KALPLERİMİZ KİLİTLİ. Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz. nin 6 Mart 2010 Sohbeti,

Transkript

1 KALPLERİMİZ KİLİTLİ Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz. nin 6 Mart 2010 Sohbeti, Allah Allah Allah Allah Allah Allah Kerim Allah. Allah Allah Allah Allah Allah Allah Sultan Allah. İlahi leke eslemna, bike amenna, ve aleyke tevekkelna tübna ve reca'na ileyh, ve lekel Hamdu minne. Zid Habibika izzen ve şerefa, nuran ve surara, ridvanen ve sultana, Ya Seyyidel Evvelin vel Ahirin. İşfalena, işfalena, işfalena. Meded ya Sultanul Evliya, meded ya RicalAllah. Allah Allah. Allah Allah. Allah Allah. Euzubillahi mineşşeytanirracim, BismillahirRahmanirRahim diyoruz. Esselamu aleykum, hazirin vel gaibin, birşeyler dinlemek için katılanlar. Ayrıca Kainatın Yaratıcısından affını, nimetlerini istiyoruz. Rabbimizin Huzurunda en şerefli, en sevgili, en şanlı olandan şefaat istiyoruz-seyyidil Evvelin vel Ahirin Hz Muhammed (sas). Zidhu ya Rabbi izzen ve şerefa, nuran ve surara, ridvanen ve sultana. Ve BüyükŞeyhimizden, Kutb-ul İrşad'dan istiyoruz. Bu gece bütün insanlardan sorumlu olan Kutbul İrşad geliyor. Kalplerimizin açılması için ondan himmet istiyoruz. Ey Selefi alimleri, Haziri alimleri, merhaban. Efendimiz "Gelin ve bana Sema'dan verilen Kuran-ı Kerim'i dinleyin gelin dinleyin ve duyun" dediğinde ne dedi onlar? Biliyor musunuz? Siz alimlersiniz, bilirsiniz. Yahudilerin cevabı ne oldu? Kuran-ı Kerim söylüyor: "Kâlû kulûbunâ gulf" (2:88) Kilitli. E açın o zaman? Neden kalplerimiz kilitli diyorsunuz? Açın. Yapamazlar. Evet, sizin yapamayacağınızı biliyorsunuz. Kim yapabilir? Rabbimiz Cenab-ı Allah. Neden "Ey Rabbımız, kalplerimizi aç" deyip istemiyorsunuz? Evet, neden Efendimize "kalplerimiz kilitli" diyorsunuz? Kalpleriniz kilitli anladık ama neden böyle söylüyorsunuz? Kalplerinizi açın ve onun söylediklerini duyun. Sizde hiç mesuliyet yok mu? Kendi üzerinize hiç sorumluluk almayacak mısınız? Vekalplerimiz kilitli diyerek kendimizi kurtarabiliriz mi sanıyorsunuz? Kim kilitliyor? Kim kilitledi kalplerinizi? La havle ve ka kuvvete illa Billahil Aliyyil Azim. Hiç olmazsa "La havle ve ka kuvvete illa Billahil Aliyyil Azim" deyin. Ve şimdiki zamanın insanlarının çoğu "kalplerimiz kilitli" bile demiyor. Hiç dikkat etmiyorlar, Kutsal Kitaplardan Eski Ahit ve Yeni Ahit geçti gitti artık. Çünkü içine asla Sema'dan vahiy ile gelmemiş bir sürü şeyler koydular. Değiştiriyorlar. Kim onları değiştirtiyor? Kim onları değiştirtiyor? Şeytan onları bu yol üzere koyup diyor ki "Değiştir bunu, şu şekilde yaz". Nasıl olur? Tevrat geliyor ve siz başka bir kitap yapıp Talmut mu diyorsunuz? Talmut ne? Talmut Sema'nın yapımı mı yer yapımı mı? Neden Talmuta Page 1

2 bakıyorsunuz da Tevrat'a, Eski Ahite bakmıyorsunuz? Sizin başka bir mualliminiz var. Mukaddes olan Tevrat'ı size getirmek için Sema'dan gerçek sorumlu olan o zatı dinlemiyorsunuz. O, onu açarak tefsirini yapıyordu. Nerede bu? Hz Musa (as) ne dedi? Ne söylüyordu o? Nerede söylediği? Talmutta mı? Talmut, Hz Musa'nın getirdiği Tevrat'ın bir tefsiri mi? Ne için? Eğer anlamıyorsanuz, fes el bihî habîrâ- ondan haberdar olana sor (25:59). Çünkü Hz Musa'dan (as) sonra yüzlerce Peygamber geldi ve hepsi Tevrat'ı kullandı. Onların söyledikleri Tevrat'ın tefsiri gibi miydi? Ama siz öyle birisini dinliyorsunuz ki o Sema'nın vahyine karşıdır. Ve diyorlar ki "Bu Vahiy olabilir ama bizim kendi akıl ürünümüzü kullanmamız lazım. Nasıl anlayacağız?anlamak için aklımızın ürünü olanı kullanacağız, Vahyi değil." Yüzlerce Peygamber anlamak için Tevrat'ı açarlardı. Ama bu şeytana tabi olanlar, veya nefislerine tabi olanlar, Talmud diye bir kitap yaptılar. Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye Talmut diyorlar. Talmut Sema'dan gelmiyor, Tevrat'tır Hz Musa'ya yollanan. Nerede o? Getirin. Tevrat tablet idi. Ve onun içinde Tevrat-ı Mukaddes'in tefsiri vardı. Hz Musa (as)'ın Sina Dağından getirdiği o tablet nerede? Nerede? Hz Musa hiç Talmut adını söyledi mi? Onlar bunu yapıyorlar, onun için bu sohbetimizin başında Büyük Şeyhimiz onların yanlış hedeflerini vurmak istiyor. Faziha, skandal! Cenab-ı Hak bütün İsrailoğulları için açıklamak istiyor, ve Kuran-ı Kerimde onlarak çok defalar hitab ediyor. Öyle ki bizim bazı 1. sınıf profösörlerimiz der ki Kuran'ı Kerim genellikle İsrailoğullarının hikayeleri. "İsrâîliyyât" demeye utanmıyorlar. İsrâîliyyât ne? O Hz Musa'ya, onun zamanına ve onun zamanını takip edenlere ait olan demektir. Ne diyorsunuz? Siz, Selefi alimleri. Siz de İsrâîliyyât diye mi adlandırıyorsunuz onu? Eğer bir kimse insanları uyandırmak için onlara birşeyler konuşsa siz de "bu İsrâîliyyât hikayesi" mi diyorsunuz? Siz Kuran-ı Kerimi vuruyorsunuz. Çünkü Kuran-ı Kerim Hz Musa'ya olanlarla doludur. Ve ondan sonra Yahudiler, İsrailoğulları, Peygamberlerine karşı çok şeyler yaptılar. Çok peygamberler öldürdüler. Ve en sonunda da Hz İsa'yı öldürmeye geliyorlardı ama Cenab-ı Allah onu yukarı kaldırdı, Göğe'ya yükseltti. Ve onlar yüzü Hz İsa'ya benzeyen birini yakaladılar ama onun bedenini, asla! Çarmıha gerdiler. Bugüne kadar Yahudiler hala şüphededir, onlara bir kesinlik yok çünkü bir kimse yakaladılar getirdiler ve çarmıha gerdiler. Sonra bakıyorlar ki, yüzü başka vücudu başka. Hz İsa'ya hiç benzemiyor. Şüpheye düştüler. Ve Hristiyanlar da aynı şekilde, onlar da bu güne kadar hala Hz İsa konusunda şüpheleri var. Bir defasında Hz İsa Göğe'ya kaldırıldı diyorlardı. Bazısı "hayır, çarmıha gerildi" der. Nedir bu? Nedir bu mantıksızlık? Asla mantığa uygun değil, nasıl söylüyorlar? Kimisi çarmıhta, kimisi Sema'da der. Bugüne kadar hala tartışırlar. "Ve mâ katelûhu ve mâ salebûhu ve lâkin şubbihe lehum" (4:157) Kuran-ı Kerim'den bir Ayet-i Kerime gayet güzel açıklıyor. Cenab-ı Allah buyuruyor: "Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar" Onu öldürmek için dokunamadılar asla veya çarmıha germek için ulaşamadılar. Ama buyuruyor ki "onlara öyle gibi Page 2

3 gösterildi." Şüpheye düşüyorlar. Açık değil, bugüne kadar hala şüphedeler. "Bel rafaahullâhu ileyh-allah onu kendisine yükseltti". Hakikatte Cenab-ı Allah onları Göğe kaldırdı. Ama onlar hayali bazı fikirler getirmek istiyorlar. Diyorlar ki "Rabbi onu Sema'ya aldı ve onu yanında, sağ tarafına veya sol tarafına oturttu." Hangi kitap yazıyor? Hz İsa böyle birşey söyledi mi? Veya Hz Musa, Hz İsa'nın bu şekilde olacağını söyledi mi? Veya Kuran-ı Kerim söyler mi bunu? Asla. Ama onlar karıştırıyorlar. Onların öğretmeni yalnız şeytandır. İnsanoğlunun en korkunç düşmanı olan şeytan onları yanlış yola, yanlış düşünceye, yanlış hayallere sürükledi. Ne diyorsunuz ey Selefi alimleri? Ne diyorsunuz? Ne diyorsunuz? Hiçbir şey demiyorsunuz. Neden bütün gayri Müslim alemine bunun yanlış olduğunu söylemiyorsunuz? Neden beyan etmiyorsunuz? Nerede sizin ilminiz? Hz İsa'ya ne olduğunu ve gerçeğin ne olduğunu beyanınızla açıklayın. Doğru olan kimdir, Yahudiler ne yaptı ve Hristiyanlar ne yaptı, açıklayın. "Kul, hatu burhanekum" Kanıtınızı getirin, deyin. Getiremezler. Şimdi siz ne söylüyorsunuz? Çünkü eğitim sistemleri başından sonuna yanlış. Yahudilere ne zaman bir peygamber gelse "senden memnun değiliz, sen gerçek bir peygamber değilsin, öldürün veya yollayın bunu!" dediler. Ve Efendimiz (sav) bütün azamet ve heybetiyle gelince, elinde de Semanın kılıcı, Hz Muhammed (sas). Elinde Semanın İlahi kılıcıyla gelip söyledi. Hakkı söylediğinde bunu biliyorlardı, Efendimizin geleceğini anlıyorlardı. Şeriat Sahibi, kendisine Kitap verilmiş bir zatın gelmesi gerekiyordu, ve Hz Musa nasıl kılıç kullandıysa o da kullanacaktı, Son Peygamber Hz İsa gibi olacak oraya buraya gidecek diye bahsedilmemişti, hayır. O kılıcını böyle çekecek ve diyecek ki "Ben buradayım. Ben Hz İsa gibi değilim ki ona yaptığınız gibi kuzu gibi yapıp kesesiniz. Hayır, ben elimde Sema'nın kılıcıyla buradayım, gelin" Yahudilere diyor. "Gelin ve dinleyin. Ve Hakikatı kabul edin." Sonra onlar ne dediler? "Ya Muhammed (sas)", Ya Seyyidel evvelin vel ahirin. Dediler ki kulûbunâ gulf-kalplerimiz kilitli. Evet, anlıyoruz. Eğer evinize veya kasanızın olduğu odaya gelseniz ve baksanız kapı killitli, geri mi dönersiniz? Yoksa nasıl açarım diye bakar mısınız? Kapalı değildi, nasıl yapacağız? Bütün hazinelerimiz de içinde. Ne yapalım? Bırakıp gidelim mi? Hayır. Onu açan bir anahtar getirecek birini bulmaları lazım çünkü biliyorlar ki içinde hazineler var. E biliyorsunuz ki, bütün Peygamberler Son Peygamberin geleceğini müjdeledi ve biliyorsunuz ki o gelecek. Ve de haddi hududu olmayan hazineler getirdi, "gelin alın" diye çağırıyor. "kulûbunâ gulf-kalplerimiz kilitli. Söylediğini anlamıyoruz" diyorsunuz. Yaa, kredi kartlarını anlarsınız. Çek defterlerini anlarsınız. Bankaları, ticareti anlarsınız. Ama bunu anlamıyorsunuz, Efendimizin insanlığa getirdiğini? Ve diyorsunuz ki "Bizde bunu açacak hiç anahtar yok. Almıyoruz da. Umurumuzda değil, ilgilenmiyoruz çünkü Biz Musa ümmetiyiz ve ona tabi olmaktan memnunuz". Ama Musa Efendimize (sav) tabidir! Nasıl söylüyorsunuz bu söylediğiniz şeyleri? Şimdi İsrailoğulları insanlara... Efendimizin bütün insanlığa getirdiği hazinenin karşısında insanlara "kalplerimiz kilitli" dedirtiyorlar. Kim kilitliyor kalplerinizi? Ve hangi şeyle kilitledi O kalbinizi? Bir anahtar olmalı. Anahtarı arayın. Diyorlar ki "umrumuzda değil, ilgilenmiyoruz. Önceden de bütün peygamberlerle savaşırdık." Ne Page 3

4 için? Dünya için. Allah için değil, veya Ebedi Hayat için değil. Ama onların içlerindeki dünya sevgisi yüzünden Hakikatten kaçıyorlar. Ama anlamaları lazım. Bugün anlamazlarsa yarın anlamaları lazım. Yarın anlamazlarsa, ertesi gün. Bu ay anlamazlarsa gelecek ay. Bu sene anlamazlarsa gelecek sene. Burada anlamazlarsa, Kıyamet Gününde anlayacaklar. Mahşerde anlarlar. "Ooo, kalplerimiz şimdi açıldı" derler. Çünkü Allah'ın Arşının geldiğini görecekler. Selefi alimleri, size birşey dokunduracağım. Biliyorsunuz ki bizim bütün kitaplarımızda Kıyamet Günü en şerefli dört melek, Cebrail (as), İsrafil (as), İsrail (as) ve Azrail (as) ve başkaları da var Arşı taşıyan, başka melekler de var ki yalnız Allah bilir. Allah'ın Arşını Mahşer yerine getirecekler. O Arş kimin için? Yahudilere soruyorum ki onlar da Hz Musa'ya sorsunlar. Hristiyanlara soruyorum. Onlar bilmez ama Hz İsa'ya sorsunlar. Ve Selefi alimlerine de soruyorum ki onlar da Hz Muhammed'e (sas) sorsunlar anlamak için, Arşullah da kim olacak? Bu çok önemli bir nokta, ey Selefi alimleri. Kim oturacak ona, söyleyin bana. Soruyorum size, ben bilmiyorum. Belki siz biliyorsunuzdur, söyleyin. Arş'da Cenab-ı Allah mı olacak? Arş Allah'ı taşıyabilir mi? Nasıl olur? O zaman neden getiriyorlar? Boş mu kalacak? Rabbül Alemin'in tarafından kim oturacak ona? Söyleyin! Selefi alimleri, söyleyin. "Ey Habibim, Ey en heybetli, şanlı, sevgili olan, sen otur ona!" Hz Muhammed. Allahu Ekber, Allahu Ekber. Kalplerimiz kilitli demeyin. Açın ve içine bakın. Kalbin içinde ne var biliyorsunuz, neden söylemiyorsunuz? Neden istemiyorsunuz? Kalplerimiz böyle şeyleri anlayabilir. "Ey sen, Hatemul Enbiya, kalplerimizi aç çünkü kilitliler, aç ki bilelim." Ama onlar çok kibirli kimseler. Ve şimdi bütün insanlık hiç dikkat etmiyor. Böyle şeylere hiç ilgileri yok. Papa bile, baş haham bile, Vahabi alimlerinin, Selefi alimlerinin başları bile, Ezher alimlerinin başları bile... Heryerdeki baş alimler bile.. Gelin ve bana söyleyin, o Arş Mahşer yerine kimin için getirildi? Bilmek istiyorum. Biliyorum ve inanıyorum ki, Cenab-ı Allah adına ona yalnız Hz Muhammed oturacaktır. Sizin hükmünüz de benimki gibi mi? Hükmünüzü verin. Allah bizi affeylesin. Ey insanlar, itiraz edecek kimse var mı buna? Söylesin. Kanıtınızı getin, kanıtınız nedir? Birşey getiremezsiniz. Ey insanlar, biz şimdi artık bu gezendeki, dünyadaki zamanımızın sonuna ulaştık ve Mahşer günü geliyor, geliyor, geliyor. Ve biliyorlar ki ezandan sonra bir dua vardır, "Allah'ım, O'nu kendisine va'dettiğin Makam-ı Mahmud'a ulaştır" der. Başka bir nokta da, Efendimiz (sav) ümmetine öğretti ki, "ezandan sonra benim için vesile ve Makam-ı Mahmud isteyin. Bunun benim için olmasını isterim". Oraya Allah oturacak demedi, haşa! haşa, Allah mahlukat değil lakin Yaradandır! Allah bizi affeylesin. Dinleme gücünüzden birşeyler verin ve biraz olsun aklınızı kullanmaya çalışın ey bütün alimler, Haziri Page 4

5 alimleri ve "biz Yahudi veya Hristiyan alimleriyiz" diyen alimler. Düşünün bunu. Bunun üzerinde düşünün. Allah bizi affeylesin. Allah Allah Allah Allah Allah Allah Kerim Allah. Allah Allah Allah Allah Allah Allah Sübhan Allah. Sultan Allah Aziz Allah Sultan Allah Sultan Allah Sübhan Allah. Fatiha Ya Muhammed canım arzular seni, dost Muhammed canım pek sever seni. Padişah konmaz seraya hâne ma'mur olmadan. Kenz açılmaz şol gönülden tâ ki pür nûr olmadan. Kenz açılmaz şol gönülden tâ ki pür nûr olmadan. Fatiha. Allah Allah, Allah Allah, Allah Allah, Sübhan Allah. Sultan Allah. Dum Dum Dum Dum.. Fatiha. Video Link: 06_en_OurHeartsAreLocked.mp4 Page 5