TENDON BAHADIR GÖDEK KOŞUSU OĞLUM BERAT IN HAKKINDA HERŞEY TYAYSD II. BAŞKANI TURGAY KOP UN ÖZEL YAZISI HAYAL KIRIKLIĞI ULUSLARARASI KOŞU FESTİVALİ

Transkript

1 AĞUSTOS - EYLÜL ATÇININ SESI BAHADIR GÖDEK KOŞUSU OĞLUM BERAT IN TENDON HAKKINDA HERŞEY TYAYSD II. BAŞKANI TURGAY KOP UN ÖZEL YAZISI HAYAL KIRIKLIĞI ULUSLARARASI KOŞU FESTİVALİ

2 Yulaf satışlarımız İstanbul Veliefendi Hipodrom undan sonra Adana, Ankara ve Bursa da da satışa başlamıştır. TYAYSD Yönetim Kurulu

3 AĞUSTOS - EYLÜL ATÇININ SESI ATÇININ SESİ AĞUSTOS - EYLÜL BAHADIR GÖDEK KOŞUSU OĞLUM BERAT IN TENDON HAKKINDA HERŞEY TYAYSD II. BAŞKANI TURGAY KOP UN ÖZEL YAZISI HAYAL KIRIKLIĞI ULUSLARARASI KOŞU FESTİVALİ İmtiyaz Sahibi Atçının Sesi Adına Sahibi Talip ÖZTÜRK Genel Yayın Yönetmeni Haydar ÇEVİK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Celalettin EREN Grafik ve Tasarım Prime Ajans R. Kerem GÜRCAN Halkla İlişkiler Yaprak ERTAN İdare - İrtibat - Hazırlık TYAYS Derneği TJK Veliefendi Hipodromu Bakırköy / İSTANBUL Tel: Fax: Basım Yeri Sanatkar Ofset Sanatkar Ofset San. Tic. Ltd. Şti. Davutpaşa V.D. / Maltepe Mah. Litros yolu 2. Matbaacılar sitesi 4NF/4-5 Topkapı Zeytinburnu - İST. İletişim tyaysd1943@gmail.com Atçının Sesi Ağustos - Eylül 2015 Sayı 7 (İki ayda bir yayımlanır) Atçının Sesi basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Atçının Sesi Dergisi nde yayınlayan yazılar, fotoğraflar ve sair konuların her türlü telif hakları TYAYS Derneğine ait olup kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yazıların sorumluluğu yazarlara, yayınlanan ilanların sorumluluğu ise sahiplerine aittir. İÇİNDEKİLER Özel Yazı /// 06 Ş.Turgay KOP - Hayal Kırıklığı Haberler /// 14 TYAYSD Yearling Koşusu / Uluslararası Yarış Festivali Bahadır Gödek Koşusu Etkinlik /// 24 Diyarbakır Sezon Açılışı Araştırma /// 36 Dünyanın En Büyük Hipodromu Uzman Görüşü /// 40 Tendon Hakkında Herşey

4 Sevgili Atçı Dostlarım, Derneğimiz yönetiminde yaklaşık 5 ayı tamamladık. Zaman hızla geçiyor ancak, göreve talip olduğumuz günlerde ve hemen sonrasında sizlerle paylaşmış olduğumuz ve atçımızın sıkıntılarını ve ihtiyaçlarını ortadan kaldıracak konular ile ilgili arzu ettiğimiz sonuçları henüz almış değiliz. Ülkemizde yaşanmakta olan ve tüm ekonomik ve sosyal hayatı etkileyen siyasi sürecin tamamlanmasını beklemek zorundayız. Atçılığımızın en önemli makamı olan Yarış Otoritesi YKK na projelerimiz ve endüstrinin yönetim yapılanması açısından Derneğimiz rolü hakkında görüş ve düşüncelerimizi bildirmiştik. Taleplerimizin neticelenmesi için mutat görevlerini sürdüren bürokrasinin de aynı sebep ile karar verme aşamasında beklemede olduğunu biliyor ve anlayışla karşılıyoruz. Her vesile ifade ettiğim gibi biz bu görevlere derneğimizde bir şeyleri değiştirmek için talip olduk. Derneğimizin çok daha itibarlı ve atçılığın karar alma mekanizmasında söz sahibi pozisyonda olması için ilk önce kendimizi değiştirmemizi ve çalışma anlayışımızda farklı uygulamalar yapmamız gerektiğini biliyoruz. Merkez teşkilatımızda dernek organlarının kurumsallaşma çalışmaları hızla devam ediyor. Bu meyanda Tüzüğümüzde de yasal mevzuatın emrettiği gerekli değişiklikleri yapmak için hukukçularımızla istişarelerimizi sürdürüyoruz. En kısa sürede bunu gerçekleştirerek sizlerle paylaşacağız. Eylül ayı içerisinde hipodromların olduğu bölgelerdeki Dernek Şube Başkanlarımız ile bir araya gelerek onların bölgelerindeki atçılarımızın sıkıntılarını halledebilmenin ve işbirliğimizi çok daha verimli hale getirerek atçımıza hizmet noktasında sektörde çok daha etkin ve saygın bir sivil toplum kuruluşu olabilmenin yollarını konuştuk. Dernek Şube Başkanlarımız ile bundan böyle daha çok iletişim ve paylaşım sağlayarak bu işe gönül vermiş ve her türlü riski almış atçılarımızın hak ve hukukunu en üst düzeyde korumak üzere atçımızın dertlerini ve ihtiyaçları ile ilgili istek ve görüşlerimizi her vesile ile gerekli kurum ve kuruluşlara bildirmekte kararlıyız. Dernek tarihinde ilk defa TYAYSD Kupası Koşusu için yöresel yönetici arkadaşlarımızı Veliefendi hipodromuna davet ettik, kupamızı Şeref Tribününde beraberce kazanan atın sahibine takdim ettik. Ancak, maalesef ki, törene katılma lütfunda bile bulunmayan TJK Başkan ve bazı yöneticilerin bu durumdan çok rahatsız olduklarını gördük. Aynı tavır maalesef TYAYSD Yearling Satış Koşusu Kupası seremonisinde de yaşandı. Yine TJK yönetiminden hiç kimse törene katılmaz iken, bu sefer TJK nü sadece Hipodrom Müdür Yardımcısı temsil etti. Görüldüğü gibi, TJK Başkan ve Yönetim Kurulu nun Derneğimize karşı hazımsız ve etik dışı davranışları hala devam ediyor. Atçının temsilcilerini dışlayan bu tavrı maruz görmek mümkün değildir. Zaman zaman G1 Koşuların bile kupa törenlerine katılmayan ve at sahibi veya vekilini hiçe sayanların atçının temsilcisi olma ihtimali yoktur. Sahip olunan makam ve mekânlar kimsenin şahsi tasarrufunda olamaz. Her vesile ile belirttiğim gibi, kimsenin bu işin asıl sahibi atçıyı görmemezlikten gelmeye ve onları itibarsızlaştırmaya gücü yetmeyecektir.

5 Bizler koskoca TJK nün 65.yılını amatör bir folklor gösterisi ile geçiştirebilecek bir vizyona sahip yöneticilerden başka bir davranış biçimi beklemiyoruz. Ancak, izan ve etik kurallar dışına çıkılması ile karşılaşmak atçılığımız ve kurumlarımız adına çok üzücüdür. En başta bir bölümü atçılık yapan ve derneğimizin de üyesi olan TJK Asli üyelerinin TJK ne yakışmayan bu kısır düşüncelere karşı çıkmalarını beklemek hakkımızdır. Çünkü ortada 65 yıllık kurumun itibarlı bir şekilde ve tüm atçıyı kucaklayacak bir tevazuda temsili ve yönetilmesi söz konusudur. Atçının hür iradesi ile seçtiği temsilcilerini dışlayan bir TJK Başkanı sadece 120 TJK asli üyenin Başkanlığını yaparak ve onlara kendisini beğendirmeye çalışarak atçılığa hizmet edemez, etmemelidir. Unutulmamalıdır ki, TJK nın birçok üyesi aynı zamanda derneğimizin de üyesidir ve dernek seçimimize katılarak bizlerin seçilip yönetimde görev almasına teveccüh göstermiştir. Camia içerisinde asli üye-at sahibi ayrımcılığını körükleyen davranışlardan vazgeçmek gereklidir. Bu tür algının oluşması en başta TJK üyelerine olmak üzere tüm atçıya yapılan bir saygısızlık ve haksızlıktır. Derneğimizin TJK hükmi şahsiyeti ve pozisyonu ile ilgili en ufak bir saygısızlığı ve tereddüdü yoktur. Ancak, yasalara ve yapısal sistemin eksikliklerine sığınarak ve TYAYSD yok saymaya çalışarak Yarış Müessesinde Başkan lık yapmaya çalışarak 65 yıllık işbirliği ve dayanışmaya ve bu güzide kurumların itibarına verilen en büyük zararı vermeye müsaade etmeyeceğiz. TJK Başkanı ve yönetim kurulu kendilerini göreve sadece asli üyeler getirse de Kulübün misyonu ve görevleri doğrultusunda atçının temsilcilerine saygı duymak ve tüm atçının hak ve hukukunu nazarı dikkate almak zorundadır. TJK yönetim kurulunun almış olduğu her kararın atçımıza yansımalarının sorumluluğu ve vebali kendilerine aittir. Atçımızın artık en yetkili ağızlardan alenen ikrar edilen kurumun kötü yönetilmesine tahammül edecek veya bunu tolere edecek durumu kalmamıştır. Atçının taşıdığı risklerin ulaştığı boyutlar herkesin malumudur. Endüstrinin bekleyen yüzlerce hayati ihtiyacına çareler aranıp, çözümler üretileceğine, öncelik sıralamasında diplerde bulunan işlerle uğraşmanın sürdürülmesi ve derneklerle iletişim koparılmasının atçılığımıza telafi edilemeyecek zararlara sebep olacağı aşikârdır. Tekraren ifade etmek gerekirse, yönetim zaafları ve/veya hataları sebebiyle bedelleri atçı tarafından ödenmek zorunda kalınan kararların alınması ve uygulamaların yapılmasının vebali ve sorumluğunun taşınmakta olduğunun unutulmaması gerekir. Atçımız bunun bilincindedir ve hesap sorma hakkı ve gücü vardır. Suskunluğunu veya sessiz kalmasını yanlış değerlendirmenin ve sabrını zorlamanın sınırlarına ulaşılmış bulunmaktadır. Bu sınırların aşılması durumunda ise, Derneğimiz atçıların destek ve onayları ile gerekenleri yapacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır. Sevgili Atçılar, TJK Başkan ve yönetimi ile ilişkilerimiz tüm iyi niyetli yaklaşımlarımıza rağmen maalesef bir türlü arzu edilen duruma kavuşamamıştır. Dernek olarak tüm iyi niyetimizle bu sıkıntıyı aşmaya çalıştık. Ancak, maalesef TJK Yönetiminin TYAYSD ni kale almama ve hatta yok sayma tavrı hala devam etmektedir. TJK hâlihazır Başkan ve yöneticileri artık kendilerini eleştiren kurum ve kişileri TJK Düşmanı olarak ilan etmekten vaz geçmelidir. Çünkü bu anlayış ve yapılan her türlü ayrımcılık sonunda toptancı bir anlayışla TJK gibi mutena bir derneğin mensuplarının Atçının Düşmanı olarak kabul edilmelerine neden olacaktır. Bu durumda en büyük haksızlık ise mümtaz TJK asli üyelerine yapılmış olacaktır. Bu yaklaşımları sürdürenlerin en başta hâlihazırda görev yaptıkları kuruma ve atçılığa en büyük zararı verdiklerini bir kez daha hatırlatmak mecburiyetindeyiz. TYAYSD olarak camiamızda huzur ve beraberliğin bozulmasına asla müsaade etmeyeceğiz ve bu ayrımcılık oyunun bir parçası olmayacağız. Bizim için atçılık camiamıza gönül vermiş ve risk almış tüm atçı kardeşlerimiz birdir. Atçılıkta hiçbir zaman yöre, dil, din, ırk ve dernek v.b ayrımcılığı söz konusu bile olmayacak ve buna asla müsaade edilmeyecektir. Atçılık tarihimizde bugüne kadar hiç yaşanmamış ancak yeni dönemde başlatılan olumsuzluk ikliminin camiamızda bir kez daha yaşanacağını da tahmin etmiyoruz. Biz yine umudumuzu koruyor ve 65 yıllık bir kurumun Başkan nın atçıların büyük bir bölümünü temsil eden bir sivil toplum kuruluşunu kale almak ve gerekli saygıyı göstermesinden başka çaresi olmadığını düşünüyoruz. Aksi takdirde o görevde kalmasının atçımız ve atçılık için hiçbir değeri olmadığını bir kez daha hatırlatıyoruz. Netice olarak, iki güzide dernek arasında yaşanan kopukluğun atçılığımıza vermekte olduğu zararları Yarış Otoritesi Bakanlığımızı ve siz atçılarımızın takdirine bırakıyoruz. TYAYSD bütün bu olumsuzluklara rağmen atçılığımızın bekası için doğrularından ve prensiplerinden ödün vermeyerek mücadelesini sürdürmeye devam edecektir. Çünkü en büyük güvencesi siz atçı kardeşlerimizin gücü, dayanışması ve derneğimizin hükmi şahsiyetidir. Kimsenin en ufak şüphesi olmasın ki, 72 yıldır atçılığa hizmet eden TYAYSD bundan sonra da çok daha etkili ve yetkili biçimde sektöre katkı sağlamaya çalışacaktır. Atlarınızın ayakları düz bassın, bahtınız açık olsun, sağlıcakla kalın. Talip ÖZTÜRK TYAYSD BAŞKANI

6 ATÇININ SESİ Özel Yazı: Ş. Turgay KOP HAYAL KIRIKLIĞI İstanbul Veliefendi Hipodromunda 6-7 Eylül de düzenlenen Uluslararası Yarış Festivali inde yer alan 7 adet yarışta elde edilen sonuçlardan sonra bu yılda gerek at yarışı medyası ve gerekse camia içerisinde atçılığımızın uluslararası başarısı ve yönetimi hakkında benzer tartışmalar devam etti. Ülkemizde yetiştirilen veya idman edilen safkan İngiliz ve Arap atlarının performanslarının sınandığı uluslararası rekabette hiçbir Türk atının birincilik elde edememesi ve arzu edilen ve özlenen başarıların bir türlü elde edilememesi at yarışı basınında ; 7-0, yine hüsran v.b başlıklarla yer aldı. Atlarımızın rekabet ettiği yabancı atların çok da kaliteli olmamasının ve başarısızlık sadece safkan Arap atlarına mahsus yarışlarda değil büyük ümitler bağlanan safkan İngiliz atlarının katıldığı yarışlarda da yaşanmasının at yarışları Otoritesi Bakanlık ve dernek yetkililerinden tutun yarışları takip eden yarışseverine kadar, topyekûn bir hayal kırıklığına yol açtığına şahit olduk. Konu ile ilgili olarak, Yarış Otoritesi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı YKK Başkanı Sayın Nihat Pakdil verdiği demeçte beklentilerinin başarı olduğunu ifade ederken ve seviyemizi görmemiz için bu yarışlar önemli tespitini yaptı. Atçılığın sivil toplum örgütleri içerisinde yer alan ve safkan İngiliz atı yetiştiricilerini temsil eden SİYASD Başkanı Sayın Levent Sarıkaya ise atçılıkla ilgili önerilerinin gerek Otorite ve gerekse Yarış Müessesi TJK tarafından karşılık bulmadığı serzenişinde bulunurken, atçılık sektörünün bundan böyle çok daha farklı şekilde yönetilmesi gerektiğini vurguladı. 72 yıllık ve atçının en önemli temsilcisi TYAYSD in Başkan, II.Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri nin ise bırakın bu hayati konuda görüşlerinin sorulmasını, maalesef TJK tarafından atçılığımızın bu önemli etkinliğine davet bile edilmedi. 6

7 AĞUSTOS - EYLÜL Şüphesiz, uluslararası başarı ve ticaret olmadan bir sektörde gerçek başarıdan ve gelişimden bahsetmek mümkün değildir. At yarışlarında da son yıllarda enternasyonal anlamda üst üste yaşanan başarısızlıklardan dolayı morallerin bozulması normaldir. Spor, günümüz dünyasında ülkelerin rekabet içinde oldukları alanlardan birisidir. Sporun hangi dalı olursa olsun uluslararası alandaki başarı ülkeler için hep gurur kaynağı olmuştur. Spora çok önem veren ve sonuçlara çok daha duygusal yaklaşan halkımızın belirli bir bölümü ile bütünleşmiş bir spor dalı olan at yarışlarında da beklentiler yüksektir. Özellikle uzun süredir bu tür başarılara hasret kalan yarışseverlerin üzüntüsü ve düşünceleri atçılığımızın yönetilme noktasındaki sıkıntıların sorgulanması mecburiyetini ortaya koymaktadır. Son senelerde at ve yarış kalitesi bazında bariz bir şekilde kan kaybedilmesine velinimetimiz olan yarışseverin vereceği tepki atçılığımız açısından en hassas konudur. At yarışlarının marka değerinin düşmesi ile teveccühün ve dolayısıyla satışların azalması hiç kimsenin arzu etmediği bir sonuçtur. Bugün tüm dünya atçılığı yöneten kuruluşlar at yarışlarına olan teveccühün azalması ve şans oyunları sektöründe artan rekabet dolayısıyla yeni rekabet ortamında en yüksek payı almanın yollarını aramaktadır. Uluslararası rekabet bu işin önemli bir parçasıdır. Özellikle yetiştiricilik ve at ticareti stratejilerinin belirlenmesinde en önemli rolü oynaması açısından bu tür etkinliklerin yapılması zarureti vardır. Atçılıkta gelişmiş ülkelerde at sahipleri dünya yarış takvimine göre kendilerine en uygun ülkeleri çok dikkatli seçerek atlarını uzun mesafeli seyahatlere çıkarmaktadır. Çünkü at dolaşımı meşakkatli ve risklerle dolu olan bir olaydır. Ülkemiz bu açıdan Avrupa ülkelerine daha uygun bir yerdedir ve yıllardır Avrupa dan ve komşu ülkelerden atlar yarışlarımıza katılmaktadır. Nitekim bu yılda aynı olmuştur. At yarışlarını yönetenler çok daha kaliteli atların gelmesini arzu etmiş olsa ve ikramiyeleri olduğunca yüksek tutmaya çalışsa da yüksek handikap puanlı şampiyon atların ülkemize gelmesi her zaman mümkün olamamaktadır. Bunun çok çeşitli sebepleri vardır. Sadece yarış ikramiyelerinin yüksek olması şampiyon atların sahiplerinin her zaman bu yarışları tercih etmesini sağlayamamaktadır. Yarışın uluslararası anlamda prestiji ve dünya yetiştiriciliği açısından rolü çok önemli faktörlerdir. Geçen hafta Fransa da yapılan Avrupa nın ve Dünyanın en prestijli yarışı olan 94. Prix de l Arc de Triomphe koşusuna reklamlarında bile yer almasına rağmen bu yıl bu yarışın müdavimi Japonlar teveccüh göstermemiştir. Dolayısıyla hemen karamsarlığa kapılmamak ve eksikliklerin giderilmesi için çalışmak lazımdır. At yarışlarını yönetenler velinimet olan yarışseverin hevesinin kırılmaması ve her anlamda mutlu edilmesi esas hedef alarak, kaliteli at ve jokeylere sahip olmak koşan atların ve yarışların kalitesini en üst düzeyde tutmak, atların ve jokeylerin sağlıklı bir şekilde yarışlara katılmasını temin edecek şartların yaratılmasına çaba göstermeye devam etmelidirler. Yarış işletmeciliği açısından en can alıcı noktalar ise; ölümcül kazaların, doping ve ata şiddetin önlenmesidir. Hipodromlarda ise misafirperverlik konseptinde müşteriye en üst düzeyde hizmet vermek ve hizmet kalitesini gittikçe arttırmak ve sosyal sorumluluk projeleri en önde gelen yaklaşımlardır. Ülkemizde son yıllarda daha çok ciro artırımını hedefleyen stratejilerin ön planda tutulmasının her anlamda kaliteden feragat edilmesine neden olduğu bilinmektedir. Türkiye de at yetiştiriciliği ve at yarışı işletmeciliğinde alt yapı eksikliklerini bertaraf etmeden büyümeye çalışmak istemenin neticesinde her anlamda yaşanan kalite erozyonunun ise müşterek bahis satış hasılatını atçılıkta gelişmiş ülkelere nazaran çok daha az etkilemesi ise en önemli paradoks tur. Buna rağmen doğru stratejileri doğru bir şekilde uygulamaktan vazgeçmemek lazımdır. Stratejik Plan hazırlarken İngiliz atı veya Arap atı gibi bir ayırım yapmanın ve uluslararası rekabetteki başarısızlığı kaynakların dağılım oranına bağlamanın çok doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyoruz. Ülkemizin gerçeklerini nazarı dikkate alarak yapacağımız planlar sektörün çok daha rasyonel gelişmesine yol açacaktır. Sadece İngiliz atı yetiştirerek uluslararası alanda rekabet edilebilir yaklaşımı da üzerinde çok tartışılması gereken bir öngörüdür. Bu yıl yapılan uluslararası yarışların ardından elde edilen neticeler at yarışı ile ilgilenenlerin atçılığın yönetim biçimini sorgulamasını da ortaya koyması açısından çok daha dikkat çekici olmuştur. Hayal kırıklığının başka türlü bir ifadesini içeren demeçleri her zamanki gibi çabucak unutulacak ve kısa sürede yönetim kademesinin gündeminden düşecektir. Atçı açısından ise bu sonuçların sebep olduğu tsunami devam etmektedir. 7

8 ATÇININ SESİ Bakanlık makamı ile yapılan görüşmelerde sık sık şahit olunduğu gibi, otoritemizin de bu durumdan çok rahatsız olduğu ve uluslararası yarışlarda ödenen ikramiyelerin yurt dışından gelen at sahipleri tarafından alınıp gidilmesinin bu yarışların yapılma amaçlarının ve ödüllerin sorgulaması durumu ortaya çıkardığı malumdur. Diğer bir değişle, yarış otoritesi yapılan onca yatırımın, harcanan milyonların karşılığının alınamadığını her vesilede ihsas etmekte ve konu dönüp dolaşıp bu yarışlara ödenen paralara ve oradan da atçımızın yegâne kaynağı olan yarış ikramiyeleri ve yetiştiricilik primlerine gelmektedir. Türkiye nin ikramiye cenneti olduğu en yüksek makamlar tarafından defalarca telaffuz edilmiştir. Müşterek bahis gelirleri içerisinden TJK ne aktarılan paylar içerinde yer alan yarış ikramiyeleri ve yetiştiricilik primleri herhangi bir mali sıkıntı ve/veya yasal yaptırım söz konusu olduğu zaman azaltılması ilk akla gelen kalem olmuştur. Nitekim, bu öngörülerin etkisi altında ve yasaların emrettiği kurallar gereği 2014 yılının son çeyreğinde atçının yegâne gelir kaynağı yarış ikramiyeleri ve yetiştiricilik primlerinde % 20 oranında kesilirken, bu kalemlerde 2015 yılında da olması gereken artışlar yapılmamıştır. Atçının hiçbir dahli olmadığı halde tek ve en önemli mali kaynağı azaltılan, ciddi riskler altında olan ve sürekli zarar eden bir atçı/yatırımcı gurubunun ayakta kalması her geçen gün çok daha zor hale geldiği ise bilinmektedir yılı son çeyreğinde yayınlanan TJK duyurusunda da belirtildiği gibi, Kulübümüz 2014 yılı bütçesi içerisinde yer almayan ancak kurumumuza ödeme emri gönderilen geçmiş yıllara ait Kamu Payı ödemelerinin 2014 yılı içinde yapılması nedeniyle, bütçe denkliği prensibi dikkate alınarak; koşu ikramiyeleri ile yetiştiricilik primleri %20 oranında düşürülerek ödenecek olup şeklindeki bir uygulama ile atçıya hiçbir dahli olmadığı halde bir çırpıda tam atçının istihkakı ve hakkı olan 8-10 milyon TL eksik ödenmesine ve gerekçesinin ise geçmişte ödenmeyen Kamu Payı bedelleri olduğunu resmen ilan edilmiştir. Kamu Yararına statüte bir kurumda Kamu Payı ile ilgili olarak yapılan hatalı yasal bir uygulama dolayısıyla bir fatura çıkacaksa bunun adresi bellidir. Yapılan hatalı uygulamaların bedelleri sürekli olarak atçıya ödetmeye artık son verileceği ümidini taşımaktayız. Bu konuda TYAYSD olarak Yarış Otoritesi YKK na arz edilen ve 2016 yarış programı ile ilgili görüşlerimiz içerisinde de yer aldığı gibi; söz konusu adaletsizliğin düzeltilmesi ve atçının hakkının telafi edilmesi talebimizi ve Yarış müessesi TJK nın idari ve mali hatalarından doğan bu tür yönetimsel hataların direkt olarak atçıya yansıtılmasını doğru ve adil bulmadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Derneğimiz atçımızın mağdur olmasına yol açan bu konuyu hassasiyetle takip ederek yarış ikramiyeleri ve yetiştiricilik primlerinde geçmişteki adaletsizlikler telafi edilerek, 2016 yılında hakkaniyetli bir artışın yapılması hususunda talebimizi ve kararlılığımızı sürdürecektir. 8

9 AĞUSTOS - EYLÜL Bu konuda TYAYSD olarak Yarış Otoritesi YKK na arz edilen ve 2016 yarış programı ile ilgili görüşlerimiz içerisinde de yer aldığı gibi; söz konusu adaletsizliğin düzeltilmesi ve atçının hakkının telafi edilmesi talebimizi ve Yarış müessesi TJK nın idari ve mali hatalarından doğan bu tür yönetimsel hataların direkt olarak atçıya yansıtılmasını doğru ve adil bulmadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Derneğimiz atçımızın mağdur olmasına yol açan bu konuyu hassasiyetle takip ederek yarış ikramiyeleri ve yetiştiricilik primlerinde geçmişteki adaletsizlikler telafi edilerek, 2016 yılında hakkaniyetli bir artışın yapılması hususunda talebimizi ve kararlılığımızı sürdürecektir. Aynı şekilde, sivil toplum kuruluşları atçılık derneklerine düşünceleri bile ile sorulmadan TJK istekleri doğrultusunda çıkartılan 5996 sayılı yasa ihtiva ettiği hükümler itibarı ile bir taraftan TJK nün yetiştiricilik ve hipodrom hizmetleri ile ilgili gerekli yatırımları yapmasına sekte vururken, diğer taraftan atçıya sadece maliyet olarak yansıyan unsurları içeren bir yasal düzenleme olmuştur. Gelinen noktada söz konusu düzenleme bugün getirdiği sıkıntılar dolayısıyla eleştirilmekte ve Maliye Bakanlığı nezdinde 5602 sayılı yasadaki düzenlemelere geri dönüş talep etmektedir sayılı Kanun mucibince 2015 yılında fahiş oranlarda arttırılmak zorunda kalınan ahır, hara ve aşım ücretlerinin TJK işletme maliyetler düşürülerek makul oranlarda tutulması ve bu ücretlerde artırımlar yaparak yetiştiriciliğe daha fazla darbe vurulmamasını arzu etmekteyiz. Hâlihazırda TL/Ay sınırlarına yükselen pansiyon hara ücretleri ile yetiştiricilik yapmanın bir rantabilitesi kalmamıştır. Kaldı ki, atçı tarafından ödenen bu yüksek ücretlere rağmen yarış müessesinden alınmakta olan hizmet kalitesi ise yine büyük eleştirilere ve zararlara yol açmaktadır. Nitekim TJK yayınladığı taslak Strateji Belgesinde de atçılığa verilen hizmetlerle ile ilgili idari ve teknik eksiklikler ve arzu edilen kalitenin tutturulamamasındaki sıkıntılar ikrar edilmiş bulunmaktadır. Yarış Müessesinin hizmet kalitesini arttırıcı yatırımları yapma ve mali sıkıntıları ortadan kaldırarak atçıya en iyi ve kaliteli hizmeti verme mecburiyeti vardır. Kimsenin yakınma gibi bir lüksü olmamalı, eğer, TJK tarafından hara ve aşım istasyonlarında yetiştiricilik hizmetleri verilmeye devam edilecek ise, insan kaynakları ve alt yapı açısından tüm eksikliklerin süratle tamamlanması ve hizmet kalitesi ve ücretler hususunda kaynakları doğru kullanarak makul olanları ve doğruları yapmanın yollarını aramaktan vazgeçilmemelidir. Ekonomik olarak büyüyen ve gelişen Türkiye de atçılığımızda da alt yapı yatırımlarına hız verilerek atçılığın da bu gelişim içerisinde hak ettiği yeri almasının sağlanması en büyük beklentimizdir. 9

10 ATÇININ SESİ Diğer taraftan, sektörümüzde atçılığımızın gelişmesi açısından atların ve seyislerin hipodromlarda konuşlandırılması ile ilgili hayati önem arz eden alt yapı sorunları devam etmektedir. Bu meyanda, YKK nun da talimatları doğrultusunda, meri 6331 Sayılı İşçi Sağlığı ve Güvenliği yasası mucibince hipodromlarda atların ve seyislerin yaşadığı mekânların fiziki şartlarının yasal mevzuata uygun hale getirilmesi kanuni ve beşeri sorumluluktur. Yarış Müessesi olarak TJK mekânlardaki fiziki koşulları iyileştirmeli, at sahipleri ise seyislerin giysi ve sağlığı için gerekli malzemeleri temin etmelidir. Bu konuda yapılan duyurularla atçımız bilgilendirilmiştir. Atçılığımızın yönetilmesi noktasında, Ortak Akıl mekanizmasının kurulması iradesinin bir an önce ortaya konmasını arzu ediyoruz. Atçılığımızın gelişmesi için sıkıntıların ortadan kaldırılması ve yeni fikirlerin tartışılması ortamını engelleyici bir durum yaşanmamasını temin etmek sektörün kurum ve kuruluşlarının ana görevidir. Türk atçılığına önemli hizmet ve destekler vermiş olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın M.Mehdi Eker in 2011 yılındaki Çalıştay da ifade etmiş olduğu müesseseleşme konusunda mesafe kaydetmemiz lazım, bireysel davranış, bireyselleşme, bireysel içgüdüler yerini burada bir işbirliğine, bir ortak harekete, müşterek tutum ve davranışa terk etmelidir talimatı bulunmaktadır. Ancak, geçen süre içerisinde bu yolda bir ilerleme kaydedilemediği aşikârdır. TYAYSD seçimi sonrası atçının hür iradesi ile seçilen yeni yönetim kuruluna karşı ortaya konmuş olan üzücü tutum, atçılığımızın birlik ve beraberliğini bozmuştur. Biran önce atçılığımızdaki birlik ve beraberliği bozan ve derneğimizi itibarsızlaştırmaya çalışan davranışların son bulmasını istiyoruz. 65 yıllık iş birliğinin bozulması sadece atçılığımıza zarar verecek olup, hâlihazır yöneticileri de gittikçe yalnızlaştırarak başarısızlığa sürükleyecektir. Bu en önemlisi atçılığımıza vurulan en büyük darbe olacaktır. Derneğimiz yönetim kurulu, bu olumsuz gelişmeleri kale almayarak atçılığımızın bekası için çalışmalarını sürdürmeye devam etmektedir. Tek dileğimiz atçının hakkının adaletli bir biçimde telafi edilmesi ve bu olumsuz ve mantığı anlaşılmaz iklimin ortadan kalkmasıdır. 10

11 11 AĞUSTOS - EYLÜL

12 ATÇININ SESİ HABERLER Derneğimizin Yalova Ziyareti Sıcak Bir Ortamda Gerçekleşti Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği Başkanı Talip Öztürk, 2. Başkanı Turgay Kop, Muhasip Üye Haydar Çevik, Yönetim Kurulu üyesi Cengiz Emil ve Taşkın Köroğlu Yalova Belediye Başkanı sayın Vefa SALMAN nı makamında ziyaret ettiler. Sayın SALMAN Yalova Yürüyen Köşk koşusu fikrini bizlerle paylaştı. Ahmet Atman Koşusu nu GALİPHAN kazandı İstanbul Veliefendi Hipodromu nda 13 Eylül Pazar günü Ahmet Atman anısına düzenlenen koşuyu (KV-8) Talip Öztürk ün GALİPHAN (Halling Valleria / Sadler s Wells) isimli safkanı, jokey Gökhan Kocakaya ile kazanmayı başardı. 4 yaşındaki GALİPHAN, Ahmet Atman Koşusu galibiyetiyle birlikte kariyerinin 23. startında 6. birinciliğine ulaştı. Galiphan, son olarak 22 Nisan günü katıldığı 1900 metre çim pistteki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Koşusu nu (Açık A3) bugünkü jokeyi Gökhan Kocakaya idaresinde kazanma başarısı göstermişti. 4 yaşındaki GALİPHAN, Ahmet Atman Koşusu galibiyetiyle birlikte kariyerinin 23. startında 6. birinciliğine ulaştı. Galiphan, son olarak 22 Nisan günü katıldığı 1900 metre çim pistteki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Koşusu nu (Açık A3) bugünkü jokeyi Gökhan Kocakaya idaresinde kazanma başarısı göstermişti. Yağmurun etkisiyle 4.1 (Çok Yumuşak) ölçüme sahip çim pistte 2400 metre mesafe üzerinden gerçekleştirilen koşuda 3+ yaşlı 8 İngiliz atı birincilik mücadelesi verdi. Koşunun ikinciliğini elde eden isim BEHRAMKALE (Rock of Gibraltar-Dance To The Band/Kingmambo) olurken, WEMBLEY (Kaneko-Almina/Prince Sabo) üçüncü, PRINCE OF KRAKOW (Flower Alley-Silistic/Silic) da dördüncü oldu TL birincilik ikramiyeli koşuda kazanan GALİPHAN fotoyu geçerken kronometreler i gösterdi. Koşuda farklar ise 1.5 Boy-3 Boy-1 Boy şeklinde sonuçlandı. 14

13 AĞUSTOS - EYLÜL Koşu sonrası düzenlenen törende, koşuyu kazanan atın sahibine vekaleten Fatih Çiftçi ye kupasını, Didem Gödek verdi. Bahadır Gödek Koşusu ndan OĞLUM BERAT galip ayrıldı Bahadır Gödek Koşusu (KV-9/S) 25 Eylül Cuma akşamı İstanbul Veliefendi Hipodromu nda gerçekleştirildi metre kum (sentetik) pistteki koşuyu kazanan isim, Bülent Doğan ın sahibi olduğu, jokey Halis Karataş ile start alan OĞLUM BERAT (Victory Gallop Halling Charge / Halling) oldu. 3 yaşlı 7 İngiliz tayının katıldığı Bahadır Gödek Koşusu nda ikinciliği elde eden isim CASH IN (Red Bishop-The De Chine/Kendor) olurken, koşuda tempoyu belirleyen MAKTAYMAN (Kaneko-Dancing Diamonds/ Agnes World) üçüncü, FARKİN ATEŞİ (Luxor-Maraseel/Machiavellian) de dördüncü oldu TL birincilik ikramiyeli koşuda kazanan OĞLUM BERAT için koşunun bitiriş derecesi olarak kayıtlara geçerken, farklar 2.5 Boy-Uzak-1.5 Boy şeklinde sonuçlandı. 2 yaşlılığından bu yana bir çok açık koşuda birinciliklere ve plaselere imza atan OĞLUM BERAT, bu galibiyetle birlikte 23. startında 5. birinciliğine ulaştı. 3 yaşındaki doru erkek tay son galibiyetini ise 12 Ağustos günü katıldığı 2200 metre çim pistteki Mimar Sinan Koşusu nu (Açık G3) bugünkü jokeyi Halis Karataş idaresinde kazanarak elde etmişti. 15

14 ATÇININ SESİ HABERLER TYAYSD İSTANBUL YEARLING KOŞUSU 30 Eylül Çarşamba günü İstanbul Veliefendi Hipodromu nda gerçekleştirilen TYAYSD İstanbul Yearling Satışı Koşusu nu Mehmet Karakeçi ye ait olan NAİFCAN (SRI PEKAN (USA)- EXCUSEME) ile jokeyi Halis Karataş kazandı. NAİFCAN ın bitiriş derecesi olurken Ümi.Barlık a SASUNSI ikinci, Bar. Durdağ a ait RÜZGAR GOLD üçüncü ve Mehmet Karakeçi ye ait CANGÜZEL koşuyu 4. tamamladılar. Farklar : Yarım Boy - 1 Boy - Yarım Boy şeklinde oldu. Gerçekleştirilen ödül töreninde TYAYSD Muhasip Üyesi Haydar Çevik kazanan at sahibine vekaleten kupayı Fatih Çiftçi ye takdim etti. Kupa törenine İstanbul Veliefendi Hipodrom Müdür Yardımcısı Kenan Subaşı, TYAYSD Genel Sekreteri Ferhat Oktay, TJK Genel Müdürlük Danışmanı Sabahattin Katan da katıldılar. 16

15 AĞUSTOS - EYLÜL Uluslararası Topkapı Koşusu nda TOORMORE bu kez galibiyete uzandı Uluslararası Yarış Festivali nin uzun yıllardır en prestijli yarışlarından olan Topkapı Koşusu nda (G2 / ULS) bu yıl 3+ yaşlı 7 İngiliz atı start aldı. Avrupa nın en önemli mil koşularından olan Topkapı Koşusu nda zafere bu yıl Godolphin Ekürisi nin sahibi olduğu, Richard Hannon ın antrenesindeki TOORMORE (Arakan Danetime Out / Danetime) jokeyi James Doyle idaresinde uzandı. Birincilik ikramiyesi Euro, toplam ikramiyesi ise Euro olan koşu, çim pistte 1600 metrede gerçekleştirildi Uluslararası Boğaziçi Koşusu nda zafere CONNECTICUT uzandı 2003 yılından bu yana tüm dünyada black type statüsünde olan ve uzun yıllardır Avrupa dan misafir safkanları ağırladığımız Boğaziçi Koşusu (G2 / ULS) bu yıl 6 Eylül Pazar günü İstanbul Veliefendi Hipodromu nda gerçekleştirildi. Son metreleri nefes kesen bir mücadeleye sahne olan koşuyu Sheikh Mohammed Obaid Al Maktoum un sahibi olduğu, Luca Cumani nin antrenesindeki CONNECTICUT (New Approach Craigmill / Slip Anchor) jokeyi Adam Kirby ile kazanmayı başardı. Festivalin en uzun mesafeli uluslararası yarışı olan Boğaziçi Koşusu çim pistte 2400 metre mesafede gerçekleşti Euro birincilik, Euro toplam ikramiyeli koşuda 3+ yaşlı 9 İngiliz atı start aldı. Kazanan CONNECTICUT için koşunun bitiriş derecesi olurken, farklar ise Yarım Boy-Yarım Boy-1 Boy şeklinde sonuçlandı. Uluslararası IFAHR Koşusu nu HANDASSA kazandı Uluslararası Yarış Festivali nin ilk günü olan 5 Eylül Cumartesi akşamı Arap atlarına mahsus IFAHR Koşusu (G2 / ULS-W) gerçekleştirildi. Koşuyu Hamdan Al Maktoum un sahibi olduğu, Francois Rohaut nun antrene ettiği HANDASSA (Madjani Ziva / Dormane) jokeyi François- Xavier Bertras ile kazanmayı başardı. Birincilik ikramiyesi Euro, toplam ikramiyesi Euro olan IFAHR Koşusu nda kazanan HANDASSA için koşunun bitiriş derecesi olurken, farklar 1.5 Boy-4.5 Boy-4.5 Boy şeklinde sonuçlandı. 17

16 ATÇININ SESİ HABERLER Uluslararası Anadolu Koşusu nda zafer Godolphin Ekürisi nin oldu Avrupa dan gelen misafir safkanlarla birlikte, ülkemizde yarış hayatını sürdüren isimlerin start aldığı Yarış Festivali ndeki Uluslararası mücadeleler F.G/FRBC Anadolu Koşusu (G2 / ULS) ile birlikte başladı. Godolphin Ekürisi nin sahibi olduğu, Saeed Bin Suroor un antrenörlüğünü yaptığı THA IR (New Approach Flashing Green / Green Desert) bu yılki Anadolu Koşusu ndan jokeyi Stephane Pasquier idaresinde galip ayrıldı. 5 Eylül Cumartesi akşamı İstanbul Veliefendi Hipodromu nun ev sahipliği yaptığı koşu 2000 metre kum (sentetik) pistte gerçekleştirildi Euro birincilik, Euro toplam ikramiyeli Anadolu Koşusu nda bu yıl 11 safkan İngiliz atı start aldı. Uluslararası Malazgirt Koşusu ndan galip ayrılan GHAZWA oldu 5-6 Eylül tarihlerinde İstanbul Veliefendi Hipodromu nun ev sahipliği yaptığı Uluslararası Yarış Festivali, Arap atlarına mahsus Malazgirt Koşusu (G1/ULS-W) ile birlikte tamamlandı. Koşuyu bu yıl Mohammed Al Nujaifi nin sahibi olduğu, Damien De Watrigant ın antrenesindeki, jokey Jean-Baptiste Hamel ile koşuya katılan GHAZWA (Zawan Gharnooga) isimli kısrak kazandı Euro birincilik, Euro toplam ikramiyeli Malazgirt Koşusu nda bu yıl ULUER in Komiserler Kurulu Kararı ile koşudan çıkarılmasıyla birlikte 3+ yaşlı 10 Arap atı start aldı. Aramızdan ayrılanlar Diyarbakır Şube Başkanımız N.Cehdi ADVAN ın annesi vefat etmiştir. Cenazesi 17 Eylül 2015 Perşembe günü ikindi namazını müteakip Ankara Karşıyaka Mezarlığı Camiinden kaldırıldı. 1-Dernek Üyemiz Hüseyin YAVUZ 2-Dernek Üyemiz Kasım TUMBUL 3-Dernek Üyemiz Adil TURAN 4-Bursa Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Veli AKBULUT un annesi 5-Dernek Üyemiz Ömer Faruk BİNBAŞIOĞLU nun babası Kendilerine Allah tan rahmet, sevenlerine sabır ve tüm camiamıza baş sağlığı diliyoruz. 18

17 AĞUSTOS - EYLÜL YAKINDA ŞİRİNYER GERÇEKTEN ŞİRİN BİR YER OLACAK! Ülkemizdeki ilk organize at yarışlarının yapıldığı (159) yıllık geçmişi olan adı gibi Şirin olan bu Hipodrom çok yakında gerçektende çok ama çok ŞİRİN bir yer olacak. Yeniliklere açık yeni idaresinin yapıcı ve yenilikçi projeleri ile yenilenen pistleri ile 1 Kasım da, yepyeni bir ŞİRİNYER bizleri bekliyor olacak. TYAYSYD nin İzmirdeki çalışkan şube başkanı sayın Yılmaz Karapire ve ekibi yaşananları an ve an takipte olup atçılarımıza yakışacak yeni bir şirinyer Hipodromu için yapılan çalışmaları ekip olarak yakından takip etmekteler. YENİLENEN PİSTLER DIŞINDA AİLELER İÇİN YENİ BİR PİKNİK ALANI OLUŞTURULUYOR! Gerek çim gerekse kum pist yenilemeleri ve ahırların bakımı ve onarımı dışında çoktandır ailelerin eksikliğini yaşadığı ve özlemini çektiği piknik alanı çim bir alan olarak yakında Şirinyer Hipodromunda misafirlerini ağırlamayı bekliyor..başkan Yılmaz Karapire den edindiğimiz bilgilere göre çalışmalar planlandığı zamandan yaklaşık olarak 2 hafta kadar önde seyir etmekte ve yenileme işleri ve açılış planlandığı tarihte sıfır hata ile yapılacak durumda 19

18 ATÇININ SESİ HABERLER TYAYSD adına düzenlenen yarışta ödül töreni düzenlendi 20 Eylül 2015 Pazar günü Dernek Genel Merkezimizde Başkanımız Talip ÖZTÜRK, II.Başkanımız Ş.Turgay KOP, Genel Sekreterimiz Ferhat OKTAY, Muhasip Üyemiz Haydar ÇEVİK ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz Cengiz EMİL, Erhan KAVÇIN, Ahmet GÜVEN ile Ankara Şube Başkanımız Engin BEKİROĞULLARI, Adana Şube Başkanımız F.Bora GÜRALP, Bursa Şube Başkanımız M.Fuat KADIOĞLU, İzmir Şube Başkanımız Yılmaz KARAPİRE ve İzmir Şube Muhasip Üyemiz Özcan SELİK in katılımıyla bir toplantı gerçekleştirildi. Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve Şube Yöneticilerimiz daha sonra derneğimiz adına düzenlenen koşunun kupa törenine katıldılar. 20

19 21 AĞUSTOS - EYLÜL

20 ATÇININ SESİ Söyleşi: Hakan DEMİRCİ LEVENT YAVUZ İLE NOSTALJİ TADINDA BİR SÖYLEŞİ Değerli okurlarımız bu kez oldukça sıcak bir Eylül gününde İzmirin Atçılıkla ünlü, şirin ilçesi Buca mızda bir söyleşi konuğumuz oldu. Levent Yavuz...Eski bir sporcu olan konuğumuz sırası ile voleybol, hentbol ve futbolda hatırı sayılır başarılara imza atmış değerli konuğumuzun babası olan eski Futbolcu (Altın Ordu) lu, Kel Muhammer lakabı ile bilinen Muhammer hoca Bucaspor un ilk şampiyonluğunu kazandırmış bir antrenör dür. Halen faal olarak İzmir Buca da, Bucaspor lokalinin işletmecisi olan ve dahası politikada ise Buca Meclis üyesi durumunda bulunan değerli söyleşi konuğumuza, biz sorduk Levent bey anlattı, atçılığa nasıl nerede kimin teşvikleri ile başlamış ve bu güne nasıl gelmiş? Unutulmaz anıları nelermiş? Bundan sonraki hedefleri neler olacakmış? Uzun yıllar önceye dayanan bu serüveni dilemek ve sizlere aktarmak için, yaptığımız kısa söyleşiden, sizler için notlarımıza neler düşmüş artık söz Levent Yavuz da ; 22

21 AĞUSTOS - EYLÜL YILINDA JOKEY ALFONZO FRANZ PHILIPS BENİ ATLAR İLE TANIŞTIRDI..! Ben 1958 İzmir Buca doğumluyum 1965 li yıllarda döneminin en ünlü Jokeylerinden olan Gazi koşuları kazanmış. ( 7 kere ) Belçika asıllı Alfonzo Franz Phılıps faal jokeyliği bırakmıştı. Hipodromda bir çok safkanın antrenörlüğünü yapıyordu. Bağzı sabahlar, beni yanına alır Şirinyer Hipodromuna atların yanına götürürdü. Yine eskilerin ünlü Jokeylerinden olan Reşat Mergin ağabey de, söz konusu zamanlarda faal Jokeyliği bırakmıştı ve antrenörlük yapıyordu. Kendisi de, bizim semtimizde yaşıyordu. Bu arada atçılığımızın unutulmaz Jokeylerinden saygı ve rahmet ile andığımız sayın Ekrem Kurt ustamızın da atlarının ahırları, bizim semtimizde. Kozağaç eski bataniye fabrikasının yanındaydı. İşte benim atlarla tanışmam ve bu bitmeyen sevda ile tek yürek olmam bu dönemlere raslamaktadır.. HAYALLERİM İLK ATIM NÜKTEDAN AŞKIM VE GAZİ KOŞUSU... Bu anlattıklarımın üzerinden yıllar geçmiş kendime ait olan ancak at sahibi belgem olmadığı güvendiğim bir abimin üzerine koştuğum (Nüktedan) isimli Arap atı ile atçılığa başlamıştım.nükteden isimli atımız ile iyi yarışlar koşunca, sonrasında İngiliz ( Çeketay ) yine başka Arap safkanlarımız (Yağızhan ve Muhammerbey ) yarış pistlerinde boy gösterirken bizde atçılığın birbaşka uğraş kolu olan yetiştiriciliğe başlamış oluyorduk. Yağızhan ( Elhan1 -Nartay ) Muhammerbey ise; (Özüşan - Nükteden)kan hatları ile ekürümüze yetiştiricilik payesinide kazandırmışlardır.. Aradan geçen zaman içinde sayın Arek Kuyumcuyan Ekürüsünden; Rasberry ile yetiştiricilik yapmak istediysekte ne yazıkki bu kısraktan henüz sonuç alamadık.geçtiğimiz sezon Çeltik Ekürüsüne ait olan Arap safkanı (Esedayı ) Ekürümüze dahil olurken, kişisel olarakta bir başka gelişme yaşadım ve 1995 yılında İstanbul ilimize yapılan sınavlar sonrasında at antranörlüğü lisansı aldım. Tüm bu yaşananlar nihayetinde,anladımki şu tartışılmaz bir gerçektir; Atçılık kesinlikle nasip ve şans işidir! Elimizden geçen safkanlar arasında Gazi koşma hayallerimiz olan (Çeketay ) söz konusu büyük yarışa İstanbul ilimizde hazırlanırken son Galop u sırasında sakatlandı ve bu önemli yarışı koşamadı. Hayallerimiz O gün için orada burukluğa dönerken bizler halen günün birinde GAZİ miz, için koşacağımız yarışın heyecanı ile atçılığa devam etmekteyiz.. ÇOK YERİNDE BİR KARAR İLE VERİLEN ARA SONRASI İZMİR YENİ BİR ÇEHREYE KAVUŞACAK! Aralıksız olarak 10 yıldır yarış koşulan ve her sabah yüzlerce safkana, idman veren kum pist oldukça kötü şekilde yıpranmış olan ve yenilenmesi şart duruma gelen. İzmir Şirinyer Hipodromu kum ve çim pistleri verilen bu 4 aylık ara ile sanırım çok daha iyi duruma gelecek ve atçılığımıza, aynı anda. İzmirli yarış severlerimize daha iyi hizmetler verecektir. Özellikle yapılan çalışmalar sonrasında çim pistteki son viraj ile ilgili olumlu çalışmalar yapıldığı bizlerinde duyumları arasında olup pistlerin yaklaşık olarak 2 metre daha dışa alınması ile bu gelişmeninde ayrıca şahsen bir sevinç konusu olduğunu belirtmek isterim.. ATÇILIK KONUSUNDA ÖZDEMİR BEY TARTIŞMASIZ BÜYÜK BİR USTAYDI! Atımız Yağızhan da bir bel ağrısı peydah olmuş ama bir türlü bu ağrının nedenini bulamamıştık. Kullandığımız her ilaç bize olumsuzluk olarak geri dönerken,çektirdiğimiz röntgenlerde ise hiçbir bulguya raslanmamıştı. Son care olarak biraz da utana sıkıla,yanına gittiğimiz ve halen saygı ile andığımız özdemir bey e atımızı gösterdik! Atı bir ileri bir geri yürüttü sonra hay allah yahu dedi çocuklar şu atın eyerine bir bakın bunun sorunu eyerde dedi. Biz şaşkınız eyerde ne olur diye düşünürken dediğini yaptık ve eyerimize baktık. Sonuçta karşımıza çıkan ise çok şaşırtıcı oldu..eyerimizin altıda, bir çelik parçası vardı ve atın sırtına batıyordu. Sözlerin kifayetsiz kaldığı yer sanırım ustalık ile tarif edilebilir! LEVENT BEY den BİR ARMAĞAN ALDIK! TEŞEKKÜRLER SEVGİLİ LEVENT YAVUZ Levent Yavuz bey ile söyleşimizin sonuna gelmiş kendisi ile vedalaşmaya başladığımızda söyleşinin başından bu yana elinden düşürmediği eski ancak her hali ile çok değerli olduğu belli olan kamçıyı bize uzattı ve aynen şunları söyledi söyleşi konuğumuz; Bu kamçı bana, beni atçılığa başlatan eski Jokey Alfonzo Franz Phılıps tan hediyedir. Yaklaşık 100 yıllık olan bu kamçıyı bende size armağan etmek istiyorum. Kabul ederseniz çok sevineceğim. Biliyorumki siz bu işe yıllarını vermiş bir at yarışı yazarısınız bunun kıymetini iyi bilirsiniz..mesleğimdeki (30) uncu yılımda bu armağan için ne denilebilirki? Gerçek atçılar bin yıl yaşasın teşekkürler sevgili Levent Yavuz t eşekkürler... 23

22 ATÇININ SESİ DİYARBAKIR SEZON AÇILIŞINDA İLK ZAFER YEŞİLTAŞ IN 1 Eylül Salı günü düzenlenen ve Diyarbakır yarış sezonunun ilk mücadelesini oluşturan koşuyu (Şartlı - 2 / DHÖW) Enver Yıldız ın YEŞİLTAŞ (Ateştopu - Zahide.32 / Savatlı) isimli tayı, jokeyi Remzi Doğan ile kazandı. Al erkek tay 8. startında ilk kez koşu kazanma başarısı gösterdi. Koşu sonrası padok alanında yapılan törende, koşuyu kazanan atın sahibi adına Bülent Yardımcı ya plaketini, Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Cehdi Advan verdi. 24

23 AĞUSTOS - EYLÜL yaşlı 11 Arap tayının, kum pistte 1200 metre mesafede birincilik mücadelesi verdiği koşuda ikinciliği MİTHATBABA (Çapkancaş-Senarap/ Noktabatur) elde ederken, TEK GÜNER (Canbolat-Birün/Sülo) üçüncü, İÇİL (Deha-Altaylımkızı/Altaylım) de dördüncü oldu. Birincilik ikramiyesi TL olan koşuda, kazanan YEŞİLTAŞ için koşunun bitiriş derecesi olurken, farklar 1 Boy - Uzak - 1/2 Boy şeklinde oluştu. Türkiye Jokey Kulübü nün ev sahipliğinde gerçekleşen açılış gününe, Diyarbakır Protokolü nün yanı sıra, SAAYSD Başkanı Remazan Kaya, medya mensupları ve vatandaşlar katıldı. Sezonun açılış gününde ilk koşuda at binen jokeyler günün anısına hatıra fotoğrafı çektirdiler. 27 yarış gününün yapılacağı Diyarbakır yarış sezonunda, 91 i Arap, 88 i İngilizlere olmak üzere toplam 179 yarış planlandı. Diyarbakır yarış sezonunda yarışlar, Eylül ve Ekim aylarında salı günleri, Kasım ile Aralık aylarında ise salı ve çarşamba günleri yarış düzenlenecek yılı yarış sezonu 30 Aralık Çarşamba günü gerçekleşecek yarışlarla sona erecektir. 25

24 ATÇININ SESİ Diyarbakır hipodromu Diyarbakır Hipodromu Çınar İlçesi içerisinde olup, Türkiye nin en büyük arazisine sahip hipodromudur. Toplam arazisi m² dir. Hipodromda 456 adet ahır ve bu yıl hizmete giren modern At Hastanesi bulunmaktadır. Diyarbakır Hipodromu ilk resmi yarışları; 23 EYLÜL 2009 tarihinde başlamıştır. Hipodrom yatırımı ile atçılığın gelişimi Hipodrom yatırımı öncesinde Diyarbakır ili genelinde 3 at sahibi ve bunlara bağlı küçük ölçekli işletme bulunurken, tesis yatırımı ile beraber at sahibi ve çiftlik sayısı her yıl artış göstermiş olup, 2015 yılı itibariyle Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği Diyarbakır Şubesine üye 32 at sahibi ve 22 adet çeşitli ölçekte at çiftliği bulunmaktadır. Köye dönüş ve rehabilitasyon ile diğer projeler Bağlar İlçe Kaymakamlığı tarafından Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi kapsamında hipodromda Gençlik Merkezi bünyesindeki öğrencilere yarış sezonları döneminde 3 ay süresince binicilik eğitimi verilmektedir. Çınar Kaymakamlığı tarafından Binicilik Eğitimi Projesi kapsamında hipodromda yaş grubu gençlere binicilik eğitimi verilecektir. Çocuklara at sevgisi kazandırmak amacı ile piknik alanı merkezine Pony Club tesisi konumlandırılarak yaş grubu çocukları harflinger atlara bindirme aktiviteleri yapılmaktadır. 26

25 AĞUSTOS - EYLÜL Sosyal alanlar Hipodrom tesisleri ve yarış pistinin 200 dekarlık alana adet değişik türlerde fidan dikilmiştir. Ayrıca volkanik kayalardan arındırılmış olan arazinin m2 si çimlendirilmiş ve m2 si piknik ve mesire alanı olarak düzenlenmiştir. Burada Piknik Kamelyaları, Yürüyüş Yolu ve Çocuk Oyun Parkları halkımızın istifadesine sunulmuştur. Sezonun önemli koşularından bazılarının tarihleri ise şu şekilde; 22 Eylül 2015 (A3) Uluslararası Diyarbakır Karpuz Festivali Koşusu 20 Ekim 2015 (A3) Diyarbakır Vali Koşusu 27 Ekim 2015 Diyarbakır Barosu Koşusu 3 Kasım 2015 Diyarbakır Surları Koşusu 10 Kasım 2015 Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı Koşusu 24 Kasım 2015 Çınar Kaymakamlığı Koşusu 1 Aralık 2015 Malabadi Köprüsü Koşusu 2 Aralık 2015 Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Koşusu 9 Aralık 2015 Çınar Belediyesi Koşusu 27

26 ATÇININ SESİ Özel Yazı: Ercan FIRTINA SULTANSUYU HİPPOTERAPİ MERKEZİ YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR TİGEM (TARIM İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ) master planları dahilinde yapılan SULTANSUYU HİPPOTERAPİ MERKEZİ bölge halkından yoğun ilgi destek alırken, engelli ve engelsiz tüm çocukların ortak buluşma alanı olmaya başlamıştır. Malatya ve çevre ilçelerinde bulunan tüm okullların son zamanlarda sıkça tercih ettikleri bir yer halina gelirken, ulvi amacı ve çocuklara sağladığı pozitif enerji ile oldukça önem arzetmektedir. Atla terapi veya at yardımlı terapi diye türkçe adlandırabileceğimiz tedavi metodunun dünya litaratöründe değişik şekillerde kullanıldığını görmekteyiz. Bunlardan en sık kullanılanı HIPPOTHERAPHY, THERAPEUTIC HORSEBACK RIDING, THERAPEUTIC RIDING ve RIDING THERAPHY şeklinde olup, eski Yunanca da At anlamına gelen HİPPOS kelimesinde gelmektedir. 28

27 AĞUSTOS - EYLÜL Hippotheraphy atın çok boyutlu hareketini kullanan bir tedavi şekli olup, tarihsel olarak atın tedavideki yararları MÖ. 460 yıllarında fark edilmiştir. Tedavide atın kullanımı öncelikle avrupa, amerika ve kanda da gelişim göstermiştir. Atla tedavi (Hippotheraphy), atları bir terapist olarak kullanarak yapılan bir tedavi şeklidir ki, özürlü kişilerde kavrayışa ait, fiziksel, duygusal, sosyal, öğrenmeye ve davranışa ait hedefleri olan bir işlemdir. Atla tedavi ile ilgili eski kayıtlar çok net olmamakla birlikte bitmekte olan yüzyılımızın başlarında tedavi amaçlı olarak atların kullanıldığını görmekteyiz. I. Dünya Savaşı sırasında Oxford hastanesinde yaralı askerlerin tedavilerinde atlar kullanılmıştır. The British Riding for the Disabled Association (RDA) 1969 yılında ingiliz kraliyet ailesinin destekleriyle kurulmuş olup özürlüler için binicilik programları şekillendirerek çeşitli yarışmalar tertip etmektedirler. Ayrıca Almanya ve İsviçre de bu tedavi şekli geliştirilerek at yardımlı tedavinin tıbbi modeli kurulmuştur. Yine 1969 da Amerika Birleşik Devletleri nde The North American Riding for the Handicapped Association (NARHA), ABD ve komşularında dağınık gruplar halinde yapılan bu tedaviyi bir çatı altında toplayıp daha etkili bir şekilde yürütebilmek amacıyla kurulmuştur. NARHA bu konu ile ilgili rehberlik, tedavi edici gözlemci yetiştirme, tedavi merkezlerindeki standardını arttırma gibi hizmetleri yürütmektedi Hippoterapi at üstünde egzersiz sayesinde beden kaslarını çalıştırmayı hedef alan başarılı bir tedavi türüdür. Ata binme sürecinde vücudun tüm büyük kas gruplarını çalıştırılmaktadır. Bu refleks düzeyinde gelişen bir olaydır, çünkü atın sırtında iken binici onunla birlikte hareket eder, düşmemek için içgüdüsel olarak dengeyi kurmaya çalışır, böylece hem sağlıklı hem de hasar görmüş kaslar harekete geçer ve en önemlisi binici aslında tedavi olduğun farkına varmaz, tedavi oyun gibi algılanır. 29

28 ATÇININ SESİ Ahşap 2 katlı bina toplam 300 m2 ye kurulmuştur. 150 m2 x 2 kat olmak üzere toplam 300 m2 lik kapalı alana ve 150 m2 üstü kapalı Veranda sahasına sahiptir. Birinci katta engelli WC ve 2. kata çıkış için merdiven yanında engelli asansörü vardır. Amerikan tipi mutfak ve çay ocağı bölümü ile servis alanına sahiptir. İkinci katta ise, oturma alanı ve camekânlı seyir alanına sahiptir. Kapalı manej; 800 m2 olup, ilk girişinde at binme alanı ve plastik padokla çevrili, zemini uygun kumla serilmiş, kapalı at dolaşım alanına sahiptir. 30

29 AĞUSTOS - EYLÜL Açık manej; 900 m2 olup, plastik padokla çevrili, zeminine uygun kum serilmiş, at binme ve dolaşım alanına sahiptir.malatya-kayseri arasında 27. Km de kurulu bulunan ve bugüne kadar sayısız şampiyon yarış atı yetiştiren SULTANSUYU TARIM İŞLETMESİ şimdilerde ise işletme müdürü MURAT DURMAZ sevk ve idaresinde bu tarz kutsal projede tüm halkımıza ev sahipliği görevini başarıyla yapmakta ve çocuklarımızın hayata tutunma noktasında ellerinde geleni fazlasıyla yapmaktadırlar. HIPPOTHERAPHY NİN HEDEFLERİ KAS PERDESİNİ NORMALİZE ETMEK DENGE REAKSİYONLARINI GELİŞTİRMEK BAŞ VE GÖVDE KONTROLÜ KOORDİNASYON SOSYAL YAŞAM, ARKADAŞLIK ve PAYLAŞIM Park alanı, yaklaşık m2 olup zemini sıcak asfalt yapılmıştır. Park alanımız kenarında, genel kullanıma açık, ahşap kaplaması ve restorasyonu yapılmış bay ve bayan tuvaleti vardır. Ahşap bina ile açık manej arasında, aşamalı zemini beton ve taşla süslü dere yapılmış ve etrafı ahşap korkuluklarla çevrilmiştir. Ahşap bina ile açık menaj arasındaki dereden ahşap köprü ile geçiş sağlanmıştır. Ahşap bina ve menaj alanlarının çevre düzenlemeleri için uygun kısımlara çim alanı yapılmış ve çeşitli park ağaçları dikilmiştir. Tesise, engelli çocuklarımızın rehabilitasyonunda kullanmak ve at sevgisi oluşturmak için 4 adet midilli tipi Pony cinsi at ve saf kan arap atı temin edilmiştir. 31

30 ATÇININ SESİ Özel Yazı: Sertaç SEVİNÇ PONY KULÜPLERİ GENÇLERİN ve ÇOCUKLARIN GELİŞİMİNE KATKI SAĞLIYOR PONY KULÜP NEDİR? Gençlerde; karakter, liderlik, kendine güven ve toplum ruhunu geliştiren ve bireylere at ve pony bakımı ile binicilik sporunu öğreten ve eğiten uluslararası spor organizasyonu ve misyondur. Pony Kulüpleri; at ve ponilerin temel beslenme, barınma, sağlık ihtiyaçlarını ve güvenli biniş tekniklerini uluslararası kurallara göre öğreten ve uluslararası Pony Kulüp organizasyonlarına akredite olarak faaliyet gösteren tesislerdir. PONY KULÜBÜNÜN AMACI ve TEMEL DEĞERLERİ NELERDİR? Pony kulüplerinin öncelikli amacı; at sevgisini kazandırmaktır. Atın fiziksel gücü ile, binicinin zekasını birleştirerek, Gençlerimize; Özgüven aşılamak, at bakımını öğrenecekleri ve bir canlı ile birlikte olacakları bir ortam hazırlamak, Dayanışma, iletişim, sorumluluk, liderlik, koçluk, eğitim ve sportif bir yarışma ortamını teşvik eden organize takım çalışması sağlamak, Gençlere kişisel hedeflere ulaşmasını öğretmek ve bunu diğer eğitim safhasına yayarak, sosyal hayatlarında başarılı bireyler yetiştirebilmek, Ailelere ortak bir amaç çevresinde; doğa ve atla birlikte faaliyet içinde olma fırsatı sağlayarak gençlerimize; aile, birliktelik, umut gibi önemli temel değerleri aşılamaktır. 32