TAKDİM KANAYAN YARA: KÜRT MESELESİ. KöklüDeğişim; suskunluğun kırılma noktası. On yıllardır kanamaya devam eden bir yara: Kürt Meselesi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TAKDİM KANAYAN YARA: KÜRT MESELESİ. KöklüDeğişim; suskunluğun kırılma noktası. On yıllardır kanamaya devam eden bir yara: Kürt Meselesi"

Transkript

1

2

3 TAKDİM KANAYAN YARA: KÜRT MESELESİ KöklüDeğişim suskunluğun kırılma noktası On yıllardır kanamaya devam eden bir yara: Kürt Meselesi Bedeli en ağır şekilde bütün tanımlamalardan önce Müslüman olan Türk ve Kürt halkı tarafından kan ve gözyaşı olarak ödenen, en çok anaların ağladığı bir mesele olarak Kürt Meselesi aynı zamanda çözümsüzlüğünde adresi. Toplumun bütün kesimlerinin üzerine konuştuğu, ilgili ilgisiz herkesin taraf olduğu, çözüm adına projeler üretilen, siyasi partilerce istismar edilen ve silah ile demokratik platform dar kıskacına sıkıştırılan fakat gerçek anlamda kökten ve Müslüman Türkiye halkını tatmin edecek şekilde çözülemeyen bu mesele son dönemde ülke gündeminde mevcut hükümetin attığı adımlarla daha bir konuşulur, tartışılır hale geldi. Ne yazık ki Müslümanlar bu ülkede kendi gündemlerini oluşturma iradelerini ve sorunlarına Kur an ve Sünnet ışığında köklü çözümler bulma basiretlerini kaybettiğinden beri kendilerine ait olmayan sorunlara çözümler üretiyor ve kendilerinin olan gündemlerden uzaklaşıyorlar. İşte bu yüzden konuşulması gerekirken susuluyor, susulması gerekirken konuşuluyor. Konuşmanın da susmanın da çözüm üretmenin de İslami olanı gözden bu şekilde kaçıyor. İşte her konu ve soruna İslam ın bir çözümü olduğunu her sayısıyla ifade eden KöklüDeğişim bu sayısında da ümmetin kanayan yaralarından sadece biri olan Kürt Meselesini gündeme kendine has kalemler ve özgün yazılarla taşıyor. Hamza Arslan; Kürt Meselesi olarak adlandırılan soruna neden olan Kapitalizm kaynaklı Siyasi Kavmiyetçilik in gerçek yüzünü deşifre ederek sorunun çözümünü ortaya koydu. Hayâsız İttifakın Gösterdikleri başlığıyla İbrahim Er; Suriye kıyamıyla küllerinden dirilen İslam Ümmeti nin önünün nasıl kesilmeye çalışıldığını resmetti. Bahaeddin Carda; paradoksal bir boyuta taşınan İslam Kardeşliğinin aslında bu coğrafyada en temel kimlik olarak Müslüman olan halkları nasıl bir arada tuttuğunu gözler önüne serdi. Ahmet Sivren; gösterilenin ötesinde emperyalist mücadele kıskacındaki Mali de yaşanan direniş gerçeğini kaleme aldı. Hüda Par dan hareketle nasihatleşme adabını Süleyman Uğurlu, Paris suikastından hareketle İmralı sürecinde yaşanan paradigma değişikliğini Osman Yıldız ve Mazlum- Der in raporundan hareketle Hizb-ut Tahrir e düşman ceza hukuku nun nasıl uygulandığını Mahmut Kar kaleme aldı. Tefekkür, İktibas ve diğer bölümleriyle KöklüDeğişim, bu ayda Müslümanlara tek bir vücudun azaları olduklarını hatırlatan dopdolu içeriğiyle suskunluğun kırılma noktası olma şiarını devam ettiriyor. KöklüDeğişim; suskunluğun kırılma noktası 1

4 gündem Hamza ARSLAN İbrahim ER Bahaeddin CARDA Ahmet SİVREN Siyasî Kavmiyetçilik Ve Çözüm Önerimiz Hayâsız İttifakın Gösterdikleri İslam Kardeşliği: Ne İnkâr Ne De Tasdik Emperyalist Mücadele Kıskacında Bir Belde; Mali Süleyman UĞURLU Nasihatleşme Adabı Ve Siyasî Partiler Mazlum-Der: Hizb-ut Tahrir e Düşman Ceza Hukuku Uygulanıyor. Mahmut KAR Arap Baharı Medeniyetler İttifakını Mı, Çatışmasını Mı Gösterir? Murat SAVAŞ İmralı Sürecinde Paradigma Değişikliği Ve Paris Suikastı Osman YILDIZ Kuruluş: 2004 İslâmî Fikirlere Dayalı Aylık Siyâsî Dergi Rabiul-Evvel 1434 Şubat 2013 Sayı 101 Yerel-Süreli ISSN Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Süleyman UĞURLU Yönetim Merkezi Mithatpaşa Cad. 47/B Kızılay/ANKARA İletişim&Abonelik Tel: (+90) Faks: (+90) bilgi@kokludegisim.net Kapak&Grafik Tasarım: KöklüDeğişim İrtibat Büroları İstanbul (Avrupa Yakası): Mahmut KAR Kirmasti Mah. Kıztaşı Cad. 43/5 Fatih/İstanbul Tel: İstanbul (Anadolu Yakası): Genç Değişim Kitabevi Abdurrahmangazi Mah. Emir Cad. 3/B Sultanbeyli/İstanbul Tel: Şanlıurfa: Hadarat Kitabevi Atatürk Cd. Karakoyun İş Mrk. No:8/9 Merkez - Şanlıurfa Tel: Diyarbakır:

5 tefsir iktibas tefekkür konferans gündem Güven AKKUŞ KöklüDeğişim Suriye de Kim Kazanacak? Kürt Meselesi ne Dair Herşey Konuşuldu Hilafet Devleti nin Çevre Siyaseti Bekir KURTULUŞ Abdullah İMAMOĞLU Müslüman ın İlmihali Toplumsal Değişim Mi, Seracılık Mı? Mustafa KÜÇÜK Hamza ER / Milat Gazetesi Tunus ta İslami Çizgi Hangisi? Gözyaşlarınızın Cihetini Değiştirin Tahir ŞANLI / İslamDevleti.org Esad MANSUR Âl-i İmran Sûresi 104. Ayet Ümmet Kitabevi Kooperatifler Mah. Akkoyunlu 3. Sk. 4/A Ofis/Diyarbakır Tel: Van: Erkam Kitabevi Ordu Cad. Ulu Cami Karşısı Medine Pasajı P-37 Zemin Kat Merkez / VAN Tel: Bursa: Tayfun Üstünkaya Kemalpaşa Mah. Atatürk Blv. Kaptan İşhanı Kat: 4 No: 58 İnegöl / BURSA Tel: Avrupa Temsilcisi: Fatih Babayiğit Tel: kanuni_f@hotmail.com Roterdam/Hollanda Abonelik ve Hesap Numaları Yurtiçi: 6 Aylık: 30 TL. Yıllık (12 Ay): 60 TL. Yurtdışı 6 Aylık: 30 Yıllık: 60 Sesli Dergi / Online Okuma: 50 TL. (Ahmet Sivren Adına) * PTT Posta Çeki Hesabı: * Ziraat Bankası TL Hesabı: Başkent Şb. TR * Ziraat Bankası Euro Hesabı: Başkent Şb. TR TCZBTR2A Baskı: Rulo Ofset Matbaacılık İskitler / Ankara Tel:

6 SİYASÎ KAVMİYETÇİLİK VE ÇÖZÜM ÖNERİMİZ Hamza ARSLAN Kavramlara yüklenen anlamların erozyona uğraması dil kullanımını da ciddi manada zora sokmaktadır. Nitekim Kürt kardeşlerimize uygulanan asimilasyon ve yok etme siyaseti neticesinde ortaya çıkan kanlı çatışmayı, bölge insanın yaşadığı sıkıntıları, geçmişi ve bugünkü durumu tasvir etmek için Kürt Meselesi kavramı kullanılmaktadır. Ancak bu kullanım sanki sorun çıkartan Kürtler gibi ya da bu sorunlar sadece Kürt kardeşlerimizin sorunları gibi anlaşılabilmektedir. Biz Osmanlıca Galat-ı meşhur lügati fasihten evladır cümlesine binaen vakıayı tam tasvir etmese de Kürt Meselesi kavramını mecburiyetten kullanacağız. Bir imla kuralı olarak tırnak içine. almasak dahi bu tanımı sahiplenmediğimizi belirtmek istiyoruz. Kürt Meselesi denilen olgu üzerine söylenen sözlerin hacmi oldukça büyüktür. Zira kanayan bu yara her geçen gün derinleşmekte ve Allah muhafaza Kürt-Türk ayrışmasına doğru hızla sürüklenmektedir. Bir za- 4 manlar aynı gaye uğruna aynı toprağa kanları akan bu iki halk bugün suni bir ayrılık çemberine sıkıştırılmak istenmektedir. Geleceğe doğru ümmet bilinciyle bakabilen herkes için tehlike çanları çaldığı tartışmasız bir gerçektir. Zira bu ayrışımın ulaştığı boyutlar parçalanma ve birbirine düşman olma sınırına dayanmış vaziyettedir. Ayrıca Kürt kardeşlerimize karşı uygulanan asimilasyon ve şiddet neticesinde yaşanan kirli savaş onbinlerce insanın canına mal olurken yaralanmış, sakat kalmış, tutuklanmış kişilerin ve ailelerinin sayılarını göz önüne aldığımızda korkunç bir bilanço karşımıza çıkmaktadır. Böylesine toplumun geniş bir kesimini etkisi altından tutan bir meselede Müslümanların söyleyecek sözü, atacak adımları mutlaka vardır, olmalıdır. Lakin söylediğimiz sözün yani çözüm önerimizin meseleyi kökten çözecek bir kapasiteye sahip olması kaçınılmaz olduğu gibi bu kapsamlı çözüm önerileri için meselenin tam olarak ortaya konulması da kaçınılmazdır. İ şte bu nedenle Kürt Meselesi denilen olgunun nasıl ortaya çıktığının ve bugünlere nasıl geldiğinin en azından ana hatlarıyla bilinmesi gerekir. Statü, kabaca bireyin toplumdaki konumudur. Sosyal bilimlerde edinilmiş ve kazanılmış statü şeklinde iki tür statüden bahsedilir. Edinilmiş statülerde kişinin bu konumu elde etmesinde hiçbir dahli yoktur yani doğuştan/yaratılıştandır. Dolayısıyla edinilmiş statüler karşısında pozitif ya da negatif bir tutum belirlenmesi doğru değildir. Ö rneğin insanın kadın yahut erkek olması, teninin renginin siyah yahut beyaz olması edinilmiş statülerdendir ve ne övünç ne de utanç vesilesi olabilir. Kazanılmış statü ise avukat, doktor, Müslüman olmak vb. insanın kendi gayretleriyle elde ettiği statüdür. Konumuz olan kavmiyetçilik; esasında edinilmiş statüyü kazanılmış statü gibi gösterme gayretinden başka bir şey değildir. Hemen belirteyim ki kavmiyetçilik ya da yaygın kullanımla

7 milliyetçilik salt kişinin müntesibi olduğu kavmi sevmesi değildir. Zira kişinin kavmini sevmesi fıtri bir durumdur ve onu bastırmaya ya da yok etmeye çalışmak hem anlamsız hem de boş bir çabadır. Nitekim hadiste şöyle geçti: Vasile b. el-eska anlatıyor: Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem e kişinin kavmini sevmesi asabiyet/ırkçılık sayılır mı? diye sordum. Hayır, asabiyet/ ırkçılık, kişinin kavminin yaptığı zulmüne yardımcı olmasıdır. diye buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, 4/107; Mecmau z-zevaid 6/244, İ bn Mâce Fiten 7, hadis no: 3949) Bugün Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda (özelde Türk-Kürt ayrışması) ortaya çıkan ayrışım sorunu kişinin kavmini sevmesinden kaynaklı bir sorun değildir. Bilakis bu sorunlar siyasî kavmiyetçiliğin yakıcı neticelerindendir. Ö yleyse bizim dikkatlerimizi yöneltmemiz gereken esas alan siyasî kavmiyetçilik alanıdır Fransız İhtilali milliyetçilik akımını doğurdu klişe cümlesi tarih kitaplarında sık sık yer almaktadır. Bu ezber cümle pek de irdelenmeksizin kabul görmüş gayet doğal karşılanmıştır. Bu cümleye ilk bakışta sanki milliyetçilik daha önce yoktu Fransız İ htilaliyle birlikte hayat buldu gibi bir anlam çıkartılabilir. Oysa kavmiyetçilik neredeyse insanlık tarihiyle eş bir geçmişe sahiptir. Zira kişinin ailesinin diğer ailelere karşı üstünlüğünü istemesi bu gerçekleşince kabilesinin diğer kabilelere karşı üstünlüğünü istemesi bu da gerçekleşince kavminin diğer kavimlere karşı üstünlüğünü istemesi fikrin mumla arandığı zaman diliminde geçerli bir akçedir. Yani insanoğlundaki düşük fikrin neticesidir. Hayatı kuşatıcı bir ideolojinin olmadığı günlerde böyle düşük fikirler piyasada rağbet bulmaktadır. Ö zetle Fransız İ htilali ile birlikte hayat bulan kavmiyetçilik siyasî kavmiyetçiliktir ki onun somut meyvesi Ulus Devlet tir. Peki, ne oldu ki Fransız İ htilali ile birlikte kavmiyetçilik akım olup tüm dünyayı etkisi altına aldı? Kapitalizm dini hayattan ayırma ilkesi üzerine bina edilmiş olmakla birlikte uygulama safhasında iki esas ön plana çıkmıştır ki bunlar menfaatçilik ve bireyciliktir. Menfaatçilik denilen olgu rasyonel aklın şahsi menfaatleri ön plana çıkartacağı ön kabulüne dayanmaktadır. Weber in rasyonelleşme kavramsallaştırması da zaten bu bakış açısıyla ortaya konulmuştur. Nitekim Kapitalizm in hayatı kuşatma altına aldığı ilk dönemlerde menfaatçilik her şeyin hatta insanlığın dahi önüne geçmiştir. Neticede güçlünün zayıfı ezdiği, zulmün her alanda barizleştiği bir hayat vukuu bulmuştur. Kapitalizm, batı coğrafyasına ve batı zihniyetine hâkim konuma yükseldiğinde doğal olarak Hristiyanlığın toplum üzerindeki etkisini devre dışı bırakmıştır. Din toplumda duygu ve fikri birlikteliği sağlayan en güçlü unsur iken birden hayat sahasından uzaklaşması ciddi bir kaos ve anomi oluşturmuştur. Durkheim, anomiyi normların yokluğu veya toplumun temel değerleri üzerinde önemli bir çatışma olarak adlandırır ve bu tür bir toplumsal hastalığın özellikle toplumsal kargaşa veya dönüşüm dönemlerinde ortaya çıkacağından korkar ki Kapitalizm in ilk dönemleri tam da Durkheim in korktuğu durumun ortaya çıktığı dönemlerdir. Bu ürkütücü durumla baş etmek için Comte un kabul görmeyen önerisi ise yeni bir din, İ nsanlık Dini dir. Dinin devre dışı kalması ve Kapitalizm in insanları birbirine bağlamaktan yoksun bir ideoloji olması toplumu birbirine bağlayacak bir tutkal arayışına sevk etmiştir ki kavmiyetçilik işte tam bu noktada devreye girmiştir. Esasında Kapitalist ideoloji öğretileri ile kavmiyetçilik birbiriyle örtüşen, birbirini tamamlayan iki unsur asla değildir. Zira kapitalizm bireysel menfaatçiliği her şeyin üstünde görme eğilimindeyken; kavmiyetçilik kavmin maslahatlarını her şeyin üstünde görme eğilimindedir. Hatta gerekirse bireylerin hak ve özgürlüklerinin ellerinden dahi alınabileceğini salık vermektedir. Böylesine bir birine zıt iki unsur Ulus Devlet Projesi kapsamında bir araya getirilmiş ve toplumu bir arada tutan ortak 5

8 duygu ve ortak fikir üreten bir olgu olarak benimsenmiştir. Böylece Kapitalizm in yoksunluğu giderilmeye çalışılmıştır. Kapitalizm in bireyselcilik anlayışıyla kavmiyetçiliğin sentezlenmesinde Kant felsefesinin rolü yadsınamaz. O kendi kaderini tayin eden bireyi evrenin merkezine yerleştirmiş ve kendi kaderini tayin hakkını en yüce değer olarak görmüştür. Kant ın bireye yönelik bu yaklaşımının siyasî kavmiyetçiliğe yansıması ise self determinasyondur. Yani klasik anlamda ulusların kendi geleceklerini belirleme haklarının bulunması gerektiğidir. Kavmiyetçilik Batı da toplumu birbirine bağlayan tutkal vazifesi gören bir olgu iken; aynı kavmiyetçilik Doğu da yani Osmanlı topraklarında ayrılık tohumları ekmiş ve Osmanlı Devleti nin parçalanmasında hayati bir rol üstlenmiştir. Osmanlı Hilafetinin yıkılışının ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti kavmiyetçiliği halkın göğsüne sapladığı oklardan bir ok olarak kabul etmiş ve Batı daki Ulus Devlet Projesini taklit etme adına her türlü iğrençliğe imza atmıştır. O dönemdeki devlet aklını idrak edebilmek için Başbakan İ smet İ nönü nün Sivas demir yolu açılışı münasebetiyle yaptığı açıklamaya bakmak yeterlidir. İ nönü şöyle diyordu: Şayet sorunun kaynağı kapitalist ideolojinin ürettiği siyasî kavmiyetçilik ise -ki öylediröyleyse öncelikle ve ivedilikle kapitalist ideoloji terk edilmelidir. Bu da yetmez siyasî kavmiyetçiliği ümmete pazarlayarak fitne tohumları eken sömürgeci devletlerin elçilikleri derhal kapatılmalıdır. Ayrıca, içeride kavmiyetçilik fikirlerini yayan ve kavmiyetçiliğe davet eden tüm siyasî partiler ve STK ların faaliyetleri engellenmelidir. Sadece Türk milleti bu ülkede etnik ya da ırki bir takım hak- 6 lar isteyebilir. Başka hiçbir kişinin buna hakkı yoktur. Demiryolunun sınıra ulaştığı gün bütün tereddütler bu gerçek karşısında sonuçsuz kalacaktır... (Milliyet Gazt. 31 Ağust. 1930) Yine İ smet İ nönü tarafından hazırlanan Kürt Raporu nda Kürtleri Türkleştirmek için yapılması gerekenler uzun uzadıya anlatılmaktadır. Esasında bu akıl daha doğrusu sefih düşünce tarzı bugün dahi varlığını korumaktadır. CHP İ zmir Milletvekili Birgül Ayman Güler Meclis kürsüsünden Kürt milliyetçiliğini bana ilericilik ve bağımsızcılık diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini bana eşit gördüremezsiniz diyerek jakoben yaklaşımın henüz tükenmediğini, varlığını sürdürdüğünü göstermiştir. Açıktır ki Şeyh Said kıyamından bugüne Müslüman Kürt halkına yaşatılan zulümlerin haddi hesabı yoktur. Bölge halkı bunu fiilen yaşarken bölge dışındakiler yaşanan anlatımlarla her şeye şahitlik etmiştir. Dolayısıyla bu yazımızda Kürt halkının yaşadığı sıkıntıları tek tek dile getirmeye lüzum yoktur. Bunun yerine Kürt Meselesi hakkında çözüm önerilerini masaya yatırıp kendi çözüm önerimizi ortaya koymaya çalışacağız. Kürt Meselesindeki geleneksel devletçi çözüm önerisi askeri operasyonlarla isyancıları bastırmaktır. Nitekim çok uzun

9 bir süre bu minval üzere hareket edilmiş ve yüzlerce köy yakılmış, boşaltılmış, onbinlerce insan öldürülmüştür. Bu zihniyet gerekirse tüm Kürtleri öldürmeyi dahi göze alabilecek bir üst bakışa sahiptir. Adeta onlar devletin sahibi Kürtler ise terbiye edilmesi gereken efendisine isyan etmiş kölelerdir. Ö ldürmekle yakıp yıkmakla sorunun çözülemeyeceğini gören bu zihniyet askeri müdahalelerin yanına yeni bir ek yaparak meseleyi bölgede yaşanan işsizliğe ve gelir seviyesinin düşüklüğüne bağlamaktadır. Onlara göre bölgeye gerekli yatırımlar yapılırsa, eğitimsiz Kürtler eğitilirse hiçbir sorun kalmayacaktır. Kürt Meselesin dair diğer bir yaklaşım ise demokratik standartların yükseltilerek sorunun çözüme kavuşacağını iddia etmektedir. Yani artık biz abi olmaktan vazgeçelim kardeş olalım, demokratik özerklikte dahil tüm demokratik hakları Kürtlere de verelim. Kardeş kardeş geçinelim. anlayışı. Kuşkusuz bu yaklaşımların tamamı sorunu köklü çözüme kavuşturacak kapasitede değildir. Zira mesele ne yatırım meselesidir ne eğitim ne de demokratik standartların yükseltilmesi meselesidir. Şayet bu doğru olmuş olsaydı Belçika örneği karşımızda bize sırıtmazdı. Belçika Flamenler ve Valonların ve az sayıda Almanların yaşadığı bir devlettir. Flamenler Flamence, Valonlar Fransızca konuşur. İ ki resmi dili vardır. Demokratik standartlar sizin yükselteceğinizden kat be kat fazladır. Kişi başına düşen milli gelir sizin neredeyse üç katınız yani dolardır. Tüm bu olumlu görünen istatistiklere rağmen Belçika da neredeyse iki yıl hükümet kurulamamış ve her iki tarafta birbirlerine ayrılma mesajları göndermiş göndermeye devam etmektedir. Aynı şekilde İ spanya da benzer bir kopuş süreci yaşamaktadır. Dolayısıyla çözüm olarak ortaya atılan bu tarz öneriler gerçek ve köklü bir çözüm asla değildir. Zira sorun üreten bir sistem içinde çözüm aramak ve bulmak pekte akıllıca bir davranış değildir. Kuşkusuz bir takım Müslümanların: Bizim Kürtlerle alıp veremediğimiz yok onlar bizim kardeşimizdir demeleri pekte anlamlı durmamaktadır. Zira mesele sizin onları ya da onların sizi sevmesinden çok daha öte bir meseledir. Ü stelik bu mesele salt Türk-Kürt meselesi ile sınırlı da değildir. Aksine Türk-Arap, Kürt-Arap kutuplaşması da bizleri bekleyen tehlikeli süreçlerdendir. Şayet sorunun kaynağı kapitalist ideolojinin ürettiği siyasî kavmiyetçilik ise -ki öylediröyleyse öncelikle ve ivedilikle kapitalist ideoloji terk edilmelidir. Bu da yetmez siyasî kavmiyetçiliği ümmete pazarlayarak fitne tohumları eken sömürgeci devletlerin elçilikleri derhal kapatılmalıdır. Ayrıca, içeride kavmiyetçilik fikirlerini yayan ve kavmiyetçiliğe davet eden tüm siyasî partiler ve STK ların faaliyetleri engellenmelidir. Müslüman halkları birbirine bağlayan bağ kuşkusuz İ slam ideolojisidir ki bu ideoloji kıyamet kopsa dahi bir araya gelemez denilen kavimleri bir arada toplamış ve onları kardeş yapmıştır. إ ذ ك نت م أ ع د اء ف أ ل ف ب ي ن ق ل وب ك م ف أ ص ب ح ت م ب ن ع م ت ه إ خ و ان ا و ك نت م ع ل ى ش ف ا ح ف ر ة م ن الن ار ف أ نق ذ ك م م ن ه ا ك ذ ل ك ي ب ي ن الل ه ل ك م آي ات ه ل ع ل ك م ت ه ت د ون Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz. (Â l-i İ mran 103) Şu açıktır ki Batı merkezli siyasî kavmiyetçiliğe son verecek tek kuvvet kavmiyetçiliği kökünden yasaklayan İ slam ideolojisi üzerine bina edilmiş, çözümlerini İ slam akidesinden çıkartmış İ slam Devleti dir, Hilafet tir. ل م ث ل ه ذ ا ف ل ي ع م ل ال ع ام ل ون Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsınlar. (Saffat 61) 7

10 HAYÂSIZ İTTİFAKIN GÖSTERDİKLERİ İbrahim ER Söz konusu İ slam ve Müslümanlar olduğunda, dünyanın bütün medeniyetlerinin ve var olan diğer ideoloji sahiplerinin ne derece acımasız ve saldırgan olduklarını günümüz vakıası ve tarihsel süreçle ilgili birikimler bize açık şekilde gösteriyor. Yine aynı emarelere göre bu zamana kadar küfrün tarafında bulunanların oluşturdukları en büyük ittifakların hedefinde hep İ slam ve Müslümanlar vardır. Onlar için hedef ne zaman İ slam olsa; kendi aralarında yaşamış oldukları husumetlerin ve anlaşmazlıkların bir önemi kalmaz ve İ slam a karşı kolayca birleşip aynı safta mücadele etmeye başlarlar. Onların; bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da kıyamete kadar öncelikli hedeflerinde her zaman tevhid akidesi ve o akideye iman eden müminler olacaktır. Bu nedenle düşmanları ortaktır, yani Hakka karşı bir birliktelik ve mücadele asıl gayeleridir. İ slam a karşı bu ittifakları oluşturan kâfirler açısından dinlerin ve 8 kökenlerin önemi yoktur. Bir bakarsınız ki; Mecusi, Yahudi, Hristiyan, Budist veya Ateist aynı safta kolayca bir araya gelivermişlerdir. Mesela İ sa Aleyhi s-selam insanlara tevhidi anlatmaya başladığında; İ sa Aleyhi s-selam a ve kendisine tabi olanlara karşı Yahudiler ehli kitap olmalarına rağmen derhal putperestlerle işbirliği etmişler ve İ sevilere karşı çok büyük zulümler yapmışlardır. Aynı şekilde Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem e karşı da bütün müşrikler birleşmişler ve aralarındaki husumetleri bir kenara bırakmışlardır. Daha sonraları İ slam ı yeryüzünden kaldırmak adına oluşturulan Haçlı İttifakı ise dünyanın görmüş olduğu en büyük ve en uzun süreli ittifaktır. Keza yine İ slam ın hayattan kaldırılışını sağladıkları I. Dünya Savaşı, öncesi ve savaş esnasındaki ittifaklarıyla kâfirler adına Müslümanlara karşı oluşturulan önemli ittifaklardandır. Çünkü kâfirlerin hayatta iki tane asli hedefleri vardır: 1- Onlar; tevhid akidesinin hayata egemen olmasının önüne geçmek için, ona iman edenleri sindirmek ya da ortadan kaldırmak suretiyle hayat sahasından uzak tutmanın mücadelesini verirler. Bunu yaparlarken de; fitne ve fesat ortamları oluşturarak, bu daveti yüklenen insanlarla toplumun arasını açmanın hesabını yaparlar. Ö ncelikli hedefleri hem davetçilerin kalplerinde hem de toplumda davetçilere karşı güvensizlikler oluşturmaktır. Eğer iş bu sürecin ötesine geçmişse, bu sefer de ambargolara, işkencelere, sürgünlere ve hatta toplu katliamlara varan başka bir süreci başlatırlar. Bu konudaki en büyük destekçileri ise ümmetine ihanet eden, hayâ yoksunu yüzsüz ajan yöneticilerdir. 2- Şayet İ slam hayata egemense; bu sefer de savaş meydanlarında büyük ordular düzenleyerek İ slam ı yok etmenin planlarını yaparlar. Bunu başaramayacaklarını kendileri de bildikleri için, İ slami otoritenin ihmalleri varsa onları değer-

11 lendirmek suretiyle misyonerlik faaliyetleri yaparak, toplumun akidesine yönelik taarruzlar ve hükümler üzerinde şüphe oluşturma gibi gayretlerle ümmeti fikri açıdan zayıflatacak çok uzun vadeli planlar yaparlar. Kısacası hedef ikisinde de aynıdır. Hedef İ slam ve Müslümanlardır. Bu önemli ittifakların sonrasında I. Dünya Savaşı nın ardından kâfirlerin İ slam a karşı oluşturdukları ittifakların yerini, İ slam topraklarını sömürü ve paylaşım meselesi almıştır. Ta ki bu mesele, Arap Baharı olarak adlandırılan isyanlara kadar bu şekilde devam etmiştir. Arap Baharı ile birlikte ümmetin despot yönetimlere başkaldırması, onları alaşağı etmesi ve bu ayaklanmaların Suriye de büyük bir İ slami uyanışa vesile olması bu sürecin sonunu getirmiştir. Ardından, bir iç savaş olarak yansıtılmasına ve yapmacık alternatif yönetimler oluşturulmaya çalışılmasına rağmen Suriye, tarihte eşine az rastlanır bir şekilde ABD önderliğinde bütün çevre ülkelerin de vermiş olduğu destekle büyük bir çember içine alınmıştır. Şimdi sömürgeci kâfirlerin bütün bakışları oradaki gelişmelere odaklanmış, bütün önlem ve tedbirler oradaki gelişmelere göre şekil değiştirir hale gelmiştir. Çünkü Arap Baharı ile birlikte İ slam Beldelerindeki zalim yönetimlere karşı başlayan başkaldırılar, Suriye de büyük bir uyanışın ortaya çıkmasına vesile olmuştur. O uyanışın bugün ulaşmış olduğu nokta, İ slam düşmanı sömürgeci kâfirlerin uykularını kaçırmaya ve bütün mesailerini bu uyanışı engellemek için ayırmalarına yetmektedir. Türkiye, İ ran ve Mısır gibi ülkelerin yöneticileri de Amerika ile bu konuda uyumlu bir şekilde hareket etmektedirler. Ö zellikle Türkiye yönetimi; Suriye deki İ slami uyanışın önünü kesmek ve gerçekleşmesi muhtemel bir İ slami inkılaba karşı ilk müdahaleyi yapabilmek için Hazır Kıta görevini üstlenmiştir. Şu anda da mesaisinin önemli bir bölümünü bu işe harcamakta ve bu iş için de özellikle savunma maskesi altında ciddi hamlelere ev sahipliği yapmaktadır. Her ne kadar vakıaları farklı olsa da bütün bu hamleler, İ slam a ve Müslümanlara karşı açıkça düşman olan sömürgeci kâfirlerin ve onların işbirlikçiliğini yapan hain yöneticilerin kurmaya çalıştıkları tuzaklardan ve ümmet üzerinde oynadıkları oyunlardan sadece birkaç tanesidir. İ şin nihai boyutuna baktığımızda ise Suriye de artık saflar ayrılmış ve mücahitlerle, baştan beri onlarla aynı istikamette gösterilmeye çalışılan ve üzerinden Müslümanları kontrol etme planları yapılan Ö zgür Suriye Ordusu arasındaki ince çizgi kalınlaşmış, münafıklarla müminler arasındaki fark kısa süre içerisinde tüm ümmet tarafından hissedilir hale gelmiştir. İ şte bu gelişmeler çok uzun bir sürenin ardından kâfir Batı nın ümmete karşı bir ittifak oluşturmasına neden olmuştur. Artık onlar için öncelikli iş ümmetin servetleri için birbirleriyle yapmış oldukları mücadelenin tamamen dışına çıkmıştır. Bu zamana kadar tevhide ve kendisine iman edenlere karşı çok büyük ittifaklar sürekli olmuştur ancak bu ittifakların en hayâsızı bugün ortaya çıkmıştır. Bu yüz kızartıcı bir ittifaktır. Bu ittifakı yüz kızartıcı yapan ve onun bütün hayâ duygularını alt-üst eden yönü, yine İ slam beldelerindeki ajan yöneticiler eliyle hayat bulmasıdır. Çünkü bu yöneticiler, İ slam ın hayat sahasına yeniden dönmesinin karşısında bir yahudiden veya ateistten ya da putperestten daha farklı bir şey yapmamakta ve hatta daha fazlasını yapmaktadırlar. İ şte bu yüzden bu ittifak, İ slam tarihi boyunca ümmetin dirilişinin önüne çıkarılan en hayâsız ittifaktır. Türkiye, Mısır, İ ran, Irak ve Lübnan da ortaya koymuş olduğu tavır ve gayretlerle diğer kâfir devletlerden farklı bir görüntü sergilememişlerdir. Bu ülkelerin yönetimlerinin bu denli gayret sergilemelerinin altında yatan unsur, sömürgeci kâfir devletlerin Suriye deki İ slami uyanıştan korkmalarıdır. Oluşturulan İ slam karşıtı bu ittifakla birlikte, burada dikkatimizi çekmesi gereken bir başka nokta; ümmetin içinde bu- 9

12 lunduğu ve insan nazarıyla bakıldığında sanki hiçbir zaman değişmeyecekmiş gibi görünen halinin hızlı bir şekilde değişmeye başlamasıdır. Ö yle ki artık Müslümanlar, dünyanın dört bir yanında tağuta ve onun fikirlerine karşı meydan okumaya, hilafetten bahsetmeye ve hilafetin tekrar geri döneceğine dair inançlarını kuvvetlendirmeye başlamışlardır. Suriye de parlayan ışık ise, her geçen gün güçlenerek yükselmeye devam etmekte ve ümmetin bakışlarının bu bölgeye odaklanmasına neden olmaktadır. Artık ümmet kendisinde var olan gücün tesirini hissetmeye başlamıştır. Bu nedenle zafer yani hilafetin ikamesi artık daha da yakındır. Bu sadece Suriye deki gelişmelerden dolayı böyle değildir; hatta Allah Subhanehu ve Teâlâ zaferini Suriye üzerinde nasip etmese bile sonrası için de durum aynıdır. Çünkü artık ok yaydan çıkmıştır ve ümmetin üzerindeki ölü toprağı dökülmüştür. Bunun böyle olduğunu gösteren onlarca işaret vardır. Suriye ye karşı oluşturulan İ slam düşmanı bu büyük ittifakla birlikte bu işaretlere bakarak bugün ümmetin geldiği nokta konusunda sağlam bir sonuca sahip olabiliriz: - Ü mmetin evlatları, Arap Baharı ile birlikte yıkılmaz sandıkları ve güç yetiremeyiz diye umutsuzluğa kapıldıkları zalim yönetimlerin gözleri önünde birer birer nasıl yok olduklarına tanıklık ederek kendilerinde 10 Bu zamana kadar tevhide ve kendisine iman edenlere karşı çok büyük ittifaklar sürekli olmuştur ancak bu ittifakların en hayâsızı bugün ortaya çıkmıştır. Bu yüz kızartıcı bir ittifaktır. Bu ittifakı yüz kızartıcı yapan ve onun bütün hayâ duygularını altüst eden yönü, yine İslam beldelerindeki ajan yöneticiler eliyle hayat bulmasıdır. var olan gücün ve zalim yönetimlerin çürüklüğünün farkına varmışlardır. Böylelikle yaklaşık yüz yıldır ümmet üzerindeki suskunluğun ve kâfir Batı karşısındaki teslimiyetin ilk halkasını kırmışlardır. Yalnızca bu olay bile ümmetin ufkunun kâfirler karşısında artık açık olduğunu göstermesi açısından yeterlidir. - Ö zellikle bu hareketlerin başlangıcında ortaya çıkan ve daha sonra da halkın arasına sızan ajanların ve provokatörlerin girişimleriyle istikameti değiştirilmeye çalışılan İ slami fikirlerin ve İ slami bir hayat isteğinin ümmet üzerinde hala ne kadar tesirli olduğu bizzat yine ümmet tarafından müşahede edilmiştir. İ nsanlar başlangıçta zalim yönetimlere karşı İ slami istekler ve İ slami söylemlerle başkaldırmışlardır. Bu da zafere giden yolda ümmetin genelinin meseleyi idrak ettikten sonra buna kayıtsız kalmayacağının ve desteğini hızlı bir şekilde ve kararlılıkla esirgemeyeceğinin bir göstergesidir. Bu da sahip olunan İ slami hassasiyetlerle tağuta karşı ümmetin tek yürek ve tek yumruk olacağının bir göstergesidir. - İ slam beldelerindeki mevcut zalim yönetimlere karşı başlayan isyan karşısında panikleyen kâfirler ve onların işlerini ümmet üzerinde gütmek için aşırı bir hırsa sahip olan ajanları, kısa bir panikleme sürecinin ardından meseleyi millet iradesine götürmek ve yö-

13 netimsel açıdan oluşan boşlukları da demokrasi ile doldurmak için harekete geçmişlerdir. Ancak kısa süre içerisinde görülmüştür ki bu demokrasi tuzağı ümmete işlememiştir. Yani ümmet bu boşlukta kâfir Batı nın altın tepside sunmuş olduğu demokrasiye sahip çıkmamıştır. Şu anda İ slam beldeleri içerisinde doksan yıldır demokrasinin tatbik edilmeye çalışıldığı ve diğer beldeler için rol-model olarak öne sürülmeye çalışılan Türkiye dışında işleyişin sağlanabildiği bir başka belde yoktur. Türkiye de ise demokrasinin oluşturmuş olduğu kaos hiç bitmemektedir. Halkın sırtına her gün binen ekonomik külfetler ve vaat edildiği halde bir türlü gerçekleşmeyen beklentiler AKP Hükümetine ve çok ciddi şekilde destek vermiş oldukları Erdoğan a rağmen halkın canını sıkmaya ve hükümetin bütün telkinlerine rağmen demokrasiye olan güvenini bitirmeye başlamıştır. Dolayısıyla demokrasi denilen küfür sistemi bu ümmete tesir etmemekte ve ümmet onu benimsememektedir. Ancak demokrasi, yıllardır ümmetin ensesine çöreklenmiş olan sömürgeci kâfirlerin yegâne hayat kaynağıdır. İ şe onlara ait olan bu hayat kaynağı despot yönetimlerin ardından ümmete sunulmuş, ümmet ise buna rağbet etmemiştir. Kâfir Batı açısından da en can sıkıcı durum budur. Kısacası ümmet kendisine ait olanı aramaya ve beklemeye devam etmektedir. - Ü mmet başına bela olan ve ümmetin korkusunun kâfirlerin kalplerinden sökülüp atılmasına neden olan vehn hastalığından yavaş yavaş kurtulmaya başlamıştır. Ö yle ki; artık zulüm altında olan, işgale ve iç savaşa maruz kalan beldelerde yaşayan Müslümanlar, kendilerine tesir eden İ slami fikrin de etkisiyle dünyayı ve içindekileri küçük görmeye ve değersizleştirmeye başlamışlardır. O beldelerde çocuk yaşta denebilecek genç insanların şahadeti arzuladıklarına, işgalci kâfirlere ve işbirlikçi zalim diktatörlerin taarruzlarına karşı ölüm korkusunu ve dünya sevgisini kalplerinden silip attıklarına bizzat şahit olmaktayız. Dolayısıyla sömürgeci kâfirlerin ve onların hayâ yoksunu işbirlikçi ajanlarının hadis-i şerifte geçtiği şekilde vahşi hayvanların yemeğe saldırmaları gibi ümmetin üzerine saldırmaları artık o kadar kolay olmamaktadır. Onlar, bu zamana kadar ümmete karşı işlemiş oldukları cürümlerin hesabını Raşidi Hilafet Devleti nin ikamesiyle birlikte vereceklerinin ve bunun çok yakın olduğunun da farkındadırlar. - Onların farkında oldukları bu gerçek ve enselerinde hissettikleri İ slami inkılap, onları huzursuz etmektedir. Şu an itibariyle Suriye üzerinde yapmış oldukları ittifak dünya üzerinde bu güne kadar az görünen türdendir. O kâfirler, ancak İ slami bir tehlike hissettiklerinde bu şekilde ittifak halinde hareket ederler. Onlar, kendilerince bütün tedbirlerini işbirlikçi ajanları vasıtasıyla bu bölge üzerinde yoğunlaştırmaya başlamışlardır. Türkiye bu işin öncülüğünü yapmaktadır ve görünen odur ki; Suriye de İ slami bir inkılabın gerçekleşmesi halinde ilk karşı koyacak ülke Türkiye olacaktır. Şu anda da Esad sonrası Suriye de muhalifler adına oluşturulacak ve İ slami hareketin önüne geçebilecek demokratik bir hükümetin kurulabilmesi için zemin oluşturma çalışmalarına Türkiye öncülük etmektedir. Sömürgeci kâfirlerin Suriye üzerinde odaklandıkları tek nokta, İ slami hayatı isteyen halk ve bu uğurda mücadele eden mücahitlerdir. Bunun dışında meydana gelen olaylar ve yapılan açıklamalar saptırmacalardan ve gereksiz teferruatlardan ibarettir. İ şte onlarda ortaya çıkan bu panikleme ve korkunun kaynağı da, onlar açısından gerçek bir tehlike olan İ slami bir inkılabın gerçekleşme tehlikesine dayanmaktadır. - Muhakkak ki bu konuda bir davetçi için akıldan çıkarılmaması gereken yegâne husus, Allah Subhanehu ve Teâlâ nın yardımıdır. Zira artık gerek partisel anlamda dünya üzerinde, gerekse davetçilerin ve mücahitlerin zalim yönetimler karşısındaki gayretleriyle İ slami beldelerde, Allah ın dinini yüceltmek adına Müslümanlar bütün güçleriyle mücadele içerisindedirler. Kendi dinini yüceltmek için çalışanlara Allah ın 11

14 Müslümanlar küfrün tahakkümünü, başlarındaki yöneticilerin hainliğini, kendilerine tatbik edilen nizamların küfür nizamı olduğunu ve üzerlerinde oynanan oyunların iç yüzünü artık anlar hale gelmişlerdir. Bu gelişmelerin Müslümanlar üzerindeki bedelleri de ağır olmuştur. yardımı haktır. ي ا أ ي ه ا ال ذ ين آم ن وا إ ن ت نص ر وا الل ه ي نص ر ك م و ي ث ب ت أ ق د ام ك م Ey iman edenler! Eğer siz Allah ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar. (Muhammed 7) و ي ر ز ق ه م ن ح ي ث ل ي ح ت س ب و م ن ي ت و ك ل ع ل ى الل ه ف ه و ح س ب ه إ ن الل ه ب ال غ أ م ر ه ق د ج ع ل الل ه ل ك ل ش ي ء ق د ر ا Ve ona beklemediği yerden rızk verir. Kim Allah a güvenirse kendisine yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur. (Talak 3) Bu emarelerden de anlaşıldığı gibi ümmetin yaralarına merhem olacak ve ümmeti içinde bulunduğu zilletten kurtararak onu layık olduğu mertebeye çıkaracak olan İ slami hayatın şafak vakti artık yakındır. Bu yakınlık aynı zamanda; dava erlerinin gayretlerinden, ümmetin zulme karşı başkaldırışından ve mücahitlerin bu uğurda akıttığı kanlardan anlaşıldığı gibi; kâfirlerin ve ajanlarının endişelerinden, bu yaşananları çarpıtmalarından ve bu uyanışa karşı almak istedikleri 12 önlemlerden ve İ slam a karşı oluşturmaya çalıştıkları hayâsız ittifaklardan da anlaşılmaktadır. Muhakkak ki bu ümmet, İ slam ın belli başlı bir takım ibadetlerden ibaret olmadığını, bazı önemli gece ve günlere atfedilmediğini ve onun bir hayat nizamı olduğunu artık öğrenmiştir. Artık İ slam Beldeleri hilafet kavramını ve O nun İ slam ın bizzat kendisi olduğunu konuşur hale gelmiş, ümmetin zihinlerindeki İ slam algısı değişerek hilafet ve İ slami hayat, küfrün tahakkümü altındaki Müslümanların zihinlerine işlenmiştir. Müslümanlar küfrün tahakkümünü, başlarındaki yöneticilerin hainliğini, kendilerine tatbik edilen nizamların küfür nizamı olduğunu ve üzerlerinde oynanan oyunların iç yüzünü artık anlar hale gelmişlerdir. Bu gelişmelerin Müslümanlar üzerindeki bedelleri de ağır olmuştur. Niceleri ya işkencelerde acımasızca, ya da sırtlarından vurularak kalleşçe katledilmişler, niceleri de zindanlarda çok zor şartlar altında çürümeye terk edilmişlerdir. Ancak Rabbisinden başka kimseden korkmayan, küfrün ve onun işbirlikçilerinin karşısında dimdik duran ve emredildiği gibi dosdoğru olan müminler sayesinde, İ slam ve Müslümanlar hayatta layık oldukları yeri almak üzeredirler. Kâfirler her ne kadar ittifak halinde olsalar da ف اس ت ج اب ل ه م ر ب ه م أ ن ي ل أ ض يع ع م ل ع ام ل م نك م م ن ذ ك ر أ و أ نث ى ب ع ض ك م م ن ب ع ض ف ال ذ ين ه اج ر وا و أ خ ر ج وا م ن د ي ار ه م و أ وذ وا ف ي س ب يل ي و ق ات ل وا و ق ت ل وا أل ك ف ر ن ع ن ه م س ي ئ ات ه م و أل د خ ل ن ه م ج ن ات ت ج ر ي م ن ت ح ت ه ا األ ن ه ار ث و اب ا م ن ع ند الل ه و الل ه ع ند ه ح س ن الث و اب Rabbleri onlara cevap verdi ki; «Ben birbirinizden meydana gelmiş bir bütün oluşturan sizlerden, erkekkadın, hiçbir iyi amel işleyenin emeğini boşa çıkarmam. Buna göre göç edenlerin, yurtlarından sürülenlerin, benim yolumda eziyet çekenlerin, savaşanların ve öldürülenlerin kusurlarını örtecek ve kendilerini Allah tarafından verilmiş bir ödül olarak altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacağım. Ödüllerin güzeli yalnız Allah katındadır. (Â l-i İ mran 195)

15 İSLAM KARDEŞLİĞİ: NE İNKÂR NE DE TASDİK Bahaeddin CARDA Bu topraklarda son ikiyüz yıldır yaşanan ve adına genel anlamda Doğu ve Batı ikilemi diyebileceğimiz tercih sorunu Türkiye nin devletiyle toplumuyla yaşadığı bütün sıkıntılarının dayandığı çıkmazı işaret etmektedir. Nitekim Batıcılıktan İ slamcılığa, Türkçülükten Doğu-Batı sentezine kadar uzanan geniş bir düşünsel alanda bu çıkmaz çok daha barizleşmektedir. İ şte bu çıkmazın yansıdığı alanlardan bir tanesi de Türkiye de Türk ve Kürt arası ayrışmada net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Devletin tanımlamasından halkın söylemlerine kadar yansıyan ve adına Kürt Meselesi denilen sorun yaşadığımız bu topraklarda bir kavramın altını en güncel anlamda tekrar çizmeyi gerekli kılmaktadır: İslam kardeşliği. Yaşanan gelişmeler, kendini çoğunlukla Müslüman olarak tanımlayan farklı ırklara mensup bir toplumu bir arada tutan, farklı etnik unsurları birbirine bağlayan İ slam akidesinden kaynaklı kardeşlik bağının erozyona uğradığını göstermektedir. Her şeyden önce bu konuda konuşan, çözüm üretme derdinde olan, akan kan ve gözyaşının dinmesini isteyen ve kendini Müslüman olarak tanımlayan her bir taraf en başta Müslüman olma ön-kabulüne muhalefet eder söylem ve eylemler içerisine girmektedir. Çünkü sorun kişi, toplum ve toplulukların kendilerini resmi-ulusal ve tarihi-kültürel kimliklerinden hareketle tanımlamaya kalktıkları ilk noktada ortaya çıkmaktadır. Sonuçta insanları ayırmaya, ayrıştırmaya değil de birleştirmeye, bütünleştirmeye çalışıyorsanız işte o zaman tanımlar ve öncelikler sorunun düğümlendiği noktaya işaret etmektedir. Şöyle ki; bireysel kimlik ve ardından gelen toplumsal kimlik kişiyi ötekilerden ayırmaktadır. İ şte bu ayırıma neden olan tanımlama noktasındaki hassas çizgi ise hangi unsurun öncelikleneceğidir. Bilindiği üzere tanımlamak vakıayı vasfetmek yani nitelemektir. Başka bir deyişle; efradını câmi, ağyarını mani kılmak demektir. Yani tanımlamada aynı özellikler üzeri bir araya gelme, diğerlerini ise dışta bırakma söz konusudur. Şu durumda tartışan ve daha da ötesi hasımlaşan tarafların çıkmazı kendilerini hangi ölçütlerle tanımlayarak toplum sahasında var olacaklarıdır: Beşeri ölçütlerle mi, yoksa ilahî ölçütlerle mi? İ şte tam bu noktada konu paradoksal bir boyut kazanmaktadır. Çünkü kişinin Müslüman kimliğinden hareketle yapacağı bir tanımlama ile ırksal kimliğinden hareketle yapacağı bir tanımlama kişiyi farklı bir kulvarlara sokmakta ve farklı bir kimliğin mensubu yapmaktadır. Ö rneğin, kişinin kendini ben bir Kürdüm şeklinde tanımlaması, Kürt olmayanları dışarıda bırakmakta, ben bir Türküm şeklinde tanımlaması ise Kürt olanları dışlamaktadır. Bu tanımlamaların başına Müslüman kelimesini eklediğimizde dahi sorun çözülmemektedir. 13

16 Zira bu seferde tanım gereği; Müslüman Kürtler Türkleri, Müslüman Türkler de Kürtleri dışarıda bırakmaktadır. Bu tanımlamaların hiçbirinde Müslüman kimliği net olarak ortaya konulmamakta, askıda bırakılmaktadır. En başta verilmesi gereken kimliğin esas yapı taşı yani İ slam kaynaklı tanım olan Müslüman vasfı ise ertelenmektedir. Hâlbuki ilahî ölçütlere göre yapılan tanımlamada şu şekilde geçmektedir:...المسلمون أمة واحدة من دون الناس سلمهم واحد وحربهم واحد... Müslümanlar diğer insanlardan ayrı olarak tek bir Ümmet tir. Barışları da tektir, savaşları da tektir İ şte bu hadiste Allah ın Rasulü إله إل اهلل محمد رسول اهلل] [ل Lâ İlâhe İllAllah Muhammedun Rasulullah hayat düsturunu benimseyenleri sadece Müslüman tanımlamasıyla diğer insanlardan ayırmakta ve hiçbir ırk, dil, renk ayırmaksızın tek bir Ü m- met olarak vasıflandırmaktadır. İ şte bu tanımda dışarıda bırakılan unsurların her biri kişinin kendi iradesiyle seçmediği ırkına, diline, rengine, kavmine ait olan unsurlardır. Bundan dolayıdır ki bugün eğer ki Müslüman sıfatının başına ya da sonuna ırka vb. ait ifadeler ekleniyorsa bu ya bilgi eksikliği ya da yanlış bir kabulün sonucudur. Zira konu salt olarak ırkını ifade etmekten de öteye gitmiştir. Yani mesele artık temelinde kin ve düşmanlığın olduğu farklı 14 bir karaktere bürünmüştür. Bu kin ve düşmanlık elbette İ slam akidesi kaynaklı kardeşlik bağından uzaklaşılmasının bir sonucudur. Nitekim koskoca bir tarih de şahittir ki İ slam birçok farklı ırkı bünyesinde akidesi ile kardeş kılmıştır. Kardeşlik; ırksal, renksel, vb. bütün iddiaların ön plana çıkartıldığı bir zeminde değil, bunun çok daha üzerinde insanın kendi iradesiyle, tercihiyle seçtiği ve dâhil olduğu din-inanç dairesinde şekillenmektedir. Çünkü farklı ırklara sahip insanların bir araya gelebilmeleri, aynı düşünce ve duyguya sahip olabilmeleri için ortak bir paydaya, her iki tarafı da bağlayan bir kurallar manzumesine ihtiyaç vardır. Nitekim din bu bağlanmayı ve birlikteliği var kılmaktadır. Yani farklı ırklara mensup bireyleri tek bir çatıda toplamakta, tek bir potada eritmekte ve ortaya tek bir ifadeyle tanımlanan bir model çıkarmaktadır: Müslüman Aksi takdirde her etnik grubun bir yöne çektiği, her düşüncenin diğerine muhalefet ettiği bir ortamda her iki tarafı da bağlayan, hedef ve ideallerini sınırlandıran ve tek bir noktaya yönlendiren bir unsur yani din unsuru ve dinden kaynaklı bağ olmadığı müddetçe birlikten ve kardeşlikten söz edilemez. İ şte kimliği oluşturan kavramların yerli yerine oturmadığı böylesi bir ortamda ne kabuller doğru ya ilişkin kabullerdir, ne de redler yanlış ın reddi. Sonuçta karşımıza Türk ve Kürt milliyetçiliğinde olduğu gibi kendi kendini çürüten, kendi kendini tartışan ve bir sonuca ulaşamayan, konjonktöre göre savaşan ve barışan, kabul ve redlerinde dahi net olmayan bir tablo çıkmaktadır. Müslümanların nasıl bu hale geldiklerine dair tarihî ve ideolojik bir arka plan araştırması yapanlar göreceklerdir ki, kendini sadece Müslüman olarak tanımlayan Müslümanlar İ slam dan uzaklaşmaya başladıkları andan itibaren ilerlemeden, kalkınmadan uzaklaştıkları gibi birbirlerinden de kopmuşlardır. Bu kopuşu hem hazırlamak hem de sonuçlarından faydalanmak anlamında Batı çok iyi değerlendirmiş ve tek bir çatı altındaki Müslümanları bugün de şahit olduğumuz üzere hem coğrafi hem de yönetimsel anlamda parçalara ayırmıştır. Konunun daha da netleşmesi açısından İ slam ı Nasıl Yok Edelim başlığıyla kitaplaştırılan bir İ ngiliz casusu olan Hamper ın hatıraları önemli bir örnektir. Hamper, Müslümanların ilerlemelerinin nedenlerinden birini; Müslümanların ırkçı taassuba, gelenek, kültür ve tarihe bağlı kalmamaları olarak tespit etmektedir. Kitabın başka bir bölümünde de Müslümanları güçlendiren faktörleri yok etmek ve onları zayıf kılmak için Sömürgeler Bakanlığı na şu tavsiyelerde bulunmaktadır: Müslümanların ırkçı ve milliyetçi

17 duyguları kamçılanarak, eski kültür, dil ve tarihe sıkı sıkıya bağlı olmalarına neden olan düşünceleri takviye edilmelidir. Görüldüğü üzere başta küçük ve basit olarak tek bir kelimeden ibaret görülen bir kimlik tanımı karşımıza milliyetçilik gibi Müslümanların birlikteliğini sağlayan bir devletin yıkılışı, ardından kendini Müslüman olarak tanımlayan bir toplum ve bireylerin bunu geriye atarak çözülüşü ve doğal olarak çöküşünü tamamlayan bir unsur olarak çıkmaktadır. Hâlbuki bir İ ngiliz casusunun dahi tespit ettiği bu hakikatin Müslümanlar tarafından idrak edilememiş olması ne kadar acı verici bir hadisedir. Konuyu farklı bir açıdan değerlendiren Albert Schweitzer milliyetçiliğin medeniyetin yerine geçişini anlatırken şu ifadeleri kullanmaktadır: Milliyetçilik fikri, medeniyetin hizmetinde çalıştığını iddia ediyordu ama gerçekte medeniyete ayak bağı olan bir gerçeklik idealiydi yalnızca. Bu nedenledir ki, milliyetçilik fikrine ahlakî idealler yön vermiyordu; bilakis, yine gerçeklikle ilgilenen (gerçekliği şekillendirme kaygısı güden) içgüdüler yön veriyordu. Buradan da anlaşılacağı üzere milliyetçilik ve ülkülerinin oluşumuna içgüdüleri, insanı, aklı ve ahlâkı en doğru şekilde tanımlayan dinin katkı vermemesi bilakis dinin etkisinin yokluğunda milliyetçiliğin ortaya çıkması medeniyetin dolayısıyla toplum ve insanın yaşadığı çözülmeyi Batı dâhil bütün bir dünya coğrafyasında resmetmektedir. Artık o büyük medeniyet çatısını Arabıyla ve Arap olmayanıyla birlikte oluşturan, geçmişten bugüne Türküyle Kürdüyle birbirleriyle etle tırnak gibi iç içe geçen, bütünleşen ırklar şimdi bedelleri en ağır şekilde kan ve gözyaşı olarak ödenen bu ortak çözülmeyi, birbirlerini düşman olarak gördükleri bu ortak çöküşü yine hep birlikte bu koskoca İ slam coğrafyasında yaşamaktadırlar. Hâlbuki kendisini Müslüman olarak tanımlayan Türk, Kürt ya da Arap bütün ırkların ortak paydası olan İ slam, aralarında ne akrabalık bağı ne ırk bağı ne de menfaat bağı olmaksızın Müslümanları akide bağı ile kardeş kılmakta ve Müslümanlar arasında gerçek anlamda yeniden canlanacak bu kardeşlik bağı sömürgeci Batı nın uykularını kaçırmakta, kaçınılmaz sonlarını hatırlatmaktadır. Kurayş in tabiriyle; -bırakın Türkün Türke, Kürdün Kürde kardeş olmasını ve diğerlerini dışlamasını- kadını kocasından, çocuğu babasından, adamı aşiretinden ayıran bu bağ, kendisine inananları diğer ümmetler dediği Müslüman olmayanlardan ayrı, savaşları da barışları da tek olan yegâne ümmet yapmakta ve Müslümanlar için Kıyamete kadar sürecek tek bir hat çizerek adeta dünyaya meydan okumaktadır. Bundan dolayıdır ki Müslüman olmak, teoride de pratikte de herkesten ayrı ve farklı olarak her nerede olursa olsun, her kim olursa olsun, hangi ırktan olursa olsun, başına her ne gelirse gelsin, kardeşinin derdi ile dertlenmeyi gerektirir. Çünkü bütün ırkları, dilleri yaratan Allah Subhanehu ve Teâlâ; إ ن م ا ال م ؤ م ن ون إ خ و ة Ancak Mü minler kardeştirler. (Hucurat 10) hitabıyla kardeşliğin ön koşulunu ortaya koymakta, Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de kardeşliğin çerçevesini çizmektedir: مثل المسلمين فى توادهم وترحمهم كمثل الجسد الواحد إذا اشتكى منه عضو تداعى له سائر الجسد بالحمى والسهر Birbirlerine karşı merhamette ve birbirlerine karşı sevgide Müslümanların misali, tek bir vücudun misali gibidir. (O vücudun) organlarından biri şikâyetlendiği zaman, vücudun diğer (organları) birbirlerini uykusuzluk ve ateş ile (o acıya ortak olmaya) çağırırlar. Son tahlilde, Hilafet bakiyesi bu topraklarda tanımından pratiğine kadar Müslümanlar için yegâne esas, temel olan İ slam akidesi kaynaklı kardeşlik bağı hâkim kılınmadıkça aynı vücudun âzâları acı çekmeye devam edecektir. 15

18 EMPERYALİST MÜCADELE KISKACINDA BİR BELDE; MALİ Ahmet SİVREN _ Aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça, avcıların hikayelerini dinlemek zorundayız. (Afrika Atasözü)_ Bir Karakıta ülkesidir, Mali. Altın, fosfat, kaolin, boksit, uranyum ve buna benzer birçok maden servetleri olan zengin bir ülkedir. Bir İ slam Beldesidir. İslam Mali ye siyasal bir otorite olarak ilk olarak Mali İmparatorluğu ( ) döneminde Mali kralı Mansa Musa nın İslam ı kabul etmesiyle girmiştir. İbni Battuta Mansa Musa nın vefatından hemen sonra Mali yi ziyaret etmiş ve gözlemlerini kaleme almıştır. İslam ın Afrika da altın çağlarını yaşadığı 16. yüzyılda Mali nin en önemli şehirlerinden Timbuktu tüm dünyadan bilginlerin ve İslam âlimlerinin toplandığı ilmi bir havza haline gelmiştir. Timbuktu önemli el yazı eserleriyle tanınmaktadır. Mali uzun yüzyıllar boyunca İslam ın Afrika daki kalesi 16 olarak anılmıştır. İslam hukuk sistemi hemen hemen bütün Afrika da anayasalarda etkindir. Bu yoğun laikleştirme ve liberalleştirme çabasına rağmen halkın İslam ı temel referans olarak tercih ettiğinin açık bir göstergesidir. (Mali Dosyası, PressMedya.com) Bugünlerde ise; İ slamî yönetim, askerî darbe ve Fransa müdahalesiyle gündemde Mali. Darbe nin Güç Arkasındaki Afrika nın makûs talihi, hep sömürülmek olmuştur. Bu Kıta nın karakteristik özelliği, dine olan bağlılığıdır. İ ster Hıristiyan ister Müslüman olsun Afrikalılar, genelde dindar insanlar olmuşlardır. İ slam la şereflenmeleriyle samimi Müslümanlar olan Afrikalı kardeşlerimiz, üzerlerinde yaşadıkları zenginlikler sebebiyle sömürgeci kâfirlerin hedefi haline gelmişlerdir de rütbeli genç subaylar tarafından Mali Devlet Başkanı Amadou (Ahmedo) Toumani Toure ye yönelik askerî bir darbenin gerçekleştiği ilan edilmiştir. Nitekim kendilerini Devletin ve Demokrasinin Yeniden Tesisi Milli Komitesi (CNRDR) olarak adlandıran darbecilerin sözcüsü Teğmen Amadou Konare, Mali televizyonu kanalıyla şöyle bir darbe açıklaması yayınlamıştır: Komite... sorumluluğunu üstlenmeye ve yetersiz olan Amadou (Ahmedo) Toumani Toure nin rejimine son vermeye karar vermiştir. (Hizb-ut-Tahrir. info) Devlet Başkanı Ahmedo Toumani Toure nin, Mali Anayasasına göre tekrar aday olamayacağı son Başkanlık döneminin sona ermesine yaklaşık bir ay gibi bir süre kalmasına rağmen Darbecilerin, yetersiz olan devlet başkanının uzaklaştırılmasına dair bir gerekçeye binaen yapılan bu darbe, anlamsızdır. Tabiî, darbenin asıl amacının, Başkan dan ziyade seçimle birlikte gelecek olan yeni siyasî yapıya kasteden bir müdahale olması hali,

19 ancak bu darbeyi anlamlı kılacaktır. Dolayısıyla gelecek olan siyasî yapıya karşı geciktirilmeden yapılan bu darbeyi planlayanlar, genç subaylardan ziyade, Mali ve bölge üzerinde farklı hesaplar güden sömürgeci dış güçlerdir. Arkasında hangi sömürgeci gücün bulunduğunu tespit amacıyla Darbeye baktığımızda; şiddetli tonda Fransa nın ve hafif tonda da İ ngiltere ve diğer Avrupa devletlerinin Darbenin kabul edilemez olduğu yönündeki açıklamalarını görürüz: -Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppé, Mali deki seçimlerin en kısa zamanda yapılması gerektiği çağrısında bulunmuş ve ülkesinin, Mali ile olan tüm ilişkilerini askıya aldığını ve insanî yardımların devam edeceğini... ve terörle mücadele çalışmalarını sürdüreceklerini açıklamıştır. ( , AFP) -Aynı gün Fransa ve İ ngiltere, Güvenlik Konseyi tarafından darbeyi şiddetle kınayan ve anayasal düzene ve seçilmiş hükümete geri dönülmesine çağrıda bulunan bir kararın çıkarılması için koşuşturmuşlardır... -İ ngiliz Büyükelçi Mark Lyall Grant ise şöyle demiştir: Mali de, derhal anayasal düzene ve demokratik seçilmiş hükümete geri dönülmelidir. Güvenlik Konseyi nin on beş üyesi Mali deki darbeyi kınamaktadırlar. Dolayısıyla, 19. asrın sonlarındaki işgali, 1904 yılında da kendisine ilhak olduğunu ilanından bu yana Fransa nın, Mali üzerindeki siyasî hâkimiyetinin devam ettiği bir süreçte, Darbeye yönelik özellikle böylesi bir tepki vermesi ve daha sonra Güvenlik Konseyi ni Mali ye/darbecilere dış müdahale konusunda harekete geçmeye ikna etme çabası, Darbenin arkasında mezkûr devletler (Fransa, İ ngiltere, vd.) dışında bir gücü işaret ediyor ki bu güç, ABD dir. Zira Amerika nın tepkisi ve darbeyi kınaması, Fransa ile Avrupa nın ardından dalgalı olarak gelmiştir! ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Victoria Nuland şu açıklamada bulunmuştur: Mevcut durum net değildir ve hızlı gelişmektedir... Sıkıntıların şiddetle değil diyalog yoluyla çözülmesi gerektiği inancındayız. ( , BBC) Adeta bir ABD sözcüsü gibi hareket eden BM Genel Sekreteri Ban Kimun un da benzer şekilde açıklamalarda bulunması, Amerika nın Darbeden Fransa ve İ ngiltere gibi rahatsız olmadığını göstermektedir. Bu açıklamaların üzerine, Darbe lideri olan Yüzbaşı Amadou Ahmedou Haya Sanogo ve daha bir çok genç subayın, ABD nde terörle mücadele etmek amacıyla askerî eğitim aldıkları ve Sanogo nun, bir takım özel görevler için birçok kez Amerika ya seyahate gittiği bilgisi de eklenince, Darbenin arkasındaki kirli el daha net ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, Fransa nın Darbenin ardından Mali ile olan siyasî, askerî ve ekonomik ilişkilerini ve aynı şekilde ona yönelik yardımlarını da askıya alma kararına rağmen Amerika, böyle bir karar almamış aksine, 137 milyon dolar olan yıllık yardımlarını da göndermiştir. Dahası Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland; Ülkesinin, Amerikan yardımlarını askıya almakla ilgili bir karar almadığını vurgulamıştır. (el-cezira, ) Tüm bunlar, Fransa nın, darbe hakkındaki rahatsızlığının gelinen noktada dış müdahaleye varabilecek kadar hayatî bir unsur olduğunu gösterdiği gibi Amerika nın rahatsız olmadığını, dahası darbeden zımnen hoşnut olduğunu da göstermektedir. Bu durumu fikrî zaviyeden tahlil edecek olursak; ikiyüzlü sömürgeci kâfirlerin, kendi siyasî emelleri doğrultusunda gerek Darbecileri gerekse de Demokrasiyi kullanageldiklerini söyleyebiliriz. İ şte Mali, bu zaviyeden değerlendirildiğinde en son örnektir: Amerika, -Demokrasi adına Irak a girerken- Mali de Demokrasinin(!) baltalanması uğruna bile olsa darbecileri destekleyerek sömürgeci emelleri doğrultusunda hareket edebilmiştir. 17

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE Yazar: Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL İSTANBUL 2015 YAYINLARI Yazar: Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL Kapak ve Dizgi: Sertaç DURMAZ ISBN: 978-605-9963-09-1 Mecidiyeköy Yolu Caddesi (Trump Towers Yanı)

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7 Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ Dr. Ahmet Emin Dağ İstanbul, 2015 Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ Moro Müslümanları Üzerine 99 MÜCADELE AHLAKI KENDI LIDERININ KALEMINDEN BANGSAMORO MÜCADELESI Mücadele Ahlakı Kendi Liderinin

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'de 1990'lı yıllardaki duvar yazıları, İslamcılığın yükseldiği döneme yönelik yakın bir tanıklık niteliğinde. 10.07.2017 / 18:00 Doksanlı

Detaylı

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, 29 Kasım Pazar günü yapılacak olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Kongresinde ilçe başkanlığına tekrar aday olduğunu

Detaylı

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler Dünya üzerindeki birçok İslami kurum, kuruluş ve şahsiyetler Türkiye'de yaşanan darbe girişimi hakkında mesajlar yayımladı. 16.07.2016 / 22:09 15 Temmuz gecesi

Detaylı

3- Hareketimizin; Ankara'da Musab bin Umeyr Derneği dışında hiçbir grup, dernek, cemaat ya da örgütle bir bağlantısı bulunmamaktadır.

3- Hareketimizin; Ankara'da Musab bin Umeyr Derneği dışında hiçbir grup, dernek, cemaat ya da örgütle bir bağlantısı bulunmamaktadır. Downloaded from: justpaste.it/11pk4 MEDYA'DA YER ALAN HABERLERLE ALAKALI KURTUBA GENÇLİK HAREKETİ AÇIKLAMASI 19 Aralık 2016 tarihinde, Rus Büyükelçi Karlov'un öldürülmesi üzerine, medyada Hareketimiz ile

Detaylı

MEDYA'DA YER ALAN HABERLERLE ALAKALI KURTUBA GENÇLİK HAREKETİ AÇIKLAMASI

MEDYA'DA YER ALAN HABERLERLE ALAKALI KURTUBA GENÇLİK HAREKETİ AÇIKLAMASI Downloaded from: justpaste.it/11pk4 MEDYA'DA YER ALAN HABERLERLE ALAKALI KURTUBA GENÇLİK HAREKETİ AÇIKLAMASI 19 Aralık 2016 tarihinde, Rus Büyükelçi Karlov'un öldürülmesi üzerine, medyada Hareketimiz ile

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ... ÖRNEK SORU: 1 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti açısından, 30 Ekim 1918 de, yenilgiyi kabul ettiğinin tescili niteliğinde olan Mondros Ateşkes Anlaşması yla sona erdi. Ancak anlaşmanın,

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

ACR Group. NEDEN? neden?

ACR Group. NEDEN? neden? ACR Group NEDEN? neden? CİNSİYET YÜZDE % Kadın Erkek 46,8 53,2 YAŞ - - - - - - 18-25 26-35 20,1 27,6 36-45 46-60 29,4 15,2 60+ 7,7 I. AMAÇ Bu çalışmanın amacı, aylık periyotlar halinde düzenlediğimiz,

Detaylı

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ ب س م الله الر ح من الر ح يم الل ه ل نت ل ه م و ل و ك نت ف ظ ا غ ل يظ ال ق ل ب ف ب م ا ر ح م ة م ن لا نف ض وا م ن ح و ل ك İmran, 159) (Al-i HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ Muhterem Müslümanlar!

Detaylı

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir. AHMAK DOST Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir. İyilik zannıyla topluma,tüm değerlere,insanlığa karşı kötülük işlemektedir. İbrahim Peygamberden yana olduğunu

Detaylı

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME 190 HATA İLE ÖLDÜRME Hata ile öldürme iki kısma ayrılır: 1- Öldürülen kimsenin isabet alması istenmemesine rağmen ona isabet etmesi ve onu öldürmesidir. Bir ava atış yapılırken bir insana isabet etmesi

Detaylı

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55 Dünya da politik dengeler dinamik bir yapıya sahiptir. Yüzyıllar boyunca dünyada haritalar, rejimler ve politikalar değişim içerisindedirler. Orta çağ Avrupa sı ve Fransız ihtilali ile birlikte 17. Yüzyılda

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

HATAY BOZGUNCULUĞA VE AYRIMCILIĞA İZİN VEREMEZ!!!

HATAY BOZGUNCULUĞA VE AYRIMCILIĞA İZİN VEREMEZ!!! HATAY BOZGUNCULUĞA VE AYRIMCILIĞA İZİN VEREMEZ!!! Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkan Yardımcısı Remzi Güzel,Yaptığı Yazılı Açıklamada: ''Milli Dayanışma ve Birlik Ruhu Hatay da Bitmez.''Dedi.

Detaylı

Uygulanacak ekonomik politikalar, istihdam ve üretime öncelik tanımalı, politikaların temelini insan oluşturmalıdır.

Uygulanacak ekonomik politikalar, istihdam ve üretime öncelik tanımalı, politikaların temelini insan oluşturmalıdır. TERÖR VE BEKLENTİLER Türkiye, önce 22 Temmuz genel seçimleri ve ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile yaz aylarını kendini yenileyerek geçirmiş, sonbahara ise artan terör olayları, şehitlerimiz, onların

Detaylı

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun

Detaylı

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir 30 Haziran 2014 ÇALIŞMANIN AMACI Kutuplaşma konusu Türkiye de çok az çalışılmış olmakla birlikte, birçok Avrupa ülkesine

Detaylı

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

MISIR IN SİYASAL HARİTASI MISIR IN SİYASAL HARİTASI GÖKHAN BOZBAŞ Kırklareli Üniversitesi Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi MISIR IN SİYASAL HARİTASI HAZIRLAYAN GÖKHAN BOZBAŞ Kapak Fotoğrafı http://www.cbsnews.com/

Detaylı

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi 28.11.2016-22:02 Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi - Sudan Stratejik Çalışma ve Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Hüseyin: - "Türkiye,

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu v TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ÖNSÖZ Yirmi birinci yüzyılı bilgi teknolojisi çağı olarak adlandırmak ne kadar yerindeyse insan hakları çağı olarak adlandırmak da o kadar doğru olacaktır. İnsan

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Cumhuriyetin kuruluşu Anadolu insanının iman, namus, bağımsızlık, özgürlük, vatan ve millete sevgi ile bağlılığının inancı ve iradesi ile kendisine önderlik yapan Mustafa

Detaylı

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE Aralık 03, 2006-12:00:00 BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANEY

Detaylı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ Yazar : Erdem Denk Yayınevi : Siyasal Kitabevi Baskı : 1. Baskı Kategori : Uluslararası İlişkiler Kapak Tasarımı : Gamze Uçak Kapak

Detaylı

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.12, ARALIK 2016 ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI 30 Kasım 2016 Çarşamba günü Ortadoğu Stratejik

Detaylı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle

Detaylı

Dünyada servetin %99 u, nüfusun %1 ine aitmiş... Saddam ın arkasında %90 destek vardı; idam edildi... -Obama.

Dünyada servetin %99 u, nüfusun %1 ine aitmiş... Saddam ın arkasında %90 destek vardı; idam edildi... -Obama. Dünyada servetin %99 u, nüfusun %1 ine aitmiş... Saddam ın arkasında %90 destek vardı; idam edildi... -Obama. Son bir ayda basına yansıyan bu iki cümlenin iyi okunması halinde dünyanın hali pür melali/

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Ağustos 21, 2017-1:53:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde

Detaylı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz ANMA PROGRAMI 1. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı 4 2. Çeşitli Yönleriyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 (Yrd. Doç. Dr. Levent KALYON) 1. Resimlerle Atatürk 15 2. Kendi sesiyle Atatürk 18 2 Beni görmek

Detaylı

Türk Armatörler Birliği

Türk Armatörler Birliği Cilt 1, Sayı 7-8 Bülten Tarihi : 19 AĞUSTOS 2016 TAB E-BÜLTEN TEMMUZ-AĞUSTOS 2016 Türk Armatörler Birliği 15 TEMMUZ 2016 TÜRKİYE nin KARA GÜNÜ Kara Bir Gün 15 Temmuz 2016 günü akşam saatlerinde Türkiye

Detaylı

Y.Selçuk TÜRKOĞLU Bursa Milletvekili Aday Adayı. Biz Bir Ekibiz Ekibimiz Milletimiz

Y.Selçuk TÜRKOĞLU Bursa Milletvekili Aday Adayı. Biz Bir Ekibiz Ekibimiz Milletimiz Y.Selçuk TÜRKOĞLU Bursa Milletvekili Aday Adayı Biz Bir Ekibiz Ekibimiz Milletimiz MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ Bursa Milletvekili Aday Adayı Türk Milleti karar arifesindedir. Ya İkinci Endülüs, ya da yeniden

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI Sayın Katılımcılar, değerli basın mensupları Avrupa Konseyi

Detaylı

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler, ÇOCUKLARIN İNTERNET ORTAMINDA CİNSEL İSTİSMARINA KARŞI GLOBAL İTTİFAK AÇILIŞ KONFERANSI 5 Aralık 2012- Brüksel ADALET BAKANI SAYIN SADULLAH ERGİN İN KONUŞMA METNİ Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler,

Detaylı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ Furkan Güldemir, Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Tarihsel Süreç Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi 2 de Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları nda AK Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. 8 de YIL: 2012 SAYI

Detaylı

PEYGAMBERLERE VE İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ 7. 10. Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Şubat 03, 2017-5:56:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi'nin ve yapımı tamamlanan

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

Fetih izzet ve şerefle bütün insanları tanıştırma mücahedesidir. Bu kutlu gayede karşısına çıkanlarla en güzel şekilde mücahede etmektir.

Fetih izzet ve şerefle bütün insanları tanıştırma mücahedesidir. Bu kutlu gayede karşısına çıkanlarla en güzel şekilde mücahede etmektir. İslam fetih dinidir. Müslümanlar gönül fatihleridir. Fetih, Tevhid in yeryüzüne hâkim olmasıdır. Fetih açmak demektir. Kapıları, kilitleri, kilitli kalpleri ve gönülleri açmak demektir. Fetih, kalplerin

Detaylı

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ Bismillairrahmanirrahim 1. Suriye de 20 ayı aşkın bir süredir devam eden kriz ortamı, ülkedeki diğer topluluklar gibi

Detaylı

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz Mescidi Aksa hatibi Şeyh İkrime Sabri, Filistinlilerin Mescidi Aksa daki haklarına bağlı olduklarını, bunun bir karışından bile taviz vermeyeceklerini

Detaylı

15 Ekim 2014 Genel Merkez

15 Ekim 2014 Genel Merkez ÇİN Yatırım Fırsatları Paneli 15 Ekim 2014 Genel Merkez İş Dünyamızın Saygıdeğer Mensupları, Değerli MÜSİAD üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Toplantımıza katılımından dolayı teşekkür ediyor, Sizleri

Detaylı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00 Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler

Detaylı

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA 16.06.2017 Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım Sayın Mardin Şube Başkanım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Şanlıurfa

Detaylı

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 SÖZCÜ / AKP de bir kişi konuşur, diğerleri asker gibi bekler! Tarih : 06.01.2012 CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem AKP deki tek adamlığı hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın üslubunu ve liderliğini

Detaylı

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te 9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy Türkiye de temaslarına CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüşerek başladı. Görüşmeye katılan Loğoğlu açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ 9.11.2017 Sayın Bakanım, STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 1 İş Dünyamızın Değerli Temsilcileri, Kıymetli Basın Mensupları, Global

Detaylı

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır. TÜRKİYE'DEKİ GÖÇLER VE GÖÇMENLER Göç güçtür.hem güç ve zor bir iştir hem de güç katan bir iştir. Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri

Detaylı

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi Erdoğan, "OHAL uygulaması kesinlikle demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı değildir" dedi. 21.07.2016 / 09:56 Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından

Detaylı

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP: SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI . SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI 08-09 Soru Bankası.hafta - Eylül BİREY VE TOPLUM Öğrendiklerimi Uyguluyorum... 6.hafta - 0 Eylül Olaylar ve Sonuçları....hafta 0-0 Ekim Biz Bu Toplumun Bir Üyesiyiz...

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

Altın Ayarlı İslâmi Finans

Altın Ayarlı İslâmi Finans Altın Ayarlı İslâmi Finans 09 Ağustos 2011 Salı Uluslararası platformlarda paranın İslâmileştirilmesi konusu epeydir gündemde. Paranın İslâmileştirilmesinden kasıt para ile ilgili ne varsa, ekonomik faaliyetlerden

Detaylı

R A P O R. Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL. Mayıs 2015

R A P O R. Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL. Mayıs 2015 R A P O R 1 Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL Mayıs 2015 Sunuş 4.264 kişi ile yüz yüze görüşme şeklinde yapılan anket bulgularına dayanan bu rapor, Mart- Nisan 2015 tarihinde Sakarya ilinin

Detaylı

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün 1928 yılında Ankara

Detaylı

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 1. Mudanya Mütarekesi, Yunanlıların aslında Osmanlı Devleti nin paylaşımı projesinde bir alet olduğunu, arkalarındaki gücü İngiltere başta olmak üzere İtilâf devletlerinin

Detaylı

TÜRKİYE ve IRAK. I I. TARİHSEL ARKA PLAN: ABD İŞGALİNE KADAR TÜRKİYE-IRAK İLİŞKİLERİ İngiliz Ordusu, 30 Ekim 1918'de imzaladığı Mondros Mütarekesi'ne rağmen, kuzeye doğru yaptığı son bir hamle ile Musul

Detaylı

Yak ndo u Medyas nda Türkiye ve AB Müktesebatlar - srail örne inde

Yak ndo u Medyas nda Türkiye ve AB Müktesebatlar - srail örne inde Yak ndo u Medyas nda Türkiye ve AB Müktesebatlar - Dr. Gil Yaron Dostumun dostu, benim en iyi dostumdur - veya İsrail gözüyle Türkiye AB Geçenlerde Tel Aviv kentinin en merkezi yeri olan Rabin Meydanı

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR

AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, kamuoyunu yani halkın kanaatlerini karar alıcıların ve uygulayıcıların meşruiyetini sürdüren önemli bir faktör olarak görmektedir.

Detaylı

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm 11 1 Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm Müslümanların, bilhassa idareci konumundakilerin

Detaylı

YENİ AKİT GAZETESİ İNTERNET SAYFASINDAKİ 16 03 2015 TARİHLİ HABERE İLİŞKİN YORUMUM AŞAĞIDADIR. Erdoğan: Bedeli suç işleyen ödesin

YENİ AKİT GAZETESİ İNTERNET SAYFASINDAKİ 16 03 2015 TARİHLİ HABERE İLİŞKİN YORUMUM AŞAĞIDADIR. Erdoğan: Bedeli suç işleyen ödesin YENİ AKİT GAZETESİ İNTERNET SAYFASINDAKİ 16 03 2015 TARİHLİ HABERE İLİŞKİN YORUMUM AŞAĞIDADIR Erdoğan: Bedeli suç işleyen ödesin Erdoğan, Balıkesir Ekonomi Ödülleri Töreni nde konuştu: Ben diyorum ki,

Detaylı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma

Detaylı

Siyasette kutuplaşma. Ahval 13/8/2018

Siyasette kutuplaşma. Ahval 13/8/2018 Ahval 13/8/2018 Türkiye deki durumdan söz edeceğim, ama konu her ülke için de geçerli. Siyasi kutuplaşma, çok farklı görüşlerin ortaya çıkması olmasa gerek, bu farklı görüşlerin taraflarca tartışılamaz

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

Sayın Ahmet Davutoğlu na Yöneltilen Sorular 1) Bakanlık ve Başbakanlık yaptığınız süre içerisinde FETÖ örgütlenmesi hakkında resmi veya gayri resmi

Sayın Ahmet Davutoğlu na Yöneltilen Sorular 1) Bakanlık ve Başbakanlık yaptığınız süre içerisinde FETÖ örgütlenmesi hakkında resmi veya gayri resmi Sayın Ahmet Davutoğlu na Yöneltilen Sorular 1) Bakanlık ve Başbakanlık yaptığınız süre içerisinde FETÖ örgütlenmesi hakkında resmi veya gayri resmi herhangi bir istihbari bilgi aldınız mı? Aldıysanız bu

Detaylı

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR Bu broşürün dağıtımı, tercümesi veya basımına katkıda bulunun. Zirâ iyiliğin yapılmasına vesile olan, o iyiliği yapan kimse gibi ecir alır. SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR ملايني احلسنات

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGIN SETA Abdullah YEGİN İstanbul

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu GÜNÜN MANŞETLERİ 23 Temmuz 2016 Cumartesi 11:52 Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu FETÖ darbe girişimi olaylarında darbecilerin hedefinde UIC Yönetim

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! Türkiye nin önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı İstanbul Aydın Üniversitesi

Detaylı

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 1 Av.Dr. M. SEZGİN TANRIKULU İSTANBUL MİLLETVEKİLİ GİRİŞ 2015 yılı Ağustos ayından itibaren tekrar başlayan çatışmalar Türkiye tarihinde eşi az görülmüş bir yıkıma, sayısız

Detaylı

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye Nükleer Enerji Santralleri ve Türkiye nin Enerji Politikası Ortak Paydalar Ortadoğu ve Kuzey Afrika da ki rejimlerin

Detaylı

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN IÇERIK ÖNSÖZ 13 Giriş DİN VE AKAİT Günümüzde Din Algısı Sosyal Bilimcilere Göre Din İslam Açısından Din Dinin Anlam Çerçevesi İslam Dini İslam ın İnanç Boyutu Akait İman İman-İslam Farkı İman Bakımından

Detaylı

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI 09.09.2017, LONDRA Sayın Büyükelçim Abdurrahman Bilgiç, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerimiz İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, Değerli MÜSİAD Üyeleri

Detaylı

Oylar bölünmesin Türkiye bölünmesin!..

Oylar bölünmesin Türkiye bölünmesin!.. Oylar bölünmesin Türkiye bölünmesin!.. Bu bir yerel seçim değil, bir kader seçimi! AKP iktidara geldiğinden bu yana son 11 yılda biri Irak ta, diğeri Suriye de olmak üzere iki Kürdistan kuruldu. Bu yerel

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı