Din ve Vicdan Hürriyeti Lâikliğe Aykırı mıdır?

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Din ve Vicdan Hürriyeti Lâikliğe Aykırı mıdır?"

Transkript

1 Giriş

2 2. Murat Yılmaz

3 Türkiye de Din ve Vicdan Özgürlüğü. 3 Din ve Vicdan Hürriyeti Lâikliğe Aykırı mıdır? Dr. Murat Yılmaz Konunun Kısa Tarihî Arka Planı Osmanlı İmparatorluğu millet sistemiyle yönetilmekteydi. İslam dininin gelenekleri istikametinde gelişen bu nizam, Müslümanların üstünlüğüne dayanan, eşit olmayan, ancak İbrahimî dinlerin kendi cemaat işlerini düzenlemekte serbest oldukları bir çerçeveye sahipti. Bu haliyle de, millet sistemi, başka din ve mezheplere hayat hakkı tanımayan zamanın Avrupa sında geçerli olan nizama göre din ve vicdan hürriyeti bakımından daha tercihe şayan bir nitelikteydi. Osmanlının kuruluş ve klasik nizamına denk düşen Avrupa tarihi ise, din ve mezhep çatışmalarıyla doluydu. Avrupa özellikle 1648 Westphalia Anlaşmasıyla başlayan dönemde, farklı tecrübelere doğru yönelmekteydi. Diğer hürriyetler gibi din ve vicdan hürriyeti 1 de, siyasî, sosyal ve ekonomik gelişmelerden etkilenir ve onları etkiler. Bunun ötesinde din hürriyeti kavramının ortaya çıkışı ile uluslararası hukuk sisteminin ortaya çıkışı arasında 1648 Westphalia Anlaşması dolayısıyla ortaya çıkan yakınlık, zaman içerisinde ayrılma ve yeniden birleşme şeklinde bir seyir izlemiştir. 2 1 Din ve vicdan hürriyeti kavramın, yaygın kullanımının aksine aynı kavramın ifadesi olarak değil, farklı anlamlarda, hatta birbirinin zıttı anlamlarda olduğunu iddia eden ilginç bir kullanım örneği aşağıdadır: Din özgürlüğü, insanın dilediği dini seçme ve bu dinin pratiklerini serbestçe yerine getirme özgürlüğünü içerir. Vicdan özgürlüğüyse yine herkesin her türlü baskıdan arınmış olarak dilediği bir inanca bağlanma ve bu inancın gereklerini göre davranma özgürlüğünü kapsar. Bu özgürlük, insanın inancını seçerken dinsel baskı ve engellerden arındırılmasını gerektirir. (...) Türkiye de tartışılması gereken, din özgürlüğünün değil, gerçekten vicdan özgürlüğünün bulunup bulunmadığıdır. (Sencer 1987: 11-12) Kavramı vicdan özgürlüğü şeklinde din hürriyetini de kapsayacak şekilde kullanan bir örnek için bkz. (Atalay ) Kavramı inanç ve din özgürlüğü şeklinde kullanan bir örnek için bkz (Tanör 1994) 2 Din ve vicdan hürriyetinin uluslar arası hukukla ilişkisi için bkz bilhassa E. Öktem 2002; Davutoğlu 2000; konunun uluslararası hukuk metinlerinde ele alınışı için bkz Atalay, ; Köktaş, 2000).

4 4. Murat Yılmaz Osmanlı İmparatorluğu ise Batı ve Rusya karşısında gerilemeye başlaması ve gayrimüslim kavimlerin, milliyetçilik hisleriyle bağımsızlık isteğiyle ayaklanmasıyla eski millet sisteminin yürümediğini görecek ve yeni arayışlara girecektir. Millet sisteminin eşitsizliğe dayalı hiyerarşik yapısı yerine, eşit vatandaşlığa dayalı bir Osmanlı Milleti yaratma çabaları başarısızlıkla sonuçlanan Osmanlı İmparatorluğu, dışarıdan giderek artan müdahaleler karşısında gayrimüslim vatandaşlarıyla ilişkilerinde ne eski millet sistemine ne de arzu edilen yeni düzendeki eşit vatandaşlara uyan, sorunlu bir döneme girmiştir. Ayrılıkçı isyanlar, bu isyanlar sonunda Osmanlı mülkünden ayrılan ülkeler ve bu zeminde gelişen savaşlar, çok acı bir tabloyu ortaya çıkarmıştır: Ayrılıkçılara çok sert davranan bir Osmanlı devleti, bu sertlik karşısında Osmanlının Hıristiyan unsurlarını koruyan güçlü Batı ülkeleri ve Rusya, bağımsızlığını kazanan bu Hıristiyan ülkelerden sürülen Müslüman kitleler... Bu gelişmelerin sonucunda, durumlarından şikayetçi olan gayrimüslim Osmanlı tebaası, onların haklarını ve bu haklar üzerinden de kendi çıkarlarının savunan yabancı devletler ile bunlar karşısında direnen ve her türlü hak talebini karşılamayı bağımsızlığından bir taviz gözüyle değerlendiren Osmanlı bürokrat ve siyasetçilerinin devlet zihniyeti, genel olarak hürriyet alanını ve bu alan içinde de, din ve vicdan hürriyeti alanını daraltacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, bu alanın giderek yok olduğu, bir savaşlar silsilesinin sonunda kurulacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu dönemin dünyasında uluslararası hukuk, din ve vicdan hürriyetiyle ilgilenmeyip, bu konuyu iç hukuk düzenlemelerine bırakmıştı te La Haye Uluslararası Hukuk Akademisi nde verdiği Dinlere İlişkin Hukuk Sorunları konferansında Hobza şöyle diyecektir: Uluslararası hukukun mezheplere (dinlere) ilişkin müşterek kuralları yoktur...vicdan özgürlüğü konusunda da yoktur.. dinî sorunları düzenleyen çok fazla uluslararası hukuk kuralına sahip değiliz. Vicdan özgürlüğü bireye ait bir haktır ve dolayısıyla, uluslararası hukukun değil, fakat devletin iç hukuk alanına girer...savaş hukuku hariç tutulacak olursa, uluslararası hukukta din özgürlüğüne ilişkin bir kural yoktur. (E. Öktem, 2002: 512) Yine de Türkiye, bu dönemde gayrimüslimler için Lozan Antlaşması ndan kaynaklanan din ve vicdan hürriyetine ilişkin düzenlemelere tabidir. Ancak Türkiye de tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi bu düzenlemeleri adeta bağımsızlığından, mecburen verdiği birer taviz olarak gördüğünden, fiilen ve fırsat bulduğunda da hukuken bu düzenlemelerin dışına çıkarak, gayrimüslimlerin Lozan Antlaşması ndan kaynaklanan haklarını ve bunların içinde de din ve vicdan hürriyetlerini kullanmalarını engellemiştir. Türkiye deki gayrimüslim-

5 Türkiye de Din ve Vicdan Özgürlüğü. 5 ler, bu haklarını kullanmaları ve baskıyla bu haklardan vazgeçmeye zorlanmalarının dışında, en temel insan haklarının bile ihlâl edildiği kimi kampanyalarla karşılaşmışlardır. Dillerini kullanmak, mülk edinmek ve mülklerini istedikleri gibi tasarruf etmek, ticaret yapmak, mesleklerini icra etmek, siyaset yapmak, vakıf ve dernek kurmak, kurulmuş olanları geliştirmek, hatta ikamet etmek bakımından hukukî ve hukukî olmayan fiili hak ihlalleri, İkinci Dünya Savaşının sonuna kadar devam etmiştir. Millileştirme ve lâikleştirme faaliyetlerini yürüten devlet, bu faaliyetlerini gayrimüslimler içinde de yürütmüş ve cemaatlerin iç yapılarını değiştirerek, kendi uygulamalarını benimsemeyen cemaat önderleri yerine, kendi güdümündeki isimleri cemaat önderi yapmaya çalışmıştır. Bu amaçla daha İstiklal Harbi esnasında TBMM Hükümeti Türkçe konuşan Hıristiyanlar için bir Türk Ortodoks Kilisesi kurmak üzere kanun taslağı hazırlamış, ancak daha sonra bu kilisenin kanunla kurulmasından vazgeçilmişse de Kilise fiilen kurulmuştur. Mamafih bu Kilise müntesipleri de mübadeleye tabi olmaktan kurtulamamışlardır. Yüz kişiyi geçmeyecek kadar kişinin istisna edildiği bu tecrübe de, Yunanistan a giden bu kişilere verilen sözler ve onların TBMM hükümetini desteklemeleri yüzünden orada karşılaşacakları muamele düşünüldüğünde dramatik bir şekilde sonuçlanmıştır. Mübadeleden sonra da Papa Eftim başkanlığında faaliyetlerine devam eden bu kilise marifetiyle Türkiye deki Hıristiyanlar, bilhassa Ortodoks Rumlar ve Rum Ortodoks Patrikhanesi ve ona bağlı kuruluşlar üzerinde baskı uygulanmış, hatta bir süre Rum Ortodoksları ve onların vakıfları Papa Eftim ve arkadaşları tarafından yönetilmiştir. Bu kadar etkili olmasa da Ermenilere ve genel olarak Hıristiyanlara yönelik bu tür devlet destekli örgütlendirme ve bu örgütler marifetiyle gayrimüslim cemaatleri yönlendirme teşebbüsleri özellikle 1930 lu yıllarda da devam etmiştir. İkinci Dünya Savaşı nı demokrasi cephesi nin kazanacağının anlaşılmasıyla dünyadaki ve buna bağlı olarak da Türkiye deki siyasî iklim değişmeye ve liberalleşmeye başlamıştır deki Amerikan Bayrak Günü konuşmasında ABD Başkanı Theodore Roosevelt, bütün dünya için savundukları Dört Hürriyet içinde, din ve vicdan hürriyetini de sayıyordu. Daha sonra Birleşmiş Milletler Bildirisi nde Atlantik demeci olarak da adlandırılan konuşmaya atıfta bulunulmuş ve İkinci Dünya Savaşında zaferin amacı olarak içlerinde din ve vicdan hürriyetinin de bulunduğu bu Dört Hürriyet ilan edilmiştir. İkinci Dünya Savaşı nda Nazi Almanya sının Yahudilere yönelik soykırımı dolayısıyla, din ve vicdan hürriyeti kavramı artık uluslararası hukuk metinlerinin yanı sıra dünya kamuoyu ve insan hakları mücadelecileri tarafından da takip edilmeye başlamıştır.

6 6. Murat Yılmaz Türkiye gibi Fransız Devriminin lâiklik uygulamasını örnek alan ülkelerde, din hürriyeti bakımından ciddi problemler yaşanmaktadır. Otoriter bir modernleşme altında Türkiye toplumu, özellikle tek parti dönemi itibarıyla,devletin demokratik ve hürriyetçi olmayan, millileştirme ve lâikleştirme politikalarına maruz kalmıştır. Bu politikalar, sadece azınlık teşkil eden gayrimüslim vatandaşlara değil çoğunluktaki Müslüman vatandaşların da, kendi içlerindeki farklılık ve azınlık-çoğunluk haline bakmadan, din ve vicdan hürriyetlerine engel olmuştur. Bu dönem, sadece din ve vicdan hürriyetinin değil, diğer hürriyetlerin de gerçekleşmediği, anti-demokratik bir tek parti yönetimi altında geçmiştir. Bu zaman zarfında sadece Türkiye de değil, dünyanın büyük bir kesiminde de liberal demokrasilerin geri çekildiği, totaliter ve otoriter rejimlerin bütün dünyada yükselişe geçtiği bir felaketler çağı yaşanacaktır. Mamafih Türkiye, dünyada bu felaketler çağının sona ermesine paralel bir şekilde, 1945 den sonra yükselişe geçen liberal demokrasi dalgasına katılmış ve rejimde kısmî bir liberalleşme gerçekleşmişse de, tek parti döneminin tam bir liberal demokrasiye izin vermeyen ideolojik çerçevesinin dışına çıkılmamıştır. Tek parti döneminin başlangıcı olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası nın kapatılması ve liderlerinin yargılanmasının sebebi, Fırka programının 6. maddesinde yer alan Fırka efkar ve itikat-ı diniyeye hürmetkardır (Yeşil, 2002: 446) ifadesi olacaktır. Bu konuda resmî ideoloji çerçevesinde teşekkül eden resmî literatürün hâkimiyeti o kadar kabul görmüştür ki, hemen her kaynakta yer alan bu ifadeyi dönemin TpCF yi kapatan hükümetinin takdim ettiği şekliyle irtica nın ve dolayısıyla Şeyh Sait İsyanının tahriki olarak görmek mümkündür. Halbuki bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti, anayasa hükmüyle bir İslam devletidir. TpCF nın programında yer alan yukarıdaki bu ifade ise, her türlü dini inanç ve kanaate Partinin saygı duyduğunu ve her türlü dini inanç ve kanaat sahibine açık olduğunu ilan etmeyi hedeflemektedir (Cebesoy, 2001: 323). Daha sonra otoriter bir tek partiye dönüşecek olan CHP ise, çok partili hayata geçene kadar ısrarla gayrimüslim vatandaşlara kapalı olacak ve gayrimüslim vatandaşların üyelik taleplerini kabul etmeyecektir. Bunun ötesinde CHP, 1930 da kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası nı 1930 mahalli idareler seçimlerinde gayrimüslim vatandaşların partisi olmakla itham eden bir seçim kampanyası yürütecektir. Tek parti dönemini takip eden 1946 dan sonraki çok partili dönemde siyasî ve iktisadî rejimde görülen nispî liberalleşme, dinî alanda da yaşanmış ve din ve vicdan hürriyetinde eskiye göre genişleme görülmüştür. Ancak liberalleşmenin siyasî ve iktisadî alanlarda tamamlanamaması gibi din ve vicdan hürriyetindeki gelişmeler de yarım kalmıştır. Yarım kalmanın da ötesinde din ve

7 Türkiye de Din ve Vicdan Özgürlüğü. 7 vicdan hürriyetinde yaşanan gelişmeler, daima polemik konusu olmuş ve tek parti dönemi lâiklik anlayışını savunanlar, bu konudaki her gelişmenin lâikliğe aykırı olduğunu iddia etmeye bugüne kadar devam edegelmişlerdir. Mesela, din ve vicdan hürriyetini, lâikliği ortadan kaldırmak isteyenlerin bir argümanı olarak gören fikrin bir örneğini teşkil eden aşağıdaki metin ilginçtir: 1946 sonrasında uygulanan tertip, lâiklik karşısına vicdan hürriyetini çıkarmak olmuştur. Bu tertipte lâiklik vicdan hürriyetini yok eden bir vasıta gibi gösterilmiş ve bundan faydalanılarak gericiliğe bir geçit bulunmasına çalışılmıştır sonrası hükümetlerinin tertibe alet olduklarını söylemek yanlış olmaz. Nitekim, Türkiye de 1950 den sonra, din açıktan açığa devlet siyasî hayatına el atmıştır. (Esen, 1970: 19). Bülent Nuri Esen, Türkiye de 1946 dan sonra yaşanan ve bir kısmı da yıllarında CHP henüz iktidardan ayrılmadan yaşanan kısmi liberalleşmeyi, din ve vicdan hürriyeti namına lâiklikten bir taviz olarak kabul ettiğine göre, din ve vicdan hürriyetine karşı bir lâiklik tanımı yapıyor olmalı. 3 Bu tür bir lâiklik anlayışı, sadece Esen in değil, tek parti döneminden beri devlete hakim olan bürokrasinin ve onun ideolojisinin paylaştığı bir lâikliği de yansıttığı için üzerinde durmak lazımdır. Fransız Devriminin var olan dini ortadan kal- dırmaya ve akla dayanan yeni bir din vazetmeyi amaçlayan jakoben döneminin etkisini taşıyan bu anlayış, dini, bilimsel ilerlemeler karşısında yok olmaya mah- 3 Esen in bu lâiklik anlayışının sonucunda lâikliği korumak için bulduğu aşağıdaki tedbirler ilginçtir: 1. Diyanet İşleri başkanlığının karar organlarına Üniversite temsilcilerinin çoğunluk olarak katılması, 2. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Başkanlığına üçte bir oranda Üniversite temsilcisi katılması, 3. Milli Eğitim Bakanlığında kurulu din öğretimi müdürlüğünün üniversitelerarası kurulun deneti ve gözetimi altına sokulması, 4. Vicdan hürriyeti saldırılarını kışkırtma sağanağı haline getirilen ve Türk Devrimlerine aykırı davranışların başıboş ortamı seçilmiş bulunan mabetlerin kontrol altına alınması (Böylece, din cemaatinin devlete karşı tahrik olunmasının önüne geçilerek devletin korunması sağlanacaktır), 5. Mahalli İdareleri uyanık olmaya zorlamak ve otorite zaafına meydan verilmemesini sağlamak için gereken tedbirlerin alınması. (Bu, siyasî otoritenin takdir edeceği tedbirlerle olur). 6. Her çeşit din adamı yetiştirilmesiyle ilgili sorunlar üzerinde karar verilmesi işinin üniversiteye verilmesi, 7. Başta din görevliliği yapmakta olanların din görevliliğinin gerçek anlamını öğrenmeleri için yeniden bir geçici eğitime tabi tutulması ve bu eğitim sonunda, başarı gösterecek olanlara görevde bulunma izni verilmesi, 8. Siyasî iktidarı kullanmakta bulunanların devlet ve insan hakları anlayışlarına göre gerçek biçimine sokmaları. (Esen, 1970: 28-29)

8 8. Murat Yılmaz kum, eski rejimin ortadan kaldırılması gereken bir artığı olarak görmekten, dinin ilerlemeye engel yönlerini yok edecek bir reforma tabi tutulmasına kadar bir yelpazeden hareket eder. Bu yüzden de tek parti döneminin lâiklik anlayışı, lâik jakobenizm (Mardin, 1991: 123) ve militan lâiklik (Erdoğan 2000; 271) olarak da nitelendirilmiştir. Bu haliyle bu tür bir lâiklik bir gerçekliğe değil, ideolojik bir ideale dayanır. Böyle olduğu içindir ki, bu anlayış lâiklik dışında ve ideolojik karakterine uygun lâikçilik veya laisizm gibi başka bir şekilde nitelendirilmeyi ve adlandırılmayı hak etmektedir (Köker, 1990: 115). Bu haliyle lâikçilik veya laisizm, devletin, dini inançlar karşısında tarafsız kalmasını değil, dine karşı olmasını veya reforme edilmiş bir din inşasını amaçladığından din ve vicdan hürriyetine karşıdır. Bu lâikçilik veya laisizm anlayışı, Fransız Devriminin jakoben döneminin ve pozitivizmin esprisini taşımakla beraber, Fransa daki lâikliğin ve bilhassa Anglo-Sakson dünyasındaki sekülerizmin din ve vicdan hürriyetini ve devletin dini inançlar karşısında tarafsızlığını temin etmeyi amaçlayan özgürlükçü bir yöntem olduğunun farkında olduğundan, konunun bize özgü yönlerini icat etmiştir. Bu icat edilmiş teoriye göre, Türkiye demokratik batı ülkelerine benzemeyen, kendine özgü karakteri olan bir ülke olarak ayrılmaktadır. Bu tür lâiklik anlayışını, temsil edici karakteri dolayısıyla Mümtaz Soysal ın bakış açısını özetleyerek devam edelim (Soysal, 1986: ). Bu ayrılığın sebeplerinden biri, Türkiye nin Müslümanların çoğunlukta olduğu, yani İslam dininin etkisi altında kalan bir ülke olmasıdır. Türkiye nin ve onunla aynı dini paylaşan ülkelerin geri kalma sebebin teşkil eden İslam, özü itibarıyla Hıristiyanlıktan farklı bir dindir. Hıristiyanlık özünde lâikliğe elverişliyken, İslam başlangıçtan itibaren lâiklikle bağdaşmayacak özelliklere sahiptir. Buna göre Hıristiyanlık, başlangıçta bir dünya egemenliğini hedeflemiyor, din ve dünya işlerini birbirinden ayrı mütalaa ediyordu. Roma Kayzer ine veya Sezar ına vergi vermekte tereddüt eden Hıristiyan müminlere Hazret-i İsa nın söylediği kaydedilen Sezar a ait olanı Sezar a, Tanrıya ait olanı da Tanrıya verin! sözü, din ve dünya işlerinin ayrılığına bir karine olarak ortaya konuyor. Hıristiyanlığın bu yaklaşımına karşılık İslam ın daha başlangıcından itibaren din ve dünya işlerine, din ve devlet işlerine ilişkin bir kurallar manzumesi mevcuttur. Bu yüzden lâiklik Hristiyanlığın özüyle bağdaşırken, İslam ın kendisiyle bir çatışmaya varmaktadır. Buna mukabil, lâikliğin geçekleşmesi bakımından Hıristiyanlığın taşıdığı bir zorluk, İslam da yoktur: İsa nın yerini alma iddiasındaki din adamları sınıfı ve bu sınıfın müessesesi olan Kilise, devlet içinde devlet niteliği ile lâikliğe direnirken; İslam, bu türden bir din adamları sınıfına ve bu sınıftan kaynaklanan bir mü-

9 Türkiye de Din ve Vicdan Özgürlüğü. 9 esseseye sahip olmadığından lâikliğe direnecek bir güce sahip değildir. Mamafih eğer din hizmetleri cemaatlerin kendi düzenlemesine bırakılırsa, devletten ayrı ve sonuçta ister istemez devletle çatışacak bir güç ortaya çıkacaktır. Böylece, görünüşte lâikliğe daha uygun olan bu gelişme, son tahlilde lâikliğin gerçekleşmesini engelleyici gelişmelere yol açacaktır. Bu gelişmeleri engellemek ve Türkiye de lâikliği gerçekleştirmek için din hizmetleri topluma bırakılmamış, genel idare içinde Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatı kurulmuştur. Bu şekilde, Türkiye ye özgü lâikliğin..[d]inin toplum işlerinden, toplumsal görevlerinden sıyrılıp vicdanlara itilmesi, kişilerin iç dünyalarından dışarıya taşımayan bir inançlar bütünü sayılabilmesi. Bu, aynı zamanda, dünya işleriyle çok yakından ilgili olan İslam dininin kendi içinde de bir büyük değişikliğe ve eğer İslam da hiç bulunmayan bir terim kullanmak gerekirse, bir reform a girişmek demekti. Bir bakıma, Atatürk ün uygulamak istediği lâiklik politikası, dini toplumsal olmaktan çıkarıp kişisel leştirirken, Müslümanlığın temel niteliklerinden birine de dokunmuş oluyordu. (Soysal, 1986: 256) 4 Mümtaz Soysal ın Türkiye deki lâik devlet için öngördüğü bu tuhaf misyon, Soysal ın nasıl tanımladığına bakmayı gerektiriyor. Soysal a göre lâik devlet: (1) Mezhepler arasında ayrım gütmeyen; (2) Resmî bir dini olmayan; (3) Dinsel kurallarla iş görmeyen bir devlettir. Ancak Türkiye de lâik devlet, bir de Türkiye ye özgü bir özellik taşımalıdır: (4) Devlet, dini vicdanlara itecek tedbirleri almalıdır. Dinin vicdanlara itilmesi, vicdanın da hayatın dışına itilmesi ve hayata müdahalesinin önlenmesiyle beraber olmadıkça anlamlı olmayacaktır. Çünkü bu anlayışın devamında artık dinin kamusal ilişkilerde değil, toplumsal ilişkilerde de belirleyici olmaması gerekmektedir (Sabuncu, 1993: 60). Böyle bir durumda dinin veya dinin itildiği vicdanın kendine nerede yer bulacağı, daha doğrusu var olup olamayacağı şüphelidir. Soysal ın yaptığı tür bir lâiklik anlayışı, bir başka deyişle lâikçilik veya lâisizm, sonuçta sadece din ve vicdan hürriyetini değil, demokrasiyi de ortadan kaldıracak bir lâikrasi rejimine yol açacaktır. Devletin Soysal ın ifadesiyle vicdanlara itilmesi için 4 Tarihsel materyalist olduğunu iddia eden kişilerin, toplumsal pratiğin, toplumsal formasyonun somut analizini yapmak yerine dinlerin kendi içinden kalkarak yorum yapmaları; herhalde sadece tarihsel materyalizme değil, sosyal bilimlerin temellerine de aykırı yaklaşıma bir örnek teşkil etmektedir. Sosyal bilimlerin dine bakışına esas olabilecek Erol Güngör ün aşağıdaki ifadeleri bu bakımdan elzemdir:...[d]inin esası değişmez, onun esasını teşkil eden kaynaklar, insanların özel yorumlarından müstakil olarak, hiçbir değişmeye uğramaksızın durur. Din değişmediği halde insanların onunla ilgili anlayışları değişiyorsa, o zaman bu değişmenin sebeplerini dinde veya insanlarda değil, fakat onların dışında birtakım kaynaklarda armamız lazımdır. (Güngör, 1989: 35)

10 10. Murat Yılmaz dini olan ve olmayanı tespit etmeye yönelecek olmasının yaratacağı problemlere 5 geçmeden önce dine ve dinî olanın mahiyetine kısaca bakalım. Dinî Olan Din-dışı Olan İnsan içinde yaşadığımız, soluduğumuz fizikî dünyanın muadili zihnî dünyalar içinde yaşar. İnsanın inşâ edilmesine katkıda bulunduğu ve inşâ edildiği andan itibaren de kural ve kanunlarına tabi olduğu zihnî dünyanın etkisi, fiziki dünyadan farklı değildir. Bahsettiğimiz zihni dünyanın, zihni bir inşa olması, onun tıpkı fiziki dünyanın yerçekimi kanunu gibi kanunlarının olmasına mani değildir. Bu zihni dünyalar insanın beşikten mezara bu dünyada varoluşunu ve hayatını tanzim eder. Bu zihni dünyalar içinde din de bulunmaktadır. Din, bu zihni dünyalar içinde en eskisi ve güçlü olanıdır. Bu anlamda dinî anlam, değer ve işlev taşıyan her şey kültürel bir nitelik taşırken, aynı şey tersinden de geçerlidir. İnsanın var oluşuyla ilgili her şeye; yani, kültüre, dini bir anlam yüklenebilir. İşte teokratik totalitarizmin kaynağı buradadır. Keza bu bağlamda lâikliği bir devlet niteliği değil de, toplumsal, kişisel ve kültürel bir zeminde tanımlamak da, aynı totalitarizm tehlikesini bu sefer lâik zeminde inşa etmeye yönelecek ve zıddı olanla aynı kürede lâikrasi ismiyle yerini alacaktır. Böylece teokrasinin din adına zorunlu kılma/ dine aykırı diye yasaklama iktidarına eşit bir şekilde dinseldir diye yasaklama iktidarına sahip olacaktır. Böylece kültürel alanın bütününe yayılan bu iktidar, dinselin dışında ikame bir kültür yaratmaya yönelecektir. Devletin yarattığı bu resmî kültürü benimsemek, devlete biat edip etmemeyi, meydan okuyup okumamayı sınayacaktır. (Cangızbay: 63-80) Sonuçta tarafsız olması gereken devlet, tarafsızlığını ve dolayısıyla lâikliğini yitirecektir. Bu bağlamda lâikrasiye savrulmayan bir lâik devlet tanımı şöyle olmalıdır:...[d]insellik in toplumsal gerçekliğin istenen her nokta ve anına kendi dışından atfedilebilecek bir nitelik olduğunun bilinci içinde, dinsel ve din-dışı kategorilerini kendi tasarrufları açısından operasyonel terimler olmaktan çıkartırken, kendisi de gerek dinsel olanı, gerekse din-dışı olanı, dinsel veya din-dışı olduğu için desteklemeye ve/veya kontrol edip sınırlandırmaya matuf her türlü faaliyetten arındıracak şekilde düzenlenmiş devlet olacaktır. (Cangızbay: 80). 5 Nitekim esas itibariyle bu lâiklik anlayışını kabul edenlerin, din ve vicdan hürriyetine ilişkin yazıları, bu adı taşımakla beraber din ve vicdan hürriyetiyle telif edilememenin ötesinde, bu kavramla çatışma halindedir. Bu yazılara örnek olarak (bkz. Esen,1970); Özek,1891; Sencer,1987; Tanör 1994; Payaslıoğlu,1998. Bu itibarla lâiklik anlayışının temsil edici bir örneği olan Mümtaz Soysal ın fikirlerini, belki de biraz uzatmak pahasına, ele almak sorunun kaynağının ortaya konulması bakımından yerinde olacaktır.

11 Türkiye de Din ve Vicdan Özgürlüğü. 11 Dini kürenin, insanlıkla beraber varoluşu, insanın beşikten mezara varoluşunu tanzim etmek isteyen diğer zihni kürelerin dinle ilişkilerini gerilimli hale getirmiştir. Bununla beraber din, insanlık birikimini oluşturan en eski gelenek ve güç olarak kendini yenilemeyi başarmıştır. Din kendini yenileyebilme kabiliyetinin yanında kendisine en zıt görüşlerle bile beraber olabilecek bir intibak ve eklemlenme yeteneği de göstermiştir. Din sadece intibak kabiliyetiyle değil, kendisine düşman görüşler karşısında varlığını muhafaza ederek de, gücünü ve hayatiyetini ispat etmiştir. İnsanın zihni dünyalarına ve özellikle dine ilişkin her müdahale, insanın varoluşuna yönelik bir tehdit niteliğini kazanacağından, insandaki kozmos ve kaos duyarlılığını harekete geçirecektir. Bu bir kozmosun yıkılışı ve kaos olarak algılanacaktır. İşi daha da içinden çıkılmaz hale getiren, müdahale edenlerin de bunu, kaosdan kozmosa veya en azından modası geçmiş bir yeni bir kozmosa geçiş olarak algılamalarıdır. Şu halde en az iki, ki bu tatbikatta çoğalacaktır, birbirine zıt görüş kendilerinin kozmosu, karşılarındakinin kaosu temsil ettiği iddiasıyla bir varoluş mücadelesine, hatta savaşına hazırdırlar. Her insan doğmasını, yaşamasını ve ölmesini ; yani, bu dünyada varoluşunu ve ölümünü anlamlandırmak durumundadır. Bu anlama çabası insanı varolan maddi dünyanın benzeri bir manevi dünyaya götürür. Varolan maddi dünya gibi insanların bu ihtiyacına cevap veren ve içinde varoldukları manevi bir dünya vardır. Bu manevi dünyanın da, tıpkı maddi dünya gibi kuralları işlemektedir. İnsan, nasıl maddi dünyanın kuralları, mesela, yerçekimi kanunu ortadan kalkacak olsa kaos içine düşerse, manevi dünyanın kuralları da kalkacak olursa kaosa düşecektir. Halbuki, insan, hayatı veya varoluşu, bu kaos halinden bir kozmos haline dönüştürmek gayreti ve bunun muhassılası olarak tanımlanabilir. İnsanlık tecrübesinin birikimi demek olan kültür(ler) ve medeniyet(ler) hayatın kaosunu tanzim ederek inşa etmek demek olan kozmosu ortaya çıkarır. İşte Türkiye de lâiklik ve modernleşme hareketleri etrafında gelişen tartışmalar, karşılıklı olarak bu kozmos anlayışını tehdit edip, hatta yıkarken, yerine yeni ve kendi kendini yenileyebilen bir kültür ve medeniyet koyamamıştır. Öte yandan, zaten kendi kendini üretmekte zorlanan eski de, yeniyi korumaya matuf tedbirler marifetiyle kendi kendini üretme ve yenileyebilme kabiliyetini pek çok alanda kaybetmiştir. Mamafih, bir toplumsallık içinde, bir kültür olarak tezahür eden ve hayatiyetini sürdüren dinin, daha doğrusu herhangi bir dine mensup vatandaşların bu kapsamda bir takım taleplerinin olması kaçınılmazdır. Bu taleplerin ifade edilmesinin de çözülmesinin de siyasetle ilişkili olması, konuyu dinsiyaset ilişkisine getirmektedir.

12 12. Murat Yılmaz Din ve Siyaset İlişkisi Din-siyaset ilişkisine yönelik her sorgulamanın varıp dayandığı temel soru şudur: Din yalnızca kul ile Allah arasındaki mahrem bir ilişki midir? Bu soruya verilecek cevapları: (1) Evet öyledir; (2) Öyle olmalıdır; (3) Hayır öyle değildir; şeklinde tasnif etmek mümkündür. Siyaset-din ilişkisini nasıl tanımlayacağınız veya bu konuda ne tür bir çözümü tercih edeceğiniz, doğrudan doğruya, yukarıdaki cevaplardan hangisini esas aldığınıza bağlıdır. Dini, yalnızca kul ile Allah arasındaki mahrem bir ilişki olarak değerlendiren anlayış, soyutlanmış rasyonel bir siyaset kurgulamasında, dini dikkate değer bir faktör olarak görmemekte hatta çoğu zaman yok farzetmektedir. Dinin özgün mahiyeti, onun tamamen bireysel bir çerçeveye sıkıştırılmasına izin vermeyebilir. Siyaset, dinin bu öngörüsünün sosyal çevre ve dünya boyutlarını yok farzetse inkar etse bile; bu yok farzetmenin inananlar açısından mutlak bir anlamı yoktur. Bu takdirde siyaset bir tür körleşme sürecine girecek ve dinin toplumsal hayatta varlığını sürdüren fonksiyonlarını göremeyecektir. Öte yandan, din, gerçekte de kul ile Allah arasında cereyan eden tamamen sübjektif bir ilişkiden ibaret olsa bile, bu onun, toplumsal alanın tamamen dışında bir fenomen olduğu anlamına gelmez. Zira bir din, özü itibariyle tamamen kişisel alanla sınırlı da olsa; toplumu oluşturan insanların büyük bir kısmının ona iman etmesi halinde, ister istemez müesseseleşecek yani toplumsal bir mahiyet kazanacaktır. Dolayısıyla dinin tezahürü kültür şeklinde gerçekleşecektir. Türkiye yi merkeze alarak söylersek; bir yandan halkın % 99 unun Müslüman olduğunu kabul ederken, diğer yandan Müslümanlığın, siyasetin düzenleme alanına hiç bir şekilde yayılmayabileceğini düşünmek, sosyal gerçeklik karşısında değeri olmayan ve her an yanlışlanabilecek bir görüştür. Kendini böylesi bir beklentiye teslim eden siyaset, topluma biçim ve yön veren bu kadar önemli sosyal dinamik karşısında rasyonel bir tutum belirleyemez. Bu yanılsama, siyaseti, sanal bir toplum öngörüsüne ve sanal bir toplumsal hayat düzenlemesine götürür. Siyasetin içine düştüğü yanılgı, toplumsal gerçeklikle çatışmaya girer ve eninde sonunda gerçeklik galip gelir. Yani toplum bu tür siyaseti, bir şekilde tasfiye eder. Bu tasfiye, lâikliğin değil, lâikçiliğin veya laisizmin bir tasfiyesidir. Din, yalnızca kişi ile Allah arasındaki bir ilişki çerçevesinde kalmalıdır diyen görüş, aslında dinin gerçek mahiyetinin bu çerçeveyi aştığının farkında-

13 Türkiye de Din ve Vicdan Özgürlüğü. 13 dır. Bu dayatmacı bir yaklaşımdır ve dinin bireysel alanın dışına taşan boyutuyla mücadele etmek gerektiğini savunan bir anlayıştır. Hatta bazen daha da ileri gidilir ve dinin gerek toplum ve gerekse fert hayatından tamamen sökülüp atılması gerektiği düşünülür. Bu yaklaşımın tipik örneği komünist rejimlerin uygulamalarıdır. Hemen söyleyelim ki, din karşısındaki bu dayatmacı yaklaşım, dinin ferdi ve toplumu kuşatan mahiyetini doğru anlamak gibi bir gayret içerisinde değildir. Onlara göre dinî mensubiyetin, insanların sıradan tercihlerinden pek de bir farkı yoktur ve belli bir zorlamayla insanları bu tercihlerinden caydırmak pekala mümkündür. Kabul etmek gerekir ki din ve siyaseti karşı karşıya getiren ve çatışmaya sokan bu tür zorlamalardır. Dinin bireysel alanla sınırlandırılamayacağını kabul edersek ne olur? O zaman da başka sorular ve sorunlar doğmaktadır ki, hemen hemen bütün toplumların tarihi bu tür sorunların aşılması mücadelesiyle doludur. Allah ile kul arasındaki ilişki her zaman toplumsal kürede tezahür eder. Dinin öğretilmesinden dini ibadetin yapılmasına kadar her kul, cemaat içinde dini öğrenir ve ibadet eder. Bir kulun dinen toplumsal bir varlık olması gibi her kulun birer vatandaş olması itibarıyla da dinin toplumsal bir mahiyeti vardır. Kul, vatandaşlık bağıyla bağlı olduğu devletten dinin öğretilmesinden ibadetine kadar çeşitlenebilecek bir yelpazede taleplerde bulunacaktır. Bu bağlamda, Türkiye de 1945 ten sonra çok partili hayata geçilmesinden sonra CHP, tek parti döneminde yer yer dine müdahaleye varan, din ve vicdan hürriyetine izin vermeyen katı lâiklik anlayışından vazgeçerek demokratik bir lâikliğe doğru değişmeye başlamıştır. CHP içindeki otoriterlik yanlısı müfritlerin karşı çıkmasına rağmen Cumhurbaşkanı ve CHP genel başkanı olan İsmet İnönü nün dirayetli tavrı sayesinde uygulamaya da yansıyan bu yeni lâiklik anlayışı 6, 14 Mayıs 1950 deki ilk demokratik seçimle iktidara gelen Demokrat Parti (DP) döneminde de geliştirilerek devam edecek, ancak tamamen liberal ve demokratik bir lâiklik anlayışına ve uygulamasına DP iktidarı döneminde de geçilemeyecektir. 7 Sadece din 6 Henüz çok partili hayata geçilmeden din eğitimi konusunda takrir veren Besim Atalay şiddetle uyarılarak takriri geri aldırılırken, (Barutçu, 2001, C: l: 569) çok partili hayata geçilmesinden sonra, İnönü bu meselenin halkın din eğitimi taleplerini karşılayacak bir şekilde çözülmesi istikametinde karar vermesi, demokrasinin bir icabı olarak ortaya çıkmaktadır. (Barutçu 2001:C:l: ). 7 Bu konuda bkz (Başgil,1985) Başgil in 1954 de yayınladığı Din ve Lâiklik isimli bu mühim kitabında yer alan şu ifadeler dikkat çekicidir: Eser, daha geçen 1953 senesinin yazı başında bitmiş ve basılmaya hazır hale gelmişti tarih ve 6787 sayılı Vicdan ve Toplanma Hürri-

14 14. Murat Yılmaz ve vicdan hürriyeti bahsinde değil, genel olarak demokratikleşme ve liberalleşme projesinin o günden bugüne tamamlan(a)mamış olması şaşırtıcıdır. Böyle olmasına rağmen, 1946 dan sonra ve bilhassa DP döneminde din ve vicdan hürriyetinde sağlanan kısmi iyileşmenin dahi jakoben lâiklik anlayışı devam ettiren çevrelerde hala hazmedilememiş olması kayda değerdir. 8 Bu çevreler, dinin mahiyetini anlamaktan uzak bir pozitivist espiriyle 9 ilerlemenin sonucunda dini ortadan kalkmasını beklediklerinden, dinin ortadan kalkmaması bir yana, din ve vicdan hürriyeti sahasında meydana gelen gelişmelerin yaşanması karşısında, bunu demokrasini bir icabı olarak değil, iç ve dış komploların 10 bir sonucu olarak gördüklerinden toplumsal gerçeklikten ve hürriyetçi bakış anlayışından giderek kopuyorlar. Buna bağlı olarak bu demokratik ve sosyolojik gelişmelerin sebebi olarak gericilik, irtica 11, cehalet ve hurafe gibi izahlara başvuruluyor. Bu tür izahlar hakkında Şerif Mardin in değerlendirmelerine bakmak, meselenin anlaşılmasına hizmet edecektir:...(b)u kavramlar sosyal bilimlerin kavramları değildir, olsa olsa edebi ve hissi kavramlardır. Sosyolojik bir olay sosyolojinin analitik araçlarıyla incelenir. Aslında hurafe gibi bir üst yapı unsurunun sosyal eylemi şekillendirmekte kendi başına etkin olabileceği, bir toplum bilimcisi için pek inandırıcı değildir. Bunun yanında biraz daha anlamlı bir yaklaşım olarak kabul edebileceğiyetinin Korunması Hakkındaki Kanun un çıkması üzerine talihsiz eserimin basılması geri kalmıştır. Aşağıya ilk maddesini not ettiğimiz bu kanun karşısında eseri yeni baştan gözden geçirmeye ve bir çok yerlerini değiştirmeye, ilmi ve tarihi hakikatlere ait satırlar ve sahifeleri çıkarmaya, hülasa, kanunun çizdiği yasak çerçevesi dairesinde eseri adeta yeniden yazmaya mecbur olduk. Bu yüzden, eserin hem intişarı gecikti ve bütünlüğü bozuldu; hem de fikir ve kanaatlerimizden yapmak zorunda kaldığımız hesapsız fedakarlıklar sebebiyle orijinal çehresi buruştu. Buna esef eder ve meşhur Latin Mütefekkir Piblius Syrus un bundan ikibin sene evvel ifade ettiği acı bir hakikati, yirminci asrın ortasında memleketim hesabına üzülerek tekrar eder ve sözü bitiririm: Miserius est arbitrio alterius vivere (En sefil hayat, başkalarının arzusuna bağlı olarak yaşamaktır.) DP döneminde çıkan din ve vicdan hürriyetini sınırlaya bir kanun için bkz Vicdan ve Toplanma Hürriyetinin Korunması Hakkında Kanun, İstanbul, Bu kanun için bkz (Erman, 1953). 8 Nitekim İslam Mecmusı nın Temmuz 1960 da yayınladığı Din Hürriyeti İstiyoruz başlıklı bildirisi bir kısım problemleri yansıtmaktadır: 1. Din hak ve özgürlüklerinin Batıdaki gibi anayasal güvence altına alınması, devletin dinsel örgütlenmeyi vesayet altında tutmasının önlenmesi, dinin devletçe yıkıcı ideoloji ve cereyanlara karşı korunması; 2. Diyanet İşleri Teşkilatının özerkleştirilmesi; 3. Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait dinsel kurumların Diyanet İşleri Başkanlığı na bağlanması; 4. İslam İlimleri Külliyesi kurulması, imam-hatip okullarının ıslahı, üniversiteye öğrenci hazırlayan meslek okulları haline getirilmesi, sayılarının arttırılması;

15 Türkiye de Din ve Vicdan Özgürlüğü. 15 miz İslam ın özellikle kişinin her eylemini biçimlendirici olması fikri de konuyu tam çözmüyor. Burada sorulacak soru din bildiğimiz toplum mekanizmalarından hangisi yoluyla ya da hangi yapı unsurlarına dayanarak bu kadar etkin oluyor? sorusudur. (Mardin, 1977: 382) Mardin, lâikliğin ve ona karşı direnişin sadece siyasî bir konu ve bir üst yapı sorunu olarak değerlendirilmesinin bir tesadüf eseri olmadığını, tarihi mirasın bir sonucu olduğunu söylüyor. Çünkü Türkiye nin tarihi mirasında, devletle fert arasında teşekkül etmiş bir ara veya üçüncü kesit olmadığından, dini, ya bir devlet sorunu veya bir kişi inancı ( hurafe gibi) olarak değerlendirmek mümkündür. Mardin e göre, dikkat edilmesi gereken bir başka konu da, Cumhuriyetin kurucularının dinin örgütsel/grupsal yönlerini çok iyi değerlendirememiş olmalarıdır. Kişi eylemi ve kişilik toplumda kendiliğinden teşekkül etmiş iradi birlikler marifetiyle değil, devlet iradesi tarafından şekillendirilmeye çalışılmıştır. Bunda Cumhuriyete intikal etmiş, en etkili aracın devlet olmasının şüphesiz büyük rolü vardır. Fakat bu yolla Cumhuriyet çocukları yetiştirmek mümkün olmamıştır. Bu boşluğu ise öteden beri bu işlevi yerine getiren ve merkezi simge sistemi olarak dini kullanan grup lar doldurmuştur. Kısacası, din, Türkiye de büyük bir direnç göstermişse, kişilerin değerlerinin bir kısmını oluşturmakta oynadığı rolden dolayıdır, insanların bir toplum unsuru olarak yaşamalarını mümkün kılan bir işlev gördüğü içindir. Bu anlam bana hurafe anlatımına oranla daha anlamlı geliyor. (Mardin, 1977: 385) Lâikliğin, Tarık Zafer Tunaya nın ifadesiyle medeniyet mücadelesinde engel teşkil ettiği iddia edilen dinci çevrelerin tasfiyesine yönelik bir araç, bir 5. Din adamı yetiştirmeye özel önem gösterilmesi, 6. Radyoda dini konuşmaların verimli hale getirilmesi; 7. Dine ve mukaddesata yayın yoluyla saldırıların daha ağır biçimde cezalandırılması, 8. Dini telkin, irşat ve teşkilat kurma haklarının tanınması. (Jaeschke, 1972: ) Burada yer alan taleplerin, çoğunun daha sonra lâikliğe aykırı bir şekilde çok partili dönemlerde karşılandığı iddiası ilginçtir.(tanör ). 9 Bu çevrelerin esprinin ötesinde felsefi bir pozitivizm düzeyinde oldukları söylenemez. 10 Din ve vicdan hürriyeti bahsinde dış komplo izahı, bilim adamı etiketi taşıyan kişilerin de sık sık başvurdukları bir açıklama şeklidir. Burada komployu yapan ülkeler ve onlara atfedilen niyetler değişmekte ama komplolar baki kalmaktadır. Bu bahisteki komplo teorileri, lâiklikten dış baskılar sonucunda sapıldığı yönündeki iddialardan daha eskidir. Buna göre, Türkiye nin lâikliğe geçişi, İslam ülkelerinin üzerindeki hakimiyetini devam ettiren Britanya İmparatorluğunun baskısıyla olmuştur. Britanya İmparatorluğu, Hilafetin kaldırılması ve Türkiye nin lâikleşmesiyle, istila ettiği İslam ülkelerinin Osmanlı İmparatorluğuna umut bağlamasını engellemiş ve bu taviz

16 16. Murat Yılmaz buldozer olarak görülmesi, jakoben lâiklik anlayışını devam ettiren çevrelerde hala tazeliğini koruyan bir bakış açısını yansıtıyor. Tunaya, Osmanlı toplumunun sadece gayrimüslimler itibariyle değil, Müslümanlar itibariyle de segmante bir toplumsal yapıya sahip olduğunu; Cumhuriyetin bu yapının kalıntılarını, gelişmenin önüne set çektikleri için lâikliği bir buldozer olarak kullanabileceğini iddia etmektedir. 12 Bu haliyle jakoben lâikliğin, bir buldozer olarak kullanılmış olmasına rağmen, çözemediği sorunlar ve dolduramadığı boşluklar, hatta bizatihi kendisinin yarattığı sorun ve boşluklar vardır: Toplumsal bir kolektif hafıza sorunu, gündelik hayatı tanzim edecek meşruiyete sahip bir aşkınlık noktasının yokluğu ve etik boşluk, dinin giderek ortadan kalkacağı varsayımını da yanlışlanmasıyla lâiklik eksenindeki siyasî kutuplaşmanın yükünü arttırmıştır (Mardin, 1994: 7-14; 67-69). Liberal Lâiklik Türkiye de lâikliğin uygulanma şeklinden doğan ve geçmişten bugüne taşınan yukarıda bahsedilen problemler, lâiklik türlerinin birbirine karıştırılarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu halin sadece tarihte kalmayıp, resmi ideoloji ve anayasa marifetiyle halihazırda da devam etmesi, konuyu aktüel meselelerle ilişkilendirmektedir. Bu bağlamda meselenin çözümlenebileceği model arayışı gündeme gelmektedir. Model arayışını, Mustafa Erdoğan ın değerlendirmelerini esas alarak ortakarşılığında Türkiye Cumhuriyetini kuranların meşruiyetini kabul etmiş ve ettirmiştir. Komplo teorileri bu noktadan sonra faklılaşmakta, kimi Türkiye Cumhuriyeti kurucularının bu tavizi isteyerek değil, mecbur kaldıkları için verdiğini ve hatta ilk fırsatta tavizden vazgeçerek lâikliği bırakıp yeniden Hilafeti tesis edeceğini iddia etmektedirler. Bu iddiaya göre, Halifeliğin tamamen kaldırılmayarak, yeniden hayat buluncaya kadar TBMM nin hükmi şahsiyetinde devam edeceği bir hukukî düzenlemenin yapılmış olması, bu bakımdan manidardır. Türkiye de lâikliği hayata geçirenlere yönelik, kendi açılarından hayırhah bu bakış açısını paylaşmayarak, onları da bu komplonun içinde yer alan dinsiz, masonik veya dönmeler olarak görenler de mevcuttur. Jakoben lâikliği savunanların komplo teorileri de farklılıklar içermektedir. Bunlardan birine göre, lâik bir Türkiye, milli kimliğine sahip bir Türkiye demek olacağı için bundan rahatsız olan Sovyet Rusya ve Arap ülkeleri Türklerin milli kimliklerini kaybetmeleri için lâiklikten ayrılmasını tahrik etmektedirler (bkz. Esen 1970). Daha yaygın bir başka iddiaya göre, ABD ve Batı ülkeleri, Sovyet Rusya nın etrafını yeşil/islam ülkeleriyle sarmak ve Sovyet Rusya nın içindeki Müslümanların tahrik edilmesini sağlamak için, Türkiye nin lâiklikten ayrılarak şeriatla yönetilen bir ülke olmasını istemişlerdir. Bu iddia sahipleri, Sovyet tehdidi ortadan kalktıktan sonra da, ABD nin Türkiye yi ılımlı İslam a örnek ülke yapmak için lâiklikten uzaklaştırmaya çalıştıklarını ifade etmektedirler. 11 Bu kavramın kullanımının bir analizi için (bkz. Özipek, 2004). 12 Tunaya nın bu görüşü için (bkz. Mardin, 1977: 303).

17 Türkiye de Din ve Vicdan Özgürlüğü. 17 ya koymaya çalışalım. Max Weber din-devlet ilişkilerinde üç model ortaya koyar: (1) Teokratik modelde devlete din hakimdir. Dini otorite, siyasî otoriteyi kontrolü altına almıştır. (2) Sezaropopist modelde ise tam tersine dine devlet hakimdir. Siyasî otorite dini otoriteyi kontrolü altına almıştır. (3) Hiyerokrasi ise bu iki modelin arasında yer almaktadır. Dini otorite, siyasî otoriteden ayrı olmakla beraber siyasî otoritenin meşruluk temelleri arasında sayılır. Günümüzdeki Batı demokrasilerinin yakın olduğu model, bu üçüncü modeldir (Erdoğan 2000: 305). Monsma ve Soper, Batı demokrasilerinde din-devlet ilişkileri bakımından üç model ve onların türevlerine dikkat çekiyorlar: (1) Ayrılıkçı Model: Din ve devletin kurumsal olarak birbirinden ayrılması, devletin dine kayıtsız kalması demektir. Bu modele ABD örnek olarak verilmektedir. (2) Bir Dinin Devletçe Tanınması: Bu modelde din, istikrarlı ve barışçı bir toplumun temel dayanaklarından biri olarak kabul edilir. Buna karşılık devlet de, dine tanınma, varlığını devam ettirebilme ve mali konularda destek vererek yardımcı olur. İngiltere bu model için örnek ülke olarak gösterilmektedir. (3) Çoğulcu Model: Dini yönetimden ayrı bir alana yerleştiren bu modelde, dinin hayatın bütün alanlarına etkisi meşru görülür. Devlet de dini veya seküler bütün görüşlere saygı gösterir. Devlet, hiçbir dini özel olarak kayırmadan ve mağdur etmeden, bütün dinlerin özgürlüklerini tanır. Hollanda bu model içinde sayılmaktadır (Erdoğan, 2003: ). Bu modeller çerçevesinde önemli olan husus, din ve vicdan hürriyetinin en çok gerçekleştiği modeli bulmaktır. 13 Bu bakımdan lâiklik ancak bu amacın gerçekleşmesine hizmet ettiği ölçüde değerli olan, kendinde ayrı bir amaç taşımayan bir uygulamadır. Bu bakımdan Blackwell in Siyaset Bilimi Ansiklopedisi ne göre, din hürriyeti tanımını hatırlatarak bu değerlendirmeyi sonuçlandıralım: Herhangi bir dinsel inanca sahip olma ve bu inancın gereklerini yerine getirme ya da hiçbir inanca sahip olmama, hiçbir inancın gereklerini yerine getirmeme yönünde önemli bir yurttaş özgürlüğü; inançları konuşma ve ibadet yoluyla ifade özgürlüğünü de içerir. (Bodanor, 1999: ). * * * Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Delegasyonu nun katkısıyla Liberal Düşünce Topluluğu nun yürüttüğü Dinlerararası İlişkiler: Seküler ve De- 13 Din ve vicdan hürriyetinin sadece bir negatif hürriyet olarak kabul edilip edilmemesi, model tercihini etkileyecek temel bir tartışma olmakla beraber, burada bu bahse girmeden işaret etmekle yetinilecektir. Bu konudaki bir metin için bkz. (Atalay, ).

18 18. Murat Yılmaz mokratik Bir Sistemde Barış İçinde Birarada Varoluş Arayışı adlı projenin bir ürünü olan elinizdeki kitap, din ve vicdan hürriyeti konusunda daha önce yayınlanmış makalelerin derlemesinden oluşmaktadır. Kitap, giriş kısmı hariç, dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde din ve vicdan hürriyeti kavramı, Mustafa Erdoğan ve Niyazi Öktem tarafından ele alınıyor. Din ve vicdan hürriyeti başlığı altında, aslında bu hürriyetin niçin kısıtlanması gerektiğini anlatan çalışmaların bolluğu dikkate alındığında, kavramın gerçek mahiyetinin anlaşılmasının önemi ortaya çıkıyor. Liberal Demokrasi ve Din başlıklı ikinci bölümde ise, liberal demokrasilerde dine neden değer verildiği, din-piyasa ilişkisi çerçevesinde Norman Barry, Gary S. Becker ve Antony Bradney tarafından inceleniyor. ABD de Din Hürriyetine Bakış adlı üçüncü bölümde ise din hürriyetinde liberal bir model olarak ortaya çıkan ABD tecrübesi, Ömer Çaha, Robert B. Fowler- Alan D. Hertzke- Laura L. Olson ve Atilla Yayla nın çalışmalarıyla yorumlanıyor. Dördüncü ve son bölümde ise Türkiye de Din Hürriyeti: Mevzuat ve Sorunlar konusu, ana hatlarıyla ele alınıyor. Ali Fuat Başgil, Servet Armağan, Mustafa Erdoğan ve Ali Ulusoy un yazılarından müteşekkil bu bölümde, Ali Fuat Başgil, Türkiye de din ve vicdan hürriyeti meselesinin hürriyetçi bir şekilde çözümlenebileceği teorik çerçeveyi ilk ortaya koyan kişi olarak temayüz ediyor. Başgil gibi bir anayasa hukukçusu olan Mustafa Erdoğan da, Başgil in bu hürriyetçi perspektifini geliştirerek devam etmekle kalmıyor, öncü entelektüellerde görülen medeni cesaretini de paylaşıyor. Bu kitap vesilesiyle Türkiye de uzunca bir süredir ihmal ve ihlal edilen din ve vicdan hürriyetinin, daha ziyade tartışılması; ümit ve temennilerimizin ötesinde, giderek yurt içi ve yurt dışı zeminlerde rahatsızlık yaratan ihlallerin ortadan kalkması için elzemdir. Hele elim 11 Eylül saldırısından sonra, dünyada artan İslam düşmanlığının yarattığı ayrımcılık ve buna karşı gelişen tepkiler düşünüldüğünde; din ve vicdan hürriyeti bahsinde yapılacakların, diğer sivil ve siyasî hürriyetlerin muhafazası bakımından da ehemmiyeti ortaya çıkmaktadır. Kaynaklar Atalay, Esra, ( ), Vicdan Özgürlüğü, İnsan Hakları Yıllığı, C: 21-22, ss Barutçu, Faik Ahmet, (2001), Siyasî Hatıralar: Millî Mücadeleden Demokrasiye, İkinci Baskı, 21.Yüzyıl Yayınları, C: l-ll. Başgil, Ali Fuat, (1985), Din ve Lâiklik, Yağmur Yayınevi, İstanbul. Blackwell in Siyaset Bilimi Ansiklopedisi, Cilt: 1, Yayıma Hazırlayan: Vernon Bogdanor, Türkçede Yayıma Hazırlayan: Bülent Peker, Ümit Yayıncılık, Ankara, 1999.

19 Türkiye de Din ve Vicdan Özgürlüğü. 19 Bumin, Kürşat,(1998), Okulumuz, Resmi İdeolojimiz, Politikaya Övgü, Yol Yayınları, İstanbul. Cangızbay, Kadir, (2002), Çok-hukukluluk, Lâiklik ve Lâikrasi, Liberte Yayınları, Ankara. Cebesoy, Ali Fuat,(2001), Bilinmeyen Hatıralar: Kuva-yı Milliye ve Cumhuriyet Devrimleri, Hazırlayan: Osman Salim Kocahanoğlu, Temel Yayınları, İstanbul. Davudoğlu, Ahmet, (2000) Uluslararası İlişkiler Açısından Din ve Vicdan Hürriyeti, Demokratik Hukuk Devletinde Din ve Vicdan Hürriyeti, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı 8. İstişare Toplantısı, Ensar Vakfı Yayınları, İstanbul. Erdoğan, Mustafa, (2000), Demokrasi Lâiklik ve Resmî İdeoloji, Genişletilmiş İkinci baskı, Liberte Yayınları, Ankara. Erdoğan, Mustafa (2003a), Anayasal Demokrasi, 5. Baskı, Siyasal Kitabevi, Ankara. Erdoğan, Mustafa (2003b)Türkiye de Anayasalar ve Siyaset, 4. Baskı, Liberte Yayınla- rı, Ankara. Erdoğan, Mustafa (2004), Anayasa Hukukuna Giriş, 2. Baskı, Adres Yayınları, Ankara. Erman, Sahir, (1953), Vicdan ve Toplanma Hürriyetinin Korunması Hakkında Kanuna Dair Bazı Mütalaalar, İstanbul Barosu Dergisi, Temmuz-Ağustos Hamit Ersoy,(1998) İnsan Hakkı Olarak Din Özgürlüğü, Yeni Türkiye, 1998, Sayı: 22, ss Esen, Bülent Nuri, (1970), Vicdan Hürriyeti ve Lâiklik, Türkiye de İnsan Hakları Semineri: Tebliğler-Tartışmalar, ( 9-11 Aralık 1968 ), AÜHFY; Ankara. Güngör, Erol, (1989), İslamın Bugünkü Meseleleri, Ötüken Neşriyat, İstanbul. Jaschke, Gotthard, (1972), Yeni Türkiye de İslamlık, (Çev. Hayrullah Örs), Bilgi Yayınevi, Ankara. Lâiklik, Dinin Siyasallaşması ve Şiddet, (2002), Türkiye İnsan Hakları Kurumu Yayınları, Ankara. Köker, Levent, (1990), Modernleşme, Kemalizm ve Demokrasi, İletişim Yayınları, İstanbul. Köktaş, M. Emin, (2000), İnsan Hakları Bildirgelerinde Din Sorunu, Türkiye de İnsan Hakları, Yayına Hazırlayan: Oya Çiftçi, TODAİE Yay., Ankara. Mardin, Şerif, (1977), Lâiklik İdeali ve Gerçekler, Atatürk Döneminin Ekonomik ve Toplumsal Sorunları , İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi Mezunlar Derneği Yay., İstanbul. Mardin, Şerif, (1994), Kolektif Bellek ve Meşruiyetlerin Çatışması, Avrupa da Etik, Din ve Lâiklik (içinde), Çev. S. Dalanoğlu-S.Yılmaz, İstanbul. Mardin, Şerif, (1991), Türkiye de Din ve Siyaset, İletişim Yayınları, İstanbul. Özek, Çetin, (1981), Din Özgürlüğünün Korunması ve Dinsel Haklardan Yararlanılması Konusunda Bazı Düşünceler, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, S: 4, 1981, ss Öktem, Akif Emre, (2002), Uluslararası Hukukta İnanç Özgürlüğü, Liberte Yayınları, Ankara.

20 20. Murat Yılmaz Özipek, Bekir Berat, (2004), İrtica Nedir?, Modern Türkiye de Siyasî Düşüncesi, İslamcılık, C: 6, (Editör: Yasin Aktay), İletişim Yayınları, İstanbul. Payaslıoğlu, Arif T. (1998), Din Özgürlüğünün Anlamı, Mülkiye, S:213, Kasım-Aralık 1998, ss Tanör, Bülent, (1994 ), Türkiye de İnsan Hakları Sorunu, BDS Yayınları, 3. Baskı.yy. Sabuncu, Yavuz, (1993), Anayasaya Giriş Ders Notları, İmaj Yayınları, Ankara. Sencer, Muzaffer, ( 1987 ), Vicdan ve Din Özgürlüğü, Yeni Düşün, S:37, Mayıs 1987, ss Soysal, Mümtaz, ( 1986 ), 100 Soruda Anayasanın Anlamı, Gerçek Yayınevi, İstanbul. Yeşil, Ahmet, ( 2002 ), Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Cedit Neşriyat, Ankara.

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ 215 DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 25 Kasım 1981 tarihli ve 36/55 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ 209 ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 47/135 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II Dersin Adı Dersin Kodu 1200.9202 Dersin Türü Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi Haftalık Ders Saati (Kuramsal) 2 Haftalık Uygulama Saati 0 Haftalık Laboratuar Saati

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET

İÇİNDEKİLER GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER I-ANA YASA HUKUKUNUN KONUŞU VE ÖNEMİ...1 II-ANAYASA HUKUKU VE SİYASİ KURUMLAR...2 III-ANAYASA HUKUKUNUN METODU VE KAYNAKLARI...4 1-

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2 Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 Millî Güvenlik Konseyi Rejimi, 1982 Anayasası nın Yapılışı ve Başlıca Özellikleri

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ Metin ÖZ Samsun, 2017 S E Ç İ M S İ S T E M L E R İ N İ N S E Ç M E N İ R A

Detaylı

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler 1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler 4. Birinci Kuşak Haklar: Kişi Özgürlükleri ve Siyasal Haklar

Detaylı

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XV KISALTMALAR...XXIII TABLOLAR LİSTESİ... XXV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Vatandaşlığın

Detaylı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ Yazar : Erdem Denk Yayınevi : Siyasal Kitabevi Baskı : 1. Baskı Kategori : Uluslararası İlişkiler Kapak Tasarımı : Gamze Uçak Kapak

Detaylı

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Kamuoyu Yoklaması Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi 2017 1 Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara

Detaylı

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü, 24 Kasım 2011 Perşembe günü Üniversitemiz Merkez Kampüsü Hünkar Salonu nda, hem Üniversitemizin

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI TABLOLAR

Detaylı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu v TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ÖNSÖZ Yirmi birinci yüzyılı bilgi teknolojisi çağı olarak adlandırmak ne kadar yerindeyse insan hakları çağı olarak adlandırmak da o kadar doğru olacaktır. İnsan

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE iii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ..i İÇİNDEKİLER.iii KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1.1. DEMOKRASİ TEORİSİNİN KAVRAMSAL ÇÖZÜMLENMESİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ...9

Detaylı

1: İNSAN VE TOPLUM...

1: İNSAN VE TOPLUM... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: İNSAN VE TOPLUM... 1 1.1. BİREYİN TOPLUMSAL HAYATI... 1 1.2. KÜLTÜR... 3 1.2.1. Gerçek Kültür ve İdeal Kültür... 5 1.2.2. Yüksek Kültür ve Yaygın Kültür... 5 1.2.3. Alt Kültür ve Karşıt

Detaylı

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr.Önder Kutlu Doç.Dr. Betül Karagöz Doç.Dr. Fazıl Yozgat Doç.Dr. Mustafa Talas Yrd.Doç.Dr. Bülent Kara Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XVII TABLOLAR LİSTESİ... XIX ŞEKİLLER LİSTESİ...XXIII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ DEMOKRASİ KAVRAMI AÇISINDAN DEVLET VE DİN İLİŞKİLERİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ DEMOKRASİ KAVRAMI AÇISINDAN DEVLET VE DİN İLİŞKİLERİ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ DEMOKRASİ KAVRAMI AÇISINDAN DEVLET VE DİN İLİŞKİLERİ Enes SANAL Ankara, 2014 Giriş Siyasal iktidar ile din arasındaki ilişkiler, tüm çağlar boyunca toplumsal

Detaylı

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI HOŞGELDİNİZ DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI Prof. Dr. Mehmet Zeki AYDIN Marmara Üniversitesi EMAİL:mza@mehmetzekiaydin.com TEL:0506.3446620 Problem Türkiye de din eğitimi sorunu, yaygın olarak tartışılmakta

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BIRINCI BÖLÜM ANAYASA HUKUKUNUN KISA KONULARI 1. 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası nın Hazırlanış ve Kabul Ediliş Süreçlerindeki Farklılıklar...1 2. Üniter, Federal ve Bölgeli

Detaylı

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19 09/04/2010 BASIN BİLDİRİSİ Anayasa değişikliğinin Cumhuriyetin ve demokrasinin geleceği yönüyle neler getireceği neler götüreceği dikkatlice ve hassas bir şekilde toplumsal uzlaşmayla değerlendirilmelidir.

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

2005, yıl:1, sayı:4, ss.62-64 de yayımlanmıştır.

2005, yıl:1, sayı:4, ss.62-64 de yayımlanmıştır. AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE DİN ÖĞRETİMİ VE TÜRKİYE İLE KARŞILAŞTIRILMASI 1 Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın 2 Bu yazıda, önce Avrupa Birliği ülkelerindeki din öğretimi uygulamaları hakkında bilgi verilecek

Detaylı

ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI ANLATIM SORULARI 1- Bir siyasal düzende anayasanın işlevleri neler olabilir? Kısaca yazınız. (10 p) -------------------------------------------

Detaylı

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR... XIX TABLO LİSTESİ... XXI

Detaylı

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015 Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi Şubat 2015 Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi Medya ve İletişim Merkezi İstanbul Enstitüsü İstanbul Enstitüsü

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I Prof. Dr. Coşkun ÇAKIR Ders saati: Salı, 09.00 10.30 Perşembe, 09.00 10.30 Ders Asistanı: Mustafa Batman Ofis saati: Salı, 11.00-12.00 Perşembe, 11.00 12.00 Ders Tanımı

Detaylı

Avrupa da Yerelleşen İslam

Avrupa da Yerelleşen İslam Avrupa da Yerelleşen İslam Doç. Dr. Ahmet Yükleyen Uluslararası İlişkiler Bölümü Ticari Bilimler Fakültesi İstanbul Ticaret Üniversitesi İçerik Medeniyetler Sorunsalı: İslam ve Avrupa uyumsuz mu? Özcü

Detaylı

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİMİZ (TCBMM Başkanlığı na iletilmek üzere hazırlanmıştır) 31.12.2011 İletişim: I. Anafartalar Mah. Vakıf İş Hanı Kat:3 No:

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 14. Hafta Ders Notları - 18/12/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GK. SEÇ. I: BİLGİ TOPLUMU VE TÜRKİYE Ders No : 0310250040 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

MEVLÜT GÖL KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA ANAYASA BAŞLANGIÇLARININ SEMBOLİK VE HUKUKİ DEĞERİ

MEVLÜT GÖL KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA ANAYASA BAŞLANGIÇLARININ SEMBOLİK VE HUKUKİ DEĞERİ MEVLÜT GÖL KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA ANAYASA BAŞLANGIÇLARININ SEMBOLİK VE HUKUKİ DEĞERİ İÇİNDEKİLER TAKDİM...VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM Başlangıç Kavramı

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : A.SEÇ.ATATÜRK İLK.VE İNK.TAR.SEMİNERİ Ders No : 0310400249 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi

Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi 10 KASIM 2015 ATATÜRK Ü ANMA GÜNÜ Yrd. Doç. Dr. Asaf ÖZKAN * Sayın Valim, Sayın Milletvekillerim, Sayın Kolordu Komutanım, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım, Sayın Cumhuriyet Başsavcım, Sayın Rektörüm,

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* 1.Giriþ ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* Toplu olarak kullanýlmasýndan dolayý kolektif sosyal haklar arasýnda yer alan sendika hakký 1 ; bir devlete sosyal niteliðini veren

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Siyaset Bilimine Giriş I SBG Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Siyaset Bilimine Giriş I SBG Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Giriş I SBG103 1 3+0 3 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli Dersin

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ... ÖRNEK SORU: 1 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti açısından, 30 Ekim 1918 de, yenilgiyi kabul ettiğinin tescili niteliğinde olan Mondros Ateşkes Anlaşması yla sona erdi. Ancak anlaşmanın,

Detaylı

Türkiye nin Demokratikleşmesi ve Alevi Talepleri Tespit ve Öneri Raporu * Temel Sorun ve Talep Alanları

Türkiye nin Demokratikleşmesi ve Alevi Talepleri Tespit ve Öneri Raporu * Temel Sorun ve Talep Alanları Türkiye nin Demokratikleşmesi ve Alevi Talepleri Tespit ve Öneri Raporu * Temel Sorun ve Talep Alanları Bekir Berat Özipek Prof. Dr. İstanbul Ticaret Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim

Detaylı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ 1 AB İLETİŞİM STRATEJİSİ (ABİS) NEDİR? Türkiye - AB müzakere sürecinin üç ayağı: 1- Siyasi reformlar 2- AB yasal düzenlemelerinin kabul edilmesi ve uygulanması

Detaylı

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 BÖLÜM 1: SEÇİLMİŞ KAVRAMLAR BÖLÜM 2: BÜYÜK DÖNÜŞÜM VE OSMANLILAR BÜYÜK DÖNÜŞÜMÜN İZLERİ...11 DEVRİMLER ÇAĞI VE OSMANLILAR...14 a) Sanayi Devrimi... 14 b) Fransız Devrimi... 17 c)

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ Ders No : 0310420098 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim

Detaylı

AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR

AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, kamuoyunu yani halkın kanaatlerini karar alıcıların ve uygulayıcıların meşruiyetini sürdüren önemli bir faktör olarak görmektedir.

Detaylı

Ümit GÜVEYİ. Demokratik Devlet İlkesi Çerçevesinde. Seçimlerin Yönetimi ve Denetimi

Ümit GÜVEYİ. Demokratik Devlet İlkesi Çerçevesinde. Seçimlerin Yönetimi ve Denetimi Ümit GÜVEYİ Demokratik Devlet İlkesi Çerçevesinde Seçimlerin Yönetimi ve Denetimi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XI GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Teorik Boyutuyla Genel Kavramsal Çerçeve

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ-I Dersin Adı Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi-I Dersin Kodu 630909 Dersin Türü Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi Haftalık Ders Saati Zorunlu Önlisans 2 AKTS 2 (Kuramsal)

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam 978-605-5952-25-9 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam 978-605-5952-25-9 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011 Seri/Sıra No 2000 li Yıllar / 8 Kitabın Adı Türkiye de Eğitim Editör Bekir S. GÜR Yayın Hazırlık Arter Reklam ISBN 978-605-5952-25-9 Baskı Tarihi Ağustos-2011 Ofset Baskı ve Mücellit Ömür Matbaacılık Ömür

Detaylı

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'de 1990'lı yıllardaki duvar yazıları, İslamcılığın yükseldiği döneme yönelik yakın bir tanıklık niteliğinde. 10.07.2017 / 18:00 Doksanlı

Detaylı

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu Siyaset Sosyolojisi Genel sosyolojinin bir alt dalı. İktisat, din, aile, suç vb

Detaylı

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI I. ULUSLARARASI İLİŞKİLER I (3.0.3) Uluslar arası sistem/ Temel Kavramlar/ Devlet/ Sivil Toplum Örgütleri/

Detaylı

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim 1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim Türkiye de 2007 genel milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirme yaparken seçim sistemine değinmeden bir çözümleme yapmak pek olanaklı değil. Türkiye nin

Detaylı

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 Adı Soyadı : No: Sınıf: 11/ SĠYASET Siyaset; ülke yönetimini ilgilendiren olayların bütünüdür.

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı. K.MARAŞ'TA SON ANKET Anket Sonuçları MHP yi İşaret Etti Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Detaylı

DERS TANITIM BİLGİLERİ

DERS TANITIM BİLGİLERİ DERS TANITIM BİLGİLERİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Teori Uygulama Labaratuvar Yerel Kredi AKTS Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi AİT 204 Bahar 2 - - 2 2 Önkoşullar - Dersin dili Türkçe Dersin Türü (Zorunlu/Seçmeli)

Detaylı

------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ ------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu (İSTTP); TASAM öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletlerin temsilcileri ile dünyanın

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU DERSİMİZİN TEMEL KONUSU 1 1. TÜRK HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARINI TANIMAK 2. TÜRKIYE DE NELER YAPABİLİRİZ SORUSUNUN CEVABINI BULABİLMEK DERSİN KAYNAKLARI 2 SİZE GÖNDERİLEN MATERYAL: 1. 1982 Anayasası: https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2011.pdf

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ANAYASA HUKUKU Ders No : 0020060018 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Açılış Tarihi Kapanış Tarihi Sona Eriş Nedeni 1 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17.11.1924 05.06.1925

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı)

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı) GAU AKADEMİK PERSONEL AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU Prof.Dr. Meltem DİKMEN CANİKLİOĞLU Kastamonu 01/08/1962 Profesör 07/12/2010 (DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı) İzmir Ekonomi

Detaylı

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00 HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ ANAYASA CEVAP ANAHTARI 2018-2019 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI --- 9 Ocak 2019 saat 13.00 1. a) Demokrasi sandıktan

Detaylı

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur. Parti varlık sebebi, isminden de anlaşılacağı üzere, hakların savunulmasıdır. Müdafaa-i Hukuk düşüncesine göre: 1. İnsanın 2. Toplumun 3. Milletin 4. Devletin 5. Vatanın hakları vardır. Şu anda bu haklar

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı nı sona erdiren antlaşmadır. Bu antlaşma ile Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleşmiştir. Şekil 1. Kasım 1922 de Lozan Konferansı

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

ANAYASA GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00

ANAYASA GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00 ANAYASA 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Mevcut seçim barajı hakkındaki görüşünüzü yazınız.

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) ESKİ MÜFREDAT 1.ÜNİTE İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ 1. İletişimi, olumlu olumsuz etkileyen tutum ve davranışları fark

Detaylı

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 1. Mudanya Mütarekesi, Yunanlıların aslında Osmanlı Devleti nin paylaşımı projesinde bir alet olduğunu, arkalarındaki gücü İngiltere başta olmak üzere İtilâf devletlerinin

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 2. Hafta Ders Notları - 25/09/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

ABD ise, din konusunda serbest alan arayan, hemen hepsi Hıristiyan ama farklı mezheplerden olan pek çok toplumun oluşturduğu bir bütündür.

ABD ise, din konusunda serbest alan arayan, hemen hepsi Hıristiyan ama farklı mezheplerden olan pek çok toplumun oluşturduğu bir bütündür. Ulus-devletler dönemimizde devlet-din ilişkileri gerilimli olmuştur. Günümüzde genel ilke olarak laiklik (veya sekülerizm) temel ilke sayılmakta, ancak uygulamada ülkeler arasında bazı farklar gözlenmekte

Detaylı

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

Türkiye'de Decentralization Süreci Türkiye'de "Decentralization" Süreci 30 Nisan 2013 Bahçeşehir Üniversitesi İlker Girit Ahmet Ketancı Türkiye'de "Decentralization" Süreci Decentralization Prensipleri Türkiye deki Tarihi Süreç Türkiye

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

Devam Eden Çatışma Şartları Altında Geçiş Dönemi Adaleti: Mekanizmalar, Dünya Deneyimi ve Türkiye 30 Eylül - 2 Ekim Armada Hotel - İstanbul

Devam Eden Çatışma Şartları Altında Geçiş Dönemi Adaleti: Mekanizmalar, Dünya Deneyimi ve Türkiye 30 Eylül - 2 Ekim Armada Hotel - İstanbul Devam Eden Çatışma Şartları Altında Geçiş Dönemi Adaleti: Mekanizmalar, Dünya Deneyimi ve Türkiye 30 Eylül - 2 Ekim Armada Hotel - İstanbul Uluslararası terminolojide geçiş dönemi adaleti tanımı hem otoriter

Detaylı

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Hukuka Giriş - II Dersi Av. Murat Fehmi Pınar Laik Devlet Ödevi Hazırlayan: Eda DENİZ 040307017 Bolu Mart

Detaylı

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI Yrd. Doç. Dr. Turgay CİN* 3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI Ortodoks Hıristiyanlık hukukunda vakıf var mı, yok mu, bir sorgulayın. Birinci sorum bu Hıristiyan

Detaylı

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi 21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi Doğu Akdeniz de Son Gelişmeler ve Kıbrıs, İKÇÜ de Ele Alındı İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çelebi Avrupa Birliği Merkezi nin

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

Almanya daki slam Konferans - Müslümanlar n Durumu ve Uyumlar

Almanya daki slam Konferans - Müslümanlar n Durumu ve Uyumlar Almanya daki slam Konferans - Müslümanlar n Durumu ve Uyumlar Bülent Arslan Konuşmamda dört aşamalı bir yol izleyeceğim. Önce sizlere Almanya İslam konferansı hakkında bilgiler vereceğim, daha sonra ikinci

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI SÜRE SÜRE: 12 DERS İ 1. ÜNİTE ÖĞRENME ALANI-ÜNİTE: BİREY VE TOPLUM KONU KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! Türkiye nin önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı İstanbul Aydın Üniversitesi

Detaylı

13. Aşağıdakilerden hangisi yeni Türk alfabesinin kabul edilme nedenlerinden biri değildir?

13. Aşağıdakilerden hangisi yeni Türk alfabesinin kabul edilme nedenlerinden biri değildir? 1. Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin diğer devletlerle ekonomik ilişkilerinde kolaylık ve uyum sağlamak için yapılan çalışmalardan A) Türk Tarih Kurumu'nun kurulması B) Tekke ve zaviyelerin

Detaylı

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00 HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI 2018-2019 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI --- 17 Ocak 2019 saat 11.00 1. 1982 Anayasasında

Detaylı