Sigara alışkanlığı, yüksek kolesterol düzeyi, hipertansiyon ve obezite kardiyovasküler
|
|
- Soner Güven
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 DERLEME Hacettepe T p Dergisi 2006; 37:93-97 Kardiyovasküler hastal klarda sigara ve kolesterol kadar önemli bir risk faktörü: kan ak flkanl Neslihan Dikmeno lu 1 1 Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı, Ankara Sigara alışkanlığı, yüksek kolesterol düzeyi, hipertansiyon ve obezite kardiyovasküler hastalıklar ile ilişkili oldukları genel olarak kabul edilmiş risk faktörleridir. Sigaranın bırakılması, egzersiz ve beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, kan basıncının ve serum kolesterol düzeyinin kontrol altında tutulması üzerinde yoğunlaşan çabalar sayesinde kardiyovasküler hastalıkların insidansı azalmıştır [1]. Ancak kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle ölen kişilerden önemli sayıdaki bir grupta kolesterol düzeyleri normaldir. Akut kardiyovasküler olayların büyük bir kısmı çapı %50 den daha az daralmış damarlardan kaynaklanmaktadır [2]. Bilinen risk faktörlerinin kontrolüne yönelik bütün çabalara rağmen kardiyovasküler hastalıklar hala en sık rastlanan ölüm nedenidir. Bu durum bilim insanlarını yeni risk faktörleri arayışına sokmuştur. Kanın kendi iç özellikleri nedeniyle akıma karşı gösterdiği direncin ve kan ile damar arasındaki etkileşimin kardiyovasküler hastalıklarda rol oynayan yeni bir risk faktörü olduğu düşünülmektedir. Dolaşım halindeki kan dokulara oksijen ve besin taşıma görevini yerine getirirken etkili olan faktörler yalnızca kalbin pompalama ve damarların ileti işlevleri değildir. Bugüne kadar kalbin ve damarların işlevleri üzerinde çok durulmuş olmakla beraber, son 30 yıl içindeki çalışmalar, kanın söz konusu işlevini yerine getirmesinde ve kan akımının uygun koşullarda sağlanabilmesinde kanın akışkanlık özelliklerinin de son derece önemli olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin; kanın şekilli elemanlarının kapillerlerden geçişini sağlayan kuvvet perfüzyon basıncı olmakla beraber, hücrelerin şekil değiştirme yetenekleri de önemli bir kolaylaştırıcı etkendir. Perfüzyon basıncının düşmesi ya da hücrelerin sertleşip şekil değiştirmekte zorluk çekmeleri kapillerlerin tıkanmasına yol açabilir. Bu nedenledir ki kanın akışkanlık özelliklerinin ve damar duvarı ile etkileşiminin incelenmesi dolaşım problemlerinin altında yatan nedenlerin anlaşılmasında çok faydalı ve açıklayıcı olabilir. HEMOREOLOJ NED R? Reoloji (akış bilimi) mekanik biliminin bir dalıdır. Maddelerin bir kuvvetin etkisi altında iken nasıl şekil değiştirdiklerini (deformasyon) ve aktıklarını inceler. Bir maddenin şekil değiştirmesini ve akmasını sağlayan özelliklerine ise o maddenin reolojik özellikleri denir. Hemoreoloji, plazmanın ve kan hücrelerinin şekil değiştirme ve akım özelliklerini (kan viskozitesi); kan ile temas eden damarların akımı etkileyen reolojik özelliklerini; kanın ve damarların yabancı maddeler ile (ilaçlar, plazma genişleticileri ve prostetik cihazlar gibi) etkileşimlerini inceler [3]. Cilt 37 Say
2 Dikmeno lu V SKOZ TE NED R? Hemoreolojinin önemli bir ilgi alanı kan viskozitesidir. Viskozite, bir sıvının molekülleri arasındaki iç sürtünme nedeniyle akıma karşı gösterdiği dirençtir. Kanın akıma karşı gösterdiği direnç ise kan viskozitesidir. Viskozite akışkanlığın tersidir (viskozite= 1/akışkanlık). Viskozite kavramının günlük hayatta sıkça karşımıza çıkan bir örneği, tavada ısıtılan zeytinyağının davranışıdır. Oda sıcaklığında tava yüzeyinde suya kıyasla daha zor yayılan (viskozitesi daha yüksek olan) zeytinyağının akışkanlığı tava ısıtıldıkça artar, diğer bir deyişle viskozitesi azalır. Isı artışı, tüm sıvıların viskozitesini azaltan bir etkendir. Karmaşık yapıda bir vücut sıvısı olan kanın viskozitesini ise ısının yanı sıra bu sıvıyı oluşturan elemanların bileşimi (hematokrit, plazmanın içeriği) ve reolojik özellikleri (eritrositlerin şekil değiştirme yeteneği) de etkiler. Dahası kanın iç yapısı (kanı oluşturan elemanların kan içindeki düzeni, örneğin; agregasyon) akım hızına göre değişir ve bu durum da viskoziteyi etkiler. Sıvılar viskozitelerini değiştiren etkenlere göre iki grupta incelenir. Bunlar Newtonian sıvılar ve non- Newtonian sıvılardır. Newtonian sıvılar ideal sıvılardır ve viskoziteleri yalnızca ısı değişikliklerinden etkilenir. Non-Newtonian bir sıvının viskozitesi ise sıvının içeriğine ve akımın hızına göre değişir. Bu koşullar, non- Newtonian bir sıvı olan kanın viskozitesini 100 kat değiştirebilir. Örneğin; akım hızı arttıkça kanın viskozitesi azalır. Bu özelliğe kayma incelmesi adı verilir. Düşük akım hızlarında kanın viskozitesi yüksektir. Bu yükseklik eritrosit agregatlarının oluşmasına bağlıdır (içerik değişimi). Akım hızı artırılırsa agregatlar parçalanmaya başlar ve kanın viskozitesi düşer. Agregatlar tamamen parçalandıktan sonra, akım hızını artırmaya devam edilirse, kan viskozitesi de azalmaya devam eder. Bu azalma eritrositlerin şekil değiştirme yetenekleri (deformabilite) sayesinde olur. Şekil değiştiren eritrositlerin akımın yönüne uyum sağlamaları direnci düşürür, viskozite en düşük değerine ulaşır [3,4]. KAN V SKOZ TES NELERDEN ETK LEN R? Kan, plazma ve hücrelerden meydana gelen karmaşık yapıda bir sıvıdır. Dolayısıyla da kan viskozitesi hem plazmanın hem de hücrelerin özelliklerinden etkilenir. Günümüzde kan viskozitesini etkileyen dört ayrı parametre olduğu kabul edilmekte ve kan viskozitesi bu parametreler aracılığı ile değerlendirilmektedir: Hematokrit, eritrosit deformabilitesi, eritrosit agregasyonu ve plazma viskozitesi. Kan viskozitesi diğer sıvılar gibi, viskometre adı verilen aletler aracılığıyla tek parametre halinde ölçülebileceği gibi, viskoziteyi belirleyen dört parametre ayrı 94 ayrı da incelenebilir. Viskometre ile tam kan viskozitesinin ölçülmesi kanın akıma karşı gösterdiği direnç hakkında sadece genel bir fikir verir. Herhangi bir viskozite artışının nedeninin belirlenebilmesi için yukarıda belirtilen dört parametrenin detaylı olarak incelenmesi gerekir. Hematokrit Hematokrit, kırmızı kürelerin kanın toplam hacminin yüzde kaçını oluşturduğunun ifadesidir. Hematokrit düzeyinin artması kan viskozitesinin artmasına, yani akışkanlığının azalmasına neden olur. Çünkü hücrelerin varlığı kanın iç sürtünmesini artırır. Yine de %95 in üzerindeki hematokrit değerlerinde bile kan akışkanlığının sıfırlanmadığı belirlenmiştir. Bu durum eritrositlerin şekil değiştirme özellikleri sayesinde bir sıvı damlacığı gibi hareket edebilmelerine bağlıdır. Eritrositlerin bu özelliği sert parçacıklara kıyasla kan viskozitesini daha az artırmalarını sağlar. Hematokrit artışına bağlı viskozite artışları, yüksek hematokrit değerlerinde çok daha belirgindir. Öyle ki, %35-55 arasındaki hematokrit değişiklikleri ile kan viskozitesi arasındaki ilişki doğrusala yakınken, %60 ve üzerindeki hematokrit düzeyleri, kan viskozitesinde logaritmik artışlara yol açar. Örneğin; %40 hematokrit ile tam kan viskozitesi suyun viskozitesinin üç mislidir. Hematokrit %60 ya da %70 e yükseltildiğinde kanın viskozitesi suyunkinin 10 misline kadar yükselebilir. Anemi ise kan viskozitesini azaltır. Hematokrit düzeyinin artması kanın oksijen taşıma kapasitesini ve dokulara oksijen taşınmasını artırır. Diğer yandan hematokritin kan viskozitesini artırması ise akıma karşı direnci artırarak doku perfüzyonunu bozabilir. Bu ikili etki dokulara oksijen taşınmasını en üst düzeye çıkaracak optimum hematokrit değerinin belirlenmesi gereksinimini doğurmuştur. Bu nedenle hematokrit düzeyinin normalin üzerine çıktığı durumlarda flebotomi ile uygun hematokrit düzeyi sağlanmaya çalışılır [3,5]. Eritrositlerin deformabilitesi (şekil değiştirme özelliği) Olgun eritrositler bi-konkav disk şeklindedir, çapları 8 mikron, kalınlıkları ise kenar kısımlarında 2 mikrondur. Yaklaşık 8 mikron çapında olan eritrositler, şekil değiştirme özellikleri sayesinde kendilerinden küçük çaplardaki kapillerlerden (3 mikron) rahatlıkla geçebilir. Eritrositler yalnızca kapiller akım sırasında şekil değiştirmez. Akım kuvvetinin yüksek olduğu büyük damarlarda da elips, mermi ve terliğe benzetilen çeşitli özel şekiller alırlar. Dolayısıyla eritrosit deformabilitesi hem makro hem de mikrodolaşımın sürekliliği açısın- H ACETTEPE T IP D ERG S
3 Kardiyovasküler hastal klarda sigara ve kolesterol kadar önemli bir risk faktörü: kan ak flkanl dan önemlidir. Eritrositlerin deformabilitesini etkileyen üç parametre vardır: Zar iskeletinin esnekliği, hücre içi viskozite ve yüzey/hacim oranı. Eritrosit zar iskeletinin esnekliği: Eritrositlere disk şeklini veren, kapillerlerden geçerken şekil değiştirmelerini ve geçtikten sonra da eski şekillerine dönebilmelerini sağlayan yapı, zar iskeleti dir. Hücre zarının hemen altında yer alan zar iskeleti çeşitli proteinlerden meydana gelir: Band 3, spektrin, ankirin, F-aktin, protein 4.1 gibi. Bu proteinler hem birbirleriyle hem de lipid tabakası ile çeşitli bağlar yapar ve bir ağ oluştururlar. Diğer hücrelerde hücreyi boydan boya kat eden proteinlerden ve tübüllerden meydana gelen hücre iskeleti, eritrositlerde yerini hücre içine uzanmayan, lipid zara paralel düzenlenmiş ve zara protein-protein, protein-lipid bağları ile tutunan bir zar iskeletine bırakmıştır. Zar iskeletinin özel ağ yapısı eritrositin herhangi bir boyutunu yüzey alanını değiştirmeksizin değiştirebilmesini sağlar. Bu sayede şekil değiştiren eritrositin kapillerlerden geçmesi mümkün olur. Daha kolay şekil değiştiren bir eritrositin kapillerlerden geçmesi için daha az, deformabilitesi azalmış bir eritrositin geçmesi için ise daha çok kuvvet gerekir. Deformabilitesi azalmış eritrositlerden meydana gelen kanın viskozitesi, yani akıma direnci daha yüksek olacaktır. Eritrositlerin zar iskeletinde meydana gelebilecek hasarlar ve/veya zar iskeletindeki proteinlerin birbirleri ile yaptıkları bağlantıların artması özel ağ yapısını değiştireceği için hücrelerin şekil değiştirme özelliklerini bozacaktır. Şekil değiştirme yeteneği azalan eritrositler ise dolaşım bozukluklarına yol açabilecektir. Hücre içi viskozite: Ortalama eritrosit hemoglobin yoğunluğu hücre içi viskoziteyi belirler. Hücre şekli ya da yüzey/hacim oranı: Geometrik yapıları sayesinde, eritrositlerin yüzey alanları hacimlerine kıyasla fazladır. Aynı hacmi içinde barındırabilecek minimum yüzey alanlı geometrik yapı olan küreye kıyasla yüzey alanları %30-40 oranında daha fazladır. Diğer bir deyişle, sahip oldukları yüzey alanı içinde çok daha büyük bir hacmi barındırma kapasiteleri vardır, şişerek tam bir küre haline gelirlerse bu kapasitelerinin sınırına gelirler. Bu özellik yüzey alanlarını genişletmeksizin şekil değiştirebilmelerine olanak sağlar. Nitekim eritrosit zarı yüzey alanı genişlemelerine dirençlidir. Zar iskeletindeki bir anomaliye bağlı olarak, eritrositlerin normal bi-konkav disk şeklinin bozulmasına yol açan eliptositoz, sferositoz gibi konjenital anomaliler eritrosit deformabilitesini azaltır. Yüzey alanı/hacim oranı hipotonik ortamda eritrosite su girişi ile değiştirilirse eritrositlerin hacmi artar ve yüzey alanı sabit kalacağından yüzey/hacim oranı azalır. Bu durumun eritrosit deformabilitesini azaltması beklenir. Ancak su girişi aynı zamanda hücre içi viskoziteyi de azaltacağı için bu ikinci etkisi ile deformabiliteyi iyileştirmesi beklenir. Bu nedenle bu tür çalışmaların yüzey alanı/hacim etkisini saf olarak göstermeleri mümkün değildir. Yüzey alanı/hacim oranını hücre zarının net alanını azaltarak inceleyen çalışmalar ise deformabilitenin azaldığını ortaya koymuştur. Eritrosit zarındaki aktif katyon pompaları hücre içi iyon yoğunluklarını ve buna bağlı olarak da hücre hacmini düzenler. Bu sayede hem hücre geometrisini hem de normal hücre içi viskoziteyi korur. Eritrosit deformabilitesi nasıl ölçülür: 1. Mikroskop altında direkt olarak eritrositlerin nasıl şekil değiştirdikleri incelenebilir. 2. Lazer ışınlarının deforme hücrelerden yansıma biçimleri incelenerek eritrositlerin şekil değişimi değerlendirilebilir. 3. Bir tek eritrositi belli çapta bir mikropipete çekmek için gerekli olan basınç ölçülebilir. 4. Ozmotik hemoliz yöntemi kullanılabilir. 5. Filtrasyon yöntemi kullanılabilir: Bu yöntemde eritrositlerin belli çapta porlara sahip filtrelerden sabit basınç altında geçiş süresi veya sabit sürede geçişleri sırasında meydana gelen basınç değişimleri ölçülür. Daha uzun geçiş süresi deformabilitenin bozulduğuna işaret eder. Coulter tipi kan sayım cihazlarının ortalama eritrosit hacmini belirlemek amacıyla eritrositleri belli çaptaki porlardan geçirdikleri, dolayısıyla da deformabilitesi bozuk eritrositlerin ortalama eritrosit hacmini olduğundan daha yüksek gösterebileceği akılda bulundurulmalıdır [3,4,6]. Eritrosit agregasyonu Eritrositlerin, yüksek molekül ağırlıklı makromoleküllerin aracılığı ile geniş yüzeylerinden birbirlerine bağlanmaları ve bozuk para desteleri gibi üst üste dizilmelerine agregasyon ya da rulo oluşumu denir. Tamamen fizyolojik bir durum olan agregasyon oldukça zayıf kuvvetlerle sağlanır, dolayısıyla da geri dönüşümü mümkündür. Kuvvetli bağlarla meydana gelen ve geri dönüşümü mümkün olmayan aglutinasyon ile karıştırılmamalıdır. Agregatlar akım hızlanınca oluşan mekanik kuvvetlerin etkisi altında kolaylıkla parçalanabilir. Akım yavaşlayıp, söz konusu mekanik kuvvetler belli bir değerin altına düştüğünde tekrar oluşurlar. Cilt 37 Say
4 Dikmeno lu Arteriyol ve kapillerlerdeki akım kuvvetleri agregat oluşumuna izin vermez. Ancak akım hızının nispeten düşük olduğu venüllerde agregatlar oluşabilir. Venüllerdeki hematokrit düşük ise, kan akımını etkileyecek kadar çok sayıda agregat oluşmayabilir, kan viskozitesinde önemli bir artış meydana gelmez. Ancak düşük akım hızına yüksek hematokrit de eşlik ediyorsa çok sayıda agregat meydana gelir, venöz kan akımı giderek yavaşlar, venöz staz oluşur. Eritrosit agregasyonunun mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Ancak, rulo oluşumu için bazı makromoleküllerin gerektiği ortaya konmuştur. Bunların en önemlisi fibrinojendir. Alfa-2 makroglobulin ve IgM gibi yüksek molekül ağırlıklı plazma proteinlerinin de agregat oluşumuna katkısı vardır. Agregat oluşumunu etkileyen bir diğer faktör de eritrositlerin dış yüzeyindeki glikokaliks adlı yapıdır. Hücre zarındaki glikolipidlere ve glikoproteinlere ait karbonhidrat uzantılarının oluşturduğu bu yapı çok miktarda, N-asetilnöraminik asit (sialik asit) içerir. Fizyolojik ph da çözünen sialik asitler eritrositlerin dış yüzeyini negatif yükle kaplar. Bu negatif yükün oluşturduğu elektrostatik kuvvet eritrositlerin birbirlerini itmelerine neden olur. Eritrositler arasında var olan ikinci bir kuvvet ise, kısa mesafelerde etkili olan ve eritrositleri birbirine çeken Van der Waals kuvveti (elektrodinamik kuvvet) dir. Bu iki kuvvet arasındaki denge ve hücreler arası mesafe, eritrositlerin birbirlerine bağlanıp bağlanmayacaklarını belirler. Normal fizyolojik koşullar altında, normal ph ve iyonik kuvvette, çekim kuvvetlerinin etkisi öylesine küçüktür ki, komşu hücrelerin glikokaliksleri hücrelerin birbirini itmesini sağlar. Serum fizyolojik içinde süspanse edilen eritrositlerin agrege olmamalarının nedeni budur. Akımın yavaşlaması halinde çekim kuvvetleri önem kazanır ve agregasyon başlar. Eritrosit agregasyonu nasıl ölçülür: Durağan haldeki kana belli bir akım kuvveti uygulanır. Bu akım kuvveti, eritrositler arasındaki çekim kuvvetini aştığı zaman agregatlar parçalanmaya başlar. Agregatların belli bir akım hızındaki parçalanma derecesi, söz konusu kandan geçebilen ya da yansıyan ışığın miktarı ölçülerek değerlendirilir. Tüm agregatları parçalamak için gereken akım kuvveti saptanırsa, hücreler arasındaki çekimin kuvveti hakkında bilgi edinilebilir [3,4,6]. Plazma viskozitesi Plazmanın viskozitesi, plazmanın ana maddesi olan suyun ve onun içinde erimiş olan makromoleküllerin özelliklerine bağlıdır. Makromoleküllerin varlığı suyun akıma direncini, yani viskozitesini artırır. Bu nedenle plazmanın viskozitesi suya göreceli olarak da ifade edilir. Plazma viskozitesinin 37 C deki normal değeri, aynı ısıdaki suyun viskozitesinin katıdır. Bu farkın %98 inden plazma proteinleri (albumin, globulinler, fibrinojen), %2 sinden ise tuzlar ve glikoz sorumludur. Öyle ki aşırı üremi ve hiperglisemi bile plazma viskozitesinde önemli bir artışa yol açmaz. Proteinlerin katkıları yoğunluklarına, kütlelerine ve şekillerine göre değişir. Çeşitli proteinlerin eşit yoğunluklarının plazma viskozitesine etkileri farklıdır: Fibrinojen gibi büyük proteinler (boy/en oranı 18/1 in üzerinde olanlar) viskoziteyi en çok etkileyenlerdir; albumin gibi küçük proteinlerin viskozite üzerindeki etkileri çok küçüktür. Plazmadaki protein yoğunluklarının oranı: Albumin/globulin/fibrinojen 4/2.5/0.3 tür. Fibrinojen plazma proteinlerinin küçük bir bölümünü oluşturmaktadır, ancak plazma viskozitesini tüm diğer proteinlerden daha fazla etkilemektedir. Plazma proteinlerinin ağırlık olarak %60 ını oluşturan albumin, plazma viskozitesinin %36 sından sorumludur. Etkisinin miktarına kıyasla düşük kalmasının nedeni molekül ağırlığının düşük, şeklinin ise daha simetrik olmasıdır. Albumine kıyasla globulinlerin etkisi daha büyüktür: Özellikle alfa2-makroglobulin, LDL, VLDL ve immünglobulinler plazma viskozitesini artırır. Plazma proteinlerinin ağırlık olarak yaklaşık %4 ünü oluşturan fibrinojen ise viskozitenin %22 sinden sorumludur. Etkisinin miktarına kıyasla büyük kalmasının nedeni molekül ağırlığının büyük, şeklinin ise asimetrik olmasıdır. Fibrinojenin ve immünglobulinlerin (özellikle IgM türü makroglobulinlerin) plazma yoğunluklarının arttığı hastalıklarda, plazma viskozitesi suyun viskozitesinin 5-10 hatta 30 katına kadar çıkabilir. Albumin yoğunluğundaki artışlar, fibrinojen artışlarına kıyasla, plazma viskozitesinde çok daha küçük değişiklikler yapar. Proteinler yalnızca plazma viskozitesini artırarak değil, eritrosit agregasyonunu da hızlandırarak kan viskozitesini artırır. Plazma viskozitesi nasıl ölçülür: 1. Plazma proteinlerinin, özellikle de fibrinojen düzeyinin belirlenmesi plazma viskozitesi hakkında fikir verebilir. Araştırmalar yüksek molekül ağırlıklı proteinlerin yoğunlukları ile plazma viskozitesi arasında iyi bir korelasyon olduğunu ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla da proteinlerin yoğunlukları saptandığı takdirde plazma viskozitesi hakkında yeterli bilgi edinileceği düşünülebilir. Ancak, insan plazması oldukça yoğun bir protein solüsyonudur. Sadece proteinlerin miktarlarının ölçül- 96 H ACETTEPE T IP D ERG S
5 Kardiyovasküler hastal klarda sigara ve kolesterol kadar önemli bir risk faktörü: kan ak flkanl mesi, bu yoğunluk nedeniyle meydana gelen zayıf protein-protein bağlarının etkisini yansıtmayacağı için, plazma viskozitesi hakkında yeterli derecede fikir vermeyebilir. Söz konusu zayıf bağlar özellikle de patolojik durumlarda önemli etkilere sahip olabilir. 2. Plazma viskozitesini belirlemek için viskometre kullanılırsa, yukarıda belirtilen zayıf protein-protein bağlarının etkisi de ölçülebilir. Viskometre bir sıvıya belli bir akım hızı uygulayarak sıvının hareket etmeye direncini direkt yolla ölçen bir cihazdır [3,4]. KAN V SKOZ TES ve KARD YOVASKÜLER HASTALIK L fik S Yüksek kan viskozitesinin ateroskleroz oluşumuyla sonuçlanan etkileri olduğu; hatta genel kabul görmüş risk faktörlerine kıyasla ateroskleroz ile daha kuvvetli bir ilişkisi olduğu ileri sürülmüştür [7,8]. Ayrıca, akıma direnci fazla olan yüksek viskoziteli kanın pompalanabilmesi için kalbin daha büyük basınç oluşturması gerekir. Özetle viskozite artışının hem kalp hem de damarlar üzerinde olumsuz etkileri vardır. Epidemiyolojik çalışmalar yüksek kan viskozitesinin kardiyovasküler hastalık riskini artırdığını ortaya koymuştur. Örneğin; Edinburgh Arter Çalışması nda, yaş arasındaki 4860 sağlıklı erkek beş yıl süreyle izlenmiş, kan viskozitesi en yüksek olan %20 lik kesim ile en düşük olan %20 lik kesim karşılaştırılmıştır. Ölüm, akut miyokard infarktüsü, acil kardiyovasküler ameliyat gereği gibi majör kardiyovasküler olayların %55 inin yüksek viskozite grubunda gözlendiği, bu oranın düşük viskozite grubunda ise yalnızca %4 olduğu saptanmıştır [9]. Diğer yandan hipertansiyon, obezite, sigara alışkanlığı, yüksek LDL kolesterol düzeyi, düşük HDL kolesterol düzeyi ve diyabet gibi kardiyovasküler hastalık riskini artıran etkenlerin aynı zamanda kan viskozitesini de artırdığı saptanmıştır [10-12]. Kan viskozitesi ile kardiyovasküler risk faktörleri arasındaki ilişki karmaşık, ancak viskozitenin kardiyovasküler hastalıklar için önemli bir risk faktörü olduğu açıktır. Yüksek kan viskozitesi olan kişilerin belirlenmesi hastalıkların önlenmesinde faydalı olacaktır. Söz konusu hastalıkların gelişmiş olduğu kişilerde ise kan viskozitesini düşüren tedavi yaklaşımlarına gereksinim vardır. Bu yaklaşımlar son derece basit de olabilir. Örneğin; kardiyovasküler hastalıkların çoğunlukla sabah saatlerinde gerçekleştiği, bu durumun sabah saatlerinde kan viskozitesinin artışına bağlı olabileceği ve dolayısıyla gece yarısı içilen bir bardak suyun kan viskozitesini azaltarak kişileri kardiyovasküler hastalıklardan koruyabileceği düşünülmüştür [13]. Kaynaklar 1. Sytkowski PA, Kannel WB, D Agostino RB. Changes in risk factors and the decline in mortality from cardiovascular disease. The Framingham Heart Study. N Engl J Med 1990; 322: Smith SC Jr. The challenge of risk reduction therapy for cardiovascular disease. Am Fam Physician 1997; 55: Lowe GDO. Clinical Blood Rheology Volume I. Florida: CRC Press, Stoltz JF, Singh M, Riha P. Hemorheology in Practice (Biomedical and Health Research, 30). Amstersdam: IOS Press, Pearson TC, Path FRC. Hemorheology in the erythrocytoses. Mount Sinai Journal of Medicine 2001; 68: Shiga T, Maeda N, Kon K. Erythrocyte rheology. Crit Rev Oncol Hematol 1990; 10: Kensey KR. The mechanistic relationships between hemorheological characteristics and cardiovascular disease. Curr Med Res Opin 2003; 19: Lee AJ, Mowbray PI, Lowe GD, et al. Blood viscosity and elevated carotid intima-media thickness in men and women: the Edinburgh Artery Study. Circulation 1998; 97: Yarnell JW, Baker IA, Sweetnam PM, et al. Fibrinogen, viscosity, and white blood cell count are major risk factors for ischemic heart disease. The Caerphilly and Speedwell collaborative heart disease studies. Circulation 1991; 83: Bogar L. Hemorheology and hypertension: not chicken or egg but two chickens from similar eggs. Clin Hemorheol Microcirc 2002; 26: Rampling MW. Haemorheological disturbances in hypertension: the influence of diabetes and smoking. Clin Hemorheol Microcirc 1999; 21: de Simone G, Devereux RB, Chien S, et al. Relation of blood viscosity to demographic and physiologic variables and to cardiovascular risk factors in apparently normal adults. Circulation 1990; 81: Kurabayashi H, Kubota K, Tamura, et al. A glass of water at midnight for possible prevention of cerebral infarction. Stroke 1991; 22: Cilt 37 Say
Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ
Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku
DetaylıSU VE HÜCRE İLİŞKİSİ
SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ Oluşturacağı her 1 g organik madde için bitkinin 500 g kadar suyu kökleriyle alması ve tepe (uç) noktasına kadar taşıyarak atmosfere aktarması gerekir. Normal su düzeyinde hayvan hücrelerinin
DetaylıEGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ
EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal
DetaylıFizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.
Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma
DetaylıSıvılar ve Katılar. Maddenin Halleri. Sıvıların Özellikleri. MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN
Sıvılar ve Katılar MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Sıcaklık düşürülürse gaz moleküllerinin kinetik enerjileri azalır. Bu nedenle, bir gaz yeteri kadar soğutulursa moleküllerarası
DetaylıGENEL KİMYA. Yrd.Doç.Dr. Tuba YETİM
GENEL KİMYA MOLEKÜLLER ARASI KUVVETLER Moleküller Arası Kuvvetler Yüksek basınç ve düşük sıcaklıklarda moleküller arası kuvvetler gazları ideallikten saptırır. Moleküller arası kuvvetler molekülde kalıcı
Detaylıİskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ
İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki
DetaylıKanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler
EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin
DetaylıMAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi
Kolloidler Bir maddenin kendisi için çözücü olmayan bir ortamda 10-5 -10-7 cm boyutlarında dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Çimento, su, agrega ve bu sistemin dispersiyonuna etki
DetaylıKAN BASINCI (TANSĐYON) Prof. Dr. Erdal ZORBA
KAN BASINCI (TANSĐYON) VE SAĞLIK Prof. Dr. Erdal ZORBA KAN BASINCI (TANSĐYON) VE SAĞLIK Kalbimiz günde 24 saat hiç durmamaksızın kan pompalama görevini yerine getirir. Kan basıncı, kalbin kanı vücudun
DetaylıSIVILAR YÜZEY GERİLİMİ. Bir sıvı içindeki molekül diğer moleküller tarafından sarılmıştır. Her yöne eşit kuvvetle çekilir.daha düşük enerjilidir.
SIVILAR YÜZEY GERİLİMİ Bir sıvı içindeki molekül diğer moleküller tarafından sarılmıştır. Her yöne eşit kuvvetle çekilir.daha düşük enerjilidir. Yüzeydeki molekül için durum farklıdır Her yönde çekilmediklerinden
DetaylıMADDENİN AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLERİ. Nazife ALTIN Bayburt Üniversitesi, Eğitim Fakültesi
MADDENİN AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLERİ Bayburt Üniversitesi, Eğitim Fakültesi www.nazifealtin.wordpress.com MADDENİN AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLERİ Bir maddeyi diğerlerinden ayırmamıza ve ayırdığımız maddeyi tanımamıza
DetaylıProf. Dr. Selmin TOPLAN
384 ĐÇĐNDEKĐLER 1 Kanın Reolojik Özellikleri 1.1. Kanın Viskoz Özelliği 1.2. Kan Elemanlarının Reolojik Özellikleri 1.3. Eritrosit Süspansiyonun Dar Tüplerde Akışı ve Fahraeus-Lindqvist Etkisi 2. Kapiller
DetaylıFİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU
FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU Fizyolojiye Giriş Temel Kavramlar Fizyolojiye Giriş Canlıda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişikliklerin tümüne birden yaşam denir. İşte canlı organizmadaki
DetaylıADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR
ADIM ADIM YGS LYS 174. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR Dolaşım Sisteminde görev alan damarlar şunlardır; 1) Atardamarlar (arterler) 2) Kılcal damarlar (kapiller) 3) Toplardamarlar (venler) 1) Atardamar
DetaylıNanolif Üretimi ve Uygulamaları
Nanolif Üretimi ve Uygulamaları Doç. Dr. Atilla Evcin Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümü Çözelti Özellikleri Elektro-eğirme sırasında kullanılacak çözeltinin özellikleri elde edilecek fiber yapısını
DetaylıHÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren
HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş
DetaylıKAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN
KAN DOKUSU Prof. Dr. Levent ERGÜN 1 Kan Dokusu Plazma (sıvı) ve şekilli elemanlarından oluşur Plazma fundememtal substans olarak kabul edilir. Kanın fonksiyonları Transport Gaz, besin, hormon, atık maddeler,
DetaylıSerüveni 4.ÜNİTE MADDENİN HALLERİ ORTAK VE AYIRDEDİCİ ÖZELLİKLER
Serüveni 4.ÜNİTE MADDENİN HALLERİ ORTAK VE AYIRDEDİCİ ÖZELLİKLER MADDENİN HALLERİ MADDE MİKTARINA BAĞLI ÖZELLİKLER:(ORTAK ÖZELLİKLER) :Madde miktarının ölçüsüdür. :Maddenin boşlukta kapladığı yerdir Eylemsizlik:Maddenin
DetaylıDolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ
Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları
DetaylıFİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN
FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Fizyolojide Temel Kavramlar FİZYOLOJİ Fizyolojinin amacı; Yaşamın başlangıcı- gelişimi ve ilerlemesini sağlayan fiziksel ve kimyasal etkenleri açıklamaktır (tanımlamak)
DetaylıCanlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.
Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen
DetaylıYÜKSEK KOLESTEROL. Hiperkolesterolemi; Yüksek kolesterol sebepleri nelerdir?
YÜKSEK KOLESTEROL Hiperkolesterolemi; Kolesterol ve kolesterole bağlı kalp damar hastalıklar en büyük ölüm sebebidir. Hiperkolesterolemi kan yağlarından biri olan kolesterolün yüksek olmasıdır. Kan yağları
DetaylıDERS-3 -REOLOJİ- VİSKOZİTE VE AKIŞ TİPLERİ
DERS-3 -REOLOJİ- VİSKOZİTE VE AKIŞ TİPLERİ Reoloji Yunanca da rheos akış demektir. Yunan filozofu Heraclitus reolojiyi panta rei akan herşey olarak tanımlamıştır. Bir maddenin bir zorlayıcı kuvvet karşısında
DetaylıREOLOJĐ. GERĐLME, ŞEKĐL DEĞĐŞĐMĐ ve ZAMAN ĐLĐŞKĐLERĐ
REOLOJĐ GERĐLME, ŞEKĐL DEĞĐŞĐMĐ ve ZAMAN ĐLĐŞKĐLERĐ 36 REOLOJĐ VE VĐSKOELASTĐSĐTE Reoloji cisimlerin gerilme altında zamana bağlı şekil değişimini (deformasyon) inceleyen bilim dalıdır. Genel olarak katıların
DetaylıCANLILIK NEDİR? Fizyolojide Temel Kavramlar
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı CANLILIK NEDİR? Fizyolojide Temel Kavramlar Doç. Dr. Turgut GÜLMEZ CALILIK (hayat) NEDİR? FİZYOLOJİ Yaşamın başlangıcı- gelişimi ve ilerlemesini
DetaylıDÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ
DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın
DetaylıBeyin Omurilik Sıvısında Myelin Basic Protein Testi; CSF myelin basic protein; BOS da myelin basic protein;
MYELİN BASİC PROTEİN Beyin Omurilik Sıvısında Myelin Basic Protein Testi; CSF myelin basic protein; BOS da myelin basic protein; Beyin Omurilik Sıvısı içinde Myelin Basic Protein miktarının araştırılmasıdır.
DetaylıMETEOROLOJİ. IV. HAFTA: Hava basıncı
METEOROLOJİ IV. HAFTA: Hava basıncı HAVA BASINCI Tüm cisimlerin olduğu gibi havanın da bir ağırlığı vardır. Bunu ilk ortaya atan Aristo, deneyleriyle ilk ispatlayan Galileo olmuştur. Havanın sahip olduğu
DetaylıİLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL
İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik
DetaylıMaddenin Mekanik Özellikleri
Gaz Sıvı Katı Bölüm 1 Maddenin Mekanik Özellikleri Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU Maddenin Mekanik Özellikleri Maddenin Halleri Katı Sıvı Gaz Plazma Yoğunluk ve Özgül Ağırlık Hooke Kanunu Zor ve Zorlama
Detaylı12. SINIF KONU ANLATIMI 24 STOMA VE TERLEME (TRANSPİRASYON)
12. SINIF KONU ANLATIMI 24 STOMA VE TERLEME (TRANSPİRASYON) STOMA Genellikle yaprakta bulunan bitkide gaz alışverişini sağlayan küçük gözeneklerdir. Bitkinin yaşadığı iklim koşuluna bağlı olarak konumu
DetaylıKARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK
KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK Uzun süreli immobilizasyon sonucu: - Nitrojen ve protein dengesi bozulur. - İskelet kasının kitlesi, kasılma kuvveti ve etkinliği azalır. - İskelet kaslarında
DetaylıHipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015
Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar
DetaylıTüm yaşayan organizmalar suya ihtiyaç duyarlar Çoğu hücre suyla çevrilidir ve hücrelerin yaklaşık %70 95 kadarı sudan oluşur. Yerküre içerdiği su ile
Su Kimyası Tüm yaşayan organizmalar suya ihtiyaç duyarlar Çoğu hücre suyla çevrilidir ve hücrelerin yaklaşık %70 95 kadarı sudan oluşur. Yerküre içerdiği su ile canlılık için gerekli ortamı sunar. Canlıların
DetaylıDENEY 3. MADDENİN ÜÇ HALİ: NİTEL VE NİCEL GÖZLEMLER Sıcaklık ilişkileri
DENEY 3 MADDENİN ÜÇ HALİ: NİTEL VE NİCEL GÖZLEMLER Sıcaklık ilişkileri AMAÇ: Maddelerin üç halinin nitel ve nicel gözlemlerle incelenerek maddenin sıcaklık ile davranımını incelemek. TEORİ Hal değişimi,
DetaylıHİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü
HİDROLOJİ Buharlaşma Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü BUHARLAŞMA Suyun sıvı halden gaz haline (su buharı) geçmesine buharlaşma (evaporasyon) denilmektedir. Atmosferden
DetaylıYAŞLILARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA
YAŞLILARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA Yaşlılara yönelik egzersiz programları hazırlarken Genetik özelliklerine, Hastalık durumuna, Daha önceden sporla ilişkisine, Ne kadar
DetaylıEYVAH ŞEKERĐM KAYBOLDU!!!!! 9. SINIF 4. ÜNĐTE KARIŞIMLAR
EYVAH ŞEKERĐM KAYBOLDU!!!!! 9. SINIF 4. ÜNĐTE KARIŞIMLAR KĐMYA ĐLE ĐLĐŞKĐSĐ ve GÜNLÜK HAYATLA ĐLĐŞKĐSĐ ŞEKERĐN ÇAYDA YA DA BAŞKA BĐR SIVIDA KARIŞTIRILDIĞINDA KAYBOLMASI, KĐMYADA ÇÖZÜNME OLGUSUYLA AÇIKLANABĐLĐR.
DetaylıVÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings
VÜCUT SIVILARI Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Su Dengesi Vücudumuzun önemli bir bölümü sudan oluşur ve su dengesi vücudun en önemli sorunlarından birisidir. Günlük olarak alınan ve vücuttan atılan su miktarı
DetaylıBilgi İletişim ve Teknoloji
MADDENİN HALLERİ Genel olarak madde ya katı ya sıvı ya da gaz hâlinde bulunur. İstenildiğinde ortam şartları elverişli hâle getirilerek bir hâlden diğerine dönüştürülebilir. Maddenin katı, sıvı ve gaz
Detaylı5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar
5.111 Ders Özeti #12 Bugün için okuma: Bölüm 2.9 (3. Baskıda 2.10), Bölüm 2.10 (3. Baskıda 2.11), Bölüm 2.11 (3. Baskıda 2.12), Bölüm 2.3 (3. Baskıda 2.1), Bölüm 2.12 (3. Baskıda 2.13). Ders #13 için okuma:
DetaylıLÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:
LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop
DetaylıDağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır.
DAĞILIM AŞAMASINI ETKİLEYEN ÖNEMLİ FAKTÖRLER Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. Bu bağlanma en fazla albüminle olur. Bağlanmanın en önemli özelliği nonselektif
DetaylıÇocuklarda Antrenman Yaklaşımları Y.Doç.Dr.Sürhat Müniroğlu (3.sınıf seçmeli ders)
Çocuklarda Antrenman Yaklaşımları Y.Doç.Dr.Sürhat Müniroğlu (3.sınıf seçmeli ders) Büyüme ve Gelişme Çocuk organizmasını yetişkinden ayıran en önemli özellik, sürekli büyüme, gelişme ve değişme süreci
DetaylıLABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU
LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak
DetaylıKİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK
KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.
Detaylı9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU
9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir. Canlının Temel Bileşenleri
DetaylıMALZEME BİLGİSİ. Katı Eriyikler
MALZEME BİLGİSİ Dr.- Ing. Rahmi ÜNAL Konu: Katı Eriyikler 1 Giriş Endüstriyel metaller çoğunlukla birden fazla tür eleman içerirler, çok azı arı halde kullanılır. Arı metallerin yüksek iletkenlik, korozyona
DetaylıATOMLAR ARASI BAĞLAR Doç. Dr. Ramazan YILMAZ
ATOMLAR ARASI BAĞLAR Doç. Dr. Ramazan YILMAZ Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Esentepe Kampüsü, 54187, SAKARYA Atomlar Arası Bağlar 1 İyonik Bağ 2 Kovalent
DetaylıPaylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu
4.Kimyasal Bağlar Kimyasal Bağlar Aynı ya da farklı cins atomları bir arada tutan kuvvetlere kimyasal bağlar denir. Pek çok madde farklı element atomlarının birleşmesiyle meydana gelmiştir. İyonik bağ
DetaylıADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU
ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir. Canlının Temel Bileşenleri
DetaylıKalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar
Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner
DetaylıÖĞRENME ALANI : FİZİKSEL OLAYLAR ÜNİTE 2 : KUVVET VE HAREKET
ÖĞRENME ALANI : FİZİKSEL OLAYLAR ÜNİTE 2 : KUVVET VE HAREKET A BASINÇ VE BASINÇ BİRİMLERİ (5 SAAT) Madde ve Özellikleri 2 Kütle 3 Eylemsizlik 4 Tanecikli Yapı 5 Hacim 6 Öz Kütle (Yoğunluk) 7 Ağırlık 8
DetaylıSuyun Fizikokimyasal Özellikleri
Suyun Fizikokimyasal Özellikleri Su bitkinin yaşamında yaşamsal bir rol oynar. Bitki tarafından yapılan her gram başına organik madde için kökler tarafından 500 gr su alınır. Bu su, bitkinin bir ucundan
DetaylıMALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ
MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ Farklı üretim yöntemleriyle üretilen ürünler uygulama koşullarında üzerlerine uygulanan kuvvetlere farklı yanıt verirler ve uygulanan yükün büyüklüğüne bağlı olarak koparlar,
DetaylıDOLAŞIM SİSTEMİ VASKÜLER SİSTEM PROF.DR.MİTAT KOZ
DOLAŞIM SİSTEMİ VASKÜLER SİSTEM PROF.DR.MİTAT KOZ Dolaşım sisteminin görevleri Besinleri dokulara taşımak, Artık maddeleri dokulardan uzaklaştırmak, Hormonları ve diğer kimyasalları vücudun bir bölümünden
DetaylıProf. Dr. Selmin TOPLAN
HEMOREOLOJİ Prof. Dr. Selmin TOPLAN 384 Selmin TOPLAN İÇİNDEKİLER 1 Kanın Reolojik Özellikleri 1.1. Kanın Viskoz Özelliği 1.2. Kan Elemanlarının Reolojik Özellikleri 1.3. Eritrosit Süspansiyonun Dar Tüplerde
Detaylı1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler.
1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. Bunlar; absorbsiyon, dağılım; metabolizma (biotransformasyon) ve eliminasyondur. 2. Farmakodinamik faz:
DetaylıMeteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma
Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle
DetaylıEGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT
EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım
DetaylıA-Kaya Birimlerinin Malzeme ve Kütle Özellikleri B-Patlayıcı Maddenin Cinsi, Özellikleri ve Dağılımı C-Patlatma Geometrisi
1-BASAMAK PATLATMA TASARIMINDA GÖZ ÖNÜNE ALINMASI GEREKEN ETKENLER. A-Kaya Birimlerinin Malzeme ve Kütle Özellikleri B-Patlayıcı Maddenin Cinsi, Özellikleri ve Dağılımı C-Patlatma Geometrisi A-Kaya Birimlerinin
DetaylıSolunum Sistemi Fizyolojisi
Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden
Detaylı11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)
11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı
DetaylıSANTRİFÜJ TEKNİKLERİ VE SANTRİFÜJLER
SANTRİFÜJ TEKNİKLERİ VE SANTRİFÜJLER Doç. Dr. Gülsen YILMAZ 2009 BAŞLIKLAR 1 Tanım ve Prensip 22 Santrifüj teknikleri 33 Santrifüj tipleri 44 Santrifüj kullanım alanları Laboratuvarı ilgilendiren Süreç
DetaylıBÖLÜM 2 ATOMİK YAPI İÇERİK. Atom yapısı. Bağ tipleri. Chapter 2-1
BÖLÜM 2 ATOMİK YAPI İÇERİK Atom yapısı Bağ tipleri 1 Atomların Yapıları Atomlar başlıca üç temel atom altı parçacıktan oluşur; Protonlar (+ yüklü) Nötronlar (yüksüz) Elektronlar (-yüklü) Basit bir atom
DetaylıDiffüzyonun özel bir halini ortaya koyan ve osmozis adı verilen bu olgu, bitkilerin yaşamında büyük öneme sahip bulunmaktadır.
3. Osmozis Ayrımlı geçirgen (yarı geçirgen) bir zarla ayrılmış ortamda suyun, su potansiyelinin (su yoğunluğunun) yüksek olduğu yönden daha düşük olduğu yöne geçişi Osmozis olarak bilinmektedir. Osmozis,
DetaylıKloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.
Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü
DetaylıKoroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;
KORONER RİSK TESTİ Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili; Koroner kalp hastalıklarına yol açan kolesterol ve lipit testleridir. Koroner risk testleri
DetaylıMETABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS
METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları
DetaylıBMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK
BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla
DetaylıSIVILAR VE ÖZELLİKLERİ
SIVILAR VE ÖZELLİKLERİ Sıcaklık düşürüldükçe kinetik enerjileri azalan gaz molekülleri sıvı hale geçer. Sıvı haldeki tanecikler birbirine temas edecek kadar yakın olduğundan aralarındaki çekim kuvvetleri
DetaylıLİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel
LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan
DetaylıProf. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU
Yazar Ad 61 Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU Ülkemizde kalp damar hastalıkları erişkinlerde en önemli ölüm ve hastalık nedeni olup kanser veya trafik kazalarına bağlı ölümlerden daha sık görülmektedir. Halkımızda
DetaylıKARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi
KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi
DetaylıCALLİSTER - SERAMİKLER
CALLİSTER - SERAMİKLER Atomik bağı ağırlıklı olarak iyonik olan seramik malzemeler için, kristal yapılarının atomların yerine elektrikle yüklü iyonlardan oluştuğu düşünülebilir. Metal iyonları veya katyonlar
Detaylı11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI
11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI DOLAŞIM SİSTEMİ İki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere kalpler dört odacıktır. Temiz kan ve kirli kan birbirine karışmaz. Vücuda temiz
DetaylıBÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...
BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4
DetaylıKolesterol yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir.
On5yirmi5.com Kolesterol Nedir? Kolesterol yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir. Yayın Tarihi : 21 Haziran 2011 Salı (oluşturma : 11/3/2015) Kolesterol beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar,
DetaylıGOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II II. KURUL
II. Kurul Dolaşım Sistemi ve Kan II. Kurul Süresi: 7 hafta II. Kurul Başlangıç Tarihi: 4 Kasım 2009 II. Kurul Bitiş ve Sınav Tarihi: 21 22 Aralık 2009 Ders Kurulu Sorumlusu: Yrd. Doç. Dr. Fatih EKİCİ 4
DetaylıATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0
ATOMİK YAPI Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0 Elektron Kütlesi 9,11x10-31 kg Proton Kütlesi Nötron Kütlesi 1,67x10-27 kg Bir kimyasal elementin atom numarası (Z) çekirdeğindeki
DetaylıKLİNİK TIBBİ LABORATUVARLAR
KLİNİK TIBBİ LABORATUVARLAR BİYOKİMYA LABORATUVARI Laboratuvarın çoğunlukla en büyük kısmını oluşturan biyokimya bölümü, vücut sıvılarının kimyasal bileşiminin belirlendiği bölümdür. Testlerin çoğunluğu,
Detaylı2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI
2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. BÖLÜM 1. I. Adaptasyon II. Mutasyon III. Kalıtsal varyasyon Bir populasyondaki bireyler, yukarıdakilerden hangilerini "doğal seçilim ile kazanır? D) I veii E)
DetaylıGaz hali genel olarak molekül ve atomların birbirinden uzak olduğu ve çok hızlı hareket ettiği bir haldir.
GAZLAR Maddeler tabiatta katı, sıvı ve gaz olmak üzere üç halde bulunurlar. Gaz hali genel olarak molekül ve atomların birbirinden uzak olduğu ve çok hızlı hareket ettiği bir haldir. Gaz molekülleri birbirine
DetaylıMADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ
MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ MADDE Madde kütlesi, hacmi ve eylemsizliği olan her şeydir. Maddenin aynı zamanda kütlesi hacmi vardır. Maddenin üç fiziksel hali vardır: Katı, sıvı, gaz. HACİM Her maddenin
DetaylıMALZEME BİLGİSİ DERS 4 DR. FATİH AY.
MALZEME BİLGİSİ DERS 4 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net GEÇEN HAFTA TEMEL KAVRAMLAR ATOMLARDA ELEKTRONLAR PERİYODİK TABLO BÖLÜM II ATOM YAPISI VE ATOMLARARASı BAĞLAR BAĞ KUVVETLERİ VE ENERJİLERİ
DetaylıATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0
ATOMİK YAPI Atom, birkaç türü birleştiğinde çeşitli molekülleri, bir tek türü ise bir kimyasal öğeyi oluşturan parçacıktır. Atom, elementlerin özelliklerini taşıyan en küçük yapı birimi olup çekirdekteki
DetaylıRENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ
RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden
DetaylıAdsorpsiyon. Kimyasal Temel İşlemler
Adsorpsiyon Kimyasal Temel İşlemler Adsorpsiyon Adsorbsiyon, malzeme(lerin) derişiminin ara yüzeyde (katı yüzeyinde) yığın derişimine göre artışı şeklinde tanımlanabilir. Adsorpsiyon yüzeyde tutunma olarak
DetaylıPazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi
Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Prof. Dr. Yasemen YANAR Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Tarih boyunca medeniyetler
DetaylıFZM 220. Malzeme Bilimine Giriş
FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,
DetaylıSu ve çevrenin canlılar için uygunluğu
Su ve çevrenin canlılar için uygunluğu Su ve çevrenin canlılar için uygunluğu Yeryüzündeki yaşam su içinde ortaya çıkmış ve canlıların karalar üzerine yayılışından önceki 3 milyar yıl boyunca su içinde
DetaylıSU ÜRÜNLERİNDE MEKANİZASYON
SU ÜRÜNLERİNDE MEKANİZASYON 8 Yrd.Doç.Dr. Mehmet Ali Dayıoğlu Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları & Teknolojileri Mühendisliği Bölümü Su Ürünleri Teknolojileri Su temini Boru parçaları
DetaylıBASINCA SEBEP OLAN ETKENLER. Bu bölümü bitirdiğinde basınca sebep olan kuvvetin çeşitli etkenlerden kaynaklanabileceğini fark edeceksin.
BASINCA SEBEP OLAN ETKENLER Bu bölümü bitirdiğinde basınca sebep olan kuvvetin çeşitli etkenlerden kaynaklanabileceğini fark edeceksin. Basınca neden olan kuvvetler çeşitli etkenlerden kaynaklanır. Balon
DetaylıYardımcı Hava Akımlı Tarla Ve Bahçe Pülverizatörlerinde Kullanılan Fanlar
Yardımcı Hava Akımlı Tarla Ve Bahçe Pülverizatörlerinde Kullanılan Fanlar Fanlar hareketlerini traktör kuyruk milinden yada pülverizatör üzerindeki ayrı bir motordan alırlar. Çoğunlukla hafif alaşımlı
DetaylıÖĞRENME ALANI : FİZİKSEL OLAYLAR ÜNİTE 5 : IŞIK
ÖĞRENME ALANI : FİZİKSEL OLAYLAR ÜNİTE 5 : IŞIK C IŞIĞIN KIRILMASI (4 SAAT) 1 Kırılma 2 Kırılma Kanunları 3 Ortamların Yoğunlukları 4 Işık Işınlarının Az Yoğun Ortamdan Çok Yoğun Ortama Geçişi 5 Işık Işınlarının
DetaylıHEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14
HEREDİTER SFEROSİTOZ İNT.DR.DİDAR ŞENOCAK Giriş Herediter sferositoz (HS), hücre zarı proteinlerinin kalıtsal hasarı nedeniyle, eritrositlerin morfolojik olarak bikonkav ve santral solukluğu olan disk
Detaylı5.NEWTONIAN VE NEWTONIAN OLMAYAN AKIŞKANLARIN VİSKOZİTESİNİN BELİRLENMESİ (ROTASYONEL REOMETRE)
5.NEWTONIAN VE NEWTONIAN OLMAYAN AKIŞKANLARIN VİSKOZİTESİNİN BELİRLENMESİ (ROTASYONEL REOMETRE) Bursa Teknik Üniversitesi DBMMF Kimya Mühendisliği Bölümü 1 1. Amaç Yapılacak olan deneyin temel amacı, akışkanların
DetaylıMADDENİN HALLERİ VE ISI ALIŞ-VERİŞİ
MADDENİN HALLERİ VE ISI ALIŞ-VERİŞİ Maddeler doğada katı - sıvı - gaz olmak üzere 3 halde bulunurlar. Maddenin halini tanecikleri arasındaki çekim kuvveti belirler. Tanecikler arası çekim kuvveti maddeler
DetaylıYETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?
YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun, büyümesi yenilenmesi çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasıdır. Ş. İKİBUDAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ SAĞLIKLI BİR Y AŞAMIN
Detaylı