EDAK ECZA KOOP. KURUM HABERLERİ.

Transkript

1 gazeteedak Temmuz - Ağustos 2009 Sayı 54 Kooperatifçilik Bir Yaşam Biçimidir gazeteedak@edak.org.tr ladığımızda ise sadece yirmi beş milyon sayfa gelir. Yine Google Web seçeneğinde para kazanmak şeklindeki aramada sekizyüzelliyedi bin sayfa, sevgi kazanmak şeklindeki aramada ise sadece binyüzyirmi sayfa gelir. İzmir de Çağdaş Eczacılar Hareketinin Başlangıç Günleri Prof. Dr. Erçin Erciyas anlattı özel haber EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü Kaya Google web seçeneğinde para yazıp ara butonuna tıklandığımızda karşımıza iki milyar on milyon sayfa, sevgi yazıp ara butonuna tık- Bu küçük soruşturma bize para sözcüğünün ne kadar çok kişi tarafından kullanıldığını göstermektedir. Biz istesek de istemesek de eksenimiz para olmuştur. Mücadelemiz paranın bizi yönetmesine izin vermemektir. Bu amacın tek seçeneği bizim gibi olanlarla yan yana durmaktır. (Sayfa.4) Prof. Dr. Nurettin Abacıoğlu kaleme aldı: Neşe ye özel haber EDAK ve Marka Değeri eden ve bu temsili yanında kurumun üstlendiği duygu, düşünce, vizyon ve misyonunu ifade edip aktaran en önemli soyut varlıklardan biri kurumun marka değeridir. Bu heyecan hiç bitmeyecek, Nice 30 yıllara EDAK! sayfa 2 Hayri Özyaman / EDAK Genel Müdürü Kurumların önemini ve büyüklüğünü gösteren iki önemli temel varlık; somut ve soyut varlıklardır. Hepimizin bildiği gibi somut varlıklar; kurumun bilançolarında kolaylıkla görülebilen varlıklardır. Ancak kurumların tüketicileri ve tüketici kararlarını etkileyen, şekillendiren, rakiplerden farklılaştıran ve gerektiğinde üstün yapan, kurum ve hizmetlerini, ürünlerini temsil Günümüzde bu soyut varlıklar, kurumların somut varlıklarından çok daha fazla önem taşımaktadır. Her kurum insan, makine, para, mal, malzeme vs. gibi somut varlıklarını oluşturarak işe başlar. Ancak kurumsal kültürünü vizyon ve misyonunu ürün ve hizmetinin algılanmasını, kendi dünyası dışındaki tüketici, firma, ortak veya üyeleriyle bütünleştiren marka ve marka değerini ise zamanla geliştirir. Marka değeri asla bir isim, bir logo, bir işaret, bir şekil değildir. Bir stratejidir, bir vizyon, bir misyondur, iş birliği içinde olan tüm bileşenlerine güvene dayalı ilişkinin bağıdır, kitlesel iletişim aracıdır, ürünün, hizmetin, kalitenin garantisidir. Saygınlıktır, sadakattir, farklılaşmadır. Görsel ifade tarzıdır, imajdır, tercihtir, taahhüttür, kısaca değerler toplamıdır. (Sayfa.2) Eczanelerde iş süreçleri ve verimli iş süreçleri yaratma Atık Piller Çöpe Değil, Geri Dönüşüme! sayfa 3 sayfa 5 Merhaba, Gazetemizin 54. sayısına hoş geldiniz. Bu sayımızda, EDAK Ecza Koop. un 30. yıl dönümü nedeniyle yine özel röportajlarımız var. İlginizi çekeceğini umduğumuz bu röportajlarda, 30 yılın bir nevi vaka-i nüvistliğini yapıyoruz. Özünde vurgulamak istediğimiz noktada, Kooperatifçilik bir yaşam biçimidir savı geliyor. EDAK Denetleme Kurulu Üyesi ve aynı zamanda EDAK Kurucu üyesi Ecz. Hüsnü Kaya, bize kendi kaleminden bu savı, baş sayfamızda irdeliyor. İlerleyen sayfalarda göreceğiniz diğer röportajlarda da, işin özünün bu cümlede olduğunu satır aralarında okuyabiliyorsunuz. Gazetemiz yayına hazırlandığı sıralarda, Eczacılık ve Kooperatifçilik üzerine, küresel ve ulusal bağlamda düzenlenen birçok organizasyon da gündemimizde yer alıyor. Örneğin, 4 Temmuz, 87. ICA Uluslar arası Kooperatifler Günü ve 15. Birleşmiş Milletler Uluslar arası Kooperatif Günü olarak kutlanıyor. Bu gün dolayısıyla, Uluslararası Kooperatifler Birliğinden gelen mesaj da aynen kooperatifçilik değer ve ilkelerini bir tarafa bırakmanın uzun dönemde sürdürülebilirliği etkileyen bir faktör olduğu bilinmektedir. Bu nedenle kooperatifçiliğin doğasının altını çizmekte yarar bulunmaktadır denmektedir. Yine Eylül 2009 tarihlerinde eczacılık alanında bilimsel ve teknik araştırmaları içeren özgün çalışmaların yer aldığı, Dünya Eczacılık ve Farmasötik Bilimler Kongresine ülkemiz ev sahipliğini yapacak. Organizasyon İstanbul, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Merkezinde gerçekleştirilecek. İlgili haberlerimizi ilerleyen sayfalarımızda görebilirsiniz. Ayrıca Gazeteedak 54. sayısında; EDAK tan haberlere ve gelişmelere de bolca yer verdik. Önümüzdeki sayıda tekrar birlikte olmak dileğimizle Hoşçakalın. Yeşim Erdemir / Gazeteedak Editörü FIP 2009 Dünya Eczacılık ve Eczacılık Bilimleri Kongresi İstanbul da yapılıyor! Kooperatifler Çalışma ve Gelecek Planlarını İlaç Endüstrisi İle Paylaştı Yalnız Değilsiniz sayfa 6 sayfa 10 sayfa 12

2 2gazeteedak Bu heyecan hiç bitmeyecek, Nice 30 yıllara EDAK! EDAK, yönetimi ve çalışanlarıyla Pınarbaşı ndaki merkez binasının terasında, 30. yıldönümü Kutlaması nı yaptı. Yaklaşık 1 saat süren törende, EDAK Y.K. Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli geçen bu süreçte, sizler ile büyüyen ve artık olgunlaşmış bir EDAK var, bu da bizim için gurur verici dedi. EDAK Eczacılar Kooperatifi kuruluşunun 30. yıl dönümünü Pınarbaşı ndaki merkez binasında, Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli, Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Meltem Kortel Yurdakonar ve Genel Müdür Hayri Özyaman ın hazır bulunduğu, teras kattaki yemekhanesinde düzenlenen tören ile çalışanlarıyla bir arada kutladı. EDAK Yönetim Kurulunun diğer üyeleri, 30. yıl coşkusunu şubelerimizdeki çalışanlarımızla birlikte yaşadılar. Mart / 2002 de Itriyat satışı başladı. Yaklaşık 1 saat süren Törende, açılış konuşmasını yapan EDAK Genel Müdürü Hayri Özyaman, 30. yılın bir işletmede çok önemli bir süreç olduğunu ve bu sürece ulaşmada üye eczacıları ve çalışanlarına gösterdikleri birliktelik için teşekkür etti. EDAK Y.K. Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli de konuşmasına, EDAK için duyulan heyecan hiç bitmeyecek diyerek başladı. Kooperatiflerimizin ülke ekonomisi içinde geldikleri nokta ile gurur duyduklarını ifade eden Özerdemli, 30 yıl içinde meslektaşlarından, çalışanlarına kadar birçok ismin unutulmaz anılar ile kurumsal hafızalarında yer ettiğini söyledi. Biz, 30 yılı dolu dolu yaşadık diyen Özerdemli, çalışanlarına hitaben, EDAK sizler ile beraber büyüdü olgunlaştı, artık olgun bir EDAK var ve EDAK ı daha ilerlere götürecek olan üye eczacılarının ve çalışanlarının bu birlik beraberlik ve dayanışma ruhudur dedi. Konuşmasında, çalışanlarının işlerine severek gelmesinin önemine inandığını ifade eden Özerdemli, severek yapılan işlerin sonucunda başarıların da beraberinde geldiğine vurgu yaptı. Sanatçı EDAK lılar çalışmaları ile EDAK dışında da eczacılarımız ve çalışanlarımızın oluşturduğu beraberliğe de atıfta bulunan Özerdemli, EDAK ın kurumsal farklılığı bu etkinlikler ile de ortaya çıkıyor dedi. EDAK Yönetim Kurulu üyesi Ecz. Meltem Kortel Yurdakonar da yaptığı konuşmada, EDAK ta ilk önce çalışan, sonra ortak olarak ve nihayetinde yönetiminde de yer alarak var olmanın onurunu yaşadığını söyledi. EDAK ile birlikte bizlerde EDAK a emek veren diğer meslektaşlarımız ve çalışanlarımız gibi nice yıllarda hep beraber olalım diyerek sözlerine devam eden Kortel, umarım benimde saçlarım EDAK ile birlikte ağarır diyerek konuşmasını tamamladı. Ardından EDAK Ecza Koop. ta 15 yıl görev alarak emekliye ayrılan Erdoğan Toğan a teşekkür plaketi, EDAK Genel Md. ü Hayri Özyaman verdi. Özyaman, Toğan a EDAK a yaptığı katkılardan ötürü teşekkür ederek, bundan sonraki yaşamında sağlıkla geçirilecek güzel yıllar temennisini iletti. Toğan da, EDAK tan emekliye ayrılmış olmasından duyduğu kıvanç ve memnuniyeti yaşarken bir yandan da çalışma arkadaşlarından ayrılıyor olmanın getirdiği hüznü de beraberinde yaşadığını dile getirdi. Toğan, alkışlar ile bu anlamlı günde EDAK a veda ederek, uğurlandı. Prof. Dr. Türkan Saylan ın araştırmacı iktisatçı Prof. Dr. Kenan Mortan ın hazırladığı sorulara verdiği yanıtlardan oluşan 100 Soruda Sivil Toplum içerikli söyleşi kitabı, EDAK a özel basımla, 30. yılında EDAK üyelerine ve çalışanlarına armağan edildi Güney Ecza Koop. İle işbirliği yapıldı. Kuruluşunun 30. yıl dönümü nedeniyle EDAK Ecza Koop. Yönetimine, Türk Eczacıları Birliği(TEB) Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit başta olmak üzere, ortaklarından ve tedarikçilerinden çok sayıda tebrik mailleri ve telefonları ulaştı. 19 Haziran 1979 da İzmir de Ecz. N. Işık Boyacıgiller ve 13 eczacı arkadaşının bir araya gelerek kurduğu EDAK Eczacılar Kooperatifi, günümüzde 4500 ü aşkın üye eczacısı ve 895 i aşkın çalışanıyla genç bir çınar olarak sektörde gücünü koruyor. İzmir Merkezli olarak üye eczacılarına hizmet veren kooperatif, bugün Kuzey Ege den Güneydoğu Anadolu Bölgesi ne kadar hizmet üreten dev bir yapıya ulaşmıştır. Kooperatif üyesi ve çalışanı olmak bir ayrıcalıktır, bu mesleğe ortak pencereden bakmak ve el ele vermektir. EDAK ve Marka Değeri Her başarı ilk başta bir hayaldi. En büyük çınar bir dalda, en güzel kuş bir yumurtada saklıdır. Hayaller de gerçeklerin tohumu ve yumurtasıdır. D.Carnegie Başarılı markaların en önemli özelliği, ürünleri ve hizmetleri farklı konuma sokmalarıdır. İnsanlar bilinen markaları kalitesine güvendikleri için alırlar. Marka, statülerini destekler veya markanın felsefesini kendilerine uygun bulurlar. Günümüzün ekonomisinde kurum değerlerinin %60-%70 i markanın değerinden kaynaklanmaktadır ve kurum değerinin en büyük payını almaktadır. Dünya da kurum değeri en yüksek firma Coca-Cola olmamasına rağmen marka değeri en yüksek firmadır. EDAK; Ülke ve sektör koşullarında kooperatifleşerek bir mucizeyi gerçekleştirmiş, en temel iki güç olarak üyelerinin bilinç düzeyini ve çalışanlarını en büyük varlık kabul etmiş, Işık varsa EDAK vardır. Işık yoksa EDAK yoktur gibi söylemleri kabul etmeyerek kişiselleşmeden kurumsallaşmaya yönelmiş, gününü ve yarınını büyük ölçüde planlamış, sektöre ilkleri kazandırmış ve sektörde çok önemli bir varlık olmuş bir markadır. Sadece eczacıların ekonomik ve mesleki çıkarlarına hizmet ederek dayanışmanın sembolü olmuş, sermaye kuruluşu önemli ticari depolar karşısında 30 yıldır gerek ortaklarına, gerekse ortak olmayan meslektaşlarına da ekonomik ve sosyal özgürlük konusunda alan ve katma değer yaratmıştır. Bu başarı, bu marka bilinciyle hareket eden üyelerin katkıları ve çalışanların özverisiyle oluşmuştur. Sayın Işık Boyacıgiller in belirttiği gibi; Bu gün bir hayal gibi görünse de netice olarak tüm eczacıların ortağımız olacağına inanıyoruz. Sevgi ve saygılarımla, Hayri Özyaman / EDAK Genel Müdürü Ekim / 2002 de Mersin şube açıldı.

3 gazeteedak 3 Eczanelerde iş süreçleri ve verimli iş süreçleri yaratma (2) Etkin İş Süreçlerinin Kurulması Alpay Onkardeşler EDAK Kalite ve İnsan Kaynakları GM Yrd. Tedarik sürecine burada operasyonel süreç diyebiliriz. Bir süreç, alt süreçlere bölünebilir veya sadece işlemler / etkinlikler içerebilir. Buna süreç hiyerarşisi denir. Süreç hiyerarşisini aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz: Süreç, girdileri olan, bu girdilere bir değer kazandırarak iç ve dış müşteriye çıktı olarak sunan faaliyetler grubudur. Bu faaliyetler birbirleri ile mantıksal olarak ilişki içindedir. Bu mantıksal kaynaklar, organizasyonun amaçlarına ulaşmasında gerekli sonuçları sağlarlar. Sağlanan sonuç için kurumun büyük ölçekli, orta ölçekli veya küçük ölçekli olması fark etmemektedir. Örneğin Eczanelerde ürünün depodan satın alınması bir süreçtir. Burada öncelikle müşteriden kaynaklı bir ihtiyaç oluşmuştur. Bu sürece tedarik süreci diyebiliriz. Burada girdi, ilaç ihtiyacının tespiti iken çıktı; sipariş verilen ilaçların stoklara dâhil edilmesi yani kısacası yok satılmamasıdır. Dikkat edilirse süreç çıktısı olan yok satmama ile hastaya katma değer yaratılmıştır. Burada önemli olan nokta bir kuruluşun süreçlerini belirlemeye temel süreçlerinden başlamasıdır. Kuruluşun NE YAPTIĞI ve/veya NE YAPMAK istediğine odaklanılmasıdır. Sürecin girdisi bir talep, bilgi veya hammadde olabilirken çıktısı, iç ve dış müşteriye yaratılmış faydalı bir ürün veya hizmet olmalıdır. Buna örnek olarak çıktısı Yok Satmama olan Tedarik Sürecini örnek verebiliriz. ( İç Müşteri = kurum içindeki çalışanlardır. Örn. Eczanelerde satışı gerçekleştiren personel ile reçete girişini yapan personel farklı ise satışı gerçekleştiren personelin iç müşterisi reçete girişi yapan personeldir. Dış Müşteri = kurum dışından hizmet alan kişilerdir. Örn. Hastalar ) Süreçleri 3 şekilde sınıflandırabiliriz. Bunlar; Oprerasyonel Süreç: Kuruluşun dış müşterilerinden gelen talep üzerine başlayan ve dış müşteriye bir ürün ya da hizmet sunulmasını sağlayan süreçlerdir. Bu süreçlere eczanelerimizi düşünerek örnek verecek olursak, Satış Ana Süreci, Eczacı Danışmanlığı Süreci. Destek Süreç: Şirket genelinde kaynakların optimum kullanımının sağlanması amacıyla ortak çatı altında toplanmış değişik uzmanlık alanlarından oluşur. Bu süreçlere örnek verecek olursak, İnsan Kaynakları Yönetimi Süreci, Finansal Kaynakların Yönetimi Süreci Yönetim Süreci: Tüm süreçlerin ortak hedefler doğrultusunda faaliyetler planlaması, bunlarla ilgili performans göstergelerinin düzenli gözden geçirilmesi ve raporlanmasını içeren süreçtir. Örnek olarak Stratejik Yönetim Ana Süreci, Kalite Yönetim Süreci a) Ana Süreçler: Şirketin iş sonuçları ve performansı üzerinde doğrudan etkisi olan ve stratejik öneme sahip üst düzeydeki süreçlerdir (örnek, Dermokozmetik ürün sunma ana süreci). b) Süreçler: Ana süreçleri oluşturan ve birbirleri ile karşılıklı etkileşimde olan süreçlerdir (örnek, Dermokozmetik ürün sunma ana süreci içinde sayılabilecek; Pazar araştırma süreci, pazarlama süreci ve satış süreci). c) Alt Süreçler: Süreçleri oluşturan ve iki veya daha fazla fonksiyonu ilgilendiren faaliyetlerdir (örnek, Dermokozmetik satış süreci; satış bütçesinin hazırlanması alt süreci, satışın gerçekleştirilmesi alt süreci nden oluşur). d) Süreç Aktiviteleri (Ödevler): Aynı fonksiyon içinde bir veya bir kaç kişi tarafından gerçekleştirilen ve alt süreçleri oluşturan faaliyetlerdir (örnek, siparişlerin alınması alt süreci; müşteri isteklerinin gözden geçirilmesi ile siparişlerin bilgisayar sistemine girilmesi süreç aktivitelerini ödevlerini- içerir). Süreçler belirlenirken iki nokta her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. A) Müşterinin Yaşadığı Aşamalar B) Kuruluşun Yaşadığı Aşamalar 1-Müşterinin yaşadığı aşamalar 1.1 Müşterinin Satınalma İhtiyacının doğması (Eczacılıkta örn: Hastaya reçete yazılması) 1.2 Müşterin Satınalması ve ürünü kullanmaya başlaması (Eczacılıkta örn Hastanın eczane tercihi ve satınalması) 1.3 Müşterinin ürün/ve hizmeti kullanmaya devam etmesi ( Eczacılıkta örn: Hastanın raporlu hasta olması ve aynı ürünü ömür boyu kullanması Yukarıda sıraladığımız aşamalardan eczane örneğimizden giderek süreç çıkarımlarımızı yapabiliriz. Öncelikle birinci aşamada ihtiyacın doğması söz konusudur ve neye ihtiyaç duyulacağı burada belirsizdir. Eczacının çevre analizi ile genelde ne tür hastalıklar ile ilgili reçetelerin çıktığının tespitini yapmasının gerektiği bir aşamadır. İkinci aşama hastanın reçetesinin yazıldığı ve artık eczane tercihini yapacağı aşama dır ve burada öncelikle yok satma düzeyi ve eczacılık hizmetinin kalitesi ön plana çıkmaktadır. Üçüncü aşamada hasta artık reçetesinde yazılan ilaç ile yaşamaktadır ve ilaçlarını alacağı eczaneyi hizmet kalitesini göz önüne alarak belirlemiş durumdadır. 2- Kuruluşun yaşadığı aşamalar 1.1 Pazar Araştırması ( Müşterinin yaşadığı aşamalardan 1.sininde gerçekleştirilebilecek kurum aşamasıdır. İhtiyaçların önceden belirlenmesi için yapılmalıdır) 1.2 Segmentlerin tanımlanması ( Eczanenin hasta profili belirlenerek segmente edilirse, stok yapısı daha sağlıklı yönetilebilecektir.) 1.3 Tasarım ve Müşteriye Değer Sunma ( Eczane tasarımı ve ilaçların dizaynı müşteriye değer sunmada önemli bir kriterdir, müşteri analizi sonrasında ihtiyacı olabilecek diverse ürünlerin göz önünde bulunması buna örnek olabilir. ) 1.4 Müşterileri Elde tutma: ( Bu aşama aslında en zor ve en önemli aşamadır. Kurumlarda informal olarak müşterinin ayağının alışması olarak dile getirilen bu aşamada kuruluşun hizmet kalitesi ön plana çıkmaktadır. Eczanede eczacının verdiği danışmanlık hizmeti buna örnek verilebilir. ) KAYNAKLAR ask=view&id=19&itemid=200 Ders%202.doc Mayıs 2001 Yılında ilk Eczacılık Fuarı yapıldı. Mart / 2003 de EDAK Muğla şube hizmete başladı.

4 4gazeteedak Kooperatifçilik Bir Yaşam Biçimidir Ecz. Hüsnü Kaya/ EDAK Ecza Koop. Kurucu Üye ve 29. Dönem Denetleme Kurulu Üyesi Kooperatif sözcüğüne etimolojik olarak baktığımızda; Latince Cooperatio sözcüğünden çıktığını görürüz. Latince karşılığı işbirliği demektir. Bunun eylemi (fiili) olan Cooperari sözcüğü ise işbirliği yapmak demektir. Daha sade bir tanım ile ; Kooperatif, fertlerin, tek başlarına yapamayacakları veya birlikte yapmalarında yarar bulunan işleri en iyi bir biçimde ve maliyet fiyatına yapmak üzere dayanışma suretiyle ekonomik güçlerini bir araya getirmeleridir. Kooperatif, spekülatif kapitalist sektöre karşı fertleri birleştirerek ekonomik yönden savunmasını sağlar. Ortaklarını müşterek bir ekonomik amaç uğruna birleştirmek suretiyle, onların ekonomik özgürlüklerini kazanmalarını amaçlar. Bu tanımlamalarda dikkat çeken bir sözcük vardır; Dayanışma... Dayanma değil, yaslanma değil, Dayanışma Aynen takım oyununda yapılması gerekenler gibi. Ligde şampiyonluğa koşan bir takım düşünün. Önde görünen on bir kişidir ama arkasında teknik adamından, antrenörüne, masörüne, malzemecisine daha da önemlisi taraftarı vardır. Taraftarın ruhu vardır. Bunların hepsi bir araya gelirse şampiyonluk gelir. Oyuncular ilk on birde olabilmek için arkadaşları ile rekabet yaşayabilir ama bu rekabet dinamizmi ve olumlu sonuçları getirir. Birbirine rakip olan iki eczane düşünün, A ve B eczanesi. Rakipler arasındaki işbirliğinin olumlu yönlere gidebileceğinin bir örneğini verelim. A eczanesinde bir ilaç duruyor, ilacın miadı yaklaşıyor. B eczanesine bir hasta gelmiş, o ilacı arıyor, istiyor, fakat o ilaç yok. Çok basit bir enformasyon sistemi ve organizasyon ile A eczanesinden alıp, ilacı B eczanesine götürmekle A eczanesi miadı geçmek üzere olan bir ilaçtan kurtulmuş oluyor, B eczanesi de satmış oluyor. Bunlar rakip hâlâ birbirine, fakat ikisi de kazanıyor. Bunun adına İngilizcede competition deniliyor. Hem işbirliği colobration, hem rekabet competition söz konusu, bunu çok iyi anlamamız gerekir. Toplumsal uzlaşma sağlanmalı Bu tarz fikirlerin hayata geçebilmesi için üyeler arasında toplumsal uzlaşma sağlanmış olması gerekir. Toplumsal uzlaşma için her bir üyenin kooperatifi ile olan ilişkisini netleştirmiş olması şarttır. Kooperatifinden beklentisini düşündüğü kadar, kendi üstüne düşene de kafa yorması gerekir. Üstümüze düşen aslında basit Alımlarımızı kooperatifimizden yapmak Kooperatiflerin demokratik yapısı gereği isteyen üye kooperatifinin istediği alanında olabilir. Yöneticisi, denetçisi, komisyon üyesi, antrenörü, masörü, taraftarı olabilir. Tek şart önce iyi bir taraftar olabilmektir. 30 yıl önce ecza kooperatifleri kurulmamış olsaydı fotoğraf bu günkünden daha olumsuz olurdu. Kooperatifin tek getirisi ristürn değildir. O işin bonus udur. Kooperatif sektöre denge getirir. Rekabet getirir. Kooperatif üyesi olmayan bir eczacıya bile fayda sağlar. Bu gün birçok eczanenin ayakta kalmasının sebebi gözle görünmeyen, ölçülemeyen bu fayda sayesindedir. Yakın zamanda bu faydayı haklı çıkaran bir olay yaşadık. İlaç fiyat kararnamesi ile ilk iki baremde eczacı kârında lehimize küçük bir değişiklik oldu. Uygulama tarihi geldiğinde bunu tüm Türkiye de sadece kooperatifler eczacı lehine kullandı. Takip eden iki, üç gün içerisinde diğerleri de kooperatiflerin uygulamasına geçmek zorunda kaldılar. Kooperatiflerin bu tavrı olmasa idi eczacının olan fayda başka yerlere uçup gidecekti. Kooperatifin varlık sebebi gözle görünmeyen, ölçülemeyen bu faydadadır. Bu elle tutulur gözle görülür bir şey olmadığı için algılaması da zor bir konudur. Üye olarak bizim bu faydayı kavramaya çalışmamız gerekir. Kooperatifçiliği kavramış kişi EDAK aracına bakıp bir tekerinde benim de katkım var der. Kavrayamamış kişi bir tekeri benim der. Kooperatifçi kişi Biz der, Ben demez. Çünkü kooperatifçilik bir yaşam biçimidir. OKUYUCU KÖŞESİ Dünya neden ısınıyor Dünya insanı başka enerji aramadan kolaya kaçtığından, dünyanın madde özelliğinde bulunan karbonu kullanıyor, yani bol bol odun, kömür, petrol yakıyor, bu da atmosferdeki karbon dioksit yoğunluğunu arttırıyor. Bu karbon dioksit normal ölçüler dışında çıktığından bir sera örtüsünü atmosferde yayıyor. Ve gelen güneş ışınlarının yeryüzünde çarpıp atmosferde dağılma yerine bu kalın örtüye çarpıp kısa devre yapıp tekrar tekrar yeryüzünde çarptığından dünyanın ısınma hadisesi süratleniyor, şu anda bilim adamlarının da ortak sebep bu gittikçe ısınan dünya özelliği kutuplardaki buzulları kısa zamanda erittiği de şu anda tespit edilmiş bir gerçektir. Diğer yandan dünya ikliminin normal olduğu dönemlerde denizlerden dolaşan üstte sıcak alta tersine soğuk olan su akıntıları mevcut, bunlarda biliniyor. Bu su akıntıları bir döngü yapıyor ve bu döngüler kutuplardaki buzul soğuğu ile kırılma yaşıyor, yani bu su döngüsünde üste sıcak olan su, kutup buzul soğuğu ile dönüp alta gidip soğuk su akıntısı haline dönüşüyor. (bu bilgiyi de çok yakın zamanda su döngüleri hakkında bilgi veren bir TV programından edindim) Su akıntıları gerek su altındaki ve gerekse su üstündeki doğal hayatın yürümesi için iklim e oksijenle beslenme üzerine müthiş etkisi olan çok önemli bir özellik. İşte dünya ısısının artması ile buzulların süratle erimesi ile su döngüsünün kırılma hadisesi aksadığından bu can damarı su akıntıları gittikçe kayboluyor, deniz ve büyük sular durgun hale geliyor. Durgun su içinde yaşayan canlıların süratle yok olmasını ve dibe çökmesini bir presibitasyon halinde düşünürsek ve canlıların ölümün ile bir kokuşma yani kükürt dioksit yoğunluğunun ve buna bağlı olarak hidrojen sülfit zehirli konsantrasyonun artması, daha sonra su yüzünde çıkan ve atmosferde dağılan bu zehirin yüzeyindeki canlıların da ölümünü kolaylaştıran (bütün bunların da bir başka tv programından araştırmalar neticesi olarak öğrendim) dünyada bitki örtüsü diye bir şey kalmadığından atmosfere bu sefer karbon dioksit salınımı duruyor. Küresel ısınmaya sebep gösterdiğimiz karbon dioksit örtüsü artık kalmadığından sera etkisini bir kenara bırakın gelen güneş ışınlarını yeryüzün çarpıp kolayca atmosfere dağılıyor. Isı kısa bir şekilde bu durumda yeryüzünden artık kaçmış oluyor. Netice, BUZUL ÇAĞI Ecz. Türkay Gür / ÖRNEKKÖY ECZANESİ KARŞIYAKA OLUR MU? Aksamlar mı yansiyan yas donumlerine gunduzler mi? Sabaha mı geceye mi dolar sözlerin biriken tortusu Bir sıçrama, kan ter icinde bir yangin başlangıcı mı? İçindeki ne, yalnız mısın, yolcu gibi utangaç sesli Bakışlarındaki çapak ne, tozlanmış deli umuda bulasan Solgunsun, üşüten ne düşünceni, geceleri örtünmelisin Yoksa yollar bitmeyecek diye mi böylesine buğulandın Hiç gelmiyorsun, yine bıkkın mısın yeni başlamalardan YALCIN ULUKAYA 8 Temmuz 2009//Long Island Jose Marti Küba Dostluk Derneğinin İzmir deki şubesi faaliyete geçti. Derneğin amacı iki ülke arasında kültürel, sosyal, ekonomik, bilimsel, kurumsal, mesleki ve sportif ilişkileri güçlendirme, Küba nın toplumsal, tarihi, bilimsel, kültürel, sanatsal ve turistik değerlerini Türkiye kamuoyuna tanıtmak. Dernek hakkında bilgi almak isteyenler Ecz. Reha Deniz Arda ile iletişime geçebilirler. İletişim : Ecz. Reha Deniz Arda EDAK Yönetim Kurulu 2. Başkanı Gümüş Ecz. / Aydın Eczane Tel: 0 (256) Bu köşede, üyelerimizin görüş yazılarını yer vermeyi diliyoruz. Eczacı kooperatifçiliği ve sektörle ilgili görüş yazılarınızı gazeteedak@edak.org.tr adresine veya nolu faks numarasına iletebirisiniz. Her ayın 25 ine kadar elimize ulaşan yazılar bir sonraki ayın gazetesinde yer alacaktır.

5 gazeteedak 5 Atık Piller Çöpe Değil, Geri Dönüşüme! Bu yıl 12. si gerçekleşen kampanya kapsamında toplanan kullanılmış piller, Dünya Çevre Günü 5 Haziran 2009 tarihinde, İzmir B.B ve TAP yetkililerine teslim edildi. Ve ardından 15 Haziran 2009 pazartesi günü yapılan tören ile plaket ve ödülleri sahiplerine verildi yılından beri İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Taşınabilir Pil Üreticileri Derneği (TAP) ile birlikte düzenlediğimiz atık pil toplama kampanyasında, kurumlar firmalar alanında EDAK geçen yıl olduğu gibi bu yılda ikinci oldu. Birinciliği ise geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine Sokak Çocukları Derneği kazandı. Zeki Gülhan, 1998 yılında katıldı EDAK ailesine ve tam 11 yıl boyunca hasta olanlar bir an önce iyileşsin diye ilaç yetiştirdi eczanelere. Ama kendisi yakalandığı hastalığı yenemedi ve 26 Haziran Cuma Günü aramızdan ayrıldı. Ailesi olarak onu hep yaşama olan inanılmaz bağlılığıyla hatırlayacak ve hiç unutmayacağız. Dereceye giren tüm katılımcılar toplu halde 2009 yılında Türk Eczacıları Birliği (TEB) in kampanya yı ulusal boyuta ulaştırma hedefi ile insan ve çevre sağlığına zarar veren kimyasal maddelerin kontrolsüz bir şekilde doğaya serbestçe bırakılmasının önüne geçilmesi yönünde, tüm yurtta önemli adımlar atılacak. Pil atıkları, içerdikleri cıva, kurşun, çinko, kadmiyum gibi zararlı maddelerle toprağı kirletiyor ve insan sağlığına zarar veriyor. Toplanan piller, kısa adı Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği ne (TAP) teslim edildikten sonra geri dönüşüme katılacak bölümleri ayrılarak bertaraf ediliyor. Doğaya ve insan sağlığına zarar vermeden yapılan bu işlem ile gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakma amaçlanıyor / 2007 EDAK sosyal sorumluluk projeleri kapsamında, Siz de Tutun Elinden Yaşama Doğru Bir Adım Daha Atsın sloganıyla, gönüllü eczanelerimize konulan yardım kumbaraları ile halkımızın desteğini alarak ve eczacılarımızın da bağışları yardımıyla Behçet Uz Çocuk Hastanesinin Onkoloji servisi yenilendi ve buraya EDAK Onkoloji Servisi Adı verildi. Eczane Rafı Poros KOD ÜRÜN ADI KDV HARİÇ PEŞİN MEDFORM ILKYARDIM ÇANTASI TL 2240 GLİSERİN 1 KG ÇAĞDAŞ 9.24 TL BADEM YAĞI 1 KG ÇAĞDAŞ TL KOD ÜRÜN ADI MF KDV HARİÇ PEŞİN ASETON CAĞDAŞ (ÇİLEK) 80ML TL ASETON CAĞDAŞ (MUZ) 80 ML TL ASETON CAĞDAŞ (Y.ELMA) 80ML TL İletişim ve detaylı bilgi için; EDAK Itriyat ve Dermokozmetik Grupları Tel: Salyangoz Fosili (Poros) yüksek alan yoğunluğu, emme kapasitesi, kimyasal bozulma uzunluğu, dayanıklılığı, insan sağlığına zararlı hiçbir etkisi olmaması nedeniyle, dünyada en çok tutulan kil mineralidir. Diğer killerin taşıdıkları minerallerden dolayı kullanım alanları belirlenebilirken salyangoz fosili peloid (poros), bu zincirin en üstünde yer almaktadır. Bu nedenle özellikle dermatoloji, estetik tıp, kaplıca ve çamur terapisi gibi alanlarda şiddetle kullanılmak istenen ama nadir bulunan bir kil mineralidir. Salyangoz Fosil Peloidi (poros), % 100 doğal olup karışım değildir. Poros (salyangoz fosili peloid) siyah noktalar, akneli ciltler, benekler ve sebore gibi dermatolojik hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Salyangoz fosili peloidi (poros ), 32 mineral 9 element ve amino grup asitlerden oluşmuş zengin bir kildir. En önemli özelliklerinden birisi, içeriğinde sadece kendine özgü dermatopontin adlı maddeyi barındırıyor olmasıdır. Bu madde tek başına bile bu kili çok özel kılmaktadır. Poros ürünleri ufak dokunuşlarla anında büyük mucizeler yaratıyor. Kullanan kişilerin mucizeye tanık olduğu poros ürünleri d.ü.a.g (doğal ürün araştırma geliştirme) tarafından test edilmiş ve onaylanmıştır.

6 6gazeteedak İstanbul Ecza Koop 20. Olağan Genel Kurul u yapıldı İstanbul Ecza Koop un 2008 yılına ait 20. Olağan Genel Kurul Toplantısı, 14 Haziran 2009 tarihinde kooperatifin yeni genel merkez binasında yapıldı yılı hesap dönemine ait kooperatif faaliyetleri onaylanarak yönetim ve denetim kurulları ayrı ayrı ibra edildi. İstanbul Ecza Koop 20. Olağan Genel Kurul Toplantısı, Genel Merkez Konferans salonunda Saat te İstanbul Ecza Koop II. Başkanı Ecz. Şerife Serdar ın açış konuşmasıyla başladı. İstanbul Ecza Koop Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri ile kooperatif yöneticilerinin hazır bulunduğu toplantıda ilk olarak Divan Heyeti seçimi yapıldı. Genel Kurul Divan Başkanlığı na Ecz. Asal Uçkunkaya, II. Başkanlığa Ecz. Refik Gürol, Yazmanlıklara Ecz. Fatma Bacaksız ve Ecz Dilek Özkan oy birliği ile seçildiler. Divan ın oluşturulmasından sonra kürsüye gelen İstanbul Ecza Koop Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Sait Yücel, üyelere 2008 yılı çalışmaları hakkında bilgi verip 20. Dönem Faaliyet Raporu nu sundu. İstanbul Ecza Koop un 2008 yılında genel kurul a sunduğu stratejik plandaki hedeflerini önemli ölçüde gerçekleştirdiğini belirten Yücel; kooperatifin 2008 yılında, kutuda % 4,59 olarak hedeflenen pazar payını, % 4,78; TL bazında % 5,27 olarak hedeflenen pazar payının ise, %5,34 olduğunu, ,000 TL olarak tasarlanan bütçenin de TL olduğunu ve ,075 TL öngörülen gelir gider farkının ,556 TL olarak gerçekleştiğini söyledi. Yücel, raporu sunmadan önce yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü: Eczacıların dağıtım alanındaki örgütlülüğünün, öncülüğünün ve belirleyiciliğinin göstergesi olan eczacı kooperatiflerinin, alanında ürettiği gelir gider farklarını iyi dağıtım uygulamalarına yatırım yapma anlayışı sayesinde, merkez bina tadilatı ve otomasyon sisteminin kurulması hızla tamamlanmıştır. İstanbul Ecza Koop, yeni hizmet binası ve ilaç çıkartma sistemi ile bir kez daha eczacıların dağıtım alanında örgütlü olmasının farklılığını göstermiştir. Eczanelere yeni ürün kazandırma ve ilaç dışı ürünlerde de pazarda rekabetin sağlanması amacıyla, Eczane Vitrini adlı çalışma hayata geçirilmiş; Itriyat, kozmetik, medikal ürünler vb. alanda ürün çeşitliliği ve fiyat faklılığı yaratılmış ve eczanelerin bu alandaki etkinlikleri artırmaya ve ek gelir elde etmesi sağlanmaya başlamıştır. Tüm bu çalışma ve çabalar, eczacıların sahip ve mesul müdürü olduğu, bağımsız serbest eczane sisteminin ekonomik olarak güçlenerek sürmesi için yapılmaktadır. Eczacı kooperatiflerinin güçlenmesinin, bağımsız serbest eczane sisteminin güçlenmesi ile olacağının bilincindeyiz. Başkan Sait Yücel in faaliyet raporunu okuyup üyeleri bilgilendirmesinin ardından, toplantıya katılan üyeler, sırayla kürsüye gelerek görüş ve düşüncelerini belirttiler. Rapor hakkında yapılan görüşmelerin tamamlanmasının ardından yapılan oylamada; 2008 yılı hesap dönemine ait kooperatif faaliyetleri onaylanarak yönetim ve denetim kurulları ayrı ayrı ibra edildi. Genel kurulda daha sonra gündemdeki maddeler ayrı ayrı görüşülüp oylanarak karara bağlandı. Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Sait Yücel tarafından okunan 2009 yılı taslak bütçe oybirliği ile kabul edildi. İstanbul Ecza Koop 20.Olağan Genel Kurul Toplantısı dilek ve temennilerin ardından saat de son buldu. FIP 2009 Dünya Eczacılık ve Eczacılık Bilimleri Kongresi İstanbul da yapılıyor! Bu yıl 69. Düzenlenecek olan Uluslararası Eczacılık (FIP) Kongresi Türk Eczacıları Birliği (TEB) in ev sahipliği ile Eylül 2009 Tarihinde, İstanbul / Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde gerçekleştirilecektir yılında Avrupa Kültür Başkenti ilan edilen İstanbul da, FİP kongresinin, yapılıyor olması, ülkemizin tanıtımı yönünde de büyük bir başarı olarak görülüyor. Katılımcı profili olarak, çok sayıda ülkeden İlaç sanayi, Hastane eczacılığı, Akademik eczacılık ve Serbest eczacılık alanlarında faaliyet gösteren meslek örgütlerinin temsilcilerinin yanı sıra binlerce bilim adamı ve eczacının katılımı bekleniyor. Uluslararası Eczacılık Kongresi (FİP) nin önemi nedir? Her sene Eylül ayında gerçekleşen eczacılık kongresinin bu sene İstanbul da düzenleniyor olması ülkemiz için ayrı bir öneme sahip, sektörümüzün içinde bulunduğu hızlı değişim sürecinde Uluslararası Eczacılık Kongresi(FİP) ile mesleğe Dünya perspektifinden bakmak, tüm Dünyada ki sektörel gelişmeleri yakından takip edebilmek, mesleğe ve geleceğimize sahip çıkmak anlamını da taşıyor. Kongre kapsamında neler yapılacak? Kongre de, belirtilen konu başlıklarında/temalarda yürütülen çalışmalar ile eczacılık alanında bilimsel ve teknik araştırmaları içeren özgün çalışmalar, uluslararası bildiri olarak sunulacaktır. Ayrıca Uluslararası Eczacılık Federasyonu, Türk Eczacıları Birliği nin ev sahipliği nde Lütfü Kırdar Kongre Merkezi Rumeli Salonu nda Yerli ve Yabancı katılımcılar için bir buluşma ortamı sağlayacak bir sergi düzenleyecektir. Sergi alanı, ziyaretçilerin büyük bir bölümünü oluşturan eczacı meslektaşlarına ve üyelerimize birebir iletişim ortamı sunacaktır. EDAK, Bornova Laka deresinde yer alan Işık Boyacıgiller korusuna 1000 adet fidan bağışında daha bulunuyor Uluslararası Eczacılık Kongresi (FİP) nin amacı nedir? Uluslararası Eczacılık Kongresi (FİP), tüm dünyada eczacılık biliminin gelişmesi için destek olmayı amaçlıyor. Dünyada ve Ülkemizde dahil birçok ülkede sağlık sistemlerinin çeşitli finansal sorunlar yaşadığı bilinen bir gerçek ama bunun yanında eczacının sağlık danışmanlığı kimliğini ön plana çıkaran yaklaşımlarında giderek daha fazla ön plana çıktığı görülmektedir. Saygılarımızla, EDAK Ecza Koop. E Logo Kullanımı Birliğimiz tarafından düzenlenen Logo Tasarım Yarışması sonucunda belirlenen E eczane logosunun, ülkemizde faaliyet gösteren tüm eczanelerin ön cephesinde kullanımı esnasında uyulacak kurallar konusunda yaşanan yanlış anlaşılmaların ortadan kaldırılması ve gece nöbetlerinde hastaların uzak mesafelerden nöbetçi eczaneleri seçebilmeleri için levhaların ışıklandırmasının yanıp sönen konumda olmasının yararlı olacağı konusunda Bursa Eczacı Odası nın Birliğimize yapmış olduğu başvuru üzerine; E logonun eczanelerin, Açık kaldığı zaman aralığında yanması, Gece nöbetleri esnasında yanıp sönmesi, Kapalı olduğu zaman aralığında ise yanmaması, * Türk Eczacıları Birliğince, T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ne iletilmiş ve tarihli ve sayılı cevabi yazı ile logolar için Birliğimiz tarafından belirtilen durumlar kabul edilmiştir. * Tüm Türkiye de E logo suz eczane kalmaması yönünde çalışmalara devam edilmektedir. Lütfen E Logo konusunda size yardımcı olmamız için bizi arayınız. * Kaynak : 36.A ve Tarihli Türk Eczacılar Birliği Yazısı.

7 Finansal İlkeler Eğitimi EDAK Ecza Koop., Üyelerine yönelik farkındalık yaratan eğitimlerine Haziran ayında Bodrum, Manavgat ve Keçiborlu da devam edildi. Eğitimlerde; EDAK Yönetim Kurulu 2. Başkanı Ecz. Reha Deniz Arda, Y.K. Üyesi Ecz. Emre Bacanak, Antalya Bölge Müdürü Halil Baba ve Edakom Ltd.Şti. İşletme Müdürü Taner Altan da hazır bulundu. Eğitim ve Toplantılarımız Bodrum İlkeler başlıklı eğitimleri ile üye ve üye olmayan eczacılarımıza, eczane işletmeciliği alanından, finans yönetimine ve satın alma kriterlerine kadar birçok konuda canlı örnekler ile bilgilendirmeler yapıldı. Ayrıca Edakom İşletme Müdürü Taner Altan tarafından, Sağlık Bakanlığının uygulamaya geçmeyi planladığı İlaç takip sistemi hakkında detaylı bilgiler verildi. gazeteedak 7 Ayrıca yeni faaliyete geçen Antalya Bölge Müdürlüğümüzün faaliyet alanı içindeki bölgelerde gerçekleştirilen eğitimlerin bir diğer amacı ise, eczacının mesleki ekonomik örgütü olarak EDAK ın farklılığının vurgulanması geliyor. Bu nedenle üye olmayan eczacılarımıza da açık olan bu eğitimlerde, bölgenin ihtiyaçları da karşılanmış oluyor. Üye olmayı isteyen eczacılara da üyelik hakkında ayrıntılı bilgi veriliyor. Ecz. Reha Deniz Arda EDAK Y.K. 2. Başkanı Ecz. Reha Deniz Arda, Faaliyet alanımız içindeki farklı bölgelerde gerçekleştirdiğimiz bu eğitimlerimiz ile kooperatif çatısı altında var olan tüm üyelerimizin ihtiyaç duyduğu başlıca konularda desteğimizi sürdürüyoruz dedi. EDAK yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Emre Bacanak ın karlılık analizlerinin önemi üzerinde durduğu toplantılarda, Antalya Bölge Müdürü Halil Batuhan Baba nın, Finansal Manavgat Ecz. Emre Bacanak Yaklaşık olarak 2,5 saat süren Keçiborlu daki eğitim toplantısına, Isparta Burdur Eczacı Odası Başkanı Ecz. Uğur Ziya Örmeci de bir konuşma yaparak katıldı. EDAK Ecza Koop. Antalya Bölge Müdürü Halil Batuhan Baba nın interaktif olarak sunduğu eğitim toplantısından sonra bölge eczacıları memnuniyetlerini belirterek, EDAK tan bu eğitimlerin devamını beklediklerini dile getirdiler. Takımlar Hizmet için Yarışıyor! sloganıyla, takımlar arası yarışma düzenledi. Satış odamızda bir süredir uygulanan bu çalışma ile çalışanlarımız, üyelerimizin memnuniyeti için belirlenen çeşitli kriterler de birbirleriyle yarıştılar Haziran ayının galibi ise Sinerji isimli takımımız oldu. EDAK ın Finansal Güvenilirliği Tekrar Belgelendi Sinerji Takımı; İhsan Kılıç, Fırat Eroğlu, Aydın Kara, Gülden Uzelli, İrfan Sezer, Ayşen Gülşen (izinli) ile Saha Yönetmenleri Ali Başar yelken den oluşuyor. Kordelya takımı; Ali Gökçe, Çoşkun İzci, Hatice Rahmani, Safiye Akbaş, Yasemin Yenice, ve Yüksel Elibüyük ile Saha yönetmenleri Tijen Aysel ile Emrah Ceritoğlu ndan oluşuyor. Sinerji takımı Haziran ayının Kordelya ise 2009 yılı ilk altı ayın en iyisi! EDAK, Üye eczaneni güçlendirerek güçlen temel stratejisine uygun olarak, hizmette biz en iyiyiz EDAK zmir Bölge Müdürü Erol Kütahnecioğlu Takımı kutlayan İzmir Bölge Müdürü Erol Kütahnecioğlu, bu çalışmanın ekip ruhu ve kalitesini artırmayı hedeflediğini belirterek, eczanelerimizden gelen olumlu tepkiler ile motivasyonumuz artıyor dedi. Kütahnecioğlu, Her takıma düşen telefon sayısı ve takımın ulaştığı eczane sayısı ile örtüşen bir grafik ile sürekli kendimizle yarışarak ilerliyoruz diyerek, hastaya ilacın doğru ve zamanında ulaşmasının önemi ve bilinciyle hareket ediyoruz bunu da başka hiçbir şey ile kıyaslayamayız, insan sağlığı her şeyden önce gelir dedi. Takımlar Hizmet için Yarışıyor un geçtiğimiz ayki birincisi Kordelya takımından kupalarını alan Sinerji ekibi, İzmir Bölge Müdürü Erol Kütahnecioğlu, Satış Şefi Tamer Yalçınkaya ile objektiflerimize gülümsediler. Ayrıca, 2009 yılının ilk altı ayının toplamında gösterdiği performans ile yılın ilk yarısının lideri olan Kordelya takımı, en başarılı takım olarak liderliklerini devam ettirdi. İlk olarak geçen yıl dünya çapında kredi sigortalama kuruluşu olan Coface dan almış olduğumuz ve EDAK Ecza Kooperatifi nin tedarikçilerine olan yükümlülüklerini yerine getirme kapasitesini belgesi bu yıl da ekonomik krize rağmen geçen yılın aynı derecesi ile tekrar belgelendirildi. 5 dereceli değerlendirme kategorisi olan ve en yüksek olduğu bu sistemde 2009 yılı için EDAK a verilen olmuştur. Bilindiği üzere 100 den fazla ülkede tanınan ve bankalar, sigorta kuruluşları, faktoring şirketleri, meslek kuruluşları ve ticaret odaları tarafından belgesi, şirketlerin mal ve hizmet alışlarında ticari yükümlülüklerini yerine getirme yeteneğini belgelemektedir. Her zamanki gibi 2009 yılında da daha avantajlı koşullarda mal alımını gerçekleştirerek üyelerimize yaratılan katma değeri arttırmayı ve tedarikçi firmalar ve bankalar nezdinde kredibilitemizi yükseltmeyi hedeflemekteyiz.

8 8gazeteedak 30 yıl Neşe siz geçti! 27 Haziran 1979 tarihinde yitirdiğimiz dönemin İzmir Eczacı Odası Genel Sekreteri, Türkiye nin ilk Ecza Kooperatifi olan Eczacılar Üretim ve Tüketim Kooperatifi nin (MEDAK) kurucularından Ecz. Neş e GÜLERSOY, aramızdan ayrılışının 30. yılında, Manisa da 26 Haziran 2009 Cuma günü saat:17.00 da mezarı başında anıldı. Manisa, İzmir Eczacı Odaları ve EDAK Ecza Koop. için Ecz. Neş e Gülersoy u anmak ayrı bir öneme sahip, her sene artan katılım ile bir araya gelen yol arkadaşları onu bir kez daha özlemle andılar Törende, Manisa Eczacı Odası Başkanı Ecz. Meliha Nalan Can, Türk Eczacıları Birliği (TEB) Merkez Heyeti Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan, EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu 2. Başkanı Ecz. Reha Deniz Arda ve Gülersoy ile birlikte Manisa Eczacılar Kooperatifi (MEDAK) kurucularından Ecz. Gürdal Güven söz alarak birer konuşma yaptılar. 27 Haziran 1979 yılında dönemin İzmir Eczacı Odası Genel Sekreteri iken, eczanesinde görevi başında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Gülersoy un kabri başında bir araya gelen, meslektaşları ve sevenleri, terör ve şiddet olaylarının çözüm olmadığını belirterek, terörü bir kez daha kınadılar. Neş e Gülersoy un mesleğe ve kooperatifçiliğe yaptığı katkıları ve hayata bakışının anlatıldığı törende, dostları onunla ortak anılarını paylaştılar. Törende ayrıca, Manisa, İzmir Eczacı Odaları yönetiminde yer alan meslektaşlarının yanı sıra EDAK Ecza Koop. Yönetim Kurulu üyesi Ecz. Meltem Kortel Yurdakonar ve Ecz. Suat Yıldırım da hazır bulundu. Kooperatifçiliğin ilk filizleri Manisa da yeşerdi. Eczacı kooperatifleri, ilaç sektörüne ve bu sektörün disipline olmasına büyük katkıda bulunmuştur. Ecz. Meliha Nalan CAN Manisa Eczacı Odası Y.K. Başkanı Ecz. Meliha Nalân Can, Gülersoy için, 29 yıllık kısacık bir hayata sığdırılmış mesleği ve mesleki sorunlar için verdiği yoğun mücadelenin yanında toplumsal sorunlar ile de derinden ilgilenen ve toplumla iç içe yaşayan, gerçek bir aydın, örnek bir insandı dedi. Konuşmasına li yılların zorlu ekonomik şartlarını ve bu dönemlerde serbest eczacıların yaşadıkları sıkıntıları anlatarak devam eden Can, Bu dönemde serbest eczaneler, Örgütsüz ve dağınık durumda olmaları nedeni ile ilaç temin edemez duruma geldiler. Özel ilaç depolarının keyfi uygulamaları sonucu yapay olarak ilaç yokluğu yaşadılar ve bu nedenle birçok eczane kapanma tehdidiyle karşı karşıya kaldı dedi. Bu süreçte eczacılar, ekonomik ve mesleki haklarını kazanmak için örgütlenmeleri gerektiğini farkına vardılar diyen Can, Kooperatifçiliğin ilk filizleri Manisa da yeşerdi dedi. Can, Bugün şükranla andığımız, Ecz. Neş e Gülersoy, Ecz. Işık Boyacıgiller ve Ecz. Naci Doğan başta olmak üzere, az sayıda meslektaşı ile birlikte Manisa da ilk Ecza Kooperatifini kurarak, eczacının çevresini saran kabuğun kırılması sağlanmış, giderek eczacı örgütlerinde de ilerici değişimlere öncü olunmuştur dedi. Türkiye de eczacı kooperatiflerinin kurulmasından sonra alım, satış ve dağıtım safhasında eczacının lehine yaşanan gelişim ve değişimlere de değinen Can, Eczacı kooperatifleri, ilaç sektörüne ve bu sektörün disipline olmasına büyük katkıda bulunmuştur dedi. Onlar kadar onları unutmayanların da meziyetlerine övgü düzmek gerekiyor, eczacı örgütleri işte böyle bir örgüt. Ecz. Özgür Özel Türk Eczacıları Birliği(TEB) Genel Sekreteri Ecz Özgür Özel de konuşmasına, Gülersoy u anma törenlerine ilk kez 19. yıl dönümünde gerçekleşen anma törenine katılarak başladım. Ve 12 senedir aksatmadan her yıl burada olmaya ve onun hatırasını canlı tutmaya çalışıyoruz diyerek başladı. Özel, Bu 12 yıl boyunca Gülersoy un kabri başında hiç eksik olmayan Manisa ve İzmir Eczacı Odaları ile EDAK ın yeri ayrı, çünkü yaşarken doğru işler yapan iyi insanlar, doğru bir duruş sergileyenler, geleceğe ışık tutacak işler yapanlar asla unutulmuyorlar dedi. Özel, konuşmasına Onlar kadar onları unutmayanlarında meziyetlerine övgü düzmek gerekiyor diye devam etti. Eczacı örgütleri işte böyle bir örgüt dedi. Eczacı örgütlülüğünün değerinden ve günümüzde geldiği noktadan da söz eden Özel; Onlar, her şeyin sermayenin merkezinde yani tek bir merkezde toplanarak, kendi yapısı dışındaki her alanı sömürülecek alan ve kendisini de sermayenin ve tüm hakların sahibi olarak gören mantığı fark ederek teslim olmadılar dedi. Onlar teslim olsalardı bugün buradaki eczacılar zincir eczanelerin memuru olurlardı, çok uluslu sermayenin düşük ücretli çalışanları olurlardı dedi. Bu ülkenin çok aklı başında, çağdaş, aydın insanları var Hem ülkemizin hem de mesleğimizin karanlığa mahkum olmayacağını biliyorum. Ecz. Tuncay Sayılkan Ardından İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan Gülersoy u anma töreninde söz aldı. Sayılkan, her sene bu işi çok önemseyerek, bu ülke için hizmet veren kişilerin unutulmaması için çaba gösteriyoruz dedi. doğruları savunduğunuzda sayınız ne olursa olsun günün birinde haklı çıkıyorsunuz başarıya ulaşıyorsunuz, bugün hem ülkemiz için hem mesleğimiz için kesinlikle şunu söyleyebilirim ki, hala her iki açıdan da çok umutsuz gibi görünse de durum, bu ülkenin çok aklı başında, çağdaş, aydın insanları var. Mesleğimizin bu anlamda çok önemli elemanları var. Ben, hem ülkemizin hem de mesleğimizin karanlığa mahkûm olmayacağını biliyorum dedi. Törende, EDAK Yönetim Kurulu 2. Başkanı Ecz. Reha Deniz Arda da Gülersoy için yaptığı konuşmada; burada öncelikle insan olarak ve ardından bir meslek sahibi eczacı olarak bulunuyorum, Aslında sözün tükendiği bir yerdeyiz. Ülke olarak da meslek olarak da Gülersoy un başlattığı mücadeleyi mesleğimizde yaşatmak zorundayız dedi. Arda, onun hayalini kurduğu, dünya yı, mesleki birikimimiz ve aydın kimliğimizle yaratmak boynumuzun borcudur dedi. Gülersoy un MEDAK taki yol arkadaşı Ecz. Gürdal Güven de, Kabul etmek kolay değil, akan kanı Akan gözyaşını onunla bu yolda çok şeyler paylaştık, nur içinde yatsın diyerek sözlerine başladı. Ve usunda kalan son hatırayı bizler ile paylaştı. Öldürüldüğü gün sabah beraber İzmir Eczacı Odasındaki Yönetim Kurulu toplantısında Neş e ile bir aradaydık, meslektaşımız Cemil Çöllü nün katlini kınayan bir protesto metni ni yazma görevi ona verilmişti. Öğleye doğru beraber otobüsle Manisa ya döndük, benim eczanemden görünen köşe başında da, otobüsten indik. O eczanesine, ben eczaneme gittim. Ardından yarım saat geçmeden, beni eczanemde bekleyen arkadaşımla Foça ya gittim. O zamanlar iletişim araçları bu kadar yaygın değildi. Neş e Gülersoy un vurulduğunu akşam TRT haberlerinden öğrendikten sonra, hayatımda her şey değişti dedi.* Ardından Manisa Eczacı Odası Yönetim Kurulu adına söz alan Genel Sekreteri Ecz. Burçin Kurtuluş ise, Neş e Gülersoy un ölümü ile bağdaştırdığı ünlü şair Hasan Hüseyin in Haziran da Ölmek Zor isimli şiirini okuyarak konuşmasına başladı. Kurtuluş, Türkiye nin kurtuluşunun ancak kendi kendisine yetmekle mümkün olabileceğini bunun da ancak kooperatifler ile enstitüler ile eğitimle, bilimle gerçekleşebileceğini belirtti. Ulu önder Atatürk ün kurduğu tam bağımsız laik ve modern cumhuriyetimizi muhafaza etmeyi ve geliştirmeyi hedefleyen bu insanlar aslında bizler için ölmediler dedi.

9 gazeteedak 9 Haziran da Ölmek Zor/ Şair Hasan Hüseyin Asmak neyi kurtarır Öldürmek neyi Yaşatmaktır önemlisi Güzel yaşatmak Abeceden geçirmek kıracın çekirgesini Ekmeksiz yuvasız hekimsiz bırakmamak Ah yavrum Ah güzelim Canım benim / sevdiceğim Bitanem Kısa sürdü bu yolculuk N eylersin ki sonu yok! Gece leylak Ve tomurcuk kokuyor Uy anam anam Haziranda ölmek zor! O günlere dair yaşadıklarını bizlere yorumlayan EDAK Kurucu Üye ve 29. Dönem Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü Kaya nın kaleminden notları aşağıda sizler ile paylaşıyoruz. 30 yıllık bir geçmişin tarihin tozlu sayfalarında silinmemesi için alınan notlar bunlar, Kaya nın ifadesiyle Vaka-i Nüvistlik sadece, ama ileride tarih sayılabilmesi yok olmaması için hepimizin bilmesi gerekenler O günlere dair Vaka-i Nüvistçe / Ecz. Hüsnü Kaya İleride, eczacılık tarihi içinde Manisa nın çok özel bir yeri olduğu yazılacaktır. Türk Ecza Kooperatifçiliği nin ilk meyvesini verdiği yerdir Manisa. Bu ilk meyvenin hazırlayıcısı ise Çağdaş Eczacılık Hareketi ve ülkenin içinde bulunduğu durumdur yılında Ankara dan başlayıp 1978 yılında İzmir, İstanbul ve Eskişehir Eczacı Odalarının katılımı ile gelişen hareketin ardında bu üç ildeki eczacılık fakültelerinin çiçeği burnunda asistanları vardır. İsimleri; Nurettin dir, Işık tır, Mehmet tir, Nejat tır, Azmi dir, Yalçın dır, Ahmet Reha dır, Sait tir ve daha nicelerinin yanında Neş e dir. O tarihlerde Manisa eczacıları İzmir Eczacı Odası na bağlıdırlar yılında İzmir Eczacı Odası seçimlerine Çağdaş Eczacılar Grubu adıyla katılan ekip içinde Ecz. Neş e Gülersoy da vardır. Ecz. Işık Boyacıgiller İzmir Eczacı Odası Başkanı, Manisa daki Yeni Afiyet Eczanesi sahibi ve mesul müdürü Ecz. Neşe GÜLERSOY ise, Genel Sekreterdir artık Çağdaş Eczacılık Hareketi nin Ege deki bu öncüleri Ankara, İstanbul, Eskişehir ve Bursa daki meslektaşları ile sıklıkla bir araya gelip, Ulusal Sağlık Politikası, Ulusal İlaç Politikası üzerine kafa yorarlarken bir taraftan da o günlerin gaz yok, benzin yok, yağ yok, 70 sente muhtacız Söylemleri arasında ilaç yokluğuna da çözüm arıyorlardı 83 yıl önceki, 5 Haziran 1926 tarihli Cumhuriyet Gazetesinden bir haber başlığı: ECZACILAR CEMİYETİ Eczacılar Cemiyeti, altı aylık heyet-i umumiye içtimaını dün saat 14 te Beyoğlu Halk Fırkası merkezinde akdetmiş ve riyasette.. Ayrıca okunan bir projede Cemiyet in istikbale ait tasavvurlarından bahsolunarak ezcümle bütün eczacıların hissedar olacakları umumi bir şirket tesis edilerek Avrupa dan doğrudan doğruya kimyevi ecza getirtilmesi ile eczacılara daha ehven fiyatla ecza tedarik edilmesi görüşülmüş ve bu kabul edildikten sonra hariçten getirtilen eczanın safiyetinden emin olmak için umumi bir laboratuvar tesisi ile bilumum eczanın tahlil edilerek safiyeti anlaşıldıktan sonra eczacılara tevzi edilmesi kararlaştırılmıştır. Çözüm Kooperatif kurmaktı. Bunu da tartışıyordu Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir ve Bursalı eczacılar. İlk cesaret, ilk teşebbüs Manisa dan geldi. Ecz. Neş e GÜLERSOY öncülüğünde MEDAK (Manisa Eczacılar Dağıtım Kooperatifi) kuruldu. 27 Haziran 1979 günü öğle vakti başlayan İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu toplantısına Roche Atabay boykotunun konuşulduğu akşam üzeri vakti ben de bölge temsilcisi sıfatıyla, o günkü toplantının son kırıntılarına tanık olmuştum. Neş e Gülersoy bir gün önce öldürülen Ecz.Cemil Çöllü nün ailesine başsağlığı mesajını yazma görevini almıştı. Vizesi gelen Oda kimlik belgemi önce Işık a sonra Neş e Gülersoy a imzalattım. Neş e ile aramızda ilk ve son kez kendilerimize ait dünya lardan konuşmaya yol açacak bir şeyleri paylaştık. Ankara Sanat Topluluğu nun Zengin Mutfağı isimli oyunu için Manisalı eczacılardan bir grup oluşturup, bilet aldığını söylediğinde ben de bu oyunu görmüş, Ergun Köknar ın yima küüpeeek, yimaaa repliğinin heyecanına yine kapılmıştım. Bu çok kısa süren bir teneffüs gibi görüp göreceğim onunla son görüşme oldu. Manisa da ilk ecza kooperatifinin öncüsü Neşe yine konuya dönerek; Hadi artık kurun şu kooperatifi. Yoksa ben gelip kuracağım diyerek adeta kükredi. Akşamüzeri ayrılırken birbirimize Hoşça kal diyerek ayrıldık. Ama Neş e Gülersoy u hoşça bırakmamışlar. Aynı gece saat on sularında Fuar da Yalçın Ulukaya yı başı önde yürürken gördüm. Seslendim. Duymadı. Koştum kolundan tutup sarstım. Uykudan uyanırcasına baktı ve sadece; Neş e vuruldu dedi. Fuar Açık Hava da Zengin Mutfağı ndan bunu anons etmiş, oradan dönüyormuş. Yetmişli yılların sonlarında 1950 nin yaklaşık dört altı, iki üstünde doğanlar için başkaydı yaşam. Kendine ait konuları konuşmanın neredeyse ayıp sayıldığı demlerdi. Kendine ait konular yerine Ulusal Sağlık Politikası nın konuşulduğu, Koruyucu Sağlık Hizmetleri nin konuşulduğu, Ulusal İlaç Politikası nın tartışıldığı zamanlardı. Bu gün Koruyucu Sağlık Hizmetleri konusunda konuşan kimseyi duyamıyorum. Oysa epeyi bir çevre mühendisimiz, şehir planlamacımız var artık. Eskisi gibi değil teorikteki insan kaynağımız. Eminim ki tıp fakültelerimizde Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı diye bir bilimin var olduğunu ilgilisi dışında kimse bilmez. Oysa bu ilgilisinin dışında toplumsal bir konudur. 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Kanunu nun bu günlerde çok konuşulan Aile Hekimliği kavramının özü olduğunu çok kimse hatırlamaz. Neş e ile ilgili bilinen ne var derseniz? 28 Haziran 1979 tarihli Yeni Asır Gazetesi manşeti yanındaki Yeni Afiyet Eczanesi nden bir görüntü Görüntüde kan. Bir de Neşe nin Avrupa Parlamentosuna stajyer öğrenci olarak kabul edildiğini, Avrupa Parlamentosu Grup Bşk. Ludwing Fellermaier in önerisiyle Starsburg da bir caddeye isminin verildiğini biliyoruz. O zamanlarda kendine ait konudan bahis açmak neredeyse ayıp sayılırdı demiştik. O zamanlarda iş üretmeye çabalayanlar kendilerine ait pek fazla anı biriktiremediler Türk Ecza Kooperatifçiliği nin vaka-i nüvistleri mutlaka başka izler bulup bir kenara not etmişlerdir. Zaman içinde ortaya çıkacaktır. Şimdilik bize düşen, Türkiye ve Manisa da bir ilke imza atmış olan Neş e GÜLERSOY un adını Magnesia da canlı tutmaktır. Ayn-ı Ali de nargile fokurdatıp, bitki çayı içerken Magnesia dan ne almıştık? Yarının Manisa sına ne bırakıyoruz diye düşünmek gerek. Ecz. Neş e Gülersoy kimdir? 27 haziran 1979 yılında eczanesinde şehit edilen Ecz. Neş e GÜLERSOY, 1950 yılında Manisa da doğdu. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Yüksek Okulunu bitirdikten sonra, Manisa da Neş e Eczanesini açarak meslek hayatına başladı. Ecz. Neş e GÜLERSOY, toplum sorunları ile derinden ilgilenerek, ulusuna toplumcu bir bilinçle hizmet etti. Avrupa Parlamentosuna stajyer öğrenci olarak kabul edildi. Eczacılar odası ve çeşitli toplumsal örgütlerde etkin görevler yüklendi. Türkiye nin ilk Ecza Kooperatifi olan Eczacılar Üretim Ve Tüketim Kooperatifi nin (MEDAK) kuruluşunu örgütledi den sonra Demokrat İzmir Gazetesi nde sürekli yazarlık yaptı. Avrupa Parlamentosu Grup Bşk. Ludwing Fellermaier in önerisiyle Starsburg da bir caddeye ismi verildi *Güven in hatıraları ve MEDAK yolculuğu daha ayrıntılı olarak ilerleyen sayfalarımızda yer alıyor.

10 10gazeteedak Kooperatifler Çalışma Ve Gelecek Planlarını İlaç Endüstrisi İle Paylaştı I. Eczacı Kooperatifleri, İlaç Endüstrisi Bilgi Paylaşım Toplantısı İstanbul da yapıldı. TEKB çatısı altındaki tüm kooperatiflerin faaliyet ve gelecek planlarının paylaşıldığı toplantıda konuşan sektör temsilcileri, kooperatiflerin gelişimini ve bulundukları konumu başarı öyküsü olarak nitelerken; kooperatif yöneticileri de, düzenleyici ve referans konumuyla sektörün sağlıklı çalışmasına katkı yapan eczacı kooperatiflerinin, güvenilir dağıtım kanalı olma özelliğini geliştirerek sürdürmeye devam edeceğini belirttiler. Türkiye İlaç Pazarı nın, sosyal güvenliğin toplumsal tüm kesimlere ulaşmasına yönelik yapılan çalışmalar doğrultusunda büyük bir büyüme göstermekte olduğunun altını çizen Özyiğit, buna karşın Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm kesimlere sağlık hizmetini yaymak isterken giderlerini de kontrol altında tutmak istemektedir. Eczacılar, depolar ve üreticiler, sürekli bir vade ve ıskonto baskısı altındadır dedi ve sözlerine şunları ekledi: 6197 Sayılı Kanun un yıllardır, eczacıların beklentileri doğrultusunda değişmemesi, yasal eczacı karlılığının yetersiz seviyede olması, eczane giderlerinin giderek artması sektörü olumsuz etkilemektedir. Tüm dünyayı etkileyen global kriz, sektörümüzü diğer sektörlere oranla daha az etkilemiştir ancak, geri ödeme sürelerinin uzaması ve ıskonto taleplerinin artması gibi kaygılar güncelliğini korumaktadır. Toplantıda daha sonra, ilaç endüstrisi ve eczacı örgütlerinin temsilcileri söz alarak görüşlerini dile getirdiler. İlaç Sanayi Derneği Başkanı Ecz. Cengiz Celayir, Bu bir başarı öyküsüdür. Bunu rakamlar olarak da gelişme süreci olarak da yadsıyamayız dedi. Özetle sektördeki gelişmelere de değinen Celayir, kooperatiflerin ortaya koyduğu tabloya ilişkin düşüncelerini Ben eczacı olduğum günden bu yana şu süreci yaşamayı hayal bile edemezdim. Bugün burada, ortaya konan tablo yüz akı bir tablodur, önemli bir tablodur. Sektörel olarak yaşanan pek çok olumsuzluklara rağmen, ayakta kalabilmek, bu tabloyu ortaya koyabilmek ve en önemlisi, geleceğe dair açılımlar ortaya koyabilmek, hedefler koymak bir başarı öyküsüdür diyerek emeği geçenleri kutladı. Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) tarafından, sektörel iletişimi artırmak ve kurumsal bir platforma taşımak amacıyla düzenlenen, Eczacı Kooperatifleri İlaç Endüstrisi Bilgi Paylaşım Toplantısı nın ilki, 3 Haziran 2009 Çarşamba günü, İstanbul Ritz Carlton Hotel de gerçekleşti. Toplantıda, TEKB çatısı altında toplanan eczacı kooperatiflerinin kuruluşlarından itibaren yaşadıkları süreç, mevcut yapıları ve yürütülen faaliyetler ile eczacı kooperatiflerinin sektöre ve geleceğe bakışı ilaç endüstrisi temsilcileri ile paylaşıldı. İlaç endüstrisinde faaliyet gösteren çok sayıda firmanın üst düzey yöneticisinin katıldığı ve İlaç Sanayicileri Derneği Başkanı Ecz. Cengiz Celayir, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Başkanı Muhittin Bilgütay, Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ile İstanbul Ecza Koop Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Sait Yücel in konuşmacı olarak söz aldığı toplantının ilk bölümünde TEKB Yönetim Kurulu Başkanı, Ecz. Abdullah ÖZYİĞİT eczacı kooperatiflerinin sektöre bakış açılarını, gelişim süreçlerini ve ortaklarına, sektöre yönelik çalışmalarını katılımcılarla paylaştı. Özyiğit, konuşmasının başında sektördeki iletişimi kurumsal bir platforma taşıyarak diyalogu artırmak ve birinci elden en üst düzeyde bilgi paylaşımını sağlamak amacıyla düzenledikleri toplantıyı periyodik olarak tekrarlamak istediklerini belirtti. Eczacılar, depolar ve üreticiler, sürekli bir vade ve ıskonto baskısı altındadır TEKB Başkanı Özyiğit, sektöre ilişkin genel değerlendirmenin ardından, TEKB ve eczacı kooperatiflerinin kuruluşu, gelişimi ve mevcut yapıları ile amaç ve hedeflerini bir sunum eşliğinde toplantıya katılanlarla paylaştı. Kooperatiflerin amacını üç ayrı başlık altında özetleyen Özyiğit, bunları; Toplumsal boyutta, ilacın toplum sağlığındaki yerini ve sosyal ürün olma özelliğini korumak. Sektörel boyutta sektörün sağlıklı çalışmasına katkı, ilaç lojistiğinde düzenleyici ve referans olmak, sektörde güvenilir dağıtım kanalı olma özelliğimizi geliştirmek ve sürdürmek. Ortaklar boyutunda (Serbest Eczaneler); Mesleki gelişimlerini sağlamak, sosyal ve ekonomik haklarını korumak olarak ifade etti. Kooperatifler alt yapı yatırımlarına planlı bir şekilde devam ediyor Toplantının ikinci bölümünde ise, Bursa Ecza Koop Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi ve Genel Müdür Ecz. Recep Görmez TEKB çatısı altındaki İstanbul Ecza Koop, Bursa Ecza Koop, Edak Ecza Koop ve Güney Ecza Koop un faaliyetleri hakkında bilgiler verdi. Tüm eczacı kooperatiflerinin Türkiye genelindeki 10 bin 971 ortağına 33 dağıtım noktasından hizmet verdiğini belirten Görmez, 2008 yıl sonu itibariyle 2.6 milyar TL brüt ciroya sahip olan kooperatiflerin, Türkiye ticari pazarının %78 inde operasyon gerçekleştirdiğini, operasyon bölgelerindeki Pazar paylarının %23 olduğunu ve günlük 44 bin 977 adet sipariş karşıladıklarını söyledi. Recep Görmez, kooperatiflerin operasyonel faaliyetlerinin yanı sıra alt yapı yatırımlarını da planlı bir biçimde sürdürdüklerini söyleyerek bu yatırımlara değindi. Toplantının son bölümünde TEKB Başkanı Abdullah Özyiğit, eczacı kooperatiflerinin geleceğe bakışlarını İstikrarlı büyümeyi sürdürmek, ülke bütününde Eczacı Kooperatifçiliği ni etkin kılmak, ilaç lojistiğinde daha etkin rol alarak standartların oluşturulmasında belirleyici olmak, teknolojik altyapı geliştirmeleri ile operasyonel verimliliği artırmak, sahibi ve sorumlusunun eczacı olduğu Serbest Eczane Sistemi nin güçlenmesine yönelik, Avrupa Eczacı Kooperatifleri ile ortak çalışma yapmak başlıkları altında katılımcılarla paylaştı. Bu bir başarı öyküsüdür Daha sonra kürsüye gelen Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Başkanı Muhittin Bilgütay da bu tür çok ortaklı yapıları farklı süreçlerden geçirip bu konuma getirmek gerçek bir başarı öyküsüdür diyerek başladığı konuşmasını sektörde yaşanan gelişmelere değinerek sürdürdü. Bilgütay, sektördeki en önemli sorunlardan birisinin, alınan anlık kararlar olduğunun altını çizip bu anlık kararlar, planlarımızı yaparken geleceği görmemizi etkiliyor dedi. Bilgütay sözlerini, birlikte yapabileceğimiz çok şey olduğunu, aslında niyet de olduğunu düşünüyorum ama aksiyonda pek fazla ilerleyemiyoruz. Ben, niyetin bütün paydaşlarda olduğuna inanıyorum, ileride birlikte bu mücadeleyi yapıyor, çalışıyor oluruz diyerek tamamladı. Bağımsız serbest eczane sistemi korunmalıdır İlaç sanayi temsilcilerinin ardından kürsüye gelen İstanbul Ecza Koop Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Sait Yücel ve TEB Merkez Heyeti Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, eczacılar, eczacı kooperatifleri ve sektöre ilişkin görüşlerini dile getirdiler. Ecz. Sait Yücel konuşmasına, serbest eczane sisteminin korunmasının gerekliliğine dikkat çekerek başladı. Serbest Eczane Sistemi Avrupa daki kooperatiflerle yürüyen bir sistem Türkiye de de yürüyor. Bu konuda gerek birlik, gerek odalarımızla politikalarımız çakışıyor O da serbest bağımsız eczane sisteminin korunmasıdır diyen Yücel, eczaneye ekonomik olarak destek verirken, eczacıyı eczanesinin başında tutup, eczacının sağlık danışmanlığını tam olarak yerine getirmesinin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekerek bunun yolunun da mesleki eğitimden geçtiğini söyledi. Yücel konuşmasını şöyle sürdürdü: Bunu yaptığımız, eczacıyı hastayla karşı karşıya getirdiğimiz, o bilgiyi ona aktardığımız sürece, bu sistemi koruyacağımızı düşünüyorum. AB Adalet Divanı ndan son çıkan karar, bu konudaki söylemlerimizi daha güçlendirir hale getiriyor. Bu karar özellikle, sağlığın bir ticaret aracı gibi görünmemesi gerektiğini, eczacının sahip ve mesul müdürlük sisteminin devam etmesi gerektiğini vurgulaması açısından son derece önemlidir. TEB Başkanı Erdoğan Çolak da konuşmasında, kooperatiflerin Türkiye coğrafyasının önemli bir kesimine hizmet götürdüğüne işaret edip, eczacı meslektaşlarımızın % 50 sinden fazlasına ulaşan bir güçle, Türkiye nin ekonomik, siyasal ve kendi konjonkturel sıkıntıları içerisinde bu süreci başarıyla aşmış olan kooperatiflerimiz, meslektaşlarımızın ortak dayanışmasıyla bugünlere gelmiş; açık, demokratik, şeffaf yönetilen kurumlar olarak, başarı öyküsü onaylanmış bir tabloyu izlemek bizleri gururlandırdı dedi. Çolak, eczacıların yaşadıkları sorunlara ve sektördeki gelişmelere ilişkin görüşlerini de açıkladığı konuşmasını, Tüm eczacı kooperatiflerini ve kooperatife katkı veren meslektaşlarımı kutluyorum ve bu başarı öyküsünden ortak olmaktan memnuniyet duyuyorum. TEB olarak bu başarının devamı için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum diyerek tamamladı.

11 gazeteedak 11 Uluslararası Kooperatifler Birliği nden Mesaj 87. ICA Uluslararası Kooperatifler Günü 15. Birleşmiş Milletler Uluslararası Kooperatif Günü 4 Temmuz 2009 Kooperatif İşletmeleriyle Küresel İyileşmeyi Sağlamak Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından ICA nın yürütmesini istediği son çalışmaya göre kooperatifler diğer işletmelere göre kriz karşısındaki baskıya daha dayanıklıdır. Finansal kooperatifler mali olarak sağlam kalıyor, dünyanın birçok yerindeki tarımsal kooperatifler kar etmeye devam ediyor, tüketici kooperatifleri ciro artışları olduğunu ifade ediyor ve işçi kooperatifleri büyümeyi sürdürüyor. Yeni ekonomik gerçekler karşısında insanlar kooperatif biçimindeki işletmeleri daha fazla tercih eder duruma geldiler. Kooperatifler nasıl kriz sırasında ve sonrasında varlıklı sürdürmeyi hatta gelir elde etmeyi başarabiliyorlar? Bu bir modeldir. Kooperatif işletmeleri kardan çok kişilerin bir araya gelerek oluşturdukları kuvvet üzerinde yoğunlaşırken diğer bir yandan da yürüttükleri işleri kooperatifçilik değer ve ilkelerine dayandırırlar. Dünya üzerindeki birçok ülkede ve birçok sektörde kooperatif işletmeleri hem üye, hem sermaye ve hem de ciro anlamında giderek büyümektedirler. Kooperatifler yeni istihdam yaratma ve ayrıca ailece gelir sağlamayı garanti altına alma konularına önemli katkıda bulunurlar. Kooperatifler fiyatların uygun seviyede kalmalarını, tüketim mallarının, gıdaların ve hizmetlerin güvenli ve iyi kalitede olmalarını sağlar. Tüketiciler birçok durumda ferdi veya küçük işletmelere kredi de sağlayan kooperatif kredi kurumlarının, kooperatif bankalarının ve kooperatif sigorta şirketlerinin güvenilirliğini ve sağlamlarını görmeye başlamasıyla kooperatif finans kurumları sermaye akışına sahip olmuşlardır. Buna bağlı olarak kooperatif işinin sürekliliği ve kooperatif işletmelerinin sürdürülebilir ekonomik iyileşme konusuna katkıda bulunan başarı etik değerlere sahip olduklarını da gösterme şansına erişmişlerdir. Ekonomistler, akademisyenler ve uluslararası kurumlar küresel iyileşmenin nasıl sağlanacağı konusuna cevap bulmaya çabalamaktadırlar. Bunu yaparken de hem sokaktaki insanların hem de politikaları oluşturan kesimin artık güven duymadıkları mevcut ekonomik modeli de sorgulamaya başlamışlardır. Özelikle ekonominin daha etik ve şeffaf işlemlerle yönetilmesini sağlamak amacıyla piyasaları ve mali kurumları kontrol etmeye başlamışlardır. Bu çaba esnasında yeni ekonomik sistemin kurulmasına özelikle önemli katkıda bulunan kooperatif potansiyelini yeniden keşfetmişlerdir. GRİBİ Önleyelim Öksürürken, Hapşırırken Ağzımızı ve burnumuzu Tek kullanımlık mendil ile kapatalım Ellerimizi yıkayalım Su ve sabunun Mikropların yayılmasını Önlediğini unutmayalım Bulunduğunuz ortamı sık sık havalandıralım Amerika Birleşik Devletlerinde sağlık sistemi ve sağlık kooperatiflerinin kurulması önerisi hakkındaki son tartışmada olduğu gibi birçok hükümet yeni ekonomik düzenlerinin oluşumunda hem tarımsal verimliliği arttırmak hem de ülkenin sosyal güvenlik sistemlerinin tekrar düzenlemek amacıyla kooperatif opsiyonunu dikkate almaya başlamıştır. Kooperatiflerin ülkelerindeki düzelmeye katkıda bulunacağını fark eden hükümetler vatandaşlarını hem verimliliğin arttırılması hem de genel durumun iyileşmesi konularında kooperatif işletmelerinden yararlanmaları için desteklemektedir. Kooperatifçilik - Hareketi politika belirleyicilerinin kooperatiflerin belirgin doğalarını anlamaları amacıyla beraber çalışmalar yürütmeleri gerekmektedir. Kooperatifler fazla kontrol altına alınmamalı ve kooperatiflerin temel olarak riskten kaçınan doğaları korunmalıdır. Tutarlı ve iyi eklemlenmiş politikalar oluşturmak kontrol altına alınmanın dezavantajlarından korunmak için şarttır. Uygun politikalar çerçevesinde kooperatifler küresel iyileşmeye katkıda bulunmaya devam edebilirler. Bazı analistlerin küresel ekonomik krizin en kötü döneminin arka kaldığını ve bu yıl içinde iyileşmenin başlayacağını söylemelerine rağmen bütün işletmeler ekonomik durgunluğun etkisi altındadır ve etkisi altında kalmaya devam edecektir. Bazı kooperatifler her ne olursa olsun varlıklarını devam ettirmeye odaklanmışlardır; hatta kooperatiflerin doğalını göz ardı edebilmektedirler. Ancak kooperatifçilik değer ve ilkelerini bir tarafa bırakmanın uzun dönemde sürdürülebilirliği etkileyen bir faktör olduğu bilinmektedir. Bu nedenle kooperatifçiliğin doğasının altını çizmekte yarar bulunmaktadır. Kooperatifçilik - Hareketi bir fırsatla karşı karşıya bulunmaktadır. Kooperatif modeli işletmelerin gelecekte oluşması istenen daha iyi bir iş dünyası modeli için bir alternatif model durumuna gelmeleri konusunda mücadele edilmelidir. Kooperatiflerin yalnızca ekonomik gelişmeye değil aynı zamanda ekonomiye, demokrasiye ve sosyal sorumluluk konularına da katkıda bulundukları gösterilmelidir. Kooperatifler; sosyal ve çevresel değerlerin iş ortamının doğal bir parçası olduğu gerçeğinden hareketle daha adil bir iş yapma olanağı sağlar. Kooperatifçilik Gününde ICA dünyadaki bütün kooperatiflere kooperatifçilik değer ve ilkelerine olan bağlılıklarını güçlendirme çağırısında bulunurken, kooperatiflerin bu zor zamanlardaki başarısını ve küresel iyileşme konusunda beraber çalışmaya devam etmelerini kutlamaktadır EDAK sosyal sorumluluk projesi ; Atık pil toplama kampanyası İzmir Büyükşehir Belediyesi, 3.Bölge İzmir Eczacı Odası, Taşınabilir Pil Üreticileri Derneği (TAP) ile birlikte gerçekleştiriyor. Ve halen devam ediyor. Kooperatifimiz bu kampanyadaki performansıyla İzmir Ve Manisa da düzenlenen yarışmalarda Firmalar Kategorisinde ikinci olmuştur. Kampanya ya katılan eczacılarımızın isimleri TAP ın sayfasında yayınlanmaktadır. Kendi sebze meyvenizi yetiştirin İşlenmemiş gıdalar bile üretim enerjisi içeriri-yetiştirme, hasat, nakliyat, depolama ve satış aşamalarında tüketilen yakıt ve su. Yemeğiniz masanıza ulaşmak için ne kadar yol kat ederse, harcanan enerji ve buna bağlı olarak oluşan sera gazı salımı da o kadar artar. Kendi meyve ve sebze bahçenizin olması sadece garantili bir taze ürün kaynağı değildir, ekolojik açıdan da büyük tasarruf sağlar. Hatta dışarı çıkıp biraz egzersiz yapmak için de iyi bir motivasyon kaynağıdır. Bir mutfak bahçesinde de yemeklerinizde kullanmak üzere bitki yetiştirebilirsiniz. Kendi ekinlerinizi yetiştiremiyorsanız, yerel organik sebze çiftliklerini veya pazarları ziyaret edinevinize yakın yerden aldığınız için üretim enerjisi olasılıkla daha az olacak ve siz de yerel ekonomiye destek vermiş molacaksınız. Karbon salımını azaltın Daha iyi beslenin Gıda harcamanızı azaltın *National Geographic Türkiye nin Şubat 2008 eki Dünyayı Kurtarmak İçin sf:56 Eylül / 2004 EDAK Konak, Karşıyaka ve Aydın şubelerimiz hizmete açıldı. Eczacı paket, Ev, Kasko, Zorunlu Trafik, Zorunlu Deprem, Ferdi kaza, Yurt dışı seyahat poliçesi hizmetlerimiz ile Değerlerinizin Güvencesiyiz İletişim İçin ; Bülent İnan (İşletme Müdürü) Ayşen İnan Ceren Solak Demet Tetik ( Muhasebe) Tek Sigorta Ltd.Şti. Bir EDAK Ecza Koop. Kuruluşudur.

12 12gazeteedak Dünya Sağlık Örgütü (WHO), EDAK ı Ziyaret Etti. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Parenteral Drug Association (PDA) ve Tıp Kurumu tarafından düzenlenen İlaç ta Soğuk Zincir Yönetimi Gezici Eğitimi kapsamında EDAK Ecza Kooperatifi ni ziyaret etti. 1-6 Haziran tarihlerinde yapılan eğitime Endonezya dan üç, Hindistan, İsviçre, ABD, Tayland ve Mısır dan ikişer, Fransa ve Yeni Zelanda dan birer kişi olmak üzere 8 değişik ülkeden toplam 15 kişi katıldı. Sağlık Bakanlığı, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü, Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü, DHL, Pfizer, Bursa Eczacı Odası, Ege Tıp Fakültesi, EDAK Ecza Kooperatifi nin katkılarıyla düzenlenen eğitim boyunca 6 günde 700 km yol kat edilerek, İstanbul, Bursa, Balıkesir ve İzmir de Türkiye nin aşılama ve ilaç depolarıyla ilgili üniteleri, soğuk hava depoları ziyaret edildi. Eğitim, ilaçların bozulmadan uygulama noktalarına ulaştırılması, soğuk zincir koşullarının bir ülke ölçeğinde diğer ülke katılımcıları tarafından incelenmesi, tartışılması ve var olan bilgilerin, pratik uygulamaların yerinde görerek tazelenmesi, ilaç ve aşı naklinde ülkeler arası karşılıklı bilgi ve deneyim paylaşımını sağlamayı amaçlamaktadır. Eğitim sonrasında, soğuk zincire tabi ilaçların ve aşıların bir ülkeye giriş yaptığı havaalanından, ülke merkez ve kargo depoları, sonrasında illerdeki il depoları, eczaneler, ilaç firmaları, sağlık ocakları, Tıp Fakülteleri ve uygulama alanlarına ulaştırılması sırasında taşınmaları ve uygun koşullarda saklanmaları grup tarafından değerlendirilecek. Katılımcılar uluslararası düzeyde tanınmış soğuk zincir uzmanı 3 eğiticinin danışmanlığında çalışıyorlar. Eğitimin felsefesi yaparak öğrenme üzerine kurulmuş olup tur süresince hiç ders anlatılmamaktadır. Tüm grup çalışmaları ve tartışmalar, rota boyunca değişik konaklama tesislerinde ve çoğu zaman açık havada gerçekleşmektedir. ve TEKB bünyesindeki diğer eczacı kooperatiflerinin kısa tanıtımı, lojistik faaliyetleri ve özellikle soğuk zincir uygulamaları konusunda verilen sunum ile başladı. Sunumun ardından yaparak öğrenme felsefesine paralel olarak, kooperatif depo alanı, soğuk zincir ürünlerinin yer aldığı soğuk oda ve sevkiyat alanı, EDAK Yöneticileri ve çalışanları tarafından gezdirildi. WHO katılımcıları, eğitim sonrasında görüşlerini bizlerle paylaştılar. Bilgi sistemleri Uzmanı Uğur Alam, kooperatif depo alanı hakkında bilgi verirken Lojistik Müdürü Hakan Yarbaoğlu Soğuk Oda kuralları ve soğuk zincir ürünlerinin işleyişi hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Dünya Sağlık Örgütü ekibinin lideri Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ümit Kartoğlu ile ziyaret hakkında görüştük; Öncelikle EDAK ın kapılarını Dünya Sağlık Örgütü ne açmasından duydukları memnuniyeti dile getiren Sayın Kartoğlu, Ziyaret ettiğimiz kurumlarda katılımcılarımız ilgilenilen konunun işleyişi ve uygulamaları hakkında deneyim kazanıyorlar ve kurumun kazancı da bizim yaptığımız değerlendirmeler oluyor. Ancak bu bir denetim değil. EDAK ı, kooperatif olarak üyelerine ilaç satışı yapan özel birim olarak seçtik ve bu ziyaretten çok memnun kaldık. Çok hoş, güzel kuralların uygulandığı, katılımcıların çok şey kazandığı bir ziyaret gerçekleştirdik. diye ekledi. Belirtilen çalışma döneminde Cuma Günü İzmir e gelen ziyaretçiler burada EDAK Ecza Koop. un İzmir Pınarbaşı ndaki merkez binasında eğitimlerini gerçekleştirdiler. Eğitim, öncelikle EDAK Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ümit Kartoğlu EDAK Genel Müdürü Hayri Özyaman da, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) nün EDAK ı ziyaretini olumlu bulduğu belirterek, bu ziyaretin aslında uluslararası katılımcılardan oluşan bir eğitim olduğunu ve her sene olduğu gibi bu senede Türkiye de yapıldığını ekledi. Kooperatifimizdeki soğuk zincir ile ilgili prosedürler ve işleyişin aktarıldığını ve soğuk zincir ürünü olan İlaçların ve bu ilaçların üreticiden tüketiciye gittiği her noktada, soğuk zincir kurallarının doğru bir şekilde uygulanmasının hasta güvenliği için en önem verilen konulardan biri olduğunu söyledi. Yalnız Değilsiniz! Gazeteedak olarak, 30. yılımıza özel röportajlara devam ettiğimiz bu sayımızda, EDAK Genel Müdür Yrd. Ömer Mutlutürk te bizlere, 25. yılımızdan 30. yılımıza değişimin büyüklüğünü ve yönünü yorumluyor. Başarılı kurumlar insanlarla birlikte gelişiyor. İnsanlar kuruma katkıda bulundukça kurumlarda insanlara katkıda bulunuyor. Dolayısı ile toplum gelişiyor. EDAK Ecza Kooperatifi nin 25. kuruluş yılında yayınlanan 25. Olağan Genel Kurul çalışma raporunda Sayın Ecz. Işık Boyacıgiller bu sözlerle üyelerimize inançlarını aktarmış. Bugün geldiğimiz noktada, EDAK Ecza Kooperatifi 30.kuruluş yılını siz, değerli üyelerimizin katkıları ile güçlü ve coşkulu bir şekilde kutlamaktadır. EDAK Ecza Kooperatifi üyeleri piyasada oluşan tüm olumsuzluklara karşın mesleklerini güvenle yapıyor olmanın huzuru içerisindedir. Çünkü kendi kurduğu ve geliştirdiği kurumu, EDAK Ecza Kooperatifi sektörde önemli bir güç haline gelmiştir ve ortaklarına katkı yaratmak için çalışmaktadır. Paylaşmayı, eşitliği ve etik çalışmayı ilke haline getirmiş olan EDAK Ecza Kooperatifi üyeleri ile birlikte daha birçok başarı öyküleri yazacaktır. 25. Yılımıza 4 şubemiz vardı, 30. Yılımızda 12 şubemiz var. 25. Yılda IMS Pazar payımız Türkiye de %4.97, 30. Yılımızda Pazar payımız Türkiye de %6.55 e ulaşmıştır. 25. Yılımızda yaptığımız cironun %250 fazlasını 30. Yılımızda yapmaktayız. 25. Yılımızda eczane başına ortalama ciromuz TL iken, 30. Yılımızda eczane başına aylık ortalama ciromuz olmuştur. Bütün bu sonuçları oluşturan gücümüzü biliyoruz. Gücümüz sizsiniz! Gücümüz bilinçli eczacı üyelerimizdir. Nice 30 yıllara! Ömer Mutlutürk /EDAK Gen. Md. Yrd.

13 Çoğunluğu amatörlerden oluşan 96 kişiyle sahnede yer alan EDAK ekibi, birlik ve beraberlik mesajını sanat ile veriyor. EDAK, Kültür kulübü içinde oluşturulan, Sanatçı EDAK lılar ekibi, başta kurucumuz N.Işık Boyacıgiller i anma etkinliği olmak üzere bölgelerimizde yapılan çeşitli organizasyonlarda yer alarak biz olmanın coşkusunu tüm ortaklarına taşıyor. 96 kişilik ekibin çoğunluğu amatörlerden oluşmasına rağmen, sahne performanslarıyla göz dolduruyor. Ekip olarak EDAK Faaliyet alanı içinde 4 ayrı ilimizde gösterilerini gerçekleştirdiler yılında ulaşmayı planladıkları hedefleri daha da büyük olan ekibin, en son 13 Haziran 2009 tarihinde Mersinde gerçekleştirdiği gösteri çok beğenildi. BİZ olmanın büyüsü: Sanatçı EDAK lılar Mersin de! İşte bu unutulmayan kişiyi; 30 Aralık 1999 yılında kaybettiğimiz Ecz. N. Işık Boyacıgiller i tanıma şansına erişmiş olanların onu anlatırken ilk telaffuz ettikleri kelime ise, çalışmak oluyor Onu her zamanki çalışma azmi ile gören meslektaşlarının gözünden aktarılan ilk kelime hep bu olmuş... Kuşkusuz Işık Beyin, dostu olarak bundan ötesini de bilenler var. Onu farklı kılan entelektüel birikimini kalemine yansıtmasındaki akıcılıkta, ileri görüşlülüğünde ve insan ı ele alışındaki hümanist yaklaşımda ve sanat ile ilgilenmesinde beliriyor EDAK 1979 yılından beri ortaklarına ve çalışanlarına çok şey ifade ediyor yılına gelindiğinde ise, işletme faaliyetleri olarak sadece ilaç temin ve dağıtım hizmeti veren bir yapı değil, yönetimsel faaliyetleri olarak da, toplumsal ve hümanist dünya görüşünü sosyal faaliyetleri içinde sunan bir yapı olarak hızla büyüdüğü görülüyor gazeteedak 13 Sanatçı EDAK lılar etkinliği hakkında görüşlerini aldığımız EDAK Y.K. Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli, EDAK kurucusu Ecz. N. Işık Boyacıgiller in hayata ve sanata bakışındaki hümanizmi anlatarak, sanatın farklı alanlarını yorumluyor, onu farklı izlerle anıyoruz dedi. Bu etkinlikte görev alan herkesi ayrı ayrı kutlayan Özerdemli, başarımız, birlikte bir şeyler yapabiliyor olmamızda ve iyi yapabiliyor olmamızda yatıyor, diyerek, tüm ekibi ve gösteriyi izleyen ortak ve çalışanlarımızı da kastederek EDAK Ecza Koop. İşte bu birlikteliktir! dedi. Bizde çok şanslıyız, Çünkü başta Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli nin sanatçı kişiliği ile bizlere yol göstermesi ve Y.K. Genel sekreteri Ecz. Uğur Uçar ın dinamizmini yüreğimizde taşıyarak, ilerliyoruz. Neden Sanatçı EDAK lılar? 2009 yılı EDAK ın kuruluşunun 30. yıl dönümü olması nedeniyle yönetiminden çalışanına ve ortaklarına dek ayrı bir öneme sahip. Bu nedenle bu seneye özgü etkinliğin adı her ne olursa olsun, orada BİZ olarak varız. BİZ kavramının içinde, artık olgunlaşmış bir çınar ağacının yaşını gösteren halkaları gibi, EDAK ın 30 yıllık geçmişini BİZ ve Umut kavramlarıyla, halka halka bütünleştirerek ve her bir dönüm noktasını ayrı bir halkanın içinde barındırarak görüyoruz. Bu halka, kimi zaman EDAK a alınan ilk bilgisayara Muhterem isminin verilmesi oluyor, kimi zaman ise ilk sevkiyat araçlarından biri olan Kırmızı Anadol un direksiyonunda otomobil kullanmasını öğrendim diyen yöneticimizin canla başla bu yapı için çalışmasının mütevazi itirafı oluyor. Kimi zamansa bir çalışanının gözünden, bir depo sayım günü elinde bir tepsi kahve fincanıyla çalışanlarına sürpriz yapan, hiç unutulmayan kurucumuz Boyacıgiller i akla getiriyor... Ecz. N. Işık Boyacıgiller Bu amaçla 2008 yılı sonlarından itibaren sanat ın her alanıyla ile ilgilenenlerden gelen talepleri değerlendirerek, içinde yönetimi, çalışanı ve ortağının olduğu bir ekip oluşturulmasına karar veriliyor. EDAK, Kültür kulübü etkinlikleri içinde, Sanatçı EDAK lılar adını alan ekibimiz, 9 Ocak 2009 da EDAK Eczacılar Kooperatifi kurucusu Ecz. N. Işık Boyacıgiller i anma gecesinde ilk kez sahne aldı. Bu gecenin coşkusunu yaşayan ortaklarından gelen yoğun istek üzerine de faaliyet alanındaki bazı illerde gösteriyi tekrarladı. 14 Mart ta Muğla, 5 Haziran da Aydın ve 13 Haziran da Mersin de ortaklarına, çalışanlarına ve ailelerine bu anlamlı etkinliği gerçekleştiren ekip çalışmalarına aynı coşkuyla devam ediyor yılında yenilikler geliyor 2010 yılın başında yapılacak olan, Ecz. N. Işık Boyacıgiller i anma gecesi için şimdiden düşünüyor, çalışıyor ve BİZ e inanıyor Ecz. Vecihi Özerdemli nin önderliğinde Ecz. Engin Dünyaoğulları, Ecz. Uğur Uçar, Ecz. Nilay Yılmaz, Ecz.R.Serkan Soyer ve EDAK Halkla İlişkiler Şefi Saim Köse nin katılımı ile oluşturulan Kültür Kulübü Komisyonu, yapılan çalışmaları değerlendirerek yeni dönem için şimdiden hazırlıklara başladı. Çalışmalarına yaz dönemi nedeni ile ara veren topluluk, 1 Eylül 2009 da açılacak 2.dönem kayıtlar ile tekrardan çalışmalara başlayacak. Yeni dönemde, ekibin çalışmalarına, Türk Halk Oyunları, Türk Halk Müziği ve Salon Danslarına ilave olarak, Türk Sanat Müziği, Tiyatro-Şiir topluluğu, Müzik Aleti Çalma ve Ritim kursları da ekleniyor. Bu gösterinin oluşmasında emeği geçen tüm sanat dostlarına ve eğitimcilere, Halk danslarında EDAK Halkla ilişkiler Şefi Saim Köse, EDAK Lojistik Elemanı Zafer Getboğa, Bilge Mete ve Türk Halk Müziği Koro Şefi Ahmet Tufan Güldaş ile Dans eğitmeni Onur Kasabüri ye teşekkür ediyoruz. Mersinde sanatçı EDAK lılar 13 Haziran 2009 tarihinde, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre Merkezi nde gerçekleştirilen etkinliği izleyenler arasında, Mersin Eczacı Odası Başkanı Ecz. Hüseyin Şimşek, Trabzon Eczacı Odası Başkanı Ecz. Nevzat Akman, Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit, EDAK Yönetim Kurulu 2. Başkanı Ecz. Reha Deniz Arda, Güney Ecza Koop. Y.K. Bşk. Ecz. Ercan Atasoy, Güney Ecza Koop. 2. Başkan ı Ecz. Tarkan Bir, Genel Sekreteri Ecz. Aytekin Sarpkaya yer aldı. Gece tüm katılımcıların birlikte sahnede yer aldığı toplu final ile sona erdi. Sanatçı EDAK lılar etkinlikleri için lütfen bizi dan takip ediniz.

14 14gazeteedak Gürdal Güven ile NEŞ E ve MEDAK ı konuştuk o bir kazanmalı diye bir şey olamaz Ben on kazanırken diğeri de sekiz kazanmalı, yedi kazanmalı yani biz bu işe öyle bakıyorduk. Bizim bölgemizde 92 ye kadar bu bireyci yaklaşım yoktu diyor. Ve son söz yerine bizim sorunumuzu yine biz çözeceğiz diyor. bizim yaklaşımımıza biraz sempatiyle yaklaştılar diyebiliriz. Hatta kooperatif ile birlikte bizim daha büyük düşüncelerimizde vardı ama onları gerçekleştiremedik maalesef EDAK: Ne gibi? Gürdal Güven Kimdir? Gürdal Güven, tarihinde Manisa da doğmuştur. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden 1974 yılında mezun oldu. Ardından Manisa da eczane eczacılığına başladı. Ecz. Neş e Gülersoy ile tanıştı. İzmir Eczacı Odası Denetleme Kurulu Üyeliği yaptı yılında Manisa da kurulan ve Türkiye de kooperatifçilik hareketinin ilk kilometre taşı sayılan Manisa Eczacılar Kooperatifi nin (MEDAK) kurucu üyesi oldu. 27 Haziran 1979 da Ecz. Neş e Gülersoy u yitirdikten sonra, 2. kez hizmete açılan kooperatifte, kurulduğu yıl olan 1978 den 1992 ye kadar görev aldı. Bu yıllarda MEDAK ın, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeliği ile Yönetim Kurulu Başkanlığını da yaptı. Ecz. Gürdal Güven halen Manisa da hizmet veren, Bulvar Eczanesi nin sahibi ve mesul müdürüdür. EDAK Ecza Koop. un 125 no lu üyesidir yılları arasında EDAK Ecza Koop. Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. Sıcak bir Haziran Akşamı, Manisa nın en işlek caddelerinden birinde yer alan, Bulvar Eczanesinde Ecz. Gürdal Güven ile buluşuyoruz Bulvar Eczanesi caddenin tam köşesinde yer alan, günümüze dek aynı kalmış, nadir eczanelerimizden biri Eczaneye giriyoruz, hemen karşımızda küçük masasında Ecz. Gürdal Güven, bankonun ardında sağ kolu kardeşi Erdal Güven ve Yardımcısı ile bizleri karşılıyor. Eczane buram buram ilaç kokuyor Neden kooperatif? Nasıl bir kooperatif gibi aklımızda, ajandamızda yazılı notlar ile gidiyoruz konuşmaya, birde tabii Neş e Gülersoy un yol arkadaşlarından biri olarak, Neş e Gülersoy un kısacık yaşamında, bize aktarabileceği bir ortak anısını dinleyebilme heyecanıyla Sözlerine başlarken Manisa doğumlu olduğunu söyleyen Gürdal Güven, Ankara da öğrenim hayatına başladığını ve yüksek öğrenimini de tamamlayarak Manisa ya geldiğini belirtiyor; O tarihlerde Beni Manisa da fazla tanıyan yoktu, ama Neş e hanımla tanıştık ve askerden döndükten bir yıl sonra Işık Boyacıgiller yönetimindeki İzmir Eczası Odası yönetiminde denetleme kurulunda görev aldım. Ve o dönemlerde yönetim kurulu, denetleme kurulu ayrımı yapılmadığından tüm toplantılara denetleme kurulu üyesi olarak katılırdım diyor Gözleri ışıldayarak, Işık, bana Asistanım derdi diyor. Işık ile birlikte diğer Kooperatiflerin kurulması aşamasında birikimlerimizi paylaştık, yararlandılar, bir anlamda biz yolu açtık diye ekliyor. Kooperatif hakkında genç meslektaşlarımıza önerileriniz ne olur? diye soruyoruz. Ortak payda da el ele vermek ve dayanışma diyor. Böylelikle aşamayacağımız bir engel olduğunu sanmıyorum... Ben on kazanırken Güven ile Kooperatifçilik, MEDAK ve Neş e Gülersoy hakkındaki görüşmemizi aşağıda sizler ile paylaşıyoruz. Eczacının sadece eczane eczacısı olarak değerlendirilmesine karşıydık ve İlacın üretiminden son tüketici olan hastaya ulaşıncaya kadar ki her aşamada söz sahibi olmamız gerektiğine inanıyorduk Ecz. Gürdal Güven EDAK: Türkiye nin ve Eczacılık sektörünün güncelinde lı yıllarda neler yaşanıyordu? Bize ilk önce bunu tarifleyerek söyleşimize başlayabilir miyiz? Ecz. Gürdal Güven: Biz o zamanlar Oda seçimlerinde Işık Boyacıgiller in yönetiminde oluşan yeni grup içinde yer alıyorduk. O zamanlar bizim mesleğe bakışımızda, eczacının tanımının sadece eczane eczacısı olarak yapılmasına hep karşıydık, hatta öğrenci iken de karşıydık. Eczacının tanımında, ilacın üretiminden son tüketici olan hastaya ulaşıncaya kadarki her aşamada söz sahibi olması gerektiğine inanıyorduk. O amaçla zaten kooperatifleşme, dağıtım örgütünde yer alma amacı vardı. Daha sonra da üretim aşamasında yer almak amacıyla, bir süre sonra da Çağdaş Eczacılar laboratuarını kuruluşunu gerçekleştirdik. Tabi orada istediğimiz sonuçları o zaman tam alamadık ama şimdi bu görüşle beraber daha ilerlettiler, geliştirdiler. Kooperatifleşmeyi ilk öneren Neş e Gülersoy du. Işık ta tabi bunu kısa zamanda benimsedi ve bunun üzerine Neş e araştırmalara başladı, bizim yola çıkmamızdaki örnek alacağımız bir model olmadığından yani, ilk örnek biz olduğumuz için hiçbir ana sözleşme örneği elimizde yoktu. Bir tek Tek koop. Ana sözleşmesi vardı. Neş e eksik olmasın oradan gereken maddeleri çıkardı düzenledi ve bir eczacılık kooperatifleri ana sözleşmesi ilkelerini yaptı. Yani şu andaki ana sözleşmelerde sonra bazı değişiklikler oldu. Ama ana hatlarıyla özünde belirli şeyler yakalanmıştır. Bu şekilde kooperatif kurulması ortaya çıktı. Başlangıçta bende ana sözleşme hakkında bir şey bilmiyordum, o nedenle fazla katkım olmadı ama sonra Neş e ile beraber, Ankara ya kooperatifi kurabilmek için o zamanki adıyla, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına görüşmeler yapmaya, izin almaya gittik. Bakanlıkta yetkili insanlar bizi oradan oraya gönderiyorlar, buradan buraya gönderiyorlar. Böyle bir ana sözleşme yok çünkü eczacı kooperatifleri olarak hiç başımıza gelmedi diyorlar, Diyoruz ki, işte bakın bizim amacımız bu, biz, kar amacı gütmeyen bir ticari işletmeyiz sonuçta kooperatifte bir şirket türü. Biz kar oranının herkese eşit dağıtılmasını, daha doğrusu risturn içinde herkesin kooperatifle yapmış olduğu ilişki çerçevesinde bir kar dağıtımı düşünen, aslında asıl amacı kar olmayan bir mesleki dayanışmayız diyoruz. Uzun uğraşlardan sonra, sonuç olarak bakanlıktan onay aldık. O yıllar, Bülent Ecevit in iktidar olduğu bir dönemdi, bu nedenle Ecz. Gürdal Güven: Tüm eczaneler ortak oluyor düşüncemizde ve Manisa ölçeğinde konuşursak örneğin, Manisa da 80 li yıllarda 10 tane eczane yeterliydi ama 40 tane eczane vardı. 10 tane eczane açalım her eczanede 4 tane eczacı olsun, bunlardan 3 ü devamlı çalışsın, her ay birisi izin yapsın diye bir düşüncemiz vardı. Ama yasalara uygun değildi gerçekleştiremedik. EDAK: O dönemlerde bir de 1968 kuşağı olarak adlandırılan ve her şeyi değiştirebiliriz inancıyla yola çıkan gençlerin oluşturduğu, tüm dünyayı saran bir akım var sizlerde muhakkak etkilendiniz bu akımdan neler söylersiniz? Ecz. Gürdal Güven: Evet, Fransa da 68 de başlayan akım tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye yi de etkisi altına aldı. Üstelik şimdiki gibi iletişim araçları da yoktu. Hatta televizyon bile İzmir de var mıydı bilmiyorum, çok yeniydi çünkü Ankara da daha yeni deneme yayınlarından normal yayına geçmişlerdi. Cep telefonu yok, o yok, bu yok ama ona rağmen dönemin gençleri olarak bayağı ilgiliydik. 61 anayasasıyla da yetiştiğimiz için daha özgür bir kuşaktık diye görüyorum. Evet, ondan sonra ne yaptık? Sanıyorum 78 yılının Ekim ayı olacaktı MEDAK için bakanlıktan ilk kooperatif ismini aldık, ondan sonra geldik, yer aramaya başladık. 21 eczacıyla kuruluşumuzu gerçekleştirdik. O zaman Manisa da 28 eczacı vardı, tümüyle görüşüldü. Yani Manisa daki eczacı meslektaşlarımızın %75 inin tam katılımı ile kuruluşumuzu gerçekleştirdik. O günkü şartlarda kooperatiflerin ana sözleşmesinde şu anda da aynı belki en yüksek rakam olarak ortaklık payı belirlendi ve bizler lirayı verdik. Artı halk bankasından lira kredi aldık ve her eczacı bunu cebinden ödedi. O arkadaşlara teşekkür etmek lazım. O günlerde bizleri kooperatifleşmeye iten etkenlerden biri de ilaç depolarının ve ilaç üreticilerinin, firmalarının bize uyguladıkları yaptırımlarıydı. İlaç deposuna gidiyorsunuz, orda eczacı bekliyor, Müdür paran var mı?, varsa tamam diyor nakit peşin para ile ve %20 iskonto ile diyelim ki, 3 kutu Bactrim tablet ya da şurup alacaklar,2 tane Azo- Gantrisin, 3 tane bepanthol da alacaksın deniyor. Ya da Panalgine tablet alacaksın yanına Atabay ilaç firmasının diğer ilaçlarından da zorla veriyorlardı. Peşin para ve kar payı da yok Bu yüzden tüm ülkede Atabay-Roche eylemi olarak bilinen boykot eylemi yapılmıştır. Tüm Türkiye de gerçekleştirilen bu eylemde İzmir Eczacı Odası, en başarılı Oda olmuştur. Tüm bu olumsuzluklar, bizleri yani eczacıları ilacın sahibi olarak, ilacın dağıtım aşamasında da görev almasına iten nedenlerden bir tanesi oldu. EDAK: Neden şirket değil de kooperatif? Ecz. Gürdal Güven: Bir önceki İzmir Eczacı Odası yönetiminin Anonim şirket olarak düşündüğü bir model vardı. Ama biz yönetime gelince daha doğrusu Işık yönetime gelince ve Neş e nin önderliğinde bu şirketin adı Kooperatif olarak konuldu. İşte o aşamadan sonra Ekim 78 de, 120 m 2 büyüklüğünde bir apartman altında yer bulundu. Ondan sonra ilaç firmalarıyla temasa geçirildi. Neş e, ben, kurucu ortaklar ile birlikte çalışmalara başlandı. Firmalar boyutunda kooperatifleşme hareketimize, biz İki eczacının bir araya geldiğini pek fazla görmedik, diye temkinli yaklaşıyorlardı. Ama sonrasında bizi çok desteklediler

15 gazeteedak 15 EDAK: Firmaların tepkisi nasıl oldu? Ecz. Gürdal Güven: Şirket türünün kooperatif olması onları çok fazla ilgilendirmedi. Hepsi çok iyi karşıladı. Önceleri kooperatifin ne olduğunu anlamadılar tabi, ama şöyle bir kuşkuları da vardı sanıyorum; iki eczacının ortak payda için bir araya geldiğini biz pek fazla görmedik diyerek temkinli bir yaklaşımları vardı. Daha önce sanıyorum, 1970 li yılların başında Eskişehir de eczacı ortaklarıyla ilgili bir ticari kuruluş vardı onlar yürütememişlerdi, sizde yürütemeyebilirsiniz gibi bir yaklaşımları vardı. Ama özellikle o dönemlerde iki büyük firmaya karşı gerçekleştirdiğimiz boykot kararlarımızda bize yardımcı olmaya çalıştılar. Ama ne de olsa piyasada yeni bir oluşumduk ve bu nedenle çalışma koşullarımız öncelikle ilk defa alışveriş yapacağımız için peşin para olacak, şudur budur, diyerek başladı. Bizimde zaten bu oluşum için aldığımız kredimiz olan liramız vardı. Böyle başladık, satın almaya ve sonra gayet iyi bir şekilde gitti. 17 Nisan da ilk siparişlerimizi ortaklarımıza ulaştırdık, 40 gün sonra da... Nisan 1979 da kooperatifi işletmeye başladık. İlk siparişlerimizi ortaklara yani bizlere Nisanın 17 sin de ulaştırdık sanıyorum. Sonra yaklaşık 40 gün sonra ben ve Neş e İzmir Eczacı Odasındaki toplantıdan geldik. Tam şu karşıda otobüsten indik beraber, Ben buraya eczaneme geldim. Neş e nin eczanesi buradan 150 metre ilerdeydi, hadi iyi akşamlar diyerek ayrıldık Bir gün öncede burada eski MHP İlçe Başkanı olan bir Ecz. Cemil Çöllü vurulmuştu, Neş e o gün Oda da onunla ilgili bir basın yazısı da hazırlamıştı EDAK: Çok zor bir dönem, daha sonra Neş e hanımın ölümünden sonra MEDAK olarak faaliyetleriniz ne kadar sürdü? Ecz. Gürdal Güven: MEDAK ın yönetiminde Neş e, Ben ve Şahin Belge vardı. Biz tabi bizden bir yıl, iki yılda olsa, büyükse mesleğimizin ağabeyleri olarak görürdük. Şahin ağabey bu anlamda bizden daha rütbeliydi ve yönetim kurulu başkanımız o idi. Bende bir ay olmayınca, geldiğimde bir baktım kooperatif kapalı. Eczanesine uğradım, Neş e ve siz olmayınca kapattım diye söyledi. Hâlbuki devam edebilirdi ama belki bir takım sakıncalar vardı. Ortam bayağı rahatsızlık vericiydi. Ben Kooperatifin kapalı kalmaması gerektiğini, ticari bir işletmenin bazı yükümlülükleri olduğunu ve bu yüzden bir an önce faaliyete geçmesi gerektiğini, Yönetim Kurulu Başkanı ve Ortaklarımızla paylaştım tamam dediler. Sonra kooperatifi tekrar işletmeye açtık. Kırılan camları yenilendi. 2. kez açtığımız bu tarihide içine alarak, yani 1978 den 91 ya da 92 ye kadar sanıyorum gayet iyi gitti. Ben bu dönemde sadece 1 yıl ara verdim. Baba olmuştum o zaman eşimde çalışıyordu oğluma yardımcı olmak için yılının genel kurulunda, görevden ayrıldım Ama bir yıl sonra tekrar çağırıldım. EDAK: Ardından 19 Haziran 1979 da, EDAK kuruldu, neler yaşandı? Ecz. Gürdal Güven: Zaten iç içeydi yani Manisa da Eczacı Odası yok o dönemlerde Manisa daki eczacılar da İzmir e bağlıydı. MEDAK ın neden önceliği vardı?, Işık şunu söyledi; Manisa daha küçük ölçekli bir yer, hareketi görelim bir çekirdek oluşsun bakalım ondan sonra eğer tutmazsa biz, sizi İzmir e alırız. Biz burada sadece mesleki anlamda yaklaştık insanlara, yoksa İzmir deki gibi yaklaştığımızda burada herhalde 3 5 kişi falan olurduk. Ertesi yıl, biz MEDAK olarak 1979 Nisanda faaliyet gösterdik ama bu arada EDAK için ana sözleşmeler hazırlandı. Başvurular yapıldı, diğer prosedürler tamamlandı. EDAK için onay almaya gidildiğinde, Bakanlıkta örnek bir ana sözleşme de olunca ve Manisa ya mademki verildi, İzmir e de, ardından Eskişehir e de ve diğer kooperatifler de geldiler, onay alındı. Biz o yolu açmış olduk. 84 ya da 85 yılları Türkiye deki kooperatif adedi olarak en yüksek sayıya 13 kooperatif e ulaşmıştık Silifke, Bursa, Eskişehir, Giresun, Samsun, İstanbul Tez Koop, Denizli, Antalya, İstanbul Ecza Koop, Malatya Antalya ve Ankara bile çok arkadan geldi. Ve giderek Kooperatifleşme yaygınlaştı. Bu arada 93 yılı sonlarında iyice zor durumda kalan MEDAK, 94 yılında kapandı ama benim EDAK ile ortaklığım da de başladı. EDAK ın 125 no lu üyesiyim ve diğer ticari depolarla çalışmıyordum. Zaten kooperatif yöneticisi olduğum için, o ilk dönemlerde ilaç vermediler, uğramadılar bana, bende onlarsız zaten eczanemi kooperatif ile yürütmeyi öğrenmiştim ve %90 ihtiyacımızı karşılıyordum. EDAK: MEDAK neden kapandı? Bizler küçük işletmeleriz yani sermaye olarak çok güçlü bir yapımız yok, bu nedenle her şeyin dengede olması çok önemli. Örneğin, Bir ayda diyelim ki bir ilaçtan 100 tane satıyorsam 300 tane sipariş vermem. Ya da senede 1000 tane satıyorsam 5000 tane almam. Bana ne teklif ederlerse etsinler ben almam 15 %50 mal fazlası var dense bile ben almam. Çünkü ortak sayım belli, bizim en fazla 86 ortağımız oldu. Hadi 20 tanesini ben alayım 3 5 ortağımıza da 20 tane vereyim ama 100 tane 150 tane olur bilemedin 200 olur yani, ama 1000 tane olmaz. Bu tür işler yapılmış. İşletmenin sermayesini atıl kullanmaktan kaynaklanan, sirkülasyonu iyi sağlayamamaktan kaynaklanan Asıl önemlisi birkaç yönetici ile yakın arkadaşları olan ortakların ödemelerini aksatarak, kooperatifi kredi batağına çekmeleri sonucu, bankalara ödenen yüksek faizlerin kooperatif gibi düşük kar marjı ile çalışan işletmeleri zor duruma sokacağı gün gibi aşikârdır. Gerçekten çok iyi meslektaşlarımız da vardı, Ödemeleri konusunda bana çok yardımcı oldular. Sonuç olarak bir güven meselesidir bu. Ben ortaklarımızın birçoğunu telefonla arardım Üç gün, beş gün sonraki çekini müsaitsen alabilir miyim? derdim, O da müsaidim al derdi. Öyle işleme koyardık. Biz böyle bir ortamda MEDAK ı yeşertmeye ve güçlendirmeye, daha doğrusu ayakta durmaya çalışıyorduk. Bunu yapmayınca, o fedakârlık, o özveri olmadığında yani Banane, banka kredisi kullanıyormuş nasılsa benden çıkmıyor mantığıyla yaklaşırsanız, olmaz. Bu nedenle MEDAK sona erdi EDAK: Son olarak Neş e Hanım ile ilgili bir anınız var mı? Ecz. Gürdal Güven: Neş e ile kooperatifçiliğin ilk adımlarının atıldığı bu anda çok şey paylaştık. Ben konuşkan bir insan değilimdir. Ama Neş e nin örgütleyici bir yapısı vardı. Neş e, insanlara yakın, sıcakkanlı, insanlar ile diyalog kurmayı çok çabuk başarabilen bir insandı ve inançlıydı, dimdik dururdu, hani derler ya erkek gibi kadın diye İşte buradaki eczacılarımızı bir araya getirdi, bizim o zamanlar lokalimiz falan yoktu, onları örgütledi konuşmalar yaptı. Ankara ya Bakanlığa kooperatif ile ilgili izin almaya konuşmaya gittik, sonra İstanbul a firmalar ile ilaç alımı için görüşmeye gittik O kadar çok şey var ki, anlatabileceğim Ama şurada otobüsten inişimizi en son, unutamıyorum. Vurulmadan yarım saat, 40 dakika önce beraberdik, o eczanesine gitti, ben eczaneme geldim. O gün Ankara dan tanıdığım, görevi icabı Manisa da olan, Sayıştay denetçisi arkadaşımı eczanemde beni beklerken buldum. Beni Foça daki Topraksu kampına götürmek için bekliyordu. Sürekli dışarıdayım kalfam yalnız, diye gitmek istememe rağmen gittik. Ölüm haberini akşam TRT Televizyonunda gördüm. Dünyam yıkıldı Bunu asla kabul edemiyordum. Ama çok kaotik bir dönemden geçiyorduk ülke olarak Değerli bir arkadaşımızı kaybetmenin üzüntüsüyle, bir süre Ankara da arkadaşlarımda kaldım. Yaklaşık bir ay kadar sonra Manisa ya geri döndüm. Yani asıl, o üzüntü, o sıkıntı, o kayıp aradan ne kadar zaman geçse de unutulmuyor Bu meslekte tanıdığım çok değerli, çok güzel insanları maalesef erken kaybettik... EDAK: Evet Katkılarınız için teşekkür ederiz Bizden bir anıyla Neden Neş e? / Neşe değil, Neş e Osmanlıca Türkçe sözlükte bu haliyle yer alıyor. Neş e anlamı; Gönül açıklığı, sevinç, Yeniden meydana gelmek, Yeniden olan şey, Yiğit olmak, Yüksek olmak yılının Haziran ayındayız. Ecz. Neş e Gülersoy un kısacık hayatının belgeselini, 28. ölüm yıl dönümü etkinlikleri için hazırlıyoruz. EDAK Merkez Binasındayız, saat sabaha doğru 2 yi geçmek üzere, bir haftadan bile az bir vaktimiz var, Manisa Eczacı Odası Genel Sekreteri Ecz. Burçin Kurtuluş, EDAK Kurucu üye ve Denetleme kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü Kaya ve belgeselde adı geçen EDAK ekibi olarak, iş süreçlerini görüşüyoruz. Nasıl bir belgesel yapmalıyız? Onunla ilgili neler biliyoruz? Elimizdeki belgeleri paylaşıyoruz. Ecz. Burçin Kurtuluş bize o günün gazetelerini ve Neş e Gülersoy dan kalan nadir birkaç özel eşyasını bulmuş, getirmiş. Bu arada Gürdal Güven ile bu belgesel için ilk röportajı da yapmış, bunun haberini veriyor. Elimizdeki tüm dökümanları yönetim kurulu odasının büyük masasına yayarak inceliyoruz... O günlere dair, birçok olayı, yaşandığı anki çıplaklığıyla gazete başlıklarında görünce irkiliyoruz. Neş e Gülersoy u her karede biraz daha içimizden biri gibi görerek ve empati yaparak, ne düşündü, nerede yazılar yazdı, nasıl bir kişilikti, şimdi olsa bu duruma nasıl tepki verirdi derken, saatler geçiyor. Belgeselde vurgulamak istediğimiz noktalar ve kimler ile röportaj yapacağımız belirleniyor. Durmadan üretiyoruz. Kimsenin gözünde uyku yok, bir cümle, bir cümle daha derken, gazetelerin sararmış matbaa kokusu ve rutubeti odaya iyice yayılıyor. Dökümanların arasında, İzmir Eczacı Odasının Yönetim Kurulu Karar defterinde Ecz. Neş e Gülersoy un kendi el yazısıyla Neş e imzasını görüyoruz. Eczanesinin tabelasında, o dönem eczanesinde kullandığı materyallerde hep Neş e olarak geçiyor adı Sanki bir sır perdesi aralanmış gibi, onunla ilgili bir şey daha öğrenmenin buruk sevincini yaşıyoruz. Ve sabah mesaisine çok az bir süre kala biraz uyumaya, evlerimize dağılıyoruz. Ama aklımızda, rüyalarımızda hala Neş e Hele bir de ertesi gün, Neş e Gülersoy un eşyalarının arasında yer alan defter şeklindeki ehliyetinin yaprakları arasında, parlak, kızıl renkte bir tek saç teli bulmak ve büyük ihtimal bu saçın ona ait olduğu düşüncesi bizi daha da heyecanlandırıyor. O bir tek saç teli bize sanki onun bir hediyesi gibi geliyor Hiç kopmaması için saf ipek bir kumaşı eller gibi dokunuyoruz ona Saygıyla... Şubat / 2005 EDAK Manisa Şubesi hizmete açıldı. Ekim / 2005 EDAK Afyon Karahisar Şubesi, Aralık / 2005 EDAK ADANA Şubesi, Mayıs / 2006 EDAK Buca 9 Eylül Şubesi hizmete girdi.

16 gazeteedak özel haber özel haber özel haber özel haber özel haber İzmir de Çağdaş Eczacı Hareketinin Başlangıç Günleri Kooperatifçilik ve EDAK ile dolu dolu bir gazeteedak ı elinize ulaştırabilmek için, kooperatifçiliğin ilk adımlarının atıldığı Ankara ya uzanıyoruz. Ankara da başlayan Çağdaş Eczacılık Hareketinden İzmir e, bu hareketin bağlantı noktası olan bir isim daha var bu sayımızda konuklarımız arasında; Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü, Farmasötik Kimya Ana Bilim Dalı Bölüm Başkanı, Prof. Dr. Erçin Erciyas bizlere o günleri anlattı Prof. Dr.Erçin Erciyas EDAK: Erçin Bey, Kooperatifçiliğin ilk adımlarının atıldığı Çağdaş Eczacılık Hareketini ve sizin bu hareket içindeki rolünüzü bize anlatır mısınız? Prof. Dr. Erçin Erciyas: Ankara dan bir grup arkadaş 1970 lerin sonlarına doğru (1978) Çağdaş Eczacı Hareketini başlatarak Ankara Eczacı Odasının yönetimine gelmişti. Dönemin Oda Başkanı Ecz. İlker Aksüyek ile Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanlığında halefselef durumunda idik. Ecz. İlker Aksüyek döneminde, ben ise dönemlerinde Öğrenci Derneği Başkanlığı yaptık. Işık ı Dost Eczanesinde ziyaret ettim. Eczanenin adı da benim için referans sayılabilirdi Tarihleri dönemin özelliklerine gönderme yapmak amacıyla özellikle belirtmek istedim. Çağdaş Eczacı Hareketinin Türkiye geneline özellikle büyük kent eczacı odalarına yayılmasını istedikleri için Ankaralı arkadaşlar İzmir den benimle ilişki kurdular. Böylece Çağdaş Eczacı Hareketinin Ülke genelinde güç kazanmasının önünün açılacağını ve süreç içerisinde üst meslek örgütü olan TEB in yönetiminde bu anlayışın belirleyici olabileceğini düşünüyorduk. Ben yeni bir İzmirli olarak iş çevremle sınırlı birkaç arkadaşı tanıyordum. İlişki kuracağım kişilerin de çağdaş eczacılık hareketini benimseyebilecek anlayışta olması gerekiyordu kuşkusuz. O dönemde henüz kendisi ile karşılaşmadığım Ecz. Işık Boyacıgiller in adını duymuştum. Işık ı Dost Eczanesinde ziyaret ettim. Eczanenin adı da benim için referans sayılabilirdi doğrusu. Düşüncelerimi açıkladım. Birlikte hareket etmeyi önerdim. Kısa sürede aramızda görüş birliği oluştu. Manisa da Eczacı Odası yoktu ve İzmir le birlikte 3. Bölge Eczacı Odasını oluşturuyorlardı. Manisa bölgesinden ilişki kurulabilecek kişi arayışına geçtik. Aslında çok aramaya gerek kalmadan Neşe ile tanıştım. Kendisinin soyadı gibi güler yüzünü, aydınlık kafasını ve sosyal-etkin kişiliğini hep anımsarım. Daha sonra seçim kazanıldı, Işık ın Başkanlığında Neşe ve ben yönetimde görev aldık. Neşe Genel Sekreter oldu. Arkadaşım ve meslektaşım rahmetli Ahmet Reha Karaca da çekirdek kadronun içerisinde idi ve daha sonra uzun süre görev yapacağı Oda nın yönetim kurulu üyesi seçilmişti. Ben kısa bir süre sonra kendi isteğimle yönetimden ayrıldım. Seçimin kazanılması ve çağdaş düşünceli arkadaşların yönetime gelmesi ile benim misyonumun sona erdiğine inanıyordum. Öyle de oldu. Işık ve Neşe ile sözcüğün tam anlamıyla hep dost kaldık. Işık, Ahmet ve ben herkesin gidebileceği yerlerin yanında, sapa sayıldığı için uğranılmamış kasabalardaki eczacı meslektaşları da ziyaret ederek oy topladığımızı anımsıyorum EDAK: Çağdaş Eczacılar Hareketinin yönetime gelişi Prof. Dr. Erçin Erciyas: Seçimin kazanılması bakımından bizim geç kaldığımız söyleniyordu. Genel Kurula katılmayanlar için mektupla oy verme olanağı vardı o zamanlar. Bu yöntem bizim seçimin kazanılmasında işleteceğimiz önemli bir mekanizma olabilirdi ve geç kalmanın olumsuzluğunu böylece hafifletebilirdik. Işık, Ahmet ve ben herkesin gidebileceği yerlerin yanında, sapa sayıldığı için uğranılmamış kasabalardaki eczacı meslektaşları da ziyaret ederek oy topladığımızı anımsıyorum Genel kurulda adayımız olan Ecz. Sadullah ın divan başkanlığına seçilmesi ve daha sonra topladığımız mektupların postacı tarafından salona tam zamanında getirilmesi seçim sonucunu tahmin etmemizi kolaylaştırıyordu. İzmirli-Manisalı arkadaşlar şimdiye dek böylesine heyecanlı ve çekişmeli bir genel kurul yaşamadıklarını söylediler. Diğer gruptaki arkadaşların tümünün zihniyet olarak çağdaş olmadıklarını söylemek istemiyorum ama benim tanıdıklarımın sayısı çok sınırlı olduğu için onlar arasından dünya görüşlerimizin yakın olduğu arkadaşlarla bu hareketi başlattık. Şu an bile bu yol arkadaşlarıma ilişkin herhangi bir hayal kırıklığı yaşamadığım gibi, kısa yaşamlarında kendilerinin mesleğe ve Ülke ye katkılarını, özverilerini hep beğeniyle izledim. Aynı dönemde İstanbul da da Çağdaş Eczacı Hareketinin Oda yönetimine geldiklerini anımsıyorum. Sonuçlar 1978 yılında Ankara, İstanbul ve İzmir de başlayan bu hareketin güçlenerek süreceğinin işaretini veriyordu. Süreç içerisinde bu hareketin nasıl evirildiğine ve hangi noktada olduğuna dair şu anda doğrusu fazla bir bilgim yok. Maalesef 27 Haziran 1979 tarihinde Neşe yi bu güzel insanı katlettiler ve Işıkla birlikte yan yana Neşe nin arkasında yürüdük. 30 Aralık 1999 tarihinde de Işık ı kaybettik. Işık ın cenazesinde de Hastaneden itibaren bulundum. Oradaki duygu ve sevgi selini gördüm. Bu sevgi bütünüyle Işık Boyacıgillerin kişiliğinden ve üretiminden kaynaklanıyordu. Uluslar arası Çalışma Örgütü (İLO) tarafından yaptırılan bir çalışmaya göre kooperatiflerin diğer işletmelere göre krizlerde daha dayanıklı oldukları bilinmektedir. EDAK: Kooperatifçilik ve EDAK hakkında Prof. Dr. Erçin Erciyas: Çok yakından izleme olanağım olmadı ama bence Işık ın en büyük üretimi EDAK ın hayal edilmesi, kurulması ve tüm ekonomik ve siyasal çalkantılara karşın, başarılı bir kooperatifçilik örneği olarak yaşamını sürdürmesidir. Gerçek anlamda kooperatifçilik çağdaş düşüncenin kavramlarını içerir. Uluslar arası Çalışma Örgütü (İLO) tarafından yaptırılan bir çalışmaya göre kooperatiflerin diğer işletmelere göre krizlerde daha dayanıklı oldukları bilinmektedir. Bunun nedeni kooperatif modelinin yozlaştırılmadan, değer ve ilkelerinin korunarak sürdürülmesi olabilir. Kooperatifçilik ortak çalışabilme demektir. Kooperatifçiliğin sadece ekonomik gelişmeyi değil, aynı zamanda yardımlaşmayı, dayanışmayı, tutarlılığı, demokratik yönetimi, sosyal sorumluluğu, kaliteyi, saydamlığı, güven duygusunu ve etik değerleri de içerdiği unutulmamalıdır. Bu ilke ve değerlerin meslek özelinde Çağdaş Eczacı Hareketinin de değer ve ilkeleri olması gerektiğini düşünüyorum. Afrika da yaşlı bir insanın ölmesi bir kütüphanenin yanması demektir. Ben yaşamım boyunca tüm duyduklarımı yazdım. Hampate Baa EDAK: Son olarak meslektaşlarınıza söylemek istediğiniz Prof. Dr. Erçin Erciyas: Unesco Yürütme Kurulu Üyesi Mali li Tarihçi ve Folklor Bilimci Hampate Ba nın Sayın Hıfzı Topuz a söylediği şu sözler beni çok etkilemiştir: Afrika da yaşlı bir insanın ölmesi bir kütüphanenin yanması demektir. Ben yaşamım boyunca tüm duyduklarımı yazdım. Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım dönemi de içine alacak şekilde çağdaş eczacı hareketini yazan, belgeleyen, görsel doküman hazırlayan arkadaşlarıma başta siz ve Sayın Ecz. Hüsnü Kaya olmak üzere teşekkürlerimi sunarım. EDAK: Biz de teşekkür ederiz

17 özel haber özel haber özel haber özel haber özel haber gazeteedak Neşe ye... Gazeteedak a katkısı ile bizi onurlandıran değerli bir isim daha konuğumuz: Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Ana bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurettin Abacıoğlu ve onun kaleminden Neş e Gülersoy EDAK, benden kooperatifçilik adına bir yazı istedi. Kooperatifçilik, Çağdaş Eczacılığın bel kemiği ilkelerinden birisi. Hem kooperatifçilikten dem vuracağım, hem de Çağdaş Eczacılık hakkında bir şeyler karalayacağım bir yazı isteniyor. Doğrusu, bu meslek hareketine ilişkin ve içeriğine içkin ne çok da yazı yazdım; konuştum ve ürettim. Gayretler boşa gider mi? Sanki yanıt, yok canım gitmez! Hadi, öyle diyelim. Gitmez de kapitalist sermaye düzenine donumuza kadar teslim olmuşlukta, daha bile geriye gider demek galiba yanlış da olmaz. Kuşkusuz, bu iş bir düzen işidir. Sermaye tahakkümünün memleketin her dirhem değerini teslim aldığı bir devranda, eczacının kurtuluşu, çağdaş eczacılık hareketinin utkusu, ancak ve söz yok toplumsal kurtuluş un yazgısına ve utkusuna bağlıdır... Lafı uzatmayayım. Sonra oturdum ve kağıda bu satırlarla iz düşmeye başladım. Yazmam istenen yazının genel içeriğine dair, bu kez bir şeyler yazmayacağım. Ama, EDAK çılar yer verirse, sonrası için sözüm olsun. Yapacağım şudur: şimdi satır içinden ve arasından yukarıda bahse konu izler dahil, NEŞE yi anmalıyım. Biz bir dönemin arkadaşları ve yoldaşlarıydık. Düşenimiz düştü; kimimiz bayrak elde hala uğraşlardayız. Hem eski kuşaklar çok azaldık; hem de yenileri yerine geliyor diye umut etmek dileğindeyiz. İşte böyle deyip, konuya gireyim... O günlerden geriye sararmış takvim yaprakları ve belleklerde yitip gitmekte olan anılar kaldı... Hepsi o mu? Toplumcu kurtuluşa dair bir mücadele ahlakı ve yurtsever yoldaşlık duyguları... Bence en önemlisi de bu bahsettiğim insan durumlarıdır... Bu satırlar, 50 li yaşların sonuna merdiven dayamış eczacılar arasından, onlarca tanınan bir insan yüzü için yazılmıştır. Oysa hikayenin ayrıntıları, herkes için çok tanıdık bir Türkiye manzarasının pek çok benzer örneklerinden birisidir. Neşe yi kaybedeli, 30 yıl oldu. Çağdaş Eczacılık Hareketinin temel taşlarından birisi olan, Türkiye Eczacı Kooperatifçilik hareketinin kurucu öğelerinden birisidir; Neşe... Ve hayın bir karanlıkta, kan uykularda, puşt zulasından kaçkın pusucu faşistlerce, eczanesinde tongaya bastırılmış, kalleşçe katledilmiştir; 79 Haziranında... Öykünün başı, Türkiye hikayesinden bir insan ve toplum manzaraları kesitidir... Emperyalizmi mahkûm eden bir toplumcu akıl, yeni aydınlanma olarak başak veriyor lı yıllar, Türkiye nin ilericilik ve toplumculuk damarlarının, yurtseverlikle en harmanlanarak deli aktığı yıllar... Gençliğin sesi 27 Mayıs öncesinden en gür ve çağlayan coşkusuyla hançerleri yırtıyor... Tam bağımsız Türkiye şiar olarak, geleceğe umutla bakılan bir pencere olarak belleklere ışık saçıyor; mücadele azmini pekiştiriyor... Emperyalizmi mahkûm eden bir toplumcu akıl, yeni aydınlanma olarak başak veriyor... İnsanlar, bulunduğu yerden,..yarin yanağından gayrı.. ortak ve en güzel güneşli bir dünyayı yeşertmek ve yaşanılası kılmak için aydınlanmacılıktoplumculuk mücadelesine katılmaya koşuyor... Sonra, araya 12 Mart giriyor... Emperyalist kırımın en haslarından ve gericiliğin en kanlı biçimi olan faşizmin en koyularından geçilen bir dönemde, 60 lı yılların coşkusuna yeniden ulaşma çabaları da, bir meslek hareketinin toprağa duruşunu filizliyor. Çağdaş Eczacılık Hareketi, durumdan vazife, mücadelenin içine doğuyor... Bu hareketin o günlerdeki kadroları, genç ve yarınlara sağlam bir toplumcu inançla bakan insanlar... Sağlık ve ilaç sömürüsünü, kapitalist-emperyalist kirli bir oyun olarak, kendi hanelerine ilk kez çözüme ulaştırıyorlar... Yazdıkları, çizdikleri ve hep beraber söyledikleri türkü, memleket insanın, sağlık sömürüsünün olmadığı, hizmetin piyasacılığa teslim edilmediği, insana yaraşır bir düzende yaşamak umudunu gerçekleştirmek... Bu insanlar, eczacı meslek örgütü içinde en yetkin mücadele araç ve biçimlerini kullanıyorlar... Ekonomik örgütlenme modeli olarak da Ecza Kooperatifçiliği ni seçiyorlar. İlaçta, yoka, yoksunluğa karşı, piyasanın o öldürücü, boyunduruğa vurucu sağlık, ilaç sömürüsünü, halk için göğüslemek adına bir barikat kuruyorlar; Ecza Kooperatifleri... O sıralar Neşe, genç ve toplumculuk mücadelesinin kararlı bir neferi... Manisa ilinde babasından devraldığı Yeni Afiyet Eczanesi nin sahip ve mesul müdürü. Toplumcu bir mücadelenin, onun siyasete yansıyan öğelerinin içinde harmanlanırken, aydın duyarlılıklarını meslek hareketinin kurucusu olmakta da kullanıyor. Nur Işık Boyacıgiller, o sıralar İzmir Eczacı Odası nın Başkanı ve Manisa nın Neşe si de, Genel Sekreteri. Bu ikisi dışında kuşkusuz onlarca yiğit insan var bu uğraşın içinde. Adlarını anmakta eksik olurum korkusu ile başkaca bir kayıt düşemeden geçip gidiyorum... Neşe nin sekreterlik yaptığı yıllar 78 i buluyor. İlacın yokluk ve pahalılığının at başı koştuğu yıllar. Parayı bastırana koli, koli ilacın yığıldığı; işletme sermayesini denk edemeyene zırnık koklatılmadığı bir devran. Eczanelerin ekseriyeti küçük işletmeler. Yani salgın halde, ilacın yoklarda satıldığı yıllar işte... Sanayi, istediği gibi bastırıyor ve yandık, mahvolduk avazlarına karşın ilacın fiyatında da artışların devreselleştirildiği bir dönemlerden geçiliyor. Eczacılar, halk kadar çaresiz ve reçeteye ulaşamayan boynu bükük hastanın derdine derman olamama, eczane rafında ki ilaç yokluğundan muzdarip... Neşe, önce Manisa lı birkaç eczacı meslektaşıyla yola çıkıyor. Şubat 78, ilk eczacı kooperatifininin muştusu ile dolu. Medak kuruluyor... Yani Manisalı Eczacıların güç birliği yaptığı ilaç-ecza kooperatifi. Sonrası, Neşe, Işık Boyacıgiller ve bir avuç İzmir li eczacının başını çektiği ikinci atılım dalgası geliyor. Bu kez İzmir de EDAK kuruluyor... Neşe, bir İzmir de, bir Manisa da... Hem meslek uğraşı veriyor, hem de siyaseten mücadele içinde. Kapitalist sömürü yıkılmadan, toplumcu kurtuluş utkuya ulaşmadan, güneşli güzel günlere ulaşılmayacağının bilincinde... Kısacası didiniyor, bir yandan da kısa öyküler yazarak. Sonraları, Neşe vurulup, gittikten sonra, Hayrettin Karaduman, bunlara kendi yazdıklarını da katarak Topal adıyla kitaplaştırıyor Haziranı, Türkiye nin yeni faşizm dalgasına esaslı dümen kırdığı yazlardan birisi... Ülkenin her yeri provakasyon dolu katliamlarla kan gölüne dönmüş vaziyette... Manisa bundan nasibini alıyor... Sararmış gazete yapraklarında, önce Eczacı Mete Erdem in katlediliş haberleri basılıyor... Nedeni, 30 yıl sonra da hala karanlıkta kalan bir cinayet. Sonra hayın karanlık, başka bir provakasyonla Eczacı Cemil Çöllü nün başına çöküyor. Milliyetçi Hareketin il temsilcisi. O da katlediliyor... İnsanlar şaşkın!.. Yılgınlık diz boyu... Her şeye lanet okuyanlar ve itin ite kırdırıldığı bir siyaset algısının yeşertilmesi içinde, Neşe oturmuş eczanesinde bu melaneti, lanetler bir yazı kaleme alıyor... Eczacı Odası karar defterinde, böyle bir bildiri yazsın diye görevlendirilmesi yapılmış... O da Manisa ya dönüyor ve eczanede beyaz bir kağıdın üzerine şöyle notlar düşüyor Bölge İzmir Eczacı Odası Yöneticileri olarak, emperyalizme ve kapitalizme karşı olan kamuoyuna şunu açık seçik belirtmek istiyoruz. Yıllarca dışa bağımlı çarpık kapitalizmin ağa babaları ve onların kokuşmuş politikacıları insanları öldürmekte, işkence ettirmekte ve aydınları zindanlarda çürütmektedir... diye başlayan bir metin... Sonra kirli oyunun cüce aktörlerinin piyon olarak kullanıldığını belirleyen vurgular ve son kurban Eczacı Cemil Çöllü ye atıf. Cemil Çöllü, kendisinden aspirin isteyene ilacı çıkarmak için sırtını rafa döndüğünde... Bir göz kararması mı, yoksa bir acı hayret veya göz önünden akıp, giden genç bir hayat Tam da yazı bitiyor. Kağıt masasının üstünde Birisi eczaneye giriyor... Neş e yanlız ve kim bilir, bu kez de yoksa ilaç mı isteniyor... Sonra ve kalleşçe çekilen bir tetik ve horoz düşüyor... Bir göz kararması mı, yoksa bir acı hayret veya göz önünden akıp, giden genç bir hayat sonra, nerede kalmıştıklar vakti... Beyaz kağıdın köşesindeki tarih, 26 Haziran 1979 ve altta kanla ıslanmış ve hala okunan yazılar... Neşe nin soyadı Gülersoy du. Güzel ve soylu yüzü, yaşama hep gülümsemelerle, ışıkla ve toplumcu kurtuluş umutlarıyla baktı... Nurettin Abacıoğlu nuriabaci@gmail.com

18 16gazeteedak Haziran - Temmuz Aylarında EDAK Ailesine Katılan Üyelerimiz Ecz.Mustafa YARANGÜMELİOĞLU LOKMAN HEKİM ECZANESİ Bornova İZMİR Ecz.Meral DEMİRGÖZ BUCA IRMAK ECZANESİ Buca İZMİR Ecz.Elif TEKELİOĞLU GAMZE ECZANESİ Konak İZMİR Ecz.Emine Sibel KIRAÇ SİBEL ECZANESİ Konak İZMİR Ecz.Serra Nuriye İSTANBULLU YEŞİLOVA GÜMÜŞ ECZANESİ Bornova İZMİR Ecz.Ömer ŞİMŞEK ŞİMŞEK ECZANESİ Kiraz İZMİR Ecz.Necdet SÜNE BUCA ITIR ECZANESİ Buca İZMİR Ecz.Mehtap KOCAŞ HAYAT ECZANESİ Buca İZMİR Ecz.Cem AYHAN EGEPARK ECZANESİ Mavişehir İZMİR Ecz.Gökhan AKKOYUN GAZİ ECZANESİ Gaziemir İZMİR Ecz.E.Şükran ÖZEL ŞÜKRAN ÖZEL ECZANESİ Merkez ADANA Ecz.Merter KORKMAZ KORKMAZ ECZANESİ Ceyhan ADANA Ecz.Sultan ERDOĞAN SULTAN ECZANESİ Seyhan ADANA Ecz.A.Talat DAĞLI TALAT ECZANESİ Kozan ADANA Ecz.İ.Çağlar GÖK ÇAĞLAR ECZANESİ Osmaniye ADANA Ecz.Ahu K. ÜSTÜN ŞİFAKÖY ECZANESİ Yüreğir ADANA Ecz.Muhsin AYDIN ÇAĞRI ECZANESİ Yüreğir ADANA Ecz.Mehmet ALDIRMAZ İSHAKLI ECZANESİ Sultandağı AFYONKARAHİSAR Ecz.E.Yasin AYYILDIZ UTKU ECZANESİ İscehisar AFYONKARAHİSAR Ecz.Ali AVŞAROĞLU DAMLA ECZANESİ Manavgat ANTALYA Ecz.Mustafa ÇAĞLAR ÇAĞLAR ECZANESİ Manavgat ANTALYA Ecz.Mehmet KÖLEMEN YİĞİT ECZANESİ Manavgat ANTALYA Ecz.H.Ali BÜYÜKAYVAZ AYVAZ ECZANESİ Kemer ANTALYA Ecz.Havva MEŞHUR MEŞHUR ECZANESİ Manavgat ANTALYA Ecz.Ufuk ÖZCAN UFUK ECZANESİ Çavdır BURDUR Ecz.Başak ERDEM ŞİFA ECZANESİ Yeşilova BURDUR Ecz.Safa DEMİRÖRS SAFA ECZANESİ Gölhisar BURDUR Ecz.Zehra TARAKÇI SABIR ECZANESİ Merkez BURDUR Ecz.Naciye KARALI KEÇİBORLU ECZANESİ Keçiborlu ISPARTA Ecz.Tarık ÇETİNKAYA ÇETİNKAYA ECZANESİ Gönen ISPARTA Ecz.P.Tuğba TARTAN DENİZ ECZANESİ Merkez MANİSA Ecz.Gülşah YILDIZ GÜLŞAH ECZANESİ Tarsus MERSİN Ecz.Deniz UYSALER SU ECZANESİ Marmaris MUĞLA Ecz.Burçin ÇUBUKÇUOĞLU İPEK ECZANESİ Merkez OSMANİYE Ecz.Selaaddin KAPLAN KAPLAN ECZANESİ Merkez UŞAK Ayın ipucu Excel de bir hücrenin veya sütunun içindekileri birden çok sütuna dağıtabilirsiniz. Hücreyi veya sütunu seçin, sonra da Veri menüsünde Metni Sütunlara Dönüştür ü tıklayın. Kaliteli Sözler Belirli zamanlarda, teknolojik bir ilerleme ortaya çıkar ve öylesine güçlü, öylesine evrensel olur ki etkileri her şeyi değiştirir. Dünyadaki her kurumu değişime yöneltir. Kazanan ve Kaybeden sınıfları yaratır, iş yapma yöntemlerini, çocuklarımıza verdiğimiz eğitimi, bireyler olarak iletişim ve etkileşimimizi değiştirir. Lou Gerstner, IBM Yönetim Kurulu Başkanı İddialıyız bizden ucuzu yok! Kampanya sizin için seçtiklerimiz PANFİX BANT KAMPANYA Panfix 12x66 veya 12x33 Bant 1 KOLİ ALANA 5 Paket FOTOKOPİ KAĞIDI HEDİYE Selefon hammaddeli paketleme için ideal, rutubeti önleyen teneke ambalajlarda 1 pakette 12 adet bant bulunur. Tüm alışverişlerinizde kredi kartına 12 aya varan taksit imkanı 5x4.51 TL Satınalma ve Satış / satis@edakom.com.tr Teknik Servis ve Eğitim Destek / teknik@edakom.com.tr 5 Paket K2052 Fotokopi Kağıdı Hediye K x33 koli adedi 288 adet (1 Koli Fiyatı) TL. K x66 koli adedi 144 adet (1 Koli Fiyatı) TL. Bu kampanya stoklarla sınırlıdır. ÖNERİ VE GÖRÜŞLERİNİZ İÇİN Dilek ÖZDEMİR FARMAOFİS ÜRÜN DANIŞMANLARI Güner GÜNGÖR gazeteedak Edak Ecza Koop. adına Sahibi: Ecz. Vecihi ÖZERDEMLİ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ecz. Uğur UÇAR Genel Yayın Koodinatörü ve Editör: Ayşe Yeşim ERDEMİR Yönetim Yeri ve İletişim: EDAK Ecza Koop. 411 Sokak No:3 Pınarbaşı-İZMİR Tel : Fax : gazeteedak@edak.org.tr Sektörel Gazete Bölgesel Süreli Yayın Aylık Yayınlanır Tüm kooperatiflere, kooperatif üyelerine, Ecz. odalarına, Ecz. Fakültelerine, konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlara ücretsiz gönderilir. (KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR) Uygulama ve Baskı: METRO MATBAACILIK Baskı Tarihi :