BİR KİŞİ KALDI O DA HEMEN BAYILDI

Transkript

1 devamı 9 da 16 Mayıs 2014 Cuma Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan maden faciasından sağ kurtulan bir vardiya çavuşu, temiz havaya ulaşmak için dumanların arasında 1 kilometre yürümesi gereken işçilerin, ölümle hayat arasındaki ince çizgide geçen dakikalarını anlattı BİR KİŞİ KALDI O DA HEMEN BAYILDI Acı dolu dakikaları unutamadığını söyleyen Cücü, "Yüzeyden yaklaşık 3-4 kilometre içerideyiz. Yer altında temiz hava bölümüne 1 kilometre kaldı. Kendimizi temiz havaya atmaya çalışıyoruz. Orada ana yollar var; temiz havanın bulunduğu. Bizi, bu ana yola ulaştıktan sonra yüzeye çıkardılar. Duman, etrafı sarmıştı. Orada maskeleri taktık. Yukarı doğru yürürken kimse kimseyi göremiyordu dumandan. Temiz hava bölümüne 1 kilometre vardı. Dumandan eksildik kişi yola çıktık, 'nefes'e ulaştığımızda yanımda sadece baygın bir arkadaş vardı dedi. ARTIK MADENDE ÇALIŞMAYACAĞIM Temiz havanın dağıldığı noktada patlama olunca koridorlara duman dolduğunu bildiren Cücü, "Kimse kimseyi tanıyamıyor, göremiyor. El yordamıyla çıktım temiz havaya. Arkama yapışanlar oldu. Kimisi dua ediyordu, kimisi bağırıyordu, 'Allah'ım, kurtarın, beni kurtarın' diyenler oluyordu. 'Kimse maskeyi azından çıkarmasın' dedim ama bunu yapmadılar. Biraz sıkışınca maskeyi çıkarıyorlar ve dumandan etkileniyorlar. Çoğu da zaten bu dumandan hayatını kaybetti. Artık maden ocağında devam etmeyeceğim, hiç niyetim yok" diye konuştu. devamı 16 da Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında hayatını kaybeden iki çocuk babası Selami Tizel'in (34) eşi Aysel Tizel, "Her geldiğinde, bizimle helalleşerek gidiyordu. '4 bin metre yerin altına giriyoruz. Hiçbir zaman garanti değil' diyordu. Üç gün önce de, içime bir sıkıntı düştü. Rüyalarımda tabutlar, cenazeler gördüm. Telefonda eşime anlatınca bana 'hayırlara yor' dedi. Televizyondan kazayı duydum"ifadelerini kullandı. devamı 16 da Manisa'nın Soma ilçesindeki kömür işletmesinde başmühendis olarak çalışan Mehmet Efe, ismini aldığı dedesinden 47 yıl sonra tıpkı onun gibi bir maden kazasında yaşamını yitirdi. Olayın ardından içeri giren ve çok sayıda arkadaşını kurtardığı belirtilen Mehmet Efe'nin, çıkıp bir süre dinlendikten sonra önceki gece civarında tekrar madene indiği ve bir daha çıkamadığı bildirildi. >> 16 da ABD'de faaliyet gösteren, Eagle Maden Güvenlik Şirketi Başkanı Steven Sandbrook, Soma'daki maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarına ilişkin TBMM'ye verilen araştırma önergesinin kabul edilmemesinin sorgulanması gerektiğini söyledi. Sandbrook, Bir güvenlik uzmanı olarak bu kararın nedenini sorgulamak istiyorum. Doğru güvenliğin sağlanması, politikalarla harekete geçirilemez. Madenciler, evlerine ceset torbasında değil, canlı bir şekilde gitsin diye devlet tarafından desteklenir." ifadelerini kullandı. devamı 16 da Soma'da vatandaşlara seslenen Erdoğan, "Şundan herkesin emin olmasını istiyorum. Bu kaza en ince ayrıntılarına kadar, en küçük detaylarına kadar araştırılacak ve araştırılıyor. Hiçbir ihmalin göz ardı edilmesine izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Olay aydınlatılacak, hem yakınlarının, hem kamuoyunun tatmin olacağı adımlar da atılacaktır. Herkes bu konuda müsterih olsun" dedi Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında hayatını kaybeden işçi Engin Yıldırım'ın (40) yaklaşık bir yıl önce emekli olduğu madende "ev alabilmek" için yeniden çalışmaya başladığı öğrenildi. Aynı madende çalışan kardeşi Hüseyin Yıldırım tarafından madenden çıkartılan bir çocuk babası Yıldırım'ın cenazesi, Tavşanlı ilçesine bağlı Balıköy beldesinin Kargılı köyü nde defnedildi. devamı 9 da Tahrikler konusunda vatandaşı uyaran Erdoğan, Tüm medyanın huzurunda bir şeyi daha söylemek istiyorum; bu tür havaları fırsat bilip, bunları istismar etmek isteyen bazı aşırı uçlar var, gruplar var. Bunlara da değer verilmemesinin ülkemizin huzuru için, birliği, beraberliği için çok çok önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum. Rabbim milletimize böyle acılar tekrar yaşatmasın." dedi. devamı 8 de

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 16 Mayıs 2014 Cuma Hobi olarak başladı müzeye dönüştürdü Kars'ın Sarıkamış ilçesinde yaşayan Rasim Kaya'nın, asırlık kılıç, silah, mezar taşı, dikiş makinesi, semaver gibi malzemeleri sergilediği kültür evi büyük ilgi görüyor. Kaya: "Ben aslında hobi olarak başladığım bu işin bu kadar büyüyüp ilgi göreceğini beklemiyordum. Kiraladığım ev ve bahçesi tam bir müze haline geldi. 100 yıllık malzemeleri burada sergiliyorum" dedi Sarıkamış ilçesinde yaşayan Rasim Kaya, hobi olarak başladığı asırlık kılıç, silah, mezar taşı, dikiş makinesi, semaver gibi malzemeleri sergilediği kültür evini müzeye dönüştürdü. Kentte tarihi eşya ve tarım aletlerine olan merakı sayesinde zengin koleksiyona kavuşan Kaya, oluşturduğu kültür evinde Osmanlı-Rus Savaşı döneminden kalan e- serleri sergiliyor. Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğundan beri tarihi eşyalara, koleksiyon oluşturmaya çok meraklı olduğunu belirterek, Sarıkamış İnönü Mahallesi'nde beş yıl önce kiraladığı 3 odalı eski evinde asırlık malzemeleri topladığını söyledi. "Sarıkamış Kültür Evi" adını verdiği mekanda ve bahçesinde hobi olarak sergilediği eşyaları turistlerin beğenisine sunduğunu, tarihe ve kültüre çok önem verdiğini vurgulayan Kaya, "Kendi çabalarımla çevre il, ilçe ve köylerden topladığım 100, 150 yıllık madeni paralar, şamdanlar, kılıçlar, silahlar, bakırdan yapılmış kazanlar, tavalar, eski radyo ve plaklar, tepsiler, gaz lambaları ve tarım aletleri gibi birçok objeyi burada sergiliyorum" dedi. Kaya, sadece Türkiye'nin tarihi ve kültürüne ait eşyaları toplamadığını, Azeri, Rus ve Ermenilere ait eşyaları da toplayarak burada sergilediğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Ben aslında hobi olarak başladığım bu işin bu kadar büyüyüp ilgi göreceğini ummadım. Şu anda bu ev ve bahçesi tam bir müze haline geldi. Ben sadece kendi kültürümüze hizmet etmiyorum. Burada 100 yıl öncesinde yaşayan Ruslardan kalma mezar taşlarından, dikiş makineleri, semaverler, tarihi kılıç ve silahların hem bakımını yapıyorum Amasya nın Merzifon ilçesinde yaşayan 76 yaşındaki Cevat Coşkun, 30 yılda ceviz ağacından yaptığı eserlerini müze ortamında sergileme fırsatı bulamayınca tavan arasındaki sandıklarda çürümeye bıraktı. Ömrünün neredeyse yarısını harcayarak evinin zemin katındaki 5 metrekarelik alanda büyük hayallerle yaptığı el emeği, göz nuru ahşap eserleri için defalarca sergi açan Coşkun, fakat yine de aradığı mutluluğu yakalayamadı. Öyle ki, Cevat Coşkun, okul, aşevi, devlet kurumları yararına sunduğu sergilerden hem de bunları koruyorum. Bu kültür evini ziyarete gelen yerli ve yabancı turistler, çok önemli bir kültür hizmeti yürüttüğümü söylüyorlar, bende mutlu oluyorum. Yalnız ben tek başıma yeterli olamıyorum. Gönül ister ki kültürümüzü yaşatalım. Gelecek nesiller bunları görsün, bunu yaşatalım. Buradan kültür müdürlüğümüze s- esleniyorum, kültür bakanlığından, başbakanlıktan bir destek olursa Sarıkamış'a çok güzel bir müze yapabiliriz." Kültür evini ziyaret eden misafirlerden Murat Aydın da rahat huzurlu bir ortam olduğunu belirterek, son yıllarda otantik ortamlara büyük özlem duyulduğunu, insanın böyle yerlerde rahatladığını vurguladı. Kültür evini ziyarete gelen konuklar için ayrıca yöresel yemek ve içecek ikramı sunuluyor. (AA) ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Amerika Birleşik Devletleri Eski Başkanı George Bush gibi birçok ünlü isme yapıp gönderdiği bayrak işlemeli baston için çok sayıda ödül ve teşekkür belgesi aldı. Aynı dönemde diğer devlet adamları için hazırladığı bastonları ise kendilerine gönderme imkanı bulamayınca onları da tavan arasında ki çuvalların içerinde kaderine terk etti. Bütün bu eserleri büyük bir özveriyle yaptığını hatırlatan Coşkun, Yapmış olduğum bu eserlerle 4 defa el sanatları sergisi açtık ama ben bunu değil e- Şairimiz şiirimiz Sabit İnce BURHANETTİN AKDAĞ 1955-Karadenizin mütevazi ili Zonguldak'ta doğdum, gençlik yıllarımda geldiğim İstanbul'da yaşam mücadeleme devam ediyorum. Edebiyata ve şiire ilgim ta lise yıllarından başlar, özellikle edebiyat öğretmenim Mehtap hanımın katkısını bir kez daha belirtmek isterim.yapım gereği gençliğimden ve yetişme tarzımdan kaynaklanan alışkanlıkla duygu manasında epeyce içime kapanırım. İşte bu kendimle olan duygu mücadelesinden zaman zaman dizelere dökülen sözlerimi pek de iddialı saymamakla birlikte; şiir adına, sanat ve edebiyat adına ben de buralarda bir yer işgal ettiğim için mutluyum. Bana Sorsaydın Eğer - Hüzün Şarkısı Hayalsiz her gecemde, büyüttüğüm bin nazım Garip kalan gönlümde, tükenmiş sözüm sazım Bülbül gibi ağlasam, fayda yok son fasıldan Hasretin yük derdime, dinmeyen yürek sızım. Bana sorsaydın eğer, çârem nedir diyerek İnleyen yüreğinden, bilirdim ses duyarak. Sen yoksun gecelerde, alevim yok hârsızım Darlanır umutlarım, görmez gözüm fersizim Şarkılar bestelerim, hüzün damlar usulden Öksüz kaldım sevdamla, geçti ömrüm kârsızım. Bana sorsaydın eğer, yârem nedir diyerek Anlayan yüreğinden, bulurdum ses duyarak. Müzelik eserlerini tavan arasında çürümeye bıraktı serlerimin kalıcı olarak bir müzede sergilenmesini istiyorum. dedi. Sergi açılırken birçok kişinin yardım ettiğini daha sonra ise suyu çekilen değirmen gibi yapa yalnız kaldığını ifade eden Coşkun, Daha sonra sıkıntıyı ben çekiyorum. Benim hayalim eserlerim için bir müze açılırsa, bütün eserlerimi orada kalıcı olarak sergilenecek. Müze açılmadığı takdirde bütün eserlerim tavan arasında ki sandıkların içerisinde kalacak, ya da orada çürüyecek. diye konuştu. (AA) Ege Üniversitesi nden 'Yazmacılık' çalışması! Ege Üniversitesi Emel Akın Meslek Yüksekokulu nun ev sahipliğinde Ege Üniversitesi Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi nde Yazmacılık atölye çalışması gerçekleştirildi. Moda Tasarım Bölümü Öğretim Görevlileri Şükran Tümer, Berna Aybartürk ve öğrencileri yazmacılık kültürünü sürdürmek ve yaygınlaştırmak için gerçekleştirilen atölye çalışmasında yirmi adet yazma baskısı yapıldı. Atölye çalışmasına öncülük eden Geleneksel Tokat Yazmacılığı El Baskı Ustası Emel Ardahanlı etkinlikte yazmacılık geleneğinin tarihi ve baskı yaparken kullandıkları malzemeler hakkında bilgi verdi. Gençlerin yazmacılığa ilgi göstermediğini söyleyen Ardahanlı, ustaların da kendi atölyelerinde işleri olması sebebiyle eğitim veremediklerini ve bu yüzden de bu sanatın yaygınlaştırılamadığını söyledi. Çeşme de Halk Eğitim de kurs verildiğini sözlerine ekledi. EMEL ARDAHANLI KİMDİR? 1950 YILINDA İzmir de doğan Emel Ardahanlı bir çocuk annesi ve banka emeklisi. Ardahanlı aynı zamanda Geleneksel Tokat Yazmacılığı El Baskı ustası. Çalışmalarına İzmir Güzelbahçe deki atölyesinde ve 2010 dan beri Çeşme Halk Eğitim Merkezi nde devam etmekte. Bugüne kadar yirmi usta yetiştiren Emel Ardahanlı çeşitli sempozyumlara ve sergilere katıldığını, davet edildiği her yere gittiğini vurguladı. (EGE AJANS) 4 sanatçı ve 3 sanat bir sergide buluşuyor Dört sanatçının seramik, resim ve lif alanlarındaki eserlerinin sergileneceği karma sergi, bugün Alaçatı Kırmızı Ardıç Kuşu Sanat Galeri'nde kapılarını sanatseverlere açacak. Çeşme Belediyesi ve Alaçatı Turizm Derneği'nin desteğiyle geçtiğimiz yıl gerçekleşen "Alaçatı Genç Sanatçıları Kucaklıyor-3. Alaçatı Genç Sanat Günleri'nde" en çok izleyici oyunu alan 4 sanatçı, Alaçatı Sanat Dostları Derneği'nin düzenlediği karma sergide bir araya gelecek. Zeynep Yılmaz'ın seramik, Güneş Topalöz'ün resim, Mustafa Kula ve Meltem Ok'un lif sanatı alanlarında özgün yorumlarıyla oluşturdukları eserlerinin sanatseverlerin beğenisine sunulacağı karma sergi, Mayıs tarihleri arasında Alaçatı Kırmızı Ardıç Kuşu Sanat Galerisi'nde ziyaret edilebilir. Detaylı bilgi: www. alacatisanat.com; info@alacatisanat.com. (HABER MERKEZİ) Türk Halk Müziğinin büyük ustaları Egelilerle buluştu Ege Üniversitesi 35.Yıl Kültür, Sanat ve Spor Şenlikleri kapsamında Atatürk Kültür Merkezi nde 50. Sanat Yılına Saygı Arif Sağ etkinliği düzenlendi. Konser, Ege Üniversitesi nin farklı fakültelerinde okuyan öğrencilerden oluşan bir koro ile gerçekleştirildi. Konsere konuk olarak Arif Sağ, Tolga Sağ ve Erdal Erzincan katıldı. Halkın büyük ilgisini çeken saygı konserinde konukların yoğun ilgisi dikkat çekti. Ege Üniversitesi öğrencilerinin oluşturduğu koro sahneye çıkarak seyircilere Türk Halk Müziği konseptli bir gösteri sundu. Şef Özgür Yurteri nin yönettiği koro, İlk olarak Erzincan Yöresine ait Efendiler Bağı nı seslendirdi. Ardından Duygular Dönüştü Söze, Seher Yeli, Derikonun Düzleri en sonunda da Şeker Oğlan parçasıyla konuklara unutulmaz anlar yaşattı. Koronun ardından sahneye, Arif Sağ ın oğlu Tolga Sağ çıkarak bağlamasıyla salonda bir rüzgar estirdi. Tolga Sağ, 4 eserini bağlamasıyla seslendirdi. Ardından sahneyi Arif Sağ ile 2 ciltlik bir Bağlama Metodu isimli kitabı bulunan Erdal Erzincan aldı. Erzincan, Erzurum- Aşkale nin müziğini bağlamasıyla tüm konuklara tanıttı. HAKLIYIZ ÇÜNKÜ BİZ HALKIZ En son olarak sahne alan Halk Müziği Sanatçısı Arif Sağ bağlamasıyla beraber seyircilere resital sergilerken, söylediği bestelerle de izleyicilere keyifli zamanlar geçirtti. Parçalarını bitirdikten sonra insan olabilmeye dikkat çeken Arif Sağ İnsan güzeldir, insanla oynanmaya başlandığında insanlıktan çıkarız. Son zamanlarda çok garip bir duruma geldik. Bütün farklılıkları ortadan kaldırarak ortak bir paydada buluşmamız gerek işte buna da insanlık diyoruz. İnsan olduğumuzu algılayıp o noktada birleşmeliyiz. Haklıyız çünkü biz halkız dedi. Daha sonra konuklara gecenin anısına plaket takdim edildi. Türkü dostu Arif Sağ ın plaketini Alevi- Bektaşi Federasyonu Derneği Başkanı Selahattin Özer verirken Erdal Erzincan ın plaketini Gökmen Gök sundu. (EGE AJANS) Yıl: 3 Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Salih ASLAN Denizli Temsilcisi Sedat KAYA sedatkaya20@hotmail.com. Sayı: Mayıs 2014 Cuma Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Mayıs Şubat Cuma Perşembe MİT e ait TIR ları durduran askerler casusluk iddialarını kabul etmedi Adana nın Ceyhan ilçesi Sirkeli Gişelerinde 19 Ocak günü durdurulan MİT e ait TIR lara yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. Cumhuriyet Başsavcı Ali Doğan, tarafından hazırlanan iddianame Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi nde kabul edildi Savcı, Adana ve Ankara Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü nde görevli askeri personellerden şüpheli Ö.K., H.G., G.M., H.K., B.K., H.Ö., E.T., H.İ.K., A.Y., M.Ö., C.K., H.Ü. ve S.Y., hakkında devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar; devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla açıklama iddiasıyla müebbet hapis cezası istedi. Tutuksuz sanıklar, iddianamedeki ifadelerinde, casusluk iddialarını reddetti. UYUŞTURUCU MADDE KAÇAKÇILIĞIYLA İLGİLİ ÖNLEME DİNLEMESİ YAPTIK Olay tarihinde Ankara İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü İstihbarat Kısım Amiri olan şüpheli H.G. (32), bir uyuşturucu madde kaçakçılığı olayıyla ilgili mahkeme kararına istinaden önleme dinlemesi yapıldığını belirtti. Beyanlarında, Devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri temin etmediğini ve kimseye aktarmadığını vurgulayan H.G., Haberlerden bizim şüphe ettiğimiz TIR ların MİT'e ait olduğunu öğrenince önleme dinlemesindeki şahsın MİT personeli olduğunu anladım. Bu nedenle de mahkeme kararıyla bu önleme dinlemesini 20 Ocak 2014 günü sabahleyin sonlandırdık. Belgeler İl Jandarma Komutanlığında kayıtlıdır. Dinlemeye aldığımız şahısların meslek bilgilerini bilmediğimiz için MİT mensubu olup olmadıklarını bilmiyorduk. Çünkü sistemimizde kişilerin meslek bilgilerini içerir veri tabanı yoktur. Ben herhangi bir terör veya çıkar amaçlı illegal örgüt veya yapılanma içerisinde bulunmadım. Bütün telefon görüşmelerimi askeri hiyerarşi içerisinde yaptım. dedi. TIR LARIN MİT E AİT OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE VİCDANEN RAHATSIZ OLDUM İddianamede adı geçen 13 şüpheli askerden G.M.(32) ise 8 Ocak 2014 tarihinde Jandarma Çavuş M.Ö. nün uyuşturucu kaçakçılığı konusunda önleme dinlemesi isteğinde bulunduğunu kaydetti. Şahısların aralarındaki görüşmeyi detaylandırmak amacıyla 14 Ocak 2014 günü mahkemeden yeni bir karar aldığını hatırlatan G.M. ifadelerinde özetle, şunları söyledi: 19 Ocak 2014 günü gece saat suları olmuştu. Yüzbaşı H. ile evinin yakınında buluştuk. Kendisine durumu arz ettim. 3 tane TIR gördüğümü, üzerlerinde de konteyner yük ve bunların terör örgütlerine giden silah ve patlayıcı madde olabileceğini söyledim. Çünkü daha önce iki aylık dönem içerisinde, takip ettiğimiz dosya kapsamında İstanbul dan çalınan çeşitli araçlar Ankara üzerinden Hatay'a oradan da Suriye'ye kaçırıldığını tespit etmiştik. Bu şahıslardan da 19'u tutuklanmıştı. Şahıslarda 3 nün El Kaide terör örgütünün üyesi olduğunu öğrenmiştim. 22 araçtan bir tanesinin de TIR olduğunu biliyordum. Bu yüzden buna benzer bir faaliyet olabileceğini düşündüm. Yaptığım ihbara konu TIR ların MİT'e ait olduğunu öğrenince vicdanen rahatsız oldum ve 3 Şubat günü Yarbay E.T. ile İçişleri Bakanlığı müfettişlerine bilgi verdim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Ankara Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü nde görevli Jandarma Astsubay M.Ö. (30), tarih ve 2014/51 sayılı Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen dinleme kararındaki telefon numaralarının kendisince tespit edildiğini dile getirdi. Dinleme kararlarındaki kişilerin MİT personeli olduğuna dair herhangi bir bilgisinin olmadığını ileri süren M.Ö., dinlemelerin adli değil önleme kapsamında olduğunu söyledi. M.Ö., ifadelerinde Önleme dinlemesi esnasında numaraların kime ait ya da kimin kullanımında olduğunu tespit edebiliyoruz. Bunun haricinde bu kişilerin görevlerine ilişkin bir bilgi sorgulama yaptığımız ekranlarda gözükmemektedir. açıklamasını yaptı. Ankara İl Jandarma Komutanlığında İstihbarat Şubesi nde görevli A.Y.(40), kimlerin Adana İl Jandarma Komutanlığı na ihbarda bulunduklarını bilemediğini öne sürdü. A.Y., Ekranda izlediğim bu araçların TIR mı, otomobil mi olup olmadığını tespit etmemiz mümkün değildir. Araçların MİT'e ait olup olmadıklarını da buradan anlamamız söz konusu olamaz. Yaptığım işlem tamamen görevim gereği olup, yasaldır. dedi. TIR LARDAKİ MALZEMELERİN CİNSİ YAZILMADI: ÜÇ TIR DA DA..OLDUĞU ANLAŞILINCA Şüphelilerden B.K. (40) iddianameye yansıyan ifadelerinde şunları söyledi: TIR ların peşinde keşif unsurumuz vardı. Bu nedenle Ceyhan'a geleceğini düşündük. Saat de TIR lar geldi. Birinci TIR ın arkasında Audi marka bir araç vardı. TIR lar bekleme yerine alındı. Audi marka araç ihbarda geçmiyordu, ancak TIR larla hareket ediyordu. TIR lar gelmeden önce hangi ekibin hangi TIR a bakacağı belirlenmişti. Ancak Audi marka araca bakacak görevlendirilmediğinden ona ihtiyat unsurumuz müdahale etti. Bu araç ihtiyat unsurunun dur demesine rağmen aracı üzerlerine sürdü. 10 metre ileride durdu. Bu sırada gazetelerde yer alan silah doğrultma konusunda kimse emir vermedi. Tüm aramalarda emniyet unsurunun hareket tarzı budur. MİT personeli, çevirmeden dakika sonra (kurumunu) söyledi. Bunun üzerine arama unsurundaki personel TIR a çıktı. Kasaları pense ile açıp içinde olduğunu söylediler. Her üç TIR da da...olduğu anlaşılınca, ön taraftan da bağrışmalar gelince, Audi marka aracın yanına yanaştım. Oradaki MİT personeli olan kişi kimlik göstermiyordu. En sonunda bakın bakalım ben kimmişim dedi. Bakıldığında MİT mensubu olduğu anlaşıldı. BANA ÜÇ TIR PLAKASI SÖYLENDİ İddianamede, tanık olarak dinlenen Adana İl Jandarma Komutanlığı 156 Harekat Merkezinde görevli Uzman Jandarma Çavuş B.F., günü sabah saat sıralarında Ankara kodlu bir telefon çaldı. Ben telefonu açtım; karşıdaki kişi direk bilinçli bir şekilde not alıyor musun? dedi. Bana üç tane TIR plakası söyledi. Bu TIR ların geceleyin saat da Ankara'dan çıktığını, Adana iline girmiş olabileceğini ve silah taşıdığını bildirdi. Bende ona Ankara'dan buraya geliyorsa başka illere bildirdiniz mi? dedim. Şahıs soru sormama izin vermeden telefonu kapattı. dedi. 48 sayfalık iddianamenin Somut suçlara yönelik değerlendirmeler bölümünde savcı Ali Doğan, Adı geçen şüphelilerin eylemlerinin tümü birlikte değerlendirildiğinde atılı suçları işlediklerine ve bir mizansen çerçevesinde bu olayı gerçekleştirdiklerine ilişkin somut ve güçlü pek çok delil elde edilmiştir. Soruşturma içeriği dikkate alındığında mevcut somut deliller bulunması, kasıtlarının, suça iştirak iradelerinin yoğunluğu, şüphelilerin konumları, görevleri gereği delilleri karartma şüphelerinin devam ettiği; dosyada güçlü somut deliller olduğu ve söz konusu suçlara yasada öngörülen cezaların miktarı dikkate alınarak şüphelilerin tensiben tutuklanmasına yönelik yakalama emri çıkartılması. talebinde bulundu. Diğer şüpheliler ve iddialar hakkındaki dosyanın bu dosyadan ayrıldığı ve soruşturmanın devam ettiği belirtilen iddianamede, suç tarihinde Adana İl J. Komutanı olan Ö.Ç., Ceyhan Jandarma Komutanı E.Y., Pozantı J. Komutanı U.Y. ve diğer soruşturması izne tabi kişiler için HSYK dan izin istendi. (CİHAN) ÜNVANI : Meridyen Tele. Danış. Bil. Tek.Ltd. Şti. ÜNVANI : İbrahim Zafer COŞAN TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNCE İLAN OLUNUR ÜNVANI : PLAKA : TÜRÜ : Kıtay loj.hizm.dış 35 FA model Tic. Ve San.Ltd.Şti. Fıat Doblo TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNCE İLAN OLUNUR PLAKA : TÜRÜ : 35 CUF model Renault Kango Yukarıda ünvanı yazılı şirket adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edilemediğinden 213 Sayılı V.U.K.nun 103 ve 106. maddelerine göre şirket yetkililerinin ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde Vergi Dairesine bizzat veya bilvekale müracaat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı 1 ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmezse bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 16/5 Basın: 5659 TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNCE İLAN OLUNUR ÜNVANI : PLAKA : TÜRÜ : Cemil KOKOÇ 35 K model Pıaggıo Parter Resmi İlanlar: de Yukarıda ünvanı yazılı şahıs adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edilemediğinden 213 Sayılı V.U.K.nun 103 ve 106. maddelerine göre ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde Vergi Dairesine bizzat veya bilvekale müracaat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı 1 ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmezse bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 16/5 Basın: 5660 Resmi İlanlar: de TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNCE İLAN OLUNUR PLAKA : TÜRÜ : 35 R model BMW otomobil Haciz Tutanağının Tarih ve sayısı : tarih ve G seri no Yukarıda ünvanı yazılı şirket adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edilemediğinden 213 Sayılı V.U.K.nun 103 ve 106. maddelerine göre şirket yetkililerinin ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde Vergi Dairesine bizzat veya bilvekale müracaat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı 1 ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmezse bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 16/5 Basın: 5658 Resmi İlanlar: de Haciz Tutanağının Tarih ve sayısı : Adresi : tarih ve G seri no 9 Elyül Mah. 307 sk. No:8/113 Bayraklı/İZMİR Haciz Tutanağının Tarih ve sayısı : Adresi : tarih ve Altıntepe Mah.. Akasya sk. G seri no No: 52/4 Maltepe/İSTANBUL Haciz Tutanağının Adresi : Cumhuriyet Bulv. Sevil İş Merkezi No:300 K:5/507 Alsancak/İZMİR Tarih ve sayısı : Adresi : tarih ve G seri no Bahariye Mah. Yaşar Aksoy Sk.No:41/4 Karşıyaka/İZMİR Yukarıda ünvanı yazılı şahıs adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edilemediğinden 213 Sayılı V.U.K.nun 103 ve 106. maddelerine göre ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde Vergi Dairesine bizzat veya bilvekale müracaat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı 1 ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmezse bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 16/5 Basın: 5657 Resmi İlanlar: de Ağabeyinin bacağına sapladığı bıçakla hastaneye kaldırıldı Mersin'de bir kişinin bacağına kavga sırasında ağabeyinin fırlattığı bıçak saplandı. 14 yaşındaki çocuk bacağına saplanan bıçakla hastaneye kaldırıldı. Alınan bilgiye göre merkez Toroslar ilçesi Turgut Türkalp Mahallesi Sokak'- ta ikamet eden Muhammet K. (14) cezaevinden yeni çıkan ağabeyi B.E.K.(19) ile henüz bilinmeyen bir nedenle kavga etti. Kavga sırasında B.E.K. mutfaktan ÜNVANI : Nihal KUMLU TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNCE İLAN OLUNUR PLAKA : TÜRÜ : 35 AC model Mazda sedan Haciz Tutanağının Tarih ve sayısı : Adresi : tarih ve Kahramanlar Mah sk. G seri no No: 53/2 Konak/İZMİR Yukarıda ünvanı yazılı şahıs adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edilemediğinden 213 Sayılı V.U.K.nun 103 ve 106. maddelerine göre ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde Vergi Dairesine bizzat veya bilvekale müracaat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı 1 ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmezse bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 16/5 Basın: 5656 Resmi İlanlar: de aldığı ekmek bıçağını kardeşi Muhammet K.ya fırlattı. Bıçak Muhammet K.nın bacağına saplandı. İhbar üzerine o- lay yerine gelen 112 ekipleri Muhammet K.yı bacağındaki bıçakla birlikte Mersin Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Bıçak burada ameliyatla çıkarıldı. Muhammet K.nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken ağabeyi B.E.K. gözaltına alındı. (CİHAN) Kızını taciz eden kocasını öldüren kadına tahrik indirimi uygulanmamasına tepki Adana Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Sinem Tanrısınatapan, öz kızına cinsel istismarda bulunan kocasını öldüren kadına verilen ömür boyu hapis cezasıyla sanık ve koruma altındaki çocukların bir kez daha cezalandırıldığını belirtti. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Sinem Tarısınatapan, öz kızını istismar eden kocasını silahla öldüren Derya Işık'ın, Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılaması sonucunda karar verildiğini hatırlattı. Savcılık makamının gerek iddianamesinde gerekse yargılama sırasındaki mütalaasında sanığın, ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılmasını ve TCK 29.madde uyarınca haksız tahrik hükmünün sanık lehine uygulanmasını talep ettiğini kaydetti. (CİHAN) İzmir, Soma için yürüdü polis müdahale etti Soma'daki maden faciasını protesto etmek için yürüyen gruba polisin müdahale etmesinin ardından İzmir savaş alanına döndü. Soma'da 300'e yakın kişinin vefat ettiği facia yurdun dört bir yanında protesto ediliyor. İzmir de sendikaların Soma'daki faciaya tepki amaçlı aldığı '1 günlük genel grev' kararı sonrası gerçekleştirmek istediği tepki yürüyüşüne polis müdahale etti. Basmana'- den Konak Meydanı'na yürüyen göstericilerin önü Çevik Kuvvet ve Toplumsal Olaylara Müdahale Araçları ile (TOMA ) Fevzi Paşa ve Cumhuriyet Bulvarı kesişimde kesildi. Konak Meydanı'nda yürümek isteyen gruba TOMA lar ve biber gazıyla müdahale edildi. Polisin gazlı müdahalesi sonrası eylemciler ara sokaklara kaçtı. Gazdan etkilenen çok sayıda vatandaş içinde ambulanslar bölgeye sevk edildi. GRUPLAR TEKRAR BİRLEŞMEK İSTEDİ Gruplar daha sonra tekrar birleşerek Cumhuriyet Bulvarı'nda oturmaya başladı. Polis tekrar TOMA lardan su sıkarak ve biber gazı atarak grubu dağıtmak istedi. Yol ortasında ıslanmalarına rağmen kalkmayan gruba Çevik Kuvvet ekipleri müdahale ederek gözaltına aldı. Bu sırada gözaltına alınmak istemeyen grupla polis arasında arbede yaşandı. Gruplardan bazıları TOMA ların müdahalesiyle Fevzipaşa Bulvarı'ndan Basmane Garı'na doğru çekildi. TOMA ları taş yağmuruna tutan grupların bir kısmı da Cumhuriyet Meydanı'nda toplandı. Çevrede bulunan bazı bankaların camları atılan taşlardan zarar gördü. Esnafların çoğu dükkanlarının zarar görmemesi için kepenklerini kapattı. Gruplar tekrar toplanarak Konak Meydanı'nda birleşmek istedi. Bu sırada Konak Meydanı'nda önlem alan polis gruplara tekrar müdahale etti. Çevredeki bankları söken gruptakiler TOMA ların önüne set kurdu. Yaşanan arbedede bir kişi yaralandı, sağlık ekiplerinin müdahalesiyle hastaneye kaldırıldı. Çevik Kuvvet ekiplerine ait olan kalkanı alan göstericiler, kendilerini onunla korudu. Çıkan olaylarda her yer adeta savaş alanına döndü. Grubun Konak Meydanı ısrarı sürerken polis ekipleri her caddede müdahalede bulunuyor. DİSK Genel Başkanı Kani Beko'nunda bu müdahale sırasında fenalaştığı ve ambulansla hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. Olaylar devam ediyor. (CİHAN)

4 16 Mayıs 2014 Cuma Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kuraklık ve mart ayının son günlerinde etkili olan zirai don nedeniyle başta hububat olmak üzere fındık, elma, ceviz olmak üzere meyve üretimin olumsuz etkilendiğini bildirdi Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarafından düzenlenen Doğal Afet Değerlendirme Toplantıları nın ikincisi Malatya, Elazığ, Adıyaman, Kahramanmaraş, Osmaniye, Gaziantep, Adana, Hatay ve Kilis ziraat odaları temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı konuşmada, kamuoyuna ve bakanlık yetkililerine anlatmak, sorunlara çözüm yolları aramak ve bulmak amacıyla organize ettikleri toplantıların ilkini 12 Mayıs'ta Ordu'da düzenlediklerini, ikincisini Dünya Çiftçiler Günü nde Malatya da, sonuncusunu ise 16 Mayıs'ta ise Konya'da gerçekleştireceklerini bildirdi.tarımda bu üretim döneminin iyi başlamadığını, ekim ayından itibaren bazı bölgelerde şiddetli kuraklık yaşandığını belirten Bayraktar, "Geçen yıl eylül ayından sonra ekim, kasım ve aralık ayı kurak geçti. Mart ayından sonra bir miktar yağış aldık. Fakat nisan ayında yağış beklerken nisan ayı yağış ortalaması bir önceki yıla göre yüzde 27,5 düştü. Kuraklık sonrasında mart ayı sonunda ülkenin büyük bölümünde yaşanan don, üretici için büyük sıkıntı yarattı. Ocak ve şubatta hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ise meyve ağaçlarının erken çiçek açmasına neden oldu. Başta fındık, kayısı, elma, ceviz olmak üzere meyve ağaçları don olayından çok kötü etkilendi. dedi. Tarım, üstü açık bir fabrika gibi doğa koşullarına çok açık diyen Bayraktar, Durum böyle olunca başta hububat olmak üzere kayısı, ay çiçeğinde ve bazı ürünlerde sıkıntı yaşıyoruz. ifadelerini kullandı. Tarımdaki bu olumsuz gelişmelerin akabinde ithal ürün çağrılarına tepki gösteren Bayraktar, bunları yanlış bulduğunu anlattı. Malatya'nın, dünya kuru kayısı ticaretinin yüzde 75'ini karşıladığını ve Türkiye'nin kuru kayısı ihracatında yüzde 90 paya sahip olduğunu anlatan Bayraktar, şöyle devam etti: "Bu yıl kayısı bahçelerinde görülen don nedeniyle yüzde 100'e varan kayıplar var. Don afeti nedeniyle geçen yıl 314,1 milyon dolarlık kuru kayısı, 42,5 milyon dolarlık taze kayısı ihracat geliri elde eden Türkiye ekonomisi de önemli bir kayba uğrayacak. Adıyaman ve Gaziantep'te Antep fıstıklarında sorun var. Önemli bir ceviz üreticisi Kahramanmaraş don felaketinden kötü etkiledi. Doğal afetlerle ilgili uygulamaları düzenleyen 2090 sayılı kanunun, ihtiyaçları karşılamadığı için değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, 2090 sayılı kanun tüm mal varlığının yüzde 40 ının zarar görmesi halinde üreticilere bir yardımı öngörüyor, tüm mal varlığı dendiğinde evi, ahırı, tüm gayrimenkulü giriyor sayılı kanunun değiştirilmesini talep ediyoruz. diye konuştu. Zirai donun ardından tespit çalışmalarının devam ettiğini ve komisyonların çalışmalarının bir an önce sonuçlanmasını beklediğini ifade eden Bayraktar, "Yapacağımız toplantıda çıkan sonuç ve oda başkanlarından gelen raporları ilgili yerlere sunacağız. Bu raporları önce sayın Başbakan'a ve ilgili bakanlıklara, bu bakanlığın başında Maliye Bakanlığı geliyor, daha sonra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı geliyor, bu raporları sunacağız. Çiftçimizle alakalı yardım talebinde bulunacağız. ifadelerini kullandı. Verimli tarım arazilerinin tarıma açılmamasını isteyen Bayraktar, Topraklar üzerine yapılan her yapılaşma bu fabrikaları kapatmak demektir, gelecek nesillerin istikbaliyle oynamak demektir. dedi. Vali Vasip Şahin ise Malatya nın en önemli gelir kaynağının tarım sektörü olduğunu belirtti. Malatya da olduğu gibi Türkiye çapında bir don hadisesi yaşandığını anımsatan Şahin, Ülkemizin bu zararları karşılaması noktasında bir karar vermesi gerekiyor. Tüm çiftçilerimizi nasıl destekleriz diye, tüm Türkiye de olunca bunun maddi külfeti de arttı. Dolayısıyla hükümetimiz ne yapabilir noktasında bir tedbir olarak Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi borçlarının yapılandırılması ve ertelenmesi noktasında tedbir aldı. ifadelerini kullandı. Şahin, don olayıyla ilgili hasar tespit çalışmasını kısa sürede hazırlayarak yetkili mercilere ulaştıracaklarını kaydetti. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, don afetinden en fazla etkilenen ilin Malatya olduğunu bildirdi. Kayısı ağaçlarının yüzde 95 oranında zarar gördüğünü söyleyen Çakır, Malatya ekonomisini direk etkileyecek bir tablo. Kayısı yaz aylarında çevre illeri için büyük bir istihdam oluşturuyordu. 1 milyar lira gibi bir rakamın Malatya nın ticari döngüsünde yok olması anlamına geliyor. diye konuştu. (CİHAN) Rize den gelen 30 kişilik bir Denizli nin ekonomik gelişimini örnek almak için incelemelerde bulunuyor. AK Parti Rize Milletvekili Hasan Karal, Rize Valisi Nurullah Çakır, Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap, Rize Ticaret ve Sanayi Odası (RTSO) Meclis Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu, RTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu, Rize Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, RTSO Yönetim Kurulu Üyeleri ile Meclis Üyeleri nden oluşan 30 kişilik Rize heyeti, DTO yu ziyaret etti Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Deniz Odobüsleri'nin ardından Bursa Tarım A.Ş.'yi de kurdu. Şirket, hem çiftçilere kaliteli ürün yetiştirilmesi için danışmanlık hizmeti verecek hem de ürünleri ihraç edecek

5 1Şubat 16 Mayıs Perşembe Cuma Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ABD ile AB arasında yapılacak Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasında Türkiye'nin duruşunun belli olduğunu belirterek, "Ümit ediyoruz ki, bu işin (TTIP anlaşması) formatı, şekli şemali tabii ki görüşülebilir, siyasi, hukuki yapılabilirlik çerçevesinde görüşülür ama biz Türkiye olarak işin, nihayetinde bu büyük resmin, tarihi ve stratejik adımın parçası olmak istiyoruz" dedi ABD'nin başkenti Washington'da Türkiye- ABD Ekonomik ve Ticari Stratejik İşbirliği Çerçevesi (ETSİÇ) Toplantısı'nın üçüncüsü gerçekleştirildi. Toplantıya katılan eşbaşkanlar Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile ABD Ticaret Bakanı Penny Pritzker ve ABD Ticaret Temsilcisi Michale Froman görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda bakanlar konuşmalarına Soma'daki maden faciası nedeniyle taziyelerini ileterek başladı. Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye ve ABD'nin stratejik ve dost iki önemli ülke olduğunu vurgulayarak, her iki ülkenin tüm platformlarda ilişkilerini geliştirmek için çabaladıklarını söyledi. İki ülke arasındaki ilişkilerin ekonomik, siyasi, kültür alanlarının yanı sıra birçok sektörde devam ettiğini belirten Babacan, Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin seviyesinin bulunduğuna nazaran daha iyi olabileceğini kaydetti. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 18 milyar doları geçtiği bilgisini paylaşan Babacan, "Bu rakamların potansiyelin çok altında kaldığını düşünüyoruz" ifadesini kullandı. İki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek için de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en son Washington ziyaretinde ABD Başkanı Barack Obama'yla birlikte açıkladığı ve bugün üçüncüsünü gerçekleştirdikleri ETSİÇ'in önemi üzerinde duran Babacan, ABD Ticaret Bakanı Pritzker ve ABD Ticaret Temsilcisi Froman'la verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirtti. Babacan, ETSİÇ kapsamında kurulan yüksek komitenin de bugün bir toplantı gerçekleştirdiğini dile getirerek, komitenin özellikle TTIP konusunu ele aldığını anlattı. Babacan, bir soru üzerine, TTIP konusunda Türkiye'nin duruşunun açık olduğunu kaydetti. ABD ve Avrupa arasındaki devam e- den TTIP sürecinde şu anda Atlantik'in ne doğusunda ne de batısında başka ülkelerin sürecin içerisinde bulunduğunu belirten Babacan, "Biz bir yandan ABD ile bir yandan da AB ile sıkı yakın bir diyalog içerisinde gelişmeleri takip ediyoruz. TTIP ile ilgili süreçler henüz belli değil, tahminler var ama şu tarihte tamamlanacak, şu tarihte şu aşamaya gelecek diye somut bir takvim, işin tabiatı gereği de çok kolay değil. Önümüzdeki dönemde yapacağımız, bu süreci çok yakından takip etmek ve nihai noktada Türkiye'nin resmin dışında kalmamasını sağlamak" diye konuştu. "Türkiye'nin, Gümrük Birliği'nde olan tek ülke ve bunun çok özel bir statü olduğunu" ifade eden Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye ile mukayese edilebilecek başka bir ülke de yok. AB ile Türkiye arasındaki bu Gümrük Birliği, Türkiye'yi TTIP görüşmelerinde özel bir konuma getirmektedir. Ümit ediyoruz ki, bu işin formatı, şekli şemali tabii ki görüşülebilir, siyasi, hukuki yapılabilirlik çerçevesinde görüşülür ama biz Türkiye o- larak işin, nihayetinde bu büyük resmin, tarihi ve stratejik adımın parçası olmak istiyoruz. Nihayetinde de Türkiye'nin bu resmin bir parçası olmasının hem ABD hem AB hem de Türkiye'ye faydalı olacağını düşünüyoruz. Çünkü biz ticaretin serbestleşmesinin, ülkeler arasındaki duvarların yok edilmesinin, ülkeler arasında insanların, sermayenin serbestçe hareket edebilmesinin, nihayetinde tüm ülkelere faydalı olacağını düşünüyoruz." Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin dahil olduğu bir anlaşmanın tüm taraflar için "kazan kazan" durumu olacağını vurguladı. - "Türkiye'nin kabul edemeyeceği bir sürecin yaşanmayacağına inanıyoruz" Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de ABD'li yetkililerle çok başarılı görüşmeler gerçekleştirdiklerini kaydetti. Görüşmelerde TTIP konusunun da üzerinde durulduğuna vurgu yapan Zeybekci, Türkiye'nin söz konusu anlaşmanın gerçeklemesi halinde, bundan olumsuz etkilenmemesi için hem ABD'li hem de AB'li taraflarla çalışmalarını sürdüreceğini söyledi. ABD'nin AB ile TTIP anlaşması üzerine yapacağı her görüşmeden sonra, Türkiye ile ABD teknik komitelerinin bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapacakları bilgisini veren Zeybekci, iki teknik komitenin yaklaşık 6 haftada buluşacaklarını anlattı. "Türkiye'nin bu anlaşmanın dışında kalma alternatifini hiç gündeme getirmek istemiyorum ve getirmeyeceğiz" diyen Zeybekci, Türkiye'nin içinde olmadığı bir TTIP anlaşmasının imzalanmasının, Gümrük Birliği'nden dolayı Türkiye'nin ticari olarak çok edilgen bir pozisyonda olması nedeniyle kendileri için kabul edilebilir olmadığına işaret etti. Zeybekci, "Biz bunu sürdürülebilir bulmuyoruz. Tek taraflı şekilde TTIP anlaşmasıyla ortaya çıkan durumda, kapılarını açarak buradaki ticaretten olumsuz etkilenmeyi sürdürülebilir olabileceğine inanmıyoruz. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz toplantılarda aldığımız ana fikir, ABD'li dostlarımızın, müttefikimizin ve ortağımızın, Türkiye'nin böyle birşeyden olumsuz etkilenmesine izin vermeyeceği, bunu biliyoruz ve bundan gayet eminiz" açıklamasında bulundu. Türkiye'nin anlaşmadan olumsuz etkilenmesini önlemek, bir formül üretmek için Washington'da bulunduklarını anlatan Zeybekci, Türkiye'ye döndükten sonra da AB'li yetkililerle görüşmelerini sürdüreceklerini kaydetti. "Türkiye olarak Gümrük Birliği anlaşmamızın 'upgrade' (iyileştirilmesi) edilmesi gerektiğine inanıyoruz" ifadesini kullanan Zeybekci, TTIP anlaşmasının gerçekleşmesi halindeyse bunun bitmiş bir süreç olmayacağını dile getirdi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu açık bir platform olacaktır ve o süreçte Türkiye gibi AB ile resmi bağlantıları olan birkaç ülkenin de TTIP sürecine katılması şansı tükenmiş olmayacaktır. Kapılar kapanmış olmayacaktır. 'Türkiye başarısız olursa, Türkiye işin içinde olmazsa ne olur?' Biz, Türkiye ve Amerika'nın derin dostluğu ve müttefikliğinin buna izin vermeyeceğine inanıyoruz. Türkiye'nin kabul edemeyeceği, negatif etkilendiği bir sürecin yaşanmayacağına inanıyoruz." ABD Ticaret Bakanı Penny Pritzker de toplantıda ABD ile Türkiye arasında var olan güçlü ticari ilişkilerin daha da geliştirilmesini ele aldıklarını söyledi. İki ülke arasındaki ticaret hacmine yönelik rakamsal bilgiler paylaşan Pritzker, Türk heyetiyle gerçekleştirdikleri görüşmelerde bu rakamın daha yukarılara nasıl taşınabileceğini, atılması gereken adımları ele aldıklarına değindi. Pritzker, "Bugün çok açık ve verimli bir görüşme yaptık" ifadesini kullandı. Penny Pritzker, önümüzdeki aylarda Türkiye'yi de ziyaret edeceği bilgisini verdi. (CİHAN) Sağlık Sen Genel Başkanı Memiş:-"Zaman zaman şiddete uğrayan, tükenmişlik boyutlarının arttığı bir meslek grubu olarak yıpranma payı, gerçekten bütün sağlık çalışanlarını çok olumlu şekilde etkileyecektir.7/24 saat hizmet veren, çalışanlarının yüzde 60'ından fazlasının kadın olması ve yoğun iş yükü nedeniyle sağlık çalışanlarının yıpranma payı alması gerekir"dedi

6 16 Mayıs 2014 Cuma CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, "Meseleler çok sıcak olduğu için çok çalışmalar var. İnşallah, umut ediyoruz şu anda toprak altında olan canlarımızı sağ kurtarabilirsek... Onun mücadelesi içindeyiz. Tabi ki bütün bunlar önümüzdeki günlerde gerek Parlamentoda, gerek Parlamento dışında, gerekse sivil toplum örgütleriyle, sendikalarla bunlar müzakere edilecek" diye konuştu! TBMM'de 2010 yılında kurulan Madenciliğin Sorunlarının Araştırılması Komisyonu raporunda, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve sektörün ihtiyacını karşılayacak nitelik ve nicelikte iş güvenliği uzmanı yetiştirilmesi gerektiği belirtilmişti Soma'da yaşanan maden faciası, madencilik sektöründe güvenlik konusunu yeniden gündeme getirdi. TBMM'de 2010 yılında kurulan ve ayrıntılı bir rapor hazırlayan TBMM Madenciliğin Sorunlarının Araştırılması Komisyonu, sektördeki güvenlik konusuna yönelik bilgilere yer vermişti. Raporda, madencilik sektörünün sorunlarının çözümü ve sağlıklı bir gelişme ortamı sağlayabilmesi için kurumsal yapılanmaya ihtiyaç olduğu, bu kapsamda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ikiye ayrılarak madencilik için ayrı bir teşkilat oluşturulması gerektiği belirtilmişti. Söz konusu raporda, sektörde yönetimsel sorunlara da işaret edilerek, şu i- fadelere yer verilmişti: "Sektörde ortaya çıkan sorunlarda yönetimsel problemler, koordinasyon eksikliği ve siyasi irade eksikliği önemli bir rol oynamaktadır. Yapılmak istenen birçok uygulama ve düzenlemede gecikmeler yaşanmakta, yasalar ve ortaya konulan düzenlemeler etkin bir şekilde uygulanamamaktadır. Madencilikle ilgili bütün izinlerin tek bir otorite tarafından verilmesi ülke yararına olacaktır. Madencilik alanında gelişmiş ülkelerde uygulanan raporlama standartları, ülkemiz madenciliğine uyarlanmalıdır. Mevcut iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının uygulanmasındaki yetersizlikler, yapılan iş sağlığı ve güvenliği araştırmalarının yetersizliği, ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyon ve sosyal diyalog eksikliği de üzerinde durulması gereken önemli konulardır. Sektördeki iş sağlığı ve güvenliğini artırmak ve kazaları azaltmak için, iş güvenliği kültürünü oluşturmak üzere faaliyetlere öncelik verilmeli; maden iş yerlerinde, rödovans ve taşeron uygulamaları olan iş yerleri de dahil olmak üzere, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri yaygınlaştırılmalı, sektörün ihtiyacını karşılayacak nitelik ve nicelikte iş güvenliği uzmanı yetiştirilmelidir. Bu gibi iş yerlerinde yapılan teftişlerin, işçi ve işvereni yönlendirici, bilgilendirici, koruyucu ve önleyici yaklaşım esas alınarak kalıcı tedbirleri oluşturma amaçlı yapılmasına önem verecek şekilde etkinliği sağlanmalıdır." -"İlkel yöntemlerle yapılıyor" Komisyon Başkanı Altan Karapaşaoğlu, rapora ilişkin açıklamasında, dünya standartları ile karşılaştırıldığında, Türkiye'deki madenciliğin çok ilkel yöntemlerle yapıldığı sonucuna ulaştıklarını açıklamıştı. Yurt içi ve yurt dışında maden ocaklarında incelemeler yaptıklarını belirten Kaparapaşaoğlu, maden ocaklarındaki kazalara ilişkin şu tespitlerde bulunmuştu: "Kanada'da bir ocakta, güvenlik için muhteşem bir yer altı şehri yapılmış. Ocakta kurulan odalarda, olası kazalara ve mahsur kalma durumlarına karşı bir insanın 10 gün yaşamını sürdüreceği kadar gıda, su ve oksijen tüpleri mevcut. Yani oradaki işçi yer altında mahsur kalsa ve bu odalara ulaşsa, 10 gün boyunca kurtarılmayı bekleyebilecek. Bizde durum, karşılaştırılamayacak kadar ilkel." -Dilekçe Komisyonu'na da sunulmuştu Komisyon, raporlarındaki önerilerin değerlendirilmesi ve ilgili kurumlarca hayata geçirilmesi amacıyla, raporunu TBMM Dilekçe Komisyonu'na da sunmuştu. Dilekçe komisyonuna sunulan raporda, sektörle ilgili davalarda genellikle bilirkişilere başvurulduğu, ancak bunun her zaman sağlıklı sonuç vermediği belirtilmiş ve bilirkişi bağımlılığının engellenmesi ve daha geniş perspektiften bakış açısı sağlanması amacıyla, hakim ve Cumhuriyet savcısı adaylarının Adalet Akademisindeki eğitim programlarına madencilik dersinin de konulması önerilmişti. (AA)

7 16 Mayıs 2014 Cuma Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Bu acıları nasıl gelişmiş ülkeler milimize ettilerse, yaşamıyorlarsa artık, bizde bütün kurallarımızı tekrar gözden geçirmeli, yapılması gereken tedbirleri almalı, bu doğrultuda Devlet Denetleme Kurulu (DDK) olarak tavsiyelerimiz var, eminim ki bunlarda ışık tutacaktır." dedi MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Devletimiz eldeki imkanlarla olayın baş gösterdiği ilk andan itibaren üstün gayret göstermektedir. Kriz yönetiminden sorumlu olan devlet görevlilerinin vereceği bilgileri esas almak lazımdır. diye konuştu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Soma'daki maden faciasının ardından devletin ilk andan itibaren gerek madencileri kurtarabilmek gerekse yaraları sarabilmek açısından üstün gayret gösterdiğini belirtti. Bahçeli, MHP Soma İlçe Başkanlığı önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, partisinin başkanlık divani üyeleri, merkez yönetim kurulu üyeleri ve milletvekilleriyle Soma'ya geldiklerini belirtti. Maden faciasında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileyen Bahçeli, bu acılı günlerin aşılacağını dile getirerek bunun için her türlü gayreti ortaya koyan devlet yöneticilerine, bürokratlara, belediye başkanlarına, vatandaşlara teşekkür etti. Çok sayıda işçinin hayatını kaybettiğini dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu: "Milletimizin acısı çok büyüktür, yaşanan facia hepimizi çok derinden üzmüştür. Devletimiz eldeki imkanlarla olayın baş gösterdiği ilk andan itibaren elden gelen gayreti göstererek hem hayatlarını kaybetmiş olanları dışarıya almak hem içeride mahsur kalmış olanları kurtarabilmek hem de yaraları sarabilmek açısından üstün gayret göstermektedir. Özellikle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı sayın Taner Yıldız beyin olayın başlangıcından itaberen Soma'da bulunması, kriz yönetimini üstlenmesi ve gece gündüz demeden devletin imkanlarını, bürokrasisini, sivil toplum kuruluşları, arama kurtarma ekipleriyle koordineli çalışma başlatmış olması milletimizin her şart altında devletimizin yanında olduğunun güzel bir işareti olarak k- abul edilmelidir. Öte yandan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımızın bütün imkanlarıyla Soma'da ve Soma halkının yanında bulunması, elden gelen gayretleri ortaya koyması, kriz yönetimiyle koordineli çalışması bunlar da halkımızın teselli olması açısından hayırlı adımlar olmuştur. Üzüntümüz büyüktür, yaralar mutlaka sarılacaktır. Hayatlarını kaybetmiş olan aziz şehitlerimizin ailesi, evlatları yalnız bırakılmayacaktır." Türkiye'de zaman zaman çok büyük facialara sebep olan olayların yaşandığını, bu tür olayların ilk gününden itibaren devlet erkanının buraya yardımcı olmak, taziyelerde bulunmak amacıyla geldiğini dile getiren Bahçeli, "Gelen devlet büyüklerini karşılamak için başta emniyet mensupları ve devlet yönetiminin, ilçe yönetiminin bunlarla meşgul olması, hizmetlerin aksamasına, koordinasyonun zayıflamasına sebebiyet vermektedir. O bakımdan buraya gelen her kim ise sakin olmalı, soğukkanlı olmalı, toplumun acısını paylaşırken yeni acılara sebebiyet verebilecek kargaşalardan da uzak olmalıdır" diye konuştu. Gazetecilerin, maden içerisinde kalan işçi sayısının tam olarak söylenmediği yönündeki soru üzerine Bahçeli, "Facia sonrası arama ve kurtarma işlemlerinin sağlıklı ve etkin biçimde yapılması, içeride mahsur kalmış olan kardeşlerimize ulaşılabilmesi açısından alınmış olan tedbirleri desteklemek, beklemek ve çıkan sonuçlar üzerinde de değerlendirme yapmakta yarar vardır diye düşünüyorum. Evlatlarından, kocalarından haber alamayan vatandaşlarımızın da sabırla beklemelerinde, tedbirli olmakta yarar var. Bu hepimizin acısıdır, Allah kimsenin başına vermesin. Ama bunun altından da kalkacağız inşallah" dedi. Maden alanına emniyet mensuplarıyla, kalabalıkla değil daha sade bir şekilde gideceklerini ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alacaklarını ifade eden Bahçeli, "Kriz yönetiminden sorumlu olan devlet görevlilerinin vereceği bilgileri esas almak lazımdır. Ondan evvel az veya çok yorum yapmak doğru değildir" i- fadelerini kullandı. (CİHAN) Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, Soma'da yaşanan maden faciasında verilen kaybın anormal olduğunu belirterek, "Kimse yaşananları 1800'lerle karşılaştırıp 'doğaldır' demesin" dedi. Bal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Soma'daki facianın sorgulanması gerektiğini, bunu yapmamanın ahlaki, yönetsel ve bilimsel zafiyet yaratacağını belirterek, yaşananlardan ders çıkarılmasını istedi. Siyasette muhalefet, eleştiri ve tavsiye olabileceğine işaret eden Bal, "Ama hiçbir görüş, kesim ve siyasi parti, böyle bir olayı fırsat bilerek iktidara veya birilerine karşı araç olarak kullanmayacaktır, kullanmamalıdır. Fakat diğer taraftan da kazaların neden ve niçin olduğu, ölü sayısının yüksekliği sorgulanmalı. İşin doğasında kaza olması vardır ama işin doğasında ihmal de t- edbirsizlik de günün teknolojisini kullanmamak, rant ve kar için canları tehlikeye atmak da vardır" diye konuştu. Türkiye'de 100 milyon ton üretimde 100, Çin'de ise 40 kişinin yaşamını yitirdiğini ifade eden Bal, "Bizde Avrupa'- dakinden 30 katı, Çin'in 2,5 katı ölüm gerçekleşiyorsa burada sorun var demektir. 'İşin doğasında bu var, kader' diye meseleyi geçiştiremeyiz. Senin tedbirsizlik, yanlış yapman da kaderdir. Gayriahlaki saldırılarda bulunmayacağız ama felaket dönemleri, oturup 'nerede yanlış yaptık?' diye bizi uyaran önemli gelişmelerdir" görüşünü kaydetti. Soma'daki maden ocağında kullanılan teknolojinin çok eski olduğunu savunan Bal, her şeyin "ucuz kömür ve kar" olmadığını, meseleye kömür odaklı değil, insan odaklı bakılması gereğini vurguladı. Bal, "Başbakan'dan Vali'ye kadar yetkililerin konuyla ilgili çeşitli açıklamalar yaptığına" işaret ederek, " 'lerde İngiltere, Fransa, Almanya gibi teknolojiyi iyi kullanan ülkelerde bu kadar büyük felaket olmuş mu? 2014'ü; 2013, 200, en fazla 1990 ve 1985 ile karşılaştırırım. Daha öncesine gitmek doğal değildir. 1870'lerin İngilteresi günümüzle asla karşılaştırılamaz. Bu insanların aklıyla alay etmektir. Batı, Sanayi devriminden ders almıştır. dedi. (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Mayıs Şubat Cuma Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Mayıs Şubat Cuma Perşembe TÜİK: Denetim yetersizliği madenlerdeki kazaları artırıyor Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2013 iş kazalarını araştırma sonuçlarına göre iş kazası oranının en yüksek olduğu sektör madencilik. Madencilik ve taş ocakçılığı sektöründeki kazaların toplam kazalar içindeki payı yüzde 13,4. Maden işçileri yaptıkları iş ve çalışma şartlarından dolayı genç yaşta sağlık sorunlarıyla boğuşmak zorunda kalıyor. Özelleştirme, taşeronlaştırma ve rödovans gibi yanlış uygulamalar ve bilhassa denetimin yeterince yapılmaması iş kazalarının artmasına neden oluyor. İş sağlığına kağıt üzerinde uymak yetmez sürekli denetim yapılmalı Türkiye, ölümlü maden kazalarında dünyada ilk sırada yer alıyor. 105 bin nüfuslu Soma da çalışan nüfusun yaklaşık 16 bini maden çalışıyor. Maden işçilerinin 14 bini özel sektörde, 2 bini kamu madenlerinde çalışıyor. Maden çalışanlarının yaklaşık 12 bini de yer altında alın teri döküyor. 105 bin kişinin yaşadığı Soma da, 2013 yılında, sadece Soma Devlet Hastanesi'nde 650 bin poliklinik, 150 bin acil yardım hizmeti verildi. Yine, 2013 yılında Soma ilçesinde 5 bin iş kazası meydana geldi. Bu Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Akgerman, Soma'da yaşanan maden faciasıyla ilgili, iş sağlığı ve iş güvenliğine dikkat çekti. İş sağlığı ve güvenliğine kağıt üzerinde uymanın yetmeyeceğini, sürekli denetim gerektiğini vurgulayan Akgerman, Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği alanında yeni yasalarla uluslararası standartları yakalama yönünde büyük adımlar atılmasına rağmen, böylesine büyük acıların yaşanması düşündürücüdür. dedi. Akgerman yaptığı açıklamada, faciada hayatını kaybedenlere taziyede bulundu. Soma'da kömür ocaklarında yaşanan faciada hayatını kaybeden işçilerin acısının tüm Ege'yi ve ülkeyi yasa boğduğunu ifade eden Akgerman, Bu büyük kazada bir ihmal var ise, mutlaka açıklanıp gereken yapılmalıdır. çağrısında bulundu. Türkiye nin özellikle madencilik sektöründeki iş kazalarında durumun hiç iç açıcı olmadığını vurgulayan Akgerman, şöyle devam etti: Bunun önemli bir nedeni, gelişmiş bir iş güvenliği kültürü yerine, toplumumuzda ve işletmelerimizde çoğunlukla maalesef ihmalkarlık, plansızlık, düşük denetim etkinliği ve kaderciliğin hakim değerler olagelmesidir. Ergonomi bilim dalı, ülkemizdeki bir avuç bilim insanının gayretlerine rağmen işveren ve işçi taraflarınca henüz pek tanınmamakta, benimsenmemektedir. İş güvenliği kültürümüzün gelişmiş olduğunu söylemek maalesef güçtür. ifadelerini kullanan ESİAD Başkanı, Bu kültürün gelişmişliği, iş güvenliğinde asgari standartlara kağıt üzerinde uymakla yetinmeyip, sürekli denetimi, tatbikatı, eğitimi ve daha iyiyi aramayı gerektirmektedir. Özellikle madencilik, inşaat, tersanecilik gibi iş kazaları açısından hassas sektörlerde bunun önemi artmaktadır. şeklinde konuştu. PARTİLER ÜSTÜ OLMASI GEREKEN KONULAR KUTUPLAŞMAYA FEDA EDİLİYOR İş kazalarının reddedilmesine de tepki gösteren Akgerman, şunları söyledi: TBMM'de Ana Muhalefet Partisi tarafından Soma'daki iş kazalarıyla ilgili olarak Ekim 2013'te verilen bir araştırma önergesinin 29 Nisan 2014'te görüşülüp reddedilmiş olması, son zamanlarda sıkca yaşadığımız, partiler üstü olması gereken konuların bile artık siyasi kutuplaşmaya feda edildiği gerçeğini gözler önüne sermektedir. Yaşanan bu büyük acının son olmasını diliyor, tüm iş dünyasını ve işçi sendikalarını ülkemizde iş güvenliği kültürünü geliştirmek için birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya ve Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Türkiye nin tarihinin en fazla işçi kaybı yaşanan facialarından biriyle karşı karşıya olduğunu belirterek facianın sebeplerinin tüm yönleriyle araştırılmasını ve gereğinin yapılmasını istedi. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya, İMEAK DTO İzmir Şubesi de başsağlığı ve taziye mesajı yayınlayarak acıya ortak oldu. (CİHAN) kazaların yüzde 90 ı maden ocaklarında, maden sahalarında yaşandı. Maden kazalarına maruz kalanların çoğunda yanık yaralar oluşuyor. Soma Devlet Hastanesi nde yanık ünitesi olmadığı için özellikle maden kazalarındaki yanık yaralıları başka illere sevk edilmek için saatlerce bekletiliyor. Bu da ölümlerin artışına neden oluyor. Bugüne kadar Soma daki Türkiye Kömür İşletmelerine bağlı Ege Linyit İşletmesi'ndeki kazalarda 79 madenci hayatını kaybetmişti. (CİHAN) Maden kazalarına karşı sektör ortak çalışmalı! Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Üyesi Ege Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ürün, Soma da yaşanan maden faciası ile ilgili bir başsağlığı mesajı yayımladı. Hayatını kaybeden maden emekçilerine rahmet, geride kalanlarına sabır ve yaralılara acil şifalar dileyen Ürün, maden kazalarının önüne geçebilmek için devlet, işveren, madencilik dernekleri, mühendis odaları, işçi sendikaları başta olmak üzere konunu tüm taraflarının ortak çalışması gerektiğine dikkat çekti. Ürün, açıklamasında şunları kaydetti: Manisa nın Soma ilçesinde bir şirketimize ait kömür ocağında meydana gelen trafo patlaması Erdoğan: En ince ayrıntısına kadar araştırma yapacağız! Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Manisa Soma'daki maden faciasında ilk belirlemelere göre 238 işçinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Erdoğan, Soma Belediyesi'nde basın toplantısı yaptı. Erdoğan'ın maden faciası ile ilgili açıklamaları şöyle: "Soma'da yakın tarihimizin en büyük iş kazalarından birine şahit olduk. Özel sektöre ait bir maden işletmesinde çıkan yangın nedeniyle ilk belirlemelere göre 238 işçimizi Hakk'a uğurladık. Yine ilk belirlemelere göre 80 işçimizi de yaralı olarak kurtardık. Bunların 19'u taburcu edildi; fakat bu taburcu edilme süreci hızla devam ediyor. Ağır yaralı olarak herhangi bir yaralımız kalmadı. Milletimizin başı sağ olsun. Milletçe 77 milyon çok büyük bir acı yaşıyoruz. Tahammülü son derece meşakkatli bir süreçten geçiyoruz. Ekmek parası için alınteri döken emekçi kardeşlerimizi kaybetmenin yürek parçalayıcı hüznünü taşıyoruz. Rabbim, hayatını kaybeden kardeşlerimizi rahmeti ile kuşatsın. Kur'an-ı Kerim'de 'Hakikaten insanoğlu için emeğinden başkası yoktur' buyuruyor Rabbimiz. Rabbim, ekmeğinin peşinde, çoluk çocuğunun rızkının peşinde hayatını yitiren bu kardeşlerimizin mekanlarını cennet eylesin. Şunu ifade etmek isterim ki; geride kalan acı sadece vefat eden kardeşlerimizin değil, hepimizin, 77 milyonun ortak acısıdır. Hem vefat eden kardeşlerimizin ailelerinin hem milletimizin başı sağ olsun diyorum. Şu anda ilk tedavileri tamamlanan, yada hastanede tedavileri devam eden yaralı kardeşlerimize de acil şifalar temenni ediyorum. Bu vesile ile kaza anından bu yana son derece sorumlu yayın gerçekleştiren kamuoyunun hızlı ama doğru bilgilendirilmesini sağlayan bunu da zor şartlar altında gerçekleştiren medya mensubu arkadaşlarımıza, kuruluşlarımıza şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Bu büyük acı karşısında sağduyulu ve serin kanlı yaklaşım sergileyen siyasetçilerimize şükranlarımı sunuyorum. Dün kaza anından itibaren, çok büyük bir gayretle kendi hayatlarını dahi riske atarak arama-kurtarma çalışmalarına katılan sağlık ve güvenlik hizmeti veren tüm arkadaşlarımızı da tebrik ediyor, kendilerine ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bu acı hadisede metanetini muhafaza eden, ülkenin her köşesinde madencilerimizin selameti için dualar eden milletime de özellikle teşekkür ediyorum. Kaza haberini duyar duymaz, en yakından en uzağa kadar kademe kademe tüm imkanlarımızı çok hızlı bir şekilde seferber ettik. Gerek ulusal gerekse uluslararası programlarımızı iptal ettik. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızı süratle buraya gelmek üzere yola çıkardık, yanındaki milletvekili arkadaşlarımla beraber. Taner Yıldız beyin koordinatörlüğünde, Sağlık Bakanlığımız, AFAD, Kızılay, Genelkurmay Başkanlığımız, nedeniyle çıktığı tahmin edilen yangın sonucu çok sayıda maden işçimiz mahsur kalmış, ölen ve yaralananlar olmuş, kurtarma ekiplerinin çalışmaları devam etmektedir. Bu ocağımızda meydana gelen iş kazası sonucu hayatlarını kaybeden maden emekçilerimize rahmet, geride kalanlarına sabır, yaralılara da acil şifalar dileriz. Madencilikte her işyerinde iş güvenliği ile ilgili hedefin sıfır iş kazası olduğunu vurgulayan Ürün, kömür madenciliği gibi emek yoğun işlerde alınan bütün önlemlere rağmen zaman zaman kazaların yaşandığını söyledi. İş kazalarında kazanın yasal sorumluluğunun yanı sıra manevi sorumluluğu nun Emniyet teşkilatımız, Zonguldak ve Türkiye Taş Kömürü İşletmeleri, bütün komşu illerden arama-kurtarma ekipleri, sağlık ekipleri, uzmanlar, teknisyenler bölgeye intikal ettiler. Mümkün olan en hızlı şekilde, en modern teçhizatla madendeki kardeşlerimize ulaşmanın gayreti içinde olduk. Böyle büyük çaplı ve acı bir hadise karşısında devletin gereken tüm imkanları devreye aldık. Tabi bir taraftan işletmeden, ocaklardan çıkan yaralılarımız ve ebediyete intikal eden kardeşlerimizle ilgili Adli Tıp noktasındaki çalışmaları da da olduğunu dile getiren Ürün, Hiçbir işveren iş yerinde kesinlikle kaza olsun istemez. En basit bir yaklaşımla meydana gelen iş kazaların kaderimiz olmadığı, bir iş kazasının maddi ve manevi bedelini ödemenin, önlem almaktan çok daha ağır olduğunun herkes farkındadır. Madencilik yapmayarak maden kazalarının önlenmesini düşünmek düşülebilecek en büyük yanılgıdır. Gelinen nokta itibarı ile sektörümüzdeki iş kazaları ile ilgili eksikliklerimizi, yapılması gerekenleri devlet, işverenler, madencilik dernekleri, mühendis odaları, işçi sendikaları olarak taraflarca beraberce tekrar masaya yatırılması gerekmektedir. diye konuştu. (CİHAN) yine Kırkağaç taki mümkün olan en güzel şartlara sahip olan bir yerde onları oraya almak suretiyle orada da süratle otopsilerini gerçekleştirmenin gayretine girdik. Zira buradan İzmir e bu kardeşlerimizi göndermek ve orada otopsi imkanını aramak bir defa çok çok zor bir olay ve bütün vatandaşlarımızı bu çok daha rahatsız edici bir olay olacaktı. Sağ olsun başsavcı kardeşlerimizle beraber yaptığımız istişarelerle bunun en uygun olacağı kanaatine vardık ve Adalet Bakanımızı da bu konuda uyararak, müsteşarımla beraber bu konuda adımları attılar. Sadece arama-kurtarma faaliyetleri değil, vefat edenlerin kimliklerinin belirlenmesi -bu yanlış anlaşılmasın- vefat eden bu kardeşlerimizin üzerlerinde kimlikleri yok. Yoksa vücutlarında en ufak bir darbe, yara böyle bir şey de söz konusu değil. Ama kimlik olmadığı için üzerlerinde kim kimdir bilinmiyor. Onun için burada fotoğraflarla beraber ailelere bunlar gösterilmek suretiyle kendileri geliyor, yerinde görerek teşhisi yapıp, oradan da kendi yakınını alıyor ve köyüne Şirket: 15 yaşında işçimiz yok Soma Kömür İşletmeleri AŞ'de, tüm işçilerin sigortalı olduğu, hiçbir şekilde kayıt dışı veya yasada öngörülen yaş sınırının altında çalışan bulunmadığı bildirildi. Şirketten yapılan açıklamada, "Yangının gerçekleştiği andan itibaren dile getirilen asılsız iddialar hakkında açıklama yapılması ihtiyacı doğmuştur. Soma Kömür İşletmeleri AŞ bünyesinde çalışan tüm işçilerimizin sigortalı olduğunu, hiçbir şekilde kayıt dışı veya yasada öngörülen yaş sınırının altında çalışanımız bulunmadığını, tüm çalışanlarımızın bordromuzda ve gerçek ücretleriyle istihdam edildiğini, tamamının sendikalı olduğunu, devam eden iddialara karşın altını çizerek belirtmek isteriz." denildi. (AA) Soma'da vatandaşlara seslenen Erdoğan, "Şundan herkesin emin olmasını istiyorum. Bu kaza en ince ayrıntılarına kadar, en küçük detaylarına kadar araştırılacak ve araştırılıyor. Hiçbir ihmalin göz ardı edilmesine izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Olay aydınlatılacak, hem yakınlarının, hem kamuoyunun tatmin olacağı adımlar da atılacaktır. Herkes bu konuda müsterih olsun" dedi götürüyor. Bu konuyla ilgili olarak ihtiyaçların karşılanması dahil her türlü ayrıntının üzerinde durduk. Bu aşamadan itibaren de gereken her şeyi yapacağız. Ve şunu çok söylüyorum; madden ve manen ne gerekiyorsa bizler Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, kendi zaten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak, bunun yanında işletme olarak da atılması gereken adımlar nelerse bunların hepsi de yapılacaktır. Adli ve idari olarak yapılması gereken çalışmalar da şu anda başlamıştır. Bildiğiniz gibi Başbakanlık tarafından bir genelge ile Türkiye genelinde 3 günlük bir milli yas ilan ettik. Diyanet Başkanlığımız ile yaptığımız görüşme ile de bugün itibari ile sâlalar verildi. Ve inşallah bütün Kur'an kurslarında hatm-i şerifler okunuyor. Cuma günü hutbeler bu konuya, kardeşlerimize yönelik olarak irad edilecek. Şundan herkesin emin olmasını istiyorum. Bu kaza en ince ayrıntılarına kadar, en küçük detaylarına kadar araştırılacak ve araştırılıyor. Hiçbir ihmalin göz ardı edilmesine izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Olay aydınlatılacak, hem yakınlarının, hem kamuoyunun tatmin olacağı adımlar da atılacaktır. Herkes bu konuda müsterih olsun. Şu anda ilk işimiz cenazelerin defnidir. Önce yaraları saracağız ve yasımızı da tutacağız. Ardından bu büyük acıyı tüm boyutlarıyla konuşacak ve gerekeni de yapacağız. Tabi bu noktada özellikle bir kez daha başımız sağ olsun diyorum. Ve bu arada TBMM de 2 gün süreyle bu noktada tatil edilmiş vaziyette. Yaralı kardeşlerimizin, vefat edenlerin yakınlarının, çocuklarımızın yanında olacağız. Konuyla ilgili olarak Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bu Gençlik ve Spor Haftası'nda bütün etkinlikleri şu anda kaldırılmıştır, bu etkinlikler yapılmayacak. Aynı şekilde bizim cumartesi günü Malatya da yapmayı planladığımız etkinliğimizi de iptal etmiş bulunuyoruz." Soma halkının, bölge halkının yanında olacağız. Sağlıklı bilgilendirme konusunda, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanımız başta olmak üzere, sadece yetkililerin açıklamalarının dikkate alınmasını özellikle rica ediyorum. Söylentilere, dedikodulara, özellikle fırsatçılara bu hassas dönemde daha da dikkatli olunmasını rica ediyorum. Vefat edenlere Allah tan rahmet, yakınlarına, milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Tüm medyanın huzurunda bir şeyi daha söylemek istiyorum; bu tür havaları fırsat bilip, bunları istismar etmek isteyen bazı aşırı uçlar var, gruplar var. Bunlara da değer verilmemesinin ülkemizin huzuru için, birliği, beraberliği için çok çok önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum. Yaralı kardeşlerimizi acil şifalar temenni ediyorum. Vefat edenlerin ailelerine, milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Rabbim milletimize böyle acılar tekrar yaşatmasın." (CİHAN) İkiz kardeşler aynı gün vefat etti Manisa'nın Soma ilçesinde meydana gelen maden faciasında yaşamını yitiren 1982 doğumlu ikizler Süleyman ve İsmail Çata, Soma'nın Bayat Köyünde köy mezarlığına defnedildi. Köy sakinlerinden alınan bilgiye göre, 3-4 yıl önce aynı gün evlendikleri öğrenilen ikizlerin 8-9 yıldır maden ocağında çalıştığı belirtildi. Evin ikiz oğullarından İsmail Çata'nın 3 yaşlarında ikiz kızlarının olduğu, Süleyman Çata'nın ise 4 yaşında bir oğlu bulunduğu öğrenildi. Muhtar Hamit Çakar, vefat eden ikizlerin, aynı gün askere gittiğini, aynı gün evlendiğini ve aynı gün Soma'dan karşılıklı daire aldıklarını ve içerisinde oturamadan vefat ettiklerini aktardı. Aynı bölükte askerlik yaptıklarını belirten Muhtar Çakar, ikizlerin bölük komutanlarının ayırmak istemesine rağmen ayrılmadıklarını da sözlerine ekledi. Muhtar Çakar, maden ocağında çavuşluk yapan ikizlerin çalışmayı çok sevdiklerini ve tahmini olarak 5-6 yıldır hiç izin kullanmadıklarını söyledi. (CİHAN) "Ev alabilmek" için yeniden işe başladığı MADENDE HAYATINI KAYBETTİ Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında hayatını kaybeden işçi Engin Yıldırım'ın (40) yaklaşık bir yıl önce emekli olduğu madende "ev alabilmek" için yeniden çalışmaya başladığı öğrenildi. Aynı madende çalışan kardeşi Hüseyin Yıldırım tarafından madenden çıkartılan bir çocuk babası Yıldırım'ın cenazesi, Tavşanlı ilçesine bağlı Balıköy beldesinin Kargılı köyüne getirildi. Yıldırım'ın cenazesi köydeki evinin önünde helallik alınmasının ardından tören için köy meydanındaki musalla taşına konuldu. Buradaki törene Yıldırım'ın eşi Aliye, oğlu Deniz (14), annesi Cennet, babası Ramazan ile Tavşanlı Kaymakamı Numan Hatipoğlu, Tavşanlı Müftüsü Mecit Amil ve diğer ilgililer katıldı. Törenin ardından Yıldırım'ın naaşı, köy mezarlığına götürülüp defnedildi. Bir süre önce aynı madenden emekli olan Yıldırım'ın bir ev alabilmek için tekrar çalışmaya başladığı bildirildi. (AA) ag-006@hotmail.com Ali GÜRBÜZ KARARAN KAYBOLAN UMUTLAR Ülke tarihinin en büyük faciası Manisa İlinin Soma İlçesinde yaşandı. Ölü sayısı belli değil,içeride kaç kişi var belli değil,halen vardiya aşamasında kaç kişi içeride kaç kişi dışarıda belli değil. En büyük sıkıntı kurtarma adına kurtaramama. Yetkililerden alınan bilgi denir, ama altı boş.hükümet açıklama yaptı denir altı boş, gereken yapılacak denir altı boş, ihmalde payı olandan hesap sorulacak denir altı boş. Milli yas ilan edildi, bayraklar yarıya indi,herkes için tarifsiz acı. Buraya kadar herşey ortada, lakin bundan sonra resmen yetim kalan SOMA ne olacak?. Kaç yetim kaldı, kaç dul kaldı,kaç eli kınalı kız kaldı,kaç damatlık duvarda asılı kaldı?.. Soma nın yer altındaki karası yerin üstüne çıktı. Soma nın üstü karardı,umutlar karardı,hayaller karardı,yarınlar karardı. Ülkede bayraklar üç gün yarıya indi,ama yetim kalan soma nın yüreğindeki bayraklar kaç gün yarıda kalacak.. Yeni emekleyen bebelerin yürüdüğünü göremeyen babalar kaldı yerin altında. Seneye Allah kerim diyenler kaldı yerin altında.bir dahaki maaşa alırız hanım diyenler kaldı yerin altında.. Kara kader kararttı tüm somayı sonra ülkeyi Siyasiler içleri kanayanlara sözde melhem olmaya giderler altı boş. Seviyesiz açıklamalar yapılır altı boş.. Camilerde selalar verildi, Kur an okundu, dualar edildi ama SOMA nın ciğeri yanıyor. Tv ekranlarında açıklama yapan uzmanlar sözde hep doğru söylerler ama altı boş.. TV patronları acıyı paylaştıklarını söyler,iş adamları acıları paylaştıklarını söyler,paranın patronları hüzünlü konuşur, ama altı boş. Eğer sizin içiniz yansa milleti kredi kartı borç batağına sokmazdınız,eğer sizde vicdan olsa asgari ücret tesbiti için üç beş gün toplantılar yapmazdınız. Kendinizin bir akşam yemeği ücretine işçi çalıştırmazdınız. Siyasiler sizler o insanların acılarını anlamanız için sofralarında bulundunuzmu,kaçınız onlar hangi evlerde oturur baktınızmı,onların çalıştığı madenlerde bir gün kaldınızmı?.. Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar. Milyonlarca dolarları silip süpüren vicdan tacirleri, aldıkları paradan hayatlarında bir fukaraya pay verdilermi, bir garibanı tedavi etirdilermi,onların çocuklarına sahip çıktılarmı. Şehit olan asker vardı, çocuğunun ayağında terliğiyle ülke gündemine oturmuştu. O askeri tanıyan varmı,hiç soran kaldımı?.. Ülkede yas ilan edilirken diskolar,barlar,kumarhaneler,eğlence mekanları kapandımı?.. Kimi kandırıyorsunuz kardeşim kimi? Aklınızca hep içimiz yanıyor diye kamera önünde polyanacılık yapanlar,madem bu kadar yanıyorsunuz gösterin bundan sonra ağalığınızı. Bundan sonra gidin SOMA ya yetimleri kucaklayın,borcu olanın borcunu kapatın,evi eşyası olmayana uzanın yardım edin,bebeklere sahip çıkın,aş olun ekmek olun,sizlerde aileden birisi gibi olun, haydi baronlar görelim içinizin gerçekten yandığını. Bir kabadayı bile düşküne garibana sahip çıkarken, paranın kabadayıları sizler ne yapacaksınız görelim. TV lerin sahipleri açın keselerinizi ağızlarını görelim, TV lerinizde kampayanlar başlatın, bol sıfırlı çeklerinizi önce siz verin..ey şanlı sanatçılar artistler sizleride görelim. Yatlarıyla mavi tur yapanlar,can sıkıntısıyla akşam yemeğine avrupaya özel jetlerle gidenler, kilise açmaya gidecek olanlar, SOMA oradan oldukça yakın haydi orayada uğrayın. Taziye çadırları kurdurun, mutfaklar getirin,helvalar dağıtın. Yetimler için tam teşekküllü yetim hane kurun,inanın kiliseye harcadığınız para kadar gitmeyecek. Bu ülkede kim kimin acısını paylaşır herkes iyi bilir. El kadar ekmeğini bölenler, hep kendileri gibi kavruk olanlardır. Kaç kişi var ki alın terinin karasını çizmesinde taşırken ve yaralı halde devletin sedyesindeki bezi düşünsün?.. Bu ülke kimin ne olduğunu kimin nasıl gerçek yandığını iyi bilir. TÜRK MİLLETİNİN VE ÖZELLİKLE MADENDE ŞEHİT OLANLARIN AİLELE- RİNİN BAŞI SAĞ OLSUN. YARALILARA ŞİFA,ŞEHİT KARDEŞLERİME RABBİM- DEN RAHMET DİLERİM. Allahım bir daha böyle acılar yaşatmasın ( Amin )

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ Mayıs Şubat Cuma Perşembe Her türlü işbirliğine hazırız Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Rize Valisi Nurullah Çakır, AK Parti Rize Milletvekili Hasan Karal, Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap, Rize Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu, Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan ile 24 Rizeli işadamından oluşan heyeti makamında ağırladı Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, iş gezisi için Denizli'ye gelen Rize heyetini makamında ağırladı. Rize Valisi Nurullah Çakır, AK Parti Rize Milletvekili Hasan Karal, Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap, Rize Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu, Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan ile 24 Rizeli işadamından oluşan heyet ile başkanlık makamında bir araya Gelen Başkan Zolan, misafirlerine hoş geldiniz diyerek böylesi müstesna bir topluluğu Denizli'de görmekten dolayı büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Heyete Denizli ve sürdürülen belediye çalışmaları hakkında bilgiler aktaran Başkan Zolan, " Ziyaretiniz bizleri ziyadesiyle mutlu etti. Ülkemizin tabi her yerinde ayrı güzellikler var. Denizli hem sanayi alanında hem turizm hem de tarım alanında birçok potansiyele sahip. Tekstilde, bakır kablo üretim sanayinde, traverten mermer alanında Denizli büyük bir hamle yapmış durumda. Denizli belki de başka bir şehirde olmayan jeotermal kaynaklara sahip. 30 dereceden 250 dereceye varan sıcak su kaynağımız var. Turizm alanında da Pamukkale bir marka. Türkiye' ye ve Denizlimize Pamukkale ayrı bir fırsat sunuyor. Biz de Denizlimiz adına bu fırsatları vatandaşlarımız için değerlendirmeye çalışıyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz yılında Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci ile başlayan yürüyüşümüzde ben meclis üyeliği ve belediye başkan yardımcılığı görevleri yaptım. Sonrasında ise bayrağı devraldık. Denizli Belediye Başkanlığı görevi yaptım. Uzun yıllardır Denizli'nin hak edip de alamadığı Büyükşehir'i de aldık. Sağ olsun Başbakanımız Denizli'nin sahip olduğu bu büyük potansiyelin hakkını vererek adaletsizliği ortadan kaldırdı. Biz de son 10 yılda Denizli'nin kronikleşmiş bir çok problemini ortadan kaldırdık. Kenti Denizli'nin potansiyeline yakışır hale getirdik. Şehirleşme adına altyapı ile ilgili bir çok problemi ortadan kaldırdık. Umarım bu geziniz verimli geçer. Denizli ve Rize arasında her türlü oluşacak işbirliğine biz de katkı koymaya hazırız" dedi. Misafirperverliğinden dolayı Başkan Zolan'a teşekkür eden Rize Valisi Nurullah Çakır ise " Denizlimiz Ege Bölgesi'nin ve Türkiye'nin özel bir şehridir. Üretimi ve ticaret kültürünü çok büyük ölçüde geliştiren bir şehir. Büyüyen ve gelişen ülkemiz için özel uygulamaları görmek adına ziyaretlerde bulunuyoruz. Oluşturulacak işbirlikleri bizim için çok önemli. Buradan edindiğimiz bilgiler ve işbirlikleri Rize'de yapılacak işlere ilham verecek, katkı koyacak. Bizlere gösterdiğiniz yakın alakadan dolayı teşekkür ediyorum" dedi. Ak Parti Rize Milletvekili Hasan Karal da yaptığı konuşmada şunlara değindi: " Denizli, gıpta ile bakılan örnek alabileceğimiz bir il konumunda. Sizlerin birikiminden, tecrübelerinden bizler de istifade ederiz İnşallah. İşsizlik oranının düşük olması çok büyük bir gelişme. İhracatta yine Türkiye'de önde gelen iller arasında olması çok önemli bir gelişme. Belediyecilik anlamında da çok büyük işler ortaya koyduğunuz da ortada. Tüm bu güzellikleri Rize'ye taşımak adına buradayız. Bu güzel ağırlama için teşekkür ederim." Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap ise belediyecilik alanında Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin tecrübelerinden yararlanmak istediklerini söyledi. Oluşturulacak her türlü işbirliğine hazır olduklarını belirten Başkan Kasap, Başkan Zolan'a misafirperverliğinden dolayı teşekkür etti. Ziyaret sonunda Başkan Zolan misafirlerine Çeşm-i Bülbül armağan etti. Konuklar ise Başkan Zolan'a Rize'ye özgü ürünlerden oluşan çeşitli hediyeler sundu. (HABER MERKEZİ) Başarı ve kolaylıklar diledi Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan yerel seçimler sonrası ilk kez Pamukkale ve Merkezefendi ilçelerine bağlı mahallelerin muhtarları ile biraraya geldi. Yeni dönemde muhtarlara görevlerinde başarı dileyen Başkan Zolan, " Sizler bizim her mahallede gözümüz, kulağımızsınız. Bizlerin yol arkadaşı, çalışma arkadaşlarımızsınız. Bu kente birlikte hizmet edeceğiz. Hepinize başarı ve kolaylıklar diliyorum" dedi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan Pamukkale ve Merkezefendi ilçelerine bağlı mahallelerin muhtarları ile bir araya geldi. Birer gün arayla Çamlık Ofis'te Pamukkale ve Merkezefendi ilçelerine bağlı mahallelerin muhtarlarıyla gerçekleştirilen kahvaltı programına İlçe Belediye Başkanları Hüseyin Gürlesin ve Muhammet Subaşıoğlu da katıldı. Yerel seçimler sonrası ilk kez gerçekleştirilen buluşmada Büyükşehir Belediyesi'nin üst kadrosu da hazır bulundu. Genel Sekreter Mustafa Ünal, Genel Sekreter Yardımcıları Mustafa Gökoğlan, Aytaç Turgut, Büyükşehir Meclisi Başkan Vekili Ali Değirmenci ve DESKİ Genel Müdürü Mahmut Güngör'ün de katıldığı toplantılarda Başkan Zolan, Büyükşehir ile birlikte yeni bir sürecin başladığına dikkat çekti ve işleyiş ile ilgili muhtarları bilgilendirdi. Birlikte başaracağız Seçimler sonrası ilk kez mahalle muhtarları ile bir araya geldiklerini ve herkese yeni dönemde başarı ve kolaylıklar dilediğini dile getiren Başkan Zolan, " Yaklaşık 5-6 ay önce bir veda yemeğimiz olmuştu. O gün 'Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var' demiştik. Baktık muhtarlarımızın birçoğu yeniden seçilmiş. Seçimlerden sonra ilk defa sizlerle buluşuyoruz. İnşallah hayırlı olacaktır. Hepimizin göreve gelişi şehrimize hayırlar getirsin. Derdimiz hizmet etmek. Amacımız vatandaşlarımızı mutlu etmek. Denizli şu an yeni bir başlangıç yapıyor. Hepimiz aslında bu başlangıca katkı sağlıyoruz, tarihe tanıklık ediyoruz. Yıllardan beri beklediğimiz Büyükşehir statüsüne Denizli miz kavuştu. İstiyoruz ki Denizli mizde Büyükşehir ile birlikte hizmetler de büyüsün, ihtiyaçlar giderilsin. Amacımız, gayemiz budur. Büyükşehirde görev paylaşımını bilmek gerekir. Kim, neyi yapacak. Siz değerli muhtarlarımız bunu çok iyi kavrar ise işler çok daha kolaylaşır. Vatandaşlarımız geldiğinde onlara yardımcı olun, yol gösterin. Çünkü Büyükşehir ile birlikte sistemimiz değişti. Neyin nereden yapılacağı hakkında vatandaşımızın bilgisi olmayabilir. Onlara ışık tutun, doğru adrese göndermek çok önemli. Hangi konuda, hangi başkana, hangi belediyeye gidilmesi gerektiğini, nereden neyi talep edeceğimizi bilmeli, vatandaşlarımızı da buna doğru yönlendirmeliyiz. Böylece çalışmalarımızı kolaylaştırmış, hızlandırmış oluruz. Hizmet üretmede belediyelerimiz arasında ayrı gayrı yok. Kimin elinde ne imkan varsa, kim derde derman olacaksa o seferber olacak. Bizim belediyecilik anlayışımız bu" dedi. Hizmetlerde aksama olmayacak Büyükşehir ile birlikte belediyelerin yetki alanlarında değişiklikler olduğunu dile getiren ve bilgiler aktaran Başkan Zolan, sözlerini şöyle sürdürdü: " Nerede içme suyu ile ilgili bir sorun varsa Büyükşehir'in kurumu DESKİ sorumludur. Kanalizasyon ile ilgili her türlü talebe DESKİ bakacak. Telefon numarası da 185. Bu konularla ilgili DESKİ' nin genel müdürleri ile de benimle de bağlantıya geçebilirsiniz. İtfaiye hizmetlerini de biz vereceğiz. Denizli'nin genelinde 51 nokta hizmet birimleri oluşturulmuştur. Bu 51 noktada cumartesi ve pazar da dahil olmak üzere nöbet sistemi ile çalışan ve her daim hazır olan arkadaşlarımız var. Cenaze hizmetlerini de Denizli Büyükşehir Belediyesi yürütüyor. Denizli'nin her noktasına bu konuda da biz hizmet vereceğiz. Mahallerimizde sokaklarımızın bakımı, tamiri, yapımı, ilçe belediyelerimize ait. Ana arterlerden ise Büyükşehir sorumlu. Ulaşım sorumluluğu da yine Denizli Büyükşehir Belediyesine aittir. Çöp hizmetleri normalde ilçe belediyelerimize ait. Çöpleri ilçe belediyelerinin toplaması gerekiyor. Ama kuruluş aşamasında oldukları için biz sıkıntı yaşanmaması adına 2014 sonuna kadar Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak bu görevi yerine getireceğiz itibari ile de çöp toplama işlerini ilçe belediyeleri devralacak. Ana hatlarıyla görev dağılımımız bu şekilde oluşuyor." Muhtarlar bizim gözümüz, kulağımız Hizmet üretme konusunda tüm ilçe belediyeleri ile iyi bir koordinasyon sağlandığında Denizli'nin büyük projeler ile tanışacağı inancını taşıdığını dile getiren Başkan Zolan, " İnşallah zaman içinde bu görevler daha da netleşecek ve anlaşılır hale gelecek. Büyükşehir kafalarımızda tanımlanacak. İlçe Belediyelerimiz de çalışmalarına başladı. Büyükşehir Belediyemiz çalışmalarına hiç ara vermedi. Çalışmalarımıza devam ediyoruz. Tabi ki Büyükşehir ile birlikte biz de yeni sistemimizi kurmak zorundayız. İnşallah el birliği ile güç birliği ile bu işin altından kalkacağız. Bizim yükümüzü alacak olan bizim işimizi kolaylaştıracak olan muhtarlarımızdır yani sizlersiniz. Orada vatandaşımızı bilgilendirecek olan sizlersiniz. Doğru yönlendirecek olan sizlersiniz. Orada yapılması gereken doğru işleri bizlere aktaracak olan sizlersiniz. Yanlış yapılan bir iş varsa onu durduracak olan, engelleyecek olan, yanlıştan doğruya döndürecek olan da sizlersiniz. Bu nedenle sizler bizim her mahallede gözümüz kulağımızsınız. Bizlerin yol arkadaşı, çalışma arkadaşımızsınız. Eğer bu şekilde çalışırsak hem vatandaşlarımız mutlu olur hem de bizler de doğru işler ve en iyi işleri yapma imkanı bulmuş oluruz. Bu buluşmalar bir başlangıç. Biz muhtarlarımızla düzenli bir şekilde bundan sonra toplanmaya devam edeceğiz. Küçük küçük toplantılar ile hem mahallenizle ilgili hem Denizlimiz ile ilgili taleplerinizi dertlerinizi anlatabileceğiniz bir ortam hazırlayacağız. İnşallah Pamukkale Belediye Başkanımız Hüseyin Gürlesin ve Merkezefendi Belediye Başkanımız Muhammet Subaşıoğlu ile birlikte o ortamı hazırlarız. Acil olan konuları önceliklerimizi hep birlikte belirleriz. Sizler de bu konudaki hazırlıklarınızı yapın. Önümüzde bir beş yıl var. Baktığınız zaman 5 yıl çok uzun gibi görünüyor ama biz hem belediye meclis üyeliği hem başkan yardımcılığı ve başkanlık sürecimle birlikte 10 yılı geride bırakmamıza rağmen bu süre bana on gün gibi geliyor. Benim sizlerden en önemli ricam şudur: Mahallemizin en acil sorunu, çaresizliği, ilk yapılması gereken işleri öncelikleri çok iyi belirlememiz lazım. İnsanların derdine derman olacak iş nedir? İnsanları mutlu edecek olan iş nedir? Onları çok iyi tespit etmemiz lazım. Tüm bu sorunları tek tek birlikte ortadan kaldıracağız" dedi. (HABER MERKEZİ) Firmamızın üretim departmanında çalıştırılmak üzere vasıflı/vasıfsız işçiler alınacaktır. Can Meşrubat Ltd Şti. Hasan Cihan Telefon -(0258)

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Mayıs Şubat Cuma Perşembe Kelimelerin yetersiz kaldığı anlar vardır Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Yeryüzündeki bütün toplumlarda maden kazaları, duygu ve düşünce dünyasını altüst eder. İnsanlar yerin altında çalışan ve geçimlerini ancak bu şekilde sağlayan işçilerin ve ailelerinin kederlerini paylaşmaya çalışır. Kelimelerin duyguları ve düşünceleri ifade etmekte yetersiz kaldığı anlardır bunlar. Soma'da da "Ömür" ile "Kömür"ün aynı anlama geldiği o madendeki facia karşısında, hepimiz aynı çaresizliği ve acıyı paylaşıyoruz. Madenin güvenliği konusundaki eksikler ve aksaklıklar tabii ki araştırılacak. Sorumlular varsa bunlar tabii ki cezalandırılacaklar. Ama artık enerji darboğazının yükünün, her an ölümle karşı karşıya yaşamak zorunda olan, canlıyken yeraltında yaşamaya mecbur kılınan emekçiler tarafından taşınması dönemine son vermek gerekiyor. Dünya medyasından haberleri izliyorsanız, en çok maden kazası haberlerinin başta Çin olmak üzere enerji kaynakları, gereksinmelerine yetmeyen ve gelişmekte olan ülkelerden geldiğini fark etmişsinizdir. Alternatif enerjilere yönelmeliyiz Başta "Nükleer Enerji" olmak üzere, Türkiye enerji üretimini çeşitlendirmek konusundaki adımlarını daha hızlı atmalıdır. Güneşten ve rüzgârdan sağlanan "Yenilenebilir enerji" üretimine dönük girişimler devlet tarafından daha fazla teşvik edilmelidir. "Hidrolektrik Santrallar"ın yapımını engellemeye çalışan çevreciler, eylemleri sırasında, bu santralların alternatifinin Soma'da ve diğer kömür madenlerinde yeraltında yitirilen canlar olduğunu da hatırlamalıdırlar. Sözün bittiği, ölümün yaşamı durdurduğu yerdeyiz... Hepimizin yüreği Soma'daki insanlarımızın, yakınlarını yitirenlerin acılarıyla yanıyor... "Allah hepimize sabır versin" demekten başka şey yapamamanın çaresizliği içindeyiz SOMA Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ Soma da maden faciası.. Bugüne kadar maden kazalarında 3000 kadar insan kaybetmişiz 1940 lardan bu yana.. En fazla kayıp, 1992 de 263 kişinin öldüğü Zonguldak ın Kozlu ilçesindeki grizu faciası olmuş. 100 bine yakın da yaralı var bu kazalarda.. Soma da can kaybı Yaralılar da var ve bu sayı artabilir.. Ortada ciddi bir sorun var.. Sonuç ortada. İlk bilmemiz gereken sebeb ne? Kasıt, ihmal, kusur var mı? Ya da bir suikast ihtimali.. Sebeb ne olursa olsun, birileri bu sonucu iktidarı yıpratmak için kullanacağı çok açık. Daha ilk andan itibaren, bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olan birileri Soma da seçimleri AK Parti kazandı ve sonuç bu diye mesajlar atmaya başladılar.. Birileri bu gözyaşını siyasi ranta çevirme çabasında.. Kriz lobisi işbaşında anlayacağınız.. Bu arada; TBMM de muhalefetin Soma için verdiği araştırma önergesi, 24 Nisan da iktidar milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiş. Bu konunun da üzerinde durulması gerek.. Bu önergeyi verenler ve reddedilmesini sağlayanlar kimlerdi. Neden bu yönde bir karar alındı.. Soma Holding araştırılmalı. Soma daki diğer ocak işletmecileri de.. Sadece Soma Holding de 130 mühendis ve 5500 işçi çalışıyor.. Ama, tabi bunlar vardiyalar halinde çalışıyorlar. Kaza olduğunda yeraltında 500 kadar kişi olduğu düşünülüyor. 18 milyon ton kömür rezervi kömür payı karşılığı işletiliyor.. Kazanın vardiya değişimi sırasında olduğu ileri sürülüyor kadar hayatını kaybeden var. 100 civarında insan kurtuldu ya da kurtarıldı. Demek ki (dün öğle saatleri itibarı ile) 200 kadar kişiden henüz bilgi yok.. Kurtarma çalışmaları devam ediyor.. Yangının sebebi ne, önce onu bilmeliyiz. Trafodan kaynaklanmış olabilir mi? Trafo teknik şartnameye uygun mu idi? Düzenli rutin bakımları yapılıyor mu idi?.. Cevabını arayan bir çok soru var. İşletme mi kusurlu, çalışanlar mı?.. Ya da bir sabotaj ihtimali var mı? Bütün ihtimaller, bütün detayları ile incelenmeli ve işin istismarına karşı çıkılmalı.. Şimdilik milli yas ilan edildi ve 19 Mayıs törenleri iptal. Tabi üniversitelerin mezuniyet şenlik ve törenleri de.. İşin bir başka trajik yanı, 200 ölüm haberinin geldiği sırada yeraltında akıbeti belli olmayan daha 200 civarında işçinin bulunması.. Her an yeni bir kurtarma haberi geliyor, ama henüz Soma nın faturası tam olarak ortaya çıkmış değil. Çağın en önemli sorunlarının başında enerji sorunu geliyor.. Enerji petrol, kömür, su kaynaklı olsun hep belli bir riski beraberinde getiriyor.. Bu enerjilerin üretim, taşıma ve tüketim maliyet ve riskleri var. Barajlardan elde edilen enerji çok güvenli gibi gözüküyor ama, bendlerin yıkılması halinde o da çok tehlikeli olabilir. HES ler bu açıdan risksiz ama, başka bir takım sorunlar sözkonusu. Rüzgâr ve güneş enerjisi, talebi karşılamaktan uzak, onların da maliyet ve riskleri yok değil. Nükleer enerji bir alternatif.. Onun da başka riskleri var.. Kobe de bunu gördük.. Kimine göre nükleer enerji daha ekonomik ve diğerlerine göre daha güvenli.. Türkiye enerji politikasını efradına cami, ağyarına mani bir şekilde masaya yatırmak zorunda.. Korkuların tolere edilmesi önemli, ama umudumuzu öne çıkartmalıyız.. Daha düne kadar bu maden ocakları ile ve iş güvenliği ile ilgili bakanlıktan, Hürriyet-Radikal gibi gazetelerden övgü dolu haberler geliyordu.. İleri güvenlik ve ileri teknoloji kullanıldığı söyleniyordu. Maliyetler aşağı çekilmiş, üretim artmıştı. Peki şimdi ne oldu da bu kaza yaşandı? Kim, nerede, nasıl bir hata yaptı? Muhalefet, araştırma önergesinde neyin araştırılmasını istiyordu. Şimdi savcılık ve idari birimler, araştırılması istenen o konuları araştırmaları gerek.. İddialar gerçek olabilir, gerçek de olmayabilir ya da iddialarla kaza arasında bir ilişki kurulabilir ya da kurulmayabilir de.. Şimdi sükunetle gelişmeleri takip etmemiz gerek.. Kimse bu işten siyasi rant elde etmek için gerçekleri gizlememeli ve saptırmamalı.. Kuşkusuz meslek odaları ve işçi sendikaları da işin üzerine gitmeli.. Kimbilir, belki de sıradan, basit bir yanlış ya da ihmalin sebeb olduğu ciddi bir trajedi yaşanmaktadır.. Öfkeyle kalkıp, zararla oturmak istemiyorsak, bir acıdan başka acılar üretmek istemiyorsak, acılı ailelerinin acıları üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışmaktan vazgeçmemiz lazım.. Savcılık soruşturma başlattı ama, yapılan açıklamada; Soruşturma başlatıldı, ancak ilk etapta gözaltına alınacak amirler de işçilerle birlikte hayatını kaybetmiş durumda denildi. Bu arada şunlar söylenebilir: Bu felaketin içinden ilginç hayat hikâyeleri, başka trajediler, ihmaller, kusurlar çıkacak ortaya, tıpkı 15 yaşında ocağa inen bir çocuğun hayat hikâyesi gibi. Onu, o işe alan ve onu o madene gönderen hayât hikayesi gibi.. Her şeyi tartışmayı seven birileri, tartışacak daha çok şey bulacaklar.. Selam ve dua ile Kederliyiz ve hesap sorulmasını istiyoruz Fehmi KORU STAR GAZETESİ Tek bir kişinin ölümü ocaklara ateş düşürürken, 200 den fazla maden işçisinin hayatını kaybetmesine yol açan Soma daki fâcianın, kaç haneyi, kaç eşi, kaç çocuğu, kaç anne-babayı, kaç kardeşi derin üzüntülere gark ettiğini varın sizler hesap edin... Aslında Bütün ülkeyi demeliydim... Her sabah, daha henüz herkesler derin uykudayken, eşi ve çocuklarıyla helâlleşerek yola düşer maden işçisi... Her gün... Eşlerin ve çocukların kulağı gün boyu ocaktan gelebilecek kötü haberdedir... O haber geldiğinde her dâim içlerde depolanan çığlıklar arş-ı âlâya yükselmekte gecikmez... Soma da olan, tarihimizin en can alıcı maden kazası yıl önce Kozlu da 263 canımızı yine bir kömür madeni kazasında kaybetmiştik; şimdiyse, acılı yürek sayısı tahammül edilemez boyutlarda... Devlet bu işi beceremiyor... Böyle dendi ve madenler büyük çapta özelleştirildi... Aslına bakarsanız, işçi güvenliği açısından bayağı tedbirler de bu arada alındı. Devletin hâlâ elinde tuttuğu ocaklarda da; sadece verimlilik değil güvenlik de artsın diye elinden çıkardığı ocaklarda da... Denetlemeler de arttı... Peki bu ne? Yüzlerce insanın yerin altında kalması, etrafı saran gazlardan hayatların kaybedilmesi niye? Önümüzdeki günlerde bu sorunun cevabını sağlıklı biçimde cevaplayabilmek için çalışmalar yapılacaktır... Keşke kaza meydana gelmeden önce sorunlar Meclis tarafından ele alınıp, eksikler ve olası senaryolar gözden geçirilebilseydi... Çok sayıda insana iş imkânı sağlaması bakımından Soma da kapasite artırımına gidilmesi ilk bakışta iyi bir şeymiş gibi görünüyor. 6 bin işçinin çalıştığı ocakta patlama ânında 600 civarında işçi bulunuyormuş... İstihdam sağlaması açısından iyi olmasına iyi de, acaba işçi güvenliği açısından bu bir sorun teşkil etmiyor mu? İşletmeci şirketin kaza sonrası verdiği bilgilerden çok kapsamlı tedbirlerin alındığı sonucu çıkartılıyor. Daha fazla bir şey yapılamazdı dememiz bekleniyor... Belli ki, yaşanan, işletmeci şirketin de beklemediği türden bir kazaymış... Sorun da galiba burada: Yerin yüzmetrelerce altında insan çalıştırılan maden ocaklarında meydana gelebilecek olumsuzluklardan öngörülebilir olanlarla ilgili tedbir almak yeterli değildir; öngörülemediği halde veya ihmaller yüzünden olabilecek kazalar için her türlü hazırlık gerekiyor esas... Özellikle 1992 de Kozlu daki kömür madeninde yaşananlardan sonra... Bazıları, her kazadan sonra, Ocaklar kapatılsın kampanyası açarlar. Zaten pahalıya mal olan kendi kömürümüzü çıkarmak yerine, ihtiyacımız olan miktarı ucuz fiyata ithal etsek, ocağı kapatıldığı için evine gönderilecek maden işçisine ücretini çalışmadan ödeyebileceğimiz ileri sürülür. Bir başka görüş de, kömürün unutulup bütünüyle doğalgaza geçilmesidir; doğalgazın dövizle ödenen maliyetini de unutmamızı bekler bu görüşün sahipleri... Yürekler yanık ve acılar çok taze olduğu için bu aşamada fazla ileri şeyler söylemek yanlış olabilir. Ancak, insan hayatına mal olan her yanlışlığın hesabının mutlaka sorulmasını ve benzer can alıcı olayların bir daha yaşanmamasını talep etmek herhalde hakkımız... Eminim, yaraları en kısa zamanda sarmayı başarırız... Allah daha fazla keder vermesin

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi NCELEMES Demirci de yaşanan birçok depremde camii nin fiziksel olarak zarar gördüğünü belirten yetkililer Caminin eğik minaresinin yıkılacağı ve 1960 yılında camii nin dış yüzüne monte edilen demir barakanın kaldırılarak k- endi özgü mimarisine döndürüleceği öğrenildi. Cami nin içyapısında yeni düzenlemeler yapılacağını öğrendiğimiz anda caminin içinde dolaşan bir heyete rastladık.heyetin başında ak parti demirci ilçe başkanı Mustafa bakır vardı camiyi inceliyorlar idi ve tarihi terimlerden bahsediyordu.bizde bu bilgileri nereden öğrendiğini sorduk,oda bize öz geçmişini anlattı yılında Muğla ili Kavaklıdere ilçesi Çayboyu (Mesevle) köyünde doğdum. İlkokulu köyümde bitirdim. Orta okulu Kavaklı derede bitirdim. Liseyi Muğla merkez Ticaret Meslek Lisesinde okudum. Üniversite Aydın Ortaklar Eğitim Enstitüsünde ( Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe 1977) başladım yılında Kütahya Eğitim Enstitüsünde tamamladım ve mezun oldum ocak öğretmenliğe samsun Bafra ilçesi Ormancık Köyünde başladım. Daha sonra Zonguldak Eflani ilçesi Aday köyünde, 1985 (Ekim) Demirci ilçesi Rahmanlar köyünde, 1990 Demirci Cengiz Topel İlköğretim okulunda, 2006 Ağustos ayına kadar çalıştım e- mekli oldum Demirci Eğitim Fak. Lisans bölümümü tamamladım yılında Demirci den evlendim. Eşim öğretmen Kur an kursu hocası. İki kızım var öğretmen ve evli. Bir kız torunum var. Halen eğitim ve inşaat alanında kendi şirketlerimde i- dareciyim. Bir öğretmen olarak hep tarihimizi merak ettim ve araştırdım demirci de bulunan bu ata yadigarını çok kısa bir süre içerisinde orjinaline uygun olarak restorasyonunu yaptırıp halkımızın hizmetine sunmak istiyorum. dedi. (HABER MERKEZİ) 16 Mayıs 2014 Cuma ASIRLIK CAM DE BAKIR Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center Demirci nin en eski camisi olan Hacı Hasan Camii tarihi mimarisi ile iki asırdır ayakta durmaya devam ediyor. Birçok eserde Hacı Hasan Camii nin Horasan Türklerinden Hacı Hasan tarafından yaptırıldığı belirtilse de, Selçukluya özgü taş mimarisi ile yapılan camii kitaplarda Elhac Hasan Camii olarak geçiyor. Minaresinde 30 cm lik eğiklik olan Camii için Demircili Yüksek Mühendis İbrahim Leylek tarafından 2011 yılında Almanya da yapılan D-A-C Taung konferansına taşındı. İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü 2 No lu Kültür Varlıkları tarafından 3 Aralık 2012 de cami geçici olarak ibadete kapatıldı. Yaklaşık iki yıldır süren çalışmalar neticesinde Camii nin projelendirme çalışması yapılarak, yapımı için ihale ile özel bir firmaya verilerek çalışmalara başlandı Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Mayıs Şubat Cuma Perşembe İstirahat ile artan bel ağrılarına DİKKAT! İhsan Ertenli 3 ayı geçen bel ağrıları konusunda uyarıda bulunan Prof. Dr. İhsan Ertenli, 40 yaş öncesinde başlayan, 3 aydan daha uzun süre devam eden, aniden değil yavaş yavaş başlayan, sabahları yataktan kalkmayı zorlaştıran, istirahat ile geçmeyip hareket etmekle azalan ve inflamatuvar bel ağrısı adı verilen bu ağrıya sahip kişilerde AS olma olasılığı bulunmaktadır. Bu romatizmal hastalıklar erken teşhis edildiğinde kontrol altına alınabilmekte. diye konuştu Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İhsan Ertenli, 3 aydan uzun süren ve istirahat ile artan bel ağrılarına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Derneğin başlattığı 'Bel Ağrınızı Sorgulayın' kampanyası, insanları engelleyici bir sağlık sorunu olan Ankilozan Spondilit (AS) hastalığı konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Ağrıya, iş görmezliğe, psikolojik sorunlara ve ileri evrelerde bazı hastalarda kamburluğa neden olabilen Ankilozan Spondilit (AS) hastalığının daha çok genç erkeklerde görüldüğü belirtiliyor. AS hastalığı hakkında bilgi veren Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İhsan Ertenli; Türkiye Romatoloji Derneği olarak, romatizmal hastalıkların toplumun geniş kesimlerince tanınması ve romatizmalı hastaların mümkün olduğunca erken dönemde doğru tedaviye ulaşarak sağlıklı bir yaşam sürmesi öncelikli hedeflerimiz arasındadır. dedi. Dr. Ertenli, bilinçlendirme kampanyalarıyla, AS'nin erken dönemdeki en önemli bulgusu olan bel ağrısı farkındalığını artırmayı, inflamatuvar bel ağrısı olan hastaların en kısa sürede bir romatoloji uzmanına başvurarak uygun tanı ve tedaviye ulaşmasını sağlamayı amaçladıklarını belirtti.as hastalığını da anlatan Ertenli, hastalıkla ilgili şunları söyledi: Türkiye de yüzde 16,4 ile sağlık sistemine başvuruların başında bel ağrısı gelmektedir. Ülkemizde yaklaşık 200 bin kişiyi etkileyen ciddi bir hastalık olan AS hastalarının yüzde 40 ı hasta olduklarını ve hangi doktora gideceğini ne yazık ki bilmemektedir. Bu hastalara romatoloji uzmanları bakar. 3 AYI GEÇEN BEL AĞRILARINA DİKKAT Prof. Dr. İhsan Ertenli nin bir uyarısı da 3 ayı geçen bel ağrıları ile ilgili oldu. Ertenli, İnflamatuvar bel ağrısı, aralarında AS nin de bulunduğu önemli bazı romatizmal hastalıkların erken dönemdeki en önemli bulgusudur. 40 yaş öncesinde başlayan, 3 aydan daha uzun süre devam eden, aniden değil yavaş yavaş başlayan, sabahları yataktan kalkmayı zorlaştıran, istirahat ile geçmeyip hareket etmekle azalan ve inflamatuvar bel ağrısı adı verilen bu ağrıya sahip kişilerde AS olma o- lasılığı bulunmaktadır. Bu romatizmal hastalıklar erken teşhis edildiğinde kontrol altına alınabilmekte. diye konuştu. AS ın çoğunlukla genç yaşlarda ortaya çıkan bir romatizma hastalığı olduğunu söyleyen Ertenli, Genç yaşlarda en üretken çağda ortaya çıkan bu hastalık, sabahları yol açtığı tutukluk nedeniyle işe gitmeyi zorlaştırmakta, çalışma hayatına ara verilmesine dahi yol açabilmektedir. AS de bel ağrısı dışında sırt, boyun ve kalçaların arka kısımlarında da ağrı hissedilebilir. dedi.ertenli, Hastalığın son aşamasında bazı hastalarda toplum arasında kamburluk olarak bilinen sırt ve boyun deformasyonu görülebilir. AS nin bel fıtığındaki ağrıdan en önemli farkı, ağrının istirahat halinde artması ve aktiviteyle (hareketle) azalmasıdır. Her 100 ankilozan spondilit hastasından 7 sinin öyküsünde bel fıtığı ameliyatına rastlanmaktadır. Ankilozan spondilit en çok bel fıtığıyla karışmakta, her 3 ankilozan spondilit hastasından biri en başta bel fıtığı tanısı almaktadır. şeklinde konuştu. (CİHAN) Kanser tedavisinde "kırmızı ışık" umudu TÜBİTAK ödüllü bilim adamı Prof. Dr. Engin Umut Akkaya, kanser ilaçlarının tümörlü bölgeye taşınmasını ve vücudun sağlıklı bölgelerine zarar vermeden sadece o bölgede etki etmesini sağlayan "kırmızı ışık" yöntemiyle, uluslararası patent başvurusu yapacak Prof. Dr. Akkaya'nın geliştirdiği yöntemde, kanser ilaçları "kırmızı ışık" sayesinde tümörlü bölgeye kadar taşınıyor, tümörlü bölgeye mikrosaniye içerisinde etki edip, sonra toksik özelliğini vücuda dağıtmadan kendi kendini yok ediyor.laboratuvar aşamasında kanserli hücreler üzerinde denemeleri başarıyla tamamlanan yöntem, bilim dünyasına duyurulacak ve ardından sadece Türkiye'de değil, diğer ülkelerde de patentlenecek.bilkent Üniversitesi UNAM-Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Akkaya,Biz buradan umut tacirliği yapmak istemeyiz. Ancak, kanserli bölgelerde hem ilacın etkinliğini arttıracak hem de diğer sağlıklı organlara zarar vermeyecek dedi. Ancak, kanserli bölgelerde hem ilacın etkinliğini arttıracak, hem de diğer sağlıklı organlara zarar vermeyecek bir yöntem bu. Şimdiden bilim çevrelerinin oldukça ilgisini çekti. TÜBİTAK ödüllü bilim adamı Prof. Dr. Engin Umut Akkaya, kanser ilaçlarının tümörlü bölgeye taşınmasını ve vücudun sağlıklı bölgelerine zarar vermeden sadece o bölgede etki etmesini sağlayan "kırmızı ışık" yöntemiyle, uluslararası patent başvurusu yapacak. Prof. Dr. Akkaya'nın geliştirdiği yöntemde, kanser ilaçları "kırmızı ışık" sayesinde tümörlü bölgeye kadar taşınıyor, buraya mikrosaniye içerisinde etki edip, sonra toksik özelliğini vücuda dağıtmadan k- endi kendini yok ediyor. Laboratuvar aşamasında kanserli hücreler üzerinde denemeleri başarıyla tamamlanan yöntem, bilim dünyasına duyurulacak ve ardından sadece Türkiye'de değil, diğer ülkelerde de patentlenecek.bilkent Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi ve UNAM-Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Engin Umut Akkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanser için kullanılan ilaçların sadece kanser hücrelerinde etkili olabilmesi, yani seçici olabilmesi için tüm dünya çapında araştırmalar yürütüldüğünü ifade etti. Ancak mevcut tedavilerde kemoterapi i- laçlarının sağlıklı hücrelerde de olumsuz etki yaptığına dikkati çeken Akkaya, bu ilaçların saç, deri gibi hızlı çoğalma eğiliminde olan hücreleri daha fazla etkilediğini belirtti. -Dedektif moleküller geliştirilmişti Akkaya, daha önceki çalışmalarında, kanser ilaçlarının etkinliği üzerine fotodinamik terapi ve kanser hücrelerini vücutta dedektif gibi izleyen moleküller geliştirdiklerini ifade ederek, son çalışmasında ise kırmızı ışıkla aktive olabilen ve kanserli bölgede etki eden moleküller geliştirdiklerini bildirdi. bu moleküllere kırmızı ışıkla aktive olmadan zararlı etkilerini vücutta dağıtmama özellikleri kazandırdıklarını belirten Akkaya, şöyle konuştu: "Moleküller, bu özellikleri sayesinde kanserli hücreleri rahatlıkla seçebiliyor. Aynı zamanda kanserli hücre ile kanserli olmayan hücreyi de birbirinden ayırabiliyor. Sadece kanserli hücrelerde bulunan özel maddelerle etkileşen bu moleküller, kırmızı ışığın da etkisiyle tümörlü hücreleri öldürecek bir reaktif oksijen oluşturuyor. "Singled oksijen" adı verilen bu ajanın etkisi çok kısa ve bir mikrosaniye sürede kanserli bölgeyi vuruyor ve sonra yok oluyor. Eğer kanser hücresinin yakınında değilse, bu molekülde böyle bir etki olmuyor. Yani ancak ve ancak kanserli hücreye geldiğinde bu patlama oluyor." Prof. Dr. Akkaya, çalışmalarını laboratuvarlarda kanser hücreleri üzerinde denediklerini ve başarılı sonuçlar aldıklarını bildirerek, yakında uluslararası bir dergide bilim dünyasına duyurulacağını söyledi. Akkaya, çalışmanın henüz laboratuvar aşamasında olacağını ve insanlar üzerinde denenmesi için uzun çalışmalara ihtiyaç bulunduğunu kaydederek, "Biz buradan umut tacirliği yapmak istemeyiz. Ancak, kanserli bölgelerde hem i- lacın etkinliğini arttıracak hem de diğer sağlıklı organlara zarar vermeyecek bir yöntem bu. Şimdiden bilim çevrelerinin oldukça ilgisini çekti" dedi. Prof. Dr. Akkaya, çalışmaları için uluslararası patent başvurusu yapacaklarını sözlerine ekledi. (AA) Sık münakaşa etmek, erken ölüme neden oluyor İnme rahatsızlığının tedavisi ile ilgili fizyoterapi yaklaşımlarının ele alınacağı İnmede Fizyoterapi Yaklaşımları sempozyumu, Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Gimat Kampüsü nde başladı. Sempozyuma, Fizyoterapi alanında uzman akademisyen ve hekimlerin yanı sıra birçok öğrenci katılıyor. Ölümlerde kalp hastalıkları ve kanserden sonra en çok görülen hastalıklardan inmeye karşı yeni fizyoterapi yöntemleri 2 gün sürecek sempozyumla ele alınacak. Sempozyumun açılış töreninde konuşan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mahmut Kömürcü, inme rahatsızlığının, Türkiye deki ölüm sebeplerine bakıldığında, kalp hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü sırada yer aldığını kaydetti. İnme rahatsızlığının yapılan istatistiklerde dört hastadan birinde görülen bir hastalık odluğunu belirten Prof. Dr. Kömürcü, Danimarkalı bilim adamlarının yaptığı araştırma, eşle, dostla veya akrabayla sık sık tartışmaya girmenin, orta yaşta ölüm olasılığını iki ya da üç kat artırdığını ortaya koydu. Sonuçları Journal of Epidemiology and Community Health dergisinde yayımlanan araştırma, fazla münakaşadan en çok erkeklerin ve işsizlerin zarar gördüğünü, sürekli tartışmanın, arkasında yatan faktörler tam anlamıyla izah edilemediyse de ölüm o- lasılığını iki ya da üç kat artırdığını gösterdi. Kopenhag Üniversitesi nde görevli araştırma ekibi, strese verilen yüksek tansiyon ve kardiyovasküler hastalık riski gibi psikolojik tepkilerin, artan ölüm olasılığının en muhtemel sebepleri olabileceğini bildirdi. Araştırmada, erkeklerin kortizol seviyelerinin stres faktörleri karşısında kadınlarınkinden daha fazla artış gösterdiği de belirtildi. Stresli sosyal ilişkilerle erken ölüm arasındaki bağlantının araştırılması çerçevesinde, yaşları 36 ila 52 olan 9 bin 875 kadın ve erkekle ilgili veriler kullanıldı. Araştırma, sıklıkla çocuk ve eşlerden kaynaklanan talep ve endişelerin, ölüm riskini tüm nedenlerden yüzde 50 ila 100 oranında arttırdığı gözlendi. İşsiz olmanın da sosyal ilişkiler üzerinde olumsuz etkiyi artırdığı, işsizlerin iş sahibi olanlara göre herhangi bir sebeple ölme olasılığının önemli ölçüde yükseldiği bildirildi. Ayrıca, erkeklerin, özellikle eş kaynaklı talep ve endişelere karşı savunmasız göründüğü ve bu durumdaki erkeklerin ölüm oranlarının daha yüksek olduğu kaydedildi. (AA) Kalp ve kanserden sonra en çok inme öldürüyor! Türkiye de 1,2 milyon hasta inme rahatsızlığı yaşıyor. İnme rahatsızlığı insan yaşı arttıkça daha fazla rastlanabilen bir hastalık. diye konuştu. Açılış töreninde söz alan Rektör Prof. Dr. Abdulkadir Şengün ise Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu nun sürekli bir organizasyon halinde olmasının kendisini gururlandırdığını ifade etti. Bu organizasyonların destekçisi olmanın üniversite o- larak görevleri olduğunun altını çizen Prof. Şengün, Üniversite yönetimi o- larak, gerek fakültelerimizin gerekse öğrenci kulüplerimizin bu türlü faaliyetlerini desteklemeye devam edeceğiz. Bu toplantıyı dışarıdan destekleyen ve toplantıya konuşmacı olarak katılan tüm akademisyenlere hoş geldiniz diyorum. dedi. Konuşmasının sonunda Rektör Prof. Dr. Şengün e hediye takdim edildi. (CİHAN)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 16 7ubat Mayıs Perşembe Cuma Torbalı nın sanayisi Karadeniz e model oldu Torbalı ziyaretiyle ilgili açıklamalarda bulunan Rize Valisi Nurullah Çakır da, Buradaki sanayi atılımlarını, işleyişini gördük. Torbalıdaki temaslarımızın ve yaşadığımız tecrübeler kendi bölgemizde sanayi alanında atacağımız adımlarda son derece önem arz edecek" dedi Rizeli bürokrat, sanayici ve iş adamları, Torbalı da gelişen sanayi hamlelerini ve işleyişini yakından inceleyebilmek için Torbalı Ticaret Odası ev sahipliğinde ilçeyi ziyaret etti. Torbalı nın cazibesinin birçok il ve ilçe tarafından rol model alındığını belirten Torbalı Ticaret Odası Başkan Abdulvahap Olgun, İlçemiz öncü olmaya, model alınmaya bundan sonra da devam edecek. Ege nin ve Türkiye nin yükselen değeri Torbalı olacak. dedi. Aralarında Rize Valisi Nurullah Çakır, Rize Milletvekili Hasan Karal, Rize Belediye Başkanı Prof. Dr. Reşat Kasap ve Rize Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Aziz in de bulunduğu Rize heyeti, Torbalı daki organize sanayi bölgelerinde incelemelerde bulundu. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Torbalı Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdulvahap Olgun başkanlığında Rize ye bir ziyaret gerçekleştiren Torbalılı sanayici ve iş adamları, burada incelemelerde bulunmuşlardı. Rize ye yaptıkları ziyarette Rizeli sanayici ve iş adamlarını Torbalı ya davet eden Olgun un çağrısına olumlu yanıt veren Rize heyeti, bu kapsamda ilçeye gelerek iade-i ziyaret gerçekleştirdi. Torbalı Ticaret Odası nın ağırladığı heyet, ilk olarak Torbalı da Pancar ve Ahmetli deki organize sanayi bölgelerini gezdi. Pancar Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Hüseyin Şairoğlu tarafından heyete brifing verilerek, Torbalı daki OSB leri rol model alarak Rize de uygulama yapmanın yolları tartışıldı. TORBALI MODEL OLMAYA DEVAM EDECEK Geçmiş yıllarda tarım kenti olarak anılan Torbalı, son dönemde ülkenin en önemli sanayi ilçesi haline gelmiş, bünyesinde barındırdığı 700 fabrika ile Türkiye vergi sıralamasında 5. sırada yer almıştı. 150 bin nüfusa dayanmış olan Torbalı da, Rize heyetinin yapacağı incelemelerin son derece önem arz ettiğini vurgulayan Abdulvahap Olgun, Torbalı, son 20 yılda her anlamda büyük bir gelişim gösterdi ve gelişimini hızla sürdürüyor. Bizler de oda olarak, Türkiye de ve yurt dışında çeşitli bölgelere geziler düzenleyerek Torbalı nın cazibesini her fırsatta anlatıyoruz. İşte bunların meyvelerini toplamaya başladık. Torbalı nın kalkınması ve gelişmesi, birçok il, ilçe tarafından rol model olarak alınıyor. Rize heyetinin ilçemizdeki incelemeleri ve buradaki sanayi bölgelerindeki işleyişi rol model olarak bölgelerine uygulamaya çalışmak istemeleri bunun son örneğidir. Torbalı öncü olmaya, model alınmaya bundan sonra da devam edecek. diye konuştu. TORBALI TECRÜBESİ ÇOK ÖNEMLİ Torbalı ziyaretiyle ilgili açıklamalarda bulunan Rize Valisi Nurullah Çakır da, şunları kaydetti: Bugün bir tecrübe anlamında Ege havzasının parlayan değeri Torbalı da temaslarda bulunduk. Buradaki sanayi atılımlarını, işleyişini yakından gördük. Torbalıdaki temaslarımızın ve yaşadığımız tecrübelerin kendi bölgemizde sanayi alanında atacağımız adımlarda son derece önem arz ettiğini düşünüyorum. Rize heyeti, daha sonra Torbalı Organize Sanayi Bölgesi ni ziyaret ederek, burada kendileri için verilen brifinge katıldı. (CİHAN) Ameliyat olmazlarsa dünyaları kararacak Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, her geçen gün görme yetilerini kaybeden iki kardeşi, geçtiğimiz hafta İstanbulda Fenerbahçe Kardemir Karabük maçına göndererek hayallerini gerçekleştirdikten sonra bu kez de tedavileri için harekete geçti. İnce, tedavi olmazlarsa bir süre sonra dünyaları kararacak olan iki kardeşi, Ekol Kulak Burun Boğaz Hastanesi Göz Kliniği 'ne götürdü, Profesör Doktor Kaan Ünlü ve ekibi tarafından kapsamlı muayene ettirdi. Ekol KBB Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Kurucusu Op. Dr. Mehmet Baz ile görüşen Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, bir gözü görmeyen ve halen glokom (göz tansiyonu) hastası olan Çamlı Mahallesi'nde oturan 21 yaşındaki Hasan Demir ve 18 yaşındaki Ozan Demir'i Ekol Kulak Burun Boğaz Hastanesi Göz Kliniği'ne götürerek muayene olmalarını sağladı. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr Kaan Ünlü, hastanede teknolojinin son ürünü aletlerle Demir kardeşleri muayene etti. Başkan İnce ve Ekol KBB Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Baz'ın da katıldığı muayene sırasında iki kardeşin tetkikleri titiz bir şekilde yapıldı. Prof. Dr. Ünlü, her iki kardeşinde mutlaka ameliyat olmaları gerektiğini, aksi takdirde yakın bir gelecekte gözlerinin tamamen kapanacağını söyledi. Başkan İnce, iki kardeşin tedavisi için gereken her şeyi yapacaklarını belirterek, Ekol KBB Hastanesinin Kurucusu Sayın Dr. Mehmet Baz'a gençlerimizin muayenesini gerçekleştirdiği için teşekkür ediyorum. Bu iki gencimizin dünyalarının kararmaması için üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız dedi. Halen lise son sınıf öğrencisi olan iki genç anneleriyle görüşüp ameliyat gününe karar vereceklerini belirttiler. Ekol KBB Hastanesinin hiç bir ücret almadan ameliyatlarını yapacak olmasından dolayı Bize sahip çıkan belediye Başkanımız Mustafa İnce'ye ve Ekol KBB Hastanesinin Kurucusu Doktor Mehmet Baz a teşekkür ediyoruz dediler. Başkan İnce, Çamlı Mahallesi'nde oturan iki genci makam şoförü ile İstanbul'daki Fenerbahçe- Kardemir Karabükspor maçına göndermişti. Glokom nedir? Glokom, göziçi sıv ının iyi boşalmaması yüzünden göz tansiyonunun artmasıdır. Halk arasında göz tansiyonu ve karasu adlarıyla bilinen glokom, tedavi edilmezse görme kaybına neden olabilir. Glokomda, göz içindeki sıvı basıncı, görme yeteneği için gerekli olan göz sinirine zarar verecek düzeyde yüksektir. Glokom tüm dünyada en sık kalıcı görme kaybı nedenidir. Kırk yaşın üzerinde yaklaşık olarak her 40 kişiden 1'inde görülür ve hastalığın ortaya çıktığı 20 kişiden 1'inde her iki gözde kalıcı görme kaybına, yani total körlüğe neden olur. (HABER MERKEZİ) İzmir ile Nürnberg arası yatırım köprüsü Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, Alman yatırımcıları İzmir de yatırıma davet etti. Nürnberg Metropol Bölgesi Ekonomik Heyeti ni kabul eden Gökçüoğlu, İzmir, Alman işadamlarının yatırım yapabileceği kentlerimiz arasında ilk sırada yer alıyor. Her firmayı, işadamını yatırıma davet ediyoruz. dedi. Nürnberg Heyeti'ne başkanlık eden Türk-Alman İşadamları Derneği TİAD Başkanı Emre Hızlı ise, iş ve inceleme ziyareti için İstanbul yerine özellikle İzmir i tercih ettiklerini belirterek Ortak yatırımlar için doğru adresi bulduğumuza inanıyorum. diye konuştu. Almanya ve Türkiye arasında bölgesel anlamda ortaklıkların artmasını hedefleyen ve İzmir Kalkınma Ajansı'nın (İZKA) ile Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği nin (ESİAD) davetlisi olarak İzmir'e gelen Nürnberg Türk-Alman İşadamları Derneği (TİAD), Ege Bölgesi Sanayi Odası nı ziyaret etti. TİAD Başkanı Emre Hızlı, Nürnberg Belediyesi Ekonomi Dairesi Temsilcisi Axel Eisele, Fürth Belediyesi Temsilcisi Thomas Dreykorn, Orta Frankonya Nürnberg Sanayi ve Ticaret Odası, Uluslararası İlişkiler Dairesi Türkiye Sorumlusu Christian Hartmann, Nürnberg Belediyesi, Halk Eğitim Merkezi Müdürü, Dr. Wolfgang Eckart, TİAD Kurucu ve Onursal Üyesi Prof. Dr. Ziya Aksu, TİAD Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Gökkuş tan oluşan heyeti kabul eden EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, İzmir in sanayi kültürüne dikkat çektiği konuşmasında, En önemli ticari partnerimiz Almanya da nüfusun yüzde 6,5 ini Türkler oluşturuyor. Bu rakamlar güçlü bir işbirliği için bize zemin hazırlıyor. dedi. SANAYİSİ DİKKAT ÇEKİYOR Halen 500 civarında Alman firmasının faaliyet gösterdiği İzmir de 9 üniversite bulunduğunu, bu ünversitelerden mezun olan gençlerin sanayinin ihtiyaç duyduğu kaliteli iş gücü teminine sağladıkları katkıya dikkat çeken Gökçüoğlu, şunları söyledi: Serbest bölgesi, organize sanayi bölgeleri ve sanayinin talep ettiği kaliteli iş gücüyle İzmir, Türkiye de yatırım yapılacak yegane önemli kentler arasında yer alıyor. Bu ziyaretten, karşılıklı iş imkanlarının arttığı kazan kazan prensibiyle yeni yatırımların gündeme geldiği yol haritası çıkmasını arzu ediyoruz. Nürnberg Heyeti ne başkanlık eden Türk-Alman İşadamları Derneği TİAD Başkanı Emre Hızlı ise iş ve inceleme ziyareti için İstanbul yerine özellikle İzmir i tercih ettiklerini belirterek EB- SO dan çok etkilendik. Ortak yatırımlar için doğru adresi bulduğumuza inanıyorum. dedi. (HABER MERKEZİ) ESİDEF, Sırbistan dan MUTLU döndü Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu ğu Avrupa, Avrupa nın en geliştirmektedir. Güney-Do- (TUSKON) koordinasyonunda, Ege ve Batı Akdeniz Sahip bölgesi ve küresel olarak yüksek büyüme oranına sanayici ve İşadamları Federasyonu (ESİDEF) organi- Bu potansiyeli yerinde göre- da en hızlı gelişen bölgesidir. zasyonunda, Sırbistan ın rek değerlendirme fırsatı başkenti Belgrad şehrinde bulduk. Bu programın gerçekleşmesinde emeği geçen düzenlenen Türkiye-Sırbistan Ticaret ve Yatırım Heyeti programına katılan ESİ- damları Derneği (SITA) ol- başta Sırbistan Türkiye İşa- DEF üyesi iş adamları anlaşmalarla döndü. 22 kişilik heşekkür ediyorum. Dedi. mak üzere tüm herkese teyette Antalya, Çanakkale Biga, İzmir, Kütahya ve tan İç ve Dış Ticaret ve Tele- Forumda söz alan Sırbis- Uşak ta faaliyet gösteren tarım, gıda, inşaat, yapı malzedımcısı Stevan Nikcevic, komünikasyon Bakan Yarmeleri, mobilya, elektronik, Türkiye ile ticaret hacmini 1 medikal, yaş sebze meyve milyar avronun üzerine çıkarmak istiyoruz. Bu çerçe- gibi birçok sektörden ESİ- DEF Üyesi iş adamları yer aldı.üç günlük organizasyovede Türk yatırımcıların, Sırbistan'a gelmeleri için çaba nun ikinci günü yapılan Türkiye-Sırbistan Ticaret ve Ya- gösteriyoruz. Sırbistanlı firmalarının Türk firmalarıyla tırım Forumuna Sırbistan İç ve Dış Ticaret ve Telekomünikasyon Bakan Yardımcısı ortaklık kurmak için her zaman hazırdır. Sırbistan Balkanlara ve Balkanlardan da Stevan Nikcevic, Belgrad Ticaret Odası Başkanı Milan Avrupa ya açılan bir kapıdır. Jankoviç ve çeşitli sektörlerden 300 işadamı katıldı. meleri için gelen ESİDEF He- Tekrar ülkemize iş görüş- Gerçekleşen forumda konuşma yapan ESİDEF Yönerüşmelerin olumlu neticeyetine hoş geldiniz diyor götim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İzmir Genç İş Adamları Forumun ardından işadamlenmesini diliyorum. Dedi. Derneği (İGİD) Yönetim Kurulu Başkanı olan Selim Dorında kıyasıya pazarlıklar ları ikili iş görüşme masalağanata İki ülke arasında yaptılar. çok eski tarihlere dayanan Organizasyonun son gününde ESİDEF Üyesi İşa- siyasi ve ekonomik ilişkiler son yıllarda giderek önemini damları, Usce Kulesi, Sırbistan Ulusal Meclis Binası, artırmıştır. İki ülke birbirini komşu ülke olarak görmekte ve gerek uluslararası Kale Meydanı nı gezerek Knez Mihaylova caddesi ve ilişkilerde gerekse ticari ilişkilerde işbirliği olanaklarını (HABER stres attılar. MERKEZİ)

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Mayıs Şubat Cuma Perşembe Galatasaray'ın Fildişili yıldızı Drogba'dan Arda Turan: Madrid'de ben de ölenlerin aileleri ile aynı acıları paylaşıyorum Atletico Madrid takımında top koşturan Milli futbolcu Arda Turan, Soma'da meydana gelen kaza sonrasında "Madrid'de ben de ölenlerin aileleri ile aynı acıları paylaşıyorum." mesajı yayımladı. Soma da yüzlerce kömür işçisinin hayatını kaybetmesine neden olan facianın milli futbolcuyu derinden sarstığı belirtildi. Atletico Madrid'in resmi sitesinden yapılan açıklamada Arda Turan ile beraber kulübünde bu acıyı paylaştığı belirtildi. Ayrıca kulübün sitesinde Arda Turan'ın açıklamalarına da yer verildi. Arda açıklamasında, "Tüm Türk insanı için çok acı bir gün. Madrid den ben de ölenlerin aileleri ile aynı acıları paylaşıyorum. Kulübümle birlikte desteğimi iletiyorum. Bu zor zamanda onların yanında olduğumuzu bildirmek istiyorum." ifadelerini kullandı (CİHAN) SOMA Galatasaray'ın Fildişili yıldızı Didier Drogba, Manisa'nın Soma ilçesinde bir kömür madeninde meydana gelen faciada hayatını kaybeden maden işcilerinin yakınlarına başsağlığı ve sabır diledi. Didier Drogba, sosyal medya Instagram hesabından yaptığı paylaşımda Soma'da vefat eden maden işcilerinin yakınlarına sabır dilerken, "Bütün Mancini'nden başsağlı mesajı Roberto Mancini Soma'daki patlamada hayatını kaybeden yurttaşlarımız için başsağlığı diledi. Roberto Mancini'nin; oyuncular, teknik ekip ve Florya daki tüm çalışanlar adına yayınladığı mesajı söyle: mesajı işçilerin ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum. Başımız sağ olsun." ifadelerini kullandı. Didier Drogba, kömür madeninde meydana gelen olay sonrası hayatını kaybeden işçilere başsağlığı dilediği Instagram hesabından madencileri temsilen paylaştığı bir fotoğrafın altına, "Bütün işçilerin ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum. Başımız sağ olsun." diye yazdı. (CİHAN) Soma da meydana gelen acı olayı büyük bir üzüntüyle öğrendik. Galatasaray Futbol Takımı nın tüm bireyleri olarak Türkiye nin acısını paylaşıyoruz. Hayatını kaybeden işçilerin ailelerine sabır, yaralı olarak kurtulanlara acil şifalar diliyoruz. (CİHAN) Bursasporlu futbolcular Soma daki facianın acısını antrenmanda paylaştı Manisa nın Soma ilçesinde özel bir maden ocağında meydana gelen facia spor dünyasını da derinden etkiledi. Süper Lig de hafta sonu Gaziantepspor u ağırlayacak olan yeşil-beyazlılar bugün gerçekleştirdikleri antrenmana siyah spor malzemeleri ve başlarında baretle çıktı. Sonrasında oyuncular, bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. (CİHAN) 3'ÜNCÜ KARA HAVACILIK ALAY KOMUTANLIĞINA AİT SERVİS BİNASI VE ISITMA MERKEZİ BİNASINA İKİ ADET PRİZMATİK MODÜLER SU DEPOSU YAPILMASI yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : 9 Eylül Mahallesi Ulaştırma Caddesi Tuğgeneral Süleyman ÖNDER Kışlası GAZİEMİR/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : Dahili Numara: c) Elektronik Posta Adresi : egeorihalekom@kkk.tsk.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği : internet adresi 2- İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : İKİ ADET PRİZMATİK MODÜLER SU DEPOSU YAPILMASI Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : 3'üncü Kara Havacılık Alay Komutanlığı GAZİEMİR/İZMİR c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 7 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 45 (KIRKBEŞ) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : EGE ORDUSU İHALE KOMİSYON BAŞKANLIĞI NARLIDERE/İZMİR b) Tarihi ve saati İZMİR : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza Beyannamesi veya imza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği idari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 70 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Yapım işlerinde Benzer iş Grupları Listesinde yer alan C-l Grubu işler benzer iş olarak kabul edilecektir Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 30 TRY (Türk Lirası) karşılığı EGE ORDUSU İHALE KOMİSYON BAŞKANLIĞI NARLIDERE/İZMİR adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar EGE ORDUSU İHALE KOMİSYON BAŞKANLIĞI NARLIDERE/İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N): 1 Sondakika 16/5 Basın: 5766 Resmi İlanlar: de İHALE İLANI HAVA EĞİTİM KOMUTANLIĞI 074 GM. Nu.lı Ulş.Bl.K.lığı Er Koğuşu Binası İle 022 G.M. Nu.lı Bina Çatı Onarımları İşi yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale kayıt numarası : İdarenin a) Adresi : Hava Eğitim Komutanlığı Güzelyalı - Konak /İZMİR b) Telefon ve faks numarası : Fax: c) Elektronik posta adresi : - ç) İhale dokümanının görülebileceği : internet adresi (varsa) 2. İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : 1 Adet Yapım İşi. b) Yapılacağı yer : Hv.Eğt.K.lığı Güzelyalı - Konak /İZMİR c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 7 (Yedi) gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 60 (Altmış) takvim günüdür. 3. İhalenin a) Yapılacağı yer : Hava Eğitim Komutanlığı - İha.Kom.Bşk.lığı Güzelyalı / İZMİR b) Tarihi ve saati : 28 Mayıs :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu İdari şartnamede belirlenen geçici teminata ilişkin geçici teminat mektubu veya geçici teminat mektupları dışındaki teminatların Saymanlık ya da Muhasebe Müdürlüklerine yatırıldığını gösteren makbuzlar İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz İdari Şartnamenin 7.4 ve 7.5. maddelerinde belirtilen, şekli ve içeriği Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde düzenlenen yeterlik belgeleri Vekaleten ihaleye katılma halinde, vekil adına düzenlenmiş, ihaleye katılmaya ilişkin noter onaylı vekaletname ile vekilin noter tasdikli imza beyannamesi İsteklinin ortak girişim olması halinde, bu şartname ekinde yer alan standart forma uygun iş ortaklığı beyannamesi Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere, en az beş yıldır en az % 51 hissesine sahip mimar veya mühendis ortağının mezuniyet belgesinin sunulması durumunda; ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından, ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son beş yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge İhaleye iş ortaklığı olarak teklif verilmesi halinde; İş ortaklığının her bir ortağı tarafından bu şartnamenin 7.1 maddesinin (a) ve (b) bentlerinde yer alan belgelerin ayrı ayrı sunulması zorunludur. İş ortaklığının tüzel kişi ortağı tarafından, iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine/en az %51 hissesine sahip ortağına ait olması halinde bu ortak (h) ve (ı) bendindeki belgeyi de sunmak zorundadır Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri : İlk ilan tarihinden geriye doğru son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ihale konusu iş veya benzer işlerdeki deneyimini gösteren ve teklif edilen bedelin % 80 oranından az olmamak üzere tek sözleşmeye ilişkin iş deneyim belgesi Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Yapım işlerinde, iş deneyiminde değerlendirilecek benzer işlere dair tebliğde yer alan; B/III gurubu işler ile bu gruba ait bakım, onarım işleri de benzer işler olarak kabul edilecektir İhale konusu iş ve/veya işlere ilişkin iş deneyim belgelerini sunabileceği gibi ihale konusu işi de içeren iş deneyim belgelerini de sunabilecektir Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri; İnşaat Mühendisleri, Mimar 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, Hava Eğitim Komutanlığı İhale Komisyon Başkanlığı Güzelyalı/İZMİR adresinde görülebilir ve 30 (Otuz) Türk Lirası karşılığı aynı adresten satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları (veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri) zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Hv.Eğt.K.lığı İhale Kom.Bşk.lığı' na elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, ihale üzerine bırakılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin % 3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (Doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer Hususlar : İhalede uygulanacak sınır değer katsayısı (N) : 1 Sondakika 16/5 Basın: 5762 Resmi İlanlar: de

15 SAYFA 16 Oğlundan haber alamayan babanın feryadı: Gelinimin doğumuna 20 gün kaldı Manisa'nın Soma ilçesinde meydana gelen maden faciasında oğlundan 2 gündür bir haber alamayan baba Halil Coşkun, Kırkağaç'ta cenazelerin bulunduğu soğuk hava deposu önünde görevlilere isyan etti. Baba Halil Coşkun oğlu İsmail'in 28 yaşında evli ve 1 çocuğunun olduğunu söyledi. Soğuk hava deposu önünde kameralara konuşan baba Halil Coşkun, 2 gündür çocuğundan ölü ve diri haber alamamasının üzüntüsünü feryatlarla dile getirdi. Baba Coşkun, "İsmail'in eşi hamile, doğumuna 20 gün var. Ben ölmüşün zaten isterlerse kurşuna dizsinler beni ben kimseden korkmam Allah'tan başka kimseden korkmam benim yalancılıkla işim yok." dedi. "Trafo daha öncede arızalandı, yaptırmamışlar neye yaradı şimdi." diyen Coşkun bu trafonun değeri 50 bin TL bu kadar insanın değeri 50 bin TL mi diyerek isyan etti. Baba Coşkun, "Trilyonlar gitsin insanlara birşey olmasın.bir yiğit 20 senede yetişiyor ne için? Vatan için millet için bayrak için savaşıyoruz hepimiz. Milletin hali perişan burası böyle Soması böyle Akhisarı böyle. Şu milletin haline günah değil mi ya hepimiz din kardeşiyiz hepimiz insanız. Benim çocuğum gelmedi kardeşim benim çocuğum sadece benimkisi değil bütün cümle alemin çocuğu sadece kendini değil bütün cümle alemi düşüneceksin. Herkesin başı sağolsun yaşayanları Allah uzun ömür versin. Ne yapayım ben parayı malı mülkü para da lazım değil pul da ben onları hayatta yokluk göstermedim." şeklinde konuştu. "Şuan cenazelerin bulunduğu soğuk hava deposunda eski tekel binalarında 20 yıl görev yaptım omuzumla tütün balyası taşıyıp hanballık yaparak büyüttüm çocuklarımı kimseye muhtaç etmedim." dedi. (CİHAN) Madene bizimle helalleşerek gidiyordu Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında hayatını kaybeden iki çocuk babası Selami Tizel'in (34) eşi Aysel Tizel, "Her geldiğinde, bizimle helalleşerek gidiyordu. '4 bin metre yerin altına giriyoruz. Hiçbir zaman garanti değil' diyordu" ifadelerini kullandı. Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı Balıköy beldesi Kışla Mahallesi'nde kızı Döndü (8) ve oğlu Metehan (10) ile yaşayan Aysel Tizel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinin annesini 9 yaşındayken, babasını da 3 yıl önce kaybettiğini anlattı. Aklının hep eşinde olduğunu ifade eden Tizel, şöyle konuştu: "Üç gün önce de, içime bir sıkıntı düştü. Rüyalarımda tabutlar, cenazeler gördüm. Telefonda eşime anlatınca bana 'hayırlara yor' dedi. Televizyondan kazayı duydum. Aradık bir şey öğrenemedik. Eşimin ağabeyi gitti. Onun cenazesini getirdi. Her geldiğinde, bizimle helalleşerek gidiyordu. '4 bin metre yerin altına giriyoruz. Hiçbir zaman garanti değil' diyordu. 13 senedir evliydik. 12 yıldan beri Soma'da çalışıyordu. 'Ekmek parası' diye çalışıyor, bin-bin yüz lira maaş alıyordu." (AA) 16 Mayıs 2014 Cuma Madende "nefes"e ulaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı! Soma'daki maden faciasından sağ kurtulan vardiya çavuşu Cücü, "Duman, etrafı sarmıştı. Orada maskeleri taktık. Arkama yapışanlar oldu. Kimisi dua ediyordu. Yukarı doğru yürürken kimse kimseyi göremiyordu dumandan. Temiz hava bölümüne 1 kilometre vardı. Dumandan eksildik kişi yola çıktık, 'nefes'e ulaştığımızda yanımda sadece baygın bir arkadaş vardı" dedi Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan maden faciasından sağ kurtulan bir vardiya çavuşu, temiz havaya ulaşmak için dumanların arasında 1 kilometre yürümesi gereken işçilerin, ölümle hayat arasındaki ince çizgide geçen dakikalarını anlattı. Balıkesir'in Savaştepe ilçesinde yaşayan Tevfik Cücü (31), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 9 yıldır maden ocaklarında çalıştığını ve 2009'dan bu yana da üzücü olayın meydana geldiği iş y- erinde bulunduğunu söyledi. Vardiya çavuşluğu yaptığı maden ocağında, yer altında bulundukları sırada 13 Mayıs'ta saat civarında enerjinin kesildiğini belirten Cücü, şöyle devam etti: "Teknikerin kontrole gitmesinden 5-10 dakika sonra bize, 'Arkadaşları toplayın, nefese çıkın' diye haber geldi. (İşçilerin, belirli aralıklarla rahatlamak için gittikleri temiz hava bölümüne 'nefes' deniliyor.) Arkadaşları topladık, çıkmak istedik. Yüzeyden yaklaşık 3-4 kilometre içerideyiz. Yer altında temiz hava bölümüne 1 kilometre kaldı. K- endimizi temiz havaya atmaya çalışıyoruz. Orada ana yollar var; temiz havanın bulunduğu. Bizi, bu ana yola u- laştıktan sonra yüzeye çıkardılar. Duman, etrafı sarmıştı. Orada maskeleri taktık. Yukarı doğru yürürken kimse kimseyi göremiyordu dumandan. Temiz hava bölümüne 1 kilometre vardı. Dumandan eksildik kişi yola çıktık, 'nefes'e ulaştığımızda yanımda sadece baygın bir arkadaş vardı." "Artık maden ocağında devam etmeyeceğim" Cücü, yangın sonrası işçilerin tamamının maskelerini taktığını ancak panikle bunu çıkaranların, dumandan etkilenip olduğu yere yığıldığını aktardı. Nefes almakta zorlanmasına rağmen maskesini hiç çıkarmadığını vurgulayan Cücü, temiz hava bölümüne kadar 1 kilometrelik bölümde yaşadıklarını hayatı boyunca unutamayacağını dile getirdi. Temiz havanın dağıldığı noktada patlama olunca koridorlara duman dolduğunu bildiren Cücü, şunları kaydetti: "Kimse kimseyi tanıyamıyor, göremiyor. El yordamıyla çıktım temiz havaya. Arkama yapışanlar oldu. Kimisi dua ediyordu, kimisi bağırıyordu, 'Allah'ım, kurtarın, beni kurtarın' diyenler oluyordu. 'Kimse maskeyi azından çıkarmasın' dedim a- ma bunu yapmadılar. Bir karış önünüzü göremiyorsunuz. Biraz sıkışınca maskeyi çıkarıyorlar ve dumandan etkileniyorlar. Çoğu da zaten bu dumandan hayatını kaybetti. Temiz hava bölümüne çıkınca 'Arkadaşlarımız yolda kaldı' diye kurtarma ekibine bağırdım. Ardından girip onları da çıkarmışlar. Oradan saat 16.00'dan sonra çıkabildim." Cücü, birçok arkadaşının hayatını kaybettiğini ifade ederek, "Artık maden ocağında devam etmeyeceğim, hiç niyetim yok. Bu yaşadıklarımız çok zor" diye konuştu. (AA) ABD li uzman: Meclise sunulan önergenin reddi sorgulanmalı! Madenci dedesiyle ismi de kaderi de aynı oldu Manisa'nın Soma ilçesindeki kömür işletmesinde başmühendis olarak çalışan Mehmet Efe, ismini aldığı dedesinden 47 yıl sonra tıpkı o- nun gibi bir maden kazasında yaşamını yitirdi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Balıkesir'in Savaştepe ilçesinde doğup büyüyen Mehmet Efe, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümünden mezun olduktan sonra yaklaşık 5 yıl önce facianın yaşandığı Soma'daki maden o- cağında işe başladı. İş güvenliği konusunda eğitimli olan Efe, mesai arkadaşlarının anlattığına göre, facianın yaşanmasının ardından birkaç dakika içinde tüpünü takarak madene indi. Birkaç saat içeride kalan ve çok sayıda arkadaşını kurtaran Efe, çıkıp bir süre dinlendikten sonra aynı gün saat civarında tekrar maden ocağına indi ancak hayatını kaybetti. Efe'nin 2011'de evlendiği ve ismini aldığı dedesinin de 1967'de ilçedeki başka bir madende yaşanan kazada öldüğü öğrenildi. Mahallenin tek mühendisiydi Savaştepe'de yaşayan emekli maden işçisi Şerif Ertuğrul (81), Soma'da bir maden ocağına yıllarını verdiğini belirterek, 1985'te emekliye ayrıldığını söyledi. Çalıştığı döneme denk gelen 1967'de söz konusu ocakta grizu patlaması yaşandığını dile getiren Ertuğrul, "O kazada 6 kişi öldü. Ölenlerin içinde mesai arkadaşım, köylüm Mehmet Efe de vardı. Şimdi Soma'daki kazada ölen, o Mehmet Efe'nin torunu. Arkadaşım Mehmet Efe'nin oğlu Resul, o zamanlarda küçüktü. Şimdi torunu madende yaşamını yitirdi" dedi. Son yerel seçimler öncesi belde statüsünde olan Sarıbeyler Mahallesi'nin muhtarı Hasan Bilgen ise maden kazasında ölenlerden 5'inin mahallelerinden olduğunu belirtti. (AA) Soma'daki facia öncesinde mecliste reddedilen önerge ile ilgili araştırma yapılmasını isteyen Eagle Maden Güvenlik Şirketi Başkanı Steven Sandbrook, "Niye reddedildiği öğrenilmeli" dedi Manisa nın Soma ilçesinde meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden işçiler için ilçe şehir mezarlığı içerisinde 5 bin metrekarelik Madenci Şehitliği oluşturuldu. Onlarca belediye çalışanı sabahın erken saatlerinden itibaren mezar yerleri kazmaya başladı. Dün 8 madencinin defnedildiği şehitlikte, ABD'de faaliyet gösteren, Eagle Maden Güvenlik Şirketi Başkanı Steven Sandbrook, Soma'daki maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarına ilişkin TBMM'ye verilen araştırma önergesinin kabul edilmemesinin sorgulanması gerektiğini söyledi. Sandbrook, Bir güvenlik uzmanı o- larak bu kararın nedenini sorgulamak istiyorum. Doğru güvenliğin sağlanması, politikalarla harekete geçirilemez. Madenciler, evlerine ceset torbasında değil, canlı bir şekilde gitsin diye devlet tarafından desteklenir." ifadelerini kullandı. Maden Güvenliği Uzmanı Sandbrook, maden kazalarının önlenmesinde teknolojinin önemine dikkat çekti. Maden çalışanları ve yöneticilerinin güvenlik sorumlulukları hakkında bilgilendirilmesi gerektiğini kaydeden Amerikalı uzman, Zorunlu Güvenlik Standartları ve Performans Beklentileri konulu bir eğitim verilmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Maden sahiplerinin teknolojik gelişmelere ayak uydurması gerektiğini vurgulayan Sandbrook, "Eski teknoloji kısa vadede daha ucuz olabilir; ancak uzun dönem için üretimi azaltıp, çalışanların yaralanıp ölmesine sebep olarak maliyeti artırabilir." diye konuştu. ABD de devlet gözetiminin sıkı olduğunu ve şirketlerin madenciler için güvenilir bir ortam sağlamaya çalıştığını aktaran Sandbrook, Soma daki patlamaya neden olan elektrik sorununun dünyanın birçok madeninde meydana gelebileceğini ifade etti. ABD'li uzman, bu problemleri azaltmak için rutin elektrik kontrollerinin yapılması gerektiğinin altını çizerek, ABD de MSHA (Maden Güvenliği ve Sağlık Yönetimi) müfettişleri, yılda 4 defa maden işletmecilerine haber vermeden güvenlik kontrolüne gidiyor. Bu çalışmalar sayesinde, şirketlerin federal gerekliliklerini yerine getirip getirmediğini kontrol edebilirsiniz. Ama sadece eğitimler bütün sorunları çözmez. Güvenlik standartlarını ihlal edenlere karşı önemli parasal cezalar verilmesi lazım. Bu gözetim işlemezse, bu endüstri tekrar başarısız olmaya mahkûmdur. şeklinde uyarılarda bulundu. AB- D de yaşanan maden kazalarının araştırılması, güvenlik önlemlerinin artırılması ve kazalarda yapılacak kurtarma çalışmalarını incelemek amacıyla 1910 da kurulan ABD Madenler Ofisi (US- BM), yaptığı çalışmalarda teknolojinin, yaşanan maden kazalarını ciddi oranda azalttığını ortaya koydu. USBM e göre, 1907 de maden kazasından dolayı hayatını kaybedenlerin ortalama sayısı 3 bin iken, bu sayı teknolojinin madenlerde kullanılması ile birlikte yüzde 97 iyileşme ile 1993 de, 98 e düştü. belediye işçileri iş makinelerin de yardımıyla şuana kadar 85 mezar yeri hazırladı. Söz konusu alana çok sayıda daha mezar yerinin açılacağı öğrenildi. Mezarlık yetkilileri bugün 20 yi aşkın gömü işleminin yapılacağını belirterek bazı cenazelerin de mezarlık içerisinde ki aile kabristanlarına defnedileceğini söyledi. Madenci Şehitliği nde 25 ABD'DE MADEN KAZALARININ KISA TARİHİ Dünya'da maden işleten ülkelerin başında gelen ABD de, 1880 ile 1910 yılları arasında binlerce maden kazası meydana geldi. Batı Virginia daki Monongah kömür madeninde, 6 Aralık 1907 tarihindeki kazada, 362 kişi hayatını kaybetmiş; Pennsylvania nın Port Griffith bölgesinde ise 1959 da Knox madeninde yaşanan kazada 12 kişi ölmüştü. Hükümet tarafından yapılan farklı müdahalelerle 1950 ile 1993 yılları arasında bu sayı 500 e düşürüldü ile 1999 yılları arasında ise maden kazalarında yaralananların ortalaması 21 bin 351 olarak kayıtlara geçti. Çıkarılan yasa ve uygulanan parasal cezalar, maden facialarının artmasını engelledi. YASALAR İLE YAPTIRIM ARTIRILDI ABD 1969 yılında çıkardığı Federal Kömür Madeni Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile madenlerdeki hukuksuzluğa karşı olan yaptırımını arttırdı. Maden Güvenliği ve Sağlık Yönetimi (MSHA) tarafından uygulamaya konulan yasa, yüzeyde yer alan kömür madenlerinin yılda iki defa, yeraltındaki madenlerin ise 4 defa federal yetkililer tarafından denetlenmesi zorunluluğu getirdi. Yasa, herhangi bir ihlal durumunda para cezası ve kasıtlı olanlar için ise cezai müeyyideler uygulanmasını içeriyordu. Bu sayede, tüm kömür madenleri için güvenlik standartları güçlendirilerek, sağlık standartları artırılmıştı. Yasa, kömür tozunun solunması ile ortaya çıkan pnömokonyoz, yani akciğer hastalığına yakalanan maden çalışanlarına tazminat verilmesini de şart koşuyor. (CİHAN) Soma da madenciler için 5 bin metrekarelik şehitlik oluşturuldu işçi ve bir iş makinesi yeni mezar yerleri hazırlıyor. Şehitliğe dün defnedilen işçilerin yakınları ise mezar başlarında Kuranı Kerim okuyor. Soma da bugün öğle namazına müteakip çeşitli camilerde kılınacak cenaze namazının ardından hayatını kaybeden maden işçileri Maden Mezarlığı nda toprağa verilecek. (CİHAN)