etti Brezilya Serie A ekiplerinden Coritiba'- da forma giyen Fenerbahçe'nin eski kaptanı Alex de Souza, aralık ayında Bahia ile oynanacak son lig maçının ardından futbolu bırakacak. Daha önce futbolu bırakmayı düşündüğünü açıklayan 36 yaşındaki Alex, kariyerini sonlandıracağı tarihe karar verdi. Brezilya basınına açıklamalarda bulunan Alex, Coritiba'nın ligde 7 Aralık'ta sahasında oynayacağı Bahia karşılaşmasının ardından yeşil sahalara veda edeceğini ifade etti. Coritiba'da 1995 yılında başladığı futbol kariyerinde 19. yılını geride bırakan Alex, Brezilya'da ayrıca Palmeiras, Flamengo ve Cruzeiro formaları giydi. Avrupa'daki ilk deneyimini İtalya'nın Parma takımında yaşayan başarılı futbolcu, 2004'te transfer oldu-ğu Fenerbahç-e'de kulüp tarihinin en başarılı futbolcularından biri haline geldi. (AA) Fenerbahçe'nin Düzce'deki tesisleri kulüplerin gözdesi oldu Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın girişimiyle 3 yıl önce inşaatı tamamlanan Topuk Yaylası Tesisleri, futbol takımlarının gözdesi oldu. Kent merkezine 35 kilometre uzaklıktaki bin 300 rakımlı Topuk Yaylası, 5 yıl önce doğal dokuyu tahrip etmeden tesis yapılması a- macıyla kulübe verildi. Ahşaptan inşa edilen tesiste iki futbol, bir tenis ve bir s- por salonu bulunuyor. Tesisin müdürü Bora Kaya, AA muhabirine, tesisin 4 yıldır faaliyette olduğunu belirterek, sadece spora hizmet etmediklerini, misafirlere de kapılarının açık olduğunu söyledi. Hafta sonları, bayramlarda ve tatillerde ziyaretçileri ağırladıklarını kaydeden Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tesis, şu anda zarar etmiyor. 3 sene oldu açılalı, yeni yeni istenilen düzeyde kar ediyor. İ- leriki dönemlerde başkanımızın 'iki futbolcu almadım, tesis yaptım' söylemi gerçek olacak. Burası kulübe yüzde 100 katkı sağlar hale gelecek. Kuruluş amacımız, Türk futboluna hizmet etmektir. Dördüncü senemize giriyoruz. Türk futboluna hizmet amaçlı kurulduk ancak şu anda dünya futboluna hizmet ediyoruz. Yabancı takımlar tesisimize gelip kamp yapıyor. Tesiste 5 yıldızlı otel, iki futbol sahası, kapalı spor salonu, tartan pistimiz var. Baktığınızda dünya sporlarının yüzde 95'ine kamp imkanı sağlayacak olanaklara sahibiz." Kaya, kamp yapan takımların memnun ayrıldıklarına dikkati çekerek, Suudi Arabistan, Gürcistan ve Ukrayna'dan takımları ağırladıklarını anlattı. Şanlıurfaspor, Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, Fenerbahçe A2 Takımı ve bayan basketbol takımlarının da kamp yaptığını aktaran Kaya, "Bir de Katar takımıyla görüşüyoruz. Sezonu doldurmuş vaziyetteyiz. Burada kamp yapan takımların hepsi kapora yatırıp önümüzdeki sezona yer ayırttı" ifadesini kullandı. "Yurt dışında kamp yapmak her babayiğidin harcı değil" diyen Kaya, fiyatların çok pahalı olduğunu vurguladı. Kaya, konuşmasını şöyle tamamladı: "Türk takımlarımızdan büyük ve maddi durumu iyi takımlar buralara gidip kamp yapıyor. Hem yurt dışının git-gel hem de barınma maliyeti oldukça yüksek. Sadece büyük takımlar yurt dışında kamp yapabiliyor. Çok büyük mali külfet getiriyor. Fenerbahçe, tüm bu maliyetlerden kurtuldu. Tesis yapımında para harcandı fakat yurt dışına harcanacak kamp paralarını hesap ederlerse, sadece A takımımızın kamp ücretleriyle 9 yılda tesis kendini amorti eder. Tesisimiz 150 dönüm arazi üzerinde 70 bin metrekare kapalı alanda inşa edilmiş. Önünde göleti var ve çevresinde piknik yapılabiliyor. Gölde alabalığımız da var. (AA) HAVLU (SIRT HAMAM) SATIN ALINACAKTIR İZMİR TED.BLG.BŞK (MSB) MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK HAVLU SIRT HAMAM alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : GAZILER CD./ 1420 SOKAK 1/ YENİŞEHİR KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : izmir_tedarikplan@msb.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : (varsa) 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : ADET HAVLU SIRT HAMAM Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : İhale konusu malların tamamı MSB İZMİR Tedarik Bölge Başkanlığı Lojistik Destek Komutanlığına teslim edilecektir. c) Teslim tarihi : Taahhüt konusu mallar sözleşmenin yürürlüğe girmesini (imzalanmasını) müteakip ihale dokümanı EK'indeki Tedarik Çizelgesinde gösterilen miktarlar kadar taksit teslim sürelerine uygun olarak MSB İzmir Tedarik Bölge Başkanlığı Lojistik Destek Komutanlığı Mal Saymanlığına defaten teslim edilecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : MSB İzmir Ted.Blg.Bşk.lığı Yenişehir/İZMİR b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği idari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. İhale sadece yerli isteklilere açık olup Kamu İhale Kurumu tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde yerli malı olarak kabul edilen mal kalemini - kalemlerini teklif eden yerli istekliler lehine % 5 oranında fiyat avantajı uygulanacaktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 20 TRY (Türk Lirası) karşılığı MSB İzmir Ted. Blg. Bşk.lığı Şartname Dağıtım ve İlan Uzmanlığı (Dahili:2404) adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar MSB İzmir Ted.Blg.Bşk.lığı Şartname Dağıtım ve İlan Uzmanlığı adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 180 (YÜZSEKSEN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika: 4/8 Basın: 8645 Resmi İlanlar: de

15 Araştırmalara göre dünya çocuk nüfusunun yaklaşık yüzde 2'si üstün zekalı. Türkiye'de tahmini 648 bin üstün zekalı çocuk bulunuyor. Bu çocukların tespiti ve uygun eğitim süreçlerinden geçirilmesi ise en önemli sorunlarından biri olmaya devam ediyor 4 Ağustos 2014 Pazartesi Kuşadası'nda 5 metrekarelik dükkanlarında el emeğiyle yemeni üreterek bu geleneği sürdürmeye çalışan iki kardeş, "görüntü kirliliği yaratacağı" gerekçesiyle belediyeden olumsuz yanıt alırken, Dublin Belediyisi'nden "size yer verelim gelin bize öğretin" daveti aldı Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Erdoğan'ı eleştiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Her tarafta havuz olabilir, her tarafta yolsuzluk olabilir, her tarafta adaletsizlik olabilir, her tarafta ayakkabı kutusu olabilir ama cumhurbaşkanlığı makamında, bunların hiçbirisinin olmaması lazımdır" şeklinde konuştu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Her tarafta havuz olabilir, her tarafta yolsuzluk o- labilir, her tarafta adaletsizlik olabilir, her tarafta ayakkabı kutusu olabilir ama cumhurbaşkanlığı makamında, bunların hiçbirisinin olmaması lazımdır. İşte size bir ölçü; ayakkabısı olacak ancak ayakkabı kutusu Çankaya'da bulunmayacak. Yani, yalın ayak gezmeyecek tabii ki bir ayakkabısı olacak. Fakat ayakkabının kutuları orada olmayacak" dedi. Bahçeli, Çay ilçesinde Belediye Başkanlığını ziyaretinin ardından, belediye önündeki konuşmasında, cumhurbaşkanı seçiminin ne şekilde yapılacağı konusunda fazla bir tecrübe bulunmadığını dile getirdi. Alelacele çıkarılmış bir yasa ile cumhurbaşkanı seçimine gidildiğini ve şu an için seçim faaliyetleri izlendiğinde, çok büyük bir adaletsizlikle, çok büyük haksız rekabetle adaylar arasında bir yarış sürdüğünü savunan Bahçeli, şunları kaydetti: "Şimdi bir şahıs düşünün ki millete iradesi ile seçilmiş bir siyasi iktidarın genel başkanı olarak, başbakanlığı üstlenmiş, 12 yıldan bu yana ülkemizde başbakanlık yapmaktadır. Bu şahıs, bu dönem itibari ile cumhurbaşkanı adayı olmayı aklından geçirmiş, partisinden bazı çevreler de bunu uygun bularak 'aday' şeklinde takdim etmiştir. Bu andan itibaren artık Sayın Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı Erdoğan'dır, bunda, Başbakan Erdoğan diyerek bir haksız rekabeti doğurmanın, devletin tüm imkanlarını başbakana sunmanın, valisi ile kaymakamı ile polisi ile her zaman devletin yöneticileri ile birlikte bazı devlet projelerini sanki kendileri yapıyormuş gibi takdim ederek, televizyonları da sabahtan akşama kadar, 17 tanesi yandaş, bazıları yanaşma, bazıları da korkudan teslim olmuş medya aracılığı ile sabahtan akşama kadar aday Recep Tayyip Erdoğan'ın propagandası yapılmaktadır. Peki 3 aday var, bu adaydan bir tanesi bu imkanlara sahip oluyor, diğerleri olmuyor ise demokraside adaleti nasıl bulacaksınız?"trt'nin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumsal bir iletişim aracı olduğunu, milletin vergileri ile ayakta kaldığını, çalışanların ise devlet memuru o- larak maaş aldığını söyleyen Bahçeli, TRT'nin patronunun millet olduğunu belirterek, "Sabahtan akşama kadar TRT, Recep Tayyip Erdoğan propagandasını yapar, 500 saati ona ayırır, 3 saati birine, 7 saatini de birisine ayırıyor ise artık burada millet, patron olmaktan çıkmış, aday Recep Tayyip Erdoğan ise patron olmuş, TRT ona hizmet ediyor demektir" diye konuştu. "Böyle bir adaletle, cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılmasının meşruiyet tartışmasını da beraberinde getireceğini" belirten Bahçeli, meşruiyeti tartışılan bir cumhurbaşkanının ise Türkiye'yi istikrara kavuşturamayacağını, demokrasiyi bütün kurum ve kuralları ile işletemeyeceğini, anayasadaki görev ve sorumluluğunu tam yerine getiremeyeceğini savundu. Bahçeli, böylelikle Türkiye'de, cumhurbaşkanlığı seçiminin yeni bir sorunun da başlangıcı olabileceğini söyleyerek, millet olarak böyle bir gidişata "dur" demek gerektiğini ifade etti. "Sayın Başbakanın, cumhurbaşkanı adayı olarak değil de aday Erdoğan olarak, başbakanlıkta yaptığını, cumhurbaşkanlığında da yapmasına fırsat verdirmeyecek bir olgunluk içerisinde hareket edeceğine inanıyoruz" diyen Bahçeli, şöyle devam etti: "Neden bunu söylüyorum; aday Erdoğan diyor ki, 'Ben cumhurbaşkanı olursam, havaalanı yapacağım, yol yapacağım, şunu yapacağım, bunu yapacağım ' Mübarek insan, sen başbakanken yaptığını yapıyorsun zaten. Bir de kalkıp cumhurbaşkanlığı makamında havaalanı yapacaksan, yol yapacaksan, baraj yapacaksan, kamu ihalelerinin hepsini sen yapacaksan, o zaman başbakana ne ihtiyaç var. Havuzda hangi, arkadaşın varsa, cumhurbaşkanlığı binasının içindeki havuza doldur, ne yapıyorsan yap. Buna müsaade edilmemesi lazımdır. Her tarafta havuz olabilir, her tarafta yolsuzluk olabilir, her tarafta adaletsizlik olabilir, her tarafta ayakkabı kutusu olabilir ama cumhurbaşkanlığı makamında bunların hiçbirisinin olmaması lazımdır. İşte size bir ölçü; ayakkabısı olacak ancak ayakkabı kutusu Çankaya'da bulunmayacak. Yani, yalın ayak gezmeyecek tabii ki bir ayakkabısı olacak. Fakat ayakkabının kutuları orada olmayacak. Çankaya Köşkü'ndeki havuzlardan bir tanesi yandaşların havuzu olmayacak, orada bahçe sulamak ve güzellik yapmak için su bulunacak ama dolar ve avro bulunmayacak." MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bir taraftan diyorsunuz ki biz bu kişiyi tanımıyoruz. Bir taraftan 33 yıldan bu yana Türkiye'ye hiç gelmemiş ama öbür taraftan son gün içinde öyle aşağılayıcı, öyle hakaret edici cümleler kullanıyorsunuz ki lafın nereye vardığının farkında bile değilsiniz. Öyle şey olur mu? Kahire'de doğmak suç mudur?" dedi. Bahçeli, MHP genel başkan yardımcıları ve parti yöneticileri ile Emirdağ Belediye Başkanı Uğur Serdar Kargın'ı ziyaretinin ardından, belediye önünde kendisini bekleyenlere hitap etti. MHP'nin Afyonkarahisar'da kazandığı 14 belediye başkanlığından 6 ilçe belediye başkanlığını ziyaret ederek orada da teşekkürlerini ve takdirlerini sunacağını dile getiren Bahçeli, Emirdağ'dan başlayan bu ziyaretlerin gün boyu devam edeceğini ifade etti. (AA)