Bu maili aldığım zaman evdeydim. Sandalyemden kalkıp odanın içinde zıpladım sevinçten

Transkript

1 eğitim öğretim yılının birinci dönemi ki bu güz dönemi oluyor, benim de yüksek lisans programımın ilk dönemiydi. Üniversiteden 2003 yılında mezun olduktan 6 sene sonra tekrar üniversiteye başlıyordum. İlk okula yeni başlayan bir öğrencinin yaşadığı heyecanı yaşıyordum desem yalan olmaz. Kararlıydım, eğitim hayatım boyunca sergilediğim başarılı çizgiyi bozmayacaktım. Liseyi okul birinciliği ile bitirirken öncesinde de hemen her sene ya sınıf birincisi ya da okul birincilikleri vardı Lakin üniversiteye başlayacağım zaman, 1999 yılında değişen üniversiteye giriş sistemi nedeni ile çok istediğim halde bilgisayar mühendisliğine girememiş, benimle aynı durumdaki binlerce teknik lise, meslek lisesi ve Anadolu Teknik Lisesi mezunu arkadaşım gibi bilgisayar öğretmenliği bölümüne razı olmuştum. Bu durum şevkimi biraz kırsa da üniversite eğitimimi 4 senelik normal zamanında tamamlamıştım yılına mezun olduktan sonra hemen askerliğimi yaptım aralıkta askerden geldikten sonra 2005 haziran da kendi bilişim ofisimi açtım Mayıs a kadar maceralı bir süreçten sonra ofisi kapatıp freelancer çalışmaya başladım eylül de kurmsal bir şirkette pazarlama departmanında çalıştım 6 ay kadar. Ama bana göre olmayan bir şeyler vardı. Doğru şeyler ile uğraşmadığımı düşünüyordum. Kendimi mutlu hissetmiyordum. Böylece 2009 başında tekrar üniversiteye girmeye karar verdim. benim yerim eğitim dünyasıydı. 4 5 senelik piyasa deneyimi sonucu bu kararı verdim. kısa bir hazırlık döneminden sonra 2009 da derslere başlıyordum. Öncesi kısaca böyle. Sadede gelelim. Master programının 1. Döneminde aldığımız dört dersten birisi Sistem Analiz ve Tasarımı dersiydi. Bu dersin hayatımı değiştireceğini bereden bilebilirdim ki? Dersler başladı ve bu ders kapsamında tüm sınıf olarak İstanbul Üniversitesinde bulunan Uluslararası Akademik İlişkiler Kurulu için bir proje yapma görevi aldık. Yapacağımız proje, Erasmus öğrenci değişim programı ile yurtdışına gidecek olan öğrencilerin kağıt ile yaptıkları birçok işin elektronik ortamda, web üzerinden yapılmasını sağlayacaktı. 14 kişi ile başladığımız proje 2010 şubat ayında öğrenci başvurularını alacak hale geldi ve çalışmaya başladı. 7 Nisan 2010 tarihine kadar 788 öğrenci yabancı dil sınavlarına girmek üzere başarı ile kayıt oldu. Projemiz ilk önemli görevini yerine getirmişti. Bu proje üzerinde çalışırken günün birinde öğrencileri avrupaya göndermek için çalışıyorum, ben neden gitmeyeyim? diye düşündüm. Ben de girdim yabancı dil sınavına. 20 Nisan da açıklanan sınav sonuçlarına göre 100 üzerinden 71 puan almıştım ve bu fazlasıyla yeterliydi. Yalnız bir sorun vardı. Sınava benimle beraber iki sınıf arkadaşım daha girmişti. Onlar da gerekli puanları aldılar. Her ne kadar benim puanım daha fazla da olsa hep beraber Erasmus a gidebilmek daha güzel oalcaktı. Bölümümüzün sadece ikiöğrenci için Litvanya daki Vilnius Gidiminas Teknik Üniversitesi ile öğrenci değişimi antlaşması vardı. Bunun anlamı Enformatik Bölümünden sadece iki kişinin Erasmus ile biryerlere gidebileceğiydi; tabii birileri bölümümüz için yeni öğrenci değişimi antlaşmaları yaparsa o zaman hepimiz gidebilirdik. 20 Nisan 2010 ile 15 Mayıs 2011 arasında yaklaşık 130 adet mail gönderdim Avrupa daki birçok farklı okulda bulunan birçok farklı üniversiteye. Bunlardan gelen mailler ile süren yazışmalar sonucu belki toplamda arasında mail gönderip aldım. Sonuç olarak Enformatik Bölümü için 4 yeni öğrenci değişim antlaşması imzalandı. Antlaşma imzalayan ülkeler Lüksemburg, Fransa ve Çek Cumhuriyetinde bulunan iki okul şeklindeydi. Bu arada ikinci dönem ödevleri, bitime projeleri de üst üste geldi. Dönem sonuna yaklaşıyorduk. Bitirmem gereken birçok ödevimin arasında uğraştım bu işlerimle. Neyse ki dönem sonunda tüm derslerimi başarı ile verip iki dönem sonunda hiçbir dersten kalmadan ders dönemini bitirmiştim. Sıra bitirme tezine gelmişti ve onu da yurtdışındaki bir üniversitede Erasmus öğrenci değişim programı kapsamında yapacaktım. Planlar böyleydi.

2 Evet antlaşmalar imzalandı ama şimdi de beni okula kabul etmeleri gerekiyordu. Bu konuda Mayıs ayının ortasından Ağustos ayına kadar yazıştım Lüksemburg taki üniversite ile. Birçok belge göndermemi istediler. Önce kabul etmediler. Yükse Lisans tezi çalışması yapabilmek için beni kabul edemezlermiş. Yetkinliklerimi bilmedikleri için hangi konuda nasıl bir tez yapacağım konusunda bana yardımcı olamazlarmış. Haklılar! Ben yeni bir öğrenciyim orada ve tez çalışması yapabilmem için onların standartlarına göre ders almam gerekiyor. Çaresini bulduk. Tekrar ders alacaktım. Gerekirse okulu 2 dönem daha uzatma riskini göze alarak ders almak üzere gitmeye karar verdim Lüksemburg a. Tekrar bu şekilde yazıştık. Belgeler göndermemi istediler. Hazırladım. Önce imajlarını mail ile gönderdim. Temmuz sonunda imajlarını gönderdiğim belgelerin asıllarını posta ile göndermemi istediler. Ve 9 Ağustos 2010 da kabul edildiğime dair maili aldım. Bir parçasını sizinle paylaşmak istiyorum. Bu maili aldığım zaman evdeydim. Sandalyemden kalkıp odanın içinde zıpladım sevinçten Sonrası çok hızlı gelişti. Tamamlanması gereken evrakları tamamladım, yapılması gereken işleri yaptım ve 15 Eylül de Lüksemburg a geldim. 17 Eylül de organize edilen Arriving Day ile Erasmus öğrencilerine şehri tanıttılar.

3 Lüksemburg çok güzel bir ülke Demir ve Çelik endüstrisi ile ünlü olan ülkede bir demir madenin 1100 Metre içine girdik. Evet doğru

4 yazdım: Binyüz metre. Madene girmeden önce bilgilendirme yapılıyor.

5 Burası da madenin 1100 metre içi.

6 Benim bir de güzel bisikletim var. Türkiye den gelirken beraberimde onu da getirdim. Bisikletimle, yeşillikler içindeki şehirde 2 defa tur atma şansım oldu şimdiye kadar. Birkaç güzel fotoğraf çekmeye çalıştım. Birkaçını paylaşmak istiyorum.

7 Burası Grand Duchess Charlotte Köprüsü

8 Köprüden görünen harika bir manzara

9 Lüksemburg ta bisiklet kullanmak inanılmaz bir keyif. Bisiklet yolları çok güzel.

10 Bisiklet kullanıcıları ile ilgili yol işaretlemelerine önem vermişler.

11 Orman içerisinde sadece bisiklet ve koşu için yapılmış yol. Amsterdam a kadar gidiyor

12 Bu geldiğim üniversite burası.

13 Güzel bir Cumartesi gününde yine bisiklet turuna çıktım. Şehrin içinden geçen nehrin üstündeki küçük köprülerden birisinden görünen harika manzara.

14 Şehrin sene önce ilk defa kurulduğu yerler buralar. Kale ye çıkan yol.

15 İlerde sol tarafta görünen kayalık yapı 960 yıllarında ilk kurulan kale.

16 Biraz daha yukarı çıkarak çektiğim bir kale fotoğrafı. Aşağıdaki manzara büyüleyici. En ufak alanları bile değerlendirmişler. Aşağıdaki eğimli araziye setler yapmışlar. Tarım ürünleri yetiştirmeye devam ediyorlar.

17 Burası kalenin üstünden görünen tarihi köprü. Üstünden tren geçiyor. Bu trenler, demir madenlerinden çıkarılan demiri taşıyor.

18 Erasmus Öğrenci Değişim Programı inanılmaz güzel bir tecrübe. Katılmak için imkanlarınızı sonuna kadar zorlayın. Çok uğraştım buraya gelmek için. Ama sizce de değmez mi? Birkaç ek haber vermek istiyorum. Lüksemburg ta yaşamak ve çalışmak isteyenler için imkanlar var. burası bir araştırma üssü haline gelecek. Ülkenin yeni vizyonu bu. Geçmişte vizyonlarını hep gerçekleştirmişler. Demir ülkesi olmak istemişler ve olmuşlar. Ekonomi ve finans merkezi olmak istemişler ve olmuşlar kişinin kaşadığı bu küçücük şehirde 150 civarında büyük bankanın

19 genel merkezi var kişinin yaşadığı istanbulda 150 büyük bankanın genel merkezi yok. Dikkatinizi çekerim. Ayrıca bura insanlar 4 dil konuşuyorlar. Herkes. Lüksemburgça, Almanca, Fransızca ülkenin 3 resmi dili. Liseyi bitiren herkes bu dilleri konuşabiliyor. Çünkü eğitim ilkokulda ana dilleri olan Lüksemburgça başlıyor. 5 sene bu eğitimi aldıktan sonra 3 sene tamamen Almanca. Her şey Almanca. Sonra 3 sene boyunca her şey tamamen Fransızca. Haftada sadece 2 derslik yabancı dil dersi şeklinde değil. Tamamen her şey öğretilen yeni dilde veriliyor. Sonuç olarak öğrenci dili gerçek manada öğreniyor. İngilizceyi hangi aralıkta öğrendiklerini bilmiyorum. Ama hemen herkes İngilizce de biliyor. Okulda dersler daha yeni başlıyor. 1 haftalık hızlandırılmış bir teknik İngilizce kursu düzenlediler bizim için. Bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. Bir önemli bilgi daha. Avrupa daki okulların hemen tamamında en az 1 dönem Erasmus zorunlu. Yoksa öğrenciler mezun olamıyor. Acaba gitsek mi, iyi olur mu, faydası olur mu diye düşünenler artık düşünmeyi bırakın da yola çıkmak için hazırlıklara başlayın :). Bana ryilmaz@esisbilisim.com mail adresimden ulaşabilirsiniz. Aynı mail adresim facebookta kayıtlı. Daha fazla fotoğraf ve detaylı bilgi için beni profilinize ekleyebilirsiniz. Ekleme isteğinde bulunurken üniversiteden olduğunuzu ve mail adresimi bu Erasmus yazısından aldığınızı lütfen yazın. Saygılarımla, Reyhan YILMAZ