Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah.

Transkript

1 BAL YOLU Şeyh Bahauddin Efendi nin 11 Ekim 2015 Sohbeti Es-selamu aleykum. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahumme salli ve selim 'ala Nebiyina Muhammed aleyhi selam. Salaten tedumu ve tuhda ileyh mammara leyali ve tula devam. Allahumme salli ve selim 'ala Nebiyina Muhammed aleyhi selam. Salaten tedumu ve tuhda ileyh memmara leyali ve tula devam. Allahumme salli ve selim 'ala Nebiyina Muhammed aleyhi selam. Salaten tedumu ve tuhda ileyh mammara leyali ve tula devam. MaşaAllah. Yapacak bir şeyinin olması ne güzel! Pek çoklarının yapacak birşeyi yok. Ama Allah bizi meşgul etmek için öyle güzel şeyler vermiş ki. 5 vakit namazı vermiş. 5 vakit namaza alıştığınız zaman asla canınız sıkılmaz. Çünkü bu asrın hastalığı bu, herkes her şeyden sıkılıyor. Bir yere gider, hemen sıkılır. Başka bir yere gider, birini bekler, sıkılır. Bu asrın tecellisidir bu. Elhamdulillah, Allah, bize büyük şeyler verdi. Eğer 5 vakit namazı kılamazsak, 5 vakit kılamazsak, 1 vakitle başlarız. 1 vakti kılmaya üşeniyorsak, bir secde yaparız. Manevi yolculuğun başlangıcıdır bu. Secde manevi yolculuğun başlangıcıdır. Çünkü insanlar "Manevi yolculuğumuza nasıl başlayalım?" der. Secde ile başlayın. Secde Allah'la bağlantıdır. Pek çok insan sanıyor ki namazı eksiksiz kılmak lazım. Eğer yeterince güçlüyseniz, güzel. Elbette bunu tavsiye ederiz. Ama günümüzde insanlar hepsini kılacak kadar güçlü değiller. Zamana ihtiyaçları var. Herşey için zaman lazım. Allah bize zaman bahşetmiş. Ama O bize zamanı mümkün mertebe iyi kullanmamızı, iyi değerlendirmemizi söyler. "Zamanınızı boşa harcamayın". Size zaman verdi ama diğer yandan da Doktor "Zamanınızı boşa harcamayın" dedi. Ne kadar güzel! Güzel formül. Allah bize bir formül vermiş. "Size zaman verdim. Akıllıca kullanın boşa harcamayın" diyor. Bir sürü farklı şeyi aynı kaba koymuş. Demiş ki "Kullanın". Elhamdulillah, bir gün hayatınızı gözden geçirin, hiçbir şey yapmadığınızı göreceksiniz. Bazıları iş hayatında başarılı olurlar ve "Zaman içinde bir sürü şey başardık", bazıları zengindir, "Daha da zengin oluruz" derler. Bazıları da ilim sahibidir "Elhamdulillah Allah, bize daha çok ilim verdi" derler. Bu dört tip insanı yan yana koyun sonra da hiç bir şey yapmamış birini bulun. Hiçbir iddiası olmasın. İkinci der ki; "Başarılı bir kariyerim vardı." Ama sona gelindiğinde, diğeriyle neredeyse eşit olur. Eğer üçüncüye en zengine bakarsanız, o da sona geldiğinde, o da ikinciyle eşitlenir, birinciyle eşitlenir. Ama maneviyatı olan kimse sona geldiğinde "Zaman doldu" dendiğinde. Herkesin zamanı dolar. Page 1

2 "Zaman doldu!" dendi mi bitmiştir. Eller yukarı. Yoksa onlar bağlarlar elini. Size söylemezler... Bu bana Şeyh Efendi'nin anlattığı bir hikayeyi hatırlattı. Kral, büyük bir zaferden dönüyormuş ve herkes onu karşılıyormuş. Beyaz atın üzerinde heybetle geçiyormuş. Kalabalığın içinden bir adam çıkmış ve atın dizginini tutmuş. "Kimsin? Ne cüretle buraya gelirsin?" demiş. "Ben Azrailim. Senin ruhunu alacağım." Adam korkmuş. Hakikatini görmüş. "İzin ver sarayıma gideyim" demiş. "Hayır, şimdi! Bitti. Zaman doldu!" demiş. Sarayına dönmesine izin vermemiş. Zamanı dolmuş. Maneviyatın farkı budur işte. Maneviyatta zamanınız dolunca, yeni bir mekana ve yeni bir aleme geçersiniz. Sizin için başlangıçtır zaman dolmamıştır. Maneviyat ve manevi hayatla ilgili bunu biliyoruz. Bu yüzden maneviyat hayatımızdaki en önemli şeydir. Bu dünyada, bu hayatta ne olursanız olun, güzel, yakışıklı, sağlıklı, zayıf, hasta güzel sesli, yetenekli karizmatik, şu, bu... Bitecektir. Fazla uzun sürmez, bitecektir. Kahraman da olsanız, bitecektir. Ama maneviyatı olanlar, kendini maneviyata adayanlar için zaman dolduğunda, yeni ve harika bir başlangıç olacaktır. Harika bir başlangıç! Başlangıçtır. Ağlamazsınız. Doğduğunda Doğduğu zaman herkes ağlar. Ama o manevi başlangıçta kral gibi olacaksınız. Böyledir. İnancımız budur. Neye inanırsak, onunla karşılaşırız. Bu da önemlidir. Çünkü derler ki neye inanırsanız, onu bulursunuz. Bunun için Şeyh Efendi, iyi şeylere inanın derdi. Güzel şeylere inanırsanız, güzel şeyler bulursunuz. Olumlu düşünün. Olumlu düşünün Doktor. Krediyi fazla düşünmeyin. Olumlu düşünün. Olumlu düşünmek zorundayız. Olumlu düşündüğünüz zaman, Allah size bu tecelliyi gönderir, olumlu tecelliyi. Size iyilikler gelir. İnsanların çoğu kötü düşünürler. "Neden böyleyim? Neden böyle olmak zorunda? Üniversiteye gitmem lazım. Başarılı bir işadamı olmam lazım. Başarılı bir politikacı, başarılı bir profesör olmalıyım. Şu olmalıyım, bu olmalıyım." Ama kendini çok sıkar. Sonra da hiçbir şey olamaz. Hiçbir şey olamaz. Birinin de hiç birşeyi yoktur ama yine de iyi bir şey olabileceğini düşünür, Allah da ona gösterir, söz verir gibi güzel şeyleri gösterir. Cenab-ı Hakk böyledir. Kuluna böyle muamele eder. Bu sebeple hayatta şükredenlerden olmak önemlidir. Hayatta sahip olduğunuz tek bir şeyi düşünün. Makineye bağlı olmadan nefes alabilmek paha biçilmezdir. Paha biçilemez. Vücudumuzun tek bir fonksiyonu. Gerisini boşverin. Paha biçilmezdir. Kimse paha biçemez. Allah size bedavaya vermiştir. O zaman ne yapacaksınız? Allah'a şükretmeyecek misiniz? Elbette, Allah'a şükredeceksiniz. Vüdumuzun tek bir fonksiyonu, bile paha biçilmezdir. Sıkıntılıysanız, sadece bunu düşünün. Başka şeye gerek yok. "Nefes alabiliyorum" deyin. Yeter de artar bile. Bütün sıkıntınız gider. Page 2

3 Bu asrın hastalığıdır bu. Çünkü Allah'ın bize bahşettiklerinin farkında bile değiliz. Farketmek de istemiyoruz, o ayrı konu. Umurumuzda değil "Neden nefes alıyorum?" Kızmak için mi nefes alıyorsunuz? Nefes almasanız, kızamazsınız. Hiç olurdunuz. Allah size bunu da vermiş, kızma hissini. Kızma hissine de şükredin. Ne dersin, doktor? Kızdığınız zaman, nefes nefese kalırsınız. Kızgın birinin, sakin sakin nefes aldığını görmedim. Ya Hu, buna bile şükretmelisiniz. Kızabildiğiniz için şükrediyor musunuz? Nedir bu? Ne kadar aptalsınız? Akıllı olun. Cenab-ı Hakk size neden burayı akıl vermiş? demiyorum. Daha çok düşünürseniz alnınızı secdeye koyarsınız "Ya Rabbi, ben yeterince yapamıyorum" dersiniz. Allah o kadar merhametli ki "Benim için günde bir secde yeter de artar bile" der. İnsanların Allah'ı takdir etmeye başlamalarına yeter. Rabbinizi takdir etmeye çalışın. Gayret edin. Evet, gayret edin. Mükemmel olmak şart değil. Ama gayret edin. Gayret ettiğinizde yola girersiniz manevi yolda ilerlemeye başlarsınız. Çünkü günümüzde asıl sorun manevi yolu gösteren işaret olmamasıdır. İşaret yok. Herkes yanlış yola sapıyor. Bu bana balayı ile ilgili bir hikayeyi hatırlattı. Balayını biliyor musunuz? Balayı, soğan dolu bir fıçıdır üstünde azıcık bal vardır. Size balı yedirirler ama sonra sıra soğanlara gelir ama çok geç kalmışsınızdır. Ama günümüzde insanlar fıçıyı ters çeviriyorlar ve soğan olan kısmını açıyorlar fıçının. Balı bulamıyorlar. Balı bulacak kadar uzun değil hayat. Hanımlar bunu çok seviyorlar. Hayatta balın nerede olduğunu bilmek önemlidir soğanın değil. Elhamdulillah bizi manevi yola götüren işareti bilmek önemlidir soğan yoluna götüreni değil. Çünkü etraf soğan dolu, ama bal bir tanedir. Elhamdulillah, Şeyh Efendi bize bal yolunu anlatıp durdu. Bal Yolu budur. Pek çokları Şeyh Efendi'nin söylediklerine itiraz ederdi. "Manevi yoldaki biri nasıl bir kez secde yapar? Bu yanlış bir öğreti, Şeyh Efendi yanlış" derlerdi. "Neden?" olduğunu anlatayım. Çünkü burada oturduğunuz zaman ben de dahilim buna, kendinizi en bilgili insan zannediyorsunuz. İnsanlar sizi dinliyor. "Evet,...ben birşey biliyorum" diyorsunuz. Nefs asla susmaz. Nefs asla susmaz. Nefs her an sizinledir, aşkınızdır. Bunu bilin. Nefsiniz size düşman zannetmeyin. Hayır, asla doktor. Nefsiniz, gerçek aşkınızdır. Nefsiniz her ne yaparsa, sizin için yapar. Değil mi? Sizin için yapar. Size şöyle der; "Sen herkesten üstünsün." Sizce düşmanınız size böyle der mi? Hayır. Asla. Nefsiniz size der ki; "Rahat ve çok iyi bir hayatın olmalı." Düşmanınız size "Rahat bir hayatın olmalı" der mi? Hayır asla. Nefsiniz size saraylarda oturmanızı söyler. Düşmanınız "saraylarda otur" der mi? Yani aslında nefsiniz aşkınızdır. Çünkü nefs size çalışır. Allah neden nefsimizi ezmemizi ister? Nefs düşünür "Neden ya Rabbi? Ben iyiyim, mutluyum." Page 3

4 Şeyh'ten biat aldığınızda nefsinizin size ilk söylediği şey budur; "Beni aldattın, beni aldattın! Sen yalancısın! Ben senin için herşeyi yaptım. Sen şimdi başkasını mı Şeyh olarak seçiyorsun?" O zaman anlarsınız kimin dost, kimin düşman olduğunu. Nefsinizi anlamak açısından önemli bunlar. Bu sebeple, herkesin mürşidi olmalı. Çünkü mürşid olmadan, gerçek düşmanınızı fark edemezsiniz. ResulAllah (sas), sahabeler Uhud'dan dönüyorlarmış hakikatten büyük bir savaşmış. Büyük savaş yaptıklarını zannediyorlarmış. "Ya ResulAllah, elhamdulillah seninleyiz ve büyük savaş yaptık" demişler. Büyük Savaş. ResulAllah (sas) gülümsemiş "Hayır, bu küçük bir savaştır. Küçüktür. Büyük savaş nefsinizle olan savaştır. O zaman göreceğim sizi" demiş. Ondan sonra sahabelerin hali, makamları değişmiş. Nefsleriyle, iç savaş yapmaya başladıkları zaman. Sonra ilerlemişler, ilerlemişler, ilerlemişler ve sahabe olmuşlar, dünyanın dört bir yanında parlamışlar. İşte böyle olmuş. Bilmemiz gereken çok şey var. Sadece namaz, oruç, Kur'an, hadis okumak yetmez. Hayır. Bu genel bir şey. Ama bir de özel bir şey var. Öbür seviyeye çıkmak isterseniz, manevi yolu takip etmelisiniz. Manevi Yolu ResulAllah (sas) açmıştır. Manevi Yol olmasaydı, bugün din olmazdı. Çok önemli çünkü maneviyat dinin ruhudur. Bugün dinin ruhunu yok etmeye çalışıyorlar. Bu yüzden bütün tarikatlara saldırıyorlar. Bu yüzden sufilere saldırıyorlar. Bu yüzden bu insanlara saldırıyorlar. Çünkü bu insanların dinin ruhu olduğunu, dini sonsuza kadar taşıyacaklarını biliyorlar. Vahabi, Selefi gibi insanların tehlikesi budur. Çünkü onlar içinde ruh olmayan bir binada olmaktan hoşnutlar. İçinde kimsenin oturmadığı bir binada olmaktan hoşnutlar. Müzeye gidince "Aa, bu kim bilir hangi devre ait? Şu kim bilir hangi devre ait? Peki insanlar nereye gitti? Sadece taşlar kalmıştır. Peki, taşlara bakalım" dersiniz. Ama içinde birileri yaşıyorsa, o zaman "hayat var" dersiniz. Dinimizi öldürmek istiyorlar. Yapamazlar. İmkansız. İmkansız. Allah der ki; "Inna nahnu nazzalna dh-dhikra wa inna lahu la-hafidhun" (15:9) "Şüphe yok ki Kur'an'ı biz indirdik. Onun koruyucusu da elbette biziz." Allah'ın muhafazası altındadır. Bu yüzden rahatız. Biz vazifemizi yaparız. Manevi vazifemizi yapıyoruz. İyiliği arıyoruz. Cenab-ı Hakk'ın kendi yolları vardır. Allah bu. Allah, benim gibi, sizin gibi değil ki. Allah O. Allah, her şeydir. Mutlak Hakim. Siz küçüksünüz. Göremezsiniz. Ay'dan baksanız, hiç birimizi görebilir misiniz? Binalar bile görünmez. Hiçbir şey görünmez. Daha ileri giderseniz, dünyayı bile göremezsiniz. İşte bu kadar aciziz biz. Page 4

5 Bu yüzden Allah Yücedir. En Yüce. Kimsenin bir iddiası olamaz. Allah bizi yanında tutsun, manevi yolda olalım ve niyetimiz oraya gitmek olsun. Çünkü derler ki; "Niyet ettiğinizde, oraya varmışsınızdır. Ve min Allahi t-tevfik. Bi hurmeti l-habib, bi hurmeti l-fatiha. Subhanım Allah. Sultanım Allah. Nebim Muhammed, aleyhi selam. Subhanım Allah. Sultanım Allah. Nebim Muhammed, aleyhi selam. Subhanım Allah. Sultanım Allah. Nebim Muhammed, aleyhi selam. Ve salli ya Rabbi ve sellim 'ala cemi'a l-enbiya'i ve-l murselin ve 'ala kulli 'ecma'ina v-elhamdulillahi Rabbi l- 'alemin el-fatiha. Video Link: Page 5