14 Aralık 2014 Pazar ÖZEL HABER

Transkript

1 SAYFA 1 Bizden iyisi yok Büyükşehir Belediyesi sınırlarında yer alan her bölgeye daha etkin müdahale etmeyi hedefleyen İzmir İtfaiyesi, 11 inci İtfaiye binasını Gaziemir de kurdu. Açılışta konuşan Kocaoğlu, İzmir itfaiyesinin Türkiye'ye örnek olduğunu söyledi İtfaiye hizmetlerinin büyükşehir belediyelerinin en önemli görevlerinden biri olduğunun altını çizen Başkan Kocaoğlu, "İzmir Büyükşehir Belediyesi, AKS 110 arama kurtarmayı Türkiye'ye ilk getiren, başlatan ve gerçek anlamda uygulayan ilk ve tek belediyedir. Arama kurtarma ekibimiz var diye itfaiyeden 5-10 kişi ayırmakla aramakurtarma olmuyor. Araç, gereç, donanıma baktığınızda, İzmir Büyükşehir Belediyesi AKS 110, Arama Kurtarma ekibiyle Türkiye'de birincidir. Toros'taki eğitim kampüsümüz, Türkiye'de itfaiye eğitimi açısından bir numaradır. Sürekli itfaiyeye yatırım yapıyoruz. Araç ve gereçlerde ve giysilerde en son teknolojiyi getirmeye çalışıyoruz" dedi. 16 da 14 Aralık 2014 Pazar ESHOT'u batıracaklar İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Bilal Doğan, ESHOT'un zarar ettirildiğini iddia etti. ES- HOT un mevcut işleyiş durumunu değerlendiren Doğan, ES- HOT atölyeleri geçmiş yıllara o- ranla teknolojiden ve verimli olmaktan uzaklaştırılmıştır. Eskiden adeta bir sanat ve beceriklilik üzerine kurulan ESHOT, şu an özel sektördeki servis atölyeciliğini yapmaktadır. Yani eskiyi sök, yeniyi tak mantığı ile idare edilmektedir. Onarım, beceriklilik ve liyakat tamamıyla rafa kaldırılmıştır. Durum böyle olunca yedek parçacılar kazanıyor, ESHOT zarar ettiriliyor" dedi. 16 da Ayakkabı sektörünün önde gelenleri ÇEK yasasının düzenlenmesini istiyor Ayakkabıyı alan Bu da araştırma ÇÖPLÜĞÜ Türkiye'nin son 5 yılda laboratuvarlarda kullanmak üzere yaptığı cihaz ithalatı 9,2 milyar doları buldu. Aynı dönemde test - analiz hizmetlerindeki toplam ciro ise 2,3 milyar dolarda kaldı BU SİTEYE GİRMEDEN ALMAYIN Aradaki farkın israf anlamına geldiğine dikkati çeken bir grup akademisyen, buna son verebilmek için laboratuvar arama motorunu hizmete soktu. DEÜ Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zor, "Türkiye cihaz çöplüğüne dönmüş durumda. Yıllar önce alınmış, paketinden açılmamış çürümeye terk edilmiş cihazlar dahi var. Boşuna cihaz alımını engellemek için ülkedeki araştırma altyapısını gösterecek "labbul.com" sitesini hizmete soktuk" dedi. 16 da Tadilat ruhsatı TARİH OLDU Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hazırladığı tasarıya göre, ruhsatla inşasına başlanan yapılarda, yapı inşaat alanını artırmayan, silüeti ve bağımsız bölüm birim alanını etkilemeyen, taşıyıcı sistemi etkilemeyen değişiklikler, "tadilat ruhsatı alınmadan" yapılabilecek. Uygulamayla, duvar, kapı yeri veya pencere boyutu değişikliği gibi nedenlerle ihtiyaç duyulan ancak işlemleri uzun süren tadilat ruhsatı nedeniyle, yatırımcının mağdur olması ya da inşaata kaçak devam etmesi önlenecek. 16 da Sabit İNCE yazdı CIMBILDAK ZARİFE >> 8 de Serap Mustafa YAŞAR ARSLAN BUZ- yazdı RUL yazdı LÜTFEN RİCA LTD.ŞTİ EDİYORUM ORTAK->> 9 da Serap Mustafa YAŞAR KAYALI BUZRUL yazdı yazdı LTD.ŞTİ İSLAMIN ORTAKLARININ GENÇLERE ALACAKLARI VERDİĞİ ÖNEM... >> 9 da>> 10 da ÇEKip gitmesin! İzmir Uluslararası Ayakkabı Yaz Fuarı na katılan Atak Ayakkabı Firması Sahibi Kerelti, piyasanın ödeme krizi yaşadığını belirtti. Kerelti, "Çekler ödenmiyor. Yaptırımı da yok" dedi BANKAYA VAR ESNAFA YOK ÇEK yasasının yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çeken Kerelti, Meslektaşlarımızın ve tabii bizlerin en büyük sıkıntısı çekle yapılan alışverişin güvensizliğidir. Çekle iş yapmanın neredeyse hiçbir hükmü kalmadı artık. Çünkü ödenmeyen çekin yaptırımı yok. Çekin ödemesi yapılmadığında bunun yaptırımı bin TL kadar bir para. 50 bin TL lik çek alıyoruz bunun alınamaması durumunda yasal o- larak güçlü bir dayanak yok. Oysaki bugün bir bankaya gidin 5 bin TL lik bir kredi çekin bunun için sizden tapu istenir. Çeklerde ise böyle bir yasal takip yok. Bu konu bizi çok zorlayan bir konu şeklinde konuştu. DIŞ PİYASA ÇARE OLDU Fuara katılan Bedir Kundura Firması Sahibi Adil Bedir ise, iç piyasadaki ödeme zorluğunu dış talep ile aşmaya çalıştıklarını söyledi. Bedir, "Firmamız, çeyrek asra yakın bir süredir üretimin içinde. Her dönemin modeli yakalıyoruz. Fuarların bu ürünleri tanıtımı açısından önemli bir katkısı var. Yurtdışından müşterilerin bizi tercih etmesi çok önemli. Bu fuarda da şu ana kadar farklı ülkelerden talepler aldık. Avustralya, Almanya, Filistin, Cezayir gibi ülkelerden bizimle görüşenler oldu. İç piyasadaki sektör alıcılarında ise maalesef bir nakit sıkıntısı var. Bu nedenle yurtdışı alıcılar çok daha yararlı oluyor diye konuştu. 16 da İzmir'e ikinci Şirince! ÖZEL HABER Mazlum VESEK Bayraklı Belediyesi Doğançay Mahallesi nin 30 yıldır beklediği imar planı uygulaması için ilk adımı attı. Yeni Doğançay, Şirince'yi aratmayacak Zehirli ayakkabıya YEMENI önerisi! Çin'den ithal edilen ve kanserojen madde içerdiği tespit edilen ayakkabıların piyasaya karıştığının ortaya çıkması, ayakkabıda sağlık konusunu gündeme getirirken, Türk imalatçılar "yerli ayakkabıyı" öneriyor. Gaziantepli yemeni ustası Çakıroğlu, "Yemeni özümüzdür. Bizim ayak yapımıza uygun, orijinal deriden yapılan, boyasız, cilasız olan ayakkabının giyilmesini tavsiye ediyoruz. Bu ayakkabıyı giyenlerin ayağında mantar hastalığı hiç olmuyor. Hatta Gaziantep'te bazı doktorların hastalara, ayağındaki yaralar geçene kadar yemeni giymesini tavsiye ettiğini biliyoruz" dedi. 16 da 30 YILDIR BEKLENİYOR Planların tamamlanıp hayata geçmesiyle birlikte binalar burada en fazla 2 kat olarak yükselecek. Doğal yapısı ile çekim merkezi haline gelecek olan Doğançay yeni bir Şirince olacak. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, İzmir in merkezinde yeni bir şirince doğuyor. Burada cesur bir karar aldık. Doğançay Mahallesi halkına verdiğimiz sözü yerine getiriyoruz. Bu bölgenin tapu sorunun çözüyoruz. İlk adımı attık. Bundan sonra yapılan parselasyona bir itiraz olmazsa konuyu encümenimize ve onay için Büyükşehir e taşıyacağız. İzmir in merkezinde yeni bir şirince doğuyor dedi. 16 da Her mahalleye engelsiz park Engelsiz bir Karşıyaka yaratmak isteyen Karşıyaka Belediyesi, çocuk oyun parklarında da düzenleme başlattı. Her mahallede en az bir parkı engelsiz hale getirecek olan belediye, engelli çocukların rahatlıkla kullanabileceği oyun gruplarını parklara yerleştirmeye başladı. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar Engelsiz Karşıyaka hayalimizi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Sokaklarımızı, kaldırımlarımızı engelli yurttaşlarımız için düzenlerken, çocuk oyun parklarımızı da engelsiz hale getiriyoruz dedi. 14 te Engelli Bilgi Sistemi Projesi İzmir de HAYATA GEÇECEK Engelli Bilgi Sistemi Projesi kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi birimleri ve bağlı kuruluşlarının engellilere yönelik hizmetlerinin tek bir veri tabanı üzerinden takip edilmesi, daha kaliteli, kapsamlı hale getirilmesi hedefleniyor. 8 de

2 SAYFA 2 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 14 Aralık 2014 Pazar OSMANLICAnın öğrenilmesi koleksiyonerlere yarayacak Osmanlı Türkçesinin liselerde öğretilmesine destek veren İstanbul Pera Mezat Sahibi Mehmet Gacıroğlu, "Osmanlıca eğitimi sayesinde belgeler, daha çok değer kazanır. Şu anda insanların büyük bölümü rastgele ve görselliğine bakarak belge alıyor" dedi Cemil Meriç doğduğu evde yaşatılacak Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde yazar, çevirmen ve eğitimci Cemil Meriç'in doğduğu ev restorasyon çalışmalarının ardından "Kültür Evi"ne dönüştürüldü. Yazar, çevirmen ve eğitimci Cemil Meriç'in Reyhanlı ilçesindeki doğduğu ev "Kültür Evi"ne dönüştürüldü. Hatay Valiliği, İl Özel İdaresi, Reyhanlı Kaymakamlığı ve Reyhanlı Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştirilen restorasyon sonrasında Kültür Evi'ne dönüştürülerek turizme kazandırılan mekanda Cemil Meriç'in sesinden yararlanılarak ziyaretçilere kısa hayat öyküsünü içeren üç boyutlu animasyon filmi gösteriliyor. Kültür Evi'nin duvarlarında 12 Aralık 1916'da dünyaya gelen Cemil Meriç'in hayatından çeşitli karelerin yer aldığı fotoğraflar bulunurken ziyaretçilere ışık, ses ve görsel efektler eşliğinde sunum yapılıyor. Yazarın kendisi ve ailesine ait kronolojik hayat hikayesi, eserleri, sözlerinin yer aldığı sunum sırasında adeta tarihe yolculuk yapılıyor. İlçenin yetiştirdiği en önemli isimlerden birinin Cemil Meriç olduğunu belirten Reyhanlı Belediye Başkanı Hüseyin Şanverdi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, onu unutmamak ve unutturmamak için yaşadığı evi "Kültür Evi"ne dönüştürdüklerini söyledi. "Cemil Meriç'i Türkiye'ye tanıtmak istiyoruz" diyen Şanverdi, şunları söyledi: "Türkiye'nin her tarafından gençlerin Cemil Meriç'i tanımaları için ilçemizde bulunan yaşadığı eve gelmelerini bekliyoruz. Yaşadığı evde çocukluk dahil tüm yaşamına ait fotoğrafları ve sözleri bulunmakta, kendi sesinden üç boyutlu hayat öyküsünün yer aldığı kısa film sunumu yapılmakta. Cemil Meriç'i seviyoruz, onu minnet ve şükranla anıyoruz." Arkadaşlarıyla Cemil Meriç Kültür Evi'ni ziyaret eden Atatürk Ortaokulu 6. sınıf öğrencisi Büşra Şanverdi ise, "Gözlerini kaybetmesine rağmen okumaktan, yazmaktan vazgeçmemiş olması beni çok duygulandırdı. Cemil Meriç'in Reyhanlı'da yaşaması bizim için büyük şans. Onun evine gelerek kendisini daha yakından tanımak istedim. Kendi sesinin de yer aldığı 3 boyutlu kısa film bizi çok mutlu etti" diye konuştu. İstanbul'da 1955 yılında görme yetisini kaybeden Meriç, o dönemlerde yazılarına devam ederek eserleri ve fikirleri ile yeni nesilleri aydınlatmayı sürdürmüş 13 Haziran 1987'de hayatını kaybetmişti. (AA) Bazı koleksiyoner, sahaf ve müzayede evi yöneticileri, sadece Osmanlı döneminin değil, Cumhuriyetin ilk dönemlerinin de daha iyi anlaşılacağı, bu dönemin eserlerine ilginin artacağı düşüncesiyle Osmanlı Türkçesinin liselerde öğretilmesinin gündeme gelmesini memnuniyetle karşıladı. Çoğu koleksiyoner ve müzayede evi yöneticisi, satışa sunulan Osmanlıca kitap, dergi, belge, hat ve diğer objelerin hangi döneme, kime ait olduğunu ancak uzmanların yardımıyla öğrenebiliyor. Bu nedenle Osmanlıcanın liselerde öğretilmesine koleksiyoner, sahaf ve müzayede evi yöneticileri destek verdi. Osmanlı Kağıt Paraları Kataloğu yazarı ve İstanbul Pera Mezat Sahibi Mehmet Gacıroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genç yaşlarda öğrenemediği Osmanlıca ile bugün işi nedeniyle içi içe olduğunu söyledi. İş hayatına devam ettiği dönemde merakı nedeniyle Osmanlı kağıt ve madeni paralar koleksiyonu yapmaya başladığını anlatan Gacıroğlu, bugün devasa bir koleksiyona sahip olduğunu belirtti. Elinde pek çok Osmanlıca eser bulunduğunu ancak hiçbirini okuyamadığını dile getiren Gacıroğlu, şöyle konuştu: "2011'de yardım alarak çıkardığım Osmanlı Kağıt Paraları Kataloğu'nun Türkçe ve İngilizce yayınlanmasından sonra Osmanlı paraları toplayan koleksiyoner sayısında önemli oranda artış görüldü. Üzerinde ne yazdığını bilmedikleri için birçok kişi bunların koleksiyonunu yapmıyordu. Katalog, bu özelliği nedeniyle Uluslararası Banknot Derneğince 'yılın kitabı' seçildi." - "Müzayedelerdeki eserlerin yüzde 30'u Osmanlıca" Gacıroğlu, müzayedelerde satılan eserlerin büyük bölümünün Osmanlıca eserlerden oluştuğunu, koleksiyonerlerin de belgenin üzerinde ne yazdığını, kime ait olduğunu merak ettiklerini söyledi. Müzayedelerdeki eserlerin yüzde 30'unun Osmanlıca olduğunun altını çizen Gacıroğlu, "Örneğin Çanakkale Savaşı'na ait bir mektup, meraklısına çok şeyler anlatıyor ama ne yazdığını özel olarak okutursak çözebiliyoruz. İnsanlarımız geçmişlerini, onların bıraktıkları belgelerde yazılanları merak ediyor" dedi. Osmanlıcayı öğrenmenin sadece Osmanlı Devleti'ni öğrenmek anlamına gelmediğine dikkati çeken Gacıroğlu, şöyle devam etti: "Bu dönemle ilgili çok fazla bilgimiz yok. Sadece önümüze konulanlarla yetiniyoruz. Osmanlı döneminin dışında Cumhuriyetin ilk dönemleriyle ilgili belgeleri de okuyamıyoruz. Atatürk'ün bazı imzaları Osmanlıcadır. İnsanlar bunu bilmiyor. Bazı Çiğli Belediyesi ve Çiğli Halk Eğitim Müdürlüğü iş birliği ile el sanatlarından enstrümana, eğitsel kurslardan sahne sanatlarına kadar birçok branşta düzenlenen kültür ve sanat kursları, uzman eğitmenler tarafından oluşturulan kadrosu ile 20 branşta eğitimlerine devam ediyor. Çiğli Belediyesi nin sosyal sorumluluk projeleri kapsamında açtığı kültür sanat kursları çeşitli branşlardaki 534 kursiyeriyle eğitimlere devam ediyor. Çiğli Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde toplam 20 branşta eğitim verilen kurslar ücretsiz olarak halkın hizmetine sunuluyor. El sanatlarından enstrümana, eğitsel alanlardan sahne sanatlarına kadar birçok alanda organize edilen kurslar, her biri kendi alanlarında uzman eğitmenler tarafından verilen derslere katılım oldukça yüksek oldu. Kursları uzman eğitmenler veriyor Düzenlenen kültür sanat kurslarında yer alan Türk halk müziği ve Türk sanat müziği koro çalışmaları Gizem Memişoğlu ve Ahmet Rasim Sabuncuoğlu; bağlama ve gitar çalışmaları Murat Onat ve İnan Bozkurt; halk oyunları çalışmaları Fulya Yücel ve Metin Çelik; tiyatro çalışmaları Murat Savaş ve Okan İşgil; resim, ahşap boyama-rölyef, üç boyutlu pano ve kat ı ile seramik-kitme bebek-kabak süslemeciliği çalışmaları Martıgül Kalkan; mefruşat, belgeleri okuduktan sonra çok ilginç bilgilere ulaşabiliyoruz." TBMM'nin kurulduğu dönemlerde de her şeyin Osmanlıca kaleme alındığını vurgulayan Gacıroğlu, Osmanlıcanın sadece Osmanlı'yı kapsamadığını, 1928 yılına kadar bu dilin kullanıldığını ifade etti. Gacıroğlu, "Ticari anlamda Osmanlıcayı bilen insanların sayısının artmasının işlere ciddi oranda yansıyacağını düşünüyorum. Belgeler daha çok değer kazanır. Şu anda insanların dantel anglez, iğne oyası, kurdela ve el nakışı, panç nakışı, kanaviçe(goblen) çalışmalarına ilişkin eğitimler ise Serpil Ün tarafından veriliyor. Yeteneklerini Geliştirme Fırsatı Sunduk Çiğli de yaşayan ilçe sakinlerinin sosyal, kültürel ve sanatsal ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilmek için birçok alanda kurslar açtıklarını belirten Başkan Arslan, Sosyal sorumluluk projeleri belediye olarak üstlendiğimiz en önemli projeler. Çiğli de yaşayan vatandaşlarımıza kültür ve sanat alanlarında hizmet veren, farklı branşlardaki kurslarımız sayesinde onların yeteneklerini geliştirebilecekleri fırsatlar sunuyoruz. Sağ olsun onlar da kendilerini geliştirebilecekleri, eğlenceli ve öğretici bir sosyal faaliyet olarak gördüler ve başvurdular. Her zaman sizlerin onların yanındayız ve onların ihtiyaçları için çözümler üreteceğiz dedi. (HABER MERKEZİ) Yıl: 4. Sayı: Aralık 2014 Pazar Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği büyük bölümü rastgele ve görselliğine bakarak belge alıyor" diye konuştu. - Osmanlıca, günümüz Türkçesini destekleyen ikinci bir dil Ankara Eski Zaman Sanat ve Kültür Merkezi Yöneticisi Korkut Erkan ise Osmanlıcanın ders olarak okutulmasında bir sakınca görmediğini vurguladı. Osmanlı Türkçesinin, günümüz Türkçesini destekleyen ikinci bir dil olarak algılanması gerektiğini dile getiren Erkan, "Bu, geçmişte kullandığımız bir dil. Tartışma konusu yapılması yanlış. Aydınlarımız bu konuda soğukkanlı düşünmeli. Dileyen, merak eden öğrenci bu eğitimi almalıdır" ifadelerini kullandı. Erkan, Osmanlıca bilmenin koleksiyonerlerin daha etkili koleksiyon oluşturmalarına fayda sağlayacağını düşündüğünü kaydetti. - "Osmanlıca eser sayısı az" Bulundurduğu 1 milyon ikinci el kitapla Türkiye'nin en büyük sahafları arasında gösterilen Antalya'daki İltem Sahaf'ın sahibi İlhami Dilek de Osmanlıca eser bulmakta zorlandıklarını söyledi. Dükkanındaki 1 milyon kitaptan sadece bininin Osmanlıca olduğunu belirten Dilek, "Osmanlıca eserler eskisi kadar kolay bulunmuyor. Osmanlıca kitap ve eserleri koleksiyonerler başta olmak üzere tarih ve edebiyat öğrencileri daha çok talep ediyor" şeklinde konuştu. Osmanlıca öğrenenlerin sayısının artmasının zaten az sayıdaki eserlere talebi artıracağına işaret eden Dilek, Osmanlıcanın bilinmesinin geçmişin öğrenilmesi açısından önemli olduğunu dile getirdi. Talebin artması durumunda yeni bir sorunla karşılaşacaklarına dikkati çeken Dilek, "Eser sayısı az. Bu nedenle talep, çoğaltma yoluyla karşılanabilir. Piyasadaki Osmanlıdan kalma eser sayısı, meraklıları tarafından toplandığı için azalıyor" dedi. Antalya Ahmet Muhtar Kızıltan Kültür Merkezi sahibi Ahmet Muhtar Kızıltan da Osmanlıca eserlere ilgi olduğunu ancak okunamaması nedeniyle yeterince anlaşılmadığını aktardı. Osmanlıca eser koleksiyonerlerinin, bu dili bilenlerin çoğalmasıyla artacağını anlatan Kızıltan, Anadolu'da konuşulmuş ve kaybolmaya yüz tutmuş diğer dillerin de öğretilmesini gerektiğini ifade etti. (AA) Çiğli nin sanatçı ordusu Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Aralık Şubat Pazar Perşembe Başı parçalanan adamın OTOPSİSİ yapıldı İzmir'in Karabağlar ilçesindeki evinde ölü bulunan ve köpeği tarafından parçalandığı ileri sürülen Soner Aşkın'ın otopsisi yapıldı İlk belirlemelere göre cinayet şüphesi bulunmayan cesette darp, kurşun ve bıçak yarasına rastlanmadı. Köpeği tarafından parçalandığı iddia edilen Aşkın'ın, intihar etmiş olabileceği şüphesinin güçlendiği belirtildi. Olay, geçen çarşamba saat sıralarında Doğanay Mahallesi, 9104 Sokak, 9 numarada meydana geldi. Kendisinden 10 gündür haber alınamayan 36 yaşındaki Soner Aşkın'ın komşuları, daireden kötü kokular gelmesi üzerine durumu polise bildirdi. Olay yerine giden ekipler, evin kapısını açtığında Aşkın'ın parçalanmış cesediyle karşılaştı. İlk incelemede, kafasının "Ares" isimli rottweiler cinsi köpeği tarafından parçalandığı tahmin edildi. Köpek, uyuşturuculu iğneyle etkisiz hale getirildikten sonra belediye barınağına götürüldü. Polis, Aşkın'ın intihar etmiş olabileceği şüphesi üzerinde dururken olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Cenaze, kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Ceset çürümeye yüz tuttuğu için otopsinin bir gün sonra yapılması kararlaştırıldı. Polisin ilk tespitlerine göre Aşkın'ın 10 gün kadar önce kendini astığı, cesedinin çürümeye başlaması üzerine boynunun koptuğu değerlendirildi. Bu sırada aç kalan köpeğinin de başını parçaladığı ihtimali üzerinde duruldu. Ön otopsi raporunda ceset üzerinde darp, kurşun ve bıçak yarasına rastlanmadığı, cinayet şüphesinin ortadan kalktığı bildirildi. Rapora göre köpeği tarafından parçalandığı iddia edilen Soner Aşkın'ın, intihar etmiş olabileceği ihtimalinin güçlendiği belirtildi. Otopside Aşkın'ın çürümüş cesedinden alınan parçaların İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun ilgili ihtisas dairesine gönderildiği, kesin ölüm sebibinin yaklaşık 1,5 ay sonra netlik kazanacağı belirtildi. (CİHAN) KAHVEHANEYE uyuşturucu baskını İzmir in Menderes ilçesinde bir kahveye düzenlenen operasyonda 5 kişi gözaltına alınırken; 154 gram esrar. 1 adet ruhsatsız pompalı tüfek, 2 adet ruhsatsız tabanca ve fişekleri ele geçirildi. Menderes İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucu satışı yapıldığı ihbarı üzerine A.Ş., O.O., T.A. ve H.S. isimli şahısların işlettiği kahveye baskın düzenledi. Kahvehane ve araçlarda yapılan aramalarda 154 gram esrar 1 adet ruhsatsız pompalı tüfek 1 adet ruhsatsız tabanca ve fişekleri ele geçirildi. Kahvede müşteri olarak bulunan ve birçok suçtan kaydı bulunan A.G. isimli şahsın aracında ise Smith Wesson tabanca ve 48 adet dolu fişek ele geçirildi. Silahın yapılan incelemesinde 2005 yılında Gaziemir ilçesinden çalıntı olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan 5 zanlı ifadeleri alındıktan sonra savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. (CİHAN) 2015 YILI İZMİR'DE SAĞLIK OLSUN DERGİSİ BASIM İŞİ KAMU HASTANE BİRLİĞİ (KUZEY) SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU 2015 YILI İZMİR'DE SAĞLIK OLSUN DERGİSİ BASIM İŞİ hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası :2014/ İdarenin a) Adresi : : SÜMER MAH. 453 SOK. NO:2 KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : khb35k.malisatinalma@saglik.gov.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği internet adresi 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 3 (Üç) ayda bir Adel olmak üzere 4 (dört) sayı halinde toplam (onikibin) adet dergi basılacaktır. Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : İhale üzerinde kalan firmanın iş yerinde yapılacaktır. c) Süresi : İşe başlama tarihinden itibaren 12(ONİKİ) aydır 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : İZMİR İLİ KAMU HASTANELER BİRLİĞİ KUZEY GENEL SEKRETERLİĞİ SÜMER MAH. 453 SOK. NO:2 KONAK/İZMİR b) Tarihi ve saati : :00 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya İhale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği idari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: KAMU KURUM VE KURULUŞLARİ İLE ÖZEL SEKTÖRDE YAPILAN DERGİ,KİTAP,KİTAPÇIK,BROŞÜR,KATOLOG BASIM HİZMETLERİ 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Doküman Satış Bedeli İdaremizin Halk Bankası İzmir Şubesi nezdindeki TR İBAN Nolu Hesabına şirket adı ve vergi dairesi ve numarasının dekontun açıklama kısmında belirtilerek yatırılması, doküman bedelinin İdarenin hesabına yatırıldığına ilişkin dekont ile birlikte İzmir İli Kuzey Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği Satmalma Biriminden İhale Dokümanı alınabilir, adresinden satın alınabilir. İhale dokümanının posta yoluyla da satın alınması mümkündür. Posta yoluyla ihale dokümanı almak isteyenler, posta masrafı dahil yurtiçi için 120 TRY (Türk Lirası), yurtdışı için 130 TRY (Türk Lirası) doküman bedelini HALK BANKASI-İZMİR ŞUBESİ TR yatırmak zorundadır. Posta yoluyla ihale dokümanı satın almak isteyenler, ihale doküman bedeline ilişkin ödeme dekontu ile ihale dokümanının gönderileceği adresin de belirtildiği ihale dokümanı talep başvurularını yukarıda yer alan faks numarasına veya yazılı olarak idareye ihale tarihinden en az beş gün önce göndermek zorundadır. İhale dokümanı iki iş günü içinde bildirilen adrese posta yoluyla gönderilecektir. İhale dokümanının posta yoluyla gönderilmesi halinde, postanın ulaşmamasından veya geç ulaşmasından ya da dokümanın eksik olmasından dolayı idaremiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Dokümanın postaya verildiği tarih, dokümanın satın alma tarihi olarak kabul edilecektir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İZMİR KAMU HASTANELER BİRLİĞİ KUZEY GENEL SEKRETERLİ- Gİ-Merkezi Satınalma Birimi-Sümer Mh. 453 Sk. No.2 Konak adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Sondakika 14/12 Basın: Resmi İlanlar: de Eve kilitli biri 7 aylık, diğeri 3 yaşındaki iki çocuk 10 SAAT SONRA KURTARILDI Ankara'da bir eve kilitlenen; biri 7 aylık, diğeri 3 yaşındaki çocuklar, polis tarafından 10 saat sonra kurtarıldı. Biri yatak odasında, yataktan düşmüş halde, diğeri başka bir oda da ağlarken bulunan çocuklar olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı Olay Ankara nın Sincan İlçesi Mareşal Çakmak Mahallesi Serin Sokak No:29/25 te meydana geldi. Bina sakinleri, daireden uzun süre çocuk ağlama sesi gelmesi üzerine durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri daire kapısının kilitli olması üzerine kapıyı açmak için çilingir çağırdı. Daire kapısının çilingir yardımıyla Bursa da bir vatandaş kendisini polis olarak tanıtan ve bankadaki hesabının terör örgütü tarafından kullanıldığını belirten dolandırıcılara 215 bin lirasını kaptırmaktan son anda kurtuldu. Edinilen bilgiye göre; merkez Osmangazi ilçesi Emek Mahallesi'nde ikamet eden T.K., yı kendisini polis olarak tanıtan bir kişi 12 Aralık günü saat:10:30 sıralarında arayarak Senin kimlik fotokopini çalmışlar ve senin adına bir kaç tane kart çıkartmışlar. Bu kartlardan 45 bin TL para çekildiğini ve paranın Cizre Silopi şubelerine aktarıldığını anladık ve bankaya operasyon yapacağız. Kimseye çaktırmadan başta 150 bin, sonra paranın hepsini çekerek Pazartesi savcıya gideceksin. dedi. Bunun üzerine korkuya açılmasıyla Mareşal Çakmak Mahallesi Muhtarı Ali Keskin ve apartman yöneticisi Sermin Gürbüz ile birlikte içeri giren polis ekipleri, biri 7 aylık, diğeri 3 yaşındaki iki çocuğu ağlar vaziyette buldu. Daireye giren polis ekipleri gördükleri manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyemedi. Yerde yatan ve ağlayan 7 yaşındaki çocuğu gören polis memuru Şu çocuk bırakılır mı şöyle ya, hayret bir şey ya dedi. Daha sonra diğer odaya giden polis memuru ağlamaya başlayan çocuğa; Gel oğlum gel, polis amcan, korkma gel, gel amcam, ağlama oğlum ağlama diye seslendi. Ağlayan çocukları kucaklarına alan polis memurları, susmaları için onlara su verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yatak odasında bulunan 7 aylık bebeğin yataktan yere düştüğünü ve başını yere çarptığını belirledi. Travma geçirdiği belirtilen 7 aylık bebek ve 3 yaşındaki çocuk olay yerine gelen ambulanslarla Sincan Fatih Devlet Hastanesi ne kaldırıldı. Apartman yöneticisi Sermin Gürbüz; Yukarıya çıktım, zile bastım, kapıya vurdum, kadın yok. Çocukların sesini duyunca, komşu da polisi arayalım dediler. Bizde polisi aradık, polis geldi. Çocuk, sabah da dışarıda görülmüş kadın, herhalde o saatten beri ağlıyor. Kadın 35 yaşında var, adam 45 yaşında var. Ama adam doğru dürüst çalışmıyor. Doğru dürüst eve bakmıyor zaten, ne bileyim sorumsuz insanlar oldukları belliydi yani ifadelerini kullandı. Sincan Mareşal Çakmak Mahallesi Muhtarı Ali Keskin de İnsanlık dramı bir şey, mahalle muhtarıyız, memur arkadaşlar geldi. Çilingir arkadaş da geldi, açtılar işte kapıyı. Çocuklar da sağ salim. Komşularda yardım ettiler, üzerlerini falan değiştirdiler işte. Ben mahalle muhtarıyım tanımıyorum. Yalnız bu apartmanla falan hiç ilgisi yokmuş bu insanın. Gelir gidermiş, başka bir şey yaptığı yokmuş bunun. Apartmanla alakası olmayan bir insan diye konuştu. Öte yandan, anne baba ile ilgili her hangi bir bilgi alınamazken, babanın suçlu ve polis tarafından arandığı öğrenildi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı. (CİHAN) 215 bin lirasını dolandırıcılara kaptırmaktan SON ANDA KURTULDU kapılan T.K., ise hesabından 215 bin TL para çekerek telefondaki şahsı aramasına rağmen ulaşamadı. Ardından şahıs bankaya giderken, evine gelen bir şahsın parayı istedi. Ancak bu sırada durumdan şüphelenen evdekilerin polisi aramasıyla oyun bozuldu. Olaydan sonra T.K. nın şikayeti üzerine olayla ilgili tahkikata başlandı. (CİHAN)

4 14 Aralık 2014 Pazar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık,"Türkiye'nin şu andaki teknoloji düzeyi orta teknoloji. Bunu orta-yüksek ve yüksek teknolojiye çekmek bizim için artık seçenek değil zorunluluk.ar-ge ile yüksek teknoloji arasındaki ilişkiyi, tavuk ve yumurta ilişkisine benzetiyorum. Ar-Ge'yi tavuk olarak düşünürseniz, yüksek teknoloji de yumurtadır. Tavuk olmadan yumurta olmuyor, Ar-Ge olmadan yüksek teknolojiye geçemiyorsunuz"dedi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye'nin şu andaki teknoloji düzeyinin orta olduğunu belirterek, "Bunu orta-yüksek ve yüksek teknolojiye çekmek bizim için artık bir seçenek değil zorunluluk" dedi.işık, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından Rixos Otel'de düzenlenen, "2023 Hedefleri Doğrultusunda Bilgiye Dayalı Ekonomiye Geçiş Konferansı'nda, Türkiye'ye yabancı yatırımcının gelmesinde YASED'in çok önemli roller üstlendiğini söyledi.bakan Işık, dünyadaki 1 trilyon 450 milyar dolarlık "doğrudan yabancı yatırımcı pastası"ndan, Türkiye'nin daha fazla pay alma potansiyeli olduğunu belirtti.global şirketlerin, yüksek karlılık dolayısıyla üretimlerini büyük oranda orta-yüksek ve yüksek teknolojili alanlara kaydırdığına dikkati çeken Işık, şöyle konuştu:"ar-ge ile yüksek teknoloji arasındaki ilişkiyi, tavuk ve yumurta ilişkisine benzetiyorum. Ar-Ge'yi tavuk olarak düşünürseniz, yüksek teknoloji de yumurtadır. Tavuk olmadan yumurta olmuyor, Ar-Ge olmadan yüksek teknolojiye geçemiyorsunuz. Yüksek teknolojinin biriktirdiği katma değer olmadan Ar-Ge'ye tekrar dönemiyorsunuz. Ar-Ge'ye ne kadar fazla yatırım yaparsak, o kadar teknoloji üreteceğiz. Ne kadar yüksek teknolojiyle üretim yaparsak Ar-Ge'ye o kadar fazla yatırım yapma imkanımız olacak."işletmelerin ölçek büyüttükçe, ihracat, Ar-Ge ve tasarım yaptıkça, teknoloji düzeyini yükseltip karlılığını arttırdığını belirten Işık, Türkiye'nin de ölçek büyütmek için gayret göstermesi gerektiğini dile getirdi. KOBİ ölçeğindeki firmaların daha fazla ihracata yönlendirilmesi ve Ar-Ge'ye özendirilmesi gerektiğine değinen Işık, ülkenin Ar-Ge ve inovasyon ekosistemini güçlendirmenin kaçınılmaz olduğunu, bu alana yatırım yapmadan sürdürülebilir kalkınma ve büyüme yakalamanın mümkün olmadığını vurguladı.işık, Türkiye'nin artık düşük teknolojiyle ucuz emekten kaynaklanan üretimi sürdürme şansının olmadığını, teknoloji düzeyi yüksek ürünler üretmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin şu andaki teknoloji düzeyinin orta teknoloji olduğunu anlatan Işık, şöyle devam etti:"bunu orta-yüksek ve yüksek teknolojiye çekmek bizim için artık seçenek değil zorunluluk. Bunu yapmak için pek çok atılımı yapıyoruz. Kurumsal Ar-Ge'ye yönelik çok ciddi çalışmalar yaptık ve ürünlerini çok kısa sürede almaya başladık. Türkiye olarak maalesef Ar-Ge ve inovasyona teknolojiye yatırımda çok geç kaldığımız bir gerçek. Dünya bu işlere yoğun yatırım yaparken biz maalesef başka işlerle uğraştık. Çok geç başladık hızlı yol almamız lazım"işık, Türkiye'nin en önemli problemlerinden birinin yetersiz üniversite-sanayi işbirliği olduğuna dikkati çekerek, "Ar-Ge için en önemli unsur nitelikli insan unsurudur. Nitelikli insanı üniversite yetiştirecek. Ama Türkiye'de yakın zamana kadar üniversitelerin böyle bir derdi yoktu. Şimdi bu yavaş yavaş değişiyor" diye konuştu.bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Yüksek teknolojili ürünlerin, Türkiye'nin neresinde üretilirse üretilsin 5. bölge desteği alması için gerekli çalışmayı sonuçlandırdık" dedi.işık, 2023 Hedefleri Doğrultusunda Bilgiye Dayalı Ekonomiye Geçiş Konferansı'nda, uluslararası değerlendirmelerde Güney Kore ve Türkiye'nin sıkça karşılaştırıldığını belirtti. Işık, "1960'ta Güney Kore açtı. Bugün eğer Güney Kore dünyada bilim ve teknoloji, Ar-Ge ve inovasyonda lider ülkelerden biri olduysa biz biraz kendimizi sorgulamalıyız" diye konuştu.işık, teknoloji geliştirme bölgelerinin daha işlevsel hale getirilmesi için çalıştıklarına dikkati çekerek, söz konusu bölgeleri organize sanayi bölgelerinin içerisinde kurmaya başladıklarını anlattı. Ar-Ge Merkezi Belgesi almak için gerekli olan en az 50 Ar-Ge personeli çalıştırma zorunluluğunu, 30'a düşürerek merkezlerin sayısını arttırmayı hedeflediklerini ifade eden Işık, KOBİ lerin Ar-Ge yapmasını istediklerini ve bu yönde onları teşvik ettiklerini kaydetti.teknoloji geliştirme bölgelerindeki kira sorununa değinen Işık, "Bu soruna neşter vuracağız. Yani özellikle bazı maalesef teknoloji geliştirme bölgelerimiz biraz daha gayrimenkul noktasına kaymaya başladı. Orada neşteri vuracağız. Buna da belki bir sınır getireceğiz" i- fadelerini kullandı.işık, Türkiye'de 164 Ar-Ge merkezi bulunduğunu ve birçok uluslararası firmanın Ar-Ge merkezlerini ülkeye taşımak istediğini belirterek, bu merkezlerde 20 bin 700 personelin çalıştığını söyledi. Bazı global ölçekli şirketlerin yalnızca bilgi sattıklarını belirten Işık, "Türkiye'nin sadece bilgi ihracatı 650 milyon dolar civarında. Hedefimiz ilk fırsatta 1 milyar doları geçmek. Ama ihracatımızın önemli bir kaleminin de artık sadece bilgi olmasını istiyoruz" dedi.bazı şirketlerin Türkiye'de Ar-Ge ve lisanslamasını yaptığını anlatan Işık, Türkiye'nin bu noktalara kısa sürede geldiğini vurguladı. Bundan sonraki süreçte "sıçrama" yapmanın çok daha kolay olacağına işaret eden Işık, yapılacak düzenlemelerin ekosistemi zayıflatmamasına dikkat edilmesi gerektiğini i- fade etti.işık, Ar-Ge merkezlerinde çalışan personelin dışarıda Ar-Ge'nin devamı niteliğindeki çalışmalarını da destek kapsamına almaya yönelik çalışma başlattıklarını, bu konuda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüştüğünü dile getiren Işık, prensip kararı aldıklarını kaydetti. Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Stratejisi ve Eylem Planının, Ekonomi Koordinasyon Kuruluna sevk edildiğini belirten Işık, "Çok ümitliyim 2017'nin sonunda Türkiye, Ar-Ge ve inovasyonda yüzde 1'lerin üzerine çıkmış olacak, pek çok gösterge bugüne göre iyileşecek. Çünkü, kimin ne yapması gerektiği tek tek yazıldı, kurumlara süre verildi ve bunlar artık adım adım hayata geçecek. Hedefimiz şu, kamuyu katalizör olarak görevlendirerek, Türkiye'de üniversite ve sanayiyi ayrılmaz ikili olarak buluşturmak" diye konuştu.işık, üniversite ve sanayinin işbirliği yapması halinde proje bedelinin yüzde 85'ine kadarını karşıladıklarını ve bunu neredeyse dünyada hiçbir ülkenin yapmadığını kaydetti. Yüksek teknolojili ürünlerin üretimine yönelik desteklere değinen Işık, şunları kaydetti:"şimdi yeni bir çalışma daha yapıyoruz. Artık yüksek teknolojili ürünlerin, Türkiye'nin neresinde üretilirse üretilsin 5. bölge desteği alması için gerekli çalışmayı sonuçlandırdık. İnşallah Ekonomi Bakanlığı ile yakında bu işi sonuçlandıracağız. Orta yüksek teknolojili ürünlerde de Türkiye'deki ilk 8 il hariç diğer illere 5. bölge desteği verilmesiyle ilgili çalışmayı da tamamladık. Türkiye'nin, Ar-Ge temelli yüksek katma değerli ürünleri üreten, refahını artışmış, dünyanın en yüksek gelirli toplumları arasına gelmesini istiyoruz."işık, fikri mülkiyetin en temel haklardan biri olduğunu vurgulayarak, bütçe görüşmeleri bittikten sonra patent kanunu olarak bilinen düzenlemenin görüşüleceğini i- fade etti.bürokrasinin en önemli sıkıntılardan biri olduğunu ve bakanlık olarak bürokrasinin azaltılması konusunda çalışma başlattıklarını anlatan Işık, "Türkiye'nin, Ar-Ge ve inovasyon, sanayi ve üretim alanlarında gereksiz zaman kaybına artık tahammülü yok" dedi.(aa) Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, dolar yükselirse müdahale edilmemesi, rahat bırakarak piyasanın bu işi kendiliğinden halletmesini sağlamak gerektiğini söyledi. Zeybekci, Denizli nin Pamukkale ilçesinde düzenlenen Serbest Bölgeler Çalıştayı'na katıldı Dünyadaki zorlu rekabet koşullarına bir de Türkiye deki gümrük işkencesinin eklendiğini kaydeden İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, "19 milyar dolar ihracat yapan sanayiciler olarak hırsız mıyız, ihracatçı mıyız? Önce ona karar versinler. "diye konuştu

5 1Şubat 14 Aralık Perşembe Pazar Uygulama sebebiyle Türkiye'nin ikinci büyük ihraç pazarı Irak'ta teslim sürelerine uyulamadığını ve kapılarda yığılma olduğunu ifade eden Satıcı, bakanlığın uygulamalarıyla ihracatçıyı hayal kırıklığına uğrattığını söyledi Irak'a 3-4 günde gönderdikleri ürününün transit süresinin Kırmızı Hat yüzünden güne çıktığını, bu ülkede navlun fiyatlarının iki katına fırladığını anlatan Satıcı, üç gün raf ömrü olan bir ihraç ürününü 10 günde ancak teslim edilebildiklerini dile getirerek, "Bakanlık bu mantıkla devam ederse Türkiye'nin ihracatının önünü tıkar. Bundan ülke kaybeder." uyarısında bulundu.baib Yönetimi, Ekonomi Muhabirleri Derneği'ni misafir etti. Başkan Mustafa Satıcı ile BAİB Yönetim Kurulu üyeleri Ali Demir ile Mehmet Özel, Antalya EMD üyelerini ağırladı. BAİB ve bölge ihracatı üzerine bilgi veren Mustafa Satıcı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın Habur ve Cilvegözü sınır kapılarında iki ay önce başlattığı, kısmen durdurup tekrar uygulamaya koyduğu Kırmızı Hat'tan yakındı. 'Tam sayım' olarak ifade ettiği Kırmızı Hat uygulamasının; gümrük kapısına gönderilen ihracat ürününün burada indirilip, tek tek açılıp, kontrol edildikten sonra tekrar araca yüklenmesi olduğunu anlatan Mustafa Satıcı, bölgede ihracatın kilitlenme noktasına geldiğini kaydetti. Denetimden kaçmadıklarını ancak sıkıntıya yol açan uygulamanın ihracatta teslim sürelerine uyulamamasına ve kapılarda yığılmaya neden olduğuna değinen Satıcı, bakanlığı gerekli alt yapıyı oluşturmadan uygulamaya geçmekle suçladı. İhracatçılar olarak zaman kaybına tahammülleri bulunmadığını, risk esaslı denetimden yana olduklarını ifade eden Satıcı, "Yapılan uygulamanın dünyada başka örneği yok. Yüzde 100 mal kontrolü gibi bir şey söz konusu olamaz." dedi. Son dönemde uygulamalarıyla hayal kırıklığına yol açtığını ifade ettiği Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na, "Denetim yapacaksanız ihracatçıyı değil ithalatçıyı denetleyin." çağrısında bulunan Satıcı, dahilde işleme mantığının ihracatçının rekabet gücünü artırmaya yönelik olması gerektiğinin altını çizdi. Bazı ithal maddelerin Türkiye'de işlendikten sonra ihraç edilmesinde bazı usulsüzlükler ve yolsuzluklar yapıldığı iddialarının her dönem var olduğunu, yüzde 100 denetim yapılsa bile bunun önüne geçmenin mümkün olmadığını savunan Satıcı, "Bunların yakalanıp sektörden uzaklaştırılması gerekiyor. Bizim bununla ilgili en ufak bir tereddüdümüz yok. Burada bir uygulama yaparken sektörün yüzde 100'ünü mağdur edecek bir yapıya sokmanız, mevcut durumdan çok daha kötü durumlar doğurur. Navlun fiyatları Irak'a iki katına çıktı. Bu bile başlı başına masaya yatırılacak bir konu. 3-4 günde Irak'a giden araçların transit süreleri güne çıktı. Yaş sebze meyve bu konuda çok daha özel hassasiyet gerektiren bu durum. Özellikle Irak'ta bu sıkıntıyı yaşadık. Ürünün raf ömrü 3 gün ama 10'uncu gün alıcıya ulaşıyor. Alıcı bu malı reddetmiyor. Bir şeklide değerlendiriyor ama orada ürün değer kaybediyor. Bu değer kaybı kısmen buradaki ihracatçıya, kısmen oradaki pazara yansıyor. Kar fırsatlarını değerlendiremiyorsunuz. Bunları ölçmek çok kolay değil ama burada ciddi bir mağduriyet olduğu ortada. Sadece yaş sebze meyve değil bütün diğer sektörlerin, gıda, sanayi sektörlerinin de şikayeti var." diye konuştu.türkiye İhracatçılar Meclisi, İhracatçı Birlikleri ve Ekonomi Bakanlığı'nın ortak bir çalışma yaptığını ve sıkıntının bir şeklide çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulayan BAİB Başkanı Satıcı, ihracatçıların zaman kaybı yaşamaması gerektiğinin altını çizerek sözlerini şöyle noktaladı: "Bir şekilde bunu düzene sokacağız. Çünkü başka türlü işler yürümediği zaman, tıkandığı noktada ihracatımız durma noktasına gelir. Türkiye'nin ciddi anlamda ara mal ithalatı var. Dahilde işleme kapsamında getiriyor ve ihracatın lokomotifi durumunda. Hoşumuza gitse de gitmese de tablo bu. Çünkü ham maddeyi bir şekilde ucuza mal edesiniz ki satarken, ihraç ederken rekabet gücü elde edebilesiniz. Türkiye'de 60 bine yakın ihracatçı var. Dahil de işlemeyi konuşmaktan ziyade Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın uygulamaları çok daha sıkıntılı. Onları konuşup çözmek gerekiyor. Bakanlık uygulamalarına bu mantıkla devam ederse Türkiye'nin ihracatının önünü tıkar. Bundan ülke kaybeder."(cihan) Başbakan Yardımcısı Babacan,"Büyümemiz, inşallah, 2015 yılında 2014'e göre daha yüksek olacak, enflasyonumuz daha düşük olacak, cari açığımız daha düşük olacak.sayın Başbakanımız, 25 öncelikli dönüşüm programının diğer eylem planlarını açıklayacak. Taslaktaki bin 250 eylem Ekonomi Koordinasyon Kurulu'ndaki çalışmalarımız sonucunda bin 350 oldu"diye konuştu

6 1Şubat 14 Aralık Perşembe Pazar Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, bağımlılık yapıcı maddelerin kullanımının artmasının ve kullanım yaşının düşmesinden eğitim sistemindeki bozukluklardan meydana geldiğini iddia ederek konunun araştırılmasını istedi Son yıllarda polis merkezlerine gelen çocuk sayısı, azalan okullaşma oranı gibi istatistiksel verilerle desteklendiğini belirten Güven çarpıcı bilgiler de paylaştı. Türkiye Büyük Millet Meclisi ne konuyla ilgili araştırma önergesi veren İzmir Milletvekili Güven, gençlerin ölüm tuzağı haline gelen uyuşturucu ve bonzai gibi sentetik uyuşturucu maddelerin kullanımının artış nedenlerinin genel orta eğitimdeki okullaşma oranı ile ilişkisinin ve düzenlemesi sonrası ortaya çıkan eğitim sisteminin etkisinin araştırılmasını istedi. Güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısının 2009 yılında 151 bin 961 iken 2013 yılında yüzde 80 artışla 273 bin 571'e ulaştığı bilgisini veren Güven, Bu sayının içinde uyuşturucu kullandığı için getirilenler de var. Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı ve Tedavi Merkezi nin (ÇEMATEM) araştırmasında da son iki yılda vaka sayısının yüzde 37 arttığı, 2011 yılında yüzde 6,2 olan ergenlerde bonzai kullanımının 2013 te yüzde 70,5 e yükseldiği belirtiliyor. İzmir de bu yılın (2014) ocak kasım ayları arasında 21 gencin bonzai kullanımı nedeniyle hayatlarını kaybettikleri de Halk Sağlığı İl Müdürlüğü tarafından açıklandı dedi. Eğitimde ise düzenlemesinden önce 2 milyon 600 bin öğrencinin orta eğitimdeyken 4+4+4'ten sonra sayının 1 milyon 800 bine düştüğü, 428 okulun kapandığı ya da başka bir okul türüne çevrildiğini ifade eden CHP li Güven şu çarpıcı bilgileri paylaştı: Bu okullar kapatılınca ekonomik koşullarını zorlayan aileler özele yöneliyor. Ekonomik durumu iyi olmayan aileler de çocuklarını meslek liseleri, imam hatip liseleri veya açık liselere göndermek durumunda kalıyor. Biz bu meslek, imam hatip ya da açık liseye geçmek zorunda kalanların, kendi tercihlerini yapamadıkları için bunalıma girip uyuşturucuya veya suça yöneldiklerini düşünüyoruz düzenlemesi ile eğitim çağındaki çocukların sokaklara itilmiş olması uyuşturucu kullanımı da dahil birçok soruna neden olmuş olabilir. Bu konunun araştırılmasını istiyoruz. Çünkü artan çağ nüfusuna rağmen eğitim yılında ilkokul ve ortaokuldaki öğrenci sayısının 292 bin 330 azaldığı, genel ortaöğretimde okuyan öğrenci sayısının eğitim yılında eğitim yılına göre 860 bin 595 azaldığı, diğer yandan 2013 yılında güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısının 273 bin 571 e ulaştığı bu hal alarm vermektedir. Yani 860 bin öğrencinin hepsi imam hatip, açık lise ya da meslek lisesine yazılmış olamaz, o zaman bir kısmı sokaklarda suça yada madde kullanımına i- tiliyorlar. Nedenlerinin araştırılması ve çözüm bulunması gerekir" (HABER MERKEZ)

7 7 14 Şubat Aralık Perşembe Pazar TBMM Genel Kurulu'nda mazot tartışması yaşandı. Uludere'de bir bidon mazot kaçırdı diye kaçakçılıktan 34 insanın katledildiğini dile getiren HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, "Cumhurbaşkanının oğlu İskenderun'dan ya da herhangi bir limandan gemisine yüklediği mazotun hesabını vermek zorundadır. Cumhurbaşkanının oğlunun gemisinin yakıtlarını nereden alındığını ve bunun faturalarının nasıl düzenlendiğinin araştırılmasını istiyorum." şeklinde konuştu Türkiye Büyük Millet Meclisi (TB- MM) Genel Kurulu'nda Adalet Bakanlığı, Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Mesleki Yeterlilik Kurumu, Türkiye ve Orta Doğu Amme İ- daresi Enstitüsü, Devlet Personel Başkanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, Türk Akreditasyon Kurumu'nun 2015 yılı bütçeleri görüşülmeye başladı. TBMM Genel Kurulunun 28. birleşimini Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu yönetiyor.hdp Van Milletvekili Özdal Üçer, AK Parti sıralarının boş olması sebebiyle "Boş koltukların neyine söyleyeyim? Burada, bu tarafa, konuşalım diye söylüyorum. Allah aşkına, bakar mısınız, Sayın Bakanım siz de bakar mısınız şuradaki koltuklar boş." ifadelerini kullandı.ardından Özdal Üçer, şöyle devam etti: "Şimdi, e, tabii, adalet nedir? Adalet, Cumhurbaşkanının odalı sarayda oturup da insanların evsiz olması demek değildir. Adalet, ayakkabı kutuları milyarlarla dolu olan bakan çocuklarının yanında halkın çocuklarının ayakkabısız dolaşması demek değildir. Adalet, gözaltına alınma sebebi ne olursa olsun, insanlara işkence edilmesi demek değildir. Adalet, insanlar Kürt'tür, Çerkez'dir, Laz'dır, Ermeni'dir diye katledilmesi demek değildir. Adalet, insanların dillerinin yasaklanması değildir. Adalet, insanların çocuklarının katledilmesi demek değildir. Adalet, birilerinin istediği şeyi yapabilmesi, birilerinin hiçbir şey yapamaması demek değildir. Adalet, vatandaşa suç işleme özgürlüğü bile sağlar ama devlete suç işleme özgürlüğü sağlamaz. Hukuk budur." Bu sözler üzerine AK Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, "Şehirleri yakacaksınız, dükkânları yakacaksınız, insanları öldüreceksiniz; adalet, öyle mi?" karşılığını verdi. Üçer ise "Senin yüreğin yanıyor herhâlde. Su ister misin? Şehirleri yakan, senin talimat verdiğin valilerinin yönlendirdiği panzerlerdi. Van'da bunu çok iyi gördün, değil mi? O panzerin araçları nasıl dükkânlara doğru ittiğini, dükkânların camlarını nasıl kırdığını gördün, değil mi? Peki, o vali hakkında iktidar partisinin milletvekili olarak bir soruşturma başlattın mı? Bizim yapmış olduğumuz, halkın yapmış olduğu, herhangi bir partinin, herhangi bir sendikanın yapmış olduğu sivil i- taatsizlik eylemlerinin hiçbirinde o- laylar çıkmamıştır. Bunun istatistiklerini -varsa yüreğiniz, beraber araştırma komisyonu oluşturalımolaylar ne zaman başlamıştır, bunları araştıralım. Polisin müdahale etmediği, gaz bombası kullanmadığı, plastik mermi kullanmadığı, kurşun kullanmadığı, gençleri öldürmediği, evlere baskın yapmadığı hiçbir toplumsal muhalefet gösterisinde olay çıkmamıştır. Bunun milyonlarca tanığı vardır ama sen polise vur emrini verirsen, vuran polisi yargı önüne çıkarmazsan, peki, sormazlar mı: Şerzan Kurt'u öldüren polis herkes tarafından biliniyordu; neden yargılanmadı, ceza almadı? Gezi olaylarında herkesin gözü önünde silahını çekip adamı vuran polis neden yargılanmadı, cezaevine gitmedi? Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle olmaz." diye konuştu.üçer sözlerini şöyle sürdürdü: "Hukuk, herkes için geçerli olması gereken adaleti tesis etmekle sorumludur ama yok, birileri vurur, hiçbir şey olmaz; birileri çalar, hiçbir şey olmaz; birileri soyar, hiçbir şey olmaz ama baklava çalan çocuk on iki yıl ceza alır, gemiler satın alıp da kaçakçılık yapan Cumhurbaşkanının oğlu cezadan muaftır. (CİHAN)

8 SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> 8 GÜNCEL 14 17Aralık Şubat Pazar Perşembe Engelli Bilgi Sistemi Projesi İzmir'de hayata geçecek İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com CIMBILDAK ZARİFE Engelli Bilgi Sistemi Projesi kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi birimleri ve bağlı kuruluşlarının engellilere yönelik hizmetlerinin tek bir veri tabanı üzerinden takip edilmesi, daha kaliteli, kapsamlı hale getirilmesi hedefleniyor. Belediyeden yapılan açıklamaya göre, Engelli Hizmetleri Değerlendirme ve Bilgi Paylaşımı Toplantısı, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri yöneticilerinin katılımıyla Kültürpark İzmir Sanat'ta düzenlendi. Toplantıda konuşan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Aysel Özkan, Büyükşehir Belediyesi nin birimleri ve bağlı kuruluşları tarafından yürütülen hizmetlerin tek bir veri tabanı üzerinden takip edilmesi ve hizmetlerin kapsamının ve kalitesinin artırılması amacıyla İzmir Engelli Bilgi Sistemi Projesi'ni hayata geçireceklerini açıkladı. Çalışmanın Büyükşehir Belediyesi Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü koordinasyonunda yürütüleceğini vurgulayan Özkan, şu ifadeleri kullandı: "Büyükşehir Belediyesinin birimleri, ESHOT, İZSU, Gençlik ve Spor Dairesi Başkanlığı Bu da ne şimdi demeyin sakın. Sevgili dostum Mustafa Ceylan Merhum şair Rasim Köroğlu dostumuzun bilgisayarından aldığı bazı bilgi ve belgeleri sosyal medya da yayınlamaya başladı. İşti Cımbıldık Zarife de kitaplarında ve kendi sitesinde pek yayınlanmayan ama düşündürücü ve hicvedici bir şiiridir. Her dönem ve devirde hükmünü yitirmeyecek ve düşündürecek bu şiiri bugünkü yazımın konusu yapmak ve sözü Merhum şair dostum Rasim Köroğlu'na bırakmak istiyorum: Cımbıldak zarife köye gelince Bütün köylü âşık oldu yürüdü Gerdan kırıp fettan fettan gülünce Herkes arkasına doldu yürüdü Kasap Hasan türlü dilek diledi Kurban kesmek için bıçak biledi Ayyaş oldu köyün bütün veledi Sarhoşlar kafayı buldu yürüdü Ölmüş idi Çil Ahmet in karısı Çocuklara yeter dedi gerisi Zarife nin olsun diye yarısı Evini ikiye böldü yürüdü Çoluk çocuk yardım etti göçüne Bayram geldi sanki köyün içine Muhtar Emmi jöle sürdü saçına Kotun dizlerini deldi yürüdü Gençlik ve Spor Şube Müdürlüğü ile ilçe belediyelerinin ilgili müdürlüklerinin engellilere yönelik verdikleri hizmetlere ilişkin kayıt altına aldıkları veriler sisteme dahil edilecek, böylece sistem güncel ve canlı kalacak. Bu sistemle, İzmir Engelli Veri Tabanı ve İzmir Kenti Engelli Haritası'nı oluşturmayı, dolayısıyla verilen hizmetlerin kapsam ve çeşitliliğini görsel olarak izleyebileceğimiz Yerel Yönetim Engelli Hizmet Rehberi'ni hazırlamayı amaçlıyoruz. Söz konusu ortak veri tabanıyla, İzmir genelinde engelli vatandaşlarımıza verilen hizmetlerde eşitlik yaratmayı hedefliyoruz." Özkan ayrıca, Buca Tınaztepe deki 65 bin metrekarelik alanda kurulacak Buca Sosyal Yaşam Kampüsü'nün içinde yer alacak Engelli Eğitim Merkezi'nde, engelli bireylere yönelik kişisel gelişim, eğitim, spor ve sosyal rehabilitasyon hizmetlerinin verileceğini de kaydetti. Toplantıda, katılımcıların engelli vatandaşlara daha kaliteli hizmet verebilmek için ortak projele üretme konusunda görüş birliğine vardığı kaydedildi. (AA) Dozer kepçesine TARİH TAKILDI Sokaktan geçince Zilli Zarife Derman geldi hasta yatan Arif e Tutamadı onu kızı Şerife Bastonu eline aldı yürüdü M enemen'de Gediz Nehri deltası üzerinde devam eden ıslah çalışmaları sırasında tarihi eser bulundu. 1,8 metre boyundaki kabartma İzmir Arkeoloji Müzesi'ne teslim edildi. DSİ 2. Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Gediz Nehri üzerinde düzenli olarak yapılan dere ıslah çalışması sırasında dere yatağından alüvyon çıkaran iş makinesinin kepçesine irice bir cisim takıldı. Kepçeye takılan kaya parçasının şeklinden şüphelenen işçiler, yaptıkları incelemede çıkan parçanın bir tarihi eser olduğunu belirledi. 1,8 metre uzunluğunda, 1,5 metre eninde ve 30 santimetre kalındığındaki eserin üzerinde üzüm tutan bir Çoban Durmuş gitar aldı eline Zarife yi türkü yaptı diline Herkes baksın dedi kendi malına Davarı meraya saldı yürüdü Eblek Ahmet delilerin beteri Tırlattı kafayı giydi foteri Gaz tenekesini yapıp bateri İki değnek aldı çaldı yürüdü Zarife ye almak için fistanı Kambur Musa toptan sattı bostanı Rasim in yazdığı garip destanı İşiten ahali güldü yürüdü Rasim KÖROĞLU SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI kadın ve elinde tepsi bulunan bir kız çocuğu figürlerinin yer aldığı kabartma olduğunu gören çalışanlar, konuyla ilgili İzmir Arkeoloji Müzesi ekiplerini bilgilendirdi. Arkeologların nezaretinde dere yatağından çıkarılan eser, Arkeoloji Müzesi'ne götürüldü. Eserin çamurdan arındırma ve hangi döneme ait olduğu tespiti için çalışmanın devam ettiği belirtildi. Yetkililer, dere ıslah çalışmasının yapıldığı alanın yakınlarında Larissa Antik Kenti bulunduğunu, eserin bu bölgeye ait olabileceğini ya da Gediz Nehri akıntılarıyla farklı bölgelerden buraya taşınmış olabileceğini belirtti. (AA) SONDAKiKA GAZETESİ >> Krize rağmen Türkiye koşar adım büyüyor! Afyonkarahisar'da konuşan Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, "Dünyada şu anda kriz olmasına rağmen Türkiye dört dörtlük büyümeyle büyümeye devam ediyor" dedi O rman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Dünyada şu anda kriz olmasına rağmen Türkiye dört dörtlük büyümeyle büyümeye devam ediyor Allah'a şükür. Afyonkarahisar da çok daha hızlı büyüyor seçimlerine şimdiden hazırlanıyoruz, Allah nasip ederse ocak ayında da 2015 seçim startını vereceğiz burada gümbür gümbür" dedi. Eroğlu, AK Parti İl Başkanlığını ziyaretindeki konuşmasında, Afyonkarahisar'ın çok büyüdüğünü geliştiğini, toplantıların burada yapıldığını söyledi. Afyonkarahisar'ın sadece termal turizmin değil, aynı zamanda konferans kongre turizminin de merkezi olmaya başladığını belirten Eroğlu, şöyle konuştu: "Bütün Türkiye'deki toplantılar için burası tercih ediliyor. İnşallah yakında sağlık merkezinin de olacak. Onkoloji hastanelerimizin inşaatı başlıyor. Hızlı tren geldiği zaman Ankara'ya İstanbul'a çok kısa zamanda gidip geliyor olacak. Ankara'daki vatandaşın canı kaymaklı ekmek kadayıfı mı çekti? Hızlı trene atlayacak buradan kaymaklı ekmek kadayıfını yiyip lokumunu sucuğunu alıp Ankara'ya İstanbul'a veya Konya'ya bu şekilde gidecek. Dünyada şu anda kriz olmasına rağmen Türkiye dört dörtlük büyümeyle büyümeye devam ediyor Allah'a şükür. Afyonkarahisar da çok daha hızlı büyüyor seçimlerine şimdiden hazırlanıyoruz, Allah nasip ederse ocak ayında da 2015 seçim startını vereceğiz burada gümbür gümbür." Bir basın mensubunun, "AK Parti Genel Merkezinin 'Kent Ekonomileri Forumu' isimli kitabı yayımlandı. Bu kitapta Afyonkarahisar'a yılda 5 milyon turist gelmesi hedefleniyor. Bu konuda Afyonkarahisarlılara düşen görev nedir?" şeklindeki sorusuna Bakan Eroğlu, şu yanıtı verdi: "Afyonkarahisar'a gelen birtakım güzellikleri görmek ister biz şunu istemiyoruz otele gelsin, otelden dışarı çıkmasın istemiyoruz. Onun için gelenlere sorduk gerek yurt içinde gerek yurt dışından gelenlere soruyorum ne istiyorsun diye? Diyorlar ki biz Afyonkarahisar'da otele takılıp kalmayalım şehir içindeki güzellikleri gezelim diye söylediler biz bunun üzerine biliyorsunuz Akarçay inşa ettik. Çok güzel bir mekan Zafer Ormanı şimdi Allah'a şükürler olsun inşaatımız devam ediyor." Kentteki 26 Ağustos Tabiat Parkı içinde muhteşem bir İstiklal Tanıtım Merkezi yapacaklarını belirten Bakan Erdoğlu, şunları kaydetti: "Şimdi müteahhitin iflas etmesi sebebiyle müze binası biraz yarım kaldı ama şu anda kültür bakanımızla görüştük orayı hızla ele alacaklar. Sporla ilgili artık dünyada bütün spor kulüplerinin gelip burada antrenman yapabilecekleri muazzam bir mekan bitti Allah'a şükür. Bizim düşüncemiz şimdi bir de Başbakanımızın talimatıyla güzel bir kentsel dönüşüm yani tarihi eserlerin ihyası şeklinde bir çalışma başlattık. Yani Afyonkarahisar'a gelen, artık güzel mekanlarımız var onları görebilecek. Tarihi Afyon evlerini ziyaret edebilecek, Afyon konaklarında yemeğini yiyebilecek, kent ormanına gidip çayını içebilecek, Akarçay'a gidecek orada hoşça vakit geçirebilecek." "KOBİ'lerde zirai üretim son derece önemlidir Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerde (KOBİ) zirai üretimin son derece önemli olduğunu belirterek, "Yakın bir gelecekte dünyadaki en önemli sektörlerden biri, kesinlikle inanıyorum, gıda üretimi, arzı ve güvenliği olacaktır. Dolayısıyla buna dönük hazırlık yapmamız lazım" dedi. Eroğlu, Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfınca (TOSYÖV) Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen "KOBİ'lerin Orta Gelir Tuzağından Kurtarılmasında Orman ve Su Politikaları Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, özellikle orta gelir tuzağından kurtulmada KOBİ'lerin büyük rolü bulunduğunu bildirdi. KOBİ'lere hükümetin büyük destek verdiğini ve orta gelir tuzağı aşılamazsa 2023 yılı hedeflerinin yakalanmasının mümkün olamayacağını dile getiren Eroğlu, şöyle devam etti: "Orta gelir tuzağında imalat sanayi yavaşlıyor, üretim azalıyor. Orta gelir tuzağını aşmak için mutlaka üretimi ve ihracatı artırmamız gerekir. Esasen bana göre ekonominin üç temeli var. Birincisi üretim, ikincisi istihdam, üçüncüsü de ihracat. Yani ekonominin üç temel ayağından biri olmadığı takdirde orta gelir tuzağından kurtulamayız. Biz de hükümet olarak bu konuda çok büyük tedbirler aldık. Bir defa dünyada ekonomik kriz var, Türkiye'de bu kriz aşıldı, teğet bile geçmedi. Şu anda Türkiye, dört dörtlük büyümeyle yoluna devam ediyor, devam edecek. Hükümetimiz son zamanlarda ihracatı artırmak için çok önemli adımlar attı. İhracatımız, 160 milyar doları yakalayacağa benziyor. 36 milyar dolardan 160 milyar dolara kısa zamanda çıkmak büyük bir hamle. Bundan dolayı sanayici ve iş adamlarımıza, ihracat yapan kuruluşlara, şirketlere teşekkür ediyorum. Bunu daha da artırmamız gerektiği kanaatindeyim. Bunun bir de finansal açıdan mutlaka desteklenmesi gerekir. İş adamı ve sanayicimizin belini kıran en önemli şey faiz yüküydü. Bu faiz yükünü azaltmak için çok gayret ettik." Eroğlu, ticaret erbabı, sanayici ve iş adamlarının, istikrar görmezse yatırım yapmayacağını anlattı. Türkiye'de bugün siyasi istikrar varsa bunun sonucunun ekonomik istikrar olduğunu bildiren Eroğlu, şunları kaydetti: "KOBİ'lerde zirai üretim son derece önemlidir. "Yakın bir gelecekte dünyadaki en önemli sektörlerden biri, kesinlikle inanıyorum, gıda üretimi, arzı ve güvenliği olacaktır. Dolayısıyla buna dönük hazırlık yapmamız lazım. Peki ne yapacağız? Türkiye, yarı kurak iklim bölgesinde. O halde mutlaka sulama tesislerini hayata geçirmemiz lazım. Bu konuda çok büyük hamle yaptık. Bugün Türkiye özellikle dünyada 7'nci sıraya yükseldi ama bunda sulamanın büyük bir rolü var. Sulama olunca zirai gelir dört kat ile 14 kat arasında artıyor. Bu yüzden sulamalara, baraj ve göletlere çok büyük önem verdik. Bu kardeşiniz 270 baraj inşa etti. Ayrıca büyük bir seferberlik yaptık, 'Bin Günde Bin Gölet ve Sulaması' diye. Hakikaten kırsal kalkınma için fevkalade faydalı bir yatırımın imzasını attık. Son 60 yılda 461 gölet yapılmışken 'Bin Günde Bin Gölet ve Sulaması' diye ortaya çıktığımız zaman dediler ki 'Bu çok uçuk, hayal, yapılması mümkün değil' ama bütün bölge müdürlüklerini yarıştırdık. Biri de Kıbrıs'ta olmak üzere binbir gölet ve sulaması bu sene sonunda bitiyor. Bununla bir defa, kırsal kalkınma için kırsal alandaki vatandaşların gelir seviyesi artıyor, orada ekilmeyen alanlar ekiliyor ve zirai ürünler artıyor, bu çok önemli. Buna devam edeceğiz. Proje bu sene bitiyor ama ne kadar gölet varsa, sulama ihtiyacı varsa tamamını sulayacağız, bu konuda kararlıyız." - "KOBİ'lere bakıyoruz, 2023 hedeflerini görüyoruz" TOSYÖV Başkanı Yalçın Sönmez ise Türkiye'nin, orta gelir kuşağının üst sınırında bulunduğunu dile getirdi. Yüksek gelir kuşağına geçmek için tarihsel bir hamle yapılması gerektiğine ve 2023 hedeflerinin bunun için konulduğuna işaret eden Sönmez, şöyle konuştu: "TOSYÖV olarak 2023 hedeflerine bakıyoruz, KOBİ'leri görüyoruz. KOBİ'lere bakıyoruz, 2023 hedeflerini görüyoruz. Bu yaklaşımı çok iddialı bulabilirsiniz ama eğri oturup doğru konuşalım. Türkiye ekonomisinin kalkınma potansiyeli ve gelişme dinamiği KOBİ'lerdedir. TOSYÖV bu nedenle 'Türkiye'yi orta gelir tuzağından çıkarmak için öncelikle KOBİ'leri orta gelir tuzağından kurtarmak gerekir' diyor. KOBİ'lerdeki gizli potansiyeli açığa çıkarmadan orta gelirin üstüne çıkamayız." (AA) İzmir'i, Türkiye yi AB üyeliğine İ zmir Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Konseyi Şeref Plaketi ile ödüllendirildi. Plaket takdim töreninde konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu, Avrupa Birliği ne bir İzmir mesajı gönderdi: Yaşanan tüm ertelemelere rağmen, biz başından beri, Türkiye nin mutlaka bu birlik içinde yer alması gerektiğini savunuyoruz. İzmir olarak Avrupa Birliği ne hazırız. Gelin İzmir i sosyal projelerden kentleşmeye, tarımdan turizme birçok alanda Avrupa Birliği projelerini hayata geçireceğimiz bir pilot kent olarak belirleyelim. İzmir i, Türkiye yi Birlik üyeliğine taşıyacak bir köprü haline getirelim. Biz böyle bir girişimin yerel yönetim ayağında üzerimize düşen her şeyi yapacak güç ve kararlılığa sahibiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye'nin 1949 yılında üye olduğu Avrupa Konseyi tarafından Şeref Plaketi ile ödüllendirildi. Yabancı belediyelerle kardeş kent ilişkileri kuran ve Avrupalı ortaklarıyla ilişkilerini geliştirmek amacıyla çok geniş yelpazeyi kapsayan faaliyetlerde bulunan belediyelere verilen ödül için Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi nde tören düzenlendi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Onursal Üyesi Erich Fritz, 2014 yılı şeref plaketini, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu na takdim etti. Teşekkür ve sitem Törendeki konuşmasına, İzmir i onurlandıran plaket nedeniyle Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ne teşekkürle başlayan Başkan Aziz Kocaoğlu, Avrupa Konseyi gibi, temel kuruluş felsefesi içinde yerel demokrasi, sosyal uyum, sürdürülebilir kalkınma ve çevre gibi değerlerin yer aldığı bir kurumdan böyle bir ödülü almak, bizim için ayrıca önem taşıyor. Gururluyuz, çünkü yaşam kalitesi ve yetişmiş insan gücüyle, Türkiye nin Batı ya en yakın kentinde yaşıyoruz diye konuştu. Son yıllarda Türkiye kamuoyunda Avrupa Birliği ne olan inancın azaldığını da sözlerine ekleyen Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti: İzmir olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, Türkiye nin Avrupa Birliği üyeliği sürecine ciddi katkılar sağlayacağımıza eminiz. Ancak emin olamadığımız şeyler var: Örneğin Avrupa Birliği ne tam üye olarak alınıp alınmayacağımızı gerçekten bilmiyoruz. Zaten o nedenledir ki, yakın zamana kadar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları açısından Batı ile entegrasyonda önemli bir sembol, ulaşılabilecek bir hedef olarak algılanan Avrupa Birliği, tam üyelik takvimindeki sonu gelmeyen ertelemeler nedeniyle, maalesef ülkemizdeki hararetli savunucularını birer birer kaybetmeye başladı. Kamuoyu nezdinde, Avrupa Birliği ne olan inanç giderek zayıfladı. Nasıl zayıflamasın? Avrupa Ekonomik Topluluğu na yaptığımız ortaklık başvurusunun üzerinden tam 55 yıl geçti. O günden bugüne dünyamızda o kadar çok şey değişti ki! Duvarlar ve rejimler yıkıldı; devletler or- tadan kalkıp devletler kuruldu. İletişim teknolojisi akıl almaz boyutlara ulaştı. İnsanoğlu Mars a ulaşıp kuyruklu yıldız üzerine modül bile indirdi. Ama Türkiye nin Avrupa Birliği ile ilişkisi hala bıraktığımız noktada İzmir pilot kent olsun önerisi Avrupa Konseyi aracılığıyla, Avrupa Birliği ne, İzmir den mesaj gönderen Başkan Aziz Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Yaşanan tüm ertelemelere rağmen, biz, Avrupa Birliği perspektifinin, Türkiye nin geleceği için son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Başından beri, Türkiye nin mutlaka bu birlik içinde yer alması gerektiğini savunuyoruz. Daha da önemlisi, İzmir olarak Avrupa Birliği ne hazırız. Gelin İzmir i sosyal projelerden kentleşmeye, tarımdan turizme birçok alanda Avrupa Birliği projelerini hayata geçireceğimiz bir pilot kent olarak belirleyelim. İzmir i, Türkiye yi Birlik üyeliğine taşıyacak bir köprü haline getirelim. Biz böyle bir girişimin yerel yönetim ayağında üzerimize düşen her şeyi yapacak güç ve kararlılığa sahibiz. Ve diyoruz ki, Avrupa Birliği, bu 55 yıllık öyküyü artık mutlu sonla noktalasın. Ama bu nokta, ortak işbirliği ve başarıları anlatan yepyeni cümlelerin de başlangıcı olsun. Avrupa, gerçek anlamda o zaman Birlik olacaktır. Avrupa Birliği nin kuruluşunda çok önemli görevler üstlenen ve siyasi konularda hayli inisiyatif sahibi olduğunu bildiğimiz Avrupa Konseyi nin de, bu konuda gerekli çabayı göstereceğine inanıyorum. Fritz den İzmirlilere teşekkür Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Onursal Üyesi Erich Fritz, böylesine önemli bir ödülü sunmak üzere İzmir de bulunmaktan memnuniyet Aralık Şubat Pazar Perşembe DOĞRUDAN BAKIŞ Mustafa ARSLAN musarslan1960@hotmail.com LÜTFEN RİCA EDİYORUM Hidrosefali hastası çocukları için YARDIM BEKLİYORLAR Soma'da, doğuştan hidrosefali hastası olan 20 yaşındaki kişinin ailesine verilen evde bakım hizmeti ücreti, emekli olan babasının yeniden işe girmesi nedeniyle kesildi. Anne Kıymaz, "Evimize gelen evrakta, 16 bin lira tutarındaki 3 yıllık ödeneğin geri istendiği belirtiliyor. Evime icra gelecek diye bekliyoruz" dedi S oma ilçesinde, doğuştan hidrosefali hastası olan ve kafası büyüyen Emre Kıymaz ın (20) ailesine verilen evde bakım hizmeti ücreti, babası emekli olduğu halde yeniden çalışmaya başlaması nedeniyle kesildi. Kıymaz ailesi, kesilen ücretle geçmişte evde bakım hizmeti için aldıkları 16 bin liranın da kendilerinden talep edilmesi üzerine yetkililerden yardım istedi. Anne Hamide Kıymaz (43), gazetecilere yaptığı açıklamada, oğlunun, enfeksiyon kapmaması için sağlıklı ve steril ortamda yaşaması gerektiğini bildirdi. Maddi imkansızlıklar yüzünden oğluyla aynı odayı paylaşmak zorunda kaldığını ve onun kafasının giderek büyüdüğünü anlatan Kıymaz, "Oğlum, doğuştan hidrosefali hastası ve 20 senedir yatalak. Tedavisi zamanında mümkün olmadı, zaten mümkün de değildi. Yetkililerden yardım bekliyoruz" dedi. Kıymaz, oğluna 20 senedir bebekmiş gibi baktığını söyledi. Devlet yardımını 6 yıldır aldıkları bilgisini veren Kıymaz, şöyle konuştu: "Evde bakım hizmetleriyle ilgili kanun çıkmasının ardından bundan yararlanmaya karar verdik. Oğlumun masrafları, bezi, ilacı her şeyi üst üste geldi. Onun haricinde benim rahatsızlıklarım oldu, 5 kez ameliyat oldum. Bu sebepten dolayı eşim 2012 de emekliye ayrılmak zorunda kaldı. Evimiz kira ve eşimin aldığı 970 lira emekli maaşıyla geçiniyoruz. Artık babasının yükümlülüğünden düştüğü için oğlumun sigortası da yok. Bundan dolayı masraflarımız bir hayli arttı. Eşim yeniden çalışmaya başladı. 'Oğlunuzun maaşı kesilecek, eşiniz tekrar işe başlamış' dediler. 'Peki yapacak bir şey yok. Adaletin kestiği parmak kanamaz' dedik. 6 aydır maaş almıyoruz. Evimize gelen evrakta, 16 bin lira tutarındaki 3 yıllık ödeneğin geri istendiği belirtiliyor. Gece gündüz evime icra gelecek diye bekliyoruz. Bunu ödeyebilecek durumda değiliz." (AA) HASTA GAZETECİ İCRALIK OLDU taşıyacak köprü haline getirelim İzmir Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Konseyi Şeref Plaketi ile ödüllendirildi. Törende konuşan Kocaoğlu, "Gelin İzmir i sosyal projelerden kentleşmeye, tarımdan turizme birçok alanda AB projelerini hayata geçireceğimiz pilot kent olarak belirleyelim" dedi 9 GÜNCEL duyduğunu dile getirerek, kurumlar ve bireyler arası diyalogların güçlenmesinin, Avrupa nın kültürel çeşitliliğine katkı sağladığını kaydetti. İzmir in kurduğu ortaklıklar ve geliştirdiği projelerin Avrupalı parlamenterlerin dikkatini çektiğini dile getiren Fritz, kentte sportif ve kültürel faaliyetlerin de yoğunluğunun takdir kazandığını söyledi. İzmir in dünyanın farklı yerlerinden kentlerle yakın ilişkiler içinde olmasının uluslararası işbirliğini güçlendirme yönündeki çabalarının kanıtı olduğunu belirten Fritz, harika ve köklü kültüre sahip bu kentin vatandaşlarının, bu amaca katkı sağlayacaklarına eminim. İzmir kenti sakinleri, bu ödül için sizi kutluyorum. Geliştirdiğiniz anlayış, insanları bir araya getirme çabalarınız ve dostluk ruhu içinde yaptığınız her şey için teşekkür ederim. İzmirlilere teşekkürlerimi ve takdirlerimi sunuyorum, kente güzel bir gelecek diliyorum diye konuştu. mesajları geldi. Xiamen (Şamen) Belediye Başkanı Liu Keqing (Çin), Balti Belediye Başkanı Vasili Panciuc (Moldova), Tampa Belediye Başkanı Bob Buckhorn (ABD), Bremen Senato Başkanı Jens Böhrnsen (Almanya), Sousse Belediye Başkanı Mohamed Mokni (Tunus), Mostar Belediye Başkanı Ljubo Beslic (Bosna-Hersek), Split Belediye Başkanı Ivo Baldasar (Hırvatistan), Kırcali Belediye Başkanı Hasan Azis (Bulgaristan), Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter (KKTC) gönderdikleri kutlama mesajlarında İzmir in Şeref Plaketi olmasından dolayı duydukları memnuniyeti dile getirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin Avrupa Konseyi tarafından Şeref Plaketi ile ödüllendirildiği törende klasik müzik dinletisi ve zeybek gösterisinin yanı sıra, İzmir Büyükşehir Belediyesi Pop Orkestrası da Avrupa-Türkiye temalı bir konser verdi. Özel bir şehir Avrupa Konseyi nin temel görevinin, üye ülkelerde demokrasi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Parlamenter Meclisi nin bu amaç doğrultusunda görev yaptıklarını ifade eden Fritz, Diğer Avrupa Birliği ülkeleri gibi Türkiye nin de basına ve tüm kurumlara özgürlüğü, güçler ayrılığını ve demokratik hakları da sağlaması gerekiyor. Bütün bunları sağlayan kent, İzmir de bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. İzmir çok özel bir şehir, bunu bilmenizi istiyorum. diye konuştu. Kardeş kentlerden kutlama mesajı Törende Başkan Kocaoğlu na İzmir Büyükşehir Belediyesi nin kardeş kentlerinden kutlama Avrupa Şeref Plaketi nedir? Avrupa Konseyi, üyesi olan yerel ve bölgesel idareleri ödüllendirmek amacıyla 1955 yılından bu yana Avrupa Ödülü programı uyguluyor. Buna göre birinci aşamada (İlk başvuru) Avrupa Diploması, ikinci aşamada Avrupa Şeref Bayrağı, üçüncü aşamada Avrupa Şeref Plaketi ve son aşamada Avrupa Ödülü veriliyor. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Sosyal İşler, Sağlık ve Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi ile bu komiteye bağlı Avrupa Ödülü Alt Komitesi; katıldığı uluslararası projeler, kardeş kentlerle kurduğu iyi ilişkiler, uluslararası kuruluşlara üyelikleri ve Avrupa farkındalık etkinliklerinde gösterdiği başarılar nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi ni ödüle layık gördü. (HABER MERKEZİ) SiYAH MAVi KIRMIZI SARI B aşkente uzun yıllar siyaset muhabirliği yapan sürekli basın kartı sahibi gazeteci Halit Oral, hastane masraflarını ödeyemediği için icralık oldu. TGF Genel Başkanı Atila Sertel, hastane ve SGK yetkililerine bu drama son verin çağrısında bulundu. Mevzuata göre sosyal güvenlik kapsamında olsun veya olmasın hastanelerin acil servisinde tedavi olan hastalardan hiçbir ilave ücret alınmaması gerekirken, çoğu özel hastanede acil durumun sona erdiğine ilişkin taahhütname imzalatılarak ilave ücret alınmasına yönelik uygulama, Ankara da uzun yıllar gazetecilik yapan Halit Oral ın da dramına yol açtı. Nisan ayında aniden rahatsızlanan sürekli basın kartı sahibi gazeteci Halit Oral, önce Ankara Atatürk Hastanesi acil servisine götürüldü. Acil serviste yer yok gerekçesi ile hastaneye kabul edilmeyen Halit Oral, daha sonra Sincan da bulunan Lokman Hekim Hastanesi ne sevk edildi ancak buradan da aynı gerekçeyle geri çevrildi. Bilinci kapalı olan Halit Oral, son olarak Bayındır Hastanesi ne götürülerek Acil servisten giriş yapıldı. Burada bir ay boyunca yoğun bakımda tedavi gören gazeteci Halit Oral, bir ay sonra ailesine belge imzalattırılarak normal servise çıkarıldı. 180 BİN LİRALIK FATURA Yalnızca 5 gün kalacağını belirtilen normal serviste 8 ay boyunca tedavi edilmeye çalışılan ve bu sürede vücudunda uzun süre yatmaya bağlı başka rahatsızlıklar da meydana gelen Halit Oral ın tedavi masrafları için ailesine 180 bin liralık fatura çıkarıldı. Şimdi ise SGK nın karşılamadığı fatura aileden haciz yoluyla tahsil edilmeye çalışılıyor. Başkentte uzun yıllar siyaset muhabirliği yapan Halit Oral yaşam savaşı verirken, ailesi de 180 bin liralık faturayı nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Konu hakkında yakınları tarafından bilgilendirilen Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atila Sertel, hiçbir insanın bu muameleyi hak etmediğini belirterek, Türk basınına uzun yıllar hizmet veren onurlu, namuslu bir gazetecinin sonu bu şekilde olmamalıydı. Halit ağabeyin yaşadığı bu dram; kamu yararı için her türlü baskı ve olumsuzluğa göğüs gererek görev yapan gazetecilerin düştüğü durumu göstermesi açısından ibret verici ve üzücüdür dedi. BİR YANDA YALILAR, DİĞER TARAFTA İCRALIKLAR Gazetecilerin sosyal ve sendikal haklarından mahrum bir şekilde günün neredeyse 24 saati görev gördüğünü hatırlatan Sertel, açıklamasında şunları söyledi: Bu ülkede herkesin yaşam hakkı vardır. Kim olursa olsun, hangi gelir durumuna sahip olursa olsun herkesin yaşam hakkı da sağlığı da devletin güvencesi altında olmalıdır. Gazeteci Halit Oral, SGK tarafından özel hastanelere yönelik başlatılan ancak uygulamada çok sayıda sıkıntıya ve şikayete neden olan bu durumun yüzlerce mağdurundan biridir. Başkaca mağdurlar olmaması için SGK, bu konudaki denetimlerini ve yaptırımlarını artırmak zorundadır. Biz öyle bir ülkede yaşıyoruz ki bir tarafta çok genç yaşlarda büyük paralarla çalışan, yatlar, katlar, yalılar alan bir kısım gazeteciler diğer tarafta ise yaşamı boyunca geçim kavgası veren, kalemini asla satmayan ama borç yükü altında ezilen, icralık olan gazeteciler. Onurlu, namuslu, kişilikli gazeteciler her zaman saygıyla sevgiyle anılacaktır ancak diğerleri gün gelecek çocuklarının, torunlarının yüzüne dahi bakamayacaktır. Bu samimi duygularla Halit Oral ağabeyimize acil şifalar diliyor, başta Bayındır Hastanesi yetkilileri olmak üzere tüm ilgilileri bu drama son vermeye çağırıyorum. (HABER MERKEZİ) Sırası geldiğinde lafı gediğine koyuyor ve geçmişteki büyüklerimizden misaller veriyoruz. Peygamber Efendimiz diyoruz. Hazreti Ebu Bekir diyoruz. Hazreti Ömer diyoruz. Hazreti Osman diyoruz. Hazreti Ali diyoruz. Sonra icraata gelince aksini yapıyoruz. Peygamber Efendimiz in dünya hayatının son dönemlerinde Kimin bende bir hakkım varsa gelsin alsın. Kimin sırtına vurmuşsam işte sırtım dediğini ballandıra ballandıra anlatırız. Ama körü körüne emirlerimize itaat etmeyen adamların hakkını yemeyi de, bütün kanuni gerekleri yerine getirdiği halde işyerlerine ruhsat vermemeyi de kendimizde bir hak olarak görürüz. Kocası vefat etmiş dul bir kadının evine erkeklerin fazla girip çıktığını duyan Hazreti Ömer, kadını görüşmek üzere çağırttı. Hazreti Ömer in kendisini çağırdığını duyan kadın korktu ve sancısı tuttu. Çocuğunu erken doğum yaparak düşürdü. Çocuk bir iki ses verdikten sonra öldü. Hazreti Ömer, istişare heyetini topladı ve durumu anlattı. Ne karar vermeleri gerektiği konusunda herkesin kanaatlerini aldı. Kendisine: Sen devlet başkanısın. Herkesi görüşmek üzere çağırabilirsin. Bir sorumluluğun yok dediler. Hazreti Ali ise susuyordu. Hazreti Ömer onun kanaatini sorunca o: Sen o kadını çağırmasaydın çocuğunu düşürmeyecekti ölümde kasıt olmadığı için diyet vermen gerekir dedi. Hazreti Ömer, Hazreti Ali nin bu görüşüne katıldı. Fakat Hazreti Ömer in diyet ödeyecek parası yoktu. Şahsi bir suç olduğunu düşündüğü için devlet hazinesinden de ödeyemezdi. Akrabaları kendi aralarında para topladılar ve kadına diyet ödediler. Birisi bizim ihmalimizden kaynaklanan başkasının zarar gördüğü işleri hatırlatınca, hatırlatmayı yapana hain, işbirlikçi, casus gibi damgalar vurmayı ihmal etmeyiz. Hazreti Ali nin devlet başkanıyken bir Yahudi onun zırhını çalmıştı. Hazreti Ali, pazarda Yahudi nin elindeki kendi zırhını tanımış ve mahkemeye başvurmuştu. Ve halifenin Yahudiyle kadı Şüreyh in karşısına mahkemeye çıktığını anlatırız. Hazreti Ali, haklı olduğu halde davasına şahit bulamadığı için Kadı Şüreyh in halifenin aleyhine, Yahudi nin lehine karar verildiğini, Hazreti Ali nin de karara boyun eğdiğini anlatırız. Sonra Yahudi nin bu adalet karşısında şaşırıp, Hazreti Ali nin haklı olduğunu itiraf edip, zırhın Hazreti Ali ye ait olduğunu söyleyip Müslüman olduğunu, Hazreti Ali nin de zırhı Yahudi ye hediye ettiğini haykırırız. Bize gelince mahkemeden bizim istemediğimiz bir karar çıkacak olursa mahkemeyi gayr-i meşru ilan ederiz. Fatih in Sinan Atikle Kadı Hızır ın karşısında ayakta mahkeme edildiğini söyleriz Onlar bu durumlar karşısında hakimleri de azletmemişler. Yani yargıya müdahale etmemişler. Bir de onlar için Astığı atık, kestiği kestikmiş deriz. Sıra bize gelince yaptığımız hırsızlıkları, yolsuzlukları, rüşvetleri ortaya çıkaranları darbecilikle suçlarız. Hakimleri azletmenin yollarını araştırır ve bunun için her yolu meşru kabul ederiz. Polislerin zanlılardan birisinin evine para kasaları taşıdığının görüntüleri var deriz. Sonra babası, para kasalarının oğluna ait olduğunu söylemesi karşısında yüzleri bile kızarmaz. Polislerin hırsızlıkları, yolsuzlukları, rüşvetleri ortaya çıkarmalarına kızarak hepsini içeri tıkarız. O zaman biz büyüklerimizden verdiğimiz örneklerde yalancı değil miyiz? Lütfen rica ediyorum. Onları örnek göstermeyelim. Zira biz onları ağzımıza aldıkça zihinlerde pırıl pırıl olan o zatların isimlerini lekeliyoruz. İnsanlar: Eğer onların arkasından gitmek bu ise ben onların arkasından gitmiyorum. Eğer Müslümanlık bu ise ben Müslüman değilim diyorlar. Ya Rasulallah ümmetin icraatlarına bak. Ya Ömer, mezarından başını kaldır da senin adını kullananların adalet anlayışına bak. Ya Ali, senden bahsedenlerin zulümlerini ortaya çıkaranlara yaptğını görünce kuşağım adına senden utanıyor ve özür diliyorum. Ey Fatih senin adını kullanan torunlarının icraatleri senin de yüzünü kızartıyor mu? Mahkeme-i kübra bunların yakasına yapışacak mısın? Lütfen Dinimize, büyüklerimize yazık etmeyelim. Yalancılıklarımıza, hırsızlıklarımıza, yolsuzluklarımıza, rüşvetlerimize onları kalkan yapmayalım.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ 971Şubat 14 Aralık Pazar Perşembe Mustafa KAYALI GENÇLİK NİMETİ VE İSLÂMIN GENÇLERE VERDİĞİ ÖNEM Hayatımızın en dinamik çağı olan gençlik, Rahman'ın insanlara lutfettiği ömür sermayesinin, çok iyi değerlendirilmesi gereken önemli bir zaman dilimidir ve bulunmaz bir fırsattır. Çünkü gençlik, çalışıp kazanma, evlenip aile kurma, insanlara yararlı olma ve Allah'a ibadet etme bakımından hayatın en verimli çağıdır. Bu nedenle her kul, Allah'ın verdi ği bütün nimetlerden ve özellikle de gençliğini nere de ve nasıl harcadığından sorguya çekilecektir. Nite kim Yüce Mevla Kerim k- itabımızda şöy le buyurmuştur: "O gün, hepiniz bütün nimet lerden sorguya çekileceksiniz."(tekasür Suresi, 8.) Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber (s.a.s.)'de, insanın en verimli dönemi olan gençlik dönemine dik kat çekerek, "İnsanoğlu, Kıyamet gününde: - Ömrünü nasıl geçirdiğinden, - Malını nereden ve nasıl kazanıp, nerelere sarf ettiğinden, - Vücudunu ve sıhhatini nerede ve ne suretle yıp rattığından, - Gençliğini nerede ve ne sûretle harcadığından, sorguya çekilmedikçe, yerinden ayrılamaz." (Tirmizi, Kıyame, 2601) buyuruyor. Yüce Mevla, herkese sonsuz rızık vermekte, i- htiyaçlarını karşılamaktadır. İnsanoğluna verilen nimetlerin en çok ol duğu dönem ise, gençlik dönemidir. Bunun için Rabbimize en çok ibâdet etmemiz gereken dönem de "genç lik" çağıdır. Gerçek bu iken, tehlikelerle çepeçevre kuşatılan gençler, nefis ve şeytanın oyununa gelerek Allah'ın emir ve yasaklarına uymayabiliyorlar. Şu halde gençler, nefsin kötü isteklerini yerine getir memek için de dikkatli olmak zorundadırlar. Belki bazı gençler, "Ben nefsime hâkim olabilirim. Zaten çok sakin ve günahlardan uzak bir hayatım var" diye düşünebilir. Oysa bu da nefsin bir oyunudur. Böyle düşünen kimse, nefisle yaptığı mücâdeleyi çok sıkı tutmaz, du yarlılığı kaybeder. Çünkü, nefse güvenilmez. Hazret-i Yûsuf (a.s.), "Ben nefsimi temize çıkar mam. Çünkü nefis, dâima kötülüğe sevkeder, ancak Rabbim rahmet ederse o başka" (Yûsuf Suresi, 53.) demiyor mu? Hem de peygamber olduğu halde. Gerek kendi ailemizde gerekse de toplumumuzdaki gençlerin durumlarını değerlendirdiğimizde, Nasıl bir gençliğe sahibiz? sorusu, geleceğimizi sağlıklı bir şekilde değerlendirme fırsatının çıkış noktası olacaktır. Unutmayalım ki gençliğe yapılan yatırım, geleceğe yapılmış yatırımdır ve fazlasıyla karşılık alınır. Bu bağlamda gençliğimizi tehdit eden unsurları ana hatları ile sıralarsak, - Özenti - Din ve Ahlak Eğitiminin Yetersizliği - Zararlı Alışkanlıklar - Şeytan, Nefis, Heva Ve Hevese Uyma - Zararlı Görsel Ve Yazılı Medya - Kitap Okuma Alışkanlığının Yetersizliği - Aile İçi Problemler Evet efendim, gençlik dönemi, insan hayatının en önemli evresidir. Bu dönem insan hayatının gelecekte alacağı durumu büyük ölçüde etkileyen ve biçimlendiren kararların alındığı, insan kişiliğinin büyük ölçüde tamamlandığı bir dönemdir. Kişi geçimini sağlayacağı mesleğini, hayatını paylaşacağı eşini bu dönemde seçer. Önemli ölçüde değer yargılarına, dünya görüşüne, zihniyet yapısına bu dönemde kavuşur. Onun içindir ki gençlik dönemi insanın sosyal kişiliğine kavuştuğu olgunlaştığı, kişiliğini bulduğu, kimlik sahibi olduğu bir çağdır. Bunun için gençlerimize sahip çıkmak onların eğitim ve sorunlarıyla ilgilenmek gerekir. Allah ın razı olduğu bir genç yetiştirmek için gerekeni yapmak düşer ailelere, okullara, topluma Dünya hayatının fâniliğini düşünen bir genç, insanın elinde bulunan "ömür" ve sahip olduğu zamanın, sade ce bir "an" olduğunu, hiç kimsenin, bir sene, bir ay, bir gün, hattâ bir saat sonrasına kadar yaşayacağının garantisi olmadığını bilir. Bulunduğu ânı, en güzel bir şekilde değerlen dirme ve Allah'a hakkıyla kul olma gayreti içerisinde olur. Burada dünyanın fâniliğini anlamak ve zevklerini terketmekle, kendisini Allah'ın nimet lerinden mahrum etmek olmadığının da idraki içindedir.. Bu durumu şu hadîs çok güzel ifâde eder: "Dünya zevkinin terki, helâl bir şeyden kendini mahrum etmek veya malı elden çıkarmakla değildir. Fakat dünya sevgisinin terki, elinde bulunanların Al lah'ın katında bulunanlardan daha güven verici olma ması ve bir musibete uğradığın zaman o musibet sen de bırakılmış olsaydı sevabı için ona daha istekli ol-mandır." (Tirmizi, Zühd: 29) Gençlerin dünyaya dalmamaları için sadece ölümü düşünmeleri yeterli değildir. Aynı zamanda ölümden sonrasına da tefekkür etmeleri gerekir. Kabir hayatını, Kıyameti, Haşir Meydanını, muhasebe ve muhakeme yi, Mizanı, Sıratı ve Cehennemi de iyice düşünmeleri lâ zımdır ki, buraların azabından kurtulmak için Allah'a sığınıp, zamanlarını Allah'ın istediği tarzda geçirebilsinler... Sözün özü efendim, Hz.Ali nin (r.a.) dediği gibi; İki şeyin elden gitmeden değerini anlamak zordur: Biri sağlık,öteki de gençliktir. Gençliğimizin kıymetini bilelim. Selam ve dua ile TÜGVA'dan Başkan Zolan'a ziyaret Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Genel Başkanı İsmail Emanet ve yönetim kurulu üyeleri Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan'ı ziyaret etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, bir milletin geleceğine daha iyi bakabilmesi ve başarılı olabilmesi için iyi bir gençliğe ihtiyaç olduğunu söyledi Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, TÜGVA Genel Başkanı İsmail Emanet ve yönetim kurulu üyelerini makamında ağırladı. Ziyarete, TÜGVA Denizli İl Temsilcisi Emre Uyumaz ve yönetim kurulu üyeleri de eşlik etti. TÜG- VA Genel Başkanı Emanet, "Tarihe bakıldığında aslında biz medeniyet olarak bir vakıf medeniyetiyiz. Yani şehirleri bile vakıflar üzerinden kurmuşuz. Bu özelliğimizi yeniden canlandırmak gerekiyor. Cumhurbaşkanımız da bunun üzerine daha çok yoğunlaşıyor" dedi. Bu dönem artık gençlere yatırım yapma noktasında herkesin katkı sağladığını gördüklerini işaret eden Emanet, şöyle konuştu: "Gelecek hepimizin geleceği. O yüzden Türkiye Gençlik Vakfı olarak da toplumun geneline hitap etmek istiyoruz. Kimsenin kendini öteki hissetmediği, kendinden bir parça bulduğu, hizmet aldığı bir vakıf olacağız. Bu nedenle çalışmalarımıza tüm hızıyla başladık. Bu işi başlatırken de sağlam temeller üzerine çalışmalarımızı inşa etmeye çalışıyoruz." "Önümüzde hedef çok" Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ise, bir milletin geleceğine daha iyi ba- Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Ali Değirmenci, Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Bilsen Özen ve Yürütme Kurulu üyeleri Vali Şükrü Kocatepe' yi makamında ziyaret etti. Genel kurul yaparak yeni yönetimini belirleyen Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi, Denizli Valisi Şükrü Kocatepe'yi ziyaret etti. Ziyarete, Kent Konseyi Başkanı Ali Değirmenci, Kadın Meclisi Başkanı Bilsen Özen ve Yürütme Kurulu üyeleri katıldı. Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Bilsen Özen, "Valimiz Şükrü Kocatepe ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan ile birlikte el ele verip kentimize çok güzel katkılarımız olacak. Şu anda birçok proje üzerinde çalışıyoruz. Amacımız kadınların evden çıkmalarını sağlamak. Bizler onların gelmesini beklemeyeceğiz, kapı kapı dolaşıp kadınlarımıza ulaşacağız dedi. Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Ali Değirmenci ise, Kadın Meclisi ve çalışmaları hakkında bilgi verdi yılından bugüne kadar Kadın Meclisi'nin Kent Konseyi bünyesinde özelikle kadınların istihdamı konusunda çok önemli çalışmalar yaptığına değinen Değirmenci, "El emeği adında bir pazarımız var. Kadınlarımız kendi ürettiklerini arzu ederlerse el emeği pazarında satabiliyor. El emeği pazarı üretici ve tüketiciyi aracısız bir şekilde buluşturuyor. Bunun dışında Kadın Meclisimizin okuma- yazma bilmeyen hanımlara yönelik kursları oldu. Tabi bu kursumuza talep her geçen gün azalıyor. Bunlar sevindirici gelişmeler" dedi. "Projeleri olan bir meclisiz" Çevre bilincinin gelişmesi için Kadın Meclisi'nden Vali Kocatepe'ye ziyaret "Yeşil Adımlar Projesi" adıyla programlar olduğunu anlatan Değirmenci, "Atıkları toplama, poşet kullanımını azaltma, file kullanımını teşvik etme programlarımız bunlardan biri. Bu konuda özelikle okullarda eğitimler düzenleyerek öğrencilerimiz ve ailelerimize ulaştık. Siyah poşet ve mavi poşet uygulamamız ile atıkların ayrıştırılması ve geri kazanımlarını sağlayacak projelerimiz oldu. Yine cezaevindeki kadın mahkumlarımız için eğitim ve sağlık çalışmalarımız oldu. Dolayısıyla yoğun çalışan, projeleri olan bir meclisiz. İstiyoruz ki kadınlarımız istihdamda, siyasette, sanatta, Denizli' de söz sahibi olsun. İnşallah önümüzdeki süreçte sizinle birlikte kadın meclisimiz daha başarılı çalışmalara imza atar" diye konuştu. Denizli Valisi Şükrü Kocatepe ise, Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi'nin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Kadınlarımız nüfusumuzun yarısı ancak bu çalışma hayatına yüzde 50 olarak yansımıyor. Kadınlarımıza yönelik son yıllarda önemli çalışmalardan biri Kent Konseyidir" dedi. (HABER MERKEZİ) kabilmesi ve başarılı olabilmesi için iyi bir gençliğe ihtiyaç olduğunu söyledi. Başkan Zolan, "Değerlerine sahip çıkan, geçmişini ve köklerini bilen, gücünü oradan alan ve dalları da geleceğe uzanan bir gençliğe ihtiyaç var. İnşallah TÜGVA bu amaca hizmet edecek" dedi. Milletlerin en değerli varlığının beşeri sermaye yani insan olduğunu vurgulayan Başkan Zolan, "Manevi değerlerimize sahip çıkabilmek çok önemlidir. İnşallah Denizli de sizlerle birlikte yürüyeceğiz. İnşallah o hedefe hep birlikte varacağız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ın 2023 yılı hedefi olarak göstermiş olduğu Avrupa da ilk 3 ülke arasında, Dünya da 10 ülke arasında olacağız, kısacası en önde yer alacağız. Önümüzde hedef çok" dedi. Konuşmaların ardından Emanet, verdiği desteklerden dolayı Başkan Zolan'a plaket takdim etti. (HABER MERKEZİ) PAMUKKALE BELEDİYESİ NDE DURMAK YOK Pamukkale Belediyesi, belediye sınırlarına en uzak yerleşim birimleri arasında yer alan Pınarkent Mahallesi ne ulaşımı kolaylaştırıyor. Mahalleyi Denizli-Ankara Karayolu na tek şerit olarak bağlayan Cafer Sadık Abalıoğlu Caddesi yol, kaldırımları, aydınlatmasıyla çift şerit geliş gidiş olacak şekilde tamamlanma aşamasına geldi. Pamukkale Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerince Pınarkent yolundaki çalışmalarda, sona gelindi. Tüm hızıyla devam eden çalışmalar kısa süre sonra bitince, geliş gidiş 2 şerit olacak. Elektrik direkleri yenilenip kablolar yer altına alınacak. Yol, refuj, banket, kaldırım ve peyzaj düzenlemeleriyle örnek bir yol haline gelecek. Müdürlük kontrolündeki çalışmalar kapsamında, kazı yapılacak yerlerde kazı, dolgu olacak yerde ise dolgu işlemi yapıldı. Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, Başkan Yardımcıları Fahrettin Göksu, Abdullah Sevinçli, Veli demir, Selim Arkan ve Türkay Gözlükaya ile ilgili daire müdürleriyle Pınarkent yol yapım çalışmalarında incelemelerde bulundu. Çalışmaların yılsonuna kadar tamamlanacağını kaydeden Başkan Gürlesin, şöyle dedi: Sadece tek şerit olan yol, çift şerit geliş gidiş olacak. Yol, asfaltlamaya hazır hale getirildi. Kaldırım taşları, bordürler, refüj ve banketler, plan dahilinde yolda tamamlandı. Kaldırım ve yol ayrımına ise beton dökülerek kaldırım taşları döşenmeye başlandı. Trafiğin işleyeceği yolda tek yön olarak afsaldı, diğer yönde asfalt öncesi tüm işler tamamlandı. Daha önce tek şerit olan ve direkler arasında havadan taşınan elektrik kabloları ise yeraltına alındı. Yol, sürekli gelişim halinde olan mahallenin uzun süre ihtiyaçları karşılayacak şekilde planlandı metre uzunluğundaki yolun, her iki yönüne 3 metre genişliğinde kaldırım olacak. Yol, yıl sonuna kadar tamamlanacak. Şimdiden mahalle sakinlerimize ve Pamukkale mize hayırlı olsun dedi. (HABER MERKEZİ)

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Şubat Aralık Perşembe Pazar Siyasetçilerin çok zor tercihleri Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Siyasetçilerin önüne zaman zaman büyük tercihler yapmak zorunluluğu gelir... Mesela "Doğru icraat ve reformlar yapıp kurulu düzeni içinde bulunduğu kriz ortamından çıkartmak" bir tercihtir. Bir diğer tercih de "Devrim niteliğinde reformlar yapıp kurulu düzeni değiştirmeye çalışmak"tır. Yıllar önce de bu konu ilgimi çekmişti ve yakın tarihten iki örnek vererek konuyu açmaya çalışmıştım. Birinci örnek İngiltere'den, ikincisi de Türkiye'den... "Kraliçe" (The Queen) filmini izleyenler de hatırlar... Lady Diana'nın, 1997 Ağustos'unda Paris'teki bir trafik kazasında ölmesi ile başlayan kriz sürecinde Tony Blair başbakandı. Blair 18 yıl aradan sonra ilk kez bir İşçi iktidarı ile Başbakan olmuştu. İngiltere'ye yeniden yapılanmayı ve modernleşmeyi vaat ederek Muhafazakâr iktidarlara son vermişti. Kraliçe ve Kraliyet ise, ülkedeki muhafazakârlığın hem simgesi hem de kalesiydi. Kraliyet sallantıda Lady Diana'nın sevgilisi Dodi Fayed'le birlikte can verdiği kaza haberi gelince, Kraliçe, pek sevmediği bu eski gelininin kaderine pek üzülmüyor. Oğlu Prens Charles'ı ve torunlarını da yanına alarak, İskoçya'ya tatile gidiyor. Oysa o sırada İngiliz halkı, Lady Diana'ya bir azizeymiş gibi tapınma derecesinde sevgi gösterilerine başlamıştır. Londra'daki Buckingham Sarayı'nın kapısı önüne on binlerce kişi çiçekler bırakmaktadır. Saray'ın ve Kraliçe'nin ölüme karşı gösterdiği umursamaz tavır, sonunda halk k- itlelerinin, Lady Diana'ya karşı seslendirdiği sevgiyi, "Kraliyet"e karşı öfke şekline dönüştürüyor. Kamuoyu anketlerinde, Diana'nın ölümünden sorumlu olarak Kraliçe gösterilirken, Kraliyet'in sona ermesini isteyen İngilizlerin oranı da giderek yükseliyor. Blair'in tercihi Aslında İşçi Partili yeni Başbakan Tony Blair'in işine gelmesi gereken bir ortamdır bu. "Modernleşme" politikalarında artık güçsüzleşmiş ve yıpranmış bir Kraliçe, ona engel olamayacaktır. Ama Tony Blair beklenenin tam tersini yapıyor. Önce Diana için "Halkın Prensesi" ifadesini kullanarak bir konuşma yapıyor. Sonra Kraliçe'yi ikna edip, Saray'ın çatısındaki bayrağı yarıya indirtiyor, Diana için devlet töreni düzenlenmesine Kraliçe'den onay alıyor, Kraliçe ve hanedan üyelerini İskoçya'daki tatilden Londra'ya getirtip, onları hem yas tutan halkın arasına sokuyor, hem Kraliçe'ye televizyonda Diana'yı öven bir konuşma yaptırıyor, hem de Westminster'deki törene katılmalarını sağlıyor. Blair istikrarı seçiyor Bu şekilde Tony Blair, bir anlamda "Kraliyet"i kurtarıp, itibarını yeniden elde etmesini sağlamıştır. Filmdeki bir sahnede, kendisini eleştiren eşi ile Blair arasındaki tartışma sahnesi vardı. Siyasi tutumu daha radikal olan Cherie Blair, kocasına "Sana ne oldu, muhafazakârlaştın" diye çıkışınca, şu cevabı veriyordu Tony Blair: - Ben ülkemde reformlar yapmak, ülkeme hizmetler vermek için Başbakan oldum. Monarşi ve cumhuriyet arasındaki rejim tartışmalarını körükleyip iktidar yıllarımı bu tartışmaların arasında geçirirsem, hiçbir icraat yapamam. Bu filmi seyrederken Turgut Özal'ın benzer bir savı bana seslendirmesini hatırladım. Özal'ın tercihi 18 Haziran 1988'deki ANAP Kongresi'nde Kartal Demirağ adındaki bir suikastçı, Başbakan Özal'a ateş ederek öldürme girişiminde bulunmuştu. Bu olayın ertesinde Özal çok üst düzeyde iki ismi, suikastın içyüzünü anlamak için görevlendirdi. Suikastçının izi sürüldü, kimlerle temas ettiği, kimler tarafından finanse edildiği gibi bilgilere ulaşıldı. Ve sonra Özal bu dosyayı kapattırdı. Kartal Demirağ, 1988'in 23 Kasımında Ankara DGM tarafından önce ölüme, sonra da 20 yıl hapse mahkûm edildi. Daha sonra Turgut Özal'ın "Anılar"ını yazarken kendisine "Suikast dosyasını neden kapattırdınız. Ulaşılan bilgileri ve bağlantılı isimleri neden kamuoyuna açıklamadınız" diye sorduğumda şu cevabı almıştım: Kriz mi icraat mı? - Ben bu ülkeye hizmet etmek, reformlar yapmak ve büyük değişimi gerçekleştirmek için başbakan oldum. Eğer suikastın arkasındaki isimleri açıklasaydım, iktidar dönemim bir icraatın değil, polis -adliye haberlerinin dönemi olurdu. Ülkenin önemli kurumları tartışma odağına gelirdi. Ben bu tercihi yapıp suikast dosyasını kapattım. Özetlersek siyasetçilerin önüne böyle dramatik tercihler yapmak zorunluluğu gelebilir Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ İtalya da Latince yi yasaklamak! Osmanlıca tartışmasını izliyor musunuz! Bunların İslam açılımı buraya kadar.. Ya hu insanlar temel kitaplarını okuyup manasını anlayacaksa, o zaman böyle bir tartışma olmaması gerekir. Osmanlıca nın harfleri Arapçaymış, iyi de sizin Türkçe diye yutturduğunuz harfler Latince değil mi? İtalya da Latince yi, Ermenistan da Ermenice yi, İsrail de İbranice yi, Rusya da Rusça yı, Çin de Çince yi, Hindistan da Hintçe yi, Yunanistan da Grekçeyi yasaklaman neyse bizde Osmanlıca yı yasaklamak çok da farklı değil. Ya hu, insanlar dedesinin vasiyetini, mektubunu, dedesinden miras kalan tarlanın tapusunu, dahası mezar taşını okuyamaz hale getirdiniz ve hâlâ da bunu savuyorsunuz.. İşte manzara bu, sizin yazarınız mezar taşında sadece El Fatiha yazdığını sanıyor. Din, tarih, kültür, gelenek her şeyi acımasızca berhava ettiniz. Eskiyi unut, yeni yolu tut, gençliğe umut diyordunuz. Geçmişe dair ne varsa irtica idi. Bir gecede bütün bir milleti okuyamaz-yazamaz hale getirdiniz, sonra da on yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan diye övündünüz. Kanla, gözyaşı ile başardığınızı sandığınız şeyler şimdi yıkılmaya başlayınca bir yandan kazanımlarınızı kaybetme acısı, öte yandan dün yaşananların h- esabının sorulması korkusu uykularınızı kaçırıyor değil mi. Sanki dün utanç içinde, biraz da korku ve panik içinde CHP arşivlerini yok eden sizin abileriniz değil! Hadi, u- tanmayın, cesaretiniz varsa, yüreğiniz el veriyorsa, aklınız basıyorsa Cumhuriyetin 10. Yıl albümü nü yeniden yayınlayın, 15. Yıl albümü nü yeniden yayınlayın, Türk ün Yeni Amentüsü nü yeniden yayınlayın. Siz isteseniz de, istemeseniz de Türk Sovyeti dağılıyor. Dinde reform olmadı. TSE damgalı din de tutmadı. Paralel din de çöktü. Ne olacak şimdi! Bu saatten sonra Türk ün dini Kemalizmdir diye kimseye dayatamazsınız. Tekinalp, yani namı diğer Moiz Kohen kalkıp, yanına Osman Nuri Çerman ı da alıp gelse yapacak bir şey yok.. CHP Mustafa Kemal in ruhuna Behçet Kemal Çağlar ın yeni mevlid ini değil, Süleyman Çelebi nin Hz. Muhammed e (sav) mevlidini okutuyor. Hem de öztürkçe değil, Osmanlıca.. Hadi CHP liler hep beraber, siz de: Adı güzel Muhammed e salavat.. (sav) Sahi CHP genel merkezinde kamet hangi dilde yapılıyor. Duvarda Arapça ayet hat tı filan da yok mu yoksa.. Üniversitelerde fırtına esecek! Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ Resmi Gazete de 19 Kasım da yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun üniversitelerde fırtınalar estiriyor. Özellikle de ek maddeleri!.. Söz konusu kanuna göre, vakıf üniversitelerinde görevlendirilen öğretim üyeleri ya yuvalarına dönecekler ya da istifa etmek zorunda kalacaklar. Ve asla idari görevler alamayacaklar. Bu durumda 4 rektör ve yüzlerce öğretim üyesi bulunuyor. Yeni yasayla belirlenen iki yıllık süreyi dolduranlar şu anda zor bir karar aşamasındalar. İşte o madde: Madde 27 de 2547 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin (b) fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir: Vakıf yükseköğretim kurumlarına yapılacak görevlendirmeler toplam iki yılı geçmez ve bu şekilde görevlendirilen öğretim üyelerine idari görev verilemez. Cezalar kapıda Vakıf üniversitelerinde kimilerine göre çok can yakacak maddelerden biri de şu: Eğitim-öğretim faaliyetlerini yürütmekle birlikte kurucu vakfa veya üçüncü şahıslara doğrudan ya da dolaylı kaynak aktardığı Maliye Bakanlığı nın görüşü alınarak Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen nesnel ve ölçülebilir kriterlere göre tespit edilen vakıf yükseköğretim kurumları hakkında, verilen süre içerisinde aktarılan kaynağın vakıf yükseköğretim kurumuna iade edilmemesi hâlinde, Yükseköğretim Kurulu gerektiğinde düzeltici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırma şeklinde tedbir niteliğinde kararlar alır. Vakıf yükseköğretim kurumlarının denetimi ve bu denetim sonucu ilgili yükseköğretim kurumu hakkında yol gösterici, düzeltici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırıcı önlemlerin alınmasına ilişkin usul ve esaslar Üniversitelerarası Kurul un görüşü alınarak Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Peki, ek madde ne anlama geliyor? İşte cevabı: Anayasa gereği kâr amaçlı vakıf üniversiteleri kurulamıyor. Dolayısıyla, kurucularının eğitim ve öğretimden para kazanmaları mümkün değil. Onlar da bu kazancı üniversiteye hizmet satarak elde ediyor. Bu yöntem kimilerine göre üniversiteyi daha büyük maliyetlerden kurtarıyor, kimilerine göre de 3 liralık malı 5 liraya satarak kazanç kapısı haline getiriyor. Üniversiteler, istedikleri takdirde, çağrısız olarak i- haleye çıkabiliyorlar. Yani kampus inşaatından servis ve kantinlere, yemeklerden araç gereçlere kadar istedikleri her şeyi, istedikleri şirketlerden, istedikleri ücrete alabiliyorlar... Ve bugüne kadar, bu konuda, pek çok devlet üniversitesinin yanı sıra pek çok vakıf üniversitesi hakkında da ciddi soruşturmalar açıldı. Hapse giren rektörler bile oldu. Bu yeni madde ile maddi ve manevi çok büyük yaptırımların yanı sıra öğrenci almama hatta kapatmaya kadar varan cezalar gelirse hiç şaşırtıcı olmaz!.. TÜRSEB imiz eksikti! Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, tıpkı YÖK gibi, tartışmaları da beraberinde getirecek. TÜRSEB her ne kadar özerk bir kurum olarak lanse edilse de yönetim kurulu üyelerinin tümü iktidar tarafından atanacak yani bakan güdümlü olacak. İşte amaç ve üyelerinin atanma şekli: MADDE 1: Kanun; sağlık bilim ve teknolojileri alanında ülkeye ve insanlığa hizmet etmek amacıyla; Türkiye nin rekabet gücünü artırmak ve sürekli kılmak, kalkınma planı hedefleri ile Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu nun belirlediği öncelikleri de dikkate alarak ülkemizin ileri teknoloji ve inovasyon ihtiyacını karşılamak, yeni ürünlerin üretimini ve var olanların geliştirilmesini sağlamak, araştırmacılara bilimsel ortam temin etmek, kamu hukuku ve özel hukuk tüzel kişileri ile iş birliği yaparak bilimsel araştırmalar yapmak, yaptırmak, bu araştırmaları koordine etmek, teşvik etmek, Ar- Ge lere katkı sağlamak, sağlık bilim ve teknoloji kültürü ile ekosistemlerin geliştirilmesinde öncülük yapmak, sağlık hizmetlerinde akreditasyon faaliyetlerini yürütmek üzere Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı nın kurulması ile teşkilat ve görevleriyle ilgili usul ve esasları düzenler. MADDE 6: Yönetim Kurulu, Bakan ın başkanlığında; Bakanlık Müsteşarı, Başkan, Bakan tarafından seçilecek iki üye, Yükseköğretim Kurulu ndan iki üye ile iki enstitü başkanı olmak üzere toplam dokuz üyeden oluşur. Seçilen üyelerin görev süresi iki yıldır. Üye enstitü başkanları dönüşümlü olarak ikişer yıl için enstitülerin kuruluş tarihi esas alınarak belirlenir. Özetin özeti: Atılan tüm adımlar umarız ideolojik değil, akademiktir! Güldürmeyin insanı. Komik oluyorsunuz.. Irmak yatağını arıyor.. Bu selin önüne set yapamazsınız. Bent yaparsanız baraj oluruz.. Bendimizi aşar yine geliriz.. Geçti Bor un pazarı.. Sizinkiler daha önce Osmanlı tarihi ni talim terbiye müfredatından çıkartıp bu milletin çocuklarına zorunlu ders olarak Yunan Medeniyeti Tarihi okutmadılar mı? Hesap sormayacak, hesap vereceksiniz.. CHP liler hemen bu tartışmaya sazan gibi balıklama dalmadan önce biraz durup önlerine arkalarına bir bakmaları gerek. Başkalarının gözünde çöp aramadan önce kendi gözlerindeki merteği çıkarsalar daha inandırıcı olurlar. 70 ya da 80 öncesi Genelkurmay ın yayınladığı, İsmail Hakkı Baltacıoğlu nun olacak, harf devrimi ile ilgili bir yayınını hatırlıyorum.. Hat sanatına vurgu yaparak, hiç olmaz ise Osmanlıca yı hat sanatı için yaşatmamız gerekirdi diyor.. Meşhur sözdür, Kur an-ı Kerim Mekke-i mükerremede nazil oldu, Kahire de okundu ve İstanbul da yazıldı. Harf devrimi aynı zamanda bir sanatı da yok etti.. CHP liler gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar sanki! Bu ülkeye ve bu halka, aynı zamanda kendilerine yazık ediyorlar.. Gerçekleri görmek istemeyenden daha kör kim olabilir.. Bu kafayla gittiği sürece CHP yi Bekaroğlu bile kurtaramaz.. Ha, bu arada, sahi Bekaroğlu nun yeğeninin teknede düğün macerası bir AK Parti yöneticisinin başına gelse i- di, CHP lilerin tepkisi ne olurdu! Ha bu olaylar CH- P lilere ders olsun.. Selâm ve dua ile..

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 Dünya AKS Acil Yardım 112 Bankas Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Aralık 2014 Pazar SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Yıldız: Zeytinağacı da termik santral de bizim Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Soma da zeytin ağaçlarının sökülmesi ve buradaki çiftçilere yönelik uygulamalarla ilgili değerlendirmesinde Üslup hatası yapıldı. Yerde sürüklenenler vardı. Hepimizi yaraladı. Olayın aslını görmek gerekir. Rakamlar aktarmalıyız. Ne zeytin ağacından vazgeçiyoruz. Nede yerli kömürden kurulacak olan termik santralden vazgeçiyoruz dedi Cinemaximum (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Dünya Bankas Çok Tarafl Yat r m YANGIN TELEFONLARI Garanti Ajans MIGA n n cra Kurulu Ba kan İzmir 110 Kayseri Sanayi Odası nın lunmasını diliyorum dedi. Siyasi istikrarın ülke ekonomisine katkılarını akta- bombası için parçalar almadığımız mı dığımız mı kalmadı. Pakistan dan atom (CEO) Karşıyaka Keiko Honda, zmir düzenlediği geceye Enerji Büyük ehir Belediye Ba kan ve Tabii Kaynaklar Bakanı ran Bakan Taner Yıldız, şunları söyledi; kalmadı. Biz ne yaptık. Türkiye de ilk Kadifekale Taner Yıldız, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği rol aramaya giden yok. Türkiye 2002 yı- Türkiye 31 bin 500 megavat kurulu güce Myanmar da petrol var ama buraya pet- santral 1902 yılında gelmiş ve tanışmış. Kocao lu nu Bornova ziyaret etti. 388 Honda, Sizinle Bostanlı birlikte çal t k 386 ve (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, lından bu yana AK parti hükümetlerimizin bu ülkenin idaresine koyduğu iradevat kurulu güç inşa ettik. Mahallenin de- sahip olmuş. Son 12 yılda 37 bin mega- çok sayıda işadamı ve davetli katıldı. gelecekte Buca de çal aca z Bize 61 Gecede açılış konuşmasını yapan Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boy- en iyi performansı gösteren ülke oldu. ton kömür tüketiliyor. Türkiye de 136 den sonra sürekli büyüdü. Çin den sonra lisi biz değiliz. Dünyada yılda 7.5 milyar i birli i Karabağlar f rsat verdi iniz için te ekkür Çamdibi ederiz. dedi. Ziyarette dak, 48 kuruluş yıldönümü kutladıklarını İhracata geldiğimiz rakamları biliyorsunuz. Türkiye nin yalnızca ekonomisi, pıldı. Yerde sürüklenenler vardı. Hepimi- milyon tondur. Soma da üslup hatası ya- MIGA Çiğli Risk Yönetimi Üst 376 Düzey ve 2013 yılı etkinlikleri ile birlikte 73 üyelerini ödüllendirdikleri Kayseri Sanayi Gecesi düzenlediklerini belirtti. Boyni, vicdanı ve basireti ile büyüdüğünü Rakamlar aktarmalıyız. Ne zeytin ağa- idaresi, siyasetiyle değil sağduyusu, beyzi yaraladı. Olayın aslını görmek gerekir. Balçova Yetkilisi Franciscus Linden, K demli Evka dak, konuşmasını şöyle sürdürdü; Sanayicilerimiz ödülü hak etti. Dünyadaki gediyoruz. Farklı olaylara şahit oluyoruz. den kurulacak olan termik santralden göreceksiniz. Her birimiz yurt dışına gicından vazgeçiyoruz. Nede yerli kömür- Sigorta Uzman Christopher Evka Millword, Gaziemir Dünya Bankas lişmelere rağmen ayakta kalabilen ve Herhangi bir seçimde o ülkenin hükümetinin seçilmesinde, referandumunda katı- vazgeçmiş olsaydı 92 milyon adetten al- vazgeçiyoruz. Türkiye zeytin ağacından Uluslararas Finans Hatay Kurulu u (IFC) üretim yapan bu gelişme takdire şayandır. Bundan dolayı bütün sanayicilerimizi kutluyorum. Bu gecede bizleri yalnız de katılımı altında düşük seviyede seyrekarmış olmazdı. İspanya, Yunanistan ve lım miktarına baktığınızda Türkiye nin dığı zeytin ağacını 170 milyon adede çı- Avrupa, Narlıdere Ortado u ve Kuzey 238 Afrika Yat r mlar Sorumlusu Güzelbahçe 234 Elif 25 Çevik 34 bırakmayan Enerji ve Tabii Kaynaklar denler var. Dünyada gelir dağılımı itibarıyla büyük bir eşitsizlik var. Sanayicimi- keyfiyetinde rakamlar vereceğiz. 10 katı- İtalya dan çok daha fazla artırmışız. İşin Bakanımız Taner Yıldız a teşekkür ediyorum. Şanssız kazalar yaşandı. Madenzi bu durum etkiliyor. Etkilemeye devam nı dikmeye şart koşuyoruz. 10 tanemi ile Büyük ehir Belediyesi bürokratlar da HASTANE TELEFONLARI haz r bulundu. cilik alanındaki şirketlerin sorumluluk edecek. Afrika da gerek çevre gerekse 100 tane dikeceksin diyoruz. Santralde alanında vuku buldu. Bakanımızın bu ekonomik göstergeler, 3 dolarlık oraya şöyle. Bir ağaç 18 kilo zeytin veriyor. -Devlet Hastaneleri- dönemde büyük gayret ve fedakarlıklar kazandırılan yatırımlardan paranın 2 dolarının dışarı gittiğini görüyoruz. 1 doları sofralara zeytin olarak geliyor. Yıllık ci- Yüzde bir zeytinyağı yapılıyor. Diğeri Büyük ehir Belediyesi nin çe itli bulundu. O bölgelerde çalıştı. Biz kendisinden sanayicilerimiz adına gurur duy- Afrika da kalıyor. 60 milyar doların üzerosu 1 milyon lira. Bugün piyasa değeri projeleri Aliağa için IFC den kredi N.S. İşgören Alsancak duk. rindeki özelleştirmeler direk ve doğrudan ile 7.5 milyar dolar kömür var. 30 yılda ald n hat rlatan Honda, Alsancak Acil Servis Mustafa Boydak, Dünyadaki gelişen yatırımlar olurken 70 milyar dolar enerji ekonomiye kazandıracağız. Bununla bitiyor mu? Hayır. 1.6 milyar dolar yatırım Size nas l daha iyi hizmet veririz, Ağız ve Diş Sağlığı ekonomide yaşanan yavaşlama bir miktar bizi de etkiledi. Ama hedeflerimizi Bakan Yıldız, dünyanın 2 trilyon do- olacak. Üretilen her kilovat saatin 5.11 yatırımlarında oldu. onun Alsancak için buraday z. Diş Hast. diye 464 konu tu tutturduk. Orta ve uzun vadede hane halkımız, halkımız kazanacaksa biz bir iki olduğunu anlatarak, Geçen yıl 1.6 tril- geliri alacağız. Bununla kaç zeytin ağacı larlık her yıl enerji yatırımlarına ihtiyacı kuruş para alacağız. 150 milyon lira kira Dünya Atatürk Bankas n n Devlet misyonu hakk nda Behçet Uz bilgi veren Honda, yıl daha küçük büyümeye ve biraz daha yon dolar oldu. Dünyadaki genel yatırımların sadece yüzde 2 si enerji yatırım- yıl dikilebilir. Her yılda dikilmeyebilir alıp dikebiliriz. 9 milyon dikilecek. Her fazla para ödemeye hazırız. Baktığımız zmir e Bornava Dev. daha Hast. önce kredi 375 verdi imiz nokta ülkemizin ekonomik olarak bağımsızlığını kazanmasıdır yılı büyanın büyüme hızından daha büyük çap- Konuşmaların ardından gecede 73 larına gidiyor. Türkiye de yatırımlar dün- dedi. gemi, Bozyaka tramvay Eği. Hast. ve trafik sistemi gibi 50 projeler Buca S.D. var. Hastanesi Gelecekte de yüme yılı oluyor. Yatırımlarımızı artırdığımız yıl oluyor. Büyüme rakamları oladan daha büyük enerji yatırımlarımız olmasına giren firmalar, ikinci 500 sıralata, Türkiye nin büyümesindeki rakamlar- üyeye plaket verildi. İSO ilk 500 sırala- çal aca z. Çeşme A. Çizgenakat Bize i birli i rak da en azından gelişmiş ekonomilerde du. Biz yaptıklarımızı anlatmakta güçlük masındaki firmalara ödül verildi. Özel f rsat verdi iniz Foça için 812 te ekkür halimizi şükrediyoruz. Büyüme ramakları bindelik rakamlarla. Bizde yüzde 3 girunda kaldık. Kimlerin hissettirdiğini bi- fazla ihracat yapan ilk 15 firmalara ödül- -Askeri Hastanelerçekerken yapmadıklarımızı anlatmak zo- ödüllerin yanı sıra kurumlar vergisi ile en ederiz. Göğüs dedi. Hastanesi Dünyada sadece üç33 Konak Diş Hastanesi bi oluyor yılında büyüme olarak lirsiniz. 52 milyar dolar enerji ithalatımız leri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından verildi. (CİHAN) belediyeyle çal t klar n Hava Hastanesi Karşıyaka yüzde 4 olarak hesaplıyoruz. Bu yönde varken günde 1 milyar dolar petrol alma- Kara Hastanesi belirten CEO Honda, bunlar n Sao kendimizi ayarlıyoruz yılından Çiğli Dev. Hastanesi sonra tekrar hızlı bir büyüme yakalayacağımızı inanıyoruz. En az yüzde 5 lik ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Paulo, Menemen stanbul Dev. Hast. Büyük ehir ve59 zmir Nejat Hepkon Büyük ehir oldu unu büyüme olacağını düşünüyoruz. Bunun 5 Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. aç. yıl devam edeceğini bekliyoruz. Ki ülkemiz sadece sanayide büyümüyor. Her Merkezi Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast alanda turizmde büyüyor. Bu çok önemlidir. Bizim derdimiz ekonomi. Zengin Dokuz Eylül Üni. Dokuz Eylül Ünv Ba kan Urla Dev. Kocao lu Hastanesi ise, 752 Finans yap s n belirli Tepecik Dev. Hast. bir noktaya olmak. Ülkemizi zenginleştirmek, insanımızı zenginleştirmek ve kendimizin de Karşıyaka Polik getirmeden, kendi büyümesini sağlamak. Halkımızın daha Ege Üniversitesi özkaynaklar n zla -Belediye Hastaneleriyat r m iyi gelire sahip olmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi etrafta- İlaç ve Zehir Dan yapmadan Eşrefpaşa zaten Bel. Hast. dünya 293 kredi sahnesine Ege Üni.Uyg.ve ki olumsuz yorumlara bakmadan, sorumlu alanlarımız iş dünyasıdır. Biz ekono- Araş.Merkezi ç ans n z yok. Bizim de bir -Özel Hastanelerhaz rl k evremiz oldu, bugünlere mik konulara bakacağız. Şu hatayı yaparsak hepimiz kaybederiz. Çeşitli ka- Anadolu Tıp Merkezi kolay gelmedik. Finans ve borç -Doğum Evleri- Agora Tıp Merkezi nallardan olumsuz haberler yayınlanıyor. Ege Üni. Tıp Fak yap m za Atakalp Kalp özen Hastanesi gösterdik. 483 Kararl Aman yatırım yapmayalım dediğimiz zaman biz kaybederiz. İçinde bulunduğumuz süreçte enerji piyasası önemli. Tepecik Doğum Hast Konak Doğum Evi ve Atakent istikrarl çal malar m z Tıp Merkezi sonras nda Atagöz Göz art k Hastalıkları Hazine ye 435 vadesi Sayın Bakanımız sektörü yakinen biliyor geçmi borcumuz Atafizik, Fizik Ted. Mer. kalmad. 231 Bugün ve takip ediyor. Şirketler olarak bizde gelişmeler noktasında dikkat etmemiz gerekir. Bizim işimiz üretimden kar etmek Kızılay Kan Merkezleriçok Batıgöz farkl bir Hastanesi noktaday z. 489 diye konu tu. Bornova Tıp Kocao lu, Merkezi tüketim 388 için diye konuştu. Çocuk Hastanesi Bornova Özel Tıp Mer Kayseri Valisi Orhan Düzgün, yaptığı kredi almad klar n, sadece Ege Üni Bornova Özel konuşmada, şunları söyledi; İlimizin, finansal geri dönü ülkemizin ekonomisinin kalkınmasında Tepecik Kan Merkezi Sağlık Tıp Merkezi gayret gösteren, bu konuda bedenleri ve Buca Tıp Merkezi beyinleriyle ülkemizin ihracatının artması için gayret gösteren sanayicilerimizle ULAŞIM TELEFONLARI klar n ve daha dü Buca Sağlık Merkezi Denizyolları nda Central Hospital kredi almaya bir arada olmak beni de mutlu ediyor Kayseri de son 10 yıldır ihracat miktarı 5 THY Rezervasyon çal t klar n kaydetti. Can Tıp Merkezi kat arttı. İhracat yapan firma sayısı Basm. Rezervasyon Kocao lu, Caner Göz Dünya Merkezi Bankas heyetine den 780 lere çıktı. İlimizdeki sağlanan imkanlar var. Her yeni açılan fabri- Alsancak Gar Büyük ehir Çağdaş Tıp Merkezi Belediyesi nin 285 önemli ka, her yapılan ihracat gencimizin mutlu Santral Garaj projeleri Çankaya hakk nda Tıp Merkezi bilgi de 425 sundu olmasını, ailelerimize iş imkanıyla birlikte mutlu oluyorlar. -Körfez Ulaşım İskeleler- Çesav Tıp Merkezi Dünyaca Çeşme Sissus ünlü uluslararas kredi Has Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, gecede yaptığı konuşmada, Konak Çınarlı Hastanesi derecelendirme kurulu u Moody s, sanayicileri tebrik etti. Bakan Yıldız, Karşıyaka Çiğli Özel Sağ temmuz ay sonunda Sanayi Odamızın 48 inci kuruluş yıldönümünü kutluyorum. Nice üretimler ve Bostanlı Alsancak Diyabet Hastanesi yay mlad son raporunda Diamed Dah. Dal Mer ülkemizin kalkınmasına katkılarda bu- Bayraklı İskele zmir Doğa Tıp Büyük ehir Mer. Belediyesi nin Pasaport İskele ulusal Dr. Sıhhat ölçek Tıp kredi Merkezi notunu Aa3, küresel 47 ölçekte kredi notunu Baa3 olarak aç t. zmir, Moody s taraf ndan verilen söz konusu notlar iki Göztepe y ld r İskele korumay -Türk Telekom- Avşar Palmiye Sema Sineması ba ar yor. Efes K.B.B. Merkezi Raporda zmir 446 Büyük ehir in güçlü faaliyet marjlar, dengeli nakit ak n n ba ar l yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini Üçkuyular finanse İskele etme kapasitesi Arıza 121 Cinemaximum Konak Sineması sa lad ve Ege Sağlık Hastanesi bu durumun, geçen 00 be y l Bilinmeyen içinde Numara toplam gelirlerinin 11811yakla k Cinemaximum yüzde 4 üne denk 446 gelen finansman Desem fazlal ndan Sineması 422 da anla ld ifade edilmi ti. Moody s, belediyenin Ege Tüp Bebek bugüne Merkezi kadar bütün borçlar n n 45 Danışma anapara ve faiz geri 444 ödemelerini fazlas yla kar lamaya yeterli miktarda Karşıyaka nakit Sineması rezervi bulundurdu unu, bunun da -Elektrik istikrarl bir Arıza- nakit yönetimi Egeria Çocuk stratejisi Sağlık izlemesinden kaynakland n vurgulam t. İzmir Sİneması Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Aralık Şubat Pazar Perşembe "Vücudun tehlike sinyali: baş ağrısı" Sık karşılaşıldığı için önemsenmeyen baş ağrılarının hayati önem taşıyan hastalıkların belirtisi olabileceği bildirildi. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hidayet Akdemir, yaptığı açıklamada, baş ağrılarının hafife alınmaması gerektiğini söyledi Baş ağrısının kişi açısından hoşa gitmeyen bir duygu olarak algılandığını ve vücudun alarm sistemi olarak tanımlandığını belirten Akdemir, şunları kaydetti: "Herhangi bir organımızda bir rahatsızlık olduğunda bu rahatsızlığı dışarıya yansıtan cevaba ağrı diyoruz. Örneğin, beyindeki rahatsızlıklar, ağrı şikayetiyle kendilerini haber veriyor. Baş ağrıları da bir rahatsızlığın işareti olarak ortaya çıkar. Baş ağrısı şikayetlerinde, dikkatli bir nöroloji muayene yapılmadan, özellikle ağrının oluş sebebi araştırılmadan yapılan tıbbi yaklaşımlar çok ciddi sakatlıklara ve ölümlere neden olabilir." - "Beyin kanamasının ilk işareti: baş ağrısı" Akdemir, beyin damar hastalıklarından kaynaklanan baş ağrılarının sık görüldüğünü söyledi. Baş ağrılarının dikkate alınmaması durumunda geri dönüşü olmayan sonuçlar ortaya çıkabileceğini vurgulayan Akdemir, şöyle devam etti: "Beyinden kaynaklanan baş ağrısı tedavi edilmediği takdirde beyin damarlarında balonlaşma veya damar yumağı oluşuyor. Bunlar hayatın bir döneminde beyin kanaması yapar. Bu beyin kanamasının ilk şikayeti de baş ağrısıdır. Genellikle, enseden başlar ve başın ön bölgesine doğru yayılır. Aniden gelir. Beraberinde bulantı, kusma, bilinç kaybı olabilir. Bunlar beyin kanamasının işaretleridir. Bu çok tehlikeli bir baş ağrısıdır. En yakındaki uzmana gitmek gerekir." - "Beyin tümörüne dikkat" Akdemir, sinsi ağrıların tehlikeli ve yavaş yavaş ortaya çıktığını aktardı. Bu ağrıların genellikle sabahları olduğunu ve kişilerin ağrıyla uyandığını belirten Akdemir, şunları anlattı: "Mide bulantısı olur ve kişi kusunca rahatlar ama günün ilerleyen saatlerinde baş ağrısı tekrar ortaya çıkar. Gittiği doktor ağrı kesici ilaçlar verir ve bunlardan fayda görür ama daha sonra ağrı devamlı hale gelir. Başın her yerinde hissedilen bir ağrıdır. Diğer yandan, yüksek tansiyon ve yaralanmalara bağlı beyin kanamaları sonrası ortaya çıkan baş ağrıları da önemli ve tehlikelidir. Yüksek tansiyon iyi tedavi edilmezse küçük veya büyük beyin kanamalarına yol açar ki bu da hastalarda ölüme veya ağır sakatlıklara neden olabilir." Akdemir, sinüzitlere bağlı baş ağrılarının toplum tarafından da iyi bilindiğini, bunların başın ön kısmında ve günün ilerleyen saatlerinde ortaya çıktığını ifade ederek, "Eğer sinüzitlerin uygun ve spesifik tedavileri yapılamazsa, beyin iltihabı gibi çok daha ciddi ağır beyin hastalıklarına dönüşebilir" diye konuştu. (AA) Diş fırçalarını iki ayda bir değiştirin Diş Hekimi Venhar Susal Bahçecioğlu, diş sağlığı için fırçalamanın önemli olduğunu ve en az 2-3 dakika olmak üzere günlük iki kez riş fırçalaması yapılmasını önerdi. Dr. Bahçecioğlu, diş fırçalarının sağlık açısından en az iki ayda bir, en fazla 6 ay sonra değiştirilmesi konusunda uyardı. Ağız ve diş sağlığının önemine dikkat çeken Acıbadem Kayseri Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Diş Hekimi Venhar Susal Bahçecioğlu, sağlıklı dişlere sahip olmak için doğru diş fırçalaması yapmak gerektiğini söyledi. Dr. Bahçecioğlu, "Dişlerimizi korumanın en etkili yolu düzenli olarak fırçalamaktır. Diş fırçalamanın ilk adımı ise doğru fırça seçimidir. Diş ve diş etlerimiz için en uygun fırça orta sertlikteki fırçalardır. Ağız içinde kolay hareket ettirilmesi ve arka dişlere rahat ulaşabilmesi için fırçanın kafasının fazla büyük olmaması önemlidir. Uygun fırça seçildikten sonra dişler günde en az iki kere düzenli olarak fırçalanmalıdır dedi. Dr. Bahçecioğlu, yanlış yapılan fırçalamaların diş çürüğü oluşturabileceğini aktararak, fırçalamalının nasıl yapılması gerektiği konusunda şu bilgileri verdi: "Diş fırçalanmasında fırçanın duruşu dışındaki temel hareket aynıdır; fırça, diş eti çizgisine eğimli o- larak yerleştirilir. Bu durum bozulmadan diş etine masaj yapacak şekilde diş etinden dişe doğru süpürme hareketi ile dişler fırçalanır. Daha sonra fırça, bir fırça boyu kadar kaydırılarak fırçalamaya devam edilir. Diş fırçası 45 derecelik açı yapacak biçimde tutulur ve diş eti hizasından başlanarak ağız boşluğuna doğru fırçalamaya başlanır. Dış yüzeylerden başlayan fırçalama sert darbeler halinde değil, yumuşak darbelerle arka dişlerden ön dişlere doğru yapılmalıdır." Dişlerin iç yüzeylerininde fırçalanması gerektiğini aktaran Dr. Bahçecioğlu, "Fırçalama işleminin en az 2-3 dakika sürmesi gerekir. Sağlıklı diş etleri fırçalama sırasında kanamaz. Eğer diş etleriniz her fırçalamada kanıyorsa mutlaka bir diş hekimine gitmeniz gerekir. Diş fırçaları birkaç ayda bir, en geç altı ayda bir değiştirilmelidir. Gerektiğinde diş hekiminin tavsiyesiyle ara yüzlerin etkin olarak fırçalanmasını sağlamak üzere ara yüz fırçaları da kullanılabilir." diye konuştu. (CİHAN) Kastamonu'da bulunan tarihi Vakıf Hamamı'nda oluşturulan tuz o- dasında KOAH hastaları ve uyku bozukluğu yaşayanlara Pakistan'dan getirilen Himalaya tuzuyla terapi uygulanıyor. Vakıflar Kastamonu Bölge Müdürlüğünce restore edilerek kiralama usulüyle turizme kazandırılan Şeyh Şaban-ı Veli Caddesi'ndeki 7 asırlık hamamda, eski dönemlere ait silahlar, paralar ve metal eşyanın yanı sıra yöresel ürünler satışa sunuluyor. Bu hizmetlerin yanı sıra hamamda oluşturulan tuz o- dasında yaptırılan egzersizlerle üst solunum yolları rahatsızlıkları ve uyku bozukluklarının giderilmesi, duygusal ve ruhsal sorunların tedavisi amaçlanıyor. Terapist Yasemin Yazımcı, yaptığı açıklamada, tuz odasının Pakistan'dan getirilen Himalaya tuzuyla oluşturulduğunu belirterek, bu tuzun 300 bin yaşında olduğunu söyledi. Tuzun 84 minerale sahip olduğunu, birçok faydası bulunduğuna işaret eden Yazımcı, şöyle konuştu: "Vücudumuz hiçbir şekilde mineral üretmemektedir. Yaklaşık 6 metrekarelik odamızda insanı rahatlatan ışık sistemi var ve tuzu ısıtarak solunum yollarına çekmemizi sağlayan ısıtma motoru bulunuyor. Seansımız 45 dakika. Terapimiz Tarihi hamamda tuz terapisi de 7 ve 10 dakika arasında değişmektedir. Derin nefes alarak diyaframımızı şişirip nefesimizi 10'a kadar sayıp bırakmaktayız. Buraya gelen birçok hastamız var. Astım, bronşit ve KOAH. Buraya KOAH yani kronik akciğer rahatsızlığı olan bir abimiz kriz anında gelmişti. Nefes almada çok güçlük çekiyordu, şu an çok rahatladı." Yazımcı, diyaframın, koşulduğunda ve yüründüğünde çalıştığını belirterek, egzersizlerde asıl amacın diyaframı aktif hale getirerek vücutta rahatlama ağlamak olduğunu anlattı. Bugüne kadar terapiye birçok kişinin geldiğini aktaran Yazımcı, hiçbir şikayet almadıklarını kaydetti. Terapiyle şifa arayan Kemal Karadağ (55) da daha önce markette çalıştığını ancak KOAH sebebiyle işini bırakmak zorunda kaldığını ifade etti. Bir arkadaşından Kastamonu'da tuz odası kurulduğunu duyduğu bilgisini veren Karadağ, "Omuz başlarımda doluluk oluyordu, beni sıkıyordu. Artık kollarımı çok rahat hareket ettiriyorum. Merdiven çıkamıyordum, şimdi çok rahat yürüyorum. Bu terapiye 4 gün girdim peş peşe, şükürler olsun, şimdi çok iyiyim" diye konuştu. Erdal Kozkıran (29) da tuz odasının kurulduğunu kuzeninden öğrendiğini belirtti. (AA) Variste doğru tedavi için "kirli kan damarı haritalaması" şart Bacaklardaki varis hastalığının tedavisinde kirli kan damarı haritalamasının, doğru ve etkin bir tedavi için önemli olduğu belirtildi. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nezihi Küçükarslan, bacaklarda kozmetik bozukluğa ve şikayetlere yol açan varis hastalığının tedavisinin planlanmasında "bireysel bacak kirli kan damarı haritalaması" yapılmasının son derece önemli olduğunu söyledi. Şekil ve görüntü olarak tüm varis hastalıklarının birbirine benzemediğini belirten Küçükarslan, şöyle konuştu: "Bu hastalığa ait patolojinin tespit edilmesi olan 'kirli kan damarı haritalaması' yapılarak tedaviye başlanılması doğru olandır. Varis hastalığı tedavisinde yanlış çıkılan bir yol hüsranla sonuçlanabilir. Sadece görüntüyü yok etme odaklı başlatılan varis hastalığı tedavisi birkaç ay içerisinde ortadan kaldırılmayan asıl patoloji nedeniyle yeniden hortlayacaktır." Varis hastalığının tedavisi yönteminin, o kişiye özel yapılan kirli kan damarı haritalamasıyla belirlendiğini ifade eden Küçükarslan, haritalamanın bu konuda eğitimli uzman radyologlar tarafından doppler ultrasonografi ile yapıldığını anlattı. Prof Dr. Küçükarslan, şunları kaydetti: "Hastalık bölgelerinde ve sebep olan segmentlerdeki kapak açıklıklarının ve yapısının milimetrik belirlenmesi, damar içeresindeki lokal basınç artış sahalarının tespiti, hastalıklı damar içi kapakçıklardaki kaçak miktarı ve süresi, hastalık tedavisi yol haritasını oluşturur. Her varis hastalığına lazer işlemi uygulanamaz. Tedavi edilecek varis hastasına yapılan kirli kan damarı haritalaması sonrası uygulanacak tedavi şekli belirlenir." - Daha ekonomik ve daha sağılıklı Bu tedavi spektrumunun, lazer tedavisinin de içerisinde olduğu çok geniş bir spektruma sahip olduğuna işaret eden Küçükarslan, "Kişideki mevcut kirli kan damarı hastalık patolojisini ortadan kaldırdıktan sonra kozmetik gayelere yönelinmesi, hasta açısından hem ekonomik hem de daha sağlıklı olacaktır" diye konuştu. Nezihi Küçükarslan, tedavinin her aşamasında uygulanan tedaviye ek baldır kası egzersizlerinin, tedavinin sonuçlarını iyi yönde etkileyeceğini dile getirdi. Bu yöntemin, hiçbir tedavi uygulanmamış başlangıç safhasındaki hastalarda şikayetlerin giderilmesi hem de yeni oluşmaya başlayan örümcek ağı görüntülerinin gerilemesinde yardımcı olacağını belirten Küçükarslan, "Bacaklarımızda geri dönüşü imkansız görüntü bozukluklarına yol açmamak, kozmetik ve sağlıklı sonuçlar için uzman doktor kontrolünde varis çorabı destekli baldır kası egzersizlerini de ihmal etmeyelim" ifadesini kullandı. (AA)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 14 1ubat Aralık Perşembe Pazar Ar- Ge ciyim diyen hemen bize gelsin! Ege Üniversitesi 3. Ar- Ge ve Teknoloji Günleri ne katılan EBSO Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, "Her gün yeni bir icat çıkaracak mühendislere ihtiyacımız var" dedi Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İ- brahim Gökçüoğlu, üniversite ve sanayi işbirliğinde yeni bir hamle gerektiğini söyledi. Teknik eğitimden başlayarak üniversite eğitiminin bitirilmesine kadar olan dönemde yeniden yapılanma ihtiyacına dikkat çeken Gökçüoğlu, kendisini Ben Ar-Ge ciyim şeklinde tanımlayan mühendislere ihtiyaç duyduklarını belirtti. Üniversitede bilim üreten hocaların, doktora, doçentlik tezlerinin sanayi işletmeleriyle ortaklaşa yapılması önerisinde de bulunan Gökçüoğlu, Belirli kriterleri sağlayarak yapacağımız bu işbirliği sayesinde üniversite hocalarımız bizim ne şartlarda çalıştığımızı yerinde görme fırsatını bulurken, bizlerde bir patentin, markanın nasıl oluşacağı bilimini onlardan almamız gerekiyor dedi. Her gün yeni bir icat çıkarmak gerekiyor Ege Üniversitesi 3. Ar- Ge ve Teknoloji Günleri ne katılan EBSO Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, son yıllarda Ar- Ge ve inovasyon kelimelerinin önem kazandığını vurguladı. Gökçüoğlu, Bizim yaş grubumuzdaki dostlar bilir. Küçükler bir fikir sundu mu aileler otur, icat çıkarma, eski köye yeni adet getirme deyip sustururlardı. O günkü koşullarda o söylem doğruydu ama bugünkü şartlarda yeni icat çıkarmayan firmalar, kurumlar, yeni patent sağlamayan ülkeler maalesef bu dünya rekabet yarışında yol alamıyor. Dolayısıyla bizim her gün yeni bir icat çıkarmamız gerekiyor. Orta gelir tuzağı denen hadise içinde sıkışıp kalmamak için Ar Ge merkezleri, inovasyon merkezlerinin kurulması için pes etmeden yola devam etmek gerekiyor diye konuştu. Temel bilimler olmadan olmaz Gökçüoğlu, temel bilimleri benimsemeden Ar- Ge yapılamayacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: İkinci bir tespitimiz, patent. Yeni teknoloji üretmede üniversite ve sanayi işbirliğini bu konuda başarılı olmuş Almanya örneğinden yola çıkarak yeniden düzenlemektir. Yani, teknik eğitimden başlayarak üniversite eğitiminin bitirilmesine kadar sanayiciye, bu ülkeye daha çok gelir getirebilmesi için üniversitede bilim üreten hocalarımızın doktora, doçentlik tezlerini sanayi işletmelerimizde yaptırmamız gerekiyor. Belirli kriterleri sağlayarak yapacağımız bu işbirliği sayesinde üniversite hocalarımız bizim ne şartlarda çalıştığımızı yerinde görme fırsatını bulurken, bizlerde bir patentin, markanın nasıl oluşacağı bilimini onlardan almamız gerekiyor. Eksikleri gidermeliyiz İbrahim Gökçüoğlu, dünyanın her ülkesine makine satacak bilgi ve birikime sahip olmalarına rağmen patent sahibi 3 firmanın bulunduğu makine sektöründe patent almadan hiçbir şeyin mümkün olmadığını kaydetti. Gökçüoğlu, Dünyanın her ülkesine makine satıyorum. Ama sektörümde patent üretecek 3 firma var. Patentini almadan hiçbir şey yapabilmek mümkün değil. Şimdi bizim önümüzdeki 5 yıl için perspektifimiz, sektörümüzde patent üreten dünyanın 4. işletmesi olmak. Bunu üniversitedeki bilim olmadan yapamayız. Beraberce çalışarak patent çalışmalarını sürdürmeli, Ar-Ge ciliği bir meslek haline getirmeliyiz. Bunun için Ar- Ge ciyim diyen mühendislere ihtiyacımız var dedi. (HABER MERKEZİ) Çocuklara engelsiz PARK MÜJDESİ ALİAĞA LİMANLARI YOL İSTİYOR İMEAK DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu tarafından Aliağa da bulunan Tüpraş, Milangaz, Petkim, Petrol Ofisi, Total, Ege Gaz ve Alpet limanlarını ziyaret etti. Ziyaret sırasında liman yetkilileri tarafından sunumlar gerçekleştirildi ve çalışmalar hakkında bilgi verildi. İMEAK DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, bölgede yaşanan y- ol sorununa değinerek, Yolları kimse sahiplenmediği için bakımı da yapılamıyor dedi. Bölgede çalışan kamyonların bu nedenle sürekli tehlike yarattığına dikkat çeken Öztürk, yol ile ilgili sorunun en kısa sürede çözülmesi gerektiğini ifade etti. Öztürk, Denizcilik sektörünün gecesi-gündüzü, tatili, bayramı yoktur. Sektör 24 saat çalışır. Nemrut Limanlar Bölgesindeki bağlantı yollarının satıh bozukluğu, trafik yoğunluğu can ve mal emniyeti bakımından ciddi riskler oluşturuyor. Şu anda limanlara giden anayolun ve bağlantı y- olunun yeterli olmaması ve plansız olmasından dolayı yoğun bir trafik sorunu yaşanıyor. Bununla birlikte geri hizmet ve depolama alanlarının yetersiz olması ya da hiç bulunmaması ciddi sorunlara neden olmaktadır diye konuştu. Akşam ise yemekli toplantıda üyelerle biraraya gelen Öztürk, karşılıklı görüş alışverişinde bulunarak, İMEAK DTO İzmir Şubesi olarak üyelerimizle ilgili her türlü probleme değinmeye çalışıyoruz. Lokomotif sektörlerden biri olan denizcilik, Ülke ekonomisi için son derece önemli bir yere sahip ve en fazla mevzuatın yenilendiği bir sektör. O yüzden her dakika sektörün henüz hazır olamadığı yeni bir uygulama ile karşılaşılabiliyor. Görevimiz i- daremizi bu konularda bilgilendirmek dedi. (HABER MERKEZİ) Engelsiz bir Karşıyaka yaratmak isteyen Karşıyaka Belediyesi, çocuk oyun parklarında da düzenleme başlattı. Her mahallede en az bir parkı engelsiz hale getirecek olan belediye, engelli çocukların rahatlıkla kullanabileceği oyun gruplarını parklara yerleştirmeye başladı. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar Engelsiz Karşıyaka hayalimizi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Sokaklarımızı, kaldırımlarımızı engelli yurttaşlarımız için düzenlerken, çocuk oyun parklarımızı da engelsiz hale getiriyoruz dedi. Zübeyde Hanım Mahallesi ndeki Temizocak Parkı ile başlayan çalışma sonunda, Karşıyaka daki 27 mahallenin tamamı birer engelli dostu oyun parkına kavuşmuş olacak. Belirlenen parklara, 3-8 yaş grubu engelli çocukların kullanımına yönelik, özel olarak tasarlanmış, güvenlikli salıncak ve kaydıraklar yerleştirilecek. Parkların giriş ve çıkışlarında da engelli vatandaşlar için gerekli düzenlemeler yapılacak. Engelli vatandaşların fiziki ve sosyal engellere takılmadan, huzurlu ve mutlu yaşadığı bir kent yaratmak için çalıştıklarını belirten Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar Engelsiz Karşıyaka hayalimizi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Sokaklarımızı, kaldırımlarımızı engelli yurttaşlarımız için düzenlerken, çocuk oyun parklarımızı da engelsiz hale getiriyoruz. Engelsiz parklarımızın sayısını artıracağız. Tüm çocuklarımız, gönüllerince oyunlar oynayacak ve eğlenecek dedi. (HABER MERKEZİ) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Uzakdoğu ülkelerinde B vitamini eksikliğinden ileri gelen hastalık. 2. Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki. Gemileri, farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz. 3. Kara batmamak için ayağa takılan bir tür örgülü ayaklık. İtalya da bir kent. 4. Kaput bezi. 5. Boru sesi. Ağızda çok zor eriyen bir şeker türü. 6. Utanma, utanç duyma. Suç, kusur. 7. Mısır ın plaka işareti. Dince yasak olan. 8. Düşüncesizce her işle atılan, cüretkâr. Ski. 9. Romanya nın plaka işareti. İskambilde koz. Bir göz rengi. 10. Dağ servisi. Lityumun simgesi. Şarkı, türkü. 11. Büyük Okyanusun orta kesiminde takımadalardan oluşmuş bir ada devleti. 12. Irmak ya da dere suyunun hızlı aktığı yer. Kötü, fena. 13. Hava basıncı birimi. Renklerin en koyusu, siyah. 14. Bir işi yapma, yerine getirme. Sıcaklığı çok yüksek veya çok düşük olmayan yer. 15. Açık olma durumu, açıklık. 16. Hatıra. Mesafe. İlkel silah. 17. Güneydoğu Asya da yaşayan kuyruklu bir tür maymun. Demirin simgesi. 18. Bir çalgı. Yardım, imdat. 19. Lisan. Bir cins iri at. 20. Yunan mitolojisine göre kanat takarak uçmayı başaran ilk insan. Güneş doğmadan önceki alaca karanlık. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Motorlu araçlarda fren yapmayı sağlayan, tekerlek mili üzerine yerleştirilmiş, yarım ay biçimindeki alet. Güney Amerika da yaşayan uzun kuyruklu bir tukan türü. Dikey, dikine, dik. 2. Acı, üzüntü, dert, keder. Güzel söz söyleme, hitabet sanatı. Bağnaz, mutaassıp. 3. Tenis aracı. Uzaklık anlatır. Garaj. Lantanın simgesi. 4. Avrupa daki en büyük yarımada. Gemi omurgası. En kısa zaman süresi. 5. Eski dilde kurucu, yapan. İlenme, beddua. Barınılacak yer. Kurçatovyumun simgesi. 6. Hayat arkadaşı. Tükürük ve kulak altı bezlerinin iltihaplanmasıyla beliren, bulaşıcı, salgın ve ateşli bir hastalık. Mitolojik bir çalgı. Soğurma, emme. 7. Kuranda bir sure. Köpek. Kılık. 8. Sonsuza kadar. Yerine koyma, yerine kullanma. İlgeç. 9. Müstahkem mevki. Üzerinde kareler bulunan. Güzel sanatların dokuz perisinden biri. Karındanbacaklı bir kara yumuşakçası. 10. Bir iş veya durum için son, sonuç. Bir ilimiz. Pulluk, büyük saban.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Aralık Şubat Pazar Perşembe Türk futbolu ona Cici gelmiyor Galatasaray'ın Arsenal'e 4-1 yenilip Şampiyonlar Ligi ne havlu atmasının ardından attığı tweetle gündeme gelen genç oyuncu Metincan Cici, İngiliz ekibinde oyuna giren 17 yaşındaki futbolcuların yerinde kendisini hayal ettiğini söyledi Türk futbolunda gençlere güvenilmediği için çok fazla forma şansı verilmediğini açıklayan Cici, 14 yıl Fenerbahçe de oynadığını pişmek için Antalyaspor a transfer olduğunu ancak Türkiye de futbol oynamak gibi bir hayalinin olmadığını kaydetti. Sarı-kırmızılı takımın, Arsenal karşısında 4-1 yenilmesinden çok İngiliz ekibinin ikinci yarıda 17 yaşında 3 genç oyuncu Ainsley Maitland-Niles, Gedion Zelalem ve Stefan O'Connor'u sahaya sürmesi dikkat çekmişti. İngilizlerin Menajeri Arsene Wenger'in genç oyuncuları sahaya sürmesinin ardından Antalyaspor'un genç oyuncusu Metincan Cici de sosyal medyada yazdıklarıyla bir anda gündeme oturdu. Twitter'da Millet 17 yasinda sampiyonlar ligi oynasin biz hala 25 yasinda pişelim :) sözlerini kullanan 19 yaşındaki oyuncu, Türkiye'deki sistemi eleştirdi. Attığı tweeti ve Türk futbolunu, Cihan Haber Ajansı na değerlendiren kırmızı-beyazlı genç hücum oyuncusu Metincan Cici, 1995 doğumlu olduğunu ve 2000 yılında Fenerbahçe alt yapısında futbol oynamaya başladığını söyledi. 14 yıl boyunca Fenerbahçe formasını terleten Cici, sezon başında Antalyaspor a transfer olduğunu 4 aydır da U21 Liginde top koşturduğunu söyledi. U-18 Milli Takım da forma şansı bulan hırslı futbolcu Cici, Arsenal maçında ikinci yarıda üç 17 yaşında futbolcunun oyuna girmesinin ardından moralinin çok bozulduğunu ve bir an orada kendini canlandırdığını açıkladı. Tweeti atarken de kimseyi eleştirme gibi bir düşüncesi de olmadığını da kaydeden Cici, Her zaman ilk olarak hatayı kendimde ararım. Hiçbir takımı ve hocayı eleştirmedim. O 3 oyuncu sahaya çıkınca gerçekten moralim bozuldu. Kendimle kıyasladım. Moral bozucuydu. Bizdeki eksik olanlar, bize eksik yaptırılanlar ne diye merak ettim. dedi. Türk futbolunda genç oyunculara forma şansı tanınmadığını ifade eden Cici, toplumda bu konuda ön yargıların olduğunu, o gün Arsenal forması altında Galatasaray a karşı forma giymeyi istediğini kaydetti. Kendisine Avrupa da oynamayı hedef olarak koyduğunu belirten Metincan Cici, yurt dışında Ay Yıldızlı Türk bayrağını en iyi şekilde temsil etmek istediğini, oyun kalitesi olarak da kendisini Avrupa da gördüğünü sözlerine ekledi. Kendisini biraz daha geliştirip Avrupa da top koşturmak istediğini belirten Cici, Türkiye liginde daha çok para için oynanıyor. Bize Avrupa ya gelin oynayın diyorlar. Bonservisi bedavaya verseler 10 yıl boyunca Avrupa da bedava futbol oynamayı kabul ederim. Ben futbol oynamayı seviyorum. Sıradan bir futbolcu olmak istemiyorum. Alex in heykeli dikildi. Ben de bu tarz bir oyuncu olmak istiyorum. Ayrıcalıklı bir oyuncu olmak istiyorum. diye konuştu. 25 YAŞINDAKİ BİR OYUNCUYA GENÇ DEMEK ÇOK SAÇMA Türk futbolunun Avrupa ya nazaran çok çok geride olduğunu söyleyen Metincan Cici, bunu düzeltmenin de kendisi gibi gençlerin elinde olduğunu, çok çalışarak bu imajdan kurtulabileceğini kaydetti. Her şeyin çalışmaktan geçtiğinin altını çizen genç oyuncu, Futbol hayatı 35 yaşında bitiyor. 25 yaşındaki bir oyuncuya genç demek bence çok saçma. Semih Şentürk le Fenerbahçe de iken çok özel konuşmalarımız oluyordu. Daha çok oynayabilmek için Fenerbahçe den ayrıldım. Bir oyuncu oynayarak oyununun üzerine koyar. Semih ağabey de bana bu tavsiyede bulunmuştu. şeklinde konuştu. Cici, 14 yıl boyunca sarılacivertli kulüpte top koşturduğu için Fenerbahçe nin kendisinde ayrı bir yeri olduğunu, şu anda Antalyaspor un formasını terlettiğini, ancak Türkiye liginde de oynamak istemediğini vurguladı. (CİHAN) Adana'nın okçuluktaki organizasyon başarısı DİĞER TURNUVALARA KAPI ARALADI Türkiye Salon Federasyon Kupası kiye Şampiyonası na katılan tüm kafileler, hakem ve diğer görevliler orga- Okçuluk Yarışmaları nda çeyrek finale kalan 32 kişi belirlendi. Organizasyondaki başarı, Adana'nın ileri ki tur- durum federasyonun Adana ya önemli nizasyondan çok mutlu kaldılar. Bu nuvalara ev sahipliği yapması konusunda avantaj yakalamasını sağladı. nu gösteriyor. Dünkü yarışlardan son- yarışı vermesinin doğru tercih olduğu- Türkiye Okçuluk Federasyonu nun yılın son faaliyeti olan Türki- günü yapılacak final müsabakalarında ra 32 sporcu çeyrek finale kaldı. Pazar ye Salon Federasyon Kupası Okçuluk dereceye girecek 8 kadın ve erkek yarışmaları Adana da sürüyor. 37 ilden 107 kulüpten 577 kadın ve erkek olacak. 32 sporcu aynı zamanda Ocak sporcular ile engelli sporcular belli sporcunun katılımı ile gerçekleşen yarışmalarda çeyrek finale kalan 32 kişi çekleştirilecek Salon Türkiye Şampi- ayının son haftasında Samsun da ger- belirlendi. yonası na katılmaya hak kazandı. TÜYAP Fuar Salonu nda 3 gün Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. sürecek müsabakalarla ilgili bilgi veren Okçuluk Federasyonu Yönetim na ya ulusal ve uluslararası müsaba- Başarılı organizasyon nedeniyle Ada- Kurulu Üyesi ve Merkez Hakem Kurulu(MHK) Başkanı Aydın Yolaç, tur- konuştu. kalar verilmesini sağlayacağız." diye nuvaya rekor katılım olduğunu belirterek, "Okçulukta ilk kez bu denli yodürü Fazlı Bayram Hadi nin çabala- Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müğun sporcu katılımı yaşanıyor. Adana daki yöneticilere güvenerek verdi- karşılandığını da vurgulayan Yolaç, rıyla tüm sporcuların ihtiyaçlarının ğimiz Federasyon Kupası Salon Tür- "40 yıldır sporun içindeyim, hiçbir bölgede bu denli rahat huzurlu ortamda müsabaka yapmadık. İl Spor Müdürlüğü yetkilileri bizlere evimizdeki rahatlığı sundular. Hakemlerin otele gidiş ve dönüşleri için otobüs tahsis edildi. Sporcu hakem, antrenör ve yöneticilere 3 gün boyunca ücretsiz çay, su, kahve dağıtıldı. Ayrıca toplam bin kişiye 2 gün makarna ikram edildi." şeklinde konuştu. (CİHAN) Kartal: Haklı bir galibiyet aldık Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Sivasspor karşısında haklı bir galibiyet aldıklarını ve bu çıkışın devam edeceğini öyledi Sarı-lacivertli takımın kendi sahasında Sivasspor'u 4-1 mağlup ettiği karşılaşmanın bitiminde düzenlenen basın toplantısına katılan tecrübeli hoca, "Bu akşam iyi mücadele ettik. Haklı galibiyet elde ettik. Oyunun büyük bölümünde üstün taraf bizdik. Bu akşam farklı bir galibiyet elde ettik. Yolumuza devam ediyoruz. Mücadeleden dolayı haklı bir galibiyet alan bizdik. Önde oynayan oyuncularımın üzerinde baskılar vardı. Onlar gol atınca mutlu oldular, bende mutlu oldum." dedi. Sivasspor karşısında iyi oynayan tarafın kendileri olduğunu dile getiren Kartal, sözlerini şöyle sürdürdü. "Bu akşam çok iyi oynadık, pozisyonları bulduk. 4-1 galip ayrılan bizdik. Bunun devam edeceğini düşünüyorum. Bu maçta bireysel hatalar yaptık. Rakibe pozisyonlar verdik. Caner'in hatası ve Bekir'in hataları oldu. Farklı galibiyetlerden sonra bu tip hatalar oluyor. Oyuncularda konsantrasyon eksikliği oluyor." İsmail Kartal, medyada yer alan 'En iyi futbolu biz oynuyoruz." şeklindeki açıklamalarına ise "Ben en iyi futbolu oynuyoruz demedim. Sadece iyi futbol oynuyoruz dedim. Ben sadece kendi takımımın oyununa bakıyorum." diye konuştu. Kartal, takımın yaş ortalamasının yüksek olduğu söylemlerine ise "Yaşlı oyuncluarımız var. İyi mücadele ediyoruz. Hepsi en üst seviyede oynuyorlar. Memnunum." diyerek sözlerini tamamladı. (CİHAN)

15 İzmir Uluslararası Ayakkabı Yaz Fuarı na katılan Bedir ve Atak Ayakkabı, fuarı ve sektörü değerlendirdi Mazlum Vesek Çevre ve Şehircilik Bakanlığının düzenlemesiyle, inşaatlarda duvar, kapı yeri veya pencere boyutu değişiklikleri gibi uygulamalar "tadilat ruhsatı" alınmadan yapılabilecek. Böylece bu tür değişiklikler için inşaatların durması gerekmeyecek. Bakanlık tarafından hazırlanan İmar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı kapsamında, inşaat sektöründe bürokrasi azaltılacak. Tasarıya göre, ruhsatlı olarak inşasına başlanan yapılarda, yapı inşaat alanını artırmayan, silüeti, bağımsız bölüm birim alanını değiştirmeyen ve taşıyıcı sistemi etkilemeyen değişiklikler, tadilat ruhsatı alınmadan yapılabilecek. (HABER MERKEZİ) Gaziemir'deki yeni itfaiye binasının açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, arama-kurtarma ve itfaiye hizmetleri açısından Türkiye'ye örnek olduklarına dikkat çekti 14 Aralık 2014 Pazar Bayraklı Belediyesi Doğançay Mahallesi nin 30 yıldır beklediği imar planı uygulaması için ilk adımı attı. Planların tamamlanıp hayata geçmesiyle birlikte binalar burada en fazla 2 kat olarak yükselecek. Doğal yapısı ile çekim merkezi haline gelecek olan Doğançay yeni bir Şirince olacak. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, İzmir in merkezinde yeni bir şirince doğuyor. Hayırlı olsun dedi. Doğançay Mahallesi sakinlerinin yıllardır ö- zlemini çektiği imar planı sonrası parselasyon uygulaması için Bayraklı Belediyesi ihaleye çıktı. Doğançay sakinlerinin 30 yıldır beklediği uygulama ile vatandaşın tapulu malı imar parseli haline gelecek. İmar parseli 2 kat olmak üzere ruhsatlı olarak yapılaşabilecek. Vatandaşlar hisseli veya tarla vasfındaki konutları için tapu alabilecek. Bayraklı Belediyesi nin aldığı bu cesur karar vatandaşın harita mühendisine yaptıracağı çalışmanın maliyetinden de kurtarmış oluyor. İmar parseli hayata geçince Doğançay doğayla iç içe yaşamak isteyenlerin yeni adresi olacak. 1/1000 ölçekli imar planı uygulaması, yaklaşık 3 bin nüfusa sahip 580 dönümlük Doğançay Mahallesi nin tamamını ilgilendiriyor. 6 firmanın girdiği ihalenin kesinleşmesinin ardından ihaleyi kazanan firma yaklaşık 500 haneli mahalle için 90 gün içerisinde imar planı uygulamasını belediyeye teslim edecek. Yapılan itirazların ve İşlemlerin tamamlanmasının ardından yapılan çalışma belediye encümenine sunulacak. Belediyelerin imar planı yaptığını ancak parselasyona karışmadıklarına dikkat çeken Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Burada cesur bir karar aldık. Doğançay Mahallesi halkına verdiğimiz sözü yerine getiriyoruz. Bu bölgenin tapu sorunun çözüyoruz. İlk adımı attık. Bundan sonra yapılan parselasyona bir itiraz olmazsa konuyu encümenimize ve onay için Büyükşehir e taşıyacağız. İzmir in merkezinde yeni bir şirince doğuyor. Hayırlı olsun dedi. (HABER MERKEZİ)