Suriyeli Peşmerge. Soykırımcılara, insanlık düşmanlarına inat...

Transkript

1 Fiyatı 25 Kr Türkiye yi insan hakları konusundaki en küçük ihmal ya da hatasında topa tutan Avrupa nın göbeğinde insanlığın yüz karası bir eylem vardı. Almanya nın Dresden ketinde "Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar" (PEGIDA hareketi tarafından düzenlenen gösteri insanım diyen herkesi utandırdı. Müslüman GİREMEZ Avustralya nın Queensland eyaletinde Longreach kasabasında bir restoran sahibinin günlük menü tabelasına Özür dileriz Müslümanlar giremez yazması tepki çekti. Restoran sahibi John Hawkes, olayın duyulmasından sonra yaklaşık 200 telefon aldığını belirterek, bunlardan bir kısmının tepki, diğerlerinin ise destek amaçlı olduğunu kaydetti. Longreach Belediye Başkanı olayın üzücü olduğunu ifade etti. Afrikalıya ŞİDDET Almanya nın Rottenburg kentinde Gambiya kökenli iki göçmen PEGIDA tarafından sözlü ve fiziksel saldırıya maruz kaldı. Saldırı hakkında yapılan açıklamada Afrikalı göçmenlerin ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Öte yandan olayla ilgisi olduğu anlaşılan bir saldırgan da göz altına alındı. Staubing kentinde ise bir diğer Afrikalı mülteci 3 ırkçının saldırısına uğradı. Mülteci tedavi altına alındı. Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 8. Sayfada Fehmi Koru Karşıdakini ahmak sanmak yanıltır 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 8. Sayfada www. Irkçı faşitlerin eylemleri ırkçılık karşıtlarını harekete geçirdi. Dresden deki karşıt gösteriye 5 bin kişi katılarak PEGIDA yı kınadı. Almanya Protestan Kilisesi ise PEGIDA nın kendilerini temsil etmediğini ve Hristiyanlığı kullandığını belirtti. Eski Başbakanlardan Gerhard Schröder de PEGIDA ya tepki göstererek, PEGIDA ya demokratik eylemlerle karşılık verilmesini savundu. Almanya nın başka kentlerinde de PEGIDA protesto edildi. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi Irkçılığın ABD den sonra Avrupa da da yükselişe geçmesi, başta Fransa, İngiltere, Hollanda, İsveç, Avusturya ve Almanya olmak üzere pek çok ülkenin ayıbı oldu. Almanya'nın Dresden kentinde PEGIDA nın çağrısı üzerine her hafta pazartesi akşamları kent merkezinde toplanan göstericiler, Almanya Başbakanının göçmen politikalarını yuhaladı. Bazı AB üyesi ülkelerin IŞİD tehdidi bahanesiyle İslam karşıtı yasalar çıkarması Müslümanların en temel haklarını sınırlarken, Türkiye ye ve Türklere yönelik saldırılar da arttı. Özellikle Almanya devlet destekli neoırkçılığın bayraktarlığını yapan ülke konumunda. Türklere ait ev ve camilerin sistematik şekilde kundaklandığı Almanya da faşistler, Müslümanlar dışarı! sloganları atıyor. Son olarak ırkçı PEGIDA grubunun Dresden deki mitingine 17 bin kişinin katılması ve buna Protestan Kilisesi nin neredeyse sessiz kalması; neo-nazilerin Noel ilahileri eşliğinde Avrupa da İslam ı ve Şeriatı istemiyoruz! pankartları taşıması, camilere ve göçmenlere saldırıların artması tehlikenin boyutunu gösteren en çarpıcı örnek. Soykırımcılara, insanlık düşmanlarına inat... Başbakan Ahmet Davutoğlu, Makedonya'nın başkenti Üsküp'teki programı kapsamında, Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği tarafından düzenlenen Türkçe Bayramı etkinliğine katıldı. Başbakan Ahmet Davutoğlu nun, Makedonya ziyareti, Avrupa nın ırkçı çirkin yüzüne inat bir dostluk ve kardeşlik şölenine dönüştü. Davutoğlu, "Bu topraklarda Türkçe, kültürel zenginliktir ve yaşayacaktır. Bunun için mesajım şudur; onurlu bir milletin bu topraklardaki temsilcileri olarak Makedonya'nın eşit vatandaşları olarak, bu topraklardaki mevcudiyetinizi korumaya devam ediniz. Mevcudiyetinizi korurken, bilin ki arkanızda kültürlere, dillere saygılı Makedonya hükümeti vardır, arkanızda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve 77 milyon vardır" sözleriyle bu şöleni taçlandırdı. Başbakan, "Arkadaşıma talimat verdim, ne kadar hane varsa Makedonya'da Türkçe konuşulan, her haneye bir bayrak, bir Türkçe mealli Kuran-ı Kerim bir de Türkçe sözlük hediye ediyoruz" diye konuştu. Davutoğlu. "Makedonya'ya geldiğim hiçbir yerde kendimi Konya'dan, doğduğum Taşkent'ten farklı ortamda bulmadım. Burada bir kez daha söylüyorum, hepimiz Makedonyalıyız, hepimiz Türkiyeliyiz. Bu dostluk ilelebet sürecek" dedi. HABERİ 12. SAYFADA Suriyeli Peşmerge Irak'ta eğitilen "Suriyeli Peşmergeler", Musul'un Sincar (Şengal) ilçesinde terör örgütü IŞİD'le çatışmalara girdi. IKBY'li Peşmergelerin safında IŞİD militanlarıyla çatışan "Suriyeli Peşmergeler", Kürt bölgesinde "Rojavalı Peşmergeler" olarak adlandırılıyor. AA muhabirinin görüntülediği "Suriyeli Peşmergeler", havan topu, doçka, katyuşa füzeleri, biksi gibi çeşitli silahları kullanabiliyor. HABERİ 12. SAYFADA SEVİNÇ GÖZYAŞLARI Makedonya gezisinde Başbakan Ahmet Davutoğlu na büyük ilgi gösteren Makedonyalılar, ona sarılıp öperken gözyaşlarını tutamadı. Yeni üyelere mazbata töreni Yargıtaya seçilen 144, Danıştaya seçilen 33 yeni üye, törenle mazbatalarını aldı. Törene, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı Zerrin Göngör, YSK Başkanı Sadi Güven, YargıtayCumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil, Danıştay Başsavcısı Mevlüt Çetinkaya, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, HSYK üyeleri ile yüksek yargı organlarının üyeleri katıldı. HABERİ 12. SAYFADA Yasağı bitecek Milletvekilleri HDP yolcusu AYM'nin DTP'yi kapatmasının ardından siyaset yasağı getirilen 37 kişinin arasında yer alan bağımsız milletvekilleri Zana, Tuğluk ve Aktaş HDP'ye katılacak. 12 DE

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN Hülya Avşar dan Kılıçdaroğlu na ikinci dava Sanatçı Hülya Avşar, canlı yayında kişilik haklarına saldırarak hakaret ettiği iddiasıyla, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, 100 bin liralık manevi tazminat talepli dava açtı. İSTANBUL - Avşar'ın avukatı Eda Ergin tarafından nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunulan dava dilekçesinde, CHP Genel Başkanı davalı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 6 Aralık 2014'de basına yansıyan açıklamalarıyla, Hülya Avşar'ın kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğu belirtilerek, bu nedenle daha önce Kılıçdaroğlu hakkında İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 50 bin liralık manevi tazminat talepli dava açıldığı hatırlatıldı. "Hülya Avşar'ın, yasalarla güvence altına alınan kişilik haklarına Kılıçdaroğlu tarafından yapılan haksız ve hukuksuz saldırı sonucu, hukuksuzluğun tespiti ile tazminat talep etmek dışında başka bir davranış sergilemediği ve Kılıçdaroğlu ile herhangi bir polemiğe de girmediği" aktarılan dilekçede, "Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında açılan bu davanın basına yansıması sonrasında da bu kez 15 Aralık 2014'de, huzurdaki davanın konusunu teşkil eden müvekkil Hülya Avşar'a yönelik saldırısını daha da ağırlaştırarak tekrarlamıştır" denildi. Kılıçdaroğlu'nun, 15 Aralık günü saat 13.30'da birçok yayın organı tarafından canlı olarak yayınlanan basın toplantısında, "Hülya Avşar'ın kendisine tazminat davası açması" ile ilgili gazetecilerin sorusu üzerine, "Hülya Avşar kim efendim? Sanatçı mı? Sanatçılığı tartışılır, kimse kusura bakmasın, yalakadan sanatçı olmaz arkadaşlar" şeklindeki sözleriyle, saldırı ve hakaretlerini tekrarladığı, canlı yayında Avşar'ı aşağıladığı öne sürüldü. Madagascar Live ilk kez Türkiye ye geliyor Animasyon filmi Madagascar' ın canlı sahne gösterisi Madagascar Live, ilk kez Türkiye'ye geliyor. Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Madagascar filminin sevilen karakterleri, orijinal film senaryosundan ilham alınarak hazırlanan tiyatro gösterisiyle, ve 25 Ocak'ta Bursa Merinos Atatürk Kültür Merkezi'nde, Ocak ile 1 Şubat'ta İstanbul'da Ülker Sports Arena'da, 6-7 ve 8 Şubat tarihlerinde ise Congresium Ankara'da çocuklarla bir araya gelecek. İstanbul Entertaintment Group ve Stage Entertainment tarafından Türkiye'ye getirilen gösteri, Madagascar'ın haylaz karakterlerinin serüvenini, eğlenceli hikaye anlatımı, dans ve müzikle birleştirerek görsel bir şölene dönüştürecek. Toplam 25 karakterin sahne alacağı gösteri aslan Alex, zebra Marty, zürafa Melman ve su aygırı Gloria'nın New York Hayvanat Bahçesi'nden, Kral Julien'in çılgın Madagascar dünyasına uzanan kaçış serüvenini konu alıyor. İngiliz müzisyen Joe Cocker öldü NEW YORK - Blues ve rock müziğin en önemli isimlerinden İngiliz şarkıcı Joe Cocker, 70 yaşında hayata veda etti. Menajeri Barri Marshall, akciğer kanseri teşhisi konulan ünlü şarkıcının son 20 yıldır yaşamını sürdürdüğü ABD'nin Colorado eyaletinde öldüğünü açıkladı. Gaz tesisatçısı olarak çalışırken farklı ses tonuyla dikkati çeken Cocker, müzik kariyerine 1960'larda bar ve kulüplerde şarkı söyleyerek başlamıştı. Cocker, 1968'de efsanevi Beatles grubunun "With A Little Help From My Friends" şarkısını yorumlayarak müzik listelerinde ilk sıraya yerleşmişti. Şarkıcı, 1969'da Woodstock festivalindeki performansıyla dünya çapında ün kazanmıştı. Jennifer Warnes ile söylediği "Up Where We Belong" şarkısıyla 1983'te Grammy'ye layık görülen Cocker, 2011'de de müziğe yaptığı katkılar dolayısıyla İngiliz kraliyet ailesi tarafından Şövalyelik Nişanı ile ödüllendirilmişti. Rolling Stones dergisinin hazırladığı tüm zamanların en önemli 100 şarkıcısı listesinde 97. sırada yer alan Cocker, 45 yıllık kariyerinde 40'a yakın albüm yayınlamıştı. Vizyona yeni girecek filmler "Yağmur: Kıyamet Çiçeği" Engin Hepileri, Elena Viunova, Erkan Kolçak Köstendil, Devrim Saltoğlu, Settar Tanrıöğen, Altan Erkekli, Sait Genay, Rıza Sönmez, Hüseyin Avni Danyal ve Ruhi Sarı'nın oynadığı "Yağmur: Kıyamet Çiçeği" adlı filmi, Onur Aydın yönetti. Dram türündeki filmde, Kazım Koyuncu'nun hayatının yanı sıra Çernobil felaketi, Rus kadınları ve Trabzonspor'un 'da şampiyonluğu kaybedişi ve sonrasında şehirde ilan edilen yas konu ediniliyor. "Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku" Çiğdem Vitrinel'in yönettiği "Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku" filminin oyuncu kadrosunda Erdal Beşikçioğlu, Sezin Akbaşoğulları, Harun Tekin, Derya Alabora ile Hare Sürel rol aldı. Filmde, Erdal Beşikçioğlu'nun canlandırdığı "Arif" ile Sezin Akbaşoğulları'nın hayat verdiği "Müzeyyen" karakteri arasında geçen acıklı aşk hikayesi beyaz perdeye aktarılıyor. 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Geriye Kalan" filmiyle "En İyi Yönetmen" ödülünü alan Çiğdem Vitrinel'in ikinci uzun metrajlı filmi, İlhami Algör'ün aynı adlı romanından uyarlandı. "Rimolar ve Zimolar: Kasabada Barış" İsmet Kurtuluş ile Nermin Er'in yönettiği ve Yekta Kopan, Janset, Ezgi Mola ile Şevket Süha Tezel'in seslendirdiği "Rimolar ve Zimolar: Kasabada Barış", Türkiye'nin ilk kukla çocuk yapımı olarak sinemalarda yer alacak. Çocukları kuklaların renkli ve eğlenceli dünyasına davet eden filmin teması iki farklı kasabada yaşayan Rimolar ve Zimolar'ın dargınlık ve yanlışlıkları üzerine kurulu. Türkiye genelinde 60'ı aşkın salonda vizyona girecek filmde, birbirinden renkli ve sempatik kahramanların komik ve düşündürücü hikayeleri izlenebilecek. 05:58İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 06:00 Yamak Ahmet 06:40 1'de Sabah 09:00 1'de Bugün 09:15 Avrupa Avrupa 11:10 İyi Fikir 13:15 Ana Ocağı 14:55 Dizi Klip 15:00 Elde Var Hayat 16:15 1'de Bugün 16:30 Seksenler 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Seksenler 23:00 Yerli Dizi 01:15 Ana Ocağı 02:30 Avrupa Avrupa 04:05 İyi Fikir 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 20:00 Jurassic Park 23:10 Nihat Hatipoğlu ile Dosta Doğru 01:10 Hayat Devam Ediyor 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI 15:00 DUDAKTAN KALBE 16:40 DOLU DOLU ANADOLU 17:40 GAGGUK 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:45 YABANCI SİNEMA DA VİNCİ ŞİFRESİ 22:20 KICKBOKS GECESİ CANLI 00:00 YABANCI SİNEMA İNFAZ SINIR DEVRİYESİ-TEKRAR 01:15THE UNIT (EKİP) TEKRAR 02:00Y ABANCI SİNEMA DA VİNCİ ŞİFRESİ-TEKRAR 06:00 Benim Hala Umudum Var 06:45 Aşkın Bedeli 07:30 Bugün 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 11:45 Hayat Sevince Güzel 13:15 Aşkın Bedeli 14:45 Benim Kuaförüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:00 Aramızda Kalsın 22:00 Reaksiyon 06:15 Oynat Bakalım 07:15 Disney Çocuk Kuşağı 08:15 Magazin 8 08:45 Aramızda Kalmasın 12:00 Para Bende 13:30 Oynat Bakalım 15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 17:00 Çok Güzel Hareketler 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 20:00 Kaçak Gelinler 23:15 Ütopya 00:30 Ver Fırına 01:45 Aramızda Kalmasın 04:00 Arda nın Mutfağı 05:00 Para Bende 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın Yazım 11:00 Aşk-ı Memnu 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Kurtlar Vadisi Pusu 23: Acil Evinin satışa çıktığını öğrenen Bahattin kolları sıvar. Hem evini geri almaya çalışacak, hem de uzun süredir sakladığı bu sırrı Hüsne'ye açıklayacaktır. Aynı gün Hüsne de 25. evlilik yıldönümleri için bir kutlama hazırlamaktadır. Yadigar ve Civan kendi özel tarifleri ile dürüm-pizza yapar. Yeni icadları hem onların hem de ailenin hayatını değiştirecek bir yolculuğun başlangıcı olacaktır. Cemal ve Behiye akşam Ceylan'ı istemeye geleceklerini söylerler oysa iki gencin arası hala düzelmemiştir. 20:00 ARAMIZDA KALSIN 19:45 DA VİNCİ NİN ŞİFRESİ Orjinal İsmi:The Da Vinci Code Yönetmen:Ron Howard Oyuncular:Tom Hanks, Audrey Tautou, Jean Reno Yapım Yılı:2006 Tür:Macera/Gerilim Bir gece, Louvre müzesi müdürü öldürülmüş olarak bulunur. Bu olay üzerine ünlü göstergebilim Profesörü Robert Langdon (Tom Hanks) Louvre müzesine çağırılır. Müze müdürü ardında esrarengiz bir simge dizimi ve ipuçları bırakmıştır. Kendisi de tehlikede olan Langdon, polis kriptoloji uzmanı Sophie Neveu'nün (Audrey Tautou) yardımıyla, Leonardo Da Vinci'nin çalışmalarında bir dizi akıl almaz sırrı çözer. 20:00 KURTLAR VADİSİ Polat kendisine kurulan kumpasa düşmemek için, zekice kurduğu planına tüm ekibini dahil eder. Cahit ve Safiye nin kurtulması için herkes tetiktedir. Brandon ise planını güçlendirmek için yeni figüranlarını hazırlamakla meşguldür. Polat Alemdar ı köşeye sıkıştırmak için her imkanı değerlendirir. Neyse ki Polat, onu bu zahmetten kurtaracaktır. Zira, görüşmek istediği başka birisi vardır.

3 yurt haberleri 3 TRABZON - Trabzon'da düzenlenen işaret dili eğitimine katılan bir grup kursiyer, hazırlayacakları kısa filmle işitme engellilerin günlük hayattaki sorunlarını anlatacak. Proje Koordinatörü ve aynı zamanda işaret dili eğitmeni olan Kübra Çolak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, işaret dili eğitimi alan kursiyerlerle bir araya gelerek, işaret diline dikkati çekmek ve toplumda farkındalık oluşturmak istediklerini söyledi. İşaret dili eğitimleri sonunda İstiklal Marşı ya da şarkı çevirisi gibi birtakım etkinlikler düzenlediklerini dile getiren Çolak, kursiyerlerin talebi üzere ilk defa işitme engellilerin sorunlarına dikkati çekecek bir kısa film projesini hayata geçirdiklerini anlattı. İSTANBUL - Proje, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen TRANSİST 2014 Ulaşım Teknolojileri Fuarı'nda, İSPARK Genel Müdürü Mehmet Çevik tarafından tanıtıldı. Fuarda İstanbul için bir ilk olan Taksi Çağrı Merkezi'nin örnek taksisini tanıttıklarını ifade eden Çevik, taksinin sarı renkte olacağını söyledi. Şoförün ve vatandaşın güvenliği noktasını öne aldıklarına dikkati çeken Çevik, takside panik butonu olduğunu söyledi. Sisteme ilk etapta 100, 2 yıl içinde de 18 bin taksiyi dahil edeceklerini anlatan Çevik, şu bilgileri verdi: "Takside güvenlik sistemi sayesinde şoför ve müşteri tarafında panik butonu var. Bu butona basıldığında uyarı direkt merkezimize iletiliyor ve emniyetle bağlantı kurma noktasına getiriliyor. Vatandaş gittiği yeri navigasyondan da takip ederek, aldatılmadığını görecek. Sistemle herhangi bir eşya unuttuğu zaman hangi araçta olduğu tespit edilecek. Ayrıca taksiye binen yolcularımız İngilizce, Fransızca, Çince, İspanyolca, Arapça dahil 6 dilde, içerideki plazmaya dokunarak, istediği gibi irtibat kurabilecek." Çevik, sistemin taksici esnafının günlük müşteri kapasitesini 40'a kadar çıkaracağını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSPARK ile ihaleyi kazanan Verifon işbirliğiyle hayata geçirilen proje ile kentte hizmet veren 18 bin taksi tek çatı altında toplanacak. Projeyle sürücü ve yolcu güvenliğinin artırılması, trafik kaynaklı stres ve gürültü kirliliğinin azalması, yakıt maliyetlerinin düşmesi ve çevre kirliliğinin önüne geçilmesi hedefleniyor. İstanbul genelinde modern taksi durakları kurularak pilot çalışmaları başlatılan İstanbul Taksi Projesi, Taksi Çağrı Merkezi ile entegre edilerek hizmet verecek. 134 numaralı çağrı Çolak, kısa filmin senaryosunu işaret dili eğitimi alan Hakan Yavuz'un yazdığını belirterek, "Kısa filmimize diğer kursiyerlerimiz de katılım sağladı. İşaret dili eğitimi alan arkadaşlarımız, iletişimsizliğin ve bu güne kadar eğitim almamanın sıkıntılarını gördüler. Derslerimiz çok eğlenceli geçiyor ve çoğu zaman derslerimize işitme engelli arkadaşlarımız da katılıyor. O nedenle iletişim, bizim için çok önemli" dedi. Engelli ve engelsiz bireylerin her ortamda bir araya geldiklerine işaret eden Çolak, "Engellilerle aynı toplumu ve ortamı paylaşıyoruz. O nedenle de ötekileştirmekten ziyade bir arada olmak için işaret dilini geliştiriyoruz. İşaret dili eğitimi alan arkadaşlarımız da bu anlamda engellilere yardımcı oluyor ve çok anlamlı olan Dünyada 92 şehirde kullanılan ve şubatta devreye girecek Taksi Çağrı Merkezi ve Yönetimi (İstanbul Taksi) Projesi, 2 yıl içinde 18 bin taksiyi kapsayacak. Proje kapsamında taksilerin yolcu ve sürücü bölümünde iki ayrı panik butonu olacak, istenmeyen durum anında, taksici ya da yolcu butonları kullanarak yardım çağırabilecek. projesi tanıtıldı TOBB, şehit madenciler için 18 konut alacak DENİZLİ - TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğu, Ermenek'te şehit olan 18 madencinin ailelerine verilmek üzere 18 konut alacaklarını söyledi. Hisarcıklıoğu, Denizli programı kapsamında Buldan Ticaret Odası, Belediye El Sanatları ve Kültür Merkezi ve Evliyazadeler Evi'ni ziyaret etti. Hisarcıklıoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, Ermenek'te kömür madeninde meydana gelen kaza nedeniyle mağdur olan ailelere yardımla ilgili TOBB yönetim kurulunun aldığı karar çerçevesinde 365 oda ve borsa başkanıyla bir araya gelerek istişare yaptıklarını belirtti. Oda ve borsa başkanlarının destekleriyle bu yıl "yeni yıl hediyesi" vermeme kararı aldıklarını dile getiren Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: "Aldığımız karar çerçevesinde Ermenek'te şehit olan 18 madencimizin ailelerine verilmek üzere 17'si Ermenek'te, biri de Zonguldak'ta olmak üzere 18 konut alınacak. Şehit madencilerin eşleri ve çocuklarının hayatlarını garanti altına alabilecekleri şekilde konut alınması konusunda karar verildi. Daha önce de tüm Türk iş dünyasına yönelik olarak bir kampanya başlatmıştık. Burada oda ve borsaların da çok büyük katkısıyla beraber tarihi bir rekora imza attık. Soma'da şehit olan kardeşlerimiz için de 17 milyon lira yardım toplamıştık. Allah inşallah tekrarını bu millete göstermez." merkezi ile yollarda beklemeye son verilecek. Taksi Çağrı Merkezi uygulaması, hem İstanbullulara hem de taksicilere büyük kolaylıklar sağlayacak. Vatandaşlar 134'ü aradıklarında istedikleri yere kısa zamanda taksi yönlendirilecek. Yolcuyu bırakan taksi ise en yakınındaki durağa sevk edilerek, trafikte dolaşması önlenecek. İnternet ve telefon uygulamaları gibi yenilikler yolcuların hizmetinde olacak. Vatandaşlar taksi çağırma butonlarının yanı sıra akıllı sistemleri kullanarak taksi isteyebilecek, rezervasyon yapabilecek. İstenilen noktaya en yakın yerden yönlendirilecek taksi GPRS sistemiyle takip edilerek, yolcu ve sürücü güvenliği kontrol edilecek. Yolcular seyahat rotasını ve taksimetre ücretini de önündeki cihazdan kontrol edebilecek. Taksilerin yolcu ve sürücü bölümünde iki ayrı panik butonu olacak. İstenmeyen bir durum anında taksici ya da yolcu panik butonlarını kullanarak yardım çağırabilecek. Böylece taksici esnafının en büyük sorunu olan gasp ve hırsızlıkların da önüne geçilecek. Proje ile taksiciler reklam geliriyle ek kazanç elde edecek. Parmak izi uygulamasıyla şoförler taksileri kullanabilecek. Sürücüler taksilerde sigortalı olarak çalışacak. Modern ve teknolojik donanımlı taksilerde isteyen sürücüler kredi kartı ile ödeme alabilecek. Örnek taksinin tanıtıldığı fuarda İETT'nin nostaljik otobüsleri de görücüye çıktı. İETT, bu yıl iki farklı nostaljik otobüsü fuarda ziyaretçiler ile buluşturdu. Fuarda 1927 model Renault Scemia, 1951 model Bussing ve 1968 model Leyland otobüsler sergilendi. Yeni yılda hizmete girecek olan otobüslere vatandaşların ilgisi büyük oldu. İşaret diline "kısa filmle" dikkati çekecekler bu kısa filmde yer alıyor. İşaret diline insanların duyarlı olmasını istiyoruz ve bu dile kısa filmle dikkati çekmeyi amaçlıyoruz" diye konuştu. Çolak, iletişimin yüzde 60'nı beden dilinin, yüzde 30'unu ise sözlerin oluşturduğunu vurgulayarak, işaret dili kullanımının günlük hayatta çok önemli olduğunu kaydetti. İşitme engellilerin günlük hayatta kendilerini ifade ederken sorun yaşadığını anlatan Çolak, "İşaret dili bilen bir işitme engelli olarak hastaneye, okula veya bir kuruma gittiğiniz zaman karşı taraf işaret dili bilmediği için hayata bir sıfır olarak başlıyorsunuz. Karşı tarafın işaret dili bilmemesi, iletişimde en büyük engel oluyor ve işitme engelli birey kendisini ifade edemiyor. Kendisini ifade edemediği için de agresif davranarak her zaman geri plana atılıyor. Biz de projemizle bu sorunlara dikkati çekmek istedik" ifadelerini kullandı. Filmin senaristi Hakan Yavuz da her gün aynı ortamı paylaştıkları işitme engellilerin yaşadıkları zorluklardan yola çıkarak bir senaryo yazdığını söyledi. Yüksek lisans öğrencisi olduğunu belirten Yavuz, "Üniversitede bazı bölümlerde işaret dili eğitimi zorunlu olarak veriliyor. Bizim dileğimiz işaret dili eğitiminin orta öğretimden başlamasıdır. Toplum olarak gerçekten işaret diline ihtiyacımız var. Çevremizdeki işitme engelli olan bireylerin de bizimle aynı koşullardan yararlanması lazım. Bunun için de bizim işaret dili bilmemiz çok önemli. Hepimiz engelli adayıyız ve yarın kimin ne olacağı belli değil. Bu senaryo o nedenle bizim için önemli " şeklinde konuştu. Fehmi KORU fkoru@gmail.com Karşıdakini ahmak sanmak yanıltır BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu nun görüşlerinden yararlandığı resmiyete de dökülmüş konumundan bilinen bir yazar, dünkü yazısının başlığında, ahmaklık cemaati nitelemesini kullanmış... Göndermesinin hangi tarafa yönlendiği belli; ancak hedefine koyduğu Cemaat in ahmaklık nitelemesini hak ettiğini kuşkuyla karşılıyorum. Özellikle de, ilk hukuki sürecin, Tahşiye örgütüne Cemaat in medya kolunun kumpas kurduğu konusunda açıldığını ve gazeteci kimlikli kişilerin gözaltına alınmasıyla başladığını gördükten sonra... Cemaat kendi yanlışlarından ders çıkarmasını biliyor. Geçmişte ölümüne destek verdiği Ergenekon ve Balyoz süreçlerinin neden akamete uğradığını iyi değerlendirmiş olduğu anlaşılıyor. O süreçlerin kaderini, Ergenekon yapılanmasına ve hatta darbelere karşı oldukları bilinen iki gazeteci nin tutuklanması belirlemişti. Kamuoyunun kafasını karıştıran olay, o gazetecilerin cezaevine gönderilmesi olmuştu. Tabii, eşzamanlı olarak meslek dayanışması da devreye girmekte gecikmedi. Ergenekon sürecinin ülkede varlığı bilinen derin devlet yapılanmasının tasfiyesini getireceğine inananlar bile, o noktadan sonra, sürece verdikleri desteği önce zayıflattılar, sonra da durdurdular. Hükümet-Cemaat kavgasının hukuk zeminine gazeteci tutuklayarak taşınması, daha ilk adımda hükümetin başının ağrımasına yol açmakta. Şimdiye kadar görülmemiş genişlikte bir yelpazede gazeteciler buluşması ülke içerisinde gerçekleştiği gibi, tavırları değerli uluslararası kurumlar ile yayınları dünyanın her tarafında yankı bulan yabancı medya organları da karşı cephede yer almakta gecikmedi. Ahmaklık geçmişte yaşananlardan ders çıkarmamak ise - ki öyledir- Ergenekon sürecinin başına geleni doğru değerlendirdiği görülen Cemaat için bu niteleme nasıl kullanılabilir? Son operasyonda gözaltına almaların gazetecilik faaliyeti ile ilişkisi olmadığını ileri sürmek ve farklı ilintiler kurarak herkesi bir örgüt çatısı altına yerleştirmek fazla tutarlı değil. Eğer bu davranış tarzı tutarlı olsaydı Ergenekon süreci akamete uğramazdı. Esas sorun, AK Parti çevresinin basın ile ilgili tutumundan kaynaklanıyor. Önyargıları var ve bunların etkisini basınla her düzeyde kurdukları ilişkilerde görebiliyoruz. Bir sevgisizlik söz konusu; dahası, kendilerinde var olan sevgisizliğin herkes tarafından paylaşılmasını da istiyorlar. Bu ise rahatsızlıklara kapı aralıyor. Politikacıların basınla ilişkilerinin güllük gülistanlık olduğu tek bir ülke yok. Avrupa nın hemen her ülkesinde, ABD de de, liderlerin basına karşı olumsuz duygularını zaman zaman dışa vurdukları oluyor. Ancak, hiçbir demokratik ülkede, gazeteci kimliğiyle tanınmış kişilerin üzerine operasyonlar ile gidilmiyor. Gözaltı, tutuklama gibi hukuki işlemlerden elbette yasaları çiğnediğine inanılan gazeteciler de muaf değildir; ancak bunun basın özgürlüğünü çiğneyen bir yönteme dönüşmesi de demokrasilerde kabul edilmez. Dönüşürse ne olur? Özgür ülkeler sıralamasında aşağılara düşmekle başlayan bir dizi puan kırıcı işleme muhatap olunur. Türkiye bunu kaldıramaz. Özellikle de, 12 yıllık AK Parti iktidarı sayesinde Avrupa Birliği standartlarıyla tanışmış yeni Türkiye bunu kaldıramaz. Nitekim, bugün içte ve dışta karşılaşılan sıkıntıların sebebi de budur. İçeride, gazeteci milleti, var olan haklarına tecavüz olarak görüyor yapılanları ve onları kaybetmeme mücadelesi veriyor; dışarıdan bakanlar da bugüne kadar kaydedilmiş standartlar ile uygulama arasındaki çelişkiye itiraz ediyor. Karşısındaki muarızını ahmak sanmanın sonucu mudur, bilemem; ama AK Parti nin Cemaat ile kavgasında ilk raundu yanlış bir zeminde başlattığına eminim.. 24 Aralık 2014/ HABER TÜRK Kahveyi odun ateşinde kavurdu, müşterisi yurt dışından geldi ÇANKIRI - Çankırı'da 1927'den beri kahvecilik yapan ailenin odun ateşinde kavurduğu ürünler ilgi görüyor. Kahveci Eren Karpuzcu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dede mesleğini sürdürmeye devam edeceklerini söyledi. Türkiye'de imal edilen ilk kahve kavurma makinesini kendilerinin satın aldığını belirten Karpuzcu, babasının kahve makinelerine büyük ilgi duyduğunu anlattı. Karpuzcu, 1950'de İstanbul'da açılan fuara Rusya'dan kahve kavurma makineleri getirildiğini kaydederek, İstanbullu kahvecilerin bu makineleri satın aldıklarını aktardı. Karpuzcu, şöyle devam etti: "Kahve kavurma makinelerinden biri bir süre sonra arıza yapıyor. Sahipleri arızadan sonra İstanbul'daki Ermeni ustaya tamir için götürüyor. Makineyi Ermeni usta söküp, iyice inceliyor ve projesini çiziyor. Ardından tamir edip, sahiplerine geri veriyor. Proje doğrultusunda Türkiye'nin ilk odun ateşinden yapılan kahve kavurma makinesini imal eden Ermeni usta, babamın çok yakın dostu. Bu usta yaptığı ilk makineyi babama veriyor. Babam bu makineyi 1956 yılında İstanbul'dan Çankırı'ya getirmişti. 58 yıldır Türkiye'nin ilk odun ateşiyle kahve kavuran makinesinde kahve kavurup satıyoruz." Karpuzcu, geleneksel yöntemlerle yaptıkları kahveyi birçok ülkeye gönderdiklerini belirterek, "Genel olarak hem Çankırı halkı hem de dışarıdaki vatandaşlarımız kahvemizden övgüyle söz ediyor. Bugün Amerika'dan İngiltere'ye, Hindistan'dan Avustralya'ya, Almanya'dan Fransa'ya kadar birçok ülkeye kahve gönderiyoruz. Çankırı'dan gurbete gitmiş insanlar, kahvelerini bizden alıyor ya da arkadaşları Çankırı'ya geldiği zaman bizden onlarla kahve göndermemizi istiyorlar. Dünyanın her yerine kahvemizi gönderiyoruz. Bundan büyük mutluluk duyuyoruz" diye konuştu. fkoru@htgazete.com.tr

4 4 Tuna, esnafla iç içe Atatürk Mahallesi ndeki iş yerlerini dolaşan Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, esnafın sorunlarını dinledi. gelip halimizi hatırımızı soruyor. Sincan Belediye Başkanı Doç. Düşüncelerimizi, isteklerimizi Dr. Mustafa Tuna, cuma günleri düzenlediği Halk Günlerinin yanı sıra periyodik olarak düzenlenen istişare toplantıları ve esnaf ziyaretlerini sürdürüyor. Tuna, bu bire bir dile getiriyoruz. En önemlisi de karşılıklı bir çay içip, halktan biri gibi konuşabiliyoruz. dedi. Birlikte Yönetim anlayışı ile kez çarşı esnafı ile bir araya geldi. her fırsatta vatandaşımızla bir Büyük küçük herkesin sevgisini kazan Başkan Tuna, Atatürk araya gelmek için gayret gösteriyoruz diyen Sincan Belediye Mahallesi esnafının isteklerini dinledi, Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, esnafa hayırlı kazançlar dile- Vatandaşımızın ve esnafımızın di. Belediye Başkanlarından memnun görüşleri, değerlendirmeleri bizim oldukları belirten ilçe esnafı; için çok önemli. Halkımızdan Başkanımızın ziyaretleri bizi çok mutlu ediyor. Sık sık dükkânımıza aldığımız güç ve destekle çalışmaya devam ediyoruz. dedi. MHP Ankara İl den konferans HABER MERKEZİ MHP Ankara İl Başkanlığı tarafından 17/25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Konferansı düzenlendi. MHP Genel Merkezinin 9 ilde 9 etkinlik için parolasıyla başlattığı konferansların üçüncüsü Ankara İl Başkanlığı tarafından başarıyla gerçekleştirildi. Etimesgut Korkut Ata Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen konferansa geniş katılım oldu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Zühal Topçu, il ve ilçe teşkilatları yöneticileri ve Ankaralı vatandaşların katıldığı konferansa konuşmacı olarak Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, Genel Sekreter Yardımcısı Recep Dumanlı ve MYK üyesi Mehmet Parsak katıldı. Düzenlenen konferansta Aralık yolsuzluk ve rüşvet olaylarının hukuki, isyasi ve ekonomik boyutunun ele alındığını bildiren MHP Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya, gösterilen ilgiden mutlu olduklarını bildirdi. Kapatılmak istenen yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla ilgili olarak Çetinkaya, bu olayların asla üzerinin örtülemeyeceğini bildirdi. Belediyeden okullara EĞİTİM DESTEĞİ Okulların altyapı ihtiyaçlarını gideren Çankaya Belediyesi, öğrencilerin spor yapmaları için gerekli malzemeleri de temin ediyor. Ekipler, ilçe genelinde yer alan ilköğretim ve lise düzeyindeki okullarda talepler doğrultusunda ahşap tadilatından boya badanaya sıhhi tesisat işinden asfalt ve kaldırım çalışmasına kadar tüm ihtiyaçları yerine getiriyor. Bu yıl içerisinde 5 okulun tam kaplama asfalt çalışmasını tamamlayan ekipler, bölge okullarında 96 ayrı iş yaparak fiziki koşulların iyileşmesini sağladı. Çankaya Belediyesi, öğrencilerin sağlıklı bir ortamda eğitim almaları için çalışmalarını sürdürüyor. Altyapı hizmetlerinin yanı sıra öğrencilerin spor yapmaları için gerekli materyalleri de okulların hizmetine sunan Çankaya Belediyesi, okulların imkanlarına göre basketbol potası, kale direği dikerken oyun sahalarının çizgilerini de çizmeyi ihmal etmiyor. Anadolu Erenleri Söyleşileri Sincan da devam ediyor Anadolu Erenlerinin hayatlarını vatandaşla paylaşan Sincan Belediyesi, bu kez İslam âlimi Abdülhakim Arsavi nin dünyasına hayatı konuk oluyor. Arsavi nin öğretilerinin anlatılacağı seminer, 26 Aralık Cuma günü te Sadık Yalsızuçanlar ın moderatörlüğünde Lale Konferans Salonu nda dinleyicisi ile buluşuyor. ANKARA OSİAD dan kan bağışı Ostim Sanayici ve İşadamları Derneği, kan bağışı kampanyası düzenledi. Kızılay ile gerçekleştirilen ortak organizasyonla dernek binasında sanayici ve işadamlarından kan alındı ve bir günde 37 ünite kan bağışı yapıldı. OSİAD Başkanı Adnan Keskin, kan bağışının önemine işaret etti. Dernek olarak sosyal sorumluluk projelerine önem verdiklerini, bu çerçevede yılda en az iki kez kan bağışı kampanyası düzenlediklerini belirten Keskin, Kan vererek hayat kurtarabiliriz. Kan bağışı çok insancıl bir davranış. Bir hayatın kurtulmasına vesile olmak, bir insanı yaşatmak çok güzel bir duygu ve bu duyguyu başka hiçbir şeyle yaşayamayız dedi. Kan bağışının vücudu zinde tuttuğunu, hücrelerin yenilenmesini sağladığını ifade eden Keskin, Kızılay ile gerçekleştirdikleri kan bağışı kampanyasını yineleyeceklerini de söyledi. Yaşar, muhtarlarla koordineli çalışıyor Yenimahalle Belediyesi, 2019 yılına kadar hayata geçirilmesi planlanan tüm projeler için muhtarlarla işbirliği yapıyor. Belediyenin yıllık çalışma planına göre; hangi mahalleye hangi hizmetlerin yapılacağını mahalle muhtarlarıyla paylaşıp, mahalle sakinlerinden gelecek öneri ve taleplerin de değerlendirilmesini sağlayacak çalışmaya, Çarşı Mahallesi ile start verildi. Bir program dahilinde ilçedeki tüm muhtarlıkları ziyaret ederek mahalle sakinlerinin sesine kulak verecek olan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Fen İşleri, Temizlik İşleri ve Park Bahçeler müdürlerini de yanına alarak yollara düştü. İlk ziyaretini Çarşı Mahallesi Muhtarı Yalçın Nazlı yla gerçekleştiren Başkan Yaşar, Çalışma takvimimizi sizlerden gelen talepler ışığında oluşturduk. Mahallelerin eksiklerini, sakinlerin taleplerini en iyi bilen sizlersiniz. Bütçemiz dahilinde yapabileceğimiz her şeyi yapmaya hazırız. Bu ilçe bizim. İlçemizi gelecek kuşaklara en güzel şekliyle bırakmak için elbirliğiyle çalışmaya devam etmeliyiz dedi. Çarşı Mahallesi nin ardından Tepealtı, Esentepe, Yunus Emre ve Ragıp Tüzün Mahallesi ne giderek muhtarlarla sohbet eden Yaşar, Aralık ve Ocak ayı boyunca 2015 yılı çalışmalarını anlatmak ve talepleri almak üzere ziyaretlerin devam edeceğini söyledi. Sincan, aralık ayını da kültür ve sanat etkinlikleriyle dolu dolu geçiriyor. Kasım Ayında büyük ilgi gören ekinliklerden sonra Aralık ayında da vatandaşı kültür ve sanat etkinlikleri ile buluşturan Belediye, sosyal belediyecilik anlayışı ile diğer belediyelere de örnek oluyor. Tiyatrodan sağlık seminerlerine, konferanslardan gezilere kadar pek çok etkinlik düzenleyen belediye, Anadolu Erenlerinin hayatlarını da gün yüzüne çıkarıyor. Tarihe adını altın harflerle yazdıran erenlerin hayatını Sincanlılarla paylaşan belediye, bu kez de İslam Alimi Abdülhakim Arsavi nin hayatına konuk oluyor. Ömrü boyunca çok sayıda talebe yetiştiren Arsavi, 26 Aralık Cuma günü te Sadık Yalsızuçanlar ın moderatörlüğünde Lale Konferans Salonu nda eserleri anılacak. Sosyal belediyeciliğin önemini vurgulayan Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Temel belediyecilik görevlerimizin yanı sıra sosyal belediyecilik prensipleri ile de hareket ediyoruz. Vatandaşımızı sosyal ve kültürel etkinliklerle buluşturarak hem bilgilendiriyor hem de hoşça vakit geçirmelerini amaçlıyoruz. Aralık ayında da vatandaşımızı beğeneceklerini umduğumuz etkinliklerimizle buluşturmaya devam ediyoruz. dedi. Yenidoğan nakli eğitimi Yenidoğan Nakli Eğitimi Kursu Türkiye de ilk defa Adana da yapıldı. Lokman Hekim Van Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ercan Kırımi kursta eğitimci olarak görev aldı. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanlığı, Adana İl Sağlık Müdürlüğü, bölge 122 acil servis çalışanları, Adana Özel Metro Hastanesi ve Lokman Hekim Van Hastanesi nin katkılarıyla düzenlenen kurs üç gün sürdü. Kursta bölgede 112 acil birimlerde görev yapan ve yenidoğan naklinde sorumlu olan paramedikler eğitildi. 23 kursiyerin katıldığı eğitim sonunda yapılan sınavda başarı gösterenlere sertifika verildi. Prof. Dr. Ercan Kırımi, eğitimin çok beğenildiğini ve kısa zamanda diğer şehirlerde de devam edeceğini belirterek, bu tür eğitim çalışmalarının yenidoğan ölümlerinin azaltılmasına önemli katkılar sağlayacağı kaydetti.

5 ANKARA 5 Altın Yay Okçuluk Derneği ve Çubuk İlçe Kültür Komisyonu tarafından "Geleneksel Okçuluk Semineri düzenlendi. Seminer de katılımcılara geçmişten günümüze geleneksel okçuluk hakkında bilgiler verilirken, seminere katılanlara atış talimi de yaptırıldı. Seminere Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan, Belediye Başkan Yardımcısı Şükrü Acıelma, İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Aslan, İl Milli Eğitim Koordinatörü Yahya Irmak, Ak Parti İlçe Başkanı Av. Baki Demirbaş ve her yaştan çok sayıda vatandaş katıldı. Çubuk Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi nde Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Altan Çetin ve Altın Yay Okçuluk Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Adem Yılmaz tarafından verilen seminerde, Türklerde ok ve yayın önemi, okçuluğun tarihi, okçuluğun dinimizdeki yeri ve önemi, ok, yay, kemankeş, zihgir, okçuluk edep ve ahlakı gibi konular ile tarihimizdeki önemli okçular hakkında sinevizyon eşliğinde bilgi verildi. Okçulukla ilgili 40'tan fazla hadis bulunduğunu anlatan Pof. Dr. Altan Çetin, bu tür etkinliklerin Türk kültürünün daha iyi anlaşılması adına çok önemli olduğunu söyledi. Yay ve okun nasıl yapıldığı, hangi malzemelerin nasıl kullanıldığı hakkında bilgi veren Çetin, geleneksel okçuluk ile modern okçuluğun çok farklı olduğunu ifade etti. Ok ve yayın Türk tarihinin her sahnesinde olduğunu aktaran Çetin, Atalarımız tarihleri boyunca 350 gram ağırlığına sahip en hafif, en küçük ancak en güçlü yayları olan kompakt kullandılar. Osmanlıların kullandığı bu küçük yaylar sayesinde atların üzerinde çeviklik kazanmışlardır. Bu sayede tarihimizdeki savaşların çoğunda başarı elde etmişizdir. Bu hafif ama güçlü kompakt yaylar sayesinde Dünya nın tarihi şekillenmiştir sözlerine yer veren Çetin, örnekler vererek ok ve yayın Türk tarihinin her alanında ve her sahnesinde bir izi olduğunu belirtti. Sevgili Peygamberimizin okçuluk eğitimini her zaman teşvik ettiğini kaydeden Çetin, Sevgili Altın Yay Okçuluk Derneği ve Çubuk İlçe Kültür Komisyonu tarafından "Geleneksel Okçuluk Semineri düzenlendi. Seminer de katılımcılara geçmişten günümüze geleneksel okçuluk hakkında bilgiler verilirken, seminere katılanlara atış talimi de yaptırıldı. Çubuk ta okçuluk semineri Pazar buluşmaları sürüyor Altındağ ın farklı mahallerinden gelen vatandaşlar, her hafta pazar günü Ulucanlar Cezaevi nde bir araya geliyor. Programın bu haftaki konukları Doğantepe ve Başpınar Mahallesi sakinleri oldu. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı programda mutluluk, afiyet ve bereket vardı. Başkan Tiryaki nin kahvaltı masalarını tek tek gezip vatandaşla kurduğu samimi iletişim gözlerden kaçmadı. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, yaptığı konuşmada dışarının soğuk fakat gönüllerin sıcak olduğunu belirtti. Soğuk havaya rağmen kahvaltıda kendilerini yalnız bırakmayan Altındağlı vatandaşlara teşekkür eden Başkan Tiryaki, aynı sofrayı paylaşarak bereketin daha da artacağını dile getirdi. Başkan Tiryaki, Altındağlıların birbirlerine gönülden bağlı olduğunun da altını çizdi. Artık kimsenin kimseye selam vermediğine dikkat çeken Başkan Tiryaki, iletişimsizliğin giderek arttığını ifade etti. Başkan Tiryaki, verilecek bir selamın önemine değindi ve sözlerini şöyle sürdürdü: Bu kahvaltılarda her hafta aynı sofraya oturuyoruz. Bu programlar birlik ve beraberlik adına büyük önem taşıyor. Ne yazık ki günümüzde babanın çocuğundan, komşunun komşusundan, öğretmenin öğrencisinden haberi yok. Altındağ Belediyesi olarak bu sorunun önüne geçmek istiyoruz. Bu yüzden burada toplandık. Bu yüzden hep birlikte sohbet ediyoruz. Bu yüzden hayır dualarımızı birebirimizden eksik etmiyoruz. Komşularınıza bir merhaba demeyi ihmal etmeyin. Askere gidecek olan biri varsa Allah kavuştursun deyin, evlenecek biri varsa Allah mutluluk nasip etsin deyin, bir cenaze varsa Başınız sağ olsun deyin. Böylece birlik ve beraberliğimiz daha sağlam temeller üzerine kurulacaktır. Peygamberimiz, bir babanın çocuğuna öğretmesi gereken hususlar arasında okuma yazmayı, yüzmeyi ve okçuluğu, atıcılığı zikretmiştir. Bu tavsiyeleri, okçuluğa dini bir hüviyet kazandırmış ve Ashab-ı Kiram, çocuklarına uçlarına çekirdeği çıkarılmış hurmalar takmak suretiyle ok alıştırmaları yaptırmaya başlamıştır. Bu, Ashab-ı Kiram içinden Sad bin Ebu Vakkas gibi muhteşem okçular yetişmiştir. Sevgili Peygamberimiz, 'İnsanoğlunun gamını, kederini en iyi dağıtan şeyin okçuluktur' buyurmuştur. Günümüzde insanların stresle mücadele etmekte zorlandığı şu ortamda, bunun çok önemli bir alan olduğunu belirtmek istiyorum diye konuştu. Üniversiteli öğrencilerin sanat eserleri Ulucanlar da Altındağ Belediyesi Ulucanlar Cezaevi Müzesi Sergi Salonu, bu kez Hacettepe Üniversitesi öğrencilerine kucak açtı. Sergiyi gezenler arasında Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ve Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Erol Bozkurt da yer aldı. Sergide cam altı, keçe ve boncuk sanatına ait eserler sergilendi. Hacettepe Üniversitesi öğrencileri 4 aylık bir çalışma sonucunda ortaya çıkan ilk eserlerini sanatın merkezinde sergileme fırsatı buldu. 75 öğrenci cam boncuk eseriyle sergide yer alırken, 50 öğrenci ise keçe eserleriyle sergide yer aldı. Mustafa Kural, Rabia Figen Esmeray ve Yaşar Cengiz Çınar eşliğinde eserlerini sergileyen öğrenciler, Altındağ Belediyesi nin sanata verdiği destekten oldukça memnun olduklarını dile getirdiler. Keçe Sanatçısı Yaşar Cengiz Çınar, kendilerine bu imkânı sunan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ye teşekkür etti. Altındağ Belediyesi nin yok olmakla karşı karşıya kalan keçe sanatını tekrar canlandırdığını söyleyen Çınar Sanattan ve sanatçıdan desteğini esirgemeyen Başkan Veysel Tiryaki, ilçenin gelişmesi için her şeyi yapıyor. dedi. Çınar, bu sayede düşünen, yaratıcı ve yetenekli gençlerin yetişeceğini de dile getirdi. Altındağ Belediyesi nin her alanda olduğu gibi sanat alanında da örnek gösterildiğinin altını çizen Çınar, sanatın nabzının Altındağ da attığını belirtti. Kızılcahamam da Siyer-i Nebi heyecanı Anadolu Gençlik Derneği tarafından Türkiye Liseli Gençler Efendimizin İzinde Siyer-i Nebi yarışması yapıldı. Sınav eş zamanlı olarak tüm il ve ilçelerde yapıldı. Türkiye Geneli katılım 150 Bin civarındaydı. TÜLAY CANPOLAT- artış olduğu gözlemlenmektedir. Bu nedenlerden Tüm il ve ilçelerde yapılan Liseli Gençler dolayı AGD olarak değerler Efendimizin İzinde Siyer-i eğitiminin uygulamaya Nebi yarışması konulduğu bir süreçte aziz Kızılcahamam da İmam milletimiz tarafından en Hatip Ortaokulu binasında büyük değer ve örnek yapıldı. Türkiye genelindeki model olarak kabul edilen bütün lise öğrencilerine Peygamber Efendimiz Hz. yönelik olarak yapılan bu Muhammed'in hayatının yarışmada Peygamber gençler tarafından daha iyi Efendimizin hayatıyla ilgili okunarak algılanması 80 soru soruldu. MGV gerektiğine inanıyoruz. tarafından yayınlanan Dr. Buna bağlı olarak ülkemiz Mehmet Sürmeli'nin 'Gaye sınırlarında bulunan bütün İnsan Hazreti Muhammed' lise öğrencilerimize yönelik adlı kitabından hazırlanan 'Siyer-i Nebi' yarışması soruları yaparken öğrencilerin heyecanı gözlerinden cunda ahlaklı, milleti için düzenleyerek bunun sonu- okunuyordu. Çünkü ödüller çalışan, ailesini, eşini ve hiç hafife alınacak gibi dostunu önemseyen değildi. Ödüller ne miydi? bireyler yetiştirmek Her ilin birincisine ücretsiz amaçlanmaktadır. UMRE. Ülke geneli birinciye 6 bin TL. ikinciye 4 bin Muhammed'in (s.a.s) Peygamber Efendimiz Hz. TL. üçüncüye 3 bin TL. hayatı hakkında daha hassas ve daha ayrıntılı bilgi dördüncüye 2 bin TL. Ayrıca Kızılcahamam ve edinmelerini sağlamak ve Çamlıdere İlçe birincilerine örnek bir nesil yetiştirilmesine katkı sağlamak ne de 31 Aralıkta Belediye Nikah ve Toplantı büyük bir mutluluktur. Salonu nda yapılacak olan Mekke nin Fethi programında ödülleri takdim edilecek. AGD den yapılan açıklamaya göre yapılacak yarışmanın amacı şu şekilde açıkladı: Gençliğin ahlaki yoksunluktan dolayı her geçen gün uçuruma sürüklenmekteler. Alkol ve uyuşturucu kullanımında, suç işleme oranlarında istatistikî olarak büyük bir Sevgili Peygamber'imizin hayatının daha iyi öğrenilmesine yapılabilecek küçük bir katkıyı, en büyük bahtiyarlık kabul edenler bulunduğu müddetçe, Efendimiz hakkında daha birçok eser, program, yarışmalar vs. düzenlenecektir. Bu bağlamda günümüzde gerek uyuşturucu, alkol, sigara, gerek diziler vb. gençlerimizi ahlak ve maneviyatını tahrip etmektedir. Milli ve manevi değerlere bağlı bir gençlik yetiştirerek bu ifsadın önüne geçebiliriz. Bunun için Siyer-i Nebi Yarışması yaparak, liseli gençlerin Peygamber Efendimizin hayatını okumasına vesile olmak, sevgili peygamberimizin (s.a.s) razı olacağı bir gençlik yetiştirmek için çalışmak takdire şayan bir çalımladır. Bu uğurda çalışanlardan Allah razı olsun. ANKESOB Sicil Müdürlüğü yeni yüzüyle hizmette Ankara Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (ANKE- SOB), Esnaf Sicil Müdürlüğü dizayn edilerek hizmete sunuldu. Ankara Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği tarafından, Konya Sokak taki merkez binasında hizmet veren Sicil Müdürlüğü yeniden yapılandırılarak, hizmet kalite standardı yükseltildi. ANKESOB, modern bir şekilde yeniden dizayn edilen Sicil Müdürlüğü nde pilot çalışması başlatılan elektronik imza uygulaması ile sicil bankolarında kullanımına başlanılan numaratör sistemini devreye sokarak, esnafa hizmette yeni bir aşamaya geçti. Esnaf Sicil Müdürlüğündeki tüm eksikliklerin giderilerek, elektronik imza uygulaması ile numaratör sisteminin devreye konulması hizmet alan esnaf ve sanatkârları da memnun etti. Yapılan çalışmaları ve sunulan hizmeti yerinde izleyen ANKESOB Başkanı Mehmet Yiğiner, bir süre sicilde hizmet alan esnaf ve sanatkârla sohbet ederek, onların sorunlarını dinledi. Başkan Yiğiner, Esnaf ve Sanatkârlarımız için ne yapsak azdır, zira onlar her şeyin en iyisi ve en güzeline layıktır. Bizler bunun bilinciyle çalışmalarımızda odak noktamıza her zaman esnaflarımızı almışızdır. Amacımız, teknolojinin sağladığı kolaylıkları da kullanarak esnaf ve sanatkârımıza kaliteli hizmet sunmak. Bu anlayışla esnaf ve sanatkârımızın işlemlerini yürütecek hizmet birimlerimizi günümüz ihtiyaç, beklenti ve çağın gereklerine uygun olarak yeniden düzenledik. Bundan sonra, esnaf ve sanatkârımıza yönelik hizmetlerimiz, artarak devam edecek dedi. Duruay dan, öğrencilere KONYA SÜRPRİZİ Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay, Karaali YİBO dan toplam 60 öğrenciyi Konya ya götürdü. Öğrenciler insanlık tarihi açıdan önemli medeniyetlere sahne olmuş Konya da tarihi ve kültürel güzellikleri görme imkanı bulurken, Mevlana, Şems-i Tebrizi Türbeleri ile Alaattin Keykubad Camii, Karatay Medresesi, Meram Bağları, ve 80 Binde Devr-i Alem gezdirildi. Gezilerin arasında Konya nın meşhur etli ekmeği de Karaali YİBO öğrencilerine ikram edildi. Ziyaretlerin tamamlanmasının ardından öğrencilere Konya hatırası olması için alışveriş yapabilecekleri yerler de gezdirildi. Başkan Duruay ise yapmış olduğu açıklamasında, Konya, insanlık tarihi açısından önemli medeniyetlere sahne olmuş, oldukça zengin bir kültürün izlerini bağrında taşıyan, Mevlana gibi yetiştirdiği İslam büyükleri ile gönülleri fetheden bir şehir. Karaali YİBO öğrencilerimizin de bu tarihi havayı soluması, değerlerimize sahip çıkma ve tarihi tanıma açısından inanıyorum ki faydalı bir gezi olmuştur ifadelerini kullandı. Lakros Takımı nın eli sopalı bayanları Lakros Milli Takımı na sporcu yetiştirmek için geçtiğimiz ay lakros takımı kuran Mamak Belediyesi, şimdide bayan lakros takımı kurdu. Kızılderili sporu olarak bilinen lakros antrenmanlarını tıpkı erkeklerde olduğu gibi haftada iki gün Mamak Şehir Stadı nda gerçekleştiren bayan lakroscular ilk antrenmana lakros erkek takımıyla çıktı. Bayan lakroscular, erkek takımına üstünlük sağlayamasa da kıran kırana bir mücadele gerçekleştirdi. Mamak ın kendini dünyaya tanıtacak bir spor dalıyla tanıştığını kaydeden Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, Türkiye de yeni tanınan sporları da bünyemizde barındırarak alt yapılarını oluşturuyoruz. Lakros da ülkemizde yeni tanınan bir spor dalı. Hem lakros sporunu hem de Mamak ı Dünya ya tanıtacağız diye konuştu. Oyun kuralları bayanlar ve erkekler için aynı olmayan sporda, erkeklerin spor kıyafetleri başını, omuzlarını, kollarını ve ellerini karşı takımın lakros sopalarından gelen darbelere karşı koruyucak şekilde. Bunun aksine kadınların kıyafetinde ise sadece gözü koruyacak bir gözlük var. Kadınların mücadelesinde sopalarla karşı takım oyuncusuna müdahale edilemiyor. Kadınlarda sadece kalecinin kıyafetinde koruyucu kask bulunuyor.

6 6 Şirketlerin ANTALYA - Antalya Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, bugün bazı basın-yayın organların yer alan Antalya Konseyi Tarım Topraklarının Korunması ve Kullanımı Çalışma Grubu tarafından gerçekleştirilen toplantı raporuna istinaden, sebze ve meyvelerdeki zirai ilaç kalıntısı ile ilgili haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedildi. Son 10 yılda yürütülen kapsamlı eğitim ve denetim çalışmalarıyla pestisit kalıntı oranının yüzde 1'lerin altına düşürüldüğü, iç ve dış pazarlara sunulan ürünlerde gıda güvenliği ve güvenilirliğinin sağlandığı belirtilen açıklamada, pestisit kalıntı oranının AB ülkelerinde yüzde 3-5, ABD'de ise yüzde 3-4 olduğuna dikkat çekildi. Gerçek ve tüzel kişilerin zirai mücadelede Londra da konut fiyatları cep yakıyor LONDRA - GÖKHAN KURTARAN - İngiltere'nin başkenti Londra'da konut fiyatlarının son yıllarda hızla yükselmesi tüketicinin sınırlarını zorlamaya devam ederken, ülke ekonomisi için de risk oluşturmaya devam ediyor. Avrupa'nın eğitim ve çalışmak için en çok tercih edilen metropolleri arasında yer alan İngiltere'nin başkentinde, konut fiyatlarının son yıllarda hızla artması haftalık ve aylık bazda kiraların da yükselmesine neden oldu. Londra'nın önde gelen finans merkezlerinden Canary Wharf'ta çalışan finans uzmanlarının, ekonomistlerin, doktorların bile yüksek konut fiyatları sebebiyle başkalarıyla ev paylaşması ya da sadece oda kiralaması doğal karşılanıyor. AA muhabirinin Londra Belediyesi'nin resmi verilerinden derlediği verilere göre Londra'daki 1 odalı bir evin aylık kirası yaklaşık sterlin (4.174 lira) civarında seyrediyor. Londra'da iki odalı bir evin kirası ise resmi verilere göre sterlin (5.021 lira). Fakat kısa bir araştırma sonrasında Londra'da konut kiralarının resmi verilerin çok üzerinde olduğunu görmek mümkün. Çeşitli online emlak sitelerinde Londra'nın KONGRE İLANI KAZAN EĞİTİM VE KÜLTÜRE HİZMET DERNEĞİ BAŞKANLIĞINDAN Kazan Eğitim Ve Kültüre Hizmet Derneği'nin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı 10 Ocak 2015 Cumartesi günü saat 11:00 de Fatih Mah. Emir Sultan Cad. Oba Sok. No:6 Kazan /ANKARA daki Dernek hizmet binasında aşağıdaki gündemle yapılacaktır. Toplantıda yeterli çoğunluk sağlanmadığı takdirde 17 Ocak 2015 Cumartesi günü aynı yer ve saatte yapılacaktır. Üyelerimize duyurulur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM 1- Açılış, Divan heyetinin seçimi. 2- Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulları raporlarının okunması ve müzakeresi. 3- Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulunun ibrası. 4- Yeni Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimi. 5- Derneğe lüzumlu olan menkul ve gayrimenkul malların satın alınması, kiralanması, bağış veya vasiyet yoluyla derneğe intikal edenlerin dernek üzerine intikal ve tescil muamelelerinin yapılması, mülkiyetten başka ayni hakların tesis edilmesi veya mevcut menkul ve gayrimenkul malların satılması veya kendisine ait mevcut menkul veya gayrimenkul mallar üzerinde mülkiyetin dışındaki ayni hakların başkaları lehine tesis ve tescil edilmesi, Resmi özel ve tüzel kişilere bedelli veya bedelsiz tahsis edilmesi tahsisin kabulü veya kiralanması, menkul veya gayrimenkullerin başkalarına hibe edilmesi veya başkaların yapacağı hibelerin kabul edilmesi, tapuda tevhit ve ifraz yaptırmaya inşaat yaptırmaya tapuda takrir vermek, takrir almak cins tashihi yapmak taşınmazlar üzerinde üst hakkı tesis etmek, tapu kütüğünde her türlü ayni hak tesis etmek şerh vermek şerh almak, intifa ve irtifa hakkı tesis ettirmek, derneğin gayesine uygun olarak borç alma hususlarında yönetim kuruluna salahiyet verilmesi 6- Dilek ve temenniler. 7- Kapanış. KONGRE İLANI SEYHAMAMI EĞİTİM FAALİYETLERİNİ DESTEKLEME DERNEĞİ BAŞKANLIĞINDAN Seyhamamı Eğitim Faaliyetlerini Destekleme Derneği'nin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı 17 Ocak 2015 Cumartesi günü saat 14:00 de Yukarı Kese Köyü Seyhamamı Mh. No:90 Kızılcahamam/ANKARA daki Dernek hizmet binasında aşağıdaki gündemle yapılacaktır. Toplantıda yeterli çoğunluk sağlanmadığı takdirde 24 Ocak 2015 Cumartesi günü aynı yer ve saatte yapılacaktır. Üyelerimize duyurulur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1- Açılış, Divan heyetinin seçimi. 2- Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulları raporlarının okunması ve müzakeresi. 3- Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulunun ibrası. 4- Yeni Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimi. 5- Derneğe lüzumlu olan menkul ve gayrimenkul malların satın alınması, kiralanması, bağış veya vasiyet yoluyla derneğe intikal edenlerin dernek üzerine intikal ve tescil muamelelerinin yapılması, mülkiyetten başka ayni hakların tesis edilmesi veya mevcut menkul ve gayrimenkul malların satılması veya kendisine ait mevcut menkul veya gayrimenkul mallar üzerinde mülkiyetin dışındaki ayni hakların başkaları lehine tesis ve tescil edilmesi, Resmi özel ve tüzel kişilere bedelli veya bedelsiz tahsis edilmesi tahsisin kabulü veya kiralanması, menkul veya gayrimenkullerin başkalarına hibe edilmesi veya başkaların yapacağı hibelerin kabul edilmesi, tapuda tevhit ve ifraz yaptırmaya inşaat yaptırmaya tapuda takrir vermek, takrir almak cins tashihi yapmak taşınmazlar üzerinde üst hakkı tesis etmek, tapu kütüğünde her türlü ayni hak tesis etmek şerh vermek şerh almak, intifa ve irtifa hakkı tesis ettirmek, derneğin gayesine uygun olarak borç alma hususlarında yönetim kuruluna salahiyet verilmesi 6- Dilek ve temenniler. 7- Kapanış. merkezinde yer alan metrekarelik evlerin aylık kiraları yaklaşık sterlinden ( lira) başlıyor. Ülkede konut fiyatlarının artış hızının önüne geçebilmek ve ülke ekonomisi için konut balonu tehlikesini engellemek için İngiltere Merkez Bankası devreye girmek zorunda kaldı. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, daha önce yaptığı değerlendirmede konut fiyatlarındaki yükselişin ekonomik istikrar için risk oluşturduğunu belirterek, "Konut kredisi hacminde tahammül sınırımızın sonuna geldik" demişti. Son 10 yılda yürütülen kapsamlı eğitim ve denetim çalışmalarıyla yaş meyve ve sebzede pestisit kalıntı oranının yüzde 1'lerin altına düştüğünü bildirildi. Yaş meyve ve sebzede ilaç kalıntısı yüzde 1 in altına indi bitki koruma ürününün etkisizliği veya zararı hakkında beyan ettikleri şikayet üzerine veya piyasada doğrudan yapılan rutin denetimler sırasında alınan ilaç numunelerinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı laboratuvarlarda analize tabi tutulduğu ifade edilen açıklamada, eğitim ve yayım çalışmalarının da aralıksız devam ettiği bildirildi. İyi tarım uygulamalarının Antalya'da yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmaların aralıksız devam ettiği ve halen bölgede 18 bin dekar örtüaltı ve turunçgil alanında iyi tarım uygulamaları standardında üretim yapıldığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi: "Sonuç olarak, ilimiz sahip olduğu uygun ekoloji sayesinde başta sebze olmak üzere taze meyve ve sebze üretim potansiyeli bakımından Türkiye'nin kalbi konumundadır. Ayrıca, ülkemizde tarım teknolojisinin en çok kullanıldığı, sera üretiminin ve kontrollü tarımın en yoğun yapıldığı bir bölge olarak da uluslararası pazarın ilgisini çekmektedir. Bu özellikleri ile Antalya, tarım sektöründeki yerli ve yabancı yatırımcıların en yoğun şekilde yatırım yaptığı, yeni teknolojilerin pilot uygulamalarının gerçekleştirildiği bir bölge haline gelmiştir. Hal böyle iken, müdürlüğümüzü ilgilendiren konularda yeterli ve doğru bilgiye sahip olmadan yapılan açıklama ve değerlendirmelerin üretici, tüketici ve sektörde görev alan tüm paydaşlar ile ülke ekonomisini olumsuz etkileyeceği bilinmelidir." EKONOMİ çoğu bankaların hizmetinden memnun değil İSTANBUL - Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY'nin "Küresel Ticari Bankacılık Araştırması"na göre, şirketlerin yüzde 29'u, geçen 24 ile 12 ay içerisinde birincil bankaları ile sorun yaşarken, yüzde 57'si bankalarının sunduğu hizmetlerden memnun değil. EY açıklamasına göre şirketin, 24 ülkeden 2 binin üzerinde orta ölçekli şirket yöneticisi ile gerçekleştirdiği "Küresel Ticari Bankacılık Araştırması", yıllık gelirleri gelişmiş piyasalarda 25 milyon dolar ile 500 milyon dolara, gelişmekte olan piyasalarda ise 15 milyon dolar ile 500 milyon dolara ulaşan orta ölçekli şirketlerin beklentilerini ve değişen gereksinimlerini ortaya koyuyor. Ticari bankaların müşterilerini kaybetmemeleri açısından tespitler sunan araştırmaya göre, şirketlerin yüzde 29'u, geçen 24 ile 12 ay içerisinde birincil bankaları ile sorun yaşarken, yüzde 57'sinin bankaların sunduğu hizmetlerden memnun değil. Bu durum müşterilerin güvenini ve bağlılığını zayıflatırken, şirketler açısından rakip bankalarla iş birliği yapma ya da belli işlemleri bankacılık dışı yapılara kaydırma gibi farklı seçenekleri gündeme getiriyor. Orta ölçekli şirketlerin yüzde 34'ü araştırmaya verdikleri bilgilere göre gelecek dönem içerisinde birincil bankacılık hizmetlerini farklı bankalara kaydırmayı düşünürken, yüzde 38'i ise söz konusu işlemler için bankacılık dışı faaliyetleri gündemlerine almayı planladığını kaydetti. Kredi kartı ve sigorta hizmeti sağlayan alternatif finansman şirketlerinin, yıllardır döviz, kredi ve ticari hizmet sunmak gibi bankacılık alanlarını ilgilendiren alanlara dahil olduğu dile getirilen rapora göre bankacılık dışı finansman sağlayan firmaların geleneksel bankacılığı tehdit ettiğine dair herhangi bir öngörü olmasa da şirket yöneticileri ürün ve servis yelpazesinin genişliğinden ötürü teknolojinin sunduğu avantajlarla finansal hizmet tekliflerini genişleten bu firmalara yöneliyor. Dijital kanallar aracılığıyla bankacılık işlemi gerçekleştiren müşterilerin sayısında artış yaşandığına dikkatin çekildiği raporda, online bankacılığı her hafta kullanan ticari bankacılık müşterilerinin oranı yüzde 80 olarak yer aldı. KONGRE İLANI KIZILCAHAMAM MERKEZ KURS VE OKUL TALEBELERİNE YARDIM DERNEĞİ BAŞKANLIĞINDAN Kızılcahamam Merkez Kurs Ve Okul Talebelerine Yardım Derneği'nin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı 17 Ocak 2015 Cumartesi günü saat 12:30 de Akçay Mah. Halil Arslan Sk. No:2 Kızılcahamam/ANKARA daki Dernek hizmet binasında aşağıdaki gündemle yapılacaktır. Toplantıda yeterli çoğunluk sağlanmadığı takdirde 24 Ocak 2015 Cumartesi günü aynı yer ve saatte yapılacaktır. Üyelerimize duyurulur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM 1- Açılış, Divan heyetinin seçimi. 2- Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulları raporlarının okunması ve müzakeresi. 3- Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulunun ibrası. 4- Yeni Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimi. 5- Derneğe lüzumlu olan menkul ve gayrimenkul malların satın alınması, kiralanması, bağış veya vasiyet yoluyla derneğe intikal edenlerin dernek üzerine intikal ve tescil muamelelerinin yapılması, mülkiyetten başka ayni hakların tesis edilmesi veya mevcut menkul ve gayrimenkul malların satılması veya kendisine ait mevcut menkul veya gayrimenkul mallar üzerinde mülkiyetin dışındaki ayni hakların başkaları lehine tesis ve tescil edilmesi, Resmi özel ve tüzel kişilere bedelli veya bedelsiz tahsis edilmesi tahsisin kabulü veya kiralanması, menkul veya gayrimenkullerin başkalarına hibe edilmesi veya başkaların yapacağı hibelerin kabul edilmesi, tapuda tevhit ve ifraz yaptırmaya inşaat yaptırmaya tapuda takrir vermek, takrir almak cins tashihi yapmak taşınmazlar üzerinde üst hakkı tesis etmek, tapu kütüğünde her türlü ayni hak tesis etmek şerh vermek şerh almak, intifa ve irtifa hakkı tesis ettirmek, derneğin gayesine uygun olarak borç alma hususlarında yönetim kuruluna salahiyet verilmesi 6- Dilek ve temenniler. 7- Kapanış. KONGRE İLANI ELMALI KURS VE OKUL TALEBELERİNE YARDIM DERNEĞİ BAŞKANLIĞINDAN Elmalı Kurs Ve Okul Talebelerine Yardım Derneği'nin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı 25 Ocak 2015 Pazar günü saat 16:00 de Elmalı Köyü Çamlıdere /ANKARA daki Dernek hizmet binasında aşağıdaki gündemle yapılacaktır. Toplantıda yeterli çoğunluk sağlanmadığı takdirde 01 Şubat 2015 Pazar günü aynı yer ve saatte yapılacaktır. Üyelerimize duyurulur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1- Açılış, Divan heyetinin seçimi. 2- Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulları raporlarının okunması ve müzakeresi. 3- Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulunun ibrası. 4- Yeni Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimi. 5- Derneğe lüzumlu olan menkul ve gayrimenkul malların satın alınması, kiralanması, bağış veya vasiyet yoluyla derneğe intikal edenlerin dernek üzerine intikal ve tescil muamelelerinin yapılması, mülkiyetten başka ayni hakların tesis edilmesi veya mevcut menkul ve gayrimenkul malların satılması veya kendisine ait mevcut menkul veya gayrimenkul mallar üzerinde mülkiyetin dışındaki ayni hakların başkaları lehine tesis ve tescil edilmesi, Resmi özel ve tüzel kişilere bedelli veya bedelsiz tahsis edilmesi tahsisin kabulü veya kiralanması, menkul veya gayrimenkullerin başkalarına hibe edilmesi veya başkaların yapacağı hibelerin kabul edilmesi, tapuda tevhit ve ifraz yaptırmaya inşaat yaptırmaya tapuda takrir vermek, takrir almak cins tashihi yapmak taşınmazlar üzerinde üst hakkı tesis etmek, tapu kütüğünde her türlü ayni hak tesis etmek şerh vermek şerh almak, intifa ve irtifa hakkı tesis ettirmek, derneğin gayesine uygun olarak borç alma hususlarında yönetim kuruluna salahiyet verilmesi 6- Dilek ve temenniler. 7- Kapanış.

7 7 EKONOMİ Kazak fasulyesi yok satıyor Bakan Yıldız: Petroldeki düşüş vadandaşa bire bir yansıtıldı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün vatandaşa bire bir yansıdığını belirterek, "55 litre deposu olan birisi benzinde neredeyse 50 lira, dizelde ve mazotta da 40 lira civarında daha az para ödeyerek deposunu dolduruyor. Bunun toplam tutarı 6 milyar dolar" dedi. İSTANBUL - Bakan Yıldız, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Sabancı Üniversitesi Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından gerçekleştirilen "World Energy Outlook 2014" Türkiye tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada "Güney Alkım" projesi tartışmaları kapsamında kendilerine "Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ne olacak?" sorusunun sorulduğunu aktardı. "Biz Güney Akım'ın ortağı değiliz ama TANAP'ın ortağıyız" diyen Bakan Yıldız, şunları kaydetti: "TANAP'ın en önemli 2 ülkesinden biriyiz Azerbaycan ile birlikte. Şahdeniz'deki hisselerimiz yüzde 19'a çıkartıldı. BP'den sonraki ikinci büyük hissedarız. Azerbaycan'da, Azerbaycan'dan daha çok hisse sahibiyiz. Bunların gözden kaçmaması lazım. TANAP'daki hissemizi de yüzde 20'den yüzde 30'lara çıkardık. Önümüzdeki 4 yıl içinde projenin senkron halinde hizmete alınmasını sağlamamız gerekiyor. Bu zincirin 4 büyük halkası var; Şahdeniz'de gazın üretilmesi, Gürcistan'dan iletilmesi, TANAP'la Türkiye'den devam etmesi, Trans Adriyatik Boru Hattı'yla (TAP) birlikte de İtalya'ya kadar uzanması. Biz fiili olarak para harcamaya başladık. 'TANAP'ta ne yapıyoruz?' dersek, bin 800 kilometrelik boru hattının boru ihalesi tamamlandı ve 2 KALEM PİMAPEN DOĞRAMA MAL ALIMI VE MONTAJI ELK.OPTİK SİS.BKM.MRK.MD.LÜĞÜ MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK 2 KALEM PİMAPEN DOĞRAMA MAL ALIMI VE MONTAJI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : ŞEHİT ÜTGM. HASAN ŞAHAN KIŞLASI ELEKTRO OPTİK SİSTEMLER BAKIM MERKEZİ MÜDÜRLÜGÜ YENİKENT SİNCAN/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : 11.ikmal.merkezi@windowslive.com ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : MİKTARI VE TÜRÜ EKTE YER ALMAKATDIR Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : ELEKTRO OPTİK SİSTEMLER BAKIM MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINIR DAYANIKLI 528-MAL SAYMANLIĞI YENİKENT- SİNCAN / ANKARA c) Teslim tarihi : Sözleşmenin yürürlüğe girdiği gün aynı zamanda işe başlama talimatı tebliği olarak kabul edilecektir. Yüklenici ayrıca bir işe başlama talimatı verilmeyeceğini peşinen kabul edecek ve sözleşmenin yürürlüğe girmesine müteakip 20 gün içerisinde demontaj ve montaj işlemini bitirecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : 11'İNCİ ANA İKMAL MERKEZİ KOMUTANLIĞI 1 NUMARALI İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI YENİKENT-SİNCAN/ANKARA b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 15 TRY (Türk Lirası) karşılığı 11.İNCİ ANA İKMAL MERKEZİ KOMUTANLIĞI 1 NUMARALI İHALE KOMİSYON BAŞKANLIĞI adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar 11'İNCİ ANA İKMAL MERKEZİ KOMUTANLIĞI 1 NUMARALI İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI YENİKENT-SİNCAN/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın ( Resmi İlanlar yüzde 80'ini Türk firmalarının aldığı bir yapı ortaya konuldu. İşçilik ihalesi 4 fazdı, 3'ü tamamlandı, kamulaştırmalarla ilgili de 600 kilometrenin kamulaştırması tamamlandı. Yani proje devam ediyor, aynen nükleer güç santralleriyle ilgili aldığımız kararın fiili uygulamaya dökülmesi gibi." Bakan Yıldız, konuşmasında petrol fiyatlarında yaşanan düşüşe de değindi. Fiyatlarda meydana gelen düşüşün birçok ülkeyi etkilediği gibi Rusya'yı da etkilediğine işaret eden Yıldız, tüketici ülkelerin fayda sağladığı, üretici ülkelerin de karlarından fedakarlık yaptığı, bütçe hesaplarının tutmadığı bir ortamın olduğunu söyledi. KOP ekonomiye 2,5 milyar dolarlık katkı sağlayacak ANKARA - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin ikinci büyük sulama projesi olan Konya Ovası Projesi (KOP) tamamlandığında, ekonomiye 2,57 milyar dolar katkı sağlayacağını belirtti. Bayraktar, yazılı açıklamasında, Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde illerini kapsayan KOP kapsamında 1 milyon 100 bin hektar sulanacak tarım arazisi bulunduğunu, bu araziden 923 bin 600 hektarının sulandığını ifade etti. Proje ile gelir düzeyini ve yaşam kalitesini yükselterek ulusal düzeyde ekonomik gelişimin amaçlandığını belirten Bayraktar, projenin sulama ayağının bir an önce bitirilmesi gerektiğine işaret etti. Bayraktar, 2023'e kadar 81 bin 5 hektar alanın sulama planlamasının yapıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Sulanabilir alan yüzde 83,9'a ulaşmış durumda. Yer altı sularından kaynaklı 923 bin 600 hektar sulanan alanda önümüzdeki yıllarda 70 bin 92 hektar daralma olacak. Bu nedenle 2014 itibarıyla sulanabilir alan 853 bin 508 hektar kabul ediliyor. 30 bin 267 hektar alan sulama inşaatı halinde 135 bin 220 hektar alan ise yatırım programında. Bunlar tamamlandığında projeyle 2023 yılı itibarıyla bölgedeki 1 milyon 100 bin hektar alan sulamaya açılmış olacak." DİYARBAKIR- Diyarbakır'da yapımına başlanan tatlı su balık çiftliğinde Amerikan yayın balığı yetiştirilecek. Dicle Nehri kenarında girişimci Ramazan Batbay tarafından bin 800 dönüm alan üzerine oluşturulacak tatlı su balık tesisinde Amerikan ve Afrika yayın balığının da arasında yer aldığı 7 balık çeşidi üretilip, işlendikten sonra yurt dışına ihraç edilecek. Batbay AA muhabirine, yaklaşık 35 yıldır yakınlarıyla tarımsal üretim yaptıkları Dicle Nehri kenarında balık çiftliği kurmak için 10 yıl önce proje geliştirdiklerini söyledi. BALIKESİR - Manyas Gölü'nün kıyısındaki Kocagöl köyünde, yaklaşık 350 yıl önce yerleşen Kazaklardan öğrenilen iri taneli fasulye üretimi, bu yıl bölgedeki aşırı yağışlar ve sel nedeniyle 50 tondan 25 tona düşerken fiyatı yüzde 25 yükseldi. Koca fasulye de denilen Kazak fasulyesi, Balıkesir ve ilçeleri kadar İstanbul 'da da beğeniyle tüketilen bakliyatlar arasında bulunuyor. Manyas'ın Kocagöl, Akçaova, Hamamlı ve Salur mahallelerindeki aşırı yağışlar ve sel nedeniyle Kazak fasulyesinin üretimi olumsuz etkilenirken, rekolte yüzde 50'nin üzerinde azalmayla 25 tonun altına geriledi. Tarladan toplanamayacak ölçüde zarar gören fasulyenin iyi olanları, geçen yıla göre yüzde 25'lik fiyat artışıyla kilosu 10 liradan satılıyor. İlçedeki üreticiler, Balıkesir ve İstanbul'dan geleni talebi karşılayamıyor. Manyas Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Danç, Kazak fasulyesinin, ağırlıklı olarak Manyas Gölü kıyısında üretildiğini belirterek, "Normalde dekar başına düşük verimi bulunan ürün, yağışlardan ve selden çok etkilendi. Kısıtlı olan üretim, iyice düştü. Fiyatı yükseldi ancak yine de yok satıyor. Farklı lezzetiyle Kazak fasulyesi, yüksek fiyatına rağmen çok talep görüyor" dedi. Hamamlı'da üretim yapan Servet Kılıç ise 10 liraya satılmasına rağmen ürün yetiştiremediklerini ifade ederek, "Geçen yıllarda bu fasulyenin tadını bilenler talep ediyordu. Bu yıl ürün yokluğundan talepleri yerine getiremedik. Üzeri kararanları 5 liradan satıyoruz, buna bile yüksek talep geliyor. Bu kararan fasulyelerin pişirilmesinde ve tadında herhangi bir değişiklik yok, sadece dış görüntüsü iyi değil" diye konuştu. ABD ekonomisi yüzde 5 büyüdü WASHINGTON - ABD ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 5 büyüyerek son 11 yılın en iyi performansını gösterdi. ABD Ticaret Bakanlığı'nın bugün açıkladığı verilere göre, ABD ekonomisinin üçüncü çeyreğe ilişkin büyüme oranı yüzde 3,9'dan yüzde 5'e revize edildi. Bu sonuçla 2003'ten bu yana en yüksek oranını yakalayan büyüme verisine ilişkin beklenti, yüzde 4,3 artış yönündeydi. Yılın ikinci çeyreğine ilişkin büyüme verisi ise yüzde 4,6'da sabit kaldı. Beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşen büyümede sırasıyla yüzde 3,2 ve yüzde 8,9 artan tüketici harcamaları ve yatırımlar etkili oldu. Veriler, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) fiyat endeksinin beklentilere paralel olarak yüzde 1,4 arttığını da ortaya koydu. Uzmanlar, üçüncü çeyrekte beklentileri aşan ve son 11 yılın en iyi performansı olan yüzde 5'lik büyümenin, gelecek sene için iyiye işaret ettiğini belirterek, ekonominin sürdürülebilir büyüme eğilimi yakaladığı öngörüsünde bulunuyor. Diyarbakır da Amerikan yayın balığı yetiştirilecek Ancak çeşitli nedenlerle "balıkçılık ve meyvecilik" olmak üzere iki bölümden oluşan projeyi uygulamaya geçiremediklerini bildiren Batbay, uzun süren çalışma sonucunda ilgili kurumlardan izin alarak, tesisin yapımına başladıklarını dile getirdi. İlk etapta yer yer kazıldığı için tahrip edilen alanları ıslah ettiklerini ve tarıma elverişli hale getirdiklerini kaydeden Batbay, bunun için yaklaşık 15 milyon lira harcama yaptıklarını vurguladı. Batbay, gölet çevresinde ıslah edilen alanda 10 bin meyve fidanı da dikeceklerini belirterek, şöyle konuştu: "Aynı zamanda burada meyve üretimi de yapacağız. 10 bin nar, badem ve ceviz fidanı dikiyoruz. İlk etapta ithal ettiğimiz 3 bin Kaliforniya cinsi ceviz fidanı diktik. İki ay sonra 7 bin fidan daha dikeceğiz. Bunlar büyüdüğünde alan yeşile bürünecek. Uygulamamız, Dicle Vadisi Projesi ile uyumlu olup, ona da büyük katkı da sunacak." Batbay, 400 kişiye istihdam sağlayacak tesisin aynı zamanda yöredeki girişimcilere de örnek olacağını vurgulayarak, bu sayede Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kültür balıkçılığının gelişeceğini söyledi. İki büyük havuzda 7 balık çeşidinin yetiştirileceğini dile getiren Batbay, ilk etapta yıllık 4 bin ton olarak belirlenen balık üretiminin daha sonra 11 bin tona ulaşacağını kaydetti.

8 8 KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN KOMŞU VE KOMŞULUK İLİŞKİLERİ Komşu; konutları yakın olan kimselerin birbirine göre aldıkları addır. Ortak sınırları bulunan köy, kasaba, şehir, mahalle ve ülkeler için de komşu sözcüğü kullanılır. Komşuluk ise komşu olma durumu ve komşuların birbirleriyle olan karşılıklı ilişkilerini ifade eder. Komşular arasında sosyal ilişkilerin olumlu olmasını sağlamak için gösterilen bütün çabalara halk dilinde komşuluk etmek veya komşuluk yapmak denir. Komşular birbirlerine karşı saygı gösterirse buna da komşu hatırı denir. Yakınlığı, mihribanlığı ve güveni ifade etmek için komşu kapısı deyimi ile iletişimin en önemli halkası hatırlatılır. Her ailenin, her toplumun komşuluk anlayışları, âdetleri birbirine benzer ya da benzemeyebilir. Bu benzeşmeler ve farklılıklar gayet doğaldır. Buna göre komşuluk ilişkisi güçlenir ya da zayıflar. Türk halkı komşuluk ilişkisine büyük önem verir. Başta da söylediğimiz şekilde komşuluk hatırını daima gözetir. Kaşgarlı Mahmut un Divan-ı Lügat-it Türk adlı eserinde Kurt bile komşusunu yemez atasözü vardır. Ev alma komşu al atasözü ta 13. yüzyıldan bu yana toplumumuzda kullanılır. İyi komşu yanında kötü komşu da olabileceği açıktır. Derler ki, Allah kötü komşulara eş etmesin! Bu komşuluk ilişkisini ülke olarak düşünürsek, komşularımıza bakalım: Yunanistan, Bulgaristan, Suriye, Irak, İran, Ermenistan, Gürcistan Bunlara Güney Kıbrıs Rum yönetimini, Azerbaycan ı da ilave edebiliriz. Komşularla sıfır sorun Türkiye nin idealidir, politikasıdır. Güzel bir şey, sorunsuz komşuluk yapmak. Ama sıfır sorun durumunu gerçekleştirmek istiyorsak komşularla olan tüm sorunlarımızda, komşuların haklılığını kabul etmek durumunda kalırız. Ermenistan sizden toprak alma düşüncesinde ise ve sınırları tanımıyorsa; Sıfır sorun olabilir mi? Olur, şöyle olur. Ey Ermenistan haklısın, biz size soykırım uyguladık. Bizde bulunan altı il ise sizindir, buyrun size verdik. İşte o zaman sıfır sorun gerçekleşir. Suriye Hatay benimdir, ben Hatay ı mutlaka kendi topraklarıma katacağım diyorsa; Sıfır sorun olur mu? Olur, şöyle olur: Ey Suriye haklısın, Hatay toprakları bizim değil, sizindir. Buyrun alın dersek işte o zaman sıfır sorun. Yunanistan la, Bulgaristan la, Suriye ile ve diğer ülkelerle sorunlar da yine böyle ulusal konular üzerine. Mesala; desek ki, Bizim Kıbrıs diye bir sorunumuz yok. Kıbrıs adasının kuzeyinde Türkler yaşamıyor, adanın kuzeyi de Rum a aittir. Sıfır sorun gerçekleşmez mi? Ama komşularımız ne diyor? Biz haklıyız. Türkler bize istediklerimizi sağlasın. Yoksa sorunları devam ettireceğiz. İşte komşularımızla olan ilişkilerimiz bu düzeyde Ver kurtul ile de kurtulmamız mümkün değildir. Ver, ver, ver Ama alma. İşte size basit ve kaba olarak sıfır sorunlu komşuluk ilişkileri olan Türkiye Haldun Taner için uluslararası piyes yarışması düzenlenecek ANKARA - Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önde gelen öykü, tiyatro ve kabare yazarlarından Haldun Taner'in doğumunun 100. yılında Türk dünyasında uluslararası piyes yarışması düzenlenecek. Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TÜRKSOY üyesi ülkeler kültür bakanlarının kararıyla ilan edilen "2015 Haldun Taner Yılı" kapsamında, uluslararası bir piyes yarışmasının yapılmasının kararlaştırıldığını söyledi. Purtaş, geçtiğimiz günlerde Tataristan'ın başkenti Kazan'da gerçekleştirilen 32. Dönem Türk Dili Konuşan Ülkeler Kültür Bakanları Daimi Konseyi Toplantısı sırasında, konunun Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül'ün teklifiyle gündeme geldiğini belirtti. Toplantıda, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığının önerisiyle 2015 yılının, doğumunun "100. Yılında Haldun Taner Yılı" olarak kutlanmasının onaylandığını da hatırlatan Purtaş, "Toplantıya katılan 14 bakanın ve temsilcilerinin ortak kararıyla ilan edilen yıl çerçevesinde, Haldun Taner, 2015 yılında çeşitli etkinlerle anılacak" dedi. Fırat Purtaş, şöyle konuştu: "Burada esas amaçlanan Haldun Taner ve onun ölümsüz eserleri vasıtasıyla Türkiye'nin tiyatro geçmişini, tiyatro sanatını tanıtmak ve tiyatro alanında ülkelerimiz arasında var olan mevcut işbirliğini güçlendirmektir. Kuşkusuz ki Haldun Taner'in eserlerinin diğer Türk cumhuriyetlerinin repertuvarlarına dahil edilmesi mevcut işbirliğimizin güçlenerek gelişmesine fırsat sunacaktır. Tiyatro alanında TÜRKSOY üyesi ülkeler arasında uzun süredir devam etmekte olan bir işbirliği mevcut. Bu işbirliği TÜRKSOY'a üye ülkeler Tiyatro Yöneticileri Kurulu tarafından başarıyla yürütülmektedir. Önümüzdeki yıl bu tür etkinliklerde Haldun Taner ismini daha çok duyacağız." "Kerbela" bu kez notalarla gönülleri yakacak New Age müziğin Türkiye'deki önemli temsilcilerinden besteci ve müzisyen Can Atilla, İslam dünyasının en trajik olaylarından Kerbela'yı albümleştirdi. ESKİŞEHİR - Eskişehir'de, Abhaz Kültür Derneği üyeleri, kaybettikleri kültürlerini geri kazandırmak için köy köy gezerek, aynı kökenli kişileri dernek çatısı altında birleştirmeye çalışıyor. Eskişehir Abhaz Kültür Derneği Başkanı Turgay Tekin, dernek binasında AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailesinin 1864 yılında zorunlu olarak Anadolu'ya göç ettiğini söyledi. Abhazya'nın Rusya tarafından tanınmasının ardından Türkiye'de Abhaz derneklerinin kurulmaya başladığını belirten Tekin, Eskişehir'de ise derneğin 2010 yılında kurulduğunu bildirdi. Eskişehir Abhaz Kültür Derneği'nin 450'ye yakın üyesi olduğunu aktaran Tekin, "Eskişehir'de 50 bine yakın Kafkas göçmeni var, bununda 20 bini Abhaz kökenli. 20 bin Abhazın tamamına ulaşamayacağımız için tüzüğümüze 'Abhaz kökenli olan herkes doğal olarak üyemizdir' maddesi koyduk" dedi. Derneğe katılım arttığı için daha büyük bir mekana taşınmak istediklerini anlatan Tekin, şöyle konuştu: "Kültürümüzü kaybetmemek için öncelikle bir arada olmaya çalışıyoruz. Derneği de onun için kurduk, resmiyet kazandırdık. Köylerimize geziler düzenliyoruz, Abhazlara ulaşmaya çalışıyoruz. Onları, çocuklarını, akrabalarını buraya gelmeye ve birlik olmaya teşvik etmeye çalışıyoruz. Çünkü bir arada olduğumuz zaman kültürümüz daha köklü hale geliyor. Irkçılık yapma çabamız yok. Biz sadece kaybettiğimiz kültürümüzü geri kazanmanın derdindeyiz." Dernekte şu anda mızıka ve dil kursu verildiğini dile getiren Tekin, geleneksel çalgılarının bir MEHMET NURİ PARMAKSIZ HAYATA VE AŞKA DAİR CANIM CANIMA SIĞMIYOR Gönül bayrağımı dalgalandıran şükrün secdesi. Bazen olur ya sevinçten ya da mutluluktan yerinizde duramazsınız, bazen olur ya dar gelir size dünya, bitmesin istersiniz gördüğünüz rüya. İşte öyle bir hâldeyim, kalbim ellerimde gülistan gülistan çoğalıyor yâre sunmak için kendini. Doyamayacağımı bile bile bir türkü tutturmuş ahvalim ve saadetler içinde hicranı kıskandıracak şekilde koşuyor mahşere hayalim. Yani canım canıma sığmıyor, yaşadığım halleri aklım almıyor. Nasıl şükretsem aşka? Yüreğime aşk kuşu yuva yaptıktan sonra halim ANKARA - New Age müziğin Türkiye'deki önemli temsilcilerinden besteci ve müzisyen Can Atilla, İslam dünyasının en trajik olaylarından Kerbela'yı albümleştirdi. Atilla, AA muhabirine İzmir Devlet Opera ve Balesince mart ayında dünya prömiyeri gerçekleştirilen "Kerbela" balesini, bale süiti olarak yeniden düzenlediğini bildirdi. Albümünün önümüzdeki aylarda müzik marketlerde yerini alacağını belirten Atilla, Çaykovski'nin Fındıkkıran bale süiti gibi, Kerbela balesinin de dinleyiciye daha kolay aktarılacak forma dönüştüğünü söyledi. Atilla, sahnelendiği ilk günden itibaren seyircinin büyük beğenisini kazanan balenin, albümde de istenen etkiyi oluşturması için çeşitli değişiklikler yaptığı, teknik müziklerin kısaltılıp artistik izler yansıttığını anlattı. Can Atilla, yüzyıllardır İslam dünyasının gönlünü acıtan, gözleri yaşartan Kerbela olayını sahneye aktarmadan önce herhangi bir yanlışlık olmasın diye konuyla ilgili tüm kitapları okuduğunu kaydetti. Bu eseri de ruhundan parça katarak, büyük ıstıraplar hissederek hazırladığını dile getiren Atilla, "Kerbela politik bir hadise, sadece Hz. Hüseyin'in katledilmesi değil, o coğrafyada halifeliğin hilafete dönüşmesi, Şam'da Muaviye'nin altın saray yaptırması gibi. Bunu tiyatroda, edebiyatta anlatabilirsiniz ama dansta anlatamazsınız. O kadar zor ki... Dans ile vücut diliyle nasıl anlatılabileceğiyle ilgili aylarca okudum, not aldım. İnsanların eliyle, koluyla, başıyla, bakışıyla sahnede bu hissi nasıl yaratabiliriz diye çok düşündüm. Estetik, müzik ve dünya sanatı olarak nasıl verebiliriz, Arap coğrafyasını nasıl ifade edebiliriz diye çok uğraştım" diye konuştu. Atilla, Alevilik ile ilgili son dönemdeki tartışmalara ve açılımlara ilişkin ise sanatının siyasete malzeme olamayacağını söyledi. Bale eserinde, herhangi bir tartışmaya mahal vermemek için yalnızca gerçeklere bağlı kaldığını, hiçbir yorumda bulunmadığını vurgulayan Atilla, "Bu esere, okuduğum kitaplardan edindiğim ruh halini geçirdim şimdi sıra bunu dinleyen insanlarda" dedi. Bütün sanatseverlerin Kerbela balesini de seyretmesini öneren Atilla, "Eserin koreografı Mehmet Balkan, o kadar kusursuz, epik bir bale koydu ki ortaya, henüz beklediğimiz etki yaratılmadı ama göreceksiniz zaman içerisinde çok kısmını da Abhazya'dan sipariş ettiklerini ve ilerleyen zamanlarda başka kurslarında açılacağını vurguladı. Dernekte Abhazca kurs öğretmenliği yapan Gürkan Tekin ise 1864 yılında Kafkasya'dan Anadolu'ya gerçekleştirilen göç sonrası kurdukları köylerde kapalı bir yapıya sahip olarak yaşadıklarını aktardı. Türkiye'de şehirleşmenin başlamasının ardından köylerdeki kapalı yapının bozulduğunu ve Abhazca bilen sayısında azalma olduğunu kaydeden Tekin, "Benim jenerasyonumda Abhazcayı bir başka. Yeşilin içinde başka bir yeşil, mavinin içinde başka bir mavi varmış. Asıl saadetin ismi yârmış. Gökyüzü bir tual oldu gönlüme içimdeki mutluluğun resmini boyuyorum bulut bulut, beni böyle hâllere koyansa sonsuzluğa dâir içimde taşıdığım umut. Nasıl anlatsam bilmem ki, bir tarafımda yüreğimdeki yangın yangın gülümseyen güller; diğer tarafımda gökten yağmur yağmur yağan hüznün külleri Ey aşk! Hiç bitmesin bu yaşadığım hâl. Bana verdiğin başka bir ruh, kokladığım başka bir lale, benim çağlayanım derya derya çoğalıyor ve dalga dalga ulaşıyor hilâle. Aşkın merceğinden bakmak lazımmış dünyaya, aşkın gözlüğünden seyran etmek lazımmış âlemi. Gönlüm şimdilerde aşk denizine açılmış korkularından azade bir gemi. Özlemlerimi rüzgâr ettim kalbime, sükûtum deryadaki dinginlik, bestemin adı oldu sessizlik ama içimde dinmeyen coşkunun lezzeti hasretlik. İçimdeki çocuk coştukça farklı bir yere gelecek" değerlendirmesinde bulundu. Bestesi, müziği ve libretteso Can Atilla'ya ait Kerbela balesinin dünya prömiyeri, mart ayında İzmir'de gerçekleştirildi. Lale Balkan'ın rejisiyle Mehmet Balkan'ın koreografisiyle sahneye taşınan eser, Hz. Muhammed'in vefatının ardından Arap yarımadasında siyasi ve toplumsal çalkantılar sonucunda peygamber torunu Hz. Hüseyin'in şehit edilmesini anlatıyor. Tarihsel gerçeklere dayandırılarak ilk kez neo klasik bir müzik diliyle hazırlanan eserde, 19. ve 20. yüzyıl modern bale müziği, orkestrasyon ve anlatım dilinin yanı sıra müzik içerisinde kullanılan insan sesleri ve dönem enstrümanları ile atmosferik Ortadoğu mistisizmi canlandırılıyor. Kültürlerini devam ettirmek için köy köy geziyorlar bilen sayısı çok az. Annem ve babamın yaşında olanlar ise Abhazcayı konuşabiliyor ama yazıp, okuyamıyor. Her yerde kullandığımız dil Türkçe olunca Abhazca ikinci planda hatta daha gerilerde kalıyordu. Biz bugün bunu aşmaya çalışıyoruz" diye konuştu. İlk önce ailesinden kendi dilini daha sonra Türkçe'yi öğrendiğini dile getiren Tekin, şu ifadeleri kullandı: "Abhazca fonetik bir dil. Bundan bin yıl önce nasıl konuşuluyorsa şu anda aynı şekilde konuşuluyor. Zor bir dil ve 64 harften oluşuyor öğrencimiz var. Günlük 3 harf öğretiyoruz. Dil zor olduğu için bir ders kaçırdıklarında birçok şeyi öğrenmemiş oluyorlar. Üyelerimiz, ana dillerini bir şekilde öğrenememişler, çoğu kulak dolgunluğuna sahip. Buraya hem alfabeyi öğrenip hem de dillerini geliştirmek için geliyorlar." coşuyor her nefeste, bulutların boynunu bir bir eğip tahta ata biner gibi o meridyen senin, bu paralel benim geziyorum semada. Hüznün sadece adı kaldı ardımda. Âşık olup canımıza can katmak lazımmış anladım, gizli sevinçlerim aşikâr oldu, yüreğim çok şükür yâr ile doldukça doldu. Gönül bayrağımı dalgalandıran şükrün secdesi, aşkta razı olanların kalbini Mevlâ enginler gibi büyütürmüş, şimdilerde gönlüm sonsuzca yârin bendesi. Ey ellerinin kokusunda yıkandığım yâr! Ey gözlerinde mahşeri, kalbinde şükrü bestelediğim yâr! Söylesene biz aşka kurban olduktan ve Mevlâ bizden razı olduktan sonra gayrısının ne önemi var! Ey yâr! Niyetimiz bir, kalbimiz bir oldukça; ellerimiz her nefeste Elif i andıkça müsterih ol, kaderin sahibi uzak eyleyecektir cümle ayrılıklardan bizi ve mahşerde herkes konuşacak sevgimizi. GÜNÜN ŞİİRİ Beni sevdikçe sen ilhâmımı senden alırım, Seni benden çıkarırlarsa yâr, öksüz kalırım.

9 YAŞAM-ÇEVRE 9 BULMACA Suriyelilere yardımlar "tek elden" ulaştırılacak Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli. Uzaklık anlatır. 2. Çizgi ile güldürü sanatı. 3. Bir cins iri at. Çıplak, özgür, hür. 4. Etrafı suyla çevrili kara parçası. Pirinç ve şekerkamışından elde edilen rakı. 5. Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme. Sarma, çevirme, kuşatma. 6. Genellikle soğuk denizlerde yaşayan, karaciğerinden balıkyağı çıkarılan, eti yenilen bir balık. Lahza. 7. Pasak. Nitelik. 8. İlkel silah. Bir nota. İrlanda Cumhuriyet Ordusunun kısaltması. 9. Parça, lokma, dilim. O yer anlamında kullanılan bir sözcük. 10. Cüsseli. Güvenilir. 11. Eskiden Karagöz oynatılan kahvelere verilen ad. Adaletle iş gören. 12. Kadınsı davranışları olan erkek. Duman karası. 13. Bir işi yapıp yapmamaya karar verme gücü. Tembih sözü. 14. Sosyolojide bir kabile veya boyun bölündüğü parçalardan her biri. Yağma, çapul. 15. Kesintilerden sonra geri kalan miktar, safi. Saat kadranı. 16. İstihsal Ceviz, ekmek içi, sarımsak, sirke ile yapılan bir tür meze. Arapçada su. 18. Osmiyumun simgesi. Üzerine iplik, tel gibi şeyler sarılan, ekseni boyunca ortası delik silindir. 19. Evrenpulu. İlgi. 20. Kutsal inanç, iman. Ödeşme, razı olma. Yukarıdan aşağıya: 1. Yılanın deri değiştirirken attığı deri. Alt Kurul. Beden yapısı, gövde yapısı. 2. Bilimsel niteliği olan. Arıtılmış, inceltilmiş. Hamız. 3. Boğa güreşçisi. Yazın, edebiyat. İlgi eki. 4. Mesafe. Güzel sanat. Çok eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatırken kullanılan sözcük. Çare. Bir şeyin olmasına çok az kalmak anlamında bir sözcük. 5. Tırpana balığı. Yerine koyma, yerine kullanma. Bayram. Ticaret eşyası. 6. Yumurta biçiminde yapılan ve sekiz deliği bulunan üflemeli bir çalgı. İnam, vedia. Bir ilimiz. 7. Tantalın simgesi. Bir yerde toplanan kalabalık, halk. Fikir, düşünce. Deniz kuvvetlerinde bir aşama. 8. Karadeniz yelkenlisi. Edebiyatta etkiyi arttırmak için bir şeyin tersini söyleyerek alay etme. Acıklı. Sergen. 9. Çeşit, nevi. Posta sürücüsü. Gemi barınağı. Akdeniz bölgesi bitki örtüsü. 10. Yiyeceği ortaklaşa sağlanan toplantı. Favori. Güzel sanatların bir dalı. Binek hayvanı. Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU Kilis'te kurulan ve yönetiminde Suriyelilerin de yer aldığı Altın Hilal Hareketi Derneği, kamp dışında yaşayan Suriyeli sığınmacılara yönelik yardımların tek elden ulaştırılması amacıyla çalışması başlattı. KİLİS - Suriye'de yaklaşık 4 yıldır yaklaşık 90 bin Suriyeliye ev sahipliği şan 8 kişilik ekiple kurdukları derneğin devam eden iç savaş nedeniyle milyonlarca yapan Kilis'te, sığınmacıları evlerinde kısa zamanda yaklaşık 500 gönüllüye kişi ülkelerini terk ederek, komşu ziyaret ederek, sorunlarıyla yakından ilgi- ulaştığını ifade eden Diyarbakırlı, ilk iş ülkelere sığındı. leniyor. olarak kente yerleşen ve kiraladıkları Olayların başladığı ilk günden itibaren Kentteki sığınmacı sayısı ve bunların evlerde yaşam mücadelesi veren Suriye halkını yalnız bırakmayan Türk sosyoekonomik durumlarını kayıt altına Suriyelilere dağıtılan yardımların tek elden hükümeti oluşturduğu kamplarda sığınmacılara alan dernek görevlileri, misafirlerin her yapılması için çalışma başlattıklarını her türlü desteği verirken, sivil türlü ihtiyaç ve sıkıntılarını yönetime ileti- belirtti. toplum kuruluşları da "ensar-muhacir" yor. Kilis'e yerleşen Suriyelilerin sayısının anlayışından hareketle düzenledikleri Altın Hilal Hareketi Derneği Başkanı kent nüfusuna yaklaştığına işaret eden kampanyalarla Suriye halkını bir an olsun Serhan Diyarbakırlı, AA muhabirine yaptığı Diyarbakırlı, "Suriyeli misafirlerin Kilis hal- açıklamada, "göçü berekete dönüştürkıyla iletişimlerini, koordinasyonunu ve yalnız bırakmadı. Altın Hilal Hareketi Derneği de konteyner kent ve kiraladıkları evlerde barınan Diyarbakırlı, Suriyeli ve Kilislilerden olumak için başlatılan çalışma kapsamında me" sloganıyla yola çıktıklarını söyledi. yardımların adil şekilde dağıtımını sağla- Kanseri yenen kadın derneği kurmaya karar verdik. İlk etapta şehri 8 bölgeye ayırarak, 75 mahallede bir Suriyeli ve bir Kilisli olmak üzere gönüllü arkadaşlarımızı görevlendirdik. Tespit edilen ihtiyaç ve sorunları değerlendirmek üzere de aralarında yabancıların bulunduğu 8 komisyon oluşturduk" "minibüs şoförü" oldu dedi. Altın Hilal Hareketi sayesinde Kilis halkı ÇANAKKALE - Gelibolu ilçesinde ile Suriyeli misafirlerin sorunsuz ve daha yaşayan Emine Şarlak (43), önce çabuk kaynaştığını dile getiren yakalandığı kanser hastalığını yendi, Diyarbakırlı, şunları kaydetti: daha sonra geçimini sağlayabilmek "Bizden önce yardımlar plansız ve için minibüs şoförlüğüne başladı. programsız yapılıyordu. Bazı haneler AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, yapılan yardımlardan birden fazla yararlanırken, hiç yardım alamayan aileler olu- Bayırköy'de yaşamını sürdüren ve 10 kardeşi bulunan Emine Şarlak, önceki yordu. Bu sorunu ortadan kaldırmak yıllarda, çiftçilikle uğraşan ailesine adına başta valiliğimiz olmak üzere çeşitli yardımcı oluyordu. kurumlar ile diyaloğa geçerek böyle bir Evlenmeyen Şarlak, 2011 yılında oluşum başlattık. Artık Kilis'e ulaştırılan kanser hastalığına yakalandı. Yaşama tüm yardımlar ilk önce derneğe geliyor. azmi, sevinci ve iradesiyle hastalığını Çalışkanlığımı ve azmimi babamdan Daha sonra yardımları gönüllü ekiplerimizce tespit edilen ailelere eşit olarak yenen Şarlak, geçimini sağlayabilmek alıyorum" diye konuştu. için minibüs şoförlüğü yapıyor. Şarlak, yolcuların kendisine oldukça dağıtıyoruz" Hayata yeniden sımsıkı bağlanan Diyarbakırlı, 8 kişilik yönetim kadrosunun yarısının Suriyelilerden oluştuğunu, Şarlak, Gelibolu ile Bayırköy arasındaki 15 kilometrelik mesafede diğer 6 fazla güvendiğini dile getirdi. Kural hatası yapmadan minibüsünü şoför gibi minibüsüyle yolcu taşıyor. kullanmaya çalıştığını anlatan Şarlak, böyle bir oluşumun da Türkiye'de başka Şarlak, ciddi bir hastalık geçirdiğini "Daha önce de otomobil ve traktör örneğinin olmadığını ifade etti. ve tedavisi için 9 ay İzmir'de kaldığını kullandım. Müşteriler oldukça memnun ve kadın şoför olduğum içinde Asıf da dernek sayesinde gelen yardımla- Derneğin Suriyeli yetkilisi Muhammet söyledi. Sağlığına yeniden kavuştuğu için beni tercih ediyorlar. Bana güveniyorlar. Ben de bu güvene layık olmak için dığını söyledi. rın koordineli şekilde her haneye ulaştırıl- Allah'a şükreden Şarlak, "Azmimle hastalığı yendim. Kendime güvenim elimden geleni yapıyorum. Erkek Suriyeli Mine Neccar ise 9 çocuğuyla var. Şu anda çok iyiyim. Annemi ve meslektaşlarım bazen beni kıskanıyor. 11 aydır Türkiye'de olduğunu belirtti. babamı kaybettim. Ailede şoför yok. Minibüsümü yeni aldım. Bu işte başarılı olacağıma inanıyorum" ifadesini den yardım almadığını vurgulayan Bugün kadar komşularının dışında kimse- Babam bizi çok disiplinli yetiştirdi. İyi ki 'böyle yetiştirmiş' diyorum. kullandı. Neccar, bundan sonrası için umutlu olduğunu kaydetti BUL- MACA Soldan sağa: ÇÖZÜMÜ BUGÜN 11. SAYFADA TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com MEYDANLARDAN EKRANLARA KAYAN TARİH SAVAŞI Bugünlerde Türk tarihi üzerine doğru yanlış, olumlu olumsuz bir sürü tartışmayla karşı karşıyayız. Eski zamanlarda meydanlarda yapılan savaş, bugünlerde televizyon ekranlarına taşındı. Türk tarihi üzerinden herkes bir gelecek inşa etme derdinde. Tarih, olabildiğince nesnel bir bakışla incelenmesi ve öğrenilmesi gerekirken, farklı ideoloji ve bakış açısına sahip olan kesimler, kendine göre bir tarih sunumuyla ideolojik eğilimleri doğrultusunda bir gelecek tasavvuru ortaya koyuyor. Bir tarafta bilim adamları, belgelerden ve bulgulardan hareketle olabildiğince nesnel bir tarih ortaya koymaya çalışıyor, diğer taraftan ise sinemacılar, romancılar, siyasetçiler başka bir tarih tasavvuru üretiyor. Türk tarihi üzerine yapılan çalışmalara baktığımızda şunları görüyoruz: -Parçalı Tarih-Bütün Tarih Farklılığı: Her milletin tarihi bir bütündür. Hiçbir millet, kendi tarihini eksik, parçalı, kesintili öğrenmez. Doğrusu ile yanlışı ile, iyisiyle kötüsüyle her millet, kendi geçmişini, atalarını merak eder ve elemesiz, ayıklamasız olarak bilmek ister. Bu bağlamda Türk tarihi, maalesef talihsizliğe maruz kalmıştır. Mesela Osmanlı dönemi tarihçiliğinde Türk tarihi, Türklerin Müslüman olmasıyla başlatılmış, İslam öncesi Türk tarihi üzerinde hemen hemen hiç durulmamış, yazılmamış ve öğretilmemiş. İslam adına takınılan bu tutum, haddi zatında İslam a da aykırı. Zira Kur an da Müslüman olmayan eski kavimlerin, kâfirlerin, Allah a isyan etmişlerin, Firavunların, Nemrutların ve başkalarının hayatı da ibret için anlatılıyor. Tarih, esas itibariyle ibret alınması gereken, olmuş geçmiş bir eski zaman sürecidir. İbret ve ders de daha çok olumsuz, kötü ve çirkin olan üzerinden alınır. Kur an da eski zaman hikâyelerine yani tarihe bol bol yer verilir. Genellikle de bir tarafta peygamberler, diğer tarafta onlarla ve tabii dolayısıyla ilahî mesajla mücadele eden kâfirlerin hayatı, kişilikleri, düşünceleri üzerinde durulur. O halde Osmanlı dönemi Türk tarihçiliği bu anlamda yanlış bir tutum izlemiştir. Bütün Türklük tarihi Tanzimat tan sonra ciddi manada gündeme gelmeye başladı. Biz Türklerin, nasıl bir halden gelip Müslüman olduğumuzu bilmemiz en doğal hakkımız. Bugün de maalesef bazı kişiler, İslam öncesi Türk tarihini bilmek istemezler ya da toptan reddiyeci bir tavırla görmezlikten gelirler, ya da aşağılarlar. Halbuki İslam öncesi Türk tarihinden de işimize yarayan çok yüksek değerler var. Doğru olan tarihin bölünmeden, kesintiye uğratılmadan bir bütün olarak bilinmesidir. Zira bilgi ve değer üreten yöntemlerden biri de mukayeselerdir. İslam öncesi Türk tarihini de, İslam sonrası Türk tarihini de bileceğiz ki mukayese ile değer, bilgi ve bilinç üretebilelim. -Kesintili ve Parçalı Tarih Algısında Kısır İdeolojik Tavır: Türk tarihine parçalı yaklaşımda başlıca şu eğilimler var: 1. Sömürge Siyasetçisinin Tarih Algısı: Kendisini Türk milletinin bağımsız siyasi iradesinin temsilcisi olarak değil de, tamamen Avrupa Birliği nin ve Amerika nın sömürge valisi olarak gören bir takım Türkiyeli!.. siyaset esnafı, millî eğitim kurumumuzu millî olmaktan çıkarıp ne idüğü belirsiz kozmopolit bir eğitim kurumuna dönüştürme çalışmaları içinde olur. Bu bağlamda okullarda Türk tarihini de eksik ve çarpık öğretirler. Batılılar küsmesin, gücenmesin, rahatsız olmasın, kırılmasın diye Haçlı Batı emperyalizmine karşı verdiğimiz mücadele tarihini olabildiğince yok sayarak, sulandırarak, hümanistleştirerek vermeye çalışırlar. Dolayısıyla kuşa çevrilmiş bir tarih çıkar karşımıza. 2. İslamî Türk Tarihi Algısı: Özellikle dindarlığı öne çıkaran kesimler, Türklerin sadece Selçuklu ve en çok da Osmanlı dönemlerini esas alıyorlar. Tarihimizin aşağı yukarı 10. yüzyıldan 1923 yılına kadarki sürecini temel alıyorlar. 10. Yüzyıldan önceki Türk tarihi ile 1923 sonrası süreci ya yok sayıyorlar ya ağır eleştirilerle yargılıyorlar. 3. İslam sız Türk Tarihi Algısı: İslam ı benimsememiş ya da reddetmiş veya İslam düşmanlığını dünya görüşünün merkezine yerleştirmiş bazı kesimler, Selçuklu ve Osmanlı dönemi Türk tarihini önemsemiyorlar, yok sayıyorlar ya da reddediyorlar. Bu kesimler, İslam öncesi Türk tarihi ile 1923 sonrası süreci asıl Türk tarihi olarak görüyorlar. Yani İslam sız Türklük algısı, daha baskın. 4. Laik ve Batıcı Türk Tarihi Algısı: Bazı kesimler de 1923 sonrası Cumhuriyet sürecini, Atatürk ü ve Cumhuriyet tarihini çarpıtarak, bağlamından kopararak, tamamen batıcı ve dini reddeden bir laiklik anlayışına bağlı olarak algılama eğilimindedirler. Bunlar da Türk tarihini 1923 yılından itibaren başlatırken, aynı zamanda İslam dan tamamen soyutlanmış batıcı ve dinsiz bir Türk tarihi üretme eğilimdedirler. Atatürk ü dinsiz laiklik ve batıcı eğilimlerine alet ediyorlar. Atatürk dinsiz değildi. - Oryantalist Türk Tarihi: Dışarıdan batılı bazı oryantalist tarihçiler, içerden onların tercümecisi ve sözcüsü olan yerli oryantalist Türk tarihi yazıcıları, Türk tarihine genellikle olumsuz bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar. Kötü niyetli oryantalist tarihçiler, barbar Türk imgesine bağlı bir Türk tarihi kurguluyorlar. Bunlara göre Türkler yakıp yıkan, katleden, zalim, merhametsiz, acımasız, kültür ve medeniyet üretmeyen; ama mevcut kültür ve medeniyet birikimlerini yok eden barbar bir topluluktur. Bunlar İslam öncesi Türk tarihini ilkel, yağmacı, talancı bir topluluk olarak algılarken, İslam sonrası Türklüğü de yine aynı şekilde kılıçla Hristiyan kesen bir topluluk olarak algılama eğilimindedirler. Bu tarihçiler için Türk tarihi, savaş ve kılıçtan ibarettir. Ürettiği dev insanlık medeniyetini ya görmezlikten gelirler, ya da itibarsızlaştırmaya çalışırlar. Yerli oryantalistler de sanat bağlamında yaptıkları filmlerde ve yazdıkları romanlarda gerçek bir Türk tarihi değil de sulandırılmış, cinselliğe ya da kılıcından kan damlayan gaddarlığa dayalı bir ucube tarih sunarlar. Bunu da kurguya sığınarak meşrulaştırmaya çalışırlar. Neticede zihinlerde çarpık bir Türk tarihi algısı yerleşmiş olur. - Folklorik Tarih Anlayışı: Bir kısım tarihçiler de İslam sız bir Türklük imgesi ortaya koymak için Türklerin İslam dışı gelenek görenek, âdet, halk edebiyatı, folklor birikimlerini esas alırlar. İslam dışı bir geleneksel halk kültür ve edebiyatını öne çıkarırlar. - Aristokrat Tarih Anlayışı: Bazı kesimler de Türk halk kültürlerini ilkel olmakla suçlayarak bu birikimi reddederek tamamen saray merkezli yüksek zümre kültürü ve yaşantısını öne çıkarırlar. Bu da eksik bir tarih algısıdır. - Hamasî Tarih Algısı: Bazı kesimler milliyetçiliği eksik ve yanlış anlayarak Türk tarihinin münhasıran ihtişamlı dönemlerini, savaşlarda elde ettikleri zaferleri, büyük komutanları ve kahramanları merkeze olarak hamasî bir tarih algısı üretirler. Bu da eksik bir tarih anlayışıdır. - Doğru Tarih anlayışı: Yukardan beri saydığımız tarih algılamaları ya eksik ya yanlıştır. Doğru ve tam tarih anlayışı ise şudur: Türk tarihi bir bütündür, parçalanmaz. İslam öncesi Türk tarihini bilmek öğrenmek demek, Şamanist olmak, Maniheist olmak, Gök Tanrı dinine inanmak demek değildir. O dönemden kalan millî secilerimizin faydalı olanlarını öğrenip günümüze uyarlamak demektir. Türk tarihi, sadece iyi, güzel, olumlu, muhteşem değer ve özelliklerden ibaret değildir. Tarihimiz, olumlu olumsuz, iyi kötü bütün değerleriyle bizimdir. Tarihe sadece iftihar etmek, övünmek için değil, aynı zamanda yapılan hataları görüp ders çıkarmak için de bakılır. Bana göre tarihimizi yaptığımız hataları tekrar etmemek adına ibret ve ders alınacak bir süreç olarak değerlendirmek, daha gereklidir. Türk tarihi bugün bizim için güç kullanan iradeli kahramanları ve değer üreten maneviyat önderleriyle daha bir önemlidir. Marş söyleyen tarih bizim olduğu kadar, ağıt yakan tarih de bizimdir. Dünya genelinde ömür, 1990'dan bu yana ortalama 6 yıl uzadı ANKARA - Dünya genelinde yaşam süresi 1990'da 65,5 iken 2013'te 71,5'e uzadı. Sonuçları İngiliz "The Lancet" dergisinde yayımlanan, 188 ülkeden gelen verilere dayalı araştırma, erkeklerin ömrünün bu süre zarfında ortalama 5,8, kadınlarınkinin 6,6 uzadığını gösterdi. Gelişmekte olan Nepal, Ruanda, Etiyopya, Nijer ve İran gibi ülkelerde ortalama yaşam süresinin 12 yıldan fazla uzadığı ancak AIDS nedeniyle Güney Afrika, Botswana ve Namibya'da ömrün 5 yıl kısaldığı belirlendi. Bilim adamları, zengin ülkelerde ömrün bazı kanser türleri ve kalpdamar hastalıklarından ölümlerin azalması sayesinde, yoksul ülkelerde ise ömrün, yeni doğan ölümlerinin azalması, çocuklarda ishal ve solunum yolları hastalıklarındaki gerilemeyle uzadığı vurgulandı. Araştırmaya imza atanlardan Dr. Christopher Murray, birçok hastalık ve yaralanma konusunda büyük gelişmeler kaydedildiğini ancak çok daha iyisinin yapılabileceğine ve yapılması gerektiğine dikkati çekti. İshal, kızamık, verem, AIDS, sıtma gibi hastalıklarla ortak mücadele ve bunların önlenmesine daha fazla para harcanması sayesinde yaşam süresinin uzadığını belirten Murray, uyuşturucuya bağlı hastalıklar, siroz, diyabet ve böbrek yetmezliği konusunda ise çabaların yetersiz kaldığını ifade etti. Araştırmaya göre, Türkiye'de geçen yıl başlıca ölüm nedeni kalpdamar hastalıkları oldu. En fazla can alan kalp-damar hastalıklarını felç ve akciğer kanseri izledi. Ölüm nedenlerinin 4. sırasında konjenital (doğuştan gelen) hastalıklar yer aldı.

10 10 SAĞLIK Türkiye'de artık daha ileri yaşlarda doğumlar görülüyor Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alanur Çavlin, Türkiye'de doğurganlığın yaş yapısının değiştiğini, kadınların daha ileri yaşlarda doğum yapmaya başladığını söyledi. İSTANBUL - Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alanur Çavlin, Türkiye'de doğurganlığın yaş yapısının değiştiğini, kadınların daha ileri yaşlarda doğum yapmaya başladığını söyledi. Çavlin, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı'nda düzenlenen basın toplantısında, enstitü öncülüğünde, Kalkınma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TÜBİTAK işbirliğiyle hazırlanan 2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'nın (TNSA-2013) sonuçlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Araştırmanın çok önemli bulgular içerdiğini anlatan Çavlin, araştırmada yer alan "her iki doğumdan birinin sezaryenle gerçekleşmesi" bulgusunun sağlık sektöründeki özelleşmenin artmasıyla ilişkili olduğunu belirtti. Türkiye'de hep erken yaşta doğumların üzerine yoğunlaşılarak buna çözümler arandığını dile getiren Çavlin, şöyle devam etti: "Türkiye'de doğurganlığın yaş yapısı değişiyor. Daha ileri yaşlarda doğumlar görülüyor. Şu anda Türkiye'de daha önce görmediğimiz ileri yaşlardaki doğumları görüyoruz. Doğurganlığın ertelenmesi ve ötelenmesi, doğurganlık düzeyi ve sağlığında da etkili oluyor." Çavlin, araştırmada görülen resme daha detaylı bakmak gerektiğini ifade ederek, "Ülkede yaşlı nüfusun payı, yüzde 8. Bu, sadece doğurganlıkla ilintili bir durum değil, aynı zamanda yaşam beklentisinin artmasıyla da ilişkili. İLAN KIRIKKALE İLİ DELİCE İLÇESİ SARIKAYA KÖYÜ KÜLTÜR KALKINDIRMA VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ Derneğimizin olağan genel Kurul Toplantısı Pazar günü saat 12 de Bahçeler içi mah. 265 sokak No: 16/A Mamak adresinde yapılacak. Çoğunluk sağlanmadığı takdirde 2. toplantı Pazar günü aynı yer ve saatte yapılacaktır. Tüm üyelerimize duyruylur. GÜNDEM 1. Açılış yoklama ve saygı duruşu 2 Yeni yönetim kurulu seçimi 3. Dilek ve temenniler 4. Kapanış Yedigün - 8 KAMU GÖZETİMİ, MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU Kurumumuz bilgi işlem biriminde ihtiyaç duyulan 5 kişi ile Bilgi Sistemleri Personeli hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : Söğütözü Mahallesi Sokak No: Söğütözü ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : hakki.ayan@kgk.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : Kurumumuz bilgi işlem biriminde ihtiyaç duyulan 5 kişi ile Bilgi Sistemleri Personeli hizmet alımı Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Söğütözü Mahallesi Sokak No:4 Çankaya/ANKARA adresindeki Hizmet Binasında c) Süresi : İşe başlama tarihi , işin bitiş tarihi İhalenin a) Yapılacağı yer : Sögütözü Mahallesi 2177.Sokak No:4 Çankaya/ANKARA Kat:8 Toplantı Salonu b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Kamu veya Özel Sektöre taahhüt edilen "Her Türlü Personel Çalıştırılmasına dayalı" hizmet alımı işleri benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Halkbankası Emek Şubesi ( Hesap Numarası ) IBAN NO: TR nolu hesaba şartname bedeli yatırılıp dekont ile birlikte Sögütözü Mah Sok. No:4 Çankaya/ANKARA Kat:3 305 nolu odadan temin edilebilir. adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Sögütözü Mahallesi 2177.Sokak No:4 Çankaya/ANKARA Kat:3 305 nolu Oda adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Basın ( Resmi İlanlar Ortalama yaşam süresi, giderek uzuyor. Doğurganlık artsa da azalsa da değişmese de Türkiye'de yaşlı nüfus artacak. Bu durumu göz önünde bulundurarak planlama yapmalıyız. Doğurganlıktaki değişimden bağımsız, her geçen gün daha yaşlı bir nüfusumuz olacak" diye konuştu. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Türkyılmaz da araştırmada ortaya çıkan bebek ölüm hızındaki düşüş bulgusunun sağlık hizmetlerinin yaygınlaştığını gösterdiğini anlattı. "Türkiye'de nüfus kayıt sistemi iyileşti" getirdi. diyen Türkyılmaz, 5 yaş altı çocukların Türkyılmaz, 2013 Türkiye Nüfus ve neredeyse sadece yüzde 1'inin nüfusa Sağlık Araştırması'ndaki rakamların kaydolmadığını, bu oranın eskiden çok Kalkınma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı'nın yüksek olduğunu dile politika yapma konusundaki en önemli malzemelerinin başında geldiğini, bu verilerin plan ve politikalarda verimli bir şekilde kullanılacağını söyledi. AKARYAKIT SATIN ALINACAKTIR TAPU KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DÖNER SERMAYE İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ 2015 yılı için taşıt tanıma sistemi ile akaryakıt alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : Yukarı Dikmen Mah Cad. No:53 E Blok Çankaya / ANKARA Çankaya/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi :- ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : Yaklaşık litre Kurşunsuz Benzin 95 Oktan (95 Oktan) ve litre Motorin (diğer) (miktarlar tahmini olup miktarlarda artış/azalış olabilir. Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yerleri : Genel Müdürlüğümüz ve bağlı taşra teşkilatı ile İşletme Müdürlüğümüz hizmetlerinde kullanılan, Kurumumuza ait ve/veya kiralık araçlara, isteklinin bağlı olduğu taşıt tanıma sistemine dahil tüm akaryakıt istasyonlarından akaryakıt temin edilecektir. Akaryakıt temin edilecek olan araçlarımızdan (resmi veya kiralık) 29 (+/5)adet araca, her türlü masrafı yükleniciye ait olmak üzere taşıt tanıma cihazı takılarak taşıt tanıma sistemi ile, taşıt tanıma cihazı takılmayan diğer araçlara da veresiye teslim fişi ile akaryakıt sağlanacaktır. c) Teslim tarihi : Sözleşmenin imzalanmasını müteakip tarihinde işe başlanır ve işin süresi işe başlama tarihinden itibaren 360 takvim günüdür. Araç tanıma cihazı takılacak olan araçlara işe başlama tarihinden itibaren 7 iş günü içerisinde araç tanıma cihazı takılarak taşıt tanıma sistemiyle akaryakıt almaları sağlanacaktır. Bu süre içerisinde veresiye teslim fişi ile akaryakıt verilebilir. Ayrıca sözleşme süresince araç tanıma cihazı takılan araçlarda herhangi bir arıza meydana gelmesi halinde de arıza formu doldurmak suretiyle akaryakıt verilebilir. Araç tanıma cihazı takılı olmayan araçlara da veresiye teslim fişi ile akaryakıt verilecektir. İdarenin görevlileri İdaremize ait araçları, yüklenicinin akaryakıt istasyonuna getirerek akaryakıta ihtiyaç oldukça peyderpey teslim alacaklardır. Araç tanıma cihazı takılı olmayan araçlara düzenlenen veresiye teslim fişi karşılığında teslimat yapılacaktır. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : T.K.G.M Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü Yukarı Dikmen Mah Cadde No:53 E Blok Çankaya ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, İhale konusu malın satış faaliyetinin yerine getirilebilmesi için ilgili mevzuat gereğince alınması zorunlu izin, ruhsat veya faaliyet belgesi veya belgeler: İstekli 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu hükümlerine uygun olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan alınan bayilik lisans belgesinin aslını veya noter tasdikli suretini, ayrıca bayisi olduğu akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşundan alınan, geçerlilik süresini yitirmemiş, teklif sahibinin mezkur dağıtım kuruluşunun bayisi olduğunu gösterir belgenin aslını veya noter tastikli suretini verecektir Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: İsteklinin son beş yıl içinde yurt içinde veya yurt dışında kamu veya özel sektöre sözleşme karşılığı gerçekleştirilen taşıt tanıma sistemi ile akaryakıt satımı işleri benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 336 TRY (Türk Lirası) karşılığı T.K.G.M Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü Yukarı Dikmen Mah Cadde No:53 E Blok Çankaya ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar T.K.G.M Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü Yukarı Dikmen Mah Cadde No:53 E Blok Çankaya ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın ( Resmi İlanlar

11 dış dünya İran - Hamas ilişkileri normal seviyesine döndü Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk, İran'la ilişkilerinin hiç bozulmadığını söyledi. GAZZE - Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk, İran'la ilişkilerinin hiç bozulmadığını söyledi. Ebu Merzuk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İran'ın Hamas'a destek sözü vermesi", Avrupa Adalet Divanı'nın Hamas'ı terör örgütü listesinden çıkarma kararı ve Gazze'nin yeniden imarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hamas heyetinin 9 Aralık'ta İran'ın başkenti Tahran'a yaptığı ziyaretin benzerinin daha önce de gerçekleştiğini ifade eden Ebu Merzuk, "İran'la ilişkilerimiz aslında hiç kesilmemişti ancak son ziyaretle normal seviyesine geri dönmüş oldu. Umarız bu ilişkiler daha da gelişir ve belli bir istikrara kavuşur" dedi. Geçmişte harekete verilen desteği hatırlatan Ebu Merzuk, İran yönetiminin Hamas'a yeniden destek olacağına dair söz verdiğini ve bunun hayata geçirilmesini ümit ettiklerini dile getirdi. Adalet Divanı'nın AB'nin Hamas'ı terör örgütü listesinde tutma kararını iptal etmesini, "Avrupa'nın yaptığı hatadan dönmesi" şeklinde nitelendiren Ebu Merzuk şunları söyledi: "Bu konuda geçmişte de bazı girişimlerde bulunulmuştu ancak Avrupa ve bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerle bağlantılı pek çok konunun olgunlaşması nedeniyle yeni gerçekleşme imkanı buldu. Şimdi daha önce yaptıkları hatadan dönmüş oldular." İsrail'in, "Hamas'ın terör örgütü listesine alınmasını, Filistin halkını öldürerek ve Gazze'yi yıkarak" en kötü şekilde kullandığını" ifade eden Ebu İngilizlerin yüzde 42 si AB den ayrılmak istiyor LONDRA - OnePoll adlı araştırma şirketinin ITV televizyon kanalı için olası bir AB üyeliği referandumuna ilişkin 2 bin kişiyle yaptığı anketin sonucuna göre, katılanların yüzde 42si İngilterenin ABden ayrılmasını isterken, yüzde 31 üyeliğin devam etmesi gerektiğini söyledi. Ankette ayrıca katılımcılara, AB ülkelerinden İngiltereye gelen göçmen sayısına yönelik uygulanmak istenen kısıtlama da soruldu. Çıkan sonuca göre, ankete katılanların yüzde 60ının ABden gelen göçmen sayısına getirilecek olası bir sınırlamaya destek verdiği ortaya çıkarken, katılımcıların yaklaşık yüzde 25i ABden gelerek İngiltereye yerleşmek isteyen göçmenlerin sayısına herhangi bir kısıtlama getirilmeden uygulamanın bütünüyle engellenmesi gerektiğini savundu. Öte yandan, ankete katılanların yüzde 61i, İngiliz vatandaşlarının diğer AB ülkelerinde serbestçe iş arayarak, yaşayabilmeleri gerektiğini dile getirdi. İngilterenin Muhafazakar Partili Başbakanı David Cameron gelecek yıl mayıs ayında yapılacak genel seçimi kazanması halinde, AB ile ilişkilerde müzakereler yürütülmesini ve bu müzakerelerin sonunda 2017 yılına kadar İngilterenin 1973 yılından bu yana sürdürdüğü AB üyeliğiyle ilgili referanduma gidilmesini istiyor. ABnin reforma ihtiyacı olduğunu savunan Cameron, yürütülecek müzakere konularından birinin de serbest dolaşıma ve göçe sınırlama getirilmesi olması gerektiğini ifade ediyor. Merzuk, alınan son kararın İsrail'i dizginleyeceğini savundu. ABD'yi de bu konuda Avrupa'yı örnek almaya çağıran Ebu Merzuk, AB'ye üye olan ve olmayan ülkelerle görüştüklerini belirterek, Adalet Divanı'nın aldığı kararın AB'nin gerçekleştireceği ilk toplantıda görüşülmesini umut ettiklerini kaydetti. Gazze'nin yeniden imarı konusuna da değinen Ebu Merzuk, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Filistin hükümetini, sorumlulukları yerine getirmemekle suçladı. Şu ana kadar sayılı evin onarıldığını aktaran Ebu Merzuk, "Abbas, Gazze'yi üzerinde bir yük olarak görüyor. Gazze'de Hamas ve Fetih'le ilişiği kesilen Muhammed Dahlan'dan başka kimsenin bulunmadığını zannediyor. Bu nedenle de Gazze'ye gelmek istemiyor" ifadelerini kullandı. Abbas'la ulusal uzlaşı hükümeti kurulması ve bundan en fazla 6 ay sonra seçimlerin yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını hatırlatan Ebu Merzuk, hükümetin seçimlerin yapılması ve Gazze'nin imarı konularında üzerine düşeni yapmadığını savundu. Ebu Merzuk, Abbas'ı, tüm Filistinlilerin başkanı olmaya, Kahire'de varılan anlaşmanın maddelerini uygulamaya ve Gazze konusunda sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı. Hamas'ın "Abbas'a karşı Dahlan'la ittifak kurduğu" yönündeki iddiaları yalanlayan Ebu Merzuk, "Biz Dahlan'la değil Abbas'la ittifak içindeyiz" dedi. TÜRKSOY ülkeleri UNESCO'daki işbirliğini genişletiyor BAKÜ - Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı'na (TÜRKSOY) üye ülkelerin UNESCO milli komisyonlarının 5. toplantısı Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de başladı. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov, Kültür ve Turizm Bakanı Ebülfes Garayev, İletişim ve Yüksek Teknolojiler Bakanı Ali Abbasov, Eğitim Bakanı Mikayıl Cabbarov, TÜRKSOY, UNESCO, Türk Keneşi yöneticileri ve üye ülkelerin yetkililerinin katıldığı toplantıda, Türk dilli ülkelerin UNESCO'da ortak hareket etmesi yönünde çağrılar yapıldı. Dışişleri Bakanı Memmedyarov, açılış konuşmasında, aynı tarih, kök, dil ve kültüre sahip Türk dilli halkların birbirlerine daha da yakınlaşmasından memnuniyet duyduğunu belirtti. Ermenistan'ın işgali altında bulunan topraklardan ve buradaki tarihi ve kültürel anıtların Ermenilerce tahrip edilmesinden bahseden Memmedyarov, "TÜRKSOY ve UNESCO aracılığıyla ortak kültürel mirasımızın korunması, dünyada tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması yönünde çalışmalarımızı birleştirmeli ve güçlendirmeliyiz" dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Garayev de lavaşın UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesine Ermeni ekmeği olarak sunulmak istenmesini hatırlatarak "Türk dili konuşan ülkeler olarak, milli servetimizi, değerlerimizi, tarihimizi ortak şekilde korumalı ve bu konuda ortak politika yürütmeliyiz" diye konuştu. Ermenilerin lavaşla ilgili girişiminin Türkiye, Kırgızistan ve Azerbaycan komisyon üyelerinin girişimleri sonucu engellendiğini söyleyen Garayev, Türk kültürünün diğer unsurlarının da başkaları tarafından çalınmak istediğini belirterek "Bu nedenle tüm devletler olarak ortak faaliyet yürütmeli ve ortak projeler hazırlamalıyız" çağrısında bulundu. Türkiye'yi temsilen toplantıda bulunan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, basın mensuplarına yaptığı değerlendirmede, 2010 yılında Ankara'da düzenlenen toplantıda, TÜRKSOY ülkeleri olarak UNESCO işlerini birlikte yürütme kararı aldıklarını daha sonraki toplantılarda da bu konuda görüşmeler yaptıklarını söyledi. Bakü toplantısının asıl amacının TÜRKSOY ülkelerinin UNESCO içerisinde birlikte hareket etmesini sağlayacak mekanizmaları görüşmek olduğunu anlatan Oğuz, şöyle devam etti: "UNESCO'da Türkçe konuşan ülkeler grubu oluşturarak orada sesimizin daha fazla çıkmasını sağlayabiliriz. Bugün, dünya miras listesine hangi dosyaları ortak sunabileceğimizi ve eğitim konusundaki ortak alanlarımızı nasıl güçlendireceğimizi müzakere edeceğiz." Toplantıdaki bir diğer Türk yetkili, Türkiye'nin UNESCO'daki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Hüseyin Avni Botsalı de gazetecilerin lavaş konusundaki sorusu üzerine, lavaşın sadece Ermenistan'da değil, Azerbaycan, Türkiye, Afganistan ve bölgedeki birçok ülkenin mutfak kültürünün parçası olduğunu söyledi. Lavaşın bir yakınlaştırma unsuru olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Botsalı, "UNESCO platformunda bir ürünün tescil ettirilmesi başka ülkeler için kısıtlama doğurmamaktadır. UNES- CO bir yarış yeri değil, işbirliği ve birleşme yeridir. Lavaş geleneği olan ülkeler bunu çok milletli bir dosya olarak da tekrar tescil ettirebilirler" dedi. IUC den, terör mağduru öğrenci ve akademisyenlere uluslararası çözüm arayışı BULMACANIN ÇÖZÜMÜ DOHUK (ÖZEL) IUC den, terör mağduru öğrenci ve akademisyenlere uluslararası çözüm arayışı Uluslararası Üniversiteler Konseyi Başkanlığı Bölgesel toplantısını Irak Dohuk ta gerçekleştirdi, coğrafyamız başta olmak üzere küresel akademik sorunlarda etkin çözüm üreten kurumsal bir kurum haline gelen Uluslararası Üniversiteler Konseyi Türkiye, Irak ve Irak Kürdistan yönetimindeki bölgesel üniversite rektörlerinin Uluslararası Üniversiteler Konseyi Başkanlığında Orhan Hikmet AZİ- ZOĞLU başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda özellikle terör eylemleri altında kapalı bulunan üniversitelerin sorunları ile bölgesel akademik sorunlar ele alındı. Toplantı sonrası katılımcı rektörler ile birlikte alınan kararları basın kurumları ile paylaşan IUC Başkanı Orhan Hikmet AZİZOĞLU Coğrafyamızdaki ulusların küremizin paydaşlık haklarından yararlanılmasını engelleyen evrensel hak hukuk ve tüm değerlerin İslam coğrafyasında yok olmasını sağlayan ekonomik sosyal ve tüm yaşamsal alanları yok eden İslam ve bölge uluslarıyla hiçbir bağı bulunmayan terör yapılanmasının ve işgali altındaki Suriye ve Irak taki üniversitelerin akademisyen ve öğrencilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için ve eğitim öğretim haklarının korunması ve devam edebilmesi için Türkiye üniversiteleri ile Irak ın güvenli bölgesi olan kürt yönetimi bölgesel üniversitelerinde istihdam edilmesi için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN ın himayelerinde Irak Cumhurbaşkanı Fuat MAHSUN Irak bölgesel kürt yönetimi başkanı Mesut BARZANİ ve Birleşmiş Milletler daimi temsilciliğine sorunun çözümü, mağduriyetlerin giderilmesini içeren müracaatlarda bulunma kararı alındı. Diğer bölgesel akademik sorunların çözümü için alınan kararlar ile birlikte bölge üniversiteler arasında akademik iş birliği çalışmalarının hızlandırılması kararlaştırıldı dedi. Azizoğlu, özellikle Irak da cereyan eden terör eylemlerinde mağdur üniversitelerin acil sorunlarının çözüm merkezi olarak görevlendirilen Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu üyeleri Musul üniversitesi rektörü Prof. Dr. Obay DAWACİ, Arap üniversiteleri sorunlarının konsey yönetim kuruluna getirilmesi ve çözümü için koordinatörlüğe, Dohuk üniversitesi rektörü Moslh DOHUKY da Irak kürt bölgesindeki üniversitelerde öğrenci ve akademisyenlerin ve ailelerinin istihdamı ve sorun çözücü konumunda Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu adına koordinatörlüğe getirildiğini belirtti. Uluslararası Üniversiteler Konseyi Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Hikmet AZİZOĞLU sözlerini Bizler coğrafyamız ve gezegenimizdeki dini, dili, ırkı, rengi ne olursa olsun tüm birey ve toplumların küremizin ortak paydaşı olduğunu, eşit hak özgürlük ve hukuka sahip olduğunu ve bu hak ve hukuk un korunma bilincini korumaya, anlatmaya, aşılamaya ve uygulamaya akademisyenler ve tüm entellektüeller aracığı ile yaşatmaya devam edeceğiz diyerek tamamladı

12 12 haber ANKARA - Yargıtaya seçilen 144, Danıştaya seçilen 33 yeni üye, törenle mazbatalarını aldı. Törene, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı Zerrin Göngör, YSK Başkanı Sadi Güven, YargıtayCumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil, Danıştay Başsavcısı Mevlüt Çetinkaya, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, HSYK üyeleri ile yüksek yargı organlarının üyeleri katıldı. Törende konuşan Bozdağ, yeni üyelerin, adalet hizmetini en iyi, en ileri noktaya taşıyacaklarına inandığını söyledi. "Yargıtay, Danıştay üyeliği, yargı görevi yapanın idealidir, hedefidir onlar için en önemli kızıl elmadır desek yanlış olmaz" diyen Bozdağ, Türkiye'de bu göreve layık binlerce yargı mensubu bulunduğunu ifade etti. Yargıtay üyesi olabilme niteliğini taşıyan 3-4 bin yargı mensubu olduğunu belirten Bozdağ, ÜSKÜP - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bu topraklarda Türkçe, kültürel zenginliktir ve yaşayacaktır. Bunun için mesajım şudur; onurlu bir milletin bu topraklardaki temsilcileri olarak Makedonya'nın eşit vatandaşları olarak bu topraklardaki mevcudiyetinizi korumaya devam ediniz. Mevcudiyetinizi korurken, bilin ki arkanızda kültürlere, dillere saygılı Makedonya hükümeti vardır, arkanızda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve 77 milyon vardır" dedi. Davutoğlu, Makedonya'nın başkenti Üsküp'teki programı kapsamında, Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği tarafından düzenlenen Türkçe Bayramı etkinliğine katıldı. Davutoğlu, iki ülkenin milli marşlarının çalınmasıyla başlayan kutlamalarda, soydaşlara hitap etti. Soydaşları selamlayan Davutoğlu, "Bu selam Edirne'den, Hakkari'ye, Muğla'dan Artvin'e, Bursa'dan Diyarbakır'a, Konya'dan Kırklareli'ne kadar bütün Türkiye'nin her köşesinden gönül dolusu bir selamdır. Bu selam sadece benim selamım değildir, başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere 77 milyon kardeşinizin selamıdır. Bu selam zeybeklerin, dadaşların, seymenlerin, Evlad-ı Fatihan'ın selamıdır"" ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanlığı döneminde, Makedonya'ya bir ziyaretinde katıldığı toplantıda, "Bu gece en son geceyse dahi, bu son geceyi Evlad-ı Fatihan, dost topraklarda geçirmek en büyük onurdur. Kıyamete kadar da bu dostluk devam edecektir" dediğini anlatan Davutoğlu, "Çok güzel görüşmeler yaptık burada. Hep dostluk, kardeşlik üzerine konuştuk. Bir kez daha sayın Makedon cumhurbaşkanına bu güzel günü, Türkçe bayramını, bütün Makedonya'daki soydaşlara, Türkiye'ye armağan ettikleri için teşekkür ediyorum" diye konuştu. Makedonyalı yetkililere, Makedonca da teşekkürlerini ileten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada belki bugün, hep beraber fiilen ve fiziken buradayız ama burada sadece sizin gözlerinizde sizi görmüyorum aynı zamanda Türkçemizi Anadolu'ya taşıyan Yunus Emremizi görüyorum, Fuzulimizi görüyorum, Karacoğlan'ı, Dadaloğlu'nu görüyorum, Türkçemizi Balkanlar'da terennüm ettiren Evlad-ı Fatihanı, Yahya Kemal'i görüyorum. Hepsine selam olsun. Allah onların mekanını cennet eylesin. Yine burada Türkçe'yi resmi dil yapan Karamanoğlu Mehmet'i Bey'i, buraya, bu topraklara Türkçe'yi getiren Sultan Murat'ı, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü görüyorum. Milletler, tarihe damga vuran milletler konjonktürel düşünmezler, zamana ve mekana sığdırılamazlar. İşte güzel Türkçemiz, bu Asya içlerinden taa Tuna boylarına kadar hala yaşıyorsa, hala en güzel muhabbeti, en güzel aşkı ifade edebiliyorsa, bu aslında bizim milletimizin tarihte nasıl özne olduğunu ortaya koymaktadır. Selam olsun bu güzel mirası bize bırakanlara." "Onların içerisinden, siz değerli üyelerimize bu nasip oldu, sayı sınırlı olduğu için. Elbette seçim yapılırken yasaların öngördüğü niteliklere hassasiyet gösterildi ve bu çerçevede bir seçim yapıldı" diye konuştu. Bakan Bozdağ, seçilemeyenlerin bu nitelikleri taşımadıkları anlamına gelmeyeceğini, onların da bu şerefli görevi layıkıyla yapabilecek niteliklere sahip olduklarını söyledi. Geciken adaletin, adalet olmadığı anlayışı hemen hemen bütün dünya ülkelerinde geçerli olduğunu, yargının üzerindeki iş yükünün herkes tarafından bilindiğini vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti: "Herkes makul süre içerisinde yargılanmayı talep ediyor, makul süre içerisinde hakkına hukukuna kavuşmayı arzu ediyor. Adalet hizmetleri sunulurken de yargılamanın makul sürede sonuçlandırılması, hakkın ve adaletin Irak'ta eğitilen "Suriyeli Peşmergeler", Musul'un Sincar (Şengal) ilçesinde terör örgütü IŞİD'le çatışmalara girdi. IKBY'li Peşmergelerin safında IŞİD militanlarıyla çatışan "Suriyeli Peşmergeler", Kürt bölgesinde "Rojavalı Peşmergeler" olarak adlandırılıyor. AA muhabirinin görüntülediği "Suriyeli Peşmergeler", havan topu, doçka, katyuşa füzeleri, biksi gibi çeşitli silahları kullanabiliyor. MUSUL - EMRAH YORULMAZ- POLLA ÖMER- Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) bir süredir askeri eğitime tabi tuttuğu "Suriyeli Peşmergeler", Musul'un Sincar (Şengal) ilçesinde terör örgütü IŞİD'le çatışmalara girdi. IKBY'nin silahlı güçlerinin safında IŞİD militanlarıyla çatışan "Suriyeli Peşmergeler", Kürt bölgesinde "Rojavalı Peşmergeler" olarak adlandırılıyor. IKBY bayraklı üniformalarında da bu ibare yazılıyor. Irak'ta 3 bin "Suriyeli Peşmergenin" eğitildiği belirtiliyor. Bunlardan 300'ü, Peşmerge ile Sincar'da IŞİD militanlarıyla savaşıyorlar. 170'i en ön saflarda yer alırken, 130'u geri planda hizmet veriyor. AA muhabirinin görüntülediği "Suriyeli Peşmergelerin", havan topu, doçka, katyuşa füzeleri, biksi gibi çeşitli silahları kullandıkları görüldü. Peşmergelerden Mehmet Reşit, yaptığı açıklamada, ilk defa Musul'un Zummar nahiyesindeki çatışmalara girdiklerini belirterek, "Şimdi de Rojavalı 300 Peşmerge olarak Sincar'da terör örgütü IŞİD militanlarıyla savaşıyoruz. Bundan sonra bize nerede görev verilirse orada savaşmaya Gazetecileri Koruma Komisyonu, 17 gazetecinin Suriye'de görevlerini yapmaya çalışırken öldürüldüğünü açıkladı. NEW YORK - Gazetecileri Koruma Komisyonu (CPJ), 2014'te dünyada en az 60 gazetecinin görev yaptıkları sırada ya da yazdıkları haberler yüzünden öldürüldüğünü açıkladı. Merkezi New York'ta bulunan Komisyon'un yayımladığı rapora göre, 2014'te Suriye, Afganistan, Ukrayna, Filistin, Irak, Paraguay, Myanmar, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Gine başta olmak üzere çeşitli ülkelerde en az 60 gazeteci, görevlerini yapmaya çalışırken öldürüldü. Öldürülen gazetecilerden yüzde 25'ini farklı ülkelerde görev yapan gazeteciler, yüzde 75'ini de yerel muhabirler oluşturuyor. İç savaşın 4 yıldır devam ettiği Suriye'de bu yıl 17 gazeteci öldürüldü. İç savaşın başlamasından bu yana Suriye'de yaşamını yitiren gazetecilerin sayısı ise 79'a yükseldi. Amerikan gazeteciler James Foley ve Steven Sotloff, IŞİD terör örgütü tarafından başları kesilerek öldürüldü. Ukrayna'da yeni hükümet ile Rusya Yargıtaya seçilen 144, Danıştaya seçilen 33 yeni üye, törenle mazbatalarını aldı. Yargıtay ve Danıştay ın yeni üyeleri mazbatalarını aldı YAŞASIN KARDEŞLİK makul süre içerisinde yerini bulması elbette en büyük dileğimizdir. Bu konuda maalesef, arzu ettiğimiz başarıyı gösterdiğimizi söyleyemeyiz. Herkesin iyi niyetle, fedakarane çalışmasına rağmen iş yükünün yoğunluğu nedeniyle sıkıntılarımız olduğu aşikardır." Hem hakim savcı sayısını artırmak hem de iş yükünü azaltmak için ciddi çalışma yapıldığını anlatan Bozdağ, ancak buna rağmen iş yükünde beklenen azalmanın olmadığını söyledi. Bakan Bozdağ, "Çünkü pek çok yeni ihtilaf, suç alanları, yeni pek çok konular yargımızın önüne geliyor ayrıca yargı yükü olarak karşımıza çıkıyor. Bütün bu gelişmeleri dikkate almak suretiyle elbette hepimiz yargının yükünü azaltma konusunda üzerimize düşeni yapacağız" dedi. Suriyeli Peşmergeler Şengal cephesinde hazırız" dedi. "Rojavalı Peşmergeler" birlikleri, IKBY Başkanı Mesut Barzani'nin talimatıyla kurulmuştu. Birliğe alınan kişiler, Mesut Barzani'ye yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) çatısı altındaki partilerden seçildi. Bu birlikler, Erbil ve Duhok'ta yeri açıklanmayan bölgelerde IKBY'nın silahlı güçleri tarafından sıkı bir askeri eğitimden geçirildi. Kürt kaynaklarından alınan bilgilere göre Barzani, 3 bin kişiden oluştuğu ifade edilen birliği, terör örgütü IŞİD'le savaşmak üzere Suriye'nin kuzeyine göndermek istiyordu. Ancak Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) kabul etmemesi nedeniyle birlik, Suriye'ye gidemedi. Suriye'ye geçemeyen "Rojavalı Peşmergeler", şimdilik IKBY'nin güvenlik güçlerine destek veriyor. 60 gazeteci öldürüldü yanlısı ayrılıkçılar arasındaki çatışmalar da 5 gazeteci ile 2 basın çalışanının hayatına mal oldu. Yaz aylarında İsrail ile Filistin arasında yaklaşık 50 gün boyunca devam eden çatışmada en az 4 gazeteci ile 3 basın çalışanı yaşamını yitirirken Irak'ta da en az 5 gazeteci görevleri başında öldürüldü. Bu yıl 3 gazetecinin katledildiği Paraguay, Güney Amerika ülkeleri arasında en fazla gazeteci ölümünün yaşandığı yer oldu. Myanmar'da 2007'den bu yana ilk kez bir gazeteci öldürülürken Orta Afrika Cumhuriyeti'nde Hristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki çatışmaları izleyen bir gazeteci ile Gine'deki Ebola salgınıyla ilgili haber yapmaya çalışan üç gazeteci de meslekleri uğruna canlarından oldu. Geçen yıl görevleri başında öldürülen gazeteci sayısı 70'ti. Komisyon, 18 gazetecinin öldürülmesiyle ilgili soruşturmaların hala devam ettiğini belirtti. KARA CA İsmail KARA karozan@gmail.com Derleyen: İsmail KARA YALAN ÜZERİNE ÖZLÜ SÖZLER İman sahibi, her hataya düşebilir. Fakat, hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez (Hz.Muhammed) Yalandan sakının; yalan fücura, fücur ise cehenneme götürür (Hz.Muhammed) Yalan yere yemin etmek, evleri ıssız bırakır (Hz.Muhammed) Hayır, için söylenen yalan, fitne için söylenen doğrudan iyidir (Hz.Muhammed) Yalan söylemek, iftira etmek ile çıkarılan fitne; kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür (Hz.Muhammed) Tekrar edildikçe, yalanın cüssesi büyür (Latin A.S.) Beni mahveden şey; bana yalan söylemiş olman değil, sana bir daha inanmayacak olmam (Victor Hugo) Siyasî partilerin ölümü, kendi yalanlarından olur (V.Arbutnot) Günahın birçok âletleri vardır; lâkin yalan bunların hepsine uyan bir saptır (Holmes) Yalanlar gerçeklerle bağdaşmadığı gibi, genellikle kendi aralarında da çatışırlar (Daniel Webster) Nice üstün görünümler altında yalan dolan vardır (W.Shakespeare) Asla yalan söyleme. Yalan söyleyen, yakalanmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir (A.Fuat Başgil) Az yalan söylenmez; yalan söyleyen her yalanı söyler (Victor Hugo) Bir insan, hiçbir durumda yalan söylemek özgürlüğüne sahip değildir (Thomas Carlyle) Bir kez yalan söyleyenler, ikincisini de söyleyebilirler (Henry Fielding) Bir yalan ne kadar hızlı olursa olsun, hakikat ona yetişip geçer (Kenya Özdeyişi) Bir yalancı, iyi bir hafızaya sahip olmalıdır (G.Berkeley) Dünyayı idare eden tek kuvvet vardır; yalan (R.Necdet Kestelli) En çirkin yalan, çocuğa ve halka söylenen yalandır. Çünkü her ikisi de kolay kanar (Lord Braugham) Eşyanın ve hadiselerin kendileriyle uğraşınız, çünkü onlar yalan söylemesini bilmezler (Francis Bacon) Gerçek ayakkabılarını giymeden, yalan dünyayı üç kez dolaşır (Mark Twain) Her şeye özür dileme hakkınız olabilir ama yalana asla (G.H.Superguen) Her şeyi genelleştirmeyi seven insan, genellikle yalan söyler (R.Multhof) İnsanın kendi vatanı için yalan söylemesi, bir vatanseverlik sanatıdır. Buna diplomasi denir (Ambroce Bierce) Kalıcı dostlar istiyorsan, yalanla olan dostluğunu bitir (M.Cemal Kutay) Kişi; yeterince iyi bir hafızası olduğuna inanıncaya kadar, asla yalan söylememelidir (Montaigné) Yalan dörtnala gider, gerçek adım adım yürür fakat gene de vaktinde yetişir (Norveç Özdeyişi) Yalan; güven ve emniyeti, huzur ve güveni yok eder (İmam Şafii) Yalan ile kurulan yuvanın saadeti de yalandır (Fuzuli) Yalan kadar hiçbir hayvan, velûd değildir; bir yalan en aşağı on yalan doğurur (Cenap Şahabettin) Yalan kadar insanı alçaltan bir şey yoktur (Anton Çehov) Yalan, korkunun tortusudur (Özdemir Asaf) Yalan ölümlü (geçici), doğru ölümsüzdür (ebedidir) (Mary Baker Eddy) Kendi kendine inanmayan her zaman yalan söyler (Friedrich Nietzsche) Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz (Yunus Emre) Doğru pabucunu giymeden, yalan dünyayı dolaşır (Mark Twain) Yıkmak düzeltmekten, yalan söylemek ispatlamaktan daha kolaydır (Arthur Schopenhauer) Yasağı bitecek milletvekilleri HDP yolcusu ANKARA - FATMA CAN - Anayasa Mahkemesinin 2009'da Demokratik Toplum Partisini (DTP) kapatmasının ardından siyaset yasağı getirilen 37 kişinin arasında yer alan bağımsız milletvekilleri Leyla Zana, Aysel Tuğluk ve Kemal Aktaş, 31 Aralık'ta yasaklarının bitmesinin ardından HDP'ye katılacak. Yüksek Mahkemenin 11 Aralık 2009'da DTP'yi kapatmasının ardından çok sayıda parti yöneticisine siyasi yasak getirilmişti. Mahkemenin kararıyla, "beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olan" DTP Genel Başkanı Mardin Milletvekili Ahmet Türk ile Genel Başkan Yardımcısı Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk'un milletvekillikleri, kararın 31 Aralık'ta Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından düşürülmüştü. Kararla birlikte Türk ve Tuğluk'un yanı sıra Abdulkadir Fırat, Abdullah İsnaç, Ahmet Ay, Ahmet Ertak, Ali Bozan, Ayhan Ayaz, Aydın Budak, Ayhan Karabulut, Bedri Fırat, Cemal Kuhak, Deniz Yeşilyurt, Ferhan Türk, Fettah Dadaş, Hacı Üzen, Halit Kahraman, Hatice Adıbelli, Hilmi Aydoğdu, Hüseyin Bektaşoğlu, Hüseyin Kalkan, İbrahim Sunkur, İzzet Belge, Kemal Aktaş, Leyla Zana, Mehmet Salih Sağlam, Mehmet Veysi Dilekçi, Metin Tekçe, Murat Avcı, Murat Taş, Musa Farisoğulları, Mustafa Tunç, Nejdet Atalay, Nurettin Demirtaş, Orhan Miroğlu, Sedat Yurttaş, Selim Sadak'a da 5 yıllık siyaset yasağı getirilmişti. 37 ismin 5 yıllık siyaset yasağı, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihin olan 31 Aralık 2014'te sona eriyor. Leyla Zana, Aysel Tuğluk ve Kemal Aktaş, 31 Aralık'tan sonra, 2015'in ilk günlerinde HDP'ye katılacak. Zana, Aktaş ve Tuğluk'un partiye katılmasının ardından HDP'nin TBMM'deki sandalye sayısı 30'a yükselecek. Öte yandan, DTP kapatıldığında genel başkan olan ve 5 yıl siyaset yasağı getirilen Mardin Belediye Başkanı Türk'ün ise DBP'ye katılması bekleniyor. Konuya ilişkin değerlendirme yapan bağımsız Van Milletvekili Kemal Aktaş, "Devlet de biliyor, Anayasa Mahkemesi Başkanı da biliyor, fiiliyatta zaten HDP'nin faaliyetlerini yürütüyoruz. Yabancısı olduğumuz, ayrı bir yerde durduğumuz söz konusu değil. Bugüne kadar yürüttüğümüz faaliyetleri, resmiyette HDP'de yürüteceğiz" dedi.

13 TURİZM 13 ISSN Ani, ziyaretçi sayısını ikiye katladı KARS - ÇAĞLAR SEFERTAŞ - Kars ile Ermenistan sınırında yer alan ve birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için "Dünya kenti" olarak nitelendirilen Ani Ören Yeri, bu yıl 44 bin misafir ağırladı. İl Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kent merkezine 40 kilometre uzaklıktaki Ani Ören Yeri'nin, Kars ve bölge turizmi açısından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Ani'nin, Kafkaslardan Anadolu'ya girişte bir koloni görevi üstlendiğini belirten Doğanay, aynı zamanda turizm kenti olan Ani'de zamanında ticaretin de yaygın olduğunu hatırlattı. Antik kentte birçok medeniyetin bir araya gelmesiyle çok kültürlülük oluştuğunu anlatan Doğanay, "Bu çok kültürlülük Ani'nin yapılaşmasına da mimarı duruma da yansıdı. Biz Ani'yi anlatırken ve tanıtımını yaparken, 'Ani bir dünya ama dünya bir Ani değil' sloganını kullanıyoruz. Ani'de dünyadaki kültürlerin tamamından bir parça var" ifadelerini kullandı. Doğanay, Ani'de ilk yerleşik ticarete geçisin Selçuklular döneminde olduğunu bildirerek, şunları kaydetti: "Türkiye'deki ilk kapalı çarşı 'Ani Antik Kenti'ndedir' diyoruz ve bunu iddia ediyoruz. İnşallah bunu 2015 ve 2016'da yapacağımız bilimsel kazılarla ortaya çıkaracağız. Biz Ani'yi dünya kenti olarak görüyoruz. Ani'de bütün dini mabetler bir arada bulunuyor. Ani'de aralıklarla cami, kilise, katedral ve şapel bulunuyor. Ani, ülkemiz, bölgemiz ve kentimiz için önemli bir kültür destinasyonu. Bunu da Ani'yi ziyaret edenlerin sayısıyla anlıyoruz. Ani'de ziyaretçi sayısı her yıl artmaktadır. Tanıtımda süreklilik olduğu sürece bu sayı da giderek artacaktır. Ani Antik Kenti'ni 2013 yılında 26 bin 630, 2014 yılı içinde de 44 bin biletli turist ziyaret etti. Yüzde 100 civarında bir artış var. Bunun 16 bin 785'i yabancı. Demek ki Ani'de ve bölgemizde işler doğru gidiyor." Bu sayının kendilerini mutlu ettiğini ancak yeterli olmadığını dile getiren Doğanay, Ani'nin daha fazla kişi tarafından ziyaret edilmesi için reklam ve tanıtım faaliyetlerini artırmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdülmecit KOYUNSAĞAN GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. Yıl: 44 Sayı: Aralık 2014 Perşembe Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ Yazı İşleri Müdürü Ayşegül BALDEMİR İstihbarat Şefleri Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN Görsel Yönetmen Şebnem ÜNAL Sayfa Editörleri Hakkı Murat SÖBÜTAY - Emine ÖZCAN İnternet Editörü Alparslan OĞUZ Haber Merkezi İsmail YILDIZ, Mihriban DEMİREL, Ayşenur GÜRER, Tülay CANPOLAT, Gazi BOZKURT, Burcu KERİM, Betül SÜSLEN İdari Merkez Yayın Sahibi Macun Mah Cadde No: 2 Yenimahalle/ANKARA Temsilcisi: Yazı İşleri Tel: (PBX) Fax: gazeteyedigun@gmail.com Yiğit YİĞİT Ankara Temsilciliği İstanbul Temsilciliği Rüzgarlı Cd. Plevne Sk. No: 14 Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. Ulus/ANKARA No: 2 K.1 Sefaköy/Küçükçekmece/İSTANBUL Tel: (0312) Tel: (0212) MERSİN - Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından tabiat parkı ilan edilen Aydıncık ilçesindeki Gilindire Mağarası'nın uluslararası alanda tanıtımı için çalışma başlatıldı. Mersin Valiliği tarafından bu amaçla oluşturulan heyete başkanlık eden Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, beraberindeki Doğa Koruma ve Milli Parklar Mersin Şube Müdürü Ahmet Çörtük, İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahaattin Kabahasanoğlu'yla mağarada incelemelerde bulundu. Deniz, inceleme sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, dip kısmındaki göl nedeniyle halk arasında "Aynalıgöl" olarak adlandırılan mağaranın bölgede çobanlık yapan bir kişi tarafından tesadüfen bulunduğunu belirtti. Mağaranın 555 metre yatay uzunluğa, 46 metre derinliğe sahip olduğunu belirten Deniz, girişten itibaren yaklaşık 450 metre yatay ilerleyen ana galerinin, daha sonra büyük boyutlu bir gölle son bulduğunu ifade etti. İnsuyu Mağarası ndaki göller suya kavuşacak Burdur'da bulunan Türkiye'nin "haritalandırılmış en uzun mağarası" olduğu belirtilen İnsuyu Mağarası'ndaki göllerin çekilen sularını geri getirmek için çalışma yürütülüyor. Yılbaşı için en çok İtalya tercih ediliyor ANKARA - Yeni yılı farklı coğrafyalarda karşılamak isteyenler yurt dışında en çok İtalya'yı tercih ediyor. Seyehatseverler bu kapsamda yurt içinde daha ılıman olan Ege ve Akdeniz çevresini tercih ederken, yurt dışında ise Türkiye'ye yakın Avrupa ülkelerinin yanı sıra daha sıcak olan Lübnan ve Dubai gibi ülkelere yöneliyor. Bir tur firmasının satış ve pazarlama müdürü Sarp Özkar, yerli turistin yılbaşı için öncelikle Avrupa'yı tercih ettiğini belirterek, Berlin, Roma, Napoli, Prag, Venedik, Paris, Barcelona, Viyana, Sicilya ve Milano'nun daha çok talep gördüğünü söyledi. Özkar, "Yılbaşı tatili tercihinde Roma, Milano, Venedik ve Sicilya, Türk damak tadına uygun lezzetleri, alışveriş imkanları ve insanların kültürel anlamda bize yakın olması sebebiyle ilk sırada" dedi. Berlin, Prag, Viyana turlarının, Noel'in son derece görkemli yaşanması, gece hayatı ve yılbaşı etkinliklerinde çeşitli alternatiflerin bulunması dolayısıyla talepte ikinci sırayı aldığını söyleyen Özkar, vize gerektirmemesi dolayısıyla da Saraybosna'nın Balkanlar'da fazlaca tercih edildiğini anlattı. Türkiye'ye yakın Yunanistan'a epey talep olduğunu bildiren Özkar, ılıman iklimin yaşandığı Beyrut ve Dubai'nin de ilgi gördüğünü belirtti. BURDUR - Türkiye'nin 1963 yılında turizme açılan ilk mağarası olan İnsuyu'nun ekosisteminin korunması, gelecek nesillere aktarılması ve sürdürülebilir turizm faaliyetlerinin devamlılığının sağlanabilmesi amacıyla Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Burdur Valiliği arasında 2012 yılında işbirliği protokolü imzalandı. Protokol kapsamında mağara içi ve çevresinin fiziki şartlarının (yürüyüş yolları ve elektirik-aydınlatma sistemi) iyileştirilmesi ve "mağara risk eylem planı"nın hazırlanması hedeflendi. Bu konularda 2015 yılında çalışma yapılması için Orman ve Su İşleri Bakanlığınca da ödenek tahsisi yapıldı. Son dönemde mağaradaki yeraltı göllerinde gözle görülür derecede çekilme ve kuruma meydana gelmesi üzerine bu durumun sebeplerinin belirlenmesi ve çözüm önerilerinin ortaya konulması amacıyla Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürlüğü ile Pamukkale Üniversitesi işbirliğinde hidrojeolojik ve hidrolojik çalışma yapılmasına karar verildi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6. Bölge Müdürü Adnan Yılmaztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun yıllar turizme hizmet etmiş mağarada göllerin sularının son dönemde çekildiğini söyledi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun "İnsuyu için ne gerekiyorsa yapın" talimatının ardından bu konuda çalışma başlattıklarını belirten Yılmaztürk, "Çalışmalara alt yapıdan başlayacaktık ancak gördük ki buradaki su sorunu çözülmeden yapılacak çalışmalar anlam ifade etmeyecek. Dolayısıyla öncelikle bu sorunu çözmeye karar verdik" dedi. Yılmaztürk, yeraltı sularının "çok bilinmeyenli denklem" gibi olduğunu, bu nedenle sorunu çözebilmek için bilimsel çalışma yapılması gerektiğini kaydetti. Mağaradaki suyun neden çekildiği hakkında şu anda ellerinde kesin veriler bulunmadığına işaret eden Yılmaztürk, şöyle konuştu: "Genel Müdürlüğümüzün mağaracılık bölümü ile irtibata geçerek üniversiteler arasında bir tarama yaptık. Sonra Pamukkale Üniversitesindeki hocalarımızla mağarada ön çalışma gerçekleştirdik. Şimdi hidrojeolojik ve hidrolojik alanlarda çalışma yürütülüyor. Suyun nasıl kaybolduğu, alana nasıl geri getirilebileceği ve nasıl tutulabileceği konusunda detaylı çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar sonunda bize rapor verilecek. Dünyada benzer çalışmalar varsa bunlar incelenecek. Yeni yöntemler ve teknolojiler araştırılacak. Bu konudaki çalışmalarda sonuna kadar gideceğiz ve kararlıyız." Yılmaztürk, çalışmada mağaradaki göllerin sularının çekilmesine neden olan unsurları bulup, alternatif sulama yöntemleriyle sorunu çözmek istediklerini bildirdi. Dağıtım: TURKUVAZ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş. Yayın Türü: Yaygın Süreli (Pazar hariç) Basıldığı Yer: Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu 6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

14 İstanbul Başakşehir devlerle yarışıyor ANKARA - Spor Toto Süper Lig'de 14 haftada 5 gol yiyen İstanbul Başakşehir, Alman ekibi Bayern Münih'in ardından Avrupa futbolunun önde gelen liglerinde en az gol yiyen takım oldu. İstanbul Başakşehir, Süper Lig'de çıktığı 14 maçın 10'unda kalesini gole kapadı. Kalesini milli file bekçisi Volkan Babacan'ın koruduğu İstanbul Başakşehir, Gençlerbirliği, Kasımpaşa ve Trabzonspor'dan birer gol yedi, Beşiktaş karşılaşmasında ise 2 golü engelleyemedi. Süper Lig'de 14 haftada 6 galibiyet, 6 beraberlik, 2 mağlubiyet alan İstanbul ekibi, topladığı 24 puanla kendine 4. sırada yer buldu. Madrid de çok mutlu... İSTANBUL - İspanya'da Atletico Madrid'in formasını giyen milli futbolcu Arda Turan, özel hayatını hiçbir zaman planlamadığını söyledi. İstanbul'da katıldığı bir reklam filmi çekimi öncesinde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Arda Turan, özel yaşamı hakkında son günlerde çıkan haberler ve evlilik konusuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Turan, "Hayatta böyle şeyler planlayarak olmaz. Yani hiçbir zaman özel hayatımı planlamadım. Planlarsam güzel olmaz. Hayırlısını diliyorum. Bunlar kalple, ruhla yaşanacak şeyler. Benimle evlenecek olan kişinin aklından şüphe etmek lazım" diye konuştu. Arda Turan, kulübü Atletico Madrid'de çok huzurlu olduğunu ve uzun yıllar takımda kalmak istediğini söyledi. Atletico Madrid'den ayrılmayı düşünmediğini ve takımıyla 2017'ye kadar sözleşmesinin olduğunu ifade eden Turan, "2017'ye kadar kontratım var. Madrid'de çok huzurluyum. Her şey yolunda gidiyor. Futbolda hayatın ne göstereceği belli olmaz ama Atletico Madrid'de çok mutluyum. Kontratımın sonuna kadar, hatta futbol hayatım boyunca orada olmak istiyorum" dedi senesini de değerlendiren yıldız futbolcu, Türkiye'yi Avrupa'da başarıyla temsil ettiğine inandığını belirterek, şunları kaydetti: "Çok güzel bir sene yaşadık. Açıkçası her şeyi ve her anı ile keyifliydi. Benim için çok özel bir seneydi. Ülkemi iyi temsil ettiğimi düşünüyorum. Kendi sportif başarım açısından da çok güzeldi. İyi çalıştık, iyi başarılar elde ettik. Çalıştığımızın hakkını aldık. İnşallah 2015 de sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir sene olur." A Milli Takımla bu sene oynadıkları maçlarda istedikleri sonuçları alamadıklarının altını çizen Arda Turan, "İzlanda maçı hariç diğer karşılaşmalarda kazanabileceğimiz oyunları oynadık. Ama olmadı, futbol bazen böyle. Elimizden geleni yaparak buradan Avrupa Futbol Şampiyonası'na gitmek istiyoruz. Umudum hep var. Milli takım olarak son saniyesine kadar mücadele edeceğiz. Bize dua etsinler. Her türlü şartta şahsım olarak elimden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorum" yorumunu yaptı. Milli futbolcu, Şampiyonlar Ligi'nde Bayer Leverkusen eşleşmesi için, "Hakan Çalhanoğlu ve Ömer Toprak'a da iyi şanslar diliyorum. Kardeşlerime karşı oynayacağım. Leverkusen iyi oyunculardan kurulu zor bir rakip" ifadelerini kullandı. İspanya Ligi'nde zirvede yaşanan büyük rekabet hakkında da konuşan 27 yaşındaki Turan, şampiyonluk için iddialı yorumlar yapmak istemediğini söyledi. Turan, "Her zaman büyük hayaller hakkında kelimeler ifade etmek çok tarzımız değil. Her maçı final olarak görüyoruz. Maç maç gidiyoruz. Sezon sonunda göreceğiz" diye konuştu. Sercan Yıldırım'ın prensleri; "Ares" ve "Zeus" BALIKESİR - Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Balıkesirspor'un başarılı oyuncusu Sercan Yıldırım, "Ares" ve "Zeus" adını verdiği doberman cinsi iki köpeği ile kulüp tesislerinde stres atıyor, bazen onlarla spor yapıyor. Geçen hafta sonunda Kasımpaşa'ya bir gol atıp, 3 golün asistini yaparak galibiyette büyük rol oynayan Sercan Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, takımının başarısının her şeyden önce geldiğini, arkadaşlarıyla bunun mücadelesini verdiklerini söyledi. Takımda arkadaşlığın ve uyumun üst seviyede olduğunu ifade eden Yıldırım, yakalanan bu iyi havanın önümüzdeki maçlara olumlu yansıyacağına inandığını dile getirdi. Balıkesir'de genellikle kulüp tesislerinde kaldığını ve her maça büyük ciddiyetle hazırlandığını anlatan Sercan, "Kulüp tesislerinde benimle birlikte doberman köpeklerim de kalıyor. Tesislerde yaptırdığım kafeste barındırdığım dobermanlar benim prenslerim" dedi. Kardeş olan dobermanları 3-4 aylıkken aldığını ve şu anda 9 aylık olduklarını belirten Sercan, şunları kaydetti: "Doberman benim çok sevdiğim bir köpek cinsi. Eğitime gitmeleri lazım ve bunun benimle olması gerekiyor. Balıkesir'de eğitim yeri olmadığı için Bursa'ya gidecekler. Mevcut koşullarda ben burada kaldığım için onlar da gidemiyor, eğitimlerini benden alıyorlar şimdilik. Birinin adı 'Zeus', diğeri 'Ares', biraz hırçın köpek oldukları için bu isimleri verdim. Ares, mitolojide savaş tanrısı, Zeus ise tanrıların tanrısı. İkisi de güçlü bir isim aldı. Benim en büyük eğlencem." Trabzonspor un stoperleri 10 u buldu Spor Toto Süper Lig'de takımın yediği goller nedeniyle eleştiri konusu olan bordo-mavili ekibin stoper oyuncuları, bu sezon oynanan karşılaşmalarda rakip filelereri 10 kez havalandırmayı başardı. TRABZON - Son haftalarda attıkları gollerle dikkati çeken stoper oyuncularına Bursaspor maçında Mustafa Akbaş da eklendi. Akbaş, Bursaspor karşısında attığı beraberlik golüyle takımına 1 puan kazandırırken bordo-mavili takım forması altında da ilk golünü kaydetmeyi başardı. Trabzonspor'un stoperleri Cezayirli oyuncu Medjani 5 gol, Belkalem 3, Papadopoulos da 1 gol kaydetmişti. Bordo-mavili takımın İstanbul'da Galatasaray'ı 3-0 yendiği karşılaşmada 2 gol kaydeden Medjani, 3-1 galip gelinen Mersin İdmanyurdu ile 3-2 kazanılan Çaykur Rizespor maçında birer gol atmıştı. Cezayirli oyuncu,trabzonspor'un UEFA Avrupa Ligi play-off maçında Rusya'nın Rostov takımını 2-0 yendiği maçta da bu sezon takımının ilk golüne imza atmıştı. Trabzonspor'un bir başka Cezayirli stoperi Essaid Belkalem ise bu sezon 3 gol attı. Medjani ile Mersin İdmanyurdu maçında fileleri havalandıran Belkalem, bordo-mavililerin Gaziantepspor'la 4-4 berabere kaldığı maçta da 1 gol kaydetti. Belkalem, UEFA Avrupa Ligi'nde bordo-mavili takımın sahasında Ukrayna'nın Metalist Kharkiv takımını 3-1 yendiği maçta da 1 gol attı. Karadeniz ekibinin bu sezon UEFA Avrupa Ligi L Grubu'ndaki ilk maçında Ukrayna deplasmanında Metalist Kharkiv karşısında galibiyeti getiren golü Yunan savunma oyuncusu Avraam Papadopoulos attı. Yunan stoper, son dakikada attığı golle takımına 2-1'lik galibiyeti getirdi. Trabzonspor, stoper oyuncuların gol attığı maçlarda hiç mağlup olmadı. Trabzonspor'da santrforların ise bu sezon 11 golü bulunuyor. Sezon başında Portekiz'in Benfica Kulübü'nden transfer edilen Cardozo, Gençlerbirliği maçında 3, Torku Konyaspor maçında 2, Gaziantepspor, İstanbul Başakşehir (penaltıdan) ve Mersin İdmanyurdu maçlarında da 1 kez rakip fileleri havalandırmayı başardı. Cardozo, UEFA Avrupa Ligi play-off turunda Rostov ile oynanan karşılaşmada da 1 gol atarak resmi maçlarda 9 gol kaydetti. Yatabare ise ligde Gaziantepspor, UEFA Avrupa Ligi'nde de Lokeren maçında birer gol atma başarısı gösterdi. Trabzonspor'un Cezayirli oyuncusu Carl Medjani 5 golle, 9 golü bulunan Cardozo'nun ardından en fazla gol atan ikinci oyuncu konumunda bulunuyor. Kasımpaşa'nın deplasman kabusu sürüyor İSTANBU - Spor Toto Süper Lig'in 14. hafta mücadelesinde deplasmanda Balıkesirspor'a 5-3 yenilen Kasımpaşa, sezonunda rakip sahalardaki kötü performansıyla dikkati çekiyor. Teknik direktörü Shota Arveladze yönetiminde rakip sahalardaki en kötü sezonunu yaşayan lacivert-beyazlı ekip, Süper Lig'de 7, Ziraat Türkiye Kupası'nda da 1 maçta olmak üzere, deplasmandaki toplam 8 resmi karşılaşmada galibiyet göremedi. Dış sahalarda 6 maçı kaybeden, 2 karşılaşmada da beraberlik alan Kasımpaşa, 8 gol atıp, kalesinde 21 gole engel olamadı. Geçen sezon ligi dış saha maçları puan cetvelinde Fenerbahçe'nin ardından ikinci sırada tamamlayan Kasımpaşa, bu sezon ligin 14 maçlık bölümünde, dış saha puan tablosunda 2 puanla son sırada yer alıyor.

15 SPOR 'ün badminton için önemi büyük Kurs gelirleriyle voleybol takımı kurdular... UŞAK - Uşak'ta 3 yıl önce kurulan Ayna Halkoyunları Gençlik Spor Kulübü, gönüllü eğitmenlerin verdikleri kurslardan elde ettikleri gelirlerle kurdukları voleybol takımını Bayanlar 3. Ligi'ne kadar taşıdı. Türkiye Bayanlar Voleybol 3. Lig 1. Grup'ta mücadele eden Ayna Halkoyunları Gençlik Spor Kulübü'nü rakiplerinden farklı kılan, kulüp başkanının ifadesiyle "arkalarındaki kocaman ailenin desteği". Çünkü bu kulübün gelirleri halk oyunları, fotoğrafçılık, dans ya da tiyatro eğitim kurslarına katılanlar tarafından sağlanıyor. Ayna Halkoyunları Gençlik Spor Kulübü Başkanı Berna Ulusoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kulüplerinin idealist bir düşüncenin temelleri üzerinde yükseldiğini belirtti. Arkadaşlarıyla bir araya gelerek 3 yıl önce dernek kurduklarını ve halk oyunları, çeşitli enstrüman çalma, dans, fotoğrafçılık, tiyatro eğitimleri vermeye başladıklarını anlatan Ulusoy, yüzlerce kişinin kurslarına katıldığını ifade etti. Ulusoy, 2 yıl önce kurdukları voleybol takımının amatör kümede mücadelesinin ardından bu sezon 3. Lig'e yükseldiğini belirterek, şöyle konuştu: "Bağışlar, dernek üyelerinin katkıları ve kurslardan elde ettiğimiz gelirlerle takımın masraflarını karşılıyoruz. Bu yıl takımın bütçesi 250 bin lira. Takımda 12 sporcumuzdan 4'ü Uşaklı, diğerleri farklı illerden transfer. Okullarda spora yatkın öğrencilerimiz altyapımızda yer buluyor. Altyapımızda ise 50 sporcumuz var, geleceğe umutla bakıyoruz." Uşak için güzel adımlar attıklarına inandıklarını belirten Ulusoy, kurslara olan yoğun ilginin bunun bir göstergesi olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Biz, iyi yürekli insanların istedikleri takdirde spordan eğitime, kültürel etkinliklere kadar pek çok şeyi başarabileceklerini gösterdik. Kurslarımıza katılanlara elde ettiğimiz bu geliri voleybol takımımıza aktardığımızı söylüyoruz. Kursiyerlerimiz aynı zamanda taraftarımız da oldu. Aileleriyle hafta sonları maçlarımızı izlemeye geliyor. Kısa sürede kocaman bir aile olmayı başardık." Ulusoy, kurslarda da önemli gelişme sağladıklarını, halk oyunları ekibinin iddialı bir konumda bulunduğunu belirterek, "Uşak'tan iyi sporcular yetiştirmek istiyoruz. Gayretimiz arkadaşlarımızın, gençlerin boş vakitlerini iyi şekilde değerlendirmesine katkı sağlamak, yeni uğraşlar edinmelerine yardımcı olmak, onların mutluluklarına mutluluk katmak" diye konuştu de kürekte ilkler yaşandı ANKARA - Kürek Federasyonu Başkanı İlhami İşseven, 2014 yılında başarılı bir sezon geçirdiklerini belirterek, "Türkiye, kürek sporunda ilkleri yaşadı" dedi. AA muhabirine 2014 sezonunu değerlendiren İşseven, federasyonun 2015 yılındaki hedefleri hakkında da bilgi verdi. İşseven, 2014 yılında dünya şampiyonalarında birer gümüş ve bronz madalya kazandıklarını, 2. Yaz Gençlik Olimpiyat Oyunları'nda da erkekler 2 tekte üçüncü olduklarını hatırlattı. Elde edilen derecelerin gelecek adına kendilerini umutlandırdığını vurgulayan İşseven, sözlerini şöyle sürdürdü: "İtalya'da düzenlenen 23 Yaş Altı Dünya Kürek Şampiyonası'nda mücadele eden Enes Kuşku, gümüş madalya kazandı. Şampiyonada takım halinde yarışan milli sporcular ise ağır kilo 2 tekte dünya 4'üncüsü, hafif kilo 4 tek karmada dünya 6'ncısı oldu. Türk sporunun lokomotifi olacağız ANKARA - Çintimar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk atletizmini bulunduğu yerden yukarı çekmek için var güçleriyle çalıştıklarını belirterek, "Bakanlığımız ve genel müdürlüğümüz çok ciddi destek veriyor. Turkcell'in ciddi bir tanıtım desteği var. Acıbadem ve THY de kendi alanlarıyla ilgili destekte bulunuyor. Tüm bu desteklerle 2016 Rio Olimpiyatları'nı zirvede tamamlamak istiyoruz" diye konuştu. Federasyon olarak Türk sporunun lokomotifi olacaklarını vurgulayan Çintimar, "Atletizm, bir ülke sporunun olmazsa olmazıdır. Atletizmde ne kadar başarılıysanız tüm branşların yansıması da o kadar olur. Türkiye'yi sporda da ekonomideki gelişmişlik seviyesine taşımak istiyoruz. Ekonomide nasıl ki ilk 15'in içindeysek sporda da ilk 15 içinde olmalıyız" ifadelerini kullandı. Yakın gelecekte en önemli hedef yarışmalarının 2015 Dünya Şampiyonası, ardından da 2016 Rio Olimpiyatları olduğunu kaydeden Çintimar, "Bunlara kilitlenmiş durumdayız. Bizden önce çok ciddi bir çıta oluşturulmuş. Bu çıtanın kısmi olarak suni olması, insanların hafızasında tazeliğini koruyor ancak suni de olsa biz bu çıtanın altında kalmak istemiyoruz. Bunun için de gece gündüz çalışıyoruz" diye devam etti. Göreve geldikleri günden bu yana hayata geçirdikleri projelerle ilgili bir eleştiri almadıklarını dile getiren Çintimar, son olarak 2015 yılı faaliyet takvimini oluşturduklarını ve Avrupa'da, dünyada önde gelen ülkelerde ne varsa, yarışma takvimine almaya çalıştıklarını belirtti. Yarışma sezonlarının 50 yıl öncesinden kalma ANKARA - Özmekik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 Aralık baz alındığında uluslararası etkinliklerde kazandıkları 145 madalyayla Türkiye'deki federasyonlar arasında daha önce olduğu gibi yine ilk 5'e gireceklerine inandığını dile getirerek, "2014 Türk badmintonu için önemli bir yıldı. Rusya'da düzenlenen turnuvada 3. olan Özge Bayrak, Türkiye'ye Avrupa büyükler şampiyonasındaki ilk madalyasını kazandırdı" dedi. Onbeş bin antrenörle Türkiye'deki diğer federasyonlar arasında en fazla antrenöre sahip 2'nci ve yaptığı 50 sözleşmeyle en fazla sponsorluk sözleşmesi imzalayan 3. federasyon olduklarına dikkati çeken Özmekik, "Ülkemizde düzenlenen Avrupa 17 yaş altı şampiyonasında üst üste 3. kez takım halinde bronz madalya aldık. Tek bayanlarda Kader İnal, çift Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar, "Atletizm, bir ülke sporunun olmazsa olmazıdır. Atletizmde ne kadar başarılıysanız tüm branşların yansıması da o kadar olur" dedi. olduğunu anlatan Çintimar, şöyle devam etti: "Bunları değiştirdik. Örneğin kros ligimiz, Avrupa Kros Şampiyonası'ndan sonra başlıyordu. Diğer takımlar 5-6 yarış koşup gelirken biz hazırlıksız gidiyorduk. Oysa kros liginin Avrupa şampiyonasından önce koşulması gerekir. Olimpik kadroların hazırlık kamplarını bireyselden topluya çevirdik. Yılda 6 civarında kampımız oluyor. Tüm olimpik sporcularımız aynı kampta çalışıyor. Bunun yanında milli takımlarda genel koordinatörlüğü kaldırdık. Her branşın başına ayrı koordinatör getirdik. Atletizm, tek bir koordinatör tarafından yürütülmeyecek kadar çok branşlı. Atma branşlarını bilen birinden aynı zamanda atlamalar, maraton, yol koşusundan anlamasını bekleyemezsiniz." Badminton Federasyonu Başkanı Murat Özmekik, Özge Bayrak'ın Türkiye'ye Avrupa büyükler şampiyonasındaki ilk madalyasını kazandırdığı 2014 yılının Türk badmintonu için önemli olduğunu söyledi. bayanlarda Fatma Nur Yavuz-Kader İnal ve karışık çiftlerde de Melih Turgut- Fatma Nur Yavuz ile Avrupa 3'üncüsü olduk. İlk defa yapılan Avrupa 15 yaş altı şampiyonasında Büşra Ünlü ve Yaren Dölcü, teklerde bronz madalya kazandı. Ayrıca Aliye Demirbağ ve Muhammet Ali Kurt ile 2014 Gençlik Olimpiyatları'na katılma hakkı kazandık" ifadelerini kullandı. Briç "11 bölgeye" ayrıldı ANKARA- Türkiye Briç Federasyonu Başkanı Nevzat Aydoğdu, sporcu ve kulüp sayısındaki artış nedeniyle bölge sayılarını 11'e çıkardıklarını söyledi. Nevzat Aydoğdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz, Ege, Marmara, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine Trakya ve Güney Marmara Bölgeleri'ni de ekleyerek Türkiye Şampiyonası yaptıklarını hatırlattı. Federasyon yönetimi olarak aldıkları kararla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri olarak 2'ye ayırdıklarını ayrıca da Orta Karadeniz Bölgesi de kurarak bölge sayısını 11'e çıkardıklarını ifade etti. Sporcu ve kulüp sayısının artması nedeniyle böyle bir yapısal değişikliğe gidildiğini kaydeden Aydoğdu, amaçlarının sorunsuz organizasyonlar düzenlemek olduğunu dile getirdi. Aydoğdu, briç faaliyeti olmayan ya da ilginin az olduğu Van, Tunceli, Erzincan, Çorum, Amasya ve Rize gibi şehirde kurslar düzenlenerek yeni briç sporcularına, briç takımlarına ve kulüplerine kavuşulduğunu da belirtti. Aydoğdu, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı'ndan alınan yıllık 50 bin liralık desteğin, organizasyon yapma ve tanıtım açısından kendileri için çok önemli olduğunu dile getirdi. Briçin reklam ve tanıtımına yönelik çok ucuz bütçelerle profesyonelce hazırlanmış özel reklam ve tanıtım filmleri yaptırdıklarını kaydeden Aydoğdu, filmlerin kulüp, üniversite ve sporculara dağıtılarak, yaygın bir kitlede bricin ne olduğuna dair algı ve imaj oluşturmaya çalıştıklarını ifade etti. "Turnuvalara sporcu katılım sayılarında nicelik olarak hızlı bir artış oldu" diyen Aydoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye Kış Takımlar Şampiyonası finali rekor katılımla 160 takımla yapıldı. Cumhuriyet Kupası'nda yine briç tarihimizin rekor katılımıyla 211 masalık sporcu mücadele etti. Yönetimimiz döneminde Endonezya'da yapılan Dünya Kadınlar Takım Şampiyonası'nda çeyrek final, Polonya'da yapılan Avrupa Gençler Şampiyonası'nda beşincilik, Atlanta'daki Dünya Açık Gençler Şampiyonası'nda takımlarda üçüncülük, tek bortluk maçlarda takımlarda birincilik ve ikinciliklere imza atılmıştır.

16 Bu restoranın menüsü 370 çeşit Osmanlı yemeklerinden oluşuyor Yılmaz, Arap gezgin İbn Batuta'nın 1300'lü yıllarda Kafkas coğrafyasına yaptığı seyahatte derlediği yemek tariflerinin, Kanuni Sultan Süleyman'ın talebiyle Şirvani tarafından Arapça'dan Osmanlıca'ya çevrildiğini anlatarak, Şirvani'nin de Anadolu yemeklerinden oluşan 280'e yakın yemek tarifini 15. yüzyıl "Osmanlı Mutfağı" adlı bir kitapta derleyerek, saraya sunduğunu kaydetti. Osmanlı yemeklerini ve Osmanlı saray mutfağını misafirleriyle buluşturan Deraliye Restoran'ın işletmecisi Necati Yılmaz, Osmanlı arşivlerinden 370'e yakın yemek reçetesine sahip olduklarını belirterek, "Osmanlıca öğrenmiş olsaydım doğrudan kitabı okuyarak reçetelere ulaşabilirdim, çok fazla zaman kaybım da olmazdı ve başkasının çevirisiyle değil orijinal haliyle okuyabilirdim. Gastronomi, mutfak kısmına baktığımız zaman aşçıların da diğer personelin de Osmanlıca öğrenmesi gerekiyor" dedi. Türkiye, kutuplarda bilim üssü kuracak ANTALYA - Türkiye'nin kutuplarda bilim üssü kurma çalışmaları kapsamında Akdeniz Üniversitesinin de bu konuda siyasal, hukuksal ve çevresel projeler üretmek amacıyla harekete geçen ilk üniversitelerden biri olduğu bildirildi. AA muhabirine açıklamalarda bulunan Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Gümrükçü, Türkiye'nin 2015'te Antarktika'da üs kuran 30. ülke olacağını anımsattı. İlk kez 20 yıl önce gündeme gelen Antarktika'da Türk araştırma üssü kurulması hedefi için bilim politikası oluşturmak amacıyla bilim insanlarının bir araya geldiklerini hatırlatan Gümrükçü, sadece o bölgede değil, aynı zamanda toplam büyüklüğü 27 milyon kilometrelik Arktika (buzullara yakın alanlar) bölgesinde de yapılacak bilimsel çalışmalara destek olmak, uluslararası projeler geliştirmek ve bu yönde politikalar oluşturmak amacıyla Akdeniz Üniversitesinin harekete geçtiğini kaydetti. Bu kapsamda 7 çalışma grubundan oluşan bir ekip kurduklarını anlatan Gümrükçü, Türkiye için uzak bir mesafe olarak görülen ancak dünyanın büyük ve zengin ülkelerinin araştırma ve yatırım yaptıkları bu coğrafyada Türkiye'nin de bilimsel ve teknik çalışmalara bir an önce başlamasının doğru olacağını kaydetti. Bu alanda gönüllü olan ve çalışmak isteyen 62 öğrenci belirlediklerini ifade eden Gümrükçü, batı tarafından geleceğin Akdeniz'i olarak adlandırılan Arktik ve Antarktika'nın Türk bilim adamları tarafından inceleneceğini ve belli aralıklarla burayla ilgili bilimsel yayınlar yapılacağını belirtti. Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere diğer bazı üniversitelerin bu konuda teknik çalışmalar hazırladığını söyleyen Gümrükçü, "Bu kapsamda bölgedeki siyasi, ekonomik ve diğer boyutları inceliyoruz. İklim değişikliklerinin sonuçları ne olacak ve buranın önemine bakıyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'nin Alaska politikasını inceliyoruz. Burada bin 200 kilometrelik bir petrol boru hattı kurulmuş. Rusya, doğalgaz ve petrolün büyük bir bölümünü Rusya Arktikası'ndan sağlıyor. Dünyadaki petrolün yüzde 13'ü bu bölgede. Arktika Türkiye'nin 40 katı büyüklüğünde ve 28 milyon metrekarelik bir alandan oluşan bu bölgede 470 petrol kuyusu faaliyet gösteriyor. Bizim burada ne işimiz var diye düşünenler için buranın önemini daha iyi anlatma çabası içerisindeyiz" BALIKESİR- ZAFER AKPINAR - Mahallenin muhtarı Halis Cemal Albayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Altıeylül'ün kırsal mahallesi olan Orhanlı'nın 60 haneden oluştuğunu söyledi. Albayrak, mahallede yaşayan 200 kişinin tamamının Çerkez olduğunu ifade eden Albayrak, 1800'lü yılların sonlarına doğru Kafkaslar'dan göç eden Çerkezlerin bir boyu olan Şapsığlar tarafından kurulan Orhanlı'da gelenek ve görenekleri yaşatmaya çalıştıklarını anlattı. Sosyal hayata ilişkin birçok kültürün yok olduğunu ancak bazı yemeklerini korumayı başardıklarını vurgulayan Albayrak, yemeklerinde genellikle Kafkasya'daki gibi ana unsurun mısırdan oluştuğunu ifade etti. Çok fazla bilinmeyen aşure kültürünü yıllar geçmesine rağmen devam ettirmeye çalıştıklarını dile getiren Albayrak, şunları kaydetti: "Özel günlerde, aylarda halen yapıyoruz. Şapsığların aşuresi tuzlu oluyor. Türk yemek kültüründe tatlılar sınıfında yer alan aşureden çok farklı. Köye gelip tadına varanlar çok beğeniyor, yapımı oldukça zahmetli. Bunda da ana unsur mısır. Odun fırınlarından toplanan küller önce eleniyor. Sonra mısır, bu külle karıştırılıp kaynatılıyor. Ardından çuval içine konulup elle yoğrularak kabukları ayrılıp, temizleniyor. Ardından İSTANBUL - Necati Yılmaz, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Osmanlı mutfağına ait yemek tariflerini arşivlerden 13, 15 ve 18'inci yüzyılda basılmış Osmanlıca yemek kitaplarından bulduklarını söyledi. Yılmaz, Arap gezgin İbn Batuta'nın 1300'lü yıllarda Kafkas coğrafyasına yaptığı seyahatte derlediği yemek tariflerinin, Kanuni Sultan Süleyman'ın talebiyle Şirvani tarafından Arapça'dan Osmanlıca'ya çevrildiğini anlatarak, Şirvani'nin de Anadolu yemeklerinden oluşan 280'e yakın yemek tarifini 15. yüzyıl "Osmanlı Mutfağı" adlı bir kitapta derleyerek, saraya sunduğunu kaydetti. Daha sonra söz konusu yemek kitabının Cumhuriyet döneminde Türkçe'ye çevrildiğini, 1300'lü yıllardan 1844'lü yıllara kadar yapılan yemeklerin reçetelerine sahip olduklarını ifade eden Yılmaz, "Osmanlı arşivlerinden bulduğumuz 370'e yakın yemek reçetesi diğer malzemeler eklenip pişiriliyor. Tuzlu olmasının yanında üzerine bir de pul biber yapılıp yeniyor." Albayrak, şipsı, mamırsa ve aşure gibi yemeklerinin unutulmaması gerektiğini belirterek, "Zaten birçok kültürümüzü yitirdik. Dilimizi konuşamaz olduk. En azından yemek kültürümüzü koruyalım istiyoruz. Bu yemeklerin gençlerimize öğretilmesi ve gelecek nesillere aktarılması çok önemli. Büyüklerimize ve gençlerimize bu konuda büyük görev düşüyor" dedi. TUZLU AŞURENİN YAPIMI Mahalle sakinlerinden Zülfiye Özsu, aşurenin ana malzemesi olan mısırın, odun külüyle kaynatıldığını belirterek, ardından çuval içinde ovulmak suretiyle var mutfağımızda. Daha da toparlamaya devam ediyoruz" dedi. Yılmaz, Osmanlı yemeklerin hemen hemen tamamını yaptıklarını ancak o dönemde olduğu gibi mevsimsel sunumlar hazırladıklarını anlattı. Necati Yılmaz, Osmanlı yemeklerine özel haftalar düzenlediklerini belirterek, şu bilgileri verdi: "Mayıs ayında Fetih Haftası dolayısıyla Süheyl Ünver'in kaynağından yararlanarak, Fatih Sultan Mehmet dönemi yemekleri yapıyoruz. Kanuni Sultan Süleyman dönemine rağbet olduğu için 'Muhteşem Süleyman'ın Muhteşem Yemekleri' adı altında bir menü hazırladık ve Semih Tezcan'ın, orijinali Berlin Kütüphanesi'nde yer alan kitabının çevrisinden yararlanarak bir menü oluşturduk. Marianne Yerasimos'un kitabından derlediğimiz çok özel tariflerle bu dönemi yansıtıyoruz." Osmanlıca öğrenmeyi çok istediğini dile getiren Yılmaz, şunları söyledi: "Süheyl Ünver'in 1953'te yazdığı Fatih'in Aşhane-i Tefviznamesi kitabında Fatih Sultan Mehmet döneminde imarathanelerde ve medreselerde öğrencilere verilmiş yemeklerin listesi var. Kitabın orijinal haline, reçetelerine ulaşmak için için çok büyük çaba ve zaman harcadım. Osmanlıca öğrenmiş olsaydım doğrudan kitabı okuyarak reçetelere ulaşabilirdim, çok fazla zaman kaybım da olmazdı ve başkasının çevirisiyle değil orijinal haliyle okuyabilirdim. Gastronomi, mutfak kısmına baktığımız zaman aşçıların da yiyecek içeceklerin de Osmanlıca öğrenmesi gerekiyor çünkü İstanbul'da kültür turizmi yapıyoruz. Kültür de müzik, mimari, mutfak dediğimiz '3M'den oluşuyor. Müzik ve mimaride bunu yapmışız, mutfakta da bunu yakalayabilmemiz lazım. Kültürü çok iyi anlatacaksak mutfak bölümünü de anlatmamız ve anlatmamız, Osmanlı'yı sofralara da sunmamız gerekiyor." Şapsığlar ın aşuresi tuzlu oluyor, pul biberle yeniyor Kafkasya'dan göç eden Çerkezlerin bir boyu olan Şapsığlar tarafından kurulan Balıkesir'in Orhanlı Mahallesi'nde (eski köy) aşure, tuzlu yapılıyor, mısır ve süt içeriyor, pul biberle tüketiliyor. kabuklarından ayrıldığını anlattı. Temizlenen mısırın tekrar temiz bir suda kaynatıldığını dile getiren Özsu, şunları kaydetti: "Nohut, fasulye ve buğday da ayrı ayrı kaynatılıp hazır hale getiriliyor. Bütün malzemeler pişirildikten sonra bir kazan içinde birleştirilip, tekrar kaynatılıyor. En sonunda tuzunu ve sütünü ekliyoruz. Üzerine sos için soğanı salçayla kavurup aşureye döküyoruz. Tatlı aşuredeki gibi kuruyemiş kullanmıyoruz. Kafkasya'dan gelen bir yemek kültürü. Çerkezler önceden tuzlu yapıyorlarmış, biz de devam ettirmeye çalışıyoruz. Tüketilirken üzerine pul biber eklenirse farklı bir lezzet yakalanıyor." Mehmet Emin Özsu ise daha önce Soma'da yaşadıklarını ve halen oradaki komşularının kendilerinden tuzlu aşure istediğini belirterek, "Kazanla götürüyoruz ancak yetiyor. Küçükken evlere kaşıkla giderdik. Tuzlu aşure yemek için kaşık hep cebimizde olurdu. Şimdilerde ise kadınlara evde, erkeklere kahvehanelerde ikram ediliyor" diye konuştu.