Life Shop Cumhuriyet Bayramı. Kültür Sanat Astroloji. Röportajlar. Tarihte Ekim Ayı. Gaziantep. Teknolojik Yenilikler.

Transkript

1 Röportajlar Ersen Dadaşlar Uğur Gündoğan Cenk Erdem Çılgın Tasarım Fırtınası dı: a t s Ü n i Türküler taş r E t e ş Ne Gelişen şehir: Gaziantep B El ve Ayak ülleri m r o F m ı ak Kültür Sanat Astroloji Tarihte Ekim Ayı Tiyatro Ve Sanat İAD G Ü T le İ i t e v a D Leziz Life Shop Cumhuriyet Bayramı ISSN Kız çocuklarının Erken Seksüalizasyonu Teknolojik Yenilikler

2

3

4 Meyhanemiz... Tıpkı adı gibi herşeyiyle bize ait bir mekan.üstelik ayrıcalık insan olmaktır der gibi zekice hazırlanmış bir logosu var ki adeta ders verir nitelikte. Yeni Rakı ambleminin sigara kısmını çıkartıp beylerin karşısına bir de hanımefendi ekleyerek alkışlanmayı hak ediyor. Mimarisi öyle nüanslarla hazırlanmış ki hem yormuyor hem alıp götürüyor insanı Ege nin sonsuz maviliklerine... MEYHANEMİZ Güvenler mahallesi. Güneş sokak 4/8, Ankara Tel:

5 Önce sıcak bir karşılamayla yerlerinize buyur ediliyorsunuz. Tüm mekanın etrafında yer alan binbir çeşit çiçeğin kokusuyla harmanlanıyor ruhunuz. Duvarlara anlam katan eskinin eskimeyen yıldızlarının fotoğraflarına bakmaktan alamıyorsunuz gözlerinizi. İçeri doğru baktıkça onlarca antika objenin itina ile sergilendiğini farkediyorsunuz. Ardından tam anlamıyla bir lezzet şöleni başlıyor masanızda. Sahanda kekikli ahtapot ve yaprak ciğer kelimelerle ifade edilemeyecek kadar enfes. Yerken nefes bile almıyor insan. Daha bu tatların şokunu atlatamamışken Girit mezesi beliriveriyor karşınızda. Daha başka ne olabilir ki dediğiniz o an kırmızı toz biberle ve kırmızı soğanla bezenmiş fava size Meyhanemiz in en büyük ayrıcalığının bitmeyen tatlar rüyası olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Evinizin bahçesinde bir ağırlanma istiyorsanız yahut ağırlamak doğru yerdesiniz demektir. Çünkü burada evinizdesiniz... Meyhanemizdesiniz...

6

7

8 doğada ve heryerde.. İSTANBUL-ADALAR-MÜZELER-SHAMAN DANS TİYATRO GÖSTERİSİ YARIM PANSİYON EKİM 1 GECE 2 GÜN GEZİ ÜCRETİ: 280,00 TL 05 Ekim 2012 CUMA Akşamı Saat 23:30 da Sıhhiye Sezenler Sokak Atatürk AMASYA-BORABAY GÖLÜ-TOKAT GEZİSİ YARIM PANSİYON EKİM 1 GECE 2 GÜN GEZİ ÜCRETİ : 225,00TL 06 Ekim 2012 Cumartesi sabah saat da Sıhhiye sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket AMASRA GEZİSİ GÜNÜBİRLİK - 07 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 85,00TL 07 Ekim 2012 Pazar sabah saat da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket KALECİK GEZİSİ GÜNÜBİRLİK 07 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 70,00TL 07 Ekim 2012 Pazar sabah saat da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket KAPADOKYA GEZİSİ YARIM PANSİYON EKİM 1 GECE 2 GÜN GEZİ ÜCRETİ: 210,00TL 13 Ekim 2012 Cumartesi sabah saat da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket POLANEZKÖY-ŞİLE-AĞVA-KERPE GEZİSİ YARIM PANSİYON EKİM 1 GECE 2 GÜN GEZİ ÜCRETİ: 225,00TL 13 Ekim 2012 Cumartesi sabah saat da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket ERFELEK ŞELALELERİ-SİNOP GEZİSİ YARIM PANSİYON EKİM 1 GECE 2 GÜN GEZİ ÜCRETİ: 225,00TL 12 Ekim 2012 Cuma Akşamı saat da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket DÜZCE, KONURALP-SAMANDARE-GÜZELDERE ŞE- LALESİ-EFTENİ GÖLÜ GEZİSİ GÜNÜBİRLİK 14 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 85,00TL 14 Ekim 2012 Pazar sabah saat da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket YEDİGÖLLER GEZİSİ GÜNÜBİRLİK 21 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 80,00TL 21 Ekim 2012 Pazar sabah saat da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket YEDİGÖLLER GEZİSİ GÜNÜBİRLİK 14 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 80,00TL 14 Ekim 2012 Pazar sabah saat da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket ESKİŞEHİR GEZİSİ GÜNÜBİRLİK 21 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 90,00TL 21 Ekim 2012 Pazar sabah saat da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket Kayıt No: 6521

9

10 15 yıllık tecrübemizle hayallerinizi gerçekleştiriyoruz...

11 Üretici firma olarak hafif çelik villa üretimlermizi m² / yıl kapasiteye ile 5 kıtaya ihraç ediyoruz. Ayrıca okullar, hastaneler, kooperatif ve toplu projeler ile de kaliteli hizmetler sunuyoruz. Ceyhun Atuf Kansu Caddesi Beycanoğlu İş Merkezi A-2 Blok 104/28 Kat:7 Öveçler/Ankara Telefon: Fax: sarpvilla@sarpvilla.com.tr Fabrika Modern Keresteciler Sanayi Sitesi Adnan Menderes Bulvarı No:8 Saray/Ankara

12

13

14 Çayyolu Life Ailesine Hoşgeldiniz... ÇAYYOLU LİFE YIL:3 SAYI:26 EKİM-2012 YAYINCI ÇAYYOLU LİFE MEDYA PAZARLAMA SAHİBİ VE SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ N.GÜVEN GÜNGÖR HUKUK DANIŞMANI ERTAN SÜTÇÜ SANAT DANIŞMANI M.OKAN KILAN GRAFİK TASARIM VE MİZANPAJ ÖZÜM BEGÜM ERCAN EMİNCAN BİLGE TANITIM VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜ GAYE ÖZUĞUR (Editör) REKLAM SORUMLULARI HANDE SAY EZGİ BAKAN ADVENTURER Ş.GÜROL GÜNGÖR DENİZ AUDRICK editörden... Gaye ÖZUĞUR Dopdolu bir Ekim sayısıyla yine karşınızdayız. Bu ay yine birbirinden özel konukları ağırladık. Kapak güzelimiz manken ve oyuncu Sahra Çisil Erdemir. Ekim sayımızın kapak çekimlerini, Türkiye'nin 3. büyük Cast Ajansı olan Maydonoz Ajansın değerli katkılarıyla Ankara'nın en nezih alışveriş merkezi olan Panora Avm'de siz değerli Çayyolu Life okurları için gerçekleştirdik. Kendi tarzını yaratmak isteyen kadınlara tavsiyem Nuyell Boutique'yi görmeden bu sonbahar kesinlikle alışverişe çıkmamaları.yaklaşan Kurban Bayramını güzel bir tatile dönüştürmek isteyenler için de sizleri Frekans Turizmin hem konforlu hem ekonomik turlarına katılmaya davet ediyorum. Ve şimdi sizleri başta moda, saç dizaynları, makyajın püf noktaları, leziz yemek tarifleri ve çok daha fazlası için Çayyolu Life'ın büyülü dünyasıyla başbaşa bırakıyorum. GÖRSEL EDİTÖRLER İLYAS KARATEKİN - İREM TAŞTAN KATKIDA BULUNANLAR GÜHER KILLIOĞLU (Moda Editörü) GÖRKEM AKBULUT - GÜLER KARAKURUMER AYŞE PARLAR - ERDOĞAN MUNGAN YASEMİN YELKEN - NEŞE ERAT BERİL KÜÇÜKOVA - BURCU SALTOĞLU CANAN NERGİZOĞLU - ALEWNDRA GODINA YAYIN MERKEZİ REŞİT GALİP CAD. HAZAN SOKAK. 7/1 G.O.P.-ANKARA İSTANBUL İRTİBAT BÜROSU HAKAN TANKA BEŞYOL MAH. E5 YAN YOL CAMİ SOK. NO:24/1 SEFAKÖY-FLORYA-İSTANBUL EGE İRTİBAT BÜROSU MUSTAFA HOROZ MİTHATPAŞA CAD. AYDINLAR SİTESİ C BLOK 350/20 - NARLIDERE-İZMİR FAKS: KANADA İRTİBAT BÜROSU BEDİRHAN ÖZDEMİR - ÇAĞATAY ÖZDEMİR 129 CHALFIELD LANE MISISSAUGA ONTORIO L4Z1K8 CANADA (1647) (1416) BASKI-CİLT PELİN OFSET TİPO MATB. SAN VE TİC. LTD. ŞTİ. Tel: DAĞITIM TRANSNET - EUROPOST ELEKTRONİK POSTA info@cayyolulife.com.tr - cayyolulife@gmail.com AYLIK, YEREL SÜRELİ YAYIN Ücretsiz ISSN: Dergi içerisinde yayımlanan yazıların doğruluğu ve sorumluluğu yazarlara aittir Baskı Tarihi: Ekim 2012 BEN SENİ HERŞEYİNLE VE HİÇBİR ŞEYİNLE SEVDİM Bir şarkı çalıyor radyoda. Kıraç tan Sevgilim.. Farkına varıyorum ki şarkının içerisinde bir yerde geziniyorum seninle.. Ağlayan kemanın sardığı hasretle süzülüyor göz yaşlarım.. Kalbimde bir sızı beliriyor inceden.. Sözlerine kulak veriyorum.. Ve nakaratı bir anda titretiyor içimi.. Sevgilim kanma gözyaşlarıma Bakma sen şarkılarıma Sakın inanma Git artık buradan, buradan uzaklaş Bir daha bana uğrama, yaklaşma hakkın yok buna Tanrım! Diyorum. Bu nasıl bir gidiş.. Nasıl bir terk ediş Nasıl yazılır böyle bir şarkı.. Üstelik adı Sevgilim.. Sonra seni hatırlıyorum yeniden.. Ve anlamaya başlıyorum.. Severek gitmek bu diyorum işte.. Hak etmediğini bilmek ve utançla gitmek bu işte.. Devam ediyorum dinlemeye şarkıyı tekrar ve tekrar.. Bir öfke beliriyor içimde ansızın.. Bu nasıl sevmek diye söyleniyorum. Bahanelerin ardına düşen bir şey nasıl sevgi olur diye hiddetleniyorum.. O an başımda korkunç bir ağrı beliriyor. Ve gözlerimde sağanak bir yağmur tam da sonbaharda.. İçimde ki kışa kulak kabartıyorum.. İçimde düşen yaprakların sesini dinliyorum usulca.. Hep böyle olur zaten diyorum.. Ya anlamazlar ya hak etmezler.. Elini uzatırsın tüm sıcaklığınla, kolunu iade eder sana paramparça.. Gözünün o ışıl ışıl feriyle bakarsın kocaman bir aşkla, kornealarını zedelercesine ağlatıverir seni Sesini sessizliğine kurban eder.. Öyle berbat hissedersin ki insan olmayı başaramamışların içinde insanca yaşamaya çalıştığına da insan olmayı başardığına da lanet edersin.. Hasrete, aşka lanet edersin.. Uykularında terk eder seni.. Sanki suçun varmış gibi.. Aynada karşılaştığın insanı tanımaz olursun bir süre sonra.. Ses tonunda ki tınıyı yadırgamaya başlarsın.. Kulakların duymak istemez kendi sesini.. En lazım olduğu zamanda çalışsın istediğin beynin sana inat durmaz olur.. Düşünceler sarar dört bir yanını Hani oluşsun diye asırlar harcadığın o güven duygusu var ya.. Temeli çürük bir inşaat gibi çöker tepene.. Hem de sen içindeyken.. Örtünürsün ısınamazsın.. İçin titrer.. Nefes almak istersin pencereler yetmez.. Boğazında kocaman bir yumruyla çırpınır durursun çaresizce.. Ruhunu geride bırakıp uzaklaşmak istersin bilinmezliklere.. Faydasızca aldığın nefes, yaşamak oluverir bir anda.. Tüm bu çırpınışlarda bile haddini bilmez yüreğin.. Aldırmaz çığlıklarına.. Umursamaz gülümseme masken altında ki göz yaşlarına.. Çünkü yüreğin yaşamın gailesine harcatmaz içinde barındırdığı sevgiyi.. Son atışlarına dek savunur asilce.. Haykırır içten içe sana.. Her ne olursa olsun sen beni bozmayacaksın der.. Ve ekler.. Hayatı bu kadar derin yaşama.. Bırak kırsınlar beni.. Ben her şeye herkese inat atmıyor muyum sonuçta.. Yarını garanti olmayan bir hayatta pişmanlıklar sarmasın sırça köşkünü diyerek devam eder seninle konuşmaya.. Kime kırıldınsa affet, kimi özledinse git bul.. Sımsıkı sarıl.. Ve gece yine karanlığa inat fısılda bana.. Ben hakkını vere vere sevdim yüreğim.. Bırakmadım hoyratça yarınlara.. Ve gitme vakti geldiğinde sadece seni aldım yanıma.. Çünkü sen benim batan gemilerimle sevdiğim okyanusumsun.. Ve sen yüreğim.. Sen benim en büyük zenginliğimsin Sonunda tüm acının arasında hafif bir gülümsemeyle huzurun esintisi çarpıverir yüzüne.. Şimdi fonda bu şarkıyla yüreğinizin hikayesine kulak verin.. Ve zamanı, sizi bekleyen bir araç gibi görmekten vazgeçip kendi hikayenizin kahramanına gülümseyin.. Her şeyiyle ve Hiçbir şeyiyle sevdiğimiz kahramanlara

15

16 içindekiler

17 Sahra Çisil Erdemir Röportajı Türkiye yi Uyandıran Adam Evlendi! Aşk Masalında Mutlu Son... Mutlu Sona Bir Kala... Çocuklar Yeni Döneme Mutlu Yaşam ile Başladı. Ersen Dadaşlar Röportajı Leziz TÜGİAD Daveti Uğur Gündoğan Röportajı Cenk Erdem Röportajı Sen Allah ın bir lütfusun Ebru Gündeş! Türkülerin Üstadına Veda: Neşet Ertaş El ve Ayak Bakım Formülleri Life Shop Saç Modası 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun! Kız Çocuklarının Erken Seksüalizasyonu Teknolojik Yenilikler Gelişen Şehrimiz Gaziantep Tiyatro Ve Sanat

18 "Küçük Şeyler" Üçüncü Hata: Karşımızdaki Kişiye Göre Değerlere Uymak Prof. Dr. Üstün Dökmen Bazı değerlere uyup uymama konusunda ölçütümüz, karşımızdaki kişidir. Örneğin fiziksel açıdan ve statü açısından bizden güçlü kişilere saygılı davranırız. Güçlü bulmadığımız kişiler karşısında ise saygılı davranmayız, davranışlarımızı kontrol etme ihtiyacı duymayız. Oysa, renkleri, cinsiyetleri, yaşları, statüleri ne olursa olsun, tüm insanların onurlan eşittir. Bu yüzden ayırım gözetmeden hepsine saygılı davranmalıyız. İnsanların Onurları Eşittir İnsanoğlu bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor. İşte bu beni üzüyor. Sokakta herhangi birilerini durdurup İnsanlara saygılı mısınız? diye sorarsanız, hemen hepsi Evet der. Ama bu evetçilerin birisi amirdir, hata yapan elemanını azarlar; birisi öğretmendir, ödevini yapmayan öğrenciye bağırır; diğeri hekimdir, köylüye sen der,şehirliye siz ; bir diğeri polistir, hırsıza hakaret eder. Her ne kadar insana saygılı olduklarını iddia etseler de, bu amir, bu öğretmen, bu hekim, bu polis insana saygılı değildir. Çünkü: Kişiyi ve hatalı davranışını ayırmak zorundasınız. Hatalı davranışını eleştirebilirsiniz, hatta hatalı davranışından ötürü bir yaptırım (müeyyide) uygulayabilirsiniz; fakat kişiyi topyekûn eleştirmeye hakkınız yoktur. Kişiyi topyekûn eleştirmek insana saygısızlıktır, insan onurunu umursamazlıktır. Bir profesörün onuru bir çöpçünün onuruna eşittir; bir kapıcının onuru, bir genel müdürün onuruna, hekimin onuru hastanın, hastabakıcının onuruna eşittir ve bir müfettişin onuru, bir hırsızın onuruna eşittir. İster bir varsayım deyin, ister bir dogma, tüm insanların onurları eşittir bu dünyada.insanların bilgileri, yetkileri statüleri, güçleri farklı farklı olabilir; ancak onurları eşittir. Hiçbir insan, renginden, cinsiyetinden, inançlarından veya hatalı bir davranışından ötürü aşağılanmamalıdır. Bir hırsızın, diyelim ki on davranışı var. Dokuzu iyi, ama onuncu davranışı kötü, hırsızlık yapıyor. Bu onuncu davranış için onu tutuklayabilir, yaptırım uygulayabilirsiniz. Ama onu topyekûn suçlamaya, içinizden geldiği gibi aşağılamaya hakkınız yoktur. Tutukluların, mahkumların hakları vardır; haklarını çiğnerseniz siz de suç işlemiş olursunuz. Bir ülkenin yasalarına göre bir kişiyi idam edeceksiniz diyelim. Bu mahkumu idamdan önce aç bırakmaya veya ona küfür etmeye hakkınız yoktur. O mahkumun onuru, hapishane müdürünün onuruna eşittir; benim onuruma da eşittir. Benim onurum, bir çöpçünün onuruna eşittir. İkimizin bilgisi, yetkisi, statüsü farklıdır. O çöpçü, benim fakülteme gelip ders anlatma yetkisine sahip değildir; ben de sokaktaki çöp bidonunun yerini değiştirme yetkisine sahip değilim. O çöpçü evinin kralıdır. Köyüne gitse, kuyruk olup elini öperler. Ben kendimi ondan üstün göremem. Benim onurum, tuvalet temizleyen bir hanımın onuruna eşittir. O hanım, evine geç gitse, kızı kapıya çıkıp Anne geç kaldın diye yanaklarından öpüyor. Benim kızımın, eşimin yanağını öpmesi, o kızın annesinin yanağını öpmesi veya hırsızlıktan hüküm giymiş bir kadının kızının onun iki yanağından öpmesi aynışeydir; aralarında hiçbir farklılık yoktur. Tüm insanların onurları eşittir. Kızılderili nin ifadesiyle Mitaku Oyasın (Hepimiz hayvanlar ve bitkiler dahil kardeşiz). Bir müfettiş, başlangıçta işini iyi yapabilmek amacıyla ciddi davranıp giderek üstatlarının abartısına kapılarak kendini Olimpos tan inmiş Zeus gibi hissetmeye ve teftiş heyeti başkanından başka dünyada kimseye saygı duymamaya da başlayabilir; ya da ilişkiyi ve işi ayırt edip tüm insanlara saygılı ama işinde objektif olabilir. Kendilerini herkesten üstün görenler, kendi onurlarına onulmaz biçimde hayran olanlar, insan ilişkileri konusunda kendilerini eğitimle geliştirebileceklerine inanmayanlar, bana Küçük Ağaç taki hindiyi hatırlatıyorlar. İlginç bir roman olan Küçük Ağacın Eğitimi *nde Kızılderili dede ve nine ile Küçük Ağaç adlı çocuk arasındaki ilişki anlatılmaktadır. Küçük Ağacın dedesi, giderek derinleşen, üstü dallara örtülü, hindinin boynundan alçak bir tünel kazar, tüneli derin bir çukura bağlar. Toprağın yüzeyinden tünelin içine doğru mısır taneleri serpiştirir. Yaban hindisi başını eğip taneleri yiye yiye tüneli geçer, çukura girer. Başını kaldırır, çukurun üstü açıktır ama çukur derindir. Tek bir çıkış yolu vardır, başını eğip tünelden gerisin geriye gitmek. Ancak hindi başını eğmeyi akıl edemediği için çukurdan çıkamamaktadır. Küçük Ağaç dedesine, Dede, hindi niçin kafasını eğip tünelden dışarı çıkmıyor? diye sorar. Dedesi Yavrum, hindi kendini herkesten üstün gördüğü için, öğrenebileceği yeni birşeyler bulunduğuna inanmadığı için, alçak gönüllülük gösterip başını eğemediği için girdiği çukurdan çıkamıyor der. Çukurlar içinde kalakalma tehlikesi hepimiz için vardır. Ama eğer tüm insanların onurlarının eşit olduğuna inanırsak bu tehlike bizden uzaklaşır. Daha onurlu bir insan olmaya çalışmak yerine, daha bilgili, daha etkili, daha iyimser, daha sevecen olmaya çalışmak, daha akıllıca olsa gerek. Anadolu da Boş başak dik durur derler. * Küçük Ağacın Eğitimi, Forrest Carter, Say Yayınları, 2003 Dolu ve alçakgönüllü bir başak olduğumuzda, yaşam kalitemiz artacaktır. Boş başak dik durur. 16

19

20 Manken ve oyuncu Sahra Çisil ERDEMİR Çayyolu Life okuyucularına ses getirecek çok iddialı açıklamalar yaptı Sahra Çisil Erdemir 18 Röportaj: Gaye Özuğur

21 Kusursuz fiziği ve güzelliği ile dikkatleri üzerine çeken Sahra Çisil ERDEMİR e Türkiye nin en iyi ajanslarından biri olan Maydonoz Ajans la sözleşme yaptığı günden 1 hafta sonra iş teklifleri gelmeye başladı, özel bir tekstil firmasının marka yüzü olan Çisil mankenlik ve oyunculuk mesleklerine hızla giriş yapanlardan. Genellikle mankenlik ve oyunculuk meslekleri için, insanlar güzellik yarışmalarında derece elde ederek hızla giriş yaparlar ama sizde tam tersi olmuş, birazda sizden dinleyelim bu kadar hızla gelişen popülerliğinizi? Modellik mesleğinde arkadaşlarımın ve çevremin yoğun baskısı üzerine girdim gibi klasik bir cümle kurmayacağım :) tamamen kendi isteğim ve kendi aldığım kararla adım attım. Evet güzellik yarışmaları aklımı çelmedi değil ancak en son izlediğim Miss Turkey tam bir hüsran olunca, güzellik yarışmalarına katılmama kararı aldım. Benim için en önemli basamak Maydonoz Ajans la tanışmam ve çalışmaya başlamam oldu. Güzellik yarışmalarına karışı mısınız? Hayır, sadece yeterli bulmuyorum. Seçilen jürilerin gerçekten güzellik derecesinden anlamadığı son yıllarda belli oluyor. Çünkü seçtiğimiz arkadaşlarımız yurt dışında herhangi bir dereceye girmeden geri geldiler. Ve bu büyük bir hayal kırıklığı, ben kişisel olarak değil Türkiye olarak yaklaşıyorum olaya. Güzelliğinizi ve formunuzu nasıl koruyorsunuz? Meyve ve sebze çeşitlerini çok tüketiyorum. Otçulum diyebilirim kendim için. Ve devamlı hareket halindeyim, her gün 2 saatimi spor yaparak geçiriyorum, fırsat bulduğum zaman yüzüyorum ve dans ediyorum. Kalorilerim kalmıyor. Ve iyi dinlendiğimi düşünüyorum. 19

22 Oyunculukla ilgili gelen teklifler var mı peki? Gelen bir iki teklif var, onların üstünde yoğunlaşıyoruz ajansımla birlikte, inşallah sonuç güzel olur bizlerde sizlerle paylaşırız projemizi de. Ama oyunculuk eğitimlerime hala devam etmekteyim. Peki ya özel hayatınız? Oda gayet güzel gidiyor. Bence ben çok şanslıyım o yüzden çok şükrederim Allah a iyi bir sevgilim var, iyi bir ailem, iyi bir ajansım, iyi ve kariyerli işlere giden bir ben var benden öte :) Hem öğrencilik hayatı hem iş hayatı zor olmuyor mu? Bence işin en güzel tarafı bu iş hayatınızda başarıyı yakaladığınızda, öğrenim hayatınız da ona endeksli olarak başarılı olmak zorunda. Bence hepsine eşit düzeyde vakit ayırdığınızda hiçbir sıkıntı çıkmaz. Tembel olmayalım yeter ki 20

23 Makyaj gereklimdir? Bu kadar güzel, sempatik ve pozitif olmayı neye borçlusunuz? Bence yaşadığımız hayat çok kısa, hatalarımız ve pişmanlıklarımız olacaktır illaki, önemli olan biz insanların bunu en aza indirgemesidir bence. Çok güzel birini gördüğünüz zaman tepkiniz ne olur? Hatun güzelmiş. Allah sahibine bağışlasın derim. Çekemediğiniz biri oldu mu hiç? Çekememezlik biraz art niyete giriyor, o yüzden olmadı ama imrendiğim olmuştur. Günümüzde evet. Makyaj da tıpkı biz kadınlara benzer, doğru yaparsanız makyajınızı vezir yapamazsanız rezil olursunuz. O yüzden buradan bütün hemcinslerime bildirmek istiyorum herkes bence makyaj eğitimi almalı ve cildinize doğru makyajı uygulamalısınız. 3 Gerçekleşecek dilek hakkınız olsaydı ne dilerdiniz? Bütün insanlar dürüst, merhametli ve vicdanlı olsunlar. Sinemamı yoksa dizi mi sizi daha çok mutlu eder ya da heyecanlandırır? Oynayacağım karakter çok önemli. Yoksa dizi yada sinema fark etmez benim için. Doğru proje, doğru yapımcı ve doğru yönetmenle çalışmak her şeyden daha çok heyecanlandırır beni. Mankenlik mi yoksa oyunculuk mu? Tabi ki oyuncu olmak istiyorum. Çünkü mankenlik mesleği Türkiye de yurtdışındaki gibi kaliteli bir seviye de değil. Aynı zamanda oyunculuk benim en büyük hayalim. İçtenliğiniz ve samimiyetiniz için Çayyolu life ekibi ve okuyucuları adına teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim Photo & Retouch: İrem Taştan Styling: Güher Kıllıoğlu Mua: Mustafa Cebeci Model: Çisil/ Maydonoz Ajans Backstage: Ilayda Suveren Special thanks to; Asrın Kürk-Deri, Berna Altınok, Panora AVM 21

24 Türkiye yi Uyandıran Adam Evlendi...! Geçtiğimiz Mart ayında, Ankara Rixos Otel de gerçekleşen, Radyo Televizyon Gazetecileri, Medya Oscarları ödül töreninde yılın Radyo Dj i ödülüne layık görülen Özgür Aksuna, 21 Eylül Cuma günü gerçekleşen nikah töreniyle büyük aşkı Suna Karadeli ile hayatını birleştirdi. 22

25 Ankara Bahçelievler Belpa buz pistinde gerçekleşen nikahta Nikah şekeri yerine Pino Kozmetik tarafından hazırlanan rengarenk ojeler dağıtıldı. Nikahın ardından gerçekleşen kokteylde tebrikleri kabul eden çiftin mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Gelinliği davetliler tarafından oldukça beğenilen Suna Karadeli Aksuna güzelliği ve zarafeti ile herkesi büyüledi. 23

26 Kim Demiş Aşk Masallarda Olur Diye Bir masalsı aşk daha mutlu sonla noktalandı. Özcanlar Lastik firmasının Binek Lastikleri Satış Müdürü Oğuzhan Başkan ile geçtiğimiz dönem Demokrat Parti Ankara 2.bölge milletvekili adayı Çiğdem Küçükyılmaz görkemli bir törenle dünya evine girdi. Eryaman Göksu park Ada nikah salonunda gerçekleşen düğün töreninde konuklar adeta şıklık yarışındaydı. Güzelliği ve zarafetiyle göz dolduran gelin hanımın makyajı ünlü makeup artist Carlos Cavalcanti nin, saç dizaynı ise kendine has tarzıyla sıkça ismini duymaya başladığımız Zeki Özben in imzasını taşıyordu. Çiğdem hanımın eski çağların kraliyet mensuplarını anımsatan gelinlik seçimi ve Oğuzhan beyin damatlık konusunda aynı konsepti benimsemesi çiftin birbirleriyle uyumunun en güzel göstergelerinden biriydi. 24

27 Hayatlarından oluşan özel slayt sunumunun ardından, muhteşem bir müzik ve koreografi eşliğinde salona giren çiftin mutluluğu gözlerinden okunuyordu. İlerleyen saatlerde damadın kardeşlerinden Mesut Başkan ın Harmandalı eşliğinde Efe olarak sahnede sergilediği şov ve Cenk Bahadır Başkan ın yaptığı duygusal konuşma misafirlerden büyük alkış aldı. Eğlenceler sabahın ilk ışıklarına kadar coşkuyla devam etti. 25

28 Evlilik Yolunda Atılan İlk Adım Ankara nın tanınmış simalarından işadamı Caner Doğaneli ve esi Nesrin Doğaneli nin kızı Selin Doğanelı ile Avukat Yüksel Özyüksel ve esi Serpil Özyüksel in oğlu Arda Özyüksel, Cumartesi gecesi Ankara da düzenlenen bir bahçe partisinde nişanlandılar. 26

29 Geçtiğimiz sene ortak arkadaşları sayesinde tanışan Selin Doğaneli ve Arda Özyüksel i, hayatlarını birleştirmek üzere atılan bu ilk adımda aileleri ve yakın arkadaşları yalnız bırakmadı. Genç çift evlilik ve balayı için Ekim ayında Amerika ya gidecek. 27

30 Okul Zili Çaldı, Dersler Başladı Eylül 2012 tarihinde Mutlu Yaşam Kolejinde okul açılış törenindeydik. Açılış töreni eski yeni tüm velilerin, konukların, yönetim kurulunun, eğitimcilerin ve öğrencilerin katılımlarıyla okul bahçesinde gerçekleştirildi. Kiminle konuşsak, kime mikrofon uzatsak heyecan doruktaydı. Oryantasyon çalışmalarında şarkılar öğrenen mini mini 1.sınıfların, müzik eşliğinde korodan söylediği şarkılar izleyenlerden tam not aldı. Güne özgü öğretmen, okul aile birliği başkanı ve genel müdür konuşmalarında dikkatimizi çeken herkesin güler yüzlü, mutlu olması ve bunları ifade etmekten duyduğu mutluluktu ve gerçekten görülmeye değerdi. 28

31 2.sınıf korosu şiirler derken komedi dans üçlüsünün gösterisi büyük alkış ve beğeni aldı. Hele hele geçen yıl 1.sınıfta okuyan ve bu yıl 2.sınıfa geçen Gökay Borga ÖZER adlı öğrencinin okula yeni başlayan ve 1.sınıfta okuyacak olan kardeşlerine başarı dilemesi yüzlerdeki tebessümü kat kat artırdı. Güne damgasını; Genel Müdür Güler KARAKURUMER in amaçlarının, ailelerine bağlı özgüveni tam, vatanını milletini bayrağını seven ve sahip çıkan mutlu, başarılı, çağdaş, modern, ATATÜRK cü nesiller yetiştirmektir cümleleri vurdu. Animatörlerle müzik eşliğinde eğlenerek sırasıyla sınıflarına giden öğrencilere ve tüm okula başlayan çocuklarımıza ve ailelerine sağlıklı mutlu ve başarılı yılar diliyoruz. İlköğretim Haftamız Kutlu Olsun 29

32 Gidene Neden Ağlanır? Geçenler aklıma bir soru takıldı. Daha doğrusu yıllardır doğru bildiğimiz bir genelgeçer olgunun doğruluğunu sorgulama ihtiyacı hissettim. Doğruysa da neden ve nasıl doğru. Öyle ki aslında irdeledikçe de içinde bulunduğumuz genel algının bizi geriye götürdüğüne, kendi içimizde özgüven eksikliğine neden olduğu ve sosyal olabilme durumlarını riske attığı kanaatine vardım. Neydi bu genelgeçer görüş. Ah evet, aynen öyle diyeceksiniz. Kaçanın değerli olması, geride kalanın gideni bir türlü unutamaması ya da öyle olduğunu sanması Gidenin ise hayatına kaldığı yerden devam edebilmesi Elbette bu kalmalar, gitmeler farklı şekillerde gerçekleşebiliyor hayatımızda. Mesela hayatındaki insanın kendisinden uzaklaşmasına dahası ayrılıp gitmesine sebep olmak da aslında bir ayrılmadır. Her neyse bu istisnalara hiç girmeden sıradan bir şekilde sıkılmışlıktan ya da yeni insanlar tanıma ihtiyacının verdiği yürek çarpıntısından ansızın ayrılıp gidenler ve geride kalanlar olsun merceğimizdekiler. Bir defa böyle bir durumda kalanın kendini değersiz, ezik bir mahlukat gibi görmesi, öyle hissetmesi gayet normal. Tüm o intikam almaya çalışmalar, giden sevgilinin bir gün ayaklarına kapanacağına ya da işi düşeceğine dayalı çılgın hayaller kurmacalar, kendini hatırlatmaya çalışmalar, başkalarıyla boy göstermeye çalışmalar, daha buna benzer sayabileceğimiz bir dolu çırpınma belirtisi hissedilen bu eziklik duygusundan kaynaklanıyor. Gidene bir lafım yok. Çünkü anlıyorum. İtiraz edecek bir şey de bulamıyorum. Belki de aynı durumda kaldığım içindir bu anlayabilme durumum. Zaten hakikaten söyleyecek bir şey yok. İnsanlar gayet normal olarak başka başka insanlar tanımak, kalbindeki heyecan seviyesini tekrar yükseltmek isteyebilir. Mekan değişikliği bile iyi gelirken bizlere tamamen farklı biriyle girilecek olan maceralı bilinmeyen yol nasıl cazip gelmesin? Tarzımızın, düşünce yapımızın, gezdiğimiz gördüğümüz takıldığımız mekanların bile hayatımızda var olan özel insanla paralel değişip zenginleştiği gerçeğini kabul edersek gayet de çekici olduğu görülebilir. O nedenle( bu bence herkes için geçerli) bir ayağın kapıda olması (elbette ki evlilikler için konuşmuyorum) bir ayağın kapıya yakın durması kötü bir şey değil. Daha doğrusu insan doğası gereği tahmin edilebilir olan bu zaten. Ayrılma olayı da o kapıdan öteki ayağını da çıkarıvermek oluyor işte hepsi bu. Buraya kadar bana kalırsa her şey normal ve insan doğasıyla paralel. Yalnız benim aklıma takılan geride kalan kişinin içine sürüklendiği melankolik durumu. Anlayamadığım için belki de irdeleme gereği duydum. Ve kendimi tatmin emek için cevaplar bulup rahatlamak adına düşündüm. Bir defa ben insanların kendilerine olan sevgisinin hiçbir sevgi tarafından geçilemeyeceği inancındayım. Yani karşındaki senden vazgeçmişse ya bıkmıştır ya da sevmediğine karar vermiştir. Önemli ya da cana acıtıcı olaylar ya da zorunluluklar elbette sözüm dışarı. Peki ben burada kendine aşık, çok seven insanoğluna soruyorum: Senin ta derinlerde kendini her konuda savunan, beğenen, aşık olan bir alt benliğin varken, kendini bu kadar severken nasıl olur da senden sıkılan ya da sevmediğine kadar veren birinin gidişine üzülebilirsin. İşte yanılsamanın ilk belirtileri burada ortaya çıkıyor. Çekilen acının kandırmacadan ibaret olduğu ve saçmalığı kendini mantıksızlığıyla açığa vuruyor. En fazla yaşanılan anlara, anılara, paylaşılan hatıralara üzülünür. O da zaten iki tarafın da anısı ve hayatın gerçeği, tadı, tuzu, yaşanılası olduğu için nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın yaşanıldığına sevinmek gerek diye düşünüyorum. Ayrıca kişinin kendisini de hala sevip özlemekte devam eden kalanlar var. İşte bu noktada en başta belirttiğim eziklik duygusunun verdiği yansımalar devreye giriyor. Yaşanılan eziklik ve aşağılanma duygusu o kadar yoğun ki insanın kendine olan güçlü sevgisiyle içerlerde bir yerlerde çarpışıyor. Bu çarpışma bazen o kadar kuvvetli oluyor ki gidenin değer kazanması çarpışmanın verdiği duygu yoğunluğundan ileri geliyor. Unutulmayan kişinin kendisi değil anlayacağınız çarpışmanın verdiği duygu ağırlığı. Kişinin kendine olan inancı ne kadar kuvvetliyse aslında içindeki kavgası o kadar güçlü oluyor. Nasıl olur, neden soruları yıllar geçse bile hala soruluyor. Yani aslında kişi kendisine üzülüyor, kendisine ağlıyor. Halbuki ayrılma anına geri dönsek belki de o sıkılma ya da sevginin azalması ya da ne bileyim ufak tefek de olsa birkaç konuda aynı noktada durmayı başaramama durumları her iki kişinin de farkındalığındadır. Bir dönem beklenseydi belki de mercek altına aldığımız taraf giden taraf olacaktı. O durumda işler tam tersine dönecek iç savaş başlatacak kişiyle hayatına devam eden kişi yer değiştirmiş olacaktı. Anlık bir rol değişimi kişinin kendisini üzmesine düşüncelere gark etmesine değer mi? Geçmişe takılan, yarını hesaplayan bugünü yaşayamaz. Hayatımızdan insanların gelip geçmesine izin vermeliyiz elbette. Vermeliyiz ki yaşadığımız anın, hayatın bir anlamı, tadı olsun. Fakat onların herhangi bir şekilde hayatımızın amacı olmalarına izin vermemeliyiz. Giden olursa da içimizde ki ezikliğe kulak vermek yerine giden kişi gibi düşünüp başka insanlar tanıyıp hayatımıza yeni tatlar vermeye odaklanmalıyız. Unutmayalım ki bir insanın sizden vazgeçmesi esrarengiz bir olay değil. O kişiyi daha değerli biri yapacak bir şey hiç değil. Çok zorlanırsanız dünya genelinde milyonlarca insanın aynı anda aynı duyguları yaşadığını düşünüp kendinizi rahatlatabilirsiniz. Velhasıl kaçan kovalanır her daim. Fakat bunun nedeni biraz düşünülürse ya da değişkenliği fark edilirse kaçanı kovalamanın da gidene üzülmenin de anlamsızlığı ortaya çıkacak gün gibi. 30

33

34 1950 yılında İstanbul Fatih te dünyaya gelen Ersen Dadaşlar; ilk olarak müzik çalışmalarına amatörce bir müzik öğretmeninden mandolin dersleri alarak başladı. Daha sonra, gitarın yavaş yavaş ülkemize girmesi ile birlikte Fatih Fener de Rum asıllı hocası Koçamedanis ten klasik gitar dersleri almaya başladı. 5-6 sene de klasik keman dersleri aldı.ersen, bir yandan da amatörce şan dersleri alıyor ve sürekli kendini geliştirmeye çalışıyordu yılına gelene kadar birçok ünlü orkestrada çaldı. Bunlar arasında, Milli Orkestra ve Şerif Yüzbaşıoğlu nun Orkestrası da vardı. Önceleri, dans orkestralarında çalan Ersen Dadaşlar, İzmir de bir gece kulübünde Cem Karaca ve Moğollar la tanıştı; diyorum ve sözü kendisine bırakıyorum. Röportaj: Güher Kıllıoğlu 32

35 Sevgili Ersen Dadaşlar; Cem Karaca ve Moğollar ile tanışmak hayatınızda neleri değiştirdi? Hayatınıza yön verme açısından, sizin için bir dönüm noktası diyebilir miyiz? Müzik piyasasına ben hiç bir dem ara vermedim. Gerek manevi gerekse diğer tarzım çalışmlarımı yaptım. Aslında değişen bizler değil, değişen özel televizyonlarla ve radyolarla başlayan ve ne yazık ki değer kalitelerinin düşmesi ile fazla içerisinde olmadık, olmamaya çalıştık Ömrüm şan şöhretle geçti. Yaradanımız bizlere herşeyi nasip etti. Başka ne isterki bir sanatçı böyle bir konumdayken... Asla kırgınlık bilmem ama onlar bana çok kırılmış olabilirler. O da yıllar sonra geçti. Eskiden hiç kimselerin röportaj ve tv programlarına gitmezdim ama ona bakaranız yine seçiciyiz. Herşey okadar kirli ki hele yazılı ve görsel medyamız. Allah sonumuzu hayır etsin Efsaneleşerek bugünlere kadar gelebilmek herkese nasip olmayacak bir ünvan. Siz bunu başarırken efsaneliğin size yüklediği sorumluluğu taşımak, bu noktaya kadar getirmek sizin içinde kolay olmamıştır. Bu konu da neler söyleyeceksiniz? Bizleri yaşarken efsane kılan Türk Halkı na sonsuz teşekkürler. Ahlak ve manevi değerlerin bu denli bozulup kirlendiği şu yıllara bakınca bazen yazık diyorum. Bizler geldik gidiyoruz. Yeni gelecek nesil ve gençlerin ne olacak önemli işte bu. Tek dileğim tüm samimiyetimle söylüyorum; para, pul, şan, şöhret vs. işlerle hiç alakamız yok. Tek derdim var; bizleri seven milyonlaralayık ve gençlere örnek olmak.amaç sadece budur. Hayatımızda başka hiçbir anlamı yoktur. Benim için tek değer; Ülkem, Mustafa Kemal im ve Türkiye Halkıdır. Müzik piyasasına uzunca bir dönem ara verdiniz; bunun sebebi efsaneleşen Ersen Dadaşlar için yeterli dediğiniz noktada oluşunuz muydu yoksa müzik piyasasına olan bir kırgınlığınız mıydı? Moğollar benim hayatımda çok önemli yeri olan bir ekip. Anadolu pop müziğini tanıdım gerçi onlarda hemen hemen aynı dönemde tanıdılar müziğin şeklini. Halk müziğine merak, tabii ki en önemlisi o devirlerdeki görsellik çok önem arz etmişti. Müzik hayatım için o döneme Moğollar benim İlk okulumdu diyebilirim. Moğollar dünyasını rahmetli Cem Baba İle yani Cem Karaca ile İzmir de Numune Pavyon denilen bir gece kulübünde çalışırken tanıdım. Beni çok methetmişler, Burada bir çocuk var dinlemelisiniz diye. Onlarda yeni Altın Mikrofon ile meşhur olmuşlar ama bayağı bir yol almış durumdayken Cem Babayı tanıdım, o gece tanıştık. İstanbul da buluşmak üzere sözleştik. Bu arada dostluk, kardeşlik, abilik ilişkileri büyüdü ve sonrasında Moğollara solist olarak girmem ile başlamış oldu bu serüven. Tabii ki hayatımda yeri çok büyüktür Cem Ustamın. Allah rahmet eylesin Peki bizlerden uzak olduğunuz bu süreç içerisinde neler yaptınız? Ben sevenlerimden uzak olduğum o zamanlarda hele arası Can Tertip konserleri yaptım. Mehmetciğin ayağına gittim yıllarca ve bu tamamen bir hizmetti ve mukaddes bir proje olarak hala anılarımda yeri çok büyüktür bu konserlerin zaten öylesine hit parçalarımız olmuştu ki yer yerinden oynadı senelerce. Hala bizleri efsane kılan, bu duruşumuz, yaptıklarımız ve tabii ki son çalışmalarımızdır. ANADO- LU SEVDAMIZ * ERSEN DADAŞLAR * ALÜVYON * VE ERSEN DADAŞLAR BEST OF 2012 gibi çalışmalar halaçok büyük gündemi tutuyorlar. Ne mutlu ki bizlere sizler varsınız, şükürler olsun Yaradanıma Rock müziğin efsanesi olarak rock müziğe gönül veren sanatçı adaylarına neler söylemek istersiniz? Onlara yol gösterecek önerileriniz neler? Ben bir sanatçı olarak müziğe gönül verenlere ve sanatçı adaylarına tek önerim şu olur; herşeyden önce güzel ahlak, sevgi ve saygılarını hiç kaybetmesinler. Eğer temsilen toplumun önüne geçmişsen, bu mesuliyeti taşımak zorundasındır. Her türlü yüz kızartıcı, ahlaka aykırı, müziği yozlaştırıcı, gelecek nesillere kötü örnek olmak gibi durumlar, halk tarafından hiçbir zaman cezasız kalmıyor. Özel hayatlarına bile fazlası ile dikkat edilmesi gerektiğini söylemek isterim. Bilhassa kötü alışkanlıklardan uzak, müziğin dışında para uğruna yüz kızartıcı işlere kalkıp insanları sömürmemelerini öneririm. Gerçek sanatçı adaylarının güzel bir vasfa sahip olup ondan sonra örnek olacak müzikler yapmalılar. Üç günlük, ne olduğu belli olmayan ama adına müzik denilen şeylerden uzak çalışmalar yapmalarını tavsiye ederim bir büyükleri olarak. Yeni üyeleri ile sizden Ersen ve Dadaşlar grubunu tanıyabilir miyiz? Ersen ve Dadaşlar grup üyeleri; Derya KADAYIFÇI, klavyeler ve gurubun müzik düzenlemelerini yapan aynı zamanda diğer üyelerin lideri ve sözcüsüdür. Saz, cura ve bağlamada Engin Aşfak Gürler, elektro bas da Erdinç Karabay, Gitar elektro da Tolga Kıyak, davul da Eren Değirmenci, perkision da Burak Kamış, solist olarak da ben görev alıyorum yani Ersen Dinleten. Dadaşlar yıllarca soyadım olarak bilinir ama sahne ve müzik adına anılan ismim Ersen Dadaşlar dır. Çok sıkı fanlarım dışında Dinleten soyadımı bilen yok gibidir sanırım. 33

36 Son albümünüz Alüvyon ile ilgili neler söyleyeceksiniz? Ersen Dadaşlar Alüvyon albümü tam akustik çalınan, çağdaş müziğin aynası olarak nitelendirdiğimiz bir albüm. Tüm düzenlemeler Derya Kadayıfçı imzasını taşıyor. Aynı zamanda isim babalığını Cem Yılmaz yaptı. Kalitesi ve anlayışı bakımından öylesine ilgi gördük ki. Tabii ki internet çıkalı albüm satışları bitti. Sanırım belkide sayı ile bile satılmayacak duruma geldi. Indirildiği paylaşıldığı hatta ticari arenada bile çok kullanılan bir yöntem. Ne emeğe ne alın terine ne de kul haklarına sevgi ve saygı yok bu ülkede. Yurtdışında bu gibi davranışlarda bulunsan cinayet işlemişsin gibi yargılanırsın. Maalesef benim cennet ülkem bu konuda da tam cennet. İnşallah dur diyen bir baba yiğit çıkar. Çünkü gerçekten çok yazık Röpotajımıza hazırlanırken Eğer Derya Kadayıfçı olmasaydı bu işe girmezdim. şeklinde bir açıklamanızı gördük. Derya Kadayıfçı bu albüm için sizi nasıl ikna etti? Derya Kadayıfçı benim kardeşimden ötedir. Anadolu rock müziğini çağdaş anlamda ve çağın fazlası ile yakalamamı sağlayan kişidir. Gerçekten onun istek ve arzuları, bana olan sevgisi bu çalışmalarımı yapmama sebep olmuştur. Olmasaydı zaten mümkün değildi hiçbir şey. O benim yüreğim gibidir. Birçok insanın merak ettiği bir soru; Ersen Dadaşlar kendisiyle baş başa kaldığında ne dinler? Hayranı olduğunuz ses ya da sesler var mı? Kendimle başbaşa kaldığımda müziğin her türünü dinliyorum. Sanat müziğini çok seviyorum, halk müziğine aşığım. Latin ve ispanyol müziklerini de çok severim. Şerif Yüzbaşı Orkestrasında özellikle italyan ve ispanyolca şarkılar söylerdim. Odönemde türkçe şarkılar yoktu ki. Mesela ilk bildiğim Adamo heryer de kar var parçası. Onu da çok gençtim konserine gidip orada canlı canlı dinlemiştim. Po caz, klasik caz çok meraklı olduğum tarzlar. Ilk müzik yıllarımda tabii ki o devrin muhteşem rock gruplarını dinlerdim. Pink Floyd, Queen, Beatles, Deep Purple muhteşem müzik gruplarını dinledim yıllarca. Daha neler yok ki ama kalitesi olan müzikleri büyük zevkle dinlerim. Bu güzel sohbet için sonsuz teşekkürler. Son olarak ekelemk istediğiniz birşey var mı? Ne güzel bir isim Çayyolu Life... Bu yolda en güzel ve en derin başarılar sizlerin olsun. Tekrar bir beş çayında, karşılıklı birşey içmek nasip olur inşallah diyelim. Bu güzel mecmuanızda sizlere başarılar diliyorum... Sevgili Derya Kadayıfçı kendinizden biraz bahseder misiniz? Beni Ersen abi yeterince anlatmıştım zaten kısaca müzisyenim aranjorum yapımcıyım insanım bir kalbim var ve ruhumu müziğime yansıtmaya çalışıyorum. Ersen Dadaşlar ile ortaya çıkan başarılı çalışmanız Alüvyon albümü hakkında neler söyleyeceksiniz? Bence Türkiye de son zamanlarda yapılan en başarılı Anadolu rock albümüdür. Gerek Müzikal anlamda gerek icra ve yorumda. Albüm zaten kendini ispat etmiş durumda tüm müzik severlerin alıp dinlemesi gereken hatta müzisyenlerinde biraz ders alması gereken bir albüm kopyala yapıştır kullanılmadan anolog kayıttır. Albüm Türkiye topraklarındaki unutulan kardeşliği bütünlüğü ve yardım severliği anlatmaktadır. Ersen Dadaşlar sizden övgü ile bahsediyor. Bu kardeşliğin dışında, bir efsane ile çalışmak nasıl bir duygu? Ersen abiyle çalışmak büyük onur ve gurur Türkiye de Yasayan tek efsane ve bu gurubun bayrağını taşımak liderliğini yapmak taktir ederdiniz ki hem çok zor hem de gurur verici. Ersen abi benim babam gibidir ellerinden öpüyorum Ersen abimin. Grup olarak konser programlarınız olacak mı? Buradan hayranlarınıza konser müjdesi verebilecek miyiz? Evet yurt dışında turnemiz olacak Fransa, İsviçre, Almanya ve Avusturya yurt içinde de bir çok konserimiz olacaktır. wwwkotraci.com veya www. Studyomrpiano.com adresinden takip edebilirler. Ocak veya Şubat ayında yeni albümümüzle sizlerin karşısında olacağız. 34

37 ANKARA DA KOMŞU RÜZGARI Birbirinden leziz mezeleri ve balıkları damak tadınıza şölen yaşatırken, en güzel Ege ve Yunan müzikleriyle keyifli akşamlarınızın vazgeçilmez adresi olmaya kararlı bir cennet. Kaliteli hizmet anlayışını ve müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutuyor. Güler yüzle karşılandığınız bu mekandan kahkahalar eşliğinde ayrılmamanız neredeyse imkansız. Tüm özel günlerinizi hiç düşünmeden burada gerçekleştirebilirsiniz. Haftanın stresini atmak ve biraz Ege esintisi yaşamak istiyorsanız KOMŞU tek adresiniz olacak. Adres : Farabi Sokak No. 32 Çankaya / Ankara Telefon : +90 (312) Faks : +90 (312)

38 TÜGİAD Davetine İkram Edilen Cağ Kebabı Damga Vurdu..! 19 Eylül de TÜGİAD genel merkezde gerçekleşen üyelerin kaynaşma yemeği renkli görüntülere sahne oldu. Davetlilerin oldukça neşeli bir akşam geçirdiği yemekte ikramların zenginliği ve bahçeye hazırlanmış mangal eşliğinde sunulan Cağ kebabı konukları mest etti. 36

39 VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi Sunar: Mutluluk Fabrikaları Sergisi Ankara da... VitrA ve Türk Serbest Mimarlar Derneği nin işbirliğiyle Şubat ayında İstanbullu sanatseverle buluşan VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi nin ilk sergisi Mutluluk Fabrikaları, 27 Eylül de Ankara da ziyarete açıldı. Mimar Saitali Köknar ın küratörlüğü ve Pelin Derviş in koordinatörlüğüyle düzenlenen sergi, nitelikli kentsel çevre ve nitelikli mimarlık odağında çalışmalar yürüten TSMD Mimarlık Merkezi nde, 9 Kasım a kadar görülebilecek. Sergi, başta alışveriş merkezleri ve ofis binaları olmak üzere, her gün milyonlarca insanın saatlerini geçirdiği ticari yapılardaki gündelik hayatı ve son 10 yıldaki dönüşümü ele alıyor. 14 mimari ekibin araştırma ve yorumları, sergi kapsamında mekana yerleştirilen mobil kutuların içinde sergileniyor yılından bu yana üretilmiş ticari yapılardan oluşan bir seçkiye yer veren kitap da, sergiyle eşzamanlı olarak satışa sunuluyor. VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi nin tartışma platformunu oluşturan, daha önce İstanbul, Kayseri ve İzmir de düzenlenen panel serisi kapsamında ise AVM yatırımcılarını ve mimarlarını bir araya getirecek yuvarlak masa toplantısı, Kasım ayında Ankara da gerçekleştirilecek. vitracagdasmimarlikdizisi.com adresindeki internet sitesinden, proje kapsamındaki etkinliklerle ilgili detaylı bilgiylere ulaşılabiliyor, yayınlar e-kitap formatında temin edilebiliyor. VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi Sunar: Mutluluk Fabrikaları Ticari Yapılar Üzerine Bir Sergi 27 Eylül - 9 Kasım 2012 TSMD Mimarlık Merkezi Dumlupınar Bulvarı, Eskişehir Yolu 7. km Sokak Kentpark AVM Arka Cephesi Pazar hariç her gün 10:00-19:00 saatleri arasında. 37

40 Nuyell Boutique le farkınız tarzınız olacak.. NUYELL BOUTIQUE TARZIYLA FARK YARATMAK İSTEYENLERİN TEK ADRESİ ANKARA DA. PEKİ BU SI- RADANLIKTAN SIYRILMIŞ GÜZEL BUTİĞİN ARKASINDA Kİ BAŞARILI İSİM KİM DİYE MERAK EDENLERİ FAZLA BEKLETMEDEN SÖYLEYELİM. BU İSİM AYLİN SAYAR KÜÇÜKOĞLU NDAN BAŞKASI DEĞİL. ŞİMDİ BU BAŞARILI GENÇ İŞ KADININI TANIYALIM İSTERSENİZ. EVET AYLİN HANIM SÖZ SİZDE. BİZE KISACA KENDİ- NİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ? Kendisiyle yarışmaktan hoşlanan ve hedeflerine ulaşma azmiyle yaşayan biriyim. Yeniliklere açık, pozitif enerjiye ve başarmaya kodluyum. İşim dışında ailemle ve dostlarımla zaman geçirmeyi ve paylaşmayı severim. NUYELL İLK İŞİNİZ DEĞİL SANIYORUM. İŞ HAYATINIZ HAKKINDA BİZE BİRAZ BİLGİ VERİR MİSİNİZ? On yedi senedir aktif ticaret hayatının içindeyim. Doğal olarak da giyimine önem veren biriyim. Giyim konusunda modanın yanında kendi tarzımı da yansıtmaktan hoşlanırım. Bir bayan olarak bu konuda çok zaman kendimi kısıtlı hissetmişimdir. NUYELL BOUTIQUE işte bu düşünceyle hayat buldu... Yıllara dayanan ticari tecrübemi bir keyif mekanına döndürme projesiyle başladım bu işe. AVM mağazalarının tekdüzeliğinden sıkılmış, klasik marka kültürü dışında kendi tarzını oluşturmak isteyen hanımlar için kollarımızı sıvadık ve yeni bir butik tarzı konsepti hazırladık. Tabi ki hedeflerimiz var,amacımız NUYELL BOUTIQUE i zincir haline getirmek ama tarzını ve atmosferini bozmadan... OKURLARIMIZI AYDINLATMAK ADINA NUYELL İN HANGİ TARZ GİYİME DAHA YAKIN OLDUĞUNU SO- RARSAM NE DERSİNİZ? Butiğimizde her tarz ürün var. İş kıyafetlerinden spor kıyafetlerine; gündelik kıyafetler dışında özel gün ve gecelerdeki abiyelere kadar yaşamın her anında kendileri rahat, şık ve özel hissedecekleri koleksiyonlar sunuyoruz. Bizim en büyük özelliğimiz bu ürünlerden bir ya da iki tane olması yani pişti yok :)) BURADA ÇOK ÖZEL TASARIMLAR GÖRÜYORUM. BİR- LİKTE ÇALIŞTIĞINIZ MODACILAR MI VAR YOKSA KENDİNİZ Mİ GİDİP BULUYORSUNUZ BU ÜRÜNLERİ? NUYELL NEDEN BİR AVM BÜNYESİNDE DEĞİL? NUYELL in yer seçiminde AVM ortamlarından çok, rahat ve keyifli mekan araştırdık. Otopark problemi olmayan, kalabalıktan uzak, tam bir huzur ve keyif ortamı olalım istedik. Hanımların VIP servis alabileceği, alışverişin tadını aldıktan sonra eğlenceli bir mola verebilecekleri bir ortamında oluşturduk sanıyorum. Çünkü şu ana kadar çok olumlu tepkiler aldık ve almaya devam ediyoruz. Bu da bizim doğru yolda ilerlediğimizi gösteriyor. SİZ OLDUKÇA GÜZEL VE KENDİNE HAS TARZI OLAN KIYAFET SEÇİMLERİ YAPIYORSUNUZ. KIYAFET SE- ÇİMLERİNİZİ NE BELİRLİYOR? Giyim tarzı aslında kişilerin kendini ifade etme şeklidir. Enerjisine inandığım kıyafetleri tercih ederim. Giyim tarzımı rahatlık, şıklık ve yeniliklere açık diye tanımlayabiliriz. Moda çizgileri önemli ama kendimi rahat hissetmediğim hiçbir kıyafetin içinde de olmak istemem. Tabi bir de herkesle aynı format içinde olmayı... TARZINIZI OLUŞTURURKEN NEDEN İLHAM ALIYOR- SUNUZ? Güzel ve kendine özgü her şeyden ilham alırım. Bence herkesin yaptığı bir şeyi sizde yapabilirsiniz ama bir farkınız olmalı, aslında hiç olmayan bir şeyi bulmaktan daha önemli olan var olanda farklılık yakalayabilmektir. Ben özellikle böyle şeylerden daha fazla etkileniyorum. BU KEYİFLİ SOHBET İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYO- RUM. SON OLARAK NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? NUYELL de yer alan ürünler aslında kendi tarzını farkını yansıtmayı isteyen bütün hanımlara hitap ediyor. Keyifle alışveriş yapmak isteyen herkes bence NUYELL i ziyaret etmeli... Özgür Masur un Ankara da çalıştığı tek butiğiz. Hem hotcoture hem de soul grubunun ürün çeşitlerini bizde bulmanız mümkün. Bunun dışında Simay Bülbül ve Süleyman Demirel ve bazı genç modacılarında tasarımlarını bizde bulabilirsiniz. Biz genç ve yenilikçi modacılarla çalışmayı seviyoruz. Onların dinamizmi ve işe bakış açıları bizimle paralellik gösterdiği için ilerleyen günlerde yeni partnerlerimizi de konseptimizin içinde görebilirsiniz.. 38

41 Alacaatlı Mah Sok. Dora Park Villaları No: 2/E-2 Çayyolu / ANKARA Tel: info@nuyell.com.tr

42 İnsüline Bağımlı Şeker Hastalığı-Tip 1 Diyabet Doç. Dr. Ergun Çetinkaya Pediatrik Endokrinoloji Uzmanı Bugün sizlerle dünyada halen en çok görülen kronik hastalık olan ve çocuklarda daha fazla görülen tip 1 diyabet hakkında bilgi vermek istiyorum. Yirminci yüzyılın başlangıç dönemine kadar ölümcül bir hastalık olan şeker hastalığının tedavisinde 1921 yılında insülinin keşfi ile çok önemli bir adım atılmıştır. Bu zamana kadar tanısı konulabilen ancak tedavisi yapılamayan insüline bağımlı tip şeker hastalığı için tedavinin bu ilk adımı olmuştur. Diyabetin 4 ana tipi vardır. Bunlar: Tip 1 diyabet, Tip 2 diyabet, gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti) ve bu sınıflar içine girmeyen bazı ilaçların kullanımında ve pankreasın zedelenmesi durumunda ortaya çıkan diğer durumlardır. Diyabet (ya da tıptaki adıyla Tip 1 Diabetes Mellitus), insülin hormonunun vücutta bulunmaması ya da azlığından kaynaklanan bir hastalıktır. Bu hastalık vücudun besinlerden yararlanmasını sağlayan normal süreçleri bozar ve kandaki şeker düzeylerinin çok yükselmesine neden olur. Tip 1 Diyabette, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin etkisi çok önemlidir. Ailelerinde diyabet bulunan bireylerin yapılan genetik testlerle hastalığa yakalanma riski ortaya konulabilmekte ise de, önüne geçilememektedir. Genetik yatkınlığın yanında, beta hücrelerinde bağışık yanıtın bozulmasına neden olan virüsler, toksinler ve bazı gıda maddelerinden söz edilmektedir. Tüm dünyada yaklaşık 350 milyon diyabetli olduğu bilinmektedir. Bunun yaklaşık %10 u Tip 1 Diyabettir. Çocukluk çağı diyabetlerinin ise %95 i Tip 1 Diyabettir ancak son yıllarda Tip 2 Diyabet çocukluk çağında obezitenin artmasıyla çocuklarda da sıkça görülmeye başlanmıştır. Görülme yaşı ve sıklığı ülkeler ve bölgeler arasında 2 ila 60 kat kadar değişiklik göstermektedir. Kronik hastalıklar arasında en yaygın görülen hastalıktır. En sık 8-14 yaş arasında görülür. Genellikle yıllık ortalama sıcaklığın düşük olduğu bölgelerde yüksek oranda görülmesi (Örn. Finlandiya) ile birlikte istisnalar da vardır( Örn: Sardunya Adası). Irksal farklılıklar da görülme sıklığını değiştirir. Örneğin Japonya da hastalık çok az görülürken, Amerika da Florida eyaletinde yaşayan Japonlarda hastalığın daha sık görüldüğü saptanmıştır. Özel Ankara ENDOMER Pediatrik Endokrinoloji Merkezi info@ankaraendomer.com Hastalar doktora; çok idrara çıkma, çok su içme, çok yeme, kilo kaybı gibi belirtilerle ya da daha ileri dönemlerde baygınlık, şuur kaybı ve koma ile başvururlar. Tanı için öncelikle idrarda ve kanda şeker düzeyleri ölçülür. Normal şartlarda idrarda şeker görülmez. Diyabet hastalığında ise idrarda şeker olması kan şekerinin 180 mg/dl. veya üstü olduğunu gösterir. İdrarda glikoz görülmesi üzerine bakılan kan şekerleri tanı için şarttır. Açlık kan şekeri sağlıklı bir insanda 110 mg/ dl. nin altında olmalıdır. Tokluk kan şekeri ise 140 mg/dl i geçmemelidir. Herhangi bir zamanda bakılan KŞ 200 mg/dl. nin üzerinde ise yine şeker hastalığı tanısı konur. Ayrıca gerekirse şeker yükleme testi yaparak ve kandaki bazı antikorların varlığını tespit ederek tanı pekiştirilir. Şeker hastalığının en çok korkulan yönü, her an oluşabilecek kan şekeri düşüklüğü veya kan şekeri yüksekliği kadar uzun vadede oluşabilecek olan yan tesirlerdir. Şeker hastalığının süresi uzadıkça, eğer kan şekeri kontrolleri de bozuk ise bu komplikasyonların görülme ihtimali artar. Bu anlamda kullanılan insülin dozunun yeterli olması ve gün içinde kan şekerlerinin normal seyretmesi çok önemlidir. Kötü kontrollü şeker hastalarında göz, böbrek ve sinir sistemine ait yan tesirlerin çıkması neredeyse kaçınılmaz olur. Bu yüzden hastalar ve aileler çok titiz olmalı, kontrollere zamanında gidilmeli ve hastalığın izleminde en son çıkan teknoloji ve tıbbi yenilikler yakından takip edilmelidir. 40

43

44 Spor ve Sağlık Bütün insanların sağlıklı yaşamaları için spor en çok ihtiyaç duyulan araçlardan birisidir. Spor bedeni ilgilendirdiği kadar insan ruhunu da ilgilendirmekte. Spor ruh sağlığını etkiliyor. Spor çocuklarda ve gençlerde agresifliği ve saldırganlığı önlüyor. Yetişkinlerde de enerjik görünmeyi sağlıyor. Yaşlılarda dinç olmaya yardımcı oluyor. SPORUN ÖNEMİ ERSEN TURGUT SPORUN FAYDALARI YAŞA GÖRE DE- ĞİŞİYOR Spor insanlardaki sorunların ilacıdır. Unutkanlığı önlemesi en güzel örnek olabilir. Spor yapmak yaşı ilerleyen insanlar için zorunlu olan bir kavramdır. Yaşlılar için hem beden hem de ruhen önemlidir. Spor yaparak yaşlı insanlar depresyona yakalanmazlar ve kendilerini mutsuz ve yalnız hissetmezler. Spor yapmak gençlerin sorumluluk duygularını arttırır. Saldırganlığı engeller, öfkenin kontrol edilmesini sağlar. Spor stresi engellemek için en etkili yöntemdir. 7 den 70 e herkesin sağlıklı yaşaması için gerekli olan spor, ruh sağlığı açısından yaş gruplarını farklı boyutta etkiliyor. Spor, çocuk ve gençlerde mutluluk, öfkeyi kontrol edebilme, saldırganlığı frenlemeye yardımcı oluyor. Erişkinlerin, dinç ve dinamik görünmelerini, seks yaşamlarının daha düzenli ve tatminkar olmasını sağlıyor. Yaşlılar, dinç yapıları ile toplum içinde sevilen kişiler oluyor. ALKOL VE SİGARADAN UZAK TU TUYOR Spor genç yaş gruplarında sorumluluk duygusunun yanı sıra, öfkeyi kontrol edebilme, saldırganlığı frenlemede sporun göz ardı edilemeyecek etkisi olduğunu, ayrıca dikkat dağınıklığının önüne geçmesine de destek olur. UNUTKANLIĞIN İLACI Spor yaşlılar için sadece bedensel yetilerle sınırlı kalmaz, bu yaş grubundakiler için çok önemli olan ruh haline de etki eder. Spor yapan yaşlılar, bu yaş grubunda sık görülen depresyona daha az yakalanır, kendilerini yalnız ve mutsuz hissetmezler. Fiziksel kapasitelerini ileri yaşlara kadar muhafaza ettikleri için kemik erimesi, kalp damar hastalıklarına daha az yakalanırlar. Dinç yapıları ile toplum içinde sevilen kişiler haline geldikleri için çevredekilerin takdirini kazanırlar. Yaşlıların beyin aktivitelerini arttıran spor, unutkanlıkları da azaltır. Spor her yaşta insanların hayatını kolaylaştıran, yaşamın niteliğini arttıran bir uğraştır. Spora başlama yaşı olmadığı gibi, bitiş yaşı da yoktur. Önemli olan uygun sporun seçilmesidir. Bunun için spor merkezlerinden destek alınmalı, uzman kontrollerinde çalışılmalıdır. 42

45

46 Uğur Gündoğan Bu ay ki konuğum Türkiye nin ilk lisanslı ve profesyonel Dj yi Uğur Gündoğan. Kendisiyle müzik dünyası ve Dj lik hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Röportaj: Ö. Hakkı Çokmar Uğur Gündoğan gerçekten bir hazine. Hani eskilerin deyimiyle 10 parmağında 10 marifet dedikleri insanlardan. Ve bu güzel insanı farklı kılan en büyük özellik yaptığı her işi en kaliteli şekilde yapıyor olması. Daha ilk andan itibaren karşınızda bir değil onlarca alanda başarılar elde etmiş biri olduğunu fark ediyorsunuz. Emeğin ne olduğunu anlatıyor size her cümlesinde. Şimdi sizleri bu güzel sohbetle başbaşa bırakıyor, Çayyolu Life okurlarına bu kadar güzel bir keyif yaşattığı için huzurlarınızda kendisine sonsuz teşekkür ediyorum. 44

47 ÖNCELİKLE SİZİ TANIYARAK BAŞLAYALIM İSTERSENİZ. KİMDİR UĞUR GÜNDOĞAN? 1971 yılından bu yana çeşitli radyo, orkestra, kulüplerde, otellerde, spikerlik, PROFESYONEL Dj lik ve müzisyen 1979 dan 2004 ün Ağustos una kadar Polis Radyosunda Prodüktör, spiker, sinema eleştirmenliği ve profesyonel DJ olarak görev yaptım. Dünyanın her türlü müziğini yapan tek DJ iyim lerden günümüze kadar müzik denince akla hep Prof. Dj. Uğur Gündoğan gelmiştir. Türkiye de müzikli animasyon programı yaratma konusunda hep ilkleri gerçekleştirdim. En iyi programları çıkarttım. İlk müzikleri ve tarzları da günümüze uyarlayarak izleyici ve dinleyicimle buluştum. Bugüne kadar birçok SET yaptım ve binlercesi satılmış ve halende beğenilerek dinleniyor.bu arada ilkleri gerçekleştirdim; 80 li yıllarda Nostalji geceleri ( yerli yabancı) Girls Free Partileri, Latin Dansları (Rumba, Mambo, Cha Cha, Salsa, Samba, Merengue), Helloween Night (Cadılar Gecesi) ve Valentine s Day (Sevgililer Günü) gecelerini ilk defa gerçekleştiren olmuşumdur. Amerikan Country müziğini Türkiye de bir fiil 25 yıl yaptım ve ödüllere layık görüldüm. Yine o yıllarda Diskoteklerde de genel yetenek yarışmaları yaparak bir çok ünlü ismi müzik ve sanat camiasına kazandırdım. Halen Dünya Club listelerini yakından takip eden tek PROFE- SYONEL DJ yim. POLİS RADYOSUNDA GÖREV YAPTIĞINIZ ZAMANLARDAN BAHSEDER MİSİNİZ? 93 e kadar Fm frekansına giren kimse yoktu. Bizim radyoyu ABD kurdu. Gerçek anlamında radyoyu kuran bunu faaliyete geçiren benim. Başarılı olduklarını zanneden bir sürü radyo var ve radyocu arkadaş var. Bu işin branşlaşmış olarak yapan tek insan benim. Polis radyosu genel yayın yönetmeniydim. Yayın sistemlerini ben aldım polis radyosuna Japonya dan ithal ettim. Şimdi ayrılmış olmama rağmen hala benim bıraktığım şekli koruyarak devam ediyor Polis Radyosu. Ve hala da gayet başarılı. Çünkü inanın çok emek verdim. Dj lik bilgisayardan şarkı çalmak demek değil. Ben bunu biliyordum ve gece gündüz her yenilikten haberdar olarak işime katkıda bulunuyordum. PROFESYONEL DJ LİK DIŞINDA BİRÇOK ALANDA BAŞARILAR KAZANMIŞSINIZ. 10 PARMAĞINIZDA 10 MARİFET VAR ADETA. OKURLARIMIZA KISACA BUNLARDAN BAHSEDER MİSİNİZ? Maçlarda spikerlik yaptım. Yüzme ve hentbol milli takım hocalığı yaptım. Gece hayatında çalıştım.. Şuan aktif olarak Kızılay Leman Kültürde çalıyorum. 57 yaşında olmama rağmen gayet sağlıklı ve formda olduğumu biliyorum. Çünkü sigara ve içki kullanmıyorum. Düzenli sporumu yapıyorum. Yaşam kalitemi en üst düzeyde tutmaya gayret ettiğim için tüm ilgi alanlarımda kendimi, geliştirebiliyor ve başarı elde edebiliyorum. Ayrıca Kamu yönetim mezunuyum ve master yaptım. 45

48 MESLEK HAYATINIZLA İLGİLİ NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? Amerika daki Voice Of Amerika radyosuyla yıllarca çalıştım ve Amerikan country müziğini 25 yıl boyunca Türkiye de tanıttığım için Amerikan Dışişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ödüle layık görüldüm. Bahsettiğim gibi ben mesleğimi hakkıyla yapıyorum. TRT de birçok müzik programı ve müzik danışmanlığı yaptım. Türkiye de şu anda DJ lik yapan birçok ünlü isim de benim öğrencimdir zaten. Stüdyo haline getirdiğim evimde yaklaşık 18 bin plak ve CD arşivim bulunuyor. Çalışmalarımı burada gerçekleştiriyorum. Yurtdışında albüm yapan şirketlere hazırladığım mix leri gönderiyorum. Şirketler bu çalışmaları değerlendirdikten sonra benden mix yapmamı istedikleri parçaları gönderiyorlar. Ben de parçaların mix ini yaparak bu şirketlere gönderiyorum. Mixler DJ Uğur Gündoğan ya da DJ Uğur Jackson adıyla satışa sunuluyor. Maalesef ülkemizde bu meslekte çalışma koşullarının profesyonellikten çok uzak olması nedeniyle yurtdışıyla çalışmayı tercih ediyorum çoğu zaman. Ve büyük üzüntü duyuyorum değerlerimize sahip çıkılmadığından dolayı. HOME STÜDYO DİYORSUNUZ AMA BURASI TAM ANLAMIYLA TÜM TEKNOLOJİYE SAHİP GÖRÜNÜYOR. STÜDYONUZUN ÖZELLİKLERİNDEN BAHSEDER MİSİNİZ? Burası evimin bir odası ama sizinde söylediğiniz gibi dışarıda bulunan bir stüdyonun tüm özelliklerine sahip. Hatta fazlasına sahip. Çünkü TRT 4 terabaytla çalışıyor diğer radyolar 2 terabaytla çalışıyor ben 15 terabaytla kullanıyorum. Bu takdir edersiniz ki yaptığım işi ne kadar ciddiye aldığımın ve ne kadar ileride olduğumun en büyük göstergelerinden biri. Türkiye de ki birçok starla çalıştım meslek hayatım boyunca. Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Moğollar, Cem Karaca, Barış Manço şuan aklıma gelen ilk isimler. Bilgisayar 22 hertz,ben 32 hertz kullanıyorum örneğin. Arada 10 hertz fark var dolarlık ses sistemine sahibim. 46

49 YURTDIŞINDA EĞİTİM ALMIŞ VE GENELDE ORADA ÇALIŞMIŞ BİR DJ OLARAK, MESLEĞİNİZİN ÜLKEMİZDE Kİ DEĞERİ NEDİR SİZCE? Öncelikle benim bir vizyonum var. Lisanslı bir Dj yim. Yurtdışında lisansı olmayan kimse Dj lik yapamıyor. Bu değişmez bir kural. Çünkü haklarınızı korumayı biliyor eğitimini almış insana saygı duyuyorlar. Ama maalesef ülkemizde bu söz konusu değil. Diğer bir konuda bana hala yurtdışından düzenli albüm ve plak örnekleri gönderiliyor. Ama kendi ülkemde bunu satın almam gerekiyor. Katıldığım programlarda ve basına yansıyan röportajlarda da her zaman söyledim. Şuan dj olarak adlandırılan insanların çoğunu Dj olarak görmüyorum. Eğitimleri yok her şeyden önce. Ve bu mesleği bilgisayardan müzik çalmak zanneden çok insan var. Bu dediklerimden rahatsız olan yada kabul etmeyen varsa lütfen çıksın ve tartışsın benimle dedim ama kimse çıkmadı. Herkes mesleğine sahip çıkmalı diye düşünüyorum. Çünkü burada büyük bir emek harcanıyor ve saygı gösterilmeyi hak ediyor. Ben hayatım boyunca hiç duruşumu bozmadım mevkii için. Ama bu mevkii meselesi değil emeğe saygı meselesi. ÇOK BAŞARILI BİR DJ OLDUĞUNUZ ARTIK AŞİKAR. PEKİ MESLEK HAYATINIZDA NERELERDE ÇALDINIZ BAHSEDER MİSİNİZ? Yabancı bir çok kulüpte çaldım. Empire Club (UK), Oxeygen and Penguen(GER) ilk aklıma gelenler. Onun dışında şuan Leman Kültür Kızılay da çalıyorum. Ayrıca elçiliklerin aktivitelerinde genel olarak ben tercih ediliyorum. Türkiye de ki birçok kulübü ve gece mekanlarını ilk açan kişiyim. Kuşadası, Bodrum, Marmaris, İzmir vb. birçok şehirde faaliyet gösteren mekanların çoğunluğu ilk olarak benimle açılmış ve uzun süre benimle devam etmiştir. Dünyanın Ender rastlanan DJ i olarak kabul ediliyorum. ALL AROUND THE WORLD Dünyanın tüm müziklerini çalabilen tek DJ iyim. 47

50

51

52 Tok Tutan Top 10 Besin Diyet yapan bir çok kişi beslenmelerinde aç kalmaktan yakınır. Diyetinizde uzun süre tok tutacak besinleri tüketmek sizi hem daha zinde hissettirecek ve aynı zamanda kilo vermenize de yardımcı olacaktır. İşte kilo verdirirken tok tutan besinler. Özel Ankara Endomer Pediatrik Endokrinoloji Merkezi YUMURTA Anne sütünden sonra en kaliteli protein olan yumurta bu özelliği sayesinde tok tutan besinlerin başında geliyor. Diyetinizde fazla kalori almak istemiyorsanız haşlanmış olarak veya bol sebzeli menemen olarak tüketebilirsiniz. TAM BUĞDAY EKMEĞİ Eskiden zayıflama diyetlerinin baş düşmanı olarak gösterilen ekmek artık sofralarımızda hak ettiği değeri görerek baş sıraya oturdu. Özellikle tam tahıllı ekmekler içerdikleri yoğun lif ve kepek nedeniyle uzun süre tok tutma özelliğine sahip. Aynı zamanda B grubu vitaminlerce de zengin olan sofraların olmazsa olmazı ekmeği sofranızdan eksik etmeyin. YULAF Yulafın yapısındaki betaglukan suda çözünebilen bir liftir ve kan şekerini düzenlemeye yardımcı olur. Bitkisel bir protein kaynağı olan yulaf bu zengin lif içeriği sayesinde gün boyu zinde ve tok kalmanızı sağlayacaktır. Yulaf aynı zamanda kolesterolü düşürmek içinde oldukça yararlıdır. Süt veya yoğurdun içine koyarak tüketebileceğiniz yulafı özellikle kahvaltı veya ara öğünlerde tüketmek hem kendinizi zinde hissetmenizi hem de uzun süre tok kalmanızı sağlayacaktır. SALATALIK Hem idrar söktürücü özelliği hem doyurucu olması hem de oldukça az kaloriye sahip olması nedeniyle salatalık bulunmaz bir besin. Ancak salatalığı kabuklarıyla yemeye özen gösterin. Ayrıca bol C vitamini kaynağı olan dereotuyla yapılan bir kase cacık ara öğününüz için oldukça tok tutacak bir seçenek olacaktır. 50

53 BADEM Yağlı tohumlardan badem içeriğinde bulunan yüksek kaliteli protein, birçok mineral ve kaliteli yağ asitleri sayesinde kişileri daha uzun süre tok tutar. Zayıflamak için badem tüketecekseniz çiğ ve tuzsuz badem tüketmeniz faydalı olur. Ayrıca yüksek enerjili bir yiyecek olan bademi yeteri kadar tüketmek fazlasını yememek kilo kontrolü açısından önemlidir. KEFİR Anavatanı Kafkaslar olan kefir günümüzde pek sık tüketilmemesine karşı son derece sağlıklı fermente süt ürünüdür. Aynı zamanda probiyotik bir ürün olan kefirin faydaları saymakla bitmez. İçerdiği esansiyel aminoasitler ve zengin vitamin içeriğiyle uzun süre tok tutan besinler arasına girmiştir. ISPANAK Zengin posa içeriği sayesinde bağırsak sisteminin düzenlenmesine yardımcı olurken öğünlerinizde sizi tok tutacak bir alternatif de ıspanaktır. Ispanağı özellikle çiğ olarak salatalara ekleyebilir veya az suda haşlayıp zeytinyağıyla lezzetlendirebilirsiniz. KURUBAKLAGİLLER Bitkisel protein kaynağı olan kurubaklagiller yoğun lif içerikleri ve düşük glisemik indeksleri ile zayıflama diyetlerinin olmazsa olmazları arasındadır. Haftada en az 1 kere yenilmesi gereken kurubaklagiller hem tok tutarlar hem de yüksek kolesterolü ve insülin direnci olan bireylerde fayda sağlarlar. KEPEKLİ MAKARNA Tam buğdaylardan yapılan kepekli makarnalar diyet lifi bakımınca yeterli bir kaynaktır. Bu tür makarnalar sebzeli soslarla veya domatesli bir sosla hazırlanırsa içeriğindeki lif oranı artacağından tok tutma süresi daha da uzar. Hem oldukça lezzetli hem de oldukça besleyici olan bu öğününüzü bir bardak ayran veya kefir ile de zenginleştirebilirsiniz. ELMA Mucizevi besinlerden biri daha. Elma bildiğiniz birçok faydası yanında kan şekerinizi dengeleyerek sizi tok tutuyor. Ara öğünde acıkınca yiyeceğiniz 1 elma veya kaynatıp tarçınla servis edeceğiniz kompostosu hem tatlı ihtiyacınızı karşılayacak hem de diğer öğüne kadar tok kalmanızı sağlayacaktır. Daha çok lif içermesi için elmayı kabuklarıyla yemeniz daha uzun süre tok kalmanızı sağlayacaktır. 51

54 Küçük Patiler Filiz Ertopuz Öz YAŞAM HAKKINA SAYGI LÜTFEN Çok özel ve hatırlanması çok önemli bir günü yaşayacağız bu ay. Bir çoğumuz hatırlamaz hatta bilmez belki ama bu ay 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları günüdür... Bizlerin nasıl yasal ve hukuki olarak haklarımız varsa gerçek dostlarımızın da yaşam hakları vardır. Lütfen herkes bu hakları okusun, o zaman anlayacaksınız ki istenilen tek şey yaşama saygı ve varlıklarının kabul edilmesidir. Herkes evinde beslemek zorunda değildir. Hatta sevmek zorunda bile değildir ama saygı duymak zorundadır. Zaten siz onların varlığını kabul eder ve onlara zarar vermeden yaşarsanız emin olun onlarda sizin sokaklarda varlığınızı fark edip, havlayıp, zıplayıp korkutmadan yaşayacaklar... Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi metni, Uluslararası Hayvan Hakları Birliği ve ona bağlı ulusal birlikler tarafından Eylül 1977 tarihinde Londra da hayvan hakları konusunda yapılan üçüncü uluslararası toplantıda kabul edildi. Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi ise, Paris te UNESCO Sarayında 15 Ekim 1978 tarihinde törenle ilan edildi. Tüm hayvanlar eşit doğar ve eşit yaşama hakkına sahiptirler. Tüm hayvanların saygı görme hakkı vardır. Bir tür hayvan olan insan, diğer hayvanları yok edemez. Hayvanları kendi çıkarı için karşılıksız kullanamaz. Hiçbir hayvana kötü ve zalimce davranılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu ise bu, bir anda ve acı çektirilmeden yapılmalıdır. Vahşi hayvanlar kendi doğal çevrelerinde yaşama ve çoğalma hakkına sahiptir. Eğitim amacıyla bile olsa vahşi hayvanlar özgürlüklerinden mahrum bırakılamaz. Evcil hayvanlar, uyumlu bir biçimde ve özgürlük içinde yaşama hakkına sahiptir. İnsanların kendi çıkarları için evcil hayvanların yaşama koşullarında yapacakları her türlü değişiklik, haklara aykırıdır. Evcil hayvanlar, doğal yaşama sürelerine uygun uzunlukta yaşama hakkına sahiptir. Tüm çalışan hayvanlar (at, eşek ) iş süresinin sınırlandırılması, işin daha az yorucu olması, güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir. Hayvanlara fiziksel ya da psikolojik acı çektiren deney yapmak, hayvan haklarına aykırıdır. Beslenmek için bakılan hayvanlar barındırılmalı, taşınmalı ve ölümleri de korkutmadan ve acı çektirmeden olmalıdır. Hayvanlar, insanlar tarafından eğlence amaçlı kullanılamazlar. Hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlarla gösteri yapılması, hayvan onuruna aykırıdır. Zorunlu olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi, yaşama karşı işlenmiş bir suçtur. Çok sayıda vahşi hayvanın öldürülmesine neden olan safariler ve av partileri, hayvanlara karşı yapılmış bir soykırımdır. Doğal çevrenin kirletilmesi, yıkılıp yok edilmesi de soykırıma eşdeğerde alçakça bir davranıştır. Hayvanların ölüsüne de saygı göstermek gerekir. Hayvanların öldürüldüğü şiddet sahneleri, sinemalarda ve televizyonlarda yasaklanmalıdır. Ama hayvanlara yapılan saldırıları kınamak amacında olan filmlerde bu sınırlama yoktur. Hayvanları koruma kuruluşları, devlet katında temsil edilmelidir. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır. 52

55 Hastalıktan uzak,sağlıklı bir yaşam için Light Kitchen Kilo Vermenin En Kolay Yolu Çünkü yemeklerinizi biz pişiriyoruz! Üstelik tamamen sizin tercihleriniz ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda. Light Kitchen sizlere kontrollü kilo kaybı ve sağlıklı yaşam için etkili bir beslenme programı sunmaktadır. Kalori kontrollü, N taze gıdalardan, gurme şeflerimiz tarafından hazırlanan; sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği ve atıştırmalık ara öğünlerden oluşan diyet öğünleriniz; istediğiniz saat diliminde, istediğiniz adrese kuryelerimiz tarafından ulaştırılır. Tek yapmanız gereken bizi aramak. Kapınıza kadar gelen N leziz yemekleri yemek, kilo vermenin ve sağlıklı beslenmenin keyfine varmak. Öğünleriniz, mikrodalga fırın ısısına dayanıklı, insan sağlığına hiçbir zararı olmayan, FDA onaylı polipropilen kaplarla hava, koku gibi dış etmenlerden soyutlanarak, özel paketleme atölyemizde profesyonelce paketlenerek servise hazır hale getirilir. Böylece bakteri oluşum riskini, teslimattan sonra da minimumda tutarız. Ardından paketiniz kuryelerimiz tarafından istediğiniz adrese ulaştırılır. Mutfağımız: Gurme şeflerimiz, damak zevkinize uygun N Leziz yemekleri son derece hijyenik koşullarda, mevsiminde ve en taze ürünler kullanılarak size özel hazırlar. Tamamen Kişiye özel hazırlanan bu yemekler, pişirildikten sonra besinlerin bakteri oluşumunu engelleyen ve lezzet kaybını minimuma indiren özel bir cihaz olan Chiller (şok soğutucu) da soğutulur. Kalori Kontrollü Yemekleriniz Kapınızda... Üstelik çok avantajlı tanışma fiyatımızla... Kampanyalı Fiyatlarımız için Lütfen bizi arayın.. Tel : Gökkuşağı Mah Sk. No: 15-A Balgat Pazartesi ve Cumartesi(07:30-18:00) Mesai Saatlerinde Ulaşabilirsiniz. (Bayramlar ve 1 Ocak Hariç) Tel: (312)

56 Psikolog Cenk Erdem le Aşk Üzerine Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümüyle birlikte aynı zamanda Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji mezunu olan Cenk Erdem, hem bölüm birinciliği hem de, çift anadal birinciliğiyle okulunu bitirmiş. İstanbul Bilgi Üniversitesi nde Sinema-Tv yüksek lisansına devam eden Erdem, Cerrahpaşa Çocuk Kliniği Onkoloji servisinde 4 yıl boyunca psikolog olarak çalıştıktan sonra 2004 senesinde Houston da, Texas Children s Hospital da, Oyun terapisi eğitimi almış. Adolesan Sağlığı Derneği üyesi olan Cenk Erdem, bir psikolog olarak Müzik ve psikoloji ilişkisi üzerine seminerler veriyor. Röportaj: N. Güven Güngör 54

57 1993 yılından beri dj lik mesleğini de sürdüren Erdem, 13 yıl radyo programları yapmış. Roxy, Studio Live, Balans, Garage gibi İstanbul un ünlü gece kulüplerinde çalan Erdem özel gecelerde sunuculuk ve dj lik yapıyor yılından beri ayrıca basın danışmanlığı yapan Erdem, bir psikolog olarak televizyon programlarına yorumcu olarak katılmayı sürdürürken, Cumhuriyet gazetesi ve Cosmopolitan dergisi müzik yazarı olarak Türkiye den ve dünyadan ünlü yıldızlarla söyleşiler yapıyor. Cenk Erdem in 2009 yılında Universal-Topkapı etiketiyle piyasaya çıkardığı toplama albümü İyileştiren Şarkılar, medyada gördüğü ilgiyi daha çok artırmış, Psycho Disco adını verdiği ikinci albümü Sony Music etiketiyle 2010 yazında yayınlanmış yılının ilk gününde İyileştiren Şarkılar 2 albümünü de yayınlayan Erdem in, psikolog kimliğiyle Hürriyet Kampüs ekinde de bir köşesi var. Cenk Erdem le bir psikolog olarak üzerine en çok yazıp çizdiği aşk hakkında konuştuk. Aşık olmak için uygun zaman ve mekan var mıdır hakikaten? Hesapla kitapla aşık olunmaz, hiç beklemediği anda aşık olur insan. Aşık olmak için uygun zaman ve mekan da yoktur, ama aşık olmaya hazır olmak vardır. Aşık olmaya hazır hissetmediğimiz ama buna rağmen kalbimizin birine tutulmaya ihtiyacı olan zamanlar da belki olsa olsa yanlış zamanlar olabilir. Bazen Rihanna nın şu meşhur şarkısı We Found Love da söylediği gibi hiç umut olmayan bir yerde de aşkı bulabiliriz üstelik, aşk gelecekse hiç sormadan gelir velhasıl. İnsan aşık olduğunu nasıl anlar? Belirtileri nelerdir? Aşık olduğunda heyecanlanır insan, keyiflenir. Beynin kimyası değişir, serotonin salgılar, içi içine sığmaz. En kestirme yoldan antidepresan gibidir aşk, kederi alır, hayata katar aşk. Yaşama şevki artar insanın, güzel uyanır, güzel algılar dünyayı. Üstelik bu kişinin güzelliğine de yansır. Aşk güzelleştirir. Kadın ve erkeğin aşkı yaşama biçimi arasında ki fark nedir? Kadın ve erkeğin sadece hormonları değil, beyinlerinin yapısı bile farklı. Erkeklerin cinsel iştahları kadınlardan daha yüksek, kadınların romantik değerleri çok daha fazla. Bir erkek ve bir kadının ilişkide değer verdikleri ne varsa, birbirinden temelde çok çok farklı. Erkek sahip olmayı seviyor ama sahip olduktan sonra bir süs gibi kenara koyuyor kimi zaman, kadınsa sahip çıkılmaktan hoşlandığı gibi, daha çok ve tutarlı bir ilgi bekliyor aşkta. Aşk kaç gün/yıl/ay sürer? Sonsuz mudur yoksa? Gerçek aşk içimizde, kime aşık olmak istersek, o kişiye o anlamı yüklemek aslında en büyük gücümüz ve canımız ne kadar isterse o kadar aşığız. Ancak bilimsel tarafta beyinde salgılanan oksitosin bile işin içine giriyor. Alıştığımız kişiye bir süre sonra oksitosin salgılamayınca ilgimiz azaldığı gibi, aşık olup ayaklarımızı yerden kesen kişiye hissettiğimiz o coşkular da, serotonin düzeyinin normale dönmesiyle yavaş yavaş kayboluyor. O düzey yaklaşık 1 yıl içinde normale dönüyor hem de. Ama ben aşka inanıyorum, kalbe inanıyorum. İşimiz sadece hormonlara, beyin kimyasallarına kalacaksa, gönlümüze ne düşüyor?. Yeter ki gönlünüz sevmeye açık olsun, aşka inansın aşk hayat demek, uzun yıllar da sürebilir ve çok güzel büyüyebilir. 55

58 Kavuşamadığında aşk büyür mü? Neden? Ne oluyor o arada mesela? Doğu kültüründe kavuşamadığında aşk büyüyor ama o zaman aşk mı sayılır tartışılır. Sana acı veren, seni üzen her neyse bence aşk değil. O zaman işin içine başka patolojiler giriyor. Aşk yükseltir insanı, içine bahar dolar. Kimi zaman zaaflarımız, halledemediğimiz meseleler, ve kendi arızlarımız yüzünden de birilerine tutulabiliyoruz, işte o zaman aşk sağlıksız büyüyor ve kara sevda oluyor. Aşk için müdür? ten uyumu baş rol Beynin kimyasıydı, ten uyumuydu, bunların hepsi modern zaman bahaneleri. Aşk insanın aklını öyle bir alır götürür ki, kimi zaman, sizin bile daha önce yan yana geleceğinize ihtimal vermeyeceğiniz tarzda birilerine bile aşık olabilirsiniz. Söylediğim gibi aşkın hesabı kitabı olmaz, oluyorsa da o aşk değildir zaten. Seks aşkı ateşler mi? Hızlı mı tüketir? Seks elbette işe yarar, en azından yine şu meşhur beyin kimyasalları işin içine girer ve kısa yoldan mutlu olur insan ama tek başına yeterli değildir seks. Gönlü ihmal etmemek en önemlisi, sevgiyi ifade etmenin çiçek gibi yolları var, emek var, kıymet vermek var, paylaşmak var, şefkat var, anlayış var, değer verdiğini hissettirmek var. İşin tuhaf tarafı seks ilkeldir ve aşkın diğer öğeleri şefkat ve sevgi ile uyuşmaz. Sevgi, şefkat ve seks beraberce yaşanabiliyorsa ayrıca harika olur. Ancak sadece tenini arzuladığınız birine sırtınızı dönüp yatarsınız, şefkat ve sevgi duyduğunuz birine sımsıkı sarılır da yatarsınız, hatta belki uyumaz sabaha kadar izlersiniz onu Çiftlerin çift olabilmeleri kimyalarının tutmasına mı bağlıdır? Sâhi, kimya nedir? Bahsettiğim gibi elbette bizim farkında olduğumuz ve farkında olmadığımız bir sürü dengeler var işin içinde. Çift olmakla ilgili üreme içgüdüsü ile genetik havuzu en farklı kişiye tutuluyor olmak bile zannettiklerimiz dışında da dengeler olduğunu gösteriyor. Özellikle kendimizde olmayanı seviyoruz, ideal kendimizi seviyoruz ya da bir başkasında. En çok bizden farklı olanı seviyoruz. Geçmişimizle ilgili yaralarımızı saracak birisi olabiliyor farkında olmadan tutulduğumuz. Oksitosin bile aşka çağırıyor ama en önemlisi gönül istiyor, hepsi bu. Aşk ateşten gömlek midir gerçekten? Neden? Kişi aşık olduğunda ideal kendine tutuluyor çoğu zaman ve bu yüzden de kişiyi olduğu gibi algılamak yerine, istediği gibi algılıyor. Bu yüzden bir süre sonra o meşhur büyü bozuluyor hikayesi, aslında kişiyi olduğu gibi algılamaya geçince yaşanıyor. Kişi aşık olduğunda karşı taraftaki arızaları da görmeyebiliyor bu yüzden aşka cesaret etmek gerekiyor, en çok aşık olduğunuz kişi en çok güvenebileceğiniz kişi olmayabilir her zaman. Her şeyi affederse aşk, aşk olur mu? Bu kişin yaşına, yaşadıklarına ve ihtiyaçlarına göre değişebilir. Tüm istediği hayatı paylaşmak olan biri, sevgilinin ihanetine bile göz yumabilir. Kimi zaman tutkuyla aşık olduğunuz biri için, kişi kendi değerlerinden vazgeçebilir. Ama gerçek aşkta sevgililer birbirlerine akarlar, birbirlerini güzelleştirirler. Karşılık beklemek elbette yoktur ama sadece bir taraf diğerine akacak olursa, bir süre sonra yatağı kurur, daha fazla veremez ve aşk biter hatta veren taraf tükenir gider. Aşk ne olursa olsun iki kişiliktir, sadece tek tarafın zaafı oluyorsa, artık aşk olmaktan çıkmıştır. 56

59

60 10. Resim Müzayedesi, Bilkent RC Müzayedede Ankara-1998 yılında Real Collection 21. Yüzyılın Antikaları ile başlayan sergiler zincirinin yanı sıra, 25 Aralık 2011 de gerçekleştirilen ilk müzayede ile antika ve sanatseverlerin beğenisini kazanan RC Müzayede, 10.resim müzayedesini de 30 Eylül 2012 saat da Bilkent Center Sanat Sokağında yapıldı yılı her ayın ikinci Pazarı ve son Pazarı yapılan küçük müzayedeler dışında, iki ayda bir geniş yelpazesiyle Antika ve Sanat Eserleri Müzayedeleri yapan ve ücretsiz ekspertiz hizmeti veren RC Müzayedede,organizasyon yönetmenliğini Rahmi Çöğendez, danışmanlığını Mehmet Ünal üstleniyor. Müzayedeye eser veren sanatçılar 10.resim müzayedesinde, Cemal Güvenç, Sabri Akça, Reva Kabael, Hüseyin Macar, Haluk Evitan, Orhan Gürel, Aşan Cora, Akdoğan Topaçlıoğlu, Vedat Örs, İsfendiyar Haydar, Ayten Taşpınar, Asiye Aytan, Suna Gümüşsuyu, Saadet Gözde, Yusuf Bilge, Orhan Gürel, Ekrem Kadak, Kamer Önder, Emel Yalın, Natalia Soylu, Ela Cin gibi sanat hayatına genellikle Başkent te devam ettiren veya Başkent bağlantılı sanatçılarla, Miraşhi Milot, Semiyanof, Tony Swann, Valentine Rekunenko gibi yabancı sanatlar yer alıyor. 58

61 Tercüme ve Organizasyon GZN TERCÜME VE ORGANİZASYON TİC. LTD. ŞTİ. olarak, firmamızın faaliyete geçtiği andan itibaren, benimsemiş olduğumuz müşteri odaklı hizmet anlayışımız, karşılıklı güven ve gizlilik politikamız ve üstün kalitede profesyonel çözüm üretme prensibimiz ile siz değerli konuklarımızın yanında yer almaktan memnuniyet duyarız. Bünyemizde yer alan tercüme ve organizasyon departmanlarımız, alanında uzmanlaşmış deneyimli ve dinamik personel kadrosu ile sektördeki ihtiyaçlarınıza faydalı yanıtlar sunmayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda emin adımlarla ilerleyen ByEnchant ailesi, taleplerinize yönelik, hızlı, güvenilir, kaliteli ve profesyonel çalışmalara imza atmanın keyifli gururunu yaşamaktadır. Tercüme departmanı tarafından sunulan hizmetlerimiz; firmamız bünyesinde yer alan, alanında gerekli eğitimi başarıyla tamamlamış ve belgelemiş olan, en az 5 yıllık deneyime ve bilgi birikimine sahip yeminli mütercim tercümanlarımız tarafından tüm dünya dillerinde ve hemen her alanda şahıs, kurum ve kuruluş müşterilerimize sunulan tercüme ve çeviri hizmetlerini kapsamaktadır. Organizasyon departmanı tarafından sunulan hizmetlerimiz; gerek bireysel etkinlikler (özel gün, doğum günü ve mezuniyet kutlamaları, VIP düğün organizasyonları, balo, parti, konser ve event, vb.) gerek kurumsal etkinlikler (kongre, seminer, toplantı, çalıştay, bayi toplantıları, kuruluş yıl dönümlerine yönelik kutlama organizasyonları, ürün lansmanı, vb.) çerçevesinde sunulan danışmanlık, planlama, organizasyon ve uygulama faaliyetlerini kapsamaktadır. Ortak bir dilde buluşup ortak anılar biriktirmek dileğiyle, doğacak işbirliğinden memnuniyet duyarız! Selanik Caddesi No:52/6 Kızılay, Çankaya, ANKARA T: F: E-posta: info@byenchant.com www. byen c h a n t. c o m

62 Moda Bu ayki sayımızda, artık sonbahar kış sezonunun renklerinden, tercih edeceğimiz kumaş desenlerinden ve kumaş cinslerinden bahsetme zamanı Kış, koşar adımlarla ve bütün serinliği ile yine kapımızı çalmaya hazırlanıyor. Yazın kavurucu sıcağında hazırlanıp, vitrinlerde boy göstermeye başlayan kış sezonu, henüz ilgi görmemiş olabilir ama havaların soğumaya başlaması ile hakkettiği ilgiyi önünde sonunda görecek. Onun için şimdiden sezon renklerine hakim olmanız gerektiğine kanaat getirdim ve aldım elime bilgisayarı. Bakalım bu sezon hangi renkleri üzerimizde taşıyacağız? Alberta Ferretti Alberta Ferretti barbizonbeauty.blogspot.com 60

63 Alexander Wang Alberta Ferretti Alexander Wang BCBG Max Azria BCBG Max Azria Okudukça siz göreceksiniz ki bu soru; neredeyse her renk olarak cevap buluyor. Hatta bu renkler yazın o sıcaklığını aratmayacak canlılıkta. Alıştığımız kış renkleri olan siyahın, ton sür ton tonlamalarından çok uzaklaşmasına ve kışın bir renk cümbüşüne dönüşmesine sevinenlerin en başında geliyorum. Vitrinlerin böyle canlanması içimizi ısıtacak gibi duruyor. Sizce? demeden önce önümüzdeki beş ay boyunca kışın griliğine renk katacak tonlara göz atalım, sonra kararınızı verin. BCBG 61

64 Elie Saab Dsquared2 Dsquared2 ChanelChanel Dsquared2 62

65 Gökkuşağını anımsatan sonbahar-kış koleksiyon renkleri şöyle; turuncu, turkuaz, zümrüt yeşili, petrol, hardal sarısı, pembe, koyu pudra, mor, bordo, vizon, mercan, koyu somon tonu ve bu canlı renklere son olarak sax rengi eşlik ediyor. Aslında geçen kış sezonlarından, gardrobumuza giren sax rengi kabanlar, elbiseler, tunikler ilerleyen dönemde bu kadar sıcak renklerin vitrinlerde yer alacağı sinyalini vermiş olacak ki alışık olmadığımız kış renklerini garipsemememizi sağladı. Tabi ki bu renklere son olarak kışın vazgeçilmezleri arasında yer alan camel, bej, gri, siyah tonlamalarını eklemekte fayda var. Giorgio Armani Collection Giorgio Armani Collection Dolce Gabbana Giorgio Armani Collection Kumaş desenlerine baktığımızda da barok dönemine ait izlere rastlıyoruz. 17. ve 18. yüzyıla ait çiçek, melek ve işleme desenlerini bir çok koleksiyonda göreceğiz. Bunun dışında leoparın çeşitli tonları ve değişik desenlerini koleksiyonlarda görmek mümkün olacak. 63

66 Dolce Gabbana Bu sezon kalın kadifelerin dışında, dökümlü kadife dediğimiz violet kumaşların kullanıldığı bluzleri ve elbiseleri de vitrinlerde sık sık göreceğiz. Başka neler var? Neler yok ki kışın vazgeçilmezlerinden danteller yine boy gösteriyor. Bizde bıkmadan usanmadan dantelleri kullanmaya devam edeceğiz. Kürkler ise yeleklerde ve kabanların yakalarında, kollarında, kol uçlarında,eteklerinde bazende tamamen kaplı olarak karşımıza çıkacak. Deriyi de unutmamak lazım. Deri montlar, etekler, pantolonlar, yelekler ve hatta deri tulumlar şık olmak isteyen bayanların tercihi olacak. Tamam bütün bunlar iyi güzel ama benim asıl merak etttiğim içimi kemiren bir soru var. Yıllarca hiç bıkmadan sevdiğimiz hatta gönülden bağlandığımız kazayağı deseni nerede? Şaka bir yana yıllardır süre gelen ve olmazsa olmazımız gibi hissetmeye başladığımız kazayağı desenini sezon başlagıcında görememiş olmak beni hayal kırıklığına uğrattı. Gerçi sezon başında görmemiş olmamız daha sonra görmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Kış sezonunun sonuna kadar benim umudum var. Hissediyorum bizi böyle garip bırakmaz, son anda hızlı bir giriş yapar sezona. :) Valentino 64

67 Ayakkabılara gelince, bu sezon maskülen tarzda ayakkabılar vitrinlerde görücüye çıkıyor. Benim gibi bence birçok firmanın merak ettiği konu; beklenen ilgiyi görecek mi? Yoksa yine şık görüntülerinden ödün vermeyecekler mi? Bu sorunun cevabını ilerleyen ayda görebileceğiz. Şimdilik renklere ve kumaşlara konsantre olup kendimizi kışa adapte etme zamanı. Gucci Gucci Valentino Güzel bir sezon geçiniz dileği ile güher kıllıoglu Marc Cain Marc Cain 65

68 Sen Allah ın bir lütfusun Ebru Gündeş! Kuruçeşme Arena da bu yaz Muazzez Abacı yı seyrederken, Kuruçeşme Arena ses gördü diye düşünmüştüm; hatta Muazzez Abacı bir ara elinden mikrofonu bıraktı da gürül gürül sesiyle öyle bir söyledi ki; eskilerin dillerden düşüremediği mikrofonsuz şarkı söyleyen Ümmü Gülsüm efsanesini de hatırlattı bana. Aynı keyfi yaşatabilecek son 20 yılın Türkiye deki en güçlü kadın sesi Ebru Gündeş. Şimdiye kadar sesiyle meşk edilebilecek şarkıcılardan Yasmin Levy den tutun, Buika ya, pop müzik arenası için Aşkın Nur Yengi den, Sibel Can a tüm güzel kadın seslerini izleme şansım oldu da; hep istediğim ve ilk kez fırsatını bulabildiğim Ebru Gündeş konseri de, Gündeş in Kuruçeşme Arena da, Boğaz a karşı verdiği ilk konser oldu. İyi ki güzel sesler de var dedirten, öyle güçlü bir kadın sesi ki; Boğaz dan geçen gemilerin kaptanları bu sesten büyülenip, Kuruçeşme kıyılarına doğru seyrederek kayalarda parçalansalar yeri vardı. 66

69 Bir siren gibi büyülüyor Ebru Gündeş; davudi sesi kimi yerde nağmeler yaptığında yer yer Lübnan lı efsanelerin gırtlak nağmelerini ve hatta Arap Klasik müziğini; yer yer alaturka şarkıları ve deniz kenarında kadeh vurulan dert sofralarının aşk yaralarını döküyor. Konsere led ekranlarla süsledikleri sahnede son albümünde söylediği Kenan Doğulu şarkısı Yaparım Bilirsin ile başlayan Gündeş e alevler eşlik ediyordu. Gündeş şarkı söylemiyor; yangın çıkarıyor; aşk yangınları. Hele hele ardı ardına söylediği Sezen Aksu nun yazdığı iki şarkı Kaçak ve Unutamam kalbi zorluyordu ve böyle yorum yok; ses bu, dedirtiyordu. Şimdiye kadar şiir gibi fadolar söyleyen Mariza dan; yangın gibi flamenkolar söyleyen Estrella Morente ye kadar beraber çalışma şansı yakaladığım çok isim oldu ama hepsine Ebru Gündeş ten de bahsettim; hep aynı fikirdeyim ; bir Kibariye ye, bir Ebru Gündeş e iyi bir flamenko prodüktörü verin; sadece pop ve alaturka yıldızı olarak değil, birer dünya müziği yıldızı olarak yakabilirler ortalığı. Ebru Gündeş in anne olduktan sonra bir süper anne olarak zarifliği ve formu da ayrıca pek yerindeydi. İki şık kostümü Elie Saab ve genç yaşta kaybettiğimiz Alexander McQueen imzalıydı. Gerçi annesinin ölümüne dayanamayıp intihar eden Alexander McQueen in gece elbisesi bu ciğer dağlayan sese ve şarkılara ayrıca bir yakışmıştı. Eski şarkılarından Fırtınalar, Divane, Telafi, Ceza mı, Çingenem seyircilerin de beraber söylediği şarkılar oldu. Yazdan kalma bir gecede ; hiç yağmur yağacağını düşünemezdik ama ; Sezen Aksu şarkısı; Tükeneceğiz i söylerken, Ebru Gündeş yüksek notaları öyle bir bastı ki, gökyüzü ağladı. Şarkı bitince yağmur da kesti ağlamayı. Bis tezahüratlarıyla sahneye geri dönen Gündeş; o meşhur Onno Tunç bestesi Seni İstiyorum u avaz avaz eşlik eden coşkulu bir kalabalıkla söylerken tüm Arena ayrıca dans ediyordu. Tv lerden, magazin medyasından hep dobra ve açık sözlü bildiğimiz Ebru Gündeş in konserin başından sonuna Emel Sayın ı hatırlatan bir kibarlıkta konuşmasını bana bir yabacılaşma hissi verdi ama kimbilir belki de yaşı olgunlaştıkça, bir dönem vokalistliğini yaptığı o zarif Emel Sayın dan daha çok feyz alır hale gelmiştir. Ama sözün özü böyle bir ses daha yok buralarda; Sen Allahın bir lütfusun Ebru. Haber: Cenk Erdem 67

70 Güzin Ablalar Artık Yaşam Koçu Merhaba, ismim Çiğdem SÖNMEZ Kişisel Gelişim Uzmanıyım ; diyerek kendimi tanıttığımda şu soru ile karşılaşıyorum sıkça. kişisel gelişim uzmanı ne iş yapar? Kişisel Gelişim Uzmanı info@lifeacademydanismanlik.com Kişisel gelişim uzmanı birçok kavramda bilgisi olan kişidir. Bu kavramlar kişisel gelişim alanında olmalıdır tabiî ki. Kendi edindiğim kavramlar şunlar; Certificed Coach ( Sertifikalı Koç ) Life Coach ( Yaşam Koçluğu ) Student Coach ( Öğrenci Koçluğu ) Nlp ( Practitioner,master,trainer ) ( uygulayıcı, uzman uygulayıcı, eğitmen ) Hipnoz (Practitioner,master,trainer) ( uygulayıcı, uzman uygulayıcı, eğitmen ) Quantum ( Practitioner, Activist, tariner) ( uygulayıcı, uzman uygulayıcı, eğitmen ) Training Trainer ( Eğitimcinin Eğitimi ) ( Eğitmen ) Bu kavramların tümünde koçluk hizmeti sunuyor ve her bir kavramın eğitimini vererek sertifikalandırma yetkimi kullanmaya devam ediyorum. Bu donanımları edinmek uzun zaman aldı elbette. Şimdi tüm bunları neden anlattım dersiniz. Şu zamanda kime sorsanız ben YAŞAM KOÇUYUM diyor. Hatta yan komşunuz bile bunu diyor olabilir. Bende bir yaşam koçuyum aslında herkes derdini bana anlatır. Bende çok iyi dinlerim. Herkes benden tavsiye ister. Herkes benim tavsiyelerimi dinler. vs. Bu cümleler tanıdık geliyor mu size de? Eskiden Güzin abla vardı mektup yolu ile insanların dertlerini okur onlara gazete yolu ile cevaplar yazardı. Bu gibi kişiler hayatın her yerinde olmaya başladı sonra. Eşimiz dostumuz vs. aslında bu kişiler kendi dertlerine çözüm bulamadıkları halde sürekli başka kişilerin dertleriyle ilgilenip kendi bildikleri doğrultuda tavsiyeler vererek duygusal tatmin yaşarlardı. Maalesef bu kişiler halen aramızda eskiden Güzin ablayım derlerdi şimdilerde yaşam koçuyum diyorlar. Nedense insanları bir sarraf gibi tanıdıklarını ve bu tecrübeyle onlara yol gösterdiklerini düşünerek hareket ediyorlar. Peki insan kendini bile tanımazken nasıl oluyor da bir başkası hakkında sarraflık yapılabiliyor? Doğru kime göre olmalı böyle bir dialogta? Aslında KOÇLUK; Kelime anlamı olarak koçluk coaching ; birini, bir yerden bir yere götürme anlamına gelir. Koçluk; istenen performansa ulaşmak için, koç (coach) ve danışan (coachee) arasında kurulan planlı bir gelişim ilişkisidir. Kişilerin var olan potansiyellerini ortaya çıkararak, ulaşılabilir hedeflere ve olasılıklara odaklanan bir öğrenme ve gelişim sürecidir. Koçluk; doğru sorular ile kişilerde farkındalık yaratma sanatıdır. Önemli olan kişinin gündemidir koçlukta. Koç kendi deneyimi ile pekiştirmeden dinlemeli tüm odağı danışanda olmalı ve kelimelerle dans ederek kişinin kendi doğrularını fark ederek bu doğrultuda keşfettiği özellikleri danışana geri yansıtarak yapılandırma sürecini harekete geçirmeli. Hedefler belirlenip eylem adımları saptanarak ilerleme sürecine başlanmalı. Bu süreçte kişinin kendi yetenekleri keşfetmesine destek olmalı. Bu koçluğun çok kısa bir tanımı ve uygulama şeklinden küçük bir örnektir. Amacı; Danışanın kendi belirlediği hedeflere, koçun desteğiyle ulaşması ve sorunlarının üstesinden tek başına gelmeyi öğrenmesidir. Koçluk bir gelişim sürecidir. Süreç boyunca danışan, kendisini daha iyi tanır, potansiyelini keşfeder ve hatalarından ders alarak yetkinliklerini geliştirir. Koçluk; mevcut durumundan, daha iyi bir duruma ulaşmak isteyen sağlıklı bireylerle yapılan bir çalışmadır. Koçluk; bu hizmeti alan danışanın, özel ve profesyonel yaşamında, gelişimi hedefleyen ve tümüyle güven ve gizlilik esasına dayanan bir süreçtir. Koçluk Türkiye de son bir kaç yıldır yaygınlaşmaya başlamış bir yöntemdir. Günümüzde pek çok konuda koçluk çeşidi vardır. Bunlardan bazıları; yaşam koçluğu, öğrenci koçluğu, ebeveyn koçluğu, aile koçluğu, ilişki koçluğu, sporcu koçluğu, satış koçluğu dur. Koçluk ne değildir? Danışmanlık değildir. Terapi değildir. Öğretmenlik/Eğitmenlik değildir. Yöneticilik değildir. Psikolojik danışmanlık değildir. Eğer çalıştığınız koç size tavsiyelerde bulunuyorsa lütfen en kısa sürede oradan uzaklaşın...! Etrafınıza bir bakın kimler gerçekten YAŞAM KOÇU, Kimler Güzin ABLA? Sevgiyle kalın... 68

71

72 Türkülerin üstadına veda Sesi ve sazı ile babası Muharrem Ertaş ın yolunu sürdüren Neşat Ertaş, keman ve saz çalmasını öğrendi. Ankara da TRT radyo evine girdi. Güçlü derlemeleri olan ozanın kendisine ait çok sayıda güfte ve besteleri vardır. Neşet Ertaş babası Muharrem Ertaş ile adeta Anadolu da ki en olgun seviyesine erişen bu Türkmen/Abdal müzik birikiminin yeni bir yorumcusudur. Yoğun yöresel özellikleri ve baskın mahallilik unsurları ile donanmış bu müziği yöresinin dışına çıkarmış, ülke genelinde ve hatta yurt dışında bilinmesini ve tanınmasını sağlamıştır. Büyük halk ozanı, türkülerin çınarı olan Neşet Ertaş 25 Eylül 2012 tarihinde İzmir de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir lı yıllardan itibaren ismi bağlama ile birlikte anılan, sadece geniş halk kesimlerinde değil, ciddi musiki çevrelerinde de taktir ve hayranlıkla dinlenen Neşet Ertaş ı farklı bir bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Çünkü o da aslında tam bir yöre sanatçısı, yani mahalli bir sanatçı olmasına rağmen yaygın şöhreti ve söylediği türkülerin popülaritesi ile ülke genelinde tanınan biri olarak diğerlerinden ayrılır. İşte Neşet Ertaş Orta Anadolu bozkırlarının tam göbeğinde, ay dost deyince yeri göğü inleten gönül delisi bir babanın evladı olarak 1938 de Kırtıllar da dünyaya gelir. Hiç çocuk sahibi olamadığı ilk karısı Hatice yi genç yaşında kaybeden Muharrem Ertaş, ikinci evliliğini Kırtıllar köyünden Döne ile yapar ve bu evlilikten, Necati, Neşet, Ayşe, Nadiye ve muhterem adında beş çocuğu olur. Kırtıllar nüfusunun tamamı abdallardan ibaret olan bir aşiret köyüdür. Köyün çevrede abdallar adıyla anılması da bundan olsa gerek. Daha altı yedi yaşlarında iken, kendisini yöre düğünlerinin aranılan sanatçı babası Muharrem Ertaş ın sazı önünde oynarken bulan Neşet Ertaş, hayatını, bir nevi hayat destanı diyebileceğimiz 1960 lı yıllarda yazdığı uzun bir şiirinde şöyle anlatır. 70

73 TÜRKÜ BABANIN HAYAT DESTANI ŞİİRİ Bin dokuz yüz otuz sekiz cihana Kırtıllar köyünde geldin dediler Babama Muharrem, anama Döne Dediysen Ata yı bildin dediler Dizinde sızıydı anamın derdi Tokacı saz yaptı elime verdi Yeni bitirmiştim üç ile dördü Baban gibi sazcı oldun dediler O zaman babamdan öğrendim sazı Engin gönül ile Hakk a niyazı O yaşımda yaktı bir ahu gözü Mecnun gibi çölde kaldın dediler Zalım kader devranını dönderdi Tuttu bizi İbikli ye gönderdi Babam saz çalarken bana zil verdi Oynadım meydanda köçek dediler Anam Döne İbikli de ölünce Tam beş tane öksüz yetim kalınca Beşimiz de Perişan olunca Babamgile burdan göçek dediler Yürüdü göçümüz Tefleğe doğru Bu hali görenin yanıyor bağrı Üç aylık çoçuğun çekilmez kahrı Bunlara bir ana bulun dediler Yozgat ın Kırıksoku Köyü ne vardık Bize ana yok mu diyerek sorduk Adı Arzu dediler bir ana bulduk İşte bu anadır buldun dediler En küçük kardaşı kayıp eyledik Onun için gizli gizli ağladık Üstelik babamı asker eyledik Yine öksüz yetim kaldın dediler Zalım kader tebdilimi şaşırttı Heybe verdi dalımıza devşirtti Yardım etti Yerköy üne göçürttü Biraz da burada kalın dediler Yerköy den Kırıkkale ye geldik Babam saz çalarken biz çümbüş aldık Kırşehir e varınca kemanı çaldık Aferin arkadaş çaldın dediler Yarin aşkı ile arttı hep derdim Babamı bir yere dünür gönderdim Başlık çok istemişler haberin aldım İstemiyor yarin seni dediler Kırşehir de yedi sene kalınca Düğün düzgün hepsi bize gelince Burada herkese yer daralınca Ankara ya gider yolun dediler Ankara da (sünnetçi) Veysel Usta yı buldum Epeyce eğleştim, evinde kaldım Yüz lirayı verip bir yatak aldım Etti isen böyle buldun dediler Bir ev kiraladım münasip yerde Kaldı kavim kardaş hep Kırşehir de Bu aşk hançerini vurdu derinde Çaresini bulamazsan ölün dediler Yarin aşkı ile döndüm şaşkına Arada içerdim yarin aşkına Canan acımaz mı garip dostunabuna da içeriye alın dediler Bu hasretlik duygusu Türkü babanın sanatına olumlu etki yaparak, memleketin taşına,toprağına, insanına hasret ve özlemle dolu pek çok türkünün doğmasına sebep oldu. Gerçekten de gönül kelimesinin Ertaş ın şahsi lugatında çok özel bir yeri var. O adeta, tıpkı Yunus gibi, Hacı Bektaş-i veli gibi kendisini gönüller yapmaya adamış biri... gönül ün geçmediği türküsü yok dense yeri... Ana vatanımsın, baba yurdumsun Ozanlar diyarı şirin Kırşehir Uzak kaldım gurbet elde derdimsin Hasretin bağrımda derin Kırşehir. Feleğin yazdığı kara yazıynan Çok yürüdüm bağrımdaki sızıynan Kara kaşlarıynan, kara gözüynen Aşık etti beni birin Kırşehir Şu garip halimden bilen işveli nazlım Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen.. 71

74 Bir Anı Panelden Notlar... Güler Karakurumer Geçen hafta içinde bir panele katıldım. Konu, Eğitimde Yeni Yaklaşımlar ve Eğitimcilerin Bakış Açıları ile ilgiliydi. Panelistler, mesleklerinde başarılarının doruklarına ulaşmış, kariyer sahibi eğitim uzmanları ve eğitim görevlileriydi. Panel yeni başlamıştı. Panelistlerin birbirine bağlantılı olarak anlattığı konular gittikçe artıyordu. Örneklemeler çoğalıyor daha zenginleşiyor ve çok zevkli, keyifli hale geliyordu. Pür dikkat panelistleri dinliyor, slaytlarını izliyor, küçük küçük notlar alıyordum. Bir tarafım yeni bilgiler kazanmaktan, yeni kavramlar öğrenmekten, unuttuklarımı hatırlamaktan MUTLU iken, diğer tarafım Sİ- NİRDEN titriyordu.en az üç beş kez arkama dönüp baktığım, bir kez de kibarca ikaz ettiğim halde arkamda oturan belli ki önceden birbirini tanıyan üç şahsın konuşmaları sürekli devam ediyordu. Bir gün önce misafir olarak gittikleri ev sahibinin hangi pastaları yaptığını, ikincinin çocuklarının yaramazlıklarından şikayeti, üçüncünün uzun uzun kayınvalidesinden çektiklerini anlattıkları paneli; ancak yerimi değiştirerek, konsantrasyonumu toplamaya çalışarak bitirebildim. Sonra düşündüm...! Bu bayanlar özellikle eğitimciler demiyorum çünkü duruma çok sinirlenmiş aynı zamanda da üzülmüştüm. Evet... Bu bayanla rbu panelden bu bir araya gelen değerli eğitim uzmanlarından ne kazanmışlardı? Bence hiçbir şey kazanmadıkları gibi boşa vakit harcamaktan, zaman doldurmaktan kaybetmişlerdi. Panelde anlatılanların dörtte birinin bile akıllarında kalması, anlatılanları dinlemeleri bence onlar için büyük bir kazanç, büyük bir mutluluk olmalıydı. Ne yazık ki okumayı sevmediğimiz gibi dinlemeyi de sevmiyor ve beceremiyoruz. Bari bunu yapabilenlere saygı duysak, takdir etsek. O da nafile... Ama haksızlık etmemek gerekir ki konuşmayı seviyoruz.yanlış-doğru öyle ya da böyle aklımıza estiği gibi yorumladığımız gibi konuşuyoruz hem de ulu orta. Karşımızdaki kırılır mı, toplumda, arkadaş grubunda, orada, burada konuşmak uygun mu diye düşünmeden konuşmak, insanları suçlamak, zan altında bırakmak, karalamak meziyet oldu. İki yüzlülük, riyakarlık, yalakalık, aldı başını gidiyor. Umut ediyorum ki, yazımı okuyanların büyük bir kısmı beni anlayacak ve bana hak vereceklerdir. Bilmem nedendir, bizde çok çalışanlar ya sevilmezler ya da fazlaca ezilirler. Sevilmezler çünkü diğer çalışanların çalışmadığını ortaya çıkarırlar ve çalışmak zorunda kalırlar, rahatları bozulur ya da ezilirler çünkü bütün işler onlara kalır. Her işi sonuçlandıracaklarına inanıldığından ve güvenildiğinden iş dağıtma zamanı hep ve daim çalışanlar akla gelir. Biraz da takdir edebilsek, örnek almayı öğrenebilsek çok şeyin değişeceğini göreceğiz; ancak insanları karalamak, başarılarını kıskanmak, çalışmalarını baltalamak var ya... Herhalde bu duygular daha ağır basıyor. Ben çalışma hayatım boyunca çalışanı takdir ve taltif ettim. Çalışanı çalışmayandan ayırt ettim. Tüm desteğimi verdim. İmkanlarımı seferber ettim. Empati kurdum. Hem MUTLU OLDUM hem MUTLU ETTİM. Hem BAŞARILI OLDUM HEM BAŞARIYA YÖN VER- DİM. Unutmayınız...! Yaptığımız şeyler için duyduğumuz pişmanlık zamanla geçer. Ne var ki; yapamadığımız şeylere pişmanlığın çaresi yoktur. İnsanlar kendi durumları ile ilgili olarak her zaman koşulları suçlar. Ben koşullara inanmam. Bu dünyada yol alan kişiler, ayağa kalkıp istedikleri koşulları arayan ve bulamadıklarında yaratan insanlardır. GEORGE BERNARD SHAW Sevgilerimle... 72

75

76 En iyisi sen ol! Sahne sizin. Hazır mısınız? Yanıtınız evet ise, o halde repliğiniz belli: Her ne isen en iyisi sen ol! ByEnchant Ailesi olarak, bizce bu mümkün. Nasıl mı? Durmadan akıp giden zamana inat bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, sınırları belli bir mekânı büyülü bir atmosfere dönüştürmede sergilediği yenilikçi bakış açısı ve detaylarda gizlenen etkiyi açığa çıkarmadaki yaratıcılığı ile hazırda bekleyen profesyonel bir ekibi, ihtiyaç duyduğunuz noktada, en değerli anlarınızı hafızalara kazımak ve tüm güzel anılarınızı ölümsüz kılmak üzere sizlerle bir araya getiriyoruz. Sizden istediğimiz tek şey sahnedeki rolünüzü seçmeniz. Sürpriz bir doğum günü partisinin, eğlencenin doruğa ulaştığı bir gecenin, başarının tadını çıkarmak üzere tertiplenmiş bir mezuniyet balosunun aranan ismi; konuklarını en güzel şekilde ağırlamak üzere tertiplediği eşsiz davetin sahibi; sonsuza dek sürecek bir mutluluğa imza atarken göz kamaştıran o rüya çift; dünyaya getirdikleri muhteşem bebekleri ile mutluluklarını perçinleyen çiçeği burnunda anne-baba siz misiniz? Siz, geniş bir dinleyici kitlesine hitap eden seçkin bir konuşmacı; birçokları için emsal teşkil eden başarılı bir genç girişimci; imzasını attığı çalışmalar ile toplumsal fayda amacına hizmet eden örnek bir araştırmacı; hizmet sektörünün öncü firması; firmasının yükselişini gururla izleyen bir yönetici; iş dünyasındaki adını ve başarısını şahane bir organizasyon ile taçlandıran bir lider misiz? Yanıtınızı sabırsızlıkla bekliyoruz.

77 Hizmetlerimiz BİREYSEL ORGANİZASYONLAR Doğum Günü Etkinlikleri Mezuniyet Töreni/Balo Organizasyonu Bekârlığa Veda Partileri Kına Gecesi Organizasyonları Düğün Organizasyonları Davet Organizasyonları Bebek Doğum Etkinlikleri Parti, Konser ve Kutlama Organizasyonları Orkestra, DJ ve Sanatçı Temini Host ve Hostes Temini KURUMSAL ORGANİZASYONLAR Açılış Organizasyonları Fuar Hizmetleri Bayi Toplantıları Ürün Lansman Hizmeti Kongre, Seminer ve Toplantı Organizasyonları Kuruluş Yıldönümleri Catering ve Kokteyl Hizmeti Ulaşım ve Transfer Hizmetleri Referanslarımız İletişim Adres: Selanik Caddesi No:52/6 Kızılay, Çankaya / ANKARA Telefon: Faks: Web: E-posta: info@byenchant.com

78 Evde Hazırlanabilen El ve Ayak Bakım Formülleri Gün içerisinde en fazla kullandığımız ellerimiz ve sürekli olarak kapalı kalan ayaklarımız vücudumuzun en fazla ilgi ve özen bekleyen organları içerisinde yer alırlar. Bu nedenlerden dolayı el ve ayaklara mutlaka doğru bakım önerileri ile bakım yapılmalı, ayak ve el bakımları aksatılmamalıdır. Peki el ve ayak sağlığını koruyabilmek için hangi bakım önerileri uygulanabilir? İşte işinize yarayabilecek birkaç el ve ayak bakım önerisi Soğuk Suyla Ayak Banyosu Ayaklarınızı, sıcaklık hissi duyana kadar, 15 derecedeki suya sokun. Şişmanlık, kabızlık, vücut yorgunluğu ve burun kanamalarına iyi gelir. Sıcak Suyla Ayak Banyosu Ayaklarınızı 15 dakika kadar, 42 derece suya sokun. Böbrek hastalıklarına, adet sancılarına, migrene, boğaz ve karın ağrılarına iyi gelir. Sıcak ve Soğuk Suyla Ayak Banyosu Ayaklarınızı 5 dakika 42 derecedeki suya, 10 saniye 15 derecedeki suya sokun. Bu işlemi sırasıyla toplamda 5 kez uygulayın. Dolaşım bozukluğuna, migrene, uykusuzluğa, selülite iyi gelir. Giderek Sıcaklaşan Suyla Ayak Banyosu Ayaklarınızı 30 derecedeki suya soktuktan sonra, kaynar su ekleyerek, tahammül edebildiğinizce sıcaklaştırın. Yüksek tansiyona, siyatike, sinir sistemiyle ilgili tüm bacak ağrılarına, bronşite, astıma, yetersiz adet kanamalarına iyi gelir. Adetin beklendiği günden 3 gün önce yapıldığında, olabilecek adet gecikmesini önler. 76

79 Uzamayan Tırnaklara Destek Formulü Bir tas ılık suya bir çorba kaşığı tuz, birer tatkı kaşığı limon suyu ve sirke, bir çay kaşığı zeytinyağı koyun ve ellerinizi tutabildiğiniz kadar bu suda bekletin. Her akşam bunu uygulamaya devam edin, tırnaklarınızı güçlendirecektir. Ayrıca tırnaklarınızı limonla ve badem yağıyla ovabilrisiniz. Bu formülün ölçülerini artırarak ayaklarınız içinde uygulayabilirsiniz Çabuk Kırılan Tırnaklar İçin 1 su bardağı ılık su Yarım limon 1 tatlı kaşığı tuz 1 tatlı kaşığı badem yağı Tüm malzemeyi karıştırın. Karışımı 2 saat bekletin. Bir süre beklettiğiniz karışımı el ve tırnaklarınıza sürün. Nasır İçin 250gram tereyağı 100gram aynı sefa bitkisi 1 tatlı kaşığı lanolin 250 gram tereyağını kısık ateşte eritin üzerine 100 gram aynı sefa bitkisini ekleyin. 1gün bekletin. Ertesi gün karışımı tekrar kısık ateşte eritin. Eritme işlemi yaparken içine 1 tatlı kaşığı lanolin ekleyip 5 dakika kaynatın. Karışımı nasırlı bölgenize her gün uygulayın. Çatlak Eller İçin 2 limon suyu 50 gram gliserin 30 gram badem yağı 30 gram kolonya 2 çorba kaşığı pudra Tüm malzemeyi karıştırın. Şişeleyin. Karışımı ellerinize sürüp 15 dakika poşet içinde bekleyin. 77

80 Deniz in Ökçesi Ay ile Buluşma Ankara da hiç görmediğim kurak, çorak bir tepenin eteğinde yürüyorum. Derken rengârenk üç geniş basamak görüyorum. İlk basamak kırmızının, ikincisi mavinin ve üçüncüsü de yeşilin açıktan koyuya tüm tonlarında mine çiçekleriyle dolu. Elle yapılmış kıymetli minyatürler gibiler. Arkasında akasya ve portakal ağaçları rüzgârın gücüyle hışırdıyorlar. Bir solukta basamakları çıkıyorum. Ormanı hızla geçiyorum. Dipten gelen kaynak suyunun kayganlaştırdığı kayalara tutuna tutuna, biraz daha yükseğe erişiyorum. Isı azalıyor, üşüyorum. Hava kararıyor, ürküyorum. İçimden bir ses inmen zor olacak ama çık ve gör, emeğine değecek diyor. Parlak kum grisine dönüşüyor her yan. Sanki dev bir istridye kabuğunun katmanlarında yengeç gibi yan yan, tıkırık pıkırık sesler çıkararak hedefime doğru yol alıyorum. Günlük yaşama özgü tek bir tanıdık canlı ya da nesne yok etrafta. Uzun uğraşlar sonucunda o uç noktaya geliyorum. Gözlerim kamaşıyor. Dünya büyüklüğünde bir inci gibi parlayarak karşımda tüm ihtişamıyla Ay duruyor. Dokunabileceğim kadar yakın, ama aramızdaki karanlık boşluğu görünce bunun mümkün olmadığını anlıyorum. Onu çıt çıkarmadan uzun uzun seyrediyorum. İçindeki çukurları, tepeleri, nehirleri, kısaca her şeyini görüyorum. Mucize gibi. Yanaklarımdan sıcak, damla damla yaşlar süzülüyor. Yaşlarım inciye dönüşüyor. İkisini hatıra olarak cebime koyuyorum. Bu eşsiz manzaranın insanoğlu tarafından neden keşfedilmemiş olduğu sorusu beynimi kurcalarken kayalardan bir ses duyuyorum: Yaşam bu. Daha neler göreceksin... İnsanın sevinçleri, acıları, hastalıkları, kayıpları, aşkları, başarıları ya da başarısızlıkları üzerine pek çok yaşanmış hikâye dinliyorum. Aslında bunlar özetle yaşamın halleri. Herkesin bir hikâyesi var ve herkes kendi tercihini yaşıyor. Ya takılıp kalınıyor ve yaşam zindan ediliyor ya da kabullenilip yaşama devam ediliyor. Bu anlamda beni en çok delice aşık olup evlendiği ve sonrasında boşandığı eski eşi ile 7 yıl sonra telefonda konuşması gereken ve arandığında uğruna 15 kilo verdiği adamın sesini tanıyamadığını itiraf eden Ferhan ın hikayesi etkiledi. Tepkim Ne acı! demek oldu. Ama oluyor işte. Mümkün ise, unutan, hatırlamayan biz kadınlar olalım Gülelim ve güldürebilelim Şaka bir yana, hastalık, elem, keder, hepimizden uzak olsun derken, tercihinizi barışık, akıllı ve bakımlı kadınlar kulvarında kalmak için kullanmanızı dilerim. Ayrıca sıkça sorulduğu için bu yılın en gözde renklerinin pastelin tüm tonları ve bordo olduğunu, kendi tasarladığım jean altı botların ve platform ayakkabıların Oi Arte tasarım ve çok markalı ayakkabı dükkanlarında satışa çıktığını, yaşadığım sürece sizlere farklılıklar göstermek için çabalayacağımı şimdiden duyururum 78

81

82 2012 SONBAHAR MAKYAJ MODASI Make Up Artist Emre Özdemir den 2012 Sonbahar Makyaj Trendleri 2012sonbahar makyajı mevsime ışıltı katacak renkleri ve vurgulu yüz hatlarını ortaya çıktığı teknikleri ile kendinizi büyülü bir atmosfere kaptıracaksınız Sonbahar duyguların yoğunlaştığı büyülü bir zaman diliminin anahtarı farklı heyecanların bir arada barındığı bir mevsimdir. Elbet deki bu farklılık hayatımıza yansıyor ve farklı anlamlar kazanıyor. Bu yansımalardan biriside makyajınızdır. Bu sezonda vurgulu gözler, belirgin elmacık kemikleri ve ışıltılı kırmızı tanlarla belirginleştirilmiş dudaklar. 80

83 2012 SONBAHAR MAKYAJINDA GÖZLER Son yıllardaki gözlere verilen dumanlı efektler bu sezonda dikkatleri çekiyor. Daha derin, bulu ve oldukça dramatik bir o kadar da seksi bakılar ön planda. Göz çevresini kalen ile belirginleştirdikten sonra göz kapaklarına iki veya daha fazla renkle kombinleyerek göz makyajınızı hareketlendirin. Sonbaharda hala güneşin tonlarını yaşamaya devam ediyoruz. Yeşil tonları, altın sarısı, turuncular ve turkuaz tonlarındaki farlarınıza kömür siyah veya acı kahve tonlarındaki farlarınızla gölgeler vererek daha dumanlı bir efekt oluşturabilirsiniz SONBAHAR MAKYAJINDA YANAKLAR VE ELMACIK KE- MİKLERİ Bu sezonda elmacık kemikleri vurgularla ön planda. Pembenin tonları ile fresh bir görünüm yakalamalısınız. Eğer cildiniz hala bronz ise şeftali tonlarındaki allıkları da tercih edebilirsiniz. Yine gözde kullandığımız gibi elmacık kemiklerine de ışıltılı pudra ile belirgin bir efekt verebiliriz, böylece daha çekici ve etkili bir görünüm ortaya çıkar. Sade bir makyaj tarzınız varsa her zaman dumanlı göz makyajını kullanmaya bilirsiniz. Natürel gölgeler için pastel tonları tercih edebilirsiniz. Yani açık kahveler, krem rengi, şeftali tonları veya ten renginize yakın farları da seçebilirsiniz. Böylece daha yumuşak ve romantik bakışlar elde edebilirsiniz. Bu sezonda bir diğer dikkat çeken şey ise ışıltılar. Simli veya sedefli farlar tercihleriniz arasında olsun Kirpikler ise olabildiğince dolgun olmalı. Bu yüzden kullandığınız rimelin dolgunlaştırıcı özelliğinin olmasına dikkat edin. Özel günlerinizde ise takma kirpiklerle destekleyebilirsiniz. Kaşlar bu sezon ne kalın ne ince sadece var olan kaşlarınızı bir kaş kalemi yardımı ile daha belirgin hale getirin yeterli SONBAHAR MAKYAJINDA DUDAKLAR Makyajın son durağı olan dudaklar bu sezonda oldukça parlak ve ıslak şeftali tonları, şarap rengi, bordo ve kırmızı tonları tercihleriniz arasında yer alabilir. Fakat trendi yakalamanız için rujunuzun üzerine mutlaka bir parlatıcı kullanmanız gerekir, böylece daha vurgulu, çekici ve seksi bir görünüm elde edebilirsiniz. Rujunuzun daha sağlıklı ve uzun ömürlü olmasını istiyorsanız bir dudak kalemi ile kombinlemenizi tavsiye ederiz. İLETİŞİM TEL: MAİL FACEBOOK: makeupemre@hotmail.com 81

84 Berlika Mutlulukların en güzeli kapıları açmak sevgiye ulaşmak. İçinizde bir yerlerde gizli müthiş enerjiye ulaşmak harika bir duygu bu müthiş. Bir yerlere,bir şeylere,birilerine ulaşmak için kapıları aşmak, kapıları açmak gerekiyor. Anahtarlarım var elimde hem de sayamadığım kadar. Her birinin şekli farklı, içeriği çok çok farklı. Elimdeki anahtarlardan hangisi bu yedi kapıyı açabilir. Herkesin elinde binlerce var en az benimkiler kadar. Galiba marifet anahtarlarda değil, marifet gerçek mutluluğun kapılarını hangi anahtarın açacağını bilmekle başlıyor. Bu kapıları açmak için anahtarı seçmek marifet gerektiriyor. Bu marifet sadece akılla değil yürekle oluyor. Önce kendi kendini tartmak kendin olmak gerekiyor. Bu noktaya öyle her baba yiğit gelemiyor. Düzelmek için önce yamulmak gerekiyor bazen. En acısı da bu. Yamulurken çekilen acılar düzelirken kat kat artıyor. İşte o zaman anahtarlar kendiliğinden belirmeye başlıyor. Kendiliğinden. İşte mutluluk o zaman geliyor tek tek. Yağmaya başlıyor mutluluk yağmuru ciğerlerimize, yüreğine yeni umutlar serpmeye, harika şeyler sunmaya Cennetin yeni kapısı Berlika bekle bizi, Her bir kapıyı açmak, yüreğimize ulaşmak zor değil tabi ki ulaşmak isteyene. Bir kapıyla başlar her şey, yeter ki bir kapıyla başla ulaşmak zor değil diğer kapılara. Adım atmak, yüreğe atılan her adım yaklaştırır bizi bize unutma her şey Berlika Belki de Berlika her şey 82

85

86 Life Shop 15 Saniyede Tırnak Etlerine Müdehale Güneş, deniz ve sıcak, yaz aylarında el bakımını zorluyor. Özellikle bu faktörler tırnak etlerinin çabuk kurumasına ve ellerin özensiz görünmesine sebep oluyor. Sally Hansen ın, kuruyan tırnak etlerini giderici bir çıkarıcısı var. Tırnak etlerine jel kıvamlı Instant Cuticle Remover solüsyonunu sürdükten 15 saniye sonra, tahta çubukla geriye itmeniz manikür namına yapılacak en hızlı çözüm olabilir. Tırnak etlerini aldırmamak, yumuşatarak geriye itmek ve gece yatmadan yumuşatıcı bir tırnak eti kremi sürmek, uzun vadede manikür ihtiyacını öteleyecektir. 26,50 TL. Buzlu sorbe Verbana (L Occitane dan narenciye aromalı seri) 33TL- 124TL arası Sorbet Verbana sıcaklarda buz gibi gelen kokusuyla duyuları harekete geçiriyor. Güney Fransa da Provance da olma hayallerine daldıran narenciye aromasıyla taze otların birleşimi. Sorbet Verbana turunçgil ailesi parfüm, mist, duşş jeli ve vücut jelinden oluşuyor. Kenya Çay Ağacı Kenya dan gelen çay ağacı, problemli ciltler için doğal kaynak. Çok bilinen yağı özellikle sivilceleri kurutuyor. Ayrıca böcek ısırıkları için de kullanılabiliyor. 5,90-24,90 TL arası The Body Shop ın çay ağacı serisi, yağ, krem, tonik, köpük gibi farklı formlarda farklı amaçlar için kullanılıyor. Mesela jel, leke ve şiş önleyici ve sakinleştirici. Gözenek azaltıcı, gözenekler içinde birikmiş yağları ve toksinleri emiyor ve sıkı bir cilt yaratıyor. Krem nemlendiriyor. Köpük makyaj çıkartma ve pürüzlerde pürüzlerde etkili oluyor. 84

87 Gözeneklerinizi İdeal Ölçülere Getirin 50 ml fiyatı 250 TL. Gözenekli cilt kırışıklıklara, yağlanmaya ve gözeneklerin daha da irileşmesine sebep oluyor. Estee Lauder in Idealist serisinden çıkan Pore Minimising Skin Refinisher serumu asit içermeyen yapısıyla tıkanmış gözenekleri temizleyerek küçültüyor. Glukosamin ve kestane özleri içeren yeni formül sayesinde ölü hücreleri cilt yüzeyinden atıyor. 40 $ Güneşin Etkilerinden Cildinizi Koruyun Norveççe temiz demek olan Ren, sentetik kokular, petrokimyasallar, sülfatlı deterjanlar, sentetik renklendiriciler, hayvansal bileşenler ve parabenlerden arınmış bir marka. Güneş koruma faktörü, SPF takviyesi olan Photoactive Sun Veil güneşli günlerde çantadan hiç eksik olmaması gereken bir koruma. Markanın Eğitim Müdürü Rui Branco, Cildinizde hiç birşey yokken güneşe çıktığınızda ne kadar zamanda kızarıyorsa kullandığınız SPF ile çarpıp ne kadar zamanda tekrar uygulamanız gerektiğini bulmalısınız diyor. Yani cilt 3 dakikada kızarıyorsa 15 SPF li bir ürünü 45 dakikada bir uygulamak lazım. Makyajın üzerine de kolayca sürülebilir. Morluk, Torba vekırışıklıklara Çözüm 120 TL. Filorga, medikal anti-aging üzerine uzmanlaşmış bir marka. Optim- Eyes isimli göz kremi de olgun ciltlerin göz altı sorunları için çözüm buluyor. Fibroblastların hareketlerini arttıran aktif maddeler dokuları yeniden yapılandırıyor. Haloxyl göz çevresini onarırken, NHS mor halkaların rengini açıyor. Lenf ve damar sirkülasyonunu güçlendiren etken madde göz altı torbalarını azaltıyor. 215 TL. Yorgun Cilde Enerji Desteği Tatil sonrası yoğun bir tempo içine girildiğinde cilt stres ve yorgunlukla canlılığını yitiriyor. Olgunlaşan cildin, kendini yenileme hızı da düşünce cilt donuk ve yorgun görünmeye başlıyor. Darphin in Vitalskin serisinden yorgunluk karşıtı serum ve enerji veren krem bu sıkıntıları gidermek için var. Vitalskin Anti-Fatigue Dynamizing Serum; içindeki Noni bitkisiyle yenilenme sürecini ve hücresel aktiviteyi hızlandırıyor. Dinlenmiş ve canlı bir görünüm veriyor. 173 TL. Vitalskin Replumping Energic Emulsion; günlük ince bir nemlendirici olup, canlılık ve ışıltı kazandırıyor. 85

88 Mucizenin Adı Moisturising Soft Cream. 30 ml fiyatı 350 TL. Crème de La Mer ın arkanıza yaslanıp dinlemek isteyeceğiniz bir hikayesi var. Bundan yarım yüzyıl önce, NASA bilim adamı Dr. Max Huber in yüzünde ve elinde rutin bir laboratuvar deneyi sırasında yanıklar oluşuyor. Cildindeki yanıkları düzeltmek için araştırmalara başlayan bilim adamı, mucizenin denizden geleceğine inanarak deniz yosununun üzerinde çalışmaya başlıyor. Deniz yosununun fermantasyonuyla birlikte eklenen vitamin, minerallerle yaralarını iyileştiren ürünü 12 yıllık deneyler sonucu biz Crème de La Mer olarak tanıyoruz. Dr. Huber her ne kadar ürünü kendisi için yaratmış olsa da, kulaktan duyulma sayesinde, ürünün ufak miktarlarda satışına başlanıyor. Huber in kızının markayı devralmasından sonra Estee Lauder şirketine satılan La Mer, günümüzde içeriklerini yenileyerek yeni mucizelere imza atıyor. Markanın rock yıldızı Crème de La Mer ailesinden yeni formülüyle gündeme oturan Moisturising Soft Cream. Eskisine nazaran hafifleyen ve yumuşayan dokuda Lipidin ve Misket limonu çay özü bulunuyor. Bu maddeler küçük katmanlı küreler oluşturarak formülü hafifletiyorlar. Kremin işini nasıl yaptığına gelince, yenilyeci nemlendirme özelliği cildin derin katmanlarına nüfuz ediyor. Klinik çalışmalarda nem artışı %70 olurken, sekiz hafta sonucunda cilt sıkılaşması %65 olarak ölçülüyor. Kullanımıysa kremi cilde sürerek değil, parmak uçlarınıza küçük miktarlar aldıktan sonra cilde hafifçe bastırarak. Valmont tan yeni seri (SPA) Farklı yaşlarda cildin yapısında değişiklikler meydana geliyor. Valmont bu değişiklikleri şöyle sıralıyor: 30 yaşında, ilk mekano-elastik kırışıklar oluşur; bunlar doğrudan tekrarlanan yüz ifadeleri ve epidermisin incelmesi sonucu olur. 40 yaş civarında, dermal-epidermal birleşme yeri düzleşir ve üst dermis yoğunluk kaybederek krono-biyolojik kırışıkların gelişimine sebep olur. 50 li yaşların başlarında, menopoz ve azalan östrojen seviyeleri cildin derinliklerindeki yapıları etkiler. Retiküler dermis körelir ve cilt yoğunluğunu ve desteğini kaybeder. Birçok derin hormonal-yapısal kırışık oluşur. Valmont kırışık savaşına kırışıklık karşıtı peptitler kokteylini geliştirerek giriyor. Prime AWF bakım serisinde üçlü yaşlanma karşıtı içerik bulunuyor. Üçlü DNA, Lipozomlu RNA ve anti-mmp. Prime AWF serisinden denediğimiz baz yenileme serumu Polyfactor repair Serum Factor 3, tüm cilt tiplerini yeniden canlandırıp pürüzsüzleştiriyor. Çizgiler ve pürüzler üzerinde etkili serum cildi gençleşmiş şekilde gösteriyor. Cilde SPA lüksünü yaşatan ve olgun cildin problemine nokta atışı yapan yeni seri gelecek ay piyasada. 86

89

90 Düş ünüyorum Yasemin Yelken Gözlerinizi kapatın ve hayatınız boyunca elde edemediğiniz şeyleri düşleyin. Eros Ramazzotti kadar iyi şarkı söyleyebilmeyi veya Paris Haute Couture Moda haftasında harikalar yaratmayı düşleyenler vardır belki. Kokoreç gurusu olmayı ya da mimiklerinizle kitleleri güldürmeyi düşlüyorsunuzdur, belki. Acaba hatıralarından ya da ön yargılarından şikayet etmemeyi düşleyen var mıdır? Koyu renkli düşünürsek; Aslında suç işlemek bir yetenektir. Ve bu yeteneği olmayanlar, başkalarının kolayca suç işleyebileceğinden şüphelenmezler. Böylece, tarafsız duygularla, kişilere ya da olgulara yaklaşıldığında duvarların altında kalınabilir. Bu çerçevede, savaşların bittiğini, insanların ölmediğini, hayvanlara kötü davranılmadığını, bitkilerin plastikleştirilmediğini düşleyebiliriz. Eski çizgi filmlerde kötü adam, dünyayı ele geçirmeye çalışır, iyilerde kurtarmaya uğraşırdı. Peki, birlikte mutluca yaşasalar olmaz mıydı? Biz neyi yanlış düşledik acaba? Biz ne zaman çürüdük? Ne zaman GDO lu organlar takılmasına izin verdik vücudumuza? Ne zaman geleceğimizin şifrelerinin değiştirilmesine müsaade ettik? Sanırım, bizi parayla kandırdılar. Sanırım, biz fark etmeden, bizi uyuşturabilecekleri sis bombaları attılar düşlerimize. Düş ümüzü maddelere ayırıp kategorilere soktular. Sonrada kocaman silgilerle silip, kendi düşlerini bizimkilerin yerine koydular. Düşlerimiz olmayınca, korku eğilimli DNA lar olduk hepimiz. Bizi sönmüş yanardağın içine turistik geziler yapmaya zorladılar. Ama tıpta, organ reddi diye bir şey var. Tıpkı organlar gibi, hayat gibi, bizim de reddetme hakkımız var. Kendi kararlarımızı kullanma hakkımız var. Dalgıçlık, dağcılık, fotoğrafçılık, sörf hangisini yaptınız ya da yapamadınız? Duyduğunuz ölüm haberine içinizden mi yoksa bağırarak mı tepki verirsiniz? Sevmediğiniz huyunuz kin tutmanız mı? Sevdiğiniz huyunuz sır tutmanız mı? Kendi ter kokunuzu sever misiniz? En son neyi görmezden geldiniz? Hangi yalanı söylediniz? Kötü adamları tek başımıza yok edemeyiz. Ama düşlerimizi ve düşlerin alt yapısını oluşturan yukarıda saydığım, özgür yaşam seçeneklerimizi almalarına izin vermemek, elimizde. Herkes kendi düş ünü onlardan geri alırsa, değerlerinin farkına yeniden varırsa, uyku modundaki sistemin çarkından çıkmaya çalışırsa işte o zaman, organik çiçekler açmaya başlayacak. Şimdi gözlerinizi kapatın ve bu güne kadar düşleyip te gerçekleştire bildiklerinize odaklanın. Göreceksiniz, kararlı olduğunuzda, Süperman kadar güçlü olabiliyorsunuz. 88

91 kurye kargo dağıtım sanayi ticaret limited şirketi Üreten, işleten ve yöneten şirketler ile satın alan, değerlendiren ve kullanan tüketiciler arasında kurulması gereken, GÜVENİLİR, SAĞLAM ve KALICI beraberliği tesis etmektir. Bu amaç doğrultusunda; dağıtım ve nakliye sorumluluğunu aldığımız her gönderiyi, üretenin hassasiyet ve ciddiyetinde alıcısına doğru zamanda ulaştırmak başta gelen prensibimizdir. HİZMETLERİMİZ Toplu Dağıtım Yurtiçi Kargo Servisi Yurtdışı Ekspress Kargo Yurtdışı Hava Kargo EK HİZMETLER Data Bank Adres Bankası E-posta Adresi SMS Gönderinin Dağıtıma Hazırlanması Bize ulaşın.. Adres: Menekşe 2 Sokak No:20/ Kızılay/ANKARA Telefon: (312) (pbx) Faks: (312) web: info@transnetkurye.com TRANSNETKURYE TÜGİAD ÜYESİDİR P1 ve M2 Yetki Belgesi Sahibidir.

92 Saç Modası Saçlarınızı yenilemek de gardrobunuzu yenilemek kadar eğlenceli. Bu sezon podyumlardan çıkan, yeni ve beklenmedik modelleri denemekten korkmayın... 90

93 Keskin renkler Miuccia Prada nın Sanal prenses görünümü olarak adlandırdığı modelleri yaratmak için tasarımcı Guido, platin sarı, beyaz, kırmızı, siyah renklerlerde postişler kullanıyor. Önce saçları geriyo doğru fönlüyor daha sonra saçların arkada kalması için şekillendirici bir jel sürüyor. Saçlara postişleri ekledikten sonra dümdüz bir fön çekiyor. Sleek atkuyruğu Chanel defilesinde herkes pullu kaşlara bakarken saç tasarımcısı Sam McKnight in yaptığı uzun ve dümdüz at kuyruklarından gözlerimizi alamadık. Saçlar dümdüz yapıldıktan sonra sımsıkı bağlanmış. Lastik toka yerine saçın kendisiyle bağlanmış gibi durması da ayrıca çok şık. Mücevherle süslenmiş saç aksesuarı Dolce & Gabbana defilesinde kusursuzca süslenmiş topuzların ilham kaynağı Meryem Ana ydı. Saç tasarımcısı Guido, saçları ortadan ayırıp, kulakkların üzerinden arkada yarım at kuyruğu şeklide topluyor. Saçlara parlaklık kazandırmak için biraz argan yağı sürüyor ve topuzu firiketelerle tutturuyor. Son olarak incilerle, çiçeklerle, mücevherlerle donanmış saç bantlarını saça ekliyor. 91

94 Yarım taç Basit fakat sofistike olan bu modeli, saç tasarımcısı Luigi Mureno, Esrarengizce romantik olarak yorumluyor. Saçları yapmaya başlamadan önce hacim verici bir spreyle saçları hazırlıyor. Ortadan ayırdığı saçlara maşayla dalga kazandırıyor. Saçların yanlarından iki ince tutamı burarak saçın arkasında siyah kristel bir tokayla birleştiriyor. Takma kahkül Saç tasarımcısı Guido, Donatella nın, kızların modern, havalı görünürken Versace nin asi ruhunu da temsil etmesini istediğini söylüyor. Tasarımcı bunun için saçlara sahte kaküller tutturup, mankenlerin alınlarına en yakışıcak boyda kesiyor. Bohem örgü Rachel Zoe nin rakınrol temalı şovu için hipi bir görünüm oluşturan seksi örgülerden daha uygun bir model olamazdı. Saç tasarımcısı Odile Gilbert, mankenlerin saçlarını yarı dalgalı bir şekilde fönledikten sonra saçların tek tarafına, aradada kalan ince bir örgü oluşturuyor. Düşük topuz Michael Kors defilesinde karşımıza çıkan bu saç modeli için ünlü saç tasarımcısı Orlando Pita, Amerikan kraliyet ailesinin spor hali yorumunu yapıyor. Saçı yapmak için önce ince tarakla saçı yandan ayırıyor, saçın arka ve yan taraflarını hafifçe kabartıyor ve saçların uçları dışarıda salık kalacak şekilde ensede bir topuz yapıyor. Düz parıltı Calvin Klein ın şovundaki saçlar adeta gerçek cilayla cilalanmış gibi görünüyordu. Ancak Guido bu görünümü yaratmak için çok çok fazla jöle kullanıyor. Her saça bir avuç dolusu jöle sürdükten sonra saçı yandan ayırıp alttan atkuyruğu yapıyor. En son parlatıcı bir serumla yansıma etkisini daha da arttırıyor. 92

95 TARİHİ OLAYLARLA EKİM 1 Ekim - I. Mahmut un tahta çıkışı (1730). 1 Ekim - Hava Harp Okulu nun açılışı (1951). 1 Ekim - Mao nun, Çin de, iç savaşı kazandıktan sonra kurduğu Çin Halk Cumhuriyeti nin ilk başkanı seçilmesi (1949). 1 Ekim - Et ve Balık Ürünleri A.Ş. nin kuruluşu (1952). 2 Ekim- İstanbul un Müttefik Kuvvetlerince boşaltılması (1923). 3 Ekim -İki Almanya nın birleşmesi (1990). 3 Ekim - Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası nın kuruluşu (1931). 5 Ekim - Mustafa Kemal in, Ankara nın onursal hemşehriliğini kabul etmesi (1922). 5 Ekim - Başbakan İsmet (İnönü) Paşa ile Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü (Aras) ın, Yunanistan ı ziyaretleri sırasında 1930 Türk Yunan Dostluk Antlaşması nın yürürlüğe konulması (1931). 5 Ekim - Iğdır Soykırım Anıt ve Müzesi nin açılışı (2000) 6 Ekim - Şükrü Naili Paşa komutasındaki Türk birliklerinin İstanbul a girmesi. İstanbul un kurtuluşu (1923). 6 Ekim - 1. Balkan Konferansı nın Atina da toplanması (1930). 7 Ekim -İnebahtı Deniz Savaşı (1571). 7 Ekim - ABD ve İngiltere, Afganistan a Sürekli Özgürlük adında askeri harekat başlattı (2001). 8 Ekim - Balkan Savaşı nın başlaması (1912). 8 Ekim - İstanbul da Yahudi ve Ermeni ruhani başkanlarının, Lozan Antlaşması nın, azınlıkların korunmasıyla ilgili hükümlerinin tanıdığı haklardan vazgeçerek, Türk toplumu içinde Türk yasalarıyla yaşamak istediklerini açıklamaları (7 Ocak 1926 da ise Rum Topluluğu aynı açıklamayı yapmıştır) (1925). 9 Ekim -Anıtkabir in temel atma töreni (1944). 11 Ekim - Mudanya Mütarekesi nin imzalanması (1922). 11 Ekim - Türkiye Çekoslovakya Dostluk Antlaşması nın Ankara da imzalanması (1924). 11 Ekim -TBMM yeni binasına taşındı. Cumhuriyet Bayramı nın ilk kutlama töreni burada yapıldı (1924). 13 Ekim -Ankara nın başkent olmasına ilişkin önergenin Büyük Millet Meclisi nce kabul edilmesi (1923). 14 Ekim -Nizam-ı Cedid in, Sekban-ı Cedid adıyla yeniden kuruluşu (1808). 15 Ekim - Atatürk ün tarihi Nutuk unu okumaya başlaması (1927). 15 Ekim - Türkiye de yeni anayasaya göre ilk meclis ve senato seçimlerinin yapılması (1961) Ekim - Kosova Savaşı (1448). 17 Ekim - Türkiye nin NATO ya katılmasıyla ilgili protokol, Londra da imzalandı (1951). 17 Ekim -İlk Türk Tugayı nın Kore ye çıkışı (1950). 18 Ekim - Türkiye Komünist Fırkasının Ankara da resmen kurulması (1920). 18 Ekim -Türkiye-Bulgaristan Dostluk Antlaşması nın Ankara da imzalanması (1925). 19 Ekim - Ankara Tıp Fakültesi nin açılışı (1945). 19 Ekim - II. Murat ın Kosova Zaferi (1448). 20 Ekim -Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Fransa Hükümeti arasında Ankara Antlaşması nın imzalanması(1921). 20 Ekim-Yunanistan ın, NATO askeri kanadına yeniden dönüşü (1980). 21 Ekim - İstanbul da, Damat Ferit Paşa nın çekilmesi ve Tevfik Paşa nın (son) sadrazam oluşu (1920). 22 Ekim - 1. Haçova Savaşı (1596). 22 Ekim - Viyana elçimiz Daniş Tunagil in Ermeni Teröristler tarafından şehit edilişi (1975). 23 Ekim - Almanya nın NATO ya girişiyle ilgili Paris Antlaşması (1954). 24 Ekim -I. Belediyeler Kongresi başladı (1935). 24 Ekim -Birleşmiş Milletler Örgütünün kuruluşu (1945). 25 Ekim - SSCB nin Birleşmiş Milletler de Kars ve Ardahan ı talep edişi (1947). 25 Ekim - Ziya Gökalp in ölümü (1924). 25 Ekim - Çin Halk Cumhuriyeti nin Birleşmiş Milletler e alınışı (1971). 26 Ekim - Balkan Misakı nın kabulü (1932). 26 Ekim -İsmet (İnönü) Paşa nın Lozan Konferansı ndan önce, Dışişleri Bakanlığı na atanması (1922). 26 Ekim -Kuzey Atlantik Konseyi nin NATO Karargahı nı Brüksel e taşımayı kararlaştırması (1966). 26 Ekim -İsrail ile Ürdün arasında 46 yıllık savaşa son veren tarihi barış anlaşması. Böylelikle, İsrail ile barışan ikinci Arap ülkesi Ürdün oldu (1994). 27 Ekim - Müttefiklerin Ankara ve İstanbul hükümetlerine Lozan da konferans toplanması çağrısı yapması (1922). 27 Ekim -Paris büyükelçimiz İsmail Erez ve şoförünün Ermeni Teröristler tarafından şehit edilişi (1975). 28 Ekim -Türkiye ile Sırp-Hırvat ve Sloven Devleti arasında dostluk antlaşmasının Ankara da imzalanması (1925). 28 Ekim - Gazi Mustafa Kemal in cumhuriyeti ilan edeceğini, Çankaya da yakın arkadaşlarına açıklaması (1923). 29 Ekim - Cumhuriyet in ilanı (1923). 29 Ekim -Atatürk ün cumhurbaşkanı seçilmesi (1923). 29 Ekim Milletler Cemiyeti Konseyi nin, Türk Irak sınırını Musul u, Irak a bırakacak biçimde saptaması (1924). 30 Ekim - Sultan III.Osman ın ölümü ve III.Mustafa nın tahta çıkması (1757). 30 Ekim -Mondros Antlaşması (1918). 30 Ekim - İsmet (İnönü) Paşa nın cumhuriyetin ilk başbakanı oluşu (1923). 93

96 Cumhuriyet Bayramı Cumhuriyet Bayramı Türkiye Büyük Millet Meclisi nin 29 Ekim 1923 te Cumhuriyet rejimini ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye de ve Kuzey Kıbrıs ta kutlanan bir millî bayramdır. Cumhuriyet Bayramının kutlandığı ülkelerde 28 Ekim öğleden sonra ve 29 Ekim tam gün olmak üzere bir buçuk gün resmî tatildir. 29 Ekimlerde stadyumlarda şenlikler yapılır, akşam ise geleneksel olarak fener alayları düzenlenir. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet in Onuncu Yıl Kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutku nda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir. Cumhuriyet öncesi Osmanlı Devleti, hüküm sürdüğü 624 yılda 36 padişah tarafından yönetilmiştir.padişah, şah, kral, hakan, sultan gibi tek kişiye dayalı yönetim sistemine mutlakiyet adı verilmiştir. Mutlakiyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız, tek bir kişidedir.mutlakiyetle yönetilen ülkelerde ülkeyi yöneten kişiye yardımcı olması için meclis kurulurdu. Meclis üyeleri halkın isteklerini yöneticiye duyurur, yasa tasarısını hazırlardı. Bu yasa taslakları yönetici tarafından benimsendiğinde yasalaşırdı. Bu yönetim biçimi ise meşrutiyet tir. Meşrutiyette meclisin yetkileri sembolik düzeyde olabileceği gibi bir cumhuriyetteki kadar geniş de olabilir. Osmanlı Devletinde 1876 ve 1908 yıllarında olmak üzere iki kez meşrutiyet ilan edilmiştir.ikinci Meşrutiyet in ilanından 6 yıl sonra, 1914 te I. Dünya Savaşı başlamıştır. Dört yıl süren savaş, İttifak Devletleriyle birlikte olan Osmanlı İmparatorluğunun yenik sayılmasıyla sonuçlanmış ve Osmanlı toprakları İngiltere, Yunanistan, Fransa,İtalya gibi devletler tarafından işgal edilmeye başlamıştır. Cumhuriyetin ilanı Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919 da Osmanlı hükümeti tarafından, bölgede düzeni sağlaması için devletinin bir gemisi ile Samsun a gönderilmiştir. Ülkenin çoğu ilinde kongreler düzenlemiş ve Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi, yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır, ilkesiyle, yurdun her tarafından gelen ulus temsilcilerini 23 Nisan 1920 günü Ankara da Büyük Millet Meclisi nde toplamıştır. Meclis Mustafa Kemal Paşa yı Meclis Başkanı seçmiştir. Mustafa Kemal Paşa nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Türk Kurtuluş Savaşı nı başlatmıştır. Halk ve düzenli ordular düşman kuvvetlerine karşı savaş vermiş, omuz omuza mücadele etmiştir.kurtuluş Savaşının zaferle sonuçlanmasının ardından TBMM 1 Kasım 1922 de saltanatı kaldırmıştır. Padişah Vahdettin vatan haini ilan edilmiş ve yurdu terk etmiştir.24 Temmuz 1923 günü İsviçre nin Lozan şehrindeki Lozan Üniversitesi nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri Lozan Barış Antlaşmasını imzalamıştır. Bu antlaşma ile yeni bir devletin temelleri atılmıştır fakat devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemiştir. Cumhuriyet Bayramı, 29 Ekim 1923 te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) nin Cumhuriyeti ilan etmesinin kutlandığı, Türkiye nin resmî bayramlarından biri. Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 94

97 İkinci dönem Büyük Millet Meclisi, 11 Ağustos ta ilk toplantısını yapmıştır ve 13 Ekim de Ankara başkent ilan edilmiştir. Bu dönemde Atatürk egemenliğin ulusa dayandığı bir sistem olan cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapmaya başlamıştı. Atatürk 28 Ekim akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya da yemeğe çağırmış ve Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz, demiştir.29 Ekim günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan Cumhuriyet önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi ne vermiştir. Meclis önergeyi kabul etmiştir ve böylece Türkiye Devletinin yeni yönetimi biçimi Cumhuriyet, yeni ismi Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak belirlenmiştir. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Halk da Cumhuriyetin ilanını sevinç ve coşku ile karşılamıştır.cumhuriyette Atatürk ün de söylediği gibi, egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Ulus, kendini yönetme yetkisini, kendilerine temsil eden milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Ulus, seçimle yöneticileri seçebilir. Bayram kabul edilmesi 29 Ekim 1923 te TBMM, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası) nda yaptığı değişiklikle, devletin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Aynı gece bu ilan, atılan 101 pare top ile kutlanmıştır yılında ise cumhuriyetin ilanı şenliklerle kutlanmıştır. 2 Şubat 1925 te, Hariciye Vekaleti (Dışişleri Bakanlığı) nce düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim in bayram olması önerilmiştir. Bu teklif Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelenmiş ve 18 Nisan da karara bağlanmıştır. 19 Nisan da ise teklif TBMM tarafından kabul edilmiştir. 628 sayılı bu kanun ile 29 Ekim, 1925 ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlanmaya başlamıştır. 95

98 KAZANDIRDIKLARI - Demokratik bir anayasayla halk egemenliği üzerinde yükselen, yeni bir yönetim biçimi olarak Cumhuriyet yönetimine geçildi, - Saltanat ve Hilafet kaldırıldı, - Kapitülasyonlara son verildi, - Din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı, laiklik ilkesi yerleştirildi, - Köylüye toprak, makina, tohumluk vb. dağıtıldı, tarım okulları, tohum ıslah istasyonları, örnek devlet tarım çiftlikleri kuruldu, Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı, Ziraat Bankası aracılığıyla köylüye kredi olanakları arttırıldı, - Anadolu nun içlerini denizlere bağlayan yeni demiryolları yapıldı, yabancıların elindeki demiryolları bedelleri ödenerek kamulaştırıldı, - Duyun-u Umumiye nin elindeki petrol, tuz, şeker, kibrit, tütün tekelleri devlet tekeli haline getirildi, - Üretim ve tüketim kooperatifleri kuruldu, kooperatifçilik teşvik edildi, - Dış ticaret devletleştirildi, - Ülkenin sanayileşmesi için KİT ler kuruldu (Sümerbank, Etibank, TKİ, M.T.A. vb.), - Özel sektör teşvik edildi, - Özellikle liman şehirlerindeki, azınlıklardan oluşan tüccarlara ağır vergiler getirildi - 5 yıllık kalkınma planları yapıldı ve uygulandı, - Şeriat vergisi ÖŞÜR kaldırıldı, - Tekke ve tarikatlar kapatıldı, - Eğitim birliği temelinde eğitim parasız hale getirildi ve yaygınlaştırıldı, - Halkın kültürel gelişimi ve örgütlenmesi için halk evleri kuruldu, - Köy aydınlanması ve toprak sorununu çözme amacıyla köy enstitüleri planlandı, ön uygulamaları yapıldı, - Millet mektepleri açıldı, okuma-yazma seferberliği ülkenin her yanına yayıldı, - Fikir ve sanat eserlerini koruma yasası çıkarılarak, tarihsel ve kültürel değerler koruma altına alındı, - Medeni Kanun kabul edilerek vatandaşlık hakları yerleştirildi, - Yeni ticaret yasası çıkarıldı, çağdaş ticari kurumlar kuruldu, - Soyadı Yasası çıkarıldı, - Ulusal bankacılık geliştirildi, İş Bankası, Emlak Bankası kuruldu, - Türk Tarih ve Türk Dil kurumları kurularak, ulusal tarihe ve Türkçeye sahip çıkıldı, - Uluslararası takvim ve saat kabul edildi, - Kabotaj hakkı ulusallaştırıldı, yerli üretim gümrük korumasına alındı, - Arapça yazıdan vazgeçildi, Latin alfabesi getirildi, - Toprak yasası çıkarılarak, aşiretlerin bir kısım arazileri kamulaştırıldı ve yoksul köylülere dağıtıldı, - Kılık kıyafet yasasıyla peçe, çarşaf, sarık, fes vb. kaldırıldı, - Ağırlık ve mesafe ölçüleri uluslararası standartlara getirildi, okka, dirhem, arşın vb. yerine kg., gr. metre vb. kabul edildi, - Enerji santralları, barajlar, şeker, çimento ve tekstil fabrikaları kuruldu - Hafta tatili Cuma dan Pazar a alındı, - Ordu modernleştirildi, - Kadın hakları geliştirildi, seçme seçilme ve çalışma hakları getirildi, - Kültürel gelişme devlet desteğine alındı, Devlet Tiyatro, Bale ve Operası kuruldu, - Yeni üniversiteler açıldı, - Büyük adli reformlar yapıldı, seri mahkemeler kapatıldı, çağdaş hukuk kurumları getirildi, mecelle kaldırıldı, - Defin ve mezarlık işleyişi yeni ve çağdaş kurallara bağlandı, - Madenler devletleştirildi, - Ormanlar ve göller kamulaştırıldı ve korumaya alındı, - Gerici ve ayrılıkçı isyanlar bastırıldı, - Barışçı dış politika egemen kılındı, özellikle komşu ülkelerle dostça ilişkiler geliştirildi - Duyun-u Umumiye borçları düzenli olarak ödendi, - Karşılıksız para basılmadan, denk bütçe her yıl gerçekleştirildi, - Halk sağlığı ve kitle sporu geliştirildi, hastaneler, hemşire okulları ve spor tesisleri yapıldı, - Türk tarihinin ilk nüfus sayımı yapıldı, - Toprak envanteri çıkarıldı, kadastro örgütü kuruldu, - Sivil havacılık geliştirildi, uçak sanayi yatırımlarına özel önem verildi, - İletişim yatırımları yapıldı, Radyo, Telgraf ve Telefon işletmeleri kuruldu, devlet posta örgütü yeniden yapılandırıldı, 96

99

100 Türkiye de Kadının Anlaşılamaması Kadınları anlamaya kalkmayın hiç Kadınların gerçekten ne demek istediğini bilmek istiyorsanız (bunun her zaman tehlikeli bir şey olduğunu belirtmek gerekir) yüzlerine bakın, sakın dinlemeyin demiştir, İrlandalı yazar Oscar Wilde Önemsiz Bir Kadın adlı eserinde Bu teoriyi günümüzde Türkiye de bulunan kadın ve erkeklerin durumunu ele aldığımızda biraz farklı bir gerçek ortaya çıkabilir. Zira Türk erkeği kadınları ne anlamaya çalışır ne de yüzlerine bakmayı tercih eder. İstisnalar mevcuttur pek tabi, ben genel durumdan bahsediyorum Türkiye de bu duruma eskilerden kalma ataerkil inançlar mı, yoksa erkeklerin en az kadınlar kadar ilgisini çeken bir çok başka kavramlarında çok sayıda bulunması mı neden oluyor bilinmez çünkü zaman değişim çağı. Fakat, belki de değişmeyen tek şey şu: her Türk kadını onu anlayabilecek bir erkek istiyor; meslek, dış görünüm, varlık ya da diğer dış etkenler hep bu ilk dilekten sonra geliyor. Türkiye de bir kadının bir erkek tarafından anlaşılabilmesi için ilk önce erkeğin kadını önemsemesi gerekiyor. Fakat şöyle bir sorun vardır ki, ataerkil ve dominant Türk erkeği anlaşılmak isteyen kadını önemsese bile bunu belli etmiyor, ya da belli edemiyor, hatta belli etmemeyi tercih ediyor Anlaşılma ihtiyacı içinde olan Türk kadını ise o erkeğin onu anlayabilmesi için her şeyini feda etmeye hazırken, görülüyor ki Türk erkeği aslında kadına yaşamından çok az şey veriyor. Dolayısıyla Türk kadını tek bir şey hissediyor: anlaşılamamak Bu anlaşılamamak durumu kadını oldukça derinden etkiler her ne kadar Türk erkeği anlayamamak durumunu pek umursamasada. Bu iki zıt durumda Türk erkeği umursamazlığından dolayı ve Türk kadınına çektirdiği acıdan dolayı yine üstün duruma geçer. Fakat görünmeyen gerçek şudur ki, kadın, özellikler Türk kadını onu anlayamayan ya da anladığını sanan Türk erkeğinden çoğu meselede daha üstün durumdadır. Türkiye de kadınların tarihi, dünyanın gördüğü en ciddi zulmün tarihi olarak adlandırabilir fakat bu, güçlüye karşı güçsüzün zulmüdür ve güçsüzün anlayamama kabiliyeti Sözün özü, Türkiye de kadın en çok erkeğin anlayışsızlığından ötürü acı çeker ve aslında güçlü olmasına ya da olabilmesine rağmen, kadınlığından ötürü zayıf taraf olmayı tercih eder Günümüzde hayallerinin, isteklerinin ve anlaşılabilme isteğinin bir çok yere sürüklediği Türk kadınlarının durumu, yine Oscar Wilde ın Padua Düşesi adlı eserinde anlatıldığı gibi, en iyi şu şekilde özetlenebilir: Biliyorum genellikle kadınlar, Her biri, bir adamla eşleşmiş, mutsuzluk içinde, Kocasının bencilliği yüzünden yaşamı yıkılmış: Duyulan acıyı azaltmaz genel olmak. Sanırım hiç duymadım bir kadının güldüğünü; Birisi dışında, yalnız sevinçten güldüğünü. Bir akşam vaktiydi, herkesin geçtiği sokaklarda Acınacak durumda bir kadın yürüyordu dudakları boyalı, Yüzüne keyfin maskesini takmış; onun gibi gülemezdim ben, Hayır, ölüm bile daha iyidir bundan Kaynakça: Wilde, Oscar. Şakir Eczacıbaşı (der.) Oscar Wilde: Tutkular, Acılar, Gülümseyen Deyişler. İstanbul: Remzi Kitabevi,

101

102 Kız çocuklarının erken seksüalizasyonu... Ergen kızlarda, kendini olduğundan daha büyük göstermeye yönelik davranışlarda, belirgin bir artış olduğunu ifade eden CISED Onursal Başkanı Dr. Cem KEÇE, Bu durum, psikolojik olarak henüz olgunlaşmamış gençler için son derece tehlikeli ve yanlıştır. dedi. Medya (Televizyon, müzik klipleri, şarkı sözleri, dergiler, filmler, video oyunları, internet), oyun çağındaki küçük kızları vaktinden önce yetişkin bir kadın gibi giyinmeye, makyaj yapmaya zorluyor. Büyük şirketlerin ve medyanın (400 milyon dolarlık bir sektör)kâr etmek amacıyla yerleştirmeye çalıştığı bu tek tip genç kızlar, Lolita imajına büründürülerek, kendisine, ailesine ve topluma zarar vermesine neden oluyor. Fransız senatör Chantal Juanno nun hazırladığı,16 yaşından küçüklerin manken ve modellik yapmasını yasaklayan bir yasa tasarısını çok yerinde bulan Dr. KEÇE, her insanın bir biyolojik saati olduğunu, ergeninde bunun dışında olmadığını, zamanı geldiğinde bazı fizyolojik ve psikolojik değişikleri yaşamak zorunda olduğunu, normal gelişim evrelerine fazla müdahale edilmemesi gerektiğini, bu dönemdeki zorlamaların bu doğal süreci bozacağını hayat boyu sürecek kişilik bozukluklarına ve tamir edilmesi güç psikolojik sorunlara yol açacağının altını çizerek, velileri ve medya sorumlularını uyardı. Biraz makyajın ve alımlı olmanın ne zararı var? CISED Genel Başkanı Dr. Cebrail KISA, konunun bu kadar hafife alınmaması gerektiğini söyleyerek konuyla ilgili yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlara göre, fizyoljik yaşına uygun olmayan şekilde makyaj yapılan, bir kadın gibi giydirilen yaş arası ergen kızlarda, dış görünüm kaygısının yüksek, her şeyin beğenilme ya da beğenilmeme üstüne kurulmasından dolayı özgüvelerinin düşük olduğunu belirtti. Ayrıca, cinselliği ön plana çıkaran bir giyim tarzı ve kadınsı makyaj ile çocuk istismarı arasında bir ilişki olduğu iddiaları vardır. Tek tip, 36 beden ve seksilik-çekicilik üstüne kurulu bir güzellik anlayışının etkisindeki ergende belirtiler yeme bozuklukları, özgüven ve depresyon şeklinde ortaya çıkıyor. Cinsel kimlik ile okul başarısı arasındaki ilişkiyi ölçen bir araştırmada, homojen iki denek grubundan birine mayo diğerine normal kazak-pantalon giydirilerek matematik testi yaptırılıyor. Mayo giyen grubun başarı oranı diğerinden belirgin bir şekilde düşük çıkıyor. Başkaları tarafından nasıl göründüğüyle aşırı ilgilenen bu grupta, dikkat eksikliği ve konsantrasyon bozukluğu tespit ediliyor. 100

103 Aynı yaş grubundaki erkek çocukların hala oyun oynuyor olmasına karşın, kız çocuklarının kendilerini olduklarından daha büyük gösterdikleri için kendinden büyüklerle arkadaş olduklarını, bu durumun iki cins arasında zaten var olan olgunlaşma düzeyindeki farkı daha da artırdığını ifade eden Dr. KISA, Bu durum, erkek çocuklarda kendine güvensizlik, eksiklik ve yetersizlik; kız çocuklarında ise rol yapan, dış görünüş ve çekicilikle her şeyi elde edebileceğine dair yanlış inanışlarla dolu sağlıksız bir kişilik görüntüsü oluşturuyor dedi. Ailelere Düşen Görevler CISED Genel Sekreteri Psikolog Serap GÜNGÖR, Ailelerin, çocukların eğitimlerinden sorumlu ilk kişiler olduklarını ve onlarını cinsel bir meta olarak sömürülmemesi için eğitmeleri gerekiyor dedi. Bunun için çocuklara dış görünüşten daha önemli başka değerler olduğu öğretilmelidir diyen sayın Güngör, Anne-babaların, sorumluluk duygusu, çalışkanlık, sözünde duran güvenilir biri olmak, yardımseverlik, sırdaşlık gibi kalıcı değerleri çocuklarına aşılanması gerekiyor diyerek ilave etti. Erken Cinsel Imajın Başka Tehlikeleri Nelerdir? Yaşına uygun olmayan abartılı makyajı ve seksi giysileriyle diğerlerinin ilgisini çektiğini bilen, bundan da memnun olan genç ergenlerin, bazı yetişkinlerde cinsel dürtüler uyandırdığını bilmediğini, bu yüzden de, cinsel istismar riskiyle karşı karşıya kaldığını belirten CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal ÖZCAN; ailelerin çocuklarında bu tür davranışlara izin verirken ya da özendirirken, bu tehlikeyi göz ardı etmemeleri gerektiğini hatırlattı. Fiziksel olarak yaşından büyük gösteren ama ruhen henüz olgunlaşmamış ergen kız kendini bu tip tehlikelerden koruyacak bilgi ve beceriye sahip olmadığını, normal bir ilgi ile cinsel içerikli bir yakınlaşmayı ayırt edemeyebileceğini ve kötü niyetli bir yetişkin tarafından kolayca kandırılabileceğini ekleyen Psikolog Özcan, Ailelerin çocuklarıyla olası tehlikeleri onları ürkütmeden konuşmaları gerekiyor dedi. Fiziksel ve ruhsal gelişimin birlikte geliştiğini ve her türlü zorlayıcı dış etkenin bu süreci olumsuz etkilediğini belirten Dr. KEÇE son söz olarak, Her şeyin bir zamanı vardır. Bu yüzden, her şey doğal akışına bırakılmalıdır dedi. 101

104 Ormanlar Yanmasın Her yaz olduğu gibi bu yaz da orman yangınları içimizi yakmaya devam ediyor. Yangınlar, ister kasten çıkarılmış olsun, ister dikkatsizlikten, tedbirsizlikten olsun binlerce hektar ormanımız her yıl yanıp kül oluyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı nın 30 ilimizi yangına hassas bölge ilan ederek, valiliklere gönderdiği yazıda, valiliğe bağlı kurum ve kuruluşların araç, gereç ve görevlendirilecek personelin hazır olmaları, bölgedeki güvenlik güçlerinin devriye gezdirilmesi ile kontrollerin sıklaştırılması istendi. Yıllar önce Almanya da ormanların üzerinde uçan helikopterlerle çam ağaçlarının dallarında biriken karın zarar vermemesi için yapılan rüzgârla savrulduğunu görmüş, hayret etmiştim. Acaba bizde de diğer önlemlerin yanı sıra, helikopterlerin sadece söndürme işinde değil de aynı zamanda devriye uçuşlarıyla ormanı kontrol altında tutmaları sağlanamaz mı? Her yıl milyonlarca lira milli servetimizin heba olduğu düşünülürse, harcanacak paranın bir hiç olduğu anlaşılacaktır. Geçtiğimiz Ağustos ayı sonunda çıkan Gülnar yangınında 100 hektardan fazla orman yandı, tedbir için köyler boşaltıldı. Yangının etkili olduğu bu bölgenin bitki çeşitliliği nedeniyle koruma altında olduğu, geyik, dağ keçisi başta olmak üzere birçok hayvan türünü de barındırdığını biliyoruz. En ufak bir ateş, duman gördüğümüzde hemen 177 yi aramakla belki de büyük bir yangının önüne geçmiş oluruz. Ormanlarımıza sahip çıkmak hepimizin görevi olmalıdır. 102

105 ANKARA NIN EN GENÇ SPOR MERKEZİ SPORTSA LIFE CLUB ÜYELERİNİN VE TÜM ÇAY- YOLU HALKININ DAVETLİ OLDUĞU PARTİYLE BİRLİKTE YENİ SEZONA YENİ FIRSAT- LARLA MERHABA DEDİ. Çayyolu nda sağlıklı bir yaşam için her türlü aktiviteyi sunan Sportsa Life Club 15 Eylül 2012 Cumartesi günü vermiş olduğu partiyle birlikte yeni sezon açılışını yaptı. Üyelerinin ve çayyolu halkının katılımı ile renklenen gecede Dj Himmet performansıyla konuklara eğlenceli bir gün yaşattı. Yaşamkent te bulunan Sportsa Life Club kaliteli hizmet anlayışı, en iyi alt yapısı, deneyimli eğitmen kadrosu ve güler yüzlü personeliyle yeni sezonda yepyeni fırsatlarla huzurlu ve güvenli bir ortamda sporseverlere kapılarını açıyor. Spor yaparak günün stresini üzerinizden atmanın yanı sıra spor sonrası dinlenme alanlarından faydalanarak keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Üyelerin rahatı ve sağlığı için her şeyin düşünüldüğü Sportsa Life Club yeni sezonda uygun üyelik imkanları sunarak sağlıklı bir yaşam için sizleri bekliyor. 103

106 Araçlarımızda Lastik Emniyeti Nedir? Bir çoğumuz her gün motorlu araçlarımızı kullanıyoruz ve genellikle araçlarımızın hayati önem taşıyan parçalarından biri olan lastiklere gerekli kontrolleri yapmıyoruz. Maalesef bazılarımız bu kötü alışkanlığı çok geç kaldıktan sonra değiştirebiliyor. Lastiklerin yanaklarına damgalanan üretim yılından itibaren 4 yıl sonra kullanım ömrünü tamamladığını biliyor muydunuz? Bir lastikteki son kullanma tarihini bulmak çok kolay, eğer lastiğin yanağını kontrol ederseniz, üzerine damgalanmış 4 haneli bir sayı görürüsünüz, bu sayı üretildiği hafta ve yıla denk gelir, son kullanma tarihi bu tarihten sonra 4 yıldır. Son kullanma tarihi geçmiş lastikler daha fazla patlama riski taşır, ve ciddi yada ölümcül kazalara sebebiyet verebilir. Bu yüzden kullandığımız lastiklerin son kullanım sürelerini kontrol edip bilmemiz bizim faydamıza olacaktır. Bir diğer önemli ve bizim çoğu kez atladığımız husus ise benzin istasyonlarında, 28 psi olması gereken basıncı ya kadar düşürüp gerekçe olarakta nasıl olsa uzun yolda sürtünmeden dolayı ısınacaklar ve tekrar aynı değere ulaşacaklardır gerekçesidir BÖYLE BİR ŞEYE İZİN VERME- YİN. Lastiğin yanında ayrıca o lastik için izin verilen azami basınç değerleri de yazılıdır, bazı lastiklerin azami basıncı 32 PSI iken bazılarının ki 44PSI olarak ve bazende 50 PSI olarak belirlenmiştir. Kendi lastiğinizin izin verilen azami basınç değerini kontrol edin, lastiklerinizi izin verilen azami değerin birkaç pound altına kadar şişirebilirsiniz ama çok fazla da azami değere yakın olmamalıdır.. Farklı lastikler farklı hava basınçları için tasarlanmışlardır. Lastiğinize ait azami basınç değerini lastiğin yanağındaki janta yakın küçük sayıda görebilirsiniz. Asla bu basınç değerini aşmayınız. Düşük basınçlar lastik ısısını artırır, Kızılötesi fotoğrafta yüksek hızda test edilen lastiklerde basınç azaldıkça lastiğe hasar verebilecek ısıların oluştuğunu göstermektedir. Bir diğer önemli hususta lastiklerimize yüklediğimiz yükün miktarının göz önünde tutulmasıdır,bir çok defa lastiklerimizde oluşturacağı zorlamayı düşünmeden araçlarımızı haddinden fazla yükleriz, aşırı yüklemeler lastiğin patlamasına ve kaza oluşmasına sebep olabilir. Bir çoğumuz geçmişte lastik satın aldık bize ölçüleri sorduklarında eskisinin üzerindekileri okuyup söyledik, peki ama ne anlama geliyor bu sayılar? Çekiş gücü lastiğin ıslak bir zeminde durabilme yeteneğidir. Traction A değerine sahip bir lastik, ıslak bir yolda sizi diğer düşük dereceli bir lastikten daha kısa mesafede durabilme imkanı sunar. Çekiş değeri yüksekten düşüğe AA, A, B ve C olarak sıralanmıştır. LASTİKLER HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER Üretim tarihi Azami hava basıncı değeri Çekiş gücü Diş derinliği Her bir lastik için yük taşıma değeri Hız derecelendirmesi Isı mukavemeti Lastik ölçüleri 104

107 Chet Collins Türkiye de Dünya fizyoterapi literatürüne geçen Hareket Onarım Terapisi nin mucidi, sihirli elleriyle kas ve iskelet sistemindeki sorunları bularak etkili bir şekilde tedavi eden Fizyoterapist Chet Collins, 1-16 Eylül tarihleri arasında seanslarını uygulamak üzere Türkiye de. Türkiye nin ilk ve tek destinasyon Spa oteli olan Richmond Nua Wellness-Spa, dünyanın fizyoterapi alanındaki en önemli isimlerinden Chet Collins i misafir ediyor. Kas-iskelet sistemindeki problemli bölgeleri, kendi geliştirdiği ve dünya fizyoterapi literatürüne geçen yöntemi Hareket Onarım Terapisi yle bularak tedavi eden Chet Collins, 1-16 Eylül tarihleri arasında Richmond Nua da terapi yapacak. Dünya fizyoterapi literatürüne geçen Hareket Onarım Terapisi nin mucidi, elleriyle kas ve iskelet sistemindeki sorunları bularak etkili bir şekilde tedavi eden Fizyoterapist Chet Collins, detaylı bir doku düzenleme, hafif dokunuşlar ve parmak basınçları ile herkesin ihtiyacına göre değişen eklem hareketlerinin dengeli bir kombinasyonunu oluşturuyor. Kısacası her türlü ağrı üzerine çalışıyor eklem,kas, baş, sırt, bel hatta fıtık ağrılarına kadar uzmanlığı var.. Tekniği zaman zaman masajı andırıyor fakat daha odaklı el terapi sistemleri kullanıyor. İnsan anatomisi bilgisini ve terapi deneyimini, pek çok masaj terapistinin tespit edemeyeceği, hareket kaybını düzeltmek için kullanıyor. Şu anda dünyada Hareket Onarım Terapisi sağlayan tek kişi olan Chet Collins kas-iskelet sistemindeki problemli bölgeleri, kendi geliştirdiği ve dünya fizyoterapi literatürüne geçen yöntemi Hareket Onarım Terapisi ismi veriliyor. Hareket Onarım Terapisi detaylı bir doku düzenleme, hafif dokunuşlar ve parmak basınçları ile herkesin ihtiyacına göre değişen eklem hareketlerinin dengeli bir kombinasyonundan oluşuyor. Dinlenmeyi bir sağlık ve huzur ritüeline dönüştürmek isteyenler için en ideal adres olan Richmond Nua nın göl kenarında ve harika doğa manzarası eşliğinde dinlenirken, Chet Collins in sihirli ellerinden şifa bulmak için bu fırsatı kaçırmayın. 105

108 Kim Kardashian & Kris Humphries Kısa ömürlü evlilikler Ermeni asıllı şov yıldızı Kim Kardashian ın 72 gün evli kaldığı basketbolcu eşi Kris Humphries e boşanma davası açması ünlülerin kısa ömürlü evliliklerini gündeme getirdi. Aşağıdaki liste, bizlere paranın, şanın, şöhretin ve rahat yaşamın asla mutluluk getirmediğini bir kez daha ispatlıyor... İşte başladığı gibi biten evlilikler... Britney Spears ile çocukluk arkadaşı Jason Alexander: 55 saat Oyuncu Reneé Zellweger ile şarkıcı Kenny Chesney: 4 hafta Oyuncu Drew Barrymore ile yapımcı Jeremy Thomas: 1 ay Oyuncu Drew Barrymore ile komedyen Tom Green: 5 ay Oyuncu Bradley Cooper ile model Jennifer Esposito: 4 ay Pamela Anderson ile rock yıldızı Kid Rock: 4 ay Oyuncu Colin Farrell ile oyuncu Amelia Warner: 4 ay Şarkıcı Cher ile şarkıcı Gregg Allman: 9 gün. Bradley Cooper & Jennifer Esposito Drew Barrymore & Jeremy Thomas Colin Farrell & Amelia Warner 106

109 Türk ünlüler daha hızlı! Seren Serengil- Cengiz İmren: 2004 te evlenen ikili, 5 ayda boşandı. Ebru Gündeş- Ömer Durak: Düğünden 3.5 ay sonra boşandılar. Hande Ataizi- Fethi Pekin: 2004 te evlenen çift, düğünden bir gün sonra boşanmaya karar verdi. Demet Akalın-Oğuz Kayhan: Bir küsüp bir barışan ikili 4 ayda boşandı. M. Ali Erbil-Sedef Altuntaş: 21 yaşındaki Sedef le evlenen Mehmet Ali Erbil, bu evliliği sadece 1.5 yıl sürdürebildi. Seda Sayan Soner Yapcacık : 1998 de evlenen ikili 5 ay evli kaldı. Özge Ulusoy-Ferruh Taşdemir: Olaylı evlilik sadece 24 saat sürdü. Ajda Pekkan- Coşkun Sapmaz: Çiftin evliliği 6 günde bitti. 107

110 Teknolojik Yenilikler HTC den Graham Wheeler a göre sıfırdan tasarlanmış ve Metro arayüzünün döşemelerini temel alıyor. 4.3 inç lik 720p çözünürlüğünde bir ekrana sahip Windows Phone 8X, 1.5GHz çift çekirdekli işlemciye, 1GB RAM e, 16GB depolama alanına ve NFC desteğine sahip. 1080p video kaydedebilen 8MP lik bir arka yüz kamerasına sahip cihaz, 2.1MP lik ön yüz kamerası ile Skype görüşmelerine izin veriyor. f/2.0 lensi ve BSI sensörü sayesinde 8X, ışıklandırmanın yeterli olmadığı yerlerde başarılı fotoğraflar çekebiliyor. Dört renk seçeneğiyle sunulacak olan 8X in sevkiyatı, Kasım ayının başlarında başlayacak. Ev kadınlarının büyük yardımcısı olmaya aday bir icat.. Yemeklerin lezzeti artacak.. Kesme tahtası üzerinde doğradığınız malzemenin ağırlığını görebiliyorsunuz. Hijyen günümüzün sorunu. Bir kullanımlık ve hijyenik şartları yerine getiren ürünler revaçta..ve işte tek kullanımlık sabun.. 18 metre boyunca mükemmel temizlik. 3-4 cm koparın ve kullanmaya başlayın. Bitkisel bazlı rulo, kullan at sabun. Bu yüzükler sayesinde, doğum günlerini, evlilik yıldönümlerini unutmayacaksınız. Son 24 saat içinde her saat, parmağınızı 10 saniye boyunca 120 dereceye kadar ısıtıyor. Bluetooth Lazer Sanal Klavye...Şarjlı pillerle 120 dakika çalışabilen 64 tuşlu bu Q sanal klavyeyi kullanabilmek için sadece görüntünün oluşacağı düz bir alan gerekli. Üstelik tuşlarda beep sesli! 108

111 DİKKAT MUZLAR EZİLMESİN! Yanınızda yiyeceğinizi taşırken en büyük sorunlardan bir tanesi dökülmesi ezilmesi gibi sorunlardır. Ancak akıllıca tasarlanmış olan bu muz taşıyıcısı ile artık rahatlıkla çantanızda muz taşıyabilirsiniz. IPOWER SK ipower SX ile her yerde taşınabilir cihazlarınızı şarj edebilmeniz mümkün. Yeter ki gökyüzünde parlayan bir günş olsun. Cihazın kapasitesi ise 2200mAh. SONY DEN YENİ MİNİK WOLKMAN LER Sony nin yeni serisi W adı altında tasarlanan bu cihaz 2 gb hafızası ve 12 saatlik çalma süresi ile boyundan büyük özelliklere sahip diyebiliriz. MÜZİKLİ KARA TAHTA Unutkanlar için odalarında bir tane yazı yazılabilir tahta olması büyük avantajdır. Bu kara tahta aynı zamanda 2 dev hoparlörlü bir ipod dock ise çok daha kullanışlı oluyor tabi. Başarılı bir tasarım. SU GEÇİRMEYEN MOUSE! Nasıl bir mantık ile üretildiğini pek anlayamadığımız bu 5 butonlu mouse suya karşı tamamen dayanıklı. Sulu ortamlarda çalışanların işine yarar diyebilmek isterdik ancak genellikle bilgisayarlar böyle ortamlarda bozulacağı için bu USB mouse ilginç bir ürün olarak akıllarda kalmakla yetiniyor.

112 Palamut Güveç (4 Kişilik) Malzemeler: 2 adet palamut (halka şeklinde kesilmiş yıkanmış temizlenmiş) 4 adet domates (soyulmuş küp şeklinde doğranmış) 6 adet sivri biber (çekirdekleri alınmış küp seklinde doğranmış) 6 diş sarımsak (Sarımsak yerine halka şeklinde doğranmış iki adet kuru soğan ile de yapabilirsiniz.) Yarım su bardağı zeytinyağı Yarım su bardağı su 4 adet defne yaprağı 1 adet limon (daire şeklinde doğranmış) Karabiber Kırmızı biber Tuz Pişirmek için enli toprak güveç veya derin cam kap Hazırlanışı: Geniş bir tava içerisinde yağınızı hafifçe kızdırıp önce biberleri hafif soteleyip,domatesleri ilave edin. Biberleri ve tuzu ilave etikten sonra kısık ateşte 10 dakika kadar pişirin. Güvecinizi ısıtın. Isıtılan güvecin içerisine tavadaki karışımı ilave edip,sarımsakları gelişigüzel yayın. Halka palamutların yuvarlak olanlarını ortaya geri kalan parçaları kenarlara dizerek üzerine defne yaprağı, limonları ve suyu ilave ederek kapağını örtün orta ateşte yarım saat kadar pişirin. Yemeğinizi daha önce ısıtılmış fırında,180 derecede ve üstü açık olarak yarım saat daha pişirin.güvecin üstü gevrek bir görünüm aldığında fırından çıkarın. 110

113 Gaziantep Gaziantep, halk arasındaki eski adıyla Antep, Türkiye nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Akdeniz Bölgesi arasında bulunan aynı adlı ilin merkez şehridir. Güneydoğuda şehir olarak en fazla nüfusu barındırır. Nüfus Bakımından Türkiye nin 6.Büyük Kentidir. Sanayi ve gelişmişlik bakımından birincidir. Gaziantep, Şehitkamil, Şahinbey olmak üzere iki metropol ilçeye ayrılmıştır. Gelişmişlik açısından Türkiye nin 20. büyük ilinin merkez ilçesidir. Ayrıca Gaziantep, Türkiye nin hala yaşanılan en eski kenti olup, Dünya nın da hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biridir.] Bunların yanında Gaziantep, Türkiye sanayisi ve ticaretinde de çok önemli bir yer tutar. Bunun sebepleri arasında Gaziantep in Anadolu ile Orta Doğu arasında bir konumda bulunması ve liman kentlerine yakınlığı sayılabilir. Gaziantep in simgeleri arasında Gaziantep Kalesi, baklava, antepfıstığı ve bakırcılık sayılabilir. Günümüzdeki Gaziantep in yakınlarında bulunan Dülük (Dolikhe ya da Doliche) bu yöredeki en eski kenttir. Arkeolojik kazılarından bu kentte Paleolitik dönemden beri insanların yaşadığı bilinmektedir. Ancak, Dülük Erken Tunç Çağı ndan sonra bir sürekli yerleşim yeri hâline gelebilmiştir. Bu kent, İpek Yolu üzerinde bulunduğu için çok gelişmiştir.ilk kurulduğunda Babil yönetimi altında kalan kent, M.Ö lü yıllarda Hititler in eline geçer. Hititler den sonra Mısır yönetimine geçen kent, M.Ö M.S. 546 arasında ise kronolojik sırayla Medler, Asurlular ve Persler tarafından yönetilir. İ.Ö. 6. yüzyılda ise kent sırası ile Makedonya, Selevkos ve Komagene uygarlıklarının yönetimi başlar. Gaziantep ve Şanlıurfa, tarih boyunca, Diyarbakır eyaletine bağlı sancaktı.

114 Yeni bir kent Romalılar, Dülük yakınlarına Antiochia ad Taurum adında yeni bir kent kurar. Bu kent İsa nın havarilerinden Yuhanna nın Hıristiyanlık ı yaymak için seçtiği merkezlerden biri olmuştur. Kent, M.S. 395 yılında Bizans İmparatorluğu nun eline geçer. M.S. 636 yılında halife Ömer bin Hattab, İslamiyet i yaymak için Ayıntap) ve Hatay yöresini Bizanslıların elinden alır. Bu şekilde Ayıntap halkı İslamiyet i kabul eder. Bu arada Dülük, hızla eski önemini yitirmektedir.1071 yılında Alp Arslan ın Malazgirt Savaşı ndaki zaferinden sonra kent Selçuklu yönetimine geçer. Bir dönem Eyyübilerin eline geçen kent, 1270 yılında Moğolların Ayıntap a saldırmasıyla, 1389 yılında Dulkadiroğulları nın ve 1471 yılında Memlük Devleti nin egemenliğine geçmiştir. Osmanlı yönetimi 1516 yılında Yavuz Sultan Selim in Mercidabık Muharebesi ndeki zaferinden sonra Ayıntap, Osmanlı yönetimine geçer. Osmanlılar döneminde kente çok sayıda cami, medrese, han ve hamam inşa edilmiştir yılları arasında kent, üretim, ticaret ve el sanatları yönünden de çok gelişmiştir ve 1671 yıllarında iki defa kenti ziyaret eden Evliya Çelebi, kentte 22 mahalle, 8 bin ev, 100 kadar cami, medrese, han, hamam ve bir de kapalı çarşı olduğunu yazar ve seyahatnamesinde aynen Dünya yüzünden geniş bir ili, göz alıcı büyük yapıları her yerden aranan eşyası, birçok mezraları, bolluk ve verimliliği, bitimsiz yiyecek ve içecek pınarları ve ırmaklarıyla burası Şehr-i Ayıntab-ı Cihan dır der Osmanlı döneminde Ayıntap, asla kendi eyaletinde olmayıp, önce Maraş (bugünkü Kahramanmaraş), sonra Halep eyaletinde yer almıştır. Buna rağmen Ayıntap ın kültürü Arap kültüründen fazla etkilenmemiştir. Mondros Ateşkes Antlaşması heyeti Antep savunması 9 Şubat 1921 de Antep in teslimiyle Fransızlara esir düşen Türkler, I. Dünya Savaşı ndan sonra Mondros Antlaşması yla Osmanlı devleti parçalanır. 17 Aralık 1918 yılında Antep, Birleşik Krallık a bırakılır. Antep, 5 Kasım 1919 da Fransa ya bırakılır. Ermeni Lejyonu da bu savaşta görev almıştır.antep halkı, 1920 yılında, Fransız birliklerinin Antep e yerleşmesi üzerine direnişe başlar yılının Ocak ayında Karayılan komutasındaki çeteler, Fransızların bir süvari birliğini pusuya düşürür. Şahin Bey, 200 kişilik milis gücüyle 1920 yılının Mart ayına kadar Antep teki Fransız askerlerine karşı savaşır. Antep halkı, 9 Şubat 1921 de teslim olur. Savaş tam 10 ay sürer. 25 Aralık 1921 de Ankara Anlaşması gereğince Fransız birlikleri şehri boşaltır.il merkezi, kuzeyde ve kuzeybatıda Kahramanmaraş, kuzeydoğuda Yavuzeli, doğuda Nizip, güneydoğuda Oğuzeli, güneyde Kilis, güneybatıda Nurdağı ve batıda İslahiye ile çevrilidir. Gaziantep te çok sayıda pınar bulunmasına karşın hiç doğal göl bulunmamaktadır. Bu yüzden şehrin bir çok yerine yapay göller ve barajlar inşa edilmiştir. Gaziantep şehri, Gaziantep Platosu üzerine kurulmuştur. Gaziantep ten geçen Alleben Deresi iki merkez ilçeyi birbirinden ayırır. İl merkezinin yakınında hiç doğal orman bulunmaz. Bu yüzden il çevresinde kızılçam ağaçlarından oluşan yapay ormanlar oluşturulmuştur İl merkezi 2. derece deprem bölgesindedir. Kahramanlık Anıtı Mondros Limanı 112

115 İklim Dericilik Azizi Bedros kilisesi Antep Evleri Konumu sebebiyle Gaziantep te Akdeniz iklimi ve Karasal iklimin bir karışımı görülmektedir. Hava özellikle Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında çok sıcaktır. Aralık, Ocak ve Şubat aylarında ise çok soğuktur. Gaziantep te ölçülen en yüksek sıcaklık 42 C, en düşük sıcaklık ise -13 C dir. Haziran-Eylül arasında Gaziantep, en az yağışı alır. En çok yağışı ise Aralık-Şubat arasında alır. Mevsim değişirken gündüz ve gece arasında çok büyük bir sıcaklık farkı vardır. Denize kıyısı olmaması sebebiyle kentte nem oranı çok düşüktür. Bu yüzden hava çok sert değildir. Nüfus Gaziantep, nüfus bakımından Güneydoğu Anadolu Bölgesi nin en büyük ilidir, Türkiye nin ise 6. en büyük ilidir. Gaziantep te nüfus kişidir. Nüfus yoğunluğu, merkez ilçelerde kilometrekarede 421 kişiyi aşmaktadır yılı nüfus sayımında olan il nüfusu geçen 70 yıl içerisinde %534 oranında artış göstermiştir. Bu artış oranı aynı dönem için Türkiye genelinde % 317 olmuştur. Gaziantep uzun yıllar dikkate alındığında Türkiye nüfus artış hızının çok üzerinde bir nüfus artışı göstermiştir. Bunun sebebi aşırı derecede göç almasıdır. Ekonomi Gaziantep ulaşım olanakları ve liman kentlerine yakınlığı sebebiyle ekonomik açıdan Türkiye nin en zengin kentlerindendir. Gaziantep teki en önemli geçim kaynakları, tarım, hayvancılık, enerji kaynakları, el sanatları, sanayi ve ticarettir. Güneydoğu Anadolu Projesi nin tamamlanması ile kentte tarımın daha gelişmesi planlanıyor. Maden kaynakları açısından son derece fakir olan Gaziantep te fosfat, manganez ve boksit çıkarılır El sanatları Halıcılık Gaziantep te çok çeşitli el sanatları mevcuttur. Geçmişte Gaziantep teki en yaygın el santları dericilik, bakırcılık, yemenicilik, kilimcilik, el işlemeciliği ve kuyumculuktur. Bunlardan el işlemeciliği, bakırcılık ve kilimcilik önemini hâlâ korumaktadır. Özelikle Gaziantep in kendine özgü motifleri olan kilimleri ve bakır ürünleri çok meşhurdur. Gaziantep e özgü kilim çeşitleri Baklava dilimleri, Habbap ayağı, Kuş Kanadı, Zincir Göbek, Dirsek göbek, Pençe Göbek, Çarkı felek, Parmak göbek ve Atom Göbek tir. Ayrıca hanımların hemen her evde yaptığı Antep işi, dantel ve örgü gibi başka el sanatları da mevcuttur. 113

116 Tarım ve hayvancılık Gaziantep in ekonomisinde tarım çok önemli bir yer tutmaktadır. Ancak özellikle yaz aylarında yağış az olduğu için tarım gerektiği kadar gelişememiştir. Gaziantep teki en önemli tarım ürünü antepfıstığıdır. Türkiye deki antepfıstığı üretimin büyük bölümü ise Gaziantep ten sağlanır. Öyle ki, 2007 yılında sadece Gaziantep te ton antepfıstığı üretilmiştir. Zaten antepfıstığı adını bu kentten almaktadır. Hatta Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü de Gaziantep tedir. Gaziantep te antepfıstığı kadar zeytin ve üzüm de önemli tarım ürünlerindendir. Bu şekilde Gaziantep, tarımsal açıdan da çok gelişmiştir. Tarım kadar olmasa da hayvancılık da Gaziantep ekonomisinde çok önemli bir yer tutar. İlde mera alanları çok olsa da verimsiz olduğu için kentte daha çok küçükbaş hayvan yetiştirlir. Kentte en çok yetiştirilen hayvan koyundur. Ancak verimli ırk olmadıkları için yeterince ürün elde edilememektedir. Kentten Arap ülkelerine çok sayıda canlı hayvan ihraç edilir. Sanayi ve Ticaret Gaziantep, sanayi ve ticarette çok gelişmiştir. Kentteki bütün gelişme özel sektörün çabaları ile oluşmuştur. Gaziantep te Türkiye nin en büyük sanayi sitesi bulunur Ayrıca Gaziantep, Türkiye nin sanayi ve ticaretinde 5. sıradadır. Yakın zamana kadar ticareti büyük ölçüde sınır kaçakçılığına dayanan Gaziantep, şimdi gelişmiş bir ticaret merkezi hâline gelmiştir. Gaziantep teki en önemli sanayi dalları pamuk ve akrilik iplik, halı, un, irmik, makarna, gıda maddeleri, bitkisel yağ, plastik, deterjan üretimi ve deri üretimidir. Gaziantep in ülke çapında ihracat payı %13 tür. Ayrıca kent, antepfıstığı üretim ve ihracatının %90 ı, kuruyemiş işleme ve ihracatının %85 ini, makarna işleme ve ihracatının %60 ını, pamuk ipliği imalat ve ihracatının %45 ini ve havlu imalat ve ihracatının %10 unu elinde tutmaktadır. Gaziantep mutfağı Gaziantep in çok zengin bir mutfağı toplamda 300 çeşide yakın yemeği vardır. Yemek çeşidi olarak da en çok yemek çeşidi ile Türkiye de birinci sırayı alır. Bu mutfak seneler boyunca çeşitli geleneklerin harmanlanmasıyla zenginleşmiştir. Antep mutfağı özellikle kebap ve et yemekleri ile meşhurdur. Alaca çorba, altı ezmeli kebap, Arap köftesi, baklava, beyti, börk aşı, çağla aşı, cağırtlak kebap, doğrama, ekşili taraklı kebap, erik tavası, firik pilavı, kavurma, kuşbaşı kebap, küşneme, lahmacun, patlıcan kebabı, sarımsak kebabı, simit kebabı, soğan kebabı, şiveydiz, yuvarlama ve yeni dünya kebabı Gaziantep mutfağına özgü yemek ve tatlıların sadece çok azıdır. Patlıcan Kebabı Küşneme 114

117 Gaziantep Kalesi Tarihi yerler ve müzeler Kentin tam merkezinde tarihi Gaziantep Kalesi yer alır. Kalenin güneyinde tarihi Naib Hamamı bulunmaktadır. Kalenin kuzeyinde ise çok sayıda tarihi han (Bayaz Han, Büdeyri Hanı ve Şire Han gibi) bulunmaktadır. Hanların kuzeyinde bakır işlemeleriyle ünlü tarihi Bakırcılar Çarşısı yer alır. İlde Boyacı Camii, Kurtuluş Camii ve Şirvan Camii gibi çok sayıda tarihi cami yer alır. Bey Mahallesi nde ise tarihi Antep evleri yer alır. İldeki görülecek bir diğer yer ise Aziz Bedros Kilisesi dir. Bu cümleden önce adı geçen bütün yerler ödüllü Kültür Yolu Projesi adı altında restore edilmiştir.gaziantep, ilinde çok sayıda müze vardır. Yapılmakta olan müzelerle beraber Gaziantep tam bir müzeler kenti olacaktır. Aşağıda Gaziantep teki müzelerin bir listesi yer almaktadır. Gaziantep Arkeoloji Müzesi Gaziantep Mevlevihanesi Vakıf Müzesi Şahinbey Savaş Müzesi Medusa Cam Müzesi Hasan Süzer Etnografya Müzesi Zeugma Mozaik Müzesi Gaziantep Mevlevihanesi Vakıf müzesi Zeugma Mozaik Müzesi 115

118 Tiyatro ve Sanat Tiyatro, Yunanca theatron, yani görme yeri sözcüğünden gelmektedir. Çünkü günümüzdeki anlamıyla çağdaş tiyatronun tarihi bağ bozumu tanrısı Dionysos adına yapılan dinsel törenlere dayanmaktadır. İlk tiyatro şenliği M.Ö. 534 yılında Atina da yapılmıştır. Antik çağ da tiyatro, üst sınıfa özgü bir etkinlikti. Her yıl Dionysos u kentin hangi ileri geleninin onurlandıracağına karar verilir ve bu kişi etkinlikleri düzenlerdi. Bu nedenle sosyal itibarla doğrudan ilgiliydi. Tanrı adına bir yarışma yapılır ve en iyi oyun, hazırlayan kişinin itibarını arttırırdı. Festival niteliğinden dolayı popüler olarak nitelendirilebilecek olan antik tiyatro, günümüze de örnekleri kalmış olan, genellikle amfitiyatro olarak adlandırılan sahnelerde sergilenirdi. Türkiye de oldukça iyi durumda örnekleri olan bu amfi tiyatroların boyutları, dönemin tiyatrosunun halk için önemini göstermektedir. Ayrıca, ilk tiyatro eserleri ile Yunan mitolojisinin el ele olduğunu söylemek gerekir. Bu nedenle bu iki alan birlikte değerlendirilmelidir. Bu dönemde oyunlarda dekor ya da kostüm bulunmazdı. Sahne tamamıyla boş olur, baş roller de önemli kişiler tarafından oynanırdı. Bir de anlatıcı görevi gören koro bulunurdu. Günümüzde geçerli olan oyunculuk anlayışı yoktu ve ifade edilen duygular oyuncuların ellerinde tuttukları ve yeri geldikçe yüzlerine koydukları maskelerle belirtilirdi- Bugün tiyatronun simgesi haline gelen gülen ve ağlayan maskeler bu uygulamanın bir uzantısıdır. Nitekim, Yunan tiyatrosunda sadece iki tür oyun vardı: trajedi ve komedi. Trajedilerde içerik daha çok Tanrılarla insanların çatışmaları üzerineydi. Dönemin dini inanışlarının sembolik bir ifadesi olarak, oyunlarda Tanrılar ile insanlar arasında doğrudan etkileşim normaldi. Bu mistik düzen tarih boyunca edebiyat eserlerini etkileyen bir nitelik olmuştur. Komedilerin ise çoğunlukla siyasi alay içerikli oldukları söylenebilir. Kullanılan dil ise yoğunlukla argodur. Ayrıca bu dönem tiyatrosu Aristoteles in üçlü birlik ilkesine dayanır: olay, yer ve zamanda birlik. Aristoteles e göre oyunda baştan sona takip edilen tek bir hikâye olmalıdır. Ara hikâyeler ya bulunmamalıdır, ya da çok az olmalıdır. Bir oyun tek bir yerde geçmeli, farklı yer ve coğrafyalara yayılmamalıdır. Sahne tek bir yeri temsil etmelidir. Olay örgüsü bir günden fazla bir zamanı kapsamamalıdır. William Shakespeare Orta dönem Konstantin Stanislavski Özellikle William Shakespeare in ön plana çıktığı bu dönemde artık tiyatro dinsel niteliğini yitirmiştir ve popüler bir eğlence türü olarak dikkat çekmektedir. Antik Yunan dan izler taşısa da, halkla olan doğrudan ilişkisi nedeniyle tiyatro yaklaşımları değişime uğramıştır. Komedi ve trajedi türlerine tarihsel oyunlar kategorisi eklenmiştir. Aristoteles in üç birlik kuralından vazgeçilmiştir. Ayrıca tiyatro artık profesyonel bir etkinlik olmuştur. Shakespeare in kraliçeden maddi destek aldığı ve kar üzerinden dönen bir tiyatro grubu olduğu bilinmektedir. Bu dönemde oyunculuk kavramı değişmiş olsa da, henüz kadın oyuncular bulunmamaktadır. Kadın rolleri genç erkek oyuncular tarafından oynanmaktadır. Shakespeare bunu özellikle kıyafetle cinsiyet değiştiren roller yazarak oldukça komik ve ironik hale getirmiştir. 116

119 Günümüz Tiyatrosu Modern tiyatroya damgasını vuran önemli isimlerden biri belki de Konstantin Stanislavski dir. 19. yüzyıl ın sonralarına doğru sihirli eğer diye bilinen oyunculuk kuramını geliştiren Stanislavski özellikle gerçekçi akıma yön vermiştir. Söz konusu kuramda, oyunculardan kendilerini, canlandırdıkları karakterlerin yerlerine koymalarını ve bu şekilde seyirciye söz konusu duyguları vermeleri beklenmektedir. Türleri Tiyatro eserleri müziksiz (trajedi, komedi, dram) ve müzikli (opera, operet, müzikal, pandomim bale, revü, skeç) olmak üzere iki grupta toplanır. Edebi türler içinde en canlı ve yaşama en yakın olanı tiyatrodur. Trajedi Trajedi, kişilere korku, heyecan ve acındırma telkinleriyle ders vermek amacı veren en eski tiyatro çeşididir. Şiirsel olarak yazılması ve değişmez kurallara bağlı olması sebebiyle öbür tiyatro çeşitlerinden kolayca ayrılır. Yunan tanrısı Dionysos un şenliklerinde yapılan yarışmalarda sahnelenen oyunlarla var olagelmiştir. Klasik trajediler genellikle beş perdelik oyunlardır. Eski Yunan da başlayan bu eserler 3 veya 6 perdelik olurdu. O zamanki tiyatrolarda dekor bulunmaz, ancak sahnenin bir köşesinde olayların sebep ve sonuçlarını anlatan bir koro yer alırdı. Yine klasik trajedilerde, kahramanlar, kral, kraliçe, prenses, Eski Yunan ın tanrı ve yarı tanrıları gibi en üst tabaka kişilerden seçilirdi. Orta tabaka ve basit halk adamlarına rastlanmazdı. Kahramanları arasında geçen olaylar insanların ruhsal zayıflıklarını, tutkularını, iradeye bağlı yüce davranışlarla çakıştırırdı. Özellikle karakterlerin bir katharsis, yani arınma sürecinden geçmeleri gerekirdi. Bu da ancak farkında olarak ya da olmadan kahramanın büyük bir hata yapması, bu nedenle acı çekmesi ve bu süreç sonunda arınmış olarak doğru bir özü bulmasıyla olabilirdi. Klasik trajedi Aristoteles tarafından kuramsallaştırılmıştır. Bu kurama göre olay, zaman ve çevrede birlik demek olan üç birlik kuralı benimsenmiştir. İç içe girmiş karışık olaylar bulunmaz. Ayrıntıya girmeden tek bir olay gösterilir. Olayın ön ve son tarafları, sebepleri ve sonuçları gerektikçe konunun ağzından halka duyurulur. Buna olay birliği denir. Trajedi olayının bir günde (24 saat) olup bitmiş gibi gösterilmesine zaman birliği, tek bir şehrin belli bir köşesinde başlayan olayın yine orada bitmesine de çevre(mekân) birliği denir. Trajedilerde parlak söylevleri andıran yüksek ve asil bir üslup kullanılır. Kaba, çirkin ve niteliği düşük sözler bulunmaz. Trajedi şairleri mısralarının derin manalı ve bilgelik dolu olmasına önem vermişlerdir Trajedilerde kadere, ahlak, töre ve geleneklere üstün bir değer verilmiştir. Trajedinin amacının, insanın acılarının ifade edilerek seyircilerin ruhunda korku ve merhamet uyandırılması olduğu kabul edilmektedir. Bazı klasik trajedi örnekleri, Aiskhylos un Titan Prometheus un hikâyesini anlattığı Zincire Vurulmuş Prometheus u, Sophokles in Kral Oidipus u ve Euripides in Andromakhe ı sayılabilir. Hierapolis tiyatrosu sahnesi 117

120 Drama Trajediyle komediyi bir araya getiren tiyatro çeşididir. Modern tiyatronun sürekli olarak aristokrat zümrenin yaşayışını veya sadece hayatın gülünç taraflarının sahneye konmasını yeterli bulmayarak hayatı birçok tarafıyla temsil etme arzusundan doğmuştur. Dram, düzyazı ve şiirsel halde yazılabildiği gibi üç perdeden beş perdeye kadar olabilir. Üç birlik kuralını tamamen reddeder. İnsani temalardan çok toplumcu ve milli konuları işler. Konular da çok çeşitli olabilir. En kanlı ve çirkin, ya da gerçekçi olayları seyirciye göstermekten çekinmez.konuları tarihten ve hayatın acıklı veya gülünç, çirkin veya güzel hemen her olayından alınabilen dramda kader, umut, neşe, kuşku, tasa, facia ve komik davranışlar bir arada bulunabilir. Kahramanları her sınıftan (halk - soylu ayrımı gözetmeksizin) seçilebilir. Her türlü karaktere yer verilir. Dram eserleri gerçekleri göstermeyi amaçlamışlardır. Dramın ciddi ve ağırbaşlı yazılmış şekline piyes, duygulandırıcı ve fazla heyecan verici olanına melodram denir. Melodram müzikli oyun demektir, yalnız günümüzde müzik kısmı atılmıştır. Bununla birlikte yine dram türlerinden olan feeri ise bir masalın sahneye konulmuş şeklidir. Kahramanları cin, peri, dev gibi düşsel varlıklardır. Olayın geçtiği yer ve zaman belli değildir. Komedi Bir konunun komik yönlerini vurgulayarak sahneye konmasıdır. Opera Opera, insanların konuşmak yerine tiyatro oyununu şarkı söyleyerek sahneye koymasıdır. Operanın tiyatrodan ayrılan başlıca özelliği, bir müzik bölümünün de bulunmasıdır. Pandomim Düşünce ve duyguları müzik veya türlü eşyalar eşliğinde bazen dansla, bazen de gövde ve yüz hareketleriyle yansıtmayı hedefleyen sözsüz oyun türüdür. Yüz mimikleri, el, kol ve beden hareketleri kullanılarak tema anlatılmaya çalışılır. Pandomim (mim), evrensel bir tiyatro dili sayılır. Tuluat Tiyatro türlerinden biridir. Sanatçılar, oynadıkları eserin konusuna bağlıdırlar; ama oyundaki sözleri içlerinden geldiği gibi söyleyerek, doğaçlama yaparlar. Yazılı esere uymak mecburiyetleri yoktur. Perdeli orta oyunu da denir. Operet Sözlerinin müziksiz kısımları müziklerden çok olan tiyatro eserleridir. Halka hitap etmek için yazılır. Operetlerde renk, ışık, kıyafetler ve dans en göze çarpıcı şekilde kullanılır. Müzikal Kendine özgü, yalın bir olay örgüsü olan, müzik, dans ve diyalogların olaylarla bütünleştiği duygusal ve eğlendirici sahne gösterisi ya da oyundur. 118

121 Bale Müzikli, dansın daha çok öne çıktığı, daha çok lirik ve dram arası bir temada oynanan oyunlardır. Diğerlerine nazaran estetiğe daha çok önem verilir. Revü Olaylı eleştirili yapılan tiyatro türüdür. Konu açısından bir bütünlüğü olmayan, birbirlerine gevşekçe bağlanmış, kendi başlarına anlamlı olan, tablolardan kurulu, ezgi, monolog, skeç, dans ve karşılıklı nükteli konuşmalardan oluşan bir gösteri biçimidir. Skeç Beş-altı dakikaya sığdırılan tablolar şeklinde kısa, müzikal oyunlardır. Bir çeşidi de radyo skeçleridir. Perde Bir sahne eserinin her bir bölümüne verilen isimdir. Jest-Mimik Jest herhangi bir olayı açıklamak için oyuncunun yaptığı el kol hareketleridir. Mimik ise herhangi bir olayı açıklamak için oyuncunun yaptığı yüz hareketleridir. Suflör Oyunculara, rollerinde unuttukları sözleri seyircilere duyurmadan hatırlatan kişidir. Aktör Erkek Tiyatro oyuncusu Aktris Kadın tiyatro oyuncusu. Replik Sahne oyunlarında konuşanlarının birbirine söyledikleri sözlerden her biri Rejisör Tiyatro ve sinemada oyuncuların rollerini dağıtıp oyunu düzenleyen yönetmen. 119

122 Müzik Albüm: BİR ÖMÜR Sanatçı: ORHAN GENCEBAY Şirket: POLL PRUDUCTION Yayınlanma tarihi: 2012 Türk müzik tarihinin en önemli, en özel, en güçlü isimleri ORHAN GENCEBAY ın müzikteki 60. sanat yılını kutlamak için bir araya geldi. Albümün sıralaması ve A1 kim olacak? sorunu alfabetik sıralama ile çözüldü 32 dev isim Orhan Gencebay ın Türk müzik tarihine damgasını vurmuş 33 özel eserini yeniden yorumladı. Albümde yer alan tüm sanatçılardan oluşan koro ise Batsın Bu Dünya şarkısını seslendirdi. Orhan Gencebay ile Bir Ömür adlı albümünde uzun süre gündemi meşgul eden albüm sıralaması ne olacak? ve A1 kim olacak? sorusunun cevabı ise; tüm dünyada, benzer örneklerinde de uygulandığı üzere Alfabetik bir sıralama yapılmıştır. Albümün Her Detayı Özenle Hazırlandı ve Her Uygulama Bir İlk Niteliğinde Albümün kapağı ve kitapçığı da özenle ve büyük emeklerle hazırlandı. Albümde metalize altın yaldız baskı tekniği uygulandı. Albüm kapağında ve albüm kitapçığında fotoğraf kullanılmayarak tüm sanatçı görselleri elle çizilerek illüstrate edildi. Orhan Gencebay portresi ve kapakta kullanılan kral simgesi ile hepimizin gözündeki Orhan Gencebay markası simgeleştirilmiş olması bir ilk ve ilgi çekici bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. CD 1 1. Ajda Pekkan - Severek Ayrılalım 2. Athena - Bir Araya Gelemeyiz 3. Berkay - Dünya Dönüyor 4. Candan Erçetin - Beni Böyle Sev 5. Demet Akalın - Farkında mısın 6. Deniz Seki - Benim Dünyam 7. Duman - Gönül 8. Ebru Gündeş - Dil Yarası 9. Emel Sayın - Hayat Devam Ediyor 10. Emre Aydın - Bir Teselli Ver 11. Hande Yener - Kaderimin Oyunu 12. İzel - Kabahat Seni Sevende 13. Kutsi - Ben O Zaman Ölürüm 14. Manga - Ya Evde Yoksan 15. Mustafa Ceceli - Yarabbim 16. Mustafa Sandal - Kır Gönlünün Zincirini 17. Nilüfer - Dertler Benim Olsun 18. Koro - Batsın Bu Dünya CD 2 1. Nükhet Duru - Gitti de Gitti 2. Özcan Deniz - Vazgeç Gönlüm 3. Rafet El Roman - Beni Biraz Anlasaydın 4. Seksendört - Dokunma 5. Serdar Ortaç - Hor Görme Garibi 6. Sezen Aksu - Akşam Güneşi 7. Sibel Can - Bilmesin O Felek 8. Şevval Sam - Kahrolayım 9. Tarkan - Hatasız Kul Olmaz 10. Volkan Konak - Gurbet 11. Yaşar - Yorgun Gözler 12. Yıldız Tilbe - Aşkımı Sakla 13. Yıldız Usmanova - Neyi Değiştirdik ki 14. Zara - Dilenci 15. Zerrin Özer - Sev Dedi Gözlerim 16. Koro - Batsın Bu Dünya 120

123 Albüm: AYNI DENİZİN ŞARKILARI Sanatçı: VARIOUS Firma: AJS MÜZİK Yayınlanma tarihi: 2012 Albüm: BOSPHORUS LOUNGE Sanatçı: VARIOUS Şirket: PERA MÜZİK Yayınlanma tarihi: 2012 DİSK 1 1. Spirto Kai Fotia / Yiannis Vardis (Bay Doğru) 2. Tesseris Ke Misi / Eleana Papaiannou(Biri Bana Gelsin) 3. Den Axizeis / Peggy Zina (Dudu) 4. Ta Mavra Matia Sou / Panagiotis Rafailidis (Ta Uzak Yollardan) 5. Pikra / Eleana Papaiannou (Bak Gidersem Dönmem) 6. Tora Ki Ego Tha Ziso / Eleana Giannaki (Susma) 7. Foveri / Giorgos Mazonakis (Senden Çok Var) 8. Anavis Foties / Despina Vandi (Aşka Yürek Gerek) 9. Meno Ektos / Antonis Vardis (Ağladıkça) 10. Tin Aapi Ya Na Mathis / Yiannis Saleas (Sanadır Yar) 1. Boğaziçi Rüyaları Lounge Version / Can Atilla 2. Kolaymı / Omar Faruk Tekbilek 3. Mercanistan / Mercan Dede 4. Nihavent Oriental / Burhan Öçal 5. İstanbul İstanbul Olalı 6. Shab Bood Biabab Bood / Farid Farjad 7. Gülümcan Lounge Version 8. Kirpi / Huzur 9. İstanbul / Omar Faruk Tekbilek 10. Napas / Mercan Dede 11. Tükeneceğiz 12. Makber / Can Atilla DİSK 2 1. Ela Nadis / Özledim 2. Ipoklinome 3. Mona Ziga 4. Etsi 5. Ise Oli Mou 6. Ise Mia Fotia 7. Giati Den Pantrevomaste 8. The Me Thimithis 9. Terma 10. San Tin Agapi Mas Den Ehi 11. Lathos Mou Pou S Agapao 12. Ah Kardia Mou 13. Hamogelo Kai Prohorao 14. I Thesalonikia 15. Plaka Kaneis 16. Eimaste Ena 17. Pote Den Efiges 18. Tha Parakalas 19. Pote Den Eflges (Mix) DİSK 3 1. Logıa / Olur Ya 2. Aman Petro / Petrol 3. Megıe Mele / Hür Doğdum Hür Yaşarım 4. Alli De Tha Vreıs Opos Emena / Abracadabra / Tek Yaşanır Mı 5. Thalassa / Ağlama Anne 6. Skorpıa Fılıa / Sakın Ha 7. Den Rotıses Pote / Sensiz Yıllarda 8. Tha Epızıso / Bambaşka Biri 9. Kouvedes / Palavra Palavra 10. An Mıa Mera Se Chaso / Yeniden Başlasın 11. I Agapı M afıse / Yağmur 12. Na Loıpon Gıatı S agapısa / Haykıracak Nefesim 13. San To Karavı / Olmadı Gitti Albüm: TAXIM BEYOĞLU Sanatçı: VARIOUS Şirket: ARTIST MÜZİK Yayınlanma tarihi: Los Bilbilicos-Rebekah 2. À nous-lynda Thalie 3. Cançào do Mar-Ana 4. Les Parapluies de Cherbourg-Passion Rouge 5. Ta P tite Flamme-Amélie-les-Crayons 6. Amélie Suite (J y Suis Jamais Allee)- Passion Rouge 7. El Choclo-Passion Rouge 8. Milord-Dalida 9. Padam Padam-Albert Assayag 10. Sous Le Ciel de Paris- Austin Bavol 11. L hymne a L amour-edith piaf 12. La Boheme-Ga 13. Que C est Triste Venise-Simone 14. Que Reste-t-il de Nos Amours-Djangologie 15. Non, Je Ne Regrette Rien-L. Lorkin 16. Those Were the Days-Passion Rouge 17. Caravan - Renda 121

124 Hazırlayan :Gökhan Yılmaz YAZAR: İHSAN OKTAY ANAR KİTABIN ADI: YEDİNCİ GÜN YAYINEVİ: İLETİŞİM YAYINLARI FİYATI: TL SAYFA SAYISI: 240 YAYIN YILI: 2012 Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayâllere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıra dışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asîlleşmesi, erdemlerin ardındaki günâhkârlık tüm içtenliğiyle akacak zihinlere. İnsan olmanın en zayıf ve en yüce yanları, bir hikâyenin dokunuşuyla bir kez daha bilinebilir olacak. İhsan Oktay Anar, bu yeni düşüyle sizleri bir kez daha şaşırtacak. Çizgilerde değil kürelerde gezinecek, bilinen zamanların bilinmeyen anlarına yolculuk edeceksiniz. Alışık olmadığınız bu dünyanın kapısından girdiğinizde âşinalık hissedecek, sadeliğin ihtişâmına teslim olmanın rahatlığıyla kendinizi akışta yolculuk ederken bulacaksınız. Kapaktaki Çizim: İhsan Oktay Anar Kitaptan bir bölüm: Benzin tankları da doldurulduğunda vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Zeplinin kumanda kabinine önce Selahattin çıktı ve alavereye tırmanıp motör kabinine geçti. İhsan Sait ve İdris Dede ise ahşap merdivenden kumanda kabinine çıktılar. Aman Baba, aşağıda amelelerin başındaydı. Yukarıdaki kumanda ve motör kabinlerinden yirmişer uçlu iniş palamarları sarkıtıldı. Aşağıdaki Aman Baba nın emriyle 60 kadar amele bu palamarlara asıldı. Aman Baba nın, Hazır ol! Dikkat! Şimdi! demesiyle, bu iş için görevli ameleler, zeplini kum torbalarına bağlayan halatları baltayla kopardılar. İşte tam bu anda palamarlara var güçleriyle sımsıkı asılan adamların ayakları yerden kesilir gibi oldu. Aman Baba korkuyla, Herkes palamarlara! diye bağırınca geri kalan ameleler de telâşla koşuşturup halatlara asıldı ve tepesi neredeyse hangarın tavanına değen zeplin hasar görmekten böylece kurtuldu. Aman Baba, Haydi arslanlarım! Göreyim sizi! diye haykırdıktan sonra, adamlar kendilerini paralayarak, zeplini hangardan dışarı çekmeye başladılar. Göklere yükselmek için can atan bir ejderhaya benzeyen hidrojen dolu devâsâ hava sefînesinin halatlarına asıldıkları için, zaman zaman ayakları yerden kesili kesiliveriyor, yerden yükseldikleri böylesi durumlarda, sanki boşlukta koşuyorlarmış gibi bacaklarını sallıyorlardı. Nihâyet dışarı çıktıklarında bu kez kendi terleriyle değil şiddetli yağmurla ıslandılar... YAZAR: MÜYESSER YILDIZ KİTABIN ADI: VATAN YAHUT SİLİVRİ YAYINEVİ: KIRMIZI KEDİ YAYINLARI FİYATI: TL SAYFA SAYISI: 212 YAYIN YILI: 2012 Bu kitabın yazarı şu anda aramızda, dışardaki tutsaklardan. Ama sadece masumların değil bir ülkenin de kaderini lanetli bir mürekkeple yazılmış kalp kararlarla belirlemeye kalkışanlar, yarın onun hakkında ne hükümler verecekler belli değil. Emine Ülker Tarhan Bana dokunmayan bin yaşasın cılığın zirve yaptığı bir çağda, kavga nın adıdır Müyesser... İnatçıdır ki; katırlar halt etsin yanında! Ben devletten yemek değil, adalet istiyorum diye tutturmuş ve bir daha da ağzına devlet lokması koymamıştır hapishane hayatı boyunca! Mustafa Mutlu Onurlu dik duruşunu hayranlıkla izliyorum. Türk kadınının destanını yazıyorsun. Kendi adıma çok çok teşekkür ederim. Belki farkında değilsindir ama biz senden moral alıyoruz, umut alıyoruz. İyi ki, Odatv de yazmışsın, iyi ki hâlâ yazıyorsun. Ve iyi ki, biz senin gibi yiğit, cesur bir gazeteciyi tanıdık. Hepimiz biliyoruz ki, bu günler geçecek, onurla girdiğimiz cezaevinden onurumuzla çıkacağız... Soner Yalçın Müyesser Yıldız... Gazeteci... Elini bile sürmediği tespit edilmesine rağmen bilgisayarında bulunan kaynağı belirsiz belgeler yüzünden 15,5 ay hapis yattı. Yaklaşık bir yıl boyunca tek başına kaldığı hücresinde inatla okudu, yazdı. Adaletsizlik karşısında üşüdü. Sarılabilmek için bir kedi istedi hücresine. Vermediler. O da yazmanın ve üretmenin sıcaklığına sığındı. Yargısız infazın bir asırlık tarihini kaleme aldı. Vatan yahut Silivri, Silivri Cezaevi nde geçen kedisiz günlerin eseridir. Müyesser Yıldız sonunda kedisine kavuştu, ama adalet ve özgürlük arayışına hâlâ devam ediyor. 122

125 YAZAR: E L JAMES KİTABIN ADI: GRİNİN ELLİ TONU YAYINEVİ: PEGASUS KİTAP FİYATI: TL SAYFA SAYISI: 576 YAYIN YILI: 2012 Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı... Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak. Edebiyat ögrencisi olan Ana Steele, genç girişimci Christian Grey le röportaj yapmaya gittiğinde son derece çekici, zeki ve sinir bozucu bir adamla karşılaşır. Toy ve masum Ana, bu adama duyduğu arzu karşısında şaşkına döner ve adamın gizemli doğasına rağmen ona yakınlaşma arzusuyla yanıp tutuşur. Ana nın güzelliği, zekâsı ve özgür ruhuna direnemeyen Grey de onu istediğini kabul eder, ancak şartları vardır... Grey in sıra dışı erotik istekleri karşısında şoka uğayan ama bir yandan da heyecana kapılan Ana tereddüde düşer. Büyük başarısına rağmen -çokuluslu şirketleri, uçsuz bucaksız serveti ve sevgi dolu bir ailesi vardır- Grey şehvete esir olmuş ve hükmetme hırsı olan bir adamdır. Çift, cüretkâr ve tutkulu bir fiziksel ilişkiye yelken açarken, Ana, Christian ın karanlık sırlarını ve kendi gizli arzularını keşfeder. YAZAR: HALİT KAKINÇ KİTABIN ADI: STRUMA YAYINEVİ: DESTEK YAYINLARI FİYATI: TL SAYFA SAYISI: 232 YAYIN YILI: 2012 Ülkemizin önde gelen araştırmacı akademisyenlerinden yazar dostum Halit Kakınç, Struma olayı hakkında bugüne kadar karanlıkta kalmış birçok bilgiyi de içeren önemli bir eseri yayımlıyor. Ben, Struma cinayetini bire bir yaşadım yılında, 15 Aralık ta Struma gemisi Sarayburnu açıklarına demir attı. Rıhtıma yanaşmasına izin verilmedi. Gece gündüz polis nezaretinde, 769 insan 72 gün boyunca deniz ortasında hapsedildi ve sonra katledildi. Yazar Halit Kakınç ın bu eserinin en sonunda, Anadolu Ajansı nın 24 Şubat 1942 tarihli açıklamasını bulacaksınız. Vatandaşlarına saygısı sıfır olan ceberut ve despot devlet anlayışını yansıtan bu açıklama, aynı zamanda utanç verici bir yalanı da içeriyor: Geminin tamiri hitam bulduğu halde diye başlıyor. Aslında motor arızalı olarak, atölyede kalmıştı. Yani, Struma motorsuzdu. Motorsuz bir gemi, kaderine terk edilen 769 insanı taşıyan bir büyük yüzen tabuttu. Ve devletin Anadolu Ajansı, utanç verici bir şekilde, geminin tamirinin bittiğini iddia ediyor, yalan söylüyordu. Katillerin cinayetlerini örtmeye çalışıyordu. Struma cinayetinin üzerinden 70 yıl geçti. Mensubu olduğum Türk toplumunun eleştirilecek birçok yönü var. Bence bunların başında, eskiden beri süregelen geçmişte kalmış sayısız günahlarıyla yüzleşememek ve huzura erememek var. Bu cesareti ıskalamak Cesetleri arka arkaya, üst üste yığıp dolap kapılarını kilitlemek İyi de, cesetler orada kokuşup duruyor. Koku etrafa yayılıyor, havayı zehirliyor. Şu dolapları artık açıp havalandırsak, günahlarımızla yüzleşsek, huzura ermeyi denesek daha iyi olmaz mı? İshak Alaton YAZAR: METIN ARDITI KİTABIN ADI: TURQUETTO YAYINEVİ: CAN YAYINLARI FİYATI: TL SAYFA SAYISI: 288 YAYIN YILI: da Osmanlı topraklarında, Konstantiniyye de dünyaya gelen Eli, resim yapma tutkusuyla yanmaktadır. Ancak o bir Yahudi dir ve dini, resim yapmasını yasaklamıştır. Tutkusunun peşinden gitmeyi seçen delikanlı, özgürce resim yapabilme hayaliyle bir gemiye atlayıp Rönesans ı yaşayan İtalya ya, Venedik e kaçar. Sanatı için her şeyden, hatta kimliğinden bile vazgeçen, Venedik in en büyük ressamlarından Eli ya da üstadı Tiziano nun verdiği adıyla Turquetto, İtalyan Rönesansı nın en parlak döneminde yarattığı eserlerini, Katolik Kilisesi nin katı kurallarının kurbanı olmaktan kurtarabilecek midir? Peki ya, büyük usta Tiziano ya ait olduğu sanılan Eldivenli Adam isimli tablo, Turquetto lakaplı bu Osmanlı Yahudisinin eseri olabilir mi? Metin Arditi sanat, iktidar ve din üçgeninde sıkışmış farklı bir ressam portresi çizmekle kalmamış, korkunç ama bir o kadar da görkemli o dönemi, ürpertici karanlığı ve bugünü bile aydınlatan ışıltısıyla XVI. yüzyılı, Doğu dan Batı ya gözler önüne sermiş. YAZAR: DEBBIE MACOMBER KİTABIN ADI: GÜL LİMANI OTELİ YAYINEVİ: EPSİLON YAYINLARI FİYATI: TL SAYFA SAYISI: 380 YAYIN YILI: 2012 New York Times Bestseller yazarı Debbie Macomber dan yürekleri ısıtacak yeni bir seri: Jo Marie Rose, Sedir Koyu na yeni bir başlangıç yapmak ve biraz olsun huzura kavuşmak için gelir. Kocasının ölümünün acısını atlatmaya çalışan genç kadın, burada bir otel satın alır ve otelin adını değiştirip Gül Limanı Oteli koyar. Buranın yeni başlayacağı hayatı için doğru yer olduğunu hissetmektedir. Ancak otel ve ilk gelen konuklar, Jo Marie ye beklediğinden çok daha büyük sürprizler yapacaktır. Debbie Macomber ın kitapları dünyada toplam 150 milyon adet sattı! Ülkemizde de büyük ilgi gördü ve çok satanlar listelerinde uzun süre kaldı! 123

126 Sinema Gölgede Dans Vizyon tarihi : 5 Ekim 2012(1s 41dk) Yönetmen: James Marsh Oyuncular: Clive Owen, Andrea Riseborough, Gillian Andersondevamı... Tür: Dram Ülke: İngiltere, İrlanda Londra da yarım kalmış bir bomba denemesinde Collette, bir MI5 subayının eline düşer. Kendisini sorgulayan Mac, ona bir anlaşma teklif eder. Ya muhbirlik yapacaktır ya da hapse girecektir. Oğlunun sağlığı ve refahı için duyduğu endişe yüzünden Belfast a dönen Collette, İngiliz istihbaratı için önemli bir casus haline gelir. Mac onu korumak için birbirinden büyük riskler alır, ikisi de yollarının daraldığının farkındadır. James Marsh tarafından yönetilen filmin başrollerini Clive Owen, Andrea Riseborough ve Gillian Anderson paylaşıyor. Adı Aşk Yeniden Vizyon tarihi: 5 Ekim 2012(1s 40dk) Yönetmen: David Frankel Oyuncular: Meryl Streep, Tommy Lee Jones, Steve Carelldevamı... Tür: Komedi, Dram, Romantik Ülke: ABD Kay & Arnold 30 yıldır evli ve birbirlerine sadık bir çifttirler. Kay bu monotonlaşmış hayatlarına renk katmak ister. Evlilik terapisi üzerine uzmanlaşmış bir terapistten bahsedildiğini duyar. Terapist Great Hope Springs de yaşamaktadır, Kay kocasını alıp oraya gitmeye karar verir ve sonrasında olaylar gelişir. Şeytan Marka Giyer (The Devil Wears Prada) filminden de Oscarlı aktrist Meryl Streep ile beraber çalışan yönetmen ve yapımcı David Frankel in reji koltuğuna oturduğu filmin senaryosu ise Vanessa Taylor a ait. Dram ve komedi türlerini harmanlayan filmin baş rollerini ise Meryl Streep, Tommy Lee Jones ve Steve Carell paylaşıyor. Cennetteki Çöplük Vizyon tarihi: 5 Ekim 2012(1s 25dk) Yönetmen: Fatih Akın Oyuncular: Camburnu Köylüleri Tür: Belgesel Ülke: Türkiye, Almanya Karadeniz in Camburnu bölgesinde geçimini çay yetiştiriciliği ile sağlayan yerel halk, denizin doldurulması projesine direnerek hükumete karşı çıkar. Zira proje büyük bir çevre kirliliğine yol açacak ve yaşamlarını temelinden etkileyecektir. Almanya da yaşayan Türk asıllı yönetmen Fatih Akın son filminde kendi köklerine dönüyor ve Karadeniz de yaşanan yeni yapılaşmanın yerel halk üzerindeki olumsuz etkisini beyazperdeye taşıyor. Dünya prömiyeri 2012 Cannes Film Festivali nde gerçekleştirilen filmin çekimleri toplam 5 yılda tamamlandı. 124

127 Görünmeyenler Vizyon tarihi: 5 Ekim 2012(1s 23dk) Yönetmen: Melikşah Altuntaş Oyuncular: Nihan Okutucu, Duru Ok, Deniz Özmen Tür: Gerilim Ülke: Türkiye Selin ve Onur henüz küçük yaştaki kızları Merve ile yeni bir eve taşınırlar. başta her şey normal gitmektedir ama taşındıktan bir süre sonra evde ve kızları Merve de bazı gariplikler fark ederler. Zira Merve nin vücudunda nedeni belirsiz morluklar vardır. Telaşlanan ve bakıcılardan şüphelenen çift, eve güvenlik kamerası kurdurup olan biteni takip etme kararı alırlar. Ama asıl tehlikenin dışarıdan değil, içeriden geleceğinden habersizdirler. Onur bir iş gezisine çıkınca evde baş başa kalan anne-kızı gergin günler beklemektedir... Yönetmenliğini Melikşah Altuntaş ın üstlendiği korku ve gerilim türündeki filmin senaryosu ise Caner Özyurtlu ile Serhat Hasanoğlu na ait. Filmin oyuncu kadrosu ise Nihan Okutucu, Duru Ok ve Deniz Özmen den oluşuyor... Looper Vizyon tarihi: 12 Ekim 2012(1s 58dk) Yönetmen: Rian Johnson Oyuncular: Joseph Gordon-Levitt, Bruce Willis, Emily Bluntdevamı... Tür: Bilimkurgu, Aksiyon Ülke: Çin, ABD Gelecek zamandayız; 2072 de. Zamanlar arasında yolculuk gerçek olmuş, ama yasa dışı olarak karaborsacıların eline düşmüştür. Teknolojiyi elinde tutanlar ne zaman birinden kurtulmak isterlerse onu 30 yıl geriye, 2042 ye göndererek Looper adı verilen bir grup suikastçıya öldürmesi için paketler. Bu grupta yer alan suikastçılardan biri olan Joe için 2042 de zengin hayatı gayet yolunda gitmektedir; ta ki karşısına öldürmesi için 2072 den gelen yaşlı Joe çıkıncaya kadar... Rian Johnson ın yazıp yönettiği bilimkurgu aksiyonunun başrollerini Joseph Gordon-Levitt, Bruce Willis ve Emily Blunt paylaşıyor. Takip: İstanbul Vizyon tarihi: 5 Ekim 2012(1s 31dk) Yönetmen: Olivier Megaton Oyuncular: Liam Neeson, Maggie Grace, Famke Janssendevamı... Tür: Aksiyon, Gerilim Ülke: Fransa Gösterime girdiği yıl sürpriz bir şekilde gişeden mutlu ayrılan 96 Saat (Taken) in devamı olan Taken 2 nin merkezinde de yine bir kaçırılma olayı var. İlk filmde Liam Neeson ın kızını kaçıran ve yine Neeson tarafından öldürülen çete elemanlarından birinin babası, bu sefer intikam için Neeson ın İstanbul da tatil yapan karısını kaçırıyor. Emekli CIA ajanı Bryan Mills de bu sefer kızının yardımıyla bunu yapanları tek tek avlayacak... İlk filmde kaçırılan Kim olarak pasif bir rolde izlediğimiz Maggie Grace de devam filminde olayların tam merkezinde aktif bir rol alırken, Mills in eşi olarak yine Famke Janssen kadroda yer alıyor... Uzun Hikaye Vizyon tarihi: 12 Ekim 2012 Yönetmen: Osman Sınav Oyuncular: Kenan İmirzalıoğlu, İsmail Hakkı Ürün, Kürşat Alnıaçıkdevamı... Tür: Dram, Macera, Romantik Ülke: Türkiye Edebiyat dünyasının tanınmış isimlerinden Mustafa Kutlu nun aynı adlı eserinin sinemaya uyarlanması olan Uzun Hikaye, insana dair sıcacık bir hikaye anlatıyor. Yönetmenliğini Osman Sınav ın yapacağı ve Kenan İmirzalıoğlu nun rol alacağı Uzun Hikaye nin senaryo uyarlamasını ise Yiğit Güralp yazdı lı yıllardan başlayarak 70 li yıllara kadar uzanan öyküsü ile hem hüzünlü, hem neşeli ve coşkulu kimi zamansa heyecanlı ve romantik bir film olan Uzun Hikaye, senarist Yiğit Güralp in tanımıyla çok ama çok iyi insanların saf ve ölümsüz aşklarını adalet ve doğruluk üzerine inşa etme mücadelelerini anlatıyor. Birbirinden ünlü isimleri kadrosuna katan Uzun Hikaye de rol alacak bazı isimler ise şöyle: Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz, Cihat Tamer, Tuğçe Kazaz, Ushan Çakır ve Fatima Betül Cordal. 125

128 Burçlar Koç: Boğa: İkizler: Yengeç: Aslan: Başak: Terazi: Akrep: Yay: Oğlak: Kova: Balık: 21 Mart 21 Nisan 21 Mayıs 22 Haziran 23 Temmuz 24 Ağustos 24 Eylül 24 Ekim 23 Kasım 22 Aralık 21 Ocak 20 Şubat 20 Nisan 20 Mayıs 21 Haziran 22 Temmuz 23 Ağustos 23 Eylül 23 Ekim 22 Kasım 21 Aralık 20 Ocak 19 Şubat 20 Mart 126

129 Koç Boğa Tüm enerjinizi yurt dışı çalışmalarına verebilirsiniz. Aktif halde olacağınız bu dönemde hatalar yapmaya da açık olabilirsiniz. Aceleci tavırlarınızla aktivitelerinizde şansızlıklar yaşama olasılığınız oldukça yüksek. Proje safhasında olan ve uzun süredir düşündüğünüz şeylerle ilgili kesinlik kazanan gelişmeler olacak. Eğitim ve öğretimle ilgili size güç görünen konularda atılım yapacak olumlu adımlar atacaksınız. Yurt dışında olası aksilikler gündeme gelecek. Önleminizi alarak yol almanızda fayda var. Karşılaştığınız kişilerin fiziksel özelliklerinden etkilenmemelisiniz. Bu konuda zorlanmanız da muhtemel. Bu ay aşk ve işi birlikte yaşarken, iş arkadaşlarınızdan birine karşı duygusal bir şeyler hissedebilirsiniz. Bu ay ayrıca moralinizi yüksek tutarsanız kazançlı çıkacağınızı bilmelisiniz. Oldukça karışık bir ay. Gökyüzündeki açılar hayatınızı şekillendirirken sizi oldukça düşündürecek. Bu yoğunluğun altından kalkmak istiyorsanız, günlük yaşamınızı planlamaya başlayın. Aksi taktirde bu tempo ile baş etmeniz güçleşebilir. Birlikte çalıştığınız kişilerle sıkı bir sinerji yaratacaksınız. Güzel konuşma ve yeteneklerinizi karşı tarafa yansıtma konusunda başarılısınız. Girdiğiniz sosyal çevrelerde karizmanız baskın olacak. Sevdiğiniz işi yaptığınız zaman daha başarılı olduğunuzu göreceksiniz. Yaptığınız işe büyük bir azimle sarılırken, yaratıcılığınızı yerinde kullanacak, birlikte çalıştığınız kişilerle iyi ilişkiler içinde olacaksınız. Kesici, yanıcı maddelerden uzak durun. Kol, bilek ve bacaklarınıza dikkat edin. Sinir sisteminizi kuvvetli tutacak mineralleri alın. İkizler Yengeç Aslan Çok fazla çaba sarf etmeden, cesaretinizi ve yeteneklerinizi zekanızla birleştirerek hedefe ulaşacaksınız. Dostluklar ve iş anlaşmaları ön planda olacak. Aynı fikirleri paylaştığınız kişilerle, ortak projeler sergilemeyi amaçlıyorsunuz. Bulunduğunuz grupları, etkileyici konuşmalarınızla ikna edeceksiniz. Girdiğiniz topluluklarda ön planda olmanın zevkini yaşayacaksınız. Enerjiniz güçlü ve çarpıcı. Kendinize güveniyorsunuz ve karşı cins üzerinde etkilisiniz. Ufak çapkınlıklar sizi oyalayacak ama sonu gelmeyecek maceralar yüzünden geçici sorunlar yaşamak istemiyorsanız, gireceğiniz ortamlarda oto kontrol sisteminizi tetikte tutmalısınız. Duygusal olaylarınızda açık ve net olmanızdan dolayı, bazı eleştirilere maruz kalmanız sizi engellememeli. Ailenizle ilgili konuların gündem kazanmasıyla yaşadığınız duygu bağlarını pekiştireceksiniz. Güçlü duygularla başlattığınız çalışmalarınızı inatla sürdüreceksiniz. Aile büyüklerinizin sorunları gündeme gelebilir. Geçmişe dayalı tecrübelerinizin doğruluğunun bugün de kanıtlanması sizi her konuda haklı çıkaracak. Bu nedenle kendinizle ilgili düşüncelerinizde ısrarcı olacaksınız. Sosyal çevrenizde sizin için her türlü fedakarlığı yapacak dostlarınız olacak. Sosyal adalet duygularınızın atağa kalkmasıyla, grup toplantılarınızda haksızlıkları yerici konuşmalar yapabilirsiniz. Sanatsal faaliyetlerin gündem kazanması da söz konusu olacak. Duygularınızın derinleşmesi ve olayların gidiş yönünü görebilmeniz nedeniyle, paylaşım içinde olduğunuz kişileri olumlu etkileyeceksiniz. Bu dönemde hırslarınıza yenik düşmek istemiyorsanız, yaşam yarışında enerjinizi doğal bir şekilde kullanmalısınız. Size her alanda yardım edecek kişilerle birlikte olmak isteyeceksiniz. Sizin en büyük özelliğiniz, özgür kaldığınız zaman yaşantınızı daha iyi kontrol edebilmeniz. Bu durumlarda kendi etki alanınızda çok daha başarılı oluyorsunuz. Eğitim ve öğretim konularında istediğiniz bağlantıları yapabileceksiniz. Hayatınıza girecek kişinin ailesinin sevgi ve sempatisini kazanmaya dikkat edin. Ortaklıklar, aşk ve iş ilişkilerinizdeki isteklerinizi kabul ettirme konusunda oldukça kararlı bir tutum izleyeceksiniz. Kalp ve dolaşım işleminizle ilgili sorunlara dikkat etmelisiniz. Görüntünüzle ilgili abartılı davranışlar içine girebilirsiniz. Yaptığınız yolculuklarda zevkleriniz konusunda aşırılığa kaçabilir ve kilo alabilirsiniz. Başak Uzun yıllara dayanan dostluklarınızın temellerini bu ay atacaksınız. Jüpiter 4 Ekim de geri gitmeye başlayacak. Yeni tanıştığınız ilginç kişilerden etkilenecek ve onlarla birtakım çalışmalar gerçekleştirmek isteyeceksiniz. Tüm bunları yaparken, zaman kaybetmek istemiyorsunuz. İyi niyetli yaklaşımlarınızla, agresif kişileri çok güzel ayırt edebileceksiniz. Planlarınızı uygularken kibar, ince, zarif, fakat ısrarcı bir şekilde davranacak ve çevrenizde size karşı çıkanlara da yumuşak bir şekilde karşı koyacaksınız. Enerjiniz, çevrenizi etkileme konusunda sizi atağa kaldırıyor. Özel zevklerinizde aşırıya kaçabilirsiniz. Daha az yemek yemeli ve spor yapmalısınız. Duygusal çelişkiler yaşadığınız zaman sinir sisteminiz zarar görüyor. Dengeli beslenerek, kısa yürüyüşler yaparak ve hobilerinize zaman ayırarak bu ayı sağlıklı bir şekilde geçirmeye dikkat edin. 127

130 Terazi Akrep Yay Çevre şartlarınızı finansal hedeflerinizle bağdaştıracaksınız. Kişilerle olan uyumlu ilişkileriniz en büyük yardımcınız olacak. Karakteriniz güçlenirken, liderlik özellikleriniz ön plana çıkacak. Köklü kararlar alacaksınız. Kendinizi geliştirirken etrafınıza da örnek olacaksınız. İnatçı tavırlarınızın ardındaki nedenler anlaşılmasa da, size daha sonra hak verecekler. Sosyal yaşantıları güçlü kişilerin ilgisini çekmeniz, sizi bu tür ortamların aranılan kişisi yapıyor. Birçoğunuz, ortak arkadaş gruplarında yeni tanışacağı kişilerle duygusal bağlar kuracak. Uzun süredir dostluk çerçevesi içinde yaşanan ilişkiler, aşka dönüşecek. Kalbi dolu olanlar için hoş sürprizler söz konusu. Katılacağınız toplantılarda yeme, içme konusunda aşırıya kaçmayın ve geceleri uykusuz kalmayın. Meditasyon ve hobi niteliğindeki çalışmalar sizi rahatlatan terapi konuları olacak. Öfkenize hakim olduğunuz sürece sağlığınız bir sorun yaratmayacak. Maddi ve manevi açıdan yaşamakta olduğunuz süreçlerin değerlendirmelerini hızlı yapacak, kazanmalarınız konusunda doğruyu en kısa yoldan bulacaksınız. Sakladığınız ve kimseyle paylaşmak istemediğiniz projelerinizi hızlı bir şekilde yaşama geçirmek isteyeceksiniz. Tutkulu beraberliklerin başladığı bu tür etkiler altında, beraberliğinizi gizleme gereği duyabilirsiniz. Sizden yaşça büyük veya ailenizin tasvip etmeyeceği bir ilişki içinde bulunabilirsiniz. Kişiliğinizle ilgili takıntılarınıza dikkat etmeli ve ilişkilerinizde hayalleriniz yüzünden çatışmalara neden olabilecek saplantılardan uzak kalmalısınız. Bu ay cesur ve kararlı davranmak zorundasınız. Mesleki yaşamınızda birlikte olduğunuz kişileri, ısrarcılığınızla şekillendirmeye çalışmayın. Aşırı görev düşkünlüğü içinde, üstünüze vazife olmayan konularda çaba sarf ederek, yoğun günler geçirebilirsiniz. Ama tüm bunlar yaşam enerjinizin giderek azalması ve yorgunluk demektir. Bu nedenle, dingin olabileceğiniz şartları yaratarak, sakin bir şekilde olaylara daha geniş açıdan bakın. Dostluk duyguları ve sosyal aktivitelere daha fazla önem vermelisiniz. Bu ay ayak bilekleriniz oldukça hassas. Ayakkabı seçiminize ekstra özen gösterin. Değişen mevsim koşullarına dikkat edin. Oğlak Mesleki konularda tatlı dilli ve politik davranmanın avantajlarını göreceksiniz. İletişim konusunda oldukça başarılı olacaksınız ve çevrenize olumlu bir görüntü veriyorsunuz. Başarılı çalışmalara imza atarak, işinizde manevi tatmin sağlayacaksınız. Aşkta bu ay yine duygusal olacak; hiç kimsenin cesaret edemeyeceği riskleri göze alacaksınız. Cazibe sınırlarınızın oldukça yüksek olması sosyal ve kariyer gelişimlerini de beraberinde getirecek. Bu ay aşk duygularınız kabaracak. Partiden partiye koşarken, katılacağınız toplantılarda birçok kişinin dikkatini çekeceksiniz. Derin düşünmek size iyi gelebilir fakat melankolik olaylardan uzaklaşmalısınız. Doktor kontrolünde gerekli vitaminleri almalısınız. Kova Balık Düşüncelerinizi etki altında kalmadan yaşama geçirmek istiyorsunuz. Hırslarınıza yenik düşmek istemiyorsanız; enerjinizi doğal bir şekilde kullanmalısınız. Hedeflerinizde mantığı ön plana alın ve kontrolünüzü kaybetmeyin. Bugünlerde sağduyuyu ve sakinliği elden bırakmayın. Bu şekilde davrandığınızda oluşacak zor pozisyonlardan başarı ile çıkacaksınız. Yanlış ilişkiler yaşamak istemiyorsanız; zamanı ve kişileri doğru seçmelisiniz. Size zaman kaybettirecek birlikteliklerden kaçınmalısınız. İşte kozmik enerjinin size sunacağı muhteşem bir platform karşınızda duruyor. Duygularınızda aşırıya kaçan olumsuzluk rüzgarları görülecek. Sınırlarınızı genişletmek için hedeflerinizi hırslarınızla besleyeceğiniz bir ay olacak. İsteklerinize daha pozitif bir şekilde sarılacaksınız. Mesleğinizde yurt dışında tanınmanızı sağlayacak çalışmalar içinde olacaksınız. İsim yapabileceğiniz bir çalışma ile gündeme gelebilirsiniz. Sanatçı kimliği taşıyorsanız, yaratıcılığınızın karşılığını görecek ve toplumda isim yapacak çalışmaların altına imza atacaksınız. Kıskanç ve sahiplenici yönleriniz belirginleşiyor, sevdiklerinizin çıkarlarını potanızda toplayarak, paylaşım yoluna gitmeyecek, kendi sınırlarınızı koruma içgüdüsü ile yaşayacaksınız. Bazılarına göre bu tavrınız bencillik ve bireysellik gibi algılanabilir. Fakat sizin bu dönemde başarılı olmanız için böyle bir davranış biçimine ihtiyacınız var. Bu ay yaşı sizden büyük biri ile aşk yaşayabilirsiniz. Uzun vadeli bir evlilik gerçekleşebilir. 128

131

132