1950 li yıllarda kurtuluş savaşından

Transkript

1 Sayfa -1 Muharrem Balat Başarı En Büyük Mutluluktur İnşaat Mühendisliği Konferans Salonunda, Hayat Akademisi tarafından Patronlar ve CEO lar Buluşması düzenlendi. MB Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem BALAT ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun un yanı sıra çok sayıda öğretim elamanı ve öğrenci katıldı. Başarıda en önemli unsurlardan bir tanesinin ne istediğini bilmek, bu hedefe adım adım yürümek olduğunu, insanların içinde bulundukları durumu ve imkânları iyi değerlendirmesinin başarıda büyük payı olduğunu ifade eden Balat başarıdaki diğer bir unsurun da şans olduğunu kabul etmek gerektiğini söyledi. Türk gençlerinin dünya gençlerinin en şanslılarından olduğunu belirten MB Holding Yönetim Kurulu Başkanı Balat Türkiye nin az zamanda çok yol kat ettiğini belirtti. Balat, Türkiye de 1950 li yıllarda kurtuluş savaşından çıkmış bir millet olarak ne yeterli sermaye birikiminin, ne yeterli insan kaynağının, ne de bu iki unsura bağlı gelişmiş sanayinin bulunmadığını bugün ise Türkiye nin dünyanın 15 inci, Avrupa nın ise 6 ncı büyük ekonomisi durumuna gelmiştir diye konuştu. Bu büyümenin gençler için de fırsatları beraberinde getirdiğine değinen Balat, Atatürk önderliğin kurulmuş modern, laik Türk Cumhuriyeti ile Türk insanının ufkunun açılmış, önündeki engellerin kalkmış olduğunu dile getirdi. Hükümetin doğru ve istikrarlı ekonomik politikalarının da gelişmeyi ve istihdamı desteklediğini, gençlere yeni olanaklar sunduğunu belirten Balat sözlerine şöyle devam etti: Artık ülkemizde azimle çalışana, emek sarf edip belirli bir noktaya gelmeye çalışan herkese bir fırsat var. Benim Sıvacı Salman Usta nın oğlu olarak bugünlere geldiğim gibi köydeki bir çocuk da yarın Cumhurbaşkanı olabi- lir, yeter ki içinde o ışık ve istek olsun ifadesinde bulundu. Şu anda Türkiye nin komşu coğrafyada üstlenmiş olduğu öncü rolün tüm gençler için bir çok fırsat kapsını da beraberinde açtığını belirten Balat, bölgedeki gelişme ile orta ve yakın doğuda daha bir çok iş imkânın doğacağına dikkat çekti. Hükümetin bu konuda çok başarılı bir politika izlediğini ifade eden Balat komşu ülkelerin ihtiyaç duyduğu her türlü hizmet ve altyapının Türkiye de mevcut olduğunu, burada doğabilecek fırsatlarla ilgili gençlerin gözlerinin açık olması gerektiğini ifade etti. Muharrem Balat Gaziantep in ve Gaziantep Üniversitesi nin bu gelişmenin tam kalbinde yer almasının özellikle Gaziantep te okuyan gençler için büyük bir fırsat yarattığına da dikkat çekti. Türkiye nin önde gelen üniversitelerinden olan Gaziantep Üniversitesi nde yetişmiş gençlerin komşu ülkelerde çok büyük projelere imza atabileceğini, Gaziantep in ve Üniversitenin de bu projeleri destekleyebilecek, kuvvetli alt yapısının ve kültürünün mevcut olduğunu ifade etti. Gençlere tavsiyelerde bulunan Muharrem Balat, Öncelikle çalışmaktan, hedef koymaktan ve bu hedefte azimle çalışmaktan hiçbir zaman kaçınmayın. Başarı azim ve çok çalışma ile gelir; başarı da en büyük mutluluktur. Daha önce de değindiğim gibi elinize geçen fırsatları iyi değerlendirmeyi, içinde bulunduğunuz koşullar nasıl olursa olsun elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmayı, iş hayatında sürekli doğru ve dürüst olmayı aman elinizden bırakmayın, iyi birer dinleyici olun, yenilikçi araştırmacı olun, yeni tecrübelere kucak açın ve açık fikirli olun. Sizlere diğer bir önemli tavsiyem de işinizi eşiniz gibi sevmenizdir. İş ve eş insanın hayatındaki en önemli varlıklardır. İşinizi eşiniz kadar sevdiğinizde ve gerekli önemi, titizliği gösterdiğinizde başarı kendiliğinden gelecektir. Hedefiniz daima başarı olsun; çünkü para başarının peşinden gelir diye konuştu. Konferansın sonunda Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Muharrem Balat ın Üniversitemizde verdiği bu konferanstan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Balat a günün anısına hediye takdim etti.

2 Sayfa Uluslararası Katılımlı Hemşirelik Öğrencileri Kongresi Düzenlendi S met Koruk, Şehitkâmil Kaymakamı Mehmet Aydın, İl Sağlık Müdürü Dr. Yemliha Aksoy ve çok sayıda davetli katıldı. Hemşireliğin kutsal bir meslek olduğunu belirten Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Mesleğinizin ne kadar kutsal olduğunu biliyorum. Mesleklere bakarsanız, görevi başında olduğu sürece devamlı çalışan ama gerçekten sekiz saatin tümünde fiili olarak çalışan meslekler arasında sizin mesleğiniz vardır. Sürekli aktif ve gerçekten kutsal bir meslektir. Bugün toplumun bütün kesimlerinde hemşirelik mesleği anlaşılmış ve bu böyle daha iyi şekilde devam ederek, hemşirelerimizin kıymeti daha iyi anlaşılacaktır diye konuştu. Hemşireliğin özveri gerektiren bir meslek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Coşkun, Sizin için Sağlık Hizmetlerini Geliştirme ve Sosyal Yardımlaşma Derneği İşbirliğiyle, Nisan 2011 tarihleri arasında düzenlenecek olan 10. Uluslararası Katılımlı Hemşirelik Öğrencileri Kongresi nin açılış töreni gerçekleştirildi. Şato Kongre Merkezinde gerçekleştirilen açılış törenine; Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey, Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa, Gazikent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir, Gaziantep Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehinsan sevgisi vazgeçilmez bir öğedir. İnsanlar arasında bir ayrım gözetmeden, ona sadece insan olduğu için insan sevgisi beslemeniz gerekmektedir. Bu nedenle güler yüzünüz, bir geçmiş olsun sözcüğünüz hastalarınız için son derece önemlidir ifadesinde bulundu. Gaziantep modern bir kent olduğunu kaydeden Prof. Dr. Coşkun, Gaziantep bir kültür kentidir. Bir sanayi ve ticaret kentidir. Tarihin yoğun olduğu modern bir şehirdir. Gaziantep bir dünya kentidir. İçinde Parlayan Yıldız Gaziantep Üniversitesi nin olduğu, ayrıca iki tane daha üniversitenin olduğu bir eğitim, bilim şehridir. Bu şehri doya doya gezin. Başarılı bir toplantı geçirmenizi diliyorum. Emeği geçen herkese teşekkürler

3 Sayfa -3 Turizm Sektöründe Kadın İstihdamının Artırılması Projesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu tarafından yürütülmekte olan Turizm Sektöründe Kadın İstihdamının Artırılması Projesi kapsamında eğitim alan kursiyerler ile turizm sektörü temsilcilerinin bir araya geldiği kariyer günü düzenlendi. Gaziantep Ticaret Odası Toplantı Salonunda gerçekleştirilen kariyer gününe Gaziantep versitemiz Genel Sekreteri Ercan Eroğlu, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürü Ahmet Yetim, İşkur İl Müdürü İlyas Bulduk, Gaziantep Turizm Derneği Başkanı Sıtkı Severoğlu, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Evrim, ilgili kurum ve kuruluş temsilcileri ile kursiyerler katıldı. Gaziantep te turizm konusunda ciddi bir kapasite oluştuğunu söyleyen Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, üniversite olarak sadece Gaziantep in değil bölgenin kalkınmasına katkıda bulunmaya çalıştıklarını belirtti. Prof. Dr. Coşkun, Gaziantep te son yıllarda turizm sektöründe önemli gelişmeler oluyor. Üniversite olarak bunun bilincindeyiz. Eskiden Gaziantep e turist gelmezdi. Sanayi ve ticaret amaçlı gelenler olurdu. Şimdi ise bu alanda yeni ufuklar gelişmeye başladı. Gaziantep in önemli bir ayak olduğu, geniş bir havzayı içine alan bölgede bu konuda önemli ge- Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan, Ünilişmeler yaşanıyor. Gaziantep, her alanda cazibe merkezi olmaya aday bir kent. Özellikle sağlık alanında Gaziantep bir cazibe merkezi oldu. Gaziantep te Ortadoğu Tıp Günleri ni yapacağız. Ortadoğu nun karar vericilerinin bir araya toplandığı bu etkinliği, Suriye deki olaylar üzerine erteledik. Kadının bir yıl tahsilinin fazla olması üretimi yüzde 10 artırıyor. Bu kurs bile olsa, üretime katma değerdir. Pozitif ayrımcılık konusunda da kadına ayrı bir önem vermemiz gerekiyor. Bu sebeple biz, bu tür kursların devamından yanayız diye konuştu. Gaziantep in, kadın istihdamı ve kalifiye eleman yetiştirme konusunda önemli AB projeleri yürüttüğünü ifade eden Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, Gençlerimize ve kadınlarımıza istihdam sağlama konusunda büyük çaba gösteriyoruz. Devletin her sorunu halletmesi mümkün değil. Daha önce AB projesi yapıldığında, AB den para alındığında Niye para alınıyor denirdi li yıllarda Türkiye AB ye 250 milyon dolar para veriyordu. Ama bunun 50 sini alamıyordu. Diğer AB ülkeleri ise 250 verip 750 alıyorlardı. Biz de şimdi kendi koyduğumuz parayı almaya çalışıyoruz, bununla da kendi insanımıza fayda sağlamaya çalışıyoruz devamı 4 de..

4 Büyük işletmelere değil küçük işletmelere de teşvik verilmesi konusunda çalışma 3 den devam yapılması gerektiğine dikkat çeken Gaziantep Turizm Derneği Başkanı Sıtkı Severoğlu, Gaziantep te son yıllarda turizm konusunun çok konuşulmaya başlandı. 8 yıl önce Zeugma dan çıkarılan mozaiklerin restorasyonu ve konservasyonu, İtalyan uzmanlar tarafından yapılıyordu, bugün ise bizim gençlerimiz yapıyor. Bunu da Gaziantep Ticaret Odası nın başlattığı Mozaik Okulu projesiyle başardık. Burada yetişen gençler, bugün dünyanın en büyük mozaik müzesi diye adlandırılan Zeugma Müzesi nde çalışmalar yapıyorlar. Bu bizim için övünç kaynağıdır ifadesinde bulundu. Başarılı bir proje olduğunu söyleyen Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yaşar Şimşek, Başta kursiyerlerimizin tedirginliği vardı. Acaba bizi Gaziantep te çalıştırırlar mı diye. Disiplini elden bırakmadığımız sürece her zaman başarılı olabiliriz. Çalışma hayatında kafamız karışık olmamalı. Hepinize başarılar diliyorum Proje hakkında bilgi veren Proje Koordinatörü Öğretim Görevlisi Atınç Olcay, Eğitim gören arkadaşlarımız şuan iş teklifleri alıyor. Bu gerçekten bizleri mutlu ediyor. İnşallah bundan sonra kursiyerlerimizin istihdamı gerçekleşir. Bu projenin gerçekleşmesinde gerçekten birçok insanın emeği var. Herkese teşekkür ediyorum diye konuştu. Sayfa -4 GAÜN de Yazar Ahmet Ümit ile söyleşi Yönetim ve Kariyer Topluluğu tarafından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda, Yazar Ahmet Ümit ile söyleşi programı gerçekleştirildi. Rektör Danışmanı Prof. Dr. Cahit Bağcı ve Üniversitemiz Genel Sekreter Yardımcısı Ökkeş Demir ile çok sayıda öğretim elamanı ve öğrencinin katıldığı söyleşide konuşan Yazar Ahmet Ümit, edebiyatın en önemli özelliğinin empati duygumuzu geliştirmek, kendimizi başkasının yerine koymak olduğunu söyledi. Ümit, Edebiyat kendimizi bir başkasının yerine koymak ve öteki insanların ruhuna seslenmektir. İnsan ruhunun varlığını kanıtlayan hisler dışında maddi şeyler de vardır. Göz yaşlarımız bir ruhumuzun olduğunu söyler. Gülümsememiz, nedensiz yaptığımız iyilikler, kötülükler, nedenli olarak yaptığımız iyilik ve kötülükler, kıskançlığımız, fedakârlığımız örnek olarak gösterilebilir. Hiç kuşkusuzdur ki, insan ruhu vardır diyerek, edebiyatçıların eserlerinde aslında insan ruhunu anlatmaya çalıştığını söyledi. İnsan ruhunun sürekli değiştiğini söyleyen Ümit, Bu değişkenlik her andır. Hiçbir zaman kendimizi doğru dürüst tanıyamayız. Sürekli değiştiğimiz için bir anımız ötekini tutmaz ve bu yüzden edebiyat o kadar zordur ki, sürekli değişim içinde olan bir nesneyi anlatmaya çalışıyorsunuz. Gerek İstanbul Hatırasında, gerekse Patasana da, karanlık ve yağmurlu bir gecede bir an şimşek çakar da o bir anlık aydınlıkla yoldaki su birikintisini, çalıyı, ceviz ağacını görürsünüz, aslında romanda anlatmaya çalıştığımız şey sadece budur diyerek, bir anlık şimşeğin çakmasıyla oluşan aydınlık bizi o romandaki kahramanla kendimizi özdeşleştirmemizi sağlar

5 Sayfa -5 Rektörün Makamına Esra Kamburoğlu Oturdu nun çözümü için yaklaşık 40 hasta yakının kalabileceği yeni bir bina yaptıklarını ve önümüzdeki ay içerisinde hasta yakınlarının hizmetine gireceğini söyledi. Prof. Dr. Coşkun, Atatürk ün sizlere armağan ettiği bu bayram zorundayız, bunun için çalışmak, dürüst olmak, başkalarının haklarına saygılı olmak, diğer insanları sevmek temel görevimizdir. Bunları 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle, Aslı Alevli İlköğretim Okulu öğrencileri Esma Kamburoğlu, Bedirhan Ebren ve Eda Kıratlı ile okul yöneticileri Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun u makamında ziyaret ettiler. Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun un makamına oturan 8. sınıf öğrencisi Esma Kamburoğlu, ülkemizde 11 bayan rektörün görev yaptığını belirterek, gelecekte daha fazla bayan rektörün üniversite yönetiminde görev alması gerektiğini söyledi. Kamburoğlu, Gaziantep Üniversitesinin dünya üniversiteleri arasındaki sıralamasının ön sıralarda yeralması gerekir. Bunun için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ün de dediği gibi tekbir şeye ihtiyacımızı var o da çalışmak. Bu bağlamada nin daha iyi yerlerde olması gerekir diyerek, Üniversitenin şehre açılmasını, sosyal ve kültürel faaliyetlere şehirden katılımın daha da fazla olması için çalışma yapılması gerekir Hasta yakınlarının hastane bahçesinde banklar üzerinde yattığını söyleyen Esma Kamburoğlu sorunun kısa bir süre içerisinde giderilmesi gerektiğini söyledi. Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, bu soru- dünyada tek. Ülkemiz bu açıdan şanslı. Siz değerli çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmek için her şeyi yapmamız lazım. Başarının mazereti yoktur. Başarmak yapabilirsek başarı olmamamız için hiçbir neden yoktur diyerek düzenli çalışmak her zaman başarıyı getirir

6 Sayfa -6 Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun Kreşi Ziyaret Etti Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Üniversitemiz kampus alanı içerisinde bulunan kreşi ziyaret etti. Ziyarete; Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Koruk, Genel Sekreter Ercan Eroğlu katıldı. Çocuklarla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, çocuklara çeşitli hediyeler verdi. Kreşin bütün sınıflarını tek tek gezen Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, çocuklarla bire bir ilgilendi. Farklı yaş grubundan çocukların yaptığı eğlenceli gösteriler büyük beğeni topladı. Aldıkları hediyeleri çok beğenen çocuklar, Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun a teşekkür ettiler.

7 Sayfa -7 GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ İLE ALMANYA NIN BAVYERA BÖLGESİNDEKİ DR. ECKERT AKADEMİ KURUMU ARASINDA ORTAKLIK ANLAŞMASI YAPILDI deneyim gibi konularda Gaziantep Üniversitesi ile Dr. Eckert akademi arasında ortak çalışma ve birbirlerine destek verme konusunda sözleşme imzalandı. Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Dr. Eckert Akademi mensuplarının Gaziantep i ve ni ziyaret etmelerini isterken, Gaziantep in şehir olarak tarihi ve kültürel zenginliklerini ilgili kurumun yetkilileriyle paylaştı. Prof. Dr. Coşkun, şehrimizin üniversitesinin de parlayan yıldız olarak nitelendirildiğini ve her geçen gün hem Gaziantep şehrine hem de Türkiye ye çok şey kattığını belirtti. Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Civan, Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulunun yılda üç eğitimöğretim döneminin olduğunu ( threemaster uygulaması) ve bu uygulamanın pilot okul olarak sadece kendi yüksekokullarında uygulandığı ifade etti. Civan, bu uygulama ile sanayinin önemli sıkıntılarından birisi olan kalifiye eleman ihtiyacını gidermek istediklerini ve şu ana kadar Naci Topçuoğlu Meslek Yük- sekokulundan mezun ettikleri tüm öğrencilere istihdam sağladıklarını kaydetti. Bu çalışmalardan dolayı her iki kurum birbirlerini kardeş kurum ilan ettiler. ile Dr. Eckert Akademi arasında ortaklık anlaşması yapıldı. İki kurum arasındaki ortaklık anlaşması Gaziantep Üniversitesi Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Civan ın koordinatörlüğünde, Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ile Dr. Eckert Akademi Müdürü Willibald Ebneth tarafından imzalandı. ile Almanya nın Bavyera bölgesindeki Dr. Eckert Akademi Okulları, kültürel değişim ve mesleki alanlarda ortak çalışma kararı verdiler. Bu çalışmalar arasında başta AB projelerinde ortak proje üretme ve üretilen projeleri destekleme geliyor. Ayrıca ileri teknoloji kullanma ihtiyacı, AR-GE ve bilimsel bilgiye ulaşma ve uzmanlığa erişim alanlarında da iki kurum arasında ortak çalışma kararı alındı. Akademik çıktı olarak bilinen kitap, bildiri, unvan, 3.Tiyatro Festivali Üniversitelerin Tiyatro Topluluk ve Kulüplerinin katıldığı, Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan, 3.Tiyatro Festivali Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi nde başladı. İslâhiye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Meslek Yüksekokulu öğrencileri tarafından sahneye konan Sessiz Feryat adlı oyunla perdelerini açan festivale, İslâhiye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Metin Yıldırım, Üniversitemiz Genel Sekreter Yardımcısı Ökkeş Demir, çok sayıda akademik, idari personel ve öğrenci katıldı. Tiyatro Festivali çerçevesinde; Gaziantep Üniversitesi öğrencileri tarafından Sessiz Feryat, Tekrar Çal Sam, Goncagül, Pabucumun Kralı, Fizikçiler, Bir Çuval İncir, Ankara Üniversitesi öğrencileri tarafından Karımla Evleniyorum, Yedi Kocalı Hürmüz, Zilli Zarife, Marmara Üniversitesi öğrencileri tarafından Açık Aile, Muğla Üniversitesi öğrencileri tarafından Biyografi, Afyon Kocatepe Üniversitesi öğrencileri tarafından Memurin Faslı, Gazikent Üniversitesi Bir Yaz Gecesi, Ordu Üniversitesi öğrencileri tarafından Deli Dumrul, Başkent Üniversitesi öğrencileri tarafından Deli Bayramı, Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencileri tarafından Tkeitınelea, Kaç Baba Kaç, Kantocu adlı oyunlar sergilenecek.

8 Sayfa -8 GELİŞEN TÜRKİYE DE İÇ DENETİMİN YERİ VE İÇ DENETİMDE KARİYER FIRSATLARI nız mezun olur olmaz bir işe başlamak olmamalı önemli olan kariyer yolunda, iş hayatında sürdürülebilir olmaktır. Kariyerde başarı için aldığınız diplomaları iddia sahibi olduğunuz belgelerle zenginleştirmeniz ve sosyal birer birey olmanız gerekir. Hayali olmayan insanın geleceği de olmaz, hayalcilik sizin vizyonunuzdur. Benim burada olmam hayallerim sayesinde gerçekleşmiştir. Sizlerde çocukluğunuzun hayallerine sahip çıkın gelecek yaşlarda sizlere büyük faydası olduğunu göreceksiniz ifadesinde bulundu. CEO gözüyle denetimi anlatan SANKO Holding Süper Film Genel Müdürü Necdet Kileci, Denetleme kurumsallaşmanın birinci adımıdır ve işletmenin sigortasıdır. Yaptığınız işin neye göre doğru, neye göre yanlış olduğunu anlamakta sıkıntı yaşamazsınız. Denetlemek bazen yönetimin bile görmediği riskleri çözmekte büyük destek sağlar. Bir şirkette iç denetim varsa gönül rahatlığı ile çalışırsınız İç denetimin kuruma danışmanlık hizmeti verdiğini söyleyen Türkiye İç Denetim Enstitüsü AİK Başkan Yardımcısı Esra Işıkara, İç denetim, bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve onlara değer katmak amacını güden bağımsız ve objektif bir güvence ve danışmanlık faaliyetidir. Kuruma danışmanlık hizmeti verir. İç Denetim Standartları ve etik kuralları kurumun risk yönetim sistemlerini değerlendirir ve iyileştirilmesi için önerilerde bulunur. Soruşturma ve in- Yönetim ve Kariyer Topluluğu tarafından İç Denetçilikte Kariyer Fırsatları konulu panel düzenlendi. Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuran Cömert başkanlığında gerçekleştirilen panele; Türkiye İç Denetim Enstitüsü AİK Başkan Yardımcısı Esra Işıkara, SANKO Holding Reorganizasyon ve Denetim Koordinatörü, TİDE YK Üyesi Selim Dai, ORFE Danışmanlık Kurucu Ortağı, AİK Komite Üyesi, TİDE Etik Kurul Başkanı Meral Safsoy, Türkiye İç Denetim Enstitüsü Başkan Yardımcısı, Sertifikasyondan Sorumlu YK üyesi Selma Odabaşı ve Süper Film Genel Müdürü Necdet Kileci katıldı. Meslek Adamı Olmak ve Kariyer Üzerine Başarının Sırları hakkında bilgi veren Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı Ali Kamil Uzun, Kariyeriniz ve gelecekteki planlarınız için kendinize şu üç soruyu sormalısınız; ne olduğunuz, ne olmak istediğiniz, olmak istediğinizin ne olduğu, ne olacağı. Amacıceleme çalışmaları yapar. İç denetim planları ve çalışma programları hazırlar ve denetim komitesi nin onayını da alarak yönetim kuruluna sunar. Kurumun iç denetim faaliyetlerini gözetler ve iç denetime ait politika, program, süreç ve uygulamaları izler ve yönlendirir diye konuştu. ORFE Danışmanlık Kurucu Ortağı, AİK Komite Üyesi, TİDE Etik Kurul Başkanı Meral Safsoy, İç Denetim, uzmanlık ve tecrübe gerektiren üst düzey ve stratejik bir fonksiyondur. Dış kaynak, eş kaynak kullanımı ile iç denetim hizmeti etkin ve verimli, aynı zamanda kabul edilebilir bir maliyet ile gerçekleştirebilir. Eş kaynak ve dış kaynak hizmetlerinden yararlanmak uzun vadeli stratejik bir yaklaşım olarak görülmeli, güvenilirlik, kalite, katma değer vb. avantajların kısa sürede elde edilebileceği düşünülmelidir şeklinde konuştu. SANKO Holding Reorganizasyon ve Denetim Koordinatörü, TİDE YK Üyesi Selim Dai, Müfettişler, adına teftiş, tahkikat ve tetkik yaptıkları makam ve teftiş kurulu başkanının dışında hiçbir makam ve merciden emir almazlar. Doğrudan veya dolayısıyla, teftiş ve soruşturmalarla ilgili personelin yahut sair kişilerin özel hizmet ve alışılmış olmayan ikramlarını kabul edemezler, İş münasebetlerinden farklı bir münasebet kuramazlar, borç veremezler, borç alamazlar ve bunlarla alışveriş yapamazlar. Görevin yapılması sırasında ve diğer resmi hallerde nezaket kurallarına uygun hareket ederler. Giyim davranış ve yaşayışlarında saygı, itibar telkin etmek mecburiyetindedirler ifadesinde bulundu. Türkiye İç Denetim Enstitüsü Başkan Yardımcısı, Sertifikasyondan Sorumlu YK üyesi Selma Odabaşı, TİDE, iç denetim uygulamalarında uluslararası standartlar çerçevesinde meslekdaşlar, kurumlar ve toplum için referans ve güvence kaynağı olarak katma değer yaratır. İç denetim, kurumun risk yönetim, kontrol ve yönetişim süreçlerinin etkililiğini değerlendirmek ve geliştirmek amacına yönelik sistemli ve disiplinli bir yaklaşım getirerek kurumun amaçlarına ulaşmasına yardımcı olur

9 Sayfa -9 Arif Sağ'dan Muhteşem Konser İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musıkisi Devlet Konservatuvarı Sanatçı Öğretim Elemanı ve Bağlama Ustası Arif Sağ tarafından, Atatürk Kültür Merkezinde muhteşem bir Türk Halk Müziği Konseri gerçekleştirildi. Üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan ve Genel Sekreter Ercan Eroğlu nun yanı sıra çok sayıda öğretim elamanı ile öğrencinin her Yeli gibi çok sayıda eseri salonu dolduranların eşliğinde seslendirdi. nde bulunmaktan çok mutlu olduğunu söyleyen Arif Sağ, gün içerisinde Türk Musikisi Devlet Konservatuarı öğrencileriyle bir araya geldiğini ve karşılıklı görüş alış-verişinde bulunduklarını söyledi. Sağ, Okulları sadece ağır kitaplarla, ağır bilgilerle, baskı altında tutulmuş, yalnızca bilginin verdiği yer olarak görmek istemiyoruz. Hele de işin içerisine sanat girerse, biraz başka bir anlam yüklemek gerekir. Biraz insan olgusunu öne çıkartmak gerekir. Biraz duygu yüklemek lazım. Bir gurbet türküsü söylenirken, türkünün anlamını iyi algılamak lazım. Niye gurbet, hangi koşullarda gurbet, gurbete niye gittik, niye gurbet üzerine türküler yaktık, niye ağlıyoruz. Buradaki gerekçenin iyi algılanması, okun- ması gerekir. İşte o zaman davul dengi dengine çalar. Yoksa bir masal gibi geçiştirilir ve toplumun tarihi, sosyal gerçeklerimiz bir masal olur. Bir masal anlatır gibi anlatırız diyerek, bunların bir masal değil, bizim gerçeklerimiz olduğunu söyledi. 450 Yıl önce Pir Sultan Apdal ın şiirlerinde söyledikleri, 450 yıl öncesinde kalmadı, orada durmuyor diyen Sağ, Bu gün aynı yaşam devam ediyor. Bugün aynı şiirleri sanki yaşıyoruz. Pir Sultan Abdal sanki bugünü görmüş ve bugünün şiirini yazmış. Bugün siz iki günde kültürel bir topluluk yaratamazsınız. İki günde makine üretirsiniz, makine icat edersiniz, aya gidersiniz, uzaya gidersiniz ama siz iki günde yeni bir kültürel toplum yaratamazsınız. Bunu ancak tarihi geleneklerimiz katıldığı gecede, konser öncesinde Şanlıurfa Devlet Korosu Ses Sanatçısı Mihriban TÜRKMEN tarafından, davul zurna ve Gavur Haci nin kemanı eşliğinde söylediği türkülerle salonu dolduran müzikseverlere unutulmaz bir müzik ziyafeti sunuldu. Konsere bağlama resitaliyle başlayan Arif Sağ, Deli Gönül Hangi Dala Konarsın, Yine Dertli Dertli, Derdim Çoktur Hangisine Yanayım, Seyaratır. Folklorumuz yaratır, feodal yapımızın içinde bazı renkler vardır onlar yaratır. Eğer onları çocuklarımıza aktaramıyorsak, veremiyorsak, o tarihi bilgileri derleyip toparlayamıyorsak bir yerde konserve edemiyorsak, yarınlara taşıyamazsınız ve müzik adamı değil de birer çalgıcı yetiştirirsiniz Konserin sonunda Atatürk Kültür Merkezini dolduran sanatseverlere eşsiz bir gece sunan Arif Sağ, Mihriban Türkmen ve Sanatçı Öğt. Üyesi Ali Yılmaz a Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan tarafından hediye takdim edilirken, Sanatçı Öğrt. Elamanı Hakan Tatyüz tarafından da plaket takdim edildi.

10 Sayfa -10 nde Karadeniz Rüzgarı Adıgüzel e çok teşekkür ediyorum dedi. Gecenin sonunda programın hazırlanmasında emeği geçen Sanatçı Öğretim Elemanı Gültekin Şener e Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, Türk halk oyunları çalıştırıcısı Öğretim Görevlisi Sibel Adıgüzel e de Zirve Üniversitesi Rektörü Adnan Kısa tarafından çiçek takdim edildi. Atatürk Kültür Merkezinde birbirinden güzel Karadeniz ezgilerine eşlik eden konuklar zaman zaman horon çekip eğlendiler. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı tarafından Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi nde Hey Gidi Karadeniz adlı Türk Halk Müziği konseri gerçekleştirildi. Konsere; Şehitkamil Kaymakamı Mehmet Aydın, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Cahit Bağcı, Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa, Üniversitemiz Genel Sekreteri Ercan Eroğlu ile çok sayıda öğ- retim elamanı ve öğrenci katıldı. Sanatçı Öğretim Elemanı Gültekin Şener in şefliğinde, birbirinden güzel Karadeniz ezgileriyle dinleyenlere güzel bir Karadeniz gecesi yaşatıldığı gecenin sonunda konuşan Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, Bu gece farklı bir kültür yaşandı ve yaşatıldı. Gecenin hazırlanmasında emeği geçenler ile Sanatçı Öğretim Elemanı Gültekin Şener e ve Türk halk oyunları çalıştırıcısı Öğretim Görevlisi Sibel

11 Sayfa -11 Türkiye, gelen turist sayısında dünyada 7 nci sırada lahiye Belediye Başkan Vekili Selahattin Türkmen, Emniyet Müdürü Enver Soylu, İslahiye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Yrd. Doç. Dr. Metin Yıldırım, Genel Sekreter Yardımcısı Ökkeş Demir, Jandarma Bölük Komutanı Ömüral Beşikçi ve öğrenciler katıldı. Genel Sekreteri Ercan Eroğlu, yaptığı konuşmada, Türkiye nin son 10 yılda dünya ekonomisi siyasetinde ağırlığını artırıp, en büyük 20 ülke (G-20) arasına girdiğini hatırlattı. Eroğlu, Türk turizmi, bu süreçte bir adım daha öne çıkarak, dünyanın yedinci büyük turizm ülkesi olmuştur. Bunda da ana sebep, Türkiye nin turizmdeki rakip ülkelere olan reka- Genel Sekreteri Ercan Eroğlu, Türkiye nin, turizm sektöründe, gelen turist sayısı bakımından dünyada 7 nci sırada, gelir kısmında ise 9 uncu sırada yer aldığını söyledi. İslâhiye Kaymakamlığı, İslâhiye Belediyesi ve GAÜN İslâhiye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından Nisan Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde, İslahiye Gaziantep Üniversitesi Konferans Salonunda yapılan Türkiye de Turizm, Türk Turizm Sektörü konulu konferansa İsbet üstünlüğüdür. Türkiye, bu üstünlüğünü giderek daha fazla hissettirmekte, dünyanın en çok turist alan bölgesi olan Akdeniz de liderliğe doğru yükselmektedir. Şimdi hedefimiz Akdeniz in turizmde lider ülkesi olmaktır diye konuştu. Eroğlu, Akdeniz turizminde hiçbir kurum veya ülkenin Türkiye gerçeğini göz önüne almadan ne yatırım, ne işletme, ne pazarlama, ne tur operatörlüğü, ne de ulaşım alanında planlama yapabileceğini kaydederek, Yapan da hata yapar. Dışarıda görünüm böyle iken Türkiye de de turizmin ekonomideki, sosyal hayattaki, istihdamdaki vb. etkisinin giderek arttığını ve olumlu gelişmesinin yansımalarının ülkenin her yerine sirayet ettiğini görüyoruz. Kriz döneminde fiyat ayarlamalarının olduğunu ve turistlerin daha ucuz ürünler seçtiğini vurgulayan Ercan Eroğlu, kısa süreli konaklamalar ile sınır komşularından günübirlik ziyaret sayısında artış olduğunu söyledi. Eroğlu, Dünyada yaşanan ekonomik krizin Türkiye yansıması içinde turizm sektörünün çök önemli işler yapması ve krizi atlatmasında en büyük sektör olmuştur yılında ithalata sebebiyet vermeden yaklaşık 23 milyar dolar turizm geliri beklenmektedir. Son 10 yılda en büyük 500 sanayi kuruluşunda istihdam gerilerken, sadece konaklama sektöründe yaklaşık yüzde 50 artarak 350 bin sayısına ulaşmıştır Konferansın sonunda, İslâhiye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Yrd. Doç. Dr. Metin Yıldırım, Eroğlu na plaket verdi.

12 Sayfa -12 İç Denetçilikte Kariyer Fırsatları Panelistlerinden Rektöre Ziyaret Yönetim ve Kariyer Topluluğu tarafından İç Denetçilikte Kariyer Fırsatları konulu panel nedeniyle Üniversitemize gelen panelistler, Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun u makamında ziyaret etti. Rektörlük Makamında gerçekleştirilen ziyarete; Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Danışmanı Ali Kamil Uzun, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, TİDE, Akademik İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nuran CÖMERT, Türkiye İç Denetim Enstitüsü Başkan Yardımcısı, Sertifikasyondan Sorumlu YK üyesi Selma ODA- BAŞI, TİDE Türkiye İç Denetim Enstitüsü, AİK Başkan Yardımcısı, Eurobank Tekfen Bölüm Başkanı Esra IŞIKARA, ORFE Danışmanlık kurucu ortağı, AİK Komite Üyesi, TİDE Etik Kurul Başkanı Meral SAFSOY, SANKO Holding Reorganizasyon ve Denetim Koordinatörü, TİDE YK Üyesi Selim DAİ, İşletme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nurettin İbrahimoğlu, Yönetim ve Kariyer Topluluğu Akademik Danışmanı Arş. Gör. Yunus Kılıç ile topluluk Genel Koordinatörü Çağar Yetişkin ile İletişim Koordinatörü M. Şerif Ökmen katıldılar. Ali Kamil Uzun tarafından Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun a plaket takdim edildiği ziyarette, Rektör Prof. Dr. Coşkun tarafından ise panalistlere hediye takdim edildi.

13 Sayfa -13 Geçmişten Günümüze Ermeniler ve Türk Ermeni İlişkileri Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda, Okutman Mehmet BİÇİCİ tarafından, Geçmişten Günümüze Ermeniler ve Türk Ermeni İlişkileri konulu konferans düzenlendi. Atatürkçü Düşünce Topluluğu tarafından düzenlenen konferansta konuşan Okt. Mehmet Biçici, 1915 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan tüm Ermeni vatandaşlarını soykırım amacı ile tehcire tabi tutup; yollarda kimine göre 1, kimine göre 1 milyon 500 bin, kimine göre ise 2 milyon Ermeni yi öldürmüşüz, bizi bununla suçluyorlar Bu iddiayı kanıtlayamadıkları gibi daha ölü sayısında bile bir karara varamıyorlar diyen Biçici, 90 yıldır her şeye rağmen kuyuya taş atmaya devam ediyorlar. Buna karşılık olarak kentimizi savunacak kanıtlar saymakla bitmez. Osmanlı Resmi İstatistiklerine göre 14 Mart 1914 tarihinde Osmanlı İmparatorluğunun toplam nüfusu 15 milyon, Rum nüfusu 1 milyon 700 bin, Ermeni nüfusu ise 1 milyon 294 bin. Bu resmi rakamlar, çok güvenilir; çünkü devlet, bu istatistiklere bakarak Ermeni vatandaşlarından vergi almaktadır Osmanlı yüzünden bu kadar feryat eden Ermenilerin gerçek durumu neydi acaba diyen Biçici, Osmanlı Hıristiyanları genellikle Türklerden çok daha iyi durumdaydılar. Askere gitmiyorlardı. Bundan da yararlanarak ticareti, küçük zanaatları ele geçirmişlerdi. Islahat döneminde tarımı da ele geçiriyorlardı. Türklerin tarlasını, bozulan çiftini, çubuğunu satın alıyorlardı. Osmanlı Ermenisi köyde ağa, kasabada eşraf, şehirde zengin işadamı olmuştu. Başkentte paşa oluyordu artık. Türk köylüsünün korkulu rüyası o götürü vergi toplayanların çoğu; Ermeniydi, Rumdu. Durmadan yakınan, sızlanan da yine onlardı, Padişahın Hıristiyan tebaasıydı. Anlaşmalar onlar içindi, yabancı konsolos- lar onlara kulak veriyor, yabancı elçiler onlara arka çıkıyordu. Osmanlı Ermenisi, ezilmek şöyle dursun, korunmuş, kayrılmış ve şımartılmıştı. Bilgilerin düzenlenmiş hali enformasyondur Fen - Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda, Yakındoğu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bilgi Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Mustafa Sağsan tarafından Bilgiyle Bilişmek konulu konferans düzenlendi. Bilişim Topluluğuna üye öğrenciler tarafından düzenlenen konferansta konuşan Dr. Sağsan, bilginin karşıdaki kişiyi etkilemede çok büyük öneme sahip olduğunu söyledi. Hafızanın içerisinde bilgi olduğunu belirten Dr. Sağsan, İnsanlar kimi zaman bilgisini pratiğe dökmekte zorlanıyor. İşte bilgi yönetimi özellikle bireylere verileri nasıl düzenleyeceğimizle ilgili bizlere bir yol haritası çiziyor. Bu yol haritası özellikle fiziksel süreçle başlar. Bilgi, bilgi olmadan önce farklı hallerden geçerek bilgi haline dönüşür Bilginin kullanılabildiği ölçüde yarar sağladığını söyleyen Dr. Sağsan, Fiziksel süreç kendi ihtiyaçlarımız ve beklentilerimiz doğrultusunda çevremizde tarama yapmamızdır. Veri, başlı başına bir anlam ifade etmeyen bir bilgi topluluğudur. Biz ancak verimizi anlamlandırabileceğimiz sürece ondan bir kar elde edebiliriz. Diyelim ki, yurt dışında master yapmak istemiyorsunuz, o zaman sizin için o okulların varlığının bir manası var mıdır. Bu nedenle önemli olan şey kişinin ne istediğidir ifadesinde bulundu. Bilgilerin düzenlenmiş hali enformasyondur şeklinde konuşan Dr. Sağsan, Enformasyon verilerin belirli bir mantık silsilesine göre sıraya dizilmiş halini oluşturur. Enformasyonun kıyaslanmış hali bilgidir. Çünkü onu kıyaslayabilmek o kişinin bilgisi ve becerisiyle ilişkilidir. Bizlere katkı sağlayacak olan şey veri, enformasyon değil bilgidir. İnsanların birbirlerine karşı rekabet avantajı kazanmasının en temel noktalarından birisi bilgidir. Bilgi artık nesnelliğini yitirmiş, kişilerin yetenekleri, inançları doğrultusunda öznelliğe doğru geçmiştir diye konuştu.

14 Sayfa -14 İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü tarafından, Nisan 2011 tarihleri arasında Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenecek olan İşletme Ulusal Ders Günleri açılış töreni gerçekleştirildi. Törenin açılış konuşmasını yapan Üniver- İşletme Ulusal Ders Günleri sitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Akan, ders günlerinin öğrenciler için yararlı olacağını belirtti. Prof. Dr. Akan, Eğitim aslında interaktif bir etkileşimle pekişmektedir. Bu anlamda bu program öğrencilerimizle alanında yetkin, tanınmış hocalarımızı bir araya getirmesi anlamında bu etkileşimi güçlendirecektir diye düşünüyorum. Öğrencilerimize hocaların farklı bakış açıları kazandıracağına inanıyorum. Ayağınıza kadar gelen bu fırsatı iyi değerlendirin. Bu ders günleri aslında Üniversitemizde bir ilk. Ben bu etkinliğin geleneksel hale dönüşüp, bun- dan sonra da devam etmesini diliyorum. Ders günlerinin gerçekleşmesinde bizlerden desteğini esirgemeyen başta Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun olmak üzere bütün hocalarımıza teşekkür ediyorum İşletme Ulusal Ders Günleri kapsamında; Prof. Dr. Halil Can tarafından Süreç Yönetimi, Prof. Dr. Feyzullah Eroğlu tarafından İnsan ve Davranış, Prof. Dr. Şerif Şimşek tarafından Kurumsallaşma, Prof Dr. Cemal Yükselen tarafından Pazarlamada Yeni Trendler, Prof. Dr. Osman Okka tarafından Finansal Yönetimde Analitik Çözümler, Prof. Dr. Mahmut Arslan tarafından ise İş Ahlakının Temelleri konulu dersler verilecek. Dijital dönemi geçtik, artık konuşma dönemi başladı İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü tarafından, Nisan 2011 tarihleri arasında Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenecek olan İşletme Ulusal Ders Günleri açılış töreni gerçekleştirildi. Törenin açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Akan, ders günlerinin öğrenciler için yararlı olacağını belirtti. Prof. Dr. Akan, Eğitim aslında interaktif bir etkileşimle pekişmektedir. Bu anlamda bu program öğrencilerimizle alanında yetkin, tanınmış hocalarımızı bir araya getirmesi anlamında bu etkileşimi güçlendirecektir diye düşünüyorum. Öğrencilerimize hocaların farklı bakış açıları kazandıracağına inanıyorum. Ayağınıza kadar gelen bu fırsatı iyi değerlendirin. Bu ders günleri aslında Üniversitemizde bir ilk. Ben bu etkinliğin geleneksel hale dönüşüp, bundan sonra da devam etmesini diliyorum. Ders günlerinin gerçekleşmesinde bizlerden desteğini esirgemeyen başta Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun olmak üzere bütün hocalarımıza teşekkür ediyorum İşletme Ulusal Ders Günleri kapsamında; Prof. Dr. Halil Can tarafından Süreç Yönetimi, Prof. Dr. Feyzullah Eroğlu tarafından İnsan ve Davranış, Prof. Dr. Şerif Şimşek tarafından Kurumsallaşma, Prof Dr. Cemal Yükselen tarafından Pazarlamada Yeni Trendler, Prof. Dr. Osman Okka tarafından Finansal Yönetimde Analitik Çözümler, Prof. Dr. Mahmut Arslan tarafından ise İş Ahlakının Temelleri konulu dersler verilecek.

15 Sayfa -15 Ekolojik toplum ortaya yeni çıkan bir topluluktur Erasmus programı çerçevesinde Üniversitemize gelen İspanya Sevilla Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Maria Teressa Rojo tarafından Ekolojik Toplumun Ortaya Çıkış Toplumsal Değişme ve Trendler konulu konferans gerçekleştirildi. Üniversitemiz Fen - Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansta konuşan Prof. Dr. Rojo, sanayi öncesi toplumdan günümüze kadar olan değişime ve ekolojik toplumun ortaya çıkışına değindi. Ekolojik toplum ortaya yeni çıkan bir topluluktur diye konuşan Prof. Dr. Rojo, yılları arasında ekolojik toplum ortaya çıktı. Bir toplumda toplumsal ilişkiler sona erince yenisi ortaya çıkıyor. Ekolojik toplumda da böyle bir süreç var. Bir toplumu araştırırken, analiz ederken yapısal özellikler ve bireylerin davranışları olmak üzere iki özelliğine bakılır. Bu toplumsal sistemin alt özellikleri dediğimiz kültürel, kurumsal, kaynaklar ve teknoloji anlamında dört toplumsal yapı incelenir Prof. Dr. Rojo, Bir toplumun kültürel sistemine baktığımız zaman orada yaşam tarzı, kurallar, kanunlar, alışkanlıklar, toplumsal değerler, inançlar, ideolojiler, düşünceler, kavramlar, semboller, gelenekler yer alır. Tıp Fakültesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Pediatri Servisinde yatarak tedavi gören çocuklara 23 Nisan Eğlencesi düzenlendi. Hastane Başhekimliğinin desteğiyle Pediatri Anabilim Dalı klinik hemşireleri tarafından organize edilen eğlencede; çocuk gelişimi bölümü öğrencileri ve hastane halkla ilişkileri tarafından pediatri servisi dolaşılarak yatarak tedavi gören çocuklara hediyeler dağıtıldı. 23 Nisan için balon ve bayraklarla özel olarak süslenen pediatri kliniğinde, güzel bir gün geçirmenin tadını çıkaran çocuklar, çalan müzikler eşliğinde dans ederek doyasıya eğlendiler. Bunun dışında kurumlarda ise, gruplar, organizasyonlar, toplumsal aktörler, teknoloji dediğimiz alt sistemler vardır. Teknolojinin içerisinde ise bilgi, aktiviteler, üretim, üretme kapasiteleri ve üretim metotlarını içermektedir. Kaynaklar deyince insan kaynakları, doğal kaynaklar, para kaynağı, gelir kaynağı ve mirastan bahsedebiliriz ifadesinde bulundu. Sanayi öncesi toplumlar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Rojo, Bu toplumlar teknik açıdan baktığımızda yavaş yavaş baskının uygulanmaya başlandığı, daha çok gemiyle ticaretin yapıldığı, tıpta yeni gelişmelerin görüldüğü, zanaatın yaygın olduğu, bunun yanı sıra kurumsal anlamda daha çok dini otoriteler, kraliyetler var. 18 inci yüzyıl toplumu zaten çoğunlukla köylülerden oluşuyordu. Yeni yeni tüccarlar belirgin hale geliyor diye konuştu. Prof. Dr. Rojo, 18 inci yüzyıl Avrupa toplumuna baktığımızda, bu insanların gelir kaynakları kolonilerden geliyordu ve bunların hepsinin köleleri vardı. Buna örnek olarak Amerika, Britanya, İspanya yı verebiliriz. Bu toplumlarda çoğunluğun okuma yazması yoktu şeklinde konuştu. Tıp Fakültesinde 23 Nisan Eğlencesi

16 Sayfa -16 Modernleşme toplumun koşulları içerisinde ele alınmalı Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda, İspanya Sevilla Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gerhard Steingress tarafından Endülüs te Kültürel Değişim konulu konferans düzenlendi. Endülüs ün İspanya daki konumuyla, Türkiye de ki bu bölgenin konum olarak benzerlik- Prof. Dr. Gerhard Steingress ler gösterdiğini belirten Prof. Dr. Steingress, Endülüs, son yıllara kadar pek çok ciddi problemlerle karşı karşıya kaldı. Bu sorunlar Endülüs ün gelişimini etkileyerek, yakın geleceğini de etkiledi. Son 30 yıla kadar, Endülüs insanları devraldıkları tarihi birtakım sorunları çözmeye çalıştılar. Genel olarak hem İspanya nın hem de Avrupa nın geliri bağlamında ele alırsak Endülüs ün mevcut durumunun bu olumsuz tarihi etkileme bakımından incelemek gerekir şeklinde konuştu. Endülüs, diğer toplumsal gerçeklerle olan mesafeleri kısaltmış olmasına rağmen normalleşme yönünde özellikle İspanya bağlamında ilerleme kaydetti diye konuşan Prof. Dr. Steingress, Endülüs bugün İspanya nın diğer bölgeleriyle arasındaki mesafeyi kısaltmış olmasına rağmen pek çok araştırmacı bu süreçlerin arasındaki benzerliklere vurgu yapıyor. Pek çok farklılığına rağmen Endülüs geçmişten daha çok İspanya toplumunun bir parçası halinde ifadesinde bulundu. Prof. Dr. Steingress, Modernleşme toplumun koşulları içerisinde ele alınması gerekir. Bu tarihsel kavramlarla ilgilidir ve birtakım nedenlere dayalıdır. Bunlardan biri sosyal bilimlerde modern olma kavramı bazı sosyal, kültürel, tarihsel bağlamlarda ele alınır. Modernleşme sosyal bilimlerde çok tartışmalı bir konudur. Aslında modernleşme toplumdaki ekonomik boyut, politik boyut, kültürel boyut, bilimsel ve teknolojik boyut olmak üzere dört temel süreçle ilgilidir Kitabını Al Gel, Kitap Okumaya Dikkat Çek Toplumsal Araştırmalar Topluluğu, Genç Katılım Kolu ve Gaziantep Toplum Gönüllüleri tarafından, ülkemizde kitap okumaya verilen önemin azlığına dikkat çekmek, personel ve öğrencilerimizi okumaya teşvik etmek amacıyla Kitap Okuma Etkinliği düzenlendi. Kampus alanın içerisinde yeşil alanda düzenlenen Kitap Okuma Etkinliği ne, çok sayıda personel ve öğrenci katıldı. Gaziantep Toplum Gönüllüleri Koordinatörü Fırat Turan, teknolojinin hızla evlerimizdeki yerini artırması, televizyonların aile içindeki vazgeçilmez yeri ve gençlerimizin parmaklarının kısa mesajlarla meşgul olmasının günümüzde kitap okuma oranındaki düşüşün nedeni olduğunu söyledi. Etkinliğin Kitabını Al Gel, Kitap Okumaya Dikkat Çek adı altında ger- çekleştirdiklerini belirten Turan, Hayal gücümüzü artıran, farklı bakış açıları kazandıran, bilgi haznemizi genişleten ve sosyal bir birey olmamıza önemli bir katkı sağlayan kitap okumanın unutulduğu bu günlerde çevremizde bir farkındalık oluşturarak kitabın önemine dikkat çekmek amacıyla etkinliğimizi düzenledik şeklinde konuştu.

17 Sayfa -17 Üniversitemizde Temel Kalite Kavramları ve Toplam Kalite Yönetimi konulu konferans düzenlendi nde, TSE Bölge Müdürlüğü Ürün Belgelendirme Müdürü Mustafa DERECİK tarından Temel Kalite Kavramları ve Toplam Kalite Yönetimi konulu konferans verildi. Fen-Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansta konuşan Mustafa Derecik, üretimde en önemli faktörlerden birisinin değişim olduğunu söyledi. Derecik, Değişimi iyi anlamak gerekir. İnsan ve toplum davranışlarında değişim. Çalışma hayatında değişim, ticarette değişim. Durağan değil, statükocu değil. Değişim aynı zamanda toplam kalitenin temel noktasıdır. İnanıyor ve hayatımızda hedefe ulaşmak istiyorsak, dünyada modası geçmeyen tek kavram kalitedir. Yaptığımız her işte kaliteye odaklandığınız zaman ona varmak için yapacağınız bütün çalışmalarda hedefe ulaşmak mümkündür. Aksi taktirde değişimin faydası olmaz İnsan ve toplum davranışlarında, çalışma hayatında, ticarette, pazar anlayışlarında, toplum bilincinde ve yönetim anlayışlarında bu değişimi yaşamak mecburiyetindeyiz diyen Derecik, Yönetim anlayışında yapılacak değişimlerde önce insan faktörünü ele almamız gerekir. En önemli kaynak insan kaynağıdır. İkinci bir şey ise müşteri odaklı olmalıdır. Kalite ise dünyada modası geçmeyen yegâne kavramlardan biridir. Buna uygun çalışırsak, hedeflerimizi buna göre belirlediğimizde en yüksek kaliteyi bulmaya çalışırsak hedefi de on ikiden vururuz ifadesinde bulundu. Kalitenin uzmanlar tarafından kullanıma uygunluk olarak tanımlanmakta olduğunu söyleyen Derecik, kullanıma uygun olmayan bir şart oluşmuşsa buna kalite demenin bir manası yoktur ifadesinde bulundu. Emparyalizm ve Diktatörler Atatürkçü Düşünce Topluluğu Üye Öğrencileri Oğuzhan UÇAR ve Anıl OYMACI tarafından Emparyalizm ve Diktatörler Kıskacında Ortadoğu konulu söyleşi düzenlendi yılının sonlarında Tunus ta başlayan ve Mısır a, Ürdün e, Libya ya ve diğer Arap Yarımadasına sıçrayan ayaklanmalar ve hareketler yeni dünya düzeninin ilk habercileridir diyen Oğuzhan Uçar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika da halklar; özgürlük, işsizlik yoksuzluk gibi bir çok sosyo-ekonomik parametlerin varlığından kaynaklı isyan etmişlerdir. Bu özelliği ile başta bir halk hareketi olarak görülen bu ayaklanmalar halk devrimi niteliğinden ise yoksundur. Çünkü devrim için bir lidere, örgütlü mücadeleye, ideolojik perspektife oturtulmuş uzun vadeli bir sisteme ihtiyaç vardır diyerek, bu coğrafyadaki hareketler bu özellikten yoksun, yönlendirilmelere açık olduğunu, bu durumun ise emperyalizmin işine geldiğini söyledi. Uçar, Emperyalizm ise, Irak ve Afganistan ı işgal ederken aldığı yaralar, Doğu Bloğunun (Rusya-Çin-Japonya) güç- Kıskacında Ortadoğu lenmesi, Güney Amerika da Amerikan karşıtı Bolivarcı hükümetlerin kurulması sebepleri ile tek çıkar yolu Ortadoğu ve Kuzey Afrika da bir vizyon değişikliğine gitmesidir. Artık tek kutuplu dünya düzenin olmayacağını anlayan ABD, kendine güdümlü bölgesel güçler oluşturacaktır. Bu yüzden bölgede artık diktatörler değil ılımlı hükümetler istemektedir. ABD yıllardır fonladığı STK lar aracılığıyla 2008 yılından itibaren yavaş yavaş bu hareketlere yön vererek bir taraftan ayaklanmaları kontrol etmeye, bir yandan ise diktatörlerin yerine ılımlı liderler arama yoluna gitmiştir Atatürkçü Düşünce Topluluğu Üye Öğrencisi Anıl Oymacı, Atatürkçü Düşünce Topluluğu olarak yaşanan gelişmeleri salt olarak antiemperyalist-halkçı bir harekete olarak değerlendirmek ya da Saros kuruluşlarının parmağı var demek istemiyoruz ifadesinde bulundu. Anıl, Çünkü mesele, çok karmaşık, çok katmanlı ve çok boyutludur. Ancak unutulmamalıdır ki emperyalizmin karşısındaki en önemli güç bilinçli geniş halk kitleleridir diye konuştu.

18 Sayfa -18 Sağlıklı bir yaşam için sporun önemi unutulmamalıdır Nizip Eğitim Fakültesi ve Nizip Meslek Yüksekokulu tarafından Bahar Dönemi Konferansları çerçevesinde; Nizip Ticaret Odası Konferans Salonunda, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ve Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Önder Dağlıoğlu tarafından, Sağlıklı Yaşam ve Spor konulu konferans verildi. Konferansa Nizip Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan, İlçe Jandarma Komutanı Çağrı Demiröz, Ticaret Odası Başkanı Mehmet Özyurt, birçok sivil toplum örgütlerinin başkanlarıyla çok sayıda öğrenci katıldı. Günümüzde insanlar egzersiz yaparak fiziksel uygunluklarını sağlama, formunu koruma arayışı içindedir şeklinde konuşan Yrd. Doç. Dağlıoğlu, Daha kaliteli yaşam seçimi; insan- ların daha iyi beslenme alışkanlıklarına sahip olması ve düzenli egzersizler yapmalarıyla sağlanır. Fiziksel uygunluğu sağlamak için yarışma sporcusu olmak gerekmez. Bu nedenle kendiniz için uygun olan sporu seçerek onu düzenli bir şekilde sürdürebilirsiniz. Spor artık performans amacının dışında, zevk, sağlıklı yaşam ve rehabilitasyon düşüncesiyle yapılmaktadır. Yaşam boyu spor sağlıklı yaşam için aerobik temelli sporların yapılması gerekmektedir ifadesinde bulundu. Fiziksel aktivitelerin düzenli olarak yapıldığı takdirde, bazı hastalıklara yakalanma riskini azaldığının tespit edildiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Dağlıoğlu, kemik erimesi, eklem iltihabı, stres, kardiovasküler rahatsızlıklar, duruş bozuklukları, kanser ve diyabet hastalıklara neden olabileceğini diyerek, Sağlıklı bir yaşam için sporun önemi unutulmamalıdır Konferansın sonunda, İlçe Jandarma Komutanı Çağrı Demiröz ve Nizip Ticaret Odası Başkanı Mehmet Özyurt tarafından Gaziantep Üniversitesi Beden Eğitimi ve spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Önder Dağlıoğlu na plaket takdim edildi. Hafıza kelimelerle değil, görüntülerle çalışır Kültür Müdürlüğüne bağlı Bilişim Topluluğuna üye öğrenciler tarafından, Fotografik Hafıza Yabancı Dil Öğrenmede Beş Duyu Organını Kullanma Teknikleri İş Hayatında Hafıza Teknikleri konulu konferans düzenlendi. Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak katılan Hafıza Geliştirme Uzmanı Cemil Özeren, fotografik hafızayı herkesin kullanabileceğini fakat belirli bir eğitim alınması gerektiğini söyledi. Rüyaların yazılarla değil şekillerle görüldüğünü söyleyen Özeren, Rüya görüyorum ama hatırlayamıyorum, ya da ben rüya görmüyorum diyen arkadaşlarımız varsa bir gün uyuduklarında yanlarında birilerini bulundurmalarını tavsiye ediyorum. Eğer uyuduğunuzda göz kapaklarınız hareket ediyorsa, o zaman rüya görüyorsunuzdur. Bu durumda yanınızdaki arkadaşınız size rüya görüp görmediğinizi sorduğunda sizin cevabınız evet olacaktır Hafıza kelimelerle değil, görüntülerle çalışır diye konuşan Özeren, Klasik eğitimde beynimizin görüntülerle düşünen kısmı olan sağ tarafı atıl bırakılıyor. Bizde sıradan lineer bir öğrenmeye mahkum bırakılıyoruz ifadesinde bulundu.

19 Sayfa -19 İletişim Ailede Başlar İnşaat Mühendisliği Konferans Salonunda, Fatih Akbaba tarafından, İletişim Ailede Başlar konulu konferans gerçekleştirildi. Üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Cahit Bağcı nın yanı sıra, çok sayıda öğretim elamanı ve öğrenicinin katılımıyla gerçekleşen konferansta konuşan Akbaba, mutlu ve başarılı bir insanın, güzel ve huzurlu bir aileye sahip olduğunu söyledi. Akbaba, Ülkemizde yaşanan en önemli sorunlardan birisi son zamanlardaki boşanma rakamlarıdır. Boşanma rakamlarında da iki başlılık söz konusudur. Türkiye İstatistik Kurumu ve Adalet Bakanlığının açıkladığı rakamlar birbirini tutmamaktadır Yılında İstatistik Kurumunun verisi 98 bin küsur iken, Adalet Bakanlığının verisi 138 bindir. Bu rakamlar ele alındığında boşanmanın fazla olduğu göze çarpmaktadır diyerek, önemli olan sorunun ne olduğudur İletişimin ailede başlaması meselesinin unutulmuş olması bilinmelidir diyen Akbaba, Önceliğimiz doğru evliliğin yapılmasıdır. Diğer bir önceliğimiz ise evli çiftlerin sorunları evlerinde nasıl çözümleyebileceklerine dair spesifik yöntemler sunabilmektir. Bunda da başarılı oluyoruz. Her evde yaşanan sorunları, tatlı, mizahi bir yolla tartıyor ve nerelerde hata yapıyoruz, bu hatalardan nasıl vazgeçebileceğimizi anlatıyoruz Sözlerimiz elbisemizdir diyen Akbaba, Haftanın şıkı da rüküşü da olmak sizin elinizde diyoruz. Nasıl görünmek istiyorsanız öyle konuşun. Bir insanın sözü ve üslubu odunu adam eder, adamı odun eder diyerek, kadınlarımızın en önemli özelliklerinden birisinin kanaatkar olmasıdır ama unutmadıkları tek bir olay vardır, kötü söz diye konuştu. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü tarafından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda İşletme Ulusal Ders Günleri kapsamında İş Ahlakının Temelleri konulu ders düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Hacettepe Üniversitesi İşletmecilik Meslek Etiği Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mahmut Arslan, etik ve ahlak kelimensin aynı anlamlara geldiğini, ancak etki kelimesinin teknik bir terim olup, geniş kitleler tarafından Ahlaki yapılar zamanla değişir algılanamadığını belirtti. Ahlaki yapılar zamanla değişir şeklinde konuşan Prof. Dr. Arslan, Genel ahlak, belli bir yerde ve zamanda geçerli olan ahlaki kabullerdir. Ahlak felsefesi, iyi ve kötü nedir sorusunu cevaplamaya çalışan bir disiplindir. Bazen yıllar önce size yanlış gelen bir olay, üzerinden yıllar geçtikçe sizin için doğru olabilir Prof. Dr. Arslan, Ahlak felsefesi, insana ilişkin ahlaki sorularda doğrulanabilir, yanlışlanabilir bilgiler ortaya koyan bir disiplindir. Ahlakın çı- kış noktası insan eylemlerinin toplumsal hayata zaman vermeden düzenlenmesi gibi pratik bir nedenden kaynaklanmaktadır ifadesinde bulundu. Genel ahlak hem zamana göre hem de bulunduğumuz yere göre değişiyor diye konuşan Prof. Dr. Arslan, Öyleyse genel ahlakı oluşturan şey ahlak felsefesidir. Ahlak felsefesi iyi ile kötünün cevabını verir. Aslında bizler filozof değiliz ama biz kendi içimizde şunu iyi yaptık, şunu kötü yaptık diyerek ahlak felsefesini gerçekleştirmiş oluruz. Ahlak felsefesi diyince insana ilişkin ahlaki sorunlardır. Dünyanın hiçbir yerinde tek bir din, tek bir töre, tek bir gelenek yok. İnsanlar doğduklarında belli geleneklere, belli dini inançlara, belli adetlerin hüküm sürdüğü toplumlarda doğmuşlardır. Fakat dünyanın geneline bakarsanız, evrensel bir takım ahlak kurallarının olduğunu görürsünüz. Demek ki bu ahlak kuralları dinden, töreden, adetten bağımsız

20 Sayfa -20 NACİ TOPÇUOĞLU MYO CAM İŞLEMECİLİĞİ ALANINDA Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu tarafından Turizme Yönelik El Sanatlarına Ait Cam İşlemeciliği Ürünlerinin Geliştirilmesi ve Çeşitlendirilmesi adlı projesi İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından kabul edildi. Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Civan, bu projedeki ortaklarının İŞKUR ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olduğunu belirtti. Yrd. Doç. Civan, Yüksekokulumuzda açmış olduğumuz bölümlerden birisi olan Cam İşlemeciliği alanında geliştirdiğimiz proje İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından kabul edildi. Bu proje- İSTAHDAM İMKANI OLAN PROJE GELİŞTİRDİ miz de daha önce İŞKUR projelerinde olduğu gibi istihdama katkı yapacak bir projedir. Proje kapsamında 15 bayan kursiyer yetiştirilecek ve bu kursiyerlere yüksekokulumuzda teorik ve pratik eğitimler verilecektir. Bu eğitim, cam işlemeciliğinde Türkiye genelinde alanında başarılı çalışmalar yapmış olan uzman hocalar tarafından verilecektir diye konuştu. Yrd. Doç. Dr. Civan, TL bütçesi olan bu projenin yüzde 80 lik kısmını İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklendiğini, projenin 9 ay süreceğini ve bu süreç sonunda işsiz bayanlara istihdam imkanı sağlanmış olacağını ifade etti. Üniversitemizde Kermes Düzenlendi Toplumsal Duyarlılık Projeleri kapsamında Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu fizyoterapi öğrencilerinin yürütmekte olduğu Yalangoz Köyü Destek Projesi çerçevesinde, Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi kafeteryasında kermes düzenlendi. Öğrenciler evde yaptığı yiyeceklerle projeye destek toplamaya çalıştıklarını söyleyen Fizyoterapi Bölüm Başkanı Öğr. Gör. Hafize Gözen, Elde edilen gelirler söz konusu köydeki okulun eksiklerinin bir miktar giderilmesinde kullanılacak. Bu proje kapsamında gelecek hafta içinde toplanan yardımlar, sponsorlardan alınan destekler, köy kütüphanesine toplanan kitaplar, sağlık ocağı için toplanan ilaçlar köye düzenlenecek bir ziyaret ile teslim edilecek. Ayrıca ziyaret sırasında tema vakfının katkılarıyla öğrenciler ağaç dikecek ve okulun bahçe düzenlemesinde çalışılacak