25 Zilkade 1429 / 22 Kasım 2008

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "25 Zilkade 1429 / 22 Kasım 2008"

Transkript

1 Zilkade 1429 / 22 Kasım 2008 Büyük Haritası Biz, tasavvufta alışılan literatürün dışında kelimeler kullanıyoruz, ama aslında aynı manaları ve aynı konuları anlatmaya çalışıyoruz. Gördüğünüz bu çizim bir müsvedde. Bu müsveddenin benim için, bana ait nostaljik bir değeri var. Bir ikindi vakti, var olan bilgilerin bir şekle dönüşümü halinde, elimi daha sonra fark ettiğim, bir anda kendiliğinden olmuş bir şey bu. Bir anda bir kâğıda aksedişti, o yüzden bir önemi var gibi benim için. Ama size de bir hatırlatıcı! Hatırlayacaksınız inanışı öteden beriden alıp içimize hapsetmekle başlamış, sonra bu yanlıştan da kurtularak yola devam etmiş, süreci böyle şekillendirmiştik. Bunları konuşup tartıştıktan sonra, bu müsveddede gördüğümüz A Takdim Formu ve B Takdim Formu bakış açılarını konuştuk. Şimdi bu noktanın biraz daha üstüne çıkıp bir cümle daha ekleyelim; idrakta aşağıdan yukarıya doğru hafif kıpırdayalım. Aslında yaptığımız şu: Başlarken, herhalde böyledir dediğimiz bir bakışı, neyin ne olduğu nerede olduğu tam belli olmayan bir bakışı, dağınık bir bakışı aldık, onu yavaş yavaş idrakta yukarıya doğru ama hep daha netleştirerek ilerletmeye gayret ettik. Şimdi bu idrakı bir cümleyle, bir basamak daha yukarı taşıyoruz: A takdimiyle BEN denilen bir hayat var. A ile takdimin olduğu bu hayatın oluşturduğu hayat dünya hayatıdır. Yani A Takdimiyle BEN demek dünya hayatının esasıdır. Şöyle bir sıralama yapabiliriz: A Takdimiyle BEN deme olgusu dünya hayatını oluşturuyor. A takdimiyle BEN demekle oluşan bu dünya hayatı cehennemi oluşturuyor, cehennem dünya hayatının devamıdır. Buraya çok dikkat edin; bu ikisi birbirinin sonuçları! A Takdimiyle BEN demenin sonucu dünya hayatıdır, dünya hayatındaki bu döngünün sonucu da cehennemdir! Nebe Sûresi 21. ayeti hatırlayalım: Kesinlikle cehennem herkesin güzergâhı üzerindedir. İşte bu yüzden cehennem herkesin güzergâhı üzerinde! Dünya herkesin güzergâhı üzerinde değil mi? Bakın şimdi: A Takdimi BEN le başlayan olguya diyorsun ki dünya sizin güzergâhınızın üzerinde. Çünkü bu olgunun

2 Yılmaz Dündar 275 güzergahında dünya hayatı var. Sonra da dünyaya diyorsun, cehennem kesinlikle herkesin güzergâhı üzerinde. Meryem Sûresi 71, 72: Sizden oraya, cehenneme uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu Rabbinin üzerine kesinleşmiş bir hükmüdür! Sonra biz korunanları kurtarırız, zalimleri de dizüstü orada bırakırız. Cehennemden kurtulmanın tek yolu bu: Biz korunanları kurtarırız! Korunmuş olanlar kurtulur değil! Biz korunanları kurtarırız! Zalimleri de dizüstü orada bırakırız. Burada olay Nebe ye göre daha geniş anlatılıyor. Tefekkür Şeması 7 den Nebe Sûresi 21. ayette; kesinlikle cehennem herkesin güzergâhı üzerindedir diyor. Meryem de sizden oraya, cehenneme uğramayacak hiçbir kimse yoktur! Bu Rabbinin üzerine kesinleşmiş bir hükmüdür. Sonra biz korunanları kurtarırız. Zalimleri de dizüstü orada bırakırız. Hüküm bu: Cehenneme uğramayacak yoktur. Muttaki olanları kurtarırız. Zalim i artık çok iyi biliyoruz. Bu ilimden önce böyle bir şeyi duymuş olsaydık veya bu meali okusaydık zalimi zihnimizde nasıl canlandırırdık? Mesela bu ayeti okurken hayal kuracak olsak sonra biz korunanları kurtarırız kısmını hayalleyince gözümüzün önüne ne gelir? Hemen bir salât ikame eden gelir, korunmayı salât ikamesiyle sembolleştiririz, salât ikame ediyorsa zaten şöyle yaşıyordur gibi düşünürüz. Ama zalimleri de dizüstü orada bırakırız kısmındaki nasıl sembolleştiririz? Zalimi hayal ederken, onu sembolleştirirken birilerine haksızlık yapan birisini düşünürüz. Ama yanılırız. Mesela işçilere kötü davranan bir patronu düşünürüz veya çocuklarına kötü davranan, zulmeden bir anneyi babayı, mahallede komşularına kötülük yapan, zulmeden bir komşuyu düşünürüz. O yetersiz bir yaklaşımdır. Burada bahsedilen zalim; yalnız ve yalnız nefsine zulmedendir, yani şirk-i hafi halinde olandır! Zalimleri de dizüstü orada bırakırız! Burayı iyi fark etmek neden gerekir? Eğer zalimi yanlış hayallersek amelimiz bozulur! Bakın biz korunanları kurtarırız derken zihnimizde salât ikame eden bir insan oluşturuyoruz ve korunan olsa olsa budur diyoruz ya, bu bizi bir doğru amele götürür. Ama zalimi yanlış hayallersek o bizi yanlış bir amele götürür. Neden? Çünkü onu okuyunca biz zalim değiliz, kimseye kötülük yapmıyoruz der işin içinden çıkarız. Burada bahsedilen zalim ve zulüm; bizim kendi aramızda A ların dünyasında bildiğimiz zulüm değil, A ların birbirlerine kötü davranmalarından kaynaklanan bir zulüm değil! Eğer 4. Tefekkür Şeması na bakacak olursanız, orada A Takdim Formu denilen kısma nefse zulüm yeri dedik. Zalimlerin ve zulmün yeri burasıdır, burada yaşayanlar zalimdir, ayetin zalim dediği A yı yaşayanlardır! A Takdim Formu aynı zamanda batıl denilen şeydir. Din de batıl denilen her şey buradadır, o burasıdır! B Takdim Formu diye çizdiğimiz İhlâs Hayat Döngüsü ise Hakk dır! A Takdim Formu batıl, B Takdim Formu Hakk! Asr Sûresi ne bu çerçevede bakın lütfen. Asr Sûresi ni önemsemek, ona çok dikkat etmek lazım. Hakk orada önemli bir kavram olarak geçer. Asr Suresi nde ayrıca zaman da çok önemseniyor: Vel Asr; zamana yemin olsun! Asr Suresi ndeki zamana yemin i düşününce, söylemek istediğim birkaç şey var. Tasavvufta kesinlikle kendinizi Allah ın yerine koymayın, yanlış yaparsınız! İnsansınız siz! İnsan Allah değildir. Buna çok

3 276 dikkat etmek lazım; kendinizi Allah ın yerine koymayın! Nasıl mı? Tasavvufla meşgul, heyecanlı bir arkadaşımızla karşılaşıyoruz ve zamandan bahsediyoruz, bize ne zamanı, zaman yok ki diyor. Allah, Allah, niye zaman olmasın ki, insana göre zaman var! Allah zamana yemin ediyor. Sen bunu o zaman Allah a öğret, de ki ne zamanı, ne yemini, yok ki öyle bir şey! Ama Allah Vel Asr; zamana yemin olsun diyor. Yani orada öyle bir ilim, orada fark etmeniz gereken öyle bir şey var ki, gözden kaçırmayın diyor. Ama sen onu es geçiyorsun, boş ver diyorsun. Tasavvufla meşgul olanlar kendilerini yok a, yok demeye o kadar adıyorlar ki, her şeyi yok yapıyorlar. Ama yanlış yapıyorlar! Tefekkür Şeması 4 - Zamana yemin i anlayamadım. Zaman göreceli bir şey değil mi? Bir şeye yok demek başka şeydir göreceli demek başka! Göreceli ne demek? Var ama göreceli! Ee, gördün mü? Ben göreceli değil

4 Yılmaz Dündar 277 demiyorum. Ama birisi çıkıyor zaman diye bir şey yok diyor! Yok dediği zaman, yok olan o zamanı nasıl değerlendirecek? Ayet zamanı değerlendiremeyen hüsrandadır diyor, sen zaman yok dersen nasıl değerlendireceksin? Zamana kim yok diyebilir? Allah! Allah kendisi için zaman yok diyebilir. Sen kendini Allah ın yerine koyar da zaman yok dersen, Allahlık yapmış olursun, kaybedersin. Kendini Allah ın yerine koyan, Allah ın işine karışan, Allahlık yapan kaybeder! İnsan kul olmak zorundadır, başlangıçta böyledir! Zaman vardır! Ama zaman tarif eden kriterlere göre göreceler ortaya çıkar. Sen kendine güneş sistemine göre bir zaman ölçüsü koyuyorsun. Ama ölümü tattığın zaman galaksi sistemine göre farklı bir zaman idrakın oluşur. Demek ki, bir zaman anlayışı var! Allah, kâinatın yaratılmasıyla ilgili altı gün diyor ayette! Ama bu gün/zaman, şimdi bizim bildiğimiz gibi bir gün değil, çok farklı bir şey o! Orada bahsedilen gün, Pazartesi, Salı gibi bir gün değildir. Kişiler, özellikle hıristiyan anlayışından kaynaklanan bakışa dalıp espri bile yaparlar. Allah altı günde yaratmış, yedinci gün yani Pazar günü dinlenmiş gibi espriler bile yaparlar. Öyle bir şey değil! Gün gelir, inşaallah bu altı gün nedir? onları konuşuruz. Aslında Vel Asr Sûresi nde söyleyeceğim başka bir şeydi. Ama bizim önce insan boyutunu iyi kavrayıp yakalamamız gerekiyor. Neden? Çünkü kişi insan boyutunu iyi tanıyamazsa, tanıyamadığı bu boyuttan kurtulamaz. O boyutu iyi tanıyamazsa o boyuttan kurtulamaz! Siz tanımanız gerekirken her şeyi yok ederseniz, kurtulamazsınız: Hüsrandadır o insan! Asr Sûresi devamen diyor ki; ancak şunlar müstesna! Kimler? Hüsrana uğramamış olanlar kimler? İman eden ve salih amel işleyenler müstesna! Bu hakikati birçok yerde göreceğiz. Ama 6. Tefekkür Şemasına bakacak olursanız, orada Nisa Sûresi 175 aynı gerçeği söyler: Tefekkür Şeması 6

5 278 Nisa Suresi 175: Billahi anlamıyla Allah a iman edenleri ve bu imanın gereğini yaşayanları Allah rahmet ve faziletine erdirir ve sıratı müstakime hidayet eder. Ayette iki kategori, iki şık var: Birisi; Billahi anlamıyla Allah a iman edenler! Allah a inananlar değil, Billahi anlamıyla Allah a iman edenler. Diğeri; bu imanın gereğini yaşayanlar! İşte bunları Allah rahmet ve faziletine erdiriyor ve sıratı müstakime hidayet ediyor. Bu ayetteki Billahi imanında olanlar ve bu imanın gereğini yaşayanlar Vel Asr Sûresi ndeki iman edenler ve o imanın gereğini yerine getirenler ile aynı manadadır! O imanın gereği de orada tarif etmiş; Salih amel! Amel değil salih amel! Dolayısıyla; eğer bir işi A Takdim Formu yapıyorsa o ameldir. B Takdim Formu yapıyorsa o iş salih ameldir. Bu yüzden, A takdiminin ve B takdiminin veri tabanını çok iyi bilmek gerekiyor! Çünkü aynı işi yaptığın halde bir anda tanım değişiyor! Birisi amel oluyor; o amelle cennete gidilmez. Diğeri salih amel oluyor! B Takdim Formu nda, yani Hakk dediğimiz yerde yapılan amel salih ameldir. Amel kendi arasında ikiye ayrılır: Yapılan iş müslümanlığın gerekleri ise ameldir, müslümanlığın gerekleri değil de başka şeylerse tanrılar arası mücadeledir! Yapılan iş müslümanlığın gereklerindense o ameldir! Fakat o aynı işi B Takdim Formu nda olan birisi yapıyorsa, o salih ameldir. Öyleyse, zamanı değerlendiremeyen hüsrandadır ayetinin hariç tuttukları kimlerdir? B anlamıyla iman edenler ve salih amel işleyenler hariçtir! İman ve salih amele şöyle de bakmak gerekir: İman; La ilahe İllallah tır, salih amel; Muhammeden Rasulullah! Şemamızda bu bakış şöyle tanımlanıyor: La ilahe illallah Risalet boyutudur, Muhammeden Rasulullah Nübüvvet boyutudur! Dolayısıyla ayet, Kelime-i Tevhid le aynı manayı söylüyor. La ilahe illallah B anlamıyla, Billahi anlamıyla imandır. Peki, bu imanın gereği nedir? Muhammeden Rasulullah: Onun için de; heva ve hevesiyle davranmadığını Allah ın söylediği ve Rasûlüm dediği Muhammed sallallahu aleyhi vesellem nasıl yapmışsa o salih ameldir, onu yaparım. Salih amel budur. Şöyle genişletip toparlayalım: La ilahe İllallah; tanrılık iddiasında değilim, İlla Allah! Ve bu imanımın gereği nasıl yaşanacağını da Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi vesellem öğretmiştir, O nun yaptığı gibi yaparım; yani Nübüvvet e uyarım! Bu yüzdendir ki, Risalet devam eder, ama Nübüvvet son bulmuştur. Yani Hazreti Muhammed (SAV) Son Nebi dir; bu, yeniden amel tarifi yok demektir. Bu çok önemli bir şeydir! Yeniden amel arayışına girmek sapmak demektir. Yeniden amel tarif etmek, Son Nebi yi kabul etmemek demektir. Vel Asr Sûresi ne devam ediyoruz: Ve onlar birbirlerine Hakk ı tavsiye ederler ve sabrı tavsiye ederler. Az önceki şablona göre yaklaştığımız zaman, Hakk ı tavsiye ederler ne demektir? Birbirlerine hak hukuk tavsiye ederler değil, birbirlerine hukukun üstünlüğüyle ilgili öneride bulunurlar değil! Eğer siz, A Takdim Formu nda yaşarken tanrıların birbirlerine hak ve hukuk çerçevesinde davranmalarını önerip, sonra da ben ayetin gereği olarak hak ve hukuk tavsiye ediyorum derseniz, yanılırsınız! Hüsranda olmamak için ben arkadaşıma hak hukuk öneriyorum ve ayetin gereğini yapıyorum diye tanrılar arası mücadelede onların adaletli olmalarını önermek, onlara Hakk tavsiye etmek demek değildir! Tanrılar arası mücadelede ve tanrıların hedeflerinde ve sıkıntılarında onlara dayanın, sabredin, sevaptır diye sabır önermek ibadet değildir! Yanılmayalım, çok yanlış bir iş yapmış oluruz. Dikkat edin lütfen, bu ayette söylenen şey çok farklıdır! Hüsrana uğramamak için birbirlerine Hakk tavsiye ederler demek şudur: HAKK tavsiye B Takdim Formu nu tavsiyedir. Hakk ı, yani B Takdim Formu ndaki yaşantıyı ona tavsiye ederler. Ve bu yaşantıyı tavsiye ettiklerinde de, bu yaşantı için onlara sabır, dayanma dilerler, sabret sonu selamettir derler. Çünkü sabretmez telaşa düşersen A Takdim

6 Yılmaz Dündar 279 Formu na düşersin, dayan derler. Dayan, çünkü inananın velisi Allah tır derler. Sen güven ve dayan, inananın velisi Allah tır. İhlas Hayat Döngüsü Büyük Haritası nda onu yazdık; Bakara-257: Allahu veliyyullezine amenü yuhricühüm minez zulumati ilen nur; Allah inananların Veli sidir onları zulmetin karanlığından çeker alır, nura sokar. Bu yüzden sabret dayan der sabrı tavsiye ederler. Bu söylediklerim B mealiyle Kur an ı anlamada kelimelerin deşifresidir! B Meali işte budur: B Takdim Formu ndaki, Hakk yolundaki manayı yakalamak, budur! Ancak böylece B Meali nin içine girmiş olursunuz! Diğerleri; şaşı bakanların veya göremeyenlerin mealleridir! Ayet onlara siz sakın Kur an a dokunmayın! diyor. Ayetlerimize tahir olmayanlar dokunmasın, temiz olmayanlar dokunmasın! Neden? Çünkü onlar yorumlarını A Takdim Formu içinde yaparlar, tanrılara yönelik yaparlar. Mesela Meryem ye bakarken orada geçen zalimler i düzgün tahayyül edemezler. Onu doğru anlamak lazım ki doğru amel çıkarabilelim. Oradaki zalimler dediği, A Takdim Formu nda olanlardır, yani nefse zulmedenlerdir! Zalim olanlar nefsine zulmedenlerdir, B mealiyle anlamı budur. A ve B Takdimi ni bir mana daha yukarıya taşımaya devam edelim. İhlâs Hayat Döngüsü nde süreç HuvAllahu Ehad Allahus Samed le başladı. Bu süreç B 0 noktasına kadar geldi. B 0 noktasından sonra A Takdim Formu dediğimiz sapan bir yol var. Lütfen burayı çok iyi yakalamaya gayret edelim, burayı tefekkür edelim. Birim B 0 noktasına yaklaşırken o birime bir şey olur, o noktaya Allah bir duygu verir. B 0 noktasına yaklaşırken o birime verilen duygu Kendini Hissetme Duygusu dur! Bunu da yakalamaya, bu duyguyu da tutmaya çalışın. Daha önce A ve B Takdim Form larını ve BEN diyerek onları takdim edişleri fark ettik ve onlar bizim için somutlaştı. Şimdi manayı bir basamak yukarı çıkarıp diyoruz ki; Kendini Hissetme Duygusu nu yakalayın. Esma ül Hüsna kompozisyonu olan birime, yani noktaya Allah Kendini Hissetme Duygusu verir ve o kendini hisseder. İşte cüz hayatı böyle başlar; cüzün hayatı kendini hissedince başlar! Bu yüzden Kendini Hissetme Duygusu çok önemli! Bunu çok tefekkürle, çok somut görebilmeye çalışmak, bu mananın açılabilmesi için gerekli Esma larla bunu somutlaştırmak gerekiyor! Hissettiğiniz zaman bunun kuvvetlenmesi için La ilahe illallah Kelime-i Tevhidi ile Kendini Hissetme Duygusu nu iyi yakalamaya çalışalım. Şimdi daha yukarı ve çok önemli ikinci manayı söylüyorum: Birim kendini hissetmeye başlayınca, Kendini Hissetme Duygusu birime, noktaya verilince kendini hissettiği için onda bir güç beliriyor. Kendini hissetmesinden kaynaklanan o gücü hissedince birim farklı bir hale girer; o güçle beraber Muhtariyeti Tercih Gücü görülür. Tefekkür Şeması 3 den

7 280 Şemada bu süreç gösteriliyor. Kendini Hissetme Duygusu bir birime ya mekr yollu veya lütuf yollu verilmiştir. Bu ne demektir ve mekr yollu verilmişse ne olur, lütuf yollu verilmişse ne olur? Mekr; hile ve düzen yapmaktır, düzen kurmak demektir! Mekr ehli demek; plancı, hileci, hilekâr demektir! Bir şey mekr yolluysa, o kişi kendisine verilenle hile yapacak demektir. Hile kime yapılır? Allah a! Hileyi Allah a yapacak! Peki, hile nedir? Allah ı örtmektir! O örtecek, gizleyecek, kapatacak! Mekr yolluysa, o verilenle o hile yapacak, plan yapacak, düzen kuracak ve Allah ı örtecek; mekr yolu bu! Eğer Kendini Hissetme Duygusu birime mekr yollu verilmişse; o, bu duyguyla onda beliren Muhtariyeti Tercih Gücü nü kullanıp muhtariyetini ilan edecektir! Fark ettiniz mi, bir üst idraka çıktık. Bu, A ve B nin bir üstüdür, bir üst ana kolondur. Ona Kendini Hissetme Duygusu veriliyor, o hissetme duygusu mekr yollu dilenmişse, o bu hissetme duygusuyla muhtariyetini ilan ediyor ve küfür ehli oluyor. Neden? Çünkü örttü! Neyi örttü? Allah ın varlığını örttü, Allah a ait vasıfları örttü! Allah ın varlığını örtmek; Allah a ait vasıfları örtmektir, buna çok dikkat etmek lazım. Efendim ben muhtarım ama Allah a da aynen sizin gibi inanıyorum demeniz bir şeyi değiştirmez! O na ait vasıfları görmezden geliyorsun! O nun Ehad, Samed, Vahid olduğunu görmezden geliyorsun, bir ben varım, bana ait bir güç var, bir de Allah a ait güç var diyorsun. Evet, Allah a ait ne tür güç varsa kabul ediyorsun, ama bir de kendine ait bir güç ortaya koyarak Allah ın zati vasıflarını hiçe sayıyorsun, O Yokmuş Gibi davranıyorsun, O nda o vasıflar yokmuş gibi hareket ediyorsun! Neden? Çünkü muhtariyetini ilan ettin! Niye? Sana Kendini Hissetme Duygusu mekr yollu verildiği için! Dolayısıyla, sen Kendini Hissetme Duygusu yla hile ve düzen kuracak, plan yapacaksın ve sonuçta da Allah ı örteceksin! Bu halinle hangi ismin kapsamına girersin? Muzill ismi kapsamına! Ne olursun? Şaki! 120. günü duydunuz mu hiç? O gün [120. Gün] Kendini Hissetme Duygusu nun günüdür; ruh üflenen andır! Kendini Hissetme Duygusu nu böyle yakalamaya başladığınızda o öyle bir yerine oturacak ki, çözemediğiniz tasavvuf tabirlerini çözmüş, yakalamış olacaksınız. Kendini Hissetme Duygusu: Bu duygu doğrudan A ma kaynaklıdır, bir şeyin tetiklemesiyle oluşmuş değildir, bir şeye cevap değildir. Bir şeyin cevabı olursa, Allah Samed olmaz! Kendini Hissetme Duygusu öyle bir yerden doğrudan gelen bir nurdur ki, çok som, çok saftır! Kendini Hissetme Duygusu kaynağını doğrudan A ma dan alır. Bir şeyin cevabı, sonucu değildir! Her şeyi başlatandır! Kendini Hissetme Duygusu; Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır! Kendini Hissetme Duygusu eğer lütuf yollu verilmişse o zaman o duygu ibadete dönüşür. İbadete dönüşmüş bu halin özelliği nedir, hatta bu ibadet nasıl başlar? İbadete yani kulluğa dönüşmüş olan bu hal Hadi ismi kapsamıdır ve sonuç Saidliktir! Bu birim sadece durum tespiti yapar! Çok önemli bir farktır bu: Bir iddiada bulunmaz, durum tesbiti yapar. Kendini Hissetme Duygusu nu mekr yollu kullanan kişi A Takdim Formu na saparken lütuf yollu kullanan B 0 Noktası na ulaşabilmek için uğraşır, gayret eder! Nasibine göre de ya B 0 noktasında sabit kalır, ya nde ilerler... A Takdim Formu nun muhtariyet ilan etmesinin temelindeki en önemli dayanak bir iddiadır, güç iddiasıdır, güce sahip çıkmaktır, var olan bir güce benim demesidir, o güce sahip çıkarak o güçle muhtariyetini ilan etmesidir. Böyle yapmakla Muhtariyeti Tercih Gücü nü hilede kullanmış olur. Peki, Muhtariyeti Tercih Gücü nü B Takdim Formu nerede kullanır? O yapı Muhtariyeti Tercih Gücü nü İnsan Sûresi 29 a göre kullanır, Dileyen Rabbine yönelir de kullanır. Kendini Hissetme Duygusu nun birime verilişi lütuf yollu ise böyle olur. Lütuf yolunda olan dileyen Rabbine yönelir ayetini yaşar. Ve hemen İnsan Sûresi 30 ona seslenir; unutma dileyen Allah tır der. Demek ki, Kendini Hissetme Duygusu geliyor,

8 Yılmaz Dündar 281 bu geliş lütuf yollu ise, öyle dilenmişse, kişi Kendini Hissetme Duygusu nu İnsan Sûresi 29 a göre kullanıyor, sonra da 30. ayet onu uyarıyor: Gerçi dileyen Allah tır! Neden hemen hatırlatılıyor? Kul A ya kaymasın diye! Yoksa kendi diledi sanar da, iddiasını sever, hoşlanır da A ya düşer. A Takdim Formu na düşmeyesin diye uyarıyor; dileyen Allah tır! Bu yüzden A da söylenen BEN le B de söylenen BEN çok farklıdır. Onları ayırırken dedik ki; A bir iddiada bulunur, bu güç benim der. B Takdim Formu nda BEN diyen ise durum tespiti yapar ve bu BEN tehlikeli değildir. Şu çok önemlidir: BEN demeyi dilinizden silerek BEN den kurtulamazsınız, aynı zaman kavramındaki gibi! Zamandan kurtulmak için de zamanı bilmek ve değerlendirmek gerekiyor, ancak onu değerlendirirseniz başka boyutlar oluşabilir. Dolayısıyla, BEN demek gerekiyor, ama B halinde! Aksi halde ben dilimden BEN i sildim demekle kurtulamazsınız! A Takdim Formu nda BEN diyen küfür ehlidir! Çünkü bir güç ilanı yapıyor, ilan ettiği tanrılıkla Allah ın varlığını, Allah a ait vasıfları örtüyor. B takdimiyle BEN diyen ise Kul dur! O, ibadet/kulluk yapmak için BEN diyecek, BEN diyerek ibadet yapacak: BEN Allah ın dileğinin suretiyim budur. Zerre küllün aynasıdır, bunu duyarsınız. Zerre küllün aynasıdır demek; Küll de ne varsa zerrede de var demektir. Bir diğer anlam ise; zerre aynadır, Küll orada kendini seyrediyor demektir. Evet, bildiğiniz ayna! Küll zerrede, o aynada seyrediyor. Demek ki, seyir için bir ayna dilenilmiş. Bu aynanın da BEN demesi lazım ki ibadet yapsın; yani o seyre zemin olsun. Bu ibadet nedir? Bu ibadet Durum Tespiti dir! Durum tesbiti bu nedenle çok önemlidir! Durum tesbitinin ne olduğunu görelim. Kul durum tesbiti yapar! O yalnızca durum tesbiti yapıyor, hiçbir iddiası yoktur! Durumu/nu tesbit ediyor. Durum tespiti nasıl yapılır, bilmediğimiz için bunu bize Allah öğretir. En önemli durum tesbitini Allah öğretiyor. Oysa A Takdim Formu nun ayrıca öğretilmesi gerekmiyor. Çünkü dünya yaşantısının gereği olarak o bizde hazır var! Ama B Takdim Formu olarak nasıl durum tesbit edilir, bilmeyiz. Bu yüzden o öğretilir. Onu Muhammedün Rasulullah dan öğrenmek gerekiyor. Tefekkür Şeması 3 den En önemli tesbit Fatiha Sûresidir! Fatiha Sûresi ni okuyan tam bir durum tesbiti yapar. O bir durum tesbitidir, ibadet halidir, kulluk bilincidir, hiçbir iddia içermez. Zaten idrakımız bir iddia içeriyorsa, iyyake na budü ve iyyake nestaıyn ayetini düzgün okuyamazsınız! İdrak iddiadan kurtulmuşsa, ancak o zaman iyyake na budü ve iyyake nestaıyn Fatiha nın önemli bir noktası haline gelir! İyyake na budü ve iyyake nestaıyn diyen bir iddia sahibiyse o zaman Fatiha çalışmaz! Çünkü onun yaptığı iş durum tesbiti olmaz, o zaman Fatiha durum tesbiti olmaz. O Fatiha, A Takdim Formu ndaki BEN in okuduğu dizeler olur! İyyake na budü ve iyyake nestaıyn ancak bir iddia içermiyorsa durum tesbiti olur. Bunun şartı, onu Rum Sûresi 30 duruşu ve İnsan Sûresi 30 idrakıyla, İnsan Sûresi 29 a göre kıyamda duran biri olarak okumaktır. Öyleyse olur. İnsan Sûresi 29 a göre kıyamda duran ama dururken Rum Sûresi 30 duruşuyla duran ve İnsan Sûresi 30 idrakıyla İyyake na budü ve iyyake nestaıyn diyenin Fatiha sı durum tesbitidir, o durum tesbiti Kulluk tur! Bu durumda İyyake na budü ve iyyake nestaıyn Fatiha Sûresi nin akıbetini belirleyen bir odak noktası haline gelir. Fatiha dışında önemli bir durum tesbiti de;

9 282 Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber zikirleridir. Bunlar da çok önemli durum tespiti kelimeleridir. Yeri gelecek. Tefekkür edelim diye ileriye dönük söyleyeyim: Rum Sûresi 30 da hanif geçer. Hanif kula ait bir kavramdır, kul içindir. İnsan Sûresi 29 da Rab geçer. İnsan Sûresi 30 da ise Allah geçer. Bu tefekkür edilmesi gereken önemli bir şeydir: Hanif, Rab, Allah! İnsan Sûresi 29 ve İnsan Sûresi 30 a dikkat edin. İnsan-29 da dileyen Rabbine bir yol tutar, İnsan-30 da gerçi dileyen Allah tır denir. Şimdi Rab demiyor, Allah diyor. 29 da dileyen Allah a yol tutar demediği halde 30 da Allah diyor! 29 da Rab var [dileyen Rabbine yol tutar], 30 da Allah [dileyen Allah tır] deniyor. İnsan-30 da Allah denmesini düşünmek gerekiyor! Allah muhafaza etsin, eğer kişide Kendini Hissetme Duygusu mekr yollu açılmışsa, En am Sûresi 6. Ayet der ki; işte böylece kâfirlere kendi amelleri süslü gösterilmiştir. Yani kişi, Kendini Hissetme Duygusu yla gelen Muhtariyeti Tercih Gücü nü muhtariyet ilanında kullanırsa; ona, o örtücülere amelleri süslü gösterilmiştir. Burayı Ehlullah şöyle meallendiriyor, tefsirliyor: Kâfirler kendi varlık iddialarıyla Hakk ın varlığını örterler! Ehlullah ın bu tefsiri A Takdim Formu ndaki BEN i tarif ediyor. Bu A nın tarifi değil midir: Kâfirler kendi varlık iddialarıyla Hakk ın varlığını örterler! Ankebut-38: Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip böylece onları doğru yoldan saptırdı. Bu yüzden A Takdim Formu nda BEN diyenin hızla, zevkle, coşkuyla orada ilerlemesinin en önemli sebeplerinden birisi yaptığı işleri doğru ve güzel sanmasıdır. Ayet, onun küfrünü doğru ve güzel sanışının sonucunu bize söyler: Böylece doğru yoldan saptılar. Zümer Sûresi 22: Allah kimin anlayışını İslam ı kavramak üzere açarsa bu ona Rabbinden bir nurdur. Eğer Kendini Hissetme Duygusu lütuf yollu verilmişse Allah onun anlayışını İslam ı kavramak üzere açmış demektir, bu ona Rabbinden bir nurdur. Kendini Hissetme Duygusu eğer mekr yolluysa A Takdim Formu olarak zahir oluyor, öyle devam ediyor. Lütuf yolluysa B Takdim Formu olarak devam ediyor. İdrakta bir basamak yukarıya geldiğimizi ve Kendini Hissetme Duygusu nu tefekkür havuzumuza koyduğumuzu fark edin lütfen. Artık onu anlamaya çalışıyoruz gündeki mekr veya lutf yollu verilişe dileyen Allah gözüyle nasıl bakarız? Dileyen Allah dedin ya işte! Bir de nasıl bakarız? demekle neyi kast ediyorsun? Yani madem dileyen O, madem öyle? mi, demek istiyorsun? - Hile yapan da, lutfeden de hep O gibi mi düşüneceğiz? Hayır! Sübhanallah! Sübhanallah ı onun için öğreniyorsun, dikkat et! Aslında yapılan durum tesbiti SübhanAllah tır! Bu tesbiti yapan kuldur! Kul un durum tesbiti yapması dilenmişse, onda ibadet bilinci, kulluk bilinci dilenmişse, o kul lütuf yollu bir verilişi yaşıyordur, durum tesbiti yapıyordur. Durum tesbiti aslında Kulluk Bilinci dir. Bir zan üretmiyor ve o kulluk bilinciyle durumu tesbit ediyorsun; Sübhanallah diyorsun! Allah ım sen benimle kayıtlı değilsin diyorsun. Sübhanallah ı böyle anlayıp, ona mana vermeye buradan başlarsak hata yapmayız, çünkü en önemli manası budur: Allahım Sen benimle kayıtlı değilsin, benden münezzehsin. Aksi halde yaptığımız hile hurda neyse hepsini Allah yapıyor der, tasavvuf girdaplarına düşeriz. Canım, onu yapan kim ki! der, her şeyi O na yükleriz. İş öyle değil! Ama nasıl peki? İşin nasıl olduğunu öğreninceye kadar Sübhanallah korumasında durmak lazım! Allahım işin nasıl olduğunu bilmiyorum, ama bana öğrettiğin şekilde ben Seni onlarla kayıtlamıyorum, Sen bunlardan münezzehsin diye bilmek lazım: Sübhanallah! Tabi Sübhanallah deyince o çerçevede Elhamdülillah ve Allahuekber de var, inşaallah onları uzun konuşacağız. Bu gibi soruların ve benzerlerinin oluşmasına sebep, Kendini

10 Yılmaz Dündar 283 Hissetme Duygusu yla müstakil bakmaktır! Müstakil bakıp müstakil bir idrak oluşturuyorsun ve bu müstakilin suçu ne? diyorsun. Bir şey fark ediyor mu ki? Yine müstakil bir A Takdimi oluşturdun ve suçu ne? diyorsun. Bunun suçu ne? dediğin, müstakil bir varlık var! Bunu da uzun konuşacağız inşaallah. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, ashabıyla oturup sohbet ettiği bir zaman buyuruyor ki; kendisi için dua etmemi isteyen var mı? Güzel bir şans değil mi? Söylesin neyi için dua etmemi istiyorsa söylesin diyor. Kalkıyor birisi ya Rasulallah, ben şöyle şöyleyim, dua edin de düzelsin diyor. Efendimiz dua ediyor. Bir başkası kalkıyor söylüyor, bir başkası derken nihayet birisi kalkıyor, öyle bir sayıyor ki; ben şöyleyim ben böyleyim... dinleyenlerin hepsi kafasını eğiyor. Ama Hazreti Ömer dayanabilir mi, kalkıyor ayağa sus be rezil, mahvettin kendini sus! diyor. Yapma ya Ömer, söylesin. Bu dünyadaki rezillikle ahiretteki kıyaslanmaz. Burada söylesin biz duamızı yapalım, ahiretteki rezillikten kurtulsun. Çünkü ikisi kıyaslanmaz. Allah muhafaza etsin, ahiretteki haller ve şartlar dünyadaki hallerden ve şartlardan çok farklı olduğu için, dünyadaki âmâlık/şaşı görme ahirette devam edecek olursa, ayet diyor ki: Orada da kördür ama orada daha hüsrandadır. Daha zordadır, daha kötü durumdadır, daha şaşkındır. Allah muhafaza etsin. Şimdilik bazı noktaları böyle ele alıp, kısaca geçelim. İman Nuru ve Akıl Nuru diye iki nur var. Aslında her şey nurdur, ancak yerine göre bu nurlar farklı isimlerle isimleniyor. Bu nurlardan iman nuru, akıl nurundan daha geniş kapsamlıdır. Bu yüzden, iman nuru akıl gibidir, aklın ulaşamadığı yerleri kavrar ve akıl yerine kaim olacak doğrulukta kavrar. İman nuru bu yüzden bizim için çok önemlidir. Önemini şöyle anlatmaya çalışalım: İnsan, ilimle gördüğü kadar düşünebilir, basiretle düşündüğü kadar görebilir. İşte imanla aklın farkı budur: Akılla görebildiğin kadar düşünürsün, aklın o kadar görüyor çünkü, ucu o! İmanla düşünebildiğin kadar, öngörebildiğin kadar görürsün. Bu yüzden, sadece ilim değil, basiret ve ilim gözüne/gözlüğüne ihtiyaç vardır, ikisi birden gerekiyor. Onun içindir ki B yolundaki mücadele akıl+iman mücadelesidir, İhlâs Hayat Döngüsü yolunun çarkı akıl+iman işbirliğiyle yürür. Bu yolda çok sık düşülen girdaplardan birisi de general tanrı haline gelmektir. Paralel caddede olup da oradan aldıkları tasavvuf kokusuyla, hareket edenler ve yakaladıkları bilim kokusuyla hareket edenler bu yolda girdapla karşılaşırlar. Bunu şöyle açıklayalım: Kişiye Kendini Hissetme Duygusu gelince/verilince o bir iddiada bulunur ve gider kendisindeki Rab gücünü yakalar, o duyguyla Rab gücüne sahip çıkar, Rab gücüne benim gücüm der. Zamanla, araştırırken tasavvufi kokular, bilim kokuları alırsa Rabb gücüne sahip çıkmamak gerekiyormuş der ve Rabbı bırakır, Rab gücünü sahiplenmekten vazgeçer. Ama kişinin iddiacı elleri [sahip çıkma özelliği] durur, mekanizmayı bilmediği için o ellerden kurtulamamıştır. Rabba sahip çıkmaktan kurtulur ama o eller duruyordur. O ellerden kurtulmayı önemsemeden, yani o elleri dururken Ulûhiyeti öğrenirse, bu sefer ona mest olur. Ve o iddiacı yapı be kez Ulûhiyet i tutar, ona sahip çıkar ve ortaya general tanrı çıkar. Kişi daha önce Rabba/Rububiyete sahip çıkarken er di. Çünkü o zaman sahip çıktığı güç kendindeki Rab gücüydü. Şimdi daha yükseğine sahip çıkıyor; Ulûhiyet! Şimdi Ulûhiyete sahip çıktı, bu sefer iddia Ulûhiyetle ilgili! Öyle olunca da ben Allah ım der. Bunu sesli demese bile etrafa ben Allah ım gibi bakar, öyle konuşur, Allah mış gibi davranır. Bunu diyemeyebilir! Ama ister ki, karşıdaki arif olsun da onun Allah olduğunu anlasın. Hikmetli konuşmaya, hikmetli davranmaya başlar! İnsanlar da onu önemli sanar. Çünkü kendileri er! Er oldukları için elbette generali önemseyip ona selam dururlar. İşte size iki tanrı: Er ve General Tanrılar. Eski erin şimdi hikmetli sözler

11 284 söylemesinin sebebi, onun Sultan kılığına girmesidir! Ulûhiyeti tutup ona sahip çıktığı için, Ulûhiyet iddiasında bulunduğu için kendisini O sanıyor, Allah sanıyor! Kendilerindeki Rab gücüne sahip çıkan diğer [er] tanrılar ona bakınca, onun hali onlara yüksek bir mertebe gelir, onu ermiş bir kişi sanarlar. Bu yapı tasavvuf yolunda insanları çok yanıltır, öylelerinin eserleri, konuşmaları insanları çok yanıltır, Allah muhafaza etsin. Kişi öylelerinin eserlerini okuduğu zaman tasavvufta aklı tamamen yanlış bakış açılarına kayar. Bu yüzden hep diyoruz ki, tanrıdan okumayın, tanrıyı okumayın, tanrıyı dinlemeyin! Çünkü tanrının yazdığı, anlattığı her neyse o aklı birden kaydırır. Mesela konu Ulûhiyettir, çok tatlı olduğu için o cezbeyle kişi yazılanı/söyleneni doğru sanar ve kendini girdaplardan kurtaramaz. İslamiyet şehadet yoludur. Konuşmuştuk, İslamiyet dışındaki bir öğretide, ilimde, felsefede, bakış açısında şahitlik yoktur, hiçbirinde! İnandırdıkları şeye şahitlik yaptırmazlar, kişileri bir şeye şahit etmezler. Hele şu meditasyon gibi şeyler, hele onlar! Onlar tamamen heykel tanrı üretirler! Düşünmeyin, serbest durun, her şeyi unutun... Kişi de böyle yapınca rahatladığını sanar; ona ameli hoş gösterilir! Rahatlar her şeyi unutursun, tabiatıyla Allah ı da unutursun! Ve Allah da seni unutur! Düşünmeden Allah bulunur mu ki! Dikkat edin; tasavvuf çok somuttur! Sizi ne bu dünyadan koparıyorsa, bilin ki o yanlış tasavvuf yöntemidir. Bizzat baktığınız şeylerden sizi koparan, hayale sürükleyen, somut olmayan bir şeyse o yanlıştır. O yüzden Halife efendimiz ne diyor; ben görmediğim Allah a inanmam. Demek ki İslam da her şey somut! Bakın Kur an ın bir ismi Furkan dır: Ayırt eden! Furkan ayırt eden demektir! Somut olmayan şey ayırt edilir mi? Demek o kadar somut ki, Furkan onu ayırt ediyor. Neyi ayırt ediyor? Hakk la batılı! Furkan, A takdimiyle B takdimini birbirinden ayırandır. Bunu hızla ayırana ne denir? Faruk! O yüzden Hazreti Ömer, Allah tan Faruk ismini almıştır! Hakk la batılı hızla ayırdığı için onun adı Faruk tur, çok hızla ayırdığı için Faruk! Bu iş bu kadar somut yani! Dolayısıyla, sizi bir şey bu dünyadan koparıyorsa o yanlış bir yöntemdir. İslam ve tasavvuf çok somuttur, sizi hayattan koparmaz! Zaten salâtta da onun için gözünüzü kapatmazsınız. Çünkü salâtınız bizzat bu dünyayla ilgilidir! Gözümü yumunca daha bir huşu buluyorum düşüncesi yanlıştır! Bir huşu bulamazsınız ve yaptığınız yanlış olur. Gözünüz açıkken huşu buluyorsanız doğrudur, göz kapatılınca huşu bulunuyorsa değil! Sonra tesbihat yaparken gözünüzü kapatabilirsiniz, o olabilir. Ama daha iyisi hep açıkken başarmak, eğer çok gürültülü bir yerde ve gözünüz açıkken aynı derecede başarıyorsanız bu daha iyisidir! Başaramıyorsanız, zaman zaman daha konsantre olayım diye sessiz bir yer de olur. Ama salâtta bizzat gözümüzün açık olma sebebi, bu dünyadan kopmanın yasak olmasıdır! Bu dünya önemli! Bir misal: Önemli bir zatın, evinde çok gürültü var ve gürültü yüzünden bazen evdekilere ses etmeyin falan diyor. Ama salât ikame ederken çoluk çocuk, o gürültü yine var, ama hiç sesini çıkarmıyor. Efendi, sen normal zamanda bizi hep uyarıyorsun, ama salâttayken hiç bizi uyarmıyorsun diyorlar. O zaman duymuyorum ki diyor! O gürültünün içinde gürültüyü duymuyor, o zaman duymuyorum ki diyor. Bu yüzden, insanlardan uzak kalmak tasavvufta çok önemlidir, ama bu insanlardan uzağa gitmek değildir! Bizzat insanların arasındayken insandan uzak kalmaktır! Yani insan diye bir güç, bir varlık iddia eden bakış açısından, uzak kalmaktır! Aksi halde; yanlış anlarsan, insanlardan uzak kalacağım diye çok uzakta durur, ama hep insanları özlersin! Şehadet Dini olan İslamiyet te çok önemli iki şahadet vardır: B İlmi yle şahitlik ve EhadüsSamed İlmi şahadeti. Şahit olunmadan bu ilimlere sahip olunmaz. Bahsedilen bu iki şahitlik iki ilimdir; bunlar bizzat

12 Yılmaz Dündar 285 şahit olunarak, müşahedeyle elde edilir! Kişi B 0 noktasında Eşhedü en la ilahe İllallah ve eşhedü enne Muhammeden AbduHU ve RasuluHU der ve şehadet eder, B ilmi yle şahitlik yapar! B 0 noktasındaki bu şahitliğe B İlmi diyoruz: Eşhedü en la ilahe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Rasuluhu. Peki, El-EhadüsSamed İlmi nin şahadeti nasıldır? Bu ilme girenin müşahedesinin şehadeti ise; Eşhedü en la ilahe illallahul EhadüsSamedullezi lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehu küfüven ehad dır. Bu da, bu ilme girenin müşahedesinin şehadetidir! Eşhedü en la ilahe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Rasuluhu şehadetinde söylediğiniz Abduhu ve Rasuluhu kelimeleri diğer şahadette yoktur, neden? Çünkü o şahadette artık Kul yok, kul kalktığı için yoktur! EhadusSamed İlmi nde kul kalkmıştır. Kul kalktı mı Rab da kalkar. Rab, kul varken vardır! Peki, bu hale nasıl ulaşılıyor? Siz, tanrılıktan kurtulma çalışmalarıyla, tanrılık iddia eden BEN den kurtulursunuz, durum tesbiti yapan BEN le yaşamaya başlar ve devam ederseniz, bu B İlmi nin şehadetidir. Bu şehadet, sizin B 0 noktasında BEN demenizle başlar. İlerlenirse bu BEN de yok olur. İşte bu BEN in yok olduğu şahadet EhadüsSamed İlmi nin şehadetidir! Bu yüzden EhadüsSamed İlminin şehadetinde o BEN bitiyor. Devam ederse hala o BEN var demektir ki o; EhadüsSamed Şehadeti olmaz. Hatırlarsanız, bu BEN in olduğu yere yasal yanlış demiştik. Yanlış ama yasal! Neden? Daha ilerisi, daha doğrusu olduğu için! B hayatına girerken onu diyeceksin ki ibadet başlasın, kulluk yaşansın. Sonra eğer EhadüsSamed İlmi nin şehadeti dilenmişse o yasal yanlış da kalkar. Şirk-i Hafi den tam kurtuluş odur, şirk-i hafiden tam kurtuluş yasal yanlışın da kalkmasıyla yaşanır! Esma dünyası, B Takdim Formu nun olduğu yerdedir. Kavramları ve kavramların yerlerini çok iyi bilmek gerekiyor, Esma dünyası orasıdır. A Takdim Formu nun olduğu yer esma dünyası değildir. Şimdi böyle söyleyince, şöyle sorular gelebiliyor. Yani A Takdim Formu yaşantısındaki manalar esma manaları değil mi? Evet, onlar da esma manaları, ama A takdimiyle BEN diyen bırakmıyor ki onlar esma manası olsunlar! Sahip çıkıyor onlara, iddiada bulunuyor onlar benim diyor. Rabba sahip çıktığı için esmaları da kendisi tarif ediyor. O aslında esma diye ötede beride uzakta bir şey tarif ediyor. O tariflere dikkat ediniz tanrı içerdiğini görürsünüz. Neden? Çünkü ötede uzakta bir esmayı tarif vardır. Birisi, seyrettiği uzağındaki bir şeyi tarif ediyor. Onu tarif eden A Takdim Formu ndadır işte. Peki, uzakta seyrettiğin bir şeyi tarif etmiyor da, bizzat o şeysen? Şimdi sen esma dünyasındasın! Esma dünyası o halde yaşayanın yaşantı alanıdır, o da B Takdim Formu içerisindedir! B 0 noktasından itibaren, İhlâs Hayat Döngüsü nün içi Esma ül Hüsna dünyasıdır. Onlara neden Esma ül Hüsna; güzel isimler deniyor? Bu, başka isimler çirkin, O nun isimleri güzel gibi bir anlam içermez! Allah indinde güzel ve çirkin şudur: A Takdim Formu çirkindir, bu kadar! Kim Allah ı örtüyorsa çirkindir, çirkin budur. B 0 noktasından itibaren durum tespiti yapan ise güzeldir. İhlâs Hayat Döngüsünde yerini bulmuş olan hayat güzeldir. Güzel akıl demektir, ilim demektir. Güzel; Allah Ahlakı nın bir başka bakış açısından tanımıdır. Bu yüzden güzel, A Takdim Formu ndaki tanrılığını ilan etmişlerin, tanrıları kıyaslayarak oluşturdukları makamlar değildir, onunla perdelenmemek lazım. Eğer Allah güzeldir, güzeli sever sözünü tanrıların birbirlerine oluşturdukları makamlar gibi sanarsanız, bu ilimle ilgileniyor bile olsanız, hala ötede beride uzakta bir şeye inanıyor olursunuz. Güzel mefhumunu hala tanrılar arasındaki manayla değerlendiriyor olursunuz. Güzel tek şeydir; Hakk tır. Çirkin tek şeydir; batıldır. Demek ki Esma ül Hüsna; B deki, yani içerisindeki esmalardır. Zaten orada oldukları için onlar Hüsna dır,

13 286 güzel dir! Esma ül Hüsna lar orada oldukları için, ilim oldukları için güzeldir! Ve Esma ül Hüsna ların hepsi birer âlemdir! Rab da o âlemlerin Rabbidir; Rabbül âlemiyn. Bir: Esma ül Hüsna ların hepsi birer âlemdir. İki: O Esma ül Hüsna lar bir kompozisyon oluşturdukları zaman, oluşan o birim de bir âlemdir. Esma ül Hüsna lardan meydana geldiği için o da bir âlemdir. Bu durumda sonsuz manada, sınırsız sayıda âlem var demektir! Çünkü Esma ül Hüsna ların manaları sonsuz ve sayıları sınırsızdır. Bir de onların terkiplerini düşünün; manası sonsuz ve sayısı sınırsız terkipler! O zaman, sonsuz ve sınırsız bir âlem olur. Yine manası sonsuz, sayısı sınırsız âlemler oluşur. Allah o âlemlerin Rabbidir: Allahu Rabbul alemiyn! Rab öyle bir şey ki, Esma ül Hüsna dünyası tamamen Rab şemsiyesinin altındadır. Ama bu nasıldır ve Rab Şemsiyesi ne demektir? Esma ül Hüsna İlmi ni çalıştıran bir elektriğin olduğunu düşünelim, işte o Rab dır, o Rab nurudur. Esma ül Hüsnaları Rububiyet Nuru döndürür, çalıştırır, onlardan terkipler yapar, onlardan montajlar yapar. Bunları neye göre yapar? Mana âleminde ne dilenmişse ona göre! Esma ül Hüsna lar; İhlâs Hayat Döngüsü nün fiiller âlemidir. Mana âleminde ne dilenilmişse, kesret âleminde de o dilenenlerden hangisi vücut bulsun istenmişse, onun Hakk olduğu, Hakk olarak yaratıldığı yer ef al âlemidir. Bu yüzden burası Hakk tır! Mana âleminde dilenen o mana burada karşılığını bulur, hakkını bulur. Neyle? Rububiyet Nuru yla. Rububiyet nuru Esma ül Hüsna ların montajını sağlar, mana âleminde ne dilenmişse onun oluşmasını; Hakk olmasını sağlar. Ehad ve Vahid isimlerinin farkı: Ondan da kısacık bahsedelim, çünkü oralara hemen hemen hiç girmiyoruz, inşaallah nasip olursa ileride o kısımlara daha derin bakarız. İleride! Çünkü oraya derin girebilmek için bu B 0 noktasında karar kılmış olmak şarttır! Size söyleyeyim, nefs mertebelerinin ileri noktalarında öyle biz cezbe vardır ki, kişi onları dinledikçe dinlemek ister, hep orayı dinlemek ister, hep orayı ister. Hep orası anlatılsa da dinlese! Neden? Çünkü HuvAllahu Ehad AllahusSamed kısmı çok caziptir. Öyle cazip, öyle tatlı, öyle cezbelidir ki, oraya girersek, B 0 noktasını unuturuz, ona hiç sıra gelmez! İlaç alıp gevşemiş, kafa bulmuş oluruz, öyle durur dinleriz. Orası tam kafa buldurur, bir türlü B 0 noktasına gelemeyiz, biz ne yapacağız? a gelemeyiz! Anladık Nefs-i Mardiye öyle ama, biz ne yapacağız? Tamam, o filmi seyrederken gevşedik gittik, ama biz ne yapacağız? Mutlaka bir şey yapmamız lazım! Biz ne yapacağız? konusunu iyi sindirmek gerekiyor. Onu neye benzetmiştik? İnsan bir virtüözden keman dinler; mest etti bizi der. Konser bitti sonra? Sonra kös kös eve gideceksin. Önemli olan keman çalmayı öğrenmektir, bir beste yapmayı, bir şey çalmayı öğrenmektir. Bu, dinlemekten farklı bir iştir! Biz, biraz işin sen de bir beste yap, sen de bir şey çal kısmına baktığımız için, durmadan bir şeyleri tekrarlıyoruz, durmadan Do diyoruz. Haydi, gelin bugün de Do. Do deyip duruyoruz. Arada bir virtüöz de dinlenir tabi. Niye? İnsanı coştursun, gaza getirsin de gidip biz de ders alalım diye. Ama hep virtüöz dinlerseniz hiç keman çalamazsınız. Ehad ve Vahid isimlerini araştırdığımızda ikisi için de mana olarak Tek yazıldığını görürüz ki, şimdi onların nasıl tekler olduğuna bakalım. Ehad isminin manasında tek yazar. Vahid ismine bakıyorsunuz onun da manası tek dir, ama ikisi birbirinden çok farklı tek lerdir. Ehad in tekliği, Vahid ismindeki gibi değildir, Vahid in tekliği Ehad ismindeki gibi değildir. Kendini Hissetme Duygusu ile tanımlarsak; Kendini Hissetme Duygusu nun kendisini kendisinde bilerek hissettiği Ehad dır! Ehadiyet te, O; Zatı nı Zatı nda bilir, Zatı nı Zatı nda tek bilir. O yüzden dûnu yoktur. Bu yüzden, Allah a inanıyor ama bir de BEN varım diyorsan, öyle bir şey yoktur! Allah a inanıyor ama dûnu na da inanıyorsan; dışında bir şey daha düşünüyorsan öyle bir şey yok!

14 Yılmaz Dündar 287 Zatı nda Zatı nı tek bilişi Ehad dır! Zatı nın Zatı nda tekliği Ehadiyet tir! Peki, Vahid nedir? Vahid çok farklı bir şey: Zatı nı Zatı nda tek bilen Ehad bir şey diledikten sonra Vahid, bir şey diledikten sonra Vahidiyet var! Ehad olan O Tek in dilemesinden sonra ortaya çıkan dilekteki tek Vahid dir. O Tek/Ehad bir şey diliyor [Kün fe yekün] oluyor. İşte o Kün fe yekün prosedürü içerisinde başlangıçtaki Tek Vahid dir. O dilenenin, oluşacak olan manaların veya o manalardan vücut bulacak fiillerin hepsinin kendisinde olduğu Tek Vahid dir! Şöyle: Hani film teknolojisinde geri çekim vardır. Onu şimdi yaratılış ve Vahidiyet i anlamak için uygulayalım. Dünyanın oluşumunu, kâinatın oluşumunu böyle insandan başlayıp da geri çekseniz, çekseniz, çekseniz, çekseniz, o oluşumlar gelse, gelse, gelse, gelse böyle bir yere, bir noktaya, bir hokkaya birikse. O hokkanın içerisinde bütün bilgi var; ama Tek olarak! Öyle karışık ki, siyahla beyaz birbirinden ayrılmamış, orada siyahla beyazın farkı yok. Orada siyah da beyaz da var, ama onları ayrı ayrı görmen mümkün değil! Her şey orada bir bütün! Bütün bilgilerin bir bütün olduğu yumak; Vahidiyet! Bu yüzden orası tenzih mertebesidir! Onlar sonra birbirlerinden ayrılıp farklılaşınca teşbih mertebesi başlıyor; Ulûhiyet ve sonrası böyledir. Vahidiyet ten sonra orada manalar vücut bulmak istiyor, iş devam ediyor... Bu yola durum tesbiti ile başlamak önemliydi ve durum tesbiti yapan üç önemli Zikrullah vardı: İlki; Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber. Bunlar durum tesbitidir. Ve en önemli durum tesbiti Fatiha Suresidir. Ve la havle ve la kuvvete illa Billâhil aliyyil azim de durum tespitidir. B 0 noktasında kişi la havle ve la kuvvete; ben bir güç kuvvet sahibi varlık iddiasında değilim, İlla Billâh diyerek bir durum tespiti yapıyor. Ve biz bu cümleyi ne zaman duysak hemen aklımıza Salât-ı Tesbih geliyor! Salât-ı Tesbih bu yüzden önemlidir! Ve anlıyoruz ki, ötede beride, uzakta bir tanrı edinmek, tanrıyı ötede sanmak esas tanrının oyuncaklarındandır! Kişinin kendisinde bir tanrılık iddiası var! Ve aslolan o! Kendisinde ilan ettiği o tanrı ben ötede beride uzakta da bir şeylere inanayım, onları da ben yöneteyim diyor, öyle de inanıyor. Öyle inandığı için de istediğim zaman ona yaranayım diyor, onunla oynamak istiyor, bir oyuncak oluşturuyor. Böylece ötede beride uzaktaki tanrılar, ilan edilen esas tanrının oyuncakları oluyor! Ve bu yüzden, şirk denilen bu oyuncaklardır! Tanrının oyuncaklarıdır şirk! Tanrının kendisi gizli şirktir! Kişinin kendisinde bir güç, kuvvet, muhtariyet ilan etmesi esas şirktir ki, buna şirk-i hafi diyoruz! Neden gizli şirk tir o? İnsan onu göremediği için, ondan perdelendiği için gizlidir, gizli şirktir! Oyuncaklarla çok meşgul olduğundan onu hiç göremiyor veya oyuncaklardan kurtulunca şirkten kurtuldum, işi hallettim zannediyor. Rablık/ilahlık ilan eden yapı esas tanrıdır. Kişi onu göremediği için onun adı gizli şirktir. Ama esası budur, esas tanrı budur! Gizli şirk; kenarda duran, ikincil olan demek değildir! Birincil tanrı budur, diğerleri bunun oyuncaklarıdır. Oyuncaklar şirktir, tanrılığını iddia esas şirktir! Kişi onu göremediği için o gizli şirktir! - Biraz önce akıl nuru ve iman nuru nun bu yoldaki önemini açıkladınız. Bazı dualarda marifet nuru diye bir kavram geçiyor, o nedir? Marifet nuru, sizin akıl nurunu ve iman nurunu kullanarak elde edeceğiniz nurdur. Akıl ve iman nurlarını kullandığınız zaman sizde açılacak nur marifet nurudur! Marifet yalnız ve yalnız Allah ı tanıyabilmektir! Yani siz dualarınızda marifet nuru istemekle bir bakıma diyorsunuz ki; ben akıl nurunu ve iman nurunu çalıştırarak Seni tanıyayım Allah ım. Aksi halde insan marifeti duyunca onu marifetli insan sanarsa yanılır. Marifet; gerçek manada Allah ı bilmek, tanımak, anlamaktır, Allah ı bilme manasının nurudur. O mananın oluşturacağı nur marifet nurudur. O nur; iman nuru ve akıl nuruyla ulaşılacak bir nurdur! Esas hedef odur! Çok paranız var; valizin birisi iman nuru, birisi akıl nuru dolu ve siz bununla bir şey

15 288 edineceksiniz. Edineceğiniz şey marifet nurudur. Onlarla marifet nuru edinmemişseniz elinizde bir kazanç yok demektir! Bu nuru da nasipse konuşuruz, ileride... Şimdi bir soruyla devam edelim: Acaba Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Ay ı neden ikiye bölmüştür, hiç düşündünüz mü? Bir tarihçi değilim, yani tarihle meşgul bir uzman değilim. Tarihle meşgul birisi bu olayı kaynaklardan bulur herhalde. Bizlerin veya bizim birkaç yaş büyüklerimizin doğum tarihleri biraz düzgündür, ondan öncekiler için ekin zamanı gibi tarifler söylenir, tesbitler bir tabiat olayına bağlanır. Onun gibi, Ay ın bölündüğü zamana rastlayan bir olay için Hint tarihinde bu olay Ay ın bölündüğü zaman oldu diye kayda geçmiş bir belge varmış. Ama henüz bir kaynağım yok, onun için biraz masal gibi söylüyorum. Araştırılırsa bu kaynak bulunur. Ekin zamanı doğdu der gibi, Hindistan daki bir olaya düşülen tarih bu: Ay ın bölündüğü zaman! Olayı çok uzakta kaydedenler var! Biz buradaki önemli olan şeye bakalım. InşaAllah çok dikkat edelim; Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem Ay ı neden böldü? Ne olacaktı? Yani Ay ı bölmesinin La ilahe illallah Kelime-i Tevhidi ne ne yararı vardı? Söyleyelim: Hiçbir yararı yok! Çok dikkat edelim, buradan çok önemli bir amel e geleceğiz. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem in buna benzer mucizeleri çoktur. Peki, bunlar neden, kimin için? Bunların hiç birisi Sıddıyk lar için değil! Onlar zaten güveniyor! Ama bir de Ay bölündüğü halde geri dönenler var. Ay bölünüyor ve kişiler sen oyun yaptın, sihirbazsın deyip geri dönüyorlar. Demek ki, o anki şartlar içinde buna neden ihtiyaç duyuluyor. Neden? Güven sağlamak için! Zaten sisteme bakacak olursanız Risaletten önce Eminlik vardır, Emin kişi olmak, Emin olmak vardır; El-Emin! Emin olduktan sonra, emin bir yaşantıdan sonra La ilahe illallah risaleti başlayabilir! İnsanların kulak vermesi için önce Eminlik gerekiyor! Bir, emin olmak gerekiyor, bir de çok nazik olmak gerekiyor! Ayet bunları tebliğde Rasulullah yöntemleri olarak işaret eder! Emin olmak lazım, nazik olmak lazım! Ayet, Eğer güzel davranmasaydın giderlerdi. Onlara güzel söyledin, güzel davrandın diyor. O zaten Emin ve çok zarif! Peki, şimdi insanlara ne söyleyecek? Bu olaydan sonra kişiler Ay ı ikiye böldü! dediler, şimdi O ne diyecek? Diyecek ki La ilahe illallah! Zaten onu demişti! O, daha önce ve hep dediği şey! Yine onu diyecek, değişiklik yok! Dolayısıyla, hangi mucize yaşanırsa yaşansın Efendimiz in söylediği ve söyleyeceği en önemli şey La ilahe illallah tır. Eğer kişi bu olayı duyunca Ay la meşgul olursa, Ay ı nasıl böldü, bunun mekanizması ne? Şöyle bölse ne olur, böyle bölse nasıl olurdu? Niye üçe bölmedi de ikiye böldü? gibi sorularla meşgul olursa La ilahe illallah ı unutur. Dolayısıyla diğer mucizelere de önce böyle bakmak lazım. İşin bir yanı budur. Şimdi bir hal tarif ediyorum, dikkat edin: Bazı kişilerin yaşadığı öyle bir hal vardır ki; ona böyle hiçbir bilgi açılmıyor. Özel, olağanüstü denilen hiçbir bilgi açılmıyor ve hayatını izlediğiniz zaman da sen ne önemli bir noktadaymışsın! diyeceğiniz bir hali yok. Marifet diyeceğiniz bir şey sergilemiyor! İşte en önemli, makbul hal budur! Bu çok önemli bir haldir. Ve lütfen dikkat edin; durmadan karşısına önemli şeyler çıkan kişi kalbini yoklasın! Yani, önemli bir şeyler bulup söyleyen kalbini yoklasın. Onlar ona misafir şekeri gibi veriliyor olabilir. Onla ona heveslensin de bu odadan çıkmasın diye verilen şeyler olabilir. Rüyasında bir şey gösterilir, bir şey hissettirilir; demek ki bu böyleymiş haydi salâta! der. Rüyasında bir şey görür, o gün salâta daha düşkün olur, misafir şekeridir onlar. Bir olay olur vay be! Ben bunu şöyle duydum, şöyle hissettim, şöyle bildim der. Doğru, öyledir. Ama o, ona misafir şekeridir! İzah edebildim mi? Ama bir de öyle bir hal var ki, misafir şekeri verilmediği halde kişi o salondadır! Öyle bir hal ki; ona bilgiler, şunlar bunlar açılmadığı halde o esas şirki fark etmiş, önceliği haline getirmiş, öyle yaşıyor... Bitti! Çok, çok önemli bir haldir

16 Yılmaz Dündar 289 bu! Bu çok önemli bir haldir, çok özenilecek bir haldir. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem e bir grup gösteriliyor; nur mu nur, parlak mı parlak bir grup. Benim ümmetimdir diyor. Değil ya Muhammed! deniyor. Peki, kim bular? deyince; bunlar kendileriyle Allah arasında hiçbir şey düşünmeyenler, koymayanlar, bulmayanlardır! buyruluyor. Müthiş bir şey! Dolayısıyla, çeşitli bilgiler bile Allah la aranda bir şeyse, onlara tutunuyorsan, ona dikkat etmek lazım. Oysa diğeri çok önemli bir hal, öyle hali önemsemek lazım! Bir önceki toplantıda; İhlâs Hayat Döngüsü ndeki, Esma ül Hüsna dünyası dediğimiz yerdeki hayat vehimdir. A Takdim Formu ise vehmin zulmetidir demiştik. Hep, bu iki hayat arasındaki farkı anlamaya, iyi görmeye çalışıyoruz: A Takdim Formu diye söylediğimiz yer vehmin zulmetidir. Esas yaratılan yer olan El-Esma ül Hüsna dünyası ise vehimdir. A Takdim Formu, yani güç iddiası vehmin zulmetidir. Neden? Çünkü kişi Muhtariyeti Tercih Gücü nü kullanarak yaratılan bu vehmi suiistimal ediyor, vehmin karanlığına düşüyor, suiistimal ederek vehmin zulmetine giriyor. Vehimle zulmediyor! Vehmi kullanarak zulmediyor, zalim oluyor! O, vehmi nerede kullanıyor? Hilede! İşte Mekr denilen odur! Onun vehmi görüşü mekr yollu dilendiği için, o kişi vehmi mekr yollu fark ettiği için, fark ettiği vehimle plan yapıyor, hile yapıyor, düzen kuruyor. Böylece vehmi örterek, kendine muhtariyet vererek, tanrılık ilan ederek vehmin zulmetini oluşturuyor. 2. Tefekkür Şemamızdaki nefse zulüm dediğimiz yer vehmin zulmetidir! Bu yüzden; Allahümme ahricni min zulümetil vehmi ve ekrimniy bi nuril Fehmi diye duadayız ya: Allahım, beni vehmin zulmetinden kurtar diye yakarıştayız ya! Bu; Allahım beni A Takdim Formu ndan kurtar, BEN derken kendimi tanrı ilan etmemden, tanrılığımı ilan etmekten, Allah ı örten bir güç iddiasında bulunmamdan beni kurtar, çıkar demektir. A Takdim Formu nefsin şerridir. B Takdim Formu nefsin hakikatine uygun seyir yeridir. Nefsin şerri denen yer A Takdim Formu dur, bu ne demektir? Bir kişinin BEN derken tanrılık ilanında/tanrılık iddiasında bulunması, Allah ın varlığını örten bir güç ilan etmesi, muhtarım demesi demektir, nefsin şerri budur. Efendimiz öğretiyor; Allahım beni nefsimin şerriyle baş başa bırakma, göz kırpması kadar bile beni nefsimin şerrine bırakma. Yani; beni göz kırpması kadar bile olsa A Takdim Formu nda BEN demeye bırakma diyor. Çünkü A takdimi nefsin şerridir. Nefsin şerri A takdimidir, nefs B takdimidir. Dolayısıyla nefs mücadelesi; önce nefsin şerriyle mücadele demektir. Aksi halde, nefsi kötü ilan etmek, nefse hakaret etmek, ona uyma demek yanlıştır! Nefs gayet hürmet edilmesi gereken bir haldir ve onun hakikatine uygun seyir dür, B Takdim Formu dur. O Hakikat e zulmetmek, yani vehmi suiistimal etmek ise nefsin şerridir, A Takdim Formu dur. Nisa Sûresi 136. âyet: Ya eyyühelleziyne amenu, Aminü Billahi! Ey iman edenler, Allah a B harfinin taşıdığı anlam kapsamında iman edin. Yani A Takdim Formu nda BEN demeyin, kendi tanrılığınızı ilan etmeyin, Allahın varlığını örtmeyin! Bakara Sûresi 8. Âyet: İnsanlardan bir kısmı, B harfinin işaret ettiği anlam kapsamında Allah a ve sonsuz geleceğimize iman ettik derler. Ama onlar B kapsamında iman etmiş mü minler değillerdir. Burayı çok tefekkür etmek lazım, bu ayeti çok tefekkür edelim lütfen! Burada şöyle bir şeyi vurgulamak istiyorum ki, biraz önce de ona benzer sorular vardı. Dedik ki, insan B 0 noktasında sabit olmalıdır. B 0 noktası keşif kapısıdır ve kişi orada sabit kalırsa ilk keşfini orada yapar. Orada sabit kaldığı sürece de bakışı ilerlemeye başlar, müşahedesi ilerlemeye başlar. O noktada onun ilk yaptığı keşif şudur: Benim bir güç iddiam yok ve ben Allah ın ilminde, İlmullah ta O nun dileğinin suretiyim. Dolayısıyla benim kendime ait bir gücüm yoktur. BEN derken

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

HADDİNİ BİLMEMEK YA DA İSTİDRAC

HADDİNİ BİLMEMEK YA DA İSTİDRAC Niyeti temiz olan ve haddini bilen bir Müslüman, başarıya, nîmete karşı şükrünü edâ edemez ise, Allah (CC) o kişiyi bir mahrûmiyete, bir sıkıntıya mâruz bırakır. Meselâ, dikkat ediniz, bir başarıya imzâ

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

07 Ramazan 1429 / 06 Eylül 2008

07 Ramazan 1429 / 06 Eylül 2008 Yılmaz Dündar 217 07 Ramazan 1429 / 06 Eylül 2008 İnşaAllah, Ramazan Ayı nın enerjisinden, özellikle de gecesindeki nurundan istifade ederiz. Bu dua ile başlamış olalım nasibse. Aslında, A ve B diye bahsettiğimiz

Detaylı

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim. DUA Eudhu Billahi Minessaytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillahi Rabil-alemin Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel

Detaylı

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3] Şimdi de hızlıca Müteşabihat hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. Deniliyor ki Kur ân da hem Muhkemat hem Müteşabihatlar vardır. Bu durumda Kur ân a nasıl güvenebiliriz? Gerçek şudur ki bu konu doğru

Detaylı

Ramazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

05 Cemaziyelevvel 1429 / 09 Mayıs 2008

05 Cemaziyelevvel 1429 / 09 Mayıs 2008 160 05 Cemaziyelevvel 1429 / 09 Mayıs 2008 İhlas Hayat Döngüsü Büyük Haritası nün bu halini bir mübarek görünce; savaş taktikleri haritasına benziyor dedi. Tabi ihlâslı bir kalble ve ihlâslı bir dille

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı

Bu yazı sitesinin sahibi hacı Mehmet Bahattin Geçkil tarafından hazırlanmıstır Herhangi bir medyada yayınlanması

Bu yazı  sitesinin sahibi hacı Mehmet Bahattin Geçkil tarafından hazırlanmıstır Herhangi bir medyada yayınlanması Bu yazı www.multimediaquran.com sitesinin sahibi hacı Mehmet Bahattin Geçkil tarafından hazırlanmıstır. 11-15-2015. Herhangi bir medyada yayınlanması halinde yukarıdaki bilginin referans olarak verilmesi

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

Din Ve Ahlak Hakkında Neler Biliyoruz?

Din Ve Ahlak Hakkında Neler Biliyoruz? İlköğretim DKAB Dersi 4. Sınıf 1. Ünite Sunusu Din Ve Ahlak Hakkında Neler Biliyoruz? Anlatım Yoluyla Ders Veren: Ömer AKKAŞ Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dkab Alanı Pedagojik Formasyon Öğrencisi

Detaylı

Yani küfredenler ister Ehli Kitaptan olmuş olsunlar ister müşriklerden; kendilerine beyyine gelene kadar küfürlerinden ayrılamazlardı.

Yani küfredenler ister Ehli Kitaptan olmuş olsunlar ister müşriklerden; kendilerine beyyine gelene kadar küfürlerinden ayrılamazlardı. Allahü Teala (c.c.) şöyle buyuruyor; [1] Yani küfredenler ister Ehli Kitaptan olmuş olsunlar ister müşriklerden; kendilerine beyyine gelene kadar küfürlerinden ayrılamazlardı. Bu ayette beyan edilen ve

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe

Detaylı

Herkes bir arayış içinde

Herkes bir arayış içinde Euzubillahimineşşeytananirracim Bismillahirrahmanirrahim Herkes bir arayış içinde Ayberk Efendi Berlin 2oo8 La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil Azim. Meded ya Sultanul Evliya, meded ya Şeyh Nazım

Detaylı

29 Rabiulahir 1429 / 04 Mayıs 2008

29 Rabiulahir 1429 / 04 Mayıs 2008 Yılmaz Dündar 29 Rabiulahir 1429 / 04 Mayıs 2008 Bugün farklı bir bakışla, önceki anlatımı bir basamak ilerletip tasavvuf literatürüne uygun bir yere taşıyacağız. Belki ileride, bu anlatacağımızı da daha

Detaylı

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF Hamd Allah subhanehu ve tealayadır. Salat ve selam ise O nun Rasulünedir. Bundan sonra: Allah sana hidayet etsin. Bil ki şirk koşmak günahların en büyüğüdür ve bütün amelleri

Detaylı

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse Gösterdim Gördü anlamına gelmez Söyledim Duydu anlamına gelmez Duydu Doğru anladı anlamına gelmez Anladı Hak verdi anlamına gelmez Hak verdi İnandı anlamına gelmez İnandı Uyguladı anlamına gelmez Uyguladı

Detaylı

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

KUR'ANDAN DUALAR. Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru. ( Bakara- 201 ) KUR'ANDAN DUALAR "Ey Rabbimiz Bizi sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.

Detaylı

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders

Detaylı

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir. TEMEL DİNİ BİLGİLER KİTAPLARA İMAN 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir. 2 Kutsal kitap neye denir? Allah ın emir ve yasaklarını,

Detaylı

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN 21400752 MAKİNENİN ARKASI Fotoğraf uzun süre düşünülerek başlanılan bir uğraş değil. Aslında nasıl başladığımı pek hatırlamıyorum, sanırım belli bir noktadan sonra etrafa

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Yalan Söylemeyen Çocuk Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Annesi: Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir

Detaylı

Karşındakini Var Etmenin En Zor Yolu: DİNLEMEK - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Karşındakini Var Etmenin En Zor Yolu: DİNLEMEK - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Fatma Atasever fatmaatasever@windowslive.com Uzun zamandır kendini kötü hisseden arkadaşıma bir psikoloğa gitmesini önerdim. Psikoloğa gidince ne değişecek? İlaç veremeyecek ki. Konuşarak ben nasıl tedavi

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; 1) Güçlük içinde ve çok zor durumda olan insanın, 2) Savaş altındaki insanın

Detaylı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği

Detaylı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25 136. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, uzak bir sapıklıkla

Detaylı

Küçüklerin Büyük Soruları-2

Küçüklerin Büyük Soruları-2 Küçüklerin Büyük Soruları-2 Yayın no: 184 CENNET NASIL BİR YER? Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen/kapak: Zafer Yayınları Isbn: 978 605 5523 11 4 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Umut Kapısı Nefes alıyorsak umut var demektir, derler. Evet, umutlar hayatla başlar, hayat ise umutla devam eder. Umut kapısı yazılı bir levha var, bilmem bilir misiniz? Bir duvar, duvar üstünde posta

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. VE İMTİSALİN HÜLASASI BASİRET TESLİM OLUP İTAAT ETMEK. ANLAYIŞ İMTİSAL: AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. UYMAK. MUVAFAKAT VE MUTABAKAT ETME.KENDİ KANUNİYETİNİ ORTADAN KALDIRARAK ONUN SURETİNE GİRMEK.YANİ:

Detaylı

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) KURAN YOLU- DERS 3 (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) DERSTE GEÇEN KAVRAMLAR 1) Mübin : Açık ve Açıklayan. Kur an ın sıfatlarındandır. Kur an sadece

Detaylı

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 1 LİMONLU KEK Şule: Mutlu günler. Ahmet: Mutlu günler. Şule: Bugün nasılsın? Ahmet: Çok mutluyum. Şule: Bu harika bir haber. Eeee söyle bakalım, bugün hangi yemeği yapalım? Ahmet: Dur biraz düşüneyim Şule:

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar Dualar Beddualar Çocuklara gösterilen sevgi, dua ile birlikte beden diliyle de gösterilmesi onların okul başarısını artıracaktır. Çocuklar okula giderken sarılarak ve dua ile yollanmalıdır. Bu, çocukların

Detaylı

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya MOTİVASYON Nilüfer ALÇALAR 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya Motivayon nedir? Motivasyon kaynaklarımız Motivasyon engelleri İşimizde motivasyon

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1. Güzel ahlâk 2. Kötü ahlâk 2 Güzel ahlâk neye denir? Allah ın ve Resulü nün emir ve tavsiye ettiği, diğer

Detaylı

İbadetin Manası ve Çeşitleri

İbadetin Manası ve Çeşitleri İbadetin Manası ve Çeşitleri Muhammed ibni Abd'il Vehhab (rahimehullah) www.at-tawhid.org 1 İbadetin Aslı Allah a ibadetin aslı; Allah ın emirlerine uymak nehyettiklerinden kaçınmak suretiyle ona itaat

Detaylı

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak   dersek h 6. olarak sadaka verme. M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI lar aha beteri dir... 1. -3-5 veya 7 2. Y 3. : me sem. 1 (B bir olmaz) 4. a bakarak " " 5. sek, dersek h 6. olarak sadaka verme. 2 3 k, iyilik yapmak, anaya -

Detaylı

HOŞ GELDİN RAHMET AYI RAMAZAN!

HOŞ GELDİN RAHMET AYI RAMAZAN! HOŞ GELDİN RAHMET AYI RAMAZAN! Size bir hediye geliyor. Çok uzaktaki, en sevdiğin arkadaşın gönderiyor. İçerisinde neler mi var? Sevdiğin herşey. Arkadaşın önceden haber veriyor. Beklemeye başlıyorsun.

Detaylı

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? - Mutasarrıf demiş adam kabara kabara. - Sonra ne olacaksın? diye

Detaylı

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun. Ahmet: Otur, hanım otur. Allah aşkına bir otur. Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun. Ahmet: Allah aşkına bir otur hanım. Sabahtan beri dolaşmaktan ayaklarımın

Detaylı

Fatma Atasever.

Fatma Atasever. Fatma Atasever fatmaatasever@windowslive.com Karar almak ne güç bir iştir. Çok zorlar insanı. Yorar. Takatsiz bırakır. Belki de yaşam içindeki en karmaşık zaman dilimidir karar alma süreci. Büyüklere danışırız,

Detaylı

İmanda Mürakebe Bilinci - Akaid - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web sitesine hoşgeldiniz.

İmanda Mürakebe Bilinci - Akaid - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web sitesine hoşgeldiniz. 4 5 Ayetleri müşriklerin, Allah Teala ile ilgili uzak ilah anlayışlarını çürütmektedir. 6 Hazreti Peygamber de Allah ın (c.) kullarına yakınlığını müminlerin daima hissetmelerini istemiş ve bu çerçevede

Detaylı

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 238. HALİM SELİM İLE 40 ESMA Mehmet Yaşar

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 238. HALİM SELİM İLE 40 ESMA Mehmet Yaşar Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 238 HALİM SELİM İLE 40 ESMA Mehmet Yaşar Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen: Nurullah Bilekli Kapak Tasarımı: Cemile Kocaer

Detaylı

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kur an 50/16 Kaf)

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kur an 50/16 Kaf) Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kur an 50/16 Kaf) Her uzun yol bir adımla başlar. Olmasını istediğimiz her şey uzun

Detaylı

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı ABD nin Kansas Üniversitesinden matematikçi Prof.Dr. Jeffrey H. Lang, İslam a giriş hikâyesini yazmış olduğu Melekler Soruncaya Kadar [Even Angels Ask: A Journey

Detaylı

Nasıl Daha İyi Öğrenirim?

Nasıl Daha İyi Öğrenirim? Nasıl Daha İyi Öğrenirim? Farklı Öğrenme Yöntemleri Öğrenciler farklı yöntemlerle öğrenirler. Bunlardan bazıları aşağıda verilmiştir: okuyarak ve okuduğunu hatırlayarak, önemli bölümlerin altlarını çizerek,

Detaylı

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok uzun yıllar önce yazdığım bir yazıyı hatırladım. Onaltı yaşında, lisede iken yazdığım bir yazıyı. Cesaret edip, bir gazetenin araştırma merkezine göndermiştim.

Detaylı

TÜM BİLGİLER KESİNLİKLE GİZLİ TUTULACAKTIR. Anketi Nasıl Dolduracaksınız? LÜTFEN AŞAĞIDAKİ HİÇBİR İFADEYİ BOŞ BIRAKMAYINIZ. İsim:... Cinsiyet:...

TÜM BİLGİLER KESİNLİKLE GİZLİ TUTULACAKTIR. Anketi Nasıl Dolduracaksınız? LÜTFEN AŞAĞIDAKİ HİÇBİR İFADEYİ BOŞ BIRAKMAYINIZ. İsim:... Cinsiyet:... OA TÜM BİLGİLER KESİNLİKLE GİZLİ TUTULACAKTIR İsim:... Cinsiyet:... Doğum Tarihi:... Bugünün Tarihi:... Anketi Nasıl Dolduracaksınız? Aşağıda bazı ifadelerin listesi bulunmaktadır. Lütfen her ifadeyi çok

Detaylı

Azrail in Bir Adama Bakması

Azrail in Bir Adama Bakması Mevlâna (1207 1273) Güçlü bir bellek, çağrışım yeteneği, üretkenlik, olağanüstü görüş ve anlatım gücü, derin duygusallık ve hüzün, her yönüyle İslam kültürüne hâkimiyet... İşte Mevlâna deyince akla gelen

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR? Asiye Türkan NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR? İNSAN NEDEN EVLENİR? İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsen Bu nice okumaktır.

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir 8. İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah hakkında tartışır; ne bir ilmi, ne bir yol göstericisi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olmadan!..

Detaylı

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet. BULUŞ YOLUYLA ÖĞRENME ETKİNLİK Ders: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Sınıf: 9.Sınıf Ünite: İslam da İman Esasları Konu: Kitaplara İman Etkinliğin adı: İlahi Mesaj Süre: 40 dak + 40 dak Yine onlar, sana indirilene

Detaylı

ZİHİNSEL PROGRAMLAMA - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ZİHİNSEL PROGRAMLAMA

ZİHİNSEL PROGRAMLAMA - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ZİHİNSEL PROGRAMLAMA ZİHİNSEL PROGRAMLAMA Bilinçaltını hakkında sahip olduğumuz bu bilgilerin ışığında, mutluluğa dönelim ve kendi dünyanıza Beceriksizim gibi verdiğiniz komutların sonuçlarına bir bakalım. Beceriksizseniz

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ Varlıklar Âlemi Evrende bulunan varlıklar yalnızca duyularımızla algılayabildiklerimizden ibaret değildir. Âlemde görünen ve görünmeyen sayısız varlık bulunmaktadır.

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl Platon'un Devleti-2 Platon, adil devlet düzenine ve politikaya dair görüşlerine Devlet adlı eserinde yer vermiştir 01.08.2016 / 15:01 Devlet te yer alan tartışmalar sürerken, Sokrates varoluştan varolmayışa

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan İÇİNDEKİLER Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah ın Açıklaması İmam Buhari Ve Teveffi

Detaylı

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ Oya Baydar, Mine Söğüt, Özcan Yüksek, Ercan Kesal, Arif Keskiner ve Melih Güneş konuklarla sohbet etti 86. İzmir Enternasyonal Fuarı nda bu yıl ilk

Detaylı

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar yusufisik1@hotmail.de K ur ân-ı Kerim deki dua ayetleri gibi Peygamberimizin duaları da Arapça aslından okunursa daha iyidir. Ancak, tercümeleri de dua olarak okunabilir.

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir. 1- Ramazan ayının birinci gecesi kılınacak namaz: Bu gecede bir kimse 2 rekat namaz kılsa, her rekatta da KADİR SÜRESİNİ okursa; ALLAHÜ Teâlâ ( cc ) o kişiye 3 türlü kolaylık verir. Bu ay içinde orucu

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN ا لر ح م ن الر ح يم ٣ O; özünde merhametli, işinde merhametlidir. Rahmetin sonsuz kaynağı, Özünde sonsuz rahmet sahibi olan. Rahman Kimdir?

Detaylı

ARAPÇA DİLBİLGİSİ BELİRLİLİK TAKISI, ŞEMSÎ VE KAMERÎ HARFLER. Abdullâh Saîd el-müderris

ARAPÇA DİLBİLGİSİ BELİRLİLİK TAKISI, ŞEMSÎ VE KAMERÎ HARFLER. Abdullâh Saîd el-müderris ARAPÇA DİLBİLGİSİ BELİRLİLİK TAKISI, ŞEMSÎ VE KAMERÎ HARFLER Abdullâh Saîd el-müderris Rahmân ve Rahîm olan Allâh In ismiyle. Hamd, Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz.

Detaylı

MERYEM ALTI PATLICANI DÜŞÜRDÜ. YUSUF YEDİ DOMATESİ YIKADI. KERİM SEKİZ PATATESİ KAYBETTİ. SANEM DOKUZ PORTAKALI SAKLADI.

MERYEM ALTI PATLICANI DÜŞÜRDÜ. YUSUF YEDİ DOMATESİ YIKADI. KERİM SEKİZ PATATESİ KAYBETTİ. SANEM DOKUZ PORTAKALI SAKLADI. BİRİNCİ MATRİSE GİRİŞ MERYEM ALTI PATLICANI DÜŞÜRDÜ. YUSUF YEDİ DOMATESİ YIKADI. KERİM SEKİZ PATATESİ KAYBETTİ. SANEM DOKUZ PORTAKALI SAKLADI. Yukarıdaki 4x4 tablo dinleyiciye çeşitli cümleler kurmakta

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

Dünya: Ilahi bir TV kanalından ibarettir

Dünya: Ilahi bir TV kanalından ibarettir Bismillahirrahmanirrahim Dünya: Ilahi bir TV kanalından ibarettir Şeyh Eşref Efendi Berlin, 20.03.2009 Euzubillahiminesseytanirracim Bismillahirrahmanirrahim La havle vela kuvvete illabillahil aliyyül

Detaylı

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. Yuhanna 1:1 Yaşam O ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Yuhanna 1:4 1 İsa şöyle dedi: Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

Şimdi olayı şöyle düşünün. Temel ile Dursun iddiaya giriyor. Temel diyor ki

Şimdi olayı şöyle düşünün. Temel ile Dursun iddiaya giriyor. Temel diyor ki Bildiğiniz üzere Deutsche bank'ın arzı ile varantlar İMKB'de işlem görmeye başladı. Bu konuda çok soru gelmiş. Basit bir şekilde ne olduğunu açıklamak da bize farz oldu. Fakat hemen şunu belirteyim ki;

Detaylı

BU ÜÇ HAFTA NE YAPALIM?

BU ÜÇ HAFTA NE YAPALIM? BU ÜÇ HAFTA NE YAPALIM? En az 6 aydır sınava hazırlanıyorsun. Ya gerçekten çalıştın hakkını vererek, ya da çalışmadığını düşündün. Ama dışarıdan biri baktığında senin saatlerce kendi geleceğini elleriyle

Detaylı

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan 1996, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat

Detaylı

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz. CÜMLENİN ÖĞELERİ Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz. Bir cümlenin oluşması için en önemli şart,

Detaylı