Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi"

Transkript

1

2 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 سان Volume Sayı

3 Uygur Araştırmaları Dergisi, Uygurlarla ilgili çalışmaların yayınlandığı uluslararası standartlarda, hakemli bir dergidir. Yılda iki kez yayımlanır. Uygur Araştırmaları Dergisi ne gönderilen yazılar, önce yayın kurulunca dergi yazım ilkelerine uygunluk açısından incelenir ve uygun bulunanlar, değerlendirilmek üzere o alandaki çalışmaları ile tanınmış en az iki hakeme gönderilir. Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar beş yıl süre ile saklanır. Yayınlanan yazıların dil, bilim ve hukuki açıdan bütün sorumluluğu yazarlarına, yayın hakları ve a aittir. Yayın Kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamamakta serbesttir. Gönderilen yazılar iade edilmez. ISSN: X İletişim: Doç. Dr. Adem ÖGER Adres: Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Bölümü, Merkez/Nevşehir, Türkiye E-Posta: uygurarastirmalari@gmail.com

4 DERGİ HAKKINDA Uyguristik genel Türkolojinin önemli kollarından biridir. Bugün Uyguristikle ilgili çalışmalar Türkiye, Çin, Rusya, Kazakistan, İsveç, Almanya, ABD ve Japonya başta olmak üzere farklı coğrafyalarda sürdürülmektedir. Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, Uyguristikle ilgili çeşitli ülkelerde ve farklı disiplinlerde yapılan bilimsel araştırmaları yayınlamayı, bu çalışmaları uluslararası düzeyde erişilebilir hale getirerek bu konudaki bilgi akışını sağlamayı ve bu suretle Türkolojinin gelişimine katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Uygur ve Uygur ilindeki diğer Türk boylarıyla ilgili her türlü çalışmanın da yer aldığı bu dergi, Türkoloji de bir literatür oluşturmayı amaçlamaktadır. Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, Uygur ve Uygur ilindeki diğer Türk boyları (Kazak, Kırgız, Özbek vb.) ile ilgili dil, edebiyat, folklor, tarih, sanat, kültür, ekonomi gibi konularda bilimsel makaleler, derlemeler, kitap tanıtım yazıları ve aktarmalar yayımlayan hakemli elektronik bir dergidir. Yılda iki sayı olmak üzere 6 ayda bir yayımlanan bu dergide Türkoloji nin genel konularıyla ilgili yazılara da yer verilebilir. Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi ne gönderilen yazılar, önce yayın kurulunca dergi yazım ilkelerine uygunluk açısından incelenir ve uygun bulunanlar, değerlendirilmek üzere o alanda çalışmaları bulunan en az iki hakeme gönderilir. Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar beş yıl süre ile saklanır. Yayınlanan yazıların dil, bilim ve hukuki açıdan bütün sorumluluğu yazarlarına, yayın hakları a aittir. Yayın Kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamamakta serbesttir. Gönderilen yazılar iade edilmez. Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, kaliteli ve disiplinli yayıncılık anlayışı ile akademik camiada, Uygurlarla ilgili çalışmalar esas olmak üzere Türkolojiyle ilgili her türlü bilimsel çalışmanın yer aldığı önde gelen yayınlardan biri olma amacı taşımaktadır.

5 İmtiyaz Sahibi Lisence Owner Prof. Dr. Alimcan İNAYET Editör Editor Doç. Dr. Adem ÖGER Editör Yardımcıları Editor Assistants Yrd. Doç. Dr. Erkan HİRİK Yrd. Doç. Dr. Neşe HARBALİOĞLU Yayın Kurulu Editorial Board Prof. Dr. Alimcan İNAYET (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Hikmet KORAŞ (Niğde Üniversitesi) Prof. Dr. Hülya KASAPOĞLU ÇENGEL (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Zeki KAYMAZ (Ege Üniversitesi) Doç. Dr. Adem ÖGER (Nevşehir HBV Üniversitesi) Doç. Dr. Dilorom HAMROEVA (Özbekistan Bilimler Akademisi) Doç. Dr. Erkin EKREM (Hacettepe Üniversitesi) Doç. Dr. Erkin EMET (Ankara Üniversitesi) Doç. Dr. Fatma AÇIK (Gazi Üniversitesi) Doç. Dr. Gülbehrem MOLOTOVA (Almata Şarkşunaslık Enstitüsü) Doç. Dr. Serdar YAVUZ (Adıyaman Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Abdullah ÖZDAĞ (Nevşehir HBV Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Ahmet KARAMAN (Afyon Kocatepe Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turan TÜRK (Nevşehir HBV Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Aysun DEMİREZ GÜNERİ (Gazi Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Erkan HİRİK (Nevşehir HBV Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Filiz Meltem ERDEM UÇAR (Nevşehir HBV Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Kürşat YILDIRIM (İstanbul Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Mağfiret Kemal YUNUSOĞLU (Beykent Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Minara ALİYEVA ÇINAR (Uludağ Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Murat ORHUN (Bilgi Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Neşe HARBALİOĞLU (Nevşehir HBV Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Nur Ahmet KURBAN (Gümüşhane Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Nuraniye HİDAYET EKREM (Ankara Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Özgür AY (Uşak Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Rahile KAŞGARLI (İstanbul Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Rıdvan ÖZTÜRK (Konya N. Erbakan Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Seçil HİRİK (Nevşehir HBV Üniversitesi) Dr. Ablet SEMET (Georg-August University) Dr. Gülzade TANRIDAĞLI (Mimar Sinan G.S. Üniversitesi) Dr. İsa SARI (Hitit Üniversitesi) Dr. Kaiser Abdurusul ÖZHUN (Debrecen University)

6 Jun SUGAWARA (Tokyo University) Ruslan ARZİYEV (Almata Pedagoji Enstitüsü) Yayın Danışma Kurulu Board of Editorial Advisor Prof. Dr. Abdulkadir DONUK (İstanbul Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN (Emekli Öğretim Üyesi) Prof. Dr. Ahmet TAŞAĞİL (Mimar Sinan G. S. Üniversitesi) Prof. Dr. Ayşe Gül SERTKAYA (İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Ayşe Melek ÖZYETKİN (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Ceval KAYA (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Dmitriy D. VASİLYEV (Rusya Bilimler Akademisi) Prof. Dr. Dursun YILDIRIM (Emekli Öğretim Üyesi) Prof. Dr. Erhan AYDIN (İnönü Üniversitesi) Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN (Emekli Öğretim Üyesi) Prof. Dr. Gülçin ÇANDARLIOĞLU (Mimar Sinan G. S. Üniversitesi) Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Hacı Kutluk KADİRİ (Kagoşima Uluslararası Üniversitesi) Prof. Dr. Hatice ŞİRİN (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Hava SELÇUK (Erciyes Üniversitesi) Prof. Dr. İbrahim DİLEK (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Kamil Veli NERİMANOĞLU (Bakü Devlet Üniversitesi) Prof. Dr. Metin EKİCİ (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Mustafa ARSLAN (Pamukkale Üniversitesi) Prof. Dr. Mustafa ÖNER (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Osman Fikri SERTKAYA (Emekli Öğretim Üyesi) Prof. Dr. Öcal OĞUZ (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Özkul ÇOBANOĞLU (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Peter ZİEME (Berlin Brandenburg Academy of Sciences and Humanities) Prof. Dr. Saadettin GÖMEÇ (Ankara Üniversitesi ) Prof. Dr. Sultan Mahmut KAŞGARLI (Emekli Öğretim Üyesi) Prof. Dr. Süer EKER (Başkent Üniversitesi) Prof. Dr. Timur KOCAOĞLU (Michigan State University) Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY (Emekli Öğretim Üyesi) Doç. Dr. Osman KARATAY (Ege Üniversitesi) Genel Koordinatör General Coordinator Yrd. Doç. Dr. Nur Ahmet KURBAN Yabancı Dil Sorumluları Responsibles for Foreing Language Barış ERİÇOK Merve BULUT Hesenjan ABDUVAHİT Düzelti Sorumluları Responsibles for Revision Ebru KILIÇ Tugba GÖNEL SÖNMEZ Kübra YILDIZ

7 Kaynakça Sorumluları Responsibles for Bibliography Erdi ERBEDEN Tuğba BAYRAKDARLAR Sanat Danışmanı Art Advisor Pınar GÜNGÜR Baskı Sorumluları Responsibles for Printing Kadir HALTAŞ M. Emin DEDE Dış Temsilciler Representatives of Foreing Country Abdurop POLAT (Çin Halk Cumhuriyeti) Ablet SEMET (Almanya) Alfiya YUSUPOVA (Tataristan) Almas ŞEHYULOV (Rusya) Anidah B. ALİAS (Malezya) Burak GÖKBULUT (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) Dilorom HAMROEVA (Özbekistan) Erkin SIDIK (Amerika Birleşik Devletleri) Gülbehrem MOLOTOVA (Kazakistan) İrfan MORİNA (Kosova) Jun SUGAWARA (Japonya) Kaiser Abdurusul ÖZHUN (Macaristan) Memettursun Zunun Oqya (İngiltere) Ramiz ASKER (Azerbaycan) Varis ABDUKERİM (Fransa) Zulhayat ÖTKÜR (İsveç)

8 EDİTÖRDEN Değerli Okuyucular, Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi nin 2015/6. sayısı, Uygur tarihi, folkloru, dili, edebiyatı ve sanatı üzerine özgün makalelerle, çevirilerle ve bazı yeni yayınların tanıtıldığı/değerlendirildiği yazılarla ilgililerin istifadesine sunulmuştur. Dergimiz bu sayısında 8 özgün makale, 2 çeviri, 3 kitap tanıtımı yer almaktadır. Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi nin bu sayısının kapak tasarımı, Uygur ressam Marwayit Hapız ın Kumul Hapız-Sazendeleri ni resmettiği bir eserinden hareketle dergimizin sanat danışmanı Öğr. Gör. Pınar GÜNGÜR tarafından hazırlanmıştır. Türkoloji nin önemli kollarından birini oluşturan Uyguristik ile ilgili çalışmalar, bugün Çin başta olmak üzere Türkiye, Rusya, Kazakistan, İsveç, Almanya, ABD ve Japonya gibi pek çok ülkede sürdürülmektedir. Çeşitli ülke ve bölgelerde yapılan bu çalışmaları tanıtmak, bilgi akışını sağlamak, bu suretle genel Türkoloji nin gelişimine katkı vermek hedefiyle tesis edilen dergimiz, hedefe doğru sağlam adımlarla ilerlemektedir. Dergimiz İnternet ağı üzerinden yayın hayatına başladıktan sonra dünyanın her yerine ulaşmış, kişilerin takdirini kazanmış ve kamuoyu tarafından ilgiyle takip edilmiştir. Bugün dergimizin yazar kadrosu genişlemeye, makalelerin seviye ve kalitesi yükselmeye, makale kabul, hakemlik ve yayın süreci de tam anlamıyla sisteme girmiştir. Bundan sonraki ilk hedefimiz dergimizi uluslararası indekslerde taranan dergi statüsüne kavuşturmaktır. Makaleleriyle dergimize katkı sağlayan değerli yazarlara, hakemlere, dergimizin kurullarında görev yapan bilim insanlarına teşekkür eder, makalelerin ilgililere yararlı olmasını dilerim. Doç. Dr. Adem ÖGER

9 Bu Sayının Hakemleri Prof. Dr. Alimcan İNAYET (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. İbrahim DİLEK (Gazi Üniversitesi) Doç. Dr. Adem ÖGER (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Doç. Dr. İdris Nebi UYSAL (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi) Doç. Dr. Serdar YAVUZ (Adıyaman Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Ahmet KARAMAN (Afyon Kocatepe Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turan TÜRK (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Baki Bora HANÇA (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Erdem ÖZDEMİR (Uludağ Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Erkan HİRİK (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Filiz Meltem ERDEM UÇAR (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Neşe HARBALİOĞLU (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Reyila KAŞGARLI (İstanbul Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Rıdvan ÖZTÜRK (Necmettin Erbakan üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. İsmail Turan KALLİMCİ (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi) Dr. Gülzadem TANRIDAĞLI (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi)

10 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 سان Volume Sayı İçindekiler Dergi Hakkında ve Editörden..i-viii İçindekiler..ix Uygur Türkçesindeki Korçak Sözcüğü Üzerine Alimcan İnayet Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Erdem Uçar Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül Fatih Bakırcı Qeshqer Uyğurliriniñ Depne Murasimliri Hebibulla Tursun Uyğar Uygur Halk Oyunlarında Senem Dansı Nuri Mahmut Atalmış Yaş Qeşqer Partiyesi Ve Endcan Veqesi Ömercan Nuri Seley Çakkan ve Molla Zeydin Şiirleri Şükran Oğuz Ücme Derixi ve Uniñ Uygur Medeniyitidiki Orni Heqqide Zulhayat Ötkür Çeviri ve Aktarmalar Çin Halk Tıbbının Kökeni - John Wm. Schiffeler Çev. Kübra Yıldız Altın Uygur Makamlarının Uygur Kültüründeki Yeri - Tursuncan Savut Udmuş Çev. Aygüzel Abduselam Kitap Tanıtımı ve Değerlendirme Abdureop Polat Teklimakaniy, Çağatay Uyğur Tili Heqqide Méğizliq Bayan (On Chagatay Uygur Language), Şincang Xelq Neşriyatı, Qeşqer Uyğur Neşriyatı, Qeşqer, 2014, 701 s. Alimcan İnayet Eleazar Birnbaum. Ottoman Turkish and Çağatay MSS in Canada: A Union Catalogue of the Four Collections, Leiden: Brill, 2015, xviii+521 s. Erdem Uçar Hikmet Koraş, Vatan Şairi Bir Uygur Mehemmetimin Obulkasimov (Almasbek), Konya: Kömen Yayınları, 2015, 448 s. Hüseyin Karakaya

11 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 UYGUR TÜRKÇESİNDEKİ KORÇAK SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE About The Word Korçak in Uyghur Turkish Alimcan İNAYET Özet Modern Uygur Türkçesinde çocuk oyuncağı, oyuncak bebek, kukla anlamında kullanılan korçak sözcüğü bulunmaktadır. Bu sözcük Divanü Lugati t-türk te kudhurçuk, Şecere-i Türk te koğurçak şeklinde görülür. Kaşgarlı bu sözcüğü kız çocuklarının oynadıkları insan şeklindeki bebek diye açıklar. Ebulgazi Bahadir Han a göre, koğurçak ölmüş aile fertleri için yapılan heykellerdir. Bu heykeller saklanır, öpülür, okşanır, onlara secde edilir ve yemek verilirdi. Dolayısıyla günümüzde oyuncak bilinen korçak aslında geçmişte bir fetişti. Bugün bu sözcük değişik Türk lehçelerinde Bşk. kursak, Kzk. kuvırşak, Kırg. kurçak, Özb. koğırçak, Tat. kurçak, Trkm. gurçak, şeklinde görülmektedir. Bu makalede korçak sözcüğünün kökeni, fonetik ve semantik bakımdan geçirdiği değişiklikler analiz edilecektir. Anahtar Sözcükler: Korçak, Uygur, kukla, oyuncak, fetiş Abstract There is the word korçak, which means toy, doll, puppet, in modern Uyghur Turkish. This word is seen as kodurçuk in Divanü Lügati t-türk, and as koğurçak in Şecere-i Türk. Kashgarli Mahmud explains the word kodurçuk as a doll in human-shaped, which is played by girls. According to Ebulghazi Bahadır Khan, koğurçak is a sculpture, made for dead family members. These sculptures were stored, kissed, caressed prostrated, and fed by family members. So korçak, known as a toy today, was actually a fetish in ancient times. Today, this word is seen in different forms in different Turkish dialects; such as Bşk. kursak, Kzk. kuvırşak, Kırg. kurçak, Özb. koğırçak, Tat. kurçak, Trkm. gurçak., In this article, the word korçak will be analyzed in concept of its origin, and changes in terms of phonetic and semantic. Keywords: korçak, Uyghur, puppet, doll, fetish Uygur Türkçesinde çocuk oyuncağı, oyuncak bebek, kukla anlamında kullanılan korçak 1 sözcüğü bulunmaktadır ki, araştırmalar bu sözcüğünün kökeninde kız, kadın anlamına gelen koduz kelimesinin bulunduğunu göstermektedir. Prof. Dr., Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, İzmir-TÜRKİYE, E-posta: alim1962@hotmail.com. 1 Uygur Türklerinde korçak ya da konçak adıyla bilinen bir çocuk oyunu vardır. Bu oyun bir ya da birden fazla kız çocuğu arasında oynanır. Çocuklar kendi oyuncak, yani korçak/konçaklarını ve bunun için gerekli olan yastık, döşek ve kundak bezlerini hazırlayarak bir araya gelirler ve duvar ya da bir ağacın dibini ev olarak kullanırlar. Sonra bebek lerini kundak bezine sararlar ve kucaklarına alarak severler, sonra ninni söyleyip uyutmaya çalışırlar. Bazen acıkmış bebek lerini emzirirler ve çişini yaptırırlar. Konçakları genellikle çocuklar kendileri yaparlar. Bazı veliler çocuklarının konçak oyunu için beşik yaparlar. Marangozlar da bu oyun için beşik yaparak satarlar. Korçak/konçağın, yani bebeğin boyutları farklı olabilir. Genellikle santim uzunluğunda olur. İskeleti çatallı çubuktan oluşur. Çubuğun çataldan üstünki kısmı epey uzun olur.

12 Alimcan İNAYET 2 Koduz sözcüğü Şine Usu Yazıtında şöyle geçer. Yılkısın: b(a)r(ı)mın :kızın : kod(u)zın k(a)l(ü)rt(ü)m (ŞU D3). At sürüsünü, mallarını, kızını, karısını getirdim. Buradaki koduz sözcüğü Türkologlar tarafından koduz ya da kuduz şeklinde okunmuş (Orkun1987:168; Sertkaya 1995: 55; Aydın 2007: 39; User 2009: 475) ve kadın, dul kadın, karı diye anlamlandırılmıştır (Orkun 1987: 168; Sertkaya 1995:55; Aydın 2007: 58; User 2009: 526). Kaşgarlı Mahmut da bu sözcüğü dul kadın diye açıklamıştır (Dankoff2007: 434). Aynı sözcük Tonyukuk Yazıtı nın II. Taş Güney Yüzü ndeki s(a)r(ı)g (a)ltun: ür(ü)ŋ kümü(ş): kız kod(u)z: (ä)gri t(ä)bi: (a)gı buŋs(u)z (T48) ifadesinde de geçer ki, bazı araştırmacılar bunu kadın olarak, bazıları da dağ öküzü, sığır olarak çevirmişlerdir (Sertkaya 1995: 53-57). Osman Fikri Sertkaya ya göre, Tonyukuk Yazıtı ndaki koduz sözcüğü yaban sığırı anlamındadır. Bu sözcük Kutadgu Bilig in Viyana nüshasında bir yerde kudur (veya kodur), bir yerde kuduz (veya koduz); Mısır nüshasında ise kutuz (veya kotuz) şeklinde geçer (Sertkaya 1995:56). 2 Bu durum kadın, dul kadın anlamındaki koduz sözcüğünün de kodur ya da kudur biçiminin olduğunu gösterir. Türk lehçelerindeki z~r değişikliği böyle bir değişimi mümkün kılmaktadır. O hâlde kodur/kudur sözcüğü Divanü Lugati t-türk te geçen kodurçuk/kudhurçuk (DLT1998:501; Dankoff 2007:434; Ercilasun-Akkoyunlu 2014: 220) sözcüğünün kökü olmalıdır. Gülensoy da kodurçuk sözcüğünün kökeninin ķuđur veya ķuđruk sözcüğüyle ilişkili olabileceğini belirtirken (Gülensoy 2007: 579), bu sözcüğün diğer bir biçimi olan ķavurçak ın kökeni için eski Türkçedeki ķoduz, orta Türkçedeki ķoδuz sözcüğünü işaret etmiş, bunun da kökeninin ķodur (+çak) olduğunu belirtmiştir (Gülensoy 2007: 480). Altaistler ise kodurçuk sözcüğünün kökeni olarak oyuncak bebek, kukla, güzel kadın anlamına gelen k aku sözcüğünü göstermişlerdir. Bu sözcük Tung. xaku-kan; Türk. Kağur; Jpn. Kùnkù-tú; Kor. koaŋ biçimlerinde görülür. Moğolcadaki soytarı, maske anlamındaki qoduɣu-čin sözcüğü kogu-du- (=PJ kùnkùtú) sözcüğünün metatezli biçimi olabilir. Bu da qo určuk sözcüğüne ışık tutar ki, bu sözcük büyük olasılıkla kog-du-rču-k = WMong. qoduɣu-čin sözcüğünden gelmiş olmalıdır (Starostin 2003: 756). Divanü Lugati t-türk te kodurçuk/kudhurçuk şeklinde geçen bu sözcük İbni Mühenna Lügati nde kuburçuk şeklinde geçer (Battal 1988: 48). Bu sözcük daha sonra Prof. Dr. Zeki Kaymaz tarafından kuyurçuk şeklinde düzeltilmiştir (Kaymaz 2014: 31-46). Clauson bu sözcüğün kawurçak, koburçak biçimlerini de kaydetmiştir (Clauson 1972:587). Kodurçuk sözcüğü Şecere-i Türk te koğurçak biçiminde karşımıza çıkar. Sözcüğün bugünkü Türk lehçelerinde görülen şekillerinin bu koğurçak biçiminden geliştiğini söyleyebiliriz. Uyg. korçak (UTİL 1999:806; Necip 2013: 24 ); koçak (KTLS 1991: ), konçak (Abdulla 1989: 679); Özb. koğırçak, Kzk. kuvırşak. Kırg. kurçak. Tat. kurçak. Trkm. gurçak. Bşk. kursak (KTLS 1991: ; Starostin vd 2003: 756; Gülensoy 2007: 480). Bu sözcüğün korçak şekli Türkiye nin Bayburt yöresinde de görülür (Özhan 2005: 152). Gülensoy bu sözcüğün Anadolu ağızlarındaki kavurçak biçimini kaydeder (Gülensoy 2007: 480). Kerkük ağızlarında da qavırçağ ~ qavurçağ ~ qavurçax (Hürmüzlü 2003: 229) ve kavurçak (DS1975: 2693) şeklinde mevcuttur ki, oyuncak, bebek anlamındadır. Şu hâlde kodurçuk/kudurçuk sözcüğündeki fonetik değişimi şöyle göstermek mümkündür: 1. kodur-çuk koğur-çuk koyur-çuk ko(yu)r-çuk kor-çuk kor-çak Ya da: Çubuğun bu kısmı bezlerle sarılarak kalınlaştırılır. Sonra pamuktan bir baş yapılıp çubuğun ucuna takılır. Bez parçalarından ceket yapılır, çubuğun çatal kısmına ince pantolon giydirilir. Baş kısmının yüzüne siyah mürekkep ya da odun kömürüyle kaş, göz, ağız, burun çizilir. Bebek kız ise saç yapılır, oğlansa şapka giydirilir. Bazı konçaklar tamamen bezle yapılır (UXO 2006: 151). 2 Bkz. PTurk. *Kotuŕ yak (як): Karakh. qotuz (MK); Tur. xotoz; Az. Gotaz;Turkm. Gotaz; MTurk. qotas (Pav. C.), qutuz (AH); Uzb. qọtas; Uygh. qotaz; Krm. qutas; Tat. qutaz (dial.); Kirgh. Qotos (Starostin 2003: 755).

13 3 Uygur Türkçesindeki Korçak Sözcüğü Üzerine 2. kudur-çuk kuzur-çuk kuğur-çuk kuyur-çuk ku (yu)r-çuk kurçuk kur-çak 3 Kaynaklar kodurçuk/kudurçuk sözcüğünün anlamı hakkında aşağıdaki açıklamaları yapmaktadır: 1. Kaşgarlı bu sözcüğü kız çocuklarının insan suretinde yaparak oynadıkları bebek, kukla (DLT1998:501); kız çocuklarının oynadıkları insan şeklindeki bebekler (Dankoff 2007:434); insan şeklinde yapılmış kukla, keçeden bebek (Ercilasun-Akkoyunlu 2014:725) diye açıklamıştır. 2. Ebu l Gazi Bahadir Han ise sözcüğün anlamıyla ilgili şöyle yazar: O zaman onlarda bir adet vardı ki birinin bir oğlu, bir kızı, ağabeyi veya inisi (küçük kardeş) veya diğer bir kıymetlisi ölse onun heykelini (kourçak) yapar, ondan saklardı. Ara sıra o kourçakı öpüp sevip okşayarak bu filanın sureti derlerdi. Yemeğin ilk lokmaları bu bebeğin önüne konulurdu. Yüzlerini gözlerini bebeğe sürtüp önünde yere eğilirlerdi. (Bahadir Han 2009: 19). 3. Rubruk da Bahadir Han ı teyid eden bir açıklama yapmıştır. O bir Uygur rahibin şöyle dediğini aktarır: Biz putlarla Allah ı tasvir etmiyoruz, bizimkilerden biri ölürse oğlu, karısı ve yahut başka biri onun heykelini yaptırır ve buraya mabede koyar. Biz de onu ölünün hatırası olarak saklar ve hürmet ederiz. (İnan 1987: 270). 4. Rubruk un Moğolların dini adetleriyle ilgili verdiği bilgiler de konunun daha iyi anlaşılmasını sağlar. Rubruk şöyle yazar: Yurtta evin reisinin başının üstünde duvarda keçeden bir figür bulunur. Bu figür bir bebeğe veya heykele benzer ve efendinin kardeşi yerine geçer. Kadınların başının üstünde de buna benzer bir maket bulunur ve o da kadının kardeşi sayılır. Biraz yukarıda iki maketin arasında daha küçük ve çelimsiz, fakat evin koruyucusu sayılan bir başka maket vardır. (Rubruk 2012: 34). 5. Marko Polo nun Tatarların tanrısıyla ilgili verdiği bilgiye göre, Tatarların büyük, yüce ve göksel tanrısının adı Natigai dir. Bunun kadınları, çocukları, hayvanları ve tohumları koruyan yer tanrısı olduğuna inanılır. Dolayısıyla herkes ona büyük saygı ve sevgi gösterir. Bu tanrıya keçe ve kumaş yapar, karısı ve oğulları olduğuna inanarak kumaşa bir kadın resmi çizerler. Ayrıca başka küçük resimler de çizerek bunların tanrının oğulları olduğunu söylerler. Tanrının karısını sol eline koyarlar ve oğullarının önünde saygıyla dururlar. Öğlen ve akşam yemeğinde yağlı et alıp tanrının, karısının ve çocuklarının ağzına sürerler. (Polo 2003: 173). kodurçuk/kudhurçuk sözcüğünün bugünkü biçimi olan korçak ın Uygur Türkçesi ve diğer Türk lehçelerinde kazanmış olduğu anlamlarını ise şöyle sıralayabiliriz. 1. Uyg. korçak: 1) İnsan ve diğer şeylere benzetilerek yapılan çocuk oyuncağıdır. 2) mec. Başkalarının emri, arzusuna göre iş yapan, bağımsız iş yapmayan kişi, yönetici, hükümet vb...( UTİL 1999:806); özgürlüğü kendi elinde olmayan, birileri tarafından yönetilen, yetkisiz (Abbas 1993: 425); çok güzel, resim gibi (Necip 2013: 244). 2. Kzk. kuvırsak: 1) Kız çocuklarının oyuncağı, bebek. 2) Kendi istek ve iradesiyle iş görmeyip başkasının etkisinde olan kimse (Koç 2003: 328).3) İnsan suratındaki heykel (KETS 2011:216). Kuırşak teatrı: Kukla aracılığıyla sergilenen çocuk tiyatrosu (KETS2011: 216). 3. Bşk. kursak: İnsan suretine benzetilerek yapılan çocuk oyuncağı (HBETAH 2004: 223). 4. Tat. ķurçaķ: 1) Kukla, yapma bebek. 2) Kendi istiklalı olmayan. 3) Pek küçük, küçücük (Öner 2009: 77). 5. Trkm. gurcak: Kukla. Gurcak teatri Kukla tiyatrosu. Gızcagazlar gurcak oynayarlar Kızlar kukla oynuyorlar (Tekin vd 1995:310). 3 Benzer ses değişimleri için krş. Tuv. xarzak. Yak. Kuorçax < kaburçak (Gülensoy 2007:448, 460). Moğ. kaġurçaġ /kayirçaġ < kaburçak (Gülensoy2007:448). TT. urçuk/urşuk < ağ(ı)rşak /ağırçak (Gülensoy 2007: 54, 970).

14 Alimcan İNAYET 4 Uygur Türkçesinde korçak sözcüğünün yanı sıra konçak sözcüğü bulunmaktadır ki, bu da oyuncak, oyuncak bebek anlamına gelmektedir. Ancak sözcüğün bünyesindeki n sesini açıklamak kolay olmamaktadır. Bu sorun r n değişikliği ile ilgili örneklerin bulunmasıyla açıklığa kavuşturulabilir. Sonuç olarak, korçak (< kodurçuk/kudurçuk < koduz) sözcüğünün a) hayattaki veya ölmüş birinin suretinde keçeden yapılmış maket, heykel; b) genellikle kız çocuklarının oynadıkları oyuncak bebek, kukla; c) kendi istiklalı olmayan kiş, yönetici ve hükümet anlamlarına geldiği anlaşılmaktadır. Gerek Rubruk, Marco Polo, gerekse Ebulgaiz Bahadir Han ın konuyla ilgili açıklamaları ise bu sözcüğün aslında ata kültü ve fetişle ilgili olduğunu gösterir. Sözcüğün ikinci plana atılmış dişilik veya kadınlık kavramı ise bunun ilkel dönemlere ait bir tanrıçanın simgesi olduğuna işaret eder. Bu da kadınların, çocukların, ailenin ve hayvanların koruyucusu Umay ı aklımıza getirmektedir. Kısaltma ve Kaynakça ABBAS, Abdusalam (1993), Uyġur Tilidiki Menidaş Söz-İbariler Luġiti, Pekin: Milletler Neşriyatı. ABDULLA, Mömin (1989), Türkçe-Uyġurçe Luġet, Pekin: Milletler Neşriyatı. ANOHİN, A.V. (2006), Altay Şamanlığına Ait Materyaller, Konya: Kömen Yayınları. AYDIN, Erhan (2007), Şine Usu Yazıtı, Çorum: KaraM. Bahadir Han, Ebu l Gazi, Türk Şeceresi Türkün Soy Ağacı, İstanbul: İlgi kültür sanat yayıncılık, İstanbul. Battal, Aptullah (1988), İbnü-Mühennâ Lûgati (İstanbul Nüshasının türkçe bölüğünün endeksidir), Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. Clauson, Sır Gerard (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteeth-Century Turkish, At the Clarendon Press. Dankoff, Robert (2007), Mahmud el-kaşgari Divanü Lugati t Türk, İstanbul: Kabalcı Yayınevi. DLT: Divanü Lugati t-türk (1998), 4. Baskı, Çeviren: Besim Atalay, Cilt 1, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. DS: Derleme Sözlüğü VIII (1975), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Gülensoy, Tuncer (2007), Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, A-N, O-Z, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Hezergi Başkort Ezebi Télénéñ Añlatmalı Huzlégé (2004), Resey Fender Akademiya, Öfö. Hürmüzlü, Habib (2003), Kerkük Türkçesi Sözlüğü, İstanbul: Kerkük Vakfı Yay. İnan, Abdülkadir (1987), Makaleler ve İncelemeler, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. Kara, Mehmet (2000), Türkmence /Giriş-Gramer-Metinler-Sözlük), Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları. Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lugati t-türk Giriş-Metin-Çeviri-Notlar-Dizin (2014), Ahmet Bican Ercilasun, Ziyyat Akkoyunlu, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. KAYMAZ, Zeki (2014), İbni Mühenne Lügatinde Kaç kelime Var, Türk Kültürü, KETS: Kazak Edebi Tilining Sözdigi (2011), 1 Tom, A-A, Almatı. KOÇ, Kenan Ayabek BAYNİYAZ, Vehbi BAŞKAPAN(2003), Kazak Türkçesi Türkiye Türkçesi Sözlüğü, Ankara: Akçağ Yayınları. KTLS: Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, Necip, Emir Necipoviç (2013), Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü, Rusçadan Çeviren: Yrd. Doç. Dr. İklil Kurban, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Orkun, Hüseyin Namık (1987), Eski Türk Yazıtları, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Öner, Mustafa (2009), Kazan Tatar Türkçesi Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. ÖZHAN, Mevlüt (2005), Çocuk Oyun ve Oyuncak Terimleri Sözlüğü, Ankara: Kültür Ajans Yayınları.

15 5 Uygur Türkçesindeki Korçak Sözcüğü Üzerine POLO, Marco (2003), Dünyanın Hikaye Edilişi, Çeviren: Işık Ergüden, İstanbul: İthaki Yayınları. RUBRUK, Wilhelm von (2012), Moğolların Büyük Hanına Seyahat, Çeviren: Ergin Ayan, İstanbul: Ay Işığı Kitapları. SERTKAYA, Osman Fikri (1995), Götürk Tarihinin Meseleleri, Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları. STAROSTİN, S.A A.V. Dybo, O.A. Mudrak (2003), An Etymological Dictionary of Altaic Languages, Brill Leiden Boston. TEKİN, Talat Mehmet ÖLMEZ, Emine CEYLAN, Zulah ÖLMEZ, Süer EKER (1995), Türkmence-Türkçe Sözlük, Ankara: Simurg Yayınları. UXO: Uyğur Xelq Oyunliri (2006), Ürümçi: Şincang Xelq Neşriyati. USER, Hatice Şirin (2009), Köktürk ve Ötüken Uygur Kağanlığı Yazıtları Söz Varlığı İncelemesi, Konya: Kömen Yayınları. UTİL: Uyğur Tiliniñ İzahliq Luġiti (1999), Ürümçi: Şincan Helq Neşriyati. UHO: Uyğur Helk Oyunliri (2006), Ürümçi: Şincang Helk Neşriyati.

16 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 KUTADGU BİLİG İN KRONOLOJİK KAYNAKÇASI ( ) [TEKMİLLEŞTİRİLMİŞ VERSİYON] The Chronological Bibliography of Qutadgu Bilig ( ) [The Update Version] Özet Erdem UÇAR * Kutadgu Bilig üzerine şimdiye değin dokuz tane kaynakça çalışması yayımlanmıştır. Bu çalışmalar, ülkemizde ve dünyada Kutadgu Bilig hakkındaki çalışmaların bibliyografik bilgisini vermesi bakımdan oldukça değerlidir. Kutadgu Bilig hakkında çalışmalar her geçen gün artmakta ve bu durum da bu tür tematik kaynakçaların güncellenmesini zorunlu kılmaktadır. Hazırladığımız kaynakçada, şimdiye değin yayımlanan bu kaynakçalardaki verilerden faydalanılmıştır. Ayrıca güncel yayınlarla birlikte bütün bu çalışmalar bir araya getirilmiştir. Kaynakçaların eksiksiz künyesi gösterilmiştir. Hazırlanan çalışmalar kronolojik olarak tasnif edilmiş ve böylece Kutadgu Bilig in araştırma tarihçesi kronolojik olarak listelenmiştir. Anahtar Sözcükler: Kutadgu Bilig, kronoloji, kaynakça. Abstract Nine bibliographic works on Kutadgu Bilig were published till now. These works are sufficient enough to present works written about Kutadgu Bilig, which were published in Turkey and all around the world. Number of works about Kutadgu Bilig is increasing each passing day; consequently the thematic bibliographies must be continuously updated. In our bibliography, we utilize the data and information presented in previous bibliographic works. Additionally, all these works are summed up along with the latest publications. The bibliographic records are full and complete. Our analysis is classified in chronological order, by this way is the history of research on Kutadgu Bilig also presented and listed chronologically. Keywords: Qutadgu Bilig, chronology, Bibliography. Kutadgu Bilig üzerine şimdiye değin dokuz tane kaynakça çalışması yayımlanmıştır (Gülensoy 1973: ; Gülensoy 2000: ; Ölmez 2004: ; Bağdatlı 2008: ; Kaymaz 2009: , Tilalov 2011: ; İmin 2011: , Sertkaya 2011: ve Yasin 2014: ). Bu çalışmalar, ülkemizde ve dünyada Kutadgu Bilig hakkındaki çalışmaların bibliyografik bilgisini vermesi bakımdan oldukça değerlidir. Kutadgu Bilig hakkında çalışmalar her geçen gün artmakta ve bu durum da bu tür tematik kaynakçaların güncellenmesini zorunlu kılmaktadır. Hazırladığımız kaynakçada, şimdiye değin yayımlanan bu kaynakçalardaki verilerden faydalanılmış ve güncel yayınlarla birlikte bütün bu çalışmalar bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca hazırlanan çalışmalar, daha önceki kaynakçalardan farklı olarak kronolojik olarak tasnif edilmiştir. * Doç. Dr., Gediz Üniversitesi öğretim üyesi, İzmir-TÜRKİYE, E-posta: merdemu@gmail.com.

17 7 Erdem UÇAR Kutadgu Bilig hakkındaki çalışmaların içeriklerine kronolojik olarak bakıldığında yayımlanan çalışmaların üç ana devrede incelenebileceği görülmektedir: Erken dönem çalışmaları ( ): 1947 te Reşit Rahmeti ARAT ın Kutadgu Bilig neşrine değin Türkologların elinde eserin ilmî bir neşri mevcut değildi. RADLOFF un ve VÁMBÉRY nin metin neşirleri vardı, ama bunlar hem eserin bütün nüshalarına dayanmıyordu hem de eserde pek çok okuma hatası bulunmaktaydı. Modern dönem çalışmaları ( ): 1947 yılında Reşit Rahmeti ARAT ın Kutadgu Bilig neşrini gerçekleştirmesi Kutadgu Bilig çalışmalarının modern dönemini başlatmıştır. ARAT, eserin mevcut üç nüshası olan Kahire, Viyana ve Fergana nüshalarını esas alarak bilimsel bir neşir ve tercüme ortaya koymuştur. Eski ve Orta Türkçe dönemi hakkındaki çalışmalarda ARAT ın neşri esas alınmış, hatta eserin başka dillere tercümesinde de ARAT neşri kullanılmıştır. Yakın dönem çalışmaları (1979- ). Yakın dönem çalışmalarının başlatıcısı Robert DANKOFF un 1979 da yayımlanan Textual Problems in Kutadgu Bilig başlıklı makalesidir. Bu çalışma eserin neşir faaliyetleri ile ilgili pek çok sorunun olduğunu göstermiştir. Reşit Rahmeti ARAT ın İsl}m Ansiklopedisi için kaleme aldığı Kutadgu Bilig maddesinde de belirtildiği üzere, Kutadgu Bilig hakkındaki ilk çalışma Fransız şarkiyatçı Pierre Amédée JAUBERT in 1825 te yayımlanan Notice d un manuscrit turc en caractères ouigoures, envoyé par M. de Hammer, { M. Abel-Rémusat başlıklı makalesidir. Hem Kutadgu Bilig den ilk kez bahseden hem de Kutadgu Bilig hakkında ilk neşri gerçekleştiren, Pierre Amédée JAUBERT, Joseph Freiherr von HAMMER-PURGSTALL ın ( ) İstanbul dan Viyana ya götürdüğü Uygur harfli Viyana (Herat) nüshasının mensur girişinin tıpkıbasımını vermiş ve Uygur harfli metni Arap harflerine aktarmıştır. Daha sonra metni Fransızcaya tercüme edip mensur kısımda yer alan b}b başlıklarını listeleyip bölümleri hakkında kısa izahlarda bulunmuştur. Ayrıca Viyana nüshasının sonundaki ketebe kaydını da Arap harflerine aktarıp Fransızcaya tercüme etmiştir (1825: 39-52; 78-95). Hazırladığımız kaynakça listesinde uygulanan yöntemden kısaca bahsedecek olursak şunları söyleyebiliriz: 1. Yabancı dilde yayımlanan eserlerin tercümeleri ayrı bir kaynak olarak gösterilmemiş, orijinal künyesinin yanında köşeli parantez içinde tercümesinin künyesi verilmiştir. 2. Dergi, yayın yeri adı, vs. gibi künye bilgilerinde kısaltma kullanılmamıştır. 3. Birden fazla baskısı olan eserlerde, çoğu zaman ilk baskının künyesi verilmiş, diğer baskılar gösterilmemiştir. Aynı şekilde, iki ayrı yerde yayımlanan (dublication) çalışmalardan sadece bir tanesinin ve ilk yayımlananın künyesi kaynakçaya dahil edilmiştir. Kutadgu Bilig üzerine yapılan ilk çalışmanın üzerinden tam 191 yıl geçmiştir. Günümüzde eser üzerine yapılacak çalışmalarda nasıl bir rota izleneceği daha önce Üşenmez-Uçar 2014: te maddeler h}linde gösterilmiştir. Eserin her üç nüshasının da tıpkıbasımları farklı zaman ve yerlerde yayımlanmıştır. En son olarak Türk Dil Kurumu eserin üç nüshasının resimlerini yeniden neşretmiştir. Kutadgu Bilig in elimize kadar ulaşan mevcut üç nüshasının müstakilen neşirleri modern metin neşir yöntemleri ışığında yayıma hazırlanmalıdır. Bu konuda son yıllarda bazı girişimlerin olduğu görülmektedir. Eserin henüz çözüme kavuşmayan gerek içerik gerekse leksikolojik problemlerinin çözümünün Kutadgu Bilig in metin sorunlarının tamamlanmasına bağlı olduğu söylenebilir.

18 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] 8 Kronolojik Kaynakça Jaubert, Pierre Amédée. Notice d un manuscrit turc en caractères ouigoures, envoyé par M. de Hammer, { M. Abel-Rémusat. Journal Asiatique. 6: ve Berezin, Il ya Nikolayeviç. Turetskaya Hrestomatiya I. Kazan Ilminskiy, Nikolay Ivanoviç. Vstupitalnoe Çtenie v Kurs Turetsko-Tatarskogo Yazıka, s Prilojeniyami. Uçente Zpisk. Kazans. Universtetaza. Kazan Flügel, Gustav. Die arabischen, persischen und türkischen Handschriften der Kaiserlich-Königlichen Hofbibliothek zu Wien. Dritter Band. [Katalog No: 1864 (bk. s. 296)] 5. V mbéry, Hermann. Eine Kasîde in Ujgurischer Schrift und Sprache. Zeitschrift der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft. 21: V mbéry, Hermann. Uigurische Sprachmonumente und das Kudatku Bilik. Uigurischer Text mit Transscription und Übersetzung nebst einem uigurisch-deutschen Wörterbuche und lithografirten Facsimile aus dem Originaltexte des Kudatku Bilik. Innsbruck: Druck der Wagner schen Universitäts-Buchdruckerei Schott, Wilhelm. H. V mbéry: Uigurische Sprachmonumente und das Kudatku Bilik. Uigurischer Text mit Transscription und Übersetzung nebst einem uigurisch-deutschen Wörterbuche und lithografirten Facsimile aus dem Originaltexte des Kudatku Bilik. Innsbruck, Wagnersche Druckerei. In Commission bei F. A. Brockhaus in Leipzig Seiten. 4.. Zeitschrift der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft. 25: (Tanıtma) Courteille Pavet De, Abel. Uigurische Sprachmonumente und das Kudatku Bilik, uigurischer Text mit Transscription und Uebersetzung nebst einem uigurisch-deutschen Wörterbuche und lithografirten Facsimile, aus dem Originaltexte des Kudatku Bilik, von Hermann Vambéry. Journal Asiatique. Septième Série. Tome Premier: (Tanıtma) Radloff, Wilhelm. Kudatku Bilik: Facsimile der uigurischen Handschrift der K. K. Hofbibliothek in Wien. St. Petersburg: Glasunof und Eggers Radloff, Wilhelm. Das Kutatku Bilig des Jusuf Chass Hadschib aus Bälasagun. Theil I: der Text in Transscription. St. Petersburg: Commissionaire der kaiserlichen Akademie der Wissenschten Alberts, Otto. Zur Textkritik des Kudatku Bilik. Zeitschrift der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft. 51:

19 9 Erdem UÇAR Bartold, Vasiliy. Turkestan v Epohu Mongol skago Naşestviya. Çast Pervaya: Text. St. Peter burg : Tipografiya Imperatorskoy Akademy Nauk. 13. Clermont, Ganneau. Note sur un passage du Kudatku Bilik. Journal Asiatique. 9/11: Radloff, Wilhelm. Über eine in Kairo aufgefundene zweite Handschrift des Kudatku Bilik. Izv stiya Imperatorskoy Akademiy Nauk (Bulletin de l Académie Impériale des Sciences de St. Pétersbourg). Tom. IX/4: Radloff, Wilhelm. Zum Kudatku Bilik. Zeitschrift der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft. 52: Radloff, Wilhelm. Zum Kudatku Bilik: aus einem Briefe des Herrn W. Radloff in St. Petersburg. Zeitschrift der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft. 52: Alberts, Otto. Aristotelische Philosophie in der türkischer Literatur de XI. Jahrhundert. Archiv für Geschichte der Philosophie. 13/4: Bartold, Vasiliy. Turkestan v Epohu Mmongol skago Naşestviya. Çast Vtoraya: Izsl dovaniye. St. Peter burg : Tipografiya V. Kirşvauma Drovtsovaya Ploş. D. M-va Finansov. 19. Melioranskiy, Platon Mihayloviç. O Kudatku Bilike Çingiz Hana. Zapiski Vostoç. 13: [Tercümesi için bk. Kutadgu Bilig Tıpkıbasım I. 1942: ] 20. Radloff, Wilhelm. Das Kutatku Bilik des Jusuf Chass Hadschib aus Bälasagun. Theil II: Text und Übersetzung nach den Handschriften von Wien und Kairo. St. Petersburg: Commissionaire der kaiserlichen Akademie der Wissenschten Alberts, Otto. Der Dichter des in uigurisch-türkischem Dialect geschriebenen Kudatku Bilik ( p. Chr.) ein Schüler des Avicenna. Archiv für Geschichte der Philosophie. 14/3: [Tercümesi için bk. (1984). Bir Türk Lehçesi Olan Uygurca ile Yazılmış Kutadgu Bilig in ( ) Şairi: İbn Sina nın Bir Öğrencisi. Çev. Mübahat Türker-Küyel. Erdem. 1/1: ] 22. Thomsen, Vilhelm. Sur le système des Consonnes dans le Langue Ouigoure. Keleti Szemle [Revue Orientale]. 2: [Tercümesi için bk. Rahmi, Mebrure (1935). Uygur Dilinde S}mitler Sistemi. İstanbul Üniversitesi. Türkiyat Enstitüsü. İstanbul. (Yayımlanmamış Mezuniyet Tezi)] Hartmann, Martin. Die metrische Form des Qutadgu Bilik. Orientalistische Literaturzeitung. 5: [Tercümesi için bk. Necmi, İbrahim (1921). Kutadgu Bilig in Vezni. Yarın Mecmuası. 5: 3] 24. Hartmann, Martin. Zur metrischen Form des Kutadku Bilik. Keleti Szemle [Revue Orientale]. 3: [Tercümesi için bk. Kutadgu Bilig Tıpkıbasım I (1942). Viyana Nüshası: ]

20 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Thury, József. Török Nyelvemlékek a XIV. Sz zad Végéig. Budapest. [Tercümesi için bk. (1912). Ondördüncü Asır Sonlarına Kadar Türk Dili Yadig}rları. Çev. Ragıp Hulusi. Milli Tetebbular Mecmuası. 2/4: ] Samoyloviç, Aleksandr Nikolayeviç. Sredneaziatsko-Turetskiye Nadpisi na Glinyanom Kuvşine iz Sarayçika. Zapiski Vostoçnogo Otdeleniya Imp. Russkogo Arheologiçeskogo Obşestva. 21/1: [Bk. Samoyloviç 2005: ] Validov, Ahmed Zeki. Vostoçniya Rukopisi v Ferganskoy Oblasti. Zapiski Vostoçnago Otd leniya Imperatorskago Russkago Arheologiçeskago Obşestva. 22/3-4: Barthold, M. The Bughra Khan Mentioned in the Qudatqu Bilik. Bulletin of the School of Oriental Studies. 3/1: [Tercümesi için bk. Barthold, Wilhelm (1925). Kutadgu Bilig in Zikrettiği Buğra Han Kimdir? Çev. Ragıb Hulusi. Türkiyat Mecmuası. 1: ] Samoyleviç, Aleksandr Nikolayeviç. Iz Popravok k Izdaniyu i Perevodi Kutadgu Bilig. Dokladı Akademii Nauk SSSR. Okt.-Dek.: [Bk. Samoyloviç 2005: ] Fitret, Abdurrauf. Kutadgu Bilig. Me arif ve Oqutguçı. 2: [Almanca tercümesi için bk. Rachmeti (1926). Qutadgu Bilig. Ungarische Jahrbücher. 6/1-2: Özbekçe makalenin Türkçe özeti için bk. Türkiy}t Haberleri (1925). Türkistan da. Türkiy}t Mecmuası. 1: ; Arap yazılı bu metnin yazıçevrimi için bk. Yusuf Has Hacib (2015). Kutadgu Bilig B Fergana Nüshası (Taşkent Davlat Şarkşünaslik İnstituti Huzuridegi Abu Rayhan Beruniy namli Şark kolyazmaleri merkezi nr.). Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: 7-11] Köprülüzade, Mehmed Fuad. Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Millî Matbaa. 32. Malov, Sergey Efimoviç. Obraztsı Drevneturetskoy Pismennosti s Predisloviem i Slovorem. Taşkent Fitret, Abdurrauf. Özbek Edebiyatı Numuneleri I. Semerkand-Taşkent. 34. Samoyloviç, Aleksandr Nikolayeviç. Dopolnenniye k Predlocennım V. V. Ralovım i V. Tomsenom Perevodam Odnogo-stixa Kutadgu Bilig. Dokladı Akademii Nauk SSSR. No. 2: [Bk. Samoyloviç 2005: ] Malov, Sergey Efimoviç. Iz Tret ey Rukopisi Kutadgu Bilig. Izvestiya Akademii Nauk Soyuza Sovetskih Socialistiçeskih Respublik, Otdelenie Gumanitarnych Nauk. 9: Rachmeti. Malov, S. E. Iz Tret ej Rukopisi Kutadgu Bilig. (aus der dritten Handschrift Qutadgu Bilig). Bulletin der Akad. d. Wiss SSSR S Ungarische Jahrbücher. 10/4: (Tanıtma)

21 11 Erdem UÇAR Bonelli, Luigi. Del Kudatku Bilik: Poema Turco dell XI sec. Annali del R. Istituto Orientale di Napoli. 6: Brockelmann, Carl. Yūsuf Khass Hadjib. The Encyclopaedia of Isla m: A Dictionary of Geography, Ethnography and Biography of the Muhammadan Peoples. 4: Arat, Reşit Rahmeti. Kutadgu Bilig de Tabibler ve Efsuncularla Münasebet Hakkında Parçalar. Ülkü Halkevleri Dergisi. 8/46: [Arat 1987: ] 40. Ünver, Süheyl A. 10 Asır Evvel Türk Hekimlerinin Kıymeti ve Kutadgu Bilig. Tedavi Kliniği ve Laboratuvarı Dergisi. 6/23: Fındıkoğlu, Ziyaeddin Fahri. XI. Asırda Bir Türk Mütefekkiri ve Ahlakî Düşünceleri. Ankara: Cumhuriyet Halk Partisi Orkun, Hüseyin Namık. Kutadgu Bilig Hakkında. Varlık. 117: Kutadgu Bilig Tıpkıbasım I. Viyana Nüshası. İstanbul: Al}eddin Kıral Basımevi. 44. Kutadgu Bilig Tıpkıbasım II. Fergana Nüshası. İstanbul: Al}eddin Kıral Basımevi Caferoğlu, Ahmet. Türk Dili Tarihi Notları. İstanbul: Bürhaneddin Matbaası. 46. Kutadgu Bilig Tıpkıbasım III. Mısır Nüshası. İstanbul: Al}eddin Kıral Basımevi. 47. Valitova, A. A. K Voprosu o Klassovoy Prirode Karaxanidiskogo Gosudarstva. Frunze: Trudi Kırgızskogo Filiala Akademii Nauk SSR Aran, M. Sadık. Türk ün Altın Kitabı Kutadgu Bilig. İstanbul. 49. Bertels, Evgeniy E. Uygurskaya Poema Kutadgu Bilig i Ego Znaçeniye. Şark Hakikati. 1-2: Bertels, Evgeniy E. Podgotovka k Izdaniyu Vamanganskoy Rukopisi Kutadgu Bilig. Literaturnaya Gazeta. 10 Mart. Moskva Arat, Reşit Rahmeti. Kutadgu Bilig I: Metin. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi. 52. Arsal, Sadri Maksudi. Kutadgu Bilig. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası. 13/2: Arsal, Sadri Maksudi. Türk Tarihi ve Hukuk. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları. 54. Bertels, Evgeniy E. K Voprosu o Traditsii v Geroiçekem Epose Tyurskih Narodov. Sovyetskoye Vostokovedeniye. 4:

22 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Malov, Sergey Efimoviç. Kutadgu Bilig-Faksimile. Sovyetskoye Vostokovedeniye. 5: Ateş, Ahmet. [Yusuf Has H}cib]: Kutadgu Bilig. [Neşreden] Reşid Rahmeti Arat. İstanbul 1947 = T.D.K. Yayınlarından, C. II. 29. Türk Tarih Kurumu Belleten. 13/ : (Tanıtma) 57. Brockelmann, Carl. Kutadgu Bilig. I. Metin. REŞID RAHMETI ARAT (= Türk Dil Kurumu C. II. 29) İstanbul, Milli Eğitim Basimevi LIX, 656 S.. Oriens. 2/1: (Tanıtma) Le Genissel, A. (1951). Deux Moments de l'inspiration poetique turque. Beyrouth: L imprimerie Catholique. 59. Malov, Sergey Efimoviç. Pamyatniki Drevnetyurkskoy Pis mennosti, Tekst i Issledovaniya. Moskva-Leningrad: Izdatel stvo Akademii Nauk SSSR. [bk. s ] Valitova, A. A. Yusuf Balasagunskiy i Ego Kutadgu Bilig. Kratkiye Soobsceniya Inst. Vostokovedeniya. 4: Bombaci, Alessio. Kutadgu Bilig Hakkında Bazı Mülahazalar. 60. Doğum Yılı Münasebetiyle Fuad Köprülü Armağanı (Mélanges Fuad Köprülü). Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Yayınları. Osman Yalçın Matbaası. I stanbul: Brockelmann, Carl. Osttürkische Grammatik der Islamischen Literatursprachen Mittelasiens. Leiden: E. J. Brill Arat, Reşit Rahmeti. Kutadgu Bilig Maddesi. İslam Ansiklopedisi. C. 6: ḲĀ ĀN- KVAṬṬA. Millî Eğitim Basımevi. İstanbul: 1038a-1047a. 64. Pritsak, Omeljan. Kara-Hanlılar Maddesi. İsl}m Ansiklopedisi. C. 6: ḲĀ ĀN-KVAṬṬA. Millî Eğitim Basımevi. İstanbul: 251a-273a Bombaci, Alessio. Storia della Letteratura Turca: Dall antico Impero di Mongolia All odierna Turchia. Milano: Sansoni Nuova Accademia Eckmann, J nos. Zur Charakteristik der islamischen mittelasiatisch-türkischen Literatursprache. Studia Altaica: Festschrift für Nikolaus Poppe zum 60. Geburtstag am 8. August Harrassowitz. Wiesbaden: Gandjeï, Tourkhan. Überblick über den vor- und frühislamischen türkischen Versbau. Der Islam. 33/1-2: Mansuroğlu, Mecdut. Das geschlossene e im karachanidischen Türkisch. Übersetzung: Barbara Flemming. Ural-Altaische Jahrbücher. 29:

23 13 Erdem UÇAR Arat, Reşit Rahmeti. Kutadgu Bilig II: Tercüme. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. 70. Valitova, A. A. K voprosu o folklornıh motivah v poeme Kutadgu Bilig. Sovyetskoye Vostokovedeniye. 5: Mansuroğlu, Mecdut. Das Karakhanidische. Philologiae Turcicae Fundamenta. Iussu Et Auctoritate Unionis Universae Studiosorum Rerum Orientalium Auxilio Et Opera Unitarum Nationum Educationis Scientiae Culturae Ordinis Una Cum Praestantibus Turcologis. Ediderunt Jean Deny, Kaare Grønbech, Helmuth Scheel, Zeki Velidi Togan. Tomus Primus. Franz Steiner Verlag. Wiesbaden: Valitova, A. A. O Nekotorykh Poeticheskikh Osobennostiakh Kutadgu Bilig. XXV. International Congress of Orientalists. Papers Presented by the USSR Delegation. Ed. Aleksey Ivanoviç Levkovski. Moskva Devereux, Robert. Yūsuf Khāṣṣ Ḥādјib and the Kutadgu Bilig. Muslim World. 51/4: Şerbak, Aleksandr Mihayloviç. Grammatiçeskiy Oçerk Yazıka Tyurskih Tekstov X-XIII vv. iz Vostoçnogo Türkestana. Moskva-Leningrad: Izdatel stvo Akademii Nauk SSSR. 75. Tunabaş, Ö. Hulûsi. Kutadgu Bilig ve İdare Tarihi. Türk İdare Dergisi. 31/272: Karamanlıoğlu, Ali Fehmi. Yusuf H}s H}cib den Osman Gazi ye. Türk Kültürü. 3: Valitova, A. A. Etnonimy v Tyurkoyazıçnom Pamyatnike XI v. Kutadgu Bilig. Moskva: Izd. Nauka Asanaliyev, Ü.; K. Aşiraliyev. Kutadgu Bilig Esteliginin Tildik Özgöçölüktöri. Frunze: Kırgız SSR İlimder Akademiyası. 79. Bombaci, Alessio. The Turkic Literatures Introductory Notes on the History and Style. Philologiae Turcicae Fundamenta. Iussu Et Auctoritate Unionis Universae Studiosorum Rerum Orientalium Auxilio Et Opera Unitarum Nationum Educationis Scientiae Culturae Ordinis Una Cum Praestantibus Turcologis. Ediderunt Louis Bazin, Alessio Bombaci, Jean Deny, Tayyip Gökbilgin, Fahir İz, Helmuth Scheel. Tomum Secundum. Curavit Et Auxit. Indices Adiecit Pertev Naili Boratav. Franz Steiner Verlag. Wiesbaden: XI-LXXII. 80. Caferoğlu, Ahmet. La Littirature Turque de L ipoque des Karakhanides. Philologiae Turcicae Fundamenta. Iussu Et Auctoritate Unionis Universae Studiosorum Rerum Orientalium Auxilio Et Opera Unitarum Nationum Educationis Scientiae Culturae Ordinis Una Cum Praestantibus Turcologis. Ediderunt Louis Bazin, Alessio Bombaci, Jean Deny, Tayyip Gökbilgin, Fahir İz, Helmuth Scheel, Tomum Secundum. Curavit Et Auxit. Indices Adiecit, Pertev Naili Boratav. Franz Steiner Verlag. Wiesbaden: Ergin, Muharrem. Reşit Rahmeti Arat ın Bazı Eserleri-Kutadgu Bilig I. Türk Kültürü. 27: (Tanıtma)

24 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Ergin, Muharrem. Reşit Rahmeti Arat ın Bazı Eserleri-Kutadgu Bilig II: Tercüme. Türk Kültürü. 27: (Tanıtma) İnalcık, Halil. Kutadgu Bilig de Türk ve İran Siyaset Nazariye ve Gelenekleri. Reşid Rahmeti Arat İçin. Türk Kültürü Araştırmaları Enstitüsü Yayınları. Ankara: Abdurahmonov, Gani A. Issledovaniye Po Starotyurkskomu Sintaksisu (XI vek.). Moskva: Izdatel stvo Nauka. 85. Altay, Fatma Yurdagül. Kutadgu Bilig ve Tarama Sözlüğündeki Bazı Kelime Teşkilleri. Ankara Üniversitesi. Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Ankara. [Yayımlanmamış Lisans Tezi] 86. Çağatay, Saadet. Kutadgu Bilig de Odgurmuş un Kişiliği. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1967: Karamanlıoğlu, Ali Fehmi. Kutadgu Bilig ve Kumandan. Türk Kültürü. 5/58: Pekolcay, Necla. Karahanlılar Devrinde İsl}mi Eserler. İsl}m Medeniyeti. 1/3: Tekin, Talat. Determination of Middle-Turkic-Long Vowels through arūḍ. Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae. 20/2: Uluçay, Cengiz. Kutadgu Bilig'in İki Beyiti Hakkında. İsl}m Medeniyeti. 1/3: Clauson, Gerard. Some Old Turkish Words Connected with Hunting. Die Jagd bei den altaischen Völkern: Vorträge der 8. Permanent International Altaistic Conference v0m bis in Schloß Auel. Harrassowitz. Wiesbaden: Çağatay, Saadet. Türkçede Dinî Tabirler. Necati Lugal Armağanı. Türk Tarih Kurumu Yayınları. Ankara: Konukseven, Mustafa. Kutadgu Bilig ve Mahmut Kaşgari ye Göre Devlet İdaresinin Esas Prensipleri. İstanbul Üniversitesi. Edebiyat Fakültesi. Tarih Bölümü. İstanbul. [Yayımlanmamış Lisans Tezi] Altuğ, Yılmaz. Modern Hukuk ve Kutadgu Bilig. Türk Dünyası. 3/13: Dilaçar, Agop. Kutadgu Bilig in 900.Yıldönümü ( ) ve Balasagun lu Yusuf. Türk Dili. 211: Levend, Ag}h Sırrı. Yazılışının 900. Yıldönümünde Basından Yankılar: Kutadgu Bilig. Türk Dili. 211: Nadelyayev, Vladimir Mihayloviç [et alii]. Drevnetyurkskiy Slovar. Leningrad: Institut Yazıkoznaniya, Akademiya Nauk SSSR Abilov, Sh. Kutadgu Bilig v Bulgarotataskoy Literature. Sovyetskaya Tyurkologiya. 6: Arat, Reşit Rahmeti. Kutadgu Bilig de Türklük Bilgisi. Türk Kültürü. 98: Aslanov, V. İ. O Leksiçeskih Parallelyah v Kutadgu Bilig i v Azerbaydcanskom Yazıke. Sovyetskaya Tyurkologiya. 4:

25 15 Erdem UÇAR 101. Baskakov, N. A. Rol Uyguro-Karlukskogo Literaturnogo Yazıka Karahanidskogo Gosudarstva v Razvitii Literaturnih Tyurkskih Yazıkov Srednevyekov ya. Sovyetskaya Tyurkologiya. 4: Binark, Naile. Kutadgu Bilig de Evlenme, Aile ve Çocuk Terbiyesi. Türk Kültürü. 98: Blagova, Galina Fedorovna. Kutadgu Bilig Babur-Name a Metodika Istoriko- Lingvistiçeskogo Sopostavlspiya. Sovyetskaya Tyurkologiya. 4: Çağatay, Saadet. Kutadgu Bilig de Ögdülmiş. Türk Kültürü. 98: Dilaçar, Agop. Bize M}nevî Cihazlanmayı Öğreten: Kutadgu Bilig. Ankara: Manevî Cihazlanma Cemiyeti Fazılov, Ergaş İsmailoviç. Leksika Kutadgu Bilig v Drevtyurkskom Slovare. Sovyetskaya Tyurkologiya. 4: Gülensoy, Tuncer. Kutadgu Bilig ten Hikmetler. Türk Kültürü. 98: Hıdırov, M. N. Otnoşsniye Türkmenskogo Yazıka k Yazıku Kutadgu Bilig. Sovyetskaya Tyurkologiya. 4: İnan, Abdülkadir. Yusuf Has Hacib ve Eseri Kutadgu Bilig Üzerine Notlar. Türk Kültürü. 98: Kafesoğlu, İbrahim. Yazılışının 900. Yılı Münasebetiyle Kutadgu Bilig ve Kültür Tarihimizdeki Yeri. Tarih Enstitüsü Dergisi. 1: Karamanlıoğlu, Ali Fehmi. Kutadgu Bilig in Diline ve Adına Dair. Türk Kültürü. 98: Kocaoğlu, Timur. Kutadgu Bilig de Pişmanlık Duygusu. Türk Dünyası. 4/16: Kononov, Andrey Nikolayeviç. Slovo o Jusufe iz Balasaguna i Ego Poeme Kutadgu Bilig. Sovyetskaya Turkologiya. 4: Koroglı, H. Alp Tonga i Afrasiyab po Yusufu Balasaguni, Mahmudu Kaşgari i Drugim Avtoram. Sovyetskaya Tyurkologiya. 4: Stebleva, Iya Vasilyevna. Poetika Kutadgu Bilig. Sovyetskaya Tyurkologiya. 4: Stebleva, Iya Vasilyevna. Rifma v Tyurkoyazıçnoy Poezii XI Veka. Sovyetskaya Tyurkologiya. 1: Şerbak, Aleksandr Mihayloviç. O Fonetiçeskih Osobennostyah Yazıka Kutadgu Bilig i Drevneyuygurskom Konsonantizme. Sovyetskaya Tyurkologiya. 4: Tenişev, Ethem R. Kutadgu Bilig i Altun Yaruk. Sovyetskaya Tyurkologiya. 4: [Tercümesi için bk. (2002). Kutadgu Bilig ve Altun Yaruk. Çev. Hüseyin Hacıoğlu. İlmi Araştırmalar. 14: ] Ülkütaşır, M. Şakir. Yusuf Has Hacib ve Kutadgu Bilig Üzerine Küçük Bir Araştırma. Türk Kültürü. 98: Valitova, A. A. Osnovnyje Principy Publikacii Poemy Jusufa Balasaganskogo Kutadgu Bilig. Issledovanija po Uygurskomu Yazıku Banarlı, Nihat Sami. Resimli Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı yayınları.

26 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Eglar, Zekiye; Paul J. Magnarella. A View of Social Classes in the Eleventh Century Karakhanid State. Anthropos. 66: 1/2: Karimov, Kayum. Yusuf Hos Xacib: Kutadgu Bilig (Saodatga Yullovçi Bilim), Transkriptsiya va Xozirgi Üzbek Tiliga Tavsif. Toşkent: Üzbekiston SSR Fan Naşriyeti Stebleva, Iya Vasilyevna. Razvitiye Tyurskix Poetiçeskix Form v XI Veke. Moskva: Institut Vostokovedeniyja Moskva Clauson, Sir Gerard. An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish. Oxford: Oxford University Press Dilaçar, Agop Yıldönümü Dolayısıyla Kutadgu Bilig İncelemesi. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları Dizdaroğlu, Hikmet. Bir Türk Hümanizmacısı ve Yapıtı [Agop Dil}çar: Kutadgu Bilig İncelemesi]. Türk Dili. 250: (Tanıtma) 128. İbragimov, S. K.; Asamuddınova, M. Otrajenie professionalnoyo terminologii v i Kutadgu Bilig. Sovyetskaya Tyurkologiya. 1: İnan, M. Rauf. Eğitim ve Kültür Tarihimizden Üç Anıt (Kutatgu Bilig, Kitab-ı Tarihü l Edeb ve Ma rifetname Adlı Eserler Hakkında). Eğitim Hareketleri. 18/ : Nadzip, E. N. Namanganskiy Spisok Kutadgu Bilig (V Svyazi s Vıhodom v Svet Taşkentskogo İzdaniya). Sovyetskaya Turkologiya. 3: (Tanıtma) Gülensoy, Tuncer. Kutadgu Bilig Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi. Bibliyografya Kitap Haberleri Bülteni. 4: Karimov, Kayum Nekotorıye Voprosı Kompozitsii Metra i Canra Kutadgu Bilig. Sovyetskaya Turkologiya. 2: Nigmatov, H. G. Printsipı Opisaniya Morfologii Vostoçno-Tyurkskogo Yazıka XI-XII vv. Sovyetskaya Turkologiya. 6: Gülensoy, Tuncer. Eski ve Orta Türkçede Moğolca Kelimeler ve Moğolca-Türkçe Müşterek Kelimeler Üzerine Notlar. Türkoloji Dergisi. 6/1: Karahan, Abdülkadir. Les caracteristiques essentiels de la litterature del epoque des Karahanides et Kutadgu Bilig. Sprache, Geschichte und Kultur der altaischen Völker: Protokollband der 12. Tagung der Permanent International Altaistic Conference 1969 in Berlin. Hrsg. Georg Hazai. Akademie Verlag. Berlin: Nadzip, E. N. Sravnitel nıy Analiz Tekstov Namanganskogo i Kairskogo Spiskov Kutadgu Bilig. Sovyetskaya Turkologiya. 6: Nasilov, Vladimir M. Jazık Tyurkskix Pamjatnikov Uygurskogo Pis ma XI-XV vv. Moskva: Izdatel stvo Nauka Glavnaya Pedaktsiya Vostoçnoy Literatur Ünlü, Şekip. Kutadgu Bilig. İstanbul Üniversitesi. Edebiyat Fakültesi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. İstanbul. [Yayımlanmamış Lisans Tezi] Kavcar, Cahit Kutadgu Bilig Maddesi. Türk Ansiklopedisi. C. 22. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı. Ankara:

27 17 Erdem UÇAR 140. Nigmatov, H. G. Sootnoşeniye Çastey Reçi v Vostoçno-Tyurkskom Yazıke XI-XII vv. Sovyetskaya Turkologiya. 1: Nigmatov, H. G. Semantiçeskaya i Sintaksiçeskaya Funktsii Padecey v Yazıkey Vostoçno-Tyurkskih Pamyatnikov XI-XII Vekov. Sovyetskaya Turkologiya. 4: Nigmatov, H. G. Sintaksiçeskaya Sutsnost Form Prinadlecnosti v Yazıkey Vostoçno- Tyurkskih Pamyatnikov XI-XII vv. Sovyetskaya Turkologiya. 5: Tümer, Yavuz. Kutadgu Bilig. İstanbul Üniversitesi. Edebiyat Fakültesi. Sosyoloji Bölümü. İstanbul. [Yayımlanmamış Lisans Tezi] Karamanlıoğlu, Ali Fehmi. Über kölük und külük/külik. Ural-Altaische Jahrbücher. 48: Özcan, Ali Osman. Kutadgu Bilig de Dünya Görüşü. Kubbealtı Akademisi Mecmuası. 5/2: Arat, Reşit Rahmeti. Uygurlar. Türk Kültürünü Araştırmaları. XVI/1-2: Dankoff, Robert. Animal Traits in the Army Commander. Journal of Turkish Studies. 1: Koca, Salim. Kutadgu Bilig e Göre Türklerde Seçkin İnsan Anlayışı. Milli Kültür. 6: Nigmatov, H. G. Sootnoşeniye Kategoriy Padeca i Prinadlecnosti v Yazıkey Tyurkskih Pamyatnikov XI-XII Vekov. Sovyetskaya Turkologiya. 4: Sertkaya, Osman Fikri. İsl}mî Devrenin Uygur Harfli Eserlerine Toplu Bir Bakış. Bochum Esin, Emel. İslamiyet ten Önceki Türk Kültür Tarihi ve İslam a Giriş. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi yayınları Arat, Reşit Rahmeti. Kutadgu Bilig III: İndeks. İndeksi Neşre Haz. Kemal Eraslan; Osman Fikri Sertkaya; Nuri Yüce. İstanbul: Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü Yayınları Dankoff, Robert. Textual Problems in Kutadgu Bilig. Journal of Turkish Studies. 3: [Tercümesi için bk. (2015). Kutadgu Bilig in Metin Sorunları. Çev. Erdem Uçar. Dil Araştırmaları. 16: ] 154. Dankoff, Robert. REŞİD RAHMETİ ARAT. Kutadgu Bilig III: İndeks. (İndeksi Neşre Hazırlayanlar: Kemal Eraslan-Osman Fikri Sertkaya-Nuri Yüce). Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları: 47, Seri: IV, Sayı: A 12. İstanbul , XV pp. 500 TL.. Journal of Turkish Studies. 3: (Tanıtma) 155. Maxpirov, V. U. Onomastika: Antroponimı v Divanu Lugat-it-Türk i Kutadgu Bilig. Sovyetskaya Turkologiya. 4: Yüncü, Ali. Kutadgu Bilig e Göre Türklerde Ferd Ahlakı. Ankara Üniversitesi. İlahiyat Fakültesi. İslam Felsefesi Anabilim Dalı. Ankara. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi]

28 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Külekçi, Numan. Yusuf Has Hacib ve Kutadgu Bilig. İstanbul: Toker Yayınları Coşkun, Ali Osman. Kut Kelimesi ve Kutadgu Bilig Adı. Milli Eğitim ve Kültür. 3/12: Çağatay, Saadet. Bedeutungs-übertragungen im Kutadgu Bilig. SCHOLIA: Beitra ge zur Turkologie und Zentralasienkunde: Annemarie von Gabain zum 80. Geburtstag am 4. Juli 1981 dargebracht von Kollegen, Freunden und Schu lern. Hrsg. Klaus Ro hrborn; Horst Wilfrid Brands. Otto Harrossowitz. Wiesbaden: Çay, Abdulhaluk Mehmet. Türkler de Devlet Siyasetini Öğreten Eser Kutadgu Bilig. Yeni Çığ. Kasım: Çeneli, İlhan. Reşit Rahmeti Arat. Kutadgu Bilig III-İndeks. Türk Kültürü. 220: (Tanıtma) 162. Dankoff, Robert. Inner Asian Wisdom Traditions in the Pre-Mongol Period. Journal of the American Oriental Society. 101/1: Dankoff, Robert. On Nature in Karakhanid Literature. Journal of Turkish Studies. 4: Ersoylu, Halil. Kutadgu Bilig de Kur an-ı Kerim Ayetlerinden İlhamlar. Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi. 15: Genç, Reşat. Karahanlı Devlet Teşkilatı. XI. Yüzyıl (Türk H}kimiyet Anlayışı ve Karahanlılar). Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları Karayev, K. O Terminah i Nazvaniyah v Poeme Kutadgu Bilig. Sovyetskaya Turkologiya. 3: Sultanov, B. H. Arabsko-Persidskiye Zaimstvovaniya v Kutadgu Bilig Yusufa Balasaguni. Sovyetskaya Turkologiya. 4: Tezcan, Semih. Kutadgu Bilig Dizini Üzerine. Türk Tarih Kurumu Belleten. 178: Liu, Zhixiao. Shi-Dai-Ju-Bian-De Chan-Wu: Tan-Wei-Wu-Er-Zu-Gu-Dian-Chang-Shi Fu- Le-Zhi-Hui -De-Shi-Dai-Bei-Jing [Dönemsel Çalkantıların Ürünü: Uygurların Klasik Destanı Kutadgu Bilig in Dönemsel Arka Planı]. Xin-Jiang-She-Hui-Ke-Xue [Şincang Sosyal Bilimler Dergisi]. 1: Öztürk, Yücel. Kutadgu Bilig de İlim. İstanbul Üniversitesi. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü. İstanbul. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 171. Wei, Suyi. Wei-Wu-Er-Zu-Gu-Dian-Wen-Xue-Ming-Zhu- Fu-Le-Zhi-Hui. [Uygurların Klasik Edebiyatındaki Meşhur Eser Kutadgu Bilig ]. Zhong-Yang-Min-Zu-Da-Xue-Xue-Bao [Merkezi Milletler İlmi Dergisi]. 4: Zhang, Kewu; Chen Xizhong. Fu-Le-Zhi-Hui -De-Jing-Ji-Sixiang. [Kutadgu Bilig teki Ekonomi ile İlgili Düşünceler]. Zhong-Yang-Min-Zu-Da-Xue-Xue-Bao [Merkezî Milletler İlmi Dergisi]. 1: Coşkun, Ali Osman. Kutadgu Bilig in Dili ve Şiir. Milli Kültür. 41:

29 19 Erdem UÇAR 174. Dankoff, Robert. Wisdom of Royal Glory (Kutadgu Bilig): a Turko-Islamic Mirror for Princes. Chicago and London: University of Chicago Press Doerfer, Gerhard. Türkolojide Eleştiri Sorunları. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten : Ersoylu, Halil. Kutadgu Bilig deki Arapça ve Farsça Asıllı Kelimeler. Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi. 27: Gülensoy, Tuncer. Kutadgu Bilig den Hikmetler. Türk Dünyası Araştırmaları. 22: Türkay, Kaya. Kutadgu Bilig de Terimler. Ankara Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 179. Yusuf Balasagunskiy. Blagodatnoye Znaniye. [Çev.] Sergey Nikolayeviç Ivanova. Moskva: Sovyet. Pisatel Arziyev, Ruslan. Kutadgu Bilik ve Uvnin Leksika-Stilistikilik Alahidilikliri. Almata: Gılım Ercilasun, Ahmet Bican. Kutadgu Bilig Grameri: Fiil. Ankara: Gazi Üniversitesi Yayınları Gülensoy, Tuncer. Dîv}nu Lüg}ti t Türk ve Kutadgu Bilig deki Moğolca Kelimeler Üzerine. Türk Kültürü Araştırmaları (Necati Akder Armağanı). 22/1-2: Yusup Has Hajip. Kutadgu Bilik. [Haz.] Abdüşükür Turdi [et alii]. Şincang İçtimaiy Penler Akademiyesi Edebiyat Tetkikat İnistitoti. Pekin: Milletler Neşriyati Beslen, Kemal. Kutadgu Bilig de Eğitim. Marmara Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İstanbul. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 185. Bulliet, W. Richard. Yūsuf Khāṣṣ Ḥājib, Wisdom of Royal Glory (Kutadgu Bilig): A Turko-Islamic Mirror for Princes, trans. Robert Dankoff. (Publications of the Center for Middle Eastern Studies, 16.) Chicago and London: University of Chicago Press, p. x+281. $22. Speculum. 60/3: (Tanıtma) 186. Devereux, Robert. Wisdom of Royal Glory (Kutadgu Bilig): A Turko-Islamic Mirror for Princes by Yusuf Khass Hajib, Robert Dankoff. International Journal of Middle East Studies. 17/4: (Tanıtma) 187. Ercilasun, Ahmet Bican. Başlangıcından XIII. Yüzyıla Kadar Türk Nazım ve Nesri. Başlangıcından Günümüze Kadar Büyük Türk Klasikleri. C. I. İstanbul: Erdal, Marcel. Kutadgu Bilig de Değişken Ekler ve Kelimeler. V. Milletler Arası Türkoloji Kongresi, Tebliğler (İstanbul Eylül 1985). I. Türk Dili. C. I. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. İstanbul: Schimmel, Annemarie. Wisdom of Royal Glory (Kutadgu Bilig) by Yūsuf Khāṣṣ Hājib A Turco-Islamic Mirror for Princes by Robert Dankoff, Yūsuf Khāṣṣ Hājib. Journal of the American Oriental Society. 105/2: (Tanıtma) 190. Uğurlu, Mustafa. Ahmet B. Ercilasun, Kutadgu Bilig Grameri-Fiil. Türk Kültürü. 261: (Tanıtma)

30 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Uyar, Mehmet Ali. Karahanlı Türkçesi Fiilleri İle Türkiye Türkçesi Fiilleri Arasında Fonetik ve Semantik Bakımlardan Bir Karşılaştırma. Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı. Ankara. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 192. Zeren, Muall}. Kutadgu Bilig de Eğitim. İstanbul Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İstanbul. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 193. Zhang, Kewu. Fu-Le-Zhi-Hui-De Hun-Yin-Jia-Ting-Guan [Kutadgu Bilig de Nik}h ve Aile Anlayışı]. Min-Zu-Yan-Jiu [Etnikler Üzerinde Araştırmalar]. 5: 44-49, Bihua, Sun. Wai-Lai-Wen-Hua-Dui- Fu-Le-Zhi-Hui -Lun-Li-Guan-De-Ying-Xiang [Yabancı Kültürlerin Kutadgu Bilig in Etik Anlayışı Üzerindeki Etkileri]. Gansu Sosyal Bilimler Dergisi. 6: 24-27, Bodrogligeti, Andr s J. E. Kutadghu Bilig. The Encyclopaedia of Islam: New Edition. 5: Khe-Mahi. Leiden: 538a-539a Changnian, Wu. Lun- Fu-Le-Zhi-Hui -De-Zheng-Zhi-Fa-Lu-Si-Xiang. [Kutadgu Bilig de Siyaset ve Hukuk İle İlgili Düşünceler]. Xin-Jiang-She-Hui-Ke-Xue [Şincang Sosyal Bilimler Dergisi]. 2: 47-50, Chi-Huei, Huang. Kutadgu Bilig ve Çin Asker Taktiği. V. Milletler Arası Türkoloji Kongresi, Tebliğler (İstanbul Eylül 1985). I. Türk Tarihi. C. I. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. İstanbul: Egeybayev, Askar. Kuttı Bilik: Köne Türki Tilinen Audargan Jane Algısözi Men Tüsinikterinjasgan. Almatı: Jazuşı Eraslan, Kemal. Yusuf H}s H}cib Maddesi. İsl}m Ansiklopedisi. C. 13: UBEYD ALLAH-ZÜŞŞERÂ. Millî Eğitim Basımevi. İstanbul: 438a-440a Erdal, Marcel. Constraints on Poetic Licence in the Qutadgu Bilig: the Converb and Aorist Vowels. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. 24: Gyarmati, İmre. Die Gesterinnamen des Zodiakus in den Türkischen Sprachen. Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae. 40/1: Kutadgu Bilig, Tıpkıbasım I: Viyana Nüshası. Ürümçi: Şinciaŋ Helk Neşiriyatı Kutadgu Bilig, Tıpkıbasım II: Fergana Nüshası. Ürümçi: Şinciaŋ Helk Neşiriyatı Kutadgu Bilig, Tıpkıbasım III: Mısır Nüshası. Ürümçi: Şinciaŋ Helk Neşiriyatı Qi, Li. Guo-Ji-Xue-Shu-Jie-Yan-Jiu- Fu-Le-Zhi-Hui -Gai-Guang [Uluslararası Bilim Dünyasının Kutadgu Bilig Üzerindeki Araştırmalarının Durumu]. Xin-Jiang-She-Hui-Ke- Xue [Şincang Sosyal Bilimler Dergisi]. 4: Re-Yi-Han [Reyhan]. Guan-Yu Fu-Le-Zhi-Hui -Yan-Jiu-De-Jian-Shu [Kutadgu Bilig İle İlgili Araştırmaların Kısaca Beyanı]. Min-Zu-Wen-Xue-Yan-Jiu [Etnik Edebiyat Araştırmaları]. 2: 27-30, Sheng, Lin. Shi-Lun- Fu-Le-Zhi-Hui -De-Zhi-Shi-Guan [Kutadgu Bilig deki Bilgi Anlayışı Üzerine]. Xin-Jiang-She-Hui-Ke-Xue-Yan-Jiu [Şincang Sosyal Bilimler Araştırmaları]. 22: Tekin, Talat. Karahanlı Dönemi Türk Şiiri. Türk Dili (Türk Şiiri Özel Sayısı I: Eski Türk Şiiri). 409:

31 21 Erdem UÇAR 209. Ying, Lang. Shi-Lun- Fu-Le-Zhi-Hui -De-Fo-Jiao-Si-Xiang [Kutadgu Bilig de Budizmle İlgili Düşünceler Üzerine]. Xin-Jiang-She-Hui-Ke-Xue [Şincang Sosyal Bilimler Dergisi]. 1: Ying, Lang. Shi-Lun- Fu-Le-Zhi-Hui -De-Wen-Hua-Jie-Gou [Kutadgu Bilig in Kültürel Yapısı Üzerine]. Xin-Jiang-She-Hui-Ke-Xue [Şincang Sosyal Bilimler Dergisi]. 6: Ying, Lang. Yi-Bu-Jie-Chu-De-Wei-Wu-Er-Zu-Gu-Dian-Shi-Ju [Harika Bir Uygur Klasik Şiiri Draması]. Min-Zu-Wen-Xue-Yan-Jiu [Etnik Edebiyat Araştırmaları]. 2: Açıkgöz, Halil. Kutadgu Bilig ve Bir Çalışma. Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi. 46: (Tanıtma) 213. Arat, Reşid Rahmeti. Makaleler I. Haz. Osman Fikri Sertkaya. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Arslan, Mahmut. Kutadgu Bilig deki Toplum ve Devlet Anlayışı. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları Cilacı, Osman. Kutadgu Bilig de Sosyal ve Dinî Motifler. Milli Kültür. 57: Fengwu, Zhang. Shi-Lun- Fu-Le-Zhi-Hui -De-Zhong-Guo-Wen-Hua-Bei-Jing [Kutadgu Bilig de Çin Kültürü Görünümü Üzerine]. Kuzeybatı Pedagoji Enstitüsü İlmi Dergisi. 4: 75-83, Ge, Li. Yu-Su-Pu-Ha-Si-Ha-Ji-Pu-Sheng-Huo-De-Shi-Dai [Yusuf Has Hacib in Yaşadığı Dönem]. Şincang Tarih Araştırmaları. 2: Jun, Yu. Fu-Le-Zhi-Hui -De-Mei-Xue-Te-Zheng [Kutadgu Bilig in Estetik Özelliği]. Xin- Jiang-She-Hui-Ke-Xue [Şincang Sosyal Bilimler Dergisi]. 6: Kandır, Mehmet. Kutadgu Bilig e Göre Devlet İdaresi. Selçuk Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı. Konya. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 220. Lizhong, Chen. Fu-Le-Zhi-Hui -De-Zhe-Xue-Jia-Zhi [Kutadgu Bilig in Felsefi Değeri]. Ka-Shi-Shi-Fan-Xue-Yuan-Xue-Bao [Kaşgar Pedagoji Enstitüsü İlmî Dergisi]. 1: 6-11, Özkan, Fatma. Tarihî Miras Kutadgu Bilig Hekkide Bayan I. Türk Kültürü. 292: Sarıca, Bedri. Kutadgu Bilig de İsim Yapım ve Çekim Ekleri. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı. Van. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 223. V s ry, Istv n. Bemerkungen zum uigurischen Schrifttum in der Goldenen Horde und bei den Timuriden. Ural-Altaische Jahrbucher. 7: Ying, Lang. Shi-Lun- Fu-Le-Zhi-Hui -De-Duo-Ceng-Ci-Wen-Hua-Jie-Gou. [Kutadgu Bilig in Çok Katmanlı Kültürel Yapısı Üzerine Bir Deneme]. Zhong-Yang-Min-Zu-Da-Xue- Xue-Bao [Merkezî Milletler Enstitüsü İlmî Dergisi]. 1: Akgün, Nebahat. Kutadgu Bilig in Türkiye Türkçesinden Uygurcaya İndeksi. İstanbul Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İstanbul. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 226. Akiner, Shirin. Kutadgu Bilig Grameri: Fiil by Ahmet B. Ercilasun. Bulletin British Society for Middle Eastern Studies. 15: 1/2: 189. (Tanıtma)

32 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Esen, Nüket. Kutadgu Bilig in İngilizce Çevirisi. Erdem. 10: (Tanıtma) 228. Özcan, Ali Osman. Kutadgu Bilig de Eğitim Anlayışı. Türk Yurdu. 9/18: Cusup Balasagun. Kututi Bilik. [Haz.] Askar Agawbayav. Şinhua: Vultatar Hecht, Eleanor Frankle. Kutadgu Bilig Grameri-Fiil by Ahmet B. Ercilasun. Estudios de Asia y Africa. 24/3: (Tanıtma) 231. Sofuoğlu, M. Cem}l. Kur }n ve Hadis Kültürünün Kutadgu Bilig teki İzleri. Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 5: Tekin, Talat. Wisdom of Royal Glory (Kutadgu Bilig): A Turko-Islamic Mirror for Princes. By YUSUF KHASS HAJIB. Translated with an introduction and notes by Robert Dankoff. Chicago and London: The University of Chicago Press, p Journal of Near Eastern Studies. 48/1: (Tanıtma). [Tercümesi için bk. (1991). Çev. Mehmet Ölmez. Türk Dilleri Araştırmaları. 1: ] Üstüner, Ahat. Karahanlıca ve Eski Anadolu Metinlerinde Deyimler, Atasözleri ve Kısa Hik}yeler. Fırat Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Elazığ. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 234. Zhang, Hongchao. Tan- Fu-Le-Zhi-Hui -De-Yi-Shu-Te-Se [Kutadgu Bilig in Sanatsal Özelliği Üzerine]. Xin-Jiang-She-Hui-Ke-Xue [Şincang Sosyal Bilimler Dergisi]. 6: Başer, Sait. Kutadgu Bilig de Kut ve Töre. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları Cemiloğlu, İsmet. Kutadgu Bilig de Gençlik, İhtiyarlık ve Ölüm Fikri. Türk Kültürü. 330: Hengfu, Chen. Fu-Le-Zhi-Hu -Yu-Zu-Guo-Chuan-Tong-Wen-Hua [Kutadgu Bilig ve Vatanımızın Geleneksel Kültürü]. Xin-Jiang-She-Hui-Ke-Xue [Şincang Sosyal Bilimler Dergisi]. 4: , Lizhong, Chen. Lun- Fu-Le-Zhi-Hui -Zhong-Tian-Wen-Xue-Zhı-Shi-De-Yi-Yi [Kutadgu Bilig deki Astronomi Bilgilerinin Ehemmiyeti Üzerine]. Ka-Shi-Shi-Fan-Xue-Yuan-Xue-Bao [Kaşgar Pedagoji Enstitüsü İlmî Dergisi]. 1: 1-9; 2: Mahmudov, Kazakbay. XII-XIV Asr Türkiy Yezma Obidalar Tiliniŋ Fonetik Sisteması. Toşkent: Uzbokistan SSR Fan Naşriyeti Nazarov, Bakhtiyar. The Qutadghu Bilig as one of the Earliest Examples of Aesthetic Thought Among of the Turkic-Speaking Peoples. Aspects of Altaic Civilization III. Proceedings of the Thirtieth Meeting of the Permanent International Altaistic Conference. Indiana University. Bloomington, Indiana. June 19-25, Edited By Denis Sinor. Indiana University. Bloomington: Türker-Küyel, Mübahat. Kutadgu Bilig ve F}r}bî. Uluslararası İbn Türk, Harezmî, Farabî, Beyruni ve İbn Sina Sempozyumu Bildirileri (9-12 Eylül 1985, Ankara). Atatürk Kültür Merkezi Yayını. Ankara: Yusuf Has Hacip. Kutadgu Bilig. [Haz.] Bokican Tuhliyev. Toşkent: Yolduzça Bayraktar, Fatma Sibel. Kutadgu Bilig deki İsim ve Zamir Çekimi. Trakya Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Edirne. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi]

33 23 Erdem UÇAR 244. Canjin, Cai. Fu-Le-Zhi-Hui -Si-Wei-Fang-Shi-De-Ruo-Gan-Te-Se [Kutadgu Bilig deki Düşünce Tarzının Bazı Özellikleri]. Xi-Bei-Min-Zu-Xue-Yuan-Xue-Bao [Kuzeybatı Milletler Enstitüsü İlmî Dergisi]. 3: 11-16, Erdal, Marcel. Old Turkic Word Formation, a functional approach to the lexicon. Vol. I- II. Wiesbaden: Harrassowitz Verlag Gülay, Naki. Kutadgu Bilig de Devlet Anlayışı, Sosyal ve Kültürel Hayat. Milli Kültür. 89: Kara, Mehmet. Kutadgu Bilig de Kur an ve Hadisin Tesiri. Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi. 72: Mahmudov, Kozokboy. Abu Rayhon Beruniyniŋ Burjlar Hoqidagi Ta limotiniŋ Kutadgu Biligda Aks Etişi. Adabiy Meros. 2: Sheli, Yuan. Fu-Le-Zhi-Hui -De- Ai-De-Gu -Yu- Lun-Yu - Ren -De-Yi-Zhi-Xing [Kutadgu Bilig deki Aydoğdu ile Lunyu deki Ren Arasındaki Benzerlikler]. Xin-Jiang-Da-Xue-Xue- Bao [Şincang Üniversitesi İlmi Dergisi]. 1: Tuhliyev, Bokicon. Jusuf Hos Hojib Kutadġu Bilig Asari. Toşkent: Uzbekiston Türker-Küyel, Mübahat. F}r}bî, Hikmet ve Kutadgu Bilig. Erdem. 7/20: Üstüner, Ahat. Kutadgu Bilig te Atasözleri. Fırat Üniversitesi. Sosyal Bilimler Dergisi. 5/1: Yiğitbaşı, Hatice. Kutadgu Bilig deki İsim ve Zamir Çekimleri. Trakya Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Edirne. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 254. Yu-Su-Pu-Jiang [Yusufcan]. Qian-Shi- Fu-Le-Zhi-Hui -De-Zhe-Xue-Si-Xiang [Kutadgu Bilig deki Felsefî Fikirler Üzerine]. Xi-Bei-Min-Zu-Xue-Yuan-Xue-Bao [Kuzeybatı Milletler Enstitüsü İlmî Dergisi]. 1: Yüsüp Has Hacip. Kutadgu Bilig: Hazırki Zaman Uygur Tilidiki Nesri Yeşimsi. [Haz.] Abdüşşükür Turdı; Kadir Ekber. Şincan: Şincan İçtamayi Penler Akademisi Aneer, Gudmar. Kingship Ideology and Muslim Identity in the 11th Century as Reflected in the Siyāsatnāma by Nizām al-mulk and in the Kutadgu Bilig by Yūsuf Khass Ḥādjib. The Middle East Viewed from the North. Papers from the First Nordic Conference on Middle Eastern Studies, Uppsala January Ed. Bo Utas and Knut S. Vikør. Uppsala: Arslan, Mahmut. İslam da Devlet Düşüncesi ve Kutadgu Bilig. Türkeli. 3: Arslan, Mahmut. Kutadgu Bilig Üzerine Sosyolojik Düşünceler. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Dergisi. 3: Canjin, Cai. Fu-Le-Zhi-Hui -Zhong-De-Ping-Deng-Si-Xiang-Yu-Deng-Ji-Guan-Nian [Kutadgu Bilig de Eşitlik Düşüncesi ve Statü Anlayışı]. Xin-Jiang-Da-Xue-Xue-Bao [Şincang Üniversitesi İlmi Dergisi]. 2: 25-29, Dankoff, Robert. Qarakhanid Literature and the Beginnings of Turco-Islamic Culture. Central Asian Monuments. Edited by Hasan B. Paksoy. The Isıs Press. İstanbul: Ersoylu, Halil. Kutadgu Bilig de İki Ayrı Biçimde Transkripsiyonlanmış Arapça ve Farsça Kökenli Kelimelerin Birleştirilmesi. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1987:

34 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Leiming, Xia. Fu-Le-Zhi-Hui -Yu-Gu-Dai-Wei-Wu-Er-Yi-Xue [Kutadgu Bilig ve Eski Uygur Tebabeti]. Shi-Bei-Shi-Di [Kuzeybatı Tarih-Coğrafya Dergisi]. 4: Naskali, Emine Gürsoy. Kutadgu Bilig: Clauson s Observations on the Origin of Extant Mss. Altaic Religious Beliefs and Practices. Proceedings of the 33rd Meeting of the Permanent International Altaistic Conference Budapest June 24-29, Edited by Geza Bethlenfalvy, Agnes Birtalan, Alice Sarkozi, Judit Vinkovics. Budapest: Okay, Li Chuan. Kutadgu Bilig ile Çin Felsefesi Arasındaki İlişki Konusunda Bir Görüş. Doğu Dilleri Dergisi. 5/1: Okay, Li Chuan. Kutadgu Bilig ile Lun Yün Arasında Karşılaştırma. Ankara Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. [Doktora Tezi] Ata, Aysu. Kutadgu Bilig Üzerinde Bir Düzeltme Denemesi: Kör mü? Kür mü? Türkoloji Dergisi. 11: Günay, Umay. Kutadgu Bilig ve Kültür Değişmesi. Türk Kültürü. 363: İslami, Yusupcan Eli. Kutadgu Bilig ve Kanun. Şincang: Şincang Helk Neşriyati Kozibekov, T. Kuttu Bilim. Bayırkı Türk Tilinnen Kotorgon: T. Kozibekov; Suretçisi: A. Akmatov. Moskva Lang, Ying. Kutadgu Bilik ve Xerk-Cerp Medeniyiti, Ürümçi: Şincang Helk Neşriyati Müminov, K. Kutadgu Bilig in Taşkent Nüshası. Türk Kültürü. 357: Önler, Zafer. Kutadgu Bilig de Ekçek Kelimesi Üzerine. Türk Dili. 497: Yusuf Has Hacib. Kutadgu Bilig (Kahire Nüshası). Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları Bodrogligeti, Andr s J. E. The Role of Classical Central Asian Turkic Literature in the Understanding of the Cultural Heritage of the Central Asian Turks. Eurasian Studies Yearbook. 66: İnayet, Alimcan. Kutadgu Bilig ile Çin Felsefesi Arasındaki İlişki Üzerine. Türk Dili. 514: Sertkaya, Osman Fikri. Türk Şiirinde Dörtlük Tarzının Doğuşu ve Gelişmesi. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1991: Ying, Lang. Kutatgu Bilig ve Şerk Gerp Medeniyiti. Şincan: Şincan Halk Neşriyeti Yusif Balasaqunlu (1994). Qutadqu Bilik. Xoşbehtliye Aparan Elmi Tercüme: Kamil Veliyev; Ramiz Asker. Bakü: Azer Neşriyat Aşgın, Sait. Kutadgu Bilig e Göre Yönetici. Yeni Türkiye. 1/4: Başer, Sait. Kutadgu Bilig de Kut ve Töre den Sevgi Toplumuna. İstanbul: Seyran Kitap Çağıran, Levent. Kutadgu Bilig de Eğitim ve Öğretim. Trakya Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Edirne. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 282. Scharlipp, Wolfgang-Ekkehard. Türkische Sprache Arabische Schrift: ein Beispiel schrifthistorischer Akkulturation. Budapest: Akadimiai Kiadó.

35 25 Erdem UÇAR Akgün, Mehmet. Kutadgu Bilig de Tanrı Âlem İlişkisi. Felsefe Dünyası. 24: Akgün, Mehmet. Türklük Dünyasının 11. Asırdaki Abide Eseri Kutadgu Bilig de Akıl ve Bilgi. Felsefe Dünyası. 19: Eliphanov, M. Yusuf Balasagun un Kutadgu Bilig Mesnevisinde Kişilik ve Kemale Erme Meselesi. Çev. Hilal Arslan; Şınar Aulbekova. Bilig. 2: Hacıeminoğlu, Necmettin. Karahanlı Türkçesi Grameri. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları Kaplan, Abdurrahman. Yusuf Has Hacib ve Eseri Kutadgu Bilig in Yeni Bir Gözle Tahlili. İstanbul Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İstanbul. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 288. Osman, Hayratcan. Uygur Klassik Edebiyatinin Kiskiçe Tarihi I-II. Ürümçi: Şincang Maarip Neşriyati Türker-Küyel, Mübahat. Kutadgu Bilig ile Kenzü l-küber} Arasında Bir Karşılaştırma. Uluslararası Türk Dili Kongresi Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Türker-Küyel, Mübahat. Kutadgu Bilig de Toplumdan Kaçış ve Topluma Dönüş Fikri. Erdem 9/26: Yusuf Has Hacib. Kutadgu Bilig: Günümüz Türkçesi İle. Günümüz Türkçesine Uyarlayan: Fikri Silahdaroğlu. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları Abdurahmonov, Ganicon. Kutadgu Biligniŋ İlmii-Tahkidin Matnini Tüziş Hakida. Üzbek Tili va Adabiyeti. 1: Akgün, Mehmet. Kutadgu Bilig te Ahlak. Felsefe Dünyası. 23: Akgün, Mehmet. Kutadgu Bilig te Din. Felsefe Dünyası. 26: Akgün, Mehmet. Kutadgu Bilig te İnsan ve Kamil İnsan. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 3: Aktan, Coşkun Can. Politikada Likayat Üzerine Kutadgu Bilig ve Koçi Bey Risalesinden Öğreneceklerimiz. Yeni Türkiye. 3/14: Erdoğan, Recep. Yusuf Has Hacib: Kutadgu Bilig ten Seçmeler. İstanbul: Marmara Kitabevi Yayınları Li, Yong-Sŏng. Kutadgu Bilig de Gözden Kaçan İki Sontakı: körü ve sayu Üzerine. Türk Dilleri Araştırmaları. 7: Odacı, Hatice. Eski Türklerde Eğitim ve Kutadgu Bilig in Türk Eğitim Tarihindeki Yeri ve Önemi. Milli Eğitim.134: Ölmez, Zuhal Kargı. Kutadgu Bilig de İkilemeler (1). Türk Dilleri Araştırmaları. 7: Şahin, Hatice. Kutadgu Bilig de Şimdiki Zaman. Türk Dili. 545: Şener, İhsan. Kutadgu Bilig de Felsefi Kavramlar. Akdeniz Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Antalya. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 303. Yakubov, Abdumalilk. Kutadgu Biligda Davlatçilik Koncepcijasi. Toşkent: Abdulla Kodirij Nomidagi Halk Merosi Naşriyati.

36 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Yakup, Abduraşit. Fu-Le-Zhi-Hui Yu-Yan-Ming-Ci-De-Xing-Tai-Xi-Tong-Gai-Shu [On the nominal morphology of Kutadgu Bilig]. Tu-Jue-Yu-Yan-Yu-Wen-Hua-Yan-Jiu [Papers on the Turkic Languages and Culture]. Pekin. 2: Kara, Mehmet. Bir Başka Açıdan Kutadgu Bilig. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları Madencioğlu, Nuri. Kutadgu Bilig ve Yusuf Has Hacip. Ana Dili. 9: Ölmez, Zuhal Kargı. Kutadgu Bilig de İkilemeler (2). Bahşi Ögdisi: 60. Doğum Yılı Dolayısıyla Klaus Röhrborn Armağanı. Yayıma Haz. Jens Peter Laut; Mehmet Ölmez. Simurg, Freiburg/İstanbul: Ünal, Mustafa. Kutadgu Bilig ve Divanü Lügat-it Türk deki Halk İnanışlarına Fenomenolojik Bir Bakış. Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi. 114: Yıldırım, Talip. Kutadgu Bilig de İsim Çekim ve Yapım Ekleri. Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı. Niğde. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 310. Yusif Balasagunlu. Qutadqu Bilig. Tercüme: Halil Rıza Ulutürk. Baü: Kençlik Yūsuf Khass-Hājib. Beneficent Knowledge. Translated into English by Walter MAY. Moskova-Bişkek: Kyrgyz Branch of the International Centre Traditional Cultures and Environments Abdurehim, Kirimcan. Ahmet Ziyaî ve Yusuf Has Hacip. Şincang İctimaî Penler Tetkikati Abdüşükür, Muhammedemin; Tahrir Azad Sultan, İbrahim Hamdullah. Kutadgu Bilig Hazinesi. Ürümçi: Şincang Universiteti Neşriyati Akgün, Mehmet. Kutadgu Bilig te Ahlak. Felsefe Dünyası. 23: Artıkbayev, K. Cusup Balasagın Cana Mahmud Kaşkardın Murastarı. Bişkek: Okuu Kuralı Balcı, Cengiz. Destanlardan Kutadgu Bilig te Türk Devlet Geleneği. İnönü Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Malatya. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 317. Bergil, Mehmet Suat. Kutadgu Bilig deki Hint Etkisi [1]. Bilim ve Ütopya. 55: Bergil, Mehmet Suat. Kutadgu Bilig deki Hint Etkisi [2]: Köni Olan Törü ile Uma ya da Şakti Bütünlüğü. Bilim ve Ütopya. 61: Durgut, Hüseyin. Karahanlı ve Harezm Türkçesi Eserlerinde İsmin H}lleri. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Çanakkale. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] 320. Ekber, Kadir. Kutadgu Bilik Tetkikatiga Dair İkki Egiz Gep. Ulug Abide Kutadgu Bilik. Haz. Yusuf, Memtimin, Ehet Ablimit, Zafer, Barican. Ürümçi, Şincang Helk Neşriyati Ergüzel, Mehdi. Kutadgu Bilig de Medeni Hayata Yönlendirmeler [I]. Türk Edebiyatı Dergisi. 309: Ergüzel, Mehdi. Kutadgu Bilig de Medeni Hayata Yönlendirmeler ve Eğitim Unsurları II. Türk Edebiyatı Dergisi. 313: Erşidin, Tursun. Kutadgu Bilik tiki Tebiiy Penge Dair Bilimler. Ürümçi: Şincang Helk Neşriyati.

37 27 Erdem UÇAR 324. Hewir, Semet. Yüsüp Has Hacipniŋ Dunya Karişi. Ürümçi: Şincang Helk Neşriyati Nalbant, Bilge Özkan. Kutadgu Bilig deki Özne ve Nesnelerin Yapısal İncelemesi. Pamukkale Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Denizli. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 326. Nalbant, Mehmet Vefa. Kutadgu Bilig de Zarf Tamlayanları ve Bunların Derin Yapısı. Pamukkale Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Denizli. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 327. Ömer, Abdurusul; Tömür, İsmail. Kutadgu Bilik tiki Rubailar. Ürümçi: Şincang Helk Neşriyati Önler, Zafer. Kutadgu Bilig de Organ Adlarıyla Kurulan Deyimler. 3. Uluslararası Türk Dil Kurultayı Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Önler, Zafer. Kutadgu Bilig de Yer Alan Deyimler. Türk Dilleri Araştırmaları. 9: Tahircan, Muhemmet. Kutadgu Bilik Tetkikati Hekkide Omumi Bayan. Ulug Abide Kutadgu Bilik. Haz. Yusuf, Memtimin; Ehet Ablimit; Zafer, Barican. Ürümçi, Şincang Helk Neşriyati Tohliyev, Bokican. Kutadgu Bilig Poetikası (Kızıl Renk Remzine Dair). 3. Uluslararası Türk Dil Kurultayı Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Yakup, Abduraşit. Fu-Le-Zhi-Hui -Yu-Yan-De-Yu-Yin-Xi-Tong-Gai-Shu [Kutadgu Bilig in Sesbilgisi]. Geng Shimin Xian-Sheng Qi-Shi-Zhou-Sui-Ji-Nian-Lun-Wenji [Prof. Geng Shimin in 70. Doğum Yılına Armağan]. Pekin: Deniz, Sebahat. Kutadgu Bilig ve Türk Mesnevî Edebiyatındaki Yeri. Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi. 1: Eraliyev, Zakirbek. Yusup Balasagun: Okuu Kuraly. Bişkek: Kyrgyz Mamlekettik Uluttuk Universiteti Gülensoy, Tuncer. Kutadgu Bilig Bibliyografyası. Türk Dili. 586: Kavuncu, Muall}. Kutadgu Bilig de Toplum Felsefesi. Türk Kültürü. 444: Kayumov, Azizhon. Qadimgi Yazma Yadgorliklar: Avesto, Zand Kitoblari, Sugd Falsafiy-Ahlokiy Yazma Yadgorliklari, Turkiy Matnnavislik Tarihi. Toşkent: Yazuvçi Kazmaz, Süleyman. Hukuk ve Devlet Yönetimi Açısından Kutadgu Bilig (Kutadgu Bilig Üzerine Hukuki Bir İnceleme). Ankara: Türk Halk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı Yayınları Kula, Onur Bilge. Kutadgu Bilig de Hukuk Devleti ve Sosyal Devletin Olası Düşünsel Kökleri. Sosyal Demokrat Değişimi. 17: Muhammed Emin, Abduşükür. Kutadgu Bilik Hezinisi. Ürümçi: Şincang Ünivirsititi Neşriyati Arslan, Abdulla. Kutadgu Bilik İstilistikisi. Ürümçi: Şincang Universiteti Neşriyati Çağbayır, Yaşar. Kutadgu Bilig (Mutluluk Bilgisi)-Günümüz Türkçesi ile. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.

38 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Çetinkaya, Bayram. Kutadgu Bilig deki Deyimlerin Semantik ve Sentaktik İncelemesi. Afyon Kocatepe Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Afyonkarahisar. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 344. Şahin, Hatice. Kutadgu Bilig de Tasviri Fiiller. Uludağ Üniversitesi. Fen-Edebiyat Fakültesi. Sosyal Bilimler Dergisi. 2: Yılmaz, Gökhan. Kutadgu Bilig de ve Kutadgu Bilig Öncesinde Devlet Düşüncesi. İstanbul Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İstanbul. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] Akyüz, Hüseyin. Kutadgu Bilig de Sosyo-Pedagojik ve Siyasal Söylem. Erzurum: Eser Ofset Asker, Ramiz. Kutadgu Bilig Poemasının Leksikası. Dede Qorqud Toplusu. 2/4: Asker, Ramiz. Qutadgu Bilig de Adlar. Şarkşinaslığın Aktüel Problemleri. Prof. Vasim Memmedaliyevin Yubileyine Hesr Edilmiş Respublika Elmi Konfransının Materialları. Bakü: Asker, Ramiz. Qutadgu Bilig de İsmin Hal Kategoriyası. Qafqaz Universitetinin Elmi Eserleri. 10: Asker, Ramiz. Qutadğu Bilig Poemasının Orta Asiya da, Azerbaycan da ve Çin de Tetkiki Tarihinden. Filologiya Meselelerine Dair Tematik Toplu. 3-4/22-23: Caner, Cantürk. Kutadgu Bilig de Türk Yönetim Felsefesi. Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi. 137: Dankoff, Robert. Yūsuf Khāss Hadjib. The Encyclopaedia of Islam: New Edition. 11. Leiden: 359a-360a Doğan, Nejat. Kutadgu Bilig in Devlet Felsefesi-I. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 12: Doğan, Nejat. Kutadgu Bilig in Devlet Felsefesi-II. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 13: Kaçalin, Mustafa. Kutadgu Bilig Maddesi. Türkiye Diyanet Vakfı İsl}m Ansiklopedisi. C. 26: KİLİ-KÜTAHYA. Ankara: 478a-480b. [Arat 1955 in gözden geçirilmiş h}li] 356. Kandır, Mehmet. Kutadgu Bilig e Göre Türklerde Devlet Yönetimi. Yeni Türkiye. Türk Tarihi Araştırmaları III. 45: Mert, Osman. Kutadgu Bilig de H}l Kategorisi. Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Orta Öğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı. Erzurum. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] 358. Nalbant, Mehmet Vefa. Kutadgu Bilig de Kısaltma Grupları. Türkbilig: Türkoloji Araştırmaları. 3: Önler, Zafer. Kutadgu Bilig de İktidar Kavramı ve Siyaset Anlayışı. Türkler. C. 5. Yeni Türkiye Yayınları. Ankara: Özden, Hilmi. Kutadgu Bilig de Ahlak Kavramı ve Tıp Etiğine Katkısı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Deontoloji Anabilim Dalı. Eskişehir. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] 361. Pekolcay, Necla. Kutadgu Bilig Işığında Türk Düşüncesi. Yeni Türkiye (Türkoloji Özel Sayısı). 8/46: 9-15.

39 29 Erdem UÇAR 362. Scharlipp, Wolfgang-Ekkehard. Moderne uigurische Bearbeitungen einiger karachanidischer und tschagataïscher Werke: Divan Lugat at-turk, Kutadgu Bilig und Baburname. Central Asiatic Journal. 46/1: Şener, Halil İbrahim. Karahanlılarda Dil ve Edebiyat. Türkler. C. 5. Yeni Türkiye Yayınları. Ankara: Temizsoylu, Yasemin Şenel. Kutadgu Bilig de İsim Yapımı. Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı. Ankara. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 365. Türker, Sadık. Fikrî Muhtev}sı İçerisinde Kutadgu Bilig in Kültür ve Medeniyet Tarihimizdeki Yeri. Kutadgubilig: Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi. 1: Yılmaz, Gökhan. Yusuf Has Hacib ve Kutadgu Bilig Hakkında Ön Bilgi. Kutadgubilig: Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi. 1: Yurdakök, Murat. Kutadgu Bilig de Sağlık ile İlgili Bilgiler. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilgisi. 45: Abik, Deniz. Kutadgu Bilig de Zamirlerin Ayrılma Hali. Dil ve Edebiyat Araştırmaları Sempozyumu 2003 Mustafa Canpolat Armağanı. Haz. Aysu Ata; Mehmet Ölmez. Sanat Kitabevi. Ankara: Asker, Ramiz. Kutadgu Bilig (Araştırma-Monografi). Bakü: Elm Neşriyat Asker, Ramiz. Kutadgu Bilig. Bakü: Elm Neşriyatı Asker, Ramiz. Kutadgu Bilig in Dili ve Kelime Hazinesi Üzerine. Kutadgubilig: Felsefe- Bilim Araştırmaları Dergisi. 4: Asker, Ramiz. Kutadgu Bilig le İlgili Yanlış Yorumlar. Prof. Dr. Mehmet Saray a Armağan. İstanbul: Asker, Ramiz. Qutadgu Bilig: Türk edebiyatında Mevkii. Dede Qorqud Jurnalı. 2: Asker, Ramiz. Qutadgu Bilig de Evezlik [Zamirler] (Kitabi-Dede Qorqud la Mükayesede). Heyder Aliyev ve Azerbaycan Filologiyası. BDU Neşriyat. Bakü: Asker, Ramiz. Qutadgu Bilig de Sıfat. Tetkikler. 2. AMEA Nesimi adına Dilçilik İnstitutu. Bakü: Bayraktar, Sibel. Kutadgu Bilig de Bulunma H}li Ekinin Fonksiyonları. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1999: Durmuş, Oğuzhan. Karahanlı, Harezm ve Kıpçak Türkçesinde Arapça Öğeler. Trakya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı. Edirne. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 378. Fu-Le-Zhi-Hui [Kutadgu Bilig]. [Çevirenler:] Hao Guanzhong; Zhang Hongchao, Liu Bin. Pekin: Milletler Neşriyatı Günşen, Ahmet. Kutadgu Bilig ve Divanü Lügati t-türk te Rüşvet. Dirio zler Armag anı: Prof. Dr. Meserret Dirio z ve Haydar Ali Dirio z Hatıra Kitabı. Haz. M. Fatih Köksal; Ahmet Naci Baykoca. Ankara: Kasımcan, Sadıkov. Kutadgu Bilig de Geçen Bayat Adı Birle Kelime Öbeği Üzerine. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi. 21:

40 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Kaşğarlı, Mahmut. Karahanlı Devri Türk-İslam Edebiyatının Ünlü Temsilcisi Yusuf Has Hacip ve Onun Kutadgu Bilig Adlı Eseri. Türk Kültürü : Kazmaz, Süleyman. Kutadgu Bilig ve Dünya Medeniyeti. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Bülteni. 50: Önler, Zafer. Kutadgu Bilig de Ög ve Ukuş Kavramları. Dil ve Edebiyat Araştırmaları Sempozyumu 2003 Mustafa Canpolat Armağanı. Haz. Aysu Ata; Mehmet Ölmez. Sanat Kitabevi. Ankara: Anıl, Adile Yılmaz. Kutadgu Bilig de Kadın. Hacı Bektaş Veli Araştırmaları Dergisi. 32: Asker, Ramiz. Yusif Balasagunlu nun Qutadgu Bilig Poemasında Adlar (Azerbaycan Dili ile Mukayesede). Bakü Devlet Üniversitesi. Bakü. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] 386. Canpolat, Mustafa. Günümüzde Kutadgu Bilig ve Divanü Lugati t-türk. Türk Dilleri Araştırmaları. 14: Demirtaş, Ahmet. Kutadgu Bilig deki Hükümdar Küntogdı Tipine Göstergebilimsel Açıdan Bir Yaklaşım Denemesi. Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi. 15: Elçioğlu, Ömür; Hilmi Özden. Common Thoughts of Socrates and Yusuf Khass Hajib on Wisdom and Virtue. The International Society for the History of Islamic Medicine. 3: Erdal, Marcel. A Grammar of Old Turkic. Leiden-Boston: E. J. Brill Isakov. Kubaniç. Kutadgu Bilig deki Estetik Düşünceler. Bilge Dergisi. 41: Ölmez, Mehmet. Çağdaş Türk Dillerinde Kutadgu Bilig Çevirileri. Türk Dilleri Araştırmaları. 14: [Kebikeç : deki makalenin genişletilmişi] 392. Önler, Zafer. Kutadgu Bilig Üzerine Notlar. Türk Dilleri Araştırmaları. 14: Özçelik, Dilek. Sosyal Bilgiler Öğretiminde Siyasetnamelerin Yeri ve Önemi (Kutadgu Bilig ve Siyerü l-müluk Örnekleri). Selçuk Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İlköğretim Anabilim Dalı. Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bilim Dalı. Konya. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 394. Özmen, Mehmet. Divanü Lügati t-türk te ve Kutadgu Bilig de aymak Fiiliyle Kurulan Dolaysız Anlatım Cümleleri Üzerine. Türk Dilleri Araştırmaları. 14: Sertkaya, Osman Fikri. Kutadgu Bilig deki Dörtlükler Üzerine. Türk Dilleri Araştırmaları. 14: Sönmez, Selami. Kutadgu Bilig de Sosyopedagojik ve Siyasal Söylem Adlı Eser Münasebetiyle. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi. 11/24: Toparlı, Recep. XI.-XII. Yüzyıl. Türk Dünyası Ortak Edebiyatı. Türk Dünyası Edebiyat Tarihi. C. 4. Atatürk Kültür Merkezi Yayını. Ankara: Tuhliyev, Bokicon. Voprosı Poetiki Kutadgu Bilig Yusufa Has Haciba. Taşkent: Asr Matbuot Türk, Vahit. Kutadgu Bilig Örneği ile Türkçede Ana Yardımcı Fiil (er-). V. Uluslararası Türk Dil Kurultayı Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Yılmaz, Bahar. Kutadgu Bilig ten Seçmeler. İstanbul: Karanfil Yayınları.

41 31 Erdem UÇAR Abik, Deniz. Kutadgu Bilig deki Çergüçi ve Çergüle- Üzerine. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 14/2: Altınöz, Yavuz. Yûsuf Has H}cib in Kutadgu Bilig i ve Niz}mü l-mülk ün Siy}setn}me si Işığında Türk H}kimiyet Anlayışı. Fırat Üniversitesi. İlahiyat Fakültesi. İsl}m Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı İsl}m Tarihi Bilim Dalı. Elazığ. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 403. Asker, Ramiz. Yusif Balasagunlu nun Qutadgu Bilig Eseri. Türkologiya Kafedrasının Magistr Pillesi İçin Fenn Programları. Bakü Üniversiteti Neşri. Bakü: Doğan, Levent. Kutadgu Bilig den Hareketle Çağdaş Türk Lehçelerinde Arapça Alıntı Kelimeler Üzerine Bir Karşılaştırma. Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 7/2: Feyzioğlu, Nesrin. Geçiş Döneminin Kutadgu Bilig deki Yansımaları Üzerine Bir Değerlendirme. Atatürk Üniversitesi K}zım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi. 12: Güzel, Abdurrahman. Birey, Toplum, Devlet İlişkisi ve Kutadgu Bilig. Prof. Dr. Fikret Türkmen Armağanı. İzmir: Öztürk, Faruk. Kutadgu Bilig de Bitki Adları. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi. VI/1: Samoyloviç, Aleksandr N. Tyurkskoye Yazıkoznaniye: Filologiya Runika. Sost. i otv. red. Galina Fedorovna Blagova. Moskva: Izdatyel skaya Firma Vostoçnaya Literatura RAN Sertkaya, Osman Fikri. Kutadgu Bilig (Knowledge Befitting a Ruler) of Yusuf of Balasagun. Turks: a Journey of a Thousand Years, London: Tang, Li. A History of Uighur Religious Conversions (5th-16th Centuries). Asia Research Institute Working Paper Series, No Toprak, Funda. Türklerde Kozmoloji Bilgisi ve İslam Sonrası Metinlerde Geçen Yıldız- Gezegen İsimlerinin Etimolojisi. TIKA I. Uluslararası Türkoloji Sempozyumu (31 Mayıs-4 Haziran 2004, Kırım-Ukrayna). Simferepol: Yıldız, Mustafa. Kutadgu Biligde Ḳıl- Yardımcı Fiilinin Fiil+Fiil Şeklinde Kurulan Birleşik Fiil Yapılarındaki Kullanımı Üzerine. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 13: Acındı, Özlem. Siyasetname ve Kutadgu Biligde Halk Anlayışı. Niğde Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Niğde. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 414. Aygün, Veysel. Kaşgarlı Mahmud, Balasagunlu Yusuf ve Nizamü l-mülk e göre Türk Ordusu. Gazi Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 415. Boz, Erdoğan. Kutadgu Bilig de Kü. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi. 6/2: Durmaz, Gülay. Kutadgu Bilig de Zahid. Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi. 11: Eker, Süer. Kutadgu Bilig de (teñri azze ve celle ögdisin ayur) Türkçe İslami Terimlerin Kaynakları Üzerine. Bilig. 38:

42 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Eker, Süer. Yusuf Has Hacib: Kutadgu Bilig (1069). Türk Edebiyatı Tarihi. C. 1. Kültür Bakanlığı Yayınları. Ankara: Gülsevin, Gürer. Kutadgu Bilig Türkçesinden Anadolu Ağızlarına. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 20: Jüsip Has Balasagun. Kutty Bilik: Köne Türk Tilinen Avdargan, Algısözi Men Gılımi Tüsinikterin Jasıp, Baspaga Dajnındagan Akın, Edebiyet Sınşısı Askar Kurmaşulı Egevbay. Almatı: Ölke Kocasavaş, Yıldız. Kutadgu Bilig de Eğitim ve Öğretim Anlayışı. Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi. 3/2: Nazir, Bayram. Yusuf Has Hacib in Kutadgu Bilig ve Osmanlı Devlet Adamlarından Defterdar Sarı Mehmet Paşa nın Nesayihü l-vüzera sında Devlet Adamları Tiplemeleri: Hükümdar ve Vezir. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 12: Önler, Zafer. Div}nü Lüg}ti t-türk ve Kutadgu Bilig de Tıp Terimleri. Kebikeç. 22: Öztürk, Faruk. Kutadgu Bilig de Bitki Adları. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi. 6: Sarı, Mustafa. Karahanlı Türkçesinde Büyüklük ve Küçüklüğün Dile Yansımaları. Büyük Türk Dili Kurultayı Bildirileri (26-27 Eylül 2006, Bilkent Üniversitesi). Ankara: Taş, İbrahim. Kutadgu Bilig de Z leşme. Selçuk Üniversitesi. Fen-Edebiyat Fakültesi. Edebiyat Dergisi. 16: Turdubayeva, N. Balasagın Cana Anın Kutadgu Bilig Dastanı (Dastandın İzildenişi Cana Kotormoloru). Bişkek: Biyiktik Yılmaz, Gökhan. Kutadgu Bilig de Devlet Fikri. Kutadgubilig: Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi. 9: Yusuf Balasakunlu. Qutadgu Bilig. Çev. Kamil Veliyev; Ramiz Asker. Bakü: Avrasiya Press Yusuf Has Hacib. Kutadgu Bilig. Haz. Demet Elkatip; Hayati Develi. İstanbul: Alkım Yayınevi Yusup Has Hajip. Kutadgu Bilik: Hazirqi Zaman Uygur Tilidiki Neşriy Yeşmisi. Pekin: Milletler Neşriyati Bağdatlı, Özlem. Kutadgu Bilig de Devlet ve Adalet İlişkisi. İstanbul Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Felsefe Anabilim Dalı. İstanbul. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 433. Gülsevin, Gürer. Kutadgu Bilig in Dilinde Lehçelerin Özellikleri: Denk Çiftler. Turkish Studies. 2/2: İnayet, Alimcan. Divanü Lûğat it Türk te Geçen Çin ve Maçin Adı Üzerine. Turkish Studies. 2/4: Özden, Hilmi. Kutadgu Bilig de Ahlak Kavramı ve Tıp Etiğine Katkısı. Ankara: Ötüken Neşriyat Şahin, Mustafa. Sir}cu l-mülûk, Ahk}mü s Sultaniyye, Siy}set-N}me ve Kutadgu Bilig e Göre Hükümdar Dışındaki Üst Düzey Devlet Görevlilerinin Karşılaştırılması.

43 33 Erdem UÇAR Gaziosmanpaşa Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Tarih Anabilim Dalı. Tokat. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 437. Tahir, Tugluk Yarmuhemmet. Kutadgu Bilik Tetkikati. Ürümçi: Şincang Uniwversiteti Neşriyati Taş, İbrahim. Kutadgu Bilig in Söz Varlığından Örnekler. Akademik Araştırmalar Dergisi. 4: Yusuf Has Hacib (1428 [= 2007]). Kutadgu Bilig: (el-ilmi l-mübarek). Terceme: Muhammed Kasım Emin [Türkistani]. Mekke: Matabiu Bahadır Abdirazakov, A. Cusup Balasagın Cana Anın Kutadgu Bilig Dastanı: Okuu Kuralı. Bişkek: Cusup Balasagın Atın, Kırg. Ulut, Un-Ti Bağdatlı, Özlem. Kutadgu Bilig Bibliyografyası. Kutadgubilig: Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi. 14: Bağdatlı, Özlem. Kutadgu Bilig de Devlet ve Devletin Amacı. Kutadgubilig: Felsefe- Bilim Araştırmaları Dergisi. 13: Chen, Qingping. Fu-Le-Zhi-Hui : Gu-Wei-Wu-Er-Ren-De-Jian-Kang-Zhi-Hui. Pekin: She-Hui-Ke-Xue-Chu-Ban-She Çevik, Zeki. Atatürk ün Devlet Adamlığı Özelliklerinde Kutadgu Bilig den İzler. Turkish Studies. 3/2: Durmaz, Gülay. Kutadgu Bilig de ve Bağdatlı Ruhi Divanı nda Zahid. Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi. 14: Gözütok, Avni. Yusuf Has Hacip ve Kutadgu Bilig. Ekev Akademi Dergisi. 34: Güner, Galip. Karahanlı Türkçesinde Fiil. Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Edebiyatı Bölümü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Türk Dili Bilim Dalı. Kayseri. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] 448. Kaçalin, Mustafa S. Yûsuf H}s H}cib: Kutadgu Bilig Metin. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. [E Kitap] Kamçiyeva, Mavluda. Kutadgu Bilig e Göre Devlet ve Halk İlişkisi. Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Tarih Anabilim Dalı. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 450. Önler, Zafer. Kutadgu Bilig de Toplumsal Kabul ve Geleneklerden Yansımalar. Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi. 15: Özden, Hilmi; Ömür Elçioğlu. Sample from 11th Century: Kutadgu Bilig and the Four Principles of Bioethics. Iranian J Publ Health. 37/2: Sarıca, Bedri. Kutadgu Bilig de Komutan ve Ordunun Nitelikleri. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi. 15/37: Taş, İbrahim. Ana Altayca Gövdesonu Ünlülerinin Kutadgu Bilig deki İzleri. Turkish Studies. 3/1: Tuğral, Oğuz. Kutadgu Bilig ve Siyasetname de Devlet Anlayışı. Niğde Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Tarih Bölümü. Tarih Anabilim Dalı. Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı. Niğde. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi]

44 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Üşenmez, Emek. Karahanlı Eserlerindeki Sözvarlığı Hakkında. Akademik İncelemeler Dergisi. 3/1: Üşenmez, Emek. Karahanlı Eserlerinde Yazım Farklılıkları Hakkında. Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi Türklük Bilgisi Dergisi. 9: Abik, Deniz. Kutadgu Bilig de Hayvan Adları. Journal of Turkish Studies. 33/1: Abik, A. Deniz. Kutadgu Bilig ile Yunus Emre Divan ında ked > key Kelimesi Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme. I. Uluslararası Yunus Emre Sempozyumu Bildiri Kitabı (8-10 Ekim 2008). Haz. Necdet Sağlam; Öcal Oğuz; Naim Uzun. Aksaray Üniversitesi Yayınları. Aksaray: Ayazbekova, Aliyna. Kutadgu Bilig deki Birleşik Fiiller ile Karşılaştırılması. Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türkoloji Anabilim Dalı. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 460. Berbercan, Mehmet Turgut. Kür Kelimesi Üzerine Yapı ve Anlam Bilgisi Yönünden Görüşler. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi. 25: Böler, Tuncay. Kutadgu Bilig de Ahlaklılık, Soyluluk ve Seçkinlik İfade Eden Sözler. Turkish Studies. 4/3: Çavuşoğlu, Ali. Kıyafet İlmi ve Kutadgu Bilig'de Kıyafet İlmi/Fizyonomi İzleri. Bilimname. 17: Göksu, Erkan. Kutadgu Bilig e Göre Türk Savaş Sanatı. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. 2/6: Güneş, Cevriye Demir. Kutadgu Bilig de Yüz ve Etik İlişkisi. Türk Yurdu. 265: Hebibulla, Nebican. İctimaiy Tilşunaslık Nuktısıdın Kutadgu Bilik Üstide Deslepki İzdiniş. Sincang İctimaiy Penleri. 4: Karabeyoğlu, Adnan R. Div}nü Lug}ti t-türk ün Söz Varlığının Semantik Mukayesesi Üzerine. Akademik Araştırmalar Dergisi. 39: Karimov, Kajum (2009). Kadimgi Turkiy Til Lugati (X-XII asrlar): Devonu Lugoti-tturk, Kutadgu Bilig va Hibatu-l-hakoyik Asarlari. Toşkent: Mumtoz Söz Kaymaz, Zeki. Kutadgu Bilig Hakkında Türkiye de Yapılan Yayınlar Üzerine Bir Deneme. Turkish Studies. 4/3: Korkmaz, Feryal. Kutadgu Bilig de Ur- Fiili Üzerine. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. 41: Merhan, Aziz. Deskriptive Hilfsverben im Werk Kutadgu Bilig. XXX. Deutscher Orientalistentag Freiburg, September Hrsg. Rainer Brunner, Jens Peter Laut und Maurus Reinkowski. [Online Yayın] 471. Okay, Bülent. Lun Yü ve Kutadgu Bilig de Devlet Yönetimi. 38. ICANAS Bildirileri (2007). Doğubilim Çalışmaları. C. III. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları. Ankara: Portlakkaya, Talat. Bir Siyasetname Olarak Kutadgu Bilig in Türk Devlet Yönetimindeki Yeri ve Önemi. Dumlupınar Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Kamu Yönetimi Anabilim Dalı. Kütahya. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 473. Şeker, Fatih Mehmet. Tanrı Tasavvuru Açısından Kutadgu Bilig Nasıl Okunabilir? Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 37:

45 35 Erdem UÇAR 474. Taş, İbrahim. Kutadgu Bilig de Söz Yapımı. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları Üşenmez, Emek. Özbekistan Yazma Eserler Kütüphanesi. Uluslararası Sosyal Araştırmaları Dergisi. 6/2: Yavuz, Kemal. Yusuf Has Hacib ve Kutadgu Bilig. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. 36: Argunşah, Mustafa; Gülden Sağol Yüksekkaya; Özcan Tabaklar. Karahanlıca, Harezmce, Kıpçakca Dersleri. İstanbul: Kesit Yayınları Aydemir, Adem. Kutadgu Bilig ve Divanü Lugat-it Türk te Atasözleri ve Özdeyişler. Balıkesir: Liva Yayınları Baş, Münire Kevser. Kutadgu Bilig de Ölüm Anlayışı ve Ahiret İnancı. EKEV Akademi Dergisi. 42: Clark, Larry. The Turkic script and the Kutadgu Bilig. Turcology in Mainz. Ed. Hendrik Boeschoten and Julian Rentzsch. Harrassowitz Verlag. Wiesbaden: Çelik, Haydar Seçkin. Kutadgu Bilig de Halk-Devlet İlişkileri: Karşılaştırmalı Bir Bakış. Türk Dünyası Araştırmaları. 188: Çetin, Altan. Kutadgu Bilig de Türk Aile Kültüründe Bir Babanın Oğul İmajı ya da Süregiden Bellek/Kültür. Milli Folklor. 11/85: Dinar, Talat. Kül Tigin Abidesi ve Kutadgu Bilig deki Ortak Fiillerin Tamlayıcı İlişkisi Açısından İncelenmesi. Turkish Studies. 5/3: Gönen, Sinan. Kutadgu Bilig den Bir Pencere Aralayabilmek. Erciyes Aylık Fikir ve Sanat Dergisi. 386: Önler, Zafer. Karahanlı Dönemi Metinlerinde İnançla İlgili Türkçe Terimler. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi. 16: Parlak, Hatice. Artgönderim Unsurlarından Gönderge Yinelenmesinin Kutadgu Bilig deki Kahramanlar Açısından Değerlendirilmesi. Dil Araştırmaları. 7: Parlak, Hatice. Metindilbilimsel Açıdan Kutadgu Bilig in İncelenmesi. Türk Kültürü Araştırmaları Dergisi. 2010/2: Sadıkov, Kasımcan. Kutadgu Bilig de Gök Bilimiyle İlgili Tespitler. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi. 42: Sadıkov, Kosimcon. Kutadgu Biligniŋ Uygur Yozuvlı Hirot Nushasi. Toşkent: Toşkent Davlat Şarkşunoslık Instituti Savaran, Hülya. Kutadgu Bilig de Tanrı ve Özellikleri. İstanbul: Roza Yayınevi Şeker, Fatih Mehmet. Kutadgu Bilig Tasavvufî Açıdan Nasıl Okunabilir? İslam Araştırmaları Dergisi. 24: Şeker, Fatih Mehmet. Mistik Bir Coğrafyanın Rasyonelleşme/İslamlaşma Süreci Açısından Kutadgu Bilig Nasıl Okunabilir? Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi. 18: Ünal, Orçun. Kutadgu Bilig de Geçen Yaŋsaguçı Kelimesi Üzerine. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi. 28: Üşenmez, Emek. Karahanlı Türkçesinin Sözlüğü. İstanbul: Doğu Kitabevi.

46 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Vural, Hanifi. Kutadgu Bilig de Dilin Felsefesine Dair Unsurlar. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. 43: Yüsüp Has Hajip. Kutadgu Biliktin Ünçiler 1. Qeşqer: Qeşqer Uygur Neşriyati Zal, Ünal. Kutadgu Bilig ve Makalat taki Bazı Ortak Temel Kavramlar Üzerine. Doğumunun 800. Yılında Hacı Bektaşi Veli. Ed. Filiz Kılıç. Ankara: Abik, Deniz. Kutadgu Bilig in Mısır Nüshasında İki Yazım Özelliği. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Adalıoğlu, Hasan Hüseyin. Bir Siyasetname Olarak Kutadgu Bilig. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Akar, Hasan. Kutadgu Bilig üzerine Bazı Düşünceler. Yesevi. 212: Argunşah, Mustafa. Karahanlı Türkçesindeki Emir Ekleri Üzerine. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Arslan, Mahmut. Dünya ve Batı Edebiyatı Karşısında Kutadgu Bilig. Sosyoloji Dergisi. 22: Awgaliy, Erkin. Türkler Çinlilere Neden Tabgaç Derler. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Aydın, Mehmet. Kutadgu Bilig deki Ay-, Ayıt-, Sözle- ve Ti- Fiilleri Bağlamında Eş Anlamlılık Sorunu. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Bayar, O. Cemal. Kutadgu Bilig de Âyet ve Hadisler. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Bilimler Dergisi. 1/1: Bayat, Fuzuli. Kutadgu Bilig de Orta Çağ Dünya Modeli. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Bıçak, Ayhan. Kutadgu Bilig in Teorik Yapısı. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Corga, Ezgi. Kutadgu Bilig de Addan Türemiş Eylemlerin Sözcüksel Görünüşlerinin İncelenmesi. Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Türk Dili Bilim Dalı. Eskişehir. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 509. Çot, Döner. Kutadgu Bilig de Mitoloji. Pamukkale Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Halk Bilim (Folklor) Bilim Dalı. Denizli. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 510. Demirbilek, Salih. Türklerde Kut Kavramı (Kutadgu Bilig Merkezli). Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Dönmez, Özlem Demirel. Divanü Lügat it-türk ve Kutadgu Bilig de Geçen İntikam Kelimeleri. Acta Turcica. 5:

47 37 Erdem UÇAR 512. Duman, Musa. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri Kutadgu Bilig Bildirileri (26-27 Ekim 2009). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları Eraslan, Kemal. Toplum Bilimci Olarak Yusuf Has Hacib. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Erdal, Marcel. Kutadgu Bilig Metni. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Ersoy, Fevzi. Kutadgu Bilig in Çuvaşçaya Aktarılan Beyitleri. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Erten, Münir. Kutadgu Bilig ve Diğer Orta Türkçe Metinlerde Utru Kelimesinin Kullanımları Üzerine. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Güner, Galip. Kutadgu Bilig de Geçen Simiş Kelimesi Üzerine Düşünceler. Turkish Studies. 6/2: Hamraeva, Dilaram. Kutadgu Bilig de Uzlet. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Hunkan, Ömer Soner. Kutadgu Bilig in Yazıldığı ortam: Turan ve İran Rekabeti. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: İmin, Tursuncan. Fu-Le-Zhi-Hui : Hui-Hu-Wen-He-La-Te-Chao-Ben-Yan-Jiu. [Kutadgu Bilig in Uygur Harfli Herat Nüshası Hakkında Tetkikat] Zhong-Yang-Min-Zu-Da-Xue. [Merkezi Milletler Üniversitesi, Uygur Dili ve Edebiyatı Fakültesi]. Pekin. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] 521. İmin, Tursuncan. Çin de Kutadgu Bilig Araştırmaları. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: İncetahtacı, Nur. Kutadgu Bilig deki Alıntı Sözlerin İncelemesi. Gaziantep Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Gaziantep. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 523. Kaçalin, Mustafa S. Kutadgu Bilig de Bilge. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Karagöz, İlknur. Kutadgu Bilig in Sözvarlığındaki (Bazı) Hapax Legomenon (Tek Kullanımlık)lar. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Karahan, Akartürk. Kaşgarlı Mahmut ve Yusuf Has Hacib in Eserlerinden Hareketle Karahanlı Devleti Siyasi Üslubuna Bir Bakış. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara:

48 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Karahan, Leyla. Kutadgu Bilig in Fergana Nüshasındaki Satıraltı Notlara Dair. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Kartallıoğlu, Yavuz. Kutadgu Bilig teki Uzunluklar. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Kasiyeva, Adia. Kutadgu Bilig de Baş ile İlgili Metaforların Leksik-Semantik İncelenmesi ve Bunların Türkçe ve İngilizceye Çevirileri. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Kasiyeva, Adia. Stylistic Devices in the Kutadgu Bilig and the Adequacy of their Translation into English (On the Material of English Translation Made by W. May). 38. ICANAS Bildirileri (2007). Dilbilim, Dilbilgisi ve Dil Eğitimi. C. IV. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları. Ankara: Kaya, Ceval. Kutadgu Bilig den Kaynaklanan Okan Adı Hakkında. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Köroğlu, Ayşe Yıldız. Kutadgu Bilig de İsim Tamlamalarının İncelenmesi. Gaziantep Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Gaziantep. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 532. Kulzhanova, Bahıtgül Rayhankızı. Kutadgu Bilig in Esas Aldığı Kaynaklar. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Kulzhanova, Bakıtgul. Dede Korkud Öğütleriyle Kutadgu Bilig Benzerliği. Dede Korkut ve Geçmişten Geleceğe Türk Destanları Uluslararası Sempozyumu. Ed. Yılmaz YEŞİL. Ankara: Küçüker, Metehan. Kutadgu Bilig de Geçen Muhasebe Terimlerinin Günümüz Muhasebe Terminolojisi Açısından Analizi. Sakarya Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı. Muhasebe Finansman Bilim Dalı. Sakarya. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 535. Mahdum, Abid Nazar. Kutadgu Bilig de Vezin ve Kafiye Kullanımı Üzerine. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Merhan, Aziz. Kutadgu Bilig de Yeterlilik Eylemleri. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Ölmez, Mehmet. Kutadgu Bilig in Sözvarlığı ve Adakşu Birlikte, Beraber, Yanyana Üzerine. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Ölmez, Zuhal. Karahanlı Türkçesi nin Dil Bilgisi Üzerine Notlar. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Önler, Zafer. Kutadgu Bilig de Toplumsal Kabul ve Geleneklerden Yansımalar. 38. ICANAS Bildirileri (2007). Dilbilim, Dilbilgisi ve Dil Eğitimi. C. IV. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları. Ankara:

49 39 Erdem UÇAR 540. Öz, Şaban. Kutadgu Bilig de Türk Cihan H}kimiyeti Düşüncesi. Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi. 1/1: Özçelik, Saadettin. Kutadgu Bilig ve Dede Korkut ta Ortak Bir Kelime ve Dizinlerde İşlenişi Üzerine. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Özkan, Nevzat. Kutadgu Bilig den Günümüze Türkçe Kelimelerde Anlam Olayları. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Öztürk, Rıdvan. Kutadgu Bilig de Geçen Bayat Kelimesinin Anlamı ve Kavram Alanı. Dil Araştırmaları. 9: Sartekin, Eziz Atawulla. Yüsüf Has Hajib: Kutadgu Biliktin Cewherler. Ürümçi: Şinjang Güzel Senetfot Süret Neşriyati Savaş, Rıza. Kutatgu Bilig de Hz. Muhammed. Kültür Coğrafyamızda Hz. Muhammed: Uluslararası Sempozyum (Orta Asya, Kafkasya ve Balkanlar,(7-8 Mart 2009). Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları. Adapazarı-Sakarya. C. I: Sertkaya, Ayşegül. Kutadgu Bilig in İngilizce Çevirileri. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Sugahara, Mutsumi. Kutadgu Bilig in Herat (Viyana) Nüshası ve XV. Yüzyıl Türk Dili. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Şeker, Mehmet Fatih. Türk Düşünce Tarihi Açısından Kutadgu Bilig. İstanbul: Derg}h Yayınları Şen, Serkan. Kutadgu Bilig de Geçen çomak Müslüman Sözü Üzerine. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Tabaklar, Özcan. Kutadgu Bilig İndeksi nde Bazı Düzeltme Önerileri. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Taş, İbrahim. Kutadgu Bilig de İndeks te Yer Almayan İki Sözcük Üzerine. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Taş, İbrahim. Ögdülmiş ve Odgurmış ın Dünya Görüşünde Öne Çıkan İyelik Sorunu. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Tezcan, Semih. Kutadgu Bilig de Yeni Düzeltmeler. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Tilavov, Abdumurad. Özbekistan da Kutadgu Bilig Çalışmaları. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Tor, Gülseren. Yusuf Has Hacib in Gözüyle Kızlar ve Kadınlar. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara:

50 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Turan, Fikret. Kutadgu Bilig de Sunulan Dünya Görüşünün Kaynakları. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Türk, Vahit. Orhun Yazıtlarından Kutadgu Bilig e. Türk Yurdu. 283: Üşenmez, Emek. Kutadgu Bilig (Nemengan/Fergana/Özbekistan) Nüshası. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Vardar, Kadriye Figen. Kutadgu Bilig de Yer Alan Renk Kavramları. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Yakup, Abdurishid. Kutadgu Bilig den Satır Arası Kur an Çevirisine: Karahanlı Türkçesinin Söz Varlığının Art Zamanlı Yansımaları Üzerine Bazı Notlar. İngilizceden Çeviren: Erdem Uçar. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Yavuz, Kemal. Yusuf Has Hacib ve Kutadgu Bilig Üzerine Bazı Dikkatler. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Yaylagül, Özen. Kutadgu Bilig deki Odgurmış-Ögdülmiş Söylemlerinin Pragmatik Gücü. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Yıldızlı, Muhammed Emin. Kutadgu Bilig de Dünya Metaforu. Hacettepe Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Türk Dili Bilim Dalı. Ankara. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 564. Zeidi, Mahmud. Kutadgu Bilik Nüshiliridiki Perkler Hem Hazirki Zaman Uygurçe Nezmiy Yeşmisi. Til ve Tercime. 1: Zieme, Peter. Kutadgu Bilig de Yazıl- Fiili İle Şekillenmiş Deyimler Hakkında. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri. Kutadgu Bilig Bildirileri (26 27 Ekim 2009). Haz. Musa Duman. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Alıcı, Mustafa. Kutadgu Bilig de Dini Öğeler. Gaziosmanpaşa Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Tarih Anabilim Dalı. Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı. Tokat. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 567. Alkayış, Muhammet Fatih. Bir Kitap Arkası Sözlük Çevirisi: Kutadgu Bilig. Turkish Studies. 7/4: Arslan, Akif. Kutadgu Bilig de Dinleme ve Konuşma Becerisine İlişkin Sözler. Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi. 7: Aydemir, Adem. Kutadgu Bilig ve Divanü Lûgat-it-Türk e Göre Saç-Sakal Kültürü Üzerine. Turkish Studies. 7/3: Aydemir, Adem. Kutadgu Bilig de Geçen Çok Sözcüğü. Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi. 33: Biçer, Nurşat. Kutadgu Bilig deki Farsça Kelimeler Üzerine. III. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Kongresi Bildiriler Kitabı. C. 2. İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları. İstanbul:

51 41 Erdem UÇAR 572. Can, Ahmet Vecdi; Selahattin Karapınar; Metehan Küçüker. Kutadgu Bilig de Muhasebe, Ticari Hayat ve Etik İle İlgili Beyitler ve Güncel Yorumu. Muhasebe ve Finans Tarihi Araştırmaları Dergisi. 2: Çavuşoğlu, Ali. Kutadgu Bilig in Üç Boyutu ve Toplum Sınıflandırması. Turan-Sam Uluslararası Bilimsel Hakemli Mevsimlik Dergisi. 4/13: Çelik, Neslihan. Kültür Taşıyıcısı Olarak Kutadgu Bilig ve Âd}b-I Mu}şeret. IV. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Bildirileri (22-24 Aralık 2011 Muğla). Ankara: Demirtaş, Ahmet. Kutadgu Bilig de Yorı- Fiili Üzerine. Turkish Studies. 7/4: Emiroğlu, Selim. Kutadgu Bilig de Çocuk Eğitimi. Turkish Studies. 7/1: Görüşük, Levent. Doğu ve Batı Siyasal Kültüründe Devlet ve Siyaset Algısı: Kutadgu Bilig-Prens. Cumhuriyet Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Kamu Yönetimi Anabilim Dalı. Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı. Sivas. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 578. Karabeyoğlu, Adnan Rüştü; Asu Ersoy. Kültürel Kavramlaştırma ve Kutadgu Bilig de Kuş Tasvirleri. Turkish Studies. 7/2: Koca, Salim. Kutadgu Bilig de Hükümdar, Vezir ve Sûfî Tiplerinin Tanıtılmasında ve Bu Tiplerin Temsil Ettikleri Fikirlerin Açıklanmasında Metaforların Rolü. Gazi Türkiyat. 10: Koç, Bilal. Türk Devleti nde Akıl: Kutadgu Bilig ve Babürn}me. Tarih Araştırmaları Dergisi. 31/52: Kulzhanova, Bakytgül. Kutadgu Bilig Esas Alan Kaynaklar. Turan-Sam Uluslararası Bilimsel Hakemli Mevsimlik Dergisi. 4/14: Merhan, Aziz. Kutadgu Bilig de Betimleyici Eylemler. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. 5/21: Osman, Hayratcan. Uygur Klassik Edebiyat Tarihi. Ürümçi: Şincang Ünivirsititi Neşriyati Özbek, Emel (2011). Kutadgu Bilig Sözlüğünün Ters Dizimi. Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Erzurum. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Seminer Çalışması] 585. Sarı, Mustafa. Nüsha Farkı mı Dilde Değişme mi? 2. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Sempozyumu (Dil ve Üslûp İncelemeleri). (19-21 Ekim 2011). 2. Cilt. Ed. Vedat Kartalcık; Kamile Çetin. Isparta: Sarı, Selcen Koca. Kutadgu Bilig de Metafor. Gazi Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Türk Dili Bilim Dalı. Ankara. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 587. Sartikin, Eziz Etaulla. Kutadgu Bilig Önçileri. Urumçi: İrpan Stebleva, Iya Vasilyevna. Tyurkskya Poetika: Etapı Razvitiya VIII-XX vv. Moskva: Izdatyel skaya Firma Vostoçnaya Literatura RAN Tekşan, Keziban. Türkçe Dersi Değerler Eğitiminde Kutadgu Bilig in Kullanımı. Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi. 13/3: Uçar, Erdem. Kutadgu Bilig in Kahire Nüshası Üzerine Notlar I. Turkish Studies. 7/3:

52 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Uçar, İlhan. Kutadgu Bilig de Beden Dili. Turkish Studies. 7/4: Ünlü, Suat. Karahanlı Türkçesi Sözlüğü. Konya: Eğitim Akademi Yayınevi Yavuz, Kemal. H}cib Böyle Dedi: Kutadgu Bilig den Seçmeler. İstanbul: Mostar Yayınları Yüsüp Has Hajip. Kutadgu Biliktin Ünçiler 2. Qeşqer: Qeşqer Uygur Neşriyati Adalıoğlu, Hasan Hüseyin. Bir Siyasetname Olarak Kutadgu Bilig. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi. 34: Ağca, Ferruh. Kutadgu Bilig ve Dili Hakkında. Yeni Türkiye. Türkçe Özel Sayısı. 55: Akyol, Aygün. Kutadgu Bilig de Ahlak ve Siyaset. Ankara: Araştırma Yayınları Aydemir, Adem. Kutadgu Bilig ve Divanü Lugati t Türk te Kuşlar. The Journal of Academic Social Science Studies. 6/1: Aydemir, Özgür Kasım. Kutadgu Bilig in Dilinde Bilgi Kavramı ve İşlevi. Turkish Studies. 8/1: Batur, Zekeriya; İsmail Gölcü. Kutadgu Bilig de Anlatımı Güçlendiren Materyaller: İkna Etme Teknikleri. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi. 17/2: Berbercan, Mehmet Turgut. Kutadgu Bilig de Fiillerin Çok Anlamlı Yapısına Genel Bir Bakış. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. 6/24: Biçer, Ramazan; Osman Sezgin. Kutadgu Bilig de Tanrı ve Nitelikleri. VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı C. 1. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Bozkırlı, Kürşad Çağrı. Prof. Dr. Kemal Yavuz ve H}cip Böyle Dedi Kutadgu Bilig den Seçmeler Adlı Eseri Üzerine. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi. 2/2: (Tanıtma) 604. Çetin, Özer. Kültürel Din Psikolojisi Açısından Geçiş Dönemi Rüyaları: Kutadgu Bilig Örneği. Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 15: Çolak, Veysel. Kutadgu Bilig den Bu Yana Türk Edebiyatında Şiir Eleştirisi. Varlık. 1267: Dönmez, Süleyman. Kutadgu Bilig te Metaforik Dil ve Kut Felsefesi. Felsefe Dünyası. 58: Gözlü, Emel Kaya. Kutadgu Bilig de Dağ ile İlgili Deyim ve Deyişler. XXV. Uluslararası KIBATEK Edebiyat Sempozyumu (30 Ekim-3 Kasım 2013 Alanya-Türkiye). Uluslararası Edebiyatta Dağ Sempozyumu Bildiriler Kitabı. Ankara: Güner, Galip. Karahanlı Dönemi Türkçesi. Yeni Türkiye (Türkçe Özel Sayısı). 55: Gürel, Rabia Betül. Kutadgu Bilig de Dörtlükler. İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Eski Türk Dili Bilim Dalı. İstanbul. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 610. İmin, Tursuncan. Kutadgu Biligniŋ Kadimki Uygur Yazıkdıki Herat Nüshası Tugrısıda. Şincan İçtimayi Penler Tetkikatı. 3: İpekdal, Adnan. Mesnevilerde Aile ve Çocuk: Kutadgu Bilig, Leyla vü Mecnun, Pentname, Hüsn ü Aşk, Hayriye, Lütfiye. Ondokuz Mayıs Üniversitesi. Sosyal Bilimler

53 43 Erdem UÇAR Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Samsun. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 612. Jüsüp Balasaguni. Kutadgu Bilig: Namangan Nuskasynıŋ Keri Alfavitti Jiilik Almatı: Arıs Jüsüp Has Ajip. Kut Daarıtar Bilim (Kutadgu Bilik). Kotorgon: Turganbay Kılıçbek Uulu; Noruz Üsönalı Uulu. Ürümçü: Şincang El Basması Karaca, Nesrin. İnsan Felsefesi Temellendirilmesinde Varlık Koşullarından Bilgi Fenomeni ve Kutadgu Bilig. VIII. Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayı Bildirileri (25-28 Eylül 2013 Tiran). Ankara: Karataş, Mustafa. Doğu Türkistan, Kutadgu Bilig ve Adalet. Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi. 317: Kasiyeva, Aida. Kutadgu Bilig de Metaforlar Üzerine Bilgiler. VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı C. IV. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Kobya, Elif Şebnem. Kutadgu Bilig de Yiyecek ve İçecek Adları. Turkish Studies. 8/8: Koca, Salim. Kutadgu Bilig de Hükümdar, Vezir ve Sûfî Tipleri nin Tanıtılmasında ve Bu Tiplerin Temsil Ettikleri Fikirlerin Açıklanmasında Metaforların Rolü. II. Uluslararası Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Sempozyumu Selçuklularda Bilim ve Düşünce (19-21 Ekim 2011 Konya) C. II: Koçak, Kürşat. Türk Kültür Tarihinin Bin Yıllık Başyapıtı: Kutadgu Bilig den Bugüne Ulaşan Gelenekler. Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi. 4/13: Mehmetali, Nurcemal. Kutadgu Bilig in Sözvarlığı Açısından Açıklamalı Sözlüğü. Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Eski Türk Dili Bilim Dalı. İstanbul. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 621. Nalbant, Mehmet Vefa. Eski Türk Mektuplaşma Geleneği Üzerine Kutadgu Bilig Açısından Bir Değerlendirme. Modern Türklük Bilgisi Araştırmaları Dergisi. 10/3: Nalbant, Mehmet Vefa. Türklerde Evren Tasarımı Bakımından Kutadgu Bilig de Geçen Ewren Tuçı İbaresi Üzerine Değerlendirmeler. VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Türk Dil Kurumu yayınları. Ankara: Önler, Zafer. Karahanlı Türkçesinde Addan Yüklem. VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı C. IV. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Sarı, Mustafa. Karahanlı Türkçesinde Çok Türlü Bir Sözcük: Adın. VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı C. IV. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara: Taş, İsmail. The Problem of Good in Kutadgu Bilig. Bilig. 67: Temizyürek, Fahri. Kutadgu Bilig in Türkçe Öğretimi Açısından Önemi. Yeni Türkiye. Türkçe Özel Sayısı. 55: Yaylagül, Özen. Kutadgu Bilig deki Edimsöz Edimleri. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 13: Yusuf Has Hacib. İslamî Dönem Türk Edebiyatının ilk Eseri: Kutadgu Bilig. Nemengan/Fergana Özbekistan Nüshası. Tıpkıbasım. Haz. Emek Üşenmez. İstanbul: Akademik Kitaplar Yusuf Has Hajib. Kutadgu Bilik (Pergane Nushisiniŋ Metini). Neşrge Teyyarliguçi: Mirsultan Osman. Ürümçi: Şinjang Uniwersiteti Neşriyati.

54 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Yüsüp Has Hajip. Kutadgu Biliktin Ünçiler 3. Keşqer: Keşqer Uygur Neşriyati Yüsüp Has Hajip. Kutadgu Biliktin Ünçiler 4. Keşqer: Keşqer Uygur Neşriyati Zengin, Aslı. Karahanlı Türkçesinde Kelime Grupları. İstanbul Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. İstanbul. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] Akıncı, Mehmet. Türk Siyasal Düşüncesinin İnşasında Kutadgu Bilig in Yeri: Kutadgu Bilig de İktidar, Siyaset ve Toplum. Tozlu Raflardan Günümüze Kutadgu Bilig: Siyaset ve Yönetim. [Haz.] Mehmet Akıncı. Nobel Yayın Dağıtım. Ankara: Aslan, Birsel Oruç. Kutadgu Bilig'de Geçen Kızıl Til ve Kara Baş Kavramlarının Anlamlandırılması. Prof. Dr. Mehmet Özmen Armağanı. Ed. Nurettin Demir; Faruk Yıldırım. Ankara: Aydemir, Özgür Kasım. Kutadgu Bilig de Dile Gelen İktidar. Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi: Gönül Sultanları Buluşması (26-28 Mayıs 2014) Bildiriler. C. III: Aydın, Nalan. Kutadgu Bilig deki Gerundiumların Yapı ve İşlev Bakımından İncelenmesi. Celal Bayar Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı. Manisa. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 637. Bayraktar, Fatma Sibel. Kutadgu Bilig de Üçlemeler, Dörtlemeler ve Beşlemeler. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi. 3/2: Demirel, Demokaan. Kutadgu Bilig de Devlet Yönetimi. Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi. 6/1: Demirel, Şengül. Kutadgu Bilig ve Hidopadeşa da Devlet Yönetimi. Kutadgubilig: Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi. 25: Doygun, Meryem. Kutadgu Bilig de Hükümdar ve Komutan Özellikleri Açısından Al}eddin Keykubad-Selahaddin Eyyûbî-Baybars ın Değerlendirilmesi. Gazi Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Tarih Anabilim Dalı. Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı. Ankara. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 641. Duman, Tayyip; Yücel Gelişli. Kutadgu Bilig de İnsan, Aile ve Çocuk Anlayışı. 12. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi (30 Ağustos 06 Eylül 2014, Kazan Tataristan (Rusya Federasyonu). C. 1: Türk Dünyası nda Kültürel Ve Ekonomik İşbirliği Kongre Bildirileri. İstanbul: Elmalı, Murat. Kutadgu Bilig de Dil Olgusu ve Dilsel Belirlemecilik. Turkish Studies. 9/9: İmin, Tursuncan. Kutadgu Biligniŋ Herat Nüshası Bilen Bir Devrde Yazılgan Kadimki Uygur Yazıkdıki Eserler. Şincan İçtimayi Penler Tetkikatı. 132/3: Kara, Ömer Tuğrul; Mesut Gün. Kutadgu Bilig ve Div}nü Lügati t-türk te Oyunla İlgili Kavramlar ve Terimler. International Journal of Language Academy. 2/4: Karahan, Akartürk. Karahanlı Türkçesi Yazı Dili Hangi Lehçeye Dayanıyordu? Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi. 3/2: Kocatürk, Emine Damla. Kırgız Türkçesiyle Kutadgu Bilig: Kuttuu Bilim (Metin- Aktarma-Kavram Alanı). Pamukkale Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Yeni Türk Dili Bilim Dalı. Denizli. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi]

55 45 Erdem UÇAR 647. Ölmez, Zuhal. Kutadgu Bilig in Mısır Nüshasının Yazım ve Dil Özelliklerine Göre Değerlendirilmesi. VIII. Milletlerarası Türkoloji Kongresi (30 Eylül-4 Ekim 2013). Bildiri Kitabı. Haz. Mustafa Özkan; Enfel Doğan. İstanbul Üniversitesi Yayınları. İstanbul: Önder, Önder. Kutadgu Bilig de İdari Teşkilatlanma. Tozlu Raflardan Günümüze Kutadgu Bilig: Siyaset ve Yönetim. [Haz.] Mehmet Akıncı. Nobel Yayın Dağıtım. Ankara: Özçınar, Mehmet Faruk. Anlamsızlık Çağında Yöneticiler ve Kutadgu Bilig. Tozlu Raflardan Günümüze Kutadgu Bilig: Siyaset ve Yönetim. [Haz.] Mehmet Akıncı. Nobel Yayın Dağıtım. Ankara: Özmen, Ahmet. Kutadgu Bilig de Yöneten-Yönetilen İlişkileri. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 41: Özmen, Alper. Kutadgu Bilig de Yönetim Kültürü. Tozlu Raflardan Günümüze Kutadgu Bilig: Siyaset ve Yönetim. [Haz.] Mehmet Akıncı. Nobel Yayın Dağıtım. Ankara: Sarıkaya, Mehmet Zakir. Kutadgu Bilig e Göre Türklerde Bey. Sakarya Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Tarih Anabilim Dalı. Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı. Sakarya. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 653. Şakacı, Bilge Kağan. Gönül-Akıl-Bilgi Üçgeninde İnsan Çevre İlişkilerinde Kutadgu Bilig. Tozlu Raflardan Günümüze Kutadgu Bilig: Siyaset ve Yönetim. [Haz.] Mehmet Akıncı. Nobel Yayın Dağıtım. Ankara: Türk, Vahit; Uluhan Özalan. Kutadgu Bilg deki sanı Edatı Üzerine. Bilig. 71: Yasin, Yusufcan. Uygur Özerk Bölgesi nde Kutadgu Bilig Araştırmaları-I. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Araştırmaları Dergisi. 35: Yusuf Has Hacib. İslamî Dönem Türk Edebiyatının ilk Eseri: Kutadgu Bilig. Herat (Viyana-Avusturya) Nüshası. Tıpkıbasım. Haz. Emek Üşenmez. İstanbul: Akademik Kitaplar Yusuf Has Hacib. İslamî Dönem Türk Edebiyatının ilk Eseri: Kutadgu Bilig. Kahire Nüshası. Tıpkıbasım. Haz. Emek Üşenmez; Erdem Uçar. İstanbul: Akademik Kitaplar Ağayev, Yusuf. Yusuf Balasagunlu nun Kutadgu Bilig İnde Harp Sanatı. İrs Edebiyat. 2/14: Albayrak, Fatma; Nilüfer Serin. Kutadgu Bilig ve M}rifetn}me de Kadın Algısı. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. VIII/37: Bozkırlı, Kürşad Çağrı. Kutadgu Bilig'deki Eğitsel Ögelerin Tespiti ve Bu Ögelere Yönelik Türkçe Öğretmeni Adaylarının Görüşlerinin İncelenmesi. Atatürk Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı. Erzurum. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] 661. Çakıcı, Sümeyye. Kutadgu Bilig de Mutluluk İle Ahlak İlişkisi (Psikososyal Bir Analiz). Eskişehir Osmangazi Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı. Eskişehir. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 662. Doygun, Meryem. Tarihi Şahitlikle Kutadgu Bilig de Vezir Vasıfları Üzerine Bir Değerlendirme. Current Research in Social Sciences. 1/2: Eker, Özge. Kutagu Bilig Dizini. Niğde Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Niğde. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi]

56 Kutadgu Bilig in Kronolojik Kaynakçası ( ) [Tekmilleştirilmiş Versiyon] Gedik, Şahabettin. Ḳutadġu Bilig in Kahire Nüshası [1b-98a] (İnceleme-Metin-Dizin- Tıpkıbasım). Marmara Üniversitesi. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Türk Dili Bilim Dalı. İstanbul. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] 665. Gökçe, Faruk. Kutadgu Bilig de Kör- Görmek : Çok Anlamlılık, Metafor ve Gramerleşme. Türkbilig. 25: Gönç, Mesut. Kutadgu Bilig in Yazma Becerisi Açısından İncelenmesi. Atatürk Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı. Türkçe Eğitimi Bilim Dalı. Erzurum. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 667. Gümüşkılıç, Mehmet. Kutadgu Bilig de Cenab-ı Hakk ın İsimleri. 2. İslami Türk Edebiyatı Sempozyumu. Ed. Hasan Gökçe. Kaynak Yayınları. İzmir: Kaya, Fatih. Kutadgu Bilig e Göre Liderlik Eğitimi. İnönü Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü. İlköğretim Anabilim Dalı. Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bilim Dalı. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi 669. Kulaliyeva, Kaliya. Manas Eposu Menen Cusup Balasagındın Kutadgu Bilig Dastanında Adam Ukugu Cana Adam Adebi Maselelerinin Çagıldırılışı. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi. 4/1: Nalbant, Mehmet Vefa. Karahanlı Türkçesinde Farklı Bir Cümle Türü: Kim(se)siz Ol lu Cümleler. Türkbilig. 25: Ölker, Gökhan. Kutadgu Bilig in Fergana Nüshasındaki Satır Altı Notlar Üzerine. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Araştırmaları Dergisi. 37: Sev, İ. Gülsel. Kutadgu Bilig de Munu Gösterme Edatı. Türük: Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi. 5: Sugahara, Mitsumi. A Middle Turkic qaṣīda in the Uyghur Script. Area and Culture Studies. 91: Toprak, Funda. Karahanlı Türkçesinde İsimden Fiil Yapan +La Eki ve Fonksiyonları. XI. Millî Türkoloji Kongresi Bildirileri (11-13 Kasım 2014). Haz. Azmi Bilgin. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları. İstanbul: Toprak, Funda. Kutadgu Bilig de Pekiştirme Fiili Olarak Kör-. X. Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayı Bildirileri (28 Eylül-1 Ekim 2015, Saraybosna). Ankara: Uysal, İdris Nebi. Kutadgu Bilig deki Tuşı Çekim Edatı Üzerine. Erdem. 69: Vursun, Pınar. Ḳutadġu Bilig in Kahire Nüshası [98b-196b] (İnceleme-Metin-Dizin- Tıpkıbasım). Marmara Üniversitesi. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Türk Dili Bilim Dalı. İstanbul. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] 678. Yusuf Has Hacib. Kutadgu Bilig A Viyana Nüshası (Wien, ÖNB, Cod. A. F. 13). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları Yusuf Has Hacib. Kutadgu Bilig B Fergana Nüshası (Taşkent Davlat Şarkşünaslik İnstituti Huzuridegi Abu Rayhan Beruniy Namli Şark kolyazmaleri Merkezi nr.). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları Yusuf Has Hacib. Kutadgu Bilig C Kahire Nüshası (Dāru l-kutub va l-vasāiḳi l-kavmiyya taṣavvuf turkī 168 nr.). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları Yusuf Has Hacib. Kutadgu Bilig. Çev. Ayşegül Çakan. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

57 47 Erdem UÇAR 682. Zengin, Aslı. Karahanlı Türkçesinde İyelik Ekli Kısaltma Grupları Üzerine. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. 52: Kalmaz, Turgut Hatice. Kutadgu Bilig de Tanrı ve Ahlak İlişkisi. Atatürk Üniversitesi. İlahiyat Fakültesi. Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Din Felsefesi Bilim Dalı. Erzurum. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 684. Karahüseyinoğlu, Yasemin. Kutadgu Bilig de Mutluluk. Necmettin Erbakan Üniversitesi. Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı. İsl}m Felsefesi Bilim Dalı. Konya. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi] 685. Kök, Abdullah. Kutadgu Bilig de Ağız Sözcüğü ile Oluşturulan Aktarmalar. Türk Dünyası Araştırmaları. 220: Nugteren, Hans; Marti Roos. On Turkic os-, osna-, osmak and osuglug. Eine hundertblättrige Tulpe-Bir ṣadbarg lāla: Festgabe für Claus Schönig. Hg. Ingeborg Hauenschild; Matthias Kappler; Barbara Kellner-Heinkele. Klaus Schwarz Verlag. Berlin: Yanık, Erdal. Mutluluk Ahlakı ve Kutadgu Bilig. Atatürk Üniversitesi. İlahiyat Fakültesi. Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Felsefe Tarihi Bilim Dalı. Erzurum. [Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi]

58 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 TÜRK DÜNYASINDA ORTAK BİR TEMA: GÜL İLE BÜLBÜL 1 Hırkatî, Salâhî, Rifâî, Kara Fazlî, İznikli Bekâyî de Gül ile Bülbül Temasının Karşılaştırılması A Common Theme In Turkic World: Rose And Nightingale The Comparative That Is ThemeOf The Rose And Nightingale In The Hırkati, Salahi, Rifai, Kara Fazli and İznikli Bekayi Fatih BAKIRCI Özet Gül ile bülbül arasında yaşandığı hayal edilen alegorik aşk, Doğu ve Batı edebiyatlarında karşılaşılan ortak bir temadır. Türk edebiyatında ise Fars edebiyatının etkisiyle XIII. yüzyıldan itibaren müstakil olarak görülmeye başlanan bu tema, Türk dünyası ve kültürü için son derece önemli olan Doğu Türkçesi (Çağatay Türkçesi) ve Batı Türkçesi (Osmanlı Türkçesi) gibi iki ayrı yazı dilinin etkin olduğu Orta Asya ve Anadolu coğrafyalarında ortak bir edebî motif olarak işlenmiştir. Mevlana, Rifâî, Kara Fazlî, İznikli Bekâyî, Ömer Fuadî, Birrî Mehmed Dede Batı Türkçesiyle; Niyazî, Gazi Giray Han, Molla Gurbetî, Hırkatî, Muhammed Ebu Salâhî, Molla Elem Şehryarî, Abdurrahim Otuz İmenî gibi şair ve yazarlar ise Doğu Türkçesiyle gül ile bülbül temalı eserler kaleme almışlardır. Ancak her iki Türklük sahasında da karşımıza çıkan bu ortak tema olay örgüsü, kahramanlar, konunun işlenişi bakımından önemli farklılıklar göstermektedir. Bu makalede öncelikle şimdiye kadar üzerinde çok fazla durulmayan Doğu Türklük (Orta Asya) sahasında kaleme alınan gül ile bülbül temalı eserler sıralanmış; ikinci olarak iki ayrı sahada yazılan bu eserler olay örgüsü, kahramanlar, konunun işlenişi bakımından karşılaştırılıp benzer ve farklı yönleri ve bunların sebepleri üzerinde durulmuştur. Böylece genellikle çalışmalarda Batı Türklük sahası (Anadolu veya Osmanlı) merkezli olarak değerlendirilen konu, Doğu Türklük sahasında yazılan eserlerle birlikte ele alınarak Türk dünyasında ortak bir tema olan gül ile bülbül bir bütün hâlinde değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler:Gül, bülbül, Türk dünyası, Hırkatî, Salâhî, Rifâî, Kara Fazlî, İznikli Bekâyî Abstract Allegoric love imagined to be experienced between the rose and nightingale is a common theme seen in the Eastern and Western literatures. In Turkish literature, this theme that has begun to be seen independently as of 13 th century with the impact of the Persian literature had been used as a common literary motif within the Central Asian and Anatolian (Ottoman) geographies where the two separate written languages as the Eastern 1 Bu makale Haziran 2014 tarihinde gerçekleştirilen III. Uluslararası Türkoloji Kongresi Polonya-Türkiye İlişkilerinin 600. Yıl Dönümü Türkoloji Araştırmalarının Dünü, Bugünü ve Yarını adlı kongrede sunulan Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül bildiriden değiştirilip genişletilerek hazırlanmıştır. Yrd. Doç. Dr., Mimar Sinan Güzel sanatlar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, İstanbul-TÜRKİYE, E-posta: fatih.bakirci@msgsu.edu.tr

59 49 Fatih BAKIRCI Turkish (Chagatai Turkish) and the Western Turkish (Ottoman Turkish) which are extremely important for Turkic world and culture were effective. Mevlana, Rifâî, Kara Fazlî, İznikli Bekâyî, Ömer Fuadî, Birrî Mehmed Dede wrote such works of art with the theme of rose and nightingale in the Western Turkish and such poets and authors as Niyazî, Gazi Giray Han, Molla Gurbetî, Hırkatî, Muhammed Ebu Salâhî, Molla Elem Şehryarî, and Abdurrahim Otuz İmenî wrote the same in the Eastern Turkish. However, this common theme that we see within both Turkic fields shows significant differences in respect of the plot, heroes/heroines, and discussion of the subject matter. In this paper, the works with the theme of rose and nightingale written in the field of the Eastern Turkic (Central Asia) at first were listed, which have not been laid much emphasis on so far, and secondly, the works that were written within two different fields had been compared in respect of plot, heroes/heroines, and discussion of the subject matter, and the similar and the different aspects of them and the reasons for such similarities and differences had been emphasized. Thus, with the works written within the field of the Eastern Turkic being involved in, it was pointed out that the subject matter which have been usually discussed as the Western Turkic (Anatolia or Ottoman)-centered in the studies have become a common theme in the Turkic world, and the rose and nightingale theme was considered as a whole. Keywords:Rose, nightingale, Turkic world, Hırkati, Salahi, Rifai, Kara Fazli, İznikli Bekayi Giriş Gül ve bülbül arasında yaşandığı hayal edilen alegorik aşk, Doğu ve Batı edebiyatlarında karşılaşılan ortak bir temadır. Türk edebiyatında ise Fars edebiyatının etkisiyle XIII. yüzyıldan itibaren müstakil olarak işlenmeye başlanan bu tema, Türk dünyası için son derece önemli olan Doğu Türkçesi (Çağatay Türkçesi) ve Batı Türkçesi (Osmanlı Türkçesi) gibi iki ayrı yazı dilinin etkin olduğu Doğu ve Batı Türklük sahalarında Farsça veya Türkçe yazılarak ortak bir edebî motif hâlinde işlenmiştir. Asırlarca farklı coğrafyalarda kaleme alınan edebî eserlerde bazen tek bir dizede bazen ise metnin tamamına yayılarak işlenen ve her iki Türklük sahasında da karşımıza çıkan gül ile bülbül teması, Türk dünyası ve Türk kültür tarihi açısından ortak bir geleneğin varlığını göstermektedir. Bu gelenek Gül ü Bülbül, Bülbül Gül, Bülbülname, Bülbüliyye, Gülşen-i Ebrar ve Maden-i Esrar, Muhabbetname ve Mihnetkam ve Kızıl Gülüm gibi yazılı veya sözlü ürünlerin isimleriyle somut bir şekilde takip edilebilmektedir. Türk edebiyatında 14 ü Batı, 8 i Doğu Türklük sahasında olmak üzere tespit edebildiğimiz kadarıyla gül ve bülbül temalı toplam 22 eser kaleme alınmıştır. Bu eser sayısı ve bazılarının nüsha sayısı dikkate alındığında - Batı da Fazlî nin Gül ü Bülbül ünün 17 nüshası; Doğu da Salâhî nin Gül ü Bülbül ünün 7 nüshası- evrensel temalardan biri olan gül ile bülbülün aşkının anlatıldığı metinlerin Türk dünyasındaki yaygınlığı ve etkinlik alanının genişliği ortaya çıkmaktadır. Türk dünyasında bu kadar yaygın olan gül ile bülbül temasıyla ilgili bugüne kadar yapılan çalışmalara bakıldığında daha çok Batı Türklük sahası merkezli bir bakış açısının hâkim olduğu, temellendirme ve sınıflandırmaların buna göre şekillendiği görülmektedir. Oysaki söz konusu temanın Doğu Türklük sahasında Molla Gurbetî, Hırkatî, Salâhî, Molla Elem Şehryarî, Abdurrahim Otuz İmenî gibi şairler tarafından müstakil eserlerde işlenmesi ve her iki sahanın birbirini en azından edebî eserler aracılığıyla takip ettiği gerçeği konunun, Türklük biliminde tek merkezli değerlendirilmesinin eksikliğini göstermektedir.

60 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 50 XIII. yüzyıldan itibaren görülen temanın, daha sonra Türklük sahasında âdeta bir gül ve bülbül yazma geleneği diyebileceğimiz ortak bir edebî gelenek hâlinde devam etmesi ve Türk kültür tarihi açısından daha kapsamlı ve bütünleyici bir değerlendirmenin yapılabilmesi için bu temanın yeniden ele alınması gerekmektedir. Bu amaç doğrultusunda makalede öncelikle şimdiye kadar üzerinde çok fazla durulmayan Doğu Türklük sahasında kaleme alınan gül ile bülbül temalı eserler sıralanmış; ikinci olarak iki ayrı sahada yazılan bu eserler olay örgüsü, kahramanlar, konunun işlenişi bakımından karşılaştırılıp benzer ve farklı yönleri üzerinde durulmuştur. Bu karşılaştırmalar sonucunda ortaya çıkan verilerden hareketle gül ve bülbül yazma geleneğinde, 1. Doğu ve Batı Türklük sahaları birbirlerini takip ettiler mi? 2. Şairlerin eserlerine getirdikleri yeni bir plan ve değişik bir yorum noktasında etkilendikleri isimler veya beslendikleri kaynaklar ortak mı? gibi sorulara cevap aranmıştır. I. Doğu Türklük Sahasında Gül ve Bülbül XV. yüzyıl başlarından XX. yüzyıl başlarına kadar Karadeniz, Kafkas Dağları, Hazar Denizi gibi coğrafyalarla çizilen Batı Türklük sınırlarının dışında kalan ve Orta İran ı içine alan bölgedeki Türklüğün yazı dili olan Doğu Türkçesi özellikle Timürlüler döneminde Horasan, Harezm, Maveraünnehr, Herat ve Semerkant gibi kültür merkezlerinde edebî bir dil olarak gelişip Nevâyî ile birlikte Kâşgar dan Kazan a Kırım dan Tebriz e ve İstanbul a kadar bütün Türk edebî muhitlerinde manevî bir itibar kazanmıştır. (Köprülü 1988: 305). Dolayısıyla Özbekçe, Yeni Uygurca, Türkmence ve Tatarcanın lehçe olma yolundaki başlangıç evreleri olan XVII-XVIII. yüzyıllarda da, Eckmann ın tasnifinde (Eckmann 1988:s.XIII-XIV) belirttiği gibi neredeyse XX. yüzyıla kadar geniş bir sahada ortak yazı dili olan Doğu Türkçesiyle eserler vücuda getirilmiştir. Doğu Türk edebî diliyle sadece Doğu da değil Batı Türklük sahasındaki çeşitli kültür çevrelerinde de özellikle Nevâyî nin etkisiyle eserler meydana getirilmiş hatta Nevâyî ye Osmanlı ve Azerî şairleri arasında Doğu Türkçesi ile nazireler yazılmıştır 2. Hemen her biçimde, türde ve konuda eserlerin kaleme alındığı Doğu Türklük sahasında gül ve bülbül temasıyla ilgili birçok dizenin yanı sıra, münazaraların ve başka müstakil eserlerin de yazıldığı bilinmektedir. Bu sahada yazılı ürünler dışında sözlü kültür geleneği içinde de gül ile bülbül temalı anlatılarla karşılaşılmaktadır. Bunlardan biri de Uygur Türkleri arasında XIX. ve XX. yüzyıllarda yaygın olan halk destanları anlatma geleneği etrafında oluşturulmuş Kızıl Gülüm adlı aşk ve kahramanlık konulu anlatıdır. Kızıl Gülüm de üç kuşaktan beri zenginler için çobanlık yapan Tilek ailesinin küçük oğlu Bülbül ün Kızıl Gül e olan aşkı anlatılmaktadır. Manzum ve mensur kısımlardan oluşan ve konu açısından Klasik Türk edebiyatı temelli olan bu aşk hikâyesi yapılan derleme çalışmalarıyla günümüze ulaşmıştır 3. Doğu Türklük sahasının kaynak eserlerinden birisi olan Nevâyî nin Mecâlisü n-nefâyis i aracılığıyla Türklük sahasında yazılan pek çok eserin okunduğu ve bunlardan faydalanıldığı en azından varlıklarından ve içeriklerinden haberdar olunduğu anlaşılmaktadır. Bu eserlerden biri de Horasanlı şair Mevlana Ruhî-i Barizî nin -Nevâyî 2 Osman Fikri Sertkaya, Batı Türkçesi ile yazan Anadolu şairlerinin Doğu Türkçesi ile şiir söyleme geleneğini beş ayrı bölümde ele alır. Bu şiir söyleme geleneği ve hangi şairlerin bu gelenekten etkilendiği konusunda ayrıntılı bilgi için bk. Ahmet Caferoğlu (1984), Türk Dili Tarihi II, İstanbul: İstanbul Ü. Edebiyat Fakültesi Yay., ; Osman Fikri Sertkaya (2004), Osmanlı Şairlerinde Ali Şir Nevâyî Tarzı ve Nevâyî de Anadolu da Yazılan Nazireler, Ali Şir Nevâyî nin 560. Doğum, 500. Ölüm Yıl Dönümlerini Anma Toplantısı Bildirileri,24-25 Eylül 2001, Ankara: TDK Yay, Anlatının tamamı ve Türkiye Türkçesine aktarılmış metni için bk. Alimcan İnayet (2004), Uygur Halk Destanları I,Ankara: TDK Yay., Kızıl Gülüm anlatısıyla ilgili kısa bir tanıtım ve yazılı edebiyat ürünlerinden benzer temalı olanlarla yapılan kısa bir karşılaştırma için bk. Nerin Köse (1962), Kızıl Gülüm Destanı, Ankara: Türk Kültürü Dergisi, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü,

61 51 Fatih BAKIRCI tarafından şaire ait olduğunu belirtilen matla beyti Farsça yazılmıştır- muhtemelen Farsça kaleme aldığı ve gül ile bülbül arasında yaşananların anlatıldığı Bülbül ile Gül Münazarası dır: Mevlānā Rūģí-i Bārizí Ĥorāsān efāżılınıij dāĥilidür. Bülbül bile gül ve pervāne bile şemǿ arasıda münāžara bitipdür. Ve anda köp diķķat körgüzüpdür. (Eraslan 2001: 17). Mevlânâ Ruhî-i Bârizî, Horasan fazıllarına dâhildir.bülbül ile gül, pervane ile şem (mum) arasında geçen münazara yazmıştır, bunlarda büyük incelikler ortaya koymuştur (göstermiştir). (Eraslan 2001: 329). Nevâyî nin verdiği bu bilgi bize Doğu Türklük sahasında gül ve bülbül temalı bilinen ilk müstakil eserin yazılış zamanını biraz daha geriye XV. yüzyıl veya daha önceki bir döneme götürür. İster Farsça ister Türkçe yazılsın Bülbül ile Gül Münazarası ya da buna benzer birçok eser, başta Ali Şir Nevâyî olmak üzere birçok şairin okuduğu ve edebî yönden beslendiği; ayrıca benzer temadaki yeni eserlerin oluşturulmasına katkı sağlayan edebî ürünlerdir. Bu edebî ürünler arasında Doğu Türkçesiyle kaleme alınan gül ile bülbül temalı eserlerden bazıları Doğu Türklük sahasında bazıları ise Doğu Türk edebî dilinin ve Nevâyînin etkisiyle Batı Türklük sahasında yazılmıştır. Bu bölümde her iki Türklük sahasında da Doğu Türkçesiyle yazıldığı tespit edilen gül ve bülbül temalı eserler verilmiştir. I. 1. Doğu Türkçesiyle Yazılmış Gül ve Bülbül Temalı Eserler I Niyazî (XVI. yüzyıl) ve Gül ü Bülbül ü XVI. yüzyılda yaşamış, Kanunî dönemi şairlerinden Niyazî nin (Mevlana Niyazî, Hafız Acem oğlu ya da Acem Molla), Batı Türklük sahasında yer almasına rağmen kaynaklarda Nevâyî yi çok okuduğu bu nedenle de şiirlerini Nevâyî tarzında ve Doğu Türkçesi ile yazdığı ifade edilmektedir 4. Tezkiresinde kendisine yer veren Âşık Çelebi, şairin Kadri Efendi adına yazdığı Gül ü Bülbül mesnevisinin bulunduğunu belirtir: Ķadrí Efendi nāmına Gül ü Bülbül nām meśneví vardur ki evveli budur. 5 (Kılıç 2010: 927) Sipās-ı bí-ķıyās ol pād-şāha Ķabā-yı zer giyürdi mihr ü māha O Sultan a sonsuz övgü<ler olsun>; altın elbiseler giydirdi güneş ile aya. Felek milkiġa şāh itdi ķamerni Beliñe hāledin baġlap kemerni Haleden kemeri beline bağlayıp ayı, felek ülkesine sultan yaptı. Bugün bu eserin varlığından bahseden kaynaklar hep Âşık Çelebi deki satırlara atıfta bulunurlar ancak eserin nüsha(lar)sının nerede olduğu konusunda herhangi bir bilgiye rastlanmaz(levend 1988: 140; Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi 1990: 70b; Özkan 1996: s ). Âşık Çelebi nin tezkiresinde şairin Gül ü Bülbül mesnevisinden örnek olarak verilen ilk iki beyitteki Doğu Türkçesinin bazı dil özelliklerinden (belirtme durumu eki: kemer-ni, yönelme durumu eki: milki-ġa ve ayrılma durumu eki: hāle-din) ve kaynaklarda Ekśer Nevā í eşǿārın tetebbuǿ iderdi. (Kılıç 2010: 927) (Genellikle Nevâyî şiirlerini etraflıca inceleyip anlamaya çalışırdı) biçiminde yer alan ifadelerden hareketle eserin Doğu 4Mustafa İsen (1998), Sehî Bey Tezkiresi Heşt-Behişt, Ankara: Akçağ Yay., ; Ayrıca Batı Türkçesi ile yazan Anadolu şairlerinin Doğu Türkçesi ile şiir söyleme geleneğini beş ayrı bölümde ele alan O. F. Sertkaya, Niyazî ye gazel beyitleri ve mesnevisiyle ikinci grupta, Nevâyî çağında şiir yazan şairler arasında yer verir; Nevâyî tarzında gazel beyitleri ve mesnevi yazdığını belirtir. O. F. Sertkaya, agm, Filiz Kılıç (2010), Âşık Çelebi MeşâǾirü ş-şuǿarâ İnceleme-Metin, C: 2, İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay., 927. Beyitler tarafımızdan Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.

62 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 52 Türkçesi ile yazıldığı üzerinde durulmakta bu nedenle bu eser, Doğu Türkçesiyle yazılan mesneviler arasında değerlendirilmektedir. Nitekim Mustafa Özkan da Niyazî nin eserini, Çağatay Türkçesi ile Gül ü Bülbül yazan şairler (Özkan 1996: 223) Özkanarasında sıralar. I Gazi Giray Han ( ) ve Gül ü Bülbül ü XVI. yüzyılda yazılan Gül ü Bülbül mesnevilerinden biri de Kırım Hanlarından Gazi Giray Han a aittir. Macar şehirlerinden Peçuy da Doğu Türkçesiyle yıllarında Gül ü Bülbül 6 mesnevisini yazan şairin, eserinden kendisi gibi Kırım Hanlarından olan Halim Giray Han ın (1186/ /1823) tertip ettiği Gülbün-i Hânân da bahsetmektedir: Fuzûlî-i Bağdâdî nin Nîk ü Bed manzûmesine yaptığı Gül ü Bülbül nazîresi, Hoca Saadeddin Efendi ye yazdığı manzum mektupları, Ganîzâde Nâdirî ye yazdığı mensûr münşe âtı kıymet-dâr eserlerindendir. (...) Han eyyâm-ı şitâda bütün isti dâdını (Gül ü Bülbül) manzûmesine hasretmiştir. Bu manzûme Fuzûlî-i Bağdâdî nin Nîk ü Bed manzûmesine nazîre olmak üzere inşâd olunmuştur. (Toparlı-Çögenli 1994: 64, dipnot nu. 2). Halim Giray Han ın, Fuzulî nin Nîk ü Bed manzumesine nazire olduğunu belirttiği Gazi Giray Han ın Gül ü Bülbül ü günümüze ulaşmamıştır. Ertaylan, eserin Leningrad nüshasından bahsetse de yaptığımız araştırmalar sonucunda söz konusu nüshanın Gazi Giray Han a değil XVII. yüzyılda yaşamış Kâşgarlı şair Salâhî ye ait olduğu tespit edilmiştir 7. I Molla Gurbetî (d.? - ö.?)ve Gül ü Bülbül ü XVII. yüzyılın Kâşgarlı şairi Salâhî nin Gül ü Bülbül ü aracılığıyla varlığından haberdar olduğumuz Molla Gurbetî nin Gül ü Bülbül adlı eserinin ne zaman ve nerede yazıldığı bilinmemekte çünkü kaynaklarda eser ve şairi hakkında herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Bu konuda Salâhî nin Gül ü Bülbül(Bakırcı 2015)mesnevisindeki Gurbetî yle ilgili sekiz beyitten hareketle şairin, Salâhî nin yaşadığı dönemde hayatta olmadığı ve ruhunu şad etmek için donmuş incisini yeniden dizdiği öğrenilmektedir. Ki derd-i sūz-ı Ǿışķ feryād ėtey dėp Ki rūģ-ı Ġurbetí ni şād ėter dėp (Salâhî-GB 101; Bakırcı 2015: 167) Böylelikle aşk ateşinin derdiyle feryat edeyim, Gurbetî nin ruhunu şad eder diye. Kitāb-ı Ġurbetí ni tāze ķıldım Füsürde dür ķıyın şírāze ķıldım (Salâhî-GB 102; Bakırcı 2015: 167) Gurbetî nin kitabını yeniden yazdım; donmuş inci<yi> (ipe inci dizercesine) dizdim. Şairin ismi ya da mahlası olan sözcük sadece bir beyitte Molla Gurbetî, diğerlerinde Gurbetî diye geçmektedir. Bu satırlarda Gurbetî nin Gül ü Bülbül adında bir eser kaleme aldığı, Salâhî tarafından bu eserin çok sevildiği ve özüne sadık kalınarak Gurbetî yenazire yazıldığı anlaşılmaktadır. 6 İsmail Hikmet Ertaylan, Gazi Giray Han ın hayatı ve eserleri hakkında yaptığı incelemede Han ın Gül ü Bülbül eserinden de kısaca bahseder. bk. İsmail Hikmet Ertaylan (1958), Gâzi Geray Han, Hayatı ve Eserleri, İstanbul, 50, 62; Bursalı Mehmed Tahir (1333), Osmanlı Müellifleri, C: 2,İstanbul, 348; (1135), Kırım Müellifleri, İstanbul, 18; Âgâh Sırrı Levend, age, 140; Mustafa Uzun (1996), Gazi Giray Han II (Edebî Yönü), TDVİslam Ansiklopedisi, C: 13,İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Gazi Giray Han ın Gül ü Bülbül üne atfedilen Leningrad nüshasında yer alan metnin başlıkları ve 43 beyit İ. H. Ertaylan tarafından verilmiştir. İ. H. Ertaylan, age, Bu başlık ve beyitler ile üzerine doktora çalışması yaptığımız şair Salâhî nin Gül ül Bülbül ündeki ilgili bölümler karşılaştırılmış ve bu nüshanın Salâhî ye ait olduğu tespit edilmiştir. Fatih Bakırcı (2015), Gazi Giray Han ın Gül ü Bülbül üne Atfedilen Leningrad Nüshası Salâhî ye mi Ait?, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, C: 12, S: 2, Haziran, 7-23.

63 53 Fatih BAKIRCI Mollā Ġurbetí niij aytķan Gül-i Bülbül kitābınımuģammed Ebū Ŝalāģí aytıpdur dėp nažm-hāyı şírín ve ģikāyet beķāsı rengín bile tola ķılıp tāze ķılġanı (Salâhî-GB 13 b /1-2; Bakırcı 2015: 164). Molla Gurbetî nin telif ettiği Gül ve Bülbül kitabını, Muhammed Ebu Salâhî< nin> yazıp şirin nazımlar<la> ve hikâyenin özüne sadık kalarak renklendirip canlı tutması Ayıtıp Ġurbetí kim bir kitābí Ķoyup atın Gül <ü> Bülbül kitābı (Salâhî-GB 93; Bakırcı 2015: 166) Gurbetî, bir kitap yazarak adını Gül ü Bülbül koymuştur. Ķılıp mėn bu kitābġa mihr-bānlıķ Ki ķıldım Ġurbetí ge hem-zebānlıķ (Salâhî-GB 97; Bakırcı 2015: 167) Ben, bu kitaba gönül verdim; <böylelikle> Gurbetî ye nazire yazdım. Ģikāyet eyledim bir nėççe sözni Kitāb-ı Ġurbetí ge ķoştum özni (Salâhî-GB 99; Bakırcı 2015: 167) Pek çok sözü anlattım, Gurbetî nin kitabına benzer <bir biçimde> oluşturdum. I Hırkatî (XVII. yy.) ve Muhabbetname ve Mihnetkam ı Asıl adı Mehmet Emin Hocam Kulı Gümnanm olan Hırkatî ( / /1780?), Afak Hoca (öl. 1693/1694) döneminde yaşamış bir başka Kâşgarlı şair 8, 1670 yılında Doğu Türkçesiyle (Çağatay Türkçesi) 3216 beyitten oluşan Muhabbetname ve Mihnetkam (Hoca 1994; Boltabayev 2012)adlı gül ve bülbül arasında yaşanan aşkın işlendiği bir mesnevi yazmıştır. Eserin bilinen tek nüshası Urumçi de Şuar Müzesi ndedir. Bülbül, Saba nın bahsettiği Kızıl Gül e görmeden âşık olur ve gül bahçesine gider. Bir müddet mektuplaşan çift, daha sonra Kızıl Gül ün, Bülbül ün aşkını sınamak için soğuk davranması, Bülbül ün ise Kızıl Gül ün vefasını görmek için dikenin cefasını bahane ederek onu terk edip Kahkaha Gülü ne âşık olmasıyla bir ayrılık yaşarlar. Hicran sıkıntılarının ardından Saba nın aracı olmasıyla tekrar Kızıl Gül ile Bülbül arasında vuslat gerçekleşir. I Salâhî (XVII. yüzyıl) ve Gül ü Bülbül ü Asıl adı Muhammed Ebu Salâhî olan Kâşgarlı şair Salâhî ye ait Gül ü Bülbül 9 mesnevisi, 1678 yılında Kâşgar da Doğu Türkçesiyle (Çağatay Türkçesi) kaleme alınmıştır. Eser, daha hacimli olan Taşkent nüshası dikkate alındığında 1859 beyitten oluşmakta; aruzun Me fâ î lün / Me fâ î lün / Fe û lün kalıbıyla yazılmıştır. Eserin Taşkent te iki 10, Leningrad da dört 11 8 Doğum ve ölüm tarihi konusunda farklı görüşlerin bulunduğu Hırkatî, Kâşgar ın Tazgun kasabasına bağlı Bağçı köyünde dünyaya geldi. Asıl ismi Muhammed Emin olan şair, ilk eğitimini babasından aldı sonra Kâşgar da tahsile devam etti. Zamanla baba mesleği olan bahçıvanlığa yöneldi. 30 yaşına geldiğinde meşhur Nakşibendî şeyhi ve Kâşgar bölgesinde idareci olan Hidayetullah Afak Hoca nın hizmetine girip bahçıvanlık, kandilcilik ve kebapçılık gibi görevlerde bulundu. Güzel meyve ağaçları ve rengârenk çiçekler yetiştirme konusunda başarılıydı. Gayretcan Osman, Osman İsmayil vd. (2005), Uygurlarning Kadimki Edebiyati II,Urumçi: Şincang Maârip Neşriyatı, Eserin hacimli nüshası olan Taşkent nüshası Fatih Bakırcı tarafından doktora tezi olarak çalışıldı. F. Bakırcı (2015), age. 10 Taşkent nüshaları: 1. Şarkşunasluk Enstitüsü, nu. 3402/II, 91 yp./13 str. F. Bakırcı (2015), age, Özbekistan Fenler Akademisi Hâmid Süleyman Kolyazmaları Fonunda, nu. 2513/I, 25 yp. A. U. Urunbayev, G. N. Çabrov (1989), Katalog Fonda İnstituta Rukopisey, C: 1, Taşkent: İzdatel stva Fan Uzbekskoy SSR, 786 numaralı eser. 11 Leningrad nüshaları: Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü, 1. nu. C847, 56+1 yp./13 str; 2. nu. A836, 45 yp./9 str.; 3. nu. C1722, 53 yp./12-13 str.; 4. nu. B297, 36 yp./11 str. L. V. Dmitrieva (2002), Katalog Tyurkskih Rukopisey,İnstituta Vostokovedeniya Rossiyskoy Akademi Nauk,İzdateliskay Firma Vostoçnay

64 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 54 olmak üzere toplam altı nüshası tespit edilmiştir. Ayrıca Kâbil (Salâhî: yp.1 a -48 a )ve Urumçi de (İslamî1985: )eserin iki ayrı tıpkıbasımı yapılmıştır. Gül ve Bülbül ün Saba aracılığıyla birbirlerinden haberdar olup yaşadıkları aşkın tasavvufî unsurlarla anlatıldığı bir mesnevidir. Bülbül, Saba nın yönlendirmeleriyle Kızıl Gül e âşık olur, ardından onun dikeninin eziyetinden gül bahçesini terk eder. Bu kez Kahkaha Gülü adlı bir başka güle âşık olur ancak Saba nın öğütleriyle ondan ayrılıp tekrar Kızıl Gül e döner. Mutlu oldukları sırada bir bahçıvan ikisini tutup birbirinden ayırır, Bülbül ü kafese hapsedip şehirde satar. Onu satın alan kişinin hapsettiği kafeste Bülbül, can verir; buna dayanamayan sahibi de intihar eder. I Molla Elem Şehryarî (d ö.?) ve Gül ü Bülbül ü Doğu Türkçesiyle yazılmış Gül ve Bülbül mesnevilerinden biri de Molla Elem Şehryarî adlı şaire aittir 12. Mesnevinin varlığından Sultan Mahmut Kâşgarlı nın bahsettiği ancak ulaşamadığımız eser, Kâşgar da Çağatay Türkçesi ile 1740 yılında yazılmıştır ve 750 beyitten oluşmaktadır. (Kaşgarlı 2002: 307; 2004: 23, 91). Eserle ilgili bir değerlendirmeye -kısa da olsa- Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarında kompozitör ve piyano pedegogu olarak görev yapan Nuri Mahmut un bahar ve bülbül temalı yazmış olduğu bir makalede karşılaşılmaktadır: Bahar ve bülbül tarihten bu yana şiir ve müziğin önemli teması olarak yansıtılmıştır. Türk şairlerinden Muhammed Harezmî nin Muhabbetname Destanı, şair Lütfü nün Gül ü Nevruz u, Muhammed Hoca Kuli Hırkiti nin Muhabbetname ve Mihnetkam destanı ile Molla Elem Şehryari nin Gül ve Bülbül destanları bülbülün mersiyesi ve onun güle olan sevgisi, bahar rüzgârına okunmuş nağmeleri idi. (Mahmut 2007: I Şabende (d ö. 1800) ve Gül Bilbil i Doğu Türkçesinin kullanım alanı içinde yazılan bir diğer eser ise Gül Bilbil dir. Gül BilbilDestanı 13 asıl adı Abdılla olan, bugün Türkmenistan sınırları içinde kalan Köneürgenç (Köhne Ürgenç) şehrinde yaşamış olan Şabende mahlaslı şair tarafından ömrünün son yıllarında 1214/1800 de kaleme alınmıştır. Konusunu Klasik Türk edebiyatından alan ve dünyevî bir aşkı anlatan eser mensur ve manzum bölümlerden meydana getirilerek halk hikâyesi tekniğiyle yazılmıştır. Gül Bilbil Destanı genellikle halk hikâyelerinin giriş kısmında görüldüğü gibi çocuğu olmayan Nasır adlı padişahın, ah çekmesiyle başlayıp daha sonra bir oğlunun dünyaya gelmesi ve adını Bülbül koymasıyla devam eder. Bülbül, bir gün bağda uyurken rüyasında peri kızı olan Gül ü görür ve ona âşık olur. Gül de rüyasında Bülbül ü görür ve Bülbül e âşık olur. Bunu öğrenen Gül ve Bülbül ün babaları onların aşklarına karşı çıkarlar. Bunlarla mücadele etmek zorunda kalan kahramanlar sonunda birbirlerine kavuşurlar. I Abdurrahim Otuz İmenî 14 (d ö. 1835) ve Gül ü Bülbül ü Literatura Ran Moskova; H. F. Hofman (1969), Turkish Literature A Bio-bibliographical Survey, Section III. Part I. Utrecht, Yazma eser kataloglarında, dönem ve sahayla ilgili kaynaklarda yaptığımız taramada şaire ya da eserine tesadüf edilmemiştir. Nuri Mahmut la da iletişime geçmeye çalıştık ancak kendisine ulaşamadık. 13Gül BilbilDestanı nın tamamı ve Türkiye Türkçesine aktarılmış metni için bk. Şabende, Gül-Bilbil/Gül Bülbül,Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi Türkmenistan Türk Edebiyatı, C: 10, Metinle ilgili değerlendirme için bk. Nerin Köse (1994), Gül Bilbil Destanı, Millî Folklor, S: 24, Otuz İmen (Çirmişen e bağlı Yânâ Kadı köyü), Bugün Rusya Federasyonuna bağlı Tataristan Özerk Cumhuriyetinde Bügülme ilçesi yakınlarında bir köy adıdır. Annesinin köyü olan Otuz İmen de dünyaya gelen şair bu isimle anılmaktadır. İsmail Türkoğlu, İbrahim Maraş, Abdurrahim Otuz-İmenî, TDV İslam Ansiklopedisi, C: 34, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Şairin adı bazı kaynaklarda ise Utız İmenî biçiminde geçmektedir. Bunun nedeni Kıpçak Türkçesi grubuna bağlı Kazan Türkçesinde ilk hecedeki yuvarlak-geniş ünlülerin yuvarlak-dar ünlüye dönüşmesinden kaynaklanan söyleyiş özelliğidir. utız otuz

65 55 Fatih BAKIRCI Kazan Hanlığı topraklarında, XVIII. yüzyılın sonları ile XIX. yüzyılın başlarında yaşamış şair Abdurrahim Otuz İmenî, 241 beyitten oluşan ve içinde Mevlana nın Mesnevi sinin etkisiyle ney motifinin de bulunduğu bir Gül ü Bülbül(Agiş1994)mesnevisi yazmıştır 15. Eseri, Batı Türklük sahasındaki Gül ü Bülbüller le karşılaştıran Zavotçu ya göre Otuz İmenî, Mevlana dışında, gül ve bülbül teması hususunda Vahidî, Bekâyi ve Ömer Fuadî nin eserlerinden istifade etmiş olabilir (Zavotçu 1997: 93-94, ). Saba nın, Bülbül e gidip bostanın hâlini görmesini ve neyden öğütler almasını tavsiye etmesiyle mesnevi başlar. Bunun üzerine bostana gidip her şeyin harap olduğunu gören Bülbül, ağlamaya başlar. Bostanda sadece canlı kalan zayıf bir neyin, başından geçenleri anlatıp aşka dair düşüncelerini dile getirdiği dizelerin ardından Bülbül ün Gül ü kaybetmesiyle hikâye hüsranla son bulur. II. Batı Türklük Sahasında Gül ve Bülbül Batı Türklük sahasında gül ve bülbül temalı birçok dize, manzum ve mensur biçimde yazılmış müstakil eser -Bülbülname, Bülbüliyye,Gül ü Bülbül gibi çeşitli isimlerle yazılmış gül ve bülbül temalı mesneviler- bulunmaktadır. Bu temada yazılmış, bilinen ilk müstakil eser XIII. yüzyıla ait Bülbülname adlı 55 beyitlik küçük bir mesnevidir. 16 Bu yüzyıldan itibaren XIX. yüzyıla kadar gül ve bülbül temalı pek çok eser kaleme alınmıştır. Bunlardan ikisi Farsça, biri Doğu Türkçesi, diğerleri ise Batı Türkçesiyle yazılmıştır. Batı Türklük sahasındaki bu eserler Mustafa Özkan, Gencay Zavotçu, Nezahat Öztekin, Nilüfer Tanç gibi araştırmacılarca incelenmiş ve bunlardan bazıları karşılaştırmalı olarak çalışılmıştır 17. Bu nedenle makalede bu sahaya ait ilgili eserler ayrıntılı olarak ele alınmamış, sadece Türk dünyasında şimdiye kadar tespit edilen gül ve bülbül temalı eserler bir bütün hâlinde gösterilmek üzere yüzyıl, yazıldıkları saha, şair/yazar ve dil/lehçe özelliklerine göre aşağıdaki gibi tasnif edilmiştir. Tablo 1. Türklük Sahalarında Gül ve Bülbül Temalı Eserler Yüzyıl Doğu Türklük (Çağatay) Sahası Batı Türklük (Osmanlı) Sahası Şair/Yazar Eser Dil/Lehçe Şair/Yazar Eser Dil/Lehçe XIII. yy. Mevlana Bülbülname Farsça XIV. yy.- XV. yy. XVI. yy. Mevlana Ruhî-i Barizî Gazi Giray Han Bülbül Gül Münazarası Gül ü Bülbül Farsça? Hikâye-i Bülbülname Doğu Türkçesi Batı Türkçesi Rifâî Bülbülname Batı Türkçesi Vahidî Gül ü Bülbül Farsça Niyazî Gül ü Bülbül Doğu Türkçesi <outz Mustafa Öner (2009), Kazan-Tatar Türkçesi Sözlüğü,Ankara: TDK Yay., 309. Ancak ortak yazı dili olan Doğu Türkçesinde otuz biçimi kullanıldığı için Otuzu tercih ettik. 15(2001), Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi Tatar Edebiyatı II,Kültür Bakanlığı, Ankara: Kültür Bakanlığı, C: 18, Zavotçu tarafından Mevlana ya ait olduğu düşünülen Bülbülname gül ve bülbül temalı eserlerin bilinen ilk örneği olarak kabul edilir. Geniş bilgi için bk. Gencay Zavotçu, (1997), age,20-21, Bu sahadaki eserler ve bunlarla ilgili yapılan çalışmalar hakkında geniş bilgi için bk. Mustafa Özkan, Gül ü Bülbül, age,(1996), ; Gencay Zavotçu, (1997), age;, (2002), Türk Edebiyatında Gül ve Bülbül, Türkler, Ankar: Yeni Türkiye Yay., ; Nezahat Öztekin (2002), Fazlî, Gül ü Bülbül, İzmir: Akademi Kitabevi; Nilüfer Tanç (2009), Rifâî den Oscar Wilde a Gül ve Bülbül, Erzurum: Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S: 39,

66 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 56 XVII. yy. XVIII.yy. XIX. yy. Molla Gurbetî Hırkatî Gül ü Bülbül Muhabbetname ve Mihnetkam Doğu Türkçesi Doğu Türkçesi Salâhî Gül ü Bülbül Doğu Türkçesi Molla Elem Şehryarî Gül ü Bülbül Doğu Türkçesi Şabende Gül Bülbül Doğu Türkçesi Abdurrahim Otuz İmenî Gül ü Bülbül Kara Fazlî Gül ü Bülbül Batı Türkçesi İznikli Bekâyî Münirî Esad Efendi Ömer Fuadî Birrî Mehmed Dede Hayatî Gül ü Bülbül Gülşen-i Ebrar ve Maden-i Esrar Bülbülname Bülbüliyye Bülbülname Bülbülname/ Bülbüliyye İlmî Bülbüliyye Batı Türkçesi Doğu Türkçesi Âgâh Osman Paşa Yenişehirli Avnî Bülbülname Bülbülname Batı Türkçesi Batı Türkçesi Batı Türkçesi Batı Türkçesi Batı Türkçesi Batı Türkçesi İlmî Batı Türkçesi Batı Türkçesi III. Konu ve İçeriklerin Benzerliğine Göre Gül ve Bülbül Temalı Eserler: Gül ve bülbül temalı eserleri içerik ve konu benzerliği bakımından inceleyen Zavotçu ya göre üç grup ortaya çıkmaktadır: Birinci grupta belirgin olarak görülen Feridüddin Attar ın Bülbülname sinden hareketle yazılan eserler (Yazarı belli olmayan bir Bülbülname, Vahidî - Gül ü Bülbül, Ömer Fuadî-Bülbüliyye ve Birrî-Bülbülname); ikinci grupta kısmî ve derin olmayan benzerliklere dayalı eserler (Rifâî-Bülbülname si ile Vahidî-Gül ü Bülbül ü arasında görülen benzerlikler, Kara Fazlî- Gül ü Bülbül, İznikli Bekâyî- Gül ü Bülbül, Abdurrahim Otuz İmenî-Gül ü Bülbül arasında görülen kısmî paralellikler); üçüncü grupta ise mevcut olmayan Hayatî nin Bülbülname veya Bülbüliyye adlı eseri ile onun mensur eserini nazma çektiğini ifade eden İlmî nin eseri yer alır (Zavotçu 1997: 93-94). İçerik ve konuların benzerliği bakımından Zavotçu nun yaptığı sınıflandırmada daha çok Batı Türklük sahasındaki gül ve bülbül temalı eserlerin incelendiği görülmektedir. Konunun, Türk edebiyatı ve kültüründe bir bütün olarak değerlendirilebilmesi için Doğu Türkçesiyle yazılan benzer temalı eserlere de olay örgüsü, kahramanlar ve konunun işlenişi yönünden bu tasnifte yer verilmesi gerekmektedir. Doğu Türkçesiyle kaleme alınan eserlerden Niyazî, Gazi Giray Han, Molla Gurbetî ve Molla Elem Şehryarî nin Gül ü Bülbül leri kaynaklarda isimleri geçen ancak henüz Türklük biliminde ortaya konulmayan eserlerdir. Abdurrahim Otuz İmenî nin Gül ü Bülbül ü Zavotçu tarafından Batı Türklük

67 57 Fatih BAKIRCI sahasındaki eserlerle karşılaştırıldığı 18, Şabende nin eseri ise halk hikâyesi biçiminde oluşturulduğu için çalışmamıza dâhil edilmedi. Bu nedenle bu sınıflandırmada ele alıp üzerinde durabileceğimiz Doğu Türkçesiyle yazılmış, elimizde iki eser bulunmaktadır: Hırkatî nin Muhabbetname ve Mihnetkam ve Salâhî nin Gül ü Bülbül üdür. Bu iki eser -belki Salâhî nin Gül ü Bülbül ü aracılığıyla haberdar olduğumuz Molla Gurbetî nin Gül ü Bülbül ü de dâhil edilebilir- Zavotçu nun yaptığı birinci ve üçüncü gruba değil; kısmî ve derin olmayan benzerlikler e dayalı ikinci grup içinde yer alır. Hırkatî ve Salâhî nin eserleri, bu grup içinde özellikle Rifâî, Kara Fazlî ve İznikli Bekâyî nin eserleriyle çeşitli yönlerden benzerlik gösterir. IV. Doğu (Hırkatî ve Salâhî) ve Batı (Rifâî, Kara Fazlî ve İznikli Bekâyî) Türklük Sahalarında Gül ve Bülbül Temalı Eserlerde Görülen Konu, Kahraman ve Motif Benzerlikleri Doğu ve Batı Türklük sahasında konu, kahramanlar ve motif yönündenkarşılaştırılan eserlerde birçok benzerlik tespit edilebilir. Ancak bunlar, çalışmada dikkat çekici bazı benzer veya ortak özelliklerle sınırlandırıldı. IV.1. Hırkatî ve Salâhî; Rifâî, Kara Fazlî ve İznikli Bekâyî nin eserlerinde konu gül ile bülbülün aşkıdır. IV.2. Bu beş şairin kaleminden çıkan beş hikâyede de saba, nesim, bad rüzgâr, sabah rüzgârı gül ile bülbül arasında bazen aracı bazen kılavuz olan, iki sevgilinin mektuplaşmalarını sağlayan ve sürekli bülbüle öğüt veren bir kahramandır. Rifâî-Bülbülname: Gül bahçesinde Bülbül ün hâlini görüp derdini anlayan Saba, Gül ü Bülbül den haberdar eder ve ona Bülbül ün rakibi olan Diken den sakınması gerektiğini söyler. Ŝabā ya oldı žāhir ģāl-i Bülbül Revān oldı ki bunı bile tā Gül (Rifâî-B. 103; Ayan 1981: 16) 19 [Saba, Bülbül ün hâli<ni> anladı; bununla Gül< e> doğru yürüdü] 20. Varup dir ey cihānuñ dil-sitānı Bu Gül-zār içre gördüm bir cevānı (Rifâî-B. 104; Ayan 1981: 16) [(Saba) gidip Ey cihanın sevgilisi, bu gül bahçesinde bir genç gördüm. der.] Didi bu yirden ey Bülbül sefer ķıl Raķíb-i ĥār zaģmından ģaźer ķıl (Rifâî-B. 110; Ayan 1981: 16) [ Ey Bülbül, buradan git, Diken rakibinin yarasından sakın! dedi.] Kara Fazlî-Gül ü Bülbül: Nesim, Bülbül ün içinde bulunduğu durumu Gül e iletirken Gül ün de bu durum karşısında şefkat ve merhametle Bülbül e yaklaşmasını beklemekte ve ona üzülmeyip mutlu olması gerektiğini vurgulamaktadır. Nesím-i cān-perver bülbül-i bí-ĥaberüñ ĥaberin iletüp gül-i zíbādın raģmet eśerin ve şefķat nažarın müşāhade itdügidür (Fazlî-GB; Öztekin 2002: 321) [Ruhu besleyen Nesim rüzgârı, habersiz Bülbül ün haberini iletip süslü Gül den merhamet işaretini ve müşfik bakışını gözlemlemektedir.] 18 Konu, kahramanlar ve motifler üzerinden yapılan karşılaştırmanın ayrıntıları için bk. Gencay Zavotçu (1997) age, 92-94; Makalede yer alan örnekler Hüseyin Ayan-(Rifâî), Nezahat Öztekin-(Fazlî), Gencay Zavotçu-(Bekâyî), Saidbek Boltabayev-(Hırkatî)ve Fatih Bakırcı-(Salâhî) nın kaynakta bulunan ilgili çalışmalarından alınmıştır. 20 Bildiride örneklendirilmek üzere kullanılan Rifâî, Fazlî, Bekâyî, Hırkatî, Salâhî ye ait bütün beyit ve bazı mensur kısımlar tarafımızdan Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.

68 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 58 Didi peyk-i nesím-i rūģ-efzā Çekme ġam şād ol ey esír-i belā (Fazlî-GB 1227; Öztekin 2002: 321) [Cana can katan Nesim rüzgârının ulağı Ey bela esiri gam çekme; mutlu ol! dedi.] Ģālüñi yāre Ǿarż idüp bir bir Ķılayın ser-güzeştini taķrír (Fazlî-GB 1230; Öztekin 2002: 321) [<Senin> hâlini sevgiliye bir bir arz edip <onun> macerasını anlatayım.] İznikli Bekâyî-Gül ü Bülbül: Bad, Bülbül e Gül bahçesi hakkında bilgi verip Bülbül ün, Gül ün aşkından dolayı çektiği sıkıntılarını izleyerek ondaki bu durumu anlamaya çalışır. Bülbül e Bād ıñ Yād-ı Çemen ü Gülşen i Beyānıdur (Bekâyî-GB; Zavotçu 1997: 504) [(Sabah) Rüzgârı nın Bülbül e Çimenlik ve Gül bahçesini Anlatması] Didi bülbül ki ey yār-ı sebük-ĥíz Nedür sende bu kār-ı miģnet-āmíz (Bekâyî-GB 193; Zavotçu 1997: 504) [(Sabah Rüzgârı), Ey tez canlı dost, Bülbül, sende<ki> bu sıkıntılı iş nedir? dedi.] Hırkatî-Muhabbetname ve Mihnetkam: Saba önce Bülbül ün sözlerini sonra da Bülbül ün kendisini Gül e götürmekte, Bülbül e öğüt verip onu avutarak sakinleştirmektedir. Seba gulniñ sözini bulbulġe yetküzüp, ġemdin ölgen köñlini tirgüzüp, bulbulni alip gulniñ ķaşiġe kelgeni (Hırkatî-MM; Boltabayev 2012: 117) [Saba, Gül ün sözünü Bülbül e ulaştırıp gamdan ölen gönlünü dirilterek Bülbül ü alıp Gül ün yanına gelmesi] Seba yetkürgeli gulniñ sözini, Tilep bulbulġe yetkürmek özini (Hırkatî-MM 86/1; Boltabayev 2012: 117) [Saba, Gül ün söz<ler>ini götürmek <ve> Bülbül e kendisini ulaştırmak istemiş.] Seba bulbulġe nesihet ķilip avutķani, reşk otini savutķani (Hırkatî-MM; Boltabayev 2012: 144) [Saba< nın>, Bülbül e öğüt verip avutması <ve> kıskanma ateşini soğutması] Seba aydi: tikensiz gul bolur mu? Muşeķķatsiz cehanda ķul bolur mu? (Hırkatî-MM 113/5; Boltabayev 2012: 144) [Saba, Dikensiz gül olur mu? Cihanda sıkıntısız kul olur mu? dedi.] Salâhî-Gül ü Bülbül: Saba, Gül e daima Bülbül ü anlatmakta; Gül ün de Bülbül ün aşkından haberdar olduğunu Bülbül e söylemektedir. Ŝabā Bülbül niñ hālını Gül ġa aytġanı (Salâhî-GB 46 a /3; Bakırcı 2015: 252) [Saba< nın>, Bülbül ün hâlini Gül e anlatması] Cevāb aydı Ŝabā Bülbül ġa ol-dem Bu maǿnādın özüijni ķılma pür-ġam (Salâhî-GB 866; Bakırcı 2015: 251) [Saba, Bülbül e o zaman cevap verdi. Bundan dolayı kendini üzme.] Ėşitipdür sėniij atıijnı ėy Gül Hemíşe yād ėter ėy ĥaste Bülbül (Salâhî-GB 867; Bakırcı 2015: 251) [Gül, senin adını duymuştur. Ey hasta Bülbül, daima <seni> anar.]

69 59 Fatih BAKIRCI IV.3. Beş hikâyede de hâr, tiken diken Gül ile Bülbül arasına giren rakip, yaralayan, incitici, sert mizaçlı, yüzü kara, kan dökücü, gaddar ve zalim biridir. Rifâî-Bülbülname: Rakip olarak nitelendirilen Diken, âşığı yaralayan özelliği olduğu için sakınılması gereken bir unsur olup Gül ile Bülbül e ayrılıklar yaşatır. Didi bu yirden ey Bülbül sefer ķıl Raķíb-i ĥār zaģmından ģaźer ķıl(rifâî-b. 110; Ayan 1981: 16) [ Ey Bülbül, buradan git, Diken rakibinin yarasından sakın! dedi.] Kara Fazlî-Gül ü Bülbül: Zalim, gaddar ve gönül inciten Diken, fitneci ve fesat olan Sümbül le birlikte Bülbül ün Gül le olan yakınlaşmasını kıskanırlar. Diken, Bülbül ün önce göğsünü hançerleyip yaralar ve onu gül bahçesinden kovar daha sonra da yaralı Bülbül ü Bahar Şah a şikâyet eder. Böylece Bülbül ün yakalanıp hapsedilmesine ve Gül den ayrılmasına neden olur. Kime kim hem-dem olsa bir ĥoş yār Ana elbette bulunur aġyār (Fazlî-GB 1501; Öztekin 2002: 344) [Güzel bir yar <ve> sırdaş olan kişiye elbette rakip bulunur.] Nerede kim gül ola ĥārı olur Ķande bir genc açılsa mārı olur (Fazlî-GB 1502; Öztekin 2002: 345) [Nerede gül varsa dikeni olur; nerede bir hazine açılsa yılanı olur.] İznikli Bekâyî-Gül ü Bülbül: Diken, Gül ün yanında her daim bulunan yakını, dostu, arkadaşıdır. Aynı zamanda sert mizaçlı, yüzü kara ve kan dökücüdür. Gülüñ var idi bir bed-ĥū ķaríni Refíķi vü ķaríni hem-nişíni (Bekâyî-GB 552; Zavotçu 1997: 530) [Gül ün kötü huylu <bir> yakını vardı; yoldaşı, dostu, yakın arkadaşı<ydı>.] Mizācı tíz idi ol rū-siyāhıñ Dökerdi ķanını çün bí-günāhıñ (Bekâyî-GB 554; Zavotçu 1997: 531) [O yüzü karanın mizacı sertti; günahsızın kanını dökerdi.] Dili ĥārā idi vü kendüsi ĥār Vücūdı ĥārĥār ismi anıñ ĥār (Bekâyî-GB 555; Zavotçu 1997: 531) [Gönlü mermerdi ve kendisi diken; vücudu diken diken Onun ismi Diken dir.] Hırkatî-Muhabbetname ve Mihnetkam: Yine sürekli Gül ün yanında yer alan Diken, fitne ve kıskançlık unsuru olarak nitelendirilir. Bülbül e eziyet edip onun Gül den ayrılmasına neden olur. Ķilipdurmen dil-u canim nisariñ Tenimni ķildi revzen nişi ĥariñ (Hırkatî-MM 97/2; Boltabayev 2012: 128) [Gönül ve canımı senin <yoluna> saçmışım; <senin> dikenin, tenimi pencere iğnesi<ne> dönüştürdü.] Köñülde imtihan hem, reşk hem bar, Ėrur ol reşk, bilgil, mihnet-i ĥar. (Hırkatî-MM 98/4; Boltabayev 2012: 129) [Gönülde hem imtihan hem de kıskançlık mevcuttur. Diken in eziyeti kıskanmadır, <bunu> bil!] Tiriklik şaĥini selkin ķayirdi.

70 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 60 Tiken reşki mėni guldin ayirdi. (Hırkatî-MM99/8; Boltabayev 2012: 130) [Rüzgâr hayat dalını eğdi. Diken in kıskançlığı beni Gül den ayırdı.] Salâhî-Gül ü Bülbül: Diken ezelden beri Gül le yakın olup aynı anne ve babadan dünyaya gelmişlerdir. Gül ün ondan ayrılması mümkün değildir. Ayrıca Diken, Bülbül e cefa çektirip onu perişan etmektedir bu yüzden çaresiz kalan Bülbül, Gül ü terk eder. Bülbül niñ Gül ķaşıġa kėlip Tiken din cefā tartķanı (Salâhî-GB 47 a /8; Bakırcı 2015: 255) [Bülbül ün Gül< ün> yanına gelip Diken den cefa çekmesi] Gül-istān içre nā-geh kirdi Bülbül Tiken birle ėkevlen olturur Gül (Salâhî-GB 914; Bakırcı 2015: 256) [Diken in derdine çaresiz kaldı. Başını alıp <giderek> perişan oldu.] Tiken nniñ derdige bí-çāre boldı Başını aldı <vü> avvāre boldı (Salâhî-GB 915; Bakırcı 2015: 256) [Günlerce o, Gül den uzak kaldı. Dünyada aşk ise efsane oldu.] IV.4. Doğu ve Batı Türklük sahalarında yazılan Rifâî nin Bülbülname si dışında diğer eserlerde aşk konusuna zemin hazırlayan âşık olma motifi benzerlik göstermektedir. Kara Fazlî ve İznikli Bekâyî; Hırkatî ve Salâhî de Bülbül, görmeden Saba nın sözleriyle duyarak Gül e âşık olmaktadır. Ayrıca bu motifin anlatıldığı dizelerde Fazlî ile İznikli Bekâyî nin ve Hırkatî ile Salâhî nin üslup yönünden benzer ifadeleri dikkat çekmektedir. Rifâî ise bu konuda diğerlerinden ayrılarak görerek âşık olma motifinden yararlanıp Bülbül ün Gül e âşık olmasını sağlar. Rifâî-Bülbülname: Hicaz a giderken İrem Bağı na yolu düşüp burada bir müddet kalan ve bağdaki kasrın etrafında dolaşan Bülbül, penceresinden başını uzatan Gül ü görür görmez ona âşık olur. Gül ün güzelliği karşısında aklı başından gider. Böylece Rifâî diğer dört şairden farklı bir motif kullanmış olur. Ķażādan bir gün ol maģbūbe duĥter Baķuban manžarından gösterür ser (Rifâî-B. 87; Ayan 1981: 15) [Kader bu ya bir gün o sevgili, <o> kız, penceresinden bakıp baş<ını> gösterir.] Çü Bülbül gördi sevdi bir nažarda Ŝanasın naķş idi ķaldı ģacerde (Rifâî-B. 88; Ayan 1981: 15) [Bülbül görür görmez sevdi, taşa hakkedilmiş nakış sanırsın.] Kara Fazlî-Gül ü Bülbül: Sürekli feryat figan eden Bülbül, Nesim in, Gül ün güzelliğinden bahsetmesiyle kendinden geçip ağlamaya başlar. Aşk ateşi kalbini bir mum gibi yakar. Gūş idince bu sözi bülbül-i zār Ĥāke düşdi vü ķaldı zār hezār (Fazlî-GB 782; Öztekin 2002: 282) [İnleyen Bülbül bu sözü duyunca toprağa düştü ve <geriye> ağlayan Bülbül kaldı/<geride> binlerce inleme kaldı.] ǾAşķile düşdi ķalbine āteş Yandı şevķile şemǿ-i rūşen-veş (Fazlî-GB 783; Öztekin 2002: 282) [Ateş kalbine aşkla düştü; yanan mum gibi şevkle yandı.] İznikli Bekâyî-Gül ü Bülbül: Bülbül ün görmeden Bad ın anlattıklarıyla Gül e âşık olması ayrı bir bölüm olarak anlatılır.

71 61 Fatih BAKIRCI Bülbülüñ Ķulaķdan ǾĀşıķ Olduġıdur <Duyarak> Âşık Olması] (Bekâyî-GB; Zavotçu 1997: 508) [Bülbül ün Kulaktan Ķulaġı çünki bu sözlerle šoldı Güle ol dem ķulaķdan Ǿāşıķ oldı (Bekâyî-GB 253; Zavotçu 1997: 508) [Kulağı bu sözlerle dolar dolmaz Gül e kulaktan âşık oldu.] Olup Ǿaşķıla şeydā-yı zemāne Düşüp yabana söylerdi yabāne (Bekâyî-GB 255; Zavotçu 1997: 508) [Aşk ile zamanın divanesi olup çöle düşüp saçma sözler söylerdi.] Hırkatî-Muhabbetname ve Mihnetkam: Kızıl Gül ün gül bahçesinde eşsiz güzelliğinin olduğunu ifade eden Saba, Bülbül ün ona yönelmesi gerektiğini söyler. Ķizilguldur atin, gulşende gulbar, Bari gullar aniñ aldida çün ĥar. (Hırkatî-MM 76/12; Boltabayev 2012: 108) [Adı Kızıl Gül dür; gül bahçesinde çiçektir. Bütün çiçekler onun karşısında âdeta diken.] Közüñ şem ini gul husnige yandur, Körüp ķandek yüzin, köñlüñni ķandur. (Hırkatî-MM 76/13; Boltabayev 2012: 108) [Gözünün mumunu Gül< ün> güzelliğine çevir; kan gibi yüzünü görüp gönlünü doyur.] Salâhî-Gül ü Bülbül: Saba, Bülbül e çiçekler arasında bir çiçeğin bulunduğunu, meclislerde güzelliklerinin konuşulduğunu ve adına Gül denildiğini dediği anda Bülbül, Gül e âşık olur. Ŝabā Bülbül ġa taǿríf ķılıp Bülbül Gül ġa Ǿāşıķ ķılġanı (Salâhî-GB 44 b /6; Bakırcı 2015: 248)[Saba< nın> Bülbül e tarif etmesi <ve> Bülbül< ün> Gül e âşık olması] Çėçekler arasıda bir çėçek bar Kirāmí ol ķılur bolsaij źí-güftār (Salâhî-GB 852; Bakırcı 2015: 249) [Çiçekler arasında bir çiçek var. Söz sahibi olsan (gazeller söylesen), o <sana> cömert davranır. ] Atını dėrler anıij Gül çemende Ŝıfātını ķılurlar encümende (Salâhî-GB 853; Bakırcı 2015: 249) [Çimenlikte onun adına Gül derler. Mecliste vasıflarını anlatırlar.] Ŝabā ġa aydı ol-dem Bülbül-i zār Bu yaijlıġ Gül ķaçan bolur maija yār (Salâhî-GB 865; Bakırcı 2015: 265) [Ağlayan Bülbül, o zaman Saba ya, Böyle Gül nasıl bana sevgili olur? <diye> sordu.] V. Doğu (Hırkatî ve Salâhî) ve Batı (Rifâî, Kara Fazlî ve İznikli Bekâyî) Türklük Sahalarında Gül ve Bülbül Temalı Eserlerde Tertip, Kahraman, İçerik ve Üslup ve Farklılıkları: Doğu ve Batı Türklük sahalarında yazılan gül ile bülbül temalı eserler arasında görülen en belirgin farklılıklar metinlerin tertibi, bazı kahramanlar, içerik ve üslup özelliklerinde ortaya çıkmaktadır. Bu konularla ilgili her iki sahadaki eserler incelendiğinde daha geniş tutulabilecek unsurlarla karşılaşılabilir. Ancak bir makale kapsamında daha çok dikkat çeken bazı hususlar üzerinde durulmuştur. V.1. Tertip Yönünden Dikkat Çeken Bazı Farklılıklar

72 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 62 Batı Türklük sahasındaki eserlerin mürettep mesnevi düzeninde yazıldığı görülürken Doğu Türklük sahasında Muhabbetname ve Mihnetkam ın mürettep olduğu, Gülü Bülbül ün ise mürettep olmadığı görülür. Söz konusu mesnevilerin tertip sırası bazılarında benzerlikler gösterse de bazılarında değişebilmektedir: Rifâî de tevhit, naat, dört halifeye övgüdensonra sebeb-i nazm-ı kitab; Fazlî de besmelenin övgüsü, tevhit, münacat, naat, çar yar-ı güzin, sebeb-i telif ve daha sonra asıl konunun işlendiği bölüm; Bekâyî de tevhit, münacat, naat bölümlerinden sonra hikâyet ve sebeb-i nazm-ı Gül ü Bülbül bölümü yer alır. Hırkatî de hamdüsena, naat, dört halifeye övgü bölümlerinin ardından uzunca bir kısım (Hoca 1994: 28-63; Boltabayev 2012: 58-59) (Hoca 1994: 28-63; Boltabayev 2012: 59-89) olan peygamberlerin (Âdem, Nuh, İbrahim, Zekeriya, Yunus, Eyüp, Davud, Süleyman, Yakup, İdris, Musa, İsa, Muhammed) ve sahabelerin (Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali) Allah a olan aşkı anlatılır. Daha sonra ise kahramanların yer aldığı ana bölüme geçilir. Salâhî de mucizat, meth-i çehar-yar,münacat, sözün yüceliği ve kaleme hitap bölümlerin ardından insanın yaratılış hikâyesine geçilmiş; Âdem ile Havva nın nikâh akdi ve düğün törenine, yasak olan yiyeceği (buğday) yiyip cennetten kovulmalarına ( beyitler)(bakırcı 2015: ) sürüp giden uzun bir bölümün ardından mevize, tevhit, naat, mutribe sesleniş, sebeb-i telif bölümlerini takibenasıl konu olan Gül ile Bülbül ün aşkının anlatıldığı agaz-ı dasitan bölümü yer alır. Mesnevilerin düzenleniş biçimi yönünden Doğu ve Batı dakiler karşılaştırıldığında iki husus dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki Doğu dakilerin giriş bölümlerinde dinî anlatıların metnin bütününe oranla daha çok yer tutmasıdır. Bu da iki ayrı sahadaki şairlerin yaşadıkları dönemin siyasî ve kültürel şartlarının yanı sıra beslendikleri kaynaklar ve dünya görüşleriyle açıklanabilir. Doğu Türkistan ın Kâşgar şehrinde Saidiye Hanlığı ( ) ve daha sonra Hocalar Dönemi nde 21 ( )yaşayan Hırkatî ( / /1780?) ve Salâhî nin (Gül ü Bülbül ünün telif tarihi 1678) edebî kişiliklerinin oluşmasında bölgeye her yönüyle hâkim olan dinî-mistik hareketlerin etkisi göz ardı edilemez 22. İkincisi ise bu uzun dinî anlatılar ile asıl konuyu oluşturan gül ile bülbülün aşk hikâyesi arasında bir ilginin olmasıdır. Bu ilgi özellikle Salâhî nin Gül ü Bülbül ünde ön plana çıkmaktadır. Salâhî de oldukça uzun bir bölüm olan yaratılış hikâyesi ve Âdem ile Havva nın cennetten kovulmasının yer aldığı bölümler, gelişigüzel tertip edilmeyip Gül ve Bülbül ün aşkı ile fikren ilişkilendirilmek üzere kurgulanmıştır. Şair insanın asıl vatanından kovulup bu dünyada gurbette ve daima aslına dönme arayışı içinde olma fikrini hikâyenin başlangıcında Bülbül ün, Saba dan duyarak önce Kızıl Gül e daha sonra onun dikeninden cefa çekip gül bahçesini terk ederek Kahkaha Gülü ne âşık olması; ardından Kızıl Gül ün aşkıyla feryat edip tekrar Kızıl Gül e dönmesi şeklinde vermeye çalışır. Böylece tertip itibarıyla farklılık meydana getiren Salâhî, bu giriş bölümüyle de mesnevide sadece bir kaide gereği değil asıl konuyla ilişkilendirerek eserine hem biçim hem de içerik yönünden özgünlük kazandırır yılları arasında Doğu Türkistan (Küçük Buhara, Kaşgarya, Altışehir, Tarım Havzası, Çin Türkistanı ve Sincan/Şincan (Sinkiang)) da kurulan ve Yarkent Hanlığı veya Kâşgar Hanlığı olarak da bilenen Saidiye Hanlığı ve ardından gelen Hocalar Dönemi nin siyasî tarihi için bk. Turgun Almas (1984), Uygurlarning Qisqiçä Tarihi, Urumçi: Şincian Halk Neşriyatı; Mehmet Emin Buğra (1987), Şarkî Türkistan Tarihi, Ankara, 380; Bilal Çelik (2012), Saidiye Hanlığı ve Hocalar Devri Kaynakları ( ), History Studies Internatıonal Journal of History, Vol. 4, November, Nakşibendîliğin Doğu Türkistan da yayılışı ve Hocalar Devri ndeki faaliyetleriyle ilgili ayrıntılı bilgi için bk. Erkin Ekrem (1996), Doğu Türkistan da Sûfî Hocalar, Ankara: Erdem, C: VIII, S: 23, ; Kadir Tuğ (2004), Doğu Türkistan da Hocalar Dönemi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bişkek: Kırgızistan-Türkiye Manas Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, s.59, <

73 63 Fatih BAKIRCI Salâhî-Gül ü Bülbül: Hz. Âdem ile Havva nın insanın asıl vatanı olan cennette düğün törenlerinin yapılması ve daha sonra yasak yiyeceği (buğday) yiyip cennetten kovulmaları ve bu dünyaya gönderilmeleri şu başlıklarla anlatılır: Ĥudā taǿālā Ģażret-i Ādem Ǿaleyhi s-selāmnı Behiştke kir! dėp emr ķılġanı, Behiştniij niǿmetini yėgil; buġdaynı yėmegil! dėp nehy ķılġanı, Ĥudāy taǿālā Ģażret-i Ģavvā nı behiştde āferíde ķılġanı, Ģażret-i Ādem niij Ģażret-i Ģavvā behiştde toyları bolġanı (Salâhî-GB 23 b /9-13; Bakırcı 2015:192) [Allahu teala, Hz. Âdem e -selam onun üzerine olsun- Cennete gir! diye emretmesi, Cennetin nimetini ye; buğdayı yeme! diye yasaklaması, Allahu Teala<nın> Hz. Havva yı cennette yaratması, Hz. Âdem in Hz. Havva <ile> cennette düğünleri<nin> olması] Ģażret-i Ādem Ǿaleyhi s-selām buġdaynı yėgenleri, behiştniij tācı ģullesi kėtip birehne ķalġanları, behiştniij dıraĥtlarıdın berg tilegenleri encír bergini bėrip pūşiş ķılġanları, Ĥudāy taǿālā Ģażret-i Ādem Ǿaleyhi s-selāmnı bu dünyāġa çıķarġanı (Salâhî-GB 26 a / b /1-2; Bakırcı 2015: 199) [Hz. Âdem in -selam onun üzerine olsun- buğdayı yemeleri, cennetin elbisesi<ni> kaybedip çıplak kalmaları, cennet ağaçlarından yaprak istemeleri, incir<in> yaprağını verip örtünmeleri, Allahu Teala<nın> Hz. Âdem i -selam onun üzerine olsun- bu dünyaya çıkarması] Salâhî-Gül ü Bülbül: Asıl vatanından bu dünyaya gönderilen insanın asıl mekânına dönme çabası, Bülbül ün Kızıl Gül ile Kahkaha Gülü arasında yaşadığı aşk hikâyesiyle şu başlıklarla ifade edilir: Bülbül niij Ķızıl Gül niij tikeniniij derdidin Ķızıl Gül ķaşıdın yamanlap kėtip bir çemenzārġa barıp Gül-i Ķahķah ke Ǿāşıķ bolġanı (Salâhî-GB 47 b /5; Bakırcı 2015: 256) [Bülbül ün, Kızıl Gül< ün> dikeninin derdinden <ve> kötü muamelesinden <dolayı> yanından ayrılıp bir çimenliğe ulaşarak Kahkaha Gülü ne âşık olması] Ŝabā nıij Bülbül ġa yana naŝíģatlar ķılıp Bülbül niij köijlini Gül-i Ķahķah dın yandurup Ķızıl Gül ġa māyil ķılġanı (Salâhî-GB 57 a /12-13; Bakırcı 2015: 282) [Saba nın Bülbül e tekrar öğütlerde bulunup Bülbül ün gönlünü Kahkaha Gülü nden vazgeçirip Kızıl Gül e meylettirişi] Bülbül niij Gül-i Ķahķah dın ruĥŝat tilege<n>i, Bülbül Gül-i Ķahķah dın ruĥŝat alıp Ķızıl Gül ķaşıġa yėtkeni(salâhî-gb 59 b /13-60 a -1; Bakırcı 2015: 289)[Bülbül ün Kahkaha Gülü nden izin istemesi, Bülbül< ün> Kahkaha Gülü nden izin alıp Kızıl Gül< ün> yanına gitmesi] V.2. KahramanYönündenDikkat Çeken Farklılık Bülbül ün âşık olduğu ikinci bir Gül: Kahkaha Gülü Doğu Türklük sahasında yazılan her iki eserde de (Hırkatî ve Salâhî nin eserleri) Bülbül ün âşık olduğu Kahkaha Gülü adında ikinci bir gül vardır. Bu kahramanın Gül ü Bülbül ve Muhabbetname ve Mihnetkam daki özellikleri ve olaylara dâhil edilişi dikkate alındığında bunun beşerî aşktan ilahî aşka geçiş düşüncesini daha somut bir biçimde anlatmaya yardımcı olduğu düşünülebilir. Bu düşünce, Batı Türklük sahasındaki ilgili eserlerden farklı olarak Bülbül ün âşık olduğu iki ayrı gül üzerinden alegorik bir üslupla anlatılır. Hırkatî ve Salâhî de Bülbül, manevî yolculuğu sırasında Kahkaha Gülü ne ve Kızıl Gül e âşık olur. Batı Türklük sahasında Bülbül ün âşık olduğu ikinci bir gül (Kahkaha Gülü vb.) yoktur. Bu sahadaki söz konusu eserlerde Saba nın (Nesim, Bad) Bülbül e Gül ü anlatması, Bülbül ün gönlüne aşk ateşinin düşüp Gül ün bulunduğu şehre doğru yola çıkması ve hikâyelerin

74 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 64 sonuna kadar sadece kendisine anlatılan ya da gördüğü Gül e âşık olması şeklinde sürüp giden bir olay örgüsüyle karşılaşılır. Hırkatî-Muhabbetname ve Mihnetkam: Henüz Kızıl Gül den bahsetmeyen Saba Bülbül den sevgilisinin adını sorduğunda Bülbül, çimen çiçeklerinin sultanı olan Gül-i Kahkah cevabını verir. Dolayısıyla Bülbül, Kızıl Gül den önce Kahkaha Gülü ne âşık olur. Daha sonra Saba, Bülbül ün sadık ve uygun bir âşık olduğunu anlamasıyla öğütlerde bulunarak Bülbül ü Kahkaha Gülü nden vazgeçirip Kızıl Gül e yönlendirir: Dėdi: ati aniñdur gul-i ķehķeh, Çemenniñ gullariġe ol ėrur şeh. (Hırkatî-MM 75/5; Boltabayev 2012: 107) [(Bülbül) dedi: Onun adı Kahkaha Gülü dür. O çimenliğin çiçeklerine sultandır.] Atin nageh sebaġe aydi bu ķuş, Tutaşıp caniġe ot, boldi bihuş. (Hırkatî-MM 75/6; Boltabayev 2012: 107) [Bu kuş (Bülbül), Saba ya (sevgilisinin) adını söyleyince canına ateş tutuşup kendinden geçti.] Seba bulbulġe yar-i muvafiķ ve aşiķ-i sadiķ me lum ķilip, bulbulniñ köñlini gul-i ķehķehdin te rif ķilip, ķizil gul ķaşiġe teklif ķilġan (Hırkatî-MM; Boltabayev 2012: 107) [Saba, Bülbül e münasip sevgili ve sadık âşığı anlatıp Bülbül ün gönlünü Kahkaha Gülü yle tarif edip Kızıl Gül< ün> yanına <gitmeyi> teklif etmesi] Salâhî-Gül ü Bülbül: Bülbül, Kızıl Gül ün dikeninin derdinden dolayı Kızıl Gül den ayrılıp çimenlikteki Kahkaha Gülü ne âşık olur. Ancak Saba nın uzun uğraşları, sürekli Bülbül e öğütlerde bulunması, Kızıl Gül ile Bülbül arasında birbirlerine yazdıkları gazelleri iletmesi sonucunda Bülbül, Kahkaha Gülü nü terk ederek Kızıl Gül e döner: Bülbül niij Ķızıl Gül niij Tikeniniij derdidin Ķızıl Gül ķaşıdın yamanlap kėtip bir çemenzārġa barıp Gül-i Ķahķah ke Ǿāşıķ bolġanı (Salâhî-GB 47 b /5; Bakırcı 2015: 256) [Bülbül ün, Kızıl Gül< ün> dikeninin derdinden <ve> kötü muamelesinden <dolayı> yanından ayrılıp bir çimenliğe ulaşarak Kahkaha Gülü ne âşık olması] Be-nā-geh kördi Bülbül bir çemen-zār Gül-i Ķahķah açılıp anda gül-zār (Salâhî-GB 925; Bakırcı 2015: 257) [Bülbül ansızın bir çimen bahçesi gördü. Gül bahçesinde Kahkaha Gülü açılmış<tı>.] Gül-i Ķahķah ke boldı zār bülbül Dėdi güller eyā ėy Ǿāşıķ-ı Gül (Salâhî-GB 934; Bakırcı 2015: 258) [Bülbül Kahkaha Gülü ne ağladı. Güller, Ey Gül ün âşığı dediler.] Le<b>-i ġonçe açılıp külse ķahķah Bu bāǿiśdin dėdiler Gül-i Ķahķah (Salâhî-GB 939; Bakırcı 2015: 259) [Gonca dudaklı açılıp kahkaha <ile> güldüğünden dolayı <ona> Kahkaha Gülü dediler.] Gül-i Ķahķah dėgen gül-dāne kördüij Ķızıl Gül din nė dėp sėn yüz övürdüij (Salâhî-GB 1123; Bakırcı 2015: 268) [Kahkaha Gülü denilen gül tane<sini> gördün, Kızıl Gül den ne diye yüz çevirdin?] Eyā Bülbül Ķızıl Gül ķaşıġa bar

75 65 Fatih BAKIRCI Gül-i Ķahķah nı Bülbül tutmaġıl yār (Salâhî-GB 1131; Bakırcı 2015: 269) [Ey Bülbül, Kızıl Gül< ün> yanına git! Kahkaha Gülü nü sevgili <olarak> görme! ] Bülbül niij Gül-i Ķahķah dın ruĥŝat tilege<n>i, Bülbül Gül-i Ķahķah dın ruĥŝat alıp Ķızıl Gül ķaşıġa yėtkeni (Salâhî-GB 59 b /14-60 a /1; Bakırcı 2015: 289) [Bülbül ün Kahkaha Gülü nden izin istemesi, Bülbül< ün> Kahkaha Gülü nden izin alıp Kızıl Gül< ün> yanına gitmesi] V.3. İçerik ve Üslup YönündenDikkat Çeken Bazı Farklılıklar Mevsimler savaşı - Lisanu t-tayr (Kuş dili) anlatıları: Fazlî de, mesnevisinin ortalarına doğru kıskanç Sümbül ün fitnesiyle Diken tarafından hançerlenen Bülbül gül bahçesinden kovulur, ardından Diken in Bülbül ü Bahar Şah a şikâyet etmesiyle Bülbül kafese kapatılır. Diken ile Bülbül arasında yaşanan çekişmenin sonrasında şair bir başka mücadele olan mevsimlerin savaşına (Bahar Şah-Temmuz Şah-Hazan Şah-Kış Sultan; Beyitler) (Öztekin 2002: )yer vererek kendi ifadesiyle hararetli (coşkulu ve heyecan veren) bir kıssa inşa etmiş olur. Böylelikle metnin olay örgüsüne hem yeni karakterlerle birlikte eserde verilmek istenen mesaja uygun alegorları dâhil eder hem de derinlik ve zenginlik kazandırır. Reşk idüp sünbül-i períşān-ģāl Bülbüle fikr idince ģíle vü āl (Fazlî-GB 1513; Öztekin 2002: 345) [Perişan hâldeki Sümbül kıskanıp Bülbül e hileler düşününce] Geldi bu ĥāšırına kim anı Ĥāra ġamz eyleyüp o nālānı (Fazlî-GB 1514; Öztekin 2002: 346) [Aklına şu geldi: O inleyen <Bülbül> ü Diken e gammazlayıp] İşidicek bu sözi şāh-ı bahār Bí-ģużūr oldı didi ki ey yār (Fazlî-GB 1591; Öztekin 2002: 352) [Bahar Şah bu söz<ler>i işitince huzursuz oldu, Ey dost! dedi.] Didi kim bulup ol gedāyı hemān Eyleyüp ķayd ü bend virmeñ amān (Fazlî-GB 1594; Öztekin 2002: 352) [ Derhal o kulu bulup yakalayın, aman vermeyin! dedi.] Bir ģarāretlü ķıŝŝa bünyād it O hevāyile dehri ber-bād it (Fazlî-GB 1647; Öztekin 2002: 357) [Hararetli bir kıssa meydana getir, o istekle dünyayı mahvet!] Bir şehen-şāh idi cihān-efrūz Nāmına dirleridi şāh-ı temūz (Fazlî-GB 1657; Öztekin 2002: 358) [Dünyayı aydınlatan bir şahlar şahıydı; namına Temmuz Şah derlerdi.] Bekâyî ise Fazlî ninkine benzer şekilde eserin ortasında Bahar Şah ile Kış Sultanı nın karşı karşıya gelmesi ve birbirleriyle olan mücadeleleri ( beyitler) (Zavotçu 1997: ). olayların akışına uygun biçimde anlatılır. Araştırmacıların da belirttiği gibi tahkiyedeki bu benzerlikler Bekâyî nin, Fazlî nin Gül ü Bülbül ünden faydalandığını gösterir(zavotçu 1997: ; Öztekin 2000).

76 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 66 Şedídü ž-žulm idi vü ĥayli bed-kām Aña şāh-ı şitā olmışıdı nām (Bekâyî-GB 394; Zavotçu 1997: 518) [Zulmün şiddetiydi ve hayli kötü niyetli<ydi>. Ona Kış Sultanı denilmişti.] Olup şāh-ı bahārla o düşmen Biribiriyle żıd düşmiş ezelden (Bekâyî-GB 395; Zavotçu 1997: 519) [O, Bahar Şah la düşman olup birbirleriyle ezelden <beri> ters düşmüş<lerdi>.] Gül ile bülbülün aşkı etrafında gelişen olayların seyrini genişleterek derinleştirme ve zenginleştirme her iki sahada da görülen ortak bir çabadır. Ancak bu çaba Doğu ve Batı Türklük sahalarında farklı biçimlerde gerçekleştirilmiştir. Fazlî ile Bekâyî de diken-bülbül mücadelesinin yanında bu mücadeleye paralel mevsimlerin savaşı anlatılarak olayları geliştirme yoluna gidilirken Hırkatî ve Salâhî de farklı bir yol tercih edilmiştir. Salâhî de Saba nın rehberliğinde Kahkaha Gülü nden vazgeçip Kızıl Gül e dönmeye karar veren ve Kızıl Gül e ulaşmak için günlerce uçan Bülbül, pek çok kuşun bulunduğu bir vadiye konar; burada sırasıyla Hüma, Tavus, Şah Tuti (Şah Papağan), Kebk (Keklik), Kumru, Fahte (Üveyik), Sufiya (başı, sırtı, kanatları tamamen yeşil, boynu ve göğsü kemiği sarı olan küçükçe bir papağan) ve Hüthüt adlı sekiz kuşla aşka, muhabbete ve tasavvufa dair pek çok konu üzerine sohbet edip dertleşerek içsel yolculuğunu tamamlar ve daha sonra Kızıl Gül ün yanına gider.böylece eserin içinde âdeta ayrı bir eser niteliği gösteren ve lisanu t-tayr denilebilecek uzun bir bölüm ( beyitler) (Bakırcı 2015: ) yer alır. Fazlî deki Bülbül ün Diken in şikâyetleri ve Bahar Şah ın emriyle yakalanıp hapsedilmesi; Bekâyî deki Bülbül ün, Diken yüzünden terk-i diyar edip Çimen ülkesine gitmesi yle başlayan mevsimler savaşı yerine Salâhî de Saba nın telkinleriyle Kızıl Gül e dönmek için Kahkaha Gülü nü terk eden Bülbül ün tasavvuftaki seyr ü süluk (manevî yolculuk) hâlindeki hakikat i arayış yolculuğu yer alır. Bu yolculuk ise lisanu t-tayr üslubuyla anlatılır. Dolayısıyla her üç hikâyede de Bülbül ün Gül le olan derin ayrılığının ardından şairler ana olayla da ilişkilendirerek farklı anlatıları tercih etmişlerdir. Şairin bu tercihlerinde hayal dünyası, şairlik kudreti ve edebî geleneğin getirdiği birikime olan hâkimiyeti gibi unsurlar belirleyici olmaktadır. Salâhî nin Gül ü Bülbül ünde dikkat çekici bir biçiminde karşılaşılan lisanu t-tayr bölümlerinin yer almasında Türk dünyasının en önemli şair ve ediplerinden biri olan ve hem kendi döneminde hem de kendisinden sonra Doğu ve Batı Türklük sahalarında pek çok ismi derinden etkileyen Ali Şir Nevayî nin ( ) Lisanu t-tayr ı (Canpolat 1995)ve bu eser aracılığıyla Nevayî nin daha çocukken elinden düşürmediği Attar ın (öl. 1221) Mantıku t-tayr ının tesirli olduğu düşünülebilir. Nitekim Batı Türklük sahasında eserler yazan Fazlî ve Fazlî nin etkisiyle Bekâyî nin Gül ü Bülbül lerinde görülen mevsimlerin savaşı adlı bölümlerde tartışmalı da olsa Lâmiî Çelebi nin (ö. 938/1531) Kış ile Bahar Sultanlarının Uludağ da kıyasıya mücadelesini anlatan ve alegorik bir eser olan Münazara-ı Bahar u Şita sının(eğri2001) etkili olduğu ileri sürülmektedir 23. Bu tesirler şairlerin edebî kişiliklerini oluşturan temel etkenlerden birinin de okuyup beslendikleri ve etkisi altında kaldıkları şair/yazarlar ve onların eserleri olduğu düşüncesiyle örtüşmektedir. Ayrıca Doğu ve Batı Türklük sahalarında yetişen şair ve yazarların ortak bir temayı işlerken dâhil oldukları edebî ve kültürel alanların şartlarına bağlı olarak farklı kaynakların etkisi altında kaldıklarını da gösterir. 23 Gibb in işaret ettiği bu düşünceyi Fazlî nin Gül ü Bülbül ünü doktora tezi olarak çalışan Nezahat Öztekin, Lâmiî Çelebi nin söz konusu eseriyle Gül ü Bülbül ü karşılaştırıp inceler ancak benzerliğin sadece olayın adından ileri geldiğini ifade eder. Karşılaştırmanın ayrıntısı için bk. (E.J.W. Gibb (1904), A History of Ottoman Poetry, London, c. III, ) Nezahat Öztekin (2002), age, 20,

77 67 Fatih BAKIRCI Salâhî-Gül ü Bülbül: Salâhî, Ali Şir Nevayî nin Lisanu t-tayr ındaki gibi aşk, muhabbet, tasavvuf konularında kendi duygu ve düşüncelerini hikâyenin kahramanlarından olan sekiz kuşa her biri için ayrı başlıklar açarak söyletir. Karşılıklı konuşmalar kimi zaman soru ve cevap biçiminde sürüp giderken her iki eser arasındaki benzer üslup özellikleri dikkat çekmektedir. Salâhî de Bülbül ün; Nevayî de Hüthüt ün Papağan a verdikleri cevaplar ve buna benzer başka örnekler, Gül ü Bülbül ünde vermek istediği duygu ve düşünceleri daha kuvvetle belirtmek için ana olayın sınırları içinde yer alan lisanu t-tayr (kuş dili) biçimindeki küçük anlatılarla Salâhî nin, Nevayî nin Lisanu t-tayr ından istifade ettiği söylenebilir. Bülbül Şāh Šūší niij ģālını soraġanı (Salâhî-GB 68 a /5; Bakırcı 2015: 310) [Bülbül< ün> Şah Papağan ın hâlini sorması] ǾAcāyib ĥōd-pe<s>end-i ĥōd-nümā sėn Ėmesdür ŝāf köijlüij bí-ŝafā sėn (Salâhî-GB1440; Bakırcı 2015: 313) [Çok fazla kendini beğeniyor ve gösterişi seviyorsun. Gönlü temiz <ve> sefa sahibi değilsin.] Hüdhüdniñ cevābı Ĥod-perestí-sin özüŋnüŋ Ǿāşıķı (Nevâyî-LT; Canpolat 1995: 57)[Hüdhüd ün <Papağan a> Cevabı] Ĥod-pesendí-sin meźemmet lāyıķı (Nevâyî-LT589; Canpolat 1995: 58) [Kendine âşık<sın>, kendine taparsın; ayıplanmaya layık<sın>, kendini beğenmişsin.] Vuslat veya Ölüm: Çalışmamıza dâhil ettiğimiz 5 eserden 2 sinin sonunda Gül ile Bülbül arasında vuslat gerçekleşirken 3 ünde gerçekleşmez. İyi sonla bitenler Fazlî ve Hırkatî nin eserleri; kavuşamayıp sonu ölümle noktalananlar Rifâî, Bekâyî ve Salâhî nin eserleridir. Rifâî-Bülbülname: Bülbül, Gül e olan vuslat ümidinin azalmasıyla ağlayıp inlemeye devam eder. Rengi sararıp iyice zayıflar, Mecnun gibi Gül ün aşkıyla bir süre dolaşır ve sonunda Gül e kavuşamadan ölür. Ruĥı zerd ü teni olmışdı bārík Görinürdi cihān çeşmine tārík (Rifâî-B. 273; Ayan 1981: 28) [Yüzü sararmış ve vücudu zayıflamıştı; dünya gözüne karanlık görünüyordu.] Be-ġāyetde bu cān virmek cihān içre girān idi Anı bāzār-ı Ǿışķuñda ben erzān eyledüm gitdüm (Rifâî-B. 319; Ayan 1981: 31) [Dünyada bu can vermek <işi> çok zordu, ben onu <senin> aşk pazarında kolaylaştırıp gittim.] Kara Fazlî-Gül ü Bülbül: Bahar Şah ın kazandığı mevsimler savaşının ardından Bülbül serbest kalır ve Gül şehrine doğru uçar, Gül le bir araya gelir. Vuslatın gerçekleştiği hikâyede, âdeta masalsı bir sonla karşılaşılır. Mesnevi Gül şehrindeki pek çok dostun da katıldığı sohbet ve eğlence meclisleri ve Bülbül ün şarkılarıyla son bulur. Gül ü Bülbül ķalup tek ü tenhā İtdiler bezm-i ĥāš-ı bí-pervā (Fazlî-GB 2332; Öztekin 2002: 418) [Gül ile Bülbül baş başa kalıp çekinmeden özel meclis kurdular.] Bir birine idüp mülāyemeti

78 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 68 Ķıldılar şevķile muŝāģabeti (Fazlî-GB 2333; Öztekin 2002: 418) [Birbirlerine mülayimce davranıp şevkle sohbet ettiler.] Gelmeyüp gözlerine zerrece ĥāb İçdiler ŝubģ olınca bāde-i nāb (Fazlî-GB 2337; Öztekin 2002: 418) [Gözlerine zerre kadar uyku gelmeyip sabaha kadar saf şarap<tan> içtiler.] İznikli Bekâyî-Gül ü Bülbül: Eser hazanla birlikte Bülbül ün ölümüyle sonuçlanır. Bekâyî beş farklı rivayete yer vererek Bülbül ün ölümünün gerçekleştiğini anlatır. Kefen olmışdı aña berg-i ezhār Olup yārān-ı rişte-sūzını ĥār (Bekâyî-GB 866; Zavotçu 1997: 553) [Zincir <gibi dizilen> yakıcı dostları diken olup çiçeklerin yaprağı ona (Bülbül e) kefen olmuştu.] Daĥı defn eyleyüp bir būstānda Çemend<e> sāye-i serv-i revānda (Bekâyî-GB 869; Zavotçu 1997: 553) [Bir bahçede<ki> çimenlikte yürüyen servi<lerin> gölgesinde defnetmiş<ler>.] Hırkatî-Muhabbetname ve Mihnetkam: Gül, Bülbül ün aşkını sınamak için ona soğuk davranır, Bülbül ise Gül ün vefasını görmek için Gül ü terk eder. Her ikisi de hicranın zorluklarını yaşadıktan sonra Saba nın onları buluşturmasıyla birbirlerine kavuşurlar. Dėdi: ey gul, alip keldim ķuluñni, Sėniñ husnuñge şeyda bulbuluñni. (Hırkatî-MM 115/6; Boltabayev 2012: 146) [Ey Gül, kulunu; senin güzelliğine divane Bülbül ünü alıp geldim.] Ėşitip bu ĥeberni boldi gul şad, Giriftar ėrdi ġemge, boldi azad. (Hırkatî-MM 115/8; Boltabayev 2012: 146) [Gül, bu haberi duyup mutlu oldu, gama tutsaktı, azat oldu.] Salâhî-Gül ü Bülbül: Gül ile Bülbül birbirlerine kavuşmuşken bir bahçıvan gelip ikisini yere vurur; Gül ü yerinden söküp küllerini göğe savurur. Bülbül ü bir kafese kapatarak şehre götürüp bir mezar kazıcısına satar. Bülbül, kafeste Gül ün aşkıyla feryat ederek can verir. Kėlip miskín bularnı tuttı aldı Ayırıp her birin bir yėrge çaldı (Salâhî-GB 1798; Bakırcı 2015: 356) [Kötü <kişi> gelip bunları yakaladı <ve> aldı; her birini ayırıp yere vurdu.] Kėsip tolap çıķardı Gül ni yėrdin Ķalādın otķa çıķardı ķahrın (Salâhî-GB 1832; Bakırcı 2015: 356)[Gül ü kesip çevirip yerden çıkardı. Nefretten kahrını ateşe doğru yükseltti.] Külini aldı vü kökke savurdı Yana Bülbül sarı ol-dem yügürdi (Salâhî-GB 1833; Bakırcı 2015: 356) [Külünü aldı ve göğe savurdu. Sonra o sırada Bülbül< e> doğru koştu.] Ki Gül Ǿışķıda Bülbül çėkti bir āh Ki ol āh ile cānı çıķtı hem-rāh (Salâhî-GB 1803; Bakırcı 2015: 353)[ Bülbül, Gül< ün> aşkından bir ah çekti; böylece <ey> dost, o ah ile canı çıktı.]

79 69 Fatih BAKIRCI Sonuç Türk dünyasında gül ile bülbülün aşkının anlatıldığı müstakil eserler Türkçe veya Farsça olmak üzere Gül ü Bülbül, Bülbül Gül, Bülbülname, Bülbüliyye, Gülşen-i Ebrar ve Maden-i Esrar, Muhabbetname ve Mihnetkam gibi adlarla tespit edilebildiğimiz kadarıyla Batı Türklük sahasında XIII. yüzyılda; Doğu Türklük sahasında ise XV. yüzyılda veya daha önce kaleme alınmıştır. Doğu Türklük sahasında bugüne kadar bilinmeyen veya üzerine herhangi bir bilimsel araştırmanın yapılmadığı Gazi Giray Han, Molla Gurbetî, Hırkatî, Salâhî, Molla Elem Şehryarî gibi şairlerin söz konusu eserlerinin varlığı, gül ile bülbül temasının sadece Batı Türklük sahası merkezli değerlendirilemeyeceğini ortaya koymaktadır. Her iki Türklük sahasının ortak edebî geleneklerinden biri olan gül ve bülbül temalı toplam 22 eser tespit edilmiştir. Bunlardan 14 ü Türklük bilimi çalışmalarına kazandırılırken geriye kalanlar hâlâ yapılacak olan bilimsel araştırma ve incelemeleri beklemektedir. Metin tertibi, olay örgüsü, kahramanlar ve konunun işlenişi bakımından iki sahadaki ilgili eserler üzerine yapılan karşılaştırmalar sonucunda bazı benzerlikler ve farklılıklar tespit edilmiş, bunlar maddeler hâlinde verilmiştir. Ancak bu tespitler dikkate alındığında Türk kültür tarihi açısından esas önemli olanın bu ortak tema etrafında iki saha arasında karşılıklı bir temasın olup olmadığı sorusudur. Bu soruya kesin bir cevap vermek güçtür. Ancak aşağıdaki ihtimallerin cevap arayışımıza yardımcı olabileceğini düşünmekteyiz. 1. Konu, ana olay örgüsü ve bazı kahramanların (gül, bülbül, sabah rüzgârı, diken) hikâyelerde benzer özellikler göstermesi iki Türklük sahası arasında konuyla ilgili doğrudan ve bütünüyle bir etkileşimin varlığını göstermez. Çünkü gül ile bülbülün aşk teması dünyada Doğu ve Batı edebiyatlarında karşılaşılan evrensel bir temadır. Doğu ve Batı Türklük sahalarının birbirlerini takip ettikleri, okuyup anladıkları ve zaman zaman birbirlerinden etkilendikleri hatta nazireler yazdıkları (Nevâyî nin Ferhad ü Şirin ine Batı da Lâmiî Çalebi nin Ferhatname yi nazire olarak yazması vb.) bilinmektedir. Ancak gül ve bülbül temalı eser yazma konusunda çalışmamıza dâhil ettiğimiz eserler üzerine yaptığımız karşılaştırmalarla Doğu dakilerin Batı dakileri -ya da tam tersi- takip ettiği veya onlardan etkilendiklerini söylemek güçtür. Bu hususta Doğu Türklük sahasındaki şair ve yazarlar kendi içlerinde birbirlerinden etkilenirken (Molla Gurbetî-Salâhî-Hırkatî) Batı dakiler de aralarında birbirlerini takip etmişlerdir (Rifâî-Fazlî-Bekâyî; Ömer Fuadî- Birrî). Mevcut eserler arasında bu durumun dışında kalan ise karşılaştırma noktasında çalışmamıza dâhil etmediğimiz Abdurrahim Otuz İmenî nin Doğu Türkçesiyle kaleme aldığı Gül ü Bülbül üdür. Zavotçu, motif benzerliğinde Otuz İmenî nin, Batı da Vahidî, Ömer Fuadî ve özellikle Bekâyî nin eserlerinden etkilenmiş olabileceğini ileri sürer (Zavotçu 1997: ). Bu durum, Kazan Hanlığı sınırları içinde yaşayan Otuz İmenî nin Batı Türklük sahasının etki alanına coğrafî olarak daha yakın olmasının getirdiği bir etkilenmeyi de akla getirmektedir. 2. Batı Türklük sahasında gül ile bülbül teması içerik yönünden iki temel olay etrafında gelişmiştir: 1. Feridüddin Attar ın Bülbülname sinin etkisiyle bülbülün güle olan aşkını kıskanıp bazı kuşlar veya çiçeklerin bülbülü kuşların dilini bilen Hz. Süleyman a (Vahidî, Ömer Fuadî, Birrî) veya bir devlet büyüğüne (Hayatî, İlmî) şikâyet etmeleriyle gelişen olaylar. 2. Gül ile bülbülün, sabah rüzgârı aracılığıyla birbirlerini tanımaları ve âşık olmaları temelinde yaşanan olaylar (Rifâî-Fazlî-Bekâyî). Doğu Türklük sahasında -mevcut metinlerden hareketle- bu iki farklı ana olay örgüsünden sadece ikincisi; gül ile bülbül arasında saba aracılığıyla yaşanan aşk çerçevesinde ortaya çıkan olaylar işlenmiştir (Hırkatî ve Salâhî). Bu konuda Doğu Türklük sahasının Batı Türklük sahasını doğrudan

80 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 70 takip etmesi ve bundan etkilenmesi söz konusu olsaydı Batı da iki temel olay örgüsünden biri olan Attar ın Bülbülname si merkezli bir hikâyenin de işlenmesi gerekirdi. 3. Her iki Türklük sahasına ait ilgili eserler kahramanlar açısından incelendiğinde Bülbül ün, Kızıl Gül ün yanında âşık olduğu ikinci bir gül olan Kahkaha Gülü sadece Doğu Türklük sahasında görülmektedir. Doğu da XVII. yüzyılda veya daha önce -Molla Gurbetî Gül ü Bülbül ü daha önce de yazmış olabilir- yazılan gül ve bülbül temalı eserlerdeki her yönüyle farklı olan Kahkaha Gülü veya buna benzer bir kahramana yapılan taramalar sonucunda Batı Türklük sahasındaki gül ve bülbül hikâyeli eserlerin hiçbirinde rastlanmadı. Bu da Doğu ile Batı Türklük sahasının söz konusu temayla ilgili etkileşimini aydınlatması bakımından dikkat çekici bir diğer husustur. 4. Eserlerdeki aşk teması, olay örgüsü, bazı kahramanlarla ilgili benzerliklerin yanı sıra metinlerin düzenlenişi, hikâyelerin sonu, konunun işleniş biçimi gibi noktalarda görülen farklılıklar, şairlerin yeni bir plan ve değişik bir yorum oluşturma çabaları olup her iki sahada da görülmektedir. Şairlerin aynı veya benzer konuları yeni bir görüş ve farklı bir ruhla yeniden ele alıp işleme çabası, Doğu ve Batı Türklük sahalarında bir yandan gül ve bülbül yazma geleneğinin oluşmasını bir yandan da gül ve bülbül temalı özgün eserlerin meydana getirilmesini sağlamıştır. Bu da onların okuyup etkilendikleri isim ve kaynak eserlerin farklı olabileceğini düşündürmektedir. Bu farklılık şairlik kudretleri, bulundukları sahanın tarihî, siyasî ve kültürel şartlarına bağlı gelişen sanat ve dünya görüşlerinin yanında takip ettikleri ve tesiri altında kaldıkları isim ve eserlerle de ilgilidir. Doğu da Salâhî nin aşk, sevgi ve tasavvuf hakkında söylemek istediği duygu ve düşünceleri kuşlara söyleterek eserine özgünlük kazandırdığı lisanu t-tayr (kuş dili) üslubunun arkasında Nevâyî nin Lisanu t-tayr ını hatırlamamak mümkün değil. Benzer biçimde Batı da Fazlî deki uzunca bir bölüm olan mevsimler savaşını eserine yerleştirmede -ismen de olsa- Lâmiî Çelebi nin Münazara-ı Bahar u Şita sını unutmamak gerekir. Kaynakça AGİŞ, Fazıl (1994), Abdurrahman Utuzimeni nin Gül ü Bülbül ü ve Türk Edebiyatında Gül ü Bülbül Yazanlar, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. AYAN, Hüseyin (1981), Rifâ î Bülbülname, Emek Matbaası, (b.y.). BAKIRCI, Fatih (2015), Doğu Türklük Sahasında Gül ve Bülbül: Salâhî Gül ü Bülbül-I, Saarbücken: Türkiye Alim Kitapları. BOLTABAYEV, Saidbek (2012), Muhabbetnâme ve mihnetkâm: (Transkripsiyon-Gramer İncelenmesi),Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. BUĞRA, Mehmet Emin (1987), Şarkî Türkistan Tarihi, Ankara. Bursalı Mehmed Tahir (1333), Osmanlı Müellifleri, C: 2, İstanbul. Bursalı Mehmed Tahir (1335), Kırım Müellifleri, İstanbul. CAFEROĞLU, Ahmet (1984), Türk Dili Tarihi II, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları. CANPOLAT, Mustafa (1995), Ali Şir Nevâyî Lisanü t-tayr, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. ÇELİK, Bilal (2012), Saidiye Hanlığı ve Hocalar Devri Kaynakları ( ), History Studies Internatıonal Journal of History, Vol. 4, 65-89

81 71 Fatih BAKIRCI DMITRIEVA, L. V. (2002), Katalog Tyurkskih Rukopisey,Moskova: İnstituta Vostokovedeniya Rossiyskoy Akademi Nauk,İzdateliskay Firma Vostoçnay Literatura Ran. ECKMANN, Janos (1988), Çağatayca El Kitabı, Çev. Günay Karaağaç, İstanbul: Edebiyat Fakültesi Basımevi. EĞRİ, Saadettin (2001), Bir Bursa Efsanesi Bahar Sultânı ile Kış Şehriyârı'nın Uludağ'da Savaşı (Münâzara-i Sultân-ı Bahâr Bâ-Şehriyâr-ı Şitâ), İstanbul: Kitabevi Yayınları. EKREM Erkin (1996), Doğu Türkistan da Sûfî Hocalar, Ankara: Erdem, C: VIII, S: 23, ERASLAN, Kemal (2001), Alî-Şîr Nevayî Mecâlisü n-nefâyis I (Giriş ve Metin); II (Çeviri ve Notlar),Ankara:Türk Dil Kurumu Yayınları. ERTAYLAN, İsmail Hikmet (1958), Gâzi Geray Han, Hayatı ve Eserleri, İstanbul: Ahmed Said Basımevi. HOFMAN, H. F. (1969), Turkish Literature A Bio-bibliographical Survey, Section III. Part I. Utrecht. İSEN, Mustafa (1998), Sehî Bey Tezkiresi Heşt-Behişt, Ankara: Akçağ Yayınları. İNAYET, Alimcan (2004), Uygur Halk Destanları I, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. KAŞGARLI, Sultan Mahmut (2002), Uygur Türkleri Edebiyatı, Türkler, Yeni Türkiye Yayınları, C: 19, Ankara, KAŞGARLI, Sultan Mahmut (2004), Uygur Türkleri Kültürü ve Türk Dünyası, İstanbul: Çağrı Yayınları, İstanbul. KILIÇ, Filiz (2010), Âşık Çelebi Meşâirü ş-şuarâ İnceleme-Metin, C: 2, İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları. KÖPRÜLÜ, Fuad (1988), Çağatay Edebiyatı, İslam Ansiklopedisi, C: 3, Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı, KÖSE, Nerin(1962), Kızıl Gülüm Destanı, Ankara:Türk Kültürü Dergisi, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, KÖSE, Nerin (1994), Gül Bilbil Destanı, MillîFolklor, S: 24, LEVEND, Agâh Sırrı (1988), Türk Edebiyatı Tarihi I,Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 3. baskı. OSMAN, Gayretcan; İSMAYİL Osman vd. (2005),Uygurlarning Kadimki Edebiyati II, Urumçi: Şincang Maârip Neşriyatı. ÖNER, Mustafa (2009), Kazan-Tatar Türkçesi Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. ÖZKAN, Mustafa (1996), Gül ü Bülbül, TDV İslam Ansiklopedisi, C: 14, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, ÖZTEKİN, Nezahat (2000), İznikli Bekâyî nin Gül ü Bülbül ü ile Fazlî nin Gül ü Bülbül ünün Karşılaştırılması, (Bekâyî nin Gül ü Bülbül ünün Metni ve İncelenmesi),İzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları. ÖZTEKİN, Nezahat (2002),Fazlî Gül ü Bülbül, İzmir: Akademi Kitabevi. Salâhî, Gül ü Bülbül, [Tıpkıbasım],Risâle-i Mecmu a z-zerâ if ve Mahzenü l-letâ if,kâbil: yp. 1 a -48 a.

82 Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül 72 SERTKAYA, Osman Fikri, Osmanlı Şairlerinde Ali Şir Nevayî Tarzı ve Nevayî de Anadolu da Yazılan Nazireler, Ali Şir Nevayî nin 560. Doğum, 500. Ölüm Yıl Dönümlerini Anma Toplantısı Bildirileri,24-25 Eylül 2001, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, TANÇ, Nilüfer (2009), Rifâî den Oscar Wilde a Gül ve Bülbül, Erzurum: Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S: 39, TOPARLI, Recep; ÇÖGENLİ, Sadi (1994), Halim Giray Han Gülbün-i Hânân, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yayınları. TUĞ, Kadir (2004), Doğu Türkistan da Hocalar Dönemi,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bişkek: Kırgızistan-Türkiye Manas Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. (2001), Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi Türkmenistan Türk Edebiyatı, Ankara: BakanlığıKültür, C: 10. (2001),Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi Tatar Edebiyatı II,Ankara: Kültür Bakanlığı, C: 18. TÜRKOĞLU, İsmail; MARAŞ, İbrahim (2007), Abdurrahim Otuz-İmenî, TDV İslam Ansiklopedisi, C: 34, İstanbul:Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, s URUNBAYEV, A. U.;ÇABROV G. N. (1989), Katalog Fonda İnstituta Rukopisey,Taşkent: İzdatel stva Fan Uzbekskoy SSR, C: 1. UZUN, Mustafa (1996), Gazi Giray Han II (Edebî Yönü), TDV İslam Ansiklopedisi, C: 13, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul, ZAVOTÇU, Gencay (1997), Türk Edebiyatında Gül ve Bülbül Mesnevileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. ZAVOTÇU, Gencay, Türk Edebiyatında Gül ve Bülbül, Türkler, C: 5, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002 s

83 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 QESHQER UYĞURLİRİNİÑ DEPNE MURASİMLİRİ Funeral Tradions in Kasghar Uyghurs Hebibulla TURSUN UYĞAR Özet Azizane Kaşgar, Uygurların önemli ilim ve kültür merkezlerindedn biridir. Bu gizemli ve büyüleyici mekânın anlayışlı, inançlı ve çalışkan insanların tarihin en eski dönemlerinden beri oluşturdukları büyük kültür mirasları içinde folklor ürünleri ayrı bir yer tutmaktadır. Makalede ele alınan konuda, Kaşgar Konaşeher ilçesi, Taşmilik Köyü, Yenişeher ilçesi, Yamanyar Köyü, Barin Köyü, Yarkent ilçesi, Tağaçi Köyü, Peyzavat ilçesi, Ördeklik Köyü örnek seçilmiştir. Makalede, folklor ürünlerinden defin adetleri ve özellikle Kaşgar Uygurlarının ölüm adetleri üzerinde durulmuştur. Anahtar Sözcükler: Kaşgar Uygurları, ölüm, defin adetleri. Abstract Kashghar has been one of the cultural and intellectual centers of Uyghur society. People in this mysterious and fascinating land are kind, hard working, hospitable, wise and faithful, for centuries among their Uyghur cultural heritage folklore has been of outstanding importance. In this paper, taking Tasmiliq village of Kona sheher county, Yamanyar and Barin village of Yengi sheher county, Taghachi village of Yarkend county, Ordeklik village of Peyzawat county, Kashghar district (city) as examples. We discuss about funeral rites of modern Kashghar Uyghurs in the field of folklore. Keywords:Kashghar Uyghurs, death, funeral traditions. Qisqiçe Mezmuni Ezizane Qeşqer Uyğurlarniñ muhim meripet ve medeniyet böşükliridin biri. Uşbu xasiyetlik ana diyarniñ parasetlik, étiqadliq, mulayim ve tirişçan puqraliri tarixtin béri yaratqan katta medeniyet mirasiliri içide folklor medeniyiti muhim orunda turidu. Makalidiki mezmunlirda, Qeşqer şehiri Konaşeher nahiyesi, Taşmiliq yézisi, Yéñişeher nahiyesi, Yamanyar yézisi, Barin yézisi, Yerken nahiyesi, Tağaçi yézisi, Peyzavat nahiyesi, Ördeklik yézisi misal qilindi. Mezkur maqalide, folklor terkibidiki depne adetliri, cümlidin künimizdiki Qeşqer Uyğurliriniñ depne murasim adetliri heqqide toxtilimiz. Açquçluk Sözler: Qeşqer Uyğurliri, ölüm, depne adetliri. Ölüm insan hayatiniñ axirlişişidur, şundaqla kişilik turmuştiki ğayet zor tiragédiyedur. Ölümni uzitiş şekilliri herqaysi milletlerde, mueyyen medeniyet qatlimi ve melum dinniñ tesiride élip bérilidu. Şuniñdek künimizdiki Qeşqer Uyğurliriniñ depne adetliridimu ğ dininiñ tesiri mutleq üstün orunda turup kelmekte. Qeşqer Uyğurlar olturaqlaşqan başqa Şincañ Univérsitéti Filologiye İnstituti Vesiqeşunasliq Kespiniñ Aspiranti, Şincañ Yazma Yadikarliq Tetqiqat Bazisiniñ Tetqiqatchisi, Urumqi-ÇİN, E-posta:

84 73 Hebibulla TURSUN UYĞAR yurtlarğa sélişturğanda birqeder burun şeherlişiş medeniyitige qedem qoyğan bolupla qalmay, ğ dinimu baldur tarqalğan yurt. ğ dini diyarimizda tarqalğan miñ yildin béri esliy haliti bilen birge her xil mezhep-éqmilirimu belgilik dericide siñip kirdi. Qeşqer Uyğurliri İslam dininiñ sünniy mezhipige teve. Qaide-yosunlarda İslam dininiñ esliy adetlirige qarita islahat qiliş arqiliq bir qeder erkin boluş teşebbusini qollaydiğan henefiye guruhiğa mensup boluştin taşqiri, yene yéñdin baş kötürvatqan İslamiyetniñ esliy qaide-qanunliriğa qattiq emel qilişni teşebbus qilidiğan vahabiye mezhipigimu mensup. 1 Bu ikki mezhepniñ Qeşqer Uyğurliriniñ depne adetliride, bolupmu ölüm murasimida ipadilinişi intayin gevdilik bolmaqta. Bu mezhepler Qeşqerniñ herqaysi caylirida oxşaş bolmiğan dericide tarqalğan. Eslide henefiye mezhipiniñ tesiri küçlük idi, emma 20- esirniñ 80- yilliridin kéyin vahabiye mezhipiniñ tesiri sel kéñiyip qaldi. Qeşqer Uyğurliriniñ ölüm adetliride, yuqirida tilğa alğan ikki mezhepniñ roli ve tesiri sevebidin qismen perqler mevcut. Henefiye mezhipiniñ bu rayondiki tarixiy uzun bolğanliqtin, yene kélip yerlikniñ örp-adetlirige siñişip ketkenliktin bu rayonğa bolğan roli ve tesiri asasiy orunda turmaqta. «Vahabiye mezhipiniñ qismen tesir yéqindin buyan, bolupmu 20- esirniñ 80 - yilliridin kéyin siñip kirmekte. Mesilen, Vapat bolğuçiğa atap nezir qiliş kérekmu -yoq? Qarliq tutuş kérekmu-yoq? dégendek mesililer heqqide mueyyen perqler şekillendi. Bundaq çoñ-kiçik mesililer Qeşqer tevesidiki herqaysi yurtlarda perqliq bolupla qalmay, yene bir yurt içidiki herqaysi camaetçilik arisidimu oxşimiğan dericide perq bar». 2 Biz Qeşqer Uyğurliriniñ ölüm yétim adetlirini tetqiq qilğinimizda, yenila bu rayonda asasliq orunda turuvatqan henefiye mezhipi asasida şekillengen adetlerni nuqtiliq tilğa élip ötimiz. Qeşqer Uyğurliriniñ depne murasim adetliri ölümdin avvalqi teyyarliq, vapat bolğandin kéyinki işlar ve perhiz adetliri, méyit uzitiş qatarliqlar. Qeşqer Uyğurliri ölümdin avval şu kişiniñ yaki öziniñ emeliy ehvaliğa qarap az-tola teyyarliq qilip qoyidu. Bolupmu yaşanğanlar, bu ehval asasen saq vaqtiki teyyarliq, késel vaqtiki teyyarliq yaki tasadipiy birer kélişmeslik yüz bérip uştumtut ölüp ketkendiki teyyarliq qatarliqlar. Buniñ içidiki saq vaqtiki teyyarliq asasen tövendikidek: Hayatliq nezirsi bériş: Hayatliq nezirsi bu yéqinda yéñdin peyda bolğan bir xil depne murasim şekli bolup, qismen yaşanğan kişiler vapat boluştin ilgiri savabliq izleş hemde depne işliriniñ asanliqini arzu qilip ötküzvatqan bir xil nezir şekli. Bu ehval Qeşqerdimu mevcut. Beziler bundaq qilişqa bolmaydu, dep qaraydu. Ular «Ölüm allah teripidin bolidu, can Xudaniñ ilkide, şuña ölümdin avval bundaq işlarni qiliş herbir musulman bendisige durus emes, dep ötküzmeydu». 1 Sünniy mezhipige teve töt tarmaq mezhepniñ biri bolup, Ebu Henife Numan asas salğan. Uniñdin kéyin Henefiye mezhipiniñ qanunliri Ebu Yüsüp Yaqup (795- yili vapat bolğan), Quduriy (1036- yili vapat bolğan) we başqilar teripidin tüzülgen. Iraqta meydanğa kélip, İslam tarqalğan barliq memliketlerge kéñeygen. Henefiye qanuni nisbeten yumşaq ve qolayliqraq bolğanliqi, xelqning yerlik enenilirini étibarğa alğanliqi seveblik keñ tarqalğan. Bu mezhepniñ tesiri birqançe Erep döletliri, Türkiye, Hindistan, Pakistan, Bingal, Cunggo musulmanliri arisida hélihem mevcut. «Qisqiçe İslam Luğiti», Şincañ Helq Neşriyati, 180-bet. Vahabiylar İslamdiki diniy, siyasiy éqim, 18- esirde meydanğa kelgen. Muhemmed İbn Abdul Vahab ( ) asas salğan. Vahabiylarniñ asasiy eqidisi bir xudaliqni terğib qiliştur. Qur an ve hedis asasida «dinni tazilaşqa» İslam dinini Muhemmed peyğember vaqtidiki halitige keltürüşke çaqirğan. «Heqiqiy İslam»niñ yéşil bayriqi astiğa birleştürüşke çaqirğan. Ular «muqeddes caylar»ğa ziyaret qilişni, evliya ve mazarlarğa séğinişni, zahidliqni eyibligen. Addiy kiynişni, kemter boluşni, eyiş işretke bérilmeslikni terğip qilan. (Qisqiçe İslam Luğiti 1996: ). 2 Osman Muhemmdi Kara Qutluq bilen ötküzülgen söhbet xatirisi, «Qeşqer Şehiri Puqraliriniñ Ölüm-Yétim Adetliri Heqqide», yili 1- ayniñ 18- küni.

85 Qeshqer Uyğurliriniñ Depne Murasimliri 74 Qebre: Qebre qaturuş méyitni yerlikige qoyup bolğandin kéyin orundilidu. Qebre qaturuş kéyinki devrlerde méyitni yoqlaş, qebre ziyariti qiliş üçün bolidu. İslam kitablirida peyğember eleyhisalam Osman Binni Mezuni niñ qebrisi üstige bir taş bilen belge qoyup qoyğanliqi qeyt qilinğan. Diyarimizda qebre qaturuş asasen topa dövlep addiy qebre şekillendürüş ve uzunluqi ikki métir, keñliki bir yérim métir, égizliki ellik santimétir kélidiğan tik tötbuluñ şekillik supa üstige diyamétiri 60 santimétir, uzunluqi bir yérim métir kélidiğan silindirsiman pomzek üstige qondurup yasilidu (Bu xil qebriler xam kések yaki pişşiq xiştin qopurulidu). Bu xildiki qebre méyit depne qilinğan küni yaki qurban héytniñ birinçi, ikkinçi küni qaturulsa savab bolidu, dégen qaraşlarmu bar. İslamda «Méyitniñ qebrisini yasiğanda sünnet teriqiside yer yüzidin bir ğériç kötürüp üstini uçlap çoqqa çiqirip qoysa bolidu. Qebrini kötürmey tüz halitide qoyup bezi taş yaki yağaçlar bilen belge qilip qoysimu bolidu» déyiligen bolsimu, türlük şekillerdiki qebrilerni qaturuş keñ dairide omumlaşqan yillarniñ aldidiki qebriler üç pelempeylik supa üstide yatquzulğan silindir şekillik gümbez yasap sélin ğan (yönilişi şimal cenub). Şimal terep yüzige ölgüçiniñ isim familisi, tuğulğan, vapat bolğan vaqti, yéşi xatirilengen. Yene bezilerniñ bu xildiki qebriliri beldin yuqiri kélidiğan töt çasa öñkür tam içige élin ğan. Yéqinqi zamanlarda qebriler mermer taş yaki bitondin qaturulğan qebre téşi (qebre téşiğa isim-familisi, tuğulğan, vapat bolğan vaqti, yéşi oyulğan) turğuzulğan yaki tömürdin rişatka şekillik caza yasap şimalğa yüzlengen teripige gümbez şekillik qeley çaplinip ikki yéniğa ve gümbez şekliniñ üstige oğaq ay şekli çüşürülüp, kök sirda sirlanğan hemde gümbez şekillik qeley taxtiğa aq, qizil yaki qara sirda ölgüçiniñ isim-familisi, tuğulğan, vapat bolğan vaqti, yéşi yézip qoyulğan. Yer yüzidin kötürülüp turğan qebre topisi rişatqa dairisige élinğan. Bir aile üçün alğan görniñ etrapiğa beldin yuqiri tam yasaydiğanlar hemde méyit qoyulğan görge birdin qebre téşi tikleydiğanlarmu bar. Qebre yoqlaş: Qebre yoqlaş musulmanlarğa yaxşi sanalğan iştur. Qebre yoqliğuçilar avval pütkül qebristanliqqa yüzlinip öre turup «Essalamu eleykum ehle diyari minel mömine ve muslimine ve inna inşaellahu bikum lahiqune, nesielullahu lena velekumul apiyete» (Mömin musulmanlar yurtniñ ahalisi, silerge salametlik tileymen. Xuda xalisa bizmu çoqum silerniñ arqañlardin barimiz, özimiz üçünmu, siler üçünmu Allahtin amanliq tileymiz) dep du a qilinidu. Andin öz tuğqanliriniñ tupraq béşiğa bérip yükünüp olturup özi bilidiğan sürilerni oqup dua qilidu. Köz yéşi qilsimu ün sélip yiğlaşqa bolmaydu. İslam şeriti boyiçe rohlardin medet tileşke qetiy bolmaydu. Peqet hayat kişiler uluğ Allah Taaladin ularniñ gunahni meğpiret qilip, rehmet işikini éçişni tilisek bolidu, déyilgen. Emma, Uyğurlar arisida hélihem qebre béşida ün sélip yiğlaş, qebrini quçaqlaş, ölgüçidin medet tileş adetliri mevcut. Uyğurlardimu ölgüçiniñ tupraq béşini yoqlaş aditi: Bu adette qebre ziyaret qiliş depmu atilidu. Adette peyşenbe küni seher, cüme küni namazdin yanğanda, héyt namizidin yanğanda bolidu. Buniñ sevebi, ervahlar cüme ve héyt küni mekkige baridiken, peyşenbe, harpa künliri ervahniñ rohiğa atap dua qilsa, ular rohluq halda sepniñ aldida mañidiken. Bolmisa béşini töven sélip arqida mañidiken. Namazdin yanğanda ervahniñ rohi qebre üstige çiqip uruq-tuğqanliriğa telmürüp olturidiken. Bolupmu héytlarda yoqliğuçilar intayin köp bolidu. Tupraq béşiniñ öre-töpe bolup ketmesliki, er-ayallarniñ doquruşup yürmesliki üçün ayallar harpa küni qebre yoqlisa, erler héyt namizidin qaytip yoqlaydu. Uniñdin başqa ölgüçiniñ tuğulğan, vapat bolğan künliri, yiraq seperge atliniştin burun ve qaytip kelgende ixtiyar qilip qebre yoqlaydu.

86 75 Hebibulla TURSUN UYĞAR El arisida yene ademniñ rohi quşlarğa aylinip qebre etrapida çörgileydu deydiğan epsane bolğaçqa, tupraq béşiğa çiqquçilar can-canivarlarğa bérilgen nezir süpitide buğday, qonaq, gürüç qatarliqlarni élivélip çéçip qoyidu. Qoli bilen tupraqniñ topisini boşitip qoyidu (Qebriniñ topisi uçup tursa, ölgüçiniñ bu dunyadiki gunahliri topidek uçup kétip yeñgileydiken). Uyğurlarda yene üç nezirgiçe, qismen caylarda yette nezirgiçe her küni etigende ölgüçiniñ uruq-tuğqanliri, dost- buraderliri yiğilip tupraq béşiğa çiqip Qur an tilavet qilidiğan ehvallar bar. Qebre sétivéliş yaki yasitiş: (Künimizde qebre sétivélişmu nopusniñ köpiyişige egişip şeherlerdiki depne murasim adetliridiki muhim bir mesile bolup qaldi). Bu xil ehval Qeşqerde uzundin buyan mevcut bolup, birqisim mertivlik yaki bay kişiler hayat vaqtida özlirige qebre yastidu (hetta çoñçoñ gümbezlerni yastidiğan ehvallar hélihem mevcut) hemde uni bézeydu. Qebrilerniñ yasiliş şekillirimu oxşimaydu. Qebriler asasen mundaq bir neççe xil bolidu. Böşük şekillik qebre: Böşük şekillik qebre Uyğurlar içide omumlaşqan xas qebre şekli. Qebriniñ çoñ-kiçikliki méyitniñ çoñ-kiçiklikige qarap bolidu. Adette qebriniñ uzunliqi santimétir etrapida bolidu. Balilarniñ qebrisi ularniñ boyiğa teñleştürüp yasilidu. U qebre supisi otturisiğa qopurilidiğan toluqsiman böşük şekli asasida yasilidu. Erlerniñ qebre supisi «xaman toluqni gevdilendürüş üçün ikki pelempeylik, ayallarniñ qebre supisi supida aş yayidiğan noğuç, xémirni ipadileş üçün üç pelempeylik çiqiridu». Böşük şeklini ipadileydiğan qismi supiniñ ottura qisimida santimétir égizlikte yasilidu. Qebre supisidiki supa qatlimiğa asasen er yaki ayalniñ qebrisi ikenlikini bilgili bolidu. Gümbezlik qebre: Gümbezlik qebre Uyğurlar İslam diniğa étiqad qilğandin kéyin barliqqa kelgen qebre şekli. Uniñda İslam binakarliq şekli boyiçe gümbez asasiy gevde qilinip, gümbez içige gör kolinip méyit qoyulidu. Gör üstige qebre çiqirilidu. Gümbezniñ sirtqi qisimi kakil lay bilen suvilidu. Deribcilik qebre: Rişatka otturisiğa böşük şekillik qebre yaki taş-tupraq dövlengen bolidu. İçige tuğ elem qadaşniñmu bir qançe xil menisi bolidu hemde her xil reñlerniñmu simvolluq menisi bar. Adette qebre béşiğa aq rexttin üç burceklik elem tikip qoyulidu. Aq reñlik tuğ adette yaşinip vapat bolğan péşqedemlerniñ qebrisige qadilidu. Qizil reñlik tuğ tuğutida ölüp ketken ayallarniñ qebrisige qadilidu. Kök reñlik tuğ yigitlik basquçiğa yétip yaki yigit bolup ölüp ketkenlerniñ qebrisige qadilidu. Sériq reñlik tuğ qiz bala yaki reşide bolğan qizlarniñ qebrisige qadilidu. (Yiltizlik 2000: 66-67) Tuğ konirap qalsa yéñidin yasap qoyidu. Qeşqer Uyğurliriniñ qebriliriniñ köp qismi şam görlerdin terkip tapqan. Bundaq boluşi şu kişiniñ cemetge qaraşliq ve yaki melum bir dañliq dini ölima kişiniñ méyiti bar cayğa yéqin qoyuştin kélip çiqqan boluşi mumkin. Emma, Uyğurlar uzundin buyan uruq-tuğqanliri yaki uluğ kişiler yatqan yerge yéqin yaki tupraq orni yaxşi bolğan caylarni aldinala igellep qoyuş yaki sétivélişni adet qilğan. Aldinqi ehval yézilarda, kéyinki ehval şeherlerde köprek uçraydu. Bir kişi ölüş aldida amal bar qandaq yerde yétiş arzusi barliqini ailidikilerge uqturup qoyidu. Uqturalmiğan şaraitta öz cemeti depne qilinivatqan cayğa qoyulidu. Buniñda quyuq İslam tüsi bar.

87 Qeshqer Uyğurliriniñ Depne Murasimliri 76 İslamiyette ölgüçi ölümdin ilgiri melum cayda yétişni vesiyet qilğan bolsa, uni şu yerge depne qilsa bolidu. Başqa seveb bolmisa ölgen cayniñ özige depne qilsa yaxşi bolidu. Ebu İbni Zubeyri isimlik bir sahabiniñ bayan qilişiçe, Muhemmet peyğemberniñ ayali Aişe öz vesiyiti boyiçe beqi göristan dégen cayğa depne qilinğan. Qeşqer Uyğurliriniñ uruq-tuğqanlarniñ méyitliriniñ bir yerge qoyuluşi ularniñ arzusida «u dunyadimu bille yaşaşni» meqset qilğan boluşimu mumkin. Kéyinki evladlarniñ yoqlap turuşini hemde qebrilerni asan tépişini, özlirige dua qilişini arzu qilğan, şundaqla uruqtuğqanliq zencirini çiñ bağlaş sevebidin bolğan boluşi mumkin. Uniñdin sirt, Qeşqer Uyğurlirniñ cemet qarşi nahayiti küçlük bolğanliqtin köpinçe kişiler meyli namrat ve yaki bay bolsun, herbir cemetniñ öz aldiğa bir bölük qebristanliqi bar. Aldirap méyitni başqa cemetniñ qebristanliqiğa qoymaydu. Bu xil qebre qaturuş şekli gerçe İslam dinniñ mahiyiti yaki munasivetlik ehkamliriğa uyğun bolmisimu, lékin cemet qebristanliqni bir cayda boluşi İslam dini teşebbus qilidiğan inaqlq-ittipaqliq ve birlikniñ başqiçe bir xil ipadilişi mumkin. Omumen, Qeşqerdiki köpinçe kişilerniñ qebrisi addiy-sadda bolup topa qebridin terkip tapqan. Biz yuqirida tilğa alğinimizdek, Qeşqer Uyğurlirida İslam dinniñ ehkamliriniñ, cümlidin eqide-étiqadniñ tesiri quyuq. Çünki Muhemmed eleyhisalamniñ «Méniñ qebrem zémin üstidin peqet ikki ğériç üstün bolsun...» dégen vesiyitige emel qilip, heyvetlik qebre qaturuş peyğember yolidin çiqqanliq dep qaraydu. Şu sevebtin Qeşqer Uyğurliriniñ köpinçisiniñ qebrisi intayin addiy topa qebrilerdur. Sekrat üstidiki teyyarliq: Teyyarliq: Sekratqa çüşüş (kişilerniñ oxşimiğan sevebler tüpeylidin can üzüş aldida turğan halitini körsitidu) insanniñ paniy alemdin baqi alemge qilidiğan sepiriniñ eñ halqiliq vaqti bolğaçqa, muşu peyttiki teyyarliq tasadipiy ehval yüz bermigen şaraitta intayin etrapliq teyyar qilinidu. Lékin sekrat vaqtiniñ qaçan kélidiğanliqi éniqsiz bolğanliqtin bezi işlarğa ülgürelmesliki mumkin. Sekrat vaqti bilinse, şarait yar berse aldi bilen taharet élinidu. İkki reket yaki töt reket namaz oqulidu. Héç bolmiğanda kelime şahadetni oquydu. Navada qérliq, acizliq yaki késel bolup şuni bayqisa, késel éğirlaşqan kündin başlap Qur an savati bar bir kişi mezkur késel yaki sekrat üstidiki adem qéşidin üzülmeydu. Öy igiliriniñ özliri Qur andin savati bolsa, öydin çiqmay süre oqup dua qilidu. Bolmisa yéqin etraptiki imam (késel ayal kişi bolsa büvi)ni teklip qilip «süre yasin»ni oqutidu. Kelime şahadet ögitilidu. Aldin teyyarlanğan «dimide süyi» içürülüp, raziliq soraydu. Éytilişçe, can üzüş aldidiki adem biaram halette turğanda éğiziğa üzüldürmey su témitip turmisa, del muşu peytte şeytan késelge su teñlep «imaniñni berseñ su bérimen» dep qaymuqturamiş. Biaram bolup azablanğan késel ağziğa su témitilmisa şeytanniñ keynige kirip imanini su tégişip u dunyağa imansiz kétermiş. Şuña herqandaq ehval astida sekratqa çüşken kişiniñ éğiziğa su témitidu hemde «süre yasin»ni oqup, hurup turidu. Sekrattiki kişiniñ şahadet bilen kétişini, amanetni tapşuruş ceryaniniñ asan boluşni tileydu. Képenlik: Köpinçe ehvalda képenlikni ayallar sekrattin avval teyyarlap qoyğan bolup, erler teyyarlimaydu. Méyit can üzgendin kéyin şu erniñ tuğqanliri teyyarlaydu. Qeşqer Uyğurlirida er vapat boluştin ilgiri asasen képenlik teyyarlimaydu. Képenlik adette mata, xesse, aq rextte teyyarlinidu. Erler üç qat, ayallar beş qat képenlidu. (Hebibulla 1993: 322).

88 77 Hebibulla TURSUN UYĞAR Wesiyet ve miras bölüş: Qeşqer Uyğurlirida köpinçe ehvalda, sekrattin avval baliliriğa bivaste miras bölmeydu yaki vesiyet qaldurmaydu. Késel adem öziniñ emeliy ehvaliğa qarita işençilik dep qariğan uruqtuğqanliri yaki yurt çoñliriğa baliliriğa tapilaydiğan işlarni, köñül sözlirini vesiyet qalduridu. Méyit uztilip işlar tügigendin kéyin vapat bolğuçi vesiyetni añliğuçi baliliriğa yetküzüp qoyidu. Miras mesilisi, sekrat üstide tilğa élinmaydu. Köp hallarda ölüm pütünley uztilip bolunğandin kéyin vapat bolğuçiniñ pütün cemeti yiğilğan asasta razilişip teqisimlişidu, çirayliq hel qilinidu. Démek, Qeşqer Uyğurliridiki miras, vesiyet qalduruştiki alahidilik islam şer itiniñ esliy mahiyiti, yeni Qur an kerim bilen hedisniñ rohiğa asasen élip bérilğandin başqa, yene miras bölgüçi yaki vesiyet qilğuçiniñ arzusi, şu ailidiki uruqtuğqanlar, qérindaşlar munasivitiniñ emeliy ehvalni çiqiş qilip teqsimilinivatidu. Şundaqla yéqindin buyan az birqisim kişiler «Cuñxua xelq cumhuriyitiniñ miras qanuni» boyiçe miras üleştürivatqan ehvallarmu bar. Wapat bolğandin kéyinki işlar: Can üzüş: Késelniñ can üzgenliki melum bolsa aldi bilen közi yumdurilidu. Andin éñikini çétip, qolini ikki yanğa tüz qoyup yatquzulidu. Eger can üzgende başqa yönilişte yétip qalğan bolsa, putiniñ uçini qiblige yüzlendürüp oñdisiğa tüz yatquzulup qoyulidu. Eger éñek çiñ çétilmay depne qilinğandin kéyin képenlikini çişlivalsa yaki qolini meydisige élivalsa, putini putiğa mindürüvalsa, şu öyde keyni-keynidin bala-qaza, ölüm-yétim bolarmiş. Buniñ réal ehmiyiti bolsa can üzgen kişi özini kontrol qiliş iqtidaridin mehrum bolğaçqa közini çiñ yumdurup, éñikini çétip, tüptüz uxlap qalğandek yatquzuş méyitniñ sürlük bolup qélişiniñ aldini éliştur. Tüz yatquzulğan méyitniñ üstige pütün yépilğudek ediyal yépip qoyulup, ediyal üstidin méyitniñ qorsaq qisimiğa qayça yaki piçaq basurup qoyulidu. Bu méyitniñ depne qilinğiçe qorsiqiniñ köpüp qalmasliqi üçündur. Taki imam yaki büvi yuyuşqa kirip, icazet bergüçe ölüm igiliri méyitqa hemra bolidu. Başqilar asasen kirmeydu. Eger késelniñ can üzgen vaqti kéçe bolsa haza éçilmaydu. Ölüm igiliri yiraq-yéqin uruqtuğqanliriğa téléfon arqiliq yaki kişi evetip xever qilidu. Uçiliridiki hazidarliqqa mas kelmeydiğan kiyimlerni yeñgüşlivétidu. Çoqum tañ süzülgenge qeder taqet qilip, seherde hoyliğa çiqip haza éçilip qayğulirini bildüridu hemde ölüm bolğanliqi ipade qilinidu. Erler bélige aq bağlaydu, ayallar bélige aq bağliğandin sirt, béşiğa aq salidu. Eger turmuşluq bolğanliri çékisige aq daka bağlivalidu. Aq séliş asasen bivaste tuğqanlar bilenla çeklinidu. Dakidin qolyağliq késip tarqitilidu. Haziçilar teklip qilinmaydu yaki aq salğuçilar köpeytilip, haziniñ dağduğisi qesten köptürülmeydu. Biraq qoşaq qétip haza éçiş keñ omumlaşqan. Ölgüçi ayal bolsa petige kelgenlerniñ içidiki beş vaqt namaz oquydiğan, camaetniñ axiretlik işliriğa mesul bolup kélivatqan büviler méyit yatquzulğan öyniñ yénidiki öyde avval képenlikni teyyalap, andin méyitqa «tehlil» oquydu. Tesvisi barlar tesvi sérisa, tesvisi yoqlar qonaqni birdin ayrip oquydu. Buniñdiki meqset «méyitniñ imaniğa yardem bériştur», taki méyitni uzatquçe iman kelimisi oqulidu. Erlerniñ mesçitte bamdat namzidin kéyin oqulidu. Ölüm igiliri camaettin guvahliq alidu. Erlerge tupraq béşida ölüm igilirini soratquzup guvahliq bérilidu. Ayallarniñ depne qilişqa qebristanliqqa bérişi çeklengenliktin méyitni uzitip çiqquçe ölüm igiliridin bir ayal kirip, tehlil oquvatqan köpçiliktin üç qétim méyitniñ «qandaqraq ademliki» toğrisida soal soraydu. Köpçilik bir éğizdin réalliq asasida yaxşi teripini qilip guvah bolidu. «Ayallar ayallarni çüşinidu» dégen asasta ayallardin guvahliq élinidu. Tupraq béşida er hazidarlar yene bir qétim imamdin guvahliq soraydu.

89 Qeshqer Uyğurliriniñ Depne Murasimliri 78 Haza éçiş ve haza tutuş: Sekrat halettiki késel kişiniñ ehvalida özgiriş bolup, can üzgenlik alametliri körülse yaki şu aile ezaliridin başqa caylarda her xil bahane sevebler bilen ölüp ketkenlerniñ ölüm xeviri kelgen haman pütün a ile ezaliri cudaliq hesritide yiğa zare qilişidu. Yiğa zare avazi añliniş bilen qoşnilar petige kiridu ve méyit igilirige qoşulup haza açidu. Méyit igilirige sevr qiliş toğrisida nesihet qilidu. Bu toğruluq Qur an ve hedislerde mundaq qeyt qilinğan: «Éh möminler sevr ve namaz arqiliq yardem tileñlar, Alla heqiqeten sevr qilğuçi bilen billidur» (Salih 1991: 157). «Biz silerni bir az qorqunç bilen malliriñlarğa, canliriñlarğa, baliliriñlarğa, zira etliriñlarğa yétidiğan ziyan bilen çoqum sinaymiz. Béşiğa kelgen ziyan-zexmetlerge sevr qilğuçilarğa cennet bilen xuş xever bergin. Ularğa birer musbet kelgen çağda ular: Biz elvette Allaniñ igidarçiliqidimiz, Allaniñ bendilirimiz, çoqum Allaniñ dergahığa qaytimiz. deydu. Ene şular Allaniñ pervedigarniñ meğpiriti ve rehmitige érişküçilerdur. Ene şular hidayet tapquçilardur» (Salih 1991: 88). Muğire reziyellahu enhu rivayet qiliduki, u peyğember eleyhissalamniñ mundaq dégenlikini añliğan. Kimki méyitke yiğlaydiken, uniñ yiğliğanliqi tüpeylidin méyit azabqa qalidu (Emare 1998: 88). Şu seveblik hazir bir qisim caylarda méyit üçün qoşaq toqup, ünlük avazda yiğlaş haletlirige xatime bérildi, emma bezi caylarda yenila saqlanmaqta. Xever yetküzüş: Ölgüçi can üzüş bilen teñ qolum-qoşnilarniñ yardimi bilen yiraq-yéqindiki uruq-tuğqan, yaru-buraderlerge, yurt çoñliriğa ve munasivetlik orunlardiki mesçitlerge xever bérilidu. Xeverçiler ölüm xevirini başqilarğa tasaddipiyliq hés qildurmasliq üçün, töven avazda qayğuluq halette yetküzidu. Xever yetküzüş ağzaki yaki xet arqiliq bolidu. Xever yetküzülüş ariliqida qoşna-qolumlar ailidikilerge yardemlişip, méyitniñ axiretlik işlirini orunlaşturidu. Méyitni depnige teyyarlaş: İslam dini méyitni tézdin depne qilişni teşebbus qilidu. Beş vaqt namaz vaqtidin başqa herqandaq vaqitta méyitni depne qilsa bolivéridu. Ebu Hureyre reziyellahu enhu rivayet qilduki peyğember eleyhissalam mundaq dégen «cinazini kötürgende téz méñiñlar, eger méyit yaxşi bende bolsa, uniñ yaxşi emiliniñ neticisini körüşke téz élip mañğan bolisiler, eger u yaman bende bolsa, müreñlardin yaman bendini tézrek çüşürvetken bolisiler» (Salih 2010: 450). Bundaq qiliş ölgen kişi eger yaxşi bolsa, uni tézrek depne qiliş arqiliq savabqa érişiş, eger yaman kişi bolsa uni tézrek baqi alemge uzitivétiş üçündur. Ölgüçiniñ yiraqtiki uruq-tuğqanliriğa xever bérilip vaqtida yétip kélelmise, bir kün saqlap etisi yerlikke qoyulidu. Omumen şu küni yerlikke qoyulidu. Xoşlişiş: Méyitni suğa éliştin ilgiri méyit bilen xoşlişiş bir xil enenivi qaide tüsini alğan paaliyet bolup, bu xil qaide-yosunlar İslamiyet bilen maslaşqan. Qeşqer Uyğurliridimu burun ötken İslam ölimaliriniñ méyit bilen xoşlişiş paaliyetliri ceryanidiki herbir heriketlirini paaliyet ölçimi qilğan halda bu xil xoşlişiş aditini izçil davamlaşturup kelmekte. Méyitni yuyuş yaki suğa séliş: Méyitni yuyuşqa yurt içidiki İslam dini ehkamliridin toluq xeveri bolğan qariylar, özini toxtatqan péşqedem teqvadar musulmanlar yaki mesçit mezinliri teklip qilinidu. Ölgüçi ayal bolsa yaşanğan büviler teklip qilinidu. Omumen méyitni suğa alğuçilar tövendikilerni özide hazirliğan boluşi şert qilinidu. Aldi bilen bir musulman aqil, rastçil, işençilik, méyitni yuyuşni niyet qilğan, méyitni şeriet körsitip bergen yosunda yuyalaydiğan, méyitniñ bedinidiki bezi nuqsanlarni başqilarğa yaymaydiğan boluşi kérek. Méyitni yuyuşqa üçtin-

90 79 Hebibulla TURSUN UYĞAR yettigiçe adem qatnişidu (eger méyitniñ tuğqanliri sevrçanliq bilen méyitni yuyuşqa imkaniyitini hazirliyalisa, ularmu qatnaşsa bolidu). Méyitni yuyuştin avval méyitni perde içige élip kirip, textiravan üstige yatquzidu. Üstide kiyim-kéçekler yaki oralğan nersiler bolsa saldurvétip, kindikidin tiziğiçe evritini yapaliğudek rext bilen yépip qoyidu hemde textiravanni taq (üç, beş, yette) qétim xuşbuy hidlar bilen isriqdaydu. Adirasman çéçiki yaki arça yağiçi işlitilidu. Textiravanniñ ottura qisimida diyamétiri 20 santimétir kélidiğan bir töşüp bolidu. Bu töşüktin méyitni yuyuş ceryanida paskina sular éqip çüşidu. Éqip çüşken suniñ başqa caylarğa éqip ketmesiliki üçün et yerniñ topisi bilen textiravanniñ etrapi qaşalinidu. Beziler méyit yuyulup bolğandin kéyin, yuyulğan orun ğan yaki qaşalan ğan topiğa buğday uruqini térip maysa östürüp, ölgüçini esleydu ve yad étidu. Méyitni yuğuçi qoliğa paxta yaki birer parçe yumşaq rext élip ölgüçiniñ nicaset orunlirini ve nicaset tegken caylarni sürtüp pakiz yuyidu. Méyitni yuyuşqa işlitilmigen qapaq ve nogay işlitilidu. Eger yéñi qapaq yaki nogay tépilmisa, burun méyit yuyuşqa işletken qapaq ve nogay bolsimu bolidu. Méyit yuyulidiğan su xuş puraq reyhan sélinip teyyar qilinidu. Méyitni resmiy yuyuşqa başliğanda yuyğili kirgen kişi qoliniñ ikki barmiqini höl qilip, méyitniñ kalpuk, çiş tüvi, burun tüşükçilirini pakizlaydu. Andin kéyin adettikige oxşaş taharet alğuzidu. Lékin éğiz, burunliriğa su kirgüzmeydu. Méyitniñ oñ yan teripini pakiz yuyuvalğandin kéyin, sol yan teripini yuyidu. Axirida baş, saqal-burutlirini yuyidu hemde pütünley yuyup bolğandin kéyin, méyitniñ qorsiqiniñ üsti teripidin asti teripige qaritip asta silaydu. Méyitni yuyğanda heriketler siliq boluşi, qopal heriketlerni qilmasliqi, pakiz yuyuşi kérek. Méyit yuyuşta kislataliqi töven bolğan etir sopunlar, kuçaniñ toqaç sopuni işlitilidu. Qisturma (méyit yuyuş ceryani): Méyitni bir tereptin yuyğaç, bir tereptin ölgüçige tesbi (izgülik tilmek, xeyrlik boluşni arzu qilmaq) éytilidu. Bedini aq mata bilen sürtilip, üstige ipar, zepeler suğa sélinip, şu su bilen méyitniñ péşane, ceynek, qol alqini, put tapini, tiz qatarliq namaz oquğanda yerge tegken cayliri sürtilidu. Kişiler muşu ipar sürgen caylar u dunyada namaz ötigenlikidin guvah béridu, dep qaraydu. Bu işlar tamamlinip bolğandin kéyin képenleydu. Taşqi képenlikniñ ikki uçi mehkem çigilidu. Méyit yerlikke qoyulğanda ayağ teripi şu péti qalidu. Baş teripi éçilip méyit qible terepke qarap yatquzilidu hemde üstige ipar, zem-zem yaki etir dégendek xuş puraq nersiler çéçilidu. Cinaziğa élip namizini çüşürgende béşini şimalğa, yüzini qiblige, putini cenubqa qaritip qoyilidu. Andin perzenti yaki uruq-tuğqini camaetniñ aldiğa çiqip, merhumniñ yaşap ötken yili, orni, şuğullanğan kespi, başqilar bilen bolğan muamilisi qatarlilarni sözlep ötkendin kéyin merhumniñ başqilardiki élim-bérim işlirini méyit igiliri üstige alidiğanliqini cakarlaydu. Camaet birdek merhumdin razi ikenlikini éytişip, axiretlikiniñ yaxşi boluşi üçün dua qilişidu. Méyitni yuyuşqa teyyarlanğan su samandin ot qalap isitilidu. Suni amal bar ayal bolsa qizi, er bolsa oğul perzenti mukemmel taharet élip isitiş ve ekirip bériş telep qilinidu. Ayallarğa telle oquğanda telle téşi tarqitip bérilidu, telle téşi bolmisa qonaq tarqitip bérilidu. Ayallar şuni sanap süre oquydu (hazir köpinçe qonaq tarqitip bérilidu). Méyit tupraq béşiğa élip bérilğandin kéyin méyit igisidin birisi yerlikke kirip yétip baqidu. Taş yerlik 2 métir keñlikte, 3 métir uzunluqta, 1.5 métir çoñqurluqta kolinidu. İçki yerlik teşme yerlik depmu atilidu. İçki yerlik taş yerlik otturisidin 70 santimitir éğiz çiqirilip astiğa 1.5 métir çoñqurluqta geme şeklide kolinidu. Normalliqi delillengendin kéyin yerlikke qoyulidu. Méyitni yerlikke qoyğandin kéyin képenlik çigilgen yerler yéşivétilidu, ayallarniñ baş yağliqi yéşilmeydu. Méyitni élip méñiştin burun perzentliri taharet élip yüzini körivélişqa ruxset qilinidu. Adet körivatqan ayallar méyitqa qaraş çeklinidu. Bu ceryanda özi bilidiğan ayetlerni oqup dua qilidu hemde «Qalu inna lillahi ve inna ileyhi raci un» (Biz elvette Allaniñ igidarçiliqidimiz, Allaniñ bendilirimiz, çoqum Allaniñ dergahiğa qaytimiz.) dep tekbir éytidu. Andin cinaza hoyliniñ otturisiğa élip çiqilip beş minuttin on minutqiçe qoyilidu. Perzentliri ve tuğqanliri

91 Qeshqer Uyğurliriniñ Depne Murasimliri 80 cinazini oñ tereptin aylinip yiğa zare qilidu hemde yuğuçilar üçün teyyarlanğan rexit cinaza üstige yépilidu. Hazir asasen méyit hoyliğa qoyulğanda aylinip yiğlimaydu, ayallar yiğa-zare qilidu, emma aylanmaydu. Méyit ayal bolsa bezi aililerde méyitni yuyup képenlep bolğandin kéyin yéñi aq kigizge orap taşqiriğa élip çiqip tavutqa sélindu. Képenlik adette aq matadin qilinidu, yiñne bilen tikilmey képenlik mataniñ özidin yip çiqirip yömep çégip qoyulidu (Hebibulla 1993: 322). Toluqlima (méyitni yuyuş ve képenleş): Seper üstide yaki başqa adem yoq şara itta tuğqanliri yuyup depne qilmisa, adettiki şaraitta İslam şeriti boyiçe şerti toşup camaet işiliri bilen şuğullinivatqan mexsus kişiler yuyidu. Qaza qilğuçi intayin yiraq, qayturup kéliş qolaysiz caylarda bolmisila, tuğqanliri teripidin ekélinip depne qilinidu. Pütkül yuyuş ceryanida yuyğuçilar «iman kelimisi» ve özi bilidiğan sürilerni toxtimay oquydu. Vaqit téceş yüzisidin islam dinidiki méyit qoyulğan taxtayni üç yaki yette qétim isriqdaş qisqarğan. Ölüm igiliriniñ iqtisadiy yükini yeñgillitiş yüzisidin yuğuçilarmu eslidiki beş kişidin üç kişige qisqarğan. Er yaki ayal üç qétim yuyup tazlanğandin kéyin, erni üç parçe, ayalni beş parçe böz mata, yaki aq xese, yaki aq rext bilen képenleydu. Ölgüçiniñ bir qisim kiyim-kéçekliri yuğuçi kişige qaldurulidu ve melum miqdarda pul, rext, qen-gézek bérilip méyit yuğuçilar razi qilinidu. Képenlikni özi teyyarliğan yaki öziniñ iqtisadidin teyyarlanğan bolsa nahayiti savab bolidu, dep qarilidu. Eger ölgüçi aciz, ğérip, turmuşta başqilarğa taynip yaşaydiğan bolsa, musulman qérindaşlar teripidin teyyarlinidu. Ölgüçi balağetke yetmigen narside bolsa, ata-anisi teripidin teyyarlinidu. Er kişiniñ sünnet teriqisidiki képenliki üç bolidu: Qemyis, izar ve liğafe. Ayallarniñ sünnet teriqisidiki képenliki beş bolidu. Qemyis, iraz, liğafe, fimar, firqe. Qemyis: Méyitniñ gedinidin putiğiçe kélidiğan, yeñ, yançuqliri bolmiğan tüptüz aq köñlek. İzar: Méyitniñ béşidin putiniñ uçiğiçe bolğan yaki qisqaraq bolsimu méyitni oriyaliğudek aq rext. Liğafe: Méyitniñ béşidin tartip putiniñ uçiğiçe bolğan köñlek, irazdin sel uzun bolğan aq rext. Fimar: Ayal kişiniñ béşidin köksigiçe çüşürülüp, köñlekniñ üstide, izarniñ astida çigip qoyulidiğan yağliq. Firqe: Ayal kişiniñ köksini basurup çigip qoyulidiğan rext parçisi. Cinaza bézeş ve méyitni cinaziğa éliş: Méyit képenlinip bolunğandin kéyin cinaziğa sélinidu. Cinaza aile iqtisadiğa asasen bézilidu. Aile iqtisadi yaxşi bolğanlar cinazini beş, alte qat ésil rextler bilen bézeydu. İqtisadi naçar bolğanlar bir, ikki qat addiy yopuqlar bilen bézeydu. Bézelgen yopuqlar méyit namizini çüşürgen qarilarğa bérilidu. Cinazini heşemetlik bézeş, isqat tarqitiş (nan, sopun, pul, yéñne, yilim) işliri burundin sörülüp kelgen enenivi işlar bolup, bu xil işlar Qur an hökümlirige xilap dep qaralğaçqa, hazir cinaze bézeş aziyivatidu. Peqet caynamaz yaki rext, yézilarda kigiz artiş bilen cinazni yépivatidu (köpinçe bundaq rexit, caynamaz, kigiz mesçitte bolidu). Taharet éşi: Yiraq-yéqindin kelgen camaetke namaz çüşürüştin ilgiri tarqitidiğan tamaq bolup isqat tarqitiş ve başqa muşuniñğa munasivetlik paaliyetlerde addiy-sadda boluşni teşebbus qilivatidu hemde şu boyiçe méyit uzutilivatidu. Méyit cinaziğa sélinip hoyliğa élip çiqilğanda, ölgüçiniñ tuğqanliri cinazini çöridep dua qilidu. Ünsiz yaki avazliq köz yéşi qilip, merhumni meñgülük uzutup qoyidu.

92 81 Hebibulla TURSUN UYĞAR Yolda kétivatqan kişiler cinaza kötirip kétivatqanlarni körgende méyitniñ namiğa atap dua qilidu. Olturğanlar öre turup xoşlişidu. (Bu heqte amir ibini rebbe reziyellahu enhu rivayet qiliduki, peyğember eleyhisalam mundaq dégen: siler cinaza kötürgen çéğiñlarda yaki u ötüp ketken ge qeder öre qopup turuñlar.) (Emare: Sehihulbuxari Cevherliri ve Qestilani Şerhi, Muhemmed Salih Tercime qılğan, Milletler Neşriyati. 1988: 22). Ölgüçiniñ yéqinliri, tuğqanliri yaki képenlep yerge qoyuş resmiyitini bilidiğanlar teripidin élip bérilidu. Eger méyit ayal bolsa görniñ ağzini bir nerse bilen perde qilip tosup qoyulidu. Tilavet axirlaşqandin kéyin, tupraq béşiğa çiqqanlar şu tupraq béşidin bir siqimdin topini élip gör etrapiğa çéçip ölgüçiniñ cennette bolişini tileydu. Méyitniñ qebrisini yasiğanda sünnet teriqiside yer yüzidin bir ğériç kötirip üstini uçlap çoqqa çiqiridu. Yaki qebrini kötirmey tüz halitide qoyup cesetniñ yer üsti uduliğa ceset siğqidek çoñliqtiki taş bilen qaşalap qoyulidu. Baş teripige höl ücme şéxi yaki yağaç bilen belge qadap qoyulidu. Bezide uniñğa ölgüçiniñ isim, tuğulğan ve vapat bolğan yil namisi yézip qoyulidu. Uniñdin başqa halal hayvanlarniñ baş söñiki yaki müñgüzlük baş söñiki qoyup qoyulidu. Yene tuğ şekillik munarçaq, gümbez, lata-puta artip qoyuş, mesçit şeklide qopuruş, yağaç şada bilen rişatkilap qoyuş ve başqa şekillerdiki qebirlermu qopurilidu. Bu heqte tövende yene tepsiliy sözleymiz. Musibet munasiviti bilen élip kélin gen taamlar «issiqliq» dep atilidu. Şuña musibet bolğan aililerde adette üç küngiçe tamaq étilmeydu namaz bolğan künlerde issiqliq élip kélelmigenler kéyin ayrim kélip qarisini oştaydu (resmiyitini öteydu). Teziye bildürüş usuliliri, söz-ibariliri xilmuxil bolidu. Teziye bildürgüçi musibet yüz bergen künde musibet igiliri bilen qol élişip «Elekmullahi» dep körişidu. Bezi caylarda ésilişip yiğlap körişse, yene bezi caylarda ésilişip haza éytişip körişidu. Méyit namizini çüşürüş aldida méyitni yuyuş, képenleş, namizini çüşürüş, depne qiliş işliri İslam dinimizda perz kupaye bolup hésablinidu. Méyit namiziğa hazir bolğan camaetniñ az yaki köp boluşi merhumniñ hayat vaqtidiki kişiler arisidiki tesiri, yurt içidiki izzet abruy, kişilerge körsetken yaxşiliq bilen yamanliqliri bilen munasivetlik bolidu. Dilida Allani yad etken musulmanlarniñ özara bir-birige bolğan qérindaşliq héssiyatliri ularni bir yerge cem qilip, camaet topiğa aylanduridu. Méyit namizini çüşürüştin ilgiri imam namaz üçün hazir bolğanlarğa hayat-mamatniñ heqiqitini çüşendüridu. Musulmanlarni İslam yolida méñip Qur anda körsitilgen perizlerni toluqi bilen icra qilip, imani kamil bir musulman süpitide Allaniñ dergahiğa kétiş toğrisida vez nesihet qilidu hemde merhumniñ hayatliqida başqilar bilen déyişip qalğan yaxşi yaman gepliri, ötne-bérim işliri bolsa merhumniñ varisliri bilen kélişvélişini ve camaetniñ razi bolup kétişini telep qilidu. Eger ölgüçi hayatliqida yaxşi emellerni qilip, xudaliq yolini tutqan teqvadar musulman bolsa, uniñ yaxşi tereplirini cama etke sözlep, bu kişiniñ heqiqeten yaxşi kişi ikenlikige camaettin guvahliq alidu. Peyğembirimiz hayat kişilerniñ ölüklerge guvahçi bolalaydiğanliqini éytqan. Méyit namizini ada qiliş: Méyit namizini ada qilişta çoqum namazğa qatnaşquçiniñ tahariti boluşi, kiyim-kéçiki ve öziniñ pakiz boluşi, qiblige yüzlinişi, ölgüçi yuyulğan boluşi hemde camaetniñ aldiğa qoyuluşi şert qilinidu. Yézimizda méyit namizini çüşürüşte méyit uzap çiqqan ailige yéqin bolğan yerdiki bidilik yaki yüzi tekşilengen yerni tallap namizi çüşürülidu. Méyit namizini şu yurtta namaz çüşürüşke körsitilgen mexsus qariylar teripidin orundilidu. İmam méyitniñ meydisiniñ udulida turidu. Camaet imamniñ keynide sep tüzüp namizini imamğa egişip ada qilidu. Bir kişini axiretke uzitiş aldida uniñ yaxşi işliri, ésil peziletlirini köprek sözlep, yaman terepliridin söz açmasliqimiz kérek. Çünki bu toğrisida peyğembirimiz mundaq dégen Siler ölüklarni tillimañlar, çünki ular özliri qilğan işliriniñ neticisige kétip qaldi (Emare 1988: 90).

93 Qeshqer Uyğurliriniñ Depne Murasimliri 82 Namaz çüşürüştin avval kelgen camaetke tertipni, tekbirni ögitiş adetke aylanğan. Namaz çüşürüş resmiy başlanğanda imam méyitniñ meydisi udulida méyitqa yüzlinip turidu. Camaet imamniñ keynide retlik sep bolup turidu. İmam tekibr oqup namazğa kirgende camaetmu şundaq qilidu. Andin sana, ikkinçi tekbir durutini, üçinçi tekbirni oqup méyitke, barliq tirik, ölük musulmanlarniñ hemmisige dua qilip, tötinçi tekbirni oqup salam béridu hemde méyit namizini tamamlaydu. Andin méyitniñ tuğqanliri cinazni derhal kötürüp mañidu. Méyit işiktin çiqqanda ayallar erlerniñ keynidin dervaziğiçe uzitip çiqip, yaxşi tileklerni tilep haza açidu. Qoşnilar méyitni yuyup éşip qalğan suni hazidarniñ yüz-qollirini yuyuşqa béridu. Yuyuştin qalğan suda hazidarlar yüz-qollirini yuysa, Alla sevr ata qilip şu öyde qayta bala-qazaniñ boluşidin saqlaydu. Méyitni tupraq béşiğa élip bériş: Méyit namizi çüşürülüp bolğandin kéyin, méyitniñ yéqin tuğqanliri, dostliri méyitni kötürüp tézdin qebre béşiğa élip mañidu. Haza tutuş: Matem tutuş depmu atilidu. Bezi rayonlarda qariliq tutuş depmu atilidu. Ayallarda merhumniñ yil nezirisi (merhumniñ ölgenlikige bir yil bolğanda ötküzülidiğan nezir) qilinip bolğandin kéyin axirlişidu. Méyitniñ yette nezirisidin (ölgüçi yerlikke qoyulup yettinçi küni yaki uniñdin burun ötküzilidiğan nezir) kéyin kiyim-kéçeklirini almaşturidu ve ularni yuyidu. Qazan ésip tamaq étidu (adette yette nezirisidin burun méyit çiqqan ailide tamaq étilmeydu). Erler yette nezirsidin burun, yeni méyit yerlikke qoyulup üçinçi küni yaki yette nezirsi axirlaşqandin kéyin saqal-burutlirini élip qariliqini yuyidu. Bezi kent mehellilerde méyitniñ qiriq nerizisidin kéyin qariliqini oştidu. Toluqlima: (qariliq tutuş): Ölümlük öyge üç küngiçe camaet yiraq-yéqindin «Fatihe»ge kélip siliq sözler bilen sevr qilişqa tevsiye qilidu. Bek ah urup özini yoqitip qoymasliqi, hayatlar bir-birini ayişi kéreklikini, şükür qilişni éytidu. Petiçiler ayiği üzülmey kélivatqanlarğa orun bériş, ölüm igiliriniñ ziyade çarçap kétişiniñ aldini éliş üçün uzun olturmaydu. Yiraqtin ölümge kélip qonup qalğan yaki hazidarlarğa hemra bolup qonuvatqan yéqin tuğqanlarniñ tamiqini qoşnilar öz üstige alidu. Buniñ sevebi méyitniñ rohi üç küngiçe can üzgen öyde kézip yürermiş, eger u tuğqanliriniñ héç iş bolmiğandek tamaq étip olturğanliqini körse rohi qorunarmiş. Emeliyettimu, musibet igiliriniñ üç küngiçe öz qayğusi bilen bolup kétiş, petiçilerniñ ayiği üzülmey turuşi ularni bu şaraitqa ige qilmaydu. Hazidarlar salğan aqni gugum çüşkende élivétip, tañ süzülgende sélivalidu, çünki baştiki aqni ay, yultuzlar körse yaman bolidu, dep kéçide qariliq tutmasliq adetke aylanğan. Bir qism yurtlarda qiriq küngiçe ölümlük bolğan öyde sozup leğmen etmeydiğan adet bar. Eger etse ölümniñ ayiği üzülmeymiş. Yene beziler leğmen etse ölgüçiniñ cesitige yilan-çayanlar çirmişivalidu, dep işinidu. Uniñdin başqa xémirni késip étidiğan tamaqlarğimu (xémirni kesse qorsiqi késilip kétidu) dep qiriq küngiçe etmeydiğanlarmu bar. Biraq 40 küngiçe merhum can üzgen öyge cin çirağ yaki tok çirağni yandurup qoyidu. Bundaq qilsa méyit göride yoruq yatarmiş. Uniñdin başqa erler üç küngiçe etigen, keçte tupraq béşida Qur an oqup ölgüçiniñ imaniğa yardem bérip, rohiğa teselliy béridu. Ayallar dervaza sirtiğa çiqmaydu. Nezir késel can üzüp üçinçi, yettinçi, qiriqinçi künliri ve bir yil toşqan küni bérilidu. Çünki méyitniñ rohi şu künliri öyni yoqlaydiken. Bir yildin kéyin rohlar teñri buyriğan yerge kétidiken. Lékin, hazir üç nezir bilen yette nerizniñ adetliri asasen oxşaş bolğaçqa hemde ölüm igiliriniñ çiqimi, yiraqtin kelgenlerniñ ehvali, kişilerniñ xizmet şaraitliri közde tutulup, üç nezir bilen yette nezir birleştürülüp üçinçi küni ötküzülüş omumlaşti. Nezirge kelgen ayallar tamaq yaki qent, çay ekélidu. Ekelgen tamaqlar camaetniñ aldiğa qoyulup qalğan nersiler qayturuvétilidu. Hazir dinda yoq, orunsiz élim-bérimniñ aldini éliş üçün nezirni kiçik

94 83 Hebibulla TURSUN UYĞAR dairide qiliş, qilsimu erlergila qiliş, atiğan pullarni ehmiyetlik işlarğa, xeyri-saxavetke xiracet qilişni teşebbus qilip, özliri başlamçi bolmaqta. Gerçe İslam dinida ölgüçiniñ ayali töt ay on kün, başqilarniñ üç künla qariliq tutuşi belgilengen. Emma, hazir üç neziri tügigende erler ve xizmettiki yaş ayallarniñ aqliri camaetniñ nesihiti bilen élivétilgendin sirt, yaşanğan ayallar qiriq küngiçe, hetta yili toşqiçe qariliq tutidu (Kökalip 2014: 531). Ayal kişi qariliq tutuş mezgilide vapat bolğuçiniñ hörmitini qilip sürme sürüş, etir çéçiş, zinnet buyumlirini taqaş, güllük, reñlik kiyimlerni kiyiş qatarliq barliq yasinişqa ait işlardin özini çetke éliştin sirt, qiriq künçgiçe télévizor, radiyo, ünalğu qatarliq köñül éçişqa ait nersilernimu işlitişke bolmaydu. Erler üç küngiçe çaç-saqilini çüşürmeydu. Hazidarlar yil toşqiçe toy-tökün ve köñül éçiş sorunliriğa barmaydu. Aqni yeşkende bir uçini hazidarğa dessitip, aq séliş nisip bolmasliqini tilinip élip kétilidu. Haza éçiş musbet bolğanliqniñ tunci belgisi. Şundaqla ölgüçige bolğan qiyalmasliq ve hörmet tüsini ipadileş yüzisidin élip bérilidiğan paaliyettin ibaret bolup, «haza éçiş», «haza tutuş»tin ibaret ikki xil şekilde élip bérilidu. Nezir ve sediqe: Méyitni uzitip üç kündin kéyin merhumniñ bala-çaqiliri, tuğqanliri yiğilip bir neççe mehelle mesçitiniñ imami, mezinlirini, ölgüçiniñ süyige kirgenlerni asas qilip nezir ötküzülidu. Tamaq tartilip bolğandin kéyin, merhumni yuğuçilarğa uniñ kiyim-kéçeklirini bergendin sirt, imam, mezin, mollilarğa pul qoyidiğan adet mevcut. Nezir qiliş: Adem ölgendin kéyin nezir qiliş Uyğurlarniñ milliy adet enensi bolup nahayiti uzun tarixqa ige. Bu adet İslamiyettin kiyinmu ta hazirğa qeder davamlişip kelmekte (Hebibulla 1993: 331). Ölgüçige yette kün bolğanda uniñ varisliri mexsus teyyarliq körüp, yurt mehelle camaetni teklip qilip bir qeder çoñ dairde nezir ötküzidu. Qiriq nezir ve yil nezirimu adette çoñ ötküzülidu. Nezirde xetme Qur an qilinidu. Ayallar dastixanğa bir kiyimlikdin rext, qent kötirip kélidiğan adetler bar idi. Hazir bu xil ehval qismen özgirip ayallar rext kötirip kelmeydiğan haletke yüzlendi. Hetta bir qisim nezirler qisqartilip uniñğa ketken pulni mesçitke béridiğan yaki mesçitni rémont qilduruşqa işlitidiğan ehvallarğa yüzlendi. Aişe rezyellahu enhu rivayet qiliduki, bir adem resulullahqa: «Anam tuyuqsiz ölüp ketti. Méniñçe eger u sözliyeligen bolsa, birer sediqe bergen bolatti. Uniñ üçün sediqe qilsam, uniñğa savabi bolamdu?» dep sordi. Resulullah «hee» dep cavap berdi. Merhumğa atap ötküzgen nezirni İslam dini ve Uyğurlarniñ örp-aditige maslaşturup, bezi artuqçe resimiyetlerni azaytip muvapiq ötküzse téximu yaxşi bolatti. Xulase: Omumlaşturup éytqanda, Qeşqer Uyğurliriniñ depne adetliri yuqirida bayan qilinğan birqatar basquçlar arqiliq tamamlinidu. Uyğurlarniñ méyitni uzitiş ceryanliridiki bu alahidiliklerni ecdadlirimizniñ qedimdin davamlişip kélivatqan méyit uzitiş adetliridin, dindiki méyit uzitiş heqqidiki bayanlardin, qérindaşliq méhridin, yaşiğan zaman, makan şaraitidin ayrip qaraşqa bolmaydu. Paydilanğan matériyallar: ABDUKÉRİM, Melikzat (2014), Ölüm-Yitim Adetlirimiz, Miras, S. 5, s EMARE, Mustapa Muhemme(1988), Sehihulbuxari Cevherliri ve Qestilani Şerhi, Muhemmed Salih Tercime qılğan, Milletler Neşriyati.

95 Qeshqer Uyğurliriniñ Depne Murasimliri 84 ĞOCA, Haci (1996), İslam Medeniyitige Dair Bilimler, Abdulla Osman tercime qilğan, Cunggo İctimaiy Penler Akadémiyesi. HEBİBULLA, Abduréhim (1993), Uyğur Étnogirafiyesi, Şincañ Xelq Neşriyati. İKBAL, Mutellip (2011), Uyğurlarniñ Qariliq Kiyimi Heqqide İzdiniş, Şincañ İctimai Penler Munbiri, S. 3, s. 63. KASİM, Hebibe (2013), Uyghurlarning Ölüm-Yitim Murasimliri Heqqide Miras, Sayı, 4 s. 43. KÖKALİP, Weli Kérem (2014), Miras Edepler, Şincañ Xelq Sehiye Neşriyati. Qisqiçe İslam Luğiti, (1996), Şincañ Xelq Neşriyati. RAHMAN, Abdukérim; HUŞTAR, Şirip; HEMDULLA, Reweydulla (1996), Uyğur Örp-Adetliri, Şincañ Yaşlar-Ösmirler Neşriyati. SALİH, Muhemmed (1991), Qur an Kerim ve Hedislerdin Tallanma, Milletler Neşriyati. SALİH, Muhemmed (2010), Yaxşilar Bağçisi, Şincañ Xelq Neşriyati. SAYİM, Dawud; DAWUD, Rahile (1996), Dunya Milletliri, Şincañ Yaşlar-Ösmirler Neşriyati. SAYRAMİ, Abliz Muhemmet (2011), Uyğurlarda Ölüm Uzitişqa Dair Örp-Adetler, Bulaq, S. 5, SAYRAMİ, Abliz Muhemmet (2011), Uyğurlarda Ölüm Uzitişqa Dair Örp-Adetler, Bulaq, S. 6, s SAYRAMİ, Abliz Muhemmet (2012), Uyğurlarda Ölüm Uzitişqa Dair Örp-Adetler, Bulaq, S. 3, s. 59. SAYRAMİ, Abliz Muhemmet (2012), Uyğurlarda Ölüm Uzitişqa Dair Örp-Adetler, Bulaq, S. 3, s. 60. TATLİQ, Ershidin (1992), Millitimizde Méyit Uzitish ve Nezir Bériş Adetliriniñ Özgirişi Toğrisida, Milletler İttipaqliqi Jurnili, S. 6, s. 37. TUĞLUK, Yarmuhemmet; TUĞLUK, Tahir (2011), Qaide-Yosunlirimiz, Qeşqer Uyğur Neşriyati. TURSUN, Enwer (2007), Uyğur Örp-Adetliridin Örnekler, Şincañ Üniversiteti Neşriyati. TURSUN, Mensurjan(2013), Uyğurlarniñ Haza Éçiş Aditi Toğrisida, Miras, S. 3, s. 54 YİLTİZLİK, Ablimit Muhemmet (2009), Uyğurlarda Reng Medeniyiti ve Uniñda İpadilengen Simvolluq Meniler Toğrisida Şincañ Univérsitéti İlmiy Jurnili, S. 3, s.66, 67. İzahat: Bu maqalini yéziş ceryanida Qeşqerlik ölima Osman Muhemmidi Qara Qutluq Ependi köp yardem berdi. Folklorşunas Piroféssor Doktor Rahile Davut Elçin Xanim qimmetlik tüzitiş pikirlirini bériş bilen birge munasivetlik matériyallar bilen teminlidi.

96 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 UYGUR HALK OYUNLARINDA SENEM DANSI Senem Dance in Uyghur Folk Dances Nuri MAHMUT Özet Uygur dans kültüründe önemli bir yere sahip olan senem dansı, yalnız Uygur 12 makamının nağmelerinde değil, düğün dernek, bayram ve meşrep gibi kültürel etkinliklerde de sık sık karşımıza çıkar. Senem dansı, dans özelliğinin yanı sıra müzik ve halk edebiyatı boyutuyla da dikkat çekmekte ve araştırma konusu olmaktadır. Bu makalede, Uygur halk danslarının zenginliğini ortaya koyan Senem danslarından Dolan senemi ile Kaşgar senemi ni koreografisi ve müziği bakımından incelemeye çalışacağız. Anahtar Sözcükler: Dolan senemi, Kaşgar senemi, dans figürleri, koreografi, müzik. Abstract Senem dance that has a great importance in Uygur folk dances has often been experienced in such cultural activities as wedding ceremonies, feasts and meshreps (meeting and coming together) that attracts attention in terms of displaying those three types of art that are dance, music and literature and it has also been a research topic in that way. When the richness in Uygur folk dances is taken into consideration with regard to put out efficient studies as to the topic, each type of Senem dances, consisting of Dolan and Kaşgarthat belong to two distinct areas in which those have been played from the past to present, has been analyzed in similar and different sides, choreographies, figures of dance and music. Keywords: Dolan Senem dance, Kaşgar Senem dance, figures of dance, Choreography, Music Günümüzde Uygur Halk dansları, yerel özellikleri, oynanış şekli, dansın içeriği, sosyal ve kültürel özelliklerine göre; senem dansları, maskeli danslar, sema dansları, Dolan dansları, dini içerikli danslar, şadi-yane dansı, aksesuarlı danslar, naziri kom dansı, leper( çift kişilik şarkılı danslar) gibi dokuz türe ayrılmaktadır. 1. Senem Dansı Senem sözcüğünün Arapçadaki sözlük anlamı put tur. Mecazi olarak güzel kadın anlamına da gelmektedir. Uygur Türklerinde yâr, sevgili anlamında kullanılır. Bu sözcüğün Uygurlarda bir dans türünün adı olarak kullanılması ilginçtir. Günümüzde Senem dansları yerel özellikleri ve üslubuna göre, Kumul Senemi, Dolan Senemi, Kuçar Senemi, İli Senemi, Kaşgar Senemi, Korla Senemi, Kağılık Senemi gibi bölge adlarıyla isimlendirilmektedir. Yöresel senem dansları da kendi içinde çeşitli türlere ayrılır. Örneğin Kumul vilayetinin şehre yakın bölgelerindekilerine Büyük Senem, şehirden uzak köy ve Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı, İzmir-TÜRKİYE, E-posta: nuli_54@hotmail.com.

97 Nuri MAHMUT 86 kasabalardakilere Küçük Senem denilmektedir. Doğu Türkistan ın güney kesimindeki Kağılık yöresinin şehir ve şehre yakın bölgelerindeki Senem danslarına Şahap Senemi denilirken, Kağılık yöresi çevresindeki senem dansları kendi içerisinde Uşşak Baş Senemi, Dağ Senemi, Çıpan Senemi gibi türlere ayrılmaktadır. Aynı şekilde Dolan senemleri de Mekit Senemi, Meralbaşı Senemi ve Avat Senemi gibi türlere ayrılır. Makalede, otantikliği, ilkelliği ve sanatsal değerleri ile dikkatimizi çeken Dolan Senemi ve Kaşgar Senemi oyununun şekli, koreografisi (dans figürleri), müziğinin ritmi ve makamsal özellikleri bakımından incelenecek ve iki yörenin dansı karşılaştırılacaktır. 2. Dolanlar ve Dolan Senemi Dolanlar, Uygur Türklerinin etnik bünyesindeki önemli boylardan birisidir. Eski Çin tarih kayıtlarında bunlardan Dolanğıt diye bahsedilir (ÇOT 1976: 62). Sözcüğün sonundaki ğıt ekinin eski Türkçe çokluk ifade ettiği bilinmektedir. Bu durumda Dolanğıt kelimesi Dolanlar anlamına gelen bir etnonimdir. Dolanlar günümüzde Şincañ Uygur Özerk Bölgesinin güneyindeki Tarım havzasında, Tarım nehri, Yarkent nehri kıyıları ve Taklamakan çölünün kuzeysınırlarındaki Mekit, Poskam, Kağılık, Yopurğa, Peyzi-Avat, Maralbaşı, Avat, Şayar, Aksu, Kuçar, Aksu Konaşehir, Bay, Toksu, Bugür, Korla, Lopnur, Çarkılık, Çerçen gibi ilçelerde yaşamaktadırlar. Dolanların yaşadıkları yerlere Dolanlı, Dolan köyü, Dolan mahallesi denir Dolan Seneminin Koreografisi Dolan senemi, Dolan dokuz makamıyla birlikte oynanır. Kısa bir serbest giriş müziği (prolog)nin ardından Dolan yerel çalgılarının eşliğinde ¾ lük ağır tempoda Çikitme bölümüne geçerken sazendelerin Vay Alla! vay Alla!vay Alla! Diye bağrışları ilebaşlar. Herkes dansa davet edilir. Kadınlı erkekli oynanan dansta erkek ellerini sağa sola serbest bırakarak, sağa yarım, sola yarım dönerken; kadınlar sol elini başından yukarı yarım ay şeklinde kaldırıp sağ eli ile eteklerinin ucunu hafif kaldırarak erkeklere bakarlar ve dönerek onların hareketlerine uyum sağlarlar. Müziğin heybetli 4/4 lük ritme girmesi ile dansın ikinci bölümü olan Senem başlar. Bu bölümde dans, müziğin ritmi ile hızlanır. Kadın-erkek dansçılar sağa sola sıra ile dönmeye başlar. Müziğin üçüncü bölümü Senkes (Sırılma)da kadın erkek yavaş yavaş yuvarlak çember şeklini alır. Dansın son bölümü Sırılma ya geldiğinde müziğin ritmi gittikçe hızlanır. Dans figürü çember şeklinden parçalanarak ayrı ayrı birkaç çembere bölünür. Hareket alanını genişleterek döner ve müziğin doruk noktasına gelindiğinde her dansçı ayrı ayrı dönmeye başlar. Müziğin hızına dayanamayan bazı dansçılar dans meydanından çekilip çıkarken, bazı dansçılar ise sazendeler yorulana kadar oynayıp çalgıcılarla yarışmaya girerler. Böylece, her iki taraf seyircilerden büyük alkış alır. Dolan senemleri öykü içerikli bir dans türü olup Dolan Uygurlarının geçmişi ve bugününü, sosyo-kültürel ve ekonomik yaşam tarzını yansıtmaktadır. Yazar Himit Mihrullah ve Dans Rejisörü Latife Hanım, beş bölümlü Dolan Senemi nin Mukaddeme, Çikitme, Senem, Selke, Sırılma bölümlerindeki dans figürlerinin anlamlarını şöyle açıklar: Dolan Senemi nin giriş müziği, insanları cenk meydanına çağırmaktadır. Bu, aynı zamanda dansçıların dans meydanına girmesinin hazırlığıdır. İkinci bölüm Çikitme, savaşçıların düşmana karşı müdafaa eylemlerini yahut avcıların dağ ve ormanda av aramaya giderken kadınların ellerinde meşalelerle topluluğa yol göstermeye çalıştıklarını yansıtır. Çikitme bölümünün müziği güçlü dans ritiminde olup avcıların vahşi hayvanlara yaydan ok atma ve hayvanlarla kıran kırana verdiği mücadeleyi anlatılır. Üçüncü bölümdeki Selike nin müziği hızlı 2/4 lük ritme geçerek, savaşçıların ya da avcıların kaçmakta olan düşman ve hayvanları takip etmelerini, düşmanı ya da avını çember şeklinde kuşatarak yok etmeye çalışmasını ifade eder. Dansın son bölümünde müziğin yine 2/4 lük ritimle yumuşak havaya girmesi ile Dolanların düşman üzerinde kazanılan zaferi kutlamaları ve av

98 87 Uygur Halk Oyunlarında Senem Dansı nimetlerinden duydukları memnuniyetleri yansıtır (Mihrullah 1991: 93). Dolan Senemi nin oynanış şekli bölgelere göre değişmektedir. Dolanların yerleşim bölgelerinden Mekit ve Maralbaşı bölgelerindeki oyun şekli ile Avat bölgesindeki oyun şeklinde bazı farklılar mevcuttur Dolan Seneminin Müziği Dolan senemi, otantikliğini koruyarak antik çağlardan günümüze kadar gelen Dolan 9 makamıyla birlikte oynanır. 9 makam içindeki her makam Mukeddeme, Çikitme, Senem, Selke (Senkes), Sırılma beş bölümden oluşmaktadır. Dolan Seneminin giriş müziği (mukaddime) makamcılar tarafından yerel kalon çalgısı(dolan kalunu) eşliğinde yüksek sesle Vay Alla! Vay Alla! Vay Alla! şeklindeki başlar ve sonra serbest ritimde, kısa bir makama giriş yapar. A.Şükür Mehmet Emin bu nidayı şöyle yorumlar: Dolan senemine başlarken Dolanların Fâilûn-Fâilûn-Fâilûn-Fâilûn kalıbıyla bağrışları, köy meydanlarına adam toplama, insanları totem merasimlerine, savaş ve ava çağırma gibi eski gelenekleri yansıtır. Bu etkinlikler, padişah saraylarındaki eğlenceden farklıdır (Mehmetimin 1997:292). Dolan seneminin müziği, beş sesli pentatonik ton(dizi) şeklini esas, altı ve yedi sesten oluşan diyatonik ton(dizi) şeklinin ilavesi ile oluşturulmuştur. Örneğin Dolan seneminde C tonunun beşinci derecesi (sol) sesinden başlayan Zil Bayavan Mukamı nın sol- si- re- fa seslerinden oluşmuş olduğunu, müziğin aynı tonda başlayan başka bölümlerine ilerledikçe sol- si-do-re-mi-fa (fa diyez) gibi yedi sesten oluşmakta olduğunu görmekteyiz. Dolan senemi nağmelerinden beş bölümün ritmik özelliğini aşağıdaki gibi özetleyebiliririz: Mukaddime: Bu bölüm, Senem dansının giriş müziği(prologu) olup serbest ritimle tek çalgı eşliğinde def, davulsuz giriş yapar. 2.Çikitme(ı ) in def vuruşu: 2.Çikitme(ıı)in def vuruşu: 3.Senemin defvurşu: 4.Sirilma nin defvuruşu : 5. Selkenin:defvuruşu Dolan Seneminin orkestrası, Dolan bölgesine has yerel özellikleri olan Dolan kıl ğiceği (kemençe), Dolan kalonu (kanun), Dolan ravabi (tar), Dolan nağme defleri gibi çalgılardan oluşmaktadır. Dolan senemi nağmelerinin güfteleri, esasen Uygur halk koşmalarından ibarettir. Nağmelerin kalıplaşmış, sabit güftesi yoktur. Meşrep ortamlarında, köy ve kasabalarda icra edilen Senem danslarının güftesi dansçıların o andaki performansları ve sazendelerin keyfiyetine göre değişebilir. Dolan senemleri asırlardır dönemin ve toplumun ihtiyacına göre kendi güftelerini seçme, değiştirme, yenilemeve oluşturma sürecinden geçerek bugünlere gelmiştir.

99 Nuri MAHMUT Kaşgar Kaşgar, Uygur Türklerinin en yoğun yerleşim bölgelerinden birisidir. Eskiden ipek yolu üzerinde bulunması dolayısıyla kültürel bakımdan çok gelişmiş, Türk İslam kültürünün önemli merkezlerinden birisi olmuştur. Bu durum söz konusu bölgede dans ve müzik kültürünün de hızla gelişmesi için önemli bir kültürel zemin hazırlamıştır. Bugün Kaşgar dans ve müzikleri Uygur toplumunun dans ve müzik kültürünü temsil edecek niteliktedir Kaşgar Senemi nin Koreografisi Kaşgar senemi, Kaşgar ili ve çevresindeki bölgelerde yaygın bir dans türüdür. Kaşgar senemlerinde kadın dansçıların dans figürleri hareketli, güzel ve nazik olup, ayak hareketleri şöyledir: Tek adımdan çift adıma geçme, takip adım (adımların ritmik şekilde birbirini takip etmesi), topuk çekerek aynı yerde dönme, mekik adımla hafif kayarak yana yürüme, sağa sola tepikleyerek öne ve arkaya dönme gibi ayak hareketleri vardır. El hareketlerinde ise elleri baş üstüne yarım ay şeklinde tutarak el ve bilekleri çevirme hem göbek hem baş hizasında bilekte bilezik çarpma, elleri göğüs üzerinde tutarak gerdan kırma, yan bakıp nazlanarak yüz çevirme, iki eli omuzda tutarak saçlarla oynama, omuz titretme, kolları açıp parmak şıklatma, elleri açıp topuk çekerek omuz oynatma, tek çepik (alkış) ile küçük parmağı ağza yaklaştırarak naz yapma, eller alında iken başı sağa sola çevirerek cilveyapma gibi hareketler bulunmaktadır. Erkek dansçıların hareketlerinde, el ve ayaklar birbiriyle uyum halinde olur. Hareketler sert olup dans figürlerinin değişimi hızlı ve zengindir. Erkek danslarının ayak hareketlerinde, tek adımdan çift adıma geçme, takip adım, kaçırma adım, dengelemeli adım, kalça tepikleme; el hareketlerinde ise eller göğüs hizasında, kollar dirsekte kırk selam tesedduk 1, çapraz adımlarla sağ el ensede, başlığı(şapkayı) alnına çekme, eller açık parmakları şıklatarak yerinde dönme, topuk çekip çepik çalma(alkış tutma), sol el belde sağ el yarı orak şeklinde, yarı dönüş, hızlı dönerken yere diz koyma, sol el diz üstünde sağ el gerdanda merdane duruş sergileme gibi yüksek maharet gerektiren hareketler olup el-ayak, baş- boyun, gövde- bel hareketleri birbiriyle mükemmel biçimde uyumludur. Kaşgar senemlerinde, Dolan seneminden farklı olarak dans başlarkenkısa bir serbest ritimdeki müzik eşliğinde kadın dansçı tek başına giriş yapar. İkinci bölümde coşturucu müziğin eşliğinde naz ve cilvelerle erkek dansçıdan birini dansa davet eder. Erkek yere diz koyup kadına alkış tutarken kadın dansçı erkek dansçının çevrisinde döner ve erkeğin üstüne eğilerek cilve yapar. Üçüncü bölümde kadın- erkek dansçı çiftlerin mükemmel uyumluluğu ile seyircinin Kayna!, Kayna! diye bağırışlarıyla çevredeki kadın-erkek dansçılar, çiftleri ortasına alarak hep beraber dans ederve dans doruk noktasına ulaşarak son bulur Kaşgar Seneminin Müziği Kaşgar seneminin müziği kısa olup Kaşgar halk türkülerinden oluşmaktadır. Senem müziği, melodisinin güzelliği, sadeliği, kolay akılda kalması gibi özellikleri ile Kaşgar bölgesinin dışında Orta Asya da yaşayan Uygurlar arasında da sevilmektedir. Kaşgar seneminin melodisinde ses dizilerinin çoğunlukla iki ayrı tetrakordin bileşiminden oluştuğu görülmekte olup, bunlardan başka miksolidia, forgia tonları, m.armonik ton, m. minör ve d.minörtonlarının kullanıldığı tespit edilmiştir. Kaşgar seneminin müzik formu başka yörelerin senem müziğinden farklı olarak (altı çeken) S dominanta sesinden bir oktava sıçrayıp şarkının birinci cümlesini oluşturmakta, tekli çift cümleden ibaret ikinci cümlenin iki sefer tekrarından oluşmaktadır. Kaşgar seneminde, müziğin ritim 1 Tesedduk: Uygurlarda elleri göğüs hizasında tutarak başkalarına selam vermedir.

100 89 Uygur Halk Oyunlarında Senem Dansı vuruşlarında Uygur Klasik Onİki Makamı ndaki 4/4, 4/2,8/7, 3/8, 8/6, 8/9, 4/1 ritimler sık sık karşımıza çıkmakta olup, Kaşgar senem müziğinin ritim zenginliğini yansıtmaktadır. Kaşgar seneminin def vuruşları aşağıdaki gibidir: Mukaddeme (Birinci Bölüm):Kaşgar seneminin giriş müziği (prolog) olup serbest ritimle tek çalgı eşliğinde def-davulsuz başlar. İkinci Bölüm: Satar 2,çeng(santur), ravap, ğicek, zurna ve deflerden oluşmuş orkestra debdebeli giriş yapar. Kaşgarseneminde ikinci bölümün def vuruşu şöyledir: Kaşgarseneminden üçüncü bölümün def vuruşu: Kaşgarseneminde dördüncü ve beşinci bölümün def vuruşu: Kaşgarseneminde altıncı bölümün def vuruşu: Kaşgar seneminin güfteleri, başka yörelerde olduğu gibi, halk koşmalarından oluşmuş olup Uygur sözlü halk edebiyatının en güzel örneklerini içinde barındırır. Senemin güfteleri zaman ve ortama göre değişebilmektedir. Günümüzde Kaşgar senemlerinde yaygın olarak kullanılan halk koşmalarından bir örnek: Yarı yar der mi kişi? Yahşi yar yanında dururken. Yamanı yar der mi kişi? Yamanıister mi kişi? Sonuç: Uygur senemlerinden seçerek ele aldığımız Dolan ve Kaşgar senemlerini oynama şekli (koreografı), dans figürü ve müziği bakımından diğer bölgelerdeki senem danslarıyla karşılaştırdığımız zaman, bunlarda dans dili, müziğin ritim özellikleri, oyun icrasındaki hareket uyumluluğu gibi hususların öne çıktığı görülmektedir. Dolan senemi kadın erkek hareketlerinde serbestlik ve duygusallıklara imkân vermeyecek şekilde katı kurallara bağlanmıştır. Bu durum Dolan halkının kendi toplumsal değerlerini önemsediklerini, dans sanatı ile ilgili merasim etkinliklerinin kutsallığına inandıklarını gösterir. Kaşgar senemlerinin dans hareketleri ve koreografisinde, içten gelen coşku ve serbestliğin, iki cins arasındaki duygusallığın açıkça ifade edildiği görülür. Baş, boyun, bel hareketlerinin serbest ve yumuşaklığının, ayak hareketlerindeki küçük adımlarla işlenmiş cilveli hareketlerin sıklığıbunu göstermektedir. Dolan senemi ile Kaşgar senemi arasındaki bu fark; Dolan seneminin bozkır kültürü çevresinde oluşup gelişmesi, Kaşgar seneminin ise 2Satar: Uygurlara özgü çalgı aletlerinden birisidir.

101 Nuri MAHMUT 90 yerleşik kültür çevresinde oluşup gelişmesinden kaynaklanmıştır. Dolan senemi ile Kaşgar seneminde müzik formu, ton ve ritim özellikleri bakımından benzer ve farklı hususların bulunduğu görülmektedir. Örneğin; her ikisinde şarkı, dans ve müzik unsuru bir arada bulunur. Her ikisinde girişmüziği serbest ritimlerle başlar, icra üslubuna benzer. Her ikisinde müzik beş ya da altı bölümden oluşur. Her ikisinde nağmelerin ritmik özellikleri benzerdir. Her ikisinde güfte, halk koşmalarından oluşur. Farklı yönleri ise Dolan seneminde kadın erkek dansçılar yan-yana ve omuz-omuza çift olarak dans ederler. Dans sırasında kadın-erkek hareketlerinde serbestliğe ve duygusallıklara imkân verilmez. Aralarında belli mesafe bulunur. Kaşgar seneminde dans hareketlerinde ve koreografide iki cins arasındaki duygusallık açıkça ifade edilir. Baş, boyun, bel hareketlerindeki serbestlik, kıvraklık ve cilve açıkça fark edilebilir. Dolan senemi ile Kaşgar seneminin müzik ve makamında ton farkı vardır. Müziğinde kullanılan yerel çalgıların adları aynıdır, ama icra sırasında kullanma şekli ve akort düzeni farklıdır. Kaynakça AHMEDİ, Y. (1995), KumulMukamlarının Müzik Biçimi ve Özelliği, Pekin: Milletler Neşriyatı. Çin in Omumiy Tarihi (1976), Ürümçi: Şincang Helk Neşriyatı. MEHMETİMİN, A. (1980), Tang Sülalesindeki Şincang Nahşa-Usul Sen iti, Ürümçi: Şincang Helk Neşriyatı. MEHMETİMİN, A. (1997), Uygur Mukam Ğezinisi, Ürümçi: Şincang Üniversitesi Neşriyatı. MİHRULLA, Himit - Letife Kurban (1991), Uygur Dans Sanatı Üzerine, Ürümçi: Şincang Helk Neşriyatı.

102 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 ATALMIŞ YAŞ QEŞQER PARTİYESİ VE ENDCAN VEQESİ So-Called Young Kashgar Party and Endjan Event Ömercan NURI Özet Çok zengin bir tarihe ve kültüre sahip olan Uygurların XX.yüzyılda meydana gelen siyasi tarihine ilişkin olayların yeterince incelendiğini söylemek mümkün değildir. Bu bağlamda, XX..yüzyıl Uygur tarihine ilişkin araştırılması gereken konulardan biri Endican Vakası dır. XX. yüzyılın başlarında Kaşgar da kurulduğu ifade edilen Yaş Kaşgar Partisi (Genç Kaşgar Partisi), gerçekte kurulmamıştır, bu terim siyasi tarihçilerin kullandığı bir adlandırmadır. Kaşgar gençleri ile ilgili Endican Vakası ise Uygur gençlerinin başından geçen gerçek bir olaydır.bu makalede, Uygurların tarihine ilişkin Yaş Kaşgar Partisi ve Endican Olayı üzerinde durulacaktır. Anahtar Sözcükler: YaşKaşgar Partisi, Endican Vakası, Sovyetler Birliği. Abstract Uyghurs has a rich history and cultures but its impossible to say that compleat of researching the events occurred in 20th century of Uyghur history. So that <Endijan Case > is a one of the related topic of Uyghurs history about 20th century. The establishment of so called <Young Kashgar Party> actually is not real established and it is just a producted of needing by the politic historians. The <Endijan Case> is relating to <Young Kashgar Party> and it is a real historical events that happened on Uyghur history in early 20th century. This article is mainly disscussing about <Young Kashgar Party> and <Endijan Case> which is relating to Uyghur history in 20th century. Keywords: Young Kashgar Party, Endican Case, Soveit Union. Kiskiçe mezmuni Uzun tarihqa ve kedimi medeniyetke ige bolğan Uyğur helqiniñ XX. esirde yüz bergen Uyğur tarihi ve siyasi ehvaliğa munasivetlik veqe-hadisilerniñ tetqiq qilinişi türlük sevepler tüpeylidin yeterlik bolmidi. Şuñlaşqa XX. esir Uyğur tarihiğa munasivetlik veqelerdin <Endican Veqesi>niñ tetqiq qilinişi nahayiti muhim ehmiyetke ige. Bolupmu XX. esirniñ başlirida Qeşqerde qurulgan <Yaş Qeşqer Partiyisi> eslide siyasi tarixçilarniñ özliriniñ tetqiqat éhtiyaji üçün yasap çiqqan atalğusudur, emma Qeşqer Yaşliri bilen munasivetlik<endican Veqesi> bolsa tarihta yüz bergen heqiqi tarihi veqe bolup, mezkur maqalimizda <Yaş Qeşqer Partiyesi> ve <Endcan Veqesi>ğa ohşaş XX. esir Uyğur tarihiğa munasivetlik veqeler üstide nuķtiliķ tohtilip ötimiz. Açquçluk Sözler: Yaş Qeşqer Partiyesi, Endcan Veqesi, Sovétler İttipaqi. Doç., Hoten Maarif Enstituti, Hoten-ÇİN, E-posta: omerjannuri@qq.com.

103 Ömercan NURI yillardiki Qeşqer veziyiti heqqidiki Eñlisçe menbelerde Yaş Qeşker Partiyesi dégen bir nam uçiraydu. 1 Gerçe bezi siyasi tarixçilar Yaş Qeşker Partiyesi heqqide hiç qandaq ispat körsitelmisimu, lékin bu teşkilat yillarniñ axiriğiçe bölgünçilik paaliyiti bilen şuğullanğanliqini körsitişidu. 2 Gerçe Yaş Qeşker Partiyesi emeliyette mevcut bolmiğan teşkilat bolsimu, kéyinki vaqitlarda yüz bergen Endcan Veqesi Qeşqerlik yaşlar bilen munasivetlik bolğaçqa, bu mesilini ikki tereptin tehqiqleşke toğra kélidu. Ottura Asiyadiki meripet merkezliridin biri bolmişqeşqer XX. esirniñ başliridimu dunya yéñiliqliri bilen eñ baldur tonişidu. Şuniñ bilen Qeşqerde sirtqi dunyani körüp közi éçilğan, cemiyetniñ tereqqiyat teqezzasini tonup yetken Qeşqerde Eli Haci Nevruzzade, Abdukerimxan Mexsum, Exmetxan Paxta, Yüsüp Axun qorğan qatarliq pikri oçuq, baldur oyğanğan bir qisim yaşlar peyda bolidu. 3 Bu yaşlar ilgiri-kéyin bolup Abduqadir Damollamniñ, Ehmet Kemalniñ qurğan Xeyriye Cemiyiti de paaliyet qilidu, bu yaşlar tarixi höccetlerde Qeşqerde bir firqe yaşlar, Qeşqer yaşlari dep tilğa élinğan 4 bolsimu, bu yaşlarniñ birer teşkilat qurup siyasi paaliyet yürgüzgenlikige ait hiçqandaq melumat yoq. Emma, kéyinki künlerde muteessip dini küçlerniñ pitnexorliqi ve Ma Şavvu niñ teqip astiğa élişi qatarliq sevepler tüpeylidin bu yaşlardin Eli Haci Nevruzzade, Exmetxan Paxta, Yüsüp Axun Qorğan, Zeydin Karvan, Abdulla Bayvetçe, Abdurahman Nesirdin qatarliq bir türküm yaşlar yiliğiçe Oş, Endcan ve Taşkentke çiqip panahlinidu. Bu ceryanda ular Sovétler ittipaqiniñ pütün dunyadiki ézilgüçilerniñ qayaşi boluştek teşviqatidin söyünüp, Sovétler ittipaqiğa ümüt bağlap, ular bilen yéqinlişişqa başlaydu. Bu mezgilde Ottura Asiyadiki basmiçilarniñ kattivéşi Muhemmed Emin Beg yili 24- sintebirde Erkeştamda vaqitliq Perğane hökümiti quridu. 5 Gerçe Sovétler ittipaqi bu hökümetni yoqatqan bolsimu, asasliq atamanliriniñ bir qismi Qeşqerge soqunup kirip, qayta baş kötürüş üçün purset kütüp yatidu. Bu basmiçilar, Sovétler ittipaqi üçün derhal yoqatmisa bolmaydiğan yoşurun xevp bolup qalidu. Bu mesilini nezerde tutqan bezi bolşivék rehberler natoğra tedbir qolliniştinmu baş tartmaydu yillarniñ béşida Rusiye kompartiyesi (bolşivéklar) merkizi komitéti Ottura Asiya biyurosiniñ sékritari Y.É. Rudzutak, Şincañda Qeşqeriye ve coñğariye cumhuriyiti quruş teklipi béridu. Bu teklip, Şincañdiki bir qisim inqilapçilar ve teşkilatlar millitaristlarniñ ézişidin qutuluşqa intilip, musteqil Qeşqeriye ve Coñğariye cumhuriyiti quruş tesevvurini otturiğa qoyğan liqidin kélip çiqqan yili 6- ayniñ 4- küni Rusiye kompartiyesi (bolşivéklar) merkizi komtéti siyasi biyurosi yiğinida bu teklip muzakire qilinidu. G. B. Çiçérin bu teklipke qet i qarşi turidu. Lénin başçiliğidiki az sandiki ezalarmu Çiçérinni qollaydu. Amma, komunistik intérnétsionalniñ şerq inqilap neziriyesi ve milliy azadliq heriket neziriyiesi toluq tazilanmiğaçqa, kéyiki künlerde veziyette özgiriş bolupla qalsa, bu neziriye yene otturiğa çiqiviridu. 6 Sovétler ittipaqi siyasi muddiasiğa yétiş üçün hetta vaste tallimay Uyğurlardin paydilinidu. Şu vaqitta yeni yiliniñ aldi keynide Şemey, 1Andrew D.W. Forbes, Doğu Türkistandaki Harp Beyleri (Doğu Türkistanın Arası Siyasi Tarihi), İstanbul, 1990, s A.D. 福布斯 : 新疆军阀与穆斯林民国新疆政治史, 双泛研究译丛, 第一集,38 页, 新疆社会科学院,1991 年版 2 厉声 : 中国新疆的历史与现状, 第 173,180 页,2003 年, 新疆人民出版社 许建英 : 民国时期英国与中国新疆 ( ), 第 175 页,2008 年, 新疆人民出版社 3A.Kemal İlkul, Türkistan ve Çin yollarında Unutulmayan Hatıralar, Zarif İş Matbaası, İstanbul 1955, s David Brophy, The Fate of the: Young Kashgaris : A Page From the Political History of Xinjiang, 遊牧世界と农耕世界の接点アジア史研究の新たな史料と视点 -,pp 61-99, 2012 年版, 东京 5David Brophy: The Fate of the: Young Kashgaris : A Page From the Political History of Xinjiang, 遊牧世界と农耕世界の接点アジア史研究の新たな史料と视点 -,pp 61-99, 2012 年版, 东京 5 杨增新 : 补过斋文牍, 癸集七, 第 22 页 Baymirza Hayıt, Rusya ile Çin Arasında-Türkistan, Ankara 1975, s 厉声主编 : 中国新疆历史与现状, 页,2003, 新疆人民出版社

104 93 Atalmiş Yaş Qeşqer Partiyesi Ve Endcan Veqesi Yarkent, Almutu, Taşkend, Endcan, Qoqend, Oş, Qaraqol qatarliq caylarda on neççe tümen Uyğur işlemçi bar édi. 7 Bu işlemçiler arisida sotsiyalizm teşviqati qiliş dégen namda gézitjornal ve başqa teşviqat matériyallirini tarqitidu, hetta Coñgu çigrisi içige kirgüzidu. Sovétler ittipaqi planini téximu kéñeytip, eger zörür bolğanda Qeşqerde inqilap qozğaş, Qeşqerde sovétperes yerlik bölünme hâkimiyet tikleşke orinidu. Şuniñ bilen yili Sovétler ittipaqi Özbekistandiki Uyğur komunistlardin İbrahim Qurbanof, Memetaxun Qurban Xojayéf ve Ömer İslamoflarni herketlendürüp, Ottura Asiyadiki Uyğurlardin bir mexpiy komitét quridu. Qeşqerlik yaşlar Eli Haci Nevruzzadini vekil qilip komitétqa kirgüzidu. Endcanğa kétivalğan Uyğurlar Qeşqerdikiler bilen alaqilişişqa kirişidu. 8 Del muşu vaqitta, mezkûr teşkilatniñ ezasi bolmiş Kerim Puçuq isimlik bir Qeşqerlikniñ naheq cinayi işlar dilosiğa çétilip qélip Qeşqerge qéçiş zörüriyiti sevebi bilen bu teşkilat heqqidiki melumat Coñgo niñendcandiki konsulxanisida terjimanliq qilivatqan Eysa Yüsüp arqiliq konsul Chén déliğa melum qilinidu hem derhal Qeşqer terepni xeverlendüridu. Hettaçigra saqçilirini agahlanduruş arqiliq bu veqeniñ aldini alidu. 9 Bu melumatni alğan Qarğiliqniñhakimi, Yang Zéngşin ğa télgiramma yollap Ruslar, Endcan ve Qeşqerdiki Uyğurlar bilen alaqe bağlap İslam Cumhuriyiti quruşqa teyyarlinivatqanliqini melum qilidu. Yang Zéngşin derhal veziyetni tehlil qilip, Uyğurlarniñ mayilliqini qolğa keltürüp qelbiniñçigra sirtiğa bağlinip qélişiniñ aldini éliş heqqide tilgiramma evetidu. 10 Eli Haci Nevruzzade başçiliqidiki Qeşqerlik yaşlar Sovétler ittipaqi hökümitige doklat yézip, Sovétler ittipaqida panahlinivatqan Uyğurlarniñ sehvenliksiz teyyarliq qilğan bolsimu, yenila teşkilatniñ teyyarliqi Coñgu terepke melum qilinğanliqi, bu teşkilatqa çétişliq dep qaralğan UyğurlarniñQeşqerge baralmaydiğanliqini, Sovétler ittipaqi terep bularğa ige boluşni iltimas qilidu. 11 Derveqe, Qeşqerge qaytqan yaşlarniñ hemmisi türmige çüşidu yaki öltürilidu. Meşhur Séyit Noçi Pajiesi muşu veqeniñ bir variyantidur. Bu teşkilat paş bolup qalğandin kéyin, Sovétler ittipaqi Coñgu bilen déplomatik kirzisğa pétip qélişidin ensirep, bu işqa çétişliq Uyğurlarni öltürivétidu yaki Sibiriyege sürgün qilivétidu. Seypidin Ezizi niñ akisi Muhiddinmu bu işqa çétilip Sibiriyege sürgün qilinidu. 12 İş buniñ bilenmu tügimeydu, yeni pütkül Özbékistan tevesidiki bu veqege munasivetsiz Uyğur ziyalilarni tutuş, öltürüşve sürgen qiliş yoli bilen Özbékistandiki Uyğurlarniñ xatirisidin bu veqeniñ iznasini yoqatqan. Özbekistan hökümitimu bu pursettin obdan paydilinip, Özbékistandiki Uyğurlarğa ziyankeşlik qilişqa başliğan. Hetta, Uyğurlarni millet tevelikini Özbekke özgertişke mecbur qilğan. Şuniñ bilen Perğane Uyğurliri yoqiliş girdabiğa bérip qalğan. 13 Özbékistandiki Uyğur nopusiniñ aziyişi bilen Uyğur tiyatiri, medeniyet merkizi ve Uyğur mektepliriniñ hemmisi taqivétilgen. Bu veqe tariximizda Endcan Veqesi 14 dep atalğan. Endcan Veqesi yüz bergen mezgil del Stalinniñ Sovétler ittipaqi teveside tazilaş élip bérivatqan vaqtqa toğra kélip qalğaçqa, 7 杨增新 : 补过斋文牍, 庚集二, 第 21 页 曾问吾 : 中国经营西域史, 第 735 页, 新疆维吾尔自治区地方志总编室翻印,1986 年版 8 杨增新 : 补过斋文牍三编, 卷二 9İ.Y.Alptekin in Mücadele Hatıraları-1, haz. Ömer Kul, Berikan Yayınevi, Ankara 2010, s 杨增新 : 电复叶城王知事论俄新党联络回缠情形文, 补过斋文牍三编, 卷二 11David Brophy,The Fate of the: Young Kashgaris : A Page From the Political History of Xinjiang, 遊牧世界と农耕世界の接点アジア史研究の新たな史料と视点 -,pp 61-99, 2012 年版, 东京 Bu makalige Eli Haci Nevruzzadiniñ Sovétler hökümetige yazğan doklatiniñ esliy nushisi qoşumçe qılınğan. 12Seyfeddin Ezizi, Ömür Dastanliri, Milletler Nişriyati, Beijing 1990, s Nabijan Tursun, Fergana Vadisinde Eriyip Giden Halk-Uygurlar,4. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri, Ankara2013, s Kommunar Talipof, Tarix Savaqliri yakiötmişsiz Kilecek Yok, Naş Mir Neşriyati, Almuta 2010, s

105 Ömercan NURI 94 Endcan Veqesi ni biterep qiliş jeryani tazilaş herkiti bilen bille yürgüzülgen. Şuña bu veqe Sovétler ittipaqi teripidin uzliqçe untuldurivétilgen. Xulase kelam, XX. esirniñ başlirida Qeşqerde atalmiş YaşQeşqer Partiyesi mevcut bolmiğan, bu peqet siyasi tarixçilarniñ tetqiqat éhtiyaji bilen yasap çiqqan atalğu. Emma, Qeşqer yaşliriğa munasivetlik Endcan Veqesi inqilapçil Uyğur yaşliriniñ béşidin keçürgen heqiqi paciedur. Paydilanğan matériyallar: A.D. 福布斯 : 新疆军阀与穆斯林民国新疆政治史, 双泛研究译丛, 第一集,38 页, 新疆社会科学院,1991 年版 BAYMİRZA Hayıt, Rusya ile Çin Arasında-Türkistan, Ankara 1975, s BROPHY, David, The Fate of the: Young Kashgaris : A Page From the Political History of Xinjiang, 遊牧世界と农耕世界の接点アジア史研究の新たな史料と视点 -,pp 61-99, 2012 年版, 东京 EZİZİ, Seyfeddin (1990), Ömür Dastanliri, Milletler Nişriyati, Beijing. FORBES, Andrew D. W. (1990), Doğu Türkistandaki Harp Beyleri (Doğu Türkistanın Arası Siyasi Tarihi), İstanbul. İ. Y. Alptekin in Mücadele Hatıraları-1(2010),, haz. Ömer Kul, Berikan Yayınevi, Ankara. İLKUL, A. Kemal (1955), Türkistan ve Çin yollarında Unutulmayan Hatıralar, Zarif İş Matbaası, İstanbul. TALİPOF, Kommunar (2010), Tarix Savaqliri yakiötmişsimiz Kilecek Yok, Naş Mir Neşriyati, Almuta. TURSUN, Nabijan (2013), Fergana Vadisinde Eriyip Giden Halk-Uygurlar,4. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri, Ankara. 厉声 : 中国新疆的历史与现状, 第 173,180 页,2003 年, 新疆人民出版社 厉声主编 : 中国新疆历史与现状, 页,2003, 新疆人民出版社 曾问吾 : 中国经营西域史, 第 735 页, 新疆维吾尔自治区地方志总编室翻印,1986 年 杨增新 : 补过斋文牍, 癸集七, 庚集二. 补过斋文牍三编, 卷二 许建英 : 民国时期英国与中国新疆 ( ), 第 175 页,2008 年, 新疆人民出版社

106 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 SELEY ÇAKKAN VE MOLLA ZEYDİN ŞİİRLERİ Seley Çakkan and Molla Zeydin s Poetry Şükran OĞUZ Özet Uygur Türkleri zengin bir sözlü kültür geleneğine sahiptir. Seley Çakkan ve Molla Zeydin, Uygur folklorunda latipe adı verilen fıkraları ile tanınan iki ünlü fıkra tipidir. Onlar yaşadıkları dönemde Uygur toplumuna adeta ayna tutarak; işgalci Çinli idareci ve askeri sınıfın hukuksuz ve adaletsiz uygulamalarından duyulan rahatsızlığı keskin ve mizahi bir dille fıkralarında dile getirmişlerdir. Böylelikle Uygur Türkünün adeta sesi olmuşlardır. Seley Çakkan ve Molla Zeydin aynı zamanda yetenekli birer halk şairidir. Ancak onların fıkralarına oranla şiirleri daha az tanınmaktadır. Birer söz ve saz ustası olan bu halk şairlerinin, fıkraları kadar şiirlerinin de değerli olduğunu düşünmekteyiz. Bu düşünceden hareketle makalede Seley Çakkan ve Molla Zeydin in tanıtıcı yaşam öyküleri sunulmuş, şiirlerinden örnekler verilmiştir. Ayrıca şiirleri içerik özellikleri açısından incelenmiştir. Böylelikle Seley Çakkan ve Molla Zeydin e ait şiirlere dikkat çekmek ve onları tanıtmak amaçlanmıştır. Anahtar Sözcükler: Uygur, Seley Çakkan, Molla Zeydin, Şiir Abstract Uyghur Turks have a rich oral culture tradition. Seley Çakkan and Molla Zeydin are two humour types who are famous person in Uyghur Humour Literature. They consume theirs to light the way to the Uighur society in the period in which they live. They expressed by humorous in their anecdote which Chinese managers and military class that they are occupying, discontent about which unlawful and unjust practices. Meanwhile, they were very talented folk poet. But, their poetry is known less than their anecdotes. We think it is esteemed as well as the poetry, the anecdotes. Because they were orator and master musician. After the poetry was presented with examples before about Seley Çakkan and Molla Zeydin was informed in this study. Keywords: Uyghur Turks, Seley Çakkan, Molla Zeydin, Poetry Giriş 19.Yüzyıl, Doğu Türkistan ve Uygur halkı için özgürlük ve var olma mücadelesi verilen bir zaman dilimini ifade eder. Bu yüzyılda, Uygur Türkleri, haklı davalarında Çin-Mançu yönetimi ile olan mücadelelerini tüm hızıyla ve kararlılıkla sürdürmeye devam etmiştir. Kendi topraklarında işgalci Çin-Mançu baskı ve zulmüne, zalim Çinli yönetici ve askerlerine karşı verilen bu mücadele, Uygur Türkü için bir var olma yok olma savaşıdır. Öğr. Gör. Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü, Manisa-TÜRKİYE, E-posta: sukranoguz71@gmail.com.

107 Şükran OĞUZ 96 Özgürlük ve bağımsızlık kazanma yolunda yaşananlar, Uygur halkını derinden etkilemiştir. Bu etki, sözlü kültürde destan, efsane, şiir, fıkra gibi pek çok ürünün ortaya çıkmasına neden olmuştur. Seley Çakkan ve Molla Zeydin adlı iki Uygur fıkra tipi (Özkan 1993: 15-20), 19.Yüzyıl Uygur toplumunu yansıtan fıkralarında, adeta döneme ışık tutar. Onların fıkralarında dönemin siyasi, sosyoekonomik, eğitim ve kültür ortamı mizahi bir dille ifade edilmektedir. Seley Çakkan ve Şiirleri Seley Çakkan Uygur Folklorunun önemli temsilcilerinden biridir. O ünlü fıkracı ve yetenekli bir halk şairidir yılında Konaşehir Nahiyesinin Opal Köyünde fırıncı bir ailede dünyaya gelmiştir yılında ana yurdunda vefat etmiş ve Opal daki Hazreti Molla mezarlığına defnedilmiştir. (Kaşgarlı 2008: 217) Halk arasındaki rivayetlere göre Seley Çakkan, sahip olduğu faziletli karakter ve güzel sesini babasından almıştır. O, hayatı boyunca, pek çok yer gezmiş, gezdiği yerlerde hüzünlü, duygulu revabını çalıp, koşak ve fıkralarını söyleyip, halk ile iç içe olmuştur. Sanatını icra ederken gezip gördüğü farklı yerler, onun bakış açısını genişletmiştir. Seley Çakkan, aynı zamanda Uygur halkının, özgürlük, eşitlik ve yeniliklere ulaşma yolundaki mücadelesinde, halkla birlikte ve halkın yanında bir sanatçı olmuştur. O, halkın haklı mücadelesinin temelini atan kişidir. Bir söz ve saz ustası olarak Seley Çakkan istilacı Çin- Mançu yönetiminin çürümüş hâkim zihniyetine ve savunucularına hak ettikleri cezayı şiirleri, fıkraları ve şakaları ile vererek Uygur halkının öcünü almayı bilmiştir. Seley Çakkan, Han sarayında bir süre hâkim zihniyetin emrinde çalışmakla birlikte, bir ömür bu çürümüş zihniyetten, zevk ve sefadan, sahip olduğu fazilet ve ahlak değerleri ile uzak durmuş, temiz bir vicdan ile yaşamıştır. Milletiyle kader birliği yapmıştır ve sağlam bir duruş sergilemiştir. Onun güzel sesli, hazır cevaplı ve çevik oluşu, his dünyasının zengin oluşu, fıkralarının ve şiirlerinin halkın beğenisini kazanmasına neden olmuştur. Uygur halkı ona söz ustası ve hazır cevap olması nedeniyle Çakkan namını vermiştir. Seley Çakkan ın şiirleri, aynı fıkraları gibi kahramanlık özelliği göstermektedir. Fıkralarına konu olan, döneminin siyasi, sosyoekonomik ve kültür ortamı, şiirlerine de yansımıştır. Şiirlerinin konusu derin, dili halk dili, hissiyatı güçlüdür. O aynı zamanda devrinin termometresidir. (Uçkuncan 2009: 613) Seley Çakkan, kendi ağzından kimlik bilgilerini, mesleğini, sosyoekonomik durumunu, sahip olduğu özellikleri ve yaşadığı yerin üstün niteliklerini şöyle dile getirmektedir: (Uçkuncan 2009: ; Kaşgarlı 2008: 217) Étimni sorisañ Seley, Qeşqer béşi Opal din. Ravap çélip oynaymen, Qorqmay loya, ambaldin. Adımı sorarsan Seley, Kaşgar başı Opal dan. Rebap çalıp oynarım, Korkmadan hâkim, Ambal dan. İşimni sorisañ navay, Halimni sorisañ hal vay. Özümniñ kariġu çaġliq, Yurtumda bolmisun ah! vay! İşimi sorarsan ekmekçi, Halimi sorarsan perişan. Benim durumum önemli değil, Yurdum olmasın veyran. 1 Seley Çakkan fıkraları hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız: Sultan Mahmut Kaşgarlı (2008), Seley Çakkan Fıkraları, İstanbul: Çağrı Yayınları.

108 97 Seley Çakkan ve Molla Zeydin Şiirleri Leqemmim sorisañ Çaqqan, Yürikimde otum bar. Ezizane Qeşqer dek, Qedim dergah yurtum bar. Mahlasımı sorarsan Çakkan, Yüreğimde odum var. Azizane Kaşgar gibi, Eski dergâh yurdum var. Qeşqirimniñ xisliti, Cimi alemge dañ ketken. İlmi-irpan, ravapta. Yer-yüzige çañ ketken. Kaşgarımın fazileti Bütün âleme ün salan. İlmi-irfan, Rebabta, Yeryüzüne ün salan. Seley Çakkan ın sevgilisine söylediği şiirde, ona olan aşkından ve bağlılığından söz ederken, onun cana canan olduğunu, sevdiği için canını dahi feda edebileceğini ve kanının son damlasına kadar onun için savaşabileceğini söyler. Yine sevgilisinin güzelliklerinden, aralarına konan her türlü engeli aşıp sevgiliye kavuşma yolundaki kararlılığından bahseder. Zorluklar ne kadar çetin de olsa kararlı bir duruşla üstesinden gelinebileceğini bizlere gösterir. Bu noktada âşık Seley Çakkan hisli bir âşık olarak aşağıdaki dizelerle sevgilisine seslenir: (Uçkuncan 2009: 614) İşigiñden ötsem men, Ravab çalidu demsen? Begler öyidin ketsem, Yarsiz qalidu demsen? Kapının önünden geçsem ben, Rebap çalacak der misin? Beyler evinden gitsem, Yarsız kalacak der misin? Méniñ altun yârim bar, Yüzliri anarim bar. Reqip qolidin aman, Bir küni yanarim bar. Benim altın yârim var, Yüzleri al narım var. Düşman elinden aman, Dönecek bir günüm var. Begler çüşer tuzaqqa, Özi qurġan dozaxqa. Méniñ yârim qaytidu, Ançe qalmay uzaqqa. Beyler düşer tuzağa, Kendi kurmuş dozağa. Benim yârim dönecek, Eski dergâh-yurdum var. Özümniñ u cananim, Yarimġa peda canim. Éytişqinim éytişqan, Tamçe qalġiçe qanim. Kendimin o, cananım, Yârime feda canım. Savaşırım savaşırım, Damla kalınca kanım. Seley Çakkan ın Çin-Mançu yönetiminin Uygur Türklerine uyguladığı zulme karşı tepkisini dile getirdiği şiir aşağıdadır. Uygur halkı, ağır çalışma koşulları ve arttırılan vergiler

109 Şükran OĞUZ 98 yüzünden, zulüm ve baskı altında ne yapacağını bilemez bir duruma düşürülmüştür. Şiirde bu kötü koşulların hem kırsalda hem de kentlerde benzer durumda olduğundan şikâyet edilmektedir. Yaşam koşullarının sefalet koşulları olduğu özellikle vurgulamaktadır. Zulüm uygulayan zalim Çin-Mançu yönetiminin ordusu, Uygur Türklerini sömürerek insanca yaşama koşullarını ortadan kaldırmıştır. (Uçkuncan 2009: ) Ketmen çapidu balla, Qonaq çaçidu balla. Alvañ paraq destidin, Nege qaçidu balla? Çapa çapalar çocuklar, Mısır çapalar çocuklar. Çeşitli vergi yüzünden, Nereye kaçar çocuklar. Ketmen çapqan ballaniñ Eñli tökülüp ketti. Şe(her)ge kirse seysidin, Qeddi pükülüp ketti. Çapa çapalayan çocukların, Giysileri yırtılıp gitti. Şehre gitse vergiden, Beli bükülüp gitti. Mancularniñ eskiri, Xuddi qarġa, çéketke. Yamrap yalmidi elni, Qandaq qilimiz dertke Mançuların askeri, Karga veya çekirge. Eli suğana çevirdi, Ne yapalım bu derde Oynañ derdi bar balla, Oynañ zerdi bar balla. Bu dertlerniñ davasi, Oylañ, nede bar, balla. Oynayın dertli çocuklar, Oynayın gazaplı çocuklar. Bu dertlerin davası, Düşünün nerede var çocuklar. Atuş halkının Seley Çakkan a atıfta bulunarak söylediği şiirde: Seley Çakkan ın yiğitliği, sağlam karakteri övülerek iyi bir eş adayı olduğu şöyle dile getirilmektedir: (Uçkuncan 2009: 616) Seleydek yigit bolsa, Şundaq qizġa cup bolsa. Güldek éçilip bexti, Baliliri köp bolsa. Seley gibi yiğit olsa, Şöyle kıza eş olsa. Gül gibi açılıp şansı, Çocukları çok olsa. Çöp bolsayu, çöp bolsa, Şu qizlarġa cup bolsa. Narin olsa aş olsa, Kızlara yandaş olsa. Hâkim zihniyet Çin-Mançu yönetimi, Sınır koruma adı ile emekçi halka türlü zulüm ve baskı uygulayarak onları sepil (kale, sur) yapımında çalışmak zorunda bırakmıştır. Çalışmalara katılmayanlar acımasız bir şekilde ölümle cezalandırılmışlardır. Yine Uygur halkı, ağır çalışma koşulları ve vergiler ile karşı karşıya bırakılmıştır. Bu konuda Atuş halkının Seley Çakkan a atıfta bulunarak söylediği şiir: (Uçkuncan 2009: 139)

110 99 Seley Çakkan ve Molla Zeydin Şiirleri Meyli soqili sépil, Alvañ kelmisun endi. Şehrimizniñ qoyniġa, Eġyar kelmisun endi. Olsun yapalım seddi, Vergi gelmesin şimdi. Şehrimizin koynuna, Yabancılar gelmesin şimdi. Meyli soqili sépil, Düşmenlerniñ yoliġa. Kimler bolidu képil, İşligenler puliġa? Tamam yapalım seddi, Düşmanların yoluna. Kimler olacak şehit, Çalışanlar parasına? Meyli soqili sépil, Biz qilmiġan iş bar mu? Alvañ, seysi destidin, Qiynalmiġan kişi bar mu? Tamam, yapalım seddi, Bizim yapmadığımız iş var mı? Vergiler zahmetinden, Dert çekmeyen kişi var mı? Paxta atar poçiġa, Kérek, emesmiş zeylik. Aġzi bilen şeher soqup, Ġadayġanġa ném deylik. Pamuk atar lafçıya Gerek değilmiş çırçır. Ağzı ile şehir kurup, Kibirlenene ne diyelim. Meyli soqili sépil, Barigahqa yéteyli. İşiniñ yolini tépip, Dadihaġa yéteyli. Tamam yapalım seddi, Barıgaha ulaşalım. İşin yolunu bulup, Dadıhaya ulaşalım! İşle, derdi bar balla, İşle, zerdi bar balla. Negimu kételeyttiñ, Patman qerzi bar balla. Çalışın derdi var çocuklar, Çalışın gayreti var çocuklar. Nereye gidebilirsin, Ağır borcu var çocuklar. Bizler soqqan sépilġa, Begler kirip almaqçi. Şeherniñ téşida puqra Neme bolup qalmaqçi? Bizler yapalım sepili, Beyler girip alacak. Şehir dışında halk, Sonunda ne yapacak?

111 Şükran OĞUZ 100 Meyli soqili sépil, Balla, topiġa yépil, Yurtniñ işiġa axir, Elniñ Baliliri képil. Tamam yapalım seddi, Çocuklar çalışmaya atıl. Yurdun işine sonunda, Elin çocukları kefil. Seley Çakkan ın aşağıdaki şiirinde; toplumsal eşitsizlik, sosyal adaletsizlik, zengin-yoksul ayırımı ve sınıf çatışması, gelir dağılımındaki adaletsizlik, emeğinin karşılığını hakkıyla alamama, fakirler için yaşam koşullarının zorluğu, imkanların kısıtlılığı, beslenme, barınma, ısınma gibi temel ihtiyaçları karşılamada bile yetersizliklere dikkat çekilmektedir. Ayrıca Çin-Mançu yönetiminin adaletsiz yönetim anlayışı, baskı ve yıldırma politikalarına isyan ediş de dile getirilmektedir. (Uçkuncan 2009: 617) Biz endi nemé deyli, Begniñ sunçimu meyli? Qiş kelgiçe yol tépip, Öyniñ ġémini yeyli. Bey isteyen olur mu? Biz şimdi ne diyelim? Kış gelince yol bulup, Evin gamını yiyelim. Köpniñ endi bop qalġan, Kiyimi yalan, cul-cul. İşliğini sap nesi, Yil ötti, kéni u pul? Çoğun hali perişan, Giyimi yırtık, yufka. Vadeli parayla çalışır, Yıl geçti, nerede para? Bizler işlisek tañda, Soġaq tégip çüşkirip. Bay balliri yotqanda, Yatamdékin çüş körüp. Bizler çalışsak tanda, Soğuk vurup, hapşırıp, Zengin çocukları yorganda, Yatar rahat düş görüp. Biz işlisek, köremdu, Badañ qosaq békarlar? İşlevérip ölemdu, Tasma qorsaq nimkarlar? Biz çalışsak görür mü, Göbeği büyük zenginler? Çalışa çalışa ölecek mi, Zayıf, göbeksiz insanlar? Mehbuslarġa işleydu, Pul almastin békarġa Kim bermeñlar pul deptu, Déxanlarġa, nimkarġa? Tutuklular çalışır, Para almadan boşuna. Kim vermeyin para demiş, Çiftçilere, çalışana. Bezen kéler atimiz, Bazen gelir babamız,

112 101 Seley Çakkan ve Molla Zeydin Şiirleri Üstivaş kiyim élip; Bezen kéler animiz, Suyuq aş, qiyma élip. Biz için giyim alıp. Bazen gelir anamız, Sıcak çorba, kıyma alıp. Biz endi néme deyli, Begniñ şunçimu meyli? Kim işleydu étizda, Aşliq ġémini yeyli? Bey ne isterse olur, Biz şimdi ne diyelim? Kim çalışır tarlada, Ürün gamını yiyelim? Mancur çérigi deydu, Béşimizdin ketmeydu. Qançe nale qilsaqmu, Derdimizge yetmeydu. Mancur çerisi diyor, Başımızdan gitmiyor. Ne kadar feryat etsek de. Derdimize yetmiyor. Çomaq bilen qutulmaq, Aditi bar ġalcirdin. Şundaq qilip qutulsaq, Ecep emes Mancur din Çomak ile kurtulmak, Âdeti var düşmandan. Şöylelikle kurtuluruz, İnşaallah Mançur dan. Çin-Mançu prenslerinin, yerel idarecilerin uyguladıkları zulümler karşısında söz ustası Seley Çakkan ın sorularına Van ın cevap veremeyişi ve küçük düşürülmesi şöyle dile getirilmektedir: (Kaşgarlı 2008: 252) Xanniñ sayisi biz dep, Vañlar kélip soridi. Béşimizda jut bolup, Bextimizni toridi. Biz hanın gölgesiyiz diye, İdare etti van bizi. Başımıza dert olup, Bahtımızı engelledi. Kördüq vañniñ textini, Keltürgen söz-neqlini. Seley berse bir soal, Tapalmidi eqlini. Gördük vanın tahtını, Getirdiği söz naklini. Seley verse bir sual, Bulamadı aklını. Seley soriġin sorap, Bañ keyfi uçup ketti. Qoltuġidin baylarniñ Tavuzi çüşüp ketti. Seley sorguya çekip, Vanın keyfi uçup gitti. Koltuğundan beylerin, Karpuzu düşüp gitti.

113 Şükran OĞUZ 102 Bu pelekniñ çaqliri, Dayim tetür çögilimes. Dertte qaldi zalimlar, Qiyametke tügümes. Bu feleğin tekerleği, Daima tersine dönmez. Azapta kaldı zalimler, Kıyamette de bitmez. Molla Zeydin ve Şiirleri Molla Zeydin, Uygur folklorunun parlayan yıldızlarından biridir. O ünlü bir fıkracı olarak tanınmakla birlikte aynı zamanda yetenekli bir halk şairidir yılında Piçan Nahiyesinin Lökçün deki Bagra köyünde, yoksul bir çiftçi ailede dünyaya gelmiştir. O altı yaşında mahallesindeki özel bir okula gitmiş, burada okuma yazma öğrenmiştir. 11 yaşına geldiğinde öğrenim hayatına medresede devam etmiştir. Bu mektebi 17 yaşında bitirdiğinde, bazı Arapça eserleri anlayabilecek ve Arapça şiirleri ezberleyebilecek düzeye erişmiştir. Eğitim sürecinde pek çok Uygur klasik şiirini ezberlemiş, onları titizlikle öğrenmiştir. O günün koşullarına göre nitelikli bir eğitim-öğretim almıştır. Uygur halkının dilini, örf ve âdetlerini, meşrep geleneğini öğrenip kendi öz kültürünün yapı taşlarıyla kendini geliştirmiştir. Molla Zeydin in fıkraları Piçan, Kumul ve Turfan şehirlerinde icra edilen düğün, ziyafet ve meşreplerde geniş bir alanda söylenmiştir. O yalnız fıkra, çakçak söyleyip ün salmamış aynı zamanda bir halk şairi olarak söylediği şiirlerle de tanınmıştır. Onun fıkra ve şiirlerinin dili aşırı derece keskin olup, ezen, zulmeden zalimleri tam anlamıyla alaya almaktadır. Etkili hicivleri ve sivri dili nedeniyle Turfan Prensleri tarafından sekiz defa ordudan atılmıştır. Çinli Prens Eprudin tarafından kendisine yakınlık gösterilmiş, korumaya alınmıştır. Hayatı boyunca Molla Zeydin, üst tabaka zengin ve yönetici sınıfı, fıkra ve şiirleri aracılığı ile alaya almış, eleştirmiştir. O, Turfan prenslerinin halka yaptığı zulmü, çıkarttıkları zorlukları, cahillik ve bilgisizliği, cimrilik ve kurnazlıkları, hurafelerin yoksul halka verdiği zararları, din adamlarının sahtekârlık ve aldatıcılıklarını, emekçi halkın çektiği azap, ızdırap ve eziyeti, dert ve elemlerini ve eşitlik için haklı mücadelelerini fıkra ve şiirleri aracılığı ile dile getirmiştir. Molla Zeydin ordudan ayrılıp memleketine geri döndükten sonra günlerini çiftçilik ile geçirmiş ve 1880 yılında hastalık sebebi ile vefat etmiştir. Onun şiirlerinin dili halkın dilidir. Şiirlerinin konusu halkın yaşadığı güçlüklerdir. Onun şiirleri günümüze değin halk arasında söylenip gelmiştir. (Uçkuncan 2009: 619) Aşağıdaki şiir Almihan Hakkında halk arasında türkü formunda yayılmış olup, halk aşığı Molla Zeydin tarafından söylenmiştir. Turfan ın Lökçün ilçesindeki Epridun un yetkileri genişletilmiş, Kaşgar ın hâkimi olmuştur. Epridun, Molla Zeydin i himayesine alarak orduda istihdam etmiştir. Bu nedenle Molla Zeydin sevdiğine kavuşamadan uzun yıllar hasret çekmiştir. Molla Zeydin in otuz yaşına gelmeden Almihan ile evlenmesine izin verilmemiştir. Bu şiirde, o, sevdiği Almihan ile evlenmesinden önceki hasret çektiği yıllarda Almihan a olan sevgisini, ona kavuşma arzusunu ve Almihan ın güzelliğini anlatılmıştır. (Uçkuncan 1981: 45) Körmigenler éytidu, Almixan qandaq nime? Aġzi oymaq, beli zilva, Qéşi qara bir nime. Görmeyenler der ki, Almihan neye benzer? Ağzı fincan beli fidan. Kaşı kara bir güzel.

114 103 Seley Çakkan ve Molla Zeydin Şiirleri Almixan niñ béġida, Üç top anari-qeşqiri. Almixan ġa sep séliñlar, Qap-qaradur qaşliri. Almihan ın bağında, Üç Kaşgar narı var. Almihan ın karşısında el pençe durun, Simsiyahtır kaşları. Almixan niñ béġi bar, Gül şéxida çéñi bar. Almixan ġa sep séliñlar, Oñ qéşida méñi bar. Almihan ın bağı var, Gül dalında goncası var. Almihan ın karşısında el pençe durun, Sağ kaşında beni var. Almixan niñ yolliri, Üç yüz atmiş kün yoli. Almixan ġa tola qatnap, Téşildi keşniñ çemliri. Almihan ın yolları, Üç yüz altmış günlük. Almihan ın peşinde, Delindi ayakkabının altı. Vay vay cénim Almixan ey Qaysi baġniñ gülisen ey! Ah, ah! Almihan, Hangi bağın gülüsün? Molla Zeydin, Lökçün de geçmekte olan bir düğünde söylediği şiirde üst tabaka zengin ve yönetici sınıfın çocuklarını keskin ve mizahi bir dille eleştirmektedir. Şiirde zengin çocuklarının şımarıklığı, düşünce ve niyetlerinin kötü olması dile getirilmektedir. Onların düğün ortamında bulunması bile ortamın havasının değişmesine sebep olabilmektedir. Çünkü onlar, halka öfke ve kinle tepeden bakan, kendilerini üstün gören bir zihniyete sahiptir. Burada Molla Zeydin alaycı bir üslupla, onları rezil edip hak ettikleri dersi vermiştir. (Uçkuncan 2009: ) Şildir-şildir qomuşqa Otni yaqtın némişqa? Séniñ qilġan işiñġa Bizġu heyran Senmu heyran bu işqa. Toymu diñgu heyeli işqa. Haşırdayan kamışa Ateş yaktın ne diye? Senin yaptığın işine Bize hayran Sen de hayran bu aşka Düğünde hassas işe hileli Şildir-şildir qomuşqa. Toyni bozdun némişqa? İçiñ yaman, özeñ eski Göñlün qara bolġaçqa Haşırdayan kamışa Düğünü bozdun ne diye? İçin kötü, kendin kötü. Gönlün kara olduğu için

115 Şükran OĞUZ 104 Şildir-şildir qomuşqa Çidamdiken bir muştıqa? Böre, Qaşqar aq Qaşqar, Yer tilġaptu bir çüşqa. Haşırdayan kamışa Tahammül bir yumruğa? Kurt, Kaşgar ak Kaşgar Yer seçti bir düşe Kaltek, çomaq uçlaşıp Eller çiqti koġlaşqa Neyze kaltek tüş-tüştin Adem keldi qaş-qaştin Qapsap keldi baġlaşqa Qol, boynini tolġaşqa Sopa, çomak sivrilip Eller çıktı kovalamaya Mızrak sopa taraftan Adem geldi kaş-kaştin? Sarılmaya geldi bağlaya Kol, boynunu çevire Mis qazanni qizdurup Baş közini daġlaşqa. İt térisni kiydurup, Rehmi qilduq yaġlaşqa. Xelq bilen öçleşken Bacgir çüşti yiġlaşqa Bak kazanı ısıtıp Başını gözünü dağla İt derisini kıydırıp, Acıyıp yağlaşa. Halk ile kin tutma Gümrük memuru düştü ağlaşa Şildir-şildir qomuşqa, Otni yagtiñ némişqa? Çaġlimastin özüñni, Emdi çiqtiñ yanpaşqa Aġziñ tegdi aq taşqa Béşiñ tegdi gök taşqa Haşırdayan kamışa, Ateş yaktın ne diye? Tahmin etmezdin kendini, Şimdi çıktın yana Ağzın değdi ak taşa Başın değdi gök taşa. Çaġlimastin özüñni Toyni bozdun némişqa? Özün eski, için yaman Köñlüñ qara bolġaçqa Sonuç Tahmin etmezdin kendini Düğünü bozdun ne diye? İçin kötü, kendin kötü, Gönlün kara olduğu için Sonuç olarak Seley Çakkan ve Molla Zeydin, 19. Yüzyılda Doğu Türkistan coğrafyasında yaşamış iki fıkra tipi ve halk şairidir. Onların fıkralarına oranla şiirleri daha az öne çıkmıştır. Yetenekli birer halk şairi olan bu iki Uygur fıkra tipine ait şiirler de fıkraları ile içerik açısından aynı özelliği taşımaktadır. Seley Çakkan ve Molla Zeydin e ait fıkralar ve şiirler, 19. Yüzyıl Uygur Türkleri için işgalci Çin-Mançu yönetimine, zulme, baskıya, sınıf farkına, eşitsizlik ve adaletsizliklere, angaryaya, sömürüye, asimilasyon politikalarına

116 105 Seley Çakkan ve Molla Zeydin Şiirleri şiddetle karşı çıkmak anlamına gelmektedir. Seley Çakkan ve Molla Zeydin, hem fıkraları hem de şiirleri vasıtasıyla dönemin siyasi, sosyoekonomik, kültür ortamını gözler önüne sermektedir. Ayrıca onların şiirlerinde insani duyuş, düşünüş, beklenti ve özlemler etkili bir şekilde dile getirilmektedir. Uygur Türklerinin maruz kaldığı işgal döneminde çektiği sıkıntılara tercüman olan Seley Çakkan ve Molla Zeydin, onlara haklı mücadelelerinde moral kaynağı olmuştur. Bu sayede toplumsal bellekte yaşanılanlar kayda geçmiştir. Seley Çakkan ve Molla Zeydin in fıkraları gibi şiirlerinin de geniş kitleler tarafından tanınması, fıkra ve şiirlerinin birbirinden ayrılmaksızın bir bütün olarak değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Kaynakça KAŞGARLI Sultan Mahmut (2008), Seley Çakkan Fıkraları, İstanbul: Çağrı Yayınları. KAŞGARLI Sultan Mahmut (2004), Uygur Türkleri Kültürü ve Türk Dünyası, İstanbul: Çağrı Yayınları. NECİP, Emir Necipoviç (2013), Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü, Çeviren İklil Kurban, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. ÖZKAN, İsa (1993), İki Uygur Fıkra Tipi: Molla Zeydin ve Seley Çakkan, Milli Folklor, Sayı: 16, UÇKUNCAN Ömer (2009), Uygur Halk Tarihi Koşakları Kamusu, Urumçi: Şincang Üniversitesi Neşriyatı. UÇKUNCAN Ömer (1981), Uygur Halk Tarihi Koşakları II, [byy]: Kaşgar Uygur Neşriyatı.

117 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 ÜCME DERİXİ VE UNİÑ UYGUR MEDENİYİTİDİKİ ORNİ HEQQİDE The Mulberry Tree and Its Influence on Uyghur Culture Zulhayat ÖTKÜR Özet Uygur halkı, tarihte birkaç dine itikat etmiştir. Uygurların Şaman dini içerisinde ağaçları kutsaması, onların inanç ve düşünce dünyasından yer alan önemli unsurlardan biridir. Bu inancın etkisi, Uygurların kültüründe ve edebiyatında günümüze kadar gelmiştir. Makalede, bazı Türk boylarının ağaç kültüne ait inanç ve uygulamalarında hareketle dut ağacının Uygur halkının geçmişten günümüze kültür ve edebiyatındaki yeri ve önemi efsane ve rivayetlerden hareketle ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Dut ağacı, inanç, kültür. Abstract The Uyghur people have had some different religious beliefs during the history. Such as some influences of Shamanism and worships still exists in Uyghur's life, culture and literature. One elements in the center of life is tree cult which is as essential as water, air, soil from the occurrence of the universe. One of the trees that sanctity is attributed to in tree cult is mulberry tree. It has especially gained an important place on Uyghur culture. In this article, I will describe the tree cult of some Turkic people and the elements of sacred mulberry trees among Uyghur culture from the primitive believes to the modern society. I will use some mythical legends as a source in this paper. Keywords: Mulberry tree, belief, culture. Qisqiçe Mezmuni Uyğur xelqi tarixta birqançe dinlarğa etiqad qilğan, cümlidin Uyğurlarniñ şaman dinidiki derexlerge çoqunuş étiqadi xéli çoñqur idiyiviy asasqa ige étiqadlarniñ biri bulup, bu xil étiqatniñ tesirimu ta bugünge qeder Uyğur medeniyiti ve edebiyatida orun tutup kelmekte. Maqalide bezi Turkiy milletlirining derex etiqadiğa ait hadisiler körsitilgen şundaqla Uyğur helqiniñ qedimdin hazirğiçe bolğan medeniyiti ve edebiyatida ücme derixiniñ tutqan orni ve tévinişlar bezi epsane, rivayetlerni neqil keltürüş arqiliq çüşendürüp berilgen. Açquçluk Sözler: Ücme yığacı, ixenix, kültür. Derex, tebiet şekillenğendin buyan xuddi su, tupraq, havağa oxşaş insanlar ve canliqlar üçün kem bolsa bolmaydiğan amillarniñ biri bolup kelmekte. Uyğurlarniñ şaman dinidiki derexlerge çoqunuşi xéli çoñqur idiyiviy asasqa ige étiqadlarniñ biri bulup, bu xil étiqatniñ tesirimu ta bügünki künge qeder Uyğur medeniyiti ve edebiyatida orun tutup kelmekte. Uyğurlar her bir dinğa étiqad qilğan mezgilde, şu dinniñ eqide-qaraşlirini qobul qilip, öz idiyiviy séstimisiğa maslaşturuş bilen bir vaqitta, yene shu dinning her xil örüp-adet, Stochkholm Yetişkin Eğitimi Merkezi, Stockholm-İSVEÇ, E-posta: qoramtash@hotmail.com.

118 107 Zulhayat ÖTKÜR udumlirinimu özining milliy örüp-adetliri bilen bille qobul qilip davamlaşturup kelgen. Şuning bilen uyğurlarning diniy étiqad alahidilikide, köp xil diniy étiqad qaraşliri ve adetliri birge mevjut bolup turuştek halet şekillendi. Türkiy xelqlerniñ tutém étiqadi ecdad tutémi, yer-su tutémi ve kök (teñri) tutémidin terkip tapqan bolup, derex étiqadi muşu xil tutémlarğa teve bolğan étiqad hadisisi bolup, Türk epsanilirige asaslanğanda Teñri toqquz xil insan irqini toqquz şaxliq derexniñ sayiside yaratqanmiş (Banarlı 1976: 31). İptidaiy cemiyette Turkiy helqler, cümlidin kedimki Uyğurlarda keñ tarkalğan Mana digen bir menivi kuvvet bar idi. Birer nersige öz işlirini bağlik dep karap, şu nersini mukeddes biletti. Kişiler bizge yahşilik yaki menpeet yetkuzgen şeyi dep karap mukeddes hisaplığan ösümlük (dereh), tebiiy mevcudattin yaki tebiet hadisiliridin birersini tengri dep bilip, şuniñga tevingan. Çünki şu nerside meniviy kuvvet bar, u bizge tesir körsitidu. Mana qedimqi Latin tilida (manes) 'roh, ervah, can, közge körünmes nerse, u dunyaliq digendek menilerni bildüridu. Mana hazir Okaniye milletliriniñ tilida cinalvasti, neslik digen menilerni añlitidiken. Démek iptidaiy cemiyette mana sözi menivi küç, teñri qudriti dep çüşinilgen (Tursun 2000: 68). Yene bir Uyğur rivayitide kainat mundak tesvirlen'gen: Kainatniñ eñ tövenki kéti su kéti bolup, üstünki kevette yer yüzi caylaşkan. Yer yüziniñ kap otturisida tüvrük şekillik ğolliri sekkiz bürceklik şekil alğan ğayet zor bir derex bolup, uniñ yette xil cavahirattin terkip tapqanliqi ve uniñ su üstidiki yer yüzini kötürüp desteklep turğanliqi bayan qilinğan (Esin 2001: 41). Töven dericidiki ictimaiy işlepçiqiriş, turmuş şaraitida derexler heqqidiki idiyiviy çüşençiler tedriciy çoñqurlişip barğan. Yeni iptidaiy insanlar del derexlerniñ yaşaş alahidilikini sirliq çüşençilerge bağlap tepekkür qilişqa başliğan. Ular bu xil qanuniyetlik tebiiy hadislerni tebiettin taşqiri yene bir xil hayatliq çüşençisige bağlap tepekkur qilğan. Şuniñ bilen ularniñ éñida derexlerdimu roh bolidiken deydiğan idiyivi çüşençe peyda bolğan. Neticide derexlerge ilah süpitide çoqunuş étiqadi téximu çoñqurlaşqan, sirliqlaşqan. Eñ deslepte derexlerge çoqunuş derexlerniñ maddi halitige çoqunuş bolğan bolsa, animizm çüşençisi şekillenğen devrdiki derexler rohiğa çoqunuşni idiyiviy mezmun qilğan (Abdurehim, Xinjang pelsepe-ijtimaiy penler tor békiti). Animizm (rohçiliq) çüşençiside insanlar ölgendin kéyin ularniñ rohliri qevre etrapida, derexlerde, ösümlükler arisida pütkül tebiet ve muhitta yaşaydu. Qisqiçe qilip eytqanda, rohçiliq rohniñ hayatliktiki hadisilerni kontrol kilişiğa işiniştin ibaret bir pisxologiyilik hadisidin ibaret (Artun 2004: 2). Teñri bilen insanlar otturisida derex bir xil vastiçi, xeverçi, elçilik rolini ötigen. Tebiet hadisilirige ait murasimlar mesilen, yamğur tileş, kün ve ay tutuluşini tosaş, şamal çiqiriş ve toxtutuş murasimlirida, undin başqa toy ve depne murasimliri, beriket tileş adetliri bolsun hemmisidila derextin ayrilalmaydu. Uyğurlardiki şamanlarniñ şaman terbiyisi qéri derexlerniñ tüvide élip bérilidu. Her bir şamanniñ öziniñ mazar maşayixliri ve qoğdiğuçi derixi bolidu. Qerellik türde özi terbiye alğan derex tüvide qan qilip turidu. Adette u xil derexlerge tuğ çigip qoyulidu (Öger 2011: 233). Şivétsiyede saqlanğan Uyğurlarğa ait matériyallarniñ içidiki bir misséoniér xatirisige asasen, bir qétimliq yamğur tileş murasimi mundaq tesvirlengen: Yamğur tileş ceryanida çoqum camaet içidiki yaşqa eñ çoñ kişi baştin ayaq turuşi kérek bolup, cediçi hayvanatlarniñ içki ezasidin yasalğan taşni yéñi öltürülgen töt putluq hayvanniñ qéniğa çilap, derex şéxi bilen ileştüridu, andin u öziniñ risalisini oquydu (Gustafson 2011: 75).

119 Ücme Derixi ve Uniñ Uygur Medeniyitidiki Orni Heqqide 108 Uyğurlarniñ bezi örp-adet, yosunliridinmu tarixtin buyan derexni uluğlap kelgenlikini körüvalalaymiz. Bala yüzi körmigen ayallar bala tileş yüzisidin Qeşqer Opaldiki Mehmut Qeşqeri mazariniñ yénidiki hay hay térekniñ yéniğa bérip tilek tileydu. Ular térekniñ şéxiğa lata parçilirini ésip dua qilip Allah tin perzent ata qilişni tileydu (Öger 2013: 37). Bezi Türkiy xelqlerniñ méyitni depne qiliş adetliridimu méyit bilen qoşup yağaçtin yasalğan buyumlarni (noğuç, qaça) birge depne qiliş adetliri bar. Cümlidin Uyğurlar tarixtin buyan toğraq, söget, ücme, térek, arça ve alma derexlirini ilahiy derexler dep bilip kelgen. 1.Ücme derixi ve Uyğurlarniñ derex tutémi étiqadi Ücme deriximu Uyğurlarniñ şaman dini étiqadida muhim orunda turidiğan ilahiy derex. Uyğurlarniñ ücme derixini tikişi derex tutémi ve derex étiqadidin kelgen. Étiqad çüşençisidin élip éytqanda, ücme derixi yaxşi rohlarniñ makani dep qarilidu. Bir qisim Uyğurlar hélimu Ücme derixi qiriq yil ömür köridu, yeni u rohlarniñ turalğusi, ücme derixiniñ üstige nurğun uşşaq quşlarniñ rohliri makanlaşqan. dep qaraydu. Eger ücme derixi işikni tosuvalğan teqdirdimu, işikni başqa tereptin açsa açiduki, hergiz ücme derixini késivetmeydu yaki yötkivetmeydu. Cenubiy Şincañ yézilirida kişiler hoylisiğa ücme derixi tikip östürdiğan adetni yéqinqi devrlergiçe saqlap qalğan. Bu xil adet ücme derixini uluğlaş çüşençisini idiyiviy menbe qilğan. Türkiy Tillar Divanidimu birqançe caylarda ücme tilğa élinğan (Türkiy Tillar Divani 1981: 391). Hazirqi Hoten Lop nahiyisining Aççik tağ rayonida Ücme Mazar Ğocam dep atilidiğan bir mazar bolup, bu yerdiki ğayet zor ücme derihi bilen ziç bağlanğan bir rivayetmu bar. Bu cayda çoñ derehler ve azğan qatarliq ösümlüklerdin şekillengen yeşil karidor ve gemiler saqlanğan. Kişiler bu yerge kélip qebridiki xadilarğa, azğan şaxliriğa tuğ bağlap ersiz ayallar er, ayalsiz erler ayal cora tiligen (Sulayman 2011: 589). Qeşqerde köpligen mazarlar ve bazarlar bar. Appaq xoca maziri eng çoñ mazarlardin biri hésaplinidu. Appaq xoca ailisi özlirini Muhemmed peyğemberniñ evladi dep atişip Qeşqerdiki özliriniñ küçlük diniy hoquqliriğa tayinip 17 - esirdin başlap Qeşqerde höküm sürgen. Ularniñ maziri tarixiy kitablarda xatirlengen bolup, bu Uyğur rayonidiki meşhur mazarliqtur. Bu mazarliqni ziyaret qilğuçilar köp bolup, nurğunliğan kişiler mazarliqtiki qebrilerni medeniy yadikarliqlarni qedimqi binakarliq uslubida sélinğan bu mazarni körüş üçün kélidu. Undin başqa Qeşqer şehrige yéqin bolğan Büvi anam maziri özi nahayiti kiçik bolsimu emma tavap qilğuçiliri nahayiti köp mazarliqtur. Qizlar bu mazarni tavap qilğandila andin perzent yüzi köreleydu dep qaralğaçqa nurğunliğan qizlar bu mazarliqqa kélip mazarliqtiki ücme derixi ve taşlarğa tavap qilişidu. Her yili ücme derixini ve taşlarni tutuş, perzent körüş tilek murasimi qatarliq diniy paaliyetler élip bérilidu (Davut 2001: 22-30). Uyğurlardiki ücme derixige bolğan tevinişlarğa ait materyallarda yene tövendikidek bir qaraşmu xatirilengen: Uyğurlarda xasiyetlik derexler köp bolup, qariğay derixi eñ qedirlinidu. Pütün Altay qevmliri arisida qarighay, arça, qara qeyin ve çinar derexliri alahide orunğa ige. Yakut, Qazaq ve Qirğiz arisidimu qeri ve yalğuz derexlerniñ tüvide nezir çiraq qiliş, qurbanliq qiliş ve diniy murasimlarda derextin tilek tileş qatarliq adetler bar. Perzent yüzi körmigen ayallarni uva dep atalğan bir derexniñ yeniğa başlap kelip, derexnıñ astiğa aq atniñ terisini selip, derexniñ qarşi teripige ötüp perzent tilep dua qilidu. Köktürklerniñ xaqan cemetiniñ yerasti teñriliriniñ makaniniñ etrapiğa ücme derixi tikilidiğanliqi hemde her yili beşinci ve sekkizinci aylarda bu derexniñ etrapida atqa ait diniy murasimlar ve paaliyetler elip berilidu (

120 109 Zulhayat ÖTKÜR 2. Ücme derixi ve uniñ Uyğur medeniyitide oyniğan roli Ücme xasiyetlik derex dep qarilidu. Ecdadlirimizniñ ücme derixini işik aldiğa tikişide yene savap tépiş qarişimu bar. Ücme pişqanda işik aldidin ötken ğérip ğurvalar, yoluçilar, balilar ücmini érğitip yése ussuzliqini qanduridu, sayiside sayidaydu. Uyğurlarda simvol xaraktérlik derex tikiş uzaq tarixqa ige qedimiy enenivi adetlerdin biri hésablinidu. Ücme derixi Uyğurlarda öyniñ huzuri, berikiti ve istiqbaliniñ simvoli bolup kelgen. «Yette tüp ücme tikken kişi jennetke kiridu» deydiğan qaraş omumlaşqan. Buningdin başqa yene, uyğurlar qedimde «hemme nerside roh bolidu» deydiğan animizimliq étiqadlarğimu işen geçke, bu xil roh étiqadining izliri uyğurlar turmuşida melum dericide saqlanğan (Rahman 1989:530). Ücme peketla Uyğurlaning emes, baxka milletlerning mitolojisidimu muhim orun tutidu. Mesilen Yunan midolojiside ücme derixiniñ yaritilişiğa ait nurğun rivayetler bar bolup, ''Tispe bilen Piremusniñ muhebbet hikayisi''enñ dañliqtur. Ücme derixiniñ kélip çiqişiniñ yurtimiz bilen alaqidar bolğanliqi heqqide Türk menbeliride mundaq qeyt qilinğan: Tesevvupçi ustaz Exmet Yesevi evliyalar yaqqan gülxandin uçi yénip turidiğan bir ücme yağiçini Türkistandin atidu ve u yağaç Anadolu terepke çüşüptu. Bu yağaç kéyin Allahniñ qudriti bilen del hazirqi Haci Bektaş Veli meqberesidiki 700 yilliq tarixqa ige ücme derixige aylanğan. Bu derex xasiyetlik bir derex bolup, nurğun kişiler kélip derextin ücminiñ çüşüşini saqlap, derextin tilekliriniñ icabet boluşini sorap dua qilişidu. Añlaşlarğa qariğanda derexniñ uçi hazirmu yénip turarmiş (Gürsoy, 2012: 61). Ücme derixi mivisi eñ baldur pişidiğan menpetlik derex bolup, mivisidin tartip yopurmaq, şax şumbiliri, qovziqi ve yağiçiğiçe hemmisi davalaş, éstétik tuyğu ve iqtisadiy ünüm élip kélidiğan bir saxavetlik derextur. Ücme derixiniñ mivisi şipaliq mive bolup, ücminiñ ciger, méñini qüvetleş, teretni ravanlaşturuş, temretkini saqaytiş qatarliq nurğun paydiliq rolliri bar. Eqilliq ecdadlar ücme ikkinçi qétim pişqanda uniñdin «ücme şirnisi» yasap, qiş peslide ettigenlik ğizada 1 ~ 2 qoşuqtin içişni adetlendürgen. Ücmini qurutup «vasalğu» qilip, istimal qilişnimu ğizaliniş aditi qilğan. Vasalğumu Uyğur tibabitide késel davalaşqa işlitilidu. Ücme derixi tikiş Uyğurlarniñ ücme yopurmiqi bilen pile béqiş ve pilidin yipek çiqirip «etles», «şayi tavar» qatarliq nepis rextlerni toqup, uniñdin xas kiyimlerni tikip kiyişke asas salğan (Tursun 2007). Xoten qeğizi, dunya medeniyet tarixidiki çoñ keşpiyatiniñ biri bolup, u uzaq tarixtin buyan milliy qol hünervençilik senetimizde muhim orunda turup kelgen. Xoten qeğizi asanliqçe yirtilmaydiğan ve çirimeydiğan alahidilikke ige. U evrişim bolğaçqa, xet yéziştin başqa yene dora- dermanlarni oraş, kiyim-kéçeklerge qaturma qiliş, her xil güzel senet buyumlirini yasaş qatarliq sahelerdimu işlitilidu. Xoten qeğiziniñ asasliq xam eşyasi <saman qeğizi> niñ xam matériyalliriğa oxşaşmaydiğan halda, toğraq ve ücme derixiniñ qovziqi qollinilidu. Finlandiyilik ékspiditsiyiçi Mannérheim niñ bayanida, u Xoten qeğiziniñ yasiliş ceryanini ve xam eşyasiniñ ücme derixidin kélidiğanliqini çüşendürüş bilen birge, U küni biz yolda éşekke yük artip mañğan karvan bilen uçraştuq. Ularniñ içide140 neper karvan Gumidin Yerkentke qeğez, kişmiş üzüm toşup mañğanlar ve nepiri Xotendin Qeşqerge qarap yipek yip, qoy yuñi toşup mañğanlar idi dep xatiriligen (Mannerheim, Carl Gustaf 2009). Buniñdin Xoten qeğiziniñ eyni vaqitlardiki eñ asasliq obort vastisi bolup, yipek yoli arqiliq dölet içi ve sirtiğa tarqalğanliqini körüvalalaymiz yili Özbékistanniñ cenubi qismida élip bérilğan qézip tekşürüşte, xarabiler içidin miladidin burunqi 200-yillarğa teve bir ayal cesetniñ köksige ücme yağiçi qoşup

121 Ücme Derixi ve Uniñ Uygur Medeniyitidiki Orni Heqqide 110 kömülgenlikidin ibaret pakitlardin Ottura Asiyada yipekçilikniñ tereqqiy qilğanliqini yene bir qétim ispatlap bergili bolidu (Gürsoy 2012: 61). Ücme derixi yağiçi alahide qimmetke ige yağaç. Uniñ yağiçi çiñ, çidamliq, oyuş, yonuşqa eplik bolidu. Şuña uniñdin teñne, ayaq, qoşuq, çömüç, harva, orunduq, sendel, aşaxta nuğuç, böşük, işik, küngüre, şota, katek, sévet, zembil qatarliqlar oyulidu ve yasilidu. Çalğu esvaplardin xelqimiz tembur, satar, ravap, duttar, dap çembiriki, sunay destisi, nağra, sapaye qatarliqlarni yasaydu. Enenivi çalğulirimizdin bolğan satarniñ ücme derixidin yasalğanliqi heqqida mundaq bir rivayet bar: U zamanda hava güldürlep, çaqmaq çéqilip, yamğur şarqirap yéğip kétiptu, bir mezgildin kéyin hava éçilip kétiptu. Şu mezgilde appaq saqalliq bir bovay bulutqa minip, égiz tağ üstige çüşüptu. Bu vaqit sekkizinçi ay mezgili bolup, bu zat ekelgen satarni bir mezgil seher vaqtida çéliptu. Bu çağda pütkül mexluqattin tartip del-derex, ösümlük, cancanivarğiçe, hetta asmandiki malaiklermu bu yéqimliq sazğa mehliya bolup tiñşaptu. Sazniñ yéqimliq avazidin érip kétip, adem, hayvanat, qurt-qoñğuzlarğiçe hoşidin kétip ozuqliniştin toxtap qaptu, saz çélinğan şu esnada asmandiki malaiklermu xuşalliqidin yiğlişip kétidiğan bolup qaptu, ularniñ közidin aqqan yaşlar zémindiki tağlarğa, deryadéñizlarğa çüşüptu. Şu vecdin tağlardiki taşlarniñ bir qismi altun-kümüş, ésil medenlerge, derya-déñizlarniñ astidimu canivarlarniñ bir qismi ésil nersilerge ayliniptu. Şu çağda malaiklerniñ tökken yéşi köyük tağqa témip ketkeniken, taşniñ bir qismi leel-yaqutqa ayliniptu, ilgiriki köyüktağ kéyin leeltağ dep atiliptu, şuña bu leeltağ etrapiğa orunlaşqan kişiler qedimkilerniñ rivayetlirini añlap, yettinçi, sekkizinçi ay mezgilidiki yamğur yağqan künlerde égiz tağqa, égiz ösken derexlerge çiqip, héliqi bovayniñ saz çélişini kütidiken, saz çalğan bovayni séğinip sama salidiken, lékin saz çélinmaptu. Şuniñdin kéyin ular ormanliqtiki del-derexlerni késip, bovay çalğan satarğa oxşitip yasap çalsimu, undaq yéqimliq çiqmaptu. Yene yasaşqa kirişip, pütkül ormanni késip ilgiri orman bilen qaplanğan leeltağ kéyin ormanlar késilip tügep yaliñaçlinip qaptu. Padişah kimdekim bovay çalğan sazğa oxşitip yasap, şuniñğa oxşitip yéqimliq avaz çiqiralisa, nurğunliğan altun-kümüş inam qilidiğanliqi heqqide perman çüşürüptu. Künlerdin bir küni bir béliqçi bovayniñ oğli saz yasaş üçün palta élip ormanliqqa kétip barsa, aldidin bir aqsaqal bovay çiqip: Oğlum, qeyerge barisen? dep soraptu. Yigit: Saz yasaş üçün derex keskili mañdim,-deptu. Bovay külüp kétip; Oğlum, bu şeherdiki yette yaştin yetmiş yaşqiçe ademler satar yasaymiz dep, cañgaldiki derexlerni késip tügetti. Oğlum, men saña éytayki, on sekkiz miñ alemdiki satar bolidiğan derexni késip yasap baqsañmu hergiz çalğu bolmas. Sen saz çélişqa iştiyaq bağlapsen, sazni iştiyaq bağliğanda ögengili bolidu. Saña éytip bérey, oğlum, héliqi bovay çalğan sazniñ avazini axirğiçe añlaşqa muşerrep bolaliğan birla ücme derixi bar. U sazni baştinaxir añliğaçqa, satarniñ yéqimliq avazi ücminiñ ténige siñip ketken. Şu sevebtin satarni ücme derixidin yasaş bexşende qilinip ketken. Uniñ avazi cennettiki hör-ğilmanlar, canivarlarniñ avazliriniñ uçqundisidur. Bir yil on ikki aydur. Bu on ikki ay içide çiqidiğan pütkül avaz on ikki xilğa bölünüp çélinidu. Teñri on ikki xil avazdin başqa avazni zéminğa çüşürmeydu. Bilip qoyğunki, satarniñ avazi cahandiki eñ qattiq nersilerni ériteleydu, kişilerni xuş qilalaydu hem yiğlitalaydu. Satar bolsa ademniñ şeklidur. Yürekniñ çoñ tomuri ottuz ikkidur. Ademler uni çalsa, yürektiki derd-elem, qayğu-hesret, xuşalliq ene şu ottuz ikki tomur arqiliq étilip çiqip, ottuz ikki qulaqqa merkezlişidu. Bu avaz dunyada eñ ğalibtur, uni héçkimmu tosuyalmas, u otta köymes, suda aqmas, bazğanda ursimu ézilmes hem uniñğa ademlerniñ küçi yetmes. Çünki, uniñğa yürekniñ eñ küçlük ecri siñgendur. Ademler havaliq, bağubostanliqta yayriğan ğa oxşaş, umu canniñ rahetlinidiğan bağubostanidur. Satar çélinsa, tilsiz, tilliqlarniñ céni yayraydu,-deptu. Uniñdin kéyin yigit

122 111 Zulhayat ÖTKÜR qaytip kélip, ücme derixini késip, adem şeklide satar yasap, ottuz qulaq ve yürek tarini békitip, padiş ah aldiğa bérip çalğaniken, xuddi tağ üstide bovay çalğan satarniñ avaziğa oxşaş çiqqaçqa, padişah bu yigitke nurğunliğan altun-kümüş inam qiptu. Şuniñdin kéyin sazendiler ücme derixidin satar yasaşni öginivalğaniken(uyğur helq epsane rivayetliri 2006) Ücme seylisimu xelqimizniñ enenivi köñül éçiş ve seyle-sayahet adetliriniñ biri bolup, uzaq tarixqa ige. Ücme seylisi her yili ücme taza mey bağlap pişqan çağlarda ötküzülidu. Bu mezgilde kişiler qatar ücmizarlarğa bérip, yéñi bir yilniñ eñ baldurqi şérin mévisi bolğan ücmige éğiz tégidu. Qiş kétip, bahar kélip yazğa ulaşqan uçar quşlar, cancanivarlarmu ücminiñ mévisini yep yéñi hayatqa érişidu. Paaliyet davamida kişiler neğme - nava, béyit qoşaq éytişip ve meşrep tüzidu, ecdadlirimiz ücmini uluğlap östürüşni udum qilip kelgen. Türk xelqi arisidimu Enqerede ötküzilidiğan ''dut dede (ücme bova) seylisi bolup, rivayet qilinişiçe Haci Bayramniñ evlatliridin bolğan 14-esirde yaşiğan bir evliyaniñ hasisini yerge urup qoyğanliqi bilen bir tüp ücme derixi peyda bolup, pütün orda uni yise yise tügimeptu. Bu seylide ücme derixiniñ uluqliqi ve xasiyetlikliki xatirilinip, derexqe latapuruşlar ésilip tebriklinidu. Bu adet ularniñ tutém étiqadidin qalğan yene bir misalliridin biridur (Bars 2014:379). 3. Ücme derixi ve uniñ Uyğur xelq edebiyatidiki ipadiliri 3.1. Maqal temsiller Ücme piş, ağzimğa çüş. Ücme tügigende sopsopiyañ keptu. Ücme köñül. Ücme yevalğan bulbuldek. Ücme östürgen kişiniñ ücmisi pişip mévisi yerge tökülgende, uniñ gunahi bolsa ücme bilen bille tökülidu Qoşaqlar Ücme pişti hoylamda, Özüñ kélip térip ket. Maña köñül bermidiñ, Erge tegmey qérip ket. Hoylañdiki ücmeñniñ, Bir şéxi ravap boldi. Sen yarimniñ otida, Yüregim kavap boldi. Hey balilar balilar, Ücme yeyli kéliñlar. Sundurvetmey şéxini,

123 Ücme Derixi ve Uniñ Uygur Medeniyitidiki Orni Heqqide 112 Pişşiqini éliñlar. Hoylañdiki aq ücme, Pişip qaptu yimeste. Köñlümdiki sözümni, Bilivapsen dimeste Çüş tebirliri Aq ücme yep çüş körse rizqi köp bolur. Qara ücme körüp çüş körse altunğa vekillik qilidu. Ücme körüp çüş körse başqa menisi bu sizniñ başqilardin pul ariyetke alidiğanliqiñizni bildüridu. Çüşide ücme derixini körse, köñül azadilikidin ve mol berikettin dérek béridu. Ücme toplap çüş körse xeyrlik alamettin dérek béridiğan bolup, köñlige pükken arzu armanliriniñ, tutuş qilğan işliriniñ vucutqa çiqidiğanliqidin dérek béridu. 4) Çöçekler "Ücme sayisi "namliq Uyğur xelq çöçiki. 5) Şéirlar Ki cennet gülşininiñ köriki hem sultanidur ücme, Necennet, belki alem béğiniñ xaqanidur ücme, Tépilmas aña teñdaş del-derex, yiganidur ücme, Pezilet hemde bayliqta séxi, merdanidur ücme, Hüner, sen et, sana etniñ bisati, kanidur ücme. Kün qoza çüş bolğanda Sayiler uzardi, Gül öçti. Künniñ yalquni kök reñge köçti. Ücme pişti, Tüvige çüşti. Qara qumçaq ğérip balilar, Yeydu ücme térip balilar. Ücme derixi heqqide medeniyitimizge ait saqlanğan belgiler ve irmlardin Uyğur medeniyitiniñ pütkül Türk medeniyitidiki bir qisim étiqad ve adet-yosunlirini özige xas uslubta mucessemleştürüp, xususiyliqqa ige bir medeniyet şekillendürgenlikini ve ta bügünge qeder turmuşimiz ve hayatimizda davam qip kélivatqanliqini körüvalalaymiz.

124 113 Zulhayat ÖTKÜR Paydilanmilar: ARTUN, Erman (2004), Türklerde İslamiyetten Önceki İnanç Sistemleri-Öğretiler-Dinler, BANARLI, Nihat (1976), Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, C. I, İstanbul: Kubbealtı Neşriyatı. BARS, Mehmet Emin (2014), Türk Kültüründe Ağaç Kültü ve Şor Kahramanlık Destanlarına Yansılamaları JASSS, Güz, s DAVUT, Rahile (2001), Uyğur Mazarliri, Şincañ Helq Neşriyati, Ürümçi. EMET, Abliz, Uyğur Helq Maqal Temsilliri İzahliq Luğiti, Kaşgar: Qeşqer Uyğur Neşriyati. ESİN, Emel (2001), Türk Kozmolojisine Giriş, İstanbul: Kabalcı Yayınevi. ESİN, Emel (2004), Orta Asya dan Osmanlıya Türk Sanatında İkonografik Motifler, İstanbul: Kabalcı Yayınevi. GUSTAFSON, David (2011), Uyğurlardiki Xurapiyliq ve Eqidiçilik, Miras, S. 5. GÜRSOY, Ülkü (2012), Türk Kültüründe Ağaç Kültü ve Dut Ağacı, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştirma Dergisi, S. 61, s ÖGER, Adem (2013), Uygur Türklerinde Tören ve Bayramlar, Ankara: Grafiker Yayınları. ÖGER, Adem; GÖNEL, Tugba (2011), Uygur Türkleri Arasında Şamanlar ve Tedavi Yöntemleri, Turkish Studies, S. 6/4, s QEŞQERİ, Mehmut Türkiy Tillar Divani RAHMAN, Abdukerim (1989), Uyğur Folklori Heqqide Bayan, Ürümöi: Şincañ Universiteti Neşriyati. RAXMAN, Abduréhim (2009), Uyğurlarniñ Şaman Dinidiki Derex İlahliri, Şincañ Pelsepe- İctimaiy Penler Tor Bekiti. SULAYMAN, Abdulla (2011), Dunyada Birla Hoten Bar, Ürümçi: Şincañ Güzel Senet Foto Neşriyati. TURSUN, Emin (2000), Qedimki Uyğur Medeniyiti, Ürümçi: Şincañ Xelq Neşriyati. TURSUN, Enver (2007), Uyğur Örp-Adetliridin Örnekler, Şincañ Universiteti Neşriyati. Uyğur Xelq Epsane Rivayetliri (Kök Gümbez) (2006), Ürümçi: Şincañ Xelq Neşriyati. ZAYIT, Mamut, Ücme Heqqide Muxemmes''.

125 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 ÇİN HALK TIBBININ KÖKENİ The Origin of Chinese Folk Medicine John Wm. SCHIFFELER Çev. Kübra YILDIZ ALTIN Çin in antik tarihi, tabular, gelenekler, törenler ve farklı kültür birleşimlerinin diğer ilişkili adetlerini tanımlayan efsane ve mitlerle kaplıdır. Bu gelenekler göç eden kabileler arasında, binlerce yıl boyunca, kişiden kişiye ve kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılmıştır; halk sanatları, halk hikâyeleri, halk dansları ve şarkılarının bazıları ise diğer şekillerde iletilmiştir. Nihayetinde, yazının gelişmesiyle, geçen zaman içinde ne kadarının kaybolduğu bilinmese de, bu gelenekler kaydedilmiştir. Neyse ki, diğer eserlerin yanı sıra bu erken kayıtların bazıları, kehanet kemik ve kabukları üzerinde yazıt şeklinde hayatta kalmıştır. Bu eski eserlerden, minchien i-hsüeh ( 民间医学 ) veya halk tıbbı nın biçimlendirici gelişimi ile ilgili günümüz bilgisinin çoğunu elde etmiş bulunmaktayız. Çin halk tıbbının kökeni bitki biliminde, dini-büyüsel inançlarda, ilkel tıbbi tekniklerde, Neolitik göçebe çobanların (pastoralists) inançla iyileşmelerinde, doğa ile günlük karşılaşmalarında, beka tedbirlerinin içgüdüsel olarak farkında olan avcı-toplayıcılarda bulunur ve bunların çoğu Çin genelinde birçok kültürde hala gözlemlenebilir. Yalayarak enfeksiyonun veya bir yaranın temizlenmesi (örneğin, hastalığı durdurmak için tükürükte bulunan enzim ve lisozim); iyileşmesine yardımcı olmak için yaralı kol veya bacağın sınırlı kullanımı; sağlığı korumak için belli bitkilerin düzenli tüketimi; rahatlama veya hafifleme için serin bir yerde veya güneşte yatma veya hasta, yaralı yavru ve yetişkinlerin özel ilgisi (veya yıkımı)-bu tekniklerin tümü karmaşık tıbbi gelenek içinde ilk beka tedbirlerinin bazıları olarak kabul edilebilir ve bu tıbbi gelenek sadece birey, aile ve kabilenin sağlığını korumaya yönelik olmayıp, aynı zamanda insan ve doğa arasında uyumlu bir ilişki sürdürmek için de aranılmıştır. Çin geleneğine göre insan vücudu, doğa ile doğayı düzenleyen ve oluşturan prensiplerle uyum içinde olan fonksiyonların bir bölümüdür. Bu nedenle, (geleneksel tıp) en ideal sağlığı elde etmede doğa ile uyumlu ilişki sürdürmede özellikle gereklidir. Bu ilişkinin önemli yönlerinden biri insan müdahalesinin bir manifestosu olmasıdır. Onun hedefi, çevre veya evrendeki yerini ve amacını hesaba katmak, anlam sağlayabilmek ve doğa işleyişinin bir açıklamasının yanı sıra kendi varlığını düzenleme vasıtasıyla uyumun cisimleşmesini sağlamaktır. Prof. K. C. Wong ve L. T. Wu a göre, bunu başarmak için, aynı şekilde aynı şeylerden etkilenenleri farz eden insanoğlu, kendi duygu ve tutkularını tüm cansız nesnelere bağlamıştı İnsanoğlu şimşek çakması, deprem patlaması ve gök gürültüsüyle korkutulmuştu. Güneş, ay, yıldızlar, bulutlar, fırtına ve yangın, tanrıların, Bu makale John Wm. Schiffeler in The Origin of Chinese Folk Medicine, Asian Folklore Studies, Vol. 35, No. 1 (1976), pp isimli makalesinin çevirisidir. Arş. Gör., Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Türk Halk Bilimi Bölümü-Nevşehir/TÜRKİYE, E-posta: kubrayildiz@nevsehir.edu.tr Yurt İçi Doktora Burs Programı kapsamında sağladığı destekten ötürü TUBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı birimine teşekkür ederim.

126 115 John Wm. SCHIFFELER iblislerin, şeytanların, ruhların ya da diğer doğaüstü aktörlerin dış göstergeleriydi. Sonuç olarak, sağlık ve hastalık, vücudun geçici sahipliğinde şeytanların olduğu veya şeytanların işi olarak görülmüştü. Uygun sihirli sözlerin söylenmesi, büyü ve diğer benzer teknikler... aracılığıyla işgalciler (kötü tabiatlı ruhlar) uzaklaştırıldığı zaman hastalık tedavi edilecekti 1. Bu garip olayların meydana gelmesinin sebebi nedir? Bu yaralanma ve hastalıklar nasıl tedavi edilebilir? Nihayet, Neolitik çobanlar ve avcı-toplayıcılar için bu garip olayların tamamını açıklayanlar vardı. Çin halk tıbbının başlangıcı eski eserlerde kaybolurken, çoğu da dini-büyüsel inançlardan biri olan kendi kurucu öğelerinin kaynaklarıdır. Neolitik zamanın bin yılından fazla bir süre halk tıbbı uygulamaları, diğer takviyeler ile birlikte bu düşüncelerle uyumlu olarak gelişmişti. Görünüşe bakılırsa, gelişmenin biçimlendirici dönemi boyunca, doğadan gelen bazı yardımlar ile birkaç kişi balık tutmak ve avlanmak, hayvanlara bakmak, toprak sürmek veya düşmanla savaşmak zorunda olmadan rahat ve saygın bir yaşam sürdürebileceklerinin farkına varmıştı. Bunların tümü hayatta kalma açısından önemli iş gücü sarfiyatını gerektirmişti. Bu kişiler iklim, hayvanların davranışı, ürün koşulları, insan hastalıkları vb. ile ilgili olarak gözlemledikleri şeyleri yorumlayarak bunu gerçekleştirebilmişti. Kabile veya kabilelerin yaptırımları ile bunu gerçekleştiren chen-jen ( 貞人 ) veya yorumcular 2 belli bir kaçından bazısının yeteneği, daha sonra tıbbi sanatlarla ilgilenenlerin oluşumunu etkileyen bu aynı süreçle birlikte, Çin toplumunda sosyal tabakalaşmanın ilk gelişimine kısmen katkıda bulunmuşlardı. Dahası, onların Neolitik kabile üyesi arkadaşlarının etki altında oldukları varsayılabilir. Bu yorumcular, sadece tanı koyan ve kehanetlerde bulunan tek kişilerdi. Çünkü kabile veya kabileler içindeki belli yeteneklere sahip diğer kişiler sadece yara, kesik ve günlük yaşama ilişkin kırık kemiklerin tedavisini yapabilmişlerdi. Ancak, hastalık veya felaketler nadiren geldiğinde, sadece yorumcular, bu koşullar altında memnun edici bir şekilde görev yapabilmişti. Kuei ( 鬼 ) veya bedensiz ruh(lar) hasta birini ele geçirmişti; hasta bir kişinin hun ( 魂 ) veya diğer dünyaya ait ruhu, onun p o ( 魄 ) veya bedensiz bu dünyaya ait ruhu ile bedende kalmıştı; biz bedensiz ruh(ları) nasıl kovabiliriz ve hasta birinin iyileşmesini garanti ederek diğer dünyaya ait ruhu, bu dünyaya ait ruh ile birleşmesine nasıl izin verebiliriz? Yorumcular doğru yolu bulmaya çalışmıştı, bu yol kendi kabile kültürleri içindeki iyileştirici sosyal pozisyonlarından dolayı onlar için genellikle daha erişilebilirdi. Çin ideografik binomun chen-jen ( 貞人 ) özellikleri bu noktada ilginçtir. Daha kesin olarak kahin(ler) şeklinde aktarılması gereken bu kelimeyi kabaca yorumcu(lar) olarak çevirdim. İki tamamlayıcı parçadan oluşan ilk ideogram chen ( 貞 ): Dr. L. Wieger e göre bu damga ( 貝 ), biri boyuna diğeri enine olan iki çatlağı temsil eder. (Yanmadan kaynaklı) ısı, çatlakları arttırdığı için kaplumbağa kabuğundaki çatlaklara bakarak kehanette bulunmak anlamına gelir; Dr. Wieger, ikinci kısım hakkında bilgi vermeye devam eder, bu ( 卜 ) damga falcının maaşını ; kabuğu yakan ( 卜 ) adama verilen bir miktar deniz salyangozu [Cyprea moneta] ise şu işareti ( 貝 ) temsil eder. 3 İkinci ideogram jen ( 人 ), bacaklarıyla gösterilen bir adam; ayakta duran bir kişidir. 4 Bu yüzden biz, bugün için veya -diğer şeyler arasında- sağlıkla ilgili muhtemel sorunlar karşısında çözümler bulmanın bir aracı olarak scapulimancy 5 uygulaması içine etkin olarak neolitik 1K. Chimin Wong ve Lieh-teh Wu, History of Chinese Medicine (Çin Tıbbının Tarihi) (Tientsin, 1932), Çevirenin Notu: Orijinal metinde interpreter olarak kullanılan bu kelimenin tercüman, mütercim, çevirmen, yorumcu, yorumlayıcı gibi karşılıkları mevcuttur. Metin bağlamında yorumcu karşılığının kullanılması daha uygun görülmüştür. 3 L. Wieger, Chinese Characters (Çince Karakterler) (New York, [1965]), Aynı eserde, Çevirenin Notu: Scapulimancy, yanık ve çatlak kürek kemiğinden kehanette bulunma veya geleceği tahmin etme işi olup Kuzey Amerika ve Avrasya da yaygın bir gelenektir.

127 Çin Halk Tıbbının Kökeni 116 yorumcular veya kahinler ile birlikte ilk inanç ve teknikleri yayan ve çoğaltanların dahil edildiğini kabul edebiliriz. Üçüncü bin yılın sonuna kadar daha küçük bazı kabile kültürleri yavaş yavaş daha fazla kaynaşmaya başlamıştı; katmanlaşmış kültürel birimler, (örneğin, ön-tunguz kültürleri ilk olarak Kuzey Çin e yerleşmişti, orada Çin in ilk efsanevi hanedanı olan Hsia kültürüne dönüşen Yang-shao kültürü ortaya çıkmıştı; Lung-shan kültürü ve Shang kültürü, yazının gelmesiyle birlikte Çin in ilk tarihi hanedanı olmuştu). Bu daha geniş kültürel birimler, onların daha küçük selefleri gibi, Ural-Altay ve Çin-Tibet kültürel bölgeleri ile bağlı sayısız halk tıbbı geleneği kaynaşmıştı. Bu yüzden, kültür birleşimi daha ekonomik, siyasi ve sosyal olarak karmaşık olurken, yorumcuların birbirleriyle düzenli aralıklarla çatışmaya giren ve çoğu zaman örtüşen tören ve görevleri ile Neolitik halk tıbbının karmaşıklığında karşılıklı bir oluşum söz konusuydu. Shang-Yin hanedanlığı süresince (yaklaşık M.Ö yıllarında) yorumculardan genellikle wu ( 巫 ) veya cadılar olarak bahsedilmişti 6. Wu, tinsel ortam, yarı-tıbbi uygulama ve dini-büyüsel törenler konusunda uzmanlaşan şamanlar anlamına geliyordu (örneğin, muska, tılsım, nazarlık ve aşk iksirleri hazırlama; yağmur yağdırma ile ilişkili sihirli sözlerin okunuşu, doğurganlık gibi; kehanette bulunma gibi). Ruhlarla iletişim kurma, havayı etkileme, hayvan, bitki ve insanları büyüleme yeteneği şamanlara atfedildiği için wu, iyi veya kötü olarak görülmüştü (Bu, bizim bugünkü - bir dereceye kadar - kara büyü / ak büyü ikilemi ile mukayese edilebilir). Fakat şamanların, özellikle kadınların, genellikle kötü etkiyi temsil ettiği düşünülmüştü. Çünkü Şamanizm çok az anlaşılmıştı ve çoğu zaman yanlış anlamalara, sırasıyla, batıl inançların sebep olduğu korkuya yol açmıştı. Wu, çok tanrılık veya polydemonistic 7 doğa-tapımını içeren Neolitik animizmin aktarıcısı idi; bazen ayinleri tek bir, yüce ruhu içermişti, fakat bu sık bir uygulama değildi. Onların birincil işlevi, doğa ile karşılıklı ilişkilerinde kabilenin veya daha büyük sosyal birimin genel refahını sürdürme idi. Bu, çeşitli uygulama ve törenler aracılığıyla başarılmıştı, onların bazıları, dans ve şarkı formunda ritüel gösterim içermişti. Tipik bir örnek p uwu ( 暴巫 ) veya bir kurban formu olarak kız ya da erkek vücudunu güneşe maruz bırakan açık havada, farklılaşmamış bir kuraklık-yağmur ruhu gibi maskeleme için wu kişisinin şart olduğu şaman gösterimi ayiniydi. Böylesi bir hareketin, Yağmuru simgeleyen kahinin vücudundan çıkan ter ile, yerleşkenin geçiminde ihtiyaç duyulanı sağlamak için ruhlar adına dua etmede yardımcı olacağına inanılmıştı. 8 Wunun iki çeşidi vardı, kadın olan hakiki wu ve erkek olan hsi ( 巫見 ). Birlikte ve bireysel olarak büyücü-hekim şeklinde isimlendirilerek işlev görmüştü. 9 Büyücüler olarak kötü ruhları kontrol edip yenmeye çalışmışlardı (örneğin, hakiki wu, metafizik Yin ilkesinin simgesi olarak kabul edilmişti (Bakınız s. 25), bu yüzden, onlar Yang ilkesi ile ilişkili olan ve ritüelistik törenler vasıtasıyla, Yin in bir eşi, yeryüzünü verimlileştirmek için, tohumu sembolize eden yağmuru ikna edebilirlerdi. Diğer taraftan hsi, metafizik Yang ilkesinin simgesi olarak görülmüş ve buna uygun olarak işlev üstlenmişti). Başarıyla sonuçlandırıldığı zaman, wu veya wu-hsi ( 巫觋 ) binom kullanımı, insanlar arasında büyük 6 Ben, çağdaş İngiliz meslektaşların kullandıkları cadılar, büyücüler veya şamanlar gibi terimler yerine Latinceye çevrilmiş wu kelimesini kullanmayı tercih ediyorum, çünkü, özellikle cadılar kelimesi kullanıldığı takdirde, birkaç çağrışım vardır (örneğin, çirkin, habis yaşlı kadın; büyücü kadın; hainler; kara büyüye verilenler). Bu çağrışımlar, yazının arzu edilen kültürel bağlamının dışında tanımlanan kişileri zihinlere yerleştirebilir. Bu yüzden, bu ve diğer Latinceye çevrilmiş kelimelerin devamlı kullanımı, ya benimkinin bu niyetini ya da kullanılan kelimenin çevrilemezliğini yansıtacak. 7Çevirenin Notu: Çok sayıda şeytani güç veya ruhlara bağlılık. 8Edward H. Schafer, Ritual Exposure in Ancient China, (Antik Çin de Törensel Gösterim) Harvard Journal of Asistic Studies, 14 (1951), Sonraki binomm, wu-i ( 巫医 ) veya cadı doktor, büyücü-hekim terimine işaret eder, ancak onun daha sonraki türemesini ben kullanmayacağım için, o bu tarihsel bağlamdır.

128 117 John Wm. SCHIFFELER bir güce sahipti. Fakat, seyrek olmayarak, onlar zaman zaman diğer wu ile ilişkili olan hastalıkları tedavi etmeye ve önlemeye çalışmışlardı. Eğer kabile, felaketin üstesinden gelseydi (örneğin, mahsul kıtlığı veya hayvan ölümü) o, az da olsa, kötü bir wu büyüsüne veya doğa içindeki bazı bozulmalara bağlanırdı. Dolayısıyla, doktor için kötü etkinin nedenini ortaya çıkartmak ve kabilenin maruz kaldığı zorluğu tedavi etmek kaçınılmazdı. Shang-Yin toplumu içinde, fang-shih ( 方士 ) veya Prof. Needham a göre, büyülü tariflere sahip baylar olarak anılan başka bir benzer büyücü-hekim kitlesi vardı. Genel söylemde fang-shih veya büyücüler iki gruba bölünmüştü: (1) doğal olarak onların çağrılarına gelenler vardı, yani, içlerinden ilham almışlardı ve akranları tarafından farklı olarak düşünülmüştü. Onlar, muhtemelen bazı biyofiziksel veya epilepsi yahut akıl hastalığı gibi sosyo-antropolojik bozukluktan dolayı krize veya transa girebilirlerdi. Ayrıca, icralarını gerçekleştirmek için herhangi bir beceriye ihtiyaçları yoktu; ve (2) uygulamalarını gerçekleştirmek için zihinsel davranış geliştirenler vardı. Bu oluşum genellikle çıraklık, kalıtım veya kabile tarafından muhtemelen seçilme yoluyla kazanılmıştı. Onlar istenen sonuçları elde etmek için genellikle çeşitli yetenek ve kostümlere ihtiyaç duymuşlardı. 10 Shang-Yin hanedanlığı süresince, wu ve fang-shih arasında büyük etkileşim vardı ve bir bakıma, her ikisi de chen-jen veya yorumculardan evrimleşmişti. Bu etkileşim, kısmen yeni ve farklı teoriler ile birlikte halk tıbbı tekniklerinin yayılımından kaynaklanmıştı. Bu çeşitli büyücü-hekimler ya kendileri arasında ortaya çıkmış ya da diğer kültürlerden kendi toplumlarındaki yayılıma yardım etmişlerdi. Fakat, birkaç yüzyıl boyunca, bu etkileşim, halk tıbbı hekimlerinin ayırt edilebilir grupları, iki melezin kuruluşu ile sonuçlanmıştı. Burada büyücü-hekim olarak devam edenler vardı; onlar sayısızdı ve genel olarak okuryazar olmayan, cahil halk arasında çalışırlardı. Ve papaz-doktor olanlar vardı ve daha az sayıda idi. Onlar soyluluk ile kendilerini ilişkilendirme, uygulamalara yardım ederek kendi çıkarlarını gözetme, Shang-Yin ayinlerini ayrıntılı bir şekilde anlatma ve diğer şeyler arasında halk tıbbı ile ilgili tüm meseleleri denetleme eğilimindeydiler. Papaz-doktorların fang-shihden türediği varsayımı öne sürülebilir, çünkü ikincisi büyülü tariflere sahip baylar idi ve bu yüzden, papaz-doktorlar gibi belirlenen Alana daha geniş hareket sağlanmıştı. Fazla bir basitleştirme olsa da böylesi bir çıkarım tamamen yanlış değildir. Evet, birkaç fang-shih, büyük bir olasılıkla papaz-doktorlar olmuştu, fakat bir kişi Shang-Yin toplumundaki gerçek sınıf bilinçliliğinden dolayı ikincisinin, ilkinin artığı olduğunu söyleyemez. Halk tıbbının bu biçimlendirici dönemi boyunca, büyücü-doktorlar ve papaz-doktorlar kendi kendilerine tıbbi uzmanlığın bir dikotomisini kuramamışlardı. Bu onların temel felsefi ilkelerindeki farklılıklardan dolayı, özellikle tarihin daha sonraki ortaçağ dönemleri boyunca, genellikle onun Batılı eşinden çok daha fazla Doğu tıbbının gelişimini betimleme eğiliminde olduğu bir gerçek, yine de bir etkileşim dönemiydi. Fakat, nihayetinde, papaz-doktorlar ve büyücü-hekimler, birbirlerine daha fazla muhalif olmuşlardı. Örneğin, şamanlık, resmi hiyerarşiden yavaş yavaş çıkarılmış ve insanlar arasındaki tanrısal sanatlarını uygulamaya zorlanmıştı Büyücü-doktorlar ve papaz-doktorlar arasındaki bu yavaş bölünme, sadece onların halk tıbbının teori ve teknikleri arasındaki farklılıklara bağlı değildi (aslında bu, değişim meselesiydi ve onlar arasındaki etkileşimin çok üzerinde durulmamıştı), fakat belki daha da önemlisi, ekonomik, siyasi ve Shang-Yin toplumunun sosyal yapısını değiştirme 10 Richard C. Hunderfund, "Magic, Myths & Medicine: A History of Medicine," (Sihir, Mit ve Tıp: Bir Tıp Tarihi) (basılmamış yazı, California State University San Franciscon, n.d.), 1. 11Schafer, 157.

129 Çin Halk Tıbbının Kökeni 118 konusunda, bu yapı içinde seyrek olmayarak her iki grup, yetkili güç formu ile karşılaştırılabilen önemli derecede psikolojik etkiye sahipti. Ayrıca, okuryazarlık eşit derecede önemli bir rol oynamıştı, genel anlamda, şöyle ki papaz-doktorlar okuryazardı, fakat büyücü-doktorlar değildi. Bu durum aynı soylularda olduğu, fakat halkta (yani, ustaçiftçi-köle dizgisindeki gibi) olmadığı gibiydi. Bu okuryazar olma veya olmama, durumuna göre, -eğer bazı hallerde kutuplaşma olmazsa- bu iki grup arasında, böyle büyük vurgu kişinin edebi yetenekleri üzerine yerleştirildiğinde özellikle gelecek hanedan dönemleri sonlarında daha ileri bir ayırımı destekleme eğiliminde olmuştu. Shang-Yin hanedanlığı, kabileciliğin feodalizm içinde şekil değiştirdiği geçiş dönemiydi. Gökyüzü kültüne doğru ilk adımlar alınmıştı ki verimlilik kültü ağır bastı. Devlet yönetimi kurulmaya başlamıştı, ancak papazlık... önemli bir rol oynamaya devam etmişti. 12 Shan- Yin in ekonomisi, bitkilerin tıbbi özelliklerine ilişkin süregelen birikmiş tecrübeye katkıda bulunan ziraat etkinliklerine dayalıydı. Belirtilerin sınıflamasına ve yaygın bulaşıcı hastalıkların bulaşmasına daha fazla izin veren nüfusta belirgin bir yoğunluk vardı. Shang-Yin tıbbı, başlıca, travmatik karın yaralanmaları, kulak, burun, göz, ağız ve diş hastalıkları ve kemik kırıkları ile ilgilenmişti. Çıban ve apseleri açmak için taş iğneler kullanılmış, boşaltma işlemi prensibi öğrenilmişti. 13 Etiyolojik ve iyileştirici verilerden görülebildiği kadarıyla, tıbbi yazmalar temel olarak dini-büyüsel ve felsefi tabiatlı idi: hastalık sebepleri Tanrı kaynaklı; ikinci derecede Tanrı nın takdiri; şeytan kurtçuklarından; [ve] iklim değişikliklerinden, yani rüzgar, kar, ayın safhaları gibi durumlara dayandırılmıştı. 14 Hastalık tedavileri, kozmolojik, animistik ve tıbbi yöntemlerle uyumlu olarak yürütülmüştü. Bunların bazısı nazarlık, muska, tılsım kullanımı; bitki bilimine dayalı çareler; akupunktur, moksibusyon, masaj, lavman ve kademeli egzersizi içermekteydi. Bu inanç ve teknikler daha fazla gelişme imkanı bulmuş ve sonraki hanedanlıklar süresince onların torunları ve wu aracılığıyla yorumlanmıştı. Biz, daha yakın bir analiz için bu sayfadakilerin birkaçına sonradan yeniden döneceğiz. Dini-büyüsel inançlar ve wunun ritüelleşmiş gelenekleri, gelecek bin yılda nispeten bozulmamış olarak kalmıştı. Bu kurum, takip eden Chou hanedanlığının (yaklaşık M.Ö ) ikinci yarısının sonuna kadar yeni bir biçime dönüşmemişti; ki bu yeni form, yirminci yüzyıla kadar Çin toplumunda kökleşmiş olarak kaldı. Bu hanedanlık süresince ortaya çıkan değişikliklerin birçoğu, çeşitli felsefe okullarının belli etkilerine katkı sağlayabilmişti. Çin, bu dönem boyunca (yaklaşık M. Ö ), felsefesinin altın çağını yaşamıştı. Böylesi üçlü etki, Tao ( 道 ), Wu-hsing ( 五行 ), Yang ( 阳 ) ve Yin ( 阴 ) kavramlarından oluşmaktaydı ve özellikle Çin halk tıbbının yönünü çizmede önemliydi. Tao veya Yol, Çinliler tarafından tüm yaşam, insanoğlu ve doğalın varoluş düzenleyicisinin kaynağı ve varlığın bütün çelişki ve ayrılıklarının nihayetinde yeniden çözümlendiği yerdeki temel ve ayrılmaz birlik olarak kabul edilmişti. 15 Bu yüzden, eğer bir kişi yol ile aynı çizgide hayatını yönlendirmişse, onun Evren ile uyum içinde olduğuna; ve bu prensibe uygun olarak yaşlanan bir kimsenin Yol ile mükemmel birlik içinde hayatını yaşayan birisi olduğuna inanılmıştı. Bu sebeple, bazı halk inançlarını, uzun yaşam ile bağlantılı tıbbi uygulamaları ve onların kadim Çin düşüncesine bağlı filozofik anlayışlara sahip olduğu diğer sağlık biçimlerini bulmak sıra dışı değildir. 12Wolfram Eberhard, The Local Cultures of South and East China, (Güney ve Doğu Çin in Yerel Kültürleri) Alide Eberhard tarafından çevrildi (Leiden, 1968), Stephen Palos, The Chinese Art of Healing, (Çin İyileşme Sanatı) Bantam Books (New York, 1972), Frederick F. Kao, China, Chinese Medicine, and the Chinese Medical System, (Çin, Çin Tıbbı ve Çin Tıbbi Sistemi) American Journal of Chinese Medicine, 1 (1973), Wm. Theodore de Bary ve diğerleri, editörler, Sources of Chinese Tradition (Çin Geleneğinin Kaynakları) (New York, 1960),

130 119 John Wm. SCHIFFELER Wu-hsing veya Beş Element, sabit başarı içinde, dönemin belli aralıklarını, çoğunlukla sezonları yöneten veya kontrol eden metafizik kuvvet ve şekiller haricinde fiziksel maddeler değildir. 16 Bu elementlerin: ağaç, ateş, toprak, tabiat ve su, bir kişinin biyolojisi açısından karaciğer, kalp, dalak, akciğer ve böbreklere karşılık geldiğine inanılmıştır. Doğadaki pozitif element veya Yang ve negatif element veya Yin bütün evreni düzenleyen ve başlangıçtan beri var olan ikiz güçtür. Çin in eski eserlerindeki iyileştirme sanatı ilkesine göre, karşı ve birleştirici güç arasında, onun çevresi, tıpkı doğadaki gibi insan organizması içinde sürekli bir mücadele içindedir. İyi veya kötü sağlık, bu çatışan güçlerin dalgalanması ile tespit edilir. 17 Bu güçleri simgeleyen muska ve nazarlıkları kullanarak hastalığı tedavi etmeye çalışma, yaygın bir uygulamadır (örneğin, eğer bir kimse kelebek hastalığına (liver-rot) yakalanırsa, bu Yang gücüyle alakalı bir problem olarak kabul edilir, çünkü karaciğer, Beş Element düşüncesi ile ilişkili olarak, bu güçle bağlantılı bir organdır). Tıbbi ve felsefi düşüncede meydana gelen etki ve bu kavramlar arasındaki karşılıklı ilişkinin ilk örneği (M.Ö. 540) Ch un-ch iu veya Spring and Autumn (Annals) [İlkbahar ve Sonbahar (Yıllık)] içinde bulunmaktadır, bir Chou hanedanlık klasiğidir ve orada Dr. Ho, kötü durumdaki Çin düküne tavsiyede bulunur, altı büyük etki [Lu-ch i] 18 vardır, bunlar beş zevkten ortaya çıkar ve türer, beş renk içinden çıkar ve beş noktada doğrulanır; fakat onlar aşırı olduğunda altı hastalık üretir. Bu 6 [sic] etki yin, yang, rüzgar, yağmur, aydınlık ve karanlık [ile] isimlendirilir. Kendi ayrılıkları içinde, onlar dört mevsim oluşturur; kendi sıralarında, onlar beş (temel) kavram oluşturur Dr. Hume e göre, Çin tıbbının kalıcı değerleri, başka bir yerdedir. Büyü ve batıl inanç unsurlarınca veya kozmik ve animistik teorilerce değerlendirilmez. Çin tıbbı, insan ve diğer hayvanların yanı sıra, daima sebze ve madenler alemi ile ilişkisindeki insanoğlu düşüncesi, felsefi sistem ve bir yansıtıcı idi. Çin tıbbı, tamamen deneysel bir sistem olarak görülmez, çünkü rastlantısal gidişatta, sadece parçalar içinde deneyseldir. Eğer Çin tıbbının ilk yaşamını yaratanların örnekleri takip edilmiş olsaydı, o büyük oranda gelişebilecekti; fakat orada kolaylaştırmaktan ziyade, sorgulama ruhunu engelleyen çevre faktörleri belirmişti. 20 Chou hanedanlığı süresince, genel olarak kabul edilmese bile, bu yukarıdaki kavramlar ve onların altta yatan değerlerini onaylananların tümü, birçok farklı felsefe okulu vardı. Çin halk tıbbının gelişimi açısından bu okullar genel olarak iki ana gruba bölünebilir: Tao-chia veya Taoistler, onların birçoğu wu (bu büyücü-doktordur), animizmin yayıcıları ve diğer ilkel kültürel karakterlerdi. Taoistler temelde Doğa içindeki şeylerin değişimlerini vurgulayan kanunları bir kişinin anlama gelişiminin yanı sıra yaralanmadan kaçınma ve hayatın korunması ile meşgul olmuşlardı; Ju-chia ( 儒家 ) veya Konfüsyüsçüler ise temelde insanoğlunun etik ve ahlaki davranışları ile ilgilenmişlerdi. Konfüçyonizm felsefi düşüncenin daha sonraki bir gelişimini yansıtmıştır. Gelişiminin ilk aşaması, aynı zamanda Çin toplumunda sonradan ju-i veya Konfüçyüsçü doktorlara evrimleşen wu (yani, papazdoktorlar) ile ilişkilendirilmişti. 16 Aynı eserde, Pálos, Lu-ch i ( 六气 ) veya Yang ın Altı Ruhu ve Yin güçleri: feng ( 风 ) veya rüzgar, huo ( 火 ) veya ateş, han ( 寒 ) veya soğuk, shih ( 湿 ) veya nem, shu ( 暑 ) veya sıcaklık, ve tsao ( 燥 ) veya kuruluk. Prof. Needham a göre (bakınız dipnot 21, ), altılı bu sınıflama çok büyük bir öneme sahiptir, çünkü bu sınıflama tüm doğal olayları Beş Elementle ilişkili beş grup içinde sınıflandıran kadim Çin tıp biliminin bağımsız olarak doğa bilimcilerden [veya Yin-yang chia] nasıl büyüdüğünü bir dereceye kadar gösterir. 19 James Legge, çev., The Ch'un Ts'ew with the Tso Chuen (Tso Chuen ile Ch'un Ts'ew), c. 5 of The Chinese Classics (Hong Kong, 1872), Edward H. Hume, The Chinese Way in Medicine (Tıptaki Çin Yöntemi) (Baltimore, 1940), 128.

131 Çin Halk Tıbbının Kökeni 120 Bu noktada Çin ideogramından biri olan i ( 毉 ) veya doktorun etimolojik karakteristiği ilginçtir. Bu ideogram üç bileşenden oluşmaktadır: üst sol köşe, okların ( 矢 ) konulması bir okluktur ( 匚 ), böylece biz ( 医 ) işaretini elde ederiz; üst sağ köşe, düzensiz hareket ( 几 ) yapan bir eldir ( 又 ), böylece, atış ( 殳 ) yapmak için kılıftan ok çıkartan bir kimse elde ederiz ( 医 ); ve altta wunun ( 巫 ) işi ( 工 ) sembolleştirilir, yani, dini-büyüsel sözler; böylece, biz iki dansçı wu ( 巫 ) elde ederiz. Sık sık oto-hipnotik translara sebep olan dans aracılığıyla wunun, ruhlarla konuşmak için kendilerine imkan sağlayan tanrı ve şeytanların mekanına seyahat edebildiği ve arzu edilen sonuçlar ile geri döndüğü varsayılmıştı. 21 Kökensel olarak i ideogramı bu işaretle ( 毉 ) yazılmıştır. Fakat, sonradan, Çin tarihi boyunca, üçüncü bileşen parça ( 巫 ) şekli bu ( 酉 ) işarete dönüştü, bu kökensel olarak antik bir vazoyu temsil etmekteydi, şarap yapma ve tutma için kullanılan bir çeşit amfor (iki kulplu tüp); günümüzde ise bu şarap sembolüdür. Bu yüzden, bir kişi aslında bütün ideogramın, hastalığa sebep olan kötü ruhlardan kaçınmak veya onları öldürmek için silahlar kullanan wuyu simgelediğini söyleyebilir, oysa ki, hastalarına tedavi olarak iksir veya şarap hazırlayan papaz-doktorlar tarafından (resmi görüşün) yerine geçmesinin dışında, sonraki wu şarap ile yer değiştirilmiştir, tıbbın belirleyici uygulamaları artık wunun büyüsel söylemlerine mahkum edilmemişti. 22 Çin de bulunan doktorların sosyal durumunun bütün tarihi, hiç kimsenin aracına kolayca dönüştürülmeyen, Konfüçyüsçü entelektüelin bütün yüceliğiyle kaplı, alimin özel bir çeşidi, shih için bir çeşit teknolojik hizmetçi, wudan bir parça olarak özetlenebilirdi. 23 Konfüçyüsçü doktorların görevleri, ataları papaz-doktorlar gibi, sağlıkla ilgili tüm sorunları denetlemek ve tıbbi amaçlar için ilaç toplamaktı. Tedavinin farklı şekillerini yansıtan bu görevler, seyrek olarak çakışmayan dört temel kategoriye bölünmüştü. I. Konfüçyüsçü Doktorlar arasında Tıbbi Uzmanlaşma: a. Doktorlar öncelikle enfeksiyon ve psikolojik hastalıkların tedavisi ile ilgilenmişlerdi. İlki insandan insana veya hayvandan insana, ya doğrudan, via fomites ya da taşıyıcılarla geçen virüs, humma, bakteri, mantar, kurt ve protozoonları kapsar. İkincisi, genellikle üzerindeki enfeksiyon hastalıklarının sebep olduğu eklem iltihabı, akıl hastalığı, diyabet, hemofiliyi kapsar. b. Cerrahlar ilk olarak sakatlıkların tedavisi ile ilgilenmişlerdi. (Örneğin, avlanma sırasında oluşan, kaza kaynaklı veya savaşta alınan sakatlık ve yaralar) c. Bitki Uzmanları Konfüçyüsçü felsefeye uygun olarak yanlış beslenmeden kaynaklı hastalıkları önlemekle meşgul olmuşlardı. d. Veteriner Hekimler başlıca cerrah meslektaşları gibi aynı tedaviler ile ilgilenmişlerdi, fakat insanlarınkinin yerine hayvan hastalıklarını (özellikle atlar) tedavi etmişlerdi. Konfüçyüsçü doktorların tıbbi gelişimlerini engelleyen etmenlerden biri, onların ata ibadeti ile ilgili felsefi prensipleriydi; yani ritüel davranışın gözlenmesi yoluyla kendi atalarına kişisel sadakat ve bağlılık. Bu davranış, herhangi bir yeri kesme formundan bir kimsenin vücudunun korunması yoluyla topluma uygun hale gelmişti. Bu prensibe göre, fiziksel tamlık durumu haricinde öldükten sonra bireyin atalarına geri dönmemesi gerektiğine inanılmıştı, çünkü diğer bir durum atalar tarafından saygısızlık ve 21 Needham, Wieger, Joseph Needham, Clerks and Craftsmen in China and the West (Çin de ve Batıda Memur ve Esnaflar) (Cambridge, 1970), 265.

132 121 John Wm. SCHIFFELER sadakatsizlik işareti olarak görülecektir. Bu prensipten dolayı ameliyat, anatomi ve ebelik, Çin tıbbının diğer alanlarının bazılarında olduğu gibi, hızlı bir biçimde gelişmemişti. Taoistler arasında, diğer taraftan, büyücü-doktorların tıbbi gelenekleri ve Çin Halk tıbbı teknikleri devam etmişti. Fakat bu durum, Konfüçyüsçü ve Taoist doktorların başka birine danışmadığı veya hasta bir kişinin bir ya da diğer doktorun tıbbi dikkatine bağlı olduğunu söylemek anlamına gelmez. Düşüncenin farklı okulları içinde görev ve tedavilerin örtüşmesi onlar arasında da vardı. Fakat, Taoizmdeki asıl amaç, gözlem ve deney aracılığıyla maddi ölümsüzlüğün başarılmasıydı, halbuki, Konfüçyüsçüler, maddi ölümsüzlüğü kapsayan, düşünce kaynaklı tüm insan dışı olayları dışlamışlardı. Taoistlere göre, bir kimsenin hsien ( 仙 ) veya ölümsüz olması için onun önemli bir eğitim alması gerekliydi. Bu eğitim bağlantılı teknikler haricinde birkaç değişikliği kapsamıştı, bunların birçoğunun Neolitik yorumcuların temel tıbbi teknikleri içinde kökleri vardı. Bu teknikler solunum, heliotherapeutic, jimnastik, cinsellik, simya, ilaç ve diyet uygulamalarını içermekteydi. 24 Bu tekniklerin esas amacı, bir kişinin bu dünyada kendisi ve diğer dünyanın uygunluklarına tamamen birlik sağlamak için davranışlarını yürütme ötesinde arasındaki uyum durumunu sürdürmesi gerektiği anlamına gelen Tao ilkesinde temellenmişti. Çin in avcı ve toplayıcı geleneği dikkate alındığında, sonraki Çinlilerin geçimlerini sağladıklarının tamamından, kırsal ve zirai faaliyetlerden eklenmiş ve takip edilmişti, Taoistlerin (ve benzeyen Konfüçyüsçülerin) doğa ile ilişkilerinde hem teorik, hem de pratik temellerde gelişmesi şaşırtıcı değildir. Taocu wu veya büyücü-doktorlar farklı -fakat, genellikle kapsayıcı- görevleri yansıtan iki gruba bölünmüştü. Ruhlarla sözde iletişim aracılığıyla geleceği kutsama sanatında uzmanlaşan, k an-yü ( 堪舆 ) veya ruh çağırıcılar olarak sınıflandırılabilen wu ve fang-shih vardı; yaşamdaki arayışlarının kendi sine qua non 25, maddi ölümsüzlüğü elde etmeye çalışması bakımından, hsien-men ( 羡门 ) veya istekliler 26 vardı. II. Taoist Doktorlar arasında Tıbbi Uzmanlık: a. Ruh çağıran falcılar, Konfüçyüsçü çağdaşları gibi, tapınak rahipleri, çabalarını yarıbilimsel araştırmalar üzerine odaklamışlardı, tümü Chou hanedanlığı süresince bulunan kehanet ile ilgiliydi Pu ( 卜 ) veya scapulimancy, yani, bir memelinin yanmış kürek kemiği ve kaplumbağa kabuklarını gözlemleyerek kehanette bulunma; 2. Shih ( 筮 ) veya kura çekimi yani, Sibirya kandil çiçeği (Archillea sibirica) veya civanperçemi olarak bilinen bir bitkinin saplarını rastlantısal olarak dağıtarak ya da seçerek kehanette bulunma; 3. Pu-kua ( 卜卦 ) veya I-ching ( 易经 ) veya Book of Changes (Değişiklikler Kitabı) içinde bulunan sembolleri kullanarak kehanette bulunma; 24 Joseph Needham, History of Scientific Thought, (Bilimsel Düşünce Tarihi) vol. 2 of Science and Civilisation in China (Çin deki Bilim ve Medeniyetin 2. Cildinde) (4 cilt; Cambridge, ), Çevirenin Notu: (Latince) Olmazsa olmaz koşul. 26 Prof. Needham, hsien-men binomunu büyücü veya materyal ölümsüzlüğünü elde eden usta olarak çevirir. Fakat ben bu çeviriye katılmıyorum, çünkü hsien, diğer şeyler arasında, istemek anlamına gelir ve burada erkekler, geçit anlamındadır. Bu yüzden bir kişi hsien-men ikiliğinin Tao ile birlik arayışında materyal ölümsüzlük evrenine geçit aracılığıyla girme düşüncesine sahip kişilere işaret ettiğini sanacaktır. Aynı zamanda erkeklerin de uzman, cemaat, okul, taraf veya aile anlamına gelebileceğine dikkat çekilmelidir. Fakat verilen bu çevirilerin her biri dikkate alındığında, bir kişi yine de hsien-men binomunun istekliler cemaati anlamına geldiği sonucuna varacaktır. Bu yüzden, çevirimin en tam anlamı yansıttığına inanıyorum. Çünkü bu kişiler materyal ölümsüzlük için mücadele ediyordu. 27 Needham, History of Scientific Thought (Bilimsel Düşünce Tarihi),

133 Çin Halk Tıbbının Kökeni Hsing-ming ( 星命 ) veya astroloji, yani, yıldızların konum ve görünüşleri aracılığıyla tahmini yüzey olaylarına ve insan olayları üzerindeki etkilerine dayalı tahmin; 5. Hsüan-che ( 选择 ), veya kronometrik, yani, bir şey yapmak için uygun zamanı belirleme tahmini; 6. T ui-ming ( 推命 ), veya alternatif olarak lu-ming ( 禄命 ) veya kader hesabı, yani, chih ( 支 ) veya kollar olarak adlandırılan on iki saatlik ideogramların kullanımını kapsayan tahmin, on iki maddi kol olarak da bilinir; kan ( 干 ) veya gövdeler olarak adlandırılan on ideogram, on ilahi gövde olarak adlandırılır. İşaretler, bu ondalıktan çıkan kombinasyonlar ile on iki döngüsel ideograma dayalı olarak hesaplanmıştı; 7. Feng-shui ( 风水 ) veya toprak falı, yani belli bölgelerin diğerlerinden daha elverişli olan öncülüne dayalı tahmin. Toprak falı şunu öğretir: insanoğlunun doğal ve/veya kültürel manzarayı değiştirerek doğanın fal armonisindeki aksaklıklara (fakat o, doğanın fal uyumsuzluğunu düzeltmeye izin verir) sebebiyet vermemesi gerekir. Ayrıca, bir kişinin refaha ulaşmasında, ev veya mezarlık için uğurlu bir yerin seçimi fal prensiplerine göre yapılmalıdır. Bu yüzden, fala bakma yarı-dini ve bilimsel-olmayan bir sistemdir. Bu sistem çeşitli durumların seçiminde insanoğlunu etkileyerek insan ekolojisini düzenler; Hsiang-shu ( 相術 ) veya fizyonomi, yani, kadın veya erkeğin dış görünüşüne bağlı olarak bir kişinin karakteri veya huyunu tespit etmeye çalışan tahmin; 9. Shou-hsiang-shu ( 手相術 ) veya el falı yani, bir kişinin karakter veya eğilimlerini okuma; kişilerin avuç içleri, parmakları, hatları, ağız ve bunun üzerinde bulunan işaretlerden, genel özelliklerden kadın veya erkeğin olası geleceğini tanımlama pratiğine dayalı tahmin; ve 10. Chan-meng ( 占梦 ) veya tabir yani, bir kişinin rüyalarını yorumlayarak tahminde bulunma. b. İstekliler, Konfüçyüsçü doktorlar gibi, Chou tıbbına katkılarının ve halk tıbbının izinde kendi tıbbi geleneklerini takip etmişlerdi. Fakat, miraslarını rasyonel tıp sistemine yerleştiren Konfüçyüsçü doktorların tersine, istekliler, maddi ölümsüzlük arayışlarını takip ederken, altta listelenen Çin halk tıbbının temel tıbbi teknikleri ile ilgili önde gelen araştırmalar üzerine girişimlerini yoğunlaştırmışlardı. Bu uygulamalar, daima fiziksel engellerden kurtuluş için tutku ile ilişkilendirilmişti, böylece vücut ve ruhun kusurları görülmeyebilir ve kişilerin Tao ya katılması sağlanabilirdi. 29 Dahası, istekliler sırasıyla, teorik derslerin felsefenin Doğa bilimciler okulu veya Yin-yang chialar tarafından nüfuz edilen Tsou Yen (M.Ö. 4. yüzyıl) öğretiminden büyük oranda etkilenmişlerdi. İsteklilerin tıbbi teknikleri: 1. Hu-hsi fa ( 呼吸法 ) veya solunum prensibi ; 2. Fu jih mang chih fa ( 服日芒之法 ) veya yeşil sayfa üzerine kırmızıyla yazılı (kutu içindeki güneş) özel bir ideogramı elde tutarken güneş ışığına vücudun maruz kalmasına bağlı olarak (modern terim Jih-kuang liao-fa ( 日光疗法 ) veya heliotherapy 30 ) güneş ışınlarını aşındırma yöntemi; 3. Tao yin ( 导引 ) veya vücudu büzme ve genişletme, (modern terim T i-ts ao fa ( 体操法 ) veya jimnastik ilkesi ) bu aynı zamanda mo ( 摩 ) veya masajı içermekteydi. 28 Hong-key Yoon, Geomancy: Its Impact on the Man/Nature Relationship in Korea, (Toprak Falı: Kore de İnsan/Doğa İlişkisi Üzerine Etkileri) (yayımlanmamış yazı, University of California, Berkeley, nd), Hume, Çevirenin Notu: Güneş tedavisi, güneşle sağaltım.

134 123 John Wm. SCHIFFELER 4. Özellikle huan-ching ( 还精 ) veya chingi döndürmeye sebep, aracılığıyla shen ( 神 ) veya ilahi element ve ching ( 精 ) veya sperm niteliğinin mümkün olduğu kadar çok Neolitik Dönem Shang-Yin Hanedanlığı Chou Hanedanlığı Yorumcular Chen-jen papaz-doktorlar Wu/Hsi: büyücü-doktorlar Konfüçyüsçü Filozoflar & Papazlar Doktorlar Taocu Wu/Fang-shih Hsien-men Halk Tıbbı Halk Tıbbı korunmasına yardım eden Yin-yang yang seng chih ta ( 阳阴养生之道 ) veya Yin ve Yang aracılığıyla hayatı besleme yöntemi (modern terim Hsing-chiao liao-fa ( 性交疗法 ) veya çiftleşme terapisi anlamındadır); Lien-tan-shu ( 炼丹術 ) veya simya ; 6. Yao-liao-fa ( 药疗法 ) veya ilaç tedavisi; ve 7. Yin-shih liao-fa ( 饮食疗法 ) veya diyetoterapi. Geleneksel Çin Tıbbı Halk Tıbbı Konfüçyüsçü doktorlar ve Taocu pratisyenler arasında giderek artan ayrım ve sırasıyla, Konfüçyüsçü doktorlar ve Taocu doktorlar arasında yavaş yavaş doğan ayrım; ve sırasıyla, nihayetinde Chung-i ( 中医 ) veya ( geleneksel ) Çin tıbbı olarak bilinmeye başlayan şey arasında, Çin halk tıbbına nazaran, ideolojik çelişkilerden daha ayrıma sebep olmuştu; bu, Chou hanedanlığı süresince ortaya çıkan politik-sosyal değişmelere büyük ölçüde katkıda bulunabilir. Çünkü bu, feodalizmin hanedanlık dönemiydi ki yönetici sınıf, kendi papazlarına bağlı olan Shang (Yin) krallarının papazlığından tamamen farklıydı, (ancak) Chou, büyü öğretisi hakkında küçük bilgi almıştı ve papazlar olmaksızın Tanrı kültünü icra etmişti. Hepsinden en önemlisi, bu üst sınıf, kendi soylu mahkemelerini yaratan feodal lordlar olarak büyük bir alan üzerine seyrek bir şekilde yayılmıştı Bu soylu mahkemeler ilk edebiyatçıların gelişimini sağlamıştı kısmen, çünkü onlar yazabilmişti 32 Onların birkaçı, kendilerinden türeyen birkaç aile gibi, daha önceki meslektaşlarının papazdoktorlar geleneğinde Konfüçyüsçü doktorlar olmak için tıbba girmişlerdi. Diğer taraftan, Taocu pratisyenler bu soylu mahkemeler ile yakından ilişkili gibi değildi, çünkü birkaçı cahildi ve onların dini-büyüsel inanç ve teknikleri kendi uzman muhalifleri, yani edebi arka plana sahip Konfüçyüsçü doktorlar tarafından eleştirilmişti. Bu değişiklikler, belirgin seküler/din dışı tıbbi gelenek ve uzmanlığın yerleşmesine sebep olmuştu. Halk tıbbının aksine geleneksel Çin tıbbı, o tarihte geçerli uygulanabilir mitlerin insan benzeri tanrılara ilişkin dini-büyüsel inançlarının kökeninden kendisini ayırmaya çalışmıştı. Yine de, böylesi bir ayrım tamamen ortadan kalkmadı, çünkü tedavilerin birçoğu, mükemmelleştirilmiş bir tarihi geçmiş ve bağlantılı felsefi teorilerle benzer şekilde tanımlanmıştı. Onların mesleki ataları olarak Konfüçyüsçü doktorlar tarafından kabul edilen Fu-hsi (M.Ö ), Shen-nung (M.Ö ) ve Huang-ti (M.Ö ) olmak üzere üç 31 Akira Ishihara ve Howard S. Levy, The Tao of Sex, Harper & Row Books (New York, 1970). 32 Eberhard,

135 Çin Halk Tıbbının Kökeni 124 efsanevi figür vardı. Ayrıca, bu üç efsanevi figür, 20. yüzyılın başlangıcına kadar devam eden ve Chou hanedanlığı süresince Konfüçyüsçü doktorlar tarafından uygulanan hastalık tedavisi için üç temel yaklaşımı sembolize etmişti. Bu üç efsanevi figürün hastalıkların tedavisi konusunda üç temel yaklaşımı nasıl sembolize ettiği bakımından onların tam bir tanımlaması Doktor Hume tarafından yapılmıştır. Hume, Fu Hsi, kozmik bir felsefe yaklaşımını temsil eder. Bu felsefe, evrenin bir, fakat aynı zamanda birbirine ters düşen kuvvetlerden, ikilikten ibaret olduğuna inanır. Tıbbın metafizik yanıyla yakın bir şekilde bağlantılı ve ayrıca nabız anlayışını insanoğluna ilk defa getiren olarak saygı duyulurken; Fu Hsi, hayat iksirini araması, muska ve tılsımlı, büyü ve batıl inanç prototipi olarak kabul edilmelidir. Shen Nung, ilaç tedavisi yaklaşımını temsil eder. Shen Nung, çağlar boyunca Çin in zihinsel ekipmanlarının karakteristik bir yönüne sahip olan deneysel bilgi içindeki inanç sembolüdür. Dahası, o ilaçların tesirli olduğuna dair düşüncenin hemen hemen evrensel kabulünü simgeler, çünkü olanlar sadece ölçülebilir farmakolojik etkiler üretmez, aynı zamanda, bazı gizemli biçimlerde, organları etkilenen hastalara karşılık gelir ve zararlı ruhları uzaklaştırmak için bir parça büyü gücüne sahiptir. Huang Ti, teşhisin ses yöntemleriyle yapıldığı yaklaşımı temsil eder. Masaj, moksa, şırınga ve sınıflandırılmış egzersizlerin aracı olarak fiziksel terapi gelişiminin yanı sıra nabız çalışmaları ve diğer fiziksel işaretler üzerinde gelişen güvenin sembolüdür. İstirahat ve güneş ışığı aracılığıyla kaplıca ve dağ sanatoryumunu ziyaret etmenin yanı sıra, madeni ve organik ilaçların kullanımını tavsiye etmişti. 33 Çin tarihinin antik dönemi boyunca yazılan iki en ünlü ve en erken tıbbi tez Pen-ts ao ( 本草 ) veya Bitkisel ve Huang-ti nei-ching ( 黄帝内经 ) veya Yellow Emperor s Inner Classic (Sarı İmparator un Ruhsal Yapıtı) adlı eserlerdir. Bu tezlerin ikisinin de yazarı bilinmemektedir, burada zaman periyodu üzerinde, bu iki çalışma içine düzenli aralıklarla dahil edilen sayısız giriş vardır; yine de, Konfüçyüsçü gelenek ve değerler ile aynı doğrultuda, daha önceki tez, efsanevi Shen-nung a ve daha sonraki efsanevi Huang-ti ye dayandırılır. Bu çalışmalar Konfüçyüsçü doktorların güçlü edebi zeminini ve insanoğlunun etik ve ahlaki davranışı ile kendilerini ilişkilendirme eğilimini yansıtır. Bu eğilim önceki otoriteye saygı duyma, zirai toplumun skolastiğe yönelimi ve koruyucu bir güçlendirmede özellikle zararlıydı, (örneğin, yukarıdaki Fu-hsi, Shen-nung ve Huang-ti adlı üç efsanevi figür Konfüçyüsçü yaratılardı ve bunlar, Çin toplumu içinde kendilerine daha büyük bir itibar kazandırarak, Konfüçyüsçü tıbba ve saygı uyandıran menşeinin felsefi soy kökenine girmeyi başarmışlardı). Sırasıyla, geleneksel Çin tıbbı, bunların ve sonraki tıbbi eserlerin edebi niteliklerini değerlendiremeyen cahil halktan uzakta başlamıştı. Bu kişiler, böylesi bilginin elde edilebildiği Konfüçyüsçü toplum içindeki bilgili-aristokrat ve soylu sınıftan sosyal olarak uzaklaştırılmıştı. Ayrıca, büyük Çin kalabalığının onları almasını engelleyen geleneksel Çin tıbbı ile ilgili tedaviler ve ilaçlar elde etmeyi içeren oldukça masraf vardı. Köylü, zanaatkar, seyyar satıcı, asker gibiler için, Çin halk tıbbı söz konusuydu ve onun çoğunluğu ilaççılar (medicasters) tarafından uygulanmıştı. Prof. Croizier in ifade ettiği gibi çok sayıda düşük-dereceli doktorlar, eczacılar, cerrahlar, tıbbi seyyar satıcılar ve sahte doktorlar vardı ve onlar genellikle bulundukları yerde düşük itibar görmüşlerdi. Her yerde olduğu gibi, hastalık zamanında bu kişilerin eline düşmek daha alttaki sınıfların ortak kaderiydi ve onların uygulamaları tedavi etmekten çok öldürdüğü için, yapılanlar onların bu yaygın doktor imajını muhtemelen meşrulaşmıştı. O zaman, batıl inanç ve dini iyileştirme yöntemlerinin yaygın tıbbi pratiklerle yan yana, ve genellikle birleşik 33 Hume,

136 125 John Wm. SCHIFFELER sürdürülmesi pek şaşırtıcıdır. 34 M.Ö. 3. Yüzyılda Çin hanedanlığının sonuna kadar, genel anlamda, tıbbı kuramlaştıran ve pratikleştiren üç ayrı insan grubu vardı: (1) Konfüçyüsçü doktorlar, onlar geleneksel Çin tıbbı olarak bilinmeye başlamış olan resmi pozisyon olarak adlandırılabilecek olan şeyi temsil etmişlerdi. (2) Taocu pratisyenler, onlar Çin halk tıbbının geliştirici ve ileticileridirler, ve (3) genel seyyar satıcı ve ilaççılar, onlar cahil halkın hastalıkları ve sefaletiyle desteklenmek ve tıbbi uygulama ile kıt kanaat geçinmek için hem Konfüçyüsçü, hem de Taocuların tıbbi teori ve pratiklerinin bazı parçalarını almışlardı. Taocuların felsefi pozisyonu Konfüçyonistler için tartışmalıydı. Bu durumdan dolayı, Çin halk tıbbı ya çevre, ya da otoritedekiler tarafından, onu ret konusu yapan tıbbi teori ve pratiklerin resmi dairesinin dışında olma eğilimindeydi. Ayrıca, Taocu dairelere Konfüçyonist birisinden daha kolay girebilen ilaççılar ile ilişkisinden dolayı nihayetinde seviyesi düşmeye başlamıştı. İnançla iyileşmelerin çoğundan türetilen dini-büyüsel inançlardan bağımsız olmaksızın, Çin halk tıbbı, insanoğlunun akıl ve tecrübesi temelinde geliştiği için doğal tıp varlığı olarak kabul edilebilir. Aslında, Çin halk tıbbı, kendi çevreleri ile rasyonelleşen ilişkilere ve ondan sonuçlanan peş peşe dönüşümlerin sonraki Çinli nesil araçlarına, Neolitik kabile üyeleri ve kendi düzenleyicilerine gücü yeten deneysel bilgi ve doğaüstü varsayımın birleşimidir. İlk Neolitik kültürler ortaya çıkıp, daha büyük ve daha karmaşık sosyal birimler gelişirken, aynı şekilde Çin halk tıbbı da dönüşmeye başlamıştı. Fakat, bir kişi, bu ilk dönem iyileşme sanatı ile ilgili kuram ve uygulamaların kendi yön ve faaliyet alanında orijinal ve doğal olarak basit olduğunu, Çin toplumu olarak genişleme ve değişmeye başladığını ve sırasıyla, Çin halk tıbbının, doğal tıbbın karmaşık sisteminde, tüm toplumu kapsayan Darvinci gibi bir ilerlemede geliştiğini söylemez. Evet, Çin kültürünün değişme ve genişlemesinde olduğu gibi, yeni ve denenmemiş dini-büyüsel etkiler ve diğer doğal tıp türleri açısından Çin halk tıbbında eş bir gelişme vardı, onların birçoğu mevcut yapıya ilham vermeye başlamıştı; bu gelişmenin sonucunda Çin halk tıbbı, kendi faaliyet alanı ve gidişatı içinde daha geniş ve karmaşık hale gelmişti. Çünkü sosyal, ekonomik ve politik değişiklikler ile aşılanmış tıbbi tekniklerin ve felsefi kavramların değişen bu sürecinin bir yansımasıydı. Shang-Yin hanedanlığı tarafından takip edilen ve Chou hanedanlığı ile sonlanan Neolitik dönem, Çin halk tıbbı tarihindeki bu gelişmenin biçimlendirici aşamasını temsil eder. 34 Ralph C. Croizier, Traditional Medicine in Modern China (Modern Çin de Geleneksel Tıp) (Cambridge, 1968), 32.

137 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 UYGUR MAKAMLARININ UYGUR KÜLTÜRÜNDEKİ YERİ The Position og Uyghur Mukams on Uyghur Culture Tursuncan SAVUT UDMUŞ Çev. Aygüzel ABDUSELAM Uygur makamları, Uygur halkının kültür hazinesindeki paha biçilmez mücevher mahiyetinde olup çalışkan, yaratıcı ve sanatsever Uygur halkının akıl ve ferasetini, Uygur halkının tarihi geçmişini ve sosyal yaşamını şarkı, müzik, dans, şiir ve tiyatro aracılığı ile yansıtmaktadır. Bir başka ifadeyle Uygur makamları yalnız müzik ile sınırlandırılan sanatsal bir form değildir; aynı zamanda şarkı, müzik, şiir, dans ve tiyatro gibi sanat türlerinden kendi bedii ifade şeklini oluşturan, felsefe, ahlak, milli yaşam bilinci gibi semantik konularda sosyal terbiyevi değerini tahakkuk eden bir folklor hadisesidir. (İmin 1997: 13). Eskiden beri Uygur halkının yaşamında şarkı, müzik, dans ve t iyatro geleneksel ve sosyal bir faaliyet olarak varlığını devam ettirmektedir. Nitekim Uygur halkının kültür tarihi ve estetik anlayışı incelendiğinde, şarkı, müzik, dans ve tiyatronun Uygurların kültüründe her dönemde önemli bir yeri olduğu görülür. Uygur şarkılarını, müziğini, danslarını inceleyip anlamadan, Uygur halkının hayatını, felsefesini, ahlakını, geleneksel alışkanlıklarını, toplumsal şuurunu ve duygularını anlamak mümkün değildir. Bu bağlamda, Uygur şarkı, müzik ve dans sanatının Uygur kültür hazinesinin altın anahtarı olduğunu söyleyebiliriz. Kazakistanlı ünlü Uygur makam araştırmacısı, Batur Erşidinov Uygur makamlarını halk makamı ve klasik makam olarak iki gruba ayırmıştır. Halk makamları (meşrep makamları ya da yerli makamlar) halk müziğine dayanan ve sistemli el-nağmelerden oluşmuş makamlardır. Dolan makamı, Turfan makamı ve Kumul makamı bu gruptandır. Bu tür makamların metnini genelde parmak vezinli türküler ve beyitler oluşturur. Klasik makam, profesyonel müzisyenlere ait olan zor ve ağır ölçüdeki makamlardır ve metinlerinin çoğu aruz vezniyle yazılmış gazel ve diğer şiirlerden oluşur. Kaşgar, İli, Hoten, Kuça gibi bölgelerdeki Uygur On İki Makamı bu klasik makamlara mensuptur. Klasik makamlar, Uygur makamlarının en zirve noktasındadır. Uygur makamlarının Uygur kültüründeki yeri ve değeri aşağıda bahsi geçen hususlar göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir: 1.Uygur makamları, geçmişten günümüze kadar uzanan Uygur geleneksel kültürünün vekili, halkın akıl ve ferasetinin cevheri, halkın manevi dünyasını, sosyal durumunu, yaratıcılığını, sanat kabiliyetini ve sosyal yaşamını ifade eden kültür ansiklopedisidir. Uygur makamları uzunca bir geçmişe sahip olan Uygur halkının tarihi gelişim sürecinde oluşmuş ve Uygurların geleneksel kültüründen beslenmiştir. Uygur makamları, Uygurların yaşamış olduğu topraklardaki geleneksel kültürden doğmuştur. Tanrı Dağının kuzey ve güneyindeki alanlara yerleşen beyliklerin sarayları ve büyük şehirlerde devamlı gelişerek Bu makale Tursuncan Savut Udmuş un Uyğur Mukamlariniñ Uyğur Medeniyitide Tutkan Orni, Mukam Munbiri, S. 3, 2008, ss , isimli makalesinin aktarımıdır. Yüksek Lisans Öğrencisi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara-TÜRKİYE, E-posta: ayguzel1992@gmail.com.

138 127 Tursuncan SAVUT UDMUŞ mükemmelleşmiştir. Bu kültürel birikim şehirlerde sentezlenerek tekrar halk arasında yayılmıştır. Eski zamanlarda saray, kasirlerin her türlü kültürünü yansıtan makamlar köy, kasaba, şehirlerde halk arasındaki geleneksel kültürü de gösteren biçimlere sahip olmuştur. Uygur makamları, Uygur sosyo-kültürel yaşamının olmazsa olmaz unsurlarındandır. Uygurların bir araya geldiği her yerde (cenaze ve namaz hariç) makam icrası bulunmakla birlikte; makamlar sosyal normların ve törenlerin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu sebeple makam ile Uygur sosyo-kültürel yaşamı arasındaki bu ilişki, balık ve su ilişkisine benzetilmektedir. Uygur makamları, Uygurların farklı devirlerde yaşamış önemli sanatkârlarının (muganni, besteci, rakkas ve el-nağmeciler) büyük eseridir. Böyle eserlere dünya kültür tarihinde çok az rastlanıldığı için makamlara Doğu müzik kültürünün mucizesi denilmiştir. Hotenli Molla İsmetullah Binni Molla Nimetullah Möcizi tarafından yıllarında yazılan Tevarih-i Musikiyun (Müzikçiler Tarihi) adlı eserde, 17 müzik üstadı tanıtılmıştır. Ayrıca eserde adı geçen 16 makamdan 13 makamın tanıtılan üstatların ürünü olduğu ifade edilmiştir. Mesela Ebu Nasır Farabi Rak ve Uşşak makamını, Mevlani Ali Çöl Irak makamını, Abdurahman Cami Acem makamını, Ali Şir Nevayi Neva makamını, Kıdırhan Yerkendi Visal makamını, Muhemmet Kuştingir Müşavirek, Bayadek, Çaharzerb, Dugah, Sigah, Çahargah ve Pencigah makamlarını, Yusuf Sekkaki Bayat makamını, Amannisa Han İşret-engiz makamını icat etmiştir. Burada şunu özellikle belirtmek gerek ir ki, Möcizi nin müzik risalesinde bahsi geçen görüşleri ispat etmek ve incelemek çok uzun bir süre gerektiriyor ve bunun için daha fazla risale okumak gerekir. Bu nedenle biz Uygur makamlarına Uygur halk müziklerinin uzun tarihi geçmişi sonucunda oluşan, halkın akıl ve ferasetinin cevheri diyoruz. Kısacası Makamlar farklı mekân ve zamanda, Uygur halkının birçok besteci, şarkıcı ve müzisyeni tarafından icat edilmiş halk müziğidir. 2.Uygur makamları, Uygur müzik sanatının kamusu, Uygur müzik sanatının zirvesi, Uygur müziğinin atardamarıdır. Uygur makamları farklı ezgi ve ritmlere sahip olması nedeniyle oldukça zengindir. Ezgisi ve melodisi açısından müzik sanatının en üst seviyesindedir. Kazakistanlı araştırıcı Sebit Mukanov, 1967 de Almata da yayınlanan Bahadır Kademler isimli kitabında Ben on iki makamın düzenini binevlere (minöy) benzetiyorum. Kızıl diyarın kenarındaki sarp kayalar oyulan binevler, mimari ve etnografik yadigarlardır. Makamlar da bunun gibi yüzlerce sesin bir araya gelmesiyle harika bir müzik eseri oluşturmuştur. On iki makam, Uygur halkının elif harfinden ye harfine kadar olan bütün şarkı ve dans hazinesini kapsayan kamustur demektedir (Tamara 1988: 7). Uygur On İki Makamı ndaki her bir makamda 25 ila 30 arasında müzikli nağme bulunur. İcra edilmesi için 2-3 üç saat zaman gerekir. On iki makamdaki müzikleri; şarkı müzikleri, çalgı müzikleri ve dans müzikleri olarak üçe ayırabiliriz. Ünlü makam ustası Turdi Ahun un ( ) bize bıraktığı on iki makam nağmeleri 245 tanedir dan sonra bu sayı 320 olmuş; 1990 lı yıllardan sonra 40 nağme daha tespit edilmiş, Uygur on iki makamının toplam sayısı 360 olarak belirlenmiştir. Dolan makamı aslında 12 takım olup üç makamı kayıptır. Şimdiye kadar bilinen 9 makam birbirinden farklı beş çeşit nağmeden oluşmaktadır. Bu makam 45 nağmeden oluşmuştur, ayrıca yine dokuz makamda dokuz siyrilma, çüşürge ve merğul bulunmaktadır. Turfan makamı nın sayısı 11 olup 66 müzikli nağmeyi kapsamaktadır. İcra etmek için 10 saat gerekmektedir.

139 Uygur Makamlarının Uygur Kültüründeki Yeri 128 Kumul makamı 12 takım ve 19 bölümden oluşur. Her makam 10 ila 12 arasında şarkı ya da danslı nağmeyle devam etmektedir. 12 takım olan Kumul makamında 258 müzikli nağme vardır ve hepsini icra etmek için 10 saat gerekir. Uygur makamlarının name sayısı ve icra etmek için gereken süre şöyledir: Makam adı Name sayısı Gereken süre Açıklama Ugur on iki makamı saat Dolan makamı 45 1 saat 9 siyrilma, çu şu rge, merg ul Turfan makamı saat Kumul makamı saat Toplam saat 1937 yılından sonra Şincañ sahnelerinde oynanan Garip ve Senem, Ferhat ve Şirin, Tahir ve Zöhre, Rabiya ve Seyidin, El Kısas, Tanrıdağı Oğlu, Kanlı Yıllar, Makam Ecdatları, Amannisa Han, Mölçerdağ Boranları, Gömülmeyen İzler gibi drama ve operalardaki komik unsurların izleyicilere bedi zevk vermesi, çok sevilmesinin önemli bir sebebi bu eserlerin müziklerinin kaynağının Uygur makamları olmasıdır. Ayrıca Uşşak ve Müşaverek makamlarından faydalanarak icat edilmiş senfoniler ve birçok şarkı, dans ve müzik halk tarafından sevilmiştir. Bu eserlerin bir kısmı ulusal ve uluslararası yarışmalarda çeşitli ödüller almıştır. Geçmişten beri sahnelerimizde oynanan ve her yerde bilinen şarkı, dans, tiyatro ve operalarımızın hangisi Uygur makamları ve yöresel halk ezgilerini kaynak almışsa etkisi büyük ve seyircisi çok olmuştur. Uygur makam ezgilerinden uzaklaşan herhangi bir şarkı, dans, tiyatro ve operanın içeriği iyi olsa da halk arasındaki etkisi kısa sürmüştür. Uygur dilinin sözlük terkibini zenginleştirmek için türetilen kelimelerin halka yakın olduğunda kolayca kabul edildiği gibi bestecilerimiz ve müzisyenlerimizin Uygur makamlarını kaynak alarak oluşturdukları müzik ve şarkıların halk arasındaki etkisi daha güçlü olmakta ve beğenilmektedir. Bu sebeple müzisyenlerimizin bu kültürel mirasa gereken hassasiyeti göstermesi yerinde olacaktır. Kültür araştırmacısı Liu Kuyli, Kültürel miraslara sahip çıkıp çıkmamak bizim beğenip beğenmememizle ilgili değildir; hiçbir zaman milli kültürümüz ile olan bağımızı koparmamalıyız. Bu bağ koptuğu takdirde modern bir kültüre sahip olmak yerine kendimizi kaybederiz. demektedir. 3. Uygur makamları, Uygur halk türkülerinden, halk destan-kıssalarından ve klasik şiirinden örnekleri bünyesinde barındırarak günümüze kadar ulaştırmıştır; makamlar Uygur edebiyatının antaolojisi mahiyetindedir. Uygur makamları genel olarak nağme ve metinlerden oluşur. Uygur on iki makamı Uygur şiirinin müzikle ifade edilmiş şeklidir. Makamlar derin anlamla ve söz sanatlarıyla donatılmış güzel usluplu klasik şiirler (genellikle gazeller), beyitler ve türküler ile daha güçlü bir hal alır. Her makamın ikinci bölümünü oluşturan destan teması dinleyicilerin estetik zevki tatmasını sağlar. Aynı zamanda meşrep bölümündeki nağmeler lirik derinlği sağlar. (Davamat 1997: 7-8). Şiirin sahip olduğu müzikal karakter kadar müzik de şiirsel bir karaktere sahiptir. Şarkı, müzik ve şiirin birleşmesinden doğan bir sanat ürünüdür. Uygur makamlarının müzik ve metinlerinin Uygur kültüründeki yerini şu şekilde özetlemek mümkündür: a. Uygur makamlarının çeşitli nağmelerinin oluşumunda Uygur klasik şiirinin, halk kıssalarının, destanlarının, türkü ve şarkılarının etkisi büyüktür. Çünkü makam metinleri, makam içeriğini daha netleştirip genelleştirebilen bir niteliğe sahiptir. Makam müziğinin

140 129 Tursuncan SAVUT UDMUŞ tasvirleri makam metinleri ile daha da canlandırılarak dinleyicilerde daha derin bir estetik duygu uyandırmaktadır. b. Uygur makamlarındaki şarkılar bilginlerin anlamlı sözleri, şair ve yazarların şiirleri, evliyaların öğütleri, halk türküleri ve destanlarından alınan güzel örneklerden oluştuğu için halkın duygu ve düşüncelerini ifade etmektedir. c. Uygur makamları; Uygur klasik şiirini, halk destan ve kıssalarını, halk türkülerini bünyesinde topladığı için sanatsal bir antoloji gibi bu ürünleri günümüze ulaştırmıştır. Dolaysıyla makamlar, Uygur edebiyatının seçme eserlerinin toplandığı bir hazinedir ve Uygur edebiyatı araştırmaları için önemli bir kaynaktır. Makamcı Turdi Ahun un bize bıraktığı on iki makam metinleri 2482 mısradır. Bunlardan halk destanları ve halk türküleri 518 mısra; atsız, kaynaksız mısralar 162 mısradır. Diğer mısralar, 17 klasik şairin 280 gazelinden oluşmaktadır. Bunun içinde Ali Şir Nevayi nin 189, Baba Rehim Meşrep in 32, Huveydanın 22 eseri bulunmaktadır. Bundan başka Ahmed Yesevi, Zelili, Nevbeti, Fuzuli, Molla Bilal, Dilaram gibi şairlerin bazı gazelleri de bulunmaktadır. Dolan makamı nın metinlerini halk türküleri oluşturur, dokuz takım Dolan makamı nın metinleri 380 mısra olup 86 mısrasını nakaratlar oluşturur. Turfan makamı 11 bölüm olup şiirleri iki gruba ayrılabilir. Makamın mukaddime bölümüne göre klasik şairler tarafından yazılan şiirlerin kullanıldığı 207 mısra güfte birinci grubu; Turfan bölgesinde yaygın olarak bilinen halk türkülerinin metinlerinden oluşan 1917 mısra güfte ikinci grubu oluşturmaktadır. Turfan makamları nın toplam metni 2118 mısradan oluşmaktadır. Kumul makamları nın metni halk türkülerinden oluşmakla birlikte 12 bölüm Kumul makamları nın toplam metni bazı nakaratlar hariç 3780 mısra güfteden oluşmaktadır. Uygur makamlarının metinleri şöyledir: Makam Adı Klasik Şiirler Halk Şiirleri Toplam Açıklama Uygur On I ki Makamı 280 Gazel, 162 Mısra Şiir 518 Mısra 2482 Turdi Ahun Nu shası Dolan Makamı Mısra Turfan Makamı 201 Mısra 1917 Mısra Kumul Makamı Mısra Toplam lı yıllardan sonra du zenlenenler hariç 4. Uygur makamları, Uygur müzik aletlerinin meydana gelmesini ve gelişimini etkilemiştir. Uygur müzik aletleri, Uygur makamlarının meydana gelmesinde temel unsurdur. Bir çiftçi, gerekli tarım aletleri olmadan ihtiyacı olan tarım ürünlerini yetiştiremediği gibi bir usta da ne kadar hüner sahibi olursa olsun gerekli techizatı olmadan sanat ürününü ortaya çıkaramaz. İyi bir müzisyen de gerekli müzik aletleri olmadıkça makam ezgilerini ve diğer müzikleri icra edip halkın dikkatini çekemez.

141 Uygur Makamlarının Uygur Kültüründeki Yeri 130 Bu noktada Uygur makamlarının oluşum ve gelişim sürecinin Uygur enstrümanlarının gelişimi ile alakalı olduğunu söylemek mümkündür. Uygur müzik aletleri olmasaydı kültürel miras ürünü olan Uygur müziğinin cevheri makamların da oluşması mümkün değildi. Nitekim Kırgız ve Kazak Türklerinin müzik aletlerinin az olması sebebiyle makam kültürünün gelişmemiş olduğunu söylemek mümkündür. Uygur müzik aletleri köklü bir geçmişe sahip olmakla birlikte birçok çeşidi bulunmaktadır yılında Çerçen ilçesinin Zagunluk mezarlığındaki 14 numaralı mezardan MÖ yıllarına ait olduğu bilinen, 2001 de Guinnes dünya rekorlarına giren bir gong bulunmuştur. Hoten in Yorgan harabesinden bulunan (1. yüzyıla ait) şarap kaplarının üzerinde berbab, ney, baliman, def çalan kişiler tasvir edilmiştir. Almanyalı Likok 1905 te Turfan daki Yarğul şehrinden 9. yüzyıla ait ipek kumaş üzerine işlenmiş telli enstrüman çalan çocuk tasviri bulmuştur. Almanyalı Gronovdil, Turfan daki Budizm dönemine ait duvar resimlerinde 10. yüzyıla ait kadın müzisyenleri tespit etmiştir. Turfan daki Miñöy (Binev) in 33. mağarasındaki bir resimde Koçu Uygur müzisyenleri çeşitli müzik aletlerini çalarken resmedilmiştir. Yine Kumtira, Kızıl ve Sim-sim yerleşimlerindedeki duvar resimlerinde çeşitli müzik aletleri ile ilgili tasvirler bulunmaktadır. Araştırmalara göre Nağmename, Hanname, Suname, Tañname, Yeñi Tañname gibi Çince kaynaklarda Uygurların eski müzik aletlerinin 40 çeşitten fazla olduğu belirtilmektedir. Uygur On İki Makamı, Dolan makamı, Turfan makamı ve Kumul makamı nı icra etmede kullanılan Uygur müzik aletlerinde bazı farklar vardır. Genel anlamda Uygur makamlarını icra etmek için kullanılan müzik aletleri satar, ğircek, Dolan kıl ğirceği, Kumul ğirceği, huştar, dutar, Dolan revabı, Kumul revabı, kalun, çañ, sunay, baliman, def, nağme defi, davul, sapay, kaşık ve taş olmak üzere 21 çeşitten oluşur. Uygur makamlarında kullanılan temel müzik aletleri: Makam adı 12 Makam Dolan Makamı Bölge Telli çalgılar Kullanılan çalgılar Çekme çalgılar Kaşgar Satar Kalun Tembur Ravab Hoten Satar Kalun Tembur Aksu Satar Tembur, Dutar Gulca Keman Tembur, Dutar Dolan bo lgesi Dolan ghiciki Kalun. Dolan ravabı U flemeli çalgılar Vurmalı çalgılar Açıklama Ney Def Şarkı ve danslarda davul ve sunay da kullanılıyor. Baliman Def Şarkı ve danslarda davul ve sunay da kullanılıyor. - Def Şarkı ve danslarda davul ve sunay da kullanılıyor. - Def Şarkı ve danslarda davul ve sunay da kullanılıyor. - Def Turfan Turfan Satar Tembur, - Def Davul ve sunayla da tu m makam icra

142 131 Tursuncan SAVUT UDMUŞ Makamı Dutar ediliyor. Kumul Makamı Kumul Kumul ghiciki Kumul ravabı - Def Davul ve sunay ile makamın parçaları icra ediliyor. Yukarıda verilen çeşitli Uygur müzik aletlerinin ve müzik sanatının, Uygur makam sanatının meydana gelmesi, gelişmesi ve nesilden nesile devam etmesinde önemli etkisi vardır. Uygur makamlarını çalgı aletleri olmadan hayal etmek, kuşları kanatsız hayal etmek gibidir. 5. Uygur makamları, Uygur danslarının meydana gelmesi ve geliştirilmesini sağlamıştır. Şarkısız makam olmadığı gibi, danssız makamı hayal etmek de güçtür. Şarkı ve dansın birlikteliği Uygur makamlarının en önemli özelliklerinden biridir. Makam araştırmacılarına göre, çeşitli halk makamlarının oluşmasında yukarıda dile getirilen unsurların dışında, dansçılar (ussulcu) da etkilidir. Uygur makamlarının Cula, Senem, Tekid gibi çok sayıda özel dans kısımları da mevcuttur. Müzik, şarkı, dans makamın canı ve kanadıdır. Dolaysıyla bunlardan herhangi biri eksik olursa makam canlanamaz. Uygur danslarının kökeni Tanrı dağlarının kuzey ve güneyinden bulunan taş resimlerideki tasvirlere kadar uzanmaktadır. Minöylerdeki dans sahnelerinde Budizm devrindeki Küsen, Koçu danslarının zengin figürleri resmedilmiştir. Şincañ ve Orta Asya daki çeşitli mekanlarda tasvir edilmiş dansçılar ve bebek heykelleri yanında Tañ sülalesi devrindeki şairlerden Bey Cüyi, Li Bey, Wang Ciyen, Liu Yanşi, Liu yüşi, Yüen Cin lerin şiiirlerinde Uygur dansı hakkında imgeler mevcuttur. Eski dönemlerdeki Küsen (Kuça) dansının hareketlerinden, parmaklarından ses çıkartma, kaş oynatma, göz oynatma ve boyun oynatma figürleri günümüzdeki makam danslarında da devam etmektedir. Yine bu figürler, Minöy resimlerinde de bulunmaktadır. Örneğin Bezeklik teki 69. mağarada bir kızın göz süzerek dans etmesi çizilmiştir. O zamanlarda Kuça dans figürlerinden olan zıplamak, parmaklardan ses çıkartmak, boyun oynatmak, gözünü oynatmak, ellerini birbirine vurarak ses çıkartmak gibi hareketlerin hepsi günümüz on iki makam danslarında devam etmektedir. Makamlar genellikle kalabalık yerlerde icra edilip makamlar eşliğindeki danslar bu formu daha da zenginleştirerek kültürel bir mirasa dönüştürmüştür. 6. Uygur makamları sanatsever halkın manevi susuzluğunu kandıran çeşme, Uygur halkını sanatsal ve geleneksel yönde yetiştiren evrensel sanat okulu, Uygur medeniyet tarihinde ünlü mütefekkir ve sanat üstadlarını birbirine bağlayan tarihi koridordur. Uygur makamları geçmişten günümüze Uygur halkının sosyal yaşamını, arzu ve isteklerini, hasret ve nedametini, ahlak ve geleneğini, felsefesini, dini inançlarını, estetik görüşlerini, psikolojisini müzik dili ile ifade eden bir marş mahiyetindedir. Halkın ahlak, örf adet ve sanatı öğrendiği evrensel bir sanat okuludur ve bu okulda sayısız sanatçı yetişmiştir. Uygur meşreplerinde mutlaka makam icra edilmesi gerekir. Meşrep ile makam birbirinin ayrılmaz parçasıdır. Meşrepsiz makam, makamsız meşrep olmaz. Uygur meşrepleri Uygur halkının sanat ve gelenek okuludur. Bu sebeple, ecdatlarımızdan bize Çocuğunu mektebe gönder, mektebe göndermezsen meşrepe gönder atasözü miras kalmıştır. Bu atasözü de meşreplerin gençleri örf adet, ahlak ve sanat yönünden eğitip yetiştirdiğinin göstergesidir. Uygur müzik risalelerindeki bilgilere göre, makam-meşrep meydanları gençleri kendine çeken ve onları eğiten bir yerdir. Gençler meşreplere katıldıkça ecdatlarından miras kalan şarkı, müzik ve dansları öğrenmeye başlamış, maharetli makamcıları üstad edinmişlerdir.

143 Uygur Makamlarının Uygur Kültüründeki Yeri 132 Makamların bu şekilde öğrenilmesi, onların nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır. Tevarih-i Musikiyyun (Müzikçiler Tarihi)da Uygurların büyük alimi ve müzisyeni Ebu Nasir Farabi ( ) Rak, Uşşak makamlarını ve onun türlerini icat ederek öğrencilerine öğrettiği ifade edilmektedir. Yine Ali şir Nevai Neva makamını icat etmiş, Lutfi nin yanında iki yüze yakın kişi müzik sahasında yetişmiş, Yusuf Sekkaki de Bayat makamını icat edip öğrencilerine öğretmiştir. Kıdırhan Yarkendi nin Irak, İran, Tebriz, Harezm, Semerkand, Encan, İstanbul, Keşmir, Belh, Şiraz gibi uzak şehirlerden müzik öğrenmeye gelen öğrencileri olmuş Visal adlı bir makamı icat edip öğrencilerine öğretmiştir. Amannisa Han ise İşret-engiz adlı makamı icat etmiş, ayrıca şair ve hattat olarak yaşamıştır lı yıllardaki malumatlara baktığımızda kimi yaşlı sanatkarlara göre, bundan tahminen yüz sene önce Setivaldi adında bir kişi Makam ı Yarkent den Hoten Keriye ye götürüp, orada halk içine dağılan gazellerle birleştirip, yine bazı ezgileri icat edip Hoten ve Çira ya gibi yerlere dağıtmıştır. Makamcıların elde ettiği bilgilere göre Uygur On İki Makamı nı bize bütünü ile ulaştıran Turdi Ahun kendi sülalesinden yetişmiş beşinci nesil makamcıdır, onun ecdatları ve evlatlarının şimdiye kadar bilinen isimleri aşağıdaki şecerede gösterilmiştir: Turdi Ahun Sülalesinin Şeceresi İbrahim Ahun Haşim Ahun Kavul Ahun Tevekkül Ahun İmin Ahun Turdi Ahun ( ) Hoşur Ahun Kavul Ahun ( ) Alim Kavul Adalet Kavul Turgun Kavul İbadet Kavul Turdi Ahun un babası Tevekkül Ahun, zamanının tanınmış makamcısı olup Kaşgar daki medresede okuduğu zamanlarda Kaşgar daki ünlü kardeş makamcılardan Helim Ahun, Selim Ahun, Molla Ahun Makam Setivaldi gibi makam üstadları ile tanışmış, babası Tevekkül Ahun dan def çalmayı ve Uygur On İki Makamı icra etmeyi öğrenmiştir. 16 yaşında tambur çalıp şarkı söylemeye başlamış, 20 yaşında Uygur On İki Makamı nı tek başına icra edebilecek düzeye gelmiş ve babasının izniyle kendi öğrencilerine öğretmeye başlayarak geçimini sağlamıştır. Sonraki 50 senelik sanat hayatında, Uygur makamlarının üstadı olmuştur. Uygur On İki Makamı nın İli bölgesinde tanınması için çok emek veren

144 133 Tursuncan SAVUT UDMUŞ ünlü makam üstadı Muhemmet Molla (Karuşañ Ahunum)nın babası Emet Molla Hilim Ahun, Selim Ahunların akrabası ve öğrencisi olan, Kaşgar daki Zohurudun Bey sarayında müzisyen olmuştur. Emet Molla kendi maharetini oğlu Muhemmet Molla ya öğretmiştir. Muhemmet Molla 1883 yılında İli ye geldikten sonra çeşitli meşreplere katılmış ve çok beğenilmiştir. Hasan Tembur, Barat Tembur, Cami Abi gibi makamcıları da yetiştirmiştir. Ünlü makamcı Rozi Tembur ( ) yaşlarında dutar ve tamburu çok iyi çalmasıyla ünlenmiştir yılında Gulca daki konservatuvarda müzik hocası olup makam öğretmek için kurslar açmış ve çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. 20. yüzyılın ilk yarısında Uygur makamları sonraki nesillere kulaktan kulağa ulaşmış ve makam öğretiminde usta çırak ilişkisi kullanılmaya başlanmıştır. Meşreplerin Uygur makamlarının korunması, mükemmelleşmesi ve devam ettirilmesinde etkisi büyüktür. Makamcılar, meşreplerde zekalarını ve yeteneklerini kullanıp, makam şarkıları ve makam sözlerini gönül defterlerine kayd ederek makam icra etmeyi öğrenmiştir. Atalarının ya da üstadlarının eğitmesiyle Uygur makamlarını basit düzeyde öğrenen defci yada nağmeci ler yavaş yavaş makam ustalarına dönüşmüştür. Onları birbiriyle sıkı sıkıya bağlayan makam zinciri oluşmuştur. 7. Uygur makamları ipek yolunun sihirli sanat bahçesi, doğu müzik medeniyetinde değeri biçilemez cevher, Uygur halkını dünyaya, geleceğe bağlayan mucizeli hikmetnamedir. Uygurlar, İpek Yolu coğrafyasında yaşamaları sebebiyle Batı ile Doğu nun gelişmiş medeniyetlerinden etkilenmiş, bu kültürleri kendi kültürüyle birleştirerek özgün bir yapı oluşturmuştur. Bu sebeple Amerikalı araştırmacı R. Grosi Uygurları Orta Asya nın kültür üstadları olarak adlandırmaktadır. Türkiyeli Şemseddin Sami Eski Uygurlar, kültürel gelişimde en önde yürüyen halktır demiştir. Günümüze kadar ulaşan Uygur makamlarının hepsini icra etmek için 45 saattan fazla zaman gerekir. Uygur makamlarında şuan toplam 729 nağme, 8846 mısra (1990 lardan sonra derlenenler hariç) şiir ve türkü sözü yer almaktadır. Biz Uygur makamlarını icat eden, mükemmelleştiren, nesilden nesle ulaştıran, o ünlü ve ünsüz makamcı, şair, dansçı, elnağmeci üstadların varisi olarak Uygur makamlarını doğu müzik kültüründeki hatta insanlığın müzik medeniyetindeki cevheri olarak görüyor ve gurur duyuyoruz. Uygur alimi Abduşükür Muhammet İmin Uygurlar, tarihleri boyunca çeşitli dinlere inandı, din değiştirdi, çeşitli yazıları kullandı, farklı giyim kuşam tarzlarını kullandı, onları değiştirdi; ancak geleneksel folklor birikiminin, tefekkür hazinesinin ve milli şurunun kalesi olan makam kültüründen asla vazgeçmedi diyerek Uygur makamlarının Uygur kültüründeki yerinin ne kadar önemli olduğunu ifade etmiştir. Kaynakça: Cİ, Cu (2007), Uygur Müziklerinin Cevheri Makam, çev. İmin Ahmedi, Ürümçi: Şincañ Fen- Teknik Neşriyatı. Çin Şincañ Uygur Makam Sanatı, (2006), Ürümçi: Şincañ Halk Neşriyatı. DAVAMAT, Tömür (1997), Uygur On İki Makamı, C. 1, Çin Kamusu Neşriyatı. ERŞİDİNOF, Batur (2002), On iki Makam Hakkında, Almata. İMİN, Abduşükür Muhemmet (1997), Uygur Mukam Hazinesi, Ürümçi: Şincañ Üniversitesi Neşriyatı. LİTİP, Tursuncan (1997), Uygur Çalgı Aletleri, Ürümçi: Şincañ Üniversitesi Neşriyatı. Möcizi (1982), Tevarih-i Musikiyyun, Pekin: Milletler Neşriyatı.

145 Uygur Makamlarının Uygur Kültüründeki Yeri 134 On iki Makam Hakkında İnceleme (1997), Çin Kamus Neşriyatı. SAVUT, Tursuncan Muhemmet vd. (2005), Sanat Teorilerinin Temelleri, Şincañ Halk Neşriyatı. SAYİT, Nurmuhammet (1995), Uygur On İki Makamının Melodi Özelliği, Ürümçi: Şincañ Halk Neşriyatı. TAMARA, Elbakiva (1988), On İki Makam, Almata. Uygur Dolan Makamı, (1996), Ürümçi: Şincañ Güzel Sanat Foto-Suret Neşriyatı, Uygur Klasik Müziği, Kumul Makamları (1994), Halk Müzik Neşriyatı. Uygur Klasik Müziği, Turfan Makamları (1999), Pekin: Milletler Neşriyatı.

146 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 Abdureop Polat TEKLİMAKANİY, Çağatay Uyğur Tili Heqqide Méğizliq Bayan (On Chagatay Uygur Language), Şincang Xelq Neşriyatı, Qeşqer Uyğur Neşriyatı, Qeşqer, 2014, 701 s. Alimcan İNAYET Prof. Dr. Abdurauf Polat Teklimakani nin Türkiye Türkçesiyle Çağatay Uygur Dili Hakkında Özlü Açıklama diye ifade edebileceğimiz bu eseri, kendisinin de eserin Giriş kısmında ifade ettiği gibi, Milletler Neşriyatı tarafından 2004 yılında yayımlanan Çağatay Uyğur Tili Heqqide Mupessel Bayan (Çağatay Uygur Dili Hakkında Ayrıntılı Açıklama) adlı kitabı ile yine aynı neşriyat tarafından 2007 yılında basılan Çağatay Uyğur Tili Grammatikisi (Çağatay Uygur Dili Grameri) adlı kitabının birleştirilmesi, konuyla ilgili bilimsel çalışmalarda ortaya çıkan yeni durum doğrultusunda tekrar gözden geçirilip yeniden düzenlenmesi ve eksikliklerin tamamlanması neticesinde ortaya çıkmıştır. Üç bölümden oluşturulan eserin Çağatay Uyğur Til-yéziqi Heqqide Omumiy Bayan (Çağatay Uygur Dili Hakkında Genel Açıklama) başlığını taşıyan Birinci Bölümü nde, önce Çağatay Dili teriminin ne zaman, nerede ve nasıl ortaya çıktığı anlatılmış, sonra bu terime yöneltilen eleştiriler hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca yazar Çağatay Dili terimiyle ilgili kendi görüşünü açıklamış ve Çağatay Uygur Dili teriminin daha uygun olduğu görüşünü ileri sürmüştür. Aynı Bölüm deki Çağatay Uyğur Tiliniñ Qedimki Uyğur Tili Asasıda Şekillen genliki Toğrisida (Çağatay Uygur Dilinin Eski Uygur Dili Temelinde Şekillenmesi Üzerine) başlıklı yazıda, Çağatayca nın Eski Uygurca temelinde oluştuğu iddiası bol örneklerle anlatılmıştır. Yine aynı Bölüm deki Çağatay Uyğur Tiliniñ Eyni Zaman Uyğur Canlıq Tili Bilen Bolğan Munasiwiti Toğrisida (Çağatay Uygur Dilinin Dönemin Uygur Konuşma Dili ile Olan İlişkisi Üzerine) başlık yazıda ise, Çağatayca nın Uygur konuşma dili ile olan ilişkisi fonetik, leksik ve gramer yönündeki ortaklıklar bakımından zengin örneklerle açıklanmıştır. Prof. Dr., Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, İzmir-TÜRKİYE, E-posta:

147 136 Birinci Bölüm de yer alan Çağatay Uyğur Tilini Öginiş ve Tetqiq Qilişniñ Devrimizdiki Real Ehmiyiti (Çağatay Uygur Dilini Öğrenme ve Araştırmanın Günümüzdeki Reel Ehemmiyeti) başlıklı yazıda, Çağatayca öğrenme ve Çağatayca yı araştırmanın önemi ve bugün için faydaları anlatılmıştır. Çağatay Uyğur yéziqidiki Şeiriy Eserlerge Grammatikiliq Tehlil Yürgüzüş ve Uniñ Ehmiyiti (Çağatay Uygur Yazısındaki Şiirsel Eserler üzerinde Gramer Tahlili Yapma ve Onun Ehemmiyeti) başlıklı diğer bir yazıda ise Çağatay diliyle yazılmış şiirlerin açıklanmasında gramer tahlilinin de önemli katkısı olduğu anlatılmıştır. Eserin Çağatay Uyğur Tili Grammatikisi başlığını taşıyan İkinci Bölümü tamamen Çağatay Uygur Dilinin gramerine hasredilmiştir. Bu bölüm Fonetik, Morfoloji ve Sentaks olmak üzere üç kısma ayrılmış, Çağatayca nın fonetik, morfoloji ve gramer özellikleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Eserin Üçüncü Bölümü Çağatay Uyğur Yéziqidiki Eser Tetqiqatidin Örnek (Çağatay Uygur Yazısındaki Eser Araştırmalarından Örnek) başlığını taşır. Bu bölümde Ali Şir Nevai nin Muhakemetü l- Lugateyin adlı eserinin hem özgün metni hem de transkripsiyonu verilmiştir. Ayrıca söz konusu metin Yeni Uygur Türkçesine aktarılmış, sonra açıklanmıştır. Bölümün sonunda Muhakemetü l-lugateyin in sözlüğü verilmiştir. Eser Hatime (Son Söz) ile bitirilmiştir. Eserin sonunda kaynakça verilmiştir. Tanıtmaya çalıştığımız bu kitap Prof. Dr. Abdurauf Polat Teklimakani nin Çağatayca üzerinde yaptığı 40 yıllık araştırmanın bir ürünüdür. Son derece yetkin bir kalemden çıkan bu eserin Çağatayca üzerinde çalışan genç bilim adamları için de bir örnek, bir kılavuz olacağı muhakkaktır.

148 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 Eleazar BIRNBAUM. Ottoman Turkish and Çağatay MSS in Canada: A Union Catalogue of the Four Collections, Leiden: BRILL Publishing, 2015, xviii+521 s. Erdem UÇAR Türkçe yazmalar, Türkiye nin, Avrupa nın ve Asya nın muhtelif ülkelerindeki kütüphane ve müzelerde muhafaza edilmektedir. Buralardaki yazmaların kataloglaması ve araştırıcıların istifadesine sunulması yazmalar üzerine çalışacak araştırmacılar için büyük önem arz etmektedir. Tanıtımını yapacağımız katalog, Türk coğrafyasından epey uzakta bulunan Kanada daki Osmanlıca ve Çağatayca yazmaların tavsifi hakkındadır. Kanada da Türklük ve İslâm araştırmaları II. Dünya Savaşı sonrasında başlamıştır. 1 Prof. Eleazar BIRNBAUM da bu dönemden sonra yetişmiş Kanada da Şarkiyat ve Türkoloji çalışmalarındaki önemli bir isimdir. Kataloğun yazarı, 1950 de Londra Doğu ve Afrika Araştırmaları [SOAS] bölümünden Türk, Arap ve İbranî filolojisi bölümlerinden mezun oldu. Paul WITTEK, Fahir İZ ve Cyril MUNDY gibi ilim adamlarının rahle-i tedrisinden geçti. BIRNBAUM, şark yazmalarına olan ilgisinin bu hocaları etkisinde olduğunu söylemektedir li yıllarda fotokopi elde etmek hem pahalı hem de zordu. Hocası Cyril MUNDY nin kendi özel arşivinde bulunan şark yazmalarını öğrencilerine ödünç verip derslerinde yazmaların okunuşunu öğrencilerinden istemesi sayesinde birçok orijinal yazma ile tanışma imkânına sahip olur. Lisans öğrenimini tamamladıktan sonra Durham Üniversitesi (İngiltere) kütüphanesinde çalışır Doç. Dr., Gediz Üniversitesi öğretim üyesi, İzmir-TÜRKİYE, E-posta: merdemu@gmail.com. 1Kanada daki Türk incelemelerine ise hemen hemen II. Dünya Savaşı nın ardından İslâm ve Ortadoğu araştırmalarıyla birlikte Toronto ve McGill üniversitelerinde başlandı. Bu iki kurumun dışında bazı üniversitelerin tarih bölümlerinde Türk tarihine yer verilmiş ve konuyla ilgili monografi ve kitaplar yazılmıştır. Daha geniş bilgi için bk. DURSUN, Davut (2001). Kanada (Ülkede İslâmiyet) Maddesi. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. C. 24: KĀÂNÎ-İ ŞÎRÂZÎ-KASTAMONU. Ankara: 292a-293b.

149 138 ( ). Buradayken Arapça, Farsça ve Türkçe kitap ve yazmaların kataloglaması görevinde bulunur te British müzesi yakınındaki bir sahaf dükkânında Derviş Çelebi nin İtâ atnâme isimli eserine ait XVI. yüzyıldan kalma yazmasına tesadüf eder ve onu satın alır. Hususi kütüphanesinde Ms T1 numarasıyla kaydettiği bu yazma, kendisinin sahip olduğu ilk yazmadır. (Bu yazma, katalogda 7 numaralı yazmadır, s.17) Yıllar içerisinde kendi gayretiyle ve hediye yoluyla hususi yazma koleksiyonunu genişletir. Daha sonra dünyanın çeşitli kütüphanelerinde Şark dünyasına ait muhtelif yazmaların tavsifi konusunda çeşitli araştırmalar yapar te davet edildiği Toronto üniversitesi Near and Middle Eastern Civilizations bölümünde emekli profesör olarak bugün çalışmalarına devam etmektedir. 2 Kanada daki Osmanlıca ve Çağatayca yazmaların bir kısmı Toronto ve McGill Üniversitesi kütüphaneleri ile Toronto daki Royal Ontorio müzesinde muhafaza edilmektedir, ancak Kanada daki Osmanlıca ve Çağatayca yazmaların büyük kısmı Eleazar BIRNBAUM un şahsî koleksiyonunda bulunmaktadır. BIRNBAUM, akademik hayatı boyunca dünyanın muhtelif kütüphane ve arşivlerinde araştırma yapmış, koleksiyonundaki yazmaların asıllarının bulunduğu Türkiye ye, Asya ve Rusya ya pek çok ilmî seyahat gerçekleştirmiştir. Kendisi arşivindeki yazmaların birçoğunu Türkiye den temin ettiğini söylemektedir. 3 Katalogda, yazmalar konularına göre şu şekilde gruplandırılmıştır: 1. tarih; 2. coğrafya; 3. biyografi; 4. edebiyat: manzum. Osmanlıca ve Çağatayca; 5. inşâ; 6. İslam ve dinî literatür; 7. tasavvuf; 8. ahlâk; 9. dil ve sözlük; 10. tıp, vs. bilim tarihi ile ilgili eserler. Katalogdaki envanterin sayısal verileri şöyledir: BIRNBAUM un koleksiyonunda toplam 206 yazma (No: 1-206, s ), Toronto Üniversitesi, Thomas Fisher Nadir Eserler koleksiyonunda 19 yazma (No: , s ); McGill Üniversitesi nde (Montreal) 48 yazma (No: , s ), Royal Ontario müzesinde 2 yazma (No: , s ) bulunmaktadır. Bu verilerin ışığında Kanada da Osmanlı ve Çağatay sahasına ait toplam 275 yazma bulunmaktadır. BIRNBAUM, katalog çalışmasında yazmaların tavsifini oldukça ayrıntılı olarak sunmaktadır. Yazmanın ait olduğu eserin yazarı ve eser hakkında ansiklopedik bilgiler, ketebe kaydı bilgisi, yazmanının fizikî ve yazı özellikleri sıralanmış, yazmanın başından ve sonundan bir satırın Arap harfleriyle gösterimi yapılmıştır. Ayrıca yazmanın tespit edilen diğer koleksiyonlarındaki nüshaları da gösterilerek yazma üzerinde araştırma yapacaklara epey bir kolaylık sağlanmıştır. 2 Kendisine bir armağan ithaf edilmiştir. Bk. Festschrift in honor of Eleazar Birnbaum [Eleazar Birnbaum Armağanı]. Ed. by Şinasi TEKİN, Gönül Alpay TEKİN; guest editor Virginia AKSAN. Türklük Bilgisi Araştırmaları. C Hayatı ve eserleri hakkında daha geniş bilgi için bu armağana bakılabilir. 3 Aşağıda künyesini verdiğimiz çalışmalar, BIRNBAUM un dünyanın çeşitli yerlerinde muhafaza edilen şark dünyasına ait yazmalar hakkındaki tenkitlerini içermektedir. Dünya kütüphanelerindeki Türkçe yazmaların envanteri konusunda derli toplu bilgi vermesi ve konuya eleştirel bakması bakımından bu makaleler dikkate değerdir. Bk. BIRNBAUM, Eleazar (1983a). Turkish Manuscripts: Cataloguing since 1960 and Manuscripts Still Uncatalogued: Part 1: The Berlin Catalogue [Reviewed Works: Türkische Handschriften, Teil 2 by Manfred Götz; Türkische Handschriften, und einige in den Handschriften enthaltene persische und arabische Werke. Teil 3 by Hanna Sohrweide; Türkische Handschriften, Teil 4 by Manfred Götz]. Journal of the American Oriental Society. Vol. 103/2: ; BIRNBAUM, Eleazar (1983b). Turkish Manuscripts: Cataloguing since 1960 and Manuscripts Still Uncatalogued. Part 2: Yugoslavia, Bulgaria, Romania. Journal of the American Oriental Society. Vol. 103/3: ; BIRNBAUM, Eleazar (1983c). Turkish Manuscripts: Cataloguing since 1960 and Manuscripts Still Uncatalogued: Part 3: U. S. S. R., Iran, Afghanistan, Arab Lands (Except Palestine), Israel and Palestine, India and Pakistan, China. Journal of the American Oriental Society. Vol. 103/4: ; BIRNBAUM, Eleazar (1984a). Turkish Manuscripts: Cataloguing since 1960 and Manuscripts Still Uncatalogued, Part 4: Hungary, Czechoslovakia, Poland, Great Britain, Ireland, The Netherlands, Belgium, France, Germany, Switzerland, Austria, Italy, Finland, United States, Canada. Journal of the American Oriental Society. Vol. 104/2: ; BIRNBAUM, Eleazar (1984b). Turkish Manuscripts: Cataloguing since 1960 and Manuscripts Still Uncatalogued, Part 5: Turkey and Cyprus. Journal of the American Oriental Society. Vol. 104/3:

150 139 BIRNBAUM koleksiyonundaki 206 yazmanın 50 tanesi gerek eskilikleri gerekse içerikleri bakımdan oldukça değerlidir. Bu 50 yazmanın 31 tanesi, XIV.-XVI. yüzyıllardan, 13 tanesi XVII. yüzyıldan ve 6 tanesi de XVIII. yüzyıldan kalmadır. Bilhassa Klasik Türk edebiyatı ile uğraşanları ilgilendirmesi bakımından değerli gördüğüm birkaç eseri de burada zikretmeden geçemeyeceğim. Şimdiye kadar tespit edilen Çağatay sahasındaki en eski Lutfî divanına ait yazma, yine Çağatay sahasına ait XV. yüzyıldan kalma Hucandî nin Letafetname si, Osmanlı sahasında şimdiye değin tespit edilen en eski anonim Mevlid yazması ve XV. yüzyıldan kalma Şeyhî nin Hüsrev ü Şirin i bu nadir yazmalardan sadece birkaçıdır. Elimizdeki katalog ile Kanada daki Osmanlıca ve Çağatayca yazmaların toplu envanterine ulaşmış olduk. Prof. Dr. Eleazar BIRNBAUM, Türkçe yazmaların kataloglaması üzerine yıllardır çalışıyordu. Elimizdeki eser, bize kendisinin bu sahada ne kadar salahiyetli olduğunu tekrardan göstermiştir. Kendisine sağlıklı nice seneler dilerken, neşir hazırlığı süren Kanada daki Farsça Yazmalar Kataloğunu da merakla beklediğimizi ifade etmek isterim.

151 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 Hikmet KORAŞ, Vatan Şairi Bir Uygur Mehemmetimin Obulkasimov (Almasbek), Konya: Kömen Yayınları, 2015, 448 s. Hüseyin KARAKAYA * Uygurların günümüzde yoğun olarak yaşadığı ülkelerden biri Kazakistan dır. Kazakistan da geleneklerini ve dillerini yaşatarak kültürel kimliklerini koruyan Uygurlar üzerine Türkiye de yapılan ilmi çalışmaların sayısı oldukça azdır. Bu bağlamda Kazakistan da yetişen Uygur şair ve yazarlar üzerine yapılan önemli çalışmalardan biri Vatan Şairi Bir Uygur Mehemmetimin Obulkasimov (Almasbek) dir. Mehemmetimin Obulkasimov un edebi kişiliği ve eserlerinin tanıtıldığı bu çalışma Önsöz, Kısaltmalar, Giriş, İnceleme ve Seçilmiş Şiirler, Kaynaklar ve Ekler ana başlıklarından oluşmaktadır. Yazar, kitabın Önsöz bölümünde; Türk edebiyat tarihi üzerine yeteri kadar çalışmanın yapılmadığını vurgulamakta, Mehemmetimin Obulkasimov u tanıyış hikâyesini anlatmakta ve devamında kitabın yazılış öyküsü ve yazılış amaçları hakkında bilgiler vermektedir. Kitabın Giriş ismini taşıyan ilk ana bölümünde; Uygur adı, 1960 yılına kadar Doğu Türkistan daki sosyal ve siyasi durum ve Çağdaş Uygur edebiyatı hakkında genel bilgiler verildikten sonra, Kazakistan da gelişen Uygur edebiyatının dönemleri ve Mehemmetimin Obulkasimov un hayatı, eserleri ve edebi şahsiyeti hakkında değerlendirmeler yapılmaktadır. Şairlik, yazarlık, halkiyatçılık, edebi çevirmenlik ve gazetecilik gibi çok yönlü mesleklerle uğraşan Mehemmetimin Obulkasimov un Doğu Türkistan daki istikrarsızlıklardan dolayı genel olarak zor bir yaşamı olduğu, ülkesinin içerisinde bulunduğu olumsuz durumdan dolayı yazdığı kitapları yayımlatmakta sorunlar yaşadığı, yayımlanan kitapları ise tam anlamıyla okuyucuyla buluşturamadığı belirtilmiştir. Bütün * Doktora Öğrencisi, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Nevşehir-TÜRKİYE, E-posta:huseyinkarakaya.pau.2014@gmail.com

152 141 bu zorluklara rağmen çalışma yaptığı tüm alanlarda başarılı olan Mehemmetimin Obulkasimov un günümüze kadar 16 eseri yayımlanmıştır. Kitabın İnceleme ismini taşıyan ikinci ana bölümünde; Mehemmetimin Obulkasimov un şiirleri şekil, ahenk unsurları, muhteva ve dil ve üslup yönünden değerlendirilmektedir. Doğu Türkistan da sadece Sovyet politikalarına göre şiirlerini şekillendiren şairlere nazaran Mehemmetimin Obulkasimov şekil ve muhteva açısından şiirlerini hem klasik hem de çağdaş şiir anlayışlarına göre oluşturmuştur. Çalışmada, onun şiirlerini oluştururkenki asıl amacının Doğu Türkistan da geçmiş nesiller ile gelecek nesiller arasındaki kültürel bağları doğru bir şekilde kurabilmek olduğu belirtilmiştir. Kitabın Seçilmiş Şiirler ismini taşıyan üçüncü ana bölümünde; Mehemmetimin Obulkasimov un klasik ve çağdaş şiir anlayışlarına yönelik oluşturduğu şiirlerinden örnekler sunulmaktadır. Mehemmetimin Obulkasimov klasik şiir anlayışı içerisinde gazel, mesnevi, murabba, fahriye ve rubai gibi çok çeşitli nazım biçimleriyle şiirler oluşturmuştur. Kitabın Ekler bölümünde ise; Mehemmetimin Obulkasimov un hayatının çeşitli dönemlerinde tek başına ya da ailesiyle birlikte çekildiği fotoğraflardan örnekler sunulmaktadır. Sonuç olarak bu çalışma, Kazakistan daki Uygur edebiyatının tarihi gelişimi ve edebi şahsiyetleri üzerine başvuru kaynakları arasındadır. Bu eseri, Türklük bilimine kazandıran Doç. Dr. Hikmet Koraş a teşekkür eder, bu sahadaki yeni çalışmalarında başarılar dileriz.

153

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 سان Volume Sayı Uygur Araştırmaları Dergisi, Uygurlarla ilgili çalışmaların yayınlandığı uluslararası standartlarda, hakemli bir dergidir. Yılda iki kez

Detaylı

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/5 سان Volume Sayı Uygur Araştırmaları Dergisi, Uygurlarla ilgili çalışmaların yayınlandığı uluslararası standartlarda, hakemli bir dergidir. Yılda iki kez

Detaylı

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2016/8 سان Volume Sayı Uygur Araştırmaları Dergisi, Uygurlarla ilgili çalışmaların yayınlandığı uluslararası standartlarda, hakemli bir dergidir. Yılda iki kez

Detaylı

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2016/7 سان Volume Sayı Uygur Araştırmaları Dergisi, Uygurlarla ilgili çalışmaların yayınlandığı uluslararası standartlarda, hakemli bir dergidir. Yılda iki kez

Detaylı

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi. Sayı Volume ﺳﺎن 2017/10

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi. Sayı Volume ﺳﺎن 2017/10 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi Sayı Volume ﺳﺎن 2017/10 Uygur Araştırmaları Dergisi, Uygurlarla ilgili çalışmaların yayınlandığı uluslararası standartlarda, hakemli bir dergidir. Yılda iki kez

Detaylı

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2018/11 سان Volume Sayı Uygur Araştırmaları Dergisi, Uygurlarla ilgili çalışmaların yayınlandığı uluslararası standartlarda, hakemli bir dergidir. Yılda iki kez

Detaylı

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2017/9 سان Volume Sayı Uygur Araştırmaları Dergisi, Uygurlarla ilgili çalışmaların yayınlandığı uluslararası standartlarda, hakemli bir dergidir. Yılda iki kez

Detaylı

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi. Sayı Volume ﺳﺎن 2018/12

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi. Sayı Volume ﺳﺎن 2018/12 Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi Sayı Volume ﺳﺎن 2018/12 Uygur Araştırmaları Dergisi, Uygurlarla ilgili çalışmaların yayınlandığı uluslararası standartlarda, hakemli bir dergidir. Yılda iki kez

Detaylı

UYGUR TÜRKÇESİNDEKİ KORÇAK SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE. About The Word Korçak in Uyghur Turkish. Alimcan İNAYET

UYGUR TÜRKÇESİNDEKİ KORÇAK SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE. About The Word Korçak in Uyghur Turkish. Alimcan İNAYET Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 UYGUR TÜRKÇESİNDEKİ KORÇAK SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE About The Word Korçak in Uyghur Turkish Alimcan İNAYET Özet Modern Uygur Türkçesinde çocuk oyuncağı, oyuncak bebek,

Detaylı

Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 62-100

Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 62-100 Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 62-100 Erdem UÇAR 1 KUTADGU BİLİG İN KRONOLOJİK KAYNAKÇASI HAKKINDA BİR DENEME Kutadgu Bilig, hâlâ el sürülmemiş bir âbide hâlinde karşımızda durmaktadır Özet (Arat 1947:

Detaylı

KUTADGU BİLİG İN KAHİRE NÜSHASININ 1943 TEKİ FAKSİMİLESİNE MÜDAHELEDE BULUNULDU MU?

KUTADGU BİLİG İN KAHİRE NÜSHASININ 1943 TEKİ FAKSİMİLESİNE MÜDAHELEDE BULUNULDU MU? Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2016/7 KUTADGU BİLİG İN KAHİRE NÜSHASININ 1943 TEKİ FAKSİMİLESİNE MÜDAHELEDE BULUNULDU MU? Was the 1943 s Facsimile of Cairo Manuscript of Qutadgu Bilig Emended?

Detaylı

KUTADGU BİLİG İN KRONOLOJİK KAYNAKÇASI ( ) [TEKMİLLEŞTİRİLMİŞ VERSİYON]

KUTADGU BİLİG İN KRONOLOJİK KAYNAKÇASI ( ) [TEKMİLLEŞTİRİLMİŞ VERSİYON] Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi 2015/6 KUTADGU BİLİG İN KRONOLOJİK KAYNAKÇASI (1825-2016) [TEKMİLLEŞTİRİLMİŞ VERSİYON] The Chronological Bibliography of Qutadgu Bilig (1825-2016) [The Update Version]

Detaylı

ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME. ТУРКИЙ ТAФСИР (XII-XII acp) *

ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME. ТУРКИЙ ТAФСИР (XII-XII acp) * - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p.981-986, TURKEY ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME ТУРКИЙ ТAФСИР

Detaylı

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. hsavran@balikesir.edu.tr. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. hsavran@balikesir.edu.tr. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans PROF. DR. HÜLYA SAVRAN ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı Hülya SAVRAN İletişim Bilgileri Adres Telefon Mail Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Bölümü 10145 Çağış Yerleşkesi / BALIKESİR 0 266 612 10 00

Detaylı

Prof. Dr. Okan YEŞİLOT Müdür, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türkiye

Prof. Dr. Okan YEŞİLOT Müdür, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türkiye İMÇTAS 2018 - Program Yer: Sultanbeyli Belediyesi Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi 10:00-11:00 Açılış Konuşmaları Prof. Dr. Okan YEŞİLOT Müdür, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü,

Detaylı

(TÜRKÇE) I. (Ana sayfada görünecektir.)

(TÜRKÇE) I. (Ana sayfada görünecektir.) (TÜRKÇE) I. (Ana sayfada görünecektir.) Adı Soyadı (Unvanı) Akartürk Karahan (Yrd.Doç.Dr.) Doktora: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009 E-posta: (kurum/özel) akartrk@yahoo.com Web sayfası

Detaylı

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI KİŞİSEL BİLGİLER Doğum Yılı : Doğum Yeri : Sabit Telefon : Faks : E-Posta Adresi : Web Adresi : Posta Adresi : 1977 DÖRTYOL T: 32233860842443 3223387528 F: ecetin@cu.edu.tr

Detaylı

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TDE 515 CUMHURİYET DÖNEMİ HİKAYE VE ROMANI Yarıyıl Kodu Adı T+U 1 TDE 515 Öğrenim Türü Örgün Öğretim Dersin Dili Türkçe Dersin Düzeyi Yüksek Lisans

Detaylı

Turkish Studies Türkoloji Dergisi

Turkish Studies Türkoloji Dergisi Turkish Studies Türkoloji Dergisi Eski Anadolu Türkçesinin Kuruluşunda Yazi Dili - Ağız İlişkisi Prof. Dr. Leylâ Karahan Manzum Sözlüklerimizden Sübha-i Şibyán Şerhi Hediyyetü l-ihván Doç. Dr. Atabey Kılıç

Detaylı

ALEKSANDR MİHAYLOVİÇ ŞÇERBAK ( ) Bülent GÜL *

ALEKSANDR MİHAYLOVİÇ ŞÇERBAK ( ) Bülent GÜL * Türkbilig, 2008/15: 176-182. ALEKSANDR MİHAYLOVİÇ ŞÇERBAK (18.12.1928-28.01.2008) Bülent GÜL * Ünlü Rus Türkologu Aleksandr Mihayloviç Şçerbak ı 28.01.2008 günü kaybettik. Türkolojiye büyük hizmetleri

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ DİN PSİKOLOJİSİ ÖZEL SAYISI Prof. Dr. Kerim Yavuz Armağanı Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 12 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2012 ÇUKUROVA

Detaylı

Sayı: 12 Bahar 2013 Ankara

Sayı: 12 Bahar 2013 Ankara Sayı: 12 Bahar 2013 Ankara 1 Dil Araştırmaları/Language Studies Uluslararası Hakemli Dergi ISSN: 1307-7821 Sayı: 12 Bahar 2013 Sahibi/Owner Avrasya Yazarlar Birliği adına Yakup DELİÖMEROĞLU Yayın Yönetmeni/Editor

Detaylı

DİL VE EDEBİYAT TÜRKLER VE TÜRKÇE DÜNYADA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ

DİL VE EDEBİYAT TÜRKLER VE TÜRKÇE DÜNYADA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ DİL VE EDEBİYAT TÜRKLER VE TÜRKÇE DÜNYADA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ Prof. Dr. Ahmet MERMER EKİM - 2009 ANKARA 1. 4. Dünyada Türkçe Öğretimi Anahtar

Detaylı

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ. Yıl: 5 Sayı: 10 Aralık 2015

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ. Yıl: 5 Sayı: 10 Aralık 2015 155 KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Yıl: 5 Sayı: 10 Aralık 2015 KARADENIZ TECHNICAL UNIVERSITY INSTITUTE of SOCIAL SCIENCES JOURNAL of SOCIAL SCIENCES Year:

Detaylı

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi Ö Z G E Ç M İ Ş Dr. Mikail CENGİZ Adı Soyadı: Mikail CENGİZ Unvanı: Araştırma Görevlisi Dr. Yabancı Diller: İngilizce, Rusça E-posta: mikail@hacettepe.edu.tr Telefon: +90 312 780 71 49 ÖĞRENİM DURUMU:

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Çin in Ming Döneminde Yapılmış olan Türkçe-Uygurca Sözlük: Ġdikut Mahkemesi Sözlüğü (1997 Ankara)

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Çin in Ming Döneminde Yapılmış olan Türkçe-Uygurca Sözlük: Ġdikut Mahkemesi Sözlüğü (1997 Ankara) ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Mağfiret Kemal YUNUSOĞLU 2. Doğum yeri ve tarihi: DT, Gulca 3. Çalıştığı kurum: T.C. Beykent Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 4. Unvanı: Yar.Doç.Dr. 5. Öğrenim Durumu:

Detaylı

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi Ö Z G E Ç M İ Ş Dr. Mikail CENGİZ Adı Soyadı: Mikail CENGİZ Unvanı: Dr. Öğr. Üyesi Yabancı Diller: İngilizce, Rusça E-posta: mikail@hacettepe.edu.tr Telefon: +90 312 780 71 49 ÖĞRENİM DURUMU: Derece Alan

Detaylı

3. Emine Yılmaz Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK yay., 675, Ankara 1997.

3. Emine Yılmaz Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK yay., 675, Ankara 1997. Prof. Dr. Emine Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Dili KİTAPLAR 1. Türkmence Türkçe Sözlük, Haz. Talat Tekin, M. Ölmez, E. Ceylan (o, ö, p, r, s,

Detaylı

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ. Yıl: 5 Sayı: 9 Haziran 2015

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ. Yıl: 5 Sayı: 9 Haziran 2015 KTÜ SBE Sos. Bil. Derg. 2015, (9): 9-23 1 KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Yıl: 5 Sayı: 9 Haziran 2015 KARADENIZ TECHNICAL UNIVERSITY INSTITUTE of SOCIAL

Detaylı

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET YAZ SUMMER 2013 SAYI NUMBER 6 SAYFA PAGE 7-13 BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET Anadolu'da

Detaylı

OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ

OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ Özet Ağızlar bir dilin ölçünlü dilden ayrılan konuşma biçimleridir. Ölçünlü dilden farklı olarak ses bilgisi, şekil

Detaylı

Karahanlı Eserlerindeki Söz Varlığı Hakkında

Karahanlı Eserlerindeki Söz Varlığı Hakkında Akademik İncelemeler Cilt:3 Sayı:1 Yıl:2008 Karahanlı Eserlerindeki Söz Varlığı Hakkında Emek Üşenmez 1 fahemek@gmail.com ÖZET Karahanlı Türkçesi Türk dilinin önemli devrelerinden birisini oluşturmaktadır.

Detaylı

TÜRKLÜK ARAŞTIRMALARININ BUGÜNKÜ DURUMU VE SORUNLARI 16-17 KASIM 2009 GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ, ANKARA

TÜRKLÜK ARAŞTIRMALARININ BUGÜNKÜ DURUMU VE SORUNLARI 16-17 KASIM 2009 GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ, ANKARA TÜRKLÜK ARAŞTIRMALARININ BUGÜNKÜ DURUMU VE SORUNLARI 16-17 KASIM 2009 GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ, ANKARA 16-17 Kasım 2009 tarihinde Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi'nde Türklük Araştırmalarının

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ : 05306010760. : cuneyt.akin@hotmail.com

ÖZGEÇMİŞ : 05306010760. : cuneyt.akin@hotmail.com ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Cüneyt Akın İletişim Bilgileri Adres : DUMLUPINAR M. MURAT ÇELEBİ C. AYDINALP APT. BİNA NO: 32 K: 4 DAİRE NO: 11 Telefon Mail : 05306010760 : cuneyt.akin@hotmail.com 2. Doğum Tarihi

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Afyonkarahisar Kocatepe

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Afyonkarahisar Kocatepe ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ Adı Soyadı: Cüneyt AKIN Doğum Tarihi: 10.03.1982 Öğrenim Durumu: Doktor Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Afyonkarahisar Kocatepe 1998-2002 Üniversitesi

Detaylı

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr. ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr. arzuuatik@gmail.com EĞİTİM Doktora 2003-2009: Marmara Üniversitesi, Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Tez konusu:

Detaylı

Cilt: 4 Yıl: 2017 Sayı: 7 I S S N ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ

Cilt: 4 Yıl: 2017 Sayı: 7 I S S N ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ Dergimiz İSAM Kütüphanesi tarafından taranmaktadır. www.isam.org.tr Sayfa Tasarımı Erşahin Ahmet AYHÜN Kapak Tasarımı Emin ALBAYRAK Baskı

Detaylı

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ JOURNAL OF HARPUT STUDIES Cilt/Volume: I Sayı/Number: 2 Eylül/September 2014 Harput Araştırmaları

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş ÖZGEÇMİŞ I. Adı Soyadı (Unvanı) Muammer Mete Taşlıova (Doç. Dr.) Doktora: Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006 E-posta: (kurum/özel) metetasliova@gmail.com Web sayfası Santral No: 0312-4667533

Detaylı

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Ahmet AKÇATAŞ Doğum Tarihi: 22 Şubat 1970 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edeb. Öğr. Selçuk Üniversitesi 1992 Y.

Detaylı

Sahibi. Afyon Kocatepe Üniversitesi adına Rektör Prof. Dr. Ali ALTUNTAŞ. Editörler Prof. Dr. A.İrfan AYPAY Doç. Dr. Mehmet KARAKAŞ

Sahibi. Afyon Kocatepe Üniversitesi adına Rektör Prof. Dr. Ali ALTUNTAŞ. Editörler Prof. Dr. A.İrfan AYPAY Doç. Dr. Mehmet KARAKAŞ 1992 SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Cilt IX, Sayı 2, Aralık 2007 Afyon Kocatepe University Journal of Social Sciences Vol. IX, Issue 2, December 2007 Sahibi adına Rektör Prof. Dr. Ali ALTUNTAŞ Editörler Prof.

Detaylı

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız. TABLO ÜNİVERSİTE Tür ŞEHİR FAKÜLTE/YÜKSOKUL PROGRAM ADI AÇIKLAMA DİL 4 BAKÜ DEVLET ÜNİVERSİTESİ YDevlet BAKU Filoloji Fak. Azerbaycan Dili ve Edebiyatı TS-2 273,082 232,896 10 301.000 4 BAKÜ SLAVYAN ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Dicle University Social Sciences Institute Journal DÜSBED dergisi yılda iki dönem yayın yapan uluslararası hakemli bir dergidir. DÜSBED dergisinde yayınlanan tüm yazıların,

Detaylı

T.C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Genel Sekreterlik Yazı İşleri Şube Müdürlüğü DAĞITIM

T.C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Genel Sekreterlik Yazı İşleri Şube Müdürlüğü DAĞITIM T.C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Genel Sekreterlik Yazı İşleri Şube Müdürlüğü Sayı : 15302574 Konu : Tuje Dergi Tanıtımı DAĞITIM İlgi : 12.06.2017 tarihli ve 42220545-441200 sayılı yazı. Üniversitemiz

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. : Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. : :

ÖZGEÇMİŞ. : Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. : : ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Feridun TEKİN Adres Telefon E-posta : Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü : 310 54 84 : feridun.tekin@giresun.edu.tr 2. Doğum Tarihi : 30.05. 1964 3. Unvanı :

Detaylı

II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ

II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ NİN ARDINDAN Pınar FEDAKÂR* Dünyadaki siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmelerin çok hızla

Detaylı

Çeşm-i Cihan Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-Dergisi

Çeşm-i Cihan Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-Dergisi Bartın ve Yöresi Tarih-Kültür Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Çeşm-i Cihan Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-Dergisi ISSN: 2149 5866 Cilt: 2 Sayı: 2 Kış 2015 BARTIN Çeşm-i Cihan: Tarih

Detaylı

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ (İZMİR) Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği 21 TS-2 418,

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ (İZMİR) Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği 21 TS-2 418, TOBB EKONOMİ VE TEKNOLOJİ ÜNİ. (ANKARA) Tarih (Tam Burslu) 5 TS-2 459,604 1.450 KOÇ ÜNİVERSİTESİ (İSTANBUL) Tarih (İngilizce) (Tam Burslu) 8 TS-2 459,245 1.480 BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ (İSTANBUL) Tarih (İngilizce)

Detaylı

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/ s , TÜRKİYE

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/ s , TÜRKİYE PROF. DR. AYŞEGÜL SERTKAYA NIN TEZKİRE-İ EVLİYÂ NIN ÇAĞATAY TÜRKÇESİ ÇEVİRİSİ: ARAP VE UYGUR HARFLİ YAZMALARIN TRANSKRİPSİYONLU METNİ ADLI ESERİ ÜZERİNE Erdem UÇAR 1. Prof. Dr. Ayşegül SERTKAYA nın Öz

Detaylı

The Journal of Academic Social Science Studies

The Journal of Academic Social Science Studies The Journal of Academic Social Science Studies Academic Social Science Studies Dergisi yılda iki defa yayın yapan uluslararası hakemli bir dergidir. Academic Social Science Studies Dergisi nde yayınlanan

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Tel: Belgeç: E MAİL:

ÖZGEÇMİŞ. Tel: Belgeç: E MAİL: ÖZGEÇMİŞ ADI SOYADI: Mustafa DURMUŞ ÜNVANI: Doç. Dr. DOĞUM TARİHİ: 10.08.1975 DOĞUM YERİ: İstanbul YABANCI DİLİ: İngilizce MEDENİ HÂLİ: Evli İŞ ADRESİ: Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 14 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2014 T. C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2014 (14/2)

Detaylı

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ JOURNAL OF HARPUT STUDIES Cilt/Volume: III Sayı/Number: 1 Mart/March 2016 Harput Araştırmaları

Detaylı

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ JOURNAL OF HARPUT STUDIES Cilt/Volume: III Sayı/Number: 2 Eylül/September 2016 Harput Araştırmaları

Detaylı

ISSN: ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

ISSN: ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN: 2148-0494 ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Cilt/Volume: 1 Yıl /Year: 1 Sayı/Issue: 2 Güz/Autumn 2013 Abant İzzet Baysal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Cilt: 1

Detaylı

TÜRK DİLİ VE AVRASYA DA TARİHİ EĞİTİMİ SEMPOZYUMU ULUSLARARASI 15-17 MAYIS 2013 PROGRAM

TÜRK DİLİ VE AVRASYA DA TARİHİ EĞİTİMİ SEMPOZYUMU ULUSLARARASI 15-17 MAYIS 2013 PROGRAM 1984 MARMAR A 1883 ÜNİVERSİTESİ AVRASYA DA 15-17 MAYIS 2013 PROGRAM marmara ün vers tes atatürk eğ t m fakültes ve türk ocağı stanbul şubes şb rl ğ le T.C. BAȘBAKANLIK TÜRK İȘBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI

Detaylı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü +90(312) ( )

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü +90(312) ( ) Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü +90(312) 310 32 80 (1295-1039) ayata@ankara.edu.tr İlgi Alanları Eski Türk Dili Eğitim Doktora Ankara Üniversitesi, Sosyal

Detaylı

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Sayı: 27 Eylül 2012 ISSN 1300 4921 KONYA SELÇUK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ JOURNAL OF FACULTY OF LETTERS Yılda iki defa yayınlanan ulusal hakemli

Detaylı

İmtiyaz Sahibi. Editörler. Bölüm Editörleri Yrd. Doç.Dr.Nevzat GÜNDAĞ. Prova Okuyucu. İngilizce Destek. Dizgi-Mizanpaj

İmtiyaz Sahibi. Editörler. Bölüm Editörleri Yrd. Doç.Dr.Nevzat GÜNDAĞ. Prova Okuyucu. İngilizce Destek. Dizgi-Mizanpaj İmtiyaz Sahibi Hakan YILMAZ Editörler Yrd. Doç. Dr. Minara ALİYEVA Hakan YILMAZ Bölüm Editörleri Yrd. Doç.Dr.Nevzat GÜNDAĞ Doç.Dr. Seadet SHİKHİYEVA Prova Okuyucu Yrd. Doç. Dr.Halide ARSLAN İngilizce Destek

Detaylı

Dergi Tasarım Mert Ekşi (İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Peyzaj Teknikleri Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye)

Dergi Tasarım Mert Ekşi (İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Peyzaj Teknikleri Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye) Avrasya Terim Dergisi ISSN: 2147-7507 İmtiyaz Sahibi Eurasscience Journals Dergi Grubu Yayın Kurulu Başkanı (İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim

Detaylı

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ JOURNAL OF HARPUT STUDIES Cilt/Volume: II Sayı/Number: 2 Eylül/September 2015 Harput Araştırmaları

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 13 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2013 T. C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2013 (13/2)

Detaylı

Tez adı: Neva'i Mecalisü'n-Nefa'is metin-inceleme (2 cilt) (1990) SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ/TÜRK DİLİ ANABİLİM DALI

Tez adı: Neva'i Mecalisü'n-Nefa'is metin-inceleme (2 cilt) (1990) SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ/TÜRK DİLİ ANABİLİM DALI VAHİT TÜRK Adres İstanbul Kültür Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Ataköy Yerleşkesi/Bakırköy-İstanbul ÖZGEÇMİŞ YÜKSEKÖĞRETİM KURULU 15.05.2014 Telefon E-posta 2124984370- Doğum Tarihi

Detaylı

SAÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ DERGİSİ THE JOURNAL OF SAU EDUCATION FACULTY. Sayı / Issue: 29 Haziran / Jun Sahibi / Owner. Editörler / Editors

SAÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ DERGİSİ THE JOURNAL OF SAU EDUCATION FACULTY. Sayı / Issue: 29 Haziran / Jun Sahibi / Owner. Editörler / Editors Eğitim Fakültesi Dergisi, 2015; (29) SAÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ DERGİSİ THE JOURNAL OF SAU EDUCATION FACULTY Sayı / Issue: 29 Haziran / Jun 2015 Sahibi / Owner Prof. Dr. Firdevs KARAHAN Editörler / Editors Doç.

Detaylı

genctercih.com tarafından 2017 ÖSYS tercihleri için hazırlanmıştır.

genctercih.com tarafından 2017 ÖSYS tercihleri için hazırlanmıştır. TARİH ve ÖĞRETMENLİĞİ 2012-2016 BAŞARI SIRALARI genctercih.com tarafından 2017 ÖSYS tercihleri için hazırlanmıştır. Üni Adı TÜRÜ PROG KODU PROGRAM ADI 2017 kont 2016 kont 2012 2013 2014 2015 2016 İSTANBUL

Detaylı

2012 ÖSYS TAVAN VE TABAN PUANLARI

2012 ÖSYS TAVAN VE TABAN PUANLARI ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ (BOLU) Sınıf Öğretmenliği TM-2 113 113 371,81 391,92 348,99 353,41 ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ (BOLU) Kamu Yönetimi TM-2 82 82 332,89 366,36 284,58 284,58 ABANT İZZET

Detaylı

2014 ÖSYS TAVAN VE TABAN PUANLARI

2014 ÖSYS TAVAN VE TABAN PUANLARI ABANT İZZET BAYSAL (BOLU) ABANT İZZET BAYSAL (BOLU) ABANT İZZET BAYSAL (BOLU) ABANT İZZET BAYSAL (BOLU) ABANT İZZET BAYSAL (BOLU) Türkçe Öğretmenliği 93 93 TS-2 389,78293 19.300 460,04419 351,98063 382,48539

Detaylı

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ ÇUKUROVA ÜNĐVERSĐTESĐ ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 11 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2011 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN: 1303-3670 Sahibi

Detaylı

5 ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ http://www.adiyaman.edu.tr/ 6 ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ http://www.adu.edu.tr

5 ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ http://www.adiyaman.edu.tr/ 6 ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ http://www.adu.edu.tr LIST OF UNIVERSITIES IN TURKEY No University name Web addresses 1 ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ http://www.ibu.edu.tr 2 ABDULLAH GÜL ÜNİVERSİTESİ http://www.agu.edu.tr 3 ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ http://www.acibadem.edu.tr

Detaylı

TÜRK DİLİ EDEBİYATI ve ÖĞRETMENLİĞİ BAŞARI SIRALARI genctercih.com tarafından 2017 ÖSYS tercihleri için hazırlanmıştır.

TÜRK DİLİ EDEBİYATI ve ÖĞRETMENLİĞİ BAŞARI SIRALARI genctercih.com tarafından 2017 ÖSYS tercihleri için hazırlanmıştır. TÜRK DİLİ EDEBİYATI ve ÖĞRETMENLİĞİ 2012-2016 BAŞARI SIRALARI genctercih.com tarafından 2017 ÖSYS tercihleri için hazırlanmıştır. Üni Adı TÜRÜ PROGRAM ADI 2017 kont 2016 kont 2012 2013 2014 2015 BOĞAZİÇİ

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 12 Sayı 1 Ocak-Haziran 2012 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2012 (12/1) Ocak-Haziran

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Yasemin ERTEK MORKOÇ Unvanı Görev Yeri Daha Önce Bulunduğu Görevler Anabilim Dalı Yabancı Dili Akademik Aşamaları Yrd. Doç. Dr. Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk

Detaylı

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ ENSTİTÜSÜ ÇAĞDAŞ TÜRKİYE TARİHİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Cilt: XII Sayı: 24 Yıl: 2012/Bahar Yayın No: ISSN NO: 1. Baskı Derginin Sahibi:

Detaylı

Bu sayının Hakemleri

Bu sayının Hakemleri Bu sayının Hakemleri Doç. Dr. Osman Aydınlı (Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi) Doç. Dr. Metin Bozkuş (Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi) Doç. Dr. İbrahim Görener (Erciyes Üniversitesi İlahiyat

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM TEMEL GÖSTERGELERİ

YÜKSEKÖĞRETİM TEMEL GÖSTERGELERİ YÜKSEKÖĞRETİM TEMEL GÖSTERGELERİ 1 Nisan 2014 Tablo 1. Yükseköğretim Temel Göstergeler Temel Göstergeler Devlet Üniversiteleri Vakıf Üniversiteleri Vakıf MYO TOPLAM / ORAN Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde

Detaylı

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269. Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269. Birçok dilde olduğu gibi Türkçede de kelimeler isim ve fiil olarak iki temel gruba ayrılır. Diğer kelime

Detaylı

UYGUR LATİN ALFABESİ. Ll Bb. Mm Cc. Nn Çç. Oo Ee. Öö Éé. Pp Ff. Rr Gg. Ss Ğğ. Şş Hh. Tt Xx. Uu İi* Üü Jj. Vv Kk. Yy Qq

UYGUR LATİN ALFABESİ. Ll Bb. Mm Cc. Nn Çç. Oo Ee. Öö Éé. Pp Ff. Rr Gg. Ss Ğğ. Şş Hh. Tt Xx. Uu İi* Üü Jj. Vv Kk. Yy Qq UYGUR LATİN ALFABESİ * Aa ﺌﺎ ا Ll ﻞ Bb ﺐ Mm ﻢ Cc ج Nn ﻦ Çç چ Ññ ڭ Dd ﺪ Oo ﺌﻮ ﻮ Ee ﺌﮫ ﮦ Öö ﺌﯚ ﯚ Éé ﺌﭓ ﭓ Pp ﭗ Ff ﻒ Rr ﺮ Gg گ Ss ﺲ Ğğ غ Şş ﺶ Hh ھ Tt ﺖ Xx خ Uu ﺌﯘ ﯘ İi* ﺌﻰ ﻰ Üü ﺌﯜ ﯜ Jj ﮋ Vv ﯟ Kk ﻚ Yy ﻲ Qq

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 10 Sayı 1 Ocak-Haziran 2010 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN: 1303-3670 Sahibi

Detaylı

TALAT TEKİN VE TÜRKOLOJİ. Editörler: Prof. Dr. Emine Yılmaz Prof. Dr. Nurettin Demir Dr. Öğr. Üyesi İsa Sarı

TALAT TEKİN VE TÜRKOLOJİ. Editörler: Prof. Dr. Emine Yılmaz Prof. Dr. Nurettin Demir Dr. Öğr. Üyesi İsa Sarı TALAT TEKİN VE TÜRKOLOJİ Editörler: Prof. Dr. Emine Yılmaz Prof. Dr. Nurettin Demir Dr. Öğr. Üyesi İsa Sarı İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... iii SUNUŞ / Emine Yılmaz... v Prof. Dr. Talat Tekin... 1 KRONOLOJİK

Detaylı

ULUSLARARASI UYGUR ARAŞTIRMALARI KONFERANSI VE ABDUREHİM HEYİT KONSERİ

ULUSLARARASI UYGUR ARAŞTIRMALARI KONFERANSI VE ABDUREHİM HEYİT KONSERİ ULUSLARARASI UYGUR ARAŞTIRMALARI KONFERANSI VE ABDUREHİM HEYİT KONSERİ Osman KABADAYI * Gazi Türkiyat, Güz 2015/17: 245-252 Gazi Üniversitesi Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi ve TİKA işbirliğiyle

Detaylı

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GENEL YAYIN İLKELERİ

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GENEL YAYIN İLKELERİ KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GENEL YAYIN İLKELERİ 1. Karadeniz Teknik Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi hakemli bir dergidir. Yılda iki kez yayımlanır. 2. KTÜİF Dergisi

Detaylı

Pua n Türü. Bölüm adı. Sosyoloji (İngilizce) (%50 Burslu) Sosyoloji (İngilizce) (Ücretli) Sosyoloji (İngilizce) (Ücretli) Sosyoloji (Ücretli)

Pua n Türü. Bölüm adı. Sosyoloji (İngilizce) (%50 Burslu) Sosyoloji (İngilizce) (Ücretli) Sosyoloji (İngilizce) (Ücretli) Sosyoloji (Ücretli) ÜNİVERSİTE ADI İSTANBUL KEMERBURGAZ İZMİR EKONOMİ GALATASARAY ANKARA BOĞAZİÇİ ORTA DOĞU TEKNİK HACETTEPE GAZİ NİŞANTAŞI İSTANBUL MARMARA BAHÇEŞEHİR YILDIRIM BEYAZIT İSTANBUL AREL EGE (İZMİR) Fakülte Dil

Detaylı

Dünyadaki milletlerin temel yapısını aile kurumu teşkil eder. Her aile üyesi için de farklı

Dünyadaki milletlerin temel yapısını aile kurumu teşkil eder. Her aile üyesi için de farklı TÜRKİYE NİN KOCAELİ BÖLGESİ ve KIRGIZİSTAN IN BÖLGELERİ ÖRNEĞİNDE AKRABALIK TERİMLERİNE MUKAYESELİ BİR BAKIŞ Negizbek ŞABDANALİYEV* Giriş Dünyadaki milletlerin temel yapısını aile kurumu teşkil eder. Her

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Erkan DEMİR 2. Doğum Tarihi: Ünvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Doktora. Tezler. 5.

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Erkan DEMİR 2. Doğum Tarihi: Ünvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Doktora. Tezler. 5. ÖZGEÇMİŞ. Adı Soyadı: Erkan DEMİR. Doğum Tarihi: 05.0.980. Ünvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Balıkesir Üniversitesi 000 Y.Lisans

Detaylı

PROGRAM 3 MAYIS 2018 PERŞEMBE. SEMPOZYUM AÇILIŞI ( ) (Güzel Sanatlar Binası Konferans Salonu)

PROGRAM 3 MAYIS 2018 PERŞEMBE. SEMPOZYUM AÇILIŞI ( ) (Güzel Sanatlar Binası Konferans Salonu) PROGRAM 3 MAYIS 2018 PERŞEMBE SEMPOZYUM AÇILIŞI (13.00-14.00) (Güzel Sanatlar Binası Konferans Salonu) Saygı Duruşu ve İstiklâl Marşı Sempozyum Açılış Konuşmaları Prof. Dr. Ayşe Semra AKYEL (Eğitim Fakültesi

Detaylı

VIII. Klâsik Türk Edebiyatı Sempozyumu (Alî Emîrî Hatırasına)

VIII. Klâsik Türk Edebiyatı Sempozyumu (Alî Emîrî Hatırasına) VIII. Klâsik Türk Edebiyatı Sempozyumu (Alî Emîrî Hatırasına) 15-17 Kasım 2012 DİYARBAKIR Dicle Üniversitesi Edebiyat ve Sanat Topluluğu ile Erciyes Üniversitesi Klâsik Türk Edebiyatı Topluluğu tarafından

Detaylı

Türk Lehçeleri Arasındaki Aktarma Çalışmalarının Bugünkü Durumu ve Karşılaşılan Sorunlar

Türk Lehçeleri Arasındaki Aktarma Çalışmalarının Bugünkü Durumu ve Karşılaşılan Sorunlar Sempozyum ve Uygulama Atölyesi Türk Lehçeleri Arasındaki Aktarma Çalışmalarının Bugünkü Durumu ve Karşılaşılan Sorunlar Maltepe Üniversitesi - İstanbul 31 Mart 05 Nisan 2009 2 Sempozyum; 13 Şubat 2009

Detaylı

ISSN: YIL: 4 / SAYI: 16

ISSN: YIL: 4 / SAYI: 16 Editör Dr. Özcan BAYRAK Editör Yardımcıları Ar. Gör. Hasan KIZILDAĞ Uzm. Çiğdem ŞAHİN Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) uluslararası hakemli bir dergi olup yılda 4 kez yayınlanır. Kesit

Detaylı

I J O S E S. IJOSES de yayınlanan yazılarda belirtilen düşünce ve görüşlerden yazar(lar)ı sorumludur.

I J O S E S. IJOSES de yayınlanan yazılarda belirtilen düşünce ve görüşlerden yazar(lar)ı sorumludur. I J O S E S International Journal of Social and Educational Sciences (IJOSES) / Uluslararası Sosyal ve Eğitim Bilimleri Dergisi (USEBD) 2013 yılında yayın hayatına başlamış Sosyal ve Eğitim alanında özgün

Detaylı

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME 1. Araştırmanın Amacı Mustafa Altun Sakarya Üniversitesi maltun@sakarya.edu.tr Araştırmada, akademik dil bilgisi

Detaylı

TÜRKİYE SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMLERİ SIRALAMASI 2017 SBKY / KY İNDEKSİ 2017

TÜRKİYE SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMLERİ SIRALAMASI 2017 SBKY / KY İNDEKSİ 2017 KAYFOR 15 02 KASIM 2017 ISPARTA TÜRKİYE SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMLERİ SIRALAMASI 2017 SBKY / KY İNDEKSİ 2017 HM KİRİŞ & H GÜL SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER

Detaylı

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Cilt: 8 Sayı: 2 GÜZ 2015

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Cilt: 8 Sayı: 2 GÜZ 2015 ISSN 1309-5803 e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Makaleler Fazlullah Hurûfî nin Nevmnâmesi (İnceleme, Metin, Tercüme) Hasan Hüseyin BALLI Vîrânî Baba nın İlm-i Cavvidan/Fakrnâme sinde Hurufî Unsurlar

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 15 Sayı 1 Ocak-Haziran 2015 T. C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2015 (15/1) Ocak-Haziran

Detaylı

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi 1979-1984. Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi 1992-1993

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi 1979-1984. Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi 1992-1993 1. Adı Soyadı: H. İbrahim DELİCE 2. Doğum Tarihi: 01 Nisan 1964 3. Unvanı: Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi 1979-1984 Y. Lisans

Detaylı

Sahibi: Mevlânâ Düşüncesi Araştırmaları Derneği adına Mehmet Veysî DÖRTBUDAK. Editör: Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM

Sahibi: Mevlânâ Düşüncesi Araştırmaları Derneği adına Mehmet Veysî DÖRTBUDAK. Editör: Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM Sahibi: Mevlânâ Düşüncesi Araştırmaları Derneği adına Mehmet Veysî DÖRTBUDAK Editör: Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Gürol PEHLİVAN Yabancı Dil Danışmanları Prof. Dr. Metin EKİCİ

Detaylı

Sahibi: Mevlânâ Düşüncesi Araştırmaları Derneği adına Mehmet Veysî DÖRTBUDAK. Editör: Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM

Sahibi: Mevlânâ Düşüncesi Araştırmaları Derneği adına Mehmet Veysî DÖRTBUDAK. Editör: Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM Sahibi: Mevlânâ Düşüncesi Araştırmaları Derneği adına Mehmet Veysî DÖRTBUDAK Editör: Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Gürol PEHLİVAN Yabancı Dil Danışmanları Prof. Dr. Metin EKİCİ

Detaylı

T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Genel Sekreterlik

T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Genel Sekreterlik Sayı :11611387/051.04/ Konu :Sempozyum UŞAK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü tarafından Üniversitemizin ev sahipliğinde

Detaylı

ISSN: YIL: 2 / SAYI: 4

ISSN: YIL: 2 / SAYI: 4 Editör Dr. Özcan BAYRAK Editör Yardımcıları Ar. Gör. Hasan KIZILDAĞ Uzm. Çiğdem ŞAHİN Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) uluslararası hakemli bir dergi olup yılda 4 kez yayınlanır. Kesit

Detaylı

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM Uygur Harfli OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM FERRUH AĞCA Ankara / 2016 TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ YAYINLARI Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 2016. Türk Kültürünü Araştırma

Detaylı

SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ

SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ T.C. KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES Cilt 5 Sayı 9 Haziran 2015 Volume 5 Issue 9 June 2015 ISSN 2146-4561 Baskı: Matbaası - 79100

Detaylı