KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM YÖNTEMLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM YÖNTEMLER"

Transkript

1 178 ABSTRACT KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM YÖNTEMLER ÖZET Hasan ENOCAK lk ça lardan beri tüm toplumlarda korunmaya muhtaç çocuklar n" bak m hizmetlerinin sa lanmas, en önemli sosyal politika problemlerinden biri olmu ve halen de bu niteli ini sürdürmektedir. Sosyal politikan n kapsam içindeki yoksullar, hastalar, özürlüler, ya lar ve toplumlar n gelece i olan çocuklar gibi kendi kendine yeterli olamayan gruplardan birisini olu turan korunmaya muhtaç çocuklar n bak, daima özel bir önem ta r. Nitekim, çocuklar n korunmas sosyal politika tarihinde ilk kanuni düzenlemeler içinde yer alm r. Korunmaya muhtaç çocuklara yönelik sosyal hizmetler sunumunda korunmaya muhtaç duruma gelmi çocu un öz ailesi yan nda bak m ve korunmas sa lay hizmetlere öncelik verilmelidir. Ancak, bu gerçekle emiyorsa kurum bak, koruyucu aile uygulamas ve evlatl k gibi de ik bak m türlerine ba vurmak faydal olacakt r. Ülkemizde, hakk nda korunma karar al nan korunmaya muhtaç çocuklara yönelik hizmetler, 1983 y nda ç kar lan 2828 say Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre yürütülmektedir. Ne var ki veriler, mevcut yap n, sorunlar n üstesinden gelinmesinde yetersiz kald ortaya koymaktad r. Zira, ülkemizde 550 bin civar nda oldu u tahmin edilen korunmaya muhtaç çocuklardan sadece üne hizmet verilebilmektedir. Dr., Ü ktisat Fakültesi, Çal ma Ekonomisi ve Endüstri li kileri Bölümü To undertake caring for the children who needed to be protected is one of the most important social policy problems in all societies from the beginning of antiquity, and seems to be so. The care for the children who needed to be protected has always carried a special weight, like poors, patients, handicappeds, aged persons and children that all of them are not competent by themselves, covered by the discipline of social policy. As a matter of fact, child care has been within the first legal regulations in the social policy history. First of all, it is required to attach importance to the family welfare services in the context of social welfare services towards the children which needed to be protected. At the same time, it should given priority to the services for care and protection of the children which needed to be protected in the company of real family. Because, the family is an ideal environment for the child. Only in the nonexistence of it, it will be useful to prefer different child welfare service kinds like the institutional care, foster care and child adoption. The services towards the children which needed to be protected are beeing performed in direction of the law of 1983 named as Social Services and Child Protection Institution Act in Turkey, the act number is Nevertheless, the data shows that existing institutions are not sufficient to cope with the problems. Because, it is estimated that only for the 19,233 children which needed to be protected out of 550,000 are beeing served. Çocuklar, bir ülkenin gelece ini olu turduklar için, onlar n yeti tirilmesi ve e itimlerinin sa lanmas hususlar nda son derece özen gösterilmesi gerekmektedir. Kimli veya kimsesiz, yoksul veya zengin, suçlu veya suçsuz, bedensel veya ruhsal ya da zihinsel özürlü olmas veya olmamas gibi ayr mlara girilmeksizin, çocu un bütün olarak korunmas gerekmektedir. Ancak, normal hayatlar nda herhangi bir unsur eksik oldu u için özel bir ilgiye muhtaç olan küçüklerin olu turdu u bir grup vard r ki, ö retide ve kanuni düzenlemelerde bunlara korunmaya muhtaç çocuklar denilmektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ise, korunmaya muhtaç çocuklar ; beden, ruh ve ahlaki geli meleri tehlikede

2 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM olup, anne ve babas z, anne ve babas belli olmayan, anne ve babas taraf ndan terk edilen, anne ve babas taraf ndan ihmal edilip, fuh a, dilencili e, alkollü içkileri ve uyu turucu maddeleri kullanmaya ve serserili e sürüklenmek tehlikesine maruz bulunan çocuklar olarak tan mlamaktad r. Çe itli nedenlerle bir aileye sahip olamayan, ailesinden ayr lmak zorunda kalan, öz ailesi yan nda yeti me ans na sahip olmayan ve bak ma muhtaç olan bu çocuklar n, korunma alt na al narak topluma kazand lmalar, toplumun gelece i aç ndan hayati öneme sahiptir. Kanunun temel felsefesi, çocu un bak m ve korunmas kendi öz ailesi içinde mümkün hale getirmek, ancak bu gerçekle miyorsa, di er bak m yollar na ba vurmakt r. Di er bak m yollar aras nda, öncelikle koruyucu aile bak yöntemine ba vurulmas öngörülmektedir. Kurum bak ise, koruyucu aile bak n çocuk için faydal görülmedi i veya koruyucu aile bak konusunda herhangi bir ba vurunun olmad durumlarda öngörülen bir yoldur. 1. Çocu un Kendi Ailesi veya Akrabas Yan nda Korunmas Bu bak m türünün ortaya ç di er bak m türlerine nazaran oldukça eskidir. ngiltere de 1601 tarihinde Elizabeth Yoksulluk Kanunu ile bak ma muhtaç çocuklar n sorumlulu unu yüklenmi olan ana baba ve akrabalara nakdi yard m yap lmas öngörülmü tür 2. Çocu un kendi ailesi veya akrabas yan nda korunmas yöntemi, ekonomik yönden deste e ihtiyaç duyan ailelerin parasal ve nesnel hizmetlerden (mal ve malzeme yard, rehberlik, yönlendirme vb.) faydalanmas sa layacak bir sosyal yard m türü olarak 2828 say Kanunda öngörülmü tür. Bu hizmetten, ailesi veya yak n akrabalar olan ancak, belli bir süre korunmas gereken çocuklar yararlanmaktad r. Baz durumlarda aile maddi destek ve rehberlikten yoksun oldu u için çocu un ihtiyaçlar kar layamamakta ve ona uygun bir ortam sa layamamaktad r. Yoksullu un ve yeti tirme yurtlar n yat okul gibi alg lanmas ndan kaynaklanan bir dü ünce tarz n etkisiyle, özellikle yoksul ana babalar 2 Emine Akyüz, Çocu un Haklar n ve Güvenli inin Korunmas, Ankara, MEB Yay., 2003, s korunma karar ald rtarak çocuklar bak m ya da yeti tirme yurtlar na vermektedir 3. Bu konuda de ik dönemlerde yap lan ara rmalar bu yol ile yeti tirme yurtlar na önemli say da çocuk yerle tirildi ini göstermektedir 4. Yoksulluk gerekçesi ile çocuklar n ailelerinden al narak kurumlara konulmas çocuklar aç ndan çok sak ncal bir koruma eklidir. Çünkü, zorunlu hale gelmedikçe ana baba ve çocuklar n ortak ya ant, çocuk ve ana baba aras ndaki günlük ili kileri parçalamamak gerekir. Hakim yapt inceleme sonucunda ana baban n, çocu u yoksulluk nedeniyle kuruma vermek istedi i kan na var rsa, ana baban n bu talebini reddetmelidir. te 2828 say Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu, yoksulluk kökenli nedenlerle çocuklar n yat kurumlarda heba edilmesini önleyen ve ülkenin sosyal hizmet alan ndaki kaynaklar n daha rasyonel kullan lmas sa layan bir sisteme geçilmesi imkan temin etmi tir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 9. maddesinin d bendine dayan larak ç kart lan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Ayni ve Nakdi Yard m Yönetmeli i ile çocu un ailesi yan nda korunmas sa layacak imkanlar getirilmi tir Kurum Bak Tan m Öncelikle, bak m yöntemlerinden bir tanesi olan kurum bak n n ne oldu u tan mlanacak olursa; bir ailenin olmad ya da ailenin fonksiyonlar yerine getiremedi i durumlarda, kimsesiz ve korunmaya muhtaç çocuklara resmi ya da özel kurumlarca geçici ya da sürekli olarak sunulan bak m hizmetine verilen bir add r 6. Kurum 3 Musa kizo lu, Türkiye de Yoksulluk ve Sosyal Yard m Uygulamalar n Bugünkü Durumu, nsani Geli me ve Sosyal Hizmet, Prof. Dr. Nesrin Ko ar a Arma an, Yay na Haz. Kas m Karata, Çi dem Ar kan, Ankara, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Yay., 2001, s Emine Akyüz, Çocu un Güvenli i lkesi I nda Korunmaya Muhtaç Çocuklar, AÜ E itim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C. 4, S. 2, 1992, s RG , S Nesrin Güran, Çocuklar çin Kurum Bak ve Sosyal Hizmet, Prof. Dr. brahim Yasa ya Arma an, Ankara, AÜ. SBF Yay., Ayr Bas m, 1983, s. 15.

3 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM bak alt ndaki çocuklar, kendileriyle herhangi bir kan ba olmayan ayn durumdaki çocuklarla bir arada topluca ya amakta ve kendileriyle biyolojik bir yak nl olmayan yeti kinlerce bak lmaktad r 7. Bu tan ma göre, yukar da ifade edilen bak m hizmetleri kanunen çocuk yuvalar ile yeti tirme yurtlar nda yerine getirilmektedir say Kanun, çocuk bak m yuvalar u ekilde tarif etmi tir: 0 12 ya aras korunmaya muhtaç çocuklarla, gerekti inde 12 ya dolduran z çocuklar n bedensel, e itsel, psiko sosyal geli imlerini sa kl bir ki ilik ve iyi al kanl klar kazanmalar sa lamakla görevli ve yükümlü yat sosyal hizmet kurulu lar r (SHÇEKK. m. 3/e, bent 1). Yine ayn kanunda yeti tirme yurtlar da tarif edilmi tir. Buna göre yeti tirme yurtlar, ya aras korunmaya muhtaç çocuklar korumak, bakmak ve bir i veya meslek sahibi edilmelerini ve topluma faydal ki iler olarak yeti melerini sa lamakla görevli ve yükümlü olan yat sosyal hizmet kurulu lar r (SHÇEKK. m. 3/e, bent 2) Kurum Tipleri Kurum tiplerini ve kapal ve aç k tip kurumlar eklinde ele almak mümkündür 8. Kapal Tip Kurumlar: Çocu un d dünya ile ili kisinin neredeyse tamamen kesildi i kapal tip kurumlarda bar nma, okul, hastane sinema vs. tüm olanaklar hep ayn mekan içinde gerçekle tirilmektedir. Aç k Tip Kurumlar: Yukar dakinin aksine, bak ma muhtaç çocuklar n okul, hastane, sinema gibi ihtiyaçlar toplum içinde yer alan kurumlardan sa lanmakta, bu yolla çocuklar n toplum ile olan ba kuvvetlendirilmeye çal lmaktad r. Aç k kurumlar, çocuklar n geli imi aç ndan daha uygun bir bak m yöntemidir. Di er yandan, kurumlar farkl aç lardan s fland rmak da mümkündür. A da kurumlar, fiziksel geli im süreçleri aç ndan grupland lm r. 7 brahim C lga, Yeti tirme Yurtlar nda Toplumsalla ma, HÜ. Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu Dergisi, C. II, S. 1 3, Ocak Eylül 1984, s. 84; Emel Ba, Memleketimizde Sosyal Hizmetlerin Çe itleri, Forum, S. 288, Nisan 1966, s Halit ahin, Kimsesiz Çocuklar Konusunda Bak m ekilleri ve Koruyucu Aile Uygulamas, (Yay nlanmam Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1975, s. 23. Gerçekte, kimsesiz ve korunmaya muhtaç çocuklar n bak mlar n gerçekle tirilece i kurumlar n, bizzat bu amaç do rultusunda in a edilmi olmalar arzu edilir bir durumdur. Ne var ki, ülkelerin sosyo ekonomik geli mi lik durumlar na ve toplumda geçerli olan anlay a ba olarak, bak m amac yla kullan lan binalar n her zaman için uygun bir plan ve proje do rultusunda in a edilmedikleri gözlenmektedir. Genel olarak, kurum türlerini u ekilde kategorize etmek mümkündür 9 : la Tipi Kurumlar: Çocuklar toplumdan ve (var oldu u takdirde) ailelerinden soyutlad için uygun bulunmayan bu kurum tipinde 10, çocuklar n hem bak mlar n hem de mesleki e itimlerinin bir arada gerçekle tirildi i büyük binalar in a edilmektedir. Bu tür kurumlar n geli im süreci incelendi inde, ilk basamakta k la tipi kurumlar n yer ald gözlenmektedir. Çok say da çocu un bar nd bu la tipi yap lar n ortaya ç kard çok say daki sak ncalar nedeniyle, bu tür hizmetler zamanla daha küçük ve sevimli binalarda sürdürülmeye ba lanm r. Okul Tipi Kurumlar: kinci basamakta yer alan kurumlar ise, as l amac genel e itim ö retim kurumlar d nda kalan zihinsel özürlü, itme özürlü, suçlu ya da uyumsuz çocuklar n e itim ö retimine tahsis edilmi olan kurumlard r. Ev Tipi Kurumlar: Kurumsal geli im sürecinde gelinen son a ama ise, az say da (5 10) çocuk grubuna yönelik olan ve büyük yatakhaneler ve yemekhaneler yerine küçük odalarda yat lan ve küçük odalarda yemek masalar nda yemek yenilen ünitelerden te ekkül etmektedir 11. Bütün bu s fland rmalar n ard ndan söylenecek olan ey, ne türde olursa olsun, bu tür bak m kurumlar n ana hedefinin çocuklar toplum ya am na haz rlamak oldu unun unutulmamas r. Bak m kurumlar, çocuklar tekrar topluma döndürme merkezleri olarak 9 Sevda Ta tekil, Korunmaya Muhtaç Çocuklara Yönelik Bak m Yöntemleri, Dokuz Eylül Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Dergisi, C. 7, S.1, 1992, s Ne e Erol, Yuva ve Yeti tirme Yurtlar Sorunun mu Yoksa Çözümün mü Parças, Koruma Alt ndaki Çocuklar, (Yay na Haz.: Runa Uslu), Prof. Dr. Mualla Öztürk An na XVII. Sempozyum Sunumlar, Ankara, AÜ. Yay., 2004, s Birsen Gökçe, Memleketimizde Cumhuriyet Devrinde Kimsesiz Çocuklar Sorunu, Ankara, Sosyal Hizmetler Genel Müdürlü ü Yay., 1971, s. 132.

4 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM fonksiyon görmeli, bu özelli i ile do ru orant fiziksel ko ullara da sahip olmal r Kurum Türleri Çocuk Yuvalar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 3/e 1 bendine göre çocuk yuvalar, 0 12 ya lar aras ndaki korunmaya muhtaç çocuklar n bedensel ve psiko sosyal yönden geli tirilmelerini sa lamak, onlar e itmek, sa kl bir ki ilik ve iyi al kanl klar kazand rmakla yükümlü sosyal hizmet kurulu lar r. Çocuklar n bu yuvalara kabulü, bak m ve e itimleri ve buradan ayr lma ko ullar Çocuk Yuvalar Yönetmenli inde ayr nt biçimde düzenlenmi tir. l sosyal hizmetler müdürlükleri, mahkemeden al nan korunma karar ndan sonra çocu un bir yuvaya yerle tirilmesi i lemlerini yürütür. Yerle tirme a amas nda çocu un geli iminin olumsuz yönde etkilenmesini önlemek amac yla iki önemli noktaya dikkat etmek gerekir. Bunlardan birincisi çocu un ailesinin bulundu u ildeki yuvaya yerle tirilmesidir. Korunmaya Muhtaç Çocuklar n Tespiti, nceleme ve Korunma Kararlar n Al nmas ve Kald lmas na li kin Yönetmeli in 15. maddesi, çocu un ayn ildeki kurulu lara yerle tirilemezse uygun görülecek illerdeki kurulu lardan birine yerle tirilmesine izin vermektedir 13. Ailesinden ayr larak bir kurumda ya amaya ba lamas çocuk üzerinde olumsuz etkilere yol açacakt r. Bu olumsuz etkileri kurum bak ndaki çocuklar n aileleri ve yak nlar yla ba lant bir ölçüde azaltabilmektedir 14. Bu nedenle, çocu un ailesinin bulundu u yerdeki yuvalara yerle tirilmesine özen göstermek gerekmektedir. kinci önemli bir nokta ise, karde ler hakk nda korunma karar al nm sa mümkün oldu u ölçüde bunlar n ayn kuruma yerle tirilmesine çaba gösterilmesidir. Zira, parçalanm ailelerden gelen çocuklar n geli imleri için büyük önem ta yan bu uygulama, ayn 12 Ta tekil, a. g. e., s RG , S Gönül Erkan, Korunmaya Muhtaç Çocuklar, (Çocuk Yuvalar nda Bir Ara rma), Ankara, 1995, s. 55. zamanda çocuklar n birbirlerini tamamlama ve aralar ndaki ba sürdürmelerini sa lamaktad r 15. Çocuklar n yuvada koruma alt nda bulunduklar dönem, ya gruplar dikkate al nd nda ki ilik yap lar etkileyecek al kanl klar kazand klar dönemdir. Bu dönemde çocuklara sistemli ve tutarl davran lmas büyük önem ta maktad r. Bu nedenle çocuk yuvalar nda mümkün oldu u ölçüde uzman personel denetim ve gözetiminde sistematik bir hizmet sunulmal r 16. Ülkemizdeki çocuk yeti tirme yurtlar n fiziki yap k la tipi niteli indedir. Burada çok say da çocu a, çok say da personel taraf ndan bak m ve e itim verilmektedir. Çocuklar kurumsal ya aman n beraberinde getirdi i birçok kurala ve yasa a uymak zorunda kalmaktad r. Bu durum çocuklar n fiziki, zihni, duygusal ve sosyal geli imlerini olumsuz etkilemektedir 17. Ba bakanl k Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna ba 86 çocuk yuvas nda 9096 korunmaya muhtaç çocu un kendini ifade edebilen, özgüvenli, sorumluluk sahibi, ba ms z dü ünüp karar verebilen birey olmalar, temel al kanl klar kazanmalar, fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal yönden sa kl olmalar Atatürk ilke ve ink laplar çerçevesinde milli, manevi, ahlaki ve kültürel de erlere ba bireyler olarak yeti tirilmeleri amaç edinilmi tir 18. Son zamanlarda çocuk yuvalar s cak ev ortam na benzetme çal malar sürdürülmekte ve imkanlar ölçüsünde k la tipi kurulu lar yerine küçük kapasiteli çocuk yuvalar veya küçük grup evlerinden çocuk kompleksleri olu turularak korunmaya muhtaç çocuklar n bu ortamlarda bak lmalar sa lanmakta ayr ca, yüksek kapasiteli kurulu lar n da kapasiteleri dü ürülmektedir Erkan, a. g. e., s Sema Kut, Türkiye de Korunmaya Muhtaç Çocuklar, Türkiye de Çocu un Durumu, 1990 lar n Çocuk Politikas Kongresi, Ankara, DPT Unicef Türkiye Temsilcili i Yay., 1989, s Atalay Yörüko lu, De en Toplumda Aile ve Çocuk, 6. bs., stanbul, Özgür Yay nevi Yay., 1997, s Aysel Ek i, Koruma Alt nda Çocuklar: Dünya da Be K t an n Çe itli Ülkelerinden Örnekler, Koruma Alt ndaki Çocuklar, (Yay na Haz.: Runa Uslu), Prof. Dr. Mualla Öztürk An na XVII. Sempozyum Sunumlar, Ankara, AÜ. Yay., 2004, s

5 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM Yeti tirme Yurtlar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu, yeti tirme yurtlar nda korunmaya muhtaç çocuklar korumak, bakmak, bir i ve meslek edinmelerini ve topluma yararl ki iler olarak yeti melerini sa lamakla görevli ve yükümlü olan yat sosyal hizmet kurulu lar olarak tan mlam r (m. 3/e. 2). Kanunun 15. maddesine dayan larak kar lan Yeti tirme Yurtlar n Kurulu ve leyi ine li kin Yönetmelik ile korunmaya muhtaç çocuklara verilen hizmetin türü, niteli i, i leyi ine ili kin esaslar belirlenmi tir 20. Yeti tirme yurtlar bir k la, bir slahevi olarak de il, çocuklar n aile ortam biçiminde birlikte ya ad klar bir topluluk meydana getirmelerini sa layacak örgütsel yap içinde olmal rlar. Yurtlar n kendilerinden beklenen i levleri yerine getirebilmeleri için, bütün etkinliklere uygun bir örgütsel yap ya sahip olmalar gerekti i gibi personelin de bu i levlere sahip olmas gerekir. 21 Yeti tirme yurtlar n toplum ve di er kurumlarla ili ki kurabilmeleri amac yla ehir içinde kurulmalar na dikkat edilmelidir. Aksine uygulamalar çocuklar n toplumdan soyutlanmalar na neden olarak uzun dönemde toplumsal sorunlar n da ortaya ç kmas na yol açabilecektir 22. Yeti tirme yurtlar ndaki bar nma ve beslenme imkanlar n niteli i de, çocuklar n geli imi aç ndan çok önemlidir. Bu yüzden, bar nma ve beslenme düzeni çocuklar n fiziki, sosyal ve kültürel yönden geli melerine uygun bir yap ya sahip olmal r. Bu niteliklere sahip bir yeti tirme yurdu, çocuklar n sosyalle melerini de olumlu yönde etkiyecektir 23. Yeti tirme yurtlar ndaki çocuklar n kurum d ndaki ki ilerle kurum içindeki ili kileri s rland lm r (YYY. m. 16). Koruma 20 RG , S brahim C lga, Toplumun Korunmas Alt ndaki Çocuklar n hmali ve stismar, Çocuk stismar ve hmali, Ankara, Çocuk stismar ve hmalini Önleme Derne i Yay., 1999, s I l Bulut, U ur Özdemir, Yeti tirme Yurtlar ve Gençlik Liderli i, Sosyal Hizmetler Dergisi, C. 1, S. 7, Ocak 1998, s brahim C lga, Gençlik ve Ya am Niteli i, Ankara, TC Ba bakanl k Gençlik ve Spor Genel Müdürlü ü Yay., 1994, s. 65. alt ndaki çocuklar n d çevre ile ili kilerini s rlayan, denetim ve kontrol alt nda tutan bu hükümler, e er çocu un yarar na ayk biçimde uygulan rsa onun duygusal, zihni ve sosyal geli imini engelleyebilir. Bu nedenle, bu hükümler yeti tirme yurtlar na özgü ya am n niteli ini verimli ve etkili bir yap ya yöneltecek biçimde yeniden düzenlenmelidir. Tablo 1 Yeti tirme Yurtlar nda Kalan Çocuklardan Ö renime Devam Edenlerin Ö renim Kurumlar na Göre Da, 2004 REN M DURUMU z Erkek Toplam lkö retim Okulu Ortaö retim (Lise ve Dengi) Yüksek Ö renim TOPLAM Kaynak: SÇHEK, (Çevrimiçi): cocuk/hizm_yy.asp Ülkemizde 62 si erkek, 39 u k z ve 4 ü karma olmak üzere toplam 109 yeti tirme yurdu bulunmaktad r. Bu yurtlarda halen 3420 si k z, 7089 u erkek olmak üzere toplam çocuk koruma alt ndad r çocuk ayni nakdi yard mla ailesi yan nda bak lmakta, 182 çocuk ise koruyucu aile hizmetinden yararland lmaktad r. Çe itli nedenlerde ö renimlerine devam etmeyen çocuklar ise kurulu atölyelerinde veya özel i yerlerinde çal makta ve 3308 say kanun gere i Milli E itim Bakanl na ba Ç rakl k E itim Merkezlerine devamlar sa lanmaktad r. Tablo 2 Yeti tirme Yurtlar nda Kal rken Çal an Çocuklar n Da ÇALI ILAN YER z Erkek Toplam Kurulu Atölyesinde Çal an Özel yerinde Çal an Bo ta ve Beklemeli TOPLAM Kaynak: SÇHEK, (Çevrimiçi):

6 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM cocuk/hizm_yy.asp Her y l say lar giderek artan korunmaya muhtaç çocuklar topluma kazand rmak, ö renimini veya 18 ya tamamlayarak yurttan ayr lma a amas na gelen gençleri sosyal güvenceye kavu turmak ve üretim sürecine katmak amac yla 3413 Say Kanun gere i her y l 1500 dolay nda genç çe itli kamu kurum ve kurulu lar nda i e yerle tirilmektedir say Kanunun yürürlü e girdi i 1988 y ndan bugüne kadar genç i e yerle tirilmi tir 25. Tablo 3 e Yerle tirilen Gençlere li kin Son 4 Y n statistiki Verileri, ( ) itim Düzeyi Mezun e yerle tirilen Oran% lkokul Ortaokul Lise ve Dengi Yüksek Okul Üniversite TOPLAM Kaynak: SÇHEK, (Çevrimiçi): cocuk/izm_yy.asp Kurum Bak na Ba vuru Nedenleri ve Kurum Bak n Sak ncal Yanlar Öncelikle belirtmek gerekir ki, kurum bak, her ne kadar özellikle ekonomik imkanlar k tl olan ülkeler için tamam yla vazgeçilmesi mümkün olmayan bir durum olsa da, günümüzün modern dünyas nda, konu ile ilgili uzmanlar n da üzerinde hemfikir olduklar üzere, kimsesiz ve bak ma muhtaç çocuklara verilen bak m hizmetleri aç ndan ilk s rada yer almas arzu edilir bir durum de ildir 26. Birazdan a da de inilece i gibi, çocuklar n toplum içinde mutlu ve topluma yararl birer ki i olarak yeti tirilmelerinde kurum bak baz aç lardan yeri doldurulamaz bir ihtiyaçt r, baz aç lardan ise sak ncalar do urmaktad r. Bu nedenle, modern sosyal refah hizmetleri Latife B kl, Korunmaya Muhtaç Çocuklar ve S.O.S. Çocuk Köyleri, Prof. Dr. Hamide Topcuo lu na Arma an, Ankara, AÜ. Hukuk Fakültesi Yay., 1995, s kapsam nda, çocu un aile ya da aileye benzer bir yap içinde bak lmas önem kazanmakta 27, bu nedenle öncelikle bak ma muhtaç çocuklardan aileleri var olanlar n ailelerine ayni ve nakdi yard m yap lmas, ailesi olmayanlar n koruyucu aile yan na verilmesi ya da evlatl k verilmesi gibi uygulamalar öne ç kmakta, bütün bunlar n geçersiz oldu u durumlarda kurum bak n n devreye girmesi istenmektedir 28. Çocuklar, bir kurum yerine, sa lanan bir destek ile kendi öz aileleri yan nda tutuldu unda ya da en az ndan koruyucu bir aile yan na yerle tirildi inde, biraz sonra bahsedilecek sak ncalardan uzak tutulmu olmaktad r. Bu nedenle, bu temayül giderek tüm ülkelerin sosyal hizmet uygulamalar içinde yerle mi bulunmaktad r Ba vuru Nedenleri Çocuklar n kurum bak na verilmesinin önemli bir nedeni, özellikle geli mekte olan ülkelerde geçerli olan yoksulluk (ekonomik neden) gerçe idir. Bu ülkelerde, mevcut imkanlar, çocuklar n kendi aileleri yan nda korunmas ya da koruyucu aileye verilmesini mümkün k lmad ndan, geriye tek bir seçenek kalmaktad r; o da devletin sa lad bir hizmet olan kurum bak r. stanbul daki yeti tirme yurtlar nda yap lan saha ara rmas yoksullu un, kurum bak na muhtaç çocuklar aç ndan önemli bir nedeni te kil etti ini ortaya ç karm r 30. Öte yandan, geli mi bir sosyal hizmet uygulamas olarak koruyucu ailenin önemine inan lan ülkelerin bir k sm nda da, bu tür bir program olu turulamam sa, o zaman kurum bak na ba vurmaktan ba ka çare kalmamaktad r 31. Yoksullu un d nda ba ka faktörler de vard r. Örne in, ebeveynin ölümü ya da hastalanmas, bo anma ya da terk nedenleriyle 27 Bu amaç do rultusunda, aile kurumunu korumak gayesiyle önlemler al nmakta, bir yandan ailenin ekonomik durumlar güçlendirici sosyal hizmetler art lmakta, di er yandan ise evlilik rehberli i, gündüz bak m evleri gibi aileye yönelik sosyal hizmetler geli tirilmektedir. Bkz. Osman Ya ar, Çocuklar n Müesseselerde Bak, Ankara, Sa k ve Sosyal Yard m Bakanl Yay., 1962, s Güran, a. g. e., s Sevda Demirbilek, Türkiye de Korunmaya Muhtaç Çocuklar Sorunu, Metin Kutal a Arma an, Ankara, yy, 1998, s Hasan enocak, Korunmaya Muhtaç Çocuklar: stanbul Yeti tirme Yurtlar Üzerine Bir Alan Ara rmas, (Yay nlanmam Doktora Tezi), Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul, 2005, s Osman Ya ar, a. g. e., s. 13.

7 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM çocu un öz ailesinin devre d kalmas ya da kentle me ile birlikte akrabal k ve kom uluk ili kilerinin zay flamas gibi nedenler dolay yla çocu un bak sa lanamamakta ve kurum bak na ihtiyaç duyulmaktad r Sak ncalar Ne var ki, çocuklar n, s rf ekonomik yetersizlikler ve paras z itim almalar gibi nedenlerle ailelerinden ve yak n çevresinden uzakla lmalar, a da bahsedilecek olan mahzurlar da beraberinde getirmektedir. Kurumlar, her ne kadar çocu un baz maddi ihtiyaçlar n kar lanmas na yard mc olsalar da, kesinlikle ailenin ve çevrenin ona kazand raca sevgi, efkat ve de er yarg lar vermekten uzakt r. Bu konuda yap lan ara rmalar, çocuk ve toplum sa için en uygun yolun, çocu un kendi ailesi taraf ndan bak lmas ve yeti tirilmesi oldu unu, ancak bu gerçekle tirilemedi i taktirde di er yöntemlerin devreye girmesi gerekti ini, bunlar içinde de en iyi yöntemin, çocu un koruyucu bir aile yan na yerle tirilmesi oldu unu ortaya koymaktad r 33. Tabi ki, böyle bir sonuca ula mak, bir tak m tarihsel geli im süreçleri sonucunda mümkün olabilmi tir. Özellikle annenin ya da anne rolünü üstlenecek bir ki inin çocu un geli iminde ne kadar önemli bir rol oynad, II. Dünya Sava ndan itibaren ABD de yap lan bir tak m ara rmalarla 34 tespit edilmi, bu ara rmalar neticesindedir ki, kurum bak önemini kaybederken di er bak m türleri öne ç kmaya ba lam r. Böylece, ABD ve Bat Avrupa ülkelerinde, bu ara rmalar n neticesinde, 6 ya ndan küçük çocuklar n kesinlikle kurum bak na tabi tutulmayaca, en uygun yöntem olarak koruyucu aile bak oldu u görü ü benimsenmi tir Cafer Tatl bal, Türkiye de Korunma Alt ndaki Çocuklara Yönelik Shçek Uygulamalar, Koruma Alt ndaki Çocuklar, Yay na Haz. Runa Uslu, Prof. Dr. Mualla Öztürk An na XVII. Sempozyum Sunumlar, Ankara, AÜ. Yay., 2004, s Meliha Dan man, Korunmaya Muhtaç Çocuklar n Aile Yan na Yerle tirilmesindeki Sosyal ve Psi ik Sebepler, Sosyal Hizmet Dergisi, C. I, S. 5, Nisan 1962, s Bunlardan bir tanesi, John Bowlby n 1952 y nda Dünya Sa k Örgütü için yapt Maternal Care and Mental Health adl yay nd r. Bir di eri, Dr. Ner Littner in Primary Needs of Young Children adl eseridir. Bu eser, Küçük Çocuklar n Temel htiyaçlar ad yla Sa k ve Sosyal Yard m Bakanl, Sosyal Hizmetler Genel Müdürlü ü taraf ndan dilimize de çevrilmi tir. Bir di eri ise, S. Provence ve B. Lipton un haz rlad Kurumlardaki Çocuklar adl kitapt r. 35 R. W. Poole, Türkiye de Çocuk Refah, Çev. Günseli Kuntbay, Sosyal Hizmet Dergisi, C. 1, S. 5, Nisan 1962, s. 7. Bu sak ncalar, II. Milli Sosyal Hizmetler Konferans nda belirtilen ekliyle özetlersek 36 ; Her çocuk efkate ve kendine yak n olan birinin sevgi, anlay ve güvencesine muhtaçt r. Bunun için özel e yalar, odas olmal, al veri yapabilece i, arkada lar kabul edebilece i ekonomik olanaklar bulunmal r. Ne var ki, kurum bu olanaklar ona sa layamaz, Kurumda anne özlemi ya da s k s k bak de tirmek söz konusu olup; bu durum çocuk üzerinde olumsuz etki yarat r, Kurumun geni binalar, koridor ve merdivenleri, gürültü olmas na olanak vermekte ve bu durum çocu u korkutarak huzursuz lmaktad r, Baz çocuklar n (özellikle 3 ya ndan küçük çocuklar n) özel bak ma ve anne kuca na ihtiyaçlar vard r. Kurum bak ise, bu ihtiyac kar layamaz, Nihayet, yetim çocuklar, bir aileye ait olma ihtiyac duymaktad rlar. Ancak, ne yaz k ki kurum bu ihtiyac da cevaplayamamaktad r Yararlar Halen, hem ülkemizde hem de di er ülkelerde kendisinden yararlan lan kurum bak yönteminin, yukar daki sak ncalar yan nda elbette sa lad yararlar da vard r. Ki bu faydalar kurumlar n, toplum içinde varl klar n devam gerekli k lmaktad r. Yukar da s ralanan sak ncalar da, tamamen ortadan kald lamasa bile, bir tak m yöntemlerle en aza indirilebilir. Her eyden önce, kurum bak na gerçek anlamda ihtiyaç duyan çocuklar n tespiti büyük önem ta maktad r. Her çocu un kurum bak na tabi tutulmas uygun görülmedi ine göre, kimler bu hizmetten yararlanabilecektir? Bu tür çocuklar a daki gibi grupland labilir: 36 ahin, a. g. e., s. 28.

8 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM Kendisinin ve toplumun menfaati için bir süre çevresinden uzakla mas gereken çocuklar, Sorunlar olan ve bu sorunlar n ortaya ç kmas na aile ortam ve yak n çevresi neden oldu u için, bu ortamdan ayr lmad kça sorunlar çözümlenemeyecek durumda olan çocuklar, Yo un bir psikolojik tedavi, özel e itim ve ya tlar yla birlikte ya amak suretiyle rehabilite edilebilecek çocuklar, Birbirlerinden ayr lmamalar gerekli görülen karde ler, Ailesine olan yak n ba nedeniyle bir ba ka ailenin yan na verilemeyen çocuklar Kurumlar n Ta malar Gereken Temel Özellikler Bak m kurumlar, daha somut ifadesiyle çocuk yuvalar ve yeti tirme yurtlar, yaln zca belirli bir ya a kadar çocuklara güvence sa layan birer kurum olmaktan öte, çocuklar n her tür sorunlar yla ilgilenen, onlar n ailesi ile ili kilerinin devam sa layan, toplum ya am na uyum sa layabilmelerine yard mc olan bir anlay ile hizmet vermelidir 38. Kurumlar n nas l bir hizmet anlay ile hareket etmeleri gerekti i daha geni bir ekilde ele al rsa; her eyden önce, çocu un ailesi ve akrabas ile ili kisinin sürdürülmesine özel bir gayret gösterilmelidir. Bu kurumlarda çal acak olan personelin seçimine özel bir önem verilmeli, çocu a ilgiyle ve sevgiyle yakla abilecek sahas nda uzman ki iler bu i için görevlendirilmelidir 39. Kurumlara hakim olan atmosfer, resmi ve 37 Güran, a. g. e., s M. ükrü Tulay, Korunmaya Muhtaç Çocuklar n Müesseselerde Bak, Sosyal Hizmet Dergisi, C. III, S. 12, Eylül 1969, s Kurumlarda çal an personel ile çocuklar aras ndaki ileti im önemlidir. Bu kurumlarda görev alan, yöneticiler, sosyal hizmet uzmanlar, psikologlar, sosyologlar, ö retmenler, doktorlar, çocuk geli imi ve itimi uzmanlar ve di er elemanlar, bir bütünün parçalar halinde, planl, programl ve ekip çal mas ile hizmetleri yerine getirmelidirler. stanbul daki yeti tirme yurtlar üzerine yapt z çal man n Anket uygulamas esnas nda yurtlarda yeterli say da personelin bulunmad fark ettik. Ayr ca gözlemledi imiz di er bir husus da yo un bir bürokratik atmosferdi. ayet yurtlarda sosyal ve ekonomik yönden maksimum fayda elde edilmesi isteniyorsa biran önce bu olumsuz ko ullar n elimine edilmesi gerekmektedir. otoriter de il, s cak olmal ve aile ortam and rmal r 40. Çocuklar n ihtiyaçlar, kurumun ihtiyaçlar ndan daha ön planda tutulmal r Koruyucu Aile Bak Koruyucu Aile Kavram, Önemi ve Tarihçesi Korunmaya muhtaç çocuklara yönelik bir sosyal hizmet türü olan koruyucu aile 42 bak, çocu a ailesinin bakamad durumlarda veya çocu un evlat olarak verilmesinin mümkün olmad ya da uygun görülmedi i durumlarda, devletin sa layaca destek ile bu çocu un öz ebeveyninin yerini alabilecek bir aile yan nda geçici ya da sürekli olarak bak n sa lanmas r 43. Çocu un annesi ya da babas ona uygun bir bak m ortam sa layamazsa ya da onu incidir veya ihmal ederse, devlet çocu u ba ka bir eve yerle tirmek üzere harekete geçebilir 44. Dolay yla, kimsesiz ve bak ma muhtaç çocuklar, belirli kriterlere göre seçilecek koruyucu ailelerin sa layaca sevgi ve efkat ortam nda bak lmakta, masraflar da devlet taraf ndan kar lanmaktad r 45. Genelde, çocu un ailesine geri dönme durumu söz konusu oldu unda koruyucu aile bak tercih edilirken, böyle bir ihtimal yoksa evlatl k verilme yoluna ba vurulmaktad r. Koruyucu aile, mahkemece hakk nda korunma karar al nan çocu un, geçici veya sürekli, ücretli veya gönüllü olarak aile ortam nda bak gerçekle tirecek ve öz ana baba yerini tutabilecek aileler veya 40 Martin Gula, Çocuk Bak Müesseseleri ve Bunlar n Toplumda Çocuklar çin Yeni Hizmetler Tesisindeki Rolü, Çev. Ülker Ergun, Ankara, Sa k ve Sosyal Yard m Bakanl Yay., 1962, s brahim C lga, Korunmaya Muhtaçl k Olgusunun Sosyolojik Analizi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 7, Kas m 1986, s Koruyucu aile nin ngilizce literatürdeki kar foster home dur. Ayn zamanda, foster family ve foster care kavramlar da kullan labilmektedir. 43 Amerikan Çocuk Refah Birli i, Koruyucu Aile Bak, Hizmeti ve Standartlar, Ankara, Sosyal Hizmetler Genel Müdürlü ü Yay., 1962, s. 10; Zuhal Arnaz, Koruyucu Aile Bak ndaki Çocu un Geli im Özellikleri Ana Yoksunlu unun Çocuk Geli imine Etkileri Aç ndan Koruyucu Aile Bak n Kurum Bak ile Kar la rmal ncelemesi, HÜ. Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu Dergisi, S. 2 3, May s Eylül 1983, s Jennifer Shroff Pendley, Foster Families, (Çevrimiçi): http//: Fethi Bayc n, Türkiye de Korunma a Muhtaç Çocuklar ve Koruyucu Aile Denemesi, Sosyal Hizmet Dergisi, C. I, S. 2, Mart 1962, s. 12.

9 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM ki ilerdir (KAY. m. 4/e). Bu tan ma göre, koruyucu aile bak kendi ailesiyle herhangi bir nedenden dolay ya ayamayan çocuklara k sa veya uzun süreli aile ya am sa lar. Koruyucu aile bak, çocuk refah alan n önemli bir hizmeti olarak yetkili bir kurumun gözetim ve denetiminde yürütülür. Bu süreç içerisinde çocu un ve biyolojik ailesinin ihtiyaç duydu u ki isel çal ma ve di er tedavi hizmetleri sa lan r 46. Çocuk refah alan na giren bir hizmet olarak koruyucu aileye ili kin ilk kanuni düzenlemenin ngiltere de Kraliçe I. Elizabeth zaman nda 1601 y nda ç kar lan Yoksullar Kanunu nda yer ald bilinmektedir 47. Bu Kanuna göre, anne baba ya da büyük anne baba taraf ndan bak lamayan çocuklar, yün ticareti yapan ailelerin yan na el tezgahlar nda çal mak üzere ç rak olarak verilmi lerdir. Ç rakl k süresinin erkek çocuklar için 24, k z çocuklar için ise 21 ya na ya da evleninceye kadar devam etmesi öngörülmü tür. ngiltere de ba layan bu hizmet, koloni devrinde Amerika da, rakl k eklinde olmak üzere, 19. yüzy la kadar devam etmi tir nda çocuklar n korunmas na ili kin olarak Beyaz Saray konferanslar yap lmaya ba lam r 48. Bu konferanslar n amac, çocuklar n ihtiyaçlar belirlemek ve bu ihtiyaçlar giderici çocuk refah hizmetlerinin de erlendirilmesini yapmakt r. Yap lan konferans sonucunda, çocuk refah ile ilgili baz tavsiyelerde bulunulmu tur. Bu tavsiyelere göre, çocuklar zorunlu bir neden olmad kça ailelerinden al nmayacak ve onlar korunmaya maruz b rakan nedenler mümkün oldu unca ortadan kald lacakt r. Bu ba lamda koruyucu aile hizmeti ailelerinden ayr lan çocuklar için tercih edilen bak m türü olarak de erlendirilmelidir 49. Bugünkü ekliyle koruyucu aile bak ise 1948 de Birle mi Milletlerde Çocuk Dairesinin kurulmas ndan sonra ortaya ç km ; 46 ebnem Gülfidan, ngiltere de Aile, Aile Politikalar Kar la rmal Ülkeler Panoramas, Ankara, Aile Ara rma Kurumu Yay., 1991, s. 204; Ayr ca bkz. Halis Yunus Ersöz, Sosyal Politika Perspektifinden Yerel Yönetimler, stanbul, Filiz Kitabevi Yay., Walter A. Friedlander, Sosyal Hizmetlerin Kavram ve Metodlar, Çev. Elkin Besin, Ankara, Sa k ve Sosyal Yard m Bakanl Yay., Yörüko lu, a. g. e, s H. Fredericksen, R. A. Mulligan, The Child and Welfare, San Fransisco, 1972, s lerde aile krizlerinin etkilerini azaltmak amac yla çocuklar, k sa süreler içinde olsa koruyucu ailelerin yan na yerle tirilmi lerdir. Koruyucu aile kavram geli tikçe farkl koruyucu aile türleri ortaya km r li y llardan itibaren ise problemli çocuklar n korunmas bak ndan koruyucu aileye olan ilgi artm r 50. Türk toplumunda ise, kimsesiz bir çocu un büyütülmesi, i sahibi yap lmas ve evlendirilmesi sevap kabul edilen bir gelenektir. Ancak sadece ki ilerin iyi niyetine kalm bu uygulama zamanla çocuklar n istismar edilmeleri, bo az toklu una kötü ko ullarda çal lmalar sonucunu do urmu tur. Ayr ca bu uygulamalar ki isel düzeyde kalm, örgütlenememi ve toplumsal ihtiyaçlar kar layamam r 51. Türkiye de çocu un ba ka bir ailede bak aile ilgili ilk kanuni düzenleme 1926 tarihli Medeni Kanunun 273. maddesinde yer alm r y nda ç kart lan Umumi H fz ss hha Kanununda koruyucu aile hizmetine ili kin hükümler (m ) yer alm r 52. Medeni Kanunda hakk nda koruma karar verilen çocu un hakim taraf ndan bir aile yan na yerle tirilebilece i öngörülmü tür. Umumi H fz ss hha Kanunu nda çocuklar n bak lmak üzere aileler yan na yerle tirilmesi yetkisi belediyelere verilmi tir. Söz konusu kanunlarda hükümler yer almas na ra men ilk uygulama tarihli ve 5387 say 50 Gülfidan, a. g. e., s Koruyucu aile, genelde anla ld üzere yaln zca çocuklara yabanc kimselerin sundu u bir hizmet de ildir. Örne in, ABD ye bakt zda, milyonlarca koruyucu ailenin önemli bir sm n (2 milyondan fazla çocu un) akraba bak (kinship care) yoluyla himaye alt nda oldu u görülmektedir. Akrabalar n bir k sm, bu hizmeti tamamen devletten ba ms z yerine getirirken, bir k sm devletten bir miktar destek almakta, bir k sm ise bu hizmeti tamamen devlet ile ba lant olarak sunmaktad r (200 bin çocuk, devlet taraf ndan evlatl k olarak akrabalar n yan na yerle tirilmi tir). Shelley Waters Boots, Rob Geen, Family Care or Foster Care? How State Policies Affect Kinship Caregivers, New Federalism: Issues and Options for States, Series A, No: A 34, July, 1999, s. 1 2; Jill Duerr Berrick, When Children Cannot Remain Home: Foster Family Care and Kinship Care, The Future of Children: Protecting Children from Abuse and Neglect, Vol: 8, No: 1, Sprin2 1998, s. 72. ABD de, problemli çocuklar n korunmalar ndan do an maliyetlerin azalt lmas na yönelik çabalar n, bu çocuklara zarar verece ini belirten yay nlar yap lmaktad r. Bkz.: David Rubin, Neal Halfon, Ramesh Raghavan, Sara Rosenbaum, Protecting Children in Foster Care: Why Proposed Medicaid Cuts Harm Our Nation s Most Vulnerable Youth, Seattle, WA, Casey Family Programs Publ., M. ükrü Tulay, Türk Aile Sistemi çinde Koruyucu Ailenin Yeri ve Önemi, Sosyal Hizmet Dergisi, C.V, S.8, Kas m Aral k Ocak 1972, s RG , S

10 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakk ndaki Kanunu nun yürürlü e giri inden sonra olmu tur say Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununda koruyucu aile kurumu ayr nt biçimde düzenlemi tir 54. Kanunun 23. maddesine göre, mahkemece korunma karar al nan korunmaya muhtaç çocu un bak ve yeti tirilmesi, bu kanuna göre kurulmu kurumlarda oldu u kadar kurumun denetim ve gözetiminde bir koruyucu aile taraf ndan da yerine getirilebilir. Koruyucu aile, korunmaya muhtaç çocu un bak ve yeti tirilmesini gönüllü olarak üstlenebilece i gibi kurumca belirlenecek ve ödenecek bir ücret kar nda da yapabilir. Koruyucu ailelerin seçimine, çocukla ilgili sorumluluklar na, kurumla olan ili kilerine, hizmetin i leyi ine ili kin esaslar bir yönetmelikle düzenlenir. Bu maddeye dayan larak te ilk Koruyucu Aile Yönetmeli i ç kar lm r 55. Koruyucu aile uygulamalar 1993 y na kadar bu yönetmelikte belirtilen esaslara göre yürütülmü tür. 14 Ekim 1993 te ise daha önceki yönetmeli in eksikliklerini tamamlamak amac yla ikinci bir Koruyucu Aile Yönetmeli i ç kar lm r 56. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, koruyucu aile bak te vik etmek ve ülke düzeyinde yayg nla rmak amac yla 1992 nda koruyucu aile projesi haz rlam r. Bu projenin amac, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna ba çocuk yuvalar ve yeti tirme yurtlar nda bak lan çocuklarla, s rada bekleyen korunma kararl çocuklar n kurum bak yerine istekli ve gönüllü koruyucu aileler yan na yerle tirilmesidir Koruyucu Aile Türleri Para Kar nda Hizmet Veren Koruyucu Aileler: Para kar koruyucu aile görevi yapanlar ya geçici olarak ya da sürekli olarak bu hizmeti üstlenmektedir. Sürekli olarak bu hizmeti sunmak isteyen aileler rakamsal olarak ço unluktad r. Bir ülkenin ekonomik 53 M. ükrü Tulay, Türk Aile Sistemi çinde Koruyucu Ailenin Yeri ve Önemi, Sosyal Hizmet Dergisi, C. V, S. 8, Kas m Aral k Ocak 1972, s RG , S RG , S RG , S imkanlar n geni li ine ba olarak, sosyal hizmet kurumu taraf ndan bu ailelere tespit edilecek esaslar dahilinde belirli bir ayl k ba lan r. Bu ayl k ile, çocu un beslenme, giyim, e itim, sa k ve varsa özel masraflar kar lan r 57. Genel olarak bak ld nda, koruyucu ailelere verilen para, çocu un masraflar ancak kar layacak miktarda hesaplanmaktad r; aksi takdirde, para kazanmak amac yla koruyucu aile olmay isteyeceklerin miktar n artmas ndan endi e edilmektedir. Gönüllü Olarak Hizmet Veren Koruyucu Aileler: Genellikle, çocuk evlat edinmesi mümkün olmayan ailelerin, gönüllü olarak ve bir kar k beklemeksizin çocuklara koruyucu aile olma yolunu seçtikleri gözlenmektedir. Bu tür ailelere de, genellikle anne ve babas olmayan ve evlatl k verilmesi mümkün olmayan çocuklar n bak verilmektedir. Hatta, bu koruyucu aile bak m türünün evlat edinmeye adeta bir basamak te kil etti i ifade edilmektedir 58. Çok Say da Çocu a Bak m Sa layan Koruyucu Aileler: Özel bir bak m yöntemidir. Tek ba na bir koruyucu aile yan na verilmesi uygun görülmeyen, çok ki inin ya ad yurtlarda sa lanan kurum bak na da uyum sa layamayan çocuklara yönelik olarak (örne in, ergenlik ça nda ve depresyon alt nda olan çocuklar bu kategoride dü ünülebilir) geli tirilmi bir metottur. Evli bir çiftin yan na, en fazla 10 çocuk verilmekte, bunlar n masraflar, her bir çocuk için belirli bir ücret ödenerek devlet taraf ndan kar lanmaktad r Koruyucu Aile Bak n Benzer Bak m Türlerinden Fark Koruyucu aile bak, ülkemizde tarihi geli im sürecinde korunmaya muhtaç çocuklara hizmet vermi olan süt evlatl k ve beslemelik gibi geleneksel bak m türlerinden farkl oldu u gibi evlat edinmeden de farkl r. 57 Sevda Ta tekil, Korunmaya Muhtaç Çocuklara Yönelik Bir Bak m Yöntemi Olarak Koruyucu Aile Bak, Çimento veren, C. II, S. 2, Mart 1990, s Birsen Gökçe, Memleketimizde Cumhuriyet Devrinde Kimsesiz Çocuklar Sorunu ile lgili Tutumun Sosyolojik Mukayeseli Tahlil ve Analizi, Ankara, Sosyal Hizmetler Genel Müdürlü ü Yay., 1981, s ; 59 Ta tekil, a. g. e., s. 8 9.

11 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM Süt Evlatl ktan Fark Süt evlatl k, bir kad n kendisinden do mayan bir çocu u emzirmesiyle olu an geleneksel bir kurumdur. Burada amaç, yeni do mu bebe in süt ihtiyac n kar lanmas r. Koruyucu aile bak nda da çocu un ihtiyaçlar n kar lanmas söz konusudur. Ancak burada, bebe in sadece beslenme ihtiyac de il ailesi olmayan ya da ailesi yan nda sürekli yada da geçici olarak yeti me olana bulamayan korunmaya muhtaç bir çocu a bunun sa lanmas r. Ayr ca koruyucu aile bak hukuken kurumsalla ve kanunlarla düzenlenmi bir bak m türüdür Beslemelikten Fark Beslemelik, varl kl ailelerin, kimsesiz ya da yoksul aile çocuklar, hizmetleri kar nda bak p yeti tirdikleri geleneksel bir kurumdur. Örf ve adete dayanan bu kurum, evin beyi ya da han ile çocu un ana babas ya da yak nlar aras nda yap lan bir sözle me ile meydana gelir 61. Ancak, hukuki bak mdan düzenlenmeyen bir kurum oldu u için, yükümlülükleri vicdani olmu ve yapt da ahlak kurallar düzenlemi tir 62. Besleme olarak yerle tirilen çocukla, çal ran ki i aras ndaki ili kinin hukuki niteli i ise tart mal r. Hukuki niteli in fiili durum 63, ahlaki borcun ifas 64, kölelik 65 oldu unu ileri sürenler gibi, bunun yaz olmayan bir hizmet sözle mesi oldu unu da ileri sürenler olmu tur Ferhunde Özbay, Türkiye de Evlatl k Kurumu: Köle Mi, Evlat M?, Türkiye Cumhuriyetinin 75 Y na Toplu Bak Uluslararas Kongresi, C.II, stanbul, Tarih Vakf Yay., 1999, s Bülent Davran, Bir Sosyal Davam z: Beslemelerin Hukuki Durumu, Sosyal Hukuk ve ktisat Mecmuas, l. 1, S. 2, 1948, s Muslih Fer, Korunmaya Muhtaç Çocuklar, Korunmaya Muhtaç Çocuklar, stanbul, ktisadi Ara rmalar Vakf Yay., 1970, s Ali Naim nan, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Ankara, AÜ. Hukuk Fakültesi Yay., 1971, s Ülker Gürkan, Evlat Edinme ve Beslemelerin Hukuki Durumu, Türk Hukuku ve Toplumu Üzerine ncelemeler, Ankara Türkiye Kalk nma Vakf Yay., 1974, s Hülya Aksoy, Beslemelerin Hukuki Durumu, Günümüzde Yarg, Çocuk Hukuku Özel Say, S. 26, Haziran 1978, s Gürkan, a. g. e., s Çocuk hakk nda korunma karar al narak, koruyucu aile yan na yerle tirilmesi durumunda, özellikle k z çocuklar n beslemelik anlay ile çal ld gözlemlenmi tir Evlat Edinmeden Fark Koruyucu aile bak n en çok kar ld kurumlardan biri de evlat edindirmedir. Hatta ülkemizde aileler ço unlukla, evlat edinmek amac yla koruyucu aile olmak istemektedirler. Evlat edinme, ko ullar sonuçlar ve sona ermesi Medeni Kanun da düzenlenmi bulunan hakimin izni ile tamamlanan hukuksal bir kurum olup evlat edinenle evlatl k aras nda evlilik içi soy ba na benzer bir ml k ili kisi meydana getirir. Evlat edinme, ana babas hukuken ya da fiilen belli olmayan veya ana babas bulunmakla birlikte as l ailesinde sa kl yeti me olana bulunmayan çocuklar n, ba ka bir ailenin devaml ve asli üyesi durumuna gelmesini sa lar 68. Böylece evlat edinilen çocu a kan ba ile ba oldu u ana babas n evinde bulamad güvenlik, do an n gereklerine en uygun aile ortam nda sa lanm olur. Evlat edinme sonucunda, çocuk evlat edinenin mirasç olur, onun soyad al r ve onun velayeti alt na girer (MK. m. 314). Koruyucu aile bak ise, çocu un korunmas amac güden ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun denetimi ve gözetimi alt nda yürütülen bir çocuk refah hizmetidir. Çocuk koruyucu aile yan na k sa ya da uzun bir süre veya kimsesiz ise re it oluncaya kadar yerle tirilir. Koruyucu aile yan na yerle tirme çocukla koruyucu aile aras nda h ml k ba olu turmaz, çocuk koruyucu ebeveynin velayeti alt na girmez. Bununla birlikte e er velisi yoksa, hakim koruyucu ana babay ya da bunlardan birisini çocu a vasi atayabilir. 67 Tulay, a. g. e., s Süheyla Balkar, Türk Hukukunda Evlat Edinme, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, l: 1, S. 2, 2002, s. 238.

12 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM Çocu un Koruyucu Aile Yan na Yerle tirilmesi Koruyucu Aile Yönetmeli ine göre çocuk yuvalar, yeti tirme yurtlar, rehabilitasyon merkezleri, her ay koruyucu aile yan na yerle tirilecek çocuklar n ad ve soyadlar, do um yeri, do um tarihleri ve korunma karar verilmesinin nedenlerini kapsayan bir liste ile birlikte sa k durumunu, psiko sosyal ve fiziksel geli imlerini gösteren sosyal inceleme raporunu l Müdürlüklerine gönderirler (KAY m. 7). Koruyucu Aile Yönetmeli inde, koruyucu aile yan na yerle tirilecek çocuklarda aran lacak özellikler belirtilmemi tir. Her somut olayda kurum uzmanlar koruyucu aile yan na yerle tirilecek çocuklar belirlemektedir. Ancak bu belirleme, çocuk yerle tirilmeden önce gözlem merkezlerinde doktor, psikiyatr, psikolog ve sosyal yard mc lardan olu an bir ekip taraf ndan yap lan kapsaml bir inceleme sonucunda yap lmal r. Koruyucu aile yan na yerle tirmede çocuk aç ndan en önemli faktör ya r. Bir ya s koymak bilimsel bak mdan uygun olmamakla birlikte 13 ya ndan küçük çocuklar için koruyucu aileye yerle tirme daha uygun bulunmaktad r. Çünkü, bu ya n üstündeki çocuklar ergenlik ça na girmi olduklar ndan yabanc birisinin otoritesini kolay kabul edememektedirler. Öte yandan, bu ya n üstünde olan çocuklarda aile ortam ndan beklenen duygusal etkile im zay flam, çocukla aile aras nda anla mazl k olas artm r 69. Hatta Amerikan Çocuk Refah Birli i bu ya 6 olarak belirlemi tir. Koruyucu aile yan na yerle tirilen çocuk, görevli sosyal çal mac taraf ndan düzenli olarak izlenir. Ve bu süreçte ortaya ç kacak sorunlar çözmek için gerekli çal malar yap r (KAY. m.14) Koruyucu Aile Bak n Faydalar Koruyucu aile bak n hem korunmas gereken çocu a, hem bu çocu un gerçek ailesine, hem koruyucu aileye, hem de sosyal hizmetler kurumuna faydalar vard r. Koruyucu aile bak n çocuklar aç ndan en büyük faydas, onlara bir aile ortam n s cakl vermesidir. Zira koruyucu aile bak öz ailesince kendisine yeterli bir bak m sa lanamayan, ancak aile hayat na uyum sa lamda herhangi bir güçlükle kar la mayan ya da anne ve babas ndan tamamen ayr lm, kimsesiz, terkedilmi ve aile ortam na ihtiyaç duyan çocuklar için birçok fayda sa lamaktad r. Fakat unutulmamal r ki koruyucu aile bak n her çocuk her zaman faydal olamayaca r. Örne in 6 ya ndan küçük çocuklar n ve ana baba ili kilerine kar koyanlar d nda bulu ça nda olan çocuklar için koruyucu aile bak uygundur. Buna kar k, bulu ça nda olan ve aile ba lar ndan kurtulup ba ms z olmak isteyen çocuklarla, suçlu, ruhen veya bedenen geri kalm çocuklar n koruyucu aile bak na uygun olmad klar ileri sürülmektedir 70. Öte yandan çocu un gerçek ailesine olan yarar ise u ekilde ortaya ç kmaktad r. Çocuk ile öz ailesi aras nda olan bir tak m nedenlerden dolay çocuk ailesinden uzakla ld nda, sosyal hizmet uzmanlar hem bu çocuk için en uygun bak m yöntemini bulmaya ve uygulamaya çal rken, bir yandan da aileden kaynaklanan sorunlar bulma ve bunlar giderme yönünde hareket etmektedir. Çünkü, burada amaç, sorunlar bir an önce çözüme kavu turmak, böylece çocu un ailesiyle ili kisinin devam sa lamay, aile bireylerinin bir arada ya amalar mümkün k lmakt r. Neticede çocu un gerçek ailesi, sorunlar n çözümünde yard m görmesinin yan nda çocu un bak m ve korunmas hususunda da desteklenmi olmaktad r 71. Koruyucu aile olmak istemenin alt nda birtak m genel nedenler yatmaktad r. Bunlar n ba nda; çocuklara yard m etme iste i, toplumda koruyucu aileye duyulan gereksinimi kar lama, aile bütçesine katk, yaln zl a bir çözüm, aileyi daha da geni letme, evlatl k edinme, çocu unun kayb telafi etme ya da dini gerekçeler vb. say labilir 72. Ülkemizde ise, genellikle u nedenler öne ç kmaktad r: Koruyucu aileler, kimsesiz ve korunmaya muhtaç çocuklar yanlar na ald klar 69 Latife B kl, Geli mi Ülkelerde Suçlu ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar çin Koruyucu Aile Uygulamas, Çocuk Suçlulu u ve Çocuk Mahkemeleri Sempozyumu, Ankara, AÜ. E itim Bilimleri Fakültesi Yay., 1983, s Gökçe, a. g. e., s Sevda Ta tekil, Korunmaya Muhtaç Çocuklara Yönelik Bir Bak m Yöntemi Olarak Koruyucu Aile Bak, Çimento veren, C. II, S. 2, Mart 1990, s Oriana Linares, Daniela Montalto, Foster Families, Child Study Center Letter, Vol: 8, No: 2, Nov. Dec. 2003, s. 2.

13 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM taktirde, e er çocuk sahibi de illerse çocuk sevgisini tatmakta, çocuklar var ise, maddi bir kazanç imkan elde etmektedir. Koruyucu aile veya ki iler daha çok evlat edinmek istedikleri çocuklara koruyucu aile olmak istemektedirler. Çünkü koruyucu ailelik evlat edinmenin ön a amas olarak görülmektedir 73. Kurumun bu durumdan sa lad fayda ise, hem kurum bak na nazaran daha ucuz bir sosyal hizmet üretmek, hem de çocuk için daha uygun bir yeti me ortam sa lamak eklinde özetlenebilir 74. Ancak unu unutmamak gerekir ki, sosyal hizmet kurumlar n temel amac, çocuk için en uygun yeti me ortam tespit ederek çocu un böyle bir ortamda yeti mesini sa lamakt r Koruyucu Aile Bak n Kurum Bak le Kar la lmas Bahsedildi i üzere, kimsesiz ve korunmaya muhtaç olan çocuklara yönelik olarak üç tür bak m yöntemi söz konusudur (kurum, koruyucu aile ve evlatl k yöntemleri). Bu üç yöntemden en uygun olan n, koruyucu aile bak yöntemi oldu u kabul gören bir görü tür. Çocuk refah alan nda yap lan ara rmalar ve gerçekle tirilen gözlemler, anne, baba ve çocuklardan olu an bir aile ortam n, çocu un geli imi aç ndan en uygun ortam oldu unu ortaya koymaktad r. Bu nedenle, geli mi ülkeler kurum bak en aza indirirken, koruyucu aile bak ise mümkün oldu unca art rmaya çal r. Bugün geli mi Bat ülkelerinde benimsenen yöntem, çocu un koruyucu aile yan na yerle tirilmesidir 75. Ancak, ne yaz k ki, koruyucu aile bak m yöntemine ülkemizde yeterince önem verilmedi i, bunun yerine kurum bak n tercih edildi i gözlenmektedir. Halbuki, bu yöntem, sonuçlar itibariyle daha etkili bir yöntemdir ve geli mi ülkeler taraf ndan kurum bak na nazaran tercih edilmektedir Nilgün Balamir, Türkiye de Koruyucu Aile Uygulamas, Çocuk Suçlulu u ve Çocuk Mahkemeleri Sempozyumu, Ankara, AÜ. E itim Bilimleri Fakültesi Yay., 1983, s Fethi Bayc n, Türkiye de Korunma a Muhtaç Çocuklar ve Koruyucu Aile Denemesi, Sosyal Hizmet Dergisi, C. I, S. 2, Mart 1962, s B kl, Geli mi Ülkelerde Suçlu ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar çin Koruyucu Aile Uygulamas, s Tatl bal, a. g. e., s. 29. Di er yandan, koruyucu aile bak m yönteminin bu üstünlü ü, di er yöntemlerin önemlerini ortadan kald rmaz. Çünkü, bir bak m yöntemi her çocuk için uygun bir yöntem de ildir. Farkl özellikler ve ihtiyaçlara sahip çocuklar için onlara uygun farkl yöntemler söz konusudur. Ne var ki, koruyucu aile bak n, sa lad s cak bir yuva ortam yla, kurum bak ortam ndan olumsuz etkilenmi çocuklar üzerinde dahi tedavi edici etkilerde bulundu u gözlenmektedir. Bu çocuklar, kurumda yeti enlere göre daha sa kl olmakta, sosyal ya ama daha çabuk intibak edebilmektedir. Bu ba lamda koruyucu aile yönteminin iyi i leyebilmesi için sosyal hizmet uzmanlar na büyük bir rol dü mektedir. ayet aile ile çocu u iyi e le tiremezlerse, o zaman yöntemin ba ar ans dü ük olacakt r. Önemli olan kar kl uyumdur, bu sa land taktirde koruyucu aile yöntemi en ideal yöntem olarak görülebilir Koruyucu Aile Bak n Sona Ermesi Genel Olarak Koruyucu aile yan na yerle tirme sözle mesinin sona ermesi sözle meden kaynaklanan nedenler yan nda korunma karar n kalkmas ndan da kaynaklanmaktad r. Sözle meyi sona erdirme, iki taraf içinde her zaman mümkündür. Üçüncü ah s olan çocuk da, yarar na yap lan sözle menin sona erdirilmesini isteyebilir. Sözle menin sona erdirilmesi korunma karar n kalkmas na ba de ildir. Ancak korunma karar n kald lmas sözle menin hukuki dayana olan gerekçenin ortadan kalkmas ifade etti i için sözle me bu ekilde sona ermi olacakt r Korunma Karar n Kald lmas na Ba Olarak Sözle menin Sona Erdirilmesi Çocuk hakk nda verilmi olan korunma karar, gerekçesini te kil eden korunmaya muhtaçl k durumunun sona ermesi ile ortadan kalkar. Korunmaya muhtaçl k durumu çocu un ölümü, rü düne ula mas, 77 Muammer Örs, Koruyucu Aile, Sosyal Hizmet Dergisi, C. II, S. 2 3, Haziran Temmuz A ustos Eylül 1966, s. 23.

14 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM korunma karar n verilme nedenlerinin ortadan kalkmas ve çocu un evlat edinilmesi ile sona ermektedir Çocu un Ölümü Çocu un ölümü ile korunma alt na al nma hali sona erer. Ölüm nedenine ba olarak koruyucu ki inin haks z fiilden dolay sorumlulu una gidilebilir (BK.m ) Çocu un Re it Olmas Korunma karar kural olarak çocu un re it olmas ile sona erer (ÇKK. m. 7/6, SHÇEKK. m. 24/I). Çocu un evlenmesi ve mahkeme karar ile de re it k nmas hali de korunma karar n kald lma nedenini te kil edecektir (MK. m. 11/II, 12). Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununda rü de ra men, korunmaya muhtaçl k durumunun devam etti i faraziyesi ile çocu un r zas n al nmas ko ulu ile, korunma karar n uzat labilece i hüküm alt na al nm r (SHÇEKK. m. 24/I). Bu hükme göre, ortaö retime devam edenlerin 20, yüksek ö retime devam edenlerin 25 ya na kadar, 18 ya doldurmu çocuklar n bir i veya meslek sahibi edilerek, kendi kendilerine yeterli olabilmelerinin sa lanmas amac yla 20 ya na kadar korunma karar uzat labilir (SHÇEKK. m. 24/I bent b). Bedensel, zihinsel ve ruhsal sakatl klar nedeniyle sürekli bak ma muhtaç durumda bulunan ve çal maktan aciz olan çocuklar n korunma karar uzat r (SHÇEKK. m. 24/l bent c). Korunma karar n uzat lmas da mahkeme karar ile olmaktad r. 18 ya doldurmu okumayan ya da ortaö retimini bitirmi çocuklar n korunma karar n uzat lmas Kurum taraf ndan genellikle istenmemektedir. Bu konuda korunma alt ndaki ki inin, kurumda kalma iste i de dikkate al nmamaktad r. Bu durumda korunma karar n uzat lmas için mahkemeye ba vurma hakk n çocu a da tan nmas uygun olacakt r. Neticede, kuruma tan nan takdir hakk n kötüye kullan lmas mahkeme taraf ndan engellenmi olacakt r 78. unu vurgulamakta yarar vard r; 18 ya, ülkemiz aç ndan uzun llar kurum bak alt nda geçirmi çocuk için dü ük bir ya r. Kurumun, gençleri, korunma karar kald ld ktan sonra izlemesi hüküm alt na al nm sa da (SHÇEKK. m. 4 bent k; 24/I bent b cümle 2), uygulamada bu durum i lememektedir. Bu nedenle, ülkemizdeki e itim anlay ve kurum bak nda olman n olumsuz yanlar da dikkate al narak ya üst s n gerçekçi biçimde de tirilmesi gerekmektedir Korunma Karar n Ba ka Bir Yarg Karar ile Kalkmas Çocuk hakk nda korunma karar al nmas veya geçici korunma alt na al nmas (SHÇEKK. m. 22/son) yerle tirme tedbirine (MK. m. 347) veya velayetin kald lmas karar na (MK. m. 348) dayanarak verilebilir. Bu tedbirlerin kald lmas veya de tirilmesi ile korunma karar da kald labilir. Tedbirler en geç velayetin sonra ermesine yani rü de kadar devam eder Çocu un Evlat Edinilmesi Koruma alt ndaki çocu un evlat edinilmesi, sürekli yerle tirme biçimi olarak dü ünülmekte ve korunmaya muhtaç çocu un yarar na en uygun çözüm olarak uygulanmaktad r (MK. m. 305/II). Çocuk yerle tirilmi oldu u aile taraf ndan evlat edinilebilir. Ülkemizde koruyucu aile yan na yerle tirme fiilen, evlat edinmenin alt basama olarak uygulanmaktad r 80. Böylece evlat edinmeden önce belli bir deneme süresi geçirilmi olmaktad r. Evlat edinilme sonucu evlat edinen ile çocuk aras nda velayet ili kisi kurulmakta ve çocuk korunma alt ndan ç kar lmaktad r Korunma Karar n Kald lmas Korunma kar n kald lmas na ili kin hükümler Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununda yer almaktad r. Korunma karar verilmesine neden olan ko ullar n de mesi veya ortadan kalkmas halinde, il müdürlü ünün bildirmesi ile çocuk 78 Say ta, a. g. e., s Bekir Aksay, Ceza Hukukunda Ya Küçüklü ü, Kusur Yetene ine ve Sorumlulu a Etkisi, stanbul, 1990, s Say ta, a. g. e., s. 97.

15 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM hakk nda Kurum taraf ndan haz rlanan rapor dikkate al narak korunma karar mahkeme taraf ndan kald r (SHÇEKK. m. 24/I). Kurum d nda, koruma karar n kald lmas n Çocuk Koruma Kanununda say lan ilgililer taraf ndan talep edilebilece i hüküm alt na al nm r (ÇKK. m. 8/3). Ancak burada talep teriminin kullan lmas do ru de ildir. Çünkü Hakim, ba ms z olarak çocu un yarar na olan karar almakla yükümlüdür ve ilgililerin talepleri ile de ba de ildir Evlat Edinme Evlat edinme günümüzde her zamankinden daha fazla önem kazanm r 82. Çünkü sosyal politika aç ndan önem ta yan ve güncelli ini sürdüren esas sorun; çocu un korunmas üstlenecek, ona biyolojik ve psikolojik geli mesi için gerekli bak m olanaklar sa layacak as l toplumsal kurumun belirlenmesi sorunudur. Bugün, ailenin, uyum ve istikrar içinde oldu u sürece, çocu un yeti mesi bak ndan en uygun ortam olu turdu u konusunda görü birli i vard r. Bu ba lamda evlat edinme, aile ortam nda yeti mekten yoksun çocuklara bu olana sa layan ve çocu un fiziksel zihinsel, duygusal güvenli ini korumaya hizmet eden önemli bir kurumdur. Bu hizmetin amac ; biyolojik ailesi taraf ndan bak lamayan çocu a devaml bir aile, aileye de çocuk sevgisini giderme olana sa lamakt r 83. Ayr ca çocu un geli imine uygun aile ortam yoksa çocu a yeni bir aile ortam haz rlamak devletin temel görevlerinden biridir. Evlat edinme, devletin bu görevini yerine getirdi i korunmaya muhtaç çocuklara sa lanan bak m yöntemlerindendir 84. Çocuk ile ana ve babas aras ndaki ili kiyi ifade eden soyba, meydana geli ekline göre gerçek ve yapay olmak üzere ikiye ayr r. 81 Akyüz, a. g. e., Son y llarda ABD ba ta olmak üzere geli mi ülkelerde evlat edinme say nda görülen art, çocuk refah ile ilgili alanda sa lanan en önemli ba ar r. Örne in, ABD de 1995 ile 2001 y llar aras nda yakla k 25,000 çocuk evlat edinilmi tir. Ülkemizle ise, Medeni Kanun un yürürlü e girdi i 1926 dan itibaren evlat edinilen çocuk say yaln zca 7,529 dur. Duncan Lindsey, Ira M. Schwartz, Advances in Child Welfare: Innovations in Child Protection, Adoptions and Foster Care, Children and Youth Services Review, Vol: 26, 2004, s Nesrin Güran Ko ar, Korunmaya Muhtaç Çocuklar, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu Dergisi, C. 5, S. 2 3, Ocak 1987, s Esin Konanç, Türk Hukuk Sisteminde Çocu un Korunmas, Türkiye de Çocu un Durumu, 1990 lar n Çocuk Politikas Kongresi, Ankara, DPT Unicef Türkiye Temsilcili i Yay., 1989, s. 11. Buna göre, gerçek soyba, kan ba na dayanan soyba olarak tan mlan rken, evlat edinmeyle kurulan soyba ise yapay soyba olarak ifade edilmektedir 85. Evlat edinmenin sosyal, psikolojik ve ahlâki yönden ta önem ve her eyden önce insana özgü bir tak m ihtiyaçlara cevap vermesi, bu kurumun hemen hemen tüm modern hukuk sistemlerinde yer almas n sebebini olu turmaktad r. Kurumun zaman içerisinde de en i levi ile birlikte, evlat edinmeye ili kin kanuni düzenlemelerde de zorunlu olarak bir tak m de iklikler olmu tur. Türk Hukukunda ilk kez 1926 tarihli ve 743 say Türk Medeni Kanunu ile varl k bulan evlat edinme, 4721 say yeni Medeni Kanunun kabul edilmesiyle büyük ölçüde de ikli e ram r; bununla beraber, eski hukuka göre kurulmu olan evlat edinme ili kilerine 743 say Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanmaya devam edecektir 86. Bu önemli yararlar na kar n evlat edinme, çocuklar n de ik amaçlarla istismar edilmesine ya da kanuni mirasç lar n miras haklar ndan yoksun b rak lmas na da yol açabilmektedir. te bu nedenlerle, yeniden düzenlenen kanunlar, bir yandan evlat edinmeyi kolayla rmakta bir yandan da evlat edinmenin sak ncalar na kar önlem almaktad rlar Tan, Hukuki Niteli i ve levi Tan Kendilerine ait aile ortam ndan yoksun çocuklara yönelik bir sosyal hizmet türü olan evlat edinmeye ili kin doktrinde ve uygulamada çe itli tan mlara rastlan lmaktad r. Bu tan mlardan birine göre evlat edinme, çocu un ihtiyaçlar kar lamay amaçlayan bir sosyal hizmet alan r 88. Bir di er tan ma göre ise evlat edinme, evlat edinilecek çocu u, onun öz ailesini ve çocu u evlat edinecek aileyi içine alan 85 Kemal O uzman, Mustafa Dural, Aile Hukuku, stanbul, Filiz Kitabevi Yay., 1994, s Balkar, a. g. e., s ükran pka, 4721 Say Türk Medeni Kanunu nun Evlat Edinmeye li kin Hükümlerinin ncelenmesi, Ü. Hukuk Fakültesi Mecmuas, C. LVII, S. 1 2, 1999, s Arthur Fink, Sosyal Hizmet Alan, Çev.: Lütfiye Yasa Necil Ulusay, Ankara, Sa k Bakanl Yay., s. 225.

16 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM süreçtir. Bu nedenle, çocu un sorumlulu u tamam yla evlatl k alan aileye verilirken, gelece i de kanunlar n öngördü ü biçimde güven alt na al nm olmaktad r 89. Hukuki aç dan di er bir tan mda da evlat edinme, çocu u olmayan bireylere evlat sevgisini sa lamaya yarayan hukuki sonuçlar itibariyle sahih nesebe e de er bir geçerli nesep ba eklinde ele al nmaktad r 90. Ba ka bir tan mda ise evlat edinme, do umla bir h ml k grubuna mensup olan bireyin sosyolojik bak mdan kan ba lar na denk tutulan yeni h ml k ba lar kazanmas sa lay müessesele mi bir uygulama eklinde belirtilmekte ve yeni kazan lan ba lar n eskilerini büsbütün veya k smen bertaraf etti i vurgulanmaktad r. Bu niteli i itibariyle evlat edinme, suni olarak nesep ba kurmaya olanak veren bir müessesedir Hukuki Niteli i Çocuk ile ana ve babas aras ndaki ili kiyi ifade eden soyba, meydana geli ekline göre gerçek ve yapay olmak üzere ikiye ayr r. Buna göre, gerçek soyba, kan ba na dayanan soyba olarak tan mlan rken, evlat edinmeyle kurulan soyba ise yapay soyba olarak ifade edilmektedir 92. Gerçekten de, yapay soyba, kan ba ndan kaynaklanan soyba ndan farkl olarak, evlat edinmeye dayanan ve mahkeme karar ile kurulan bir h ml k ba r. Nitekim, MK. md. 315/l'de yer alan "Evlat edinme karar, evlat edinenin oturma yeri; birlikte evlat edinmede lerden birinin oturma yeri mahkemesince verilir. Mahkeme karar yla birlikte evlatl k ili kisi kurulmu olur" hükmü bu hususu aç kça ortaya koymaktad r. Evlat edinmenin hukuki niteli i ise, önceden oldu u gibi, yeni düzenleme sonras nda da tart malara sebebiyet verecek niteliktedir. Eski Medeni Kanunun yürürlükte oldu u dönemde evlatl k ili kisinin bir "aile hukuku sözle mesi" oldu u doktrinde hemen hemen oybirli i ile kabul edilmekteydi 93. Zira, evlatl k ili kisi, t pk di er sözle meli ili kilerde oldu u gibi, evlat edinen ile evlatl n kar kl zalar na ihtiyaç duymakta ve taraflar bu r zalar, hakimin ön izninden sonra noterde düzenletecekleri resmi bir senetle belgelemekteydiler. Eski Medeni Kanunun 256'nc maddesine göre evlat edinme ili kisi, bu ekilde haz rlanan resmi bir senetle kurulmu olmaktayd. Oysa yeni Medeni Kanun, eski düzenlemeden tamam yla farkl bir biçimde, evlatl k ili kisinin "mahkeme karar ile kurulaca " belirtmektedir (MK. md. 315/1). Böylece, noterde resmi senet yapma gere i de ortadan kalkm r. Keza, evlat edinme ili kisini kurup kurmamakta hakime tan nan geni takdir yetkisi ve her türlü detayl ara rmay yapma görevinin yan s ra, evlatl k ili kisini verece i hükümle kurma yetkisine sahip olmas da, evlat edinmenin bundan böyle taraflar aras nda yap lan bir sözle me olmad ortaya koymaktad r 94. Bu ba lamda yeni düzenleme ile birlikte, evlat edinme lemi, olu um bak ndan art k bir yarg karar na dayanacakt r. Eski düzenlemeden farkl olarak, evlatl k ili kisinin taraflar n anla mas ile her zaman sona erdirilebilece ine ili kin hükmün yeni Medeni Kanunda yer almamas da, evlat edinmenin kanun koyucu taraf ndan salt bir sözle me gibi görülmedi ini destekler niteliktedir 95. Gerek bu sebepten dolay, gerek evlatl k ili kisinin mahkeme karar yla kurulaca düzenleyen ve resmi senet art kald ran hüküm gere i ve gerekse evlatl k ili kisinin kurulmas ndan önceki, ras ndaki ve sonras ndaki mahkemeye atfedilen tek yetkili olma s fat dolay yla, evlat edinme kurumunun art k bir sözle me niteli ine sahip olmad söylemek mümkündür Ayd n Zevkliler, Mehmet Be ir Acabey, Emre Gökyayla, Medeni Hukuk, Ankara, Seçkin Yay., 1999, s Tu rul Arat, Evlât Edinme Hukukundaki Geli melere Toplumsal levsel Aç dan Bak, Prof. Dr. Osman F. Berkiye Arma an, Ankara, 1977, s M. ükrü Tulay, Evlât Edinme, Sosyal Hizmet Dergisi, C.IV, S , ubat Mart Nisan 1970, s Zevkliler, Havutçu, a. g. e., s Selahattin Sulhi Tekinay, Aile Hukuku, stanbul, 1990, s. 445; O uzman, Dural, a. g. e., s pka, a. g. e., s Turgut Ak ntürk, Türk Medeni Hukuku, Yeni Medeni Kanuna Uyarlanm Aile Hukuku, C. II, 7. bs., stanbul, Beta Yay., 2002, s pka, a. g. e., s. 305.

17 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM levi Evlat edinme, kan ba ndan do an gerçek soyba ndan farkl olarak, evlatl kla evlat edinen aras nda mahkeme karar yla kurulan ili kiyi ifade eden bir aile hukuku kurumudur. Evlat edinme kurumunun sosyal, psikolojik ve ahlâki yönden ta önem, ayn zamanda böyle bir kurumun hemen hemen tüm modern hukuk sistemlerinde yer almas n da sebebini te kil etmektedir. üphesiz unutulmamal r ki, evlat edinme kurumu her eyden önce insana özgü bir tak m ihtiyaçlara cevap vermektedir 97. Kurumun tarihi geçmi ine bak ld nda, evlat edinmenin öncelikli sebebinin çocu u olmayan kimselere soylar n devam n sa lanmas imkân vermek ve böylelikle aile servetlerini b rakabilecekleri kanuni bir mirasç lar n olmas sa lamak oldu u görülmektedir 98. Ancak, aile hukukuna ait di er kurumlarda da oldu u gibi evlat edinme kurumunun da amac günümüze gelene dek zaman içerisinde de ikliklere u ram r. Bugün için evlat edinme, hem evlatl k hem de evlat edinen ki ilerin psikolojik ihtiyaçlar gidermek ve bunun neticesinde sa kl bir toplumsal yap olu turma amac na odaklanm r. Gerçekten de, evlat edinme olana sayesinde kimsesiz ve terkedilmi çocuklar sa kl bir yuvaya, bak lamayan çocuklar ise ki iliklerini geli tirebilecekleri bir aile ortam na kavu mu olurlar. Çocu u olmayan kimseler de böylelikle çocuk sevgisi tadabilme ve anne baba olma deneyimini ya ayabilme imkân elde ederler. Bu aç dan bak ld nda evlat edinme kurumu, bir taraftan çocu u korumas ve onun bak m ve e itimini gözetmesi ile çocu un psikolojik ihtiyaçlar na; di er taraftan çocu u olmayan veya olamayacak olan kimselere anne baba olma duygusu ya atmas yla onlar n psikolojik ihtiyaçlar na hizmet etmektedir. Neticede sözü geçen amaçlar gerçekle irken ayn zamanda toplumsal hayat n daha sa kl bir biçimde yap lanmas na da katk sa lanmaktad r 99. Evlat edinme kurumunun fonksiyonu ve amac zaman içerisinde de mi se de, bu amaçlar aras nda bugün için en ön planda olan, hiç ku kusuz çocu a destek olma hususudur. Zira, çocuk sahibi olma konusundaki biyolojik engeller, büyük geli me gösteren t p bilimi sayesinde birer birer a nca, art k amaç olarak, ki ilere çocuk sevgisini tatt rmaktan çok, terk edilmi, yetim ya da evlilik d nda do mu çocuklara s cak bir yuva ortam kazand rmak dü üncesi öne kmaktad r. Bu sebepledir ki sosyal hukuk ba lam nda evlat edinme, çocu un e itimi ve bak aç ndan büyük önem ta yan bir aile hukuku kurumu olarak nitelendirilmektedir 100. Evlat edinme kurumunun öncelikle gözetti i bu amaç yeni Medeni Kanunumuzda da göze çarpmaktad r. Söz konusu Kanun evlat edinmeyi iki ayr ekilde düzenlemi ; temelde küçüklerin evlat edinilmesini esas al rken, erginlerin ve k tl lar n evlat edinilmesini ancak belirli artlar n olu mas na ba olarak, bir "istisna" biçiminde kabul etmi tir (MK. md. 313). Evlat edinme kurumunun yukar da belirtti imiz yararlar na ve toplumsal hayata sa lad katk lara ra men olumsuz baz yönlerinin de bulundu unu göz ard etmemek gerekir. Bunlar n ba nda, evlat edinenlerin kimi zaman baz maddi beklentilerle ve ç kar hesaplar yla hareket etmeleri gelmektedir. Evlat edinme yoluyla kanuni mirasç lar n mahfuz hisselerini ortadan kald rmak, miras kaç rmak veya evlatl hayali bir tak m vaadlerle kand rarak onu hastabak veya hizmetçi gibi kullanmak bu hususta en çok rastlan lan örneklerdir 101. Bununla beraber, bu sak ncalardan hareketle toplumsal aç dan son derece önemli bir i leve sahip olan evlatl k kurumun varl n reddedilmesi de kabul edilebilir bir dü ünce olmaktan uzakt r. Nitekim günümüzdeki hukuki düzenlemeler, kurumun bar nd rd bu sak ncalar ve tehlikeleri bertaraf edecek hukuki mekanizmalar getirmek suretiyle bu sorunu a maya çal maktad r 102. Bu ba lamda, yeni Medeni Kanunumuz da, evlat edinme kurumunun temas etti i hassas menfaatleri kapsar ekilde konuyu yeniden düzenlemi ve 97 Aytekin Ataay, Medeni Hukukda Evlat Edinme, stanbul, Ü. Hukuk Fakültesi Yay., 1957, s O uzman, Dural, a. g. e., s Balkar, a. g. e., s Feyzi Feyzio lu, Aile Hukuku, stanbul, Filiz Kitabevi Yay., 1986, s Tekinay, a. g. e., s. 446; Ak ntürk, a. g. e., s. 362; Feyzio lu, a. g. e., s Ahmet Cemal Ruhi, Türk Hukuku nda Evlat Edinme ve Evlat Edinme le lgili Yabanc Mahkeme Kararlar n Türkiye de Tan nmas, 2. bs., Ankara, Seçkin Yay., 2003, s. 19.

18 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM oldukça ayr nt hükümler getirerek kurumu ba tan sona yenilemi tir. Böylece yeni Medeni Kanunumuz, evlat edinme kurumuna ili kin getirdi i düzenlemeler aç ndan ça da hukuk sistemleri aras ndaki yerini alm r Evlat Edinmenin artlar Esasa ve ekle ili kin bir tak m artlara tabi tutulan evlat edinme kurumunun yeni Medeni Kanunda en fazla de ikli e u ram olan kurumlar n ba nda geldi ini ifade etmek abart say lmaz Esasa li kin artlar Yukar da belirtti imiz gibi, evlat edinme kurumunun ard nda yatan temel dü ünce, çocuksuz ailelere, çocuk sevgisini tatt rmak ve ayn zamanda, çocuklar koruyup, onlar n e itim ve bak mlar sa lamak oldu u için hemen her ülkenin hukuk sisteminde evlat edinme, öncelikli olarak küçükler dü ünülerek düzenlenmi bir aile hukuku kurumu eklinde yer almaktad r. Bu ba lamda erginlerin evlat edinilmesinde ise, ancak belirli artlar n gerçekle mesi durumunda izin verilmektedir. Yeni Medeni Kanun, küçüklerle erginlerin evlat edinilmesini ayr ba klar halinde ve farkl artlara tabi tutarak bu geli meye paralel düzenleme yapm r Küçüklerin Evlat Edinilmesine li kin artlar Yeni Medeni Kanun, küçüklerin evlat edinilmesi konusunu düzenlemi tir. Küçük olarak kastedilen kimseler, MK.md.11'de ergin olarak ifade edilen kimselerin d nda kalanlar (onsekiz ya doldurmam veya evlenme suretiyle ergin olmam olanlar) ile MK.md.12 uyar nca hakk nda mahkemece erginli ine karar verilmemi olan ki ilerdir. Dolay yla, bunlar n evlat edinilmesi durumunda da incelenecek olan artlar n mevcudiyetinin bulunmas gerekmektedir Ehliyet Medeni Kanun, evlat edinecek olan ki i veya ki ilerin otuz ya doldurmas aram r. Böylece, önceki Medeni Kanunda otuz be olan ya s otuza indirilmi olmaktad r. Yukar da da belirtti imiz gibi, Medeni Kanun evlat edinilen ki i bak ndan ikili bir ayr m yapm r. Buna göre, küçük olarak isimlendirilen, di er deyi le Medeni Kanunun kabul etti i esasa göre onsekiz ya doldurmayan veya evlenme ya da mahkeme karar ile ergin k nmayan ki iler ile "ergin say lan ki iler ve k tl lar n evlat edinilmesi farkl kurallara tabi tutulmu tur. Dolay yla, bir kimse ya ne olursa olsun evlat edinilebilir; fakat bu konuda aranacak artlar, evlat edinilecek olan ki inin ya na ba olarak de ecektir. Ancak, kanun koyucu, evlat edinen ile evlat edinilen aras nda belirli bir ya fark n bulunmas da aram r. Bu fark, önceki Medeni Kanunda oldu u gibi onsekizdir. Bu husus, MK. md. 308/1'de "Evlat edinilenin, evlat edinenden en az onsekiz ya küçük olmas artt r" hükmünde aç kça ortaya konulmu tur R za Evlat edinme, ki inin r zas ile girece i bir hukuki ili kiyi ifade eder. Dolay yla, evlat edinecek ki i tam ehliyetli ise, onun aç ndan evlat edinmeye ili kin bir engel yoktur. ayet evlat edinmek isteyen kimse, kendisine mü avir atanm s rl ehliyetli ise, kanuni mü avirin zas na gerek kalmaks n evlat edinebilir 105. Zira evlat edinme, MK. md. 429'da say lan hallerden de ildir. Tam ehliyetsizler ise hiçbir ekilde evlat edinemezler. Evlat edinmek isteyen kimse s rl ehliyetsizse, bu durumu iki ayr biçimde incelemek gerekecektir. Ay rt etme gücüne sahip küçükler, zaten kanunun arad ya ko ulunu gerçekle tirmediklerinden evlat edinemezler ya doldurmu ve ay rt etme gücüne sahip k tl lar ise, kendi r zalar n yan nda vesayet makam n ve sonras nda denetim 104 Ak ntürk, a. g. e., s O uzman, Dural, a. g. e., s pka, a. g. e., s Tekinay, a. g. e., s. 447.

19 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM makam n izni ile evlat edinebilirler (MK. md. 463/1). Zira, evlat edinmenin ki iye s surette ba bir hak olmas na ra men, md. 463/1'de yer alan bu düzenlemenin sebebi, evlat edinmenin ayn zamanda malvarl na ili kin sonuçlar da do urabilmesi olarak aç klanmaktad r 107. Belirtmek gerekir ki, e lerin ancak birlikte evlat edinebileceklerini ve birlikte evlat edinme imkân n sadece birbirleriyle evli olan ki ilere tan yan MK. md. 306 hükmünde düzenlenen "birlikte evlat edinme" hali için de, yukar da aç klad z ehliyet artlar aranacakt r 108. Öte yandan, Medeni Kanunun 308'ici maddesinin ikinci f kras nda, "ay rt etme gücüne sahip olan küçük, r zas olmad kça evlat edinilemez" hükmü getirilmek suretiyle, eski Medeni Kanunun 254'üncü maddesinde yer alan düzenlemenin ayn benimsenmi tir. Ayr ca, Medeni Kanunun 316'nc maddesinde yap lmas öngörülen ara rman n bir gere inin de evlat edinilenin dinlenmesi ve evlat edinen ile ili kisinin ara lmas oldu u aç kça ifade edilmi tir. Bu hükmün amac, özellikle küçü ün ay rt etme gücüne sahip olmamas durumunda, onun evlat edinilmeye ve evlat edinecek olan ki iye kar tav r ve yakla mümkün oldu unca de erlendirmek ve dikkate almakt r Ana ve Baban n Muvafakati Medeni Kanunun 309'uncu maddesine göre evlat edinme, küçü ün ana ve babas n r zas gerektirir. Bu ko ul, küçük ile anne ve babas aras nda var olan soyba n bir gere i olarak aranmaktad r. Ana ve baban n r zas, bunlar bo anm olsalar da ya da hiç evlenmemi olmakla birlikte soyba, babal a hüküm veya tan ma gibi durumlar n varl neticesinde olu mu olsa bile aranacakt r Zevkliler, Havutçu, a. g.e., s Ak ntürk, a. g. e., s Tekinay, a. g. e., s O uzman, Dural, a. g. e., s Vesayet Dairelerinin zni Medeni Kanun, 308'inci maddenin 3'üncü f kras nda, vesayet alt ndaki küçü ün, ay rt etme gücüne sahip bulunsun veya bulunmas n, vesayet dairelerinin izni ile evlat edinilebilece ini hüküm alt na alm r 111. Nitekim bu husus, vesayet alt ndaki ki inin evlat edinmesi veya evlat edinilmesi için vesayet makam n izninden sonra denetim makam n da izninin gerekece ini belirten MK. md. 463'ün ilk bendinde aç kça hükme ba lanm r Küçü ün Evlat Edinen Taraf ndan Bir Y l Süreyle Bak lm ve E itilmi Olmas Medeni Kanunun 305'inci maddesinin ilk f kras na göre, bir küçü ün evlat edinilmesi, evlat edinen taraf ndan bir y l süreyle bak lm ve e itilmi olmas ko uluna ba r. Önceki Medeni Kanunda bulunmayan bu ko ul, evlat edinecek olanlara, böyle bir ili kiyi kurup kurmama yönünde karar vermelerinde yard mc olmak amac ta maktad r. Dolay yla, evlat edinmek isteyen ki iler, bir y l gibi bir süreyle küçü ün bak ve e itimi ile ilgilenmi olmakla, hem bir deneme sürecine hem de bu zaman zarf nda kararlar n do rulu undan emin olma imkân na kavu mu olurlar 112. Öte yandan, küçü ün bir y l süreyle evlat edinen taraf ndan bak lmas ve e itilmesi, 305'inci maddenin ikinci f kras nda yer alan ve evlat edinmenin her halde küçü ün yarar na bulunmas gerekti ini ifade eden ko ulun da gerçekle ip gerçekle medi inin belirlenmesinde yard mc olabilecek bir göstergedir. Zira bu sayede evlat edinen ki i veya ki ilerin evlat edinilecek küçü e davran biçimi gözlemlenmi olacakt r. Ancak belirtmek gerekir ki, bu ko ulun amac gerekle tirmesi ancak küçü ün, evlat edinen veya edinenler taraf ndan, kendi ya ad klar yerde ki isel olarak bak lmas ve e itilmesi ile mümkündür 113. Üzerinde durulmas gereken bir di er nokta da, evlat edinecek ki i veya ki ilerin evlat edinecekleri küçü ün bu süre içerisinde bak ve 111 Ak ntürk, a. g. e., s pka, a. g. e., s Balkar, a. g. e., s. 247.

20 KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA SA LANAN BAKIM itimlerini hiçbir maddi kar k beklemeden sa lamalar gerekti i ve sonuçta bu bak m ve e itim sebebiyle herhangi bir bedel talep edemeyecekleridir. üphesiz ki, evlat edinme kurumunun temelinde var olan sosyal dü ünce bunu gerektirmektedir Evlat Edinmenin Küçü ün Yarar na Olmas ve Evlat Edinenin Di er Çocuklar n Yarar Zedelememesi Medeni Kanunun 305'inci maddesinin ikinci f kras nda, "Evlat edinmenin her halde küçü ün yarar na bulunmas ve evlat edinenin di er çocuklar n yararlar n hakkaniyete ayk bir biçimde zedelenmemesi de gerekir" hükmü yer almaktad r. Bu hükme göre, bir küçü ün evlat edinilmesi, ancak her türlü art n ve durumun de erlendirilmesi neticesinde evlat edinilmenin onun yarar na olaca sonucuna var labilmesi halinde mümkündür. Zira, evlat edinmenin küçü ün yarar na olup olmad de erlendirirken, artlar n ve ortam n onun ki ili inin sa kl bir biçimde geli ebilmesi için uygun olup olmad dikkate al nmal r. Bununla beraber, evlat edinme sonucunda küçükle evlat edinenler aras nda kurulacak ili ki ile gerçek ana ve babayla mevcut olan ili ki de, bu hususun tespitinde önemli bir ölçüt olacakt r 115. Öte yandan, evlat edinmenin genel ko ullar ndan bir di eri de, evlat edinenin di er çocuklar n yararlar n hakkaniyete ayk bir biçimde zedelenmemesi gere idir (md.305/2). Böylece evlat edinenin di er çocuklar n yararlar n zedelenmemesi art yla, kural olarak çocu u olanlar n da evlat edinmesine izin verilmi, sadece erginlerin ve tl lar n evlat edinilmesinde, altsoyun bulunmamas art konulmu tur (md. 313). Hal böyle iken, çocu u olan kimselerin de, çocuklar n yararlar n hakkaniyete ayk bir biçimde zedelenmemesi ko uluyla evlat edinebileceklerini söyleyebiliriz 116. Evlat edinenin di er çocuklar n yararlar n zedelenmemesinde esas al nmas gereken ölçüt, kanuni düzenlemede "hakkaniyete ayk olup olmama" eklinde ifade edilmi tir. Bu hükümden kastedilen 114 Zevkliler, Acabey, Gökyayla, a. g. e., s Hüseyin Hatemi, Rona Serozan, Aile Hukuku, stanbul, 1993, s Tekinay, a. g. e., s durum, evlat edinenin çocuklar n miras pay n azalmas de ildir. Zira, evlat edinilene tan nan miras hakk, evlat edinmenin do al sonuçlar ndand r. Doktrinde bu ko ulun amac n, evlat edinmeyle, evlat edinen ki inin çocuklar n geli iminin olumsuz olarak etkilenmesini, mevcut aile yap n sars lmas ve bu çocuklar n her türlü maddi ve manevi ihtiyac n giderilmesini engellemeyecek olmas eklinde anla lmas gerekti i ileri sürülmü tür 117. Bu ba lamda MK. md. 316'daki "evlat edinenin altsoyu varsa, onlar n evlat edinme ile ilgili tav r ve dü ünceleri de de erlendirilir" hükmü de bu dü ünceyi do rular niteliktedir Erginlerin ve K tl lar n Evlat Edinilmesine li kin artlar Daha önce de belirtmi oldu umuz gibi, Medeni Kanun "küçüklerin evlat edinilmesi" ile "erginlerin ve k tl lar n evlat edinilmesi"nin ko ullar k smen farkl ekilde düzenlemi tir. MK. md. 313'te yer alan ve erginlerin ve k tl lar n evlat edinilmesini düzenleyen bu hüküm, evlat edinme kurumunun i levi ve gerçekle tirdi i sosyal fayda dikkate al nd nda, kural olarak ve ilk planda küçükleri hedef alan bu aile hukuku kurumu, kanunda say lan baz istisnai hallerde, erginlerin ve k tl lar n da evlat edinilmesine imkân tan r 118. Unutmamal r ki, erginlerin ve k tl lar n evlat edinilmesine ili kin en önemli art, küçüklerin evlat edinilmesinden farkl olarak, evlat edinenin alt soyunun bulunmamas art r 119. Bu ko ulun yan ra, ergin ve k tl lar n evlat edinilmelerine ili kin artlar 313'üncü maddede üç bent halinde s rl say da ve alternatifli olarak belirtilmi tir. Bunlardan ilki, bedensel veya zihinsel özrü sebebiyle sürekli olarak yard ma muhtaç ve evlat edinen taraf ndan en az be ldan beri bak p gözetilmekte olma halidir. kinci durum ise, evlat edinen taraf ndan, küçükken en az be y l süreyle bak p gözetilmi ve itilmi olmaya ili kindir. Kanunda düzenlenmi olan son ihtimal ise, bu ikisinin d nda kalan, di er hakl sebeplerin mevcudiyeti ile birlikte 117 pka, a. g. e., s Balkar, a. g. e., s Önceki Medeni Kanunda bu art, nesebi sahih füruu bulunmamas eklinde olup, evlât edinmenin genel kurallar aras nda yer almaktayd. EMK. md. 253.

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-14/2/2014-28913) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim

Detaylı

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi, 27 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28246 Bingöl Üniversitesinden: YÖNETMELİK BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK ARAŞTIRMA VE REHBERLİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 18 Aral k 1979 da Birle mi Milletler Genel cinsiyet ayr mc l n yasaklayan ve kad n haklar n güvence alt na alan

Detaylı

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu yönetmeliğin

Detaylı

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi Afet Yö netimi İnsan toplulukları için risk oluşturan afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması, afet anında hızlı ve etkili bir kurtarma, ilk yardım, geçici barındırma

Detaylı

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Muş Alparslan Üniversitesi Uzaktan

Detaylı

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ 22 Mayıs 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28300 Kafkas Üniversitesinden: YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve

Detaylı

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES 1 2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl Tel: (286) 218452 Faks: (286) 218451 E-posta: strateji@comu.edu.tr http://strateji.comu.edu.tr/

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

Otizm lilerin eğitim hakkı var mıdır? Nedir ve nasıl olmalıdır?

Otizm lilerin eğitim hakkı var mıdır? Nedir ve nasıl olmalıdır? Nisan, 01.04.2013 OTĠZM, EĞĠTĠM HAKKI VE UYGULAMALARI Nisan ayı otizm farkındalık ayı olarak belirlenmiştir. Gün, ay ve yıl olarak belli amaçlara hasredilen tema lar, toplumda dikkat çekmek, konunun önemini

Detaylı

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir. YGS / LYS SÖZLÜĞÜ OBP (ORTA ÖĞRETİM BAŞARI PUANI): Öğrencinin diploma notunun diğer öğrencilerin diploma notlarına oranıdır. En az 100 en çok 500 puan arasında değişen bu değer, öğrencinin başarısı okulun

Detaylı

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ PROJE DANIŞMANLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ PROJE DANIŞMANLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ PROJE DANIŞMANLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı,

Detaylı

T.C. DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ RODİ ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, Kuruluş

T.C. DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ RODİ ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, Kuruluş T.C. DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ RODİ ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, Kuruluş Amaç MADDE 1-Bu Yönetmeliğin amacı, Diyarbakır Büyükşehir

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 23-26 MAYIS 2013 - İZMİR Grup Adı : Özel Hukuk 1. Grup Konu : İş ve sosyal güvenlik davaları Grup Başkanı : Mehmet YILDIZ (Yargıtay Tetkik

Detaylı

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2009 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2010 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin

Detaylı

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Sayı: 64597866-120[94-2014]-131 Tarih: 28/08/2014 T.C. GELİR

Detaylı

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir?    Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir? İş Sağlığı İş sağlığı denilince, üretimi ve işyerini içine alan bir kavram düşünülmelidir. İşyerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yoksa işçilerin sağlığından söz edilemez. İş Sağlığı nedir? Bütün çalışanların

Detaylı

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını, NİĞDE ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin amacı, Niğde Üniversitesine bağlı olarak kurulan

Detaylı

Öğretmenlerin Hizmet İçi Eğitiminde Üniversitelerin Rolü

Öğretmenlerin Hizmet İçi Eğitiminde Üniversitelerin Rolü Öğretmenlerin Hizmet İçi Eğitiminde Üniversitelerin Rolü Cevat CELEP (*) Eğitim; bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana' getirme sürecidir (1). Toplumsal

Detaylı

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * Doç. Dr. Meral TEKİN ** Son yıllarda halk eğitimi, toplumdaki öneminin giderek artmasına koşut olarak, önemli bir araştırma alanı olarak kabul görmeye

Detaylı

Tüketici Hukuku Enstitüsü. I. Kentsel Dönüşüm Raporu

Tüketici Hukuku Enstitüsü. I. Kentsel Dönüşüm Raporu Tüketici Hukuku Enstitüsü I. Kentsel Dönüşüm Raporu 1 16.05.2012 tarihinde kabul edilerek 31.05.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve halk arasında kentsel dönüşüm kanunu olarak bilinen Afet Riski Altındaki

Detaylı

TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2008 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin

Detaylı

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (2012) 287-291 287 KİTAP İNCELEMESİ Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri Editörler Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A.. KURUL GÖRÜ Ü TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A.. Kurul Toplant Tarihi : 18/10/2011 li kili Standart(lar) : TFRS 2, TFRS

Detaylı

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ University Grants Committee (UGC) Çeviren : Doç. Dr. M. ÂDEM UGC, üniversitenin parasal gereksinmeleri konusunda Hükümete danışman olarak Temmuz 1919'da

Detaylı

Danışma Kurulu Tüzüğü

Danışma Kurulu Tüzüğü Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Otel Yöneticiliği Bölümü Danışma Kurulu Tüzüğü MADDE I Bölüm 1.1. GİRİŞ 1.1.1. AD Danışma Kurulu nun adı, Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu ve Otel

Detaylı

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA Dersin Amacı Bu dersin amacı, öğrencilerin; Öğretmenlik mesleği ile tanışmalarını, Öğretmenliğin özellikleri

Detaylı

SAVUNUCULUK, E M VE H ZMETLERE ULA TIRMA YOLU LE ANNE SA LI ININ

SAVUNUCULUK, E M VE H ZMETLERE ULA TIRMA YOLU LE ANNE SA LI ININ SAVUNUCULUK, E M VE H ZMETLERE ULA TIRMA YOLU LE ANNE SA LI ININ LE LMES PROJES (Bu proje, T.C. Sa k Bakanl Türkiye Üreme Sa Program kapsam nda Avrupa Birli i taraf ndan finanse edilmi tir. Bu yay n içeri

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Gelişim psikolojisi, bireylerin yaşam boyunca geçirdiği bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal

Detaylı

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2008 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde

Detaylı

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ Doç. Dr. Ülkü TATAR BAYKAL İÜ Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı ve Yönetici Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu

Detaylı

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 15 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL

Detaylı

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği KONU SİRKÜLER 2009 / 32 Sigorta Primi Desteklerine Yönelik Yeni Düzenlemeler (5921 Sayılı Kanun) Genel Olarak İşsizlikle mücadeleye yönelik bir yasal düzenleme olarak nitelendirilebilecek olan 5921 Sayılı

Detaylı

1. Konu. 2. Basitle tirilmi Tedbirler. 2.1. Basitle tirilmi Tedbirlerin Mahiyeti ve S n rlar

1. Konu. 2. Basitle tirilmi Tedbirler. 2.1. Basitle tirilmi Tedbirlerin Mahiyeti ve S n rlar Maliye Bakanl ndan: Mali Suçlar Ara t rma Kurulu Genel Tebli i (S ra No: 5) (Resmi Gazete nin 9 Nisan 2008 tarih ve 26842 say l nüshas nda yay mlanm t r) 1. Konu 9/1/2008 tarihli ve 26751 say l Resmî Gazete

Detaylı

Girişimcileri destekleyen

Girişimcileri destekleyen Girişimcileri destekleyen kurum ve kuruluşlar KONUYA BAŞLARKEN 1. 2. Girişimci adayları kuracakları işlerle ilgili ne gibi desteklere ihtiyaç duyarlar? Kredi, hibe, teşvik kavramları size ne ifade etmektedir?

Detaylı

YÖNETMELİK. a) Basamak kontrolü: On beş basamaklı IMEI numarasının son basamağının doğruluğunun kontrolünü,

YÖNETMELİK. a) Basamak kontrolü: On beş basamaklı IMEI numarasının son basamağının doğruluğunun kontrolünü, 27 Haziran 2009 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 27271 YÖNETMELİK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan: ELEKTRONİK KİMLİK BİLGİSİNİ HAİZ CİHAZLARA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak,

Detaylı

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler 1. AB Hukuku ve Tercüman ve Çevirmenler için Metotlar Eğitimi (Ankara, 8-9 Haziran 2010) EIPA tarafından çeşitli kamu

Detaylı

T.C. NUH NACİ YAZGAN ÜNİVERSİTESİ YAZILIM KULÜBÜ TÜZÜĞÜ. BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş Gerekçesi, Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. NUH NACİ YAZGAN ÜNİVERSİTESİ YAZILIM KULÜBÜ TÜZÜĞÜ. BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş Gerekçesi, Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar T.C. NUH NACİ YAZGAN ÜNİVERSİTESİ YAZILIM KULÜBÜ TÜZÜĞÜ BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş Gerekçesi, Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Kuruluş Gerekçesi Kulüp, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi, Yazılım Kulübü ismi ile

Detaylı

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016 TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri 102 Hibrit Sistemlerle En Yüksek Verimlilik Hedefleniyor Derya Sakallıoğlu Yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte kullanılan kojenerasyon sistemleri, hibrit kojenerasyon

Detaylı

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Araştırma sonucu Göteborg daki anaokulları ve aile yuvaları ( familjedaghem) faaliyetlerinde kalitenin geliştirilmesinde kullanılacaktır. Soruları ebeveyn veya veli olarak

Detaylı

TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR

TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR Çocuğun çalışması, hemen bütün ülkelerde yaşanmakta olan evrensel bir olgudur ve önemli bir sosyal

Detaylı

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU DİN HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TİREBOLU MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU MUTLULUĞUNUZA REHBERLİK EDER Yüce Allah ın aileye bahşettiği sevgi ve rahmetin çeşitli unsurlarla beslenmesi gerekir. Bunların

Detaylı

KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ:

KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ: KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ: Soru: Bir yapı kooperatifi kaç kişi ile kurulur? Cevap: Bir yapı kooperatifi en az 7 gerçek ve/veya 1163 sayılı Kooperatifler kanununda belirtilen tüzel kişilerce

Detaylı

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

Halkla İlişkiler ve Organizasyon Halkla İlişkiler ve Organizasyon A. ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ Halkla İlişkiler ve Organizasyon Hizmetleri alanı, küreselleşen dünya içinde kurum ve kuruluşlar için bir ihtiyaç olarak varlığını hissettirmektedir.

Detaylı

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU Hazırlayan Sosyolog Kenan TURAN Veteriner Hekimi Volkan İSKENDER Ağustos-Eylül 2015 İÇİNDEKİLER Araştırma Konusu

Detaylı

Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7)

Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7) 10 Nisan 2008 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 26843 TEBLİĞ Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı, Türkiye ile Avrupa Topluluğu

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler Kurul, komisyon ve ekiplerin oluşturulması MADDE 107- (1) Okullarda, eğitim, öğretim ve yönetim etkinliklerinin verimliliğinin sağlanması, okul ve çevre işbirliğinin

Detaylı

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Ekim 14, 2011-2:43:35 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ''Bedensel, işitme ve görme özürlüler kendi içinde sınava tabi tutulacak. 2012 yılının ilk çeyreğinde

Detaylı

İTİRAZ YOLU İLE ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASI KARARI

İTİRAZ YOLU İLE ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASI KARARI T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2011/6024 İTİRAZ YOLU İLE ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASI KARARI Birkan Yakan ve 493 dava arkadaşının vekili Av. Ziynet Özçelik tarafından, 18.2.2011 tarih

Detaylı

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı; Giresun Üniversitesi'nin akademik değerlendirme ve kalite geliştirme ile stratejik

Detaylı

T.C EGE ÜNİVERSİTESİ YURT DIŞINDAN ÖĞRENCİ KABULÜ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

T.C EGE ÜNİVERSİTESİ YURT DIŞINDAN ÖĞRENCİ KABULÜ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak T.C EGE ÜNİVERSİTESİ YURT DIŞINDAN ÖĞRENCİ KABULÜ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak Amaç Madde 1-(1) Bu yönergenin amacı, Ege Üniversitesine bağlı Fakülte/Yüksekokul/Meslek

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ATILIM ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Madde 1 Bu Yönergenin amacı Atılım Üniversitesinin eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri ile idarî

Detaylı

6663 SAYILI KANUNLA SOSYAL GÜVENLİK YASALARINDA YAPILAN DÜZELMELER. Değerli Meslek Mesubumuz, 10.02.2015

6663 SAYILI KANUNLA SOSYAL GÜVENLİK YASALARINDA YAPILAN DÜZELMELER. Değerli Meslek Mesubumuz, 10.02.2015 6663 SAYILI KANUNLA SOSYAL GÜVENLİK YASALARINDA YAPILAN DÜZELMELER Değerli Meslek Mesubumuz, 10.02.2015 6663 sayılı Kanun ile; emekli olduktan sonra Bağ-Kur kapsamında çalışmaya devam eden esnafın emekli

Detaylı

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu Rapor No:01 Rapor Tarihi: 10.03.2011 muz İl Genel Meclisimizin 01.03.2011 tarih ve 2011/33 sayılı kararı doğrultusunda 08-09-10 Mart 2011 tarihlerinde toplanmıştır. İdaremiz araç parkında bulunan makine

Detaylı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi : 2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ Anayasa nın 49. Maddesi : A. Çalışma Hakkı ve Ödevi Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ Deneyde dolu alan tarama dönüşümünün nasıl yapıldığı anlatılacaktır. Dolu alan tarama

Detaylı

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir. İZMİR ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve Kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönerge; İzmir Üniversitesi nin Fakülteleri, Meslek Yüksekokulu ve bölümlerinde ÖSYM ve Üniversite tarafından

Detaylı

DEVLET MUHASEBES NDE AMORT SMAN

DEVLET MUHASEBES NDE AMORT SMAN Slide 1 DEVLET MUHASEBES NDE AMORT SMAN GENEL YÖNET M MUHASEBE YÖNETMEL GENEL TEBL (Say :1) (10.01.2008 tarihli ve 26752 say R.G.) Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman Slide 2 AMAÇ VE KAPSAM 5018 say Kanunun

Detaylı

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015 Öğr.Gör.Mehmet KÖRPİ İŞLETMENİN TANIMI Sonsuz olarak ifade edilen insan ihtiyaçlarını karşılayacak malları ve hizmetleri üretmek üzere faaliyette bulunan iktisadi birimler işletme olarak adlandırılmaktadır.

Detaylı

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır. Yazıyı PDF Yapan : Seyhan Tekelioğlu seyhan@hotmail.com http://www.seyhan.biz Topolojiler Her bilgisayar ağı verinin sistemler arasında gelip gitmesini sağlayacak bir yola ihtiyaç duyar. Aradaki bu yol

Detaylı

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr. Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2014-1-132 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 15-12/159-72 Karar Tarihi : 18.03.2015 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr.

Detaylı

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) HALKLA İLİŞKİLER VE ORGANİZASYON HİZMETLERİ ALANI ANKARA 2007 ÖĞRENME FAALİYETİ -19 HALKLA İLİŞKİLER VE

Detaylı

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar Konular Geçmi ten önemli trendler Esneklik ve esnek güvence Bireyselcilik ve azalan dayan ma Silikle en toplum 2 Toplumsal: Daha az evlilik Daha fazla

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

KAMU İHALE KURULU KARARI. Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 : Elektrik ihtiyacının temini.

KAMU İHALE KURULU KARARI. Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 : Elektrik ihtiyacının temini. Toplantı No : 2011/047 Gündem No : 2 Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 Gündem Konusu : Elektrik ihtiyacının temini. Elektrik piyasası ve ilgili mevzuatındaki değişiklikler ve gelişmeler sonrasında, 4734

Detaylı

SANAT VE TASARIM GUAJ BOYA RESĠM MODÜLER PROGRAMI (YETERLĠĞE DAYALI)

SANAT VE TASARIM GUAJ BOYA RESĠM MODÜLER PROGRAMI (YETERLĠĞE DAYALI) T.C. MĠLLÎ EĞĠTĠM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü SANAT VE TASARIM GUAJ BOYA RESĠM MODÜLER PROGRAMI (YETERLĠĞE DAYALI) 2011 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde sanat dallarının değişim ile karşı

Detaylı

YÜKSEK ÖĞRENĐM KREDĐ VE YURTLAR KURUMU (YURTKUR) HAKKINDA GENEL BĐLGĐLER

YÜKSEK ÖĞRENĐM KREDĐ VE YURTLAR KURUMU (YURTKUR) HAKKINDA GENEL BĐLGĐLER YÜKSEK ÖĞRENĐM KREDĐ VE YURTLAR KURUMU (YURTKUR) HAKKINDA GENEL BĐLGĐLER Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR), yüksek öğrenim gören öğrencilere burs ve kredi vermek, yurtlar yaptırmak ve yurt

Detaylı

RADYASYONDAN KORUNMA UZMANLARI DERNEĞİ (RADKOR) NİN

RADYASYONDAN KORUNMA UZMANLARI DERNEĞİ (RADKOR) NİN RADYASYONDAN KORUNMA UZMANLARI DERNEĞİ (RADKOR) NİN Taslak Yönetmelik Hakkındaki Görüşleri Taslağın geneli üzerindeki görüş ve Teklif Yönetmelik Başlığında ; test, kontrol ve kalibrasyon ifadeleri kullanılmıştır.

Detaylı

BÖLÜM 3 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME BÖLÜM

BÖLÜM 3 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME BÖLÜM İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 178 BÖLÜM 1 : Kararların Sınıflandırılması... 179 1.1. Alınan Kararlar... 179 1.2. Kararların İhale Türlerine Göre Sınıflandırılması....180 BÖLÜM 2 : Sonuç Kararlarının Sınıflandırılması...

Detaylı

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÖNERGE 10 BÜTÇE YÖNERGESİ T E T A Ş TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BÜTÇE YÖNERGESİ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET

Detaylı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA ÇİFTLİĞİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu yönergenin amacı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) ne ait tarla arazisi,

Detaylı

DENKLİK İŞLEMLERİ. A-Meslekî ve Teknik Eğitim Yönetmeliğine Göre; Meslekî ve Teknik Eğitimde Belge, Sertifika ve Diplomaların Denkliği

DENKLİK İŞLEMLERİ. A-Meslekî ve Teknik Eğitim Yönetmeliğine Göre; Meslekî ve Teknik Eğitimde Belge, Sertifika ve Diplomaların Denkliği DENKLİK İŞLEMLERİ 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunun 35.maddesi ile verilen denklik yetkisi çerçevesinde; A-Meslekî ve Teknik Eğitim Yönetmeliğine Göre; Meslekî ve Teknik Eğitimde Belge, Sertifika ve Diplomaların

Detaylı

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI İlgili Kanun / Madde 818 S.BK/158-161 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/17762 Karar No. 2011/19801 Tarihi: 30.06.2011 CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI ÖZETİ Cezai şart öğretide,

Detaylı

MUĞLA ÜNİVERSİTESİ GÜNDÜZ BAKIMEVİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak

MUĞLA ÜNİVERSİTESİ GÜNDÜZ BAKIMEVİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak MUĞLA ÜNİVERSİTESİ GÜNDÜZ BAKIMEVİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı, Muğla Üniversitesinde görevli personelin çocuklarının bakım ve eğitimi için açılan "Gündüz

Detaylı

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİNİN TANIMI Yetişkinler din eğitimi kavramını tanımlayabilmek için önce yetişkinler eğitimini tanımlayalım. En çok kullanılan ifade ile yaygın

Detaylı

1.6.1. Performans Yönetimi Hakkında Ulusal Mevzuatın Avrupa Standartlarıyla Uyumlaştırılmasına Yönelik Tavsiyeler

1.6.1. Performans Yönetimi Hakkında Ulusal Mevzuatın Avrupa Standartlarıyla Uyumlaştırılmasına Yönelik Tavsiyeler 1.6.1. Performans Yönetimi Hakkında Ulusal Mevzuatın Avrupa Standartlarıyla Uyumlaştırılmasına Yönelik Tavsiyeler 5. Sonuçlar ve reform teklifleri 5.1 (Kamu Mali yönetimi ve Kontrol Kanunu) 5.1.1 Performans

Detaylı

Bulunduğu Kaynaştırma

Bulunduğu Kaynaştırma İşitme Engelli Öğrencilerin Bulunduğu Kaynaştırma Ortamlarında Fiziksel Düzenlemeler Araş. Gör. Duygu BÜYÜKKÖSE Araş. Gör. Hüseyin KOÇ Doç. Dr. Hasan GÜRGÜR ÖZEK 2015, Anadolu Üniversitesi Giriş İşitme

Detaylı

T.C. CUMHURBA KANLI I GENEL SEKRETERL ANKARA. Ankara; Say : 285

T.C. CUMHURBA KANLI I GENEL SEKRETERL ANKARA. Ankara; Say : 285 T.C. CUMHURBA KANLI I GENEL SEKRETERL ANKARA Ankara; 19.03.2010 Say : 285 5902 say Afet ve Acil Durum Yönetimi Ba kanl n Te kilat ve Görevleri Hakk nda Kanun 17.06.2009 tarih ve 27261 say Resmi Gazete

Detaylı

YÖNETMELİK. Hacettepe Üniversitesinden: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KANSERDE İLERİ TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

YÖNETMELİK. Hacettepe Üniversitesinden: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KANSERDE İLERİ TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM 16 Mayıs 2014 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29002 Hacettepe Üniversitesinden: YÖNETMELİK HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KANSERDE İLERİ TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

Sayfa : 4 RESMÎ GAZETE 19 Ocak 2013 Sayı : 28533

Sayfa : 4 RESMÎ GAZETE 19 Ocak 2013 Sayı : 28533 Sayfa : 4 RESMÎ GAZETE 19 Ocak 2013 Sayı : 28533 SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun No. 6385 Kabul Tarihi: 10/1/2013 MADDE 1

Detaylı

ILO Çocuk İşçiliği Projesi Giriş

ILO Çocuk İşçiliği Projesi Giriş ILO Çocuk İşçiliği Projesi Giriş Dünyadaki ekonomik ve teknolojik gelişmelerin dengesiz dağılımı sonucu her yıl daha fazla sayıda çocuğun çalışma yaşamına girdiği görülerek, Uluslararası Çalışma Örgütü

Detaylı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba 1.1 Ara rman n Amac Ara rmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve Performans Program ube Müdürlü ü 2. Stratejik Yönetim ve Planlama

Detaylı

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Hukuk ve Danışmanlık ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Türkiye de serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren,

Detaylı

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Doç.Dr. Nilgün GÖRER TAMER (Şehir Plancısı) Her fakülte içerdiği bölümlerin bilim alanına bağlı olarak farklılaşan öznel

Detaylı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGE (2015/50) Bu Genelge, 25.05.2015

Detaylı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

GAZİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak GAZİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak Amaç Madde 1 Bu yönergenin amacı Gazi Üniversitesi öğretim elemanlarının yurt içi ve

Detaylı

Transfer fiyatlandırma:maliyet dağıtım anlaşmalarıve grup içi hizmet giderleri paylaşımı

Transfer fiyatlandırma:maliyet dağıtım anlaşmalarıve grup içi hizmet giderleri paylaşımı Transfer fiyatlandırma:maliyet dağıtım anlaşmalarıve grup içi hizmet giderleri paylaşımı Grupiçi hizmet: Bağımlışirketler arasında gerçekleşen, genellikle ana şirketin yavru şirketlerine veya aynı gruba

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ Karar Tarihi : 07/07/2014 Toplantı Sayısı : 392 Karar Sayısı : 3304 ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ 3304- Yönetmelik Komisyonu tarafından incelenen, Ankara Üniversitesi Burs Yönergesi taslağının

Detaylı

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVLARI LE SERBEST MUHASEBEC MAL MÜ AV RL K STAJA BA LAMA SINAVINA HAZIRLIK KURSLARI ÇERÇEVE PROGRAMI

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVLARI LE SERBEST MUHASEBEC MAL MÜ AV RL K STAJA BA LAMA SINAVINA HAZIRLIK KURSLARI ÇERÇEVE PROGRAMI T.C. M LLÎ E T M BAKANLI I Talim ve Terbiye Kurulu Ba kanl KAMU PERSONEL SEÇME SINAVLARI LE SERBEST MUHASEBEC MAL MÜ AV RL K STAJA BA LAMA SINAVINA HAZIRLIK KURSLARI ÇERÇEVE PROGRAMI ANKARA 2011 GENEL

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ GİRİŞ Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yeni yapısıyla göreve başladığı günden bugüne yargının daha etkin ve verimli bir

Detaylı