ARALIK SAYISI SAYFA:12

Transkript

1 ARALIK SAYISI SAYFA:12 KESTELE ÜNİVERSİTE ŞART! EĞİTİM ŞART KÖŞESİ Çocuklarımızı Kimler Eğitiyor Değerli okuyucular, Derneğimiz tarafından çıkarılan gazetemizin ilk sayısı olmanın heyecanını hep beraber paylaşacağımız; gazetemizin ilk eğitim köşesinde, ilk yazımız olması dolayısıyla mutlu olduğumuzu belirtmek isterim. İlk sayımız olması sebebiyle ülkemizdeki eğitim ile ilgili genel bir tablo çizip bunu sizinle çarpıcı bir örnekle paylaşmak istiyoruz. Çocuklarımız... Karpuzun ağaçta yetiştiğini, sütün fabrikada imal edildiğini düşünüyorsa... Yeşilçam uydurması dünyayı kurtaran adamın tarihte gerçek olduğunu zannediyor... Asıl milli kahramanların adı ise bir kulağından girip diğerinden çıkmışsa ya da onları hiç duymamışsa... Mesela, Hasan Tahsin kimdir? sorusu üzerine sus pussa ve bu öğrenci İzmir de yaşıyorsa... Çarpım çetveli karşısında çarpılıp kalıyor, Altı kere yedi kaç eder denilince taş kesiliyorsa... Bırakın yakın-uzak tarihte olup biteni, Türkiye nin kaç coğrafi bölgesi olduğunu... Oturduğu ilçenin belediye başkanından bile haberdar değilse. Yakınına bu denli uzaksa... Ne gazete ne bir kitap okuyorsa ve o küçük yaşta sigarayla küfür ağzından eksik olmuyorsa... Ama Barcelona nın tüm kadrosunu bir çırpıda sayabiliyor... Messi nin kaç numara ayakkabı giydiğinden neyi sevip neleri sevmediğine kadar biliyorsa... Ve hepsi de bir mühendis kadar bilgisayara hakimse, internette dünyayı avucuna sığdırabiliyorsa... Bu işte bir terslik yok mu? Bir yanda okulda öğrenilemeyenler... Diğer yanda dışarıda öğrenilen, taze beyinleri işgal eden gereksiz bilgiler... Temel eğitimin temeli bu mu? diye insan sormaz mı? Eğitim bunun için mi zorunlu? demez mi adam? Hasan Tahsin kim? tık yok! Messi ye gelince sular seller gibi. Bu nasıl iş? Eğitimin üç önemli ayağı olan okul,aile, çevre çocuklarımızın içinde bulundukları bu üç çevreden hangisinde bu kadar gereksiz bilgileri topluyor bu yanlış davranışları nerede öğreniyorlar? tabi ki özellikle çevre dediğimiz sokak, arkadaş grupları, internet kafe gibi çocuklarımızın denetimsiz özellikle aile denetiminden uzak yerlerde öğreniyorlar. Bu tür yanlış öğrenmeler özellikle okulda başarısız, anne baba denetiminden uzak çocuklarda daha fazla görülmektedir.biz onlara. yeterli sevgi, yeterli disiplin, yeterli eğitim ve yeterli hoşgörü göstererek ve doğru yönlendirerek bu tür ortamlardan biraz da olsa uzak tutabiliriz bu tür ortamlarda bulunsalar bile bu yanlış iletilerden daha az etkilenirler. Okuyuculara saygılarımla Bir süredir Kestel ' de gerek medyada gerekse halk arasında üniversite konusu konuşulmakta.bununla ilgili seminer verilmektedir.bizler de düşündük.kestel ' de üniversitenin kurulması demek ; gerek Kestel ' in yapısının değişmesi, gerek ekonomik, gerek sosyal ve kültürel yapının değişmesi Kestel ' i çekim merkezi haline getirecektir.ayrıca Bursa ' nın doğusunu kalkındıracaktır.kestel Hacı Bektaş -i Veli Derneği olarak Kestel ' e üniversite yapılmasını canı gönülden istiyor ve üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz.inanıyoruzki üniversitenin Kestel ' e gelmesi yerelde ve genelde iktidar olan siyasi parti içinde bir sınavdır.teknik üniversitenin Kestel ' e neler getireceğini anlayabilmek için bir kaç üniversitenin olduğu örnek teşkil eden illeri görmek lazım. Bir kaç üniversitenin olduğu illerin ne kadar geliştiğini görmekteyiz.örneğin ; Eskişehir, Bursa ' nın batı yakasında bulunan Nilüfer bölgesi Eğitimin ve bilimin toplumları olgunlaştırdığı, suç oranlarını düşürdüğü, ülkeleri geliştirdiği hepimizce malumdur.örnek verecek olursak Hz. Ali efendimizin dediği gibi '' İlmini saklayan cahil gibidir.'' pirimiz Hünkar Hacı Bektaşi Veli ' nin dediği gibi '' Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. '' Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ' ünde dediği gibi '' Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. '' sözleri o tarihte bile eğitimin ülkelerin gelişmesi için ne kadar önemli olduğunu belirtmişlerdir.bizlerde eğitimin öneminin bilinciyle Kestel ' e teknik üniversitenin yapılmasını istiyoruz.bu nedenle Kestel ' de yaşayan etnik kökenin kimliği ne olursa olsun birlikte yaşama kültürüne erişebilmemiz için, çocuklarımızın geleceği için tüm herkesin bu konuya destek vereceklerine inanıyoruz.farklı kimliklerin eşit bir şekilde yaşayabileceği bir ülke istiyorsak Kestel ' lilik bilinciyle hareket edip eğitim ve öğretime duyarlılığımızı göstermeliyiz. HAYDİ ULUDAĞA MANGALA Gençlik kolları olarak düzenleyeceğimiz etkinliklerden biride uludağda bir mangal partisi vermek. önünümüzdeki ay planladığımız gezi, gün ve saatini daha sonra açıklayacağımız bir pazar günü gerçekleşecektir. Uludağın o muhteşem güzelliğini türküler, şarkılar eşliğinde birlikte eğlenerek muhteşem bir gün geçireceğiz. Karda eğlenmekte cabası. Gezi Ayrıntıları Uludaağa vardığımızda semaver çaylarımızla birlikte soğuk sandviç ikramı olacaktır. öğleden sonra ise mangal yapılacaktır. Sucuk, kanat, salata ve ayrandan oluşan menümüz ikram edilecektir. SEMT PAZARLARI İSTİYORUZ Kent meydanının yapılmaya başlamansından sonra kaldırılan pazarın bir türlü rayına oturtulmamasından dolayı Kale mah, Avp mah ve elmalık bölgesi pazar alış verişlerinde sorun ve sıkıntı yaşamaktadır. Bizlerin düşüncesi semt pazarlarının bir an evvel hayata geçirilmesi gerekiyor. bir önerimizi dile getirmek istiyoruz, Kale mah. bulunan Uğur mumcu caddesi pazar alanı için uygun olduğunu düşünüyoruz ve diğer mahalleler içinde aynı planlamanın yapılmasını istiyoruz. Sem pazarlarını istememizdeki amaç yaşlı ve engellilerin daha rahat sorun sıkıntı yaşamadan ihtiyaçlarını temin etmesini sağlamak insani görevimizdir.halk arasında bu konuyla ilgili insanlar sürekli rahatsızlıklarını her yerde dile getirmektedir.belediyemizin semt pazarları ile ilgili kısasüre içerisinde çözüm üretmesi halkımızı mutlu edecektir. Bektaşi dalıp gitmişti. Güzel ve sakin bir havada, Belli ki Allahı ile halleşiyordu. Onun dalgınlığını izleyen, yakınındaki masada oturan merakla sordu: -Dalmış gitmişsin, kimin kimsen yok mu, yalnızmısın? Daldığı alemden ayrılmak zorunda kalan Bektaşi: -Asıl şimdi yalnız kaldım,demiş.

2 ZÜLFİKAR KESTEL HACI BEKTAŞ-İ VELİ DERNEĞİ CEMEVİ AYLIK YAYIN ORGANI ÜCRETSİZDİR YIL:1 SAYI:1 MERHABA CANLAR Bizler, Kestel Hacı Bektaş-ı Veli Derneği ve Cemevi Gençlik Kolları olarak; felsefemizi, kültürümüzü, inancımızı daha özgür, daha adaletli yaşatabileceğimiz doğru, dürüst, yolumuza yakışır olacak şekilde mücadele edebileceğimiz bir yola baş koyduk.hiç bir zaman, hiç bir şekilde doğru yoldan, dürüstlükten, hoşgörüden, sevgiden vazgeçmeden; yolumuza, birliğimize leke sürmeden, adımıza yakışır şekilde mücadele edeceğimize, hak ve özgürlüklerimize sahip çıkacağımıza, ezilenden yana olup, zalimin zulmüne başkaldıracağımıza, bu kültürü bu felsefeyi en iyi şekilde sürdüreceğimize söz veriyoruz. Bu amansız zor yolda karşımıza çıkan bütün engelleri aşabileceğimize inanıyoruz. Ancak her ne kadar kararlı, istekli, azimli olsak da, örgütsüz bir mücadele, mücadele olmayacağından siz değerli canların desteklerini bekliyoruz. Yeri geldiğinde büyüklerimizin tecrübelerinden, bilgilerinden, deneyimlerinden, nasihatlerinden, yeri geldiğinde ise genç kardeşlerimizin azminden, enerjilerinden, fikirlerinden, isteklerinden yararlanmak istiyoruz. Sizleri Hz. Hüseyin in kararlılığı, Pir Sultan Abdal ın aşkı ve Pirimiz Hacı Bektaş-ı Veli nin hoşgörüsüyle selamlıyoruz. Sevgili canlar 2011 yılının ülkemizde savaşların,sömürünün olmadığı, barışın, kardeşliğin yaşandığı, sevginin, emeğin ve herkesin eşit yurttaş olduğu bir dünya dileğiyle.yeni yılınızı en içten dileklerimizle kutlarız... NEDEN GAZETE ÇIKARIYORUZ Bizler, yıllardır alevi toplumunun sorunlarının, isteklerinin ve beklentilerinin taraflı ve çıkarcı basın tarafından, kendi istedikleri ve işlerine geldiği gibi yazmasından ve yayınlamasından büyük rahatsızlık duyuyoruz. Ve bütün bunlar karşısında daha fazla duyarsız kalmamız da doğru değil. Bizler bugünden sonra kendi isteklerimizi, haklarımızı ve değerlerimizi; daha özgür, daha cesur dile getirebileceğimiz, acılarımızı, sevinçlerimizi, toplumumuz, kentimiz ve ülkemiz ile ilgili haberleri; en doğru ve en Sevgili Canlar; tarafsız şekilde yayınlayabileceğimiz ZÜL- FİKAR gazetemizi siz değerli dostlarımızla paylaşmaktan büyük mutluluk duyarız. Siz değerli dostlarında bizlere bu yolda her türlü destek vereceğine inanıyoruz. Yanlış olarak gördüğünüz her olayı, yapılmasını istediğiniz her etkinliği, toplumumuza, kentimize ve ülkemize yararlı olacağını düşündüğünüz her fikri bizlerle paylaşmanızı bekliyor; bütün candostlarımızı saygıyla, sevgiyle selamlıyoruz..

3 ARALIK SAYISI SAYFA:2 KAZIM ASMA MUHARREM AYI VE MATEM ORUCU Aleviler için neden muharrem ayı önemlidir, Muharrem ayının önemi ve değeri hakkında, ihsan ve keremin coştuğu, bollaştığı bir aydır diyebiliriz. Muharrem ayı Alevi ve Bektaşiler için çok önemli bir aydır. Bu ay oruç ayıdır. Bu ay matem ayıdır. Bu ayda mümin canlar oruç ve matem tutarak ibadetlerini yerine getirirler. Hakka şükür ki bir Muharrem ibadetini daha yapma imkanına kavuştuk. Tuttuğumuz oruç ve matemleri yüce Allah kabul eylesin! DERNEK DEDEMİZ BİZ ALEVİLER Bizler Allah ' a kul Habibi Hz. Muhammet Mustafa ' ya ümmet veli ve vasi olan Ali yül Murtazaya talip ve soyuna taraf olmuşuzdur. Bizler Ehli Beytin İslam yorumunu benimsemiş Kuranı Ehli Beytin yorumladığı gibi yorumlamış islamı Ehli Beytin yaşadığı gibi yaşamışız. Çünkü yüce yaradan Kur'anı azimi şanda onların tertemiz ve tethir olduklarını beyan etmiştir. Yüce peygamberimize tebliğ ücreti olarak onları sevmek İslam aleminin üzerine farz kılmıştır. Onlar Kur'anın indiği sünnetin yaşandığı feriştahların inip kalktığı evin evlatları olarak tabiki Kur'anı en iyi şekilde yorumlayıp İslamı en güzel bir şekilde onlar yaşayacaklardır.bunun içindir ki biz alevilerde esas amaç özdür.eğer özde ahlaklı ve temiz değilseniz yüce peygamberinde buyurduğu gibi yapmış olduğumuz ibadetler sizi Allah'a ulaştırmaz.yine yüce peygamberimize islam nedir diye sorduklarında '' İslam ahlaktır, ahlaktır, yine ahlaktır '' diye cevap verir.bundan dolayı pirimiz HacıBektaş-i Veli ' nin ahlaklı olmanın koşulunu Eline, diline, beline bağlı olduğunu bildirmesi üzerine bizler de o güzelliklere bağlı olmayı ilke edinmiş ve asırlardır bu toplum bu ahlak kuralı üzerinde yaşamını idame ettirmiş hayatının ve yaşamının hiç bir alanında ahlaksızlığa ve ahlaksızlara fırsat vermeyip temiz ahlaklı bir toplum yaratmıştır.biz aleviler asırlar boyu bu doğruluk ve dürüstlük doğrultusunda hep mazlumun yanında yer almak zalime hiç boyun eğmemişizdir. Pirimiz İmam Hüseyin gibi zalimin karşısında onursuzca yaşamaktansa onurluca ölümü tercih etmiştir. İslami ve insani değerlerin yok edilmemesi için mücadele vermişiz. Dünya durdukça bu insani mücadele devam edecektir. Değerli canlar bu ahlaklı ve temiz toplumun birlikteliğini ve kararlılığını hazmedemeyen bazı misyonerler Alevilerin bazı siyasi farklılıklarını sanki inanç farklılığıymış gibi göstermek alevileri birbirine düşürüp ibadethanelerimizin yasal statüye kavuşturulmaması ve anayasal haklarımızın verilmemesi için ellerinden geldiğince bütün imkanlarını seferber edip çırpınmaktadırlar.bu çırpınmalarının tamamının boşuna olduğunu gün gelecek alevilerin birlikteliğini onlara gösterecektir.biz kanaat önderleri diyoruzki : Bu tür misyonerlerin oyununa gelmeden bulunduğumuz bölgedeki inanç kurumlarımıza üyelik kayıtlarımızı yapıp kurumlarımıza sahip çıkalım.ülkemizin birlik beraberliği için tüm insanların barış ve kardeşliği için dünya barışına ışık tutun.eşit yurttaşlık hakkımızı yasalar çerçevesinde ülkeyi yönetenlerden haklı bir şekilde talep edin. Selam Olsun Haktan Hakikatten Yana Olanlara Muharrem ayı, ay takvimine göre yılın ilk ayıdır. Kurban bayramının birinci gününden başlayarak sayıldığında 20. gün Muharrem ayının ilk günüdür. Bu ayda Aleviler ve Bektaşiler olarak 12 gün süreyle oruç tutmaktadır. Bu oruç Adem peygamberden beri tüm peygamberlerin tuttuğu bir oruçtur. Dolayısıyla Muharrem ayı, Adem den beri inananların ibadet ayıdır. Nitekim Kur an da Oruç sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sizin de üzerinize yazıldı. Denilerek bu gerçeğe işaret edilmektedir. Alevilik inancına göre bu ay canların, Allah ın rıza ve sevgisini kazanmak, toplumsal birliği güçlendirmek, kardeşlik ve barış duygularını pekiştirmek, zulme ve haksızlığa karşı çıkmak ve mazlumdan yana olmak için iman tazeleme ve gönüllerini hak nuruyla yıkama ayıdır. Ne mutlu temiz gönüllülere, Ne mutlu kalbini hak nuruyla aydınlatanlara Muharrem ayı pek çok tarihsel olayın yaşandığı önemli bir zaman dilimidir. Tarihsel kaynakların Muharrem ayı içerisinde 12 gün boyunca matem orocumuzu tuttuk, İbadetlerimizi yerine getirdik ve her akşam sohbet ve söyleşilerimizle canlarımızla bir araya geldik. Matem ayı boyunca dernğimizde her akşam aş pişti, canlarımızda getirdikleri lokmarla birlikte oruç açtık. Sohbetlerimizde alevi inancinda muharrem ayının önemi, neden oruç tutarız, neden 12 gün boyunca et yemez ve su içmeyiz gibi ana konular ile matemde yapılması ve yapılmaması gerekenler hakkında bilinçlendik.sohbetlerimizde dedelerimizin engin bilgisi, hoş sohbeti ile aydınlandık. bildirdiğine göre yüce Allah, Adem peygamberin tövbesini bu ayda kabul etmiş, Nuh peygamberin gemisinin tufandan kurtulması da yine bu ayda gerçekleşmiştir. Yunus peygamberin balığın karnından çıkıp kurtulması, İdris peygamberin göğe çıkması, İbrahim peygamberin Nemrut un ateşinden azat olması da yine bu ayda gerçekleşmiştir. Bu ay, Yusuf peygamberin atıldığı kuyudan kurtulduğu, Eyüp peygamberin dertlerinden kurtulduğu ve sağlığına kavuştuğu, Musa peygamberin kızıl denizi yarıp geçtiği, İsa peygamberin göğe yükseldiği ve Hazreti Muhammed Mustafa nın müşrik Arapların reva gördükleri zulüm ve baskıdan kurtulmak için Mekke den Medine ye göç edip sağ ve esen olarak Medine ye ulaştığı aydır. Bu ay sadece sevindirici olayların yaşandığı bir ay değildir. Muharrem ayı sevincin yanı sıra bir hüzün ayıdır. Tüm peygamberler ve Hazreti Muhammed için sevindirici olayların gerçekleştiği bu ay ehlibeyt soyu için bir hüzün ve matem ayıdır. Hazreti Muhammed in soyuna yapılan zulümlerin doruğa çıktığı, katliama dönüştüğü bir aydır. İnsanlık tarihinin en trajik hadiselerinden biri olan Kerbela katliamı bu ayda yaşanmıştır. Bundan dolayıdır ki bu ay Kerbela mazlumlarının yad edildiği, yaşanan acıların yasının tutulduğu ve böylece zulme boyun eğilmeyeceğinin asırlardır tüm zalimlerin yüzüne haykırıldığı direniş ayıdır. Şehitler şahı Hazreti Hüseyin in bayraklaştırılıp, büyük Alevi Türkmen ozanı Pir Sultan gibi Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan! diyerek, yol cümleden uludur şiarına gönül verildiği kutlu bir ay olan Muharrem ayı inancı pekiştiren mukaddes bir kaynaktır. Bu kaynaktan içerek zulme karşı isyan duygusuyla dopdolu olan tüm müminlere selam olsun! Muharrem denildiğinde ilk akla gelen Allah rızası için tutulan oruçlardır.

4 ARALIK SAYISI SAYFA:11 KESTELDEN HABERLER KARA VE DURMAZ AİLELERİNİN MUTLU GÜNÜ SAĞLIKLI HAYAT KÖŞESİ YANLIŞ İLAÇ KULLANIMI Bundan sonra her ay halkımızın yaşadığı sağlık sorunları ve bunların çözümlerini dergimizde paylaşacağız.bu dergideki konumuz bilinçsiz ilaç kullanımı; herkesinde bildiği gibi insanlarımız en ufak bir hastalanmada çoğu zaman muayene olmadan ya da bir eczacıya danışmadan hastalığına iyi geleceğini düşünerek ilaç alnmaktadır.bu şekilde ilaç kullanımının yararından çok zararının olduğu bilinmemektedir.en basit soğuk algınlığında bile insanlarımız evlerinde varsa hemen antibiotik kullanıp iyileşmeye çalışırlar.bilinçsizce kullanılan bu antibiyotiklerin kadar zararı olduğu bilinmemektedir. bazende vücudumuzun her hangi bir yerinde gelişen ağrılarımız oluyor, toplum olarak yaptığımız şey nedir hemen bir ağrı kesici almaktır değil mi? Bu alınan ilacın ne kadar faydası oluyor bilenimiz var mı? Kullanılan ilaçların birde yan etkileri var size iyi geleceğini düşündüğünüz bir ilaç sonu ölümle biten bir durum ortaya çıkarabilir.görsel basında veya yazılı basında her zaman görürüz ilaç zehirlenmesinden dolayı hastaneye kaldırılan ve ölen bir çok insanımız vardır.bir baş ağrısında bile ilaç alırken eğer ağrı şiddetliyse erken faydası olsun diye aynı anda birden fazla ağrı kesici alıp sonra hastanelik olan insanlarımız var bunları ben çok gördüm sürekli karşılaştığım bir durumdur.o yüzden halkımızın bilinçlenmesi için bu derginin ilk sağlık köşesinde bu konuyu paylaşmak istedim.bir sağlıkçı olarak sizlere tavsiyem kesinlikle doktor muayenesi olmadan,bir eczacı yada sağlıkçıdan yardım almadan kesinlikle ilaç kullanmayalım. Bu şekilde ilaç kullanımının bize zarar vereceğini unutmayalım.bir sonraki sağlık köşesinde buluşmak dileği ile hoşçakalın... Dernek üyelerimizden Ali KARA ve Gülay KARA nın kızı Burcu KARA 25 Aralık 2010 tarihinde Cem D U RMAZ ile naişnlandı. Bizde Kestel Haci Bektaş-i Veli Derneği ve Cemevi aylık haber bülteni Zülfikar olarak, kutsal müessese olan evliliğe giden bu yolda genç çiftimize ömür boyu mutluluklar dileriz GECE HASTALANMAK YASAKTIR! Kestel Hacı Bektaş-i Veli Derneği olarak çıkardığımız bu aylık bültende ilk sayımızıda Kestel ' deki sorunlar ve eksiklikler için üzerimize düşeni yapmak sivil toplum örgütü olarak kendimizi sorumlu hissetmekteyiz. Dolayısıyla yaptığımız sosyal - kültürel etkinliklerde olduğu gibi birlik - beraberlik içerisinde gençlerimize gerekli imkanı, huzurlu ve sağlıklı bir ortam sağlayıp geleceğe hazırlamaktır.bizler bu sorumluluk bilinciyle Kestel ' de varolan sorunların başında hava ve su kirliliği olduğu gibi buralardan doğacak hastalıklar içinde önlem alınmadığını görmekteyiz.bu nedenle varolan bu kötü ortamda doğabilecek hastalıklar için de Kestel ' e bir hastane yapımı veya Kestel Şevket Yılmaz Hastanesinin tam teşeküllü uzman doktorların bulunduğu 24 saat hizmet verecek hale getirilmesini istiyoruz.çünkü gece dan sonra doktorların olmaması, yeterince hizmet vermemesinden dolayı Kestel halkının bir enjeksiyon için bile Bursa Şevket Yılmaz Hastanesine gitmesi Kestel ' de yaşayan insanlar için çok büyük bir problemdir.kestel ' de sağlık hizmetlerinin yeterli olmaması nedeniyle rahatsızlıklarını bizleri arayarak dile getirmektedirler.ilçemizin çevresi bir sanayi bataklığı olması nedeniyle havanın daha çok kirli olması kimyasal atıkların kontrolsüz bir şekilde bırakılması fabrika bacalarına filtre takılmaması, havanın ve suyun kirlenmesine neden olmaktadır.bununla beraber verici istasyonlarının çok olması Kestel halkının sağlığını tehdit etmektedir.bir zamanlar meyvenin sebzenin yetiştiği, çilek festivalinin yapıldığı ilçemizde artık herşey ilaçla yetiştirilmektedir. Sağlık ile ilgili sorunların derhal çözülmesi ve gerekli çalışmaların yapılması Kestel halkının sağlıklı, mutlu ve güleryüzlü olacağına inanıyoruz. Her ay Düzenli olarak çıkaracağımız Kestel Hacı Bektaş-i Veli Derneği Zülfikar Haber Bültenine Reklamlarınızı ve Yayınlanmasını istediğiniz haberlerinizi bekliyoruz. ZÜLFİKAR Aylık Haber Bülteni İMTİYAZ SAHİBİ Kestel Hacı Bektaş-i Veli Derneği ve Cem Evi Adres: Kale Mah. Uğurmumcu Cad. No: 26 Kestel / Bursa Tel: Fax : Web:

5 ARALIK SAYISI SAYFA:10 ALİ BALKIZ ALEVİ FEDERASYONU BAŞKANI 2010 DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılı da; önceki yıllarda olduğu gibi,aleviler için bir mücadele yılı oldu. Dilekçe devri bitti, eylem vakti geldi tespiti; Eşit Yurttaşlık Hakkı talebi ile kendi tarihlerindeilk kez; 9 Kasım 2008 Sıhhiye, 8 Kasım-2009 Kadıköy mitingleri sonrası; Aleviler kamuoyunda daha çok görülür, daha çok konuşulur olmuşlardı. Bu mitingler sonrası başlayan örgütlenmeleri;nicel ve nitel anlamda bir gelişme göstermişti ki; bu durum 2010 yılında da devametti. Cesaretleri arttı, korkuları azaldı, mücadele azimleri gelişti, hem kendi kendilerini, hem devleti, hem de dostlarını pratik içinde yeniden tanıma ve tanımlama süreci başladı.daha önceki yıllarda; her öğretim yılı başında; zorunlu din dersleriyle ilgili olarak yaptıkları eylemler; Ankara, İstanbul ve İzmir de 24 saatlik oturma eylemleri boyutuna ulaştı.30 yıl sonra ilk kez; 4 Temmuz 2010 yılında Çorum da, 32 yıl sonra yine ilk kezmaraş ta oldular. Katliamları protesto ettiler.17 yıldır olduğu üzere yine Madımak ta, 15 yıldır olduğu üzere Gazi de ve 20 yıldır olduğu üzere de Hacıbektaş ta oldular. Geleneksel anma ve kutlama günlerinde daha kitlesel,daha örgütlüydüler.cemevlerinin sayısı arttı, Arapça yerine,türkçe ile cenaze kaldırma süreci başladı.tek tek velilerin kendi çocuklarıyla ilgili, Din dersi almak istemiyorum talebi ile idare mahkemelerine açtıkları davaların sayıları arttı, hem de kazandıkları davaların sayıları.kongre, konferans, sempozyum, panel, anket sayılarındaki belirgin artışın dışında; yerli yabancı akademisyen ve araştırmacıların Alevilik konusuna olan ilgileri de artarak sürdü.birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi uluslararası kurumların ilgili birimlerinin Aleviliği ve Alevileri tanıma girişimleri dışında; elçiliklerin de merakı devam ede geldi. Ulusal ve uluslararası edyanın ilgisi de sürdü.bütün bunların yanında; Devletin, Hükümetin,Diyanetin ve kimi İlahiyatçıların; yok sayma, görmezden gelme, hatta reddetme biçimindeki geleneksel politikaları devam etti.akp nin başlattığı Alevi Açılımı, Alevi Çalıştayı mesaisi BOŞ ÇIKTI. Hatta tehlikeli bir hal aldı. Çünkü AKP; bir Alevilik tanımı yapma işgüzarlığı ile kendi Aleviliğini ve kendi Alevisini yaratma girişiminde bulundu.yanına alabildiklerini aldı. Yetinmedi çakma Alevi örgütleri kurdurarak; bunların üzerinden çalıştayı sürdürdü, bir ön rapor yayınladı. Bu raporda en çok kullanılan sözcük; ANCAK sözcüğüdür. Din dersiyle ilgili olarak; Aslolan zorunluluk ilkesinin kaldırılmasıdır, ancak mevcut koşullar dersin bu erçeve sürdürülmesini haklılaştıracak doneler sunmaktadır. örneğinde olduğu üzere; tam beş Ancak var.bu raporun özeti şudur; Bakın biz çalıştık,içtenliğimize inanın, ancak Bu Ancak sözcüğü; referandum sürecinde Başbakanın dilinden, birinci ağızdan Alevilere yönelik hakaretlere dönüştü. Başbakanın böyle bir dil tutturduğu süreçte;m.ali Erbil e, Gümüşhacıköy deki din dersi öğretmeni imama, Sivas taki tarih öğretmenine, Hekimhan daki hastane müdürüne niyekızalım ki Hele de kimi Aleviler; M.Ali Erbil i, düştüğü çukurdan kurtarma, affetme gafletine düşmüşlerken Bu yıl içinde AKP, Zengin Davasındaki AİHM kararını uygulamadığı gibi, Sinan Işık (Nüfus cüzdanlarındaki din hanesi ile ilgili) davasının AÝHM kararını da yok saydı.2009 yılına göre; 2010 yılında; yetki, personelve bütçe olanakları ile artık daha da güçlendirilmiş bir Diyanetimiz var. Çünkü Diyanetin teşkilat yasası ağustos ayında çıkartıldı tarihinde yayınlanan bir kararname ile de Diyanet mensuplarının, kadro ve özlük hakları ile ilgili tazminatları yüzde 25 ila yüzde 175 oranında arttırıldı. Diyanete açıktan beş bin personel atama izni verildi. AKP nin son saldırısı tarihinde oldu.devlet Bakanı Faruk Çelik başkanlığında,din dersi müfredatında yer alacak olan Alevilikle ilgili konu başlıkları hakkında bilgilendirme toplantısına; 16 kurum temsilcisi (Ki bu kurumların sadece 2 si ABF üyesidir), 11 i Dede olmak üzere; yazar, akademisyen, gazetecitoplam 43 kişi katıldı. Çoğulcu, renkligibi görünen liste büyük ölçüde AKP lileştirilmiş kimselerden oluşuyordu. İlginç olan Dede denilen kimselerdi. Diyanetin kapısında el-etek öpen, Alevi dünyasından dışlanmış,sünnileşmiş, Faruk Çelik in kapısına post sermiş Hızır Paşalardı bunlar.yılın son numarası buydu.demokratik Alevi Hareketi için 2010 yılı;kendi gücünü tartma, etki alanını ölçme, dostunu düşmanını tanıma, kendi içindeki çürükleri görme açısından son derece öğretici olmuştur yılına böyle giriyoruz.mücadele pratiği yeni deneyleri, yeni aşamaları çağırıyor. Hacı Bektaş Veli Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Büyük Alevi Kurultayı'nın Ocak tarihlerinde Ankara da düzenleneceğini söyledi. Hacı Bektaş Veli Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi nde yapılacak Büyük Alevi Kurultayı ile ilgili basın açıklaması yaptı. Alevilere yönelik yeni bir asimilasyon stratejilerinin temellerinin atıldığını ileri süren Geçmez, Bu yeni strateji Alevilikle hem yaşam pratikleri hem de akademik yeterlilikleri bakımından uzak ara ilgisiz kesimlerin Aleviliğe ve Alevilere ilişkin olarak ortaya koydukları devletçe kabul edilebilir tanımlara dayanan sözde çözüm önerilerinin açılım paketi adı altında Alevilere dayatılmasına dayanmaktadır. dedi. Alevilerin temel sorununun, siyasal ve toplumsal yaşamın Aleviliği diğer inanç gruplarıyla eşit olanaklara sahip olarak yaşamalarına imkan bırakmayacak şekilde örgütlenmiş olması olduğunu söyleyen Geçmez, Alevilerin bir araya gelip kendi gündemlerini yaratmaya başlamalarının ve bu gündemi ülkenin diğer temel sorunlarıyla ilişkilendirerek tartışmalarının zamanının geldiğini düşünen Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı olarak bizler; tüm Alevileri, Alevi örgütlerini, Alevilerin sorunlarının çağdaş yurttaşlık kavrayışı temelinde ve ülkenin diğer sorunlarıyla ilişkili olarak ele alınması gerektiğini düşünen tüm kesimleri Ocak 2011 tarihinde Ankara da yapılacak Büyük Alevi Kurultayı nda buluşmaya çağırıyoruz. diye konuştu. Geçmez somut taleplerinin neler olduğu yönünde bir soru üzerine, Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı olarak Alevi Çalıştayları öncesinde taleplerini içeren bir dosyayı hükümete sunduklarını; ancak hiçbirinin gerçekleşmediğini kaydetti. Geçmez, zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi gibi taleplerinin bulunduğunu aktardı. Bir gazetecinin, Bu Alevi Çalıştaylarına alternatif bir çalışma mı? Hükümetten isimleri de davet ettiniz mi? şeklindeki sorusu üzerine Geçmez, Dinleyici olarak herkesi davet edeceğiz. Bu sefer tamamen Aleviler konuşacak, bizi dinlemek istiyorlarsa gelip dinleyebilirler. Evet, bu alternatif bir çalışma diyebiliriz. Alternatiften ziyade, bizi görmek istiyorlarsa, biz buyuz demek istiyoruz. Kimsenin alternatifi falan değiliz. Israrla bizi başkalaştırmaya çalışıyorlar. Buna karşı bizi tekrar duymak, görmek istiyorlarsa gelip görebilirler. cevabını verdi. Başka bir soruya karşılık Geçmez, açılım sürecinde kendilerini en çok hayal kırıklığına uğratan şeyin Alevilerin katilinin çalıştaylara davet edilmesi olduğunu söyledi. Geçmez, Çok çirkin ve kabul edilebilecek bir şey değildi. ifadesini kullandı.

6 ARALIK SAYISI SAYFA:3 BAŞSAĞLIĞI YAS-I MATEM Bu ayda oruç tutmak, başta Hazreti İmam Ali olmak üzere tüm 12 imamlara gösterilen sadakati davranışa dökmek, ilan etmek ve haykırmaktır! Bu ayda oruç tutmak, şehitler şahı İmam Hüseyin ve yol arkadaşlarının soylu mücadelesini yüzyıllar sonra bile inançla, kararlılıkla ve azimle yaşatmak demektir! Bu ayda oruç tutmak, kundaktaki bebeğe ok atacak kadar iğrençleşen, peygamber soyunun evlatlarını günlerce, haftalarca çöl ortasında aç ve susuz bırakacak kadar İslam a ve insanlığa düşmanlık eden başta Muaviye oğlu Yezit olmak üzere tüm Emevi zalimlerine ve onların zulüm geleneğini sürdüren günümüz zalimlerine başkaldırmaktır! Bu ayda oruç tutmak, dedelerin dedesi Türkistan piri olan, Hoca Ahmet Yesevi den, Hacı Bektaş Veli ye, Sarı Saltuk tan Ahi Evran a, Yunus Emre ye, Fuzuli ye, Nesimi ye, Pir Sultan a kadar dinimiz ve ana dilimiz olan Türkçemizle öğreten tüm Türkmen ulularını, yad etmektir! Ne mutlu bu bilinçle oruç tutan canlara! Ne mutlu ehlibeyt yolunda yürüyenlere! Ne mutlu şehitler şahı İmam Hüseyin e gönül verenlere! Ne mutlu, yol cümleden uludur! diyenlere Yüce Alah tuttuğunuz oruç ve matemlerinizi, yaptığınız tüm ibadetlerinizi kabul eylesin! İbadetleriniz ulu dergahta Hak defterine yazılsın! TÜRKÜLERİN HÜZÜNLÜ SESİ KIVIRCIK ALİ Yİ KAYBETMENİN ACISINI YAŞYORUZ Kıvırcık Ali olarak bilinen Ali Özütemiz sabah saat 05:30'da Izdırabı gül suyuna bandılar, TRT'de yayınlanan bir müzik Gülüm seni arar oldum nerdesin, programına giderken geçirdiği Ayrılığı altın tasta sundular trafik kazası ile hayata gözlerini Ölüm seni arar oldum nerdesin yumdu. Kıvırcık Ali 13:30 da Ardı olmayanın derdi çok olur yayınlanacak olan program için Leşini yemeye kurdu çok olur sabah 4:30-5:00 saatlerinde evden Ömrü sürgün geçer yurdu yok olur çıktı ve kaygan zeminde kontrolü kaybederek takla atmaya başladı. Elim seni arar oldum nerdesin Kıvırcık Ali program için yola çıktı fakat son kez türkülerini Memleketim maraş emekçi adım seslendirmeden hayatını kaybetti. Kıvırcık Ali Çatalca'da devrilen 34 Yoruldu gençliğim yoruldu tadım EJ 6117 plakalı cipinde hayatını kaybetti. Ali Özütemiz'in cenazesi, Kendimi kimseye anlatamadım Avcılar Ermahmut Dede Cemevinde düzenlenen törenin ardından Dilim seni arar oldum nerdesin toprağa verildi. Kendisine Allah tan rahmet dileriz. Yönetm kurulu arkadaşımız Nazmiye SARIOĞLU nun abisi, Hüseyin SARIOĞLU hakka yürümüştür. Ali PINARBAŞI nın, babası Mehmet PINARBAŞI hakka yürümüştür Hasan KILIÇ ın annesi, Enis TOP un ablası Müşkinaz KILIÇ hakka yürümüştür. Özdemir Ailesinin Anneleri, Emine ÖZDEMİR hakka yürümüştür Almanya Alevi federasyonu Dedeler Kurulu Başkanı Cafer KAPLAN ın amcası, Mustafa KAPLAN Hakka yürümüştür. Ali POLAT ın kardeşi, Kenan POLAT ın halası, Fİliz TOP hakka yürümüştür Hakka yürüyen canlarımıza ALLAH tan rahmet kederli ailelerine sabır ve baş sağlığı dileriz. Kestel Hacı Bektaş-i Veli Derneği ve Cem Evi İMAM HÜSEYİN BOR KESTEL HACİ BEKTAŞ-İ VELİ DERNEK BAŞKANI VE ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU GENEL BAŞK. YARD. Sevgili Canlar Kestel Hacı Bektaş-i Veli Derneği ve Cemevi olarak ;Yönetimiyle, kadın kollarıyla, gençlik kollarıyla, siz değerli canlarla bu düşünceye, felsefeye, inanca dolayısıyla topluma yani insana hizmet etmektir. Bizler 2010 yılı biterken yıl boyunca yaptığımız hizmetler içerisinde doğru, dürüst ve ilkeli şekilde hizmet verdik veya vermeye çalıştık.2010 yılı başlangıcı itibari ile geleneksel türbe ziyaretleri 2 Temmuz Sivas anma törenine serçeşmemiz Hacı Bektaş Veli etkinliğine her yıl olduğu gibi katılım sağladık. İnanç boyutuyla 5 yıl önce başlattığımız 12 İmamlarda her akşam derneğimizde canlarla birlikte orucumuzu açtık lokmalarımızı paylaştık. Geleneksel aşure günümüzde yoğun bir katılımla aşuremizi dağıttık. Dernek post dedemiz Kazım ASMA dedemizin yönettiği cemimizi yaptık. Birlik kurbanları kesip lokmalarımızı paylaştık. Yönetim olarak bu hizmetleri yaparken gönüllülük esaslı cemevimize hizmet eden kadın kollarımıza, gençlikkollarımıza ve hizmet eden tüm canlara teşekkür ederim.yüce Allah cümlemizin emeklerini zaya götürmesin. Bu hizmetlerimizi yaparken de sorunlarımız ve taleplerimiz için dernek yönetimi olarak Ankara, İstanbul, Sivas, Çorum, İzmir ve Bursa ' da çeşitli mitinglere katılım sağladık.basın açıklamaları yaptık. Derneğimizde her yıl olduğu gibi Maraş anma töreni düzenledik. Dernekte yaptığımız çalışmalar içerisinde Halk Eğitim işbirliği ile ingilizce, saz kursu düzenledik. Kursu bitiren çocuklara sertifika dağıttık. Bursa ' da bulunan kardeş derneklerle toplantılar düzenledik. Sorunlarımıza çözüm, örgütlülük için de birlik beraberliği sağladık. Toplumumuzun birlik beraberliği, örgütlülüğü için hizmet ettik. Hizmet ettiğimiz süreçte hiç bir ayrım yapmaksızın Kestel ' de yaşayan herkese kapımızı açık tutup kültürlerin kaynaşmasını sağladık.ancak geldiğimiz süreçte alevi toplumu olarak bu kadar hoşgörülü olmamıza rağmen haklarımızı alamamaktayız.verdiğimiz mücadele bütün insanların birlik beraberlik içerisinde hoşgörü ile kardeşçe yaşamasını sağlamak ve anayasadan kaynaklı eşit yurttaşlık hakkından faydalanılması ötekileştirme mantığından ve uygulamasından uzak birlik ve beraberlik içerisinde yaşamaktır. İçinde bulunduğumuz sürecin hassasiyetinin bilinciyle hareket etmek sorunlarımızı ve taleplerimizi demokratik anayasal çerçevede aramaktır.alevi toplumu olarak da 1400 yıldır izlediğimiz yol bu şekilde olmuştur.hep sevgi,saygı, hoşgörü, barış ve kardeşlik duygularıyla hareket etmiştir. Bu nedenle geçmişte alışılagelmiş örgütsüz bir toplum olmanın ötesinde 1990 ' dan sonra örgütlü yapıya kavuşmuş federasyonuyla ve bağlı kurumlarıyla, cemevleriyle örgütlü bir toplum olmuştur.bu örgütlülüğü daha da güçlendirmek adına toplumumuzun birlik - beraberlik içerisinde olması ve cemevlerine sahip çıkması, üye olması, maddi manevi destek sağlaması gerekmektedir.örgütlü olmadığımız takdirde geçmişte olduğu gibi alevi toplumu üzerinde çeşitli oyunlar oynanıp pravakasyonla ülkemizdeki etnik kökeni ve kimlikleri karşı karşıya getirmeleri kaçınılmazdır. Bu nedenle geçmişteki o ezberi bozmak birlik beraberlik içerisinde kurumlarımıza sahip çıkarak güçlü bir yapı oluşturmamız kaçınılmaz olmuştur.örgütlülüğümüzün ana unsurları yarınlarımızı emanet edeceğimiz gençlerimizdir. Gençlerimize sahip çıkmak ve ilçemizde yaşayan gençlerimizin çalışmalarımıza katılmaları inancına, düşüncesine, felsefesine sahip çıkması gerekmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm gençleri derneğimize bekliyor, Kestel Hacı Bektaş-i Veli Derneği Gençlik Kolları Başkanı İbrahim BULUT nezlinde tüm gençlik kollarına teşekkür ediyor, yeni çıkaracağımız bültenin derneğimize ve toplumumuza hayırlı olmasını diliyorum.

7 ARALIK SAYISI SAYFA:4 İBRAHİM BULUT DERNEK GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI Öncelikle belirtmek isterimki, iki ay öncesi dernek yönetimiz, gençlik ve kadın kollarını yeniden yapılandırmaya gitmişler ve gençlik kolları başkanı olarak beni düşünmüşler bu düşüncelerinden dolayı kendilerine teşekkür ederim. Görevi aldıktan sonra kısa bir sürede gençlik komisyonunu topladık ve dernek hakkındaki düşüncelerimizi paylaştık. Bu toplantılarda bazı karlar ve projeler ortaya çıktı. Bunlardan en önemlisi ise dernek vizyon ve misyonunu yükseltecek dernek çalışmalarını siz değerli canlara aktaracak bir haber bülteni hazırlamak. İşte bu doğrultuda Zülfikar yayın hayatına başlamış oldu. Evet yeni bir heyacan yaşıyoruz. İlk sayımızı siz değerli canlara ulaştırmaktan dolayı çok mutluyuz. İlk sayımızda dernek faliyetlerinin yoğunluğundan dolayı dernek çalışmalarına çok yer verdik.bundan sonraki sayılarımızda Alevilikle ilgili konulara daha geniş yer vereceğiz ve Alevilik bilincini sizlere en iyi şekilde ulaştıracağız. Buradan Zülfikar haber bültenini çıkarmamızda bizlere destek olan dernek başkanımız İmam Hüseyin Bor ve yönetimine, Tasarım aşamasında yardımcı olan Özkay Çakal ve Ramazan Kestane ye, Bültenimizin ilk sayfa yazılarını yazan Tufan Dilsiz e, Dernek röpörtajlarını hazırlayan Ufkun Demirtaş a, köşe yazılarıyla bize destek olan Erdal igit ve Özgür Toprak a, dernek çalışmalarında yer alan gençlik komisyonuna çok teşekkür ederim. Sizlerden ricam bu yürüyüşümüzde bizleri yanlız bırakmayarak hepdestek olmanız. saygılarımla... U N U T M A D I K MARAŞ KATLİAMINI U N U T M A Y A C A Ğ I Z 25 aralık cumartesi günü gençlik kolları olarak maraş katliamını amna gecesi düzenledik. Düşüncemiz maraşta yapılan katliamı unutmamak ve unutturmamak. Maraşta yapılan katliamdan biraz ders alınsaydı, katillerin üzerine gidilip suçları verilseydi belkide ne çorum nede sivasta yaşananlar olacaktı. Bundan sonrada bu tür olayların yaşanmaması için birlik ve beraberliğimizi her zeman korumalı ve bu yolda ilerlemeliyiz. Maraş bizler için hafızalarımızda ızdırabı, vahşeti ve hüznü her an diri kalan, asla ama asla kapanamayacak derin bir yaradır! Katliamda yitirdiğimiz canlar yüreğimizde karanlığa bir ışık olmaya devam ediyorlar. Bunun için geçmişte yaşanan katliamları unutturmayarak, katliamların yenilenmesini önleyerek, farklılıkların zenginlik olduğu bilincini beyinlere kazıyarak ve hepsinden önemlisi vicdanlarımızla, geçmişimizle, ayıplarımızla, suçlarımızla yüzleşerek ışığı çoğaltmalıyız.

8 ARALIK SAYISI SAYFA:9 PANAYIR ANADOLU KÜLTÜR DAYANIŞMA DERNEĞİ Gençlik komisyonu olarak çıkartacağımız zülfikar aylık haber bülteninde her sayımızda Bursa da bulunan Alevi derneklerimizden birini tanıtacağız. İlk sayımızda Panayır Anadolu Kültür Dayanışma Derneği ni ziyaret ettik. 1-Kendiniz ve yönetiminiz hakkında bizi bilgilendirir misiniz. -Adım Osman BOZKURT.Erzincan/Tercan doğumluyum.1977 de Bursa ya taşındık.bağ-kur emeklisiyim.mesleğim terzilikti.bursa Panayır mahallesinde ikametgah etmekteyim.3 dönem yöneticilik yaptım, 2 dönemdir de başkanlık yapıyorum.yönetim kurulumuz 9 kişiden ve 3 denetleme kurulundan oluşmaktadır. 2-Derneğinizde ne tür faaliyetler yapıyorsunuz? -Yaptığımız faaliyetler arasında saz kursu, Aşure etkinliği, dayanışma yemeği, piknik.ayrıca gençlik kollarımızın yaptığı gençlik şölenlerimiz bulunmaktadır.faaliyetlerimizi yapmamızdaki amaç toplumumuzu kaynaştırmak birlik, beraberliği sağlamaktır.ayrıca yönetim kurulu olarak yukarda bahsettiğim gibi hizmet ettiğimiz süre içerisinde Alevi inancı, düşüncesi ve felsefesini gelişmesinde katkıda bulunmak ve örgütlü bir toplum yaratmaktır.bu çalışmaları yaparken de duyarlı tüm canlarımızı bu mücadelemizde yanımızda görmek istiyoruz. 3-Üye potansiyeliniz nasıl, üyelerinizden dernek için yeterince yardım görüyor musunuz? -Üyelerimizden gerekli desteği alıyoruz, çünkü şu anda içinde bulunduğumuz 640 m2 üstüne kurulu olan binamız 4 kat, 2560 m2 kullanım alanı olan binamızın yapımı aşamasında tüm canların maddi manevi katkıları olmuştur. Bundan sonraki süreçte de katkılarını beklemekteyiz.ayrıca, dernek üye sayımız 500 ü aşmakta.önümüzdeki süreçte duyarlı canların katılımıyla hedefimiz 1000 e çıkartmaktır. 4-Dernek inşaatınızın henüz bitmediğini görüyoruz.bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? -Dernek inşaatımızla ilgili tüm canlarla birlikte kısa bir sürede iyi bir noktaya geldiğimizi düşünüyorum.binamızın alt katını kısa sürede bitirip kiraya vermeyi düşünüyoruz. Buradan gelen gelir ve toplumumuzun yardımıyla 1 yıl gibi kısa bir sürede tamamını bitirmeyi hedefliyoruz. 5-Bulunduğunuz bölgedeki Alevi sorunları nelerdir? -Öncelikli sorunlarımız arasında yaptığımız Cem Evimizin yasal olarak ibadethane sayılmaması, çocuklarımıza halen zorunlu din derslerinin dayatılması, bölgedeki halkımıza iş imkanı sağlanmaması ve ilçe belediyemizin toplumumuza karşı duyarsız olması vs. sorunlar yaşamaktayız. Yapım aşamasındaolan Panayır Anadolu Kültür Derneği. 8-Son olarak bizlere neler söylemek istersiniz? -Öncelikle Kestel Hacı Bektaş gençlik kolları olarak yaptığınız çalışmadan dolayı sizi tebrik ederim. Yapacağınız çalışmalarda maddi manevi desteklerimizi esirgemeyeceğiz.size teşekkür ederim ve başarılarınızın devamını dilerim. 6-Derneğinizde yapılan birlik Aşure niz hakkında neler söyleyeceksiniz? -Muharrem ayında tuttuğumuz 12 gün oruçtan sonra tüm canların katkısıyla yaptığımız birlik Aşure mizi paylaşırız.inancımızda, kültürümüzde ayrı bir yeri olan sevgiyi, hoşgörüyü ve kardeşliği temsil eden Aşure mizi birlik ve beraberlik içinde kardeş derneklerimizle yapmaktayız. 7-Genel olarak Alevi sorunlarıyla ilgili düşünceleriniz nedir? -Alevi sorunları yüz yıllardır çözülmediği gibi bugün de sorunlarımız devam etmektedir.sorunlarımızla ilgili verdiğimiz mücadeleye rağmen yapılan Alevi çalıştaylarıda çözüm üretmemiştir.sorunlarımız ve taleplerimizle ilgili anayasal hakkımız verilmemektedir.bizler, çok şey istemedik sadece zorunlu din derslerinin kaldırılması veya seçmeli hale getirilmesi, Cemevlerin yasal statüye kavuşturulması, Hacı Bektaş Dergahının gerçek sahiplerine yani Alevilere verilmesi, Madımak otelinin müze olması idi.anayasal haklarımızı almak içinde mücadelemize devam edeceğiz. Basın Yayın ve Halkla ilişkiler sorumlusu Ufkun Demirtaş ın Syn Osman Bozkurtla yaptığı röpartaj. Panayır Anadolu Kültür Dayanışma Derneği Tlf : Osman Bozkurt: Bizlerde Panayır Anadolu Kültür ve Dayanışma Dernek yönetimine yapmış oldukları çalışmalarında başarılar diler bir an önce cem evinin eksikliklerini giderip faaliyete geçmesini temenni ederiz Zülfikar Aylık Haber Bülteni

9 ARALIK SAYISI SAYFA:8 BİRLİK AŞUREMİZE KATILAN KONUKLAR Sevgi muhabbet kaynar,yanan ocağımızda Bülbüller şevke gelir, gül açar bağımızda Hırslar, kinler yok olur, aşkla meydanımızda Aslanlarla, ceylanlar dosttur kucağımızda Hünkar Hacı Bektaş-i Veli BELEDİYE BAŞKANI YENER ACAR, İLÇE BAŞKANI NAZİF AYDIN VE BELEDİYE MECLİS ÜYELERİDE GELEN KONUKLAR ARASINDAYDI CHP GENEL BAŞ.YRD.SENA KALELİ, İL BAŞKANI GÜRHAN AKDOĞAN, İLÇE BAŞ. YILDIRAY ATLI VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİ ARAMIZIDAYDI. TÜRKİYE PARTİSİ İLÇE BAŞKANI ALİ KÖK VE KESTEL EMNİYET MÜDÜRÜMÜZ F.MEHMET LEBLEBİCİ KONUKLARIMIZ ARASINDAKİ YERLERİNİ ALDILAR. ÖDP KESTEL İLÇE BAŞKANI AYVAZ GÜNDOĞDU AŞUREMİZE KATILANLAR ARASINDAYDI HAS PARTİ KESTEL İLÇE BAŞKANI MUSTAFA BAYRAK VE YÖNETİM KURULU, SERME MUHTARI ŞABAN DAĞLI DA ARAMIZDAYDI KESTEL YÖRE GAZETESİ İMTİYAZ SAHİBİ RAMAZAN KESTANE AŞUREMİZE KATI- LANLAR ARASINDAYDI. HER NE KADAR GAZETECİ OLMASADA HABERE OLAN İLGİSİ İLE TANINAN BÜLENT ÇELİK TE ARAMIZDAYDI SEVGİ SELİ AŞUREMİZE KATILAN TÜM ÜYELERİMİZE VE KONUKLARIMIZA KATILIMLARINDAN VE KATKILARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ.

10 ARALIK SAYISI SAYFA:5 O gün orada kurban seçilenler sadece Aleviler değildi, Alevilik nezdinde maraşta tüm insanlık kurban edildi. Artık orası Kahramanmaraş değildir, Kanrevanmaraş'tır, Karamaraş'tır, gayrı o günden sonra kıyımı en acı tecrübeleri ile yaşayan bölgedeki aleviler için Maraş dendiğinde sadece bu sözcüklerle anılır... Vurulmuşum Dağların kuytuluk bir boğazında Vakitlerden bir sabah namazında Yatarım Kanlı, upuzun... Vurulmuşum Düşüm, gecelerden kara Bir hayra yoranım çıkmaz Canım alırlar ecelsiz Sığdıramam kitaplara Şifre buyurmuş bir paşa Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız Ölüm buyruğunu uyguladılar, Mavi dağ dumanını ve uyur-uyanık seher yelini Kanlara buladılar. Sonra oracıkta tüfek çattılar Koynumuzu usul-usul yoklayıp Aradılar. Didik-didik ettiler Kirmanşah dokuması al kuşağımı Tespihimi, tabakamı alıp gittiler Hepsi de armağandı Acemelinden... Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız Karşıyaka köyleri, obalarıyla Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu, Komşuyuz yaka yakaya Birbirine karışır tavuklarımız Bilmezlikten değil, Fıkaralıktan Pasaporta ısınmamış içimiz Budur katlimize sebep suçumuz, Gayrı eşkiyaya çıkar adımız Kaçakçıya Soyguncuya Hayına.. Vurun ulan, Vurun, Ben kolay ölmem. Ocakta küllenmiş közüm, Karnımda sözüm var Haldan bilene. Katliamın üzerinden tam 30 yıl geçti. Canlar öldürüldü, Canlar yakıldı, Herşey yagmalandı ve onlar sadece alevi olmanın cezasını çektiler Aralık 1978 Kara birgün Türkiye için ve bizler onlara bu ayıplarını unutturmamalıyız. 30 yıl geçse bile bu işin faillerini bulup gereken şekilde cezalandırılmasını saglamalıyız. 19 Aralık 2010'de Maraş'ta ve farklı illerde bu katliam için mitingler düzenleniyor ama bu ayıp ne mitingler düzenlenerek nede faillerinin cezalandırılmalarıyla nede farklı birşeylerle çözülecek birşey değil... Türkiye'de hak arama tarihi uzun, zorlu bir süreç ve bazen tahammül sınırlarını zorluyor. Bu, Aleviler için de böyle. Var olmak, ibadethaneleri açmak ve özgürce ibadet edebilmek için 1963 te atılan ilk adımdan bu yana çok da yol alınamadı. Aleviler değişti, yasalar değişmedi Evet bizler Bu yola çıktık ve bu yol ugruna birşeyleri hep feda etmek zorunda kaldık çok değildi istediklerimiz. Makul ve insancıl şeylerdi. Hep canımız yandı, hep canımız yandı. Ne Maraş, Ne Sivas, Ne Dersim, Ne Madımak, Ne Ulucanlar, Ne Deniz, Ne Mahir, Ne Yusuf, Ne Hüseyin, Ne Ugur Mumcu Nede Kelbela ve birçoğu unutmadık unutturmayacağız. değil 30 yıl 300 yıl geçse bu ayıbını Devletin yüzüne tokat gibi vuracağız... Ati zamanlara can vere vere Alevden köprüler kurduk eyvallah Kerbela çölü'nden gül dere dere Erenler ceminde piştik eyvallah Kim yandı aşk ile asırlar boyu Don değişip gelmiş yezidin soyu Zulme direnmekti şahım hüseyin'in huyu Huyundan suyundan içtik eyvallah Hasretim dağ oldu dağlar mekânım Turna kanadından aldım selamın Şehit toprağında açılmış gülüm Misk-i amber olup saçtık eyvallah Katliamla ilgili olarak 804 kişi yargılanmış, 29 kişi idam, 7 kişi ömür boyu, 321 kişi de 7 ila 24 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştır. Ancak idam cezası alanlar bile 12 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakılmıştır. Yargılanıp ceza alanların hemen hepsi kışkırtılıp bu işte maşa olarak kullanılan kişilerdir. Tertipçiler ve asıl sorumlular yargılanmamıştır. Olayın en önemli sanıklarından biri korunmuş, beraat ettirilmiş, hatta sonraki yıllarda milletvekili olmuştur. Şimdilerde bu katliamı solculara, Ermenilere yükleme çabasıyla sağda solda konuşup durmaktadır. Katliam, her yönüyle tam bir Soğuk Savaş dönemi kontrgerilla faaliyetidir. Tıpkı, 1 Mayıs 1977, Malatya, Çorum provokasyonları gibi Elbette bunun böyle olması, eline baltayı nacağı alıp Alevi komşusunun, hemşerisinin kafasını kesen, çocuklarını kazanda yakan, oyuna getirilmiş Maraşlı yobaz katillerin günahını zerre miskal azaltmaz. Evet, bugünler de utanç tarihimizin en karanlık örneklerinden birinin, Maraş katliamının yıldönümü. Yakılarak, kurşuna dizilerek, kafası parçalanarak, linç edilerek öldürülenlerin belki kemikleri bile çürüdü; sorumlular ise hâlâ dışarıda Sanırız bu gidişle hep de öyle olacak. bir yanım kerbela her yanım kandır Mazlumun çığlığı feryat figandır Bize kerbela'dan yar ol bergüzardır Zülfikar kuşanıp coştuk eyvallah Sevda ateşinde piştik eyvallah

11 ARALIK SAYISI SAYFA:6 GELENEKSEL SEVGi SELi AŞUREMiZE YOGUN ilgi AŞURELER DAĞITILDIKTAN SONRA DERNEK POST DEDEMİZ KAZIM ASMA DEDE LOKMA DUASINI VERİRKEN DERNEĞİMİZ KADIN KOLLARI AŞURE DAĞITIRKEN GENLİK KOLLARI GÖREVLİ ARKADAŞLAR ASURE DAĞITIRKEN

12 ARALIK SAYISI SAYFA:7 DEĞERLİ ÜYELERİMİZ BİZLERİ HER ZAMANKİ GİBİ YALNIZ BIRAKMADILAR Alevilerde Aşura Günü ve Muharrem Matemi Alevilerde, Hüseyin'in Kerbela'daki acısı başta olmak üzere Oniki İmamların acılarını anmak ve anlamak için Muharrem Matemi tutulur. Amaç bu acıları tekrarlamak ya da öç duygularını tekrarlamak ya da öç duygularını körüklemek değildir. Muharrem Matemi'nin amacı: Bu türlü acıların bir daha yaşanmaması için gerekli olan insanlık değerlerini ve Alevi öğretisini özümsemektir. Matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, kurban kesilmez ve et yenmez. Matem boyunca hiçbir canlıya eziyet edilmez. Kimsenin kalbini kırmamak, dili ile kimseyi incitmemek, kimse hakkında dedikodu yapmamak ve Matem Orucu'nun temel ilkesidir. Sağlığı yerinde olanlar oruç tutarlar. Matemden amaç, kendine eziyet yapmak değil, yapılabilecek kötülüklerin ve katliamların bir daha olmaması için anmak ve unutmamaktır. Kerbela katliamında hasta olması nedeniyle İmam Zeynel Abidin'in kurtulması ve Ali'nin soyunun devam etmesi nedeniyle de Allah'a şükredilir. Bu nedenle Muharrem Matemi, Aşüre geleneği ile biter. Aşüre sevincin hoşgörünün simgesidir. 12 gün orucun ardından Aşure Günü yapılır. 12 değişik malzemeden oluşan Aşure tatlısı yenilir veya evlere dağıtılır. AŞURENİN HAZIRLANMASINDA PİŞİRİLMESİNDE VE DAĞITILMASINDA EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜRLER