İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk *

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk *"

Transkript

1 ilmî ve akademik araştırma dergisi 32 [2013/2], s İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk * M. Saffet SARIKAYA ** M. Necmettin BARDAKÇI *** Nejdet GÜRKAN **** Özet Sarı Saltuk hakkında bilgi veren en eski kaynak niteliğindeki Tüffâhu l-ervâh ta İbnü s-serâc onunla ilgili sekiz anlatıya yer vermiştir. Naklettiği anlatıların hemen tamamını Sarı Saltuk un mürîdi Seyyid Behramşah tan ve başka güvenilir şahıslardan dinlediğini ifâde etmiştir. İbnü s-serrâc, Seyyid Behramşah ı ve Sarı Saltuk u gençlik yıllarında bizzat tanımıştır. Kendisi ile yazışacak kadar aralarında samimi bir ilişki söz konusu olan Sarı Saltuk un tarîkat mensûbiyeti konusunda verdiği bilgiler, onun hem Rifâyye tarîkatı ile ilişkisini gösterir hem de Bektaşî geleneğini destekler niteliktedir. İbnü s-serrâc ın anlattığı menkıbelerdeki Sarı Saltuk, Saltuk-nâme de de nakledildiği gibi savaşçı, gâzi nitelikli bir derviştir. Makalede İbnü s-serrâc ın Sarı Saltuk la ilgili naklettiği bilgiler değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, Sarı Saltuk, Rifâiyye tarîkatı Sari Saltuk: According to Ibn al-sarrâj Abstract Ibn al-sarraj narrates eight stories about him in Tuffâh al-arvâh which is the earliest source refering to Sarı Saltuk. The author states that he took almost all of these narrations from as-sayyid Behramshah, who was a disciple of Sarı Saltuk, and then verified from other reliable people. In his youth Ibn al-sarrâj personally met with as-sayyid Bahramshah and Sarı Saltuk. And they had such close friends that they exchanged letters. The information given by the author about Sarı Saltuk s adherence to a sufi order not only shows his connection with Rifâî order but also appears to support Bektashi orders. Sarı Saltuk who was mentioned in the manaqibs of Ibn al-sarrâj was a dervish with the charactersitics of a warrior and ghazi as narrated in Saltuk-nâme. In this article, the information reported by Ibn al-sarrâj about Sarı Saltuk will be evaluated in some detail. Key words: Ibn al-sarrâc, Tuffâh al-arvâh, Sarı Saltuk, Rifâî order. Giriş * Bu çalışma İbnü s-serrâc ın Eserleri Çerçevesinde XIII. Yüzyıl da Güneydoğu Anadolu da Dînî-Tasavvufî Hayat adlı 110K317 numaralı TUBİTAK projesi bağlamında yapılmıştır. ** Prof. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (msaffets@yahoo.com) *** Prof. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (menbardakci@gmail.com) **** Prof. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (nejdetgurkan@hotmail.com)

2 M. Saffet SARIKAYA - M. Necmetttin BARDAKÇI - Nejdet GÜRKA İbnü s-serrâc ın Teşvîkü l-ervâh ve Tüffâhu l-ervâh ı şimdilik Sarı Saltuk hakkında bilgi veren en eski kaynaklardır. Müellifin Onun vefâtıyla bu kitabın yazılmasının arası yaklaşık on sekiz yıl kadardır. Bu kitabı 715 de yazdık. 1 ifâdesi Sarı Saltuk ile aynı dönemde yaşadıklarını gösterir ki bu durum eserin kıymetini daha da artırır. Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalarda atıflarda bulunulmakla birlikte İbnü s-serrâc ın eserlerinin bilim dünyasında yeterince tanınmadığı söylenebilir. Rifâî şeyhi Ebu l-hüdâ es- Sayyâdî (ö. 1909), bazı Rifâî şeyhlerinden bahsederken İbnü s-serrâc tan istifade eder. Benzer bir şekilde Yusuf b. İsmail en-nebhânî (ö. 1932) Câmiu Kerâmâti l-evliyâ da özellikle Suriye bölgesi sûfîleriyle ilgili menâkıblarda İbnü s-serrâc dan nakillerde bulunur. 2 Yakın tarihte Balkan Bektaşîliği üzerine çalışmalar yapan M. Kiel eseri Sarı Saltuk ile ilgili kısmen kullanır. 3 Ebu l-fazl Muhammed b. Abdullah el-konevî de Kalenderîler hakkındaki çalışmasıyla 4 İbnü s-serrâc tan istifade eden bir araştırmacıdır li yıllarda Türk bilim çevrelerinin İbnü s-serrâc ın eserlerine olan ilgisi artmış gözükmektedir. A. Yaşar Ocak, Sarı Saltuk la ilgili monografisinde M. Kiel den naklen İbnü s-serrâc dan alıntı yaparak bazı yorumlar yapar. 5 İbnü s- Serrâc ın eserlerinin Anadolu dinî tarihi için kaynak değerini ortaya koyan bir makalesinde Mikail Bayram, müellifin birbirini tamamlayan iki eserini genişçe değerlendirir ve Ocak ın ilgili değerlendirmelerinin eksik ve yanlı olduğunu göstermeye çalışır. 6 Müfid Yüksel de Gap Bölgesinde Alevî Bektaşî Yerleşimleri ve Şanlıurfa Kültür Mozayiğinde Kısas Sempozyumu nda sunduğu İbnü s-serrâc ed-dımaşkî ye Göre Sarı Saltık (25-27 Mayıs 2006) adlı bildirisinde Tüffâhu l- Ervâh nüshasını dikkate alarak konuyu daha detaylı inceler. Ancak Yüksel in bildirisi Sempozyum Bildiri kitabında yer almamıştır. Eyüp Öztürk ün İbnü s Muhammed b. Ali İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh ve Miftâhu l-irbâh, Princeton Üniversitesi Ktp., Robert Garret, no: 97 (yeni no: 1127Y), (1315), vr. 200 a. 2 Yusuf b. İsmail en-nebhânî, Câmiu Kerâmâti l-evliyâ, I-II, tahk. İ. A. İvaz, Beyrut Machiel Kiel, Sarı Saltuk: Pioner des Islama auf dem Balkan im 13. Jahrhundert, Aleviler/ Alewiten, haz. İsmail Engin, I, Hamburg, 2000, s ; M. Kiel, Sarı Saltuk, DİA, XXXVI, s Ebu l-fazl Muhammed b. Abdullah el-konevî, es-sûfiyyetü l-kalenderiyyetü - Târîhuhâ ve Fetvâ Şeyhu l-islâm İbn Teymiye fîhâ-, Medine A. Yaşar Ocak, Sarı Saltık - Popüler İslâm ın Balkanlar daki Destanî Öncüsü (XIII Yüzyıl), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay., 2002, s Mikail Bayram, Türkiye Selçukluları Tarihi Hakkında Yeni Bir Kaynak, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı: 12, 2002, s Müellif, Ocak ın eseri ikinci elden ve sınırlı şekilde kullanımına vurgu yaparak, onun heterodoks tasnifine rağmen, İbnü s- Serrâc ın bu dervişleri Sünnî kabul ettiğine işaret etmektedir.

3 İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk Serrâc ve Müvelleh Dervişler (Teşvîku l-ervâh ve l-kulûb ilâ Zikri Allâmi l-guyûb İsimli Eseri Bağlamında) başlığıyla müellif ve eserleri bir doktora tezine konu edinilir. 7 Son çalışmayla aynı tarihlerde biz de İbnü s-serrâc ın Eserleri Çerçevesinde XIII. Yüzyıl da Güneydoğu Anadolu da Dinî-Tasavvufî Hayat adlı bir projeyi tarihleri arasında tamamladık. Teşvîkü l-ervâh ve l-kulûb ilâ Zikri Allâmi l-guyûb un bilinen tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi, Amcazâde Hüseyin Paşa Bölümü, 272 numarada kayıtlıdır. Nüshada istinsah kaydı bulunmamaktadır. 20x14 cm dış, 15x9.5 cm iç ebadında olup, her sayfası 19 satır, nesih hattıyla ancak çoğu kere noktasız olarak yazılı 324 varak fersude niteliktedir. Nüshanın ilk 20 varağı büyük ölçüde; 72 ab, 73 ab, 80 a -84 b arası nispeten, diğer bazı varaklarda ise yer yer okumaya engel olacak bozukluklar vardır. Sayfaların hamişinde ve satır aralarında çokça ilâveler, düzeltmeler, karalamalar, kırmızı yazı ile söz başları ve ek bilgiler bulunmaktadır. Ebu l-fazl ve E. Öztürk eserin müellif nüshası olduğunu kaydederken 8 Mikail Bayram buna muhtemel kaydı koyar 9 ki biz de aynı kanaatteyiz. Teşvîkü l-ervâh dört kısımdır. Birinci kısım Kitâbu Nuri l-hâdî adını taşır ve 2 a -152 b arasındadır. 153 a kitabın ve müellifin adıyla bir kapak sayfası şeklindedir ve buradan itibaren eserin ikinci kısmı olan es-sirâcü l- Vehhâc fî Makteli Osman b. Affân ve Hüseyin b. Ali ve Hâlü l-hallâc başlar. Bu kısım 153 a -316 a arasındadır. Tüffâhu l-ervâh eserin üçüncü kısmını teşkil eder. Müellif bunu defaaten tekrar eder. 10 Ancak mevcut nüshadaki yazım şeklinden eserin ayrı bir kitap gibi tasarlandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle Tüffâhu l-ervâh müellife nispetle ayrı bir eser olarak kullanılmıştır. 316a da metne ara verilmeksizin kitabın dördüncü kısmı başlatılır. Dördüncü kısmın başlığı Semeratü l-âdâb min Şecerati l-âdâb tır. 323a da sona eren bölüm oldukça kısa olup müellife ait seçilmiş şiirlerden oluşmaktadır. 323a da kitabın adı ve ferağ kaydı verilmiştir. Tüffâhu l-ervâh ın bilinen iki nüshası vardır. Birinci nüsha ABD Princeton 7 Eyüp Öztürk, İbnü s-serrâc ve Müvelleh Dervişler (Teşvîku l-ervâh ve l-kulûb ilâ Zikri Allâmi l- Guyûb İsimli Eseri Bağlamında), (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara Ebu l-fazl el-konevî, es-sûfiyyetü l-kalenderiyye, s. 208; Eyüp Öztürk, age, s Mikail Bayram, Türkiye Selçukluları Tarihi Hakkında Yeni Bir Kaynak, s İbnü s-serrâc, Teşvîkü l-ervâh ve l-kulûb ilâ Zikri Allâmi l-guyûb, Süleymaniye Ktp., Amcazade, no: 272, vr. 205 a, vr. 323 a (1315); Tüffâhu l-ervâh, vr. 52 b, 124 a, 201 a, 226 b. 77

4 M. Saffet SARIKAYA - M. Necmetttin BARDAKÇI - Nejdet GÜRKA Üniversity Library Gift of Robert Garrett, no: 97 de kayıtlıdır. 11 Yazı ebadı 14.5 cm x 9.2 cm olup 226 varaktır. Her bir sayfasında nesih hattıyla yazılı 15 satır bulunmaktadır. 1a da kitabın ve müellifin adı kapak şeklinde yazılıdır, ayrıca eserin mukaddimesinde müellif adını (1 b ) ve eserin adını (2 b ) zikreder. Eserin sonunda müellif tam adını ve yazımın Cemâziye s-sânî 715 de (Eylül 1315) tamamlandığını bildirir. İstinsah kaydında ise, müstensih Ahmed Şihabüddin b. Muhammed Bedrüddin b. el-hûlî nin bu nüshayı 9 Şaban 997 Cuma günü (23 Haziran 1589), 13 Muharrem 895 (7 Aralık 1489) tarihli bir nüshadan istinsah ettiği ifade edilmektedir. 12 Makalede bu nüsha kullanılmış ve Ek 2 de bu nüshaya أ (A) nüshası denilmiştir. İkinci nüsha Berlin Staatsbibliothek W. Ahlwardt da 8794 numarada kayıtlıdır. 13 Her bir sayfası okunaklı 15 cm x 9.5 cm yazı ebadında nesih hattıyla yazılmış 21 satırdan oluşan nüsha 124 varaktır. Eserin digital nüshasından anlaşıldığına göre sırtı ve kenarları kırmızı cilt bezli, kapağı mavi-yeşil renkli ebruludur. İç kapakta kırmızı mürekkeple eserin ve müellifin adı tam olarak verilir. Eserin hâmişinde anlatı sahibi ârifler kaydedilmiş, yer yer okuma kayıtları düşülmüştür. Son varakta müstensihin Mustafa b. Muhammed el-halebî olduğu, nüshanın 7 Ramazan 1267/6 Temmuz 1851 tarihinde istinsah edildiği kaydedilmektedir. Ek 2 de bu nüshaya ب (B) nüshası denilmiştir. İbnü s-serrâc, eserini 703/1303 yılında kaleme almaya başladığını ve 715/1315 yılında bitirdiğini dile getirmektedir. 14 Müellifin adı Muhammed b. Ali olmakla birlikte geriye doğru yedi dedesini zikrederek sonuncu dedesini el-kadı İzzeddin Ebû Abdullah b. es-serrâc olarak verir ve nisbesine ed-dımaşkî eş-şafiî yi ekler. Hakkında fazla bilgi olmayışı muhtemelen onun belli bir coğrafi çevrenin dışına çıkmaması ve yeterince şöhret sahibi olmayışıyla ilgilidir. İbnü l-hacer ve İbn Kādı Şühbe onun Birecik, Kâhta ve Besni de kādılık yaptığını Zilhicce 747/1347 de vefât ettiğini haber verir. 15 Teşvîkü l-ervâh ın son yaprağında vefât tarihi tam Kütüphanenin yeni kaydında numara Garrett no. 1127Y dir. 12 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 226 b Her iki nüshanın da Süleymaniye Kütüphanesi Amcazade Hüseyin de özel kayıtlı (no: 49 ve 217) nüshaları bulunmaktadır. 14 İbnü s-serrâc, Teşvîkü l-ervâh, vr. 26 b, 80 b, 124 a, 131 a ; Tüffâhu l-ervâh, vr. 199 a-b. 15 İbn Hacer el-askalanî, ed-dürerü l-kâmine fi A yâni l-mieti s-sâmine, VI, tahk. M. A. Dân, Hindistan 1972, s. 67; İbn Kâdi Şühbe, Tarihu İbn Kadı Şühbe, II, tahk. A. Derviş, Dımaşk 1994, s. 500.

5 İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk olarak 2 Rebiü l-ahir 747/23 Temmuz 1346 şeklinde verilmiştir. 16 Nisbesinde de ifâde edildiği gibi Dımaşklı olan İbnü s-serrâc ın hayatı, esas itibarı ile Şam ve çevresinde, büyük ölçüde de Fırat havzasında geçmiştir. Buna göre o, Birecik, Besni ve Kâhta da görev yapmış; Halep, Hama, Lazkiye, Menbic, Suruc gibi bölgenin diğer şehirlerinde bulunmuştur. Babasının da Lazkiye de kadılık yaptığını zikreden müellif, babasınının gidip geldiği İmam en-nevevî den hadis dinlediğini ve Tacuddin Firkah dan (690/1291) okuduğunu haber verir. 17 Teşvîkü l-ervâh da Kifayetü l-acûl fî l-ilmi l-usûl, Mecâzu l-usûl ilâ Hakîkati l-mahsûl, Safvetü n-nazar fî İhtisâri l-mihakki n-nazar, es-sâfî, Ravdatu r-ruvât, Nâdiru t-teşbîh fî İhtisâri t-tenbîh, el-bahsü l-müşâ fî Hukmi s-semâ, el-iltimâs fî Müzeyyili l- İltibâs, Semeratü l-âdâb min Şecerati l-âdâb, Zevâhiru l-fikr ve Cevâhiru l- Fakr adlı eserleri yazdığını haber verir. 1. Sarı Saltuk la İlgili Bilgiler ve Değerlendirmesi İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh ta 194 a nın son satırından 201 a nın sonlarına kadar olan kısmı Sarı Saltuk a ayırmıştır sıra sayısındaki yedi anlatı ve sonunda verdiği bilgiler kısmındaki bir kısa hikâyeyi de dikkate alırsak hakkında sekiz anlatı nakletmiştir. Naklettiği anlatıların hemen tamamını Sarı Saltuk un mürîdi es-seyyid Behramşah dan ve başka güvenilir şahıslardan dinlediğini ifâde etmiştir. 18 Anlatıların sonunda açtığı bahisle de Sarı Saltuk hakkında bilgiler verir. İbnü s-serrâc: Bir şahıs hakkında birinin muttali olup rivayet ettiği ve diğerinin bilmeyip inkâr ettiği ravilerin ihtilâfı seni aldatmasın. İncelediğimiz ve anlattığımız pek çok şeye biz muttali olduk. Bu nedenle kimi zaman konuyu bilmeyen ve incelemeyen kimsenin itiraz etmemesi için sorumluluğu üstlenerek beldelerin, mekânların ve şahısların adlarını belirtmiyoruz. diyerek adeta verdiği bilgilerin doğruluğunu teyid etmiştir. Bir menâkıb kitabı hüviyetinde olmasına rağmen müellifin verdiği bu bilgiler ilk elden kitabî bilgilerdir. Biz eserdeki anlatım sırası yerine öncelikle bu biyografik bilgileri nakletmeyi uygun görüyoruz.,س İbnü s-serrâc Saltuk kelimesinin okunuşunu: Noktasız fethalı sakin,ل dammeli üstte iki nokta ت ve sakin ق ile yazılıp okunur. Ancak et- ile yazılışı da meşhurdur şeklinde verir ve onun için -ق -و -ط -ل -ص 16 İbnü s-serrâc, Teşvîkü l-ervâh, vr. 323 b. 17 İbnü s-serrâc, Teşvîkü l-ervâh, vr. 152 a, 186 b. 18 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 194 b. 79

6 M. Saffet SARIKAYA - M. Necmetttin BARDAKÇI - Nejdet GÜRKA Türkî nisbesini kullanır. Saltuk un kumral olduğunu / اللون çoğu kere,أشقر göğe baktığını, yaşca ve hizmetçe Ahmed ibn Teymiye ye benzediğini ancak kumrallık açısından ondan ayrıldığını ifade eder. 19 İbnü s-serrâc, onun bâtınen de İbn Teymiye den farklı olduğunu belirterek bunun sebebini şöyle izah eder: Çünkü onun [İbn Teymiye] bütün muhalefeti kendisi hakkında takdir edilen ve kendisinin başına gelen bütün mahrumiyetleredir. Bizim kanaatimize göre, eğer o, bu Seyyidlerden olsaydı büyük liderlik elde eder mutlulukların tümüne ulaşırdı. Buna ancak zirvenin mahrumiyeti denilir. Allah onu başarılı kılsaydı, tevâzu yoluna girerdi. Çünkü o, öne geçmek istedi, baştan sona her şeyi reddetti, kimseyi saymadı, tekebbüre meyl etti. 20 Bu açıklamasından sonra müellif şöyle devam eder: Gençliğinde kendisine Dımaşk ta çok nasihat ettik. Kendisine Kuzey ülkelerindeyken sayısız mektup gönderdik. Allah için aramızdaki eski dostluğun hatırına kendisine fayda veren işlerle meşgul olmasını emredip, bunun aksini yasakladık. Ne bunu kesb ederek açıkça ortaya koydu, ne de temelde inkâr etti. Allah ın kendisi için takdirini beğenmedi. Onun yanında değerimiz olmasa da وال يهلك اال / olur biz ona değerini verdik. Muhtemelen ancak helak olan helak etmekteydi. 21 sözünü kolayca ifade هالك Bu ifadelerden İbnü s-serrâc ın Sarı Saltuk u yakînen tanıdığı anlaşılmaktadır. Sarı lakabı muhtemelen onun kumrallığı/sarışınlığıyla alâkalı olarak verilmiştir. Ancak Saltuk un Seyyid olarak dünyaya gelmemesinden dolayı mânevî âlemde hak ettiğine inandığı liderlik makamına yükselemediği için bunu hazmedemediği, kendi konumu itibarıyla tekebbüre varan tavırlar sergilediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla XV. yüzyılda derlenen Saltuk-nâme deki onun Seyyid liğiyle ilgili iddiaların tasavvuf çevrelerinde pek çok Şeyh için yapılan nispetten 22 öte bir anlam ifade etmediği anlaşılmaktadır. 23 Müellif aralarındaki ilişkiye bağlı olarak Dımaşk ta Şeyh Saltuk a nasihat ettiğini, Kuzey illerine gittiğinde ona pek çok mektuplar İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 199 a. 20 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 199 a-b. 21 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 199 b. 22 Seyyid teriminin kullanılışı ile ilgili olarak bk. Necdet Subaşı, Şeyh, Seyyid ve Molla, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Örneğinde Dinsel İtibarın Kategorileri, İslâmiyât, II, 1999, sayı: 3, s ; Mithat Eser, Abbasilerin İlk Dönemlerinde Seyyid ve Şeriflerin Dini, Sosyal ve Kültürel Konumları, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008; Mustafa S. Küçükaşcı, Tarihî Süreçte Seyyid ve Şerif Kavramlarının Kullanımı, Osmanlı Araştırmaları, XXXIII, sayı: 33, 2009, s Ebu l-hayr-ı Rûmî, Saltuk-nâme, I, nşr. Ş.Haluk Akalın, Ankara, 1987, I, 10. Ayrıca krş. A. Yaşar Ocak, Sarı Saltık, s

7 İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk yazdığını ifade eder. Bu bilgilerden hareketle Sarı Saltuk un Anadolu dan önce Suriye de bulunduğu, daha sonra Kuzey e gittiğini ve Kuzey illerinde bulunurken de bu bölgeyle ilişkisini kesmediği anlaşılmaktadır. İbnü s-serrâc Sarı Saltuk un Kuzeyde yaşadığı şehirle ilgili şunları anlatır: Şeyh Saltuk Kıpçakça Sakçı ضجي veya صجي denilen küçük bir şehrin surlarında oturdu. Bu kelimenin Arapça karşılığı pamuk dokunan yer demektir. Şehirde yaklaşık üç yüz dükkân vardır. Kayaların dibinden çıkan bir pınarları vardır. Dervişler Şeyh den bunu ortaya çıkarmasını istediler. Şeyh eliyle kayaya vurdu, o anda su fışkırdı. Bu olay onların girişine cevaben devam etti. Bu belde, büyük bir şehir olan Akçakerman ın Batısındadır. Halk Batılıdır. Yirmi günü denizden kalanı karadan olmak üzere bir aylık mesafededir. Şeyh in türbesi Sakçı ya yaklaşık üç saatlik mesafededir. Ona binlerce kişi ve kırk kız tâbî oldu. Şeyh ölünce kızlar Hama da oturdular. Bazıları evlendi, kızlar doğurdu. Çocuklarını getirip onları kulluğa ve çeşitli mücahedelere bağlı kalmak üzere murabıtların mekânına, diğerlerinin yerine koydular. 24 Müellifin Sarı Saltuk un kuzeyde yaşadığı yer olarak verdiği, Akçakerman ın (bugünkü adı Byelgorod-Dinyestrovski) batı tarafındaki şehir adı, bir harf farkıyla aynı dönem müellifi Ebu l-fida nın verdiği صقجى bilgiyle örtüşmektedir. Ebu l-fidâ Takvîmü l-buldân da kelimeyi şeklinde vermiş ve okunuşunu: Bazı şehir ehline göre noktasız ın ص fet- ى in ج kesrası ve alta iki noktalı e ش benzeyen ın ق sükûnu, noktalı hası, (Sakçı) şeklinde vermiştir. 25 M. T Okiç, Ebu l-fidâ ya istinaden kelimeyi İsakçı, Sakçı şeklinde okumuştur. 26 M. Kiel kelimeyi İsakça diye okumuştur. 27 Eyüp Öztürk de İsakça okuyuşunu İbnü s-serrâc a nispetle(?) vermiştir. 28 Ancak müellifin kelimeyle ilgili verdiği Arapça karşılık olarak pamuk dokunan yer ifadesi izaha muhtaçtır. Çünkü ne Arapçada kelimenin bu anlama geleceğiyle ilgili bir bilgiyi tespit edebildik ne de kelimenin Kıpçakça karşılığı bu anlamı içermektedir. Sakçı ve sakçılı yol şeklinde geçen kelimeye, bekçi bekçisi, karakolu, menzilcisi olan emin yol anlamı verilmiştir. 29 Tarama Sözlüğü nde de kelimeye bekçi anlamı verilmiştir. 30 Şehrin XIII. yüzyılda Moğolların Aşağı Tuna daki ana kara- 24 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 200a. 25 İsmail b. Ali Ebu l-fidâ, Takvîmü l-buldân, Géografie D Aboulféda, nşr. M Reinaud - M. Le- Bon Mac Gucin de Slain, Paris: A l Imprimerie Royale, 1840, s M. Tayyib Okiç, Bir Tenkidin Tenkidi AÜİFD, II, sayı: 2-3, 1953, s M. Kiel, Sarı Saltuk, DİA, XXXVI, s Eyüp Öztürk, İbnü s-serrâc ve Müvelleh Dervişler, s Recep Toparlı vd., Kıpçak Türkçesi Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yay., 2007, s Tarama Sözlüğü, V, Ankara: Türk Dil Kurumu Yay., 1996, s

8 M. Saffet SARIKAYA - M. Necmetttin BARDAKÇI - Nejdet GÜRKA kollarından birisi olması 31 bu anlamı doğrular niteliktedir. İbn Batûta nın verdiği bilgiye göre de burası İstanbul krallığına en yakın sınır şehri konumundadır. Ancak, müelliften yaklaşık yirmi, yirmi beş yıl sonra geldiği şehrin adını Baba Saltuk olarak kaydeder. 32 Ancak Baba Saltuk adının Babadağ a ne zaman ve nasıl dönüştüğü hususu meçhuldür. Bu gün İsakçı ve Babadağ ın ayrı şehirler olduğunu ve Şeyh in türbesinin Sakçı ya üç saatlik mesafede olduğunu dikkate alırsak, türbenin etrafında kısa zamanda yeni bir yerleşim oluştuğu ve Şeyh in Dobruca-Babadağ da medfun olduğu tahmin edilebilir. Nitekim Babadağ ile ilgili bilgiler bu tarihten daha geri gitmemektedir. 33 Bu bilgiler, Memlukların ata diyarı deşt-i Kıpçakla ilgilerini kesmediklerini ve karşılıklı ilişkilerin farklı boyutlarda devam ettiğini açıkça göstermektedir. Dolayısıyla Sarı Saltuk un bölgedeki faaliyetleri bu açıdan da dikkate alınarak değerlendirilmelidir. İbnü s-serrâc Sarı Saltuk un vefâtıyla ilgili şu bilgiyi verir: Şeyh yaklaşık 70 yaşlarında iken 697 civarında vefât etti. Onun vefâtıyla bu kitabın yazılması arası yaklaşık on sekiz yıl kadardır. Bu kitabı 715 de yazdık. Onun vefât ettiği gün, o güne şahit olan güvenilir kişilerin anlattığına göre meşhur bir gündür. Onların arasında es-seyyid Behramşah da vardır. Öldüğünde üzerindeki gömleğini ve cenazeyi taşıdıkları tabutunu Müslümanlar arasında paylaştılar. Bundan bize de bir pay düştü. Bunu bir zayıflık olarak gören âlimlerin zayıf inancının aksine bereketinden istifade etmek ve kefenlerimize koymak üzere payımızı sakladık. Allah rahmet eylesin. 34 Müellif burada açıkça Sarı Saltuk un 697/1298 de 70 yaşlarında vefât ettiğini ve bu günün meşhur bir gün olduğunu belirtir. Saltuk-nâme deki toksan tokuz yıl ömr sürdi ifadesinin burada verilen yetmiş yaş civarına göre nispeten abartılı olduğu söylenebilir. 35 Mürîdi Behramşah ın cenazeye katıldığını gömleği ve tabutunu teberrüken Müslümanların paylaştıklarını kefenlerine konulmak üzere kendisine de bir parçanın düştüğünü ifade eder. Daha sonra Şeyh in üç yüz kişiyi alacak büyüklükteki tekkesine Bogdan Murgesco, İsakça, DİA, XXII, s Muhammed b. Abdullah İbn Battûta, Rıhletü İbn Battûta, II, tahk. A. Tâzî, Ribat-Fas: Akademiyyetü l-memleketi l-mağribiyye, 1997, s Münir Aktepe, Babadağ, DİA, IV, s Vatan Özgül, konuyla ilgili yaptığı tartışmada Soci şehrinin, her iki şehrin arasında bulunan Tulça şehri olabileceği varsayımından hareket ile Şeyh in türbesinin Tulça civarında bulunabileceğini belirtir. Bk. Vatan Özgül, Sytzigan-Baba Syrgiannes-Baba Saruca, Saltuk et-türkî ya da Nam-ı Diğer Sarı Saltık Hakkında, Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları Dergisi, Almanya, sayı:8, 2013, s İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 200 a-b. 35 Ebu l-hayr-ı Rûmî, Saltuk-nâme, III, Ankara 1990, s. 300.

9 İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk mürîdlerinden الشيخ طالق مقدم كبير / eş-şeyh Büyük Komutan Dolak in hükmettiğini bildirir. 36 İbnü s-serrâc Şeyh Saltuk, evliyânın büyüklerinden, tarîkat önderlerinden ve seçkinlerden olup, pek çok kerâmetleri, açık burhanları, muazzam halleri, sayısız ve her zaman geçerli güzel menkıbeleri vardır diyerek onun tasavvufa intisabıyla ilgili şu bilgiyi verir: Bil ki, Şeyh Mahmud, Ümmü Abîde ye gitti. Efendimiz Sultânü l-ârifîn Seyyidü s-sıddıkîn Ahmed b. Ebi l-hasen er-rifâî nin (Allah nûrunu takdis etsin, mezarını nurlandırsın) türbesinin karşısında durdu. Bu bekleyiş, kendisine seçkin bir hal açılıncaya, bol nasip ve pak talih gelinceye kadar ikisinin arasında vasıtasız bir şekilde sürdü. Ahmed er-rifâî nin (hasetçilerin ve muhaliflerin öfkesine rağmen Allah onun şanını yüceltsin) şerefli revakında vaktin sahibi de vardı. Şurası aşikârdır ki, Efendimiz Şemsuddin Ahmed el-mustacil (r.a.) zamanının gavsıydı. Şeyh Mahmud un velîliğe ulaştığı ve keramet nurlarının yayıldığı zaman Şeyh el-mustacil ona bir adam gönderdi. Adam şeyhe şöyle dedi: Nasibinden bize ne bıraktın? Şeyh cevaben: Dörtte bir. veya bu anlamda bir söz söyledi. Denilir ki Şayet böyle demeseydi nasibinin hepsi gidecekti. Şeyh Mahmud onun halini kesin olarak kabul etti ve Şeyh te iyi tesirler bıraktı. Sonra Şeyh Saltuk onun yoldaşı oldu, ondan nasibini aldı ve zamanının seçkinlerinden oldu. Küffar diyarında büyük yol kat etti. Orada çeşitli gruplar kendisine teslim oldu. Allah onun sayesinde pek çok insana hidayet verdi. Rabbânî gücü ortaya çıktı; ilâhî ve rabbânî burhanı şöhret buldu. 37 Buna göre Şeyh Mahmud un (Hayrânî) tasavvufî eğitimini Ahmed er- Rifâî den üveysî yolla aldığı anlaşılmaktadır. Hayranî nin Ümmü Abîde ye gittiğinde postnişîn muhtemelen Şemsuddin Ahmed el-mustacil b. Muhammed dir. Şeyh el-mustacil Rifâî tarîkatının dördüncü postnişîni Şemsuddin Muhammed b. Abdurrahim in oğlu 38 İbnü s-serrâc ın silsilesinde ise tarîkatın yedinci postnişînidir. 39 Necdet Tosun, bu pasajdan Hayrânî nin Şemsuddin Ahmed el-mustacil den zâhiren istifade etmiş olabileceğini ve mânevî hâlini ona onaylattığının anlaşıldığını ifade etmektedir. 40 Dolayısıyla Akşehir de yerleşen Seyyid Mahmud Hayrânî bir Rifâî şeyhi olarak faaliyet göstermiştir. XV. yüzılda derlenen Saltuk-nâme de de Sarı Saltuk un Mahmud Hayrânî den nasip aldığının ifade edilmesi, bu intisabın 36 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 201 a. 37 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 198 b -199 a. 38 Necdet Tosun, Yunus Emre Rifâî Hacı Bektaş Vefâî, Tasavvuf: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 14, sayı: 31, 2013, s İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 147 b. 40 Necdet Tosun, Yunus Emre Rifâî Hacı Bektaş Vefâî, s

10 M. Saffet SARIKAYA - M. Necmetttin BARDAKÇI - Nejdet GÜRKA Sarı Saltuk a dair anlatı geleneğinde bilindiğini göstermektedir. 41 Yine torununa ait mezar sandukasının kitabesinde Seydi Ali b. Mehmed b. Mahmud er-rifâi ifadesinin yer alması bunu teyid etmektedir. 42 Abdülbaki Gölpınarlı 1436 da yazılmış bir Rifâî Tarîkatnâme sinde geçen Saltukluk teriminin niteliğiyle ilgili adın Sarı Saltuk tan kalmış olma ihtimâline dikkat çekmektedir. 43 Öte yandan Sarı Saltuk a nispet edilen bir anlatıda onun Seyyidim Ahmed in bereketiyle 44 diye dua etmesi Rifâî tarîkatı bağlantısını güçlendirmektedir. Bütün bunlardan Sarı Saltuk un Şeyh Mahmud dan nasibini aldığı, Rifâî nisbesine sahip olduğu ve Rifâî tarîkat geleneğine bağlı olarak zamanının seçkinlerinden birisi olduğu ve gayr-i müslimlerin içinde faaliyet göstererek onlardan pek çoğunun ihtidasına vesile olduğu anlaşılmaktadır. Anadolu ya Hacı Bektâş-ı Velî nin gelişi ve Rum erenleri ile Sarı Saltuk un ona tâbi oluşu ise bundan sonraki bir gelişmedir ve Sarı Saltuk-Hacı Bektâş-ı Velî ilişkisi ayrıca değerlendirilmelidir. Bu bağlamda mürîdi Barak Baba nın ve Yunus Emre nin kendilerini Sarı Saltuk a bağlayan dizelerini dikkate alarak özellikle Barak Baba nın tarihi şahsiyeti üzerinden Sarı Saltuk un Kalenderî tarîkatına mensubiyetini ileri süren A. Yaşar Ocak a katılmadığımızı belirtmeliyiz. 45 Konu muhtemelen İbnü s-serrâc ın her iki sûfî için de kullandığı müvelleh tabirinin anlaşılmasıyla ilgilidir. Dönemin tarihî ve tasavvufî kaynaklarında geçen müvelleh terimi v-l-h / و-ل-ه kökünden ism-i mefuldür. Sözlükte v-l-h, hüzünlenmek, aşırı sevgiden veya korkudan aklı yitirmek, hayrete düşmek, aşırı vecd halinde kendini kaybetmek, cezbelenmek ve mecnûn olmak anlamlarına gelmektedir. 46 Terim olarak müvelleh ise, cemâlullahı seyrederken benliğinden sıyrılan, aşk ve üzüntüden aklını yitirip mecnûn olan kişi demektir. İbnü s-serrâc, müvellehi bazen meczûb ve mecnûn olarak nitelendirmekte, bazen de meczûb ile müvellehi aynı anlamda kullanmaktadır. 47 Melâmetî tavırları sebebiyle velîlik ve delilik arasındaki geçişleri yansıtan bir anlama Ebu l-hayr-ı Rûmî, Saltukname, II, 1988, s Ali Kozan, Türkiye Selçukluları Döneminde Akşehir de Bir Sufi: Seyyid Mahmud Hayrânî ve Zaviyesi, Vakıflar Dergisi, Aralık 2012, sayı: 38, s Abdulbaki Gölpınarlı, Yunus Emre ve Tasavvuf, İstanbul 1992, s dipnot: İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 180 b. 45 A. Yaşar Ocak, Sarı Saltık, s Muhammed b. Mükerrem b. Ali el-ensârî İbn Manzûr, Lisânu l-arab, VI, Beyrut: Daru s- Sadır, 1970, s İbnü s-serrâc, Teşvîkü l-ervâh, vr. 144 a.

11 İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk sahip olan müvelleh halinin geniş bir coğrafyada bilindiği anlaşılmaktadır. 48 Buna göre müvelleh dervişlere karşı ulemanın ve halkın farklı tavırlar sergilediği bilinmektedir. Terim muhtemelen farklı coğrafyalarda yeni yerel karşılıklarla ifade edilmiştir ki örneğin Anadolu daki abdal terimi bunlardan biridir. Ayrıca Kalenderî dervişleri yanında, bazı Rifâî dervişleri ve münferit dervişler de müvelleh teriminin geniş anlamı içinde kendilerine yer bulmuştur. 49 Dolayısıyla terimi münhasıran Kalenderîliğe indirgeyerek anlamlandırmak 50 pek gerçekçi görünmemektedir. Müellif, Sarı Saltuk un halini bazen huzur, bazen müvelleh halindedir diye tanımladıktan sonra huzur hâlinde iken ikamet ettiği bir sur dibinde kendisine bir zâviye yapıldığını ve Şeyh in seccadeye oturduğunu haber verir Sarı Saltuk la İlgili Anlatıların Değerlendirmesi İbnü s-serrâc hem Teşvîkü l-ervâh ında hem de Tuffâhu l- Ervâh ında Sarı Saltuk ile ilgili menkıbelere yer vermiştir. Müellif naklettiği şeylerin doğruluğuna inandığı için menkıbe terimi yerine vâkıa 52 ve menkûl 53 terimlerini tercih eder ve naklettiklerinin doğruluğunu destekleyen, güvenilir şahıslar, salih kişiler gibi ifadelerle kullanır ve bunlara inanmayanları eleştirir. Öte yandan Şeyh Barak ve Şeyh Muhammed el-maristânî hakkında inkârcı tavır takınanlara karşı bu anlattıklarıyla onların sağlam, salih, doğru, dürüst ve güvenilir dindar insanlar olduğunu ispat gayretindedir. Tüffâhu l-ervâh da Sarı Saltuk un ilâhî ve rabbânî delillerinin şöhret bulduğunu ifade eden müellif onlardan bazılarını örnek olarak verdiğini; naklettiği anlatıların hepsinin aralarında es-seyyid Behramşah ın da bulunduğu güvenilir bir topluluktan nakledildiğini belirtmektedir. Müellifin menkıbeleri titizlikle seçerek naklettiği anlaşılmaktadır. Çünkü anlatılar birbirinden farklı menkıbe motifleri içermekte ve Şeyh Saltuk ile ilgili farklı boyutlara işaret etmektedir. Müellifin Tüffâhu l-ervâh da naklettiği metni ve çeviriyi ekte sunacağımız için önce Teşvîkü l-ervâh daki anlatıları özetlemek sonra da bütün anlatılar üzerine bir değerlendirme yapmak istiyoruz. 48 Eyüp Öztürk, İbnü s-serrâc ve Müvelleh Dervişler, s Eyüp Öztürk, age, s. 224 vd. 50 A. Yaşar Ocak, Osmanlı İmparatorluğunda Marjinal Sufilik: Kalenderîler (XIV-XVII. Yüzyıllar), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1999, s İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 197 a. 52 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 180 a -182 b. 53 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 194 b -201 b. 85

12 M. Saffet SARIKAYA - M. Necmetttin BARDAKÇI - Nejdet GÜRKA Teşvîkü l-ervâh da nakledilen bir anlatıya göre Şeyh, doğuştan kör olan bir çocuğun gözlerini sıvazlayarak yeni doğmuş gibi görmesini sağlamıştır. 54 Müellifin Şeyh Hasan el-kıfçakî den duyduğu benzer bir anlatıda ise Şeyh Hasan çocukluğunda bir hastalığa yakalanır. Hiçbir tabip çare bulamaz. Şeyh Saltuk onu bir bakışıyla iyileştirir ve Şeyh Hasan da ölünceye kadar Şeyh in hizmetinde kalır. Anlatıda Şeyh Saltuk un kör, topal, deli vb. hastaları bakışlarıyla veya duasıyla iyileştirdiği belirtilmektedir. 55 Anlatılarda Şeyh ile mürîdleri arasında geçen bazı vakıalar da nakledilir. Buna göre mürîdleri Şeyh ten uzun süredir kurumuş bir ağacın yeniden meyve vermesini isterler, Şeyh de Seyyidim Ahmed in bereketiyle ağacın meyve vermesini diliyorum diye dua eder. Ağaç yeniden taze armut vermeye başlar. 56 Bir başka vâkıada Yaşmaklı Hasan diye bilinen biri Şeyh ten, kendileri için bir ziyafet ister. Şeyh yirmi defa koyun gibi meler ve fütûhtan gelen yirmi koyun başının yer aldığı bir sofra dervişler için kurulur. 57 Bunlara benzer diğer bir anlatıya göre Şeyh Saltuk, zaviyeye getirilen altın kesesine mürîdlerinin rağbet ettiğini görünce Dünya bizim emrimiz altındadır diyerek yerden aldığı bir avuç toprağı, altın paralar olarak saçar. 58 Yine dervişler, kendilerini rahatsız eden bir hava esintisinin kesilmesi için Şeyh e ricada bulunurlar, Şeyh rüzgâra Dervişlerin istediği gibi ol der ve sanki daha önce hiç rüzgâr esmemiş gibi olur. 59 Dikkat çekici bir anlatıda ise Muhammed el-buhârî adlı bir âlim Şeyh i ve mürîdlerini haşhaş/afyon yemelerinden dolayı inkâr eder. Şeyh Saltuk bir miktar haşhaşı ağzında çiğner ve şeker olarak ona yedirir ve Biz bunu yiyoruz der. Bunun üzerine Muhammed el-buhârî nin şüphesi gider ve Şeyh e inanır. 60 Yine pek çok kitap ezberlemiş, ancak âlimler arasında Şeyh i inkar etmesiyle meşhur âlim bir şahsın da bulunduğu bir yere dört Hıristiyan papazı gelir. Şeyh eliyle onlara işaret eder. Onlar koşarak gelirler. Şeyh in elini öpüp tevbe ederek Müslüman olurlar. Şeyh bu âlime, Sen de kitaplarınla böyle yap deyince âlim utanır ve oradan uzaklaşır İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 180 b. 55 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 181 b. 56 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 180 b. 57 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 181 a. 58 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 181 a. 59 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 181 a. 60 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 181 a. 61 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 181 b.

13 İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk Benzer bir anlatıda da, Harezmli âlimler topluluğuyla gelen cahil bir kişi Şeyh in nazarından sonra onun büyük ihsan ve marifetine nail olur. Daha sonra memleketine âlim olarak dönen bu kişi memleketinde hâkimlik yapar ve bahru n-nûr diye şöhret bulur. 62 İbnü s-serrâc ın anlatılarında Saltuk-nâme de de nakledildiği gibi Sarı Saltuk un savaşçı, gazi nitelikli bir derviş olduğu aşikârdır. Ancak müellifin anlatımında sadece Sarı Saltukla ilgili değil benzer anlatılardaki tayy-i zaman ve tayy-i mekân içeren olgularda tarihleme yoluyla gerçekliğini ileri sürmesi dikkat çekicidir. Özellikle uclarda veya Orta Doğu da Frenkler ve Ermenilerle birlikte yaşanan yerlerde bu tip olgulara sıklıkla rastlanmaktadır. Ancak ilgili menkıbelerde gayr-i müslimlerin de ona saygı göstermeleri, ondan yardım istemeleri ve onun bereketinden istifade etme gayretleri Sarı Saltuk u daha önemli bir konuma getirmektedir. Türk halk kültüründe dervişlerin bu savaşçı, gazi niteliğinin onların ölümlerinden sonra da devam ettiğine dair kabuller güçlü bir şekilde yaşatılmaktadır. Özellikle Teşvîku l-ervâh ta nakledilen bazı anlatılardan Şeyh Saltuk un da benzeri sûfîler gibi yaşadığı yerde insanlar için aynı zamanda bir bahsı, tabib rolü üstlendiği anlaşılmaktadır. Bu anlatılarda körlük, topallık, kısırlık gibi bedensel ve kalıcı hastalıkların yanında delilik gibi psikolojik hastalıkları da tedavi edebilme yeteneği ön plana çıkmaktadır. İbnü s-serrâc ın naklettiği bazı menkıbelerde Şeyh Saltuk un tasavvufî kişiliğiyle ilgili ipuçlarını yakalamak da mümkündür. Bir mürîdinin, İbrahim Edhem in denize düşen bir iğneyi bir balığa buldurma kerametini anlatması üzerine gece mürîdlerini kaldırıp deniz kenarına balık toplamaya götürmesi ve Bu denizden iğne getirtmekten daha büyük bir keramettir demesi yukarıda da ifade edildiği gibi kendisinde oluşan tekebbürün bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bununla birlikte bir diğer menkıbede Şeyh in yerini gösterdiği bir definenin mürîdleri tarafından paylaşımında kavga çıkması üzerine tükrüğüyle değerli mücevherleri toprağa çevirmesi veya altına rağbet etmelerine karşın toprağı altına çevirerek dünyaya hükmettiğini ima ile dünya malına değer vermeyişini açıkça göstermektedir. Öte yandan onun vecd ve istiğrak için afyon kullandığı ve bunu meşru gördüğü anlaşılmaktadır. Yine Şeyh Saltuk, dağdaki müvellehliği esnasında bir kişinin kendini hafife alan tavrını daha sonra şiddetle cezalandırmış- 62 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 181 a. 87

14 M. Saffet SARIKAYA - M. Necmetttin BARDAKÇI - Nejdet GÜRKA tır. Bu, bir müddet dağlarda yalnız yaşayarak müvelleh halini sürdüren Sarı Saltuk un Şeyhliğinde celâl hâlinin daha ağır bastığını göstermektedir. Diğer taraftan ölümüyle ilgili anlatılan menkıbeler ise Şeyh in ölümünden sonra da tasarruf sahibi bir sûfî olarak kabul edildiğini göstermektedir. İbnü s-serrâc ın onun vefâtını müteakip onun cenazesinden arda kalan gömlek vb. şeylerin yaşadığı yerlere kadar gelip kendisine de teberrüken bir şeylerin düştüğünü haber vermesi, Sarı Saltuk un uzun süre Kuzey illerinde yaşamasına rağmen bölgeyle ilgisini kesmediğini ve hatırasının Kuzey Suriye de canlı bir şekilde yaşadığını göstermektedir. Müellifin es- Seyyid Behramşah da bulunan ve Şeyh in duasını aldığı bir takke sahip olmakla ilgili iştiyakı ise bu hatıralar konusundaki şahsi gayretine işaret eder. Bu tavrı ve diğer anlattıklarını dikkate aldığımızda müellifin Şeyh konusunda son derece müspet kanaatlere sahip olduğu görülmektedir. Nitekim İbnü s-serrâc, Hıristiyanların Şeyh e olan sevgisiyle ilgili pek çok şey anlatıldığını ancak kendisinin bir tanesini seçip naklettiğini belirttiği bir anlatıdan sonra konuyu Şeyh le ilgili farklı kanaat sahiplerine getirerek onları kınamaktan ve bedduada bulunmaktan geri kalmaz. Buna göre Şeyh, Ölümünden beş yıl sonra İstanbul krallarından birisinin naşını talep edeceğini, mürîdlerinin de karşı koymaya gücünün yetmeyeceğini bunun yerine bir gece mühlet isteyip kabrinden çıkartılıp yerine başka bir lahtin konulmasını salık verir. Şeyh in haber verdiği olay gerçekleşince dervişler onun dediği gibi yaparlar ve başka bir cesedi Sarı Saltuk diye Hıristiyanlara verirler. Müellif anlatının devamında bu cesedin Hıristiyanlar tarafından zincirlerle yüksekçe bir yerde askıya alınarak muhafaza edildiğini; mekânın ziyaret yeri haline getirildiğini, şöhret bulduğunu ve kralların onun bereketinden yardım beklediklerini nakleder. Daha sonra Hıristiyanların bir vehimden ibaret ganimete sahip olduklarını belirtir. Müslümanların Şeyh Saltuk la ilgili kabullerinde farklı fikirlerin bulunduğunu ifade eden müellif bunları tenkit eder. 63 Şeyh hakkında, onu âlim ve fazıl kabul edenler olduğu gibi mevcut olayı dillendirip onu, Şeyh Saltuk ve benzerleri Şeytan veya Şeytanın tasallutundadır gibi aşağılayıcı sözler söyleyenlerin de bulunduğunu ifade eder ve onlar hakkında bedduada İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 197 a.

15 İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk bulunur. 64 Esasen müellif Sarı Saltuk la ilgili ilk anlatısında bazı zâhir âlimlerinin Şeyh hakkındaki tavırlarını benzer şekilde şiddetle eleştirir ve onları şeytanlıkla suçlar: Bu olaya bak ve onun yüceliğini gör. Ümmet-i Muhammed i iyilikleriyle yücelt. Allah Teâlâ bu ümmete bütün iyilikleri verdi. Onları mükerrem kıldı. Onların en güzel vasıflarıyla düşmanlarının çekiciliğini ortadan kaldırdı, düşmanlarını zelil etti. Onların açık fesahatleriyle kendilerine buğz edenlerin dilini kesti, sağır ve dilsiz etti. Onların burhanlarının ateşiyle kendilerini sevmeyenlerin kalplerini yaktı, ciğerlerini parçaladı, acı verip elemlerini çoğalttı. Bu durum zamanımız âlimlerinin söylediklerinin aksinedir. Onlar ve onlar gibi şeytanlar, çarşı pazarda ve büyük şehirlerde revaç gören çeşitli eserler yazdılar. Dediklerinin en hafifi: Ben sadece, Kitap ve Sünnet üzere olmayan kişiyi tenkit ettim der. Dinleyen de onun sözüne kulak verir, sonra hüküm koymaya başlar ve velayetleri üzerinde ittifak edilen büyük şeyhler de dâhil herkesi tenkit eder. Hâlbuki onlar bu ümmetin rabbânîleri olmuştur. Bir şahıs kendisine düşmanlık yaptığı zaman, onu Kitap ve Sünnetten çıkarmak için onun günahını ortaya çıkarır, ona hata ve kusur isnad eder. Oysa bu konuda söylenenler çok olsa da bu kusurlar onları Kitap ve Sünnetten çıkarmaz. Peygamberler (a.s.) dışında herkes günaha düşebilir, masum değildir. 65 İbnü s-serrâc ın anlatı sırasına dâhil etmediği ancak son anlatıya benzeyen Sarı Saltuk un vefâtıyla ilgili naklettiği şu anekdot dikkat çekicidir: Şeyh in vefâtı yaklaşınca memleketinin dışından onu kendi beldelerine gömmek isteyenler oldu. Bunun üzerine şöyle dedi: Beni buraya gömün. Şu yerlerde de mezar kazın ki beni arayanlar her yerde bulsunlar Böyle yaptılar. Dediği gibi de oldu. 66 Bu anlatı, Sarı Saltuk un vefâtıyla ilgili Saltuk-nâme de ve Vilayet-nâme deki anlatıların ilk örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Vilayet-nâme de Kaliagra daki tekkesinde vefât eden Şeyh, vefâtından önce kendisi için bir çok tabut yapılmasını; cenazesini kendi memleketlerine götürmek isteyenlerin birbirleriyle kavga etmeden bir tabutu kendi memleketlerine götürebileceklerini ve kendisinin bütün tabutlarda görüneceğini; asıl tabutunun ise Kaliagra da kalacağını, işaret olarak da tabuttan elini çıkaracağını belirtir. 67 Saltuk-nâme de onun tabutunu Tatar hanı, Eflak meliki, Boğdan meliki, Rus kralı, Üngürüs kralı, Leh ve Çeh çesarları, Çesar, Bosna kralı, Kaliagra kralı, Pravadi meliklerinin istediğini; daha sonra Aydınoğlu Gazi Umur Bey ve Gır- 64 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 197 a. 65 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 195 a-b. 66 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 200 b. 67 Vilayetnâme Manâkıb-ı Hacı Bektaş Velî, nşr. Abdülbaki Gölpınarlı, İstanbul 1990, s

16 M. Saffet SARIKAYA - M. Necmetttin BARDAKÇI - Nejdet GÜRKA nata meliki Said in de bir tabut aldığını böylece Şeyh in vasiyetindeki on iki sayısının gerçekleştiğini haber verir. 68 Yüce, bu ülkelerin Sarı Saltuk un fethettiği yerler olduğunu ve barış anlaşması imzaladığı meliklerin ülkelerinde itibar kazanmak istediklerini ayrıca türbelerin bu coğrafyalarda Müslümanların hakimiyetlerinin bir göstergesi olduğunu ifade eder. 69 Evliya Çelebi Seyahatnâmesi nde ise Şeyh in Ölünce beni gasl idüp yedi tabut âmade idün. Zira benim için yedi kral ceng ü cidal itse gerek dediğini ve Moskov, Leh, Çeh, İşfet, Edirne, Boğdan ve Dobruca krallarının tabutları alıp memleketlerine götürdüklerini haber verir 70. Bu nakiller anlatının zaman içersindeki değişimini göstermesi bakımından da ilginç görünmektedir. Ocak ın son rivayeti öne çıkaran anlatımı tercihi ise dikkat çekicidir. 71 Bu durum Sarı Saltuk un, yaşadığı coğrafyada yeri geldiğinde gayr-i müslimlere de yardım ettiği için sahip olduğu rabbânî kişilikten dolayı gayr-i müslimler tarafından da takdis edilen, sözüne itibar edilen ve kendisine güvenilen bir şahıs olduğunu da göstermektedir. Vefâtını müteakip gayr-i müslim krallar onun mânevî kişiliğinden faydalanmak için, Şeyh in tehditlerine rağmen lahdini kendi memleketlerine götürmeye teşebbüs etmişlerdir. Şeyh in cesedinin mezarında sakallarının ağarması hariç hiç bozulmadan durduğuna dair yapılan şahitlikler bu tür mânevî ve rabbânî şahsiyetlerin ölmedikleriyle ilgili kabulleri göstermesi bakımından dikkate değerdir. Bunun yanında Şeyh in mezarında rahat kalmak için kendi yerine başka cesedin/cesedlerin farklı memleketlere gönderilme talebi ve bu cesedlerin götürüldüğü yerlerde aynı şekilde takdis edildiği görülmektedir. Nitekim İbnü s-serrâc, Hristiyanların onu bir Hıristiyan azizi olarak takdis ettiklerini, Müslümanlar arasında ise özellikle zâhirî ilimlere bağlı medrese çevresinden bazılarının Sarı Saltuk un mânevî kişiliği konusunda şüphe ifade eden söylemleri dillendirdiklerini haber vermektedir. Hıristiyanların Şeyhle ilgili kabullerinin zaman içinde yerel bazı azizlerle özdeştirilerek ve aynileştirilerek yüzyıllarca devam ettirildiği Evliya Çelebi nin verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır Ebu l-hayr-ı Rûmî, Saltuk-nâme, III, Ankara 1990, s Ayrıca krş. A. Yaşar Ocak, Sarı Saltık, s Kemal Yüce, Saltuk-nâme de Tarihi, Dini ve Efsanevi Unsurlar, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., 1987, s Evliya Çelebi, b. Derviş Mehmed Zıllî, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, I-II (10 Kitap), haz. R.Dankoff-S.Ali Kahraman-Y.Dağlı, İstanbul: Yapı Kredi Yay., 2011, I, 2. kitap, s A. Yaşar Ocak, Sarı Saltık, s Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, I, 2. kitap, s Ayrıca krş. A. Yaşar Ocak, age, s

17 İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk Sarı Saltuk un Mürîdleri Hakkındaki Bilgiler İbnü s-serrâc, Şeyh Saltuk un mürîdlerinden es-seyyid Behramşah, Muhammed el-maristânî ve Şeyh Barak tan da bahseder. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi es-seyyid Behramşah ı Sarı Saltuk ile ilgili anlatılarda ilk kaynak olarak zikreder. Anlatıların tamamlanmasından sonra es-seyyid Behramşah el-haydarî ye gelince, onunla 703/1304 Şaban ında Behisni de bir araya geldik. Bir müddet sonra da Dımaşk da görüştük. 704/1305 te mürîdleriyle Hicaz a yöneldi. Hicaz geçidinde vefât etti (kendisine Allah tan rahmet dileriz). Sağlam dini ve aşikâr faziletiyle çok salih bir kişiydi. diyerek onunla bizzat görüştüğünü ifade ederek hayırla yâd eder ve Hicaz yolunda öldüğünü belirterek vefât tarihini verir. 73 Ocak, buradaki el-haydarî nisbesinden hareketle Şeyh in Kalenderîliğine hükmeder. 74 Ancak konunun yukarıda ifade ettiğimiz müvelleh ile ilgili tartışmalar çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği; müvellehliğin gayr-i Sünnîlik bağlamında bir farklılaşma olgusu olmadığı kanaatindeyiz. Ayrıca es- Seyyid Behramşah ın Sarı Saltuk tan başka Şeyhlerden de nasiplenmiş olma ihtimali göz ardı edilemez. Nitekim metinde yer alan bir anlatıda onun, Sarı Saltuk un izniyle Mevlânâ Ahmed adlı bir şeyhten ilm-i ledün tahsil ettiği nakledilmektedir. 75 Müellif, Muhammed el-maristânî ye ise Şeyhimiz diye iltifat eder ve ondan ilerde bahsedeceğini söyler. Eserin elimizdeki nüshasında el-maristânî ile ilgili başka bilgi birlikte müellifin Teşvîku l-ervâh ta el- Maristânî yle ilgili az da olsa bilgilere rastlamaktayız. Buna göre Şeyh Muhammed olarak adının geçtiği yerde Şeyhimiz tabirini kullanan müellif onun da Şeyh Saltuk gibi bazen huzur bazen de veleh halinde olduğunu bildirir. 76 İbnü s-serrâc ın el-maristânî yle bir şeyh-mürîd ilişkisi içinde mi olduğu yoksa ona olan saygısından dolayı mı bu ifadeyi kullandığı belirsizdir. Bununla birlikte müellifin, babası ve dedesinin büyük müvelleh sûfî Yusuf el-kamînî nin (ö. 657/1259) nazarından geçtiklerini, miras yoluyla kendisinin de ondan bereketlendiğini ve çocukluğunda müvellehlerin yoluna girdiğini haber vermesi; onun resmî silsile ve icazetinin Rifâîlikten olmakla birlikte müvellehlikten de nasiplendiğini göstermektedir. 77 Müel- 73 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 199 b -200 a. 74 Ayrıca krş. A. Yaşar Ocak, Sarı Saltık, s İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 201 b. 76 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 197 a. 77 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 129 b -130 a. 91

18 M. Saffet SARIKAYA - M. Necmetttin BARDAKÇI - Nejdet GÜRKA lifin eserinin pek çok yerinde müvellehlere karşı müspet bir tavır takınmasını da dikkate aldığımızda el-maristânî yle ilgili ifadeleri anlaşılabilirdir. Müellif, Muhammed el-maristânî yle ilgili şu anlatıyı nakleder: Şeyh Muhammed, Behisni yakınlarında Aynü l-bakar diye bilinen köyde on üç gün kalır. Şeyh e burada kalmasının sebebini sorarlar. Şeyh durumu şöyle açıklar: Behisniye iki gün mesafedeki melun Ermenilerin elinde bulunan Darende ye binlerce düşman askeri gizlice Şam a saldırmak için üslenmişti. Aynu l-bakar yakınlarındaki bir köprüyü bekleyen boz atlı bekçilerini atıyla beraber öldürdüm. Onlar da rabbânî bir sesten dolayı korkup süratle geri döndüler. Bir müddet sonra Darende tarafından gelenler, düşmanların Allah Teâlâ dan gelen, sebebini bilemedikleri ve ne olduğunu anlayamadıkları bir sesle helâk olduklarını ve o akşam yaşananları haber verdiler. Eğer onlar, Şam a girselerdi büyük felâket olurdu. Bizim yanımızda dinleyenler bu işe şaştılar. 78 Bu anlatıdan Muhammed el-mâristânî nin de Şeyhi gibi gazi olarak uclarda bulunduğunu ve çeşitli mücadelelere iştirak ettiği anlaşılmaktadır. İbnü s-serrâc, Şeyh Barak ile ilgili Teşvîku l-ervâh da nispeten bilinen bir anlatıya yer verir. Buna göre, Şeyh Barak Dımaşk a geldiğinde dış görünüşü ve durumundan dolayı bazı insanların inkarına maruz kalır. Bununla birlikte Şeyh Barak mürîdleriyle birlikte Cuma namazı için camiye gelirler. Ancak, kamet getirildiğinde namaz için ayağa kalkmazlar. Sebebi sorulduğunda Bu hatibin arkasında namaz kılamayacaklarını, bunun sebebinin ise hatip tarafından bilindiğini söylerler. Sebep hatibe sorulduğunda o Cünüplükten dolayı gusl etmeyi unuttuğunu belirtir. Şeyh in kerameti sadır olunca inkarcıların şüphesi gider ve halk da Şeyh e rağbet eder. 79 Müellif, Tüffâhu l-ervâh ın ikinci kısmında da onunla ilgili bir anlatıya yer verir. Bu anlatı müellifin Sarı Saltuk a nispet ettiği ilk anlatıya benzerdir. Buna göre, Dımaşk kādısı bir gün binitiyle giderken Şeyh Barak ı ayakta önünde bir dolağa kalın sopayla vururken görür. Dolaktan kanlar sıçramakta Şeyh de bağırıp çağırmaktadır. Şeyh in hâlini bilen kādı, onun sakinleşmesini bekledikten sonra ne yaptığını sorar. Şeyh Barak, Mansura vak asında Müslümanlara yardım edip kâfirleri perişan ettiğini söyler ve kādıdan olayı tarihlemesini ister. Kādı daha sonra olaya katılanlardan tarihi ve Şeyh in savaşta hazır bulunduğunu onaylatır. 80 İbnü s-serrâc, Mansûra vak asının 645 de vâki olduğunu kendisinin bir mektup vasıtasıyla olaydan İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 182 a. 79 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 181 b. 80 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 132 a.

19 İbnü s-serrâc a Göre Sarı Saltuk haberdar olduğunu belirtir. Daha sonra mezkûr kādının Şeyh in hizmetine ق ve,ر,ب girdiğinden bahseden müellif, Barak kelimesi: Altta tek noktalı ile yazılıp okunduğunu belirtir. Şeyh Barak ın Şeyh Saltuk tan farklı olarak daima huzur hâlinde bulunduğunu belirten 81 müellif onu: Evliyânın büyüklerinden, muhakkiklerin önderlerinden, seçkinlerin liderlerindendir. Onun birçok hâli, parlak kerametleri vardır. Ben kendisini görmekle nasiplendiğim, onun neslinden bir şahıstan bunları aldım. Bana işitenin onları kabul edemeyeceği birçok şey anlattı. Allah keremiyle ondan razı olsun. diye tavsif eder. 82 Müellif bütün bu bilgileri Barak Baba nın neslinden gördüğü birisinden aldığını belirtir. Burada müellifin Mansûra vak asıyla ilgili tarihlemesi iki yıl hatayla doğru olmakla birlikte (647/ ) 83 olayın Barak Baba ya nispeti sıkıntılıdır veya olayın tasavvufî tayy-i zaman anlayışı içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Sonuç İbnü s-serrâc ın verdiği bu bilgiler ışığında Sarı Saltuk ve mürîdleri hakkında şunları söyleyebiliriz: Sarı Saltuk, muhtemelen kumrallığına bağlı olarak Sarı lakabını almıştır. Müellifin et-türkî nisbesine vurgusuyla birlikte onun Seyyid olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim bir anlatıda da müellif Sarı Saltuk un Türkmen olduğunu ifade etmiştir. Kuzeyde yaşadığı yeri de Akçakerman ın Batısında bir yerleşim olan Sakçı olarak vermiştir. Sarı Saltuk un türbesinin Dobruca-Babadağ da olması kuvvetle muhtemeldir. Müellifin onunla ilgili bazı terimlerde, kelimelerin Kıpçakça olduğunu söylemesinden Sarı Saltuk un Kıpçak asıllı olduğu tahmin edilebilir. Müellif, Sarı Saltuk un 70 yaşlarında 697 de vefât ettiğini söyleyerek kesin bir tarih vermektedir. Benzeri Horasan erenlerinde olduğu gibi Sarı Saltuk da önce Güney Doğu Anadolu da görünmüş, buradan Anadolu ya geçmiş ve daha sonra Kuzey ülkelerine gitmiştir. Kuzeyde bulunurken muhtemelen Memluklu hâkimiyetindeki Kıpçaklarla ilişkilerini kesmemiştir. Müellif, Sarı Saltuk un tasavvufî intisabını açıkça Üveysîlik üzerinden Ahmed er-rifâî ye dayandırmakta ve Şeyh Musta cil-mahmud Hayranî- 81 İbnü s-serrâc, Teşvîku l-ervâh, vr. 197 a. 82 İbnü s-serrâc, Tüffâhu l-ervâh, vr. 132 b -133 a. 83 Bk. Takiyyüddin Ebi l-abbas Ahmed b. Ali el-makrîzî, es-sülûk li-ma rifeti Düveli l- Mülûk, tahk. M. A. Ata, Beyrut: Daru l-kütübi l-ilmiyye, 1997, I, ; Hilal Görgün, Mansure DİA, XXVIII,

715/1315 DE YAZILAN TUFFÂHU L-ERVAH A GÖRE SARI SALTUK *

715/1315 DE YAZILAN TUFFÂHU L-ERVAH A GÖRE SARI SALTUK * 715/1315 DE YAZILAN TUFFÂHU L-ERVAH A GÖRE SARI SALTUK * Prof. Dr. Mehmet Saffet SARIKAYA SDÜ İlahiyat Fakültesi, ISPARTA msaffet@yahoo.com 5065121928 Prof. Dr. M. Necmettin BARDAKÇI SDÜ İlahiyat Fakültesi,

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

Araştırma Notları. Yûnus Emre Rifâî, Hacı Bektaş Vefâî

Araştırma Notları. Yûnus Emre Rifâî, Hacı Bektaş Vefâî Araştırma Notları Yûnus Emre Rifâî, Hacı Bektaş Vefâî Necdet TOSUN * Yûnus Emre ve Hacı Bektaş Velî nin hangi tarîkata mensup oldukları konusu, akademik araştırmalardan uzak çevrelerce genellikle Hacı

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları) Bacıyân-ı Rum (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları) Varlığı Neredeyse İmkânsız Görülen Kadın Örgütü Âşık Paşazade nin Hacıyan-ı Rum diye adlandırdığı bu topluluk üzerinde ilk defa Alman doğu

Detaylı

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi PROF. DR. NEJAT GÖYÜNÇ ARMAĞANI 305 Mevlüt ESER Prof. Dr. Yusuf KÜÇÜKDAĞ NEÜ A. Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Eğitimi Mevlevilik, Mevlâna

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı SURUÇ İLÇEMİZ Suruç Meydanı Şanlıurfa merkez ilçesine 43 km uzaklıkta olan ilçenin 2011 nüfus sayımına göre toplam nüfusu 100.912 kişidir. İlçe batısında Birecik, doğusunda Akçakale, kuzeyinde Bozova İlçesi,

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108 Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4 Fakrnâme Vîrânî Abdal Yayına Hazırlayan Fatih Usluer ISBN: 978-605-64527-9-6 1. Baskı:

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

Azrail in Bir Adama Bakması

Azrail in Bir Adama Bakması Mevlâna (1207 1273) Güçlü bir bellek, çağrışım yeteneği, üretkenlik, olağanüstü görüş ve anlatım gücü, derin duygusallık ve hüzün, her yönüyle İslam kültürüne hâkimiyet... İşte Mevlâna deyince akla gelen

Detaylı

Doç. Dr. Mustafa Alkan

Doç. Dr. Mustafa Alkan Doç. Dr. Mustafa Alkan, Manisa nın Kula ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Manisa da tamamladı. 1988 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu.

Detaylı

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,

Detaylı

TÜRKİYE SELÇUKLULARI TARİHİ HAKKINDA YENİ BİR KAYNAK

TÜRKİYE SELÇUKLULARI TARİHİ HAKKINDA YENİ BİR KAYNAK TÜRKİYE SELÇUKLULARI TARİHİ HAKKINDA YENİ BİR KAYNAK ÖZET Mikâil BAYRAM Türkiye Selçukluları siyasi tarihi kültür medeniyeti hakkında bugüne kadar yapılmış olan çalışmalarda çok önemli eserler ve belgeler

Detaylı

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken Kerbela Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken ve dış tehlike belirtileri de baş gösterince

Detaylı

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ Balım Sultan Bektaşiliği kurumlaştıran önder olarak bilinen Balım Sultan; Hacı Bektaş Veli'nin ilk öncülülerinden Dimetoka tekkesinin posnişini Seyit Ali Sultan'in torunlarindan olup, doğumu 1462 dir.

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص Ünlü İslam bilgini Taberi, tefsirinde, mukattaa harfleri ile ilgili, Abdullah b. Abbas, Said b. Cübeyr ve Abdullah b. Mesud dan şu görüşü nakletmiştir: Her bir

Detaylı

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti Mektub-u Attar Muhammed İlyas Kadiri Razavi tarafından tüm İslami Erkek Kardeşlerine ve İslami Kız Kardeşlerine, Medaris El Medine ve Camiat El Medine nin erkek öğretmenler, erkek öğrenciler, kadın öğretmenler

Detaylı

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,

Detaylı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı Eposta: hakpinar@harran.edu.tr ; akpinar64@hotmail.com Telefon: 0414 318 (1003), (1707); 552 216 36 12 ÖĞRENİM

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Hacı YILMAZ

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Hacı YILMAZ ÖZGEÇMİŞ Yrd. Doç. Dr. Hacı YILMAZ Adı Soyadı: Hacı YILMAZ Doğum Yeri ve Yılı: Yozgat/Yerköy - 1968 Akademik Unvanı: Yard. Doç. Dr. Görevi: Öğretim Üyesi Çalıştığı Birim: Yıldırım Beyazıt Üniversitesi,

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

bitirdi yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990

bitirdi yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990 Ethem CEBECİOĞLU 1951 Yılında Ankara da doğdu. 1981 de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. 1983 yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990 yılında Hacı

Detaylı

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı) TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV (Panel Tanıtımı) Mehmet DEMİRTAŞ * Bir şehri kendisi yapan, ona şehir bilinci katan unsurların başında o şehrin tarihî ve kültürel

Detaylı

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma Question İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafı hakkındaki sözleri idi. Allah-u Teâlâ tarafından Hz. Fatıma Zehra (s.a)'ya ilham edilen

Detaylı

Ölülerinizi onların iyilikleri ile yâd edin (anın). Onların kötülüklerini anlatmayın. Hadis-i şerif.

Ölülerinizi onların iyilikleri ile yâd edin (anın). Onların kötülüklerini anlatmayın. Hadis-i şerif. AHMETLER KÖYÜ SOY AĞACI Hazırlayan: Ali Varol GİRİŞ Ölülerinizi onların iyilikleri ile yâd edin (anın). Onların kötülüklerini anlatmayın. Hadis-i şerif. Peygamberimizin bu sözünü düşününce ne gelir aklımıza?

Detaylı

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri Asıl adı: Abdülkadir Nesebi: Seyyid( Hazreti Hüseyin(R.A) ın Efendimizin Soyundandır) Doğum yeri ve tarihi:m.1897/h.1315,muş un Bulanık İlçesi Abri(Esenlik)Köyü

Detaylı

AnkaraVilayetiYabanabadKazası ŞeyhlerKaryesi(1.Ş.1256-28EYLÜL 1840)NüfusSayımı

AnkaraVilayetiYabanabadKazası ŞeyhlerKaryesi(1.Ş.1256-28EYLÜL 1840)NüfusSayımı 1 AnkaraVilayetiYabanabadKazası ŞeyhlerKaryesi(1.Ş.1256-28EYLÜL 1840)NüfusSayımı Karye-i Şeyhler ( 175) 1 1 1 Eş-şeyh Mehmed Arif ibn-i El-Hac Şeyh İbrahim Uzun boylu, Kır sakallı 60 2 Oğlu Şeyh İsmail

Detaylı

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Yazar Mustafa Erdoğan ISBN: 978-605-9247-81-8 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ ب س م الله الر ح من الر ح يم الل ه ل نت ل ه م و ل و ك نت ف ظ ا غ ل يظ ال ق ل ب ف ب م ا ر ح م ة م ن لا نف ض وا م ن ح و ل ك İmran, 159) (Al-i HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ Muhterem Müslümanlar!

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te 9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır

Detaylı

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN 117 Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis Oryantalizm tarihinde, Yahudi kökenli bir Macar olan Goldziher in ayrı bir yeri vardır. Zira o, gerek Batı da, gerekse Doğu da görüşleriyle çok sayıda araştırmacı üzerinde

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan İÇİNDEKİLER Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah ın Açıklaması İmam Buhari Ve Teveffi

Detaylı

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları- CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI lllll ISLAM HUKUK USULU I -ders planları- güz donemi 2015 m-hayta@hotmail.com 2 ders planı ve yönteme dair merhaba arkadaslar, Öncelikle, yeni eğitim ve öğretim

Detaylı

KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106

KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106 KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106 Surenin Adı: Kureyş sûresi, adını, Kur an da geçtiği tek yer olan ilk âyetinden alır. Kureyş kelimesi iki köke nispet edilir. Birincisi; köpek balığı anlamına gelen

Detaylı

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...9 ÖNSÖZ...11 GİRİŞ...13 BİRİNCİ BÖLÜM BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA HAYATI VE ESERLERİ 1. HAYATI...15 2. ESERLERİ...17 2.1. Divan...17 2.2. Vâridât...17 2.3. Ankâ-yı Meşrık...17 2.4.

Detaylı

Lütfi ŞAHİN /

Lütfi ŞAHİN / Lütfi ŞAHİN / www.lutfisahininsitesi.com Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

22:40 AYETİNİN KURAN DAKİ KOORDİNATLARI

22:40 AYETİNİN KURAN DAKİ KOORDİNATLARI 22:40 AYETİNİN KURAN DAKİ KOORDİNATLARI 1 1-) 22. SURE HACC SURESİ - 22nci ENLEMDE GEÇEN HACC BÖLGESİ 2-) 22 (HACC) 40 ve 22 (HACC) 41 AYETLERİNİN 22:40 ve 22:41. BOYLAM İLE İLİŞKİSİ Suudi Arabistan 13

Detaylı

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

SOSYOLOJİSİ (İLH2008) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. DİN SOSYOLOJİSİ (İLH2008) KISA ÖZET-2013

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar Dualar Beddualar Çocuklara gösterilen sevgi, dua ile birlikte beden diliyle de gösterilmesi onların okul başarısını artıracaktır. Çocuklar okula giderken sarılarak ve dua ile yollanmalıdır. Bu, çocukların

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

Kadın ve Yönetim Hakkı

Kadın ve Yönetim Hakkı Kadın ve Yönetim Hakkı İslam hukukunda kadının devlet başkanı, vali, kaymakam gibi yüksek düzey yönetici olmasının serbest olup olmaması tartışılmıştır. Fıkıhçılar bu konuda genellikle olumsuz görüş sahibi

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 GİRİŞ / Bilal Kemikli...9 1. Din Edebiyat İlişkisi...9 2. Tasavvuf: İrfan ve Hikmet...12 3. Türk-İslâm Edebiyatı: Konu ve Kapsam...16 4. Türk-İslâm Edebiyatının Kaynakları...18 a.

Detaylı

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ 1 SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ Gürbüz MIZRAK Süleyman Şah Türbesi ve bulunduğu alan Suriye'nin Halep ilinin Karakozak Köyü sınırları içerisindeydi. Burası Türkiye'nin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak

Detaylı

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki: Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir. Hz. Hüseyin: da aile halkından 19 kişi

Detaylı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid ALLAH TEÂLÂ'NIN İSİMLERİ DOKSAN DOKUZ İLE SINIRLI DEĞİLDİR أسماء االله عاىل غ صورة ف سعة و سع ا س م ا ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

Dua ve Sûre Kitapçığı

Dua ve Sûre Kitapçığı Dua ve Sûre Kitapçığı Hazırlayan: Melike MÜFTÜOĞLU instagram.com/oyunveetlinliklerledinogretimi SÜBHANEKE DUASI Allah ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin

Detaylı

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 ع لكمة الطاغوت» باللغة الت ية «مد صالح املنجد رمجة: ممد مسلم شاه مراجعة:

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü [ ثريك Turkish ] Türkçe Abdulaziz b. Baz Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 االججهاع ىلع قراءة يس عدة مرات ثم ادلاعء

Detaylı

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ حكم الصلاة مع الجماعة ] باللغة التركية [ Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid ألفه الشيخ: محمد صالح المنجد Terceme edenler Muhammed Şahin ترجمه: محمد

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

Hacı Bayram Veli Hazretleri

Hacı Bayram Veli Hazretleri Bugün Ankara denilince ilk olarak aklımıza Hacı Bayram Veli Hazretleri gelir. Bunun sebebi bu zatın maneviyat dünyasına bıraktığı büyük izlerdir. Bu yazımızda Ankara nın sembolü olan ama aynı zamanda bir

Detaylı

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA * C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XII/2-2008, 253-260 Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA * Özet Bu çalışmada, Türk Müziğinin elyazması kaynaklarından, müstensihi ve yazarı belli olmayan, Yapı-Kredi

Detaylı

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19 Önsöz Kur an tefsirleri üzerine yapılan araştırmalar bir hayli zenginleşmesine karşın, yüzlerce örneğiyle sekiz-dokuz asırlık bir gelenek olan tefsir hâşiyeciliği, çok az incelenmiştir. Tefsir hâşiye literatürü;

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 10 Sayı 1 Ocak-Haziran 2010 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN: 1303-3670 Sahibi

Detaylı

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Kenan Erdoğan Unvanı Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri Manisa Daha Önce Bulunduğu Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Araştırma Görevlisi, Celal Bayar Üniversitesi

Detaylı

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir. Hoş Geldin Ya Şehri Ramazan Recep ve Şaban ayını mübarek kılıp bizi ramazan ayına ulaştıran rabbimize hamd olsun. Bu yazımızda sizinle ramazan ayıyla ilgili terimlerin anlamını inceleyelim. Ramazan: Hicri

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK DİLİ I Ders No : 00700400 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön Koşul

Detaylı

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 13 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2013 T. C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2013 (13/2)

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar.

SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar. SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar. Hadisinde geçen Abbasi melik kimdir?iki dişli yıldızdan maksat

Detaylı

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI Sayfa 2 Kuşadası Kurşunlu Han-Kervansaray Kuşadası Güvencin ada Kalesi Sayfa 3 01-03 Nisan 2016 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Kuşadası ve Civarında Tasavvufî Hayat

Detaylı

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني 1436 HİLALİN BİR YERDE GÖRÜLMESİYLE ORUCA BAŞLAMAK الصيام برؤية واحدة باللغة الرتكية Muhammed b. Salih el-useymîn اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني Çeviren Muhammed Şahin ترمجة حممد شاهني Gözden Geçiren

Detaylı

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA) Ankara Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Açık Ders Malzemeleri Ders izlence Formu Dersin Kodu ve İsmi Dersin Sorumlusu Dersin Düzeyi İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA) YRD. DOÇ.

Detaylı

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM Prof. Dr. Cazim HADZİMEJLİS* BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM Osmanlıların Balkanlarda çok büyük bir rolü var. Bosna Hersek te Osmanlıların çok büyük mirası

Detaylı

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR Celâleyn Tefsiri Ünite 1 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I Doç. Dr. Recep DEMİR 1 Ünite 1 CELÂLEYN TEFSİRİ Doç. Dr. Recep DEMİR İçindekiler 1.1. CELÂLEYN TEFSİRİ... 3 1.2. CELALÜDDİN

Detaylı

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm 11 1 Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm Müslümanların, bilhassa idareci konumundakilerin

Detaylı

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA 16.06.2017 Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım Sayın Mardin Şube Başkanım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Şanlıurfa

Detaylı

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça Dabbetül-Arz دابة االرض Tevrat ta Dabbe Yahudi ve Hıristiyan Teolojisinde (Tanrı biliminde),

Detaylı

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews Kitap Değerlendirmeleri Book Reviews HAK ÂŞIĞI VE HALK OZANI ÂŞIK YOKSUL DERVİŞ Cem ERDEM * İlmin Medinesi Ahmed-i Muhtar Onun kapıcısı Haydarı Kerrar Hakka girer burdan ervah-ı ebrar Erişir onlara fazl-ı

Detaylı

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de Çaturanga, dört çatu yol ranga anlamlarına gelir. Şatranc-ı Urefa,

Detaylı

Tel: / e-posta:

Tel: / e-posta: 1-Sempozyuma Davet: ULUSLARARASI CÂMİ SEMPOZYUMU (SOSYO-KÜLTÜREL VE MİMARÎ AÇIDAN) 01-02/ Ekim/ 2018 Tarih boyunca câmiler Müslümanların itikat, ibadet, ilim, sosyal, kültürel ve mimari açıdan hayatın

Detaylı

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1994. Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1994. Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı ve Soyadı :Muammer BAYRAKTUTAR 2. Ünvanı : Yrd. Doç. Dr. 3. Görevi : Öğretim Üyesi/Dekan Yrd. 4. Görev Yeri : Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 5. İletişim : muammerbayraktutar@hotmail.com

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

İsmail E. Erünsal, Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, Timaş Yayınları, İstanbul 2013, 581 s.

İsmail E. Erünsal, Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, Timaş Yayınları, İstanbul 2013, 581 s. İsmail E. Erünsal, Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, Timaş Yayınları, İstanbul 2013, 581 s. Tarihî bilincin gelişmekte olduğu günümüzde, tarihimiz açısından karanlıkta kalan birçok konu araştır macılar

Detaylı

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça Dabbetü l-arz Tevrat ta Dabbe Yahudi ve Hıristiyan Teolojisinde (Tanrı biliminde), İslam

Detaylı

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s) Ahmed el Hasan (a.s) 1 Rahman ve Rahim olan Allahın Adıyla. Hamd Alemlerin Rabbi Allahadır. Allahın selamı Muhammed ve Al-i Muhammedin, İmamlar ve Mehdilerin üzerine olsun. Dünyanın Doğusundaki ve Batısındaki

Detaylı

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI 1. Âyetlerin yazımında Resm-i Osmânî esas alınacaktır. Diğer metinlerde ise güncel Arapça imlâ kurallarına riâyet edilecek, ancak özel imlâsını

Detaylı

HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN

HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN 2 Halide Edib Adıvar ın Can Yayınları ndaki diğer kitapları: Sinekli Bakkal, 2007 Ateşten Gömlek, 2007 Handan, 2007 Mor Salkımlı Ev, 2007 Türk ün Ateşle İmtihanı,

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ! KİM BU ZINDIK! Hamd Allah ındır. O na hamd eder ondan yardım ve mağfiret dileriz nefislerimizin şerrinden amellerimizin kötülüklerinden ona sığınırız. Allah ın yol göstericilik ettiğini hiç kimse saptıramaz.

Detaylı

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid Dînî olmayan münâsebetlerde gayr-i müslimleri kutlamanın hükmü ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi EROĞLU NÛRİ (d.?-ö.1012/1603) tekke şairi Açıklama [eç1]: Madde başlarında şairlerin mahlaslarının olmasına özen gösterilmeli. Ancak şairin tanıtıcı özellikleri virgülden sonra yazılmalı. Açıklama [eç2]:

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH 210 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

Hoş Geldiniz Kutsal Misafirler

Hoş Geldiniz Kutsal Misafirler Hoş Geldiniz Kutsal Misafirler İslâm ın şartlarından biri de hac dır. Hac, belli zamanda, belirli yerleri özel bir şekilde ziyaret etmektir. Hac günü Kurban Bayramı na rastlayan Zilhicce ayının onuncu

Detaylı