BURDUR DA HAYATIN ÇEŞİTLİ SAFHALARI İLE İLGİLİ DİNÎ- MANEVÎ İNANÇLAR, ÂDETLER VE BÜYÜSEL PRATİKLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BURDUR DA HAYATIN ÇEŞİTLİ SAFHALARI İLE İLGİLİ DİNÎ- MANEVÎ İNANÇLAR, ÂDETLER VE BÜYÜSEL PRATİKLER"

Transkript

1 I.BURDUR SEMPOZYUMU 1493 BURDUR DA HAYATIN ÇEŞİTLİ SAFHALARI İLE İLGİLİ DİNÎ- MANEVÎ İNANÇLAR, ÂDETLER VE BÜYÜSEL PRATİKLER Şevkiye KAZAN * İnsanların davranışlarını yönlendirmede etkili olan inançların çoğu kuşaktan kuşağa geçmekte ve insanların eğitimleri üzerinde çeşitli roller oynamaktadırlar. Bazı inançlar, insanların özgürlüklerini kısıtlamış; onları günah duygusuyla korkutmuşlardır. İnsanlar, başlarına bir uğursuzluk geleceği düşüncesiyle, bilimin gerçekleriyle bağdaşmayan ve çoğu hurafe özelliği taşıyan bu inançlara göre yaşamlarını idame ettirmeye çalışmışlardır. Din duyguları etrafında meydana gelmiş folklor unsurları oldukça fazladır. Dinî inanışlar ile hurafenin ayrılması gerekir. Gerçekte dinde bulunmayan ve birtakım yollarla dine sokulan ve dinî inançmış gibi düşünülen söz ve davranışların çoğu hurafe kapsamına girmektedir. Hurafe olanlarını İslâmî olanlarından ayırmak din adamlarının işidir. Bizim görevimiz, bu inançları tespit etmek ve folklor değerini ortaya koymaktır. Her ne kadar hurafe de olsa insanları inandıkları şeylerden vazgeçirmek oldukça zordur; çünkü inançların çoğu alışkanlıktır. Alışkanlıklarımızı, inançlarımızı zevkle yapar; yapamadığımız takdirde huzurumuzun kaçacağına inanırız. İnsan hayatının başlıca üç önemli geçiş dönemi vardır. Bunlar doğum, evlenme ve ölümdür. Her biri kendi bünyesi içerisinde birtakım alt bölüm ve basamaklara ayrılır. Bu önemli üç aşamanın çevresinde birçok inanç, âdet, töre, tören, ayin, dinsel ve büyüsel özlü işlem kümelenerek söz konusu geçişleri bağlı bulundukları kültürün beklentilerine ve kalıplarına uygun bir biçimde yönetmektedir (Örnek, 1995: 131). Bunların hepsinin amacı da kişinin bu geçiş dönemindeki yeni durumunu belirlemek, kutsamak, aynı zamanda kişiyi bu sırada yoğunlaştığına inanılan tehlikelerden ve zararlı etkilerden korumaktır (Örnek, 1995: 131). Geçiş dönemlerinde kümelenen âdetler, gelenekler, törenler ve bunların içinde yer alan işlemler ve uygulamalar o yörenin geleneksel kültürünü de yansıttığı için önemlidir. I. DOĞUM VE ÇOCUKLA İLGİLİ ÂDETLER VE İNANIŞLAR Doğumun Kutlanması: Hayatın ilk safhası olan doğum, her zaman mutlu bir olay olarak kabul edilmiştir. Dünyaya gelen her çocuk, sadece anne ve babayı değil akrabaları, komşuları da sevindirmiştir. Doğum, kadına duyulan saygıyı arttırmış, onun aile ve akraba içindeki yerini sağlamlaştırmıştır. Gelenek, görenek, âdet ve inanmalar hamile kadını ve çevresindekileri daha doğum öncesinden hatta çocuk sahibi olma isteğinden başlayarak birtakım âdetlere uymaya bu âdetlerin gerektirdiği işlemleri yerine getirmeye zorlamıştır. Doğum öncesi gelenek görenek, âdet ve inanmalara yönelik uygulamalar; kısırlığı giderme, hamile kalma, aşerme, hamilelik, çocuğun cinsiyetini anlama, hamilelik esnasında hamile kadının kaçındığı davranışlar etrafından yoğunlaşmaktadır. Eskiden çocuk sahibi olunamadığı durumlarda kusur, çoğunlukla kadında aranmakta idi ve uygulama ile pratiklerin çoğunluğu kadın üzerinde yoğunlaşmaktaydı. Günümüzde ise çocuk sahibi olunamadığı durumlarda kadın ve erkek aynı derecede sorumlu tutulmakta ve birlikte tedavi görmektedir. Zaman zaman geleneksel tedavi yöntemlerine başvurulmasına rağmen modern tıp yöntemleri hem köy ve kasabalarda hem de il merkezinde ön plana geçmiştir. Hamilelik döneminin en önemli konularından birisini de doğacak çocuğun cinsiyetiyle ilgili yapılan yorumlar oluşturmaktadır. Kadının fiziksel görünümüne, yediklerine, davranışlarına, çocuğun ana karnında oynama süresine, sancının geliş biçimine bakılarak çeşitli yorumlar yapılmaktadır. Günümüzde çocuğun cinsiyetiyle ilgili geleneksel * Yrd.Doç.Dr.Süleyman Demirel Üniversitesi,Burdur Eğitim Fakültesi (sevkazan@gmail.com, sevkazan@yahoo.com)

2 1494 I.BURDUR SEMPOZYUMU yorumlardan daha çok modern tıp yöntemlerine başvurulduğu gözlenmektedir. Köylerde hatta yakın bir tarihe kadar il merkezinde doğumlar ebelerin yardımlarıyla evlerde yaptırılmakta idi. Günümüzde ise doğumlar hastanelerde yaptırılmakta, hastanelerin uzak olduğu köylerde diplomalı ebelerin yardımlarıyla yaptırılmaktadır. Bir kadın doğum yapınca, özellikle ilk doğumda, kurban kesilir. Bu kurbana şükür kurbanı denilir. Çok şükür! Eksiksiz kusursuz, azasız noksansız bir kızım (oğlum) oldu. diye kesilir. Kurbanın etiyle çeşitli yemekler pişer. Bu yemekler yakın akrabalara, komşulara yedirilir. Ardından mevlit okutulur, dualar edilir. Tarçın, karanfil (karafil) ve şekerle özel olarak yapılan loğusa şerbeti ikram edilir. Kırklama: Çocuğun hayatı boyunca kokmasını engellenmek için çocuk, kırklanır. Kırklama, bebeğin göbeğinin düşmesinin akabinde yapılır. Bal, kaymak, pekmez, süt ve tuz karıştırılarak çocuğun vücudunun tamamına sürülür. Bu işlem sırasında bebeğin diş yatağına, damağına kaymak, karanfil ve tuz karıştırılarak oluşturulan karışım sürülür. Bunun amacı bebeğin ağzının güzel kokmasını sağlayabilmektir. Bu işlemlerin ardından bebek yaklaşık beş dakika kadar bekletilir. Bebeklerin çok fazla bekletilmesi bazı bakımlardan sakıncalı olabilir. Bebeğin vücudu önce sütle yıkanır ve daha sonra bebeğe normal banyosu yaptırılır. Kırklama yapılırken vücuda sürülen karışım yüze, buruna gözlere ve alna sürülmez. Gözlere limon damlatılır. Bebeği yıkayan kadın, bebeğin yıkandığı leğendeki suya elini sokar ve kırk kere elini suyun içinde sallar ve 50, 60, 70 çıkmış gitmiş., Çıkardık kırkı, yırttık kürkü, gitti korku der. Kırkladığı suyla bebeği yıkar. Bu su, yere dökülmez; bir ağacın altına veya bahçeye dökülür. Bebek, sacayağından üç kere geçirilir. Nazar olmasın diye, alnına sacayağının karası veya çivit sürülür. Çocuk kırklandıktan sonra, uykuya yatırılır. Gelenlere çay, katmer, nokul, çörek, pasta vb. ikram edilir. Kırklamadan sonra aş (etli bulgur pilavı) pişirilir ki buna duz (tuz) aşı denilir. Kırkı çıkan çocuk, gezmeye gidebilir. İlk önce anneannenin evine götürülür. Çocuğa hediyeler verilir, altın takılır. Buna sıcanlımalık denilir. Daha sonra gittiği ev sahipleri de hediyeler verir. Bunlar genellikle yazma, patik, yelek, tabak çanak vb.dir. Kırkı çıkan çocuk misafirliğe götürüldüğünde evin sahibi, çocuğun çantasına genellikle yumurta koyar ve yumurta gibi ol der. Kırkı çıkan çocuğun ilk gittiği evde başına, saçına, kaşlarına un serpilir. Ak saçlı, ak kaşlı nine (dide) ol denilir. Beşik Götürme: Yeni doğan bebeğin genellikle kırkı çıktıktan sonra, kız evi tarafından oğlan evine bir merasimle beşik götürülür. Önceden beşik siparişi verilir; içi için yatak doldurulur; yorgan yapılır; yatak örtüleri ve diğer kullanacağı eşyalar alınır. Akraba ve eşe dosta haber verilerek doğum yapan kızın evine topluca gidilir. Her iki taraftan gelen kadınlar toplanınca, önce mevlit veya Yasin okunur, dualar edilir. Çay ile beraber çörek, lokul, katmer ikram edilir. Eskiden kumaştan dikilmiş en az on iki tane bebek bezi, en az iki takım çocuk takımı (elbise, çamaşır, tulum, örgüden yapılmış giysiler), yorgan, battaniye, emzik, patik, başlık vb. bütçeye göre hazırlanırdı. Çocuğun giysileri, takımları bir bohçaya konulur ve üzerine altın, maşallah, bilezik vb. iğnelenirdi. Doğan çocuk erkek ise, altın; kız ise çocuk bileziği takılırdı. Kaynana, kaynata ve damada hediyeler ayrı ayrı bohçalanırdı. Bu bohçaların içine iç çamaşırı, çorap, gömlek, elbiselik kumaş, terlik, eşarp, dantelli çarşaf vb. konulur ve arabaya binilip oğlan evine gidilirdi. Oğlan evinin bütçesine göre yemekler hazırlanır ve kız evinden gelen misafirlere ikram edilirdi. Onları uğurladıktan sonra, gelen hediyeler açılır, serilir ve herkese gösterilirdi. Günümüzde bu tür gelenekler, pek uygulanmamaktadır. Kumaş bezlerin yerine hazır bezlerin alması başta olmak üzere pek çok değişikler yaşanmıştır. Süslenip gönderilen beşiklerin yerini hazır karyolalar almıştır. Bunları isterse yine kızın annesi hazırlamaktadır. Ancak, bu da yavaş yavaş yok olmaktadır. Kız bebeklere ve erkek bebeklere ayrı ayrı bebek çeyizi hazırlanmaktadır. Günümüzde, geçmişte olan gelenekler uygulanmamaktadır. Evde gelinler, genç kızlar el işi ile uğraşmayarak, gözümüze yazık olacak diyerek, bunları satın alma yoluna gitmektedir. Kütük Atma: Karamanlı ve Tefenni ile bunların köylerinde ailenin dünyaya gelen ilk oğlan çocukları için sülalenin ve ailenin soyadını devam ettirecek bir erkek çocuğun dünyaya geldiğini haber vermek amacıyla yapılır. Kütük atma töreni şöyle yapılır: Önce aile reisinden izin alınır, oğluna kütük atmak istiyoruz, rızan var mı diye sorulur. Aile reisi izin verirse kütük atılır. Eğer izin vermezse o yörede kütüksüz diye anılır. Aileler, bu adla anılmaması için kütük

3 I.BURDUR SEMPOZYUMU 1495 atılmasını isterler. Oldukça geniş ve ağır, budaklı bir çıra kütüğüne renkli, ipekli bir poçu bağlanır. Bunun üzerine altın, kâğıt para tutturulur; içine demir para konulur. Böylece kütük hazırlanmış olur. Bu kütük, kalabalık bir grupla davul, zurna eşliğinde dünyaya yeni gelen ilk erkek çocuğun evine götürülür. İki veya üç kişi bu kütükle evin damına çıkartılır. Ev, kiremitli ise evin tahtalığı veya evin önüne kütük konur. Evin babası, çocuğunu kucağına alarak, evin içindeki bacanın sağ tarafına oturur. Kütüğü evin damına çıkaran kişilerden birisi, bacadan çocuğun babasına şöyle seslenir: Ula Amat (Ahmet) Oyyy Amat Oğlun yaşı uzun olsun, Düğünü güzün olsun Ardış gibi kollu olsun Alacağı kız güzel olsun Dağda koyun kışlatsın Ovada çifti işlesin Allah seni bu oğlana bağışlasın Derelerden sel gibi Tepelerden yel gibi Hazma pehlivan gibi Dere tepe düz geçsin Sözlerinden sonra sade kahve ve sert tütün gerek der ve şöyle devam eder: Karlı dağlardan almışsın rengini Amat Şimdi bulmuşsun dengini Maşallah deyin abeler, akadeşler, maşallah! Diyerek kütüğü evin damından atar ve aşağıya iner. Davul, zurna çalınır; delikanlılar oynar. Bu arada oğlan babası tarafından hazırlanan yemekler, çerezler kütük atmaya gelenlere ikram edilir. İsteyenlere içki verilir. Kütüğe bağlanan para ve altınlar, kütük atmaya gelenlerin hediyesi olarak kabul edildiği için, saklanır. Kütük, oğlanın düğününde yapılacak olan maşala töreni için babası tarafından saklanır. Karamanlı da yapılan kütük töreni şöyledir: Kütük, halk arasında çıra dipçiği dir ve bunun düzgün olmayan çatallı bir kütük olması gerekir. Çıra, bilindiği gibi çok serttir ve onu parçalamak o kadar kolay değildir. Bu kütük şenlikten sonra, oğlan askerden gelip evleninceye kadar, saklanır. Oğlan evlenirken bu çıra kütüğü, oğlanın babası tarafından parçalanır. Bunun sebebi, parçalanması zor olan bu kütükle oğlana hayatın zorlukları ve daha dikkatli olması gerektiği hatırlatılacaktır. Kütüğü babasının parçalaması ise, oğlunun gençliğinde zorluk çekmemesi, babasının katlanması sebebine inanılmaktadır. Kütüğün bir tarafına kırmızı yazma bağlarlar ve içine biraz bozuk para ve bir emzik koyarlar. Kırmızı yazmanın gençliğe hitaben bir simge olduğu düşünülmektedir. Evin damına veya yüksek bir yere çıkarak, kütüğü kaldırıp yere vurur ve çocuğun annesine bacadan seslenir: Yenge bir oğlun oldu. Ömürlü olsun, karpuz gibi döllü olsun; hıyar gibi kollu olsun; okusun adam olsun! Diye bağırdıktan sonra elindeki kütüğü bulunduğu yerden aşağı atar. O sırada havaya tüfekle ateş edilir. Kütük atanlara ve havaya ateş edenlere çerez verilir. İleriki bir tarihte de kütüğü atılan çocuğun babasının ekonomik durumuna göre ziyafet verilir. Bu törende yemek pişirme ve dağıtma zorunluluğu yoktur; ancak ekonomik durumu iyi olan oğlan babalarından yemek ve içki istenir. Günümüzde ilçe ve köylerde bu geleneğin artık unutulmaya başladığı da bir gerçektir. Diş Bulguru: Dişi çıkan çocuklar için yapılan ve diş bulguru, diş aşı, diş dirgiti denilen törene akrabalar, komşular davet edilir. Kocaman bir bakır tencerede buğday pişirilir ve içine badem, ceviz vb. katılarak misafirlere sıcak olarak ikram edilir. Çocuğun dişinin çıktığını ilk gören kişi, çocuğa iç çamaşırı alır, hediyeler verir. Çocuğa diş bulguru yapılır. Misafirler çağrılır ve onlara çay, nokul, katmer, pasta, mevsimine göre meyve ikram edilir. Gelenler veya diş bulgurunu yiyenler, hediyeler verir; para veya altın takarlar. Diş bulgurunda mevlit okutulur, dualar edilir. Çocuk bir sofra bezinin üzerine, orta yere, oturtulur. Etrafına kalem, tarak, Kur an, ayna gibi eşyalar bırakılır. Çocuk bunlardan hangisini alırsa onula ilgili bir mesleği seçeceğine; yani kalem alırsa okur, memur olur; tarak alırsa kuaför, berber olacağına inanılır. En yaşlı kadın, babaanne veya anneanne, başın dişin kuvvetli olsun der ve çocuğun başından avuç avuç bulgur serper. Daha sonra meyve, fıstık, kuru üzüm, ceviz içi ile donatılmış sofralar kurulur. Ortaya bol miktarda bulgur konulur yenilir içilir. Eskiden davetliler, hediyelerini genellikle bakırdan (kap kacak, tencere, leğen) olmasını tercih ederlerdi.

4 1496 I.BURDUR SEMPOZYUMU Saç Kesme, Tırnak Kesme: Çocuğun ilk defa saç ve tırnak kesimi önemlidir. Çocuğun saçları ilk defa kesildiğinde berbere havlu vb. hediyeler verilir. Tırnakları ilk defa kesildikten sonra eli, içinde paralar bulunan bir keseye veya babanın cebine sokturulur. Çocuğun oradan aldığı parayla şeker alınır ve mahalledeki çocuklara dağıtılır. Yaş Günü Kutlamaları: İl merkezinde yapılan yaş günü kutlamalarına çocuğun anneannesi, babaannesi, dedeleri ve varsa diğer yakınları gelirler. Bütçelerine göre, çocuğa hediyeler getirirler. Akşam yemeğini hep birlikte yedikten sonra, çocuğa pastanın üzerindeki mumu üflettirirler ve hep birlikte yer içerler. Eskiden yaş günü kutlamaları pek olmazdı. Günümüzde özellikle ilk yaşa çok önem verilmektedir. Çocuğun yaş günü kutlamaları aile içinde olduğu gibi, yuva ve anaokullarında öğretmen ve arkadaşlarıyla da yapılmaktadır. Çocuklar, pastayı hep beraber yer ve birlikte oynarlar. Sünnet Düğünü: Erkek çocuklarının çocukluktan kurtulup gençliğe merhaba dedikleri çağ olarak kabul edilen sünnet törenleri dinimizin bir gereği olarak yerine getirilmektedir. Sünnet yaşı erken olabilir. Ailenin durumuna, ikinci erkek çocuğun bulunup bulunmamasına bağlı olarak da değerlendirilir. Erkek çocuklar, sünnetçi tabir edilen sağlık memuru ya da doktor tarafından sünnet edilirler. Sünnet düğünü yapmak isteyen aile, sünnet olacak çocuğuna önce sünnet elbisesi, sünnet yatağı hazırlar. Akraba ve dostlarına çocuğun sünnet olacağı günü bildirir. İstenilirse çalgı takımı tutulur. Sünnet günü sünnet olacak çocuk ile arkadaşları, akraba çocukları, mahallenin çocukları, komşu ve akrabalar arabalarla (eskiden fayton ve atlarla) şehir turu yaparlar. Konvoya katılacak araçlara havlu, yazma vb. bağlanır. Turdan sonra sünnet edilir ve çocuk, sünnet yatağına yatırılır. Akraba ve misafirler hediyeler vererek onu sevindirirler. Çocuğun sünneti sırasında, annenin eline bir oklava verilir ve çevirmesi istenir. Çocuğun sünnetinin başarılı geçeceğine inalır. Çocuk, sünnet odasına girerken, bir yumurta duvara atılır. Çocuk, evin tek oğlu ise horoz kesilir. Çocuk, sünnet ettirilirken odada erkek akrabalar bulunur. Günümüzde, il merkezinde, hastane veya polikliniklerde sünnet yaptırılmakta ve daha sonraki günlerde düğün salonlarında eğlenceler yapılmaktadır. Çalgılı düğünün aksine dua veya ilahilerle sünnet düğünü yapanlar da vardır. Geleneksel yaşamımızı oluşturan, ona öz ve biçim kazandıran ana davranış kalıplarının temelinde sayısız adet, inanış ve töresel işlem yatmaktadır. Gerçekleştirilen bu uygulamalar Burdur un köy ve ilçelerinde farklılık ve benzerlikler göstermektedir. Doğum ve çocukla ilgili diğer inanışlar şunlardır; ancak bunların çoğunun bugün yapılmadığı ve inanılmadığını da hatırlatmak gerekir: Anne sütü emen bebeğe su verilmez. Anne, çocuğunu emzirirken su içmemelidir. Aksi takdirde sütü, su olarak iner. Annesinin memesinden kesilen çocuk, sonradan tekrar emmeye başlarsa çocuğa süt haram olur. Aşeren kadın balık yerse, doğacak çocuğun ağzı balık ağızlı olur. Aşeren kadın güzele bakarsa, güzel çocuk doğurur. Aşeren kadın karabiber yutarsa, çocuğun yüzü benli olur. Aşeren kadın odun kırar veya çıra yararsa, çocuğun başı yarık olur. Aşeren kadın sakız çiğnerse veya kelle-paça yerse, çocuk sümüklü ve kakalı olur. Aşeren kadın tavşana bakarsa, doğacak çocuğun dudağı kesik, yarık olur. Aşeren kadın, ne bulursa yemelidir. İster iyi, ister kötü olsun mutlaka tadına bakmalıdır. Her gördüğünün tadına bakmadığı takdirde çocuğun uzuvlarından birinin olmayacağın inanılır. Aşeren kadının canı tatlı isterse oğlan; ekşi isterse kız doğuracaktır. Ye ekşiyi, doğur Ayşe yi / Ye tatlıyı doğur Muhammet atlıyı denilir. Bebeğe doğar doğmaz şekerli su verilir. Hayata ağız tadıyla başlasın, denilir. Bebeğe, meme emdiği sürece, yoğurt verilmez. Bebek ağladıkça yalancı emzik içinde ya da tülbente sarılmış olarak lokum verilir. Bebek ağladıkça, yalancı emzik bala batırılarak verilir. Çocuğa kırk basmaması için, adetli iken veya gusül aptesti almadan çocuk görmeye gidilmez. Çocuğu çok olan kadın, son çocuğunun adını Yeter, Songül isimlerini koyarsa artık çocuğu olmaz. Çocuğu yaşamayan kadınlar, çocuğuna Yaşar, Dursun isimlerini koyarlar. Böylece çocuk ölmez, çok yaşar.

5 I.BURDUR SEMPOZYUMU 1497 Çocuğun adı konulurken kulağına ezan okunur ve adı üç kere seslenilir. Çocuğun banyosundan önce ve sonra, başına ve vücudunun belli eklem yerlerine zeytinyağı sürülür. Damağına elle masaj yapılır. Çocuğun başına süpürge ile vurulmaz. Aksi takdirde çocuğun boyu cüce kalır. Çocuğun beşiği boş iken sallanmaz. Çocuğun başının ağrıyacağına inanılır. Çocuğun bezinin kadınlar tarafından kullanılması uğursuzluk getirir. Çocuğun bir türbeye adanması söz konusu ise veya çocuğun doğumu kandil ve bayram günlerine isabet etmiş ise bazı isimler göbek adı olarak verilir. Çocuğun boynu öpülürse, inatçı ve çabuk küsen biri olacağına inanılır. Çocuğun boynuna tespih takılırsa veya çocuk kendi takarsa, çocuğun babasının borcu çok olur. Çocuğun dişinin çıkmasından sonra takip eden günlerde, diş aşı, diş bulguru, dirgit denilen bir tören yapılır. Akraba ve komşular bu törene davet edilir. Kocaman bir tencerede buğday pişirilir. Servis tabağındaki buğdayın üzerine ceviz, badem, fındık, fıstık serpilir. Gelen misafirlere ikram edilir. Dişaşı töreninde odanın ortasına bir sofra bezi serilir. Çocuk bunun üstüne oturtulur. Başının üzerinden pişmiş buğdaydan serpilir. Ayrıca çocuğun önüne tarak, makas, ayna, Kur an-ı Kerim, kalem vb. konulur. Çocuk ayna ve tarağı alırsa berber; makas alırsa terzi; Kur an-ı Kerim alırsa hafız veya hoca; kalemi alırsa çocuğun okuyup memur olacağına inanılır. Bu törene gelenler, çocuğa hediyeler getirirler ve kendi aralarında eğlenirler. Bazı dişaşı törenlerinde mevlit ve Yasin okutulur. Çocuğun doğumundan üç ezan vakti geçtikten sonra, evin büyüğü veya mahalle camiinin hocası tarafından kıbleye dönülerek çocuğun sağ kulağına ezan; sol kulağına kamet okunur. Karalaştırılan ad söylenir. Genellikle Kur an-ı Kerim den seçilen adlar veya aile büyüklerinin adları verilir. Çoğu köylerde, Cuma namazından sonra cami imamı ve çocuğun erkek yakınları evde toplanırlar. İmam, kundaklı çocuğu kucağına alır. Üç defa ezan okuyarak çocuğun ismini kulağını söyler. Böylece çocuğun ismi konulmuş olur. Bu ad koyma törenine gelenlere ailenin durumuna göre yemek verilir veya lokum ikram edilir. Çocuğun doğumunun ilk günü çocuğa meme verilmez. Sabırlı olması içindir. Çocuğun düşen ilk dişi cami duvarının deliğine bırakılır. Çocuğun göbeği caminin duvarına, avlusuna, bahçesine gömülür, saklanır ki çocuk büyüdüğü zaman dini ve imanı bütün olsun. Çocuğun göbeği evin köşesine, avlusuna, bahçesine, kapının eşiğine gömülür, saklanır ki çocuk büyüdüğü zaman evine bağlı olsun. Çocuğun göbeği nerede düşüp kalmışsa orayı çok severmiş. Bir yeri çok seven ve sürekli orada oyalanan çocuk için bu çocuğun göbeği ( ) yerde düşmüş denilir. Çocuğun ilk dişini gören kişi çocuğa iç çamaşırı alır. Çocuğun kakalı ilk bezi, kırkı çıkıncaya veya yılını dolduruncaya kadar saklanır. Çocuğun kırkı çıkmadan tırnağı kesilmez. Çocuğun metre ile boyu ölçülürse boyu uzamaz. Çocuğun sökük ve yırtık olan elbisesi üzerinde dikilirse kısmeti bağlanır. Dikim esnasında çocuğun ağzına saman çöpü veya dikiş ipi verilirse kısmeti bağlanmaz. Çocuğun üstünden atlayınca, çocuk büyümez. Boyu kısa kalır. Çocuk bezi, geceleyin ay ışığı varken dışarı asılmaz. Çocuk görmenin adı doğuya gitme dir. Çocuk kendi kendine gülerse, onu meleklerin güldürdüğüne inanılır. Çocuk kırkı içinde, kırkından sonra ve yılı içinde iken doğum tebrikine gidilir. Çocuk kırkıncı gün yıkanıp kırklandıktan sonra, kırk şeri olmasın diye sacayağından geçirilir. Çocuk sık sık hastalanırsa, bunun nedeni ona konulan adda aranılır. adı yaramadı, adı ağır geldi, adını taşıyamıyor denilir. Çocuğun adı değiştirilir veya mevlit okutulur, yemek verilir. Çocuk şekeri, eti çok yerse sütü, pekmezi çok içerse akıllı olur. Çocuk tatlıyı çok yerse çalışkan olur, çocuğun zihni açılır. Çocuk yanmakta olan odunları oynar veya karşısında uzun uzun seyrederse, uykudayken altını ıslatır. Çocuk, boynundan öpülürse, geçimsiz olur. Öpen kişiye ileride küskün olur. Çocuk, eğilip bacaklarının arasından geriye bakarsa, uzaktan bir misafirin geleceğine inanılır. Çocuk, ekmek gibi hamur işi gıdaları çok yerse aptal olur. Çocuk, evden dışarı kırkı dolmadan çıkartılmaz. Kırk gün dolmadan çocuğun sokağa çıkması gerekirse, kundağının içine bir ekmek sarılır. Çocuk, kırkı dolmadan kırkı içinde iken evde yalnız bırakılmaz. Evde yalnız bırakılması zarureti durumunda cinler çarpmasın diye yanına kesilmemiş bütün ekmek konulur. Çocukların dişi çıkınca veya çekilince, o dişi kimsenin göremeyeceği bir yere saklamalı ya da gömmelidir.

6 1498 I.BURDUR SEMPOZYUMU Çok ağlayan çocuğun ailesinden birisinin başını yiyeceğine yani öleceğine inanılır. Cuma günü ezanla salâ arasında, babasının ayakkabısın tersiyle çocuğun ağzına hafifçe vurulur. Çok yemek yiyen ve doymayan çocuk, ekmek kazanının altına kapatılır. Doğum sırasında ve doğumdan sonra annenin kanının yatağı kirletmemesi için annenin ve kundaklı bebeğin altına höllük denilen kumdan, yumuşak, emme gücü yüksek bir cins toprak konur. Doğumdan evvel, höllük toprağı bulunan yerden çuvallarla getirilir. Bu toprak elenir ve saklanır. Kullanılacağı zaman, özellikle kışın bir tavada ateş üzerinde ısıtılır. Çocuğun altına serilir, ıslanan höllük atılır. Her kundakta yeni höllük kullanılır. Doğumun kolay olması için kadının bağlı saçları çözülür; kilitli kapılar ve sandıklar açılır. Daha önce kolay doğum yapan kadın, doğum yapacak olan kadının sırtını sıvazlar. Kadın, sırta alınıp silkelenir, yüksek bir yerden atlatılır. Ermişlerin, ulu kişilerin, kutsal ağaçların ziyaret edilerek dilek dilenmesi ile çocuğu olmayanların çocuk sahibi olacağına veya bazı hastalıkların iyileşeceğine inanılır. Hamile kadın cenaze evine ilk gün gitmez. Hamile kadın ciğer doğrarken vücudunun herhangi bir yerine dokunursa, yeni doğan çocuğun orasında leke, ben veya iz olur. Hamile kadın dişini çektirmez. Hamile kadın gül koklarsa, çocuğun yüzü gül gibi kırmızı olur. Hamile kadın mezarlığa gitmez. Hamile kadın, güzel oğlanlara, yumurtaya ve aya bakmalıdır. Hamile kadın, karnında çocuğu kıpırdarken, güzel şeylere bakmalıdır. Kime bakarsa çocuk ona benzer. Hamile kadın, saçını kestirmez. Hamile kadına yüklü, iki canlı, ağırlaşmış denilir. Hamile kadının bazı yiyecekleri çok yemesi veya akla gelmeyen şeyleri yemek için istek duyması hali olan aşerme ye aşyerme veya yerginlik denilir. Hamile kadının kalçaları genişlemişse, doğacak çocuk kız; genişlememişse erkek olur. Hamile kadının yüzünde çiller, lekeler belirirse doğacak çocuğun cinsiyeti kız olur; belirmezse erkek olur. İlk defa saçı kesilen çocuğun berberine havlu verilir. Kesilen saç, çocuğun ailesi tarafından saklanır. Ortalığa atılırsa, çocuğun başının ağrıyacağı düşünülür. İlk defa tırnağı kesilen çocuğa, babasının cebinden veya avucundan para aldırılır. O parayla şeker alınıp diğer çocuklara dağıtılır. İshal olunca çocuğa su verilmez. İshal olan çocuk emzirilmez. (Bugün anne sütünün en ideal besin olduğu kabul edilmiştir. Bu yüzden bu inanç kabul görmemektedir.) Kandil gecelerinde ana rahmine düşen çocuk, özürlü doğar. Kapının eşiğinden içeriye sağ ayakla girmek uğur getirir. Kırk baskını olan çocuk hocaya okutulur ve muska yazdırılır. Kırkı çıkan çocuğa yedi çeşmeden alınan okunmuş su, gümüş bir tasla azar azar dökülür. Kırkı çıkan çocuğun ilk gittiği evde başına, saçına, kaşlarına un serpilir. Ak saçlı, ak kaşlı nine (dide) ol denilir. Kırkı çıkan çocuk misafirliğe götürüldüğünde evin sahibi çocuğun kundağına veya çantasına bir hediye koyar. Buna sıçanlama denilir. Kırkı çıkan çocuk misafirliğe götürüldüğünde evin sahibi, çocuğun çantasına yumurta koyar ve yumurta gibi ol der. Kırkı çıkmamış bebek sokağa çıkarılmaz, mezarlığın yanından geçirilmez; tersi yapılırsa kırk basar denir. Kırkı içindeki çocuğun banyo suyu bir ağacın altına dökülür. Kırklı olan kadınlar ve çocuklar birbirleriyle kırk çıkıncaya kadar görüştürülmez. Konuşamayan çocukların dilaltı (dilbağı) kestirilir. Bu iş becerikli bir kadın tarafından yaptırılır ve bu esnada ağız açtım gül gibi / konuşsun bülbül gibi / sözleri açık olsun / kısmeti bol olsun denilir. Küçük çocuğu olanlar, tekrar hamile kalmamak için, çocuğu memeden kesmezler. Süt korurmuş. Küçük çocuk apış arasından bakarsa eve misafir gelir. Loğusa kadın fazla kan kaybeder veya yalnız başına kalırsa al basar. Al basmasın diye kırk gün boyunca geceleri loğusanın yanında beklenir. Loğusanın üzerine al renkli bir yorgan örtülür; başına da al renkli bir yazma bağlanır.

7 I.BURDUR SEMPOZYUMU 1499 Loğusa kadın ölürse, cennete gider. Loğusa kadın, kırk gün boyunca dışarı çıkmaz, çıkartılmaz. Geceleyin bahçeye çıkmamalıdır. Loğusa kadının mezarı kırk gün açık olur. Loğusalık süresi içerisinde kadının çeşitli doğaüstü güçlerin etkisinde olduğu yaygın bir inanıştır. Kırklı kadının kırk gün mezarı açık olur bu inanışı desteklemektedir. Loğusalık süresince eve gelen misafirlere özel olarak hazırlanmış loğusa şerbeti ikram edilir. Mavi gözlü insanların nazarlarının değeceğine inanılır. Misafir, yeni doğmuş çocuğun evinden ayrılırken çocuğa Allah nazardan saklasın; benim uykularım senin olsun der. Nazar değdireceğine inanılan kimselere çocuk gösterilmez. Nazar değmiş çocuğa üzerlik otundan tütsü yapılır. Altmış yetmiş, çıkmış gitmiş denilir. Nazardan korumak için, çocuğun omzuna, görünür yerine veya gömleğinin içine mavi boncuk, nazarlık muskası veya maşallah takılır. Nazarı değeceği düşünülen insanın üzerindeki elbisenin kumaşından veya ipinden bir parça alınıp yakılır ve çocuğa koklatılır. Oklavayla dövülen çocuk, hırsız olur. Rüyada kız çocuğu gören sıkıntılı (kızgın), erkek çocuğu gören sevinçli haber alır. Sünnet olacak çocuk evin tek oğlu ise, çocuğunun ileride tek kalmaması için, sünnet töreni sırasında evin dışında bir horoz kesilir. Sünnet sırasında sünnet çocuğunun annesi, elindeki oklavayı durmadan iki eliyle çevirir. Böylece sünnet, çabucak ve başarılı olurmuş. Sünnetin ilk günü erkekler arasında mevlit okunur ve bu mevlitte erkeklere yemek verilirdi. Süpürgeyle dövülen çocuk, soysuz olur. Uyumayan çocukların altına sıcak höllük konulur ve altı sık sık açılır. Uyuyamayan çocuklara anason ve hatmi çiçeği kaynatılarak içirilir. Soğan suyu içirilir ve karın ağrısına iyi geldiği söylenir. Uyuyamayan ya da geç uyuyan çocuklara uyku muskası yazdırılır, hocaya okutulur. Yeni doğan bebeğe, meme üç ezan sonra verilir. Bunun nedeni çocuğun aç gözlü olmaması ve sabırlı olması olarak belirlenmiştir. Bugün çoğu insan, bu inanca uymamaktadır. Yeni doğan bebeğin ağzı bal ile açılırsa arı gibi olacağına, koyundan elde edilen ürünlerle açılırsa koyun gibi uysal olacağına, lokum veya şekerle açılırsa tatlı, hoş olacağına inanılır. Yeni doğan bebeğin başının sivri olmaması için, başı bir bezle sarılır. Yeni doğan bebek, bacaklarının düzgün olması için, kundağa güzelce ve sıkıca sarılır. Yeni doğan çocuğun sarılığını alması için yüzüne sarı tülbent örtülür. Yeni doğan çocuk, uykudayken melekler tarafından dövüldüğü için ağlar. Yeni doğan çocuk, uykudayken melekler tarafından güldürüldüğü için ağlar. Yeni doğan çocukların yanakları çok öpülürse, ağızlarının suyu akar. Yerde yatan çocuğun üzerinden atlanırsa, çocuğun boyu kısa olur, uzamaz. Yürümeyen çocuklar üç tekerlekli bir araba ile yürütülür. Buna hoppala denilir. Yürümeyen çocuklar, Cuma günü ezan ile salâ arası iki kişi tarafından kıbleye çevrilerek, kollarından tutulup sallandırılır. Bu iş yapılırken Saldım selâya karşı / yönüm kıbleye karşı / Ayaksıza ayak ver / İki eline dayak ver denilir. Bu iş, üç Cuma üst üste yapılır. Ayrıca hocaya okutulur, muska yazdırılır. Zayıf, sıska çocuk hamama götürülür. Şişmanlaması için hamam tokmağı ile çocuğa su dökülür. II. GENÇLİK VE EVLİLİK HAYATINA DAİR ÂDETLER VE İNANÇLAR Askerlik: İlk olarak köyde ilgili celpte kaç gencin askere gideceği tespit edilir. Askere gidecek olan kişilerin evlerine kadınlı erkekli gruplar halinde ziyarete gidilir. Akrabalık derecesine göre asker adayının yakınları genellikle bir akşam yemeği vererek akrabası olan gençle beraber diğer asker adaylarını davet eder. Hep beraber yemeği veren kişinin evine giderler. Asker sevkıyatının olacağı günün sabahı, köy halkı kadınlı erkekli köy meydanında, cami önünde toplanır. Asker adayı gençler, burada ailelerinin elini öpüp köylülerle vedalaşırlar. Kişi dilediği adaya, el öperken para verir. Daha sonra cami önünde okunacak olan duanın ardından asker adayları birliklerine yolcu edilir.

8 1500 I.BURDUR SEMPOZYUMU İl merkezinde eş dost, hısım akraba yemek yapar ve asker hediyesini de üstüne koyar; asker adayının evine gelir. Bu, hediye para olabileceği gibi, iç çamaşırı, çorap, havlu vb.dir. Askerin yakınları, otobüsün kalkacağı yere davul zurna getirirler ve hep birlikte Türk bayrakları altında oynarlar. Arkadaşlarının omuzlarında arabalarına bindirilirler. Köylerde askerlik dönüşü, aileler tarafından un helvası yapılır. Tüm akrabalara, dostlara, komşulara dağıtılır. Askerliğin tamamlandığı cümle âleme duyurulur. Daha sonra askerin akrabaları, komşuları yemekli veya yemeksiz olarak gözün aydın, geçmiş olsun kutlamasına giderler. Ev sahibi çay, kuru pasta, tatlı, kolonya ikram eder. Eskiden askere gidenlere, akrabalarından su böreği, baklava, katmer, tahanlı (tahinli), nokul (lokul) gönderilirdi. Günümüzde bunların yerini hediye ve para almıştır. Söz Kesme (Eh Kavesi): Kızın daha önceden görülüp beğenilmesinden sonra, oğlanın anne ve babası, çevrede hatırı sayılan ve sevilen kişilerle, kız evine giderler. Kız evine varıldığında hayırlı olması için Ölünceye kadar çorba içmeye geldik. veya Hayırlı bir iş için geldik. diye sözler söylenir. Kız tarafı gelenleri karşılayıp içeri alır. Hâl hatır sorulduktan sonra oğlan evinden yaşlı, olgun ve laf bilen birisi Allah ın emri, Peygamberin kavli ile kızınızı istemeye geldik diyerek kızlarına talip olduklarını bildirir ve kızı isterler. Kız evinin büyükleri hayırlıysa, kısmetse olur. gibi sözlerle cevap verirler. Oğlan evinin ileri gelenleri ise oğlanın işi ve meziyetlerini anlatırlar. En sonunda kız evinin büyükleri babamıza ve büyüklerimize bir danışalım der ve düşünmek için zaman isterler. Geçen birkaç günlük zaman içinde kızın ailesi, oğlanın durumunu, huyunu, işini, alışkanlıklarını ve yaşayışı hakkında bilgi toplarlar. Oğlan evi, kız evine tekrar gelir. Kız evinin kararı uygun bir dille gelenlere anlatılır. Eğer kız evinin, kızı vermeye gönlü yoksa kızımızın yaşı küçük, çeyizimiz eksik, şu anda düğün yapamayız, borçluyuz diyerek bin bir türlü bahaneler bulurlar. Bazen de ikinci ziyareti kabul etmeyebilirler. Kız evinin cevabı olumlu ise ve kızı vermeye gönülleri varsa hâl ve hareketlerinden belli olur ve böylece yeni kurulacak yuvanın temeli atılmış olur. Günümüzde artık kız babaları kızını çağırarak onun fikrini de almaktadırlar. Baba, kızın fikrini almak için annesini de görevlendirir. Böylece kızın da görüş ve düşünceleri alınmış olur. En sonunda kızın ailesi tekrar bir araya gelerek durumu değerlendirirler. Hatta kızın dedesi, ninesi ve yakın akrabalarının da fikirleri ve gönülleri de alınarak en son karar verilmektedir. Kahve, çay, kolonya ikramlarından sonra oğlan evinin ileri gelenleri eh kavesi (kahvesi), he kavesi), veya söz kesme için gün tespit ederek kız evinden ayrılırlar. Söz kesme için giysi, yiyecek ve içecekler oğlan evi tarafından alınır. Söz kesme günü oğlan evi; kolonya, çay, kahve, şeker, lokum, bisküvi, kuru pasta gibi yiyecek ve içecekleri kız evine gönderir. Oğlan evinden getirilen kahve ve şekerle kahve yapılır ve ikram edilir. Buna eh kavesi veya he kavesi denilir. Daha sonra çay, şeker ve lokum verilir. Kız evinde toplananlar, hem oğlan hem de kız evinin misafirleridir. Kız evindeki kahve ve diğer yiyeceklerin dağıtma işi, gelin adayının arkadaşları veya yakınları tarafından yapılır. Söz kesme için, evin durumuna göre, kadınlar ve erkekler ayrı ayrı oturabileceği gibi, hep birlikte de oturabilirler. Bir kahvede veya bir başka evde kız evinin ve oğlan evinin yakın arkadaşları, akrabaları ve komşuların erkekleri toplanır. Orada kahve, çay ve şeker ikram edilir. Bu ikramlar esnasında hocaya dua ettirilir. Söz kesimi bittikten birkaç gün sonra oğlan evinin çok yakınları kız evine giderek nişanda takılacak takıları ve nişan elbiselerinin nasıl alınacağını konuşurlar. Kendi aralarında bir karara vararak, nişan gününü tespit ederler. Eskiden kız istenip söz kesildikten sonra, oğlan evinden kız evine faytonlarla veya at arabasıyla yemek gönderilirdi. Yemekler tencereler dolusu pişerdi. Kız evinde oğlan eviyle birlikte yer içerlerdi. Gelen tencerelere daha sonra kız evi yemek pişirir ve oğlan evine giderlerdi. Hep birlikte yerlerdi. Buna yavuklu yemeği denirdi. Günümüzde yemekli gitme olayı kalkmıştır. Bunun yerine önce oğlan evi, kız evini; daha sonra kız evi oğlan evini yemeğe davet etmektedir. Buna yavuklu daveti denir. Eskiden kız, oğlanın evine; oğlan da kızın evine gitmezdi. Eskiden kız isteme anında, kız kahve ikram edinceye kadar su ve meşrubat içilmez, istenmezdi. Yeşilova köylerinde kız, evlenmek istemiyorsa, gelenlerin veya damadın ayakkabısına tuz dökerdi. Kız evinin cevabı olumlu ise hemen orada Kur an okunur, şekerli kahve içilir. Söz kesiminden sonra, evde kızın arkadaşları damada tuzlu kahve, tuzlu çay vb. içirerek oyun ederler. Söz kesildikten sonra oğlan evi giderken, damadın ayakkabısı yere çakılır ya da içine çakıl taşı doldurulur. Bütün bu olanlara damat sesini çıkarmaz.

9 I.BURDUR SEMPOZYUMU 1501 Nişan: Söz kesildikten sonra oğlan ve kız evi arasındaki yakınlaşma iyice artar. Nişan töreni için yapılacak hazırlıklara da yavaş yavaş başlanır. Aileler arasında takı denilen ziynet eşyası ve nişanlık üzerinde konuşmalar başlar. İki taraf arasında takı konusunda anlaşmaya varıldıktan sonra, kız ve oğlan evinden ikişer veya üçer kişiyle çarşıya gidilir. Çarşıda yüzük, küpe, bilezik, (anlaşmaya göre zincir, set takımı) saat, kolye, ayakkabı, terlik, çanta, iç çamaşırı ve makyaj malzemesi gibi kararlaştırılan şeyler alınır. Daha sonra nişanlık ve nişandan sonra giymesi için bir hazır elbise alınır. Kız evi de damat için yüzük alır. Her iki tarafın anlaşmasıyla nişan günü kararlaştırılır. Günümüzde oğlan evi, kendi imkânlarına göre takısını takmaktadır. Kararlaştırılan nişan günü için kız ve oğlan evinden eş, dost, akraba ve yakın komşular çağrılır. Nişandan bir gün önce oğlan evi kız evine kızın giyeceği nişanlığı ile lokum, çay, şeker, kahve, kolonya ve çikolata götürürler. Nişan töreni genellikle öğleden sonra veya akşam yapılır. Nişan günü sabahleyin gelin kız, kuaföre götürülür. Daha sonra kız evinde veya önceden belirlenen bir yerde tüm davetlilerin bir araya gelmesiyle nişan töreni başlamış olur. Genellikle damadın annesi veya en yakınlarından birisi kıza ziynetlerini takar. Ayrıca kıza oğlan evi tarafından kız kardeşi, halası, teyzesi ve akrabaları da isterse takı takarlar. Takı töreninden sonra kız el öpmeye başlar. Bu arada oğlan evi tarafından getirilen çay, şeker ve lokum ikram edilir. Bir zaman sonra oğlan evi, kız evinden ayrılır. Nişanda yüzük takma esnasında, damadın arkadaşları kız evinden bardak, tabak vb. gibi şeyleri uğur olsun diye çalar ve damada verirler. Nişanlanma işinden sonra oğlan evi ve kız evi birbirlerine gidip gelmeye başlarlar. Yemekli davetler yaparlar. Oğlan evi hazırladığı yemekleri kız evine götürür veya onları evine davet eder. Oğlan evi oldukça zengin bir davet yemeği ile kız evini ağırlar. Birkaç gün sonra aynı şeyleri kız evi, oğlan evine götürür. Böylece oğlan evi ile kız evi birbirine daha yakınlaşmış olurlar. Nişan dönemi Kurban Bayramına denk gelmişse, oğlan evi kız evine boyalarla süslenmiş koç gönderir. Koçun boynuzlarına hediye olarak bilezik, elbiselik kumaş vb. asılır. Nişanlılık dönemi birkaç hafta sürdüğü gibi birkaç ay veya birkaç sene de sürmektedir. Bu dönem düğün için bütün hazırlıkların yapıldığı bir dönemdir. Nişanlılık döneminde bayram olursa, gelin kıza bayramlık alınır. Eskiden Burdur da nişanlı gençlerin birlikte gezmelerine izin verilmezdi. Ancak son yıllarda, oğlan ile kızın konuşmalarına, anlaşmalarına, birbirini görmelerine ve gezmelerine izin verilmektedir. Nişanlılık dönemindeki hazırlıklar bittikten sonra, düğün günü iki aile arsında kararlaştırılır ve düğün hazırlıkları başlar. İlk iş olarak oğlanın babası veya damat, nikâh hazırlıkları için kızın nüfus cüzdanını almaya kız evine gelir. Burada kız babası ile konuşulur. Kaç kat elbise ve takı alınacağı, düğünde çalgı çalınıp çalınmayacağı konuşulur. Kız evinin istekleri kabul edikten sonra kızın nüfus cüzdanı oğlanın babasına verilir. Nişan töreni, düğün törenleriyle benzerlik gösterir. Harcamaları genellikle erkek tarafı üstlenir. Nişan töreni kız evinde veya kız evinin belirleyeceği yerde yapılır. Günümüzde düğün salonlarında da yapılmaktadır. Düğün davetiyesi gibi nişan davetiyeleri ve yedi, dokuz katlı nişan pastaları olmaktadır. Törene gelenlere pasta, kuru pasta, meyve suyu ya da kolalı içecekler ikram edilir. Eğer nişan ile düğün arası yakın ise, masraf olmasın diye salonda yapılacak nişandan kaçınılır. Böylece oğlan tarafının bütçesi sarsılmamış olur. Çeyiz Hazırlama, Urba Görme, Yönyöş: Kızın annesi, kızının bebekliğinden itibaren kızına çeyiz hazırlamaya başlar. Çeyiz olarak önce el işleri yapılır. Halk arasında kız beşikte, çeyiz sandıkta denilir. Çeyiz sandığına ilk önce don konulur ve donansın, çeyizi bol olsun denilir. Sandığa daha sonraları işlenen kanaviçeler, danteller, örtüler konur. Düğün ve nikâh günü yaklaştığı zaman, oğlan ve kız evi alışveriş için bir gün kararlaştırırlar. Alışveriş yapılan bu güne Burdur da urba görme, yönyöş görme, esbab (esvap) görme adı verilir. Önce, kıza ve eve alınacak eşyalar konuşulur. Burdur da genellikle aileler arasındaki anlaşmaya göre yatak odası takımını ve mutfağı kız evi; misafir odası takımını oğlan evi, beyaz eşyaların çoğunu ortaklaşa alırlar. Esvap görme veya urba görme için tespit edilen günde gelin kız, annesi, kız kardeşi ve gelinleri ile oğlanın annesi, kız kardeşi varsa gelinleri hep beraberce alışverişe çıkarlar. Bu sırada oğlan evinde kalanlar, yemek hazırlarlar. Kız ve oğlan evinden çarşıya gidenler sırasıyla kuyumcu, ayakkabıcı ve manifaturacıya uğrayıp, gerekli alışverişi yaparlar. Özellikle her iki tarafın yakınlarına hediyeler alınır. Ayrıca kıza elbiseler, ayakkabılar, terlikler, makyaj takımı, ortaklaşa yapılacak ev eşyası ve daha başka gerekli olan, istenilen şeyler alınır. Alışverişin bitiminde ise topluca oğlan evine gelinir. Kız evinden gelen misafirler, oğlan eviyle beraber hazırlanan yemekleri yerler.

10 1502 I.BURDUR SEMPOZYUMU Urba için köylerden Burdur a gelenler, alışverişin bitiminden sonra topluca lokantaya giderler. Burada Burdur şişi ve kaymaklı kadayıf yendikten sonra çarşıdan alınan eşyalara yeniden bakılır ve eksik bir şeyin olup olmadığı kontrol edilir. Böylece urba görülmüş olur. Artık sıra oku dağıtmaya ve çeyiz sermeye (karyola döşeme) gelmiştir. Oku Dağıtma, Çeyiz Serme, Karyola Döşeme: Düğün günü kararlaştırıldıktan sonra oğlan ve kız tarafı oku dağıtır. Oku, düğün davetiyesinin yerine geçer. Oku, genellikle havludur. Birinci dereceden yakınlara, istenilen komşu veya dostlara iki veya dört metrelik basmalar, elbiselik kumaşlar, gömlekler oku olarak verilir. Günümüzde hem davetiye hem de oku verenler de vardır. Düğüne gelenlere okucu denilir. Düğün haftasına girilince kız ve oğlan evindeki hazırlıklar hızlanır. Düğün ve nikâh günü belirlendikten sonra çeyizleri serme işlemi başlar. Çeyiz serme veya karyola döşeme günü bir araba tutarak kız evine giderler. Kızın hazırlamış olduğu çeyizler ve çeyiz sandığı arabaya yüklenerek oğlan evine getirilir. Çeyiz götürülürken gelinin kardeşleri sandığa otururlar ve damattan bahşiş alırlar. Kız evi, topluca çeyiz serme için oğlan evine gelir. Kız ve oğlan evinin eşyaları, kız evinden gelenler tarafından yerleştirilir. Çeyiz serme işine oğlan evinde bulunanlar da yardım ederler. Bu arada hazırlanan bohça, gelin odasına konur. Oğlanın yakın akrabalarına konan gelin bohçası nın içinde iç çamaşırı, çorap, yazma, dantelli havlu, elbiselik kumaş, dantelli çarşaf, seccade vb. eşyalar bulunur. En sonunda kızın yatak odası hazırlanır. Bütün yapılan bu hazırlıklara Burdur da karyola döşeme adı verilir. Çeyiz serme ve karyola döşemeye yardım edenlere ve diğer misafirlere oğlan evi tarafından yemek verilir. Yemekte çorba, pilavlı et, börek, dolma, fasulye, baklava, yenir. Hazırlanan sofralara on, on beş kişi birden oturur. Günümüzde pratikliği açısından kıymalı veya peynirli pide ile birlikte ayran veya kolalı içecekler ikram edilmektedir. Ayrıca, mevsimine göre karpuz, üzüm vb. verilmektedir. Gelin Hamamı: Gelin hamamı, yöresel gelenekler arasında vazgeçilmeyen bir uygulama idi. Gelin hamamı yapılacağı gün, önceden ayarlanır. Genellikle Çarşamba günü, gelin hamamıdır. Salı günü, iki tarafın yaşlı hanımları, oğlan evi tarafından öğlenden sonra hamama davet edilir. Bu hanımlar, hem yıkanır hem de saçlarına kına yakarlar. Çarşamba günü öğlenden sonra gelin olacak kız, genç kız arkadaşları, yeni evlenmiş veya nişanlı kızlarla gelin hamamına gidilir. Hamamı kiralayan oğlan evinden iki hanım bulunur. Hamamcıya kaç kişi gelineceği söylenir ve ona göre hamam parası pazarlığı yapılır. Yıkananlara sabun dağıtılır. Eskiden yıkanacak kişi çoksa, sabun ortadan kesilip veya dörde bölünüp verilirdi. Hamamcı kadın elinde tefle önde, arkasından parlak giysiler içinde gelin kız ve iki elinde mum, diğerlerinde tek veya çift mumla hamamın içine girmeden dışarıdaki şadırvanın etrafında türküler söyleyerek üç kez dolanırlar. Gelin kız oynatılır ve ona paralar takılır. Bu paralar, daha sonra hamamcı kadına bahşiş olarak verilir. Önceden sepetler, tepsiler, bohçalar içinde hamama getirilen yiyecekler, hamamın göbek taşına serilir. Gelin hamamına gelinin yakın akrabaları, arkadaşları katılabilirdi. Bir yandan börekler, çörekler, söğüşler, dolmalar, helvalar, tatlılar yenip vişne şurupları içilirken; diğer yandan maniler, türküler söylenir. Bu arada herkes usulünce yıkanır. Gelin adayı ise iki yaşlı kadın tarafından soyundurulur, peştemalı kuşandırılır. Kollarına girilen gelin, hamamın soğukluğunda dolaştırıldıktan sonra hamama sokularak kurnanın başına getirilir ve yıkanır. Başından aşağı gümüş veya güzel bir tasla su dökülür ve ona şerbet (şurup) içirilir. Kuru peştemalını kuşandıktan ve sedefli nalınlarını giydikten sonra göbek taşı etrafında dolaştırılır ve hamamın soğukluğuna çıkarılır. Hamamdan çıkıldıktan sonra kız evine faytonlarla gidilir ve yemek yenir. Günümüzde bu adetler artık uygulanmamaktadır. Damat Tıraşı: Düğünün son günü Perşembe veya Pazar günü damat, arkadaşları tarafından hazırlanır. Genellikle damadı berber tıraş eder. Misafirler ve köylüler para takarlar. Tefenni de damadın önüne ayna konulup imam eşliğinde dua edildikten sonra damada davul zurna eşliğinde para takılır. Damat donatıldıktan sonra davul ve zurna eşliğinde kız evine doğru yola çıkılır. Kına Gecesi (Kına Basması): Kız evi, yakınları ve kızın arkadaşları köylerde özellikle cuma gününden, ertesi gün yapılacak kız düğünü ve kına gecesi hazırlıklarına başlarlar. Kına gecesinin yapılacağı gün erken bir saatte erkek evinin çatısına bayrak asılır. Bayrağın asılması düğünün başladığının resmen ilan edilmesi demektir. Mevsim yaz ise sokak, bahçe gibi yerlerde olur. Kış mevsimi ise evde veya başka kapalı yerlerde olur. Çalgı eşliğinde oynarlar ve eğlenirler. Eskiden tef ve leğen eşliğinde oynarlardı ve bu iş için tefçi kadınlar tutulurdu.

11 I.BURDUR SEMPOZYUMU 1503 Köylerde cumartesi günü sabahleyin oğlan evinden gelenler gelin kızı alır ve kuaföre götürürler. Gelin kızla birlikte, kız ve oğlan evinin yakınlarının da saçı yapılır. Gelin kız, köyden veya Burdur dan dışarı gelin gidecekse gelinlik; bulunduğu yerde kalacaksa nişan elbisesi giydirilir. Kız evinin düğünü için cumartesi günü öğleden sonra tutulan salonda veya uygun bir evde toplanılır. Düğün sadece kadınlar içindir. Bazı ailelerde küçük kız çocuklarına gelinlik giydirirler. Kız düğününe gelenler, kızın annesine para ya da değişik hediyeler verirler. Ayrıca gelirken yanlarında para getirirler. Bu paraları oynamaya kalkanlara takarlar. 0nlar da bu parayı tefçiye (saz grubuna) verirler. Tefçi çalar ve tef eşliğinde ikişer kişi kalkarak oyunları oynarlar ve eğlenirler. Öğleden sonraki eğlence, ikindi ezanından önce biter. Eğlencenin bitiminde kızın arkadaşları ve yakınlarına kız evi tarafından yemek daveti verilir. Yemekler takım adı verilen pirinç çorbası, etli pilav, etli bamya, etli nohut, helva dır. Yemek yenirken oğlan evinden dört veya beş kişi güveyi ve sağdıcın esvabını almaya gelirler. Kız evi, oğlan ve sağdıcın giyeceği güveyi esvabını ipekli bohçaya koyarak, oğlan evinden gelenlere verir. Güveyi ve sağdıç için hazırlanan iki bohçanın içinde iç çamaşırı, mendil, kravat, çorap, gömlek, terlik bulunur. Yemekten sonra akşam kına gecesinde toplanmak üzere davetliler dağılırlar. Cumartesi günü öğleden sonraki kız evinin eğlencesinden sonra akşam, kız evinde kına gecesi yapılır. Kına gecesinde, gündüz oğlan evinden gönderilen çeşitli çerez ve kuru yemişler yenilir. Kına gecesi eğlencesine oğlan tarafından kadınlar da katılırlar. Tüm davetlilerin gelmesiyle kına gecesi başlar. Buna kına basması da denilir. Kına yakılırken, gelinin başı kırmızı pullu örtüyle örtülür. Tef veya leğen eşliğinde kızın arkadaşları, akrabaları ve komşuları oyunlar oynar, şarkı söyler. Gelin, oynarken para takılır ki bu paralar tefçilere bahşiş olarak verilir. Oyunlar oynarken oğlan evinden kına, çeşitli kuru yemiş ve çerez gelir. Eskiden kız evinde ortaya hamursuz, nokul, katmer, kurabiye, peynir, reçel gibi yiyecekler konur ve geç vakitlere kadar neşeyle yenirdi. Tefçi, gelin kızın başında maniler, türküler ve şarkılar söyler. Kına gecesinde kız evinde toplanan kadınlar bir süre eğlendikten sonra, acıklı türküler söyleyerek gelini ağlatmaya çalışırlar. Daha önceden suyla yoğrulan kına bir tepsi içerisinde etrafına mumlar dizili şekilde ortaya getirilir. Bazı köylerde geline kına yakıldıktan sonra misafirlere kına dağıtılır; bazılarında ise kına dağıtılıp herkes evine gittikten sonra, geline kına yakılır. İsteğe bağlı olarak gelinin ellerine ve ayaklarına kına sürülür. Genellikle kınanın yoğrulması, dağıtımı ve geline kına yakılması işlerinde başı bütün olarak adlandırılan tek nikâhlı, çocuklu ve mutlu evlilik sürdüren bir kadının görevlendirilmesine dikkat edilir. Kına yakılmadan önce gelinin avuç içine bozuk para ya da altın konur. Kına yakılırken orada bulunan bütün davetliler ve kız anası ağlar. Buna gelin yası denilir. Kına gecesi davetlilerin dağılmasıyla sona erer. Kızın yakın arkadaşları kız evinde kalır. Gelin kız, arkadaşlarıyla eğlenirken, damadın evinde de çeşitli eğlencelerle birlikte yeme ve içmeler devam etmektedir. Eskiden köy düğünlerinde kıza yakılan kınanın bir kısmı damada götürülürdü. Günümüzde oğlan evi, damatla beraber kız evine gitmekte ve gelin kızla birlikte kınası yakılmaktadır. Köylerde kına gecesi yani cumartesi gecesi meydana maşala yakılır. Bu büyük ateşin etrafına erkekler geniş bir daire oluşturarak otururlar. Kadınlar ise, karanlıkta kalan damların üzerinden seyrederler. Davul zurna eşliğinde mahallî oyunlar oynanır. Oyunlar ağırdan başlar ve kıvrak oyunla biter. İl merkezinde, kız evinde kına gecesinin davetlisi ne kadarsa oğlan evinden o kadar tahinli veya kıymalı pide gönderilir. Aynı şeyler, oğlan evinde de yenilir. Yemekten sonra kız evine kınaya gelirler. Gelin Çıkarma-Yüz Görümü: Eskiden gelinler süslü atlarla getirilirdi. Pazar günü öğle namazından sonra gelin alınmaya gidilirdi. Gelin, ata bindirilir; kaynata veya damadın kardeşi atı tutar ve dikkatli bir şekilde götürülürdü. Gelin almalarda en önde bayrak olur; bayraksız gelin alma olmaz. Gelin, oğlan evine vardığında, attan inmez ve indirmelik ister. Buna üzengilik de denilir. Geline inek, dana, para vaat edilir. Gelin, attan indiğinde kapıya çivi çakılır. Evden içeri girerken kapı, gelin tarafından üç kez açıp kapatılır. Eskiden damat, gelin almaya gitmezdi. Günümüzde, damat olmadan gelin almaya gidilmez. Köy düğünlerinde, pazar günü oğlan evine çalgıcılar erkenden gelir. Damadın kapısı önünde davul zurna çalarlar. Düğün için gelen misafirleri davulla karşılarlar ve bahşiş alırlar. Oğlan evine gelen davetlilere şeker, lokum, sigara ve kolonya verilir. Yaz mevsiminde ise bunlara ilaveten ayran, kolalı içecekler, meyve suyu türü içecekler verilir. Kız evinde, herkes erkenden kalkar ve gelini hazırlamaya koyulur. Oğlan evinden gelen kadınlar, gelini kuaföre götürürler, saçları yapıldıktan sonra gelinlik giydirilir. Gelini kız evine bıraktıktan sonra geri dönerler. Oğlan evinde ise gelin arabası güzelce süslenir. Çalgılar çalınır, oyunlar oynanır. Öğleye kadar oğlan evinin eğlencesi devam eder. Öğle namazından sonra, önceden hazırlanmış gelin arabasına damat, annesi ve babası biner. Gelin arabası, tutulan arabalar ve davetlilerin arabalarıyla birlikte konvoy halinde kız evine varılır. Gelen arabalara kız

12 1504 I.BURDUR SEMPOZYUMU evi tarafından havlu, yazma vb. bağlanır. Bütün bu işler tamamlandıktan sonra gelin kız; ana, baba, kardeşleri, arkadaşları, akraba ve komşularıyla vedalaşır. Bu vedalaşma bazen çok içten ve üzüntülü olur. Gelinin ağabeyi, babası veya dedesi tarafından kızın beline kırmızı kuşak bağlanır ve kıza çeşitli tembihlerde bulunulur. Hocanın ve davetlilerin tekbir sesleri arasında gelin, arabaya bindirilir ve gelin alınır. Hareket etmeden önce oğlan evinin yakınları tarafından buğday, bulgur, şeker atılır. Damat, gelin evinden çıkarken bozuk parayla karışık şeker atar. Gelin alındıktan sonra konvoy, kız evinden yola çıkar. Yolda gençler, gelin arabasının, önünü keserler ve karşılığında para (bahşiş) alırlar. Düğün konvoyu, eğer nikâh yapılmamışsa doğru nikâh salonuna gider. Burada gelen davetlilere nikâh şekeri, lokum, çikolata, sigara ve kolonya ikram edilir. Davetliler tamamen toplandıktan sonra nikâh memuru tarafından genç çiftlerin nikâhı kıyılır. Nikâh bittikten sonra konvoyla şehir gezilir. Düğün konvoyu, şehri gezdikten sonra oğlan evine gelir, evin kapısında koyun kesilir. Gelin ve damadın alnına kesilen kurbanın kanı sürülür veya damat ve gelin, bu kanın üzerinden atlatılır. Eve girerken bozuk parayla karışık şeker atılır. Erkek evine girmeden hemen önce, eşikte gelinin kucağına küçük bir erkek çocuk verilmesi, onun ilk çocuğunun oğlan olması ve soyun devam etmesi dileğiyle ilgili bir inanıştır. Gelinin avucuna bal ve yağ sürülür. Bazı yerlerde kapı eşiğinde veya üstünden bulgur, buğday saçılır. Böylece gelinin eve uğur ve bereket getireceği inancı düşünülmektedir. Gölhisar ve çevresinde, gelin ve damat odaya girerken sağ elleriyle kapının üst tarafına sadeyağ ve kına sürerler. Böylece gelin ve damadın yağ gibi geçineceğine, dirlik düzenin bozulmayacağına inanılır. Gelin attan inerken sapan demirine basar ve kucağına erkek çocuk verilir. Görümce tarafından geline damadın iki eli ve çoraplı iki ayağı öptürülür. Geline şerbet verilir. Eğer gelin içerse içine para koyarlar. Gelin baba evinden çıktığı gün, babasının çoraplı ayağını öper. Gölhisar da gelin odaya girerken kaynana kapı eşiğine yatardı. Gelin kaynanayı kucaklayıp içeri alırsa hayırlı; üzerine basıp geçerse hayırsız gelin derlerdi. Gelin, kaynananın şalvarının paçalarının lastiğini koparır ve genişletirse geniş karınlı olurmuş. Gelin, koyun postu üzerinden atlatılır ki uslu ve saygılı olsun. Gelin, oğlan evine girince el öptürme töreni başlar. Geline ve konvoydaki davetlilere düğün yemeği verilir. Daha sonra oğlan evinin yakınları ve komşuları gelin bakma ya gelirler. Çok yakınları altın veya bilezik takarlar. Damat, geline yüz görümlüğü olarak bir bilezik takar. Daha sonra damat, evden ayrılır ve arkadaşları tarafından akşama kadar gezdirilir. Damat, akşam eve geldiğinde misafirlerle akşam yemeği yer. Daha sonra damat ve gelin imam nikâhı için abdest alırlar. Yatsı namazından sonra çağrılan hoca, çiftlerin imam nikâhını kıyar. Gelin ve damat oradaki büyüklerin ellerini öptükten sonra gerdeğe girerler. İl merkezinde gelin gece geldiği için, kurban kesme âdeti de kalkmıştır. Gelin (Duvak) Mevlidi: Gerdek gecesinin ertesi günü, köylerde özellikle pazartesi günü, erkek tarafı kadınlar arasında gelin yanı dediğimiz bir tören yapılırdı. Bu tören çalgılı bir eğlence şeklinde veya dualı, mevlitli olurdu. Gelinin saçı yapılır ve gelinliği giydirilir. Öğleden sonra oğlan evi tarafından tutulan salonda veya uygun bir yerde, oğlan evinin akrabaları ve komşuları toplanırlar. Buraya gelenlere şeker, lokum, bisküvi ve kolonya ikram edilir. Davetliler, salona girmeden önce veya salondan çıkarken kaynanaya, düğün hediyesi olarak, para verirler. Önceden bir tefçi kadınla, oyuncu kaldırmak için bir kadın ayarlanır. Davet edilen kadınlarla, genç kızlar gelin yanı eğlencesine gelirken en güzel elbiselerini giyerler. Oğlan evinden bazı kadınlar üç etek, küçük kız çocukları da gelinlik giyerler. Burdur a özgü yöresel oyunlar, tef eşliğinde ortaya ikişer ikişer kalkarak oynanır. Duvak eğlencesinde oynayanlara para takılır. Onlar da paraları tefçinin eteğine veya çalgıcıya atarlar. Oyuncular oynamadan önce hangi oyunu biliyorlarsa tefçi kadına söylerler ve tefçi de onu çalar. Genç kızlar ve kadınların oyunlarından sonra, gelin ortaya getirilir ve yüzüne kırmızı ve pullu bir örtü örtülür. Sonra geline oğlan evinin kadınları para veya takı takarlar. Duvaktan sonra oğlan evi, gelen davetlilere evde yemek verir. Bazı yerlerde eğlence yerine mevlit olur. Akşam olunca gelin, gelinliğini çıkarmadan, damatla beraber kız evine anne ve babasının elini öpmeye giderler Biraz durduktan sonra oğlan evine geri dönerler. Artık sıra diğer yapılacak kız ve oğlan evinin davetlerine gelmiştir. Günümüzde bu tür faaliyetler artık yapılmamaktadır. İl merkezinde düğün, aynı günün gecesi bitmekte ve herkes, günlük yaşantısına ve işine devam etmektedir.

Siirt'te Örf ve Adetler

Siirt'te Örf ve Adetler Siirt'te Örf ve Adetler Siirt'te diğer folklor grupları gibi örf ve adetlerde ke NİŞAN Küçük muhitlerde görülen erken evlenme adeti Siirt'te de görülür FLÖRT YOK Siirt'te nişanlıların nişandan evvel birbirlerini

Detaylı

Sözlü Bilgi Kaynakları

Sözlü Bilgi Kaynakları Adana Düğünlerinde Gelin Hamamı * Uzm. Ayşe BAŞÇETİNÇELİK Çukurova Üniversitesi Anadolu'nun pek çok yerinde kına gecesinden önce, gelin hamama götürülür. Eğer yörede hamam yoksa böyle bir âdete rastlanmaz.

Detaylı

ŞARKİKARAAĞAÇ GELENEKSEL DÜĞÜNLERİ

ŞARKİKARAAĞAÇ GELENEKSEL DÜĞÜNLERİ ŞARKİKARAAĞAÇ GELENEKSEL DÜĞÜNLERİ ÖZET: Günümüzde şehir düğünlerinde geleneksel, düğün adetleri ve törenleri, hemen hemen ortadan kalkmış olmasına karşın bazı yerleşim birimlerimizde ve köylerde, Anadolu

Detaylı

BORUKTOLU (MERAM / KONYA) KÖYÜ NDEN ÂDET VE İNANMALAR Sevilay AYVA *

BORUKTOLU (MERAM / KONYA) KÖYÜ NDEN ÂDET VE İNANMALAR Sevilay AYVA * BORUKTOLU (MERAM / KONYA) KÖYÜ NDEN ÂDET VE İNANMALAR Sevilay AYVA * Boruktolu köyü, Konya-Karaman yolunun 20. kilometresinde, 3 kilometre içeride sağ taraftadır. Köy, merkez Meram ilçesine bağlı olup,

Detaylı

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55 Ramazan Manileri // Ahmet ağa uyursun uyursun Uykularda ne bulursun Kalk al abdest, kıl namaz Sabahleyin cenneti bulursun Akşamdan pilavı pişirdim Gene karnımı şişirdim Çok mani diyecektim ama Defteri

Detaylı

BURDUR MUTFAK KÜLTÜRÜNDE MAHALLÎ YEMEKLERİN ÖNEMİ, DEĞİŞMELER, DEĞERLENDİRMELER VE BU YEMEKLERE AD VERME ANLAMLANDIRMA

BURDUR MUTFAK KÜLTÜRÜNDE MAHALLÎ YEMEKLERİN ÖNEMİ, DEĞİŞMELER, DEĞERLENDİRMELER VE BU YEMEKLERE AD VERME ANLAMLANDIRMA I.BURDUR SEMPOZYUMU 147 BURDUR MUTFAK KÜLTÜRÜNDE MAHALLÎ YEMEKLERİN ÖNEMİ, DEĞİŞMELER, DEĞERLENDİRMELER VE BU YEMEKLERE AD VERME ANLAMLANDIRMA Şevkiye KAZAN * Bir şehrin kültür dokusunu anlayabilmek için

Detaylı

www.abuzerakbiyik.com.tr den alınmıştır. DÜGÜN ADETLERİ EVLENMEYE HAZIRLIK

www.abuzerakbiyik.com.tr den alınmıştır. DÜGÜN ADETLERİ EVLENMEYE HAZIRLIK www.abuzerakbiyik.com.tr den alınmıştır. DÜGÜN ADETLERİ EVLENMEYE HAZIRLIK Şanlıurfalı genç kızlar geleneksel olarak 16-20, erkekler ise 18-25 yaşları arasında evlenirler. Ama son zamanlarda gerek kızların

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRK İŞARET DİLİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRK İŞARET DİLİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRK İŞARET DİLİ AİLE-GİYECEKLER- SORU CÜMLESİ İBRAHİM DEMİRDÖĞEN 3. AİLE-GİYECEKLER, SORU CÜMLESİ ÖRNEK ÇALIŞMA Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 3.1.

Detaylı

DOĞUMDAN ÖLÜME KÖYDE SOSYALİZASON DOĞUM

DOĞUMDAN ÖLÜME KÖYDE SOSYALİZASON DOĞUM DOĞUMDAN ÖLÜME KÖYDE SOSYALİZASON DOĞUM Doğum, bebeğin ana rahminden sağ salim kurtularak soluma, kalp çarpması, kol ve bacak hareketleriyle canlı yaşam belirtileri göstermesidir. Hamamköy deki kadınların

Detaylı

5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde.

5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde. 1. a) Bende yapışık, sende yapışık Çam ağacı çamda yapışık. b) Sende de var, bende de var Bir kuru çöpte de var. c) Arifsiniz, zarifsiniz Kendinizi neden bilirsiniz? 2. a) Ağzı var, dili yok Canı var,

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ ARALIK YENİ YIL Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Bizlere kutlu olsun Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Sizlere kutlu olsun Eski yıl sona erdi Bu

Detaylı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz. Sesinizi

Detaylı

Bu durum, Kula için de söz konusu olup, ile defa sosyal sınıflaşmanın

Bu durum, Kula için de söz konusu olup, ile defa sosyal sınıflaşmanın DoçDr. Nerin KÖSE Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Halkbilimi ABD KULA OÜGÜN GELENEKLERi Ünlü halkbilim uzmanlarından Wolfun da dediği gibi insan hayatında üç önemli aşama

Detaylı

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI Hazırlayan İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 1 Saçları hangisi tarar? o A) Bıçak o B) Tarak o C) Eldiven o D) Makas 2 Hangisi okul eşyası değil?

Detaylı

* ÇEVRE KORUMA HAFTASI * BABALAR GÜNÜ * RAMAZAN (ŞEKER) BAYRAMI * KULLANDIĞIMIZ ARAÇ VE GEREÇLER

* ÇEVRE KORUMA HAFTASI * BABALAR GÜNÜ * RAMAZAN (ŞEKER) BAYRAMI * KULLANDIĞIMIZ ARAÇ VE GEREÇLER KONULARIMIZ KAVRAMLARIMIZ * ÇEVRE KORUMA HAFTASI * BABALAR GÜNÜ * RAMAZAN (ŞEKER) BAYRAMI * KULLANDIĞIMIZ ARAÇ VE GEREÇLER RENK KAVRAMI: BEYAZ ŞEKİL KAVRAMI: SİLİNDİ SAYI KAVRAMI: 1DEN 20 KADAR SAYMA 17-18

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

Osmanlıda Başlayan Ve Biten Geleneğin Adı: Âmin Alayı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Osmanlıda Başlayan Ve Biten Geleneğin Adı: Âmin Alayı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Her şeyin eskisi başkaymış. Evi de elbisesi de; teknolojisi de bilgisi de; Ramazan ı da gündelik hayatı da; hocası da mektebi de Evvelini ben söyledim ahirini siz getirin artık. Her dönemin kendine özgü

Detaylı

AZERBAYCAN DA DÜĞÜN GELENEKLERİ

AZERBAYCAN DA DÜĞÜN GELENEKLERİ Gelenek Dr. Nargiz KULIEVA Tarih Bilimci AZERBAYCAN DA DÜĞÜN GELENEKLERİ AZERBAYCAN DA DÜĞÜN MERASİMLERİ KADİM VE ZENGİN MİLLİ GELENEKLERE DAYANIR. DÜĞÜN SADECE İKİ AİLENİN ÖZEL BAYRAM GÜNÜ OLMAYIP, GENELLİKLE

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU YENİ YIL Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Bizlere kutlu olsun Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Sizlere kutlu olsun Eski yıl sona erdi Bu yıl olsun

Detaylı

Ç ÇABUK ÇAKI ÇALIŞMAK ÇAMAŞIR ÇAMUR

Ç ÇABUK ÇAKI ÇALIŞMAK ÇAMAŞIR ÇAMUR Ç ÇABUK ÇAKI Her iki el göğüs hizasında, sol el işaret parmağı ve başparmak açık öbür parmaklar kapalı (C el) biçimde, el öne doğru çıkarılır. Sağ el işaret parmağı açık öbür parmaklar kapalı, sağ el işaret

Detaylı

Düğün Hazırlık Listesi...

Düğün Hazırlık Listesi... Düğün Hazırlık Listesi... Beş sayfalık bu bölüm, bütçenizden davetli listesine, müzikten çiçeklere kadar düğününüzle ilgili pek çok önemli ayrıntıyı düzenli bir şekilde organize etmeniz ve planlamanız

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Kızılay Haftası (29 Ekim 4 Kasım) Atatürk Haftası (10-16 Kasım) Öğretmenler Günü (24 Kasım) SERBEST ZAMAN

Detaylı

DİNİ VE MİLLİ BAYRAMLAR

DİNİ VE MİLLİ BAYRAMLAR DİNİ VE MİLLİ BAYRAMLAR Bütün ülkelerin din ve kültürlerinde kutlanan özel günler vardır. Bu özel günler, bir tarihi veya dini amaçla kutlanır. Böyle günler o ülkenin dini ve resmi günleridir. Bu günlere

Detaylı

D DAĞ DAKİKA DAKTİLO DALAK DALGA

D DAĞ DAKİKA DAKTİLO DALAK DALGA D DAĞ DAKİKA Her iki el göğüs hizasındadır. Sağ elin işaret ve başparmağı açık, öbür parmaklar kapalıdır (C el). Sağ elin açık parmaklarının uçları, sol el işaret parmağına değecek biçimde tutulur. Her

Detaylı

UFUK ARSLAN ANADOLU LİSESİ

UFUK ARSLAN ANADOLU LİSESİ Slovak Noel Gelenekleri Slovakya büyüleyici gelenekler ülkesidir. Böyle küçük bir ülkede bu kadar değişimi bulmak şaşırtıcıdır. Alışkanlıklarımızın yalnızca bölgelere göre değişmediğini her ailenin Noel

Detaylı

6 YAŞ NİSAN AYI BÜLTENİ .İLKBAHAR HAFTASI .SAĞLIK HAFTASI .POLİS TEŞKİLATI HAFTASI .23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

6 YAŞ NİSAN AYI BÜLTENİ .İLKBAHAR HAFTASI .SAĞLIK HAFTASI .POLİS TEŞKİLATI HAFTASI .23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI 6 YAŞ NİSAN AYI BÜLTENİ.İLKBAHAR HAFTASI.SAĞLIK HAFTASI.POLİS TEŞKİLATI HAFTASI.23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI YARATICI ETKİNLİK: İlkbahar konumuz ile ilgili artık malzemelerden(su şisesi,pul,boncuk

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: B ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:

Detaylı

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce ÖDEV- 3 ADI SOYADI:.. HAYAT BİLGİSİ Tırnaklar, el ve ayak parmaklarının ucunda bulunur. Tırnaklar sürekli uzar. Uzayan tırnakların arasına kir ve mikroplar girer. Bu yüzden belli aralıklarla tırnaklar

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 01-05 HAZİRAN 2015 01 HAZİRAN PAZARTESİ SERBEST ZAMAN ETKİNLİĞİ: Çocuklarla selamlaşıldı ve istedikleri ilgi köşelerinde evden getirdikleri oyuncaklarla

Detaylı

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK YENİ YIL Bizlere kutlu olsun. Sizlere kutlu olsun. Eski yıl sona erdi, Yepyeni bir yıl geldi. Bu yıl olsun mutlu bir yıl, Bu yıl

Detaylı

2013 ZĠYAFET MÖNÜLERĠ DÜĞÜN PAKETĠ

2013 ZĠYAFET MÖNÜLERĠ DÜĞÜN PAKETĠ 2013 ZĠYAFET MÖNÜLERĠ DÜĞÜN PAKETĠ ZÜMRÜT MÖNÜ (Ariş Kampanyalı) Zeytinyağlı Tabağı (5 çeşit) Ordövr Tabağı (9 çeşit) Serpme Meze Tabağı (9 çeşit) Ara Sıcak Sebzeli Börek Nicoise sı (Iceberg göbek, cherry

Detaylı

5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece Hızır ın iyilik, mutluluk dağıtacağı, sorunları olanlara yardım edeceği inancı birtakım

5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece Hızır ın iyilik, mutluluk dağıtacağı, sorunları olanlara yardım edeceği inancı birtakım HIDRELLEZ Hıdrellezden bir gün önce oruç tutulur. Bu uygulama kendine sıkıntı, çile çektirme ve canlılığa geçici bir dönem ara vermedir. Bu yolla yaşamın sona erişiyle bir başka deyişle kışın sona ermesiyle,

Detaylı

E V L E N İ Y O R U M! D ü ğ ü n h a z ı r l ı k k i t a p ç ı ğ ı.

E V L E N İ Y O R U M! D ü ğ ü n h a z ı r l ı k k i t a p ç ı ğ ı. EVLENİYORUM! D ü ğ ü n h a z ı r l ı k k i t a p ç ı ğ ı. Beş sayfalık bu bölüm, bütçenizden davetli listesine, müzikten çiçeklere kadar düğününüzle ilgili pek çok önemli ayrıntıyı düzenli bir şekilde

Detaylı

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ -Okul nedir? Okulumuzu tanıyoruz.okulumuzun bölümlerini tanıyoruz. -Okulda kimler çalışır ve ne iş yaparlar öğreniyoruz.

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi 2018 ARALIK AYI EĞİTİM BÜLTENİ

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi 2018 ARALIK AYI EĞİTİM BÜLTENİ Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi 2018 ARALIK AYI EĞİTİM BÜLTENİ YERLİ MALI Yerli malı yiyelim, yerli malı loy loy. Yerli malı giyelim, haydi arkadaş. Yerli malı alalım, yerli malı loy

Detaylı

Gerçek yaşam, minik minik değişiklikleri hayata geçirmeyi başardığınızda yaşanmaya başlanır. - Leo Tolstoy

Gerçek yaşam, minik minik değişiklikleri hayata geçirmeyi başardığınızda yaşanmaya başlanır. - Leo Tolstoy Gerçek yaşam, minik minik değişiklikleri hayata geçirmeyi başardığınızda yaşanmaya başlanır. - Leo Tolstoy YENİ BİR YIL YENİ BİR SİZ Kendimizde dahil, birçok kişi, yeni bir yıla birçok yeni kararla başlar.

Detaylı

Çaresiz bir tanık gözüyle

Çaresiz bir tanık gözüyle Çaresiz bir tanık gözüyle Bu yazımda sizlere eski Konya'dan ve kültüründen söz etmek istiyorum. İstedim ki Konya'yı eskisiyle yenisiyle iyi bilen biriyle görüşeyim ve sizlere sağlıklı, tanıklı bilgiler

Detaylı

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. Örnek: Mustafa okula erkenden geldi. ( Kurallı cümle ) --KURALSIZ (DEVRİK) CÜMLE: Eylemi cümle sonunda yer almayan

Detaylı

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir? Kurban sözlükte yaklaşmak, yakınlaşmak gibi anlamlara gelmektedir. Kurban, Allah a yaklaşmak ve onun hoşnutluğunu kazanmak amacıyla belirli bir zamanda uygun nitelikteki bir hayvanı kesmektir. Kesilen

Detaylı

Okul ve öğretmenine karşı sorumluluklarını bilir.

Okul ve öğretmenine karşı sorumluluklarını bilir. 40 Dakika Örnek olay, soru cevap, yaparak yaşayarak öğrenme Okul ve öğretmenine karşı sorumluluklarını bilir. Öğrencilere sınıfta uyulması gereken kurallar ve onlardan beklenilen davranışların neler olabileceği

Detaylı

Kahvaltı 25, ,00

Kahvaltı 25, ,00 Menü Kahvaltı Kahvaltı Tabağı... (Beyaz Peynir, Kaşar Peynir, Çeçil Peynir, Zeytin Çeşitleri, Domates, Salatalık, Bal, Tereyağ, Reçel Çeşitleri, Haşlanmış Yumurta, Muska Böreği, Salam, Sigara Böreği, Sınırsız

Detaylı

EYLÜL AYI BÜLTENİ(İnci Taneleri)

EYLÜL AYI BÜLTENİ(İnci Taneleri) EYLÜL AYI BÜLTENİ(İnci Taneleri) KONULAR 1-Okula Uyum Haftası 2-Okulumuzu Tanıyoruz 3-Okul Kuralları BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 1-1-4 Eylül kurban bayramı 2-25 Eylül- 1 Ekim itfaiye haftası 3-Eylülün 3. haftası

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ 0 1 YAŞ ÇOCUK BESLENMESİ BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? o Süt

Detaylı

TÜRKİYE. Hayatın Dönüm Noktaları ile İlgili Gelenek-Görenekler. 1. Doğum

TÜRKİYE. Hayatın Dönüm Noktaları ile İlgili Gelenek-Görenekler. 1. Doğum TÜRKİYE Hayatın Dönüm Noktaları ile İlgili Gelenek-Görenekler 1. Doğum 1.1.Doğumdan önce: Türkiye de doğum hazırlıkları hamilelikle başlar ve karnına çocuk düşen hanıma gebe, hamile, yüklü, ağırayak, iki

Detaylı

neden az yağlı az kolesterollü diyet?

neden az yağlı az kolesterollü diyet? neden az yağlı az kolesterollü diyet? DYT-YRD07 Rev / 2 Yürürlük Tarihi / 30.12.2005 Rev Tarihi / 17.18.2012 neden az yağlı az kolesterollü diyet? Kolesterol insan vücudunda doğal olarak bulunan yağa benzer

Detaylı

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU 23 MART PAZARTESİ GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 23-27 MART 2015 SERBEST ZAMAN ETKİNLİĞİ: Çocuklarla selamlaşıldı ve istedikleri ilgi köşelerinde evden getirdikleri oyuncaklarla

Detaylı

Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu)

Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu) Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu) Prof. Dr. Erman Artun GELİN VERME OYUNU Gelinlerin anasının üç kızıyla oyun alanına gelmesiyle başlar. "Haydee gelin satıyorum,

Detaylı

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ . CİN. ALİ'NİN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

5. BÖLÜM EVLİLİK KONUŞULANIN MEDENÎ HALİ VE EVLİLİK ÖZELLİKLERİ

5. BÖLÜM EVLİLİK KONUŞULANIN MEDENÎ HALİ VE EVLİLİK ÖZELLİKLERİ 5. BÖLÜM EVLİLİK Şu tepe kumlu tepe Kar yağar sepe sepe Yârim uykuya dalmış Uyardım öpe öpe. (Bayraktar, 2004 : 164) Aile; Ebeveyn ve çocuklardan oluşan, en küçük toplumsal birimdir. (Emiroğlu, Aydın,

Detaylı

Menüde sosluklar getirilmelidir. Yemekten sonra çay veya kahve servisi yemeğe dâhil olan içecektir.

Menüde sosluklar getirilmelidir. Yemekten sonra çay veya kahve servisi yemeğe dâhil olan içecektir. TÜRK SERVİS USULÜ 1-Türk servisinin özellikleri: Türk gelenek ve göreneklerini yansıtan servis usulüdür. Yemekler hazır porsiyonlar seklinde servis edilir. Tekerlekli geridonda servis yapılır. Alışıla

Detaylı

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam VARLIKLARIN ÖZELLİKLERİNİ BELİRTEN KELİMELER yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam şu otobüs birkaç portakal Yuvarlak masa : Yuvarlak sözcüğü varlığın biçimini bildiriyor. Yeşil erik : Yeşil sözcüğü

Detaylı

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut Havada bulut Sen bunu unut 8 TEK TEK TEKERLEME Öğrendiğim ilk tekerlemeyi hatırlamıyorum ama; çocukluğuma dönüp, baktığımda onlarca tekerleme arasından ikisinin öne çıktığını çok net görüyorum. Bir tanesi,

Detaylı

EK GIDALARA GEÇİŞ. Bebeginiz yorgunsa uykusuzsa ek besinlere geçiş için iyi bir zaman değildir

EK GIDALARA GEÇİŞ. Bebeginiz yorgunsa uykusuzsa ek besinlere geçiş için iyi bir zaman değildir EK GIDALARA GEÇİŞ Bebegin yiyeceği elle dokunarak tanımasına izin verin Kolay yutmasını sağlamak ve ek gıdanın akciğere kaçmasını önlemek için ek gıda verirken onu kucağınızda veya mama koltuğunda kendini

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? 5 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile nedir? Aileyi oluşturan bireylerin

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Menemen Kaymakamlığı Cumhuriyet ilkokulu Müdürlüğü Toplumsal Yaşam Becerileri Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Menemen Kaymakamlığı Cumhuriyet ilkokulu Müdürlüğü Toplumsal Yaşam Becerileri Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Menemen Kaymakamlığı Cumhuriyet ilkokulu Müdürlüğü Toplumsal Yaşam Becerileri Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : Medine SARIKAYA Eğitsel Performans Elini yıkar. Elini

Detaylı

Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir.

Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir. 1934 -. Akhisar dan Akın - Hakkı Babayı Anlatıyor- : Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir. Hakkı Baba 18

Detaylı

3 YAŞ EKİM AYI TEMASI

3 YAŞ EKİM AYI TEMASI 3 YAŞ EKİM AYI TEMASI Mevsimlerden sonbaharı öğreniyoruz. Çiftlikte yaşayan hayvanları öğreniyoruz. Sebze ve meyvelerin bize faydalarını öğreniyoruz. Cumhuriyet nedir? Öğreniyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı

Detaylı

RESİMLERLE ABDESTİN ALINIŞI

RESİMLERLE ABDESTİN ALINIŞI RESİMLERLE ABDESTİN ALINIŞI 1) Önce kollar dirseklerin yukarısına kadar sıvanır, sonra "Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya" diye niyet edilir. Ve "Eûzü billahi mineşşeytanirracîm, Bismillahirrahmanirrahîm"

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır? İSTEK ÖZEL KEMAL ATATÜRK ANAOKULU MARTILAR SINIFI Mevsimler Geçtikçe Doğadaki Canlıların Yaşam Biçimleri de Değişir Konusu İle İlgili Neler Biliyoruz? Ece S. : Yaz mevsimi olunca hayvanlar daha da heyecanlanır.

Detaylı

ALMAN PASTASI TARİFİ VE PİDE TARİFİ

ALMAN PASTASI TARİFİ VE PİDE TARİFİ ALMAN PASTASI TARİFİ VE PİDE TARİFİ Bugün sizler için tatlı ve tuzlu olmak üzere iki farklı tarif hazırladım. İlk olarak tuzlu tarifimiz olan PİDEYİ sonrada tatlı olan tarifimiz ALMAN PASTASINI yazacağım.

Detaylı

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır. 1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır. Cümlesinde altı çizili kelimenin zıt anlamlısı hangi cümlede vardır? 1. A. Bugün çok çalıştım. 2. B. Akşamları az yemek yemeliyiz. 3.

Detaylı

E ECZANE EDEBİYAT EDİRNE EFENDİ EĞİLMEK

E ECZANE EDEBİYAT EDİRNE EFENDİ EĞİLMEK E ECZANE EDEBİYAT Her iki el göğüs hizasındadır. Sağ elin işaret parmağı açık, öbür parmakları kapalıdır. Sol elin serçe ve başparmağı kapalı öbür parmaklar açıktır. Sağ el, sol elin açık parmaklarının

Detaylı

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM

Detaylı

MÜSLÜM ERDOĞAN İLKOKULU 1B SINIFI

MÜSLÜM ERDOĞAN İLKOKULU 1B SINIFI MÜSLÜM ERDOĞAN İLKOKULU 1B SINIFI TOPLAMA VE ÇIKARMA İŞLEMLERİ PEKİŞTİRME KİTAPÇIĞI 1. SINIF TOPLAMA İŞLEMİ PROBLEMLERİ - 1 1 ) Mert in kalemi vardı. Babası ) Ali nin tane kitabı, Ayşe nin 4 tane kalem

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında BESLENME. TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Hayat sağlıkla güzeldir. BESLENME ve DİYET POLİKLİNİĞİ

Böbrek Hastalıklarında BESLENME. TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Hayat sağlıkla güzeldir. BESLENME ve DİYET POLİKLİNİĞİ Böbrek Hastalıklarında BESLENME TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Hayat sağlıkla güzeldir BESLENME ve DİYET POLİKLİNİĞİ Böbrek Hastalıklarında BESLENME Diyetiniz günlük enerji gereksiniminize

Detaylı

Eğitsel- Davranışsal Ölçme Ve Değerlendirme Ders Notu Prof. Dr. Tevhide Kargın

Eğitsel- Davranışsal Ölçme Ve Değerlendirme Ders Notu Prof. Dr. Tevhide Kargın ELİYLE YİYECEK YEME BECERİ ANALİZİ 1. Kullandığı elini tabaktaki yiyeceğe uzatır. 2. Baş ve diğer parmakları arasında kalacak şekilde yiyeceği tutar. 3. Yiyeceği biraz yukarı kaldırır. 4. Yiyeceği ağzına

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Sayfa. ÖNSÖZ... v GİRİŞ... 1

İÇİNDEKİLER. Sayfa. ÖNSÖZ... v GİRİŞ... 1 İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ...... v GİRİŞ... 1 I. BÖLÜM SOSYAL DAVRANIŞ KURALLARI A. Hitap... 10 B. Selamlama... 14 C. Tanıtma ve Tanıştırma... 19 D. El Sıkma (Tokalaşma)... 24 E. El Öpme ve Öpüşme... 26 F.

Detaylı

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017 ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017 Ağustos Böceği ile Karınca Hafta Sınıf Düzeyi ve 4. Sınıf Süre Yöntem ve Teknik 40 Dakika drama, beyin fırtınası KAZANIM SÜREÇ Araç - Gereç Çizgi film CD si veya Masal kitabı Karınca

Detaylı

BİZE KATILIR MISINIZ?

BİZE KATILIR MISINIZ? BİZE KATILIR MISINIZ? ŞARKILAR FARECİK Bizim mutfakta bir yuvası var. Ben bilemem ki kaç yavrusu var. Her şeyi kemirdi. Her şeyi dağıttı. Annemi babamı çıldırttı. Farecik farecik, Döktün saçtın farecik,

Detaylı

1- bireyin saptanan tuvalet yapma saatinden 10 dk. önce tuvalete gitmesi sağlanır.

1- bireyin saptanan tuvalet yapma saatinden 10 dk. önce tuvalete gitmesi sağlanır. Öğretim süreci içinde çocuk kaza ile altına yaptıysa öğrenci ile hiç konuşmadan çamaşırları değiştirilir ve birey temizlenir. Pekiştireç ve ceza kullanılmaz. GÜNDÜZ ÖĞRETİMİ 1. GELENEKSEL TUVALET ÖĞRETİM

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... V. I. BÖLÜM İNSAN DAVRANIŞLARI VE ANLAMLARI A. İnsan Davranışları... 1 B. Davranışların Anlamları... 11

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... V. I. BÖLÜM İNSAN DAVRANIŞLARI VE ANLAMLARI A. İnsan Davranışları... 1 B. Davranışların Anlamları... 11 İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... V I. BÖLÜM İNSAN DAVRANIŞLARI VE ANLAMLARI A. İnsan Davranışları... 1 B. Davranışların Anlamları... 11 1. Beden Dili... 11 2. Bedensel Davranışlar ve Anlamları... 13 3. Beden

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası Yerli Malı Haftası Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak) GÜNE BAŞLAMA ETKİNLİKLERİ Oyun

Detaylı

TÜRKÇE. NOT: 1. 2. 3. soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. cümlesinin sonuna hangi noktalama işareti konmalıdır?

TÜRKÇE. NOT: 1. 2. 3. soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. cümlesinin sonuna hangi noktalama işareti konmalıdır? TÜRKÇE Hiçbir zaman elinde sapan olan bir arkadaşım olmadı. Daha doğrusu, öyleleri ile arkadaşlık yapmadım. Çünkü minicik bir kuşun canına kıyarken acıma duygusu olmayan kişi, zor duruma düşene elini uzatmaz.

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN ilkok Adı-Soyadı:... Yukarıdaki resmi inceleyelim. Sonrasında aşağıdaki yönergelere göre, çocukları numaralandıralım ve soruları cevaplayalım. Deniz

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN ilkok Adı-Soyadı:... Yukarıdaki resmi inceleyelim. Sonrasında aşağıdaki yönergelere göre, çocukları numaralandıralım ve soruları cevaplayalım. Deniz

Detaylı

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Aşağıda verilen isimleri örnekteki gibi tamamlayınız. Örnek: Ayakkabı--------uç : Ayakkabının ucu İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Kalem sap Çanta renk Araba boya Masa kenar Deniz mavi Rüzgar şiddet

Detaylı

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz. MEVSİM İLKBAHAR İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz. İlkbahar mevsiminde meydana gelen değişiklikleri öğreniyoruz. İlkbahar mevsiminde hayvanların yaşayışlarında meydana gelen değişiklikleri

Detaylı

SOSYAL TESİSLER 2018 YILI ÖNERİLEN FİYAT TARİFESİ

SOSYAL TESİSLER 2018 YILI ÖNERİLEN FİYAT TARİFESİ SOSYAL TESİSLER 2018 YILI ÖNERİLEN FİYAT TARİFESİ DÜĞÜN SALONU FİYAT LİSTESİ 2017 2018 1 PAŞAFABRİKASI KÜTÜK EV DÜĞÜN SALON(BOŞ SALON) 1.250,00 1.500,00 2 SICAK ÇERMİK SEFA OTELİ TOPLANTI SALONU 500,00

Detaylı

O OBUR OCAK (AY) OCAK ODA OFSAYT

O OBUR OCAK (AY) OCAK ODA OFSAYT O OBUR OCAK (AY) Sağ el göğüs hizasında, işaret parmağı ve başparmak birbirine dokunacak şekilde, öbür parmaklar açıktır. Her iki el göğüs hizasında, parmak uçları birbirine dokunacak şekilde sağ el ağza

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE DİĞER BAKANLIKLARA BAĞLI OKULLARDAKİ GÖREVLİLERLE ÖĞRENCİLERİN KILIK KIYAFETLERİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK (1)

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE DİĞER BAKANLIKLARA BAĞLI OKULLARDAKİ GÖREVLİLERLE ÖĞRENCİLERİN KILIK KIYAFETLERİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK (1) 1093 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE DİĞER BAKANLIKLARA BAĞLI OKULLARDAKİ GÖREVLİLERLE ÖĞRENCİLERİN KILIK KIYAFETLERİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK (1) Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 22/7/1981, No: 8/3349 Dayandığı

Detaylı

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 20 EKİM 2014-24 EKİM 2014

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 20 EKİM 2014-24 EKİM 2014 Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 20 EKİM 2014-24 EKİM 2014 20 EKİM 2014 PAZARTESİ SERBEST ZAMAN ETKİNLİĞİ: Çocuklarla selamlaşıldı. Öğretmen rehberliğinde çocukların tercihine göre

Detaylı

C CADI CAHİL CAM CAMİ CAN

C CADI CAHİL CAM CAMİ CAN C CADI CAHİL Sağ el sağ omuz hizasında, işaret parmağı ve başparmak açık öbür parmaklar kapalıdır (C el). El öne doğru hareket ettirilerek C harfi işaret edilir. Sağ el karnın üst hizasında ve sol el göğüs

Detaylı

1- Süt ve Sütten Yapılan Besinler

1- Süt ve Sütten Yapılan Besinler Besin Grupları Doğada çok çeşitli besinler bulunmakta ve her besinin besin öğesi bileşimi farklılık göstermektedir. Besin öğelerini tek bir besinle vücudumuza almamız imkansızdır. Besin öğelerinin dengeli

Detaylı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden

Detaylı

YEMEK LİSTESİ. 01 Ekim 2018 Pazartesi 02 Ekim 2018 Salı 03 Ekim 2018 Çarşamba 04 Ekim 2018 Perşembe 05 Ekim 2018 Cuma

YEMEK LİSTESİ. 01 Ekim 2018 Pazartesi 02 Ekim 2018 Salı 03 Ekim 2018 Çarşamba 04 Ekim 2018 Perşembe 05 Ekim 2018 Cuma 01 Ekim 2018 Pazartesi 02 Ekim 2018 Salı 03 Ekim 2018 Çarşamba 04 Ekim 2018 Perşembe 05 Ekim 2018 Cuma SÜT IHLAMUR ÇAYI SİYAH ÇAY NAR ÇİÇEĞİ ÇAYI SÜT ELİF BÖREĞİ KAŞARLI OMLET SOSLU SOSİS HAŞLANMIŞ YUMURTA

Detaylı

HIZLI TÜKETİLEN ÜRÜNLER FİYAT ENDEKSİ (HTFE)

HIZLI TÜKETİLEN ÜRÜNLER FİYAT ENDEKSİ (HTFE) HIZLI TÜKETİLEN ÜRÜNLER FİYAT ENDEKSİ () 2015 Yılı Ayı Gelişmeleri Hazırlayan: Zafer YÜKSELER Sayı:3 Şubat 2015 2015 yılı ayında, bir önceki aya göre yüzde 1,1 oranında yükselmiş, yıllık artış oranı ise

Detaylı

İstanbul un. Sosyal Yaşantısını Renklendiren. 100 Adet. İstanbul un 100 leri Serisi / İstanbul un 100 Adeti / 71

İstanbul un. Sosyal Yaşantısını Renklendiren. 100 Adet. İstanbul un 100 leri Serisi / İstanbul un 100 Adeti / 71 İstanbul un Sosyal Yaşantısını Renklendiren 100 Adet İstanbul un 100 leri Serisi / İstanbul un 100 Adeti / 71 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., Osmanlı nın ve İstanbul un sosyal hayatına ışık

Detaylı

40 GRAM PROTEİNLİ NORMAL POTASYUMLU, FOSFORDAN SINIRLI DİYET Değişim Değişim sayısı Süt 1 Yumurta 1 Et 2 Ekmek 6 Makarna (30 gr) 2 Şehriye (15 gr) 1

40 GRAM PROTEİNLİ NORMAL POTASYUMLU, FOSFORDAN SINIRLI DİYET Değişim Değişim sayısı Süt 1 Yumurta 1 Et 2 Ekmek 6 Makarna (30 gr) 2 Şehriye (15 gr) 1 40 GRAM PROTEİNLİ NORMAL POTASYUMLU, FOSFORDAN SINIRLI DİYET Değişim Değişim sayısı Süt 1 Yumurta 1 Et 2 Ekmek 6 Makarna (30 gr) 2 Şehriye (15 gr) 1 *Sebze ve meyve normal potasyumlu diyette serbest ama

Detaylı

4. ve 5. Değerlendirme Sınavları. Puanlama Aşağıda...

4. ve 5. Değerlendirme Sınavları. Puanlama Aşağıda... 4. ve 5. Değerlendirme Sınavları Puanlama Aşağıda... 4. Sınav Test Soruları 5 puan 6x5=30 Çetele tablosu 5 puan 10x5=50 Doğru-Yanlış 2 puan 5x2=10 Sayı örüntüsü 2 puan 5x2=10 5. Sınav Test Soruları 5 puan

Detaylı

MART AYINDA ÖĞRENDİĞİM DİL GELİŞİM ÇALIŞMALARI

MART AYINDA ÖĞRENDİĞİM DİL GELİŞİM ÇALIŞMALARI 1 MART AYINDA ÖĞRENDİĞİM DİL GELİŞİM ÇALIŞMALARI ŞARKILAR ÇANAKKALE MARŞI Çanakkale İçinde Aynalı Çarsı, Ana Ben Gidiyom Düşmana Karsı. Of Gençliğim Eyvah. Çanakkale içinde vurdular beni. Ölmeden mezara

Detaylı