MEDITERRANEAN OPERA AND BALLET CLUB CULTURE AND ART MAGAZINE

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MEDITERRANEAN OPERA AND BALLET CLUB CULTURE AND ART MAGAZINE"

Transkript

1 MEDITERRANEAN OPERA AND BALLET CLUB CULTURE AND ART MAGAZINE DÜNYA SAHNELERİNDE GENÇ KEMANCIMIZ VERİKO TCHUMBURİDZE VE BAŞARILI KEMANCILARIMIZIN EĞİTMENİ LİLY TCHUMBURİDZE AKOB MERSİN BAROK MÜZİK TOPLULUĞU

2

3 Akdeniz Opera ve Bale Kulübü Derneği Adına İmtiyaz Sahibi - Dernek Başkanı Fazıl Tütüner İÇİNDEKİLER CONTENTS Sorumlu Yazı İşleri Müdürü A. Vahap Kokulu Başkan Yardımcısı Selami Gedik Başkan Yardımcısı Nihat Taner Yayın Yönetmeni İhsan Toksöz Yardımcı Yayın Yönetmeni Demet Şaman Tarlakazan Reklamlar ve Finans Kaynakları Bengü Yılmazer Hadra Sayman Eyüp Dinç Genel Sekreter Mine Yalçın Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Monika Kuki Web Sitesi Ziya Aykın STK İlişkileri Fatma Kozacıoğlu Yayın Kurulu A. Vahap Kokulu Ziya Aykın Semihi Vural Nihat Taner Budapest Correspondent Alexandra Ivanoff London Correspondent Stephen Jackson New York Correspondent Meral Güneyman Los Angeles Correspondent Ömer Eğecioğlu Yayına Hazırlık GÜVEN OFSET - MERSİN Kapak ve Sayfa Tasarımı Burçin Keseci Baskı Güven Ofset Ltd. Şti. Uray Caddesi No:25/A Mersin Tel: Basım Tarihi AKDENİZ OPERA VE BALE KULÜBÜ DERNEĞİ The Association of Mediterranean Opera and Ballet Club Bahçe Mh Sk. İstiklal İşhanı Kat:2 Mersin Tel: akob@akob.org Bağışlarınız için: İŞ BANKASI Uray Şubesi (6607) - Hesap No: IBAN: TR Donations: İŞ BANK - Uray Branch IBAN: TR BIC: ISBKTRISXXX Dergimize gönderilen yazı ve görseller yayınlansın ya da yayınlanmasın iade edilmez. Yayınlanan yazıların içeriğinden yazarlar sorumludur AKOB MERSİN BAROK MÜZİK TOPLULUĞU İhsan Toksöz DÜNYA SAHNELERİNDE GENÇ KEMANCIMIZ VERİKO TCHUMBURİDZE VE BAŞARILI KEMANCILARIMIZIN EĞİTMENİ LİLY TCHUMBURİDZE Demet Şaman Tarlakazan YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Kemal Rastgeldi

4 EDİTÖRDEN yazdım. Tarlakazan da yazısının başlığında kendisinden Dünya Sahnelerinde Genç Kemancımız diye bahsediyor Veriko dan. Evet, Veriko bizim, Mersin in, Türkiye nin bir sanatçısıdır. Bu ailenin yaşamak için Mersin i seçmesi kentimiz ve ülkemiz için bir şanstır. Daha nice başarılara imza atması dileğiyle candan kucaklıyoruz sevgili Verikomuzu. İhsan Toksöz toksoz.akob@gmail.com Dergimizde yer alan diğer yazılara gelince; VERİKO TCHUMBURİDZE Mersin in Flütçüsü sevgili Kemal Rastgeldi Aralık ayı içinde izlediği ve Mersin in Genç Sanat Elçileri olarak tanımladığı konservatuvar öğrenci konserleri ışığında Yeni Yılın Düşündürdükleri yazısıyla dergimizde yerini aldı. AKOB MERSİN BAROK MÜZİK TOPLULUĞU nihayet kuruldu. Mersin in adını taşıyan ilk klasik müzik grubunu kurmanın övüncünü yaşıyoruz. Mersin ve İstanbul da müzikseverlerin karşısına çıkan sanatçılarımız övgü dolu eleştiriler aldılar. Bu konudaki küçük haber yazımız dergimiz içinde yer alıyor. Hedeflerimiz büyük. Süreç içinde Grubumuzun başarılarını tekrar sizinle paylaşacağız. DOB GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NE ÜNLÜ TENORÜMÜZ MURAT KARAHAN ATANDI Dergimizin bu sayısında 1990 ların başında Sovyetler Birliği nden ayrılan Gürcistan dan göçerek, kentimize gelen bir ailenin Mersin Devlet Konservatuvarı nda geçen başarılarla bezenen yaşamının öyküsünü aktarıyoruz sizlere. Demet Şaman Tarlakazan ın Tchumburidze (Çumburidze) Ailesinin iki ferdiyle yaptığı nehir söyleşilerinden yetkin kalemine aktarabildiklerini dersler çıkararak, zaman zaman mutluluklarını paylaşarak bazen de hüzünlenerek okuyacaksınız. Lily Tchumburidze ve Veriko Tchumburidze ile yapılan nehir söyleşi ile obua sanatçısı baba David Tchumburidze'nin ve keman sanatçısı anne Lily Tchumburidze'nin MEÜ Devlet Konservatuvarı nda öğretmen olarak ve kızları, MEÜ Devlet Konservatuvarı öğrencileri Veriko ile kardeşi Sofiko nun yurt içinde ve yurtdışında ödül toplayan kemancılar olarak, Türkiye nin ismini uluslararası yarışmalarda temsil edebilmek için nasıl çaba gösterdiklerine takdirle alkış tutacaksınız. Süreç içinde Veriko yu kararlılıkla destekleyen Pekinel Kardeşler in Türk vatandaşı olmayan sanatçımız için sponsorluk bulmada çektiği zorluklara şahit olacak onların tüm olumsuzluklara karşın sanatçımız ı nasıl desteklediklerini görerek, iyi ki Pekinel Kardeşler hiçbir zaman umutlarını kaybetmemişler, diyeceksiniz. Dikkat ederseniz yukarıdaki cümlede SANATÇIMIZ diye 4 AKOB Dünyaca ünlü tenörumuz Murat Karahan 3 Ocak 2018 tarihinde DOB Genel Müdürlüğü ne atandı. İçinden geçtiğimiz zorlu dönemde görevi kabul eden Karahan a, kuruma yeni bir vizyon getirmesi dilekleriyle kutluyor ve kendisine başarılar diliyoruz. Genel Müdür Yardımcılığı na Solmaz Haberal ı atayan Karahan, iki kentimizde Opera Bale müdürlerini de değiştirdi. Ankara Opera ve Balesi müdürlüğüne Çetin Kıranbey i ve Mersin Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğüne de soprano Bengi İspir Özdülger i atadı. Yıllardır Mersin de yaşayan ve kurum içinde ve kentli müzikseverler tarafından da sevilen Özdülger kent ile bağını hep sıcak tutmuş bir sanatçı. Yeni Genel Müdür Yardımcısı ile her iki yeni müdüre de başarı dileklerimizi gönderiyoruz.

5

6 AKOB MERSİN BAROK MÜZİK TOPLULUĞU İhsan Toksöz AKOB MERSİN BAROK MÜZİK TOPLULUĞU bir imece projesi. Birincil olarak Barok Müziğin yurt içinde ve dışında yapılacak konserlerle tanıtılması, ulusal ve uluslararası platformlarda sanatçılarımızın, AKOB un, Mersin kentinin ve ülkemizin adının duyurulması amacıyla kuruldu. AKOB un kentimize bir armağanıdır. Özveriyle katkıda bulunan sanatçılarımızı alkışlıyoruz. Şimdi ilk kez kentimizin ismini taşıyan bir klasik müzik grubu var. Bu da AKOB a nasip oldu. Uzun ömürlü olmasını diliyoruz. AKOB un ileride değişik enstrümanlar ile yeni müzik grupları kurmak için bir referansı var artık. AKOB MERSİN BAROK MÜZİK TOPLULUĞU Ocak ayı içinde de ilk yurt sathına açılım konserini İstanbul Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı nda verdi. Yalı sahibeleri sevgili Zerhan Gökpınar ve Süveyda Birışık Hanımefendilere bizlere evlerinin kapılarını açarak yaptıkları zarif jest için çok teşekkür ediyoruz. AKOB bir düşünü daha gerçekleştirdi. Kurulduğu günden bu yana klasik müzik grupları kurma hedefi olan derneğimiz ilk grubunu kurdu. AKOB MERSİN BAROK MÜZİK TOPLULUĞU şimdilik dört sanatçıdan oluşuyor. Bize el veren ve düşümüzü gerçekleştirme yolunda cesaretlendirerek gönüllü katkılarını esirgemeyen değerli sanatçı üyelerimiz İsabelle Monique Kollo (Keman), Tuba Özkan (Viyola), Serçin Yatkın (Viyolonsel) ve Aslı Demirağ a (Klavsen) müteşekkiriz. Aralık ayı içinde Mersin Katolik Kilisesi konserimiz ile ilk kez dinleyicilerimiz önüne çıktık. Kilisenin Barok Müzik performansları için uygun ambiyansı ile birleşen bir repertuvarla harika bir konser dinledik. Tebrikleri kabul eden sanatçılarımızın ve AKOB Yönetim Kurulu üyelerinin yüzleri ışıl ışıldı. Nihayet Mersin in adını taşıyan bir klasik müzik grubu ile kentin adı taçlanıyordu. İstanbul Boğazı nda eski bir Osmanlı yalısı ve Barok Müzik. Grubumuzun İstanbul daki ilk konseri için bundan daha iyi bir mekân bulunamazdı. Seçkin davetliler önünde B.Marini, A.Corelli, D.Buxtehude nin eserlerinden oluşan repertuvarlarıyla göz dolduran sanatçılar bol bol alkışlandılar. Bu AKOB un ilk İstanbul çıkartmasıydı. Mersin ilklerin şehri. AKOB da ilklere imza atan bir dernek. Mersin Konservatuvarı ve Devlet Opera Balesi ile işbirliği yaparak etkinlikler düzenliyor. Diğer kent dernek ve kurumlarıyla birlikte proje bazında ortak hareket ediyor. Kentimizin yaşamına zenginlikler katan AKOB her türlü övgüyü hak ediyor. Bizi takip ediniz! 6 AKOB

7

8 DÜNYA SAHNELERİNDE GENÇ KEMANCIMIZ VERİKO TCHUMBURİDZE VE BAŞARILI KEMANCILARIMIZIN EĞİTMENİ LİLY TCHUMBURİDZE Demet Şaman Tarlakazan Değerli kemancımız Ayla Erduran ın, Veriko ve kardeşi Sofiko ile ilgili önemli bir değerlendirmesi: Her ikisinin de başarılı olacağına eminim çünkü anneleri Lily Tchumburidze çok iyi bir keman öğretmeni. Başarılı müzikçiler yetiştirdi ve Türkiye de yaşaması bizim için bir şans! Ayla Erduran 8 AKOB

9 VERİKO TCHUMBURİDZE VE LİLY TCHUMBURİDZE Veriko Tchumburidze, 8-23 Ekim 2016 tarihleri arasında Polonya da gerçekleştirilen ve dünyanın en prestijli üç keman yarışmasından biri olarak kabul edilen Uluslararası Henryk Wieniawski Keman Yarışması nı kazanarak muhteşem bir başarıya imza attı. Geçen süre içinde kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Veriko Tchumburidze ve başarısında büyük payı olan annesi, keman pedagogu Lily Tchumburidze ile uzun saatler süren bir dizi konuşma yaptık. Ailenin Gürcistan dan Türkiye ye, Mersin e geliş öykülerinden başlayarak günümüze değin içinden geçtikleri ve yaşamlarını birincil derecede etkileyen olayları, Mersin Devlet Opera ve Balesi ne gelişlerini ve kuruluşundan sonra Mersin Konservatuvarına geçişlerinin öyküsünü dinlerken, Pekinel Kardeşler'in Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler Projesi ni anacak, uluslararası yarışmalarda yaşanan zorlukları paylaşacağız. Satırlar arasında ilerlerken üstün yeteneğin -bir yanıyla, uzun bir sabır olduğuna yakından tanıklık edecek, başarılı müzikçiler yetiştirmek için yoğun bir dikkat ve şefkatle çalışmanın izlerini keşfedeceğiz. DEMET TARLAKAZAN: Lily Hanım, siz kemancı olarak bu sanatın pedagoji alanını tercih ettiniz ve bu yönde parlak bir kariyeriniz var. Kurulduğu yıllardan itibaren görev yaptığınız Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı nda Hasan Gökçe Yorgun, Alican Süner, Sesim Bezdüz, İdil Yunkuş, Sofiko Tchumburidze ve Laçin Akyol gibi parlak başarılarıyla uluslararası alanda da isim yapmış genç kemancıları yetiştirdiniz. Ve tabi ki kızınız sevgili Veriko Tchumburidze yi... Öğrencilerinizin nerede ismini duysam ya da onlarla ilgili parlak bir haber okusam, sizi takdirle anıyor, hemen isminizi duymak ve görmek istiyorum. Siz bu durumu nasıl yaşıyorsunuz, neler hissediyorsunuz? LİLY TCHUMBURİDZE: O çocukların kalbinde ben her zaman olacağım Bunu biliyorum ve bunu hep hissediyorum. Ben gerekli ve yeterli olanın bu olduğunu düşünüyorum. Pırıl pırıl öğrencilerimin her biriyle ayrı gurur duyuyorum. Biraz geçmişe gidelim dilerseniz Eşiniz obua Doçenti David Tchumburidze ile Gürcistan da doğup büyüdünüz. Eğitiminizi de Sovyetler Birliği döneminde Tiflis Konservatuvarı nda tamamladınız. Konservatuvar mezuniyeti sonrasında Gürcistan da çalışma imkânınız oldu mu? LT: Evet. David le orkestrada çalıyorduk zaten. O zaman tek orkestra vardı ve orkestraya sınavla seçilebiliyordunuz. Dolayısıyla her mezun olan orkestrada çalamıyordu. AKOB 9

10 Tchumburidze Ailesi TCHUMBURİDZELERİN MERSİN E GELİŞİ Mersin e nasıl geldiniz? Mersin e yerleşiminizin hikayesini anlatır mısınız? LT: Gürcistan a döndüğümüz sıralardı... Mersin Devlet Opera ve Balesi nde korrepetitör olarak çalışan Natali Chanturishvili telefon etti. MDOB de iyi bir obuacıya ihtiyaç olduğunu söyledi - David kısa süre önce bir yarışmada birincilik almıştı. Doğrusu, Türkiye müzik açısından pek bilgimizin olmadığı, gitmeyi düşündüğümüz bir ülke değildi o zamanlar. O nedenle gelmek için bir an tereddüt ettik. Ama Natali bizi Altı ay için gelip deneyin, olmazsa geri dönersiniz. Ayrıca, Mersin çok güzel bir deniz şehri, buraları da görmüş olursunuz, diyerek ikna etti. O sırada, David in Almanya daki orkestra sınav davetiyesi, süresi geçtikten sonra ancak elimize ulaşabilmişti. Gürcistan da posta hizmetlerinde sıkıntılar vardı. Bu arada bu teklif gelince, altı aylığına Türkiye ye gidelim, dedik. Mersin e geldiğimizde 1995 in Aralık ayıydı ve ben Veriko ya hamileydim. Çok zor bir hamilelik geçiriyordum. Ocak sonu geldiğinde bu defa da David e Japonya dan teklif geldi. Osaka Senfoni Orkestrası na çağrıldı. Orkestra için gönderdiği kaydı çok beğenmişler. David in gelmesini çok istediler. Ama bir sorun vardı; David i bir yıllığına, tek olarak çağırıyorlardı. Bu durumda teklifi nasıl değerlendirdiniz? LT: David Seni burada bırakıp gidemem, bunu yapamam, dedi. Gürcistan a dönüp tek başıma olmamı da istemiyordu. O nedenle Japonya teklifini kabul etmedi. Ve Mersin e altı ay için gelmişken bakın kaç sene oldu dönmedik, buradayız. Veriko Tchumburidze ve David Tchumburidze VERİKO TCHUMBURİDZE: Babam on sekiz yaşından itibaren orkestrada çalmaya başlamış. LT: Evet, oldukça genç yaşlardan itibaren çalışmaya başlamıştı... David le birbirimizi çok küçük yaşlardan itibaren okuldan tanıyorduk ama sonradan, Tiflis te orkestrada çalışırken daha fazla yakınlaştık. David le evlendikten sonra hedefimiz Gürcistan dan çıkmaktı. Çünkü, zor bir dönemdi o dönem. Sovyetler Birliği nin dağılmaya başladığı 1991 yılında, Birlikten ilk ayrılan Gürcistan olmuştu. Birlik döneminde Gürcistan ın refah seviyesi oldukça yüksekti. Ama daha sonrasında ülke olarak ciddi ekonomik sıkıntılarla baş başa kaldık. Enerji sıkıntısı, politik belirsizlikler ve istikrarsızlık... Savaşın olduğu bir dönemdi. Elektrik yoktu. Ekmek sıralı olarak veriliyordu. Kısıtlı miktardaki ekmeği alabilmek için sabahın üçünde neredeyse bir kilometre uzunluğunda kuyruklarda beklemeniz gerekiyordu. Öyle bir dönemdi. Artık evden ayrılmaya karar vermiştik. Evdeki eşyaları satılığa çıkardık. Bir süre - üç ay kadar, İspanya da turne çalışmalarımız oldu. Öğrencilik döneminde de, orkestrada çalışırken de Avrupa nın birçok şehrine turneye gittik. Bu turne çalışmalarının devamında İspanya da kalma şansımız vardı. Ancak, David Gürcistan a dönmemizi önerdi. Bizim gibi genç müzisyenler için durumun daha iyi olabileceğini düşünüyordu. Bunun üzerine Gürcistan a döndük. Biz Mersin de olmanızdan çok memnunuz. Varlığınız bizim için çok önemli bir zenginlik. LT: Çok teşekkür ederiz. Biz de burada olmaktan çok mutluyuz. Bağımsızlık sonrası Gürcistan ı tanıyan ilk ülke Türkiye ydi. Ülkelerin coğrafi yakınlığı, ulaşımın kolaylığı ve kurulan siyasal, ekonomik bağlantıların iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişiminde rolü önemli. Bu nedenle, özellikle bahsettiğimiz dönem içinde Gürcistan dan Türkiye ye önemli geçişler yaşandı. LT: Evet. Doğru söylüyorsunuz. MÜ KONSERVATUVARININ KURULUŞU (1994) VE TCHUMBURİDZELERİN MERSİN E YERLEŞMESİ Konservatuvarda göreve başlamanız nasıl oldu? LT: MDOB Orkestrasında çalıştığımız dönemde müzik direktörü Nezih Seçkin di. O dönem yılı, Mersin Üniversitesi Konservatuvarı kurulma aşamasındaydı. Nezih Seçkin Konservatuvarın kurucularındandı ve süreci Nezih Bey yönetiyordu. O sıralar beni MDOB Orkestrası na almak istemişlerdi ama hamile olduğum için süreklilik açısından tereddütleri vardı. Sonradan eşim David le benim kadromu Konservatuvara almayı teklif ettiler. Bize de uygun geldi bu teklif ve kabul ettik. Konservatuvarda çalışmaya başladık. Daha sonra Japonya dan da 10 AKOB

11 tümden vazgeçtik. Veriko nun doğumu ve bütün bu gelişmelerden sonra burada kaldık. Mersin e iyice yerleştik. Ama Veriko Adana doğumlu? LT: Doğru. Mersin de çalışırken her hafta Adana da Çukurova Senfoni Orkestası nda da takviye olarak çalıyordum. O zaman Veriko ya yedi aylık hamileydim. David, bu haldeyken artık Adana ya gitmemi istemiyordu. Ben de son bir defa daha Adana da çalıp bırakmaya karar vermiştim. Son kez çalmak üzere gittim ama orada doğum yaptım! Sahnede sancım başladı ve suyum geldi. Dil de bilmiyordum hiç. Sadece Su! diyebildim. Ne olduğunu anlamadılar, su istediğimi zannedip bana su getirdiler. Doğum sahnede başladı, beni hemen Adana da hastaneye götürdüler. Veriko sezeryanla doğdu. Nasıl küçüktü anlatamam. Doğduğunda 1,5 kg dı! VT: Biraz elle tutulur hale gelebilmek için iki hafta kuvözde kalmışım. LT: Öyle küçücüktü ki... Tutmaya bile korkuyordum. Ama insanlar çok yardım ettiler bana, hep destek oldular. Beni hiç yalnız bırakmadılar. Minnettarım hepsine. VT: İyi ki iki ülkenin kültürleri biribirine çok yakın. Çok sıcak insanlarla birlikte olduk. Bu sıcak ortamda büyüdüm. Yemeklerimiz bile çok yakın. Düşünüyorum ki, eğer babam Osaka Senfoni Orkestrası ndan gelen teklifi bir şekilde kabul etmiş olsaydı ve ben de Japonya da olsaydım kültürel açıdan her şey çok daha farklı olurdu. Yepyeni insanlar ve davranış biçimleri... O açıdan, burada doğup büyümemin benim için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. LT: Burada Gürcistan la yakınız. Ailemizi kolaylıkla ziyaret etme imkânımız hep oldu. Kendimizi hiç uzak hissetmedik. Fakat eskiden Gürcistan a daha çok gidebiliyorduk. Artık çocukların masterclassları (ustalık sınıfı), konser programları derken hiç zaman bulamamaya başladık. Mesela Veriko nun bu yıllık programı tamamen dolu. İstesek de gidemeyiz. Başa dönecek olursak; iyi ki Japonya ya gitmeyip burada kalmışız. VT: Ya da Almanya ya LT: Evet. O da alternatiflerden biriydi çünkü. Sofiko nun vaftiz babası Japonya da orkestranın viyola grup şefiydi. Japonya da bir yıl kaldıktan sonra onu nostalji - vatan özlemi teşhisiyle hastaneye kaldırdılar, maalesef ki. VT: Bambaşka bir kültürde yapayalnız olmak hiç kolay değil. LT: Adapte olabilmek için insanın çok güçlü olması gerekiyor. Burası, Mersin, bize hiç zor gelmedi. Doğal geldi her şey. VT: Benim burada doğmam ailemin buradaki yaşamı için daha iyi oldu sanırım. İnsan çocuk sahibi olunca daha bir başka oluyor. Ailemin buraya olan aidiyet hissini daha da pekiştirdi. Sorumluluk artınca insanlar daha da girişken oluyor ister istemez. Annem çocuk sahibi olmasaydı belki bu kadar girişken olmayabilirdi. LT: Çevremizdeki insanların yardımları sayesinde uyumumuz çok rahat oldu. Gürcistan dan ve Birlik ten ayrılan diğer ülkelerden gelen birçok müzisyen var Mersin de. Güzel bir topluluk oluşturdunuz. Birbirleriyle ve geldikleri kentle sıcak bağları olan bir topluluk. Gerek MDOB de, gerekse Konservatuvar da yaptığınız çalışmalarla başta Mersin olmak üzere müzik hayatımıza değerli katkılar veriyorsunuz. Mersin kuruluş dönemlerinden beri çok kültürlülüğe, çok renkliliğe açık bir kent. Bu yönüyle geleni içine alan ve yeni renkleri kendine zenginlik olarak katabilen bir şehir. Belki ilk başta ülkenizdeki zor dönemler sizleri başka ülkelerde arayışlara zorunlu kıldı ama iyi ki buradasınız. Daha önce de söylediğim gibi; varlığınızla güç ve zenginlik katıyorsunuz. LT ve VT: Çok teşekkürler. MÜZİĞİN İZİNDE İLGİNÇ TESADÜFLER Veriko nun doğumuna dönelim tekrar... Orkestrada çalmaya gidiyorsunuz ve sahnede doğum başlıyor. Tam da Veriko ya göre bir başlangıç olmuş. Müziğin içine doğmuş! LT: Evet. Orkestrada çaldığım son konçertoda Suna Kan solistti. Tesadüf bu ya; seneler sonra - Veriko sekiz yaşına geldiğinde, Suna Kan ın jüride olduğu yarışmada birincilik aldı. Yıllar sonra aynı titreşimde buluşmuşlar, diyelim. LT: Kesinlikle. Orkestrada Çaykovski senfoni çalarken doğdu. Dayanamadı Çaykovski ye! Veriko onaltı yıl sonra de- Çaykovski Genç Müzisiyenler Yarışması nda birinci oldu bu defa. Veriko nun hayatında enteresan bir şekilde bu tür titreşim anları var. Örneğin, kardeşi Sofiko bir rüya görmüş. Rüyasında, Veriko nun yirmi dördüncü sırada yarışacağını ardından ilk on ikiye kalacağını ve sonra da birinci olacağını görmüş. Ve ne oldu biliyorsunuz. Rüyasında gördüklerinin tümü çıktı. Bitmedi... Wieniawski Yarışması nda da aynı şey oldu; Veriko yirmidördüncü sırayı çekti. Sofiko yine birinci olacağını söyledi. Sonucu biliyorsunuz. Müthiş! Sofiko nun çok yetenekli bir keman öğrencisi olduğunu biliyoruz. O da katıldığı yarışmalarda dereceler almaya çoktan başladı bile yılında, Gülden Turalı 4. Keman Yarışması Birinci Kategoride birincilik aldı de Ana Chumachenco nun düzenlediği Genç Sanatçı Ödülü yarışmasında da birincilik aldı. Keman dışında, Sofiko nun böyle bir yeteneğe de sahip olduğunu öğrenmek oldukça ilginç oldu doğrusu. VT: Yıllar sonra aynı titreşimde buluşmak dediğimiz için, bir örnek de ben anlatayım; Maxim Vengerov un İstanbul a bir konser için geldiği zamandı. O konserden bir ya da iki gün önce annemin öğrencisi Hasan Gökçe Yorgun ile ikimiz resital verecektik. Annem Konseriniz istenildiği gibi geçmezse Vengerov a götürmeyeceğim sizi, dedi. Benimki iyi geçmedi, istenilen performansı gösteremedim. Dediği gibi yaptı ve beni Vengerov a götürmedi. Çok içimde kalmıştı. Enteresandır, yıllar sonra Vengerov u Wieniawski Yarışması nın seçmeleri nedeniyle ilk kez gördüm ve o sırada tanıştım. AKOB 11

12 Ama bunu bir süre sonra anladı ve inat etmeyi bıraktı. Solak olmasının da teknik olarak getirdiği zorluk vardı. Onu da üzerine düşerek hallettik. Ailesini fazla düşünür Veriko. Daha büyüdükçe çalışmalarıyla ilgili söylenenlere hep uydu. VERİKO NUN İLKOKUL YILLARI Veriko Tchumburidze Tchumburidze Kardeşler Yıllar sonra muhteşem başarınla o cezanın hesabı böylece kapanmış oldu. LT: Aslında şimdi anlıyorum ki, yanlış bir şeymiş yaptığım. Olur mu çocuğu böyle cezalandırmak? Artık böyle yapmıyorum. Öğretmenlik ve annelik bir arada olunca ölçüleri ayarlamak hiç de kolay olmuyor sanırım. Bazı kaçan fırsatlar uzun vadede derin bir motivasyon kaynağına da dönüşebiliyor. Etkileri hesap etmek her zaman mümkün değil. Veriko nun durumunu da böyle görebiliriz belki? LT: Evet, belki de. TCHUMBURIDZE KARDEŞLERİN KEMANA BAŞLAMASI Veriko ve Sofiko... her iki çocuğunuz da kemancı. Kemanı seçmelerine neler etki etti? Başka çalgı - örneğin eşinizden dolayı obua, düşünmediniz mi? LT: Veriko küçükken baleyi çok istiyordu ve sürekli dans ediyordu. Hatta Selahattin Hoca nın dersinde de sürekli dans etmek istiyordu. Bu alana yönlendirebilir miyiz, diye danıştık. Ama kemik yapısının baleye uygun olmayacağı söylendikten sonra bale için bir şey yapmamaya karar verdik. Veriko bizim okulun birinci sınıf konserine gidince Ben de keman istiyorum, ben de sahneye çıkacağım," diye bizi sürekli zorlamaya başladı. Bunun üzerine kemana başladım. Ama zorlanınca bu defa istemedi. Bunun üzerine biraz daha büyümesini bekledim. Sofiko da küçükten itibaren - belki ablasından dolayı, kemanı çok istedi. Sofiko yla da kemana başladık ama zorlanınca ağlıyordu. İstiyorsun ama buna daha hazır değilsin, dedim ve bıraktık. Onunla okula gitmeye başladığında - yedi yaşına doğru, kemana başladık.veriko ya göre daha geç başladık ama bu sefer çok istekli ve azimliydi. Kendisi istedi ve artık bırakmadı. İsteseler obua da olabilirdi ama böyle bir istekleri olmadı. Sofiko bir ara şana da başladı. Hatta şan hocasına da gösterdik. Müthiş bir diapazon var ama beklemek lazım, eğitimine devam etsin, dedi. Görüyorum ki kemanda da özel bir yeteneği var. Bu kapı da açık onun için, ileride nasıl isterse öyle devam eder yoluna. Evet, şüphesiz kendisi için en uygun yolda devam edecektir. Veriko yla müzik eğitimi sırasında zorlandığınız noktalar oldu mu? LT: Küçükken biraz zordu. İstediğini hemen yapmak isterdi, sabretmezdi. Ama keman için sabır gerekir... Bu onu sıkıyordu ve kaliteyi gerektiği gibi yakalayamıyordu. Bu konuda uğraştık. Veriko ilkokulu Mersin de okudu. Mersin yerine Gürcistan da okula başlaması konusunda hiç tereddütleriniz oldu mu? LT: O dönem burada yaşayan Gürcü arkadaşlarımızdan çocuklarını Gürcistan da okula başlatanlar oldu. Bir iki yıllık süre için akrabalarının yanına gönderdiler. Veriko'yu okula halasının yanında başlaması için Gürcistan a yollayalım mı, diye David le bir ara konuştuk. Ama ben böyle bir şeyi kabul edemezdim, ayrı kalamazdım. Buraya yerleşmiştik. İlerisi için Türkçe yi iyi okuyup yazacak şekilde dile hakim olması gerekiyordu. VT: Lily çocuklarına çok bağlıdır, bırakamazdı bizi. Çok haklı, kolay mı bırakabilmek? Şimdi biraz gerilere gitsek; ilkokula ve öğretmenlerine İlkler önemli kuşkusuz. İlkokulda iyi öğretmenlerle karşılaşman büyük bir şans olmuş. VT: Canım Rezan Hocam, canım Emine Hocam. Rezan Kızıltan ve Emine Güven. Bana çok büyük emekleri geçti. Çok özel öğretmenlerdir her ikisi de. Herkese kendi çocukları gibi bakarlardı. Gerçekten büyük bir şanstı benim için. LT: Veriko ilkokula devlet okulunda, ilk önce Rezan öğretmeniyle başladı. Daha sonra Rezan öğretmenini üçüncü sınıfta özel okula çağırdılar. Veriko yu da aldığı bursla o özel okula götürdü. Böyle insanlarla karşılaştık. İyi ki çevremizde böyle insanlar oldu. Ama daha sonrasında bazı nedenlerden dolayı, Emine öğretmenin sınıfında okumaya devam etti. VT: Evet öyle. Her iki öğretmenimin de bende emeği çok büyük. LT: Veriko müzik yüzünden bazı derslere katılamıyordu. Bu durum sık oluyordu. Ama okuldaki derslerden de geri kalmıyor, yapabiliyordu. Şaşırıyordu öğretmenleri nasıl oluyor? diye. Ben çalıştıramıyordum. Çünkü, benim Türkçem yoktu. Rezan öğretmeniyle öğrenimine başlamadan önce Veriko anasınıfına gitti. Oradaki öğretmen Bu çocuk biraz zor! dedi. Veriko solaktı, öğretmen sağ elini kullandırmaya çalışıyordu. Ama Veriko yapamıyordu. Çocukların farklılıkları problem gibi kabul edilebiliyor maalesef. Kim bilir neler çıkabilir böyle çocuklardan ama doğru yaklaşamayan öğretmenler zarar verebiliyor çocuklara. Öğretmenler olarak bazen ne hatalar yaptığımızı bilemiyoruz. Bazen düşünüyorum; bu çocukta kulak yok, diyorum ama bir süre çalıştıktan sonra çıkabiliyor. Demek varmış! Ve hep kendi öğretmenimi hatırlıyorum. Derdi ki; Altın olabilir ama bulmak lazım. Bazen çok yakın bazen de uzakta olabilir. Öğretmenlik sabır ve çaba isteyen zor bir meslek. VT: Gerçekten çok zor. Ben annem ve babamdan görerek öğrendim ne kadar zor olduğunu. Evde öğrenciler, okulda öğrenciler... Lily ye bazen Anne bir yerlere gidebilir miyiz?" diyorum. Cevap aynı: Yok, dersim var, çocukları çalıştırmam lazım. 12 AKOB

13

14 Dene, ne kaybedersin ki, dedi. Tam da dört farklı dönemden eserlerim hazırdı. Uzun süredir de çalıştığım eserlerdi. Konservatuvar panosunda tesadüfen görülen küçük bir ilan... Büyük şans! Başka katılan öğrenci var mıydı? VT: Bizim okuldan, benim dışımda viyolonsel bölümünden iki öğrenci katıldı. Benimle birlikte üç kişi katıldık projenin dinletisine. LT: Ben pek önemli bir şey olduğunu da düşünmedim doğrusu ama Veriko istekliydi. Hazır programı olduğundan, tecrübe için katılsın diye düşündüm. Böylesine ciddi bir şey olduğunu gerçekten hiç bilmiyordum. VT: Ben de. Herhalde konser programı için yapılacak bir dinletidir, diye düşünmüştüm. Dinleti sabahı okulda çalışırken annem koşturarak yanıma geldi. Kimlerin dinlemeye geldiğini biliyor musun? Baban Bilkent konserlerinde çalmıştı ya, işte o ikiz kardeşler dinleyecekler, dedi. Çok şaşırdım. LT: Çok ciddi müzisyenler. Güher - Süher Pekinel, dinlemek için gelmişlerdi! Güher-Süher Pekinel in Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler projesinde yer alan genç müzisyenler. PIRILTILI KARİYERİN BASAMAKLARI Sevgili Veriko, altı yaşındaki halini hatırladığım eski tanışıklığımıza dayanarak izninle isminle ve sen diye hitap ediyorum yılında Gülden Turalı Ulusal Keman Yarışması ndaki birinciliğinden itibaren pırıltısı hep artan bir kariyerin var yılında Gürcistan Ulusal Yarışması nda birincilik aldın yılına geldiğimizde Güher -Süher Pekinel in Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler Projesi ne dahil oldun. VT: Evet. O, benim dönüm noktam. Pekinel Kardeşler olmasa ben yurt dışına gitmekte geç kalabilirdim. On sekiz yaşıma geldiğimde yurt dışına gitme hayali kuruyordum. Lisans öğrenimim için giderim, diye düşünüyordum. O zaman hayat rotam çok farklı olurdu tabi. 'Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler Projesi ne nasıl dahil oldun? VT: Bu da çok tesadüf... Okuldaki derslerle ilgili herşeyi tamamladığım için, okulda yapacak pek işimin olmadığı bir akşamdı. Panoda ufak bir kağıda yazılı ilan gözüme ilişti. Okuldaki panoya, ilanlara göz gezdirmeyi hep sevmişimdir. Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler Projesi için - belirtilen tarihte - dört farklı dönemden eserlerin istendiği bir dinleti olacağı yazıyordu. İlanda dinlemek için kimlerin geleceği ve proje hakkında bilgi yazmıyordu. Sadece, isteyen katılabilir, diyordu. İlgimi çekti. İçime doğdu sanırım. Anneme göstermek istedim ilanı. O sırada annemin dersi vardı. İstesem, çağırsam da gelemeyecekti. Odasına gittim Anne böyle bir ilan gördüm bir bakar mısın? dedim. Şimdi bakamam ki dersim var, dedi. Ben de çıktım. Nihayet, annem iki gün sonra hatırlamış ilanı! Benim de aklımdan çıkmıştı o zaman. VT: Çok ciddi müzisyenler! Meğer Türkiye de bütün devlet konservatuvarlarına giderek bu projede yer alabilecekleri belirlemek için öğrencileri dinliyorlarmış. O günkü sınavda en son beni dinlediler. Ben çaldıktan sonra dinleti bitmişti. On dakika sonra beni yanlarına çağırdılar. Bana planlarımın neler olduğunu, gelecek projemle ilgili düşüncelerimi, birlikte çalışmayı istediğim bir hocanın olup olmadığını sordular. Ben de, lisans için yurt dışına gitmeyi düşündüğümü, söyledim. Pekinel Kardeşler, proje için yurt dışında eğitimine devam etmen gerekliliği üzerinde duruyorlardı değil mi? Bunun için hoca ve okul seçimini nasıl yaptınız? LT: Evet. Projeye seçildikten sonra, Pekinel Kardeşler, "Kesinlikle yurt dışında okumalı, dediler. Ama özellikle Avrupa da. Amerika değil. VT: Avrupa da inanılmaz derecede köklü bir klasik müzik eğitim sistemi var. Bu tabi ki çok büyük bir tecrübenin varlığını da beraberinde getiriyor. Asıl klasik müzik kültürünün doğup geliştiği yer Avrupa. Örneğin; Almanya da sadece müzisyenlerin değil, halkın, konserlere gelen kişilerin müziğe bakış açısı gerçekten çok derin, çok bilgililer ve çok farklı ve özel bir ilgilerinin olduğunu görüyorsunuz. Avrupa da klasik sanata ayrılan kaynak çok ama çok yüksek. Amerika ya bakacak olursanız; klasik müzik daha sonradan gelmiş oraya. Derinlik ve kök salma bakımından Avrupa yla karşılaştırılamaz. HOCHSCHULE FÜR MUSİK: PROF.DORA SCHWARZBERG İN ÖĞRENCİSİ OLMA SÜRECİ Bu durumda Avrupa ya odaklandınız ve öncelikle birlikte çalışacağı öğretmeni seçmeniz gerekiyordu. LT: Öncelikle, en önemli olan öğretmen seçimiydi. Bu durumda Avusturya da, Almanya da hangi hocalarla çalışabilir diye araştırmaya başladık. Amerika seçeneğimiz zaten yoktu. 14 AKOB

15 Çocuğumu Amerika da bırakmayı düşünmezdim bile. Bizim ailede maalesef - belki de iyi de bir şey, çocuklarımızı bu yaşta tek başına bırakamayız. Bağlıyızdır biz çocuklarımıza. Nasıl gider, nasıl yaşar diye endişeleniriz. Mümkün değil! Bir ara Yehudi Menuhin Okulu ndan Veriko ya teklif geldi. Natasha Boyarsky, Veriko gelsin. Fakat tek başına değil, siz de gelin onunla, dedi. O zaman on üç, on dört yaşındaydı. Çocukla birlikte nasıl gidebilirdim? Buradan nasıl ayrılabilirdim? Ailem, öğrencilerim, okul Her şeyin dışında, masrafları nasıl karşılayabilirdim ki? Bu teklif için bir sürü zorluk ve soru işaretleri vardı. Onun için bu alternatifi iptal ettim. Öğretmen seçimi en önemlisi olduğu için tek ülke seçeneğimiz yoktu. Araştırmayı sürdürdük. Bu arada Veriko nun çok istediği bir hoca vardı;prof. Ana Chumachenco. Veriko yu görmesi, bir şekilde dinlemesi gerekiyordu ki öğrencisi olarak kabul edip edemeyeceğine karar versin. Ama ulaşmamız mümkün olmadı maalesef. Küçük öğrenci kabul etmiyorum, diyordu. VT: Ana Hocam haberleşmede iletişim teknolojilerini sınırlı kullanır. Bir tek telefon ya da faksla ulaşabilirsiniz kendisine. Okulun hocalara verdiği mail adresi var ama bilgisayar bile kullanmadığı için mesajla ulaşabilmek bile çok zordur. LT: Ama biz yazdık, ulaşabileceğimiz başka bir yol da yoktu. Öğrenci kabul etmiyorum, istiyorsa masterclassıma gelsin orada bakabilirim, diye cevap geldi. Başvurduk masterclassa ama, çok fazla ve farklı katılımcı olduğundan kabul edilmedi. Ne yapacağımızı bilemedik. Bu arada zaman da geçiyordu. Pekinel Kardeşler, Eğitimine mutlaka yurt dışında devam etmeli, bu şekilde projeye kabul edemeyiz, dediler. En sonunda, Viyana da Prof. Dora Schwarzberg e ulaştık. İlk başta özel ders olarak gittik. Veriko yu dinledikten sonra birlikte çalışmayı kabul etti. Ama anladım ki bu şekilde ücretleri karşılamamız mümkün olmayacak. Özel ders olduğu için devamlı Viyana ya gidip gelmemiz gerekiyordu. Gidiş gelişler, konaklama derken masraflar sadece ders ücretiyle sınırlı kalmıyordu. Projenin desteği yeterli olmuyor muydu? LT: Öğrenci için destek tamamdı. Ama bu yaşta çocuğum tek başına nasıl gitsin? İkimiz birlikte olunca, bu kadar kim destekleyebilirdi ki bizi? Sonra Dora yla konuştum, bir çözüm bulabilmek için durumumuzu anlattım. Dora, aynı zamanda Viyana da Hochschule Für Musik de pedagogdu. Dora, "Nasıl bir çözüm olur bilmiyorum ama okulun yaz döneminde sınavı var, o sınava girsin. Kazanırsa, okulun öğrencisi olarak kabul ederim, dedi. Buradaki zorluk şuydu; Okula sınırlı sayıda yeni öğrenci alınıyordu ve Dora'nın fazla öğrencisi vardı. En azından okulun öğrencisi olabilirse, ben massterclasslara nerede olursa olsun katılabileceğimi, söyledim. Ancak bu şekilde masrafları karşılayabilirim, diye düşündüm. Bunun üzerine sınava başvuruyu yaptık. Ama biliyor musunuz ne yapmışız? Yanlışlıkla üniversite kısmının giriş sınavı için başvurusu yapmışız. Sınav kaydı alırken çocuğun kaç yaşında olduğuna bakmıyorlar, ondört yaşında ya da büyük... önemli değil onlar için. Diplomaya da bakmıyorlar. Nereye istersen başvuru yapabilirsin. bir başvuru vardı. İlk olarak solfej sınavı vardı. Solfeji geçebilirsen ancak keman sınavına girebiliyordun. VT: Üniversiteye giriş olduğu için solfeji geçmek zorunluymuş. Küçüklerin bölümünde solfej sınavı yokmuş. Direkt keman sınavına giriliyormuş. Ama biz bunların hiç farkında değildik, o ayrı. LT: Veriko solfej sınavına girdi. Sınavı geçtiğini öğrendik. VT: Ama sınava girdiğimde bir gariplik hissettim. Herkes neden büyük? Yaşça büyük insanlar vardı. Hepsi benim başımın üstünden bakıyorlardı. Bana güldüler hatta. Burada niye hiç çocuk yok ki, diye şaşırmıştım. LT: Ben de şaşırmıştım zaten. Dora nın eşlikçisiyle tanışmıştık orada. Sınav sonrasında karşılaştığımızda; Veriko solfeji geçti, dedim. "Solfej sınavına neden girdi ki? Siz hangi sınava girdiniz? diye şaşırdı. O zaman öğrendik ki, yanlışlıkla üniversite kısmına başvuru yapmışız. İyi ki solfejden geçti, çünkü çok zor bir sınavdı, geçemeyebilirdi, dediler. Girenlerden birçoğu da geçemedi o sınavı. Veriko geçemeseydi ne yapardık? Dışarıda kalırdı! Ama biliyor musunuz, bu bizim Mersin Konservatuvarı ndaki eğitim sayesinde oldu! On dört yaşındaydı bu sınavı geçtiğinde. VT: Evet. Bu vesileyle, benim bütünsel olarak gelişmemde tek tek emekleri olan canım hocalarıma bir kez daha içtenlikle teşekkürler etmek isterim. Solfej hocam Oksana Böllü'ye, piyano hocam Manana Kvernadze'ye, piyano eşlik hocam Marina Cincaradze'ye, keman hocam Selahattin Yunkuş'a ve tabi ki Lily'me. Benim bu seviyelere adım adım gelmemdeki büyük katkıları nedeniyle değerli hocalarımı anmadan geçemem, üzerimde çok büyük emekleri var. Sevgili Veriko, Dünya sahnelerinde genç bir müzisyen olarak yapmış olduğun bu anmanın, bir müzisyenin yetişmesinde bütünsel eğitim sürecinin önemini de dolaylı olarak vurguladığı, buna dikkat çektiği açıkça anlaşılıyor... Peki, solfej sınav sonuçları açıklandıktan sonraki gelişmeler nasıldı? LT: Solfejden sonra Veriko keman sınavına girdi. On dört yaşında olup da büyüklerin sınavına girdiğini öğrenince çok şaşırdılar. Olağanüstü buldular. Lisansı da birincilikle kazandı! O zaman Dora daha da çok memnun oldu ve okulda öğrencisi olması için bir engel kalmamıştı. Dora da olağanüstü bir pedagogdur. Ekstra bir insandır, sevgi doludur. VT: Evet. Tek şart; dört yıl boyunca hazırlık okuyabilirsin fakat, dili öğrenmeli ve bunun için dil sertifikasını almalısın. LT: Biz yanlış başvuru yaptığımızın hiç farkında değiliz. Tam yüz on Dora Swarzberg, Veriko ve Lily Tchumburidze Ana Chumachenco AKOB 15

16 ve deneyimlerini kendilerinin oturttukları bir sistemle, proje adı altında topladılar. Dolayısıyla, bu hiçbir zaman klasik ve bildik bir proje olmadı. Onlarla tamamen çok farklı bir ilişki vardı. Bu sadece bana karşı, benimle ilgili bir durum değil. Diğer bütün bursiyerlerle birebir konuşuyorlar, ilgileniyorlar. Gerek konserler olsun gerek yarışmalar olsun bizimle hep iletişimdeler, her zaman tavsiyelerde bulunuyorlar. Bizler için konserler ayarlıyorlar. Konserler genç müzisyenler için çok önemlidir. Mesela, Türkiye de her yıl konser ayarlıyorlar. Onun dışında da Zürih de - dünyanın en ünlü konser salonlarından Tonhalle nin küçük salonunda, çok önemli bir konser ayarladılar. Bu inanılmaz bir şey. İnsanlar - hele gençler, orada çalabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Çok zordur Tonhalle de çalabilmek. Soldan: Marina Cincaradze, Lily Tchumburidze ve Manana Kvernadze. VT: Efsane dediğimiz özel kişilerdendir. Yaşadıklarıyla, tecrübeleriyle bambaşkadır Dora Hocam. LT: Biliyor musunuz, O'nun gibi insanların yaptıkları sadece hocalık değil. Onlar, yeteneğe farklı bir saygı gösteriyorlar. Böyle açıklayabilirim ancak. Dora Veriko yla çok farklı ilgilendi. İnanılmaz yardımcı oldu. Çok tatlı bir ilişki yarattı. Özellikle de Veriko nun bizden ayrı kalmaya başladığı bu yaşta ilişkileri beni çok rahatlattı. Veriko, ailen nedeniyle doğal olarak Rus ekolüne yakın yetiştin. Daha sonra, Dora ve Ana Hocalarınla çalışmalarını sürdürürken nasıl bir yaklaşım geliştirdiniz? VT: Dora Hocamın etkisiyle stilim Rus ekolüne yakındı. Şimdi daha çok Alman ekolüne çalışsam da aslında ekol konusunu şöyle açıklayabilirim; her besteci ve her eserde gereken stiller var. Ben bunları öğreniyorum. Ekolden çok, hangi dönem bestecisinin eserini ne şekilde çalmak gerekiyorsa öyle çalmak önemli. Rus ekolünde tonda güç ve derinlik ön plandadır. Ama Fransız bestecilerini çalarken daha hafif ve renkli bir ton gerekir, örneğin. Bu şekilde bir yaklaşım söz konusu. GÜHER - SÜHER PEKİNEL PROJESİ: DÜNYA SAHNELERİNDE GENÇ MÜZİSYENLER - DSGM Oksana Böllü Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler Projesi basında yer alıyor, takip ediyor, okuyoruz. Peki, DSGM nin bir proje isminin ötesinde, içeriğinin daha fazla anlaşılması için bize neler söylemek istersin? VT: Şunu söylemem lazım; bu proje sadece finansal destekten, burstan ibaret bir proje değil. Pekinel Kardeşler bizlerle her zaman kendi tecrübelerini paylaştılar ve her anlamda varlıkları ve tecrübeleri ile gerçek bir manevi destek verdiler. Zaten bu projeden çok, bir sistem. Pekinel Kardeşler yurtdışında çalıştıkları en saygın öğretmen, şefler ve orkestralardan aldıkları bütün eğitim LT: Bu, Pekinel Kardeşler sayesinde gerçekleşti. Gerçekten inanılmazdı. Düşünebiliyor musunuz? Türk çocukları çıktı o sahneye! Ayrıca konserin profesyonel ses kaydı ve DVD si de hazırlandı ve daha sonra da Türkiye genelinde satışa sunuldu. Tonhalle konserinde projeye seçilen tüm öğrenciler çalmış mıydı? Konser(ler)e ilgi nasıldı? VT: Proje başladığı zaman yılında- on bir öğrenci seçilmişti. O zaman İstanbul, Ankara ve İzmir de turneler yapmıştık. Ve o turnelerde on bir kişi çalmıştık. Bütün bu konserlerimiz her zaman tıklım tıklım doluydu. LT: Türkiye deki konserlerde seyircinin ilgisini çekmek için ve çocukları dinleyiciyle buluşturup kalabalık bir topluluğa onları tanıtmak için Pekinel Kardeşler de çaldılar. Biliyorsunuz, çocukları dinlemek için insanların gelmesi zor, ama Güher - Süher Pekinel ismi çok büyük. İnsanlar Onları dinlemek için salonları doldurdular. VT: Bu konserlere basın da çağırıldı. Anlayacağınız tam bir tanıtım gerçekleştirildi. Zürih organizasyonu ise iki-üç sene sonra yapıldı. Zürih deki konserde belirli bir program vardı ve o programda sekiz öğrenci çalmıştık. Tonhalle konserinde salon ağzına kadar doluydu. Sahneye çıktığımızda, salon ve izleyiciler sayesinde hepimiz inanılmaz bir deneyim yaşadık. PROJE NİN ÇOK DAHA ÖTESİNDE: BİR SİSTEM Bu bahsettikleriniz her yönüyle özenle düşünülüp tasarlanan, tüm seçilmiş öğrencilerin süreç dahilinde yakından takip edildiği çok özel bir proje. Demin de bahsettiğin gibi Veriko, sadece Proje diye tanımlamak yetersiz kalıyor! Tüm boyutlarıyla bakıldığında bu çabaların amacının bir Sistem oturtmak olduğu açık. VT: Evet. Aslında bu bir projeden çok, bir sistem! Pekinel Kardeşler bir sistem oturtmak istedikleri için bunu başlattılar. Klasik müzik eğitiminde bütünsel bir sisteme ihtiyaç var. Eğitimde sadece çalgıyı tutuş ya da çalmak yeterli olmuyor. Zaman zaman eğitimcilerimiz de nasıl eğiteceklerini, ne yapmaları gerektiğini bilemiyor. Onlar, bütünsel olarak sistemi göstermek istediler. Nasıl eğitim görülmeli, neler yapılmalı ki ileride insanlar bunu görüp anlayabilsin. Sadece çalmak değil, müzik dünyasına daha bütünsel perspektifte bakabilmek. Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler (DSGM), Pekinel Kardeşler'in klasik müzik eğitimiyle ilgili projelerinden biri. Bunun dışındaki diğer iki projeyle* de müziği eğitimin ayrılmaz bir parçası haline getirmek için uğraşıyorlar. 16 AKOB

17

18 Pekinel Kardeşler'in diğer iki projesiyle ilgili bilgilere de sayfalarımızda ayrıca yer vermeyi çok isteriz... Bu paylaştıklarınızdan anlaşılıyor ki, genç müzisyenlerin kariyer haritalarını dünya ölçeğinde oluşturabilmeleri için DSGM çok değerli destekler sunuyor. VT: Kesinlikle öyle. Bunu göstermek istiyorlar. Kariyer nasıl çizilir, nasıl yol verilir? Dolayısıyla da bu projenin, belirli gereklilikleri ve sizden beklentileri var. Örneğin; eğitiminize yurt dışında devam etmek, her yaz en iyi ve gereken masterclasslara katılmak, dalınızın sizin için en iyi ve en kıdemli hocalarıyla çalışmak... Bunların dışında - başarabilirseniz, saygın bir yarışmada muhakkak dereceye girebilmek. Çünkü gelişmenizi ve yetkinliğinizi bu yollarla insanlara gösterip ispatlamanız gerekiyor. İşte bunların bütünü ve birbiriyle etkileşimi DSGM de bizi sistem yaklaşımına götürüyor. ANA CHUMACHENCO NUN PEŞİNDE... Yarışmalardan konuşalım istiyorum ama, öncesinde şimdi birlikte çalıştığın hocan Ana Chumachenco nun seni öğrencisi olarak kabul etme sürecinden bahsedebilir misin biraz? Çünkü, kendisine ulaşabilmek ve nihayetinde öğrencisi olabilmek için büyük çaba sarf ettiğini biliyoruz... VT: Doğru. O da çok ilginç oldu da Dora yla çalışmaya başladık de Mayıs ta İtalya ya Postacchini Yarışması na gittim. Dereceye giremedim. Ondan sonra on sekiz yaşaltı Uluslararası Genç Müzisyenler Çaykovski Keman Yarışması na katıldım. Birinci oldum. İki hafta sonra yine çok büyük bir yarışma olan ve Almanya - Hannover de yapılan, Joseph Joachim Keman Yarışması na katıldım. LT: Bu arada, Veriko yarışmanın en küçük iki katılımcısından biriydi. VT: Evet. Amerikalı yarışmacı ve benim dışında herkes yirmi, otuz yaş aralığındaydı. LT: O da dünyada, özellikle günümüzde oldukça tanınmış yarışmalarından biri. Veriko nun programı da çok büyüktü. Doğrusu, on altı yaşında bir çocuk için olabilecek en zor programları çalıyorlardı. VT: Gerçekten çok zor programlar seçmişim. Şimdi baktığımda nasıl ve neden çalmışım diye düşünüyorum. O yarışmada yarı finale kaldım ama yarı finali geçemedim. Hannover de, yarışmacıların bazı ailelerin yanında kalacakları şekilde konaklama organizasyonu yapılmıştı. Finale kalamadığım için doğal olarak çok üzgündüm. Üst üste iki yarışmaya katılmaktan dolayı da çok yorgun düşmüştüm. Dinlenmeye çalışıyordum. Annemle evin sahibesi ve onun arkadaşı sohbet ederlerken o arada annem hayalimin Ana Chumachenco yla çalışmak olduğundan bahsetmiş. Ben Ana nın arkadaşıyım, isterseniz telefon numarasını vereyim siz konuşun, demiş karşısındaki kadın. Normalde Ana bu yarışmalar yapıldığı zaman gelip masterclass verirmiş. Ama bu yıl bazı nedenlerden dolayı gelmeyi istememiş. LT: Tesadüfe bakar mısınız? Ana nın telefon numarasına ulaşabileceğimiz ailenin yanında kalıyormuşuz. VT: Bu arada ben odada uyuyordum. Gözlerimi açtım, annem odada. Ana yla konuştuk biliyor musun! dedi. Şaşkınlıktan duyduklarımı anlayamadım bile. Ben uyurken konuşmuşlar ve Tamam, o zaman İsviçre ye Schaffhausen daki masterclassıma gelsin, demiş Ana. Ekim ayındaydık, masterclass ise Şubat ayındaydı. Ben de rahatça hazırlanabileceğimi düşündüm. Masterclassa gittim, çok da güzel geçti. "Seneye bir daha gel masterclassa," demez mi... İstenen neticeye varamadınız yani... Sonra gelişmeler nasıl oldu? VT: Çok sevdiğim ve değer verdiğim öğretmenim Dora yla çalışmalarıma devam ettim. Ana Hocam çok farklı ve kendine özgü bir kişiliğe sahiptir. Daha sonra Verbier Festivali ne kabul edildim. Ana da o Festival'e gelecekti. Fakat, Festival başlamadan bir hafta önce hasta olduğundan festivale katılamayacağını bildiren bir mail geldi Kendisiyle çalışmayı çok istiyordum. Gerçekten çok üzüldüm ve bu haberden sonra motivasyonum tamamen düştü. Bunun üzerine Pekinel Kardeşler'le bu durumu konuştuk. Onlar da durum ne olursa olsun o Festival'e gitmemi, çünkü dünyaca saygın birçok müzisyenin katıldığı çok önemli bir festival olduğunu söylediler. Bunun benim için büyük bir tecrübe olacağını anlattılar. Festival'e katıldım. Pekinel Kardeşler'in dediği gibi; gerçekten çok önemli bir tecrübeydi. O zaman İngilizce yi neredeyse hiç konuşamıyordum. Benim için o açıdan zordu. Şimdiki yaşımda gitseydim daha rahat olurdum. Şimdi daha kolay, çünkü daha iyi konuşabiliyorum İngilizce yi. Bundan bir yıl sonra - Şubat ayında, yine Ana nın masterclassına gittim ve orada kendisiyle çalışmayı ne kadar çok istediğimi söyledim. Bunun üzerine, bana Münih'deki sınavlara katılmamı söyledi. Sonunda! Bundan sonra Musikhochschule Für Münih deki sınav süreci başlamış olmalı, doğal olarak? VT: Evet, ama bana ilk önce Madrid e Kraliyet Okulu na gelmemi söyledi. Ana, hem Madrid de hem de Münih te hocalık yapıyordu. Madrid in diploması her yerde geçmiyor. Orada okumayı istemiyordum açıkçası, Almanya yı daha çok istiyordum. Almanya olunca bu arada dil de öğrenmem gerekiyordu. Haziran da Münih e sınava gelmemi söyledi. Sınava kadar olan sürede ise hiç görüşmedik. Bu süreyi tamamen sınav hazırlıklarıyla değerlendirdin sanırım. VT: Evet. Zaten Hazırlan gel, diyor. O kadar. Sınav için gittim. Şanslıydım ki piyanistle bir tanışıklık kurduk. Onunla bir gün önce prova yaptık, sonra sınava o da geldi. Kendisi çok özel statüde olan, çok değerli bir hoca. Giriş sınavlarına - eğer kendi öğrencisi olmasını istiyorsa katılıyor, her sınava girmiyor. Ana nın öğrenci kabulü için bir tek benim sınavım vardı. Sınava girerken çok gergindim ama neyse ki sınavım güzel geçti. Çıktıktan sonra Ana İyi yaptın aferin, dedi. Ve gitti. Sonucu açıklamadı mı? VT: Hayır. Öyle söyledi ve gitti. Geçip geçmediğimle ilgili bir şey demedi. Piyanist bana "Eğer Ana böyle söylediyse geçmişsindir," dedi ama ortada kesin olan bir şey yoktu. Sonunda, Ağustos başında, sınavı geçtiğimi bildiren mektup geldi. Oley! Sonra Ana beni aradı, Ekim de derse geleceğimi söyledi. Ekim e kadar yine hiç görüşmedik. Sonradan öğrendim ki: ben hocamı aramalıyım, bağlantıya ben girmeliyim.tabii o zamana kadar hep herşeyi *Pekineller in diğer iki projesi olan Anadolu Orff Müzik Eğitimi Projesi ve TEVİTÖL Müzik Bölümü hakkında bilgi için; 18 AKOB

19 annemle yaptığım için bunun farkında değildim. Benim hocam böyle biri. Birlikte çalışmaya başladıktan sonra da Bundan böyle her şeyi kendin yapmak zorundasın. Tek başına. Annen artık gelmeyecek, dedi. Çünkü tutumumun çalışımı ve her şeyi etkilediğini düşünüyor. Kendin nasılsan, öyle de çalarsın, diyor. Bu duruma çok önem veriyor. DSGM PROJESİ VE YARIŞMALAR Dilerseniz yarışmalardan bahsedelim biraz da... LT: Bir keresinde Pekinel Kardeşler bana Lily Hanım, Veriko bu sene yarışmalara katılacak mı? diye sordular. Doğrusu yarışmalardaki politikalardan dolayı hiç olumlu düşünemiyordum. Bu düşüncemi paylaştım kendileriyle de. Ama ne olursa olsun denemeli, yarışmalara girmeli, dediler. Bu görüşmenin ardından İtalya ya, Uluslararası Andrea Postacchini Keman Yarışması na gittik. Yarışmada Veriko gerçekten çok iyi çaldı. Her şey çok iyiydi. Jüridekilerin öğrencileri de katılmıştı yarışmaya. Sonuç: Jüri üyelerinin öğrencileri kazandı. Çok üzücü oldu. Pekinel Kardeşler'e ben bunu nasıl anlatacağım, diye düşündüm. Yani, iyi çaldı ama kazanamadı mı diyeceğim? Ben bunları düşünürken Onlar aradılar ve beni sakinleştirdiler Hiç üzülmeyin. Biz Veriko nun potansiyelini çok iyi biliyoruz, sorun değil, diye. Onların bu yaklaşımından sonra o kadar sevindim ki. Ben nasıl anlatacağım diye tasalanırken beni anlamış olmaları içimi çok rahatlattı. Veriko ya olan inançları çok önemli tabi. VT: Biliyor musunuz, bana hep inandılar. Ne olursa olsun hep inanç vardı. Hep yanımızdalardı. Birkaç sefer böyle yarışmalara katıldım ama kazanamadım ki hep kazanacağım diye birşey elbette yok. Şunu özellikle vurgulamak isterim; bazen insan tökezleyebiliyor. Ama yanında duran biri, o sırada da sana yardım edebiliyorsa - ki Pekinel Kardeşler bana her zaman çok yardım ettiler, bu çok önemli. Çok büyük bir yarışmayı - Çaykovski Küçükler Yarışması nı, kazanmıştım ama iki hafta sonra Hannover deki yarışmanın finaline kalamadım. Ondan sonra Çaykovski Büyükler Yarışması na katıldım. Onda ikinci tura geçemedim. Böyle şeyler oluyor. Ama, her zaman ne olursa olsun, beni desteklediler. Gerçekten bu çok önemli, çok. Bu arada, Lily yarışmada öyle çok heyecanlıydı ki size anlatamam. LT: Pekinel Kardeşler bana Veriko yla yarışmalara siz gitmeyin isterseniz, babası gitsin, dediler. VT: Gerçekten söylediler mi bunu Lily? LT: Evet! O kadar çok heyecanlanıyordum ki en sonunda bana bunu söylediler. Hem öğretmen hem anne olarak yaşadığınız çok büyük bir yük olmalı. Nasıl heyecanlanmazsınız ki? LT: Ben elimde olmadan öğrencilerimin hep eksiklerini, kötü taraflarını görmeye başlıyorum bu süreç içinde. Bazen Ne kadar güzel çaldı! diye tebrik ediyorlar. Bense onların eksikliklerine, kötü taraflarına odaklandığım için şaşırıyorum. VT: Annem aynı zamanda öğretmen olarak baktığı için, bir yarışmaya gittiğimde ister istemez fazlasıyla geriliyor. Aslında onu çok iyi anlıyorum. Ben de kardeşim Sofiko çalarken çok geriliyorum, heyecanlanıyorum. Bir şekilde etkileniyorsunuz işte. Üstelik ben onun öğretmeni de değilim. Annemin öğretmen yönü olunca, sürekli çalışmamı telkin ediyor. Tabi ki de bu psikolojik olarak oldukça zor bir durum. Ama bir balans gerekiyor. Babam öğretmenim olarak çalıştırmadı beni. Belli etmez O, serin durur. Dinler ama O belli etmez düşüncelerini. Wieniawski Yarışmasında da öyleydi babam. Yarışmaya babam geldi benimle. Beni çalışırken dinliyordu arada. Ama sadece bir müzisyen olarak. Onun dışında yarışmaya gidiyorduk. Otelden konser salonuna doğru yürürken, düşüncelere daldığımda Hadi kızım yapabilirsin, mükemmel geçecek! diye sürekli beni destekledi. Annem çok gergin ve stresliydi Bak, iyi çal! Tamam mı! diye uyarıyordu. Ama çok iyi anlıyorum annemi, gerçekten durumu çok çok zor. BİR YARIŞMANIN PERDE ARKASI: WIENIAWSKI KEMAN YARIŞMASI Annen ve baban doğal bir balans yakalamışlar. Wieniawski Yarışması nda babanın yanında olmasının anneni rahatlaması yanında, nasıl etkileri oldu? VT: İlk önce yarışmaya kimse olmadan, tek başıma gitmek geçti aklımdan. Daha sakin olurum, diye düşündüm. Ama sonra, yarışma iki hafta sürdüğü için ve bu süre boyunca da ailemden birisinin benimle olmasının - aslında tam tersine, bana daha yardımcı olacağını fark ettim. Yarışma sürecindeki çalışmalarım boyunca ve sahnede çaldığım zaman da beni destekleyen birinin olması gerçekten de pozitif hissettiriyor. Üstelik yabancı bir ülkede olunca da insan yanında bir yakınını arıyor. Bir ara olumsuzluğum tuttu, modum çok düştü. Babam orada hemen devreye girdi Olur böyle haller, hiç merak etme, diyerek beni normal halime döndürdü. Böyle desteklere ihtiyaç duyuluyor. Ortam hiç kolay değildi, otelde yarışmaya katılan bütün kemancılar birlikteydi. Bütün yarışmacılar aynı otelde mi kaldınız? Ortamı biraz anlatabilir misin? VT: Yarışmacılar arasında ev tutmuş olanlar ve başka otelde kalanlar da oldu. Yarışmanın ayarladığı otelde kalan yarışmacıların toplamı yanılmıyorsam otuz beş kişiydi. Benim kaldığım katta finale kalan Bomsori Kim, Luke Hsu gibi tüm isimler vardı. Otelde yarışmanın ilk turuna hazırlanırken ortamın beni oldukça zorladığını hatırlıyorum. Düşünün, bütün kemancılar orada. Çalışıyorsunuz, haliyle kafanızı dinlemek de istiyorsunuz. Duş almaya banyoya gittiğimde bile sessizlik yoktu. Banyoda bile yukarıdan keman sesleri geliyordu. Daha da sinir bozan kısım ise bir çoğumuzun aynı eserleri çalıyor omasıydı. İstesen de dinlemeden duramıyorsun, O nasıl çalıyor acaba, diye dinlemeye başlıyorsun. Babam Çık artık, kaç saattir oradasın! diye seslenince dalıp gitmiş olduğumu fark ediyordum. Ama yarışmacıların birçoğu gerçekten iyi arkadaşım oldular. Mesela, benim yan kapı komşum Luke ile bütün yarışma boyunca birlikteydik. Finale kaldığımız gece yanıma geldi Kaça kadar çalışacaksın, anlaşıp ona göre çalışalım da birbirimizi etkilemeyelim, diye sordu. Konuştuk, anlaştık, kararlaştırdık. Sırf rekabet ortamı yoktu yani. Kaç aşamadan geçerek seçildiniz Poznan a? VT: İlk tur yarışma, katılımcıları seçme turuydu ve iki yüz atmış beş kişiyle başladı. Ön elemeler Japonya, Kanada, İsviçre AKOB 19

20 Veriko Tchumburidze, Wieniawski Keman Yarişması'nda Kaygınızın altında yatan neydi? LT: Jürilerin tartışmalı kararlar verebildiğinden ve kulis görüşmelerinin etkileri nedeniyle kaygılıydım. VT: Açıkçası böylesine tanınan bir yarışmada, hiçbir zaman ne olacağını bilemezsiniz. Ayrıca, yarışmalarda verilen kararlar hiçbir zaman en doğrusu olmayabilir. Sonuçta bu bir sanat ve sanatta kesin doğru veya kesin yanlış bakış açısı diye bir tanımın olmasını şahsen pek doğru bulmuyorum. Tabii bunun dışında yarışmada jürinin öğrencileri veya tanıdık katılımcıların olması gibi faktörler de her zaman etkiliyor kararları. Hocam da oldukça kaygılıydı. Ama hem Pekinel Kardeşler, hem de hocam kazanmanın değil, sahnedeki performans gücünün en önemlisi olduğuna inanırlar. Ve sadece buna odaklanmam gerektiği yönünde destekleriyle hep "tam güç!" arkamda oldular. YARIŞMADA ÖNE ÇIKAN KRİTİKLER ve Polonya da belirli şehirlerde gerçekleşti. Tüm adayların ön seçiminde jüri başkanı Maxim Vengerov, belirlenen şehirlerde o sırada bulunan tanınmış bir eğitimciyle birlikte adayları bizzat dinlediler. Ben bu elemeye İsviçre de katıldım. İsviçre de Vengerov la birlikte elemeleri dinleyen eğitimci, kendi eski öğretmeni Zakhar Bron du. Daha önceleri yarışmaya katılabilmek için DVD gönderebiliyordunuz. Kayıt kalitesinde sorun yaşanabildiği ve adayların defalarca çalıp en iyisini gönderme durumu olduğu için canlı olarak dinleme yapıldı. Adaylarla elemelerden sonra Vengerov tek tek görüşmeler yaptı ve kendilerini geliştirmeleri gereken noktalarla ilgili kritiklerde bulundu. Buna çok dikkat ettim ve bana söylediği kritiklere göre eksikliklerimi tamamlamaya çalıştım. Bu, yarışmaya kabul edilme aşamasıydı. Yarışmaya elli iki kişi kabul edildi ama yarışma başlamadan önce dört kişi yarışmadan çekilince kırk sekiz kişi kaldık. Takip edenler biliyor...wieniawski Yarışması, televizyon kanallarının sürekli yayınlarını da içeren çok büyük bir organizasyon. Kameralar sürekli yarışmacıları takip edip, çekimler yapıyor. Bu arada, baban - sevgili David Tchumburidze, Polonya da oldukça tanınır ve de sevilir olmuş! VT: Babam yarışma bittikten sonra Polonyalılar tarafından, benim kadar tanınır oldu. Çünkü yarışma boyunca her zaman yanımdaydı. Hatta, yarışma sırasında benimle -babamla ilgili olarak, küçük bir bölüm çekmişlerdi. Ayrıca biliyorsunuz, yarışma süresince devamlı canlı yayın yapan kameralar vardı ve odadan çıkışımdan itibaren kameramanlar bekledikleri yerden fırlayıp çekimler yapıyorlardı. Babam da sürekli yanımda saçımı, elbisemi düzeltiyor bana yardımcı oluyordu. Dolayısıyla birçok çekimde babam da görünüyordu haliyle. Canım Babam... Elbette Polonya da da çok sevildi! Çok hoş! Wieniawski Yarışması öncesi Pekinel Kardeşler'le olan görüşmenizi paylaşmak ister misiniz? LT: Veriko nun Poznan a yarışmaya gideceği belli olduktan sonra Güher Hanım a Veriko gidiyor ama bence pek şansı yok, diye kaygımı dile getirdim. Sevgili Veriko, yarışma sürecinde ve sonrasında da seninle ilgili oldukça fazla kritik yapıldı, haliyle. Mesela bunlardan biri de şov eserlerine çok yatkın olduğunla ilgili. Ne dersin bu konuda? VT: Yarışma boyunca yarışma ile ilgili konularla ve performanslarla ilgili kritiklerin çıktığı özel gündelik bir dergi vardı. Bunun dışında da bildiğiniz gibi Polonya da iki büyük yarışma var. Biri Wieniawski Keman Yarışması diğeri de Chopin Piyano Yarışması. Her iki yarışmada televizyon ve radyolar sürekli olarak performanslar ve müzisyenler hakkında yorumlar, eleştirilerle ilgili yayınlar yaparlar. Müzisyen olmayan insanlar bile neyin, nasıl gittiği konusunda bu yorumlar sayesinde iyi kötü bir fikir sahibi olur. Bu merak ve ilginin beni çok etkilediğini hatırlıyorum... Polonyalıların aslında bu yarışmaları ne kadar da yakından takip ettiklerini bu sayede anlamıştım. Elbette - doğal olarak, Polonyalı katılımcıların çok daha desteklendiğini bu dergide çıkan yazılardan veya televiyonda, radyoda yer alan eleştirilerden anlayabiliyor insan. Eleştirmenler nedense beni biraz şova yatkın olarak değerlendirdiler. Açıkçası ben kendimi hiç böyle hissetmiyorum o ayrı ama, sanırım hem yarışamanın programı nedeniyle hem de güçlü çalan biri ve daha maskülen olan duruşum nedeniyle böyle bir etki yaratmış olabilirim. Biraz daha açalım mı konuyu lütfen? VT: Şöyle anlatayım; ilk tur programına baktığınızda gerçekten çok virtüöz ve şovlu diyebileceğiniz eserler istenilmişti. Dolayısıyla böyle bir programı maskülen diye adlandırabileceğimiz bir tarzda yorumlayınca insanlar bunu hemen "şova yönelik" diye yorumladılar. İkinci tur programı ise sonatların olduğu daha yumuşak, daha müzikal kişiliğinizi gösterebileceğiniz bir turdu. Üçüncü turda Mozart ve Bach stilini duymak istemişlerdi. Finalde ise iki konçerto çaldım; ilki iki numaralı Wieniawski ve diğeriyse bir numaralı Shostakovıch keman konçertosu. Bu eser çok trajik Sovyet Rusya döneminde, o eski karanlık dönemde yazılmış bir eser. Shostakovich üzerinde insanlar nedense çok fazla durdular. Özellikle benim çok kaba ve çok sert çaldığımı söylediler. Ama şunu unuttular - ya da farklı değerlendirdiler diyelim, aslında Shostakovich in yaşadığı dönem çok zor bir dönem. Savaş dönemi. Sürekli karanlık bir dönem. Hem de, çok karanlık bir dönem. Bestecinin depresif olduğu bilinir ve müziğinde bunu her zaman yansıttığını görürsünüz. Bölümlerde de - bana kalırsa, o dönemi çok net bir biçimde yansıtıyor Shostakovich. O nedenle, 20 AKOB

21 bence bu eser yumuşak çalınamaz. Bu benim yorumum. Ayrıca ailemden dinlediklerim de bunu vurguluyor. Sovyet zamanının o dönemini oldukça iyi biliyorum ve bununla ilgili çok fazla şey takip ettim. Aslında ben her elemede programa göre nasıl bir stil gerekiyorsa -bazen elemede iki farklı hatta üç farklı stilde- o şekilde çalıyordum. Ama nedense insanlar şova ve şov gibi çok sert çalışıma takıldılar. Bunu kritiklerde çokça görebilirsiniz. Ama, örneğin Wieniawski Keman Konçertosunda ve ikinci turda çaldığım Kreisler ı nasıl yumuşak çaldığımdan bahsetmediler. Çok tutkulu ve yumuşak çalışınla ilgili kritikler yer aldı. Bunların yanında oldukça vurgulanan, sahnede çok güçlü ton ile çaldığınla ilgili olandı. Bunun daha fazla öne çıktığı görülüyor. LT: Aslında bu Veriko'nun özel imzası gibi birşey. Bu onun sahip olduğu karakterde, bu belli. VT: Küçüklüğümden beri biraz daha güçlü bir ton ile ve daha maskülen bir tarzda çaldığımı söylemeliyim. Bunu yarışmada olumsuz olarak tarif edenler oldu ki aslında Avrupa'da eğitimime başladığımdan beri bunu çok değiştirdim. Her farklı dönemin eserine göre stiline, ses kalitesine, rengine... Tüm bunların farklılıklarına çok dikkat ediyorum. Bunu öğrenme sürecim tabi ki hala devam ediyor. "Güçlü ton" diye algılanan çalış tarzı benim içimde olan birşey ama şunu belirtmem gerek ki bu, stile göre de değişiyor. Kesinlikle her eserde öyle çalmıyorum. Yarışmada - kritikler bunu görüp anlamasa da, aslında ikinci ve üçüncü turda çok daha farklı renkler ve tonlar kullandım. Aynı şey final turunda Wieniawski ikinci Keman Konçertosu için de geçerliydi. Bu konuştuklarımız Vengerov un yarışmadan sonraki Kişilik sahibi müzikçiler yarıştı, ifadesine de bir anlamda karşılık oluyor diyebiliriz.tekniğinle ilgili her nokta etkileyici bulunmuş ama staccato (yay kaydırma tekniği) en çok bahsi geçen olmuş. VT: Staccato tekniğim üzerinde çok duruldu. Oradaki öğrencilerden de çok soru aldım bununla ilgili. İlk turda çaldığım bir eser neredeyse tamamen staccato tekniği ile çalınıyordu. Ayrıca finalde, Wieniawski Konçerto nun birinci ve üçüncü bölümlerinde yer alan bu teknikle çaldım. LT: Wieniawski konçertosunun bu bölümlerinin orijinalinde aslında staccato tekniği ile çalınması gerekir ama, pek kimse çalmaz. Üstelik herkes mümkün olduğunca bundan kaçar. Çünkü gerçekten de en zorlanılan tekniklerden birisidir. VT: Zaten finalde üç kişi orijinalinde çalmış. Sadece benimle birlikte iki Japon yarışmacı orijinal teknikle çaldık. Bunun nedeni nedir Sizce? LT: Bunun nedenini şöyle açıklayayım; bu bölümleri bu teknikle çalınca kemandan çıkacak sesin gerektiği gibi çıkmama riski çok büyük. Eğer çok iyi bir şekilde bu tekniği yapabiliyorsanız, sadece ve sadece o zaman, o tekniği kullanmak gerekir. Yoksa, staccatoyu hiç çalmayın daha iyi. Özellikle de yarışmada. VT: Evet. Düşünüyorum da; bunu annem o kadar erken öğretti ki bana. Zaten annem birçok şeyde olduğu gibi bunu da çok doğal bir şekilde, oynaya oynaya öğretti. O nedenle, ben onu öğrendiğimi hiç hatırlamıyorum bile. O sanki doğamda varmış gibi.öyle doğal bir şey. Şimdiki küçük öğrencisi - altı yedi yaşlarında, çok tatlı, küçücük daha. Dün etrafta dolaşıyordu aldım kemanı elime staccatoyu gösterdim. Bunu yapabilir misin? dedim. Aldı yaptı! Ben bilmiyordum öğrendiğini. Sonra bir de aynı tekniği bir farklı teknikle, yani çekerek yaptım ki bu daha da zor kısmı, bunu da yaptı! Çok hoştu. "SEDECE AMA SADECE ÇALACAĞIM MÜZİĞİN ÜZERİNE KONSANTRE OLDUM" Yarışma büyük bir maraton. Öncesindeki zorlu hazırlıkların dışında, bir de yarışma atmosferi var. Sürekli kameralar, canlı yayınlar, bir yandan da yarışmanın stresi. Baş etmek hiç kolay değil. Her yönden önemli bir kondisyon gerektiriyor; hem fiziksel hem de ruhsal olarak. Sonunda da sahne! Bu uzun maratonda tüm bu faktörlerle nasıl baş edebildin, kendini rahatlatma yöntemlerin var mı? VT: Özel bir yöntemim yok aslında. Yarışma salonuna gideceğim zaman sadece ama sadece çalacağım müziğin üzerine konsantre oldum. Çünkü, salon binasına girdiğinizden itibaren o heyecanlı hissiyat başlıyor. Dinleyiciler salonda, sen kulistesin, kameralar her yerde. Çok büyük konsantrasyon gerekiyor ki aklınız dağılmasın. Tüm bunlara aldırmamaya özen gösterip, görmezden geldim. Mesela, eğer makyaj yapıyorsam o an, sadece makyajın güzel olmasını düşündüm. Kemanı alıp son kez benim için zor olan pasajlara baktım, sahneye çıkmadan önce biraz onları çalıştım ki benim için bu her sahneye çıkmadan önce rahatlamak için yaptığım klasik bir yöntem. Sahneye çağırdıklarında bir nefesle rahatlıyorum, vücudumu esnetmeye çalışıyorum, ondan sonra çıkıyorum. Bundan sonrasında zaten hiçbir yere bakmıyordum artık. Tabi bütün bunlardan tekrar o noktaya geliyoruz. Yetenek Bütün bunların altından doğallıkla kalkmak için; olağan dışı bir yetenek! Bütün bu zorlu aşamaların sonucunda, sadece yarışma birincisi olmakla kalmayıp diğer bütün ödülleri de topladın. Nelerdi onlar? VT: En İyi Kapris, En Genç Finalist ve En İyi Wieniawski Konçerto ödüllerini aldım. Yarışmaya gitmeden önceki kaygılarınızı yeniden hatırlayalım...yoğun bir çaba içinde geçen sürecin, bu gurur verici başarıyla sonuçlanması konusunda nasıl bir mesaj iletebiliriz, bunun için neler söylemek istersiniz Lily Hanım? LT: Biliyor musunuz, öğrencilere bazen yollar kapatılıyor. Oluyor böyle şeyler hayatta özellikle de yarışmalarda. Ama her şey burada bitmiyor deyip başka arayışlara girmek gerek. Burada kapı kapanabilir ama başka yerlere gidebilmek lazım. Önemli olan sonra neler yapacağın. Bir yerde problem yaşayabilirsin ama sen müzisyensin ve devam edeceksin. Bazı engellerin insanları yeni arayışlara ve mücadelelere götürmesi gerektiğini vurguluyorsunuz aslında. LT: Veriko için söylüyorum; belki zorlukları da yaşadığı için böyle daha güçlü olabildi. İyi tarafını da görmek lazım. Bana annemin öğretisidir. Annem derdi ki; Bak, bazen çok dayanıklı olmalısın. AKOB 21

22 Yanağına tokat mı attılar, gerekiyorsa diğer tarafını da döneceksin vurmaları için," Ben biraz bu düşüncedeyim. Gerekiyorsa olsun, problem değil, belki bunlar bana hayatta bir şey öğretiyor, diyorum. Veriko yarışmada aldığı sonuçla imkânsız görüneni başardı. Müthiş bir başarı! Müthiş bir gurur herkes için. LT: Zaten bütün gençler bundan dolayı mutlu oldular. Bu yarışmanın sonucunda bir sürü olumsuzlukların değişebileceğini görmüş oldular; Artık bizde katılacağız yarışmalara, demeye başladılar. Wieniawski Yarışması'ndan sonra Sofiko yla Bulgaristan a gitmiştik. Orada Wieniawski Yarışması na katılan ve son elemede finale kalamayan, Polonyalı parlak bir kemancı kızla karşılaştık. Benim Veriko nun annesi olduğumu öğrenince çok sevindi, sarıldı bana ve öptü. Veriko nun neyi başardığını biliyor musunuz? Biz artık yarışmalara inanabiliriz ve katılabiliriz. Veriko ve Poznan, bizim için budur! dedi. Dünyanın sayılı büyük yarışmalarında yarışmacıların inançlarını kırabilecek bu tür şeylerin olabileceğini düşünmekte zorlanıyor insan. VT: İnanç kırıcı durumlar oluyor, maalesef. Öyle bir sorunumuz hep vardı ve hep var olmaya devam da edecek. Jürilerde yıllardır - eskiden böyle değildi, Oistrakh ın olduğundan sonraki dönemlerde, jürilere hep öğretmenler oturmaya başladı. Kıdemli hocalar jürideydi. Bu niye sorun derseniz, çünkü kendi öğrencileri katılıyor yarışmalara ve kendi öğrencilerine tarafsız kalamıyorlar ister istemez. Ya da ister istemez dışarıdan böyle hissediliyor. LT: Objektif olmaları kolay olmuyor. Algı böyle. VT: Kendisi öğrencisine puan vermese bile oradaki yardımcılarını etkileyebilir diye düşünülüyor. Rahatsızlık oluşuyor maalesef. Dolayısıyla, bu çok büyük yarışmalar jüride hocaları olan öğrenciler için beklentiler getirebiliyor haliyle. Açıkçası, bu nedenlerle herkes umudunu yitirmeye başladı artık. Yarışmaya hazırlanıyorsun, giriyorsun ama umudun olmuyor. Bir yarışmaya girmek demek büyük bir emek harcamak demek. Büyük yarışmanın hazırlık süreci gerçekten uzun sürüyor. Düşünün, yarışmaya girmek için yapılan elemelerle birlikte beş tur oluyor. Beş tur demek; gerçekten çok büyük bir repertuvar demektir. O repertuvarın çalışması da çok uzun bir süre demektir. Burada verilen emeğin daha da anlaşılır olması için biraz daha detaylandıralım mı? VT: Tabi. Sadece finalde iki konçertoyu bir gecede seslendiriyorsunuz. Bu demek oluyor ki, bir buçuk saat durmadan çalıyorsunuz. Bu sadece final. Onun öncesinde de dört tur daha var. Kaç eser olduğunu düşünün. Hatalardan kaçınmak, psikolojik ve fiziksel olarak hazırlanmak için çok fazla çalışma ve pratik gerekiyor. Yarışmalardan önce konserlerde bol bol çalıp yarışma için hazırlanıyorsunuz. Dediğim gibi, hazırlık süreci en önemlisi ve çok uzun bir süreç. Öğrenciler tecrübe edinmeyi tabi ki istiyor ama işin duygusal ve maddi tarafını düşününce birkaç deneyimden sonra çok kırılmaya, üzülmeye ve artık dayanamamaya başlıyorsunuz. Bazen gerçekten çok hazır gidiyorsunuz ve ona rağmen hiçbir şey olmayabiliyor. Umudunuz kırıldıkça yarışmaların anlamı kalmadığını düşünüyor ve gitmeme kararı almaya başlıyorsunuz. Ben de en az dört beş kere bunu böyle yaşadım. Psikolojik olarak çok güçlü olmak lazım. İşin ekonomik boyutu da ayrı. Yarışmaya gidebilmek için masraflar yüklü, bunları karşılayabilmek lazım. Repertuvarlar, kıyafet... Birçok detay var. Bütün bunlar çok fazla emek demek. Çok fazla enerji harcanıyor. Bu nedenle, insanlar bir yerden sonra gidip gitmemeyi ciddi olarak düşünmeye başlıyor. Anlatmaya çalıştığım gibi, herkeste bu düşünce ve anlayış hakim olmaya başlıyor. Bunu yanınıza alarak, olumsuzluklara rağmen ve umudunuz olmaması gerektiği düşüncesiyle katılıyorsunuz yarışmaya. Böyle mi olmalı? Dediğiniz açık; jürilerin adaletli duruştan ödün vermemeleri gerekir. Yetenekli gençler inançlarını kaybetmemeliler. LT: Evet. Ama bu sefer beklentiler tersine döndü. VT: Mesela Vengerov, Sibirya nın bir yerlerinden gelen müthiş bir yetenek. Vengerov bu yarışmada yer aldığından dolayı kendimi gerçekten şanslı hissediyorum. MÜZİĞİN HİSSETTİRDİĞİ SAFLIĞI YAŞAMAK ve PAYLAŞMAK Tüm etkilerin ve şansın da ötesinde, başarı için çok iyi hazırlanmış olmak her şeye rağmen müziğin hissettirdiği saflığı yaşama ve paylaşma çabasından vaz geçmemek lazım. Tıpkı senin yaptığın gibi sevgili Veriko. VT: Çok teşekkürler. Ama herşey olabilirdi. Yarışma öncesi ve yarışma sonrasıyla ilgili düşüncelerinden bahseder misin bize? VT: Emin olun, ben bugüne kadar hiçbir yarışmaya ödül alacağım düşüncesiyle girmedim. Sadece en iyi şekilde hazır olup, en iyi halimle performansımı göstermek her zaman önceliğim olmuştur. İster yarışma ister konser için olsun, ben hep en iyi performansı gösterebilmenin üzerinde çalışıyorum. Sizin de demin söylediğiniz gibi; içimizdekinin en iyisini ortaya çıkartmak, her şeye rağmen müziğin hissettirdiği saflığı yaşamak, en derin noktalara ulaşmak ve paylaşmak için... Amacımız bu. Sadece yarışma için değil tabi, gelecek için. Yarışmaya gelirsek...size şu hikayeyi anlatmak isterim; yarışmanın başında bütün katılımcılar kura çektikten sonra Vengerov, yarışmacılarla konuşmak istediği için herkesin dışarı çıkmasını rica etti. Kapılar kapandı ve bize dönüp dedi ki; Bu yarışmayı, sadece bir yarışma olarak algılamayın. Burası bir aile. Sadece kazanmaya bakmayın. Burası bir birlikteliğin simgesi. Tek bir şey söyleyeceğim sizin için: Konsantrasyon! Konsantrasyonunuzu her zaman koruyun ve sahnede ne olursa olsun konsantre olun. Buna ayrıca bir benzetme de yaptı; Konsantrasyonu bir wifi gibi düşünün. Bağlantı giderse tekrar geri getirmeniz gerekecek, bunu sakın unutmayın!" Bana kalırsa, gerçekten hem harika hem de çok eğlenceli gelen bir tavsiyeydi. Çünkü sahneye çıktığımda en büyük yardımcım konsantrasyon oldu. Ne kadar hazır olunursa olunsun beyniniz o gün konsantrasyonunuzu sağlayamayacak kadar yorgun veya dağınıksa bu performansınızı ciddi şekilde etkiler. Bunun dışında medya grubu çok ama çok yoğun bir şekilde sürekli canlı yayınlar, röportajlar, yarışmaya özel çekimler yapıyordu. Zaten ister istemez bir kafa dağınıklığına sebep oluyor 22 AKOB

23 AVRUPA NIN EN UZUN - ISO 9001 : 2015

24 Mersin Konservatuvarından mezun oldun mu ya da öğrenciliğin halen devam ediyor mu? VT: Münih te ilk yıl genç öğrenci statüsünde okudum. Mersin e sürekli gidip geliyordum. Tıpkı Dora yla çalıştığım zamandaki gibi. Uzun süre Münih te olduğum için bir şey yapamıyorum. Sınıf da atlayamadım zaten! Mersin Konservatuvarını bitiremedim, ne yazık ki... TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞI VE PEKİNEL KARDEŞLERİN ANLATMAK İSTEDİĞİ bu tür şeyler. Ama her şey bir yana, sahneye çıktığınızda tek bir şey lazım; sadece orada olmak! Müziğin içinde olmak Benim otelden çıkıp sahneye giderken kafamda hep müzik vardı. Başka hiçbir şeyi görmeyeceksiniz sadece içinizde olacaksınız. Bunun dışında ise her çaldığım elemeden sonra canlı yayını izlediğini bildiğimden annemi arayıp Anne nasıldı? diye soruyordum. Ama hiç sektirmeden hep aynı cevabı vermeye devam etti; Ha-tırla-mı-yorum! Nedenini tahmin edersiniz, annem o kadar gergin ve heyecan doluydu ki bütün yarışma boyunca hiçbir elemeyi dinleyemedi. LT: Televizyon açıktı ama heyecanımdan algılayamadım ki. Sürekli, ya şimdi bir şey olursa, endişesi içindeydim. Ne zor Çok gurur verici ama inanılmaz zor bir durum. VT: Tabi ailem için daha zor. Sanırım sahnede çalan kişi için değil ama dinleyen taraf için daha stresli oluyor. Ama benim için yarışmanın en heyecanlı yanı sürekli yorum yapılmasıydı. Gerçekten ilginç bir deneyimdi. LT: Ve en önemlisi: İki Ülkeyi temsil ediyorsun! Bu iki ülke merakla ve heyecan içinde sonucu merak ediyorlar - ne olacak, diye. Nasıl zor anlatamam. Sorumluluk çok büyük. Sonuna kadar götürmek de çok önemli tabi. İKİ ÜLKEYİ TEMSİL: TÜRKİYE VE GÜRCİSTAN Veriko Wieniawski Keman Yarışması'na iki ülkeyi temsilen katıldı: Türkiye ve Gürcistan. Bu soruyla çok karşılaştığınızı biliyorum ama bu nasıl gerçekleşti? Bir kez daha açıklayabilir misiniz lütfen? LT: Yarışmaya başvuruda bulunduğunuzda - hangi ülkenin vatandaşısın diye, elindeki pasaporta bakılıyor. Veriko nun elinde Gürcü pasaportu var. Yarışmalarda Türkiye ismini taşımasını istiyorduk. Wieniawski Yarışması nda özellikle Türkiye yi de kaydettirdik. Pasaportuna rağmen Türkiye yi nasıl kaydettirebildiniz? LT: Veriko Mersin Üniversitesi Konservatuvarının öğrencisi olduğu için Türkiye adına da kaydettirebildik. Çünkü, resmi bir bağlantı sunmak gerekiyordu. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadığı için başka türlü yaptıramazdık. Dediğim gibi; bu kaydı da ancak Mersin Üniversitesi Konservatuvarının öğrencisi olduğu için yaptırabildik. DSGM Projesine tekrar dönelim istiyorum. Proje kaçıncı yılında? VT: Proje sekizinci yılını geride bıraktı. Projenin başlangıcı 2010 yılında oldu ki bu benim de katıldığım yıl. Ben o zaman on üç yaşımdaydım. İlk bursiyerlerdenim. LT: Aslında, DSGM de Veriko için başta Pekinel Kardeşler de zorluklar yaşadılar. Bunun nedeni ise Veriko'nun aslında Türk pasportunun olmaması. Bu durum sıkıntı yarattı. Veriko projeye seçildikten sonra sponsorlar Çocuk yabancı, bu durumda biz sponsor olamayız, dediler. Biz de zor durumda kaldık. Veriko Türkiye de doğdu. Burada, Mersin de büyüdü. Öyle bir durum ki; Gürcistan da yabancısın, Türkiye de, doğup büyüdüğün yerde de yabancısın... Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı konusunda bir şey yapılamadı mı? LT: Uğraştık ama halledemedik. Problem şuydu: Veriko nun vatandaşlık alabilmesi için anne babadan birinin Türkiye vatandaşı olması gerekiyordu. Anne babadan biri Türk le evlenirse (!) Türkiye vatandaşlığı alabilir ve çocuk da bu şekilde Türk vatandaşı olabilirmiş. Sonra Güher Hanım ı aradım Bu nedenle sponsor olamıyorlarsa yapacak bir şey yok, kalsın. Çünkü vatandaşlık için önerilen prosedür bayağı zormuş, bize hiç uygun değil, dedim. Ama Güher Hanım bırakmadı, uğraştı. Bir gün Tamam, oldu! diye beni aradı. VT: Ama bu arada bayağı uğraştılar, mücadele ettiler. Pekineller Kardeşler'in aslında anlatmak istediği şu: Sanatta - bu sadece müzik için değil- dilin olmadığı. Sanatın kendisi zaten ortak dil. Benim örneğimle bunu anlatmaya çalıştılar. Çünkü projede bir tek ben farklı statüdeydim. Bu sistem oturtulacaksa eğer, sadece Türk vatandaşı olmak sınır olmamalıydı, bunu da insanlara göstermek istediler. Nasıl ki kendileri yurt dışında Türk olarak çok önemli destekler aldılarsa, bunun ne kadar değerli olduğunun anlaşılmasını istediler. LT: Gerçekten öyle. Yıllar önce Almanya da dünyanın en iyi şeflerinden biri - Herbert von Karajan, Türk Kardeşlere destek olmadı mı? Bu desteğin kariyerlerinde ne kadar önemli olduğunu, dünya sahnelerinde yer alabilmelerini ve devamındaki gelişmelere ne denli önemli etkide bulunduğunu sponsorlara anlatmışlar. Önemli olanın yetenek olduğuna, sanatçı olmak olduğuna, Türk ya da Gürcü, Jüpiter den olsa da o varsa, onu desteklememiz gerektiğine sponsorları ikna etmişler. Sponsorluğun kabulünden sonra da her açıdan desteklediler. Veriko ya keman kiraladılar. 24 AKOB

25 Bu destekler öyle değerli ki... Bütün çabalarından ve her türlü desteklerinden dolayı Onlara karşı inanılmaz bir sorumluluk hissediyordum. Nasıl hissetmezsiniz ki? Bize tamamen güvendiler. Veriko için uğraştılar, bu işin dünya çapında nasıl olması gerektiğine insanları inandırdılar. Ve haklılıkları da kısa sürede görüldü zaten. VT: Onların bu mücadelesi olmasaydı bugün bulunduğum yerde olamazdım. O yüzden biz hep en iyiyi yapmak istedik. Bu nedenle, o yarışmada bir şey olmayınca çok üzüldük. Bu durumlar ister istemez bizi etkiliyordu. VERİKO YU TÜRKİYE YE PEKİNEL KARDEŞLER KAZANDIRDI LT: Veriko yu Türkiye ye Onlar kazandırdı. Türkiye yi onlar sayesinde temsil etti. Gürcistan bu kadar desteklemedi ki Veriko yu. Kesinlikle. Gürcistan tanımıyordu bile çocuğu. Ama ben buna hiç üzülmüyorum. O burada doğdu, burada büyüdü. Bu bir gerçek. Veriko ya sahip çıkan da Pekinel Kardeşler oldu. Veriko bir gün yine başarılı olacaktı belki ama Pekinel Kardeşler olmasa bu çok geç olabilirdi. Diğer çocuklara destekleri de aynı şekilde. Değerli tecrübelerini, önemli bağlantılarını tüm bu çocuklar için kullanıyorlar. Dünya müzik sahnesiyle ilgili -başta gençler olmak üzere, herkesin ufkunu açıyorlar. Seneler geçtikçe tüm bunlar çok daha iyi anlaşılacaktır, eminim. Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler Projesini' basından takip ediyorduk ama detaylara ilişkin paylaşımlarınızın projeyle ortaya konmak istenen sistemin ve ruhun daha iyi anlaşılmasını sağladığına inanıyorum. VT: Ben de onu anlatmak istiyorum. Bu şekilde okunduğuyla yeterli kalmıyor yaşananlar. Canla başla yapılan bir iş var ortada. Müzik dışında, asistanlarına verebilecekleri bazı konularla bile Pekinel Kardeşler kendileri bizzat ilgilenebiliyorlar. Sistem sekizinci yılını tamamlıyor. Hala aynı enerji var. Asıl beni etkileyen de bu; her şeye bireysel olarak emek vermeleri. Dediğiniz gibi, zaman içinde bunlar çok daha fazla şekilde anlaşılacaktır. Bir ülkeyi temsil eden değerlerin başında neler gelir? Bir ülkenin diğer ülkelerle mesafesini azaltan değerler nelerdir? Sanat, bilim, spor Veriko bizim Dünya sahnelerindeki genç yıldızımız. Yıllardır burada birlikteyiz. Herkesin kökleri bir yerlere uzanıyor elbette. İnsanlığa ait ortak bilinci bize hissettiren sanatçılar her şeyin ötesinde, dünya vatandaşı değiller mi zaten? VT: Gerçekten öyle. Tamam, ben Gürcü yüm ama Türkiye de doğup Mersin de büyüdüm. Şimdi Almanya da okuyorum. Gelecekte bilmiyorum belki çok başka bir yerde de yaşayabilirim. Ben ne zaman gerçekten yabancı olabilirdim? Burada doğmamış, burada büyümemiş, buraya yeni gelmiş olsam... Yarışmaya iki ülke adına katılmam ayrı bir olay oldu. Polonya da bu konu üzerinde çok konuşuldu. Ama sadece Polonya da değil. Yarışmanın sanal platformunda Türkiye ve Gürcistan arasında insanlar sürekli bu konuda yorumlar yazıyorlardı. Gürcistan ne zaman Türkiye oldu? ya da Türkiye ne zaman Gürcistan oldu? gibi sorular geliyordu. Bunun nedenini ve benim için anlamını anlatmaktan yoruldum! İlk turda çaldım, çıkar çıkmaz bana sorulan ilk soru; Niçin iki ülke adına yarışıyorsun? oldu. BUNCA YILDAN SONRA YABANCILIK OLMAZ, BİZ ARTIK DOSTUZ BİRBİRİMİZE LT: Veriko açıkladı; Türkiye de doğdum, büyüdüm ve Türkiye den daha yeni çıktım, diye. Gerçek bu. Bunu değiştiremezsin ki. En fazla şeyi Türkiye den aldı. İnanılmaz seviyor. Burada tanıdığımız aileler, arkadaşlarımız, dostlarımız var, hepsi bizim için çok özel. Sonra çıkıp bu çocuklara yabancı deniyor. Tabi ki çok üzücü. Üzülüyoruz biz. Bunca yıldan sonra yabancılık olmaz, biz artık dostuz birbirimize. Kabul etmek gerek. Ben de burada çabalıyorum, uğraşıyorum. Sadece para için mi? Değil tabi. Sonuçta beraber olalım. Problem bunun neresinde? Problem, problem yaratmakta. Burada birlikteyiz, böyle durumların hiç sorun olmamasını istiyor insan. Ailesi yıllardır ülkemizde eğitim veren, Türkiye de doğmuş başarılı, yıldız bir sanatçı... Veriko şimdi okuluna devam ettiğin Almanya nın Müzisyenler açısından yapısı nasıl? VT: Münih te - benim okulumda mesela, öğrencilerin yaklaşık %60 ı Uzak Doğu dan gelenler. Uzak Doğulular kadar Alman öğrenci yoktur herhalde. Orkestralara baktığınızda birçok farklı ülkeden insanlar yer alıyor. LT: Yarışmalarda bu müzisyenler Alman vatandaşı olarak çıkıyorlar. Orada doğup büyümeseler, hatta oranın dilini bilmiyorlar bile olsalar, yarışmaya çıktıklarında Almanya vatandaşı yazıyor. VT: Almanya sahipleniyor onları. Çünkü işlerini iyi yapıyorlar. ODA MÜZİĞİ ÇALIŞMALARI VE TRİO ARTE Sevgili Veriko, solist çocuk olarak yetiştin, yetiştirildin. DSGM solist çocukları, yani bursiyerlerini dünya sahnelerine taşımak hedefli bir yol haritası. Diğer yanda Pekinellerin DSGM de oda müziği çalışmalarına da ayrı bir önem verdiğini izliyoruz. Bu nedenle bir trio kuruyorlar. Trio Arte. Bize Trio daki çalışmalardan ve hedeflerden bahsedebilir misin? VT: Özellikle oda müziği her açıdan herkesi besleyen bir yorum türü. Bu projenin en önemli araçlarından ve Pekinel Kardeşler'in en önem verdikleri ayaklardan biri de oda müziği. Trio, DSGM kapsamında olan bursiyerler olan Dorukhan Doruk (çello) Yunus Tuncalı (piyano)ve benden oluşuyor. Bu projenin en büyük amacı gerek Türkiye de, gerekse yurt dışında düzenlenen konserlerde yer alarak trio çalışmalarıyla birlikte müzik yapabilmemiz ve birbirimizi ortak olarak yaptığımız müzikle beslememiz... Bu amaç çok önemli. Bu yolla çok şey öğreniyor ve birlikte paylaşıyorsunuz. Oda müziği yaparken gerçek anlamda paylaşmayı, düşünmeyi, birlikte nasıl müzik yapılacağını, birbirini dinlemeyi öğreniyor ve deneyimliyorsunuz. Bunları en güzel ve istediğimiz seviyeye getirmek için gerçekten her seferinde çok emek veriyoruz. AKOB 25

26 Proje kapsamında nasıl desteklendi Trio Arte? VT: Trio, Pekinel Kardeşler'in tavsiyesi sayesinde kurulduğu için proje kapsamında harika ve çok içten bir destek gördü. Proje için verdiğimiz konser provalarının birçoğunda Pekinel Kardeşler bizzat gelip bizlere kendi fikirlerini iletir ve hepimizin arasında çok özel bir diyolag olurdu ki hala öyle. DSGM üyeleri hiçbir ödülü kaçırmaz oldu.trio Arte yle Pietro Argento Uluslararası Müzik Yarışması nda oda müziği kategorisinde birincilik kazandınız. Ayrıca 44.İstanbul Müzik Festivali nin eser siparişiyle Özkan Manav ın bestesi Ludus Modalis in dünya prömiyerini Trio Arte yle seslendirdiniz. VT: Evet, Pietro Argento daki birincilik bizi çok sevindirdi. Sonrasında 44. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali kapsamında Trio ile değerli Özkan Manav ın bestesinin dünya prömiyerini gerçekleştirme fırsatımız oldu. Ünlü Fransız viyolacı Gerard Causse ile festivalin aynı konserinde birlikte çalmamız da ayrıca çok özel bir deneyimdi. LİLY HOCA NIN KEMAN EĞİTİMİ Lily Hanım sizin öğrencileriniz için uyguladığınız ve sıkı takip ettiğiniz bazı özel yöntemleriniz olduğunu duymuştum. LT: Eskiye göre değişiklikler yaptım bazı noktalarda. Çocuklar biraz zor durumdalar. Hem okuldaki tüm derslerin öğretmenleri hem de keman öğretmeni olarak ayrıca benim, onlardan beklentilerimiz var. Ben kendilerinden sürekli keman konusunda çalışmalarını veya biraz daha fazla öğrenmelerini istiyorum. Her öğretmenin kendine göre öğrencilerinden farklı benklentileri oluyor. Maalesef çocuklar her beklentiyi karşılamakta zorlandıkları için bunalmış vaziyetteler. Bir denge bulamazsam çocuğun ilgisini bir süre sonra kaybetme riskim oluyor. Bundan dolayı artık daha farklı bir yöntemle çocuklarla çalışıyorum. Ne kadar yapabiliyorsa kabul ediyorum ama hakkını verecek, ancak o şekilde. Biraz büyüdükten sonra daha doğru karar verme noktasına geliyorlar elbette. Yaşça biraz büyüdükten sonra farkına varıyorlar ki kemana gerektiği kadar vakit ayırmazlarsa bu işi hakkıyla yapamayacaklar. Okul müzik okulu ama müzik dersleri dışındaki derslere vakit ayırmaları da gerektiğinden çocuklar zorlanabiliyor. Özellikle artık proyesyonel seviyede kemancı olacağı belli olan, sadece o yola yönelen çocuklar için çok daha zor oluyor. Bazı kültür derslerinin konuları sonradan bol bol kitap okuyarak da öğrenilebiliyor ama profesyonel olarak bir enstrümanı çalmak ancak her gün düzenli olarak pratik yaparak öğrenilebilir. VT: Evet bu konuda katılıyorum. Eserleri, bir enstrümanda istediğiniz gibi yorumlayabilmek için ancak çok küçük yaşlardan itibaren düzenli çalışarak gereken seviyeye ve kaliteye ulaşabilirsiniz. Müzikte kültür dersleri kesinlikle alınmalı ama bence etkili olan yol bir müzik okulunda öğrencinin belirli bir seviyeye gelip çalmaya başlaması ve genel olarak zorlu olan sağ ve sol el tekniklerini öğrenmesidir. Bir seviyeden sonra, belirli önemli eserleri çalmaya başladığı sırada - esere göre - o dönemi, dönemin genel tarihini, besteciyi, bestecinin yaşamını, eserin ve dönemin stilini, dönemin diğer sanat dallarıyla karşılaştırmalı ilişkisini sahneye çıkmadan önce öğreneceği bir eğitim olabilir. Zaten bu şekilde ister istemez çok detaylı bir genel kültür ve alt yapı gelişiyor. Öğrenmeyi, bağlamından ayırmadan, sarmal şekilde sağlamak çok etkili. Ayrıca bu şekilde de öğrenme daha keyifli, anlamlı ve öğretici oluyor çocuklar için. Aksi takdirde çocuklar ezbere yönleniyor ve sıkılıp yoruluyorlar, enerjileri kalmıyor. Dediğiniz gibi çocuklar zorlanıyorlar maalesef. Çalgı eğitiminde - hele yarı zamanlı konservatuvar eğitiminde, çocuklar ve tabi ki aileleri de - bunca programa yetişebilmek için, onlarla birlikte çok zorlanıyorlar. LT: Hele ki yaz tatilinden sonra okullar açılınca zorlanabiliyorlar. Keman ve okulu bir arada yürütmek onlara zor geliyor ve problem yaşıyorlar. Bazen aileden çocuğu fazladan derse getirmesini istiyorum ki kendi çalışamadığı noktaları toparlayabileyim. Bunca yük arasında zorlansam da, mecburuz bunları yapmaya. Böyle yetenekli çocukları kaybetmek çok yazık olur. Zor ama yapıyorum, olsun. Değiyor onlar için. VT: Annem öğrencileri ve velileriyle birlikte inşa etti tüm bunları. Annem özellikle çocuk müzik eğitiminde mükemmel bir öğretmendir. Evet. Kesinlikle katılıyorum! Lily Hanım, müzik dünyasına yeni adım atan öğrencilerle ve aileleriyle ilgili bir eğitimci olarak neler söylemek istersiniz? LT: Bu öyle bir eğitim ki, öncelikle her çocuk ayrı bir şekilde değerlendirilmeli. Şu gerçeği kesinlikle ailenin bilmesi gerekiyor; çocuk küçük olduğu için ailenin çok yakından ilgilenmesi kesinlikle şart. Hoca elinden geleni yapsa da evde çocuğu sürekli çalıştırmak gerekiyor. Aile bunu yapacak durumda değilse ilgilenebilecek bilinçli birini bulması ve çalışmaları desteklemesi gerekiyor. Ben velilere bunun gerekçelerini her zaman açık açık anlatıyorum. Çünkü aileler, çocuk konservatuvara girince ne yapmaları gerektiğini, müzisyen olmanın gereksimlerini, öğrencinin nasıl disiplinle çalışması gerektiğinin bilincinde olmadan geliyorlar. Aileyle daima diyalog içinde olmak ve bilinçlendirmek lazım. Ailelerin de yükü bu süreç içinde oldukça zorlu ve ağır. Bu işte ortak çalışma ve birbirini desteklemek şart. Bu dengeyi kuramadığınızda ve çocuk yeterli gelişmeyi gösteremezse okuldan atılma durumu oluyor veya enstrüman çalmaya hobi olarak devam etmesinin daha doğru olduğu açıklanıyor. Benim öğrenci olduğum zamanda repetitör (öğretmen dışında çalıştıran kimse) vardı. Öğretmen, benimle çalışman yetmiyor repetitör lazım, diye yönlendiriyordu bizi. Her gün mutlaka iki saat çalıştırıyordu repetitör. Repetitör yoksa bunu çaresiz veli yapıyor. Ama bunu veliye öğrencinin hocası öğretebilir. Yoksa veli nereden bilsin ki? Bu gerçekten zor bir şey. Bazen yetenekli öğrenci bu çalışma desteğinin sağlanamaması yüzünden kayboluyor maalesef. BENİM LİLY M VARDI! Ailelerin bilinçlenme anlamında desteğe çok ihtiyaçları olduğu doğru. VT: Ben çok şanslıyım ki iyi ki benim Lilym ve Babam vardı. LT: Öğretmek gerekiyor tabi ki ailelere. Çünkü çocuk tek başına yapamaz. Mesela derste bir saat yazmayı öğretiyorlarsa, bir saat içinde yazma öğrenilebilir mi hiç? Altı yaşındaki çocuk ne 26 AKOB

27 öğrenecek ki? Kaliteli Türkçe kaç saatte öğreniliyor? Haftada iki saat dersle nasıl öğrenebilir ki çocuk? VT: Enstrüman çalanların armoni, solfej gibi yan ders olarak aldığı derslerin hayati önemi var. Tüm öğrenciler seviyelerine göre dengeli ve yoğun bir eğitim almalı. LT: Ekstradan ve çok detaylı öğretmek istiyorsak çalışmaları arttırmak gereklidir. Böyle olması lazım. Bu iş başka türlü olmuyor. Kolay değil tabi. GELECEK PLANLARI Sevgili Veriko, bundan sonrası için planların neler? VT: Benim hala öğrenmem gereken çok fazla eser ve birçok farklı detay var. Eğitimimi ve gereken eksikleri tamamlamak benim önceliğim. Bunların dışında çok fazla konserlerim var tabi. Sadece solist olarak mı, oda müziği de var mı? VT: Oda müziği ve solo birlikte ki bu benim için ayrılmaz ikili. Amacım, dünyanın birçok yerinde daha çok insana ulaşmak ve onlara müziğin en güzel, saf ve benim kattığım renklerle olan haliyle çalmak. Tüm bunlar için tabi ki çok emek gerekiyor; konserleri düzene sokmak, önemli şeflerle, orkestralarla çalışmak, iyi bir menajerle bağlantıya girmek Bunlar yavaş yavaş olacak şeyler. Önemli olan çok acele etmemek diye düşünüyorum. Zamanı doğru değerlendirmek ve düzene koymak şu aralar önceliğim.şunu söylemeliyim; kalite varsa, yani performansta insanlara gerçekten kendinizden iyi kalitede bir şeyler sunabiliyorsanız, konserleriniz her zaman olacaktır. Dolayısıyla, hala çok önem vermem gereken noktalar olduğu için bir anda değil ama adım adım gitmeyi tercih ediyorum. Eğitiminle ilgili yol haritan nedir? VT: Münih'te Bachelor programından mezun olmama daha bir buçuk yıl var. Daha sonra Master programını yapacağım. Tabii yoğun konser programına bağlı olarak belki öğrenimimi hocamla çalışmak adına daha da uzatabilirim. O halde böyle durumlarda okuldan izin alabiliyorsun? VT: Duruma bağlı. Konserlerin sıklığına ve okulun size nasıl yardım ettiğine bağlı. Almanya da bu konuda gerçekten çok anlayışlılar. HER RENGİ BİRLEŞTİREREK ÇOCUĞA GÖRE BİR RENK ÇIKARTIYORUM Son olarak neler söylemek istersiniz Lily Hanım? LT: Ben diliyorum ki; hangi çocuktan özel bir şey çıkıyorsa onu desteklesinler. Enstrümanda, her çocuğun özelliği nedeniyle bireysel ders veriliyor. O zaman o çocukta özel bir şey varsa ben anlayabiliyorum. Öyle çocuklara biraz yardım gerekiyor. Ve bu yardımı biz eğitimciler kendimiz çözebiliriz. Bazen ben kendi inisyatifimle bir şeyler yapıyorum. Ve bunun da faydalı olduğunu görüyorum. Gerçekten gerekli olan da bu. Keman eğitiminde kitaplar var. Kitaba baktığınızda o da eğitim veriyor. Ama ben o kitaptan gitmiyorum ki sadece. Çocuğa göre, ihtiyaca göre, faydalı olacak olana karar veriyorum. Sadece kitaptan gitsem bizden belki kemancı çıkmaz. Ama bana sunulanlardan, ben seçiyorum. Renkleri vermiyorlar ki size. Yeşil, mavi her rengi birleştiriyorum, oradan başka bir renk çıkartıyorum çocuğa göre. O nedenle çocuğun özelliğine göre gerekli olanlar için yol her zaman açık olmalı. Ben böyle düşünüyorum ve böyle olmasını diliyorum. Eğitmenlikte temel olarak yaptığınızı tarif etmenizi istesem neler söylerdiniz? LT: Özetle; ben kendi işimi yaptım. Kimseyi değil, kendi vicdanımı dinledim. Hep kendi işime devam ettim. Öğrencilerimi çok sevdim. Bu kadar basit. Olanı en açık ve sade şekilde ifade ettiniz. Sevgili Veriko ve sevgili Lily Tchumburidze emeklerinizin daha nice başarılar getireceğine inanıyorum ve Sizleri bir kez daha sevgi, saygı ve içtenlikle kutluyorum. AKOB Dergi adına benimle yaptığınız bu sıcak sohbet için sizlere çok teşekkür ediyorum. Sevgili Tchumburidze Ailesi; yolunuz açık olsun. Veriko Tchumburidze* 2016 yılında Veriko Tchumburidze, dünyanın en eski ve en prestijli yarışmalarından biri olan 15.Uluslararası Henryk Wieniawski Keman Yarışması nda yirmi yaşındayken, birincilik kazandı ve bu başarısı sayesinde müzik dünyasının dikkatini hemen üzerine çekti da Adana da doğan Veriko Tchumburidze keman eğitimine Lily Tchumburidze ile başladı. Daha sonra eğitimine Selahattin Yunkuş un öğrencisi olarak Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı nda devam etti yılından itibaren Güher & Süher Pekinel tarafından desteklenen ve Tüpraş tarafından finanse edilen Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler (DSGM) projesinin bursiyeri olarak Viyana da Prof. Dora Schwarzberg ile Viyana Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi nde öğrenimine devam etti. On dokuz yaşındayken girdiği Münih Hochschule für Musik da Prof. Ana Chumachenco ile öğrenimine halen devam etmektedir. Tchumburidze, Igor Ozim, Albert Markov ve Shlomo Mintz gibi usta müzisyenlerin ustalık kurslarına da katılmıştır. Ustalık kurslarına katılımını birçok farklı ülkede gerçekleştirmektedir. AKOB 27

28 Ocak 2016 da Sony tarafından yayınlanan ilk CD sinin tanıtımı için İsviçre Zürih te konser gerçekleştirdi ve önemli uluslararası basın kuruluşlarıyla birçok röportaj gerçekleştirdi. Aynı ay Tchumburidze, John Williams ın Schinders List film müziğini Sony Classics için Brandenburgisches Kammerorchester ve Howard Griffiths ile kaydetti. Gösterileri nedeniyle; Tchumburidze, 1 Ekim 2016 da Orpheum Stiftung tarafından Zürih Film Festivali açılış konserinde konser vermek üzere davet edildi. Haziran 2016 yılında, Trio Arte üyesi olarak Tchumburidze, Gioia del Colle-İtalya da gerçekleşen Pietro Argento Uluslararası Müzik Yarışması nda oda müziği kategorisinde birincilik ödülünü kazandı. Yarışmanın ardından Trio Arte'nin -dünyaca ünlü kemancı Gérard Caussé ile birlikte, 44. IKSV Uluslararası İstanbul Müzik Festivali canlı resital programı kayda alındı. Trio Arte ile aynı zamanda, Türk besteci Özkan Manav ın Trio için bestelediği Ludus Modalis adlı eserinin dünya prömiyerini gerçekleştirdi yılında Tchumburidze Gülden Turalı Ulusal Keman Yarışmasında ve 2006 da Gürcistan Ulusal Keman Yarışması nda birinciik ödüllerini aldı yılında -on altı yaşındayken, 7. Uluslararası Tchaikovsky Genç Müzisyenler Yarışması nda jürinin oy birliğiyle ve en yüksek puanla birinciliği kazandı; Rusya, İsviçre ve Almanya da dahil olmak üzere birçok uluslararası konser ve festivale davet aldı. Tchumburidze, 2013 yılında Andante Müzik Dergisi tarafından Yılın Çıkış Yapan Müzisyeni ödülünü aldı. Borusan Filarmoni Orkestrası ile 41. İstanbul Müzik Festivali nin açılış konserinde yer aldı ve aynı yıl, İsviçre de bulunan Seiji Ozawa Oda Müziği Akademisi ve Verbier Festivali ne katılmak üzere davet edildi. Mart 2014 de Zürih -Tonhalle Oda Müziği Konserleri serisinde DSGM bursiyerleri ile birlikte verdiği konser canlı olarak kayda alındı ve Lila Plak tarafından röportaj kayıtlarıyla birlikte DVD haline getirildi. DVD nin yayınlanmasından hemen sonra İsveç Oda Orkestrası ile Luzern KKL Salonunda solist olarak konser vermek için davet edildi. Bu konserin ardından -dünya kariyerinde olağanüstü müzisyenler yetiştiren, Orpheum Musik Stiftung-Zürih in ilk kez yapmak üzere olduğu CD serisi için seçildi. Howard Griffiths yönetimindeki Münih Oda Orkestrası ile Orpheum Stiftung un 25. Yıldönümü için Sony Classics in CD kaydını gerçekleştirdi. Tchumburidze 2015 yılında 15. Uluslararası Tchaikovsky Yarışması na katılım için Türkiye den seçilen ilk müzisyen oldu. Tchumburidze bugüne kadar Zürih Oda Orkestrası, Münih Oda Orkestrası, Brandenburgisches Staatsorchester, Winterthur Musikkollegium ve Rusya Devlet Senfoni Orkestrası, Mariinsky Theater Orkestrası, Borusan Filarmoni Orkestrası ve Varşova Senfoni gibi birçok uluslararası orkestrada solist olarak yer aldı de Trio Arte nin üyesi olarak DSGM öğrencileri olan, arkadaşları Çellist Dorukhan Doruk ve Piyanist Yunus Tuncalı ile birlikte Boğaziçi Albert Long Salonu nda, Notre Dame de Sion Konser Salonu nda ve D-Marin Klasik Müzik Festivali nde çaldı. Trio Arte ile daha sonra Süreyya Operası ve Cemal Reşit Rey Konser Salonu nda oda müziği serileri olarak performans gösterdi. Ayrıca Trio, L.V. Beethoven Triple Concerto, Güher-Süher Pekinel ve İstanbul ve İzmir Senfoni Orkestralarıyla birlikte ve Ankara da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yla performanslar gerçekleştirdiler. Veriko Tchumburidze Ekim 2016 da, Uluslararası Henryk Wieniawski Keman Yarışması nda birinciliği kazanmasının ardından Beethoven Easter Festival, Gstaad Menuhin & Festival Academy, Musica Mundi Festival, Olympus Musical Festival gibi birçok festivale Nicholas Angelich, Maxim Vengerov, Michael Sanderling ve dünyaca ünlü birçok müzisyenle birlikte çalmak için davet edilmiştir. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, klasik müzik alanında gelecek vadeden genç müzisyenlere verilen Aydın Gün Teşvik Ödülü bu yıl Veriko Tchumburidze ye verildi dan bu yana Tchumburidze, Deutsche Stiftung Musikleben tarafından sağlanan 1756, Milano Giambattista Guadagnini yapımı bir keman ile çalmaktadır. Tchumburidze nin 2018 yılı konser programları ise bir hayli yoğun için açıklanan konser programları şöyle; 8 Mart / Ankara - Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası 16 Mart / Antalya - Antalya Devlet Senfoni Orkestrası 14 Nisan / Hamburg - Aris Alexander Blettenberg ile Teatime Classics/Laeiszhalle -Brahms Fuayesi 20 Nisan / (Opole) Polonya - Opole Filarmoni Orkestrası 13 Mayıs / (Eindhoven) Hollanda - Aris Alexander Blettenberg ile duo konser - Muziekgebouw Eindhoven 17 Haziran / (Porto) Portekiz - Porto Casa Da Musica Senfoni Orkestrası 30 Haziran / (Neuzelle) Almanya - Brandenburgisches Staatsorchester Frankfurt 5 Ağustos / Almanya - Schleswig-Holstein Müzik Festivali 18 Ağustos / (Gstaad) İsviçre - Gstaad Menuhin Festival & Academy. *Güher & Süher Pekinel ( ve Veriko Tchumburidze ( resmi sitelerinden alınmıştır. 28 AKOB

29 AKOB 29

30 YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Kemal Rastgeldi yılbaşını ilk defa farklı bir şekilde, evde tek başıma geçirip TV izlemekle yetindim. Batı müziğiyle ilgilenenler için sanatsal değer taşıyan TV kanallarımızın sayısı maalesef çok az, neredeyse yok gibidir. Yılbaşında benim tercihim, ses sanatçısı Patrick Sebastian ın sunuculuğu ile çok düzeyli eğlence programları yayınlayan TV 5 Monde isimli Fransız kanalıdır. Sanatseverlere tavsiye edebileceğim bu güzel programı iki haftada bir Cumartesi akşamları izlemek de mümkündür. Daha önceki yıllarda Yılbaşı gecesinin eğlencesine, müziğine flütümü alır, az veya çok katkıda bulunur, farklı yerlerde gönüllü olarak Şekip Aksoy la (klavye) beraber sahneye çıkardım. Sanat aşkına hizmet sunmanın da belli yeri ve zamanı bulunduğunu kabullenip tadında bırakmak, ölçüyü aşmamak gerektiğini hayat insana öğretiyor. Belli bir yaşa kadar yeni yıl iyimserlik taşıyan beklentiler, ümitler anlamına gelir, fakat daha sonra, akıp geçen zamanın artık (başta sağlık olmak üzere) hayatımızdan değerlerimizi götürmeye başladığını fark ederiz. Çevremizdeki sevdiklerimiz, yakınlarımız birer ikişer kayıplar arasında yer almaya başlar ve artık anılarla baş başa kalırız. Geçip giden yıllar belleğime ne kadar da çok anı depolamış meğer! Bu bakımdan, yaşıtlarımın çoğundan daha şanslı olduğumu ve kendimi avutabilecek durumda bulunduğumu düşünmekteyim ve bunu en çok sanata borçluyum. Anılarımın en güzel, anlamlı olanları sanatla, özellikle de müzikle ilgili. Otuzlu yaşlarımda, İsveç in Ericsson firmasında mühendis olarak çalışırken, oldukça gecikmeli olarak flüt öğrenmeye karar vermekle hayatımın belki de en akıllı kararını vermiş olduğumu, özellikle emeklilikten sonra, daha iyi anladım. Çalışma hayatı bitince çoğu insan - sudan çıkmış balık gibi - bazı sıkıntılara kapılıp bir boşluğa düşer. Yüce Atatürk ün (çok önemli bulup şahsen uyguladığım) Hayatta en hakiki mürşit ilimdir ve Sanatı olmayan bir milletin hayat damarı kopmuş demektir sözleri yol gösterici olmaya devam edebilseydi, ülkemiz bugün çok farklı bir konumda bulunurdu. Çağımızda bilimi, sanatı önemseyen ülkelerin her bakımdan en önde olduğunu görmekteyiz. 30 AKOB

31 MERSİN İN GENÇ SANAT ELÇİLERİ Her yıl olduğu gibi, 2017 yılı Aralık ayı boyunca, özellikle de ayın son on gününde her akşam sunulan yıl sonu sınıf konserlerini izleme şansını, keyfini elde ettim ve bazılarından çok etkilendim. Temennim, bazılarını tesadüfen öğrendiğim konserlerin daha etkili ve güvenilir şekilde duyurulmasıdır. Keşke daha çok insan bu güzel konserleri izleyebilse, kendini düzeyli sanatla geliştirirken genç yeteneklere de moral, manevi destek sağlasa. Bu meyanda genç flüt sihirbazı Ece Selin Yüksel e özellikle teşekkür etmek istiyorum. Usta pedagog Miroslav Dacic in piyanosu eşliğinde 22 Aralık ta sunduğu resital hakkında bana telefon açıp (üç-dört saat önceden) haber vermeseydi, benim için önemli bir fırsatı kaçıracak ve üzülecektim. Öğretmeni Halit Turgay ın emeklerini hakkını vererek değerlendirdi, flüt sevenleri adeta büyüledi. Ertesi gün ilk iş olarak Fazıl Tütüner dostumun kapısını önerimi paylaşmak için çaldım. Önerim; Oda Müziği Yarışması'nı AKOB'un sahiplenmesi ve ulusal çapta bir yarışma olarak desteklenmesiydi... Önerime Konservatuvarımızın başarılı öğrencileri için konserlerin düzenlenmesinin faydalı olacağı görüşlerimi de ilave ettim. Bu önerimin hayata geçirilebilmesi için AKOB Yönetim Kurulu'nda değerlendirilmesini talep ettim. Ne mutlu ki, gelişmeler sonucunda bu önerilerim hayata geçirilmek için gün saymaya başladı. Ulusal Oda Müziği Yarışması ve flüt öğrencisi Ece Selin'in resitali Ihsan Toksöz'ün de desteğiyle Nisan 2018'de gerçekleştirilmek üzere programa alındılar ARALIK AYI KONSERVATUVAR ÖĞRENCİLERİ YIL SONU KONSERLERİ Çağdaş eğitimi ıskalayan politikaları endişe verici buluyorum. Zorluklara, bölgemizi çepeçevre saran olumsuzluklara, tersliklere rağmen, Atatürk döneminde açılmaya başlayan konservatuarlarımız, Opera ve Bale Kurumlarımız, oralardan yetişen dünyaca ünlü sanatçılarımız günümüzde de gurur ve mutluluk kaynağı olmaya devam etmektedir. Emekli olup İsveç ten Mersin e döndüğümde boşluk, gariplik çekmedim; sanki sihirli bir elin yardımıyla ve sipariş vermişim gibi Mersin Üniversitesi, ona bağlı konservatuvar, Devlet Opera ve Balesi, bazı başka kuruluşlar, sanat dernekleri peş peşe açıldı ve yaşantım renklenip zenginleşti. Üstte sözünü ettiğim güzel ve silinmez anılarım en çok konservatuar bağlamındadır ve İçel Sanat Kulübü ile yakın iş birliği içinde oldum. Kentimizde yetişen ve şimdi Avrupa da ünlenmekte olan Hasan Gökçe Yorgun, Alican Süner, Sesim Bezdüz ve daha birçok üstün yetenek ilk konserlerini İçel Sanat Kulübü (İSK) salonunda vermiştir. Aralık ayında Yıl sonu Öğrenci Konserleri dizisinde yer alan ve beni çok etkileyen diğer bazı yeteneklerden de kısaca söz etmek, sanata ve sanatçıya saygı gereği, yerinde olur. 2 Aralık 2017 de sunulan Yaylı Çalgılar Anasanat Dalı Konseri değişik yaş ve sınıflardan en fazla sayıda öğrencinin katıldığı konserdi. Öğretmenlerin sabır, disiplin ve emeği ile minik çocukların yoğun çalışma karşılığında yıllar içinde nasıl hayranlık uyandıran sanatçılara dönüşebildiğinin örneklerini bu kez en çok bu konserde gördüm. Şimdi artık bir keman virtüözü seviyesine yükselmiş olan Sofiko Tchumburidze nin minik kemanı ile sahnedeki ilk yıllarını anımsadım. David ve Lily gibi üstün sanatçı/pedagog anne babaya sahip olmasının (ablası Veriko gibi) Sofiko nun müzikal gelişim açısından ayrıcalıklı bir konuma gelmesinde kuşkusuz büyük payı bulunmaktadır. Onların öğrenci listesinde ülke içinde ve dışında ünlenmiş genç sanatçıların isimleri bol sayıda vardır. Bu konserde dikkat çeken, sanatçı ana-babaya sahip (Anne Övül Akyol - keman sanatçısı, Baba Mahmut Akyol- bale sanatçısı) diğer bir keman öğrencisi de henüz on yaşındaki Laçin Akyol du. AKOB 31

32 Büyük orkestralar eşliğinde Laçin i solist olarak birkaç defa hayranlıkla dinlediğimi belirtmeliyim. Söz sanatçı ebeveynlerden açılmışken, Selahattin - Ebru Yunkuş çiftinin isimlerini de atlamamak gerekir. Çocukları İdil ve İrem Yunkuş başarılarına başarı katmaktalar. Konserler boyunca İrem pek çok öğrenciye piyanoda başarıyla eşlik etti. Karşılaştığımda bazen Ebru Yunkuş a takılır ve The Yunkush Trio yu kurmak için daha neyi bekliyorsunuz, diye sorarım. 14 Aralık da Evrim Şahinkaya nın Şan Sınıfı Konseri vardı; Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği nin üyeleri ile birlikte (ve onlardan biri olarak) izledim; zira sahneye çıkanlar arasında derneğin destekleyip burs verdiği Songül Ekici de vardı. En çok alkışlanan diğer bir isim de Aysel Cankatan dı; etkileyici soprano sesi ile çok geçmeden yıldızının parlayacağını düşünüyorum Haziran ayında mezuniyet resitalini dinlemiş olduğum Bengisu Türk, bütün genç ses sanatçılarına piyanoda başarıyla eşlik etti. 17 Aralık'da Aybüke Akoluk (keman), Aslı Demirağ (piyano) sahnedeydi. J.S.Bach ile başlayan resital N.Paganini ile sona erdi. Aybüke Akoluk un hakkını vererek seslendirdiği Aycan Teztel'in bestesi "Boğaziçi" eseri oldukça etkiliydi. Ertesi akşam, 18 Aralık ta, Lily ve David Tchumburidze sınıflarının ortak konseri vardı. Küçükten başlayarak keman ve obua öğrencileri sırayla sahneye çıkıp beğeni ve alkış topladılar. On dört öğrencinin katıldığı konserin son eserini, yine büyük ustalıkla Sofiko Tchumburidze çaldı. Peş peşe üçüncü akşam, yani 19 Aralık ta ve yine saat 18 de, sırada Selahattin Yunkuş Oda Müziği Sınıfı nın Yıl Sonu Konseri vardı. Daha önce sitayişle sözünü ettiğim Ece Selin Yüksel, Haçaturyan ın flüt, klarinet ve piyano için üçlüsünde yine ustalığını sergiledi. Konsere katılan diğer genç sanatçıların hepsi çok iyi yetişmiş olarak dinleyicileri büyülediler. Sanatçı anne babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Deniz Akalın taşıdığı genlerin hakkını vermeye devam etmekte kararlı görünüyor. Rahmetli annesi (çok sevilen çello sanatçısı ve pedagog) Pelin Hanım ın bu başarı günlerini, özellikle de Deniz in baba Münif Bey le beraber sergilediği sahne performansını görmesini çok isterdik. Bu konserin son eseri olan Şostakoviç Mi Minör üçlüsünü Deniz bu kez Sofi Tchumburidze ve Serçin Yatkın ile beraber ustalıkla seslendirdi yılının son konservatuar konseri 26 Aralık saat 18 de, Ceren Çingisiz, Ay Şimal Uzunay, Yusuf Cem Tümkaya, Helin İrem Özbek isimli, değişik sınıflardan öğrencilerin katılımı ile seslendirildi. Bu sıraladıklarım dışında, İstanbul dan gelen ünlü bir üçlüye de değinmek yerinde olur. Özgecan Günöz (Keman), Çağlayan Çetin (Viyolonsel), Özgür Ünaldı (Piyano) isimli sanatçılardan oluşan BOSPHORUS TRIO, 25 Aralık ta çok beğenilen, olağanüstü bir oda müziği dinletisi sundu. Ülkemizdeki en iyi triolardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.. Çoğu zaman konserler etkili şekilde duyurulamıyor ve katılım az olabiliyor. Ben bazılarını tesadüfen öğrenebildim yılı için ilk örnek, 10 Ocak taki Emre Elivar Masterclass Piyano Konseri idi. Konserden birkaç saat önce telefonuma gelen bir mesaj sayesinde bu güzel dinletiyi izleme fırsatını elde edebildim. Deniz Akalın burada da üstün yeteneğini bir kez daha kanıtladı. Sanatseverlerin etkinliklerden zamanında haberdar edilmesi için internet veya Facebook üzerinden, MERSİN MÜZİK ETKİNLİKLERİ isimli bir koordinasyon merkezi oluşturulması yerinde olacaktır. Öğrencilerin gelişmesi, olgunlaşması, ustalaşması, ayrıca sahne heyecan ve korkusunu yenmesi için dinleyici önünde çalması ve salondakilerin de az olmaması lazım. Yani biz dinleyicilerin de görev üstlenmesi, sanatçıları veya sanatçı adayı öğrencileri yalnız bırakmaması gerekiyor. Yazdıklarıma Ece Selin Yüksel in verdiği alttaki yanıtta da bunun önemini görebiliyoruz: 16 Ocak 2018 Sevgili Kemal Bey, Güzel söz ve övgüleriniz yanında yakın ilginiz için size teşekkür etmek istiyorum. Sözle yetinmeyip, sanatı ve sanatçı adayı bizleri desteklemek için elinizden geleni yapmanız bizleri gerçekten motive ediyor; ülkemizde hala sanatı seven ve savunan birilerinin bulunduğunu bilmek umut veriyor. Bizlere kapı açtığınız, yol gösterdiğiniz için şükran ve mutluluk duymaktayız. Aksatmadan konserlerimize gelerek bizi yalnız bırakmadığınız gibi, yaptığınız yardımlar da hevesimizin, moralimizin yükselmesine katkıda bulunuyor. Bir müzisyenin en büyük hayali ve başlıca amacı, solist olarak konserde çalmaktır. Bana bu imkanı yeniden ve daha kapsamlı şekilde sağlamak için sarf ettiğiniz çaba, kariyerim ve geleceğim için büyük önem ve harika bir destek anlamı taşıyor. Teşekkürümü sunarken size sanat dolu, mutlu bir yıl diliyorum. Saygılarımla, Ece Selin Yüksel 32 AKOB

33

34

35

36

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Jamie Foxx J

Jamie Foxx J Jamie Foxx J - - - - - - - - - - - - - 62 Corinne Foxx 63 Biz müzik ve sinemayı bir araya getiren bir aileyiz. Babam hem eğitimli bir müzisyen hem de bir oyuncu. Gerçekten çok şanslıyım! Corinne Foxx Jamie

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

ERASMUS BAHAR DÖNEMİ Accademia della Moda İtalya DİDEM ALTUNKILIÇ

ERASMUS BAHAR DÖNEMİ Accademia della Moda İtalya DİDEM ALTUNKILIÇ Ben Didem Altunkılıç. 22 yaşındayım. Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünde 4. Sınıf öğrencisiyim ve 3. yılımı Erasmus programı dolayısıyla gittiğim İtalya nın Napoli şehrinde Accademia

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

Detaylı

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM GELECEĞİM OLDU. Sayın Yurduseven öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM GELECEĞİM OLDU. Sayın Yurduseven öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Çankaya Üniversitesi Bilgi İşlem Departmanı nda çalışan ve 2007 Bilgisayar Mühendisliği Bölümümüzden mezun olan Hakan Yurduseven ile bilgilendirici bir söyleşi gerçekleştirdik. ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Sizi tanıyabilirmiyiz? 1953 Söke doğumluyum. Evli, 2

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

HAFTALIK VELİ BÜLTENİ 16 HAZİRAN Tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize sağlıkla geçirecekleri mutlu bir tatil diliyoruz.

HAFTALIK VELİ BÜLTENİ 16 HAZİRAN Tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize sağlıkla geçirecekleri mutlu bir tatil diliyoruz. HAFTALIK VELİ BÜLTENİ 16 HAZİRAN 2017 Tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize sağlıkla geçirecekleri mutlu bir tatil diliyoruz. Öğretmenlerimize emekleri için çok teşekkür ediyoruz. BABALARIMIZA... VELİLERİMİZE

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.

Detaylı

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Herkese Bangkok tan merhabalar, Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak

Detaylı

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TARİH: / /2017 1. Öncelikle adınız nedir? Adınızın anlamı nedir? 2. Annenizden doğma, babanızdan olma, sizden başka evde yaşayan biri var mı? Varsa sizden büyük mü küçük mü?

Detaylı

iyi günler sevgili ilk yar'larımızın değerli dostları, Bugün geçmişlere gideceğiz, çünkü yakınlarda kulaklarını çok çınlatmıştık... Ne kadar güzel bir örnek çalışmaydı öğretmenlerimizin sevgili Ahmet Hocamızın

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK Sosyal ve siyasi yaşamda Bodrum un tanınmış simalarından biri olan Nuran Yüksel yaşamını kitap haline getirdi. Nuran Yüksel kitabının sadece kendi

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber Beykoz Yerel Basını: "Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ" Tüm Ülkede kutlanan Öğretmenler Günü Beykoz'da da coşkuyla kutlanırken, bu özel günde öğretmenlerimiz için çeşitli etkinlikler ve ziyaretler

Detaylı

Bu maili aldığım zaman evdeydim. Sandalyemden kalkıp odanın içinde zıpladım sevinçten

Bu maili aldığım zaman evdeydim. Sandalyemden kalkıp odanın içinde zıpladım sevinçten 2009 2010 eğitim öğretim yılının birinci dönemi ki bu güz dönemi oluyor, benim de yüksek lisans programımın ilk dönemiydi. Üniversiteden 2003 yılında mezun olduktan 6 sene sonra tekrar üniversiteye başlıyordum.

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ

GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ 19.12.2012 Ben de bilim insanı olmak istiyorum çünkü pes etmem! (7. Sınıf Aklımda bilim insanlarının da hep doğruyu tam olarak bilemeyecekleri kaldı. Bilim insanlarının

Detaylı

6 Temmuz 1996 6 Temmuz 1996 6 Temmuz 1996 6 Temmuz 1996 6 Temmuz 1996 SANCAR NASIL BİR ADAM * Sessiz, sakin ve gösterişsiz. Söylediğine göre en uzun konuşmalarından birini yaptı bizimle. * İçindeki merakın

Detaylı

BİLİŞİM SEKTÖRÜ, HİÇ TARTIŞMASIZ, KENDİNİ EN HIZLI VE EN ÇOK YENİLEYEN SEKTÖRLER ARASINDA YER ALIYOR

BİLİŞİM SEKTÖRÜ, HİÇ TARTIŞMASIZ, KENDİNİ EN HIZLI VE EN ÇOK YENİLEYEN SEKTÖRLER ARASINDA YER ALIYOR Çankaya Üniversitesi 2008 Mezunu ve Üniversitemiz Bilgisayar Mühendisliği Bölümü nde çalışan Uzman Efe Çiftçi ile bir söyleşi gerçekleştirdik BİLİŞİM SEKTÖRÜ, HİÇ TARTIŞMASIZ, KENDİNİ EN HIZLI VE EN ÇOK

Detaylı

Benimle Evlenir misin?

Benimle Evlenir misin? Benimle Evlenir misin? Bodrum sokakları ilginç bir evlenme teklifine daha sahne oldu. Bodrumlu genç kaptan Ali Özbaylan 9 yıl önce tanıştığı kız arkadaşı Tuba Cihat a, Milta Marina da bulunan bir kafede

Detaylı

ilk yar'larımızın sevgili dostları

ilk yar'larımızın sevgili dostları ilk yar'larımızın sevgili dostları Bu akşam size bir aydır vermek istediğimiz haberi güzel bir şekilde verebiliyor olmanın sevincini yaşıyoruz... Dınar Eğitim Gönüllüleri Derneğinin düzenlediği Küçük Kalemler

Detaylı

2016'nın ilk 5 ayını geride bırakıyoruz. Grup Göktürkler için bu dönem nasıl geçti?

2016'nın ilk 5 ayını geride bırakıyoruz. Grup Göktürkler için bu dönem nasıl geçti? Türkülere yeniden hayat veren, kitlelerin özgün müziğe bakış açısını değiştirecek çalışmalara imza atan Grup Göktürkler, başarı basamaklarını tırmanmaya devam ediyor. Grup Göktürkler'in üyeleri Alperen

Detaylı

Sosyolinguistik Görüşme. 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:.

Sosyolinguistik Görüşme. 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:. Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:. 2) Nerede doğdunuz? Yer:. Bölge:. Eyalet: Ülke:... 3) İkamet (yaşadığınız) ettiğiniz şehir... yılından

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına 23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına Bodrum da 3 yıl önce kaptanlığa başlayan Gül Yavuz, 23 yıl yazılım sektöründe çalıştıktan sonra nasıl yat kaptanı olduğunu ve denizlerde kadın kaptan olmanın

Detaylı

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO: A2 DÜZEYİ ADI SOYADI: PASAPORT NO: NOT OKUMA 1 KARADENİZ TURU Metin Bey: Merhaba! Görevli: Merhaba efendim, buyurun! Nasıl yardımcı.(1)? Metin Bey: Ben bu yaz ailem ile bir tura çıkmak istiyorum. Bana

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI Göknil Genç BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI 1 Çeviren: Saadet Özen ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 5. basım Resimleyen: Mustafa Delioğlu Göknil Genç BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI 1 Resimleyen: Mustafa

Detaylı

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR Bodrum a 3 günlük şirket etkinliğine gelen çalışanlar deniz dibi temizliği gerçekleştirdi. Otomotiv sanayinin köklü firmalarından Farplas, çalışanları için

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

ALBERT EİNSTEİN HAYATI

ALBERT EİNSTEİN HAYATI ALBERT EİNSTEİN HAYATI Albert Einstein!"#$ Albert Einstein 14 Mart 1879 da Almanya nın Ulm kasabasında dünyaya geldi. Babası Hermann Einstein ve amcası Jakob bir elektrik şirketi kurdular. Annesi Pauline

Detaylı

SEDA ÜREN KURUMSAL

SEDA ÜREN KURUMSAL SEDA ÜREN 2 0 1 9 KURUMSAL ORGANIZASYON SEDA ÜREN KURUMSAL Kurumsal çalışmalar şüphesiz deneyim ve kalite ister... Yılların deneyimi, her daim güncellenen repertuvarı ve nefes kesen sahne performansıyla

Detaylı

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ Geleceğe ışık tutan, Başöğretmen Atatürk ün emanetine sahip çıkıp, eserinin üzerine imza atan, bilgiyi öğretmekten

Detaylı

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa nın Dünya Girişimcilik Haftası na özel 16 Avrupa ülkesinde yaptırdığı Girişimcilik Anketi sonuçları açıklandı! Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa tarafından yaptırılan

Detaylı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI 2012-2013 AKADEMİK YILI 15 ŞUBAT 2012 TARİHİNDEN 17 EYLÜL 2012 TARİHİNE KADAR GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER I. MÜZİK BÖLÜMÜ AKADEMİK TEŞKİLAT ŞEMASI A)

Detaylı

Şimdi yukarıdaki karikatürden yola çıkarak küçük bir öykü yazın. Hayal gücünüzün derinliklerine inmeye hazır mısınız? Yalnız bazı kurallarımız var!

Şimdi yukarıdaki karikatürden yola çıkarak küçük bir öykü yazın. Hayal gücünüzün derinliklerine inmeye hazır mısınız? Yalnız bazı kurallarımız var! Aşağıdaki karikatürde bir aile tablosu yansıtılmaktadır. Karikatürü iyice inceleyin. Söz konusu durumu sınıfta canlandıracaksınız. Bunun için bir anne, bir baba ve bir çocuğa ihtiyaç var. Gönüllü olan

Detaylı

D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ

D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ Kurucu destekçiliğini Doğuş Grubu nun, Sanat Yönetmenliğini Yücel Canyaran ın üstlendiği D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali, 31 Temmuz/ 1-2-3

Detaylı

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz. Hitit Üniversitesi Aktif Yaşam Kulübü olarak,engelli kardeşlerimize farklı eğlenceler düzenledik. Farkındalık programları yaptık, 2 yılda 5 okula kitap yardımında bulunduk. Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize

Detaylı

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU Google Formlar

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU Google Formlar 12 yanıt Tüm yanıtları görüntüle Analiz bilgilerini yayınla hhkosal@sakarya.edu.tr Bu formu düzenle Özet 1. Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümüne giriş yılınız: 2008 2007 2005

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu? AĞIR ÇANTA Fatma o sabah evden çok zor çıktı. Akşam geç yatınca sabah kalkması zor oldu. Daha kahvaltısını yapamadan çıkmak zorunda kaldı evden. Okula geç kalacaktı yoksa. Okul yolunda çantasını taşımakta

Detaylı

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor. Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor. İşçi Cephesi: Direnişiniz nasıl başladı? Kazova dan bir işçi: Bizim direnişimiz ilk önce 4 aylık maaşımızı, kıdem ve tazminat

Detaylı

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ Ron D. BURTON U.R. Başkanı 2013 14 Gürkan OLGUNTÜRK U.R. 2430. Bölge Guvernörü 2013 14 H.Ediz PARLAR 3. Grup Guvernör Yardımcısı Perihan SEFEROĞLU (Başkan) Serkan SOLAK (Asbaşkan) Hüseyin MURSAL (Kulüp

Detaylı

Tarih:. Yer:. Katılımcı numarası:... Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:.

Tarih:. Yer:. Katılımcı numarası:... Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:. Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:. 2) Nerede doğdunuz? Yer:. Bölge:. Eyalet: Ülke:... 3) Tamamladığınız en yüksek okul derecesi nedir? a.

Detaylı

DON GİOVANNİ. uygun ve çok uzun uçuş saatleri gerektirmeyen bazı Avrupa şehirlerine göz gezdirirken

DON GİOVANNİ. uygun ve çok uzun uçuş saatleri gerektirmeyen bazı Avrupa şehirlerine göz gezdirirken TURK 101-57 2014-2015 Güz Dönemi İlk Ödev-Son Metin Opera 08.10.2014 Beril Babacan 20901276 DON GİOVANNİ Geçtiğimiz kış bir arkadaşımla ara tatilde yurtdışına çıkmak istiyorduk. Bütçemize de uygun ve çok

Detaylı

SORU-Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

SORU-Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz bugüne kadar? CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ İİBF ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ FURKAN AKYÜZ KİŞİSEL GELİŞİMİ ÖNEMSEYEREK KİŞİSEL GELİŞİM DERGİ VE KİTAPLARI OKUYARAK ÖZGÜVEN SORUNUMU AŞTIM VE ÖNYARGILARIMDAN

Detaylı

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış Cem Akaş BUMBA İLE BİBU Resimleyen: Reha Barış Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Düzelti: Leyla Nebioğlu Son Okuma: Egem Atik Kapak ve İç Tasarım: Gözde Bitir Tasarım Uygulama: Güldal Yurtoğlu 1. Basım: 2000

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

10.12.2014 Çarşamba İzmir Basın Gündemi

10.12.2014 Çarşamba İzmir Basın Gündemi 10.12.2014 Çarşamba İzmir Basın Gündemi Katip Çelebi'nin Rektörü Prof. Galip Akhan İzmir'in en genç devlet üniversitesi Katip Çelebi Üniversitesi'nde rektörlük seçimi sonuçlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ 9.11.2017 Sayın Bakanım, STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 1 İş Dünyamızın Değerli Temsilcileri, Kıymetli Basın Mensupları, Global

Detaylı

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız?

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız? İşitme Engelli Bankacı Zehra Handan YAĞCI Bence her insanın özünde bir cevher vardır. Yeter ki o cevher keşfedilsin, üreten, ürettiğini ortaya koyan, muhakeme yapabilen bireylerin ortaya çıkması gerekir

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

Kuzey Hendeği nden Türk Sanat Müziği ezgileri yükseldi

Kuzey Hendeği nden Türk Sanat Müziği ezgileri yükseldi Kuzey Hendeği nden Türk Sanat Müziği ezgileri yükseldi Bodrum Belediyesi Türk Musikisi Derneği Klasik Müzik Korosu tarafından Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği nde Bestekar Erol Sayan Özel Konseri düzenlendi.

Detaylı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bakım ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak dünya standartlarında bir tesis haline getirilen Bodrum Belediyesi

Detaylı

2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri? 3. En başarısız olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?...

2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri? 3. En başarısız olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?... ANKET-1 (LİSE) Türk İşaret Dilinde izlemek için tıklayınız. Ad Soyad:. Okul -Sınıfı:. 1. Okul başarınızı nasıl yorumluyorsunuz? Kötü Orta İyi Çok iyi 2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?

Detaylı

Orhan benim için şarkı yazardı

Orhan benim için şarkı yazardı 70'li yılların ünlü ses sanatçısı ve sinema oyuncusu Yıldız Tezcan, 21 yaşındayken Orhan Gencebay ile büyük aşk yaşadığını, ancak o dönem çöpçatanlıklarını yapan Sevim Emre'nin sonradan Gencebay'ı elinden

Detaylı

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim SİVAS BELEDİYESİ İŞARET DİLİ EĞİTMENİ MUSTAFA EPİK. İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR. İŞBİRLİĞİ İÇİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR MUTLAKA BAŞARILI OLACAKTIR SORU- Bize kısaca kendinizi

Detaylı

ilk yar'larımızın sevgili dostları

ilk yar'larımızın sevgili dostları ilk yar'larımızın sevgili dostları Bu akşam da Mersin üniversitesinden sevgili İbrahim'in izlenimini paylaşıyoruz... Daha önce Mersin ekibinin her projemize gelişi ile verdiği eşsiz katkıya değinmiştik...

Detaylı

FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI

FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI Bu yıl 10 uncusu düzenlenen D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali, 31 Temmuz/1-2-3 Ağustos tarihleri arasında Bodrum da gerçekleştiriliyor. Festivalin açılış

Detaylı

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II 04.03.2019 ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II (Türk Müziği Sazları ve Orkestrası İçin) (Tolga Karaca) I ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II (Türk Müziği Sazları ve Orkestrası İçin) (Tolga Karaca) II (Çoksesli Saz Eserleri

Detaylı

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni

Detaylı

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sayın Kaymakamım, Sayın Milli Eğitim Müdürüm, Sayın Belediye Başkanım, Okul Aile Birliğimizin değerli yöneticileri, Saygıdeğer Velilerimiz, Sevgili öğretmenlerimiz ve yöneticilerimiz, Saygıdeğer Bağışçılarımız,

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum» Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni «Okula Uyum» Hayatımızda yeni bir sayfa daha açılıyor. Bu başlangıç hem çocuğunuzun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin başlangıcı... Çocuklar, okula

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

Gümüşlük Klasik Müzik Festivali Antik Tiyatro da başladı

Gümüşlük Klasik Müzik Festivali Antik Tiyatro da başladı Gümüşlük Klasik Müzik Festivali Antik Tiyatro da başladı 12. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, Bodrum Antik Tiyatro da sanatseverlerle buluştu. 12 yıldır Bodrum un Gümüşlük beldesinde gerçekleştirilen

Detaylı

Geçmiş Dönem Başkanı : Ercan Zorlu

Geçmiş Dönem Başkanı : Ercan Zorlu K.R Ravindran 2015-16 President,UR Kulüp Toplantı No: 1112 Dönem Toplantı No: 42 Bülten No: 40 Toplantı Yeri: Maslak Steigenberger Otel Toplantı Tarihi: 11 Mayıs 2 016 Toplantı Saati :12:30-13 : 30 Hizmetlerinizi

Detaylı

Seyfi Teoman Kısa film çekmeyi düşünmüyorum, çünkü maliyeti çok yüksek, geri dönüşü yok.

Seyfi Teoman Kısa film çekmeyi düşünmüyorum, çünkü maliyeti çok yüksek, geri dönüşü yok. eyfi Teoman Kısa film çekmeyi düşünmüyorum, çünkü maliyeti çok yüksek, geri dönüşü yok. 14 Ekim 2004 de yönetmen eyfi Teoman ile Yamaç Okur un moderatörlüğünde bir söyleşi gerçekleştirildi. Teoman ın ilk

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

Cocuklari icin cirpinan ogretmenleri gordukce hem cok seviniyoruz, hem de onlara yonelik daha fazla birseyler yapabilme derdine dusuyoruz...

Cocuklari icin cirpinan ogretmenleri gordukce hem cok seviniyoruz, hem de onlara yonelik daha fazla birseyler yapabilme derdine dusuyoruz... Kemal Ogretmen fotograflari karne gunu gecince hemen paylasmaliyiz heyecani yasadik, tipki 1 onceki hafta sevgili Selda Ogretmenimizden gelen fotograf ve mektuplari aldigimiz geceki heyecana benzer...

Detaylı

ULTIMATE LANGUAGE SCHOOLS D O P İ N G D İ L. İngilizce Eğitim Merkezi WWW. DOPINGDIL. COM

ULTIMATE LANGUAGE SCHOOLS D O P İ N G D İ L. İngilizce Eğitim Merkezi WWW. DOPINGDIL. COM ULTIMATE LANGUAGE SCHOOLS D O P İ N G D İ L İngilizce Eğitim Merkezi WWW. DOPINGDIL. COM KURUMSAL DopingDil, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mezunu Öğretmenler Tarafından Kurulmuş İngilizce Uzmanı Dil Okuludur.

Detaylı

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ KİTAP VE KÜLTÜR KULÜBÜ BAŞKANI EMRE GÜREL KULÜP SAYESİNDE SOSYAL HAYATIMIZ RENKLENDİ İLETİŞİM YETENEĞİMİZ GELİŞTİ

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ KİTAP VE KÜLTÜR KULÜBÜ BAŞKANI EMRE GÜREL KULÜP SAYESİNDE SOSYAL HAYATIMIZ RENKLENDİ İLETİŞİM YETENEĞİMİZ GELİŞTİ GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ KİTAP VE KÜLTÜR KULÜBÜ BAŞKANI EMRE GÜREL KULÜP SAYESİNDE SOSYAL HAYATIMIZ RENKLENDİ İLETİŞİM YETENEĞİMİZ GELİŞTİ SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız hangi okullarda

Detaylı

En Çok Hangi Özel Ders İsteniyor?

En Çok Hangi Özel Ders İsteniyor? En Çok Hangi Özel Ders İsteniyor? Küçük bir araştırma yaptık, acaba hangi ders için daha fazla özel öğretmen ihtiyacı var diye. Hem kendi verilerimize, hem de özel ders ve eğitim danışmanlığı yapan bir

Detaylı

Kültürel Zenginliklerle Birleştirilmiş Dil Eğitimi

Kültürel Zenginliklerle Birleştirilmiş Dil Eğitimi Kültürel Zenginliklerle Birleştirilmiş Dil Eğitimi Öğrenciler, NESE'de dil öğrenmenin yanı sıra Amerikan kültürünüde öğrenmektedir. Kültürel zenginliklerle birleştirilmiş İngilizce eğitimi, maksimum dil

Detaylı

MEZUNLARDAN MEZUN ADAYLARINA TAVSİYELER

MEZUNLARDAN MEZUN ADAYLARINA TAVSİYELER MEZUNLARDAN MEZUN ADAYLARINA TAVSİYELER İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) mezunları Yrd. Doç. Dr. N. Filiz Özdil, Abdullah İsmet Durak, Mürsel Düzova İSTE Makine Bölümünün düzenlediği Mezunlar Konuşuyor-2

Detaylı

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR Çankaya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü nden 2006 da lisans derecesini alarak aynı bölümde 2009 yılında yüksek lisansını tamamlayan H. Emre Akkuş ile Çankaya Üniversitesi ve sektör hakkında

Detaylı

Müziğin Mucizesi 'El Sistema' Her Yerde

Müziğin Mucizesi 'El Sistema' Her Yerde On5yirmi5.com Müziğin Mucizesi 'El Sistema' Her Yerde Söyleşiye bazı katılımcıların sosyal rehabilitasyon projeleri hakkında olumsuz portre çizmesi ve Türkiye'yi eleştirmesi damgasını vurdu. Yayın Tarihi

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ TÜRK-İŞ Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ 25-27 Mayıs 2012 Nova, İbis Hotel - İstanbul Oturumlar Panel

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

Öğr. Gör. Dr. Çiğdem YİĞİT

Öğr. Gör. Dr. Çiğdem YİĞİT Öğr. Gör. Dr. Çiğdem YİĞİT Tel: +90 (224) 2940962 e-mail: cigdemyigit07@gmail.com Ankara da doğdu. Müzik eğitimine Ankara Devlet Opera ve Balesi Çocuk Korosunda şarkı söyleyerek başladı. 1992 yılında Gazi

Detaylı

3.TASARIMCILAR YARISMASI 1.6 EYLUL 2015 MERTER YARIŞMA BAŞVURUSU TEKNİK ŞARTNAME

3.TASARIMCILAR YARISMASI 1.6 EYLUL 2015 MERTER YARIŞMA BAŞVURUSU TEKNİK ŞARTNAME 3.TASARIMCILAR YARISMASI 1.6 EYLUL 2015 MERTER YARIŞMA BAŞVURUSU TEKNİK ŞARTNAME AMAC Bu Sene 3.sünü gerçekleştirdiğimiz, «Merter Moda Tasarımcılar Yarışması» Üniversitelerin Moda ve Tekstil bölümünde

Detaylı

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI ESKİŞEHİR ODUNPAZARI MESERRET İNEL İLKOKULU ODUNPAZARI HALK EĞİTİM MERKEZİ TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU DESTEĞİYLE GURURLA SUNAR TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI KORO ŞEFİ Tülây TÜRKMEN SANAT DANIŞMANI Hüseyin

Detaylı

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe MERAKLI KİTAPLAR Alfabe Bu kitabın sahibi:... Dinle bir tanem, şimdi sana, bir çocuğun öyküsünü anlatmak istiyorum... Uzun çoooooooook uzun adı olan bir çocuğun öyküsü bu! Aslında her şey onun dünyaya

Detaylı

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor...

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor... 23 Nisan gecti hala kendimizi toparlayamadik; bir sure daha ruyalarimizi susleyecekler... Ama her zaman onlarin en guzel basarilarla buraya gelmelerini heyecanla bekleyecegiz... Onceki izlenimdeki sevgi

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

Oxford Big Read İç Anadolu Bölge Finalistleri. Yabancı Diller Festivali 2016

Oxford Big Read İç Anadolu Bölge Finalistleri. Yabancı Diller Festivali 2016 Oxford Big Read İç Anadolu Bölge Finalistleri Okulumuzun Ana-B sınıfından Ada SEZGİN, Ana-D sınıfından Nil YÜCESAN ve 2-A. sınıfından Arda Hasan ÖRGÜ Türkiye genelinde düzenlenen Oxford Big Read kitap

Detaylı