COŞTURDU. Gençlik coştu. Bahçeli den tavsiye! Koalisyon ne zaman konuşulur? Davutoğlu. Kılıçdaroğlu BÜYÜK HEDEF EFSANE RÖPORTAJLAR

Transkript

1 EFSANE RÖPORTAJLAR 20 Mayıs 2015 Çarşamba Fiyatı 25 Kr Gençlik coştu COŞTURDU 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı coşkulu tören ve etkinliklerle kutlandı. Kutlamaların merkezinde Ankara, İstanbul ve Samsun vardı. Kutlamalara gençlerin öne çıktığı program ve etkinlikler damgasını vurdu. Bakan Kılıç, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı: "Aziz Atatürk, bugün Türkiye gençliğine armağan ettiğiniz 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı büyük bir coşku ve heyecanla kutluyoruz. Aynı zamanda bugün, zat-ı alilerinizin Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkışınızı ve Türk kurtuluş savaşını başlatmanızı da anıyoruz. Ülkemiz, açtığınız yolda muasır medeniyetler seviyesine gelmek ve bu seviyenin daha da üstüne çıkmak için emin adımlarla ilerlemektedir. Bütün gençliğimiz adına Türkiye Cumhuriyetinin güçlü ve kararlı savunucuları olarak buradayız. Atatürk'ün İstiklal Savaşı mücadelesini başlatmak üzere Samsun'a çıkışının 96'ncı yılını kutlama törenleri ilk olarak Ankara'dan başladı. Ulus'ta gençlerin yürüyüşünü Anıtkabir'deki törenler izledi. Anıtkabir'deki törenlere Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç katıldı. Mozoleye çelenk bırakılmasının ardından İstiklal Marşı okundu. Marşı, gençlerin saygı geçişi izledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve siyasi partilerin genel başkanları kutlama mesajı yayımlarken, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, beraberindeki heyetle Anıtkabir i ziyaret etti ve Özel Defteri imzaladı. Bakanı Çağatay daha sonra Samsun'da düzenlenen "Gençlik Yürüyüşü"ne katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla gençlerle bir araya geldi, ardından Genelkurmay Başkan Vekili Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar'ı kabul etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu, 81 ilden gelen gençlik temsilcilerini Başbakanlık Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Tuğrul Türkeş e göre; Koalisyon ne zaman konuşulur? Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Efsane Güzeldereli nin sorularını yanıtladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi 23. ve 24. dönem Ankara milletvekili olan Türkeş, deneyimli bir siyasetçi olmasının yanında çok başka ve önemli siyasi özelliklere de sahip bir politikacı olarak tüm soruları samimi bir dille yanıtladı. Türkeş e göre koalisyonu konuşmanın da koşulları var Efsane Güzeldereli nin röportajı 13. SAYFADA Erdoğan: 'Yeni Türkiye hedefimize saldırıyorlar' Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gelişmeleri değerlendirirken, Yeni Türkiye hedefimize saldırıyorlar dedi. HABERİ 12. SAYFADA Bahçeli den tavsiye! BÜYÜK HEDEF Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye önümüzdeki bir kaç sene içerisinde Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağını söyledi. Kurtulmuş, "Genç ve dinamik nüfusumuzun çalışabilir olması, istihdamının sağlanabilmesi ve bunların geleceğe umutla yürüyebilmelerinin temin edilmesidir. Bu, sadece genç nesillerin geleceğe ümitle yürümesi anlamına gelmez. Allah kimseyi işsiz, güçsüz bırakmasın. dedi. HABERİ 12 DE Fehmi Koru Dünden bugüne değişenler ve değişmeyenler 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada Davutoğlu Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını eleştirerek, "Sen sandığı bulamayan Kılıçdaroğlu, iki üç saatte nereden buldun suçluyu" dedi. HABERİ 12. SAYFADA www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Atama bekleyen öğretmen kavramı olmayacak. Ferhat ile Şirin'in buluştuğu gibi öğrenci ile öğretmeni buluşturacağım" dedi. HABERİ 12. SAYFADA Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mersin ve Seyhan binalarındaki patlamalara ilişkin HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Bugüne kadar 60 büromuza saldırı oldu ve bu bürolarda da saldırı yapan grupların MHP'lilerin ülkücülerin yaptığı hareketleri işretini gördük sözlerini değerlendirdi. Bahçeli, MHP'nin, HDP'nin herhangi bir binasına saldırılabilmesi için bir gerekçenin olamayacağını belirterek, "Çünkü her şeyden evvel muhatabımız değiller. Onun için HDP'liler, MHP'nin dışında bunu aramalarında yarar vardır" dedi. Bahçeli, Demirtaş ın, MHP'ye soruyorum onlarla ilişkiniz var mı? Çıkın açıklayın" ifadelerinin sorulması üzerine, bu tür bir sorunun muhatabının partisinin olmaması gerektiğini söyledi. HABERİ 12. SAYFADA Demirtaş: 'Saldırılar katliam girişimiydi' HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Adana ve Mersin'de HDP binalarındaki patlamaya ilişkin, "Bugünkü saldırılar büyük bir katliam girişimiydi" dedi. HABERİ 12. SAYFADA

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN 20 Mayıs 2015 Çarşamba Kibariye ve Esma Redzepova Şişli de sevenleriyle buluştu Cannes'da ilginç davetiye yarışı İSTANBUL - Şişli Belediyesi ile Roman Gençlik Derneği'nce düzenlenen "Şişli'de Kültürler Buluşması" etkinlikleri kapsamında Roman dünyasının iki sanatçısı Kibariye ve Esma Redzepova aynı sahneyi paylaştı. Cevahir AVM önündeki platformda gerçekleştirilen etkinlik, Türkiye'de ve Avrupa'da yaşayan Romanları bir araya getirdi. Şişli'de "Dün, Bugün, Yarın- Romanlar" adlı sempozyumla başlayan etkinlik, bugün konserler ve dans gösterileriyle devam etti. Roman grupların gösterilerinin yer aldığı etkinlik, renkli görüntülere sahne oldu. Romanlar, Esma Redzepova'nın konseriyle eğlenceli dakikalar geçirdi. Sahnede sanatçıların şarkılarına eşlik eden ve oynayan Roman vatandaşlar, Kibariye'nin şarkılarıyla da coşkulu anlar yaşadı. Etkinliğin sonunda Kibariye ve Redzepova ilk kez aynı sahneyi paylaşarak, Roman şarkılarını birlikte seslendirdi. Kibariye, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanlar arasında ayrım yapmamak gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: "Siz Romanlardan ne istiyorsunuz, ne alıp veremediğiniz var? Onlar dünyanın en güzel insanları ve onlar gerçekten kraliçe ve krallar. Ben yıllardır hiç saklanmadım, saklamadım. Ben Romanlığımdan gurur duyuyorum. Roman kızı olmaktan dolayı onurlu ve gururluyum. Adam gibi adamım. Adam gibi adamlar Romanlar. İnsan insandır diyorum. Ayrım yapılınca üzülüyorum. Ne olursa olsun herkesi Allah yarattı." Sahneye çıkmaktan dolayı mutlu olduğunu dile getiren Kibariye, "Buraya gelmekten dolayı da çok mutluyum. İnanılmaz gurur duyuyorum. Kültürel buluşmalar konusunda da bir şeyler aydınlanacaksa çok güzel bakıyorum. Zaten olması gereken şeyler" dedi. (AA) CANNES - Bu yıl 68'incisi düzenlenen Cannes Film Festivali'nde, Festival Sarayı'ndaki filmleri izlemek isteyenler davetiye bulmak için ilginç yöntemler deniyor. Festival boyunca, gala gösterimlerine davetiye bulmak ve dünyaca ünlü yıldızların geçtiği kırmızı halıdan yürüyerek oyuncularla aynı salonda film izlemek isteyenleri zorlu bir yarış bekliyor. Davetiye bulma yarışı, her akşam ve 22.30'da düzenlenen gala gösterimlerinden yaklaşık 2 saat önce başlıyor. Gala saati yaklaşırken filmlerin gösterileceği Festival Sarayı etrafında farklı bir hareketlilik yaşanıyor. Ellerinde "Davetiye lütfen" yazılı mini pankartlar tutan 7'den 70'e birçok kişi, film yapımcıları ve ekibinden davetiye istiyor. Davetiye isteyenlerin sayısı arttıkça ve rekabet çoğaldıkça pankartlarda da bir takım vaatler ve esprili cümleler yer almaya başlıyor. "Davetiye karşılığında öpücük", "Bir davetiyeye bir kucaklaşma", "Bu filmi görmeliyim, lütfen bir davetiye" yazılı pankartları taşıyanlar davetiye bulma yarışında rakiplerinden bir adım öne çıkarak hayranı oldukları oyuncularla aynı salonda film izleyebilmek için ellerinden geleni yapıyor. (AA) Vizyona yeni girecek filmler "Mad Max: Fury Road" George Miller imzalı, "Mad Max" serisinin uzun zamandır beklenen devam filmi "Mad Max: Fury Road" izleyici ile buluşacak. Aksiyon sahneleriyle dikkati çeken film, kıyamet sonrası evrende canlanan çete kapışmalarını, üç boyut teknolojisiyle sinemaseverlere sunuyor. Yeni seride Max'i Tom Hardy canlandırırken, Hardy'e başrolde Charlize Theron, Zoe Kravitz ve Rosie Huntington Whiteley eşlik ediyor. Siyahlı Kadın 2: Ölüm Meleği" Helen McCrory, Jeremy Irvine, Phoebe Fox ve Mary Roscoe'nun oynadığı "Siyahlı Kadın ": Ölüm Meleği" filminin yönetmenliğini Tom Harper üstlendi. Korku ve gerilim türündeki serinin yeni filmi, terkedilmiş ve tuhaf olduğu kadar güvenli de gözüken Eel Marsh'in evindeki bir grup insanın hikayesini anlatıyor. "Aşk Uğruna" Zengin bir oyuncu kadrosuna sahip "Aşk Uğruna" filminin başrollerinde Michelle Williams, Kristin Scott Thomas ve Matthias Schoenaerts'ın yanı sıra Margot Robbie ile Sam Riley yer alıyor. "Düşes"in yönetmeni Saul Dibb'in uzun süredir üzerinde çalıştığı film, 41 ülkede 3 milyondan fazla okuyucuya ulaşan "Fransız Süiti" kitabından sinemaya uyarlandı. 05:23 İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 05:25 Sarayın Doktoru 06:30 1'de Sabah 09:00 1'de Bugün 09:15 Avrupa Avrupa 11:00 İyi Fikir 12:45 Böyle Bitmesin 14:30 Beni Böyle Sev 16:35 1'de Bugün 16:50 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Diriliş Ertuğrul 23:00 Yedikule Hayat Yokuşu 01:05 Beni Böyle Sev 03:05 1'de Bugün 03:20 Dizi Klip 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:55 Atv Ana Haber 20:00 Kara Para Aşk 23:40 Kim Milyoner Olmak İster? 00:55 Bitmeyen Şarkı 02:20 Aşk ve Ceza 03:50 Beyaz Gelincik 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DİLARA KOÇAK İLE İYİ YAŞAM 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI 15:00 DUDAKTAN KALBE 17:00 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:50 YABANCI SİNEMA 21:50 ÖLÜM EMRİ 23:10 BUNU KONUŞALIM YAŞAM-CANLI 00:00 YABANCI SİNEMA TEKRAR 01:30 YABANCI SİNEMA TEKRAR 06:00 Dila Hanım 07:00 Aşkın Bedeli 07:45 Deniz Yıldızı 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 12:00 En Güzel Bölüm 12:30 Aşkın Bedeli 14:30 Benim Kuaförüm 16:00 En Güzel Bölüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:30 Güzel Köylü 23:30 Aşktan Kaçılmaz 07:30 Aile Doktoru (Yeni) 08:45 Magazin 8 09:00 Aramızda Kalmasın 11:45 Sekizde 8 12:30 Ütopya Panorama 13:45 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 15:30 Bu Tarz Benim (Yeni) 18:30 Ütopya 20:00 Survivör 23:15 3 Adam 01:15 İşte Benim Sitilim 04:45 Ver Fırına 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın 11:00 Aşk-ı Memnu 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Hayat Yolunda 23:15 Yerli Dizi 01:30 Abbas Güçlü ile Genç Bakış 19:55 DİRİLİŞ ERTUĞRUL 13. Yüzyıl Dünya yeni kudretini arıyordu. Ve Anadolu, emperyallerin kavgaya tutuştuğu bir diyardı de Türklerin girdiği bu topraklara şimdi, Haçlılar ve Moğollar da ortak olmak istiyordu. Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar, Kafkasya ve Mezopotamya yeni sahibini arıyordu. İşte bu yangın yerinde, bizim hikayemizin kahramanı Ertuğrul da, 400 çadırlık obasına bir yurt arıyordu. Yıllardır yersiz ve yurtsuz kalan Kayılar, Ertuğrul dan acılarına, çilelerine ve yolculuklarına son verecek. 21:50 ÖLÜM EMRİ Orjinal İsmi: Death Sentence Yönetmen:Ian Mackenzie Jeffers Oyuncular:Kevin Bacon, John Goodman, Kelly Preston Yapım Yılı:2007 Tür:Aksiyon/Polisiye Nick Hume iş yaşamında yumuşak huylu bir yönetici özel yaşamında ise mükemmel bir aile babasıdır. Mutlu bir evliliği vardır ve harika bir aileye sahiptir. Ancak tanıklık ettiği o uğursuz akşam bütün hayatını değiştirecektir. Bir gece kendilerini bir silahlı soygunun ortasında bulup, büyük oğlunun öldürülmesine çaresizlik içinde tanıklık eder. Tutuklanan katile adaletin temsilcileri yeterli bir ceza vermeyince, oğlunun cinayetiyle ilgisi olan tüm suçluları öldürmeye yemin eder. Nihal yaptırdığı DNA testinin sonuçlarından dolayı perişan bir haldedir. Gül ve Cemal Nihal'i teselli ederler. Bu konuyu kapatmasını isterler ancak Nihal kendisinin evlatlık olduğunu düşünerek araştırmaya devam etmeye karar verir. Bu konuda da Niyazi'den yardım ister. Hüsnü ve Yusuf baba olacakları haberini aldıktan sonra köyde lokma yapıp dağıtmaya karar verirler. Ancak bu iki ailenin lokma yapma işi bir yarışmaya dönüşür. Bu yarışta Gül'ün müthiş bir önerisi vardır. Meydanda pankek yapacaktır. Dudu, Gül'ün bu fikrine karşı çıksa da Gül kafasına koyduğunu yapar. 20:30 GÜZEL KÖYLÜ

3 bölge haberleri 20 Mayıs 2015 Çarşamba 3 Gönül Elçileri Projesi koruyucu aile sayısını artırdı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Temindar Aytekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde gerçekleştirilen "Gönül Elçileri Projesi" sayesinde, koruyucu aile sayısının arttığını bildirdi. SAKARYA - Aytekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koruyucu aile uygulama politikasının temelini, aile yanında bakım hizmetinin oluşturduğunu belirtti. Aile yanında bakım hizmetini, çocuklar için birinci tercih olarak gördüklerini kaydeden Aytekin, "Koruyucu aileye verdiğimiz çocukların gerek eğitim başarılarını gerek davranışlarındaki olumlu yansımalarını görmekteyiz. Durumu uygun olan herkesi koruyucu aile olmaya davet ediyorum" diye konuştu. Aytekin, Türkiye'de her yıl farklı illerde koruyucu aile şenliği düzenlediklerini belirterek, 5 yıldır gerçekleştirdikleri etkinliklerle çocuklar ve ailelerin kaynaşmasını sağladıklarını söyledi. Aytekin, Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen "Gönül Elçileri Projesi" sayesinde son 3 yılda koruyucu aile sayısında ciddi artış yaşandığına işaret etti. "Türkiye'de 3 bin 490 koruyucu ailemizde, 4 bin 250 çocuğumuz var" diyen Aytekin, yıllarının "Gönül Elçileri Projesi"nin yoğun olarak uygulandığı bir dönem olduğunu belirterek, şunları söyledi: Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan'ın himayelerinde ve bütün illerde valilerimizin eşlerinin desteğiyle yürütülmüş bir kampanya. Bu süreçte koruyucu aile sayımız, 2012'de bin 350 iken bu rakam şu anda 3 bin 490'a ulaştı. Yani 2012'den bu yana koruyucu aile sayımız üç kat arttı. Bunun artarak devam edeceğini söyleyebiliriz. Bu konuyu devlet olarak, Bakanlık olarak destekliyoruz ve bunun çok KONYA - Karapınar ilçesinde 10 metre çapında ve yaklaşık 70 metre derinliğinde obruk oluştu. İlçeye 20 kilometre uzaklıkta bulunan Güllükuyu mevkisindeki silajlık mısır ekili tarlada ortaya çıkan obruk, çevredekileri tedirgin etti. Söz konusu tarlanın sahibi Mehmet Biltekin, AA muhabirine, tarlasında obruk oluştuğunu kendisine komşularının haber verdiğini söyledi. "Büyük gürültüyle tarla çökmüş. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Tedirginlik ve korku içinde yaşıyoruz" diyen Biltekin, tarlada kimsenin bulunmamasının faciayı önlediğini anlattı. Biltekin, obruğun 10 metre çapında ve yaklaşık 70 metre derinliğinde olduğunu dile getirdi. Aynı mevkideki tarlanın sahibi Muhammet Ardıç da bir gün önce çöküntü olmayan tarlada ertesi gün obruğun ortaya çıktığını fark ettiklerini belirtti. Ardıç, "Yoldan geçerken obruğu gördük. Allah'tan üzerinden geçerken çöküp de içine düşmedik" dedi. Yüzün üzerinde irili ufaklı obruğun bulunduğu Karapınar'daki Çayırçukuru mevkisinde 20 Ocak'ta 3 metrekare çapında ve 10 metre derinliğinde obruk oluşmuştu. (AA) olumlu sonuçlarını görüyoruz." Aytekin, çocukların bakımının aile yanında olmasının önemine işaret ederek, gelişimine, aile sıcaklığının olumlu katkı sağladığını aktardı. Aytekin, şunları kaydetti: "Bu çocuklar, bütün toplumun çocukları. Bu çocuklara bizim yapacağımız her türlü katkı aslında toplumumuza ve geleceğimize yapılmış ÇANKIRI - Çankırı'da zihinsel engelliler, yaran ocağında çeşitli gösteriler sundu. Çankırı Belediyesi Engelli Koordinasyon Merkezi'nde 15 gün eğitim gören 10 engelli, Belediye İş Merkezi'ndeki Yaran Evi'nde düzenlenen programda hünerlerini sergiledi. Ortaoyunu ve halk oyunları gösterisi yapan, yöresel türküler seslendiren engelliler, bilmecelerle hoş vakit geçirdi. Koordinasyon merkezinin sorumlusu Asiye Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaranın Çankırı'nın öz kültürü olduğunu söyledi. Yaran kültürünü engelli çocuklarda da yaşatmak istediklerini belirten Ceylan, "Engelli çocuklarımızdan yaran eğitimleri sonunda çok güzel verim aldık. Çocuklarımız çok mutlu oldu. Zaten bu kültürü biliyorlar ama şimdi birebir kendileri bu kültürü yaşadı" diye konuştu. Ceylan, çocukların yaran kültürüyle eğitilmesinden ailelerin de çok mutlu olduğunu kaydederek, "Çocuklar kursların ardından sosyallik kazandı. Çocuklara fırsat verildiğinde neler yapabildiklerini görüyoruz. Bununla ilgili çok olumlu tepkiler var. Aileler çok mutlu" ifadesini kullandı. Ceylan, engellilerin yaran ocağını aileleri için "yaktığını" anlattı. Yaran ocağı eğitmeni Erol Miroğlu da 15 gün eğitim verdikleri engellilerin iyi gelişim gösterdiğini dile getirdi. "Bu eğitimin ardından yaran ocağı yakıyoruz" diyen Miroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaran ocağına normalde sadece erkekler giriyor. Bayanların girmesi yasak ama bu, engelli yaranı olduğu ve 'aileleri görsün' diye düzenlendiği için anne ve babalarını yaranımıza davet ettik. Genç yaran ekibimizle engellilerimiz yaran yapacak. Eğitimin ardından yakacağımız ocakla final yapacağız." Engelli oğlunun yanında bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Havva Koç da "İsmail çok mutlu. Onda çok büyük gelişme var. Buraya gelmek, bir şeyler yapmak çok hoşuna gidiyor. Ben de onu izlerken mutlu oluyorum" şeklinde konuştu. Oğuzlardan bu yana özü Ahilik'ten gelen, daha sonra esnaf lonca teşkilatı haline dönüşmüş sosyal kurum yaran, başağa, küçük başağa ve yaranlardan oluşuyor. Erkeklerin, sazlı ve sözlü vakit geçirdiği, esnaf birlikteliği olan yaran gecelerinde, özellikle kış aylarında cumartesileri bir araya geliniyor. Sadece eğlence değil, dayanışma biçimi görülen gecelerde, katılanların birbirleriyle küs olmaması gerekiyor. Yaran müziğinde genellikle bağlama, keman, cümbüş, ut, klarnet, darbuka, kanun, def ve zilli maşa kullanılıyor. Yaran çavuşu tarafından belirlenen yaranlar, Çankırı'ya has zeybek oynuyor. (AA) bir katkıdır. Koruyucu aile olmak, iki yönlü sonuç doğuruyor. Birincisi, çocuk özlemi çeken ailelerimiz çocuğa kavuşmakta ve mutlu olmakta, diğer yandan da korunmaya muhtaç çocuklarımız sıcak bir aile ortamında, onlar da mutlu oluyor ve dolayısıyla topluma faydalı bireyler olarak yetişiyor. İki yönüyle de koruyucu aile uygulamasını olumlu olarak görüyoruz." (AA) Konya'da yeni obruk oluştu Zihinsel engelliler yaran ocağı yaktı Telefonda hayat sigortası ve kart aidatı dolandırıcılığı uyarısı ANKARA - Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, kontör dolandırıcılarının yanı sıra son zamanlarda hayat sigortası ile kredi masrafı ve kredi kartı aidatlarının geri alınması bahanesiyle yapılan dolandırıcılıklarda artış yaşandığını belirterek, özellikle yaşlı vatandaşların dikkatli olmalarını istedi. Her geçen gün yeni bir yöntemle vatandaşları kandırmanın yollarını arayan dolandırıcılar, son zamanlarda telefonla ulaştıkları vatandaşlara "adlarına geçen yıl hayat sigortası düzenlendiğini" belirterek, birkaç gün içerisinde sigortanın yenileneceğini ve sigorta bedeli olarak kredi kartından lira çekileceğini söylüyor. Vatandaş böyle bir sigorta yaptırmadığını söylese de telefondaki kişi, "işlemin vatandaşın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, ellerinde ses kayıtlarının olduğunu, aradan bir yıl geçtiği için hatırlamamasının çok normal olduğunu" ifade ediyor. Vatandaş böyle bir görüşme yapıp yapmadığını hatırlamaya çalışırken dolandırıcılar, sigortanın yenilenmemesi gibi bir seçeneğin de olduğunu ancak bunun için de lira arası bir bedel yatırması gerektiğini anlatıyor. Bu noktada vatandaş, dolandırıcının tuzağına düşerse kredi kartı bilgilerini vererek tahsilatın gerçekleşmesini sağlıyor. Dolandırıldığını sonradan fark eden vatandaş, bir sonraki ay kartından yapılan liralık harcamayı görüyor. Yetkililer, bu şekilde dolandırılan kişi sayısının çok olduğunu, özellikle yaşlıların tercih edildiğini belirterek, vatandaşların birçoğunun ise başvuruda bulunmadığını kaydetti. Kredi aidatlarının geri alınmasına imkan tanıyan düzenlemeyi de fırsat bilen dolandırıcılar, telefonla ulaştıkları vatandaşın öncelikle hangi bankalardan kredi ya da kredi kartı kullandığını soruyor, sonra da yapılan yasal düzenleme hakkında bilgi vererek aidatı geri alabileceklerini söylüyor. (AA) Fehmi KORU fkoru@gmail.com fkoru@htgazete.com.tr Dünden bugüne değişenler ve değişmeyenler BUGÜN 19 Mayıs Bayramı... Bayram, ileriye umutla bakmayı getirecek bir yazıyla okur karşısına çıkmayı gerektiriyor; ama işte gördünüz, Adana da ve Mersin de dün eşzamanlı patlayan bombalar, gündemi başka bir yöne çekerek bayramı zehir etti. HDP li hedeflere yönelmişti bombalar... Paket içerisinde kargoyla gönderilmişti bombaların biri; diğeri ise çiçek saksısı içerisine gizlenmişti... Kuşkusuz can almayı da amaçlamış bombaları gönderenler; çok şükür birkaç yaralıyla atlatıldı... İnsan yukarıdaki cümleleri arka arkaya yazarken bile irkiliyor. İrkiliyorum, çünkü bu tür bombalama eylemleriyle ilgili son yazıları 1990 lı yıllarda yazmıştım. İsmi ne zaman anılsa hemen laiklik savunucusu deme ihtiyacı duyulan İlahiyat Fakültesi hocası Bahriye Üçok, kargoyla gönderilen bir paketi açmaya çalışırken 6 Ekim 1990 tarihinde hayatını kaybetmişti. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Uğur Mumcu (24 Ocak 1993) ile Siyasal Bilgiler Fakültesi hocalarından Cumhuriyet yazarı Ahmet Taner Kışlalı (10 Temmuz 1999), evlerinin önünde duran otomobillerine konulan bombaların patlamasıyla ila 1999 yılları arasında geçen 10 yılda sayısız siyasi cinayet işlendi ülkemizde; hepsinin arkasından acıları paylaşmaya çalışırken eylemlerin tekerrür etmemesi için çok yönlü uyarılarda bulunduğumu hatırlıyorum. Yalnızca ben değil, eli kalem tutan ve ülkenin terör belası girdabına kapılıp yanlış istikametlere savrulmasını istemeyen her kalem erbabı benzer uyarılarda bulunmuştu. Ama nafile. Terör insanların aklını başından alıyor, sağlıklı değerlendirmeler yapılmasının önünü kesiyor ve yanlışlara sürüklüyor. Terör ortamlarında yapılan uyarıların bu yüzden zerre miktarı etkisi olmuyor. Elbette o ürperten 10 yılın şartları ile bugünkü ortam çok farklı. O zamanlar saf bir toplumduk; her söylenene inanıyor, her yapılanı gördüğümüz şekilde değerlendiriyorduk; olayların arkasında başka gerçekler bulunabileceğini pek azımız düşünebiliyordu. Ortada olağan şüpheliler vardı zaten, her cinayetten sonra suçlayıcı parmaklar onlara yöneliyordu. Aradan geçen yıllar hepimizi akıllandırdı; artık uğursuz eylemlerin arkasında karanlık odaklar bulunabileceğini ve ilk aklımıza gelen kişiler ile örgütlere suçlu muamelesi çekmenin anlamsızlığını biliyoruz. Yine de... Mersin ve Adana da eşzamanlı patlayan bombalardan sonra, hükümete yakın ağızlar derhal PKK yı suçlayıcı açıklamalar yaptı; HDP çevrelerine göre ise eylemlerde devlet parmağı var; devlet ile kastedilen besbelli hükümet... Acaba? Eski alışkanlıkların üstesinden kolay gelinmiyor. Her iki kesimin suçlaması ilk elde makul görünse de yeterince ikna edici değil... O karanlık 10 yıl boyunca ülkeyi kana bulamış olan cinayet ve bombalama eylemlerinin çoğunun ardında devlet içinde yuvalanmış çeteler olduğu nice sonraları ortaya çıkmıştı. Faili meçhul diye anılan cinayetlerin failleri aslında meçhul değildi; o cinayetleri ve toplumu sarsıp yanlış yöne sürüklemek amaçlı siyasi suikastları hep aynı odak planlamış ve hayata geçirmişti. Ne yazık ki, o odak ile hesaplaşma sonuca ulaşmadı. Yanlış odaklarla hesaplaşılıyor bugün ve esas karanlık odak yeniden başını çıkarmak için ortalığı olgun bulmuşa benziyor. Hükümetin ve asayişten sorumlu birimlerin adımlarını olağanüstü dikkatli atması gereken bir ortamdan geçiyoruz. Bir yanlış... Bizi yeniden eski karanlık günlere geri döndürebilir. Aman dikkat. 19 Mayıs 2015/ HABER TÜRK Emekli aylıkları 15 günde bağlanıyor ANKARA - Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Yadigar Gökalp İlhan, eskiden 3 ay ya da daha fazla süren maaş bağlama işlerinin bugün 15 günden az sürdüğünü belirterek, hedeflerinin 1 günde emeklilik işlerinin tamamlanabilmesi olduğunu söyledi. İlhan, Kazan Sosyal Güvenlik Merkezinin yeni hizmet binasının açılışında, hizmeti vatandaşın ayağına getirmek amacıyla Ankara'nın ilçelerinde 25 SGK merkezi açtıklarını ifade ederek, "Türkiye genelinde 509'uncu SGK merkezimizi açmış bulunuyoruz. Zaten planladığımız SGK merkezi sayısı 589'du. Geriye kalanları da hızlı bir şekilde devam etmektedir" diye konuştu. SGK hizmetlerinde yapılan yeniliklere değinen İlhan, şöyle konuştu: "Daha önce kağıt ortamında yapılan birçok işi artık elektronik ortamda gerçekleştirebilmeliyiz. Eskiden 3 ay ya da daha fazla süren maaş bağlama işleri bugün 15 günden az sürmektedir. Hedefimiz, 1 günde emeklilik işlerinin tamamlanabilmesidir. Yaptığımız altyapı çalışmaları ile bu istediğimiz süreye yetişeceğimizi düşünüyoruz. SGK'dan 10 milyon 953 bin kişi emekli aylığı almakta. Kurum, bu emeklilerimiz için aylık toplam 12 milyar lira ödeme yapmaktadır. Buna göre 2015 yılı temmuz ayında SSK ve Bağ-Kur emeklilerimize öncelikle ilk 6 ayda TÜFE oranında artış yapılacaktır yılında açıklanan yılları artış oranı yüzde 2,77 olarak tahmin ediliyor. Bu artıştan da ilave olarak SSK ve Bağ-Kur emeklilerinden bin liranın altında alan her emekliye 100 lira seyyanen artış yapılacak. Böylece 3 milyon 300 bin emeklimiz, bu 100 liranın tamamından faydalanmış olacak." (AA)

4 420 Mayıs 2015 Çarşamba ANKARA ŞEVKET KALAYCI- Ulus, Millet ve Medeniyet, Barış Sürecinin Dinamikleri konulu konferansta konuşan MÜSİ- AD Ankara Şube Başkanı İlhan Erdal, Anadolu nun kutlu birlikteliğini simgeleyen MÜSİAD ın 25. Yılını kutladıkları bu günlerde, bir ahlak ve gelişim misyonunun timsali olan bu çatıda, Ankara Şubesi Kurucu Başkanı Hüdaverdi Çakır başta olmak üzere bu süreçte emek veren herkese teşekkür etti. Bilgi toplumu olmanın önemini vurgulayan Erdal gelişim için okuma, araştırma ve dinleme mefhumlarının öneminin altını çizdiği konuşmasında, Dr. Mustafa Özel e bilgisinin zekatını Ankara da paylaşmasından dolayı şükranlarını sundu. Açılışın ardından konuşmasına başlayan Mustafa Özel, geçmiş 1000 yıllık süre içerisinde Dünyanın iktisadi merkezinin Çin, Hindistan, Akdeniz, Batı Avrupa, Doğu Amerika ve Batı Amerika şeklinde bir kayma gösterdiğini dile getirdiği konuşmasında 2015 yılı itibariyle bu merkezin tekrar Çin e geldiğini belirterek, İnsanlık tarihi düz bir çizgi şeklinde ilerlemez. Tarih içerisinde yükselişler ve düşüşler vardır. Devletler, şirketler ve tüm organizasyonel yapılar da böyledir. Belli organizasyonel yasalara uyulduğu takdirde bu yapıların yükselme, gelişme ve ayakta kalma şansı olur. dedi. 10 bin yıllık bilinen tarih içerisinde tahmini olarak 2 milyara yakın organizasyonel yapı bulunurken, 200 yıl yaşamış olan siyasi organizasyonların 100 ün altında olduğunu belirten Özel; Bu yapılardan biri olan 700 yıla yakın yaşamış olan Osmanlı nın parçasıyız. Bir topluluğun devlet kurma iradesi ve gücü yoksa o topluluğa bir isim vermekte zorlanırsınız. Toplumların isimleri siyasi iradeleri ve sistemi yaşatma güçleri ile bağlantılıdır. Osmanlı batıya akan bir sistem olarak arkasında kalan doğuyu sağlam temeller üzerine inşa etmiştir. Doğusunda yer alan Safevi Devleti ile arasında yer alan Kürt yapısının, Safevilerin bir parçası olmaktan 700 yıl süre ile engel olmuştur. Birlikte hareket etmek sadece Türkler için değil, Kürtler için de hayati öneme sahiptir. Büyük devlet olmak akan bir nehre benzer. Küçük gruplar bu nehirde hayat bulabilmelidir. Eğer Yeni Türkiye diyeceksek, akma meyili gösteren ve potansiyeli olan bu nehre hep beraber omuz vermeliyiz. Bu yüzden Türkiye deki herhangi bir siyasi sistem Kürt meselesini ulusçu kısır bir projenin parçası olarak çözemez. Bundan 90 yıl önce elde kalan mülkü korumak için geliştirdiğimiz Avrupai Ulus Projesi herhangi bir meselemizin çözümü olamaz. dedi. MÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Üyesi ve İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr.Mustafa Özel in katılımıyla Ulus, Millet ve Medeniyet, Barış Sürecinin Dinamikleri konulu konferans Ankara Ticaret Odası nda düzenlendi. MÜSİAD ve Genç MÜSİAD üyelerinin geniş katılımıyla gerçekleşen programda, Ulus ve millet kavramları çözüm süreci kapsamında ele alındı. MÜSİAD Ankara, barış sürecini tartıştı Türkiye de yaşayan 80 milyon insanın kendini tanımlamak için kullanabileceği altı farklı kavramın olduğunu belirten Özel, bu kavramların ulus, millet, kavim, halk, ırk ve ümmet olduğunu vurguladı. Ulus kavramının yakın tarihi unutmaktan geçtiğini belirten Özel; Bir topluluk unutarak ulus, hatırlayarak millet olur. Yakın tarihimizi unutamadığımız için bizler ulus olamadık. Ancak biraz daha iyi hatırlayarak bir millet olabiliriz. Bizden istendiği gibi, İslam ı ortaçağ karanlığı, padişahlarımızı kadınlara düşkün yöneticiler olarak nitelendiremedik. Kahramanlarımız sorulduğunda Hz.Ömer i, Fatih Sultan Mehmet i hatırladık. Bu gösteriyor ki, bizler unutmuyoruz. Bu nedenle de Avrupa da tutan ulus mayası bu toplumda tutmuyor. Türk toplumunun ulus değil, bir millet olduğunu ifade etti. Avrupa da bir konferansta anlattıklarının Osmanlıcılık olduğunu söyleyen birine; Bizi niçin Osmanlı ile kıyaslıyorsunuz? Osmanlı iletişim ve ulaşım imkanları kısıtlı iken Yemen den Bosna ya kadar uzanmış. Bizi bu kadar dar alanda tutamazsınız dediğini belirterek, Bizim kavmi ve ulusu aşan bir tahayyülümüz var ve buna Türkler ve Kürtler olarak hep birlikte omuz vermeliyiz. diyerek sözlerini tamamladı. Çankaya Belediyesi nden finalist gençlere destek ÇAÇOY, Alman heyeti etkiledi 21 yıl önce Türkiye ve Almanya arasında imzalanan Gençliğe Yönelik Politikalarda İşbirliği protokolünün bu yılki başlığı kapsamında Çankaya Ahşap Çocuk Oyuncakları Atölyesi (ÇAÇOY), Almanya dan gelen bir heyeti konuk etti. Her yıl farklı temanın ele alındığı protokolün bu yılki başlığı "Engellilerin Rehabilitasyonu ve Mesleki Açıdan Hayata Kazandırılması" olarak belirlenince İŞ-KUR yetkileri Almanya dan gelen heyete inceleme alanı olarak ÇAÇOY u adres gösterdi. Almanya Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı ndan gelen heyet, Çankaya Belediyesi ve İş-Kur un birlikte yürüttüğü; engelli bireylerin ekonomik ve sosyal yaşama katılımını sağlayan ÇAÇOY u, eğitim ve istihdam çalışmalarının bir arada olduğu Çankaya Belediyesi Sosyal Projeler Merkezi nde ziyaret ederek proje hakkında detaylı bilgi aldı. Ziyarette Alman heyete, komisyonun Türk tarafını temsilen Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve İş-Kur dan yetkililer de eşlik etti. Çankaya Belediyesi nin ve İş-Kur un birlikte yürüttüğü projede zihinsel ve bedensel engelli bireylere sağlanan kurs olanaklarını yerinde inceleyen, kursiyerlerin teorik ve pratik eğitim aldıkları atölye ve sınıfları gezen heyet korunaklı iş makineleri hakkında da detaylı bilgi aldı. Engellilerin rehabilitasyonu ve mesleki açıdan hayata kazandırılması konusunda Türkiye'deki örnekleri yerinde görmek ve ziyaret edilen kurumlarla olası ortak proje fikirlerini hayata geçirmeyi amaçlayan gezi kapsamında Alman heyet, Çankaya Belediyesi ve İş-Kur yetkililerine çalışmalardan dolayı teşekkür etti. Çankaya da Tohum Takas Şenliği Çankaya Belediyesi nin Tohum Takas Şenliği için hazırlık toplantılarına başlandı. Bu yıl ikincisi düzenlenecek olan etkinliğe Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhsar Yanmaz, Ankara İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Tüketici Hakları Derneği, Güneşköy Derneği, Tayda (Güdül Kolektifi) ve Çiğdemim Derneği temsilcileri ile Çankaya Belediyesi nin ilgili birimlerinin temsilcileri katıldı. İlk toplantıda, üretici ve tüketicilerin şenlikten en iyi şekilde nasıl yararlanabileceği ve etkinliğin nasıl kalıcı hale getirilebileceğine ilişkin başlıklar ele alınırken, yerel çeşitlerin öne çıkarılması, daha sağlıklı tohum alma yöntemlerinin anlatılması, iyi tohum alabilmek için model alanlar oluşturulması da toplantıda değerlendirilen diğer konular arasında yer aldı. İlki gibi iki gün sürmesi ve Ankara nın insan yoğunluğu en fazla olan bölgelerinden Sakarya Caddesi nde düzenlenmesi düşünülen Şenlik kapsamında, yetiştiği bölgenin ekolojisine uyum sağlamış bitkilerden alınan tohumlar el değiştirerek üreticiler arasında takas edilecek. Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) gıda ürünlerinin çoğaldığı ve sağlıklı tohumun özel önem kazandığı günümüzde, kendi imkânlarıyla bir araya gelmesi mümkün olmayan yüzlerce üreticiyi buluşturacak olan Çankaya Belediyesi, etkinlikle halk sağlığını korumaya yönelik büyük bir adıma da öncülük etmiş olacak. Paneller, etkinlikler ve film gösterimleri ile renklenecek olan Tohum Takas Şenliği nde çocuklara yönelik doğa odaklı eğitimler, resim, müzik ve drama etkinlikleri de yer alacak. Şenliğin hazırlıkların ardından yaz sonu gibi başlaması planlanıyor. Çankaya Belediyesi, bisiklet kullanımı konusunda farkındalık yaratmak için pedal çeviren Ayrancı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerine el uzattı. Hazırladıkları çevre ve yaya dostu ulaşım projesiyle Trafik Olimpiyatları nda finale kalan öğrenciler, projelerinin bileşenlerinden biri olan bisiklet yollarının yaygılaştırılması konusunda Çankaya Belediyesi nden destek aldılar. Şehir içi ulaşımda bisikletin yaygınlaştırılması için bir dizi çalışma başlatan ve bu kapsamda toplu taşıma araçlarının merkez duraklarına yakın park ve alanlarda bisiklet park yeri kurmaya başlayan Çankaya Belediyesi, yedi aydır sürekli geliştirerek son şeklini verdikleri projeyle finale kalan öğrencilerin Ahlatlıbel Sosyal Tesisleri ne bisiklet yolu yapmasına önayak oldu. Belediye işçileri ve öğrencilerin birlikte boyadıkları bisiklet yolunun yapımına katılan Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Anıl Sevinç de gençlerin coşkusuna ortak oldu. Türkiye nin Kalbi Bisikletle Atıyor sloganıyla yola çıkan ve bisiklet altyapısı ile bisiklet yollarının yapılmasını sağlamayı amaçlayan öğrencilere Çankaya Belediyesi de Ahlatlıbel de imkân tanıdı. Bisiklet park alanını nasıl boyayacaklarını öğrendikten sonra belediye işçilerinin hazırladıkları boyalarla şablonların içlerini dolduran gençler, kendi bisiklet yollarını kendileri yaptılar. Yaklaşık 600 metre uzunluğundaki bisiklet yolu bisikletçilerin kullanımı için hazır hale getirildi. Avrupa Bisiklet Meydan Okuması na da Çankaya Takımı adına katılan öğrenciler, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye Trafik Olimpiyatları Proje Yarışması nda birinciliği kazanmayı hedefliyorlar. Kazan Uçarı Camii açıldı Kazan İlçesi Uçarı Mahallesi nde yaptırılan caminin açılışı törenle yapıldı. Açılış törenine 19. Dönem Ankara Milletvekili Hamdi Eriş, Belediye Başkanı Lokman Ertürk ve Eşi Meral Ertürk, Ankara Milletvekili Adayları, Ayhan Yılmaz, Adem Ceylan, Ak Parti İlçe Başkanı Ali Yıldıztepe, Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Erdal, İlçe Müftüsü Halil Karagöz, Milli Eğitim Müdürü Ahmet Yılmaz ve mahalle sakinleri katıldı. Kazan Belediyesi nin katkılarıyla köylüler tarafından imece usulüyle yaptırılan ve 2 yılda tamamlanan camii 850 Bin TL ye mal oldu. Ankara ve Kazan da ikamet eden mahalle sakinlerinin yaz aylarında köyde göç etmesinden dolayı eski caminin yetersiz kalmasından yakınan mahalle sakinleri bir araya gelerek yaptırdı. İlçede bulunan camilerde belediye olarak katkı sağladıklarını belirten Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, Çok büyük eserlere imza atabilir çok büyük yatırımlar yapabilir bir şehri çok modern bir hale getirebilirsiniz. Sosyal kültürel tesislerle alt yapısıyla parkıyla bahçeleriyle fakat önemli olan o şehirdeki sevgi dilini konuşabilmek o ilçede Mevlana nın o derin hoşgörüsü Yunus Emre nin engin sevgisini tüm insanlara nakşedebilmek ve milli değerlerine bağlı manevi değerlerine bağlı şuurlu gençler yetiştirebilmek. Bunları bütünleştiremedikten sonra sizin çok modern bir şehir içerisinde yaşamanız hiçbir anlam ifade etmiyor. Bugün allahımıza hamdolsun bu hayırlı hizmetle Kazan da bunun mücadelesinin verildiğinin gösterildiğine inanıyorum. İlçemizde 70 yakın camiinin temizliğinden yapımına kadar birçok alanda emeğimiz var diye konuştu. Hayırlı bir hizmeti açmak için burada olduklarını belirten Adem Ceylan, Camiiler ve mescitler cenabı Allahın evleridir. Burada Müslümanlar inançları gereği dini vecibelerini yerine getirir. Camiiler birlik ve beraberlik ruhunun güçlendiği yardımlaşma dayanışma ruhunun güçlendiği yoksuluyla zenginiyle işvereniyle işçisiyle yerlisiyle yabancısıyla hep bir araya gelindiği saf tutulduğu omuz omuza verildiği milli ve dini duyguların güçlendiği yerlerdir. Bunun örneğini burada görüyoruz dedi.

5 ANKARA HABER MERKEZİ - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2014 yılının ilk üç ayında 184 bin 975 ton olan toplam kırmızı et üretiminin, 2015 yılının aynı döneminde yüzde 13,8 artışla 210 bin 475 tona çıktığını belirtti. Bu dönemde sığır eti üretiminin yüzde 12,6, koyun eti üretiminin yüzde 4,1, keçi eti üretiminin yüzde 112,9, manda eti üretiminin yüzde 174,2 arttığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Mart ayı itibarıyla son 12 yıl et üretimi, 1 Yenimahalle Belediyesi, eğitime destek kampanyası kapsamında Halide Edip Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ne malzeme yardımında bulundu. Tam boy kas maketinden üriner sistem modeline kadar birçok laboratuvar ders malzemesini içeren paketleri bizzat dağıtan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Görevimiz olmayabilir ama önceliğimiz bölgemde oturan tüm çocuklarımızın sağlıklı ve çağdaş bir eğitim almalarıdır dedi. Başkan Yardımcısı Yaşar Neslihanoğlu ile birlikte okulu da gezen Yaşar hem malzeme dağıtımını gerçekleştirdi hem de okulun diğer ihtiyaçlarını tespit etti. Başkan Yaşar, okul müdürü Mehmet Özmen ve öğretmenlerle görüştü. En az sorunlu okulların Yenimahalle de olduğuna vurgu yapan Başkan Yaşar Biz eğitime desteğimizi sürekli devam ettireceğiz. Amacımız çocuklarımızın en güzel şartlarda eğitim görmeleri ve iyi yetişmeleridir dedi. Eğitimdeki aksaklıklara ve meslek liselerine de değinen Yaşar eğitim sistemini eleştirdi. Yaşar Eğitimde bir hedef olmalı. Üretime ve ekonomiye katkı yapacak sistemi bulmalıyız. Ülkenin ihtiyacı olan elemanların meslek liselerinde yetişmesi gerekir. Gelişmiş ülkelerde meslek liselerinde okuyan öğrenci sayısı diğer liselerden fazla, ülkemizde de böyle olması gerekir. Meslek liseleri diğer liselerden daha çok öğrenci yetiştirmelidir. Dünyanın güzel uygulamalarını ülkemize getirmemiz gerekir diye konuştu. Okul müdürü ve öğretmenler Yenimahalle Belediyesi nin eğitime destekleri nedeniyle teşekkürlerini ettiler. Ziyaretin ardından, öğretmenler ve öğrencilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Başkan Yaşar, öğrenci ve öğretmenlerle selfie çektirmeyi de ihmal etmedi. milyon 33 bin 772 tona çıktı. Kırmızı et üretiminde artış sürüyor yılında 996 bin 155 ton olan toplam kırmızı et üretimi, 2014 yılında 1 milyon 8 bin 272 tona yükseldi. İthal et lobilerine ithaf olunur. Bu kadar bir üretim artışı varken, et ithalatı isteğinin mantığını anlamak mümkün değildir. İthalat yapıp artan üretim baltalanmamalıdır. Kırmızı et üretiminin ilk üç ayda, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,8 gibi yüksek düzeyde artması ithalat isteklerini boşa çıkarmıştır. Ette ithalat lobilerini uyaran Bayraktar, şöyle devam etti: ESKİŞEHİR - ZEHRA AYDIN - Eskişehir ile Ankara, Konya ve İstanbul arasında karşılıklı işletilen Yüksek Hızlı Tren (YHT) seferleri, üniversite öğrencilerine de büyük kolaylık sağlıyor. Özellikle ailesinin evi Ankara veya Konya'da bulunan öğrencilerden bazıları, sabahları YHT ile yola çıkıp Eskişehir'e geliyor, derslerinin bitiminde de aynı araçla dönüyor. Anadolu Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Eskişehir ile Ankara arasındaki YHT seferlerinin, öğrenci sayısında ciddi artış sağladığını söyledi. AÜ'ye il dışından en fazla öğrencinin Ankara'dan geldiğini belirterek, İstanbul hattında YHT seferlerinin geçen yıl temmuz ayında başladığını hatırlatan Gündoğan, "İstanbul, öğrenci konusunda ciddi bir potansiyele sahip. İstanbul'dan ciddi sayıda öğrenci geleceğini düşünüyorum çünkü ulaşım imkanlarının gelişmesi öğrenciler için önemli" dedi. Gündoğan, öğrencilerden bazılarının Eskişehir'de konaklamadığı bilgisini verdi. Bu öğrenciler için YHT'nin önemli bir araç olduğunu dile getiren Gündoğan, şöyle konuştu: "1,5 saatte gelip gidiyorlar. İstanbul için ilk aşamada bu biraz zor ama Ankara ve Konya için haftanın belli günlerinde dersiniz varsa bu anlamda ciddi bir imkan. Hızlı tren seferlerinin artmasının önümüzdeki dönemde ciddi bir hareketlilik yaratacağını düşünüyorum. İstanbul'daki üniversiteler de artık öğrenci yükünü kaldıramıyor. Eskişehir, İstanbul'da yaşayan ve okumak için civardaki üniversitelere giden gençlerimiz için ciddi bir alternatif haline gelecek." Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen ise YHT seferlerinin tamamının Eskişehir'den geçtiğini anımsattı. Bunun büyük bir avantaj olduğuna işaret eden Gönen, "YHT, Eskişehirimizin kavşak olmasını sağladı" ifadesini kullandı. Gönen, YHT sayesinde Eskişehir'in artık Ankara'nın bir banliyösü haline dönüştüğünü ve öğrenciler için ulaşımın önemli olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "Kahvaltısını ailesiyle yapan ve dersine yetişen, akşam da yemeğine yetişen öğrencilerimiz var. Üniversitemizin öğrenci portföyünü en fazla Ankaralı öğrenciler oluşturuyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitemizin hem İstanbul'dan hem de Konya'dan yeni başlayan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kırmızı ette üretim artışının ithal et lobilerini zora soktuğunu bildirerek, Kırmızı et üretiminin ilk üç ayda, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,8 gibi yüksek düzeyde artması ithalat isteklerini boşa çıkardı. Bu kadar bir üretim artışı varken, et ithalatı isteğinin mantığını anlamak mümkün değildir dedi. TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Kırmızı et üretimindeki artış ithalat isteklerini boşa çıkardı Yenimahalle Belediyesi nin eğitime desteği sürüyor Çiftçimizin, üreticimizin en büyük korkusu et ithalatıdır. Geçmişte ithalat, üretime büyük zarar verdi. Yurtdışında milyarlarca döviz ödenmesine neden oldu. İthal et lobileri tatlı para kazanmak istiyorlar. Bunun için politika belirleyicileri de zorluyorlar. Üretici maliyeti ortadadır. Maliyetler düşerse, et fiyatı da ucuzlar. 78 milyon nüfusu, 37 milyon turisti, yabancı çiftçilerin ürettiği ürünlerle mi doyuralım. Çiftçimizin üzerinden sadece para kazanmak amacıyla oynanacak oyunları bozacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Sürdürülebilir hayvancılık politikası için piyasada istikrarın sağlanması çok önemli. YHT ile evden okula seferler sayesinde daha fazla öğrenci alacağını tahmin ediyoruz. Ankara ve İstanbul'daki yetişmiş ve yüksek puan alan öğrenciler şehrimize gelecek. Üniversitemizin ana birimlerinden tıp fakültemize ve mühendislik fakültemize daha iyi puanlarla öğrenciler geldiğinde, ülkemizin hizmetinde olmaya devam edecek, daha iyi şartlarda hizmet etmeye devam edecek. Dolayısıyla YHT'nin üniversitemize çok önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz." ESOGÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü 3. sınıf öğrencisi Taha Yasin Gediksiz, ailesinin Ankara'da yaşadığını belirterek, 3 yıldır hızlı trenle Ankara'ya gidiş geliş yaptığını kaydetti. Okula başladığında hızlı tren kullanmaya başladığını anlatan Gediksiz, "Ankara'da tren garı evime yakın burada da okuluma yakın sayılır. Buradan binip orada inip hemen evime ulaşabiliyorum. 3 senedir bir kez otobüs kullandım. Onuda trende yer bulamadığım için kullanmıştım. Hem ulaşımı kolay hem de yolculuk süresi kısa onun için hızlı treni kullanıyorum" diye konuştu. AÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü 3. sınıf öğrencisi Aydan Çınar ise 4 yıldır Eskişehir'de eğitim gördüğünü ve ailesinin Ankara'da yaşadığını ifade etti. Çınar, Ankara'da kaldığını ve hızlı tren sayesinde her gün derslerine gidip geldiğini belirterek, "Bu ulaşım rahatlığı ben üniversiteyi kazandığım sene başlamıştı. YHT kart sayesinde hiçbir zorluk çekmeden Ankara'dan derslerime gidip gelebiliyorum. Sabah kahvaltısını evimde yapıyorum bunun yanı sıra akşam yemeğini de ailemle yemek fırsatı buluyorum" dedi. (AA) 20 Mayıs 2015 Çarşamba5 Duayen vosvoscu Vosvos Parkı'nda Volvocuların duayeni olarak kabul edilen Türkiye nin en yaşlı Vosvocusu, 91 yaşındaki Niyazi Kalfa Türkiye turu öncesi Yenimahalle Belediyesi tarafından Turgut Özal Mahallesi ne kazandırılan Vosvos Parkı nı gezdi. Kalfa, Ankara Volswagen Fun Clup başkanı Olgun Şensoy ile Yenimahalle Belediye Başkan Yardımcısı Erhan Aras ı da makamında ziyaret ederek, belediye ve Ankara Volkswagen Fun Clup işbirliğinde yapılan ortak etkinlikler için teşekkür etti yılında Zonguldak ta doğan, 63 yıllık evli, 2 çocuk babası ve 4 torun sahibi Niyazi Dede, 1969 model Volkswagen i ile yine yollara düştü. Kalfa için 1946 yılında yaşında başlayan vosvos serüveni, Türkiye turuyla devam ediyor. Türkiye deki tüm ören yerlerini karış karış gezen Kalfa, 46 yılda 450 bin kilometre yol yaptı. Seyahatlerinde kendisini hiç yalnız bırakmayan eşiyle 30 yıl birlikte yolculuk yaptığını belirten Kalfa, eşinin dizlerindeki rahatsızlık nedeniyle 16 yıldır yalnız başına turlarına devam ettiğini söyledi. Aynı zamanda Ankara Volkswagen Fun Clup üyesi olan Niyazi Dedenin ilk durağı Eskişehir olacak. Eskişehir üzerinden Çanakkale ye geçecek olan Kalfa, Haziran ayında Ordu da yapılacak olan 13 üncü Uluslararası Vosvos Festivali ne katılacak. Yenimahalle Belediyesi Başkan Yardımcısı Erhan Aras ı ziyaret eden Niyazi Kalfa, Belediye tarafından yaptırılıp Ankara Volkswagen Fun Clup üyelerinin etkinliklerine ev sahipliği yapan park için Aras a teşekkür etti. Kalfa bu davranışın örnek teşkil etmesini temenni ettiğini de ifade etti. Kalfayı ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erhan Aras ise Wolsvagen tutkunlarının duayeni Niyazi Amca nın ziyareti bizleri çok memnun etti. Türkiye turu öncesi yaptığı bu nazik ziyaretten dolayı kendisine teşekkür ediyorum. Bizler Belediye olarak sivil toplum örgütlerinin, derneklerin her zaman yanındayız ve öyle olmaya da devam edeceğiz. Niyazi Amcaya Türkiye turunda hayırlı yolculuklar diliyorum dedi. Armada başarısını Başkan Yaşar la paylaştı Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi (ICSC) Londra ödülleri, Avrupa da Yılın Büyüme ve Yenileme Projesi ödülüne Armada AVM yi layık gördü. Yenimahalle bölgesinde olan alışveriş merkezinin yöneticileri, başarılarını Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ile paylaştı. Aldıkları ödülü Başkan Yaşar a getiren AVM yöneticileri, Yaşar a, Ödülümüzü size takdim etmek istedik. Bizlere vermiş olduğunuz desteklerden dolayı teşekkür ederiz dediler. Merkezin başarı sevincine ortak olan Başkan Yaşar ise, yöneticileri tebrik ederek, Başarılarınızın devamını diliyorum. Umarım daha nice güzel ödüller kazanırsınız dedi. Yaşar, Çok çalışmak ve yaptığın işi en iyi şekilde yapmak beraberinde başarıyı da getiriyor. İşini iyi yapanlar ayakta kalır yapamayanlar da çok fazla ayakta kalamaz. Bu prensip esnaf için, sanayici için de siyasetçi ve yerel yöneticiler için de geçerlidir. Ayakkabı tamircisi de işini en iyi şekilde yapacak çiftçi de esnaf da. Bu prensip de hem halk açısından hem müşteri açısından takdir görecektir. Sizin de işinizi iyi yapmanız başarıyı getirmiş. Kutluyorum. Kapasitesinin çok üzerinde AVM olan Ankara da bir AVM olarak bu başarıyı göstermeniz takdire şayan dedi. Ziyaretin sonunda konuklara, 2016 yılında tamamlanması planlanan Yenimahalle Karşıyaka Pazar Yeri ve Sosyal Tesisi nin maketini gösteren Başkan Yaşar, Burada Kadın Dayanışma Merkezi nden Otoparkına kadar her şey düşünüldü. Aynı zamanda içerisinde İkinci Bahar Lokali, çok amaçlı salon, gençlik merkezi, düğün salonu, taziye evi, iş yerleri, kreş, YENİMEK kursları, bay-bayan spor salonu, etüt merkezi ve akvaryumda bulunacak dedi.

6 6 ANKARA 20 Mayıs 2015 Çarşamba Keçiören'in parkları temizleniyor Keçiören Belediyesi, ilçedeki parklarda bulunan oyun setleri ve kent mobilyalarına yönelik bir temizlik harekatı başlatttı. Kupalarını, Başkan Ak verdi Keçiören'in parkları temizleniyor Keçiören Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü, ilçedeki tüm parklarda çocukların daha sağlıklı bir alanda oyun oynamaları ve vatandaşların daha sağlıklı bir ortamda bulunmaları için bahar temizliği yapıyor. Belediye ekipleri helal gıda sertifikalı hijyenik temizlik maddeleri ile parklardaki oyun setlerini ve kent mobilyalarını tertemiz hale getiriyor. Oyun setleri ve kent mobilyaları dezenfekte edilirken insan sağlığına olumsuz etki yapmayan hijyenik temizlik maddelerinin kullanılmasına özen gösteriliyor. Ekipler, temizlik yapılmadan önce ve sonra bir cihazla ölçüm yaparak alandaki mikroorganizmaların miktarını tespit ediyor. Temizlik öncesi ve sonrası elde edilen ölçüm rakamları karşılaştırılırken, yapılan temizlik sayesinde mikroorganizmaların ortamda 90 gün boyunca oluşması engelleniyor. Böylece parklardaki oyun setleri annelerin çocuklarına oynamaları için gönül rahatlığıyla izin verecekleri hale dönüştürülüyor. Oyun setlerinin yanı sıra kent mobilyaları da temizliğiyle Keçiörenlilerin takdirini kazanıyor. ÇEVRECİ ETKİNLİK Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, TÜKÇEV (Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı) ve Keçiören Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü iş birliği ile düzenlenen Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Bahar Şenliğinde "temiz çevre" mesajı verildi. Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, TÜKÇEV Genel Müdürü Özcan Tektaş ile üniversite öğrencilerinin katıldığı Mustafa Ceceli Konserinin ana teması "pet şişeni getir, konserde yerini al" oldu. Yaklaşık kişinin katıldığı konserde etkinlik alanına konulan 4 konteynera gençler yanlarında getirdikleri pet şişeleri attılar. Yaklaşık iki saat süren konserde pet şişe toplandı. Geri dönüşüme gönderilecek pet şişelerle temiz çevre için geri dönüşüme destek mesajı verildi. Çevreci kimliğiyle tanınan ve geri dönüşüm projelerine destek olan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak; "Gençlerimizin geri dönüşüme destek olması için düzenlediğimiz bu organizasyonla pet şişe gibi ambalaj atıklarının geri dönüşümde değerlendirildiğine dikkat çekmek istedik. Nüfusun hızla artmasıyla beraber kaynakları idareli kullanmak, aynı zamanda çevreye verdiği zararın önüne geçmek geri dönüşümle mümkün... Gençlerimiz bu konudaki hassasiyetlerini böylece ortaya koymuş oldular, hepsine teşekkür ediyorum." dedi. Gençler, Mustafa Ceceli şarkılarına eşlik ederek gönüllerince eğlendiler. Bilgi Evi öğrencileri piknikte bir araya geldi Mamak Belediyesi bilgi evleri öğrencileri belediye tarafından düzenlenen piknikte bir araya geldi. Binlerce öğrenci ve velinin katıldığı piknik tam bir şölen havasında geçti. Şafaktepe Parkı içerisinde yapılan piknikte öğrenciler hem stres attı hem de gönüllerince eğlendi. Öğrencileri yalnız bırakmayan Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül; Baharın gelmesiyle birlikte düzenlenen bu piknik aynı zamanda yılsonu tatilinin habercisi. Yavrularımız hem okulda hem bilgi evlerinde seneyi son derece yoğun bir şekilde geçirdiler. Derslerinizin güzel olması, başarılı olmanız bizim için en büyük mutluluk. Yazın gelmesiyle birlikte oyunu da eğlenceyi de dinlemeyi de hak ettiniz. Ben inanıyorum ki 13 adet bilgi evimiz sizlere büyük bir eğitim desteği vermekte. Büyüyen gelişen Türkiye de artık geleceğimiz sizlersiniz. Sizler ne kadar başarılı olursanız bu ülkenin istikbali de o kadar güçlü olacaktır dedi. Mamak Belediyesi Halk Oyunları Ekipleri nin gösterileriyle başlayan programda öğrenciler ve aileleri canlı müzik eşliğinde halaylar çekti. Açık havanın tadını çıkaran öğrenciler çeşitli oyunlar ve aktivitelerle stres attı. Öğrencilerin fotoğraf isteklerini geri çevirmeyen Akgül, bazı öğrencilerle de özçekim yaptı. Bilgi evleri pikniğine Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül ün yanısıra Ak Parti Mamak İlçe Başkanı Muhammet Abdullah Özer, Ak Parti Milletvekili Adayı Ahmet Gündoğdu, başkan yardımcıları, şehit ve engelli aileleri de katıldı. Keçiören Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün işbirliğiyle hayata geçirilen Keçiören Belediyesi Okullar Ligi'nde salon futbolu final maçı yapıldı. Büyük çekişmeye sahne olan final maçını Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve ünlü futbolcu Tanju Çolak birlikte izledi. Voleybol, basketbol ve salon futbolu branşlarını kapsayan ve yıldızlar kategorisindeki 7 inci-8 inci sınıf öğrencilerini hedef alan Okullar Ligi ne Keçiören genelinden 24 ortaokul takımı katıldı. Genç Osman Anadolu Lisesi spor salonunda düzenlenen salon futbolu final maçında ise Hacı Sabancı Ortaokulu ile Ufuktepe Ortaokulu karşı karşıya geldi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Kılıçgil'in de izlediği maçı 8-5 kazanan Hacı Sabancı Ortaokulu şampiyonluk kupasına ulaştı. Birinci olan Hacı Sabancı Ortaokulu ile ikinci olan Ufuktepe Ortaokulu öğrencileri kupa ve madalyalarını Başkan Ak ve Tanju Çolak'ın elinden aldılar. Üçüncü olan 23 Nisan Ortaokulu öğrencilerine kupa ve madalyalarını Mustafa Kılıçgil takdim ederken, turnuvanın dördüncüsü de Kuyubaşı Ortaokulu oldu. Spora ve gençlere verdikleri önemden dolayı Gençlik ve Spor Müdürlüğü'nü kuran ilk belediye olduklarına dikkat çeken Başkan Ak, "Müdürlüğümüz gençlere ve spora yönelik hizmet veriyor. Keçiören'e 5 bin kişilik kapalı spor salonu yapıyoruz. Birçok farklı spor dalında eğitim verecek olan Spor Fabrikası'nı kuruyoruz. Tanju Çolak da Keçiören'de kendi adını taşıyan bir futbol okulu kuracak" dedi. Turnuvada dereceye giren ekipleri kutlayan Mustafa Ak, "Dereceye girmek önemli, ama cesaret edip katılmak daha da önemli. Başarılarınızın devamını diliyorum" diye konuştu. Mustafa Kılıçgil ise, böyle güzel ve anlamlı bir turnuvanın yapılmasında emeği geçen ve desteğini esirgemeyen Başkan Ak'a teşekkür ederek "Tanju Çolak da buraya gelerek gençlere ne kadar önem verdiğini bizlere göstermiş oldu. Sevgili gençler, derslerinize çalışın. Ruhen, bedenen ve ahlaken kendinizi iyi yetiştirin" mesajlarını verdi. Programın sonunda Başkan Ak ve Tanju Çolak dereceye giren öğrencilerle birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi. Gençlerin kişisel ve sosyal gelişimini destekleyecek politikalar tespit edilerek, farklı genç gruplarının ihtiyaçları da dikkate alınarak, gençlerin kendi potansiyellerini gerçekleştirebilmelerine imkan sağlamak amacıyla oluşturulan Keçiören Belediyesi Okullar Ligi nin, günümüzde gençlerin baş ağrısı haline gelen uyuşturucu madde ile mücadele çalışmaları kapsamında diğer belediyelere de örnek olması bekleniyor. KEDEM'de satranç turnuvası heyecanı HABER MERKEZİ- Keçiören Belediyesi Eğitime Destek Merkezi (KEDEM), bu seneki eğitim öğretim dönemini de bir satranç turnuvası ile sonlandırdı. Zeka oyunları içinde düşünme yeteneklerini geliştirme potansiyeliyle ön plana çıkan satranç, öğrencilerin eğitiminde de önemli bir rol oynuyor. Mevlana Kültür ve Spor Merkezi nde gerçekleştirilen satranç turnuvasında KEDEM şubelerindeki satranç kulüp üyeleri kendi aralarında yarıştı. İki kategoriden oluşan turnuvaya öğrenciler yoğun ilgi gösterirken, kıyasıya çekişmelere sahne olan turnuvanın ilk oturumunda elemeler gerçekleştirilip finalistler belirlendi. Turnuvanın ikinci oturumunda ise öğrenciler öğretmenlerinden öğrendikleri taktikleri uygulayıp rakiplerini yenmek için strateji savaşına girdiler. Büyük mücadelenin sonunda birinci kategori birincisi Uyanış KEDEM den Anıl Yayla, ikincisi Esertepe KEDEM den Yasin Talha Öztürk, üçüncüsü Esertepe KEDEM den Sedat Peker oldu. Yarışmanın ikinci kategorisinde ise birinciliği Atapark KEDEM den Gökhan Kadir Karagöz, ikinciliği Atapark KEDEM den Ümit Elmas ve üçüncülüğü Atapark KEDEM den Mehmet Emin Güneri kazandı.

7 20 Mayıs 2015 Çarşamba7 Sabiha Gökçen Havalimanı na ikinci pist yapılacak Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Serdar Hüseyin Yıldırım, Sabiha Gökçen Havalimanı'na ikinci pist yapılması için geçen yıl yapılan ihaleyi kazanan YSE Yapı firması ile sözleşme imzalanacağını belirtti. DÜZELTME İLANI BASIN İLAN NUMARALI YEDİGÜN GAZETESİNDE YAYINLANAN ve TARİHLİ İLANIMIZDAKİ DEĞİŞİKLİKTEN DOLAYI DOĞRU ŞEKLİ AŞAĞIDAKİ GİBİ DÜZELTİLMİŞTİR. MÜLKİYETİ KEÇİÖREN BELEDİYESİNE AİT ŞENLİK MAHALLESİNDE İMARIN 4134 ADA 1 SAYILI PARSELİ ÜZERİNDE BULUNAN MEvCUT RESTAURANTIN TÜM MÜŞTEMİLATLARI İLE BİRLİKTE YÜKLENİCİ TARAFINDAN YIKILARAK HAZIRLAYACAĞI ve İDARE TARAFINDAN UYGUN BULUNAN PROJEYE GÖRE YENİDEN YAPILACAK OLAN TESİSE AİT DÜZELTME İHALE İLANI 1- Mülkiyeti Keçiören Belediyesine ait Keçiören İlçesi Şenlik Mahallesinde imarın 4134 ada 1 sayılı parseli üzerinde ve Şenlik Mahallesi Nuri Pamir Caddesi No: 2 adresindeki yaklaşık 1.350,00 m² kullanım alanlı yapının ( Sultan Sofrası : 1 adet restoran, 1 adet mutfak, 1 adet çay ocağı ve 1 adet döner kesim yeri ) tüm müştemilatı ile birlikte yıkılarak mevcut arazi üzerindeki ağaçların korunması şartıyla Yüklenici tarafından hazırlanacak ve Belediye tarafından onaylanacak olan projeye uygun şekilde yeniden inşaa edilmek şartıyla yapılacak olan tesis, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 45. maddesine göre Açık Teklif Usulü ile yapılacak ihale neticesinde 10 yıllığına kiraya verilecektir. Tesisin ihalesine franchising belgesi ( koşul ve sınırları kapsayan anlaşma ile bağımsız yatırımcılara sistemini ve markasını kullandırma hakkı ) bulunan gerçek veya tüzel kişi veya kişiler iştirak edebileceklerdir. İstekliler 26/06/2015 tarihi mesai bitimine kadar tüm projeleri detayları ve keşif bedelleri ile birlikte hazırlayacak ve Belediye nin onayına sunacaklardır. Yapılacak olan bina bodrum katları hariç maksimum 2 ( iki ) katlı ve taban inşaat alanı 300,00 m² olacaktır. Bodrum katları inşaat alanına dahil olmayacak ve müştemilat olarak kullanılacaktır. İdare ye sunulan projeler Proje Değerlendirme Kurulu tarafından incelenerek uygun bulunanlar onaylanacaktır. Projeleri, Proje Değerlendirme Kurulu tarafından onaylanan gerçek veya tüzel kişi veya kişiler ihaleye iştirak edebileceklerdir. Projeleri, Proje Değerlendirme Kurulu tarafından onaylanmayan gerçek veya tüzel kişi veya kişiler ihaleye iştirak edemeyeceklerdir. 2 - İhale 01 / 07 / 2015 Çarşamba Günü saat de Belediye Encümen Salonunda yapılacaktır 3 - Muhammen Bedel : İhale konusu kiralama işinin aylık muhammen bedeli 1.000,00 TL. + KDV. TL/Ay (Bin Türk Lirası + Katma Değer Vergisi) dır. 4 - Geçici Teminat Bedeli : İhale konusu kiralama işinin geçici teminat bedeli, 10 yıllık muhammen kira bedelin % 3 ü tutarındaki 3.600,00 ( Üçbinaltıyüz TürkLirası ) TL. dir. ( 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 26. maddesinde belirtildiği üzere; Geçici Teminat Bedeli, Tedavüldeki Türk Parası ya da Bankalar ve Özel Finans Kurumlarının verecekleri süresiz Teminat Mektupları cinsinden verilebilir.) 5- İsteklilerde aranılan şartlar ve belgeler : 1. İhaleye iştirak Dilekçesi. 2. Nüfus Cüzdanı veya T.C. kimlik numarası yazılı kimlik fotokopisi. 3. İkametgah Belgesi. 4. Yasal tebligat adresini belirten imzalı adres beyanı. (İhaleye vekaleten katılanlar da yukarıdaki belgeleri ibraz edeceklerdir.) 5. Geçici Teminat bedelinin belediye veznesine veya belediyenin banka hesabına ödendiğine dair makbuz. 6. Şartname bedelinin belediye veznesine veya belediyenin banka hesabına ödendiğine dair makbuz. 7. Kiracılık ilişkisinden, Emlak Vergisi ve Çevre Temizlik Vergisinden dolayı Belediyemize borcu olmadığına dair belge. ( Belediye Mali Hizmetler Müdürlüğünden alınacaktır.) 8. Kiracılık ilişkisinden dolayı, Belediye ile icralık ya da mahkemelik bir davanın olup olmadığının veya varsa devam edip etmediğine dair bilgi içeren belge. ( Belediye Hukuk İşleri Müdürlüğünden alınacaktır.) 9. Türkiye genelinde en az 5 ( beş ) şubesi bulunan ve işin konseptine uygun faaliyet gösteren markaya ait Franchising belgesi. ( koşul ve sınırları kapsayan anlaşma ile bağımsız yatırımcılara sistemini ve markasını kullandırma hakkı ) Firma yetkililerinin kendi adlarına ihaleye iştirak etmeleri halinde Franchising belgesi istenmeyecektir. 10. İstekli tarafından hazırlanmış ve İdare tarafından onaylanan proje. ( Tüm detay ve keşif bedelleri ile birlikte ) 11. Tüzel Kişiler için noter tasdikli Tescil Belgesi. 12. Tüzel Kişiler adına ihaleye iştirak eden kişilerin noter tasdikli Yetki Belgesi. 13. Tüzel Kişiler adına ihaleye iştirak eden kişilerin noter tasdikli İmza Sirküsü. Belgeleri eksik ya da yanlış ibraz edenler ihaleye alınmayacak ve teklifte bulunmayacaktır. 6 - İhaleye Katılamayacak olanlar : a sayılı Devlet İhale Kanununun 6. maddesinde belirtilen kişiler, doğrudan veya dolaylı olarak ihaleye katılamazlar. b - Belediyemizde kiracı iken sözleşmeye aykırı fiillerinden dolayı tahliye edilenler ile bunların eşleri ya da şirket ortakları doğrudan veya dolaylı olarak ihaleye katılamazlar 7 - Belediye Encümeni ihaleyi yapıp yapmamakta ve uygun bedeli tesbit etmekte serbesttir. 8 - Müracaat Belgelerinin Verilmesi Müracaat belgeleri kapalı bir zarfa konularak; Encümen Başkanlığına sunulmak üzere, ihale günü saat ye kadar Belediye Yazı İşleri Müdürlüğüne verilecektir. 9 - İhale şartnamesi, mesai günlerinde mesai saatleri içerisinde Keçiören Belediyesi Emlak ve İstimlak Müdürlüğü İhale Servisinden 250 TL şartname bedeli karşılığında temin edilebilir. ( Adresimiz : Güçlükaya Mah. Cumhuriyet Cad. Kalaba Kent Meydanı KEÇİÖREN / ANKARA ) KEÇİÖREN BELEDİYE BAŞKANLIĞI Resmi İlanlar Basın ( AKÜ, AKÜ ŞARJ CİHAZI ve İNvERTÖR İÇİŞLERİ BAKANLIĞI EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Akü, Akü Şarj Cihazı ve İnvertör alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı Ayrancı Mah. Dikmen Cad. No: A.Ayrancı ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : ikmalbakimdb@egm.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : (4) Kısım Akü, Akü Şarj Cihazı ve İnvertör alımı Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı Turan Güneş Bulvarı No: 118 Çankaya / ANKARA c) Teslim tarihi : Söz konusu mallar (15) takvim günü içerisinde tek parti halinde teslim edilecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı İhale Salonu (O) Blok 2. Kat (Oda No: 19) Ayrancı Mah. Dikmen Cad. No: Çankaya/ANKARA b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartlan ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bujunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bü bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli Resmi İlanlar ANKARA - ARİFE YILDIZ ÜNAL -Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yönetilen Sabiha Gökçen Havalimanı'nın hava trafiğinin DHMİ tarafından kontrol edildiğini anımsatarak, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile yapılan protokolle söz konusu havalimanına ikinci pist yapılması için geçen yıl ihale yaptıklarını anlattı. İhaleyi, geçerli olan teklifler içinde en düşük teklifi veren YSE Yapı firmasının kazandığını belirten Yıldırım, ihale sonucuna bir firma tarafından yapılan itirazın Kamu İhale Kurumu tarafından reddedildiğini kaydetti. Kazanan firmayla yakında sözleşme yapılacağını anlatan Yıldırım, "Yönetim Kurulumuz T.C. ANKARA 16. İCRA DAİRESİ 2015/97 TLMT. TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI T.C. ANKARA 16. İCRA DAİRESİ 2015/101 TLMT. TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI bu konuyla ilgili gerekli çalışmayı yapıp karar aldı. Önümüzdeki günlerde İhaleyi kazanan YSE Yapı firması ile sözleşme imzalanacak ve süreç hızlı bir şekilde devam edecek" dedi. Sabiha Gökçen Havalimanı'na ikinci pist yapımının gecikmemesi gerektiğini dile getiren Yıldırım, söz konusu pistin paralel olarak yapılacağını kaydetti. Yıldırım, "Bunu geciktirmek istemiyorum. Çünkü İstanbul şu anda uçak trafiği konusunda sıkıntılı. Uçaklar iniş ve kalkış için beklemek zorunda kalıyorlar. İki havalimanımız içinde bu geçerli. Bu nedenle ikinci pistin hızlı bir şekilde yapılması gerekiyor" diye konuştu. (AA) Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur.13/05/ İhale Tarihi : 28/05/2015 günü, saat 10:39-10:41 arası. 2. İhale Tarihi : 15/06/2015 günü, saat 10:39-10:41 arası. İhale Yeri : ANKARA ADLİYESİ 2 NOLU MEZAT SALONU No Takdir Edilen Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) ,00 1 %1 06GRZ22 Plakalı, 2009 Model, BMW Marka, 116 İ. Tipli, Rengi Beyaz, ARACIN ÖN SİS FARLARI YOK. ÖN TAMPONDA SÜRTMEL- ER VAR. ARACIN MUHTELİF YERLERİNDE EZİK VE ÇİZİKLER MEVCUT. ARACA AİT ANAHTAR VE RUHSAT YOK. Resmi İlanlar Basın ( Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 08/05/ İhale Tarihi : 28/05/2015 günü, saat 10:33-10:35 arası. 2. İhale Tarihi : 15/06/2015 günü, saat 10:33-10:35 arası. İhale Yeri : ANKARA ADLİYESİ 2 NOLU MEZAT SALONU No Takdir Edilen Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) ,00 1 %1 06GD428 Plakalı 2013 Model, FIAT Marka. FlORINO COMBİ 1.3 EMOTİON Tipli, Rengi Gri, ARACIN ÖN CAMI YOK. SAĞ ÇAMURLUK YOK. SOL ŞÖFÖR KAPISI EZİK. SOL SÜRGÜLÜ KAPI GÖÇÜK. BAGAJ KAPISI SAĞ ALTI EZİK. ÖN İKİ FARLAR SÖKÜLMÜŞ KIRIK VAZİYETTE. ARACIN İÇERİSİNDE ÖN TAMPON KIRIK SÖKÜLMÜŞ ARACIN İÇERİSİNE KONULMUŞ DURUMDA. YANDAN CAMLI ÇİFT SIRA KOLTUKLU ARAÇ. Resmi İlanlar Basın ( imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: idare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Standarda ilişkin belgeler: - İsteklilerce teklif edilen Aküler TSE Belgeli olacak ve bu belgenin usulüne uygun bir sureti teklif dosyası ile birlikte sunulacaktır Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: - İsteklilerce teklif edilen cihaz ve aparatlarıyla ilgili Türkçe yada İngilizce teknik dokümanlar (data sheet) teklif dosyası ile birlikte sunulacaktır. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. Bu ihaleye sadece yerli istekliler katılabilecek olup yerli malı teklif eden yerli istekliye ihalenin tamamında % 10 (on) oranında fiyat avantajı uygulanacaktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 30 TRY (Türk Lirası) karşılığı Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı 4 Notu Satmalına Şube Müdürlüğü (O) Blok 2. Kat (Oda No: 7) Ayrancı Mah. Dikmen Cad. No: Çan kaya/anka-raadresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı 4 Nolu Satmalma Şube Müdürlüğü (O) Blok 2. Kat (Oda No:7) Ayrancı Mah. Dikmen Cad. No: Çankaya/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine İhale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin % 3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvjm günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın (

8 820 Mayıs 2015 Çarşamba EKONOMİ BES'ten emekli olanların sayısı yüzde 90 arttı İSTANBUL- Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak kurulan Bireysel Emeklilik Sistemi'nden (BES) emekli olan katılımcıların sayısı son bir yıllık dönemde yüzde 90,47 arttı. Bireylerin emeklilik dönemlerinde refah seviyelerinin düşmemesini ve aynı zamanda yurt içinde uzun vadeli tasarruf seviyesini yükselterek yarattığı fonlarla ülke ekonomisine katkı sağlayan BES, 12. yılını doldurmaya yaklaşırken önemli hedefleri yakaladı. Emeklilik Gözetim Merkezi'nin internet sitesinden alınan 1 Mayıs 2015 verilerine göre, BES'in katılımcı sayısı 5 milyon 401 bine ulaşırken geçen senenin aynı dönemine göre katılımcı sayısı yaklaşık yüzde 20 arttı. Bu yılın ilk 4 ayında ise 339 bin 291 kişi BES'e katıldı. BES'teki katılımcıların fon tutarı ise 37 milyar 127 milyona ulaşırken, bu tutar bir yıl öncesine göre yüzde 32,6 artış gösterdi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın tanıtımını yaptığı BES'e devlet katkısı son açıklanan verilere göre 3 milyar 621 milyon lirayı buldu. Geçen yılın aynı döneminde 1 milyar 665 milyon lira olan devlet katkısı yüzde 117,4 artış gösterdi. BES'ten emekli olan katılımcı sayısı ise 19 bin 297'ye ulaşırken, bir yıl öncesine göre yüzde 90,47 artış görüldü. EN FAZLA KATILIM İSTANBUL'DAN BES'te en fazla katılımcının yerleşik olduğu şehir yüzde 17 ile İstanbul, yüzde 10,9 ile Ankara ve yüzde 8,9 ile İzmir oldu. Bu illeri, Antalya, Bursa, Adana, Kocaeli, İçel, Muğla ve Konya izledi. BES katılımcılarının eğitim durumuna bakıldığında yüzde 84,52'sinin üniversite ve üzeri, yüzde 8,04'ünün lise ve dengi okul, yüzde 7,44'ünün ise meslek yüksek okulundan mezun olduğu görülüyor. BES katılımcılarından orta yaşta olanların katılımları daha fazlayken, 25 yaş altındakiler ve 56 yaş üstündekilerin katılımının daha az olduğu görülüyor. BES'e 25 yaş altındakiler yüzde 6,29, yaş aralığındakiler yüzde 32,60, 35 ile 44 yaş aralığında olanlar yüzde 33,87, 45 ile 55 yaş aralığındakiler yüzde 20,99 ve 56 yaş üstündekiler yüzde 6,25 olarak katılım yaptı. BES'te para birimine göre sözleşme ve sertifika dağılımına bakıldığında yüzde 98,88'i TL, yüzde 1'i dolar ve yüzde 0,12'si avro olarak görülüyor. Şirket bazında BES'e katılımlara bakıldığında Garanti Emeklilik ve Hayat'ın 921 bin 406, Anadolu Hayat Emeklilik'in 909 bin 446, Avivasa Emeklilik ve Hayat'ın 771 bin, Allianz Yaşam ve Emeklilik'in 621 bin 647 ve Vakıf Emeklilik'in 328 bin 514 katılımcısı bulunuyor. Şoför esnafı ÖTV müjdesinden memnun ANKARA - ZEYNEP AKYIL/ÜMİT ÇEVİK - Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Başbakan Davutoğlu'nun şoför esnafına yönelik ÖTV müjdesini memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti. Apaydın, Türkiye'de şehir içinde çalışan 110 bin civarında hatlı minibüs, yaklaşık 75 bin ticari taksi, 53 bin servis aracı ve 28 bin de otobüs bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Çok uzun yıllardır, bir defaya mahsus ticari aracını, minibüsünü yenileyenden ÖTV alınmaması yönünde talebimiz vardı. Hükümete böyle bir rapor sunduk. 'Esnaf zor durumda, eski araçlarla taksicilik, minibüsçülük yapıyor, bir defaya mahsus ÖTV'den muaf tutun, araçlarımızı yenileyelim' dedik. Onlar da bunları kabul ettiler. 2016'nın sonuna kadar aracını yenileyenden bir defaya mahsus ÖTV almayacağını vaat ettiler." Minibüs ve otobüste ÖTV'nin düşük, otomobil grubunda ise yüksek olduğuna dikkati çeken Apaydın, "Bu, daha ziyade taksicilere yarar, diğer arkadaşlarımız da tabii istifade edecekler" şeklinde konuştu. Apaydın, İstanbul'da ve Ankara'da birçok ticari taksinin yeni olduğunu İranlı yetkililer, ülkelerinde yatırımın cazip olduğunu belirterek, Türk iş adamlarına çağrıda bulundu. İran, Türk yatırımcıları bekliyor TAHRAN - ZEYNEP BİÇKİOĞLU -Ülkenin güneybatıdaki Huzistan eyaletinin Abadan kentindeki Arvand Serbest Ticaret Bölgesi, ulaşım imkanları, uluslararası sulara yakınlığı ve Irak'ın güneyine açılan sınır kapısıyla yabancı yatırımcıların son dönemde en fazla ziyaret ettiği ticari bölgelerden biri haline geldiği ifade edildi. Arvand Serbest Ticaret Bölgesi Başkan Yardımcısı Muhammed Rıza Mutemidi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İran ile Birleşmiş Milletlerin (BM) daimi 5 üyesi ve Almanya'dan oluşan "5+1 grubu" arasında yürütülen nükleer müzakerelerde son dönemde kaydedilen gelişmeler ve Tahran'a uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılmasının gündeme gelmesiyle, başta Avrupa'dan olmak üzere birçok şirketin inceleme ve görüşmelerde bulunmak üzere bölgeye geldiğini kaydetti. Yaptırımların kaldırılmasıyla bölgenin büyümesinde sıçrama yaşanacağını dile getiren Mutemidi, "Zorlu yaptırım döneminde bize yardım eden ülkelerin hiçbirini unutmadık. Yaptırımlar kaldırılsa dahi bu ülkeler öncelikli iş ortakları olmaya devam edecek" dedi. Türkiye'yi Çin'den sonra ikinci büyük yatırım ortağı olarak gördüklerini kaydeden Mutemidi, bölgenin, "Güney Irak pazarı"na girmek isteyen Türk şirketler için en iyi alternatif olduğunu" vurgulayarak, şunları söyledi: "Siyasi veya başka tüm meseleler bir yana Türkiye ile aramızda derin bir kardeşlik ve dostluk bağı mevcut. İran ile Türkiye'nin ticari ilişkileri her zaman siyasi konulardan ayrı ele alınmıştır. Irak büyük bir pazar. Birçok ülke Irak pazarına giriş için İran'ı en iyi giriş kapısı olarak görüyor. Çinli yatırımcılar bu noktada girişimlere başladı bile. Hem ulaşım imkanları hem bölge güvenliği açısından en iyi seçenek Arvand Serbest Ticaret Bölgesi'dir." Türk şirketlerin Kuzey Irak'ta aktif olduğunu hatırlatan Mutemidi sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak Irak'ın merkezi ve Güney Irak söz konusu olduğunda, iyi bir ulaşım ağları yok. Bu bağlamda Türk dostlarımızın Güney Irak pazarına rahatça girebilmeleri için yardımda bulunabiliriz. Çoğunluğu Iraklı ayda ortalama 40 binden fazla yabancı bu bölgeye giriş yapıyor. Turizm bölgede gelişmekte olan gözde bir sektör. Otelcilik ve turizm alanında yatırımları teşvik ediyoruz. İran'da inşaat sektöründe iyi bir başarı elde eden Türk şirketlerini burada yatırım yapmaya çağırıyoruz. Burada inşaat ve otelcilik alanında iş birliği yapmak istiyoruz. Bölgede iki ayrı modern şehir kurma projemiz var. Bu proje için iki Türk firmayla görüşme halindeyiz." Arvand gibi deniz, hava, kara ve demiryolunu bir arada bulunduran serbest ticaret bölgesinin büyük bir avantaj olduğunu belirten Mutemidi, bölgeye ilişkin şu bilgileri verdi: "İran petrol ve doğalgaz rezervinin yüzde 85'ten fazlası, bulunduğumuz Huzistan eyaleti sınırları içerisinde yer almakta. Ortadoğu'nun hiçbir yerinde böyle enerji potansiyeline rastlanamaz. İran ve Irak'ın enerji potansiyelinin birbirine bağlı olduğu noktada yer alıyoruz. Ayrıca İran'ın elektriğinin çok büyük bölümü yine Huzistan'da üretiliyor. Elektrik, petrol, doğalgaz hepsi bu bölgede. Bunun yanında İran'ın en büyük nehri Karun, Arvand Rud (Şattu'l-Arab) ve Behmenşir nehirleri de bölgenin tatlı su kaynağını teşkil ediyor. Serbest ticaret bölgesi tüm coğrafi ve enerji potansiyelinin yanı sıra gerekli bütün altyapılara sahip." (AA) Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, "ticari aracını yenileyenlerden 2016'nın sonuna kadar ÖTV alınmayacağı" yönündeki açıklaması, şoför esnafı tarafından olumlu karşılanırken, düzenlemenin otomotiv sektörünü hareketlendireceği belirtildi. ancak aracını yenilenmek isteyen olursa, bu uygulamadan yararlanabileceğini ifade etti. Düzenleme ile otomotiv sektörünün harekete geçeceğini anlatan Apaydın, "Araç satışları patlar, esnafın aracını değiştirmesiyle yine devlet kazanır. Bu da esnafa müjdedir" değerlendirmesinde bulundu. Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın bir minibüs şoförü tarafından öldürülmesinin ardından araçlara kamera takmayı planladıklarını anlatan Apaydın, "Sayın Başbakan'a bu konuyu da sunmuştuk. O da araçlara takılacak kamera sistemlerinin bedelinin vergiden düşeceğini açıkladı, bu da güzel bir şey, iyi oldu" şeklinde konuştu. Öte yandan, Karayolları Trafik Kanunu'nda minibüslerin 14 kişi olarak tanımlandığını belirten Apaydın, şöyle devam etti: "Sonradan kanunda düzenleme yapıldı, 17 koltuğu olan ve 16 yolcu taşıyan da minibüs olarak geçti. Fakat o minibüsler, eskiden 14 kişiden fazla yolcusu olanlar otobüs olduğu için, halen otobüs bandrolü alıyorlar. Böylece her bandrol ücretinde bin liradan fazla para ceplerinden çıkıyor. Bunu da düzelteceklerini vaat ettiler. Bu hakikaten uzun zamandır, 2014'ün ocak ayından beri üzerinde durduğumuz bir konuydu." (AA) KARA CA İsmail KARA karozan@gmail.com BİR RÜYA GÖRDÜM Bir rüya gördüm ben önceki gece, Kendimi cennette sandım inan ki Ortada kalmamış hiçbir bilmece, Kendimi cennette sandım inan ki Gezerken ülkenin her bir yerini, Çok değişik buldum o kaderini, Birden şaşırarak sordum yerimi, Kendimi cennette sandım inan ki Hapishaneler hep bomboş duruyor, Polisleri gördüm, hepsi uyuyor, Hakimler, savcılarsa iş arıyor, Kendimi cennette sandım inan ki Ülke gül bahçesi, şirin mi şirin, Yollar bile rahat, rahatça gidin, Ölmeden dünyada cennetmiş yerim, Kendimi cennette sandım inan ki Bütün insanların gülüyor yüzü, Sevgiyle parlıyor herkesin gözü, Kalmadı içimde hiç, hiçbir sızı, Kendimi cennette sandım inan ki Herkes güzel güzel giyinip gitmiş, Varlıkta, darlıkta olmuşlar eşit, Hiç sorun kalmamış, sorunlar bitmiş, Kendimi cennette sandım inan ki Bir de uyandım ki, rüyadaymışım, Yine de o malum dünyadaymışım, Boynumu bükmüşüm, başım eğmişim, Kendimi yatakta buldum inan ki Altına talep yüzde 1 azaldı İSTANBUL- Dünya Altın Konseyi, bu yılın ilk çeyreğinde küresel altın talebinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 azaldığını bildirdi. Dünya Altın Konseyi tarafından yayımlanan "Altın Talebi Trendleri" raporuna göre; küresel altın talebi 2015 yılının ilk çeyreğinde yıllık yüzde 1 azalarak bin 79 tona geriledi. Koşullar pazardan pazara farklılık gösterse de bu farklar toplu düzeyde genel olarak birbirini dengeledi. Bir kez daha, doğu ülkelerindeki tüketiciler (yalnızca Çin ve Hindistan yüzde 54'le) toplam küresel tüketici talebinde piyasaya hakim oldu. Bununla birlikte, mücevher talebi ise aynı dönemde yıllık yüzde 3 azalarak 601 tonla halen genel talebin en önemli bileşeni olmaya devam ediyor. Güney Doğu Asya ülkelerinden; Malezya, Endonezya, Güney Kore, Tayland ve Vietnam gücü elinde tutmayı sürdürüyor. Dünyanın en büyük ikinci altın piyasası Hindistan'ın mücevher talebi, söz konusu dönemde yüzde 22 artışla 151 ton olurken, ABD'de yüzde 4 artışla istikrarlı bir büyüme görüldü. Bu artışlar; Türkiye, Rusya, Orta Doğu ve Çin'de yüzde 10 gerileyerek 213 ton olan mücevher talebini dengelemiş oldu. Altın talebinin en büyük sürücüsü yatırım amaçlı altın alımları, 2015 yılının ilk çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 yükselerek, 268 tondan 279 tona yükseldi. Söz konusu dönemde merkez bankaları, güçlü alıcılar olmaya devam ederek, altın rezervlerine 119 tonluk alım gerçekleştirdi. Bu dönemde toplam altın arzı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre neredeyse değişmedi ve bin 89 tonda kaldı. Dünya Altın Konseyi Piyasa İstihbarat Başkanı Alistair Hewitt, küresel altın piyasası ekosisteminin, 2015 yılının ilk 3 ayında fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde yerine getirdiğini ifade etti. Hewitt, bir kez daha doğu ülkelerinden Çin ve Hindistan'ın yüzde 54'lük toplam küresel tüketici talebiyle pazarın hakimi olduğuna işaret ederek, "Değer açısından bakıldığında altın talebi, 2015 yılının ilk çeyreğinde 2014 yılının ilk çeyreğine kıyasla yüzde 7 azalarak, 42 milyar dolar oldu" ifadelerini kullandı. Hindistan'da mücevher talebinin yıllık yüzde 22 yükselerek 151 ton olduğunu vurgulayan Hewitt, "Mücevher talebi hem ABD'de hem de İngiltere'de yüzde 4 yükseldi ve sırasıyla 22,4 ton ve 4 ton arttı. Çin'de, ekonomik büyümenin yavaşlaması ve yüksek borsa tüketici alımlarını etkilerken, mücevher talebi 2014 yılının aynı dönemine karşı yüzde 10 düştü" değerlendirmesinde bulundu. (AA)

9 KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN 9 20 Mayıs 2015 Çarşamba Toprağı sanat eserine hayrettinivgin@gmail.com TEBRİZLİ ŞEMS TE DORUKLAŞAN MEVLÂNA HÜMANİZMASI Antik dönemlerden bu yana hümanizma toplumların yaşamlarında temel düşünce hareketi olarak zaman zaman ortaya çıkar. Sözcük anlamı olarak hümanizma; insanı sevmek, insanı anlamaya çalışmak demektir. Mevlânâ için önemli olan insan sevgisidir. Onun anlayışında, mezhep, din, ırk, cinsiyet, dil farkı yoktur. «Hacca gideceksen bir hac arkadaşı ara. Ha Hintli olmuş, ha Türk, ha Arap. Kılığına ve rengine bakma, azmine ve amacına bak. Rengi kara bile olsa, değil mi ki, seninle aynı amacı güdüyor, ona beyaz de.» Onun felsefesinde düşmanlık, kin, garaz, bulunmamaktadır. Canlılarda akıl dediğimiz bir kavram var. İnsanlarında aynı canı taşıyan değişik renkli derileri olabilir, önemli değil. «Can bilgiyle, akılla dosttur. Canın, Arapçayla, Türkçeyle ne işi var?» İnsanlar değişik dinlerin kurallarına inanabilir. Ama hepsi de Tanrı düşüncesinde birleştiğine göre bu da önemli değildir. «Yüz kitap olsa, hepsi bir babdan ibaret. Yüz taraftan da tek bir mihraba dönülür. Bu yolların hepsi, tek bir eve çıkar. Bu binlerce başak, tek bir tohumdan ortaya çıkmıştır. Yüzlerce çeşit yemek var, hepsi de yemek ve bu bakımdan hepsi de bir. Hintli, Kıpçak ve Rum ülkesinin halkı ve Habeş... Hepsi de mezarlarında aynı renkte.» Lâik bir din anlayışıyla kurduğu İnsan-Tanrı Hümanizması» felsefesiyle, antik hümanist değerleri yıkan Mevlânâ'nın hümanizması bugün bile ayaktadır, sağlamdır. «İyilik aradı mı insanda kötülük kalmaz diyebilmek, kötü insanlarda da iyiliği aramaktır. Bu anlayışla dünyada kötülüğün yok olacağı kuşkusuzdur. Yüce olan insandır. Mevlâna'ya göre, «İnsan, bir hamur teknesi boyundadır ama her şeyden, her varlıktan yücedir.» Büyük bir duygu dünyasına sahip Mevlâna da insan sevgisi, Şems-i Tebrizî'de doruk noktasına varmıştır. Mevlâna'ya göre, Tebrizli Şemseddin «bütün varlığın ruhudur» ve o «kapalı kapıları açan büyük padişah» dır. «Şems Sevgisi» Mevlâna'da insan sevgisinin bir simgesidir. Divan-ı Kebir'de yazılı şiirlerin pek çoğunda Şemsi'de noktalanmış insan sevgisini buluruz. «En güzel biçim olan insan biçîmi, arştan da yücedir, üstündür, düşünceye sığmaz. Bu paha biçilmez şeyin değerini söylesem, ben de yanarım, duyan da yanar» diyor Mesnevîsi nin bir yerinde. «Ey Tebrizli Şems, yüzünü gördüğüm günden beri dinim aşktır. Yüzünde dinin övüldüğü varlık, bunu hatırla.» Bu sevgi, ruhsaldır, aşk ve cezbedir. Yol eri, yol gösterene temiz bir sevgiyle bağlanır. Sevginin sonunda cezbeye varılır. Bu da insanı varlık birliğine götürür. Bu karşılıklı sevgide üstünlük söz konusu değildir. Mevlâna'nın bu insan sevgisi değil midir ki ona; «Gel, gel ne olursan gel Kâfir, putperest, Mecusî olsan da yine gel. Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir Yüz kere tövbeni bozsan da gel.» diye söyletebilmiştir. Barışçı bir dünya yaratmayı hedefleyen bu düşünce âbidesinin 700 küsur yıldır ayakta durmasının nedeni işte bu sevgisidir. Adana Kent Kitaplığı okurları bekliyor ADANA - Çukurova bölgesinde Osmanlı ve Cumhuriyet dönemini kapsayan yayınlardan oluşan kent kitaplığı, okurlarını bekliyor. Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı bünyesinde oluşturulan, tüm Çukurova'yı içine alan koleksiyonda, yerli ve yabancı kaynaklı her türlü yazılı, görsel ve işitsel bilgi kaynakları olmak üzere gazete, dergi, kitap, fotoğraf, rapor, tez, harita ve benzeri objeler yer alıyor. Kısa süre önce duyurusu yapılmasına rağmen gerek satın alma gerekse bağışçılar yoluyla hızla büyüyen kitaplıkta şimdilik sadece basılı olmak üzere bin eser yer alıyor. Elektronik ortamda yer alan yayınların da derleneceği, eldeki yayınların elektronik ortama aktarılacağı kent kitaplığı, araştırma ve yayın hazırlamada merkez görevini üstlenecek. Çukurova bölgesinde basılmış veya bu bölgeyi konu alan eserleri barındıracak kitaplık, Çukurova bölgesi ile ilgili araştırma yapmak isteyenler için bir başvuru kaynağı olacak. Yörenin 1924, 1927, 1928 yıllarına ait pamuk tarımına dair tohum, elyaf gibi teknik konuları içeren eski Osmanlıca kitapların bulunduğu kitaplıkta, 1909'da Fransızca basılmış ve Adana'da tarımı desteklemek için kurulması düşünülen finans kurumlarına rehberlik edecek rekolte raporları, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın babası Lütfi Oğuzcan'ın yazdığı Kurtuluş Savaşı Hatıraları gibi kitaplar yer alıyor. Kitaplıkta ayrıca Şükrü Enis Regü, Hamit Salih Asyalı, İdris Ahmet Pura, Ziya İlhan Zaimoğlu gibi Cumhuriyet döneminin Adanalı edebiyatçılarının kitapları bulunuyor. Rektör Prof. Dr. Adem Ersoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Adana ve Çukurova Bölgesi'ne dönük bir strateji içinde olduklarını söyledi. (AA) İSTANBUL - Dünyaca ünlü soprano Leyla Gencer'i anma konserinde, kadın sanatçılar sahne aldı. İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) sanatçıları tarafından Kadıköy Süreyya Operası'nda verilen konserde, 2008'de hayatını kaybeden Leyla Gencer anıldı. İDOB'un soprano solistleri Gülgez Altındağ, Evren Ekşi, Gülbin Günay, Otilia İpek, Burçin Savigne, Ayşe Sezerman, Ayten Telek, Hande dönüştürüyor Anadolu'nun çeşitli illerinden topladığı 32 çeşit toprakla çamurdan heykeller yapan Kırşehirli makine teknikeri Recep Dündar, boya kullanmadan tamamen doğal malzeme çamurla sanat eserleri üretiyor. KIRŞEHİR - Adem ile Havva'nın yaradılış tablosu ile Sakıp Sabancı, Vehbi Koç, İbni Sina, Farabi, Einstein, Leonardo Da Vinci gibi ünlü isimlerin çamurdan heykellerini yapan Recep Dündar (61), AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırşehir'in Tepebaşı Mahallesi'nde geçen çocukluğunda çamurdan şekiller yaparak başladığı merakını zamanla geliştirdiğini söyledi. Kapadokya gezisi sırasında ziyaret ettiği seramik atölyesinin hayatını değiştirdiğini anlatan Dündar, beyaz eşya bayiliği yapmasına ve yanında 30 kişi çalıştırmasına rağmen ofisinin bir kısmını atölyeye dönüştürerek, çamur ve toprakla uğraşmaya devam ettiğini belirtti. Boya kullanmadan, çamuru demire sıvayarak 150'ye yakın eser yaptığını dile getiren Dündar, şunları kaydetti: "Makine yüksek teknikeriyim. Makine, demirle olan bir çalışmadır. Burada demirle çamuru bütünleştirdim. Demir üzerine çamuru sıvayarak çalışıyorum. Yapmak istediğim figürün şeklini önce kafamda tasarlıyorum. İskeletini demirden hazırlıyorum. Çamurla üzerine sıvama yaparak şekli ortaya çıkarıyorum. Boya kullanmıyorum. Doğadan topladığım 32 çeşit renkli toprağı kullanıyorum. Eserlerimde fabl sanatını da uygulayarak insanlara felsefi mesaj vermeye çalışıyorum." Eserlerinin başta Kırşehir'deki Japon Bahçesi'ni ziyaret eden Japonya Prensi olmak üzere birçok bakan ve ünlüye hediye edildiğini belirten Dündar, pek çok yerde de eserlerinin görücüye çıktığını ifade etti. Dündar, sanatına henüz bir isim bulamadığını aktardı. Prensip olarak eserlerini para karşılığında satmadığına işaret eden Dündar, "Eserlerimi para ile satmıyorum ancak hediye ettiklerim olmuştur. Kesinlikle satmayı düşünmüyorum. Bir otelde daimi olarak sergilenen bir eserime dönemin otel müdür yardımcısı astronomik bir rakam teklif ederek Antalya'ya götürmek istedi, vermedim. Rakam 100 bin liranın üzerindeydi. Japonya Prensi geldiğinde ona bir hediye vermiştik. Çok beğendi ve ülkesine götürdü. Prense ve bakanlarımıza bu eserleri hediye eden Valiliğimiz para teklif etti, kabul etmedim" ifadelerini kullandı. Yaptığı eserlerde "toprağı konuşturduğunu" anlatan Dündar, "Ben buna 'toprağın dili, felsefesi' diyorum. Her yaptığım eserin görüntüsü haricinde çeşitli hikayeleri var. Bu hikayelerle insanlara mesaj vermeye çalışıyorum. Her eserim bir öykü içerir. Adem ile Havva eserime tam 1 yılımı verdim. Adem babamızın topraktan nasıl oluştuğunu, Yüce Rabbimizin ondan meydana gelen insanlara nasıl bir akıl verdiğini, her şeyi bu akılla gerçekleştireceğimizi, dünyayı aklı olan insanların yönettiğini anlatmaya çalıştım" diye konuştu. Recep Dündar, en büyük amacının Kırşehir'de bir müze açarak, sanatını gelecek nesillere aktarmak olduğunu, bunun için yetkililerden kendisine bir yer tahsis edilmesini beklediğini sözlerine ekledi. (AA) Fıstık kabuğunu sanat eserine dönüştürüyor GAZİANTEP - Mutfağıyla ünlü Gaziantep'te yemeklerden tartılara kadar hemen her alanda kullanılan Antep fıstığının çöpe atılan kabukları da artık eşyaları süslüyor. Fıstık kabuklarını kullanarak ayakkabıdan tarağa, mutfak eşyalarından gitara kadar pek çok eşyayı sanat eserine dönüştüren Gaziantepli sanatçı Nilay Gündüz, "Nilaye" adını verdiği sanatının gelecekte kentle anılır hale gelmesini istiyor. Restore ettirdiği eski Antep evinde, fıstık kabuklarını sanat eserine dönüştüren Gündüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışmalarına 2004'te çeşitli atık maddeleri kullanarak başladığını söyledi. Bulgur, mercimek, fıstık gibi malzemeleri kullanarak sektörel tablolar yaptığını belirten Gündüz, fıstıkçılarla çalışırken, bu ürünün sadece bir sektörü değil bir kenti anlattığını fark ettiğini dile getirdi. Antep fıstığının Gaziantep'in önemli ürünü olduğuna işaret eden Gündüz, "Bu kentle özdeşleşmiş fıstığın kabukları atık olarak çöpe gidiyordu. Bu nedenle kabuklar üzerine yoğunlaştım. Antep fıstığı kabuklarını kullanarak çeşitli tablolar yaparak başladığım ve 'Nilaye' adını verdiğim bu sanatı şu anda her Leyla Gencer konserle anıldı türlü eşya üzerinde uygulayabiliyorum" dedi. Fıstık kabuklarını eşyaların üzerine uygulayabilmek için özel yapıştırıcı ve boyalar kullandığını vurgulayan Gündüz, eserlerinde kullandığı boyaların 2 yıllık laboratuvar çalışması sonucunda ortaya çıktığını kaydetti. Günlük kullanılan eşyaların üzerine fıstık kabuklarını yapıştırarak, onları sanat eserlerine dönüştürdüğünü aktaran Gündüz, şunları kaydetti: "Fıstık her boyayı kabul etmiyor. Bir süre sonra üzerindeki boyalar dökülüyor. Benim kullandığım boyalar ise fıstığa çok uygun ve kesinlikle bozulmuyor. Fıstık kabuklarını önceden sadece tablolarda kullanırken şu an baharatlık, kaşıklık gibi mutfak eşyaları, banyo ve masa takımları, çerezlik, tarak, ayakkabı, çanta, şapka, Gaziantep'in geleneksel ayakkabısı yemeni gibi pek çok eşyanın üzerine uygulayabiliyorum. Hayalim "Nilaye" sanatının bir gün bakır ve sedef işlemeciliği gibi Gaziantep ile anılır hale gelmesi." Yaptığı eserlerin şu an atölyesinde ve çeşitli internet siteleri aracılığıyla satıldığına dikkati çeken Gündüz, Gaziantep Büyükşehir Belediyesince yapılması planlanan Fıstık Parkı hayata geçtiğinde eserlerini orada da satışa sunabileceğini sözlerine ekledi. (AA) Soner Ürben ve Deniz Yetim'in sahne aldığı konserde, solistlere piyanist Fügen Yiğitgil eşlik etti. Puccini, Verdi, Donizetti, Bellini ve Meyerbeer gibi ünlü isimlerin klasikleşmiş eserlerinin yorumlandığı konser, sanatseverlerden yoğun ilgi gördü. Vefatının 7. yıl dönümünde anılan Leyla Gencer, solistlik kariyerine 1950'de Ankara Devlet Tiyatrosu'nda, Cavalleria Rusticana eserindeki Santuzza rolüyle adım attı. İtalya'da da ilk kez bu rolle seyirciyle buluşan sanatçı, zengin repertuvarı ve mükemmel tekniği sayesinde kısa zamanda dünya çapında ün kazanarak "La Diva Turca" olarak anılmaya başladı. Konserlerine 1992'ye kadar devam eden ünlü sanatçı, daha sonraki yıllarda eğitimcilik kariyerine ağırlık vererek, genç sanatçıları yetiştirdi. (AA) MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER SERBEST ŞİİRİN ZORLUĞU ve ORHAN VELİ Peki, serbest şiirde formu güzelleştirme açısından, Orhan Veli, ne yapmış da şiirleri bu kadar seviliyor. Örneklerle açıklamaya çalışayım: Bir kere, şiirlerinde, poetikasında söylediği gibi yapmamış; kafiyeyi belli bir düzen içersinde olmasa da çokça kullanmış. İstanbul da Boğaziçi nde, Bir fakir Orhan Veli yim; Veli nin oğluyum, Tarifsiz kederler içinde Şimdi, kimse bana hem şiirde kafiye yok, hem de Orhan Veli bu şiiri rasgele aklına gelen mısralarla yazmış diyemez. Neden mi? Boğaziçi inde ve içinde arasında tunç kafiye var. Şiirde kullanılan sesli ve sessiz harflere bakalım: 5 tane l ; 6 tane a yı rasgele kullanmış diyebilirsiniz ama 13 tane i yi tesadüfen kullanmıştır diyemezsiniz. Hele hele de ilk ve son mısranın 9 hece oluşuyla Bir fakir Orhan Veli yim mısraındaki aruzun Fâilâtün Fâilün kalıbına ne diyeceksiniz. Sanırım Orhan Veli nin en meşhur şiiri Anlatamıyorum dur.o şiirin ilk mısrasının Ağlasam sesimi duyar mısınız? diye başlayışı da tesadüf değildir. Türk şiirinin de en çok kullanılan hece kalıbıyla başlamış Orhan Veli şiire; yani 6+5 le. İstanbul u Dinliyorum şiirindeki sesli ve sessiz harflerin benzerlikleri bir yana, bölümlerin başındaki ve sonundaki mısraların tekrarı hem ses güzelliği hem de kafiye açısından önemlidir. Şimdi de gelelim, Orhan Veli nin şiirlerinde kullandığı aruz kalıplarına: O- tur-muş da bir tür- kü tut- tur- mu-şum ( İstanbul Türküsü şiirinden). - - /. - - /. - - /. Fa û lün/ Fa û lün/ Fa û lün / Fa lün Ga- rip-li-ğim du-yur-ma-yın a- na-ma ( İstanbul Türküsü şiirinden) Me fâ i lün/ Me fâ i lün/ Fa i lün El ko-nu-şur se-vi-şir-miş ba- na ne? ( İstanbul Türküsü şiirinden) Müf te i lün/ Fa i lâ tün/ Fa i lün Gi- yil-me-miş ça-ma-şır-lar na- sıl ko-kar bi-lirsin - - û lün(*) Sür-me-lim, on-dü- le saç-lım yos mam Fâ i lâ tün/ Fâ i lâ tün / Fâ lün Me fâ i lün/ Fâ i lâ tün/ Me fâ i lün/ Fa Bazı küçük tef ile farklarıyla bütün bu örnekler aruzun kalıpları. Acaba buna ne diyeceksiniz, çok merak ediyorum. Bu örnekleri çoğaltabiliriz ; bu açıklamalardan sonra, serbest şiirin neden zor olduğu anlaşılır herhalde. Serbest şiir yazmak isteyenlere tavsiyem şudur:hem heceyi hem de aruzu iyi öğrensinler. Devrimizin şiir estetiği, serbest şiirden yana ama belli bir bilgi, birikim ve kültüre sahip olmadan, şiirde kullanılacak teknikleri özümsemeden yazılan şiirlerin düzyazıya yaklaşacağını unutmasınlar. Formları ve şiir geleneğini tam olarak bilmeyen şairlerin, duygu ve hayalleri güzel olsa da, şekil yönünden zayıf olan şiir kaybetmeye mahkumdur. (*) Orhan Veli nin şiirinde kullandığı aruz kalıpları örnekleri Nihad Sami Banarlı nın, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi 1 adlı eserinden alınmıştır. GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Ruhum buldu eşini aşkı her dem tattım ben, Şükrüm ezdi hasreti acıları sattım ben. İştiyakımdı benim teslim oldum mahşere, Hüdâ nın lütfu büyük mutsuzluğu attım ben.

10 1020 Mayıs 2015 Çarşamba SAĞLIK Sahte şampuanlar mantara yol açıyor Uzmanlara göre saç ve deri hastalıklarından korunmak için kullanılan şampuanların üretim yeri ve şartlarına dikkat edilmesi gerekiyor. ANKARA - Uzmanlara göre saç ve deri hastalıklarından korunmak için kullanılan şampuanların üretim yeri ve şartlarına dikkat edilmesi gerekiyor. Saç uzmanı Talat Sam, sahte şampuan uyarısı yaparak, bunların saç derisinde mantara, saç dökülmesine ve çeşitli deri hastalıklarına neden olduğunu bildirdi. Sam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, piyasada ne olduğu belirsiz ürünler bulunabildiğini, tüketicilerin bunlara karşı dikkatli olması gerektiğini söyledi. Kozmetik ürünleri oluşturan bileşenlerin, ürün içeriğinin ve varsa onay belgesinin incelenmesi gerektiğini kaydeden Sam, "Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz yılın 6 aylık döneminde piyasadaki 6 bin 70 kozmetik ürünü denetledi. Güvensiz çıkan 5 bin 381 ürünün 5 bin 375'inin sahte ve kaçak olduğu tespit edildi. Bu veriler bile sahte şampuan ve kozmetik ürünlerin yaygınlığını gösteriyor" ifadesini kullandı. Sağlık Bakanlığının denetimlerine rağmen piyasada hala sahte ve kaçak ürün bulunabildiğine dikkati çeken Sam, "Bir dönem piyasada arıyla tanışmamış ballar vardı. Şimdi de maalesef sağlıklı üretim ve dolum tesisi, gerekli belge ve onay sertifikaları ile tanışmamış şampuanlar var" görüşünü savundu. Taklit ve sahte şampuanlara karşı vatandaşları uyaran Sam, "Bunlar saç derisinde mantara, saç dökülmesine ve çeşitli saç derisi hastalıklarına yol açıyor. Ucuz şampuanları tercih ederek bu tür etkilere maruz kalanlar, daha sonra çok ciddi paralar ödeyerek hem sağlık hizmeti, hem de saçlarını yeniden eski haline getirebilecek uygulamalar satın alıyor. Hem paradan hem de sağlıktan olmamak için nerede, hangi şartlarda üretildiği belli olan, fiyatı piyasa ortalamasının altında kalmayan ürünler tercih edilmeli" diye konuştu. (AA) Sivas'ın doktor balıkları Saraybosna'da şifa dağıtıyor SARAYBOSNA - Bazı cilt hastalıklarının tedavisi için kullanılan Sivas'ın Kangal ilçesine özgü dünyaca ünlü "doktor balıklar", Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da şifa dağıtıyor. Hem Türkiye'de hem de Avrupa'da uzun yıllardır tedavi amaçlı kullanılan "Garra rufa" balıkları, Saraybosna'daki tarihi Başçarşı'da açılan merkezde, cilt temizlemek ve masaj için kullanılıyor. Dişleri olmadığından suya giren insanların derisine zarar vermeyen, DANIŞMA, ZİYARETÇİ YÖNLENDİRME VE SEKRETERYA TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (TETAŞ) Danışma, Ziyaretçi Yönlendirme ve Sekreterya hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Eskişehir Yolu 7. Km. No: Mustafa Kemal Mah. ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : tetas@tetas.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 12 ay süreli danışma, ziyaretçi yönlendirme ve sekreterya işlerinde çalıştırılmak üzere 12 personel Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş Genel Müdürlüğü c) Süresi : İşe başlama tarihi , işin bitiş tarihi İhalenin a) Yapılacağı yer : Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş Genel Müdürlüğü Eskişehir Yolu 7.km No:166 Mustafa Kemal Mah. Çankaya/ANKARA b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Kamu Kurum ve Kuruluşları ile özel sektörde gerçekleştirilmiş olan her türlü personel çalıştırılmasına dair işler, benzer iş olarak kabul edilecektir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı TETAŞ Genel Müdürlüğü Mustafa Kemal Mah. Eskişehir yolu 7. Km no: 166 C Blok APK Dairesi Başkanlığı Satınalma Müdürlüğü ÇANKAYA/ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş Genel Müdürlüğü Eskişehir Yolu 7. km no: kat Genel Evrak Servisi Mustafa Kemal Mah. Çankaya/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (Doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Resmi İlanlar Basın ( sadece vücutlarındaki kabuk ve ölü derileri temizleyen "doktor balıklar"ın, ağızlarındaki ditranol adlı bir enzim sayesinde kimi yaralarda da iyileştirme etkisi yaptığı biliniyor. Saraybosna'daki merkezin müdürü Medina Smayloviç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Saraybosna'da sadece kendi merkezlerinde bu tür bir tedavi ve masaj imkanının olduğunu belirterek, "doktor balıklar"la uygulanan masajın kadınerkek, her yaş grubuna uygun olduğunu ifade etti. Smayloviç, "doktor balıklar"ın sedef, egzama ve dermatit gibi rahatsızlıkların tedavisinde de kullanıldığını aktararak, Türkiye'den getirilen bu balıkların Bosna Hersek'in "yeni" HABER MERKEZİ - Meme, akciğer, prostat, kan, over kanseri... Rutin bir göz muayenesi sırasında gözleriniz sadece miyop, hipermetrop, şaşılık gibi rahatsızlıkları değil, başta kanserler olmak üzere birçok hastalığın da ipuçlarını veriyor. Gelişen yeni teknolojiyle beraber akciğer kanserinden meme kanserine kadar pek çok kanser türü göz ve göz dibi muayenesi sırasında tespit ediliyor. Erken teşhis ise çoğu zaman hayati önem taşıyabiliyor. Vücudumuzun dünyaya açılan penceresi olan gözlerimiz birçok hastalığın habercisi olabiliyor. Çağımızın hastalığı kanser de bu hastalıkların başında geliyor. Genel bir göz ve göz dibi muayenesinde kanser riski olup olmadığı rahatlıkla teşhis edilebiliyor. Gözün içinde yer alan farklı semptomlar hastalığın teşhis edilmesinde yardımcı oluyor. Hastanın kendisinin bile henüz fark etmediği birçok rahatsızlık bu şekilde anlaşılabiliyor. Göz dibinde görülen lezyonlar vücudumuzda oluşan hastalıkların erken dönemde teşhis edilebilmesine olanak sağlıyor. Göz dibinde farklı birçok lezyon görülebiliyor. Bu lezyonlar sistemik bir kanserin parçası olabileceği gibi, başlı başına gözden kaynaklanabilen kötü huylu kanserler de olabiliyor. Tüm bu tümörler her yaşta ortaya çıkabiliyor. Lezyonların rengi, yerleşim yeri ve büyüklüğü ise tanıda büyük önem taşıyor. Lezyonların büyük çoğunluğu iyi huylu olmakla birlikte, ciddi hastalıkların habercisi de olabiliyor. Bu nedenle erken teşhis hasta için çoğu zaman hayati önem taşıyabiliyor. Bebekler ve çocuklar yaklaşık yedi yaşına kadar gözle ilgili herhangi bir şikayetini bildiremiyor. Bu nedenle özellikle bebeklerin ve çocukların göz ve göz dibi muayenesini asla ihmal etmemek ve 6 aya kadar olan dönemde tüm bebeklerin rutin göz muayanelerini yapmak gerekiyor. Dikkatli bir klinik gözlemi içeren ilk göz muayenelerinin tamamlanması ve sürekli olan göz kontrollerinin yapılması konusunda ailelerin bilgilendirilmesi de önem taşıyor. Özellikle bebekleri ve çocukları kontrolleri altında tutan çocuk doktorlarına ve aile hekimlerine ailelere destek olmak konusunda daha çok olduğunu söyledi. "Doktor balıklar"ın ciltteki yaralara odaklanarak bu yaraları iyileştirmeye çalıştıklarını anlatan Smayloviç, müşterilerinden son derece olumlu tepkiler aldıklarını kaydetti. Smayloviç, "doktor balıklar"la ilgili bir efsanenin anlatıldığını belirterek, "Efsane şu ki Pers topraklarında yaşayan iki erkek kardeş, her gün içerisinde bu balıkların yüzdüğü bir gölge yıkanırlarmış. Kardeşlerden birinin sedef hastalığı varmış ve bu hastalığının zamanla iyileştiğini fark etmiş. Gel zaman git zaman balıkların tedavi için kullanılabileceği keşfedilmiş ve onlara 'doktor balık' adı verilmiş" şeklinde konuştu. Balıkların dişleri olmadığından cilde zarar vermediğini, sadece ölü deriyi soyduklarını aktaran Smayloviç, "İnsanlar memnun. Olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bir kez deneyen kesinlikle yeniden geri gelecek" dedi. (AA) Kanser gözünüzden anlaşılıyor! görev düşüyor. Çocukluk çağının en sık görülen birincil göz içi kanser türü olan retinoblastom erken tanıyla tedavi edilebiliyor. Hastaların çoğu (%95 i) beş yaş öncesi tanıyla tespit ediliyor. Özellikle hastalar kliniğe göz bebeğinde beyazlık (kedi gözü reflesi) ve şaşılık şikayetiyle başvuruyor. Son dönemde kemoterapi tekniklerinin gelişmesiyle ülkemizde çok ciddi başarılar elde ediliyor. Erişkinlerde görülen en sık göz içi tümörü koroid melanomu dur. Hastaların üçte birinde hiçbir şikayet görülmezken geriye kalan hasta grubu, görme azlığı, gözde ışık çakmaları, görme alanında siyah gölgelenmeler veya eğri görme şikayetleriyle kliniğe başvuruyor. Bu tümörün en etkili tedavi şekli olan radyoaktif plak tedavisi artık ülkemizde uygulanıyor. Hekim tecrübesinin çok mühim olduğu bu yöntemde, plak tümörü kaplayacak şekilde skleraya dikiliyor ve tümör tepe noktasına ortalama Gy arasında radyoaktif doz verilerek, göz üstünde tutuluyor. Bu süre tümörün kalınlığına ve radyoaktif plağın aktivitesine göre değişiklik gösteriyor. Gerçekleştirilen bu tedavide tüm hesaplamalar kişiye özel olarak hazırlanan bilgisayar programları ile yapılıyor. Plak takıldıktan sonra çıkarılışına kadar hastanın radyasyon güvenliği açışından gerekli kriterleri taşıyan bir ortamda kalması sağlanıyor ve konulan plak ikinci bir operasyon ile gözden uzaklaştırılıyor. Radyoaktif plak tedavisi koroid melanomu dışında, koroid hemanjiyomları, retinanın vazoproliferatif tümörü, retinoblastom tedavisinde de kullanılıyor. Ülkemizde de son iki aydır Dünyagöz Hastaneleri nde de uygulanan bu tedavi yöntemleri % 95 oranında başarı sağlıyor. Sonuç olarak, akciğer kanserinden prostat kanserine, lenf kanserinden meme kanserine kadar birçok hastalığın gözden teşhis edildiği bu sistemde, herkesin düzenli olarak göz muayenelerini yaptırmaları gerekiyor. Özellikle göz bebeğinin büyütülerek gözün arkasına bakılması birçok tümörün erken dönemde teşhis edilmesine olanak sağlıyor.

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Görme engelli genç, org çalarak geçimini sağlıyor Kütahya'da, doğuştan görme engelli 31 yaşındaki Deniz Elitok, liseden mezun olduktan sonra iş bulamayınca, kentin işlek cadde ve sokaklarında org çalıp şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor. KÜTAHYA - Elitok, AA muhabirine yaptığı açıklamada, lise mezunu olduğunu ancak engelinden dolayı iş bulamadığı için müzisyenlik yaptığını söyledi. Org çalarak geçimini sağladığını dile getiren Elitok, "İl merkezine 97 kilometre uzaklıktaki Emet ilçesinden haftanın belirli günlerinde kent merkezine gelerek Cumhuriyet Caddesi üzerinde org çalarak şarkı söylüyorum" dedi. Vatandaşların da bu durumdan memnuniyet duyduğunu anlatan Elitok, "Müzik dinletisi karşılığında kazandığım parayla birtakım ihtiyaçlarımı karşılıyorum. Doğuştan görme engelliyim. Müzisyenlik yaparak geçiniyorum. Üç kardeşiz, ikimiz görme engelliyiz birimiz ise sağlam" diye konuştu. Elitok, yaptığı işin dilencilik olmadığını, engeline rağmen çalışarak para kazandığını belirtti. Kimseye zorla "para ver" demediklerini ifade eden Elitok, şunları söyledi: "Bazı Avrupa ülkelerinde ve büyük şehirlerde müzisyenler işlek caddeler de müziğini icra ediyor. Bazı vatandaşlar bu konuda duyarsız kalıyor. Sanatsal Bozok Yaylası'na gezginci arıcı ilgisi sosyete işi dilenciliğe getiriyor. Aslında öyle bir şey yok çünkü Avrupa'nın birçok kentinde Berlin'de, Paris'te, Roma'da müzisyenler, metro ve işlek BUL- MACA Soldan sağa: 1. Çizilerek veya oyularak açılan kertik. Tanrıtanımaz, dinsiz. 2. İlgi. Soylu. 3. Vücudun salgıladığı tuzlu sıvı. Ticaret eşyası. 4. Halkın aşağı tabakası. Seyahat çantası. 5. Bitmemiş, eksik, tamamlanmamış. Soru sözü. 6. Bir sıvıyı gaz biçiminde püskürtmeye yarayan alet. 7. Eğrilmekte olan yün, keten gibi şeylerin tutturulduğu, bir ucu çatal değnek. Genişlik. 8. Güzel sanat. Bir nota. Yaşam. 9. Demirin simgesi. Bir anda oluveren, apansız. 10. Binek hayvanı. Görevlilerin aylıklarından her ay belli oranda kesilin bir sosyal güvenlik kurumuna yatırılan para. 11. Hava basıncı birimi. Baş, kafa. Panama nın plaka işareti. 12. Asya da bir göl. Et suyuna kızartılmış ekmek konularak yapılan yemek. 13. Afrika da bir ülke. Bayram. 14. Yardım istendiğini anlatan ünlem. Kara batmamak için ayağa takılan bir tür örgülü ayaklık. 15. Küçük körfez. Biriyle karşılaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme. 16. Kırşehir ilinin bir ilçesi. Bir sayı. 17. Uşak ilinin bir ilçesi. İlgi eki. 18. Sinir. Vadi. 19. Bir nota. Bir şeyin elden ele geçmesi. 20. Kayınbirader. Bir peygamber. Duman karası. Yukarıdan aşağıya: 1. Küçük vapur, istimbot. Ayağı sekili at. İtalya da bir kent. 2. Asansör. Bir halk sazı. Bir tür deri ve bağcıksız ayakkabı. 3. Ceviz, sarımsak, ekmek içi ve sirke ile yapılan bir tür meze. Kutsal Hint destanı. 4. İlave. Eski dilde bir insanın tüm mal varlığı. Kaba bir seslenme sözü. Ucu halkalı cıvata. 5. Mikroskop camı. Evrenpulu. Notada durak işareti. Har tür müzik aleti. Lityumun simgesi. 6. Ucuna doğru genişleyen etek. Renksiz ve sarımsak kokulu, çok güçlü ve parlak bir ışık vererek yanan hidrokarbonlu bir gaz. Adale. 7. Tayin. Teklif. Yabancı. Burçlardan biri. 8. Başlıca, temel niteliğinde olan, esasi. Sağlama, elde etme. Sadrazamların ya da çeşitli devlet adamlarının padişaha verdikleri armağan. 9. Boru sesi. Eskişehir ilinin bir ilçesi. Salgın hastalık. Çıplak, özgür, hür. 10. Sadist. Namazın bölümlerinden her biri. Eli sıkı, cimri. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu meydanlarda bu işi yapıyor. Görün yani, biz kimseden para istemiyoruz. Bu iş dilenciliğe girmez zaten. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum." (AA) YOZGAT - Türkiye'nin önemli tarım merkezlerinden Yozgat, arıcıların da gözdesi haline geldi. Coğrafi yapısı ve bitki çeşitliliği dolayısıyla arıcıların en çok tercih ettiği bölgeler arasındaki Bozok Yaylası, 300'ü aşkın yerli ve 200'e yakın gezginci arıcıya ev sahipliği yapıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ziyaattin Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yozgat'ın coğrafi konumu ve iklimi bakımından arıcılığa elverişli olduğunu, yıllık ortalama 550 bin ton bal üretildiğini söyledi. Arıcıların genellikle Bozok Yaylası ile Akdağmadeni ve Çayıralan ilçelerindeki yaylalara yerleştiğini belirten Özdemir, coğrafi yapı ve bitki çeşitliliğinin bu tercihte büyük rolü bulunduğunu anlattı. Özdemir, "Bozok Yaylası'nda bu yıl 300'e yakın yerli arıcı konakladı. Ayrıca geçen yıllarda 50 civarında gezginci arıcının tercih ettiği yaylaya bu yıl 200'e yakın gezginci arıcı geldi" dedi. Daha kaliteli bal elde edilmesi ve arıcılığın geliştirilmesi amacıyla çalıştıklarını aktaran Özdemir, Çayıralan ilçesindeki 500 dekarlık alanda bal ormanı kurulduğunu, Akdağmadeni ilçesinde de altyapı çalışmalarının hazır hale getirildiğini vurguladı. Özdemir, kentte ve yaylalarda aspir bitkisinin yaygınlaştırılmasına çalıştıklarını dile getirerek, böylelikle arılara besin sağlayabileceklerini söyledi. Arıcılara da destek verdiklerini belirten Özdemir, geçen yıl 340 arıcının desteklerden yararlanmak üzere başvurduğunu, kovan başına 10 lira destekleme ödemesi yaptıklarını ifade etti. Ziyaattin Özdemir, gezginci arıcıların veteriner sağlık raporu ve vize belgesini yanlarında bulundurması gerektiğine dikkati çekerek, şu bilgiyi paylaştı: "İlimize konaklama amacıyla gelen gezginci arıcılarımızın il ve ilçe müdürlüklerine müracaatlarının akabinde mahalde gerekli tespitler, veteriner sağlık raporu, vize belgelerinin incelenmesinden sonra konaklama izin belgesi verilmektedir. Gezginci arıcıların konaklayacağı yerin sahibinden izin alınması, iki arıcı arasında en az 2 kilometre mesafe bulunması gerekmektedir. Belirlenen kriterler yerine getirilmişse gezginci arıcıya konaklama izni belgesi düzenlenmektedir." Ordu'dan gelen İmdat Yalçın (56) da eşi Ülsever ile yaylada konakladıklarını söyledi. Yozgat'ta farklı bölgelerden çok sayıda arıcının konakladığını anlatan Yalçın, 22 yıldır bu kente gelip gittiğini anlattı. Yalçın, "Buranın bitki florası arıcılık için çok iyi. 22 yıldır Yozgat'ta konaklıyorum. Birkaç yıldır eşimle geliyor, ağustos ayının ortalarına kadar burada konaklıyoruz" şeklinde konuştu. Çocuklarının evlenmesinin ardından kendisinin de eşiyle Yozgat'a gelmeye başladığını kaydeden Ülsever Yalçın da kurdukları iki barakada yaşadıklarını, daha kaliteli bal için çalıştıklarını vurguladı. (AA) ÇÖZÜMÜ BUGÜN 12. SAYFADA 4. Olay: Şiir, manzum hikâye değil, saf bir şiirdir. Dolayısıyla bütünlüklü bir olay yok, sadece yüzey yapıda yer alan bazı olay parçaları var. Olaylar, birbirine zıt iki ayrı tipin yaşantılarından sağaltılmış kopuk parçalar hâlindedir. Bunları da özetle şöyle toparlayıp verebiliriz: Batıcı kozmopolit tip, Batı dünyasında, kültür ve sanat ortamında gezer, sanatın ve kültürün sadece oralarda olduğunu zanneder. Türk toplumunu da Batı doğrultusunda yönlendirmeye çalışır. Bu tip, yerli oryantalist bir turist olarak 1071 yılından yani Anadolu nun Türk-İslam sürecine girişinden önceki dönemlerde ortaya konan tarihî, dinî yapıları ve diğer mimarî eserleri ya da Ayasofya gibi camiye çevrilmiş yapıları gezip dolaşırken önceleri üzeri sıvanmış, örtülmüş ama daha sonra kazınarak ortaya çıkarılan mozaik gibi eski kültürel, sanatsal ve estetik unsurlara ilgi duyar. Kapalı, süslü, şatafatlı, zarif hanımların, şık beylerin bulunduğu mekânlardaki bale gösterileri, orkestra müziği gibi aristokrat nitelikli yüksek Batı sosyetesine özgü sanat faaliyetlerinden zevk alır. Batılı, şehirlere gidip oralardaki kadın heykellerinden heyecanlanır. Yerli-millî tip ise Anadolu nun da zengin bir kültür ve sanat birikimine sahip olduğunu görür. Anadolu insanının da kendi doğal yapısı içinde, kendi ortamında uyumlu ve mutlu bir duygu, düşünce ve yaşama biçimi dünyasına sahip olduğunu, onu uygar Batı yla tatmin etmenin mümkün olmadığını görür. Bu tip de mimarî eserlerdeki, camilerdeki Türk-İslam motiflerinden heyecan duyar. Gösteri sanatlarından biri olan açık alanda, meydanda sergilenen tarihî ve millî çağrışım alanı zengin olan zeybek oyunundan ve milletimizin gerçek yaşantı ve sorunlarından kaynaklanan türkü, ağıt gibi halk müziğinden, salına salına çeşmeye su almaya giden ya da bağda bahçede çalışan köylü güzelini izlemekten zevk alır. 5. Varlık: Şiirde bahçe, çiçek, bizim diyârımız, bahar, düz cadde, dağda gezen ayaklar, kubbe, ince bir mozaik, mabet, sülüs yazı, duvar, yeşil çini, Çiçekli bir sahne, bir beyaz kelebek, Toprak, dağ gibi bir zeybek, kadın heykeli, köylünün kıvrılmayan beli, Anadolu gibi daha çok sanat alanıyla ilgili somut varlıklara yer veriliyor. Bunun yanında Anadolu ya, kente, batıya özgü varlıklar da yer alıyor. Bütün bunlarda şairin varlığa yaklaşım biçimi sezgici / idealisttir. Şair, düşünceden varlığa gitme tutumunu benimsemiştir. Bu nesneler, şairin düşüncelerini somutlaştırmaya yarıyor. Yani kendi bağlamlarında ve temel anlam alanlarında değil, çağrışımları bağlamında değerlendiriliyor. 6. Duygu: Şiirde duygusal boyut pek fark edilmiyor. Metin, bir düşünce şiiridir. Eleştiri ve tekliflere dayalı düşünceler, duyguya dönüştürülmeden olduğu gibi verilmiş. Ancak memleket edebiyatı çığırının gelişeceği, ilerde millî sanat ve edebiyatın serpileceği inancına dayalı bir ümit, bir daüssıla, vatan, memleket özlemi duygusunu da sezinleyebiliyoruz. 7. Görüntü: a. Nesnel Görüntü: Şiirin ön planında nesnel görüntü sunulurken arka planında bu görüntünün simgesel ve imgesel karşılığı yansıtılıyor. Yani şiir, somut bir görüntünün tasviri değil, soyut imge yapısının sunumunu esas alıyor. Mesela ilk dörtlükte birilerinin çiçekli bir bahçede gezinmesi, bizim diyarımızın binbir ANKARA - Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, keklik ve sülün gibi kanatlı yaban hayvanlarının doğaya adaptasyonlarını daha kolay sağlamak için gurk tavuk (kuluçkaya yatan tavuk) altında üretim metodunu kullanmaya başladı. Bu kapsamda deneme üretimine Kahramanmaraş Kapıçam Keklik Üretim İstasyonunda başlanırken, gelecek yıl Gaziantep ve Bursa'da da aynı metotla üretim yapılacak. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 7 Kanatlı Yaban Hayvanı Üretim İstasyonunda, doğayı desteklemek ve biyolojik çeşitliliği korumak için keklik ve sülün üreterek doğaya yerleştiriyor. Üretilen kanatlı yaban hayvanlarının doğaya daha kolay adapte olabilmeleri ve daha yabanıl davranışlar sergilemeleri amacıyla farklı üretim metotlarının denenmesini gündemine alan Genel Müdürlük, Ar- Ge çalışmaları kapsamında, bu yıl, gurk tavuk altında kanatlı yaban hayvanı yetiştirme deneme çalışmalarının başlamasına karar verdi. Böylece kanatlı yaban hayvanlarının, bir anne tarafından yem arama, gizlenme, yırtıcı karşıtı davranışlar Mayıs 2015 Çarşamba TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com Faruk Nafiz Çamlıbel: SANAT baharı saklaması, birilerinin bizi kolumuzdan tutup çekmesi, dağda gezen ayakların düz caddede incinmesi gibi görüntüler ön planda nesnel görüntüdür ama arka planda bunların imgesel görüntüleri vardır. Yani bahçede açan çiçek bildiğimiz çiçek değil, imgesel olarak sanat ve kültürdür. O bakımdan şiire soyut görüntü hâkimdir. b. Soyut Görüntü: Şiirde soyut görüntüyü simgeler üzerine kurulu imgesel yapı oluşturuyor. Şair imgeleri karşıtlık unsuru üzerine kurmuştur. Bu imgesel yapıyı çözelim. * Sanat üretiminin batıya özgü olmadığı düşüncesi: Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek, / Bizim diyârımız da binbir baharı saklar! Burada senin gezdiğin bahçe, Batı dünyasıdır. çiçeğin açması ise değişik türde sanat üretimidir. Bizim diyarınız Anadolu, binbir bahar ise Anadolu Türkünün uzun tarihi boyunca üretmiş olduğu masal, hikâye, türkü, mani, atasözü gibi çok zengin sanat ve kültür birikimidir. * Sanatın her milletin kendi şartlarının ürünü olduğu düşüncesi: Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek, / İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar. Batılı kozmopolit aydın, Türk milletini yerli ve millî kökenleri olmayan; tamamen başka bir toplumun, başka bir sosyal yapının, farklı bir dünyanın duyma, düşünme, inanma ve yaşama biçimine uygun bir sanat, edebiyat ve kültür ortamına ve havasına çekmeye, zorlama biçimde batılılaşma sürecine sokmaya çalışmaktadır. Buna karşın şair, bizim millî yapımızın, kültürümüzün, yaşama, duyma, düşünme biçimimizin farklılığına vurgu yaparak bu tutumun gereksizliği üzerinde durmaktadır. düz cadde, ölçülü biçili, insan eli tarafından şekillendirilmiş, suni, mekanik özelliklere sahip batılı yaşama tarzı, batılı anlayış ve değerlerdir. Anadolu insanı ise dağda gezen ayaklar dır. Bu, hem teknolojik anlamda henüz gelişmemişliği hem de doğal ve fıtrî yaşama biçimini ifade eder. Şiirin yazıldığı dönemde Türk milleti olarak henüz teknolojik anlamda uygarlaşmış, gelişmiş, mamur bir ülke değildik. Düzenlenmemiş, şekil verilmemiş bir tabiat ortamında yaşıyorduk. Dolayısıyla modern batının uygar kent insanı yani aristokrat ve burjuva toplumu için üretmiş olduğu sanat ve kültür, o zaman bizim için gereksiz ve anlamsız bir şeydi. Karnını doyurma derdinde olan insana Baudelaire yen acıların karşılığı olan sembolist şiirin söyleyeceği bir şey yoktu. Bu bakımdan şair, bize lâzım olan sanatın batılı sanat değil; yerli ve millî nitelikli, bizim temel ve doğal ihtiyaçlarımıza cevap verecek olan sanat olduğunu vurgular. Batı, kendi tarihsel gelişimine uygun olarak kendi doğal yapısı içinde kendi sanatını üretir. O sanat, o topluma hitap eder. Bizim toplumsal, ekonomik, kültürel şartlarımız farklıdır, biz de kendi şartlarımıza ve yapımıza uygun yerli ve millî sanat üretiriz. Bu konuda sosyal yapıya uymayan zorlama sanat ithalinin anlamsızlığı vurgulanmaktadır. * Her milletin ürettiği sanatın kendisi için anlamlı olduğu düşüncesi. Sen kubbesinde ince bir mozaik arar da Gezersin kırk asırlık bir mabedin içini. Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda, (DEVAM EDECEK) Gurk tavuk altında keklik ve sülün üretimi yapılacak gösterme becerileri kazanması hedeflendi. Bu çerçevede, gurk tavuk altında üretimi uzun süredir gerçekleştiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne teknik gezi gerçekleştirilerek, bu üretim metodunda kullanılan tavuklar, kümesler ve yetiştirmelerle ilgili incelemelerde bulunuldu ve bilgiler alındı. Deneme üretimine, Kahramanmaraş Kapıçam Keklik Üretim İstasyonunda başlanırken, bunun için gurk tavuk altında üretime uygun kafesler yapılarak, ilk etapta cüce koşin cinsi 15 tavuk satın alındı. Gurk tavuk altında keklik ve sülün üretimi metodunda, kuluçka makinesinde gelişimi tamamlanmış yumurtalar, çıkım aşamasında kuluçkaya yatmış tavuğun altına konarak, civcivlerin tavuğun altında yumurtadan çıkması ve tavuğun civcivleri kendi yavrusu gibi sahiplenmesi sağlanıyor. Bu sayede anaç tavuk, civcivleri yem arama, gizlenme, yırtıcı karşıtı davranışlar gösterme konusunda eğiterek doğaya adaptasyonlarına katkıda bulunuyor. (AA)

12 12 haber 20 Mayıs 2015 Çarşamba Erdoğan: Yeni Türkiye hedefimize saldırıyorlar SAMSUN- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun Cumhuriyet Meydanı'ndaki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Samsun un ilçeleri, mahalleleri ve köylerindeki tüm vatandaşlara selamlarını ileterek, 10 Ağustos 2014 tarihindeki cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 66 lık oy oranıyla şahsına verilen destek için şükranlarını sundu. Toplu açılış törenini anlamlı bir gün olan 19 Mayıs ın bir gün öncesinde yapmak istediklerini belirten Erdoğan, kentte gerçekleştirilen yatırımlar hakkında bilgi verdi. Samsun'a kazandırılan projelerin, Samsunlular tarafından gayet iyi bilindiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Şimdi diyebilirler birileri, cumhurbaşkanı bunları niye konuşuyor. Ben cumhurbaşkanı olarak bunları konuşmuyorum, 12 yıllık başbakanlığım döneminde yaptıklarımı anlatıyorum, anlatmayım mı? Bunu anlatayım değil mi? Çünkü hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Bunları anlatmamız lazım. 1 hafta önce anlattığınızı, 1 ANKARA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP'nin, HDP'nin herhangi bir binasına saldırılabilmesi için bir gerekçenin olamayacağını belirterek, "Çünkü her şeyden evvel muhatabımız değiller. Onun için HDP'liler, MHP'nin dışında bunu aramalarında yarar vardır" dedi. Bahçeli, MHP Genel Merkezinden katıldığı, Star TV'deki "Liderler Star'da" isimli canlı yayın programında soruları cevapladı. Bahçeli, Mersin ve Seyhan binalarındaki patlamalara ilişkin HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Bugüne kadar 60 büromuza saldırı oldu ve bu bürolarda da saldırı yapan grupların MHP'lilerin ülkücülerin yaptığı hareketleri işretini gördük. MHP'ye soruyorum onlarla ilişkiniz var mı? Çıkın açıklayın" ifadelerinin sorulması üzerine, bu tür bir sorunun muhatabının partisinin olmaması gerektiğini söyledi. MHP'nin seçimlerin barış, huzur ve esenlik içinde geçmesini arzuladığını ve bütün siyasi partilere başarılar dilediğini dile getiren Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Seçimleri gölgelemek isteyenler, seçimleri farklı amaçlara doğru yönlendirmek isteyenler, bazı provokasyon olaylarıyla Türkiye'yi karşı karşıya bırakıyorlar. MHP'nin, HDP'nin herhangi bir binasına saldırabilmesi için hiçbir sebebi ve gerekçesi olmaz. Çünkü her şeyden evvel muhatabımız değiller. Onun için HDP'liler, MHP'nin dışında bunu aramalarında yarar vardır. Biz bazı olayları yakından takip ediyoruz. Eylemlerin başında veya sonunda herkesin çok rahatlıkla yapabileceği 'Bozkurt' işaretini kullanarak sloganlar atarak dağılanlar var. Bir de bunun tam tersi hafta sonra herkes unutuyor, bilinsin. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran'da sadece yani bir meclis ile hükümetin belirlenmeyeceğini bildirdi. Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde ilk mitingi Samsun'da gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye nin önemli bir yol ayrımında yine sizlerle birlikteyiz. Önümüzdeki seçimlerde sadece yeni bir meclis, yeni bir hükümet belirlenmeyecek. Onlarla birlikte Türkiye nin gelecekteki istikameti belirlenecek. Yeni Türkiye yolunda mı yürüyeceğiz, yoksa eski Türkiye yolunda mı kalacağız? 7 Haziran da işte hep birlikte buna karar vereceğiz. 10 Ağustos 2014'ten Türkiye'de hiçbir şeyin eskisi gibi yürümesinin mümkün olmadığına dikkati çeken Erdoğan, "Artık yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi, kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak ülkemizin gündemine girmiş bulunuyor. "Bundan sonra tartışmamız gereken yeni anayasanın, başkanlık sisteminin içeriği olmalıdır" dedi. İşçiden, memurdan "zorunlu tasarruf" ve "ev vereceğiz" diye toplanan parayı, AK Parti'nin ödediğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz dertliyiz, biz size sevdalıyız, bizim size aşkımız var. Onun için bu hizmete devam edeceğiz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın dedik ve bu süreçte çok büyük mücadele verdik. Kimi zaman darbe, kimi zaman ölüm tehditleri aldık, partimizi kapatmaya çalıştılar. Projelerimizi, ekonomimizi sabote etmeye çalıştılar. Bölücü örgüt aracılığıyla sokakları terörize ettiler. 6, 7, 8 Ekim'deki olayları biliyor sunuz değil mi? 50 kişi öldü. Ne dedi? 'Dökülün sokağa.' Şimdi bu insan gelmiş oy istiyor, hangi yüzle? Devlet Bahçeli den HDP ye tavsiye! Demirtaş: 'Saldırılar katliam girişimiydi' MERSİN- HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Adana ve Mersin'de HDP binalarındaki patlamaya ilişkin, "Bugünkü saldırılar büyük bir katliam girişimiydi" dedi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisince Tevfik Sırrı Gür Stadı yanında düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Mersin'de bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Meydandaki coşkunun 7 Haziran'da seçim sandıklarında da aynı görkemle Türkiye'ye umut olmasını dileyen Demirtaş, Adana ve Mersin'de HDP binalarına yönelik saldırıları kınayarak yaralanan yöneticilere şifa diledi. Demirtaş, provokasyon girişimden amaçlanan şeyin elde edilemediğini belirterek, şöyle devam etti: "Bugün Mersin ve Adana'da öylesine bir zaman ve öylesine yerler seçilmiş ki Allah korusun adaylarımızın ve parti üst düzey yönetimimizin cenazelerini çıkarmak istediler oradan. Bugünkü saldırılar büyük bir katliam girişimiydi. Her sabah il teşkilatlarımızda seçim koordinasyon toplantıları var. Bütün adaylarımız ve parti üst düzey yöneticilerimiz her sabah o saatte o odalarda toplantı yapıyorlar. Allah korudu diyorum. Allah izin vermeyince olanlar var. 20 siyasi partinin içinde provokasyona iki partiyi temel alıyorlarsa buralarda birilerinin fayda sağlayacağı kanaati uyanır. O birileri kimdir? Zannediyorum başta, sorumlu olan siyasi iktidardır. Önce HDP, siyasi iktidarın etrafına bakmasında yarar var. Siyasi iktidarla her konuda diyalog içerisinde olan bir partinin bu defa, 'Bizim binalarımıza saldırılar yapılıyor. Güvenlik unsurlarını harekete geçirmek suretiyle bunların çok yönlü araştırılmasını istiyoruz' demelerinde yarar vardır. Aksine kalkıp da böyle bir söz yerine, bir parti, 'Bu konularla ilişkiniz var mı?' gibi bir davette bulunmaları, bana göre siyasi edepsizliktir." Bahçeli, parti tabanına söz konusu olaylara ilişkin bir "sağduyu" çağrısının yapılıp yapılmadığı yönündeki soruya karşılık da bütün siyasi partiler gibi MHP'nin teşkilatlarla ilgili düzenlemelerini genelgelerle yönlendirdiği yanıtını verdi. MHP'nin her olayda ve siyasi faaliyette mutlaka bir bir genelge yayınladığına dikkati çeken Bahçeli, genelgelerde, önemi üzerinde düşüncelerini teşkilatlarla paylaştıklarını, bu süre içerisinde dikkat etmeleri gereken konularda da teşkilatları ciddi anlamda uyardıklarını aktardı. olmuyor. Allah korudu bugün Adana ve Mersin'den çok sayıda cenaze çıkmadı. Hedefleri buydu. Yani Kürt'ü Türk'e, Türk'ü Kürt'e düşman edebilmek. Sokaklarda öfkeyi, korkuyu hakim kılabilmek için çirkince, aşağılıkça bir operasyona giriştiler." Demirtaş, 7 Haziran'ın ülkenin son günü olmadığını, 8 Haziran'da da beraber yaşamaya devam edileceğini vurgulayarak, provokasyonlara gelinmemesi uyarısında bulundu. Bütün zalimlere karşı mazlumların yanında olduklarını vurgulayan Demirtaş, şöyle konuştu: "Mısır'da HDP gibi parti olsaydı, Mursi ve arkadaşlarına idam dayatanlara karşı Mursi'nin yanında Mısır HDP'si olurdu. Mursi'nin, seçilmiş bir cumhurbaşkanının darbecilerle, darbe yönetimiyle birlikte teslim alınmasını kınıyoruz. İdam cezası verilmesini kınıyoruz. Uluslararası kamuoyu derhal harekete geçmeli Mısır'daki idamlar durdurulmalıdır." BULMACANIN ÇÖZÜMÜ Kılıçdaroğlu: 'Öğrenci ve öğretmeni Ferhat ile Şirin gibi buluşturacağım' SİVAS- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde, 7 Haziran'da hep birlikte yeni bir tarih yazacaklarını, Türkiye'yi şaha kaldıracaklarını, bütün sorunları çözmek istediklerini söyledi. Halk için çalıştıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Biz cebimiz için değil, esnaf, çiftçi, memur, emekli, sanayici, herkes için çalışıyoruz" ifadesini kullandı. Vatandaşlardan 7 Haziran'da ellerini vicdanlarına koyarak sandığa gitmelerini isteyen Kılıçdaroğlu, Sivas'taki Askeri Dikimevi fabrikasının İstanbul'a götürüldüğünü belirterek, sandığa gidilip bunu yapanların demokratik yollardan cezalandırılmasını istedi. "Öğretmenlerimiz gidecek çocuklarımızı yetiştirecek" Kılıçdaroğlu, atanamayan öğretmenler konusuna değinerek, Dörtyol'da yanına gelerek çocuk gibi ağlayan ve oğlunun 10 yıldır atanamadığını söyleyen babayı unutamadığını ifade etti. Atama bekleyen 350 bin öğretmen olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "200 bin dersliğe ihtiyacımız var. SözCHP iktidarında atama bekleyen öğretmen kavramı olmayacak. Ferhat ile Şirin'in buluştuğu gibi öğrenci ile öğretmeni buluşturacağım. 'Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacak' ORDU- Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, " Türkiye şimdi play-off oynuyor ve inşallah önümüzdeki bir kaç sene içerisindetürkiye dünyanın ekonomik olarak Süper Ligi'ne çıkan bir takım olacak" dedi. Türkiye İş Kurum (İŞKUR) Fatsa Şubesi'nin açılışına katılan Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2001 yılında son derece karamsar bir ekonomik tabloyla karşı karşı olduğunu anlattı. Söz konusu dönemde Türkiye'nin ekonomisini yönetmek üzere Kemal Derviş gibi bakanların getirildiğini ifade eden Kurtulmuş, Türkiye'nin artık o günleri geride bıraktığını söyledi. Kurtulmuş, 13 yıllık iktidar döneminde AK Parti'nin yaptığı en önemli hizmetlerden birinin, makro iktisattaki dengeleri yerli yerine oturtması olduğunu belirterek, kasası dolan Türkiye'nin borçluluk oranları düşerek, IMF'ye olan bağımlılığının da ortadan kalktığını ifade etti. Türkiye'de son derece güçlü yönetilebilir bir bankacılık finans sektörünün oluştuğunu vurgulayan Kurtulmuş, dolayısıyla Türkiye'de bir çok alanda makro iktisadi dengelerin yerli yerine oturduğunu dile getirdi. Kurtulmuş, bunun tek başına yeterli olmadığını belirterek, "Bu günlerde bazı afişlerimizde de görüyoruz, ikinci yarı başlıyor şeklinde. Buradaki ikinci yarıdan kastımız, bu makro dengelerini kurmuş olan Türkiye'nin mikro alanda da başarılarını ortaya koyması lazım

13 20 Mayıs 2015 Çarşamba13 EFSANE RÖPORTAJLAR MHP Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili adayı Tuğrul Türkeş e göre; Koalisyon ne Efsane GÜZELDERELİ efsaneguzeldere@hotmail.com zaman konuşulur? -1- Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Efsane Güzeldereli nin sorularını yanıtladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi 23. ve 24. dönem Ankara milletvekili olan Türkeş, deneyimli bir siyasetçi olmasının yanında çok başka ve önemli siyasi özelliklere de sahip bir politikacı olarak tüm soruları samimi bir dille yanıtladı, İşte Efsane Güzeldereli nin soruları ve Tuğrul Türkeş in yanıtları 13 KASIM 1960'DA YAŞADIĞI ŞOK.. E.G: 27 Mayıs darbesinin ardından bir sabah kalktınız. Evde herkes ağlıyor. Ama evde ölü yok. Sokak kapısı yerde paramparça duruyor. Çünkü askerler gelmiş ve tabir yerindeyse merhum Türkeş'i yaka paça götürmüş. Siz henüz ilkokula başlamış bir çocuktunuz. Ne hissettiniz? T.T: 13 Kasım Sokak kapısı el kadar parçalara bölünmüştü. Şok. Tabi ki şok hissettik. Ben subay çocuğuyum. Hafızamın ilk aklımda kalanı. Babamın arabası olur, jeepi olur, atı olur. Babamın işi vardır. Gider gelir. Kafamdaki baba imajı bu. Babamı almaya geldiklerinde; Jeep gelirse jeeple oynarım. At gelirse atla oynarım ihtilalinde bir büyük olağanüstülük hissettim tabi. Daha 6 yaşındaydım. Fakat sizin dediğiniz gibi bir sabah kalktım. Evde herkes yas içinde. Babam yok. Ha babamın olmaması normal. Çünkü babam çok çalıştığı için evde duran bir baba figürü değildi. Ama bir gariplik var. Sokak kapısı paramparça. Bunlar gece 2-3'te babamı almaya geliyorlar. Milli Birlik Komitesi içinde bir iç darbe. 14 genç subayı tasfiye etmeye karar veriyorlar. Gece evlerinden aldırıyorlar. Babam kapıyı açtığında gece 2-3'te, ne ile açarsınız? Tabi ki pijamayla. Diyorlar ki; ''Tutuklusunuz. Götüreceğiz''. ''Peki geleyim. Ama giyinip geleyim'' diyor yani. '' Hayır. Böyle götüreceğiz'' diyorlar. Babam da''evladım böyle gidilir mi? Bekleyin 2 dk.'' Evin etrafını asker sarmış zaten. Kaçmak mümkün değil. Böyle götürürüz-götürmeyiz derken itip kapıyı kapıyor. Ne bulduysa giymeye çalışıyor. Askerler o eski tip kapıyı tüfek dipçikleriyle parçalıyorlar. Babam ne bulduysa artık giyip gidiyor. Tabi büyük bir üzüntü ve travma. Ne olduğu ve ne olacağıyla ilgili de büyük bir belirsizlik var. Bundan bir ay sonra da önce vurmaya karar vermişler. Cemseden de indirmişler. Sonra bir emir geliyor. Vazgeçiyorlar vurmaktan. Geri bindiriyorlar cemseye ve Hindistan'a gönderdiler. BABAM 12 EYLÜL'DE TEKRAR GÖZALTINDA... E.G: Siyasete başlama noktanız, ''Babamı asmasınlar!!'' refleksi olabilir mi? T.T: Şöyle; 12 eylül 1980 darbesini Tuğrul Türkeş KİMDİR? Yıldırım Tuğrul Türkeş, 1 Aralık 1954 te İstanbul da doğdu. Türk iktisatçı ve siyasetçi. Milliyetçi Hareket Partisi'nden Türkiye Büyük Millet Meclisi 23. dönem ve 24. dönem Ankara milletvekili olan Türkeş, aynı zamanda partinin Merkez Yönetim Kurulu üyesidir ve Genel Başkan Yardımcısıdır. MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş'in büyük oğludur. Hacettepe Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdi. Ticaret Bakanlığında Basın Danışmanlığı, Ortadoğu Gazetesinde Yönetim Kurulu Başkanlığı, Akşam ve Son Havadis gazeteleri ile Yeni Harman haftalık dergisinde köşe yazarlığı yaptı. Ticaret fuarı organizasyonu alanında Turkuaz Fuarcılığı kurdu. PETKİM AŞ ve TC Kalkınma Bankası'nda Yönetim Kurulu Üyeliği, Ataköy Otelcilik AŞ'de Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Turtle Sigorta Aracılık Hizmetleri ve Karuzel Medikal, Elektronik Limited Şirketi'nin ortağı oldu ve şirketlerin müdürlük görevini üstlendi. Karuzel Uzay Uydu Görüntüleri Çözümleme ve İşleme Teknolojileri Sanayi ve Ticaret AŞ'de Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. 1997'de babası Alparslan Türkeş'in ölümünden sonra MHP Genel Başkanlığına adaylığını koydu. En güçlü aday olarak gözükürken diğer 6 adayın Devlet Bahçeli lehine çekilmesi üzerine 17 Temmuz 1997 de kurultayı sürpriz şekilde kaybetti. Bunun üzerine ATP'yi (Aydınlık Türkiye Partisi) kurdu, genel başkanı oldu ve DYP ile koalisyon yaptı. Fakat, DYP 3 Kasım 2002 seçimlerinde barajı aşamayınca parti genel başkanlığını ve siyaseti bıraktığını açıkladı. 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde eski rakibi Devlet Bahçeli ile barıştı ve Ankara 1. Bölge 1. sıra milletvekili adayı oldu ve seçilerek Meclise girdi. 3 çocuk babasıdır. 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinde Ankara 1. Bölge 1. Sıra Milletvekili Adayı olarak TBMM'ye yeniden seçilmiştir. Türkiye-KKTC Parlamentolararası Dostluk Grubu üyesidir. İyi derecede İngilizce bilmektedir. de atlamayalım. Ben o zaman Hacettepe Üniversitesi'nde finallere giriyorum. Anarşi, terör sebebiyle biraz okul uzadı. Babam tekrar gözaltına alındı. Öyle olunca da onun savunmasını sadece avukatlar değil, yüzlerce ülkücü de var sırf Ankara'da 585 dava, Adana'da filan derdest edilmiş davalar var. Bunların hukuk bürolarını organize etmeye ve savunmalarda koordinasyon için çalışma yapmaya başladım. Tabi onun bir tarafı da bir siyasi faaliyetti. Siyasi faaliyet de şu; Bu konularla ilgili kamuoyu oluşturmak için medyayla ilişkiler, medya ve diğer siyasilerle irtibat sağlamak. Gitmek-gelmek. Bir nevi böyle başladık siyasete. KOSKOCA TÜRKEŞ'İN OĞLU... E.G: Merhum Türkeş, Türk siyasetine damgasını vurmuş, çok değerli bir kişilik. Onun oğlu olmak büyük bir sorumluluk. Merhum Türkeş'in oğlu olmanın avantajları ve dezavantajları neler oldu hayatınızda? T.T: Güzel soru. Bir kere önemli, güçlü bir isimden sonra siyaset yapmaya karar verdiğinizde bu toplumda şöyle bir beklentiye yol açıyor; O da zaten siyasi hayatını yürütmüş ve belli bir yere getirip bitirmiş olan bir kişinin bütün bildiklerini, sizin de bildiğinizi varsayıyorlar. Sizinle ilgili toplumun beklentisi daha yüksek oluyor. Ailesi bilinmeyen bir şahıs siyasete girdiğinde Ahmet Bey, Mehmet Bey, ''ya bu ekonomik kriz, işsizlik çekilir gibi değil'' dediğinde ona ''Aferin. Bak ne güzel şeyler söyledi'' diyorlar. Aynı cümleleri ben kurduğumda, ''Koskoca Türkeş'in oğlu. Bunu da söylemeye miydi?'' Bizden beklenti daha yüksek. Bu sizin daha iyi bir siyasetçi olmak için gayret etmenizi zorunlu kılıyor. Siz daha iyisini yapmak zorundasınız. Daha sorumlu, daha ciddi siyaset yapıyorsunuz. EVREN İLE İLGİLİ KONUŞA- MAM; ÇÜNKÜ... E.G: Darbelerden bu kadar bahsetmişken, Sayın Kenan Evren'i geçtiğimiz günlerde kaybettik. Siz hakkınızı helal ediyor musunuz? T.T: ''Ölülerinizi hayırla yad ediniz'' diye Hadis-i Şerif var. Bu konuda konuşmak istemiyorum. GÜNCELLENMİŞ MİLLİYETÇİ- LİK... E.G: ''Bilgisayar programları update ediliyor. Milliyetçilik de güncellenmeli'' demişsiniz bir yerde. Nasıl olacak bu? T.T: Bu bana bir gazeteci arkadaşımın cilvesidir. Güzel Türkçemizi iyi kullanmamızı annemiz ve babamız çok önemserdi. Onun için ben Türkçe sözcükleri kullanırken çok dikkat ederim. Öyle bir sözü ben söylemem. Ben onu sadece bir örnek vermek açısından. Yani Türk Milliyetçiliği tarih boyunca her zaman var olmuştur. Irkçılık değil ama. İçinden çıktığın toplumu sevmek ve onun iyiliğini düşünmek olarak tarif edeceğimiz bir milliyetçilik her zaman var olmuştur. Bizim yaptığımız milliyetçilik de bu. Ama tabi bunun zamana göre değişik yorumlanması ve bunların üzerinde çalışılması gerekiyor. O bakımdan da benim orada söylediğim izin aynı kalıp, yani bilgisayara atıfta bulunmamın sebebi o. Bilgisayar windows programı olduğunda, windows'u değişmiyor. Ama onun güncellenmiş yorumu geldiğinde bu işletim sistemi daha iyileştirliyor. Onu tarif etmek bakımından, milliyetçiliğin de 21. yy'da yeniden yorumlanması gerektiğini söyledim. Ama gazeteci arkadaşım sağolsun onu update olarak kullanmış. O da bana yapıştı. Ben söylemedim. Benim Türkçem iyidir. MİLLİYETÇİLİKTE NOSTALJİK YORUMLAR... E.G: Peki milliyetçilik güncellenirken, ilk olarak ele alınması gereken nedir? T.T: 'larda ki, Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren Türk Milliyetçiliği, hatta ondan daha öncesi de var. Yusuf Akçura, Ziya Gökalp'ler filan. Onların yorumları o çağa uygun tariflerdir. Bugün de bu konulara gönül veren, akıl yoran yeni düşünürlerin, insanların bu çağa uygun bunları yorumlaması gerekir ki, gençlerimizin de buna ilgisi artsın. Yoksa tarih kitabı okuyor gibi oluyorlar ve günümüzdeki pratik uygulamalarına gerek yok gibi geliyor. Halbuki ben hep söylerim. Küreselleşme olgusuyla birlikte, hani ülkelerin sınırları kalktı deniyor ya, ülkelerin kavramları değişti deniyor ya, o zaman daha güçlü bir milliyetçilik fikrine sahip olmamız lazım. Eskiden dikenli tel ve askerle koruyabildiğiniz ülkeniz şimdi sınırsız ve herkesin birbirine gidip geldiği bir ortama dönüşüyor. Öyle olunca o zaman bunu koruyabilmek için daha yüksek bir bilinç seviyesi, daha yüksek bir şuura sahip olmanız lazım. Kendim için değil, gençlik için söylüyorum. (gülüyor) Onun tarifini de yeniden yapmak lazım. Yoksa öbürleri nostaljik yorumlar gibi algılanabilir. NİYE ŞİMDİ DEĞİL DE 7 HAZİ- RAN DAN SONRA? E.G: Babanızın döneminde Bingöl'den belediye başkanınız vardı. T.T: Muş'tan milletvekilimiz vardı. E.G: Ama şu anda neredeyse MHP güneydoğuda yok gibi. Bunu neye bağlıyorsunuz? T.T: 7 Hazirandan sonra konuşalım bu sorunun cevabını. E.G: MHP bölgede olacak mı diyorsunuz? T.T: Olacak. Çok kuvvetli emareler var. Geçmişte babamın ölümünün ardından, 99 yılında Ağrı'dan, Van'dan milletvekilleri çıktı. Bu belli bir eşiği aşmak ile alakalı. Bu sefer Van'da arkadaşlar çok iddialılar. Kars'tan, Iğdır'dan çıkaracağımız söyleniyor. Urfa'da birden fazla milletvekili çıkaracağımız yönünde çok kuvvetli emareler var. Hatta ben size ilginç bir şey söyleyeyim. Milletvekili aday adaylığı sürecinde Hakkari'de çok iyi üç aday birbiriyle çekişti. Düşünün yani, bugüne kadar MHP'ye atfedilen iddialarla mukayese ettiğinizde bunlar önemli gelişmelerin göstergesidir. MAHKEMELİK OLAN BABA MİRASI... E.G: Bir dönem Türkeş ailesinin mahkemeye intikal eden bir miras davası oldu. Daha sonra tarafların katılmaması üzerine bu dava düştü. O dönem siz, mahkemeye intikal ettiği için konuşamam demiştiniz. Şimdi sorunlarınızı aşabildiniz mi aile arasında? T.T: 20 yıllık tarihe baktığınızda aile meselelerini medya ile hiç konuşmadım. E.G: Görüşüyor musunuz kardeşlerinizle? T.T: Tabi. Avrupa Konseyi'nde beraber görev yaptık. KARDEŞİ AKP'DEN MİLLETVE- KİLİ ADAYI E.G: Annenizin vefatının ardından babanızın sayın Seval Türkeş ile yaptığı evlilikten olma kardeşiniz Ahmet Kutalmış Türkeş, AKP'den İstanbul milletvekili adayı. İki kardeş farklı ve özellikle de birbirine karşı oldukça sert söylemleri olan partilerde. Kaderin bir cilvesi mi bu? T.T: Bu bir çok ailede görüldü bugüne kadar. Herkes siyasi görüşünde hür. AKP MİLLİYETÇİLİĞİN KAPISINI OMUZLUYOR... E.G: Milliyetçi oyların hızla AKP'den, MHP'ye gittiği analizleri yapılıyor. Milliyetçi akımın yükseldiği yönünde yorumlar da var. Hem Erdoğan'ın hem de Davutoğlu'nun söylemlerinde sizin sahanıza girme yönünde bir eğilim gözlemliyor musunuz? T.T: Çok kuvvetli. Eğilim değil. Kapıyı omuzlama gayretleri var. Milliyetçiliğin kapısını zorluyorlar içeri girsinler diye. Türk Milliyetçileri çok yüksek bilince sahip insanlardır. Öyle seçim arefesinde söylenmiş 2-3 eğreti lafla kanaatlerinin değişeceğini zannetmiyorum. ''ALLAH ALLAH.. AKLIMA MUKAYYET OL'' E.G: Sizin tabirinizle bu kapıyı zorlayan hareketler nelerdir? T.T: Erdoğan da, Davutoğlu da milliyetçi çizgiye geldi yani. (gülüyor) Sayın Erdoğan geçenlerde ''Kürt sorunu yoktur'' dedi Balıkesir'de. Allah Allah dedim. Aklıma mukayyet ol filan. Ben tv'den doğru mu duyuyorum diye baktım. YARIN: Kürtler azınlık değil

14 14 20 Mayıs 2015 Çarşamba TURİZM Aspendos Antik Kenti, kalıcı listeye hazırlanıyor ISSN Atatürk Müzesi, Ata nın kıyafetleriyle açıldı İZMİR - Atatürk'ün daha önce sergilenmemiş günlük yaşamında ve resmi törenlerde giydiği kıyafetleriyle bazı aksesuarları, restorasyonu tamamlanan ve 19 Mayıs'ta açılışı yapılacak olan İzmir'deki Atatürk Müzesi'nde sergilenecek. Kordonboyu'nda yer alan, Atatürk Müzesi olarak hizmet veren ve 2013 yılında restorasyona alınan tarihi binada çalışmalar tamamlandı. Kapılarını yeniden açılmaya hazırlanan Atatürk Müzesi, ziyaretçilerine Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatından birçok kesiti ilk kez görme imkanı sağlayacak. İzmir Valisi Mustafa Toprak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2013 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca restorasyona alınarak ziyarete kapatılan müzenin, restorasyonu tamamlandığını, açılışının 19 Mayıs'ta Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik tarafından yapılacağını bildirdi. Müzedeki tamamlanan çalışmalarını inceleyerek yetkililerden bilgi alan Vali Toprak, müzenin baştan sona yenilendiğini ve modern müzecilik anlayışı ile düzenlediğini söyledi. Toprak, İzmirlilerin müzedeki değişiklikleri görünce 2 yıl süren bekleyişi anlayışla karşılayacaklarına inandığını belirterek, "Çünkü buraya geldiklerinde eskiye göre ne gibi değişiklikler olduğunu görecek ve takdir edeceklerdir" dedi. Vali Toprak, tarihi yapının ilk katında Atatürk'ün yaşamından kesitlerin bulunduğunu anlatarak, şu bilgileri verdi: "Burası Atatürk'ün doğumu, yaşayışı, askere katılışı, milli mücadele ve kurtuluş savaşı dönemi, Meclis'in açılışı, Cumhuriyetin ilanıyla özellikle iktisat kongresinin İzmir'de toplanması yönündeki çalışmalarını yansıtacak şekilde dizayn edildi. İzmir'in düşman işgalinde kurtarılışı ile Atatürk'ün İzmir'e girişinin görüntüleri ziyaretçilerce görülebilecek. Üst kattaki ortadaki fuayede Atatürk'ün kıyafetleri yer alacak. Atatürk'ün günlük yaşamında, törenlerde ve resepsiyonlarda kullandığı kıyafetler Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bulunduğu yerlerden buraya getirildi. Onlar da ilk kez burada sergilenecek." Müzeyi ziyaret edenlerin İzmir'in düşman işgalinde kurtuluşuna ait fotoğrafları ve videoları görebileceğine de vurgu yapan Toprak, "Atatürk'ün kaldığı oda, yaverinin odası, misafirlerini ağırladığı odalar, bunları bütünleyen aydınlatma araçları, kapıları ve pencereler orijinal haliyle restore edildi. Ayrıca o dönem otel olarak kullanılan müzede, 1934'de Atatürk'ün kaldığı ve ziyaretine gelen İran Devlet Başkanı Rıza Pehlevi'nin kaldığı odalar da zamanın mobilyalarıyla canlandırıldı." Müzede İzmir İktisat Kongresi'nin detaylı bir şekilde anlatıldığını sözlerine ekleyen Toprak, restorasyonda emeği geçenlere de teşekkür etti. GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Ahmet Serkan Küçük Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: Fax: Yıl: 45 Sayı: Mayıs 2015 Çarşamba Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT ANTALYA - Bu yıl UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan Aspendos Antik Kenti'nin kalıcı listeye girmesi hedefleniyor. Antalya'nın Serik ilçesi yakınlarındaki Aspendos Antik Kenti'nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ne alınması, antik kentin kalıcı listeye girmesi için yürütülen çalışmalara hız verilmesini sağladı. Aspendos Antik Kenti Kazı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Veli Köse başkanlığında Türk ve yabancı bilim adamları ile öğrenciler, 2008 yılından bu yana bölgede yüzey araştırması ve kazı çalışmalarını sürdürüyor. Doç. Dr. Köse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazı başkanlıkları tarafından hazırlanan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce UNESCO'ya gönderilen başvuru sonucunda Aspendos Antik Kenti'nin Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girdiğini söyledi. Kentin en göze çarpan yapısı durumundaki Aspendos Antik Tiyatrosu'nun Türkiye'de en iyi korunmuş antik tiyatro olduğunu vurgulayan Köse, dünyanın da iyi korunmuş sayılı tiyatroları arasında bulunduğunu kaydetti. Antik tiyatronun dünyada caveası (oturma yerleri) ve sahne binası bütün olarak yapılmış ender Roma tiyatroları arasında yer aldığını dile getiren Köse, şunları söyledi: MUĞLA - İl Kültür ve Turizm Müdürü Veli Çelik, kentin her yıl 3.5 milyonun üzerinde yabancıya ev sahipliği yaptığını belirterek, ülkeye gelen İngiliz vatandaşlarının yüzde 58'inin tatillerini Muğla'da geçirdiğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığınca Bodrum ilçesinde yabancı tur operatörlerine yönelik etkinlik düzenlendi. İngiltere'den 400'ün üzerinde seyahat acentesi yetkilisinin katıldığı etkinlikte, Bodrum ve Muğla turizmi ele alındı. Veli Çelik, AA muhabirine yaptığı "Aspendos'un sadece tiyatrosu bulunmuyor, özellikle bilim insanlarının ilgisini cezbeden bir diğer yapısı su kemerleridir. Su kemerlerinin iyi korunmuş vaziyetinin yanında halen ayakta duran, suyun debisini ayarlayan iki sifonuyla son derece önemlidir. Bu iki yapısı ile Dünya Mirası Geçici Listesi'ne giren Aspendos'un, gerekli çalışmaların kazı başkanlığımızca tamamlanmasının ardından kalıcı listeye girebilmesi için yine Bakanlık kanalıyla yeni bir başvuru daha yapılacaktır." Listeye kalıcı olarak alınmak için arkeolojik sitlerin alan yönetim planının hazırlanmasının UNESCO'nun önemli koşulları arasında bulunduğuna işaret eden Köse, bu kapsamda Aspendos için alan yönetim planı hazırlandığını söyledi. Alan yönetimini de içine alan çalışmalara 2013 yılında başlandığını, "Aspendos Sürdürülebilir Gelişim ve Alan Yönetimi Projesi" kapsamında önerilen çalışmaların iki aşamada hayata geçirilmesinin planlandığını bildiren Köse, ilk aşamada çevre düzenleme projesi kapsamında yeni bir karşılama merkezi tasarımı ve otopark alanı oluşturulacağını belirtti. Yönlendirme ve bilgi tabelalarının yenilenmesi, gezi güzergah ve yürüme yollarının yapımı, kazı, bekçi evi ile laboratuvar ve kazı depoları tasarımlarının da hazırlandığına dikkati çeken Köse, şöyle konuştu: "Projelerin Antalya Koruma Kurulunca onaylanmasının ardından İngiliz turistlerin %58 tatili Muğla da geçiriyor açıklamada, Muğla'nın Türkiye için önemli turizm destinasyonlarından birisi olduğunu ifade etti. Kentin her yıl 3.5 milyonun üzerinde yabancı misafire ev sahipliği yaptığını vurgulayan Çelik, "Ülkemize gelen İngiliz vatandaşlarının yüzde 58'i tatillerini ilimizde geçiriyor. Hedefimiz bu potansiyeli daha da yukarıya çıkartmak" şeklinde konuştu. Çelik, etkinliğe, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile Kültür ve Turizm Tanıtma Genel Müdürü İrfan Önal'ın da destek verdiğini anlattı. önümüzdeki aylarda hayata geçirilmesi planlanıyor. Tasarım ve planları yine Aspendos Kazı Başkanlığı tarafından hazırlanan projenin uygulaması ise Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılacak. İlerleyen aşamalarda ziyaretçilerin Aspendos'u daha iyi tanımaları, daha bilinçli ziyaretlerini değerlendirmeleri amacıyla kent için antik dönemde büyük önemi olan Köprüçay (Eurymedon) Nehri'ni de içine alacak şekilde yeni düzenlemeler yapılmasını amaçlıyoruz. Kent etrafında yaşayan yerel halkın sosyoekonomik getirilerden faydalanması ve ziyaretçilerin daha iyi tanımaları hedeflerimiz arasında bulunuyor." Köse, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kalıcı üyelik sağlanmasının projenin temel amaçları arasında olduğunu ifade ederek, "Bugün dünya genelinde bin 7 kültürel ve doğal varlık listede yer alıyor. Son yıllarda başvurularda kazanılan ivme sonucunda Türkiye, 13 kültürel ve doğal mirasıyla temsil edilmektedir. Hazırladığımız projelerin ardından Aspendos da listedeki kalıcı yerini en yakın zamanda alacaktır" dedi. Milattan önce 10. yüzyılda Akalar tarafından kurulan Aspendos kenti, biri büyük, biri küçük iki tepe üzerine kurulu. Milattan sonra 2. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilen Aspendos Antik Tiyatrosu, günümüzde konserler ve etkinliklerde kullanılıyor. Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 20 Mayıs 2015 Çarşamba Türk basketbolunun zihniyet devrimine ihtiyacı var İSTANBUL - Türkiye Basketbol Federasyonu'nun (TBF) 27 Mayıs Çarşamba günü yapılacak olağanüstü genel kurulunda başkanlığa aday olan Lutfi Arıboğan, Türk basketbolunun kan değişimine, zihniyet devrimine ihtiyacı olduğunu söyledi. Arıboğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, basketbol camiasının ilgisine tepkisiz kalmayarak başkanlığa aday olduğunu ifade etti. Türk basketbolunda bir değişime ihtiyaç duyulduğunu, kulüplerin de bu yönde bir beklenti içinde olduklarını anlatan Lutfi Arıboğan, "Azımsanmayacak oranda kulübümüz sistemin dışında kaldıklarını düşünüyorlar. Bir spor adamı olarak, basketbol gibi bir branşın 3-5 kişi tarafından kendilerine ait hale getirilmesi, gerçek sahibi olan kulüplerimizden uzaklaşılması, kulüplerin gerçek değerlerini kaybetmiş olmaları benim bu kararı vermemde etkin oldu" diye konuştu. Ersun Yanal'ın yüzü deplasmanlarda gülmedi Trabzonspor, teknik direktör Ersun Yanal yönetiminde dış sahada istediği sonuçları alamazken, iç sahada ise başarılı bir performans ortaya koydu. TRABZON - Ligin 10'uncu haftasında Galatasaray deplasmanı öncesi göreve gelen Ersun Yanal idaresindeki Trabzonspor, toplam 23 karşılaşma oynadı. Bu maçlarda 12 kez galip gelen Karadeniz ekibi, 5 maçta berabere kaldı, 6 kez mağlup oldu. Yanal yönetiminde 12 deplasman maçının 3'ünden galibiyet çıkarabilen bordomavililer, 5 karşılaşmadan beraberlikle, 4 maçtan da yenilgi ile ayrıldı. Dış saha maçlarında 14 puan toplayan Karadeniz ekibi, 22 puan kaybederek zirve yarışında geriye düştü. Trabzonspor, Yanal'ın takımın başında çıktığı maçlarda Galatasaray, Mersin İdmanyurdu ve Çaykur Rizespor'u mağlup etti. Bursaspor, Balıkesirspor, Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Gençlerbirliği maçlarından birer puanla ayrılan bordo-mavililer, Beşiktaş, Gaziantepspor, Torku Konyaspor ve Eskişehirspor'a yenilmekten kurtulamadı. Trabzonspor teknik direktör Ersun Yanal yönetiminde, iç sahadaki başarısıyla dikkati çekti. Bordo-mavililer, Hüseyin Avni Aker Stadı'ndaki 11 maçın 9'unda galip gelirken 2 kez mağlup oldu. Trabzonspor, 33 puanın dağıtıldığı bu maçlarda 27 puan çıkarma başarısı gösterdi. Karadeniz ekibi, sahasında Gençlerbirliği, Çaykur Rizespor, Medica Sivasspor, Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor, İstanbul Başakşehir, Kardemir Karabükspor, Akhisar Belediyespor, Galatasaray ve Bursaspor'u mağlup etti, Eskişehispor ve Beşiktaş'a ise kaybetti. (AA) Şampiyonluklarıyla babasını atletizme ikna etti KIRŞEHİR - Atletizm Gelişim Projesi kapsamında Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü antrenörlerinin Kırşehir Atatürk Ortaokulu'nda yaptığı taramalarda keşfedilen Urkuş Işık, çeşitli yarışmalarda elde ettiği Türkiye birinciliklerini dünya şampiyonluğuyla perçinlemek istiyor. Okullar Yıldız Kızlar Kros Türkiye Şampiyonası, Anadolu Yıldızlar Ligi ve Atletizm Gelişim Projesi kros müsabakalarında çeşitli kategorilerde birinci olup, Türkiye şampiyonluğu elde eden Urkuş Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6 yaşında başladığı atletizmle, okula gelen antrenörlerin kendisini beğenmesi üzerine profesyonel olarak ilgilenmeye başladığını söyledi. Haftanın 6 günü ikişer saat antrenman yaptığını kaydeden Işık, babasının ilk etapta derslerinden geri kalacağı ve sakatlanacağı endişesiyle spor yapmasını istemediğini belirtti. Bunun üzerine antrenörü ve beden eğitimi öğretmeninin ailesini ziyaret ettiğini dile getiren Işık, "Müsabakalarda derece yapmaya başlayınca babam izin verdi. Şimdi rahat rahat atletizm yapıyorum. Yarışlara gittim, Türkiye şampiyonu oldum. Ondan sonra babam atletizm antrenmanlarına gitmeme razı oldu. Bir anlamda şampiyonluklarım sayesinde babamı ikna edebildim" diye konuştu. (AA) Filistin de Aile Takımı BEYTÜLLAHİM - Filistin'de oyuncularının çoğu aynı ailenin ferdi olan Teracci Vadi en-nis (Taraji Wadi Al-Nes) futbol kulübü, uluslararası kupalarda yarışmasına ve ülke çapında büyük başarılar elde etmesine rağmen imkansızlıklar nedeniyle futbolcuları ikinci iş yapıyor. Takımının antrenman yaptığı Uluslararası el-hadır Stadyumu'nda AA muhabirine konuşan, teknik direktör Abdulfettah Arar, Teracci Vadi en- Nis'in, Beytüllahim'de yer alan 900 nüfuslu Vadi en-nis köyünün "Aile Takımı" lakaplı kulübü olduğunu söyledi. Arar, takımdaki futbolculardan 9'unun kardeş ve kardeş çocuğu olduğuna işaret ederek, oyuncularda birbirlerine karşı uyum ve anlayışın hakim olduğunu, var güçleriyle hedeflerini gerçekleştirmek için çalıştıklarını dile getirdi. Takımlarının önünde birçok engel olduğuna değinen Arar, "Takımın imkanları çok sınırlı. Ancak bu takımla gurur duyuyoruz. Vaktini sadece spora ayırabilen bir futbolcu yok. İşçi, memur ve şoför olanlar var. Antrenmana veya maça işleri bitince geliyorlar" dedi. Orta saha oyuncularından Amir Yusuf Ebu Hammad (35), kardeşleri Semih, Galib, Hadır, Hasan, Muhammed ile kardeşlerinin çocukları Velid, Tevfik ve Hazım'la aynı takımda oynadıklarını, yalnızca 4 oyuncunun köy dışından olduğunu ifade etti. Futbola duydukları "aşk"ın en büyük motivasyonları olduğunu ve küçük köyleri için zevkle top koşturduklarını kaydeden Ebu Hammad, "Çocukluğumuzdan beri futbola aşığız. Çocuklarımız da futbola aşık. Nereye gidersek bizi seyretmeye geliyorlar. Başarımızın sırrı onlar" diye konuştu. Teracci Vadi en-nis'in ve Filistin Milli Takımı'nın kalecisi olan Tevfik Ebu Hammad, "Küçük köyümüzden ve ülkemizden dünyaya mesaj taşıyoruz. Asya Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı başaran ilk Filistin takımı olduk" ifadelerini kullandı. Kudüs Üniversitesi Beden Eğitimi bölümünde öğrenim gören Tevfik Ebu Hammad, "Bir insanın ailesiyle aynı takımda olması çok güzel bir duygu" dedi. Takımın İdari İşler Müdürü Atıf Ebu Hammad (28), takımın kurulduğu 1984 yılından beri birçok kez aynı dönemde top koşturan kardeşler olduğunu söyledi. Köyün büyük, küçük, kadın, erkek tüm fertleriyle futbola duyduğu sevgi nedeniyle uluslararası arenada ilgi odağı olduğunu anlatan Atıf Ebu Hammad, birçok kupa kazanıp başarılara imza atacaklarına inandığını ifade etti. (AA) Futbolda kadın eli ÇANAKKALE - Çanakkale'deki bir futbol okulunda, biri yabancı uyruklu 2 kadın antrenör ve kadın sağlıkçı, çocukların gelişim göstermesi için çaba gösteriyor. Daha önce çok sayıda 2 ve 3. lig ekiplerinde forma giyen Umut Açık tarafından oluşturulan ve kentte yaklaşık 3 yıl önce faaliyete başlayan futbol okulunda 75 çocuk spor eğitimi alıyor. Açık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçmişte 15 yıl profesyonel futbol oynadığını, şimdi ise bilgi, tecrübe ve birikimlerini ekibiyle çocuklara aktarmaya çalıştığını söyledi. Türkiye ve Avrupa'daki normal futbol okullarından farklı bir şey yapmak istediklerini bu yüzden kadın antrenör ve sağlıkçıyı tercih ettiklerini aktaran Açık şöyle konuştu: "Amacımız sadece çocuklara futbol öğretmek değil. Bunun biraz daha dışına çıkalım dedim. 24 saatimizi tamamen bunun için harcıyoruz. Yakın bir tarihte yabancı bir kadın antrenörümüzle çalışmaya başladık. Beden Eğitimi Bölümü'nde eğitim gören bu arkadaşlarımızın akademik bilgilerini tecrübemizle birleştirip, çocukların geleceği için iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz." Çek Cumhuriyeti'nden Erasmus Programı kapsamında, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'ne (ÇOMÜ) gelen ve Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda öğrenimini sürdüren antrenör Zuzanna Skalicka ise Türkiye'de yaklaşık 2 aydır bulunduğunu bildirdi. Çanakkale'de 4 ay kalacağını anlatan Skalicka, "Atletizm, artistik jimnastik, tenis, rüzgar sörfü dersleri alıyorum. Ülkemde de bu alanda eğitim görüyorum. Çocukluğumdan beri sporla iç içeyim. Bundan dolayı sporu çok seviyorum ve hayatım spor. Burada kendimi öğretmenden çok tiyatrocu ve aktör gibi hissediyorum. (AA)

16 20 Mayıs 2015 Çarşamba Trabzonlu öğrencinin ürettiği uzaktan komuta edilebilen robot, evde kimse olmadığı zaman gaz ve su kaçağını SMS ve elektronik posta ile bildiriyor. Akçaabat Şehit Gökhan Uzun Fen Lisesi öğrencisi olan Kağan İnan, yaklaşık 7 ay süren çalışmanın ardından ürettiği robotuyla katıldığı İstanbul'daki "INSPO 2015 Uluslararası Proje Yarışması"nda dünya birincisi olmayı başardı. Karadenizli robot evdeki kaçakları haber verecek TRABZON - MELTEM YILMAZ -Çalışmasıyla Türkiye'yi Brezilya'da yapılacak proje yarışmasında temsil etme hakkı kazanan İnan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, robotu yapmaya geçen yılın kasım ayında başladığını anlattı. İnan, ürettiği robot ile günümüzdeki güvenlik sorunlarına teknolojik bir çözüm bulmayı amaçladığını söyledi. Yeni nesil güvenlik robotu sayesinde artık kimsenin aklının evinde kalmayacağını belirten İnan, "Siz yokken bile sizin yerinize evinizi geziyor. Robotun içine kamera yerleştirdim, bu sayede uzaktan bağlanıp dünyanın neresinde olursanız olun evinizi izleyebilirsiniz" diye konuştu. İstenildiği zaman internet tarayıcısı olan her cihazdan robota ulaşılabildiğini ve yönlendirme yapılabildiğini anlatan İnan, şunları kaydetti: "İçinde gaz, hareket, ses, ışık, sıcaklık sensörü var. Hareket, ses, gaz veya su kaçağı algıladığı zaman elektronik posta ve SMS yolu ile sizi uyarıyor. Fotoğraf çekiyor ve elektronik posta ile gönderiyor. Robot, devriye gezen polis gibi sürekli dolaşıyor. Şarjlı pille çalışıyor ve bunu güneş enerjisiyle destekledim." Güvenlik robotu ile bazı yarışmalara katıldığını anlatan İnan, çalışmasıyla 6 ülkenin yer aldığı yarışmada dünya birincisi olduğunu ifade etti. İnan, bu projeyle Türkiye'yi Brezilya'da düzenlenecek yarışmada temsil etme hakkı kazandığını dile getirerek, "Daha önce de ODTÜ Uluslararası Robot Yarışması'nda dördüncülük ve jüri özel ödülü, TÜBİTAK Erzurum bölge yarışmasında birincilik ödülü aldım. Bu işi seviyorum ve zamanla kendimi geliştirerek, daha iyi şeyler yapmaya çalışacağım" dedi. "OkuLuMuZu BİLİM MERkEZİ haline getirmek İsTİYORuZ" Okul Müdürü Ali Balta ise "Önce Türkiye, sonra dünya bizi duyacak" diye işe başladıklarını belirterek, bu tarz projeleri desteklemenin görevleri olduğunu söyledi. Okullarının ilk kez dünya birinciliği elde ettiğini kaydeden Balta, "Bu çalışmaları sürdürmek, tabana yaymak ve okulumuzu bir bilim merkezi haline getirmek istiyoruz" diye konuştu. Balta, Brezilya'da yapılacak proje yarışmasından da birincilikle döneceklerine inandığını ifade etti. (AA) 'Miss 7 Continents Güzellik Yarışması'nı Belarus tan Aliaksandra Sokal kazandı "Miss 7 Continents Güzellik Yarışması", Bodrum ilçesinde yapıldı. MuĞLA- Bodrum kalesi kuzey hendeği'nde dans gösterileriyle başlayan yarışmada, Bulgaristan uyruklu modacı Deina Brentjens'ın tasarımları izleyicilerin beğenisine sunuldu. Yaklaşık bir haftadır çeşitli ülkelerden Bodrum'da bulunan ve yarışma provalarından arda kalan zamanlarını ilçenin tarihi ve turistik yerlerini gezerek değerlendiren güzeller, düzenlenen gecede podyuma çıktı. Polonya, Moldova, Rusya, Belarus, Ermenistan, güney Afrika, Estonya, Belçika, ukrayna, Bulgaristan, Tayvan ve slovakya'nın da arasında bulunduğu 22 ülkeden gelen yarışmacılar, dereceye girmek için boy gösterdi. Mankenler sahneye çıktıktan kısa süre sonra Bodrum kalesi'ne bitişik kızıl hisarlı Mustafa Paşa Camisi'nde yatsı ezanı okunmaya başladı. Bunun üzerine müzik durdurularak, yarışmaya bir süre ara verildi. sahnede durumlarını hiç bozmadan ezan sonuna kadar bekleyen mankenler, izleyicilerden alkış aldı. Türkiye'yi temsil eden Bihter Nur Arı'nın ikinci olduğu yarışmayı, Belarus'tan Aliaksandra sokal kazandı. Yarışmada, kırım'dan Alina konovalova üçüncü, Rusya'dan Dania salakhetdinova dördüncü, Portekiz'den Bruna Monteiro beşinci seçildi. Etkinlikte ayrıca çocuk mankenler de podyuma çıkarak gösteri yaptı. (AA)