BİR SOKAK ADAMININ ÖLÜMÜ
|
|
- Meryem Topbaş
- 9 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 BİR SOKAK ADAMININ ÖLÜMÜ Şehrin en sessiz olduğu ve sır vermediği zamanı-sabah saatlerini- yağmur damlalarının tam o anda çatıdan içeri kaydığı gibi yaşıyorduk: gizlice, titrekçe, ama şaşırtıcı bir biçimde hızlı. Birçok hayat tecrübesi sonunda öğrendiğim şey şuydu: Sokakların kulağı vardı. Bu kulakların tek bir aciz insan kulağından çok daha sert ve acımasız olaylara açıkça şahitlik ettiğini belki de gerçekliğimin en zirve noktasında anlamıştım. Uzun yıllarımı geçirdiğim, bana kucak açmış sokaklarda görebildiğimiz kırık gri tuğlalar, siyah bir is ve gecelerin rutubetiyle buğulanmış pencereler, kaldırımlara saçılmış cam kırıkları, çıkılmaktan yorgun düşmüş merdivenler, adi demir korkuluklar ve çoğunluğu nemli ahşaptan yapılmış yıkık dökük evler, hepsinin bana ve benim gibilere verdiği bir mesaj, bir izlenim vardı. Bizlerin ve hatta dünya üzerinde nefes alan tüm varlıkların dış görünüş olarak adlandırdığımız maskelerini düşürmeyi, tüm derinliklerini öğrenmeyi bir amaç bellemişlerdi. Kocaman kulaklarıyla bizi duyuyor, dinliyorlardı. Bizi dinledikleri gibi bizi anlayamayacağımız bir biçimde görüyor, varlığımızı en ince ayrıntısına kadar hissediyorlardı. Yaşamımın neredeyse her günü, geçtiğimiz sokakların bizi görüp bildiğini ben hatırlatıyorum. Sokaklarla ilgili bir gerçek de şuydu: Toplumun bizlere yaptığı gibi alnına bir etiket yapıştırarak onları tanımlamak kesinlikle imkansızdı. Aralarından geçen insanların size kendi çıkarları için merhametsizce acı verecek kötü insanlar mı, yoksa iyi kalpli dostlar mı olduğundan-tecrübeli olup olmamanız fark etmez- kesinlikle emin olamazdınız. Sokaklar bize önyargılarımızın gereksizliğini, dış görünüşün ne kadar yanıltıcı olabileceğini ve benim durumumdaki gibi insanları nasıl tanıyabileceğinizi öğretirdi. Sokaklar, bana hayatımda en çok şeyi öğretenlerdendi. Sokakları ancak yaşayarak tanırdınız. Sokaklarda yara almamak ve kimi zaman hayatta kalmak zorlu bir görev halini alabilirdi. Kendimi böyle bir hayal kırıklığının pençesine düşmekten kurtarmak için yapmam gereken en önemli şeyleri biliyordum: ne istediğimi bilmek, başkalarının benden ne isteyebileceğini tahmin etmek ve buna göre tedbirlerimi almak. Eskiden bu hayatta çok yeniydim, kendimi bu hayatın hataları ve risklerinde kaybetmeye çok yaklaşmıştım ve yalnız hissediyordum. Yeni hayatıma bu denli yabancı, suçların bu kadar eşiğinde olmak benim için en büyük işkenceydi, kendimi denizin ortasındaki bir teknede susuz kalmış bir kazazede gibi hissediyordum. Etrafım suyla kaplıydı ama içemeyeceğimi biliyordum çünkü içtiğim zaman ölürdüm. Ben, benliğimi kaybetmişken; yeni bir dost, yeni bir mutluluk, bana yol gösterecek birini ararken onun karşıma çıkması, başıma gelen en enteresan ve en iyi olaydı. Hayattaki bilgilerini ve görüşlerini benimle paylaşmıştı zamanında, bir insanın bana bu kadar yakın olması ve çok benzer fikirlere sahip olmasına inanmak zor gelmişti. Bu ihtiyar, bana ayrıca yağmurlu sabahların erken saatlerinin düşünmek veya kafa dinlemek için ideal zamanlar olduğunu söylemişti ki bu görüşüne ben de katılıyordum. Bu sabah da böyle
2 bir sabahtı; kasvetli, karanlık, yağmurlu ve iç karartıcı... Ama benim, havası içinde kendimden çok parça bulabildiğim bir sabah... Yedi kişi yaşadığımız evimizde en erken kalkan bendim. Beş oğlan çocuğunun en küçüğüyle paylaştığım odamın penceresindeki yağmur damlalarını görmek beni tarifi zor bir huzurla doldurdu. Sokak, bu sabah ihtiyarın giydiği paltolara ve yürüyüşüne daha da yakışır bir griydi. Böyle sabahlarda yürüyüşe çıkar, bin defa aynı yoldan geçmiş olsa da her ayrıntıyı ilk defa görüyormuş gibi sinsi gözleriyle büyük bir dikkatle inceler, dik kafası ve omuzlarıyla kendinden emin görünerek yılların yaşlandırdığı dizlerinin zar zor izin verdiği kısa adımları atarak güneş aydınlanana kadar yürürdü. Sokaklarda gizlenir, sokaklara sevgisini ve sokaklarla arkadaşlığını her hareketiyle belli ederdi. Böyle sabahların kasveti onda aynı zamanda babacan olan bir görünüşte ete kemiğe bürünürdü. Böyle bir sabahta beni ziyarete geleceğini tahmin etmiştim. Evin diğer sakinleri onu pek sevmiyordu. Aslında ev demekten hiç hoşlanmadığım binadaki yatağımın üstünde yatarken çocukları ne zaman uyandırmam gerektiğini düşündüm. Daha uyumak için yarım saatleri vardı. Bu uykuyu onlardan almak istemediğime karar verdim. Genelde onları abileri, anneleri, bakıcıları olarak uyandırmama gerek kalmazdı. Kendileri uyanırlar ve okula hep zamanında yetişirlerdi. Benden daha çok uyudukları kesindi, belki de benim gibi asabi yerine güler yüzlü ve iyimser olmalarını buna borçluydular. Yatağımda oturmayı anlamsız bulduğum için günlük kıyafetlerimi giyip yatağımı düzelttim. Çatıdan akan birkaç yağmur damlası çocuğun üstüne düşünce yorganını iyice örttüm. Küçük çocuk yanımda mışıl mışıl uyurken birden uyanıverdi. Geç kalıp kalmadığını sordu; kalmadığını söyledim. Rahatlamışlığın gülümsemesiyle bana bakıp tekrar uykuya daldı. Bir anlığına onun yaşadığı on yazın benim yaşadığım on dokuz kışı nasıl hemen ısıttığına şaşırdım. Ona eskisi gibi şefkat gösteremediğim için üzülüyordum. Çocukları çok sevdiğim doğruydu. Onlar için bu evi adeta bir yetimhaneye veya daha sevecen bir deyişle yuva haline getirmiştim, onların kurtarıcı meleği olmuştum ama artık gitme zamanımın geldiğini hissediyordum. Uzun süredir aldığım nefesi bile onlar için alıyordum; artık kendim nefes alamaz hale gelmiştim. Onlar için yaptığım fedakârlıklardan haberdar olup olmadıklarını merak ediyordum bazen. Onların güvende olduğundan emin olacak, sonra kendimi yoluma gidip kendime yeni bir hayat kuracaktım. İhtiyar bana bu konuda yardım etmek için elinden geleni yapacaktı. İhtiyar ın hayatıma ilk girdiği zaman ona güvenmemin ve en özel duygularımı, problemlerimi onunla paylaşmamın yegâne sebebi, beni bu kötü hayattan kurtarma sözü vermiş olmasıydı. Önceden içimde onunla ilgili şüpheler olsa da sonradan bu şüpheler uçup gitti. Ona güvendim, bana neden yardım etmek istediğini anlamamama rağmen. Bana yaptığı iyilikleri yapma ihtiyacını neden hissettiğini öğrendiğimde artık daha iyi bir insan olduğumu düşünmüştüm. Bu hayatın benim için çok bir değer taşıdığını söylemek doğru olmazdı ama çok alışmıştım. Yavaş yavaş veda etmem lazımdı. Vedalar her zaman çok zordu. Bu zorluğu atlatmak için buradan sonraki hayatımda neler yapabileceğimi, neler yaşayabileceğimi hayal ediyordum.
3 Eski hayatımda geride bıraktıklarıma dönmeyi planlamıştım. Annemin eski evine yerleşebilir, mirası alıp eğitimime devam edip hayalimdeki mesleği yapabilir, kendime yeni bir hayat kurabilirdim. Evlenebilirdim. Kendi çocuklarım olabilirdi. Annemden sonra tekrar mutlu olabilirdim, belki de onu bulabilirdim. Gerçekten güzel, hayallerimdeki gibi bir hayatım olabilirdi. Hayallerime kavuşabilmek için geride bırakmam gerekenler şunlardı: nefret ettiğim bir iş, nefret ettiğim bir patron, nefret ettiğim bir ev, İhtiyar ın küçük sokak serserileri olduğunu düşündüğü çocuklar ve bazı anılar... O zamanlarda yaşadığımız bu evi, benim evin sahibi için her gün canımı dişime takıp çalışmama borçluydum. Nasıl işler olduğundan bahsetmek istemiyorum ama o çocuklardan birinin ben gittikten sonra patronum için çalışmasına asla izin veremezdim. Kaçtıkları yetimhaneye de geri gidemezlerdi. Onları sokağın ortasında tek başlarına bırakacak kadar gaddar değildim. Onlara ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli imkânları sağlayacaktım. Sokakta onları bekleyen kötülüklerden korumak için çalışacaktım çünkü sokağın nasıl kötülükleri barındırabileceğini bizzat biliyordum. Yaşayarak öğrenmiştim. İhtiyar bu konuda bana yeni bir ufuk açtı. Onları terk edilmiş kullanılmayan bir eve yerleştirebileceğimizi, ben mirasımı aldıktan sonra onların masraflarını karşılayabileceğimizi söyledi. Geriye kalan şey, kendilerini korumak ve iyi yetiştirmek zorunda kalacak olmalarıydı. Ben de az çok kendimi yetiştirmiştim. Sonra İhtiyar dan hayatım boyunca unutmayacağım dersler almıştım. Bana Sen bu sokakları değil, gerçek bir hayatı yaşayacaksın. Bu hayatın senden öncekileri söndürdüğü gibi seni de söndürmesine izin vermeyeceğim, senin ışığının hiç sönmemesi için ben sana bizzat yardım edeceğim. demişti. Sözünde durdu. Birlikte kurguladığımız planın bir sonraki adımını konuşmak için en beklemediğim zamanlarda çıkıp geliverirdi, önceden geleceğini anlamazdım ama gölgesini üstümde hissederdim. Zamanla içime işledi konuşması, fikirleri ve tecrübeleri. Kendimde eksikliğini hissettiğim bilgeliği ve özgüveni onda buldum. Bu yüzden ona bulduğum her fırsatta teşekkür ettim. Her seferinde teşekkürlerimin gereksiz olduğunu söylemesi, ona hayranlığımın sebeplerinden biri olan alçak gönüllüğüne imrenmemi sağladı. Karakter bakımından ona daha çok benzemeyi diledim hep. Buna bir itirazı yoktu, hatta gururunun okşandığını söylerdi. Tek endişesi benim onun yaptığı hataları yapmamam, yaşadığı kötü olayları yaşamamam, onun gençken düştüğü bataklığa düşmememdi. Kanım ona çabuk ısınmıştı, çok çabuk... Kısa sürede bana kol kanat gerip hayatımda vazgeçilmez bir birey olmuştu. Onun bana kanının nasıl ısındığını bilmiyordum ama ısındığı belliydi. Hep yanımda olmuştu, maddi ve manevi anlamda. Fiziksel anlamda hep yanımda olamasa da üstümde bıraktığı bir manevi etki vardı. Kendimi o yanımda değilmiş gibi neredeyse hiç hissetmedim. Beni birkaç gündür görmeye gelmemesinin sebebinin onun yaşlı ve mavi gözlerini fazlasıyla rahatsız eden güneş ve hiç sevmediği ılık, nemli hava olduğunu tahmin ediyordum. Başkası tarafından anlaşılmak ve güvenilmek, her insanın ihtiyaç duyduğu sevgiye ve gururunun okşanmasına işaret ediyordu.
4 Daha önce geldiği sabahlardan daha erken bir saatte gelmişti o gün. On dakika önce gelmiş olsaydı beni büyük bir vicdan azabından kurtarabilirdi ama ona kızmadım. Acı gerçekle karşı karşıya kalacaktık hepimiz er ya da geç. Ben bu beş çocuğu kısmen terk edecek olmanın verdiği büyük suçluluk duygusuyla başa çıkmaya çalışıyordum. Nedense böyle sabahlarda daha da suçlu hissediyordum kendimi. Küçük ü uyumaya bıraktıktan sonra hayaletleri bile uyandırmayacak bir sessizlikte merdivenlerden aşağı indim. Sabahın soğuğu duvarlardan içeri işlemişti. Ben, soğuktan rahatsız olmazdım ama çocuklar yataklarında üşüyeceklerdi. Uyuşukluğumdan bir nebze kurtulabilmek için kahveye yöneldim. Kahveyi alelacele ve acemice yaptıktan sonra yudumlarken merdivenlerden inen gölge gözümü aldı. Gölge üstüme karanlık bir bulut gibi düştü. Bu gölge ev sahibinin, yani patronumun gölgesiydi. Ev sahibi en üst katta, ben ve oğlanlar ikinci katta, mutfakla birleşik oturma odamız en alt kattaydı bu evde. Ev sahibinin en üst kattan benim bulunduğum mutfağa geldiğini gördüğümde duygularım hiç olumlu değildi. Ona ilk zamanlarda bana evini açtığı için minnettar olmuştum. Ama sonra beni en ağır işlerde çalışmaya zorladığı için kızmıştım. En sonunda da kişiliği nedeniyle ondan tamamen soğumuştum. İhtiyar onun taklidini çok iyi yapıyordu. Ona bağımlı yaşamak, hayatımla ilgili en çok nefret ettiğim şey olabilirdi. Çocukların onun beni nasıl işlerde çalıştırdığıyla ilgili en ufak bir fikirleri dahi yoktu. Böyle olmasını ben istemiştim. Sırtımdaki yüke ortak olmalarını istemedim. Hiçbir zaman böylesine ağır bir yükün altında kalmamalarını diliyordum. Benim de bu yükten kurtulmama az kalmıştı. Kurtulmak için, bu yaşama ihanet edecektim. Kurtuluş planım uzun süredir bir aksaklık olmadan devam ettiği için şanslıydım. Aksaklık olmadan devam edebilmem için ev sahibinin mümkün olduğu kadar her şeyden habersiz, mümkün olduğu kadar hiçbir şeyden şüphelenmemiş olması gerekiyordu. Onun küçük bir şüphesi planı suya düşürebilirdi. Dikkatliydim. Bana doğru yürüdü. Artık beni bu saatte uyanık görmeye alışmış olmalıydı. Bana nefret ettiğim ve her gördüğümde içimde nedensiz bir kızgınlık duygusu doğuran o yapmacık gülümsemesiyle baktı. Kara saçları ve kara gözleri, öne doğru eğilen bir burnu, fazla uzun bir boynu, samimiyetsiz bir yüzü vardı. Boyu İhtiyar la ancak yarışırdı. En mutlu olduğu zamanlarda bile gözleri nefret ile dolu olurdu. Sertliğini yüzünden okuyabilirdiniz. En kötü korkum, en kötü kabusum önümde duruyordu. İlk o günaydın dedikten sonra ben de ona dedim. Boyumun ondan çok daha uzun olmasına rağmen o an kendimi kısa hissettim. Ses tonum neredeyse fısıltıydı. Bana daha çok uyumayı öğrenmemi söyledi. Zoraki de olsa gülümsedim. Bugün cumaydı. Bugün izin günümdü, sadece izin günlerimde ne yaptığımla alakadar olmazdı. Ona her izin günümde uyumaya çalıştığımı söyledim. Sadece izin günlerimde uyumaya çalıştığım için ilgilenmiyordu çünkü çok az izin günüm vardı. Paltosunu alıp kendini kapıdan dışarı attı. Merdivenden adım sesleri geldi. İnenler çocukların en büyük ikisiydi. Biri on beş diğeri on dört yaşındaydı. En küçük kardeşleri gibi ikisinin de kıvırcık saçları vardı. Bu günlerde onları ihmal ettiğimi düşünüyor, benimle konuşmayı pek istemiyorlardı. Onları suçlayamazdım.
5 Hemen selam verip uzaklaştılar. Sessizce koltuklara geçtiler. Kapıda bir tıklama duydum. Çocuklar bozuntuya vermeden önce kapıyı hemen açtım. Gelen İhtiyar dı. Kapıyı açıp onu içeri buyur ettim. Kapıdan içeri girdiği an çocukların sert bakışlarına maruz kaldı. Aldırış etmeden bana selam verdi. Paltosunu almaya çalıştığımda istemedi ve uzun süre oturmayacağını söyledi. Beni almaya geldiğini, bugün birlikte bir yerlere gideceğimizi söyledi. Bana söylediklerini merdivenlerden inen yeni uyanmış Küçük de duydu. Eğer onu içeri alırsam çocuklar ne düşünür? diye sormuştum kendime önceden. Onun, çocuklarla nasıl konuşacağını ve onları rahat ettirmek için nasıl davranmasını bildiğinden şüphem yoktu ama ondan korktuklarını, onu sevmediklerini, onlar yerine onunla boş zamanımı geçirmemi kıskandıklarını bildiğimi biliyorlardı, bu yüzden onlara göre bu adamı onların yaşam alanına kadar getirmek onlara yapılmış büyük bir hakaretti. Şaşırmışlardı. Yapacak bir şey yoktu. Ben her şeyi göze almıştım, incinmeyi de göze almıştım ama incinen tarafın ben değil onlar olması beni daha çok üzüyordu. İhtiyar masaya oturduğunda ben de yanına oturdum. Bu sabah havanın nasıl yağmurlu olduğundan bahsetti, ben de sadece Evet, yağmurlu. diyebildim. Çocuklar konuşmalarımızı dinliyorlardı. Böyle basit konulardan konuşuyor olmamıza şaşırmış olmalıydılar. Bir süre havadan sudan konuşmaya devam ettik. Kulağıma eğilip planlarımıza devam etmek için bugünün ideal olduğunu, daha fazla zaman kaybetmemek için hemen çıkmamızın iyi olacağını söyledi. Göründüğü ve konuştuğu kadar ciddi ve katı biri değildi. Planımızdan konuşacağımız günün büyük çoğunluğunu birlikte gülerek ve eğlenerek geçirirdik ama bugünün daha ciddi bir gün olmasını bekliyordum çünkü tahminlerime göre planımıza son şeklini verip harekete geçeceğimiz gün bugündü. Heyecanlıydım. Montumu alıp kapıya yöneldiğimde Küçük kendi yaşından çok daha büyük bir cüretle İhtiyar a beni nereye götürdüğünü sordu. Kimse böyle bir soruyu ondan beklemiyordu. Soran başkası olsa ona kızardım ve bir güzel haşlardım ama Küçük e kızamıyordum asla. Ona kızmak, ona sesimi yükseltmek içimden gelmezdi hiç. İhtiyar ona, gezmeye gideceğimizi söyledi ama Küçük bu cevapla tatmin olmuşa benzemiyordu. Yine de susmak zorunda kaldı. Emindim ki o anda, o odada olan herkes küçük bir çocuğun bu soruyu sormasının fazla merakından olduğunu düşünürdü. Benim iyiliğimle ilgili endişe duyması, beni düşünmesi kötü bir şey miydi? Hatta yasak mı olmalıydı? Cevabın hayır olduğunu biliyordum. Bu düzende çocuklara çok söz hakkı verildiği söylenemezdi. Eğer ben onlardan biri olsaydım bu evde yaşayamaz, muhtemelen patlardım. Hayal kırıklığı ve yenilmişlik duygusuyla başını eğmişti. Nasıl sabrettiklerini merak etmiştim. Ona karşı çok sempati duyuyor ama belli edemiyordum. Ona karşı artık buz gibi soğuk olmam gerekiyordu. Bu benim, içimde gittikçe daha çok parçalanmama sebep oluyordu. En çok bu yıkıyordu aslında beni. Bu durum, onun için bir dönemin sonu gibiydi. Artık tek başına ayakta durmayı öğrenmek zorundaydı; güçlenip, büyüyüp, benim ilgime bağımlı olmamalıydı. Bunun farkına varmıştı artık. Ona soğuk davrandığım zamanların çoğunda olduğu gibi gözyaşlarıyla mücadele etti. Ağlamayacaktı. Ağabeylerinden birinin kollarında rahatlık buldu.
6 Çocuklar bana suçlayıcı gözlerle baktıklarında geri bakmaya cesaretim yoktu, olmayacaktı. O gözlerin delici bakışları beni, bıçakların yaralayabileceğinden çok daha derin yaralamıştı. Bu yaralarımın iyileşip iyileşmeyeceğini zaman gösterecekti. Evden çıktığımızda derin düşüncelere ve suçluluk duygusuna kapılmıştım. Olacakları daha önceden düşünmüş olmama rağmen değişik düşünceler yaşıyordum. Birlikte hiç alışkın olmadığımız bir sessizlik içinde sokaktan aşağı yürüdük. İhtiyar ın sessizliğinin altında yatanı tahmin edemiyordum. Üzerinde yürüdüğüm bu yollar, onlarla tanışalı yıllar olmuştu, beni bir yabancı gibi karşıladı. Kendi kendime bu sokaklarda yaşamış olanın ben olmadığımı söyledim. Ben bundan ibaret değildim. Beni bencillikle suçlayabilirlerdi ama ben en özümde bencil olmadığımı biliyordum, kendimi tanımıştım zamanla. Sahi, en son ne zaman kendim için bir şey yapmıştım? Bilmiyordum, hatırlamıyordum. Uzun sessizliğimizi bu soru bozmuştu. Ona bilmediğimi söyledim. Bu cevabı beklermiş gibi bir hali vardı. Uzun sokağı neredeyse hiç konuşmadan ardımızda bıraktığımızda önümüzde bir merdiven çıktı. Bu merdivenden yolum daha önce çok geçmemişti, bu sokakları avcumun içi gibi bilmeme rağmen. Yürüdüğümüz sürede planımızdan bahsetmiyorduk, çünkü sokakların kulağı vardı. Dikkatli olmak zorundaydık. Başkalarından korktuğumuz için değil, sadece eskiden kalma bir tereddütümüz, tedbirimiz vardı. Merdivenden inerken zorlandığını gördüm, içimden yardım etmek geldi ama edemeyeceğimi biliyordum. Yardım etmeye çalışsaydım beni bir eliyle iter ve pis bir bakışla beni olduğum yere mıhlardı. Kimsenin yardımına ihtiyaç duymadığını düşünmeyi severdi. Başkasının ona aksak yürüyüşü nedeniyle acıyıp yardım etmeye çalışması onun içinde yatan genç delikanlı için yıkıcı olurdu. Yaşlandığı doğruydu ama içi az çok aynıydı. Ebedi gençliğinin dizlerinden kaybolması onun kendisinden sakladığı bir sırdı. Ak saçlarının arasındaki siyah saç telleri en büyük anılarıydı. Saçlarının yaşadığı seneleri göstermesini engellemek için kafamdaki görünüşüyle bütünleşmiş şapkasını takardı çünkü kafasının içi benimkinden çok farklı değildi ama artık böyle olması için çok zamanı kalmamıştı. İçinde kalan bu gençliği bana aktarmak istiyordu, henüz zamanı varken. Küçük, yemyeşil bir parka indik. Bu park evime en yakın yeşil alan olabilirdi. Çocukların oyun oynadığı yerin karşısındaki banka oturdum yorgun olmamama rağmen ve onu da yanıma çağırdım çünkü onu bıraksaydım bayılana kadar yürürdü. Oyun oynayan üç çocuktan biri yanlışıkla topu bizim olduğumuz yere atınca çeviklikliğiyle hemen eğilip onlara geri attı. Topu alan çocuk ona teşekkür etti, diğer ikisi de gülümsedi. Bana bizim oğlanların asla bu kadar hatırbilir olmayacağını söyledi. Bunu biliyordum. Sokak serserileri olduklarını da söylemişti. Bu kısmen doğruydu. İşledikleri suçlar yüzünden başım az belaya girmemişti. Ben onlar gibi değildim. Benim bir zamanlar mutlu bir ailem vardı. Şu anki ailem bu ihtiyardı. Kalkıp tekrar yürümeye başladığımızda konuyu açmak için mi yoksa gerçekten merak ettiği için mi bilmediğim sebeple benim için en büyük umutsuzluğu çağrıştıran soruyu sordu:
7 Annen kaybolalı ne kadar oldu? kelimeleri yarama tuz basmıştı. Birkaç yıl. dedim zorlanarak. Birkaç yıl Beni içine düşürüp boğduğu deniz buydu. Birkaç yıl, sonsuzluk, umutsuzluk Gölün kenarına vardığımızda neredeyse bir saat geçmişti. Önce meydana gittik, sonra beni bir dükkanın içine soktu. Beraber bir masaya oturduk. Bir elini omzuma koyarak annemi bulacağımızı söyledi. Beni her seferinde güvenle ve umutla doldurmayı başarıyordu. Artık mahallenin tepesindeki kocaman terk edilmiş evi sahiplenme planımızdan bahsetmemizi bekliyordum. Bu evden daha önce kimseye bahsetmemiştim. Bu ev uzun süredir boş duruyordu. Bizim sokaklar için fazla güzeldi. Bazen evin önünde durup mimarisini hayranlıkla izlerdim. Burada yaşamayı ancak hayal edebilirdim. İhtiyar la ilk defa bu evin önünde tanışmıştık. Bu ev, bizim mahallemize adeta uzaydan gelip konmuş gibiydi. Bu eve sahip olmayı her şeyden çok istiyordum ama sorun şuydu ki, isteyen tek kişi ben değildim. Bu ev, büyük rüyalarımın küçük bir anahtarıydı ama onun anahtarına sahip olmadığım sürece bir işe yaramazdı. Sokaklarda hırsızlara, katillere rastlayabilirdiniz. Sokakta her türlü suçlu sizi bekliyor olabilirdi. Bir de henüz suç işlememiş, suçlu olmak için fazla genç olan, potansiyel suçlular vardı. Bu potansiyel suçlular; çocukluklarından itibaren şiddete, sokağın soğuk yüzüne, bu yaşam tarzına göre yetiştirildikleri için en tehlikelileri olurlardı. Çevrelerine zarar vermeye başlayabilmeleri için zihinsel bir olgunluğa erişmelerine gerek yoktu. İhtiyaç duydukları fiziksel olgunluktu. Bu ev için mücadele ettiğim, hatta bir gün eve dönerken iki genç üyesi tarafından kafama atılan bir taş yüzünden yaralanmıştım, çete suçlulardan oluşuyordu ama evin anahtarına sahip değildiler henüz. İhtiyar, o dükkânda bana anahtara sahip olduğunu söylemişti. Böylesine güzel, heyecanlandırıcı ve gerçekten yüreğimi mutlulukla dolduran bir duyguyu en son ne zaman hissettiğimi hatırlamıyordum. Bunu hiç hissetmemiş de olabilirdim ve hepsini karşımda oturan yaşlı adama borçluydum. Ona teşekkür etmek anlamsızdı çünkü ona asla yeteri kadar teşekkür edemezdim. Ona verebileceğim tek şey arkadaşlığımdı. Ben de ona gülümsedim. Biz konuşurken garson yanımıza geldiğinde İhtiyar onu tersledi ve yan taraftaki dükkana gitmek istediğini söyledi. Bu dükkanda onu rahatsız eden bir şeyler vardı. Sorgulamadan istediğini yaptım. Sokakta da evle ilgili planlarımızdan konuşmaya devam ettik. Diğer dükkana geçip oturduk, İhtiyar iki kahve söyledi. Evin arka balkonundan gölü ve dağları görebilirsin dedi bana fısıltıyla. Kendimi bir saniye o balkonda dururken, manzarayı izlerken, bu hayatta çok zorluk yaşamama rağmen bunları ustalıkla atlattığımı ve daha çok şey başaracağım fikrine kapılmış bir halde hayal ettim. Ona evin içini daha önce hiç görüp görmediğini sordum, bana anılarını anlattı. Birlikte güldük. En sonunda ona evinin nerede olduğunu sorma cüretini kendimde buldum. Rüzgar nereye eserse... Ben özgür bir kuşum. Kafese hapsedilemem! dedi gülerek.
8 Kahvelerimizi içtikten sonra dükkandan çıkarken şaşırtıcı miktarda yüklü bir para bıraktı masaya. Sahilde yürürken bunun nedenini sorduğumda bana Para insanın eline aldığı en kirli şey... Ne kadar temiz olursam o kadar iyi! dedi. Para için değilse neden çalışıyoruz o zaman, diye sordum. Emek. dedi. Bir insan ancak bir işe emek verdiğinde olgunlaşabilir. Benim de ömrümün sonuna kadar çalışmamı istediğini çünkü her zaman öğrenecek yeni bir şeyler olduğunu söyledi. Çalışacağımı söyledim. Yüzü gülüyordu. Keyfi yerine gelmişti. Bir süre yürüdük. Rüzgar esiyordu, hava hafif kapalıydı. Mutluluğumuza rağmen o gün başımıza kötü bir olayın geleceği, balığı yakalamaya çalışırken boğulan martıyı gördüğümde içime doğdu. Buradan sonraki durağımızda, tepede, vurmuştu onu pis bir kurşun, yılların eskitmeye utandığı o gözlerinden. Beni vurması benim için daha merhametli olurdu. Nasıl olduğunu tam olarak hatırlamıyordum. Bayılmıştım. Polis beni karakola götürmüştü. İki memur hatırlıyorum. Adamla kan bağım olup olmadığını sormuşlardı. Olmadığını söylediğim zaman bana garip garip bakıp onun annemin babası yani dedem olduğunu söylemişlerdi. Sokakların gerçekten kulakları vardı, insanların da. İhtiyar ın, dedemin, ilk gittiğimiz dükkanda rahatsız olmasının nedeni buydu. Bunu ona yapanlar bizi sokaklarda takip etmişlerdi. Biz arkadaşlığımız dışında hiçbir şey hissetmemiştik. Garip olan, bir kere bile ona adını sormamıştım onu tanıdığım sürece. Eğer sorsaydım adımın ondan geldiği gerçeğine biraz daha yaklaşabilirdim. O, uzaktan beni koruyup kollamış, Sokak Adamı olmuştu. Cebinden bir kağıt çıkarmışlardı. Mirasını yanında taşıyordu çünkü kanser hastasıydı, kanser bütün vücudunu sarmıştı neredeyse. Bana evini ve parasını bırakmıştı. Benim baktığım beş çocuğa da tüm eğitim masraflarını karşılayacak kadar para bırakmıştı. Özel eşyalarını anneme ve teyzeme vermişti. Bu şekilde annemle kavuşabileceğimizi de planlamış olmalıydı. Dört senedir evime gitmemiştim. Düşünüyorum da eğer kendini bana siper etmeseydi, o soğuk sedyede ben yatıyor olacaktım. O, bundan, kelimeyi söylemekten ne kadar nefret etsem de, ölümden kaçmamıştı. Onu eski bir arkadaş gibi karşılamıştı. Hayatımda tanıdığım en cesur kişiydi. Annemin yokluğunu öğrendiğim zaman evden kaçtığımdan beri, beni daha önce hiç görmemiş olmasına rağmen beni aramaya başlamış işini bırakıp. Kafamdaki tek kahraman figürü odur. Dostum, kurtarıcım, kahramanım, dedem: Sokak Adamı.
9 Öğrencinin Adı Soyadı: Damla Köse Doğum Tarihi: Okulun Adı: Özel MEF Ortaokulu Sınıfı ve Numarası: 8-B Okul Adresi ve Telefon Numarası: MEF Eğitim Kampüsü Ulus Mah. Öztopuz Cad. Leylak Sok Ulus-Beşiktaş-İSTANBUL Ev Adresi: Telefonu: E-posta: damlakose2001@windowslive.com Türkçe Öğretmeninin Adı Soyadı: Osman Tuncer Cep Telefonu: E-posta : tuncero@mef.k12.tr
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
DetaylıO sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç
O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek
DetaylıÜniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken
Engin Deniz İpek 21301292 Üniversite Üzerine Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken formüllerden ya da analitik zekayı çalıştırma bahanesiyle öğrencilerin önüne
DetaylıSevda Üzerine Mektup
1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.
DetaylıKÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU
KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,
DetaylıFK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ
FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor
DetaylıTurkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.
Meraba, Ben Asena Ünğan. 19 yaşındayım. 1-22 Eylül 2016 tarihinde Güney Kore'de, Incheon, Seoul,Jeonju,Gyeonju ve Busan da bulundum. Güney Kore topraklarına sevdam 9 yaşında iken, Taekwondo ile başladı.
DetaylıMelih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıC A NAVA R I N Ç AGR ISI
C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;
DetaylıBaşarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.
Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Sizi tanıyabilirmiyiz? 1953 Söke doğumluyum. Evli, 2
Detaylıde hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu
İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda
DetaylıEvimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım
Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa
DetaylıD Kendiniz hakkındaki düşünceleriniz değişkenlik gösterir mi, yoksa her zaman aynı mıdır?
Adı Soyadı: ROSENBERG BENLİK SAYGISI ÖLÇEĞİ D 1 MADDE 1 1. Kendimi en az diğer insanlar kadar değerli buluyorum. 2. Bazı olumlu özelliklerim olduğunu düşünüyorum. 3. Genelde kendimi başarısız bir kişi
DetaylıBir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak
DetaylıGünler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin
Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.
Detaylızaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,
DetaylıDuygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.
Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.
DetaylıABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.
SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç
DetaylıΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ
ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:
DetaylıHazırlayan: Saide Nur Dikmen
Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu
DetaylıAnneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?
Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil
DetaylıOHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU)
OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU) Samuel Beckett (1981) Türkçesi: Semih Fırıncıoğlu Ohio Doğaçlaması (Ohio Impromptu) ilk kez 9 Mart 1981 de, Ohio State Üniversitesi nin işbirliğiyle, Drake Union, Stadium
DetaylıANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.
ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya
Detaylı3. Genelde kendimi başarısız bir kişi olarak görme eğilimindeyim. 4. Ben de diğer insanların birçoğunun yapabildiği kadar bir şeyler yapabilirim.
ROSENBERG BENLİK SAYGISI ÖLÇEĞİ Aşağıdaki cümleleri okuyarak sizin için uygun olan şıkkı işaretleyiniz 1. Kendimi en az diğer insanlar kadar değerli buluyorum. 2. Bazı olumlu özelliklerim olduğunu düşünüyorum.
DetaylıLanguageCert AÜ TÖMER C1 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1
LanguageCert AÜ TÖMER C1 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 Gözetmen İçin Açıklamalar Sınav Süresi: 13 Dakika G = Gözetmen A = Aday BİRİNCİ BÖLÜM (3 dakika) KAYIT CİHAZINI KONTROL EDİNİZ G: LanguageCert AÜ
Detaylı1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek
1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek İngilizce öğrenilememesinin ilk ve en büyük sebeplerinden birisi, İngilizce öğrenmeyi ders çalışmak olarak görmek. Çoğu zaman İngilizce iş hayatında başarılı
Detaylı6. Sınıf sıfatlar testi testi 1
6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamını sağlayan kelime sıfat değildir? A) Kaç liralık fatura kesilecek? B) Oraya gidip de ne iş yapacaksın? C) Ne kadar güzel konuşuyor
DetaylıKızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri
1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya
DetaylıHerkese Bangkok tan merhabalar,
Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak
DetaylıAtatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı
Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet
DetaylıBilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.
Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz
DetaylıAĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?
AĞIR ÇANTA Fatma o sabah evden çok zor çıktı. Akşam geç yatınca sabah kalkması zor oldu. Daha kahvaltısını yapamadan çıkmak zorunda kaldı evden. Okula geç kalacaktı yoksa. Okul yolunda çantasını taşımakta
DetaylıBir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.
PEPE NİN HİKAYESİ Pepe, herkesin olmak isteyeceği türden bir insandı. Her zaman neşeli olup, her zaman, söyleyeceği pozitif bir şey vardı. Birisi istediğinde hemen gidiyor, daima : Daha iyisi olamaz! diye
DetaylıLesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5
Magozwe Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5 Kalabalık bir şehir olan Nairobi de, sıcak bir yuvası olmayan bir grup evsiz çocuk yaşıyormuş. Her gün onlar için yeni ve bilinmeyen bir
DetaylıESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an
Ece Şenses 21001982 ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an oldu mu hiç? Louvre müzesi benim için tam olarak böyle oldu. Sadece benim
DetaylıBİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK
BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine
DetaylıBir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap
Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.
DetaylıAdministrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 27 Temmuz :46 - Son Güncelleme Cuma, 19 Ağustos :53
Selim Çürükkaya / Yeni yazdığım kitaba bir isim arıyordum. Gece uyumadan önce düşünüyordum. Susmak kelimesi üzerinde yoğunlaşıyordum. Dalmışım Kendimi bir bahçede buldum. Hava sıcaktı; çiçekler açmış,
DetaylıΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:
ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011
DetaylıALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?
ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.
DetaylıISBN : 978-605-65564-3-2
ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ
Detaylıİnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR
İnsan Okur Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 2 Süleyman Bulut İnsan Okur 4 Süleyman Bulut İnsan Okur Süleyman Bulut Ben küçükken, büyükler hep aynı soruyu sorardı: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
DetaylıAİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ
VG&O 0-3 A.A. Vermulst, G. Kroes, R.E. De Meyer & J.W. Veerman AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ 0 İLA 3 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARINA YÖNELİKTİR GENCIN ADI: TEDAVI ŞEKLI: DOLDURMA TARIHI:
DetaylıSevgili dostum, Can dostum,
Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.
DetaylıYALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem
YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için
DetaylıSINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ
SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ ADI SOYADI : SINIFI : CİNSİYET : UYGULAMA TARİHİ : Okuduğunuz cümle sizin için her zaman veya genellikle geçerliyse sağdaki boşluğa " doğru " anlamına gelen D harfinin altına X işareti;
Detaylıedersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları
RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki
DetaylıOkuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası
Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,
DetaylıAdım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi
Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak
DetaylıBirinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.
Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli
DetaylıBir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,
Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.
DetaylıHerkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse
Gösterdim Gördü anlamına gelmez Söyledim Duydu anlamına gelmez Duydu Doğru anladı anlamına gelmez Anladı Hak verdi anlamına gelmez Hak verdi İnandı anlamına gelmez İnandı Uyguladı anlamına gelmez Uyguladı
DetaylıALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM
ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM Bu zamana kadarki okul hayatım boyunca birçok öğretmenim oldu. Şu an düşündüğüm zaman, aslında her birinden bir şeyler öğrendiğimi ve her birinin hayatımın şekillenmesinde azımsanmayacak
DetaylıHazırlayan: Saide Nur Dikmen
Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu
DetaylıÇocuklar İçin Koruyucu Aile Rehberi. Biz Gönüllüyüz Ya Siz?
Çocuklar İçin Koruyucu Aile Rehberi Biz Gönüllüyüz Ya Siz? ÇOCUKLAR İÇİN KORUYUCU AİLE REHBERİ Sevgili arkadaşlarım; bu kitapta koruyucu aile hakkında bilgiler bulunmaktadır. Bu kitap, biz çocukların
DetaylıEskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,
Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için
Detaylı66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi
66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 2019 yılında kendimize daha fazla zaman ayırmak istiyoruz. Fotoğrafla olan iletişimimizi artırmak istiyoruz. Fotoğrafın bir sanat
DetaylıÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ
ADALET ve CESARET ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 24 3 Sertifika no: 14452 Uğurböceği
DetaylıDört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda
Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara
DetaylıDerleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı
Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı DAMLA BÖRTÜCEN Zeytin, rüyasında benekli faresini kaybetti. Cadıya sordu, cadı biz fare yemeyiz ama
DetaylıGüzel Bir Bahar ve İstanbul
Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.
DetaylıANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ
ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal
DetaylıYOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN
YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir
DetaylıSayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz
Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,
DetaylıSINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ YÖNERGE:
SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ YÖNERGE:Okuduğunuz cümle sizin için her zaman veya genellikle geçerliyse, cevap kağıdındaki doğru anlamına gelen ( D ) harfinin üstüne X işareti, her zaman veya genellikle geçerli
DetaylıDersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.
Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan
DetaylıYaşam Tarzınız Daha Fazlası Olacak
Evet sizin için düşündük... Her şeyin Daha sı Yaşam Tarzınız Daha Fazlası Olacak Hızlı bir hayat sürdüğümüz şu dönemlerde artık daha fazlasına ihtiyacınız olduğunu biliyoruz. Paylaşmak, anılar biriktirmek
DetaylıYazan : Osman Batuhan Pekcan. Ülke : FRANSA. Şehir: Paris. Kuruluş : Vir volt. Başlama Tarihi : Bitiş Tarihi :
Yazan : Osman Batuhan Pekcan Ülke : FRANSA Şehir: Paris Kuruluş : Vir volt Başlama Tarihi : 4.7.2017 Bitiş Tarihi : 9.8.2017 E-posta : bat.pekcan@gmail.com Herkese Paris ten selamlar. Dün itibariyle 1
DetaylıKulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.
33 Ders 4 Günah Bir dostunuzun size, içi güzel şeylerle dolu ve bütün bu güzelliklerin tadını çıkarmanız için bir saray verdiğini düşünelim. Buradaki her şey sizindir. Dostunuzun sizden istediği tek şey,
DetaylıÖzgüven Gelişiminde Anne Baba Rolü
Özgüven Gelişiminde Anne Baba Rolü Çocukların kendilerini güvenle ifade edebilmeyi öğrenmeleri için toplumda yerleşmiş bir kanı olan uslu çocuk iyi çocuk yorumunu değiştirmek gerekir. Özgüven eğitimi konusunda
DetaylıHiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;
Hisler körelir. Köreldikçe naçiz vücutta dans etmeye kalkışan ruhun etrafı kötülüğün demirden dikenleriyle çevrelenir. Her bir diken yastır ve mutluluğun katline en vefasız şekilde, acımasızca mührünü
DetaylıKahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi
Technical Assistance for Promoting Registered Employment Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. This project
Detaylıtellidetay.wordpres.com
Peşin Alınmış Ücret Gecenin oldukça ilerlemiş bir vaktinde özel bir kliniğin önünde duran taksiden üç kişi indi. Şoför yarı baygın yaşlıca bir adamın bir koluna aynı yaşlarda görünen hanımı ise diğer koluna
DetaylıBir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$
ilk yar'larımızın değerli dostları, çoktandır ekteki yazıyı tutuyordum, yeni gönüllülerimizin kaçırmaması gereken bir yazı... Sevgili İbrahim'i daha önceki yazılarından tanıyanlar ekteki coşkuyu çok güzel
Detaylı22.05.2014 Perşembe İzmir Gündemi
22.05.2014 Perşembe İzmir Gündemi GÜNAH KEÇİSİ BULUNDU! Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tancan Uysal, Soma daki kömür faciası hakkında çok tartışılacak bir yazı kaleme aldı.
DetaylıBuranoVenedik denince akla ilk
Rengarenk Bir Ada BuranoVenedik denince akla ilk gelen aslında kanallar, gondollar ve maske festivali oluyor. Pek bilinmese de Venedik kendi içinde eşsiz bir görselliğe sahip Burano Adası nı da kapsıyor.
DetaylıCemil Kara. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 13.4.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıYİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.
İÇİNDEKİLER Yine Yeni Komşular 7 Korsanlar Ninjalara Karşı 11 Akari 21 Tükürme Yarışı 31 Mahallede Huzursuzluk 39 Korsanların Yasaları 49 Yemek Çubukları ve Terli Ayaklar 56 Korsan Atlet 68 Titanların
Detaylıxxxxxxx ÖĞRENME RİSK FAKTÖRLERİ RAPORU
xxxxxxx ÖĞRENME RİSK FAKTÖRLERİ RAPORU Test, Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın tarafından geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz. OKUL EV VE AİLE KİŞİSEL ÖĞRENME
Detaylı23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına
23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına Bodrum da 3 yıl önce kaptanlığa başlayan Gül Yavuz, 23 yıl yazılım sektöründe çalıştıktan sonra nasıl yat kaptanı olduğunu ve denizlerde kadın kaptan olmanın
DetaylıRukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5
Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.
DetaylıRehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Biraz düşünelim... Alışverişe gittiniz; her zaman akıllı ve anlayışlı olan oğlunuz istediği oyuncağı alamayacağınızı söylediğinizde
DetaylıCümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.
ZAMİR (ADIL) Kitapları dolabın diğer rafına koyalım. Bunları dolabın diğer rafına koyalım. Yukarıdaki cümlelerde koyu yazılmış sözcükleri inceleyelim: ilk cümlede "kitap" sözcüğü bir varlığı kar şıladığından
DetaylıPirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan
1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında
Detaylı02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş HOŞGELDİNİZ. Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT)
02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş ljelinek@uke.de HOŞGELDİNİZ Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT) D-MCT: Uzay Pozisyonu Günün Konusu Davranış Hafıza Depresyon Denken Duyguların
DetaylıPırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan;
Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen insanların kullandığı yoldan; yemyeşil ağaçların rüzgar ile savrulan dallarından çıkan sesin dalga
DetaylıMUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN
MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri büyük yazılır. Cesur Yumak Nevşehir Japon Azerbaycan Ağrı Dağı Anıtkabir Cümleler her zaman büyük
DetaylıMUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN
MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri
DetaylıLanguageCert AÜ TÖMER B1 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1
LanguageCert AÜ TÖMER B1 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 özetmen için açıklamalar KAYIT CİHAZINIZI KONTROL EDİNİZ Sınav süresi : 12 dakika A = Aday Birinci Bölüm Süre: 3 dakika = özetmen A A :LanguageCert
DetaylıCadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.
MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi
DetaylıHaydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır
1. Bölüm Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır Savaşı nın hikâyesidir. Diğer adıyla ona Akşam Yemeği Savaşları da diyebiliriz. Aslında Hayalet Avcıları III de diyebiliriz, ama açıkçası
DetaylıJiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.
Çeviri Deniz Hüsrev Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. 5 6 BİRİNCİ BÖLÜM Hayatınızı elinizden alınıp klozete atılmış, ardından da üzerine
DetaylıBu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!
Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum! Televizyon programına konuk olarak çağırılmıştım. Bir gün içerisinde
DetaylıTEHLİKELİ YOLCULUKLAR
TEHLİKELİ YOLCULUKLAR Maun masanın sahibi, ciddi bakışlarını üstümden çekmiyordu. O izin verse ben de gözümden birkaç damla yaş çıkmasına izin verecektim. Doktorumun karşısında oturmuş, son sözlerini kavramaya
DetaylıGeç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin
Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz
DetaylıMutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com
Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com Emrah & Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Adı-Soyadı:... yalancı
DetaylıEvren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası
Monet, 1873 Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Zaman, çiçeği burnunda bir öğle vakti. Saçaklı bir güneş, taç yaprak beyazı bulutların arasından geçip cömertçe merhametini sunuyor bizlere. Çiçekli bir
DetaylıSINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ
SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ Adı, soyadı... : Sınıfı... : Tarih :.../.../2015 YÖNERGE: Okuduğunuz cümle sizin için her zaman veya genellikle geçerliyse sağdaki boşluğa " doğru " anlamına gelen D harfinin altına
DetaylıYönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:08
Söz Dinlemeyen Çocuklara Nasıl Yardımcı Olunmalıdır? Çocuklarda zaman zaman anne-babalarının sözünü dinlememe kendi bildiklerini okuma davranışları görülebiliyor. Bu söz dinlememe durumu ile anne-babalar
Detaylı