Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ

Transkript

1 Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesi nin kabul ediliþinin 63 üncü yýl dönümü olan 10 Aralýk Ýnsan Haklarý Günü nde Ýnsan Haklarý Derneði Ankara da bir eylem yaptý Kýzýlay da Ýnsan Haklarý Anýtý önüne gelen ÝHD Ankara Þubesi üyeleri burada Halklarýmýzýn emek, demokrasi ve özgürlük arayýþý durdurulamaz ve Ýfade vermek deðil, ifade etmek istiyoruz pankartlarý açýlarak bir basýn açýklamasý yaptý. Ýnsan, haklarýyla vardýr denilen açýklamada 1 Ocak Kasým 2011 tarihleri arasýnda Türkiye de gerçekleþen insan haklarý ihlalleri raporu kamuoyuyla paylaþýldý. Bilanço þu þekilde: *1 Ocak Kasým 2011 tarihleri arasýnda çýkan çatýþmalarda 330 kiþi yaþamýný yitirdi. *19 kiþi dur ihtarýna uymadýðý, rastgele ateþ açýldýðý için, yargýsýz infaz ve faili meçhul cinayete uðradý. * 284 kiþi saldýrý ve çatýþmalarda yaralandý. * Ayný dönemde 9 faili meçhul cinayet iþlendi. 2 DE Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Sayýn bakan, sayýn vali, saygýdeðer konuklar, sevgili canlar, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði nce düzenlenen Uluslararasý 1. Hacýbektaþ Aþure Günü ne hoþ geldiniz Hepinizi en içten duygularla selamlýyorum. Deðerli konuklar, Muharrem ayýný yaþýyoruz On Muharrem Aþure günü olarak da bilinir Kutsaldýr da. Hem de çok Öyle ki, Hazreti Adem in tövbesinin kabul ediliþi, Hazreti Nuh un tufandan kurtuluþu, Hazreti Yunus un balýðýn karnýndan çýkýþý, Hazreti Ýbrahim in ateþte yanmamasý, Hazreti Ýdris in canlý olarak göðe çýkýþý, Hazreti Yakup un oðlu Yusuf a kavuþmasý, Hazreti Eyyub un hastalýktan kurtuluþu, Hazreti Musa nýn Kýzýl Deniz i geçiþi, Hazreti Ýsa nýn doðumu ve de ölümden kurtulup diri olarak göðe yükseliþi gibi mucizeler hep bu güne denk gelir Alevi ve Bektaþi dünyasý ise, Hazreti Hüseyin in Kerbela da katledildiði gün olarak bilir ve de o nedenle anar on Muharremi Devamý 3 DE Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN öðrencileri Duygu ÖCALAN, Gülmine KÖÞGEL, Güldenizay DOÐAN, Emel Geçtiðimiz hafta tarihinde Nevþehir de yapýlan kros yarýþmasý Genç Kýzlar kategorisinde Hacýbektaþ Kýz Teknik ve Meslek Lisesi, beden eðitimi öðretmeni Deniz Güneþ in rehberliðinde çalýþan KAÇMAZ, Zeynep GÜNDÜZ ile Ýl 2.si olarak Nevþehir de ismini duyurmuþtur. Hacýbektaþ Kaymakamlýðý ve Belediyemizin sporcu öðrencilerimize destek olmasý beklentisiyle, baþarýlarýnýn devamýný dileriz. Van merkezde depremin ilk haftasýndan itibaren yardýmlarý daðýtma görevi muhtarlýklardan alýnýp müftülüklere verilmiþ durumda. GÜLÞEN ÝÞERÝ Emin Gürsoy u bilenler iyi bilir Yýllarca sinema ve tiyatroya emek vermiþ, oynadýðý karakterlerle de adýndan epey söz ettirmiþti. Özelliklede Deli Yürek dizisindeki kuþçu karakteri bir hayli sevilmiþti. Sonrasýnda ardý arkasý kesilmeyen bir dizi projelerde yer aldý. Þimdi ise "Entelköy Efeköy'e Karþý" filminde Aþýrý karakteri ile karþýmýzda. Aþýrý, filmde bir anlamýyla, her ne kadar Emin Gürsoy bunu kabul etmese de, Türkiye solunun temsili durumunda Yönetmen Yüksel Aksu filmde vermek istediði mesajlarý bu karakter üzerinden vererek sol damara dokunuyor 5 DE Bizler, ülkemizin sermaye saldýrýlarý altýndaki farklý kentlerinin yoksul mahallelerinden gelen barýnma hakký ihlaline uðramýþ ve bu ihlallere karþý mücadele eden yurttaþlarý olarak, 11 Aralýk 2011 tarihinde Ankara da düzenlediðimiz Barýnma Hakký Kongresinde toplandýk. Barýnma ve yaþam hakký için yýllardýr farklý kentlerde ve mahallelerde yürütülen mücadelelerin ürünü olan ve ülkemizde bir ilki gerçekleþtiren Barýnma Hakký Kongresi, giderek týrmanan kentsel yaðma saldýrýlarý karþýsýnda halkýn barýnma ve yaþam hakký ile ilgili aþaðýda ki kararlar alýnmýþtýr: - Sermayenin sürdürdüðü kentsel yaðma ve talanýn önlenmesi ve halkýn barýnma hakkýnýn güvenceye alýnmasý baþta evlerine, barýnma ve yaþam haklarýna sahip çýkan yurttaþlarýmýz olmak üzere, halkýn duyarlý...

2 Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan'ýn ameliyatý ve 'Þike Yasasý' ile birlikte AKP'de ortaya çýkan daðýnýklýða iliþkin görüþlerimizi 5 Aralýk'ta bu köþede kaleme aldýk. "AKP'de birþeyler oluyor" baþlýklý yazýmýz, iktidar partisinde epeydir var olan ancak ortaya çýkmayan gerilimin kodlarýný anlayabilmek açýsýndan önemliydi. Medyada henüz hiç kimse bu konuda kalem dahi oynat(a)mazken, köþemizde yer verdiðimiz analizimizin olaðanüstü ilgi görmesi ise dikkat çekiciydi. Zira; o yazýda AKP ile Fethullah Gülen Cemaati arasýndaki iliþkinin kopma noktasýna geldiðini ifade etmiþtik. Çok deðil; bu analizimizden iki - üç gün sonra Zaman Gazetesi yazarlarý da AKP'ye aðýr eleþtiriler yöneltmeye baþladý. Özellikle Zaman Yazarý Ahmet Turan Alkan'ýn Erdoðan'a iliþkin kaleme aldýðý yazý dikkate deðerdi. Alkan'ýn yazýsýnýn sonunda yeni anayasa çalýþmalarýný hatýrlatmasý ve yeni anayasa yapýlmamasý halinde ''Bir baþbakan vardý' deyip üzüleceðiz" cümlesini kullanmasý ise manidardý! Cemaat, 'Yeni Anayasa'nýn talepleri doðrultusunda bir an önce çýkmasýný istediðini defalarca ifade etti. AKP ise yeni anayasa sürecini aðýrdan alýyor. AKP'ye oluþan güvensizliðin kaynaklarýndan biri bu... (Buna iliþkin görüþlerimi daha önce de ifade ettiðim için tekrarlamaya gerek görmüyorum.) Ancak; AKP ile cemaat iliþkilerini kopma noktasýna getiren faktörleri sayarken, "dýþ politika"yý da atlamamak gerekiyor. Daha birkaç gün önce toplanan Abant Platformu'nda Arap Baharý ele alýndý. Cemaatin organize ettiði bu toplantýda, Fethullah Gülen taraftarlarý "Türkiye bölgeye lider olamaz, Türkiye modeli o ülkelere uygulanamaz" tahlilinde birleþti. Birçok aydýnýn katýldýðý toplantýda ortaya çýkan sonuç, AKP ile yaþanacak olan krizin ipuçlarýný vermesi açýsýndan ilginçti. Birkaç gün önce, bu toplantýlara katýlan bir arkadaþýmla konuþtum. Arkadaþým, AKP - Cemaat iliþkileri üzerine yazdýðým yazýlardaki bilgilerin enteresan olduðuna dikkat çektikten sonra þöyle dedi: "Cemaat, Türkiye'yi Batý ve ABD ile daha entegre bir þekilde görmek istiyor. AKP'nin Ortadoðu'da rol model olma arzusunun, gerçekçi olmadýðýný düþünüyor. Türkiye'nin Ortadoðu'ya yaklaþtýkça, Batý'dan kopacaðýný düþünüyor. Bu yüzden, Arap Baharý'na sempatiyle yaklaþmalarýna raðmen, AKP'nin dýþ politikasýný gerçekçi bulmuyorlar." Abant Toplantýsý'na katýlan kaynaðým, cemaatin toplum hayatýnda daha "etkili" ve "görünür" bir hale gelmek istediðini de belirterek, "Çatýþmanýn sebeplerinden biri de bu" dedi. Cemaatin AKP'yi özellikle "Ýsrail politikasý" konusunda eleþtirdiðini de belirten kaynaðým, "Mavi Marmara Gemisi üzerinden izlenen politika doðru bulunmuyor. AKP ise bildiðini okumak istiyor. Cemaatin AKP politikalarýna yön vermeye çalýþmasý da rahatsýzlýk yaratýyor. AKP'nin rahatsýzlýk duyduðu konular bunlarla sýnýrlý deðil kuþkusuz... AKP, cemaatin devlet yönetiminde "aþýrý kadrolaþma isteði"nden bunalmýþ durumda. Baþbakan Erdoðan, yerine hazýrladýðý Ömer Dinçer'le birlikte kadrolaþmayý denetim altýnda tutmak ve önünü kesmek istiyor. Son dönemde uygulanan KHK'larýn fikir babasý olan Dinçer, bu baðlamda farklý uygulamalarý da devreye sokturtuyor. Örneðin Dinçer, cemaatin sermaye piyasasýný denetim altýna alma giriþimini önlemek için, yeni "teblið"ler bile yayýmlattý. Sermaye piyasalarýný hükümetin kontrol edebilmesi içinse, bu alanda önemli bir konumda bulunan ÝMKB'nin yönetimine "üç bürokratýn atanmasý" fikri uygulamaya konuldu. AKP böylece, sermaye piyasalarýnýn denetimini gerçekleþtirebilmek için yeni bir oyun planý kurdu. Cemaatin özellikle son bir yýldýr sermaye piyasasýna gösterdiði yoðun ilgiyi fark eden Erdoðan ve kurmaylarý, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül'le yakýnlýðý bulunan cemaat içindeki isimlerin bu alandaki etkinliklerini de yakýn takibe aldý. Bu sürecin nasýl sonlanacaðý ise, ÝMKB'ye yeni yýlda atanacak olan üç isimle birlikte görülecek. Atanacak olan bürokratlar Erdoðan'a yakýn kiþilerden oluþursa, AKP hükümetinin cemaatle arasýndaki mesafenin çizgilerinin koyulaþtýðý da kesinlik kazanacak. Yok eðer, bu üç isim cemaate yakýn olursa, AKP ile cemaat arasýnda bir 'sulh'e varýldýðý görülecek. Ya da cemaatin sermaye piyasalarýnda AKP'nin bileðini büktüðü kanýsýna varýlacak. Peki, yukarýda özetlediðimiz tablo nasýl sonuçlanacak? Bu sorunun cevabýný þimdiden vermek zor... Zira; AKP ile cemaat arasýndaki iliþkilerin eskisi gibi olmadýðý ortada. Bir önceki yazýmýzda da ifade ettiðimiz üzere, soðukluk yeni deðil seçimleri öncesi baþladý. Erdoðan'ýn cemaatin AKP içindeki etkinliðini sýnýrlamaya karar vermesi, AKP'nin önemli bir isminin cemaatin önde gelen kiþileriyle ABD'de sýký bir tartýþma yaþamasý, bu sürecin habercisiydi. Cemaat, devlet içindeki iliþkilerini bu yüzden, özellikle Cumhurbaþkaný Abdullah Gül üzerinden yürütme kararý aldý. Olan bitene raðmen, 2011 seçimlerinde tüm gücünü AKP'nin kazanmasý için seferber etti. Zira; güçsüz bir AKP'nin, Ergenekon ve Balyoz gibi davalar karþýsýnda ''dik duramayacaðý" ve sürecin geriye döneceði düþünüldü. Bu yüzden, iliþkiler gerilmesine raðmen, yaþananlar kamuoyuna hiçbir þekilde yansýtýlmadý ve hissettirilmedi. Cemaat, AKP'yi artýk reformist olarak görmemesine raðmen, Tayyip Erdoðan'ýn kamuoyundaki aðýrlýðý ve gücünü biliyor. Erdoðan'ýn þu an için alternatifsiz olduðunu gören cemaat, siyasi sürtüþmenin kendisine zarar vereceðini de düþünüyor. Erdoðan ve AKP yerine bir alternatif hazýrlandýðý taktirde ise iliþkilerin tamamen koparýlacaðý görülüyor. Zira; Fethullah Gülen'in "Yeni bir kefen giyin, yeni bir gömlek giyin" mesajý, bu sürecin ipuçlarýný tüm açýklýðýyla veriyor. Anlayacaðýnýz; AKP ile cemaat, birbirlerini bir süre daha idare edecek. Ya da etmeye çalýþacak. Çünkü; ikisi de birbirine ihtiyacýnýn olduðunu biliyor. Cumhurbaþkaný Gül'ün cemaatle olan yakýn iliþkilerini bilen Erdoðan'ýn, buna raðmen geri adým atmayan kiþiliði de hesaba katýldýðýnda, yaþanacak olan süreç "dört bilinmeyenli denklem" halini alýyor. Erdoðan, saðlýðýný yeniden kazandýðý taktirde, Gül ve Gülen'le olan iliþkilerini yeniden dizayn edecek, "iktidarýný kimseyle paylaþmayacak"týr. Fenerbahçe Baþkaný Aziz Yýldýrým'ýn yaþadýðý süreci ve bu sürecin AKP'ye yansýmalarýný yakýndan takip eden Erdoðan, gücü kaybetmenin ne anlama geldiðini son on günde yakýndan görme fýrsatý buldu. Bu süreç, Erdoðan açýsýndan çok öðretici derslerle doluydu. Ömer Dinçer'in cumartesi günü Erdoðan'ýn evine gelerek 1.5 saat boyunca brifing vermesi, cemaatle AKP arasýndaki iliþkilerin rölantide olacaðýný, çok uzun olmayan bir vadede ise kopacaðýný gösteriyor. Çünkü; Erdoðan yüzde ellilik oyun önemli bir kýsmýnýn "kendi oyu" olduðunu biliyor... Ve bunu hiçbir zaman unutmuyor! Bu yüzden cemaatten gelen "ANAP'laþýyorsun" eleþtirilerine de kulak týkýyor. (Gerçek Gündem) Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesi nin kabul ediliþinin 63 üncü yýl dönümü olan 10 Aralýk Ýnsan Haklarý Günü nde Ýnsan Haklarý Derneði Ankara da bir eylem yaptý Kýzýlay da Ýnsan Haklarý Anýtý önüne gelen ÝHD Ankara Þubesi üyeleri burada Halklarýmýzýn emek, demokrasi ve özgürlük arayýþý durdurulamaz ve Ýfade vermek deðil, ifade etmek istiyoruz pankartlarý açýlarak bir basýn açýklamasý yaptý. Ýnsan, haklarýyla vardýr denilen açýklamada 1 Ocak Kasým 2011 tarihleri arasýnda Türkiye de gerçekleþen insan haklarý ihlalleri raporu kamuoyuyla paylaþýldý. Bilanço þu þekilde: *1 Ocak Kasým 2011 tarihleri arasýnda çýkan çatýþmalarda 330 kiþi yaþamýný yitirdi. *19 kiþi dur ihtarýna uymadýðý, rastgele ateþ açýldýðý için, yargýsýz infaz ve faili meçhul cinayete uðradý. * 284 kiþi saldýrý ve çatýþmalarda yaralandý. * Ayný dönemde 9 faili meçhul cinayet iþlendi. * 1 kiþi gözaltýnda kaybedildi. * 35 kiþi cezaevlerinde yaþamýný yitirdi. * 4 kiþi gözaltý merkezlerinde öldü. * Toplantý ve gösteri yürüyüþü hakkýný Kasým ayý Açlýk ve Yoksulluk Sýnýrý Raporu'na göre, 4 kiþilik bir ailenin açlýk sýnýrý 992 lira, yoksulluk sýnýrý ise lira oldu. Türkiye Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu Araþtýrma Enstitüsü (DÝSK-AR), Kasým Ayý Açlýk ve Yoksulluk Sýnýrý Raporu'na göre, 4 kiþilik bir ailenin açlýk sýnýrý 992 lira, yoksulluk sýnýrý ise lira oldu. TEMEL ÝHTÝYAÇLAR SINIRLARI BELÝRLEDÝ DÝSK tarafýndan yapýlan açýklamada, TÜÝK hanehalký harcama kalýbý, TÜÝK madde fiyat ortalamalarý ve 4 kiþilik bir ailenin saðlýklý beslenme için almasý gereken kalori miktarý üzerinden hesaplanan beslenme kalýbý dikkate alýnarak hazýrlanan araþtýrmanýn sonuçlarýna yer verildi. Buna göre, saðlýklý beslenmek için yetiþkin bir kadýnýn yapmasý gereken günlük harcama tutarý 8,5 lira olurken, bu rakam yetiþkin bir erkek için 8,76 lira, yaþ erkek çocuk için 9,32 lira, 4-6 yaþ bir kýz çocuðu için 6,48 lira olarak hesaplandý. 4 kiþilik bir ailenin saðlýklý beslenmesi için yapmasý gereken günlük gýda harcamasý 33,06 lira, aylýk harcamasý ise 992 lira olarak belirlendi. Ayný hesaplamaya göre 4 kiþilik ailenin saðlýklý beslenmek ve yaþayabilmek için yapmasý gereken asgari harcama tutarý ise aylýk lira olarak tespit edildi. Söz konusu ailenin gereksinimlerini karþýlamasýnda ayýrmasý gereken tutar gýda, içecek için 992 lira, giyim ve ayakkabý için 196 lira, kira, su, elektrik vb. için 887 lira, mobilya, ev bakýmý için 180 lira, saðlýk için 70 lira, ulaþtýrma için 306 lira, haberleþme için 135 lira, eðlence ve kültür hizmetleri için 69 lira, eðitim için 61 lira, lokanta, yemek, otel için 130 lira, çeþitli mal ve kullananlara yapýlan müdahaleler sonucu 6 kiþi yaþamýný yitirdi, * Toplantý ve gösteri yürüyüþü hakkýný kullananlara yapýlan müdahalelerde 271 kiþi yaralandý. * Toplantý ve gösteri yürüyüþü hakkýný kullananlardan 2 bin 604 kiþi gözaltýna alýndý. * Toplantý ve gösteri yürüyüþü hakkýný kullananlardan 418 kiþi tutuklandý. * Ýþ kazalarýnda 506 iþçi yaþamýný yitirdi ve 2 bin 818 iþçi yaralandý. * Tutuklu ve hükümlü sayýsý resmi verilere göre 122 bin 404. * Aðýr hasta, tedavi için tahliye bekleyen tutuklu ve hükümlü sayýsý 251. * Tutuklu gazeteci sayýsý 71. * Yayýný durdurulan gazete ve dergi sayýsý 7. * Eriþimi engellenen web sitesi sayýsý 15 bin 506. Bilanço okunduktan sonra, insan haklarý olmadan demokrasinin olmayacaðýna vurgu yapýlarak herkes insan haklarýnýn uygulanmasý için aktif mücadeleye çaðýrýldý. Basýn açýklamasýnýn ardýndan Ýnsan Haklarý Bülteni nin özel sayýsý Konur Sokak ve Yüksel Caddesi nde daðýtýldý. Sendika.Org hizmetler için 111 lira olarak belirlendi. ENFLASYON, SINIRI 102 LÝRA ARTIRDI Rapora göre, önceki gün açýklanan enflasyon rakamlarý üzerinden yapýlan hesaplamaya göre, kasým ayý için açlýk sýnýrý bir önceki aya göre 32 lira, yoksulluk sýnýrý 102 lira artýþ gösterdi. ''Asgari ücret gelir daðýlýmýný düzenleyici yönde belirlenmeli'' Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 15 Aralýk tarihinde toplanacaðý hatýrlatýlan raporda, komisyonda iþçilerin aðýrlýðýnýn artýrýlmasý, görüþmelerin kamuoyuna açýk hale getirilmesi, asgari ücretin iþçinin ailesi ile birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarýný karþýlayacak düzeyde tespit edilmesi gerektiði belirtilerek, ''Asgari ücret gelir daðýlýmýný düzenleyici yönde belirlenmeli ve ekonomik büyümeden pay almalýdýr'' denildi. DÝSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün de rapora iliþkin yaptýðý deðerlendirmede, açlýk ve yoksulluk sýnýrý ile asgari ücret arasýnda gerçekçi bir iliþkinin kurulamadýðýný ifade etti. Ne olmuþtu? Türkiye Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu Araþtýrma Enstitüsü'nün (DÝSK-AR) ekim ayý için belirlediði açlýk ve yoksulluk sýnýrýný araþtýrmasýnýn sonuçlarýna göre, 4 kiþilik bir aile için açlýk sýnýrý 830, yoksulluk sýnýrý ise 3021 TL olarak belirlenmiþti. Gelir gruplarýna göre enflasyon verilerine göre ise nüfusun en yoksul yüzde 5 lik diliminin enflasyonu yüzde 10,8 olurken, en zengin yüzde 5 lik diliminin enflasyonu yüzde 6,36 da kalmýþ, gýda fiyatlarýndaki astronomik artýþlar, açlýk ve yoksulluk sýnýrý ile halkýn alým gücü arasýndaki farký artýrmýþtý. BirGün

3 ... Acý, zulüm ve de gözyaþýdýr Muharrem Aðýtlar edilir, deyiþler söylenir, Hazreti Hüseyin için mumlar yakýlýr tekke ve türbelerde Cem olunur Hazreti Hüseyin baþta olmak üzere on iki Ýmamlarýn acýlarýný anma, anlama ve de o acýyý yaþama adýna Muharrem orucu tutulur Aþure kaynatýlýp daðýtýlýr Hazreti Hüseyin in þehit ediliþi derin çatlak ve kýrýlmalarý da beraberinde getirdi Derin yaralar açtý Ýslam dünyasýnda Onca zaman geçmesine raðmen bu yaralar iyileþmedi, iyileþtirilemedi de... Ýnsani deðerlerimizi öne çýkartarak açýlan o yaralarý iyi edebilme, kin nefret ve öç alma gibi duygulardan arýnýp; Alevi Bektaþi öðretisini en güzel biçimi ile yaþayabilme, o inancý ve kültürü diri tutabilme adýna yapýlýyor bu tür etkinlikler O amaçla tutuluyor Muharrem Matemi Aþure o nedenle kaynatýlýyor Muharrem Matemi ve Aþure, yaþanýlan acý, çekilen çile ve akan gözyaþý ile birlikte yeniden doðuþun, diriliþin, hoþgörü ve barýþýn da simgesi gibidir bir yerde Kendimizi, inancýmýzý ve kültürümüzü geniþ kesimlere daha iyi ve doðru olarak ifade edebilme, nefsimizi sorgulama, sorunlarýmýzý gündeme taþýma, o sorunlara birlikte çözüm yollarý arama ve var olan ayrýlýklarý giderme anlamýnda fýrsattýr böylesi günler Ýþte böyle anlamlý bir günde burada, Serçeþme de buluþuyoruz sizlerle Bu duygularla yeniden hoþ geldiniz diyorum hepinize de ** Saygý deðer konuklar, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði, ilk kez kapsamlý bir Aþure etkinliðine imza atarak bir ilki daha yaþatýyor Hacýbektaþ ta. Bu gururu yüreðinde taþýyor Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði, Uluslararasý boyutu da olan Hacýbektaþ Aþure Günü etkinliðine, din ve de inanç, ýrk ve etnik köken ayýrýmý gözetmeden her düþünceden, her inançtan kiþi ve kuruluþ temsilcilerini davet etti Hacýbektaþ a Mecliste temsil edilen siyasi parti liderleri baþta olmak üzere, Diyanet Ýþleri Baþkaný, Alevi Bektaþi Kuruluþ Temsilcileri, Tahtacýlar, Nusayriler, Yezidiler, Süryani metropoliti, semavi dinlerin ruhani liderleri ile Arnavutluk, Ýran, Irak ve Azerbaycan gibi ülkelerden inanç önderleri ile sanat ve kültür adamlarý davet edildi bu etkinliðe Ýzlenen bu yolu beðenmeyen, böylesi bir anlayýþý yadýrgayan, kuþku duyan dostlarýmýz da olmadý deðil doðrusu Yapýcý ve uzlaþýcý tavrýmýz eleþtiri de aldý. Niye eleþtirilir ki Ne yapalým, çaðýrmayalým mý, konuþmayalým mý, bir arada olmayalým mý? Ýnancýmýzýn, kültürünüzün güzelliðini ve de derinliðini paylaþmayalým mý birileri ile Kavga mý edelim Kavgalý mý olalým hep Ne yapalým Hani demokrasi diyorduk, çok sesliliði savunuyorduk, farklýlýklarýn zenginliðimiz olduðunu söylüyorduk ya... Hani özgürlük ve barýþ diye çýrpýnýyorduk ya... Hani inançlara saygý diyorduk ya Hep kendimiz ve kendi insanýmýz, kendi düþüncemiz ve kendi inancýmýz için mi istedik bunlarý yoksa Bizi eleþtiren sevgili canlar, kýzmýyor küsmüyoruz da, inanýn bize Seviyoruz hepinizi de Küçük bir sitemimiz var sadece size Biz hala dayanýþma içinde deðiliz.. Ýþimize bakmalý Ödevlerimizi yapmalýyýz Hem de dikkatlice O kadar çok eksiðimiz, kendi içimizde çözmemiz, çözüm bulmamýz gereken o kadar çok iþimiz, aþmamýz gereken o kadar çok engel var ki önümüzde Hepsi bizi beklemekte Sevgili canlar, Merak etmeyin Rahat olun, kuþku duymayýn bizden Hacý Bektaþ Veli gibi herkesi kucaklayan yüce bir kiþinin adýný, Ýncinsen de incitme! diyen bir felsefenin manevi aðýrlýðýný ve sorumluluðunu üzerinde taþýyan, o bilinçle yoluna devam eden HACI BEKTAÞ VELÝ KÜLTÜR DERNEÐÝ güven duyulan, güven duyulmasý gereken bir kuruluþ Böylesi anlamlý bir günde buradan, Alevi Bektaþi Ýnancýnýn serçeþmesi Hacýbektaþ tan bir kez daha haykýrýyoruz Duyulsun bu çýðlýk cümle aleme Alevi ve Bektaþiler olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde eþit yurttaþ olmak istiyoruz biz her þeyden önce Ýnancýmýzý da yaþamak istiyoruz özgürce Sünni kardeþlerimiz bu konularda ne kadar özgürse bizler de o kadar, onlar kadar özgür olmayý düþlüyoruz Cem Evleri nin yasal bir statüye kavuþmasýný bekliyoruz Ayrýmcýlýk olmasýn, yalnýzca bizler deðil, herkes, ama herkes inancýný, dilini kültürünü istediði gibi ve istediði þekilde özgürce yaþayabilsin istiyoruz bu ülkede Atatürk ü seviyoruz Hem de çok Mustafa Kemal Atatürk ün kurduðu laik Cumhuriyete gönülden baðlýyýz da. Ülkemizi, ülke insanýmýzý da çok seviyoruz, ülkemizin birliði, dirliði, bütünlüðü, baðýmsýzlýðý ve ülke insanýnýn mutluluðu her þeyden önde gelir bizler için, bunun için de Kaymakam, Emniyet Müdürü, Vali, Genel Müdür, Müsteþar, Rektör olarak bu ülkeye bu ülke insanýna hizmet vermek istiyoruz biz de Bu yol açýlmalý bize de Eþit yurttaþlýk sözle olmuyor iþte öyle, o sözler inandýrýcý da gelmiyor insana Alevi ya da Bektaþi olduðumuz için, sýrf o nedenle, evet sýrf o nedenle ismimiz üzerine çizik çekilmesi aðýr geliyor gerçekten de bize, inanýn buna... ** Sayýn Bakaným, saygý deðer konuklar, sevgili canlar Hacýbektaþ, Anadolu nun orta yerinde yeþertilen, Balkanlarý da içine alan bir inancýn yanýnda bir kültürün, Türkmen Kültürünün de merkezi Büyük düþünür, inanç önderi, gönüller sultaný Hacý Bektaþ Veli nin yaþadýðý, türbesinin bulunduðu bir ilçe Alevi Bektaþi dünyasýnýn Serçeþme si Her yýl bir milyona yakýn insanýmýzýn ziyaret edip huzur bulduðu, kutsal topraklar olarak bildiði ve inanç turizminin yoðun bir þekilde yaþandýðý bir turizm merkezidir de ayný zamanda Hacýbektaþ Öylesi önemli ve de çok yönlü bir konuma sahip bir ilçe böylesi bir görüntü içinde olmamalý Beþ bin nüfusa takýlýp kalmamalýydý Otuz bin kýrk bin nüfuslu bir Hacýbektaþ hayali ile yaþadým hep O hayal niye gerçek olmasýn Niye hayal olsun ki Hiçbir inancýn merkezi böylesine bakýmsýz baþýboþ ve kendi kaderine terkedilmiþ bir görünüm içinde deðil Alt yapýsý, yollarý, cadde ve sokaklarý, park bahçe ve yeþil alanlarý, otel motel ve restoranlarý ile spor alanlarý, yürüyüþ yollarý ve sosyal tesisleri ile Ýþte bizim inanç merkezimiz bu diyebileceðimiz yeni bir Hacýbektaþ ý tüm güzellikleri ile ortaya çýkarma zamaný Bu bir görev Bu görev hepimizin Sizin bizim ve de devletimizin Herkesin Sahip çýkýlmalý SERÇEÞME ye Hem de hemen, hem de þimdi Saygý deðer konuklar, sevgili canlar Ýlçe olarak kendi içimizde öylesine zorluklar yaþýyoruz ki dilim varmýyor onlarý söylemeye Gönlüm de izin vermiyor buna O görüntü yakýþmýyor gerçekten de Hacýbektaþ a Þu kadarýný bilin, hayalinizdeki Hacýbektaþ O Hacýbektaþ var ya, iþte o HACIBEKTAÞ, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði çalýþmalarý ile yeniden kalkýyor ayaða Hem de tüm güzelliði ile Ýnanýn buna Sayýn Bakaným saygý deðerli konuklar, Hacýbektaþ ýn güzel insanlarý Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði, sadece ilçemiz için deðil, Alevi ve Bektaþi toplumunun geleceði için de, þu iki konuyu önemsiyor ve kamuoyunun bilgisine sunuyor Destek ve katký bekliyor Nevþehir Üniversitesi çatýsý altýnda Hacý Bektaþ Veli ve Alevi Bektaþi Araþtýrma Enstitüsü adý ile bir enstitü açýlsýn istiyoruz biz Hacýbektaþ ta Umarýz dikkate alýnýr Ýkinci isteðimiz de bir o kadar daha önemli Her yýl bir milyona yakýn insanýmýz ilçemizi ziyaret ediyor demiþtik O insanlara yeteri ölçüde hizmet verilemiyor. Sýkýntýlar yaþanýyor Her türlü sosyal ihtiyaca cevap verecek, inancýný da istediði gibi yaþayabilecek, çok amaçlý cem ve kültür evine büyük bir gereksinim var bu ilçede HACI BEKTAÞ VELÝ KÜLTÜR KOMPLEKSÝ VE CEMEVÝ adýný taþýyacak olan bu yapý, Alevi ve Bektaþilerin gururla seyredecekleri anýt bir yapý olarak da düþünülmeli Mimari ve de sanatsal bir anlamý da olmalý böylesi bir yapýnýn Hacý Bektaþ Veli adýna ve Serçeþme ye yakýþmalý Bu inancýn simgesi olarak algýlanmalý Alevi ve Bektaþi dünyasýnda Böylesi anýt bir yapý için devletin ilgisine ve desteðine gerçekten de ihtiyaç var Böyle bir destek ve katký sadece bu ilçe insanýný deðil milyonlarca Alevi ve Bektaþi insanýmýzý da heyecanlandýrýr Övgü ile anýlýr Bir ve beraberliðimizi daha bir pekiþtirir, inançlar arasý dostluk ve kardeþlik köprüleri daha bir güçlenir Dernek olarak bu konuda ilk adýmý attýk bile. Arsa konusunda Belediye Baþkanlýðýna baþvurumuzu yaptýk Ýmar planýnda Hacý Bektaþ Veli Kültür Kompleksi ve Cemevi için bir yer belirlenmesi ve bu alanýn imar planýna iþlenmesi talebinde bulunduk Sayýn Belediye Baþkanýmýzýn gerekli duyarlýlýðý gösterip en kýsa sürede bu konuyu çözeceðine yürekten inanýyoruz ** Sayýn konuklar, sevgili canlar, Kültür Bakanlýðý, Baþbakanlýk tanýtma fonu ile TÝKA nýn da destek olduðu 1.ULUSLARARASI HACIBEKTAÞ AÞURE GÜNÜ etkinliði ile ilgili çalýþmalarýmýz çok önceden baþlatýldý. Etkinliðin baþarýlý olmasý için her olasýlýk düþünüldü, çok çaba harcandý gerçekten de Hiçbir þeyden kaçýnýlmadý Çalýþmalar süresince derneðimize destek olan katký saðlayan Baþbakan yardýmcýsý Sayýn Beþir Atalay a, Baþbakan yardýmcýsý Sayýn Bekir Bozdað a Kültür ve Turizm Bakaný Sayýn Ertuðrul Günay a, Çalýþma Bakaný Sayýn Faruk Çelik e Dernek yönetimi olarak teþekkürlerimizi sunuyoruz. CHP Genel Baþkaný Sayýn Kemal Kýlýçdaroðlu na yakýn ilgileri nedeniyle teþekkür ediyoruz Nevþehir Valisi Sayýn Abdurrahman Savaþ a, Ýlçemiz Kaymakamý Sayýn Bedrettin Özmen e ilgi ve de destekleri için teþekkür ediyoruz Nevþehir Milletvekillerine Hacýbektaþ postniþini Sayýn Veliyettin Hürrem ULUSOY a Alevi Bektaþi Federasyonu Genel Baþkaný Selahattin Özel e Semavi dinlerin ruhani liderlerine, Antakya Medeniyetler Korosu yöneticilerine ve koroda görev alan sanatçýlara, Etkinliðimize katýlan panelistlere, sanatçýlara Hacýbektaþ Müzesi müdür ve personeline, Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi yönetici ve çalýþanlarýna Kültür Bakanlýðý Hacýbektaþ Semah ekibine, Yurt dýþýndan gelen konuklara Basýn ve televizyon temsilcilerine Davetimizi kabul edip gelen Milletvekili, Kaymakam, Belediye Baþkaný, Alevi ve Bektaþi kuruluþ baþkanlarý ve gelen tüm konuklara Ýl Emniyet Müdürü ve de etkinlikte görev üstlenen emniyet mensuplarýna, görevli gençlere Hacýbektaþlý hemþerilerimize ve herkese, herkese teþekkür ediyoruz Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü nün Alevi Bektaþi inancý kültürü ve de hoþgörüsüne yakýþýr bir olgunluk ve de güzellik içinde geçmesi umudu ile gönül dolusu saygý sunuyoruz herkese Teþekkürler, teþekkürler hepinize de 10.Aralýk.2011

4 Mustafa Kahveci Ortadoðu yu yakýndan takip eden Ýstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erhan Keleþoðlu ile Arap Baharýnýn geldiði noktayý ve komþularla sýfýr sorundan etrafý düþmanlarla çevrili bir ülke diline geri dönen Türk Dýþ politikasýný konuþtuk. Arap Baharýnýn devam eden bir süreç olduðunu söyleyen Keleþoðlu nun AKP nin emperyal hayalleriyle ilgili tespiti çarpýcý: Türkiye nin emperyal hayallerinin sýnýrlarý Kürt Sorunu tarafýndan belirleniyor. Manzaranýn anlaþýlmasý bakýmýndan genel bir bakýþla baþlayalým. Arap Baharýnýn neresindeyiz? Bu bir dizi ayaklanmalar bütünüydü. Tunus la baþlayýp Mýsýr la devam eden, Libya yla bir iç savaþ düzeyine ulaþan, Bahreyn de, Yemen de, Fas ta ve bütün Arap dünyasýnda etkileri görülen bu olaylar dizisi, esasýnda 1945 sonrasý - sömürge sonrasý dönemde- Ortadoðu halklarýnýn vermiþ olduklarý mücadelenin sýçramasýydý. Arap halklarý yüzyýllar süren uykudan uyandý. Bu daha baþlangýç gibi tahliller yapýlýyor. Bu doðru deðil. Ortadoðu da emperyalizmin doðrudan ve dolaylý müdahalelerine ve kendi yönetimlerine karþý emperyalizmle iþbirliði içerindeki birçok mücadele gördük, iþçi mücadeleleri gördük, ulusal mücadeleler gördük. Filistin mücadelesi, bunlarýn en önemlilerinden bir tanesi. Dolayýsýyla Arap diyarýnda mücadeleler hiç bitmedi. Bugün yaþananlar da Ortadoðu halklarýnýn daha adil bir dünyada yaþama mücadelesinin yoðunlaþmýþ bir safhasýdýr. Evet, bu bir tarihsel andý ve devam ediyor, henüz bitmedi. Bunu bir süreç olarak ele almak gerekiyor. Gelinen noktada emperyal unsurlar tüm coðrafyaya þekil verme konusunda baþarýlý olmuþ gibi görünüyor. Statüko yeniden saðlandý, emperyalistlerin bölgeye vermiþ olduklarý nizam yeniden saðlanýyor. Ama bu mücadelenin bittiði anlamýna gelmiyor. Ülkelere biraz daha yakýndan bakalým... Tunus ta da, Fas ta da ve Libya da da ýlýmlý Ýslamcýlar iktidara geldi, Mýsýr da 60 senedir süren askeri vesayet devam ediyor, kýrýlacaðýna dair emareler olmakla beraber Batý rahat durumda. Bahreyn de Suudi Arabistan ýn müdahalesinin ardýndan statüko tekrar saðlandý. Bölge üzerinde en önemli cephelerden biri Ýran, Suriye ve Hizbullah hattýydý. Onu kýrmaya yönelik, Suriye yi düþürmeye yönelik bir operasyon söz konusu. Tabii bu, Suriye rejimini antiemperyalizm ekseninde savunma gerekçesi olamaz. Çünkü Suriye rejimi son derece zorba bir rejim, reform çabalarýnýn önünü týkadý, barýþçý gösterileri çok sert bir biçimde bastýrdý. Suriye yönetimi, daha demokratik ve toplumun tüm kesimlerinden insanlarýn katýldýðý muhalefet hareketini etnik ve dinsel bir mezhep çatýþmasýna çevirmek için elinden geleni yaptý. Dolayýsýyla Ýran - Suriye bloðunu tutarlý bir antiemperyalist blok olarak okumamak gerekir diye düþünüyorum. Ýran rejiminin demokrasi yanlýlarýna ve Kürt hareketine karþý tavrý zorba bir tutumdur. Toptancý bir bakýþ bunlarý gizler. Emperyalistler ve antiemperyalistler arasýnda bir mücadele sürüyor, dolayýsýyla biz antiemperyalist unsurlara kayýtsýz þartsýz destek olmalýyýz bakýþý doðru olmaz. Ayaklanmalarýn ardýndan gelen yönetimlerdeki Ýslamcýlarýn aðýrlýðý nedeniyle kadýn haklarý ile ilgili kaygýlar dile getiriliyor. Bu kaygýlarý paylaþýyor musunuz? Bölgede kadýnlar açýsýndan daha karamsar bir dönem mi baþlýyor? Bölgede kadýn haklarý ayaklanmalar öncesinde de çok iyi durumda deðildi. Daha da kötüleþmesini beklemiyorum. Ayaklanmalardan sonra bazý ilerlemeler de olmuyor deðil. Fas ta kadýnlar ve gençlerin mecliste temsili için kota getirildi. Tunus ta kadýn hareketinin tarihsel olarak güçlü bir geleneði var, bu yüzden kadýn haklarýnda bir gerileme beklemiyorum. Mýsýr zaten laik bir ülke deðildi ancak giderek muhafazakarlaþtýrýlan bir yer olmaya baþladý. Libya da öyle deðildi. Bazý insanlarýn Kaddafi ye atfettiði deðerlerin aksine Libya zaten bir Ýslam cumhuriyetiydi. 40 senedir tüm Ortadoðu da siyasi Ýslamý güçlendirme ve ülkeyi mufazakarlaþtýrma çabalarý vardý, bunu unutmamak gerekir. Dolayýsýyla Arap Baharýnýn getirileri arasýnda kadýn haklarýnýn gerilemesi vardýr diyemeyiz. Bunun için 40 senelik tarihsel sürece bakmamýz gerekiyor. Arap Baharýnýn merkezi olan Mýsýr da bir ayrýþma yaþanýyor. Mübarek i deviren güçlerin bazýlarý meydanlardan çekildi, bir bölümüyse gösterilere devam ediyor. Bu ayrýþmanýn taraflarý kim, ne gibi farklýlýklarý var? Bugün Tahrir de gösterileri sürdürenler solcular, liberaller ve Müslüman Kardeþler in gençlerinden oluþan bir blok. Müslüman Kardeþler içerisinde de bir gerilim var. Zira geçmiþte daha radikal talepleri olan bir hareketti. Seyyid Kutub un yazdýklarýna bakarsak antikapitalist antiemperyalist bir tavýr, Ýslam toplumu gibi öneriler vardý. O çizgiden bugüne ciddi bir deðiþiklik yaþandý. Kapitalizmle uyumlu, emperyalistlerle çatýþmayan, uzlaþma yollarý arayan, bunun yaný sýra toplumu daha da mufazakarlaþtýrmayý hedefleyen, iktisat politikalarý bakýmýndan liberal bir çizgiye çekilmiþ durumda. Bunu yaparken askerler doðrudan savaþa girmekten kaçýnan bir çizgi izliyorlar. Pragmatik davranýyorlar... Evet, pragmatik davranýyorlar. Stratejileri þu: Kurucu Meclis içerisinde aðýrlýðý oluþturmak, buradan edinmiþ olduklarý güçle Mýsýr siyaseti içerisinde pozisyonlarýný güçlendirmek, askeri vesayeti tedrici olarak geriletmek. Tabii bunu yaparken askerle de sürekli uzlaþma çabasý var. Batý ya da ben sizinle çatýþmayacaðým, kapitalizmle uyumlu ama daha muhafazakar bir yapý oluþturacaðým mesajý veriyor. Bizdeki 10 yýllýk hikayeye benziyor gibi... Evet benziyor. Mýsýr da Türk modelinin tartýþýlmasý çok anlamsýz deðil. Gerçi Erdoðan ýn laiklik çýkýþýna epey kýzdýlar. Onlar daha çok Erbakan ýn 1990 lardaki çizgisindeler... Mýsýr daki tartýþmalara uzaktan bakýldýðýnda anlaþýlmasý güç bir durum var. Solcu özgürlükçü çevreler seçimlerin hemen yapýlmasýný istemiyor, Müslüman Kardeþler hemen yapýlmasýný istiyor. Neden? Çünkü eski anayasada bazý deðiþiklikler yapýldý. Bu deðiþikliklere 25 Ocak Devrimi ni yapanlarýn önemli bir bölümü hayýr oyu verdi. Çünkü deðiþikliklerin rejimin karakterini deðiþtirecek deðiþiklikler olmadýðý, sürece yayarak, orta ve uzun vadede etkisizleþtirmeyi amaçladýðýný söylediler ve hayýr dediler. Deðiþikliklerin ardýndan Askeri Konsey, konumunu güçlendirdi. Kurucu Meclis ve yeni anayasanýn yapýlmasý sürecinde de gücünü korudu. Asker, yürütme gücünden vazgeçmiyor, Kurucu Meclis içerisinde Askeri Konsey in atadýðý isimler de olsun istiyor. Bu nedenle askeri vesayetin þekil deðiþtirerek devam edeceði kaygýsýyla devrimin ilerletilmesi düþüncesindeler. Kýnýndan çýkmýþ kýlýcý geri yerine koymak istemiyorlar. Bu ayrýþmanýn yüzünden son iki haftada 40 kiþi yaþamýný yitirdi. Bu konuþmadan benim çýkarttýðým sonuç; Mýsýr Devrimi için süreç devam ediyor. Çatýþan güçler arasýndaki dengeye bakýldýðýnda Müslüman Kardeþler ve ordunun uzlaþmasýyla yeniden emperyalizme eklemlenme güçlü olasýlýk ancak 25 Ocak Devrimi ni gerçekleþtiren güçler devrimi ilerletmek için mücadeleye devam ediyor. Evet. Devrim bitmiþ bir süreç deðil. Mýsýrlýlar 25 Ocak Devrimi diyor ama devrimin tamamlanmadýðýný kendileri de kabul ediyor. Þimdi mücadelenin ikinci raundu yaþanýyor. Devrim henüz bitmedi, bu bir süreç. Ýçiþleri Bakanlýðý laðvedilmedi ya da olaðanüstü hal yasalarý kaldýrýlmadý. Mart tan bu yana askerler tarafýndan bir greve müdahale edildi. Ýþçi önderleri gözaltýna alýndý, baðýmsýz iþçi sendikalarýnýn örgütlenmesinin önüne çok ciddi engellemeler çýkartýldý. Pek çok insan gözaltýna alýndý, iþkence gördü. Mübarek in yargýlamasý da henüz bitmedi, bazý insanlar günah keçisi ilan edildi ama eski rejim kurumlarýyla ayakta ve þu an Tahrir deki insanlarýn istediði de bu süreci tamamýna erdirmek. Türkiye ye gelirsek; Türkiye, son iki yýlda ABD nin politikalarýyla çatýþmasa da kýsmen farklýlýklar içeren bir çizgi izliyordu. Ancak Erdoðan ýn Mýsýr daki laiklik çýkýþý ve Suriye ye karþý tavrýyla NATO nun Müslüman bir üyesi olarak emperyalizmin bölgedeki ileri karakolu rolüne geri dönmüþ gibi görünüyor... Aynen öyle. Bunun iki emaresi var. Birincisi; Lizbon da alýnan karar doðrultusunda Kürecik e füze kalkanýnýn yerleþtirilmesi. Bu çok önemli bir geliþme. Batý ya þu mesaj verildi: Biz sizinle birlikteyiz. Türkiye, burada safýný seçti. Ýkincisiyse; Erdoðan ýn laiklik mesajý. Bu çok önemli çünkü Erdoðan ýn oraya gidip laiklik mesajý vermesi zorunlu deðildi. Hiçbir þey söylememeyi de tercih edebilirdi. Orada verilen laiklik mesajý doðrudan Batý ya mesajdýr. Batý ya biz sizin politikalarýnýzla uyumluyuz, ayrý bir politikamýz yok mesajý verildi. Çünkü Batý da bir eksen kaymasý tartýþmasý vardý, Türkiye Batý ittifaký içerisinde yer alsa da hep bir gizli gündemi olduðu tartýþýlýyordu. Örneðin; Ýran la müzakerelerde oynamýþ olduðu rol, Birleþmiþ Milletler de çekimser kalmasý hep buna örnek olarak gösteriliyordu. Oysa Mýsýr da bu mesajý vermesi, Türkiye nin safýný ilan ettiði bir açýklama oldu. Bölgede Suudi Arabistan ýn baþýný çektiði Sünni muhafazakar blok, Ýran - Suriye eksenine bir karþý koyuþ örgütlemeye çalýþýyor. Türkiye de Batý nýn bölgedeki yakýn müttefikleri olan Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile ayný yerde saf tuttu ve artýk bu pozisyonunda bekleyecek. Suriye Türkiye iliþkilerinde deðiþimin hýzý dikkat çekici. Baþbakan Erdoðan ve Esad ailece birlikte tatil yapacak kadar yakýndý. Suriye ile ortak Bakanlar Kurulu toplantýsý yapýlmýþtý. Ancak þimdi savaþ rüzgarlarý esiyor... Ben Türkiye nin askeri müdahale seçeneðini en son seçenek olarak deðerlendireceðini düþünüyorum. Çünkü Türkiye nin Kürt sorunu gibi önemli bir sorunu var. Bu nedenle Türkiye nin askeri seçeneði çok fazla masada tutmayacaðýný düþünüyorum. Tutarsa Ýran ve Suriye geçmiþte kullandýðý Kürt kartýna baþvurabilir. Türkiye bundan çekiniyor, onun yerine daha uluslararasý bir abluka istiyor. Türkiye nin bu ablukanýn içinde olmasý olmazsa olmaz çünkü Suriye nin Batýya açýlan kapýsý Türkiye. Dýþ ticareti içerisinde önemli yer tutuyor. Ancak Türkiye de Suriye için yapýlan Avrupa Birliði toplantýsýna Kýbrýs ýn vetosu nedeniyle katýlamadý. Türkiye nin geçmiþten getirdiði sorunlar böyle anlarda bir bir karþýsýna çýkýyor. Yani Türkiye nin emperyal hayallerinin sýnýrlarýný Kürt Sorunu, Kýbrýs ve Ermeni sorunu belirliyor... Emperyal hayallerin sýnýrlarý bu sorunlar tarafýndan belirleniyor... Bu üç mesele aslýnda Türkiye nin bölgedeki nüfuz alanýný arttýrýp arttýramayacaðýný da belirliyor. Türkiye, Suriye ye karþý operasyonda Libya operasyonunda Fransa nýn aldýðý role soyunuyor sanki. Askeri bir müdahale de dahil en ileriden rol almaya çalýþýyor gibi... Fransa nýn Libya daki rolünü aldýðýný düþünmüyorum. Türkiye nin Kürt sorunu gibi devasa bir sorunu var. Bu nedenle askeri seçenek olasý görünmüyor. Türkiye, Çeçenistan la ilgili bir açýklama yapmýþtý, eski bir Rus Dýþiþleri Bakaný da evde oturanlar baþkasýnýn evine camdan taþ atmasýn demiþti. Bu nedenle Kürt sorunu, Suriye operasyonunda askeri seçeneði sýnýrlýyor. Savaþ kelimesini çok fazla telaffuz etmemek gerekiyor. Savaþ insani yýkýmdýr, savaþ trajedidir, savaþ egemenlerin kendi konumlarýný halka dayatmasýnýn aracýdýr. Dolayýsýyla savaþ lafýný kullanýrken herkesin çok dikkat etmesi gerekir. Türkiye ve Batýlýlar Libya dan farklý bir seçeneði deneyecekler. Suriye hem Lübnan hem Irak la önemli etkileþimleri olan bir ülke. Ancak Batýlýlar ve Türkiye, ülke içindeki muhaliflere silah saðlayarak, lojistik destek sunarak iç savaþý kýþkýrtmayý emperyal strateji olarak belirlemiþ gibi görünüyor. Uluslararasý müdahalenin önünde Çin ve Rusya engeli var... Çin ve Rusya müdahaleyi desteklemeyeceklerini deklare ettiler. Rusya nýn deniz üssü var ve bu deniz üssü Rusya nýn Akdeniz deki en önemli dayanaðý. Bu üsse Kuznetsov uçak gemisini gönderdi. Bu Batýlýlara verilen önemli bir mesaj. Benzer biçimde Ýran da elinden geleni yapacaktýr. ABD nin Irak tan çekileceðini unutmamak lazým. Dolayýsýyla bölgesel dengeler askeri müdahaleye uygun deðil. Rusya faktörü devasa bir faktör... Rusya nýn bu tavrýndan sonra askeri müdahale için ancak doðrudan bir ABD askeri gücü gerekir sanki... Tabi devasa bir faktör. Ben sana baþka bir þey sorayým. Türkiye doðalgazý nereden alýyor? Rusya ve Ýran... Bu cepheleþmenin özneleri kimler? Ýran ve Rusya. Bu þartlar altýnda Türkiye askeri bir seçeneði gündeme nasýl alabilir ki? Kürt sorunu gibi büyük bir sorun ortada dururken emperyalistlerin arkadan ittirmesiyle Türkiye sizce askeri bir operasyona kalkýþabilir mi? Ben sanmýyorum.. Cumhuriyet tarihinin en büyük dýþ politika lafý Yurtta Sulh, Cihanda Sulh idi. Buna benzer ikinci tek cümlelik manifesto Komþularla sýfýr sorun oldu. Ancak 6 ayda sorunun olmadýðý komþu kalmamýþ gibi görünüyor... Sýfýr sorundan 4 tarafý düþmanlarla çevrili Türkiye ye nasýl geldik. Güvenlik eksenli eski söyleme geri mi dönülüyor? Suriye ye baðlý. Bütün bu denklemin ortasýnda Suriye var. Eðer Esad yönetimi düþerse, daha ýlýmlý Batý ittifaký ve muhafazakar ülkelerle daha uyumlu bir yönetim gelirse Türkiye nin eli biraz rahatlayacaktýr. Aksi halde güvenlik eksenli siyasetlere geri dönülecek gibi görünüyor. Bu noktada füze kalkaný halka anlatýldýðýndan daha ciddi bir etki yaratmýþ gibi görünüyor. Hem Ýran hem Rusya çok açýk bir biçimde füze kalkanýný tahdit olarak algýladýklarýný, bunlarý askeri bir müdahale sýrasýnda ilk vurulacaklarý hedefler arasýnda saydý. Açýklamalar, Soðuk Savaþ ýn dehþet dengesine benzemeye baþladý... Türkiye bir seçim yaptý ve seçimini de Batý ittifakýndan yana yaptý. Bu seçimin ardýndan yeni bir Soðuk Savaþ baþlýyormuþ gibi oldu. Tüm bu bölge denkleminde bir de Kürt Sorunu var. Sanki Türkiye de ne olacaðýný Kürt Sorunu belirleyecek gibi duruyor. Ýran, kendi ülkesinde faaliyet sürdüren Kürt silahlý hareketi için Türkiye ve Irak la ortak operasyonlar yapmak yerine, onlarla ateþkes yaptý. Ýran, Suriye nin bölgedeki en önemli müttefiki. Siz olsanýz Türkiye ile operasyon yapýp Türkiye nin elini kolaylaþtýrmak ister misiniz? Ýran, PJAK a operasyon yaparak aslýnda Irak a mesaj verdi. Kuzey Irak siyasetinde rol almak istediðini gösterdi. Irak a Suriye deki operasyona karýþmamasý için mesaj verdi. Bu mesajýn da alýndýðýný düþünüyorum. Irak yönetiminden, Bölgesel Kürt yönetiminden gelen açýklamalara bakýldýðýnda Suriye ye karþý soðuk kanlý bir tutum alýndýðý görülüyor. Suriye de Kürt hareketinin tutumu da tartýþýldý. Suriye deki Kürt hareketi baþýndan beri daha mutedil bir tavýr sergiledi. Geçmiþte Suriye yönetimi, Kürt hareketini marjinalleþtirmek için çalýþtý. Kürt liderler, Suriye muhalefetini desteklemelerine raðmen hareketi bölme gerekçesi olmamak için daha geride durdular, bu yüzden çok öne çýkmýyorlar. Suriye rejimi de muhalefeti bölmek için Kürtlere çok bulaþmýyor, bazý haklar verme yoluna gidiyor. Bu bir savaþ ve iki cephesi de Kürt hareketini yanýna almak istiyor ancak unutulmamalý çok öne çýkmasalar da Kürt liderler muhalefeti desteklediklerini açýkladýlar. Son olarak Ýran etrafýndaki çember daralýyor mu? Amerikalýlar Ýran a iki büyük iyilik yaptý; en büyük düþmanlarý Afganistan da Taliban ý iktidardan indirdi, Irak ta da Saddam Hüseyin i indirdi. Ýki cephede Ýran ýn nüfuz alanýný geniþletmesine imkan verdiler. Þimdi ABD Irak tan çýkýyor, Afganistan dan da çekilme gündemde. Bu koþullar altýnda ABD müdahalesi zor düþünüyorum. Ama Ýsrail, Ýran a saldýrabilir, çünkü Ýran ýn nükleer silah sahibi olmasýný, kendileri için bir varoluþ tehdidi olarak algýlýyorlar. ABD ye raðmen bir Ýsrail müdahalesi de bölgesel bir savaþa yol açabilir. (Ýstanbul/EVRENSEL) DIÞARIDA BAÞKA, ÝÇERÝDE BAÞKA DAVRANIYORLAR Ortadoðu da rejimlerin karakterine bakýldýðýnda aslýnda çok ciddi farklýlýklar yok. Genel olarak baskýcý ve otoriter yönetimler var. Antiemperyalist olma konusundaki tercihleri de tutarlý bir siyasi çizgiden ziyade tarihsel bir anda emperyalistlerin bölgeye yönelik planlarýyla þekilleniyor. Öyle deðil mi? Evet öyle. Antiemperyalist olmak konusundaki tavýrlarý, emperyalizmle o anki iliþkilerine bakarak deðiþiyor ancak bu rejimlerin karakteri deðiþmiyor. Kendi halklarýnýn eþitlik, özgürlük, demokrasi taleplerinin karþýsýnda, rejimin baskýcý karakterini devam ettiriyorlar.

5 Emin Gürsoy u bilenler iyi bilir Yýllarca sinema ve tiyatroya emek vermiþ, oynadýðý karakterlerle de adýndan epey söz ettirmiþti. Özelliklede Deli Yürek dizisindeki kuþçu karakteri bir hayli sevilmiþti. Sonrasýnda ardý arkasý kesilmeyen bir dizi projelerde yer aldý. Þimdi ise "Entelköy Efeköy'e Karþý" filminde Aþýrý karakteri ile karþýmýzda. Aþýrý, filmde bir anlamýyla, her ne kadar Emin Gürsoy bunu kabul etmese de, Türkiye solunun temsili durumunda Yönetmen Yüksel Aksu filmde vermek istediði mesajlarý bu karakter üzerinden vererek sol damara dokunuyor Gürsoy la bir araya gelmemizin nedeni elbette "Entelköy Efeköy'e Karþý" filmiydi, ama biz filmin ötesine geçtik; oyunculuk, sinema, politika, hayat ve 12 Eylül üzerine uzun uzun sohbet ettik >>>>"Entelköy Efeköy'e Karþý" filmiyle baþlayalým Aslýnda filmin vermesi gereken bütün mesajlar Aþýrý karakteri, yani sizin oynadýðýnýz karakter üzerinden veriliyor Oyuncu tek renk deðil, birçok rengimiz, derinliðimiz var. Bu karakter benim farklý bir derinliðimi çýkarmama yardýmcý oldu. Benim karakterim sosyalist, 12 Eylül öncesi Ankara Siyasal da okumuþ, iþkence görmüþ, akýl hastanesine gitmiþ trajik bir karakter. Ama biz bunu komedi filmi üzerinde tutmaya çalýþýyoruz. Karakteri komikleþtirmeden, 80 öncesinden kalan bir deðerle bugüne bir köprü kuruluyor bu karakterle. Tabii 80 de darbe yaþanmasaydý da keþke ben de böyle bir rolü oynamasaydým. >>>>Karakterden yola çýkarsak; Aþýrý kendini köye hapsetmiþ durumda. 30 yýllýk sürecin getirdiði bir durum mu bu? Burada Yüksel Aksu bir cümleyle 30 yýllýk tarihi tanýmlýyor. Tanýmladýðý þu: Filmdeki Aþýrý diyor ki, olan bize oldu, siz saða sola bulaþmadan aradan iyi sýyrýldýnýz O karakterler bir dönemin ANAP ý þimdinin AKP si. O çatýþmanýn dýþýnda kalanlar son 30 yýldýr Türkiye nin gidiþatýna yön veriyor. -Peki, Aþýrý karakteri Türkiye solunun temsili mi? Temsili deðilim çünkü Türkiye solunun bu kadar geri çekildiðini düþünmüyorum. Bu karakter kendi köyüne kapanmýþ Hâlâ bir yerlerde bir þeylerin yapýldýðýný düþünüyorum, insanlar fikirlerini, ideolojilerini hâlâ ayakta tutuyor. Direnç var, örgütlü ya da örgütsüz... >>>>Peki, filmde ekolojistlerin bir köye yerleþtiðini ve orada üretimde bulunduklarýný görüyoruz Burada komün yaþam önermesi var. Bu 3-5 kiþiyle olabilecek bir durum mu? Bu, bir kurtuluþ deðil. Türkiye ya da dünyada birtakým gruplar bir yerlere gidiyor ve yerleþiyor. Bu, bir model olabilir mi onu bilmiyorum >>>>Neden? Yine Aþýrý aðzýyla söyleyeceðim: Dünya topyekûn kurtulmadýkça, lokal kurtuluþ hiçbir þekilde kurtuluþ deðil. Emperyalizm Kaddafi yi nasýl ki laðým çukurunda bulduysa Dünya içinde kaçacak bir yer yok, kurtuluþ topyekûn! Bireysel kurtuluþlar, lokal kurtuluþlar kurtuluþ deðil. Burada ancak insanlar kendi küçük cennetlerini yaratabilir, ona da olumlu ya da olumsuz bir þey söyleyemem. >>>>Günümüze de çoðu insan lokal kurtuluþu tercih ediyor ama Dünyadaki toplumsal siyasete baktýðýnda sürekli olarak þöyle bir þey var: Kitlelerin örgütlenmelerine bir taraftan izin verirken aslýnda dolaylý olarak örgütlenmeyi bu yapý istemiyor. Orada ekolojist anarþistler gelip bir köye yerleþiyor ama Aþýrý diyor ki, Buraya 3-5 kiþi gelip nasýl olacak bu iþler, sen burada ilaç kullanmayacaksýn ama yan köy kullanýyor" Þöyle düþünün, ben Üsküdar da yaþýyorum, diyelim ki 20 milyon dolarým var, peki, çevrendeki insan yoksulsa ben o 20 milyon dolarla nasýl mutlu olabilirim? Sokaða çýktýðýmda yüzü asýk, mücadele eden insanlarý gördüðümde o 20 milyon dolar iþe yaramaz HERKES KENDÝ ODASINDA ENTELEKTÜELLÝK YAPIYOR >>>>Entelektüellere gelirsek, bu kavram bugün yerini sessizliðe býraktý Teori var ama pratik yok. Dijital dünya ya da yaþadýðýmýz dünyanýn gidiþatýndan mý kaynaklý, entelektüellerin ya da aydýnlarýn kendilerini geri çekmelerinden mi kaynaklý bilmiyorum. Ama ortada gördüðüm bir þey var: Entelektüel ve aydýn ben görmüyorum. Çeþitli uzmanlaþmalar var, politik ve teorik anlamda uzmanlaþmalar var. Ama bir fikir üzerinden, dünya görüþü üzerinden bunu toplumla paylaþan, toplumu aydýnlatan, fikir veren bir kitle göremiyorum, belki de vardýr, ama ben görmüyorum >>>>Teoriyi pratiðe dönüþtürmek geçmiþin ana damarlarýndan biriydi Örgütlü mücadelenin de birsonucuydu aslýnda Burada bir þeye inanmak vardý deðil mi? Bugün yaþanýlanlar inanç eksikliðinden kaynaklý. Bu durumu kendi üzerimden tarif edebilirim Türkiye de bir dönem en ücra köylere gidip öðretmenlik yapanlar vardý, o insanlara bilgi vermek, fikirlerini paylaþmak isteyenler vardý. Ýnsanlýða olan inanç vardý, deðiþtirme umudu vardý Þimdi geldiðimiz noktaya bakýn, hiçbirimiz onlar kadar inançlý deðiliz, hiçbirimiz bir þeyin peþinde onlar kadar gidebilecek güçte deðiliz. Bir memurun tayini çýktýðýnda, o kiþi ya da kiþiler ilk gittikleri yerlerden ne zaman "Batý'ya ya da aileme yakýn yere tayinim çýkar" diye düþünüyor. O zaman iþte orasý bir eziyete dönüyor. Bu inanç bir romantizm belki ama romantizmse romantizm, ben onu istiyorum! >>>>O zamanlar devrim bir ihtimaldi Devrim dünyada hiçbir þekilde gerçekleþmeyecek bir þey belki >>>Belki gerçekleþir Belki de ama yaþanýlacak bir þey deðil, devrim olacak ve ben de o devrimi göreceðim? Bu diyalektikliðe aykýrý. Önemli olan þudur: Mücadelenin kendisi. EN ZOR ÞEY ÝNSANIN KENDÝ RUHUYLA UÐRAÞMASI >>>>Sinemaya gelirsek, yýllardýr sinema sektörünün içindesiniz Bugün yüzlerce film çekiliyor, kendi tarzýný yaratan filmler var. Türkiye de tartýþýlan bir mesele de bir Yýlmaz Güney daha gelmez deniliyor, öyle mi düþünüyorsunuz siz de? Gelir Yýlmaz Güney nasýl kendi topraðýyla bað kurduysa, kendi topraðýyla baðlantý kuran herkes mutlaka bir yere ulaþýyor >>>>Aslýna bakarsak bu gelenek devam ediyor Yüksel Aksu kendi topraklarýný yazýyor, keza Özcan Alper Bunun ben çok doðru bir yol olduðunu düþünüyorum. Temelde samimiyetsizliði ortadan kaldýrýyor. Bir kurmaca öyküden deðil, kendi yaþadýklarý dünyalarýndan çýkýp bir þey yapýyorlar. Zaten sanatçý da þöyle tarif ediliyor: Toplumdan alan, filtresinden süzen ve tekrar topluma veren kiþi. Burada süzgecin gözenekleri ne kadar inceyse, çýkan ürün de o kadar güzel oluyor. Demek ki Yýlmaz Güney in süzgecinden geçenler bu toplumda iz býraktý. Özcan Alper için de, Yüksel Aksu için de ve 'Ýki Dil Bir Bavul' da ayný þekilde Kendi topraklarýnýn hikâyesini anlatmalarý seyirciyle samimi bir bað kuruyor. >>>>Türkiye sinemasý kavramýna nasýl bakýyorsunuz? Bu topraklarda yaþayan bütün kültürleri, etnik gruplarý içinde barýndýran Türkiye diyorsak evet Türkiye. Ama Türkiye de sanatla iliþki kurulduðunda þunu söyleyebilirim: Sanatta sýnýrlar yok Biz dünya kültürleri arasýnda köprüdeyiz. Her taraftan etkileniyoruz, burada kadim uygarlýklar var Ben bir taraftan Ýbn-i Sina, Ömer Hayyam dan etkilenirken bir taraftan Camus dan etkileniyorum Âþýk Veysel durduðu yerden dünyayý keþfetmiþ, fikrinin sadece Sivas a ait olduðunu söyleyemeyiz Öyle bir kalp ki bütün dünyayý içine alýyor. >>>>Kendi oyuncuðunuzda sýnýrlar var mý? Hayýr. Þunu biliyorum, takýldýðým her düþünce benim önüme bir engel olarak çýkar. Oyunculuk yöntemdir. Rol kendi yöntemini kendisi geliþtirir. Mesele o role ulaþmaktýr. Oyunculukta da bir metod yoktur. Kendini metodun içinde sýnýrlamak kendi önüne koyduðun bir engeldir. >>>>Bu sektörün içindesiniz, Türkiye'de Grotowski yle birlikte çalýþan tek oyuncusunuz Ben Eskiþehir Anadolu üniversitesi mezunuyum. Ama Ýtalya'da bir yýl Jerry Grotowski yle birlikte çalýþtým. O da tiyatro ve oyunculuk için þöyle bir þey der: "Üzerindeki her þeyi at" Ama dünyadaki pek çok oyunculuk yöntemi de der ki "cebini doldur" Grotowski nin dediði gibidir, üzerindeki her þeyi attýðýnda içinde hâlâ oyuncu içgüdüsü varsa o zaman oyuncusun. Ben düþünce olarak oyunculukla ilgili bir þeye saplantýlý kalmak istemiyorum. Her þeyi yeni baþtan keþfetmek zorundayým. >>>>Ama tercihleriniz vardýr mutlaka Yaþadýðým ortam içinde seçemediðim anlar da oluyor Ýstemeyerek oynadýðým diziler var. Ama istemeyerek derken o rolü sallamak deðil, onu kabul ettiysem oyunun hakkýný veririm. Hâlâ oyunculuðun kutsal bir iþ olduðunu düþünüyorum. >>>>Ama þimdi herkes oyuncu Evet, þimdi oyunculuk kimliði en kolay kazanýlan kimliklerden biri oldu. Eskiden böyle deðildi. Ýlkokulda müsamerede oynamýþ biri bile "ben oyuncuyum" diyebiliyor. Oysa oyunculuk dünyada maden iþçilerinden sonra ikinci en zor mesleklerden biridir. Þundan dolayý; bir madenci topraðýn binlerce metre altýna gider, kazý yapar, oyuncu da bir rolle baþladýðýnda bir madenci gibi ruhunun derinliklerine girip, alýp kazmasýný o karakteri oradan çýkartmak zorundadýr. En zor þey insanýn kendi ruhuyla uðraþmasýdýr. Darbe olduðunda 12 yaþýndaydým >>>>Egelisiniz 80 darbesi sizin sokaklara nasýl yansýdý? Hatýrlýyorum. Ben köy kökenli biriyim. Ege de bir köy, tütünle uðraþýyorduk o zaman. Sabah arazide tütünün baþýndayken yan komþumuz geldi, Mustafa darbe oldu köye giremiyoruz 12 yaþýnda çocuðum ve darbe nedir, köye neden giremiyoruz bir türlü anlayamamýþtým. >>>>Yýllar sonra o dönemden bu döneme neler deðiþti? Solda bugün eksikliðini hissettiðim bir þey var: Evet, o dönem her þey çok þiddetliydi, bizim ilçeden okumaya giden birkaç kiþinin cenazeleri gelmiþti Ama her þeye raðmen herkesin neþesi vardý. Bir ideoloji vardý, mücadele vardý ama umut da vardý. Benim þimdi gördüðüm þey bu neþenin eksikliði >>>>Tabii onca zaman geçmiþ, bu zaman dilimi içinde acý ve kayýplar azýmsanmayacak durumda... Darbeyle birlikte onca yara tabii ki neþeleri kaybettirir. Onca acýnýn üzerine neþenin devam etmesi zor. Darbeyle birlikte kafayla gövde birbirinden ayrýldý... >>>>Çocukluðunuzda yaþadýðýnýz politik sürece bakarak bugün kendinizi nerede görüyorsunuz? Kiþisel olarak darbenin sizde yarattýðý etki nedir? Artýk ben kendimi Çehov karakterleri gibi hissediyorum. Çünkü ucunda çocukluðunda gördüðün bir resim var, deðerler var, 80 sonrasýnda gelen piyasa ekonomisi var Türkiye nin dünyaya açýlýmýyla birlikte yeni oluþan bir kuþak var. Çocukluðumda bazý deðerler kazanmýþým. Tam gençlik ve buluð çaðýnda önüme baþka deðerler çýkmýþ. Kendimi bu iki þeyin arasýnda nereye koyacaðýmý bilemedim. Çünkü ayaðýmýn biri bir tarafta biri bir tarafta Arada kalmýþ kiþiyiz. Darbe o kadar kesti ki her þeyi, 80 sonrasýnda çocuklar yenidünya düzeninde yerlerini buldu. Öncesi acýsýný çekti, o dönemde çocukluðunu yaþamýþ kesim de eþikte kaldý. Biz aslýnda, bu bir özeleþtiriyse eðer, fikrimizi tam olarak ortaya koyamadýk. BÝRGÜN