3 ayda bir yayınlanır Nisan 2008 Sayı 10

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "3 ayda bir yayınlanır Nisan 2008 Sayı 10"

Transkript

1 Bizim Dergi 3 ayda bir yayınlanır Ana sevgisi bütün sevgilerin kaynağıdır Anneler Gününüz Kutlu Olsun

2 Bizim Dergi 2 Sevgili üyelerimiz ve okurlarımız, Bir genel kurulu daha arkamızda bırakarak derneğimizin 30. yılına başlamış bulunuyoruz. İleriki sayfalarımızda göreceğiniz gibi sevgili Zuhal ve sevgili Füsun yönetim kurulundan ayrılıp, onların yerine, çoğunuzun yakından tanıdığı ve burada yaşayan Türk toplumuna hep hizmet vermiş Tuba Gönç ve İsviçre de henüz yeni sayılabilecek Nevin Meister aramıza katıldılar. Ve daha ilk toplantıda korktuğum da başıma geldi Derneklerde görev yapmış olanlarınız bilirsiniz, yeni gelenler faaliyetleri yapılmış olsunlar diye hazırlamazlar. Hele, aslında yapılması gereken bir faaliyeti atlamaya hiç razı olmazlar. Eh, siz eskiler de biraz utanırsınız ve mecburen sanki ilk defa bir şey hazırlıyormuşsunuz gibi heyecanla işe sarılırsınız. Satırlarımdan anlayacağınız üzere yeni arkadaşları sevinçle karşılamış bulunmaktayım. Ve dernek yönetim kurullarına taze kan gelmesinin bir derneğin yürümesi, yenilenmesi açısından gerekli olduğuna eminim. Yani, hoşgeldiniz yeni arkadaşlarım, sefalar getirdiniz. Zuhal ciğim ve Füsun cuğum, verdiğiniz emek, destek, güç, sevgi ve saygınız için çok teşekkür ederim. Gözüm yaşlı değil, çünkü siz zaten hep aramızda olacaksınız. Sevgili üye ve dostlarımız, önümüzdeki günlerde canımızın sıkılmasına pek fırsat olmayacak gibi görünüyor. Güzel koşturmacalar yaşayacağız. İsviçre Türk Kadınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Adına Başkanı Fatma JÄGGLI Yazı ve Yayın Kurulu Esin KESKİN Fatma JÄGGLI Meltem DİRİK NAUER Nevin MEISTER Sevim KARADENİZ Tuba GÖNÇ Adnan MİRZA Semra FİZ ARIKÇI Teknik Yayın Sorumlusu Jakob JÄGGLI Bu Sayımıza Katkıda Bulunanlar Uğur İLHAN İletişim: bizim.dergi@turk-frauenverein.ch Yazışma Adresi: Türkischer Frauenhilfsverein Schweiz Postfach Winterthur Postcheck: Önümüzde 4 Mayıs ta gerçekleşecek ve büyük bir organizasyon olan Türk Günü var. Oraya şüphesiz hepimiz gitmeliyiz ve mutlaka gideceğiz. 23 Nisan ve 19 Mayıs kutlamaları var mesela. Kendi 23 Nisan larımıza, 19 Mayıs geçitlerimize dönmek, veya çocuklarımızın şiir okurlarken heyecanlı hâllerini görmek insanın içini sımsıcak yapıyor Üstelik artık bizim de burada bir Akçaağacımız var. 19 Mayıs Atatürk ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nda Birinci Nesil in anısına diktiğimiz Akçaağacımızın 4. yaşının kutlanması için Brühlgutpark Zürcherstrasse Winterthur da, saat 17:00 de toplanacağız. Hepinizi bekliyoruz. Başka bir büyük organizasyon eseri daha var, Winterthur da Mayıs ayında. Orientwoche, Mayıs tarihlerinde. İnternet adresine girip baktım. Bir hafta sürecek muazzam bir program var. Ben elimden geldiği kadar çok programı izlemeye karar verdim. Sonra da 15 Haziran da derneğimizin kermesi var. Hazırlıklarına giriştik bile. Gönül ister ki katılım çok iyi olsun da birkaç yaranın daha sarılmasına yardımcı olalım. Ayrıca derneğimizin yürüyen projeleri de var. Mesela Tuba Gönç ün yürüttüğü yetişkinlere okuma-yazma kursları. Bildiğimiz gibi, etrafımızda okuma-yazma bilmeyen hemcinslerimiz var. Bizim tanıdığımız yoksa bile, belki arkadaşlarımızın tanıdıkları vardır. Yani biz önümüze gelene böyle kurslar olduğunu bildirelim, onlar da aynı şekilde bildirsinler ki, sonunda ihtiyacı olan kişiler bunun varlığından haberdar olabilsinler. Yine Tuba nın yürüttüğü iki dilli kreş var. Onu da ileriki sayfalarda göreceksiniz. Sonra Meltem Nauer ın denetiminde Sigaradan kurtulma kursu var. Şüphesiz çok hayırlı bir teşebbüs. Sevgili Meltem saz eşliğinde koro kurulmasına da önayak oldu. Keşke işlerim bu kadar yoğun olmasa da katılabilsem. Biz yıllar önce böyle bir koro kurmuştuk. Küçük çocuklarımız olmasına rağmen büyük bir zevkle koşardık çalışmalara. Ne güzel dostluklar oluşmuştu oralarda. Yani, eğer biraz imkanınız varsa mutlaka katılmanızı tavsiye ederim. Bütün bu güzel haberlerden ayrılmak zor oluyor, hepimizin kafası faaliyetler ile dolu, ama artık yazıma bir son vermeliyim, bana ayrılan yer bitti. Anneler gününüzü de şimdiden candan kutlarım. Hepinize kucak dolusu sevgiler Fatma Jäggli Bizim Dergi kısa adı TFS olan İsviçre Türk Kadınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği nin Resmi Yayın Organıdır

3 Bizim Dergi 3 DERNEK DUYURULARI Meltem D. Nauer, Tuba Gönç...3 İÇİMİZDEN BİRİ Her Yaşam Başka Bir Gezegen, Volkan Alben Meltem D. Nauer... 9 SOSYAL SİGORTALAR Adnan Mirza SAĞLIKLI YAŞAM / YOGA VE GERÇEK BEN Hindistan ve Düşündürdükleri Meltem Dirik Nauer KÜLTÜR, SANAT VE DÜŞÜNCE YAZILARI Şiirler Gülten Akın Kitapların Büyülü Dünyasından Seçtiklerimiz Nevin Meister Saçımı Süpürge Ettim Uğur İlhan KÖŞE YAZILARI Sağlıklı Yaşam İçin Semra Fiz Arıkçı ÇOCUK DÜNYASI Tuba Gönç DERNEK DUYURULARI BİR GENEL KURUL BÖYLE GEÇTİ Değerli okurlar bildiğiniz üzere Derneğimiz geçtiğimiz günlerde Winterthur'da 24. Olağan Genel Kurulunu yaptı. Katılamayanlar Genel Kurulun ardından sunulan ikram büfesini kaçırdılar haberleri olsun! Büfeyi biribirinden lezzetli çörek, kısır, kurabiye, kek, pasta vb. tatlı tuzlu yiyeceklerle donatan herkese buradan tekrar tekrar teşekkür ediyoruz. Genel Kurul adı üstünde bir derneğin en büyük, en yetkin organı. Seslerini duyurmak isteyen üyelerimiz için de en uygun ortam, güzel bir fırsat. Bu nedenle kurula katılımın önemi ortada. Ancak bu yıl da beklenenin altında oldu katılım. Bizler bunun neden böyle olduğu konusunda karamsar düşünceler üretmek istemiyoruz. Mutlaka pek çoklarınız için pazar günü evden çıkabilmek zordur. Ne yapalım? İlginizi çekebilmek için biz elimizden geleni yaptık. Önemli olan gelir getirici faaliyetler düzenlendiğinde gelmeniz ve elele daha çok insana yardım edebilme şansını yakalayabilmemiz. Kurul gündemi bu kez oldukça doluydu. Sizlere daha önce de mektupla duyurulduğu üzere tüzükte değiştirilmesi, günümüze uyarlanması arzu edilen maddeler vardı. Değişiklik önerilerinin kimisi kabul gördü, kimisi görmedi. Çok da büyük değişiklikler olmadı aslında. Bazı ifade boşlukları dolduruldu. Gözden kaçmış eksiklikler tamamlandı. Üyelik aidatı hala yıllık 50 Frank. Tüzük, değişiklikleriyle birlikte yakında web sitemizde yayınlanacaktır. İlgilenenlere duyurulur. KURULDAN İZLENİMLER *Divana Onursal Başkanımız Hidayet Aladağ başkanlık etti. *Tuba Gönç ve Nevin Meister divan sekreterliğini üstlendiler. *En son verilere göre, Derneğimize kayıtlı üye sayısı 119. *2 Yılda Derneğimizce çeşitli kişi ve kuruluşlara dağıtılan toplam yardım miktarı Frank. *Dernek Başkanlığına yeniden Fatma Jäggli seçildi. *Sevgili Zuhal Tetikaşar haklı olarak 21 yılın ardından biraz mola istedi ve yönetimden ayrıldı. *Sevgili Füsun Egli de yoğun yaşam temposu yüzünden müsade istedi. *Boşalan bu iki kurul üyeliğine Tuba Gönç ve Nevin Meister seçildiler.

4 Bizim Dergi 4 *Kurul esnasında gerekli tüm teknolojik destek her zamanki gibi yine Jakob Jäggli tarafından sağlandı. Kendisine minnettarız. Yönetimden şimdilik ayrılan arkadaşlarla elbetteki vedalaşmıyoruz. Derneği desteklemeye aktif olarak devam edecekler çünkü. Yeni gelenlere de hayır ve başarı getirecek verimli çalışmalar diliyoruz. Genel Kurul'un ardından yapılan ilk yönetim kurulu toplantısı'nda 2008 yılı için tarihleri kesinleşen faaliyetlerimiz şöyle. Hepinizin katılımını büyük bir heyecanla bekliyoruz: -11 Mayıs Pazar Quartierverein Eichwäldli Oberwinterthur'da Anneler Günü Kutlama Programı -19 Mayıs Atatürk ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nda Birinci Nesil in anısına diktiğimiz Akçaağacımızın 4. yaşının kutlanması, Brühlgutpark Zürcherstrasse Winterthur da, saat 17:00 de -15 Haziran Pazar Quartierverein Gutschick'de İkinci Büyük Yaz Kermesi -15 Kasım Cumartesi Zürih Rüschlikon'da göle nazır Hotel Belvoir'da 30. Yıl Balosu Göreve seçilen arkadaşlarımız: Fahri Başkan: Hidayet Aladağ Yönetim kurulu: (soldan sağa) Esin Keskin Sevim Karadeniz Meltem Dirik-Nauer Fatma Jäggli Nevin Meister Tuba Gönç Yedekler: Füsun Egli, Zuhal Tetikaşar Hukuk Danışmanı: Tülin Aladağ-de Capitani Denetleme Kurulu: Esra Kalfa Nur Özmelek Yedekler: Hüsniye Arslantürk, Süheyla Sarı Onur Kurulu: Ayşe Benli, Nilgül Altınay Yedekler: Nurhan Büyükkavir, Jüliyet Takfor YENİ YÖNETİM KURULU ÜYELERİMİZİ KENDİLERİNİN KALEME ALDIKLARI YAZILARLA AZ DA OLSA TANITMAK İSTİYORUZ. Ben Tuba Gönç; tarihinde İstanbul da doğdum. İlköğrenimimi İzmit te, orta öğrenimimi İzmir de ve yüksek öğrenimimi Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi nde bitirdim yılında bir yıl İzmit te öğretmen olarak görev yaptıktan sonra, üniversitede okurken tanıştığım şu anki eşim Mesut Gönç ile 1993 yılında evlendim ve Ankara da oturmaya başladık. 2 yıl özel bir şirkette çalıştıktan sonra, 6 yıl ilkokul öğretmeni olarak Milli Eğitim Bakanlığında görev yaptım yılında kızımız Yağmur doğdu yılından itibaren 5 yıl Winterthur da Türkçe ve Türk Kültürü dersleri öğretmeni olarak görevlendirildim. O yıllardan itibaren pek çok dernekle ve İsviçre Türk Kadınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile beraber çalışmaya başladım yılında Türkiye ye dönüş ve tekrar İsviçre ye gelişi yaşadım. Bu arada Zürih Üniversitesi Eğitim Fakültesi nde kaliteli ders eğitimi ve kültürler arası iletişim seminerlerini bitirdim. Şu anda 3-6 yaş arası çocuklar ve anneleri ile okumayı sevdirme kurslarında, yetişkinlere okuma-yazma eğitiminde ve iki dilli oyun grubunda çalışıyorum. Çok severek yaptığım işim sayesinde, yaşamım kadınlar ve çocuklar ile geçiyor. Bu yüzden Kadınlar Derneğinin de yaşamımın bir parçası olmasını gayet doğal buluyorum. Dernekler sayesinde ihtiyacı olan insanlara yardım edebilme olanağı bulmak, pek çok insanla grup çalışması yapmak, hayatı paylaşma ve birlikte yeniliklere açılabilmek beni mutlu ediyor. Bu duyguları tüm üyelerimiz ve derneğimize yeni katılacaklarla da paylaşmayı diliyorum.

5 Bizim Dergi 5 Ben Nevin Meister; 29 Ekim1967`de Kırşehir`de doğdum. İlk, orta ve lise tahsilimi orada tamamladıktan sonra1984 yılında ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü'nü kazanarak Ankara`ya gittim. Fakat bu mesleğin bana uygun olmadığına karar vererek, 1988`de yeniden sınava girdim. Selçuk Üniversitesi Ingilizce Ögretmenliği Bölümü'nü kazanarak oradan mezun oldum. Yaklaşık 13 yıl Kırşehir Anadolu Teknik Lisesi'nde İngilizce öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra, eşimin işi nedeniyle Winterthur`a yerleştim. Alfred ile 12 yıldır evliyim. Kendisi tekstil mühendisi ve Rieter Firmasında çalışıyor. Annem Türkan Çetin 1968 yılından itibaren Türkiye Yardım Sevenler Derneği üyesi ve yaklaşık 20 yıldır da derneğin Yönetim Kurulu'nda severek çalışıyor. Ben de 15 yıldır Yardım Sevenler Derneği`nin aktif bir üyesiyim. İsviçre`ye henüz yeni geldiğim sıralarda İsviçre Türk Kadınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin varlığından haberdar oldum ve derhal üyeliğine kaydoldum. Hiçbir etkinliğini kaçırmamaya çalıştım. Her zaman için, güven uyandıran ve amaçları çok iyi olan bir dernek olduğunu düşünmüşümdür. Yardımlaşma ve sosyal dayanışma alanlarında gönüllü çalışmak beni daima mutlu etmiştir ve iç huzuru vermiştir. Yönetim Kurulu'ndaki yeni görevim ile Derneğimiz için daha da güzel projeler üretilip hayata geçirilmesine bir katkım olmasını yürekten dilerim. İSVİÇRE TÜRK GÜNÜ ŞENLİĞİ 4 MAYIS PAZAR GÜNÜ BERN'DE Geçtiğimiz yıl 19 Mayıs 2007 tarihinde Zürih'te Landesmuseum'da gerçekleştirilen Türk Günü Şenliği'nin ikincisi bu yıl 4 Mayıs Pazar günü Bern'de Parlamento Meydanı'nda (Bundesplatz) gerçekleştirilecektir. İsviçre Türk Günü Şenliği resmi web sitesinden alınan bilgiye göre amaç bu şenliğin her yıl gelmesi dört gözle beklenen geleneksel bir şenlik gününe dönüşmesi, İsviçre'nin dört bir yanından gelecek Türklerin eğlence ve kültür zenginliği ile dolu güzel bir gün yaşaması ve hem de İsviçreli dostlara çeşitli yönleriyle Türkiye'nin tanıtılmasıdır. Programla ilgili detaylı bilgi almak isteyenler ilgili web sitesini ziyaret edebilirler. İsviçre'de yaşayan tüm Türk Toplumu temsilcilerine geçen yıl olduğu gibi özellikle tanıtım ve duyurulma aşamasında önemli roller düşmektedir. Dernek olarak Şenliğimiz için şimdiden yürekten başarılar diliyor, tüm üyelerimizi ve onların yakınlarını 4 Mayıs'ta Bern'de hazır bulunmaya davet ediyoruz. Tutacağımız otobüs Türkgücü derneği, Theaterstr. 25, 8400 Winterthur önünden saat 09:30 da hareket edecektir. DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN! GECEYİ KAÇIRMAYIN! Avrupa da 2008 yılının Kültürlerarası İletişim Yılı olması nedeniyle, İsviçre buna Şark Haftasıyla katkıda bulunmakta ve Mayıs 2008 tarihleri arasında Winterthur Tiyatrosu nda Şark Haftası düzenlemektedir. Dünyanın gidişatı ile ilgili kaygıların, neşeye dönüşmesi temenni edilmektedir. Müzik, tiyatro, dans, film, tartışma ve pazarı ile harika bir program hazırlanmış bulunmakta, dileyenler ayrıntılı bilgiyi adresinden öğrenebilirler, ya da Winterthur Tiyatro sundan programı alıp şimdiden yerlerini ayırtabilirler. Batı dünyasından doğuya uzanan bir köprü kurmak, edebi şiirler ve fantazi dolu öyküler duymak, alaylı, gülünç, dramatik tiyatro eserleri izlemek, modern yorumlarla oryantal danslardan büyülenmek, Sufilerin mistik İslam yorumu ile karşılaşmak, Doğu dünyasının etkili belgesel ve sinema filmlerini izlemek, siyaset ve dinin zorlu ilişkisi üzerine tartışmak, Ulrich Tilgner gibi seçkin gazetecilerle söyleşi yapmak, klasik ve modern arasındaki heyecanı hissetmek, pazar yerinde hat sanatı, modern sanat ve performansıyla buluşmak, farklı kokuları duyumsayıp özel yemekler yemek isteyenlere son çağrı bu!

6 Bizim Dergi 6 15 HAZİRAN PAZAR GÜNÜ QUARTIERVEREIN GUTSCHICK'TE İKİNCİ BÜYÜK YAZ KERMESİ Tıpkı balomuz gibi gelenekselleştirmeye çalıştığımız başka bir etkinlik daha. Geçen yıl ilk kez bir pazar niteliğinde düzenlediğimiz kermesimizin ikincisi bu yıl da Quartierverein Gutschick de gerçekleştirilecektir. Yine çeşitli firmaların ürünlerini, özel kişilerin el sanatı eserleriyle, becerilerini sergileyeceği bu kermeste derneğimiz gelirlerinin büyük bir kısmını masa, bilet ve yiyecek/içecek satışlarından elde edecektir. Derneğimize ait bir masadan ayrıca çoğu üyelerimizin bağışı olan biribirinden güzel el işleri, aksesuarlar satışa sunulacaktır. Kermesimiz saat 11:30 da başlayacak olup, saat 18:00 e kadar devam edecektir. Bizleri şimdiden bu kermesin büyük heyecanı sardı. Katılımın büyük olması, satışların çok olması, Haziran ayının güzel bir pazar gününde sizlerin en iyi şekilde alış veriş keyfi yaşaması ve eğlenebilmesi en büyük arzumuz. Geçen yılki başarıyı veya daha fazlasını yakalamak istiyoruz. Hatırlarsanız geçen yılki kermes geliri İzmir'deki zeka özürlü çocukların (ZİÇEV) yatakhane projesine gönderilmiş, bu yardım İzmir'de büyük bir sevinçle karşılanmıştı. Bu yıl da gelirin tamamı Türkiye'de çok yararlı olduğuna inandığımız bir başka yardım projesine destek olarak gönderilecektir. Şu anda en doğru projeyi seçmek için araştırma yapıyoruz. Yakında sizlere sonucu mektupla bildireceğiz. Dernek olarak sizlerin değerli destekleriyle yiyecek ve içecek büfemizi çok zengin tutacağız. Yakında biletlerimizi yine 2 Frank tan satışa sunacağız. Elbette ki bu tip faaliyetlerin Türk Toplumu üyeleri olarak, hem bizlerin biraraya gelerek, hayırlı bir amaç etrafında iş ve gönül birliği deneyimlemesinde, ve hem de İsviçreliler ve diğer yabancı halklarla kaynaşmamızda katkı sağlayacağına inanıyoruz. Masa satın almak ve/veya bilet satışına yardımcı olmak isteyenler lütfen Yönetim Kurulu Üyemiz Sevim Karadeniz'e başvursunlar. Tel: e.mail: sevim.karadeniz@turk-frauenverein.ch SİGARADAN KURTULMAK İSTEYENLERE MÜJDE! SİGARAYI BIRAKMA KURSU 8 MAYIS SAAT 14:00'DE TÜRKGÜCÜ'NÜN YENİ BİNASINDA ISGF, Türkçe Konuşan Göçmenler İçin Sigara Bırakma Projesi'nde görevli sayın Serhan Cangatin ile işbirliği halinde uzun süredir gerçekleştirilmesine uğraşılan kurs 8 Mayıs'ta başlıyor, Serhan bey kurs bilgilerini şöyle özetliyor: Projemiz, haftada bir gün, iki saatlik seanslardan oluşan 8 haftalık bir kurstur. Kursa katılım ücretsizdir. Şu ana kadar Zürih`te Mozaik ve Halkevinde, Basel`de Beksam`da ve Winterthur Alevi Kültür Merkezi nde bu kursları düzenlemiş bulunuyoruz. Sizlerin katılımıyla, İsviçre Türk Kadınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği bünyesinde, kurs yeri temin eden Türk Gücü'nün de işbirliği ile bu kurs 8 Mayıs Perşembe günü saat 14:00'de Theaterstr. 25 Winterthur'da başlayacaktır. Kurslarımızda sigarayı bırakma oranı kısa dönem (dört hafta) için %60 70 civarında olup, üç ay ve daha üstü sigara bırakımı %35 civarındadır. İnsanların kendi kendine sigarayı bırakmaktaki başarısının yaklaşık %3 %4 olduğu gözönüne alınırsa başarımız daha açık bir şekilde görülecektir. Değerli okurlarımız, bu duyuruyu tüm çevrenizle de paylaşmanızı dileriz. Kurs almak isteyenler lütfen Yönetim Kurulu Üyesi ve Sekreteri Meltem Nauer'a başvursun. Tel: e.mail: meltem.nauer@mebias.org ETKİNLİK FOTOĞRAFLARI Çok değerli okurlar, sizlere bir de şöyle bir hizmet sunmak istedik; bizim sevgili Yönetim Kurulu üyemiz Sevim Karadeniz çok sabır gerektiren, detaylı ince işleri tereddütsüz kotarır. Kendisi hiç üşenmedi, derneğimizin son beş yılında çekilen tüm etkinlik fotoğraflarını bir araya getirdi. CD lere kaydetti. Tüm katılımcıların fotoğraflarda görünmesine çok özen gösterdi. Hatta bir de seçme resimlerden örnek album bastırdı (Genel Kurulda yaptığımız gibi Anneler Günü'nde onu da ilginize sunacağız.). Yani hepinizin fotoğrafları var bu CD'lerde. Arzu edenler 10 Frank karşılığı Sevim Karadeniz'den temin edebilirler. Tel: e.mail: sevim.karadeniz@turk-frauenverein.ch

7 Bizim Dergi 7 Sevgili üyelerimiz, Aşağıda derneğimizin düzenlediği projeler ve çevremizde ücretsiz olarak düzenlenen okumayı sevdirme kursları ile ilgili bilgileri okuyacaksınız. Bu bilgileri çevrenize iletirseniz çok memnun olacağız. Böylece daha fazla kişiye ulaşıp onların yeni fırsatlardan yararlanmalarını sağlayabiliriz. Okuma-yazma kursu Türk kadınlarına yönelik pilot proje Alpha +Plus Yer: Alte Kaserne Winterthur, Technikumstrasse 8, 8402 Winterthur, IFW odası, 3.kat Ne zaman: Çarşamba: Uhr Cumartesi: Uhr Kurs başlangıcı: 19 Mart 2008 Kurs tatili: Okul tatillerinde Bir yıl Türkçe okuma-yazma kursu, sonraki bir yıl Almanca öğrenimi kursu olarak devam edecektir. 2-6 yaşındaki çocuklarla birlikte tüm anne baba ve dedeler, nineler, herkes davetlidir. Çocuğunuza Türkçe okuma alışkanlığı kazandırın! WİNTERTHUR-TÖSS Her çarşamba sizleri saat arası bekliyoruz! Çocuğunuz için kitap okuma, dil gelişimi ve el becerisi etkinlikleri sunulmaktadır. Ayda bir defa Töss Kütüphanesi ne gidilmektedir. Yer: Gemeinschaftszentrum Bahnhof Töss-Winterthur (eski Töss tren istasyonu binası), 8406 Winterthur Tarihler: , , , , , , , , , , , , , Yer: Töss Kütüphanesi Tarihler: , , , , , SCHLIEREN Her cuma sizleri saat arası bekliyoruz! Çocuğunuz için kitap okuma, dil gelişimi ve el becerisi etkinlikleri sunulmaktadır. Ayda bir defa Schlieren Şehir Kütüphanesi ne gidilmektedir. Yer: Familienzentrum Schlieren, Badenerstrasse 17, 8952 Schlieren Saat: arası Tarihler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , Yer: Stadtbibliothek Schlieren, Bahnhofstrasse 4, 8952 Schlieren Saat: arası Tarihler: , , , , , , BÜLACH Her pazartesi sizleri saat arası bekliyoruz! Çocuğunuz için kitap okuma, dil gelişimi ve el becerisi etkinlikleri sunulmaktadır. Ayda bir defa şehir kütüphanesine gidilmektedir. Yer: Schulhaus Böswisli, Leeweg 21, 8180 Bülach Tarihler: , , , , , , , , , , , ,

8 Bizim Dergi 8 Almanca - Türkçe 3 5 yaş arası çocuklar için pilot uygulama İki dilli kreş Yer: Grenzstrasse Winterthur Zaman: her perşembe saat ile arası veya her Cuma saat ile arası 03 Nisan Temmuz 2008 (12 kez) 11 Nisan Temmuz 2008 (12 kez) Tatiller: okul tatillerinde Ücret :: 110 Frank Başvurular : Tuba Gönç Tel: tubagonc@swissonline.ch HAYDİ HANIMLAR, BEYLER TÜRK HALK MÜZİĞİ KOROSU NA.. Türkiye'mizin en önemli zenginliklerinden bir tanesi de Türküler imiz. Onlar sadece halkın sıkıntılarını, sevinçlerini, coşkularını beklentilerini dile getirmekle kalmamış, gerektiğinde her türlü baskıya karşı baş kaldırının ifadesi, savaşmak zorunda kalanların gayreti, yeri geldiğinde ilahi dünyanın kapılarını açan birer anahtar olmuştur. Bu zenginlikler yüreğimizi, iç dünyamızı onlarla derinleştirmemizi bekliyor. Vatanımızdan uzakta olmamız türkülerimizi öğrenmemize mani değil. Şimdi fırsat yanı başımızda. Hocamız Erdem Bütüner yönetiminde bir halk müziği korosu oluşturulacaktır. Derneğimiz bu girişime öncülük edebilmekten dolayı sevinçlidir. Bakarsınız tüm aktivitilerimizi renklendirecek, herkesin duygularına hitap edebilecek güzellikte türküler söyleyen harika bir koromuz olur yakında. Erdem Hoca profesyonel bağlama ve ses sanatçısı. Schlieren'deki KOPUZ MÜZİK EVİ'NİN sahibi. Çok yetenekli ve kendini işine adamış bir müzisyen. Onunla ilgili bilgileri internetten bulabilirsiniz. Hocanın dersanesinde harika bir ders ortamı var. Üstelik Schlieren Tren İstasyonu na çok yakın. Winterthur'dan S12 direkt gidiyor. Konu ilginizi çekiyorsa, saati size uyuyorsa ya da etrafınızda ilgisini çekecek olanlar varsa, lütfen duyurunuz. İlgilenenlerin en kısa sürede gerek gerekse, cep telefonuyla MELTEM NAUER'e ulaşıp isim yazdırmaları gerekiyor. ( / meltem.nauer@mebias.org) *Koro ders gün: Her salı, saat arası *Hocanın grup için talep ettiği AYLIK ücret 500 Franktır ve bu ücret gruptaki kişi sayısına göre bölünüp ödenecektir. (Mesela koro çalışmasına 5 kişi katılacak olursa ayda kişi başına 100 Frank, bu sayı on olursa ayda kişi başına 50 Frank düşecektir.) Kısacası ne kadar çok sayıda olursak hem fiyatımız herbirimiz için o kadar uygun olacak, hem de koromuz güçlü olacaktır. *Katılımcılarda cinsiyet ayrımı ve üst yaş sınırı olmasa da, alt yaş sınırı 17 'dir. Bu, koronun uyumu açısından önemlidir. Bir de türküleri doğru söyleme isteği koro eğitimine başlamak için yeterlidir. Adres bilgileri ve web sitesi: Kopuzmusic.ch Steinwiesenstrasse /Schlieren ZH Telefon: /

9 Bizim Dergi 9 İ Ç İ M İ Z D E N B İ R İ Her Yaşam Başka Bir Gezegen Volkan Alben'in, okuyan herkesi etkileyeceğine yürekten inandığım bir öyküsü var. Evet o da içimizden biri ve onun hikayesi gerçek bir başarının, mücadelenin öyküsü. İnsanın isterse zihin gücü ve disiplinle neler yapabileceğinin öyküsü ve bence geleceğe karamsar bakan gençlerimiz için Volkan Alben'in yaşamı da, Hair Factory'leri de müthiş ve aydınlık bir yaşam umudu sunuyor. Volkan Beyle derneğimizin yolu, yönetim kurulu üyesi ve sekreteri sevgili Esin Keskin sayesinde kesişir. Yıllardır balolarımızda olsun, nakit bağışlarıyla olsun çeşitli şekillerde hiç bir karşılık beklemeden sessiz sedasız sponsorluk yapar. Biz de bu cömert beyefendiyi daha yakından tanımak ve tanıtmak fırsatı kolluyorduk ve işte şimdi zamanı Sözleştiğimiz saatte onu Uster Tren İstasyonu ndaki dükkanında buldum. Pırıl pırıl, tertemiz, zevkle dekore edilmiş bir dükkan atmosferi karşılıyor sizi - sonradan öğreniyorum ki dekorasyonu tamamen kendisi tasarlamış-. İçinde bakımlı, alımlı genç hanımefendiler hizmet yarışındalar adeta. Volkan Bey biraz minyon tipli, kocaman gözlü, kıpır kıpır, yerinde duramayan, her halinden çalışkan olduğu belli olan çok meşgul biri. Temiz, şık giyinmiş ve tam mesleğine uygun bakımlı, gür saçları var. Bir de en çok stres içinde olduğundan dem vuruyor. Hızlı düşünüyor, hızlı konuşuyor. Röportajımız boyunca sık sık cep telefonu çalıyor. Önemli olduğunu söylediklerini nazikçe izin alıp cevaplıyor. Sonra koşarak geri dönüyor. Kaldığımız yerden soruları canla başla yanıtlamaya devam ediyor, hiçbir soruyu savsaklamıyor, hepsine özenle cevap veriyor. MN: Volkan Bey dergimiz için vakit ayırmanız büyük incelik, çok teşekkür ederiz. Derneğimize yıllardır yaptığınız destekler için Allah sizden razı olsun. Elbette hepimiz çok merak ediyoruz, yaşam öykünüzü. Sizin yolunuz buralara nereden düştü? Hair Factory bugünlere nasıl geldi? VA: Ben 1966 İstanbul Kasımpaşa doğumluyum. İlkokulu bitirince İstanbul'da çalışmaya başlamıştım bile. Ancak bizim yeni yetiştiğimiz yıllarda Türkiye karışıktı İhtilali ile birlikte yurtdışına çıkmak isteyen ailemle Zürih'e geldik. O yıllarda burada ne yapacağımı kendime nasıl bir yön vermem gerektiğini bilmiyordum. Bildiğim tek şey, İsviçre'de meslek edinmeden yaşamanın mümkün olmadığı idi. Meslek olarak makine teknisyenliği filan geçiyordu Meltem Dirik Nauer aklımdan. Annem sağolsun, kuaför olmamı o istedi. MN: Yani kuaför olmak gibi bir hevesiniz yok muydu? VA: Vallahi hiç yoktu (Gülüşmeler). O delikanlılık yıllarında kuaförlüğü bir erkek mesleği olarak görmezdik, hatta kuaför olmak demek, laf aramızda yumuşak olmak demekti! Onun için önceleri itiraz ettim. Ama sonra başka bir yol bulamayınca, bu mesleğe itildim, diyebilirim. 3 yıl malum öğrenimle geçti. Sonra meslekten bir ayrılma dönemi yaşadım. Aldığım maaş yetmiyordu. O sırada 2 ay kısa dönem askere gittim. Ailem 1987 yılında Türkiye'ye kesin dönüş yaptı ve ben burada yalnız kaldım. İşte o dönemde para kazanmak için başka işlerde çalıştım. Bir fabrikaya girdim önce. O yılların şöyle bir faydası oldu. Edindiğim mesleğin aslında güzel bir meslek olduğunu, en iyi onu bildiğimi ve sevdiğimi anladım. Ve kuaförlüğe dönmeye karar verdim. Bir de şöyle düşündüm; neden bu iş sırf İtalyanların tekelinde olsun? Neden kuaför denince İtalyanlar gelsin akla? İlk yıllarda zor şartlar altında başladık. Bir odayı kuaför dükkanına çevirmiştik. Arkadaşlarım dışarıda eğlenirken ben saç kesiyordum. Onlar güzel arabalara binerken ben bir külüstürle idare ediyordum. MN: Peki kuaförlük mesleğinde yetenekli olduğunuzu da hissettiniz mi? VA: Size şöyle söyleyim, inanın kuaförlük aslında hiç de zor bir

10 Bizim Dergi 10 meslek değildir. İnsan psikolojisini anlamanız ve müşteriniz nasıl görünmek istiyorsa, onu algılamanız yeterli. Biraz da matematik ve geometriden anlamak lazım tabii. İnsanın öğrenmek isteyip de öğrenemeyeceği hiç bir konu yoktur bence. Kuaförlük de isteyen herkesin öğrenebileceği bir meslektir. Zor olan bir yanı yok. MN: Ya meslek sevgisi? VA: Tabii tabii elbette. İnsanın yaptığı işi sevmesi lazım, hatta mesleğinin insanın hobisi olması lazım. Vallahi benim de yaptığım oydu. Kuaförlüğü çok sevdim ve hobi edindim ben. İşin para kısmıyla hala hiç ilgilenmem. Yaptığım işi sevmem ve iyi yapmam ön plandadır benim için. Bir işi zevk alarak yapmak, başarıya açılan yolda çok önemlidir. Bir de tabii, saat 5 oldu ben gideyim olmaz. İşiniz olduğu sürece saatin kaç olduğuna aldırmadan çalışacaksınız. Kendi ilk dükkanımı 40 bin Frank borç alarak açtım. 1 ay sonunda borcum 80 bin Frank tı. Bugün Uster'de iki dükkanda 28 kişi çalıştırıyorum. Bir çalışma disiplini olmazsa bunu başaramazsınız. Anlatacak başka birşey kaldı mı bilmiyorum? Başka birşey yok galiba! MN: Karşılıklı kahkahayla gülüyoruz. Volkan Bey durun, bu öykü çok hızlı oldu. Biraz açalım konuyu lütfen. VA: Evet, hızlı oldu değil mi? Olur, biraz daha açalım. MN: Anlaşılan o ki, mesleğiniz sizin için çok çok önemli, hayatınızın merkezinde o var. VA: Evet, aynen öyle. MN: Peki ya özel yaşam? Meslek dışında ne yaparsınız? Evlilik? Bahsedelim mi biraz? VA: Peki, madem soruyorsunuz. Bizim meslek, şu açılardan çok güçlükleri olan bir meslektir: Müşteri sürekli ilgi, takip, konuşmak ister. Ve sürekli kadınlarla birarada olmak durumundasınızdır. Bu noktalar, güzel bir evlilik yürütebilmek bakımından çok zordur. Evlendiğiniz kişinin baştan sizin mesleğinizin bu zorluklarını göz önünde bulundurması lazımdır. Eş olarak çok esnek ve sabırlı olması, kıskançlık gibi huylar taşımaması gerekir. Ben de evlendiğimde eşimle baştan bu konuları konuştum. İleride problem çıkmaması için tedbir almaya çalıştım, ama maalesef olmadı. Zamanla evde huzursuzluklar, kıskançlık çatışmaları arttı. Maalesef yürütümedik, bitti evlililiğimiz. MN: Hay Allah Volkan Bey, geçmiş olsun. Herkesin hakkında hayırlısı olsun dilerim. VA: Teşekkür ederim. Iki güzel kızım var. Elif ve Aleyna (Kızlarından bahsederken gözleri ışıldıyor birden). Elif 11, Aleyna 7 yaşında. MN: Kendinizi tamamen işinize mi verdiniz peki? VA: Tabii öyle, ama başarı istiyorsanız, zaten öyle yapmanız lazım. Hem işte başarı, hem evlilikte mükemmeliyet, maalesef birarada yürümüyor. Aslında durumum şöyle: istediğim başarıya ulaştım, şimdi evliliğime daha çok vakit ayırabilirdim, ne var ki şimdi de o evlilik bozuldu. Ancak hayat bu, bir şekilde devam etmek durumunda ve hayatta herşeyin başı sağlık. MN: Peki ya hobiler? Meslek dışında, yaşamınızda daha nelere yer var? VA: Hayattan zevk almayı seviyorum. Arabalara ve motosikletlere meraklıyım. Bir de yoğun bir iş gününün ardından kendimle mutlaka bir saatte olsa başbaşa kalmak isterim. Bütün gün çok konuşmak durumundasınız, çoğu zaman müşterinin problemlerini dinliyorsunuz. O sakinliğe mutlaka ihitiyacım oluyor. Kısacası sakinliği ve yalnızlığı çok seven bir insanım aslında. Böyle zamanlarda kitap okumayı severim. Politika ilgimi çeker. Televizyon seyrederim. MN: Siz en yoğun olduğunuz zamanlarda, günde kaç saat çalışıyorsunuz? VA: Vallahi insanın kendine ait bir işi varsa günde 24 saat çalışıyordur. Uykunuzda, rüyanızda bile çalışırsınız. Kafanızda daima iş vardır. Yerine getirilmesi gereken sorumluluklar vardır. Yani İsviçre'de en azından durum böyle. Türkiye'de olsa bir yönetici koyarsanız işin başına, birilerini çalıştırır, siz takibini yaparsınız, ama burada bizzat kendiniz çalışmak zorundasınızdır. Ben daha geçen yıla kadar her sabah 7:30'da kendim açardım dükkanımı. Şimdilerde biraz geri çekebildim kendimi; o da arka planda başka işleri halletmek için. Dükkandaki işlerle bitmiyor tabii. Akşam eve döndüğünüzde yapılması gereken başka işler de sizi bekler. Göz atılması gereken mektuplar, cevap yazılacak olanlar.. Biraz da kendinize zaman ayırırsınız, sonra yatarsınız. Ertesi gün herşeye yeniden başlamak durumundasınız. MN: Peki meslekte günü yakalamak? Trendi, değişen zevkleri izlemek, meslekte derinleşmek? Bunca işin arasında bu nasıl yürüyor? VA: İşin doğrusu o benim kanımda, genlerimde var. Benim ailemde, bana gelene kadar mali anlamda, eğitim ve kariyer anlamında hiç bir başarı

11 Bizim Dergi 11 öyküsü bulamazsınız. Ama ailemde pek çok kişi ticaret ve esnaflıkla uğraşmıştır. Dedelerim bakkallık yapmıştır. Eğitime bakarsanız benim de Türkiye de hiç bir eğitimim yok, ama ailede mesleki anlamda ilk başarı öyküsü benimle başlar. Ben meslekte derinliği, değişen trendi öyle yakalarım, kendiliğinden herşeyi takip ederim. O enerji genlerimden gelir. MN: Peki uluslararası olup biteni takip etmek adına, fuarlar, yarışmalar, geziler? VA: Vallahi şimdiye kadar bunları çok kereler yaptım. Şovlara katıldım, yarışmalara katıldım, kurslar verdim. Ama belli bir yaşa gelince kendinizi geri çekmeye başlıyorsunuz. MN: Estağfurullah Volkan Bey, daha çok gençsiniz VA: Yok, işin doğrusu bu meslekte bir yaş sınırı var. Mesela İsviçre'de ülke çapında kuaförler kupası yarışması vardır. Katılma yaş sınırı 28'dir. Yani kendiliğinden artık bu tip faaliyetlerden vazgeçiyorsunuz. Bir de nerede duracağınızı bilmeniz lazım, bunun sonu yok ki. Ortalığı gençlere bırakmayı bileceksiniz. Bu işi güzel yapan pek çok genç arkadaşımız yetişiyor. Bir de bizim meslekte insanlar stres yüzünden en çok beyin kanamasından gider. Çok arkadaşımı da öyle kaybettim. Hayatım bu şekilde sonlasın istemem. Yavaş yavaş bırakmayı bileceksiniz. MN: Peki burada da gençler yetiştiriyor musunuz? VA: Elbette. Sürekli eğitim alırlar burada. Zaten bunu yapmayı çok severiz. MN: Peki geri plana çekilmekten bahsediyorsunuz. Bundan sonrası için yaşam hedefleriniz nelerdir? VA: (Gülüyor) Söz konusu yaşam hedefleri olunca ben hep büyük hedefleri olan biriyimdir. Holdingleşmeyi çok isterim mesela. Hair Factory zincirini büyütmeyi, gerekirse başka zincirler kurmayı. Hedeflerimi daima yüksek tutarım. Yarısını başarsam, benim için zaten mükemmel bir sonuç olur. MN: Yani Hair Factory daha da büyümek istiyor mu? VA: Tabi, tabi kesinlikle büyüyecektir. MN: Peki hem sakinlik için geri plana çekilme, hem bu kadar büyük hedefler nasıl olacak? VA: Kesinlikle övünmek olarak almayın, ama bu işin beyni benim. Bir şekilde iyi yönetim ve koordinasyonla herşey olur. En önemli adım ilk dükkanı açabilmektir. Bir sistem oturtmaktır. Ondan sonrası gelir. Zamanla başarı ile birlikte prestijiniz artar. Karşınıza çıkan zorluklar azalır. İlk dükkanım burası mesela. Başlarken türlü zorluklar çıktı. Sıradan bir Türk vatandaşı Volkan olarak bu dükkanı alamadım, yani bana vermediler. Ben ne yaptım? Yanıma bir İsviçreli kuaförü aldım. Onunla anlaştım. Dükkanı o aldı. Bir Gmbh kurduk. O sonradan çıktı. Gmbh'nin sahibi ve dolayısıyla dükkanın sahibi ben oldum. Mantığınızı ve aklınızı kullandığınızda herşeyin bir çözümünü bulursunuz. MN: Peki mesleki olarak, felaket olarak niteleyebileceğiniz olaylar geldi mi başınıza? Yani kolay değil, saçla uğraşıyorsunuz. Yanlış kesim, saç yakma vs? Komik anılar? VA: (Gülüyor) olmaz mı? Kesinlikle olur, herkesin başına gelir, kaçınılmazdır. Hele yeni başladığınız yıllarda. Yıllar önce biri 7-8 yaşında oğlan çocuğunu traşa getirmişti. Makinanın ucuna uygun tarağı taktım, saçını kesmeye başladım. O sırada telefona çağırdılar beni. Otomatikman tarağı çıkardım makinadan. Telefondan döndüğümde tekrar takmayı unutarak çocuğun kafasının arka kısmına makinayla bir girdim! Tabii ensesinin

12 Bizim Dergi 12 ortasından kafasının üst kısmına kadar bir yol açıldı. (gülüşmeler) MN: Eeeee? VA: Vallahi çok kıpırdayan yaramaz bir şeydi zaten. Ufak bir manevrayla durumu çocuğun yaramazlığının üstüne yıkarak kurtardım vaziyeti. Babası bir şey diyecek diye çok korktum, ama demedi. Zaten de çok kısa bir modele çevirerek birşeylere benzettik saçı. Hatırladıkça hala utanırım o olaydan. Bir defasında da yıllar önce daimi müşterimiz olan bir hanım, eteğini giymeyi unutarak gelmişti salona. Kuaföre gelmek üzere hazırlanırken evde, telefon çalmış. Telefonun ardından geç kaldım telaşıyla mantosunu geçirmiş sırtına. Buraya geldiğinde hiç birimiz farketmedik. Hanım koltuğa oturup da eteğini düzeltmek isterken, çığlığı atınca iş çıktı ortaya. Hakikaten de külotlu çorabını göbeğine kadar çekmiş öylece eteksiz gelmiş. Gülmekten yerlere yatmıştık. 28 yıldır hala gelir kendisi. O kadar komik olaylar yaşadık ki, şu anda aklıma gelenler bunlar. VA: En sorunlu müşteri tipi nasıl olur sizce? MN: Bence kendiyle sorunu olanlar, en sorunlu olanları. VA: Ya en rahat, en olumlu müşteri tipi? MN: Bana güveni tam olanlar. Bana sorarlar, Volkan nasıl yapalım diye. Onlarla çalışmak çok zevklidir. Tüm yaratıcılığımı kullanabilirim o zaman. Zaten benim yaptığım saçları müşterim ertesi gün de kendisi tarayıp kullansın isterim. Öyle çılgın modeller bana göre değil. Böyle talepleri derhal yanımda çalışanlara devrederim. MN: Peki Türkiye ile ilgili bağlarınıza gelelim? VA: Ben bu ülkede kalmayı seçtim. İstanbul'da hayatıma bir yön vermek isterken buraya getirilmiştim. Tam burada bir yön vermek isterken tekrar geri dönmeye zorlandım. O noktada ben itiraz ettim ve ailemle epey bir çatışmak durumunda kaldım. Ama yaz tatillerinde mutlaka Türkiye'ye giderim. MN: Ne tarafa daha çok? VA: Bodrum. Antalya. Bodrum'da yazlığım var. MN: Neler çağrıştırıyor sizde Türkiye? VA: Güzellik. Sıcaklık. Türkiye çok daha iyi yerlerde olabilecek bir ülke, ama bazı kafaların değişmesi lazım. MN: Türkçeniz hala ne kadar düzgün. Türkçe okumaktan mı kaynaklanıyor bu sizce? VA: Evet, devamlı Türkçe okurum. Ama asıl ben geldiğim yeri hiç bir zaman unutmadım. Unutmam da. İsviçre vatandaşı olsam da, müşterilerimin yüzde 95'i İsviçreli de olsa, Türk olmaya her zaman daha önem veren biriyim. İşyerine mesleki başvuru yapan gençler arasında Türklere herzaman şans tanımayı görev bilirim. MN: Bir gün tekrar Türkiye'ye dönmeyi düşünür müsünüz? VA: Onu düşünmesem de, orada daha uzun zaman geçirebilecek bir yaşam düzenim olsun isterim. 3-5 ay kalmak isterim mesela. MN: Kızlarınız Türkçe biliyorlar mı? VA: Bilmezler mi! Öğrenmelerine çok önem verdik. Evde Türkçe konuşuruz. O da tutuculuktan değil asla. Fazladan bir lisan bilmenin yaşamda insana çok fırsatlar sunabileceğine inandığımdan. Hiç birşey yapmasalar bile, tatile gittiklerinde rahat ederler, iyi iletişim kurarlar. MN: Türkiye'yi seviyorlar mı? VA: Ooo orada tatil yapmaya bayılıyorlar. Kim sevmez ki? MN: Aynı zamanda kendinizi tam anlamıyla İsviçreli de hissediyorsunuz. VA: Tabii elbette. O konuda hiç bir problemim yok. MN: Peki İsviçre ile ilgili en çok takdir ettikleriniz nelerdir? VA: Düzenli olması. Dürüstlük olması. İnsan yaşamına değer verilmesi. Haklarınızı koruyabilmeniz. MN: Buraya geldiğiniz ilk yıllarda neler hissetmiştiniz? VA: Off, çok berbattı diyebilirim. İlk beş yıl çok zordu. Çok bunaldım, ağladığımı bile hatırlarım. Akşam saat 7 oldu mu sokaklarda kimse kalmazdı. Şimdiki gibi tv'de Türk kanalları da yoktu. Ben de o yıllarda kanı kaynayan bir gencim. İstanbul'da bir sürü arkadaşım vardı. Gece geç saatlere kadar sokaklarda oynardık, akşam saat 7 bizim için daha öğle saati gibiydi. Buradaki hareketsizlik, ilk yıllar dil bilmemek, yeniden okula başlamak çok zordu. Ama 5 yıl sonra herşey düzelmeye başladı. Ve ilk düzelme de, burayı kendi memleketim olarak görmeye başladıktan sonra oldu. Buraya gelen herkes o yıllarda biz beş yıl sonra döneriz, derdi. Buraya gelen kimse beş yıl sonra dönemez. Ben bunun kafama yerleşmesine izin vermedim. MN: Bunca yoğun maceralı bir yaşam yolculuğu genç yaşınıza rağmen size pek çok idrak kazandırmıştır. Bunlardan en önemlisini okuyucu ile özellikle gençlerle paylaşır mısınız, lütfen? VA: Tabii severek. Gençlere öncelikli öğüdüm sabrı öğrenmeleri. Hayatta herşey her zaman istediğimiz gibi olmuyor.

13 Bizim Dergi 13 Ve hiçbir şey dışarıdan göründüğü kadar kolay elde edilmiyor. Bazı şeylerden fedakarlık yapmayı öğrenmeleri gerekir. Zorluklardan yılmadan, onlara karşı hep başka yollardan çözüm üretmeyi öğrenmeleri gerekir. MN: Buradaki Türk toplumun bir parçası olarak, buradaki Türklerle ilgili düşünceleriniz nedir? Yaşadıkları en büyük sorun nedir sizce? VA: Vallahi buradaki Türklerin sorunu bana göre çok açık ortada. Kendileri de biliyor da yüzleşmiyorlar. Buradaki Türkler yıl önce bıraktıkları köylerini, şehirlerini unutsunlar artık. Büyük bir kısmı hala orada yaşıyor. Zamana ayak uydursunlar. Değişimi yakalasınlar. Ne bıraktıkları yer bıraktıkları gibi, ne de geldikleri ülke geldikleri zaman gibi. Herşey hızla değişiyor. Etraflarına iyice baksınlar. Bu kadar basit. MN: Peki bunca yıldır buradasınız. Geldiğiniz yıllara göre sizce İsviçre'de gözlemlediğiniz olumlu ve olumsuz en büyük değişiklikler nelerdir? VA: Bence olumsuza doğru bir değişim olmadı. İsviçre, bence hep olumluya doğru çok değişti. İnsanlar yabancılarla kaynaşmayı, dışa açılmayı öğrendi. Eskiden çok fazla içe dönüklerdi. Eğlence anlayışları da değişti, daha coşkulu oldu. Yaşam standardı olarak da hala batının en iyi ülkelerinden biridir. Yabancı düşmanlığı bitti mi? Yok hayır, ama bu dünyanın sorunudur, insanlığın sorunudur, her yerde vardır maalesef. İsviçre'ye has değildir. Önemli olan, bizlerin akıllıca bundan etkilenmeden yaşamayı başarmasıdır. Bir de eskiye göre iş kurma kanunları çok daha basitleştirildi. Artık iş yeri açmak çok daha kolay. Bu büyük bir imkandır. Bugün Uster'da 45 tane kuaför dükkanı vardır. MN: Şimdi kadın dayanışma derneğinden gelip de, sizin gibi çok başarılı bir uzmana, güzel saçlara sahip olmanın sırrını sormadan olur mu? Lütfen bizi aydınlatır mısınız biraz? VA: (Gülüyoruz) Vallahi hemen bir yanlış inancı düzeltmek isterim. Saçı her gün yıkamak saça zarar VERMEZ. Bilakis hayat verir. Saç dipleri daha çok oksijen almış olur. Kafa derisi masaj almış, kan dolaşımı güçlenmiş olur. Ama şu noktayı unutmamak lazım. Buranın suyu çok kireçlidir. Kirecin saçları yıprattığı bir gerçektir. Bu açıdan her yıkayışta saç balsamı kullanmak çok önemlidir. Ayrıca balsama kıyasla şampuan çok önem taşımasa da saç tipine göre doğru şampuan seçmek iyidir. Her iki haftada bir de sıcak havluyla uygulanacak saç bakım maskesi kullanmanın saça çok faydası vardır. MN: Ya saç boyaları? Reklamlardaki gibi mı? Saçı yıpratmaz mı? VA: Yıpratır elbette. Yıpratmaz desek yalan olur. Üstelik beyazları da artırır. Ama beyazları da bir şekilde kapatmamız lazım. O halde boyanın yanında bakım ürünleriyle saçı desteklemek lazım. MN: Ya kına? VA: Kınanın saçı beslediği doğrudur. Ama kınalı bir saça hiç bir kimyasal işlem yapamazsınız. Kınayla birlikte zararlı kimyasal reaksiyonlara yol açar, saçı yıpratır. MN: Peki bütçesi kısıtlı olanlarımız için evde pratik bakım önerileri istesek.. VA: Tabii elbette. ZeytinyağI, mayonez, bunlar en pratik uygulamalardır. Mayonez yapılacak karışıma sürülme kolaylığı ve kıvam verir. Zeytinyağ çok besleyicidir. En faydalı saç maskesi mesela: badem yağı, zeytin yağı, mayonezle karıştırılır. Saça iyice sürülüp yarım saat bekletildikten sonra yıkanır. Saçlar yumuşacık olur. MN: Bize kendi dünyanızın kapılarını büyük bir içtenlikle açtınız. Çok zevkli bir sohbet oldu. Derneğimiz adına teşekkür ediyorum. VA: Asıl ben teşekkür ederim. Derneğinize başarılı çalışmalar dilerim. Not: İlgilenenler için Hair Factory'nın web adresi aşağıda. Oradan her türlü ulaşım,iletişim, hizmet çeşidi, fiyat vb. hakkında bilgi edinilebilir. uster_i/uster_i.html

14 Bizim Dergi 14 TÜRKİYE DE SİGORTA PAZARI Bazı İsviçreli arkadaşlarım bana " Macho " diyorlar. Maço, hepinizin bildiği gibi erkekliğini abartılmış bir şekilde ön plana çıkaran ve bunu sürekli dile getiren erkeklere deniyor. Niye dediklerini gerçekten bilmiyorum. Çünkü Türk dostlarımdan şimdiye kadar böyle bir şey duymadım. Belki de Batılı /Doğulu kültür ayrılığından kaynaklanan bir algılama olabilir, diyorum. Geçen gün düşündüm, eğer ben maço olsaydım İsviçre Türk Kadınları Derneğine üye olmazdım. Çünkü elinizde tuttuğunuz bu dergiyi çıkaran ve fedakar bayanların gayreti ile yürüyen bu dernek, erkekleri de üye olarak kabul ediyor. Ama o erkek üyelerin ne seçme ne de seçilme hakları var. Demek ki ben kadınların önderliğini kabul ettiğime göre, maço olmadığımı ispatlamış oluyorum. Bu da beni gerçekten çok rahatlattı! Sevgili okuyucular, hemen bu sayıki konuma gireyim diyorum, her zamanki gibi sigortalara. Yazıma bu tür başlangıcı, aslında yazılarım ilginç olsun, okunsun diye yaptım. Çünkü bu dergiye yazan bayanlarımızın kalemleri kuvvetli. Onların arasından sıyrılmam gerekiyor. Hepinizin bildiği gibi rakibin kuvvetlisi ve akıllısı kişiyi daha da başarılı olmaya sevkediyor. Bu seferki yazım yine Türkiye / İsviçre karşılaştırması. Ben bir sigorta şirketinde çalışıyorum, adı AXA Winterthur. Bu şirket İsviçre de yaklaşık 5000 kişi çalıştırıyor ve hayat ve hayat dışı branşlarını beraberce değerlendirdiğimiz zaman İsviçre sigorta pazarının yüzde 20'sini elinde tuttuğunu görüyoruz. Yani bu şirket İsviçre de 1. sırada hiç süphesiz. AXA Winterthur'un sahibi AXA'nın genel merkezi Paris'te, daha doğrusu bir Fransız şirketi. 120'000 çalışanı ile dünyanın en büyük sigorta şirketlerinden birisi, yıllık prim girişi 2007 yılında 94 Milyar Euro idi ( İsviçre nin payı 6,5 Milyar Euro ). Şubat ayında AXA, Türkiye'de daha evvelden hisselerinin yüzde 50'sini elinde tuttuğu AXA OYAK Holding A.Ş.' nin diğer yüzde 50' sini 355 Milyon Euro ödeyerek satın aldığını basın kanalıyla açıkladı. AXA OYAK, 550 çalışanı ve 500 Milyon Euro cirosuyla, çok hızlı gelişmekte olan Türkiye sigorta pazarının yüzde 10'una sahip. Tabii ki bu transaksiyon Türkiye deki resmi makamların tasdikinden sonra yürürlüğe girecek. Türkiye sigorta pazarı çok hızlı gelişmekte olan bir pazar dedik. Buna rağmen yaklaşık 70 milyon nüfusu olan Türkiye de yıllık gelirin ( gayri safi milli hasıla ) yalnızca yüzde 1,6'sı sigorta primine kullanılıyor. Bu rakam İsviçre de yüzde 10'un üzerinde ( kişi başına düşen prim 4'000 Euro ile dünya birincisi ), AB ülkelerinin ortalaması yüzde 9,0. Bu sayıları görünce AXA'nın niye Türkiye ye yatırım yaptığı anlaşılıyor. Çünkü doymuş Avrupa pazarında ve bilhassa İsviçre gibi sigorta sistemi tamamen oturmuş bir ülkede büyümek gerçekten çok büyük ustalık gerektiriyor. Ben bu sigorta pazarının tam içinde olduğum ve her gün rakiplerimizden daha önde olabilmek için verdiğimiz mücadeleyi bildiğim için, Türkiye de yapılan yatırımın önemini çok iyi anlayabiliyorum. Tüm Türkiye de 2002 yılında 2,4 milyar Amerikan Doları olan prim cirosu 2006 yılında 6,6 milyara ulaşmıştır. Yani ortalama her sene yüzde 30'luk bir büyüme var. Bu büyümeye Avrupa pazarında sadece rakip bir firmayı almakla ulaşabilirsiniz, organik büyüme ile bizim sektörde bu artışı yakalayamazsınız. Bir karşılaştırma yaparsak İsviçre nin 30 milyar Euro'luk bir prim cirosu olduğunu görüyoruz. İsviçre de de büyüme oldu, ama aynı süre içerisinde toplam olarak sadece yüzde 4 idi bu büyüme. Sigorta şirketleri için, İsviçre hala karlı bir pazar. Çünkü gelirler iyi, yani çok yüksek bir hayat standardına sahip İsviçre. Ayrıca refah seviyesi yüksek, yaşlanan toplum ( bunu diğer yazılarımda defalarca belirttim ) alıştığı rahat yaşamını sürdürmek için bilhassa yaşlılık sigortalarına çok önem veriyor. Türkiye açısından bakarsak, yabancı ve güvenilir şirketlerin milyonlarca Euro tutan yatırımları, Türkiye için bir iltifattır ve ülkenin istikrarlı bir yolda olduğunu gösterir. Bu da Türkiye ve halkı için sevindirici bir durum gerçekten. Türkiye sigorta pazarı büyük bir potansiyele sahip ve ileriki yıllarda bunun daha da artacağına inanıyorum. Hoşçakalın Adnan Mirza

15 Bizim Dergi 15 HİNDİSTAN VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Meltem Dirik Nauer Geçtiğimiz Şubat ayı içinde üç haftalığına Hindistan'a gittim. İki küsur yılın ardından bu ikinci gidiş. Amaç yine yogada pratik, teorik bilgileri derinleştirmekti. Sevgili eşim de benimle beraberdi. Yoga felsefesi onun da en büyük ilgi alanlarından biri. Aslında yanlış tanımladım. Yoga ilgi alanı olarak tanımlanmaktan çok öte bir şey. İnsanın hayatını şekillendiren bir şey, bir yaşam tarzı. Hayatın bir parçası değil, ta kendisi. Ondan sanki hobiymişcesine bahsedilme alışkanlığı, yoganın batıdaki anlamıyla algılanmasından kaynaklanıyor. Batıda yoga daha ziyade bir hobi, fit ve zinde kalmak için uygulanan haraketler serisi olarak tanınıyor. Konuyu uzatmayacağım çünkü bu sayfalarda yoganın gerçekte ne olduğuna dair birbiri ardına yazılar yayınlandı. Sözü şuraya getireceğim. Evet yogayı gerçek haliyle öğrenmek isteyen doğru bağlantılar kurmak kaydıyla Hindistan'a gitmeli. Çünkü orada yoga batıda bilindiği şeklinden o kadar farklı ki. Elbette Hindistan'da da ben yoga üstadıyım diyen herkes, ya da her yoga okulu açan da doğru kaynak olmayabilir. Çürüme, bozulma, her şeyi ticarete dökme sorunu her yerde olduğu gibi orada da var. 3 hafta boyunca nefes dersleri aldım, doğru hareket dersleri aldım, felsefe dersleri aldım. İşe yaradı mı? Evet dersler çok yararlıydı, çok şey öğrendim. İsviçre ya da başka bir Avrupa ülkesinde bulunan hiç bir yoga eğitim merkezinde öğrenemeyeceğim uygulamaları öğrendiğime inanıyorum. Peki ya sokaktaki yaşamla ilgili deneyimlerim? Hindistan'da günlük yaşam güllük gülüstanlık mı? Hayır. Yüreğimizde derin izler bırakan anılarla döndük oradan. Elbette Hindistan çok büyük bir ülke. Sadece bir bölgesine gidip tüm ülke hakkında yargıya varmak hatalı olur. Bizim gittiğimiz bölge kuzeyde Yeni Delhi'ye yakın Uttar Pradesh eyaletiydi. Yeni Delhi. Tarif etmekle olmaz, yaşamak lazım. Kaos havaalanında başlıyor, şehirde artarak devam ediyor. Her yerde bir kurallara uymama hali, açık anlamıyla anarşi yaşanıyor. Sabahın çok erken saatleri olmasına rağmen trafikte herkes, var gücüyle kornaya asılıyor. Heryer toz, egzos dumanı ve çöp içinde. Sokaklar dilenci dolu. Hastalıklara zamanında müdahale edilmediği için sakat kalmış bir sürü insan etrafta. Isıtma sistemi bulunmayan takside çok üşüyor olmayı umursamazsanız şehrin dışına doğru yol aldıkça doğal güzellikleri görmeye başlıyorsunuz; içinizi burkan zalim şehir manzaraları gözden yavaş yavaş kayboluyor. 110 km'lik yolun ardından Mathura ve Vrindavan'a ulaşıyorsunuz. Bunlar küçük yerleşim yerleri. Açıkta akan kanalizasyon, toz, sabah ayazına rağmen sokaklarda uyuyan evsiz insanlar karşılıyor sizi. Yine de yolda dümdüz, uçsuz bucaksız ovalara doğan güneş görülmeye değer. Kalacağınız yere geliyorsunuz. Yerel halkın standartlarına kıyasla son derece rahat sayılabilecek bir odaya yerleşiyorsunuz. İçinde ısıtma sistemi olmadığı için oda buz gibi. Yerler taş, basit bir yatak, masa, sandalye ve gardroptan ibaret eşyalar. Ancak sıcak duş alma imkanı var. İşte bu dünyaya bedel! Zaten her geçen günle hava bir iki derece ısınıyor ve sabah ayazları sorun olmaktan hızla çıkıyor. Evet insanlar fakir, okulsuz, doktorsuz, işsiz. Kanalizasyon açıkta (Allah ortalıkta dolaşan yaban domuzlarından razı olsun. Ne kadar faydalı hayvanlar; kanalizasyonun aktığı kanalları her daim tertemiz yapıyorlar.) Ya köpekler, maymunlar, papağanlar, inekler? O kadar sevecen, masum ve bir o kadar da korunmaya muhtaç görünüşlüler ki..

16 Bizim Dergi 16 Günlük yaşam, çarşıdaki esnafı, dilencisi, toz için yaşadığı sokağında kapısının önünü süpürmeye çalışan ev kadını, rikşa diye anılan ve sürekli müşteri avında olan bisiklet şöförleri ve sokakta oynayan sayısız çocukla, zorlu bir yaşam mücadelesini yansıtan bir hareketlilik sergiliyor. Sevgili Adnan Mirza bizi sigortacılıkla ilgili güzel yazıları ile aydınlatır ya, işte Hindistan onun yazdıklarına tam bir kara mizah oluşturacak kadar yaman çelişki halinde. Orada insanlar -hatta o masum hayvancıklar da öyle olmalı- günlerini kurtardıklarında mutlu sayıyorlar kendilerini. Her yeni günde bir ölüm kalım mücadelesi yeniden başlıyor adeta. Herkes günü kurtarma derdiyle o kadar meşgul ki, geleceğim ne olur? Çoluğum çocuğum nasıl okur? Hastalanırsam ne olur? Ne bunları düşünecek durumda, ne de kudrette. (Çoğu tüm hızıyla çocuk yapıyor, o da apayrı konu tabii.). Cahillik çok büyük problem olduğu için ellerindekinin kıymetini de bilemiyorlar. Ren nehri büyüklüğünde bir nehir akıyor bu bölgede. Çok değil 30 yıl öncesine kadar suyu içilen, içinde yüzülen bir kaynak iken, şimdi o kadar kirletilmiş ki, bırakın suyunu içmeyi, elini sokamıyor insan içine. Çevredeki ormanlar, tarım alanı ve ev yapmak için hızla yok ediliyor ve yaşam alanları ellerinden alınan zavallı maymunlar, papağanlar, tavus kuşları vb. yabanil hayat mensupları çirkin binaların türediği şehirciklerde yaşam mücadelesi veriyor ve giderek yok oluyor. Ya çöp sorunu? Anlatılır gibi değil! İnsanlar her yere, her şeyi fırlatıp atıyorlar. Komiktir bir yandan da globalizm orayı da kot pantolonları, beyin yıkayan sayısız tv kanalı, interneti, pop starları, coca colası, otomobilleri, tatil reklamları vs. ile yavaş yavaş esir alıyor; insanların nefislerini gıdıklıyor, fakir gençlerde daha çok beklenti, hayal kırıklığı yaratıyor. Eşsiz mutfaklarından vaz geçen Hintliler daha çok patates kızartması, cips ve vegi burger yiyor ve o tropik iklime hiç uymayacak şekilde hızla şişmanlayıp hastalanmaya başlıyor. Ah, sorun bir değil,bin. Elbette bu karanlık tablonun içinde, insana soluk aldıran çok aydınlık yanlar da var: Sevecen insanlar. İnanılmaz güzellikteki tarihi eserler (hepsi de kötü bakılıyor, yine bir olumsuzluk pardon); harika yemekler! Binbir çeşit sebzenin, kumaşın (Ne demiş bir Erzincan Türküsü ; Vardım Hint eline kumaş getirdim) çok ucuza satışa sunulduğu rengarenk pazarlar. Ve herşeye rağmen o ruhani atmosfer. İnançsız hiç kimse yok. İbadet edilmeyen hiç bir ev yok. Herkes meditasyonun değerini biliyor. Üstelik inanç çeşitliliği çok olmasına rağmen (Hinduizm, Budizm, Hırıstiyanlık, Müslümanlık, Sihizm, Jainizm bunların sadece başlıcaları) çeşitli din mensupları birbirlerine saygı içinde yanyana yaşıyor ve yardımlaşıyorlar. Sırf inanç çeşitliliği mi? 15'den fazla resmi dil, ve sayısız yerel lisan ve diyalekt mevcut. Kimse de bunun kavgasını yapmıyor; kimse din, dil yüzünden birbirinin boğazına çökmüyor kısacası. Bununla beraber insanların tamamen vejetaryen olduğu bu bölgede tabiri uygunsa asırlardır insan ve hayvan kanı dökülmemiş. Haliyle etrafı tarifi güç olumlu titreşimler kaplamış. Hayran kalmamak mümkün değil. Ve o titreşimlere insan birkaç gün sonra yavaş yavaş uyumlanıyor; batıdaki yaşantısını tamamen unutmaya başlıyor. (Ancak Hindistan'ın bu bölgesindeki problemler bu şekilde katlanarak arttıkça, yakında o enerjiden de geriye pek bir şey kalmayacak gibi.) Peki Hindistan böyle mi olmalıydı? O binlerce yıllık yaşam sanatı olan yoganın ülkesi, o binbir çeşit dinin, felsefenin kaynağı olan yer? O inanılması güç kerametleri gösteren mistik insanların ana vatanı? Derslerimiz sırasında öğreniyoruz ki matematik batıdan asırlar önce orada çok ilerideymiş; sayısız konu hakkında; mesela orman bakımı, sebze yetiştirilmesi, insan sağlığı ile ilgili her türlü teknik ve tedavi yöntemi, çocuk bakımı, temizlik, uygun bina yapımı, astronomi, astroloji, aklınıza gelebilecek her şey ama herşeyin binlerce yıl öncesinden ilmi yapılmış ve yapıldığının kanıtları günümüze kadar ulaşmış. Peki şimdi tüm bu olup bitene ne demeli? Bu ülke mi şimdi bu zengin kültürün mirasçısı? Bu sakat insancıklar mı sağlık üstadı büyük büyük büyük dedelerinin torunları? Ellerinde can çekisen doğa mı, kapkara akan nehir mi bu insanların kendine reva gördükleri? Nedir bu karanlık tablonun nedeni?

17 Bizim Dergi 17 Cevap şu: Çok değerli bilgilerin kaynağının geldiği yerle, dünyayı karanlıklar içinde bırakan zulüm ve cahilliğin kaynağı aynı yer! Tanrım ne trajik bir komedi! Çünkü bir bıçak cerrahın elinde nasıl hayat kurtarıyor, bir katilin elinde can alıyorsa, bu değerli bilgiler ve kültür mirası da nesilden nesile ondan yararlananlar ve onu suistimal etmek isteyenlerle aynı anda kullanılıyor. Bilmem bu durum size çok tanıdık geliyor mu? Bugün dünyada savaş, işkence, fakirlik, kanunsuzluk, adaletsizlik, fanatizm, yobazlık, ahlaksızlık, kadına, çocuğa kötü muamele kısacası her yönden bozulmuşluğun yaşandığı ülkelerin çoğu, büyük birer kültür mirasçısı aslında. Bir zamanların yeryüzü cenneti olan topraklar şimdilerde cehenneme dönüşmüş. İşte bu akıl almaz durumun nedeni engin bilgileri kötü amaçlarına alet edenlerdir. Bilgiler onu kötüye kullanmak isteyenlerin elinde birer silaha dönüşmüş, masum insanların dini, kültürel, ananevi duygularıyla oynanmış, toplumsal yapı temelinden sarsılmış, yobazlık insanlar arasına ayrılık tohumları ekmiş, insanlar içsel olarak körleştirilmiştir. Bugün dünyada herkese yetecek kadar içsel, dışsal zenginlikler varken, ahlakı bozuk, kötü kalpli kişiler gezegenin büyük bir kısmında cahillik, açlık, hastalık, savaşla boğuşan insanlar türemesine yol açmıştır. Peki bu en çok Hindistan'ın sorunu mu? Değil elbette. Bu olumsuzluklara, kötülüklere karşı yapacak birşeyler var mı? Ben hiç umutsuz değilim. İnsan işe önce kendinden başlamalı. Kendine yararı olmayanın hiç kimseye yararı olmaz çünkü. Ve bilgiyi kötüye kullananlara karşı, yine bilginin gücü ile savaşılmalı. İlkemiz önce kişisel gelişim, sonra toplumsal gelişim olmalı. Yani kötü niyetlilerin elinde suistimal edilmek istemiyorsak, zekamızı en üst düzeyde kullanmayı öğrenmeliyiz. Bunun için de önce sorgulamaya ve eleştiriye kendimizden başlamalıyız. Yeterince insan olmaya layık yaşıyor muyum? Vücuduma, zihnime iyi bakıyor muyum? Yaşamımın amacı nedir? Gerçek kimliğim nedir? Sorumluluklarımı yeterince yerine getiriyor muyum? Çocuklarıma, yeni nesillere iyi örnek oluşturuyor muyum? Kötü huylarımla savaşıyor muyum? Hep iyiye, güzele doğru gelişmeye istekli miyim, yoksa sadece zevk, sefa ve rahat etme derdinde miyim? Kendime her konuda dürüst müyüm? Gerçek bilginin peşinde miyim? Yaşamla ilgili isteklerim nelerdir? Bu isteklerin kaynakları nelerdir? İşte bunlar bir insanın başlangıçta kendine yöneltebileceği en basit sorulardır. Cevaplarıyla yüzleşerek harakete geçmek ise biraz zahmetli olsa da, elde edilecek sonuçlar göz kamaştırıcıdır. Yoga da bu kişisel inceleme sürecini başlatmak için herkese uygun, paha biçilmez kıymette bir araçtır. Hepinize yardımlaşma, sevencenlik, dürüstlük, yüksek yaşam bilinci gibi erdemlerle dolu, anlamlı yaşamlar dilerim. Son söz; çok ünlü bir yoga deyişi, mutlu bir yaşamın ve dünyanın sırrını özetleyen sözler: Simple living, high thinking: Sade yaşam, yüksek düşünme (bilinç)

18 Bizim Dergi 18 Şiirler Biliyorsunuz Mart ayı tüm dünya kadınları için çok anlamlı bir ay. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sayesinde Mart boyunca dünyada ayrımcılığın çeşitli yüzlerine karşı mücadele veren kadınlar seslerini daha yüksek tondan duyurma şansına sahipler. Mart ayını henüz bu kadar taze geride bırakmışken biz de bu sayfalarda bir kadın şairin 2 şiirine, Gülten Akın şiirlerine yer vermek istedik. Üstelik bu bol ödüllü şairimiz bu yıl 18 Mart'ta Türkiye'de ilk kez verilen Erdal Öz ödülüne de layık görülmüş. Kadın, erkek değil insan olmaktan söz eden insanların doldurduğu bir dünyaya en kısa sürede kavuşabilmemiz dileğiyle.. Not 1: Gülten Akın hakkında araştırırken Türk kadın şairlerin sayıca erkek şairlere oranla ne kadar az olduklarını farketmemek mümkün değil. Aynı durum Osmanlı zamanı için de geçerli. Bu kadın şairlerin eserlerinin doğru düzgün arşivlenmediklerini de gösteriyor elbette. Haydi hanımlar zararın neresinden dönülse kardır. Bizler şair olsun, müzisyen olsun, yazar olsun tüm kadın sanatçılarımıza daha çok sahip çıkalım, eserlerini takip etmeye, satın almaya çalışalım. Onlardan aldığımız ilhamla belki kendi içimizdeki cevher de harekete geçer, kimbilir! Not 2: Gülten Akın Sezen Aksu'nun ünlendirdiği Deli Kızın Türküsünü yazan şairdir. DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ III Sana büyük caddelerin birinde rastlasam Elimi uzatsam tutsam götürsem Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak Anlasan Elimi uzatsam tutamasam Olanca sevgimi yalnızlığımı Düşünsem hayır düşünmesem Senin hiç haberin olmasa Senin hiç haberin olmaz ki Başlar biter kendi kendine o türkü Yağmur yağar akasyalar ıslanır Bulutlar uçuşur geceleyin Ben yağmura deli buluta deli Bir büyük oyun yaşamak dediğin Beni ya sevmeli ya öldürmeli Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa Böcekler gibi başlamalı yeniden Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta Yan garipliğine yürek yan BİR GÜNEYDOĞU AĞIDI İlk bu sabah İlk bu sabah göğü görmedim İlk bu sabah kaysı çiçeklerini Hüzün ilk kez konuk gibi gelmedi Efendim, ev sahabım Karacamı suya indiremedim Şahanım uçurdum döndüremedim Dağlar Enikli kapılar kitlendi Taş avlular sustu, ben sustum İlk kez bekledim ölümü Dostu bekler gibi bekledim Dağlar Benim acım acıların beyidir Canıma bir doru kısrakla gelir Öfkeyi sabırda eritir Umut yer Suyunu gözümden içer bir zaman Dağlar of dağlar Gitti giden

19 Bizim Dergi 19 GÜLTEN AKIN 1933'te Yozgat ta doğdu. Ortaöğrenimini Ankara Kız Lisesi'nde tamamladı. 1955'te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ni bitirdi da Yaşar Cankoçak'la evlendi. Beş çocuk büyüttü arasında kaymakam olan eşinin görevi nedeniyle Anadolu nun çeşitli ilçelerinde yaşadı. Gevaş, Alucra, Gerze, Saray ilçelerinde ve Kahramanmaraş'ta yardımcı avukatlık, avukatlık ve öğretmenlik yaptı. 1972'de Ankara'ya yerleşerek Türk Dil Kurumu Derleme ve Tarama Kolu'nda çalıştı. Kültür Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu üyeliğinde bulundu.demokratik kitle örgütlerinin yeniden kuruluşu çalışmalarına katıldı. İnsan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi örgütlerde kurucu ve yönetici olarak görev aldı. Son Haber gazetesinde ilk şiiri 1951'de yayımlandı. Ardından Hisar, Varlık, Yeditepe, Türk Dili, Mülkiye gibi dergilerde çıktı. Başlarda şiirlerinin konusu doğa, aşk, ayrılık, özlem iken, daha sonraları ise toplumsal sorunlar ağır bastı öncesinde halkın yaşadıkları, onun da hayatına ve şiirine yansıdı. Daha sonraki şiirlerinde toplumsal sorunlara yöneldi. Gezip gördüğü yerlerden aldığı esinle zenginleşen ve coşkulu bir insan sevgisiyle yoğrulan şiiri, toplumsal sorunları, yaşam-halk ilişkisini öne çıkardı. Şiirlerinde büyük ölçüdü folklor öğelerinden yararlandı. Şiir üzerine yazılarını biraraya getiren "Şiiri Düzde Kuşatmak" (1983) kitabında, halk kaynağına inme isteğini, "Halkta var olan öz ve biçimi diyalektik olarak yükseltmek, şiiri yükseltirken halkın yaşamının ve yaşam biçimlerinin yükselmesine yardımcı olmak" sözleriyle açıklar. Şiirleri pek çok dile çevrildi ve kırktan fazla şiiri bestelendi. Şair ayrıca kısa oyunlar da yazmıştır. KAYNAK: KİTAPLARIN BÜYÜLÜ DÜNYASINDAN SEÇTİKLERİMİZ Hazırlayan: Nevin Meister TUTUNAMAYANLAR-Oğuz Atay Okuduğunuz bir kitaptan sonra oturup derin düşüncelere daldığınız oldu mu bilemem, ancak eminim ki TUTUNAMAYANLAR`ı okuyacak olursanız, böyle bir duyguyu ister istemez deneyimleyeceksiniz ve geriye dönüp hayatınızın muhasebesini yapacaksınız. Oğuz Atay'ın bu kitabı sadece bana göre değil, pek çok insana göre de Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Berna Moran, Atay'ın ilk romanı olan TUTUNAMAYANLAR'ı Hem söyledikleri, hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak niteler. Kitaptaki bilgiler ışığında; Atay 1934`te İnebolu`da doğdu. Ankara Maarif Koleji`ni, İTÜ İnşaat Fakültesi`ni bitirdi. TRT 1970 Roman Ödülü`nü kazanan Tutunamayanlar`ı kısa bir süre sonra, 1973 yılında TEHLİKELİ OYUNLAR ikinci romanı izledi. Hikayelerini KORKUYU BEKLERKEN başlığı altında topladı. Oğuz Atay 1977`de, henüz 43 yaşındayken, büyük projesi TÜRKİYE'NİN RUHU nu yazamadan hayata gözlerini yumdu. Ölene dek, hızlı dönen bir dünyanın ne hızına, ne de ritmine ayak uydurabilmiştir. Ölümünden önce çeşitli dallarda bir çok eser verdiyse de, sağlığında yeterince tanınmamıştır. Hatta, ölümünden sonra gün ışığına çıkarılan o eşsiz günlüğünde kendisinin daha yaşarken unutulduğu nu söyler.

20 Bizim Dergi 20 Ömer Madra Tutunamayanlar`a yazdığı önsözde, Atay`ı ve romanı, çok iyi irdeleyerek sağlam bir değerlendirme yapmıştır. Ona göre; Atay, aydın sınıfı n içinde yer alıyor ve o sınıfın derinlemesine tahlilini yapıyordu. Biraz karamsar, biraz acı, çokca güldürücü... Atay`ın mizah gücü, duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, TUTUNAMAYANLAR`ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, eserdeki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışı ile aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır. Küçük burjuva dünyasını ve değerlerini zekice alaya alan Atay, saldırısını tutunanların anlayamayacağı, reddedeceği türden bir romanla yapar. Öyle ki bunları okuyan aydın lar, birdenbire adeta billur bir boy aynasında çırılçıplak buluverirler kendilerini. Atay, ne denli karamsar ve ölümle içiçe olursa olsun, herzaman biraz umudu barındırır içinde; canım insanlar der hep. Yani, batıcıl aydın tipini bulamazsınız onda; soğuk, alaycı ve hepten inançsız. O, ömür boyunca hep acele etmiş tir; bu yüzdende hep geç kalmış tır. Sürekli bir panik vardır hayatında: Bir kitap okur, bir komedi seyreder, yorulur. Birileriyle birlikte olur, derdini anlatamaz, telaşlanır ve incinir. Küçük dertler, bir yerlere ödenmesi gereken paralar, bazı şeylerin tamir masrafları hiç eksik olmaz ve bu panik duygusuna katkıda bulunurlar. Ve hep acele edilir `de okuduğum bu romanı Winterthur şehir kütüphanesinde görünce, dayanamayıp, kendimle tekrardan yüzleşmek için okumaya karar verdim. Umuyorum ki, TUTUNAMAYANLAR`ı okuduğunuzda, UNUTULAMAYANLAR listenize yeni bir roman ekleyeceksiniz.. Saçımı Süpürge Ettim Kendimizi kandırmayalım, Saçımı süpürge ettim. diye. Çok duymuşuzdur ya da söylemişizdir kimi kez evlatlarımıza, eşimize; Senin için ben saçlarımı süpürge ettim. Veya Hayatımı sana adadım. Bence bu bir kandırmacadır. Hem de söyleyen kişinin kendisini kandırmasıdır. İnanın kimse, kimse için yaşamaz. Bu evladı bile olsa. Tabii ki çok severiz. Gözümüz kapalı canımızı bile veririz onlar için. Ancak, yaşayamadığımız kendi hayatımızın sorumlusu olarak o kişileri tutarak, Hayatımı sana verdim demek bir kaçıştır bence. Ve asla, bir bedel talebinde bulunulmamalıdır. Suça ortak aramaktır bu çünkü. Kendisi olmadıysa hiç yaşamda, sadece yakın çevresinin istekleri, mutlulukları üzerine kurulmuş bir yaşamı seçtiyse, kendi kararlarını kendisi vermekten aciz yaşamışsa, bunun sorumlusu asla, o hayatını verdiğini sandığı insanlar olamaz. Kendisi için yapacak hiç bir şey yaratamamışsa, nelerden keyif aldığının bile farkında değilse, yani kendini hep yaşamı boyunca ertelediyse, saçlar tabii ki süpürge olur. Ama çocuklara değil, eşe değil, yaşanmamış bir hayata Hep, başkalarından alkış almaksa ön seçimimiz, aman birileri kırılmasın diye engeller koyarsak yaşamımıza, geleneklerin tutsağı olmaktan vazgeçemezsek, Hayır demeyi beceremezsek ve değişim kararlarımızı daima yarınlara bırakırsak daha çok saçlar birilerine süpürge olacaktır. Dost sohbetlerimizde sadece yakın çevremizi anlatıp, duruyorsak, Oğlum bunu, kızım şunu çok severler. e takılınmışsa, Eşimin haftaya gene iş toplantısı var. deyip, iş yoğunluğunu kendi dünyamız gibi anlatıyorsak, iş işten çoktan geçmiştir. Siz yoksunuz ki bu yaşamda? Yıllar birbiri ardına geçmiştir yaşamımızda, kızlarımız büyümüş, oğullarımız askere gitmiştir bile. Ve kutlanan gümüş evlilik yıl dönümleri. Yetti mi bunlar bir koca yaşam için? Siz neredesiniz? Hani keyifleriniz, kendinize ait seçimleriniz? Korkular çoğunlukta değil mi? Hata yapma korkusu, birilerini üzme korkusu, öğretilenin dışında birey olma korkusu Nasılsa kimse bilmiyor içte yaşadığımız korkularımızı, hasretlerimizi, içimize gömdüğümüz yaşanmamış aşklarımızı Biz neredeyiz. Sadece soluk almamız, yememiz, içmemiz yetiyor mu? Mutlu mu ediyor başkaları için yaşadığımızı sanmak? Süpürge olan saçlar, bahşedilen hayatların bize madalyon olarak mı döndüğünü sanıyoruz? Yok canlar yok. Biz yaşamın tam ortasında olmalıyız. Kendimiz olarak. Tam da kendi yaşamımızın merkezinde oturmalıyız. Kendi içimizde çoğalıp, kendi çoklarımızı yaratmalıyız. Yaratmalıyız ki dolalım. Dolalım ki taşabilelim. İnanın yaşam, saçlar süpürge edilmeden daha da çok güzel olacak.. Ve hayat, kimseye feda edilemeyecek kadar çok ama çok güzel Uğur İlhan 2 Nisan 2008

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

Sosyolinguistik Görüşme. 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:.

Sosyolinguistik Görüşme. 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:. Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:. 2) Nerede doğdunuz? Yer:. Bölge:. Eyalet: Ülke:... 3) İkamet (yaşadığınız) ettiğiniz şehir... yılından

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı AÇIKLAMALAR 1. Soruların cevaplarını kitapçıkla birlikte verilecek optik forma işaretleyiniz. 2. Cevaplarınızı koyu siyah ve yumuşak bir kurşun kalemle

Detaylı

H.OĞUZ AYDIN: CAR DVR kaza esnasında - güç kesintisi olsa bile - 20 saniye daha kayıt yapabilmektedir.

H.OĞUZ AYDIN: CAR DVR kaza esnasında - güç kesintisi olsa bile - 20 saniye daha kayıt yapabilmektedir. H.HÜSEYİN YAYLA Türkiye Otomotiv Sektöründe çığır açabilecek bir projeyi ülkemize getirmek üzere olan H.Oğuz Aydın ile birlikteyiz. Oğuz Bey ile Türkiye nin otomotiv pazarındaki gelişmelerine paralel olarak

Detaylı

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz. Aşağıda Emek vererek Yazmış olduğumuz yazı ve bilgileri 5 dakika ayırıp okur inceler ve bizden ücretsiz bir örnek kayıt dosyası talep ederseniz. Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim

Detaylı

iyi günler sevgili ilk yar'larımızın değerli dostları, Bugün geçmişlere gideceğiz, çünkü yakınlarda kulaklarını çok çınlatmıştık... Ne kadar güzel bir örnek çalışmaydı öğretmenlerimizin sevgili Ahmet Hocamızın

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE Portal Adres AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE : www.gorelesol.com İçeriği : Gündem Tarih : 06.10.2014 : http://www.gorelesol.com/haber/haber_detay.asp?haberid=19336 1/3 AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE 2/3 AHMET ÖNERBAY

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ BAHARA MERHABA Toprağın ve suyun güneşle buluştuğu, doğanın canlandığı, aydınlık ve sıcak günlere kavuştuğumuz güzel bahar aylarına merhaba dedik. Baharın verdiği canlılık ve heyecanla eğitim- öğretim

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

ERASMUS BAHAR DÖNEMİ Accademia della Moda İtalya DİDEM ALTUNKILIÇ

ERASMUS BAHAR DÖNEMİ Accademia della Moda İtalya DİDEM ALTUNKILIÇ Ben Didem Altunkılıç. 22 yaşındayım. Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünde 4. Sınıf öğrencisiyim ve 3. yılımı Erasmus programı dolayısıyla gittiğim İtalya nın Napoli şehrinde Accademia

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Hiroşima da büyüdüm. Ailem ve çevrem Budist ti. Evimizde küçük bir Buda Heykeli vardı ve Buda nın önünde eğilerek ona ibadet ederdik. Bazı özel günlerde de evimizdeki

Detaylı

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ GÜNLER EYLÜL-2017 EKİM-2017 KASIM-2017 ARALIK-2017 Pazartesi 4 11 18 25 2 9 16 23 30 6 13 20 27 4 11 18 25 Salı

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

Seinajoki Üniversitesi FİNLANDİYA. Erasmus Eğitim Alma Etkinliği 8-10 Kasım 2016

Seinajoki Üniversitesi FİNLANDİYA. Erasmus Eğitim Alma Etkinliği 8-10 Kasım 2016 Seinajoki Üniversitesi FİNLANDİYA Erasmus Eğitim Alma Etkinliği 8-10 Kasım 2016 Helsinki Havaalanı nda sizi pistte kol gezen karlar karşılıyor. Zor bir soru, şehir merkezine otobüsle mi yoksa trenle mi

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor...

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor... 23 Nisan gecti hala kendimizi toparlayamadik; bir sure daha ruyalarimizi susleyecekler... Ama her zaman onlarin en guzel basarilarla buraya gelmelerini heyecanla bekleyecegiz... Onceki izlenimdeki sevgi

Detaylı

Ücretsiz bir hizmet. Yemek masrafınız ayırdığınız bütçe kadar olsun.

Ücretsiz bir hizmet. Yemek masrafınız ayırdığınız bütçe kadar olsun. Ücretsiz bir hizmet. Yemek masrafınız ayırdığınız bütçe kadar olsun. Nasıl Çalışır? Herhangi bir yere giderken yolda acıktınız ve yemek yemeniz gerekiyor. Yemek bütçenizi 20 TL olarak belirlediniz ancak

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Herkese Bangkok tan merhabalar, Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak

Detaylı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bakım ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak dünya standartlarında bir tesis haline getirilen Bodrum Belediyesi

Detaylı

Tarih:. Yer:. Katılımcı numarası:... Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:.

Tarih:. Yer:. Katılımcı numarası:... Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:. Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:. 2) Nerede doğdunuz? Yer:. Bölge:. Eyalet: Ülke:... 3) Tamamladığınız en yüksek okul derecesi nedir? a.

Detaylı

2015-2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ

2015-2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ 2015-2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ TED İSTANBUL KOLEJİ Yıl:6 Hafta:10 Sayı: 8 06 Kasım 2015 Değerli Velilerimiz, İnsanın işini sevmesinin çok önemli olduğunu her gün yaşayarak bizzat deneyimliyorum.

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

BURSA ÇEKİRGE ROTARY KULÜBÜ

BURSA ÇEKİRGE ROTARY KULÜBÜ Toplantı Yeri : PODYUM DAVET Kuruluş Tarihi : 28.02.2003 Toplantı Gün /Saati : Salı 19.30 Chartered : 10.02.2004 Kulüp No : 64494 Sevgili Dostlarım, BAŞKAN IN MEKTUBU UR. Başkanı John F. GERM UR. 2440

Detaylı

HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ

HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ 9 Şubat Pazar günü gerçekleştirilen seçimler ile Bodrum Şöförler ve Otomobilciler Esnaf Odası başkanı seçilen Hasan Kablı, Aytekin Çanakcı dan

Detaylı

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI Prof. Dr. Nezih Güven (ODTÜ, Rektör Danışmanı) Doç. Dr. Ayşe Gündüz Hoşgör (ODTÜ,Sosyoloji Blm.) Y. Doç. Dr. Mustafa Şen (ODTÜ, Sosyoloji Bölümü) Bağlantı

Detaylı

ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ

ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ Temmuz 2012 Buluşması- Cumhuriyet Caddesi AMAÇ: Yüzbinleri aşan mezun sayısı olan Atatürk Üniversitesi Bahar Şenlikleri kapsamında

Detaylı

10SORUDA AİLE SİGORTASI

10SORUDA AİLE SİGORTASI 10 SORUDA AİLE SİGORTASI T.C. ANAYASASI MADDE 60: Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. 1. AİLE SİGORTASI Nedir? Aile Sigortası,

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL OKAN İLKOKULU 2016 2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. Okan Koleji İlkokulu olarak; bu yılı oldukça yoğun geçirdik. Sanat, spor, sosyal etkinlikler ve akademik,açıdan birbirini izleyen birçok çalışma yaptık.

Detaylı

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Yüreğimize Dokunan Şarkılar On5yirmi5.com Yüreğimize Dokunan Şarkılar Gelmiş geçmiş en güzel Türkçe slow şarkılar kime ait? Bakalım bizlerin ve sizlerin gönlünde yatan sanatçılar kimler? Yayın Tarihi : 6 Ocak 2010 Çarşamba (oluşturma

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Gençlerin Doğu Ekspresi keyfinde usulsüzlük iddiası

Gençlerin Doğu Ekspresi keyfinde usulsüzlük iddiası 1 / 6 2017/12/26 13:47 Aboneler İletişim 26 Aralık 2017 Salı Apple Android İSTANBUL 12 C / 8 C EURO 4,52 USD3,8 ALTIN156,41 % -0,03 % -0,11 % 0,28 YAZARLAR GÜNDEM SİYASET TÜRKİYE DÜNYA EKONOMİ KÜLTÜR-SANAT

Detaylı

GÖLCÜK MESLEK YÜKSEK OKULU 7. DÖNEM ÖĞRENCİLERİ KOCAELİ FABRİKAMIZDA BECERİ EĞİTİMİNE BAŞLADI Sabahattin Gücin Eğitim Uzmanı İnsan Kaynakları Direktörlüğü 2001 yılında Ford Otomotiv Sanayi A.Ş. ile Kocaeli

Detaylı

Pelinsu Pir OHBE. Eğitim Danışmanlık ve İK Çözümleri. OHBE Danışmanlık Eğitim ve

Pelinsu Pir OHBE. Eğitim Danışmanlık ve İK Çözümleri. OHBE Danışmanlık Eğitim ve Pelinsu Pir OHBE Eğitim Danışmanlık ve İK Çözümleri 08.0 01.2016 OHBE Danışmanlık Eğitim ve İK Çözümleri Nilhan SAYHAN www.ohbedanismanlik.com.tr Cep: +90 532 471 09 51 nilhan@ohbedanismanlik.com.tr Pelinsu

Detaylı

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU AYLIK BÜLTENLER SERİSİ EKİM, 2008 SAYI: 2 KONU: Çocuğunuzun Beceri ve Yeteneklerini Nasıl Geliştirebilirsiniz? Aileler çocuklarının mutlu bireyler olmalarını ve en yüksek

Detaylı

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Türkisch Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Veliler için Bilgiler Januar 2008 / Türkisch 2 / 6 Zürih Kantonu İlköğretim Okulu Hedefler ve Hedefe Yönelik Görüşler Zürih kantonunda devlet ilköğretim okulu

Detaylı

MELTAŞ MALATYA KURABİYESİ

MELTAŞ MALATYA KURABİYESİ Yiyiniz içiniz ancak israf etmeyiniz (Araf 31) Banu Atabay'ın lezzetler.com Yemek Tarifleri Sitesi MELTAŞ MALATYA KURABİYESİ BA Meliha Hanım, işletmenizin adı "Meltaş". Adınız ve soyadınızdan bir isim

Detaylı

İŞİTME ENGELLİLERDE EVLİLİKTE DAHA AZ SORUN YAŞIYOR! - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

İŞİTME ENGELLİLERDE EVLİLİKTE DAHA AZ SORUN YAŞIYOR! - Genç Gelişim Kişisel Gelişim İŞİTME ENGELLİ GÜL USTABAŞ GENÇ İŞİTME ENGELLİLER NORMAL OKULLARDA KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNE TABİ OLMALI. İŞİTME ENGELLİLERDE EVLİLİKTE NORMAL İNSANLAR GİBİ HATTA ONLARDAN DAHA AZ SORUN YAŞIYOR SORU-- Kısaca

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı On5yirmi5.com Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı Türkiye ve İstanbul çapında verilecek olan Yaz Kur an Kursu eğitimlerini İstanbul Müftü Yardımcısı Mehmet Yaman ile konuştuk Yayın Tarihi : 15

Detaylı

TARSUS BELEDİYESİ NE ZİYARET

TARSUS BELEDİYESİ NE ZİYARET TARSUS BELEDİYESİ NE ZİYARET Toplum Projesi etkinliği olarak İngilizce öğretmenimiz, rehberlik öğretmenimiz ve biz, yani beş Tarsus lu öğrenci, belediyenin Tarsus ta yürüttüğü sosyal hizmetlerin neler

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri? 3. En başarısız olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?...

2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri? 3. En başarısız olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?... ANKET-1 (LİSE) Türk İşaret Dilinde izlemek için tıklayınız. Ad Soyad:. Okul -Sınıfı:. 1. Okul başarınızı nasıl yorumluyorsunuz? Kötü Orta İyi Çok iyi 2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Menümüzü incelediniz mi?

Menümüzü incelediniz mi? by elemeği Menümüzü incelediniz mi? Yılmaz Usta nın hikayesini duydunuz mu? Niçin Nevale? Yılmaz Usta nın hikayesi Bir insan pasta ustası olmaya nasıl karar verir? Yani 1972 yılında Kastamonu da doğduğunuzu

Detaylı

SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU

SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU KİŞİSEL BİLGİLER Adınız: Soyadınız: Doğum Tarihi: Doğum Yeri: Adres: (Ev) (İş) Telefon:(Ev): (İş) (Cep) E-mail: Eğitim Durumunuz: Mesleğiniz: KİLO

Detaylı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı Bu el kitabı, 2015 yılı Kızılay Haftası okul etkinlikleri için Türk Kızılayı şube, bölge ve yerel merkezlerine hazırlanmıştır. İlköğretim 1., 2., 3. ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan sunumun

Detaylı

Darmstadt daki yeni AWO»Johannesviertel«huzur evinde. Yan yana yılları paylaşalım

Darmstadt daki yeni AWO»Johannesviertel«huzur evinde. Yan yana yılları paylaşalım Darmstadt daki yeni AWO»Johannesviertel«huzur evinde Yan yana yılları paylaşalım »Burada her zaman benimle ilgilenen birileri var. Bu da kendimi iyi hissetmemi sağlıyor« Sayın Bayanlar ve Baylar, 2012

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ

GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ 19.12.2012 Ben de bilim insanı olmak istiyorum çünkü pes etmem! (7. Sınıf Aklımda bilim insanlarının da hep doğruyu tam olarak bilemeyecekleri kaldı. Bilim insanlarının

Detaylı

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz. Hitit Üniversitesi Aktif Yaşam Kulübü olarak,engelli kardeşlerimize farklı eğlenceler düzenledik. Farkındalık programları yaptık, 2 yılda 5 okula kitap yardımında bulunduk. Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize

Detaylı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI YAZ TATİLİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI YAZ TATİLİ se Li ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI YAZ TATİLİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - HAZİRAN 2015 YAZ TATİLİ 2014-2015 eğitim-öğretim yılını 12 Haziran Cuma günü tamamlayacak olan öğrencilerimizi, uzun

Detaylı

ilk yar desteklerinizle daha fazla güzel çocuğumuza ulaşıyor, çok teşekkür ediyor, selam sevgi ve saygılarımızı yolluyoruz...

ilk yar desteklerinizle daha fazla güzel çocuğumuza ulaşıyor, çok teşekkür ediyor, selam sevgi ve saygılarımızı yolluyoruz... Bu akşam kişisel bir sorgulama geliyor "neredeyim, ne yapıyorum?" sevgili Seda'dan... Bir türkü ile başlıyor... (türküyü dinleyerek okumalısınız) Türkü taaa Ardahan'dan çınlayıp uzaya yayılmış; sevgili

Detaylı

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ: ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ: 1. Gün içinde ürünü ne zaman satın aldı/tüketti/kullandı? (Hangi saatlerde) 2. Ürünü kendisi mi satın aldı, başkası mı? Kim? 3. Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar?

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar? İSTANBUL TOKAT PAZARLILAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİ BAŞKANI CENGİZ ÇEVİK DERNEK OLARAK DAĞITTIĞIMIZ KİŞİSEL GELİŞİM DERGİLERİ ÖĞRENCİLERİMİZDE İNANILMAZ GELİŞMELERE SEBEP OLMUŞ 2014 YILINDA 10.000 KİŞİSEL GELİŞİM

Detaylı

2012 2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

2012 2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ T.C. SAMSUN VALİLİĞİ İl Millî Eğitim Müdürlüğü 2012 2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ SAMSUN Ö N S Ö Z 2012 2013 eğitim öğretim yılına sizlerle başlamanın heyecanı ve mutluluğu içindeyim. Tüm eğitim

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ MEMNUNİYETİ ANKETİ SONUÇ RAPORU

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ MEMNUNİYETİ ANKETİ SONUÇ RAPORU 2006-2007 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ MEMNUNİYETİ ANKETİ SONUÇ RAPORU GENEL BİLGİLER: 1. Sınıflara Göre Öğrenci Sayısı: 1. Sınıf 63 27,4 2. Sınıf 49 21,3 3. Sınıf 58 25,2 4. sınıf 60 26,1 2. Öğrencilerin

Detaylı

Cocuklari icin cirpinan ogretmenleri gordukce hem cok seviniyoruz, hem de onlara yonelik daha fazla birseyler yapabilme derdine dusuyoruz...

Cocuklari icin cirpinan ogretmenleri gordukce hem cok seviniyoruz, hem de onlara yonelik daha fazla birseyler yapabilme derdine dusuyoruz... Kemal Ogretmen fotograflari karne gunu gecince hemen paylasmaliyiz heyecani yasadik, tipki 1 onceki hafta sevgili Selda Ogretmenimizden gelen fotograf ve mektuplari aldigimiz geceki heyecana benzer...

Detaylı

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım. Meraba, Ben Asena Ünğan. 19 yaşındayım. 1-22 Eylül 2016 tarihinde Güney Kore'de, Incheon, Seoul,Jeonju,Gyeonju ve Busan da bulundum. Güney Kore topraklarına sevdam 9 yaşında iken, Taekwondo ile başladı.

Detaylı

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$ ilk yar'larımızın değerli dostları, çoktandır ekteki yazıyı tutuyordum, yeni gönüllülerimizin kaçırmaması gereken bir yazı... Sevgili İbrahim'i daha önceki yazılarından tanıyanlar ekteki coşkuyu çok güzel

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Sayın Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu TUSAF yönetimi başta olmak üzere, kongremizin

Detaylı

Boylesine bir emek hic bir maddi karsilikla elde edilemez... ILKYAR gonulluleri boylesine essiz birliktelikler yasiyorlar ilkyar lari ile...

Boylesine bir emek hic bir maddi karsilikla elde edilemez... ILKYAR gonulluleri boylesine essiz birliktelikler yasiyorlar ilkyar lari ile... Ilkyar da yar kim, ilk'i kim gonul kim, gonullu kim ayirt etmek cok zor birbirinin icine gecmis sevgi yumaklari; ama su var ki, bu sevgi ilmeklerini kiymetli kilan emek... Boylesine bir emek hic bir maddi

Detaylı

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden. BEYAZIN PEŞİNDEKİ TATİL Geçen yıllarda Hopa da görev yapan bir arkadaşım Adana ya ziyaretime gelmişti. Arkadaşım Güney in doğal güzelliğine bayılıyorum deyince çok şaşırmıştım. Sevgili okuyucularım şaşırmamak

Detaylı

Haftasonu Etütleri Başlıyor..

Haftasonu Etütleri Başlıyor.. Haftasonu Etütleri Başlıyor.. Öğrencilerimizin okul dışında kalan zamanlarını etkinliklerle planlayarak geçirmeleri, onların bedensel ve ruhsal gelişmelerinin sağlıklı sürmesine destek olacaktır. Bu öngörüyle

Detaylı

Kültürel Zenginliklerle Birleştirilmiş Dil Eğitimi

Kültürel Zenginliklerle Birleştirilmiş Dil Eğitimi Kültürel Zenginliklerle Birleştirilmiş Dil Eğitimi Öğrenciler, NESE'de dil öğrenmenin yanı sıra Amerikan kültürünüde öğrenmektedir. Kültürel zenginliklerle birleştirilmiş İngilizce eğitimi, maksimum dil

Detaylı

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 2019 yılında kendimize daha fazla zaman ayırmak istiyoruz. Fotoğrafla olan iletişimimizi artırmak istiyoruz. Fotoğrafın bir sanat

Detaylı

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır: EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM EDATLAR Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır: 1-GİBİ Cümleye benzerlik, eşitlik,

Detaylı

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) 14 Şubat 2010 Pazar günü, Fotoğraf Sanatı Kurumu (FSK) organizasyonluğunda 26 kişilik bir grupla günübirliğine Ilgaz a gidiyoruz.

Detaylı