ORAL AFTLARDA AĞIZ HİJYENİNİN ÖNEMİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ORAL AFTLARDA AĞIZ HİJYENİNİN ÖNEMİ"

Transkript

1 T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı ORAL AFTLARDA AĞIZ HİJYENİNİN ÖNEMİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Tolga EMEK Danışman Öğretim Üyesi: Doç. Dr. İlgen ERTAM İZMİR

2 ÖNSÖZ Oral Aftlarda Ağız Hijyeni ve Önemi konulu tezimi hazırlarken yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Sayın Doç. Dr. İlgen ERTAM a teşekkür ederim. İZMİR 2014 Stj. Diş Hekimi Tolga EMEK

3 İÇİNDEKİLER 1.ORAL AFTLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME ORAL AFTLARIN ETİYOLOJİSİ ENFEKSİYÖZ FAKTÖRLER İMMÜNOLOJİK ÖZELLİKLER TRAVMA FAKTÖRÜ GENETİK FAKTÖRLER HORMONAL FAKTÖRLER PSİKOLOJİK FAKTÖRLER İLAÇ REAKSİYONLARI KAN HASTALIKLARI SİGARA 6 3.ORAL AFTLARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ MİNÖR AFTÖZ ÜLSERLER MAJÖR AFTÖZ ÜLSERLER HERPETİFORM AFTÖZ ÜLSERLER BEHÇET SENDROMU İLE BİRLİKTE GÖRÜLEN AFTÖZ ÜLSERLER.9 4.ORAL AFTLARDA AĞIZ HİJYENİNİN ÖNEMİ BEHÇET HASTALIĞI, RAS LI HASTALAR VE SAĞLIKLI BİREYLERİN KARŞILAŞTIRILMASI DİŞ MACUNLARININ İÇERİĞİNDEKİ SODIUM LAURYL SULFATE IN ÖNEMİ HİJYENİK OLMAYAN PROTEZLERİN AFTÖZ STOMATİT OLUŞUMUNDAKİ ROLÜ GARGARA KULLANIMININ AFTÖZ STOMATİTLERE ETKİSİ.15

4 4.5.AĞIZDAKİ RETANSİYON BÖLGELERİNİN ÖNEMİ TRAVMATİK AĞIZ HİJYENİ UYGULAMALARI BAZI SİSTEMİK HASTALIKLARDA AFTÖZ ÜLSER VE ORAL HİJYEN İLİŞKİSİ VERİMLİ AĞIZ HİJYENİ SAĞLAMA DİŞ FIRÇASI KULLANIMI ARAYÜZ TEMİZLİĞİ TÜKÜRÜK ARTIRICI TABLETLERİN KULLANIMI GARGARALARIN KULLANIMI KSİLİTOL KULLANIMI FLORÜR KULLANIMI...22 ÖZET.23 KAYNAKÇA..24 ÖZGEÇMİŞ..27

5 1.ORAL AFTLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME Aft kelimesi iltihaplanma, yanma, ateşlenme anlamlarına gelir ve Yunanca kökenli bir kelimedir. İlk defa Hipokrat tarafından (M.Ö ) oral ülserleri tanımlamak için kullanılmıştır (1). Aftöz stomatitin literatürde rekürrent ülseratif stomatit, rekürrent aftöz stomatit, dispeptik ülser, mukofibrinöz stomatit, Mikulich aftı şeklinde sinonimleri vardır. Ağız içinde ağrılı yaralarla karakterize bir hastalıktır. Nontravmatik ülserler arasında en yaygın olanı aftöz ülserler olarak belirlenmiştir, toplam insidansın %20-60 ını oluşturur. Aftöz stomatitler tekrarlayıcı, ağrılı, mukozal, ülseratif lezyonlardır. Klinik görünüm olarak sınırları belirgin, sığ ve eritematöz bir hale ile çevrili ülserlerle karakterizedir (2). Dudak, damak, ağız tabanı, yanak mukozası, dil, farenks ve dişetinde ortaya çıkabilir. Aynı anda birden fazla görülebilirler. Ülserin merkezi bölgesi gri beyaz renkte fibrinopürülan psödomembran ile kaplıdır. Bu membranın altında kırmızı renkte bir ülser zemini vardır. Aftöz stomatitler oral mukozal ülseratif hastalıkların içinde en sık görülenlerinden birisi olup popülasyonun yaklaşık %5-25 ini etkiler. Belli toplumlarda prevalansın %50 ye ulaşarak yükseldiği rapor edilmiştir (3). Sosyoekonomik seviyesi yüksek olan gruplarda ve kadınlarda prevalans biraz daha yüksektir. Hastalık genellikle hayatın 2. dekadında ilk olarak ortaya çıkar. Prevalansı 3. ve 4. dekadda zirveye ulaşır (1). Yaşla birlikte sıklığında ve şiddetinde bir miktar azalma görülür (4). Hastalık oluşumunda mevsimsel faktörlerin de etkisi görülebilir, bu sebeple yıl içinde hastalık oluşum oranları değişiklik gösterebilir. 2

6 Aftöz stomatit lezyonlarının varlığı 7-14 gün kadar sürmektedir ve şiddeti kişiden kişiye değişir. Tuzlu, baharatlı yiyecekler, asitli gıdalar, alkollü içecekler gibi irritan gıdaların alınması durumunda lezyonların varlığı hastalar için oldukça rahatsız edici boyut kazanabilmektedir. Konuşmada ve nefes almada zorluk görülür. Lezyonların varlığına ağrı ve acının yanısıra halsizlik, ateş yükselmesi, hipersalivasyon, parestezi, lokal lenfadenopati gibi bulgular da eşlik edebilir. Lenf bezleri de durumdan etkilenebilir. Aftöz stomatitte kanama ve koku yoktur, prognozu selimdir. Aftöz stomatit etiyopatogenezi tartışmalıdır. Aftöz stomatitin etiyolojisi hakkında bugüne kadar birçok araştırma yapılmış olmasına rağmen kesin bir etiyolojik faktörden bahsetmek mümkün değildir. Günümüzde idiyopatik olarak veya birçok tetikleyici faktörün sonucu olarak ortaya çıktığı kabul edilmektedir (2). Mikrobiyal ajanlar, hormonlar, lokal travma, fiziksel ve ruhsal etkenler, virüsler, ağız hijyeninin kötü olması, genetik ve immünolojik faktörler, kimyasal irritanlar, kötü beslenme, mide - bağırsak sistemi hastalıkları, allerjik reaksiyonlar etiyolojisi içerisinde bulunmaktadır. Grip veya lokal bir tahrişin ardından hijyenin bozulması durumlarında kendini daha da sık göstermektedir. Psikolojik problemli hastalarda daha sık rastlandığı bilinmektedir. Kolaylaştırıcı faktörler arasında diş fırçası tahrişleri, sindirim bozukluğu, diş taşı varlığı, ağız ortamının alkali ya da asidiğe dönmesi gibi etkenler sayılabilir (4). 2.ORAL AFTLARIN ETİYOLOJİSİ 2.1.Enfeksiyöz Faktörler Uzun bir süre boyunca aftöz stomatitlerin etiyolojisinde mikrobiyal 3

7 ajanların varlığı düşünülmüştür. Oral streptokokların aftöz stomatit etiyolojisinde rolü olduğu kabul edilmiştir yılındaki bir çalışmada aftöz stomatitten Streptococcus sangius izole edilmiştir. Ancak daha sonra bunun Streptococcus mitis olduğu bulunmuştur (5). Sonraki döneme ait araştırmaların bazılarında belli oral streptokoklara karşı yükselmiş antikor seviyeleri bulunmuşken bazı araştırmalarda da bununla çelişen sonuçlar bulunmuştur (4). Dental plak varlığı ve sağlıklı kişilerin tükürüklerinde de bulunan Helicobacter pylori nin, oral ülserasyonların ve aftöz stomatitin sebeplerinden olabileceği düşünülmüştür (6). Bazı araştırmalarda da helicobacter pylori ile bu hastalıkların bir ilgisinin bulunmadığı görülmüştür (3-7). Ayrıca aftöz ülser oluşumuna herpes familyasından latent bir virüsün aktivasyonunun sebep olduğuna dair hipotezler de vardır. Sonuç olarak mikroorganizmaların aftların oluşumundaki etiyolojileri tartışmalıdır. Aftöz stomatit lezyonlar antibakteriyel ve antiviral tedavilere genelde cevap vermeseler de topikal steroidlere ve diğer immünsüpresif tedavilere cevap verebilirler (21). 2.2.İmmünolojik Özellikler Aftöz stomatit ağız epitelinde otoimmün reaksiyon sonucu ortaya çıkabilir. Behçet Hastalığı aftöz stomatit oluşumunda önemli rol oynayan bir hastalıktır. Aftöz stomatiti bulunan hastalarda serum IgA ve IgB düzeyleri artarken tükürükteki IgA konsantrasyonu normal limitler içerisindedir. IgD ve IgE de de yükselen serum düzeyleri tespit edilmiştir. Klasik otoimmün hastalıklarla aftöz stomatitin ilgisi yoktur (10). 4

8 Lösemi, siklik nötropeni, agranülositoz, Chediak Higashi Sendromu gibi ciddi granülositopenili hastalarda görülen oral ülserasyonlar olağandır. Streptokokkal ve oral mukoza antijenlerine karşı gelişmiş olan hücresel ve humoral immünitenin artması ise aftöz stomatitli hastaların karakteristik özelliğidir. Oral epitel ve bazı antijen uyaranlarının immün yanıt vermesi epitelyal zararı azaltmak içindir (10). 2.3.Travma Faktörü Travma faktörünün predispozan bir faktör olduğu düşünülmektedir. Mukozal bariyer aftöz stomatitten korunmada önemli bir rol oynar. Bu nedenle aftöz stomatitler genellikle keratinize olmayan mukozada yerleşim gösterirler. Dental tedaviler sırasındaki travmalar, sert yiyecekler, diş fırçalanması, dudak ısırılması, batıcı cisimlerin ağızda çiğnenmesi, protezlerin travmaları, intraoral enjeksiyonda kanülün verdiği zararlar, keskin veya abraze dişler, kırık dişler, dolgular, kimyasal maddeler değişik travma çeşitleridir. 2.4.Genetik Faktörler Herediter özellikler tam olarak belirlenememiştir. Sebebi hastalığın teşhisinde ülserasyon varlığı veya ayırıcı tanı güçlüğü rol oynamaktadır. Araştırmalarda anne ve babasının her ikisinde de aftöz stomatit olan kimselerde %90 oranında ortaya çıkma olasılığı vardır. Her iki ebeveynde de hastalık yoksa prevalans %8-9 dur (3). 2.5.Hormonal Faktörler Östrojen ve progesteron seviyelerinin hastalık oluşumunda etkili olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Aftöz stomatit ve menstrual siklus ilişkisi 5

9 kesinleşmemiştir. Oral kontraseptif kullanan bireylerde ve hamilelerde aftöz lezyonlarda remisyon olduğu gözlenmiştir. Aftöz stomatit ve menopoz arasında da kesin bir ilişki saptanamamıştır. 2.6.Psikolojik Faktörler Stres, endişe, korku, gerilim, baskı gibi faktörlerin aftöz stomatit etiyolojisinde yeri olduğu görüşü yaygındır. Emosyonel stres aft episodlarının gelişimini provoke eder. Bazı hastaların antidepresan tedaviden yarar görmelerine rağmen aftöz bir uyarıcı olarak stresin kesin mekanizması net değildir. 2.7.İlaç Reaksiyonları Kaptopril, altın tuzları, nikurandil, niflumik asit, fenindion, fenobarbital, piroksikam ve sodyum hipoklorit gibi ilaçlar aftöz benzeri lezyonlara sebep olabilirler. Nonsteroid antienflamatuar ilaçlar genital veya oral ülserlere sebep olabilirler (10). Beta bloker ilaçlar da etiyolojide rolü olan ilaçlar arasında sayılabilir. 2.8.Kan Hastalıkları RAS lı hastalarda kesinlikle hematolojik bir değerlendirme gerekmektedir. Bu hastalarda serum ferritin seviyesinde ciddi azalma görülmektedir (15). Eritrosit seviyesinde de azalma gözlenmiştir (21). RAS lı hastalarda anemiye çok az rastlandığını ve genellikle normal serum vitamin B12, ferritin, kırmızı kan hücresi seviyelerine sahip olduklarını gösteren çalışmalar vardır. 2.9.Sigara Sigaranın aftöz stomatiti önleyici etkisi vardır (1,2,21,26). Sigaranın 6

10 bu önleyici etkisi muhtemelen sebep olduğu keratinizasyonla ilişkilidir. Keratin tabakası travma ve bakteriyel penetrasyon dahil çeşitli uyarıcı etiyolojik faktörlere karşı lokal mekanik bir savunma bariyeri olarak davranır. Nikotinin RAS ve enflamatuvar bağırsak hastalıkları üzerine faydalı etkisi olduğu rapor edilmiştir (1,2,21,26) Diyet Alışkanlıkları ve Gıda Hipersensitivitesi Aftöz ülserlerin bazı yiyecekler ve koruyucu maddelerden etkilendiğini gösteren çalışmalar vardır. Çikolata, kahve, yer fıstığı, tahıllar, badem, çilek, peynir, domates gibi yiyecekler oral ülserasyonla ilişkili olabilir. Tuzlu ve baharatlı yiyeceklerin RAS ı alevlendirdiğine dair gözlemler de mevcuttur. 3.ORAL AFTLARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ Oral aftlar serbest oral mukozada, ağrılı, epitelyal ülserasyonlar şeklinde görülmektedir. Sıklıkla dudak, yanak, dilde lokalizedirler. Genellikle tek bir bölgede başlar, genişleyerek çapları 0,5-3 mm yi bulan ülserler halini alır. Klinik görüntülerine göre; 1. Minör aftöz ülserler 2. Majör aftöz ülserler 3. Herpetiform ülserler olarak 3 e ayrılır. Bunun dışında Shafer ve arkadaşları da Behçet hastalığında görülen semptomlardan RAS ı dördüncü bir sınıf olarak kabul etmiştir. 3.1.Minör Aftöz Ülserler En çok görülen formdur. %80 i bu formdadır. Çoğunlukla bukkal mukoza ve labial mukozada görülür gün ağızda kalır ve skar bırakmadan iyileşir. 7

11 Önce hiperemik daha sonra mukozal bir vezikopapül oluşur. Bu lezyon hızla bir eritemli haleyle çevrilir. Üzeri gri bir membranla örtülü nekrotik bir ülser halini almaktadır. Daha çok kadınlarda görülür (5,8,21,27). Şekil 1. Alt dudakta minör aftöz ülserasyon 3.2.Majör Aftöz Ülserler Minör aftöz ülserlere göre daha şiddetli seyreder. Lezyonlar daha büyük ve multipl formdadır. Yuvarlak, ovoid ya da irregüler ülserlerdir. Çapları 1 cm den büyüktür. Lezyonlar en çok nonkeratinize mukozada yani oral mukoza, yanak, dudak, dil, yumuşak damakta lokalizedirler. Şekil 2. Alt dudakta majör aftöz ülserasyon 8

12 Minör formdan farklı olarak 6 hafta süre ile ağızda kalırlar. Hastaya rahatsızlık vererek ve skatris bırakarak iyileşirler (5,8,21,27). 3.3.Herpetiform Aftöz Ülserler Aftöz stomatitli hastaların %10 u bu gruba girer. Skatris bırakmadan 7-10 gün içinde iyileşir. Ağız mukozasının her yerinde görülebileceği gibi, dilin ventral kısmı ve ağız tabanında ortaya çıkar (5,8,21,27). 100 kadar küçük lezyon herpes simplex enfeksiyonunu hatırlatır tarzda ağız mukozasını tutar. Bunlar daha sonra genişleyerek birbirleriyle birleşir. Şekil 3. Dilde herpetiform aftöz ülserasyon 3.4.Behçet Sendromu İle Birlikte Görülen Aftöz Ülserler Behçet Sendromu tekrarlayan ağız içi ve genital ülserlerle birlikte, göz, deri, merkezi sinir sistem, eklemleri tutan, nedeni bilinmeyen (idiopatik) enflamatuar bir hastalıktır. Oral ülserler küçük, yüzeyel fakat ağrılı olup dudaklarda, dişetinde, dilde ve damakta görülebilir. İnsidansı 1/ olarak bulunmuştur. Patogenezde aktive olmuş T hücrelerinden salınan sitokinlerin rolü önemlidir. Uluslararası Behçet 9

13 Hastalığı Çalışma Topluluğu nun tanı ölçütlerine göre bir hastada ağız içi ülserasyonlara ek olarak tekrarlayan genital ülserasyon, gözde tutulum, deride tutulum veya pozitif paterji testinden en az ikisi varsa Behçet hastalığı tanısı konur. Hulusi Behçet tarafından tanımlanan Behçet Sendromu nun 4 majör bulgusu: Ağızda aftöz oluşumlar Genital aftöz oluşumlar Göz tutulumu Deri tutulumu (9,12,13,15) 4.ORAL AFTLARDA AĞIZ HİJYENİNİN ÖNEMİ Ağız hijyeni uygulamaları bireyin çürük insidansını azaltan, ağız kokusunu (halitozis) önlemeye yardımcı olan, sosyal hayata uyumu kolaylaştıran, bakterileri ve dental plağı önlemeye yardımcı olan bir metodlar bütünüdür. Oral aftların oluşumunda ağız hijyeninin kötü olmasının etkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Bazı çalışmalarda aftların iyileşme süresinin uzamasında da kötü oral hijyen uygulamalarının etkili olduğu görülmektedir. 4.1.Behçet Hastalığı, RAS lı Hastalar ve Sağlıklı Bireylerin Karşılaştırılması Yapılan araştırmalarda Behçet Hastalığı nın prognozunun kötü olmasının ağız hijyeni eksikliğine de bağlı olduğu görülmüştür. Dental plak, gingival kanamalar, diş taşları, çürük dişler gibi risk faktörlerinin Behçet Hastalığı nın 4 majör bulgusundan biri olan oral aftöz ülserlerin oluşumunda ve iyileşme süreçlerinde olumsuz etki yaptığı belirlenmiştir. 10

14 Bazı streptokok türlerinin (ör; str. sanguis) oral aftların oluşumunda etkin rol oynadığı bilinmektedir. Etkin fırçalama yöntemleri, diş ipi, ağız gargaraları bu bakteri türlerinin uzaklaşmasına yardımcı olur yılında yapılan bir çalışmada Behçet Sendromlu, rekürrent aftöz stomatitli ve sağlıklı olmak üzere 3 grupla incelemeler yapılmıştır. Tek bir diş hekimi bu 3 grubun dental ve periodontal sağlıkları konusunda değerlendirmelerde bulunmuştur. Her iki klinik durum (dental ve periodontal durum) ve oral hijyen yeterliliği konusunda hastaların her ziyaretinde değerlendirmelerde bulunulmuştur. Dişeti kenarında plak kalınlığının ölçülmesi ile dental plak indeksi incelenmiştir. Gingival indeks ile gingivitisin şiddeti ölçülmüştür. Dişeti kanaması indeksi ile enflamatuar dişeti hastalıklarının derecesi irdelenmiştir. Patolojik dişeti cebi derinliği periodontal sağlık hakkında, dolgulu, eksik dişler hakkında fikir vermiştir. Plak varlığı, dişeti kanaması miktarı, gingival enflamasyon ve patolojik cep derinliği; sağlıklı hastalarla kıyaslandığında Behçet sendromlu ve rekürrent aftöz stomatitli hasta gruplarında anlamlı derecede fazla bulunmuştur. Buna karşılık ay başına düşen oral aft oluşum miktarı, ülserlerin iyileşme süresi gibi faktörlerde anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir. Diş fırçalama miktarı Behçet sendromlu ve rekürrent aftöz stomatitli hastalarda benzer oranda iken, sağlıklı bireylerde bu oran daha fazla bulunmuştur. 3 hasta grubu da düzenli ve yeterli oranda diş ipi kullanmamıştır. Sigara kullanma oranı ise sağlıklı bireylerde daha fazla gözlenmiştir. Her 3 grupta da (Behçet sendromlu, rekürrent aftöz stomatitli ve sağlıklı bireyler) oral hijyen uygulaması ve sonuçları şu şekilde özetlenebilir: 11

15 BH: Behçet Hastalığı grubu RAS: Rekürrent Aftöz Stomatitli grup SB: Sağlıklı Bireyler Plak indeksi oranı: BD: 1.9, RAS: 1.9, SB: 1.2 Gingival İndeks: BD: 2.1, RAS: 2.1, SB: 1.3 Dişeti kanaması indeksi: BD: 1.9, RAS: 2.0, SB: 1.3 Patolojik dişeti cebi derinliği (mm): BD: 2.7, RAS: 2.8, SB: 2.1 DMFT indeksi: BD: 7.2, RAS: 6.6, SB: 6.6 Çekilen diş sayısı: BD: 3.6, RAS: 3.7, SB: 0.8 Çürük diş sayısı: BD: 2.6, RAS: 1.9, SB: 2.8 Günlük diş fırçalama sayısı: BD: 1.1, RAS: 1.1, SB: 1.5 Günlük sigara tüketimi: BD: 3.3, RAS: 0.5, SB: 15.2 Aktif oral ülser bulunan hastalarda periodontal indeksler, oral ülser bulunmayan bireylere göre daha yüksek bulunmuştur. Oral streptokok miktarı (ör; str. sanguis) Behçet hastalığı bulunanlarda daha yüksek oranda tespit edilmiştir. Oral aftöz ülserlerin oluşumunda ve iyileşme sürecinde de bu mikroorganizmaların etkisi vardır. Diş fırçalama ve diş ipi kullanımı plak miktarının azalmasında, gingival enflamasyonun düzeltilmesinde, patolojik dişeti cebi derinliğinin azaltılmasında en önemli uygulamalardır. Oral ülserlerin ağrılı olmasından dolayı Behçet sendromunda ve rekürrent aftöz stomatitte hastaların diş fırçalama ve diş ipi kullanma oranı isteksizliğe bağlı olarak azalmıştır. Bu hastalıklarda oral hijyenin öneminin hastalara anlatılması, bu yöntemleri uygulamaları için teşvik edilmeleri, düzenli kontrollerin yapılması büyük önem 12

16 taşımaktadır (9,15). 4.2.Diş Macunlarının İçeriğindeki Sodium Lauryl Sulfate ın Önemi Sodium lauryl sülfat (SLS) organik bir bileşiktir. Formülü ise CH3(CH2)11OSO3Na şeklindedir. Anyonik, yüzey aktif bir maddedir. Temizlik ürünlerinde kullanılan bir bileşiktir. Diş macunlarının içeriğinde de kullanılabilir. Aftöz stomatitlerin oluşumunda aşındırıcı özelliğinin fazlalığı dolayısıyla etkili olduğu bazı araştırmacılarca dile getirilmektedir. SLS nin ayrıca çocuklarda göz gelişimine ve deriye zarar verdiği, saç dökülmesine sebep olduğu düşünülmektedir. SLS nin oral epitelin koruyucu bariyerlerinin fonksiyonunu azalttığı bulunmuştur. Yüzeyel epitel tabakalarının zarar görmesi ve keratinizasyon indeksinin azalmasında da SLS payı bulunmaktadır. Protein yapılarının zarar görmesine de sebep olup denatürasyona yol açabileceği düşünülmektedir. Oral mukozanın düşük dozlarda SLS ye bile deriden daha fazla tepki gösterdiği, daha çok zarara uğradığı gösterilmiştir. Çalışmalar SLS nin rekürrent aftöz stomatit oluşumunda predispozan faktör olabileceğini göstermiştir. Bunun aksi yönünde çalışmalar da vardır yılında yapılan bir çalışmada hastalara SLS içeren ve içermeyen diş macunları kullandırılmıştır. SLS içermeyen diş macunu kullanan hastalarda bile aftöz stomatit gelişebileceği, SLS içeren diş macunu kullanan bireylerde ise aftöz stomatit gelişmeyebileceği görülmüştür. SLS içeren dişmacunu kullanan bireyler varolan aftöz stomatitler dolayısıyla diş fırçalarken dayanılmaz ağrılar çektiklerini belirtmişlerdir (18). SLS içermeyen macun kullanan bireylerde ise fırçalama sırasında 13

17 anlamlı düzeyde bir ağrı gözlenmemiştir. SLS içeren diş macunlarının kullanımında aftöz ülserlerin daha geç iyileştiği de gözlenen sonuçlar arasındadır. O halde Sodium Lauryl Sulfate bileşiği yeni aftöz ülser oluşumuna veya oluşan aftöz ülserlerin sıklık derecesine anlamlı düzeyde etkili olmazken, aftöz ülser kaynaklı ağrı düzeyinin artmasına ve aftöz ülserlerin daha geç iyileşmesine sebep olmaktadır (18). 4.3.Hijyenik Olmayan Protezlerin Aftöz Stomatit Oluşumundaki Rolü Total ve parsiyel protezler ile aftöz stomatitler arasında yakın bir ilişki vardır. Kötü yapılan protezlerin ağızda birtakım tahriş ve enfeksiyonlara sebep olduğu bilinmektedir. İyi temizlenemeyen, super-floss uygulanmayan, gövde altlarının hijyenik olmadığı sabit köprü protezlerde de yoğun bakteriyel birikim söz konusudur. Protez yapımında kullanılan akrilik maddesinin bir stomatit durumu yarattığı bilinmektedir. Yapılan protezlerde hiçbir teknik hata olmasa bile bazen ağızda önce hafif bir hiperemi ile başlayan ve ağızda ülserasyonlara varan durumlar meydana gelir. Protez altındaki sahada bu hiperemik dokunun yanı sıra kolayca kaldırılabilen beyaz membranlara rastlanır. Protez altında hafif yanma hissi ile başlayan bu durum, gittikçe yanma hissinin fazlalaşması ile ağrılı bir şekle döner. Hasta artık hassasiyetleri ve ağrıları sebebiyle protezi ağızda tutamaz. Ayrıca akrilik allerjisi meydana gelirse vücudun diğer kısımlarında da belirtiler ortaya çıkabilir. Ağıza protezin takılmasıyla dil ve dolayısıyla tükürük normal temizleme fonksiyonlarını yerine getiremezler, protez altında gıda artıkları 14

18 birikir, buna bir de hastanın ağız hijyeninin iyi olmaması eklenirse protezin altında kalan mukoza üzerinde tahriş edici bir tesir meydana getirirler. Bu gibi durumlarda akriliğin cinsinin değiştirilmesi, olası allerji durumlarının önlenmesi, hastaya ağız hijyeninin öneminin anlatılması, protezin sık sık çıkarılıp yıkanması, protez içinde herhangi bir maddenin birikmesine müsaade edilmemesi gereklidir. Ayrıca protezin geceleri çıkarılması gerektiği, aksi taktirde dokularda tahrişe ve yaralara sebep olunabileceği hastaya söylenmelidir (24,27). 4.4.Gargara Kullanımının Aftöz Stomatitlere Etkisi Klorheksidin glukonat içeren gargaralar diş hekimliği pratiğinde önemli bir yere sahiptir. Bakteriyel plağı azaltmada, mekanik temizliğin yeterli sağlanamadığı durumlarda veya fırçanın - diş ipinin ulaşamadığı yerlerin temizlenmesinde, dental girişimler öncesi ağız ortamının dezenfeksiyonunun sağlanmasında, bazı periodontal cerrahi işlemler sonrası iyileşme sürecine katkıda bulunması amacıyla, gingivitisin ve periodontitisin tedavisinde kullanılabilirler. Uzun süreli dezenfektan etkileri vardır. Antibakteriyel özellik taşırlar. Yapılan çalışmalarda bakteriyel plak içerisinde bulunan ve aftöz stomatit oluşumunda da rol oynayan streptokok türlerine karşı etkili olduğu görülmüştür. Mikrobiyal kontaminasyon ve sekonder enfeksiyonlar da bu şekilde kontrol edilebilir. Bazı çalışmalar klorheksidin glukonat içeren gargaraların RAS hastalarında ülser sayısını azalttığını göstermiştir. Fakat bunu doğrulamayan çalışmalar da vardır. Sürekli residiv yapan olgularda %1 lik Chloramin-T gargaraları ile oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır. Klor açığa çıkartan, dezenfeksiyon 15

19 hammaddesi olarak kullanılan Chloramin-T, bakteri adezyonunu azaltmakta ve mukozanın keratinizasyonunu artırmaktadır. Antiseptik özellik de taşıyan Chloramin-T tozundan mercimek kadar az bir miktarı yarım bardak suya karıştırılıp gece yatmadan önce 1 dakika kadar gargara yapılır. İşlem sonrası ağız su ile çalkalanmaz. Şiddetli olgularda sabah da aynı işlem yapılabilir. 2-3 ay sonra etkisi görülmeye başlanmakta, en azından aftların ağrı, sıklığı ve iyileşme süreleri azalmakta, birçok olguda da hiç aftöz ülser oluşumu görülmemektedir. Tetrasiklinli gargaralar da ülser süresini, büyüklüğünü ve ağrıyı azaltır. Sekonder enfeksiyonları önlemekle de kalmaz, aynı zamanda kollajenaz aktivitesini de inhibe eder. RAS ın rekürrens sıklığına herhangi bir etkisi yoktur. Eğer hasta topikal steroid kullanamıyorsa ve ülser çok büyükse steroidler gargara olarak da kullanılabilir. Gargaralar bazı istenmeyen yan etkilere de sahiptir. Dilde ve dişlerde renklenme, tat değişikliği, mukozal deskuamasyon bu yan etkilerdendir. Ayrıca maliyetli olması da hastalar tarafından kullanımını zorlaştırmaktadır (17,19,20). 4.5.Ağızdaki Retansiyon Bölgelerinin Önemi Retansiyon alanları mikroorganizma birikimi için müsait alanlardır. Temizlenmesi zor bölgeler oldukları için ağız ortamından elimine edilmeleri gerekmektedir. Bu tarz alanlar dental plak birikimi ve dolayısıyla mikroorganizmaların çoğalmasına, diş çürüklerine, dişeti enflamasyonlarınabüyümelerine, dişeti kanamalarına, hassasiyet ve ağrılara, oral hijyenin 16

20 yeterli sağlanamamasına sebep olup, enfeksiyon oluşumu için predispozan faktörlerdendir. Çürükler, diastemalar, dişeti olukları, dişlerin ara yüzleri, diş kırıkları, patolojik dişeti cepleri, pseudo cepler, diş olukları, fissürel yapılar bu retansiyon bölgeleri arasında sayılabilir. Bu bölgeler iyi temizlenemezse mikrobiyal ve bakteriyel birikim fazlalaşır. Ağız ortamında enfeksiyon oluşma ihtimali artar. Çürükler temizlenmeli, hijyen sorunu yaratmayacak materyallerle uygun bir şekilde restore edilmeli, herhangi bir taşkınlık olmamalı, hasta diş ipini her lokalizasyona uygulayabilmelidir. 4.6.Travmatik Ağız Hijyeni Uygulamaları Diş fırçası dişetine fazla kuvvet uygulanarak kullanıldığında dişetinde tahrişlere sebep olabilir. Yaralanmalar, kesikler oluşturarak mukozanın ağız ortamına açılmasına sebebiyet verirler. Açılan bölgeden bakterilerin girişi kolaylaşır. Bu bakteriler çoğalarak ülseratif oluşumlar meydana getirebilirler. Travmatik ağız hijyeni uygulamaları ayrıca varolan aftöz ülserden duyulan ağrının fazlalaşmasına, ülserin büyümesine ve fırçalama yöntemlerinin değiştirilmemesi halinde iyileşme süresinin de uzamasına sebep olur. Klorheksidinli gargaralar çok sayıda uygulanırsa ve gargara ağız içinde 1 dakikadan daha uzun süre tutulursa mukozal deskuamasyona sebep olabilir ve bu da irritan faktörlerin enfeksiyon yaratmasını kolaylaştırır. Diş ipi de kontrollü ve nazik bir şekilde uygulanmalıdır. Cep tabanına aşırı kuvvet uygulanıp hasar verilmemeli, bireyin uygulamasından kaynaklı kanama odaklarının fazla yaratılmamasına özen gösterilmelidir. 17

21 4.7.Bazı Sistemik Hastalıklarda Aftöz Ülser ve Oral Hijyen İlişkisi Sistemik hastalıkların bazıları aftöz ülser oluşumunu kolaylaştırıcı, iyileşme süresini uzatıcı, oluşum sıklığını artırıcı etki gösterebilirler. Bu hastalıklar vücudu tümüyle tutarken bazı oral semptomlara da sebebiyet verebilirler. Hatta birçok sistemik hastalık ilk bulgusunu ağızda vermektedir. Crohn hastalığı, ülseratif colitis gibi hastalıklarda ağızda aftöz ülserler görülebilir. Hijyenin sağlanmaması veya düzenli ve uygun bir şekilde devam ettirilmemesi aftöz ülserlerin iyileşme sürecine olumsuz etki yapacaktır. Reflü hastalığında ağız ortamı asidik bir hal almakta ve mukozayı tahriş edici bir özellik kazanmaktadır. Tükürük ve lakrimal bezlerin tutulumu sonucu görülen Sjögren Sendromu ve Xserestomi (ağız kuruluğu) rahatsızlığında da tükürük miktarı azalmakta, tükürüğün mukozayı yıkayıcı etkisi azalmakta, tamponlayıcı etkisi azalıp (Ph dengesi bozulup) ağız ortamı asidik bir hal almakta ve mikroorganizmaların üremesi için uygun ortam yaratılmaktadır. Ağız kuruluğunu engellemek için yapay tükürük preparatları kullanılabilir, hastaya parafin çiğnetilebilir. Olanaklar dahilinde gen tedavileri yapılmaktadır. Predispozan faktör etkisini önlemek için oral hijyen yeterli bir şekilde sağlanmalıdır. Anemi hastalarında rekürrent aftöz stomatit ortaya çıkabilir. Bu hastalar oral bulguların kontrol altında tutulması için ağız hijyenine dikkat etmelidirler. HIV hastalarında aftöz benzeri lezyonlar daha büyük ve geniş tutulumludur. Daha uzun periyodlarla ve geniş yayılım gösterir. İmmün 18

22 sistemi baskılanmış kişilerde tedavilere yanıt almak daha zordur. Genellikle oral boşluğun non-keratinize kısımlarında tutulum gösterirler. HIV lı hastalarda daha çok majör tip görülür. Hasta oral bulguların kontrol edilebilmesi için oral hijyenine gene dikkat etmelidir ancak immün sistem baskılanmış olduğu ve aftöz ülserler daha çok bu sebepten görüldüğü için bu tarz yöntemlerin ne derece verimli olacağı tartışmalıdır. İnsülin hormonunun yokluğu, yetersizliği veya eksikliğiyle karakterize diyabet hastalığında ise gecikmiş yara iyileşmesi söz konusudur. Aftöz ülserler diyabet hastalarında daha uzun süre ağızda bulunup hastanın yaşam konforunu daha da düşürebilirler. Bu sebeple hasta oral hijyenine en başından önem vermelidir, olası bir aftöz ülser durumunda ülserin daha geç iyileşeceğini göz önünde bulundurmalıdır (10,13,21). 5.VERİMLİ AĞIZ HİJYENİ SAĞLAMA 5.1.Diş Fırçası Kullanımı Fırçalama esnasında kullanılacak fırçanın bazı özellikler taşıması gerektiğine Zachrisson, Öames ve Beagrie, Clark, Gold, Dyen gibi araştırıcılar değinmişler ve kullanılacak fırçanın küçük, naylon kıllı ve orta sertlikte olmasını tavsiye etmişlerdir (23). Yine aynı araştırıcılar fırçalama işleminin tedavi süresince sabah kahvaltı sonrası ve akşam yatmadan önce günde 2 defa yapılması görüşünde olduklarını belirtmişlerdir. Birçok fırçalama tekniği bulunmaktadır. Kremers ve arkadaşları bu teknikler içerisinde Modifiye Bass tekniğini daha başarılı bulmuşlardır (24). Bu yöntemde diş fırçası, diş ve dişetinin birleşim yerine 45 derecelik açıyla hafifçe bastırarak yaslanır. Fırça 2-3 dişi aynı anda kapsamalıdır. Sağa ve 19

23 sola sadece fırça kıllarını hareket ettirecek miktarda sulcus temizlendikten sonra dişin insizal kenarına doğru süpürme hareketi yapılır. Bu hareket her 2-3 diş grubu için 3-4 kez tekrarlanır. Fırçalama sırasında en etkili dental plak uzaklaştırma yöntemlerinden birisidir. Arayüz fırçaları diasteması bulunan hastalarda, dişeti çekilmelerinde, sabit ortodontik tedavi gören hastalarda kullanılabilir. Elektrikli diş fırçalarının diğer fırça türlerine göre ciddi bir avantajı yoktur. Bu tarz fırçalar manipülasyonu iyi olmayan, yaşlı hastalara daha çok önerilebilir. 5.2.Arayüz Temizliği Arayüz temizliğinin yapılmasında diş ipleri, arayüz fırçaları ve oral irrigasyonu sağlayan ağız duşları (water jel) kullanılmaktadır (14). En etkili arayüz temizleme aracı diş ipidir. İp yaklaşık olarak dirsek uzunluğunda koparılarak her iki elde de orta parmağa dolanmalı ve işaret parmaklarıyla desteklenerek tutulmalıdır. İki dişin arasına yerleştirip diş U şeklinde sarılmalı ve dişetinin altı ile dişetinin üstünde kalan arayüz ileri-geri ve yukarı-aşağı nazik hareketlerle temizlenmelidir. Uygulanan aralıktan çıkarılmadan komşu dişin arayüzüne de aynı işlemler uygulanabilir. Günde 1 defa yapılması yeterli olup, diş atlanmamalıdır. Hastalar genellikle lokalizasyon zorluğu nedeniyle molar dişlere diş ipi yaparken zorlanıp o dişleri ihmal edebilirler. Buna çözüm olarak bir mandala bağlanan diş ipleri piyasaya sürülmüştür ancak bu ipler dişi yeterli miktarda saramadığı ve manipülasyon yeterli oranda sağlanamadığı için mikrobiyal dental plağın uzaklaştırılmasında klasik diş ipleri kadar yeterli değillerdir. 20

24 5.3.Tükürük Artırıcı Tabletlerin Kullanımı Dixon isimli araştırmacı tükürük akışını hızlandırıcı bazı tabletlerin kullanımının ağız bakımı üzerine olumlu etki yaptığını belirtmiştir. Bu tabletler solbutol, malik asit, kalsiyum difosfat gibi maddeler içermektedir. Araştırıcı bu tabletlerin her yemekten sonra kullanılmasıyla mekanik olarak yeterli bir temizlik yapamayan bireylerde yumuşak eklenti miktarında önemli bir artış yaşanmayacağını söylemiştir. Bu tabletler tükürüğün miktarını artırarak yıkayıcı özelliğini artırırlar, tamponlama kapasitesini artırıp Ph dengesine katkıda bulunurlar. Tükürüğün aynı zamanda antibakteriyel etkisi de vardır. 5.4.Gargaraların Kullanımı En sık klorheksidin glukonat içerikli gargaralar kullanılır. Subgingival cep irrigasyonunu ve dental plağı elimine etmek açısından çok etkili yöntemlerden birisidir. Bu sayede dişetindeki enflamasyon azalır. Yapılan çalışmalarda gingivitis üzerine ciddi faydalı etkileri olduğu görülmüştür. Travmatik ağız ülserasyonları üzerinde de olumlu etkileri saptanmıştır. Klorheksidin mutans streptokokların üzerinde etkinliği en iyi bilinen antimikrobiyal ajandır. Klorheksidinin tükürük ve dental plaktaki bakteri ve özellikle de streptococcus mutans düzeylerini anlamlı derecede azalttığını gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Mekanik temizliği iyi yapamayan bireylerde ve sabit ortodontik tedavi gören bireylerde klorheksidin glukonat içeren gargaraların dental plağı kontrol altına almada çok faydalı olduğu görülmüştür. Ortodonti hastalarının tükürüklerinin her mililitresinde laktobasillusların miktarının yaklaşık

25 arttığı tespit edilmiştir (19,20,23,27). 5.5.Ksilitol Kullanımı Doğal bir şeker olan ksilitolün diş çürüklerini önlediği ve fermente olmayan bir karbonhidrat olduğu için dental plaktaki mutans streptokokların çoğalmasını ve büyümesini önlediği bilinmektedir. Bu tür streptokoklar aftöz ülser oluşumunda da etkendir. Piyasada ksilitol içeren sakızlar ve ağızda eriyen pastiller bulunmaktadır. Düşük dozda ksilitolün düzenli olarak her gün kullanılmasının ilk 6 haftada mutans streptokokların düzeylerinde azalmaya yol açtığı, ancak bu etkinin uzun dönem devam etmediği gösterilmiştir. 5.6.Florür Uygulamaları Florür içeren diş macunları, florürlü ağız gargaraları, florür jel ve vernikleri ağız hijyeni sağlanmasında özellikle koruyucu anlamda çok etkilidirler. Qgaard ve arkadaşları (28) amin klorür/kalay florür içeren diş macunları ve ağız gargaralarının plak, gingivitis ve başlangıç çürük lezyonlarının üzerinde etkili olduğunu saptamışlardır. NaF içeren ürünlere göre daha etkilidirler. 22

26 ÖZET Oral aftöz ülserler dünyada en sık görülen hastalıklardan biridir. Ağrılı, tekrarlayıcı, mukozal ülseratif lezyonlardır. Yapılan birçok araştırmaya rağmen kesin etiyolojisi bulunamamıştır. Travma, mikrobiyal faktörler, yiyecekler, ilaç reaksiyonları, immün bozukluklar, hormonal dengesizlik, sigara gibi predispozan faktörlerin ve genetik özelliklerin oral aftların oluşumunda rol oynadığı düşünülmektedir. Aftöz ülserlerin majör, minör ve herpetiform olmak üzere 3 klinik tipi vardır. Minör aftöz ülser en sık görülen tipidir. Behçet Sendromu, 4 majör bulgusundan birinin oral aftöz ülserler olduğu sistemik bir hastalıktır. Diğer belirtileri genital aftöz oluşumlar, göz tutulumu ve deri tutulumudur. Oral aftların ağız hijyeniyle ilişkisine değinen çalışmalar yapılmıştır. Bazı çalışmalar oral hijyenin aftöz ülser oluşumunda ve oluşum sıklığında etkin rol oynadığını, bazı çalışmalar ise iyileşme sürecine ve ağrı düzeyine etki ettiğini belirtmişlerdir. Özellikle streptokok türü mikroorganizmaların eliminasyonu açısından oral hijyen sağlanması oldukça önemlidir. Hastalar oral hijyen konusunda bilinçlendirilmeli, düzenli kontroller yapılmalı ve sık tekrarlayan aftöz ülserlerden şikayetçi hastalara oral hijyenin de bunda pay sahibi olduğu anlatılıp, oral hijyen yöntemlerinin uygulanması için teşvik edilmelidir. Bu tezde oral aftöz ülserlerin tanımı, etiyolojik faktörleri, klinik özellikleri, ağız hijyeniyle olan ilişkisi ve verimli bir ağız hijyeni sağlama yolları ele alınmıştır. 23

27 KAYNAKLAR 1.Ozbayrak S. Oral Mukoza Hastalıkları, Marmara Üniversitesi Yayınları, 1993, 2, s: Porter S.R, Scully C, Pedersen A. Recurrent Apthous Stomatitis, International and American Associations for Dental Research, 1998, 9, Chattopadhyay A, Chatterjee S. Risk indicators for recurrent aphthous ulcers among adults in the US, 2007, 35, Field E.A, Allan R.B. Rewiev Article: oral ulceration-aetiopathogenesis, cilinical diagnosis and management in the gastrointestinal clinic, 2003, 18, Natah S.S, Konttinen Y.T, Enattah N.S, Recurrent Apthous Ulcers Today: arewiev of the growing knowledge. Int. J. Oral Maxillofac Surg, 2004, 33, Birek C, McNeill K, Singer D. Detection of Helicobacter pylori in oral apthous ulcers, 1999, 28, Pederson A, Hornsleth A. Recurrent apthous ulceration: a possible clinical manifestation of reactivation of varicella zoster or cytomegalovirus infection, 1993, 22, Chavan M, Jain H, Diwan N. Recurrent apthous stomatitis: a rewiev, 2012, 41, Mumcu G, Hayran O, Ozalp D.O, The assessment of oral health-related quality of life by factor analysis in patients with Behcet s disease and recurrent aphthous stomatitis, 2007, 36, Scully C, Hodgson T, Lachmann H. Auto-inflammatory syndromes and oral health, 2008, 14, Mumcu G, Ergun T, Inanc N. Oral health is impaired in Behcet s disease and is associated with disease severity, 2004, 43, Mumcu G, Inanc N, Ergun T. Oral health related quality of life is affected by disease activity in Behcet s disease, 2006, 12,

28 14.Porter SR, Al Johani K, Fedele S, Randomised controlled trial of the efficacy of HybenX in the symptomatic treatment of recurrent aphthous stomatitis, 2009, 15, Arabacı T, Kara C, Çiçek Y, Relationship between periodontal parameters and Behcet s disease and evaluation of different treatments for oral recurrent aphthous stomatitis, 2008, 44, Bhatnagar P, Rai S, Bhatnagar G, Prevalence study of oral mucosal lesions, mucosal variants, and treatment required for patients reporting to a dental school in North India: In accordance with WHO guidelines, 2013, 20, Ameer N, Palaparthi R, Neerudu M, Oral hygiene and periodontal status of teenagers with special needs in the district of Nalgonda, 2012, 16, Shim YJ, Choi JH, Ahn HJ, Effect of sodium lauryl sulfate on recurrent aphthous stomatitis: a randomized controlled clinical trial, 2012, 18, Kaur H, Jain S, Kaur A, Comparative evaluation of the antiplaque effectiveness of green tea catechin mouthwash with chlorhexidine gluconate, 2014, 18, Turkoglu O, Becerık S, Tervahartiala T, The effect of adjunctive chlorhexidine mouthrinse on GCF MMP-8 and TIMP-1 levels in gingivitis: a randomized placebo-controlled study, Ege University, Scully C, Gorsky M, The diagnosis and management of recurrent aphthous stomatitis, 2003, 134, L. Preeti, K.T. Magesh, rewiev article: Recurrent aphthous stomatitis, 2011, 15, Kremers A, Kohet A, Acomparative clinical study of the safty and efficaay of the three toothbrushes, 1992, 7, Soderhorm G, Nobreus N, Attstrom R, Teaching plaque control, five versus two visit program, 1982, 9, Konukman E, Ağız Hastalıkları, 1980, 2, s: Sciubba J, Regezı J, Rogers R, Oral Disease Diagnosis and treatment, 2002, 1, s:

29 28.Kuvvetli S, Sandallı N, Sabit Ortodontik Tedavi Gören Hastalarda Ağız Hijyeninin Sağlanması ve Diş Çürüklerinin Önlenmesi, EÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2006, 27,

30 ÖZGEÇMİŞ 1991 yılında İzmir de doğdum. İlköğretimimi Çanakkale Gazi İlköğretim Okulu nda ve Eskişehir Melahat Ünügür İlköğretim Okulu nda tamamladıktan sonra liseyi Eskişehir Fatih Fen Lisesi nde tamamladım yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ni kazandım. 27

31

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir.

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. KULLANIM KILAVUZU KLORHEX ORAL JEL Birim Formülü Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. Tıbbi Özellikleri Klorheksidin

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız ve Diş Sağlığı Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız sağlığı: Dişler ve onları

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,

Detaylı

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY FORMÜL %0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. Bir püskürtme 0.15 ml dir ve 0.0003 g klorheksidin glukonat içerir.

Detaylı

REKÜRRENT AFTÖZ STOMATİTİS ETİYOLOJİSİ VE TEDAVİSİ

REKÜRRENT AFTÖZ STOMATİTİS ETİYOLOJİSİ VE TEDAVİSİ T.C Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı REKÜRRENT AFTÖZ STOMATİTİS ETİYOLOJİSİ VE TEDAVİSİ BİTİRME TEZİ Stj.Dişhekimi Muhammed Ali ASLAN Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. İdil ÜNAL

Detaylı

KÖTÜ AĞIZ HİJYENİ OLAN KİŞİLERDE;

KÖTÜ AĞIZ HİJYENİ OLAN KİŞİLERDE; AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI KÖTÜ AĞIZ HİJYENİ OLAN KİŞİLERDE; kardiovasküler/ serebrovasküler sistem hastalıkları, osteoporoz, üst solunum yolları enfeksiyonları, kadınlarda erken doğum, düşük doğum ağırlığı riskinin

Detaylı

Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal Ağız kokusunun nedenleri ve önlemenin yolları hakkında bilgi verdi.

Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal Ağız kokusunun nedenleri ve önlemenin yolları hakkında bilgi verdi. Ağız Kokusuna Karşı Dilinizi de Fırçalayın Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal Ağız kokusunun nedenleri ve önlemenin yolları hakkında bilgi verdi. İSTANBUL - Sağlıklı

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI Diş Eti Hastalıkları Dişeti hastalıkları (Periodontal hastalıklar) dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir.

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir. * *Aşılama öncesinde ve beraberinde probiyotik kullanma veya aşının içine serokonversiyon oranını arttıracağına inanılan suşların eklenmesi ilgili çalışmalar son birkaç yılda hızla artmıştır. *Şimdiye

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış PEDODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr DersSorumluları: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr Prof.Dr. Şaziye Aras, saziye_aras@yahoo.com Prof.Dr. Leyla Durutürk,

Detaylı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı çeken sigara vücuda birçok zarar vermekte ve uzun süre

Detaylı

Burun yıkama ve sağlığı

Burun yıkama ve sağlığı Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.

Detaylı

Politika. Görevliler Branşlar Muhasebe. Görevler Hedef gruplar Hasta ödeme planı. Ağız diş sağlığı

Politika. Görevliler Branşlar Muhasebe. Görevler Hedef gruplar Hasta ödeme planı. Ağız diş sağlığı Tablo 1. Diş Sağlık Hizmet Sunumu Politika Ağız diş sağlığı sunumu sistemi Görevliler Branşlar Muhasebe Görevler Hedef gruplar Hasta ödeme planı Ağız diş sağlığı Tablo 2. Genel Ağız Diş Sağlığı Sektörünün

Detaylı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı %20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı kaşıntılar (kc, bb, troid) Pemfigoid gestasyones Gebeliğin

Detaylı

Ý nsanda iletiþimin en önemli araçlarýndan biri olan ses,

Ý nsanda iletiþimin en önemli araçlarýndan biri olan ses, 1 5 Doç. Dr. Orhan YILMAZ Ý nsanda iletiþimin en önemli araçlarýndan biri olan ses, kiþinin duygusal yapýsýný yansýtan bir olaydýr. Yaþ ilerledikçe tüm organlarda görülebilen yaþlanma konuþma organýnda

Detaylı

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞIMIZ ELİMİZDE

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞIMIZ ELİMİZDE AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞIMIZ ELİMİZDE Ağız ve diş sağlığı anne karnında başlar Doğum öncesi yeterli beslenen ve sağlam doğan bebeklerin 6 aylıktan itibaren ilk SÜT DİŞLERİ çıkar 2,5 3 yaşın sonuna kadar çocuğun

Detaylı

PERİODONTİTİSLER I- KRONİK PERİODONTİTİS

PERİODONTİTİSLER I- KRONİK PERİODONTİTİS PERİODONTİTİSLER Periodontitis, spesifik mikroorganizmalar veya spesifik mikroorganizma gruplarının neden olduğu, periodontal ligaman ve alveolar kemiğin cep oluşumu, dişeti çekilmesi veya her ikisiyle

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

KİŞİSEL HİJYEN VE UYGULAMALARI

KİŞİSEL HİJYEN VE UYGULAMALARI KİŞİSEL HİJYEN VE UYGULAMALARI İçerik HİJYEN DERİNİN YAPISI DERİ BÜTÜNLÜĞÜNÜN BOZULMA NEDENLERİ BANYOLAR MASAJLAR AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI ÖZEL AĞIZ BAKIMI KIYAFETİN ÖNEMİ VE TEMİZLİĞİ Hijyen Hijyen; yunanca

Detaylı

09/11/2015 BEYAZ KAN HÜCRELERİ. Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir.

09/11/2015 BEYAZ KAN HÜCRELERİ. Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir. BEYAZ KAN HÜCRELERİ Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir. 1 Görevleri nelerdir? Bu hücreler vücudu bulaşıcı hastalıklara ve yabancı maddelere karşı korur.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. SOLCOSERYL Adheziv Diş Patı Ağız boşluğunda ve dişeti üzerine uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. SOLCOSERYL Adheziv Diş Patı Ağız boşluğunda ve dişeti üzerine uygulanır. KULLANMA TALİMATI SOLCOSERYL Adheziv Diş Patı Ağız boşluğunda ve dişeti üzerine uygulanır. Etkin maddeler: 1 g adheziv diş patı, 2.125 mg solkoseril ve 10.000 mg polidokanol 600 içerir. Yardımcı maddeler:

Detaylı

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Size üç antikanser ajan or ilaç oluşan FEC tedavisi öneriliyor.: Fluracedyl, Epirubicin ve Cyklofosfamid Üç haftalık

Detaylı

GÜNLÜK HĠJYEN ALIġKANLIKLARI

GÜNLÜK HĠJYEN ALIġKANLIKLARI GÜNLÜK HĠJYEN ALIġKANLIKLARI HĠJYEN NEDĠR? Bir sağlık bilimi olup,temel ilgi alanı sağlığın korunması ve sürdürülmesidi r. KĠġĠSEL HĠJYEN Kişilerin kendi sağlığını korudukları ve devam ettirdikleri öz

Detaylı

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. * *Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. *Bu hipotez, memelilerin evrimsel geçmişlerinin bir parçası

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Size bir antikanser ajan olan Docetaxel tedavisi önerildi. Tedavi yaklaşık 1,5 saat sürer ve üç hafta aralıklarla

Detaylı

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt III, Sayı 1, Sayfa 121-125, 1986 AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Hüsnü YAVUZYILMAZ* Celil DİNÇER** M. Emin TOPÇU*** Koruyucu

Detaylı

EL HİJYENİ. Hazırlayan: SELDA DEMİR Acıbadem Fulya Hastanesi 8. Kat Klinik Eğitim Hemşiresi

EL HİJYENİ. Hazırlayan: SELDA DEMİR Acıbadem Fulya Hastanesi 8. Kat Klinik Eğitim Hemşiresi EL HİJYENİ 2010 Hazırlayan: SELDA DEMİR Acıbadem Fulya Hastanesi 8. Kat Klinik Eğitim Hemşiresi El Hijyeni v El yıkama günlük yaşantı içinde her şeyden önce kişinin kendi sağlığı için önemliyken, çalışma

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ MENOPOZ DÖNEMİ BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? Menopoz nedir?

Detaylı

EL YIKAMA. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Funda Peker

EL YIKAMA. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Funda Peker EL YIKAMA Acıbadem Kadıköy Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Funda Peker El Yıkama-tarihçesi Tıp tarihi incelendiğinde, el yıkama ile infeksiyon hastalıklarının önlenebildiğine dair veriler XIX. yüzyıla

Detaylı

KARBONHİDRATLAR, DİŞ ÇÜRÜĞÜ, BESLENME BİLGİSİ

KARBONHİDRATLAR, DİŞ ÇÜRÜĞÜ, BESLENME BİLGİSİ KARBONHİDRATLAR, DİŞ ÇÜRÜĞÜ, BESLENME BİLGİSİ Karbonhidratların diş çürüğünün oluşumundaki rolünü, çürük oluşumunda etkili diğer biyo-medikal ve psiko-sosyal etkenlerle birlikte değerlendirmek gerekir

Detaylı

KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ-YER TUTUCULAR-FLOR UYGULAMASI-FİSSÜR ÖRTÜCÜLER

KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ-YER TUTUCULAR-FLOR UYGULAMASI-FİSSÜR ÖRTÜCÜLER KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ-YER TUTUCULAR-FLOR UYGULAMASI-FİSSÜR ÖRTÜCÜLER Koruyucu Diş Hekimliği Çocuklarda koruyucu diş hekimliği yaklaşım ve tedavileri şu başlıklardan oluşur:» Fırçalama» Diş gelişiminin

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Adem Aköl Sinan Özyavaş Hazırlama Komitesi Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü 1/5

Detaylı

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar YARALANMALAR YARA NEDİR? Bir travma sonucu deri yada mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon

Detaylı

SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI

SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI Harika Alpay, Nurdan Yıldız, Neslihan Çiçek Deniz, İbrahim Gökce Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

Detaylı

ÇÜRÜK AKTİVİTE TESTİ (ÇAT):

ÇÜRÜK AKTİVİTE TESTİ (ÇAT): ÇÜRÜK AKTİVİTE TESTİ (ÇAT): Çürük risk değerlendirmesinin bir parçası olarak 1- Her yaş için ağız diş bakımını öğretmek için; 2- Hamilelerde; 3- Ortodonti hastalarında; 4- Yaygın restorasyon çalışmalarında;

Detaylı

Ağız Ve Diş Sağlığı AMASYA DİŞ SAĞLIĞI

Ağız Ve Diş Sağlığı AMASYA DİŞ SAĞLIĞI Ağız Ve Diş Sağlığı AMASYA DİŞ SAĞLIĞI AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI Ağız, sindirim sisteminin başlangıcıdır. Bütün besinler dişler yardımıyla sindirime hazırlanır. Bu nedenle dış o oldukça önemlidir. Ağız ve dişlerin

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Y. Lisans DİŞHEKİMLİĞİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ 2002

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Y. Lisans DİŞHEKİMLİĞİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ 2002 ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: EMRE AYTUĞAR Öğrenim Durumu: DOKTORA Bölümü: Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Y. Lisans DİŞHEKİMLİĞİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ 2002 FAKÜLTESİ Doktora/S.Yeterlilik

Detaylı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen

Detaylı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes Mellitus Akut Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus akut komplikasyonlar Hipoglisemi Hiperglisemi ilişkili ketonemi

Detaylı

YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ Travma; ani olarak dıştan mekanik bir etki sonucu meydana gelen, sağlığı tehdit eden, fiziksel ve ruhsal hasarlara yol açan bir olaydır.

Detaylı

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU Önsöz... IX-X Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu... XI Hemofili Bilimsel Alt Komitesi Üyeleri (2014-2018 dönemi)... XI Kısaltmalar... XII I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANISI TANIM...

Detaylı

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar Diyet denilince aklımıza aç kalmak gelir. Bu nedenle biz buna ''sağlıklı beslenme programı'' diyoruz. Aç kalmadan ve bütün besin öğelerinden dengeli biçimde alarak zayıflamayı ve bu kiloda kalmayı amaçlıyoruz.

Detaylı

DOĞUM SONU EVDE BAKIM (ANNE EĞİTİMİ) Hazırlayan: Aysun Çakır Acıbadem Kadıköy Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi 24.06.2010

DOĞUM SONU EVDE BAKIM (ANNE EĞİTİMİ) Hazırlayan: Aysun Çakır Acıbadem Kadıköy Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi 24.06.2010 DOĞUM SONU EVDE BAKIM (ANNE EĞİTİMİ) Hazırlayan: Aysun Çakır Acıbadem Kadıköy Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi 24.06.2010 DOĞUM SONRASI AĞRI Altı haftaya kadar karın alt bölgesinde aralıklı ağrılar

Detaylı

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum Yasemin ELİTOK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum Tanı olanaklarının gelişmesi ve sağlık kuruluşlarından yararlanma olanaklarının artması, Toplumun bilgi seviyesinin

Detaylı

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Bölüm 9 Astım ve Gebelik Astım ve Gebelik Dr. Metin KEREN ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Erişkinlerde astım görülme

Detaylı

Diyabet ve diş-dişeti sorunları TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU

Diyabet ve diş-dişeti sorunları TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TEMD DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU HASTA EĞİTİM KİTAPÇIKLARI SERİSİ 13 Diyabet ve diş-dişeti sorunları

Detaylı

Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı

Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı 3. Ulusal Hastane ve Kurum Eczacıları Kongresi 23-27 Mart 2016, Muğla Uz. Ecz. Metin Deniz KARAKOÇ Denizli Devlet Hastanesi Hasta

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

Reflü Hastaları Ne Yapmalı?

Reflü Hastaları Ne Yapmalı? On5yirmi5.com Reflü Hastaları Ne Yapmalı? Reflü hastalarının, yaşam kalitelerini yükseltmek ve daha az sorun yaşamaları için yapabilecekleri basit çözümler var. Yayın Tarihi : 11 Ekim 2011 Salı (oluşturma

Detaylı

HİJYEN VE SANİTASYON (LBV104U)

HİJYEN VE SANİTASYON (LBV104U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. HİJYEN VE SANİTASYON (LBV104U) DERS

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. BATTICON Pomad. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM 100 g da: Etkin Madde Povidon iyot 30/06

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. BATTICON Pomad. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM 100 g da: Etkin Madde Povidon iyot 30/06 KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI BATTICON Pomad 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM 100 g da: Etkin Madde Povidon iyot 30/06 10.00 g Yardımcı Maddeler Yardımcı maddeler için 6.1 e bakınız.

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Uykudan önce ASLA!!!

Uykudan önce ASLA!!! Uykudan önce ASLA!!! ŞEKER TÜKETİMİ-5 BAŞARAMAZSAN!!! Şekeri tükettikten hemen sonraki ALIŞKANLIĞI OTURTMAYA ÇALIŞ ; Macunlu ya da macunsuz fırçalasın, Ağzını suyla çalkalasın, Peynir-yoğurt yesin ya da

Detaylı

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi. Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014

Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi. Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014 Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014 Hipersensitivite Fizyopatolojisi İmmün sistem kemoterapötik ya da biyoterapötik

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

Hepatit C ile Yaşamak

Hepatit C ile Yaşamak Hepatit C ile Yaşamak NEDİR? Hepatit C kan yoluyla bulaşan Hepatit C virüsünün(hcv) neden olduğu bir karaciğer hastalığıdır. 1 NEDİR? Hepatit C virüsünün birçok türü (genotipi ) bulunmaktadır. Ülkemizde

Detaylı

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir. Metabolizma, bedeninizdeki kimyasal tepkimelerin toplamını ifade eden sihirli bir sözcüktür. Özellikle orta yaşlar ve sonrasında görülen kilo artışlarının, çabuk yorulma, halsizlik ve yorgunlukların başlıca

Detaylı

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ Prof. Dr. Erdal ZORBA GEÇMĐŞTEN GÜNÜMÜZE SAĞLIK Geçmişte sağlığın tanımı; hastalıklardan uzak olma diye ifade edilirdi. 1900 lerin başında ölümlerin büyük bir kısmı bakteri ve

Detaylı

SINCAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

SINCAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ SINCAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ Bu sunu Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Hayatboyu Öğrenme Programı Grundtvig Öğrenme Ortaklığı Projesi kapsamında düzenlenen Eğitim Toplantıları için hazırlanmıştır.

Detaylı

TÜRKİYE DE AĞIZ-DİŞ SAĞLIĞI VE KORUYUCU UYGULAMALARIN ÖNEMİ

TÜRKİYE DE AĞIZ-DİŞ SAĞLIĞI VE KORUYUCU UYGULAMALARIN ÖNEMİ TÜRKİYE DE AĞIZ-DİŞ SAĞLIĞI VE KORUYUCU UYGULAMALARIN ÖNEMİ 28 Ocak 2015 Türkiye de Ağız ve Diş Sağlığı Durumu 0-14 yaş grubunda; süt ve daimi dişlerde ortalama 3.7 çürük+dolgulu+çekilen diş (DMFT indeksi)

Detaylı

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065 Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları

Detaylı

ERGENLİKTE HİJYEN SAĞLIK VE KİŞİSEL BAKIM. Hazırlayan Okul Rehber Öğretmeni İrem YILDIRIM

ERGENLİKTE HİJYEN SAĞLIK VE KİŞİSEL BAKIM. Hazırlayan Okul Rehber Öğretmeni İrem YILDIRIM ERGENLİKTE HİJYEN SAĞLIK VE KİŞİSEL BAKIM Hazırlayan Okul Rehber Öğretmeni İrem YILDIRIM SAĞLIK VE HİJYEN NEDİR? Sağlık; kişinin doğuştan getirdiği kalıtsal özellikleri ile fiziksel, biyolojik ve sosyal

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Klinik belirtiler ve araştırmalar

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Sağlık hizmeti sunumu sırasında sağlık çalışanları, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklarını tehdit eden pek çok riske maruz

Detaylı

%0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir.

%0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. KLORHEX GARGARA BİRİM FORMÜLÜ %0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. TIBBİ ÖZELLİKLERİ Klorheksidin bir biguanid antiseptiktir ve genel

Detaylı

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ GÜLDER GÜMÜŞKAYA HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ONKOLOJİ HASTANESİ TROMBOSİT NEDİR? 1 Kemik iliğinde yapılan kan hücrelerinden biridir. Pıhtılaşma hücreleri olarak bilinir. 1mm 3 kanda

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI VE PASİF ETKİLENİM TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ Başlıca tütün ürünleri nelerdir? SİGARA ELEKTRONİK SİGARA PİPO PURO NARGİLE ESRAR

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

İntİm Temİzleme Ürünlerİ

İntİm Temİzleme Ürünlerİ İntİm Temİzleme Ürünlerİ 2 Gvyna, özel bölgenizin günlük bakım ve temizliğini sağlamak için güvenebileceğiniz bir yardımcıya ihtiyacınız olduğunun farkındadır. Bu nedenle size özellikle ihtiyaçlarınıza

Detaylı

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ 24.02.2014 PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ Yrd. Doç. Dr. Enhoş: Protez Yapıştırıcıları Dikkatli Kullanın Özellikle damak protezi kullanan hastalarda en sık karşılaşılan sorunlardan birisi tutuculuktur. Protezin

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KETORAL vajinal suppozituar Vajina içerisine uygulanarak kullanılır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: Ketokonazol. Her bir KETORAL vajinal suppozituar, 400 miligram ketokonazol içerir. Yardımcı maddeler:

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

REKÜRRENT AFTÖZ STOMATİTİS RECURRENT APHTHOUS STOMATITIS. Dr. Fatma ÇAĞLAYAN * Prof. Dr. A. Berhan YILMAZ * ÖZET ABSTRACT

REKÜRRENT AFTÖZ STOMATİTİS RECURRENT APHTHOUS STOMATITIS. Dr. Fatma ÇAĞLAYAN * Prof. Dr. A. Berhan YILMAZ * ÖZET ABSTRACT REKÜRRENT AFTÖZ STOMATİTİS RECURRENT APHTHOUS STOMATITIS Dr. Fatma ÇAĞLAYAN * Prof. Dr. A. Berhan YILMAZ * ÖZET Dünyada en sık görülen oral ülseratif hastalıklardan birisi olan Rekürrent Aftöz Stomatitisin

Detaylı

ECH 208 KOZMETİK ÜRÜNLER. 2.Hafta Ders Notları Deri ve Bakımı

ECH 208 KOZMETİK ÜRÜNLER. 2.Hafta Ders Notları Deri ve Bakımı ECH 208 KOZMETİK ÜRÜNLER 2.Hafta Ders Notları Deri ve Bakımı 1 Deri en geniş ve en ağır organ (9 kg) tüm vücut ağırlığının ~ % 16 sını kaplar ve alanı yetişkinlerde ~ 1.8 m²- 2 m 2, bebeklerde ~ 0.25 m²dir

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LEODEX % 1.25 jel Haricen uygulanır. Etkin madde: 1 g jel, 12.50 mg deksketoprofene eşdeğer 18.45 mg deksketoprofen trometamol Yardımcı maddeler: Karbomer 980 NF (Carbomer Homopolymer),

Detaylı

ATASAM HASTANESİ EL HİJYENİ EĞİTİMİ

ATASAM HASTANESİ EL HİJYENİ EĞİTİMİ ATASAM HASTANESİ EL HİJYENİ EĞİTİMİ 1 EL HİJYENİ El yıkama günlük yaşantı içinde her şeyden önce kişinin kendi sağlığı için önemliyken, çalışma ortamında diğer kişilerin sağlığı içinde önemlidir. Başta

Detaylı

ANTİSEPTİKLERİN KULLANIM YERLERİ

ANTİSEPTİKLERİN KULLANIM YERLERİ ANTİSEPTİKLER 1 Kavramlar: Antiseptik: Canlılar üzerinde (cilde ve dışarı açılan boşlukların mukozasına) dıştan uygulanmak suretiyle kullanılan antimikrobik ilaçlardır. Dezenfektan: Cansız cisimler (cerrahi

Detaylı

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına

Detaylı

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı?

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı? Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı? Dr. Funda YETKİN İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Sunum Planı Klorheksidin

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

ADIM ADIM TEMİZLİK İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBE 2008

ADIM ADIM TEMİZLİK İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBE 2008 ADIM ADIM TEMİZLİK İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBE 2008 ADIM ADIM TEMİZLİK EL YIKAMA AĞIZ VE DİŞ TEMİZLİĞİ VÜCUT TEMİZLİĞİ EL YIKAMA ELLERİMİZİ NİÇİN YIKARIZ? Ellerimizdeki mikropları uzaklaştırmak

Detaylı

VÜCUT BAKIMI VE TEMĠZLĠĞĠ

VÜCUT BAKIMI VE TEMĠZLĠĞĠ VÜCUT BAKIMI VE TEMĠZLĠĞĠ Sağlıklı bir yaşam için vücudun deri, saç, el ayak, ağız ve diş gibi kısımlarının bakımı ve temizliğine önem verilmesi gerekir. Derinin sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi ve vücuda

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Uçuk genellikle dudak, ağız ve burun delikleri çevresinde çıkan Herpes simplex adı verilen virüsün sebep olduğu hastalıktır.

Uçuk genellikle dudak, ağız ve burun delikleri çevresinde çıkan Herpes simplex adı verilen virüsün sebep olduğu hastalıktır. Uçuk Nedir? Uçuk genellikle dudak, ağız ve burun delikleri çevresinde çıkan Herpes simplex adı verilen virüsün sebep olduğu hastalıktır. Uçuk Ciddiye Alınması Gereken Bir Sağlık Sorunu mudur? Yapılan araştırmalar,

Detaylı

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? VÜCUT BAKIMI 1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? A) Anatomi B) Fizyoloji C) Antropometri D) Antropoloji 2. Kemik, diş, kas, organlar, sıvılar ve adipoz dokunun

Detaylı

Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi

Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi Bölüm 17 Astım Tedavisinde Yapılan Yanlışlar Astım Tedavisinde Yapılan Yanlışlar Dr. Gülhan AYHAN ve Dr. Ömer AYTEN Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların

Detaylı

YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ. Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI

YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ. Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI 28.04.2015 34 yaşında erkek hasta 2 gün önce ortaya çıkan kaşıntılı, eritematöz, kaşıntılı, papüler

Detaylı

DİŞETİ TEDAVİSİ, AĞIZ KOKUSU, LAZER ve İMPLANT UYGULAMASI

DİŞETİ TEDAVİSİ, AĞIZ KOKUSU, LAZER ve İMPLANT UYGULAMASI Hayat gülümseyince güzel... DİŞETİ TEDAVİSİ, AĞIZ KOKUSU, LAZER ve İMPLANT UYGULAMASI Erken yaşta yapılan tedaviler yarının estetik sorununu önlüyor prodenta.com.tr Dişeti Hastalıkları ve Tedavisi Gingivitis

Detaylı

diastema varlığında tedavi alternatifleri

diastema varlığında tedavi alternatifleri diastema varlığında tedavi alternatifleri Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Etken Muayene Tedavi Planı Etiyoloji Süt/daimi diş geçiş

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir.

KULLANMA TALİMATI. ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. KULLANMA TALİMATI ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. Yardımcı maddeler: DL-alfa tokoferol, mikrokristalin selüloz, laktoz monohidrat,

Detaylı

Deriye Uygulanan Ürünler. 7. Hafta

Deriye Uygulanan Ürünler. 7. Hafta Deriye Uygulanan Ürünler 7. Hafta Deriye uygulanan preparatlar Günlük deri bakım preparatları Yaşlanmayı önleyici preparatlar Dekoratif kozmetik ürünler Deodorant ve antiperspiranlar Güneş preparatları

Detaylı