sağlıkta yaşam kalitesi sonuçları, klinik çalışmalar için önemli son noktaları temsil etmelidir (6). Geliştirilmiş yaşam kalite ölçekleri ile yapılan

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "sağlıkta yaşam kalitesi sonuçları, klinik çalışmalar için önemli son noktaları temsil etmelidir (6). Geliştirilmiş yaşam kalite ölçekleri ile yapılan"

Transkript

1 1 1. GİRİŞ VE AMAÇ Dünya Sağlık Örgütü 1947 yılında, sağlığın tanımını genişleterek, sağlığı yalnızca hastalıkların olmaması hali olarak değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan tam bir iyilik hali olarak tanımlamıştır. Geçtiğimiz 40 yıl içerisinde, sağlık çalışanları ve sağlık araştırmacıları sağlığın geleneksel biyomedikal modelindeki eksikliklerin farkına daha fazla varmışlar ve hastanın genel iyilik haline, fonksiyon yeteneğine odaklanan sosyal bilimler yada yaşam kalitesi modeli yardımıyla çözülebilecek yönlere de entegre olması gerektiği konusunda uzlaşmışlardır (1). Yaşam kalitesi, 1960 lı yıllardan sonra kullanımı yaygınlaşan oldukça yeni bir kavramdır (2). Tıp alanında li yıllarda bu kavrama ilgi gösterilirken, lı yıllarda hemşirelik alanında üzerinde durulan bir kavram olmuştur (3). Günümüzde artık sağlık bakımının bireylerin yaşam kalitelerini artırma amaç ve bakış açısıyla sunulması zorunlu hale gelmiş, farklı problemler yaşayan bir çok hastada bir sonuç ölçümü olarak yaşam kalitesinin değerlendirilmesi klinikte sık kullanılan bir uygulama halini almıştır (2,4). Tedavi etkinliğinin, tıbbi bakımın ve sağlık hizmetlerinin değerlendirilmesinde yaşam kalitesi ölçeklerinin kullanımı giderek artmıştır (5). HRQL(healt related quality of life-sağlıkta yaşam kalitesi ), bir kişinin hayat tecrübelerini, genel sağlık durumunu, tatmin olmasını, sosyal ve fiziksel fonksiyonlarını bir çok açıdan ele alan bir kavramdır (6). Sağlıkta yaşam kalitesi (SYK) özellikle, tedavileri için büyük miktarlarda kaynak kullanılan, hastalığın etkileri nedeniyle yaşam kaliteleri önemli derecede bozulmakta olan kronik karaciğer hastaları açısından çok daha önemlidir (1). Türkiye de yaklaşık 4 milyon hepatit B ve 1 milyona yakın hepatit C taşıyıcısı bulunmaktadır ve siroz gelişiminde viral etyolojiler başta gelmektedir (1,7). Tüm dünyada ciddi rakamlara ulaşmış olan kronik karaciğer hastalarının takip ve tedavisinde rutin klinik ve laboratuar değerlendirmeler kullanılmaktadır. Ancak bu hastalarda ortaya çıkan ve yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkileyen yorgunluk, öz bakım kaybı, çalışma ya da fonksiyon yetersizliği, anksiyete, depresyon ve diğer duygusal problemlerin rutin klinik ölçümlerle belirlenmesi çok zor olabilmektedir (1). Bu nedenle; kronik karaciğer hastaları tarafından bildirilen semptomlar ve

2 2 sağlıkta yaşam kalitesi sonuçları, klinik çalışmalar için önemli son noktaları temsil etmelidir (6). Geliştirilmiş yaşam kalite ölçekleri ile yapılan çalışmalar kronik viral hepatitte, özellikle kronik HCV enfeksiyonunda yaşam kalitesinin bozulduğunu göstermiştir (8,9). Hastalığın evresi ilerledikçe yaşam kalitesi kötüleşme gösterirken, transplantasyon yapılan hastalarda ise yaşam kalitesinde iyileşme görülmüştür (8,10). Ancak kronik viral hepatitler açısından orta derecede endemisite gösteren ülkemizde, kronik viral hepatitler ve klinik sonuçlarından biri olan siroz ile ilişkili yaşam kalitesi verileri olmadığı gibi karaciğer transplantasyonu yapılan hastalarda da yaşam kalitesini değerlendiren çalışmalar yoktur. Bu tezin konusunu oluşturan çalışmanın amacı; kronik hepatit B, kronik hepatit C, siroz tanısı olan ya da karaciğer nakli yapılmış olan hastaların yaşam kalitelerinin değerlendirilmesi ve karşılaştırılmasıdır.

3 3 2. GENEL BİLGİLER 2.1.Yaşam Kalitesi ve Sağlıkta Yaşam Kalitesi Son yıllarda yaşam kalitesi kavramıyla sağlık alanında sıkça karşılaşılmaktadır. Kronik hastalığı olan birçok hastada amaç sadece hayatta kalabilmek değil, aynı zamanda yaşam kalitesini de artırmak olduğu için bu hastalarda yaşam kalitesi kavramı daha da önem kazanmaktadır (11). Yaşam kalitesi bireysel iyilik halinin anlatımıdır ve yaşamın farklı alanlarında öznel bir doyum ifadesidir. Yaşam kalitesi aile, iş yaşamı ve sosyo-ekonomik koşulları içermekle birlikte; bireyin hedefleri, beklentileri, umutları ve düşleri ile gerçekler arasındaki farklılığı yani bireyin günlük yaşamından aldığı doyum ve iyilik algısını içermektedir (12). Yaşam kalitesi (Quality of Life - QOL) daha geniş bir kavram olarak yalnızca sağlık durumunu değil, yaşam ve toplum standartları, özgürlük gibi hastanın sağlığıyla direkt ilişkili olamayan ancak kişinin psikolojik ve fiziksel olarak iyi olmasını etkileyen çevresel ve ekonomik faktörleri de içine almaktadır. Sağlıkta yaşam kalitesi (SYK) ise sağlığın kişinin iyi olma hali üzerine olan etkisini içermektedir (1). Hastalar, hastalık semptomları ve tıbbi sonuçlardan daha çok bu semptom ve sonuçların yaşamlarını nasıl etkilediği ile ilgilenmektedirler (13). Bu nedenle çeşitli hastalıkların bireyin yaşamını nasıl etkilediğinin belirlenmesinde, farklı klinik yaklaşımların etkinliğinin değerlendirilmesinde ve hastaya uygun tedavi ve bakım kararlarının verilmesinde yaşam kalitesi önemlidir. Yaşam kalitesi değerlendirmesinde en çok başvurulan metod, kişinin kendini ifade etmesidir. Çünkü yaşanan hissedilen şeyler, kişinin kendi deneyimleridir (13). Sağlıkla ilgili yaşam kalitesinde kişinin fiziksel, psikolojik ve sosyal sağlığına ilişkin subjektif görüşleri değerlendirilir. Bu değerlendirme Dünya Sağlık Örgütü nün sağlık tanımına oldukça yakın bir değerlendirmedir (11). SYK ölçümleri, fizyolojik ölçümlerin yerini almaktan çok onları tamamlayıcı etkiler göstererek, sağlık durumunun doğru ve gerçekçi bir şekilde ortaya konulmasını, tedavinin morbidite ve yan etkiler gibi, bir tedaviyi diğerinden daha fazla ön plana çıkaran başka yönleriyle ele alınmasını sağlamaktadır (6,14).

4 4 SYK nin bir çok bileşeninin direkt olarak gözlemlenememesi ve ölçülememesi nedeniyle, bunlar bir seri sorular ya da maddelerle değerlendirilmektedir. Bu maddeler istatistiksel analizler için kullanıma uygun numerik skorlara dönüştürülmektedir (1). Sağlıkla ilgili yaşam kalitesi enstrümanları aşağıdaki alanlara odaklanmaktadır: Fiziksel Sağlık; fiziksel yetenekler ve nesneleri taşımak, yürümek, giyinmek gibi günlük aktivitelerle ilgili kısıtlamalar Zihinsel Sağlık; anksiyete, depresyon, ve stres, mutluluk gibi duygusal fonksiyonun pozitif yönleri Sosyal Fonksiyon; kişiler arası ve toplum içi ilişkiler Rol Fonksiyon; iş, ev işleri yönetimi Genel İyi Olma Fonksiyonu; hayattan tatmin olma (1). Bir ölçeğin, hem sağlıkla ilgili yaşam kalitesinde zamanla ortaya çıkan değişiklikleri hem de zaman içinde tek bir noktadaki hastalar arası farklılıkları ortaya çıkarabilmesi için, üç ana özelliğe sahip olması gerekir. Bunlar tepki verebilirlilik, güvenilirlik ve geçerlilik (1). Tepki verebilirlik (yanıt verebilirlik): Bir ölçeğin tepki verebilirliği, o ölçeğin bir kişide zaman içinde ortaya çıkan önemli bir değişikliği, çok küçük bile olsa tespit edebilme yeteneğidir. Klinik çalışmalarda kullanılmak üzere tasarlanmış değerlendirme amaçlı bir ölçek için, tepki verebilirlilik çok önemli bir özelliktir. Klinik pratikte ya da bir araştırma ortamında, tepki verebilir bir ölçek zaman içindeki değişiklikleri gözlemlemek amacıyla kullanılabilecektir (1). Güvenilirlik: Bir güvenilirlik tipinde, anket içindeki bir alanda yer alan farklı maddelerin aynı konuyu ne derece benzer şekilde sorgulayabildikleri göz önüne alınmaktadır. Eğer bir alandaki maddeler birbirleriyle yüksek derecede koreleyseler, biz bu alanda yüksek derecede bir iç uyumluluk olduğundan söz edebiliriz. Yüksek derecede bir iç uyumluluğu olan bir ölçekte her madde kendi başına ölçeğin toplam skoruyla da giderek artan bir korelasyon sergilemektedir. Cronbach alfa adı verilen bir istatistik verisi kullanılarak, iç uyumluluğun 0-1 arasındaki bir skalada ölçülmesi mümkündür. Bu skalada yüksek rakamlar daha büyük iç uyumluluğu göstermektedir. Test-yeniden test güvenilirliği, aynı hastalar ölçeği iki hafta civarı bir zaman

5 5 aralığıyla iki defa doldurmaktadır. Ölçeğin birinci ve ikinci dolduruluşları arasındaki korelasyon ne kadar yüksekse, test-yeniden test güvenirliği o kadar fazladır (1). Geçerlilik: Geçerlilik, bir ölçeğin ölçülmeye niyetlenilen şeyi kesin olarak ölçebilme yeteneğini ifade etmektedir (1). SYK nin değerlendirilmesi için kullanılan tekniklerin ve ölçeklerin seçimi değerlendirmenin amacına ve ortamına uygun olmalıdır (1). Sağlıkta yaşam kalitesi nin (SYK) değerlendirilmesinde en iyi ve geçerli yol onu hastaya sormaktır. Bu, genellikle standardize edilmiş ve bilimsel açıdan iyi dokumente edilmiş anketler uygulanarak sağlanmaktadır. Anketler, jenerik ve hastalığa özgün olmak üzere kabaca ikiye ayrılırlar (6). Jenerik ve hastalığa özgün anketler SYK nin farklı yönlerini ölçmektedir ve birbirlerini tamamlayıcı niteliktedir. Bunların klinik araştırmalarda kombine kullanımlarının, her bir ölçeğin tek başına kullanımından çok daha değerli bilgiler sağlayabileceği konusunda bir fikir birliği sağlanmıştır (1). Jenerik Ölçekler: Jenerik anketler klinisyenlerin ve araştırmacıların farklı hastalıkların ve semptomların hastanın sağlıkla ilgili yaşam kalitesine olan etkilerini, anlaşılır bir şekilde değerlendirmesine imkan vermektedir. Bunlar, hastalığı olan ya da olmayan bir populasyondaki diğer grupların skorlarının karşılaştırılmasını sağlamaktadır (6). Herhangi bir hastalığa özgün değillerdir ve farklı hastalık durumlarının karşılaştırılması amacıyla kullanılabilirler (1). Gastroenteroloji alanında en sık kullanılan jenerik ölçek kısa form-36 dır (medical outcome study short form -36, SF-36). SYK nın bütün önemli yönlerini (fiziksel, psikososyal, ve diğer boyutlar) ölçmektedir (1,6). Jenerik ölçeklerin avantajı araştırmacıların onları farklı hastalıkların ya da farklı tedavilerin SYK üzerindeki etkilerinin karşılaştırmak için kullanabilmeleridir. Önemli bir kısıtlama, teorik olarak, bir hastalığın tedavisi ya da ilerlemesi nedeniyle ortaya çıkan küçük ama klinik açıdan önemli bir değişikliğin jenerik ölçekler tarafından tespit edilemeyebilmesidir (1). Bunlar, özellikle multipl problemleri olan ve ciddi sorunları bulunan hastalarda, yaşlılarda, sakatlarda, engellilerde ve objektif ölçümlerin bulunmadığı fonksiyonel bozuklukları olan hastalarda da kullanılabilmektedir. Bazı jenerik ölçekler farklı dillere de çevrilmiştir ve farklı kültürlerdeki karşılaştırmalar için kullanılabilmektedir (1).

6 6 Hastalığa-Özgün Ölçekler: Bir hastalığın kendine özgün doğası en iyi o hastalığa özgün ölçeklerle takip edilebilir. Hastalığa-özgün ölçekler tanım olarak hastalığa oryantedir ve farklı hastalıklarla karşılaştırmalar yapılmasına izin vermemektedir. Özellikle uzmanlar bunları klinik olarak daha kullanışlı bulmaktadır. Gastroenteroloji, hepatoloji ve kanser bakımı alanlarında yakın zamanda bir çok hastalığa-özgün ölçekler geliştirilmiştir. Genellikle, hastalığa özgün ölçümler daha sistematik olarak geliştirilmekte ve değerlendirilmektedir (6) Yaşam Kalitesi ve Kronik Karaciğer Hastalıkları Kronik hastalıklarda bireyler, yaşam boyunca çeşitli güçlüklerle karşılaşırlar. Hastaların büyük bir kısmı hastalığın getirdiği ağrı, yorgunluk ve depresif semptomlarla birlikte sosyal yaşamlarında kısıtlılıklar, fiziksel aktivitelerini gerçekleştirmede güçlükler, uzun süreli tedavilere bağlı pek çok invaziv girişimler yaşarlar. Gelecekle ilgili belirsizlikler nedeni ile de hastalıkla baş etmede güçlük çekerler ve yaşam kaliteleri bundan etkilenir. Hastalık süresi uzadıkça bireyler kronik hastalığa sahip olmanın getirdiği sınırlılıkları daha uzun süre yaşamak zorunda kalırlar ve bu durum yaşam kalitelerinin daha çok bozulmasına neden olur(15). Yaşam kalitesi ile ilgili sonuç ölçümlerindeki gelişmelere paralel olarak son yıllarda, teknolojik gelişmeler de sağlık çalışanlarına, kronik hastalıkların tedavisine yönelik bir çok tıbbi ve cerrahi seçenek sunmaktadır. Araştırmacılar tarafından bu teknik gelişmelerin tıbbi sonuçlar üzerindeki etkilerinin değerlendirmesi yapılmış olsa da, bu tekniklerin hastanın iyilik hali, SYK üstündeki etkileri henüz sistematik olarak değerlendirilmeyi beklemektedir (1). Bir çok etyolojik faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilen kronik karaciğer hastalıkları ve neden oldukları komplikasyonlar dünya çapında oldukça yaygın bir morbidite ve mortalite kaynağıdır (6,16). Karaciğer rahatsızlıkları, kişinin en üretken dönemi olduğu varsayılan lı yaşlarda en yüksek prevalanslarına ulaşmaktadır (8). Kronik karaciğer hastalıkları SYK de azalmaya neden olmakta ve bu durum algısal, davranışsal, fiziksel ve psikolojik problemler olarak kendini göstermektedir (17). Kronik karaciğer hastaları yorgunluk, kendine saygıyı kaybetme, bir işte çalışabilme yeteneğini kaybetme ve diğer duygusal problemlerle karşılaşmakta bu da

7 7 yaşam kalitelerini ve kendilerini iyi hissetmelerini belirgin bir şekilde azaltmaktadır (8). Kronik karaciğer hastalığı Amerika Birleşik Devletlerinde dokuzuncu en sık morbidite ve mortalite nedenidir. Amerikalıların yaklaşık 5 milyonu hepatit B ya da C ile kronik bir şekilde enfektedir. Milyonlarca Amerikalı da kronik hepatoselüler hastalık ya da kolestatik karaciğer hastalığı ile mücadele etmekte, hastalığa bağlı olarak gelişen aşırı yorgunluk, kaşıntı, öz bakım kaybı, depresyon gibi sorunlarla ve siroz komplikasyonlarıyla (hepatik ensefalopati, asit, spontan bakteryal peritonit ve rekürren varis kanaması) uğraşmaktadır (1). Kronik karaciğer hastalığı hem klinik hem de sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi prezentasyonları oldukça değişken olabilen bir dizi hepatoselüler ve kolestatik durumu kapsamaktadır. Kronik karaciğer hastalığının erken evrelerinde, hastalarda hiçbir semptom olmayabilir ya da semptomlar çok hafif olabilirken, siroz ortaya çıkıp ilerledikçe asit, ensefalopati, yorgunluk, kas krampları vb. komplikasyonlar hastanın sağlıkla ilişkili yaşam kalitesini belirgin bir şekilde bozabilmektedir. Karaciğer hastalığının bu evresinde, altta yatan sebep ne olursa olsun sirozun hastanın kendini iyi hissetmesine olan etkisi benzerdir. Öte yandan, erken evrede kronik karaciğer hastalığı olan hastalar altta yatan karaciğer hastalığı etyolojisine bağlı olarak birbirine hiç benzemeyen belirtilerle de karşılaşabilirler (1). Yapılan bir araştırmada Hepatit C nin sağlıkta yaşam kalitesinde bozulmaya neden olduğu bulunmuştur. Hepatit C li hastalarda SYK nin bozulmasına neden olan faktörler arasında düşük sosyoekonomik seviye, intravenöz ilaç kullanımı, tıbbi ya da psikiyatrik ek hastalıklar, HCV enfeksiyonu tanısının konulmasını takiben hastaların kendilerini hasta ve bulaştırıcı olarak etiketlenmiş gibi hissetmeleri bulunmaktadır. Hepatit C enfeksiyonunun, hastanın algısal sağlığını etkileyebilecek bazı nöropsikolojik bozukluklara yol açtığıda öne sürülmüştür. Buna ek olarak, ilerlemiş karaciğer hastalığının da sağlıkta yaşam kalitesinde belirgin bir kötüleşmeye yol açtığı ve bunun da minimal hepatik ensefalopatiye bağlı olarak ortaya çıktığı düşülmektedir (18). Pakistan da yapılan başka bir araştırma da kronik hepatitin mental ve fiziksel sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkileri olduğu bildirilmiş (19), sirozlu hastaların sağlıkla ilişkili yaşam kalitelerinde azalmaya neden olabilecek

8 8 karaciğer yetmezliğinin ilerlemesi, diüretiklerin kullanımı ya da minimal hepatik ensefalopati gibi bir çok faktör öne sürülmüştür (18) Kronik Hepatit B Günümüzde hepatit enfeksiyonunun en önemli nedenlerinden biri dünyada 450 milyon taşıyıcısı olan HBV dur. Dünya nüfusunun yarıya yakınının HBV ile enfekte olduğu ve her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin HBV nun neden olduğu akut ve kronik hastalıklardan öldüğü tahmin edilmektedir. Ülkemizde % taşıyıcılık oranı vardır. Bu verinin ışığında ülkemizde yaklaşık 4 milyon taşıyıcının olduğu ve bunların yaklaşık dörtte birinin de uzun vadede siroz veya karaciğer kanseri için risk grubunda olduğu tahmin edilmektedir (7). Hepatit B virüsü hepadnaviridae ailesinin orthohepadnavirüs cinsinden olan küçük, hepatotropik, zarflı bir DNA virüsüdür. Çevre koşullarına oldukça dayanıklıdır. Etere, aside, orta derecede sıcaklığa dirençlidir. Sodyum hipoklorit ( %0.5-1 yoğunlukta veya 1/10 sulandırılmış çamaşır suyu) 10 dakikada, %2 gluteraldehit ve % 70 lik etil ve propil alkol 2 dakikada virüsü inaktive eder. HBV serum içinde C altında 6 ay, C de yıllarca infektif özelliğini korur. Kaynatma ile de dakikada inaktive olur. Kuru sıcakta C de bir saatte inaktive olur (7) Bulaşma Yoları ı) Perkütan Bulaşma; jilet, traş makinası, diş fırçası gibi günlük eşyaların ortak kullanımı perkütan bulaşmaya neden olur. Semen, tükrük, idrar, feçes, ter, gözyaşı, vaginal salgılar, sinoviyal sıvılar, beyin omurilik sıvısı ve kordon kanında virüs gösterilmiştir. Kan ürünleri ile temas, kontamine iğneler ve aletler, hemodiyaliz, IV ilaç bağımlılığı, dövme yaptırma, kulak deldirme ve böcek ısırıkları bulaş açısından risk faktörleridir (7,20). ıı) Cinsel Temas; kandan daha az konsantrasyonda virüs bulunsa da genital sekresyonlar ilişki esnasında bulaşmaya neden olmaktadır. HBV enfeksiyonu riski diğer bir cinsel hastalık hikayesi varlığında 2-3 kat, partner sayısına bağlı olarak ise 7-11 kat artmaktadır (7).

9 9 ııı) Perinatal Bulaşma; perinatal bulaşma doğum sırasında veya doğum sonrasında olabilen deri ve mukoza sıyrıklarının enfekte maternal sıvılarla teması, vaginal kanaldan geçiş sırasında anne kanının yutulması, sezeryan sırasında anne kanıyla temas gibi nedenlerle meydana gelir. Bulaşma oranı % civarındadır (7). ıv) Horizontal Bulaşma; bulaşma mekanizması tam olarak anlaşılmamıştır. Horizontal yol özellikle aile içi bulaşmada önemlidir. Kalabalık yaşam koşulları, kötü hijyen ve düşük sosyoekonomik düzey HBV nün bulaşma ortamını artırmaktadır (7) Korunma ı) Pasif Bağışıklama Hepatit B İmmünoglobulini (HBIG) yüksek titrede anti- HBs ye sahip donörlerin plazmalarından hazırlanmıştır. Üç temel endikasyonu vardır: HBsAg pozitif kan ile perkütan yada mukoza teması HBsAg pozitif kişi ile cinsel temas HBsAg pozitif anneden doğan çocuklar (7). Temas sonrası 3 gün veya üzerinde gecikme olursa koruyucu etkisi azalır. ıı) Aktif Bağışıklama 1986 yılından beri rekombinan aşılar uygulanmaktadır. Aşılama HBV enfeksiyonundan korunmanın en etkili yoludur (22). Üç doz standart aşı uygulaması (0.1.6.ay) ile % oranında 5 yıla kadar koruyucu etkiye sahiptir. Risk altında bulunan gruplara aşı önerilmektedir (7,20). Özellikle yüksek riskli gruplara, kronik HBsAg taşıyıcılarının yakınlarına, endemik bölgelere gidenlere, hemodiyaliz hastalarına ve personeline önerilmelidir (20). HBV enfeksiyonu için risk grupları HBsAg taşıyıcı annelerden yeni doğanlar HBsAg taşıyıcıların seksüel partnerleri Homoseksüeller İntravenöz ilaç kullananlar Hemodiyaliz hastaları Birden fazla kan tarnsfüzyonu yapılan hastalar İmmunosupresif kullanan hastalar

10 10 Sağlık personelleri (20) Klinik Seyir HBV ile temastan 1-2 hafta sonra veya semptomların başlangıcından 2-8 hafta önce inkübasyon periyodu boyunca HBsAg serumda saptanır ve 3-4 ay sonra kaybolur. Akut hepatit B virüs enfeksiyonunu takiben HBsAg pozitifliğinin 6 aydan uzun sürmesi kronik hepatit B olarak tanımlanır (7,22). Anti-HBs, HBsAg kaybolduktan sonra ve genellikle hastalığın başlangıcından 3 ay sonra ortaya çıkar, iyileşmeyi ve immüniteyi gösterir(7). Akut HBV enfeksiyonlu hastalarda kronikleşme oranı enfeksiyonun alınma yaşına bağlı olarak değişir. Erişkinlerde kronikleşme % 5 civarındadır. Perinatal dönemde alınan enfeksiyon % kronikleşir. Kronik Hepatit B enfeksiyonu genellikle sessizdir. En sık belirtisi yorgunluktur (7). Kronik Hepatit B enfeksiyonunun yıllık siroza ilerleme hızı %2-5.5 oranında gerçekleşir. HCC insidansı ise çok daha düşüktür ve bölgesel farklılıklar gösterir. HBV enfeksiyonu ile ilgili olarak doğru yorum yapabilmek için serolojik testler, her hastanın klinik ve laboratuar ve gerekirse histopatolojik bulguları ile birlikte değerlendirilmelidir. Serumda HBV DNA tespiti viremi düzeyini ortaya koyan en iyi göstergedir (7). Histopatolojik değerlendirme karaciğer biyopsisi ile yapılır. Ülkemizde yaşam boyu HBV ile karşılaşma olasılığı %20-60 arasında değişmektedir (23) Tedavi Kronik viral hepatit B tedavisinde amaç; virusun eradikasyonunu sağlamak, virus replikasyonunu azaltmak ve KC in histolojik olarak iyileşmesini sağlamaktır (20). Bu amaçla interferon adlı immunomodülatör ilaç ve antiviral ajanlar kullanılır. Tedavi hepatoselüler hasarın biyokimyasal göstergeleri, viral seroloji, viral replikasyon düzeyi ve histopatolojik aktivite ve evreye göre planlanır. Tedaviye başlamadan önce; hastaların enfeksiyon durumu, semptom ve bulguları ile KC yetmezliğinin mevcut olup olmadığı değerlendirilmeli ve mutlaka biyopsi yapılmalıdır (20). Günümüzde kronik viral hepatitlerin tedavi şekli olan interferonlar vücudumuzda doğal olarak oluşan endojen glikoproteinlerdir. Etkisini, virüsün

11 11 hücreye tutunmasını, kılıfını bırakmasını inhibe ederek ve antiviral ürünleri hücrelere taşıyan ribonükleaz ve proteinleri indükleyerek gösterir (24). Kronik viral hepatit tanısı olan hastaların %30-50 sinde interferon tedavisi sonrasında viral replikasyon inhibe olur. Karaciğer fonksiyon testleride normal seviyelere iner. Kronik viral hepatit B tedavisinde diğer tedavi alternatifi nükleosid analoglarıdır. Antiviral ajanlar da viral replikasyonu azaltarak histolojik iyileşme sağlarlar Kronik Hepatit C Hepatit C virüsü, genomik boyutu 9.6 kb olan bir RNA virüsüdür (25). Hepatit C, gastroenterologlar tarafından başlangıçta non-a, non-b hepatiti olarak tanımlanmış, daha sonra bunun ayrı bir enfeksiyon olduğu ortaya konulmuştur (26). Hepatit C virüsü tüm dünyada akut ve kronik non-a, non-b hepatiti nin ve sirozun ana nedenidir. Akut HCV enfeksiyonu geçirenlerin tümünün kronik enfeksiyona dönüşme riski vardır. Bunların %55-85 inde kronik karaciğer hastalığı gelişmektedir. Ayrıca HCV enfeksiyonu ile hepatosellüler karsinoma arasında kuvvetli bir ilişki olduğu bilinmektedir (7). Çeşitli ülkelerde elde edilen HCV izolatları arasında genomun değişik bölgelerde nükleotid ve aminoasit sekansları bakımından önemli farklılıklar ortaya çıkmıştır. Yapılmış çalışmaların sonuçlarına bakıldığında kimi ülke veya coğrafi bölgelerde pek çok genotipin birlikte olduğu gözlenirken bazı ülke ve bölgelerde belli bir tipin belirgin bir şekilde baskın olduğu gözlenmektedir (7). Anti-HCV pozitifliğine dayanan bilgilere göre HCV enfeksiyonu dünya üzerinde sık görülen bir enfeksiyondur ve 300 milyon kişinin HCV ile enfekte olduğu düşünülmektedir (7). Hepatit C virus (HCV) infeksiyonunun neden olduğu C tipi viral hepatit dünyanın ve ülkemizin önemli sağlık sorunlarından biridir. Gelişmiş ülkelerde akut hepatitlerin %20 sinden, kronik hepatitlerin ise %70 inden, son dönem sirozun %40 ından, hepatoselüler karsinomanın %60 ından ve karaciğer transplantasyonunun %30 undan HCV infeksiyonu sorumludur (27). Ülkemizde amatör kan vericileri ve normal sağlıklı insanlarda yapılan çalışmalarda tespit edilen Anti-HCV pozitifliği % arasında değişmektedir ve ortalama %1 lik HCV enfeksiyonu prevalansı söz konusudur. Ülkemizde yapılan çalışmalarda Anti-HCV pozitifliğinin, özellikle hemodiyaliz hastaları ve

12 12 politransfüzyon yapılan hematoloji hastalarında yüksek olduğu dikkati çekmektedir. Ülkemizde HCV infeksiyonunun en sık bulaşma yolu cerrahi operasyonlar ve kan transfüzyonlarıdır. İntravenöz ilaç bağımlılığına bağlı bulaşma ise çok düşük oranlardadır (27) Bulaşma Yolları ı) Parenteral Yolla Bulaşma: a) Kan Transfüzyonu; iyi bilinen ve sık karşılaşılan bulaşma yolu arasında transfüzyon ve/veya kan ürünleriyle parenteral maruziyet sayılabilir. Hepatit C virüsünün gelişmiş teknolojilerle taranmasına başlanmasından önce, transfüzyon başına HCV bulaşma riski %0.45 ti. Ancak rutin taramanın devreye girmesiyle bu oranın yaklaşık 1/ ünite transfüzyona kadar gerilediği görülmüştür (25). b)meslekle İlgili Bulaşma; HCV kontamine enjektörlerle bulaşabilmektedir. Geçiş hızı muhtemelen alıcıya geçen kanın miktarına, virüs titresine ve inokülasyonun derinliğine bağlıdır. Maruz kalan kişilerin yaklaşık %2 sinde viremi ve/veya anti HCV antikorları gelişmektedir. Yapılan çalışmalarda Anti-HCV seropozitif kanla kontamine iğnenin batması ile gelişen yaralanmalarda ortalama enfeksiyon riski yaklaşık %3-4 dolayındadır. Diş hekimleri HCV enfeksiyonu için özel risk taşımaktadırlar (7,25) ıı) Perinatal Bulaşma: HCV nin perinatal bulaşı daha çok doğum eylemi sırasında ya da doğumda gerçekleşmektedir. Maternal antikor bebeğe pasif olarak geçebilir, zamanla antikor kaybolmaktadır. Bu yolla bulaşmada kronikleşme %0-7 arasında değişmektedir. Enfekte annenin sütü ile beslenen bebeklerde HCV enfeksiyon riski artmamaktadır (7,25). ııı) Cinsel Yolla Bulaşma: HCV enfeksiyonunun epidemiyolojisinde cinsel yolla bulaşmanın önemi tartışmalıdır. HCV enfeksiyonunda cinsel yolla bulaşma mümkündür ancak bu durum HBV de olduğu kadar sık değildir. Amerika ve Avrupa da yapılan çalışmalarda, kronik HCV enfeksiyonu olan heteroseksüel partnerlerle bulaş riskinin %0-%6.3 gibi çok düşük düzeylerde olduğu bildirilmiştir. İlginç bir şekilde, Asya da yapılan çalışmalarda daha yüksek pozitivite oranlarına ulaşılmıştır (%7.3-%27.5).

13 13 HCV RNA genellikle semen, vajina sıvısı, idrar, gayta ve tükürükte bulunmamaktadır. Ancak, bir çalışmada tükürükte çok düşük miktarlarda HCV RNA ya rastlandığı bildirilmiştir. Kan dışı vücut sıvılarının enfeksiyöz olup olmadıkları tartışmalı olmakla birlikte genellikle tükürük HCV enfeksiyon kaynağı kabul edilmektedir. Kronik taşıyıcılarla cinsel temas veya aile içi temas virüsün önemli bir bulaşma yolunu oluşturmakta ve bu vakalarda tükürük enfeksiyon kaynağı olabilmektedir (7,25). HCV enfksiyonu için risk grupları: *Uyuşturucu bağımlıları (HCV RNA pozitifliği:%50-%100) *Hemofili hastaları (HCV RNA pozitifliği: %84-%100) *HIV enfekte kişiler (ko enfeksiyon riski %8-%51) *Diyaliz hastaları (HCV RNA pozitifliği: %8-%69) *Alkolikler (HCV RNA pozitifliği: %32) (25) Klinik Seyir HCV enfeksiyonu, asemptomatik taşıyıcılıktan akut hepatit, kronik hepatit, siroz ve HCC ya kadar değişen patolojilere sebep olabilir (7). Akut hepatit C %70-80 oranında asemptomatik seyretmekte ve hastaların yaklaşık %70-80 inde kronikleşmektedir (27). Hepatit C enfeksiyonu olan hastaların % 20 sinde yıl içinde siroz gelişir. Siroz geliştikten sonra da her yıl için %1-4 oranında hepatoselüler karsinom gelişme riski vardır (7). HCV enfeksiyonunun laboratuar ortamında teşhisi temel olarak antikorların tespit edilmesiyle gerçekleşmektedir. HCV antikoru 6-8 hafta içinde tespit edilebilmektedir. Serumda HCV RNA sının gösterilmesinin HCV replikasyonunu yansıttığı ve RNA nın kaybolmansının interferon tedavisi sonrası kronik hepatit remisyonu bakımından güvenilir bir gösterge olabileceği saptanmıştır (7) Tedavi HCV replikasyonunu dizginleyen ve hastalığın doğal seyrinde düzelme sağlayan tedavi uygulamaları mevcuttur. Günümüzde kronik hepatit C tedavisinde interferon ve ribavirin kombinasyonu kullanılmaktadır. Ancak bu tedavinin olumlu etkilerinin yanında yan etkileri de bulunmaktadır (7). Kronik hepatit C tedavisinde kalıcı yanıt

14 14 oranları %54-63 arasında değişmektedir. Kalıcı yanıtı etkileyen birçok faktör vardır. Viral yük, genotip ve hastanın ırkı kalıcı yanıtı etkileyen fakat değiştirilmesi mümkün olmayan özelliklerdir. Tedavide Kalıcı yanıta en çok etkisi olan ve değiştirilmesi mümkün olabilen özellik ise hastanın tedaviye uyumudur. Tedaviye uyumsuz hastalarda kalıcı yanıtı %34 iken tedaviye uyumlu hastalarda kalıcı yanıtı %63 e çıkmaktadır. Tedaviye uyumsuzluğun pek çok nedeni olabilir. Bu hastalar içinde %75 oran ile tedaviye uyumsuzluğun en sık nedeni ilaçların yan etkileridir. Sık karşılaşılan bazı yan etkileri; gribal enfeksiyon, yorgunluk, baş ağrısı, anemi, nötropeni, ateş, miyalji, bulantı, alopesi, anoreksi, depresyon, kilo kaybı, uykusuzluk, kemik iliği baskılanması trombositopeni, lökopeni ve retinopatidir (24,26,28) Korunma Günümüzde HCV na karşı spesifik bir immunglobulin veya aşı yoktur. Enfeksiyonlu kişilerde oluşan antikorların koruyucu olmaması ve farklı genomların varlığı aşı geliştirilmesi konusunda en önemli engeller olarak görülmektedir. Transfüzyon öncesi kan ve kan ürünlerinin taranması korunmada çok önemlidir (7) Siroz Siroz, karaciğer parankim dokusunun kaybı, difüz bağ doku artışı, rejenerasyon nodüllerinin oluşması ve vasküler yapının bozulması ile karakterize ilerleyici bir hastalıktır (29). Erken dönemde yağlama, iltihabi eksüda ve ödem nedeni ile karaciğer büyüyebilir ve ağırlığı artabilir. Geç dönemde ise akut inflamatuar reaksiyonun kaybolması ve fibröz dokunun artıp, karaciğerin büzüşmesi ile karaciğer hem ağırlık hem de boyut olarak küçülür. Ara safhalarda ise daha çok sağ lop küçülürken sol ve kaudat lop büyük kalabilir ve yüzeyi nodüler nedeni ile düzensiz bir şekil alır (30). Karaciğer sirozu, dünyanın pek çok bölgesinde ve ülkemizde en önemli ölüm nedenlerinden birisidir. Sebep Batı Avrupa ve Kuzey Amerikada çoğunlukla alkol tüketiminin fazla olması iken dünyanın diğer birçok bölgesinde ise önemli bir toplum sağlığı problemi olan viral hepatitlerdir. HBV ve HCV'ye bağlı olarak gelişen kronik karaciğer hastalığı nedeni ile ülkemizde de karaciğer sirozu önemli bir mortalite ve morbidite kaynağıdır. Hastaların yaklaşık yarısı asit ve sarılık ortaya çıktıktan sonra

15 15 (dekompanse evre) hekime müracaat eder, geri kalan hastalar ise non-spesifik yakınmalar ile veya tesadüfen yapılan rutin muayeneler esnasında tanı konur. Siroz oluştuktan sonra, geç safhalarda etiolojisi ne olursa olsun herhangi bir sirozu diğerinden ayırmak klinik ve histolojik olarak zordur (30) Semptomlar ve Klinik Bulgular: Kanama: Hastalarda gelişen portal hipertansiyona bağlı olarak gastrointestinal kanamalar sıktır. Bu kanamalar başta özefagus varisi olmak üzere, duodenal ve gastrik ülser, vasküler ektazi, portal hipertansif gastropatiye bağlı olabilir. Karaciğer fonksiyonlarındaki bozulmanın derecesine bağlı olarak spontan dişeti, burun kanaması, vücut ve ekstermitelerde ciltte morarmalar olabilir (30). Yorgunluk, halsizlik, güçsüzlük: Siroz hastalarında çok sık görülür ve hastaların yarısında dikkati çekecek derecededir. Tanıdan aylar hatta yıllar öncesinden beri var olabilir. Genellikle hissedilen yorgunluk, halsizlik gün boyunca giderek artar (Depresyonda ise sabah hissedilen kötülük hali gün boyunca azalır). Halsizlik uzun sürelidir ve hastalığın ilerlemesi ile halsizliğin ve güçsüzlüğün şiddeti artar (30). İştahsızlık: Sık görülen bir semptomdur. Özellikle sarılığı olan (ister hepastoselüler, isterse biliyer obstrüksiyon olsun) olgularda daha belirgindir. Hastalardaki tad ve koku bozukluklarıda iştahsızlığı arttırır. İştahsızlık bazen kas ve adipoz dokuda azalma ve malnutrisyon bulguları ile birlikte ciddi derecede olabilir. Ancak vücutta sıvı birikimi (asit, ödem) varsa iştahsızlık ve kilo kaybı tam olarak değerlendirilemeyebilir (30). Bulantı ve kusma: Birlikte olabilir ancak kusma olmadan bulantı daha sıktır. Daha çok biliyer ve alkolik sebebe bağlı siroz olgularında görülür (30). Kas krampları: Ağrılı, istemsiz adele kasılmaları vardır. Sıklıkla bacak ve ayaklarda istirahatte ve gece oluşur, asimetrik özelliktedir. Karaciğerdeki yetersizliğin şiddeti ve hastalığın süresi ile ilişkilidir. Efektif plazma hacminin azalması ile korelasyon gösterir (30). Kilo kaybı veya kilo artışı: Kilo kaybı sıklıkla iştahsızlık ve gıda alımındaki azalmaya bağlıdır. Hastalığın ilerlemesi ile kas kitlesinde ve adipoz dokuda azalma olur ve hiperkatabolik durumların eklenmesi ile daha belirgin hale gelir. Sirozlu

16 16 hastalarda kilo artışının en sık nedeni vücutta sıvı birikimidir. Ancak düşükte olsa obezite kilo artışının sebebi olabilir (30). Kaşıntı: Kolestatik orjinli (biliyer siroz, primer sklerozan kolanjit, biliyer obstrüksiyon) siroz olgularında sıktır. Kaşıntı intermittan ve hafif veya yaygın ve şiddetli olabilir. Özellikle ekstermitelerde belirgindir, yalnız gövdede, boyun ve yüzde nadirdir. Bazen genital bölgede de olabilir. Sıcak banyodan sonra ve gece cilt sıcak iken kaşıntı daha yoğundur. Kaşıntının plazma safra asit konsantrasyonundaki, artış ile ilişkili olduğuna inanılmaktadır (30). Ateş: Sebebi belli olmayan hafif bir ateş olabilir. Özellikle alkolik sirozda yaklaşık %40, postnekrotik sirozda ise %10 olguda sebepsiz ateş görülür. Ancak genellikle sekonder bakteriyel peritonit söz konusudur (30). Dispne ve takipne: Özellikle pulmoner tutulumun olduğu alfa-1 antitripsin eksikliği ve kistik fibrozise bağlı siroz olgularında sarılık ve birlikte dispne görülür. Bunun dışında asitle birlikte plevral sıvı varsa dispne olabilir(30). İmpotans ve seksüel disfonksiyon: Erkek alkolik sirozlu olguların yaklaşık %70'inde non-alkolik sirozlu olguların da %25'inde impotans vardır. Feminizasyon ve hipogonadizm karaciğer yetersizliğinin derecesi ile korelasyon gösterir. Seksüel fonksiyonlar halsizlik ve depresyondan da etkilenir (30). Klinik bulgular Karaciğer yetmezliği veya portal hipertansiyona bağlı olarak meydana gelirler (30). Hepatoselüler yetmezliğe bağlı olanlar; sarılık, kanama diatezi (burun, dişeti kanaması vs.), hormonal bozukluklar (genital organlarda atrofi, feminizasyon, hipogonadizm, diabet, hipoglisemi), deri değişiklikleri (palmar eritem, spider angioma), protein metabolizma bozuklukları (adale atrofisi, tenar ve hipotenar atrofi, asit ve ödem), hematolojik bozuklulardır (anemi). Portal hipertansiyona bağlı olanlar: asit, ödem, splenomegali, özefagus varis kanamaları, kollateral dolaşım ve pulmoner anormallikler (siyanoz, dispne)dir Klinik Seyir Etiyoloji, klinik (hastalığın tanı konulduğu zamanki karaciğer hücre yetmezliği ve komplikasyonların varlığı), laboratuar bulguları, histolojik lezyonun şiddeti ve tedavi olanaklarına bağlıdır. Genel olarak dekompanze sirozda (asit, sarılık, hematemez

17 17 olan), tanı konulduktan sonra 3 yıllık sağ kalım %15 ve 5 yıllık sağ kalım %7 ile %10 arasındadır. Kompanze sirozlu hastalarda dekompanzasyon oranı yılda yaklaşık %10 civarındadır. Hastalarda prognozu belirlemede kullanılan en önemli objektif parametre karaciğer yetmezliğinin derecesini gösteren Child-Pugh sınıflamasıdır. Child-Pugh evresi hastanın prognozu ile korelasyon gösterir ve klinik olarak çok sık kullanılır. Child-Pugh sınıflamasına göre siroz hastaları grup A, B ve C olmak üzere 3 evreye ayrılır. Her olgu için parametrelerin puanlarının toplanması ile elde edilen toplam puan 5-6 ise Child A, 7-9 ise Child B ve arasında ise Child C olarak yorumlanır (30) Komplikasyonlar Sirozda hastalık süreci boyunca çoğu hayatı tehdit eden, hızla ve hemen müdahale edilmez ise ölümle sonuçlanabilecek komplikasyonlar görülür. Bunlar; gelişen portal hipertansiyona bağlı olarak gastrointestinal kanamalar (özefagus, gastrik varis ve portal gastropatiye bağlı kanamalar), asit ve spontan asit enfeksiyonları (spontan bakteriyal peritonit ve benzerleri), hepatik ensefalopati (hepatik koma), hepaselüler karsinoma, karaciğer yetmezliği, hepatorenal sendrom, pulmoner komplikasyonlar (hepatopulmoner sendrom, pulmoner hipertansiyon), enfeksiyonlar, hipersplenizm ve hematolojik bozukluklar, endokrin bozukluklar (Diabet, hipoglisemi, feminizasyon, hipogonadizm), kardiak komplikasyonlar (arteryel hipotansiyon) ve gastrointestinal komplikasyonlardır (peptik ülser, safra taşları) (30). Karaciğer sirozu olan hastaların 1/3'ü, gelişen portal hipertansiyon sonucu oluşan özofagogastrik varislere bağlı kanamalardan kaybedilmektedir. Sirozlu hastalarda özofagus varisi saptanma oranı %50-68, yıllık varis gelişimi ise %5-15 oranında bildirilmiştir. Varis gelişimi sirozun derecesi ile değişkenlik göstermektedir. Karaciğer sirozunda yüksek oranda özofagogastrik varis sıklığı bulunmaktadır. Tüm sirozlu hastalar ele alındığında varis insidansi %50-68 arasında, ileri evre varis sıklığı ise yaklaşık %20 olarak bildirilmiştir (31). Karaciğer sirozunda koagulasyon faktör eksikliğinin nedenleri olarak uygun olmayan yapısal ve fonksiyonel faktör üretimi, ekstravasküler alana kayıp, trombositopeni, yaygın damar içi pıhtılaşması ve fibrinolitik aktivitenin artması gösterilmektedir (32).

18 18 Spontan bakteriyel peritonit (SBP) sirozun en sık görülen ve ölüm riski olan bir komplikasyondur. Hastaneye yatırılan asitli olgularda SBP insidansı %7-23arasında değişmektedir ve tekrarlayıcıdır(29). Parankimal karaciğer hastalıklarında en önemli komplikasyonlardan biri olan hepatik ensefalopati (HE) geriye dönüşümü olabilen nöropsikiyatrik bir durumdur (32). Hepatik ensefalopatide hastanın mental durumundaki değişikliklere dayanan bir evreleme mevcuttur: Evre 0: Bilinçte, entelektüel fonksiyonda, kişilik veya davranışlarda değişiklik yoktur, Evre 1: Hipersomni, insomni, öfori veya anksiyete, kısa dikkat süresi, irritabilite, Evre 2: Letarji, dizoryantasyon, bozulmuş kavrama, uygunsuz davranışlar konuşma bozukluğu, ataksi Evre 3: Belirgin konfüzyon; ağrılı uyaranlara cevaplılık Evre 4: Koma; ağrılı uyaranlara cevapsızlık (32) Bu evreleme metodunun subjektif kriterlere dayanmak ve prognozla yakın ilişkili olmamak gibi eksiklikleri vardır ve daha objektif bir evreleme metodunun geliştirilmesine çalışılmaktadır. Kabaca mental değişikliğe ait bulgusu olmayan hasta evre 0, ağrılı uyaranlar dahil tüm uyaranlara cevapsız hasta evre 4, minimal klinik bulguları olan hasta evre 1, kliniği ağır olan ancak ağrılı uyaranlara yanıtlı hasta evre 3, evre 1 ve 3 arasındaki hasta evre 2 olarak kabul edilebilir (33) Tedavi Siroz tanısı almış kişilerde tedavide amaç; sirozun dekompanse safhaya ilerlemesine engel olmak veya bu geçiş süresini uzatmak, dekompanse ise karaciğer yetmezliği bulgularının ortadan kalkmasını sağlamak, fibrozisi azaltmak ve hepatosellüler karsinom gelişimini önlemek, karaciğer nakli öncesinde viral sebeblere bağlı dekompanse sirozlularda viral yükü azaltarak reenfeksiyonu önlemektir. Yapılacak en akıllıca tedavi siroz oluşmadan önceki evrede tedaviye başlamak ve hastalığı kontrol altına almaya çalışmaktır. Karaciğer sirozunda tedavi büyük ölçüde semptomatik ve komplikasyonlara yöneliktir. 1980'li yılların başlarından itibaren son dönem karaciğer hastalığının tedavisinde ana yöntem karaciğer nakli olmuştur.

19 19 Ülkemizde sirotik hastaların çok büyük bir kısmında karaciğer nakil uygulanamamakta, bu olgulara konvansiyonel, semptomatik tedavi yöntemleri ile yaklaşılmaktadır. Bu hastalarda kompanse, semptomsuz dönemin uzatılmasını sağlayacak, nakil ihtiyacını erteleyebilecek hasta ömrünü uzatabilecek tedavi yöntemleri önem kazanmaktadır (30) Karaciğer Nakli Klinik uygulamada amacı, alıcının fonksiyonel veya anatomik olarak iş görmeyen doku veya organ eksikliğinin giderilmesi olan transplantasyon, bir kişiden alınan ve greft adı verilen hücre, doku veya organın genellikle bir başka kişiye nakledilmesidir. Bu yaklaşım yaklaşık 40 yıldır tüm dünyada giderek artan sıklıkla kullanılmaktadır. Günümüzde sıklıkla böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve kemik iliği transplantasyonları yapılmaktadır. Transplantasyonda greft kendi anatomik yerleşim yerine nakledilmişse bu işleme ortotopik transplantasyon, farklı bir bölgeye nakledilmişse heterotopik transplantasyon adı verilmektedir (34). Organ nakli uygulamaları günümüzde birçok kronik organ hastalıklarında uygulanan rutin, geçerli ve ileri bir tedavi yöntemi olarak kabul görmektedir (35). Organ ve doku nakli, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren en önemli ölçütlerden biridir. Kronik böbrek yetmezliği, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas gibi solid organların transplantasyon dışında fazla bir tedavi şanslarının olmayışı organ bağışı ve organ nakli konularının güncelliğini korumuştur (36). Özellikle Son dönem karaciğer hastaları ya da yaşam kaliteleri kabul edilemeyecek düzeyde kötüleşmiş karaciğer hastaları için karaciğer transplantasyonu geçerli bir tedavi şekli haline gelmiştir (37). Karaciğer transplantasyonu son dönem karaciğer hastaları için oldukça başarılı bir işlemdir ve 5 yıllık hayatta kalma oranları bir çok merkezde %70 lere ulaşmaktadır (38). Transplantasyonun başarı düzeyinin artmasıyla birlikte, hastanın hayatta kalma şansı giderek artmaktadır ve bu aşamadan sonra uzun dönem hayatta kalma ve bununla ilişkili oluşabilecek problemlere dikkat edilmesi gerekmektedir (37). Teknik komplikasyonların birçoğu post operatif birinci yılda ortaya çıkmaktadır. Daha sonra greft kaybı oranları sabittir, genel geç ölüm ya da greft kaybı nedenleri arasında orijinal hastalığın rekürrensi, maliniteler ve yaşa bağlı

20 20 komplikasyonlar sayılabilir (37). Uzun dönemde ortaya çıkan ana problemler aşağıda belirtilmiştir: * Karaciğer transplantasyonunun psikolojik sonuçları * Spesifik olmayan immünsupresyonun komplikasyonları; özellikle sepsis ve malinite * Spesifik immünsupresyonun komplikasyonları: özellikle nefrotoksisite ve hipertansiyon * İlaç rejimlerine uyumsuzluk * Orijinal hastalığın rekürrensi * Diğerleri (37). Transplantasyonun başarısındaki en önemli faktörlerden birisi, donör dokusuna karşı alıcının immün cevabıdır (34). Alınan dokunun genetik olarak tam uygun olmayan bir başka kişiye nakli, rejeksiyon olarak isimlendirilen ve greftin zarar görmesine neden olan, spesifik bir immün yanıta neden olur. Dokunun rejeksiyonundaki en önemli moleküler hedef, kendinden olmayan, klas I ve II major doku uygunluk antijenleridir. Solid organ greftlerinde, çeşitli mekanizmalar rejeksiyona neden olurlar ve bu mekanizmaların her birisi histolojik olarak karakteristik reaksiyonlara yol açar. Doğal antikorlar, greft damarlarında, trombüs ve parankimde nekroz oluşturarak hiperakut rejeksiyona neden olur. Grefte karşı oluşan alloreaktif T hücreleri ve antikorların, başlıca damar duvarında, parankim yapılarında oluşturduğu doku harabiyeti akut rejeksiyonla sonuçlanır. Kronik rejeksiyon, kronik damar zedelenmesi ve fibrozis ile karakterize bir süreçtir. Greftdeki patolojik değişikliklerin saptanması ve sınıflandırılması tedaviye yanıtın ve uzun dönem prognozun tahmin edilmesinde önemlidir (34). Alıcıda, immünosupresyonla veya grefte karşı toleransın arttırılmasıyla, rejeksiyon engellenebilir veya tedavi edilebilir. İmmünosupresif ilaçlar T lenfositleri yok ederek veya baskılayarak etki ederler. Önemli immünosupresif ilaçlardan birisi siklosporindir. Siklosporin T hücrelerinde IL-2 gibi bazı sitokinlerin gen transkripsiyonunu, T hücrelerini aktive eden nükleer faktörü (NFAT) baskılayarak veya immünosupresif etkili bir sitokin olan transforming growth factor-beta salınımını arttırarak etki eder. Ancak siklosporinin immünosupresyon için etkili

21 21 olacak doza ulaşması ile böbrek dokusunda hasarlanma ve ilaca bağlı toksisite oluşması kullanılabilirliğini sınırlamıştır (34). Etkisi siklosporine benzer bir diğer fungal metabolit FK-506 olup sıklıkla karaciğer transplantasyonlarında kullanılmaktadır. Rapamisin antibiyotik özellikte olan bir başka immünosupresif ilaçtır. T hücrelerinin büyümesini baskılar. Greft rejeksiyonunun engellenmesinde çoğalan T hücrelerin yok edilmesi için, immatür hücrelerden gelişecek olan T hücrelerin çoğalmasını engelleyen metabolik toksinlerden de faydalanılmaktadır. Bu grupta en çok kullanılan ilaç mycofenolat mofetil (MMF) dir ve T lenfositler üzerindeki selektif etkisi nedeni ile toksik etkisi daha azdır Akut rejeksiyon ataklarında OKT3 olarak bilinen, T hücre yüzey yapılarına karşı oluşan antikorlar da tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Greft rejeksiyonunu önleme veya tedavi etme amacıyla anti-inflamatuvar ilaçlar sıklıkla kullanılmaktadır. Bunların içinde en çok kullanılanı tümör nekrozis faktör (TNF) ve interlökin-1 (IL-1) gibi proinflamatuvar sitokinlerin sentezini ve salgılanmasını bloke eden kortikosteroidlerdir (34). Türkiye de solid organ nakli ilk kez 1969 da kalp nakli ile başlamıştır. Başarısızlıkla sonuçlanan bu deneyimin ardından 1970 lerin başlarında Dr. Haberal ve ekibi tarafından karaciğer nakli ile ilgili deneysel çalışmalar başlatılmıştır (39). Ülkemizde organ ve doku nakli hizmetleri bugüne kadar yapılan çalışmalara rağmen halen istendik düzeye ulaşamamıştır. Benzer ülkeler ile mukayese edildiğinde, ülkemizde 3-5 kat daha az nakil gerçekleşmektedir (40). Organ yetmezliği insidansı tüm dünyada artmaktadır (35). Dünyanın değişik bölgelerinde ve ülkemizde yapılan çalışmalar nakledilecek organ ihtiyacının günden güne büyük bir hızla arttığını göstermektedir (40). Türkiye de, organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artarken, özellikle kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, uygun organ bulunamaması nedeniyle hayatlarını kısa süre içinde kaybetmektedir (40) yılı sonu itibariyle organ nakli merkezlerinde sıraya girip karaciğer nakli bekleyen hasta sayısı 430 kişidir (40). Bazı hastalara (şansları varsa) diğerlerine göre daha kısa zamanda organ nakledilmekte, bazıları ise yıllarca beklemek zorunda kalmaktadır (35). Organ naklinin geliştiği ülkelerde, kadavra veya canlı vericilerden organların alınabilmesine izin veren belirgin bir kanun olmalıdır (40). Ülkemizde de 29 Haziran

22 da Organ ve Doku Alınması Saklanması Aşılanması ve Nakline ilişkin yasa çıkarılmış (39), 1982 yılında yasanın 14. maddesinin içeriği değiştirilmiş, yeni bir fıkra eklenerek yeniden yapılandırılmıştır (35). Organ nakli çalışmalarında, verimliliği artırmak, adaletli organ ve doku dağılımını sağlamak amacıyla; Sağlık Bakanlığının koordinasyon ve denetiminde, üniversitelerin, kamu ve özel sağlık kuruluşlarının katılımıyla, Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi kurulmuştur. Sistemin amacı ülke genelinde organ ve doku nakli hizmetleri alanında çalışan kurum ve kuruluşlar arasında gerekli koordinasyonu sağlamak, sınırlı sayıda temin edilebilen doku ve organları, bilimsel kurallara, tıbbi etik anlayışına uygun olarak, adaletli bir dağıtımla, en uygun hastalara, en kısa süre içerisinde naklini sağlamaktır (40). Organ nakillerinde kaynak (verici, donör) canlı veya ölü (kadavra) olabilir (35). Kadavradan alınan organlarla yapılan transplantasyon sayıları gelişmişliğin göstergesidir (40). Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye genelinde 2005 yılının ilk 6 ayında 3 bin 758 kişi organlarını bağışlamıştır. Bu rakamlar, organ bağışı yapan kişi sayısının binlerle değil yüz binlerle ifade edildiği gelişmiş ülkelere göre çok düşük kalmaktadır yılında milyon nüfusa düşen kadavra donör sayısı İspanya da 33,8 Fransa da 18,3 Türkiye de 1,6 dır (40). Organ nakli ile ilgili kişisel görüşler, yaş, inanç, kültür, kişilik, fiziksel görünüş ile ölüme ahlaka bakış açısı gibi etkenler tarafından etkilenmektedir (40). Bugün, canlı vericilerden olduğu kadar kadavra vericilerden de böbrek, karaciğer, pankreas, ince barsak gibi organların nakilleri yapılabilmekte ve ölü kişinin ailesine organ bağışını kabul edip etmediklerini sormak organ bağışı sürecinin en zor taraflarından birini oluşturmaktadır (40). Gerek ameliyat tekniği, gerekse ameliyat sonrası hasta bakımındaki gelişmelere karşın, dünyada ve yurdumuzda yeterli sayıda organ bağışının olmaması nedeniyle, organ nakli olmayı bekleyen pek çok hastaya organ naklinin yapılamadığı bilinmektedir (35). Canlı vericiden organ nakillerinde organ vericilerinin sağlık ve güvenliği sürekli olarak ön planda tutulmuştur (41). Bu konu aynı zamanda temel tıp etiği açısından da bir tartışma konusu olarak sürekli gündemde tutulmuştur. Opere edilen kişinin kendisi için hiçbir tıbbi endikasyon olmadan major bir cerrahinin risklerini taşıma durumunda bırakılması söz konusu olduğu için, canlı vericilerdeki

23 23 cerrahi girişimlerle ilgili tartışmalar günümüzde de sürmektedir. Ancak verici için göze alınan göreceli olarak düşük riskin karşılığında alıcı hastalarda elde edilen yüksek başarı oranları ve bununla ilintili verici kişilerde de sağlanan manevi/psikolojik tatmin konuyla ilgili tartışmalarda, kararın sürekli olarak operasyonların devamı yönünde verilmesini sağlamıştır (41). Tüm dünyada 2000 yılı başına dek gerçekleştirilen yaklaşık 1000 canlı vericiden karaciğer nakli operasyonu sonrasında 5 vericinin hayatını kaybettikleri bildirilmiştir. Resmi bir açıklama olmamakla birlikte uluslararası toplantılarda sunulan rakamlarda ise, 2000 yılından sonra yapılan 1500 operasyonda kaybedilen verici sayısının 3 (% 0,2) olduğu, ayrıca 2 vericide gelişen karaciğer yetmezliği nedeniyle bu kişilere de karaciğer nakli yapılmak zorunda kalındığı bildirilmektedir (41).

24 24 3. GEREÇ VE YÖNTEM 3.1. Araştırmanın Şekli: Bu araştırma gözleme dayalı, analitik, kesitsel ve tek merkezli bir çalışma olarak planlandı Evren ve Örneklem: Araştırmanın evrenini, Aralık 2005-Haziran 2006 tarihleri arasında Antalya ilindeki Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı Polikliniğinde takip edilen kronik hepatit B, kronik hepatit C tanısı olan 114 hasta, siroz tanısı ile klinikte takip edilen hastalar ile aynı hastanede Organ Nakli Merkezi Polikliniğinde takip edilen karaciğer nakli yapılmış 84 hasta oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi, kronik hepatit hastalarını, tanıları en az 6 ay önce konulmuş olan hepatit B ve hepatit C grubu oluşturmuştur. Karaciğer sirozu hastalarını kronik viral hepatite sekonder gelişmiş siroz hastaları oluşturmuştur. Karaciğer nakli hasta grubunu en az 1 ay önce karaciğer nakli yapılmış olan hastalar oluşturmuştur. Her üç hasta grubunda 18 yaş ve üzerindeki hastalar çalışmaya dahil edilmiş, konjestif kalp yetersizliği ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi kronik aktif hastalığı olanlar, malignitesi olan hastalar, psikiyatrik bozukluğu olanlar ve interferon tedavisi alan kronik hepatitli hastalar çalışmaya alınmamıştır. Ulaşılabilen ve yukarıdaki özelliklere sahip olan çalışmaya katılmayı kabul eden toplam 90 hasta araştırmanın örneklemini oluşturmuştur Verilerin Toplanması: Çalışma yapılmadan önce Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurulundan, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gastroenteroloji Ana Bilim Dalı Başkanlığından ve Organ Nakli Merkezi Müdürlüğünden gerekli yazılı onaylar alınmıştır. Tüm deneklere, araştırmanın amacı, yöntemi ve faydaları yazılı olarak açıklanmıştır. Deneklere kimliklerinin gizli tutulacağı, toplanan verilerin yalnızca bilimsel amaçla kullanılacağı, çalışmadan istediği taktirde çekilebileceği bu durumun tedavi ve bakımına kesinlikle olumsuz bir şekilde yansımayacağı yazılı olarak açıklanmış ve bilgili onayları alınmıştır. Araştırma verileri Aralık Haziran 2006 tarihleri arasında hastalarla birebir görüşme yöntemi kullanılarak toplanmıştır.

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek

Detaylı

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür.

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür. SİROZ Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür. İlerleyici ilerleyici karaciğer hastalıkları sonuçta siroz ile sonuçlanan progresif fibrozise neden olur. Safra kanalikülü

Detaylı

VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders. Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU

VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders. Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU Kronik Viral Hepatitler Sporadik Enfeksiyon ENDER HBV HCV HDV Ulusal Aşılama Programı Erişkinlerin Sorunu HFV, HGV,

Detaylı

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER Hastanelerde Hastaneler enfeksiyon etkenleri bakımından zengin ortamlar Sağlık personeli kan yolu ile bulaşan hastalıklar açısından yüksek

Detaylı

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI * VİRAL V HEPATİTLERDE TLERDE SEROLOJİK/MOLEK K/MOLEKÜLER LER TESTLER (NE ZAMANHANG HANGİ İNCELEME?) *VİRAL HEPATİTLERDE TLERDE İLAÇ DİRENCİNİN SAPTANMASI *DİAL ALİZ Z HASTALARININ HEPATİT T AÇISINDAN

Detaylı

Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı. Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi

Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı. Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit Aktivasyonunun Ayrımı Neden AHB ve KHB-A karışır? Neden AHB ve KHB-A

Detaylı

Kronik HCV İnfeksiyonlarında Güncel Tedavi Yaklaşımları Dr. Kaya Süer

Kronik HCV İnfeksiyonlarında Güncel Tedavi Yaklaşımları Dr. Kaya Süer Kronik HCV İnfeksiyonlarında Güncel Tedavi Yaklaşımları Dr. Kaya Süer Near East University Faculty of Medicine Infectious Diseases and Clinical Microbiology HCV tarihçesi 1989 Hepatitis C (HCV) genomu

Detaylı

Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var

Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var KARACİĞER NEDEN ÖNEMLİ 1.Karaciğer olmadan insan yaşayamaz! 2.Vücudumuzun laboratuardır. 500 civarında görevi var! 3.Hasarlanmışsa kendini yenileyebilir! 4.Vücudun

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

Tedavi Ne Zaman Yapılmalı Ne Zaman Yapılmamalı?

Tedavi Ne Zaman Yapılmalı Ne Zaman Yapılmamalı? Tedavi Ne Zaman Yapılmalı Ne Zaman Yapılmamalı? Dr. Ziya Kuruüzüm DEÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Hepatit Akademisi 2015: Temel Bilgiler 22-25.01.2015, Kolin Otel, Çanakkale Sunum

Detaylı

KARACIGER HASTALIKLARI TANISI, TEDAVISI, ÖNLENMESI - HASTA VE HASTA YAKINLARI IÇIN BILGI

KARACIGER HASTALIKLARI TANISI, TEDAVISI, ÖNLENMESI - HASTA VE HASTA YAKINLARI IÇIN BILGI KARACIGER HASTALIKLARI TANISI, TEDAVISI, ÖNLENMESI - HASTA VE HASTA YAKINLARI IÇIN BILGI G.Babayeva Asistan Doktor Sunum 1. Karaciger nerededir ve görevi nedir? 2. Karaciğer hastalığı nasıl tespit edilir?

Detaylı

HEPATİT DELTA Klinik Özellikler, Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Diyarbakır

HEPATİT DELTA Klinik Özellikler, Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Diyarbakır HEPATİT DELTA Klinik Özellikler, Tanı ve Tedavi Prof. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Diyarbakır HDV 1700 nükleotidden oluşmaktadır Delta Ag S (22 kda) 195 aminoasit L (24 kda) 214 aminoasit Delta Ag ni 4 ayrı

Detaylı

Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı. Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı. Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji HBV Neden Önemli? Dünyada yaklaşık 400 milyon kişi HBV ile

Detaylı

Nebile ÖZDEMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi

Nebile ÖZDEMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi Nebile ÖZDEMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi TÜRKİYEDE BÖBREK NAKLİ 1975 yılında canlı 1978 yılında kadavra E.Ü.T.F Hastanesi Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi 1988

Detaylı

VİRAL HEPATİTLER. Dr. Selim Bozkurt. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

VİRAL HEPATİTLER. Dr. Selim Bozkurt. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı VİRAL HEPATİTLER Dr. Selim Bozkurt Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Sunum Planı Hepatit Hepatit A Hepatit B Hepatit C Mesleki Maruziyet Potansiyel olarak Hepatit

Detaylı

Karaciğer Nakli. Dr Sezai YILMAZ İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYA

Karaciğer Nakli. Dr Sezai YILMAZ İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYA Karaciğer Nakli Güncel Yaklaşımlar Dr Sezai YILMAZ İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYA Karaciğer Nakli Malatya Deneyimi ABD Karaciğer Nakli Verileri -2007 ABD Karaciğer Nakli Verileri -2008

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa

Detaylı

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller Dr. Dilara İnan 04.06.2016 Isparta Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) HBV yüzeyinde bulunan bir proteindir; RIA veya EIA ile saptanır Akut ve kronik HBV

Detaylı

Hepatit C ile Yaşamak

Hepatit C ile Yaşamak Hepatit C ile Yaşamak NEDİR? Hepatit C kan yoluyla bulaşan Hepatit C virüsünün(hcv) neden olduğu bir karaciğer hastalığıdır. 1 NEDİR? Hepatit C virüsünün birçok türü (genotipi ) bulunmaktadır. Ülkemizde

Detaylı

Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu. Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa

Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu. Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa Olgu 24 yaşında erkek hasta 6. sınıf tıp öğrencisi Ortopedi polikliniğine başvurmuş Rutin

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir? Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan

Detaylı

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar Dr. Dilek Çolak 10 y, erkek hasta Olgu 1 Sistinozis Böbrek transplantasyonu Canlı akraba verici HLA 2 antijen uyumsuz 2 Olgu 1 Transplantasyon öncesi viral

Detaylı

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma Ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi EKK KAYA SÜER

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma Ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi EKK KAYA SÜER Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma Ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi EKK KAYA SÜER Sağlık Çalışanlarında İnfeksiyon Riski: Kan yoluyla bulaşan hastalıklar Hepatit B, Hepatit C, HIV, Hepatit

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR Prof. Dr. Oğuz KARABAY BU sunularda UHESA sunularından yararlanmıştır. UHESA ya ve eğitmenlerine teşekkürü borç biliriz. 1 Sunum Özeti BU derste verilmek İstenenler!!!

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

HCV ye Bağlı Dekompanze Karaciğer Sirozu Hastalarında Pegileİnterferon Alfa-2a + Ribavirin Tedavisi

HCV ye Bağlı Dekompanze Karaciğer Sirozu Hastalarında Pegileİnterferon Alfa-2a + Ribavirin Tedavisi HCV ye Bağlı Dekompanze Karaciğer Sirozu Hastalarında Pegileİnterferon Alfa-2a + Ribavirin Tedavisi Fatih Tekin, Fulya Günşar, Zeki Karasu, Ulus Akarca, Galip Ersöz Ege ÜTF Gastroenteroloji Bilim Dalı,

Detaylı

DOÇ. DR. GÜNAY ERTEM S. B. Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

DOÇ. DR. GÜNAY ERTEM S. B. Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği DOÇ. DR. GÜNAY ERTEM S. B. Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği *FG, *38 yaşında, bayan *İlk başvuru tarihi: Kasım 2010 *7 ay önce saptanan HBsAg pozitifliği

Detaylı

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati : Terminoloji Tip A Akut karaciğer yetmezliği ile birlikte Tip B Porto-sistemik Bypass ile birlikte (intrensek hepatosellüler yetmezlik

Detaylı

PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ. Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN

PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ. Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN Sağlık Çalışanlarında İnfeksiyon Riski Kan yoluyla bulaşan hastalıklar Hepatit B, Hepatit C, HIV, Hepatit D Sağlık çalışanlarında majör

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Sağlık hizmeti sunumu sırasında sağlık çalışanları, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklarını tehdit eden pek çok riske maruz

Detaylı

Kronik Delta Hepatiti Tanı ve Tedavi

Kronik Delta Hepatiti Tanı ve Tedavi HDV-Viroloji Kronik Delta Hepatiti Tanı ve Tedavi HDV defektif bir RNA virusu RNA genomu ve HDAg ile bunu kuşatan HBsAg den oluşmuş kılıfa sahip (36-43 nm) Sadece karaciğerde replike olur HDV nin yüzeyel

Detaylı

HEPATİT TARAMA TESTLERİ

HEPATİT TARAMA TESTLERİ HEPATİT TARAMA TESTLERİ Hepatit Tarama Testleri (Hepatit Check Up) Hepatit taraması yaptırın, aşı olun, tedavi olun, kendinizi ve sevdiklerinizi koruyun. Hepatitler toplumda hızla yayılan ve kronikleşerek

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ Dr. Talât Ecemiş Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Venöz ulaşım yolu Arteriyovenöz şantlar Kateterler

Detaylı

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader OLGU 1 İkinci çocuğuna hamile 35 yaşında kadın gebeliğinin 6. haftasında beş yaşındaki kız çocuğunun rubella infeksiyonu geçirdiğini öğreniyor. Küçük

Detaylı

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır.

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır. WEİL FELİX TESTİ WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır. Riketsiyöz tanısında çapraz reaksiyondan faydalanılır bu nedenle riketsiyaların çapraz reaksiyon

Detaylı

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl Karaciğer ve safra yolu hastalıklar klarında laboratuvar bulguları Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı 5.Yarıyıl 2006-2007 2007 eğitim e yılıy Karaciğer ve safra yolu hastalıklarında

Detaylı

HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ. Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic. A.Ş.

HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ. Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic. A.Ş. HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ BİRLEŞİK METAL-İŞ YAYINLARI Tünel Yolu Cd. No.2 81110 Bostancı - İstanbul Tel: (0216) 380 8590 Faks: (0216) 373 6502 Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic.

Detaylı

Kronik Hepatit B li Hastanın Güncel Tedavisi

Kronik Hepatit B li Hastanın Güncel Tedavisi Kronik Hepatit B li Hastanın Güncel Tedavisi Prof. Dr. Reşat Özaras İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon AD. rozaras@yahoo.com Genel Bakış HBV Enfeksiyonunda Neredeyiz? Eradikasyon

Detaylı

KRONİK BÖBREK HASTASINDA (HBV) TEDAVİ PROTOKOLU NASIL OLMALIDIR?

KRONİK BÖBREK HASTASINDA (HBV) TEDAVİ PROTOKOLU NASIL OLMALIDIR? KRONİK BÖBREK HASTASINDA (HBV) TEDAVİ PROTOKOLU NASIL OLMALIDIR? Dr. Ziya Kuruüzüm DEÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 07.09.2013, UVHS, Güral Sapanca Otel, Sakarya Kronik böbrek hastası

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem III - 5. Ders Kurulu. Gastrointestinal Sistem. Eğitim Programı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem III - 5. Ders Kurulu. Gastrointestinal Sistem. Eğitim Programı ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 Dönem III - 5. Ders Kurulu Gastrointestinal Sistem Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü Dönem Koordinatörü Koordinatör Yardımcısı : Doç.Dr.Erkan

Detaylı

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE 0212 5294400 2182 KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE 0212 5294400 2182

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE 0212 5294400 2182 KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE 0212 5294400 2182 İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2013 YILI HASTA OKULU PLANI HASTANE ADI TARİH SAAT KONU EĞİTİM YERİ HASTA OKULU PROGRAMI İÇİN HASTA VE YAKINLARININ İLETİŞİM KURABİLECEKLERİ TELEFON NUMARASI HASEKİ 28/01/2013

Detaylı

Hemodiyaliz olgularında hepatit enfeksiyonu ve önlenmesi. Dr Hayriye Sayarlıoğlu, KSÜ, Nefroloji, Kahramanmaraş

Hemodiyaliz olgularında hepatit enfeksiyonu ve önlenmesi. Dr Hayriye Sayarlıoğlu, KSÜ, Nefroloji, Kahramanmaraş Hemodiyaliz olgularında hepatit enfeksiyonu ve önlenmesi Dr Hayriye Sayarlıoğlu, KSÜ, Nefroloji, Kahramanmaraş Giriş Hemodiyaliz hastalarında enfeksiyon önemli mortalite nedenleri arasındadır Hepatit C

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor. Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor. Grip ve sonrasında gelişen akciğer enfeksiyonları

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının

3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının 3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının Değerlendirilmesi DR PıNAR KORKMAZ D U MLUPıNAR Ü N

Detaylı

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır. HODGKIN LENFOMA HODGKIN LENFOMA NEDİR? Hodgkin lenfoma, lenf sisteminin kötü huylu bir hastalığıdır. Lenf sisteminde genç lenf hücreleri (Hodgkin ve Reed- Sternberg hücreleri) çoğalır ve vücuttaki lenf

Detaylı

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI Hazırlayan Kontrol eden Onaylayan Enfeksiyon Kontrol Komitesi Kalite Yönetim Direktörü Hastane Yöneticisi 1.AMAÇ Hasta kanı ve/veya diğer vücut sıvıları ile parenteral veya mukoza yoluyla temas eden sağlık

Detaylı

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. Aslı KANTAR Akut rejeksiyon (AR), greft disfonksiyonu gelişmesinde major

Detaylı

SOLİT ORGAN TRANSPLANTASYONU ve BK VİRUS ENFEKSİYONLARI Doç. Dr. Derya Mutlu Güçlü immunsupresifler Akut, Kronik rejeksiyon Graft yaşam süresi? Eskiden bilinen veya yeni tanımlanan enfeksiyon etkenleri:

Detaylı

İMMUNSUPRESE HASTALARDA PROFİLAKSİ

İMMUNSUPRESE HASTALARDA PROFİLAKSİ İMMUNSUPRESE HASTALARDA PROFİLAKSİ DR GÜLE ÇINAR AYDIN AFYONKARAHİSAR DEVLET HASTANESİ Hematolojik malignitesi olan hastalarda KC disfonksiyonu kemoterapinin sık görülen ve önemli bir komplikasyonu! Major

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI. SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 08-09 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI. Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 03 Eylül 08 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

TRANSFÜZYONLA BULAŞAN HASTALIKLAR TARAMA TESTİYAPILANLAR: HEPATİTLER VE HIV

TRANSFÜZYONLA BULAŞAN HASTALIKLAR TARAMA TESTİYAPILANLAR: HEPATİTLER VE HIV TRANSFÜZYONLA BULAŞAN HASTALIKLAR TARAMA TESTİYAPILANLAR: HEPATİTLER VE HIV Doç. Dr. Mustafa GÜL Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 1 Sunum Planı Transfüzyonla

Detaylı

Uzm. Dr. Altan GÖKGÖZ Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şanlıurfa

Uzm. Dr. Altan GÖKGÖZ Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şanlıurfa Uzm. Dr. Altan GÖKGÖZ Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şanlıurfa Olgunun asıl sahibi olan kişi Dr. Derya KETEN Necip Fazıl Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi Sağlık Çalış ışanlarında Enfeksiyon Riski Kan yoluyla bulaşan hastalıklar Sağlık çalış ışanlarında majör bulaş kaynağı kanla

Detaylı

GİRİŞİŞ Hepatit C virusu ( HCV ) nun) neden olduğu u C tipi viral hepatit, dünyand nyanın n başlıca sağlık k problemlerinden biridir. Yaklaşı şık k 20

GİRİŞİŞ Hepatit C virusu ( HCV ) nun) neden olduğu u C tipi viral hepatit, dünyand nyanın n başlıca sağlık k problemlerinden biridir. Yaklaşı şık k 20 HCV YE BAĞLI DEKOMPANZE KARACİĞ İĞER SİROZU S HASTALARINDA PEGİLE İNTERFERON ALFA-2A + RİBAVİRİN N TEDAVİSİ Fatih Tekin, Fulya Günşar,, Zeki Karasu, Ulus Akarca, Galip Ersöz Ege ÜTF Gastroenteroloji Bilim

Detaylı

Alıcı ve Vericinin Böbrek Transplantasyonuna Hazırlanması. Prof. Dr. Yaşar BAYINDIR BUHASDER-2017

Alıcı ve Vericinin Böbrek Transplantasyonuna Hazırlanması. Prof. Dr. Yaşar BAYINDIR BUHASDER-2017 Alıcı ve Vericinin Böbrek Transplantasyonuna Hazırlanması Prof. Dr. Yaşar BAYINDIR BUHASDER-2017 ABD: Solid Organ Nakli 26.034 organ nakli (Ocak-Eylül 2017 arası) 4.491 (%17) canlı verici 21.543 (%83)

Detaylı

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti?

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti? HIV/AIDS epidemisinde neler değişti? Dr. Gülşen Mermut Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ABD EKMUD İzmir Toplantıları - 29.12.2015 Sunum Planı Dünya epidemiyolojisi

Detaylı

Korunma Yolları (Üniversal Önlemler)

Korunma Yolları (Üniversal Önlemler) Doç. Dr. Onur POLAT Korunma Yolları (Üniversal Önlemler) İlk kez 1987 yılında ABD de hastalık kontrol merkezleri (CDC) tarafından HIV bulaşmasını önlemek amacıyla önerilen yöntemler Üniversal Önlemler

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Zülfü ARIKANOĞLU

Yrd.Doç.Dr. Zülfü ARIKANOĞLU Yrd.Doç.Dr. Zülfü ARIKANOĞLU ORGAN NAKLİ NEDİR? Vücutta görevini yerine getiremeyen bir organın yerine, canlı vericiden veya ölüden alınan yeni ve sağlam bir organın cerrahi yöntemlerle nakledilmesi işlemidir.

Detaylı

Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli

Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK Karaciğer Nakli Enstitüsü Problem Karaciğer nakli Kardiyak Problemler Hasta Sayısı Giderek Artıyor KC Problemi KPB New York Eyaletinde 1998

Detaylı

Dr.Ayşenur DOSTBİL Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi

Dr.Ayşenur DOSTBİL Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr.Ayşenur DOSTBİL Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Karaciğer hastalığı bulunan ve cerrahi planlanan hastalar hem cerrahi, hem de anestezi ile ilişkili komplikasyonlar açısından yüksek riske sahiplerdir.

Detaylı

Belge No: Yayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: Güncelleme No: Sayfa No: EKÖ/YÖN 20 19.08.2009-1 1/5 GÜNCELLEME BİLGİLERİ

Belge No: Yayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: Güncelleme No: Sayfa No: EKÖ/YÖN 20 19.08.2009-1 1/5 GÜNCELLEME BİLGİLERİ EKÖ/YÖN 20 19.08.2009-1 1/5 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama - 0 - EKÖ/YÖN 20 19.08.2009-1 2/5 1. AMAÇ Bu yönergenin amacı; çalışanların iş kazası sonucu yaralanmalarında bildirimin

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur. Dr.Armağan HAZAR ZATÜRRE (PNÖMONİ) Zatürre yada tıbbi tanımla pnömoni nedir? Halk arasında zatürre olarak bilinmekte olan hastalık akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Tedavi edilmediği takdirde ölümcül

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI. SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 08-09 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI. Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 0 Şubat 09 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kaliteli yaşam; kişinin temel ihtiyaçlarını karşıladığı,

Detaylı

Dr. Servet ALAN Memorial Sağlık Grubu

Dr. Servet ALAN Memorial Sağlık Grubu Dr. Servet ALAN Memorial Sağlık Grubu Olgu 1 56 y, Erkek Karaciğer sirozu, hepatit B, C, ve HCC Hepatik ensefalopati KC alıcı VDRL: + TPHA: + (1/640) Anti-TP : + Olgu 1 Preoperatif 10 gün seftriakson 1x1

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 1 2 3 4 ANTİRETROVİRAL TEDAVİ HIV eradiksayonu yeni tedavilerle HENÜZ mümkün değil

Detaylı

Akut Hepatit C Tedavisi. Dr. Dilara İnan Akdeniz ÜTF, İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mikr AD, Antalya

Akut Hepatit C Tedavisi. Dr. Dilara İnan Akdeniz ÜTF, İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mikr AD, Antalya Akut Hepatit C Tedavisi Dr. Dilara İnan Akdeniz ÜTF, İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mikr AD, Antalya HCV DSÖ verilerine göre tüm dünya nüfusunun %3 ü (yaklaşık 170 milyon kişi) HCV ile infekte. İnsidans;

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI. SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 08-09 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI. Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 5 Nisan 09 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği OP. DR. ÜNSAL ÖZKUVANCI Genel bilgiler Şeker hastalığı bir çok organı etkilediği gibi cinsel fonksiyonları da olumsuz

Detaylı

Kronik Zeminde Akut Karaciğer Yetmezliği

Kronik Zeminde Akut Karaciğer Yetmezliği Kronik Zeminde Akut Karaciğer Yetmezliği Prof. Dr. Birol ÖZER Başkent Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı 1. Türkiye-Azerbaycan Ortak Hepatoloji Kursu, İstanbul, 2015 Tanım Kronik karaciğer hastalığı

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ. Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR

KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ. Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR Giriş-Amaç IL28B geni ve yakınındaki single nucleotide polymorphism lerinin(snp, özellikle rs12979860

Detaylı

Kronik böbrek yetmezliğine sahip olan her hasta böbrek nakli için aday olabilmektedir.

Kronik böbrek yetmezliğine sahip olan her hasta böbrek nakli için aday olabilmektedir. Kimler Böbrek Naklinden Yarar Sağlayabilir? Böbrek nakli kimlere yapılabilir? Kronik böbrek yetmezliğine sahip olan her hasta böbrek nakli için aday olabilmektedir. İlerlemiş böbrek yetmezliğinin en sık

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Yrd.Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Yrd.Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD HÇ, 28 yş, E, Memur 2010 yılı ocak ayında kan bağışı sırasında sarılık olduğu söyleniyor. Başvuru sırasında bazen halsizlik ve

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI Sayfa No 1 / 5 Hazırlayan İnceleyen Onaylayan Enfeksiyon Kontrol Komitesi Kalite Yönetim Temsilcisi Başhekim 1.AMAÇ Hasta kanı ve/veya diğer vücut sıvıları ile parenteral veya mukoza yoluyla temas eden

Detaylı

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay ANEMİYE YAKLAŞIM Dr Sim Kutlay KBH da Demir Eksikliği Nedenleri Gıda ile yetersiz demir alımı Üremiye bağlı anoreksi,düşük proteinli (özellikle hayvansal) diyetler Artmış demir kullanımı Eritropoez stimule

Detaylı

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI Hepatit B aşısı bilinen en etkili aşılardan biridir. Hepati B aşısı inaktif ölü bir aşıdır, aşı içinde hastalık yapacak virus bulunmaz. Hepatit B aşısı 3 doz halinde yapılmalıdır.

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Olgu Yaşında Erkek hasta Genel Cerrahide operasyon geçiriyor Önceki yıllarda damariçi uyuşturucu kullanımı öyküsü var Preop istenen tetkiklerde

Olgu Yaşında Erkek hasta Genel Cerrahide operasyon geçiriyor Önceki yıllarda damariçi uyuşturucu kullanımı öyküsü var Preop istenen tetkiklerde Yunus Gürbüz Olgu 1 55 Yaşında Erkek hasta Genel Cerrahide operasyon geçiriyor Önceki yıllarda damariçi uyuşturucu kullanımı öyküsü var Preop istenen tetkiklerde Anti-HCV pozitif HCV RNA 324 600 IU/mL

Detaylı

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Testler farklı amaçlarla uygulanabilir: - Tanı, tarama, doğrulama,

Detaylı

Transplantasyon Sonrası Viral Hepatit C Yönetimi. Dr. Dilara İnan UVHS, Malatya

Transplantasyon Sonrası Viral Hepatit C Yönetimi. Dr. Dilara İnan UVHS, Malatya Transplantasyon Sonrası Viral Hepatit C Yönetimi Dr. Dilara İnan 14.05.2017 UVHS, Malatya Hepatit C: Doğal seyir Thomas DL. Nat Med 2013;19(7):850 858 Nakil sonrası nüks Nakil sırasında saptanabilir HCV

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR Feray Gökdoğan 1, Duygu Kes 2, Döndü Tuna 3, Gülay Turgay 4 1 British University of Nicosia, Hemşirelik Bölümü 2 Karabük

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

PEG-IFN ALFA 2B /RİBAVİRİN /BOSEPREVİR KOMBİNASYONU İLE TEDAVİ EDİLEN KHC OLGUSU

PEG-IFN ALFA 2B /RİBAVİRİN /BOSEPREVİR KOMBİNASYONU İLE TEDAVİ EDİLEN KHC OLGUSU PEG-IFN ALFA 2B /RİBAVİRİN /BOSEPREVİR KOMBİNASYONU İLE TEDAVİ EDİLEN KHC OLGUSU Doç Dr Neşe Demirtürk Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Detaylı

ALLOJENİK KORDON KANI BANKACILIĞINDA UMUTLAR

ALLOJENİK KORDON KANI BANKACILIĞINDA UMUTLAR ALLOJENİK KORDON KANI BANKACILIĞINDA UMUTLAR Prof. Dr. İhsan Karadoğan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Kök Hücre Nedir? Kendileri için uygun olan bir çevre içinde

Detaylı

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR? Yaşlılık YAŞ NEDİR? Yaş;Kronolojik ve Biyolojik yaş olarak iki biçimde açıklanmaktadır. İnsan yaşamının, doğumdan içinde bulunulan ana kadar olan bütün dönemlerini kapsayan süreci kronolojik yaş ; içinde

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı